Türkiye, Dünya Süt Zirvesi`ne adını yazdırdı

Transkript

Türkiye, Dünya Süt Zirvesi`ne adını yazdırdı
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 1
suthattı
ASÜD olarak Okul Sütü
Programı’nın daha sağlıklı nesiller
yetişmesi için her yıl uygulanması
gerektiğini savunduk, hükümet
beklentilerimizi karşılıksız
bırakmadı. Eğitim-Öğretim
Yılı’nın ikinci yarısından itibaren
Okul Sütü dağıtılacak. Güney
Afrika’daki IDF Genel
Kurulu’nda ise 2017 yılı zirvesinin
ülkemizde yapılması
kararlaştırıldı. Sektörümüzü
yakından ilgilendiren bu
kararların alınmasında emeği geçen
herkese teşekkürler…
S:2
FoodDrinkEurope Başkanı Jesús
Serafín Pérez, “AB’nin en büyük
üretim sanayi olan gıda ve içecek
sanayi, kaçınılmaz olarak zor
zamanlarla karşı karşıyadır.”
diyor. Avrupa’yı tedirgin eden
“kaçınılmaz zorlu zamanlar”
üzerine biraz daha düşünmeli ve
sektörün ciddi manada büyümeye
başladığı bir dönemde çiftçiler,
sanayiciler, karar alıcılar ve sivil
toplum birlikte çalışmalıyız.
S:4
İki ayda bir yayımlanır
www.suthatti.com.tr
A k G ıda Kahramanmaraş’ta
Pınar Süt’e FAO Ödülü
Ak Gıda’nın 50 milyon TL yatırımla
kurulan Kahramanmaraş Fabrikası,
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M.
Mehdi Eker ve Yıldız Holding Gıda ve
İçecek Grubu Başkanı Mehmet
Tütüncü’nün katıldığı törenle açıldı. S.2
Pınar Süt, Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Örgütü (FAO) tarafından 16
Ekim Dünya Gıda Günü’nde “Gıda
Sektörüne Katkı Ödülü”ne layık
görüldü.
S.4
Türkiye, Dünya Süt Zirvesi’ne
adını yazdırdı
n Türkiye, 2017 yılında Dünya
Süt Zirvesi’ne ev sahipliği yapacak. Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde yapılan Dünya Süt Zirvesi 2012’de 57
ülke delegasyonunun oy birliğiyle
2017 Dünya Süt Zirvesi’nin (IDF
World Dairy Summit 2017) İstanbul’da yapılması kararlaştırıldı.
tanbul’da yapılması kararlaştırıldı.
Karar, Türkiye’nin IDF Ulusal
Komite üyeleri ve IDF Ulusal
Komite Sekreteri Prof. Dr. Nevzat
Artık’a bildirildi, Genel Kurul’da
da üye ülkelere duyuruldu.
F I L - I D F WO R L D DA I RY S U M M I T & E X H I B I T I O N
Beyaz köşe
Kasım - A ralık 2012
Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri
Sanayicileri Derneği (ASÜD) önderliğinde 2009 yılında Berlin’de
yapılan Dünya Süt Zirvesi’nde
IDF’e üye olan Türkiye, 2010 Yeni Zelanda ve 2011 Parma Zirveleri’ne etkin katılım sağlamıştı.
ASÜD, görüşmeler sonrasında
IDF Dünya Süt Zirvesi için adaylık başvurusunda da bulunmuştu.
IDF nezdinde Türkiye’nin temsilinin Ulusal Süt Konseyi’ne devredilmesinin ardından IDF Ulusal
Süt Komitesi kurulmuş ve USK
tarafından “2017 Dünya Süt Zir-
vesi” için resmi adaylık başvurusu
gerçekleştirilmişti.
Türkiye’nin başvurusu, 4-8 Kasım 2012 tarihlerinde Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde yapılan “Dünya Süt Zirvesi 2012”
kapsamında toplanan IDF Genel
Kurulu’nda sonuçlandırıldı. Zirvede, 57 ülkenin oy birliği ile 2017
Dünya Süt Zirvesi’nin (IDF World
Dairy Summit 2017) ülkemizde
ve dünya kültür başkenti olan İs-
2017 Dünya Süt Zirvesi’nin ülkemizde toplanacak olmasının
sektöre önemli bir ivme kazandıracağını belirten Prof. Dr. Artık,
alınan kararın, Türkiye Süt Sektörü’nün uluslararası arenada tanınması ve sektörün gelişmesi açısından çok önemli olduğunu söyledi.
ASÜD’ün Genel Sekreter Dr.
İsmail Mert tarafından temsil edildiği zirveye, IDF üyesi ülkelerden
2.500 civarında kişi katıldı. Delegeler, sütçülük sektörünün global
düzeyde gelişimi için ortak akıl
platformu oluşturan zirve kapsamında, süt ve süt ürünleri konusunda her türlü bilgi ve veri paylaşımı yoluyla gelecek öngörülerini
ortaya koydular.
Röportaj
Başkan’ın kaleminden
Sayı: 13
Teoman Durukan
Rella Gıda Genel Müdürü ve
Yönetim Kurulu Başkanı
“Gıda güvenliği
tüketiciler için bir haktır.
Her şey sütün kalitesi ile
başlar. Asıl olan, süt
üretimini gerçekleştiren
kişilerin eğitilmesidir. ”
Sayfa 3
Mertçe
Medyadaki haberlere bakarsanız;
süt ve süt ürünleri gibi çok hassas
bir sektörde her türlü riski alarak
üretim yapan sanayici, sanki
üreticiyi baskı altına alarak sütünü
ucuza alıyor, aşırı kar ediyor.
Denilebilecek tek şey, “İnsaf, biraz
insaf!” Sanayici ve üretici birbirine
muhtaçtır. Birisi olmadan diğeri
olamaz. Üstelik sanayici, üreticiden
daha fazla risk altındadır. S:10
Sinerji
Süt ve süt ürünleri sanayicileri
olarak sektörümüzü ilgilendiren
konularda elimizi taşın altına
koymaktan hiçbir zaman geri
durmadık. Çünkü sorunların
çözümünde sektörün tüm
taraflarının iş birliğiyle yol
alınacağının bilincindeyiz. İşte bu
bilinçle, sektörün tüm taraflarını
buluşturacak Ulusal Süt
Kongresi’nin ilkini 2013’ün bahar
aylarında yapmak üzere
hazırlıklara başladık.
S:11
Okul Sütü Şubat’ta sıralarda
ASÜD Başkanı Çallı, TGDF Yönetimi’nde
n Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri
Sanayicileri Derneği (ASÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı, gıda ve içecek sanayi derneklerini çatısı altında toplayan Türkiye
Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu (TGDF) Yönetim
Kurulu’na seçildi.
TGDF IV. Olağan Genel Kurul
toplantısı, 20 Ekim 2012 Cumartesi günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Gıda ve içecek sanayi firmalarının üyesi olduğu 24 derneği
bünyesinde bulunduran TGDF
Kongresi’nde Yönetim ve Denetim Kurulu seçimleri de yapıldı.
ASÜD Başkanı Harun Çallı, genel
kurul delegelerinin oylarıyla
TGDF Yönetim Kurulu’na seçildi.
İşte seçilen isimler:
TGDF Yönetim Kurulu
1- Şemsi Kopuz - ŞEMAD
2- Rint Akyüz - NÜD
3- Mustafa Manav - TÜGİDER
4- Necati Göksu - SUTHER
5- M. Tevfik Dinçer - PAKDER
6- Ayhan Sümerli - ORGÜDER
7- M. Çetin Duruk - GIDAKAT
8- Harun Çallı - ASÜD
9- Ozan Diren - ŞARAPDER
TGDF Denetim Kurulu
1- Hakkı İsmet Aral - PAKDER
2- Cafer Fındıkoğlu - ŞEMAD
3- Sami Mücaz - NÜD
n Hükümet, Okul Sütü Programı’nın 2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı’nın ikinci yarısında uygulanmasını kararlaştırdı.
Program kapsamında, 11 Şubat
2013 Pazartesi günü başlayacak
ikinci yarı yılda, Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenecek okullarda,
ana sınıfı dahil olmak üzere ilkokul
öğrencilerine, süt içme alışkanlığını kazandırmak ve dengeli beslenme suretiyle gelişme oranlarını artırmak amacıyla haftada 3 gün,
200 ml sade UHT içme sütü dağıtılacak. Aile hekimleri, öğretmenler ve/veya veliler tarafından süte
duyarlılığı tespit edilen öğrenciler,
Program dışında tutulacak.
Okul Sütü Programı’na ilişkin kararı değerlendiren Ambalajlı Süt
ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı,
kararın, sağlıklı nesiller yetiştiril-
mesi açısından ülkemiz için yararlı
olduğunu söyledi. Çallı, “Süt ve
süt ürünleri sanayi, projenin gerçekleşmesini sağlayacak tüm imkânlara sahiptir” dedi.
S.8
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 2
2 Sayfa
Sektör
B a ş ka n ’ ı n
ka le m in d e n
Kasım - Aralık 2012 suthattı
Kahramanmaraş’a ilk süt fabrikası Ak Gıda’dan
Harun Çallı
Sevindik; çünkü…
T
ürkiye Süt ve Süt Ürünleri
Sektörü olarak yine hareketli
günler yaşıyoruz.
Önce gazetemiz baskıya gireceği
tarihlerde çok uzaklardan gelen bir
haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Uluslararası Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) yıllık olağan
genel kurul toplantısı, 4-8 Kasım
2012 tarihlerinde Güney Afrika’nın Cape Town kentinde yapıldı. Türkiye’nin başkanı olduğum
Ulusal Süt Konseyi tarafından
temsil edildiği Genel Kurul’dan
sektörümüzü çok yakından ilgilendiren bir karar çıktı. IDF Zirvesi
2017 yılında ülkemizde yapılacak.
Zirve dolayısıyla IDF yöneticilerini ve IDF’e üye ülkelerin delegasyonlarını ülkemizde ağırlama
fırsatı bulacağız. Bunun ülkemizin
tanıtımına katkısını anlatmaya dahi gerek yok. Sektör olarak ise IDF
ve üye ülkelerdeki sütçülük örgütleriyle temaslarımız daha da sıkılaşacak, yeni işbirliklerinin kapısı
açılacak. Kararın alınmasında
emeği geçen herkese teşekkürler.
Gelelim Okul Sütü Programı’na… ASÜD olarak baştan beri
Okul Sütü Programı’nın gelecekte
daha sağlıklı nesiller yetişmesi bakımından önemini vurguladık, her
yıl uygulanması gerektiğini savunduk. Dağıtımdaki ufak tefek aksaklıklar dışında geçen yıl gayet
başarılı bir şekilde sonuçlanan uygulama için bu yıl da beklenti
yüksekti. Hükümet, beklentileri
karşılıksız bırakmadı, 2012-2013
Eğitim-Öğretim Yılı’nın ikinci yarısından itibaren ama bu kez özel
okullar da dahil edilerek Okul Sütü dağıtılması kararlaştırıldı.
Sevindik; çünkü çocuklarımız
süt içme alışkanlığı kazanacak,
sağlıklı beslenecek.
Sevindik; çünkü üreticimizin sütü değerlenecek, kazancı artacak.
Sevindik; çünkü sanayicimiz büyük yatırımlarla kurduğu üretim
tesislerinde çocuklarımız için sağlıklı süt üretecek.
Okul Sütü Programı’nın aksamadan yürütülmesi için hazırlıklarımızı tamamladık. Sektörümüz ve
bakanlıklarımızın da çabasıyla geçen yıl kimi öğrencilerde ortaya çıkan alerji kaynaklı rahatsızlıkların
ve dağıtımdaki aksaklıkların önüne geçileceğine yürekten inanıyorum. Hepimize kolay gelsin.
Üstlendiğim yeni bir görevden
de bahsetmek istiyorum. ASÜD ve
USK Başkanlıkları derken, derneğimizin de üyesi olduğu Türkiye
Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri
Federasyonu (TGDF) kongresinde,
delegelerin teveccühüyle yönetim
kurulu üyeliğine seçildim. Beni,
sektörümüz için de hayırlı olacağına inandığım bu göreve layık gören delegelere ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Buradan gecikmeli de olsa Kurban Bayramı ve
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nızı
da kutluyorum, nice bayramlara...
O kul S ütü’nü ikinci y arı y ılda içecekler
n Ak Gıda Kahramanmaraş
Fabrikası, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker ve
Yıldız Holding Gıda ve İçecek
Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü’nün katıldığı törenle 14
Ekim’de açıldı.
Ak Gıda, Pamukova, Karaman,
Lüleburgaz’dan sonra Kahramanmaraş’a kurduğu fabrika ile şehre
ilk süt üretim tesisini de kazandırmış oldu.
ASÜD Başkanı Harun Çallı’nın da
katıldığı törendeki konuşmasında
tesisin hayırlı olmasını dileyen Bakan Eker, “Ak Gıda’nın Kahramanmaraş’ta açmış olduğu fabrika
sektöre ait ilk büyük yatırım olmasıyla önemli bir örnek teşkil
edecek. Yapmış olduğumuz çalışmalar ve desteklerle 8 milyon ton
olan süt üretimini 15 milyon tona
yükselttik.” dedi. Eker, sütün hijyen kalitesini arttırarak özellikle
AB pazarına girmek suretiyle ihracata katkı sağlama çabası içerisinde olduklarını dile getirdi.
Yıldız Holding Gıda ve İçecek
Grubu Başkanı Mehmet Tütüncü
de, Holding’in süt ve süt ürünleri
üretim şirketi Ak Gıda’nın Kahramanmaraş fabrikasının 50 milyon
TL yatırımla kurulduğunu söyledi.
Kahramanmaraş Fabrikası ile 172
kişiye doğrudan, 3000 kişiye dolaylı istihdam yarattıklarını belirten Tütüncü, “Günlük 500 ton süt
işleme kapasitesine sahip fabrika,
Ak Gıda’nın toplam süt üretiminin yaklaşık yüzde 13’ünü gerçekleştirecek.” dedi. Tütüncü, 8 ilden
süt alınan Kahramanmaraş fabrikası ile Türkiye ekonomisine yılda
200 milyon TL katkı sağlamayı
hedeflediklerini, işlenen sütün
yurt içinde Çukurova, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerine,
yurt dışında da Irak pazarına gönderildiğini bildirdi. Tütüncü, Ak
Gıda hakkında şu bilgileri verdi:
“Ak Gıda, Türkiye’de 5 bölgede
44 ilden süt alımı gerçekleştiriyor.
Ak Gıda süt ürünleri 922 soğuk
zincir kamyonu ile 63 bin noktaya
ulaşıyor. Her gün 2,9 milyon adet
ürün tüketici ile buluşuyor. Ak Gıda ekonomiye yıllık 3 milyar TL
katkı sağlıyor.
2011 yılında 37.5 milyon dolarlık
süt ve süt ürünleri ihracatı gerçekleştirildi. Ak Gıda, İhracatçılar
Birliği rakamlarına göre 2008’den
beri 1. sırada. 3 yılda sütteki ciroyu %46 artışla 1,9 milyar liraya,
ihracatı %73 artırarak 65 milyon
dolara yükseltmeyi hedefliyoruz.”
