2010iktisadirapor - SATSO Bilgi Kütüphanesi

Transkript

2010iktisadirapor - SATSO Bilgi Kütüphanesi
SAKARYA
TİCARET
ve
SANAYİ ODASI
1
SAKARYA İLİ GENEL BİLGİLER
Sakarya İli, tarihsel niteliği, coğrafi konumu ve koşulları, sanayi, tarım ve hizmet sektörü
alanlarındaki avantajları ve gelişmişliği ile ülkemizin önemli illerinden biridir.
M.Ö. XII. Yüzyıldan beri insan yerleşimine açık olan il, 1071de Selçukluların, 1291 yılında
da Osmanlıların egemenliğine girmiş; 26 Mart 1921’de Yunan işgaline uğramış, 21 Haziran
1921’de düşman işgalinden kurtarılmıştır. O tarihte adı Adapazarı olan ilde 1868 yılında
belediye teşkilatı kurulmuş, 22 Haziran 1954 tarihinde Sakarya adıyla il olmuştur. İl
belediyesi 06.03.2000 tarihinde Büyükşehir statüsüne kavuşturulmuştur.
İl, Marmara Bölgesinde, İstanbul iline 164 km uzaklıkta, İstanbul Ankara yolu üzerinde ve
İstanbul Antalya yolu kavşak noktasında bulunması itibariyle önemli bir coğrafi konum
avantajına sahiptir. Ormanlık, tarıma elverişli alanlarıyla, yağışlı iklimi, bol içme suyu
kaynaklarıyla, ovaları, akarsuları ve gölleri ile çeşitli doğal çekicilikleri ile insan yerleşimi
için son derce uygun ve avantajlıdır.
Mevcut avantajların yanında, Sakarya’da başta eğitim ve sağlık olmak üzere, ulaşım, sanayi
alt yapısı ve benzeri tüm hizmet alanlarında önemli gelişmeler sağlanmış, bu da ilin
çekiciliğini arttırmış bulunmaktadır. Bu durum bir yandan insanların bu ilde yaşama isteğini
artırmakta diğer yandan artan nüfusun hizmet taleplerinin karşılanması ile ilgili olarak yeni
ihtiyaçlarla karşı karşıya kalınmaktadır.
Gelecek on yıllık dönemde tüm gelişmişlik ve büyüklük kriterlerine göre Sakarya’nın ülkemiz
illeri arasında ilk on sıra içinde yer alacağı değerlendirilmekte ve tüm çalışmalar bu stratejik
hedef doğrultusunda sürdürülmektedir.
2
İL HAKKINDA SAYISAL BİLGİLER

Nüfusu
861.570

Şehir Nüfusu Oranı
% 73,49

Köy Nüfusu Oranı
% 26,51

Yüzölçümü
2

Yüzölçümü Bakımından Sırası

Nüfus Yoğunluğu

İlçe Sayısı
16

Belediye Sayısı
29

Köy Sayısı
(km )
4.838
66
178
428
o İmalat Sanayi Gelişmişlik Sıralaması da 22 nci
o Sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 23 ncü
o Gayri Safi Yurtiçi Hasıla bakımından 24 ncü sırada yer almaktadır.
o İlin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içindeki Payı %1.1
o Gelişme hızı % 37.7’dir.
o İlde kişi başına düşen GSYİH Miktarı 6.300 $’dır.
o İşsiz sayısı (2009) 26.490
o İşsizlik oranı % 11.8
o Sanayi siciline kayıtlı KOBİ sayısı 850
o Sakarya’daki kobilerde çalışan sayısı 42.725
o Sakarya’daki sanayi kuruluşlarının üretim yaptığı yer itibariyle;
 % 13’ü
Organize Sanayi Bölgelerinde
 % 33’ü
Küçük Sanayi Sitelerinde
 % 54’ü
Diğer alanlarda
o Gıda sektöründe çalışan sayısı oranı ise % 21,7’dir
o Otomotiv sektöründe firma oranı % 9.4’dür. Bu sektörde çalışan sayısı oranı
ise % 34.7’dir.
o Organize Sanayi Bölgesinde çalışan sayısı 12.043
o Yabancı işletmelerde çalışan sayısı 6.500
o 2007 yılı ihracat sıralamasında 6 ncı
o 2008 yılı ihracat sıralaması 8 nci
o 2009 yılı ihracat sıralama 9 ncu
3
o Toplam okul sayısı 493
o Derslik sayısı 5.943
o Öğretmen sayısı 8.431
o Öğrenci sayısı 175.755
o SBS il sıralaması 54
o ÖSS il sıralaması 45
o LYS 2009 Yılı İl Sıralaması 48
o Halk Eğitim Merkezlerinde Açılan Kurs Sayısı 3.909
o Sakarya Üniversitesi Mezun Sayısının İl Nüfusuna Oranı % 8,6
4
SATSO’NUN KURULUŞU
1924
5174 TOBB KANUNU
VE İLGİLİ
YÖNETMELİKKLER
5
SATSO ORGANİZASYON ŞEMASI
MECLİS
YÖNETİM
KURULU
HALKLA İLİŞKİLER
HUKUK VE AR-GE
DANIŞMANI
GENEL
SEKRETER
GENEL
SEKRETER
YARDIMCISI
MUAMELAT
MÜD.
MUHASEBE
VE İDARİ
İŞLER
SİCİL
MÜD.
BASIN
YAYIN
BİLGİ
İŞLEM
SANAYİ
KOBİ
İKTİSADİ
ARAŞTIRMA
İÇ DIŞ
TİCARET
ÖZEL
KALEM
AR-GE
SATSO, Genel Sekreterlik, Özel Kalem, Muhasebe ve İdari İşler, Sicil, İktisadi Araştırma,
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler,Bilgi İşlem, Ar-Ge, Sanayi ve KOBİ, İç Ticaret, Dış
Ticaret-Fuarlar ve Turizm departmanlarıyla toplam 31 personel, 3 Danışman ile üyelerine
ve bölgeye hizmet vermektedir.
SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI’NIN
KURULUŞ AMACI
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO); üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak,
mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak
gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü
ve güveni hakim kılmak üzere, disiplini, ahlak ve tesanüdü kurmak amacıyla kurulan
kamu kurumu niteliğinde tüzel kişiliğe sahip bir meslek kuruluşudur.
Bu ilke ve amaçlar doğrultusunda 86 yıldır üyelerine en iyi hizmeti vermeye çalışan
SATSO, üyelerinin sorunlarının yanı sıra, Türkiye'nin ve Sakarya'nın sorunlarını da teşhis
etmeyi, çözüm yollarını araştırmayı ve yetkili merciiler nezdinde girişimlerde bulunarak,
6
olumlu neticeler alınıncaya kadar sorunların takipçisi olmayı kendine görev sayan bir
mesleki teşekküldür.
SATSO, LONCA VE GEDİKLERDEKİ GİBİ
SEÇİLMİŞ KİŞİLERDEN
OLUŞAN ORGANLARCA YÖNETİLMEKTEDİR
TÜCCAR VE
SANAYİCİLER
(4 Yılda bir)
(Meslek Komitelerinden)
(SATSO Meclisinden 4 Yıl)
MESLEK GRUPLARI
(32 Meslek Grubu)
MESLEK KOMİTELERİ
(5 ya da 7 Kişilik)
SATSO MECLİSİ
YÖNETİM KURULU
(2 ya da 3’er Kişi
Toplam 90 Kişi)
(11 Kişi)
7
SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI
KOMİTELER
MECLİS
İSTİŞARİ NİTELİKTE İHTİSAS ORGANLARI
KARAR VE DENETİM ORGANI
YÖNETİM KURULU
YÜRÜTME ORGANLARI
SATSO’NUN KANUNİ TEMSİLCİSİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANI
SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI
1. Tarihçesi
Dünyada ticaret ve sanayi odalarının ortaya çıkışı XVI. Yüzyılın sonlarına rastlar. Ticaret
Odası adını alan ilk kuruluş Marsilya Ticaret Odası olup, kuruluş yılı 1600’dür. Kuzey
Amerika’da ilk ticaret odası 1768’de New York’ta kurulmuştur. Kanada’da ilk ticaret odası
1804 yılında Halifax’ta açılmıştır.
Günümüzde batılı ülkelerin ticaret ve sanayi odalarında müşterek olan husus; devlet
otoritelerine ve işletmelere yönelik olan müşavirlik fonksiyonlarıdır.
Dünyadaki ticaret ve sanayi odalarının bir ortak özelliği de milli merkezi bir üst organizasyon
içinde bir araya gelmeleridir. Ülkemizdeki örneği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’dir.
Osmanlı toplumunda Oda fikri, batılaşma hareketi ile birlikte gündeme gelmiştir. Bir dizi
reform ve yenilikler içeren 1856 tarihli Islahat Fermanı, tüccarların odalar kurarak
örgütlenmeleri gereğini ortaya çıkarmıştır. Ferman gereği nizamnameler yayımlayıp odalar
kurulmaya başlamıştır. İlk olarak 1879’da Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası kurulmuş, bunu
1882’de İstanbul’da, 1885’de İzmir’de kurulan Odalar izlemiştir.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası; 1924 yılında Kocaeli İl Genel Meclis kararıyla kurulmuştur.
O tarihte Adapazarı henüz Kocaeli’ne bağlı bir ilçe idi. Lonca ve Gediklerde teşkilatlanan
tüccar ve esnafımız zaman içerisinde 1925 yılında çıkarılan 655 sayılı, 1943 yılında çıkarılan
4355 sayılı, 1950 yılında çıkarılan 5590 sayılı yasa ve benzeri mevzuat değişiklikleri ile
gelişmişti. Daha sonra 18.05.2004 kabul tarihiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Kanunu 5174
sayılı kanun ile ticaret ve sanayi odaları, ticaret borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliğinin kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar düzenlenmektedir. 01.06.2004 tarih ve 25479
sayılı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası; devlet ve kamuoyu nezdinde de her yıl artan etkinliği ve
itibarıyla, üyelerine ve Sakarya halkına karşı görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır.
SATSO 1924 yılında; Seyit Ahmet Efendi (Emekli Naib – Banka Kurucusu), Hamit
Sipahizade (Bankacı ve Tüccar), Emin Muharrem Güner (Nalbur), Numan Numanbeyzade
(Bankacı ve Tüccar), Rauf Demirtaş (Değirmenci), İbrahim Diyarbekirli (Bankacı ve Tüccar),
İslam Bankası Müdürü Asım Bey, Salih ve Numan Yöntem (Bakkaliye Toptancısı), Ali
8
Fevzizade (Adapazarlı Ailesi Genel Katibi), Kazım Berköz (Kumaş Tüccarı), Yusuf Alican
(Manifatura Tüccarı), Zobar Ahmet Özdilek (Zahireci) ve diğer 200 civarında Adapazarlı
tüccar ve esnafın önderliğinde kurulduğu söylenmektedir.
Sakarya ilinde, 1970’lerde sanayinin ve özellikle tarımsal ürünlere dayalı ticaretin gelişmesi,
Odanın üye sayısını ve etkinliklerini arttırmıştır. 1965 yılına kadar 10 tane olan Meslek
Komitesi sayısı 1965’te 12’ye, 1969’da 13’e, 1975’te 16’ya, 1980’de ise 30’a çıkmıştır.
28.04.1999 tarih ve 912 Sayılı Meclis oturumunda 30 olan meslek grubunun 35’e çıkması
hususunda karar alınmıştır. 2004 yılında çıkarılan 5174 Sayılı yeni Kanun kapsamında meslek
grubu sayısı 31 olmuştur.
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası; devlet ve kamuoyu nezdinde de her yıl artan etkinliği ve
itibarıyla, üyelerine ve Sakarya halkına karşı görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır.
9
GEÇMİŞTEN BUGÜNE YÖNETİCİLERİMİZ
MECLİS BAŞKANLARIMIZ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLARIMIZ
ADI SOYADI
DÖNEMİ
ADI SOYADI
DÖNEMİ
Hayri DİYARBEKİRLİ
1936 - 26.05.1948
E.Muharrem Güler
1936
Ekrem ALİCAN
26.05.1948- 27.10.1948
Numan YÖNTEM
1936-1944
Kamil KIRAL
27.10.1948- 23.02.1949
Yusuf ALİCAN
1944-1947
Neşet MENGÜ
23.02.1949- 04.08.1949
İ.Asım HENDEKLİ
1947- 01.03.1955
Talip KURİŞ
04.08.1949- 01.03.1951
Bedri ÜNEL
07.03.1955- 30.11.1959
M.Ali DENİZ
01.03.1951- 12.12.1951
Nüzhet YIĞIN
01.12.1959- 27.05.1960
Bedri ÜNEL
21.12.1951- 07.03.1955
Mustafa AÇIKEL
22.06.1960- 01.08.1960
Asım HENDEKLİ
07.13.1955- 20.06.1955
Lebib KÖKÇÜ
05.08.1960- 30.11.1963
Hayri DİYARBEKİRLİ
20.06.1956- 30.11.1957
Necdet BİRGEN
01.12.1963- 30.11.1973
Abdülkadir GÜLER
01.12.1957- 27.05.1960
Yakup BAYRAMOĞLU
01.12.1973- 24.03.1975
Burhan ATEŞOĞLU
05.08.1960- 30.11.1963
Necdet BİRGEN
02.04.1975- 30.11.1979
Abdülkadir GÜLER
21.03.1963- 21.02.1973
Mehmet TEVER
01.12.1979- 04.05.1988
Ünör BAYKAN
21.03.1973- 30.11.1975
Fethi SARIOĞLU
04.05.1988- 17.11.1993
Necmi ÖVER
01.12.1975- 30.11.1978
Erol ÖZTÜRK
1 7.11.1993 - 16.02.2009
Ünör BAYKAN
01.12.1978- 30.11.1979
A. Akgün ALTUĞ
16.02.2009 – Devam ediyor
Behçet DERYAOĞLU
01.12.1979- 28.09.1983
Hayati ÖZDOĞAN
28.09.1983- 30.11.1987
Nazmi GÜRSOY
01.12.1987- 30.11.1989
M.Hamdi GÜLER
01.12.1989- 31.03.1992
Hayati ÖZDOĞAN
01.04.1992- 17.11.1993
Azmi GÜRKAN
17.11.1993- 30.11.1997
Fethi SARIOĞLU
01.12.1997- 01.12.1999
Azmi GÜRKAN
01.12.1999- 20.10.2001
İbrahim BALABAN
20.10.2001- 16.03.2005
Birol ÖNER
16.03.2005- 16.02.2009
Engin ÖZKOÇ
23.02.2009- Devam ediyor
10
GENEL SEKRETERLERİMİZ
ADI SOYADI
Ali BEY
DÖNEMİ
1936-1944
Şevket KÖKÇÜ
1944-22.04.1947
Kazım ALKAN
18.04.1947-13.01.1949
Muzaffer TÜFEKSEVER
25.01.1949-20.06.1951
Osman ERKAYA
20.06.1951-31.03.1973
Behçet PEKTEZOL
02.04.1973-23.09.1981
Aziz DURAN
23.09.1981-26.01.1994
Nurettin TEMİZ
29.06.1994-16.07.2003
Burhanettin KILIÇ
Uğur TIN
19.11.2003 – 19.08.2009
24.08.2010 – Devam ediyor
2. Kuruluş Amacı
Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO); üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak,
mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmesini
sağlamak, mensuplarının birbirleriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim
kılmak üzere, disiplini, ahlak ve tesanüdü kurmak amacıyla kurulan kamu kurumu niteliğinde
tüzel kişiliğe sahip bir meslek kuruluşudur.
Bu ilke ve amaçlar doğrultusunda 85 yıldır üyelerine en iyi hizmeti vermeye çalışan SATSO,
üyelerinin sorunlarının yanı sıra, Türkiye’nin ve Sakarya’nın sorunlarını da teşhis etmeyi,
çözüm yollarını araştırmayı ve yetkili merciiler nezdinde girişimlerde bulunarak, olumlu
neticeler alınıncaya kadar sorunların takipçisi olmayı kendine görev sayan bir mesleki
teşekküldür.
5174 Sayılı Kanunu ile Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluşunu, sevk ve idaresini,
görev, yetki, temsil ve sorumluluklarını, organların ve hizmet birimlerinin çalışma usul ve
esasları ile Oda faaliyetlerine ilişkin hükümleri düzenlemektir.
3. Kalite Politikası
SATSO; Kuruluş Kanunu ile ilgili mevzuat çerçevesinde, üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını
karşılamak, gelişimlerini sağlamak, doğru bilgiyi üretmek, desteklemek ve yaymak amacıyla,
üyelerinin istek ve görüşleri doğrultusunda, çağdaş ve kaliteli hizmeti mümkün olan en kısa
zamanda yerine getirmeye çalışır.
11
SATSO personelinin eğitimine özen gösterir, hizmet kalitesini sürekli geliştirmeye ve
toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde üyelerinin memnuniyetini en üst seviyeye çıkarmaya
önem verir.
2009 YILI SONU SAKARYA TİCARET VE SANAYİ ODASI
GRUPLARA VE KURULUŞ NEVİLERİNE GÖRE ÜYE SAYILARI
MESLEK GRUPLARI
1. MESLEK GRUBU
TARIMSAL FAALİYETLER
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOMANDİT ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETLERİ
2. MESLEK GRUBU
ALTYAPI İNŞAAT FAALİYETLERİ
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
3. MESLEK GRUBU
GIDA MADDELERİ TİCARETİ
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOMANDİT ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
4. MESLEK GRUBU
HAYVANSAL ÜRÜNLER İMALATÇILARI
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
5. MESLEK GRUBU
YİYECEK-İÇECEK VE KONAKLAMA HİZMETLERİ
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETLERİ
6. MESLEK GRUBU
TEKSTİL VE DERİ ÜRÜNLERİ TİCARETİ
ANONİM ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
7. MESLEK GRUBU
İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİ VE SIHHİ TESİSAT
Askıda
Faal
Tasfiye Halinde
81
263
6
2
0
0
0
10
42
27
13
1
3
0
84
104
58
0
0
0
0
1
5
0
52
187
3
3
0
0
34
15
37
0
0
117
33
0
0
0
3
0
167
501
31
2
0
0
0
0
97
68
104
1
4
0
6
227
159
2
0
0
0
13
16
0
57
227
6
4
0
40
62
17
1
123
126
3
0
4
0
106
267
7
2
0
0
61
83
44
0
2
138
126
0
1
0
10
0
146
310
11
0
27
22
4
83
49
0
5
0
49
136
5
12
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
8. MESLEK GRUBU
MOBİLYA VE EV DEKORASYON ÜRÜNLERİ
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
9. MESLEK GRUBU
DAYANIKLI TÜKETİM MALLARI
ANONİM ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
10. MESLEK GRUBU
ELEKTRİK VE ELEKTRONİK MALZEMELERİ
ANONİM ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
11. MESLEK GRUBU
ALTIN-GÜMÜŞ-SAAT-OPTİK ÜRÜNLER
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOMANDİT ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
12. MESLEK GRUBU
KIRTASİYE-BASKI İŞLERİ VE MEDYA
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
13. MESLEK GRUBU
İNŞAAT MALZEMELERİ TOPTAN VE PERAKENDE
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
14. MESLEK GRUBU
BOYA-NALBURİYE-MAKİNE-HIRDAVAT
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
15. MESLEK GRUBU
SAĞLIK KURULUŞLARI-ECZANELER
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
16. MESLEK GRUBU
FİNANSAL HİZMETLER VE SİGORTACILIK
DİĞER
0
0
8
22
7
1
46
51
2
0
2
0
30
105
4
0
2
15
14
7
1
63
69
0
2
5
0
31
140
7
3
22
26
19
88
35
1
5
0
51
142
6
0
5
14
6
36
69
0
1
0
19
111
1
1
0
1
0
0
19
26
17
1
1
0
0
80
75
0
0
0
0
1
1
0
47
174
2
0
0
39
20
9
2
130
63
0
0
4
0
59
204
4
0
2
21
24
1
0
74
68
0
0
4
0
47
143
4
2
1
21
22
33
1
120
62
1
0
9
0
46
216
10
1
0
0
1
16
22
80
11
0
15
75
91
1
0
0
0
5
0
40
272
6
0
1
0
13
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
17. MESLEK GRUBU
YAPI KOOPERATİFLERİ
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
18. MESLEK GRUBU
MİMARLIK-MÜHENDİSLİK FAALİYETLERİ
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOMANDİT ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
19. MESLEK GRUBU
NAKLİYECİLER-TURİZM VE SEYAHAT
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
20. MESLEK GRUBU
PETROL ÜRÜNLERİ TOPTAN VE PERAKENDE
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
21. MESLEK GRUBU
MOTORLU TAŞITLAR VE YEDEK PARÇA
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOMANDİT ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
22. MESLEK GRUBU
OTOMOTİV VE OTOMOTİV YAN SANAYİ
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOMANDİT ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
23. MESLEK GRUBU
METAL İMALATÇILARI
ANONİM ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
24. MESLEK GRUBU
KONFEKSİYON-TEKSTİL VE DERİ ÜRÜNLERİ
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
25. MESLEK GRUBU
39
0
116
1
147
0
39
118
147
5
0
0
94
92
16
1
0
424
270
2
0
0
10
0
191
711
12
8
0
0
10
82
39
27
1
1
88
222
77
0
0
0
1
7
0
139
416
8
4
1
0
53
43
19
1
10
198
77
1
0
1
13
0
101
305
15
2
0
0
42
31
18
0
8
140
113
1
0
0
3
0
75
279
4
1
0
1
17
4
32
2
1
84
22
0
0
0
2
0
23
141
2
2
1
1
0
60
43
44
0
0
1
234
100
5
0
0
0
6
0
107
379
11
2
21
17
15
61
21
0
5
0
40
97
5
4
0
33
34
71
15
1
87
57
160
1
1
3
0
5
14
ORMAN ÜRÜNLERİ İMALATÇILARI
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
26. MESLEK GRUBU
MOBİLYA VE AHŞAP ÜRÜNLERİ İMALATI
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
27. MESLEK GRUBU
GIDA MADDELERİ İMALATÇILARI
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
28. MESLEK GRUBU
TEMİZLİK-GÜVENLİK-MÜŞAVİRLİK
ANONİM ŞİRKET
DİĞER
KOOPERATİF
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
29. MESLEK GRUBU
EĞİTİM FAALİYETLETİ
ANONİM
DİĞER
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
30. MESLEK GRUBU
SEBZE-MEYVE-BİTKİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
ANONİM ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
31. MESLEK GRUBU
TELEKOMÜNİKASYON VE BİLGİSAYAR
ANONİM ŞİRKET
KOLLEKTİF ŞİRKET
LİMİTED ŞİRKET
ŞAHIS ŞİRKETİ
32. MESLEK GRUBU
KAUÇUK VE PLASTİK İMALATÇILARI
TOPLAM ÜYE SAYISI
0
0
22
23
6
0
74
42
0
0
6
0
45
122
6
6
0
0
1
40
38
33
0
0
1
119
87
0
0
1
0
7
0
85
240
8
1
0
1
30
31
10
0
0
107
41
0
0
0
7
0
62
158
7
1
0
0
15
14
21
1
0
66
9
0
0
0
6
0
30
97
6
0
0
14
16
11
1
49
52
0
0
1
0
30
113
1
0
21
31
5
90
76
0
1
0
52
171
1
1
0
27
22
17
0
120
47
0
0
1
0
50
184
1
2.169
7.089
352
15
SAKARYA İLİ
0
SAKARYA İLİ
1. TARİHÇESİ
Sakarya, milat öncesi uygarlıklar döneminden Osmanlı Devleti'ne, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e
uzanan tarih çizgisinde, Anadolu'ya renk veren kültürlerin birleştiği, 19. yüzyılda başlayan
göçlerle, Kafkaslardan ve Balkanlardan gelen toplulukların oluşturduğu ve bu kültürlerin barış
içinde yaşadığı bir ildir.
Sakarya hem tarihi hem de bugünü ile Türkiye'nin bir minyatür niteliği taşımaktadır. Farklı
coğrafyalardan gelmiş olmak ve farklı kültürlere sahip olmak Sakarya'da ayrıştırıcı değil
birleştirici ve kaynaştırıcı bir rol oynamaktadır.
Sakarya adını Sakarya Irmağından almaktadır. Frigyalılar M.Ö. 7. y.y. bu bölgede hüküm
sürmekte iken, bu nehre kendilerinde kutsal sayılan "Sangari" adını vermişlerdir. Bu isim daha
sonraları "Sangarios" ve saldırgan anlamına gelen "Zakhorion" şekline dönüşmüştür.
2. KRALLIKLAR DEVRİNDE SAKARYA
Sakarya ilinin bilinen tarihi Hititlerle başlamaktadır. Çünkü Anadolu'da ilk siyasi birliği Hititler
kurmuşlardır. Bu dönem de M. Ö. XIII. Yüzyıllara rastlamaktadır. M.Ö. 1200 yıllarında HintAvrupa asıllı ve Deniz Kavimleri denen topluluklar, Friglerle birleşerek Hitit egemenliğine son
vermişlerdir. Bu kez Frigler Sakarya Irmağı ile Büyük Menderes'e kadar olan bölgeye sahip
oldular. Sonra da hakimiyet alanlarını doğuda Kapadokya, batıda da Kilikya'ya (Adana) kadar
genişlettiler. Başkent ise Gordion şehriydi. Sakarya Irmağı ile Ankara arasında yoğunlaşan
Friglere M. Ö. VII. Yüzyılın ilk yarısında Kafkasya üzerinden Anadolu'ya gelen Kimmerler son
vermiştir. Aynı dönemde Ege bölgesine Lidyalılar hakim olmuşlar ve hakimiyet alanlarını
Sakarya'yı da içine alacak şekilde genişletmişlerdi. Ancak milli bir ordu meydana
getirememeleri, Lidyalıların ömrünün kısa sürmesine yol açmıştır.
3. SELÇUKLULAR DEVRİNDE SAKARYA
XI. yüzyılın başlarında 1015 ile 1021 yılları arasındaki Kafkasya'dan Anadolu'ya keşif harekatı
olarak yapılan ilk akınları Çağrı Bey gerçekleştirmiştir.
Anadolu'nun fethi amacıyla girişilen esas akınlar ise, 23 Mayıs 1040 tarihindeki Dandanakan
zaferinden sonra kurulan Selçuklu Devleti'nin hükümdarı Tuğrul Bey'in öncülüğünde 1048'den
1055 yılına kadar aralıklarla devam edildi. Bundan sonra da her yıl akınlar sürdü.
26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi, Bizans savunma hattını yıkarken, Anadolu'nun kapılarını da
Müslüman Türklere açıyordu. Alpaslan da Çağrı ve Tuğrul Beyler gibi Batıdaki genişleme
siyasetine devam etti. 1064'de Ani ve Kars kalelerini ele geçirdi. Komutanlarından bazılarını
Anadolu'ya akınlar yapmaları için görevlendirdi. Bu akınlar zamanla Urfa ve Antakya yoluyla
Malatya'ya kadar genişledi. Hatta zaman zaman Sakarya Irmağı'na kadar uzadı.
Selçuklular devrinde, Anadolu'nun tamamı hakimiyet altına alınınca bu nehre ve çevresine
Sakarya adı verilmiştir. Sakarya ismi Türkler tarafından özellikle verilmiştir. İl merkezi olan
Adapazarı ise daha yakın bir tarihte kuruldu. Orhan Gazi'nin Komutanlarından Konuralp
tarafından Kentin 14. y.y. başlarında Tığcılar adıyla kurulduğu bilinmektedir. Tığcıları içine alan
1
toprak parçası Sakarya'nın iki kolu arasında sıkışmış bir ada görünümünde olduğundan, daha
sonraki yıllarda bu yerler "ADA" adıyla anılır oldu. Giderek bir alışveriş merkezi özelliği
kazanmaya başlayan yerleşim merkezi ADAKARYESi ve ADAPAZARI adını aldı.
4. OSMANLILAR DÖNEMİNDE SAKARYA
1071 Malazgirt Zaferi'ni müteakip Selçuklular, Horasan bölgesindeki Türk aşiretlerini
Anadolu'ya yerleştirmişlerdi.
Osmanlı Devleti'nin özellikle İstanbul'un Fethin'den sonra, tüm Anadolu ve Balkanlarda istikrarı
sağlaması ve müreffeh bir toplum yaratmasıyla başlayan süreçten Adapazarı ve çevresi de
nasibini aldı. Osmanlının çöküş dönemlerine kadar Sakarya bölgesine sulh ve sükunet egemen
oldu.
II. Mahmut zamanında (1837) Adapazarı, İzmit Sancağı'na bağlı bir, kaza haline gelmiştir. 22
Haziran 1954 tarihinde 6419 Sayılı Kanunla il olmuş ve Sakarya adını almıştır. Adapazarı ve
civarının ilk Türk sakinleri göçebeliği terk ederek yerleşik düzene geçen Türkmen Aşiretlerinden
Yörüklerdir. Bugün Adapazarı mahallelerinin adları Türk Oymaklarının adları ile anılır.
(Tığcılar, Hazırcılar, Semerciler, Papuçcular, Çıracılar, Yağcılar gibi.)
Osmanlının çöküş dönemlerindeki olumsuzluklar Sakarya'yı da olumsuz etkilemiş, özellikle II.
Mahmut dönemindeki Ayanlık sistemi bölgeye de zarar vermiştir.
Öte yandan bu dönemlerde Adapazarı bölgesine, çok önemli miktarda mülteci akını olmuştur. Bu
akınları doğuran olaylar, 1853 Kırım Savaşı, 1850–60 arası Şeyh Şamil olayı ve 1877–78
Osmanlı-Rus (93 Harbi) Savaşı'dır. Ayrıca gerek Balkan Savaşları, gerekse II. Meşrutiyetin
ilanından sonra Bosna-Hersek’in Avusturya'ya geçmesiyle çok sayıda göçmen Adapazarı'na
yerleştirilmiştir. Bu göçler, bugünün Sakarya'nın zengin kültürel varlığının oluşmasına da zemin
hazırlamıştır.
5. KURTULUŞ SAVAŞINDA SAKARYA
Adapazarı'nın Kurtuluş Savaşında da önemli bir yeri vardır. Ali Fuat Cebesoy, Sırrı Bey Hasan
Cavit Bey, Çerkez Sait Bey, Koçzade Mahmut Bey, Metozade Hüzeyin Efendi, Abdurahman
Bey, Cevat Bey, Kaymakam Tahir Bey, İbsiz Recep, Kazım Kaptan, Halit Molla gibi pek çok
kahramanımız Kuva-i Milliye hareketine sağladıkları yardım ve destekle milli mücadelenin
şerefli sahifelerinde yer almışlardır.
Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu müfettişliğine atanmış ve 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmıştı.
Havza ve Amasya genelgelerini yayınlayıp kongreler yaparak Kurtuluş Savaşı'nı başlatmıştı. Üç
yıl boyunca devam eden Milli Mücadele hareketinde ve Kuvayi Milliye'nin kurulması
aşamasında Adapazarı ön saflarda yerini almıştır.
Adapazarı'nda ilk müfrezeyi kurmakla Yüzbaşı Rauf, Yüzbaşı Ramiz ve Trabzonlu Doktor Raik
görevlendirilmişlerdi. Onlar da Meto Hüseyin ve Mehmet Beylerin katkılarıyla bu görevi
tamamlamışlardı.
Aynı anda Adapazarı, Hendek ve Geyve'de de Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kurulmuştu.
Düşman ise paralı ajanlar vasıtasıyla ayaklanma çıkarma çabasını sürdürmekteydi.
2
Adapazarı'nda Kuvay-ı Milliye teşkilatını kurup, Mustafa Kemal Paşa'ya bağlılık mesajını
çekenler şunlardı: Belediye Başkanı Fahri Bey, Müderris Harun, Ali Faik, Adil Hasan, işadamı
Metazade Hüseyin, Mehmet Sıtkı, Ömer Faik, Fabrika Müdürü Necmettin, Dava Vekili İbrahim
ve emekli Binbaşı İsmail Hakkı Bey.
Ayrıca Adapazarı çevresindeki Türk gençleri çeşitli çeteler oluşturarak, Ermeni ve Rum
çeteleriyle mücadele ediyorlardı. Bunların belli başlıcaları Hendek, Akyazı ve Sapanca
Bölgelerini kontrolünde tutan Kazım Kaptan Grubu, Kaynarca yöresinde Rum ve Ermeni
çeteleriyle savaşan Halit Molla Grubu ve Karasu ile Kandıra Bölgesinde Ermeni çetelerine göz
açtırmayan İbsiz Recep grubuydu.
10 Mayıs 1920'de Ahmet Anzavur Adapazarı ve Geyve bölgesinde ayaklanmış, ancak bütün
savaşları başarısızlıkla sonuçlanarak 22 Mayıs 1920'de İstanbul'a gitmiştir. Kuvay-ı İnzibatiye de
Eskişehir-İstanbul tren yolunu açmak ve Geyve Boğazı'na hakim olmak amacıyla ayaklanarak
Sapanca ve Adapazarı'nı ele geçirmişse de Çerkez Ethem tarafından bozguna uğratılmıştır.
İsyancılar Düzce ve Hendek'i ele geçirmişler ancak yine Çerkez Ethem tarafından etkisiz hale
getirilmişlerdir.
Öte yandan 11. Yunan Tümeni İzmit'i işgal altında bulundururken, 24 Mart'ta Kırkpınar'ı,
Sapanca'yı, bir gün sonra da Adapazarı'nı işgal etmişti. 3 ay süren Yunan işgalini milli çete
grupları dağıtmışlardır.
İşgalin sinyallerini alan Adapazarı halkı önceden şehri boşaltmıştı. Kimsesiz kadın ve çocuklarda
İran Konsolosluğu'na sığınmışlardı. 28 Mart sabahı Yunan birlikleri Sakarya'yı geçerek nehrin
500 metre doğusuna ilerlemişlerse de, Türk kuvvetleri yoğun çarpışma ile tekrar Yunan
Kuvvetlerini nehrin batısına püskürtmüştü.
Ahşap Tavuklar Köprüsü birliklerimiz tarafından yakılmış ve düşmanın köprüyü kullanarak
nehrin doğusuna geçmesi engellenmişti. Aynı amaçla Taşlık Köprüsü de yakılmıştı. Diğer
taraftan görevi Kocaeli bölgesini düşman işgalinden kurtarmak olan, yeni bir kolordu kuruluyor,
komutanlığına da Albay Kasım Bey atanıyordu. Kasım Bey Mayıs 1921 başlarında kolordusunu
Düzce'den Geyve'ye naklediyordu. Bir alay Sakarya Nehri boyunca yayılırken, bir alay da
Arifiye-İzmit güzergâhına yerleşmişti. Diğer bir alay da İzmit dolaylarında yedekteydi.
Düşmanın 19. Tümeni ise yeni bir düzenleme çerçevesinde 16 Haziran 1921'den itibaren İzmit'te
toplanmaya başlamıştı ki, esas itibarıyla düşman Bursa'ya çekiliyordu. Ancak düşmanın
Adapazarı'ndan çekilirken şehri yakmaması için tedbirler alınmış ve Sakarya Bölge
Komutanlığı'nın üç baskın kolu, 21 Haziran 1921 sabahı erken saatlerde küçük bir çatışma
sonucu şehre girmişti. Osman Kaptan, Kazım Kaptan kuvvetleri ile Molla Halit kuvvetleri
şehirde asayişi sağlamış, Hükümet Konağı'na Türk bayrağını çekmiş ve kurtuluştan sonraki ilk
sabah ezanını da Halit Molla bizzat okumuştu.
İşte bu yüzden her yıl 21 Haziran tarihi Adapazarı'nın kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır.
6. İDARE VE YERLEŞİM YAPISI
1536 yılında köy olan Adapazarı 1559 Kaza (Ada kadılığı), 1646 Nahiye olmuş, ardından 1658
tekrar Köy (Tığcılar Karyesi) olmuştur. Daha sonra 1692 tekrar Kaza, 1701 Sapanca’ya bağlı
tekrar bir köy olmuştur. 1742 Nahiye olan Adapazarı 1837 İzmit sancağına bağlı bir kaza
3
(11.Mahmut zamanı) olmuştur. 1954 yılında il olan Sakarya'da, Adapazarı'nın merkez ilçe
oluşuyla 2001 yılında Adapazarı İli Büyük şehir statüsüne kavuşur.
Adapazarı; coğrafi konumunun yerleşmeye uygun olmaması sebebiyle, ülkemizde kuruluşu yeni
olan şehirlerarasında yer almaktadır. Bölgede önceleri Bitinyalıların, ardından Bizanslıların
yaşadıkları bilinmektedir. Nitekim bölgenin en önemli tarihi eseri olan Beşköprü'yü Bizans
imparatoru II. Jüstinyanus'un inşa ettiği kayıtlarda mevcuttur.
Öte yandan ilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre, Sakarya Nehri'nin birkaç asır öncesine
kadar biri şehrin doğu yakasından geçen bugünkü yatağından, diğeri Beşköprü'nün altından
olmak üzere iki farklı koldan aktığı tespit edilmiştir.
Nitekim 1324'te Orhan Gazi zamanında Bizanslılardan fethedilen yerleşim birimine "Ada
Karyesi" (Adaköy) adının verilmesi, söz konusu bilgileri doğrulamaktadır. Halen mevcudiyetini
koruyan Orhan Camii, deprem ve yangınlarla mimarisi değişse de, Osmanlı fethinin en önemli
ayak izlerini taşımaktadır.
Başta Gubarizadeler, Arapzadeler, Abasıyanıkzadeler ve Rençberzadeler olmak üzere 12 aile
tarafından kurulan köy, bölgede ziraatın canlanması üzerine pazarıyla ilgi çekmiş, ardından nüfus
artmaya başlamış 16. Yüzyılda "Ada Nahiyesi"ne dönüşmüş, 18. yüzyılda Kocaeli vilayetine
bağlı "Ada Kazası" adını almıştır.
19. yüzyılda bölgenin zirai ve ticari yapısına göre şekillenen yerleşim; Semerciler, Tığcılar,
Hasırcılar, Papuçcular ve Çıracılar adını taşıyan merkez mahalleler kurulmuş ve ilçe Sakarya
Nehri'nin iki kolu arasında kurulan pazarıyla, gerçek bir "Adapazarı" hüviyetine dönüşmüştür.
1868 yılında "Adapazarı Belediyesi" adıyla belediye teşkilatı kurulan ilçe, 93 Harbi diye bilinen
1877–78 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında, bilhassa Kafkasya ve Balkanlar'dan yoğun göçe maruz
kalmış ve bir nevi "Der Saadet" (huzuryurdu) hüviyeti kazanmıştır.
19. asrın ikinci yarısında ilçede, gayri müslim unsurların (Rum ve Ermeni cemaatlerinin) önemli
bir ticari gelişme gösterdikleri, Uzunçarşı ve Orta Camii civarındaki dükkânlarda ticaret
yaptıkları, Kömürpazarı, Karaağaçdibi ve Tuzla Mahallelerinde ikamet ettikleri gözlenmiştir.
Cihan Harbi neticesinde işgal kuvvetlerinin Anadolu'ya üşüştükleri dönemde; 3 kez Yunan ve
onların işbirlikçisi yerli çetelerin işgaline maruz kalan Adapazarı ilçesi; bir kısmında Çerkez
Ethem Kuvvetleri, diğerlerinde Halit Molla liderliğindeki Mahalli Milis Kuvvetleri sayesinde,
gayri müslim unsurlardan temizlenerek 21 Haziran 1921 'de düşman işgalinden kurtarılmıştır.
"Akova" adıyla bilinen ve ülkenin en verimli ovasında ziraat ağırlıklı bir gelişme gösteren
Adapazarı'na, 1940 ve 1950'Ierde bilhassa Karadeniz sahillerinden Bulgaristan ve
Yunanistan'dan yoğun göçler olmuş; Şeker Fabrikası, Ziraat Aletleri Fabrikası ve Vagon
Fabrikası gibi tarımsal sanayinin gelişmesi ise, köyden kente göçü daha da hızlandırmıştır.
7. COĞRAFİ YAPISI
Marmara Bölgesi'nin Kuzeydoğu bölümünde yer alan Sakarya ili; 29°, 57' -30°, 53' Doğu
Meridyenleri, 40°, 17' -41°, 13' Kuzey paralelleri arasında yer alır.
4
Sakarya ili, adı ile anılan ovanın güneybatı kenarında kurulmuş olup, tarihi İstanbul Anadolu
Yolu'nun Sakarya Irmağı'nı aştığı noktada bir köprübaşı ve kavşak noktası konumuna sahiptir.
İl alanı yönetsel açıdan doğudan Düzce ili ve Bolu Dağı, Güneyden Bilecik'in; Gölpazarı ve
Osmaneli, batıdan Kocaeli'nin; Kandıra, Merkez ve Gölcük ilçeleri, kuzeyden ise Karadeniz ile
çevrilidir.
Sakarya ilinin merkezi olan Adapazarı, Akova adı ile anılan düzlükte Sakarya havzasının aşağı
kısmındadır. Doğudan Çamdağı, güney ve güneydoğudan Samanlı Dağları, kuzeyden Karadeniz
ile sınırlanan Sakarya ilinin batıdan belirgin bir doğal sınırı bulunmamaktadır. Sakarya Vadisi'nin
Kocaeli Platosu ve İzmit Körfezi'nin doğusundan geçen çöküntü alanı, ilin bu bölümüne girer.
Sakarya'da yeryüzü şekilleri içerisinde platolar ağırlıklı durumdadır. İl alanın % 43'ünü oluşturan
platolar, yer yer ormanlarla kaplıdır. İlin en önemli platosu batıdan il topraklarına girerek
Sakarya Vadisine dek sokulan Kocaeli Platosudur.
Sakarya'da Kocaeli Platosu dışında kalan platolar genellikle Samanlı Dağlarıyla Çamdağı
kütlesinin Hendek, Akyazı, Sapanca'ya doğru uzanan kesimlerinde dizilmiş durumdadır.
Başlıcaları; Hendek Akyazı arasında Çiğdem, Turnalı ve Gındıra Platoları, Keremali Platosu,
Akyazı'nın kuzeyinde Acelle ve Karagöl, Geyve yöresinde Katırözü, Soğucak, Çataltepe ve
Ziyarettepe Platolarıdır.
İldeki yeryüzü şekillerinin platolardan sonra ikinci önemli grubunu dağlar oluşturmaktadır. İl
topraklarının % 33,6’lık bölümünü dağlar kaplamaktadır. İldeki tek düzenli sıradağ Samanlı
Dağları'dır. Bolu'nun güneyinde düzenli ve yüksek sıra dağlar oluşturan Köroğlu Dağları'nın batı
uzantısı olan Samanlı Dağları, ilde Hendek, Akyazı ve Sapanca Gölü'nün güneyinde kalan
bölgeyi bütünüyle kaplar. Samanlı Dağları, batıya doğru uzanarak İzmit Körfezi ve Gemlik
Körfezi arasını doldurur. Samanlı Dağları pek yüksek değildir. İl alanında bulunan başlıca
doruklar; Sakarya Ovası'nın doğu ucunda yer alan 1.543 metre yükseltili Keremali Dağı ile
güneydeki. 1.467 metre yükseltili Karadağ'dır. Keremali dağı aynı zamanda ilin en yüksek
noktasıdır.
İlde 880 metre ile önemli bir dağ olan Çamdağı, Akçakoca ve Bolu Dağı'nın uzantısı
durumundadır. Geniş bir tabana yayıldığından dolayı ilin yeryüzü şekilleri arasında önemli bir
konuma sahiptir. Yeryüzü şekilleri açısından il topraklarının üçüncü grubunu ise ovalar
oluşturmaktadır. Ovalar il alanının % 22,1 'ini kaplamaktadır. İlin en büyük ovası Akova (diğer
adıyla Adapazarı Ovası)’dır. Aşağı Sakarya Vadisinde Sapanca Gölü ile Adapazarı'nın
doğusunda yer alan ova Marmara Bölgesi'nin en büyük ovalarından biridir. Ovayı güneyden
kuzeye doğru akan Sakarya Irmağı ve doğudan güneye doğru akan Mudurnu Çayı sulamaktadır.
Akova'nın yüzölçümü 620 Km² olup, doğu-batı yönünde uzunluğu 27 km, genişliği 23 km.’dir.
İlin diğer önemli ovaları ise Pamukova ve Söğütlü Ovası'dır. İlin, ikinci büyük ovası olan
Pamukova'nın yüzölçümü 170 km²’dir. Ova, Sakarya Vadisinde alüvyonların birikmesiyle
oluşmuş verimli bir ovadır. İlin en çukur tarım alanı olan Söğütlü Ovası, Akova'nın kuzeyinde
yer almaktadır. Ova 30 km uzunluğunda ve 20 km genişliğinde olup, sazlık ve bataklık
durumundadır.
Coğrafyasının tartışılmaz mükemmelliği bugün ekonomide varlığını iyice ortaya çıkarmaya
başlamıştır. Sakarya'dan geçen, Uluslararası TEM Otoyolu ve D 100 (Eski E.5) karayolu, yalnız
ülkenin en zengin ticaret ve sanayi potansiyeline sahip İstanbul ve Trakya'yı tüm Anadolu'ya
bağlamakla kalmaz, Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarını da birbirine bağlar. Demiryolları da,
5
Avrupa'dan gelerek, Sakarya'yı boydan boya geçmekte, Suriye ve İran sınırlarından Asya içlerine
kadar ulaşım hizmeti vermektedir.
Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası ve Vilayetin öncülüğünde, Sakarya Üniversitesi'nce
hazırlanan "Sakarya Nehri Ulaşım Projesi"nin ilimiz için hayati önem taşımaktadır. Sakarya
Nehri Ulaşım Projesi, il merkezine 30 dakikalık mesafedeki Karadeniz kıyımızda, Karasu'da
yapılmakta olan Liman ile tüm Türkiye'nin ekonomisini olumlu etkileyecektir.
Karasu Limanı çok büyük deniz ulaşım ağlarına bağlantılı olacaktır. Bugün, Karadeniz'de Tuna
ve Ren Nehirlerinde yapılan taşımacılıkla, Avrupa'nın ortasındaki bir çok ülkeden geçilerek,
Kuzey Denizi kıyılarına, Norveç'e, hatta İngiltere'ye kadar mal nakli yapılmaktadır. Dinyeper ve
Dinyester nehirlerindeki taşımacılıkla da, Rusya'nın içlerine ve Moskova'ya kadar mal
taşınmaktadır. Don ve Volga Nehirlerindeki taşımacılıkla Hazar Denizi kıyılarına, Türk
Cumhuriyetleri'ne mal nakli yapılmaktadır. Bu nedenle, Sakarya Nehri Ulaşım Projesi,
ülkemizde kolay, ucuz ve tehlikesi az nehir taşımacılığının başlamasını sağlayacak dev bir proje
olarak görülmektedir.
Coğrafyamızın önemi, henüz tahrip edilmemiş doğal zenginliklerimizin çokluğuyla da gözdedir.
Bu zenginlikler, çağdaş ve çevre koruma teknolojileriyle donatılan Organize Sanayi Bölgeleri ile
ve il için hazırlanan master projelerle korunmaktadır. Sakarya'ya 1993–94 yıllarından sonra
büyük bir artışla yönelen sanayi yatırımlarının nedeni de budur.
8. JEOLOJİKYAPISI
Marmara Bölgesi'nin kuzeydoğusunda yer alan Sakarya ilinde yüzey şekilleri fazla karmaşık
değildir. Kocaeli'nin doğusunda, güneyden kuzeye doğru uzanarak Karadenize açılan il alanı,
deniz seviyesinden 31 m. yüksekliktedir. Marmara Bölgesi'nin iklim özelliklerini taşır. Yerleşim
zamanı zamanın sonlarıyla IV. Zamanın başlarında oluşmuştur. Bu jeolojik zamanda ortaya çıkan
büyük kıvrılma ve kırılma hareketleri Trakya'nın güneye, Kocaeli Yarımadası'nın kuzeyine doğru
farklı yönlerde çarpılmasına neden olmuştur. Çarpılma neticesi biri Karadeniz, öteki Marmara
denizine açılan iki vadinin çökmesiyle de İstanbul Boğazı oluşmuş ve Akdeniz ile Karadeniz
birleşmiştir. Çarpılmanın etkisi Sakarya ilinde daha güçlü olmuş ve il alanı Karadeniz'e doğru
eğim kazanmıştır. Yurdumuzun önemli akarsularından olan Sakarya Nehri'nin İç Batı Anadolu
platolarından taşıdığı maddeler il alanında yığılarak geniş IV. zaman topraklar, alüvyon ovalar
oluşmuştur. İl de ağırlıklı yeryüzü şekli platolardır. Dağlar ilin güney yarısında yoğundur.
9. DAĞLAR, NEHİRLER, OVALAR, YAYLALAR VE GÖLLER
İl topraklarının % 33,6’sı dağlarla kaplıdır. Sakarya ilinin en yüksek ve sarp kesimleri
güneydedir. Kuzey Anadolu sistemine bağlı olan dağlar il alanına yakın kesimlerde alçak
platolara dönüşür. Başlıcaları, şehrin güneyinde Erenler Tepesi (75 m.), Alibey Tepesi (112 m.),
güneydoğusunda Hıra Dağı ve Serdivan Tepesi, Akova'nın güneyinde Karadağ, Keremali
Dağları'dır. Keremali Dağı üzerindeki Dikmen Tepesi (1.720 m.) Sakarya'nın en yüksek
noktasıdır. Akova’nın doğusunda Çamdağı (880 m.), batısında ise Kocaeli Yaylası vardır.
Türkiye'nin en büyük havzalarından biri olan Sakarya havzasının su toplama alanı 58.000
km²’dır. Yıllık ortalama su hacmi 4 milyar m³’tür. Havzanın en büyük akarsuyu Sakarya
Nehri'dir. Nehrin Sakarya ili dahil 150 km'lik, genelde ise 59 km'lik bir uzunluğu mevcuttur.
Nehir Pamukova'nın güneyinde il topraklarına girer. Adapazarı Şehrinin doğusundan geçer.
Sağdan Mudurnu çayını aldıktan sonra kuzeye yönelir. Sapanca Gölü'nün ayağını teşkil eden
6
Çark Suyu'da Sakarya Nehir’ine karışır. Kuzeydeki plato sahasını bir boğazla geçtikten sonra
kıyı ovasına varır oradan da Karasu yakınlarında Yenimahalle'den Karadeniz'e dökülür.
Çark Suyu, Sapanca Gölü'nün bir ayağı olup, Adapazarı'nın içinden geçer. Sapanca Gölü'nün
fazla suları, Çark Suyu ile Sakarya Nehri'ne boşalır. Merkez ilçe dahil uzunluğu 45 km. olan
Çark Suyu, Sapanca Gölü'nün doğusundan çıkar. Batıda Kocadere, Elmalı, Kabuz ve Söğüt
Deresi kollarını alarak kuzeydoğuya yönelir. İlçenin kuzeydoğusunda, Seyfiler Köyü'nden
Sakarya'ya dökülür.
İlin diğer akarsuları: Mudurnu Çayı (64.9 km.), Dinsiz Çayı (34 km.), Darıçayı Deresi (33 km.),
Maden Deresi (29.7 km.), Melen Deresi (30.8 km.), Karaçay Deresi (28.6 km.), Akçay Deresi,
Yırmaz Deresi ve Değirmendere'dir.
Bu akarsu bolluğu içinde çok zengin ovalar yer almaktadır. Başta Akova denilen Adapazarı
Ovası, Söğütlü Ovası, Geyve Ovası ve Pamukova mevcuttur. Akova, Marmara Bölgesi ile
Karadeniz Bölgeleri arasında bir geçiş alanıdır. Ovaların en büyük özelliği sulanabilir ve bol
yağış almasıdır. Yılda birkaç kez hasat yapılabilmektedir. Sakarya ili, göller bakımından da
Türkiye'nin en zengin göllerinin bulunduğu bölgelerden birisidir. Göllerin suları genellikle tatlı
olup, turistik bakımdan zengin potansiyele sahiptir. Göller genellikle içme suyu kaynağı olup,
tarım alanı sulamacılığında da kullanılmaktadır.
Başlıca göllerimiz: Sapanca Gölü (42 km²), Poyrazlar Gölü (25 hektar), Taşkısığı Gölü (90
hektar), Acarlar Gölü (1.562 hektar), Küçük Akgöl (20 hektar), Büyük Akgöl (190 hektar) dır.
9. BİTKİ ÖRTÜSÜ
Sakarya ili, doğal bitki örtüsü yönünden çok zengindir. Kuzey Anadolu kıyı dağlarının uzantısı
olan dağlar, gür ormanlarla kaplıdır. Hemen her yerde kayın ağacı başta olmak üzere gürgen,
kavak, kestane, ıhlamur, çınar, akçaağaç ve meşe başlıca ağaç türlerini oluşturur. 700 metre
yükselti kuşağından sonra iğne yapraklı ağaçlar da yer almaya başlar. Adapazarı'nın doğusunda
bol miktarda dışbudak ormanlarına rastlanır. Karasu ilçesinin batısında Acarlar Gölü çevresinde
de dışbudak ormanları vardır. Ovalık kesimlerde Aşağı Sakarya Vadisi çevresinde bitki örtüsü
zayıftır.
10. İKLİM
Sakarya ili, iklim özellikleri açısından Marmara ve Karadeniz Bölgesi iklim özelliklerini
taşımaktadır. İl, yağışlı ve rutubetli bir havaya ve ılıman bir iklime sahiptir. Kışlar bol yağışlı ve
ılık, yazlar ise sıcaktır. Rüzgârlar genel olarak kuzeydoğudan Poyraz, kuzeybatıdan da Karayel
olarak eser. Zaman zaman güneyden esen Lodos, özellikle Adapazarı Ovasında sıcaklığın
artmasına yol açmaktadır.
Meteorolojik gözlemlere bakıldığında ilimiz bol yağış alan ve nem oranı yüksek bir yapıya
sahiptir. Yıllık yağış ortalaması 1.016 mm., sıcaklık ortalaması 14.4 ve nispi nem % 73,9'dur.
7
DÜNYA
EKONOMİSİ
1
DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER
I. DÜNYA EKONOMİSİNDE GELİŞMELER
2007 yılında konut piyasasında talebin düşmesi ve tüketici harcamalarının azalması ile 2008
yılındaki yüksek faizli ve riskli kredi piyasalarında yaşanan olumsuz gelişmelerle ABD’de
başlayan kriz, 2008 yılının son aylarında hemen hemen tüm dünyaya yayılarak küresel kriz haline
gelmiştir. Dünya ekonomisinin 1930’lardan bu yana karşılaştığı en büyük finansal şok olarak
tanımlanan kriz, tüm dünya ekonomilerinde daralma olarak kendini göstermiştir. Zaman zaman
ülkelerin veya bölgelerin kendi krizleri ortaya çıkmasına rağmen, küresel olarak ekonomideki
düşüş ilk defa yaşanmıştır. Gelişmiş ülkelerin finans sektörlerinde başlayan kriz, gelişmekte olan
ülkelerin çoğunda finansal piyasalardan çok reel sektörü etkilemiştir.
Döviz kurları değişmiş, sermaye akımları yavaşlamış, özellikle ticaret hacimleri oldukça büyük
oranlarda düşmüştür. İşsizlik oranları artmış ve bunun yanında bütçe açıklarında hızla yükselmeler
baş göstermiştir. Kriz, finansal olanakları kısıtlarken ekonomideki belirsizlikler yatırımcıların
kararlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Birçok ülke sürdürülemez borç riskiyle karşı karşıya
kalmıştır.
Beklenmedik ve oldukça büyük oranlarda ekonomik daralmalara neden olan krizi hafifletmek ve
sonuçlarını iyileştirmek amacıyla merkez bankaları ve hükümetler ekonomilerini canlandırmaya
yönelik paketler uygulamaya koymuşlardır. Alınan bu önlemlerin en başında iç talebi canlandırıcı
ve kamu yatırımlarını artırıcı politikaların uygulanması gelmektedir. Birçok merkez bankası faiz
oranlarını azaltmış, kredi hacmini artırmak için bilançolarında genişletici uygulamalar
yapmışlardır.
Gelişmiş ülke ekonomilerinde 2009 yılında % 3,2 oranında küçülme meydana gelirken, gelişmekte
olan ülkelerde ise % 2,4 oranında büyüme meydana gelmiştir. Gelişmiş ülkeler içerisinde küresel
kriz ortamından en fazla etkilenen ülke % 5,2’lik küçülme ile Japonya olurken, gelişmekte olan
ülkeler içerisinde ise Rusya % 7,9 oranında küçülmüştür. Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinin
başı çektiği gelişmekte olan ülkelerde ise % 2,4 oranında bir büyüme sağlanmıştır. Bunun yanında
gelişmekte olan ülkeler sınıfına giren bazı Latin Amerika ve Avrupa Birliği üyesi olmayan
ülkelerde ekonomik anlamda küçülme söz konusu olmuştur.
2
TABLO 1
DÜNYA ÜRETİMİ
(Değişim, %)
Dünya Üretimi
Gelişmiş Ülke Ekonomileri
A.B.D.
Euro Alanı
Almanya
Fransa
İtalya
İspanya
Japonya
İngiltere
Kanada
Gelişmekte Olan Ülke Ekonomileri
Gelişmekte Olan Asya Ekonomileri
Çin
Hindistan
ASEAN-5 (2)
Latin Amerika
Brezilya
Meksika
Geçiş Süreci Ülkeleri
Rusya
2007
5,2
2,8
2,1
2,8
2,5
2,3
1,5
3,6
2,4
2,6
2,5
8,3
10,6
13,0
9,4
6,3
5,8
6,1
3,3
8,6
8,1
2008
3,0
0,5
0,4
0,6
1,2
0,3
-1,3
0,9
-1,2
0,5
0,4
6,1
7,9
9,6
7,3
4,7
4,3
5,1
1,5
5,5
5,6
2009
-0,6
-3,2
-2,4
-4,1
-5,0
-2,2
-5,0
-3,6
-5,2
-4,9
-2,6
2,4
6,6
8,7
5,7
1,7
-1,8
-0,2
-6,5
-6,6
-7,9
Kaynak: IMF, World Economic Outlook, April 2010
(1): Projeksiyon, (2): Endonezya, Malezya, Filipinler, Tayland ve Vietnam.
Küresel kriz özellikle çalışan kesimi vurmuş dünya ülkelerindeki işsizlik rakamları ciddi boyutlara
ulaşmıştır. Küresel krize karşı finansal açıdan alınan önlemler işsiz sayısındaki artışın önüne
geçmeye yetmemiştir. Çoğu önemli ekonomide, iş piyasasındaki durumun kötüye gitmesi ve buna
bağlı olarak ortaya çıkan işsizlik sorunu toplumsal açıdan bu ülkeleri olumsuz yönde etkilemiştir.
ILO’ya göre, krizden önce 2007 yılında dünyadaki işsizlik oranı % 5,7 olarak ölçülürken, bu oran
2009 yılında % 6,6’ya yükselmiştir. İstihdam ortamı yaratarak işsizliği düşürmek pek çok ülkede
uzun zaman alacaktır. İşsizliğin kriz öncesi döneme geri dönebilmesi için gelecek beş yıl
içerisinde küresel ekonominin 300 milyon yeni iş yaratmak zorunda olduğu belirtilmektedir.
Dünya ekonomisini büyük ölçüde etkileyen global ekonomik kriz döneminde, düşük talep
nedeniyle ülkelerin üretimlerini daraltma yoluna gitmeleriyle beraber ihracat miktarlarında önemli
düşüşler meydana gelmiştir. Buna ek olarak, döviz kurlarındaki aşırı oynaklık ve diğer ülkelerin
üretim yapılarındaki daralmalar, maliyetlerin belirsizleşmesi gibi nedenlerle yurtdışındaki
pazarlara açılmada sorunlar yaratmıştır. İhracat ve ithalattaki bu düşüş dolayısıyla ticaret
hacminde meydana gelen daralma üretimin düşmesine özellikle tarım ve sanayi alanında ihtiyacın
mevcut stoklar ile karşılanmasına yol açmıştır. Üretimin durması çalışan kesimi olumsuz yönde
etkileyerek iş kayıplarının artmasına neden olmuştur. 2007 yılında dünya ticaret hacminin artış
hızı % 7,2’ye ulaşırken, krizin başlaması ile 2008 yılında % 2,8’e kadar gerilemiştir. 2009 yılında
bu oran negatife dönmüş ve 13,5 gibi yüksek bir puan ile azalarak ticaret hacmi % 10,7 düşmüştür.
Gelişmiş ülke ekonomilerinin ihracatı 2008 yılında % 1,9 oranında artarken, 2009 yılında % 11,7
oranında azalmıştır. Bu ülke grubunda ithalat ise, % 0,6 artıştan % 12 gerilemeye dönüşmüştür.
Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülke grubunda ise, ihracat 2008 yılına kıyasla
12,2 gibi yüksek bir puanda düşüş yaşayarak negatif olarak % 8,2 oranında gerçekleşmiştir. Aynı
şekilde gelişmekte olan ülkelerin ithalatı, 2008 yılındaki % 8,5’lik artıştan sonra 2009 yılında %
8,4 oranında daralmıştır.
3
TABLO 2
DÜNYA TİCARET HACMİ
(Değişim,%)
2007
Dünya Ticaret Hacmi
7,2
(Mal ve Hizmet Ticareti)
İhracat
Gelişmiş Ülkeler
6,3
Gelişmekte Olan Ülkeler
9,7
İthalat
Gelişmiş Ülkeler
4,7
Gelişmekte Olan Ülkeler
12,7
Kaynak: IMF, World Economic Outlook, Update January 2010
(1): Projeksiyon.
2008
2009
2,8
-10,7
1,9
4,0
-11,7
-8,2
0,6
8,5
-12,0
-8,4
Sanayi üretimindeki değişimler ekonominin durağan olduğu 2003-2007 dönemleri arası
ortalamanın üzerinde seyrederken, en keskin değişim 2008 ekonomik krizi ile yaşanmıştır.
Özellikle ekonomik krizin en şiddetli evrelerinde sanayi üretimi ortalamanın çok altında ve negatif
yönde seyretmiştir. Küresel piyasalarda yaşanan olumsuzluklar sonucunda üretimde meydana
gelen durağanlık azalmış, üretim 2009 yılı sonu itibariyle ortalamanın üzerine çıkmayı başarmıştır.
Özellikle Çin gibi gelişmekte olan Asya ekonomilerinin diğer ülkelere kıyasla güçlü
performansları küresel talebin daha da düşmesini engellemiştir. 2009 yılının ilk aylarından itibaren
sanayi sektörü hala eksilerde olmasına rağmen artış eğilimine girmiştir. Üretim iyileşmelerine
bağlı olarak Asya ekonomilerinin itici gücüyle uluslararası ticaret hacimlerinde de artış
başlamıştır. Bu durum piyasaların zamanla krizin olumsuz etkilerinden arınacağı yönünde
sinyaller vermektedir.
Dünya ekonomisi, kriz sonrası hala kırılgan bir yapıda olmasına rağmen, fiyatlardaki yükseliş ve
mallara yönelik talebin artması gibi olumlu gelişmeler finansal piyasalarda güven oluşturmaya
başlamıştır. Dünya ticaret ve GSYH büyüme oranlarının pozitife dönmesinde ve ekonomisinin
genel anlamda iyileşmesinde merkez bankalarının uygulamaya koyduğu genişletici para
politikalarının etkisi büyüktür. Likidite artırıcı para politikalarının yanında hükümetlerin mali
canlandırma paketleri de ekonominin canlanmasına büyük katkı yapmıştır.
1. Gelişmiş Ülkeler
Konut piyasasında meydana gelen daha sonra diğer finans piyasalarına likidite sorunu olarak
yayılan kriz, 2008 yılının Eylül ayında ABD’nin büyük yatırım bankalarından biri olan Lehman
Brothers’ ın iflasıyla daha da artarak diğer ülkelere yayılmaya başlamıştır.
Ülkede hemen ekonomik kurtarma paketi yürürlüğe konulmuştur. Bu paket, sadece işyerlerine ve
hanehalklarına yapılan vergi düşüşlerini değil aynı zamanda sağlık, eğitim, altyapı ve enerji gibi
konuları da içermekte olup işsiz sayısını azaltmayı da amaçlamıştır. ABD’de büyüme 2009 yılının
üçüncü döneminde tekrar yükselmeye başlamıştır. Bu büyümede, kamu harcamaları ve
transferlerin dahil olduğu 787 milyar dolarlık güçlü bir mali canlandırma paketi itici güç olmuştur.
Canlandırma paketinin amacı finansal kriz ile düşen talebi canlandırmak, belirsizlik ortamını
ortadan kaldırmak, hanehalklarının refahını yükseltmek ve tekrar kredi akışı sağlamaktır. Mali
paketlerin yanında Amerikan Merkez Bankası (FED) faiz oranlarında sıfır düzeyine kadar
indirimler yapmıştır. Bunun yanında birçok banka ve finans şirketinin iflasında sonra finans
sektörünü kurtarmak amacıyla piyasalara para aktarmıştır. Bunun sonucunda finans sektöründe
interbank ve kısa dönemli fon piyasası düzelmeye başlamış, tahvil ve bono fiyatları yükselmiştir.
ABD’nin 2009 yılının son çeyreğindeki % 5,6’lık büyüme oranı son iki yıldaki en yüksek büyüme
olarak ölçülmüştür. Ancak işsizlik oranının düşmeye başlamasına rağmen bu oran hala yüksektir
4
ve iş kayıpları hala devam etmektedir. 2008 yılının başında % 5 dolaylarında olan işsizlik oranı
2009 yılının sonunda % 10’a yaklaşmıştır.
Kriz, AB ve Euro bölgesinde 2009 yılında sırasıyla GSYH’ nin % 4,2 ve % 4,1 oranında
daralmasına, işsizliğin ve kamu borcunun beklenmedik seviyelere çıkmasına neden olmuştur.
2008 yılının sonu ile 2009 yılının ortalarına kadar olan sürede küresel ekonomide oldukça ciddi
daralmalar yaşandıktan sonra, ekonomilerde kademeli olarak düzelmeler başlamıştır. Bu artışlarda
gevşek para ve maliye politikasının büyük etkisi olmuştur. Kısa dönemli faiz oranlarının
düşüklüğü ve enflasyon oranlarının aşağıya dönük eğiliminin olması ekonomilerin iyileşmesinde
bir gösterge niteliğini taşımaktadır.
Euro bölgesinde tüketici enflasyon oranı % 0,3 iken AB’de bu oran % 1 olarak gerçekleşmiştir.
2009 yılı sonunda, Euro Bölgesi’ndeki ekonomik bozulma sona ermiş ve üretim, üçüncü çeyrekte
yaklaşık bir buçuk yıldır ilk kez artış göstermiştir. Hükümet harcamaları ve ihracat artışları
büyümeye pozitif yönde katkı yapmıştır. Almanya’nın GSYH’sinde 2009 yılının ilk iki
döneminde düşük de olsa bir artış yaşanırken üçüncü ve dördüncü dönemlerde daralma meydana
gelmiştir. Yıllık bazda ise GSYH % 5,0 azalmıştır. Fransa’da toparlanma 2009 yılının ikinci
döneminde başlamıştır. Yıllık bazda ekonomi % 2,2 küçülmüştür. İngiltere’de ise toparlanma
2009 yılının son döneminde başlamış ve yıllık daralma % 4,9 olarak gerçekleşmiştir. AB
ülkelerindeki GSYH büyüme oranlarındaki düşüşler kamu açıklarının ve borç oranlarının daha da
kötüleşmesine katkıda bulunmuştur.
2008 yılından beri kriz nedeniyle dolara olan güvenin azalması Euro’nun artmasına neden
olmuştur. 2009 yılının Kasım ayında dolar karşısında 1,49 seviyesine kadar çıkan Euro,
Yunanistan’da meydana gelen borç krizinin etkisiyle dolar karşısında gerilemeye başlamıştır.
Japon ekonomisinin 2007 yılında yavaşlayan büyümesi, 2008 yılının başlarında tekrar hızlanmaya
başlamıştır. Ancak krizin etkisiyle 2008 yılının dördüncü döneminde yaklaşık % 12 ile 1974
yılında yaşanan petrol krizinden sonraki en büyük daralma gerçekleşmiştir.
Japon ekonomisinde 2008 yılından bu yana süregelen yüksek daralma oranları, 2009 yılının son
döneminde toparlanmaya dönmüştür. Krizden çıkış yolu olarak uygulamaya konulan kısa vadeli
canlandırma paketleri ekonomideki resesyonu azaltmıştır. Özellikle inşaat sektöründe ve tüketici
harcamalarındaki artışlar ekonominin canlanmasına katkıda bulunmuş ve yılın ikinci döneminden
itibaren daralma yavaşlamıştır. Bu iyileşmede hükümet tarafından uygulamaya konulan özellikle
tüketim harcamalarını artırmaya yönelik canlandırma paketlerinin etkisinin rolü büyük olmuştur.
Japonya 2009 yılının toplamında % 5,2 oranında daralmıştır.
Daralmaya rağmen ihracat oranlarında artışlar meydana gelmiştir. İhracattaki bu toparlanmada
hem içerde hem de diğer ülkelerdeki uygulanan canlandırma paketleri etkili olmuştur. Gelişen
ekonomilerden özellikle Çin’de otomobil ve elektronik eşya için uygulanan canlandırma paketleri
bu sektörlerde dünya lideri olan Japonya ekonomisinin canlanmasını sağlamıştır. Bunun yanında
Japon hükümetinin uygulamaya koyduğu vergi indirimleri ve teşvik programları da ekonominin
düşük düzeyde de olsa iyileşmesinde rol oynamıştır.
2. Gelişen ve Gelişmekte Olan Ülkeler
Gelişen ekonomilerde kriz, finansal akımlarda terse dönüş ile kendini göstermiştir. Kredi
kaynaklarının kesilmesi yerli paranın değer kaybetmesine neden olmuştur. Yerli bankaların kredi
kesmeleri ve geri çağırmaları sonucunda firmalar işçi çıkartmaya ve üretimlerini azaltmaya
başlamışlardır.
5
2009 yılında Rusya küresel krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olmuştur. Yatırımcıların
güveninin azalması nedeniyle yatırım ve sermaye girişlerindeki düşüşler Rus ekonomisini büyük
ölçüde etkilemiştir. Rusya ekonomisi 2008 yılının ilk üç döneminde yüksek bir büyüme
yakalamışken 2008 yılının dördüncü döneminde bu büyüme hızı yavaşlamıştır. 2009 yılında ise iç
tüketim talebi ve yatırımlardaki daralma ile % 7,9 oranında küçülmüştür. Bu küçülme işgücü
piyasasını da etkilemiş işsizlik oranları buna paralel olarak artmıştır. Rusya diğer ülkelerde olduğu
gibi krizden çıkmak için güçlü bir mali canlandırma paketini yürürlüğe koymuştur. Uygulamaya
konulan 2009 kriz karşıtı program ile mesleki eğitimin sağlanması, geçici işlerin yaratılması,
işsizlere kendiişlerini kurmaları için yardım edilmesi gibi teşvikler amaçlanmıştır.
Kriz döneminde uluslararası piyasalarda yaşanan petrol fiyatlarındaki düşüşler, Rusya’nın
ihracatını olumsuz yönde etkilemiştir. Ancak 2009 yılının son aylarında artan petrol fiyatları
Rusya’nın ihracat fazlası vermesinde etkili olmuştur. 2009 yılında gerçekleşen % 8,8 oranındaki
enflasyon artışı geçmiş yıllara kıyasla en düşük seviyede gerçekleşmiştir.
Mali ve parasal büyük destek paketleri Çin ekonomisini kriz boyunca ayakta tutmuştur. Son
yıllarda Çin ihracatı GSYH büyüme oranlarına ciddi katkılar yapmıştır. Finansal küresel kriz ve
küresel talebin azalması Çin’in ihracat ve ithalat rakamlarında ciddi düşüşlere neden olmuştur.
Bununla birlikte ihracat azalışlarına bağlı olarak Çin’in reel ekonomisi küresel krizden
etkilenmesine rağmen, 2009 yılında GSYH % 8,7 oranında büyümüştür. Alınan kriz tedbirleri
özellikle iç tüketimin artmasıyla büyümeye katkı sağlamıştır. Bunun dışında altyapı yatırımlarına
yönelik canlandırma paketleri, otomobil ve elektronik eşyalardaki tüketim vergileri indirimleri ve
düşük fiyatlar ekonomik büyümenin itici gücü olmuştur.
Bunun yanında para ve kredi kolaylıklarına dönük parasal teşvik paketiyle politika oranları ve
rezerv oranları düşürülmüş, kredi sınırlamalarına kolaylıklar getirilmiştir. Bu teşvikler sayesinde
2009 yılının ilk döneminde kredi artışları oldukça yükselmiştir. Mali teşviklerle birlikte (4 trilyon
Yuan-586 milyar $) vergi oranları düşürülmüş, fakir ve işsizlere para yardımı yapılmış, devlet
harcamaları artırılmıştır. Küresel krizden en az etkilenen ülkelerin başında gelen Çin ekonomisinin
en önemli sorunu 2009 yılının son aylarında daha da artan enflasyon oranları olmuştur. Krize karşı
alınan tedbirlerle birlikte uygulanan gevşek para ve maliye politikaları Çin’deki enflasyonun artış
eğilimine girmesinde büyük rol oynamıştır. Artan ihracat miktarları nedeniyle döviz rezervlerinin
ve para arzının artması, enflasyon üzerinde olumsuz etkiler yapmıştır. Çin hükümeti aşırı artan
fiyat artışlarını önlemek için kredi ve yatırımlara yönelik önlemler alınacağını belirtmiştir. Çin
Merkez Bankası enflasyonu düşürmek için sıkı para politikası uygulamasına geçmiştir.
Doğu Asya ülke grubu için ise, işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak 2009 yılı için
%4,4 olarak hesaplanmış ve bu oran tüm ülke grupları içerisinde en düşük işsizlik oranı olmuştur.
G-20 liderleri zirvesi 2008 yılının Kasım ayında kriz doruk noktasındayken yapılmıştır. Bu
zirvede küresel ekonomiyi destekleme ve finansal sektörü dengede tutma konuları üzerinde
durulmuş ve liderler yeni bir krizi önleyecek reformlar hakkında tartışmışlardır. Dünya genelinde
üretimde ve ticarette meydana gelen ani düşüşler nedeniyle G-20 liderleri Nisan 2009’da tekrar
toplanmışlardır.
Dünyanın en büyük ekonomilerinin liderleri iyileşmeyi sağlamak, finansal sistemi düzeltmek ve
küresel sermaye akışını eski haline getirmek amacıyla taahhütlerde bulunmuşlardır. 2009 yılının
son zirvesi Eylül ayında Pittsburg’ da yapılmıştır. Liderler güçlü bir iyileşme sürecini sağlayacak
politikalar, düzenlemeler ve reformlara odaklanmıştır. Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi
sağlayan yeni bir taslak ortaya çıkarmışlardır. Ayrıca liderler küresel finans sisteminin düzenleyici
6
reformlar sayesinde geliştirilmesi ve sistemdeki anaparanın arttırılması konusunda birlikte
davranma taahhüdünde bulunmuşlardır.
3. Uluslararası Mal Piyasaları
Küresel ekonomik kriz, finansal piyasalarda olduğu gibi uluslararası mal piyasalarında da önemli
etkiler yaratmıştır. Krizin ilk dönemlerinde alım koşullarının değişmesi ve talepte yaşanan düşüş,
mal piyasalarında stokların artması sonucunu doğurmuştur.
Kriz ile birlikte küresel ekonomik yapının bozulması talep yönlü baskıları azaltmış ve birçok mal
sektöründe ani fiyat düşüşlerine neden olmuştur. Uluslararası mal piyasalarında en yüksek fiyat
düşüşü metal gibi endüstri ürünlerinde yaşanmıştır. Temmuz 2008 ile Şubat 2009 dönemleri arası,
enerji fiyatları ve tarım ürünleri fiyatları % 35 civarında düşerken, metal fiyatları ise % 20’den
daha fazla oranda azalmıştır.
2009 yılının Mart ayında enerji ve metal ürünleri fiyatlarında artış başlarken, şeker ve pirinç gibi
tarım ürünleri fiyatları ise talepteki yükseliş ve elverişsiz hava koşulları gibi nedenlerle 2009
yılının ikinci yarısında yükselmeye başlamıştır.
Dünya piyasalarında tarımsal ürün fiyatları 2008 yılında zirveye ulaşmıştır. Kriz ile beraber
piyasalardaki dalgalanmalar, döviz kurlarındaki ani değişimler ve ülkelerin ihracat-ithalat ve
dolayısıyla üretim koşullarının durağan hale gelmesi ile, üreticiler arz-talep yasası çerçevesinde
fiyatlarda düşüşe gitmişlerdir. 2009 yılında 2008 yılına göre % 38,5 oranındaki düşüş ile ayçiçeği
yağı fiyatı en fazla düşen tarım ürünüdür. En fazla fiyat artışı ise % 45,8’lik artış ile şekerde
olmuştur.
TABLO 3
ULUSLAR ARASI PİYASALARDA SEÇİLMİŞ MALLARIN FİYATLARI
Buğday
Mısır
Pirinç
Soya Fasulyesi
Yerfıstığı
Ayçiçeği Yağı
Zeytin Yağı
Portakal
Muz
Şeker (Serbest Piyasa)
Çay
Kahve
Pamuk
Yün (23 Mikron)
Kauçuk
Deri
Alüminyum
Bakır
Nikel
Çinko
Doğal Gaz (Rusya)
Petrol (Spot)
Ölçü (1)
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
cts/1b
cts/Kg
cts/1b
cts/1b
cts/Kg
cts/1b
cts/1b
$/MT
$/MT
$/MT
$/MT
$/000M3
$/bb1
2007
255
163
332
317
1.177
673
4.561
958
677
10
212
88
63
765
104
72
2.640
7.132
37.136
3.250
293
71
Fiyat
2008
326
223
700
453
1.568
1.694
4.167
1.107
844
12
270
106
71
709
119
64
2.578
6.963
21.141
1.885
473
97
2009
223
166
589
379
995
1.042
3.509
909
848
18
314
77
63
611
87
45
1.669
5.165
14.672
1.658
319
62
2007
33,1
34,3
9,5
45,9
42,1
-5,6
-16,9
16,2
-0,9
-32,7
-12,3
25,6
9,0
41,5
8,7
4,7
2,6
5,9
53,9
-0,5
-0,9
10.7
Değişim (%)
2008
27,7
36,7
110,7
42,9
33,1
151,7
-8,6
15,5
24,6
25,1
27,2
20,3
12,8
-7,3
14,1
-11,1
-2,3
-2,4
-43,1
-42,0
61,3
36,4
2009
-31,5
-25,8
-15,8
-16,5
-36,6
-38,5
-15,8
-17,9
0,5
45,8
16,5
-27,4
-12,1
-13,8
-26,5
-30,0
-35,3
-25,8
-30,6
-12,0
-32,6
-36,3
Kaynak: IMF Primary Commodity Prices Database
(1): 1b=0,4536 Kg, bb1 (varil)=159 lt, MT: Metrik Ton
7
Ham petrol talebi 2000-2007 arasında ortalama % 1,7 oranında artarken, 2008’in dördüncü
çeyreği ve 2009’un ilk çeyreği arasında yaklaşık olarak % 3 oranında yükselmiştir. Petrol İhraç
Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), varil başına fiyatlarını 75 dolar düzeyinde tutmak için günlük
üretimini yaklaşık olarak 4 milyon varile çekmiştir. Bunun sonucunda OPEC’in atıl kapasitesi
günlük 6,5 milyon varil civarına yükselmiştir. Dünya mal fiyat endeksleri incelendiğinde, 2009
yılı için fiyatların küresel krizin de etkisiyle düştüğü görülmektedir. 2008 yılına göre toplam mal
fiyat endeksi % 31 oranında, gıda ve içecek ürünleri fiyatları ise % 13,1 oranında gerilemiştir.
TABLO 4
DÜNYA MAL FİYAT ENDEKSİ (2005=100)
(ABD Doları Bazında)
2007
2008
Toplam Mal Fiyat Endeksi
Petrol Dışı Mal Fiyat Endeksi
Gıda ve İçecek Ürünleri Fiyat Endeksi
Sanayi Girdileri Fiyat Endeksi
Tarımsal Hammadde Fiyat Endeksi
Metal Ürünleri Fiyat Endeksi
Enerji Fiyat Endeksi
Petrol Fiyat Endeksi
135,0
140,6
126,9
154,3
114,2
183,3
131,7
133,3
172,1
151,0
156,5
145,5
113,3
168,7
184,5
181,9
Toplam Mal Fiyat Endeksi
Petrol Dışı Mal Fiyat Endeksi
Gıda ve İçecek Ürünleri Fiyat Endeksi
Sanayi Girdileri Fiyat Endeksi
Tarımsal Hammadde Fiyat Endeksi
Metal Ürünleri Fiyat Endeksi
Enerji Fiyat Endeksi
Petrol Fiyat Endeksi
11,8
14,1
15,0
13,2
5,0
17,3
10,5
10,6
27,5
7,4
23,3
-5,7
-0,8
-8,0
40,1
36,5
2009
2009
1. Dönem
2. Dönem
3. Dönem
Endeks
118,8
98,9
114,5
125,6
122,7
109,8
120,1
127,2
136,0
127,6
139,6
136,9
109,4
91,8
100,5
117,4
94,1
86,4
85,6
98,0
120,4
95,7
111,3
131,4
116,5
92,6
111,3
124,7
115,8
82,9
110,9
127,9
Bir Önceki Yıla/Döneme Göre Değişim (%)
-31,0
-15,8
15,8
9,7
-18,7
-6,5
9,4
5,9
-13,1
2,3
9,4
-1,9
-24,8
-16,5
9,5
16,8
-16,9
-13,7
-0,9
14,5
-28,6
-18,2
16,3
18,1
-36,9
-21,1
20,2
12,0
-36,3
-21,1
33,8
15,3
4. Dönem
136,1
133,8
139,9
127,8
106,3
143,3
137,4
141,5
8,4
5,2
2,2
8,9
8,5
9,1
10,2
10,6
Kaynak: IMF Primary Commodity Prices Database
2009 yılı dönemsel olarak incelendiğinde, endeksin tüm göstergeler bazında artış trendi gösterdiği,
en yüksek artışın ikinci çeyrekte % 33,8 ile petrol fiyatlarında olduğu görülmektedir. Bu artışta
doların değer kaybetmesi ve talebin yükselmesi etkili olmuştur.
IMF’nin yılsonu raporuna göre, küresel kriz sonrası toparlanmanın görüldüğü uluslararası mal
piyasalarında, özellikle fiyatlardaki değişimin yüksekliği dikkat çekmektedir. Mal piyasaları
dolardaki artışa bağlı olduğu gibi özellikle gelişmekte olan Asya ülkelerinde yaşanan toparlanma
ile talebin artması bu piyasaları önemli ölçüde etkilemektedir.
KÜRESEL EKONOMİDEKİ GELİŞMELER
GENEL KÜRESEL GELİŞMELER
2007 yılında ABD’de yaşanan mortgage (subprime) krizi ile başlayan süreç değişim ve
dönüşümler yaşayarak bugüne kadar devam etmiştir. Bu süreç, kimilerine göre 1929 bunalımından
sonra küresel çapta yaşanan en önemli kriz olarak tanımlanmaktadır. Bu krizi öne çıkaran ve
dolaylı olarak krizin ortaya çıkardığı diğer hususlar ise küresel finansal sistemin eleştirilmesi ve
8
küresel finansal mimariyi yöneten uluslararası örgütlerin yeniden ve çok radikal bir şekilde
değişmesi yönünde oluşan taleptir.
İçinde bulunduğumuz dönemde talep arttırıcı politikaların uygulanmaya başlanması, finansal
piyasalara yönelik olarak kamu müdahalesinin çok büyük boyutlara ulaşması, OECD dışındaki
bazı ülkelerde talebin hafif de olsa harekete geçmesi gibi gelişmelerle birlikte krizden çıkış
yönünde sinyaller alınmaya başlanmıştır. Bunlara ek olarak finansal şartlardaki son gelişmeler ve
ileriye yönelik olumlu beklentiler, özel sektör bilançolarındaki düzelme ve makroekonomik
politika desteklerindeki nispi azalma ile birlikte dengeli bir krizden çıkış beklentisi oluşmuştur.
Ekonomik yapıdaki olağanüstü yavaşlama ile birlikte birçok ülkede enflasyon düşük oranlarda
gerçekleşirken, enflasyon artışı birkaç ülkede söz konusu olacaktır.
Mevcut küresel yapı içinde riskler çift yönlü olarak hareket etmektedir, yani kayıp ve kazanç
riskleri aynı düzeydedir: Finansal şartların daha hızlı bir şekilde iyileşmesi ile birlikte bunun
yaratacağı pozitif bir hava finansal şartlardan etkilenen daha güçlü bir yatırım ortamına neden
olabilir ki bu da tekrar büyümenin ve finansal şartların iyileşmesine sebep olacaktır. Öte yandan,
bu ortamda büyük bir finansal kurumun iflası veya finansal sıkıntısının süreci tersine çevireceği de
açıktır. İşsizlik de ayrıca önemli bir risk olarak kendini göstermektedir. İşsizlik nedeni ile finansal
kurumlar dolaylı olarak etkilenebileceği gibi talepteki azalma nedeni ile bazı ülkelerde enflasyon
düşüklüğünden deflasyona geçilmesi de mümkün olabilir ki bu sorundan kurtulması, bu soruna
yönelik ekonomi politikaları üretilmesi ise daha da zordur.
Krizin önlenmesi için ortaya atılan tüm önlemler, hükümetler, merkez bankaları ve diğer küresel
kurumlarca sağlanan likidite ekonomik şartların iyileşmesi ile tekrar piyasadan çekilmek
durumundadır. Ancak, bunun ne şekilde ve ne tür araçlarla ve hangi zamanda yapılacağı ise diğer
ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Finansal piyasalara bakıldığında hem ABD hem de AB bölgeleri için bankalar arası para
piyasasındaki fiyatların düştüğünü ve Ağustos 2007 öncesi seviyesine yaklaştığını görmekteyiz.
Öte yandan gecelik faizler de çok düşmüş ve Avrupa Merkez Bankası (AMB)’nin yüzde 1’lik
yeniden finansman oranının da altında piyasa faizleri gerçekleşmiştir.
Kamu garantisini direkt veya dolaylı şekillerde eline geçiren bankacılık kesiminin de birçok
ülkede bilançolarını güçlendirdiğini görmekteyiz. Banka tahvillerinin ödenmeme riskine karşı
yapılan sigortaların maliyeti Mart 2009’da yüzde 3 düzeylerinden 2009 sonu itibariyle yüzde 1,1
seviyelerine düşmüştür. Bu şartlar altında bankaların kredi verme mekanizmasında ise negatif
veya çok düşük düzeylerde bir fonlama söz konusu olmuştur. Şimdiye kadar olan gelişmelerde
özellikle ABD’de sadece bankacılık kesiminin arz sorunu değil aynı zamanda piyasanın da zayıf
fon talebi söz konusu idi. Ancak AMB verilerine bakıldığında 2009 Haziran’ı itibariyle firmaların
ciddi anlamda fonlandığı görülmektedir.
Her ne kadar OECD’nin Finansal Şartlar Endeksi ileriye yönelik olarak olumlu sonuçlar gösterse
de bu olumlu gelişmeleri etkileyecek unsurlar şu şekilde sayılabilir:
 Özel kesimin menkul kıymetleştirmesi (securitization) finansman varlığını ciddi anlamda
ters yönlü olarak etkileyebilir. 2009 yılı başı ve 2008 yılı sonlarında birçok varlık sınıfında
özel kesimin ihracı sıfır veya sıfıra yakın düzeylerde gerçekleşmiştir.
 Kredi varlığını etkileyebilecek diğer bir husus ise özellikle Avrupa’daki bankaların
sermayelerini güçlendirme ihtiyacıdır.
9
OECD dışındaki ülkelere bakıldığında büyümenin hızlandığı görülmektedir. Asya’daki büyüme
ise alınan önlemlerin de etkisi ile dünyanın diğer yerlerine göre nispi olarak daha yüksek
gerçekleşmiştir.
Dünya ticaretine baktığımızda ise bir düzelmenin olduğu görülmektedir. Her ne kadar bu büyüme
OECD dışındaki Asya ekonomilerinde olsa da bu ülkelerle sıkı ticari ilişkileri bulunan OECD
ülkelerinde de büyümeye yardımcı olacaktır. Avrupa ülkelerinde görece olarak daha düşük
olmakla birlikte dünya ticaretindeki büyüme ve üretimdeki artış yine de genel yapı içinde artış
göstermiştir. Finansal şartlardaki genel iyileşme ve canlandırıcı politika uygulamalarının bir
sonucu da dünya ticaretindeki artış olmuştur; genel şartlardaki iyileşme hem tüketici malları gibi
mallara olan talebin artmasını sağlayarak direkt etkide bulunurken hem de dış ticaretin
finansmanındaki sıkılığın ortadan kalkmasını sağlayarak kredi imkanlarını genişletmek şeklinde
dolaylı bir katkı sağlamıştır.
Hanehalkı tasarruf oranlarına baktığımızda 2009 yılında bir artış olduğunu görmekteyiz. Sıkı kredi
şartları ve artan işsizlik tabii olarak harcamaların da baskı altına girmesine neden olmuştur. Her ne
kadar geçici harcama artışları ve tasarruflardaki düşüşler bazı mali desteklerle gerçekleşmiş olsa
da genel anlamda harcamalar azalmıştır.
Birçok farklı göstergeye bakıldığında ABD, Kanada ve İngiltere’deki konut piyasalarında bir
canlanma ve fiyatlarda ufak da olsa bir artış görülmektedir. Avustralya, Norveç ve İsviçre’de de
konut fiyatları yükselmeye başlamıştır.
Konut yatırım düzeyleri 2009 yılının ilk yarısında azalmaya başlamış olmakla birlikte bazı
ülkelerde ve OECD’de toplamda en son kriz döneminden daha da aşağı olan bir düşüş
görülmemektedir.
OECD ülkelerine baktığımızda yakın dönem için en azından geçici mali desteklerin de etkisi ile
talep yapısının şekillendiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda talebin yapısının şekillenmesinde geçici
mali desteklerin önemli etkisi görülecektir. Ancak bu etkilerin belirsizliği nedeni ile kriz ortamı ve
ekonomik istikrarsızlık beklenenden daha da uzun sürebilecektir.
10
TABLO 5
DIŞSAL DENGESİZLİKLER AZALIRKEN DÜNYA TİCARETİNDEKİ
YAVAŞLAMA (2006-2009)
Dünya Ticareti
2006
Mal ve Hizmet Ticareti (Bir Önceki Döneme Göre Değişim)
Dünya Ticareti
9,4
OECD
8,3
NAFTA
7,0
OECD Asya – Pasifik
8,2
OECD Avrupa
9,0
OECD Dışı Asya
13,0
Diğer OECD Dışı
9,5
OECD İhracat
8,8
OECD İthalat
7,8
Ticaret Fiyatları
OECD İhracat
3,6
OECD İthalat
4,7
OECD – Dışı İhracat
8,2
OECD – Dışı İthalat
4,7
Cari Denge (G.S. M.H’ nın Yüzdesi Olarak)
ABD
-6,0
Japonya
3,9
Euro Bölgesi
0,4
OECD
-1,6
USD Milyar
ABD
-788
Japonya
172
Euro Bölgesi
43
OECD
-591
Çin
250
Dinamik Asya
129
Diğer Asya
-17
Latin Amerika
50
Afrika ve Orta Doğu
289
Merkez ve Doğu Avrupa
63
OECD – Dışı
763
DÜNYA
173
2007
2008
2009
7,0
5,4
4,7
7,9
5,1
10,3
10,5
6,2
4,6
4,8
3,2
2,2
5,5
3,1
7,0
9,3
4,5
1,9
1,9
0,4
-0,4
1,2
0,6
5,2
3,7
0,8
0,1
7,7
7,5
8,6
7,0
8,0
10,2
12,3
10,1
-9,8
-10,4
-8,0
-4,8
-5,3
4,8
0,3
-1,4
-4,9
3,8
-0,4
-1,5
-3,9
4,3
-0,1
-1,1
-731
212
39
-557
372
175
-34
27
336
18
894
336
-696
187
-55
-650
399
182
-40
-3
438
33
1009
360
-562
231
-8
-447
437
292
14
-38
-13
-28
663
216
Kaynak: OECD
11
TABLO 6
İŞGÜCÜ PİYASALARI ŞARTLARI GELİŞİMİ (2007-2009)
İstihdam
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
OECD
İşgücü
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
OECD
İşsizlik Oranları
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
OECD
2007
2008
2009
1,1
0,5
1,8
1,5
-0,5
-0,4
1,0
0,7
-3,6
-1,8
-1,6
-2,0
1,1
0,2
0,9
1,0
0,8
-0,3
1,1
1,0
0,0
-0,5
0,4
0,4
4,6
3,9
7,5
5,6
5,8
4,0
7,5
5,9
9,2
5,2
9,4
8,2
Kaynak: OECD Economic Outlook
Tüm ülkeler bir şekilde işgücü piyasasında zorluklar yaşamaktadır ancak bu zorlukların boyutu ve
çeşitliliği ülkeden ülkeye de farklılık göstermektedir. Geçtiğimiz yıl içinde haftalık çalışma
saatleri açısından birçok ülkede çalışma saatleri düşürülmüştür. Özellikle sorun yaşayan
sektörlerin başında ise üretim ve inşaat gelmektedir. İş saatlerinin azaltılması işsizliğin artmasını
özellikle kıta Avrupası’nda oldukça engellemiştir. Ancak ABD açısından konu ele alındığında ise
her ne kadar iş saatlerinde azaltıma bile gidilse faaliyetlerdeki azalmanın iş ortamına olan etkisi
beklenmedik düzeylerde olmuştur.
Ekonomik durgunluktaki artışla birlikte, küresel mal fiyatlarındaki düşüş birçok OECD ülkesinde
enflasyon oranlarının sıfırın altında gerçekleşmesini sağlamıştır. Tüketici fiyatları birçok ülkede
olduğu gibi Çin’de de düşmektedir. Çekirdek enflasyon oranları hem ABD’de hem de Euro
bölgesinde yüzde 1,5 düzeylerine inmiştir.
Finansal krizin başlangıcından bugüne kadar cari açık dengesizliklerinin azaltılması noktasında
ciddi sorunlar ortaya çıkmıştır. 2009 yılı başından ortasına kadar bakıldığında küresel cari açık
dengesizliklerinin boyutu toplam dünya GSH’sının yüzde 2’sinden fazla azalma kaydetmiştir.
Başlıca petrol ihraç eden ülkelerin ve Çin’in dış fazla elde etmesinin yanısıra, özellikle ABD’nin
dış açığında hızlı bir düşüş gerçekleşmiştir.
Mevcut küresel şartlara bakıldığında risklerden kurtulmanın da ülkeler açısından yeni riskler
doğurduğunu söylememiz mümkün olacaktır. Çünkü tüm bu aksiyonların birbiri ile de ilgisi
bulunmaktadır. Mevcut ortama baktığımızda en temel riskleri şu şekilde saymamız mümkün
olacaktır:
 Ülkelerin makroekonomik politikaları uygulamadaki riskleri: Örneğin zamanından önce
veya gecikmeli olarak para politikası ve maliye politikası teşviklerinin durumundaki
değişiklik.
 Finansal riskler her iki yönde de devam etmektedir. Finansal piyasada faaliyet gösteren
firmalardan büyük bir oyuncunun iflası veya zorluk yaşaması veya şartların beklenenden
daha iyi bir şekilde gelişmesi de tehlikeli riskler taşımaktadır.
 Özel sektördeki bilanço düzeltmeleri ile ilgili bir belirsizlik bulunmaktadır.
12
 Gelişmekte olan ekonomilerdeki güçlü talep OECD ülkelerinde büyümeye destek
sağlayabilecektir.
 Çok güçlü bir büyümenin mal fiyatları üzerine etkide bulunması ancak OECD dışı
ülkelerde büyümenin daha fazla olması durumunda mümkün olacaktır. Öte yandan
fiyatların artışındaki düzey uygun seviyelerde kalırsa durgunluktan çıkış için de düşük bir
etkisi olacaktır. Yapılan araştırmalar petrol fiyatlarındaki yüzde 10’luk bir artışın OECD
ülkelerindeki faaliyetleri yüzde 0,1 (fiyat artışından sonra) ve enflasyonu ise yüzde 0,2
artıracağını göstermektedir.
 Geçtiğimiz yıl içerisinde Euro ve Yen karşısında doların değer kaybetmesi şeklinde ortaya
çıkan bir döviz kuru ayarlaması yaşanmıştır. Doların değerindeki azalma ABD’deki
ekonomik faaliyetleri ve enflasyonu artırırken, hem Euro Bölgesi hem de Japonya’da ters
etki doğuracaktır.
Para politikaları uygulamalarına baktığımızda bazı ülkelerde normalleşme sürecine girmenin de
etkisiyle kredi piyasasındaki aşırı likiditenin ve müdahalenin kaldırılması yönünde adımlar
atılmakla birlikte birçok ülke için hâlâ bu sürecin başında bulunulmaktadır.
Buna göre düşük politika oranlarından çıkış için aslında iki grup ülke bulunduğu söylenebilir. İlk
gruptaki ülkeler daha dayanıklı iken (Avustralya, Norveç ve İsrail) veya yakın dönem için pozitif
gelişmeler gösteriyorsa (Kore) ve bunların daha hızlı bir şekilde bu politika uygulamalarından
çıkmaları gerekirken ABD, AB, İngiltere ve Kanada gibi enflasyon ve ekonomik aktivitenin baskı
altında olduğu ülkelerde de bu çıkış politikaları daha yavaş uygulanacaktır.
Konvansiyonel faiz oranı kesintileri ile birlikte para otoritelerinin birçok konvansiyonel olmayan
önlem aldıkları da görülmektedir. Bunun bir sonucu olarak merkez bankalarının bilançoları aşırı
büyüme göstermiştir. Normalleşme sürecinde bu bilançoların eski durumuna getirilmesi
öncesindeki likidite nedeni ile enflasyon ve erken bir şekilde sistemden çıkarılması durumunda ise
tekrar deflasyon sorunu yaşanması mümkün gözükmektedir. Bu nedenle otoritelerin bu önlemlerin
zamanlaması ve boyutuna ilişkin öngörülerinin dikkatli bir şekilde de uygulamaya geçirilmesi
gerekmektedir.
Banka ve diğer kurumların finansal kriz döneminde destek görmesi yönünde önemli finansal
politikalar uygulanmıştır. Bu hem OECD ülkelerinde hem de OECD dışı ülkelerde aynı şekilde
olmuştur.
Problemli finansal varlıklardaki sorunların çözümüne yönelik bazı uygulamalar olmuşsa da
özellikle bu anlamdaki sürecin ABD, Almanya ve İngiltere’de daha yavaş olduğu görülmektedir.
Problemli varlıklara karşı olan tavrın bu aşamada önemli bir şekilde ele alınması ve finansal
şartlardaki iyileşme, normalleşme görünümüne rağmen yine de dikkate alınması gerekmektedir.
Finansal sektörden kaynaklanacak muhtemel bir krizin önüne geçmek için ülkeler finansal
sektörde bir reform ihtiyacı içine girmişlerdir. Başta uluslararası sözleşmeler olmak üzere birçok
alanda politika uygulamaları tartışılmış, bazıları ise uygulamaya geçirilmiştir. Krizin anıları daha
sıcak iken bu iyileştirmelerin de hızlı bir şekilde yapılmasında fayda bulunmaktadır.
Küresel finansal mimarinin yeniden oluşturulmasında tabii olarak kısa dönemde yapılması
gerekenler ve orta/uzun vadede yapılması gerekenler arasında farklar olacaktır. Bu nedenle
uygulanacak politikaların da amaçlarına göre farklı hızlarda ve ölçeklerde olması gayet normaldir.
13
Finansal kurumlara olan güvenin artırılmasında muhasebe standartlarının geliştirilmesi de önemli
bir rol oynayacaktır. Bununla birlikte, küresel kriz süresince yapılan birçok düzenleme ve idari
çerçevenin bankaları bireysel bazda ele alması önemli sorunların başında gelmiştir. Bankaların
aslında bir sistemik riske maruz kaldığı ve dolayısı ile daha makro düzeyde bir kurallar seti ile
düzenleme altına alınması gerektiği ise daha geç anlaşılmıştır. Maliye politikaları açıklarına
baktığımızda durumun giderek daha vahim bir hal aldığı görülmektedir.
TABLO 7
MALİ POZİSYONLARDAKİ YAVAŞ GELİŞME (2007-2009, % GSMH)
ABD
Gerçek Denge
Denge
Gayri Safi Finansal Yükümlülükler
Japonya
Gerçek Denge
Denge
Gayri Safi Finansal Yükümlülükler
Euro Bölgesi
Gerçek Denge
Denge
Gayri Safi Finansal Yükümlülükler
OECD
Gerçek Denge
Denge
Gayri Safi Finansal Yükümlülükler
2007
2008
2009
-2,8
-3,3
61,8
-6,5
-6,0
70,0
-11,2
-8,8
83,9
-2,5
-3,9
197,1
-2,7
-4,7
172,1
-7,4
-6,5
189,3
-6,0
-1,5
70,9
-2,0
-2,1
73,2
-6,1
-3,7
81,8
-1,3
-2,5
73,1
-3,5
-4,0
78,4
-8,2
-6,3
90,0
Kaynak: OECD Economic Outlook
Küresel çapta krizden çıkışın netleştiği bir ortamda mali düzenlemenin başlaması daha yerinde bir
yaklaşım olacaktır. Ülkelerin makroekonomik durumlarına göre düzenlemelerin türü ve şekli
farklılık arz edebilmektedir. Örneğin hükümet bütçelerinin orta vadede ihtiyaç duyduğu
düzenlemeler Norveç, Kore ve İsviçre gibi ülkelerde görece olarak daha düşük iken yine orta
vadede Yunanistan, Polonya, Portekiz, Japonya, ABD, İngiltere ve İrlanda gibi ülkelerde zaten
yüksek olan borç düzeyleri daha da artacaktır. Ülkelerin artan yüksek borç oranları önümüzdeki
yıllarda finansal piyasalar üzerinde ekonomik faaliyetleri olumsuz yönde etkileyecek bir unsur
olacaktır. Ülke tahvillerinin getirileri Mart 2009’da tavan yaptığı döneme göre oldukça düşük
olmakla birlikte finansal krizin başladığı döneme göre de oldukça yüksek seyretmektedir.
Özel yatırımların dışlanması (crowding out), devlet tahvilleri üzerindeki yüksek faiz oranları ve
kamu sektörü borçları bir kartopu etkisi ile daha da büyüyebilir. Yüksek borç düzeyleri,
hükümetin finansal piyasalardaki dalgalanmaları finanse ederken yaşayacağı bir kırılganlık noktası
olarak da ortaya çıkmaktadır.
Hükümetlerin maliye politikaları uygulamalarına ilişkin orta vadeli planlarını şimdiden
açıklamaları ve bu anlamda piyasa beklentilerini yönlendirmeleri de uygun bir adım olacaktır.
Kamusal politikaların harcamalar yönünden önemli bir şekilde ele alınmasında fayda
bulunmaktadır. Ampirik analizler, bütçelerdeki sağlamlaşmanın vergi artışları ile harcama
kesintileri karşılaştırıldığında harcama kesintileri ile daha etkin sağlandığını göstermektedir.
Birçok ülke açısından emeklilik ve sağlık ödemeleri sürdürülebilir bir kamu finansmanı için
önemli bir gösterge olacaktır.
Küresel düzeyde bakıldığında, durgunluk öncesinde bile birçok ülkenin önemli yapısal
değişikliklere ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Küresel kriz ve resesyon bu değişiklik ihtiyacını
14
hem hızlandırmış hem de ölçeğini büyütmüştür. OECD verilerine göre krizin sermaye yoğunluğu
ve yapısal işsizlik üzerine olan etkileri ortalama yüzde 3,5 civarında olmuştur.
Bunlara ek olarak iç piyasaların uluslararası ticaret ve yatırımlara açık olması da önem arz
etmektedir. Resesyon ve sonrasındaki gelişmeler birçok ülkede korumacılığın türev
uygulamalarını gündeme getirmektedir.
Orta ve uzun vadede işgücü piyasalarındaki reformların da önem arz ettiği görülmektedir. Bu
alanda reformların gerçekleştirilmemesi uzun vadede kişi başı GSMH’ yı etkileyebilecektir. Bu
piyasadaki muhtemel en büyük risk işsizlik oranlarındaki artış ve işgücü piyasasına çok zayıf
bağlanmış işgücü olmaktadır. Aktif işgücü piyasası uygulamalarındaki reformlar veya işsizlik
ödemelerinin arttırılması işsizlikle mücadelede işe yarayabilecektir. Yapısal işsizliği ortadan
kaldıracak diğer önlemler arasında ise işgücü üzerindeki vergilerin azaltılması (ki bu durumda
mali zorunluluklar nedeni ile zor bir tercih), piyasa rekabetinin arttırılması gibi önlemler
sayılabilir. Yapılan bazı araştırmalar şu sonuçları vermektedir:
OECD ülkelerinde işsizlik oranlarında yüzde 1’lik bir düşüş kaydedilmesi için işsizlik
ödemelerinin yüzde 8 azaltılması veya işgücü üzerine olan verginin yüzde 3,5 oranında
düşürülmesi veya son 10 yıl boyunca ortalama bir OECD ülkesinde oluşan piyasadaki ürün
serbestleştirilmesinin uygulanması veya her bir istihdam edilen işçi için yapılan harcamaların
artırılması (kişi başı düşen GSMH’ nın bir parçası olarak) veya bu belirtilen önlemlerin belli
yüzdelerde birlikte uygulanması ile işsizlik düşürülebilecektir.
Kriz sonrasındaki verimlilik artışının sağlanması için ise Ar-Ge teşviklerinin verilmesi, rekabetçi
olmayan, engelleyici piyasa uygulamalarının ortadan kaldırılması gibi genel hususlara dikkat
edilmelidir.
15
TABLO 8
GENEL KÜRESEL PROJEKSİYON
2009
Reel GSMH Artışı
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
Toplam OECD
Enflasyon
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
Toplam OECD
İşsizlik Oranları
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
Toplam OECD
Cari Açık
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
Toplam OECD
Mali Denge
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
Toplam OECD
Kısa Dönem Faizleri
ABD
Japonya
Euro Bölgesi
-2,5
-5,3
-4,0
-3,5
0,2
-1,2
0,2
0,5
9,2
5,2
9,4
8,2
-3,0
2,5
-1,1
-0,9
-11,2
-7,4
-6,1
-9,2
0,9
0,5
1,2
ÜLKESEL VE BÖLGESEL GELİŞMELER
OECD ÜLKELERİ
Amerika Birleşik Devletleri
ABD için her ne kadar çok kötü bir resesyondan geri dönüş emareleri gözükmüş, üretimdeki
düşüşün 2009 yazından sonra geriye başlamış olsa da çok önemli sorunlu alanlar hâlâ varlığını
devam ettirmektedir. Büyük bankaların iflasına ilişkin pek fazla risk kalmamakla birlikte sermaye
yeterliliği anlamında önemli sorunlar devam etmektedir. Hanehalkları ise hem borç azaltımı hem
de varlıklarını yeniden yapılandırma noktasında bir dönüşüm yaşayacaktır. Büyük miktarlarda
sayılabilecek makroekonomik canlandırma ve finansal şartların iyileştirilmesi büyümeyi
desteklerken bu çok da hızlı gerçekleşmeyecektir.
16
TABLO 9
ABD: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009)
İstihdam
İşsizlik Oranı
İstihdam Maliyet İndeksi
İşgücü Verimliliği
Birim Emek Maliyeti
GSMH Deflatörü
TÜFE
2007
0,9
4,6
3,1
1,3
3,0
2,9
2,9
2008
-0,6
5,8
2,8
1,0
1,8
2,1
3,8
2009
-3,7
9,2
1,5
1,3
-1,1
1,3
-0,4
Kaynak: OECD Economic Outlook
İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en kötü resesyon dönemlerinden sonra ortaya çıkan bu dönemin
de tekrar dipten döndüğü söylenmektedir. Üretimde sektörler bazında bile olsa kısmi iyileşmeler
yaşanmakta, hisse senedi piyasalarındaki hareketlenmeler hanehalkı servetlerinin toparlanmasını
sağlamakta ve konut piyasasında da ufak artışlar başlamaktadır.
Yukarıda belirtilen bazı olumlu gelişmeler olmakla birlikte birçok olumsuz gösterge de
bulunmaktadır. Örneğin konut dışı inşaatlarında aşağı yönlü bir trend devam etmekte ve işgücü
piyasası da zayıflığını sürdürmektedir. Küçülmenin derinliği ekonominin hem üretim hem de
işgücü piyasalarında kullanılmamış kapasiteyi önemli ölçüde artırmıştır. Bir müddet daha devam
etmesi beklenen bu atıl kapasite para politikası önlemlerine ve artan enerji mal fiyatlarına rağmen
enflasyonist baskıları engellemiştir. Cari işlemler dengesinin azalması noktasında iç talepteki
düşüş de çok önemli bir rol oynamıştır. 2009 yılı ilk yarısı itibariyle GSMH’ nın yüzde 3’ünden
daha fazla düşmüştür.
TABLO 10
ABD: Finansal Göstergeler (2007-2009)
Hane Halkı Tasarruf Oranı
Genel Hükümet Mali Dengesi
Cari Denge
Kısa Dönem Faiz Oranları
Uzun Dönem Faiz Oranları
2007
1,7
-2,8
-5,2
5,3
4,6
2008
2,7
-6,5
-4,9
3,2
3,7
2009
3,9
-11,2
-3,0
0,9
3,3
Kaynak: OECD Economic Outlook
Bütçe konsolidasyonu başladığında ise özel iç talep büyümenin en temel faktörü olacaktır. Kısa
dönemde konut yatırımlarından kaynaklanan bir miktar büyüme beklense bile uzun vadedeki
büyüme firma verimliliği, düşen şirket tahvil oranları ve iş ortamı üzerinde arz baskısı oluşturan
banka kredilerinin yaygınlaşması ile mümkün olacaktır.
17
TABLO 11
ABD: Talep ve Üretim (2008-2009)
Özel Tüketim
Hükümet Harcamaları
Gayri Safi Sabit Yatırımlar
Nihai İç Talep
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
GSMH (Piyasa Fiyatlarıyla)
2008
(Milyar USD)
10.129,9
2.386,9
2.667,1
15.183,9
1.831,1
2.538,9
14.441,4
2009
Önceki Yıllara Göre % Değişim
-0,6
2,0
-14,3
-2,6
-10,8
-14,8
-2,5
Kaynak: OECD Economic Outlook
Yüksek varlık fiyatları tasarruf oranlarında ileriye dönük artışları engellerken aynı zamanda
tüketici güvenini artırmakta, tüketim artışını canlı tutmaktadır. Konut satışlarındaki artış ve son
birkaç yıl içindeki satılmayan konutların sayısındaki önemli düşüşler muhtemelen yakın bir
gelecekte yeni konut yapımlarına neden olacaktır. Buna rağmen yüksek işsizlik oranları nedeni ile
hem ücretlerdeki artışın hem de kişisel gelirlerin önümüzdeki birkaç yıl boyunca baskı altında
olacağını söylemek gerekmektedir.
TABLO 12
ABD: Dış Göstergeler (2007-2009)
2007
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Denge
Görünmeyenler, NET
Cari Denge
1.656
2.370
-713,8
-12,8
-726
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
İhracat Performansı
Dış Ticaret Hadleri
8,7
2,0
1,0
-0,2
2008
USD Milyar
1.831
2.539
-707,8
1,7
-706
Yüzde Değişim
5,4
-3,2
1,1
-5,2
2009
1.538
1.917
-378
-55,4
-434
-10,8
-14,8
2,7
6,3
Kaynak: OECD Economic Outlook
Her ne kadar birçok önlem alınmış olsa da özellikle ABD için finansal kurumların öngörülenden
daha fazla riske maruz kalması muhtemel görülmektedir. Bu riskler ise yeni kayıplar anlamına
gelecektir. Özellikle ticari emlak kredileri bu kapsamda görülebilir. Öte yandan iyileşme ile
birlikte uzun vadeli faiz oranlarının bütçe açıkları nedeni ile artmasından kaynaklanacak riskler de
bulunmaktadır. Eğer artan hisse senedi fiyatları ve konut fiyatları tüketici güvenini sağlar ve
hanehalkı harcamaları artış gösterirse bu durumda mevcut olan üretim kapasitesi ve düşük stok
düzeyleri artan talep için yeterli olmayacaktır.
Japonya
Japonya’ya baktığımızda mali teşviklerin etkisinin ancak işsizlikteki kısmi düşüşü ve ücret
seviyelerindeki azalmayı koruduğu söylenebilir.
18
Bank of Japan deflasyon ile savaşta daha güçlü önlemler almalıdır. Faiz oranlarını düşük
düzeylerinde tutmalı ve enflasyonda bazı gelişmeler görülünceye kadar somut bazı önlemler
uygulamalıdır. Japonya’nın yüksek kamu borç oranları ve bütçe açıkları düşünüldüğünde mali
teşviklerin olması da çok mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle hükümet kamu
harcamalarındaki artışı ancak diğer harcama programlarından bir kısıntı ile elde edebilecektir.
Güvenilir ve orta vadeli bir mali konsolidasyon programının oluşturulması ve uygulanmaya
başlanması önem arz etmektedir. Bu tür bir program ile temel vergi reformları ile birlikte diğer
yapısal reformlar yapılmalıdır, özellikle yaşlanan nüfus ortamındaki hayat standartlarının
geliştirilmesi için bu bir zarurettir.
TABLO13
JAPONYA: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009)
2007
0,5
3,9
0,0
-1,9
-0,7
-0,2
İstihdam
İşsizlik Oranı
Hanehalkı Harcanabilir Geliri
Birim Emek Maliyeti
GSMH Deflatörü
TÜFE
2008
-0,4
4,0
0,4
1,4
-0,9
0,1
2009
-1,8
5,2
-2,6
1,3
0,0
-0,5
Kaynak: OECD Economic Outlook
Diğer Asya ülkelerinden kaynaklanan ithalat talebi ile birlikte artan Japon ihracatı Japonya için bir
şans olmuştur. Eylül 2008 sonrasında Yen’in değer kazanmasında kısmi bir ters durumun
gerçekleşmesi de bu ihracata yardımcı olmuş ve özellikle otomobil ve bilgi teknoloji tabanlı
ürünlere olan talep artmıştır. 2009’un ilk yarısındaki büyük sıçramadan sonra iflas sayılarında da
bir denge oluşmaya başlamış ve tarihsel seviyelerine göre düşük olmakla birlikte yine de tüketici
güveninde bir artış ve finansal şartlarda bir iyileşme yaşanmıştır. 2009 yılındaki kurumsal kârların
azalması firmaların yatırım planlarını olumsuz etkilemiştir. Düşük ratingli borçlananlar için risk
primlerinin yüksek olması ve banka kredilerindeki düşük düzeyler büyüme ve refah artışında da
negatif etkiler oluşturmuştur.
Kurumsal kesimdeki olumsuz gelişmeler hanehalklarını emek gücü piyasaları aracılığı ile
etkilemiştir. Hanehalkı gelirleri, 2008 yılında ücretlerin düşmeye başlaması ve işsizliğin artışı ile
birlikte azalmıştır. 2009 yazı itibariyle işsizlik oranları yüzde 5,7 gibi rekor düzeylere çıkmıştır.
TABLO 14
JAPONYA: Finansal Göstergeler (2007-2009)
Hane Halkı Tasarruf Oranı
Genel Hükümet Mali Dengesi
Cari Denge
Kısa Dönem Faiz Oranları
Uzun Dönem Faiz Oranları
2007
3,3
-2,5
4,9
0,7
1,7
2008
2,7
-2,7
3,2
0,7
1,5
2009
2,8
-7,4
2,5
0,5
1,4
Kaynak: OECD Economic Outlook
İşgücü piyasasının zayıflığına rağmen özel tüketimde bir sıçrama görülmektedir. 2009 yılı ikinci
çeyreği sonrası yaşanan bu gelişmede daha çok hanehalklarına yapılan ücret ödemeleri ve
hükümet yatırımlarının çift haneli rakamlara ulaşması sayılabilir.
19
TABLO 15
JAPONYA: Talep ve Üretim (2008-2009)
2008
293,4
94,1
117,2
504,7
9,201
Özel Tüketim
Hükümet Harcamaları
Gayri Safi Sabit Yatırımlar
Nihai İç Talep
GSMH (Piyasa Fiyatlarıyla)
2009
-0,7
1,1
-12,8
-3,2
-4,0
Kaynak: OECD Economic Outlook
Dünya ticaretinin düzelmesi ve politikaların uygulanması noktasındaki riskler tamamen ortadan
kalkmamıştır. Finansal piyasalarda uygulamaya konulan acil önlemlerin erken tasfiyesi iç talepte
olumsuzluklara neden olabilecektir. Japon ekonomisi küresel gelişmelere karşı çok duyarlıdır.
Örneğin küresel şartlardaki bir iyileşme ile birlikte Japonya’daki büyüme aynı iyileşmenin başka
ülkelere olan etkisinden çok daha fazla katkı sağlayabilmektedir.
TABLO 16
JAPONYA: Dış Göstergeler (2007-2009)
2007
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Denge
Görünmeyenler,NET
Cari Denge
772,0
698,7
73,3
139,6
212,8
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
İhracat Performansı
Dış Ticaret Hadleri
8,4
1,5
0,7
-4,6
2008
USD milyar
853,9
847,5
6,4
151,0
157,4
Yüzde Değişim
1,8
0,9
-1,3
-9,5
2009
615,5
618,0
-2,4
128,3
125,9
-25,1
-14,7
-15,8
12,5
Kaynak: OECD Economic Outlook
Euro Bölgesi (Fransa, İtalya, İngiltere İle Birlikte)
Euro Bölgesindeki faaliyetlerin keskin düşüşü beklenenden daha hızlı bir şekilde gerçekleşmiştir.
Finansal sektörde esen ters rüzgâr ve artan işsizlik oranları, krizden çıkışın da derece derece
olacağını işaret etmektedir.
TABLO 17
EURO BÖLGESİ: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009)
İstihdam
İşsizlik Oranı
Hanehalkı Harcanabilir Geliri
Birim Esnek Maliyeti
GSMH Deflatörü
TÜFE (Hormonize edilmiş indeks)
2007
1,8
7,5
3,6
1,7
2,3
2,1
2008
1,0
7,5
3,9
3,6
2,2
3,3
2009
-1,6
9,4
1,5
3,8
1,0
0,2
Kaynak: OECD Economic Outlook
20
Para piyasalarındaki faiz oranı spreadlerindeki daralma ile birlikte hisse fiyatlarında artış nedeni
ile finansal şartlarda bir iyileşme görülmektedir. Ancak yine de banka kredileri sıkı olup hem
hanehalkı hem de firmalara dönük krediler yeterli değildir. Bankaların yeni özel sermayeyi temin
etme noktasındaki başarılarına rağmen hâlâ yeterli sermayeye sahip olup olmadığı noktasında soru
işaretlerini muhafaza etmektedir. Muhtemel başka krizlerin önüne geçmek için Avrupa çapında
finansal düzenleyici ve denetleyici kurumların bazı yapısal önlemler alması gerekmektedir.
Krizin başladığı andan bugüne kadar işgücü piyasasındaki şartlar olumsuzluğunu korumaktadır.
En yüksek olduğu noktalardan yüzde 2’lik düşüşler gösteren işsizlik oranları daha önceki
resesyonlara göre üretim düşüşleri ile çok daha güçlü bağa sahip gözükmektedir.
TABLO 18
EURO BÖLGESİ: Finansal Göstergeler (2007-2009)
2007
9,1
-0,6
0,5
4,3
4,3
Hane Halkı Tasarruf Oranı
Genel Hükümet Mali Dengesi
Cari Denge
Kısa Dönem Faiz Oranları
Uzun Dönem Faiz Oranları
2008
9,8
-2,0
-0,8
4,7
4,3
2009
11,8
-6,1
-0,6
1,2
3,8
Kaynak: OECD Economic Outlook
Küresel mal piyasalarındaki fiyat düşüşleri 2009 yazında enflasyonun negatif olmasına sebep
olmuştur. Avrupa Merkez Bankasının (ABM) mevcut politika uygulamaları yerinde
gözükmektedir. Politika oranları değiştirilmemiş ve yoğun likidite önlemleri alınmış, açık piyasa
operasyonları gerçekleştirilmiştir.
Euro Bölgesi ülkeleri bazı mali önlemler almış olup bunların toplamı 2009 yılı GSMH’ sının
yüzde 1’i civarındadır. Önemli miktardaki desteklerin bir kısmı ise otomatik dengeleyiciler ve
finansal sektördeki önlemlerle gerçekleştirilmiştir. Kamu borçlarının GSMH’ ya oranı kriz
döneminde önemli miktarda artmış olup İstikrar ve Büyüme Anlaşmasının oldukça üzerinde
olmuştur.
TABLO 19
EURO BÖLGESİ: Talep Ve Üretim (2008-2009)
Özel Tüketim
Hükümet Harcamaları
Gayri Safi Sabit Yatırımlar
Nihai İç Talep
2008
( Milyar USD)
5.195
1.882
1.987
9.063
2009
Önceki Yıla Göre % Değişim
-1,0
2,3
-10,6
-2,5
Kaynak: OECD Economic Outlook
Bölgenin içinde olduğu riskler oldukça geniş bir spektrumu kapsamakta ve dengeli bir şekilde her
alana yayılmaktadır. Kısa dönemde özel talebin artması zor gözükmekte, finansal piyasalar ise
kırılganlığını korumaktadır. Büyüme ile birlikte hem para hem maliye politikalarının
uygulanmasındaki ince ayar da önemli bir risk oluşturmaktadır.
21
Kanada
Kanada’da reel gelirin düşmeye başladığı 2008’in son çeyreğindeki durumun 2009’un ikinci yarısı
itibariyle düzeldiği söylenebilir. Hem dış talep hem de iç yatırımlarda ve işsizlikte az da olsa bir
artış görülmektedir. 2009’un ilk yarısında GSMH yüzde 6,1 azalış kaydetmiş ve ikinci çeyrekte
yüzde 3,4 küçülmüştür.
Kanada hükümetinin detaylı ve güvenilir orta vadeli planlara ağırlık vermesi gerekmektedir.
Kanada’daki görece gelişmelerin özellikle dünya ticaretindeki gelişme, hükümetin altyapı
projelerindeki ilerleme ve özel kesimin konut, ekipman ve makine yatırımlarını yenilemesi ile
aşılması mümkün gözükmektedir.
TABLO 20
KANADA: İstihdam, Gelir ve Enflasyon (2007-2009)
2007
2,3
6,0
5,3
3,0
3,2
2,1
İstihdam
İşsizlik Oranı
Hanehalkı Harcanabilir Geliri
Birim Emek Maliyeti
GSMH Deflatörü
TÜFE
2008
1,5
6,1
5,9
4,4
3,9
1,7
2009
-1,6
8,3
1,0
2,5
-1,9
1,7
Kaynak: OECD Economic Outlook
İşgücü piyasasındaki gelişimin de durduğu görülmektedir; işgücü seviyeleri 368.000 azalış ile
Eylül 2009’da yine Mart 2009’daki seviyelerine gelmiştir. Ekonomik şartlar nedeni ile işgücünde
bir gelişme olmamış, atıl kapasite ekonomik yapıda varlığını sürdürmüş, fiyat baskısı ise az
olmuştur. Ortalama enflasyon yıllık bazda yüzde -0,9 iken resmi kaynaklarda yüzde 1,5 ve yüzde
2 civarlarında bir ölçüm yapılmıştır.
TABLO 21
KANADA: Finansal Göstergeler (2007-2009)
Hane Halkı Tasarruf Oranı
Genel Hükümet Mali Dengesi
Cari Denge
Kısa Dönem Faiz Oranları
Uzun Dönem Faiz Oranları
2007
2,5
1,6
1,0
4,6
4,3
2008
3,7
0,1
0,5
3,5
3,6
2009
4,3
-4,8
-2,9
0,8
3,3
Kaynak: OECD Economic Outlook
Bu anlamda, dış talebin eski çok düşük seviyelerden yukarı çıktığına dair göstergeler mevcuttur.
İkinci olarak tüketici harcamalarını arttıracak şekilde finansal piyasalardaki şartların iyileştiği,
konut piyasasının düzelmeye başladığı ve hem iş hem de hanehalkı güveninin arttığı
görülmektedir. Üçüncü olarak, konut yatırımları ve konut sektörüne ilişkin uygulanan federal
konut kredi geri ödemeleri de bu anlamda kolaylık sağlamaktadır.
22
TABLO 22
KANADA: Talep ve Üretim (2008-2009)
Özel Tüketim
Hükümet Harcamaları
Gayri Safi Sabit Yatırımlar
Nihai İç Talep
GSMH (Piyasa Fiyatlarıyla)
2008
( Milyar USD)
892
314
363
1.567
1.600
2009
Önceki Yıla Göre % Değişim
-0,1
2,5
-8,7
-1,6
-2,7
Kaynak: OECD Economic Outlook
Ekonomik şartların talep ettiği gereklilikler her ne ise bunların gerçekleştirilmesi de hükümet
tarafından garanti edilmiştir.
TABLO 23
KANADA: Dış Göstergeler (2007-2009)
2007
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Denge
Görünmeyenler, NET
Cari Denge
498,8
471,5
27,3
-13,0
14,3
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
İhracat Performansı
Dış Ticaret Hadleri
1,1
5,8
-1,9
3,1
2008
USD Milyar
530,4
505,1
25,3
-16,0
9,2
Yüzde Değişim
-4,7
0,8
-3,1
4,6
2009
381,2
407
-25,8
-14,0
-39,8
-14,0
-13,3
0,4
-97
Kaynak: OECD Economic Outlook
OECD Dışı Bazı Ülkeler
Brezilya
Brezilya, GSMH’ daki artış, ekonomik faaliyetlerdeki iyileşme, endüstriyel üretimdeki artış ile
olumlu gelişmeler kaydetmektedir. Kapasite kullanımının üretim sektöründe kriz öncesi döneme
yaklaşması da başka bir olumlu gelişme olarak kendini göstermektedir. Yatırımlarda ise beklenen
gelişme henüz gerçekleşmemiştir. Mali şartlarda devrevi koşullar gereği zayıflıklar söz konusu
olmakla birlikte küresel krizle mücadele edecek politikalar da uygulanmıştır.
Brezilya ekonomisindeki özel tüketim kaynaklı olarak faaliyetlerin hızlı bir şekilde iyileştiği
görülmektedir. Özellikle Çin dahil Asya ülkelerine yapılan mal ihracatları ile birlikte bu koşullar
daha da iyileşmiştir. 2008’in son çeyreğinden bu yana yatırımlardaki azalma olumlu yönde
gelişmeye başlamıştır. Endüstri üretimi, sermaye malları üretimini de içerecek şekilde artmakta,
üretim kapasitesinin kullanım oranı yükselmekte, özellikle motorlu araçlar endüstrisindeki
büyüme hızı etkili olmaktadır. Bunun arkasında ise canlandırma paketlerinin bir parçası olan vergi
kesintileri kendini göstermektedir.
23
TABLO 24
BREZİLYA: Makroekonomik Göstergeler (2007-2009)
Reel GSMH Artışı
Enflasyon (TÜFE)
Mali Denge (GSMH Yüzdesi)
Cari Denge (GSMH Yüzdesi)
2007
5,6
4,5
-2,8
0,1
2008
5,1
5,9
-2,0
-1,8
2009
0,0
4,2
-3,5
-1,4
Kaynak: OECD Economic Outlook
2008 yılı sonunda uygulanmaya başlanan vergi kesintileri (hem motorlu araçlar hem de bazı
seçilmiş tüketim malları üzerine) hâlâ uygulamadadır. Eylül 2008 ile Haziran 2009 tarihleri
arasındaki 500 baz puanlık azalma ile faizler yüzde 8,75 düzeylerinde kalmıştır. Birçok banka
mevduatı kategorisinde Eylül 2008 sonrası dönemde önemli düşüşler yaşanmış olsa da kriz öncesi
dönemdeki zorunlu rezerv oranları muhafaza edilmiştir.
Finansal piyasalarda da şartlar iyileşmektedir. Net direk dış yatırımlarda bir artış görülmektedir.
Bunun da arka planında Brezilya’nın uluslararası rating ajanslarınca yatırım düzeyinde bir nota
sahip olması yatmaktadır.
TABLO 25
BREZİLYA: Dış Göstergeler (2007-2009)
2007
Mal İhracı
Mal İthali
Hizmetler, NET
Görünmeyenler, NET
Cari Denge
160,6
120,6
40,0
-25,3
1,5
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Ticaret Hadleri
5,5
22,0
2,1
2008
USD Milyar
197,9
173,2
24,7
-36,3
-28,3
Yüzde Değişim
-2,5
17,7
3,5
2009
158,6
134,1
24,6
-29,2
-21,3
-10,0
-14,0
-1,1
Kaynak: OECD Economic Outlook
Konsolide bütçe fazlasında yüzde 1,7’lik bir azalma görülmüştür. Mali performanstaki bu düşüşün
temelinde merkezi hükümet yer almaktadır. Devrevi gelir azalmaları, vergi kesintileri de bunun
asıl nedenleri olmaktadır.
Brezilya hem petrol hem de doğal gaz açısından zengin rezervlere sahiptir. Bu nedenle
Brezilya’nın bu ürünlerin geliştirilmesi ve ihracatında uyguladığı mevzuatın iyileştirilmesi
yönünde de bir karar alınmıştır. Yeni rezervlerin ortaya çıkarılmasında üretim paylaşımı şeklinde
yeni bir yatırım türü oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Brezilya’daki şartlar enflasyonist bir ortamı muhtemel hale getirmektedir. İç talepte büyüme yavaş
da olsa Brezilya ekonomisi için hem kredi hem de iş gücü piyasasını geliştirecek bir özellik arz
etmektedir.
Çin
Çin’in almış olduğu parasal ve mali canlandırıcı önlemler nedeni ile Çin’de büyüme devam
etmiştir. İhracat oranları düşük olmakla birlikte iç talepteki canlılık ithalattan kaynaklanmıştır.
24
Mali teşvikler kamu finansman sorunu yaratmamıştır. Gerçekten de Çin ekonomisi çok büyük
boyuttaki bütçe fazlası ve negatif hükümet borçları nedeni ile yüksek harcama düzeylerini
muhafaza etmiştir. Buna rağmen kamu harcamalarının daha çok sosyal hizmetler, eğitim, sağlık ve
emeklilik yönünde yapılması noktasında eksikler bulunmaktadır. Hem ekonomik şartlarda hem de
istihdamda durumun muhafaza edildiği, bir kötüleşme olmadığı görülmektedir.
Mali teşviklerin altyapı yatırımlarında büyümeye yardımcı olması aynı zamanda tüketimi de
artırmıştır. Son aylarda konut sektöründeki faaliyetler artmış ve hem düşük maliyetli hem de
piyasa fiyatlı konut üretiminde artış görülmüştür. Konut fiyatlarında artış ve rekabet başlamış,
ancak metropolitan bölgeler dışında daha düşük maliyetli konutlar üretilebilmektedir.
TABLO 26
ÇİN: Makroekonomik Göstergeler (2007-2009)
Reel GSMH Artışı
Enflasyon(TÜFE)
Mali Denge(GSMH Yüzdesi)
Cari Denge(GSMH Yüzdesi)
2007
13,0
7,4
2,0
2,0
2008
9,0
7,2
1,1
1,1
2009
8,3
-3,1
-1,1
-1,8
Kaynak: OECD Economic Outlook
Enflasyonist gelişmeler yaşanmakla birlikte nedenleri açısından bir karışıklık söz konusudur.
Tüketici fiyatları, gıda fiyatlarındaki artış nedeni ile aşırı artarken gıda dışı fiyatlarda ise düşüş
olmaktadır.
Yılın ilk dokuz ayında harcamalar GSMH’ nın yüzde 4’ü oranında artış göstermiştir. 2008 yılı
sonundan itibaren çok sayıda vergi ve harcama önlemi alınmıştır. KDV’deki kesintiler, farklı
kategorideler ihracattaki vergilerin indirilmesi, elektrik ürünleri üretimi için iadeler, ev ve araç
işlemlerinde düşük vergi oranları vb. gibi birçok önlem uygulanmıştır. Bunlara ek olarak yeni bir
sağlık sistemi ve emeklilik sistemi de kurulmuştur.
Mali politikanın bu kadar geniş uygulama alanına rağmen aynı zamanda parasal canlanmayı
sağlayıcı politikalara da ağırlık verilmiştir. Kasım 2008 ve Haziran 2009 tarihleri arasında para
arzı yüzde 22 artış göstermiştir. Bu aynı zamanda daha fazla bir kredi artışı ile de desteklenmiştir.
İlk başta kısa dönemli krediler olarak verilen bu fonlar daha sonra orta ve uzun vadeli kredilere
çevrilmiştir.
İlerleyen dönemde de bu yüksek teşvike sahip ekonomi politikası uygulanmaya devam edecektir.
İstihdam şartlarının iyileşmesi, özel tüketimi de artıracaktır. Bu nedenle 2009 yılındaki hedef
GSMH yüzde 8 civarındadır. Bu anlamda risklerin artık dengelendiği bir Çin ekonomisinden
bahsedilebilir. Ancak uzun dönemde, eğer bazı alt yapı yatırımları nedeni ile oluşan borçlar,
projelerin yeterli gelir sağlamaması durumunda, bankacılık kesimini zor durumda bırakabilir.
25
TABLO 27
ÇİN: Dış Göstergeler ( 2007-2009)
2007
Mal İhracı
Mal İthali
Dış Denge
Net Yatırım ve Transferler
Cari Denge
1,342
1,035
307
64
372
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
İhracat Performansı
Dış Ticaret Hadleri
19,8
12,9
12,7
-1,8
2008
USD milyar
1,581
1,233
349
77
426
Yüzde Değişim
8,7
5,2
5,7
-4,3
2009
1,307
1,069
238
59
298
-13,5
1,3
0,6
11,6
Kaynak: OECD Economic Outlook
Hindistan
Hindistan ekonomisinin küresel kriz ortamında görece olarak daha iyi bir durumda olduğu
söylenebilir. 2008 yılında hızlı bir küçülme sonrasında 2009 yılının ilk yarısında tekrar büyümede
bir artış görülmüş ve göstergeler bu artışın devam edeceğini işaret etmiştir. 2009 ortasından bu
yana enflasyonda bir artış görülmektedir
Büyümedeki zayıf gelişmelerin temelinde ithalattaki hızlı düşüş yer almaktadır. İç talebin yavaş
bir şekilde ilerlemesi tüketim ve yatırımın yetersizliğinden kaynaklanmakta ve aynı zamanda
hükümet harcamaları da bu yönde ilerlemektedir.
TABLO 28
HİNDİSTAN: Makro ekonomik Göstergeler
Reel GSMH Artışı
Enflasyon
TÜFE
Kısa Vadeli Faiz Oranları
Uzun Dönem Faiz Oranları
Mali Denge (GSMH Yüzdesi)
Cari Denge (GSMH Yüzdesi)
2007
9,1
4,9
6,2
8,9
7,9
-4,2
-1,4
2008
6,1
6,3
9,1
9,6
7,6
-8,8
-2,5
2009
6,1
2,6
7,8
4,8
7,1
-10,1
-1,9
Kaynak: OECD Economic Outlook
2009 ortalarından itibaren enflasyon hızlı bir şekilde yükselmeye başlamış ve özellikle tüketici
fiyatları artmıştır. Toptancı fiyatları da 2009’un ilk yarısında azalsa bile daha sonra yine artış
göstermiştir. Bu tür bir artışın arkasında arz kaynakları yer almaktadır. Tüketici fiyatlarına
baktığımızda yüksek fiyatlar daha çok yüksek gıda fiyatları ve tarımsal üretimdeki yetersizlikten
(kuraklık kaynaklı) kaynaklanmıştır.
26
TABLO 29
HİNDİSTAN: Dış Göstergeler (2007-2009)
2007
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Ticaret Hadleri
2,1
6,9
2,4
2008
% Değişim
12,8
17,9
-1,5
2009
-5,2
-18,7
-1,6
Kaynak: OECD Economic Outlook
2009 ortasından sonra endüstri üretiminde de bir hızlanma görülmeye başlanmıştır. Bu da üretim
kesiminde krizden çıkış yönünde bir sinyal olarak algılanabilir. Küresel ekonomik iyileşme ihracat
ve ticari yatırımları canlandıracaktır. Ancak, büyük mali açıklar nedeni ile oluşan yüksek finansal
maliyetler yatırımları sakinleştirici bir etmen olarak ortaya çıkmakta ve yatırımlar kriz öncesi
dönemdeki yüksek büyüme oranlarının altında kalmaktadır.
Tarımsal üretimde yakın dönemde yaşanan düşüşler bazı tarım ürünlerinin önemi nedeni ile
fiyatlar üzerinde uzun süreli etki gösterecektir. Şeker ve tahıl temel gıda üretim maddeleri olarak
bu tür bir özellik göstermektedir.
Hindistan ekonomisi ile ilgili olumlu muhtemel gelişme, küresel ekonomik şartların beklenenden
iyi olması durumunda ihracatın ve iş yatırımlarının artışı şeklinde olacaktır. Türkiye ile Hindistan
arasındaki ticari denge giderek Türkiye aleyhine işlemektedir, bununla birlikte başta enerji ve
inşaat olmak üzere çeşitli sektörlerde iki ülke arasında karşılıklı iş birliği imkanları da
bulunmaktadır.
Rusya
Rusya da derin bir durgunluğun ardından GSMH’da bir artış potansiyeli yakalamıştır.
2009’un ilk çeyreğinde GSMH’daki azalma ile birlikte çok yüksek kamu harcamaları ve kamu
talepleri özel tüketim ve yatırımları karşılayacak tutarlara yükselmiştir. Birçok ülke gibi Rusya’da
da ticaret tutarlarında bir azalma görülmüş olup 2009’un ikinci çeyreği itibari ile bu tutarlar dipten
dönerek yükselmeye başlamıştır. Gözden geçirilmiş yeni verilere bakıldığında işsizlik oranlarında
olumlu yönde bir gelişme kaydedilmektedir.
TABLO 30
RUSYA: Makroekonomik Göstergeler (2007-2009)
Reel GSMH Büyümesi
Enflasyon
Mali Denge(GSMH Yüzdesi)
Cari Denge(GSMH Yüzdesi)
2007
8,1
9,0
6,0
5,9
2008
5,6
14,1
4,8
6,0
2009
-8,7
11,7
-6,7
3,6
Kaynak: OECD Economic Outlook
Ruble’nin 2009 yılındaki hızlı değer kaybedişi ve yönetilen fiyat artışları ile birlikte enflasyonda
da ciddi düşüşler yaşanmıştır. Finansal krizden kaynaklanan parasal büyümedeki azalma, çıktının
27
negatif büyümesi ve Ruplenin Euro-Dolar sepeti karşısında değer kazanması gibi nedenler son
aylardaki dezenflasyonist faktörler olarak sayılabilir.
Küresel ticaretteki canlanmaya ek olarak ihracattaki artış ile birlikte petrol fiyatlarının da
yükselmesi dış ticaret kazançlarını arttırmakta ve bu da aynı zamanda iç talebe pozitif katkı
sağlamaktadır. Bankacılık kesiminde de kârlılık devam etmiştir. Bu durum geri ödemelerini
gerçekleştiremeyen kredilerin de sektöre olan zararlarını azaltacaktır.
TABLO 31
RUSYA: Dış Göstergeler (2007-2009)
2007
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Denge
Görünmeyenler, Net
Cari Denge
393
282
112
-35
77
Mal ve Hizmet İhracı
Mal ve Hizmet İthali
Dış Ticaret Hadleri
5,5
22,0
2,1
2008
USD milyar
523
369
155
-52
102
Yüzde Değişim
-2,5
17,7
3,5
2009
348
263
85
-37
47
-10,0
-14,0
-1,1
Kaynak: OECD Economin Outlook
Sürdürülebilir hızlı bir büyüme için bazı yapısal reformlar gerekmektedir. Özellikle Rusya’nın
ayrımcı ticari önlemler aldığı bilinmektedir ve bu önlemlerin en kısa sürede tersi istikamette
geliştirilmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere Rusya gümrüklerinde ülkemiz ile ilgili yaşanan
sorunların temelinde de bu tür gizli önlemlerin olma olasılığı bulunmaktadır. Bir türlü
çözülemeyen sorunlarla Rusya ithalatı engellemiş olmaktadır.
Varlıkların ve mevduatların birkaç büyük devlet bankasında toplanması da Rusya’nın temel
sorunları arasında yer almaktadır. Her ne kadar krizi yönetmekte başarı sağlamış olsa da orta ve
uzun vadede bankacılık sisteminin gelişmesi için mevcut yapı uygun gözükmemektedir.
Hem tüketici hem de yatırımcı güveninin henüz sağlanmadığı görülmektedir. Bankacılık
sisteminin istikrarı, kamu finansmanı ve Ruple’nin değeri gibi konular petrol fiyatlarındaki ani
değişimle birlikte ters yönlü olarak etkilenebilir. Küresel şartların beklenenden daha iyi gelişmesi
durumunda ise Rusya’nın kriz öncesi varlık düzeyine ulaşması da gayet mümkün gözükmektedir.
28
TABLO 32
AVRO BÖLGESİ – TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER
2002
BÜYÜME
Reel GSYH Büyümesi (% Değişim)
İç Talep (% Değişim)
Nihai Tüketim Harcamaları (% Değişim)
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu (%
Değişim)
Nihai Tüketim Harcamaları/GSYH Oranı (%)
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu/GSYH
Oranı (%)
İşgücü Maliyet Endeksi Artışı (% Değişim)
ENFLASYON
Yıl Sonu TÜFE Enflasyon Oranı (%)
Yıl Sonu Çekirdek TÜFE Enflasyonu Oranı (1)
(%)
İŞGÜCÜ PİYASASI
Yıl Sonu İşsizlik Oranı (%)
İstihdam Artışı (% Değişim)
DIŞ TİCARET DENGESİ
Dış Ticaret Dengesi (Milyar Avro)
Toplam İhracat (Milyar Avro)
Toplam İthalat (Milyar Avro)
Dış Ticaret Dengesi (% Değişim)
Toplam İhracat (% Değişim)
Toplam İthalat (% Değişim)
ÖDEMELER DENGESİ
Cari İşlemler Hesabı Dengesi (Milyar Avro)
Finans Hesabı Dengesi (Milyar Avro)
Cari İşlemler Hesabı Dengesi/GSYH Oranı (%)
GENEL HÜKÜMET BÜTÇE DENGESİ
Bütçe Dengesi (Milyar Avro)
Hükümet Harcamaları (Milyar Avro)
Hükümet Gelirleri (Milyar Avro)
Hükümet Harcamaları (% Değişim)
Hükümet Gelirleri (% Değişim)
Bütçe Dengesi/GSYH Oranı (%)
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
0,9
0,4
0,9
0,8
1,4
1,2
2,2
1,9
1,6
1,7
1,9
1,8
3,0
2,9
2,0
2,8
2,4
1,6
0,6
0,6
0,4
-4,1
-3,4
-1,1
-1,5
1,3
2,3
3,2
5,4
4,8
-0,6
-10,8
57,6
57,4
57,1
57,3
56,8
56,3
56,1
58,2
20,5
20,3
20,2
20,6
21,2
21,8
21,6
20,1
3,5
3,1
2,6
2,4
2,5
2,7
3,5
2,3
2,0
2,3
2,3
1,9
3,1
1,6
0,9
2,2
1,9
2,1
1,4
1,7
2,4
2,2
1,0
8,7
0,7
8,9
0,7
9,1
0,8
8,8
1,0
7,9
1,6
7,4
1,8
8,2
0,7
9,9
-1,9
92,4
1.076,2
983,8
144,6
3,5
-1,8
65,7
1.052,9
987,2
-28,9
-2,2
0,3
62,9
1.140,1
1.077,2
-4,3
8,3
9,1
6,8
1.234,9
1.228,1
-89,2
8,3
14,0
-18,1
1.385,4
1.403,5
12,2
14,3
13,4
1.505,1
1.491,7
8,6
6,3
-48,7
1.561,5
1.610,3
3,7
8,0
18,3
1.275,6
1.257,4
-18,3
-21,9
46,1
-13,4
0,6
20,7
-13,9
0,3
61,7
-80,6
0,8
11,7
-37,6
0,1
-10,2
-9,4
-0,1
13,5
-10,7
0,2
-153,8
163,2
-1,7
-55,8
45,4
-0,6
-191
3.487
3.296
5,1
3,4
-2,7
-234
3.627
3.393
4,0
2,9
-3,2
-232
3.733
3.501
2,9
3,2
-3,0
-208
3.859
3.650
3,4
4,3
-2,6
-115
3.992
3.877
3,5
6,2
-1,4
-57
4,144
4,087
3,8
5,4
-0,7
-182
4.336
4.154
4,6
1,6
-2,0
-565
4.552
3.988
5,0
-4,0
-6,4
Kaynak: Eurostat
(1)Mevsimsel gıda ve enerji hariç
29
TÜRKİYE
EKONOMİSİ
1
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE GELİȘMELER
A. GENEL GÖRÜNÜM
2002 yılında krizden çıkan Türkiye ekonomisi, 2003 yılından itibaren küresel ortamın da desteği
ile güçlü bir büyüme dönemine girmiştir. Makroekonomik istikrarı sürekli kılacak, ekonomiyi
esnek, etkin ve üretken bir yapıya kavuşturacak yapısal reformlarla birlikte uygulamaya konulan
sıkı para ve maliye politikaları, ekonomide güven ve istikrarı büyük ölçüde sağlamıştır. 20022007 döneminde yüksek büyüme oranları gerçekleşmiş, ihracatta ve üretimde yüksek oranlı
artışlar sağlanmış, enflasyon oranları düşmüş, mali disiplin göreceli de olsa sağlanmıştır. Yapısal
olarak büyüme dönemlerinde cari açığı da artan Türkiye ekonomisi, kriz öncesi dönemde küresel
likidite bolluğu sayesinde finansman sorunu yaşamamıştır.
2007 yılının ikinci yarısından itibaren ise ABD konut piyasasında yaşanan sorunlarla başlayan
dalgalanma, 2008 yılından itibaren tüm dünya ekonomilerini etkisi altına almıştır. Gelişmiş
ülkelerin finans piyasalarında ortaya çıkan ve zamanla gelişmekte olan ülkelere yayılan
istikrarsızlık, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren ciddi boyutlara ulaşarak küresel ölçekte bir
krize dönüşmüştür. Dünya ekonomisi 1930 krizinden sonra yaşanan en ciddi küresel krizle karşı
karşıya kalmıştır. Küreselleşmeyle birlikte dünyanın ekonomik ve siyasal anlamda küresel bir
pazar haline gelmesi bütün sektörlerin krizden ciddi anlamda etkilenmesine yol açmıştır.
Dünya ekonomisinde bu gelişmeler yaşanırken ülkemiz de süreçten etkilenmiş ve 2009 yılı
Türkiye ekonomisi için zor bir yıl olmuştur. Küresel krizin yarattığı dış finansman ihtiyacı ve
talepteki daralma, mahalli seçimler dolayısıyla tutarlı bir ekonomi politikası çerçevesinin
çizilemeyişi ile birleşince Türkiye ekonomisinin görünümü hızla bozulmuştur. Bu dönemde artan
belirsizlik ortamı piyasalardaki güveni zedeleyerek ekonomik birimlerin ileriye dönük
beklentilerini olumsuz yönde etkilemiş, bu da yatırım ve tüketim kararlarının ertelenmesine,
ekonomik aktivitenin ciddi biçimde yavaşlamasına yol açmıştır.
Kriz, finansal kaynaklı olsa da sonuçları itibariyle en çok reel sektörde etkileri hissedilmiştir.
Ancak Türkiye’nin 2001 yılında yaşadığı kriz sonrasında uyguladığı yapısal reformlar, ülkenin
kamu maliyesi ve bankacılık sektörü altyapısını güçlendirmiş, krizden daha sınırlı düzeyde
etkilenmesini sağlamıştır.
Küresel krizin etkilerini azaltmak amacıyla hükümet bir dizi önlemler almıştır. Önlemlerin ilki
vergi destekleriyle ilgilidir. Bu kapsamda Varlık Barışı uygulamasına geçilerek yurtdışındaki
varlıkların yurtiçine gelmesi amaçlanmıştır. Hisse senedi kazançlarında stopaj sıfıra indirilmiş,
vergi borçlarının taksitlendirilmesi imkanı getirilmiş, KOBİ’lere kurumlar vergisi muafiyeti
sağlanmış, otomobil, mobilya, beyaz eşya sektörlerinde ÖTV ve KDV indirimleri yapılmıştır.
Alınan önlemlerin bir diğeri ise istihdam destekleridir. İstihdam destekleri içinde kısa çalışma
ödeneğinin ve işsizlik ödeneğinin artırılması, İŞKUR’un mesleki eğitim faaliyetinin
geliştirilmesi, girişimcilik ve eğitim danışmanlığı hizmeti verilmesi, mevcut istihdamın üstünde
ilave istihdam için prim desteği sağlanması yer almaktadır. Diğer bir önlem paketi ise yatırım
destekleridir. 5084 sayılı kanunun teşviklerinden yararlanma süresi bir yıl uzatılmıştır. Bölgesel
gelişmişlik farklılıklarını azaltmak ve büyük ölçekli yatırımlara destek olmak amacıyla yeni bir
teşvik sistemi hazırlanmıştır. Yeni teşvik sistemi dahilinde kurumlar ve gelir vergisi indirimi,
sosyal güvenlik priminin işveren payının hazine tarafından karşılanması, faiz desteği, yatırım
yeri tahsisi, KDV istisnası gibi destekler yer almaktadır. Bunun yanında reel sektörü
desteklemek amacıyla KOBİ’lere düşük faizli kredi desteği sağlanmıştır. Firmaların Eximbank
kredi kapsam ve limitleri artırılmıştır. KOBİ’lerin finansman imkanlarına daha kolay
2
erişebilmeleri amacıyla Kredi Garanti Desteği uygulamasına başlanmıştır. AR-GE destekleri
kapsamında AR-GE personeline vergi indirimi desteği sağlanmıştır.
Yeni yatırım teşvik sistemi, 2009 yılının Haziran ayında açıklanmıştır. Sistemin üç ana hedefi
bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak, rekabet gücünü arttıracak teknoloji ve AR-GE’si
yüksek büyük ölçekli yatırımlara destek olmak ve sektörel kümelenmeyi desteklemektir. Yeni
teşvik tüm iller kapsama alınmış ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeylerine göre dört bölgeye
ayrılmıştır. Kullanılan teşvik araçları ise vergi indirimleri, sosyal güvenlik primi işveren payının
Hazine tarafından karşılanması, faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, KDV istisnası ve gümrük
vergisi muafiyetidir.
Hükümet, 16 Eylül 2009 tarihinde küresel krizin etkilerinin sürdüğü ve dünya genelinde
belirsizliklerin yaşandığı bir ortamda, Türkiye ekonomisinin yeniden güçlü ve sürdürülebilir bir
büyüme sürecine girmesine yardımcı olmak amacıyla üç yıllık bir dönemi kapsayan Orta Vadeli
Programı (2010-2012) açıklamıştır. Program, Türkiye ekonomisinin 2010 yılında tekrar büyüme
sürecine girmesini, 2011 yılından itibaren ise büyümenin ivme kazanmasını öngörmektedir.
Ayrıca mevcut uluslararası konjonktür, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yapısal reform sürecinin
hızlandırılması açısından bir şans olarak görülmektedir. Orta Vadeli Programda krizden çıkış ve
sonrasındaki büyüme sürecinin özel sektör öncülüğünde gerçekleştirilmesinin hedeflendiği
belirtilirken, ekonomide rekabet gücünü artıracak, büyümeyi ve mali dengelerdeki iyileşmeyi
kalıcı hale getirecek kapsamlı bir yapısal reform programı uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Bunun yanında, mali kural uygulamasına geçilmesi, kamu cari harcamalarının öncelikli alanlara
yönlendirilmesi, kamu yatırımlarında önceliklerin etkinleştirilmesi, yatırımların finansmanında
kamu-özel sektör işbirliği modelinin yaygınlaştırılması, sağlık ve hizmet harcamalarının
etkinleştirilmesi, vergi kayıp ve kaçaklarının azaltılması, nitelikli insan gücü yetiştirilmesine hız
verilmesi ve esnek istihdam biçimlerinin teşvik edilmesi gibi başlıca temel hedefler programda
yer almaktadır.
2002 yılının son döneminden itibaren kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisi 2008 yılının son
döneminden itibaren daralmaya başlamış, 2009 yılı ilk döneminde ekonomimiz tarihi bir oranda
küçülmüştür. Kamu önlem paketlerine rağmen ikinci ve üçüncü dönemlerde küçülme hız keserek
devam etmiştir. Son dönemde düşük baz etkisi ve göreceli toparlanmadan dolayı küçülme
eğiliminin sona ermesiyle, teknik olarak resesyondan çıkılmış ancak 2009 yılında ekonomi sekiz
yıldan sonra ilk defa % 4,7 seviyesinde küçülerek kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla 8.590
dolara gerilemiştir. Orta Vadeli Planda öngörülen % 6’lık küçülmenin altında gerçekleşen
ekonomik daralmayı sanayi, inşaat ve hizmetler sektörlerindeki düşüş etkilerken, tarım sektörü
büyüme hızının arttığı tek ana sektör olmuştur.
Daralan iç ve dış talebi canlandırmak için 2009 yılı Mart ayında uygulamaya konulan KDV ve
ÖTV indirimleri büyümeye olumlu katkı sağlasa da krizin ekonomi üzerindeki etkileri
giderilememiştir. Yurtiçi talepteki daralmanın yansıması olarak görülen özel tüketim ve yatırım
harcamalarının büyümeye katkısı negatife dönmüş, üretimin yavaşlamasına paralel olarak
stoklardaki düşüş artmış ve devletin tüketim harcamaları yükselirken yatırım harcamaları
azalmıştır. Kamunun harcamaları ise, toplam yatırım harcamalarını etkilemede sınırlı kalmıştır.
İç ve dış talebin daralması ile sanayi üretiminde büyük düşüşler gerçekleşmiştir. Küresel kriz ve
azalan ihracatın etkisiyle gerileyen sanayi üretim endeksi 2009 yılının Ekim ayına kadar düşmüş,
Ekim ayında ise on beş aylık aradan sonra ilk kez artış göstermiş ve üretim artış oranları pozitife
dönmüştür. Kasım ayında Kurban Bayramı tatili nedeniyle üretim azalmış, Aralık ayında ikinci
3
kez % 25,3 artarak beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Son dönemdeki bu gelişmede,
talepteki kısmi toparlanmanın yanı sıra mevsimsel faktörler, işgünü sayısı ve baz yılı etkisi gibi
istatistiksel faktörler etkili olmuştur. Yıllık olarak ise, sanayi üretimi 2009 yılında % 9,6
azalmıştır.
Ekonomideki talep yetersizliğini canlandırmaya yönelik alınan mali tedbirlerin etkisiyle özel
tüketim talebinde önemli bir toparlanma olsa da, vergi indirimleri kapsamı dışında kalan mal
gruplarına yönelik talepte ciddi bir iyileşme olmamıştır. Artan talebin büyük ölçüde stok eritme
süreciyle karşılanması üretim faaliyetlerini ve kaynak kullanımını sınırlamıştır.
2009 yılında dünya ticaret hacminin büyük ölçüde küçülmesi ve özellikle ülkemizin en önemli
ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ülkelerinin büyüme performansındaki bozulma ve yetersiz talep
koşulları dış ticaretimizde önemli ölçüde daralmaya yol açmıştır. Ekonomik krizin finansman
olanaklarını, tüketici beklentilerini, yurtiçi ve yurtdışı talebi olumsuz etkilemesiyle ihracatta
2008 yılının son aylarında başlayan düşüş eğilimi, 2009 yılı Ekim ayına kadar devam etmiştir.
Yılın son çeyreğinde küresel finansal sisteme ve iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin ülke