Teksüt, sütüyle de market raflarına çıkıyor
n Peynir üretimi ile öne çıkan
Teksüt, sütüyle de market raflarında yerini alıyor.
Balıkesir Gönen’deki tesislerinde
gazetecileri ağırlayan Teksüt
Yönetim Kurulu Başkanı
Cevdet Arınık, 2011’de 153
milyon TL olan cirolarında
bu yıl %15 artış öngördüklerini, ilk 8 ayda hedefe ulaştıklarını
söyledi. 2013 yılında satış ağını
genişletmek, kapasite artırmak ve
UHT süt üretimine geçmek için
çalışacaklarını vurgulayan Arınık,
Teksüt markalı sütlerin market
raflarına çıkacağı müjdesini verdi.
UHT süt hattı için inşa ettikleri
yeni tesisin 7-8 ay içinde tamamlanacağını belirten Arınık, sektörde
ilk 10 firma arasında yer aldıklarını da ifade etti. “Sektörün
en büyük eksiği, istikrarsızlık. Ülkemizde süt
ürünleri maalesef yeteri
kadar tüketilmiyor.” diyen
Arınık, şöyle devam etti:
“İhracatımız 3,5 milyon dolar civarında. Irak ve ABD’ye ihraç ettiğimiz çeşitler, tercihlere göre farklılık gösteriyor. ABD’de Türkler,
‘Türk usulü peynir’i daha çok aradığı için klasik koyun peyniri tutu-
luyor. Doğu ülkelerinde yağlı
ürünler tercih edildiği için en çok
kaymak, tereyağı, kaşar gibi çeşitler ilgi görüyor.”
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak
da yaptığı sunumda süt ve süt
ürünlerine ilişkin bilgiler verdi,
peynirin insan sağlığı için taşıdığı
önemi anlattı.
Koçak, “Peynir protein ile birlikte
karbonhidrat ve yağ da ihtiva ettiği için vitamin ve mineral içeriğini
de düşününce aslında dengeli beslenmenin en iyi bileşimlerinden birisi denilebilir.” ifadesini kullandı.
www.suthatti.com.tr
İmtiy az S ahibi v e
S orumlu Y az ı İşleri Müdürü
C omart Kurumsal İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. adına
İlknur Menlik
imenlik@ comart.com.tr
Y ay ın Koordinatörü
D r. İsmail Mert
ismail.mert@ suthatti.com.tr
R edaktör
P erakende
F ikri T ürkel -
fikri.turkel@ suthatti.com.tr
A li R eşat Y ılmaz bilen -
aliresat@ comart.com.tr
Çev re - U luslararası R eg ülasy on
N az an Maraş -
Mehmet A li Çıtak
G rafik T asarım
İsmail H akkı E ser
naz an.maras@ suthatti.com.tr
U luslararası İlişkiler
R odolphe de B orchg rav e -
G enel Y ay ın Y önetmeni
B etül Y ılmaz bilen
F otoğraf
C ihan B ay demir
B askı T arihi: 08/11/2012
Y önetim Y eri: C ey hun A tıf Kansu C ad.
1386. S okak N o: 8/8 B alg at /A N KA R A
T el: 0.312 284 77 78 F ax : 0.312 284 77 79
D ağıtım: Kury enet A .Ş. T el: 0.212 444 93 93
W ebmaster
D aniel T raon
A li E rdem Kocabatmaz
daniel.traon@ arcadia- international.net
T olg a F edakar
A S ÜD B ilim Kurulu: P rof. D r. A dem Şahin,
P rof. D r. A tila Y etişemiy en, P rof. D r.
E rdoğan G üneş, P rof. D r. İrfan E rol, P rof.
D r. Kadir H alkman, P rof. D r. Mehmet
D emirci, P rof. D r. Metin A tamer, P rof. D r.
Müberra B abaoğul, P rof. D r. N ev z at A rtık,
P rof. D r. Öz er Kınık, P rof. D r. T anju B esler.
B askı: E lma T eknik B asım Matbaacılık
Çatal S ok. 11/A Maltepe/A nkara
T el: 0 312 229 92 65 F aks : 0 312 231 67 06
IS S N : 1309- 9442
rodolphe.deborchg rav e@ arcadia- international.net
mehmetali@ comart.com.tr
Y ay ın T ürü: Y ay g ın- S üreli
R eklam R ez erv asy on
Melek Karaman -
melek.karaman@ suthatti.com.tr
0.312 284 77 78
S üthattı, A S ÜD (A mbalajlı S üt v e S üt
Ürünleri S anay icileri D erneği) iş birliği ile
C om art tarafından y ay ımlanmaktadır.
Her türlü yayın hakkı, F ikir ve Sanat E serleri Kanunu gereğince
C omart’a aittir. T anıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılar dışında,
yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 3
Röportaj
suthattı Kasım - Aralık 2012
Sayfa
3
Röportaj: R ella G ıda G enel Müdürü ve Y önetim Kurulu Başkanı T eoman Durukan
“İhracat sevdalısıyız”
Pizzalarda kullanılan
Mozzarella peyniri ile
geçen yıl Süt ve Süt
Mamulleri ihracatında ilk
10 firma arasında 7. olma
başarısını gösteren Rella
Gıda, Afrika ülkelerine de
ihracata başladı. Teoman
Durukan, “Biz kendimizi
‘İhracat Sevdalıları
Kervanı’nda görüyoruz.”
diyor.
n Teoman Durukan, aile şirketi
Durukan Gıda’dan 2006 yılında
ayrılır, 2007’de Kocaeli Kartepe’deki süt işleme tesisi Ankara
Ofis Yem Şirketler Grubu bünyesine katılarak Rella Gıda kurulur.
Aylık 5.000 ton sütün işlendiği tesiste sadece Mozzarella ve türevleri üretiliyor. Mozzarella peyniri az
yağlı ve yüksek nemli olmasından
dolayı pizzacıların tercihi.
Rella Gıda Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Teoman
Durukan, tamamen Mozzarella
üretimine odaklandıklarını söylüyor ve ekliyor:
“Bu vizyonumuzu Mozzarella’nın
son kısmı Rella’yı şirket adımız ve
markamız yaparak göstermeye çalıştık. Ürün portföyümüz Rende
MozzaRELLA, Blok MozzaRELLA, Suda Top MozzaRELLA, Kaplamalı Stick MozzaRELLA’dan
oluşuyor. Mozzarella, rendelenmiş
hali ile pizzaların vazgeçilmez, olmazsa olmaz peyniridir. Blok ve
Suda olarak Avrupa ve Amerika’da
kahvaltılık Mozzarella tüketimi
çok yoğun. Ülkemizde ise kıymeti
yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır.
Çok taze sütle titiz bir üretim gerektiren Mozzarella, Türkiye’de
sayılı firmalarca üretiliyor.”
Rella Cake markasıyla girdikleri
pastacılık sektöründe 81 ayrı ürün
sunan Rella Gıda’nın Mozzarella
peynirinde ithalata son verme iddiasını soruyoruz Durukan’a...
“Çoğu dünya çapında birer zincir
olan pizza sektöründeki firmaların
en önem verdikleri konulardan biri de kaliteli malzemelerle lezzetli
ürünler üreterek, müşterilerini
memnun etmektir. Pizzada kullanılan Mozzarella ile ilgili ABD
menşeili firmalar bir spekt tablosu
oluşturmuşlardır. Rella olarak bu
spektler dahilinde üretim yapıyo-
H er şey sütün kalitesi ile başlar.
“B akanlık, U lusal S üt Konsey i, A S ÜD v e benz eri kuruluşlar y aptıkları ciddi
çalışmalarla kalite konusunu disipline etmey e başlamışlardır.”
ruz. Londra’da, New York‘ta, Paris’te kullanılan peynirle hiçbir farkı yoktur. Ülkemizde Mozzarella
tüketiminin yüzde 85’lik kısmını
yapan 6-7 pizza zincirinin onaylı
tedarikçisiyiz. Şu an ülkemize
Mozzarella’nın ithal edilmediğini,
edilse bile çok kısıtlı bir miktar olduğunu düşünüyorum.
Çok kısa bir süre önce üretimine
başladığımız Kaplamalı Mozzarella, umduğumuzdan fazla ilgi gördü. Bu ürünü de ithal edilenler listesinden sileceğiz. Yakın zamanda
yapacağımız bir yatırımla otomatik bir hatla üretiyor olacağız.”
Rella Gıda ürünlerini market
raflarında görebilecek miyiz?
“Aslında Rella Gıda bugüne kadar
ürettiği ürünlerle her zaman tüketici ile bir ilişki halindeydi. Ürettiğimiz Mozzarella peyniri ile yıllık
yaklaşık 70.000.000 adet pizza
yapılmakta, Rella Cake markamızla da 12.000.000 porsiyon pastamızı tüketicilerimizin beğenisine
sunmaktayız. Türkiye’nin verisel
olarak en büyük market zinciri ile
anlaşmış durumdayız. Mozzarella
ve pasta çeşitlerimiz market raflarında da yer bulmaya başlamıştır.”
İhracatınızda durum ne?
“Rella Gıda olarak tek bir çeşit
peynirle 2011 yılında Süt ve Süt
Ürünleri ihracatında ilk 10 firma
içinde 7. olduk. Sektörümüzün geleneksel pazarı Körfez ülkelerinin
hepsinde varız. İki Afrika ülkesi ile
de ticaretimiz başlamıştır.”
“Asıl olan Ayşe Teyze’nin,
Fatma Bacı’nın sabah
ezanı ile sağdıkları Sarı
Kız’ın sütünü
dökülmekten kurtarıp,
dünyanın öbür ucuna
göndererek emeklerinin
karşılığını ülkeye döviz
olarak getirmektir.”
Rella Gıda’nın gıda güvenliği
yaklaşımı için neler söylersiniz?
“Gıda güvenliği tüketiciler için bir
haktır. Bu hakkı korumak ve sahibine teslim etmek yönünde çalışmalarımızı yürütüyoruz. ‘Tarladan
çatala kadar’ diye tanımlanan zincir içerisinde gıda güvenliği kurallarının ciddiyetle uygulanması gerektiği bilinci ile hareket ediyoruz.
Son 3 yılda verilen kredi ve teşviklerle ülkemiz çok güzel süt üretim
çiftlikleri kazanmıştır. Ama asıl
olan, süt üretimini gerçekleştiren
kişilerin eğitilmesidir. Sütün doğru
şekilde sağılmaması, doğru şekilde
soğutulmaması ve doğru şekilde
üretim tesislerine ulaşmamasının
maliyeti, inanın tahminlerin çok
ilerisindedir.
İnek anadır, ırkın devamıdır. Sütte
yaşanan bir sıkıntı; ineklerin kesime gitmesi, bağlı sektörlerde sıkıntıya yol açıyor.”
G ıda g üv enliğine proaktif y aklaşım
“R ella G ıda olarak g ıda g üv enliği v e kalite g üv ence konularını reaktif
y aklaşımı terk ederek proaktif bir y aklaşım ile ele almaktay ız .”
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:05 Page 4
4 Sayfa
Sektör
Kasım - Aralık 2012 suthattı
Pınar Süt’e FAO Ödülü
Pınar Süt, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde Birleşmiş
B e y a z kö ş e
Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından ‘Gıda
İlknur Menlik
Sektörüne Katkı Ödülü’ne layık görüldü.
“Kaçınılmaz olarak zorlu zamanlar”
A
B’nin karşı karşıya kaldığı
sorunlar, sınırlarını aşarak
dünyayı etkilemeye devam ediyor.
Krizin yaşlı kıtada ağırlaşması ise
başta ABD, Rusya ve tabii Türkiye
olmak üzere Avrupa’nın büyük ticari partnerlerinde endişe kaynağı
olmaya devam ediyor.
İşte bu endişelerin en fazla hissedildiği bugünlerde, 1 trilyon Euro’ya yaklaşan cirosuyla sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en önemli gıda ve içecek sanayi organizasyonu olan FoodDrinkEurope (AB
Gıda ve İçecek Endüstrileri Konfederasyonu) tarafından AB’nin başkenti Brüksel’de düzenlenen
kongre, 11 maddelik ‘Sanayi Manifestosu’ ile son buldu.
17-18 Ekim tarihlerinde gerçekleşen kongrenin tüm oturumlarını
takip etme olanağı buldum. “Sürdürülebilir ekonomik iyileşmenin
sağlanması, Tüketicilerin yaşamlarının iyileştirilmesi, Akıllı ve yeşil
büyümenin sağlanması” gibi çok
önemli konular konuşuldu. Ama
beni en çok etkileyen, kongrenin
açılış konuşmasını yapan FoodDrinkEurope Başkanı Jesús Serafín
Pérez’in şu sözleri oldu:
“AB’nin en büyük üretim sanayi
olan gıda ve içecek sanayi, kaçınılmaz olarak zor zamanlarla karşı
karşıyadır. Günümüz koşullarında
karşılaştığımız zorluklar çok bü-
yük ve bizler rekabet edebilirliğimizi sürdürmek için daha fazla çaba harcamak zorundayız.”
Kongrenin ana teması “Kalkınmayı Beslemek” olarak belirlenerek, zordaki Avrupa ekonomisine
sektörün katkısını arttırmak hedefi vurgulanmıştı. Pérez, bunun için
belirledikleri şartları da, “Sektörümüzün gelişmesi için doğru koşulların sağlanmasında; sanayi, karar
alıcılar ve sivil toplum beraber çalışmalı.” diye özetledi.
Ülkemizde de gıda ve içecek sanayimiz, özelde de süt ve süt ürünleri sektörümüz, ekonomiye katkısını arttırma çabalarını devam ettiriyor. Ancak süt ve süt ürünleri sanayimizin de bu zorlu zamanlardan etkileneceği muhakkak. En az
etkilenmek için ön koşul ise yaşanan sorunların bir an önce çözüme
kavuşması. Yıl sonuna kadar onay
alamayan veya modernizasyon planı vererek 2013 sonuna kadar işlemlerini tamamlamayan işletmelerin durumu sıkıntılı görünüyor.
Bence, Avrupa’yı tedirgin eden
şu “kaçınılmaz zorlu zamanlar”
üzerine biraz daha düşünmeli ve
sektörün ciddi manada büyümeye
başladığı, süt ve süt ürünleri üretimi, tüketimi ve ihracatının artmaya başladığı bir dönemde çiftçiler,
sanayiciler, karar alıcılar ve sivil
toplum birlikte çalışmalıyız.
‘Z orlu z amanlar’ biz i de etkiley ecek
D üny a ekonomisinin durumuna bakarak şu söz ü tekrar anımsatmak
istiy orum; “Kaçınılmaz olarak z orlu z amanlar.”
A j a n d a
Uluslararası etkinlikler:
n Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) tarafından Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve
Birleşmiş Milletler FAO Türkiye
Temsilciliği’nin iş birliği ile düzenlenen “Tarımsal Kooperatifler
Dünyayı Beslemenin Anahtarıdır”
temalı 16 Ekim Dünya Gıda Günü etkinliği, yetkililer ve sektör
profesyonellerini bir araya getirdi.
Tarım kooperatifleri konusunun
tüm detaylarıyla masaya yatırıldığı
toplantının sonunda Gıda Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Mehdi
Eker, FAO tarafından tarım kooperatiflerinin gelişimine yönelik
çalışmalarından dolayı “Gıda Sektörüne Katkı Ödülü”ne layık görülen Pınar Süt’ün ödülünü, Yaşar
Holding Yönetim Kurulu Başkanı
İdil Yiğitbaşı’na verdi.
Ödülle ilgili açıklamalarda bulunan Yiğitbaşı, “Pınar Süt olarak
Türkiye’de modern süt sanayisinin
kurucusuyuz. 1973 yılından beri
süt üreticileri ve kooperatifler ile
yakın ilişki içerisindeyiz ve entegre
bir biçimde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İzmir ve Eskişehir fabrikalarımız için 22 bini aşan süt üreticisiyle iş birliğimiz bulunuyor.
Üreticilerin emeğini tam anlamıy-
la değerlendirip onları daima destekleyerek, Türkiye’de süt üretiminin artmasına katkı sağlıyoruz.
Türkiye’nin lider süt markası olarak, katkımızın Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım Örgütü tarafından
ödüllendirilmesi bizim için çok anlamlı.” diye konuştu.
Süt Sektörü, ambalajlarıyla da yıldız
Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) tarafından
nirleri Ambalaj Malzemeleri, Sürülebilir Taze Peynir de Grafik Tasarımı kategorisinde yetkinlik
ödülüne layık görüldü. Gıda kategorisinde Carte D’or Tatlı Kuplar
Serisi, Eker Kase Yoğurt ve Çırpılmış Yoğurt da yetkinlik ödülü aldı.
düzenlenen Ambalaj Ay Yıldızları 2012
Yarışması’nda süt ve süt ürünleri üreten firmalar
ambalajlarıyla ses getirdi.
n Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması’nda 14 Altın, 16 Gümüş, 20
Bronz ve 77 Yetkinlik Ödülü, 3
Eylül’de düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Gıda güvenliğinin
ayrılmaz bir parçası olan ürün ambalajları; İçecekler, Gıda, Ev-Otomotiv-Ofis Araç ve Gereçleri ile
İhtiyaç Malzemeleri, Diğer Gıda
Dışı Ürün Ambalajları/Endüstriyel
ve Taşıma Ambalajları, Sağlık ve
Güzellik Ürünleri, Tıp ve Eczacılık
Ürünleri, Ambalaj Malzemeleri,
Satış Noktası Sergileme, Sunum ve
Muhafaza Ürünleri, Fleksibıl Ambalajlar ve Grafik Tasarımı kategorilerinde yarışmaya katıldılar.
Yarışmada en az Yetkinlik 2012
ödülü almış olan tüm üreticiler, tasarımcılar ve ambalajlı ürünleri piyasaya süren marka sahipleri,
ASD’nin üyesi olduğu Dünya Ambalaj Örgütü (WPO-World Packaging Organization) tarafından her
yıl organize edilmekte olan
WorldStar (Dünya Yıldızı) yarışmasına da katılabilecekler.
Yarışmaya süt ve süt ürünlerini
güvenilir ve sağlıklı bir şekilde tüketiciye ulaştırdıkları ambalajlarıyla katılan firmalar, farklı kategorilerde ödül aldılar.
Sek Ayran İçecekler, Sek Günlük
Süt Grafik Tasarımı kategorisinde
Altın, Sek Krem Peynir gıda kategorisinde yetkinlik ödülü alırken,
Teksüt Sürülebilir Krem Kase Pey-
WorldStar yarışmasının jüri çalışması bu yıl Singapur’da 26 Kasım
2012 tarihinde gerçekleştirilecek.
Kasım 2012 - Kasım 2013
• Brau Beviale 2012, Avrupa İçecek Endüstrisi Uzmanlık Fuarı, 13-15 Kasım 2012, Nürnberg, A lmanya • Food & Life, Avrupa Y emek Kültürü
ve Y iyecek İçecek Fuarı, 28 Kasım-02 A ralık 2012, Münih, A lmanya • Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü, Hayvanlarda Antimikrobiyal Ajanların İhtiyatlı Kullanımı Küresel
Konferansı, 13-15 Mart 2013, P aris, Fransa • IFE 13 Uluslararası G ıda ve İçecek İşleme ve Paketleme Etkinliği, 17-20 Mart 2013, Londra, İngiltere
etkinlikleri:
• IDF Dünya Sütçülük Zirvesi 2013: 28 E kim-01 Kasım 2013, Y okohama, J aponya
T ürkiye etkinlikleri:
Y aklaşan IDF
• Süt Endüstrisinde Y enilikçi Y aklaşımlar
Sempozyumu (Uluslararası Katılımlı), 15-16 Kasım 2012, A cıpayam, Denizli • 2. Ulusal Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji Kongresi, 15-18 Kasım 2012, A ntalya • Foodist 6.
İstanbul G ıda ve İçecek Ürünleri Fuarı, 06-08 A ralık 2012, İstanbul • 2. Perakende Zirvesi, 08-09 A ralık 2012, İstanbul • 6. T arım, Hayvancılık, T avukçuluk ve Süt Endüstrisi
Fuarı, 14-18 A ralık 2012, A dana • Anfaş Food Product, 20. Uluslararası Y iyecek & İçecek İhtisas Fuarı, 20-23 Şubat 2013, A ntalya
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 5
Dergi ilan_Eylul 9/14/11 10:40 AM Page 2
C
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 6
6 Sayfa
Ekonomi
Süt sektörü rotayı Şanlıurfa’ya çevirdi
Kasım - Aralık 2012 suthattı
Sekiz aylık süt ve süt mamulleri ihracatı
336 milyon dolar
n Türkiye’nin gıda maddeleri ihracatı yılın ilk 8 ayında 2011’in
aynı dönemine göre %7,9 artışla
9,4 milyar dolara ulaşırken, süt ve
süt mamulleri ihracatı ortalamanın
üzerinde %12,7 oranında artarak,
336 milyon dolar oldu.
Şanlıurfa
n Yeni Teşvik Kararnamesi ile yatırımcıların gözdesi olan 6. Bölge’deki Şanlıurfa, süt sektörünün
cazibe merkezi oldu. Ülker yeni
dondurma fabrikası, Pınar Süt’te
yeni süt ve süt ürünleri fabrikası
için Şanlıurfa’yı seçti.
kapasitesine sahip olacak fabrikada, ilk etapta süt, yoğurt, ayran
üretilecek, ihtiyaçlar doğrultusunda ürün çeşitliliği artırılacak.
Yaşar Holding Yönetim Kurulu
Başkanı İdil Yiğitbaşı, 100 milyon
liralık yatırımla kurulacak fabrikanın devreye girmesiyle Pınar’ın
toplam süt işleme kapasitesinin
yıllık 900 milyon litreye çıkacağını
söyledi. Yiğitbaşı, “Şanlıurfa fabrikamızda doğrudan 250 kişi çalışacak, ancak 5 bin aileye gelir getirecek. Pınar Süt’ün yeni üssü olacak
Şanlıurfa’dan çevre illere ve ülkelere satış yapılacak.” dedi. Yaşar
Holding İcra Başkanı Mehmet
Aktaş da, yatırım kararını bir yıl
önce aldıklarını, sonradan devreye
giren 6. Bölge teşviklerinin işlerini
kolaylaştıracağını vurguladı.
BİM Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Latif Topbaş ve Ülker
Grubu yetkilileri, Vali Celalettin
Güvenç’le birlikte gittikleri Şanlıurfa 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde dondurma fabrikası için yer
baktı. Topbaş, fabrikada ilk etapta
yaklaşık 150 kişinin istihdam edileceğini, ilerleyen aşamalarda sayının artabileceğini söyledi.
Pınar Süt ise İzmir ve Eskişehir’den sonra üçüncü süt ve süt
ürünleri fabrikasını Şanlıurfa’da
kuracak. Şanlıurfa 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde 100 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek Pınar
Süt Fabrikası’nda üretime 2013 yılında başlanması hedefleniyor. Yıllık 180 milyon litre çiğ süt işleme
Son olarak Şanlıurfa’nın da içinde
bulunduğu 6. Bölge yatırımları
için “Sigorta primi işveren hissesi
desteğine ilişkin azami destek sınırı” da kaldırıldı. Ekonomi Bakanı
Zafer Çağlayan, bölgede yatırım
yapan işverenlerin 12 yıl boyunca
sigorta primi işveren hisse desteğinden yararlanacaklarını bildirdi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de,
Teşvik Yasası’nda bölgeye pozitif
ayrımcılık yaptıklarını, bu sayede
batı illerinden çok sayıda yatırımcının bölgeye yatırım yapacağını
belirterek, “Teşvik Yasası ile 6.
Bölge’de Çin ile rekabet edecek ortam oluşacak.” dedi.
Teşvik uygulamaları ile yatırım
projeleri kapsamında ilave olarak
istihdam edilecek personel için
ödenmesi gereken sigorta priminin
işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmı, Ekonomi Bakanlığı tarafından karşılanıyor. Söz
konusu destek, yatırım yerine ve
tabi olunan teşvik uygulamasına
göre değişen oranlarda azami destek tutarları ile sınırlandırılıyor.
Resmi Gazete’de yayımlanan kararla 6. Bölge’de sınırın kaldırılması istihdam maliyetini düşürecek.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 2002
yılında 4 milyar dolar olan tarımsal ihracat, geçen yıl %282 artışla
15,3 milyar dolara ulaştı. Bu süreçte dünya tarımsal ihracatı ise
%181 oranında arttı. Tarımsal ihracatın büyük kısmını oluşturan
gıda maddeleri ihracat artışı ise
%295 olarak gerçekleşti.
2012 Ocak-Ağustos döneminde,
geçen yılın aynı dönemine göre tarımsal ihracat %6,7 artarak 10
milyar dolara yükselirken, gıda
maddeleri ihracatı da %7,9 artarak 9,4 milyar dolara ulaştı. Türkiye, aynı dönemde ithalatın %7,8
düşmesiyle, 2,5 milyar dolar gıda
maddeleri dış ticaret fazlası verdi.
Muratbey’den 6 milyon TL’lik yeni yatırım
n Tüketici araştırmaları ile yönlendirdiği yeni ürün çalışmalarında
peynirde geleneksel lezzetleri korumaya ve sunmaya devam eden
Muratbey, üretimde verimliliği artırmak amacıyla 6 milyon TL’lik
yeni yatırıma hazırlanıyor.
Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, Uşak’taki tesislerinde verimliliği artırmak, inovatif
ürünleri otomasyon sistemi içinde
üretmek ve ambalajlama sistemlerinde iyileşmeler yapmak amacıyla
6 milyon TL ilave yatırım yapacaklarını açıkladı. Erol, “Ar-Ge ve
iletişim yatırımlarımız da devam
edecek.” dedi.
N ecmi E rol
A nahtar veriler*
A nadolu E n Büyük 500 Listesi
Kaynak: E konomist Dergisi
Sırası
13
96
100
109
125
153
167
180
219
242
278
300
373
384
398
413
422
F irma A dı
Sütaş
Y örsan G ıda
A ynes G ıda
Dimes G ıda
Mar T üketim
A ytaç G ıda
A kova Süt
Y örükoğlu Süt
E nka Süt
T eksüt
A kbel Süt
E kiciler Süt
G ülsan G ıda
T ahsildaroğlu
Y aşar Don.
Muratbey Süt
O ğuz G ıda
İl
Bursa
Balıkesir
Denizli
T okat
Balıkesir
Çankırı
Konya
A ntalya
Konya
Balıkesir
Konya
A ntalya
Kayseri
Çanakkale
K.Maraş
U şak
Konya
C iro Net S atışlar (T L)
V ergi öncesi kâr (T L)
İhracat (Dolar)
1.063.420.383
312.697.542
308.190.211
291.978.353
261.226.673
224.678.805
210.516.394
198.772.334
168.840.000
153.936.759
132.077.346
122.534.387
98.320.663
95.806.846
92.264.593
88.580.005
85.505.858
60.234.893
5.447.026
1.078.453
9.314.419
*
*
28.141.505
2.524.532
7.065.000
3.804.404
*
*
2.929.480
18.822.329
5.401.782
7.387.292
1.231.187
8.789.354
3.575.328
4.897.068
17.907.887
1.651.000
1.680.259
10.094.000
2.859.000
6.900.000
3.680.807
*
1.566.000
1.599.000
596.000
1.034.000
*
*
(*) A çıklanmasını istemiyor
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 7
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 8
8 Sayfa
Kapak
Kasım - Aralık 2012 suthattı
Okul Sütü Şubat’ta sıralarda
Okul Sütü Programı’nın
2012-2013 EğitimÖğretim Yılındaki
uygulama esasları,
Bakanlar Kurulu Kararı
ile belirlendi. 11 Şubat
2013 Pazartesi günü
başlayacak ikinci yarı
yılda başlayacak
uygulama kapsamında,
ana sınıfı dahil olmak
üzere ilkokul
öğrencilerine haftada 3
gün 200 ml sade UHT
içme sütü dağıtılacak.
n Türkiye genelinde geçen yıl
Mayıs ayından itibaren uygulamaya konulan Okul Sütü Programı’na ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı, 10 Ekim 2012 tarihli Resmi
Gazete’de yayımlandı. Okul Sütü
Programı kapsamında, 20122013 Eğitim-Öğretim yılının
ikinci döneminde, Milli Eğitim
Bakanlığı’nca belirlenecek okullarda, ana sınıfı dahil olmak üzere
ilkokul öğrencilerine, süt içme
alışkanlığını kazandırmak ve dengeli beslenme suretiyle gelişme
oranlarını artırmak amacıyla haftada 3 gün, 200 ml sade UHT içme sütü dağıtılacak.
“Okul Sütü Programı Uygulama
Esasları Hakkında Karar” uyarınca; Okul Sütü Programı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,
Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık
Bakanlığı tarafından ortaklaşa yürütülecek. Programın koordinasyonu ile okul sütünün tedariki ve
illere dağıtımından Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı; Okul Sütü
Komisyonu tarafından kabul edilen sütün muhafaza edilmesi
ve/veya ettirilmesi, okullara ulaştırılması, dağıtılması ve uygun şartlarda tüketimlerinin sağlanmasından Milli Eğitim Bakanlığı; uygulama döneminde öğrencilerin gelişme oranlarının ve süt tüketimi
alışkanlıklarındaki değişikliklerin
tespitine ilişkin çalışmalardan
Sağlık Bakanlığı sorumlu olacak.
Program doğrultusunda dağıtılacak sütün temini ve dağıtım takvimi Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından belirlenecek.
Program süresince yapılacak okul
sütü sevkiyatları Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nca belirlenecek kriterlere uygun olarak il
milli eğitim müdürlüklerinin organizasyonu ve kontrolünde yüklenici tarafından yapılacak.
UHT içme sütü; Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine
Dair Yönetmelik kapsamında, ülke içinde UHT içme sütü üretimi
yapan gıda işletmelerinden 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde temin edilecek. Dağıtılacak UHT içme sütü Türk gıda
mevzuatına uygun olacak.
İllerde; vali yardımcısı başkanlığında il gıda, tarım ve hayvancılık
müdürlüğü, il milli eğitim müdürlüğü, defterdarlık ve il sağlık
müdürlüğü temsilcilerinden oluşan ve Programın yürütülmesinden sorumlu Okul Sütü Komisyonu kurulacak. Komisyon, mal
muayene ve kabul komisyonu olarak görev yapacak.