ekonomisinde toparlanma eğiliminin sürdüğünü ve küresel krizin etkilerinin azalmaya
başladığını göstermesiyle, iç ve dış talepte toparlanma eğilimleri başlamıştır. Bu gelişmeler
sonrası 2009 yılı sonunda ihracat % 22,6 azalarak 102.129 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Küresel mallara olan talebin azalması, iktisadi anlamda arz-talep yasası çerçevesinde fiyatların
düşmesine yol açmıştır. Enerji-emtia fiyatlarındaki düşüş ve ekonomik durgunluk nedeniyle
ithalattaki daralmanın ihracattaki daralmadan yüksek oranda gerçekleşmesi cari işlemler açığında
önemli oranda azalma sağlamıştır.
2009 yılı ilk döneminde toplam talepteki daralmanın beklenenden daha fazla olması, emtia
fiyatlarındaki düşüş ve iç talebi canlandırıcı mali tedbirler kapsamında yapılan geçici vergi
indirimleri enflasyonun gerilemesinde etkili olmuştur. Yılın ikinci döneminde iktisadi
faaliyetteki yavaşlamanın enflasyon üzerindeki etkisi belirginleşmiş ve enflasyon, düşüş
eğilimini yılın son dönemine kadar sürdürmüştür. Son dönemde ise petrol ve diğer emtia
fiyatlarındaki yükselişler ile iktisadi faaliyeti desteklemek amacıyla uygulanan geçici vergi
indirimlerinin sona ermesi gibi gelişmeler de enflasyonun yükselmesinde etkili olmuştur.
Böylece yılsonu itibariyle 2008 yılında %10,06 olan TÜFE enflasyonu, 2009 yılında 3,53
puanlık düşüşle % 6,53’e gerilemiştir.
Merkez Bankası, kriz sürecinde iktisadi faaliyet üzerinde oluşabilecek tahribatı sınırlamaya
yönelik olarak 2008 yılı Kasım ayından itibaren parasal genişleme sürecini başlatmıştır. Bu
süreçte bir yandan kısa vadeli faiz oranlarını aşağı çekerken, diğer yandan dengeleyici bir likidite
politikası izleyerek kredi piyasasındaki tıkanıklığı gidermeyi hedeflemiştir. Böylece 2009 yılında
gecelik borçlanma faiz oranlarında toplam 850 baz puan indirim yapılmıştır. 2008 yılı Aralık
ayında % 15 olan faiz oranı, 2009 yılının Aralık ayında % 6,50 seviyesine düşürülmüştür.
Ülkemizde 2001 yılında yaşanan krizin ardından bankacılık sektöründe gerçekleştirilen yeniden
yapılandırma, sektörün yapısını büyük oranda güçlendirmiştir. Bu nedenle 2009 yılında yaşanan
finansal krizden Türk bankacılık sektörü ciddi anlamda etkilenmemiştir. Ancak ekonomideki
belirsizlik ortamı bankacılık sektörünün reel sektöre kredi sağlamada isteksiz davranmasına
neden olmuştur. Küresel krizin etkilerinin belirginleşmeye başladığı 2008 yılının son çeyreğinde,
hanehalklarının ve finansal kuruluşların risksiz varlıklara geçme eğilimi, banka mevduatlarında
yüksek oranlı artışa neden olmuştur. Bu artışın yarattığı baz etkisi nedeniyle 2009 yılında banka
mevduatlarındaki artış sınırlı düzeyde gerçekleşmiştir. Kriz nedeniyle yatırım eğilimi ve kredi
4
talebinin düşmesinin yanında büyüyen piyasa riskleri mevduatın krediye dönüşümünü
azaltmıştır.
2009 yılının son çeyreğinden itibaren küresel likidite koşullarının ve risk algılamalarının
iyileşmeye başlamasıyla kredi koşullarındaki sıkılık, azalma eğilimine girmiştir. Bu dönemde
kredi talebi canlanmaya başlamış, özellikle ticari kredilerde hızlı bir artış eğilimi başlamıştır.
Ancak finansal piyasalarda güvenin tekrar sağlanması, iflas riskinin azalması, deflasyon
korkusunun yenilmesi ve en önemlisi kredi mekanizmasının tekrar çalışmaya başlaması zaman
alacaktır.
Küresel kriz bütün ülkelerin kamu dengelerinde ciddi bozulmalara neden olmuştur. Krize karşı
uygulamaya konulan mali tedbirler ülkelerin bütçe açıklarının yükselmesine, mali yapılarının
bozulmasına yol açmıştır. Ülkemizde de özellikle 2009 yılında derinleşen kriz, mali alanın bir
kısmının ekonomideki sorunların çözülmesine yönelik olarak kullanılmasını zorunlu hale
getirmiştir. Ekonomideki daralmadan dolayı vergi gelirlerinin azalması, buna karşın
harcamaların yavaşlayan büyüme ve mahalli seçimler dolayısıyla artması bütçe dengelerinde
ciddi anlamda bir bozulma yaratmıştır. Bunun yanında krizle mücadele kapsamında alınan
birçok tedbir, mali disiplinden sapmayı hızlandırmıştır.
2002 yılından bu yana uygulanan ekonomi politikaları, Türkiye’nin en önemli sorunların biri
olan borç yükünü düşürmeyi hedeflemiştir. Bu hedefe yönelik olarak yürütülen sıkı maliye
politikaları ve istikrarlı büyüme sayesinde borç yükünde büyük ölçüde gerileme sağlanmıştır.
Borç stokunun vade, faiz ve döviz yapısında iyileşme olmuş, kamu borç stoku dışsal şoklara
daha dayanıklı hale gelmiştir.
2008 ve 2009 yılları tüm dünyada borç yöneticileri açısından olduğu gibi Türkiye açısından da
olağandışı olmuştur. Krizle mücadele kapsamında genişleyici maliye politikalarının kullanılması,
yüksek oranda artan finansman ihtiyacının karşılanması sorununu ortaya çıkarmış ve kamu borç
stokları hızla artmıştır. Merkezi yönetim borç stokundaki artışa karşın, kriz nedeniyle borçlanma
olanaklarının daralması ve ekonomik aktivitedeki durgunluk dış borç stokunun azalmasını
sağlamıştır.
Dış borç stoku % 2,4 azalarak 271.140 milyon dolar olmuştur. Ancak dış borç stoku azalırken
borcun vade yapısında bozulma devam etmiş, kısa vadeli borçların payı artarken, uzun vadeli
borçların payı azalmıştır.
2008 yılının son çeyreğinden itibaren uluslararası kredi piyasalarında yaşanmakta olan sorunlar
derinleşerek pek çok ülke piyasasında olduğu gibi ülkemizde de likidite sorunları yaşanmasına
neden olmuştur. Özellikle ABD doları likiditesine olan talep artmış ve bütün gelişmekte olan
ülke paralarında olduğu gibi Türk Lirası da değer kaybetmeye başlamıştır. 2009 yılının ilk
çeyreğinde de küresel ekonomiye ilişkin olumsuz beklentilerin artarak devam etmesiyle dolar
yükselişini sürdürmüştür. Yılın ikinci yarısında ise uluslararası piyasalarda risk iştahının artmaya
başlamasının gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarını artırması Türk Lirasını değer
kazanmasını sağlamıştır. Türk lirasında Temmuz ayından itibaren başlayan değer kazanma
eğilimi, yılsonuna kadar devam etmiştir. Ancak bu eğilim sınırlı düzeyde kalmıştır.
Son yıllarda yüksek oranlarda gerçekleşen uluslararası doğrudan sermaye girişi, 2008 yılından
itibaren azalmaya başlamıştır. Küresel krizle birlikte, küresel piyasalarda likidite sorununun
yaşanması ve bununla beraber risk algılamalarında ve beklentilerdeki kötüleşme, 2009 yılında
gelişmekte olan ülkelere olan sermaye girişlerini olumsuz etkilemiştir. 2008 yılında 14.733
5
milyon dolar olan uluslararası doğrudan sermaye girişi 2009 yılında % 60,8 azalarak 5.775
milyon dolara gerilemiş ve ülkeden 82 milyon dolarlık sermaye çıkışı olmuştur.
Ekonomideki daralma süreci pek çok dünya ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de istihdamın
azalmasına ve işsizliğin artmasına neden olmuştur. Ülke genelinde yaşanan talep daralması
sebebiyle üretimin yavaşlaması ile firmaların borçlarını ve kredilerini ödemekte zorluk çekmesi
istihdam rakamlarını olumsuz yönde etkilemiştir. 2009 yılında % 14 olarak ölçülen işsizlik oranı
2008 yılındaki değerine göre yüzde 3 puanlık artış göstermiştir. İşsiz sayısı 2008 yılına göre 860
bin kişi artarak 2009 yılında 3 milyon 471 bin kişiye ulaşmıştır.
İşsizliğin nedenlerini sadece ekonomik krize bağlamak yanlış bir değerlendirme olacaktır. Birçok
ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de sorun daha çok yapısaldır. İşgücünün toplam maliyetini
düşürecek, nitelikli işgücünü ve yatırımları artıracak önlemler alınmadığı takdirde işsizliğin
azaltılması zor görünmektedir.
2009 yılının ikinci yarısından itibaren açıklanan veriler, hem dünya hem de Türkiye
ekonomisinde en kötü durumun geride kaldığına dair bir görüş birliği oluşmasını sağlamıştır.
Ancak iyileşmenin şekli ve gücü konusunda belirsizlikler devam etmektedir. Buna göre küresel
ekonomide hızlı bir toparlanma ile birlikte Türkiye ekonomisinin eskisi gibi yüksek büyüme
oranlarına ulaşmasının kısa vadede gerçekleşmesi mümkün görünmemektedir.
B. MİLLİ GELİR
1. Gayri Safi Milli Hasıla
Türkiye ekonomisi 2001 yılında gerçekleşen % 5,7’lik küçülmenin ardından uygulamaya
konulan ekonomik program ve yapısal reformların etkisiyle, 2008 yılına kadar yüksek büyüme
oranlarına ulaşmıştır. Büyüme hızı, 2002 yılında % 6,2, 2003 yılında % 5,3, 2004 yılında % 9,4,
2005 yılında % 8,4, 2006 yılında % 6,9 ve 2007 yılında da % 4,7 olarak gerçekleşmiştir.
Gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında ortaya çıkan ve gelişmekte olan ülkelere hızla yayılan
küresel finansal istikrarsızlık, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren küresel ekonomik krize
dönüşmüştür. 2002 yılının ilk döneminden itibaren kesintisiz büyüyen Türkiye ekonomisinin 27
dönemdir devam eden büyüme süreci 2008 yılının son döneminde sona ermiş ve ekonomi bu
dönemde % 7 küçülmüştür. 2008 yılı sonunda küresel krizin Türkiye ekonomisine yansımasıyla
yıllık büyüme hızı yavaşlayarak % 0,7’ye gerilemiştir.
2009 yılı, krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin derinleştiği bir yıl olmuştur. Krizin
reel sektöre yansımasıyla iç ve dış talep daralmış, sanayi üretiminde büyük düşüşler
gerçekleşmiştir. 2002-2008 döneminde yılda ortalama % 5,9 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2009
yılında % 4,7 küçülmüştür.
2001 yılında yaşanan daralmanın ardından ilk kez 2009 yılında küçülen Türkiye ekonomisinin
Orta Vadeli Programda % 6 daralacağı tahmin edilirken, gerçekleşen oran beklentilerin altında
kalmıştır. 2009 yılında kişi başına GSYH değeri ise, geçen yıla göre 1.850 dolar kayıpla 8.590
dolar olarak hesaplanmıştır.
Ana sektörlere göre büyüme hızlarındaki tek artış tarım sektöründe gerçekleşmiştir. 2009 yılında
tarım sektörü, mevsim şartlarının elverişli olması nedeniyle % 3,6 oranında büyümüştür. Ancak
tarımın milli gelir içindeki payı düşük olduğu için büyümeye katkısı fazla olmamıştır. Milli gelir
6
içinde en büyük ağırlığa sahip olan ve büyümenin lokomotifi sayılan sanayi ve hizmetler
sektörlerinin büyüme hızında, 2009 yılında büyük düşüşler meydana gelmiş, bu düşüşlere inşaat
sektöründeki yüksek oranlı küçülme de eklenince GSYH rekor seviyede daralmıştır.
Harcamalar yönünden ise, krizin etkisiyle özel kesim sabit sermaye yatırımlarında ve özel
tüketim harcamalarındaki düşüşler, GSYH’nın daralmasında etkili olurken, kamu kesimi tüketim
harcamaları GSYH artışına olumlu etki yapmış, yatırımlar ise durma noktasına gelerek
büyümeyi engellemiştir.
Türkiye ekonomisi ekonomik krizin etkilerinin en yoğun olduğu 2009 yılı birinci döneminde
%14,5 daralarak, 1945 yılından sonraki en yüksek küçülmeyi yaşamıştır. Ekonomik daralma hız
kesmeye başlayarak yılın ikinci döneminde % 7,7, üçüncü döneminde ise % 2,9 seviyesinde
gerçekleşmiştir. 2008 yılı son döneminden itibaren dört dönem üst üste küçülen ekonomi küresel
krizin etkisiyle resesyona girmiş, ardından 2009 yılının son döneminde % 6’lık büyümeyle
girdiği bu resesyondan çıkmıştır. Son dönemdeki büyümede arz yönünden imalat sanayiindeki
artış etkili olurken, talep yönünden ise özel kesim ve büyük ölçüde kamu kesimi tüketim
harcamalarındaki artış etkili olmuştur. 2009 yılı genelinde GSYH, 1998 temel fiyatlarına göre
%4,7’lik düşüşle 97.088 milyon TL’ye gerilemiştir.
2009 yılında iklim koşullarının uygun olması tarım sektörünü olumlu etkilemiştir. Tarım
sektörünün alt sektörlerinden tarım, avcılık ve ormancılık sektörü % 3,3 ve balıkçılık sektörü
%10,8 büyümüştür. 2007 yılında kuraklık nedeniyle küçülen toplam tarım sektörü katma değeri,
2008 yılında % 4,3 ve 2009 yılında % 3,6 büyümüştür. Küresel mali krizin iktisadi faaliyetleri
yavaşlatması sonucu, sanayi sektörü alt dallarının tümünde büyüme hızı, bir önceki yıla göre
gerilemiştir. Sanayi sektörü katma değeri, madencilik, imalat sanayi ve enerji sektörleri katma
değerindeki gerilemeye bağlı olarak 7,2 puanlık düşüşle %6,9 düzeyinde daralmıştır. Madencilik
ve taşocakçılığı sektörü katma değeri % 6,7, imalat sanayi sektörü katma değeri % 7,2 ve enerji
sektörü katma değeri % 3,5 azalmıştır.
7
TABLO 1
SABİT FİYATLARLA GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA
(İktisadi Faaliyet Kollarına ve 1998 Temel Fiyatlarına Göre)
İktisadi Faaliyet Kolları
Tarım, Avcılık ve Ormancılık
Balıkçılık
Madencilik ve Taşocakçılığı
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su
Üretimi ve Dağıtımı
İnşaat
Toptan ve Perakende Ticaret
Oteller ve Lokantalar
Ulaştırma, Depolama ve Haberleşme
Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri
Konut Sahipliği
Gayrimenkul, Kiralama ve İş
Faaliyetleri
Kamu Yönetimi ve Savunma,
Zorunlu Sosyal Güvenlik
Eğitim
Sağlık İşleri ve Sosyal Hizmetler
Faaliyetleri
Diğer sosyal, Toplumsal ve Kişisel
Hizmet Faaliyetleri
Eviçi Personel Çalıştıran
Hanehalkları
Sektörler Toplamı
Dolaylı Ölçülen Mali Aracılık
Hizmetleri
Vergi-Sübvansiyon
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı
Fiyatlarıyla)
Değer (Bin TL)
2007
2008
2009
8.736.944
9.141.424
9.446.469
309.779
292.126
323.802
771.983
813.954
759.220
24.326.791
24.290.306 22.537.090
2007
8,6
0,3
0,8
24,0
Pay (%)
2008 2009
9,0
9,7
0,3
0,3
0,8
0,8
23,8
23,2
Değişim (%)
2008
2009
4,6
3,3
5,7
10,8
5,4
-6,7
-0,1
-7,2
2.031.737
2.107.391
2.033.272
2,0
2,0
2,1
3,7
-3,5
6.573.647
13.436.516
1.921.011
14.811.164
9.906.091
4.779.268
6.040.811
13.237.437
1.882.737
15.026.108
10.803.084
4.889.749
5.058.491
11.859.848
1.956.950
13.952.800
11.723.776
5.091.366
6,5
13,3
1,9
14,6
9,8
4,7
5,9
13,0
1,8
14,7
10,6
4,8
5,2
12,2
2,0
14,4
12,1
5,2
-8,1
-1,5
-2,0
1,5
9,1
2,3
-16,3
-10,4
3,9
-7,1
8,5
4,1
3.256.471
3.473.201
3.628.012
3,2
3,4
3,7
6,7
4,5
3.097.712
3.108.369
3.197.580
3,1
3,0
3,3
0,3
2,9
1.983.797
2.007.025
2.047.904
2,0
2,0
2,1
1,2
2,0
1.190.962
1.230.213
1.269.043
1,2
1,2
1,3
3,3
3,2
1.583.443
1.611.295
1.592.779
1,6
1,6
1,6
1,8
-1,1
147.480
155.676
159.289
0,1
0,2
0,2
5,6
2,3
98.864.796
100.110.905
96.637.694
97,6
98,2
99,5
1,3
-3,5
6.245.647
6.773.149
7.429.415
6,2
6,6
7,7
8,4
9,7
8.635.476
8.583.974
7.879.382
8,5
8,4
8,1
-0,6
-8,2
101.254.625
101.921.730
97.087.661
100,0
100,0
100,0
0,7
-4,7
Kaynak: TÜİK
İnşaat sektörü katma değeri 2008 yılında % 8,1 azalırken, talep daralmasına bağlı olarak 2009
yılında % 16,3 oranında küçülmüş ve en yüksek gerileme görülen sektör olmuştur.
2009 yılında büyüme bakımından sanayi ve inşaat sektörlerinde olduğu gibi hizmetler
sektöründe de olumsuz bir yıl yaşanmıştır. Hizmetler sektörü katma değer artış hızı 5,2 puanlık
düşüşle %3,9’a gerilemiştir. Ticaret sektörü katma değeri 2009 yılında % 10,4, ulaştırma,
depolama ve haberleşme sektörü katma değeri % 7,1 ve diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet
faaliyetleri %1,1 küçülmüştür. 2009 yılında bu sektörlerin yanı sıra gayrimenkul, kiralama ve iş
faaliyetleri, sağlık işleri ve sosyal hizmetler ile eviçi personel çalıştıran hanehalkları alt
sektörlerinin katma değer artış hızlarında yavaşlama yaşanmıştır. Oteller ve lokantalar, konut
sahipliği, kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal güvenlik ile eğitim sektörlerinin katma
değer artış hızında yükseliş kaydedilmiştir. Sektörel bazda en yüksek büyüme ise % 8,5 ile mali
aracı kuruluşların faaliyetlerinde gerçekleşmiştir.
2009 yılında GSYH, cari fiyatlarla % 0,4 büyüyerek 953.974 milyon TL olmuştur. Bunun 78.398
milyon TL’lik kısmı tarım, 179.741 milyon TL’lik kısmı sanayi, 36.594 milyon TL’lik kısmı
inşaat, 659.241 milyon TL’lik kısmı da hizmetler sektörü tarafından sağlanmıştır.
8
2009 yılındaki GSYH büyümesine, tarım sektörü 0,3 puan artı katkı yapmıştır. Ekonomik krizde
sanayinin temelini oluşturan imalat sanayi 1,7 puanlık katkıyla küçülmede en büyük rolü
oynamıştır. Onu 1,4 puan ile toptan ve perakende ticaret, 1,1 puan ile ulaştırma, depolama ve
haberleşme ve 1 puan ile inşaat sektörü izlemiştir. Böylece dört ana sektörün toplam küçülmeye
katkısı 5,1 puan ile fiili küçülmeden daha büyük olmuştur. Mali aracı kuruluşlar ise 0,9 puan ile
büyümeye en fazla katkı yapan sektör olmuştur.
TABLO 2
CARİ FİYATLARLA GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HÂSILA
(İktisadi Faaliyet Kollarına Göre Temel Fiyatlarla)
İktisadi Faaliyet Kolları
Tarım, Avcılık ve Ormancılık
Balıkçılık
Madencilik ve Taşocakçılığı
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak
Su Üretimi ve Dağıtımı
İnşaat
Toptan ve Perakende Ticaret
Oteller ve Lokantalar
Ulaştırma, Depolama ve
Haberleşme
Mali Aracı Kuruluşların
Faaliyetleri
Konut Sahipliği
Gayrimenkul, Kiralama ve İş
Faaliyetleri
Kamu Yönetimi ve Savunma,
Zorunlu Sosyal Güvenlik
Eğitim
Sağlık İşleri ve Sosyal
Hizmetler Faaliyetleri
Diğer sosyal, Toplumsal ve
Kişisel Hizmet Faaliyetleri
Eviçi Personel Çalıştıran
Hanehalkları
Sektörler Toplamı
Dolaylı Ölçülen Mali Aracılık
Hizmetleri
Vergi-Sübvansiyon
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
(Alıcı Fiyatlarıyla)
2007
62.567.776
1.763.941
10.530.738
141.853.309
Değer (Bin TL)
2008
70.741.993
1.532.592
13.458.457
153.721.455
2009
76.410.051
1.987.786
14.235.361
142.704.498
2007
7,4
0,2
1,2
16,8
Pay (%)
2008
7,4
0,2
1,4
16,2
2009
8,0
0,2
1,5
15,0
Değişim (%)
2008
2009
13,1
8,0
-13,1
29,7
27,8
5,8
8,4
-7,2
16.117.886
20.637.525
22.800.876
1,9
2,2
2,4
28,0
10,5
41.013.267
103.129.169
19.074.202
44.657.644
116.297.110
21.034.516
36.594.333
102.516.193
23.771.054
4,9
12,2
2,3
4,7
12,2
2,2
3,8
10,7
2,5
8,9
12,8
10,3
-18,1
-11,8
13,0
117.583.068
135.030.193
127.027.822
13,9
14,2
13,3
14,8
-5,9
27.392.508
33.036.646
44.292.185
3,2
3,5
4,6
20,6
34,1
91.070.060
106.137.796
120.329.347
10,8
11,2
12,6
16,5
13,4
34.598.696
40.670.633
45.196.465
4,1
4,3
4,7
17,5
11,1
32.998.021
36.436.682
41.356.310
3,9
3,8
4,3
10,4
13,5
24.633.641
27.878.075
31.819.140
2,9
2,9
3,3
13,2
14,1
13.910.296
15.577.687
16.453.065
1,6
1,6
1,7
12,0
5,6
14.653.776
16.030.765
16.521.928
1,7
1,7
1,7
9,4
3,1
1.494.186
1.705.443
1.848.554
0,2
0,2
0,2
14,1
8,4
754.384.542
854.585.214
865.864.969
89,5
89,5
90,8
13,3
1,3
12.928.697
14.927.534
21.708.092
1,5
1,6
2,3
15,5
45,4
101.722.577
110.876.571
109.816.985
12,1
11,7
11,5
9,0
-1,0
843.178.421
950.534.251
953.973.862
100,0
100,0
100,0
12,7
0,4
Kaynak: TÜİK
9
TABLO 3
GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA SEKTÖR KATKILARI
(İktisadi Faaliyet Kollarına ve 1998 Temel Fiyatlarına Göre, Puan)
İktisadi Faaliyet Kolları
Tarım, Avcılık ve Ormancılık
Balıkçılık
Madencilik ve Taşocakçılığı
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Üretimi ve Dağıtımı
İnşaat
Toptan ve Perakende Ticaret
Oteller ve Lokantalar
Ulaştırma, Depolama ve Haberleşme
Mali Aracı Kuruluşların Faaliyetleri
Konut Sahipliği
Gayrimenkul, Kiralama ve İş Faaliyetleri
Kamu Yönetimi ve Savunma, Zorunlu Sosyal Güvenlik
Eğitim
Sağlık İşleri ve Sosyal Hizmetler Faaliyetleri
Diğer sosyal, Toplumsal ve Kişisel Hizmet Faaliyetleri
Eviçi Personel Çalıştıran Hanehalkları
Sektörler Toplamı
Dolaylı Ölçülen Mali Aracılık Hizmetleri
Vergi-Sübvansiyon
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı Fiyatlarıyla)
2007
-0,68
0,00
0,06
1,34
0,13
0,36
0,75
0,04
1,01
0,91
0,10
0,41
0,04
0,09
0,02
0,08
0,02
4,71
0,53
0,50
4,67
2008
0,40
-0,02
0,04
-0,04
0,07
-0,53
-0,20
-0,04
0,21
0,89
0,11
0,21
0,01
0,02
0,04
0,03
0,04
1,23
0,52
-0,05
0,66
2009
0,30
0,03
-0,05
-1,72
-0,07
-0,96
-1,35
-1,72
-1,05
0,90
0,20
0,15
0,09
0,04
0,04
-0,02
0,04
-3,41
0,64
-0,69
-4,74
Kaynak: TÜİK
2009 yılı gayri safi yurtiçi hasılası içinde tarım sektörünün payı bir önceki yıla göre 0,6 puan
artarak % 8,2’ye, hizmetler sektörünün payı 1,2 puan artarak % 69,1’e yükselirken, sanayi
sektörünün payı 1 puan azalarak % 18,8’e, inşaat sektörünün payı ise 0,9 puan azalarak % 3,8’e
gerilemiştir.
TABLO 4
SEKTÖRELERİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA İÇİNDEKİ PAYLARI
(Cari Fiyatlarla %)
Sektörler
Tarım
Sanayi
İnşaat
Hizmetler (1)
GSYH
2003
9,9
20,9
4,0
65,1
100,0
2004
9,5
20,3
4,4
65,8
100,0
2005
9,4
20,3
4,4
65,9
100,0
2006
8,3
20,1
4,7
66,9
100,0
2007
7,6
20,0
4,9
67,5
100,0
2008
7,6
19,8
4,7
67,9
100,0
2009
8,2
18,8
3,8
69,1
100,0
Kaynak: TÜİK
2009 yılında kamu tüketim harcamaları % 7,8 artarken, GSYH’nin en büyük bileşeni olan
yerleşik hanehalklarının tüketim harcamaları % 2,3 azalmıştır. Böylece toplam tüketim
harcamalarında % 1 oranında düşüş olmuştur.
Kamu sektörü sabit sermaye yatırımları, makine-teçhizat yatırımlarındaki % 16,8’lik düşüşün ve
inşaat yatırımlarındaki % 2,4’lük artışın etkisiyle % 2,2 küçülürken, özel sektör sabit sermaye
yatırımları, makine-teçhizat yatırımlarındaki % 22,6’lık ve inşaat yatırımlarındaki % 21,8’lik
azalmanın etkisiyle % 22,3 küçülmüş, böylece toplam sabit sermaye yatırımlarında % 19,2 düşüş
meydana gelmiştir.
10
TABLO 5
HARCAMALAR YÖNTEMİYLE GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA
(1998 Fiyatlarıyla)
Harcama Bileşenleri
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
Yerleşik Hanehalklarının Tüketimi
Yerleşik ve Yerleşik Olmayan
Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi
(Eksi) Yerleşik Olmayan
Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi
Yerleşik Hanehalklarının Yurtdışı
Tüketimi
Devletin Nihai Tüketim Harcamaları
Maaş, Ücret
Mal ve Hizmet Alımları
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu
Kamu Sektörü
Makine-Teçhizat
İnşaat
Özel Sektör
Makine-Teçhizat
İnşaat
Stok Değişmeleri (1)
Mal ve Hizmet İhracatı
(Eksi) Mal ve Hizmet İthalatı
Değer (Bin TL)
2007
2008
101.254.625
101.921.730
70.421.398
70.198.486
2009
97.087.661
68.575.820
Pay (%)
2007
2008
2009
100,0 100,0 100,0
69,5
68,9
70,6
Değişim (%)
2008 2009
0,7
-4,7
-0,3
-2,3
74.106.803
73.800.315
72.331.573
73,2
72,4
74,5
-0,4
-2,0
4.232.799
4.084.770
4.433.025
4,2
4,0
4,6
-3,5
8,5
547.394
482.942
677.272
0,5
0,5
0,7
-11,8
40,2
10.127.098
5.060.735
5.066.363
25.480.808
3.352.767
758.550
2.594.217
22.128.041
13.831.164
8.296.877
-135.869
25.275.168
29.913.978
10.304.175
5.042.711
5.261.464
23.912.294
3.780.105
910.781
2.869.324
20.132.189
12.862.368
7.269.820
217.211
25.968.236
28.678.672
11.111.079
5.112.949
5.998.130
19.332.337
3.695.215
758.061
2.937.154
15.637.122
9.952.243
5.684.879
-1.951.467
24.564.456
24.544.564
10,0
5,0
5,0
25,2
3,3
0,7
2,6
21,9
13,7
8,2
-0,1
25,0
29,5
10,1
4,9
5,2
23,5
3,7
0,9
2,8
19,8
12,6
7,1
0,2
25,5
28,1
11,4
5,3
6,2
19,9
3,8
0,8
3,0
16,1
10,3
5,9
-2,0
25,3
25,3
1,7
-0,4
3,9
-6,2
12,7
20,1
10,6
-9,0
-7,0
-12,4
2,7
-4,1
7,8
1,4
14,0
-19,2
-2,2
-16,8
2,4
-22,3
-22,6
-21,8
-5,4
-14,4
Kaynak: TÜİK
2009 yılında toplam tüketim harcamalarının GSYH’ ye oranı bir önceki yıla göre 3,6 puanlık
artışla % 86,3’e yükselirken, sabit sermaye yatırımlarının GSYH’ ye oranı 3,1 puanlık düşüşle
%16,8’e gerilemiştir.
11
TABLO 6
HARCAMALAR YÖNTEMİYLE GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA
(Cari Fiyatlarla)
Harcama Bileşenleri
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
Yerleşik Hanehalklarının
Tüketimi
Yerleşik ve Yerleşik Olmayan
Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi
(Eksi) Yerleşik Olmayan
Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi
Yerleşik Hanehalklarının Yurtdışı
Tüketimi
Devletin Nihai Tüketim
Harcamaları
Maaş, Ücret
Mal ve Hizmet Alımları
Gayri Safi Sabit Sermaye
Oluşumu
Kamu Sektörü
Makine-Teçhizat
İnşaat
Özel Sektör
Makine-Teçhizat
İnşaat
Stok Değişmeleri (1)
Mal ve Hizmet İhracatı
(Eksi) Mal ve Hizmet İthalatı
Değer (Bin TL)
2007
2008
843.178.421
950.534.251
Pay (%)
2007
2008
2009
100,0 100,0 100,0
2009
653.973.862
Değişim (%)
2008 2009
12,7
0,4
601.238.607
663.944.252
683.298.099
71,3
69,8
71,6
10,4
2,9
628.733.500
695.619.985
716.785.515
74,6
73,2
75,1
10,6
3,0
31.742.044
36.241.015
39.899.031
3,8
3,8
4,2
14,2
10,1
4.247.151
4.565.282
6.411.615
0,5
0,5
0,7
7,5
40,4
107.815.962
121.681.099
140.178.311
12,8
12,8
14,7
12,9
15,2
59.601.255
48.214.707
66.986.764
54.694.335
75.915.112
64.263.198
7,1
5,7
7,0
5,8
8,0
6,7
12,4
13,4
13,3
17,5
180.598.317
189.094.334
160.613.451
21,4
19,9
16,8
4,7
-15,1
28.674.618
4.969.576
23.705.042
151.923.699
92.966.790
58.956.909
-2.961.137
188.224.755
231.738.081
36.725.067
6.653.631
30.071.436
152.369.267
92.147.661
60.221.606
17.949.462
227.252.949
269.387.845
34.781.625
5.969.623
28.812.002
125.831.826
80.617.099
45.214.727
-18.942.423
221.030.700
232.204.275
3,4
0,6
2,8
18,0
11,0
7,0
-0,4
22,3
27,5
3,9
0,7
3,2
16,0
9,7
6,3
1,9
23,9
28,3
3,6
0,6
3,0
13,2
8,5
4,7
-2,0
23,2
24,3
28,1
33,9
26,9
0,3
-0,9
2,1
20,7
16,2
-5,3
-10,3
-4,2
-17,4
-12,5
-24,9
-2,7
-13,8
Kaynak: TÜİK
Harcamalar yöntemiyle GSYH büyümesine, yerleşik hanehalklarının tüketimi (özel tüketim) ve
devletin nihai tüketim harcamaları (kamu tüketimi) 0,8 puan, kamu sektörü gayri safi sabit
sermaye oluşumu (kamu yatırımları) 0,1 puan, özel sektör gayri safi sabit sermaye oluşumu (özel
yatırım) 4,4 puan negatif katkı yapmıştır. Yılın ilk iki döneminde krizin etkisiyle talep stoklardan
karşılanmıştır. Bu stokların erimesinde özellikle iç talebi canlandırmaya yönelik otomotiv, beyaz
eşya, mobilya ve elektronikteki ÖTV ve KDV indirimlerinin etkisi olmuştur. Üçüncü dönemde,
stokları azalan sanayici üretime geçmiş ve büyümeye pozitif katkı yapacak stok artışı
gerçekleşmiştir. İhracat 1,4 puan negatif katkı yaparken, ithalatın katkısı pozitif olarak 4,1 puan
olmuştur. Böylece net ihracat büyümeyi 5,5 puanlık katkı ile negatif yönde etkilemiştir.
12
TABLO 7
HARCAMALAR YÖNTEMİYLE GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILAYA KATKILAR
(1998 Fiyatlarıyla, Puan)
Harcama Bileşenleri
Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
Yerleşik Hanehalklarının Tüketimi
Yerleşik ve Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi
(Eksi) Yerleşik Olmayan Hanehalklarının Yurtiçi Tüketimi
Yerleşik Hanehalklarının Yurtdışı Tüketimi
Devletin Nihai Tüketim Harcamaları
Maaş, Ücret
Mal ve Hizmet Alımları
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu
Kamu Sektörü
Makine-Teçhizat
İnşaat
Özel Sektör
Makine-Teçhizat
İnşaat
Stok Değişmeleri
Mal ve Hizmet İhracatı
(Eksi) Mal ve Hizmet İthalatı
2007
4,67
3,80
3,43
-0,33
0,04
0,64
0,06
0,59
0,79
0,20
0,09
0,12
0,59
0,09
0,50
0,65
1,77
2,98
2008
0,66
-0,22
-0,30
-0,15
-0,06
0,17
-0,02
0,19
-1,55
0,42
0,15
0,27
-1,97
-,096
-1,01
0,35
0,68
-1,22
2009
-4,74
-1,59
-1,44
0,34
0,19
0,79
0,07
0,72
-4,49
-0,08
-0,15
0,07
-4,41
-2,86
-1,56
-2,13
-1,38
-4,06
Kaynak: TÜİK
Kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla, cari fiyatlarla 2009 yılında % 17,7 azalarak 8.590 dolara,
Türk Lirası cinsinden % 0,8 azalarak 13.269 TL’ye gerilemiştir. Sabit fiyatlarla ise kişi başına
GSYH %5,8’lik düşüşle 1.350 TL’ye gerilemiştir.
TABLO 8
KİŞİ BAŞINA GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Yıl Ortası Nüfus
(1) Bin
65.135
66.009
66.873
67.734
68.582
69.421
70.256
71.079
71.897
Cari Fiyatlarla
Türk
Değişim
Lirası TL
(%)
3.688
42,2
5.310
44,0
6.801
28,1
8.253
21,4
9.462
14,6
10.925
15,5
12.002
9,9
13.373
11,4
13.269
-0,8
ABD
Doları $
3.020
3.492
4.559
5.764
7.021
7.583
9.234
10.440
8.590
Değişim
(%)
-16,9
15,6
30,6
26,4
21,8
8,0
21,8
13,1
-17,7
Sabit (1998) Fiyatlarla
Türk
Değişim
Lirası TL
(%)
1.049
-7,0
1.099
4,8
1.142
3,9
1.233
8,0
1.320
7,1
1.394
5,6
1.441
3,4
1.434
-0,5
1.350
-5,8
Kaynak: TÜİK
2. Sektörel Gelişmeler
a. Tarım
Uygun iklim koşullarına bağlı olarak üretimde yaşanan artışlardan dolayı tarım sektörü katma
değeri, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 1,4, ikinci üç aylık döneminde % 6,5, üçüncü
üç aylık döneminde % 3,6 ve dördüncü üç aylık döneminde % 2,2 artış göstermiştir. Böylece
2009 yılında tarım sektörü katma değerinde % 3,6’lık büyüme meydana gelmiştir.
13
TABLO 9
TAHILLAR VE DİĞER BİTKİSEL ÜRÜNLERİN ÜRETİM MİKTARLARI
(Ton)
Üretim
Tahıllar ve Diğer Bitkisel
Ürünler
Tahıllar
Buğday
Arpa
Mısır (Dane)
Çeltik
Diğer
Patates, Kuru Baklagiller,
Yenilebilir Kök ve Yumrular
Patates
Nohut
Mercimek (Kırmızı)
Fasulye (Kuru)
Tatlı Patates
Mercimek (Yeşil)
Diğer
Yağlı Tohumlar
Ayçiçeği
Kolza (Kanola)
Yerfıstığı
Soya
Haşhaş (Tohum)
Diğer
Tütün
Şeker Pancarı
Diğer Yem Bitkileri (Tahıl
Samanı ve Kabuklar Hariç)
Hayvan Pancarı
Tekstilde Kullanılan Ham
Bitkiler
Pamuk (Kütlü)
Diğer
Parfümeri, Eczacılık ve
Benzeri Alanlarda Kullanılan
Bitkiler, Hayvan Yemi
Bitkilerin Tohumları
Fiğ
Haşhaş (Kapsül)
Diğer
Toplam
Değişim (%)
2006
2007
2008
2009
2007
2008
2009
34.642.986
20.010.000
9.551.000
3.811.000
696.000
574.986
29.256.990
17.234.000
7.306.800
3.535.000
648.000
533.190
29.287.281
17.782.000
5.923.000
4.274.000
753.325
554.956
33.577.151
20.600.000
7.300.000
4.250.000
750.000
677.151
-15,5
-13,9
-23,5
-7,2
-6,9
-7,3
0,1
3,2
-18,9
20,9
16,3
4,1
14,6
15,8
23,2
-0,6
-0,4
22,0
5.828.124
5.511.082
5.080.662
5.527.685
-5,4
-7,8
8,8
4.366.180
551.746
580.298
195.970
31.125
42.326
60.479
1.312.593
1.118.000
12.615
77.454
47.300
30.187
27.037
98.137
14.452.162
4.227.726
505.366
508.378
154.243
18.481
26.803
70.085
1.031.552
854.407
28.727
86.409
30.666
8.981
22.362
74.584
12.414.715
4.196.522
518.026
106.361
154.630
28.646
24.827
51.650
1.233.992
992.000
83.965
85.274
34.461
10.834
27.458
93.403
15.488.332
4.397.711
562.564
275.050
181.205
27.728
27.131
56.296
1.374.844
1.057.125
113.886
90.081
38.442
34.194
41.116
85.000
17.274.674
-3,2
-8,4
-12,4
-21,3
-40,6
-36,7
15,9
-21,4
-23,6
127,7
11,6
-35,2
-70,2
-17,3
-24,0
-14,1
-0,7
2,5
-79,1
0,3
55,0
-7,4
-26,3
19,6
16,1
192,3
-1,3
12,4
20,6
22,8
25,2
24,8
4,8
8,6
158,6
17,2
-3,2
9,3
9,0
11,4
6,6
35,6
5,6
11,6
215,6
49,7
-9,0
11,5
158.771
151.611
157.541
145.628
-4,5
3,9
-7,6
158.771
151.611
157.541
145.628
-4,5
3,9
-7,6
2.550.068
2.275.044
1.820.022
1.725.005
-10,8
-20,0
-5,2
2.550.000
68
2.275.000
44
1.820.000
22
1.725.000
5
-10,8
-35,3
-20,0
-50,0
-5,2
-77,3
204.831
100.556
116.667
168.997
-50,9
16,0
44,9
175.522
27.443
1.866
59.247.672
90.568
8.164
1.824
50.816.134
104.974
9.848
1.844
53.277.900
135.892
31.086
2.019
59.878.984
-48,4
-70,3
-2,3
-14,2
15,9
20,6
1,1
4,8
29,5
215,6
9,5
12,4
Kaynak: TÜİK
(1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır.
Küresel iklim sisteminin değişimiyle ortaya çıkan kuraklık sonucunda 2007 yılında bitkisel
üretimde büyük düşüşler meydana gelirken, 2008 yılında tahıl, sebze ve meyve üretim
miktarlarında artışlar gerçekleşmiştir. 2009 yılında ise, iklim koşullarının genel olarak daha iyi
olması sebebiyle tahıl ve meyve üretim miktarlarında artışlar olurken, sebze ürünleri miktarında
düşüş görülmüştür.
14
2009 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarı % 12,4 artış göstermiştir. Tahıl
ürünlerinde üretim miktarı % 14,6 oranında artmıştır. Bir önceki yıla göre iklim ve yağış
miktarının iyi olması ve verimin geçen yıla göre daha iyi olacağı yönünde tahmin yapılmasına
bağlı olarak üretimde en fazla artış, % 23,2 ile arpa ve % 15,8 ile buğday üretiminde olmuştur.
Önemli tahıl ürünlerinden mısır ve çeltik üretimi hemen hemen aynı kalmış, mısır üretimi % 0,6,
çeltik üretimi % 0,4 azalmıştır.
Patates, kuru baklagiller, yenilebilir kök ve yumruların üretim miktarı % 8,8 artmıştır. 2008
yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan kuraklık kuru baklagillerin üretim miktarlarını
olumsuz etkilemiştir. 2009 yılında yağışların iyi olması sebebiyle verim normale dönmüş ve
seçilmiş ürünler içinde en yüksek üretim artışı % 158,6 ile kırmızı mercimek üretiminde
gerçekleşirken onu, % 17,2 ile kuru fasulye üretimi izlemiştir. Tatlı patates üretiminde ise % 3,2
düşüş gerçekleşmiştir.
2009 yılında yağışların olumlu etkisiyle yağlı tohumların üretimi % 11,4 artmıştır. Seçilmiş yağlı
tohumlarda en yüksek artış, ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 215,6 ile
haşhaş (tohum) üretiminde gerçekleşmiştir. Kolza üretimi, biodizel üretimi için prim desteği
verilmesi ve Tarım İl Müdürlüklerinin yaygınlaştırma çalışmaları sebebiyle % 35,6 artmıştır.
Ekim alanlarının genişlemesine bağlı olarak soya üretimi % 11,6, ayçiçeği üretimi % 6,6
oranında artmıştır.
Ayrıca tütün üretimi % 9, hayvan pancarı üretimi % 7,6 azalırken, kota uygulanan şeker pancarı
üretimi ise % 11,5 artmıştır. Tekstilde kullanılan ham bitkilerin en önemli bölümünü oluşturan
kütlü pamuk üretimi, ekim alanlarının azalmasıyla % 5,2 düşmüştür. Parfümeri, eczacılık ve
benzeri alanlarda kullanılan bitkiler, hayvan yemi bitkilerinin tohumları ise % 44,9 artış
göstermiştir.
2009 yılında sebze ürünleri üretim miktarı % 1,6 düşüş göstermiştir. Yumru ve kök sebzelerin
üretimi % 4,8 azalmıştır. Seçilmiş yumru ve kök sebzeler içinde yer alan kuru soğan üretiminde
%7,8, kırmızıturp üretiminde % 2,3, pırasa üretiminde % 0,5 düşüş görülürken, % 0,6 ile taze
soğan ve % 0,4 ile havuç üretiminde artış olmuştur.
15
TABLO 10
SEBZE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1)
(ton)
Sebzeler
Yumru ve Kök Sebzeler
Soğan (Kuru)
Havuç
Pırasa
Soğan (Taze)
Turp (Kırmızı)
Diğer
Meyvesi İçin Yetiştirilen
Sebzeler
Domates
Karpuz
Hıyar
Kavun
Patlıcan
Biber (Sivri)
Biber (Salçalık)
Fasulye
Biber (Dolmalık)
Diğer
Başka Yerde
Sınıflandırılmamış Diğer
Sebzeler
Lahana (Baş)
Marul (Göbekli)
Ispanak
Karnabahar
Marul (Kıvırcık)
Lahana (Kırmızı)
Lahana (Yaprak)
Maydanoz
Mantar (Kültür)
Diğer
Toplam
2006
2.978.659
1.765.396
394.725
320.091
200.875
149.527
148.045
Üretim
2007
2008
3.222.478
3.312.533
1.859.442
2.007.118
641.953
591.538
256.397
252.286
185.140
168.223
138.615
144.878
140.931
148.490
2009
3.153.718
1.849.582
593.628
251.120
169.271
141.505
148.612
Değişim (%)
2007 2008 2009
8,2
2,8
-4,8
5,3
7,9
-7,8
62,6
-7,9
0,4
-19,9
-1,,6
-0,5
-7,8
-9,1
0,6
-7,3
4,5
-2,3
-4,8
5,4
0,1
21.211.268
20.854.683
22.249.469
21.933.876
-1,7
6,7
-1,4
9.854.877
3.805.306
1.799.613
1.765.605
924.165
775.577
673.981
563.763
392.617
655.764
9.945.043
3.796.680
1.674.580
1.661.130
863.737
727.190
674.788
519.968
357.246
634.321
10.985.355
4.002.285
1.682.776
1.749.935
813.686
734.596
690.531
563.056
371.050
656.199
10.745.572
3.810.205
1.735.010
1.679.191
816.134
752.692
700.038
603.653
384.273
707.108
0,9
-0,2
-6,9
-5,9
-6,5
-6,2
0,1
-7,8
-9,0
-3,3
10,5
5,4
0,5
5,3
-5,8
1,0
2,3
8,3
3,9
3,4
-2,2
-4,8
3,1
-4,0
0,3
2,5
1,4
7,2
3,6
7,8
1.661.685
1.599.087
1.656.317
1.688.875
-3,8
3,6
2,0
502.081
239.495
242.231
136.098
151.164
103.137
80.981
53.189
21.833
131.476
25.851.612
464.645
226.723
235.731
135.145
140.808
101.649
80.490
48.972
23.426
141.498
25.676.248
487.744
233.424
225.746
150.843
144.498
104.583
80.825
52.346
26.526
149.782
27.218.319
507.655
233.552
225.343
157.051
141.569
114.209
80.668
58.145
19.501
151.182
26.776.469
-7,5
-5,3
-2,7
-0,7
-6,9
-1,4
-0,6
-7,9
7,3
7,6
-0,7
5,0
3,0
-4,2
11,6
2,6
2,9
0,4
6,9
13,2
5,9
6,0
4,1
0,1
-0,2
4,1
-2,0
9,2
-0,2
11,1
-26,5
0,9
-1,6
Kaynak: TÜİK
(1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır.
Meyvesi için yetiştirilen sebzelerin üretim miktarı % 1,4 düşüş göstermiştir. Meyvesi için
yetiştirilen sebzeler içinde karpuz üretiminde % 4,8, kavun üretiminde % 4 ve domates
üretiminde %2,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı ekim alanlarının ve verimliliğin
artmasına bağlı olarak % 7,2 ile fasulye üretiminde gerçekleşmiştir. Bunu % 3,6 ile dolmalık
biber ve % 3,1 ile hıyar üretimi takip etmiştir.
Başka yerde sınıflandırılmamış diğer sebzelerin üretim miktarında % 2 artış olmuştur. Seçilmiş
sebzelerden mantar üretiminde % 26,5, kıvırcık üretiminde % 2, ıspanak ve yaprak lahana
üretiminde % 0,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı % 11,1 ile maydanoz üretiminde
olmuş, %9,2 ile kırmızılâhana, % 4,1 ile karnıbahar ve baş lahana üretimi onu izlemiştir.
2009 yılında meyve ürünleri üretim miktarı % 6 artış göstermiştir. Meyveler içinde önemli paya
sahip olan üzüm üretim miktarı % 8,8, meyveler ve sert kabuklular üretim miktarı ise % 3,8
artmıştır. Uygun iklim şartlarının verimliliği artırması nedeniyle muz, incir, avokado ve kivinin
toplam üretimi % 11, turunçgillerin üretimi % 16,1, diğer meyvelerin üretimi % 7,4 artış
16
göstermiştir. Seçilmiş meyveler içinde Malatya’da Mart ve Nisan aylarında yaşanan don zararı
ve Mayıs ayındaki ani sıcaklık değişimi, kayısı üretiminin % 7,7 azalmasına neden olmuştur.
Erik üretimi% 1,2, don ve verimliliği azalan ağaçların sökülmesiyle şeftali üretimi % 0,8 düşüş
göstermiştir. En yüksek üretim artışı, kayıt güncellemesi ile meyve veren ağaç sayısındaki
yükselme ve meyve veren ağaca geçişler nedeniyle % 33,8 artan nar üretiminde olurken onu,
iklimin olumlu etkisinden dolayı verimi % 23,4 artan kiraz ve % 19,2 artan incir üretimi
izlemiştir.
TABLO 11
MEYVE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1)
Üretim
Meyveler, İçecek ve
2006
2007
2008
Baharat Bitkileri
Üzüm
4.000.063
3.612.781
3.918.442
Diğer Meyveler ve Sert
10.990.607
10.707.763
11.675.569
Kabuklular
Muz, İncir, Avokado,
479.810
415.432
426.670
Kivi (Toplam)
İncir
290.151
210.152
205.067
Muz
178.205
189.107
201.115
Diğer
11.454
16.173
20.488
Turunçgiller (Toplam)
3.220.435
2.988.664
3.026.936
Portakal
1.535.806
1.426.965
1.427.156
Mandalina
791.255
744.339
756.473
Limon
710.401
651.767
672.452
Diğer
182.973
165.593
170.855
Diğer Meyveler (Toplam)
4.525.900
5.345.972
5.557.745
Elma
2.002.033
2.457.845
2.504.494
Kayısı
460.182
557.572
716.415
Şeftali
552.775
539.435
551.906
Kiraz
310.254
398.141
338.361
Armut
317.750
356.281
355.476
Çilek
211.127
250.916
261.078
Erik
214.416
240.874
248.736
Vişne
121.499
180.917
185.435
Nar
90.737
106.560
127.760
Diğer
245.127
257.431
268.084
Zeytin ve Diğer Sert
2.764.462
1.957.695
2.664.218
Kabuklular (Toplam)
Zeytin
1.766.749
1.075.854
1.464.248
Fındık
661.000
530.000
800.791
Ceviz
129.614
172.572
170.897
Antep Fıstığı
110.000
73.416
120.113
Diğer
97.099
105.853
108.169
Baharat Bitkileri
74.317
89.728
87.555
Kırmızı Biber
45.861
67.213
60.000
Kimyon
11.998
9.159
8.879
Diğer
16.458
13.356
18.676
Çay (2)
1.121.206
1.145.321
1.100.257
Toplam
15.064.987
14.410.272
15.681.566
Kaynak: TÜİK
(1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır.
(2): Yeşil yaş çay yaprağı, meyve üretimi toplamına dahil değildir.
Değişim (%)
2009
2007
2008
2009
4.264.720
-9,7
8,5
8,8
12.124.006
-2,6
9,0
3,8
473.726
-13,4
2,7
11,0
244.351
204.517
24.858
3.513.772
1.689.921
846.390
783.587
193.874
5.970.220
2.782.365
660.894
547.219
417.694
384.244
291.996
245.782
192.705
170.963
276.358
-27,6
6,1
41,2
-7,2
-7,1
-5,9
-8,3
-9,5
18,1
22,8
21,2
-2,4
28,3
12,1
18,8
12,3
48,9
17,4
5,0
-2,4
6,3
26,7
1,3
0,0
1,6
3,2
3,2
4,0
1,9
28,5
2,3
-15,0
-0,2
4,0
3,3
2,5
19,9
4,1
19,2
1,7
21,3
16,1
18,4
11,9
16,5
13,5
7,4
11,1
-7,7
-0,8
23,4
8,1
11,8
-1,2
3,9
33,8
3,1
2.166.288
-29,2
36,1
-18,7
1.290.654
500.000
177.298
81.795
116.541
233.234
196.900
14.533
21.801
1.103.340
16.621.960
-39,1
-19,8
33,1
-33,3
9,0
20,7
46,6
-23,7
-18,8
2,2
-4,3
36,1
51,1
-1,0
63,6
2,2
-2,4
-10,7
-3,1
39,8
-3,9
8,8
-11,9
-37,6
3,7
-31,9
7,7
166,4
228,2
63,7
16,7
0,3
6,0
17
Zeytin ve diğer sert kabukluların üretim miktarı % 18,7 azalmıştır. Geçen yıl fındıkta yaşanan
tarihi rekordan sonra bakımsızlık ve oluşan yorgunluktan dolayı verim düşmüş ve fındık üretimi
% 37,6 oranında azalmıştır. Yok yılı olması sebebiyle seçilmiş sert kabuklulardan antepfıstığı
üretim miktarı % 31,9 ve zeytin üretim miktarı % 11,9 azalmıştır. Ancak zeytinde yeni
bahçelerin devreye girmesi, kültürel tedbirlerin bilinçli uygulanması ve iklim şartlarının iyi
gitmesi nedeniyle, geçmiş yok yıllarına göre daha fazla üretim artışı kaydedilmiştir.
b. Sanayi
Sanayi sektörü katma değeri 2009 yılının birinci üç aylık döneminde uluslararası piyasalardaki
krizin reel sektöre yansımasıyla % 21,1, ikinci üç aylık döneminde % 11,4, üçüncü üç aylık
döneminde % 4,5 düzeyinde küçülmüş, sanayi durma noktasına gelmiştir. Dördüncü üç aylık
dönemde sanayi sektörü katma değeri krizin etkilerinin azalmasıyla talebin canlanmasına bağlı
olarak % 11,4 artmıştır. Ancak 2009 yılının toplamında sanayi sektörü katma değeri % 6,9
küçülmüştür. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörü katma değerinde % 7,2, madencilik ve
taşocakçılığı sektörü katma değerinde % 6,7 ve enerji sektörü katma değerinde % 3,5 düşüş
meydana gelmiştir.
TABLO 12
SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİ DEĞİŞİM ORANLARI
(1998 Temel Fiyatlara Göre,%)
Sektörler
Madencilik
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz ve Su
Toplam Sanayi
2003
-2,2
8,4
4,9
7,8
2004
3,4
11,9
7,1
11,3
2005
9,0
8,2
14,1
8,6
2006
5,2
8,4
8,6
8,3
2007
8,1
5,6
6,8
5,8
2008
5,4
-0,1
3,7
0,3
2009
-6,7
-7,2
-3,5
-6,9
Kaynak: DPT
Sanayi sektörünün GSYH içindeki payı 2008 yılında % 19,8 iken, 2009 yılında % 18,8’e
gerilemiştir. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörünün payı % 15, enerji sektörünün payı
% 2,4 ve madencilik sektörünün payı % 1,5 olmuştur.
TABLO 13
SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİNİN GSYH İÇERİSİNDEKİ PAYI
(Cari Fiyatlarla %)
Sektörler
Madencilik
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz ve Su
Toplam Sanayi
2003
1,0
17,7
2,2
20,9
2004
1,1
17,4
1,9
20,3
2005
1,2
17,3
1,8
20,3
2006
1,2
17,2
1,8
20,1
2007
1,2
16,8
1,9
20,0
2008
1,4
16,2
2,2
19,8
2009
1,5
15,0
2,4
18,8
Kaynak: DPT
2009 yılı Mart sonunda ekonomideki talep yetersizliğini canlandırmaya yönelik alınan mali
tedbirlerin etkisiyle toplam özel tüketim talebinde önemli bir toparlanma olsa da, vergi
indirimleri kapsamı dışında kalan mal gruplarına yönelik talepte ciddi bir iyileşme olmamıştır.
Artan talep büyük ölçüde stok eritme süreciyle karşılanmış, bu da üretim faaliyetlerini ve kaynak
kullanımını sınırlamıştır. Bunun sonucunda, sanayi sektörü üretimi 2009 yılının birinci üç aylık
18
döneminde % 22,0, ikinci üç aylık döneminde % 15,5, üçüncü üç aylık döneminde % 8,1
azalırken, dördüncü üç aylık döneminde ise % 9,0 artış göstermiştir.
Küresel kriz ve azalan ihracatın etkisiyle gerileyen sanayi üretim endeksi 2009 yılının Ekim
ayında on beş aylık aradan sonra ilk kez artış göstermiş ve üretim artışı oranları pozitife
dönmüştür. Kasım ayında Kurban Bayramı tatili nedeniyle üretim azalmış, Aralık ayında ikinci
kez % 25,3 artarak beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Son dönemdeki bu gelişmede,
talepteki kısmi toparlanmanın yanı sıra mevsimsel faktörler, işgünü sayısı ve baz yılı etkisi gibi
istatistiksel faktörler etkili olmuştur. Yıllık olarak sanayi üretimi 2008 yılında % 0,9, 2009
yılında ise %9,6 azalmıştır.
TABLO 14
SEKTÖRLERE GÖRE SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI
(2005=100)
Sektörler
Toplam Sanayi
Madencilik ve Taşocakçılığı
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz ve Su
Üretim Endeksi
2007
2008
115,3
114,2
117,2
126,0
114,8
112,7
118,1
122,6
2009
103,2
122,5
100,4
119,8
2007
6,9
8,3
6,6
8,7
Değişim(%)
2008
-0,9
7,5
-1,8
3,8
2009
-9,6
-2,5
-10,9
-2,3
Kaynak: TÜİK
2009 yılında imalat sanayi sektörü üretimi % 10,9, madencilik ve taşocakçılığı sektörü üretimi %
2,7, elektrik, gaz ve su sektörü üretimi % 2,3 gerilemiştir. Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları
kapsamında aylık ve yıllık değişimlerin daha sağlıklı yorumlanabilmesi için, Türkiye İstatistik
Kurumu, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ile mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış sanayi üretim endeksini yayınlamaya başlamıştır. Bu verilere göre mevsim ve
takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi 2009 yılı Şubat ayında dip noktasına
ulaşmış, Nisan ayından itibaren toparlanmaya başlamıştır. Ana sanayi grupları sınıflamasına
göre, 2009 yılında küresel krize bağlı olarak iç ve dış talebin daralmasıyla birlikte sermaye malı
imalatında % 25,2, ara malı imalatında % 9,9, enerjide % 4,5, dayanıklı tüketim malı imalatında
% 3,9 ve dayanıksız tüketim malı imalatında % 3,3 düşüş olmuştur.
TABLO 15
ANA SANAYİ GRUPLARINA GÖRE ENDEKSLER VE DEĞİŞİM ORANLARI
(2005=100)
Toplam Sanayi
Aramalı İmalatı
Dayanaklı Tüketim Malı İmalatı
Dayanaksız Tüketim Malı İmalatı
Enerji
Sermaye Malı İmalatı
Üretim Endeksi
2007
2008
115,3
114,2
117,1
112,7
112,5
112,0
109,1
107,5
114,9
119,6
123,0
125,7
2009
103,2
101,6
107,6
104,0
114,2
94,1
2007
6,9
6,7
3,4
4,4
7,3
12,8
Değişim
2008
-0,9
-3,7
-0,5
-1,5
4,0
2,2
2009
-9,6
-9,9
-3,9
-3,3
-4,5
-25,2
Kaynak: TÜİK
19
Madencilik ve Taşocakçılığı
Madencilik ve taşocakçılığı sektörü katma değeri, birinci üç aylık dönemde % 13, ikinci üç aylık
dönemde % 15,3, üçüncü üç aylık dönemde % 3,2 küçülürken, son üç aylık dönemde ise % 3,5
artış göstermiştir. 2009 yılında toplam olarak sektörün katma değerinde % 6,7’lik küçülme
gerçekleşmiştir.
Madencilik sektörü üretimi 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 10, ikinci üç aylık döneminde
% 8,2, üçüncü üç aylık döneminde % 1 küçülürken, dördüncü üç aylık döneminde % 7,5 artış
göstermiştir. Yılsonu itibariyle 2008 yılında % 7,5 artan toplam madencilik sektörü üretimi 2009
yılında % 2,7 azalmıştır
TABLO 16
MADENCİLİK VE TAŞOCAKÇILIĞI ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM
ORANLARI
(2005=100)
Alt Sektörler
Madencilik ve Taşocakçılığı
Kömür Madenciliği
Ham Petrol ve Doğalgaz Çıkarımı
Metal Cevherler Madenciliği
Diğer Madencilik ve Taşocakçılığı
2007
117,2
119,8
93,3
169,7
114,3
Üretim Endeksi
2008
2009
126,0
122,5
136,5
133,2
97,6
100,2
172,6
186,8
120,1
105,5
2007
8,3
12,1
-3,5
35,1
1,5
Değişim(%)
2008
7,5
14,0
4,6
1,7
5,1
2009
- 2,7
- 2,5
2,7
8,3
- 12,1
Kaynak: TÜİK
Kömür madenciliği üretimi % 2,5 azalırken, ham petrol ve doğalgaz çıkarımı üretimi % 2,7,
metal cevherler madenciliği üretiminde % 8,3 artış kaydedilmiştir. Bunların dışında kalan
madenlerin üretiminde ise % 12,1 düşüş gerçekleşmiştir.
İmalat Sanayi
İmalat sanayi katma değeri birinci üç aylık dönemde % 22,3, ikinci üç aylık dönemde % 11,7,
üçüncü üç aylık dönemde % 4,5 küçülürken, talebin canlanmasıyla dördüncü üç aylık dönemde
% 12,8 büyümüştür. Yıl sonu itibariyle imalat sanayi katma değerinde % 7,2 düşüş olmuştur.
İmalat sanayi üretiminde 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 24,6, ikinci üç aylık döneminde
% 17,1, üçüncü üç aylık döneminde %9,1 düşüş olurken, son üç aylık döneminde % 9,5 artış
meydana gelmiştir. Böylece küresel mali krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerinin reel
sektöre yansımasıyla 2008 yılında % 1,8 azalan toplam imalat sanayi üretimi, 2009 yılında krizin
etkilerinin daha da derinleşmesiyle % 10,9 düşmüştür.
2009 yılında kimyasal madde ve ürünleri imalatında % 1 artış olurken, diğer imalat sanayi
üretimi alt sektörlerinin tamamı düşmüş, basım ve yayım üretimi değişmemiştir. İmalat sanayi
alt sektörleri içinde en yüksek düşüş % 30,2 ile motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork
üretiminde gerçekleşirken onu, % 25,2 ile kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı ve
% 23,5 ile diğer ulaşım araçlarının imalatı izlemiştir.
20
TABLO 17
İMALAT SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI
Alt Sektörler
İmalat Sanayi
Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı
Tütün Ürünleri İmalatı
Tekstil Ürünleri İmalatı
Giyim Eşyası İmalatı
Derinin Tabaklanması ve İşlenmesi
Ağaç ve Ağaç Mantarı Ürünleri İmalatı (Mobilya Hariç)
Kağıt Hamuru, Kağıt ve Kağıt Ürünleri İmalatı
Basım ve Yayım
Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri
Kimyasal Madde ve Ürünleri İmalatı
Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı
Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünleri İmalatı
Ana Metal Sanayi
Makine ve Teçhizat Hariç; Metal Ürünleri İmalatı
B.y.s. Makine ve Teçhizat İmalatı
Büro Makineleri ve Bilgisayar İmalatı
B.y.s. Elektrikli Makine ve Cihazların İmalatı
Radyo, TV, Haberleşme Teçhizatı ve Cihazları İmalatı
Tıbbi, Hassas ve Optik Aletler, ile Saat İmalatı
Motorlu Kara Taşıtı, Römork ve Yarı Römork İmalatı
Diğer Ulaşım Araçlarının İmalatı
Mobilya İmalatı, B.y.s. Diğer İmalat
Üretim Endeksi
2007
2008
2009
114,8 112,7 100,4
108,7 113,2 111,8
110,1 117,8 116,0
103,0
92,0
82,8
102,8
90,4
81,8
111,2 105,3
97,1
143,7 158,9 156,6
115,0 118,4 116,2
115,5 113,2 113,2
104,1 101,6
76,0
120,8 120,5 121,7
113,8 110,1
99,8
112,7 110,6
96,7
126,1 123,6 104,8
121,2 113,0
91,4
120,9 115,0 103,1
129,0 137,9 107,6
132,8 133,5 122,1
61,1
45,2
37,0
121,3 132,0 126,0
119,1 126,2
88,0
198,6 207,5 158,8
126,7 135,9 129,5
Değişim(%)
2007
2008
2009
6,6
- 1,8 - 10,9
3,0
4,1
- 1,2
0,2
7,0
- 1,5
0,6 - 10,7 - 10,0
6,6 - 12,0
- 9,6
- 5,9
- 5,3
- 7,7
9,6
10,6
- 1,5
6,5
3,0
- 1,9
5,7
- 2,0
0,0
0,3
- 2,4 - 25,2
8,7
- 0,3
1,0
8,1
- 3,3
- 9,3
2,1
- 1,8 - 12,5
10,7
- 2,0 - 15,2
8,6
- 6,8 - 19,1
6,2
- 4,8 - 10,4
- 19,5
6,9 - 22,0
17,1
0,5
- 8,6
- 20,0 - 26,1 - 18,0
10,1
8,8
- 4,6
9,5
5,9 - 30,2
64,1
4,5 - 23,5
13,9
7,3
- 4,7
Kaynak: TÜİK
21
TABLO 18
SEKTÖRLERE GÖRE KAPASİTE KULLANIM ORANLARI
(Ağırlıklı Ortalama, %)
2007
78,3
75,4
54,6
78,7
76,5
59,6
85,0
83,3
68,7
91,1
74,9
76,1
82,1
85,6
72,5
74,7
45,3
85,4
73,4
75,5
86,6
82,8
72,3
Toplam İmalat
Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı
Tütün Ürünleri İmalatı
Tekstil Ürünleri İmalatı
Giyim Eşyası İmalatı
Derinin Tabaklanması ve İşlenmesi
Ağaç ve Ağaç Mantarı Ürünleri İmalatı
Kağıt Hamuru, Kağıt ve Kağıt Ürünleri İmalatı
Basım ve Yayım
Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri ve Nükleer Yakıt İmalatı
Kimyasal Madde ve Ürünleri İmalatı
Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı
Metalik Olamayan Diğer Mineral Ürünlerin İmalatı
Ana Metal Sanayi
Makine ve Teçhizat Hariç; Fabrikasyon Metal Ürünleri İmalatı
B.y.s. Makine ve Teçhizat İmalatı
Büro Makineleri ve Bilgisayar İmalatı
B.y.s. Elektrikli Makine ve Cihazların İmalatı
Radyo, TV, Haberleşme Teçhizatı ve Cihazları İmalatı
Tıbbi Aletler;Hassas ve Optik Aletler ile Saat İmalatı
Motorlu Kara Taşıtı, Römork ve Yarı Römork İmalatı
Diğer Ulaşım Araçlarının İmalatı
Mobilya İmalatı, B.y.s. Diğer İmalatlar
Kaynak: TCMB
2008
75,2
73,2
62,9
71,0
72,4
60,9
79,3
79,9
65,0
87,2
73,8
74,2
77,2
82,8
70,3
71,5
48,7
81,7
61,2
71,6
83,8
83,2
67,2
2009
65,0
68,7
74,3
67,5
67,3
58,3
72,5
71,7
67,5
53,8
69,2
64,9
66,1
70,0
56,8
60,8
52,7
66,0
68,8
65,4
57,9
68,0
58,1
2009 yılında imalat sanayi alt sektörlerinde en yüksek kapasite kullanımı % 74,3 ile tütün
ürünleri imalatında gerçekleşirken, % 52,7 ile büro makineleri ve bilgisayar imalatı en düşük
kapasite kullanımının görüldüğü sektör olmuştur.
Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranlarında 2009 yılında geçen yıla göre bütün mal
gruplarında düşüş gözlenmiştir. Dayanıklı tüketim malları % 68,9’dan % 63,6’ya, dayanıksız
tüketim malları %71,9’dan % 68,3’e, tüketim malları % 71,2’den % 67,2’ye, gıda ve içecekler %
71,8’den % 69’a, ara malları % 76,3’ten % 67,2’ye ve yatırım malları % 79’dan % 58,4’e
gerilemiştir.
TABLO 19
MAL GRUPLARINA GÖRE KAPASİTE KULLANIM ORANLARI
(Ağırlık Ortalama, %)
Dayanıklı Tüketim Malları
Dayanıksız Tüketim Malları
Tüketim Malları
Gıda ve İçecekler
Ara Malları
Yatırım Malları
2007
74,4
73,5
73,7
72,8
80,4
81,0
2008
68,9
71,9
71,2
71,8
76,3
79,0
2009
63,6
68,3
67,2
69,0
67,2
58,4
Kaynak: TCMB
22
Gıda Ürünleri ve İçecek İmalatı
Gıda ürünleri ve içecek üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 2,7, ikinci üç aylık
döneminde % 7,2, üçüncü üç aylık döneminde % 6,2 düşüş gösterirken, dördüncü üç aylık
döneminde % 8,4 artış göstermiştir. 2008 yılında % 4,1 artan gıda ürünleri ve içecek üretimi,
2009 yılında % 1,2 düşmüştür. 2008 yılında % 73,2 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında %
68,7’ye gerilemiştir.
Tütün Ürünleri İmalatı
Tütün ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 9,5 artış gösterirken, ikinci üç
aylık döneminde % 3,5, üçüncü üç aylık döneminde % 17,4 düşüş göstermiş, dördüncü üç aylık
döneminde % 7,6 artmıştır. 2008 yılında % 7 artan tütün ürünleri üretimi, 2009 yılında % 1,5
azalmıştır. 2008 yılında % 62,9 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 74,3’e
yükselmiştir.
Tekstil Ürünleri İmalatı
Tekstil ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 25,6, ikinci üç aylık
döneminde %14,8, üçüncü üç aylık döneminde % 7 azalmış, dördüncü üç aylık döneminde % 9,2
artış göstermiştir. Tekstil ürünleri üretimi, 2008 yılında % 10,7, 2009 yılında ise % 10 azalmıştır.
2008 yılında % 71 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 67,5’e gerilemiştir.
Giyim Eşyası İmalatı
Giyim eşyası üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 18,4, ikinci üç aylık döneminde
%8, üçüncü üç aylık döneminde % 11,8 azalmış, dördüncü üç aylık döneminde % 1,4 artmıştır.
Bu değişiklikler sonucu giyim eşyası üretimi, 2008 yılında % 12, 2009 yılında % 9,6 azalmıştır.
Kapasite kullanım oranı 2008 yılında % 72,4 iken 2009 yılında % 67,3’e gerilemiştir.
Derinin Tabaklanması ve İşlenmesi İmalatı
Derinin tabaklanması ve işlenmesi üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 20,7, ikinci üç
aylık döneminde % 4,2, üçüncü üç aylık döneminde % 11,8 azalmış, son üç aylık döneminde %
7,0 artmıştır. Böylece 2008 yılında % 5,3 azalan derinin tabaklanması ve işlenmesi üretimi, 2009
yılında da % 7,7 azalmıştır. 2008 yılında % 60,9 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında %
58,3’e gerilemiştir.
Ağaç ve Ağaç Mantarı Ürünleri İmalatı (Mobilya Hariç)
Ağaç ve ağaç mantarı ürünleri üretiminde 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 10,1, ikinci
üç aylık döneminde % 4,2, üçüncü üç aylık döneminde % 4,4 azalmış, dördüncü üç aylık
döneminde % 13,7 oranında artış kaydedilmiştir. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 10,6
artan ağaç ve mantar ürünleri üretimi, 2009 yılında % 1,5 azalmıştır. 2008 yılında % 79,3 olan
kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 72,5’e gerilemiştir.
23
Kâğıt Hamuru, Kâğıt ve Kâğıt Ürünleri İmalatı
Kâğıt hamuru, kağıt ve kâğıt ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 9,2,
ikinci üç aylık döneminde % 6,5, üçüncü üç aylık döneminde % 0,9 düşüş gösterirken, dördüncü
üç aylık döneminde % 10,6 artış göstermiştir. 2008 yılında % 3 büyüyen kâğıt hamuru, kağıt ve
kâğıt ürünleri üretimi, 2009 yılında % 1,9 küçülmüştür. 2008 yılında % 79,9 olan kapasite
kullanım oranı, 2009 yılında % 71,7’ye gerilemiştir.
Basım ve Yayım
Basım ve yayım üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 7, ikinci üç aylık döneminde
%5,4 azalırken, üçüncü üç aylık döneminde % 0,9, dördüncü üç aylık döneminde % 11,4 artış
göstermiştir. 2008 yılında % 2 küçülen basım ve yayım üretimi, 2009 yılında sabit kalmıştır.
2008 yılında % 65 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında % 67,5’e yükselmiştir.
Kok Kömürü, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri
Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde %
32,9, ikinci üç aylık döneminde % 27, üçüncü üç aylık döneminde % 26,8, dördüncü üç aylık
döneminde % 12,6 düşüş göstermiştir. 2008 yılında % 2,4 azalan kok kömürü, rafine edilmiş
petrol ürünleri üretimi, 2009 yılında % 25,2 küçülmüştür. 2008 yılında % 87,2 olan kapasite
kullanım oranı, 2009 yılında % 53,8’e gerilemiştir.
Kimyasal Madde ve Ürünleri İmalatı
Kimyasal madde ve ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 16,5, ikinci üç
aylık döneminde % 0,9 azalırken, üçüncü üç aylık döneminde % 6,2, dördüncü üç aylık
döneminde % 18,2 artmıştır. 2008 yılında % 0,3 küçülen kimyasal madde ve ürünleri üretimi,
2008 yılında % 1 büyümüştür. Kimya sanayinde 2008 yılında % 73,8 olan kapasite kullanım
oranı, 2009 yılında %69,2’ye gerilemiştir.
Plastik ve Kauçuk Ürünleri İmalatı
Plastik ve kauçuk ürünleri üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 25,2, ikinci üç aylık
döneminde % 13, üçüncü üç aylık döneminde % 8,9 düşüş gösterirken, dördüncü üç aylık
döneminde de % 13,5 artmıştır. 2008 yılında % 3,3 azalan plastik ve kauçuk ürünleri üretimi,
2009 yılında % 9,3 azalmıştır. 2008 yılında % 74,2 olan kapasite kullanım oranı, 2009 yılında %
64,9’a gerilemiştir.
Metalik Olmayan Diğer Mineral Ürünleri İmalatı
Metalik olmayan diğer mineral ürünleri üretimi, 2009 yılının ilk üç aylık döneminde % 22,2,
ikinci üç aylık döneminde % 17,3, üçüncü üç aylık döneminde % 13,3 azalırken, dördüncü üç
aylık döneminde de % 4,5 artmıştır. 2008 yılında % 1,8 azalan metalik olmayan diğer mineral
24
ürünleri üretimi, 2009 yılında % 12,5 azalmıştır. 2008 yılında % 77,2 olan kapasite kullanım
oranı, 2009 yılında % 66,1’e gerilemiştir.
Ana Metal Sanayi
Ana metal sanayi üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 24,7, ikinci üç aylık
döneminde % 22,3, üçüncü üç aylık döneminde % 15,5 azalırken, dördüncü üç aylık döneminde
%8,9 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu ana metal sanayi üretiminde 2008 yılında % 2, 2009
yılında % 15,2’lik küçülme kaydedilmiştir. 2008 yılında % 82,8 olan kapasite kullanım oranı
2009 yılında % 70’e gerilemiştir.
Makine ve Teçhizat Hariç; Metal Ürünleri İmalatı
Makine ve teçhizat hariç; metal ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 32,4,
ikinci üç aylık döneminde % 27,5, üçüncü üç aylık döneminde % 18,6 azalırken, dördüncü üç
aylık döneminde % 7,5 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu, 2008 yılında % 6,8 küçülen makine ve
teçhizat hariç; metal ürünleri üretiminde 2009 yılında % 19,1’lik küçülme olmuştur. 2008 yılında
% 70,3 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 56,8’e gerilemiştir.
B.y.s. Makine ve Teçhizat İmalatı
B.y.s. makine ve teçhizat ürünleri üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 25,8, ikinci
üç aylık döneminde % 16,8, üçüncü üç aylık döneminde % 4,9 azalırken, dördüncü üç aylık
döneminde % 8 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 4,8 küçülen b.y.s. makine ve
teçhizat ürünleri üretiminde 2009 yılında % 10,4’lük küçülme olmuştur. 2008 yılında % 71,5
olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 60,8’e gerilemiştir.
Büro Makineleri ve Bilgisayar İmalatı
Büro makineleri ve bilgisayar ürünleri üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 36,7,
ikinci üç aylık döneminde % 6,5 düşüş gösterirken, üçüncü üç aylık döneminde % 2,2 artış,
dördüncü üç aylık döneminde % 40,4 düşüş göstermiştir. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında %
6,9’luk büyüyen büro makineleri ve bilgisayar ürünleri üretiminde 2009 yılında % 22’lik
küçülme gerçekleşmiştir. 2008 yılında % 48,7 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında %
52,7’ye yükselmiştir.
B.y.s. Elektrikli Makine ve Cihazların İmalatı
B.y.s. elektrikli makine ve cihazların üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 28,1,
ikinci üç aylık döneminde % 19,7, üçüncü üç aylık döneminde % 5,3 azalırken, dördüncü üç
aylık döneminde % 22,6 büyümüştür. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 0,5 büyüyen b.y.s.
elektrikli makine ve cihazların üretiminde 2009 yılında % 8,6’lık azalma olmuştur. 2008 yılında
% 81,7 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 66’ya gerilemiştir.
25
Radyo, TV, Haberleşme Teçhizatı ve Cihazları İmalatı
Radyo, TV, haberleşme teçhizatı ve cihazları üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde %
39,9, ikinci üç aylık döneminde % 15,7, üçüncü üç aylık döneminde % 3,6, dördüncü üç aylık
döneminde %12,3 azalmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 26,1 küçülen radyo, TV,
haberleşme teçhizatı ve cihazları üretiminde 2009 yılında % 18’lik düşüş olmuştur. 2008 yılında
% 61,2 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 68,8’e yükselmiştir.
Tıbbi Hassas ve Optik Aletler ile Saat İmalatı
Tıbbi hassas ve optik aletler ile saat üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 12,6,
ikinci üç aylık döneminde % 26,6 azalırken, üçüncü üç aylık döneminde % 5,7, dördüncü üç
aylık döneminde % 20,4 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 8,8 büyüyen tıbbi
hassas ve optik aletler ile saat üretiminde 2009 yılında % 4,6’lık küçülme olmuştur. 2008 yılında
% 71,6 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 65,4’e gerilemiştir.
Motorlu Kara Taşıtı, Römork ve Yarı Römork İmalatı
Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde %
57,3, ikinci üç aylık döneminde % 42,3, üçüncü üç aylık döneminde % 18 düşüş gösterirken,
dördüncü üç aylık döneminde % 24,8 artış göstermiştir. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında %
5,9 büyüyen motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork üretimi, 2009 yılında % 30,2 oranında
küçülmüştür. 2008 yılında %83,8 olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 57,9’a
gerilemiştir.
Diğer Ulaşım Araçlarının İmalatı
Diğer ulaşım araçlarının üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 4,5, ikinci üç aylık
döneminde % 28,7, üçüncü üç aylık döneminde % 37,2, dördüncü üç aylık döneminde % 20,4
azalmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 4,5 büyüyen diğer ulaşım araçları üretiminde,
2009 yılında % 23,5’lik küçülme kaydedilmiştir. 2008 yılında % 83,2 olan kapasite kullanım
oranı 2009 yılında % 68’e gerilemiştir.
Mobilya İmalatı B.y.s. Diğer İmalatlar
Mobilya imalatı b.y.s. diğer imalatlar üretimi, 2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 25,4,
ikinci üç aylık döneminde % 2,6 küçülürken, üçüncü üç aylık döneminde % 6,1, dördüncü üç
aylık döneminde % 5,5 artmıştır. Bu gelişmeler sonucu 2008 yılında % 7,3 büyüyen mobilya
imalatı b.y.s. üretiminde, 2009 yılında % 4,7’lik küçülme kaydedilmiştir. 2008 yılında % 67,2
olan kapasite kullanım oranı 2009 yılında % 58,1’e gerilemiştir.
26
TABLO 20
AVRO BÖLGESİ – TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER
BÜYÜME
Reel GSYH Büyümesi (% Değişim)
İç Talep (% Değişim)
Nihai Tüketim Harcamaları (%
Değişim)
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu (%
Değişim)
Nihai Tüketim Harcamaları/GSYH Oranı
(%)
Gayri Safi Sabit Sermaye Oluşumu/GSYH
Oranı (%)
İşgücü Maliyet Endeksi Artışı (%
Değişim)
ENFLASYON
Yıl Sonu TÜFE Enflasyon Oranı (%)
Yıl Sonu Çekirdek TÜFE Enflasyonu
Oranı (1) (%)
İŞGÜCÜ PİYASASI
Yıl Sonu İşsizlik Oranı (%)
İstihdam Artışı (% Değişim)
DIŞ TİCARET DENGESİ
Dış Ticaret Dengesi (Milyar Avro)
Toplam İhracat (Milyar Avro)
Toplam İthalat (Milyar Avro)
Dış Ticaret Dengesi (% Değişim)
Toplam İhracat (% Değişim)
Toplam İthalat (% Değişim)
ÖDEMELER DENGESİ
Cari İşlemler Hesabı Dengesi (Milyar
Avro)
Finans Hesabı Dengesi (Milyar Avro)
Cari İşlemler Hesabı Dengesi/GSYH
Oranı (%)
GENEL HÜKÜMET BÜTÇE
DENGESİ
Bütçe Dengesi (Milyar Avro)
Hükümet Harcamaları (Milyar Avro)
Hükümet Gelirleri (Milyar Avro)
Hükümet Harcamaları (% Değişim)
Hükümet Gelirleri (% Değişim)
Bütçe Dengesi/GSYH Oranı (%)
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
0,9
0,4
0,8
1,4
2,2
1,9
1,7
1,9
3,0
2,9
2,8
2,4
0,6
0,6
-4,1
-3,4
0,9
1,2
1,6
1,8
2,0
1,6
0,4
-1,1
-1,5
1,3
2,3
3,2
5,4
4,8
-0,6
-10,8
57,6
57,4
57,1
57,3
56,8
56,3
56,1
58,2
20,5
20,3
20,2
20,6
21,2
21,8
21,6
20,1
3,5
3,1
2,6
2,4
2,5
2,7
3,5
2,3
2,0
2,3
2,3
1,9
3,1
1,6
0,9
2,2
1,9
2,1
1,4
1,7
2,4
2,2
1,0
8,7
0,7
8,9
0,7
9,1
0,8
8,8
1,0
7,9
1,6
7,4
1,8
8,2
0,7
9,9
-1,9
92,4
65,7
1.052
,9
62,9
-18,1
-48,7
12,2
14,3
13,4
1.505
,1
1.491
,7
8,6
6,3
3,7
8,0
18,3
1.275
,6
1.257
,4
-18,3
-21,9
983,8
987,2
1.077,2
144,6
3,5
-1,8
-28,9
-2,2
0,3
-4,3
8,3
9,1
6,8
1.234
,9
1.228
,1
-89,2
8,3
14,0
46,1
20,7
61,7
11,7
-10,2
13,5
-153,8
-55,8
-13,4
-13,9
-80,6
-37,6
-9,4
-10,7
163,2
45,4
0,6
0,3
0,8
0,1
-0,1
0,2
-1,7
-0,6
-191
3.487
3.296
5,1
3,4
-2,7
-234
3.627
3.393
4,0
2,9
-3,2
-232
3.733
3.501
2,9
3,2
-3,0
-208
3.859
3.650
3,4
4,3
-2,6
-115
3.992
3.877
3,5
6,2
-1,4
-57
4,144
4,087
3,8
5,4
-0,7
-182
4.336
4.154
4,6
1,6
-2,0
-565
4.552
3.988
5,0
-4,0
-6,4
1.076,2
1.140,1
1.385,4
1.403,5
1.561,5
1.610,3
Kaynak: Eurostat
27
SANAYİ
SEKTÖRÜ
1
1. TÜRKİYE’DE SANAYİ SEKTÖRÜ
Sanayi
Sanayi sektörü katma değeri 2009 yılının birinci üç aylık döneminde uluslararası piyasalardaki krizin
reel sektöre yansımasıyla % 21,1, ikinci üç aylık döneminde % 11,4, üçüncü üç aylık döneminde
%4,5 düzeyinde küçülmüş, sanayi durma noktasına gelmiştir. Dördüncü üç aylık dönemde sanayi
sektörü katma değeri krizin etkilerinin azalmasıyla talebin canlanmasına bağlı olarak % 11,4
artmıştır. Ancak 2009 yılının toplamında sanayi sektörü katma değeri % 6,9 küçülmüştür. Alt
sektörler itibariyle imalat sanayi sektörü katma değerinde % 7,2, madencilik ve taşocakçılığı sektörü
katma değerinde % 6,7 ve enerji sektörü katma değerinde % 3,5 düşüş meydana gelmiştir.
TABLO 1
SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİ DEĞİŞİM ORANLARI
Sektörler
Madencilik
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz ve Su
Toplam Sanayi
Kaynak: DPT
2003
-2,2
8,4
4,9
7,8
2004
3,4
11,9
7,1
11,3
2005
9,0
8,2
14,1
8,6
2006
5,2
8,4
8,6
8,3
(1998 Temel Fiyatlara Göre,%)
2007
2008
2009
8,1
5,4
-6,7
5,6
-0,1
-7,2
6,8
3,7
-3,5
5,8
0,3
-6,9
Sanayi sektörünün GSYH içindeki payı 2008 yılında % 19,8 iken, 2009 yılında % 18,8’e
gerilemiştir. Alt sektörler itibariyle imalat sanayi sektörünün payı % 15, enerji sektörünün payı %2,4
ve madencilik sektörünün payı % 1,5 olmuştur.
TABLO 2
SANAYİ SEKTÖRÜ KATMA DEĞERİNİN GSYH İÇERİSİNDEKİ PAYI
Sektörler
Madencilik
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz ve Su
Toplam Sanayi
Kaynak: DPT
2003
1,0
17,7
2,2
20,9
2004
1,1
17,4
1,9
20,3
2005
1,2
17,3
1,8
20,3
2006
1,2
17,2
1,8
20,1
2007
1,2
16,8
1,9
20,0
(Cari Fiyatlarla,%)
2008
2009
1,4
1,5
16,2
15,0
2,2
2,4
19,8
18,8
2009 yılı Mart sonunda ekonomideki talep yetersizliğini canlandırmaya yönelik alınan mali
tedbirlerin etkisiyle toplam özel tüketim talebinde önemli bir toparlanma olsa da, vergi indirimleri
kapsamı dışında kalan mal gruplarına yönelik talepte ciddi bir iyileşme olmamıştır. Artan talep
büyük ölçüde stok eritme süreciyle karşılanmış, bu da üretim faaliyetlerini ve kaynak kullanımını
sınırlamıştır. Bunun sonucunda, sanayi sektörü üretimi 2009 yılının birinci üç aylık döneminde
%22,0, ikinci üç aylık döneminde % 15,5, üçüncü üç aylık döneminde % 8,1 azalırken, dördüncü üç
aylık döneminde ise % 9,0 artış göstermiştir.
Küresel kriz ve azalan ihracatın etkisiyle gerileyen sanayi üretim endeksi 2009 yılının Ekim ayında
on beş aylık aradan sonra ilk kez artış göstermiş ve üretim artışı oranları pozitife dönmüştür. Kasım
ayında Kurban Bayramı tatili nedeniyle üretim azalmış, Aralık ayında ikinci kez % 25,3 artarak
beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Son dönemdeki bu gelişmede, talepteki kısmi
toparlanmanın yanı sıra mevsimsel faktörler, işgünü sayısı ve baz yılı etkisi gibi istatistiksel faktörler
etkili olmuştur. Yıllık olarak sanayi üretimi 2008 yılında % 0,9, 2009 yılında ise %9,6 azalmıştır.
TABLO 3
SEKTÖRLERE GÖRE SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI
Sektörler
Toplam Sanayi
Madencilik ve Taşocakçılığı
İmalat Sanayi
Elektrik, Gaz ve Su
Kaynak: TÜİK
Üretim Endeksi
2007
2008
115,3
114,2
117,2
126,0
114,8
112,7
118,1
122,6
2009
103,2
122,5
100,4
119,8
2007
6,9
8,3
6,6
8,7
(2005=100)
Değişim(%)
2008
2009
-0,9
-9,6
7,5
-2,5
-1,8
-10,9
3,8
-2,3
2009 yılında imalat sanayi sektörü üretimi % 10,9, madencilik ve taşocakçılığı sektörü üretimi %2,5,
elektrik, gaz ve su sektörü üretimi % 2,3 gerilemiştir. Avrupa Birliği’ne uyum çalışmaları
kapsamında aylık ve yıllık değişimlerin daha sağlıklı yorumlanabilmesi için, Türkiye İstatistik
Kurumu, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ile mevsim ve takvim etkilerinden
arındırılmış sanayi üretim endeksini yayınlamaya başlamıştır. Bu verilere göre mevsim ve takvim
etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi 2009 yılı Şubat ayında dip noktasına ulaşmış, Nisan
ayından itibaren toparlanmaya başlamıştır. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, 2009 yılında
küresel krize bağlı olarak iç ve dış talebin daralmasıyla birlikte sermaye malı imalatında % 25,2, ara
malı imalatında % 9,9, enerjide % 4,5, dayanıklı tüketim malı imalatında % 3,9 ve dayanıksız
tüketim malı imalatında % 3,3 düşüş olmuştur.
TABLO 4
ANA SANAYİ GRUPLARINA GÖRE ENDEKSLER VE DEĞİŞİM ORANLARI
Toplam Sanayi
Aramalı İmalatı
Dayanaklı Tüketim Malı İmalatı
Dayanaksız Tüketim Malı İmalatı
Enerji
Sermaye Malı İmalatı
Kaynak: TÜİK
Üretim Endeksi
2007
2008
115,3
114,2
117,1
112,7
112,5
112,0
109,1
107,5
114,9
119,6
123,0
125,7
2009
103,2
101,6
107,6
104,0
114,2
94,1
2007
6,9
6,7
3,4
4,4
7,3
12,8
(2005=100)
Değişim
2008
2009
-0,9
-9,6
-3,7
-9,9
-0,5
-3,9
-1,5
-3,3
4,0
-4,5
2,2
-25,2
SANAYİ SEKTÖRÜNÜN DURUMU
1. Mevcut Durum
İmalat Sanayii
2008 yılı son çeyreğinden itibaren ülkemizde hissedilen küresel krizin imalat sanayii üzerindeki
nihai etkisi ihracat ve iç talepte daralma şeklinde kendini göstermiştir. Firmaların çoğu krizden
etkilenmekle birlikte bu etki, küçük firmalarda daha yoğun hissedilmiştir. Bu durumda finansmana
erişim zorluğu önemli bir etken olmuştur. Ayrıca, krizin etkisiyle alacakların zamanında tahsilinde
zorluklarla karşılaşılmış, bu da özellikle küçük firmaların finansman yapısını olumsuz etkilemiştir.
Kriz nedeniyle satışların azalması sonucunda kapasite kullanımında büyük oranda düşüş olmuş, bazı
firmalar kriz döneminin etkilerini hafifletmek amacıyla kısa çalışma ödeneğinden yararlanmıştır.
TÜİK aylık sanayi üretim endeksi verilerine göre, imalat sanayii üretimi 2007 yılında yüzde 6,6
artarken 2008 yılında yüzde 1,8 azalmıştır. 2008 yılında tekstil, giyim, deri, makine, elektronik
üretimleri en fazla azalan sektörler olurken; gıda, ağaç ürünleri, mobilya, otomotiv üretimlerinde
artış görülen başlıca sektörlerdir. Aylık imalat sanayi üretim endeksi, 2009 yılı ilk sekiz ayında bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17,7 azalmıştır. Bu dönemde krizden en fazla etkilenen
sektörler tekstil, petrol ürünleri, plastik, ana metal, makine, elektrikli makine, elektronik ve
otomotivdir.
TÜİK aylık imalat sanayi eğilim anketi verilerine göre kapasite kullanım oranında (KKO) bir azalma
gözlenmektedir. Özel kesim KKO, 2008 yılında ortalama yüzde 77 olarak gerçekleşirken, 2009 yılı
ilk sekiz ayında ortalama yüzde 67,8 olmuştur. Küresel krizin etkileri yoğun olarak hala
hissedilmekle birlikte, birçok sektörde özellikle 2009 yılı Mart ayından itibaren KKO’ da bir önceki
aya göre kısmi de olsa bir iyileşme görülmeye başlanmıştır.
DPT verilerine göre, 2008 yılında imalat sanayii özel kesim sabit sermaye yatırımları yüzde 4
artmıştır. İşletmelerin yatırım eğiliminin bir göstergesi olan imalat sanayiinde verilen teşvik belgesi
2008 yılında sayıca yüzde 3,7 artarken, yatırım tutarı cari fiyatlarla yüzde 17,9 azalmıştır. 2009 yılı
ilk sekiz ayında ise, teşvik belgeleri ile ilgili istatistikler daha büyük miktarlarda gerileyerek bir
önceki yılın aynı dönemine göre belge sayısı itibarıyla yüzde 64,7, cari fiyatlarla yatırım tutarı
itibarıyla yüzde 60,7 düşmüştür.
TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre 2008 yılında toplam istihdam yüzde 2,2, imalat
sanayiinde istihdam edilenlerin sayısı yüzde 3,6 artmıştır. Küresel krizin etkisiyle imalat sanayii
istihdamında 2008 yılı Ağustos ayından itibaren gözlenen azalma 2009 yılı ilk beş ayında da devam
etmiştir. Mayıs-Haziran aylarında gözlenen küçük artışlara rağmen 2009 yılı ilk altı ayında imalat
sanayii istihdamı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8,9 gerilemiştir.
TABLO 5
İMALAT SANAYİİ İLE İLGİLİ TEMEL GÖSTERGELER (YÜZDE)
GSYH İçindeki Payı (Cari Fiyatlarla)
Üretim Artışı (Sabit Fiyatlarla) (1)
İhracat Artışı (Cari Fiyatlarla)
Toplam İhracat İçindeki Payı
İthalat Artışı (Cari Fiyatlarla)
Toplam İthalat İçindeki Payı
Sabit Sermaye Yatırımı Artışı (Sabit Fiyatlarla)
Özel Sektör S.S.Y. İçindeki Payı (Cari Fiy.)
İmalat Sanayii İstihdam Artışı
Kurulan İşletme Sayısı (Adet)
Kapanan İşletme Sayısı (Adet)
Özel Kesim Kapasite Kullanım Oranı
2007
16,8
6,6
26,0
94,2
21,3
78,8
5,0
45,3
0,5
14.845
3.751
80,7
2008
16,2
-1,8
23,8
94,8
12,2
74,4
4,0
46,3
3,6
13.478
4.257
77,0
2009 (2)
15,7 (3)
-17,7
-31,0
94,3
-36,7
78,3
-25,0 (4)
43,7 (4)
-8,9 (3)
8.273
3.246
67,8
2008 AB (27)
20,1 (5)
-1,9
4,8 (6)
90,9 (6)
8,6 (6)
88,4 (6)
-0,1
72,0 (7)
Kaynak: TÜİK
(1): 2005=100 Serisi,
(2): 8 aylık,
(3): 6 aylık]
(4): DPT-Yıllık Tahmin
(5): Sanayi Sektörü Verisi,
(6): SITC Sınıflandırmasına Göre,
(7): 2009 Yılı ilk 9 aylık ortalama.
Toplam ihracat 2008 yılında yüzde 23,1 oranında artarak 132 milyar ABD doları olarak
gerçekleşmiştir. İmalat sanayii ihracatı 2008 yılında yüzde 23,8 oranında artmış ve toplam ihracat
içindeki payı yüzde 94,8’e ulaşmıştır. Gıda, petrol ürünleri, kimya, plastik, toprağa dayalı sanayiler,
ana metal, makine ve elektrikli makine 2008 yılında ihracatı yüksek oranda artan sektörlerdir.
Toplam ihracat, küresel krizin yarattığı dış talep daralması nedeniyle 2009 yılı Ocak-Ağustos
döneminde 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 30 oranında azalarak 64,6 milyar ABD doları,
imalat sanayi ihracatı ise yüzde 31 oranında azalışla 60,9 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir.
Bu dönemde tekstil, giyim, deri, petrol ürünleri, ana metal, makine, elektrikli makine ve otomotiv
ihracatı en çok azalan sektörler arasındadır.
Toplam ithalat, 2008 yılında yüzde 18,8 oranında artarak 201,9 milyar ABD doları olarak
gerçekleşmiş; imalat sanayii ithalatı, yüzde 12,2 oranında artarak 150,2 milyar ABD dolarına
ulaşmıştır. 2008 yılında gıda ürünleri, tütün ürünleri, petrol ürünleri, kimya, ana metal, metal eşya ve
elektrikli makine, ithalatı en fazla artan imalat sanayii sektörleridir. Toplam ithalat 2009 yılı OcakAğustos döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 40 oranında azalarak 87,6 milyar
ABD doları, imalat sanayii ithalatı yüzde 36,7 oranında azalarak 68,6 milyar ABD doları olarak
gerçekleşmiştir. Petrol ürünleri, kimya, plastik, ana metal, metal eşya, makine ve otomotiv ithalatı en
çok azalan sektörlerdir.
Toplam ithalat içinde büyük bir paya sahip olan petrol ve doğal gaz dışı ara malı ithalatındaki
gelişme önem arz etmektedir. Geçtiğimiz yıllarda bu oranın yüksek seviyede devam etmesi, üretim
ve ihracatında hızlı artışlar yaşanan bazı sektörlerin beraberinde yüksek hammadde ve ara malı
ithalat artışlarını getirmesinden kaynaklanmış, böylece cari açığın artmasında etkili olmuştur. Petrol
ve doğal gaz dışı ara malı ithalatı, 2008 yılında 119,5 milyar ABD doları iken 2009 yılı OcakAğustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 oranında azalarak 50,8 milyar ABD
doları olmuştur. Petrol ve doğal gaz hariç toplam ithalat içinde ara malları ithalatının payı, 2008 yılı
ilk sekiz ayında yüzde 71,6 seviyesinden 2009 yılı aynı döneminde yüzde 66,7’ye inmiştir. Küresel
ekonomide başlayan krizin ülkemiz üretiminde neden olduğu azalış, petrol ve doğal gaz hariç ara
malı dış talebine düşüş olarak yansımıştır.
İmalat sanayiinin yapısında orta teknoloji sektörlerine doğru dönüşüm devam etmektedir. Çin ve
Hindistan gibi ucuz emek gücüne sahip ülkelerle tekstil, giyim, deri gibi geleneksel sektörlerde
rekabet güçleşmiş ve 2002 yılından itibaren üretimde darboğazlar yaşanmıştır. Buna karşılık,
özellikle son yıllarda otomotiv, makine, beyaz eşya, ana metal ve petrol ürünlerindeki yüksek ihracat
artışları, orta teknoloji sektörlerinin üretim ve ihracattaki payının artmaya devam etmesinde etkili
olmuştur. Ancak, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında yüksek ve ortanın üstü teknoloji sektörlerinin
payı hala düşük kalmaktadır.
Sanayinin; kredi maliyetlerinin yüksekliği, kayıt dışı ekonomi ve düşük fiyatlı ithalattan
kaynaklanan haksız rekabet, bürokrasinin fazlalığı, kamunun sağladığı bazı girdilerin fiyatlarının
uluslararası fiyatlara göre yüksekliği, vergi oranlarındaki yükseklik gibi temel sorunları devam
etmektedir. Ayrıca, teknoloji üretiminde yetersizlik, modern teknoloji kullanımının hızlı
yaygınlaştırılamaması, nitelikli işgücü eksikliği, yüksek katma değerli ürünlerde sınırlı üretim
kabiliyeti, tesislerin üretim ve yönetim yapılarında modernizasyon ihtiyacı, sanayinin kapasitesi ve
potansiyeli konusunda yatırımcıların bilgiye erişimindeki zorluklar gibi genellikle yapısal nitelikteki
sorunların çözülmesi gerekmektedir.
AB ile yürütülen müzakereler çerçevesinde, “İşletmeler ve Sanayi Politikası” faslının kapanış kriteri
kapsamında, sektörel değerlendirmelerin detaylı rekabet gücü analizlerine dayandırılması ve
politikaların uygulanmasında sahipliğin ve etkinliğin artırılması gibi ihtiyaçları karşılayacak, Türk
sanayiinin rekabet gücünün artırılmasına yönelik bir sanayi stratejisinin hazırlanması
beklenmektedir. Bu amaçla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının koordinasyonunda Türkiye Sanayi
Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı taslağı hazırlanmış olup taslağa son şeklinin verilmesine yönelik
çalışmalara devam edilmektedir. Ayrıca sanayide sektörlerin rekabet gücünü artırmaya katkı
sağlayacak sektörel stratejilerin hazırlanmasına yönelik çalışmalar da sürdürülmektedir.
Diğer taraftan, sanayinin rekabet gücünü geliştirmek amacıyla orta ve uzun vadeli bir perspektifle
genel ve sektörel sorunların değerlendirilmesi ve öneriler getirilmesini, politikalar oluşturulmasını;
bu amaçla detaylı çalışma ve analizlerin yapılarak kamu ve özel kesimdeki paydaşların katılımıyla
sürekli bir diyalog ortamının oluşturulmasını sağlamak üzere kurulmuş olan “Sanayinin Rekabet
Gücünün Geliştirilmesi Daimi Özel İhtisas Komisyonu” çalışmalarına 2008 ve 2009 yıllarında
devam edilmiştir. Bu kapsamda ilk aşamada lojistik, mesleki eğitim ve KOBİ’lerin finansmana
erişimi konularında sanayinin sorunlarına orta ve uzun vadede çözüm getirmek üzere çalışmalar
yürütülmüştür.
Ülkemizde akreditasyon ve piyasa gözetim sistemlerinin etkinleştirilmesine yönelik çalışmalara
devam edilmektedir. Bu kapsamda 2008 yılında Türk Akreditasyon Kurumu ve Türk Standartları
Enstitüsü kanunlarında değişiklikler yapan kanun tasarıları hazırlanarak TBMM’ye gönderilmiştir.
Ayrıca, ulusal çıkarlara veya uluslararası güvenliğe zarar verme ihtimali bulunan çift kullanımlı eşya
ile hassas eşyanın dış ticaretini düzenleyen kanun tasarısı TBMM’ye arz edilmiştir. Diğer taraftan
güncel AB mevzuatına uyumu sağlamak üzere 2009 yılında ürün güvenliği kanunu taslağı oluşturma
çalışmalarına devam edilmiştir.
İmalat sanayiinde ithalatta haksız rekabetin önlenmesi konusunda, 2009 yılı Ekim ayı itibarıyla; 53
ürün grubunda çeşitli ülkelerin damping uygulamalarına karşı kesin önlem, 6 ürün grubunda
önlemlerin etkisiz kılınmasına karşı kesin önlem, 1 ürün grubunda sübvansiyona karşı telafi edici
önlem; 6 ürün grubunda Damping Soruşturması, 6 ürün grubunda Nihai Gözden Geçirme
Soruşturması ve 1 ürün grubunda Önlemlerin Etkisiz Kılınması Soruşturması halen devam
etmektedir. Çin başta olmak üzere genellikle Uzakdoğu ülkelerinden kaynaklanan ithalatta fiyata
dayalı haksız rekabetin önlenmesi için alınan önlemler, tekstil, kimya, orman ürünleri, lastik ve
metal eşya sektörlerinde yoğunlaşmaktadır.
İmalat sanayiinin ithalatta meydana gelen artış nedeniyle yaşamış olduğu sorunların giderilmesi
amacıyla İthalatta Korunma Önlemleri Mevzuatı çerçevesinde, 2009 Ekim ayı itibarıyla, tüm
ülkelere yönelik olarak, gözlük çerçeveleri ile bazı çanta, iplik ve elektrikli aletlerde ek mali
yükümlülük şeklinde korunma önlemi uygulanmaktadır. Ayrıca tüm ülkelere yönelik olarak bazı
elektrikli aletler, ayakkabı, tuz ve motosikletlerin ithalatında uygulanmakta olan ve süresi biten
korunma önlemlerinin uzatılabilmesi için gözden geçirme soruşturmaları açılmış ve ilgili ürünlerin
ithalatında geçici önlem olarak ek mali yükümlülük uygulanmaya başlanmıştır. Diğer yandan
ithalatın yakından takip edilmesi amacıyla, İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Mevzuat
çerçevesinde 99 ürün/ürün grubu ithalatında tüm ülkelere gözetim uygulanmaktadır.
İşletmelerin rekabet gücünün artırılmasında başarılı bir yöntem olarak kümelenme yaklaşımı son
yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır. Türkiye’de başta Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) olmak üzere
kümelenme potansiyeli taşıyan oluşumlar bulunmakla beraber, bunların geliştirilerek rekabetçi
kümelere dönüştürülmesi ve yeni rekabetçi kümeler oluşturulması gerekmektedir. Bu amaçla, ulusal
bir kümelenme stratejisi geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Planlı sanayileşmenin ve düzenli kentleşmenin sağlanması, sanayinin çevresel etkilerinin azaltılması
ve KOBİ’lere daha iyi üretim koşulları sağlanarak rekabet güçlerinin artırılması amaçlarıyla OSB ve
Küçük Sanayi Sitelerinin (KSS) yapımına devam edilmektedir. 2008 yılı sonu itibarıyla Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı kredi desteğiyle tamamlanmış olan 120 adet OSB ve 429 adet KSS bulunmaktadır.
Bugüne kadar tamamlanan OSB’lerin doluluk oranları incelendiğinde, OSB parsellerinin yüzde
95’inin tahsis edilmesine rağmen, bu parsellerin sadece yüzde 67’sinde üretime geçildiği
görülmektedir. İl bazında bakıldığında ise gelişmiş iller dışındaki illerde OSB doluluk oranlarının
düşük olduğu görülmektedir.
TABLO 6
OSB VE KSS PROJE VE KREDİ BİLGİLERİ
Organize Sanayi Bölgeleri
Kullandırılan Kredi
Biten OSB Sayısı
Miktarı (2)
2003
62
7
2004
64
5
2005
107
10
2006
84
7
2007
79
15
2008
121
15
2009 (1)
115
15
Kaynak: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
(1): Gerçekleşme tahmini
(2): 2009 Yılı Fiyatlarıyla Milyon TL
Küçük Sanayi Siteleri
Kullandırılan Kredi
Biten KSS Sayısı Biten İşyeri Sayısı
Miktarı (2)
41
14
1.516
40
14
2.353
58
9
679
49
11
680
43
13
1.847
41
13
1.217
46
7
704
KOBİ’lerin markalaşma, kalite, çevre standartları konularında farkındalıklarının ve uygulama
kapasitelerinin düşüklüğü, teknoloji kullanımlarının yetersizliği, düşük kalite ve verimde üretim
yapmaları, düşük katma değer yaratmaları, Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmalarının ve yatırımlarının
yetersiz olması uluslararası pazarlardaki rekabet edebilirliklerinin önündeki başlıca engellerdir.
Üniversiteler ve büyük ölçekli firmaların bilgi kapasitesinden yararlanmak amacıyla, KOBİ’lerin,
üniversiteler ve büyük ölçekli işletmeler ile işbirliğinin geliştirilmesine ve ana yan sanayii
ilişkilerinin artırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Özellikle tekstil, hazır giyim, deri gibi geleneksel sektörler başta olmak üzere tüm alanlarda yüksek
katma değerli ürünlerin geliştirilmesini sağlamak üzere markalaşmanın desteklenmesi faaliyetlerine
ve Turquality sisteminin uygulanmasına devam edilmektedir. Ayrıca, tasarım stratejilerinin ve
politikalarının belirlenmesine, katma değeri yüksek tasarımlar yaratılmasına, uluslararası alanda
Türk tasarımlarının tercih edilir konuma getirilmesine yönelik çalışmalar yapmak üzere, 2009/15355
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile, Türk Tasarım Danışma Konseyi kurulmuş ve çalışmalarına
başlamıştır.
TABLO 7
SANAYİ TÜKETİMİ İÇİN ELEKTRİK VE DOĞAL GAZ FİYATLARI
Elektrik (¢/Kwh)
Doğal Gaz ($/107 Kcal)
Türkiye
OECD Ortalaması
Türkiye
OECD Ortalaması
2004
10,0
7,3
230,3
253,7
2005
10,6
7,8
304,5
320,2
2006
10,0
8,6
352,7
335,4
2007
10,9
9,4
440,8
338,5
2008
13,9
572,9
432,1
2009 (1)
12,7
551,5
-
Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) (1): İlk üç ay
Enerji girdilerinde uluslararası enerji piyasalarındaki yüksek talep artışlarına paralel olarak 2008
yılında yurtiçi elektrik ve doğal gaz fiyatlarında büyük artışlar meydana gelmiştir. Ancak, 2008
yılının ikinci yarısından itibaren krizin etkisiyle enerji fiyatları azalma eğilimine girmiştir. Bu
durumun paralelinde iç piyasadaki elektrik ve doğal gaz fiyatlarında 2009 yılının ilk yarısında
indirim yapılmıştır. Ancak, Türkiye’de sanayide kullanılan enerji girdi fiyatlarının OECD
ortalamalarına göre halen yüksek olması sanayinin rekabet gücünü olumsuz etkilemeye devam
etmektedir.
TABLO 8
SANAYİDE KULLANILAN ELEKTRİK VE DOĞAL GAZDAKİ FİYAT ARTIŞLARI
Elektrik (1)
Doğal Gaz
ÜFE
2004
0,0
23,5
15,4
2005
0,0
16,3
2,7
2006
0,0
28,2
11,6
( Yılsonu fiyatlarındaki yüzde değişim)
2007
2008
2009 (2)
-2,9
51,7
-0,5
0,0
84,7
-39,3
5,9
8,1
3,6
Kaynak: TEDAŞ, BOTAŞ, TÜİK
(1): Tek terimli alçak gerilim sanayi tarifesi dikkate alınmıştır.
(2): 9 aylık.
İmalat sanayiindeki kamu tesislerinin özelleştirilmesi süreci büyük ölçüde tamamlanmış olup,
özelleştirme programı kapsamındaki Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine ilişkin çalışmalar devam
etmektedir.
İmalat sanayiinde alt sektörler itibarıyla önemli gelişmeler ve sorunlar dikkati çekmektedir.
Sigara sanayiinde 2008 yılında 135 milyar adet sigara üretilmiş, üretimin yüzde 9,3’ü kamu
tarafından gerçekleştirilmiştir. TEKEL Sigara Sanayii İşletmeleri’nin 2008 yılında özelleştirilmesi
sonucunda, 2009 yılında sigara üretimi tamamıyla özel sektörce gerçekleştirilmiştir. 2009 yılı ilk altı
aylık dönemde üretim 66,3 milyar adet olup 2008 yılının aynı dönemi ile karşılaştırıldığında önemli
bir fark gözlenmemiştir.
Sigara ve alkollü içki üretiminde kayıtdışılığın olumsuz etkileri devam etmekle beraber içki
sanayiinde 2008 yılında özellikle şarap, likör ve votka üretiminde belirgin artışlar gözlenmiştir. Söz
konusu artışta 2008 yılında alkollü içkilerde ve sigaralarda uygulanan bandrollü izleme sisteminin
etkili olduğu düşünülmektedir. 2008 yılında şarap üretimi yüzde 59,2, likör üretimi yüzde 144,4 ve
votka üretimi yüzde 54,2 oranlarında artmıştır. Aynı dönemde rakı üretimindeki artış yüzde 4,1; bira
üretiminde ise yüzde 10,2 olarak gerçekleşerek rakı üretimi 47,3 milyon litreye, bira üretimi ise
998,1 milyon litreye ulaşmıştır. 2009 yılının ilk dokuz ayında ise küresel ekonomik krizin iç
piyasaya yansıyan olumsuz etkileri ile beraber 2008 yılının aynı dönemine göre bira ve rakı
üretimleri sırası ile yüzde 4,2 ve yüzde 4,5 oranlarında azalırken likör, votka ve şarap üretimlerinde
2008 yılında kaydedilen yüksek üretim artış hızları da gerilemiştir.
Tekstil ve hazır giyim sektöründe en önemli pazarımız olan AB ülkelerinin Çin’e uyguladığı kotalar
2008 yılı başında kaldırılmıştır. Buna 2008 yılı son çeyreğinden itibaren küresel ekonomik krizin de
olumsuz etkilerinin eklenmesiyle tekstil ve hazır giyim sektörünün üretimi ve ihracatı önemli oranda
azalmıştır. Ancak, kriz etkilerinin azalmaya başlamasıyla 2009 yılı Nisan ayından itibaren bir önceki
aya göre sektör üretiminde artış gözlenmeye başlanmıştır. Buna rağmen üretim seviyesi bir önceki
yılın altında seyretmektedir. Benzer şekilde sektör ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre
azalmakla birlikte son aylarda ihracattaki düşüş hızı nispi olarak gerilemektedir. Ancak, 2009 yılı
Ağustos ayında sektör üretim ve ihracatında toparlanmanın sürdürülemediği görülmektedir. 2009 yılı
ilk sekiz ayında hazır giyim ithalatındaki azalma hızı imalat sanayiindeki azalma hızına göre daha
düşük olmuştur. Bu durum ithalat karşısında sektörün rekabette zorlanmasının bir göstergesidir.
TABLO 9
İMALAT SANAYİİNDE ÖNEMLİ SEKTÖRLER İTİBARIYLA DEĞİŞMELER
(Yüzde)
Sektörler
İmalat Sanayii Toplamı
Gıda ve İçecek
Tekstil
Giyim
Deri
Kok ve Petrol Ürünleri
Kimya
Plastik ve Kauçuk
Toprağa Dayalı Sanayiler
Ana Metal
Makine
Elektrikli Makineler
Elektronik
Otomotiv
Üretim (1)
2008
2009 (3)
-1,8
-17,7
4,1
-3,2
-10,7
-16,6
-12,0
-13,0
-5,3
-11,3
-2,4
-28,3
-0,3
-5,0
-3,3
-16,3
-1,8
-17,6
-2,0
-22,0
-4,8
-17,0
0,5
-22,2
-26,1
-22,7
5,9
-43,8
İhracat (2)
2008
2009 (3)
23,8
-30,9
25,4
-9,0
4,8
-24,2
-2,4
-23,5
8,6
-26,1
48,8
-59,3
23,1
-23,2
20,9
-22,8
27,2
-18,9
82,8
-32,9
21,6
-24,6
21,2
-25,7
-17,7
-23,0
13,8
-47,7
İthalat (2)
2008
2009 (3)
12,2
-36,7
41,4
-24,0
-4,2
-28,4
40,1
-9,7
9,7
-36,2
45,7
-34,7
14,3
-31,6
10,8
-35,0
0,5
-39,1
14,8
-59,4
-0,5
-33,6
16,3
-22,8
-8,6
-24,3
2,8
-45,3
Kaynak: TÜİK
(1): Aylık Sanayi Üretim Endeksi (2005=100)
(2): Cari fiyatlarla (ABD Doları)
(3): İlk 8 Ay
Deri ve deri ürünleri sektöründe, 2009 yılı ilk sekiz ayında üretim, ithalat ve ihracat azalmıştır.
Sektör üretiminde 2009 yılı Nisan-Temmuz döneminde bir iyileşme gözlenmiştir. Bu durumda
sektör ihracatının düşüş hızındaki azalma etkili olmuştur. Ancak Ağustos ayında üretimin ve
ihracatın büyük oranda yeniden gerilediği görülmüştür. Sektör ithalatının yaklaşık yarısı Çin’den
yapılmakta olup ithalatta Çin’in payındaki artış devam etmektedir.
Tekstil, hazır-giyim ve deri sektörlerinde maliyet avantajına dayalı rekabet güçleşmektedir. Ucuz
işgücü avantajına sahip Çin ve diğer Uzak Doğu ülkeleriyle rekabet edebilmek, ancak yüksek katma
değerli, kaliteli, modaya uygun, markalı ve zamanında üretimle mümkün olacaktır. Son yıllarda
firmaların bir kısmında bu yönde çabalar gözlenmekte ise de yapısal dönüşüm, sektörlerin genelinde
henüz gerçekleşememiştir. Çin ve Hindistan gibi ülkeler ucuz işgücü ve hammadde, çevre ve sosyal
standartları gözetmeyen üretim gibi hususlar yanında daha rekabetçi bir yapıya kavuşmak için
sektörde markalaşma ve kalite gibi alanlara da önem vermeye çalışmaktadırlar. Bu gelişmeler
çerçevesinde sektörde yaşanan yoğun rekabetin önümüzdeki yıllarda artarak sürmesi
beklenmektedir. Bu sektörlerde rekabet gücünün korunarak geliştirilmesine katkıda bulunmak üzere
yeni uygulamaya konulan teşvik sistemi kapsamında gelişmiş bölgelerden, az gelişmiş bölgelere
taşınma teşvikine de yer verilmiştir. Bu kapsamda, nakliye giderlerinin ve SSK primi işveren
hissesinin karşılanması, kurumlar vergisi indirimi ve arsa tahsisi imkanları getirilmiştir.
Petrol ürünleri 2008 yılı üretimi bir önceki yıla göre yüzde 5,1 azalarak 22,8 milyon tona, kapasite
kullanım oranı yüzde 5,4 azalarak yüzde 86,1’e gerilemiştir. Üretimde görülen azalmada, 2008 yılı
ilk yarısında ham petrol fiyatlarında meydana gelen artışların ve 2008 yılının son çeyreğinde
hissedilen küresel krizin petrol ürünleri talebini azaltması etkili olmuştur. 2008 yılı petrol ürünleri
dış ticareti, petrol ürünleri fiyatlarının yılın ilk yarısında çok yüksek düzeyde artması nedeniyle
değer bazında önemli ölçüde artmış ve yüksek seviyelere ulaşmıştır. 2008 yılında petrol ürünleri
ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 48,9 artışla 7,3 milyar ABD doları, ithalat ise yüzde 46,1 artışla
13,7 milyar ABD doları olarak gerçeklemiştir. 2009 yılının ilk yarısında iç ve dış talepteki azalma
iyice belirgin hale gelerek üretim miktarında büyük düşüşe neden olmuştur. Bu dönemde üretim bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 34 azalarak 7,5 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2009
yılının ilk 8 ayında ise ihracat yüzde 59,3 azalarak 2,1 milyar ABD dolarına, ithalat yüzde 34,8
azalarak 6,4 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Ülkemiz rafinerilerinde iç talep fazlası olarak üretilen
benzin, uçak yakıtları ve fuel-oiller ihraç edilirken, yerli üretimin yetersiz olduğu motorin ve LPG
ithal edilmektedir.
Petrol piyasasına arz edilen mal ve hizmetlerin güvenli ve ekonomik olarak rekabet ortamı içerisinde
kullanıcılara sunumunun sağlanmasında şeffaflık, eşitlik ve istikrarın teminine yönelik olarak, piyasa
faaliyetlerine ilişkin bazı mal ve hizmet fiyatlarının oluşturulması, uygulanması ile bunların ilgililere
ve kamuoyuna açıklanmasına ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amacıyla “Petrol Piyasası
Fiyatlandırma Sistemi Yönetmeliği” 14 Ekim 2008 tarih ve 27024 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
Kimya sanayiinde üretim 2007 yılında yüzde 8,7 artmasına karşın, 2008 yılında yüzde 0,3 oranında
daralmıştır. 2008 yılında ihracat yüzde 23,1 artarak 5 milyar ABD dolarına, ithalat ise yüzde 14,3
artarak 27 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Sektör ithalatı 2008 yılında yüzde 18’lik payla imalat
sanayii içinde birinci sıradadır. Kimya sanayi hammadde açısından dışa bağımlı olup ithalatın
dağılımında ara mallar niteliğindeki sentetik ve kauçuk plastik hammaddeleri ve temel kimyasallar
ilk sıralarda yer almaktadır. Üretimin talebi karşılayamaması ve yeni yatırımların daha çok tevsii
niteliğinde ve küçük olması nedeniyle sektör giderek ithalata bağımlı hale gelmektedir. İhtisas
organize sanayi bölgelerinin yatırıma açılması ve sektörel kümelenme modelinin desteklenmesi
durumunda sektörün çevre sorununun çözülmesi yanında, rekabetçi şartlarda yatırım yeri de
sağlanmış olacaktır. AB’nin, 2007 yılında uygulamaya koyduğu REACH Direktifi doğrultusunda
2008 yılında ön kayıt başvuruları bitmiş olup, 2010 yılı Kasım ayı sonu ise ilk grup maddelerin kayıt
işlemleri için son tarihtir. REACH Direktifinin önümüzdeki yıllarda başta kimya sanayii olmak
üzere kimyasal ürün kullanan tüm imalat sanayii sektörlerini etkileyeceği düşünülmektedir.
REACH’in olumsuz etkilerinin en aza indirilmesine ve AB üyeliği sürecinde mevzuat uyumunun
gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar çeşitli kurumlar tarafından yürütülmektedir.
Dünya ilaç pazarı 2008 yılında yüzde 8,1 oranında büyüyerek 773 Milyar ABD doları olmuştur.
Ülkemiz, yüzde 1’lik pay ile dünyanın on üçüncü büyük pazarıdır. İlaç Endüstrisi İşverenler
Sendikası verilerine göre 2008 yılında, Türkiye reçeteli ilaç pazarı değer olarak yüzde 9 artışla 9,3
milyar ABD doları, kutu olarak yüzde 5 artışla 1,4 milyar kutuya ulaşmıştır. TÜİK verilerine göre
2008 yılında ithalat 5 milyar ABD doları, ihracat ise 497,3 milyon ABD doları olmuştur. Küresel
kriz 2009 yılında Türk ilaç sektörünü de olumsuz etkilemiştir. Son beş yılda yıllık yüzde 15
civarında büyüme gösteren sektörde üretim TÜİK verilerine göre 2009 yılının ilk sekiz ayında bir
önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artmış, ithalat yüzde 14,6, ihracat ise yüzde 3 azalmıştır.
İlaca erişimi kolaylaştıran uygulamaların kamuya getirdiği maliyetin azaltılmasına yönelik tasarruf
tedbirleri çerçevesinde, ilaç fiyatlandırma sistemine yeni düzenlemeler getirilmiştir. Diğer taraftan
yeni yatırım yapan veya kapasite fazlalığı bulunan firmalar üretim miktarlarını artırmak için fason
üretim imkanlarını artırma veya uluslararası GMP (İyi Üretim Uygulamaları) belgelendirmesi ile
ihracat imkanlarını arttırma yoluna gitmektedir. Bu nedenle tesisler ve ürünlerin AB, ABD ve diğer
ülkelerin sağlık kuruluşlarından alınan onay sayılarında artış yaşanmaktadır. Türkiye İlaç ve Tıbbi
Cihaz Kurumu’nun oluşturulması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
Taş ve toprağa dayalı sanayii ürünlerinde talebin başlıca belirleyicisi olan inşaat sektörü 2008
yılında yüzde 8,2, 2009 yılının ilk yarısında krizin de etkisiyle yüzde 19,9 küçülmüştür. İç piyasa
talebinin gerilemesi nedeniyle taş ve toprağa dayalı sanayii 2008 yılında dış piyasalara yönelmiş,
bunun sonucunda 2007 yılında 3,4 milyar ABD doları olan sektör ihracatı, 2008 yılında yüzde 27,2
artışla 4,3 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Ancak, krizin dış piyasaları etkilemesi nedeniyle 2009
yılının ilk 8 ayında ihracat miktarlarında da gerileme meydana gelmiştir. Sektör ihracatı 2009 yılının
aynı döneminde yüzde 18,9 azalmayla 2,5 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Bu sanayi grubu
kapsamındaki çimento sektöründe üretim 2008 yılında yüzde 4,4 artışla 51,4 milyon tona yükselerek
en yüksek seviyesine ulaşmıştır. 2008 yılında başta Rusya olmak üzere Suriye ve Irak’a yapılan
ihracatta önemli artışlar görülmüş, bu yıldaki klinker dahil çimento ihracatının yüzde 53,2 artarak
12,5 milyon tona yükselmesi üretim artışı sağlanmasında etkili olmuştur. 2009 yılının ilk 7 ayında
ise üretim yüzde 2,4 azalmıştır.
Demir-çelik sanayii, krizden en çok etkilenen sektörlerin başında gelmektedir. Küresel ekonomik
krizin sonucunda, hem küresel hem de yurt içi demir çelik talebinde büyük bir daralma yaşanmış;
ürün ve girdi fiyatları büyük oranda düşmüştür. Dünya ham çelik üretimi 2009 yılının ilk 8 ayında
yüzde 18,1 oranında daralarak 759,5 milyon ton olmuştur. Bu dönemde, gelişmiş ülkelerin
birçoğunda yüzde 50’ler seviyesinde üretim daralması gözlenirken, yurt içi talebi güçlü seyreden Çin
ve Hindistan gibi ülkelerin ham çelik üretimi az da olsa artmıştır. Türkiye’nin ham çelik üretimi ise
aynı dönemde birçok rakip ülkeden daha düşük bir oranda, yüzde 14,9 oranında daralarak 16,4
milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Türkiye, bu üretim rakamı ile dünyanın dokuzuncu en büyük
üreticisi konumuna yükselmiştir.
Türkiye’nin nihai mamul tüketimi 2008 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 10 oranında düşerek, 21,4
milyon ton olmuştur. 2008 yılında, inşaat sektöründeki durgunluğa bağlı olarak uzun ürün
tüketiminde görülen yüzde 16 oranındaki azalma dikkat çekicidir. 2008 yılında yurt içi talepteki
daralma ihracattaki artışla dengelenmiş ve Türkiye’nin nihai mamul üretimi az da olsa artarak 26,7
milyon ton seviyesinde gerçekleşmiştir. 2009 yılında da yurt içi tüketimdeki daralma devam etmiş ve
toplam nihai mamul tüketimi yılın ilk 7 ayında yüzde 35,5 oranında azalmıştır. Diğer taraftan,
demir-çelik ürünleri ihracatı, 2008 yılında miktar olarak yüzde 21,8, değer olarak ise yüzde 81,5
oranında artış göstermiş ve sırasıyla 16,8 milyon ton ve 14,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Ancak, sektör ihracatı, 2009 yılının ilk 7 ayında miktar ve değer olarak sırasıyla yüzde 7,3 ve yüzde
49,8 oranında azalmıştır.
Makine imalat sanayiinde 2008 yılında üretim yüzde 4,8, ithalat yüzde 0,5 azalmış, ihracat yüzde
21,6 oranında artmıştır. Toplam üretimdeki düşüşe rağmen, özel amaçlı makineler, ulaşım araçları
için olanlar hariç içten yanmalı motorlar, sanayi tipi soğutma ve havalandırma donanımları ve sanayi
fırınları üretiminde artışlar görülmüştür. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde üretim yüzde 16,3,
ihracat yüzde 24,8 ve ithalat yüzde 33,3 azalmıştır.
Beyaz eşya sanayiinde 2008 yılında ihracat 3,3 milyar ABD dolarına ulaşırken, ithalat 1,1 milyar
ABD doları olmuştur. 2009 Ocak-Ağustos döneminde ihracat yüzde 17,4 azalarak 1,8 milyar ABD
dolarına, ithalat yüzde 33,5 düşerek 486,3 milyon ABD dolarına inmiştir. Beyaz eşya sanayi üretimi
büyük oranda ihracata yönelmiş olup, buzdolabı, çamaşır makinesi ve fırın üretiminin yüzde 70’ten,
bulaşık makinesinin yüzde 50’den fazlası ihraç edilmektedir. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde
miktar bazında üretim yüzde 3,4, yurt içi satışlar yüzde 6,8 azalırken ihracat yüzde 1,6, ithalat yüzde
14,3 artmıştır.
Elektronik sanayiinde 2008 yılında üretim yüzde 26, ihracat yüzde 17,7 azalmıştır. Elektronik
sanayii üretim ve dış ticareti 2009 yılı ilk sekiz ayında kriz nedeniyle azalma eğilimini sürdürmüştür.
Krize karşı alınan önlemler kapsamında 2009 yılı Mart-Haziran döneminde televizyon cihazlarında
yüzde 6,7 olan ÖTV geçici olarak kaldırılmıştır. Mart-Eylül döneminde bilgisayarlarda KDV oranı
yüzde 18 yerine yüzde 8 olarak uygulanmıştır. Alınan bu tedbirlerin ve özellikle Batı Avrupa
pazarındaki olumlu gelişmelerin de sonucu olarak elektronik sanayii üretiminde bir önceki aylara
göre nispi bir düzelme gözlenmektedir. İhracatta 2009 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında bir önceki
yılın aynı ayına göre artış sağlanmıştır. Elektronik sanayiinde en önemli üretim kalemi olan
televizyon üretim ve ihracatı 2005 yılından itibaren düşmektedir. TESİD verilerine göre 2004 yılında
20,5 milyon adet televizyon üretimi, 17,9 milyon adet televizyon ihracatı gerçekleştirilirken 2008
yılında üretim 9,3 milyon adede, ihracat 7,5 milyon adede düşmüştür. ECİD verilerine göre 2009 yılı
ilk 9 ayında miktar bazında televizyon üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,9 azalmış,
ihracatı yüzde 1,6 artmıştır. İhracat içinde tüplü televizyonun payı azalmaya devam etmektedir.
Otomotiv sanayiinde, yerli ve yabancı ortaklar arasında gerçekleştirilen işbirliği ve uluslararası
firmaların Türkiye’de üretim kararlarıyla geçmiş yıllarda ihracatta önemli gelişmeler sağlanmıştır.
Otomotiv sanayii ihracatı, 2000-2008 döneminde yıllık ortalama yüzde 31,8 artarak 2008 yılında
19,3 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Böylece, ülkemizin otomotiv sanayiinde bir üretim merkezi
olması yolunda önemli bir mesafe kaydedilmiştir. 2008 yılında ihracatın da etkisiyle 1.147.110 adet
araç üretilmiştir. Ancak, bu olumlu gelişmelerin son dönemde sürdürülemediği, iç ve dış talepteki
daralma nedeniyle sektörün krizden önemli boyutta etkilendiği görülmektedir. Uygulanan ÖTV
indirimlerinin özellikle otomobilde iç pazarın canlanmasına olumlu katkısı olmasına rağmen, 2009
yılı ilk 8 ayında adet olarak otomotiv ana sanayii üretimi yüzde 39,2, ihracatı yüzde 45,7, ithalatı
yüzde 9,2 düşmüş ve yurtiçi pazarı yüzde 6 daralmıştır. Yurtiçi pazarda ithalatın payı yüzde 55,7,
ihracatın üretimdeki payı yüzde 70,9 olmuştur. Sektörde ölçek ekonomisinde üretim yapılabilmesi,
ihracata dayalı büyümenin ve sürdürülebilir rekabet gücünün sağlanabilmesi amacıyla ana-yan
sanayi bütünleşmesi de dahil firma işbirliklerinin devam ettirilmesi önem arz etmektedir.
Savunma sanayii üretimi yıllık ortalama yüzde 13,1 artışla 2002 yılında 1,1 milyar ABD dolarından
2008 yılında 2,3 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Aynı dönemde özkaynaktan Ar-Ge harcamaları
yıllık ortalama yüzde 29,2 artışla 49 milyon ABD dolarından 2008 yılında 228 milyon ABD dolarına
ulaşmıştır. Bu dönemde ihracat yıllık ortalama yüzde 15,1 artışla 248 milyon ABD dolarından 2008
yılında 576 milyon ABD dolarına yükselmiştir. 2002-2008 döneminde yurtiçi üretimi ve tasarım
yeteneğini geliştirmek amacıyla yürütülen başlıca faaliyetler; tank, helikopter, savaş gemisi ve
görüntüleme amaçlı uydu tasarımı ve üretimi projeleri olmuştur. Savunma sanayi sektörünün en
önemli etkinlik göstergesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı
2003 yılında yüzde 25 iken 2008 yılında yüzde 44,2’ye yükselmiştir.
Gelişmiş ülkelerde savunma ihtiyaçlarının yüzde 85-95’i yerli kaynaklardan sağlanmaktadır.
Ülkemizde ise savunma alımlarında büyük oranda dışa bağımlılık devam etmektedir. Savunma
sanayii firmaları ile diğer sanayi firmaları arasında kurulan işbirlikleri de yeterli seviyede değildir.
Mevcut tedarik sisteminin daha fazla ürün geliştirmeye yönelmesi gerekmektedir. Yerli firmaların
savunma ihtiyaçlarını karşılayamamasının önemli nedenlerinden biri de Ar-Ge kaynaklarının kısıtlı
olması ve yeterince ürün geliştirmeye odaklanmamış olmaları, bunun sonucunda yerli firmaların
teknoloji üretme yeteneklerinin ve kapasitelerinin sınırlanmasıdır.
Madencilik
Madencilik sektörü üzerindeki etkisi 2008 yılının son çeyreğinden itibaren hissedilen küresel kriz,
özellikle ham petrol, doğal gaz ve metalik maden fiyatlarında keskin düşüşlere, mevcut sahalarda
üretim azalmalarına ve duraklamalarına, şirketlerin yatırımlarını kısmalarına ve işçi çıkarmalarına
neden olmuştur. Ülkemiz madenciliğine de etki eden bu gelişmeler neticesinde, 2008 yılı Kasım
ayından itibaren üretim ve ihracat, azalma eğilimine girmiştir. Ancak, son yıllardaki talep ve fiyat
artışlarının 2008 yılının başında etkisini sürdürmesi, yıllık bazda üretim ve ihracatta artış
görülmesini sağlamıştır. 2009 yılında ise 2008 yılının son döneminde başlayan azalma eğilimi
devam etmiş, 2009 yılı 8 aylık verilere göre ihracatta yüzde 5,5, ithalatta yüzde 46,7, üretimde yüzde
6,4’lük düşüş görülmüştür.
2008 yılındaki yüzde 29,7 ihracat artışı ağırlıklı olarak krom, mermer, bakır, bor tuzları ve feldspat
kalemlerinden kaynaklanmaktadır. Bu artış özellikle maden fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak
gerçekleşmiştir. İthalat kalemleri içinde taşkömürü, ham petrol ve doğal gaz ağırlığını korumuştur.
TABLO 10
MADENCİLİK İLE İLGİLİ TEMEL GÖSTERGELER
GSYH İçindeki Payı (Yüzde)
Üretim Artışı (Yüzde) (2005=100)
İhracat (Milyon $) (Cari Fiyatlarla)
İhracat Artışı (Yüzde)
Toplam İhracat İçindeki Payı (Yüzde)
İthalat (Milyon $) (Cari Fiyatlarla) (*)
İthalat Artışı (*) (Yüzde)
Toplam İthalat İçindeki Payı (*) (Yüzde)
Ham Petrol- Doğal Gaz İth. (Milyon $) (Cari Fiy.)
Sabit Sermaye Yatırımları İçindeki Payı (Yüzde)
Kamu Yatırımları (Milyon TL)
Özel Sektör Yatırımları (Milyon TL)
Kurulan İşletme Sayısı
Kapanan İşletme Sayısı
Ruhsat Müracat Sayısı
Arama
Verilen Ruhsat Sayısı
İşletme
Toplam
2007
1,2
8,3
1.661
45
1,5
3.530
25
2
21.784
2,87
651
2.470
1.198
85
17.669
11.720
1.565
13.285
2008
1,4
7,5
2.155
29,7
1,6
4.541
29
2
31.109
1,76 (3)
928 (3)
2. 842 (3)
953
105
17.297
11.075
1.967
13.042
2009
1,2 (1)
-6,4 (2)
932 (2)
-38,2 (2)
1,4 (2)
2.769 (2)
-5,5 (2)
3,2 (2)
10. 518 (2)
1,74 (4)
979 (4)
3.225 (4)
554 (2)
120 (2)
5.966 (5)
3.816 (5)
1.107 (5)
4.923 (5)
Kaynak: TÜİK [ (1): 6 Aylık, (2): 8 Aylık], DPT [ (3): Tahmin, (4): Program ], MİGEM [ (5): 7 Aylık]
(*): Ham Petrol Ve Doğalgaz Hariç
Dünya birincil enerji talebinin yaklaşık yüzde 25’ini karşılayan kömür, bugünkü verilerle dünya
üzerinde en fazla rezerve sahip olunan fosil yakıttır. Dünya kömür üretimi 2008 yılında yüzde 6,2
artmıştır. Bu artıştaki en büyük pay taşkömürüne aittir. 2008 yılında taşkömürü üretimi yüzde 7,4
artarken linyit üretimindeki artış sadece yüzde 0,4 olmuştur. Önümüzdeki dönemde, özellikle Çin ve
Hindistan’ın kömür talebindeki artış nedeniyle, dünya kömür üretiminin, artış oranı düşse de,
yükselmeye devam etmesi beklenmektedir. Bilindiği gibi, Türk madencilik sektörü açısından da
kömür, özellikle linyit önemli bir üretim kalemidir. Kamu ağırlıklı olarak devam eden linyit üretimi
2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 16 artmış ve 86,1 milyon tona ulaşmıştır. Taşkömürü üretimi
ise yüzde 3,5 yükselerek 3,3 milyon ton olmuştur. İlk 6 aylık veriler dikkate alındığında, 2009
yılında linyit üretiminin azalması, taşkömürü üretiminin bir önceki yıl seviyelerinde devam etmesi
beklenmektedir.
Kriz sonucu talepteki azalmanın etkisiyle, Türkiye’nin ham petrol ithalatı 2008 yılında yüzde 6,9
azalarak 21,8 milyon tona gerilemiştir. Buna karşın, ithalat tutarı 11,8 milyar ABD dolarından 15,6
milyar ABD dolarına yükselmiştir. Ancak, 2009 yılının ilk 8 aylık döneminde ithalat miktarının
yüzde 37,9, değerinin ise yüzde 67,6 oranında azaldığı dikkati çekmektedir. Fiyatlardaki dalgalanma
ve tüketimdeki azalmaya karşın, 2008 yılında Türkiye’nin ham petrol üretimi bir önceki yıla göre
yüzde 1,2 artışla 2,2 milyon tona yükselerek yerli üretimin talebi karşılama oranı yüzde 9’a
çıkmıştır. Doğal gazda ise krizin talebe olan etkisinin petrole paralel ancak petrole göre daha sınırlı
gerçekleştiği görülmektedir. Türkiye’nin 2008 yılı doğal gaz ithalatı 37,3 milyar m3, üretimi 1 milyar
m3, tüketimi ise 36,8 milyar m3 olmuştur. Bu çerçevede, 2007 yılına göre tüketimde yüzde 3,7,
üretimde yüzde 13,5, ithalatta ise yüzde 2,3 artış gerçekleşmiş, yerli üretimin talebi karşılama oranı
ise 2007 yılında yüzde 2,4 iken 2008 yılında yüzde 2,8’e yükselmiştir. Krizin etkilerinin daha net
görülmeye başlandığı 2009 yılında, ilk 8 aylık gerçekleşmelere göre doğal gaz ithalatı miktar olarak
yüzde 14, tutar olarak ise yüzde 36,5 oranında azalmıştır.
Petrol ve doğal gazda halen son derece yetersiz olan yerli üretimin ülke talebini karşılama oranını
yükseltmek amacıyla, TPAO’nun arama ve üretim yatırımlarında görülen son yıllardaki artış, 2008
ve 2009 yıllarında da sürdürülmüştür. 2008 yılında kurumca 11.536 km’si karada, 1.082 km’si
denizde olmak üzere toplam 12.618 km iki boyutlu sismik, 417 km2 üç boyutlu sismik, toplam 63
adet kuyuda 119 bin m sondaj yapılmıştır. 10,3 milyon varil ham petrol ve 496 bin m3 doğal gaz
üretilerek bir önceki yılın yurt içi üretim seviyeleri korunmuştur. Üretim seviyelerinin
korunabilmesinde yeni keşiflerin yanında Kanun gereği devredilmesi gereken Beykan-Kurkan
üretim sahalarının TPAO’ya geçmesi önemli rol oynamıştır. Bunun yanında, 2007 yılında elde
edilen yurt içi ve yurt dışı toplam 30,6 milyon varil petrol eşdeğeri (p.e.) zirve hidrokarbon
üretiminin ardından, 2008 yılında söz konusu rakam 25,3 milyon varil p.e.’ye düşmüştür. Yurt içi
üretim korunmasına rağmen toplam üretimdeki söz konusu düşüş, TPAO’nun Azerbaycan’da ortağı
olduğu projelerde deneme üretiminden normal üretim fazına geçilmesinin ardından kurum payının
azalmasından kaynaklanmıştır.
Doğal gazda arz güvenliğini sağlamak ve talepteki mevsimsel değişiklikleri karşılamak amacıyla
2007 yılının Nisan ayında devreye alınan Trakya’daki Silivri doğal gaz depolama tesislerinin
depolama, enjeksiyon ve geri üretim kapasitelerinin artırılması amacıyla Kuzey Marmara ve
Değirmenköy Sahaları Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesisleri Kapasite Artırımı Projesi devam
etmektedir. Bu proje ile, mevcut depolama kapasitesinin 1,7 milyar m3’ten 3 milyar m3’e, enjeksiyon
kapasitesinin 10 milyon m3/günden 25 milyon m3/güne ve geri üretim kapasitesinin 14 milyon
m3/günden 50 milyon m3/güne çıkarılması hedeflenmektedir.
Gelişen teknolojiler çerçevesinde daha detaylı aramalar yapılması, tükenen yurt içi rezervlerin ikame
edilmesi, enerji ihtiyacının mümkün olduğunca yerli kaynaklardan karşılanması ve ülkemiz maden
rezervlerinin ortaya çıkarılarak ekonomiye kazandırılması amaçlarıyla, son dönemde MTA
tarafından maden ve jeotermal kaynak arama yatırımlarına ağırlık verilmektedir. Geçtiğimiz yıllarda
artırılan arama faaliyetlerine paralel olarak başta jeotermal kaynak arama amaçlı olmak üzere derin
sondaj makinesi alımlarına öncelik verilmiş, sığ sondajların ise hizmet alımı yoluyla karşılanması
tercih edilmiştir. Bu sayede sondaj hizmetleri alanında özel sektöre dayalı kapasite oluşumuna ve
uzmanlaşmaya katkı sağlanmıştır. MTA’nın faaliyetlerinin ise özel uzmanlık gerektiren derin
sondajlara yoğunlaştırılması öncelik olarak benimsenmiştir. Ayrıca, deniz alanlarımızda faaliyet
gösterecek tam donanımlı bir sismik araştırma gemisi ihtiyacının karşılanması için gerekli çalışmalar
2009 yılında başlatılmıştır.
Temel Amaç ve Hedefler
İmalat sanayiinde yüksek katma değerli mal üretimini artırarak, yapısal dönüşümün hızlandırılması
temel amaçtır.
Madencilikte hammadde arz güvenliğinin sağlanması, madenlerin yurt içinde işlenerek katma
değerinin artırılması yoluyla ülke ekonomisine katkının geliştirilmesi temel amaçtır. Bu kapsamda,
enerji sektörünün petrol, doğal gaz ve jeotermal kaynak ile sanayinin hammadde ihtiyacını
karşılamak üzere yurt içi ve yurt dışındaki arama çalışmalarına devam edilecektir. Ayrıca, mevcut
rezervlerin en etkin şekilde değerlendirilmesi amacıyla kamu elindeki sahaların özel sektör
işletmeciliğine sunulması ve ihtiyaç duyulan kurumsal yapılanma çalışmaları sürdürülecektir.
OSB yatırımlarının etkinliğini artırmak amacıyla, öncelikle devam eden OSB projeleri
tamamlanacak ve mevcutların doluluk oranlarının artırılmasına yönelik destekler sağlanacaktır. Yeni
OSB ve KSS yatırımlarında sektörel bazda ihtisaslaşmış olanlar önceliklendirilecektir.
Mortgage ve Gayrimenkul Sektörü
Mevcut makro ekonomik ortamda gayrimenkul sektörünün yapısına bakıldığında konut arzının
özellikle 2005 yılından itibaren devamlı surette arttığı ve gereksiz yere lüks konut üretiminin
oluşturulduğu ve kriz etkisi ile vahim bir tablonun oluştuğu bir sektör görülmektedir. Bahsi geçen
lüks projeler ile oluşan konut stoğunun eritilmesi için oldukça uzun bir süre geçecektir.
Küresel kriz etkisi ile emlak fiyatlarındaki düşmede belirli lokasyonlarda dip görülmüş olmakla
birlikte belirli lokasyonlar için bunun söylenemeyeceği de bir gerçektir. Konut ihtiyacının hâlâ var
olmasına, faiz ve fiyatların da bu anlamda uygunluğuna rağmen gelir seviyelerinin artmaması, kriz
nedeni ile oluşan gelecek beklentilerinin olumsuza dönmesi konut talebini de sınırlamaktadır.
Ülkemizde 17 milyon konut bulunmasına rağmen bunların yüzde 25’inin ruhsatsız-kaçak, yüzde
60’ının yirmi yaşın üstünde, bir kısmının da deprem sonrası yıkılıp yeniden yapılması gereken
nitelikte konutlar olması dolayısıyla konut ihtiyacı devam etmektedir.
Konut üretiminde ya lüks inşaatlar ya da Toki ve Kiptaş uygulamaları ile alt gelir grubuna hitap
edilirken, orta gelir grubunun ihtiyaçları göz ardı edilmiştir. Faizlerdeki düşüşün sektöre bir
canlandırma getirdiği kesin olmakla birlikte yeterli olduğu tartışmalıdır. Faizlere çok duyarlı olan
mortgage kredileri için güven ortamının artması ve faizlerin ise bu düzeylerde kalması mevcut
potansiyelin kullanımını sağlayabilecektir. Mortgage faizlerindeki her %0,1’lik düşüş mortgage
kredisi kullanabilecek hanehalkınının sayısını arttırabilecektir. Ülkemizde mortgage kredilerin
GSMH’ya oranını yüzde 3,9 iken bu oran Avrupa’da yüzde 70 civarındadır.
TÜİK tarafından yayınlanan veriler kapsamında inşaat maliyet endeksine baktığımızda bir önceki
döneme göre maliyetlerin yüzde 0,07 arttığı görülmektedir. 2005=100 Temel Yıllı Bina İnşaatı
Maliyet Endeksi, Ekim–Kasım–Aralık aylarını kapsayan 2009 yılı dördüncü döneminde, toplamda
bir önceki döneme göre yüzde 0,07 ve bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,62 artarken dört
dönem ortalamalara göre yüzde 4,28 azalmıştır.
2009 yılı dördüncü döneminde bir önceki döneme göre işçilik endeksi yüzde 0,75 artarken, malzeme
endeksi yüzde 0,14 azalmıştır. 2009 yılı dördüncü döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre
işçilik endeksi yüzde 2,37 ve malzeme endeksi yüzde 0,08 artmıştır.
TABLO 11
2009 ve 2008 YILI DÖRDÜNCÜ DÖNEM İNŞAAT ENDEKS YÜZDE DEĞİŞİM
ORANLARI
Bir önceki döneme göre değişim oranı (%)
Bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim oranı
(%)
Dört dönem ortalamalara göre değişim oranı (%)
2009 Yılı IV. Dönem
( 2005=100)
Toplam İşçilik Malzeme
0,07
0,75
-0,14
2008 Yılı IV. Dönem
(2005=100)
Toplam
İşçilik
Malzeme
-3,90
-0,51
-4,90
0,62
2,37
0,08
7,95
10,49
7,19
-4,28
3,06
-6,37
13,65
11,65
14,23
Kaynak: TÜİK
2008 yılı dördüncü döneminde, toplamda bir önceki döneme göre %3,90 azalış gerçekleşirken, bir
önceki yılın aynı dönemine göre %7,95 ve dört dönem ortalamalara göre %13,65 artış
gerçekleşmişti.
Tekstil Sektörü
Ülkemizde hazır giyim sektörü son 30 yılda hızlanmıştır. Tekstil sektörü ise daha uzun bir geçmişe
sahiptir. Hazır giyim, uygulanan ekonomik politikalara paralel gelişmiş, 70’li yılların başından
itibaren, ithal ikameci ekonomi politikalarının uygulandığı dönemde, hazır giyimde, iç piyasaya
yönelik üretime ve bu üretime yönelik sanayileşmeye başlamıştır. 70’lerde ise sektör dış pazarları da
takip etti ve Türkiye Avrupa’nın iplik-ham bez tedarikçisi haline dönüştü. 1980’den itibaren, tüm
ülkenin dışa açılması ile birlikte sektörde bundan payını aldı.
1990’lı yılların başında yeni bir döneme giren sektör 2000’li yıllardan sonra organizasyon
kapasitesini geliştirmeye, atölye boyutundan çok sayıda orta ölçekli işletmenin yer aldığı bir yapıya
geçmiş ve bu dönemde ihracat ağırlıklı olarak gelişmeye devam etmiştir. Bir yandan yeniliklerle bir
yandan bavul ticareti ile ihracatını arttırıp toplam ihracat içinde 1995’lerde yüzde 30’lara yakın bir
pay edindi.
1996 sonrası AB ile Gümrük Birliği ilişkilerinin itici gücü ile sektörde ölçekler büyümeye,
KOBİ’lerin payı genişmeye başlamış, aynı dönemde moda ve marka bilinci de yerleşmeye
başlamıştır. 2000’den itibaren, aktif pazarlama ile birlikte, sektör, kendi özgün tasarımları ve
koleksiyonlarını üretmeye başladı. Yurtiçi ve yurtdışında mağazacılık ve markalaşma ile Türk
modacılarının varlığı hızla arttı. Hem hızlı, hem esnek bir şekilde parti üretime yönelen sektörde
koleksiyon ve sezon sayıları da artmaya, üretim süreleri kısalmaya başladı.
Bununla birlikte, 2000’li yılların başından itibaren maliyet-fiyat-rekabet üçgeninde, başta Çin olmak
üzere çok sayıda yeni ülkenin rekabeti yaşanmaya başladı. 1 Ocak 2005’te dünya ticaretindeki
serbestleşme etkisi ile birlikte sektör yeni bir rekabet dönemine girdi.
Tekstil sektörünün sorunlarına baktığımızda şu başlıkları saymamız mümkündür:
 Kayıt dışı ekonomi: Tekstil ve giyim sanayinde kayıt dışı faaliyet gösteren çok fazla şirket
bulunmakta ve bu şirketler haksız rekabete neden olmaktadırlar.
 Kontrolsüz ithalat: Dampingli malların Türkiye’ye girmesini önlemek için alınan tedbirler
yetersizdir. Soruşturmalar ve mahkemeler uzun sürmekte bu nedenle sektör haksız rekabetten
ciddi zararlar görmektedir.
 Teşvik sorunu: Hükümetler bugüne kadar tekstil ve konfeksiyon sektörünü bir stratejiye
dayandırmadan teşvik ettiler.
 Reel kur: Doğrudan maliyet kalemleri içinde yer almasa da, Türk Lirası’nın son 2 yılda aşırı
değer kazanması sektörü etkiliyor.
 İşçilik maliyeti: Sektörün maliyetleri içinde işçiliğin payı yüzde 15 civarındayken, bu oran
hazır giyimde yüzde 30’a kadar çıkmaktadır. Hazır giyimin daha fazla emek yoğun olması,
bu sektörün emek maliyetinden ve dolayısıyla üretimde küreselleşme sürecinden daha fazla
etkilenmesine neden olmaktadır.
 Enerji giderleri: Enerji girdilerindeki yüksek fiyatlar tüm sektörler gibi bu sektörü de
etkilemektedir. Elektrik enerjisi ve doğal gaz fiyatları OECD ülkeleri ortalamalarına ve pek
çok gelişmekte olan ülkeye göre yüksektir.
Türkiye’deki hazır giyim sektörünün genel yapısına baktığımızda güçlü ve zayıf yönleri ile
karşılaştığı fırsatlar ve riskler şöyle sıralanabilir:
 Güçlü Yönleri: Hız ve esneklik, kaliteli pamuk üretimi, eğitimli ve tecrübeli işgücü, marka
bilincinin gelişmiş olması.
 Zayıf Yönleri: yüksek işgücü maliyetleri, yüksek enerji maliyetleri, şirketlerin pazarlama ve
dağıtım kanalları ile ilgili sorunları, şirketler arasında stratejik ortaklığın kurulamaması.
 Fırsatlar: Türkiye’nin coğrafi konumu ve pazara yakınlık, yeni pazar fırsatları, 2005’den
sonra Çin, ABD ve Japonya’ya giriş kolaylığı, komşu ülkelerle ticaretin gelişmesi, kumaş
alanında yaşanan teknolojik gelişmeler.