U y g ulama ikinci y arı y ılda
O kul S ütü P rog ramı, G ıda T arım v e H ay v ancılık B akanlığı, Milli E ğitim
B akanlığı v e S ağlık B akanlığı tarafından ortaklaşa y ürütülecek.
Aile hekimleri, öğretmenler ve/veya veliler tarafından süte karşı duyarlılığı tespit edilen öğrenciler
Program dışında tutulacak. Programın tanıtımı ve programda yer
alan kişi ve kuruluşların eğitimleri
bakanlıkların katılımıyla Ulusal
Süt Konseyi tarafından yapılacak.
Okul Sütü Programı kapsamında
yapılacak ödemeler için gerekli
kaynak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na genel bütçeden
tahsis edilen ödenekten karşılanacak. Haksız ödeme halinde ödemeyi sağlayan belge veya belgeleri
düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler
geri alınacak tutarların tahsilinde
müştereken sorumlu tutulacak.
Programla ilgili ödemeler ve diğer
hususlarda denetimi sağlayacak
tedbirleri, sorumluluklarına göre
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve
Sağlık Bakanlığı alacak.
Çallı: “Uygulamaya hazırız”
Hükümetin Okul Sütü Programı
Kararı’nı değerlendiren Ambalajlı
Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri
Derneği (ASÜD) Başkanı Harun
Çallı, kararın, sağlıklı nesiller yetiştirilmesi açısından ülkemiz için
yararlı olduğunu söyledi.
“Türkiye Süt ve Süt Ürünleri Sektörü, programın uygulanmasında
üzerine düşeni büyük bir sorumlulukla yerine getirecektir.” diyen
Çallı, Türkiye’nin 2020 yılına kadar çocukluk döneminde beslenme
bozuklukları, İYH (İyot Yetersizliği Hastalıkları), kronik malnütrisyon, raşitizm, beslenme yetersizliğine bağlı anemi ve obezite oranlarını azaltma yönünde Dünya
Sağlık Örgütü’ne sunduğu hedeflere ulaşmakta, okul çağındaki çocuklara süt tüketim alışkanlığının
kazandırılmasının çok önemli olduğunun altını çizdi. Çallı, “Okul
Sütü Programı bu olumsuzlukların
giderilmesinde büyük önem taşımaktadır.” dedi.
5.5 milyon tonu aşan üretim kapasitesine sahip 113 üyesi ile sektörünün en yüksek temsil kabiliyetine sahip sivil toplum kuruluşu
olan ASÜD’ün Başkanı Harun
Çallı, “Ülkemizde üretilen 15 milyon tonun üzerindeki çiğ sütün 7
milyon tonu sanayide işlenmekte,
geri kalanı son derece sağlıksız koşullarda, kayıt dışı olarak tüketime
sunulmakta ve tüketilmektedir.
Okul Sütü Projesi, kayıt dışı sorununun çözümüne de önemli katkılar sağlayacaktır.” diye konuştu.
Okul Sütü’nün bu sene ders zilinin
çalmasıyla eş zamanlı başlayamamasının en büyük nedenlerinden
birinin 4+4+4 sistemine paralel
olarak öğrenci sayılarının tam olarak belirlenememesi olduğunu
vurgulayan Çallı, ikinci yarı yılda
öğrenci sayısının kesinleşmiş olacağını söyledi. Okul Sütü Projesi
kapsamında özel okullar da dahil
tüm ilkokullarda haftada 3’er gün
olmak üzere yaklaşık 9 milyon öğrenciye 1.2 milyon tonun üzerinde
süt dağıtılacağını belirten Çallı,
okul sütü dağıtımının sonraki yıllarda da düzenli olarak devam
edeceğini ifade etti.
Sektör olarak Okul Sütü Programı
ile ilgili hazırlıklarının tam olduğunu dile getiren ASÜD Başkanı
Çallı, süt ve süt ürünleri sanayinin,
projenin gerçekleşmesini sağlayacak tüm imkânlara sahip olduğunu ifade etti. Çallı, dağıtım kaynaklı sorunların bir daha yaşanmaması adına gerekli tedbirleri aldıklarını da sözlerine ekledi.
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılında 2 Mayıs’tan 8 Haziran 2012
tarihine kadar yurt genelindeki
devlet okullarında yaklaşık 7 milyon öğrenciye haftada 5 gün 200
ml UHT süt dağıtılmış, süt dağıtımının maliyeti, 74 milyon 834 bin
TL olarak belirlenmişti.
Bazı çocuklarda Laktoz intorelansı
kaynaklı olarak görülen rahatsız-
H arun Çallı
“Türkiye Süt ve Süt
Ürünleri Sektörü, Okul
Sütü Programı’nın
uygulanmasında üzerine
düşeni büyük bir
sorumlulukla yerine
getirecektir.”
lıklar, medya tarafından “Süt zehirlenmesi, zehirli süt ya da bozuk
süt” olarak nitelendirilmiş, ancak
“Sütten zehirlenme” teşhisi konulan bir tek öğrenci dahi olmamıştı.
Uzmanlar, 32 binden fazla okulda
süt dağıtılan 7 milyon 200 bin öğrenciden 400-500’ünde hassasiyet
ortaya çıkmasının normal olduğunu açıklamışlardı.
Dünyada 50’yi aşkın ülkede yıllardır uygulanan Okul Sütü Programı, çocukluktan itibaren süt içme
alışkanlığının kazandırılması ve
sağlıklı nesiller yetişmesi açısından
oldukça önemli. Okul sütü programlarının uygulandığı ülkelerde
çocukların boylarında uzama kaydedilirken, okula devam ve zihinsel aktivitelerde olumlu yönde belirgin değişiklikler gözlemlendi.
Tüm dünyada her yıl 27 Eylül günü, Dünya Okul Süt Günü olarak
kutlanıyor.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 9
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 10
10 Sayfa
Gündem
Kasım - Aralık 2012 suthattı
Süt Sektörü Gönen’de buluştu
Me rtç e
Dr. İsmail Mert
Sanayici risk altında
G
eçen sayımızda temel besin
maddesi olarak çok önemli
olan sütün fiyatındaki istikrarsızlıktan söz etmiş ve yapılması gerekenleri sıralamıştık.
Aradan geçen sürede yem fiyatlarındaki artış durmuş ve hükümetin aldığı bazı tedbirlerle kısmen gerilemiştir. En azından bundan sonra artış olmayacaktır.
Hükümet, 2012-2013 EğitimÖğretim yılının ikinci yarısında
Okul Sütü Projesi’ne devam edileceğini açıkladı. Bu kez özel okullar da kapsama alındı ancak okulların açık olduğu haftanın her günü değil, haftada üç gün süt dağıtılması kararlaştırıldı.
Bu arada sanayici, Ulusal Süt
Konseyi koordinasyonunda 26
Haziran 2012 tarihinde yapılan
toplantıda 1 Ekim 2012 - 31 Mart
2013 tarihleri arasında 1 lt. çiğ
süt fiyatının 0,86 TL olarak uygulanması kararlaştırıldığı halde çiğ
süt alım fiyatını 0,90 TL olarak
uygulamaya başlamıştır.
Bütün bunlara rağmen bazı basın organlarında “Sanayici 90 kuruşa aldığı çiğ süte yüzde 300 zam
yaparak 1 lt. sütü 3 liraya satıyor”
diye yayınlar yapılmaya başlandı.
Sanki sanayici 90 kuruşa aldığı sütü hiçbir şey yapmadan 300 kuruşa vatandaşa satıyor.
Bu haberler karşısında “Biraz
insaf ” demek gerekiyor. Bunun
nedenini ortaya koymak için konuyu biraz irdeleyelim. Süt, birliklerden veya kooperatiflerden 90
kuruşa alınmakta, tamam. Ancak
bunun üzerine birlik veya koope-
ratif primi ilave edilmektedir.
Sonra işleme tesisine nakledilen
süt, pastörize edilerek standardize
edilmekte ve ürüne işlenmektedir.
Gerekli testlerden geçirilerek gıda
güvenliği açısından uygun olduğu
belirlendikten sonra organize perakendeciler veya bakkallar vasıtasıyla satışa arz edilmektedir.
Burada sanayici, 15 gün içinde
bedelini ödeyerek satın aldığı sütü
işleyerek her türlü riski göze almakta ve en erken üç ay içinde,
genel olarak altı ay içinde ürünün
bedelini tahsil edebilmektedir.
Kısaca özetlemeye çalıştığımız
gibi her türlü riski alan sanayici,
sanki üreticiyi baskı altına alarak
sütünü ucuza almakta ve aşırı kar
eden bir grup olarak tarif edilmeye çalışılmaktadır. Hâlbuki sanayici de, üretici de birbirine muhtaçtır. Birisi olmadan diğeri olmaz, olamaz.
Sanayici burada, üreticiden daha fazla risk altındadır. Bizce yapılması gereken üreticinin, sanayinin ve tüm paydaşların bir araya
gelerek, “Sütümüzün kalitesini ve
ürünlerimizin fiyatını dünya ile rekabet edebilir seviyeye nasıl getirebiliriz?” sorusunun cevabını ortak bir platformda bulmalarıdır.
Bunun için daha fazla vakit kaybetmeden Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın öncülüğünde
“Süt ve Süt Ürünleri Stratejisi ve
Eylem Planı” hazırlanmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
Aksi halde kör döğüşü sürer gider ve herkes birbirini suçlamaya
devam eder durur.
“S üt v e S üt Ürünleri S tratejisi v e E y lem P lanı”
G ıda T arım v e H ay v ancılık B akanlığı öncülüğünde haz ırlanmalıdır.
ASÜD’ün düzenlediği “Süt ve Süt Ürünleri: Yeni
Mevzuat ve Uygulamaları Çalıştayı”, 20 Eylül’de
Teksüt’ün ev sahipliğinde Balıkesir Gönen’de yapıldı.
n Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri
Sanayicileri Derneği (ASÜD), Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği
“Süt ve Süt Ürünleri: Yeni Mevzuat ve Uygulamaları Çalıştayı”nda,
Bakanlık yetkilileri ile Süt Sektörü
temsilcilerini biraraya getirdi.
Mevzuatın sektöre etkileri ve uygulamada yaşanan sıkıntıların ele
alındığı Çalıştay’a, Gönen Kaymakamı Hüseyin Parlak, Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkesir
İl Müdürü Engin Sancı ile Bursa,
Balıkesir, Çanakkale Süt Sanayicileri, Süt Toplama Merkezleri, Süt
Üretici Birlikleri ile İl ve İlçe Müdürlüğünden 120 kişi katıldı.
Çalıştay’ın açılışında konuşan Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet Arınık, süt sektörünün kurtuluşunun ihracatta olduğunu, bunun için gerek üretimde gerekse
işleme sanayinde kaliteyi yükseltmek gerektiğini söyledi. Gönen
Kaymakamı Hüseyin Parlak, küreselleşen dünyada rekabet edebilmek için maliyetlerin düşürülmesi
gerektiğini belirtirken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan Nadir Bulak ise AB’ye
uyum çerçevesinde yeniledikleri
mevzuatın uygulanmasında taviz
vermeyeceklerini ifade etti.
Çalıştay’da “Türkiye’de Süt Sektörü” başlıklı bir sunum yapan
ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail
Mert, ASÜD’ün 110’u aşan üye
sayısı ile süt sektörünün en büyük
ve en yetkili kuruluşu olduğunu
söyledi. ASÜD üyelerinin toplam
süt işleme kapasitesinin 5 milyon
tonun üzerinde olduğunu, alt sektörlere göre değişmekle birlikte
sektörün %60 ila 95’ini temsil ettiğini belirten Mert, süt sektöründe yaşanan sıkıntıları, “Çiftlik ölçeklerinin küçük olması, düşük
verim, hayvan hastalıkları, hijyen,
bilinçsiz üretim, üretimde mev-
simsel istikrarsızlıklar ve kayıt dışılık” olarak sıraladı. Dr. Mert,
sektörel desteklerin “İşletmelerin
modernizasyonuna ve optimum
büyüklüğe ulaşmasına, çiğ süt kalitesinin arttırılmasına, ihracata,
istikrar için fiyatta destekleme biriminin oluşturulmasına” yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Süt toplama lojistiğinin gerekliliklerini anlatan Netlog Lojistik İcra
Kurulu Üyesi Uygar Uşar ise
2011’de süt toplanan işletme sayısının 12.202 olduğunu bildirdi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan mühendisler Nadir
Bulak, Halil Apaydın, Yasemin
Atayeter ve Suat Sedat Kayhan’ın
süt işletmelerinin sorumlulukları
ve işletmelerin onay sürecine ilişkin bilgi verdikleri Çalıştay’da,
Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinin
süt sektörü için fırsat ya da tehdit
olarak gelişmesinin, yüksek nitelikli süt ürünleri üretimi için yapılacak çalışmalara bağlı olduğu
vurgulandı. Kapanışta konuşan
Bakanlık Balıkesir İl Müdürü Engin Sancı da, Çalıştay’ın Balıkesir
süt sektörü için çok faydalı olduğunu ifade etti.
ASÜD Heyeti, Sakarya’da temaslarda bulundu
ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert
başkanlığındaki bir heyet, Sakarya’da bulunan
Ak Gıda ile Güneşoğlu Süt Sanayi’ni ziyaret etti.
n ASÜD Genel Sekreteri Dr. İsmail Mert, Gıda Yüksek Mühendisi Görsen Salman, sektörün sesi
konumundaki Süthattı Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni
Mehmet Ali Çıtak ve Reklam Müdürü Melek Karaman, 5 Ekim’de
Sakarya’da temaslarda bulundu.
ASÜD Heyeti’nin Sakarya’daki ilk
durağı, Yıldız Holding çatısı altında faaliyetlerini sürdüren Ak Gıda
Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Pamukova’daki tesisleri oldu. Ak Gıda
Genel Müdürü Hüseyin Avcı; Ak
Gıda Satınalma ve İdari İşler Direktörü Halil Çukutli ve Ak Gıda
Grup Satınalma Müdürü Mustafa
Şeremetlioğlu’nun da katıldığı görüşmede, Ak Gıda’nın süt ve süt
ürünleri üretimine ilişkin bilgiler
verdi, sektörde yaşanan gelişmeler konusunda görüş
alışverişinde bulunuldu.
Tesislerde süt ve süt ürünleri üretimini yerinde görme
şansı da bulan ASÜD heyeti, ISO 500 listesinin 61. sırasında bulunan Ak Gıda’dan büyük bir memnuniyetle ayrıldı.
A S ÜD G enel S ekreteri D r. Mert ile A k G ıda
G enel Müdürü A v cı sektörü konuştu.
A S ÜD H ey eti, G üneş S üt Y önetim Kurulu
B aşkanı Muz affer G üneş ile biraray a g eldi.
Daha sonra Sakarya Söğütlü’deki
3. Organize Sanayi Bölgesi’nde
faaliyet gösteren Güneş Süt ve Süt
Ürünleri Şirketi tesislerine geçen
ASÜD heyeti, Güneş Süt Yönetim
Kurulu Başkanı Muzaffer Güneş
ile biraraya geldi. Tesisleri gezdirdiği heyete üretim süreçleri ile ilgili bilgi veren Muzaffer Güneş,
çiğ süt alımından süt ürünlerinin
tüketiciye sunulmasına kadar geçen süreçte kalite güvence sistemi
kurallarına titizlikle uyulduğunun
altını çizdi. Muzaffer Güneş, görüşmede, çiğ süt üretiminde mevsimsellik sorunu ve işletmelerin
onay belgesi alım süreci konusunda yaşanan sıkıntılarla ilgili görüşlerini de dile getirdi.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 11
Gündem
suthattı Kasım - Aralık 2012
Sayfa
11
Ayranda Türkiye ve Almanya eş başkan
Türkiye ve Almanya eş başkanlığında, Rusça konuşan
S in e rji
ve ayrana ilgi duyan ülkelerin de katılımıyla fiziksel bir
çalışma toplantısı yapılacak.
n Türkiye’de uygulanan ayran
standardının aynı isimle dünya
standardı olması amacıyla Türkiye’nin girişimleriyle başlayan süreç, devam ediyor.
Dünya Kodeks Alimentarius Komisyonu’nun 4-9 Temmuz 2011
tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan 34. Genel
Kurul toplantısında, “ayran” standardının yeni konu olarak kabulü
onaylanmış, Kodeks Avrupa Bölgesel Standart Komitesi’nin
(CCEURO) ayran konulu fiziksel
çalışma grubu toplantısının İstanbul’da yapılması kararlaştırılmıştı.
Ayranın AB ülkeleri, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya’nın yer aldığı
Avrupa bölgesinde uygulanacak
bir bölgesel standartta yer alması
gündemli toplantı, 29-31 Mayıs
2012 tarihlerinde İstanbul’da ger-
Dr. Serdar Aydemir
çekleştirilmişti. Konu, bazı düzeltmeler ile 25-28 Eylül 2012 tarihlerinde Gürcistan’ın Batum şehrinde yapılacak Codex Alimentarius’un 28. FAO/WHO Koordinasyon toplantısı gündemine alındı.
Batum’daki koordinasyon toplantısında, ayran konusunda hazırlanan taslak standart tekrar ele alındı. Toplantıda Alman delegasyonu, “Isıl işlem görmüş ayran” tanımının standarda girmesini istedi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel
Müdür Yardımcısı Ahmet Kavak
başkanlığındaki Türk delegasyonu, ayranın probiyotik bir ürün olduğu ve ısıl işlemin ürünün niteliğini bozacağı gerekçesiyle talebe
karşı çıktı. Rusya’nın da aralarında
bulunduğu bazı ülke delegasyonlarının tekrar toplantı yapılmasını
A y randa düny a standardını
belirlemey e y önelik B atum
toplantısı, 25- 28 E y lül 2012
tarihlerinde y apıldı.
önerdikleri toplantıda, Türkiye ve
Almanya eş başkanlığında, Rusça
konuşan ve ayrana ilgi duyan ülkelerin de katılımının sağlandığı fiziksel bir ayran çalışma grubu toplantısı yapılması kararlaştırıldı.
Yeri ve tarihi, Codex Alimentarius
Sekreteryası tarafından duyurulacak olan toplantıya tüm paydaşların etkin katılımının, ayran standardının hızla bitirilmesi için büyük önem taşıdığı bildirildi.
Örgütlü güce inanmak…
S
Marmara Bölgesi Trakya Bölümü
Başkanı: Abdurrahman Kaan
Kaanlar Gıda San. ve Tic. A.Ş.
ektörümüzle ilgili konularda
engellerin aşılması adına süt
ve süt ürünleri sanayicileri olarak
elimizi taşın altına koymaktan, sorumluluk almaktan hiçbir zaman
geri durmadık. Çünkü, sektörümüzde yaşanan sorunlara yine
sektörün tüm taraflarının iş birliği
içerisinde çözüm bulunabileceğinin bilincindeyiz.
Marmara Bölgesi Anadolu Bölümü Başkanı: Muzaffer Güneş
Güneş Süt Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.
Sorunlara çözüm arayışında başarıya ulaşabilmenin yolu ise örgütlü olmaktan, tek ses olarak sorunlara çözüm aramaktan geçiyor.
Ege Bölge Başkanı: Erol Diren
Dimes Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri
Sanayicileri Derneği olarak örgütlenmemiz neticesinde ortaya çıkan
yeni bir oluşumun bilgisini sizlerle
paylaşmak istiyorum. ASÜD Yönetim Kurulu; ülkemizde faaliyet
gösteren ve gelişmeyi amaçlayan
sektör kuruluşlarıyla birlikte sektörün sürdürülebilir büyümesini
desteklemek ve halkımızın beslenme ihtiyaçlarını “Güvenilir Gıda”
şartları içinde karşılayan üretim
zincirinin oluşmasına katkı sağlamak hedefi doğrultusunda, bölgesel düzeyde çalışmaları güçlendirmek ve koordinasyonu arttırmak
amacıyla, Bölge Başkanlıkları
oluşturulmasını kararlaştırmıştır.
Bu amaçla öncelikle Bölge Başkanları, görev tanımları ve yetkileri belirlendi. Bölge Başkanlarımız şu isimlerden oluşuyor:
Akdeniz Bölge Başkanı:
Cihan Bulut
Yörükoğlu Süt ve Süt Ürünleri San. ve
Tic. A.Ş.
Karadeniz Bölge Başkanı:
Hüsnü Sami Alpan
Çaycuma Süt Ürünleri San. ve Tic.
Ltd. Şti.
İç Anadolu Bölge Başkanı:
Abdurrahim Ayhan Birim
Bakkalbaşıoğlu Süt Ürünleri San. ve
Tic. A.Ş.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölge Başkanı: Atilla Kanbur
Yaşar Dondurma ve Gıda Maddeleri
A.Ş./MADO
Bölge Başkanlıklarını üstlenen
arkadaşlarımıza çalışmalarında başarılar diler, bu oluşumun ASÜD
ailesi başta olmak üzere ülkemiz
süt sektörüne hayırlı olmasını temenni ederim.
Yazımın sonunda bir konuya daha değinmek istiyorum. Bakanlar
Kurulu, bu yıl Okul Sütü Programı’nın ikinci yarı yıldan itibaren
uygulanmasını kararlaştırdı. Dağıtım periyodu haftada 5 günden
3 güne çekildi ama kapsama bu yıl
özel okullar da alındı. Üreticisiyle,
sanayicisiyle süt sektörümüz ama
daha önemlisi çocuklarımızın sağlıklı geleceği adına karar sürecinde
yer alan herkese teşekkürler...
GİDENİ ARATMIYORUZ
Karton ambalajlarımızda kullandıõımız en ufak kaõıt parçası bile bizim için çok deõerli. Geldiõi kaynaktan
baølayarak geri dönüøtürülmesine kadar her süreci takip ediyor ve kullandıõımız kaõıdın yenilenebilir
kaynaklardan geldiõine emin oluyoruz. Bu yüzden Orman Koruma Konseyi (FSC) sertifikalı, WWF‘in de
desteklediõi ilk ve tek sıvı gıda kartonları üreten firma olma ünvanını gururla taøıyoruz.
Ülkemizde de geri dönüøüm bilincinin yaygınlaøtırılması için çalıømalar gerçekleøtiriyoruz. Bu çabalarımız
sonucunda, tonlarca ambalaj atıõının yeniden deõerlendirilmesinin mutluluõunu yaøıyoruz.
Tetra Pak Koruma Çemberi sayesinde, “yenilenebilirlik” ve “geri dönüøüm”ü önceliklerimiz arasına alarak,
kendimiz ve müøterilerimizin de sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunuyoruz. Tetrapak.com/protection
Tetra Pak
ve ‹Y‹ OLANI KORUR Tetra Pak Group'un mülkiyetindedir.
www.tetrapak.com.tr
T ek ses v erebilmek...
Örg ütlü olmak, sorunlara çöz üm aray ışında sektöre g üç v eriy or.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 12
12 Sayfa
Dosya
Gıda Güvenliği’nde ilerlemenin hakkını teslim etti ama...
AB, yine “İlerleme sınırlı” dedi
Avrupa Komisyonu’nun
2012 Türkiye İlerleme
Raporu’nda, Ortak Tarım
Politikası ve AB Gıda
Güvenliği mevzuatına
uyum yönünde kaydedilen
ilerlemelerin altı çizildi,
“Gıda, yem ve hayvansal
yan ürünlerin piyasaya
arzı ve tarımsal gıda
işletmelerinin
geliştirilmesi için ulusal
plan yapılması konusunda
ilerleme kaydedilmiştir.”
denildi. Ancak raporda,
hayvan sağlığı ve
işletmelerin AB hijyen ve
yapısal gereksinimlerini
karşılayacak hale
getirilmesinde daha fazla
çaba sarf edilmesi
gerektiği vurgulandı.
n Türkiye ile AB arasında 3
Ekim 2005’de başlayan katılım
müzakerelerinde toplam 33 başlıktan 13’ü açıldı ve bir başlık geçici olarak kapatıldı. Türkiye’nin
Ortaklık Anlaşması’nın Katma
Protokolü’nü tam olarak uygulamaması nedeniyle, AB’nin Aralık
2006’da aldığı, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirene kadar 8
müzakere başlığının açılamayacağı
ve hiçbir başlığın geçici olarak kapatılamayacağı kararı halen yürürlükte. Müzakereler kapsamında
33 tarama raporundan 9’u AB
Konseyi’nde görüşülürken, 1 tarama raporu ise henüz AB Konseyi’ne gönderilmedi. AB Konseyi’nin girişimiyle Aralık 2011’de
başlatılan “Pozitif Gündem” ise
Avrupa Komisyonu ve Türkiye tarafından Mayıs 2012’de uygulamaya konuldu.
AB’ye adaylık süreci bir türlü sonlandırılamayan Türkiye, Avrupa
Komisyonu’nun 1998’den bu yana
15.’sini yayınladığı İlerleme Raporu ile bir kez daha, özellikle siyasi
kriterler bakımından eleştirilerin
hedefi oldu. Komisyonun Genişleme Strateji Belgesi ve 94 sayfa ve
10 sayfalık sonuç bölümünden
oluşan 2012 Türkiye İlerleme Raporu, 10 Ekim’de açıklandı.
Türkiye İlerleme Raporu ile yol
haritası niteliğindeki Strateji Belgesi’ne ilişkin Avrupa Parlamentosu Dış İşleri Komitesi’nde konuşan
Genişleme ve Komşuluk Politikası’ndan sorumlu komisyon üyesi
Stefan Füle, Türkiye hakkında şu
değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye dinamik ekonomisi, stratejik konumu ve önemli bölgesel
rolü itibariyle Avrupa Birliği için
kilit bir ülkedir. Katılım müzakerelerinin tekrar ivme kazanması
bizim olduğu kadar Türkiye’nin
de menfaatinedir. Üye Devletler
arasında uzlaşma olmadığı için son
Kasım - Aralık 2012 suthattı
4.11. Fasıl 11: Tarım ve
Kırsal Kalkınma
yıllarda kesintiye uğrayan müzakere başlıkları ile ilgili çalışmanın
tekrar başlaması önemlidir. Türkiye’nin pozitif gündeme aktif desteği ve Avrupa perspektifi ehemmiyetini korumaktadır.”
AB Mevzuatı’na uyum konusunda
Türkiye’nin üyelik yükümlülüklerini üstlenme kapasitesini geliştirmeye devam ettiği belirtilen 2012
İlerleme Raporu’nda, “Türkiye
Gümrük Birliği’ni tam olarak uygulamamaktadır; Gümrük Birliği’ni ihlal eden yasalar mevcudiyetini korumaktadır. Türkiye ticaret
karşısındaki teknik engelleri tümüyle ortadan kaldırmamıştır.”
eleştirisinde bulunuldu.
AB ile Türkiye’nin ikili ticareti,
2011’de 120 milyar euroya çıktı.
Türkiye AB’nin altıncı, AB ise
Türkiye’nin birinci sıradaki ticaret
ortağı. Ülkemizdeki doğrudan yabancı yatırımların %75’i AB kaynaklı. Türkiye’ye Katılım Öncesi
Mali Yardım (IPA) kapsamında
2012 için 856 milyon euro ayrılırken, sektörler temel alınarak önceliklendirmeye gidildi.
2012 Türkiye İlerleme Raporu’nda, 2010 yılında 13. Başlık
olarak müzakereye açılan ve raporda öncelikli alanlar arasında sayılan Gıda güvenliği, Veterinerlik ve
Bitki Sağlığı ile Tarım ve Kırsal
Kalkınma fasıllarında kimi konularda ortak eleştirilere yer verildi.
Türkiye’de tarımsal istihdam oranının %25,5 olduğu ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndaki yeni yapılanmanın vurgulandığı
raporda, “Canlı sığır, sığır eti ve
bunlardan elde edilen ürünler üzerindeki fiili ithalat yasağı hâlâ yalnızca kısmi ve geçici olarak kaldırılmış durumdadır. Tarım ürünleriyle ilgili ticaret anlaşması çerçevesindeki iki taraflı yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmesi
için daha fazla çaba sarf edilmesi
gerekmektedir.” denildi.
A B: “Mevzuatın O rtak T arım P olitikası ile uyumlaştırılması sınırlı kalmıştır.”
n
“Yatay konularda sınırlı
bir ilerleme kaydedilmiştir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımsal istatistikler alanı
ve Çiftlik Muhasebe Veri Ağı
(ÇMVA) dahil olmak üzere, Ortak
Tarım Politikası (OTP) ile ilgili
idari kapasiteyi uyumlu hale getirmek üzere geliştirilmesi için AB
konularıyla ilgilenen personel sayısını önemli ölçüde artırmıştır. Ancak, mevzuatın Ortak Tarım Politikası ile uyumlaştırılması sınırlı
kalmıştır. Türkiye, hâlâ kabul
edilmemiş olan tarımsal istatistikler stratejisi ile ilgili çalışmalarına
devam etmektedir.
Üreticilere doğrudan destek sağlanmasına ilişkin olarak, Türkiye
henüz tarımsal destek politikasını
Ortak Tarım Politikası ile uyumlu
hale getirmek için bir strateji hazırlamamıştır. 2012 yılı tarım bütçesi, son dönemdeki eğilimin devamı niteliğindedir.
Canlı sığır, sığır eti ve türev ürünler üzerindeki ithalat yasağında
kaydedilen bazı ilerlemeler, AB ihracatının hacminde önemli bir artış getirmiştir. Ancak, bazı AB
üyesi devletlere yönelik fiili yasak
devam etmektedir. Türkiye’nin tarımsal ürünlere yönelik ticaret anlaşması kapsamındaki ikili yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirmesi için daha fazla çaba
göstermesi gerekmektedir.
Ortak piyasa düzenine ilişkin üretici birliklerini ve toptancı pazarlarındaki ticareti düzenleyen mevzuatın kabul edilmesiyle, meyve ve
sebze sektöründe bazı ilerlemeler
kaydedilmiştir. Ancak, diğer sektörlere ilişkin ilerleme kaydedilmemiştir. Kırsal kalkınma konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Türkiye, Katılım Öncesi
Yardım Aracı-Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) kapsamında, AB
fonlarının yönetimine ilişkin yetki
devri yapılan il sayısını 20’ye çıkarmıştır. Uygulama hızı düşük
düzeyde olup, Türkiye, IPARD
fonlarının kullanımının artırılma-
“Türkiye henüz tarımsal
destek politikasını Ortak
Tarım Politikası ile
uyumlu hale getirmek
için bir strateji
hazırlamamıştır.”
sına yönelik bir plan oluşturmuştur. IPARD Ajansı, ilave 22 il için
988 personel daha istihdam etmiş,
çalışan sayısını 1.950'nin üzerine
çıkarmıştır. Otoritenin karar vericilere erişiminin ve etkinliğinin artırılması için Bakanlık hiyerarşisi
içerisindeki konumunun güçlendirilmesi gerekmektedir.
Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde kayıtlı olan ya da son
uğradığı liman Güney Kıbrıs Rum
Yönetimi’nde olan gemiler ve
uçaklar tarafından taşınan malların serbest dolaşımına yönelik kısıtlamalar yürürlükte kaldığı sürece, 2006 AB Zirvesi’nde onaylanan kararlar kapsamındaki 8 fasıldan biri olan “Tarım ve Kırsal Kalkınma” faslına ilişkin AB müktesebatını tam olarak uygulama konumunda olmayacaktır.
Sonuç
Tarım ve kırsal kalkınma alanındaki mevzuat uyumu bakımından sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Tarımsal istatistikler ve Çiftlik Muhasebe Veri Ağı (ÇMVA) ile ilgili
kapasite artırılmıştır.
Katılım öncesi kırsal kalkınma
programının uygulanmasında iyileşme sağlanmıştır, ancak, fonların
yeterli düzeyde kullanımını sağlamak için yoğun çaba sarf edilmesi
gerekmektedir. Canlı sığır, sığır eti
ve türev ürünler üzerindeki fiili ithalat yasağı tam olarak kaldırılmamıştır ve tarımsal desteklerin
OTP ile uyumlaştırılması ve tarımsal istatistikler için bir strateji
bulunmamaktadır. Tarım ve kırsal
kalkınma alanındaki hazırlıklar
ileri düzeyde değildir.”
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 13
Dosya
suthattı Kasım - Aralık 2012
Sayfa
13
4.12. Fasıl 12: Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası
n “Genel gıda güvenliği konularında, özellikle AB müktesebatına
uyum sağlanması ve müktesebatın
uygulanması başta olmak üzere
bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Veterinerlik Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nu uygulayan pek çok yönetmelik uygulamaya konmuştur.
Türkiye, hayvanların kimliklendirilmesi ve kayıt altına alınması ile
hareketlerinin kontrolü konularında ilave çabalar göstermiş, yönetmelikleri uygulamaya koymuştur.
Ancak hâlâ, sistemin, AB müktesebatı ile uyumlu şekilde çalışmasının sağlanması gerekmektedir.
Türkiye, hayvan hastalıklarına
karşı mücadelesini, yoğun aşılama
programı ve Trakya ile Anadolu
arasındaki hayvan hareketlerine
yönelik sıkı kontrolleri sürdürmüştür. Hayvan hareketlerinin yetersiz kontrolünden dolayı Anadolu’da artan şap vakalarının sayısı,
ciddi bir endişe konusudur.
Nakil sırasında ve çiftlikte hayvan
refahına ilişkin olmak üzere, hayvan refahı ile ilgili AB müktesebatına uyum konusunda bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak, AB
müktesebatının tam olarak uygulanması için ilave yapısal ve idari
çabalar gerekmektedir.
Gıda, yem ve hayvansal yan ürünlerin piyasaya arzı konularında ve
tarımsal gıda işletmeleri için ulusal
bir modernizasyon planı oluşturulmasına yönelik ilerlemeler kaydedilmiştir. Gıda işletmelerinin kaydedilmesi ve onaylanmasına yönelik yeni kuralların uygulanması,
kayda değer çabalar gerektirmektedir. Hukuki anlamda, hijyen paketine uyum konusunda da ilerleme kaydedilmiştir. Ancak uygulamada, hayvansal ürünler için
kontroller de dahil olmak üzere
daha etkili resmi kontroller yürütülmesi için güçlendirilmiş idari
kapasiteye ihtiyaç duyulmaktadır.
Gıda güvenliği kuralları konusunda ilerleme kaydedilmiştir. Etiketleme, gıda katkı maddeleri ve saflık kriterleri veya aroma verici
maddeler gibi bir dizi konuda
mevzuat uyumu ve uygulama ilerlemiştir. Gıda ile temas eden madde ve malzemeler konusunda ilave
çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Gıda takviyeleri, gıda enzimleri ve
yeni gıdalar konularında uyum he-
nüz tamamlanmamıştır. Yem için
özel kurallar konusunda AB müktesebatına uyum konusunda ilerleme kaydedilmiştir. Tohum ve çoğaltım materyalleri konusunda
çok sınırlı ilerleme kaydedilmiş,
tohum ithalatına ilişkin genelge,
ticareti bozucu etki yaratmıştır.
Genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) konusunda sınırlı ilerleme kaydedilmiş, laboratuvar kapasitesi iyileştirilmiştir.
Sonuç
Gıda güvenliği, veterinerlik ve bit-
ki sağlığı politikası alanında bazı
ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak,
AB müktesebatı ile tam uyuma
yönelik ilerleme için ilave çabalar
gerekmektedir.
“Gıda güvenliği,
Tarımsal gıda işletmelerinin AB
standartlarına yükseltilmesi, hayvan hareketlerinin kontrolü, başta
şap hastalığı ile mücadele olmak
üzere hayvan sağlığı ve hayvansal
ürünler konularında kayda değer
çabalara ihtiyaç bulunmaktadır.
ilerlemeler kaydedilmiştir.
Genel olarak, bu alandaki hazırlıklar erken aşamadadır.”
veterinerlik ve bitki
sağlığı politikası alanında
Ancak, AB müktesebatı
ile tam uyuma yönelik
ilerleme için ilave çabalar
gerekmektedir.”
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 14
14 Sayfa
Perakende
Kasım - Aralık 2012 suthattı
P e ra ke n d e h a ttı
İnorganik bir dönem
ve perakendecilik
n İlk kez bu kadar çok “inorganik büyüme” tanımının geçtiği bir
toplantı yaşadım. Devir, inorganik
konumlandırma devri…
Fikri Türkel
“Durum ve sorunlar,
zorunlu olarak sektörü
inorganik büyümeye
yönlendirmektedir.
Sadece büyük
holdingler değil,
dünyadaki üretim ve
tüketim ekseninin de
değişmesiyle birlikte
herkes inorganik
büyüme yollarını
aramak zorundadır.”
Vodafone ile Capital Dergisi’nin
düzenlediği CEOClub toplantılarının sonuncusu 1 Kasım’da yapıldı.
Türkiye’nin önde gelen gruplarından Koç, Sabancı, Doğuş, Doğan
ve Borusan’ın CEO’ları 2013 projeksiyonlarını sundular. Koç Grubu en az 4 milyar dolar yatırım
planlıyor. Sabancı Grubu lojistik,
Doğan perakende sektörünü, Doğuş bölgesel ortaklıklar yapmayı,
Borusan ise yurtdışında yapılanmayı hedeflemiş durumdalar.
Gruplar geleneksel yapılanma ve
büyüme çizgilerini bırakıyorlar.
Her şirket için ayrı strateji, her fırsat için ayrı bir yaklaşım sergilemeye başladılar. Heyecanlı bir yıl
olacak gibi görünüyor.
Peki, perakende sektöründe neler
oluyor? Türkiye’de gıda perakendeciliğinin boyutları 2011 itibariyle 115 milyar dolara ulaştı. Bunun
sadece %29’u organize perakendecilik tarafından gerçekleştiriliyor.
Perakende açısından diğer önemli
nokta ise aktif çalışma hayatı içerisinde yer alan ve aynı zamanda aktif tüketici olan 15 ile 64 yaşları
arasındaki nüfus (50.346.979 kişi), toplam nüfusun %67,4’ünü
oluşturmaktadır.
Nüfusun
%25,3’ü ise (18.886.575 kişi) 014 yaş grubunda bulunmaktadır.
Her yıl yaklaşık 750.000 genç işgücüne katılmakta, kentleşmeden
dolayı birçok insan tarım sektörünü terk ederek diğer alanlarda iş aramaktadır.
İmalat sanayinin ise verimliliğin
iyileştirilmesine ağırlık vermesinden dolayı, sektörün büyüme hızının gerektirdiği ölçüde yeni istihdam fırsatları yaratmadığı bir
gerçek. Sigortalı ücretli olarak istihdam edilenlerin
sayısı, Ocak 2012’de
tüm sektörlerde 10 milyon 957 bine ulaşmıştır.
Sektörel bazda istihdam
en fazla 1 milyon 74 bin ile
perakende ticarette oldu.
Piyasa okuma açısından bir diğer
veri; 2011 yılında ülke genelinde
POS makinelerinin yaygınlığı %8
artarken, banka kartlarıyla yapılan
işlem hacmi %54, kredi kartı işlemleri hacmi de %24 artmıştır.
2011’de alışveriş merkezleri ve
marketlerde POS makinesi ile gerçekleştirilen 711,7 milyon adet işlemle yapılan tüketim tutarı ise
24,2 milyar ABD Doları olmuştur.
Ancak acil sorunlar da sektörü etkiliyor. Mesela TOBB Perakende
Meclisi, gıda perakendeciliğini ilgilendiren “Kayıtdışı ekonomiyi
destekleyen, haksız rekabete yol
açan sanal ve reel uygulamalar”
konusunda önemli tespitlerde bulundu. Şöyle ki:
Faturasız-belgesiz, düşük vergili mal ve hizmet alım ve satımı:
• İnternetten satışlarda ambalajsız
ürün, taklit ürün, kullanılmış
ürün, son kullanma tarihi geçmiş
ürün satışı gerçekleşebilmektedir.
• Son zamanlarda moda haline gelen ve adına “Sosyete pazarı” denilen perakende satış noktalarında
gerçekleşen satışlarda fiş verilmemekte, vergi kaybı doğmaktadır.
• Bu ürünler çoğu zaman tescilli
markalı ürünlerin taklidi olduğundan, kayıtlı ekonominin karşısına
haksız rekabet yaratan bir suç unsuru ortaya çıkmaktadır.
Semt pazarları denetimsiz:
• Satılan mallara dair sağlık ve güvenlik denetimi yapılamamakta.
• Satışlarda KDV-ÖTV vergisi
tahsilatı da gerçekleşmemektedir.
Vergisiz alışveriş, tüketicinin ve
kayıtlı perakende noktalarının
üzerindeki yükü artırmaktadır.
• Organize olmayan (tek mağazalı yapılar) perakende de sigortasız
personel istihdam etmektedir.
• Personel çalışma şartları ve süreleri kanunlara uymamaktadır. Örneğin, 3 vardiya sanayide 24 saate
denk gelirken, perakende sektö-
S orunlar ilg ili bakanlıklara iletilmiş durumda
“T eşv ikler g ündeme g eldiğinde imalat sanay ine v e hatta turiz me sağlanan
olanaklar perakendeden esirg enmektedir.”
ründe 12 saatte 3 değişik zaman
dilimi anlatılmaktadır.
perakende sektörü istihdamı %
11’lik artış ile 577 bine ulaşmıştır.
• Yanlış veya sorunlu ürün satışı
ile tüketici hakları ihlal edilmekte,
marka algısı zarara uğramaktadır.
• Perakende sektöründe etkileşim
yoluyla dolaylı istihdam yaratılması da başka bir gerçektir. Organize
perakende sektöründeki büyümenin imalatçılar ve üreticilerin yanı
sıra ambalajlama, nakliye, depolama, güvenlik, eğitim, bilgi işlem,
mimari, mağaza tasarım, tesis yönetimi ve altyapı hizmetleri üzerinde de olumlu etkileri vardır.
• Kayıt altında bir sektör olarak,
özellikle düzgün ödeme yapan
mükellefler için vergi oranları ve
SGK primleri çok yüksektir.
• Uygulamada firmalar ürün tanıtımlarını yaparken bazı konuları
muğlak bırakarak lehlerine durum
oluşturmaktadırlar.
Perakende Meclisi’nin gündeme
getirdiği sorunlardan bir diğeri ise;
bürokraside, perakende sektörünün, üretimin karşısında “tüketim” olarak algılanması. Yani;
• Organize/modern perakende,
sanayi ve imalatın karşıtı bir sektör
olarak tanımlanmaktadır.
• Organize/modern perakendenin
ekonominin gelişimindeki önemi
göz ardı edilmekte; oysa sektörümüz ekonominin barometresidir.
• Perakendenin, imalat ve üretim
sektörlerini harekete geçiren dinamo özelliğinden yararlanmak
programlarda yer almamaktadır.
• Türkiye’nin büyüme modeli sadece ihracata bağımlı hale getirilmektedir. Oysa iç ticaret de çok
önemlidir. Örneğin, 2008 krizinde
ekonominin toparlanması iç ticaret, dolayısı ile perakendeci tarafından tetiklenmiştir.
• Organize perakende sektörünün, müşterisini memnun etmek
için geliştirdiği yenilikler teşvik
kapsamı içine alınmamaktadır.
• Sektörün gençler ve kadınlar
için istihdam yaratma gücü, ekonomiyi kayıt içine almak konusundaki önemi dikkate alınmamaktadır. 2011’in ilk 7 ayında organize
• Modern perakendeciler, tedarikçilerinden sürekli olarak daha iyi
koşullar talep etmelerinden dolayı
KOBİ’ler ve üreticiler üzerinde aşırı baskı uyguladıkları iddia edilse
de, bu koşulları öne sürerek aslında KOBİ’leri, ürün geliştirme becerilerini, kalite standartlarını ve
rekabet fiyatlarını güçlendirmeye
de zorlamaktadırlar.
• Perakende sektöründeki büyüme, inşaat, güvenlik, tesis yönetimi, lojistik, gıda işleme ve çeşitli
altyapı yatırımlarının ve sektörlerinin de gelişmesini sağlamaktadır.
• Teşvik uygulama, çevre yönetimi, enerji, sağlık, ekonomi, ithalat, gümrük ve iç ticaret alanları
başta olmak üzere hazırlanan mevzuatta sektörün bu özellikleri dikkate alınmamaktadır.
• Adil ve serbest ticaret anlayışı
ihmal edilmekte, korumacılığı
çağrıştıran engellerle tüketici aleyhine bazı imalat sektörleri korunabilmektedir.
Editör’den: Süthattı Gazetesi’nin
12. sayısında yazarımız Fikri Türkel’in yazısında editoryal bir hata
sonucu, UCZ marketlerin Aziz ve
Cüneyt Zapsu kardeşlerle bağlantılı olduğu şeklinde bir yanlış anlamaya yol açılmıştır. Düzeltir, yazarımız sayın Türkel başta olmak
üzere ilgili isimlerden özür dileriz.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 15
Gündem
suthattı Kasım - Aralık 2012
870 milyon aç, umut tarımda
21. Yüzyıla hiç yakışmayan veri, BM Açlık Raporu’nda
yer aldı. 870 milyon kişinin yetersiz beslendiği belirtilen
rapora göre, yoksul ülkelerde açlığın ve malnütrisyonun
azaltılması için tarımsal büyüme çok önemli.
n Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası
Tarım Kalkınma Fonu (IFAD) ve
Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından yayımlanan “State of Food Insecurity in the World 2012 –
SOFI” raporu, 9 Ekim’de Roma’da
açıklandı. Rapora göre, 20102012 yılları arasında 870 milyona
yakın insan, yani her sekiz kişiden
biri yetersiz beslendi. Büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde
yaşayan aç insanların sayısı, ülke
nüfuslarının %15’ini oluşturuyor.