Riskler: İşgücü maliyetlerini oluşturan vergi ve prim yükünün artması, dünyada kotaların
kalkmasıyla, Çin’in oluşturacağı haksız rekabet ortamı, Çin, Hindistan, Pakistan, Bangladeş
gibi ülkelerin düşük maliyetleri, bölgesel entegrasyonlar, uluslararası rekabetin artması.
Tekstil sektörü açısından 2008’in son ayları ve 2009 “kriz yılı” olarak adlandırıldığı için zaten sektör
bir kriz yaşamaktaydı. 2009 yılı için baktığımızda sektörün en azından Türkiye’nin genel ihracat
düşüşünün altında bir düşüş yaşadığı görülmektedir. Bazı pazarlarda satışları düşerken, bazı
pazarlarda artış elde edilmiş ve ihracattaki kayıplar sınırlı kalmıştır.
Hizmetler
Hizmetler sektörü, ekonomi içindeki payı en fazla olan büyüme ve istihdamın besleyici
durumundaki sektördür. Bu nedenle, sektörün rekabetçi bir yapıya kavuşturularak geliştirilmesi
önem arz etmektedir.
Ekonominin gelişimine paralel olarak hasıla içinde hasıla içinde tarım sektörünün payı artma eğilimi
göstermektedir. 2008 yılı itibariyle GSYH’ nin yüzde 64’ ü hizmetler sektöründen elde edilmektedir.
Sektörün 2008 yılı büyüme hızı yüzde 0,4 olarak gerçekleşirken, sektörün büyümeye katkısı aynı
dönem için yüzde 0,3 olmuştur. Sektör 2009 yılının ilk çeyreğinde 13,2 ve ikinci çeyrekte ise yüzde
7,7 oranında küçülmüştür.
Hizmetler sektörünün ekonomik büyümeye olan katkısını, ticaret, ulaştırma, mali aracı kuruluşların
faaliyetleri ve inşaat sektörleri belirlemektedir.
Ticaret sektöründe 2008 yılının ilk iki çeyreğindeki büyüme hızı, sırasıyla yüzde 9,2 ve 4,2
olmuştur. Ancak yılın üçüncü çeyreğinden itibaren sektör daralmaya başlamış ve 2009 yılının ilk
çeyreğinde yılda 23,7’ye kadar gerilemiştir. 2009 yılının ikinci çeyreğinde ise küçülme nispi olarak
azalarak yüzde 13,5 olarak gerçekleşmiştir. Sektörde, rekabeti ve tüketiciyi koruyan, ilgili diğer
sektörlerde üretimi destekleyen, kayıt dışılığı önleyen, sektör içi dengeli gelişmeyi saplayan bir yapı
sağlanmaya çalışılmaktadır.
Hizmetler sektörünü oluşturan alt sektörlerden mali aracı kuruluşların faaliyetleri, 2008 yılında
yüzde 9,1 büyürken, ekonominin ciddi biçimde küçülme yaşadığı 2008 yılının son çeyreği ve 2009
yılının ilk ve ikinci çeyreklerinde büyüme oranına pozitif katkıda bulunmuştur.
Ulaştırma sektörü de 2008 yılının ilk 3 çeyreğini büyüme ile tamamlandıktan sonra son çeyrekte
yüzde 7,4 oranında küçülmüştür. 2009 yılının ilk yarısında küçülme derinleşmiş ve yüzde 14,5
olmuştur.
Türkiye’de ekonomik faaliyetlerin ve girişimciliğin önemli göstergelerinden bir tanesi açılan şirket
sayısıdır. 2008 yılı sonunda açılan şirket ve kooperatif sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,5
azalarak 49.003 olarak gerçekleşir. 2009 yılının ilk dokuz aylık döneminde kurulan şirket sayısı
33.005 olmuştur. Bu dönemde kurulan şirketlerin yüzde 93,4’ü limited şirket, yüzde 4,2’si anonim
şirkettir. Söz konusu dönemde kapanan şirket sayısı ise 7.403 olarak gerçekleşmiştir. Kapanan
şirketlerin yüzde 87,9’unu limited şirketler, yüzde 8,4’ünü anonim şirketler oluşturmuştur.
Ekonominin talep düzeyini gösteren ve güven göstergelerinden biri olan beyaz eşya satışları
azalmıştır. 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın aynı dönemine göre buzdolabı satışları
yüzde 11,2, çamaşır makinesi satışları yüzde 4,4, fırın satışları yüzde 9,3 ve bulaşık makinesi
satışları yüzde 1,5 azalmıştır.
Başta otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinde olmak üzere sektörlerin en önemli girdilerden birisi olan
ham çelik üretiminde halen söz sahibi ülkelerden birisi konumundadır. 2002 yılında 16.467 bin ton
olan ham çelik üretimi 2008 yılında 26.806 bin ton olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılı Ocak-Ağustos
döneminde 16.402 bin ton ham çelik üretimi gerçekleştirilmiştir. 2008 yılının aynı dönemiyle
karşılaştırıldığında ortaya çıkan azalmanın nedeni ise ham çeliğin temel girdi olduğu sektörlerdeki
dış talep daralmasıdır.
Küresel krizden en fazla etkilenen sektörlerin başında otomotiv sektörü gelmektedir. Otomotiv
sektörünün ihracata bağımlı olan yapısı nedeniyle üretimde kesin düşüşler yaşanmıştır. Özellikle
ihracatın yarıdan fazlasının yapıldığı Avrupa Birliği ülkelerindeki talep düşüşü, otomobil ihracatını
ve üretimini etkilemiştir.
Otomobil üretimi, 2002 yılında 204.198 adet iken 2008 yılı sonunda 621.567 adet olmuştur. 2009
yılının ilk dokuz ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28,5 azalarak 374.927 adet olarak
gerçekleşmiştir.
İnşaat sektörünün en önemli göstergelerinden biri olan çimento üretimi, 2002 yılında 32.758 bin ton
iken 2008 yılında 51.432 bin tona yükselmiştir. 2009 yılının ilk yedi ayında çimento üretimindeki
düşüş çok sınırlı kalmış, aynı dönemde sektör dış talebin zayıfladığı bir dönemde ihracatını yüzde
31,5 artırmayı başarmıştır.
İnşaat sektörünün bir diğer önemli göstergesi yapı ruhsatı ve yapı kullanım izni verilmelidir. 2007
yılında yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü 124 milyon 132 bin m2 iken, 2008 yılında 103
milyon 846 bin m2’ye düşmüştür. 2007 yılında yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların
yüzölçümü 63 milyon 150 bin m2 iken, 2008 yılında artarak 70 milyon 957 bin m2 olmuştur.
2008 yılının ilk altı ayında yapı ruhsatı verilen yapıların yüzölçümü 54 milyon 858 bin m2 iken,
2009 yılının ilk altı ayında 47 milyon 750 bin m2 olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılının ilk altı ayında
yapı kullanma izin belgesi verilen yapıların yüzölçümü 35 milyon 246 bin m2 iken, 2009 yılının ilk
altı ayında artarak 42 milyon 376 bin m2 olmuştur.
İnşaat sektörü, konut talebindeki gerilemeyle birlikte önemli ölçüde daralmıştır. 2008 yılının birinci
çeyreğinde yüzde 3,3 oranında başlayan küçülme derinleşerek 2009 yılının ilk yarısında yüzde
19,9’a ulaşmıştır.
Yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik hizmetlerinde rekabet gücünün artırılması önem arz etmektedir.
2003 yılından itibaren yurtdışı müteahhitlik hizmetleri hızlı bir artış göstermiş, 2002 yılında 1,7
milyar dolar olan yeni iş tutarı 2008 yılı sonu itibariyle 23,6 milyar dolara ulaşmıştır.
BEYAZ EŞYA ÜRETİMİ
TABLO 12
BUZDOLABI
Aralık
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
2007
274,755
113,469
260,092
39,714
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
6,864,794
1,899,774
5,080,755
347,814
Kaynak: BESD
Adet
2008
261,975
111,779
233,290
20,137
Ocak-Aralık
6,001,606
1,906,573
4,370,021
225,299
2009
280,608
108,949
258,731
16,379
6,094,183
1,719,417
4,829,653
222,271
Yüzde Değişim
2008
2009
-4,7
7,1
-1,5
-2,5
-10,3
10,9
-49,3
-18,7
-12,6
0,4
-14,0
-35,2
1,5
-9,8
10,5
-1,3
TABLO 13
ÇAMAŞIR MAKİNESİ
Aralık
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
2007
384,012
104,243
331,468
17,186
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
5,127,653
1,534,769
3,668,388
157,911
Adet
2008
268,388
89,936
230,718
20,433
Ocak-Aralık
4,739,433
1,452,735
3,555,148
202,877
2009
268,388
87,534
230,718
5,638
5,015,074
1,434,603
3,994,531
241,420
Yüzde Değişim
2008
2009
-30,1
0,0
-13,7
-2,7
-30,4
0,0
18,9
-72,4
-7,6
-5,3
-3,1
28,4
5,8
-1,2
12,4
19,0
Kaynak: BESD
TABLO 14
BULAŞIK MAKİNESİ
Aralık
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
2007
133,896
111,622
73,386
3,012
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
1,841,968
983,600
924,972
72,878
Adet
2008
90,364
45,689
67,942
5,199
Ocak-Aralık
2,139,935
1,107,602
1,101,256
96,397
2009
90,364
46,664
67,942
3,299
2,206,572
1,141,652
1,204,215
110,954
Yüzde Değişim
2008
2009
-32,5
0,0
-59,1
2,1
-7,4
0,0
72,6
-36,5
16,2
12,6
19,1
32,3
3,1
3,1
9,3
15,1
Kaynak: BESD
TABLO 15
FIRIN
Aralık
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
2007
177,930
82,393
151,144
4,349
Üretim
Yurtiçi Satış
İhracat
İthalat
2,362,965
735,411
1,763,038
62,270
Kaynak: BESD
Adet
2008
169,279
37,590
165,967
3,937
Ocak-Aralık
3,039,259
699,858
2,492,978
76,247
2009
169,420
34,279
167,062
2,248
2,680,212
638,841
2,218,899
54,545
Yüzde Değişim
2008
2009
-4,9
0,1
-54,4
-8,8
9,8
0,7
-9,5
-42,9
28,6
-4,8
41,4
22,4
-11,8
-8,7
-11,0
-28,5
Beyaz Eşya Sektörünün Türkiye’deki Genel Durumu
Tamamı kayıt içi olan ve 120.000 kişinin üzerinde istihdam sağlanan beyaz eşya sektöründe; 2008
yılında 16 milyon adede yaklaşan üretimin, % 70’i ihraç edilmiştir. Türkiye’de durgunluğun
etkilerinin belirginleştiği 2009 son çeyrek itibariyle iç pazarda % 30, ihracatta ise % 25’e varan
küçülme yaşanmıştır. Ancak iç pazarda ÖTV indiriminin (% 6.7) etkisiyle Mart ve Nisan aylarında
önceki aylara göre canlanma yaşanmış, geçen yıla göre % 30’luk gerileme %19’a düşmüştür.
İhracatta ise dünya piyasalarında esen iyimser hava dolayısıyla 5 puanlık bir gelişme yaşanmıştır.
Özellikle son yıllarda düşük kur, pahalı enerji, ücretler üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik yükleri,
artan lojistik girdiler dolayısıyla maliyetlerin yükselmesi, sanayi kesiminin krize hazırlıksız
yakalanmasına neden olmuştur. Dünyada yaşanan krizle ilgili birçok seri tedbir paketleri devreye
sokulurken, paralel olarak ülkemizde de reel sektörü rahatlatacak tedbirlerin (ÖTV-KDV indirimi)
alınması neticesinde, Türk Sanayisi tehlikeli bir dönemeci en az kayıpla atlatmış ve toparlanma
aşamasına gelmiştir. Sektörde üretim şirketleri 20.000 ve yan sanayi ve diğer tedarikçileri ile birlikte
120.000 adet çalışanın 105.000 adedi mavi yakalı, 15.000 adedi beyaz yakalı personeldir. Eğitim
durumlarına baktığımızda 35.000 adedinin lise öncesi eğitimden geçtiği, 70.000 adedinin lise ve
meslek lisesi mezunu olduğu, 14.000 adedinin Üniversite ve lisans eğitimi aldığı, 600 çalışanın
lisansüstü eğitimli ve 30 kişinin de doktoralı olduğu tespit edilmiştir. Dış ticaretteki serbestleşme, iç
pazarda ithal ürünlerin serbestçe yer almasını sağladığı gibi, Türk ürünlerinin de yabancı pazarlara
tarife ve kota gibi engellerle karşılaşmadan girebilmesinin yolunu açmıştır. Üretimde kullanılan ileri
teknoloji, AR-GE faaliyetlerine verilen önem, ISO serisi vb. kalite standartlarının öneminin
kavranması, tüketici tercihlerinin ön planda tutulması, gelişmiş pazarlama teknikleri ve iyi işleyen
servis yapısı ihracattaki büyük başarının temelini oluşturmaktadır.
TABLO 16
BEYAZ EŞYA SEKTÖRÜNÜN DIŞ TİCARETİ
Ürün
4 Ana Ürün
Buzdolabı
Çamaşır Makinesi
Bulaşık Makinesi
Fırın
Toplam
2009
Üretim
5.818.026
4.746.686
2.116.208
2.510.792
15.191.712
İthalat
205.892
235.782
107.655
52.297
601.626
İç Satış
1.615.262
1.351.272
1.093.775
605.118
4.665.427
İhracat
4.554.262
3.763.813
1.136.273
2.051.837
11.506.185
Kaynak:TURKBESD
Beyaz Eşya sektörü büyük beyaz eşyalarda, yaklaşık 25 Milyon adetlik kurulu üretim kapasitesiyle
AB’nin ikinci büyük üretim üssü konumundadır. Sektör, üretim tesisleri, yardımcı sanayileri, satış ve
servis teşkilatlarıyla; direkt ve dolaylı olarak yaklaşık 4 milyon kişinin geçimini sağlamaktadır
KOBİ’LER
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme Başkanlığı’nın (KOSGEB) kurulması
hakkındaki kanun değişikliğinin TBMM tarafından kabul edilmesi ile birlikte sadece sanayicilere
değil aynı zamanda bakkal, manav, berber gibi hizmet esnafı için de KOSGEB desteklerinin yolu
açılmış oldu. Bu tür bir değişikliğin kanunda yer alan “sanayi” ibaresinin “işletmeleri” şeklinde
değiştirilmesi ile bazı şeylerin ne kadar kolay yapılacağı da gösterilmiş oldu.
2007- 2008 döneminde, çoğu geri dönüşümsüz olmak üzere 6.257 işletmeye toplamda 35,2 milyon
lira destek sağlayan KOSGEB 2008 yılı içinde sıfır faizli kredi destek programını uygulamaya
koymuştur. Bu programla birlikte 25 bini aşkın işletmeye 1,6 milyar TL sıfır faizli destek
sağlanmıştır.
KOSGEB’in bütçesinin 222 milyon liradan 2009 yılı için 329 milyon liraya çıkarılması da önemli
bir gelişme olmakla birlikte yeterli sayılmamalıdır. Hazine tarafından tahsis edilen 75 milyon TL ile
birlikte daha fazla işletmenin destek görmesi mümkün olacaktır. Tanımdaki değişiklik nedeni ile
başvuracak şirket sayısında da aşırı bir artış göz önüne alındığında çok daha fazla kaynak
aktarımlarının gerektiği aşikâr.
Yeni düzenleme ile birlikte;
KOSGEB tarafından verilecek hizmetler ve desteklerden yararlanacak işletmelere ilişkin sektörel ve
bölgesel önceliklerin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre belirlemesini Bakanlar Kurulu
yapacak.
KOSGEB, girişimcilik kültürünün ve ortamının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması için gerekli
önlemleri alacak ve bu kapsamda girişimcileri destekleyecek.
İşletmeler arası işbirliğini geliştirme; yerli veya yabancı sermaye katkısıyla gerçekleştirilecek ortak
yatırımların oluşturulmasını, yaygınlaştırılmasını destekleme; yatırım ortamının iyileştirilmesi için
gerekli önlemleri alma KOSGEB’in görevleri arasında olacak.
KOSGEB, işletmelerin ve girişimcilerin yatırım, üretim, ihracat, istihdam, teknoloji geliştirme,
pazarlama ve diğer konularda ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri temin edebilmeleri, sermaye
piyasalarına açılabilmeleri için gerekli geri ödemeli ve ödemesiz destekleri sağlayacak.
KOSGEB ile ihtilaflı hale gelmiş olan KOBİ’lerin KOSGEB’e olan borçlarını ödemelerini
kolaylaştırıcı düzenleme de getirildi. Kanun değişikliğinin yürürlüğe gireceği tarihe kadar aldığı
KOSGEB destekleriyle ilgili olarak bu kuruluş ile ihtilafı olan KOBİ’ler, alınan desteğin ana
parasını 31 Ekim 2009 tarihine kadar defaten ödemek kaydıyla, KOSGEB alacağının faizini
ödemeyecek.
KOBİ’ler açısından yaşadığımız kriz ortamındaki en önemli sorunların başında mali sistemdeki
finansmana erişim sorunu gelmektedir. Kurumsal yapılanma eksikliği, kayıt dışılık ve mali tabloların
yetersizliği, teminat eksiklikleri KOBİ’leri bugünlere getirmiştir. 1991 yılında 20 bin TL sermaye ile
kurulan Kredi Garanti Fonu (KGF) 1994 yılında ilk faaliyetinde sadece kendi hissedarlarından Halk
Bankası’nın kefaletini kabul eden küçük bir kuruluşken sermayesi 2007 itibariyle 60 milyon liraya
yükselmiş ve bugün ise TOBB, KOSGEB’in ve 20 bankanın iştirakiyle 80 milyon TL’lik ek katkısı
ile toplamda 240 milyon TL sermayeli güçlü bir kuruluş olmuştur.
KOBİ’lerin yapısal sorunları nedeni ile finansman sıkıntısı yaşadığı durumlarda ve bankaların da
yüksek riskli müşteri sınıfında görmeleri nedeni ile kredi vermemeleri durumunda KGF’nin bu açığı
ortadan kaldırması beklenmektedir. KGF’nin elinde bulunacak 1 milyar TL ile bu fonun 10 milyar
TL’lik bir kredi hacmi oluşturması beklenmektedir. Kaynaklardan yararlanabilmek için 30 Haziran
2008 tarihinden önceki iki yıl içinde takibe düşmüş veya vadesi geçmiş borcu bulunmayan KOBİ’ler
bu kaynaktan yararlanabilecektir. Her bir kredi alan en fazla 1 milyon TL ve grup halinde ise 1,5
milyon TL sınırı ile limitlendirilmiştir.
Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 95’inin KOBİ tanımına girmesi nedeni ile güçlü KOBİ’nin
küreselleşmenin zararlarını minimuma indirmesi beklenmelidir. Yapılan bu tür yeniliklerin ve
etkilerinin anlaşılması, bu hizmetlerin olmadığı durumlarla kıyaslandığında daha net anlaşılacaktır.
KOBİ’lerde Kullanılan Teknoloji
TÜİK tarafından 31 Aralık 2009’da açıklanan Yenilik Araştırması sonuçlarına göre 2006-2008
yılları arasında girişimlerin (10 ve daha fazla çalışanı olan) sadece yüzde 37,1’i yenilik faaliyeti
yürütmüştür. Yenilik faaliyetleri girişimlerin büyüklük grubu ile orantılı olarak artmaktadır. 10–49
çalışanı olan girişimlerin yüzde 33,8’i, 50–249 çalışanı olan girişimlerin ise yüzde 43,7’si ve 250 ve
daha fazla çalışanı olan girişimlerin yüzde 54,4’ü yenilik faaliyetinde bulunmuştur.
2006–2008 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde girişimlerin yüzde 29,8’i teknolojik yenilik
faaliyetinde bulunurken bu kapsamda, girişimlerin yüzde 27,4’ü ürün veya süreç yeniliği yaparken,
aynı dönem içerisinde teknolojik yenilik faaliyeti devam eden girişimlerin oranı yüzde 12,6 ve
faaliyeti sonuçsuz kalan girişimlerin oranı ise yüzde 4,9’dur.
İlgili dönemde girişimlerin yüzde 22,7’si teknolojik olmayan yenilik faaliyetinde bulunmuş ve
detaylarına bakıldığında ise bunun yüzde 12,7’si organizasyon yeniliği, yüzde 16,6’sı ise pazarlama
yeniliği gerçekleştirmiştir.
Teknolojik yenilik faaliyeti için işbirliği yapan girişimlerin oranı yüzde 16’dır. İşbirliğinde bulunan
girişimlerin yüzde 81,9’u makine, teçhizat ve yazılım sağlayıcıları ile yürüttükleri teknolojik yenilik
faaliyeti için işbirliğinde bulundu. İşbirliği yapılan kişi ve kuruluşların ülkeleri dikkate alındığında
yüzde 97,1’i yurtiçinden, yüzde 26’sı ise AB üye, aday ve EFTA ülkelerindendir.
Teknolojik yenilik faaliyeti yürüten girişimlerin yüzde 24,4’ü finansal destek almıştır. Desteğin
dağılımı ise, yüzde 22,7’si kamu kurum/kuruluşları tarafından ve yüzde 2,2’si de Avrupa Birliği
Kurumları tarafından yapılmıştır.
Girişimlerin yüzde 52,3’ü teknolojik yenilik faaliyetinin en önemli etkisi olarak, mal ve hizmet
kalitesinin artması, yüzde 43,1’i ürün veya hizmet çeşidinin artması, yüzde 38,7’si ise mal ve hizmet
üretim kapasitesinin artması şeklinde belirtmiştir. Bunları yüzde 32,5 ile teknolojik yenilik
faaliyetinin pazar payını arttırıcı etkisi takip etmektedir.
Girişimlerde Bilişim Teknolojisi Kullanımı
TÜİK tarafından 20 Kasım 2009’da açıklanan “Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanımı
Araştırması” sonuçlarına göre (Mali Aracı Kuruluşlar ile ilgili sonuçlar da bu yeni veriye dahil
edilmiştir.) girişimlerin bilgisayar kullanımı ve İnternet erişimi oranlarında önemli bir değişim
olmazken, WEB sayfası sahipliği oranında düşme gözlenmiştir. Girişimlerde bilgisayar kullanım ve
İnternet erişimine sahiplik oranları 2009 yılı Ocak ayında yüzde 90,7 ve yüzde 88,8 iken, bu oranlar
büyüklük gruplarıyla doğru orantılı olarak artmaktadır. İnternet erişimine sahip girişimlerin web
sayfasına sahiplik oranı 2009 yılı Ocak ayında yüzde 58,7’dir.
İşletmelerin yüzde 76,3’ü interneti “bankacılık ve finansal hizmetler” için, yüzde 31,6’i ise “eğitim
ve öğretim” için kullanmaktadır. Öte yandan, WEB sayfasına sahip olan girişimlerin, bu sayfalar
üzerinden sundukları hizmetler sırasıyla yüzde 77,9 ile “ürün katalogları ve fiyat listesi”, yüzde 29,6
ile “web sitesinin güvenliği ile ilgili olarak güvenlik politikası beyanı, gizlilik mührü veya
sertifikası” ve yüzde 27,9 ile “açık iş pozisyonları için ilanlar ve online iş başvurusu” dur. Yeni
çıkan web ve internet teknolojilerinin işletmelere uygulanması anlamında ilerleme ihtiyacı
bulunmaktadır.
Yine aynı araştırma sonuçlarına göre kamu kurum ve kuruluşları ile iletişimde İnterneti kullanma
oranı yüzde 68,4’tür. İletişim amaçları arasında yüzde 91,7 ile “bilgi almak” amacı ilk sırada yer
alırken, bunu yüzde 83,1 ile “form almak (indirmek)” takip etmektedir. Kamu kurum ve kuruluşları
ile iletişimde interneti kullanmayan girişimlerin belirttiği en önemli neden ise yüzde 73,8 ile yüz
yüze görüşmeyi tercih etmeleridir.
Bilgisayar kullanan işletmelerin sadece yüzde 16,2’si bilgisayar ağları üzerinden ürün/hizmet siparişi
vermekte, yüzde 10,1’i ise ürün/hizmet siparişi almaktadır. Girişimlerin İnternet üzerinden yapılan
satışlar vasıtasıyla elde ettiği faydalar arasında ilk sırayı yüzde 70,5 ile “yeni pazarlara girmek, satış
potansiyelini arttırmak” almaktadır. Girişimlerin düzenli olarak bilgisayar ağları aracılığıyla sipariş
verdiği tedarikçiler yüzde 95,4 ile yurt içinde yer almaktadır.
İnternet üzerinden satışlarını engelleyen veya sınırlandıran nedenler sırasıyla yüzde 56,4 ile
“müşterilerin İnternet üzerinden alım yapmaya hazır olmamaları”, yüzde 55,0 ile “girişimin
ürün/hizmetlerinin e-ticaret için uygun olmaması” ve yüzde 48,0 ile “ödemelerle ilgili güvenlik
problemleri” dir.
Ar-Ge Faaliyetleri
TÜİK tarafından Kasım 2009’da yayımlanan 2008 yılı Ar-Ge harcamaları 6.893 Milyon TL olarak
hesaplanmıştır. Türkiye’de Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamasının GSYİH içindeki payı ‰ 7,3’tür.
Satın alma gücü paritesi cinsinden hesaplandığında bu harcamalar 7.034 milyon ABD Doları olarak
gerçekleşmiştir. 2008 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamalarının yüzde 43,8’i yükseköğretim,
yüzde 44,2’si ticari kesim ve yüzde 12,0’ı kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Ar-Ge harcamaları, finanse eden kesimler itibarıyla incelendiğinde; harcamaların yüzde 47,3’ü
yurtiçi ticari kesim, yüzde 31,6’sı yurtiçi kamu kesimi, yüzde 16,2’si yükseköğretim kesimi, yüzde
3,6’sı yurtiçi diğer kaynaklar ve yüzde 1,3’ü yurtdışı kaynaklar tarafından karşılanmıştır.
2008 yılında Tam Zaman Eşdeğeri (TZE) cinsinden toplam 67.244 Ar-Ge personeli çalışmıştır.
Sektörler itibarı ile dağılıma bakıldığında, TZE cinsinden toplam Ar-Ge personelinin 2008 yılında
yüzde 44,5’i yükseköğretim kesiminde, yüzde 40,8’i ticari kesimde ve yüzde 14,7’si kamu
kesiminde bulunmaktadır. 2008 yılında istihdam edilen 10.000 kişiye düşen Tam Zaman Eşdeğeri
(TZE) Ar-Ge personeli sayısı 31,7 kişidir.
Ülkemizde KOBİ’ler (Küçük ve Orta Boy İşletmeler)
KOBİ’lerin ekonomiye olan etkisi azımsanmayacak kadar büyüktür. Bu büyüklük ve potansiyel ise
KOBİ’ler üzerine daha fazla ihtimam gösterilmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır. Bunun da bir
neticesi olarak TOSYÖV, TOBB, KOSGEB, Rekabet Kurumu ve Türk Patent Enstitüsü’nün
işbirliği ile Aralık ayında IV. KOBİ Zirvesi düzenlenmiş ve ana tema olarak “KOBİ’lerde
Sürdürülebilir Rekabet Gücü ve İnovasyon” konusu tespit edilmiştir.
Hem ekonomik şartların bir getirisi olarak hem de devletin KOBİ’lere uyguladığı ekonomi
politikaları ile kayıt dışına itmesinin bir sonucu olarak rekabet edebilir bir KOBİ faaliyeti yeterince
bulunmamaktadır. AB, kendi devasa GSMH’larına AR-GE harcamalarına GSMH’nın yüzde 3’ünü
ayırmayı hedeflerken bu oran bizde yüzde 1-1,5 düzeylerinde bulunmaktadır.
Hem AR-GE harcamalarının KOBİ’ler bazında değerlendirilmesinde, hem de KOBİ’lerle ilgili genel
strateji oluşturmada KOBİ’lerin istatistiki verilerine ulaşmada ciddi sorunlar tartışılmış ve zirve
neticesinde kısaca aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.















Türkiye’nin kalkınma stratejisi İnovasyon temeline dayandırılmalı, üniversite, özel sektör
ve sivil toplum işbirliği sağlanarak kamu bilinci oluşturulmalı, KOBİ’lerde kültürünün
oluşturulmasına yönelik bilgilendirme faaliyetleri yürütülmeli ve KOBİ’lerin inovatif
çalışmaları desteklenmelidir.
KOBİ’lerin iş süreçlerinde bilgi teknolojilerinin kullanımı geliştirilmeli ve
yaygınlaştırılması amacına yönelik mekanizmalar oluşturulmalıdır.
Fikri ve sınai mülkiyet hakları konusunda bilgi ve bilinç düzeyini artırma ve hakların
yaygın kullanımı sağlama yönündeki çalışmalar aralıksız yapılmalı, markalaşma bilincinin
yaygınlaştırılmasına yönelik olarak TOBB, KOSGEB başta olmak üzere meslek kuruluşları
ve medya ile işbirliği sağlanmalıdır.
Ülkemizdeki kayıt dışılık önemli boyutlardadır. Kayıt dışılığın düşürülmesi için istihdam
üzerinde yükler azaltılmalı, vergi reformu yapılarak vergi oranları düşürülmeli ve vergi
tabana yayılmalıdır.
İlgili kurumlar tarafından KOBİ’lerde kurumsal alt yapının geliştirilmesine yönelik
bilgilendirme çalışmaları yürütülmelidir. Kurumsallaşma teşvik edilmelidir.
KOBİ’lere danışmanlık hizmeti verilebilmesi için her alanda yeterli sayıda danışman
envanteri ve danışman akreditasyon sistemi oluşturulmalıdır.
KOBİ’lere yönelik devlet desteklerinin etkinliği ölçülmeli ve etkin olmayanlar
uygulamadan kaldırılarak etkin devlet desteklerinin kaynağı arttırılmalı, bölgesel ve sektörel
bazda düzenlenmelidir.
İhracat ve kredilerden aldıkları pay başta olmak üzere KOBİ’lerle ilgili sağlıklı verileri
oluşturacak altyapı bir an önce oluşturulmalıdır.
Girişimcilere başlangıç sermayesi sağlayabilmek için girişim sermayesi yatırım ortaklıkları
teşvik edilmelidir. Girişimcilere İş Melekleri (Business Angels) sistemi gibi yeni finans
mekanizmaları oluşturmak için yasal altyapı oluşturulmalıdır.
Yabancı yatırımcıların KOBİ’lerle işbirliğine girmelerini sağlamak amacıyla gerekli altyapı
oluşturulmalıdır.
KOBİ’lerin çalışma ve çevre mevzuatına uyumunun sağlanması için gerekli bilgilendirme
ve destek mekanizmaları oluşturulmalıdır.
İhracat Kredi Sigortası ve Kredi Sigortası sistemleri AB fonları, BASEL II, KGF ve KOBİ
A.Ş. vb. konularda bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirilmelidir.
Enerji fiyatlarının uluslararası düzeye çekilmesinde bir gelişme yaşanmamaktadır. KOBİ’ler
için çok önemli olan bu konuda çalışmalar yapılmalıdır.
Üniversite sanayi işbirliği konusunda birkaç ilde başlayan olumlu gelişmeler ülke geneline
yaygınlaştırılmalıdır.
Sanayi yerleşmelerin gelişmesi önündeki engeller gerekli yasal düzenlemeler yapılarak
kaldırılmalıdır.






Avrupa Birliği fonlarından KOBİ’lerin etkin yaralanabilmeleri için proje hazırlaması ve bu
projelerin yürütülmesi konusunda gerekli destek verilmelidir.
KOBİ’lerin AB Mevzuatına uygun ve güvenli ürün üreterek rekabet edebilmelerini temin
etmek için piyasa denetim ve gözetim mekanizmaları kurulmalıdır.
KOBİ’lerin öncelikle rekabet hukuku konusunda bilinçlendirilmeleri sağlanmalı ve bu
işletmelerin piyasaya girerken optimal rekabet koşulları altında, haksız rekabete uğramadan
faaliyet göstermelerini temin etmek için AB standartları paralelindeki uygulamaların
oluşturulması gerekmektedir.
Ana sanayi ve yan sanayi ilişkilerinde karşılıklı güven, şeffaflık ve uzun vadeli ortak vizyon
çok önemlidir. Tarafların buna dikkat etmesi gerekmektedir.
KOBİ’ler rekabetten değil dış haksız rekabetten şikayetçidir. Bunun için haksız rekabeti
engelleyici çalışmalara hız verilmelidir.
3624 sayılı KOSGEB yasası yeniden düzenlenerek kurum yeniden yapılanmalı, hizmet ve
tarım sektörü KOBİ tanımı içine alınmalıdır.
KOBİ türü işletmeler toplam işletmelerin yüzde 95’inden fazlasını oluşturduğu ve KOBİ tanımına
girdiği için 18.11.2006 tarih ve 997 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, “Küçük
ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin tanımı, nitelikleri ve sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” ile
istihdam bazında Avrupa Birliği ile uyum sağlanmıştır.
KOBİ tanımı tüm ilgili kamu kurumlarında yeni tanımlamayı esas alarak gerçekleşmiştir. Buna
göre;
 10’dan az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu bir milyon
Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler Mikro İşletme,
 50’den az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu beş milyon
Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler Küçük İşletme,
 250’den az çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı ya da mali bilançosu yirmi beş
milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan işletmeler Orta Büyüklükte İşletme şeklinde ele
alınmıştır.
KOBİ’ler sadece ülkemizde ve artık tüm dünyada ekonomilerin belkemiği olarak kabul edilmektedir.
KOBİ’ler statüsünün farklılığı, özel bir işletme türü olduğu ve özel ilgi gerektiği kabul edilmiş,
ülkemizde de bu yönde bir anlayış değişimi, hareketlilik oluşmaya başlamıştır.
Yeni KOBİ tanımında belirtilen KOBİ’lerin, BASEL II için mikro ve küçük işletmelere oranla daha
hazırlıklı oldukları görünmektedir. Ancak KOBİ’ler içinde KOBİ’lerin oranının sadece yüzde 5
olduğu düşünüldüğünde toplam KOBİ’ler açısından ciddi sorunların oluşabileceği görülmektedir.
KOBİ’ler her ne kadar “el yordamı” ile çalışsa da hem iç hem de dış dinamiklerle ortaya çıkan
değişimler KOBİ’lerin değişimi için altyapı hazırlamaktadır.
Türkiye’de işletmelerin yüzde 99’unu KOBİ’ler oluşturmakla birlikte bu şirketler başlangıç
sermayeleri sınırlı ve yetersiz kredi bulmakta zorlanan, bulsa bile yüksek kredi maliyeti taşıyan,hem
özkaynak hem de dış kaynak sorunu ile baş başa kalan kurumlar olmaktan kurtulamamaktadır.
Şimdiye kadar KOBİ’leri keşfedememiş olan bankalarda artık KOBİ’leri keşfetmişler ve farklı kredi
seçenekleri ile bu müşteri kitlesini elde etmek için hazırlıklar yapmaya başlamışlardır.
KOBİ’lerle ilgili olarak son yıllarda çok fazla konu dile getirilmekle birlikte hem şirketler için hem
çalışan kesim için, hem de tüm ekonomi için çözüm olabilecek alternatifler üzerinde
yoğunlaşılmaktadır. Aslında, bir ülkedeki işletmelerin yüzde 90’ının aynı kategoriye girdiği bir yapı
içinde tüm yapılanların yetersiz kaldığını söylemek abartı olmayacaktır.
.
TABLO 17
KOBİ’lerin Faaliyet Gösterdikleri Alanlar (Yüzde)
Alanlar
Mobilya imalatı başka yerde sınıflandırılmamış diğer imalatlar
Tekstil Ürünleri imalatı
Gıda Ürünleri ve içecek imalatı
Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı
Makine ve teçhizatı hariç,fabrikasyon metal ürünlerin imalatı
Plastik ve kauçuk ürünleri imalatı
Ana metal sanayi
Metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatı
Giyim eşyası imalatı; kürkün işlenmesi ve boyanması
Derinin tabaklaması ve işlenmesi; bavul,el çanta, sarçlık, koşum takımı ve ayakkabı imalatı
Bilgisayar ve ilgili faaliyetler
Kimyasal madde ve ürünleri imalatı
Başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli makine ve cihazların imalatı
Motorlu kara taşıtı, römork ve yarı römork imalatı
Kağıt hamuru, kağıt ve kağıt ürünleri imalatı
Basım ve yayım; plak, kaset ve benzeri kayıtlı medyanın çoğaltılması
Tıbbi aletler; hassas ve optik aletler ile saat imalatı
Diğer ulaşım araçlarının imalatı
Tütün ürünleri imalatı
Kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri ve nükleer yakıt imalatı
Geri dönüşüm
Radyo,televizyon,haberleşme teçhizatı ve cihazları imalatı
Büro makineleri ve bilgisayar imalatı
Yüzde
16,67
15,74
11,02
9,05
7,72
6,53
5,99
5,19
3,63
3,48
2,72
2,62
2,58
2,42
1,69
1,00
0,53
0,44
0,26
0,20
0,20
0,18
0,13
Kaynak: KOSGEB; KOBİ GİRİŞİM
KOBİ’lerin faaliyetleri ve iş yapış tarzları ile ilgili yapılan incelemeler ve araştırmalar
göstermektedir ki; KOBİ’lerin çoğunda pazarlama iletişimi amatörce giderilmeye çalışılmaktadır.
Pazarlama yada reklam faaliyetlerini gereksiz gören yada bu araçları etkin kullanamayan KOBİ’lerin
rekabetçi olma özellikleri de ortadan kalkmaktadır. İyi donanımlı bir ekipten oluşan pazarlama
departmanı, bu departman çalışanlarının hedef kitle, ürün, fiyat ve pazar ile ilgili tüm bilgiye sahip
olması, pazarlama iletişimi için bir bütçenin belirlenmesi, bu alandaki yatırımın bir seferlik değil
sürekli olması, kurumsal kimlik oluşturulması ve marka yaratma hedefi bulunması, çalışılacak bir
ajans tespiti ve bu ilişkinin uzun soluklu olması gibi hususlar etkin bir pazarlama için gerekli
unsurlardır.
KOSGEB’in geçen yıl 40 bin KOBİ üzerinde yaptığı bir araştırma, Türk KOBİ’leri ile ilgili çok
çarpıcı bilgileri ortaya çıkarmıştır. Örneğin; Mobilyacılık, yüzde 17’lik oranı ile Türk KOBİ’lerinin
en çok faaliyet gösterdiği alanların başında gelmektedir. Bu alanı tekstil izlemektedir. KOBİ
şirketlerinin ancak yarısı internet kullanırken, sadece üçte birinin web sitesi bulunmaktadır. Bu
çalışmadan çıkan sonuç KOBİ’lerin bilişim sektöründeki altyapısının son derece düşük olduğudur.
KOBİ’lerin e-ticaretten yeterince faydalanamamalarının bir sonucu olarak e-ticaret alış ve e-ticaret
satış oranları sadece yüzde 6 civarındadır.
Yine araştırma sonuçlarına bakıldığında, KOBİ’lerin ihracatının büyük bir kısmının komisyoncu
aracılarla gerçekleştiği görülmektedir. KOBİ’lerin yüzde 66,4’ü ihracat yapmazken yüzde 33,6‘sı
sadece ihracat yapmaktadır. İhracat yapan KOBİ’lerin ise yüzde 38,6’ı ihracatlarını komisyoncu
aracılığı ve müşteriye doğrudan satış şekli ile yaparken, yüzde 28,84’ü doğrudan müşteriye satış
yapmaktadır. Bunu yüzde 16,96 ile dolaylı ihracat, yüzde 8,53 ile dolaylı ihracat ve müşteriye
doğrudan satış birlikte izlemektedir. Sadece komisyoncu aracılığı ile satış yapanlar yüzde 3,26, hem
komisyoncu hem müşteriye doğrudan satış yapanlar yüzde 2,98 ve komisyoncu ve dolaylı ihracat
şeklinde ihracat yapan KOBİ’ler ise yüzde 0,83 civarındadır.
KOBİ’ler değerlendirildiğinde;
a) İç Pazarda Büyüme; KOBİ’ler iç pazarda büyümek için kendilerine uygun bir strateji
bulamıyorlar. Bu konuda danışmanlık şirketleri ve Ar-Ge faaliyetlerine ihtiyaç bulunmaktadır.
b) Dış Pazara Açılma; Hem yeni pazarlara açılma hem de yeni pazarlarda tutunma hususunda
sıkıntı çeken KOBİ’ler yine yurtdışı yatırım danışmanlığı ve fuar şirketleri ile çözüm elde
edebilirler.
c) Markalaşma; KOBİ’lerin yüzde 60’ı markalaşma konusunda herhangi bir çalışma yapmamıştır.
d) Maliyet Düşürme; KOBİ’lere daha uygun maliyetli hizmetler üreterek bu pazardan pay
alınılabilir.
e) Teknolojik İyileştirme; KOBİ’ler hala teknolojiden uzak ticaret yapmaktadırlar. Uygun
çözümler üretilmesi halinde bu pazarda çok büyük bir potansiyel bulunmaktadır.
f) Yatırım İçin Ek Fırsat; KOBİ’lerin kredi kullanımından aldığı pay sanıldığı kadar yüksek
değildir. Bankalar ve katılım bankaları ile birlikte diğer finansman imkanı sağlayan kuruluşlar bu
pazarı müşteri isteklerine göre değerlendirdiklerinde herkes karlı çıkabilir.
g) Yeni Ürün Geliştirme; KOBİ’lerin Ar-Ge çalışmaları için yönlendirilmeleri, kendi
alanlarındaki gelişmelerden haberdar edilmeleri gerekmektedir.
h) Kalitenin İyileştirilmesi; Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 60’dan fazlası, kalite artırma ile ilgili
ciddi bir çalışma yapmamaktadır.
i) Türkiye’deki KOBİ’ler düşük işletme sermayesiyle çalışmaktadırlar. İşletme sermayesi
yetersiz olan KOBİ’lere yönelik ciddi ve rekabetçi çözümler üreten finans kurumları için ciddi bir
pazar bulunmaktadır. KOBİ’lerin sadece yüzde 30,5’i kredi kullanmakta, yüzde 69,5’i ise kredi
kullanmamaktadır. Bu fonlama ise banka ağırlıklı olarak gerçekleşmektedir. Toplam fonların
yüzde 93,8’i bankalar tarafından sağlanırken yüzde 5,2’si katılım bankaları, yüzde 0,95’i ise
faktöring kuruluşlarınca sağlanmaktadır.
j) Yeni Dağıtım Kanalı Oluşturma; Lojistik şirketlerinin, yeni dağıtım kanalı ihtiyaçlarını bir an
önce fark etmesi ve gerekli hizmeti sunmaları gerekmektedir.
KOSGEB’in araştırma sonuçlarına bakıldığında, KOBİ’lerin en fazla yüzde 68,9 ile işletme
kredisine ihtiyaç duydukları, bunu yüzde 13,5 ile yatırım kredisi, yüzde 7,4 ile ihracat kredisi, yüzde
6,1 ile işletme ve yatırım kredisi, yüzde 2,1 ile işletme ve ihracat kredisi, yüzde 1,4 ile işletme,
yatırım ve ihracat kredisi ve yüzde 0,63 ile yatırım, ihracat kredisi taleplerinin takip ettiği
görülmektedir.
Yeni yatırım isteği olan KOBİ’lerin oranı yüzde 71,3 iken yeni yatırım isteği olmayan KOBİ’lerin
oranı yüzde 28,7’dir. Dolayısı ile KOBİ’lerin önümüzdeki dönemde yeni makine parkları kurması
muhtemel gözükmektedir.
Beşeri kaynaklar hususunda KOBİ’lerin yönetim anlayışında değişim olması kaçınılmazdır. Bu
değişim hem daha rekabetçi bir piyasanın oluşması, hem AB standartları açısından gereklilik arz
etmektedir. Patron işe alımların yaşandığı, eğitimin verilmediği, çalışanı elde tutmak gibi bir
politikanın yürütülmediği şirkette orta ve uzun vadeli istikrardan da bahsedilemez.
Profesyonel bir yönetim gerektiren KOBİ’lerin pek çok hataya düştükleri ve bu nedenle yüzlerce
işyerinin faaliyetine son vermek zorunda kaldığı düşünüldüğünde, bunun hem sermaye sahiplerine,
hem çalışanlarına hem de ülke kaynaklarına olumsuz etkileri olmaktadır.
Bu nedenle, ana başlıklarıyla bir KOBİ’nin sorunları aşağıdaki gibidir.
KOBİ’lerin Ana Sorunları








Modaya kapılması (kısa ömürlü, ilk girenin
kazandığı işler),
Yetersiz Sermayeli Oluşu,
Yüksek Maliyetle Çalışması
Yanlış Yönetilmesi
Hatalı İstihdam Politikası
Hedefinin Olmaması
Gereksiz Yere Cesaret Sergilemesi
Bilgi ve Teknolojisinin Yetersiz Olması








Şeffaf Olmaması
Müşterilerini Tanımaması
Yanlış Fiyatlandırma Yapması
Nakit Akışını Planlamaması
Değişimin Gerisinde Kalması
Müşteri sayısını Artırmaması
Ölçüsüz Büyümesi
Büyümeye Yanıt Vermeyen Bir Yönetim
Yapısı Olması
Kaynak: Ekonomist
Yapılan bir araştırmaya göre, KOBİ’lerin üçte ikisinin “firma ortağının yakın kontrolündeki
profesyoneller” tarafından yönetildiği ve finansal kararların bu şekilde alındığı ortaya çıkmıştır.
Şirketlerin sadece yüzde 10’luk bir kesiminin yönetimi tamamen profesyonellere bırakılmıştır.
Şirketlerin büyük bir kısmı muhasebe ve finansman faaliyetlerini iç içe takip etmektedir. KOBİ’ler
artan rekabet şartlarına rağmen birleşme yolu ile bir büyümeye sıcak bakmıyorlar. Şirketlerin yüzde
90’dan fazlası finansal ortaklığa sıcak bakmazken, yabancı bir ortağa evet diyenler üçte iki
oranındadır.
ABD’de 27 milyon ile 29 milyon arasında KOBİ bulunmaktadır. Türkiye’de ise esnaf ve sanatkarlar
da dahil olmak üzere KOBİ sayısı 3,6 milyon civarındadır. ABD nüfusu Türkiye’nin 4 katı olmasına
rağmen KOBİ sayısı 8 kat daha fazladır. KOBİ sayısının fazla olması KOBİ’lerle ilgili finansal
hizmetleri ve alternatifleri de canlı tutmaktadır.
ABD’de her 60 dakikada 240 KOBİ’nin yeri değişiyor. İşyerleri taşınıyor ve yeni işyerleri alınıyor.
Her bir saatte 12 tane yeni KOBİ açılıyor. Toplam işletmelerin yüzde 95’inden fazlasının KOBİ
tanımına girdiği bir ülkede sağlıklı istatistiklerin olmaması ve ABD’dekine benzer şekilde bir verinin
sunulmaması ülkemiz açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır.
KOBİ’lerin AB’ye uyum sağlamak üzere yapması gereken bir çok husus bulunmaktadır. Halihazırda
AB’ye ihracat yapan KOBİ’ler “CE” ve “e” gibi işaretleri kullanarak, ürünlerini gümrüklerde
bekletmeden ve ek işlemlere tabi tutmadan AB ülkelerine arzını sağlamalıdırlar. 23 ürün grubunu
kapsayan “CE” işareti için firmalar, danışman kuruluşlar aracılığı ile yurt dışındaki onay
kuruluşlarından yada bu firmaların Türkiye temsilciliklerinden uygunluk değerlendirmesi
yaptırmaktadırlar. AB’de “CE” belgesi veren 1.500 kuruluş bulunurken, Türkiye’de yerel
firmalardan “CE” belgesi veren bir kurum henüz bulunmamaktadır. Bu açığı AB’de onay veren
kuruluşların sayısı 10’u bulan Türkiye temsilcilikleri kapatmaktadır. Ürün çeşidine göre değişmekle
birlikte bir belgenin alınmasının maliyeti 10 bin Euro’ya kadar çıkabilmektedir.
“CE” işareti konusunda yetkili onay için Türkiye’den 3 başvuru AB’ye iletilmiş olup onay alınmak
üzere AB komisyonundan yanıt beklenmektedir. İhracat ve ithalatımızın yarısının AB’ye olduğunu
düşündüğümüzde bu yetkilendirmeyi yapabilecek Türk kurumlarının da bir an evvel sektöre dahil
edilmesi gerektiği ve sayılarının da 3’ten fazla olmasının yararlı olacağı göz önüne alınmalıdır.
Ayrıca yerli onay kuruluşlarının onay vermeye başlaması durumunda belge maliyetleri yüzde 80
oranında azalacaktır.
“CE” belgesi alımı sadece ihracatımıza emek, sermaye ve zaman kazandırmayacak aynı zamanda
yeni bir sektörün oluşmasına katkı sağlayarak yurtdışına giden belge onay masraflarının yurt içinde
kalması ve dolayısı ile döviz kazancı ile de neticelenecek bir ortam oluşacaktır.
AB mevzuatına uyum zorunluluğunun 1996’da başlamasına rağmen Türkiye’de şimdiye kadar onay
kuruluşu için başvuru çıkmaması, firmaların bu konuyu bilmemesinden, altyapı ve laboratuarları
yeterli kuruluşların bulunmamasından kaynaklanmaktadır.
Rekabette Türkiye’nin avantajının olmaması, döviz kurları ve navlun fiyatları dahil bir çok şey
KOBİ’lerin aleyhine işlemektedir. AB fonları hakkında bilgi sahibi olmayan KOBİ’ler devletin bu
alanda yeterli bilgilendirme yapmadığından da şikayet etmektedir. Kalifiye eleman sıkıntısı kobilerin
en büyük dertleri arasında yer almaktadır. Meslek okullarını bitirenler tecrübesiz ve daha da önemlisi
hiçbir şey öğrenmeden mezun oldukları için çekirdekten yetişenler tercih nedeni olmaktadır. Ancak
AB normları, KOBİ’lerde çalışacakların diploma sahibi olmasını öngörmektedir.
KOBİ’ler ve Risk Yönetimi
İnovasyon kadar firmalar için önem arz eden bir konu da riskleri yönetebilmektir. Geçmiş yıllarda
akademik alanın dışına çıkamayan risk yönetimi, 11 Eylül saldırısı, Asya Ekonomik krizi, Enron’un
çöküşü vb. bazı yönetim yanlışları nedeniyle, iş hayatının gündemine oturmuştur. Her işletmenin ve
her sektörün kendine göre, riskleri olmakla beraber ana sınıflandırma ile, stratejik, Operasyonel,
finansal ve dış etkenlerden kaynaklanan riskler olarak tasnif edilmesi mümkündür. Bu sınıflandırma
içinde en fazla risk yüzde 66 ile stratejik risk olarak tanımlanmaktadır.
Deloitte’nin yapmış olduğu bir araştırmaya göre 1994-2003 yılları arasında en yüksek ciroya sahip
uluslar arası bin firma, risklerini kontrol altına alamadığı için değer kaybına uğramıştır. Firmaların
yüzde 96’sı en az yüzde 10 ile yüzde 25 üzerinde değer kaybı yaşayan bir aralıkta bulunmaktadır. Bu
firmaların yüzde 28’indeki değer kaybı yüzde 25’in üzerinde gerçekleşmiştir. Aktif olarak
uygulanacak bir risk yönetimi süreci ile firmanın karşı karşıya olduğu risklerin büyük bir kısmı 1 yıl
içinde ortadan kaldırabilecektir.
Ülkemiz bu anlamda bir KOBİ ekonomisi olarak “emekleme” dönemini yaşamaktadır. Ancak,
BDDK ve SPK’ya bağlı kurumların ve büyük, köklü şirketlerin kısmen risk yönetimi uygulamalarını
gerçekleştirdikleri söylenebilir.
KOBİ’ler için fırsat niteliğinde diğer bir gelişme ise KGF’nin sunduğu imkanlardır. Kredi Garanti
Fonu A.Ş. ile KOBİ ve girişimcilere yönelik destek sağlanmalıdır. İki yıl içinde yaklaşık 500 KOBİ
KGF’den kredi kullanmıştır.
KOBİ’ler için İnovasyon Dönemi
2006 yılı ile ilgili önemli bir gelişme de Ulusal İnovasyon Girişimi’nin kurulmasıdır. İnovasyonla en
temelde benimsenen şey, toplumun bilgi birikiminin arttırılması ve piyasaların gelişimine destek
olacak altyapının sağlanması, bu şekilde de uzun vade de refahın ve yaşam standartlarının
arttırılmasıdır. İnovasyonun ne olduğu hususu tam anlaşılmadan uygulanması sorunlar
oluşturacaktır. Bu nedenle öncelikle İnovasyon kavramının ve kavramın getirdiği bakış açısının
eğitimi verilmelidir.
Büyüme ve Kalkınma İçin KOBİ Stratejileri
1. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, yeniden yapılandırılarak, Teşvik Uygulama ve İGEME
Bakanlığına bağlanmalı, HALKBANK ve TÜBİTAK Bakanlıkla ilişkilendirilerek Bakanlık
güçlendirilmelidir.
2. Sanayi envanteri çıkarılarak, öncelikli sektör yaklaşımını da içeren sanayileşme stratejileri
bölgesel ve yerel kalkınma temelinde yeniden saptanmalıdır.
3. Ülkemizin Güçlü Ekonomi’ye geçiş yapması, mevcut KOBİ dinamiğini çok yönlü
güçlendirmekten geçmektedir. Bu amaçla, “Öğretilmiş çaresizlik-sorgulama yeteneği-katma değer
üretebilme becerisi” olarak ifade edebilecek şeytan üçgeninin aşılarak, büyüme ve kalkınma
stratejilerinin başarıya ulaştırılması gerekmektedir.
4. Avrupa Birliği’nin KOBİ’lerinin üzerine titrediği ve gerekli her türlü desteği verdiği
gerçekliğiyle yüzleşerek ve rekabetin gereği olarak Türkiye’nin de benzer politikalara yönelmesi ve
özellikle 2005’te hazırlanmış olan KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında KOBİ’lere destek
sağlanmalıdır.
5. 3624 sayılı KOSGEB yasası yeniden düzenlenerek kurumun kaynak ve kadro yapısı
güçlendirilmeli, daha işlevli ÇATI KURUM haline dönüştürülmelidir.
6. KOBİ’lerde kurumsallaşma teşvik edilerek kayıt dışının önüne geçmek için üretim ve
istihdamın üzerindeki yükler azaltılmalı, Ar-Ge ve İnovasyon temeline dayalı üretim yöntemleri
benimsenmelidir.
7. Küreselleşen rekabet ortamında KOBİ’leri güçlendirmeye yönelik yurtdışı ve yurtiçi
işbirliklerine imza atacakları ortam ilgili tüm kurumların ortak çalışmasıyla sağlanmalıdır.
8. Planlı ve örgütlü sanayi yerleşkelerinin gelişmesinin önündeki engeller gerekli yasal
düzenlemeler yapılarak kaldırılmalıdır.
9. Üniversite sanayi işbirliği konusunda bazı illerde KOBİ’leri de kapsayan olumlu gelişmeler
ülke geneline yaygınlaştırılmalıdır.
10. KOBİ’lere danışmanlık hizmeti verilebilmesi için her alanda yeterli sayıda danışman
envanteri ve danışman akreditasyon sistemi oluşturulmalıdır.
a) Finansman
1. KOBİ’lerin uzun vadeli ve düşük faizli kredi olanaklarından yararlanması için gerekli
düzenlemeler acilen yapılmalı, bu amaçla iç ve dış kaynaklı fonların çeşitli ve
kolaylaştırılmış sistemler dâhilinde KOBİ’lerin hizmetine sunulması sağlanmalıdır.
2. Yüksek kredi faizlerinin düşürülmesine yönelik hükümet politikası ve devlet yaklaşımı
kesintisiz sürdürülmeli ve makro planda gerekli kısa vadeli önlemler ile ilgili çalışmalar
yapılmalıdır.
3. Kredi garanti sistemleri çeşitlendirilip güçlendirilmeli, yaygın biçimde KOBİ’lerin hizmetine
sunulmalıdır. Bu amaçla KGF’nin sermaye artırımına Hazine Müsteşarlığı da katılmalı,
bölgesel düzeyde yapılandırılmalı, hizmetleri ülke düzeyinde yaygınlaştırılmalı ve
KOBİ’lerin karşılaştıkları teminat sorunlarına destek sağlanmalıdır.
4. BASEL II süreci de dikkate alınarak KOBİ’lerin kredilerden aldıkları payların artırılmasına
yönelik uygulamalar geliştirilmeli, bu bağlamda kredi sigorta sistemleri, dış kaynaklı fonlar,
BASEL II, KGF ve KOBİ A.Ş. vb. konularda bilgilendirme faaliyetleri yoğunlaştırılmalıdır.
5. KOBİ borsalarının sektörel ve bölgesel olarak çeşitlendirilerek yaygınlaştırılması ve daha
etkin hale getirilmesi sağlanmalıdır.
6. Bankaların katma değerli üretim ve ihracat yapan KOBİ’lere düşük faizli ve uzun vadeli
kredi verebilmesi için Karşılıklar Kararnamesi’nde, BDDK ve Bankalar Birliği
çalışmalarında gerekli düzenlemelere gidilmelidir.
b) Teşvik ve Devlet Destekleri
1. Ülkemizde KOBİ’lere yönelik devlet destekleri, proje bazlı, sektörel ve bölgesel farklılıklar
da dikkate alınarak düzenlenmeli; etkin olarak kullandırılması, sonuçlarının izlenebilmesi ve
yeni destek modellerinin oluşturulabilmesi amacı ile desteklerin yetkili tek kuruluş çatısı
altında gerçekleştirilmesi temin edilmelidir.
2. KOBİ’lerin nitelikli ara eleman açığını kapatacak ve istihdama katkı sağlayacak somut
ihtiyaçlar temelinde planlanmış mesleki eğitim seferberliği bir an önce başlatılmalı,
KOBİ’lerin nitelikli ara eleman ihtiyacına dönük devlet desteği yaygınlaştırılmalıdır.
c) Ar-Ge ve İnovasyon
1. KOBİ’lerimiz Ar-Ge desteklerine ulaşmada ve zamanında almada büyük güçlüklerle
yüzyüzedirler. Bu nedenle, İnovasyon da liderliğe, KOBİ’leri dikkate alan stratejilere,
KOBİ’leri himaye eden kaynak planlamalarına ve yenilikçilik kültürünün KOBİ’lere
kazandırılmasına yönelik vergi muafiyeti ve diğer teşvik destekleri gibi mevzuat
düzenlemeleri yapılmalıdır.
2. Firmanın temel değerlerini belirlemesi, orta ve uzun dönemli yatırım stratejileri oluşturması,
yönetişim vb. gibi alanlarda başta yeni artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
3. Yerel kurumlarla işbirliği yapılarak bölgesel ve ulusal çerçevede İnovasyon kültürünün
geliştirilmesi ve toplumsal temelde farkındalığın artırılması için gerekli çalışmalar
yapılmalıdır.
4. Bilgi toplumuna geçişin teknoloji kullanmaktan ibaret olmadığı yaklaşımıyla KOBİ’leri
yaygın bir İnovasyon bilgisiyle donatmanın araç ve yöntemleri hızla üretilmelidir.
d) Patent
1. İnovasyon sürecinde patentin önemi hesaba katılarak, toplumda bu konudaki bilgi ve bilinç
düzeyinin yükseltilmesine dönük çalışmalar organize edilmeli, teknoloji, iş fikirleri,
İnovasyon yarışmaları çoğaltılmalı ve desteklenerek daha cazip hale getirilmelidir.
2. KOBİ’ler, motivasyonu yüksek, bilgiye dayalı, kaynakları saptanmış bir yol haritasına ihtiyaç
duymaktadırlar. Bu ihtiyacın karşılanması için ülke içinde ve dışında güçlü ağlar
oluşturulmalı, KOBİ’lerin ulusal ve uluslar arası ağ hizmetlerinden Türkçe yararlanacağı
çalışmalar bir an önce devreye sokulmalıdır.
3. Patent, sınaî mülkiyet ve özellikle fikri mülkiyet haklarının koruma altına alınması ve
KOBİ’lerin bu yönde bilinçlendirilmesi, yasal mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması
ve bunların maliyetlerinin makul düzeylere çekilmesi sağlanmalıdır.
e) Kalite
1. KOBİ’lerde işletmecilik başarılı yapılanamadığından kalitede hâkimiyet sağlanamamaktadır.
Üretim faaliyetini kalite bilinciyle gerçekleştirebilmesi için KOBİ’lere işletmecilik kültürü
aşılanmalıdır.
2. Kalite artık yönetilen bir süreç haline gelmiştir. Üniversitelerde bugün yeni kalite anlayışına
uygun özel programların oluşturulması temin edilmelidir.
f) Bilişim
1. Küreselleşme süreci bilgi ve iletişim teknolojileri kullanamayan KOBİ’lerin aleyhine bir
ortam yaratmaktadır. KOBİ’lerin bilgi ve iletişim teknolojilerine daha fazla yapması bir
zorunlulukken, uygun koşulların sağlanması için devletin altyapı yatırımlarını ucuzlatarak KOBİ’ler
arasında yaygın kullanımı sağlaması gerekmektedir.
2. Bilişim sektöründe yerli yazılım firmaları özel teşviklerle desteklenmelidir.
g) İhracat
1. KOBİ’lerin ihracatını artırılması için bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı ile
beraber, yeni araçlar ve organizasyonlar geliştirilmelidir.
2. İhracatçı ve üretici KOBİ’lerin üretim maliyetlerini indirmeye dönük önlemlere gidilmelidir.
3. Ana-Yan sanayi entegrasyonu derinleştirilmeli, Ar-Ge dâhil işbirlikleri güçlendirilmeli ve
daha dinamik işbirliği sistemleri kurulmalıdır.
h) Rekabet Hukuku
1. Yüksek Pazar payına sahip olmayan KOBİ’ler rekabet kurallarına hâkim değil aksine ve
çoğunlukla bu kuralların mağduru durumundadır. Rekabet Hukuku kuralları KOBİ’ler lehine
yeniden gözden geçirilerek güçlendirilmelidir.
2. Türk ürünleri için Batı Ülkelerinde aranan kalite standartları Türkiye’ye giren yabancı
ürünlerde de aranmalı, Türk sanayisinin kalitesiz mallar karşısında haksız rekabetten dolayı
zarara uğramayacağı yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
i) Çevre ve Enerji
1. Yenilenebilir enerji kaynakları değerlendirilerek bu konuda politikalar oluşturulmalı ve
acilen hayata geçirilmeli, sektöre yönelmiş KOBİ girişimleri desteklenmelidir.
2. Kirleten öder anlayışından tüketen öder anlayışına geçilmeli. Çevre standartları ve
yaptırımlar işletmelerin ölçek büyüklüğüne bağlı bir esneklik için ele alınmalı,
biçimlendirilmelidir.
3. Çevre Maliyetlerinin düşürülmesi için OSB’lerde kümelenme gözetilmeli, böylece çevre
koruma maliyetlerini düşürecek organizasyonlara gidilmelidir.
4. OSB’lerde Enerji Verimlilik Bölgeleri kurulmalı, enerji tasarrufuna yönelik özgün
çalışmalarla enerji maliyetleri düşürülmelidir.
j) Kümelenme
1. Küresel rekabette ülkenin ve KOBİ’lerin hazırlanmasında önemli bir araç olan
kümelenmenin yönetişim ve sosyal sermaye özelliği, yerel yönetimler ve sivil toplum
kuruluşlarıyla birlikte kurgulanarak uygulanmalı ve ortaya çıkan “küme modeli” oluşturduğu
sinerjiyle sürdürülebilir bir başarı sağlamalıdır.
k) İnovasyon
İnovasyon, TDK tabiri ile yenileşim, daha anlaşılır hali ile “fark yaratan yaratıcılık” KOBİ’ler için
de en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bu konuda hem kavramsal hem de uygulama
kapsamında bir çok çalışma yapılmış olsa da İnovasyon, paradigma değişimini talep eden yapısı ile
ön plana çıkan, özel-kamu ya da sektör ayrımı olmaksızın uygulanması mümkün olan bir bakış
açısını ifade etmektedir.
Çin, birçok Amerikalı şirketin anlamakta bile zorluk çekeceğini öncü yönetim teknikleri ve yönetim
İnovasyonlarının küresel merkezi olarak öne çıkmaktadır. Hindistan yazılım sektörü, ilk başlarda
düşük maliyetli offshore ve arka ofis operasyonları sağlarken, şimdi iş dünyasına yazılım hizmetleri
üreten birçok dünya lideri yazılım firmasına sahiptir. Birçok Çinli ve Hindistanlı İnovasyoncuların
bilinir bir marka olmaları an meselesidir. Örneğin Çin’de çip tasarlayan ve üreten 400’ün üzerinde
firma bulunmaktadır. Bu firmaların ürünleri pragmatik ve kullanıcı hedefli olsa da çok yakında
dünya çapında olacakları noktasında bir şüphe bulunmamaktadır.
Birçok yönetici ayakta durabilmek için daha hızlı İnovasyon yapmak zorunda olduklarını
hissetmektedirler. Bunun nedenlerinden birisi de ürün çemberlerinin inkâr edilemez bir şekilde
kısalmasıdır. Yapılan araştırmalar, Amerika’daki tüketim mallarındaki ürün yaşam çemberlerinin
1992’den 2002 yılına kadar yarı yarıya düştüğünü göstermektedir. Bu ise firmaların iki kat daha hızlı
İnovasyon gerçekleştirmeleri gerektiği anlamına gelmektedir.
Çin, Hindistan teknoloji kullanıcılarından gelen talep, yüksek kalite ürünler üreten batılı üreticileri
farklı şekillerde zorlamaktadır. Bu ürünleri daha ucuza elde etmek isteyen Çinli ve Hindistanlılar
için yeni ve daha ucuz ürünler dizayn etmek zorunda kalmaktadır. Daha sonra bu ucuz ürünler tüm
dünya pazarı için bir ürün haline gelmektedir.
İnovasyon tıpkı kendisinden önceki yönetim metotları gibi, bir sanat olmaktan bir bilim olmaya
doğru yol almaktadır. Kurumsal yönetimde “toplam kalite yönetimi” ve “6 Sigma” gibi yöntemler
uzun süredir kullanılmasına rağmen İnovasyon teorik düzeyde bu kaliteyi henüz yakalayamamıştır.
Yeni teknoloji veya şirketler tarafından alınan patentlerin İnovasyonun ölçülmesinde
kullanılmasından daha çok İnovasyon için en verimli alan yönetim alanıdır.
SAKARYA SANAYİSİ
Sakarya Sanayinin Gelişimi
Sakarya, Cumhuriyet öncesinde ve 1940'lı yıllara kadar çok zengin ormanlık alanlara sahip bir
vilayetti. Bu nedenle, bölgede sanayinin ilk adımlarının ağaç işleriyle atıldığı görülür.
1900 yılında Türkiye'nin ilk demir yolları yapılırken ray döşemesi için kullanılan traverslerin, I.
Dünya Savaşı'nda ordumuza yapılan arabaların ve tüfek kundakları için gereken ağaç ihtiyaçlarının
Sakarya'daki ormanlık alanlardan sağlandığı bilinmektedir.
Sonraki yıllarda adı Türkiye Zirai Donatım Kurumu olan, Demir Tahta Fabrikası (DA-TA)
Adapazarı'nda 1917 yılında kurulmuştur. Bu yıllarda, ağaç sandalye ve ev eşyası imalatı yaygındır.
I. Dünya Savaşı öncesinde, Adapazarı'nda yaşayan azınlıklar içinde Rumlar ipekböcekçiliğini
geliştirmişler, 16 ham ipek atölyesi işletmişlerdir. Adapazarı Cumhuriyet Döneminde büyük gelişme
göstermiş, şehirde 1935 yıllarında birçok ipek fabrikası kurulmuştur. Bu işletmeler varlıklarını suni
ipek yaygınlaşıncaya kadar sürdürmüşlerdir. Bu arada bölgenin tarıma elverişli olması nedeniyle,
Adapazarı'nda bir un fabrikası kurulmuş. Adapazarı-Hendek yolu üzerinde de, halkın "Ateş
Değirmenleri" diye nitelendirdiği un değirmenleri varmış.
Tarıma elverişi olan Adapazarı topraklarının kiremit yapımına uygun olduğu 1900'lü yıllarda
bilinmektedir. Bugün hemen her çatıda görmeye alıştığımız "Marsilya Tipi Kiremit” 1900'lü yıllarda
Adapazarı'nda üretilmeye başlanmıştır. Marsilya tipi Kiremitten önce, Adapazarı'nda, "Alaturka"
denilen, yarım ay biçiminde iç içe geçme kiremitler kullanılırdı. Tanin Gazetesi'nde 1909 yılında
yayınlanan araştırmaya göre, makineleşmemiş 7 kiremit ocağının sadece ikisinde yerli işçiler
çalışırken, beşinde Ermeni işçiler olduğu tespit edilmiş.
Adapazarı'nda sanayi gerçek atılımını 1940-1950'li yıllarda ve 1 Aralık 1954 tarihinde il olduktan
sonra yapmıştır. Bu yıllarda büyük sanayi kamu kuruluşları gelmiştir. Türkiye Zirai Donatım
Kurumu'nun çiftçilerimize tarım aletlerini yapan fabrikası 1943 yılında kurulmuştur. Askeri Ağır
Bakım Fabrikası 1943 yılında Çorlu'dan Adapazarı'na nakledilmiş, TCDD Vagon Fabrikası 1951
yılında işletmeye açılmıştır. Adapazarı Şeker fabrikası ise 1953 yılında işletmeye açılmıştır.
Bölgede sanayinin ve sanayi işletmeciliğinin oluşmasını sağlayan kamu kuruluşlarından sonra,
Sakarya'da sanayi yatırımlarının hemen hemen tamamı özel sektör tarafından yapılmıştır. Sözü
edilecek tek kamu yatırımı 1973 yılında işletmeye açılan, halkın Tank-Palet ismiyle tanıdığı 1010
Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası olmuştur.
1950'li yıllardan günümüze kadar Uniroyal Lastik Fabrikası (Daha sonra Good- Year olmuştur),
Satüdaş, Paksan Kireç Sanayi, Alüminyum Alaşımları Anonim Şirketi, Lucas Elektrik Sanayi,
Doğan Gıda, Freuhauf, Otoyol Sanayi A.Ş. gibi sanayi kuruluşları Adapazarı'nda faaliyetleriyle öne
çıkmıştır. Günümüzde küçük imalat sanayi kent içinde (şeker, yağ, sabun, bisküvi, gazoz, kolonya,
el sanatları...vs.) binaların alt katlarına bunun yanısıra kent içinde faaliyet gösteren torna, tesviye,
marangoz aletleri, ısı cihaz ve alet-makina sanayileri kent dışına çıkmıştır. Kent dışına çıkan bu
kuruluşlar toplu haldedir. Örneğin Marangozlar sitesinde Marangozlar, Dörtyol sanayi çarşısında
otomotiv sanayisine yönelik faaliyetler toplanmıştır. Kent içinde ise dağınık şekildedirler.
Fabrikaların çoğu eski konumuna göre kent dışında iken nüfus artışı ve yerleşme neticesinde kent
çekirdeğinin içerisinde kalmıştır.
Sakarya 1987-1998 yılları arasında Türkiye'nin refah düzeyi artan illeri içinde yer almıştır. Kaldı ki
bu gelişme istatistikleri Sakarya'da her yıl üretilen, Gayri Safi Milli Hasıla'yı tam anlamıyla
yansıtmamaktadır. Sakarya'da faaliyet gösteren ve büyük çaptaki firmalarımız Türkiye'nin en büyük
500 kuruluşu içinde yer almaktadır. İlimizde üretim yapan dev kuruluşların (Otoyol, Toprak Grubu,
Pilsa, Yazakisa, Goodyear, Noksel) yönetim merkezleri Sakarya'da olmadığından, ürettikleri
GSMH’lar İlin yıllık üretim değerleri içinde görülmemektedir. Bu kuruluşlar vergilerini Sakarya'da
ödemeye başladıklarında ilimiz ekonomisinin kalkınma hızı daha da artacaktır.
Günümüzde sanayi yatırımlarını teşvik, düzenli şehirleşme ve istihdam sorunlarını çözümlemeye
yönelik etkili bir kalkınma aracı olarak görülen Organize Sanayi Bölgesi kurulması çalışmaları 1976
yılından itibaren devam eden Organize Sanayi Bölgesi 1993 yılında nihayet bulmuştur. Daha
sonraları İlimiz Organize Sanayi Bölgesi yatırımcı yönünden cazip kılan İstanbul-Ankara –BursaKocaeli gibi büyük şehirlere yakın olması ve ayrıca kara, deniz ve hava ulaşımı açısından uygun bir
konumda bulunmasıdır. Bu nedenle hızla artan yatırım talepleri nedeniyle 2 ve 3 Organize Sanayi
bölgeleri kurulmuştur.
İlimizde son 15 yılda sanayi sektöründe önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu gelişmelerin başlıca
nedenleri; Sakarya’nın yatırım yapmak için uygun konumda olması, hammadde ve mamul madde
kaynaklarına ulaşım kolaylığı, uygun yatırım alanlarının bulunması (Organize Sanayi Bölgeleri),
büyük Holdinglerin Sakarya’yı yatırım üssü olarak seçmeleri (Koç Holding, Sabancı Holding,
Çukurova Grubu, Toprak Holding, Ülker Grubu, Toyota vb), nitelikli insan gücü (Sakarya
Üniversitesi, Meslek Liseleri ve Çıraklık Eğitim Merkezleri) olanakları dış yatırımcılar için İlimizi
cazip bir yatırım merkezi konumuna getirmiştir.
İlimizde son yıllarda özellikle otomotiv, tekstil ve gıda sektörlerinde büyük gelişmeler yaşanmıştır.
Otomotiv devi olan Toyota, Otoyol, Otokar ve Tırsan firmalarının önemli yatırımlarını İlimizde
yapmaları, beraberinde İlimiz otomotiv yan sanayi üreticilerinin de hızla büyümelerini sağlamıştır.
Gıda sektöründe özellikle Süt ürünleri ve Tavukçuluk alanında önemli yatırımlar gerçekleşmiştir.
Ülker grubunun Pamukova ve Akyazı ilçelerinde, Şenpiliç A.Ş. Geyve ilçesinde yapmış olduğu
yatırımlar İlimizde mevcut diğer üreticiler için de bir ivme kazandırmıştır. Tüm üreticiler üretim
teknolojilerinin geliştirilmesi ve rekabet güçlerinin arttırılması için önemli bir mücadelenin içine
girmişlerdir. Yine bununla birlikte özellikle süt ürünlerinin işlenmesi ile ilgili makine ve
ekipmanların üretiminde Türkiye’de söz sahibi olan firmalarımız daha da büyümeye başlamıştır. Bu
gelişmelerin hayvancılığın da gelişmesine de katkı sağlayacaktır.
Tekstil sektöründe de son yıllarda İlimizde önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Bunun en önemli
sebeplerinin başında Sakarya’nın Tekstilin önemli merkezleri olan İstanbul ve Bursa illerine olan
yakınlığıdır. Bu illerde mevcut tekstil üreticileri yeni yatırım alanlarına sahip olmadıklarından,
istihdam maliyetlerinin yüksekliğinden, kalifiye işgücünün temininde yaşanılan zorluklar neticesinde
yeni yatırımlarını Sakarya iline kaydırmışlardır. Özellikle Geyve, Hendek ve Akyazı’ya yaptıkları
yatırımlar ile bu bölgelerde önemli bir istihdam yaratmışlardır. Bu gelişmeler Sakaryalı
yatırımcıların da tekstil konusuna yönelmelerini sağlamıştır. Bu gelişmeler yakın bir gelecekte
Sakarya ilini özellikle Tekstil konusunda Türkiye’de söz sahibi iller arasına sokabilecek tekstil
altyapısını oluşturmuştur. İlimizde pamuk-polyester iplik, örme-dokuma kumaş, konfeksiyon, kumaş
boyama, tül-perde, fisto-güpür-brode konularında ciddi yatırımlar mevcut olup, iç ve dış pazarlarda
kendilerine yer bulabilmektedirler.
Türk Sanayinin Yükselen Yıldızı Sakarya
Sakarya, Cumhuriyetin ilk yıllarında kamu yatırımları ile başlayan sanayileşme sürecini, özel sektör
yatırımları ve organize sanayi bölgeleri ile devam eden bir ildir. Sakarya, son yıllarda kurulan büyük
ölçekli sanayi kuruluşları ile ülke sanayisinin gözde yatırım bölgelerinden biri olma özelliğini
kazanmıştır.
İnsan ihtiyaçlarının sonsuz olması, sanayinin gelişmesine, hızlanmasına ve modernleşmesine sebep
olmuştur. İhtiyacın büyük emek gücüyle karşılanması, bunun sonucunda maliyetin pahalıya mal
olmasına nedendir. İnsan emeğinin az harcandığı sanayi bugün inanılmaz boyutlara ulaşmıştır
Gerek yerleşim yeri üstünlüğü, gerek alt yapı imkanlarının varlığı ve gerekse İstanbul gibi büyük bir
kentin varlığı sanayi yatırımlarının Marmara Bölgesi'nde ve özellikle İstanbul'da yoğunlaşmasını
sağlamıştır. Ancak sanayi yatırımlarının bölgesel yoğunlaşması olumsuz etkiler yaratmakta ve
üretim maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. İstanbul, çevre sorunlarının artması, enerji
sıkıntısı, altyapı ve arazi maliyetlerinin giderek artması sonucu çekiciliğini kaybetmiştir. Yeni
yatırımlar altyapı ve pazarın gelişmiş bulunduğu çevre illere Bursa, Kocaeli, Tekirdağ ve
Sakarya'ya kaymaya başlamıştır.
Sakarya, çeşitli iklim şartları, ucuz arazi varlığı, elektrik enerjisinin toplaşım yeri, kara ve demir
yolları ağına dahil oluşu, nüfus yoğunluğunun sağladığı iş kolu imkanları ile sanayi kuruluşlarını
kendine cezp etmektedir.
Sakarya, otomotiv ve yan sanayi, tekstil, gıda, orman ürünleri, elektrik-elektronik, yapı-inşaat
malzemeleri, süs bitkiciliği gibi alanlarda yatırıma uygun konumu ile Türkiye’nin önemli bir yatırım
merkezidir.
Bulunduğu coğrafyanın yer altı ve yerüstü zenginlikleri Sakarya’yı bugün gelişmekte olan Türkiye
sanayisinin en gözde illerinden birisi durumuna getirmiştir. TEM ve D-100 (Eski E-5) uluslararası
karayolları ile Haydarpaşa-Arifiye demiryolu hattı Avrupa’yı, Asya’ya bağlayan uluslararası
karayolu ulaşımı Sakarya’nın coğrafi konumunu öne çıkarmaktadır.
Özellikle 1990 yıllardan sonra hızla bir sanayileşme sürecine giren ilimiz asrın felaketi olarak
nitelendirilen Marmara Depremi ile büyük yara almış, ancak devlet-millet işbirliği sayesinde el ele
verilerek yaralar sarılmıştır. Bünyesinde barındırdığı müteşebbis ruh sayesinde de ildeki yatırımlar
büyük bir ivme kazanmıştır. Bugün gelinen noktada ilimiz, sunmuş olduğu cazip fırsatlar ile ulusal
ve uluslararası yatırımcıların gözdesi durumuna getirmiştir.
Sakarya ili, sanayi, tarım ve turizm yatırımlarına uygun bir nitelik taşımaktadır. Özellikle İstanbul,
Bursa ve Kocaeli üçgeninde sanayinin yoğunlaşması, müteşebbisleri yeni yatırım alanları
arayışlarına yönlendirmiş, dolayısıyla da Sakarya alternatif bir yatırım alanı olarak
değerlendirilmeye başlanmıştır.
Ayrıca Sakarya gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekan süs bitkileri
yetiştiriciliğine uygun olması, bu konuda faaliyet gösteren işletmelerin sayısının her geçen gün
artması ve bu alanda yatırım yapmayı düşünen işletmecilerin varlığı sektörü cazip hale getirmiştir.
Tekstil sektöründe de son yıllarda İlimizde önemli yatırımlar gerçekleşmiştir. Bunun en önemli
sebeplerinin başında Sakarya’nın Tekstilin önemli merkezleri olan İstanbul ve Bursa illerine olan
yakınlığıdır.
İlimizdeki KOBİ’lerin kuruluş tarihleri itibariyle bakıldığında Sakarya sanayisinin genç bir yapıya
sahip olduğu görülmektedir.
Sakarya’daki sanayi kuruluşlarının üretime geçtikleri tarih itibariyle % 76’sı 1990-2009 yılları
arasında kurulmuştur.
Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında 20, ikinci en büyük 500 sanayi kuruluşu
arasında da 7 firmamız bulunmaktadır. Ayrıca İlimizde 13 yabancı firmanın üretim tesisi vardır. Bu
tesislerde yaklaşık 6.500 kişi istihdam edilmektedir.
Sakarya sanayisinde; Otomotiv ve otomotiv yan sanayi, tekstil, orman ürünleri, süt ve gıda
endüstrisine yönelik makine üretimi gibi sektörler ön plana çıkmıştır.
İlimizde 3 organize sanayi bölgesi faaliyette olup, bu OSB’lerimiz toplam 766 hektar alandadır. Bu
OSB’lerimizde 112 fabrikada 12.043 kişi istihdam edilmektedir. Hali hazırda 52 tesisin inşaatı da
devam etmektedir.
Söğütlü Organize Sanayi Bölgesi’nde ifraz yapılarak 67 parsel 61 parsel olmuştur. Ferizli Organize
Sanayi Bölgesi yer seçimi kesinleşmiş olup, kuruluş protokolü hazırlanacaktır. Kaynarca Organize
Sanayi Bölgesi ile ilgili yerle ilgili etüt raporu hazırlanma süreci devam etmektedir Karasu Organize
Sanayi Bölgesi kesinleşmiş yer tahminleri başlamıştır. Akyazı O.S.B.’nin başvurusu Bakanlıkta
inceleme aşamasındadır.
İlde kurulu bulunan 10 küçük sanayi sitesinde, 3.081 işyerinde 8.698 kişi istihdam edilmektedir.
Ferizli’de Bakanlık Kredi Desteği ile kuruluşu sürmekte olan küçük sanayi sitesi 150 işyeri
kapasiteli olarak planlanmış ve yatırımın %70’i gerçekleşmiştir. Kocaali Küçük Sanayi Sitesi ilgili
bakanlığa kuruluş başvurusu yapmış olup kuruluş çalışmaları sürmektedir.
Sakarya sanayisi, organize sanayi bölgelerinin tamamlanması ile disiplinli ve çağdaş teknolojilerle
daha düzenli bir şekilde gelişecektir. Sanayi yatırımlarının dağınık ve düzensiz yapılanması
OSB’lerle önlenmekte, bereketli tarım arazileri büyük bir özenle korunmaktadır
Sakarya ili gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekan süs bitkileri
yetiştiriciliğine çok uygundur. Dolayısıyla ilimizde bu sektörde faaliyet gösteren işletmelerin sayısı
her geçen gün artmaktadır. Özellikle son 10 yıl içerisinde süs bitkiciliği üretiminde önemli yatırımlar
yapılmıştır. Bu sektörde yapılan yatırımlarla ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlanacaktır.
1997 yılında 14 işletme ve 65 dekar alanda başlanan süs bitkisi üretiminde 2008 yılında 347 işletme
ve 6.567 dekar alana ulaşılmıştır. 2009 yılında 348 işletmede 6.978 dekar alana ulaşmış ve
ruhsatlandırma çalışmaları henüz tamamlanmayanlarla birlikte bu alanın 700 civarında işletmede
13.000 dekarın üzerine çıkmıştır.
Sakarya’yı süs bitkiciliği üretiminde ülkemizdeki lider konumundan dünyada bir marka haline
getirmek ana hedeflerimizdendir.
TABLO 18
SANAYİ İŞLETMELERİNİN DURUMU
SANAYİ İŞLETMELERİNİN DURUMU
İşyeri Sayısı
Ticari İşletmeler
2008
2009
4
4
KAMUYA AİT İŞLETMELER
773
846
KOBİ
99
105
OSB
ÖZEL
3.300
3.081
KSS
SEKTÖR
Yabancı
İŞLETMELERİ
13
13
Ortaklı
Firmalar
İstihdam Kapasitesi
2008
2009
2.508
2.452
38.821
42.632
8.758
9.132
9.958
8.698
3.400
6.500
TABLO 19
SAKARYA İLİNDE KOBİLERİN DURUMU
SEKTÖRÜ
Gıda Ürünleri
Tekstil
Makine İmalatı
Orman Ürünleri
Metal – Çelik
Petro –Kimya
Elektrik-Elektronik
Otomotiv
Yapı – İnşaat
TOPLAM
FİRMA SAYISI
247
73
88
84
73
74
22
77
112
850
ÇALIŞAN
7.947
7.955
2.048
1.328
2.571
2.510
750
11.075
6.541
42.725
TABLO 20
KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ
KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ
1- Karasu Sahil Yolu K.S.S
2-Sakarya Ziraat Aletleri K.S.S
3-Sakarya Oto Sanko K.S.S
4-Atatürk Sanayi Sitesi
5-Hanlı K.S.S
6- Geyve Sanayi Sitesi
7-Hendek Sanayi Sitesi
8-Akyazı Sanayi Sitesi
9-Modern Sanayi Sitesi
10-Sakarya Oto Tamircileri
TOPLAM
İŞYERİ SAYISI
104
196
60
104
120
85
112
310
657
1333
3.081
İSTİHDAM
150
548
350
150
500
180
140
810
1920
3950
8.698
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
TABLO 21
SAKARYA İLİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
Alanı (hektar)
Organize Sanayi
1.OSB (Hanlı)
2.OSB (Hendek)
3.OSB (Söğütlü)
TOPLAM
2008
162
350
254
766
2009
162
350
254
766
Üretime geçen tesis
sayısı
2008
2009
62
62
31
37
10
13
103
112
İstihdam
2008
7.500
1.853
1.905
11.258
2009
7.500
2.543
2.000
12.043
1. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
a) Yeri ve Konumu
Sakarya I. Organize Sanayi Bölgesi Yüksek Planlama Kurulunun 07.06.1993 tarihli kararı ve Sanayi
ve Ticaret Bakanlığının bu karara istinaden saptadığı Kuzeyinde Hanlı Belediyesi, Güneyinde
Ankara–İstanbul TEM Otoyolu, Doğusunda Sakarya Nehri ve Batısında E–25 Eskişehir Adapazarı
yolu ile sınırlanmış 162 Hektarlık bir alan üzerinde kurulmuştur.
Bu 162 hektarlık alanın 13,6 hektarı yollara 23,5 hektarı yeşil alanlara 3,8 hektarı Sosyal Tesis ve
Teknik Destek alanlarına ve de 121,1 hektarı da Sanayi Parseli olarak ayrılmıştır. 161,1 hektardan
oluşan sanayi alanı kuruluş anında irili ufaklı 63 adet sanayi parseline bölünmüştür.
Altyapı çalışmaları 1995 yılında başlamış 2005 yılı sonu itibarı ile Doğalgaz, Asfaltlama, Hızlı
İnternet dahil tamamı bitirilmiştir. O tarih itibarı ile Alt yapı yatırımlarına 22 Milyon Dolar civarında
harcama yapılmış ve