Gelişmiş ülkelerde ise 16 milyon
insan yetersiz besleniyor.
1990-92 ve 2010-12 dönemleri
arasında dünyadaki aç insan sayısı
132 milyonluk bir azalış gösterirken, aç insanların dünya nüfusuna
oranı da %18,6’dan %12,5’e düştü. Gelişmekte olan ülkelerde aç
insan sayısının nüfusa oranı ise sırasıyla %23,2 ve %14,9 oldu.
Bu veriler, yeterli ve uygun aksiyonlarla Milenyum Gelişme Hedefleri’ne (MGH) ulaşılabileceğini
gösterdi. Raporda, “Eğer geçmiş
20 yıl boyunca elde edilen yıllık
ortalama aç insan sayısındaki azalış
2015 yılına kadar devam ettirilebilirse, gelişmekte olan ülkelerde yetersiz beslenme oranı yüzde 12,5
olacaktır. Bu rakam MGH oranı
olan 11,6’nın üzerinde ancak daha
önceki tahminlere kıyasla hedeflenen orana daha yakın.” denildi.
Sayfa
15
Süt üretimi takipte!
Tarım kredilerinin tutarı geçen yıl 31 milyar TL’ye
ulaşırken, özellikle süt üreticisine yönelik uygulamalar
birbiri ardına devreye sokuluyor.
Afrika, aç insan sayısında artış görülen tek bölge. Aç insan sayısı
175 milyondan 239 milyona yükselen Afrika’da, son dört yılda aç
insan sayısında yaklaşık 20 milyonluk artış yaşandı.
Raporda, “Yoksul ülkelerde açlığın
ve malnütrisyonun azaltılması için
tarımsal büyüme özellikle etkilidir.
Bu ülkelerde yoksul halkın geçim
kaynağını da bir ölçüde tarım ve
tarımla bağlantılı faaliyetler oluşturmaktadır. Tarımsal büyüme
yoksul halk için iş alanları oluşturduğunda, aşırı yoksulluğun ve açlığın azalmasında en büyük etkiye
sahip olacaktır. Açlığın azaltılması
sadece gıdanın miktarını arttırarak
değil, aynı zamanda gıdanın kalitesinin de arttırılması ile sağlanmalıdır.” denildi.
n Geçen yıl 31 milyar TL’ye ulaşan tarım kredilerinin 2012’de
%20’lik büyümeyle 38 milyar
TL’yi aşması bekleniyor.
Krediler dışında, üreticilere yönelik uygulamalarla da tarım kesimine destek veriliyor. Süt sektörüne yönelik çözümleriyle öne çıkan
Vodafone Çiftçi Kulübü, Süt Kayıt Sistemi projesinin pilot uygulamasını Milas Süt Üreticileri Birliği ile yürütüyor. Uygulama ile
süt üreticisinin sattığı sütün hesabı kayıt altına alınıyor, süt, zaman
kaybı olmadan ve soğuk zincir bozulmadan işletmeye ulaştırılıyor.
Sistem, üreticinin süt miktarını
günlük olarak takip etmesini sağlarken, süt işleme tesislerine de ne
kadar süt toplandığını anlık olarak öğrenme ve efektif planlama
imkânı sunuyor.
Garanti Bankası da, Tire Süt Kooperatifi ile Takas Kart uygulamasını başlattı. Nakit otomasyonunu
sağlayan sistemle, üreticinin toplama tesislerine getirdiği süt,
anında kayda geçiriliyor.
þmasý
rý
ya
ri
le
je
ro
p
n
o
sy
a
v
o
in
fikirler
Son baþvuru: 30 Kasým 2012
Ayrýntýlý bilgi: www.northstarinnovation.net - www.gidahatti.com
Kategoriler:
I- Yeni Proses / Gýda Teknolojisi (Verimlilik Artýran Projeler Dahil)
www.facebook.com/basdondurenfikirleryarisiyor
II- Kalite Kontrol ve Ýzleme Süreçleri (Gýda Güvenliði ve Hijyen)
www.twitter.com/basdondurenfikirleryarisiyor
III- Yeni Ambalaj / Ambalajlý Gýda
Kimler katýlabilir: Üniversitelerin ilgili bölümlerinin ön lisans, lisans,
yüksek lisans ve doktora programlarýna kayýtlý öðrencileri.
Yarýþma kapsamý: Yarýþma; öncelikle gýda ve içecek sektöründe tüketici memnuniyetini ve toplumsal refahý artýrabilecek
ve sonuçlarý ticarileþtirebilecek nitelikteki bilimsel araþtýrma projelerine açýktýr.
*Baþvuru öncelikli olarak gýda ve içecek sektörüne yönelik projeler için deðerlendirilecek olup, diðer tüm kategorilerde önerilecek fikirlere de açýktýr.
deste
ðiyle
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:06 Page 16
16 Sayfa
Beslenme
Kasım - Aralık 2012 suthattı
“Doğal besin süt” Kampanyası
Süt ürünleri, ara öğünler için
sağlıklı bir alternatif
Avrupa Süt Forumu’nun
(EMF) düzenlediği
“Doğal Besleyici Süt”
Kampanyası, politika
yapıcılar, akademisyenler,
sağlık ve beslenme
kuruluşları ve medya
dahil tüm paydaşların
tüketicilerin sağlıklı ve
dengeli gıda seçimleri
yapmalarına yardımcı
olmalarını sağlayacak.
n Avrupa’da süt ve süt ürünleriyle ilgili bilgilendirme ve tanıtım
kampanyaları düzenleyen ilk STK
olan Avrupa Süt Forumu (EMF),
“Doğal Besleyici Süt” Kampanyası
başlattı. Kasım 2014’e kadar sürecek kampanya; Avusturya, Belçika, Danimarka, Fransa, İrlanda,
Hollanda ve Birleşik Krallık (Kuzey İrlanda) olmak üzere yedi AB
ülkesinde yürütülecek. Kampanya
ile enerji ve besin öğesi alımlarında
dengesizlik gibi beslenme sorunlarının çözümüne yardımcı olmanın
amaçlandığını belirten EMF Başkanı Laurent Damiens, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Kampanya, Avrupalılar ve ulusal
düzeyde paydaşlar arasında insanlara sağlıklı ve dengeli beslenme-
nin bir parçası olarak süt ve süt gibi doğal besleyici gıdaları tercih
etmelerine yardımcı olmanın önemi ile ilgili farkındalığı arttıracak.
Bilim bize süt ve süt ürünleri gibi
doğal besin öğesi yönünden zengin gıdaların sağlıklı ve dengeli
beslenmeye katkıda bulunduğunu
gösteriyor. Kampanya; tüm paydaşlarla son bilimsel bilgi ve verileri paylaşarak onların tüketicilerin sağlıklı, dengeli gıda seçimleri
yapmalarına yardımcı olabilmelerini sağlayacak.”
Sütün yararları hakkında bilim camiası ve tüm toplumda iletişimin
geliştirilmesinin amaçlandığı kampanya kapsamında konferans ve
sempozyumlar düzenlenecek, etkinlikler yapılacak.
Süt alerjisine genetik çözüm
n İnek sütü içindeki proteine
karşı vücutta gelişen tepkiler, “Süt
alerjisi” olarak adlandırılıyor. Çoğu zaman laktoz intorelansı ile karıştırılan süt alerjisi olan çocuğa,
süt gibi peynir, yoğurt ve dondurma gibi süt içeren gıdalar da dokunuyor. Genellikle 2 yaşın altındaki bebeklerde ortaya çıkan süt
alerjisinin, hayati tehlikesi yüksek.
Alerjili çocuğa bilmeden sütlü gıdaların verilmesi, ölümcül sonuçlara dahi yol açabiliyor.
Bebeklerin %2-3’ünde görülen süt alerjisine çözüm
bulmak amacıyla alerjiye
yol açmayan süt verecek
inek türünün geliştirilmesi
konusunda yıllardır çalışan
Yeni Zelanda’lı bilim insanları başarıya ulaştı. Alerjinin
beta-laktoglobulin (BLG)
tarafından tetiklenmesi dolayısıyla bu molekülün olmadığı ineğin alerjen olmayan süt
üreteceği görüşünden yola çıkan
bilim insanları, genetik olarak geliştirilen inek ile süt proteinlerini
sütü elde etmeden inek üzerinden
değiştirdi. “Daisy” adı verilen ineğin sütü, alerjiye yol açan BLG
içermediği gibi normal sütün neredeyse iki katı fazla protein içeriyor.
Genetik olarak değiştirilen inekten
elde edilen süt, alerjisi olan bebeklerin beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olsa da uzmanlar
sütün tüketime sunulabilmesi için
uzun yıllar gerektiğini bildirdi.
Öncelikle; yeni geliştirilen inek türünün klonlanarak yetiştirilmesi,
her yeni neslin BLG içermediğinin
görülmesi, sonra da sütün yan etkisi olmadan güvenli olarak tüketilebilir olduğundan emin olunması için zorlu testlerden geçirilmesi
gerekiyor. Zaten elde edilen sütün
genel tüketime sunulmayacağı, sadece ihtiyaç durumunda tüketim
amaçlı olacağı belirtiliyor.
n Sağlıklı beslenme için ara
öğünlerde süt, peynir ve yoğurt
tüketilmesi öneriliyor. Özellikle
peynirlerle hazırlanan hafif atıştırmalıklar, beslenmesine özen gösterenlerin hem sağlıklı hem de lezzetli bir ara öğün geçirmesine yardımcı oluyor.
Ara ve ana öğün düzeninin sağlanmasının sağlıklı beslenmenin en
önemli kurallarından birisi olduğunu belirten Diyetisyen Esra Baş
Toktay, “Böylece uzun süreli açlık
sonucu düşen kan şekeri seviyesi
dengelenir ve vücuda gerekli olan
enerji sağlanmış olur. Ayrıca metabolizma da hızlanır. Ara öğün olarak tüketilecek yiyecekler kan şekerini hızlı yükseltmemelidir. Hızla artan kan şekeri daha hızlı düşer.” dedi.
Toktay, ara öğünlerde mevsim
meyveleri, sebzeleri, tahıllı simit,
galeta, gevrek, ceviz ve bademin
yanında mutlaka süt, yoğurt, ayran ya da peynirden birisinin tüketilmesini önerdi. Özellikle meyvenin süt ve süt ürünleriyle tüketilmesi, kan şekerinin daha yavaş
yükselmesine yardımcı oluyor.
Nesquik kampında beslenme eğitimi
n Ürünleri ve aktiviteleriyle çocukların sağlıklı ve mutlu büyümesini amaçlayan Nesquik’in çocukların ebeveynleri ile katılabildiği yaz kampı, 27 Ağustos-2 Eylül
2012 tarihleri arasında Bursa Uludağ’da yapıldı. 7 gün süren kamp
boyunca birbirinden eğlenceli aktivitelerin yanı sıra çocuklara İngilizce eğitim verilirken, çocuklarıyla kampa katılan aileler de ‘Çocuk
ve yetişkin beslenmesi’, ‘Çocuk gelişimi ve psikolojisi’ gibi konularda
uzmanlarından bilgi aldı.
Nesquik’in, okul dışı eğitim alanında 23 yıllık tecrübeye sahip
“Geleceğin Yıldızları” ekibi ile iş
birliği içinde hazırladığı kampa
konuşmacı olarak, Erciyes üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman
İnanç ve Çocuk Gelişimi Uzmanı
Sinem Olcay Kademoğlu da katıldı. Prof. Dr. İnanç; beslenmenin
önemi, sütün besleyici özelliği, vitamin ve minerallerin çocukların
büyüme ve gelişimindeki yeri ve
yaş aralıklarına göre süt tüketimi
konularında aileleri bilgilendirdi.
Çocuklarda süt içme alışkanlığının
erken yaşlarda oluştuğuna dikkat
çeken İnanç, şunları söyledi:
“Çocuklar gelişimlerinin büyük
kısmını 1-13 yaş arasında tamamlıyor. Bu dönemde edinilen süt içme alışkanlığı hayatları boyunca
devam ediyor. Küçük yaşlarda yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığının kazanılması kalp, şeker gibi
pek çok kronik hastalıktan korunmak için çok önemli. Çocukluktan
başlayarak severek her gün iki su
bardağı süt içmek, dengeli beslenmenin önemli bir koşuludur. Sütteki kalsiyumun kemiklere yerleşebilmesi için özellikle egzersiz yapılması şarttır.”
Çocuk Gelişimi Uzmanı Sinem
Olcay Kademoğlu da kampta iki
gün boyunca ailelere 9-13 yaş çocukların gelişim özelliklerini anlattı, önerilerini paylaştı.
Kamp süresince İngiliz, Kanadalı
ve ABD’li öğretmenlerden her
gün 3 saat İngilizce eğitimi alan
çocuklar, gün boyu katıldıkları
spor, sanat ve doğa faaliyetleri gibi
etkinliklerde de, yaşayarak ve eğlenerek İngilizce öğrenme imkânına sahip oldu.
Çocuklar, kampta aynı zamanda
futbol, basketbol, beyzbol, voleybol, hokey, dart, langırt, masa tenisi, badminton gibi sportif faaliyetlerde bulunarak, sağlıklı beslenmeyi de öğrendi.
Kampa katılan çocuklar, kendilerine böylesine eğitici, eğlendirici
ve öğretici bir deneyim yaşatan
Nesquik’e müteşekkir olduklarını
belirterek, kampta edindikleri kazanımları daima hatırlayacaklarını
vurguladılar.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 17
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 18
18 Sayfa
Çiftlik
Kasım - Aralık 2012 suthattı
İşletmelerin modernizasyonu OVP’de
Eker: “Tarıma yabancı yatırımları destekleyeceğiz”
n Unilever Türkiye’nin ülke
temsilcilerinin toplantısına konuk
olan Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Mehdi Eker, Türkiye’nin
tarımsal yatırım için çok cazip bir
ülke olduğunu belirterek, Türkiye
tarımına yapılacak yabancı yatırımları destekleyeceklerini söyledi.
Toplantıda Türkiye ekonomisi ve
tarımıyla ilgili değerlendirmelerde
bulunan Eker, Türkiye tarımının
son 8 yılın 7’sinde büyüdüğüne
dikkati çekerek, şöyle devam etti:
n Hükümetin açıkladığı 20132015 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’da (OVP), tarım ve gıda işletmelerinin modernizasyonu
faaliyetlerinin destekleneceği hükmü yer aldı. “Tarımsal Yapının Etkinleştirilmesi” başlığı altında tarım sektöründe, gıda güvenliği ve
güvenilirliğinin sağlanması ile doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı gözetilerek, örgütlü ve rekabet gücü yüksek bir yapının
oluşturulmasının temel amaç olduğu vurgulandı. Programda yer
verilen hususlardan bazıları şöyle:
-Ürün fiyatları ile üretici gelirlerinde istikrar sağlanmasına yönelik piyasa mekanizmaları geliştiri-
lecek, üretici örgütleri etkinleştirilecektir. Arz açığı olan ürünlerde,
üretim dengesi ve piyasalar gözetilerek üretimi artırmaya yönelik
destekler sürdürülecektir. Tarım
sektöründe kurumsal ve idari yapılarda dönüşüme öncelik verilecek, tarımsal istatistikler nitelik ve
nicelik olarak geliştirilecektir.
caktır. Hayvancılıkta; et ve süt piyasalarında istikrarın sağlanması
ve besi hayvancılığının geliştirilmesi yönünde yapısal dönüşümü
sağlayacak şekilde destekler düzenlenecek, ıslah çalışmalarıyla
hastalık ve zararlılarla mücadeleye
ve kaliteli yem bitkileri üretiminin
artırılmasına öncelik verilecektir.