Saha içi Yolları Alt Temel Seviyesi
Yağmur Suyu Drenaj Şebekesi
Pissu Drenaj Şebekesi
İçme ve Kullanma Suyu Şebekesi
Orta Gerilim Şebekesi
Telekomünikasyon Şebekesi
Saha içi Yolları ve Çevre Aydınlatma Şebekesi
Doğalgaz Alt Yapı Şebekesi
Alt Yapı Tesisat Kanalları inşaatı
Çevre Çiti ve Koruma Duvarı İnşaatı
Saha İçi Yolları Üst Yapı İnşaatı
Bölge Giriş Kapıları
Hızlı İnternet Santralı
Asfaltlama
işleri tamamlanıp hizmete sunulmuştur.
Sakarya I. Organize Sanayi Bölgesinde ilk fabrika inşaatı 1995 yılında başlamış ve 1997 yılında
bitirilmiştir.
Bugün için bütün Parsellerin tahsisi yapılmış, tahsisi yapılan arsalardan da 62 adedinde fabrika
binaları bitmiş olup üretim devam etmektedir.
Bölge sektörel açıdan incelendiğinde ağırlık Otomotiv yan sanayi olmak üzere Tekstil, Metal İşleri,
Makine İmalatı, Elektrik – Elektronik, İnşaat ve İlaç sektörü temsilcilerinden oluşmaktadır.
Ekonomideki dalgalanmalara bağlı olarak da 6500 ile 7500 civarında işçi çalışmaktadır.
Bölge 1993 tarihinde başlayan kuruluş işlemlerinden 03.06.2003 tarihine kadar Müteşebbis Heyet
tarafından yönetilmiştir.
b) Sanayi Kuruluşlarının Sektörel Dağılımı
Sanayi Tesislerinin Sektörel Dağılımı
Otomotiv ve Madeni Eşya
Plastik Sanayi
Tekstil
Orman Ürünleri Sanayi
Elektrik-Elektronik Sanayi
Gıda Sanayi
İnşaat Malzemeleri Sanayi
Kimya Sanayi
28 Adet
7 Adet
10 Adet
2 Adet
2 Adet
2 Adet
8 Adet
2 Adet
c) Yapılaşma Durumu
Bölgemizde 62 firma üretime geçmiştir ve üretime geçen tesislerde yaklaşık 7.500 kişi istihdam
edilmektedir.
d) Fonksiyonel Alan Bilgileri
Fonksiyonel Alan Büyüklükleri
1.611.344 m2
Brüt Alan
Net Sanayi Parseli Alanı
Yeşil Alanlar
İdari ve Sosyal Tesisler Alanı
Teknik Altyapı
Çıraklık Eğitim alanı
TSE Alanı
Saha İçi Yolları
Toprak Huzur Evi
Minimum Net Sanayi Parsel Alanı
Maksimum Net Sanayi Parsel Alanı
1.179.592 m2
233.851 m2
31.043 m2
8.760 m2
7.019 m2
4.993 m2
135. 092 m2
10.994 m2
5.000 m2
403.500 m2
e) Tamamlanan Altyapılar
Bugüne kadar bitirilen işler için yaklaşık 18,5 milyon dolar harcanmıştır. Bölgenin doğalgaz temini
işi AGDAŞ (Adapazarı Gaz Dağıtım A.Ş.) tarafından tamamlanmıştır, Ekim 2003 itibariyle hattap
bağlantısı yapılmış Bölgeye gaz verilmiştir.
2. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
1) KONUMU : Sakarya İli, Hendek İlçesi sınırları içersinde İstanbul-Ankara D-100 Devlet Yolu ile
TEM Otoyolu arasında kalan 350 hektarlık bir alan üzerinde kurulmuştur.(07 Mayıs 1997)
ULAŞIM BİLGİLERİ :
Sakarya İl Merkezine
Hendek İlçe Merkezine
İstanbul-Ankara D-100 Yoluna
TEM Otoyolu Akyazı Gişelerine
TEM Otoyolu Hendek Gişelerine
İstanbul’a
Ankara’ya
Sabiha Gökçen Havalimanı
:
:
:
:
:
:
:
:
25 Km
10 Km
1 Km
13 Km
10 Km
155 Km
310 Km
140 Km
Karasu Limanı
Derince Limanı
Arifiye Tren İstasyonu
Sakarya Gümrük Müdürlüğü
:
:
:
:
80 Km
75 Km
28 Km
23 Km
Mesafede bulunmaktadır.
2) FİRMALARIN SEKTÖREL DAĞILIMI: ( 75 Firma)
Bölgemizin revize edilen İmar Planları sonrasında oluşan 99 sanayi parselinin tamamı 84 firmaya
satılmış ancak taahhütlerini yerine getirmeyen 9 firmanın parsel tahsis hakkı iptal edilmiştir.
Son durum itibariyle mevcut 75 firmanın sektörel dağılımı ;
Otomotiv ve Madeni Eşya Sanayi
Plastik Sanayi
Tekstil Sanayi
Yapı Elemanları
Orman Ürünleri
Gıda Sanayi
Elektrik Malzemeleri İmalatı
Kimya Sanayi
: 43
: 6
: 4
: 8
: 4
: 4
: 4
: 2
3) YAPILAŞMA DURUMU : ( 75 Firma)
37 Firma Üretimde :
(Airfel Isı.Sis., Ak Çelik, Alkur Kapı, Akpa Alüminyum, Akpres Metal, Alfa Çelik , Ant Group
Mak, Arif Pırıldar Tekstil, Aspen Zemin, Atılgan Mak,Aydın Kuruyemiş, Çağla Gıda, Çağmak Mak,
Çakmak Vinç, Çamsan A.Ş., Dengizekler Orm., Eksan Mekanizma, Gemak Mak, Gülmelet
Galveniz, HekimYapı , İCO Plastik , Kervancı Mak, Kütsert Otomotiv, Lohr Taşıt.araç, Net-Mak
Makine, Misket Metal A.Ş, Oğuz Gıda , Ormaksan Mak,.,Rad-Tek , Sakarya Cam , Sarp İnşaat,
Sheidel Baca, Sorgüven Düğme, Şenol Kalıp, TLS Tekstil,Wiegel Hendek Galveniz , Yapıcan
Mak,)
35 Firma İnşaa Halinde:
11 Firma üretim aşamasında: (Arma filtre, Bcs Metal San, Ekosinerji Elek,Elis Elektrik, Isılsan
Mak, Küçükçalık Tekstil, Lita Aydınlatma, Özmenler Mısır, Sintaş Plastik, Ufuk kimya,
Yeğenoğulları Saç)
8 Firma karkas aşamasında: (Ak inşaat,Atasan Metal, Do-ka Endüstri,Gedik Döküm
Vana,Karakaya86, Lider İnş, Köksan Pet, Petek Boru,)
15 Firma temel aşamasında: (Alp Plastik , Doğan Malzemecilik, Elektrotek Erdem Çelik,
Erkuşlar Mak ,Gizem Frit,Kromel Mak , Met-Mak Çelik , Osman Gümüştaş Elk, Salt İnşaat, Seyit
Usta Treyler, Tekma Teknik, Tepe Kimya , Ünal Makine,Yazar İmalat ,)
4 Firma Proje aşamasında:(Gedik Holding,(Kaynak), Gedik Döküm(Dimaş,Tavsan
Plastik,)
A.Ş, Cimtav
olup, bölgede üretime geçen firmalarda toplam 2543 kişi çalışmaktadır.Bölgedeki tüm sanayi
tesislerinin tam kapasite ile üretime geçmesiyle yaklaşık 20.000 kişiye istihdam sağlanmış olacaktır.
4) YOL DURUMU :
Bölgeyi D100 Devlet Yoluna bağlayan 800 m. uzunluğunda 25 m. genişliğindeki Bağlantı Yolu ve
Kavşağı üst yapısıyla ve aydınlatmasıyla tamamlanmıştır.
Bölgenin 12550 m. uzunluğundaki saha içi yolları alttemel seviyesinde tamamlanmış olup, 9550
metrelik bölümünde ise kısmi asfalt işi tamamlanmıştır.
5) SU DURUMU :
Bölgenin istikbaldeki içme ve kullanma suyu ihtiyacının açılacak derin kuyulardan karşılanması
planlanmıştır. Halihazırda üretimde bulunan tesisler içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını parselleri
içersinde açmış oldukları kuyular vasıtasıyla yeraltından elde etmektedirler.İçme suyu ihtiyacının
şehir şebekesinden karşılanması yönünde Adapazarı Büyükşehir Belediyesi (ADASU) tarafından
gerekli çalışmalar tamamlanarak 20 litre/sn debilik su Bölgemiz girişine kadar getirilmiştir.
6) ENERJİ DURUMU:
Bölgenin ihtiyacı olan 50 MVA’lık enerji yaklaşık 4,5 km. mesafeden OSB’ye yapılan 2x477 MCM
hat ile karşılanmıştır.Bölge içi dağıtımı geçici havai Enerji Nakil Hatları ile yapılmış
olup,E.N.Hatlarının yer altına alınması amacıyla yapımına başlanılan Betonarme Tesisat/ Kablo
Kanalı Yapımı işi tamamlanmıştır
7) HABERLEŞME DURUMU:
Bölgenin 300 abonelik geçici havai hatlar ile karşılanan haberleşme sistemine ait yer altı şebekesi
ve fiberoptik kablo çekimi TürkTelekom A.Ş tarafından tamamlanmıştır.OSB tarafından 70 m2
büyüklüğünde bir santral binası yapılarak Türk Telekoma A.Ş’ye teslim edilmiştir.
8) KANALİZASYON VE YAĞMURSUYU ŞEBEKESİ DURUMU:
OSB içerisinde Arıtma Tesisi yeri olarak planlanan alanda İller Bankasınca onaylanan projelere göre
İller Bankasınca ihalesi yapılan Ortak Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı tamamlanmış ve geçici kabulü
yapılarak işletmeye alınmıştır.
Bölge Müdürlüğünce hazırlatılarak İller Bankasına onaylatılan Projelere göre ihalesi yapılan
Bölgemizin Kanalizasyon ve Yağmursuyu Toplayıcı Tesisi Şebekeleri arıtma tesisine bağlanmıştır.
Ortak Atıksu Arıtma Tesisinin İnşaası ve işletilmesine ilişkin tüm yetki ve sorumluluk İdaremiz ile
Sakarya Büyük Şehir Belediyesi ( ADASU ) arasında yapılan protokol ile Adasu’ya devredilmiştir.
Bölgenin doğusu ve kuzeyindeki sağlık koruma bandları üzerine açılan kenar hendekler vasıtası ile
bölgeye dış arazilerden gelen suların Dilsiz Deresi’ne deşarjı sağlanmıştır.
9) DOĞALGAZ DURUMU:
Bölgenin doğalgaz ihtiyacının temini yönünde AGDAŞ ile yapılan protokol esasları dahilinde
Doğalgaz Bölgemiz girişine kadar getirilmiş, İhalesi yapılan bölge içi Doğalgaz Dağıtım Hattı İşi
tamamlanarak Aralık 2008 tarihinden itibaren firmalara Doğalgaz verilmeye başlanılmıştır.
10) HUKUKSAL DURUMU:
Bölgenin kamulaştırma işlemleri tamamlanmış olup Şubat 2006 tarihinden itibaren OSB Uygulama
Yönetmeliği esasları dahilinde müteşebbislere parsel tapuları verilmektedir.
3. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
KURULUŞ
İlimiz, Söğütlü İlçesi, Soğucak,Yeniköy ve Hasanfakı Köyleri arazileri üzerinde toplam 254
hektarlık alanda kurulan Sakarya III.Organize Sanayi Bölgesinin Yer seçimi 18.08.1998, tüzel kişilik
kazanması ise 22.04.1999 yılında gerçekleştirilmiştir.
SANAYİ PARSELİ DURUMU
Bölgede 61 adet sanayi parseli mevcut olup tamamı 52 yatırımcıya tahsis edilmiştir. 51 parselin
planları (22 Mart 2007 - 8 Eylül 2008 - 2 Ocak 2009) tarihlerinde Bakanlıkça onaylanarak resmiyet
kazanmıştır. Bölgenin nihai parselasyon planlarının ön kontrolleri Kadastro Müdürlüğünce
onaylanarak Bakanlığın onayına sunulma aşamasına gelmiştir.
KAMULAŞTIRMA
Toplam 400 kadastral parselden müteşekkil Sakarya III.OSB’de; 394 adet kadastral parselin
kamulaştırma işlemleri tamamlanmış, 6 adet parsel 2-B kapsamında olup, hukuki sürecin
tamamlanması sonrası kamulaştırma işlemleri tamamlanacaktır.
ALTYAPI DURUMU
Bölgede imar planları 18.01.2002 tarihinde Bakanlıkça onaylanmıştır. Yatırımlara bakıldığında;
Yol: 8800 metre, yol altyapısının tamamı 2008 Kasım ayı itibariyle tamamlanmıştır. OSB içi 22/1
nolu duble yolun sağlı sollu 6’şar metrelik kısmı ile 15/3 nolu yolun 6 m’lik kısmının asfaltlama
ihalesi gerçekleştirilerek imalatına başlanılmıştır. 15/3 yolunun asfaltlama çalışması tamamlanmış,
22/1 yolunun reglaj çalışması devam etmektedir.
Kanalizasyon: 6.900 metre, Mayıs 2008 sonu tamamlanmıştır. Üretimdeki firmaların bağlantıları
gerçekleştirilmiştir.
Elektrik: Mevcut şekliyle Adapazarı-Söğütlü ve Karasu-Kaynarca OG dağıtım hatlarından
karşılanmaktadır.
Karaman TM-III.OSB arasında inşa edilen ENH 6 Mayıs tarihi itibariyle tamamlanarak hizmete
alınmıştır.
Yağmursuyu: 6.200 metre, 22 Mayıs 2009 tarihinde tamamlanmıştır. Asfaltlama çalışması yapılan
yollara ait çapraz bağlantıların imalatı gerçekleştirilmiştir.
İçmesuyu: 6.960 metre uzunluğunda olup, 2010 yılında başlanılacaktır. Bölgenin proses suyu
ihtiyacının temini amacıyla Nehir havzasında su arama çalışmaları devam etmektedir.
Doğalgaz: Doğalgaz yatırımlarının ileriki yıllarda yapılması hedeflenmektedir.
Deşarj Hattı: OSB- Sakarya Nehri arası yaklaşık 6.792 metre uzunluğundaki hattın inşası
tamamlanmıştır.
HABERLEŞME
Bölgede ihtiyaç duyulan haberleşme hatları civar köylerin haberleşmesini sağlayan Telekom
hatlardan karşılanmaktadır.
TAPU DEVİRLERİ
61 adet sanayi parselinin 51 adedinin tapuları çıkarılmıştır. Üretime geçmiş bulunan 13 firmaya
tapuları teslim edilmiştir. Bunlar;
Şenpiliç(2 adet),
Özgüllü,
Güneşoğlu,
Seher Mensucat,
Kayar,
SZ Müh.
Çukurova
Pak Yem
Altaş
Maray
UTS
Çağla Müh.
Bereket Gıda
YATIRIMLARIN GENEL DURUMU
Bölgemizde arsa tahsisi yapılmış toplam 51 adet
Ruhsatlandırma/Yatırım durumları dikkate alındığında;
Firma
bulunmaktadır.
Firmaların
ÜRETİMDE OLAN FİRMALAR; (13 adet)
1- Şen Piliç Gıda Sanayi A.Ş
2- Güneş Süt Ürünleri Gıda San. Ve Tic.Ltd.Şti
3- Özgüllü Süt Mam.Hayv. ve İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti
4- Seher Mensucat ve Tekstil A.Ş
5- Pak Tavuk Gıda San.Ve Tic.A.Ş
6- Kervan Süt Ürünleri Gıda San.Tic.Ltd.Şti.
7- Çukurova Yalıtım Çatı Kaplama ve Plastik Ürünler San.Tic.A.Ş
8- Kayseri Bereket Gıda San.tic.Ltd.Şti
9- Altaş Alüminyum İmalat San.Ve Tic.A.Ş
10- Dr.Shamout İzolasyon Kimya San.Tic.Ltd.Şti
11- KRV Yağ ve Kemik San.Tic.Ltd.Şti
12- S.Z. Mühendislik Makine Ve Metal Sanayi
13- Maray Tekstil Yalıtım Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti
İNŞA HALİNDEKİ FİRMALAR; (16 adet)
1- Adamek(Katmerci Holding) Tarımsal Ürünler San. Tic. Ltd.Şti
2- Toroslar Teks.San.Tic.Ltd.Şti
3- Semiplas Plastik Otomotiv San Tic A.Ş.
4- Gülseven Helva Şekerleme Ve Lokum San Ve Tic. A.Ş
5- Ada Çamlı Süt Ürünleri Nak.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti.
6- Demet Demircioğlu Et Ve Süt Ürn.Tar.Bes.Paz.San.Ve Tic.Ltd.Şti
7- Dekor Grup Yapı A.Ş.
8- Çağla Mühendislik Ve Mimarlık Tic.A.Ş
9- Gün İnşaat San Ve Tic Ltd Şti
10- KMB İnş.Mobilya Madencilik Nakl.Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti
11- Tetradıma Makine Oto.San.Ve Tic.Ltd.Şti
12- Uzay Taşıyıcı Sistemleri Müh.Mak. ve Yapı San.Tic.Ltd.Şti
13- Aytemur Petrokimya Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti.
14- Opal İnşaat Turizm San.ve Tic.Ltd.Şti.
15- Tekin Soğutma Sistemleri İnş.ve Tur.San.ve Tic.Ltd.Şti
16- Askay İnş.Mak.ve Kim.San.ve Tic.Ltd.Şti
YATIRIMA BAŞLAYACAK FİRMALAR;
(3 ADET)
1- PLEKSAN Akrilik Levha San.Ve Tic.Ltd.Şti
2- Ahmet Berk KANGAL
3-Ata Makine İmalat Ve İnşaat San.Tic.Ltd.Şti
RUHSAT BAŞVURUSUNDA BULUNMAYAN FİRMALAR (21 ADET )
(Proje çalışmaları devam eden firmalar)
1- Aydın Mensucat Döş.Kumaş San.Ve Tic.A.Ş
2- Pak Tavuk Gıda San. Ve Tic.A.Ş
3- Osgen Tekstil Kimya Plastik Ürünleri San.Tic.Ltd.Şti
4- Kilimoda Tekstil San.Ve Dış Tic.A.Ş
5- Kaşkar Süt Mamulleri San.Tic.Ltd.Şti
6- Pınar Plastik İnşaat Gıda San.ve Tic.A.Ş
7- TBP Kimyasal Mad.San.Tic.Ltd.Şti.
8- KGN Kurubuz Ve Basınçlı Kaplar San.Ve Tic.Ltd.Şti
9- Murat Süt Ürünleri A.Ş
10- Melos Kauçuk ve plastik A.Ş
11- Ali Koka Gıda İmalat Paz.Ltd Şti
12- İkizler Elektrikli Cihazlar Üretim ve Pazarlama San.Tic.A.Ş
13- Türek Gıda Sanayi İç Ve Dış Tic.Ltd.Şti.
14- Sapanca Plastik İnş.Tic Ltd Şti
15- Adnan BORAZANCIOĞLU
16- Daloğlu Endüstriyel Elektrik San.ve Tic Ltd Şti
17- Norm Ambalaj San. Ve Tic.A.Ş
18- Erzan Hırdavat Dış Tic.Ltd.Şti.
19- Muratoğlu Polyester Mam.İmalat San.ve Tic.A.Ş
YATIRIMLARIN ORANSAL DURUMU
Üretim bazında
Firma bazında
Parsel bazında
13/51=%25
32/51=%63
31/61=%51
Yaklaşık İnşaat alanı 1499549 * %50=749.774,0 m2
Yapı Ruhsatlı Alan(m2)
İskanı Alınan alan(m2)
İskanı Alınmayan Alan(m2)
Kalan İnşaat Alanı(m2)
32 firma
12 firma
19 firma
51 firma
188.231,51
79.562,34
112.899,17
561.542,49
SEKTÖREL DAĞILIM
S.No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
Sektör
Gıda Sanayi
Yapı elemanları
Plastik sanayi
Makine ve makine yan sanayi
Kimya/Petrokimya sanayi
Tekstil Sanayi
Demir çelik / Demirdışı metaller sanayi
Yağ sanayi
Kağıt sanayi
Yem sanayi
Otomotiv yan sanayi
Mobilya Sanayi
TOPLAM
Adedi
13
8
7
6
4
4
3
2
1
1
1
1
51
İSTİHDAM
Üretim-Şantiye olmak üzere yaklaşık toplam 2000 kişilik istihdam sağlanmaktadır.
TİCARET
SEKTÖRÜ
1
TİCARET
1.1. İÇ TİCARETLE İLGİLİ GÖSTERGELER
Ekonominin iç ticaret hacmini tespit edebilmek için; “borsalarda işlem hacmi” başta olmak
üzere “yeni kurulan şirketler”, “kapanan şirketler”, “gerçek kişilerin tescil ve terkini”
ve “protesto edilen senetler” gibi bazı göstergeler kullanılmaktadır.
1.1.1.
Borsalarda İşlem Hacmi
Ticaret Borsaları işlem hacmi 2009 yılında geçen yıla göre % 11,5 artarak 68.488,1 milyon
TL’den 76.382 milyon TL’ye yükselmiştir. Reel olarak ise ticaret borsaları işlem hacminde
%4,7’lik artış meydana gelmiştir. Seçilmiş Borsalar itibariyle 2009 yılında işlem hacminin en
yüksek olduğu Borsa 8.566,8 milyon TL ile İstanbul Ticaret Borsası olurken, onu 3.889,6
milyon TL ile İzmir, 3.074 milyon TL ile Konya, 2.758,5 milyon TL ile Adana Ticaret
Borsaları takip etmiştir. İşlem hacmi geçen yıla oranla en çok % 45,3 ile Trabzon, % 41,3 ile
Diyarbakır, % 33,3 ile Samsun ve % 31,6 Gaziantep Ticaret Borsalarında artmıştır.
Buna mukabil Sakarya Ticaret Borsası’nda 2009 yılında gerçekleştirilen işlem hacmi; cari
fiyatlarla, bir önceki yıla göre yüzde 6,37 oranında artarak 1 milyar 891 milyon Türk Lirası
seviyesine yükselmiştir. Sakarya Ticaret Borsası’nda 2008 yılında gerçekleştirilen cari
fiyatlarla işlem hacmi ise 1 milyar 778 milyon Türk Lirası’dır.
TABLO 1
TÜRKİYE TİCARET BORSALARINDA
GERÇEKLEŞEN İŞLEM HACMİ
Yıllar
Cari Fiyatlarla İşlem Hacmi
(Bin YTL)
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
7.218.666
10.590.146
17.337.443
23.728.985
32.280.218
41.573.499
48.157.807
53.470.422
62.031.924
68.488.066
76.381.970
Kaynak: TOBB 2009 Ekonomik Rapor
Değişim Yüzdesi
%
25,3
46,7
63,7
36,9
36,0
28,8
16,5
9,9
16,5
10,4
11,5
TABLO 2
ADAPAZARI TİCARET BORSASINDA
GERÇEKLEŞEN İŞLEM HACMİ
Yıllar
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Cari Fiyatlarla İşlem Hacmi
(Bin YTL)
107.747
103.963
221.635
395.033
588.864
660.603
1.439.470
1.620.421
1.354.525
1.594.255
1.778.619
1.891.998
Değişim Yüzdesi
%
193,3
-3,5
113,2
78,2
49,1
12,2
117,9
12,6
-11,4
17,7
11,6
6,37
Kaynak: Sakarya Ticaret Borsası
1.1.2. Yeni Kurulan Şirketler
2009 yılında 10’u kollektif şirket, 41.550’si limited şirket, 1.881’i anonim şirket, 1,03’i
kooperatif olmak üzere toplam sermayesi 10.208,6 milyon TL olan 44.472 şirket kurulmuştur.
2008 yılına göre kurulan şirket sayısında % 9,3’lük, sermaye miktarında da % 17,3’lük düşüş
olmuştur.
Gerçek kişilerde tescil sayısı 2008 yılına göre % 6,7 azalarak 47.583’den 44.387’ye, ticareti
terk eden kişi sayısı da % 15,8 azalarak 38.340’dan 32.289’a gerilemiştir.
Buna mukabil Sakarya İlinde 2008 yılında toplam 648 şirket faaliyete geçerken; 2009 yılında
yeni kurulan şirket sayısı 545’e gerilemiştir.
Sakarya ilinde 2009 yılı içinde kurulan şirketler ise, 2 kollektif şirket, 439 limited şirket, 82
anonim şirket ve 19 kooperatif kurulmuştur.
1.1.3. Kapanan Şirketler
Türkiye Genelinde 2009 yılında 102’si kolektif şirket, 11’i komandit şirket, 9.151’i limited
şirket, 888’i anonim şirket, 243’ü kooperatif olmak üzere 10.395 şirket kapanmıştır. Geçen
yıla göre kapanan şirket sayısında % 8,5 artış olurken, sermaye miktarında da % 7,1 düşüş
olmuştur.
2009 yılında Sakarya İlinde, kapanan toplam şirket sayısı ise 181’dir. Kapanan 181 şirketin;
4’ü kolektif, 28’i anonim şirket, 130’u limited şirket ve 19’u kooperatiftir.
TABLO 3
ÜLKE GENELİNDE YENİ KURULAN ŞİRKETLER
Sermayesi Milyon TL
2008
Şirket Türü
Kollektif
Komandit
Limited
Anonim
Kooperatif
TOPLAM
Sayı
2009
Sermaye
16
1
45.569
2.413
1.004
49.003
Sayı
2.423
10
8.119.654
4.194.519
21.611
12.338.217
Sermaye
10
0
41.550
1.881
1.031
44.472
985
0
7.430.550
2.766.069
10.966
10.208.570
Sayısal
Değişim
Yüzdesi (%)
77,7
-10,1
-28,6
-22,8
-11,5
Kaynak: TÜİK
TABLO 4
SAKARYA İLİNDE YENİ KURULAN ŞİRKETLER
Şirket Türü
2008 Yılı
Şirket Sayısı
Kollektif
Komandit
Limited
Anonim
Kooperatif
TOPLAM
Sayısal
Değişim
Yüzdesi (%)
2009 Yılı
Şirket Sayısı
2
506
112
26
648
2
439
82
22
545
-13,2
-26,7
15,3
-15,8
Kaynak: Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası
TABLO 5
TÜRKİYE GENELİ VE SAKARYA İLİNDE KAPANAN ŞİRKETLER
TÜRKİYE
SAKARYA
2009
%
2008
2009
Kollektif
88
102
1
4
-25,4
Komandit
6
11
-14,3
Limited
8.416
9.151
129
130
0,4
Anonim
836
888
21
28
-25,8
Kooperatif
232
243
23
19
-27,1
TOPLAM
9.578
10.395
-3,8
174
181
Kaynak: Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası
Şirket Türü
2008
%
-50
0,77
33,3
-17,3
4
1.1.4. Gerçek Kişilerin Tescil ve Terkini
2009 yılında Türkiye genelinde, ticari hayata atılan gerçek kişi sayısı (tescil), bir önceki yıla
göre % 6,7 oranında azalarak 47 bin 583’den 44.387’ye gerilemiştir. Ticari hayatı terk eden
gerçek kişilerin sayısı (terkin), % 15,8 oranında azalarak 38 bin 340’dan 32.289’a
gerilemiştir.
2009 yılında Sakarya İlinde ticari hayata atılan gerçek kişilerin sayısı bir önceki yıla göre
% 16,1 oranında azalışla 364’e gerilemiştir. Ticari hayatı terk eden gerçek kişilerin sayısı da
% 22,3 oranında azalışla 156’ya gerilemiştir. Netice itibarıyla, 2008 yılında % 0,45 olan
terkin/tescil oranı 2009 yılında 0,45 olarak gerçekleşmiştir.
TABLO 6
ÜLKE GENELİNDE GERÇEK KİŞİLERİN TESCİL VE TERKİNİ
Tescil
YILLAR
Tescil Sayısı
Terkin
Değişim %
20.851
24.369
22.626
19.414
25.634
33.336
41.665
49.525
53.568
49.720
47.583
44.387
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Terkin Sayısı
60,8
16,9
-7,6
-14,2
32,0
30,0
25,0
18,9
8,2
-7,2
-4,3
-6,7
12.686
12.371
13.943
15.870
16.752
15.259
17.868
17.774
22.719
25.343
38.331
32.289
Değişim %
-15,0
-2,5
12,6
13,8
5,6
-8,9
17,1
-0,5
27,8
11,5
51,2
-15,8
Terkin /
Tescil
Oranı
0,6
0,5
0,6
0,8
0,7
0,5
0,4
0,4
0,4
0,5
0,8
0,7
Kaynak: TOBB 2009 Ekonomik Rapor
TABLO 7
SAKARYA İLİNDE GERÇEK KİŞİLERİN TESCİL VE TERKİNİ
YILLAR
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Tescil
Tescil Sayısı
119
254
513
199
155
279
248
369
381
412
466
434
364
Değişim %
-53,7
113,4
101,9
-61,2
-22,1
80,0
-11,1
48,8
3,2
8,1
13,1
-6,9
-16,1
Terkin
Terkin Sayısı
Değişim %
182
18,2
122
-32,9
39
-68,0
85
117,9
24
-71,8
179
645,8
143
-20,1
122
-14,7
120
-1,6
165
37,5
214
29,7
201
-6,1
156
-22,3
Terkin/Tescil
Oranı
1,53
0,48
0,07
0,43
0,15
0,64
0,57
0,33
0,31
0,40
0,46
0,45
0,42
Kaynak: Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası ve Akyazı Ticaret ve Sanayi Odası
1.1.5. Protesto Edilen Senetler
2009 yılında Türkiye genelinde protesto edilen senet sayısı bir önceki yıla göre % 1,7
oranında artarak 1.600.000 yükselmiştir. Protesto edilen senet tutarı % 15,0 oranında artarak 7
milyar 771 milyon TL olmuştur. 2009 yılında Türkiye genelinde karşılıksız çek sayısı % 23,5
artışla 1.994.000 adete yükselmiştir.
2009 yılında Sakarya İlinde protesto edilen senet miktarı, bir önceki yıla göre % 27,3
oranında artarak 18.979 olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında protesto edilen senetlerin tutarı,
bir önceki yıla göre; cari fiyatlarla % 11,5 oranında artarak 77 milyon 529 bin TL
yükselmiştir.
TABLO 8
TÜRKİYE GENELİNDE PROTESTO EDİLEN SENETLER
YILLAR
Protesto Edilen
Senet Miktarı
860.000
805.000
498.748
480.000
590.000
921.000
1.178.000
1.471.000
1.574.000
1.600.000
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Değişim
%
-27,6
-6,4
-38,1
-3,8
22,9
56,1
27,9
24,9
7,0
1,7
Cari Fiyatlarla
Protesto Edilen
Senet Tutarı
629.803
1.114.794
816.175
907.941
1.652.306
2.803.142
4.054.905
5.732.371
6.760.228
7.771.279
Kaynak: T.C. Merkez Bankası
TABLO 9
TÜRKİYE GENELİNDE KARŞILIKSIZ ÇEK SAYISI
Yıllar
Karşılıksız Çek Sayısı
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
1.089.000
1.299.000
838.000
1.199.000
748.000
850.000
965.000
1.103.000
1.213.000
1.397.000
1.614.000
1.994.000
Kaynak: Merkez Bankası
Değişim Oranı
%
19,3
-35,5
43,1
-37,6
13,6
13,5
14,3
10,0
15,2
15,5
23,5
Değişim
%
7,1
77,0
-26,8
11,2
81,9
69,6
44,7
41,4
17,9
15,0
TABLO 10
SAKARYA İLİNDE PROTESTO EDİLEN SENETLER (Bin TL)
YILLAR
Protesto Edilen
Senet Miktarı
Değişim
%
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
3.189
1.883
1.170
1.545
1.254
1.770
3.375
6.903
10.445
12.946
14.902
18.979
4,6
-40,9
-37,9
32,1
-18,8
41,1
90,7
104,5
51,3
23,9
15,1
27,3
Kaynak: T.C. Merkez Bankası
Cari Fiyatlarla
Protesto Edilen
Senet Tutarı
2.219.112
2.279.788
2.219.137
5.341.405
3.924.292
5.370.361
11.651.054
25.746.395
43.962.381
54.594.872
69.524.565
77.529.999
Değişim
%
104,8
2,7
-2,7
140,7
-26,5
36,8
116,9
120,9
70,7
24,2
27,3
11,5
DIŞ TİCARET
1
DIŞ TİCARET
Türkiye’nin ihracat ve ithalatında 2001 yılında yaşanan kriz sonrasında yüksek oranlı artışlar
meydana gelmiş ve bu artışlar 2008 yılının son çeyreğine kadar devam etmiştir. Küresel krizin
etkisiyle özellikle son çeyrekte oluşan olumsuz talep ve arz koşullarına rağmen 2008 yılının
dokuz aylık döneminde de devam eden artışlar, son çeyrekten itibaren krizin etkisinin
belirginleşmesiyle gerilemeye başlamıştır.
TABLO 1
DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ
(Milyon $)
İhracat
İthalat
Dış Ticaret Hacmi
Dış Ticaret Açığı
İhracatın İthalatı Karşılama Oranı
(%)
Dış Ticaret Açığı / İhracat (%)
2003
47.253
69.340
116.593
22.087
2004
63.167
97.540
160.707
34.373
2005
73.476
116.774
190.250
43.298
2006
85.535
139.576
225.111
54.041
2007
107.272
170.063
277.335
62.791
2008
132.027
201.964
333.991
69,937
2009
102.129
140.926
243.055
38.797
68,1
64,8
62,9
61,3
63,1
65,4
72,5
46,7
54,4
58,9
63,2
58,5
53,0
38,0
Kaynak: TÜİK
2009 yılında ise, dünya ticaret hacminin büyük ölçüde küçülmesi ve özellikle ülkemizin en
önemli ticaret ortağı olan Avrupa Birliği ülkelerinin büyüme performanslarındaki bozulma ve
yetersiz talep koşulları dış ticaretimizde daralmaya yol açmıştır. Ekonomik krizin finansman
olanaklarını, tüketici beklentilerini, yurtiçi ve yurtdışı talebi olumsuz etkilemesiyle, ihracatta
2008 yılının son aylarında başlayan düşüş eğilimi 2009 yılı Ekim ayına kadar devam etmiştir.
Ekim ayında % 3,8 artış gösteren ihracat, Kasım ayında % 5,3 düşmüş, Aralık ayında ise % 30,2
gibi yüksek bir oranda artış göstermiştir. Özellikle 2009 yılının son çeyreğinde küresel finansal
sisteme ve iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan verilerin toparlanma eğiliminin sürdüğünü, küresel
krizin etkilerinin azalmaya başladığını göstermesiyle, iç ve dış talepte de toparlanma eğilimleri
başlamıştır. Bu gelişmeler sonrası, 2009 yılı sonunda ihracat % 22,6 azalarak 102.129 milyon
dolar olarak gerçekleşmiştir.
Küresel krizin getirdiği ekonomik durgunluk bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de
üretim ve tüketim talebinde dolayısıyla, ithalat talebinde düşüşlere neden olmuştur. Ayrıca Türk
Lirası’nın değer kaybı, enerji ve hammadde fiyatlarında yaşanan gerileme, ithalattaki düşüşlerde
önemli rol oynamıştır. İhracatta olduğu gibi ithalatta da 2008 yılının son aylarında başlayan
düşüş eğilimi 2009 yılının Kasım ayına kadar devam etmiştir. Kasım ayında % 4,5 artan ithalat,
Aralık ayında da % 31,6 artış göstermiştir. Yıl genelinde ithalattaki gerilemenin temel
belirleyicisi, ithalattaki yüksek payı ve yüksek oranlı fiyat düşüşlerinin de katkısıyla ara malı
ithalatı olmuştur. Böylece 2009 yılı sonunda ithalat % 30,2 azalarak 140.926 milyon dolara
gerilemiştir.
İthalattaki düşüşün ihracattan daha yüksek olması, dış ticaret açığı üzerinde olumlu etki
yapmıştır. Dış ticaret açığı 2008 yılında % 11,4 artış gösterirken, 2009 yılında % 44,5 gibi
yüksek bir oranda azalarak 38.797 milyon dolara düşmüştür. İhracatın ithalatı karşılama oranı %
65,4’den % 72,5’e yükselmiştir. Dış ticaret hacmi % 27,2 azalarak 243.055 milyon dolar
olmuştur.
2
Küresel ekonomik kriz nedeniyle dış ticaret hacmi azalırken, ticaretin döviz kompozisyonunda
da değişiklikler yaşanmıştır. 2008 yılına kadar ihracatımız ağırlıklı olarak Euro cinsinden
yapılırken, bu tarihten itibaren Avrupa Birliği ülkelerinin talebinde meydana gelen düşüşün
etkisiyle Euro cinsinden ihracat azalmaya, dolar cinsinden ihracat artmaya başlamıştır. Avrupa
Birliği ülkelerindeki talep daralması, ihracatçıları yeni pazarlar aramaya yöneltmiş ve Rusya,
Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ihracat, artış göstermiştir. Bu gelişme de
ihracatımız içinde doların ağırlığının artmasını sağlamıştır. 2009 yılının ikinci yarısından itibaren
krizin etkilerinin azalması ve dış talepte canlanmanın başlamasıyla Euro cinsinden ihracat tekrar
yükselişe geçerek eski düzeylerine çıkmıştır. İthalatta ise, tam tersi bir eğilim göze çarpmaktadır.
Bugüne kadar ithalatımız daha çok dolar ağırlıklı yapılırken, krizin etkisiyle 2009 yılında bu
eğilim değişmiş ve Euro’nun ağırlığı artmıştır.
İhracat
İhracat 2009 yılında 2008 yılına göre % 22,6’lık düşüşle 132.027 milyon dolardan 102.129
milyon dolara gerilemiştir. Tarım ve ormancılık ürünleri ihracatı, % 10,4’lük artışla 4.347
milyon dolara yükselirken, balıkçılık ürünleri ihracatı % 21,3’lük düşüşle 189 milyon dolara,
madencilik ve taşocakçılığı ürünleri ihracatı % 21,9’luk düşüşle 1.683 milyon dolara, imalat
sanayi ürünleri ihracatı % 23,8’lik düşüşle 95.436 milyon dolara gerilemiştir. Toplam ihracat
içinde tarım ve ormancılık ürünlerinin payı artarken, imalat sanayi ürünlerinin payı azalmış,
balıkçılık ile madencilik ve taşocakçılığı ürünlerinin paylarında değişiklik olmamıştır.
TABLO 2
SEKTÖRLERE GÖRE İHRACAT
(Milyon $)
Sektörler
Değer
2007
2008
Pay (%)
2007 2008
2006
2009
2006
2009
Tarım
ve
3.481
3.725
3.937
4.347
4,1
3,5
3,0
4,3
Ormancılık
Balıkçılık
131
158
240
189
0,2
0,1
0,2
0,2
Madencilik ve
1.146
1.661
2.155
1.683
1,3
1,5
1,6
1,6
Taşocakçılığı
İmalat
80.246 101.082 125.188 95.436 93,8 94,2 94,8 93,4
Diğer
531
646
507
474
0,6
0,6
0,4
0,5
Toplam
85.535 107.272 132.027 102.129 100,0 100,0 100,0 100,0
Değişim (%)
2007 2008 2009
7,0
5,7
10,4
20,6
51,9
-21,3
44,9
29,7
-21,9
26,0
21,7
25,4
23,8
-21,5
23,1
-23,8
-6,5
-22,6
Kaynak: TÜİK
Ana mal grupları itibariyle 2009 yılında sermaye (yatırım) malları ihracatı % 33,5’lik düşüşle
11.118 milyon dolara, ara (hammadde) malları ihracatı % 26,6’ lık düşüşle 49.711 milyon
dolara, tüketim malları ihracatı % 13,5’lik düşüşle 40.740 milyon dolara gerilemiştir. Toplam
ihracat içinde sermaye (yatırım) malları ve ara (hammadde) mallarının payı azalırken, tüketim
mallarının payı artmıştır.
3
TABLO 3
ANA MAL GRUPLARINA GÖRE İHRACAT
Mal Grupları
Sermaye
(Yatırım)
Malları
Ara
(Hammadde)
Malları
Tüketim
Malları
Diğerleri
Toplam
2006
Değer (%)
2007
2008
2009
2006
Pay (%)
2007 2008
9.423
13.755
16.725
11.118
11,0
12,8
12,7
10,9
46,0
21,6
-33,5
37.788
49.403
67.734
49.711
44,2
46,1
51,3
48,7
30,7
37,1
-26,6
37.790
43.696
47.077
40.740
44,2
40,7
35,7
39,9
15,6
7,7
-13,5
533
85.535
418
107.202
491
132.027
559
102.129
0,6
100,0
0,4
100,0
0,4
100,0
0,5
100,0
-21,6
25,4
17,5
23,1
13,8
-22,6
2009
Değişim (%)
2007
2008
2009
Kaynak: TÜİK
2009 yılında ihracata mal grupları itibariyle en büyük katkıyı sırasıyla motorlu kara taşıtları,
traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer ürünler, kazan, makine ve cihazlar, aletler, parçaları, demir
ve çelik ile örme giyim eşyası ve aksesuarları ihracatı yapmıştır. Küresel talep daralması, kara
taşıtları ihracatını olumsuz etkilemiştir. Yılsonunda sektörün ihracatı, geçen yıla göre % 33,1
düşüş göstermiştir.
Son çeyrekte bir miktar toparlanma olmasına rağmen Avrupa Birliği ülkelerindeki talep
toparlanmasının yavaş ve kademeli olması, bu sektörün ihracatının eski düzeylerine dönmesinin
zaman alacağını göstermektedir.
Çin ve Hindistan gibi ülkelerin son yıllarda küresel düzeyde pazar paylarını artırması ve Avrupa
Birliği ülkelerinde görülen talep daralması tekstil ve giyim ihracatının gerilemesine yol açmıştır.
Son aylarda ise göreceli de olsa tekstil ihracatında daha iyi bir performans ortaya çıkmıştır.
Küresel talep daralmasıyla birlikte inşaat ve otomotiv sektörlerindeki yatırım ve üretimin
düşmesi, ana metal ve demir-çelik ihracatlarında yüksek oranlı gerilemeye yol açmıştır.
Fasıllara göre yapılan ihracat sıralamasında, 12.258 milyon dolar ile motorlu kara taşıtları,
traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer ihracatı ilk sırada yer alırken, onu 8.130 milyon dolar ile
kazan, makine ve cihazlar, aletler, parçaları, 7.639 milyon dolar ile demir ve çelik, 6.925 milyon
dolar ile örme giyim eşyası ve aksesuarları, 6.636 milyon dolar ile elektrikli makine ve cihazlar
ihracatı takip etmiştir. Toplam ihracat içinde bu fasılların payları sırasıyla, % 12, % 8, % 7,5,
%6,8 ve % 6,5 olmuştur.
4
TABLO 4
İHRACATIMIZDAKİ İLK 20 FASIL (1) (YILLIK)
(Milyon $)
87 MOTORLU KARA TAŞITLARI, TRAKTÖR, BİSİKLET, MOTOSİKLET VE
DİĞER
84 KAZAN, MAKİNA VE CİHAZLAR, ALETLER, PARÇALARI
72 DEMİR VE ÇELİK
61 ÖRME GİYİM EŞYASI VE AKSESUARLARI
85 ELEKTRİKLİ MAKİNE VE CİHAZLAR, AKSAM VE PARÇALARI
71
İNCİLER, KIYMETLİ TAŞ VE METAL MAMÜLLERİ, MADENİ
PARALAR
73 DEMİR VEYA ÇELİKTEN EŞYA
62 ÖRÜLMEMİŞ GİYİM EŞYASI VE AKSESUARLARI
27 MİNERAL YAKITLAR, MİNERAL YAĞLAR VE MÜHTESSALLARI,
MUMLAR
39 PLASTİK VE PLASTİKTEN MAMUL EŞYA
8 YENİLEN MEYVELER, KABUKLU YEMİŞLER, TURUNÇGİL VE KAVUN
KABUĞU
25 TUZ, KÜKÜRT, TOPRAK VE TAŞLAR, ALÇILAR VE ÇİMENTO
89 GEMİLER, SUDA YÜZEN TAŞIT VE ARAÇLAR
63 MENSUCATTAN MAMUL DİĞER EŞYA, KULLANILMIŞ EŞYA,
PAÇAVRALAR
94 MOBİLYALAR, AYDINLATMA, REKLAM LAMBALARI, PREFABRİK
YAPILAR
40 KAUÇUK VE KAUÇUKTAN EŞYA
76 ALUMİNYUM VE ALUMİNYUM EŞYA
52 PAMUK, PAMUK İPLİĞİ VE PAMUKLU MENSUCAT
20
SEBZE, MEYVE, BİTKİ PARÇALARI, SERT KABUKLU YEMİŞ
KONSERVELERİ
57 HALILAR VE DİĞER DOKUMAYA ELVERİŞLİ MADDEDEN YER
KAPLAMALARI
LİSTE TOPLAMI
GENEL İHRACAT
GENEL İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI
2007
2008
2009
15.904
18.327
12.258
8.781
8.372
8.022
7.423
10.259
14.946
7.827
7.972
8.130
7.639
6.925
6.636
2.624
5.383
5.929
4.130
5.445
5.742
5.327
4.549
4.295
5.148
7.532
3.901
2.822
3.563
3.093
2.671
2.855
3.001
1.454
1.819
2.280
2.648
2.163
1.826
2.110
2.098
1.648
1.484
1.891
1.589
1.589
1.620
1.611
1.808
1.777
1.634
1.469
1.399
1.278
1.314
1.441
1.276
992
1.158
1.075
85.334
107.272
79,5
106.467
132.027
80,6
80.081
102.129
78,4
Kaynak: DTM
(1): 2009 yılı değer sıralamasına göre
5
TABLO 5
İHRACATIMIZDA İLK 20 SIRAYI ALAN ÜLKELER
( Milyon $)
ÜLKELER
ALMANYA
FRANSA
İNGİLTERE
İTALYA
IRAK
İSVİÇRE
A.B.D.
RUSYA
FEDARASYONU
B.A.E.
İSPANYA
MISIR
ROMANYA
HOLLANDA
İRAN
LİBYA
BELÇİKA
CEZAYİR
SUUDİ ARABİSTAN
YUNANİSTAN
ÇİN
LİSTE TOPLAM
GENEL TOPLAM
12.952
6.618
8.159
7.819
3.917
2.857
4.300
Toplam
İçindeki Payı
%
9,8
5,0
6,2
5,9
3,0
2,2
3,3
6.483
4,9
3.202
3,1
-3.281
-50,6
7.975
4.047
1.426
3.987
3.144
2.030
1.074
2.122
1.614
2.202
2.430
1.437
86.593
132.027
6,0
3,1
1,1
3,0
2,4
1,5
0,8
1,6
1,2
1,7
1,8
1,1
65,6
100,0
2.899
2.824
2.619
2.215
2.124
2.025
1.799
1.796
1.782
1.771
1.634
1.599
68.375
102.129
2,8
2,8
2,6
2,2
2,1
2,0
1,8
1,8
1,7
1,7
1,6
1,6
67,0
100,0
-5.077
-1.223
1.192
-1.772
-1.020
-5
725
-326
168
-431
-796
162
-18.218
-29.898
-63,7
-30,2
83,6
-44,4
-32,4
-0,2
67,5
-15,4
10,4
-19,6
-32,8
11,3
-21,0
-22,6
2008
Fark
Değişim
%
9.788
6.209
5.918
5.892
5.124
3.932
3.225
Toplam
İçindeki Payı
%
9,6
6,1
5,8
5,8
5,0
3,8
3,2
-3.164
-408
-2.241
-1.927
1.207
1.075
-1.075
-24,4
-6,2
-27,5
-24,7
30,8
37,6
-25,0
2009 (1)
Kaynak: DTM
6
TABLO 6
İHRACAT - Ülke Gruplarına Göre Dağılım – Yıllık
2008
GENEL İHRACAT
AB ÜLKELERİ (27)
DİĞER AVRUPA ÜLKELER
AFRİKA ÜLKELRİ
KUZEY AFRİKA
DİĞER AFRİKA
AMERİKA ÜLKELERİ
KUZEY AMERİKA
ORTA AMERİKA
GÜNEY AMERİKA
ASYA ÜLKELERİ
YAKIN VE ORTADOĞU ÜLKELERİ
DİĞER ASYA ÜLKELERİ
AVUSTURALYA VE YENİ ZELANDA
DİĞER ÜLKE VE BÖLGELER
SEÇİLMİŞ ÜLKE VE BÖLGELER
OECD ÜLKELRİ
EFTA
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI
BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU
TÜRK CUMHURİYETLERİ
İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI
Dağılım%
2009
Dağılım%
Değişim%
132.027
63.390
15.678
9.063
5.850
3.212
6.532
4.802
829
901
32.505
25.430
7.074
435
1.410
100,0
48,0
11,9
6,9
4,4
2,4
4,9
3,6
0,6
0,7
24,6
19,3
5,4
0,3
1,1
102.129
46.985
11.358
10.179
7.447
2.732
4.838
3.563
597
678
25.891
19.187
6.704
360
561
100,0
46,0
11,1
10,0
7,3
2,7
4,7
3,5
0,6
0,7
25,4
18,8
6,6
0,4
0,5
-22,6
-25,9
-27,6
12,3
27,3
-15,0
-25,9
-25,8
-28,0
-24,8
-20,3
-24,6
-5,2
-17,3
-60,2
70.472
3.262
20.867
6.248
13.938
3.749
32.597
53,4
2,5
15,8
4,7
10,6
2,8
24,7
54.227
4.327
12.315
5.945
8.742
3.397
28.663
53,1
4,2
12,1
5,8
8,6
3,3
28.1
-23,1
32,7
-41,0
-4,8
-37,3
-9,4
-12,1
Kaynak: DTM
7
TABLO 7
GENİŞ EKONOMİK GRUPLARIN SINIFLAMASINA (GEGS) GÖRE İHRACAT (*)
(YILLIK)
(Milyon $)
YATIRIM MALLARI
Yatırım (Sermaye) Malları (Taşımacılık Araçları
Hariç)
Sanayi İle İlgili Taşımacılık Araç ve Gereçleri
ARA MALLARI
Sanayi İçin İşlem Görmemiş Hammaddeler
Sanayi İçin İşlem Görmüş Hammaddeler
İşlem Görmemiş Yakıt ve Yağlar
Yatırım Malları Aksam ve Parçaları
Taşımacılık Araçlarının Aksam ve Parçaları
Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmemiş
Hammaddeler
Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmiş
Hammaddeler
İşlem Görmüş Diğer Yakıt ve Yağlar
TÜKETİM MALLARI
Binek Otomobilleri
Dayanıklı Tüketim Malları
Yarı Dayanıklı Tüketim Malları
Dayanıksız Tüketim Malları
Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmemiş Tüketim
Malları
Esası Yiyecek ve İçecek Olan İşlenmiş Tüketim
Malları
Motor Benzini ve Diğer Hafif Yağlar
Sanayi İle İlgili Olmayan Taşıma Araç ve Gereçleri
DİĞERLERİ
GENEL TOPLAM
2006
2007
2008
2009
9.423
13.755
16.725
11.118
Değişim
%
-33,5
4.083
5.599
6.884
5.814
-15,5
5.341
37.788
2.269
25.706
2
2.237
4.561
8.156
49.403
2.803
32.699
6
3.168
6.162
9.842
67.734
3.206
47.184
82
3.713
6.943
5.304
49.711
2.637
35.162
102
2.923
4.951
-46,1
-26,6
-17,8
-25,5
25,3
-21,3
-28,7
278
182
138
255
84,3
653
853
1.324
1.144
-13,6
2.082
37.790
5.645
7.583
10.507
6.180
3.530
43.696
6.840
8.556
12.443
6.834
5.144
47.077
7.474
8.948
12.519
7.135
2.538
40.740
6.087
7.864
10.654
6.355
-50,7
-13,5
-18,6
-12,1
-14,9
-10,9
2.293
3.813
4.226
4.389
3,9
2.970
3.484
4.210
3.880
-7,8
1.420
191
533
85.535
1.553
174
418
107.272
2.253
312
491
132.027
1.234
276
559
102.129
-45,2
-11,5
13,8
-22,6
Kaynak: DTM
(*): Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) kullandığı GEGS tasnifidir.
8
TABLO 8
COĞRAFİ BÖLGELER İTİBARİYLE İHRACAT
AKDENİZ
BÖLGESİ
DOĞU
ANADOLU
BÖLGESİ
EGE BÖLGESİ
GÜNEYDOĞU
ANADOLU
BÖLGESİ
İÇ
ANADOLU
BÖLGESİ
KARADENİZ
BÖLGESİ
MARMARA
BÖLGESİ
GENEL
TOPLAM
Kaynak: DTM
2004
İHRACATÇI FİRMA SAYISI
2005
2006
2007
2008
2009
2004
2005
İHRACAT DEĞERİ
2006
2007
2008
2.531
2.847
2.989
3.237
3.294
3.384
2.740
3.037
3.537
4.410
5.558
4.869
518
606
638
586
653
787
348
575
621
835
1.080
1.458
5.277
5.442
5.635
6.199
5.825
5.636
6.423
7.325
8.560
10.365
12.288
9.618
966
1.129
1.203
1.267
1.349
1.519
1.457
1.986
2.205
2.980
3.990
3.829
3.964
4.378
4.630
5.026
5.318
5.559
3.516
4.191
5.429
6.847
8.444
7.557
792
852
853
1.011
1.109
1.117
1.418
2.086
1.971
2.512
3.332
2.600
25.384
26.884
28.211
30.939
30.595
30.552
47.265
54.277
63.212
79.323
97.337
72.197
39.432
42.138
44.159
48.265
48.143
48.554
63.167
73.476
85.535
107.272
132.027
102.129
2009
TABLO 9
İHRACATIN DÖVİZ CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI
( Milyon $)
AVRUPA PARA BİRİMİ (EURO)
ABD DOLARI (USD)
DANİMARKA KRONU (KD)
İNGİLİZ STERLİNİ (STRL)
İSVEÇ KRONU (KS)
İSVEÇ FRANGI (FS)
JAPON YENİ (YEN)
TÜRK LİRASI (TL)
DİĞERLERİ
GENEL TOPLAM
Döviz Cinsi
2008
2009
41.605
35.063
62.984
46.885
337
184
2.438
2.188
2.776
2.555
149
126
23.204
11.390
28.676
3.350
0
0
2008
61.486
62.984
66
4.420
425
135
221
2.209
81
132.027
ABD Dolar karşılığı
Dağılım %
2009
46,6
49.024
47,7
46.885
0,0
34
3,3
3.352
0,3
336
0,1
121
0,2
120
1,7
2.160
0,1
97
100,0
102.129
Dağılım %
48,0
45,9
0,0
3,3
0,3
0,1
0,1
2,1
0,1
100,0
Kaynak: DTM
9
TABLO 10
İHRACATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIĞI ÜLKELER
( Milyon $)
ÜLKELER
IRAK
MISIR
İSVİÇRE
LİBYA
SURİYE
TÜRKMENİSTAN
CEZAYİR
ÇİN
CEBELİ TARIK
İNGİLİZ VİRJİN
ADALARI
AFGANİSTAN
BREZİLYA
ETİYOPYA
BANGLADEŞ
MALEZYA
HONG-KONG
VİETNAM SOSYALİST
TAYVAN
TAYLAND
CAYMAN ADALARI
LİSTE TOPLAMI
GENEL TOPLAMI
2008
3.917
1.426
2.857
1.074
1.115
663
1.614
1.437
39
2009
5.124
2.619
3.932
1.799
1.425
945
1.782
1.599
171
Fark (1)
1.207
1.192
1.075
725
310
282
168
162
132
Değişim %
30,8
83,6
37,6
67,5
27,8
42,6
10,4
11,3
338,4
82
194
113
137,9
137
318
164
70
98
189
154
97
100
19
15.570
132.027
234
388
229
135
140
226
190
130
132
45
21.438
102.129
97
70
65
65
42
37
36
33
32
26
5.868
-29.898
70,5
22,0
39,8
93,8
42,5
19.5
23,1
33,6
31,9
135,9
37,7
-22,6
Kaynak: DTM
(1): Sıralama son yıla göre yapılmıştır.
TABLO 11
İHRACATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDIĞI ÜLKELER
ÜLKELER
B.A.E
RUSYA FEDARASYONU
ALMANYA
İNGİLTERE
İTALYA
ROMANYA
İSPANYA
UKRAYNA
A.B.D.
HOLLANDA
YUNANİSTAN
KATAR
BULGARİSTAN
SİNGAPUR
SUUDİ ARABİSTAN
FRANSA
İSRAİL
İRLANDA
GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ
FAS
LİSTE TOPLAMI
GENEL TOPLAMI
2008
7.975
6.483
12.952
8.159
7.819
3.987
4.047
2.188
4.300
3.144
2.430
1.074
2.152
793
2.202
6.618
1.935
664
1.239
958
81.118
132.027
2009
2.899
3.202
9.788
5.918
5.982
2.215
2.824
1.033
3.225
2.124
1.634
289
1.388
348
1.771
6.209
1.528
290
867
601
54.044
102.129
Fark (1)
-5.077
-3.281
-3.164
-2.241
-1.927
-1.772
-1.223
-1.154
-1.075
-1.020
-796
-785
-764
-445
-431
-408
-407
-374
-372
-357
-27.073
-29.898
( Milyon $)
Değişim %
-63,7
-50,6
-24,4
-27,5
-24,7
-44,4
-32,2
-52,8
-25,0
-32,4
-32,8
-73,1
-35,5
-56,1
-19,6
-6,2
-21,0
-56,4
-30,0
-37,3
-33,4
-22,6
Kaynak: DTM
10
TABLO 12
ARALIK 2009 İHRACAT RAKAMLARI (*)
SEKTÖREL BAZDA İHRACAT RAKAMLARI-1000 $
SEKTÖRLER
1.TARIM
A.BİTKİSEL ÜRÜNLER
Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri
Yaş Meyve ve Sebze
Meyve Sebze Mamulleri
Kuru Meyve ve Mamulleri
Fındık ve Mamulleri
Zeytin ve Zeytinyağı
Tütün
Kesme Çiçek
B.HAYVANSAL ÜRÜNLER
Su ürünleri
C.AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ
Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri
2.SANAYİ
A.TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER
Tekstil ve Hammaddeleri
Deri ve Deri Mamulleri
Halı
B.KİMYEVİ MADDELER VE MAM.
Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
C.SANAYİ MAMULLERİ
Hazır Giyim ve Konfeksiyon
Taşıt Araçları ve Yan sanayi
Elektrik-Elektronik
Makine ve Aksamları
Demir ve Demir Dışı Metaller
Demir Çelik Ürünleri
Çimento ve Toprak Ürünleri
Değerli Maden ve Mücevherat
Diğer Sanayi Ürünleri
Birlik Kaydı Zorunlu Olmayan Ürünler(**)
3.MADENCİLİK
Madencilik Ürünleri
TOPLAM
2008
13.572.018
10.102.940
3.806.435
1.770.602
1.099.805
1.081.296
1.413.405
186.646
699.038
45.713
853.965
853.965
2.615.113
2.615.113
110.876.814
9.327.107
6.816.679
1.340.365
1.170.063
13.647.926
13.647.926
87.901.781
15.740.051
24.750.723
9.831.782
6.929.796
6.180.509
19.488.896
3.407.175
1.507.245
65.604
4.317.596
3.260.769
3.260.769
132.027.196
OCAK-ARALIK
2009 Değişim(09/08)
13.260.372
-2,30
9.930.289
-1,71
3.648.365
-4,15
1.955.040
10,42
1.034.853
-5,91
1.111.730
2,81
1.183.971
-16,23
209.359
12,17
737.821
5,55
49.150
7,52
828.729
-2,96
828.729
-2,96
2.501.354
-4,35
2.501.354
-4,35
81.306.928
-26,67
7.665.490
-17,81
5.514.480
-19,10
1.064.715
-20,57
1.086.295
-7,16
9.664.715
-29,19
9.664.715
-29,19
63.976.723
-27,22
13.297.909
-15,52
16.876.610
-31,81
8.561.778
-12,92
5.607.072
-19,09
4.494.096
-27,29
11.030.486
-43,40
3.085.283
-9,45
978.469
-35,08
45.019
-31,38
4.554.327
5,48
2.507.373
-23,10
2.507.373
-23,10
101.629.000
-23,02
Pay(%)
13,05
9,77
3,59
1,92
1,02
1,09
1,16
0,21
0,73
0,05
0,82
0,82
2,46
2,46
80,00
7,54
5,43
1,05
1,07
9,51
9,51
62,95
13,08
16,61
8,42
5,52
4,42
10,85
3,04
0,96
0,04
4,48
2,47
2,47
100
Kaynak: TİM
(*)İhracatçı Birliklerince 1.1.2009-31.12.2009 tarihleri arasında kayda alınan ihracat toplamını gösterir.
(**)İhracatçı Birliklerince kayda alınması zorunlu olmayan, ancak ihracat sayılan işlenmemiş değerli maden, uçak ve gemilere
teslim edilen akaryakıt ve kumanda ile diğer kalemlerin geçici toplam ihracat tutarlarıdır.
11
TABLO 13
ARALIK 2009 İHRACAT RAKAMLARI (*)
İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİKLERİ BAZINDA İHRACAT
OCAK-ARALIK
İHRACATÇI
BİRLİKLERİ
SEKRETERLİKLERİ
AİB
AKİB
DAİB
DETKİB
DKİB
EİB
GAİB
İİB
İMMİB
İTKİB
KİB
OAİB
UİB
TOPLAM
GENEL
2008
2009
Değişim(09/08)
Pay(09)(%)
525.663
5.412.219
3.612.390
1.268.672
505.999
7.979.551
3.897.128
5.004.085
44.803.776
17.390.713
1.278.622
10.905.820
25.124.974
127.709.612
547.986
5.346.233
4.011.484
1.045.082
593.797
6.384.146
3.863.944
4.226.777
29.991.626
14.242.889
1.073.094
8.529.356
17.218.267
97.074.681
4,2
1,2
11,0
17,6
17,4
20,0
0,9
15,5
33,1
18,1
16,1
21,8
31,5
-23,99
0,6
5,5
4,1
1,1
0,6
6,6
4,0
4,4
30,9
14,7
1,1
8,8
17,7
100
Kaynak: TİM
(*)İhracatçı Birliklerince 1.1.2009-31.12.2009 tarihleri arasında kayda alınan ihracat toplamını gösterir.
TABLO 14
İHRACATIN SEKTÖREL DAĞILIMI (AYLIK)
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Tarım
980
854
822
858
762
776
817
829
974
1.183
1,098
1.237
Aylık (Milyon $)
Maden Sanayi Diğerleri
365
5.542
999
320
5.583
1.677
343
6.027
965
440
6.079
185
464
5.966
155
655
6.743
161
778
7.378
83
777
6.140
77
731
6.615
161
770
8.024
113
665
7.022
118
822
7.451
542
Toplam
7.886
8.435
8.157
7.562
7.348
8.335
9.057
7.823
8.481
10.090
8.903
10.053
Tarım
12,4
10,1
10,1
11,3
10,4
9,3
9,0
10,6
11,5
11,7
12,3
12,3
Toplam İhracat İçindeki Payı (%)
Maden Sanayi Diğerleri Toplam
4,6
70,3
12,7
100,0
3,8
66,2
19,9
100,0
4,2
73,9
11,8
100,0
5,8
80,4
2,4
100,0
6,3
81,2
2,1
100,0
7,9
80,9
1,9
100,0
8,6
81,5
0,9
100,0
9,9
78,5
1,0
100,0
8,6
78,0
1,9
100,0
7,6
79,5
1,1
100,0
7,5
78,9
1,3
100,0
8,2
74,1
5,4
100,0
Kaynak: DTM
12
TABLO 15
TARIM SEKTÖRÜ İHRACATI (AYLIK)
Aylık (Milyon $)
Gıda
Maddeleri
Tarımsal Ham
Maddeler
940
808
778
808
716
725
770
781
922
1.122
1.044
1.167
40
46
45
50
45
51
46
48
52
61
54
71
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Tarımsal
Ürünler
Toplamı
980
854
822
858
762
776
817
829
974
1.183
1.098
1.237
Toplam Tarım Sektörü İhracatı İçindeki Payı
(%)
Tarımsal
Gıda
Tarımsal Ham
Ürünler
Maddeleri
Maddeler
Toplamı
95,9
4,1
100,0
94,6
5,4
100,0
94,6
5,4
100,0
94,2
5,8
100,0
94,1
5,9
100,0
93,5
6,5
100,0
94,3
5,7
100,0
94,2
5,8
100,0
94,7
5,3
100,0
94,9
5,1
100,0
95,1
4,9
100,0
94,3
5,7
100,0
Kaynak: DTM
TABLO 16
MADENCİLİK SEKTÖRÜ İHRACATI (AYLIK)
Aylık (Milyon $)
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Maden
cevheri ve
döküntüleri
metali
98
67
96
118
122
154
198
174
210
166
183
267
Min.
Yakıtlar
ve
yağlar
180
173
162
220
234
387
461
483
387
451
350
414
Demir
dışı
metaller
Madencilik
ürün. Top.
87
80
84
103
109
114
120
120
134
153
132
141
365
320
343
440
464
655
778
777
731
770
665
822
Toplam madencilik sektörü
içindeki payı (%)
Maden
Min.
Demir
cevheri ve Yakıtlar
dışı
döküntüleri
ve
metaller
metali
yağlar
26,9
49,2
23,9
21,0
54,1
25,0
28,1
47,4
24,5
26,8
49,9
23,3
26,2
50,3
23,4
23,5
59,1
17,4
25,4
59,2
15,4
22,4
62,1
15,5
28,7
53,0
18,4
21,6
58,5
19,9
27,5
52,7
19,8
32,5
50,3
17,2
Madencilik
ürün. Top.
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
Kaynak: DTM
13
TABLO 17
SANAYİ SEKTÖRÜ İHRACATI (AYLIK)
Aylık (Milyon $)
Ara
Malları
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
2.302
2.433
2.588
2.612
2.478
2.723
2.991
2.640
2.649
3.318
2.869
2.908
Makine ve
Ulaşım
Araçları
1.823
1.910
2.187
2.143
2.178
2.584
2.773
2.039
2.624
3.006
2.569
2.962
Tüketim
Malları
1.416
1.240
1.252
1.324
1.310
1.436
1.614
1.460
1.342
1.700
1.584
1.582
Sanayi
Mamül.
Top.
5.542
5.583
6.027
6.079
5.966
6.743
7.378
6.140
6.615
8.024
7.022
7.451
Toplam Sanayi Sektörü İhracatı İçindeki Payı
(%)
Makine ve
Sanayi
Ara
Tüketim
Ulaşım
Mamül.
Malları
Malları
Araçları
Top.
41,5
32,9
25,6
100,0
43,6
34,2
22,2
100,0
42,9
36,3
20,8
100,0
43,0
35,3
21,8
100,0
41,5
36,5
21,9
100,0
40,4
38,3
21,3
100,0
40,5
37,6
21,9
100,0
43,0
33,2
23,8
100,0
40,0
39,7
20,3
100,0
41,4
37,5
21,2
100,0
40,9
36,6
22,6
100,0
39,0
39,8
21,2
100,0
Kaynak: DTM
TABLO 18
YOLLARA GÖRE İHRACAT (YILLIK)
(Milyon $)
DENİZ YOLU
DEMİR YOLU
KARA YOLU
HAVA YOLU
DİĞER
GENEL TOPLAM
2004
31.260
578
27.104
3.907
318
63.167
2005
35.426
757
31.602
3.979
1.713
73.476
2006
42.655
912
35.156
4.863
1.948
85.535
2007
52.174
1.082
44.482
7.081
2.515
107.272
2008
66.443
1.260
50.902
10.435
2.986
132.027
2009
47.118
907
42.388
9.764
1.952
102.129
Kaynak: DTM
İTHALAT
2009 yılında ithalat 2008 yılına göre, % 30,2’lik düşüşle 201.964 milyon dolardan 140.926
milyon dolara gerilemiştir. Tarım ve ormancılık ürünleri ithalatı % 28,1’lik düşüşle 4.594 milyon
dolar, balıkçılık ürünleri ithalatı % 24,4’lük düşüşle 31 milyon dolar, madencilik ve taşocakçılığı
ürünleri ithalatı % 42,1’lik düşüşle 20.625 milyon dolar, imalat sanayi ürünleri ithalatı %26,1’lik
düşüşle 111.028 milyon dolar olmuştur. Toplam ithalat içinde tarım ve ormancılık ürünleri ile
imalat sanayi ürünlerinin payı artarken, madencilik ve taşocakçılığı ürünlerinin payı azalmıştır.
Ana mal grupları itibariyle bir önceki yıla göre ara (hammadde) malları ithalatı, toplam ithalatın
belirleyicisi olma konumunu 2009 yılında da sürdürmüştür. Ara malı ithalatının toplam ithalat
içinde yüksek paya sahip olması nedeniyle bu ithalat kaleminde yaşanan yüksek oranlı düşüşler,
toplam ithalattaki gerilemenin temel belirleyicisi olmuştur. Uygulamaya konulan mali tedbirlerin
etkisiyle yılın son çeyreğinden itibaren ithalatın tüm alt kalemlerinde görülen toparlanma
eğilimi, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren yatırım mallarında kesintiye uğramış, tüketim
mallarında ise yılsonuna kadar devam etmiştir. Ara malı ithalatı, son çeyrekte yavaşlamakla
14
birlikte artışını sürdürmüştür. Kasım ayında gemi ithalatında görülen artış, tüketim malı
ithalatına önemli katkı yapmıştır.
TABLO 19
SEKTÖRLERE GÖRE İTHALAT
(Milyon$)
Sektörler
Tarım
ve
Ormancılık
Balıkçılık
Madencilik ve
Taşocakçılığı
İmalat
Diğer
Toplam
2006
Değer
2007
Pay (%)
2007
2008
2008
2009
2006
2.902
4.641
6.392
4.594
2,1
2,7
3,2
3,3
59,9
37,7
-28,1
33
31
41
31
0,0
0,0
0,0
0,0
-6,1
32,3
-24,4
22.034
25.314
35.650
20.625
15,8
14,9
17,7
14,6
14,9
40,8
-42,1
110.379
4.228
139.576
133.938
6.139
170.063
150.252
9.629
201.964
111.028
4.648
140.926
79,1
3,0
100,0
78,8
3,6
100,0
74,4
4,8
100,0
78,8
3,3
100,0
21,3
45,2
21,8
12,2
56,8
18,8
-26,1
-51,7
-30,2
2009
Değişim (%)
2007 2008
2009
2008 yılında 28.021 milyon dolar olan sermaye (yatırım) malları ithalatı, 2009 yılında %23,4’lük
düşüşle 21.475 milyon dolara, ara (hammadde) malları ithalatı % 34,4’lük düşüşle 99.491
milyon dolara, tüketim malları ithalatı ise % 10,2’lik düşüşle 19.288 milyon dolara gerilemiştir.
Toplam ithalat içinde sermaye (yatırım) malları ve tüketim mallarının payı artarken, ara
(hammadde) mallarının payı azalmıştır.
TABLO 20
ANA MAL GRUPLARINA GÖRE İTHALAT
(Milyon $)
Mal Grupları
Sermaye (Yatırım) Malları
Ara (Hammadde) Mallar
Tüketim Malları
Diğerleri
Toplam
Değer
2006
23.348
99.605
16.116
507
139.576
2007
27.054
123.640
18.694
675
170.063
2008
28.021
151.747
21.489
707
201.964
2009
21.475
99.491
19.288
672
140.926
Pay (%)
2006 2007
16,7
15,9
71,4
72,7
11,5
11,0
0,4
0,4
100,0 100,0
2008
13,9
75,1
10,6
0,4
100,0
2009
15,2
70,6
13,7
0,5
100,0
Değişim (%)
2007 2008
15,9 3,6
24,1 22,7
16,0 15,0
33,1 4,7
21,8 18,8
2009
-23,4
-34,4
-10,2
-5,0
-30,2
Kaynak: TÜİK
2009 yılında mal grupları itibariyle ithalatı en çok, mineral yakıtlar-mineral yağlar ve
müstahsalları, mumlar, kazan, makine ve cihazlar, aletler parçaları, elektrikli makine ve cihazlar,
aksam ve parçaları, demir ve çelik ithalatı etkilemiştir.
Fasıllara göre yapılan ithalat sıralamasında, 29.887 milyon dolar ile mineral yakıtlar-mineral
yağlar ve müstahsalları, mumlar ilk sırada yer alırken, onu 17.138 milyon dolar ile kazan,
makine ve cihazlar, aletler parçaları, 12.250 milyon dolar ile elektrikli makine ve cihazlar, aksam
ve parçaları ithalatı, 11.345 milyon dolar ile demir ve çelik, 8.976 milyon dolar ile motorlu kara
taşıtları, traktör, bisiklet, motosiklet ve diğer ürünlerin ithalatı izlemiştir. Toplam ithalat içinde
bu fasılların payları sırasıyla, % 21,2, % 12,2, % 8,7, % 8,1 ve % 6,4 olmuştur.
15
TABLO 21
SANAYİ SEKTÖRÜ İTHALATI (AYLIK)
Aylık (Milyon $)
Ara
Malları
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
2.543
2.507
2.902
2.948
3.023
3.413
3.672
3.527
3.523
3.729
3.426
4.303
Makine Ve
Ulaşım
Araçları
2.184
2.523
3.029
3.051
3.437
3.857
3.553
3.520
3.759
3.616
3.795
4.744
Tüketim
Malları
614
692
703
722
654
721
785
797
803
875
782
944
Sanayi
Mamül.
Top.
5.342
5.723
6.634
6.722
7.114
7.991
8.010
7.844
8.084
8.220
8.003
9.991
Toplam Sanayi Sektörü İhracatı İçindeki Payı
(%)
Makine Ve
Sanayi
Ara
Tüketim
Ulaşım
Mamül.
Malları
Malları
Araçları
Top.
47,6
40,9
11,5
100,0
43,8
44,1
12,1
100,0
43,7
45,7
10,6
100,0
43,9
45,4
10,7
100,0
42,5
48,3
9,2
100,0
42,7
48,3
9,0
100,0
45,8
44,4
9,8
100,0
45,0
44,9
10,2
100,0
43,6
46,5
9,9
100,0
45,4
44,0
10,6
100,0
42,8
47,4
9,8
100,0
43,1
47,5
9,5
100,0
Kaynak: DTM
TABLO 22
İTHALATIMIZDAKİ İLK 20 FASIL (1) (YILLIK)
(Milyon $)
24 MİNERAL YAKITLAR, MİNERAL YAĞLAR VE MÜSTAHSALLARI, MUMLAR
84 KAZAN: MAKİNE VE CİHAZLAR, ALETLER, PARÇALARI
85 ELEKTRİKLİ MAKİNE VE CİHAZLAR, AKSAM VE PARÇALARI
72 DEMİR VE ÇELİK
87 MOTORLU KARA TAŞITLARI, TRAKTÖR, BİSİKLET, MOTOSİKLET VE DİĞER
39 PLASTİK VE PLASTİKTEN MAMUL EŞYA
30 ECZACILIK ÜRÜNLERİ
29 ORGANİK KİMYASAL MÜSTAHSALLAR
90 OPTİK, FOTOĞRAF, SİNEMA, ÖLÇÜ, KONTROL, AYAR CİHAZLARI, TIBBİ ALET
48 KAĞIT VE KARTON: KAĞIT HAMURUNDAN KAĞIT VE KARTONDAN EŞYA
52 PAMUK, PAMUK İPLİĞİ VE PAMUKLU MENSUCAT
71 İNCİLER, KIYMETLİ TAŞ VE METAL MAMÜLLERİ, MADENİ PARALAR
74 BAKIR VE BAKIRDAN EŞYA
76 ALUMİNYUM VE ALUMİNYUM EŞYA
40 KAUÇUK VE KAUÇUKTAN EŞYA
73 DEMİR VEYA ÇELİKTEN EŞYA
55 SENTETİK VE SUNİ DEVAMSIZ LİFLER
38 MUHTELİF KİMYASAL MADDDELER
32 DEBAGAT VE BOYACILIKTA KULLANILAN HÜLASA, BOYA, MACUN, SAKIZLA
54 DOKUMAYA ELVERİŞLİ SUNİ VE SENTETİK LİFLER
LİSTE TOPLAMI
GENEL İTHALAT
GENEL İTHALAT İÇİNDEKİ PAYI
2007
33.883
22.570
13.295
16.182
12.397
8.688
3.524
3.996
3.012
2.470
2.830
5.906
3.152
2.353
1.872
1.837
1.879
1.537
1.529
1.576
144.490
170.063
85,0
2008
48.281
22.539
13.892
23.160
12.790
9.386
4.361
4.421
3.445
2.605
2.332
5.654
3.276
2.544
2.220
2.227
1.696
1.733
1.579
1.494
169.635
201.964
84,0
2009
29.887
17.138
12.250
11.345
8.976
6.945
4.081
3.342
2.834
2.214
2.098
2.004
1.985
1.603
1.555
1.531
1.520
1.473
1.276
1.244
115.300
140.926
81,8
Kaynak: DTM
(1) 2009 yılı değer sıralamasına göre
16
TABLO 23
İTHALATIMIZDA İLK 20 SIRAYI ALAN ÜLKELER
ÜLKELER
2008
Rusya Federasyonu
Almanya
Çin
A.B.D.
İtalya
Fransa
İspanya
İngiltere
İran
Ukrayna
Güney Kore Cumhuriyeti
Japonya
Hollanda
Belçika
Romanya
Cezayir
İsviçre
Hindistan
İsveç
Polonya
Liste Toplamı
Genel Toplam
31.364
18.687
15.658
11.976
11.012
9.022
4.548
5.324
8.200
6.106
4.092
4.027
3.056
3.151
3.548
3.262
5.588
2.458
1.909
1.978
154.966
201.964
Toplam
İçindeki
Payı %
15,5
9,3
7,8
5,9
5,5
4,5
2,3
2,6
4,1
3,0
2,0
2,0
1,5
1,6
1,8
1,6
2,8
1,2
0,9
1,0
76,7
100,0
2009 (1)
19.720
14.100
12.677
8.574
7.675
7.093
3.778
3.474
3.406
3.156
3.118
2.782
2.543
2.372
2.258
2.028
2.000
1.893
1.891
1.817
106.355
140.926
Toplam
İçindeki
Payı %
14,0
10,0
9,0
6,1
5,4
5,0
2,7
2,5
2,4
2,2
2,2
2,0
1,8
1,7
1,6
1,4
1,4
1,3
1,3
1,3
75,5
100,0
Fark
-11.645
-4.587
-2.891
-3.402
-3.336
-1.929
-770
-1.850
-4.794
-2.950
-973
-1.245
-513
-779
-1.290
-1.234
-3.589
-565
-18
-161
-48.611
-61.038
Değişim %
-37,1
-24,5
-19,0
-28,4
-30,3
-21,4
-16,9
-34,7
-58,5
-48,3
-23,8
-30,9
-16,8
-24,7
-36,4
-37,8
-64,2
-23,0
-0,9
-8,1
-31,4
-30,2
Kaynak: DTM
(1) Sıralama son yıla göre yapılmıştır.
17
TABLO 24
İTHALAT-ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DAĞILIM (YILLIK)
(Milyon $)
GENEL İTHALAT
AB ÜLKELERİ (27)
DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ
AFRİKA ÜLKELERİ
KUZEY AFRİKA
DİĞER AFRİKA
AMERİKA ÜLKELERİ
KUZEY AMERİKA
ORTA AMERİKA
GÜNEY AMERİKA
ASYA ÜLKELERİ
YAKIN VE ORTADOĞU ÜLKELERİ
DİĞER ASYA ÜLKELERİ
AVUSTRALYA VE YENİ ZELANDA
DİĞER ÜLKE ve BÖLGELER
SEÇİLMİŞ ÜLKE GRUPLARI
OECD ÜLKELERİ
EFTA
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI
BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU
TÜRK CUMHURİYETLERİ
İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI
2008
201.964
74.802
44.196
7.770
5.267
2.503
17.224
13.404
560
3.260
55.715
17.628
38.087
876
45
Dağılım %
100,0
37,0
21,9
3,8
2,6
1,2
8,5
6,6
0,3
1,6
27,6
8,7
18,9
0,4
0,0
2009
140.926
56.594
26.156
5.700
3.542
2.158
12.274
9.512
476
2.286
38.456
9.596
28.860
648
133
Dağılım %
100,0
40,2
18,6
4,0
2,5
1,5
8,7
6,7
0,3
1,6
27,3
6,8
20,5
0,5
0,1
Değişim %
-30,2
-24,3
-40,8
-26,6
-32,8
-13,8
-28,7
-29,0
-15,1
-29,9
-31,0
-45,6
-24,2
-26,1
196,5
102.902
6.218
45.632
13.221
42.614
4.279
29.179
51,0
3,1
22,6
6,5
21,1
2,1
14,4
75.150
2.781
28.567
6.742
26.045
2.605
17.706
53,3
2,0
20,3
4,8
18,5
1,8
12,6
-27,0
-55,3
-37,4
-49,0
-38,9
-39,1
-39,3
Kaynak: DTM
ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DIŞ TİCARET
2009 yılında, bir önceki yıla göre Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yapılan ihracat % 25,9, Türkiye
Serbest Bölgelerine yapılan ihracat % 35,1, diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılan
ihracat % 18,9 düşüş göstermiştir. Toplam 102.129 milyon dolarlık ihracatın 46.985 milyon
dolarlık kısmı AB ülkelerine, 1.957 milyon dolarlık kısmı Türkiye Serbest Bölgelerine, 53.187
milyon dolarlık kısmı diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılmıştır. Toplam ihracat
içinde AB ülkelerinin payı % 46, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı % 1,9, diğer ülkeler grubu
altında yer alan ülkelerin payı % 52,1 olmuştur.
Diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelere yapılan ihracatın 11.358 milyon dolarlık kısmını,
AB dışındaki Avrupa ülkelerine, 10.179 milyon dolarlık kısmını Afrika ülkelerine, 4.838 milyon
dolarlık kısmını Amerika ülkelerine, 25.891 milyon dolarlık kısmını Asya ülkelerine, 360 milyon
dolarlık kısmını ise Avustralya ve Yeni Zelanda’ya yapılan ihracat oluşturmuştur. Toplam
ihracat içinde AB dışındaki Avrupa ülkelerinin payı % 11,1, Afrika ülkelerinin payı % 10,
Amerika ülkelerinin payı % 4,7, Asya ülkelerinin payı % 25,4, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın
payı % 0,4 düzeyinde gerçekleşmiştir.
18
TABLO 25
ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İHRACAT VE İTHALAT
(Milyon $)
ÜLKE GUPLARI
Genel Toplam
A-Avrupa Birliği
Ülkeleri (AB 27)
B- Türkiye Serbest
Bölgeleri
C- Diğer Ülkeler
1-Diğer Avrupa(AB
Hariç)
2- Afrika Ülkeleri
Kuzey Afrika
Diğer Afrika
3-Amerika Ülkeleri
Kuzey Amerika
Orta Amerika ve
Karayipler
Güney Amerika
4- Asya Ülkeleri
Yakın ve Orta Doğu
Diğer Asya
5-Avustralya ve Yeni
Zelanda
6-Diğer Ülke ve
Bölgeler
İHRACAT
2008
2009
Değer Pay(%) Değer Pay(%)
132.027
100,0 102.129
100,0
Değişim
%
-22,6
İTHALAT
2008
2009
Değer Pay(%) Değer Pay(%)
201.964
100,0 140.926
100,0
Değişim
%
-30,2
63.390
48,0
46.985
46,0
-25,9
74.802
37,0
56.594
40,2
-24,3
3.015
2,3
1.957
1,9
-35,1
1.334
0,7
965
0,7
-27,6
65.622
49,7
53.187
52,1
-18,9
125.827
62,3
83.366
59,2
-33,7
15.678
11,9
11.358
11,1
-27,6
44.196
21,9
26.156
18,6
-40,8
9.063
5.850
3.212
6.532
4.802
6,9
4,4
2,4
4,9
3,6
10.179
7.447
2.732
4.838
3.563
10,0
7,3
2,7
4,7
3,5
12,3
27,3
-15,0
-25,9
-25,8
7.770
5.267
2.503
17.224
13.404
3,8
2,6
1,2
8,5
6,6
5.700
3.542
2.158
12.274
9.512
4,0
2,5
1,5
8,7
6,7
-26,6
-32,8
-13,8
-28,7
-29,0
829
0,6
597
0,6
-28,0
560
0,3
476
0,3
-15,1
901
32.505
25.430
7.074
0,7
24,6
19,3
5,4
678
25.891
19.187
6.704
0,7
25,4
18,8
6,6
-24,8
-20,3
-24,6
-5,2
3.260
55.715
17.628
38.087
1,6
27,6
8,7
18,9
2.286
38.456
9.596
28.860
1,6
27,3
6,8
20,5
-29,9
-31,0
-45,6
-24,2
435
0,3
360
0,4
-17,3
876
0,4
648
0,5
-26,1
1.410
1,1
561
0,5
-60,2
45
0,0
133
0,1
196,5
Kaynak: TÜİK
Seçilmiş ülke grupları içinde yer alan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD)
ülkelerine 54.227 milyon dolarlık, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkelerine 4.327
milyon dolarlık, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine 12.315 milyon dolarlık,
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine 5.945 milyon dolarlık, Bağımsız Devletler Topluluğu
ülkelerine 8.742 milyon dolarlık, Türk Cumhuriyetleri’ne 3.397 milyon dolarlık, İslam
Konferansı Teşkilatı ülkelerine 28.663 milyon dolarlık ihracat yapılmıştır. Toplam ihracat içinde
OECD ülkelerine yapılan ihracatın payı % 53,1, EFTA ülkelerine yapılan ihracatın payı % 4,2,
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatın payı % 12,1, Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatın payı % 5,8, Bağımsız Devletler Topluluğu
ülkelerine yapılan ihracatın payı % 8,6, Türk Cumhuriyetleri’ne yapılan ihracatın payı % 3,3,
İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerine yapılan ihracatın payı da % 28,1 olmuştur.
2008 yılında AB ülkelerinden yapılan ithalat % 24,3, Türkiye Serbest Bölgelerinden yapılan
ithalat % 27,6 diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerden yapılan ithalat % 33,7 düşüş
göstermiştir. Toplam 140.926 milyon dolarlık ithalatın 56.594 milyon dolarlık kısmı AB
ülkelerinden, 965 milyon dolarlık kısmı Türkiye Serbest Bölgelerinden, 83.366 milyon dolarlık
kısmı diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerden yapılmıştır. Toplam ithalat içinde AB
ülkelerinin payı % 40,2, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı % 0,7, diğer ülkeler grubu altında yer
alan ülkelerin payı % 59,2 olmuştur.
19
TABLO 26
SEÇİLMİŞ ÜLKE GRUPLARINA GÖRE İHRACAT VE İTHALAT
(Milyon $)
ÜLKE GRUPLARI
Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma
Teşkilatı(OECD)
Avrupa Serbest Ticaret
Birliği(EFTA)
Karadeniz Ekonomik
İşbirliği(KEİ)
Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı(EİT)
Bağımsız Devletler
Topluluğu(BDT)
Türk Cumhuriyetleri
İslam Konferansı
Teşkilatı(İKT)
İHRACAT
2008
2009
Değer Pay(%) Değer Pay(%)
Değişim
(%)
İTHALAT
2008
2009
Değer
Pay(%) Değer Pay(%)
Değişim
(%)
70.472
53,4
54.227
53,1
-23,1
102.902
51,0
75.150
53,3
-27,0
3.262
2,5
4.327
4,2
32,7
6.218
3,1
2.781
2,0
-55,3
20.867
15,8
12.315
12,1
-41,0
45.632
22,6
28.567
20,3
-37,4
6.248
4,7
52.945
5,8
-4,8
13.221
6,5
6.742
4,8
-49,0
13.938
10,6
8.742
8,6
-37,3
42.614
21,1
26.045
18,5
-38,9
3.749
2,8
3.397
3,3
-9,4
4.279
2,1
2.605
1,8
-39,1
32.597
24,7
28.663
28,1
-12,1
29.179
14,4
17.706
12,6
-39,3
Kaynak: TÜİK
Diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerden yapılan ithalatın 26.156 milyon dolarlık kısmını
AB dışındaki Avrupa ülkelerinden, 5.700 milyon dolarlık kısmını Afrika ülkelerinden, 12.274
milyon dolarlık kısmını Amerika ülkelerinden, 38.456 milyon dolarlık kısmını Asya
ülkelerinden, 648 milyon dolarlık kısmını Avustralya ve Yeni Zelanda’dan yapılan ithalat
oluşturmuştur. Toplam ithalat içinde AB dışındaki Avrupa ülkelerinin payı % 18,6, Afrika
ülkelerinin payı % 4, Amerika ülkelerinin payı % 8,7, Asya ülkelerinin payı % 27,3, Avustralya
ve Yeni Zelanda’nın payı ise % 0,5 olmuştur.
Seçilmiş ülke grupları içinde yer alan OECD ülkelerinden 75.150 milyon dolarlık, EFTA
ülkelerinden 2.781 milyon dolarlık, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden 28.567
milyon dolarlık, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden 6.742 milyon dolarlık, Bağımsız
Devletler Topluluğu ülkelerinden 26.045 milyon dolarlık, Türk Cumhuriyetleri’nden 2.605
milyon dolarlık, İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerinden 17.706 milyon dolarlık ithalat
yapılmıştır. Toplam ithalat içinde OECD ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 53,3, EFTA
ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 2, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden
yapılan ithalatın payı % 20,3, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkelerinden yapılan ithalatın payı
%4,8, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden yapılan ithalatın payı % 18,5, Türk
Cumhuriyetleri’nden yapılan ithalatın payı % 1,8, İslam Konferansı Teşkilatı ülkelerinden
yapılan ithalatın payı da % 12,6 olmuştur.
Türkiye’nin dış ticaret hacmi 2009 yılında 2008 yılına göre % 27,2 azalarak 333.991 milyon
dolardan 243.055 milyon dolara gerilemiştir. Dış ticaret hacminin 103.579 milyon dolarlık kısmı
AB ülkeleriyle, 2.922 milyon dolarlık kısmı Türkiye Serbest Bölgeleriyle, 136.553 milyon
dolarlık kısmı diğer ülkeler grubu altında yer alan ülkelerle yapılmıştır. Toplam dış ticaret hacmi
içinde AB ülkelerinin payı % 42,6, Türkiye Serbest Bölgelerinin payı % 1,2, diğer ülkeler grubu
altında yer alan ülkelerin payı % 56,2 olarak gerçekleşmiştir.
20
TABLO 27
ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DIŞ TİCARET HACMİ
(Milyon$)
ÜLKE GUPLARI
Genel Toplam
A-Avrupa Birliği Ülkeleri (AB 27)
B- Türkiye Serbest Bölgeleri
C- Diğer Ülkeler
1-Diğer Avrupa(AB Hariç)
2- Afrika Ülkeleri
Kuzey Afrika
Diğer Afrika
3-Amerika Ülkeleri
Kuzey Amerika
Orta Amerika ve Karayipler
Güney Amerika
4- Asya Ülkeleri
Yakın ve Orta Doğu
Diğer Asya
5-Avustralya ve Yeni Zelanda
6-Diğer Ülkeler
2008
Değer
Pay (%)
333.991
100,0
138.193
41,4
4.349
1,3
191.449
57,3
59.874
17,9
16.833
5,0
11.118
3,3
5.716
1,7
23.756
7,1
18.206
5,5
1.389
0,4
4.161
1,2
88.219
26,4
43.058
12,9
45.161
13,5
1.311
0,4
1.455
0,4
2009
Değer
Pay (%)
243.055
100,0
103.579
42,6
2.922
1,2
136.553
56,2
37.514
15,4
15.879
6,5
10.989
4,5
4.890
2,0
17.112
7,0
13.075
5,4
1.073
0,4
2.964
1,2
64.347
26,5
28.783
11,8
35.564
14,6
1.008
0,4
693
0,3
Değişim
(%)
-27,2
-25,0
-32,8
-28,7
-37,3
-5,7
-1,2
-14,4
-28,0
-28,2
-22,8
-28,8
-27,1
-33,2
-21,3
-23,2
-52,3
Kaynak: TÜİK
Diğer ülkeler grubu altında yer alan AB dışındaki Avrupa ülkeleriyle 37.514 milyon dolarlık,
Afrika ülkeleriyle 15.879 milyon dolarlık, Amerika ülkeleriyle 17.112 milyon dolarlık, Asya
ülkeleriyle 64.347 milyon dolarlık, Avustralya ve Yeni Zelanda’yla 1.008 milyon dolarlık dış
ticaret yapılmıştır. Bu ülke gruplarının toplam dış ticaret hacmi içindeki payları sırasıyla % 15,4,
% 6,5, % 7, % 26,5 ve % 0,4 olmuştur.
Seçilmiş ülke gruplarından OECD ülkeleriyle 129.377 milyon dolarlık, EFTA ülkeleriyle 7.108
milyon dolarlık, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleriyle 40.883 milyon dolarlık,
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ülkeleriyle 12.687 milyon dolarlık, Bağımsız Devletler Topluluğu
ülkeleriyle 34.786 milyon dolarlık, Türk Cumhuriyetleri’yle 6.002 milyon dolarlık, İslam
Konferansı Teşkilatı ülkeleriyle 46.369 milyon dolarlık dış ticaret gerçekleştirilmiştir. Bu ülke
gruplarının toplam dış ticaret hacmi içindeki payları sırasıyla, % 53,2, % 2,9, % 16,8, % 5,2, %
14,3, % 2,5 ve % 19,1 olmuştur.
TABLO 28
SEÇİLMİŞ ÜLKE GRUPLARINA GÖRE DIŞ TİCARET HACMİ
ÜLKE GRUPLARI
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı(OECD)
Avrupa Serbest Ticaret Birliği(EFTA)
Karadeniz Ekonomik İşbirliği(KEİ)
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı(EİT)
Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT)
Türk Cumhuriyetleri
İslam Konferansı Teşkilatı(İKT)
2008
Değer
Pay (%)
173.374
51,9
9.479
2,8
66.500
19,9
19.468
5,8
56.552
16,9
8.028
2,4
61.776
18,5
2009
Değer
Pay (%)
129.377
53,2
7.108
2,9
40.883
16,8
12.687
5,2
34.786
14,3
6.002
2,5
46.369
19,1
Değişim
(%)
-25,4
-25,0
-38,5
-34,8
-38,5
-25,2
-24,9
Kaynak: TÜİK
21
TABLO 29
YOLLARA GÖRE İTHALAT
(Milyon$)
2004
56.774
1.259
23.982
12.295
3.230
97.540
Deniz Yolu
Demir Yolu
Kara Yolu
Hava Yolu
Diğer
Genel Toplam
2005
66.741
1.817
28.669
13.072
6.475
116.774
2006
81.411
2.196
32.697
13.711
9.561
139.576
2007
100.852
2.541
38.644
16.914
11.112
170.063
2008
124.248
2.574
41.296
16.898
16.947
201.964
2009
83.187
1.723
33.530
11.564
10.923
140.926
Kaynak: DTM
TABLO 30
COĞRAFİ BÖLGELER İTİBARİYLE İTHALAT
Bölgeler
Akdeniz Bölgesi
Doğu Anadolu Bölgesi
Ege Bölgesi
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
İç Anadolu Bölgesi
Karadeniz Bölgesi
Marmara Bölgesi
Genel Toplam
2004
2.463
375
4.842
1.296
5.937
960
32.186
48.059
İTHALATÇI FİRMA SAYISI
Yıllık
2005
2006
2007
2.805
2.801
3.129
373
368
386
6.062
5.418
5.934
1.269
1.238
1.461
6.383
6.771
7.391
1.028
1.005
1.103
34.367
36.164
39.498
51.287
53.765
58.902
2008
3.145
376
5.797
1.395
7.350
1.037
38.684
57.784
2009
2.908
371
5.598
1.347
7.138
985
36.604
54.951
Kaynak: DTM
TABLO 31
COĞRAFİ BÖLGELER İTİBARİYLE İTHALAT DEĞERİ
Bölgeler
Akdeniz Bölgesi
Doğu Anadolu Bölgesi
Ege Bölgesi
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
İç Anadolu Bölgesi
Karadeniz Bölgesi
Marmara Bölgesi
Genel Toplam
2004
2.867
117
5.805
1.514
8.845
1.690
76.702
97.540
2005
3.573
173
6.459
1.885
11.985
2.317
90.382
116.774
İTHALAT DEĞERİ
Yıllık
2006
2007
4.546
6.497
223
297
7.412
9.506
2.128
2.629
16.176
19.586
2.725
2.820
106.364
128.729
139.576
170.063
2008
7.769
235
11.262
3.186
26.365
3.988
149.158
201.964
2009
6.156
226
8.467
2.438
18.873
2.598
102.169
140.926
Kaynak: DTM
22
TABLO 32
İTHALATIN DÖVİZ CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI
(Milyon $)
AVRUPA PARA BİRİMİ (EURO)
ABD DOLARI (USD)
DANİMARKA KRONU (KD)
İNG. STERLİNİ (STRL)
İSVEÇ KRONU (KS)
İSVİÇRE FRANGI (FS)
JAPON YENİ (JYEN)
TÜRK LİRASI (TL)
DİĞERLERİ
GENEL TOPLAM
Döviz Karşılığı
2008
2009
43.349
35.004
130.385
84.849
153
115
635
494
1.189
661
1.294
942
128.266
72.059
4.135
6.026
-
2008
64.175
130.385
32
1.270
186
1.227
1.282
3.300
108
201.964
ABD Dolar Karşılığı
Dağılım %
2009
31,8
49.032
64,6
84.849
0,0
23
0,6
847
0,1
90
0,6
882
0,6
1.106
1,6
4.000
0,1
98
100,0
140.926
Dağılım %
34,8
60,2
0,0
0,6
0,1
0,6
0,8
2,8
0,1
100,0
Kaynak: DTM
TABLO 33
İTHALATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIĞI ÜLKELER
ÜLKELER
NORVEÇ
KOLOMBİA
KUVEYT
NİJERYA
BANGLADEŞ
LİBYA
GANA
MOZAMBİK
PAKİSTAN
BOSNA HERSEK
LETONYA
KOSTARİKA
PARAGUAY
MOLDOVYA
VİETNAM SOSYALİST
MAKEDONYA
CEBELİ TARIK
İNG.VİRJİN AD.
TRİNİAD VE TOBAG
SRİ LANKA
LİSTE TOPLAMI
GENEL TOPLAM
Yıllık
2008
623
271
81
522
448
336
46
11
586
25
25
40
53
70
443
30
0
0
8
92
3.709
201.964
2009
772
383
184
605
523
403
102
66
619
52
50
60
72
87
457
40
10
9
17
98
4.609
140.926
Fark (1)
149
112
104
83
76
66
56
55
33
28
26
20
19
17
14
10
10
9
9
6
899
-61.038
Değişim%
23,9
41,3
128,5
15,9
16,9
19,7
119,8
514,2
5,6
112,2
105,3
49,3
35,2
24,4
3,1
34,3
+
+
102,8
6,7
24,2
-30,2
Kaynak: DTM
(1)Sıralama farka göre yapılmıştır.
23
TABLO 34
İTHALATIMIZIN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIĞI ÜLKELER
ÜLKELER
RUSYA FEDERASYONU
İRAN
ALMANYA
İSVİÇRE
A.B.D.
İTALYA
ÇİN
UKRAYNA
FRANSA
İNGİLTERE
SUUDİ ARABİSTAN
ROMANYA
KAZAKİSTAN
JAPONYA
CEZAYİR
GÜNEY KORE CUMHURİYETİ
BELÇİKA
İSPANYA
BULGARİSTAN
HİNDİSTAN
LİSTE TOPLAMI
GENEL TOPLAM
2008
31.364
8.200
18.687
5.588
11.976
11.012
15.658
6.106
9.022
5.324
3.322
3.548
2.332
4.027
3.262
4.092
3.151
4.548
1.840
2.458
155.518
201.964
2009
19.720
3.406
14.100
2.000
8.574
7.675
12.677
3.156
7.093
3.474
1.692
2.258
1.077
2.782
2.028
3.118
2.372
3.778
1.117
1.893
103.990
140.926
Fark (1)
-11.645
-4.794
-4.587
-3.589
-3.402
-3.336
-2.981
-2.950
-1.929
-1.850
-1.630
-1.290
-1.255
-1.245
-1.234
-973
-779
-770
-723
-565
-51.528
-61.038
Değişim %
-37,1
-58,5
-24,5
-64,2
-28,4
-30,3
-19,0
-48,3
-21,4
-34,7
-49,1
-36,4
-53,8
-30,9
-37,8
-23,8
-24,7
-16,9
-39,3
-23,0
-33,1
-30,2
Kaynak: DTM
(1) Sıralama farka göre yapılmıştır.
SEKTÖRLER İTİBARİYLE İHRACAT VE İTHALAT ANALİZLERİ
KİMYA SEKTÖRÜ
İhracat
2009 yılında, toplam kimya sanayi ihracatı içinde % 27,6 pay ile İlk şekillerde olmayan
plastikler (plastikten tüpler, borular, hortumlar, levhalar, plakalar, monofil çubuk ve profiler) ilk
sırayı alırken, bunu sırasıyla % 19,4 pay ile sabunlar, deterjanlar, kozmetikler ve uçucu yağlar, %
11,5 ile inorganik kimyasallar, % 9,8 ile ilk şekillerde plastikler (plastik hammaddeler), % 8,9 ile
tıb ve eczacılık ürünleri, % 8,2 ile debagat ve boyacılıkta kullanılan hülasalar, tanenler,
pigmentler ve boyalar ve % 6 ile organik kimyasallar izlemektedir.
Kimya sanayi toplam ihracatının % 40’ını tüketiciye yönelik nihai ürünler oluşturmaktadır. İhraç
edilen başlıca nihai ürünler sabunlar, ilaçlar, yıkama ve temizleme müstahzarları, şampuanlar ve
boyalardır.
2009 yılında kimya sanayi ürünleri ihracatının yapıldığı başlıca ülkeler, Irak, Rusya
Federasyonu, Almanya, Azerbaycan, İtalya, İran ve Çin Halk Cmh.’dir.
24
İhracatın giderek arttığı göz önüne alınırsa, önümüzdeki yıllarda ülkemizin dış ticaret politikası
doğrultusunda mevcut pazarlar dışında, özellikle Türk Cumhuriyetleri ve Bağımsız Devletler
Topluluğu, Doğu Avrupa ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerine kimya sanayi
ihracatımızın artacağı öngörülmektedir.
Kimya sanayi dış ticaret istatistikleri SITC Rev.3-Uluslararası Standart Ticaret Sınıflandırmasına
göre değerlendirilmiştir.
TABLO 35
ALT SEKTÖRLER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İHRACATI
(DEĞER: MİLYON ABD DOLARI)
SITC
Rev. 3
51
52
53
54
55
56
57
58
59
5
Ürün Grupları
Organik kimyasallar
İnorganik kimyasallar
Debagat ve boyacılıkta kullanılan hülasalar, tanenler, pigmentler
ve boyalar
Tıb ve eczacılık ürünleri
Sabunlar, deterjanlar ve diğer temizlik ürünleri; kozmetikler,
parfümler ve tuvalet suları, uçucu yağlar
Mineral kimyasal gübreler
İlk şekillerde plastikler
İlk şekillerde olmayan plastikler (plastikten tüpler, borular,
hortumlar, levhalar, plakalar, monofil çubuk ve profiler)
Başka bir yerde belirtilmeyen kimyasal ürünler (nişasta, tutkallar,
patlayıcılar, ateşlemeyi önleyiciler ve diğer kimyasal ürünler)
Toplam
2007
2008
2009
355.877
508.249
461.550
672.942
320.077
610.699
364.114
462.900
437.861
401.930
469.238
473.016
848.026
1.074.88
1.030.843
84.196
489.028
216.818
489.028
83.169
521.638
1.372.873
1.751.535
1.461.705
315.004
397.901
353.202
4.739.297
4.921.912
5.292.210
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
25
TABLO 36
ALT ÜRÜNLER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İHRACATI
(DEĞER: MİLYON ABD DOLARI)
GTİP
3917
3920
3004
3401
2840
3916
3402
3921
3307
3907
2902
3906
2836
3305
3208
3824
3214
3304
2810
3919
3105
3901
3808
3405
3202
Ürün adı
Plastikten tüpler, borular, hortumlar; conta, dirsek, rakor vb
Plastikten diğer levha, yaprak, pelikül ve lamlar
Tedavide/korunmada kullanılmak üzere hazırlanan ilaçlar (dozlandırılmıs)
Sabunlar, yüzey aktif organik maddeler
Boratlar; peroksiboratlar (perboratlar)
Plastikten monofil, çubuk, profiller-enine kesiti > 1mm.
Yıkama, temizleme müstahzarları-sabunlar hariç
Plastikten diğer levhalar, yaprak, pelikül, varak ve lamlar
Tras müstahzarları, vücut deodorantları, tuvalet müstahzarları
Poliasetaller, diğer polieterler, epoksit-alkid reçineler vb (ilk şekilde)
hıdrokarbonlar
Akrilik polimerleri (ilk şekilde)
Karbonat; peroksikarbonat; amonyum karbonat içeren ticari amonyum karbonat
Saç müstahzarları
Sentetik polimerler esaslı; susuz ortamda eriyen/dağılan, boya ve vernık
Kimya ve bağlı sanayide kullanılan kimyasal ürünler
Macunlar, renkli çimentolar ve boyacılıkta kullanılan sıvama maddeleri
Güzellik/makyaj ve cilt bakımı için müstahzarları
Bor oksitleri; borik asitler
Plastikten, yapışkan levha, yaprak, şerit, lam vb. düz şekilde
Azot, fosfor ve potasyum gibi; iki/üçünün karışımları
Etilen polimerleri (ilk şekillerde)
Haşarat öldürücü, dezenfekte edici, zararlıları yok edici
Ayakkabı, mobilya, döşeme vb temizleyen boya, cila, pasta vb
Debagatte kullanılan sentetik organik, anorganik maddeler müstahzarlar
2007
452,1
463,3
309,9
266,3
167,3
285,3
170,9
140,2
131,8
158,4
162,1
106,8
79,2
69,8
74,9
77,7
70,3
73,4
77,9
32,0
61,5
65,3
48,5
49,8
46,1
2008
647,0
561,0
372,2
371,6
231,1
328,6
196,9
166,9
164,3
170,4
196,1
128,8
99,2
89,3
90,2
112,8
92,3
99,7
107,5
48,0
149,3
92,1
63,4
58,1
64,2
2009
582,2
433,0
378,5
361,2
246,9
217,3
195,2
161,8
156,3
155,3
144,1
125,3
123,4
101,0
89,3
89,1
86,2
85,1
78,0
67,4
63,2
62,8
56,7
56,0
55,4
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
26
TABLO 37
ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İHRACATI
(DEĞER: MİLYON ABD DOLARI)
Ülke
Irak
Rusya Federasyonu
Almanya
Azerbaycan
İtalya
İran
Çin Halk Cmh.
Libya
Romanya
Mısır
Ukrayna
A.B.D.
İngiltere
Bulgaristan
Gürcistan
İspanya
Kazakistan
Suriye
Türkmenistan
İsrail
Diğer
Toplam
2007
173,4
393,2
230,7
146,4
238,1
151
113,4
53,5
223,8
107,5
240,1
104,6
127
132,4
102,3
174,8
127,9
71,4
41,6
95,2
1691
4.739,3
2008
263,7
468,9
286,7
224,6
313,6
178
163,3
96,7
284,6
160,9
274,5
145
148,5
172,7
143,1
174,7
117,4
99,7
66,8
110,1
1028,4
4.922
2009
317,2
306,3
266,4
230,2
214
210,4
205,6
199,7
175,9
159,3
158
135,7
129,1
120,8
120,1
119,7
108,3
101,3
98,4
97,4
1818,4
5.292
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
İthalat
Kimya sanayi ithalatı ihracatın 4 katı olup, ithalatta en önemli payı birçok sektörde ara girdi
olarak kullanılan hammaddeler almaktadır. 2009 yılında kimya sanayi mamulleri ithalatında ilk
sırayı % 26,4 ile ilk şekillerde plastikler almaktadır. Tıp ve eczacılık ürünleri % 22 pay ile ikinci
sırada yer alırken bu ürünü % 16 ile organik kimyasallar takip etmektedir.
2009 yılında kimya sanayi ithalatın gerçekleştiği başlıca ülkeler Almanya, Fransa, ABD, İtalya,
Belçika, İngiltere ve Çin Halk Cmh.’dir.
27
TABLO 38
ALT SEKTÖRLER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İTHALATI
(Değer: Milyon ABD Doları)
SITC
Rev. 3
51
52
53
54
55
56
57
58
59
5
Ürün Grupları
Organik kimyasallar
İnorganik kimyasallar
Debagat ve boyacılıkta kullanılan hülasalar, tanenler, pigmentler ve
boyalar
Tıp ve eczacılık ürünleri
Sabunlar, deterjanlar ve diğer temizlik ürünleri; kozmetikler,
parfümler ve tuvalet suları, uçucu yağlar
Mineral kimyasal gübreler
İlk şekillerde plastikler
İlk şekillerde olmayan plastikler (plastikten tüpler, borular, hortumlar,
levhalar, plakalar, monofil çubuk ve profiller
Başka bir yerde belirtilmeyen kimyasal ürünler (nişasta, tutkallar,
patlayıcılar, ateşlemeyi önleyiciler ve diğer kimyasal ürünler)
Toplam
2007
2008
2009
3.793,9
1.092,8
4.168,6
1.667,5
3.123,9
1.079,6
1.531,3
1.585,8
1.079,6
3.838,4
4.738,4
4.413,8
1.064,6
1.244,4
1.189,2
992,8
6.835,1
1.474,6
7.320,9
1.051,7
5.300,4
1.035
1.165
938,2
1.922,8
2.176,4
1.865,1
22.106,7
25.541,6
20.041,5
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
TABLO 39
ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE'NİN KİMYA SEKTÖRÜ İTHALATI
(Değer: Milyon ABD Doları)
Ülke
Almanya
Fransa
A.B.D.
İtalya
Belçika
İngiltere
Çin Halk Cmh.
Hollanda
Rusya Federasyonu
İsviçre
İspanya
Suudi Arabistan
İrlanda
Hindistan
Güney Kore Cum.
İsrail
İsveç
Japonya
Ukrayna
Avusturya
Romanya
Mısır
Tayvan
Yunanistan
Polonya
Diğer
Toplam
2007
3.447,5
1.514,9
1.523,1
1.462,1
1.194,2
944,2
800,0
847,1
639,3
694,4
913,6
603,9
491,2
603,7
488,8
340,7
282,6
277,9
563,8
251,6
457,8
174,4
284,2
175,0
131,3
2.999,5
22.106,7
2008
3.754,6
1.704,0
1.600,9
1.581,2
1.206,4
1.081,8
1.017,9
887,3
872,8
812,5
987,2
811,1
678,7
685,8
568,7
522,2
337,7
313,1
899,0
303,8
459,2
229,9
271,1
238,3
167,4
3.549,2
25.541,7
2009
3.030,7
1.454,5
1.394,2
1.214,8
946,1
896,4
808,6
769,9
758,8
751,5
732,9
608,5
575,1
542,2
431,1
378,0
312,9
304,4
302,6
295,4
242,4
214,5
210,2
187,6
168,8
2.707,4
20.239,5
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
28
Türk kimya sanayi ithalatı ve ihracatında uyulması gereken bazı kurallar ve kısıtlamalar
mevcuttur. Bu kısıtlamaların amacı kimyasal ürünlerin dış ticaretinin, ülke ekonomisinin
yararına ve uluslararası ticaretin gereklerine uygun olarak düzenlenmesini sağlamaktır.
MADENCİLİK SEKTÖRÜ
İhracat
Maden ihracatının Türkiye’nin toplam ihracatı içindeki payı yıldan yıla değişiklik göstermekle
birlikte, 2008 yılında %2,3 olan bu değer, 2009 yılında da aynı kalmıştır. İhracat değeri, 2009
yılında bir önceki yıla göre %23 azalarak 2,4 milyar dolara gerilemiştir.. Başlıca ihraç ürünleri;
endüstriyel hammaddeler, doğal taşlar ve metalik cevherler olurken, yaklaşık tüm maden ve
minerallerin ihracatında düşüş görülmüştür. İhracat yapılan en önemli pazarlar arasında Avrupa
Birliği ülkeleri, Çin ve Hindistan ilk sıralarda yer almıştır. 2008 yılında etkisini gösteren
ekonomik krizden en fazla etkilenen ABD ise en fazla kayıp yaşadığımız pazar olmuştur. Bunun
yanı sıra dünya genelinde yaşanan ekonomik koşullar ve Çin’in alımlarını azaltması nedeni ile
Türkiye'nin maden ihracatında önemli yer tutan bakır, çinko, alüminyum, kurşun, nikel ve kalay
gibi metalik madenlerin fiyatlarında büyük düşüş yaşanmıştır.
2009 yılı maden ihracatımızda ilk sırada %58 ile doğal taşlar grubu yer almaktadır. Doğal taş
ihracat değeri 1,3 milyar dolara ulaşmış, en fazla ihraç ettiğimiz ürün işlenmiş mermer olmuştur.
İhracat yaptığımız pazarlar arasında; ABD, İngiltere, S. Arabistan, Kanada ve B.A.E. dikkat
çekmektedir.
Metalik cevherler grubunda yer alan bakır cevherleri ve konsantreleri ihracatın fazla olduğu
ikinci ürün grubudur. Bakır cevheri ve konsantreleri ihracatımız 284 milyon dolara ulaşmış; Çin,
Finlandiya, İsveç, Hindistan en önemli pazarlarımız olmuştur.
2009 yılında, bakır cevherleri ve konsantrelerinden sonra en fazla ihraç ettiğimiz ürün yine bir
metalik cevher olan krom cevheri ve konsantreleri olmuştur. Krom cevheri ihracatımız bir önceki
yıla göre ciddi azalma gösterirken; Çin, Rusya, İsveç, Belçika ve Ukrayna en önemli
pazarlarımız olmuştur.
Bu madenler dışında 2009 yılında sektörde en fazla ihraç edilen ürünler arasında; çinko
cevherleri ve konsantreleri, tabii boratlar, feldspat, manyezit, kuvars ve bentonit yer almaktadır.
29
TABLO 40
ALT ÜRÜNLER İTİBARI İLETÜRKİYE’NİN MADEN VE MİNERAL İHRACATI
(Miktar: 1000 ton, Değer: Milyon ABD Doları)
2007
Miktar Değer
Ürün
2008
Miktar Değer
2009
Miktar Değer
Doğal taş (işlenmiş)
1.723
874
1.638
938
1.473
742
Doğal taş (blok)
2.675
339
3.080
439
3.374
471
238
335
252
317
357
284
1.382
253
1.816
498
1.746
268
Tabii Boratlar
0,2
137
4
191
4
104
Çinko cevherleri ve
kons.
281
197
254
115
273
99
4.639
121
4.461
148
2.888
87
Manyezit
222
49
244
63
198
58
Bentonit
279
16
244
22
250
24
Kuvars
171
22
242
32
173
20
Pomza taşı
191
13
190
12
273
14
Barit
115
10
123
14
119
14
Perlit
272
11
326
13
293
11
Kaolin
133
4
131
4
63
2
31
2.894
27
4.061
10
1.645
2.950
15.539
261
2.645
3.440
16.664
328
3.122
2.788
14.282
207
2.407
Bakır cevherleri ve
kons.
Krom cevherleri ve
kons.
Feldspat
Dolomit (bin$)
Diğerleri
Toplam
2009 Yılındaki Önemli Pazarlar (%)
ABD(28), İngiltere(7), Suudi Arabistan(6),
Libya(5), Kanada(4), Irak(4)
Çin(74), Hindistan(6), Suriye(4), Tayvan(3),
İtalya(2)
Çin(82), Finlandiya(4), İsveç(5),Hindistan(4)
Çin(88), Rusya(4), İsveç (4), Belçika (2),
Ukrayna(2)
Çin (41), Tayvan(11), Hollanda(9), ABD (7),
İspanya (6)
Çin (55), Belçika(15), Finlandiya(9),
İspanya(8), Avustralya(5)
İtalya (44), İspanya (14), Rusya(7), BAE(5),
Tunus(3)
Avusturya (48), Yunanistan (10),
Almanya(9), İtalya(6), İngiltere(4), İrlanda(4)
Almanya (17), Hollanda (17), Fransa(15),
İtalya (12), Polonya(9)
İsrail (40), İtalya (15),İspanya(8), G. Kore(7),
İzlanda(7)
Çin (16), Hollanda (11),
İngiltere(7),KKTC(6), BAE(6)
Antalya Serbest Bölge(57), Mısır(9), Irak(9),
Ukrayna(8), Azerbaycan(4)
İspanya (13),Hindistan(12) İtalya (11),
Belçika(10), Brezilya(10)
Tunus(47), Lübnan(17),Suriye(14), Kayseri
Serbest Bölge (7), Yunanistan(4), İtalya(3)
ABD(21), G. Kore(17), Suudi Arabistan(11),
Ukrayna(7), BAE(6)
Kaynak: DTM verileri
OTO SANAYİ
İhracat
Otomotiv Ana Sanayi İhracatı
Otomotiv ana sanayi ihracatı 2009 yılında bir önceki yılın aynı dönemine göre % 31 azalarak 9,8
milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu azalışta sektörün önemli ihraç potansiyeli olan
ticari araç ihracatındaki % 54 oranındaki düşme etkili olmuştur.
30
Türkiye 2009'da 457.502 adet binek otomobil, 162.358 adet kamyon-kamyonet ve 11.166 adet
otobüs-minibüs-midibüs ihraç etmiştir. Otomobil, kamyon ve otobüslerin ihraç değerleri sırasıyla
6 milyar dolar, 2 milyar dolar ve 1 milyar dolar olmuştur.
TABLO 41
YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYE’NİN OTO ANA SANAYİ İHRACATI
(Miktar: Adet, Değer: 1000 Dolar)
Ürünler
Binek
otomobil
KamyonKamyonet
OtobüsMinibüsMidibüs
Traktör
Diğerleri
TOPLAM
2006
Adet
Değer
2007
2008
Adet
Değer
Adet
Değer
2009
Adet
Değer
441.230
5.644.989
503.271
6.839.691
534.437
7.474.402
457.502
6.087.091
240.217
2.993.598
285.761
4.137.159
341.535
5.165.737
162.358
2.302.848
10.769
836.121
15.011
1.264.705
16.801
1.419.972
11.166
1.033.178
14.037
830
707.083
260.347
77.948
9.813.002
17.493
1.844
823.380
524.350
177.122
12.943.027
18.776
1.669
913.218
608.007
173.421
14.871.340
12.706
2.657
646.389
259.554
136.422
9.819.494
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi
Başlıca ihraç pazarları Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, ABD, Slovenya, Belçika ve
İspanya’dır. 2009 yılında otomotiv ana sanayi ihracatımızın değer bazında %78,8'i Avrupa
Birliği üyesi ülkelere yapılmıştır.
TABLO 42
ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE’NİN OTO ANA SANAYİ İHRACATI
(Değer: Dolar)
ÜLKE
Fransa
İtalya
Almanya
İngiltere
A.B.D.
Belçika
Slovenya
İspanya
Cezayir
Rusya Federasyonu
Polonya
Yunanistan
İsrail
Hollanda
Avusturya
Çek Cumhuriyeti
Romanya
İsveç
Irak
Tunus
Portekiz
Diğerleri
Toplam
2007
1.886.351.704
1.948.266.210
1.305.271.497
1.132.370.449
36.774.916
243.751.399
312.502.928
1.042.914.098
195.666.130
599.656.786
147.200.451
215.070.399
222.531.291
299.401.997
153.402.811
140.568.207
658.392.430
106.323.901
49.722.820
56.063.801
67.003.420
2.123.819.618
12.943.027.263
2008
2.374.979.300
1.822.539.490
1.536.741.817
1.348.080.227
107.492.300
451.680.299
478.069.138
786.685.886
231.930.280
1.194.052.815
184.731.314
221.909.920
303.185.398
257.349.186
156.610.640
204.144.434
561.938.592
109.082.074
45.658.341
73.300.824
121.528.428
2.299.649.181
14.871.339.884
2009
2.638.204.514
1.414.115.311
812.822.454
657.315.937
473.879.233
444.251.093
433.121.523
300.573.093
286.036.057
186.572.069
170.018.895
165.173.939
143.637.227
123.536.412
93.150.904
92.247.090
88.028.953
86.340.105
84.067.400
79.523.070
69.054.130
977.824.210
9.819.493.619
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi
31
Otomotiv Yan Sanayi İhracatı
Bir motorlu taşıt, farklı yapı, malzeme ve teknoloji ile üretilen ve özgün yöntemlerle ve birbiri
ile uyumlu olarak bir araya getirilen 5.000 dolayında parçadan oluşmaktadır. Bu parçaların
üretiminde demir ve çelik, hafif metaller, plastik ve lastik, boya ve benzeri kimyasal maddeler ile
cam kullanılmaktadır. Parçaların büyük bölümü yan sanayide üretilmekte ve ana sanayi bunları
montaj yolu ile birleştirmek suretiyle taşıt aracını üretmektedir.
Bu nedenle motorlu taşıt araçları imalat sanayii, demir-çelik sanayii başta olmak üzere hafif
metaller, plastik, lastik ve cam sanayii gibi ham madde üreten sanayii ile doğrudan ilişki
içindedir. Pazardaki yoğun rekabet nedeni ile her geçen gün değişen ürün teknolojilerinin
gerektirdiği yeni malzeme ve teknikler taşıt araçları sanayii ile ham madde sanayii arasında çok
yakın işbirliğinin kurulmasını gerektirmektedir.
Otomotiv sanayii kurulduğu yıllardan beri dünya otomotiv sanayii ile yakın bir entegrasyon
içindedir. 1970’li yıllarda lisans alarak “Teknik İşbirliği” ile başlayan üretim işbirliği, 1980’li
yılların ortasından sonra giderek artan yabancı sermaye katılımı ile “Ekonomik İşbirliği”ne
dönüşmüştür.
1990 yılına kadar geçen süre içinde, ülkemizde imal edilen her türlü motorlu araç, otomotiv yan
sanayiinin gelişmesini de sağlamıştır. Kapasite artışı yanında rekabet için teknoloji yenileme ve
Ar-Ge çalışmaları 1990’lı yıllardan itibaren büyük hız kazanmıştır. Bu yıllarda çağdaş üretim
teknikleri, yoğun eğitim programları ile uygulamaya geçirilmiş ve özellikle kalite yönetim
sistemleri kurularak, firmalar uluslararası kuruluşlar tarafından belgelendirilmiştir.
Türkiye oto yan sanayiinde 90’lı yıllara kadar bazı mamuller dışındaki tüm parçalar günün
teknolojisine uygun yatırımlar ile üretilmiş, üretilen milyonlarca araçta yerli katkı oranı %90’ları
aşmış, yan sanayiimiz bu şekilde ithal ikame görevini başarı ile tamamlamıştır.
1990’lı yıllardan sonra, ana sanayideki yeni model araç yatırımlarına paralel olarak yan sanayide
de çok önemli yabancı ortaklıklar ve büyük yatırımlar gerçekleştirilmiştir.
Türkiye’nin oto yan sanayi ihracatı, dünya ihracatı ile karşılaştırıldığında 1993 yılına kadar
küçük ölçekte gerçekleşmiştir. Son 10 yılda sektör büyük çabalarla ihraç potansiyelini artırmıştır.
İhracatın istikrarlı hale gelmesinde Türkiye’deki üretimin uluslararası sanayi ve ticaretle
entegrasyonundaki başarı dikkate değer bir gelişmedir. Artık birçok firmamız Türkiye’de
üretilen dünya araçlarında ortak tasarımcı olarak yer almaktadır.
Yan sanayi bugüne kadar sürdürdüğü gelişimini, gerek doğrudan yurt dışındaki üreticilere ve
gerek yenileme pazarına ihracatını arttırarak devam ettirmiştir. Yan sanayiinin AB pazarına
yönelik ihracatının daha da gelişeceği tahmin edilmektedir.
Türkiye’nin oto yan sanayi ihracatı 1997 yılında 896 milyon dolar iken 2008 yılında 7 milyar
dolara ulaşmıştır. Küresel krizden etkilenen sektör 2009 yılında önceki yılın aynı dönemine göre
%30 azalarak 5,1 milyar dolar olmuştur. İhracatı yapılan başlıca parçalar motor aksam ve
parçaları, dış ve iç lastikler, montaj karoseri aksamı, jantlar, kauçuk parçalar, transmisyon mili,
frenler ve servo frenlerdir. Aslında, Türkiye parçalar halinde pek çok otomobil, otobüs ve
kamyon ihraç etmektedir.
32
Oto yan sanayinin ihracatında başta gelen şehirler sırasıyla Bursa, İstanbul, Kocaeli ve İzmir’dir.
Oto yan sanayi ürünleri dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilmektedir. Başlıca ihraç pazarları
Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, Romanya, İran, İspanya ve Polonya’dır. 2009 yılında
Romanya, Irak, Libya ve Güney Kore öne çıkan pazarlar olmuştur. Oto yan sanayi ihracatında en
yılında oto yan sanayi ihracatının %72’si başta Almanya, İtalya, Fransa ve İngiltere olmak üzere
AB ülkelerine yapılmıştır.
TABLO 43
YILLAR İTİBARİ İLE TÜRKİYE’ NİN OTO YAN SANAYİ İHRACATI
(Değer: 1000 Dolar)
ÜRÜNLER
Motor Aksam ve Parçaları
Dış ve İç Lastikler
Montaj Karoseri Aksamı
Jant ve Tekerlek Aksamı
Motorlu Taşıtlar için Kauçuk Parçalar
Transmisyon Mili, Yatak, Kovan
Fren ve Servo Frenler
Akümülatörler ve Aksam-Parçaları
Debriyaj ve Aksam-Parçaları
Motorlu Taşıtlarda Oturmaya Mahsus Mobilyalar
Farlar ve İşaret Cihazları
Oto Camları
Bilyalı Rulmanlar
Akslar
Amortisörler
Egzozlar, Susturucular ve Egzoz Boruları
Emniyet Kemerleri
Filtreler
Ateşleme Cihazları
İçten Yanmalı Motorlar
Radyatörler
Kara Taşıtları için Karoserileri
Tamponlar ve Parçaları
Hava Yastıkları
Direksiyon Simitleri, Kolonları, Kutuları
Metal Tabakalı Contalar, Conta Takim ve Gruplar
Vites Kutuları
Motorların Yakıt, Yağ, Soğutma Pompaları
Dizel-Yarı Dizel Motorlar
Dikiz Aynaları
Fren Balataları (8708,30 GTİP’ indekiler hariç)
Klimalar
Kara Taşıtları için Motorlu Şasiler
Motorlu Araçların Alet Tabloları İçin Saatler
Diğer Aksam ve Parçalar
TOPLAM
2006
991.766
712.542
412.376
343.938
225.173
129.160
135.737
88.812
110.388
80.213
57.099
64.349
65.921
54.925
50.248
20.762
65.998
55.708
51.229
19.860
40.412
36.441
17.380
14.860
18.642
16.437
537.646
13.793
15.614
7.898
7.060
846
29.433
169
10.148
4.532.468
2007
1.327.173
889.137
570.701
496.113
308.511
175.110
173.527
152.861
140.604
102.943
89.574
83.477
79.933
78.433
77.609
46.931
73.620
65.561
60.448
58.980
57.091
56.250
31.227
30.921
27.353
11.822
21.499
18.509
35.696
9.932
7.217
6.903
631
240
705.418
6.092.203
2008
1.350.459
969.040
653.700
500.701
348.481
230.717
211.902
193.107
158.904
139.823
109.543
87.254
92.844
94.866
100.359
44.025
75.583
72.922
62.420
57.676
69.950
68.265
39.535
43.211
30.428
13.641
39.933
17.949
70.856
12.507
4.361
16.814
1.391
504
813.483
6.970.822
2009
858.843
825.254
496.679
279.712
323.647
151.388
130.122
147.550
119.099
72.067
92.084
54.532
64.532
48.061
77.007
33.327
57.051
70.085
34.727
34.201
42.170
39.262
29.179
53.320
23.932
13.493
25.993
14.776
166.345
8.320
2.354
10.110
290
195
582.022
5.119.497
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi
33
İthalat
Otomotiv Ana Sanayi İthalatı
Otomotiv ana sanayi ithalatı 2008 yılında 329.282 adet, 2009 yılında da 289.761 adet olarak
gerçekleşmiştir. En fazla ithal edilen araç cinsi, otomobil ve kamyon - kamyonettir. Otomotiv
ana sanayi ithalatı ağırlıklı olarak AB ülkeleri, Japonya ve Güney Kore’den gerçekleşmektedir.
TABLO 44
YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYE’ NİN OTO ANA SANAYİ İTHALATI
(Miktar: Adet, Değer: Dolar)
Araç Cinsi
Binek otomobil
KamyonKamyonet
OtobüsMinibüsMidibüs
Traktör
Diğerleri
TOPLAM
2006
Adet
Değer
294.459
4.257.239
2007
Adet
Değer
281.672
4.748.662
2008
Adet
Değer
255.049
4.554.327
2009
Adet
Değer
261.796
4.218.417
63.482
1.133.673
55.658
1.089.040
56.690
1.168.033
20.073
404.493
3.600
256.748
5.863
248.608
4.932
320.302
1.910
206.892
14.036
549
376.126
714.087
104.970
6.466.717
11.602
446
355.241
698.971
159.104
6.944.385
12.161
450
329.282
676.225
234.511
6.953.399
5.371
611
289.761
200.948
155.673
5.296.373
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) Bilgi Sistemi
TABLO 45
ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE’NİN OTO ANA SANAYİ İTHALATI
(Değer: Dolar)
ÜLKE
Almanya
İspanya
Fransa
Güney Kore Cum.
İngiltere
Japonya
İtalya
Polonya
Hollanda
Tayland
Belçika
A.B.D.
Meksika
Güney Afrika Cum.
Romanya
Hindistan
Slovak Cumhur.
Çek Cumhuriyeti
Çin Halk Cumhur.
Avusturya
İsveç
Fas
Diğerleri
TOPLAM
2007
2.052.252.712
868.523.758
806.423.014
428.490.970
341.510.293
435.650.823
316.018.457
402.304.649
238.450.631
149.212.858
198.635.056
148.869.176
142.415.839
25.923.052
89.953.094
47.143.248
60.742.391
88.823.799
6.291.032
58.026.452
52.078.984
2008
2.047.314.051
811.734.652
803.231.087
416.205.695
324.593.058
358.749.737
315.118.604
369.656.308
188.913.425
202.724.954
160.108.610
183.714.220
131.550.751
154.150.370
109.009.361
45.333.785
101.229.883
69.460.657
56.392.893
44.024.996
58.739.631
181.343.514
7.139.083.802
197.063.834
7.149.020.562
2009
1.768.857.349
744.867.221
410.324.364
354.868.441
265.725.388
254.918.274
201.103.328
180.798.346
130.716.038
127.102.338
114.466.735
104.327.739
97.724.273
91.136.704
83.518.365
76.990.110
55.926.794
51.060.441
37.199.657
31.809.508
31.254.694
18.592.296
63.084.771
5.296.373.174
Kaynak: DTM verileri
34
Otomotiv Yan Sanayi İthalatı
Türkiye’nin oto yan sanayi ithalatı 2007 yılında 10,8 milyar dolar, 2008 yılında 11,8 milyar dolar
ve 2009 yılında da 8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İthalatı yapılan başlıca parçalar dizel ve
yarı dizel motorlar, montaj karoseri aksamı, vites kutuları, motor aksam ve parçaları, iç-dış
lastikler ve transmisyon aksamıdır. Yeni modellerin birçok parçası ithal edilmektedir.
Türkiye’nin ithalat yaptığı başlıca ülkeler Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere, Polonya ve
Japonya’dır.
TABLO 46
YILLAR İTİBARİYLE TÜRKİYE’ NİN OTO YAN SANAYİ İTHALATI
(Değer: Dolar)
ÜRÜNLER
Dizel-Yarı Dizel Motorlar
Montaj Karoseri Aksamı
Vites Kutuları
Motor Aksam ve Parçaları
Dış ve İç Lastikler
Transmisyon Mili, Yatak, Kovan
İçten Yanmalı Motorlar
Fren ve Servo Frenler
Bilyalı Rulmanlar
Akslar
Direksiyon Simitleri, Kolonları, Kutuları
Farlar ve İşaret Cihazları
Ateşleme Cihazları
Filtreler
Akümülatörler ve Aksam-Parçaları
Hava Yastıkları
Motorların Yakıt, Yağ, Soğutma Pompaları
Radyatörler
Debriyaj ve Aksam-Parçaları
Jant ve Tekerlek Aksamı
Amortisörler
Motorlu Taşıtlar için Kauçuk Parçalar
Tamponlar ve Parçaları
Egzoslar, Susturucular ve Egzos Boruları
Emniyet Kemerleri
Metal Tabakali Contalar, Conta Takim ve Gruplar
Oto Camları
Dikiz Aynaları
Fren Balataları (8708.30 GTİP’indekiler hariç)
Kara Taşıtları için Karoserileri
Motorlu Taşıtlarda Oturmaya Mahsus Mobilyalar
Klimalar
Motorlu Araçların Alet Tabloları İçin Saatler
Kara Taşıtları için Motorlu Şasiler
Diğer Aksam ve Parçalar
TOPLAM
2007
2.707.890.594
1.346.029.237
862.852.754
652.859.047
564.702.751
406.428.982
331.600.151
423.932.677
313.021.228
419.185.546
204.916.759
218.337.095
172.056.253
184.838.672
133.665.596
149.857.926
84.561.695
102.714.953
97.437.436
112.593.168
97.223.092
116.697.126
65.034.008
63.523.217
63.523.217
43.181.837
32.726.124
34.721.219
22.791.131
14.142.111
10.695.011
11.242.360
476.616
2.542.099
860.163.251
10.899.172.459
2008
2.881.490.847
1.303.815.464
894.934.996
638.546.700
645.370.101
541.092.645
363.323.491
496.302.063
367.982.806
513.087.220
246.969.363
245.538.528
197.509.275
193.936.253
168.409.030
173.903.839
98.759.561
139.087.030
126.848.591
144.723.259
119.248.234
130.293.424
70.206.504
71.959.147
71.959.147
51.086.620
41.365.569
36.170.019
24.318.344
21.627.338
11.490.747
13.996.333
511.281
5.479.979
789.300.287
11.822.161.511
2009
1.513.609.523
823.915.960
586.285.628
543.077.945
477.759.714
452.314.912
424.566.981
388.619.795
245.518.354
239.141.879
203.613.578
166.034.599
157.465.969
151.253.149
139.784.663
136.875.561
119.131.960
117.360.320
114.017.703
106.388.969
103.066.089
101.975.606
55.193.703
51.270.714
43.135.406
41.257.643
35.611.617
25.886.892
22.859.370
12.680.046
11.013.686
4.060.635
255.178
234.362
430.032.339
8.022.388.701
Kaynak: DTM verileri
35
TABLO 47
ÜLKELER İTİBARI İLE TÜRKİYE’NİN YAN SANAYİ İTHALATI
(Değer: Dolar)
ÜLKELER
Fransa
Almanya
İtalya
İngiltere
Polonya
Japonya
İspanya
Çin Halk Cumhur.
Çek Cumhuriyeti
Güney Kore Cum.
A.B.D.
Romanya
Hindistan
Macaristan
İsveç
Tayvan
Belçika
Hollanda
Slovak Cumhur.
Bursa Ser. Böl.
Brezilya
Diğerleri
TOPLAM
2007
1.538.485.099
2.303.275.358
994.489.549
1.411.364.510
356.395.937
719.601.337
731.776.541
315.548.590
389.964.191
614.494.419
224.385.906
60.678.538
108.493.780
257.062.886
71.143.440
58.937.651
49.211.463
55.980.917
41.964.866
38.273.734
59.898.153
497.745.594
10.899.172.459
2008
1.755.088.436
2.543.428.223
974.654.083
1.298.212.981
453.856.627
898.074.776
762.115.116
497.461.817
487.121.200
564.530.206
260.558.338
98.714.921
111.262.612
107.279.698
91.601.348
63.255.633
48.456.350
69.322.508
48.754.588
43.638.039
60.354.443
584.419.568
11.822.161.511
2009
1.690.741.111
1.425.010.507
726.551.002
710.026.715
462.401.679
444.791.741
422.618.294
389.375.980
342.703.612
285.677.367
212.497.187
131.504.428
67.609.683
62.416.488
52.121.780
48.319.420
42.167.063
41.848.687
38.186.201
36.524.547
33.363.350
355.931.859
8.022.388.701
Kaynak: DTM verileri
YAZILIM SEKTÖRÜ
Yüksek teknoloji sektörlerinden biri olan yazılım sektörünün ar-ge ve bilimsel çalışmalar, bu
sektörde çalışan araştırmacı sayısının artırılması, büyük firmaların ar-ge merkezlerinin
ülkemizde kurulmasının teşviki 12 Mart 2008 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 5746 sayılı
ar-ge kanununun olumlu sonuçları görülmeye başlamıştır.
İhracat
Türk yazılım sektörü, kamu, sağlık, eğitim, savunma, ticaret, telekom, bilgi güvenliği gibi
başarılı uygulamaları uluslararası pazarlara sunmaktadırlar. Sektör, özellikle bankacılık, turizm,
taşımacılık, lojistik gibi hizmet alanlarında, tekstil, makina, otomotiv gibi endüstriyel sektörlerde
ürün/hizmet geliştirme faaliyetlerini sürdürmekte ve yenilikçi ürünlerini ihraç pazarlarına
sunmaktadır.
2007 yılında yapılan düzenlemeyle özellikle teknolojik ürün ve hizmet Gümrük Tarife İstatistik
Pozisyon (gtip) numaraları önemli ölçüde değişmiştir. Daha önce 8524 içesinde yer alan yazılım
artık 8523 nolu kod altında değerlendirilmiş ve 8524 nolu gtip kaldırılmıştır. Yapılan
değişikliklerle daha önce 6’lı olarak verilerine rahatlıkla ulaşılabilen yazılım dış ticaret
36
rakamları, artık, 8’li gümrük tarife istatistik pozisyon (gtip) numaraları altında sınıflandırılmıştır.
Yazılım istatistiklerine 8’li bazda ülkemizde ulaşılabilinirken, dünya dış ticaret verilerine
ulaşılmasını olanaklı olmamaktadır, çünkü veriler ortak kullanım olan 6 hanelidir. Buna rağmen,
fikir vermesi açısından dünya yazılım ürün ve hizmetlerinin 8523 nolu genel 4’lü gtipleri ile 6’lı
gtip numaraları esas alınarak dünya yazılım dış ticaret rakamları dünya ticareti bölümünde
çıkarılmaya çalışılmış, koyu renkli olarak 6’lı grupların altındaki 8’li gtip yazılım kodları ayrıca
verilmiştir. Yazılım ürün ve hizmet ihracatında ürün ve/veya hizmetin gtip nosunu verme yetkisi
Gümrük Müsteşarlığı tarafından yerine getirildiğinden gümrük beyannamesi vermeden önce bir
dilekçe ile ilgili kuruma başvurup ürün/hizmeti ile ilgili doğru gtip nosunun alınması ileride
yaşanması muhtemel olabilecek karışıklıkları önlemeye yardımcı olacaktır.
Türkiye’de yazılım sektörünün toplam 2009 yılı kayıtlı ihracatı 13 milyon dolar civarında
gerçekleşmiştir. Bu rakamın sektörün gerçek ihracat rakam ve potansiyelini yansıtmadığı bilinen
bir gerçektir; çünkü yazılım genellikle makina, elektronik eşya, otomotiv, medikal, donanım gibi
bir ürün veya hizmetin bir parçası olarak ihraç edilmektedir. 70 civarında ülkeye ihracat
gerçekleştiren Türk yazılım sektörünün ihracat eğiliminin artarak devam edeceği
beklenmektedir. Sektörün geneline baktığımızda önemli ihracat pazarları olarak Almanya, ABD,
BAE, Libya, İngiltere, Azerbaycan-Nahçivan, İsviçre, Romanya, Türkmenistan olarak
sıralanabilir.
Yazılım sektörünün ürün/hizmet gamında yapmış olduğu yenilikler ihracat rakamlarına
yansımakta ve ihraç pazarları çeşitlenmektedir.
TABLO 48
YAZILIM SEKTÖR İHRACATI (BİN $)
2007
14.3
2008
12.9
2009
12.9
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
37
TABLO 49
YAZILIM SEKTÖRÜNÜN ÜLKELERE GÖRE İHRACATI ($)
Ülke
ALMANYA
A.B.D.
BAE
LİBYA
İNGİLTERE
AZERBAYCAN-NAHÇ.
İSVİÇRE
TÜBİTAK SER. BÖL.
İST.DERİ SER. BÖLG
ROMANYA
TÜRKMENİSTAN
İST.AHL. SERBEST B
YUNANİSTAN
İSRAİL
KUZEY KIBRIS T.C.
BULGARİSTAN
ARNAVUTLUK
HOLLANDA
KAZAKİSTAN
EGE SERBEST BÖLGE
Toplam
Diğer
TOPLAM
2007
3.735.689
1.317.092
225.489
37.562
760.873
157.914
9.875
98.476
275.717
190.386
14.490
400.055
1.238.351
39.306
317.171
37.168
70.313
596.128
917.285
128.899
10.568.239
3.753.973
14.322.212
2008
2.431.523
277.638
59.190
646.468
1.046.493
594.064
374.527
153.848
207.051
521.150
99.174
372.148
904.060
117.254
210.815
2.006
222.317
482.660
1.036.474
137.545
9.896.405
2.993.579
12.889.984
2009
1.549.775
1.541.124
1.098.833
981.631
966.618
744.252
524.284
520.032
503.599
501.440
480.114
410.034
355.058
343.888
315.658
313.909
268.425
256.446
154.784
141.187
11.971.091
930.290
12.901.381
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
İthalat
Türkiye yazılım sektörü diğer yüksek teknoloji sektörlerinde olduğu gibi net ithalatçı sektör
konumundadır. Sektörün ithalatı 2007 yılında 108,3 milyon dolar, 2008 yılında 117 milyon
dolar, 2009 yılında ise 110 milyon doları aşmıştır. Sektörün ithalatında küresel krizin etkisiyle
azalış görülmekte, ancak, ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 11 seviyesinde bulunmaktadır.
İrlanda, Almanya, ABD, Avusturya, G.Kore, Çin, İngiltere, Hollanda, Çek Cumh., Japonya,
Fransa, Kanada sektörün en çok ithalat yaptığı ülkelerdir. G.Kore’den yapılan yazılım ithalatı
2009 yılında önceki yıla göre önemli artış göstermiştir.
İhracat ve ithalat yapılan ülke grupları incelendiğinde ihracatımızın ülke çeşitliliği gösterdiği
ancak, miktar olarak küçük ihracat rakamları görülmektedir. Buna karşın, yazılım ithalatımızda
AB üyesi ülkeler başı çekmektedir.
38
TABLO 50
YAZILIM SEKTÖR İTHALATI (BİN $)
2007
108.3
2008
117.8
2009
110.8
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
TABLO 51
YAZILIM SEKTÖRÜNÜN ÜLKELERE GÖRE İHRACATI ($)
Ülke
İRLANDA
ALMANYA
A.B.D.
AVUSTURYA
GÜNEY KORE CUM.
ÇİN HALK CUMHUR.
İNGİLTERE
HOLLANDA
ÇEK CUMHURİYETİ
JAPONYA
İST.AHL. SERBEST B
FRANSA
KANADA
TÜBİTAK SER. BÖL.
BELÇİKA
İST.DERİ SER. BÖLG
POLONYA
İTALYA
FİNLANDİYA
MEKSİKA
İSVİÇRE
MACARİSTAN
İSRAİL
Toplam
Diğer
TOPLAM
2007
21.155.756
15.123.090
13.592.340
2.299.611
203.013
1.797.112
7.985.323
2.242.848
1.169.195
2.555.125
7.504.550
3.458.542
842.320
526.069
516.181
1.463.360
1.536.473
836.134
530.143
161.341
946.027
61.947
1.418.955
87.925.455
20.550.562
108.476.017
2008
26.266.744
15.511.604
15.896.238
4.463.492
167.608
10.073.683
10.016.455
2.200.141
948.351
2.090.300
8.613.290
2.852.330
1.121.563
568.237
336.296
1.933.661
1.454.366
1.390.197
970.602
411.623
586.473
167.462
3.373.192
111.413.908
6.448.430
117.862.338
2009
22.372.737
14.448.598
12.118.732
10.405.503
8.152.851
6.855.636
5.470.210
3.551.743
3.144.140
2.976.373
2.444.675
2.350.220
1.869.538
1.712.496
1.647.720
1.544.561
1.407.918
1.360.179
1.064.752
845.444
829.220
753.275
619.333
107.945.854
2.914.747
110.860.601
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ
İhracat
2008 yılında tüm dünyada hissedilen küresel ekonomik krizin etkisiyle dünyada çelik üretimi
2008 Aralık ayına kadar düşmeye devam etmiş, 2009 yılının ilk üççeyreğinde düşme eğiliminde
olan çelik üretimi 2009 yılının son çeyreğinde yükselmeye başlamıştır. Ancak 2009 yılı geneline
bakıldığında dünya çelik üretimi % 8,1 ve Türkiye’nin çelik üretimi % 5,6 oranında gerilemiştir.
39
2009 yılında küresel krizin etkisiyle inşaat ve otomotiv sektörlerinin yavaşlaması ve hatta bazı
ülkelerde durma noktasına gelmesi nedeniyle Türk demir çelik sektörü ihracatçıları dış pazarda
talep daralması ile karşı karşıya kalmışlardır. 2008 yılında % 65 artışla 20,6 milyar dolar olarak
gerçekleşen demir-çelik ve demir veya çelikten eşya ihracatımız (72 ve 73 fasıllar toplamı) 2009
yılında % 41 oranında azalarak 12,1 milyar dolar seviyesine gerilemiştir.
2009 yılı demir-çelik ve demir veya çelikten eşya ihracatının 5,4 milyar doları inşaat demiri,
profil gibi uzun ürünlerden, yaklaşık 1,4 milyar doları borular, 989 milyon doları inşaat aksamı
ve 984 milyon doları demir çelik kütükten oluşmuştur.
2009 yılı demir-çelik ihracatımızda Mısır % 11 pay ile ilk sırada yer almıştır. Mısır’ı sırasıyla;
%8 oranla BAE, %8 ile Irak, %5 ile Cezayir ve %5 ile Libya izlemektedir.
Sektörde geçmiş yıllarda yaşanan sorunlar halen güncelliğini korumaktadır. Bunların en önemli
olanı, yeni yatırımlarla önümüzdeki yıllarda değişmesi beklenen yassı mamul üretimindeki
yetersizliktir. Sektördeki diğer sorunlar; uzun mamul üretimin fazlalığı, enerji fiyatlarının
yüksekliği, hammadde ve girdi olarak kullanılan hurda, cevher ve kömür ithal fiyatlarının sürekli
yükselmesi, haksız rekabete neden olan kalitesiz ve düşük fiyatlı ürün ithalatıdır.
40
TABLO 52
TÜRKİYE’NİN DEMİR-ÇELİK (72 ve 73 Fasıllar) İHRACATI (Milyon $)
Ürünler
2007
2008
2009
2008-2009
% Değişim
7201
Pik
14
6
4
% -33
7204
Hurda
182
135
89
% -34
7207
Kütük
798
1.972
984
% -50
(7208 - 7212)
Yassı Ürün
882
1.308
882
% -33
(7213 - 7217)
Uzun Ürün
6.129
11.091
5.459
% -51
(7218 – 7229)
Vasıflı Çelik
Ürünler
299
340
133
% -61
(7303 – 7306)
Boru
1.304
1.911
1.430
% -25
7307
Boru Bağl.
Parç.
88
110
94
% -15
7308
İnşaat Aksamı
844
1.216
989
% -19
Demetl. Tel,
Halat
120
167
146
% -13
7315
Zincirler
13
14
12
% -14
7317
Çivi
10
16
15
% -6
7318
Vida, Cıvata
157
201
143
% -29
7322
Radyatörler
459
492
381
% -23
7323
Mutfak Eşyası
165
178
173
% -3
Diğerleri
1.037
1.525
1.251
% -18
TOPLAM
12.502
20.688
12.193
% -41
GTİP No.
(7312 – 7314)
(72 – 73)
2009 Yılında İhracat Yapılan
Ülkeler ve Payları (%)
Pakistan (% 66), Yunanistan (% 5),
Gürcistan (% 5), Türkmenistan (% 4),
Belçika (% 3)
Hollanda (% 48), İngiltere (% 14),
Almanya (% 12), İspanya (% 11), Çin
(% 8)
S. Arabistan (% 16), BAE (% 15),
Mısır (% 10), Vietnam (% 7), Fas (%
5)
İtalya (% 15), Romanya (% 12),
Hindistan (% 6), Yunanistan (% 6),
Brezilya (% 6)
Mısır (% 20), BAE (% 14), Irak (% 9),
Libya (% 6), Yemen (% 5)
Mısır (% 13), Almanya (% 12),
Brezilya (% 7), Bulgaristan (% 5),
Rusya (% 5)
Cezayir (% 27), Irak (% 10), ABD (%
7), İngiltere (% 4), Macaristan (% 4)
Almanya (% 11), Irak (% 7),
Türkmenistan (% 6), Rusya (% 6), İran
(% 6)
Irak (% 18), Türkmenistan (% 10),
Libya (% 9), Cezayir (% 5),
Azerbaycan (% 5)
Libya (% 10), Almanya (% 10), Irak
(% 8), Belçika (% 7), Mısır (% 7)
Almanya (% 15), İran (% 12), ABD
(% 9), İtalya (% 8), Romanya (% 6)
İsrail (% 11), S. Arabistan (% 10),
Türkmenistan (% 9), Gürcistan (% 7),
İtalya (% 6)
Almanya (% 27), Türkmenistan (% 7),
Fransa (% 6), Slovakya (% 5), Irak (%
5)
İngiltere (% 32), Romanya (% 8),
Yunanistan (% 7), Almanya (% 6),
Ukrayna (% 5)
Almanya (% 11), Mısır (% 10), Irak
(% 8), Libya (% 5), Azerbaycan (% 4)
Almanya (% 12), Fransa (% 7), Irak
(% 6), İngiltere (% 6), Romanya (% 4)
Mısır (% 11), BAE (% 8), Irak (% 8),
Cezayir (% 5), Libya (% 5)
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
Türkiye Menşeli Demir-Çelik Ürünleri İthalatına Karşı Uygulanmakta olan Ticaret Politikası
Önlemleri:
1994 yılında imzalanan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kurucu Anlaşması Eki’nde yer alan AntiDamping Anlaşması uyarınca, bir ülkeden başka bir ülkeye ihraç edilen bir ürünün ihraç fiyatı,
41
normal ticari işlemler içinde, ihracatçı ülkede tüketime konu benzer ürünün karşılaştırılabilir
fiyatından daha düşük olduğunda, söz konusu ürünün dampingli olduğu, yani bir başka ülkenin
pazarına normal değerinden daha düşük bir fiyatla sokulduğu kabul edilerek ithalatçı ülke
otoriteleri tarafından anti-damping soruşturması başlatılabilmektedir. Soruşturma sonucunda
ihracatçı firmanın dampingli satışlarından ötürü ithalatçı ülkenin yerel endüstrisinin zarar
gördüğü tespit edilirse, ihracatçı firmadan damping marjını aşmayacak şekilde anti-damping
vergisi tahsil edilebilmektedir.
Yine aynı Anlaşma Eki’nde yer alan Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşması
gereğince; DTÖ üyesi ülke hükümetlerinin ya da kamu organlarının, yetki alanı içindeki bir
işletmeye veya sanayiye veya işletme veya sanayi grubuna, ilgili anlaşmada yasak ya da önlem
alınabilir olarak tanımlanan şekillerde sübvansiyon vermesi ve bu durumun ithalatçı ülke yerel
endüstrisine zarar vermesi ve verilen sübvansiyon ile ithalatçı ülke yerel endüstrisinin gördüğü
zarar arasında nedensellik bağı olması halinde, ithalatçı ülke yetkili otoriteleri tarafından açılan
telafi edici vergi soruşturması sonucunda ihracatçı ülke menşeli ilgili ithal ürünlerine telafi edici
vergi uygulanabilmektedir.
Diğer yandan DTÖ Korunma Tedbirleri Anlaşması çerçevesinde bir malın ithalatında görülen
yoğun artış ithalatçı ülke yerli üreticileri üzerinde zarar ya da zarar tehdidine yol açıyorsa, bu
zararı ortadan kaldırmak üzere sınırlı ve geçici olmak kaydıyla; ithalatçı ülke korunma önlemleri
alabilmektedir.
İthalat
Türk demir-çelik sektörü ithalatı, ihracattan daha fazladır. Bunun başlıca nedeni; sektörde,
hammadde, yassı mamul ve vasıflı çelik üretimlerinin yetersiz olmasıdır. Bu nedenle söz konusu
bu ürün grupları, demir-çelik ithalatımızda sürekli olarak ilk sıralarda yer almaktadır.
Türkiye demir-çelik sektörü ark ocaklarında hammadde olarak kullandığı hurdanın % 35'ini yerli
kaynaklardan % 65'ini ise ithalat yolu ile temin etmektedir. Entegre tesislerin ihtiyaç duyduğu
hammadde olan demir cevherinin % 40'i yerli, % 60'ı ise ithalat yoluyla karşılanmaktadır. 2009
yılında 15,6 milyon ton demir-çelik hurdası ithal edilmiştir. Aynı şekilde yassı mamul üretimi de
yetersizdir. Türk demir-çelik sanayi, yıllık yaklaşık 4,8 milyon ton yassı mamul açığını ithalatla
kapatmaya çalışmaktadır. Yıllık 500 bin ton civarında olan vasıflı çelik üretimi de iç talebi
karşılamadığından, yılda yaklaşık 849 milyon ton vasıflı çelik ithal edilmektedir.
Türkiye, ark ocaklarının ihtiyacı olan hurdayı özellikle ABD, Romanya, Hollanda, Rusya
Federasyonu ve Belçika’dan ithal etmektedir. ITC-Trade Map istatistiklerine göre; 2007 yılında
dünyanın en büyük demir-çelik hurda ithalatçısı olan Türkiye, dünya hurda ithalatının % 16’sını
gerçekleştirmektedir. Otomotiv ve beyaz eşya sektörlerinin önemli bir girdisi olan yassı ürünler;
Rusya Fed., Ukrayna ve Romanya’dan, vasıflı çelik ürünler ise ağırlıklı olarak Almanya, Fransa
ve Rusya Federasyonu'ndan ithal edilmektedir.
Son yıllarda BDT ülkeleri yarı mamullerde (blum-kütük) özellikle haddehaneler için önemli bir
tedarik bölgesi olmuştur. Düşük kaliteli bu ürünlerin ithali, haddehanelere kalitesi yüksek ancak
daha pahalı kütük tedarik eden Türk çelik üreticilerine karşı haksız rekabet oluşturmaktadır.
42
Ülkemizin demir çelik ve demir veya çelikten eşya ithalatı 2008 yılında % 41 artışla 25 milyar
dolar iken 2009 yılında küresel krizin etkisiyle bir önceki yıla göre %49 oranında azalarak 12,8
milyar dolara gerilemiştir. 2008 yılı demir çelik ithalatımızda ilk sırada yer alan ürün 4,2 milyar
dolar ile ark ocaklı fırınlarda hammadde olarak kullanılan demir çelik hurda olmuştur. İkinci
sırada yer alan ürün grubu yurt içi üretiminin yetersiz olduğu yassı mamullerdir. 2009 yılında 3,1
milyar dolarlık yassı mamul ithal edilmiştir. Demir çelik ithalatımızdaki diğer önemli ürün
grupları; demir-çelik kütük ve blumdur (1,4 milyar dolar ) ve vasıflı çelikler (1,3 milyar dolar).
12,8 milyar dolar değerindeki 2009 yılı demir-çelik ithalatımızı ülke bazında incelediğimizde,
Rusya’nın % 15 pay ile ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Bunu sırasıyla % 12 pay ile Ukrayna,
% 9 ile ABD, % 7 ile Romanya ve % 6 ile Almanya takip etmektedir.
TABLO 53
TÜRKİYENİN DEMİR-ÇELİK (72 ve 73 Fasıllar) İTHALATI (Milyon $)
Ürünler
2007
2008
2009
2008-2009 %
Değişim
7201
Pik
317
468
227
% -51
7204
Hurda
5.591
8.961
4.232
% -53
7207
Kütük
1.760
3.195
1.465
% -54
(7208 - 7212)
Yassı Ürün
5.122
6.609
3.105
% -53
(7213 - 7217)
Uzun Ürün
824
829
438
% -47
(7218 – 7229)
Vasıflı Çelik
Ürünler
1.908
2.105
1.394
% -34
(7303 – 7306)
Boru
578
585
386
% -34
7307
Boru Bağl.
Parç.
121
114
96
% -16
7308
İnşaat Aksamı
143
215
119
% -45
Demetl. Tel,
Halat
68
77
64
% -17
7315
Zincirler
31
35
24
% -31
7317
Çivi
10
9
5
% -44
7318
Vida, Cıvata
389
457
335
% -27
7322
Radyatörler
17
17
15
% -12
7323
Mutfak Eşyası
59
73
65
% -11
Diğerleri
1.073
1.602
882
% -45
TOPLAM
18.019
25.387
12.859
% -49
GTİP No.
(7312 – 7314)
(72 – 73)
2009 Yılında İhracat Yapılan Ülkeler ve
Payları (%)
Ukrayna (% 52), Rusya Fed. (% 44), G.
Afrika (% 1), Kanada (% 1), İtalya (% 1)
ABD (% 24), Romanya (% 13), Hollanda
(% 10), Rusya (% 9), Belçika (% 8)
Ukrayna (% 47), Rusya Fed. (% 36), İtalya
(% 4), Almanya (% 3), Beyaz Rusya (% 2)
Rusya (% 20), Ukrayna (% 15), Romanya
(% 11), İtalya (% 7), Belçika (% 6)
İspanya (% 29), Almanya (% 12), İtalya (%
11), Ukrayna (% 7), G. Kore (% 7)
Fransa (% 18), Almanya (% 15), Rusya (%
9), Tayvan (% 9), İtalya (% 6)
Çin (% 19), İtalya (% 18), Almanya (% 11),
Rusya (% 7), Tayvan (% 4)
Çin (% 19), Almanya (% 18), İtalya (% 14),
ABD (% 12), Hindistan (% 5)
Almanya (% 20), Çin (% 20), İtalya (% 15),
Çek Cum. (% 4), İspanya (% 3)
Çin (% 28), İtalya (% 16), İspanya (% 11),
Almanya (% 10), G. Kore (% 8)
Çin (% 40), Almanya (% 18), İtalya (% 15),
ABD (% 3), Hindistan (% 3)
Çin (% 40), İsveç (% 20), İtalya (% 14),
Almanya (% 10), Fransa (% 7)
Çin (% 26), Fransa (% 17), Almanya (%
15), İtalya (% 8), Japonya (% 6)
İtalya (% 30), Almanya (% 27), İngiltere
(% 14), İspanya (% 8), Çin (% 3)
Çin (% 62), Fransa (% 10), Almanya (% 5),
Tayvan (% 4), Hindistan (% 3)
Rusya (% 13), Ukrayna (% 12), İtalya (%
11), Gürcistan (% 10), Almanya (% 8)
Rusya (% 15), Ukrayna (% 12), ABD (%
9), Romanya (% 7), Almanya (% 6)
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
43
DERİ MAMUL SEKTÖRÜ
İhracat
Deri ve deri mamulleri sektörü 2009 yılında yaklaşık 698 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiştir.
Sektörün 2009 yılı ihracatı küresel ekonomik ve finansal krizin başlıca pazarlarda neden olduğu
daralma nedeni ile bir önceki yıla göre yaklaşık % 23 gerilemiştir. Sektörün en önemli ihraç
kalemini %50’lik pay ile deri eşyalar oluşturmaktadır. Deri ayakkabılar, postlar ve kürkler ile
ham ve işlenmiş deri ürünlerinin ihracatımızdaki payları sırasıyla % 21, %15 ve %14’tür.
TABLO 54
DERİ MAMÜLLERİ SANAYİ İHRACATI ( Bin $)
ÜRÜNLER
41 Ham ve İşlenmiş Deri
42 Deri Eşya
43 Postlar Kürkler
6403 Yüzü Deri, Tabanı Kauçuk, Sunii, vb. Kösele Ayakkabı
TOPLAM
2005
87.461
330.373
155.342
106.919
680.095
2006
102.612
360.531
182.544
115.728
761.414
2007
120.162
409.486
171.400
167.776
868.824
2008
121.071
451.604
140.835
188.055
901.565
2009
95.539
349.517
104.897
147.710
697.663
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
2009 yılı deri ve deri mamulleri ihracatımızda en büyük pay %16 ile Rusya’nındır. Rusya’yı
sırasıyla Almanya (% 11), İtalya (% 10), Fransa (% 7) ve İspanya (% 6,5) izlemektedir.
Deri ve deri mamulleri ihracatımızda en büyük alt sektör 228 milyon dolar ve %33 pay ile deri
giyim eşyasıdır. Sektörün ihracatı son yıllarda artış eğilimi göstermekle birlikte 2009 yılında
2008’e göre % 24 düşüş kaydetmiştir. Deri giyim eşyası ihracatımızda en büyük pay % 19 ile
Almanya’nındır. Almanya’yı İspanya, Rusya, Fransa ve İtalya takip etmektedir.
Deri ve deri mamulleri ihracatımızın alt sektörlerinden olan saraciye ihracatı son yıllarda düzenli
olarak artış göstermiş ancak küresel ekonomik ve finansal krizin yaşandığı 2009 yılında 2008
yılına göre % 21 oranında gerileme kaydetmiştir. 2009 yılı saraciye ihracatı yaklaşık 111 milyon
dolar tutarındadır. Kriz nedeni ile ihracatımızda bir daralma gözlense de bu sektörde dikkate
değer bir ihracat potansiyel olduğu düşünülmektedir. Saraciyede en önemli ihraç pazarları İtalya,
Almanya, İngiltere, ABD, Fransa ve Rusya’dır. Ülkemizdeki başlıca saraciye üretim merkezleri
İstanbul'un Eminönü ilçesinde bulunan Mercan, Gedikpaşa ve Laleli'dir. Bu bölgeler aynı
zamanda önemli toptan satış merkezleridir. Deri eşya ve çanta sektörünün toptan ve perakende
satış merkezi olarak kimlik kazanan Mercan ve Laleli-Beyazıt’da cadde boyunca sıralanan çok
sayıda fabrika satış mağazaları ve küçük mağazalar bulunmaktadır. Saraciye sektörü iç pazar
talebini önemli ölçüde karşılamış, dış pazarlardaki payını da belli düzeylere getirmiştir.
Ayakkabı sektörü ülkemizin ihracat ve istihdam imkânları yüksek sektörlerinden biridir.
Gerçekleştirilen ayakkabı ihracatındaki en önemli kalem deri ayakkabılardır. Deri ayakkabı
ihracatı 2009 yılında bir önceki yıla göre % 21 oranında gerileyerek yaklaşık 148 milyon dolar
olmuştur. Sektörün en önemli ihraç pazarı % 25 payla Rusya’dır. Rusya’ya deri ayakkabı
ihracatımız diğer başlıca pazarlarda küresel krizle birlikte düşüş gözlenirken, krize rağmen % 29
oranında artmıştır. Diğer önemli pazarlar İngiltere, Hollanda, Irak, Yunanistan ve Fransa’dır.
Ayakkabı sektörünün ihracatı yetersiz olmakla birlikte özellikle İspanya, Portekiz gibi Avrupalı
üreticilerle rekabet edebilecek büyük bir arz potansiyeli vardır. Ancak bu potansiyel dünyada
44
bilinmemektedir. Söz konusu ülkelerle rekabet etmemiz için sektörün tanıtım faaliyetlerinin
sürdürülmesi gerekmektedir.
Türkiye ayakkabı sektöründe son yıllarda, dar gelirli gruba hitap eden ve deriden mamul
olmayan düşük kaliteli üretime yönelme söz konusudur. Özellikle, Doğu Bloku ülkelerindeki
değişimler sonucunda, Rusya Federasyonu ve BDT ülkelerinden gelen alıcılar, düşük maliyetli
ayakkabıları aldıklarından bu türe yönelik üretimde yoğunlaşılmıştır. Ancak, Rus turistlerin
alımlarının zamanla İtalya gibi pahalı ama kaliteli ayakkabı üreten pazarlara doğru kaydığı
görülmektedir. Bu nedenle, üreticilerimiz yüksek kaliteli üretime de ağırlık vermeye başlamıştır.
TABLO 55
HAM VE İŞLENMİŞ DERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (BİN $)
ÜLKE
HONG-KONG
ÇİN HALK CUMHURİYETİ
BEYAZ RUSYA
FRANSA
ALMANYA
RUSYA FEDERASYONU
İTALYA
GÜNEY KORE CUM.
UKRAYNA
BULGARİSTAN
TOPLAM İHRACAT
2005
8.533
3.136
6.340
1.313
3.778
6.169
4.632
719
371
2.210
87.461
2006
9.141
9.295
6.238
1.506
3.772
12.393
9.722
589
814
2.430
102.612
2007
8.979
14.398
7.393
5.423
5.464
13.932
6.465
566
1.881
2.489
120.162
2008
8.529
15.388
9.779
7.837
4.759
11.215
3.186
804
4.315
1.436
121.071
2009
14.596
13.006
6.881
6.576
4.317
3.587
3.318
2.945
2.490
2.105
93.539
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
TABLO 56
DERİ GİYİM EŞYASI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (Bin $)
ÜLKE
ALMANYA
İSPANYA
RUSYA FEDERASYONU
FRANSA
İTALYA
DANİMARKA
HOLLANDA
İNGİLTERE
A.B.D.
İSVİÇRE
TOPLAM
2005
65.272
15.354
23.765
36.183
3.738
4.658
15.267
7.722
15.659
4.109
238.980
2006
67.241
14.822
21.321
33.814
7.999
5.659
14.026
9.109
18.117
5.854
245.516
2007
67.018
16.451
29.936
28.370
20.521
9.554
12.765
17.382
14.676
4.919
271.992
2008
62.650
35.889
36.104
25.543
25.555
18.014
10.155
17.874
9.583
6.800
300.513
2009
44.213
36.454
22.787
21.538
20.174
12.793
11.299
10.085
6.128
5.508
228.392
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
45
TABLO 57
DERİ KÖSELE VB. ‘DEN SEYEHAT EŞYASI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE
(Bin $)
ÜLKE
İTALYA
ALMANYA
İNGİLTERE
A.B.D.
FRANSA
RUSYA FEDERASYONU
MACARİSTAN
ROMANYA
MEKSİKA
İSPANYA
TOPLAM
2005
819
7.642
17.717
19.146
1.764
5.554
709
613
90
2.880
81.172
2006
9.232
9.375
16.540
18.010
1.742
12.931
943
1.348
8
2.364
95.951
2007
26.311
11.664
18.363
8.076
5.668
13.569
175
1.791
10
6.325
120.859
2008
25.748
12.697
27.922
10.891
7.259
7.473
2.589
2.290
1.413
4.691
140.830
2009
36.076
12.034
7.876
5.465
4.655
4.198
4.133
3.733
2.867
2.169
110.861
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
TABLO 58
DERİ AYAKKABI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (Bin $)
ÜLKE
RUSYA FEDERASYONU
İNGİLTERE
HOLLANDA
IRAK
YUNANİSTAN
FRANSA
ALMANYA
ROMANYA
SUUDİ ARABİSTAN
İTALYA
TOPLAM
2005
4.812
6.114
8.245
5.296
9.648
6.356
12.396
4.591
7.230
1.823
106.919
2006
8.168
10.090
8.333
5.263
10.684
3.645
9.800
8.693
3.897
1.597
115.728
2007
18.838
14.796
13.652
6.370
12.572
4.765
6.493
14.131
3.626
2.221
167.776
2008
28.814
11.660
15.291
10.112
12.087
5.697
7.121
13.974
4.040
4.263
188.055
2009
37.209
11.169
10.282
9.488
6.947
5.562
5.296
5.156
4.273
4.177
147.710
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
Deri ve deri ürünleri sanayinin performansı önemli ölçüde ihracata bağlıdır. Bu nedenle yurtdışı
talepteki değişiklikler sektörün başarısını önemli ölçüde etkilemektedir. Kayıtlı ihracat tutarı ile
toplam ihracatımızda %0,7’lik bir paya sahip olan sektör, bavul ticareti rakamlarının da bu tutara
eklenmesi ile payını daha da artırmaktadır. Son yıllarda, özellikle Rusya Federasyonu, Merkezi
ve Doğu Avrupa ülkeleri ile diğer BDT ülkelerinden gelen turistlere yönelik deri satışları
ülkemize önemli seviyede net döviz girdisi sağlamaktadır.
İthalat
Deri ve deri mamulleri sektöründe 2009 yılında 0,9 milyar dolar tutarında ithalat
gerçekleştirilmiştir. İthalatın en önemli kısmını deri eşyalar oluşturmakta olup, bu ürün grubu
toplam ithalatın % 39’una karşılık gelmektedir. Ham ve işlenmiş deri ithalatı ise yıldan yıla
gerilemektedir. Ham ve işlenmiş deri ithalatının deri ve deri mamulleri sanayi ithalatımızdaki
payı % 31’dir. Deri ayakkabının toplam deri ithalatındaki payı ise % 24’tür.
46
TABLO 59
DERİ VE DERİ MAMÜLLERİ SANAYİ İTHALATI (Bin $)
ÜRÜNLER
41 Ham ve İşlenmiş Deri
42 Deri Eşya
43 Postlar Kürkler
6403 Yüzü Deri, Tabanı Kauçuk, Suni, vb. Kösele
Ayakkabı
TOPLAM
2005
473.372
276.676
83.585
2006
566.318
365.135
111.582
2007
609.642
470.946
119.458
2008
518.293
537.423
102.275
2009
295.632
365.464
51.473
169.485
224.995
269.830
302.161
230.428
1.003.118
1.268.029
1.469.876
1.460.151
942.697
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı
İLAÇ SEKTÖRÜ
İhracat
İlaç sanayi ürettiği ilaçların kalitesi etkinliği ve güvenilirliği ile birçok ülke ile rekabet
edebilecek düzeye gelmiş ve dış pazarlara açılmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilaç ihracatı 1978
yılında başlamış ve yıllar itibariyle hızlı bir artış göstermiştir. 2009 yılında ihracatımız yaklaşık
474 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Son yıllarda ilaç üretiminde merkez konumunda olan AB ülkeleri ve ABD gibi ülkelerin de
aralarında bulunduğu 100’den fazla ülkeye ihracat yapılmaktadır. 2009 yılında en fazla ihracat
yapılan ülkeler sırasıyla Almanya, ABD, İsviçre, İngiltere, KKTC ve Irak’tır.
Dünya ilaç sektörü uluslararası rekabetin yoğun olduğu bir sektördür ve çokuluslu firmalar
dünya pazarında önemli etkinliğe sahiptir. Dış pazarlara açılabilmek için önemli bir potansiyele
sahip olan ilaç sektörü ihracatının uzun vadeli ve kalıcı bir yapıya kavuşturulması önemlidir.
İstikrarsız bir yapı arz eden Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine ihracatı geliştirmenin yanı sıra,
özellikle ilaç, ilaç ham ve katkı maddelerinde gelişmiş ve ekonomik gücü yüksek olan pazarlara
daha çok önem verilmesi gerekmektedir.
47
TABLO 60
TÜRKİYE’NİN İLAÇ İHRACATI
(Değer: Bin Dolar)
GTİP
No.
2936
2937
2938
2939
2941
3001
3002
3003
3004
3005
3006
İlaçlar
Provitamin ve vitaminler
Hormonlar vb öncelikle kullanılan türevleri
Glikoziler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri
Bitkisel alkaloidler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri
Antibiyotikler
Tedavide kullanılan guddeler ve diğer organlar
Tedavide kullanılan kanlar serumlar aşılar ve diğer
Tedavide kullanılan dolandırılmamış veya perakende hale getirilmemiş ilaçlar
Perakende hale getirilmiş ilaçlar
Tıpta cerrahide dişçilikte kullanılan gaz bezleri bandajlar vb. maddeler
Cerrahide kullanılan steril malzemeler
Toplam
2007
2008
2009
1.541
580
0
38.395
3.876
257
5.169
12.935
309.892
16.060
13.505
402.209
2.435
22
6
42.502
3.707
61
10.557
13.120
372.205
20.283
4.909
469.806
2.326
2.550
63
37.878
2.100
581
7.638
9.326
378.530
24.620
8.141
473.754
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
TABLO 61
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE İLAÇ İHRACATI
(Değer: Bin Dolar)
Ülkeler
Almanya
ABD
İsviçre
İngiltere
Kuzey Kıbrıs TC
Irak
Cezayir
Slovenya
Belçika
Azerbaycan-Nahç.
Kazakistan
Hollanda
İst. Trakya Serbest Bölge
Fransa
Bosna Hersek
İtalya
Rusya Federasyonu
Özbekistan
İran
Gürcistan
Mısır
Arnavutluk
Mauritius
Singapur
Yemen
Moldovya
Bulgaristan
Malta
Toplam (diğer ülkeler dahil)
2007
79.885
22.096
31.756
30.114
24.393
5.067
14.625
151
15.429
9.964
6.444
4.325
6.166
3.953
4.620
3.917
2.796
2.301
8.031
4.204
637
1.742
766
3.871
1.884
2.411
3.918
2.935
402.209
2008
81.603
34.371
29.251
29.487
28.521
9.076
27.690
1.316
23.284
10.383
11.567
17.645
7.021
5.309
6.166
3.251
6.077
5.027
3.055
5.503
1.242
2.499
2.895
4.066
2.309
3.165
4.475
2.605
469.806
2009
82.121
37.706
33.012
27.736
26.400
23.792
19.792
19.228
17.522
12.326
8.668
8.392
7.738
6.605
6.258
5.605
5.260
5.129
4.474
4.466
3.937
3.888
3.800
3.716
3.704
3.579
3.204
3.190
473.754
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
48
İthalat
İlaç sektöründe genellikle çok yeni yüksek teknoloji gerektiren veya biyoteknoloji ürünü olduğu
için belirli üretim merkezlerinde yapılabilen ilaçlar ile tüketimi az olduğu için ülkemizde üretimi
ekonomik olmayan ilaçlar ithal edilmektedir. Bunlar arasında bazı serum ve aşılar, kanser
ilaçları, hormonlar, radyokontrast maddeler, radyofarmasötikler, bazı oftalmik preparatlar,
transdermal terapötik sistemler gibi ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçların yanı sıra ilaç üretiminde
kullanılan hammaddelerin yaklaşık % 80’i ithal edilmektedir.
İlaç ve diğer eczacılık ürünleri ithalatı 2009 yılında 4 milyar doları aşmıştır. Bu ithalatın yaklaşık
% 71’ini perakende haline getirilmiş ilaçlar oluşturmaktadır.
TABLO 62
TÜRKİYE’NİN İLAÇ İTHALATI
(Değer: Bin Dolar)
GTİP
No.
2936
2937
2938
2939
2941
3001
3002
3003
3004
3005
3006
İlaçlar
Provitamin ve vitaminler
Hormonlar vb öncelikle kullanılan türevleri
Glikoziler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri
Bitkisel alkaloidler vb tuzları esterleri eterleri ve diğer türevleri
Antibiyotikler
Tedavide kullanılan guddeler ve diğer organlar
Tedavide kullanılan kanlar serumlar aşılar ve diğer
Tedavide kullanılan dozlandırılmamış veya perakende hale getirilmemiş ilaçlar
Perakende hale getirilmiş ilaçlar
Tıpta cerrahide dişçilikte kullanılan gaz bezleri bandajlar vb. maddeler
Cerrahide kullanılan steril malzemeler
Toplam
2007
2008
2009
47.081
38.800
19.633
26.260
186.379
18.234
540.852
128.048
2.684.062
13.285
139.175
3.841.807
85.747
41.551
26.165
32.018
197.178
12.340
698.786
127.637
3.354.230
20.620
146.967
4.743.240
77.787
31.308
16.798
39.686
181.135
13.794
682.904
125.634
3.120.778
16.555
115.902
4.422.281
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
49
TABLO 63
TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE İLAÇ İTHALATI
(Değer: Bin Dolar)
Ülkeler
Almanya
ABD
İsviçre
Fransa
İngiltere
İrlanda
İtalya
Avusturya
İsveç
İspanya
Hindistan
Danimarka
Belçika
Çin Halk Cumhuriyeti
Hollanda
Japonya
Avustralya
İsrail
Macaristan
Finlandiya
Kanada
Güney Kore Cumhuriyeti
Singapur
Yunanistan
Polonya
Meksika
Slovenya
Norveç
Yeni Zelanda
Toplam (diğer ülkeler dahil)
2007
682.876
375.887
379.772
456.395
360.395
204.006
319.941
111.789
126.490
136.069
105.069
106.274
109.592
53.308
60.538
49.623
32.028
26.804
4.269
28.711
40.101
13.347
7.085
7.781
1.483
9.885
2.933
3.747
548
3.841.807
2008
828.029
534.176
475.080
526.982
444.819
294.897
325.334
141.118
161.924
161.366
149.582
96.009
118.583
78.894
68.946
59.230
38.845
34.769
12.939
42.362
46.251
26.136
8.176
11.407
1.709
8.081
8.307
6.808
4.820
4.743.240
2009
749.651
527.183
443.140
417.497
375.932
304.835
287.073
157.983
156.723
147.074
132.571
91.224
88.380
82.813
74.597
59.994
42.067
39.691
38.416
36.998
35.077
27.229
23.600
18.262
9.090
8.477
8.185
6.912
5.379
4.422.281
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ
İHRACAT
50
TABLO 64
ALT ÜRÜNLER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KAĞIT ÜRÜNLERİ
İHRACATI (Değer: Bin Dolar)
GTİP
No
Ürünler
4801
Gazete kağıdı (rulo veya tabaka)
4802
4803
4804
4805
4806
4807
4808
4809
4810
4811
2007
2008
2009
Başlıca İhracat Pazarları ve Payları(%)
280
709
560
Kuzey Kıbrıs TC (31) Yunanistan (23)
Gürcistan (14) Bulgaristan (6) İsrail (5)
Sıvanmamış kağıt ve karton
(perfore edilmemiş kart ve
şeritler)
26.959
24.286
16.193
Tuvalet-temizlik kağıtları (rulo
halinde)
51.314
82.791
62.695
12.193
12.882
5.282
22.327
48.950
28.010
1.124
788
942
1.908
3.092
1.580
1.959
2.248
1.899
1.073
1.016
929
44.555
48.318
34.487
39.537
54.477
57.083
Kraft kağıt/kartonlarsıvanmamış-rulo veya tabaka
halinde
Diğer sıvanmamış
kağıt/kartonlar (rulo veya
tabaka)
Bitkisel parşömen, yağ
geçirmez kağıt, aydinger, kristal
kağıt
Yapıştırma ile elde edilen
kağıt/karton (rulo veya tabaka
halinde)
Oluklu kağıt/kartonlar; krepe,
kırmalı, kabartmalı kağıtlar
Karbon kağıdı; kopya, çıkartma
kağıtları, rulo vb.
Bır/iki yüzü kaolin, inorganik
madde sıvanmış kağıtlar
Kağıt/karton, selüloz vatka ve
selüloz liften tabakalar
Gürcistan (16) İsrail (14) Bulgaristan (14)
Kuzey Kıbrıs TC (6) Irak (6) Azerbaycan (5)
İsrail (25) İngiltere (20) Yunanistan (17)
Bulgaristan (4) Azerbaycan (4) Macaristan
(4)
Suudi Arabistan (30) Pakistan (14) Kuveyt
(14) Tunus (3) Azerbaycan (2) Macaristan
(2)
Yunanistan (26) İsrail (15) İngiltere (12)
Suriye (9) Bulgaristan (7) İspanya (6)
Azerbaycan (25) Fas (19) Kuzey Kıbrıs TC
(7) Rusya (6) Polonya (6) Tunus (6)
İran (49) Bulgaristan (17) Romanya (6)
İngiltere (4) Yunanistan (4) Gürcistan (3)
Gürcistan (19) Azerbaycan (16)
Türkmenistan (11) Suriye (8) İran (8)
Bulgaristan (7)
Bulgaristan (47) Azerbaycan (13) İran (12)
Kuzey Kıbrıs TC (11) Romanya (6)
Bulgaristan (24) Yunanistan (14) Ukrayna
(13) Azerbaycan (8) İran (5) Suriye (4)
Libya (17) İran (17) Azerbaycan (6)
Ukrayna (4) Kuzey Kıbrıs TC (4) Rusya (3)
Özbekistan (28) İngiltere (13) İran (11)
Mısır (8) Kuzey Kıbrıs TC (6) BAE (6) Irak
(6)
Cezayir (45) Ürdün (25) G. Afrika Cum. (9)
İran (5)
4812
Kağıt hamurundan filtre edici
blok ve levhalar
231
197
227
4813
Sigara kağıdı
536
535
4.326
3.668
6.411
9.207
1.233
927
528
Gürcistan (17) Gana (14) Yunanistan (9)
Arnavutluk (8) İsrail (7) Bulgaristan (6)
18.911
18.698
14.894
İngiltere (28) Fransa (26) Yunanistan (7)
Almanya (5) İran (4)
4814
4816
4817
Duvar kağıtları, duvar
kaplamaları, cam kağıtları
Karbon kağıdı, kopya kağıdı,
çıkartma ve stensil kağıtları
Kağıt ve kartondan zarflar,
mektup kartları, kartpostallar
vb.
4818
Tuvalet kağıtları, kağıt havlu,
mendil, kumaş, masa Örtüsü vb
349.047
453.309
460.544
4819
Kağıt/karton vb. esaslı kutu,
kılıf, torba vb. eşya
187.897
211.881
209.919
4820
Defterler, bloknotlar, klasörler,
dosyalar vb. kırtasiye eşyası
26.151
26.974
24.285
4821
Kağıt/kartondan her cins
29.863
34.214
30.112
İran (56) Azerbaycan (9) Mısır (7) Irak (5)
Irak (20) Rusya (7) Ukrayna (7) Azerbaycan
(6) Romanya (6) İsrail (4) Yunanistan (4)
Gürcistan (4)
İngiltere (10) Romanya (7) Almanya (6)
Bulgaristan (5) İsrail (4) Sırbistan (4) Ürdün
(4) Fransa (3)
Yunanistan (17) İsrail (8) Bulgaristan (6)
Romanya (6) Almanya (6) Azerbaycan (6)
Fransa (6)
Mısır (14) Almanya (6) İran (5) Azerbaycan
51
etiketler
4822
Kağıt hamuru, kağıt, karton
esaslı bobin, masura makara vb.
4823
Diğer ölçüsüne göre kesilmiş
kağıt vb; kağıt esaslı eşyalar
TOPLAM
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
4.310
5.597
5.442
36.351
39.354
35.766
861.427
1.077.653
1.004.908
(4) Bulgaristan (4) İngiltere (4) Romanya (3)
Türkmenistan (16) Mısır (13) İsrail (8)
Bulgaristan (8) İtalya (4) Azerbaycan (4)
Almanya (3)
Hollanda (17) Yunanistan (9) Libya (8)
Almanya (5) Ukrayna (5) Fransa (4)
Romanya (4)
TABLO 65
ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ İHRACATI
(Değer: Bin Dolar)
ÜLKELER
Irak
Yunanistan
İsrail
Romanya
Azerbaycan
İngiltere
Bulgaristan
Rusya
Ukrayna
İran
Gürcistan
Mısır
Libya
Cezayir
Almanya
Fransa
Kuzey Kıbrıs T.C.
Suriye
Sırbistan
Güney Afrika Cum.
Hollanda
Ürdün
Kosova
Tacikistan
Makedonya
Kazakistan
Özbekistan
İspanya
İtalya
İrlanda
Diğerleri
TOPLAM
2007
56.724
49.779
54.041
54.119
26.673
53.592
60.638
26.097
36.257
26.507
17.248
11.166
6.511
32.865
25.689
18.473
21.741
14.034
14.369
18.495
11.188
5.062
7.570
3.264
5.963
10.372
4.455
5.904
15.114
9.761
157.758
861.427
2008
68.935
71.064
67.141
66.074
49.002
68.581
64.507
51.109
52.036
33.598
35.568
17.773
8.535
35.312
26.627
17.740
21.644
21.103
15.730
26.507
12.718
6.792
9.441
6.225
9.184
6.585
6.923
11.564
12.718
10.313
166.605
1.077.653
2009
102.799
58.822
57.359
52.958
48.331
48.073
45.452
42.765
40.912
35.490
33.400
24.266
23.894
23.812
22.820
20.586
19.098
14.798
13.948
13.361
13.225
12.996
9.762
9.702
9.125
8.326
8.241
8.046
7.992
7.799
166.751
1.004.908
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
52
İthalat
TABLO 66
ALT ÜRÜNLER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ
İTHALATI (Değer: Bin Dolar)
GTİP
No.
4801
4802
4803
4804
4805
4806
4807
4808
4809
4810
4811
4812
4813
4814
4816
4817
4818
4819
4820
4821
4822
4823
Ürünler
Gazete kağıdı (rulo veya tabaka)
Sıvanmamış kağıt ve karton (perfore edilmemiş kart ve şeritler)
Tuvalet-temizlik kağıtları (rulo halinde)
Kraft kağıt/kartonlar-sıvanmamış-rulo veya tabaka halinde
Diğer sıvanmamış kağıt/kartonlar (rulo veya tabaka)
Bitkisel parşömen, yağ geçirmez kağıt, aydinger, kristal kağıt
Yapıştırma ile elde edilen kağıt/karton (rulo veya tabaka
halinde)
Oluklu kağıt/kartonlar; krepe, kırmalı, kabartmalı kağıtlar
Karbon kağıdı; kopya, çıkartma kağıtları, rulo vb.
Bir/iki yüzü kaolin, inorganik madde sıvanmış kağıtlar
Kağıt/karton, selüloz vatka ve selüloz liften tabakalar
Kağıt hamurundan filtre edici blok ve levhalar
Sigara kağıdı
Duvar kağıtları, duvar kaplamaları, cam kağıtları
Karbon kağıdı, kopya kağıdı, çıkartma ve stensil kağıtları
Kağıt ve kartondan zarflar, mektup kartları, kartpostallar vb.
Tuvalet kağıtları, kağıt havlu, mendil, kumaş, masa Örtüsü vb
Kağıt/karton vb. esaslı kutu, kılıf, torba vb. eşya
Defterler, bloknotlar, klasörler, dosyalar vb. kırtasiye eşyası
Kağıt/kartondan her cins etiketler
Kağıt hamuru, kağıt, karton esaslı bobin, masura makara vb.
Diğer ölçüsüne göre kesilmiş kağıt vb; kağıt esaslı eşyalar
TOPLAM
2007
2008
2009
382.491
307.201
20.543
253.288
248.649
17.458
395.413
375.759
14.337
291.974
212.942
19.982
294.925
310.477
13.781
224.831
170.508
21.244
9.664
10.419
6.790
4.051
38.111
584.147
275.057
1.896
41.600
13.665
18.383
2.161
42.664
67.121
45.469
40.445
2.693
52.793
2.469.551
4.935
42.830
569.897
304.235
1.828
51.228
19.332
17.675
713
50.614
67.940
50.929
40.429
4.682
57.122
2.605.213
3.939
34.021
511.169
282.064
1.256
54.031
19.515
10.281
683
72.785
56.908
37.269
35.665
4.396
44.742
2.211.280
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
53
TABLO 67
ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE'NİN KÂĞIT VE KÂĞIT ÜRÜNLERİ İTHALATI
(Değer: Bin Dolar)
ÜLKELER
Almanya
İsveç
Finlandiya
A.B.D.
Rusya
İtalya
Çin
Fransa
Avusturya
Kanada
İspanya
Güney Kore
Endonezya
Hollanda
Brezilya
Polonya
İngiltere
Belçika
İsviçre
Slovenya
Portekiz
İsrail
Yunanistan
Hindistan
Norveç
Bulgaristan
Slovakya
Japonya
Bosna Hersek
Macaristan
Diğerleri
TOPLAM
2007
390.815
188.912
255.395
197.277
163.254
155.169
156.471
106.259
133.838
95.522
76.500
23.622
67.678
48.898
20.038
25.354
33.568
32.570
42.808
20.708
27.512
20.302
13.269
11.823
17.332
18.616
5.170
6.141
22
7.475
107.235
2.469.551
2008
446.959
217.549
233.168
235.711
187.712
138.078
145.542
118.023
104.262
128.495
76.712
19.181
62.596
57.889
12.151
34.481
39.982
42.836
51.805
23.499
25.626
28.722
12.689
8.465
21.812
21.365
13.797
9.277
726
5.564
80.539
2.605.213
2009
410.108
213.905
190.742
172.001
141.130
131.517
113.847
86.034
81.946
76.355
67.005
52.771
44.533
42.993
42.294
39.198
35.737
35.397
34.360
22.444
17.761
16.241
11.552
10.702
8.976
8.888
8.757
8.050
7.837
7.225
70.972
2.211.280
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM)
KESME ÇİÇEK SEKTÖRÜ
Ülkemizde, ihracata yönelik kesme çiçek üretiminin yaklaşık on beş yıllık bir geçmişi vardır.
1985 yılında 70 dekarlık bir alanda sprey karanfil ile başlayan üretim, 2002/2003 sezonunda
10.000 dekarı aşmıştır. İhracata yönelik kesme çiçek üretiminin ağırlığı tek bir çiçek türünde
toplanmış olup, kesme çiçek ihraç paletimizin diğer türlerle zenginleşmesi henüz istenilen
düzeye ulaşmamıştır. Bu nedenle dış pazar şansı yüksek yeni kesme çiçek tür ve çeşitlerinin ve
bunlarla ilgili rasyonel üretim tekniklerinin üreticimize ve ihracatçımıza tanıtılması kesme çiçek
ihracatımızın istikrarı ve geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
Çiçekçilik konusu yalnız çiçek üretimi ve ihracatı ile sınırlı olmayıp, doku kültürü ve çeşit
ıslahından sera konstrüksiyonu ve çiçek paketlemeye ve ambalaj malzemeleri imalatına kadar
uzman bir çok konu çiçek endüstrisinin bir yan dalı haline gelmiştir. Hollanda, İsrail, A.B.D. gibi
54
çiçekçilikte en ileri teknolojiye sahip ülkeler bu sektördeki gelirlerinin, cirolarının ve istihdamın
önemli bir bölümü çiçek yetiştiriciliğinden değil, çiçek üretimi ile doğrudan ilişkili ve bu sektöre
özgün yan sanayi üzerinden sağlamaktadır.
TABLO 68
TÜRKİYE'NİN KESME ÇİÇEK İHRACATI
(Miktar: Adet, Değer ABD $)
Yıllar
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Miktar
160.283.832
102.892.482
107.815.155
176.805.336
240.332.501
263.986.181
258.285.533
317.599.758
318.461.055
295.461.055
306.700.111
Değer
11.886.384
7.002.417
7.750.215
11.429.727
14.856.246
20.170.343
20.075.545
23.312.657
26.588.081
24.588.565
24.088.874
Kaynak: TÜİK
1985 yılında 106 bin dolar olarak gerçekleşen kesme çiçek ihracatı 1990 yılında yaklaşık 110 kat
artarak 11,6 milyon dolara ulaşmıştır. 1996 yılından sonra toparlanan ihracat 1998 yılına kadar
yıllık ortalama % 10 düzeylerinde artış göstermiş ve 1998 yılında yaklaşık % 1 düzeyinde düşüş
olmuştur. Bunu 1999 yılında % 14'lük düşüş izlemiştir. 2000 yılı sonunda ve 2001 yılı başında
bankacılık sektöründen kaynaklanan iki ekonomik krizin ekonomideki tahribatı, kesme çiçek
sektörüne de yansımış ve sektör 2001 yılında ihracatta önemli bir düşüş yaşanmıştır. 2002
yılında toparlanan ihracatta bir önceki yıla göre yaklaşık % 44 oranında artış gerçekleşmiştir.
2003 yılında ise toplam ihracatımız 2002 yılına göre % 34 artmıştır. Bu gelişme 2004 yılında da
devam etmiş ve kesme çiçek ihracatımız rekor sayılabilecek bir sayıya ulaşmış olup, 20 milyon
$’ı aşmıştır. 2005 ve 2006 yıllarında da ihracatımız artmış olup 23 milyon $’ı aşmış, 2007
yılında ise 26,5 milyon $ ile en üst seviyesine ulaşmıştır. 2008 yılında ise 24,5 milyon $’a
düşmüş ve 2009 yılında ise bir önceki yıla göre hafif bir düşüş göstermiş ve 24 milyon $ olarak
gerçekleşmiştir.
TABLO 69
ÇEŞİTLER İTİBARİYLE TÜRKİYE KESME ÇİÇEK İHRACATI (ABD $)
Ürün
KARANFILLER (TAZE)
BUKET YAPMAYA ELVERISLI DIGER KESME
ÇIÇEK VE TOMURCUKLAR
BUKET YAPMAYA ELVERISLI/KESME ÇIÇEK
VE TOMURCUKLAR (DIGER HALLERDE)
GÜLLER (TAZE)
ORKIDELER (TAZE)
GLAYÖLLER (DIGER HALLERDE)
KRIZANTEMLER (TAZE)
Toplam
2005
18.431.396
2006
20.602.295
2007
23.408.318
2008
21.386.821
2009
21.869.127
1.774.246
2.666.370
2.560.755
2.584.158
1.859.494
119.981
124.936
537.356
333.631
318.826
61.057
0
9.327
1.082
20.075.545
52.550
0
31.280
4.926
23.312.657
63.743
0
4.927
12.982
26.588.081
41.200
4.187
5.925
643
24.588.565
33.697
2.824
2.829
2.077
24.088.874
Kaynak: TÜİK
55
Kesme çiçek ihracatımız, büyük çapta (2009 yılı itibariyle %90) karanfil ihracatına
dayanmaktadır.
Diğer çeşitlere yönelme zorunluluğu sonucu 2000 yılında glayöl ihracatı başlamış olup, yine
ürün çeşitlendirme politikası sonucu gül ve krizantem ihracatı da gerçekleştirilmektedir.
İhracatın çok büyük bir kısmı ( % 70’i) Avrupa'ya yöneliktir. Kesme çiçek ihracatında en önemli
pazarımız İngiltere olmakla birlikte, yıllar itibariyle yeni pazarların ortaya çıkmasıyla, toplam
kesme çiçek ihracatımızdaki payı azalmaya başlamıştır. Bu ülkeye ihraç edilen en önemli ürün
sprey karanfildir.
TABLO 70
ÜLKELER İTİBARİYLE TÜRKİYE KESME ÇİÇEK İHRACATI
(Miktar: Adet, Değer: ABD $)
ÜLKE
İNGİLTERE
RUSYA FED.
UKRAYNA
ROMANYA
HOLLANDA
BULGARİSTAN
JAPONYA
YUNANİSTAN
ALMANYA
MOLDOVYA
MACARİSTAN
KUZEY KIBRIS
T.C.
İSPANYA
SIRBİSTAN
IRAK
BİR. ARAP
EMİRLİK.
FRANSA
GÜRCİSTAN
İTALYA
KANADA
AVUSTURYA
TOPLAM
(Diğerleri Dahil)
2006
Miktar
Değer
114.557.258 10.430.277
36.847.000
2.077.406
46.023.760
2.321.971
32.923.400
845.704
27.865.470
2.346.290
6.322.567
265.326
3.528.840
524.001
27.564.990
673.261
3.475.502
465.147
1.752.829
75.439
9.443.700
372.874
2007
Miktar
Değer
76.891.890
8.700.468
47.583.590
2.405.645
56.033.980
3.115.469
58.630.580
2.635.104
21.121.830
2.700.601
15.707.396
648.266
4.039.060
675.087
17.628.400
887.949
4.094.310
623.883
4.022.700
203.892
7.312.660
503.233
2008
Miktar
Değer
76.158.880
7.967.123
45.135.208
2.982.325
56.350.820
3.686.250
62.953.680
2.861.549
13.197.250
1.510.124
16.222.801
675.005
1.757.420
304.662
10.719.960
583.933
1.973.100
271.486
3.418.440
221.398
3.524.000
179.229
2009
Miktar
Değer
74.169.419
7.698.620
44.104.040
3.665.304
56.873.080
3.243.704
61.131.580
2.566.982
20.436.096
2.261.394
28.893.450
1.061.327
1.779.520
326.737
6.981.100
326.136
1.939.760
241.081
3.440.087
209.519
3.124.800
114.041
904.330
52.334
1.133.965
101.656
1.349.370
100.801
1.411.085
88.559
116.500
358.000
0
12.644
19.280
0
368.000
889.000
0
53.151
43.925
0
75.000
380.200
0
10.505
24.648
0
312.000
689.300
30.720
43.310
36.252
18.600
162.700
15.671
13.500
1.165
29.580
3.420
105.340
13.594
332.090
0
4.687.400
0
0
58.997
0
104.576
0
0
862.000
76.160
10.000
0
15.000
108.861
4.148
1.009
0
1.099
0
166.560
0
0
0
0
12.012
0
0
0
73.000
147.880
30.000
500
4.000
6.982
4.051
2.599
205
157
23.312.657
26.588.081
24.588.565
24.088.874
Kaynak: TÜİK
Rusya Federasyonu'na 2009 yılında 44 milyon adet olan kesme çiçek ihracatımız 3,6 milyon $’ı
aşmıştır. Hollanda'ya yapılan ihracat, bu ülkenin sahip olduğu mükemmel dağıtım ağının
yanında, ürünlerimizin düşük fiyat bulması nedeniyle istenilen seviyeye ulaşamamaktadır.
Taşıma konusunda sağlanan gelişmeler Japonya'ya kesme çiçek ihracatımızı artırmış ve bu ülke
toplam kesme çiçek ihracatımızdan % 2,5 civarında pay alarak dokuzuncu önemli ülke
konumuna gelmiştir. Japonya’ya olan ihracatımız karanfillerden oluşmuştur.
Daha önce Kolombiya’dan kesme çiçek ithalatı yapan Yunanistan, fiziki yakınlık ve göreceli
daha hesaplı nakliye ücretleri nedeniyle ülkemiz ürünlerine yönelmeye başlamıştır. Yine çevre
56
komşularımızdan olan Romanya’ya da yıllar itibariyle kesme çiçek ihracatımız artmış olup,
bugünkü durum itibariyle bu ülke düzenli ihracat yaptığımız pazar konumunda bulunmaktadır.
Gül ihracatında başlıca pazarımız Hollanda olup, toplam gül ihracatımızın yarısından fazlası bu
ülkeye gerçekleştirilmektedir. Krizantem ihracatımızda ise ilk iki sırayı, ihracatımızın yaklaşık
olarak %75’inin gerçekleştiği İngiltere ve Hollanda paylaşmaktadır. 2000 yılında başta İngiltere,
Hollanda ve Japonya olmak üzere 16 ülkeye yayılan glayöl ihracatımız, 2001 ve 2002 yıllarında
devam etmemiş olmakla birlikte, son yıllarda K.K.T.C. ile Ukrayna bu ürünün başlıca alıcısı
konumuna gelmiştir.
Kesme çiçek ithalatımız önemli düzeylerde değildir. Ancak ülke içinde yetiştirilmeyen çeşitlerin
temin edilmesine yönelik olarak değişik yıllarda çok düşük düzeylerde ithalata gidilebilmekte
olup, orkide ithal edilen başlıca ürün konumunda bulunmaktadır.
SERBEST BÖLGELER
Serbest Bölgenin Tanımı
Genel olarak serbest bölgeler; ülkede geçerli ticari, mali ve iktisadi alanlara ilişkin hukuki ve
idari düzenlemelerin uygulanmadığı veya kısmen uygulandığı, sınai ve ticari faaliyetler için daha
geniş teşviklerin tanındığı ve fiziki olarak ülkenin diğer kısımlarından ayrılan yerlerdir.
Ülkemiz Serbest Bölgelerinin Kuruluş Amacı
İhracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, Doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji
girişini hızlandırmak, İşletmeleri ihracata yönlendirmek, Uluslararası ticareti geliştirmek.
Serbest Bölgelerin İşlevi
Serbest bölgeler; Ülkeye yabancı sermaye ve teknolojilerin getirilmesine imkan sağlayacak
uygun zemin yaratılması, Sanayicinin ihtiyaç duyduğu bazı hammadde ve ara malların
kolaylıkla, istenilen miktarda ve zaman kaybı olmadan temin edilebilmesi, Sağlanan teşvik ve
avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı, Türkiye dışından gelen malların transit olarak
diğer ülkelere satımı, Yeni istihdam olanaklarının yaratılması, Türk ihraç ürünlerinin ihracatını
kolaylaştırmak ve hızlandırmak bakımından bir basamak olması işlevlerini görmektedir.
57
TABLO 71
SERBEST BÖLGELER TİCARET HACMİNİN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI
ÜLKELER
1.OECD ÜLKELERİ
A.AB Ülkeleri
B.Diğer OECD Ülkeleri
2.Diğer Avrupa Ülkeleri
3.Bağımsız Devletler
Topluluğu
4.Kuzey Afrika ve
Ortadoğu
5.Diğer Ülkeler
6.Türkiye
TOPLAM
BÖLGELERE
GİRİŞ
3.644.629
2.848.560
796.069
12.542
%
TOPLAM
%
47,52
37,14
10,38
0,16
BÖLGELERDEN
ÇIKIŞ
2.732.700
2.441.529
291.171
26.579
27,09
24,20
2,89
0,26
6.377.330
5.290.089
1.087.241
39.121
35,91
29,79
6,12
0,22
195.785
2,55
441.754
4,38
637.539
3,59
388.364
5,06
1.075.529
10,66
1.463.893
8,24
1.251.640
2.176.871
7.669.831
16,32
28,38
100,00
636.961
5.173.528
10.087.052
6,31
51,29
100,00
1.888.601
7.350.399
17.756.882
10,64
41,39
100,00
%
Kaynak: DTM
TABLO 72
SERBEST BÖLGELERDE İSTİHDAM
BÖLGELER
Ege
Bursa
Mersin
İstanbul Deri
Antalya
Kocaeli
Avrupa
Menemen Deri
TÜBİTAK-MAM Tek.
İstanbul Havalimanı
Kayseri
İstanbul Trakya
Adana-Yumurtalık
Gaziantep
Samsun
Denizli
Trabzon
Rize
Mardin
TOPLAM
İŞÇİ
13.036
5.121
0
1.415
2.646
1.977
1.611
1.134
1.712
91
1.171
790
155
99
162
30
51
7
12
31.220
BÜRO PERSONELİ
810
997
0
480
501
197
300
316
264
898
70
525
72
65
45
12
5
6
3
5.566
DİĞER
0
223
6.219
618
0
100
087
14
4
10
13
0
0
0
0
0
0
0
0
7.297
TOPLAM
13.846
6.341
6.219
2.513
3.147
2.274
1.911
1.537
1.990
993
1.251
1.328
227
164
207
42
65
13
15
44.083
Kaynak: DTM
58
TABLO 73
SERBEST BÖLGELER İTİBARİYLE YILLIK TİCARET HACİMLERİ (1.000 ABD $)
BÖLGELER
İstanbul Deri
Ege
İstanbul Atatürk
Havalimanı
Mersin
İstanbul Trakya
Burs
Avrupa
Antalya
Kocaeli
Kayseri
Menemen Deri
Samsun
Adana –Yumurtalık
Gaziantep
TÜBİTAK-MAM Tek.
Trabzon
Denizli
Rize
Mardin
TOPLAM
6.952.940
4.001.498
%
2007-2006
-9,21
2,28
3.220.486
1.884.005
2.444.484
1.933.293
1.333.360
550.719
254.808
520.142
383.072
54.593
77.110
93.910
30.414
13.587
65.900
7.955
1.751
23.824.028
2006
6.312.273
4.092.781
%
2008-2007
-4,92
-8,03
12,37
3.618.897
35,69
-6,31
-16,25
12,40
-0,95
83,33
24,37
10,64
75,43
108,48
-22,49
54,72
185,28
13,48
45,33
-93,58
3,15
2.556.331
2.290.343
1.619.125
1.498.721
545.511
467.128
646.906
423.836
95.775
160.757
72.786
47.056
38.762
74.784
11.561
112
24.573.445
2007
6.001.678
3.763.964
%
2009 2008
-35,56
-29,36
3.867.187
2.658.772
-2,21
3.539.000
-16,51
2.954.765
3,19
-18,67
-0,90
5,13
33,68
50,99
8,66
-2,57
324,33
63,69
96,89
137,41
73,14
-41,72
-41,32
0,02
2.637.921
1.862.771
1.604.603
1.575.653
729.233
705.309
702.948
412.922
406.402
263.148
263.148
111.715
67.114
43.584
6.784
24.578.055
-27,27
-36,11
-20,26
-25,05
-16,91
14,94
-37,07
-32,18
-90,82
-34,28
-22,72
47,54
-36,41
-24,10
-4,08
-27,75
1.918.637
1.190.035
1.279.473
1.180.940
605.927
810.654
442.397
280.040
37.290
172.937
110.740
164.828
42.675
33.079
6.507
17.756.882
2008
2009
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE TİCARETTE İNTERNETİN KULLANIMI
DÜNYA TİCARETİNDE GELİŞMELER
Dünya ticaret hacmi özellikle 1990’lı yılların başından itibaren hızlı küreselleşmeye paralel
olarak artarak çok büyük hacimlere ulaşmıştır. Hemen her ülke yeni pazarlara ulaşma imkânı
sağlamış ve daha önce gidilmeyen pazarlara ulaşmaya başlamıştır. 2000’li yılların başından
itibaren dünya ekonomisinde yaşanan topyekun hızlı büyüme tüm pazarlara talep artışı
yaratmıştır. Özellikle gelişmiş ülkelerin daha fazla tüketmeye başlaması bu ülkelere mal ve
hizmet ihraç eden ülkeler açısından yeni fırsatların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu gelişmelere
paralel olarak daha önce dünya pazarlarında fazla rolü olmayan gelişmekte olan ülkelerle geri
kalmış ülkelerin de dünya pazarlarına girmesine yol açmıştır.
Hızlı küreselleşmenin başlıca güçleri olan teknolojik yenilikler, politik değişimler ve ekonomi
politikalarıyla ilgili seçimler entegre bir dünya ekonomisi modeli yaratmıştır. Bu nedenle bütün
ülkelerin ekonomileri birbirleriyle ilişkili hale gelmiştir. Dünya pazarlarına mal ve hizmet ihraç
etmek kavramı dünya pazarlarıyla ticaret yapmak şeklinde kullanılır hale gelmiştir. Entegre
dünya ekonomisinin doğal sonucu olarak hemen her mal ve hizmet üretim faaliyetinin içinde
hem iç Pazar hem dış pazarı dikkate alan yeni bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Buna göre bir mal
veya hizmetin tamamen yerel pazarlarda üretilmesi ya da yapılan üretimin tamamının iç
59
pazarlarda tüketilmesi rasyonel olmaktan uzak hale gelmiştir. Gerek ölçek ekonomisine dayalı
üretim yapmanın yarattığı maliyet avantajları gerekse de küresel pazarlarda karşılaştırmalı
üstünlükler nedeniyle mal ve hizmet bazında uzmanlaşma yerini mal ve hizmetlerin bileşenleri
alanında uzmanlaşmaya bırakmıştır.
Küresel pazarda bu denli uzmanlaşmaya dayanan bir ticaret organizasyonunun oluşturulabilmesi
ve sürdürülebilmesi teknolojik yeniliklerle mümkün olmuştur. Teknolojik yeniliklerin özellikle
iletişim ve taşımacılık teknolojilerinde yarattığı hızlı gelişmeler dünyanın her köşesiyle hızlı,
kolay ve ucuz iletişim ve taşıma imkânı sağlamıştır. Teknolojik yenilikler aynı zamanda üretim
süreçlerinin de daha düşük maliyetli üretim yapacak şekilde değişmesini sağlarken pazarlanabilir
yeni mal ve hizmetlerin de üretilmesini sağlamıştır. Teknolojik yeniliklerle küresel gıda
üretiminde genişleme ve imalat süreçlerinde etkinlik artmıştır.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Çin’in ekonomik reformlarıyla başlayan küresel ölçekteki
politik değişimler son on yılda dünyanın değişik bölgelerinin de hem üretici hem de tüketici
anlamında küresel pazarlara katılmasıyla dünya ekonomisinin entegrasyon süreci hızlanmıştır.
Tüm dünyada yaşanan bu gelişmelerin yarattığı değişim baskısı daha önce içe dönük ekonomi
politikaları izleyen ülkelerin de dışa açık politikalara yönelmeye başlamasına yol açmıştır.
Serbest ticaret üzerindeki engellemeler ve kısıtlamaların kaldırılması ve çeşitli ülkeler arasında
imzalanan işbirliği anlaşmaları, mali anlaşmalar, yabancı yatırımcılara getirilen kolaylıklar,
uluslararası ticaretin önündeki kotalar, gümrükler ve benzeri sınırlamaların kaldırılması
küreselleşmeyi daha da hızlandırmıştır.
Küreselleşme dünya ekonomisi açısından sayısız yararlar sunmakla birlikte dikkatler potansiyel
olarak yaratabileceği yıkıcı etkiler ve sakıncaları üzerinde yoğunlaşmıştır. Küreselleşme ile
sermaye, işgücü ve üretimdeki küresel entegrasyon kaynakların daha etkili ve verimli
kullanılmasını sağlamaktadır. Bu da mevcut üretim çıktılarını daha üst düzeye taşırken gelecekte
potansiyel talebi de daha yüksek düzeylere taşıyabilecektir. Tüketiciler daha düşük maliyetlerde
çok daha fazla mal ve hizmet seçeneğine sahiptirler. Sermaye büyüme ve kalkınma için
finansmana ihtiyaç duyan ülkelere doğru hareket etmektedir. İş gücünün serbest dolaşımı ile
nüfusu yaşlanan ve nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyan ülkeler iş gücü açıklarını kapatırken,
istihdam fazlası olan ülkeler de işsizlik sorununu bu yolla çözebileceklerdir.
İHRACATTA İNTERNET KULLANIMI
Dış ticaret işlemlerinin küresel pazarlar boyutunda yapılmaya başlanmasıyla birlikte ihracat
faaliyetleri hem nitelik hem de nicelik olarak önemli değişiklikler göstermeye başlamıştır.
Önceleri belli bir çerçevede ticaret yapan firmalar dünyanın tüm pazarlarına girme imkanı
bulmuşlardır. Bu süreçte teknolojik gelişmelerin de ihracat faaliyetlerinin gelişimine önemli
katkıları olmuştur. Geçmişte dünya ticaret hacmi faks cihazının bulunmasıyla birlikte on kat artış
göstermiştir. Ticaret yapan firmalar arasında bilgi ve belge akışının bir cihaz yardımıyla birkaç
dakikada gerçekleşmesiyle birlikte mal ve hizmet tanımı, sipariş, faturalama ve satış sonrası
60
işlemlerdeki belge akışlarının hızlı ve kolay bir şekilde yapılabilmesi ve hem yerel hem de
uluslar arası pazarlardaki işlemleri bir anda çok yüksek seviyelere çıkarmıştır.
Günümüzde ise çok ileri iletişim teknolojileri sayesinde ticaret hacminde çok büyük sıçramalar
gerçekleşmiştir. Sadece yazılı belgelerin değil, resim, video, grafik, teknik çizim ve benzeri
malzemelerle çok büyük veri dosyalarının kolay, hızlı ve çok düşük maliyetlerle farklı noktalara
iletilebilmesi küresel boyutta ticaretin bu denli gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur.
Geleneksel ihracat süreçlerinin çok yüksek maliyetli oluşu sebebiyle özellikle küçük ve orta
ölçekli işletmeler açısından yeni iletişim teknolojileri yardımıyla yürütülen ihracat süreçleri
tercih edilmeye başlanmıştır.
Bir işletmenin dış pazarlara yönelik olarak çalışmaya başlamasıyla ilgili süreçler geleneksel
olarak çok zaman alıcı ve pahalı işlemleri içermektedir. Masa başı dış Pazar araştırmasıyla
başlayan ihracat işlemi ilgili firmaların adreslerine yapılan yazışmalarla sürmektedir. Bu
yazışmalar ilgili firmanın ziyaret edilmesi, ihracat konusu olan mal ve hizmetlerle ilgili bilgiler
verilmesi, grafik, teknik çizim ve benzeri bilgileri içeren sunumlar yapılması, karşılıklı
görüşmelerin sürdürülmesi, mal ve hizmetlerle ilgili olarak numunelerin gönderilmesi ve ilk
siparişlerin verilmesi gibi işlemlerle sonuçlanmaktadır. Bu süreçte yer alan tüm faaliyetler
pahalı, zaman ve uzmanlık gerektiren faaliyetlerdir.
e-İHRACATTA BAŞARILI UYGULAMALAR
Dünya ticaret hacminde son yıllarda meydana gelen büyük artışların ardında bilişim
teknolojilerinin iş dünyasında kullanılmasıyla sağlanan avantajlar bulunmaktadır. İnternetin iş
dünyasında kullanılması özellikle gelişmiş ülkelerdeki şirketler için yeni pazar fırsatlarının
ortaya çıkmasına yol açmıştır. Halen dünya üzerinde yürütülen e-ticaret faaliyetlerinin en büyük
bölümünü A.B.D şirketleri gerçekleştirmektedir. Yine bütün dünyaya üretim üssü olarak hizmet
veren Çin’de dünya e-ticaret hacminden fazlaca pay alan ülkeler arasındadır. Geleneksel ticaret
yöntemleriyle kıyaslandığında henüz çok büyük oranlara ulaşmamış olsa bile hemen her geçen
gün e-ticaret hacmi artmaktadır. Bu noktada üzerinde durulması gereken bir başka noktada
internetin Pazar bulma, ürün bulma, tedarikçi bulma, müşteri bulma konusunda sağladığı
kolaylıkların önemli bir kısmının e-ticaret şeklinde sürdürülmemesidir. Başka bir ifadeyle dünya
üzerindeki çoğu şirket müşteriyi internet üzerinden bulsa da diğer ticari süreçleri geleneksel
yöntemlerle
yürütmektedir.
Buda
internet
üzerinden
ticari
faaliyet
olarak
değerlendirilmemektedir. Bu nedenle çeşitli ülkeler hakkında yapacağımız değerlendirmeler eticaret hacminin sadece bir kısmını yansıtmaktadır.
DÜNYADA e-DIŞ TİCARETİN DURUMU
Dünyanın pek çok farklı ülkesinde ihracat işlemlerinde internetten yararlanılmasının ardında
mevcut ülkelerde elektronik ticaretin kullanım düzeyi, internet teknolojilerinin yaygınlığı, iş
dünyasının internet teknolojisini benimseme seviyesi, bilgisayar ve internet erişim sahipliği gibi
faktörler etkili olmaktadır. İnternet kullanımının yaygınlığının giderek artmasıyla birlikte e-dış
61
ticarette daha büyük gelişmelerin olması beklenmekle birlikte halen geleneksel yöntemlerin hem
mutlak rakam hem de oran olarak daha yüksek olduğu bilinmektedir. Ancak unutulmaması
gereken en önemli nokta e-dış ticaret yapan şirketler tanımındaki karışıklıktır. Günümüzde
hemen her ülkeden milyonlarca şirket yeni Pazar bulma, yeni müşteriler arama, yenilikleri
izleme, pazara çıkan ürünlerden haberdar olma, rakipleri izleme gibi ticaretin önemli
fonksiyonlarını internet üzerinden yürütmekte dış ticaretin operasyonel kısmını ise geleneksel
yöntemlerle yürütmektedir. Bu nedenle bu çalışmada çeşitli kaynaklardan derlenen rakamların edış ticareti tam olarak açıklamadığını da belirtmek gerekir. Operasyonel dış ticaretin internet
üzerine aktarılması uluslar arası alanda yaşanan mevzuat, ödeme, güvenlik, yabancı dil gibi
sorunların aşılmasıyla tam olarak gerçekleşecektir. Halen bu dünya üzerinde birçok ülke bu
konudaki çalışmalarını hızlandırmış gümrük otomasyon sistemi, elektronik imza entegrasyonu
ve uluslar arası ödeme sistemleri üzerinde mutabakat aramaktadır. Halen geliştirilen çeşitli
uygulamaların bütün ülkelerce benimsenmemesi ve özellikle sorunun tam olarak aşılamaması
nedeniyle e-dış ticaretin operasyonel kısmında eksiklikler bulunmaktadır. Bu çalışmaların sonuç
vermesiyle birlikte e-dış ticaret hacminin bugün olduğundan çok yukarılara ulaşmasını
beklemektedir.
1- ASYA PASİFİK ÜLKELERİ
Asya Pasifik ülkeleri gelişmekte olan ülkeler arasında elektronik dış ticarette en fazla gelişmiş
olan ülkelerdir. Sahip oldukları teknolojik imkânlar ve devlet destekleri sayesinde elektronik
ticarette ilerleme kaydetme şansına sahip olmuşlardır. Asya Pasifik ülkeleri sahip oldukları
imkânlar sayesinde dünyada yer alan pek çok yabancı firmanın istek ve taleplerini karşılama
konusunda diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha başarılı durumdadırlar. Asya Pasifik
ülkelerinde elektronik ortamda gerçekleştirilen ticaretin gelişmesinde ilk aşama e-tedarik
sistemlerinin kurulması ile oluşmuştur. e-Tedarik uygulamalarını özel yatırımlar ve tedarikçi
Pazar yerleri takip etmiştir. Bu Pazar yerlerinin oluşturulmasındaki temel amaç pazara ilişkin
taleplerin hızlı şekilde karşılanması ve üretim ve teslimatta avantajlar sağlanmasına imkan
tanınmasıdır. 2000’li yılların başından bu yana Asya Pasifik ülkelerinde gerçekleştirilen
elektronik ithalat ve ihracatın hacmi hızlı bir şekilde yükselmeye devam etmektedir. Batılı
ülkelerin aksine bu bölgede yer alan ülkelerin karşı karşıya olduğu en büyük sorun teknoloji ve
stratejilerin uygulanması ile ilgilidir. Asya Pasifik ülkelerinde internet kullanımı incelendiğinde
ülkelerin sıralaması; Japonya, Çin, Avustralya, Tayland, Hong Kong ve Singapur şeklindedir.
Çin’de yeni dijital ekonomisinin desteklenebilmesi için, ticaret promosyon organizasyonları
ticaret konusunda gerekli bilgilerin sağlanması, işletmeler arasında gerçekleştirecek ticaret için
ihtiyaç duyulan iletişimin sağlanması, çevrimiçi tanıtımların düzenlenmesi ve gerekli eğitimlerin
verilmesi gibi görevleri üstlenmiş durumdadır. Bu hizmetlerin sağlanmasındaki temel amaç
Çin’de bulunan KOBİ’lerin ihracat faaliyetlerinin arttırılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda
EDI(Elektronik Veri Değişimi) ağları kurulmakta, çeşitli web sayfaları üzerinden Çin ile ilgili
bilgiler diğer dünya ülkeleri ile paylaşılmaktadır. Yabancı alıcılara bilgi sağlamak için kullanılan
web sayfalarından birisi China Business Informatıon.net’tir. Bu web sayfası 1996 yılında
62
açılmıştır ve dili İngilizcedir. Yabancı alıcılar bu web sayfası üzerinden ekonomik bilgilere,
yabancı ticaret ve yatırım politikalarına, gümrük tarifelerine vb. bilgilere ulaşılabilmektedir.
Çin’in internet üzerinden gerçekleştirdiği dış ticaret işlemlerinin yaygınlaşması konusunda
devletin sağladığı destekler sonucunda Çin’de elektronik ticaret alanında gerçekleşen ticari
işlemlerin yaklaşık %75’ini B2B işlemleri oluşturmaktadır. Geçen yıllar içerisinde internet
üzerinden gerçekleştirilen dış ticaret işlemlerinin hacmi büyüme göstermiştir. Çin’de elektronik
ihracat hacminin gelecek yıllarda değeri ve sağladığı kazancında artması beklenmektedir.
Asya ülkelerinin uluslar arası elektronik ticaret alanında öncü olanlarından bir diğeri
Tayland’dır. Tayland’da elektronik ortamda gerçekleşen ticari işlemlerin büyük kısmı EDI ağları
ve mesajlaşma sistemlerinden oluşmaktadır. Gümrük işlemlerinin büyük bir bölümünün de
internet üzerinden gerçekleştirilmesi söz konusudur. Elektronik bankacılık alanında gelişmelerin
yaşanmasının sonucunda dış ticarete ilişkin finansal hizmetlerin de sağlanması mümkün
olmuştur. Ticaret Bakanlığı altında faaliyet gösteren İhracat Promosyon Departmanı 2001
yılından bu yana ihracatçılara yönelik elektronik Pazar yerlerinin kurulmasına destek
vermektedir. 2008 yılının sonunda oluşturulan ihracatçı veri tabanında 23 farklı ürün
kategorisinin ihracatını gerçekleştiren 10.000 fazla ihracatçı yer almaktadır. Bunun yanında
Departman, ihracatçılar ile yabancı ülkelerdeki ithalatçılar arasında da iletişim kurmasını
sağlamaktadır.
Elektronik ticaret alanında önem taşıyan bir diğer Asya ülkesi Japonya’dır. Japonya’nın mevcut
B2B pazarı Amerika’nın %56’sından daha büyüktür. Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi
Japonya’da da internet üzerinden ticareti kolaylaştıracak ve geliştirecek yasal düzenlemelerin
gerçekleştirilmesi söz konusudur.
Asya’nın en gelişmiş internet toplumlarından birisi Tayland’dır. 1994 yılında kurulmuş bir
komite aracılığı ile devlet hizmetleri ve ticari faaliyetlerin uyumlaştırılması ve bütünleştirilmesi
ile ilgili çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Gerçekleşen yasal faaliyetler aracılığıyla internet
ekonomisi ve elektronik ticaretin yapısallaştırılması sağlanmıştır. Yasal düzenlemelerin temel
amacı elektronik ortamda düzenli, adil ve açık bir ticari ortamın oluşturulmasıdır. Bu şekilde
merkezi devlet kontrolünden bağımsız güvenli bir ticaret ortamının oluşturulması mümkün
olmuştur. 1999 yılında oluşturulan Ulusal Endüstriyel Otomasyon planı ile B2B ticaretin
altyapısının oluşturulması sağlanmıştır. Planın temel amacı başta KOBİ’ler olmak üzere e-ticaret
yeteneğinin ve uygulamalarının geliştirilmesidir. 5,5 yıllık olarak hazırlanan bu plan Tayland’ın
global rekabet gücünün artmasını sağlamıştır. Plan sonrasında B2B’de global tedarik
zincirlerinin kullanımı gelişmiş, internet üzerinden gerçekleştirilen dış ticaretin hacminde
büyüme kaydedilmiştir.
Hong Kong uluslar arası ticaret açısından önemli bir ülke konumundadır. Hong Kong’ lu
işletmeler uluslar arası erişime ve yenilikçi hizmetler geliştirmeye büyük önem vermektedir. Çin
pazarının geçidi konumunda olması Hong Kong’un dış ticaret alanındaki önemini daha da
arttırmaktadır. İnternet teknolojileri EDI, bankacılık, ithalat ve ihracat işlemlerinde yaygın olarak
kullanılmaktadır.
63
Kore’de de durum farklı değildir. Kore’de gerçekleştirilen e-ticaret alanındaki faaliyetlerin
büyük bir kısmı B2B (%90) faaliyetleridir. Kore’nin B2B pazarının büyüme hızı ise yaklaşık
%50’dir. Kore’nin elektronik ticaret gelirleri toplam ülke gelirlerinin yaklaşık %60-70’ini
oluşturmaktadır. Diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi Kore’nin de B2B ve e-ticaret alanlarında
büyüme potansiyeli oldukça yüksektir. Başarılı çevrimiçi Pazar yerleri ve ticaret portalları
aracılığı ile Kore’de elektronik ortamda sağladığı belgelendirme ve süreç iyileştirme avantajları
ile e-ihracat alanında önemli bir ülkedir.
Ancak Asya ülkeleri içerisinde e-ihracat alanında öncü olma potansiyeli en yüksek ülke Çin’dir.
Çin’de son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler ve hızlı nüfus artışı bu durumun ardındaki en
önemli nedenlerdir. Çin, hizmetler dışında çok farklı sektörlerdeki ürünlerin üreticisidir. Sahip
olunan düşük maliyetli üretim imkanı Çin’in dünyanın pek çok ülkesine ihracat
gerçekleştirmesine neden olmaktadır. Teknolojik ürünler alanında öne çıkan Japonya ve
Tayland, global tedarik zincirlerinin önemli üyesi konumundadır. Bu durum bu ülkelerin dünya
dış ticaretindeki rekabet gücünü olumlu yönde etkilemektedir. Hong Kong ise önemli bir uluslar
arası serbest ticaret bölgesidir.
Kore ve Tayland gibi Asya ülkeleri ihracat işlemlerine ilişkin belgelerin elektronik ortama
taşınması gibi uygulamalar aracılığıyla e-ihracatta önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu yolla
ihracat süreçlerini hızlandırmayı ve belgelendirmeyi basitleştirmeyi sağlamışlardır. Sonuçta
Asya ülkeleri rekabet avantajı sağlama yoluyla e-ihracat alanında önemli gelişmeler
sağlamışlardır.
2-LATİN AMERİKA
Özellikle Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika’da elektronik dış ticaret uygulamalarının hız
kazandığını söylemek mümkündür. Latin Amerika’da yer alan işletmelerin yaklaşık %50-70’i
hâlihazırda faaliyetlerini internet ortamına taşımış durumdadır. Özellikle otomotiv sektörüne
ilişkin satışların büyük kısmında internet teknolojilerinden faydalanılması söz konusudur. Mobil
ve internet teknolojilerine ilişkin gelişmeler Latin Amerika pazarının da yüksek potansiyele
sahip olduğunun göstergesi şeklindedir.
İnternet teknolojilerinin global olma özelliği Latin Amerika ülkelerinde internetin özellikle dış
ticaret işlemlerinin gerçekleştirilmesi sırasında daha yaygın olarak kullanılmasını sağlamıştır.
Latin Amerika’da e-ihracat faaliyetleri büyük işletmeler tarafından yönetiliyor olsa da
KOBİ’lerin başta Brezilya olmak üzere büyük sayıda olması gelecek yıllarda bu durumun
değişeceğinin göstergesi olarak kabul edilebilir.
Latin Amerika daha önce de belirtildiği gibi B2B ve e-dış ticaret alanında en yüksek büyüme
potansiyeline sahip bölgelerden birisidir. Mevcut durumda Latin Amerika’da internet, finansal
işletmeler başta olmak üzere pek çok alanda yoğun olarak kullanılmaktadır. İnternet üzerinden
gerçekleştirilen ticari işlemlerin %80’inden fazlası B2B alanındadır. E-ticaret işlemlerinde B2B,
Arjantin’de %92, Brezilya’da %90, Şili’de %94, Meksika’da %96 ve Venezuella’ da ise %97’lik
64
bir hacme sahiptir. Brezilya işlem hacmi açısından Latin Amerika’nın en büyük B2B pazarıdır.
Ancak yine başta dış ticaret olmak üzere elektronik işletmeler arası ticaret açısından Latin
Amerika henüz başlangıç dönemindedir ve büyük gelişme potansiyeline sahiptir. Asya
ülkelerinde olduğu gibi devlet desteği ve altyapı çalışmaları gelecek yıllarda Latin Amerika’nın
elektronik dış ticaret alanında önemli bir oyuncu haline geleceğini göstermektedir. Tüm
gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Latin Amerika’nın da internet teknolojisi kullanımı
açısından en büyük sıkıntısı altyapı eksikliğidir.
3- AFRİKA ÜLKELERİ
Afrika elektronik ticarete ilişkin faaliyetlerin en az gelişmiş olduğu bölgedir. Gelişmekte olan
ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasında yer alan B2B uygulamalarına ilişkin en büyük açık Afrika’ya
aittir. Afrika’nın ihracat işlemlerinde internet teknolojilerinin kullanılması çok gelişmiş bir
düzeye sahip değildir. Afrika’da gerçekleştirilen B2B uygulamalarının büyük çoğunluğu ise
yabancı ülke işletmeler tarafından gerçekleştirilmektedir.
4- DİĞER BÖLGELER
Dünyada gerçekleştirilen e-ihracat uygulamalarının büyük bir kısmı bu ülkeler tarafından
gerçekleştirilmektedir. B2B ticaret portalları özellikle Rusya’da fazlasıyla kullanılmaktadır.
Rusya’da açılan portallar ihracatı mümkün ürünlerinin satışına ilişkin işlemleri
gerçekleştirmektedir. Rusya’da konuya ilişkin eğitimin yaygınlaşması ve mevcut yazılımlar,
işletmelerin dış ticaret portallarını kurmasını kolaylaştırmakta ve özellikle maliyetlere olumlu
etkide bulunmaktadır.
Kuzey Amerika ve Batı Avrupa bölgelerinde elektronik dış ticarete ilişkin büyüme artmaya
devam etmektedir. B2B işlemleri ve satışları her iki bölgede de artmaya devam etmektedir.
Bölgelerde gerçekleştirilen uluslar arası ticaret işlemlerinin büyük bir kısmının elektronik ortama
taşınması söz konusudur. Özellikle gerçekleştirilen dış ticaretin Amerika’da %26’sı, Avrupa’da
ise %17’si elektronik ortamda gerçekleştirilmektedir.
Amerika sağladığı hızlı erişim imkanı, raporlama ve belgelendirme konusunda basitleştirme ve
hızlı bilgi paylaşımı aracılığıyla elektronik pazardaki en önemli ülkedir. Amerika’da devlet ve
özel sektöre ait web portalları ihracat işlemlerinin yapılmasını sağlamanın yanında dış ticarete
ilişkin işlemlerin yapılmasını sağlamanın yanında dış ticarete ilişkin önemli bilgiler de
vermektedir.
Avrupa’da da pek çok ülke dış ticaret faaliyetlerinde internet teknolojilerinden faydalanmayı
tercih etmektedir. Fransa’da açılmış bir platform üzerinden kamu ve özel sektöre ait ihracatçılar
birbiriyle iletişime geçebilmekte ve bilgi paylaşımında bulunabilmektedir. Fransa’da açılan web
portalları kolay kullanımı olanakları sayesinde kısa dönemde hızlı başarı elde etmeyi başarmış
durumdadır. Fransa dış ticaret alanında özellikle internet kullanımına ilişkin başarılar elde etmiş
65
ülkeler arasında yer almaktadır. Fransa’nın pek çok ülkeyle dış ticaret gerçekleştiriyor olması eihracat alanında Avrupa’nın önemli oyuncularından birisi haline gelmesini sağlamıştır. İsveç de
dış ticarete ilişkin bilgilerini online ortamda ithalat ve ihracatçılar ile paylaşmaktadır.
Gerçekleştirilen Pazar araştırmaları, ticarete ilişkin fırsatların gelişimi İsveç’in önem
kazanmasına katkıda bulunmuştur.
İngiltere’de devlete ait web portallarını kullanarak elektronik ortamda ki dış ticaret işlemlerine
katkıda bulunmaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İngiltere’de de dış ticarete ilişkin
bilgi paylaşımı, belgelendirme ve ödeme imkanları çevrimiçi olarak ithalat ve ihracatçılara
sağlanan hizmetler arasındadır.
Tüm dünyada bilgisayar teknolojilerine ilişkin yatırımların artması ve internetin sunduğu maliyet
avantajları gelecek yıllarda dış ticarette elektronik Pazar yerlerinin ve portallarının kullanımının
artacağını göstermektedir. İnternet üzerinde gerçekleştirilen dış ticaret işlemlerinin büyük bir
kısmı farklı işletmeler ve kamu kuruluşları tarafından kurulan B2B portalları üzerinden
yapılmaktadır.
TÜRKİYE’DE e-İHRACATI DESTEKLEYEN KURUMLAR
Ülkemiz küçük ve orta ölçekli şirketlerin dünya pazarlarına açılma sürecinde ihtiyaç duydukları
bilgi ve yönlendirmeyi sağlamak üzere çeşitli kamu kurumları ve meslek kuruluşlarına ait web
siteleri bulunmaktadır. Bu web sitelerinde ihracat mevzuatı ile ilgili bilgilerden yurt dışından
gelen mal taleplerine kadar çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Bunların dışında yine internet
ortamında ihracatçıların yine ihtiyaç duyduğu dökümantasyon desteği veren özel web siteleri de
bulunmaktadır. Bu sitelerde iş mektubu örnekleri ve ihracat amaçlı web sitesi kurma konusunda
destek verilmektedir.
SAKARYA’DA DIŞ TİCARET
2009 yılında Sakarya ilinde gerçekleştirilen toplam ihracat (Sakarya Gümrüğü) bir önceki yıla
göre 6.6 oranında azalarak 249 milyon 628 bin dolar seviyesine gerilemiştir. İthalat ise, geçen
yıla oranla % 59.3 oranında bir azalış olmuş ve 35 milyon 334 bin dolar seviyesine gerilemiştir.
Toplam Dış ticaret hacmimiz bir önceki yıla göre % 19.5 oranında azalarak 284 milyon 962 bin
dolar olmuştur. Dış Ticaret Müsteşarlığı’ndan alınan verilere göre 2009 yılı sonu itibariyle
İlimizin; yıllık ihracat değeri 1 milyar 722 milyon 184 bin dolar, İthalat rakamımız ise 908
milyon 733 bin dolar olarak açıklanmıştır. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin rakamlarına göre
İlimiz Türkiye genelinde 9. en büyük ihracat kapasitesine sahip ildir. ( 2.884.659) Ayrıca;
Sakarya Gümrüğünden çıkış beyanname sayısı 4.668 giriş beyanname sayısı 2.065’dir. Gelen tır
sayısı 1.797, giden tır sayısı 2.207’dir.
66
TABLO 76
SAKARYA İLİNDE DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ
2006
117.833
221.328
339.161
103.495
İthalat
İhracat
Dış Ticaret Hacmi
Dış Ticaret Açığı
2007
105.676
220.761
326.437
115.085
2008
86.909
267.500
354.409
180.591
2009
35.334
249.628
284.962
214.294
Artış Oranı
-59,3
-6,6
-19,5
18,6
Kaynak: Sakarya Gümrük Müdürlüğü
TABLO 77
SAKARYA 2009 YILI DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ
Aylar
İthalat
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
1.664.894
2.189.224
2.622.053
2.583.875
2.708.368
2.321.280
3.577.623
2.070.624
3.384.762
3.942.760
3.427.130
4.839.824
35.334.484
Giriş
Beyanname
Sayısı
105
144
185
181
192
161
194
129
197
180
190
207
2.065
İhracat
29.507.061
28.995.828
28.780.542
16.399.159
16.575.141
15.883.375
15.230.667
17.697.921
18.330.437
21.545.525
22.761.213
17.921.839
249.628.680
Çıkış
Beyanname
Sayısı
336
372
379
358
385
378
409
372
396
460
432
391
4.668
Gelen Tır
82
129
181
170
159
160
146
110
145
167
145
203
1.797
Giden Tır
162
155
146
175
185
154
181
161
237
241
223
187
2.207
Kaynak: Sakarya Gümrük Müdürlüğü
TABLO 78
SAKARYA İLİNİN İHRACAT DEĞERİ
(Bin $)
Sakarya
İhracatçı Firma Sayısı
2008
2009
262
261
2008
2.907.203
İhracat Değeri
2009
1.722.184
Değişim %
-40,8
Kaynak: DTM
TABLO 79
SAKARYA İLİNİN İTHALAT DEĞERİ
(Bin $)
Sakarya
İthalatçı Firma Sayısı
2008
2009
281
248
2008
1.709.176
İthalat Değeri
2009
908.733
Değişim %
-46,8
Kaynak: DTM
67
TABLO 80
TİM VERİLERİNE GÖRE SAKARYA 2009 YILI AYLAR İTİBARİYLE İHRACAT
RAKAMLARI ($)
OCAK
89.503.055,14
Sakarya
ŞUBAT
88.726.624,18
MART
204.340.002,49
NİSAN
80.205.468,56
MAYIS
131.872.932,13
HAZİRAN
138.996.748,02
Kaynak: TİM
(DEVAM) ($)
Sakarya
Toplam
TEMMUZ
236.868.382,02
AĞUSTOS
65.477.093,14
EYLÜL
EKİM
210.128.983,82 195.044.861,12
2.884.659.577,88
KASIM
150.248.558,76
ARALIK
123.261.583,54
Kaynak: TİM
TABLO 81
İLLER BAZINDA İHRACAT RAKAMLARI
ŞEHİRLER
İstanbul
1
Bursa
2
Kocaeli
3
İzmir
4
Ankara
5
Gaziantep
6
Manisa
7
Denizli
8
9
Sakarya
Hatay
10
Kaynak: TİM
ARALIK
4.353.024.627,29
989.763.745,86
650.719.051,25
659.518.605,91
446.338.530,91
309.540.082,40
336.311.853,40
166.700.721,54
123.261.583,54
157.734.302,86
İlimizden Yapılan İhracat Ürünleri