-Kamu kesiminin bitki ve hayvan
sağlığı ile gıda güvenilirliği hizmetlerine ilişkin kapasitesi geliştirilecek, tarım ve gıda işletmelerinin modernizasyon faaliyetleri desteklenecektir. Tarım ürünleri ihracat desteklerinde; katma değeri
yüksek, markalı ve nihai tüketiciye yönelik ürünler öncelikli ola-
-Arazi toplulaştırma ve gerekli yasal düzenleme yoluyla işletme ölçekleri büyütülecektir.
“Türkiye tarımsal büyüklük bakımından Avrupa’da birinci, dünyada ise 11’inci sıraya yükseldi. 186
ülkeye bin 536 çeşit tarımsal ürün
ihraç eden ülkemizin tarımsal ihracatı son 9 yılda yüzde 277 oranında artış gösterdi.
Türkiye yabancı yatırımlar için en
cazip ülkelerden biridir. Genç bir
nüfusa sahip olmamız nedeniyle
hareketli bir iç pazara sahibiz. Ülkemizde yatırım yapmak isteyen
küresel şirketlere gerekli kolaylığı
sağlayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.”
Türkiye’de tarım ve gıdaya yapılan yabancı yatırımların arttığına
işaret eden Bakan Eker, 2002 yılında 14 milyon dolar olan yabancı yatırım miktarının 2012’nin ilk
6 ayında 2 milyar dolara ulaştığını
söyledi. Eker, AB’ye uyum kapsamında yayınladıkları 105 yönetmelik ile Türkiye’nin her yerindeki tüketicilerin AB standartlarında
tarladan sofraya güvenilir gıda tüketmesini sağladıklarını ifade etti.
Gizli tehdit: Antimikrobiyal Direnç
n Tıp, veteriner hekimlik ve sanayide bilinçsiz antibiyotik kullanımı, mikroorganizmaların antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine yol açarak, enfeksiyon kaynaklı
ölümlerde artışa neden oluyor.
Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı, Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB),
Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları
ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık
Derneği ile Veteriner Farmakoloji
ve Toksikoloji Derneği tarafından
düzenlenen Bilinçli Antibiyotik
Kullanımı ve Antimikrobiyel Direnç Sempozyumu ile IV. Zoonotik
Hastalıklar (Gıda Kaynaklı Zoonozlar) Sempozyumu 18-19 Ekim
tarihlerinde Ankara’da yapıldı.
Açılışta TVHB adına konuşan
Prof. Dr. Ender Yarsan, dünyada
ölümlerin %20-25’inin enfeksiyon
hastalıklarından, bunun da
%60’ının zoonotik hastalıklardan
kaynaklandığını söyledi.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr.
Nihat Pakdil de, gıda amaçlı yetiştirilen hayvanlarda antibiyotik
kullanımına çok dikkat edilmesi
gerektiğini söyledi. Hayvanların
antibiyotik kullanarak değil, korunarak sağlıklı tutulmaları gerektiğini belirten Pakdil, “Medyada çoğu zaman konular saptırılıyor. İnsanlar yedikleriyle, içtikleriyle
kavgalı hale getiriliyor. Haksızlıklara karşı sesimizi yükseltmemiz
lazım.” dedi. Pakdil, Çin’deki melamin olayı örneğinde olduğu gibi
kasıtlı, kötü niyetli uygulamalara
karşı uyanık olunması gerektiğinin altını çizdi. İki gün süren
programın sonunda hazırlanan basın bildirisinde, antibiyotik direnç
gelişiminin küresel bir sağlık sorunu haline geldiği vurgulandı,
“Hayvanlarda bilinçsiz antibiyotik
kullanımı antibiyotiklere dirençli
gıda kökenli enfeksiyon riski de
oluşturmaktadır.” denildi.
D
LQDG W
0 D N YH /
×
Q
$\ HPH U
3DNHWO HNWHGL
OP
ODEL
<DS×
üHW
U3R oO×
H
W
V
i
(OHFP.D]DÇevrec
H
+ e En ür.
d
d
Hem Çözüm
ELECSTER
ELEC
STER OYJ
OYJ
ASO 2. Organize Sanayi Bölgesi 2032. Cad. No:1 Temelli
Temelli ANKARA
ANKARA Tel:(312)
Tel:(312) 641 32 52- 394 77 94 Fax:
Fax: (312) 394 77 95
[email protected]
ELECSTER OYJ
ELECSTER
OYJ PL 39 37801 TOIJALA FINLAND
Tel:
T
el: +358 201 541 211 F
Fax:
ax: +358 201 541 400 e-mail: [email protected]
[email protected]
www.elecster.fi
www
.elecster.fi
.elecster
.fi
www.gemak.com.tr
www
.gemak.com.tr
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 19
İnovasyon
suthattı Kasım - Aralık 2012
Sayfa
19
GEA Niro Soavi’den
yeni nesil homojenizatörler
n GEA Niro Soavi’nin yeni nesil
homojenizatörleri; yüksek ürün
stabilitesi ve daha uzun raf ömrü,
daha az katkı maddesi ihtiyacı,
daha etkin homojenizasyon, yüksek verim, daha düşük su ve enerji tüketimi sağlıyor. GEA Niro
Soavi’nin Araştırma Geliştirme
Merkezi, müşterilerinin ihtiyaç ve
şartlarına uygun, mükemmel
ürün kalitesi sağlayacak çözümler
sunuyor. Sürekli yüksek performans için tasarlanarak üretilen
sistemler, şirketin Parma’daki tesislerinde test ediliyor.
GEA Niro Soavi’nin Türkiye’deki
tek yetkili distribütörü olan GEA
Westfalia Separator Türkiye Gıda
Bölümü ve Niro Soavi Satış Müdürü Çağlar Alpay, laboratuvar ünitelerinden tam otomatik endüstriyel makinelere kadar çeşitli modelleri, geniş opsiyon seçenekleri ile
müşterilerine sunduklarını söyledi.
GEA Niro Soavi Homojenizatörlerinin avantajları şöyle sıralanıyor:
“Süt, gıda ve içecek üretimine uygun tasarım, yüksek ürün stabilitesi ve daha uzun raf ömrü, daha
az katkı maddesi ihtiyacı, Damak
tadı ve lezzette iyileştirme, etkin
homojenizasyon, yüksek verim,
düşük su ve enerji tüketimi, bakım
kolaylığı, 7/24 satış sonrası servis
desteği, Dünyanın her yerinde orijinal yedek parça tedariği.”
Tetra Pak’tan inovatif paketler
n Dünyada gıda işleme ve paketleme çözümlerinin önde gelen şirketlerinden Tetra Pak, Türkiye’ye
gelişinin 40. yılını İzmir fabrikasında gerçekleştirdiği 25 milyon
Euro’luk yatırımla kutluyor. Tetra
Pak yeni yatırımla aralarında Tetra
Gemina® Aseptik ve Tetra Prisma® Aseptik ürünlerinin de yer
aldığı inovatif paketler üretecek.
Ocak 2013’de İzmir fabrikasında
üretime başlayacak yeni VT laminatör, Türkiye ve Kafkaslar’daki
müşterilere inovatif ambalajların
daha kısa sürelerde teslim edilmesini ve Ortadoğu bölgesine de ihraç edilmesini sağlayacak. Üretim
kapasitesi 6 milyar pakete çıkacak.
Tetra Pak CEO’su Dennis Jönsson, düzenlenen basın toplantısında şunları söyledi:
“Türkiye’nin potansiyeline güvenerek 40 yıl önce geldik. Bugün,
inovatif ürünlerle Türk gıda işleme ve paketleme sektörünün büyümesini desteklemeye daha fazla
kendimizi adadık.”
Tetra Pak Türkiye ve Kafkaslar
Genel Müdürü Francis Goodenday ise Tetra Pak Türkiye’nin,
2011 yılında 3.195 milyar ambalaj tedarik ederek 1 milyar 785
milyon litre süt, meyve suyu, nektar ile ürünleri için ambalaj malzemesi sağladığını söyledi. 2006-
2011 yılları arasında paketli süt
tüketiminin %6 artış gösterdiğini,
aynı dönemde açık süt tüketiminin ise %7 azaldığını belirten
Goodenday, şu bilgileri verdi:
“Türkiye’de kişi başı 24 litre süt
tüketiminin 15 litresi paketli ve
işlenmiş süt. Paketli süt tüketiminin yüzde 93’ü UHT, yüzde 7’si
pastörizedir. Paketli ve işlenmiş
süt tüketiminin 2014’de 16 litreye çıkması beklenmektedir.”
Tetra Pak İzmir Fabrikası Tedarik
Zinciri Direktörü Selami Ulusoy
da, son yatırım sayesinde müşterilerine yeni kalite ve inovasyon
standartları sunduklarını belirtti.
süthattı sayı 13_Layout 1 08.11.2012 15:07 Page 20
20 Sayfa
Çevre
Kasım - Aralık 2012 suthattı
Çiftlikler artık daha havadar!
n Çiftlik hayvanlarından kaynaklanan kötü kokular, amonyak
emisyonları ve yüksek enerji tüketimi çevresel sorunlar oluşturuyor.
Danimarka’da geliştirilen akıllı
havalandırma sistemi, bu sorunların aşılmasına yardımcı oluyor.
yonlarını ve enerji tüketimini azaltarak çiftliklerin çevresel etkilerini
azaltıyor. Araştırma ekibinden Dr.
Li Rong, çiftliklerin amonyak ve
koku kaynağı olmalarının yanı sıra
enerji tüketimlerinin yüksekliğine
dikkat çekerek, şunları söyledi:
Aarhus Üniversitesi bilim adamlarının araştırmasına göre, MT Højgaard Agri tarafından tasarlanan
yeni hayvan konaklama konseptinin bir parçası olan havalandırma
sistemi, amonyak ve koku emis-
“Çiftliklerin enerji tüketiminin
yüzde 60’ı havalandırma ve ısıtmadan kaynaklanıyor. Yüksek enerji
tüketimi hem çevreye ve hem de
çiftçi ekonomisine zarar veriyor.
SmartVent olarak adlandırılan ha-
valandırma sistemi, yeni hibrit sistemiyle doğal havalandırma ile
mekanik zeminde havalandırmayı
birleştirerek rahatsız edici koku
emisyonlarını azaltmaya yarıyor.
Temizlenmiş hava direkt olarak
hayvanların soluma alanlarına aktarılırken, kirli hava yerde bulunan
borular tarafından emiliyor.”
SmartVen’in amonyak emisyonlarını %75, kokuyu %50 ve çiftliklerde enerji tüketimini %40-50
oranında azaltabileceği umuluyor.
Süt sektörünün önceliği, atık azaltma
n Avrupa Sütçülük Derneği
(EDA) tarafından düzenlenen
Dünya Süt Forumu’nda, süt ürünlerinin atıklarının azaltılmasından
tüketicilerin yanı sıra tedarik zinciri paydaşlarının da sorumlu olduğu belirtildi.
bir
Cam
ihtimal
Kompozit
daha
Karton
Metal
EDA Genel Sekreteri Dr. Joop
Kleibeuker, Forum’un
ardından DairyReporter.com’a açıklamalarda
bulundu. Süt endüstrisinin tüm aktörlerinin, son kullanma tarihinin kullanılmasıyla ilgili
tüketicilerin eğitilmesi ve ambalaj
boyutlarının küçültülmesi gibi
yollarla atıkların azaltılmasında
önemli rol oynayacaklarını vurgulayan Kleibeuker, şunları söyledi:
var
“Gelişme sağlanacak temel alan
tüketicilerin etiketleme ve son
kullanma tarihi konusunda eğitimidir. Ancak işleyicilere de sorumluluk düşmektedir. Doğru büyüklükte ambalaj kullanımıyla gıda
atıkları çok büyük oranda azaltılabilir. İşleyiciler ve perakendeciler sadece yarım
litre süte ihtiyacı olan tüketiciye sütü iki buçuk
litrelik şişelerde sunmamalıdır. Hiçbir tüketici satın aldığı ürünün yüzde 50’sini atmak istemez. Gıda israfı olmazsa
tüketiciler daha mutlu olacaktır.
EDA olarak süt ve süt ürünleri
atıklarını azaltma çalışmalarında
endüstri ile birlikte yol alıyoruz.”
Plastik
Üretimlerini ambalajlayarak piyasaya süren tüm firmalar,
Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýnýn yayýnladýðý" Ambalaj Atýklarýnýn Kontrolü Yönetmeliði"ne göre
ambalaj atýklarýnýn geri kazanýmýný saðlamak ile yükümlüdürler.
TÜKÇEV bu firmalar adýna, Çevre ve Þehircilik Bakanlýðýndan aldýðý yetki ile
ambalaj atýklarýnýn doðadan toplanmasýný ve geri kazanýmýný organize eden kuruluþtur.
Su kirliliği, tarım alanlarını
tehdit ediyor
n Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(TZOB) tarafından hazırlanan
“Çevre ve Tarım” raporunda, su
kaynaklarındaki kirlenme nedeniyle tarım alanlarının sulanamaz
hale geleceği bildirildi.
“Çevre ve Tarım” raporunu, Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a sunan TZOB Başkanı
Şemsi Bayraktar, toprak ve su kirliliğinin her geçen gün daha da
ciddi boyutlara ulaşan önemli çevre problemleri arasında yer aldığını bildirdi. Türkiye’de tarım alanlarının % 37,55’inin yeraltı suları,
% 28,64’ünün akarsular, %
15,87’sinin barajlardan alınan sularla sulandığına işaret eden Bayraktar, şunları söyledi:
www.tukcev.org.tr
“Su kaynaklarımız korunup gözetilmezse önümüzdeki yıllarda kirlilik nedeniyle tarım alanlarımız su-
lanamaz hale gelecektir. İçme ve
kullanma suyunu sağladığımız, tarımsal alanlarımızı suladığımız,
balık üretimi için kullandığımız
akarsularımızın kirlenmesi ülkemiz için ekonomik bir kayıptır.
Çevre kirliliği ve iklim değişikliği
gibi faktörlerin su kaynakları üzerine etkileri sonucu miktar ve kalite bakımından yeterli suya erişimin zorlaşacağı da bilinen bir gerçektir. Kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1.519
metreküp civarında olduğu ülkemizin su zengini bir ülke olmadığı
ortadadır. Araştırmalar Türkiye’nin önümüzdeki 25 yıl içinde
ihtiyaç duyacağı su miktarının bugün ihtiyacı olan su miktarının
yaklaşık üç katı olacağını gösteriyor. Sulardaki kirliliğin önlenmesi
yönünde yapılan çalışmalar devam
ettirilmelidir.”

Benzer belgeler