Filtre Sistemleri
Bisküvi
Orman Ürünleri
Makine ve Aksamları
Elektrik Malzemeleri
Emaye Frit
Ağaç Kaplama
Motorlu Araçlar
Muhtelif Ürünler
Narenciye
Fındık
Mineral Sıva
Otomotiv Kablo Donanımı
Çikolata
Mermer Kesme Makinesi
68
İlimize yapılan ithalat ürünleri










İşlenmemiş ağaç mamulleri ( Kaplama)
Tomruk, kereste ve parke taslağı
Oto yedek aksamı
PVC ( kapı ve pencere ham maddesi)
Rulo saç mamulleri
İşlenmemiş ham alüminyum
Treyler yedek aksamı
Muhtelif kimyevi maddeler ( Akrelik Polimer)
Cam yünü ve cam lifi
Yatırım Teşvik Mevzuatı kapsamındaki muhtelif makine ve teçhizat
Genel Olarak İthalat Yapılan Ülkeler
 AB Ülkeleri ( Almanya, İtalya, Belçika)
 Serbest Ticaret Anlaşması Yapılan Ülkeler ( Romanya, Bulgaristan)
 Rusya Federasyonu ve Bağımsız Devletler Topluluğuna Dahil Ülkeler
( Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan)

Diğer Ülkeler ( İran, Bahreyn, Hindistan)
Genel Olarak İhracat Yapılan Ülkeler
İhracat yaptığımız ülkeler
1. Almanya
2. İngiltere
3. Romanya
4. İtalya
5. İran
6. ABD
7. Yunanistan
8. Fransa
9. Bulgaristan
10. Suriye
11. S. Arabistan
12. Rusya
69
İŞSİZLİK VE
İSTİHDAM
1
İŞSİZLİK VE İSTİHDAM
TABLO 1
İŞSİZLİK ORANLARI (Yüzde)
İspanya
Türkiye
Slovakya
Fransa
Portekiz
Yunanistan
Almanya
Belçika
İtalya
Finlandiya
İsveç
Malta
ABD
İngiltere
Lüksemburg
Slovenya
Çek Cumhuriyeti
Japonya
Avusturya
Danimarka
Hollanda
2005
9,2
10,6
16,3
9,3
7,7
9,9
10,7
8,5
7,7
8,4
7,4
7,2
5,1
4,8
4,6
6,5
7,9
4,4
5,2
4,8
4,7
2006
8,5
10,2
13,4
9,2
7,8
8,9
9,8
8,3
6,8
7,7
7,0
7,1
4,6
5,4
4,6
6,0
7,2
4,1
4,8
3,9
3,9
2007
8,3
10,3
11,1
8,4
8,1
8,3
8,4
7,5
6,1
6,9
6,1
6,4
4,6
5,3
4,2
4,9
5,3
3,9
4,4
3,8
3,2
2008
11,3
11,0
9,5
7,8
7,7
7,7
7,3
7,0
6,8
6,4
6,2
5,9
5,8
5,6
4,9
4,4
4,4
4,0
3,8
3,3
2,8
2009*
18,2
14,8
10,8
9,5
9,5
9,5
8,0
8,7
9,1
8,7
8,5
7,3
9,3
7,6
6,8
6,2
7,9
5,4
5,3
3,5
3,8
Ocak
15,6
15,5
9,7
8,7
8,5
8,8
7,2
7,5
7,4
7,1
7,1
6,4
7,6
6,8
5,6
4,6
5,2
4,2
4,2
4,4
2,8
Şubat
16,5
16,1
10,1
8,9
8,8
8,8
7,3
7,7
7,4
7,4
7,5
6,6
8,1
7,1
5,8
4,9
5,5
4,4
4,4
4,7
2,9
Mart
17,2
15,8
10,4
9,1
9,0
8,8
7,4
7,8
7,4
7,7
7,8
6,7
8,5
7,3
6,0
5,3
5,9
4,8
4,6
5,2
3,0
2009
Nisan Mayıs
17,6
17,9
14,9
13,6
10,7
10,9
9,2
9,4
9,1
9,2
9,2
9,2
7,6
7,6
7,8
7,7
7,4
7,4
8,0
8,3
8,2
8,5
7,0
7,2
8,9
9,4
7,5
7,7
6,2
6,3
5,6
5,8
6,1
6,3
5,0
5,2
4,7
4,8
5,7
5,9
3,1
3,2
Haziran
18,1
13,0
11,2
9,5
9,2
9,2
7,7
7,7
7,4
8,5
8,8
7,3
9,5
7,8
6,4
6,0
6,5
5,4
4,8
6,1
3,3
Temmuz
18,5
12,8
11,4
9,7
9,2
7,7
7,8
8,7
9,1
7,3
9,4
6,5
5,9
6,7
5,7
4,8
6,0
3,4
Kaynak: Eurostat Database, 2009 rakamları IMF, World Economic Outlook, Ekim 2009
(*) Tahmin
2008 yılında tüm dünyada finansal piyasaları etkisi altına alan küresel ekonomik kriz, etkilerini 2009
yılında da devam ettirmiş ve işgücü piyasasında önemli sorunlara sebep olmuştur. İstihdam edilenler
% 0,4’lük artış oranı ile son beş yılın en düşük seviyesinde gerçekleşerek 21.277 bin kişi olarak
ölçülmüştür. Bununla beraber kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus % 1,8 oranında artışla
51.686 bin kişiye, işgücü % 4 oranında artışla 24.748 bin kişiye yükselmiştir. Ekonomik krizin
piyasada yarattığı olumsuz etkiyi gösteren en önemli göstergelerden birisi olan işsizlik oranı, son
yıllarda en yüksek seviyeye çıkarak 2009 yılında % 14’e yükselmiştir. Bu oran yıllık olarak 1988
yılından bu yana gerçekleşen en yüksek işsizlik oranı olarak kayıtlara geçmektedir. Bir diğer işsizlik
göstergesi olan tarım dışı işsizlik oranı ise, 2009 yılında 3,8 puan artarak % 17,4’e yükselmiştir.
İşsizlik göstergeleri içerisinde 2008 yılına göre en yüksek artış, 4,8 puanlık artış ile % 25,3
seviyesine yükselen genç nüfustaki işsizlik oranında gerçekleşmiştir.
İstihdam ve İşsizlik
2009 yılı Kasım döneminde, Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yılın aynı dönemine
göre 811 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 841 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus
ise 864 bin kişi artarak 52 milyon 7 bin kişiye ulaşmıştır. Tarım dışı istihdam 329 bin kişi artmıştır.
2
2009 yılı Kasım döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 742 bin kişi
artarak, 21 milyon 741 bin kişiye yükselmiştir. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 413 bin
kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 329 bin kişi artmıştır.
Kasım 2009 döneminde istihdam edilenlerin yüzde 24,6’sı tarım, yüzde 19,8’i sanayi, yüzde 6,2’si
inşaat, yüzde 49,5’i ise hizmetler sektöründedir. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında,
tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payının 1,1 puan, inşaat sektörünün payının 0,3 puan
arttığı, buna karşılık sanayi sektörünün payının 0,9 puan, hizmetler sektörünün payının ise 0,4 puan
azaldığı görülmektedir. İşsizlik oranı yüzde 13,1 iken, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,2’dir.
Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 233 bin kişi artarak 3 milyon 270 bin
kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 0,5 puanlık artış ile yüzde 13,1 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Kentsel yerlerde işsizlik oranı 1 puanlık artışla yüzde 15,3, kırsal yerlerde ise 0,4 puanlık azalışla
yüzde 8,7 olmuştur.
Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla yüzde 16,2
seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 0,7 puanlık artışla
yüzde 14,9, kadınlarda ise 0,5 puanlık artışla yüzde 20,8 olmuştur.
Bu dönemdeki işsizlerin;
• yüzde 71,2’si erkek nüfustur.
• yüzde 56,5’i lise altı eğitimlidir.
• yüzde 27,3’ü bir yıl ve daha uzun süredir iş aramaktadır.
• İşsizler sıklıkla (yüzde 31,9) “eş-dost” vasıtasıyla iş aramaktadır.
• yüzde 89’u (2 milyon 911 bin kişi) daha önce bir işte çalışmıştır.
İşsizlerin yüzde 28’ini çalıştığı iş geçici olup işi sona erenler, yüzde 20,9’unu işten çıkarılanlar,
yüzde 16,3’ ünü kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 8,2’sini işyerini kapatan / iflas edenler, yüzde
7,1’ini ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 9,9’ unu öğrenimine devam eden veya yeni mezun olanlar,
yüzde 9,6’sını ise diğer nedenler oluşturmaktadır.
Bu dönemde istihdam edilenlere baktığımızda,
• yüzde 72,2’si erkek nüfustur.
• yüzde 59,4’ü lise altı eğitimlidir.
• yüzde 61’i ücretli, maaşlı ve yevmiyeli, yüzde 25,9’u kendi hesabına ve işveren, yüzde 13,1’i ise
ücretsiz aile işçisidir.
• yüzde 59,1’i “1-9 kişi arası” çalışanı olan işyerlerinde çalışmaktadır.
• yüzde 2,7’sinin ek bir işi vardır.
• yüzde 3,3’ü mevcut işini değiştirmek için veya mevcut işine ek olarak bir iş aramaktadır.
3
• Ücretli olarak çalışanların yüzde 88,6’sı sürekli bir işte çalışmaktadır.
Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı,
önceki yılın aynı dönemine göre 0,6 puanlık artışla yüzde 43,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde,
geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde
87,8’den yüzde 85,5’e düşerken, tarım dışı sektörlerde yüzde 29,7’den yüzde 30,4’e yükselmiştir.
2009 yılı Kasım döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine
göre 1,1 puanlık artışla yüzde 48,1 olarak gerçekleşmiştir. Erkeklerde işgücüne katılma oranı geçen
yılın aynı dönemine göre 0,3 puanlık artışla yüzde 70,6, kadınlarda ise 1,9 puanlık artışla yüzde
26,4’tür. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 0,7 puanlık artışla yüzde 46, kırsal yerlerde ise 1,9
puanlık artışla yüzde 52,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. İşgücünün eğitim ve yaş dağılımları ise;
• Toplam işgücünün yüzde 17,7’sini 15-24 yaş grubundakiler oluşturmaktadır.
• Lise altı eğitimlilerde işgücüne katılma oranı yüzde 46 iken, yükseköğretim mezunlarında bu oran
yüzde 78,4’tür.
• Lise altı eğitimlilerde erkeklerin işgücüne katılma oranı yüzde 69 iken, kadınlarda yüzde 22,2’dir.
• Lise ve dengi okul mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 74,8 iken, kadınlarda
yüzde 33,1’dir.
• Yükseköğretim mezunlarında erkeklerde işgücüne katılma oranı yüzde 83,3 iken, kadınlarda yüzde
71,4’tür.
Kasım 2009 döneminde işgücü dışında olup, daha önce bir işte çalışanların yüzde 17,9’u “tarım”,
yüzde 11,1’i “sanayi”, yüzde 3,3’ü “inşaat”, yüzde 20,8’i “hizmetler” sektöründe çalışmış, yüzde
46,9’u ise 8 yıldan önce işten ayrılmıştır. Daha önce bir işte çalışıp, söz konusu dönemde işgücü
dışında olanların (12 milyon 846 bin kişi);
• yüzde 10,2’si emeklilik,
• yüzde 7,8’i mevsim gereği,
• yüzde 6,5’i sağlık nedeniyle,
• yüzde 4,3’ü eşinin isteği ve evlilik,
• yüzde 4,5’i işten çıkartılma/işyerinin kapanması,
• yüzde 3,7’si işinden memnun olmama,
• yüzde 16,1’i ise diğer nedenlerle en son çalıştıkları işten ayrılmışlardır.
Kasım 2009 döneminde 1 milyon 764 bin kişi işe yeni başlamış veya iş değiştirmiş olup, bunun
toplam istihdam içindeki oranı yüzde 8,1’dir. İşe yeni başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 33,3’ü
25-34 yaş grubundadır.
4
Bu dönemde işe başlayan veya iş değiştirenlerin yüzde 20,5’i “sanayi”, yüzde 36’sı “hizmetler”,
yüzde 21,2’si “inşaat” sektöründe, yüzde 22,3’ü ise “tarım” sektöründe işe başlamıştır. Mevcut
işsizlerin yüzde 15,3’ünü (499 bin kişi) bu dönemde işten ayrılanlar oluşturmaktadır.
AKTİF İŞGÜCÜ POLİTİKALARININ GELİŞTİRİLMESİ
1. Mevcut Durum
Küresel kriz ülkemizde işgücü piyasasını ciddi şekilde etkilemiştir. İç ve dış talepteki daralmaya
bağlı olarak üretimde yaşanan azalma ile birlikte istihdam azalmış ve işsizlik artmıştır. Bu durum,
özellikle istihdam piyasasına girişte zorluk yaşayan vasıfsız işgücünün niteliklerinin ve kazançlarının
artırılmasını amaçlayan ve kamu istihdam hizmetlerini, iş yaratmayı ve işgücünün eğitimini içeren
aktif işgücü politikalarının önemini artırmıştır. Krizden etkilenen AB ve OECD ülkelerinde işsizlikle
mücadelede aktif işgücü programlarına öncelik verilmiş ve bu programlara ayrılan kaynaklar
artırılmıştır. Ülkemizde de 5763 sayılı Kanunla İŞKUR tarafından uygulanan aktif işgücü
politikalarına ayrılan kaynaklar artırılmıştır.
TABLO 2
2005-2009 YILLARI ARASINDA İŞKUR TARAFINDAN VERİLEN AKTİF İŞGÜCÜ
PROGRAMLARINA YAPILAN HARCAMA VE YARARLANAN KİŞİ SAYISI
Yıllar
2005
2006
2007
2008
2009*
Harcama (Bin TL)
21.716
15.174
29.672
35.602
144.736
Yararlanan Kişi Sayısı
11.473
17.106
33.597
32.206
163.732
Kaynak: İŞKUR
*13.10.2009 tarihi itibarıyla
Aktif işgücü politikaları kapsamında İŞKUR; iş arayanlara iş bulunmasını, mesleki eğitim ve işgücü
uyum programlarını, mesleğe yöneltme, mesleki danışmanlık ve rehberlik hizmetlerinin sunulmasını,
iş arama stratejilerinin geliştirilmesini, uzun süreli işsizler, özürlüler, kadınlar ve gençler gibi
dezavantajlı grupların daha kolay iş bulmasını, girişimcilik eğitimlerini ve istihdam garantili eğitim
kurslarını ve kamu yararına çalışma programlarını yürütmektedir. İŞKUR’a aktif işgücü
politikalarında kullanılmak üzere aktarılan kaynağın artırılması İŞKUR’un bu kapsamda verdiği
hizmetlerden yararlanan kişi sayısını artırmıştır.
2007 yılından itibaren İŞKUR tarafından işgücü piyasası ihtiyaç analizine yönelik İşgücü Piyasası
Araştırması yapılmaya başlanmıştır. İşgücü Piyasası Araştırması, işverenlerin günümüzde ve
önümüzdeki dönemlerde hangi sektörlerde, hangi mesleklerde ve ne kadar elemana ihtiyaç
duyduğunun ve hangi mesleklerde eleman temininde güçlük çektiklerinin tespit edilmesine yardımcı
olmaktadır.
5
EĞİTİMİN İŞGÜCÜ TALEBİNE DUYARLILIĞININ ARTIRILMASI
1. Mevcut Durum
Türkiye’nin, demografik yapısı itibarıyla artan çalışma çağı nüfusunun istihdam yaratabilmesi ve
bilgi toplumuna dönüşebilmesi için önünde ciddi fırsatlar bulunmaktadır. Kısa ve orta vadede,
değişen ekonomik yapıya uygun işgücü ihtiyacını karşılayacak gençlerin mesleki becerilerinin
artırılması ve özellikle yüksek katma değer üretilmesini sağlayacak olan bilgi ve iletişim
teknolojilerinin sunduğu imkanlardan yararlanılması, hem insan kaynağının geliştirilmesini
sağlayacak hem de bilgi toplumuna dönüşümde ihtiyaç duyulan itici gücü ortaya çıkaracaktır.
İstihdam ve eğitim arasındaki bağın yeterince kurulamaması ve mesleki eğitimin işgücü piyasasının
ihtiyaçları doğrultusunda istenilen ölçüde verilememesi, insan gücü niteliği ile işgücü piyasasının
talebi arasında dengesizliklere yol açmakta ve eş zamanlı olarak hem işsizliğe, hem de boş iş
pozisyonlarına neden olmaktadır. Bu durum, mesleki eğitimin işgücü piyasasının talepleri
doğrultusunda şekillendirilmesini ve oluşturulan mesleki yeterlilikler sisteminin tamamlanarak
hayata geçirilmesini gerekli kılmıştır.
Ülkemizde 15-29 yaş arası gençlerden istihdamda ve eğitimde yer almayanların oranı OECD
ülkelerine göre oldukça yüksektir. Bu durumun kadınlarda erkeklerden daha belirgin olduğu,
kadınlarda eğitim ve istihdamın dışında olma durumunun erkeklere göre daha kalıcı olduğu
görülmektedir.
Eğitimde modüler bir yapıya geçilmesi yönündeki çalışmalar çerçevesinde ortaöğretimde 9. sınıftan
sonra mesleki teknik liseler ile genel liseler arasında geçişlere imkan veren esnek bir yapıya geçilmiş
olmakla birlikte, uygulamada mesleki rehberlik ve yönlendirme hizmetlerinin yetersizliği ve
toplumda konuya ilişkin farkındalık düzeyinin düşük kalması gibi nedenlerden dolayı sorunlarla
karşılaşılmaktadır. Ortaöğretim düzeyindeki mesleki teknik eğitim programları yenilenmiş, söz
konusu çalışmaların Meslek Yüksek Okullarına (MYO) yansıtılması amacıyla İnsan Kaynaklarının
Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi (İKMEP) kapsamında faaliyetlere devam edilmiştir.
Türkiye’de 2008 yılında işgücünün yüzde 63,2’si, istihdamın yüzde 63,6’sı ve işsizlerin yüzde 60,1’i
lise altı eğitim seviyesindekiler ve okur-yazar olmayanlardan oluşmaktadır. Mevcut işgücünün
niteliği ve verimliliğinin düşük olması nedeniyle işgücü arz ve talebi arasında yaşanan uyumsuzluk,
işgücü piyasasının etkinliğini azaltan önemli bir faktördür.
TABLO 3
2008 YILI İŞGÜCÜ EĞİTİM DÜZEYİ
(Yüzde)
Okur-Yazar Olmayanlar
Lise Altı Eğitimliler
Lise ve Dengi Meslek Lisesi
Eğitimliler
- Mesleki Ve Teknik Lise
Yüksek Okul ve Fakülte
Toplam
İşgücü
İstihdam
İşsiz
İKO
4,3
58,9
4,5
59,1
2,4
57,7
18,1
44,9
İstihdam
Oranı
17
40,1
İşsizlik
Oranı
6,3
10,7
22,1
21,6
26
56,1
48,8
12,9
10,5
14,7
100,0
10,4
14,8
100,0
11,2
13,9
100,0
65,0
77,6
47,8
57,4
69,6
43,1
11,7
10,3
9,9
Kaynak: TÜİK
6
Eğitim seviyeleri itibarıyla bakıldığında, yüksekokul ve fakülte mezunları dışında kalan gruplarda
eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranları da yükselmektedir. Bu durumun en önemli nedeni,
eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne ve istihdama katılma eğiliminin artmasıdır.
Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi 05.06.2009 tarihli Yüksek Planlama Kurulu kararı ile kabul
edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bunun yanısıra, mesleki ve teknik eğitimin bir bütünlük içinde
ele alınması ve uygulamalarının yürütülebilmesi amacıyla 2008-2012 yıllarını kapsayan Mesleki
Eğitim ve Öğretim Strateji Belgesi hazırlanması çalışmalarına devam edilmektedir.
Ulusal yeterlilikler sisteminin kurulmasına yönelik adımlardan birisi olan Mesleki Yeterlilikler
Kurumunun açılmasıyla, iş piyasasının ihtiyaçları göz önüne alınarak meslek standartlarının
geliştirilmesi, öğrencilerin değerlendirilerek sertifikalandırılması çalışmalarına başlanmıştır.
YURTİÇİ İSTİHDAM
Türkiye’ de 2002 yılından itibaren sağlanan siyasi ve ekonomik istikrar sayesinde yüksek büyüme
oranları elde edilmiştir. Bunun işgücü piyasasına yansımaları 2004 yılından itibaren görülmeye
başlamış, işsizlik oranları düşmüştür. Bu dönemden itibaren ek istihdam yaratılmış, 2004 yılında
yüzde 10,8 olan işsizlik oranı 2007 yılında yüzde 10,3’e gerilemiştir. Tarım dışı işsizlik ise aynı
dönemde yüzde 14,2’ den yüzde 12,6’ ya düşmüştür. Bunun yanında 2004 yılında 22 milyon 16 bin
kişi olan işgücü, 2007 yılında 23 milyon 114 bin kişiye yükselmiştir.
İstihdamda gerçekleşen yapısal dönüşüm sonucunda, tarım sektöründen diğer sektörlere istihdam
kayması yaşanmıştır. Tarım dışı istihdam 2004 yılında 13 milyon 919 bin kişi iken 2008 yılında 2
milyon 259 bin kişi artarak 16 milyon 178 bin kişi olmuştur. 2008 yılında çalışma çağındaki nüfus
ise 2004 yılına göre 3 milyon 228 bin kişi artarak 50 milyon 772 bin kişiye ulaşmıştır.
2006 yılında yüzde 10,2 olan işsizlik oranı, 2009 yılı Şubat ayında yüzde 16,1 ile zirve yapmıştır.
Daha sonra işsizlik oranı, mevsimselliğin de etkisiyle gerilemeye başlamış ve Temmuz ayı itibariyle
yüzde 12,8 olmuştur.
7
KIR
KENT
TÜRKİYE
TABLO 4
KURUMSAL OLMAYAN SİVİL NÜFUSUN İŞGÜCÜ DURUMU
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi)
İşgücü (Bin Kişi)
İstihdam (Bin Kişi)
İşsiz (Bin Kişi)
İşgücüne katılma oranı (%)
İstihdam oranı (%)
İşsizlik oranı (%)
Tarım dışı işsizlik oranı (%)
İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi)
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi)
İşgücü (Bin Kişi)
İstihdam (Bin Kişi)
İşsiz (Bin Kişi)
İşgücüne katılma oranı (%)
İstihdam oranı (%)
İşsizlik oranı (%)
Tarım dışı işsizlik oranı (%)
İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi)
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi)
İşgücü (Bin Kişi)
İstihdam (Bin Kişi)
İşsiz (Bin Kişi)
İşgücüne katılma oranı (%)
İstihdam oranı (%)
İşsizlik oranı (%)
Tarım dışı işsizlik oranı (%)
İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi)
2004
47.544
22.016
19.632
2.385
46,3
41,3
10,8
14,2
25.527
33. 673
14.472
12.501
1.970
43,0
37,1
13,6
14,1
19.202
13.871
7.545
7.131
414
54,4
51,4
5,5
14,7
6.326
2005
48.359
22.455
20.067
2.388
46,4
41,5
10,6
13,5
25.905
34.139
15.046
13.126
1.920
44,1
38,4
12,8
13,2
19.092
14.220
7.408
6.940
468
52,1
48,8
6,3
14,8
6.812
2006
49.174
22.751
20.423
2.328
46,3
41,5
10,2
12,7
26.423
34.787
15.391
13.518
1.873
44,2
38,9
12,2
12,5
19.396
14.387
7.360
6.905
455
51,2
48,0
6,2
13,4
7.027
2007
49.994
23.114
20.738
2.376
46,2
41,5
10,3
12,6
26.879
35.275
15.635
13.764
1.871
44,3
39,0
12,0
12,3
19.640
14.719
7.479
6.973
506
50,8
47,4
6,8
14,3
7.240
2008
50.772
24.587
22.163
2.425
48,4
43,6
9,9
12,5
26.246
35.758
16.419
14.441
1.978
45,9
40,4
12,0
12,5
19.340
15.075
8.168
7.722
447
54,2
51,2
5,5
12,4
6.907
2009
51.714
25.480
22.213
3.267
49,3
43,0
12,8
16,3
26.234
36.234
16.756
14.080
2.676
46,2
38,9
16,0
16,5
19.478
15.480
8.724
8.133
590
56,4
52,5
6,8
15,7
6.756
Kaynak: TÜİK
Not: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2004 yılından itibaren işgücü rakamları yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir.
2009 yılı Temmuz ayı itibariyle toplam istihdam, geçen yılın aynı dönemine oranla, kentlerde 361
bin kişi azalırken, kırsal kesimde 411 bin kişi artarak, Türkiye genelinde 50 bin kişi artış
göstermiştir. Bu dönemde işgücüne katılma oranı, Türkiye genelinde yüzde 48,4’den yüzde 49,3’e
yükselmiştir.
İşgücündeki artışa karşın 2009 yılı Temmuz ayı itibariyle Türkiye genelinde işsiz sayısı, geçen yılın
aynı dönemine göre 842 bin kişi artarak 3 milyon 267 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranı bu dönemde
yüzde 9,9’dan yüzde 12,8’e çıkmıştır. Tarım-dışı işsizlik oranı ise aynı dönemde yüzde 12,5’den
yüzde 16,3’e yükselmiştir.
8
TABLO 5
KURUMSAL OLMAYAN SİVİL NÜFUSUN İŞGÜCÜ DURUMU (2009 YILI DÖNEMSEL)
Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus (Bin Kişi)
15 ve daha yukarı yaştaki nüfus (Bin Kişi)
İşgücü (Bin Kişi)
İstihdam (Bin Kişi)
İşsiz (Bin Kişi)
İşgücüne katılım oranı (%)
İstihdam oranı (%)
İşsizlik oranı (%)
Tarım dışı işsizlik oranı (%)
Genç nüfusta işsizlik oranı (%)
İşgücüne dahil olmayanlar (Bin Kişi)
Ocak
70.166
51.323
23.523
19.873
3.650
45,8
38,7
15,5
19,0
27,9
27.799
Şubat
70.236
51.360
23.582
19.779
3.802
45,9
38,5
16,1
19,8
28,6
27.778
Mart
70.299
51.426
23.924
20.148
3.776
46,5
39,2
15,8
18,9
27,5
27.501
Nisan
70.368
51.507
24.316
20.698
3.618
47,2
40,2
14,9
18,2
26,5
27.191
Mayıs
70.435
51.575
24.837
21.455
3.382
48,2
41,6
13,6
17,0
24,9
26.738
Haziran
70.505
51.644
25.216
21.947
3.269
48,8
42,5
13,0
16,4
23,7
26.428
Temmuz
70.571
51.714
25.480
22.213
3.267
49,3
43,0
12,8
16,3
23,2
26.234
Kaynak: TÜİK
Not: 2009 yılı Ocak döneminden itibaren işgücü istatistikleri yeni nüfus projeksiyonlarına göre açıklanmaktadır.
2009 yılına ilişkin dönemsel olarak işgücü incelendiğinde Şubat ayında işsizlik ve tarım dışı işsizlik
oranının sırasıyla 16,1 ve 19,8 olarak en yüksek seviyede gerçekleştiği görülmektedir. Mart ayından
itibaren işsizlik oranlarında bir düşüş gözlenmektedir. Ayrıca Ocak ayından Temmuz ayına kadar
çalışma çağındaki nüfus ve işgücüne katılım sürekli olarak artmıştır. Bunun yanında istihdam
edilenlerin sayısı Ocak ayında 19 milyon 873 bin kişi iken, Temmuz ayında 22 milyon 213 bin
kişiye yükselmiştir.
Yüzde
Bin Kişi
TABLO 6
SİVİL İSTİHDAMIN EKONOMİK FAALİYETLERE GÖRE DAĞILIMI (15+ Yaş)
Toplam
Tarım
Sanayi
İnşaat
Hizmetler
Toplam
Tarım
Sanayi
İnşaat
Hizmetler
2004
19.632
5.713
3.919
966
9.034
100,0
29,1
20,0
4,9
46,0
2005
20.067
5.154
4.178
1.107
9.628
100,0
25,7
20,8
5,5
48,0
2006
20.423
4.907
4.269
1.196
10.051
100,0
24,0
20,9
5,9
49,2
2007
20.738
4.867
4.314
1.231
10.327
100,0
23,5
20,8
5,9
49,8
2008
22.163
5.607
4.517
1.395
10.644
100,0
25,3
20,4
6,3
48,0
2009
22.213
5.971
4.136
1.404
10.704
100,0
26,9
18,6
6,3
48,2
Kaynak: TÜİK
9
TABLO 7
İŞGÜCÜ DURUMU
15 ve
Daha
Yukarı
Yaştaki
Nüfus
2001
2002
2003
2004 (*)
2005 (*)
2006 (*)
2007 (*)
2008
2009
47.158
48.041
48.912
47.544
48.359
49.174
49.994
50.772
51.686
İşgücü
Arzı
İstihdam
Edilenler
23.491
23.818
23.640
22.016
22.455
22.751
23.114
23.805
24.748
Bin Kişi
21.524
21.354
21.147
19.632
20.067
20.423
20.738
21.194
21.277
İşsizler
Kayıt Dışı
İstihdam
1.967
2.464
2.493
2.385
2.388
2.328
2.376
2.611
3.471
11.382
11.133
10.943
9.843
9.666
9.593
9.423
9.220
9.328
İşgücüne
Katılma
Oranı
49,8
49,6
48,3
46,3
46,4
46,3
46,2
46,9
47,9
İstihdam
Oranı
İşsizlik
Oranı
Yüzde
45,6
44,4
43,2
41,3
41,5
41,5
41,5
41,7
41,2
8,4
10,3
10,5
10,8
10,6
10,2
10,3
11,0
14,0
Kayıt Dışı
İstihdam
Oranı
52,9
52,1
51,7
50,1
48,2
47,0
45,4
43,5
43,8
Kaynak: TÜİK
(*): Yeni nüfus projeksiyonlarına göre revize edilmiştir.
TABLO 8
İŞGÜCÜ DURUMU (AYLIK)
2009
15 ve
Daha
Yukarı
Nüfus
İşgücü
Arzı
İstihdam
Edilenler
51.323
51.360
51.426
51.507
51.575
51.644
51.714
51.789
51.862
51.933
52.007
52.079
23.523
23.582
23.924
24.316
24.837
25.216
25.480
25.537
25.416
25.319
25.011
24.812
Bin Kişi
19.873
19.779
20.148
20.698
21.455
21.947
22.213
22.108
22.020
22.019
21.741
21.451
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
İşsizler
Kayıt
Dışı
İstihdam
İşgücüne
Katılma
Oranı
3.650
3.802
3.776
3.618
3.832
3.269
3.267
3.429
3.396
3.299
3.270
3.361
8.104
8.070
8.324
8.842
9.565
10.025
10.305
10.105
10.025
9.808
9.555
9.223
45,8
45,9
46,5
47,2
48,2
48,8
49,3
49,3
49,0
48,8
48,1
47,6
İstihdam
Oranı
İşsizlik
Oranı
Yüzde
38,7
38,5
39,2
40,2
41,6
42,5
43,0
42,7
42,5
42,4
41,8
41,2
15,5
16,1
15,8
14,9
13,6
13,0
12,8
13,4
13,4
13,0
13,1
13,5
Kayıt
Dışı
İstihdam
Oranı
40,8
40,8
41,3
42,7
44,6
45,7
46,4
45,7
45,5
44,5
43,9
43,0
Kaynak: TÜİK
10
TABLO 9
İSTİHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMI (AYLIK)
2009
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Tarım
4.333
4.378
4.561
4.955
5.408
5.787
5.956
5.839
5.738
5.552
5.328
5.127
Toplam
15.541
15.403
15.587
15.742
16.048
16.159
16.259
16.270
16.280
16.468
16.416
16.325
Bin Kişi
Tarım Dışı
Sanayi İnşaat
4.079 1.035
4.016 1.023
3.948 1.112
3.930 1.205
3.935 1.350
3.973 1.439
4.062 1.471
4.096 1.435
4.168 1.410
4.223 1.438
4.264 1.413
4.302 1.297
Hizmetler
10.427
10.364
10.527
10.607
10.763
10.747
10.726
10.739
10.702
10.807
10.739
10.726
Toplam
19.874
19.781
20.148
20.697
21.456
21.946
22.215
22.109
22.018
22.020
21.744
21.452
Tarım
21,8
22,1
22,6
23,9
25,2
26,4
26,8
26,4
26,1
25,2
24,5
23,9
Toplam İçindeki Payları
Tarım Dışı
Toplam Sanayi İnşaat Hizmetler
78,2
20,5
5,2
52,5
77,9
20,3
5,2
52,4
77,4
19,6
5,5
52,2
76,1
19,0
5,8
51,2
74,8
18,3
6,3
50,2
73,6
18,1
6,6
49,0
73,2
18,3
6,6
48,3
73,6
18,5
6,5
48,6
73,9
18,9
6,4
48,6
74,8
19,2
6,5
49,1
75,5
19,6
6,5
49,4
76,1
20,1
6,0
50,0
Kaynak: TÜİK
TABLO 10
İŞKUR İSTATİSTİKLERİ
( Kişi)
2009
İş Arayanlar (*)
147.733
133.171
127.922
107.963
88.763
92.404
91.193
99.464
115.502
114.867
78.380
111.336
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Kamu
1.875
928
750
1.499
1.511
2.334
2.924
1.327
615
762
437
6.049
Açık İş
Özel
8.838
10.915
11.697
12.387
12.767
13.268
12.485
12.119
10.939
12.768
9.837
16.910
Toplam
10.713
11.843
12.447
13.886
14.278
15.602
15.409
13.446
11.554
13.530
10.274
22.959
İşe Yerleştirilenler
Kamu
Özel
Toplam
1.807
4.872
6.679
1.177
5.047
6.224
1.246
5.086
6.332
1.107
6.202
7.309
1.332
8.522
9.854
2.005
8.850
10.855
2.744
7.496
10.240
2.343
6.213
8.556
445
6.241
6.686
362
7.220
7.582
375
6.147
6.522
4.017
8.953
12.970
Kaynak: İŞKUR
(*): Özel durumuna iş arayanlar hariç.
TABLO 11
İŞSİZLİK ORANI
Yaş Gruplarına Göre
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Kadın
26,7
27,6
27,4
26,3
24,3
22,8
23,2
24,4
25,6
24,3
24,2
23,2
15-24
Erkek
28,5
29,1
27,6
26,6
25,3
24,2
23,2
23,0
23,5
23,8
24,5
24,5
Toplam
27,9
28,6
27,5
26,5
24,9
23,7
23,2
23,5
24,3
24,0
24,4
24,1
Kadın
11,7
12,3
12,5
11,5
10,7
10,4
10,7
11,6
11,5
11,0
10,5
10,8
25+
Erkek
13,2
13,8
13,5
12,8
11,4
10,7
10,3
10,9
10,6
10,5
10,7
11,5
Toplam
12,8
13,5
13,3
12,4
11,2
10,6
10,4
11,1
10,9
10,6
10,6
11,3
Kadın
7,3
7,2
6,6
5,2
4,5
4,2
4,5
4,8
5,0
5,0
5,1
5,0
KIR
Erkek
13,7
14,0
13,0
11,6
9,5
8,6
8,1
8,9
9,3
9,9
10,5
11,3
Yerleşim Yerlerine Göre
KENT
Toplam Kadın Erkek Toplam
11,8
19,8
16,4
17,2
11,9
20,7
17,2
18,1
11,0
21,2
17,0
18,0
9,5
20,7
16,4
17,5
7,8
19,9
15,4
16,5
7,0
19,8
14,8
16,0
6,8
20,6
14,5
16,0
7,4
21,7
14,8
16,5
7,8
21,8
14,3
16,2
8,2
20,2
13,9
15,5
8,7
19,2
14,0
15,3
9,2
18,9
14,6
15,6
TOPLAM
Kadın
15,2
15,7
15,8
14,6
13,6
13,1
13,6
14,5
14,7
14,0
13,5
13,4
Erkek
15,6
16,3
15,8
15,0
13,6
12,9
12,5
13,0
12,8
12,7
12,9
13,6
Toplam
15,5
16,1
15,8
14,9
13,6
13,0
12,8
13,4
13,4
13,0
13,1
13,5
Kaynak: TÜİK
11
TABLO 12
SAKARYA İLİ KAYITLI İŞSİZLİK GÖSTERGELERİ
2006
7.812
1.592
1.088
14.629
Başvurular
Açık İşler
İşe Yerleştirilenler
Kayıtlı İşsizler
2007 Yılı
10.062
2.421
2.232
10.823
2008 Yılı
17.233
2.944
2.714
18.408
2009
16.170.
1.894
1.612
25.795
Kaynak: İş Kurumu Genel Müdürlüğü
TABLO 13
2009 YILI SAKARYA İLİ İŞSİZLİK RAKAMLARI
Yıl İçinde
Yapılan Başvuru
Sakarya
Erkek
11.191
Kadın
4.979
Toplam
16.170
Yıl İçinde
Alınan Açık
İş (*)
Toplam
1.894
Yıl İçinde
İşverene Yapılan Takdim
Erkek
14.701
Kadın
3.757
Toplam
18.458
Yıl İçinde
İşe Yerleştirme
Erkek
1.178
Kadın
434
Toplam
1.612
Kaynak: İŞKUR
(*) 2006 yılı itibariyle alınan açık işlerde cinsiyet ayrılımı kaldırıldığından toplam olarak verilmiştir.
TABLO 13 (Devam)
2009 YILI SAKARYA İLİ İŞSİZLİK RAKAMLARI
Erkek
21.656
Sakarya
Kayıtlı İşgücü
Kadın
7.212
Toplam
28.868
Erkek
19.110
Kayıtlı İşsizler
Kadın
6.685
Toplam
25.795
Kaynak: İŞKUR
TABLO 14
2009 YILINDA BAŞVURULARIN YAŞ GRUPLARI DAĞILIMI
Sakarya
15-19
Erkek Kadın
744
517
20-24
Erkek Kadın
2.911
1.563
Yaş Grupları
25-29
Erkek Kadın
2.303
1.013
30-34
Erkek Kadın
1.594
729
35-39
Erkek Kadın
1.546
552
Kaynak: İŞKUR
TABLO 14 (Devam)
2009 YILINDA BAŞVURULARIN YAŞ GRUPLARI DAĞILIMI
40-44
Erkek Kadın
1.098
318
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
Yaş Grupları
45-54
55-64
Erkek Kadın Erkek Kadın
809
235
151
44
Toplam
65+
Erkek Kadın
35
8
Erkek
11.191
Kadın
4.979
Toplam
16.170
12
TABLO 15
2009 YILINDA BAŞVURULARIN EĞİTİM DURUMLARINA DAĞILIMI
Sakarya
Okuma-Yazma
Bilmeyenler
Erkek
Kadın
318
234
Okur-Yazar Olanlar
İlköğretim
Erkek
Kadın
487
163
Ortaöğretim
Erkek
5.992
Önlisans
Kadın
2.233
Erkek
3.135
Kadın
1.475
Kaynak: İŞKUR
TABLO 15 (Devam)
2009 YILINDA BAŞVURULARIN EĞİTİM DURUMLARINA DAĞILIMI
Sakarya
Lisans
Erkek
Kadın
587
312
Yüksek Lisans
Erkek
Kadın
20
19
Doktora
Erkek
Kadın
1
1
Toplam
Kadın Toplam
4.979
16.170
Erkek
11.191
Kaynak: İŞKUR
TABLO 16
2009 YILI İÇİNDE SAKARYA İLİ ALINAN VE KARŞILANAN AÇIK İŞLER
Yıl İçinde Alınan Açık İş
Sakarya
Kamu
103
Özel
1.791
Toplam
1.894
Karşılanan Açık İş (İşe Yerleştirme)
Kamu
Özel
Toplam
Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Toplam
91
10
1.087
424
1.178
434
1.612
Yıl İçinde
İptal Edilen
Açık İşler
185
Kaynak: İŞKUR
TABLO 17
2009 YILI SAKARYA İLİ ALINAN AÇIK İŞLER
Kamu
103
Sakarya
Genel
Toplama
Oranı %
0,06
Yıl İçinde Alınan Açık İş
Genel
Özel
Toplama
Oranı %
1.791
1,08
Toplam
1.894
Genel
Toplama
Oranı %
1,14
Kaynak: İŞKUR
TABLO 18
2009 YILI İÇİNDE SAKARYA İLİ ALINAN, KARŞILANAN VE İPTAL EDİLEN
AÇIK İŞLER
Yıl İçinde Alınan Açık İş (*)
Kamu
103
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
Özel
1.791
Toplam
1.894
Yıl İçinde Karşılanan Açık
İşler
Kamu
Özel
Toplam
1.178
434
1.612
Yıl İçinde İptal Edilen Açık
İşler
Kamu
Özel
Toplam
8
177
185
13
TABLO 19
2009 YILI İÇİNDE TARIM DIŞI VE TARIM İÇİ SEKTÖRDEN ALINAN AÇIK İŞLER
(KAMU-ÖZEL)
Tarım Dışı
Kamu
99
Toplam
1.883
Sakarya
Özel
1.784
Toplam
11
Tarım İçi
Kamu
4
Genel
Toplam
1.894
Özel
7
Kaynak: İŞKUR
TABLO 20
2009 YILI SAKARYA İLİ İŞE YERLEŞTİRMELER
Kamu
Erkek
Kadın
Toplam
10
101
91
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
Genel
Toplama
Oranı %
0,09
Yıl İçinde Yapılan Yerleştirme
Özel
Genel
Toplama
Erkek Kadın Toplam
Oranı %
1.087
424
1.511
1,28
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
1.178
434
1.612
Genel
Toplama
Oranı %
1,36
TABLO 21
2009 YILI SAKARYA İLİ ÖĞRENİM DURUMLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
BAŞVURULARI
Sakarya
Okur Yazar Olmayan
Erkek
Kadın
11
4
Okur Yazar
Erkek
Kadın
16
10
İlköğretim
Erkek
Kadın
2.922
573
Ortaöğretim
Erkek
Kadın
1.487
439
Kaynak: İŞKUR
TABLO 21 (Devam)
2009 YILI SAKARYA İLİ ÖĞRENİM DURUMLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
BAŞVURULARI
Sakarya
Önlisans
Erkek
Kadın
145
127
Lisans
Erkek
Kadın
218
120
Yüksek Lisans
Erkek
Kadın
8
2
Doktora
Erkek
Kadın
1
0
Kaynak: İŞKUR
TABLO 22
2009 YILI SAKARYA İLİ YAŞ GRUPLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
BAŞVURULARI
15-19
Sakarya
Erkek
22
20-24
Kadın
44
Erkek
296
25-29
Kadın
361
Erkek
1.284
30-34
Kadın
386
Erkek
1.202
Kadın
246
Kaynak: İŞKUR
14
TABLO 22 (Devam)
2009 YILI SAKARYA İLİ YAŞ GRUPLARINA GÖRE İŞSİZLİK ÖDENEĞİ
BAŞVURULARI
Sakarya
35-39
Erkek
Kadın
882
112
40-44
Erkek
Kadın
654
69
45-54
Erkek
Kadın
449
51
55-64
Erkek
Kadın
19
6
65+
Erkek Kadın
0
0
Kaynak: İŞKUR
TABLO 23
SAKARYA İLİ İŞSİZLİK SİGORTASI FAALİYETLERİ
İşsizlik
Ödeneğine
Başvuru
6.083
Sakarya
İşsizlik Ödeneği Hak Eden
İşsizlik
Ödeneği
Kesilen
1.577
İşsizlik
Ödeneği Biten
Ödemesi
Devam Eden
İşsizlik
Ödeneği Hak
Etmeyen
2.056
2.033
389
Kaynak: İŞKUR
TABLO 24
2009 YILINDA ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜLERE İLİŞKİN SAYISAL VERİLER
Özürlü
Sakarya
Özürlü İstihdam Etmek
Zorunda Olan İşyeri Sayısı
Kamu
Özel
Toplam
24
168
192
Halen Çalışan Özürlü Sayısı
Kamu
178
Özel
933
Toplam
1.111
Kontenjan Fazlası Olarak
Çalışan Özürlü Sayısı
Kamu Özel
Toplam
21
75
96
TABLO 24 (Devam)
2009 YILINDA ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜLERE İLİŞKİN SAYISAL VERİLER
Özürlü
Açık Kontenjan Sayısı
Sakarya
Kamu
12
Özel
73
Toplam
85
Halen Çalışan
Eski Hükümlü
Kamu
86
Eski Hükümlü
Kontenjan Fazlası Olarak
Çalışan Eski Hükümlü Sayısı
Kamu
25
Açık Kontenjan
Sayısı
Kamu
24
Kaynak: İŞKUR
TABLO 25
2009 YILI SAKARYA İLİ ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞMALARI
Sakarya
Erkek
174
Başvuru
Kadın Toplam
88
262
Erkek
216
Özürlüler
İşe Yerleştirme
Toplam
Kadın Toplam
31
247
Kamu
Erkek Kadın
4
1
Özel
Erkek Kadın
212
30
Kaynak: İŞKUR
15
TABLO 25 (Devam)
2009 YILI SAKARYA İLİ ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞMALARI
Özürlüler
İşe Yerleştirme
Kayıtlı İşgücü
Erkek Kadın Toplam
1.006
202
1.208
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
Erkek
17
Başvuru
Kadın Toplam
0
17
Eski Hükümlüler
İşe Yerleştirme
Kamu
Erkek Kadın
1
0
Erkek
422
Kayıtlı İşgücü
Kadın Toplam
7
429
TABLO 26
2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN BEKLEME SÜRELERİNE GÖRE DAĞILIMI
30 Gün ve Az
Erkek
Kadın
124
38
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
1-2 Ay
Erkek
Kadın
81
20
2-3 Ay
Erkek
Kadın
114
44
3-4 Ay
Erkek
Kadın
0
3
4-5 Ay
Erkek
Kadın
122
43
5-6 Ay
Erkek
Kadın
136
51
TABLO 26 (Devam)
2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN BEKLEME SÜRELERİNE GÖRE DAĞILIMI
6-7 Ay
Erkek
Kadın
647
348
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
7-8 Ay
Erkek
Kadın
643
305
8-12 Ay
Erkek
Kadın
5.513
1.877
1 Yıldan Fazla
Erkek
Kadın
11.730
3.956
Toplam
Kadın
6.685
Erkek
19.110
Toplam
25.795
TABLO 27
2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN EĞİTİM DURUMLARINA GÖRE DAĞILIMI
Okuma-Yazma
Bilmeyenler
Erkek
Kadın
88
74
Sakarya
Okur-Yazar
Olanlar
Erkek
Kadın
143
100
İlköğretim
Erkek
9.692
Kadın
2.448
Ortaöğretim
Erkek
6.782
Önlisans
Kadın
2.401
Erkek
1.420
Kadın
1.068
Kaynak: İŞKUR
TABLO 27 (Devam)
2009 YILI SONUNDA İŞSİZLERİN EĞİTİM DURUMLARINA GÖRE DAĞILIMI
Lisans
Erkek
Kadın
945
571
Sakarya
Yüksek Lisans
Erkek
Kadın
35
22
Doktora
Erkek
Kadın
5
1
Erkek
19.110
Toplam
Kadın
6.685
Toplam
25.795
Kaynak: İŞKUR
TABLO 28
2009 YILI SONUNDA YAŞ GRUPLARINA GÖRE KAYITLI İŞSİZLER
Sakarya
15-19
Erkek Kadın
609
385
20-24
Erkek Kadın
3.810
2.206
25-29
Erkek Kadın
5.241
1.706
30-34
Erkek Kadın
3.559
1.086
35-39
Erkek Kadın
3.081
632
Kaynak: İŞKUR
16
TABLO 28 (Devam)
2009 YILI SONUNDA YAŞ GRUPLARINA GÖRE KAYITLI İŞSİZLER
Sakarya
40-44
Erkek Kadın
1.643
362
45-54
Erkek Kadın
1.050
266
55-64
Erkek Kadın
108
36
65+
Erkek Kadın
9
6
Erkek
19.110
Toplam
Kadın
Toplam
6.685
25.795
Kaynak: İŞKUR
TABLO 29
2009 YILINDA İLLERE GÖRE İŞE YERLEŞTİRİLENLERİN DEĞİŞİK YÖNLERDEN
GÖRÜNÜMÜ
Kurslar Vasıtasıyla
Yapılan Yerleştirmeler
Erkek Kadın Toplam
11
48
59
Sakarya
Kaynak: İŞKUR
Normal Yerleştirmeler
Erkek
1.167
Kadın
386
Toplam
1.553
Sondaj İşlemlerinden İşe
Yerleştirilenler
Erkek Kadın Toplam
0
0
0
Toplam İşe
Yerleştirilenler
Erkek Kadın Toplam
1.178
434
1.612
TABLO 30
2009 YILI İÇİNDE TARIN DIŞI VE TARIM İÇİ SEKTÖRLERE GÖRE İŞE
YERLEŞTİRİLENLER
Sakarya
Erkek
1.174
Tarım Dışı
Kadın
Toplam
432
1.606
Erkek
4
Tarım İçi
Kadın
Toplam
2
6
Erkek
1.178
Genel Toplam
Kadın
Toplam
434
1.612
Kaynak: İŞKUR
17
KAMU
MALİYESİ
1
KAMU MALİYESİ
2009 yılında maliye politikasının temel amacını; Orta Vadeli Mali Plan’da öngörülen esaslar
çerçevesinde kamu kesiminde faiz dışı fazla vererek doğrudan borç stokunun
sürdürülebilirliği üzerindeki riskleri azaltmak ve dolaylı olarak enflasyonla mücadele etmek
oluşturmuştur. Enflasyonda öngörülemeyen oynaklıklara sebep olacak kamu fiyat/vergi
ayarlamalarının yapılmaması, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergi ayarlamalarının
enflasyon hedefi ile uyumlu olması esas alınmıştır.
Ancak gelişmiş ülkelerin finansal piyasalarında ortaya çıkan ve gelişmekte olan ülkelere hızla
yayılan finansal istikrarsızlık, 2008 yılının ikinci yarısından itibaren küresel bir kriz haline
gelmiştir. Küresel kriz bütün ülkelerin kamu dengelerinde ciddi bozulmalara neden olmuştur.
Krize karşı uygulamaya konulan mali tedbirler ülkelerin bütçe açıklarının yükselmesine ve
mali yapılarının bozulmasına yol açmıştır.
Ülkemizde de özellikle 2009 yılında derinleşen kriz, mali alanın bir kısmının ekonomideki
sorunların çözülmesine yönelik olarak kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir.
Genel devlet gelirlerindeki artış 2009 yılında hız kesmiştir. 2008 yılında %10,9 artan genel
devlet gelirleri 2009 yılında %1’lik artışla 317.564 milyon TL’ye yükselmiştir.
TABLO 1
GENEL DEVLET GELİRLERİ
(Cari Fiyatlarla, Milyon YTL)
Değişim(%)
Gelirler
Vergiler
Vasıtasız
Vasıtalı
Servet
Vergi Dışı
Normal Gelirler
Faktör Gelirleri
Sosyal Fonlar
Toplam
Özelleştirme
Gelirleri
Toplam Gelir
Pay(%)
GSHY’ ye
Oranlar(%)
2007
2008 2009
18,6
18,9
17,6
5,6
5,9
5,8
12,5
12,4
11,2
0,6
0,6
0,6
2007
156.815
46.829
105.256
4.730
2008
179.210
56.470
117.434
5.306
2009(1)
167. 770
55. 104
107.088
5.578
2008
14,3
20,6
11,6
12,2
2009
-2,8
-1,1
-4,0
3,3
2007
55,5
16,6
37,2
1,7
2008
55,6
17,5
36,4
1,6
2009
52,8
17,4
33,7
1,8
17.697
19.182
22.199
8,4
18,9
6,3
5,9
7,0
2,1
2,0
2,3
48.077
48.319
270.907
50.716
62.454
311.562
54.568
68.737
313.273
5,5
29,3
15,0
2,2
11,8
2,3
17,0
17,1
95,8
15,7
19,4
96,6
17,2
21,6
98,6
5,7
5,7
32,1
5,3
6,6
32,8
5,7
7,2
32,8
11.795
10.940
4.291
-7,2
-47,6
4,2
3,4
1,4
1,4
1,2
0,4
282.701
322.501
317.564
14,1
1,0
100,0
100,0
100,0
33,5
33,9
33,3
Kaynak: DPT, TÜİK
(1) Gerçekleşme tahmini.
Genel devlet gelirlerinin yarıdan fazlasını oluşturan vergi gelirleri 2009 yılında % 2,8’lik
düşüşle 167.770 milyon TL olmuştur. Vergi dışı normal gelirler % 18,9’luk artışla 22.199
milyon TL’ye, faktör gelirleri % 2,2’lik artışla 54.568 milyon TL’ye, sosyal fonlar % 11,8’lik
artışla 68.737 milyon TL’ye yükselmiştir.
2
Genel devlet gelirleri içinde vergilerin payı % 55,6’dan % 52,8’e, özelleştirme gelirlerinin
payı % 3,4’dan % 1,4’e gerilerken, vergi dışı normal gelirlerin payı % 5,9’dan % 7’ye, faktör
gelirlerinin payı % 15,7’den % 17,2’ye, sosyal fonların payı da % 19,4’dan % 21,6’ya
yükselmiştir.
Genel devlet gelirlerinin GSYH’ye oranı bir önceki yıla göre 0,6 azalışla %33,3’e
yükselmiştir. Vergi gelirlerinin oranı 1,3 puanlık düşüşle % 17,6’ya, vergi dışı normal
gelirlerin oranı 0,3 puanlık artışla % 2,3’e, sosyal fonların oranı 0,6 puanlık artışla % 7,2’ye,
faktör gelirlerinin oranı 0,4 puanlık artışla % 5,7’ye yükselirken, özelleştirme gelirlerinin
oranı 0,5 puanlık düşüşle % 0,8’e gerilemiştir.
2008 yılında % 15,8 oranında artan genel devlet harcamaları, 2009 yılında % 15,2’lik artışla
380.088 milyon TL’ye yükselmiştir. Cari harcamalar % 12,7’lik artışla 169.428 milyon TL
olmuştur. 2008 yılında % 15,3 artan genel devlet sabit sermaye yatırımları, 2009 yılında
%6’lık düşüşle 30.035 milyon TL’ye gerilemiştir. Kamu stoklarında 95 milyon TL’lik artış
olmuştur. Böylece 2008 yılında % 15,2 artan genel devlet yatırım harcamaları, 2009 yılında
%6,9’luk düşüşle 30.130 milyon TL’ye gerilemiştir. 2008 yılında % 14,7 artan genel devlet
transfer harcamaları, 2009 yılında % 22,6’lık artışla 180.530 milyon TL’ye yükselmiştir.
Transfer harcamalarının büyük bir kısmını oluşturan cari transferler, % 23,2’lik artışla
173.157 milyon TL olmuştur. 2008 yılında % 31,8 artış gösteren sermaye transferleri ise,
2009 yılında % 11,6’lık artışla 7.373 milyon TL’ye yükselmiştir.
TABLO 2
GENEL DEVLET HARCAMALARI
Değişim (%)
Harcamalar
Cari harcamalar
Yatırım
Harcamalar
Sabit Sermaye
Stok Değişmesi
Transfer
Harcamaları
Cari Transfer
Sermaye
Transferleri
Stok Değişim
Formu
Toplam
Harcama
Pay (%)
GSHY’ ye Oranlar
(%)
2007
2008
2009
14,9
15,5
17,8
2007
125.970
2008
147.671
2009(1)
169.428
2008
17,2
2009
12,7
2007
44,3
2008
44,8
2009
44,6
26.302
30.310
30.130
15,2
-6,9
9,2
9,2
7,9
3,1
3,2
3,2
26.199
104
30.214
96
30.035
95
15,3
-7,7
-6,0
-76,4
9,2
0,0
9,2
0,0
7,9
0,0
3,1
0,0
3,2
0,0
3,1
0,0
132.326
151.732
180.530
14,7
22,6
46,5
46,0
47,5
15,7
16,0
18,9
126.870
144.540
173.157
13,9
23,2
44,6
43,8
45,6
15,0
15,2
18,2
5.456
7.192
7.373
31,8
11,6
1,9
2,2
1,9
0,6
0,8
0,8
0
0
0
-
-
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
284.598
329.713
380.088
15,9
15,2
100,0
100,0
100,0
33,8
34,7
39,8
Kaynak: DPT, TÜİK
(1) Gerçekleşme tahmini.
2008 yılında % 44,8 olan genel devlet harcamaları içinde cari harcamaların payı 2009 yılında
% 44,6’ya, yatırım harcamalarının payı % 9,2’den % 7,9’a gerilerken, transfer harcamalarının
payı % 46,0’dan % 47,5’e yükselmiştir.
3
Genel devlet harcamalarının GSYH’ye oranı bir önceki yıla göre 5,1 puanlık artışla %39,8
olmuştur. Cari harcamaların oranı 2 puanlık artışla % 17,8’e, transfer harcamalarının oranı 2,9
puanlık artışla % 18,9’a yükselirken yatırım harcamalarının oranı %3,2’ye gerilemiştir.
Merkezi Yönetim Bütçesi
Ekonomik programın en önemli politika aracı olan merkezi yönetim bütçesinin kapsamı, 2006
yılından itibaren 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun tam olarak
yürürlüğe girmesiyle genişlemiş, toplam gelir ve harcama büyüklüğü açısından ağırlığı
artmıştır.
Küresel kriz, 2009 yılında merkezi yönetim bütçesinin performansını olumsuz yönde
etkilemiştir. Ekonomideki daralmayla birlikte ithalat ve istihdamdaki daralma, faiz
oranlarındaki gerileme ve özelleştirmenin öngörülen tutarın altında kalması, bütçe gelirlerinin
hedeflenen değerin altında gerçekleşmesine neden olmuştur. Krizin etkilerini azaltmak
amacıyla bazı harcama kalemlerine yapılan ilave artışlar harcamaları yükseltmiştir.
Yılsonunda merkezi yönetim bütçe gelirleri % 2,6’lık artışla 215.060 milyon TL’ye, bütçe
harcamaları % 17,7’lik artışla 267.275 milyon TL’ye yükselmiştir. Merkezi yönetim bütçesi
faiz dışı fazlası % 97’lik düşüşle 986 milyon TL’ye gerilerken, toplam bütçe açığı % 199,5’lik
artışla 52.215 milyon TL’ye yükselmiştir. 2008 yılında % 92,3 olan bütçe gelirlerinin giderleri
karşılama oranı, 2009 yılında % 80,5’e gerilemiştir.
TABLO 3
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ
Bütçe Giderleri
Faiz Hariç Giderler
Faiz Harcamaları
Bütçe Gelirleri
Bütçe Dengesi
Faiz Dışı Denge
2007
204.068
155.315
48.753
190.360
-13.708
35.045
2008
225.967
175.306
50.661
208.898
-17.069
33.592
2009
267.275
214.074
53.201
215.060
-52.215
986
Değişim(%)
2008
2009
10,7
17,7
12,9
21,4
3,9
5,0
9,7
2,6
24,5
199,5
-4,1
-97,0
GSHY’ ye Oranlar(%)
2007
2008
2009
24,2
23,8
28,0
18,4
18,5
22,4
5,8
5,3
5,6
22,6
22,0
22,5
-1,6
-1,8
-5,5
4,2
3,5
0,1
Kaynak: MB, TÜİK
Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYH’ye oranı % 22,1’den % 22,5’e, merkezi yönetim
bütçe giderlerinin GSYH’ ye oranı % 23,9’dan % 28’e yükselmiştir. Merkezi yönetim bütçe
açığının GSYH’ ye oranı % 1,8’den % 5,5’e yükselirken, faiz dışı merkezi yönetim bütçe
fazlasının GSYH’ ye oranı % 3,5’den % 0,1’e gerilemiştir.
Gelirler
2009 yılında küresel krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlandırmak
amacıyla, 2008 yılı ortalarından itibaren bir dizi harcama ve gelir tedbirleri uygulamaya
konulmuştur. Ayrıca bütçe dengesi üzerine doğrudan veya hemen etkisi olmayan kredi ve
4
garanti hacmini artırıcı önlemler alınmıştır. Vergi oranlarında yapılan indirimler, destekteşvik ve doğrudan harcama artışları, merkezi yönetim bütçe gelirlerini olumsuz etkilemiştir.
Yılsonunda merkezi yönetim bütçe gelirleri, % 2,6’lık artışla 215.060 milyon TL olmuştur.
TABLO 4
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GELİRLERİ
( Milyon TL)
Gelirler
Genel Bütçe Gelirleri
Vergi Gelirleri
Gelir ve Kazanç Üzerinden Alınan Vergiler
Gelir Vergisi
Kurumlar Vergisi
Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler
Veraset ve İntikal Vergisi
Motorlu Taşıtlar Vergisi
Dahilde Alınan Mal ve Hizmet Vergileri
Dahilde Alınan KDV
Özel Tüketim Vergisi
Banka ve Sig. Muameleleri V.
Şans Oyunları Vergisi
Özel İletişim Vergisi
Uluslar Arası Ticaret ve Muamelelerden Alınan V.
İthalde Alınan KDV
Gümrük Vergileri ve Diğer Dış Ticaret Gelirleri
Damga Vergisi
Harçlar
Diğer Vergiler
Diğer Genel Bütçe Gelirleri
Özel Bütçeli İdarelerin Gelirleri
Düzenleyici, Denetleyici Kurulların Gelirleri
2006
173.483
168.547
137.480
40.141
28.983
11.158
3.117
119
2.998
59.408
15.911
36.926
2.624
369
3.578
27.563
25.426
2.137
3.149
3.958
144
31.066
3.530
1.407
2007
190.360
184.803
152.835
48.198
34.447
13.751
3.645
125
3.521
63.590
16.793
39.111
3.149
327
4.211
28.970
26.493
2.478
3.642
4.744
46
31.968
3.972
1.585
2008
209.598
203.027
168.109
54.935
38.030
16.905
4.088
144
3.944
67.258
16.805
41.832
3.695
376
4.551
32.781
29.972
2.809
3.945
5.050
51
34.918
4.825
1.747
2009
215.060
208.656
172.417
56.468
38.445
18.023
4.664
168
4.496
73.135
20.852
43.620
4.003
396
4.265
28.647
26.132
2.515
4.169
4.738
596
36.240
4.603
1.802
Kaynak: Maliye Bakanlığı
Merkezi yönetim bütçe gelirleri içinde en büyük paya sahip olan vergi gelirleri %2,6’lık
artışla 172.417 milyon TL’ye yükselmiştir. Ekonomideki daralma nedeniyle gelirlerdeki
düşüşler ve yurtiçi talebin canlandırılması amacıyla belirli ürünlerin KDV ve ÖTV
oranlarında Nisan ayından Eylül ayı sonuna kadar yapılan geçici indirimler, vergi
tahsilatındaki artışı sınırlandırmıştır.
Vergi gelirleri içinde gelir ve kazanç üzerinden alınan vergiler ile mülkiyet üzerinden alınan
vergilerin toplamından oluşan dolaysız vergiler % 3,6’lık artışla 61.132 milyon TL’ye
yükselirken, dahilde alınan mal ve hizmet vergileri ile uluslararası ticaret ve muamelelerden
alınan vergilerden oluşan dolaylı vergiler, % 1,7’lik artışla 101.782 milyon TL’ye
yükselmiştir.
Vergi dışı gelirler % 3,8’lik artışla 36.240 milyon TL’ye yükselmiştir. Vergi dışı gelirlerin
içinde yer alan teşebbüs ve mülkiyet gelirleri % 34’lük artışla 9.944 milyon TL’ye, alınan
bağış ve yardımlar ile özel gelirler % 3,5’lik artışla 879 milyon TL’ye, faizler, paylar ve
cezalar % 34,7’lik artışla 23.070 milyon TL’ye yükselirken, sermaye gelirleri % 77,6’lık
5
düşüşle 2.044 milyon TL’ye, alacaklardan tahsilât % 25,7’lik düşüşle 302 milyon TL’ye
gerilemiştir.
2009 yılında özel bütçeli idarelerin gelirleri % 4,6 azalarak 4.603 milyon TL’ye gerilerken,
düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri, % 3,1 artarak 1.802 milyon TL’ye
yükselmiştir.
Toplam vergi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı olarak tanımlanan toplam vergi
yükü 2009 yılında % 18,1 olmuştur.
TABLO 5
VERGİ YÜKÜ
Toplam Vergi Yükü
2004
2005
2006
2007
2008
2009
17,9
18,4
18,1
18,1
17,7
18,1
Kaynak: MB, TÜİK
Vergi gelirlerinin gayri safi yurtiçi hâsıladaki değişmelere karşı duyarlılığını gösteren vergi
esnekliği katsayısı, % 7,08 olmuştur.
TABLO 6
VERGİ ESNEKLİĞİ KATSAYILARI
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Toplam Vergi Esnekliği
0,94
1,20
0,88
1,00
0,79
7,08
Gelir + Kurumlar Vergisi Esnekliği
0,90
0,93
0,58
1,80
1,10
7,71
Kaynak: MB, TÜİK
Giderler
2009 yılında krizin reel sektöre yansımasının etkisiyle, kayıtlı istihdamdaki daralma sosyal
güvenlik primlerinin azalmasına neden olmuş, sosyal güvenlik sistemine yapılan
transferlerdeki artış ve ekonomiyi canlandırma paketleri kapsamında öngörülen alt yapı
yatırım harcamaları ile diğer giderlerdeki artışlar, merkezi yönetim bütçe giderlerindeki artışın
en önemli nedenlerini oluşturmuştur. 2008 yılının Kasım ayından itibaren sosyal güvenlik
primi işveren hissesinin 5 puanlık kısmının Hazine tarafından ödenmeye başlaması da sağlık,
emeklilik ve sosyal yardım giderlerinde yüksek oranlı artışa yol açmıştır.
2009 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri 2008 yılına göre % 17,7’lik artışla 267.275
milyon TL olmuştur. Faiz dışı giderler % 21,4’lük artışla 214.074 milyon TL’dir. Faiz dışı
giderlerin alt harcama kalemlerini oluşturan personel giderleri %14,5’lik artışla 55.930
milyon TL, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri % 12,5’lik artışla 7.206 milyon
TL, mal ve hizmet alımları % 21,2’lik artışla 29.594 milyon TL, cari transferler % 30,4’lük
artışla 91.761 milyon TL, sermaye giderleri % 7,2’lik artışla 19.847 milyon TL, sermaye
transferleri % 35,9’luk artışla 4.314 milyon TL olmuştur. Faiz giderleri % 5’lik artışla 53.201
milyon TL’ye yükselirken, bütçe ödeneğinin 4.299 milyon TL altında kalmıştır. Böylece 2009
yılında merkezi yönetim faiz giderlerinde bütçe ödeneğinin % 92,5’i kullanılmıştır.
6
Merkezi yönetim bütçe giderleri içinde bir önceki yıla göre faiz dışı giderlerin payı
%77,7’den % 80,1’e yükselirken, faiz giderlerinin payı % 22,3’den % 19,9’a gerilemiştir.
TABLO 7
MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GİDERLERİ
Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri
Faiz Hariç Giderler
Personel Giderleri
Sosyal Güvenlik Kurumlarına Devlet Primi Giderleri
Mal ve Hizmet Alım Giderleri
Savunma ve Güvenlik
Sağlık Giderleri
Devlet Borçları Genel Giderleri
Diğer Mal ve Hizmet Alım Giderleri
Cari Transferler
Görev Zararları
Hazine Yardımları
Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Hazine Yardımları
Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Yardım Giderleri
Mahalli İdarelere Hazine Yardımları
Diğer Hazine Yardımları
Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transferler
Hane Halkına Yapılan Transferler
Tarımsal Amaçlı Transferler
Hane Halkına Yapılan Diğer Transferler
Sosyal Amaçlı Transferler
Yurt Dışına Yapılan Transferler
Gelirden Ayrılan Paylar
Sermaye Giderleri
Sermaye Transferleri
Borç Verme
Yedek Ödenekler
Faiz Giderleri
(Milyon TL)
Pay (%)
2008
2009
100,0 100,0
77,6
80,1
21,6
20,9
2,8
2,7
10,6
11,1
3,6
3,6
3,0
3,3
0,0
0,0
3,9
4,2
31,0
34,3
0,9
1,5
17,2
21,3
0,5
0,4
15,5
19,7
0,8
0,6
0,3
0,6
0,2
0,3
0,5
0,5
2008
225.967
175.306
48.825
6.402
23.941
8.188
6.764
88
8.901
70.116
2.041
38.769
1.022
35.133
1.918
696
444
1.092
2009
267.275
214.074
55.930
7.206
29.594
9.644
8.797
42
11.111
91.761
4.138
56.949
1.019
52.685
1.591
1.655
844
1.263
Değişim(%)
10,7
12,9
12,1
10,3
7,6
7,8
2,1
49,2
11,6
10,8
45,7
6,9
26,5
6,3
12,4
0,0
-34,9
9,6
5.809
884
4.495
1.031
4,6
43,0
2,6
0,4
1,7
0,4
442
609
1.027
710
559,7
20,1
0,2
0,3
0,4
0,3
20.028
18.441
3.173
4.411
0
50.661
21.304
19.847
4.314
5.422
0
53.201
16,5
41,8
-10,4
14,7
3,9
8,9
8,2
1,4
2,0
0,0
22,4
8,0
7,4
1,6
2,0
0,0
19,9
Kaynak: MB
Fonlar
2008 yılında da fon dengesi kapsamında, bütçe içi Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu ile bütçe
dışı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Savunma Sanayii Destekleme Fonu
7
ve Özelleştirme Fonu olmak üzere dört fonun takip edilmesine devam edilmiştir. Kamu
kesimi genel dengesinde yer alan fonların gelirleri, vergi gelirleri ve vergi dışı normal
gelirlerdeki azalmanın etkisiyle 2008 yılına göre % 2,7 azalarak 3.705 milyon TL’ye, giderleri
de büyük ölçüde net sermaye transferlerindeki düşüşün etkisiyle % 2,3 azalarak 4.144 milyon
TL’ye gerilemiştir.
TABLO 8
FON DENGESİ (1)
(Cari Fiyatlarla, Milyon TL)
FON GELİRLERİ
Vergi Gelirleri
Vergi Dışı Normal Gelirler
Faktör Gelirleri (Net)
Cari Transferler(Net)
Sermaye Transferleri (Net)
FON GİDERLERİ
Cari Giderler
Faktör Giderleri(Net)
Sabit Sermaye Yatırımları
Cari Transferler(Net)
Sermaye Transferleri(Net)
GELİR-GİDER FARKI
FİNANSMAN
Dış Borç Kullanımı
Dış Borç Ödemesi
İç Borç-Alacak İlişkisi (Net)
Kasa-Banka Değişimi
2007
9.594
3.125
523
0
0
5.946
2.343
1.405
156
0
782
0
7.251
-7.251
298
-79
-5.292
-2.178
2008
5.533
3.773
140
5
0
1.615
2.627
1.557
0
0
1.070
0
2.906
-2.906
94
-50
5
-2.954
2009 (2)
3.705
3.521
127
57
0
0
4.144
2.121
0
0
1.588
434
-439
439
153
-65
-195
546
GSHY’ ye Oranlar(%)
2007
2008
2009 (2)
1,14
0,58
0,39
0,37
0,40
0,37
0,06
0,01
0,01
0,00
0,00
0,01
0,00
0,00
0,00
0,70
0,17
0,00
0,28
0,28
0,43
0,17
0,16
0,22
0,02
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,09
0,11
0,17
0,00
0,00
0,05
0,86
0,31
-0,05
-086
-0,31
0,05
0,04
0,01
0,02
-0,01
-0,01
-0,01
-0,63
0,00
-0,02
-026
-031
0,06
Kaynak: DPT
(1) İşsizlik sigortası fonu hariçtir.
(2) Gerçekleşme tahmini.
SAKARYA KAMU MALİYESİ
Sakarya ili bütçe gelirlerinde 2007 yılı sonu itibariyle tahakkuk 1.043.036.335 TL, tahsilât
803.373.228 TL olarak gerçekleşmiştir. Tahsilâtın tahakkuka oranı % 77’dir. 2009 yılı bütçe
gelirlerinde tahakkuk 1.268.765.137 TL, tahsilât 826.643.526 TL olarak gerçekleşmiş olup,
tahsilatın tahakkuka oranı % 51’dir.
Yıllar İtibariyle Bütçe Gelir ve Giderleri
2007 yılında 285 milyon TL, 2008 yılında 885 milyon TL ve 2009 yılı 826 milyon TL bütçe
geliri tahsil edilmiş olup, bütçe giderleri ise 2007 yılında 704 milyon TL, 2008 yılında 885
milyon TL ve 2009 yılında ise 826 milyon TL olmuştur.
8
Milli Emlak Varlığı ve Gelirleri
Sakarya ilinde Devlete ait toplam 2007 yılında 18.200 adet taşınmaz mevcut olup taşınmaz
mal satış, kira, taşınır mal satış, sahipsiz malların idaresi ve diğer işlem sonuçlarına göre il
geneli için 2,5 milyon TL bütçe geliri tahakkuk ettirilmiş ve bunun 2,4 milyon TL’ si tahsil
edilmiştir.
Sakarya ilinde 2008 yılı Devlete ait toplam 23.223 m2 yüzölçümlü 1.025.555,70 adet
taşınmaz mal mevcuttur. 2008 yılı sonu itibariyle ilin milli emlak gelirleri toplamı
4.644.051,55 TL’dir.
2009 yılı ilk 3 ay itibariyle Devlete ait 225.196,65 adet taşınmaz mal mevcut olup, milli
emlak geliri 1.122.121,22 TL’dir.
2009 yılı ilk 6 aylık dönemde ise 24.350 adet taşınmazdan 3,2 milyon TL bütçe geliri
tahakkuk edilmiş bunun 2,3 milyon TL’si tahsil edilmiştir.
Genel Bütçe Gelirleri
İlimizde 2008 yılı sonu itibariyle tahakkuk eden genel bütçe gelirleri tutarı 1.229.909.063,90
TL, tahsilât tutarı 885.598.542,30 TL’dir. 2009 yılı tahakkuk tutarı 1.268.765.137 TL,
tahsilât tutarı 826.643.526 TL’dir.
TABLO 9
YILLARI KARŞILAŞTIRMALI BÜTÇE GELİRLERİ TAHAKKUK-TAHSİLÂT
VERİLERİ
TAHAKKUK TUTARI (TL)
TAHSİLÂT TUTARI (TL)
2008
1.229.909.063,90
885.598.542,30
2009
1.268.765.137,30
826.643.526,35
Sakarya ili, 2007 yılında iller sıralamasında; tahakkukta 19. sırada iken, 2008 yılında 17.
sıraya yükselmiştir. 2009 yılı ilk 4 ay döneminde 21. sıraya gerilemiştir.
Ödenecek kurumlar vergisi 2008 yılında 41.440.357,08 TL iken, 2009 yılı ilk 4 ayında
44.491.044,14 TL’dir.
Genel Bütçe Giderleri
2008 yılı sonu itibariyle Sakarya ilinin toplam bütçe gideri 732.812.645,78 TL olmuştur.
2009 yılı ilk 3 ay itibariyle bütçe 168.191.648,44 TL’dir.
9
TABLO 10
BİRİMLER İTİBARİYLE BÜTÇE GELİRLERİ
2008
Birimi
Akyazı Vergi
Dairesi
Ali Fuat
Cebesoy V.D.
Geyve Vergi
D.
Gümrükönü
Vergi D.
Hendek Vergi
Dairesi
Karasu Vergi
Dairesi
Kaynarca Mal
Müd.
Sapanca Mal
Müd.
Pamukova
Mal Müd.
Kocaali Mal
Müd.
Taraklı Mal
Müd.
Karapürçek
Mal Müd.
Muhasebe
Müdürlüğü
Akyazı Mal
Müdürlüğü
Hendek Mal
Müdürlüğü
Geyve Mal
Müdürlüğü
Karasu Mal
Müdürlüğü
Ferizli Mal
Müdürlüğü
Söğütlü Mal
Müdürlüğü
Adapazarı
Malmüdürlüğü
Erenler
Malmüdürlüğü
Serdivan
Malmüdürlüğü
Arifiye
Malmüdürlüğü
Toplam
2009
Tahakkuk
Tahsilât
Tahsilât
Oranı (%)
Tahakkuk
Tahsilât
Tahsilât
Oranı (%)
63.650.511
36.268.401
56,98
67.913.327
35.551.118
52,35
577.632.178
428.082.804
74,11
525.404.062
324.450.132
61,75
23.941.015
12.225.470
51,06
28.936.107
14.236.094
49,20
329.075.571
244.862.472
74,41
375.909.227
271.837.428
72,31
48.941.823
25.963.419
53,05
55.314.158
28.212.824
51,00
31.875.155
19.371.220
60,77
34.995.842
19.620.252
56,06
12.212.898
7.355.604
60,23
12.933.794
7.370.652
56,99
25.979.247
14.302.643
55,05
39.072.916
18.800.834
48,12
15.570.213
8.523.614
54,74
18.994.666
9.023.362
47,50
13.401.336
5.938.951
44,32
12.963.265
6.096.995
47,03
2.869.076
1.263.893
44,05
3.336.370
1.768.019
52,99
4.603.668
1.283.678
27,88
5.317.856
2.002.269
37,65
67.776.521
67.776.521
100
55.819.853
55.819.853
100,00
3.033.899
3.033.899
100
3.753.026
3.753.026
100,00
2.965.896
2.965.896
100
3.661.835
3.661.835
100,00
2.233.781
2.233.781
100
2.480.351
2.480.351
100,00
2.519.407
2.519.407
100
5.276.364
5.276.364
100,00
1.104.072
1.104.072
100
1.221.093
1.221.093
100,00
522.788
522.788
100
524.432
524.432
100,00
0
0
0
9.306.997
9.306.997
100,00
0
0
0
1.759.308
1.759.308
100,00
0
0
0
1.867.365
1.867.365
100,00
0
0
0
2.002.923
2.002.923
100,00
1.229.909.063
885.598.542
72,01
1.268.765.137
826.643.526
65,15
10
TABLO 11
SAKARYA İLİ VERGİ VE BÜTÇE GELİRLERİ TAHAKKUK VE TAHSİLÂT
BİLGİLERİ
2008 YILI
2009 YILI
TAHSİLÂT
TAHSİLÂT
VERGİ TÜRLERİ TAHAKKUK TAHSİLÂT
TAHAKKUK TAHSİLÂT
ORANI
ORANI
(%)
(%)
443.618.134 358.133.322
80,73
394.209.017 302.498.561
76,74
Gelir Vergisi
Beyana Dayanan
34.155.738 14.040.589
41,11
41.538.334 16.395.843
39,47
Gelir Vergisi
Basit Usulde Gelir
5.398.339
2.361.222
43,74
6.478.531
2.888.890
44,59
Vergisi
Gelir Vergisi
382.964.326 327.133.008
85,42
325.765.162 269.964.197
82,87
Tevkifatı
GVK’na Göre
21.099.730 14.598.513
69,19
20.426.990 13.249.632
64,86
Alınan Geçici Vergi
94.390.183 74.532.016
78,96
73.593.317 46.691.451
63,45
Kurumlar Vergisi
Beyana Day.
17.703.555
4.704.365
26,57
24.279.917
5.930.942
24,43
Kurumlar Vergisi
Kurumlar Vergisi
244.470
147.166
60,2
520.686
10.977
2,11
Tevkifatı
KVK’ ya Göre
76.442.157 69.680.485
91,15
48.792.714 40.749.533
83,52
Alınan Geçici Vergi
Katma Değer
260.829.582 180.299.562
69,13
272.429.834 169.273.878
62,13
Vergisi
Beyana Dayanan
246.832.388 172.758.804
69,99
261.897.325 165.150.673
63,06
KDV
Basit Usulde KDV
12.238
12.238
100
10.478
10.478
100,00
KDV Tevkifatı
13.984.955
7.528.519
53,83
10.522.031
4.112.727
39,09
Özel Tüketim
27.412.211 26.675.952
97,31
21.611.485 20.668.935
95,64
Vergisi
Petrol ve D.gaz
248.957
145.987
58,64
634.394
289.620
45,65
Ürün İlişkin ÖTV
Motorlu Taşıt
Araçlarına ilişkin
27.154.780 26.525.894
97,68
20.969.123 20.374.174
97,16
ÖTV
Kolalı Gzz.Alk.İç
ve Tüt. Mal. İlişkin
0
0
0
0
0,00
ÖTV
Dayanıklı Tük. ve
Diğ. Mal. İlişkin
8.472
4.071
48,05
7.968
5.141
64,52
ÖTV
Motorlu Taşıtlar
65.092.892 36.460.364
56,01
69.811.757 42.155.268
60,38
Vergisi
Diğer Vergiler
105.241.658 89.981.860
85,5
110.104.923 80.460.399
73,08
Toplamı
Vergi Gelirleri
996.584.663 766.083.088
76,87
941.760.333 661.748.492
70,27
Toplamı
Vergi Dışı Gelirler
228.768.269 116.124.411
50,76
305.588.005 145.665.006
47,67
Sermaye Gelirleri
4.556.131
3.390.941
74,43
6.480.206
4.293.435
66,25
Bütçe Gelirleri
1.229.909.063 885.598.542
72,01 1.268.765.137 826.643.526
65,15
11
TABLO 12
BİRİMLER İTİBARİYLEVERGİ GELİRLERİ TAHAKKUK-TAHSİLÂT
BİLGİLERİ
2008
Birimi
Tahakkuk
Tahsilât
Akyazı Vergi Dairesi 49.306.132 33.704.042
Ali Fuat Cebesoy
522.310.493 417.100.370
V.D.
Geyve Vergi D.
18.020.181 11.193.030
Gümrükönü Vergi D. 281.007.187 227.978.191
Hendek Vergi
38.844.913 23.439.081
Dairesi
Karasu Vergi Dairesi 26.303.154 18.201.514
Karapürçek Mal
2.143.033
1.076.554
Müd.
Kaynarca Mal Müd.
10.512.851
6.488.998
Kocaali
11.179.550
5.307.386
Malmüdürlüğü
Pamukova Mal Müd. 12.226.057
7.453.027
Sapanca Mal
22.668.193 13.000.713
Müdürlüğü
Taraklı Mal
2.062.913
1.140.176
Müdürlüğü
Toplam
996.584.663 766.083.088
2009
Tahsilât
Tahakkuk
Oranı (%)
68,36 50.532.872
32.372.023
Tahsilât
Oranı (%)
64,06
79,86 447.230.903 310.920.589
69,52
62,11 21.020.242 12.800.071
81,13 281.237.500 223.732.863
60,89
79,55
60,34
43.065.508
25.279.261
58,70
69,2
27.665.747
17.845.784
64,50
50,24
2.737.948
1.650.168
60,27
61,72
10.936.631
6.393.601
58,46
47,47
10.480.360
5.285.946
50,44
60,96
14.945.831
7.591.386
50,79
57,35
29.559.878
16.440.984
55,62
55,27
2.346.912
1.435.816
61,18
76,87 941.760.333 661.748.492
70,27
Tahsilât
12
NÜFUS
1
NÜFUS
Nüfus Yapımız
TÜİK tarafından düzenlenen Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre 31 Aralık 2009 tarihi
itibarıyla Türkiye nüfusu 72.561.312 kişidir. Nüfusun yüzde 50,3’ünü (36.462.470 kişi) erkekler,
yüzde 49,7’sini (36.098.842 kişi) ise kadınlar oluşturmaktadır. 2009 yılında Türkiye’nin yıllık
nüfus artış hızı binde 14,5 olarak gerçekleşmiştir.
2009 yılında 81 ilden; 67’sinin nüfusu bir önceki yıla göre artarken, 14 ilin nüfusu azalmıştır.
Nüfus artış hızı en düşük olan ilk üç il; Tunceli (binde -40), Ardahan (binde -37) ve Kars (binde 18,1)’dır. Nüfus artış hızı en yüksek olan ilk üç il ise sırasıyla; Çankırı (binde 49,4), Bilecik
(binde 45) ve Isparta (binde 32,2)’dır.
Ülke nüfusunun yüzde 75,5’i il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Toplam nüfusun yüzde
75,5’i (54.807.219 kişi) il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken, yüzde 24,5’i (17.754.093 kişi)
belde ve köylerde ikamet etmektedir. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranının en yüksek
olduğu il yüzde 99 ile İstanbul, en düşük olduğu il ise yüzde 31,9 ile Ardahan’dır.
Toplam nüfusun yüzde 17,8’i (12.915.158 kişi) İstanbul’da ikamet etmektedir. Bunu sırasıyla;
yüzde 6,4 ile (4.650.802 kişi) Ankara, yüzde 5,3 ile (3.868.308 kişi) İzmir, yüzde 3,5 ile
(2.550.645 kişi) Bursa, yüzde 2,8 ile ise (2.062.226 kişi) Adana takip etmektedir. Ülkemizde en
az nüfusa sahip olan Bayburt ilinde ikamet eden kişi sayısı ise 74.710’dur.
Ülkemizde ortanca yaş 28,8’dir. Yani nüfusun yarısı 28,8 yaşından küçüktür. Ortanca yaş
erkeklerde 28,2 iken, kadınlarda 29,3’tür. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin ortanca yaşı
28,7; belde ve köylerde ikamet edenlerin ortanca yaşı ise 29,1’dir. Genç nüfus potansiyelimizin
varlığı bu araştırma ile de ortaya konulmaktadır. 28 yaşın üzerindeki kesim ise yine oldukça
yüksek sayılara ulaşmaktadır. Yani nüfusumuzun büyük bir kısmı hem kadın hem de erkekler
için üretkenlik döneminde bulunmaktadır. Nüfusun büyük bir kısmının genç, düşük bir kısmının
ise yaşlı olduğu böyle bir yapıda bile sosyal transfer harcamalarının geldiği boyut ve hükümetin
yönetmekte çektiği sıkıntı bundan 10-20 yıl sonrası için çok daha karamsar bir tablo oluşmasına
neden olmaktadır.
15–64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun yüzde 67’sini
oluşturmaktadır. Ülkemiz nüfusunun yüzde 26’sı 0-14 yaş grubunda, yüzde 7’si ise 65 ve daha
yukarı yaş grubunda bulunmaktadır. Türkiye’de kilometrekareye 94 kişi düşmektedir.
2001 ve 2008 yılları arasındaki doğum istatistiklerine bakıldığında ise Kaba doğum hızının, 2001
yılında binde 20,3 iken 2008 yılında binde 17,8’e düştüğü görülmektedir. Diğer bir ifade ile 2001
yılında bin nüfus başına 20,3 doğum düşerken, 2008 yılında bin nüfus başına 17,8 doğum
düşmektedir. Yani 7 yıllık süreçte bin nüfus başına doğum sayısında yaklaşık 3 çocuk daha az
doğmaktadır. Bu trendin bu şekilde gitmesi durumunda 20–30 yıl sonra ülkemiz ciddi anlamda
bir doğurganlık sorunu ile karşı karşıya kalacaktır.
2
Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen “bir kilometrekareye düşen kişi sayısı” Türkiye genelinde
94 kişidir. Bu sayı illerde 11 ile 2.486 kişi arasında değişmektedir. İstanbul 2.486 kişi ile nüfus
yoğunluğunun en fazla olduğu il’dir. Bunu sırasıyla; 421 kişi ile Kocaeli, 322 kişi ile İzmir, 249
kişi ile Hatay ve 245 kişi ile Bursa illeri izlemektedir.
Nüfus yoğunluğunun en az olduğu il ise 11 kişi ile Tunceli’dir. Yüzölçümü büyüklüğüne göre ilk
sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 51, yüzölçümü en küçük olan Yalova’nın nüfus
yoğunluğu ise 239’dur.
TABLO 1
ÜÇÜNCÜ DÜZEY GÖSTERGE VE SIRALAMALAR 2009
Türkiye
Sakarya
Şehir Nüfusunun
Toplam İçindeki
Oranı
(%)
Sıra
75,5
73,5
13
Nüfus
Yoğunluğu
%
94
178
Sıra
10
Topla Yaş
Bağımlılık
Oranı
%
Sıra
49,3
47,0
53
Yıllık
Nüfus
Artış Hızı
% Sıra
14,5
12,0 33
Cinsiyet
Oranı
%
101,0
100,2
Sıra
42
Kişi Başına Özel
Otomobil Sayısı
%
98
84
Sıra
33
Kaynak: TÜİK
Nüfus
Ülkemizde ilki 1927 yılında sonuncusu ise 2000 yılında olmak üzere 14 genel nüfus sayımı
yapılmıştır.
Bu sayımlarda, sokağa çıkma yasağı uygulanarak kişiler sayım günü bulundukları yerde
sayılmışlardır. 2006 yılında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu çıkarılarak nüfus sayımlarının
veri kaynağını oluşturacak yeni bir sistem kurulmuştur. Yeni sistem çerçevesinde öncelikle
Türkiye’deki tüm adres bilgilerinin kaydedildiği ulusal adres veri tabanı oluşturulmuştur.
Ardından bu adreslerde ikamet etmekte olan vatandaşlar T.C. kimlik numaraları, yabancı uyruklu
kişiler ise pasaport numaraları vasıtasıyla adresle ilişkilendirilerek kayıt altına alınmışlardır.
Böylece, 5490 sayılı Kanun çerçevesinde adrese dayalı nüfus kayıt sistemi (ADNKS)
oluşturularak ülkemizin nüfusuna ilişkin bilgilerin, belirli yıllarda yapılan nüfus sayımları yerine,
her yıl ikamet adresine dayalı yayınlanmasına imkan tanınmıştır. Yeni sistemle elde edilen ilk
nüfus sayım sonuçları Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 21 Ocak 2008 tarihinde
kamuoyuna duyurulmuştur.
Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi 2009 nüfus sayımı sonuçlarına göre ülkemiz nüfusu 31 Aralık
2009 tarihi itibariyle, 36.462 bini erkek, 36.099 bini kadın olmak üzere toplam 72.561 bin kişi
olarak tespit edilmiştir.
3
TABLO 2
TÜRKİYE TOPLAM NÜFUSU, YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZI VE NÜFUS YOĞUNLUĞU
Yıllar
1980(1)
1985(1)
1990(1)
2000(1)
2007(2)
2008(2)
2009(2)
Nüfus (Bin Kişi)
Erkek
Kadın
Toplam
22.695
22.042
44.737
25.672
24.992
50.664
28.607
27.866
56.473
34.347
33.457
67.804
35.377
35.210
70.586
35.901
35.616
71.517
36.462
36.099
72.561
Yıllık Nüfus Artış Hızı(%)
Nüfus Yoğunluğu(Kişi/Km)
2,1
2,5
2,2
1,8
0,6
1,3
1,4
58
65
73
88
92
93
94
Kaynak: TÜİK
(1): Genel nüfus sayımı sonuçlarıdır.
(2): Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi kapsamında belirlenmiştir.
ADNKS 2008 nüfus sayımı sonuçlarına göre, ülkemizde ikamet eden toplam 72.561 bin kişinin
54.807 bini (% 75,5) şehirlerde (il ve ilçe merkezlerinde), 17.754 bini (% 24,5) köylerde
yaşamaktadır.
TABLO 3
ŞEHİR-KÖY NÜFUSLARI VE YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZLARI
Yıllar
Toplam
Nüfus
Nüfus
1980(1)
1985(1)
1990(1)
2000(1)
2007(2)
2008(2)
2009(2)
44.737
50.664
56.473
67.804
70.586
71.517
72.561
19.645
26.866
33.326
44.006
49.748
53.612
54.807
Şehir
Şehir Nüfusu
Oranı(%)
43,9
53,0
59,0
64,9
70,5
75,0
75,5
Yıllık Artış
Hızı(%)
3,0
6,3
4,3
2,8
1,8
7,5
2,2
Nüfus
25.092
23.799
23.147
23.798
20.838
17.905
17.754
Kaynak: TÜİK
(1): Genel Nüfus Sayımı Sonuçlarıdır.
(2): Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Kapsamında Belirlenmiştir.
4
Köy
Köy Nüfusu
Oranı(%)
56,1
47,0
41,0
35,1
29,5
25,0
24,5
Yıllık Artış
Hızı(%)
1,3
-1,1
-0,6
0,3
-1,9
-15,2
-0,8
TABLO 4
CİNSİYETE GÖRE İL VE İLÇE MERKEZİ VE BELDE VE KÖY NÜFUSU, 2007- 2009
Toplam
Erkek
Kadın
İl ve İlçe Merkezi
Erkek
Kadın
Belde ve Köy
Erkek
Kadın
Nüfus Yoğunluğu
31.12.2007
70.586.256
35.376.533
35.209.723
31.12.2008
71.517.100
35.901.154
35.615.946
31.12.2009
72.561.312
36.462.470
36.098.842
24.928.985
24.818.874
26.946.806
26.664.917
27.589.487
27.217.732
10.447.548
10.390.849
92
8.954.348
8.951.029
93
8.872.983
8.881.110
94
Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
TABLO 5
ORTANCA YAŞ VE YAŞ BAĞIMLILIK ORANI, 2007- 2009
Toplam Nüfus
Ortanca Yaş
0-14
15-64
65+
Toplam Yaş Bağımlılık
Oranı
Yaşlı Bağımlılık Oranı
Genç Bağımlılık Oranı
31.12.2007
70.586.256
28.27
18.642.391
46.943.690
5.000.175
50.36
31.12.2008
71.517.100
28.47
18.788.587
47.835.090
4.893.423
49.51
31.12.2009
72.561.312
28.77
18.859.334
48.618.564
5.083.414
49.25
10.65
39.71
10.23
39.28
10.46
38.79
Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
SAKARYA NÜFUSU
5
TABLO 6
YILLIK NÜFUS ARTIŞ HIZI
Doğu
Marmara
TR41
Bursa
Eskişehir
Bilecik
TR42
Kocaeli
Sakarya
Düzce
Bolu
Yalova
6.417.153
6.579.426
6.701.343
24.97
18.36
3.368.502
2.439.876
724.849
203.777
3.048.651
1.437.926
835.222
323.328
270.417
181.758
3.442.871
2.507.963
741.739
193.169
3.136.555
1.490.358
851.292
328.611
268.882
197.412
3.508.133
2.550.645
755.427
202.061
3.193.210
1.522.408
861.570
335.156
271.545
202.531
21.84
27.52
23.03
-53.46
28.43
35.81
19.06
16.21
-5.69
82.62
18.78
16.88
18.29
45.00
17.90
21.28
12.00
19.72
9.86
25.60
Kaynak: TÜİK
TABLO 7
CİNSİYETE GÖRE İL VE İLÇE MERKEZİ VE BELDE VE KÖY NÜFUSU VE NÜFUS
YOĞUNLUĞU
Doğu
Marmara
TR41
Bursa
Eskişehir
Bilecik
TR42
Kocaeli
Sakarya
Düzce
Bolu
Yalova
6.701.343
3.361.453
3.339.453
2.821.390
2.795.767
540.063
544.123
137
3.508.133
2.550.645
755.427
202.061
3.193.210
1.522.408
861.570
335.156
271.545
202.531
1.754.410
1.273.491
374.990
105.929
1.607.043
771.502
431.261
167.696
135.227
101.357
1.753.723
1.277.154
380.437
96.132
1.586.167
750.906
430.309
167.460
136.318
101.174
1.536.059
1.124.821
331.783
79.455
1.285.331
721.282
317.215
95.163
85.545
66.677
1.531.689
1.125.153
337.661
68.875
1.264.078
701.470
315.943
95.462
84.526
66.677
218.351
148.670
43.207
26.474
321.712
50.220
114.046
72.533
49.682
35.231
222.034
152.001
42.776
27.257
322.089
49.436
114.366
71.998
51.792
34.497
123
245
55
47
158
421
178
131
33
239
Kaynak: TÜİK
6
TABLO 8
YAŞ GRUBU VE CİNSİYETE GÖRE İL VE İLÇE MERKEZİ VE BELDE VE KÖY
NÜFUSU
Toplam
Yaş
Grubu
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
72.561.312
36.462.470
36.098.842
0-4
6.155.321
3.161.153
2.994.168
5-9
6.201.647
3.183.784
3.017.863
10-14
6.502.366
3.336.975
3.165.391
15-19
6.234.620
3.197.293
3.037.327
20-24
6.280.117
3.204.748
3.075.369
25-29
6.508.860
3.306.767
3.202.093
30-34
5.911.032
2.998.464
2.912.568
35-39
5.505.313
2.764.856
2.740.457
40-44
4.676.145
2.379.230
2.296.915
45-49
4.469.953
2.241.542
2.228.411
50-54
3.725.743
1.878.374
1.847.369
55-59
2.945.603
1.461.936
1.483.667
60-64
2.361.178
1.124.584
1.236.594
65-69
1.723.714
803.062
920.652
70-74
1.323.668
586.824
736.844
75-79
1.145.932
516.617
629.315
80-84
611.703
228.954
382.749
85-89
211.567
70.842
140.725
90+
66.830
16.465
50.365
Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
İl ve İlçe Merkezi
Erkek
Kadın
27.589.487 27.217.732
2.365.709
2.242.095
2.358.938
2.233.559
2.457.505
2.324.470
2.384.831
2.258.411
2.558.610
2.399.518
2.607.099
2.579.617
2.411.364
2.358.333
2.195.586
2.175.659
1.861.723
1.805.151
1.728.535
1.712.012
1.424.243
1.386.882
1.074.819
1.070.300
783.395
845.156
524.831
598.250
363.846
469.037
299.480
390.574
135.570
243.067
43.206
92.450
10.197
33.191
Belde ve Köy
Erkek
Kadın
8.872.983
8.881.110
795.444
752.073
824.846
784.304
879.470
840.921
812.462
778.916
646.138
675.851
699.668
622.476
587.100
554.235
569.270
564.798
517.507
491.764
513.007
516.399
454.131
460.487
387.117
413.367
341.189
391.438
278.231
322.402
222.978
267.807
217.137
238.741
93.384
139.682
27.636
48.275
6.268
17.174
TABLO 9
ORTANCA YAŞ, YAŞ GRUBUNA GÖRE NÜFUS VE YAŞ BAĞIMLILIK ORANI
Doğu Marmara
TR41
Bursa
Eskişehir
Bilecik
TR42
Kocaeli
Sakarya
Düzce
Bolu
Yalova
6.701.343
1.508.133
2.550.645
755.427
202.061
3.193.210
1.522.408
861.570
335.156
271.545
202.531
30.86
31.54
31.09
33.17
31.69
30.13
29.15
30.38
30.65
33.37
33.11
1.536.426
770.746
586.156
143.887
40.703
765.680
378.295
209.159
81.180
54.194
42.852
Kaynak: TÜİK
7
4.661.796
2.461.841
1.779.465
541.703
140.673
2.199.955
1.059.460
586.314
227.269
186.015
140.897
503.121
275.546
185.024
69.837
20.685
227.575
84.653
66.097
26.707
31.336
18.782
43.75
42.50
43.34
39.45
43.64
45.15
43.70
46.95
47.47
45.98
43.74
10.79
11.19
10.40
12.89
14.70
10.34
7.99
11.27
11.75
16.85
13.33
32.96
31.31
32.94
26.56
28.93
34.80
35.71
35.67
35.72
29.13
30.41
TABLO 10
OKURYAZARLIK VE CİNSİYETE GÖRE NÜFUS, 2008–2009
Okuryazarlık
Erkek
Okuma Yazma Bilmeyen
(%)
Okuma Yazma Bilen
(%)
Kadın
Okuma Yazma Bilmeyen
(%)
Okuma Yazma Bilen
(%)
2008
2009
986.790
3.30
28.873.257
96.70
910.395
2.97
29.743.015
97.03
3.943.222
13.09
26.188.528
86.91
3.730.553
12.12
27.050.173
87.88
Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
TABLO 11
YAŞ GRUBU, OKURYAZARLIK VE CİNSİYETE GÖRE NÜFUS, 2009
Yaş
Grubu
Toplam
Erkek
6-13
14-17
18-21
22-24
25-29
30-34
35-39
40-44
45-49
50-54
55-59
60-64
65+
Kadın
6-13
14-17
18-21
22-24
25-29
30-34
35-39
40-44
45-49
50-54
55-59
60-64
65+
Toplam
65.049.093
32.612.307
5.256.189
2.579.281
2.534.325
1.914.475
3.298.628
2.991.146
2.757.354
2.372.479
2.235.994
1.874.362
1.458.956
1.121.691
2.217.427
32.436.786
4.986.034
2.450.099
2.415.750
1.838.444
3.188.342
2.901.436
2.731.843
2.290.216
2.222.957
1.842.948
1.479.901
1.233.387
2.855.429
Okuma Yazma
Bilmeyen
4.640.948
910.395
5.013
12.595
28.274
18.684
38.523
42.758
49.132
52.839
59.464
63.429
66.527
78.725
394.432
3.730.553
14.523
42.551
85.265
76.346
153.121
159.848
211.162
224.673
287.305
317.963
354.985
399.824
1.402.987
Okuma Yazma
Bilen
56.793.188
29.743.015
5.222.974
2.533.954
2.372.022
1.606.309
2.884.150
2.714.304
2.515.703
2.169.815
2.041.724
1.699.183
1.308.679
977.599
1.696.599
27.050.173
4.938.100
2.364.026
2.190.722
1.648.537
2.817.501
2.550.762
2.346.973
1.931.443
1.810.042
1.417.278
1.036.265
755.294
1.243.230
Kaynak: Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
8
Okul
Bitiren
43.302.045
23.169.082
84.230
2.216.685
2.220.779
1.546.442
2.796.749
2.649.767
2.452.008
2.109.265
1.978.076
1.635.488
1.237.228
888.989
1.353.376
20.132.963
94.834
2.022.564
1.976.480
1.549.708
2.687.564
2.433.833
2.228.931
1.817.004
1.672.490
1.268.641
880.812
601.346
888.756
Okul
Bitirmeyen
13.491.143
6.573.933
5.138.744
317.269
151.243
59.867
87.401
64.537
63.695
60.550
63.648
63.695
71.451
88.610
343.223
6.917.210
4.843.266
341.462
214.242
98.829
129.937
106.929
118.042
114.439
137.552
148.637
155.453
153.948
354.747
Bilinmeyen
3.614.957
1.958.897
28.202
32.732
134.029
289.482
375.955
234.084
192.519
149.825
134.806
111.750
83.750
65.367
126.396
1.656.060
33.411
43.522
139.763
113.561
217.720
190.826
173.708
134.100
125.610
107.707
88.651
78.269
209.212
TURİZM
1
TURİZM
1. Türkiye’de Turizm
Dünya Turizm Örgütü, 2008 yılında patlak veren küresel ekonomik krize karşın Türkiye'nin turizm
sezonunu başarılı bir biçimde geçiren ülkeler arasında yer aldığını belirtmişti. Kültür ve Turizm
Bakanlığı verilerine göre 2008 yılında Türkiye'ye gelen turist sayısının bir önceki yıla oranla yüzde
13 artarak 26.336.677 kişi olarak açıklanması, Türk turizminin içinde bulunduğu yükselişin en
önemli göstergelerinden biri olarak değerlendirildi.
Dünya Turizm Örgütü'nün turizmde 2008 yılında en iyi sonuçların alındığı bölgelerin başında yüzde
11 artışla Orta Doğu’nun geldiğini ve Afrika’da yüzde 5, Amerika’da yüzde 4’lük artış
kaydedildiğini belirtmesi ve Avrupa ve Asya’da belirgin bir düşüş olduğunu açıklaması, dikkatle
değerlendirilmesi gereken istatistikler olarak dikkat çekiyor. 2009 yılında seyahat ve turizmde
yaşanan düşüşün özellikle uzun vadeli seyahatlerde gerçekleştiğini, buna karşın kısa mesafeli
seyahatlerde artış oldu. Bütün bu gelişmeler, yeni ve kapasitesi doymamış destinasyonların değer
kazandığının önemli bir göstergesi olarak gösterilebilir.
Dünyadaki turizm hareketlerinde meydana gelen bu gelişmeler ve Türk turizmine dair istatistikler
yorumlandığında, başta iç turizmi arttırmaya yönelik faaliyetlerin yoğunlaştırılması, artan turizm
çeşitliliği, fiyat kalite dengesi açısından avantajlı bir konumda yer alınması ve yeni destinasyonlar
oluşturmak için gerçekleştirilen yatırımların artması gibi etkenlerle Türk turizminin dünyada turizm
hareketleri içerisindeki ağırlığının arttığı söylenebilir.
Türkiye, halihazırda dünya turizmine yön veren ilk 10 ülke ünvanını geliştirerek 2023 yılında ilk 5
arasına girme hedefine ulaşabilmek adına son birkaç yılda pek çok önemli atılım gerçekleştirdi.
TABLO 1
GELEN YABANCI-ÇIKAN VATANDAŞ SAYISI
(Bin Kişi)
Yıllar
Gelen Yabancı
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
11.620
13.248
13.701
17.203
20.523
19.276
23.017
26.431
27.077
Değişim
(%)
3,4
25,6
19,3
-6,1
19,4
14,8
2,44
Çıkan Vatandaş
2.542
2.686
3.415
3.845
4.125
4.063
4.956
4.912
4.658
Değişim
(%)
27,1
12,6
7,3
-1,5
22,0
-0,9
-5,1
Kaynak: TÜİK
2009 yılında bir önceki yıla göre Ülkemize gelen yabancı sayısı % 2,44 artış ile 27.077 kişiye, yurt
dışına çıkan vatandaş sayısı da % 5,1 azalarak 4.658 bin kişiye gerilemiştir.
2
TABLO 2
GELİŞ NEDENLERİNE GÖRE ÇIKIŞ YAPAN YABANCI VE VATANDAŞ
ZİYARETÇİLER
Giden Vatandaş
Gezi, Eğlence, Sportif ve Kültürel Faaliyetler
Akraba ve Arkadaş Ziyareti
Eğitim, Staj (1 yıldan az)
Sağlık ve Tıbbi Nedenler
Dini/Hac
Alışveriş
Transit
İş Amaçlı
Diğer
Beraberinde Gelen
2009
4.658.172
727.031
2.554.834
21.255
68.545
3.406
33.386
540
180.246
132.107
936.822
Kaynak:TÜİK
.
3
TABLO 3
SEÇİLMİŞ MİLLETLERE GÖRE GELEN VE GİDEN YABANCI ZİYARETÇİLER
Gelen Yabancılar
ABD
Almanya
Avusturya
Azerbaycan
Belçika
Bulgaristan
Fransa
Gürcistan
Hollanda
İngiltere
İran
İsrail
İsveç
İtalya
Romanya
Rusya Federasyonu
Ukrayna
Yunanistan
Diğer Ülkeler
Giden Yabancılar
ABD
Almanya
Avusturya
Azerbaycan
Belçika
Bulgaristan
Fransa
Gürcistan
Hollanda
İngiltere
İran
İsrail
İsveç
İtalya
Romanya
Rusya Federasyonu
Ukrayna
Yunanistan
Diğer Ülkeler
2005
21.124.886
434.991
4.240.122
486.051
411.652
485.758
1.621.704
701.190
367.339
1.253.885
1.757.843
957.245
393.805
405.956
401.852
202.623
1.864.682
380.392
584.784
4.173.012
20.522.621
439.238
4.117.952
484.201
400.703
455.987
1.622.600
679.140
1.251.463
1.763.174
678.622
688.339
402.114
297.053
386.554
198.331
1.878.179
380.853
566.194
4.131.924
2006
19.819.833
532.404
3.762.469
429.708
380.132
451.426
1.177.903
657.859
549.328
997.466
1.678.845
865.942
362.501
326.255
402.573
245.941
1.853.682
487.917
412.816
4.244.903
19.275.948
542.658
3.729.334
423.979
382.717
418.024
1.196.979
619.366
1.003.954
1.704.041
636.282
359.114
326.738
204.534
386.456
242.097
1.782.568
476.113
407.167
4.433.827
2007
23.340.911
642.911
4.149.805
472.482
434.577
542.712
1.239.667
768.167
630.979
1.053.403
1.916.130
1.058.206
511.435
338.182
514.803
390.505
2.465.336
539.302
447.950
5.170.359
23.017.081
662.048
4.192.512
473.273
425.026
549.890
1.347.616
739.442
1.081.436
1.940.412
854.488
503.570
338.678
222.499
504.914
382.971
2.353.333
578.189
433.337
5.433.447
2008
26.336.677
679.445
4.415.525
520.334
459.593
596.442
1.255.343
885.066
830.184
1.141.580
2.169.924
1.134.965
558.183
404.092
600.261
447.419
2.879.278
730.689
572.212
6.056.202
26.431.124
693.199
4.396.948
505.764
467.547
578.680
1.512.243
877.408
1.166.101
2.190.254
1.029.716
559.737
407.590
255.649
597.325
449.206
2.863.857
729.370
562.226
6.588.304
2009
27.077.114
667.159
4.488.350
548.117
424.155
592.078
1.406.604
932.809
995.381
1.127.150
2.426.749
1.383.261
311.582
401.740
634.886
366.698
2.694.733
574.700
616.489
6.484.473
27.347.977
675.566
4.481.571
537.721
430.241
592.651
1.623.640
935.047
1.157.131
2.445.015
1.369.896
316.466
407.984
288.529
629.516
369.887
2.696.784
582.607
607.779
7.199.946
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
4
TABLO 4
AYLARA GÖRE TURİZM GELİRİ ($)
Yabancı
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Vatandaş
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
2005
13.929.300.792
457.173.060
402.539.430
603.573.547
695.015.962
1.226.584.080
1.321.326.218
2.017.491.044
2.503.710.736
1.968.761.707
1.603.360.337
681.659.686
448.104.986
4.224.203.961
232.366.292
144.983.509
153.088.541
165.408.086
173.833.306
178.653.395
584.978.208
949.635.574
793.632.728
296.030.201
262.257.994
289.336.128
2006
12.556.829.222
457.390.564
379.758.848
530.307.851
718.863.474
1.034.000.605
1.303.122.300
1.802.382.650
2.313.771.669
1.765.258.901
1.161.131.324
606.459.820
484.381.217
4.294.117.783
264.310.796
168.832.659
201.030.312
218.604.577
210.567.924
207.781.278
553.714.070
848.677.706
753.233.942
288.968.040
281.171.894
297.234.584
2007
13.989.952.725
479.702.156
434.420.532
586.910.342
702.202.324
1.070.321.254
1.333.301.081
1.973.336.741
2.508.861.431
2.011.874.841
1.512.553.962
808.843.431
567.624.694
4.497.055.373
247.740.640
189.924.797
223.825.011
218.755.600
199.463.184
203.312.079
609.171.202
895.561.699
733.402.095
342.449.619
326.090.034
307.309.413
2008
16.801.617.895
616.090.985
571.072.193
817.101.538
806.044.676
1.451.689.514
1.695.774.629
2.342.955.281
2.965.776.054
2.190.387.474
1.842.167.952
886.701.629
613.855.971
5.149.188.420
269.380.922
227.891.978
272.741.724
246.966.388
240.324.643
252.407.137
711.363.553
1.029.235.011
748.259.174
419.368.864
382.932.427
328.316.599
2009
15.853.074.448
559.525.558
526.455.761
704.876.687
765.221.336
1.208.600.448
1.520.651.236
2.201.118.644
2.784.835.974
2.054.750.800
1.910.240.676
938.920.622
677.876.706
5.396.206.135
239.161.096
195.851.344
240.700.606
256.192.715
235.531.433
257.347.939
705.673.865
1.028.983.104
750.957.446
555.960.720
502.855.735
427.044.131
Kaynak: TÜİK
5
TABLO 5
AYLARA GÖRE TURİZM GİDERİ VE KİŞİ SAYISI, 2008-2009
Kişi Sayısı
Toplam
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
4.892.717
352.491
338.170
374.133
427.658
461.661
567.063
437.854
348.552
262.293
448.433
376.187
498.221
Toplam
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
5.561.355
378.771
384.447
439.320
364.114
413.407
488.989
651.212
460.934
411.943
490.962
517.640
559.614
Turizm Gideri
2008
3.506.888.205
274.058.487
254.451.447
276.855.813
296.878.902
320.070.319
389.585.837
333.771.377
264.061.165
195.375.294
310.312.729
246.989.079
344.477.755
2009
4.145.740.850
282.105.147
287.901.482
326.603.864
268.517.511
306.746.195
361.266.354
460.697.011
329.229.786
307.165.477
374.671.441
393.619.402
447.217.180
Kişi Başı
Ortalama
Harcama
717
777
752
740
694
693
687
762
758
745
692
657
691
745
745
749
743
737
742
739
707
714
746
763
760
799
Kaynak: TÜİK
TABLO 6
TÜRKİYE’YE GELEN YABANCILARIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI
(X 100 Kişi)
İNGİLTERE
AVUSTURYA
BELÇİKA
FRANSA
ALMANYA
LÜKSEMBURG
HOLLANDA
İSVİÇRE
İRLANDA
DANİMARKA
FİNLANDİYA
İZLANDA
NORVEÇ
İSVEÇ
2006
1.678,6
429,7
459,8
657,8
3.761,0
5,6
997,5
210,1
88,9
235,8
78,7
6,6
165,5
326,1
BATI AVRUPA
2007
2008
1.916,0
2.169,9
472,8
520,3
542,7
596,4
768,1
885,0
4.148,2
4.415,5
6,7
10,8
1.053,6
1.141,5
229,6
252,9
109,3
115,3
KUZEY AVRUPA
265,4
276,8
84,3
102,8
9,1
9,3
184,4
250,4
338,1
404,0
2009
2.426,7
548,1
592,1
932,8
4.488,4
9,7
1.127,2
283,1
117,4
296,1
136,5
7,8
262,3
401,7
6
BULGARİSTAN
ÇEK. CUM.
MACARİSTAN
POLONYA
ROMANYA
BDT
1.177,9
94,4
78,2
190,7
245,9
3.755,6
ARNAVUTLUK
YUNANİSTAN
İTALYA
PORTEKİZ
İSPANYA
KKTC
50,3
413,7
402,5
18,1
234,3
172,6
KANADA
ABD
97,8
532,4
MEKSİKA
ARJANTİN
BREZİLYA
KOLOMBİYA
ŞİLİ
VENEZUELLA
20,0
11,4
24,2
4,1
5,6
4,5
İSRAİL
BAHREYN
IRAK
ÜRDÜN
KUVEYT
LÜBNAN
S. ARABİSTAN
SURİYE
B.A. EMİRLİĞİ
362,4
4,2
122,4
46,4
11,8
36,0
38,8
277,8
12,1
ÇİN
JAPONYA
GÜNEY KORE
AVUSTURALYA
YENİ ZELANDA
FİLİPİNLER
MALEZYA
SİNGAPUR
56,3
125,7
108,7
99,5
17,8
21,0
18,0
11,5
BANGLADEŞ
HİNDİSTAN
İRAN
PAKİSTAN
3,1
35,3
865,9
14,7
MISIR
LİBYA
TUNUS
SUDAN
CEZAYİR
FAS
TOPLAM
42,6
31,4
47,9
4,3
38,5
30,4
19.819,8
ORTA VE DOĞU AVRUPA
1.239,6
1.255,3
129,7
158,8
82,7
95,4
276,7
397,6
390,5
447,4
4.825,0
5.713,1
GÜNEY AVRUPA
57,6
63,1
447,9
572,2
514,8
600,2
30,5
36,9
288,3
342,1
190,5
195,9
KUZEY AMERİKA
128,5
147,6
646,3
679,4
GÜNEY AMERİKA
25,6
26,9
14,6
18,5
33,2
43,6
5,0
6,0
7,1
8,5
6,6
9,6
ORTADOĞU
511,4
558,1
5,8
8,0
180,2
250,1
61,0
74,3
12,5
22,0
45,4
53,9
41,4
55,6
332,8
406,9
13,0
19,7
DOĞU ASYA/PASİFİK
68,5
61,8
168,8
149,7
135,0
119,5
109,9
124,4
21,0
23,5
24,7
28,2
23,8
26,8
17,1
19,1
GÜNEY ASYA
2,3
3,0
45,1
55,8
1.058,2
1.135,0
21,3
22,5
KUZEY AFRİKA
52,9
57,9
33,7
43,7
41,9
42,8
5,9
8,9
45,0
63,9
37,7
44,0
23.341,0
26.336,6
1.406,6
164,7
82,7
419,5
366,7
5.480,6
60,0
616,5
634,9
46,9
376,2
197,4
155,3
667,2
21,9
20,6
53,6
7,2
7,6
9,3
311,6
9,1
285,2
87,7
26,8
71,8
66,9
509,7
22,1
69,3
147,6
89,1
129,6
23,9
35,8
29,6
20,5
3,6
55,1
1.383,3
24,0
66,9
64,7
56,7
10,6
91,2
65,9
27.077,1
Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı
7
TABLO 7
TURİZM GELİRLERİNİN İHRACAT GELİRLERİ VE TURİZM GİDERLERİNİN
İTHALAT GİDERLERİ ORANI
(1.000.000 $)
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
İhracat
Turizm
Gelirleri
27.774,9
31.334,2
35.081,1
46.877,6
63.167,0
73.476,4
85.534,7
107.271,8
132.027,2
102.138,5
7.636,0
10.066,5
11.900,9
13.203,1
15.887,7
18.153,5
16.850,8
18.487,0
21.950,8
21.249,3
Turizm Gelirlerinin
İhracat Gelirlerine
Oranı (%)
27,5
32,1
33,9
28,2
25,1
24,7
19,7
17,2
16,6
20,8
İthalat
Turizm
Giderleri
54.502,8
41.399,1
51.553,8
69.339,7
97.539,8
116.774,2
139.576,2
170.062,7
201.963,6
140.869,0
1.711,0
1.738,0
1.880,0
2.113,3
2.524,0
2.870,4
2.742,3
3.259,6
3.506,8
4.145,7
Turizm Giderlerinin
İthalat Giderlerine
Oranı (%)
3,1
4,1
3,7
3,1
2,6
2,5
2,0
2,0
1,7
2,9
Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı
TABLO 8
TURİZM GELİRLERİNİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA İÇİNDEKİ PAYI
(Cari Alıcı Fiyatlarla)
GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA
YILLAR
GELİR (X)
Milyon TL
Milyon $
Milyon $
648.932
758.391
843.178
950.534
953.974
481.497
526.429
648.754
742.094
617.611
18.153,5
16.850,8
18.487,0
21.950,8
21.249,3
2005
2006
2007
2008
2009
Turizm
Gelirlerinin
GSMH İçindeki
Payı (%)
3,8
3,2
2,8
3,0
3,4
Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı
TABLO 9
ZİYARETÇİ VE DÖNEN VATANDAŞ SAYISI, TURİZM GELİR-GİDER VE ORTALAMA
HARCAMA
YILLAR
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Gelir
(1.000 $)
Çıkan
Ziyaretçi
Sayısı
7.636.000
10.066.500
11.900.900
13.203.100
15.887.700
18.153.500
16.850.800
18.487.008
21.950.807
21.249.337
9.990.841
13.450.121
15.214.516
16.302.050
20.262.640
24.124.501
23.148.669
27.214.988
30.979.979
32.006.149
Ziyaretçi
Başına
Ortalama
Harcama ($)
764,3
748,0
782,0
810,0
784,0
752,0
728,0
679,0
709,0
664,0
Gider
(1.000 $)
1.711.000
1.738.000
1.880.000
2.113.300
2.524.000
2.870.400
2.742.300
3.259.625
3.506.888
4.145.740
Türkiye
İkameli
Dönen
Vatandaş
Sayısı
2.76.350
2.542.191
2.686.116
3.414.844
3.844.495
4.124.830
4.063.179
4.956.069
4.892.717
5.561.355
Vatandaş
Başına
Ortalama
Harcama ($)
618,5
683,7
699,9
618,9
656,5
695,9
674,9
657,7
717,0
745,0
Kaynak: TC. Kültür ve Turizm Bakanlığı
8
TABLO 10
AYLARA GÖRE GELEN VE GİDEN YABANCILAR
Gelen Yabancılar
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekip
Kasım
Aralık
Giden Yabancılar
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekip
Kasım
Aralık
2005
21.124.886
700.469
696.643
1.107.348
1.348.264
2.302.389
2.402.912
3.180.802
2.861.141
2.502.123
2.108.398
1.052.561
861.836
20.522.621
750.853
646.165
978.789
1.117.360
1.997.925
2.164.959
2.614.734
3.259.788
2.577.429
2.442.735
1.126.199
785.685
2006
19.819.833
667.337
626.565
921.892
1.372.922
1.918.809
2.368.628
3.109.727
2.905.817
2.267.146
1.713.916
1.020.106
926.968
19.275.948
714.502
592.362
831.622
1.176.916
1.662.413
2.072.720
2.535.376
3.270.139
2.496.134
1.957.609
1.085.716
880.439
2007
23.340.911
714.425
787.048
1.099.960
1.520.954
2.287.645
2.774.076
3.624.156
3.384.065
2.799.276
2.152.908
1.177.475
1.018.923
23.017.081
809.424
738.497
1.004.452
1.326.008
1.994.216
2.457.171
3.010.266
3.873.699
3.057.442
2.460.696
1.311.983
973.227
2008
26.336.677
782.786
896.482
1.305.297
1647.903
2.748.564
3.305.832
4.084.764
3.762.136
2.981.044
2.462.497
1.267.996
1.091.376
26.431.124
919.539
858.751
1.221.568
1.411.495
2.509.997
2.902.948
3.545.795
4.450.081
3.286.998
2.839.973
1.444.305
1.039.674
2009
27.077114
751.817
898.927
1.207.729
1.750.281
2.718.788
3.263.089
4.343.025
3.760.372
3.136.010
2.617.193
1.403.740
1.226.143
27.347.977
906.602
857.114
1.179.459
1.564.694
2.416.640
2.999.541
3.615.548
4.605.083
3.349.978
3.115.112
1.581.734
1.156.472
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
TABLO 11
(2007-2009) YILINDA ULAŞIM YOLUNA GÖRE ÜLKEMİZE GİRİŞ YAPAN
ZİYARETÇİLER
Toplam
2007
Havayolu
Karayolu
2008
2009
22.967.702 25.368.296 25.411.051
Değişim
Oranı %
0,17
Yabancılar
2007
2008
2009
16.807.681 18.838.735 18.959.340
Değişim
Oranı %
Vatandaşlar
2007
2008
2009
Değişim
Oranı %
0,64
6.160.021 6.529.561
6.451.711
-1,19
2.319.114 2.779.856
3.449.659
24,09
7.040.683
8.168.164
9.479.609.
16,06
4.721.569
5.388.308
6.029.950
11,91
Demiryolu
81.831
85.463
79.287
-7,23
68.755
72.320
69.167
-4,36
13.076
13.143
10.120
-23,00
Denizyolu
2.105.483
2.408.567
2.351.222
-2,38
1.742.906
2.037.314
2.018.657
-0,92
362.577
371.253
332.565
-10,42
32.195.699 36.030.490 37.321.169
3,58
23.340.911 26.336.677 27.077.114
2,81
Toplam
Günübirlik
1.092.583
1.345.669
1.573.202
1.092.583
1.342.670
1.571.330
8.854.788 9.693.813 10.244.055
2.999
5,68
1.872
9
TABLO 12
2007–2009 YILINDA ULAŞIM YOLUNA GÖRE ÜLKEMİZE ÇIKIŞ YAPAN
ZİYARETÇİLER
Toplam
2007
Havayolu
Karayolu
2008
2009
22.931.678 25.634.963 25.772.975
Değişim
Oranı %
0,54
Değişim
Oranı %
Yabancılar
2007
2008
2009
16.681.417 18.921.565 19.130.282
Vatandaşlar
2007
2008
2009
Değişim
Oranı %
1,10
6.250.261 6.713.398
6.642.693
-1,05
2.293.220 2.772.514
3.499.095
26,21
6.817.529
8.197.715
9.642.937
17,63
4.524.309
5.425.201
6.143.842
13,25
Demiryolu
77.112
80.610
75.154
-6,77
63.439
67.171
64.117
-4,55
13.673
13.439
11.037
-17,87
Denizyolu
2.128.422
2.390.356
2.351.958
-1,61
1.747.916
2.017.187
2.009.736
-0,37
380.506
373.169
342.222
-8,29
31.954.741 36.303.644 37.843.024
4,24
23.017.081 26.431.124 27.347.977
3,47
8.937.660 9.872.520 10.495.047
6,31
Toplam
Günübirlik
1.092.583
1.345.669
1.573.202
1.092.583
1.342.670
1.571.330
2.999
1.872
2009 yılı Aralık ayında ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre %12,35
artış gösterdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden alınan verilere göre; 2009 yılı Aralık ayında ülkemizi ziyaret eden
yabancı sayısı geçen yılın aynı ayına göre %12,35’ lik bir artışla 1.226.143 olmuştur. Aralık ayında
ülkemize gelen 1.226.143 yabancı ziyaretçinin 20.823’ü (%1,70) günübirlikçidir. Aralık ayında
ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır kapılarının bağlı olduğu iller
sıralamasında ilk 5 il aşağıdaki şekilde gerçekleşti;
1. İstanbul %47,68 (584.576)
2. Edirne %13,90 (170.437)
3. Antalya %10,57 (129.554)
4. Artvin %4,89 (59.958)
5. Hatay %3,87 (47.460)
2009 yılı Ocak-Aralık döneminde ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı dönemine
göre %2,81 artış gösterdi. 2009 yılı Ocak-Aralık döneminde ülkemizi ziyaret eden yabancı sayısı
geçen yılın aynı dönemine göre %2,81 artış göstererek 27.077.114 olmuştur. 2009 yılı Ocak-Aralık
döneminde ülkemize gelen 27.077.114 yabancı ziyaretçinin 1.571.330’u (%5,80) günübirlikçidir.
Ocak-Aralık döneminde ülkemize gelen yabancı ziyaretçilerin en çok giriş yaptıkları sınır
kapılarının bağlı olduğu iller sıralamasında ilk 5 il aşağıdaki şekilde gerçekleşti;
1. Antalya %30,51 (8.260.399)
2. İstanbul %27,74 (7.510.470)
3. Muğla %10,42 (2.820.298
4. Edirne %10,01 (2.711.389)
5. İzmir %3,90 (1.056.792)
10
TABLO 13
TURİZM GELİR- GİDER DENGESİ VE ORTALAMA HARCAMA
Yıllar
Gelir
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
7.636.000
10.067.155
11.900.925
13.203.144
15.887.699
18.153.504
16.850.947
18.487.008
21.487.008
21.249.337
Çıkan Ziyaretçi Başına
Ortalama Harcama
764,3
748,0
782,0
810,0
784,0
752,0
728,0
679,0
709,0
664,0
Gider
1.711.000
1.738.000
1.880.000
2.113.300
2.527.390
2.870.408
2.742.269
3.259.625
3.506.888
4.145.740
Türkiye İkametli Vatandaşın
Ortalama Yurtdışı Harcaması
618,5
683,7
699,9
618,9
656,5
695,9
674,9
657,7
717,0
745,0
Denge
5.925.000
8.328.500
10.020.900
11.089.800
13.363.700
15.283.100
14.108.500
15.227.383
18.443.918
17.103.597
Kaynak: Kültür Turizm Bakanlığı
TABLO 14
GİRİŞ YAPAN VATANDAŞLARIN CİNSİYETİNE GÖRE DAĞILIMI
Cinsiyet
Toplam
Erkek
Kadın
2009 Toplam
1.233.971
913.030
320.941
%
100,0
74,0
26,0
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı
TABLO 15
GİRİŞ YAPAN VATANDAŞLARIN EĞİTİM DURUMUNA GÖRE DAĞILIMI
Eğitim Durumu
Toplam
Okuryazar değil veya bir okul bitirmedi
İlkokul(5 yıllık)
Ortaokul veya ilköğretim (8yıllık)
Lise ve dengi okul
Fakülte veya yüksekokul
Yüksek lisans veya doktora
2009 Toplam
1.233.971
50.779
283.473
167.126
346.084
289.882
96.627
%
100,0
4,1
23,0
13,5
28,0
23,5
7,8
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı
TABLO 16
GİRİŞ YAPAN VATANDAŞLARIN SEYAHAT AMACINA GÖRE DAĞILIMI
Seyahat Amacı
Toplam
Gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler
Akraba ve arkadaş ziyareti
Eğitim, staj (1 yıldan az)
Sağlık ve tıbbi nedenler (1 yıldan az)
Dini/hac
Alışveriş
İş amaçlı(konferans, toplantı, görev vb.)
Diğer
Beraberinde giden
2009 Toplam
1.266.509
194.734
367.283
50.779
7.395
57.188
36.482
391.933
128.179
32.538
%
100,0
15,4
29,0
4,0
0,6
4,5
2,9
30,9
10,1
2,6
Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı
11
2. SAKARYA’DA TURİZM
Sakarya İli ülkenin sosyo-ekonomik açıdan en gelişmiş bölgesi olan Marmara Bölgesini,
Anadolu’nun diğer bölgelerine bağlayan ana ulaşım yolları üzerinde bulunmaktadır. Bu coğrafi
konumu nedeniyle bölgede yaşanan nüfus hareketliliği ilimizin iç turizmine canlılık getirmektedir.
Sakarya, coğrafi konumu itibarıyla doğanın doyumsuz güzelliklerinin sergilendiği manzaralarla
çevrili bir yurt köşesidir. Bu nedenle turistik cazibelere sahiptir. Kıyıları, doğal güzellikleri, şifalı
suları ve iklim özellikleri ile Karasu, Kocaali, Sapanca ve Akyazı ilçelerinin Sakarya İlinin
turizminde önemli yeri vardır.
Karadeniz kıyısında yaklaşık 60 kilometre uzunluğunda bir sahil şeridine sahip olan ilimiz, özellikle
Karasu ve Kocaali ilçelerinde kilometrelerce uzunlukta kumla kaplı doğal plajlara sahiptir.
Sapanca ve çevresi, son derece çarpıcı doğal güzellikleri ile başta İstanbul olmak üzere, çevredeki
büyük kentlerin özellikle hafta sonları taleplerine açık bir merkez niteliğindedir. Milli ve Uluslar
arası sörf, yelken ve kürek müsabakalarının yapıldığı Sapanca Gölü, bu organizasyonlarla, sportif
amaçlı çok sayıda ziyaretçinin İlimize gelmesine, dolayısıyla görmesine ve tanımasına da katkıda
bulunmaktadır. Sapanca Gölü’nü kuşbakışı seyreden İl Ormanı ise temiz havası, yeşil örtüsü ile
insanları kent yaşamının stresinden arındırmaya en uygun yerdir.
Ayrıca, Sakarya yöresinde birbirinden güzel birçok göl vardır. Bu göller, bozulmamış doğal
güzellikleri ile adeta akvaryumu çağrıştırırlar. Bunlardan biri olan Poyrazlar Gölü çevresi ve orman
içi dinlenme alanları ile turizm açısından önem taşır.
Sakarya İli, termal kaynaklar bakımından oldukça zengin bir potansiyele sahiptir. Bu konuda,
özellikle Kuzuluk Kaplıcaları İl’de sağlık ve termal turizmin gelişmesinin odak noktasını
oluşturmaktadır. 1050 dairelik bir tatil kasabası haline getirilen tesiste, her daireye 84ºC sıcaklıkta
termal şifalı su verilmektedir.
Bizans döneminden günümüze ulaşan Jüstinianus Köprüsü ve tarihi akış içerisinde yörede; cami,
kale ve imaret gibi ölmez eserlerle kendini gösteren Osmanlı izleri, İlin belli başlı tarihi varlıklarıdır.
Ayrıca Anadolu – Türk sivil mimarisi eserlerini günümüze kadar koruyabilmiş olan Taraklı İlçesi,
Sakarya İlinin çevre tarihi kaynağıdır.
İlimizi ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısı her yıl artış göstermektedir.
2.1. Sakarya’da Turizm Alanında Yapılması Gerekenler
a) İlimizde Otel ve Konaklama Tesisleri Yapılması
Yaşanan deprem sonrasında ilimizdeki mevcut otellerimizin bir bölümü yıkılmış ve bir bölümü de
kullanılmaz hale gelmiştir. Bu sebeple, İlimizde otellere ve konaklama tesislerine büyük ihtiyaç
duyulmaktadır.
İlimize, yurtiçinden ve yurtdışından gelecek konuklarımızın ve özellikle gelen heyetlerin
konaklayabilecekleri her şeyin mevcut olduğu (toplantı ve kongre salonları, spor kompleksleri,
eğlence merkezleri) tesislere ihtiyaç duyulmaktadır.
12
b) Yayla Turizminin Geliştirilmesi
İlimiz doğa güzellikleri bakımından gerçekten şanslı sayılır. İlin genelinde birçok yayla mevcuttur.
İlimizin büyük kentlere yakın olması münasebetiyle yöremizdeki yaylaların tanıtımının yapılarak
insanların bu bölgeye gelmeleri sağlanmalıdır. Tabi ki bu yaylaların tanıtımı kadar, tesis yapılması
da çok önemlidir. Tesis olmadığı sürece insanların buralara gelmeleri mümkün olmamaktadır.
c) Karadeniz Sahilindeki Kumsal ve Plajlarımız Tanıtımının Yapılması
İlimiz Karadeniz sahillerinde nefis kumsal ve plajlara sahiptir. Ancak yörelerimizi tam anlamıyla
tanıtamadığımızdan gelen turist sayısı çok azdır. Bu bölgelerin kamuoyuna tanıtımı yapılarak bu
bölgelere yatırım yapılması iç ve dış turizme açılması sağlanmalıdır. Gerçekten ince kumuyla ve
geniş sahilleriyle görülmeye değer turizm alanlarımız vardır.
d) Sapanca Gölü ve Çevre Güzellikleri
Uluslar arası ve ülke genelinde sörf, kürek ve yelken sporları için uygun bir göldür. Ülke tanıtımı ve
turizmin gelişmesi bakımdan çeşitli organizasyonlar yapılarak ülke ekonomisine faydalı olacağı
kanaatini taşımaktayız. İlimizde her şeyin mevcut olduğu 5 yıldızlı otellerin kurulmasıyla turizm
açısından fevkalade gelişmelerin yaşanabileceği bir turizm merkezidir. Doğa olarak harika bir
yapıya sahiptir. İstanbul’a çok yakın olması nedeniyle bu bölge turizm açısından daha iyi
değerlendirilebilir.
e) Taraklı Neden Safranbolu Gibi Olmasın
Anadolu Türk sivil mimarisi eserlerini günümüze kadar koruyabilmiş olan Taraklı, Sakarya İlinin
çevre tarihi kaynağıdır. İlçede 125 adet tarihi tescilli eski Osmanlı evi ile bir adet tarihi hamam ve
bir adette cami bulunmaktadır. Bu yöremize yeterince ilgi gösterilmediğinden Osmanlı’dan kalan bu
eserler yok olmak üzeredir.
f) Kuzuluk Kaplıcaları ve Çevresi
Termal şifalı su kaynakları ve maden suları ülkemizde turizm açısından önemli paya sahiptir. Dünya
çapında birçok tesise sahiptir. Sakarya yöresi kaplıca, içme, maden suyu ve doğal içme suyu
kaynakları bakımından zengin potansiyele sahiptir. Bunlarında en önemlisi Kuzuluk Kaplıcalarıdır.
Kuzuluk Kaplıcaları’nın 84 dereceye kadar çıkan şifalı suları, içilerek ve banyo olmak suretiyle
kullanılmaktadır.
Kaplıca suları mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, böbrek hastalıkları ile romatizmal ağrıları,
kadın hastalıkları ve çeşitli cilt hastalıklarına iyi gelmektedir. Bu bölgemizin de daha iyi tanıtımı
yapılarak turizmde canlılık kazandırılabilir.
g) İlimizde Bir Çok Orman İçi Dinlenme Alanları Mevcuttur
İlimizde birçok orman içi dinlenme alanları bulunmaktadır. Bunların başında Poyrazlar gölü ve
çevresi, Sapanca Gölü ve çevresinde bulunan İl Ormanı mesire alanları olarak en başlıca dinleme
yerleridir. Buralarda piknik ve kamp yapmak için ideal yerlerdir. Ayrıca doğa yapısı açısından da
gerçekten görülmeye değer yerlerdir.
İlimizde ayrıca diğer mesire alanları ise; Karasu İlçemizde Maden Deresi, Akyazı İlçemizde
Kuzuluk mesire alanları, Pamukova İlçemizde Öküzyatağı orman içi dinlenme yeri, Söğütlü
13
ilçemizde Mağra Köyünde dağ yürüyüş bölgesi, Karapürçek İlçemizde Kanlıçay Göleti ve ormanlık
alanı ve Uludere ve Ahmediye orman içi dinlenme yerleri, Ferizli İlçesi Akgöl mevkii gibi birçok
dinlenme yerleri vardır. Bu yerlerin tanıtımının yapılmasıyla turizmde bir canlılık yaşanacağı
kanaatindeyiz.
h) Bölge Ormanları Av Turizmine Açılabilir
İlimiz orman alanları bakımdan zengin bir bölgedir. Bu nedenle bölgemizde avcılık gelişmiştir. Göl
ve bataklık bölgelerde yaban ördeği, otluklarda bıldırcın, ormanlarda çulluk ve benzeri av hayvanları
avlanabilir. İlimiz büyük şehirlere yakın olması nedeniyle av mevsiminde günübirlik gelinerek
avcılık yapılabilir.
ı) İlimizde Dağ Yürüyüşleri, Sandal, Bot Gezintileri ve Golf Sahaları İçin Uygun Doğa
Yapısına Sahiptir
İlimiz gerçekten çok harika bir doğa yapısına sahiptir. Dağ yürüyüşlerinin yapılacağı birçok bölge
bulunmaktadır. İlimizde bot ve sandal gezintileri için birçok göl, dere ve nehir mevcuttur. İlimizdeki
doğa yapısıyla insanları hayran bırakan bir güzelliğe sahip olan poyrazlar gölü çevresi golf sahası
için uygun bir alan olarak değerlendirilebilir. İlimiz turizm açısından bakir bir bölgedir ve
keşfedilmeyi bekliyor.
2.2. Sakarya’nın Turizm Potansiyeli
Sakarya’nın turizm potansiyelinin bir bölümünü oluşturan, tabii turistik arz kaynaklarını, üç noktada
incelemek mümkündür.
a) Karasu – Kocaali – Kaynarca Bölgesi
Bu bölgenin denizi temiz olup, tatil ve dinlenme turizminde önemli bir yer işgal etmektedir. Deniz
suyunun insan sağlığı açısından önem arz eden tuz ve eriyik mineral miktarı deniz banyosu için
uygun bir karışım ihtiva etmektedir. Bu bölgenin kumsallarında yapılacak kum banyoları çeşitli
romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir. Deniz kıyılarında kamp ve piknik alanları mevcut olup tabii
manzaraları da eşsiz güzelliktedir.
Karasu – Kocaali bölümü konaklama ve ulaşım imkânları bakımından elverişli olup, Kaynarca
bölümü ise tesis yönünden çok fakirdir.
Yörenin dış turizm açısından değerlendirilmesi; mevcut turistik arz unsurlarının uluslar arası
standartlara çıkarılabilmesine bağlıdır.
Karasu’da yapılacak bir yat limanı, yerli-yabancı bütün turistlere ek ulaşım ve konaklama imkânı
sağlayacaktır.
Karasu Yeni Mahalleden başlayıp Kocaali Melen ağzına kadar olan sahil şeridinin 1991 yılında
Turizm merkezi olarak ilan edilmesi sonucu bu bölgede turizm yatırımlarının cazip hale getirileceği
düşünülmektedir.
b) Sapanca Gölü Çevresi
Göl turizmi bakımından Sakarya’da görülecek yerlerin başında sahip olduğu eşsiz güzellikteki
manzaraları ve tabii değerleri ile Sapanca Gölü gelir.
14
Göl çevresinde konaklama tesisleri ihtiyaca cevap verecek durumda değildir. Yeme içme ve
dinlenme tesisleri ise ihtiyaca cevap vermektedir.
Göl alanı kamp, yelken ve kürek, yüzme sporları, balık avcılığı motorla gezinti mini golf vb.
rekreasyonel faaliyetler için son derece elverişlidir.
Kongre ve su sporlarına yönelik olarak birkaç tesisin inşası ile yörenin cazibesi arttırılabilir.
17 Ağustos Depremi öncesi Sakarya’daki Turizm İşletme Belgeli yatak kapasitesi 708 iken, Elmas
Oteli ile Sapanca Oteli’nin yıkılmasından sonra 314’e düşmüştür.
c) Akyazı Kuzuluk Kaplıcaları ve Çevresi
Turizmde önemli bir yere sahip olan termal turizm şifalı su kaynaklarını ve maden sularını kapsar.
Sakarya yöresi kaplıca, içme, maden suyu ve doğal içme suyu kaynakları bakımından zengin
potansiyele sahiptir.
Bunlardan en önemlisi Kuzuluk kaplıca ve maden sularıdır. Kuzuluk Kaplıcalarının 84 dereceye
kadar çıkan şifalı suları, içilerek ve banyo olmak suretiyle kullanılmaktadır.
Kaplıca suları mide, bağırsak, karaciğer, safra kesesi, böbrek hastalıkları ile romatizmal ağrıları,
kadın hastalıkları ve çeşitli cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.
Kaplıca alanında devre mülk ağırlıklı modern tesisler kurulmuştur.
Kuzuluk dışında Geyve’deki maden suları, Taraklı’daki Çantepe İçmesi, Ilıca ve Hacıyakup
köylerindeki kaplıcalar, Sakarya’nın diğer termal kaynaklarını oluştururlar.
2.3. Sit Alanları
a) Arkeolojik Sit Alanları
1- Merkez-Beşköprü-Jüstinionus Köprüsü 1. Derece
2- Söğütlü- Akarca Köyü (Roma Nekropolu) 1. Derece
3- Taraklı – Merkez 1. Derece
4- Merkez İkizce – Osmaniye (Roma Nekropolu) 2. Derece
5- Geyve – Kulfalalar Köyü (Ortaköy Mevkii) 2. Derece
6- Pamukova – Akçakaya Köyü 2. Derece
7- Pamukova – Hayrettin Köyü (Menete Mevkii) 3. Derece
8- Hendek Yağbasan Tümülüsü Üçtepeler Mevkii
9- Adapazarı- Merkez Beşköprü Hakikat Vakfı Kooperatifi
b) Doğal Sit Alanları
1- Merkez Poyraz Gölü 1. Derece
2- Arifiye –Sapanca arası
3- Sapanca – Kırkpınar – Yanıkköy 1. Derece
4- Sapanca – Vakıf Otel Yolu 1. Derece
5- Sapanca- Kurtköy Belediyesi Mesire Alanı
6- Taraklı – Merkez 1. Derece
7- Sapanca – Akçay – Fevziye Köyü 2. Derece
8- Merkez- Hanlı Belediyesi
15
9- Karasu- Acarlar Gölü ve Longos Ormanı
10- Söğütlü- Akgöl Köyü Mevkii
c) Kentsel Sit Alanı
1-Taraklı Merkez
2-Uzun Çarşı
TABLO 17
YILLAR İTİBARİYLE İLİMİZİ ZİYARET EDEN
YERLİ-YABANCI TURİST SAYISI
Giriş Yapan
Yerli Turist
Yabancı Turist
Toplam
2004
40.414
1.377
41.791
2005
78.159
2.861
81.020
2006
9.787
976
10.763
2007
61.491
5.230
66.721
2008
62.001
6.943
68.944
2009
53.642
3.386
57.028
Geceleyen
Yerli Turist
Yabancı Turist
Toplam
2004
66.759
9.480
76.239
2005
101.161
8.735
109.896
2006
10.418
4.439
14.857
2007
86.068
13.449
99.517
2008
87.757
22.842
110.599
2009
90.052
12.396
102.448
Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
TABLO 18
TESİSLERE GELİŞ SAYISI, GECELEME, SAKARYA
TESİSE GELİŞ SAYISI
Yabancı
Yerli
Toplam
1.747
19.511
21.258
428
8.844
9.272
113
113
1.211
25.174
26.385
3.386
53.642
57.028
Merkez (Adapazarı)
Akyazı
Karasu
Sapanca
Toplam
Yabancı
8.448
965
2.983
12.396
GECELEME
Yerli
36.828
9.568
166
43.490
90.052
Toplam
45.276
10.533
166
46.473
102.448
Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
TABLO 19
TURİSTİK TESİSLER
Turizm
İşletme ve Yatırım
Belgeli
5 Yıldızlı Otel
4 Yıldızlı Otel
3 Yıldızlı Otel
2 Yıldızlı Otel
1 Yıldızlı Otel
Apart Otel
Butik Otel
Toplam
İşletme
Belgeli
Tesis
Yatak
Sayısı
Sayısı
2
848
4
1
349
146
1
66
8
1.409
Deneme
İşletme
Tesis
Yatak
Sayısı
Sayısı
1
1
140
140
Yatırım
Belgeli
Tesis
Yatak
Sayısı
Sayısı
1
240
1
111
1
80
1
1
5
100
42
573
Toplam
Tesis
Sayısı
3
1
6
1
Yatak
Sayısı
1088
111
569
146
2
1
14
166
42
2.122
Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
16
TABLO 20
ORTALAMA KALIŞ SÜRESİ VE DOLULUK ORANI- SAKARYA
Merkez (Adapazarı)
Akyazı
Karasu
Sapanca
Toplam
Ortalama Kalış Süresi
Yabancı
Yerli
Toplam
4.8
1.8
2,1
2.2
1.1
1.1
1.4
1.4
2.4
1.7
1.7
3.6
1.6
1.8
Doluluk Oranı (%)
Yabancı
Yerli
Toplam
8.12
35.39
43.51
1.91
18.98
20.89
0.25
0.25
0.90
13.18
14.09
2.25
16.40
18.66
Kaynak: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
2.4. İlimizde Turizme Yönelik Spor Merkezleri
a) Melen Çayı:
Düzce sınırımızı oluşturan Melen Çayı, Rafting ve Akarsu kanosu sporlarının yapılabilirliği 3. sınıf
parkura sahiptir. Bu parkur Düzce ili Cumayeri ilçesi Dokuzdeğirmen köyünden başlayarak İlimiz,
Kocaali ilçesi Beyler Köyü arasında 12 km uzunluğundadır. Parkurun başlangıç ve bitiş
noktalarındaki tesisler kısmen tamamlanmıştır. Traking, görüntü avcılığı, olta balıkçılığı, piknik ve
mesire etkinlikleri, arazi oryantriği, kampçılık vb. doğa sporlarının yapılabileceği merkez İstanbul’a
200 km mesafededir. Melen çayı Kano ve rafting parkuruna spor ve turizm amaçlı gelen
turistlerimiz yaz aylarında sahil ilçemiz olan ve kumuyla ünlü Kocaali plajlarından yararlanabileceği
gibi, yine aynı eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara içersinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle
Maden Deresi de alternatif gezi fırsatları sunmaktadır.
b) Maden Deresi Şelalesi:
İlimiz Kocaali ilçesinde eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara içersinden geçilerek ulaşılan
şelalesiyle anılan Maden deresi çevresindeki piknik alanları ve traking yapılabilecek parkurlar
bulunmaktadır. Yine Kocaali ilçemizin kumuyla ünlü plajlarından yararlanmak mümkündür.
c) Serdivan Pist Ve Parkurları:
Adapazarı Merkezde bulunan bu alanda; Otomobil ve Motor Sporları ile Yelkenkanat ve Yamaç
Paraşütü yapılabilmektedir. Serdivan tepeleri topoğrafik yapı olarak Off-Road, Rally, Trophy, Dağ
Bisikleti, Çim Kayağı gibi sporlar için oldukça elverişlidir.
d) Sapanca Gölü:
Sapanca ilçemizde bulunan ve Adapazarı’nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı gölde kürek, yelken,
su kayağı, dalış, durgun su kanosu, yüzme, triatlon gibi su sporları yapılabilmektedir. Bu
gölümüzdeki mahalli, ulusal ve uluslar arası kürek ve durgun su kanosu müsabakaları, kampları ve
eğitim organizasyonları yapılmaktadır.
e) Mudurnu Çayı:
İlimiz, Akyazı ilçesindeki bu çayda akarsu kanosuna imkân veren biri Dokurcun-Beldibi arasında 20
kilometrelik, diğeri Beldibi- Kuzuluk arasında 12 kilometrelik iki parkur bulunmaktadır. Çay
17
çevresinde traking, bisiklet, olta balıkçılığı, kampçılık vb. etkinlikler düzenlenebilir. Merkez,
İstanbul iline 160 kilometre mesafededir.
f) Yağlı Güreş Organizasyonları:
İlimizi tanıtmaya yönelik olarak Karapürçek ilçesi “Akbalık Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Söğütlü
ilçesi “ Tarım Hayvancılık ve Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Hendek İlçesi “Selman Dede Yağlı
Pehlivan Güreşleri” ve “Kaynarca Yağlı Pehlivan Güreşleri” yapılmaktadır.
g) Binicilik:
Ata sporumuz olan bu branşta henüz kurumsallaşılamamıştır.
düzenlenebileceği eşsiz doğal güzelliklere sahiptir.
İlimiz
atlı
safarilerin
h) Karagöl Yaylası:
Taraklı ilçesinde bulunan yayla, yamaç paraşütü sporunda eğitim merkezi olabilecek niteliktedir.
Ekolojik denge bozulmadan yapılacak tesislerde konaklama imkânı sağlandığında dünya çapında
eğitim merkezi hüviyetine dönüşebilecektir.
TABLO 21
SAKARYA İLİNDEKİ TESCİLLİ TAŞINMAZLAR
Sit Alanları
Arkeolojik Sit
Kentsel Sit
Tarihi Sit
Doğal Sit
Toplam
Sayısı
9
2
10
21
TABLO 22
TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI (TEK YAPI ÖLÇEĞİNDE)
Tek Yapılar
Askeri Yapılar
Dinsel Ve Kültürel Yapılar
İdari Yapılar
Sivil Mimari Örnekleri
Endüstriyel Yapılar
Doğal Anıtlar
Toplam
Sayısı
12
72
5
218
11
87
405
18
TABLO 23
SAKARYA MÜZESİ
Müzedeki Eser Çeşidi
Sayısı
Arkeolojik
Etnografik
Sikke
Mühür ve Mühür Baskısı
El Yazması
Toplam
181
186
1.353
11
4
1.735
TABLO 24
ÖZEL KUVA-İ MİLLİYE MÜZESİ
Alifuatpaşa-Geyve Kuva-İ Milliye
Özel Müzesi’nde Bulunan Eserlerin Çeşidi
Sayısı
Etnografik
Arşiv Vesikası
Toplam
26
47
73
TABLO 24
İLDEKİ KÜTÜPHANELER (2009 YILI)
KÜTLÜR VE TURİZM BAKANLIĞI SAKARYA İLİNDEKİ KÜTÜPHANELERİN 2009 YILI GENEL RAPORU
Sıra
No
Kütüphane Adı
Kitap Sayısı
Okuyucu
Sayısı
Üye Sayısı
Ödünç Materyal
Sayısı
1
Sakarya İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü
34.361
68.945
3.262
21.526
2
Kemalettin Samipaşa Çocuk Kütüphanesi
8.386
12.212
356
2.772
3
Akyazı İlçe Halk Kütüphanesi
8.416
1.140
300
1.105
4
Geyve İlçe Halk Kütüphanesi
9.828
13.930
846
6.950
5
Hendek İlçe Halk Kütüphanesi
13.371
32.266
932
16.847
6
Karasu İlçe Halk Kütüphanesi
11.101
20.920
938
1.541
7
Kocaali İlçe Halk Kütüphanesi
5.365
-
-
-
8
Pamukova İlçe Halk Kütüphanesi
7.117
5.836
97
3.157
9
Sapanca İlçe Halk Kütüphanesi
13.563
7.176
2.459
4.730
10
Söğütlü İlçe Halk Kütüphanesi
3.485
2.849
174
2.091
114.993
165.274
9.364
60.719
TOPLAM
19
TABLO 25
KÜLTÜRE İLİŞKİN BİLGİLER
Sinema Sayısı
Kütüphane Sayısı
Kitap Sayısı
Sit Alanı Sayısı
Müze sayısı
Matbaa Sayısı
Mimari Zenginlikler
Kutlama Günleri
3
10
114.993
21
2
300
33
Geyve-Alifuatpaşa’da bulunan, Sakarya Müze Müdürlüğü denetimindeki Özel Kuva-i Milliye
Müzesi’nde 26’sı etnografik eser, 47’si arşiv vesikası olmak üzere toplam 73 adet eser
bulunmaktadır.
 Sakarya Müzesinin ziyaretçi sayısı 4.364 kişidir.
 Kolleksiyonerler: Sakarya Müzesi Denetiminde Kültür Varlığı Koleksiyonu yapan 6 kişide;
407 adet sikke, 18 adet arkeolojik ve 145 adet etnografik eser bulunmaktadır.
 Özel Müze; Geyve-Alifuatpaşa’da bulunan, Sakarya Müze Müdürlüğü denetimindeki Özel
Kuva-i Milliye Müzesi’nde 26’sı etnografik, 47’si arşiv vesikası olmak üzere toplam 73
adet eser bulunmaktadır.
2.5. Turizm İşletme Ve Yatırım Belgeli Tesisler
 Richmond Sapanca Otel – 5 Yıldızlı (131 Oda + 2 Suit -274 yatak, 125 kişilik 1 Sınıf
lokanta, 110 kişilik açık yemek terası, 165 kişilik kafeterya, Snack bar, Amerikan bar, 100 ve
115 kişilik çok amaçlı salon, 2 adet 300 kişilik konferans salonu, 2 adet 55 kişilik toplantı
salonu, Büro hizmetlerine yönelik çalışma salonu, fitness center, sauna, Fin hamamı, Türk
hamamı, yüzme havuzu, voleybol sahası, Tenis kortu)
 Güral Sapanca Wellness Park Otel – 5 Yıldızlı (291 Oda + 586 Yatak, 370 kişilik 1.Sınıf
Lokanta, 100 kişilik özel yemek salonu, 120 kişilik pastane, 350 kişilik konferans salonu, 80
kişilik ve 130 kişilik çok amaçlı iki ayrı salon, 225 kişilik toplantı salonu, 150 kişilik alakart
lokanta, 130 kişilik açık yemek terası, yoga ve plates salonu, oyun salonu, buz pisti, kapalı
yüzme havuzu, aletli jimnastik salonu, Türk hamamı, SPA center, Fin hamamı, Fin saunası,
Masaj odaları, cilt bakım ünitesi, açık yüzme havuzu, tenis kortu.
 Baltürk Oteli – 3 Yıldızlı (41 Oda + 8 Suit – 98 Yatak – 150 Kişilik 2.Sınıf Lokanta, 70
kişilik çok amaçlı salon)
 Seçkin Otel – 3 Yıldızlı (31 Oda + 61 Yatak , 120 kişilik 2.sınıf lokanta, 50 kişilik çok
amaçlı salon, sauna, bar, satış ünitesi, kuaför)
 Grand Otel – 3 Yıldız (65 Oda, 130 Yatak, 300 kişilik ve 50 kişilik çok amaçlı iki salon,
120 kişilik 2. Sınıf lokanta, 50 kişilik pasta ve içki servisi verilen salon, lobi bar, restoran
bar)
 Lima Park Otel – 3 Yıldız (30 Oda + 60 Yatak, 65 kişilik 2.sınıf lokanta, 100 kişilik ve 200
kişilik çok amaçlı iki salon, lobi bar, açık otopark)
20
 Karasu Otel – 2 Yıldızlı (75 Oda + 180 Yatak- 200 Kişilik 2.Sınıf Lokanta, Kapalı-açık
Yüzme Havuzu, Bar-Diskotek-Sauna)
 Selen Lokantası – 1.Sınıf Lokanta- Geyve (175 Kişilik kapasiteli, 62 kişilik özel yemek ve
kokteyl salonu)
 Varan Tesisleri – Pamukova 2. Sınıf (50 Kişilik Lokanta -100 Kişilik Kafeterya-satış
ünitesi)
 Sapanca Aqua Otel – Apart Otel (10 Apart ünite, 40 yatak, 120 kişilik 2.sınıf lokanta -100
kişilik açık yemek terası, sauna, masaj odası, 2 açık yüzme havuzu, kapalı yüzme havuzu,
havuz bar, çocuk parkı, voleybol sahası, satış ünitesi)
Deneme İşletme Belgeli Tesisler
 Kuzuluk Termal Otel -3 Yıldızlı (60 oda + 5 Suit- 140 yatak, 200 kişilik 2. sınıf lokanta,
150 kişilik açık yemek terası, 90 ve 45 kişilik çok amaçlı salon, satış ünitesi, kuaför, otopark)
Yatırım Belgeli Tesisler :
 Kral Otel – 5 Yıldızlı (120 Oda + 240 Yatak)
 Lake Hause Talia – 4 Yıldız Otel (54 Oda + 111 Yatak, 100 Kişilik 1.sınıf restoran, 100
kişilik alakart restoran, 60 kişilik İtalyan restoran)
 Riada Otel – 3 Yıldız (40 Oda + 80 Yatak, 80 kişilik 2. Sınıf restoran, 200 kişilik çok amaçlı
salon)
 MBağdat – Müstakil Apart Otel ( 50 oda + 100 Yatak, 60 Kişilik 2. Sınıf restoran, 60
kişilik açık yemek alanı, açık yüzme havuzu, aquapark, sauna, Türk hamamı, çocuk oyun
parkı, otopark)
 Akcan Butik Otel (21 Oda + 42 Yatak, 125 kişilik alakart lokanta, sauna, açık yüzme
havuzu, otopark)
İlimizdeki Tesislerin Toplam Kapasitesi
 Mevcut toplam yatak kapasitesi: 1549 adettir.
 Yatırım Belgeli Konaklama Tesisleri yatak kapasitesi toplam 573’dir.
2.6. Turizme İlişkin Bilgiler
İlimizin önemli tabii güzellikleri; Sapanca Gölü, Büyük Akgöl, Küçük Akgöl ve Poyrazlar Gölü ve Karasu ve
Kocaali ilçelerimizin kıyı kesimleridir.
Akyazı Kuzuluk Kaplıcaları, Akyazı Çökek Kaplıcası, Geyve Acısu, Geyve Ilıca Köyü İçmesi, Taraklı Kil
Hamamı yöremizin turizm faaliyetlerine önemli bir katkı ve canlılık sağlamaktadır.
21
2.7. Turizm İşletme, Yatırım ve Belediye Belgeli Tesisler
TABLO 26
TURİZM BELGELİ OTELLER
Oteller
Richmond Otel
Güral Sapanca Otel
Kral Otel
Lake Hause Talia
Baltürk Otel
Seçkin Otel
Kuzuluk Termal Otel
Sakarya Grand Otel
Lima Park Otel
Riada Otel
Karasu Otel
Sapanca Aqua- Otel
MBağdat
Akcan Otel
Otelin
Niteliği
5 Yıldızlı
5 Yıldızlı
5 Yıldızlı
4 Yıldızlı
3 Yıldızlı
3 Yıldızlı
3 Yıldızlı
3 Yıldızlı
3 Yıldızlı
3 Yıldızlı
2 Yıldızlı
Müstakil
Apart
Apart
Butik Otel
TOPLAM
İşletme Türü
İşletme Belgeli
İşletme Belgeli
Yatırım elgeli
Yatırım elgeli
İşletme Belgeli
İşletme Belgeli
Deneme elgeli
İşletme Belgeli
İşletme Belgeli
Yatırım elgeli
İşletme Belgeli
İşletme Belgeli
Deneme
Yatırım
İşletme
Belgeli
Belgeli
Oda Yatak Oda Yatak Oda Yatak
Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı Sayısı
131
262
291
586
120
240
54
111
49
98
31
61
65
140
65
130
30
60
40
80
72
146
İşletme
Belgeli
23
66
Yatırım elgeli
Yatırım elgeli
692
1409
65
140
50
21
285
100
42
573
Richmond Sakarya Otel-Kumbaz Mevki Rüstempaşa Mah. Sapanca/ SAKARYA Tel:5822100
Güral Sapanca Otel - Dağdibi Mevkii, Kırkpınar Köyü, Sapanca/SAKARYA Tel:5923030
Baltürk Oteli-Ankara Cd. No:53 ADAPAZARI Tel:2733920
Seçkin Otel-Erenler Mah. Sakarya Cd. No:270 SAKARYA Tel:2760233
Kuzuluk Termal Otel-Kuzuluk Orta Mah. Dr.Enver Ören Cad.
Kuzuluk-Akyazı/ SAKARYA Tel:4210020
Sakarya Grand-Adnan Menderes Cad. No:126 SAKARYA Tel:2764540
Limapark Otel – İstiklal Mahallesi, Kenan Sofuoğlu Caddesi, No:65 Serdivan Tel:2114411
Karasu Otel-Plaj Mevkii. Karasu/ SAKARYA Tel:7181863
Sapanca AQUA-Çayiçi mah. Sönmez Cad. Manolya Sok. No:3 Sapanca/ SAKARYA Tel:5825237
Akcan Otel – Fatih Mahallesi, Fatih Caddesi, Kurtköy-Sapanca-SAKARYA
22
TABLO 27
TURİZM BELGELİ MÜSTAKİL LOKANTALAR
Lokantanın
Niteliği
Lokantalar
Lokantanın
Türü
Selen Lokantası
Gölevi
1 Sınıf
1 Sınıf
İşletme Belgeli
İşletme Belgeli
Varan Tesisleri
2 Sınıf
İşletme Belgeli
Tuna Tan Tesisleri 1.Sınıf
İşletme Belgeli
Yemek
Salonu
Kapasitesi
175
250
Özel Yemek
Salonu
Kapasitesi
Açık Yemek
Salonu
Kapasitesi
120
Lokanta
Kafeterya
Kapasitesi
175
670
300
50
610
TOPLAM
Toplam
100
150
500
1.035
120
1.110
800
50
100
2.105
Varan Tesisleri-İsabalı Köyü Pamukova/ SAKARYA
Selen Lokantası-Epçeler Köyü Karapınar Mevkii Geyve/SAKARYA
Gölevi-Hasanpaşa Mah. İstasyon Cad. No:1 Kırkpınar/Sapanca/SAKARYA
Tuna Tan-Kemalpaşa Mah. Bağlar Cad. No:122 Serdivan/SAKARYA
TABLO 28
BELEDİYE RUHSATLI TESİSLER
Sakarya İli Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri
(Adapazarı Merkez)
TESİS ADI
Ada Elit Otel
Oba Otelcilik
Mert Otel
Gün Otel
Taşdemirler
Otel
Ege Otel
Alkaya Otel
Ada Otel
ADRESİ
Yenicami Mh.
Adnan Menderes
Cd. No 65
Orta Mah. Ankara
Cd. No 30
Orta Mah. Ankara
Cd. No 22
Orta Mah. Ankara
Cd. No 37/B
Orta Mh.
Soğanpazarı Cd. No
32
Orta Mh.
Soğanpazarı Cd. No
21
Orta Mh.
Soğanpazarı Cd. No
48
Karaosman Mh.
Ulus Cd. No 139
İLÇE
TELEFON
ADAPAZARI
272 45 90
ADAPAZARI
274 99 27
ADAPAZARI
272 51 74
ADAPAZARI
SINIFI
ODA SAYISI YATAK SAYISI
30
51
2. Sınıf
48
98
3. Sınıf
14
34
278 81 76
38
70
ADAPAZARI
271 50 61
37
76
ADAPAZARI
271 16 71
19
36
ADAPAZARI
271 13 81
9
20
ADAPAZARI
277 54 88
12
24
14
18
Otel Aksu
Yağcılar Mh.
Ankara Cd. No 99/C
ADAPAZARI
271 35 9
Huzur Konak
Yağcılar Mh.
Yağcılar Cd. No 3
ADAPAZARI
KAPALI
3. Sınıf
3. Sınıf
23
TABLO 28
Sakarya İli Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri (İlçeler)
TESİS ADI
ADRESİ
İLÇE
Göl Mh. Fevzi Çakmak Cd.
SAPANCA
Göl Mh. Derya Cd. Şen
SAPANCA
Şenler Pansiyon
Bayrak Sok. No 157
Rüstempaşa Mh. Nurettinbey
SAPANCA
Onur Pansiyon
Cd.
Rüstempaşa Mh. Nurettinbey
SAPANCA
Göl Otel
Cd.
Rüstempaşa Mh. Özkum Cd.
SAPANCA
Lale Otel
Rüstempaşa Mh. Seğmen
SAPANCA
Villa Sapanca
Sokak
Rüstempaşa Mh. Yonca Sok.
SAPANCA
Leyla Pansiyon
SAPANCA
Egemen Pansiyon Rüstempaşa Mh. Yonca Sok.
Rüstempaşa Mh. Vakıf Cd.
SAPANCA
Ogün Otel
Rüstempaşa Mh. Saatçi Sok
SAPANCA
Yiğit Pansiyon
Rüstempaşa Mh. Seğmen
SAPANCA
Sohpet Pansiyon
Sokak
Rüstempaşa Mh. Vehbibey
SAPANCA
Hayat Otel
cd.
Rüstempaşa Mh. Vehbibey
SAPANCA
Kastarcı Otel
cd.
Hasanpaşa Mh. Ş. Cev. Koç.
SAPANCA
Yeşil Otel
Serbestler
Hasanpaşa Mh. Çimen sk
SAPANCA
Pansiyon
Kedikaya Apart
Hasanpaşa Mh. Ş. Cev. Koç.
SAPANCA
Otel
Kurtköy Mh. Dibektaş
SAPANCA
Zelişin Çiftliği
Rüstempaşa Mh.
SAPANCA
Yankı Motel
Karaoğlanoğlu
Yenice Mh. Ankara Cd. No
PAMUKOVA
Anadolu Otel
107
Çarşı içi No 11
AKYAZI
Merkez Otel
Necati Temel Cd No 14
AKYAZI
Otel Akyazı
Arifbey Mh. Z. Hanım Sk. No
ARİFİYE
Özsezer Turizm
42
Merkez Mh. Gazi Meydanı
KOCAALİ
Seyran Otel
No 1
Yayla Mh. Sahil Yolu Cd. No
KOCAALİ
Otağ Otel
139
Mercan Pansiyon
Pişkin Pansiyon
Yalı Mh. 224 Sk. No 3
KOCAALİ
Serdar Pansiyon
Ekşioğlu Apart
Pansiyon
Yalı Mh 249. Sk. No 8
KOCAALİ
Yalı Mh. 240. Sk. No 9
KOCAALİ
Dündar Motel
Caferiye Köyü No 106
KOCAALİ
Abuhan Turistik
Tesisleri
Caferiye Köyü No 154
KOCAALİ
Muhtarın Oteli
Taşpınar Otel
SAÜ Kampüsü
Uygulama Oteli
Camikebir Mh. Uzun Çarşı
Sk No 5
Gazisüleyman Paşa Mh
Çelebioğlu Sk
Sakarya Üniversitesi
Kampüsü
ODA
SAYISI
YATAK
SAYISI
582 99 56
13
24
582 76 44
7
20
582 25 72
13
44
582 82 07
4
20
582 89 30
26
60
582 22 55
4
4
582 52 05
582 72 29
582 17 03
582 93 10
7
6
14
5
15
12
14
7
582 71 47
2
2
582 75 80
7
16
582 75 79
17
35
592 68 00
22
56
592 03 65
4
8
592 28 94
8
10
592 05 85
6
6
582 52 22
12
14
TELEFON
SINIFI
551 52 53
3. Sınıf
22
66
418 06 77
418 17 17
3. Sınıf
3. Sınıf
9
14
17
42
229 37 57
2. Sınıf
33
64
812 19 10
2. Sınıf
9
25
812 28 95
2. Sınıf
16
32
2. Sınıf
11
28
2. Sınıf
16
32
2. Sınıf
24
30
2. Sınıf
16
16
2. Sınıf
5
6
535 631 09
19
812 33 62
532 336 85
98
535 297 50
81
532 794 39
80
GEYVE
517 38 93
3. Sınıf
21
40
GEYVE
517 50 48
3. Sınıf
21
45
SERDİVAN
346 04 06
ruhsatsız
30
75
24
Gençlik Merkezi
Spor Komleksi
Ardahan Oteli
Otel Ardahan
Uludere Oteli
M. Serdar Otel
İpekyolu Motel
Çakırlar Konağı
Abdi İbrahim
Konağı
Uysal Otel
Vizyon Resort
Otel
Ecem Apart Otel
Karasu
Aquapark otel
Turkuaz Apart
Otel
Hakan Pansiyon
Hakan Pansiyon
Işık Pansiyon
Saray Pansiyon
Hazal Pansiyon
Dülger Pansiyon
Yavuzyiğit
Pansiyon
Işık Apart
Pansiyon
Kemalpaşa Mh Şehitler
Sokak
Başpınar Mh. Orta Cami 1.
Sk. No 2
Kemaliye Mh. A. Türkeş Cd.
No 8
Uludere köyü
Akova Mh Sakarya Cd. No 57
Hacımurat Mh. Ankara Cd
No 191
Ulucami Mh Yıldırım Sokak
No 1
346 00 52
Spor İl
Md.ne ait
6
85
2. Sınıf
25
40
1. Sınıf
36
52
3. Sınıf
3. Sınıf
11
32
24
64
3. Sınıf
12
24
HENDEK
HENDEK
614 68 2123
614 68 2123
614 71 02
615 05 05
TARAKLI
491 28 03
TARAKLI
491 28 03
6
12
Ulucami Mh Rüştiye Sk No 5
TARAKLI
491 20 71
6
12
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd.
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd.
No 17
Yalı Mh. Doğu Karadeniz Cd
KARASU
718 40 48
3. Sınıf
22
28
KARASU
718 27 34
3. Sınıf
46
160
KARASU
718 85 88
18
76
A. Aziziye Mh Ankara Cd
KARASU
718 88 80
51
120
KARASU
718 13 25
19
40
KARASU
718 50 95
7
14
KARASU
718 15 41
14
23
6
6
Yalı Mh Doğu Karadeniz Mh
No 118
İncilli Mh. Gürsel Cd No 6
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd
No 101
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd
123 Sk.
Yalı Mh Doğu Karadeniz Mh
No 10
Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd
No 18
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd
No 31
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd
No 7
Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd
Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd
No 24
Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd.
Özcan Pansiyon
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd
Kader 1 Pansiyon
No 43
İncilli Mh 62 Nolu sk.
İspioğlu Otel
İncilli Mh 17 Ağustos Cd
Zümrüt Otel
Yalı Mh Plaj Cd No 179
Şerman Pansiyon
Ekşioğlu Klas
İncilli Mh Atatürk Bulvarı
Otel
Yalı Mh Batı Karadeniz Cd
Aslanbay
No 65
Pansiyon
Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd
Yılmaz Pansiyon
174. Sk.
Yalı Mh Doğu Karadeniz Cd
Sahil Pansiyon
184. Sk
Sakarya cd No 293/A
Ulusoy Otel
Sakarya Cd No 247
Evim Otel
TOPLAM
Eray Pansiyon
SERDİVAN
HENDEK
HENDEK
3. Sınıf
KARASU
KARASU
718 16 77
18
45
KARASU
718 45 15
21
52
KARASU
718 58 25
18
40
KARASU
718 13 34
18
40
KARASU
718 19 82
8
24
KARASU
718 21 40
22
44
KARASU
718 22 95
26
55
12
28
KARASU
KARASU
KARASU
KARASU
718 64 94
718 50 54
718 68 12
22
22
17
55
52
60
KARASU
718 63 63
18
35
KARASU
718 47 59
8
20
KARASU
718 88 19
18
50
5
5
50
35
1.300
60
50
2.807
KARASU
ERENLER
ERENLER
531 885 85
97
242 03 28
241 27 63
2. Sınıf
2. Sınıf
25
2.8. İlimizdeki Tesislerin Toplam Kapasitesi
 Mevcut Toplam Yatak Kapasitesi: 786 adettir.
 Yatırım Belgeli Konaklama Tesisleri yatak kapasitesi toplam 1552’dir. 1418 kişilik kapasiteyle
2.sınıf lokantalar halen hizmet vermektedir.
2.9. İlimizde Faaliyet Gösteren Seyahat Acentaları ( 2009)
1- ADRES TOUR (İkbal Turizm Sey. Ltd. Şti)
(A) Grubu Şube
Cumhuriyet Mahallesi Bankalar Cd. No 30
Orhan Camii Yanı ADAPAZARI
Tel: 281 68 69 Fax: 274 79 39
İsmail KÜÇÜKÇAYIR
533 955 47 22
2-GÖNÜLTAŞ TURİZM SEYAHAT ACENTASI
(A) Grubu Merkez
Bankalar Cd.Kızılay İş Hanı Kat 2
ADAPAZARI
Tel: 27880 35 Fax: 279 11 45
Sahibi
Cavit AYDOĞDU
532 772 00 34
3-ADR SAKARYA TRAVEL SEYAHAT
ACENTASI
Yetkilisi
Behsat GÜNEŞ
536 350 82 51
(A) Grubu Merkez
Semerciler Mah.Bosna Cad. No:5 Kat:3 D:11
Adapazarı
4- CEBİR TURİZM SEYAHAT ACENTASI
(A) Grubu Şube
Yeni Sakarya Cad. No 244/B 07
ERENLER - SAKARYA
Tel: 242 10 11
Selda DOYURAN
533 686 25 15
5- ÇELEN TURİZM SEYAHAT ACENTASI
(A) Grubu Merkez
Semerciler Mah. Çark Cd. Pasaj 2000 Kat 2 No 89
ADAPAZARI
Tel: 277 48 48 Fax: 277 48 49
Zehra DİRİM
532 272 61 92
6- ÇUBUKÇU SEYAHAT ACENTASI
(A) Grubu Merkez
Cumhuriyet Mah. Kolağası Sokak Ağacan İş Hanı
Kat 1 D 5 ADAPAZARI
Tel: 277 52 60 -278 20 67 Fax: 272 52 07
Emin YILDIRIM
542 327 59 11
7- GİBA TOUR
(A) Grubu 2992 Merkez
Cumhuriyet Mah. Şal Sokak No 1
ADAPAZARI
Tel: 273 72 72 Fax: 273 72 72
Serdar SARI
532 509 35 03
8- GRAND EVİN TRAVEL AGENCY
(A) Grubu Merkez
Semerciler Mah. Bosna Cd. Yavuz Sok. No 24/1
ADAPAZARI
Tel: 279 86 02 -03-04 Fax: 279 86 02-03-04
Serap ALTIN
532 475 63 31
9- PUAN TUR
(A) Grubu
Özden DOYURAN
533 686 25 00
Hilal KÖSE
532 744 01 22
Murat YAPAN
533 371 66 40
Mehmet DUMAN
506 449 20 87
Uzunçarşı 4. Geçit Atak İş Hanı No 3 Kat 1/1
ADAPAZARI
Tel:
10- SAKARYA TURİZM VE SEYAHAT
ACENTASI
(A) Grubu Merkez
Uzunçarşı No 1
ADAPAZARI
Tel: 274 96 88 Fax: 273 36 51
Vildan AĞIRBAŞ
532 645 28 20
11- TOPRAK TURİZM SEYAHAT ACENTASI
(A) Grubu Şube
Cumhuriyet Mah. Dr. Kamil Sk. No 1 Kat2/4
ADAPAZARI
Salih TOPRAK
532 277 76 88
Mustafa TOPRAK
532 433 90 91
26
Tel: 273 97 43 Fax: 273 97 45
12- A.V.T. TURİZM SEYAHAT ACENTASI
(C) Grubu Merkez
Cumhuriyet Mah. Kolağası Sok. Ağacan İş Merkezi
No 12 ADAPAZARI
Tel: 281 06 06 Fax: 281 06 07
Gül FİDAN POLAT
535 209 43 00
13- REYDAL SEYAHAT ACENTASI
(C) Grubu Merkez
Semerciler Mah. Çark Cd. İtfaiye Sok. Şerefiye İş
Merk. No 1 ADAPAZARI
Telefax: 277 31 14 - 277 34 79
Salim ÇELİKÖRS
536 540 30 17
14- TAFİ TURİZM SEYAHAT ACENTASI
(C) Grubu Merkez
Çark Cd. Hilmi Kayın İş Merk. Kat 1 No 143
ADAPAZARI
Tel: 278 22 27-28 Fax: 278 22 29
Ali BAKIRTAŞ
535 958 03 80
541 958 03 80
15- YAKAMOZ SEYAHAT ACENTASI
(C) Grubu Merkez
Kavaklar Cd. Deprem Müzesi Karşısı Ataman İş
Hanı Kat 1 No 20 ADAPAZARI
Tel: 271 37 50 - 274 30 54- 279 21 01 Fax: 279 21 02
İhsan MAHMUTOĞULLARI
533 337 85 41
16- ALTINTAŞLAR SEYAHAT ACENTASI
(C) Grubu Merkez
Hilmi Kayın İş Merkezi No 35
ADAPAZARI
Telefax: 278 43 54 - 278 74 97 - 98
Mehmet ALTINTAŞ
532 273 71 54
Metin ÖZTÜRK
541 414 54 54
3. Yayla Turizmi
Tarihimizden bize miras olarak kalan, yılın belli aylarında nispeten daha yüksek yerlerde, doğayla
baş başa, sıcaktan, nemden, sivrisinekten uzakta, hem sağlıklı yaşam, hem de hayvancılık ve çeşitli
el sanatları gibi ekonomik kaygılarla bir yaşam biçimi olarak algılayıp sürdüre geldiğimiz yayla
yaşamı; günümüzde hem şehirlerin yoğun hava, ses ve görüntü kirliliğinden, iş ve yaşam stresinden
insanımızı kurtarmakta, hem de yaylalara sahip olan o bölgeye ve insanına ekonomik bir katma
değer sağlamaktadır. Bu bakış açısı ile “yayla turizmi” ülkemizde turizmin çeşitlendirilmesi,
sürdürülebilirliği kapsamında ön sıralarda yerini almıştır.
Sakarya Bölgesi, İstanbul gibi büyük bir metropole olan yakınlığının kendisine verdiği coğrafi
konum ve ulaşım kolaylığı avantajını kullanabildiği takdirde, bir nevi oksijen deposu konumundaki
yaylaları ile sadece İstanbulluların değil tüm Marmara Bölgesi insanının ve dış ziyaretçilerin yoğun
ilgisine maruz kalıp, günlük yaşamın stresinden kaçamak fırsatı bulabilecekleri iyileştirme merkezi
konumuna gelecektir.
Sakarya İlindeki Yayla Adları:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
Soğucak Yaylası
Kırca Yaylası
Katırözü Yaylası
Kirpiyan Yaylası
Keremali Yaylası
Sultanpınar Yaylası
Acelle Yaylası
Yanık Yaylası
Sulucaova Yaylası
Yörükyeri Yaylası
Çilekli Yaylası
27
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
Akar Yaylası
Haydarlar-Kuloğlu Yaylası
Davlumbaz Yaylası
Turnalı Yaylası
Çiğdem Yaylası
Dikmen Yaylası
Karagöl Yaylası
Hamzapınar Yaylası
Belengerme Yaylası
İnönü Yaylası
Güzlek Yaylası
Soğucak Yaylası: 900 dönüm kadar bir araziye sahip olan Soğucak Yaylası, 1100 metre
yüksekliğinde ve Sapanca’ya 17 kilometre mesafededir. Sapanca-Muradiye Köyü istikametinden,
Erdemli Köyü’ne gelmeden önce sağa ayrılan yolu takip ederek, 35 dakika kadar süren bir
yolculukla yaylaya ulaşmak mümkündür.
Kırca Yaylası: Pamukova’yı 2 kilometre geçtikten sonra, sağ taraftan Karapınar yoluna
sapılmaktadır. Yayla Karapınar Köyünden 13 kilometre uzaklıkta olup, 30 dakika mesafededir.
Alifuatpaşa’ya 30–35 dakika uzaklıkta olan yayla civarında Menekşeoruç ve Menekşeolak köyleri
bulunmaktadır. Her yılın Temmuz ayında yaylada şenlikler düzenlenmektedir.
Katırözü Yaylası: Yayla, Pamukova’ya bağlı Eskiyayla köyü sınırları içerisindedir. Eskiyayla köyü
(1125 metre yükseklikte) üzerinden Katırözü Yaylası’na varılmaktadır. Soğuk kaynak suları ve
geniş piknik alanları ile eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan yaylanın üst yanında bulunan mağarada
hava sirkülâsyonu olmakta ve sarkıt dikitler bulunmaktadır.
Kirpiyan Yaylası: Geyve’den 28 kilometre (1.5 saat) mesafede olan Kirpiyan Yaylası, KarapürçekGüçücek’ten ise 20–22 kilometre (1 saat) mesafededir. Taraklı istikametinde Doğantepe yol
ayrımından sola dönülerek Kamışlı Köyü yolu boyunca devam edilir. Kamışlı’ya gelmeden sağa
ayrılan yola sapılarak Kirpiyan yaylasının yoluna ulaşılır. Kürklü Köyü bu yol üzerindeki son köy
olup buradan Kirpiyan Yaylası ve daha da ilerleyerek Karagöl Yaylası’na ulaşılabilir.
Keremali Yaylası: Akyazı’ya 17 kilometre ve 30–35 dakika uzaklıkta olan Keremali Yaylası’nda
yerleşim olup yayla evleri mevcuttur. Değişik yüksekliklerde birbirine yakın dört yayladan
oluşmaktadır.
Sultanpınar Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde olup Akyazı’ya 45 kilometre mesafededir. AkyazıDokurcun istikametinde Beldibi Köyü karşısından sağa dönerek Boztepe Köyü yoluna ulaşılır.
Boztepe üzerinden Güzlek Yaylası, Sultanpınar Yaylası, Yörükyeri Yaylası, Çiçekli Yaylası ve
Acelle Yaylası’na, Acelle üzerinden de Yanık Yaylası’na gidilir. Şerefiye ve Beldibi köyleri arası 1
kilometre mesafededir. Beldibi-Sultanpınar Yaylası arası ise 16 kilometredir.
Acelle Yaylası: Akyazı İlçesi’nin 35–40 kilometre güneyinde yer alır. Acelle yaylasına ulaşım
stabilize yoldan her tür kara taşıtı ile yapılabilmektedir. Yaylaya üç değişik güzergâhtan
ulaşılabilmektedir. Birinci yol Beldibi-Boztepe-Çatalkaya üzerinden gider. İkinci yol TaşburunBallıkaya-Taşyatak-Hasyatak köyleri üzerinden çalışır. Üçüncü yol ise Taşburun-BallıkayaTaşyatak-Yanık yaylası güzergâhıdır. Bu yolların üçünün de az bir kısmı asfalttır. İlçe merkezinden
yaylaya ulaşma süresi yaklaşık olarak 60 dakikadır.
Yanık Yaylası: Acelle Yaylası’ndan 15–20 dakika mesafede olup, yayla evleri mevcuttur.
28
Sulucaova Yaylası: Beldibi’nden 22 kilometre mesafede olup, ulaşım 50 dakika sürer. Halen
elektriğin olmadığı yaylaya en yakın elektrik direği 2.5 kilometre uzaklıkta olduğundan ileride bu
sorunun giderilmesi yolunda küçük bir çaba yeterli olacaktır. Yaylada yerli halkın yaz-kış oturduğu
yayla evleri mevcuttur.
Yörükyeri Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde olup, Azizağa-Yörükyeri arası 20 kilometredir.
Yörükyeri Yaylası’na Sultanpınar Yaylası üzerinden de ulaşılabilmektedir.
Çiçekli Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde bulunan Çiçekli Yaylası, Denderiz’den 30 dakika
mesafededir. Sultanpınar Yaylası’ndan doğu istikametine ilerleyip, Yörükyeri Yaylası üzerinden de
ulaşılabilir. Yaylada yayla evleri mevcuttur.
Akar Yaylası: Çiçekli Yayla’sından yaklaşık 15–20 dakika mesafededir.
Haydarlar-Kuloğlu Yaylası: Akar Yaylasına 10 dakika mesafededir.
Davlumbaz Yaylası: Haydarlar’a 10 dakika, Dokurcun’a 30 dakikalık mesafede olan yaylaya
Dokurcun’dan güney istikametinde gidilerek Haydarlar Köyü üzerinden de ulaşılabilir.
Turnalı Yaylası: Dokurcun’a 40 dakikalık mesafededir.
Çiğdem Yaylası: Hendek ilçe sınırları içinde yer almaktadır. Dokurcun ve Çiğdem Yaylası arası 18
kilometredir. Bununla birlikte Hendek-Karadere üzerinden Dikmen ve Çiğdem Köyleri’ne, buradan
da 1500 metredeki Çiğdem Yaylası’na ulaşılabilmektedir. Turizmci, gezgin ve yazarlardan oluşan
büyük bir jüri tarafından Türkiye’nin en güzel on yaylasından biri olarak seçilmiştir.
Dikmen Yaylası: Hendek İlçe sınırları içerisinde yer almaktadır. Hendek ve Dikmen Yaylası arası
1.5 saattir. Hendek-Karadere üzerinden Dikmen ve Çiğdem Köyleri’ne, buradan da yaylaya
ulaşılabilir. Orman gülleri ile ünlü olan yaylada elektrik mevcuttur.
Karagöl Yaylası: Taraklı’nın 21 kilometre kuzeydoğusunda Samanlı Dağları’nın uzantısı olan
dağlar üzerinde yer alıp deniz seviyesinden yüksekliği 1200 metredir. Etrafı tamamen çam, kayın,
köknar ve meşe ağaçları ile kaplı olan Karagöl Yaylası, 567 hektar genişliğindeki alanıyla, bol
oksijenli havası ve soğuk içme sularıyla doğal bir tedavi merkezidir.
Hamzapınar Yaylası: Taraklı Yaylası’nın 1 kilometre aşağısındadır. Belengerme Tepesi’nin arka
yüzünde kalan Hamzapınar içimine doyum olmayan nefis bir soğuk suya sahiptir. Taraklı İlçesi’ne
gelen konukların çoğunluğu Orman İşletmesi tarafından düzenlenen halka açık piknik alanına
götürülür.
Belengerme Yaylası: Taraklı İlçesi sınırları içerisinde yer alan yayla, Karagöl Yaylası sınırında
Hamzapınar Yaylası bitişiğinde, Tuzla Köyü’ne 1 kilometre mesafededir. Belengerme Tepesi’nden
bakıldığında tabiat harikası Karagöl Yaylası’nın tamamı görülebilmektedir.
İnönü Yaylası: Pamukova İlçesi sınırları içerisinde yer alan yayla, özellikle hafta sonları İzmit ve
İstanbul’dan gelen ziyaretçilerin kamp yapmaları için gereken ortamı sağlamaktadır. İnönü
Yaylası’ndan 20 dakikalık bir yürüyüşle, orman içindeki bir patika takip edilerek daha yukarıdaki
Erikli Yaylası’na varılabilir. İnönü Yaylası’ndan doğrudan Hüseyinli Köyü üzerinden PamukovaÇilekli-Mekece yoluna da çıkılabilmektedir.
29
Güzlek Yaylası: Dokurcun yolu üzerinde ve Akyazı’ya 45 kilometre mesafededir. AkyazıDokurcun istikametinde Beldibi Köyü karşısından sağa dönerek Boztepe Köyü yoluna ulaşılır.
Boztepe üzerinden Güzlek Yaylası, Sultanpınar Yaylası, Yörükyeri Yaylası, Çiçekli Yaylası ve
Acelle Yaylası’na, Acelle üzerinden de Yanık Yaylasına gidilir. Şerefiye ve Beldibi köyleri arası 1
kilometre mesafededir. Beldibi-Güzlek Yaylası arası ise 12 kilometredir.
4. Kıyı Turizmi
Karasu: 20 kilometre uzunluğunda geniş bir kumsala sahip olan Karasu sahili romatizmal
rahatsızlıklara iyi gelen ince taneli kumu ve temiz suyu ile doğal bir plajdır. Özellikle yaz aylarında
hafta sonları serinlemek maksadıyla sahil hattına akın eden ziyaretçileri sayesinde yoğunluk
yaşanmaktadır. Bu ziyaretçiler günübirlik geldiği gibi ikinci konutlarda, ilçede bulunan pansiyon ve
otellerde de konaklamaktadır.
Sahil hattı boyunca yeme-içme tesisleri, müzikli eğlence yerleri ile yaz akşamları oldukça hareketli
geçmektedir.
İlçe’nin turizm potansiyeli olan bir bölgesi de “Botağzı” diye bilinen, merkeze yakın Yenimahalle
Semti’nde yer alan, Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü bölgedir. Özellikle hafta sonu yoğun
ziyaretçi çeken bölgede yeme-içme tesisleri, çay bahçeleri mevcuttur. Burada her mevsim taze balık
yemek mümkündür.
Kocaali: Karasuya 16 kilometre uzaklıkta bulunan Kocaali İlçesi şifalı kumu, doğal plajı, kolay
ulaşımı ile eşsiz bir sahile sahiptir. İlçe özellikle ikinci konutlarıyla il turizmine katkı sağlamaktadır.
Kocaali İlçesi’nde bulunan ikinci konutlar Karasu İlçesi’nden farklılık göstermektedir. Karasu’da
genellikle çok katlı ikinci konutlar yaygınken, Kocaali İlçesi’nde konutlar tek veya iki katlı ve
genellikle siteler halindedir. Bu bölge Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e taşıdığı kirlilikten de fazla
etkilenmemektedir. Pansiyonculuğun da yaygın olduğu ilçede yeme-içme tesisleri, müzikli eğlence
yerleri Karasu İlçesi’ndeki kadar olmasa da bulunmaktadır.
Sapanca Gölü: Göl kıyısında turizm işletme belgeli Sapanca Richmond Oteli’nin plaj tesisleri İl
Özel İdaresince Yaptırılan Öz Kum Dinlenme Tesisleri, Belediye Halk Plajı hizmet vermektedir.
5. Sağlık Turizmi
İnsanlar ilk çağlardan beri şifalı su kaynaklarının bulunduğu yerlere sağlık amaçlı gitmektedirler.
Sakarya ili termal kaynaklar bakımından jeotermal bir bölgede olması sebebi ile oldukça zengin bir
potansiyele sahiptir.
Acısu İçmesi (Geyve): Gölpazarı yolu üzerinde Geyve ilçesinin 5 kilometre güneydoğusunda,
Ahibaba köyünde bulunan içme, tadı nedeniyle Acısu diye adlandırılır. Su sıcaklı 260C olup, mide
ve bağırsak hastalıklarına iyi gelmektedir. Suyun çevresi, içinden akan dere ve doğal çevresi ile
mesire ve dinlenme yeri olarak özelikle hafta sonları birçok ziyaretçi ağırlamaktadır.
Kil Hamamı Kaplıcaları (Taraklı): Taraklı ilçesine bağlı Hacıyakuplar köyü sınırları içerisindeki
kaplıca, Taraklı’ya 7 kilometre Adapazarı’na 55 kilometre, İstanbul’a ise 185 kilometre
mesafededir.
30
Kaplıca bir dere içinde ve çam ormanları arasındadır. Tesislerin bahçesinde eski kaplıca binası da
bulunmakta ancak kullanılmamaktadır. Tesis 70 yatak kapasitelidir. İçinde duşlu, balkonlu, teraslı
ve baraka tipi odalar bulunmaktadır. Ayrıca kaplıcanın etrafı kamp yapmaya çok uygundur.
Kuzuluk Kaplıcaları: Selçuklular döneminden bu yana bilinen bir termal merkezi olan Kuzuluk
Kaplıcası ilin en önemli kaplıcasıdır. Kuzuluk kaplıcası; mide, karaciğer, safra kesesi, damar
sertliği, şeker, böbrek hastalıkları, bel ağrısı, siyatik, romatizma, kadın hastalıkları, egzama, sedef
gibi cilt hastalıkları üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
1996 yılında inşası tamamlanarak faaliyete geçen Kuzuluk Evleri, Kuzuluk beldesinde bulunan tek
kür merkezidir. Merkezde toplu kullanıma sunulan 250 kişilik lokanta, 250 kişilik eğlence merkezi,
kafeterya, alış-veriş merkezleri, 20 araçlık go-cart araç pisti bulunmaktadır. Şifalı kaplıca sularından
yararlanmak için kapalı havuz ve dairelerin içinde bulunan küvetler kullanılmaktadır. Bunun için
tavsiye edilen su sıcaklığı 36–38 oC’dir.
Kuzuluk Termal Otel (3 yıldızlı); 60 oda ve 5 Suit, 140 yataklı, 200 kişilik 2.sınıf lokantalı, 150
kişilik açık yemek terası, 90 ve 45 kişilik çok amaçlı salon, satış ünitesi, kuaför ve otoparklıdır.
Bunun yanı sıra devre mülk sahipleri dışında, merkezden daire kiralanabilmektedir. Ayrıca içinde
soyunma kabinleri, yeme içme tesisleri bulunan havuz günübirlik ziyaretçilerin kullanımına
sunulmaktadır. Kuzuluk kaplıca evlerinin bakımı, temizliği, emniyeti yönetici firma tarafından
sağlanmaktadır. Kaplıca evlerinin hemen önündeki caddede yol boyunca sağlı sollu hediyelik eşya
ve tatil ihtiyaçlarının karşılanabileceği dükkânlar ile özellikle yörede yaygın olan kiremitte mantarlı
ve özel soslu alabalık yemeyi sunan restaurantlar bulunmaktadır.
Çökek Kaplıcası (Akyazı): Kuzuluk beldesi sınırları içinde bulunan kaplıcada toplam 9 kuyu
bulunmaktadır. Bunlardan 4’ü su, 5’i ise çamur banyosu olarak kullanılmaktadır. Kaplıca suyu
romatizma siyatik ve kaşıntılara iyi gelmektedir.
Ilıca Köyü Gazlı Suyu: Kaplıca, Geyve’nin 15 kilometre güneydoğusunda Geyve-Taraklı yolunun
13. kilometresinden ayrılan bir yoldan gidilen Ilıcak Köyü içinde yer almaktadır. Mineral yönünden
çok zengin ve şifalı olan kaplıca suyu bromür ve iyodür de içermektedir. Suyun ortalama sıcaklığı
26o C.
6. Doğa Turizmi
Deniz, kum, güneş turizminin gelişimini tamamlamasının ardından tüm dünyada doğal kaynaklar
üzerinde gerçekleşen turizm önemini arttırmıştır. Sakarya İli sahip olduğu doğal güzellikler ve
İstanbul-Ankara’ya olan yakınlığı ile büyük avantaj sağlamaktadır.
Sakarya ili iklimin toprak yapısının kendisine verdiği avantajlar sayesinde çok zengin florasını
insanların rehabilitasyonuna sunmaktadır. İlin zengin florası içinde geniş yapraklı ağaçlardan; meşe,
kayın, gürgen, kestane, kızılağaç, kavak, dişbudak, ıhlamur, huş, akça ağaç ve çınar, iğne yapraklı
ağaçlardan; sarıçam, kızılçam, karaçam, fıstık çamı, göknar, ladin, sedir, ardıç, selvi türleri ile
onlarca değişik bitki türleri bulunmaktadır.
Flora Turizmi: Günümüzün stresli kent yaşamı, insanları doğaya çağırmakta, mutluluğun ilacı artık
yeşil reçetelerde değil, yeşilin bizzat kendisinde aranmaktadır. Bu reçeteye ulaşabilmek için küçük
kaçamaklar yapmak gereklidir. Bu küçük kaçamaklar beraberinde “flora turizmi”ni getirir. “Flora
turizmi” olarak adlandırılan turizm çeşidi ise; günü birlik geziler, doğa yürüyüşleri ve piknikler ile
başlayıp, doğayı tanımak, gördüğü bitkileri incelemek, yeşilin içerisine karışarak doğadan alacağı
31
bir numune bitkiyi kendi yaşam mekânlarına katmayı kapsar. Sakarya İli, iklimin, toprak yapısının
kendisine verdiği avantajlar sayesinde çok zengin florasını insanların rehabilitasyonuna
sunmaktadır. Sakarya İli’nin zengin florası içinde, geniş yapraklı ağaçlardan; meşe, kayın, gürgen,
kestane, kızılağaç, kavak, dişbudak, ıhlamur, huş, akça ağaç ve çınar, iğne yapraklı ağaçlardan;
sarıçam, kızılçam, karaçam, fıstık çamı, göknar, ladin, sedir, ardıç, selvi türleri ile onlarca değişik
süs bitkisi bulunmaktadır.
Flora turizmi konusunda Sapanca İlçesi, biraz daha ön plana çıkmaktadır. İlçede 150 kadar süs
bitkisi üretimi yapan küçük ve orta ölçekli işletme mevcuttur. Dış ve iç mekân süslemesinde
kullanılmak üzere üretilip satışa sunulan süs bitkileri genel olarak; kent peyzajları (kent meydanları,
parklar v.b), konutların çevre düzenlemeleri (bahçe, villa, site bahçelerinin tasarımları), konaklama
ve yeme-içme tesislerinin, spor komplekslerinin tasarımları, karayolları ve diğer yol kenarlarının
düzenlenmesinde, diğer turistik mekânların dış ve iç düzenlemelerinde kullanılmaktadır. Sakarya
İli’ne gelen ziyaretçiler gezip görmenin, yemenin içmenin yanında doğal ortamında görüp
dokunduğu, kokladığı, ağaç ve süs bitkisini alıp yaşadığı mekânlara taşıyabilme fırsatını
bulmaktadırlar.
Orman İçi Dinlenme Tesisleri
İl Ormanı Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı-Sapanca karayolu üzerinde Adapazarı’na 12
kilometre mesafede 154.5 hektar alana sahip günübirlik piknik sahasıdır. İlk olarak 1983 yılında
tesis edilen sahada; idare binası, 5 adet tuvalet, elektrik, su (1 adet depo, 16 çeşme), 3 adet çocuk
oyun alanı, sportif sahalar, 2 adet giriş kontrol kulübesi, kır gazinosu, büfe, manzara seyir terası, 4
adet yağmur barınağı, kamelya, 180 adet piknik masası gibi düzenleme çalışmaları mevcuttur.
Meşe, karaçam, sarıçam, kızılçam ve sahil çamı ile kaplı bulunan bir orman örtüsüne sahip olan
O.İ.D.Y., Sakarya ve çevre illerden gelen ziyaretçilerin dinlenme ve rekreasyon ihtiyaçlarını
karşılamaktadır. 17 Ağustos 1999 depremiyle zarar gören bazı tesisler 2000–2002 yılları içerisinde
yeniden yapılarak hizmete sunulmuştur.
Poyrazlar Gölü Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı’nın kuzeyinde, Akarca Köyü yakınında
Adapazarı’na 10 kilometre, Poyrazlar Gölü’nün girişinde bulunan kontrol kulübesine ise 200 metre
mesafede bulunan saha, 38 hektar alana sahip günübirlik piknik sahasıdır. 1985 yılında tesis edilmiş,
1995 yılında ise resmi tescili yapılmıştır. Sahada; bekçi evi, 3 adet tuvalet, elektrik (çamlık alan
hariç), su (1 adet depo, 12 adet çeşme), 3 adet çocuk oyun alanı, yürüyüş ve bisiklet parkuru, sportif
sahalar, 2 adet giriş kontrol kulübesi, 3 adet kamelya, yağmur barınağı, 120 adet piknik masası gibi
düzenlemeler mevcuttur.
Özellikle hafta sonları yoğunluk kazanan piknik alanı; meşe, sarıçam ve sahil çamı ile kaplı orman
örtüsüne sahiptir. 1’inci derece doğal sit alanı olan sahanın, 1995 yılında gelişim planı yapılmış ve
halen O.İ.D.Y. olarak hizmet vermektedir.
Kuzuluk Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı-Akyazı-Mudurnu yolu üzerinde, Akyazı’ya 8
kilometre, Adapazarı’na 34 kilometre uzaklıktadır. 73 hektar alana sahiptir. 1996 yılında tesis
edilmiştir. Sahada; kır gazinosu, 2 adet tuvalet, 3 adet çeşme, 1 adet giriş kontrol kulübesi, 1 adet
çocuk oyun alanı gibi düzenlemeler mevcut olup bunlar onarıma muhtaçtır. Kayın ve meşe
ormanıyla kaplı O.İ.D.Y.’nin gelişim planı mevcuttur.
Çadır Gölü Orman İçi Dinlenme Yeri: Adapazarı - Karasu yolunda, Ferizli istikametinden 500
metre mesafede olan O.İ.D.Y., 71 hektar alan üzerine kurulmuştur. Sahada; 1 adet giriş kontrol
32
kulübesi, 1 adet tuvalet, 3 adet çeşme, çocuk oyun alanı, yağmur barınağı mevcut olup hepsi
kullanılamaz durumda, onarıma muhtaçtır. Dişbudak ve gürgen gibi orman örtüsü ile kaplı,
bozulmamış doğasıyla eşsiz bir dinlenme yeridir.
7. Spor Turizmi
Genel turizm tariflerinden hareketle, spor turizmi kavramı için, spora ilgi duyan kişilerle, aktif
olarak spor yapan kişi, grup ya da takımlar ile bunların idarecileri ve seyircilerinin turizme
katılmalarından doğan olaylar ve ilişkiler bütünü, şeklinde bir yaklaşımda bulunmak mümkündür.
Spor turizmi için spor altyapısı yapılmış tesisler önem arz etmektedir. Bu altyapı sporun branşına
göre değişiklikler gösterebilmektedir.
Yağlı Güreş: Ata sporumuz olan yağlı güreş, Sakarya İli’nde büyük bir altyapıya sahiptir.
Sakarya’nın yetiştirdiği birçok başarılar kazanmış yağlı güreşçiler mevcuttur. Ülkemizde yurt içi
olduğu kadar, son zamanlarda yurtdışı tanıtımlarına da konu olan yağlı güreşler, Sakarya İli’nin de
tanıtımında ve turizminin gelişiminde etkili olabilecek bir potansiyele sahiptir.
Yağlı güreş dalında Sakarya İli’nde özellikle Akyazı ve Sapanca İlçeleri ön plana çıkmaktadır. Bu
kapsamda Akyazı-Akbalık Yağlı Güreşleri, Sapanca-Karakucak Yağlı Güreşleri spor literatüründeki
yerini almış, ülkemizce takip edilen, katılımında yoğun olduğu organizasyonlar olarak kabul
edilmektedir.
Sapanca Kürek Yarışları: Kürek sporu belli bir altyapı, tesis, malzeme gerektiren ve bu yönden ele
alındığında yatırımını özellikle İstanbul İli’nde yapmış bulunan bir spor dalıdır. Bu bakış açısından
hareketle, sahip olduğu doğal parkur, aynı zamanda bu sporun altyapısı konumundaki Sapanca Gölü,
İstanbul İli’ne olan yakınlığı ile avantajını kullanmaktadır. Bu avantaj Sapanca Gölü’nü, Sapanca
İlçesi’ni ve doğal olarak da Sakarya İli’ni olumlu yönde etkilemekte, tanıtım ve il turizmine katkı
sağlamaktadır.
Türkiye’deki mevcut kürek takımlarının ve Türkiye Kürek Milli Takımı’nın kamp yeri ve antrenman
sahası konumundaki Sapanca Gölü, aynı zamanda her yıl düzenlenen Türkiye Şampiyonası’na da ev
sahipliği yapmaktadır. Sapanca Gölü’nde Balkan Kürek Şampiyonaları da düzenlenmiştir.
Salon Sporları: Sakarya İli’nin, salon sporları yönünden potansiyeli olan tesisi, Adapazarı şehir
merkezinde bulunan Atatürk Kapalı Spor Salonu’dur. Salon; basketbol, voleybol, hentbol, karate,
judo, tekvando, güreş, masa tenisi, halter, boks müsabakalarına müsaittir ve bu branşlarda aktif
olarak hizmet vermektedir. Beş bin seyirci kapasiteli Atatürk Kapalı Spor Salonu aynı zamanda
konser organizasyonları için de kullanılmaktadır.
Triatlon: 2003 yılında Sapanca Gölü ve çevresinde yapılan triatlon yarışları, Türkiye’de bir gölde
yapılan ilk triatlon yarışı olması bakımından önem arz etmektedir.
Şirketlere Özel Outdoor Etkinlikleri: 1929 Dünya Ekonomik Krizi sonrası ortaya çıkan Neoklasik
yönetim teorilerinin ilk adımı olan Hawthorne araştırmalarıyla ortaya çıkan sonuçlar, o tarihten beri
ciddi kurumsal şirketlerin yönetim anlayışını kökten değiştirmiştir. Yeni yönetim anlayışında
verimlilik, sadece fiziksel faktörlerle ilgili olmayıp; motivasyon, liderlik, iş tatmini, iletişim gibi
sosyal davranışlardan büyük ölçüde etkilenmektedir.
Günümüz stresli kent ve iş yaşamı, insanın etrafını adeta bir sur gibi çevrelemekte ve bu çerçeve
içerisinde oluşan psikolojik problemler, insanın iş verimini de düşürmektedir. Outdoor spor anlayışı
da bu çerçeveden kaçışın ve dolayısıyla verimi arttırmanın, doğayla bütünleşmenin, ekip ruhunu
geliştirmenin bir ifadesi olarak modern yaşantıda da yerini almıştır.
33
Özellikle çağdaş yönetim anlayışını benimsemiş işletmeler, bu tür organizasyonlarla iş stresine bağlı
durağanlığı ve çalışanlarının monoton yaşantılarını dinamikleştirmektedir. Metropolleşmiş
İstanbul’daki orta ve büyük ölçekli firmaların, kurum içi takım ruhunu arttırmak üzere bu tür
organizasyonlar gerçekleştirdiği bilinmektedir.
Bu tarz kurum içi sosyal etkinliklerin Turizm Sektörü açısından bir kaynak haline dönüştürülmesi
güney bölgelerimizde sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bu ekonomik kaynağın Sakarya ili
bölgesindeki yatırımcıların faydalanabileceği hale getirilmesi, bölge turizm ekonomisinin
gelişmesine katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Bu anlamda Sakarya ili bozulmamış doğasıyla ve
metropol İstanbul’a olan yakınlığı ile birçok olanağa sahiptir. Özellikle Sapanca bölgesi, Akyazı,
Geyve, Taraklı bölgeleri yayla, akarsu çevreleri, orienteering, trekking, paint-ball, quad –safari
turları, vb. turistik ve sportif organizasyonlara ev sahipliği yapabilecek kabiliyette yörelerdir.
Takım oyunları konusunda, piyasada ticari faaliyet gösteren kuruluşlar, Köprü Yapımı, Sal yapımı,
Kurtarma Timi, Define Avı, Örümcek Ağı, Tangram, Nehir, Düztaban, Kör Nişancı, Kutu Oyunu,
Pranga Yarışı, Yapışık Gövdeler, Mayın Tarlası, Bomba İmha, Boru Hattı gibi aktiviteleri de
gerçekleştirilmektedir.
Orienteering: “Koşarken satranç oynamak” gibi bir anlatımla da tanımlanabilen orienteering,
üzerinde kontrol noktaları işaretlenmiş büyük ölçekli (detaylı) bir harita ve pusula yardımıyla
yönünü bularak belirli bir parkuru en kısa sürede tamamlama yarışmasına denir. Basit bir anlatımla,
doğa içerisinde belirlenen kontrol noktalarında her biri farklı şifreler ya da zımbalar bulunmakta,
yarışmacılar bu şifreleri toplamak ya da ellerindeki kartı her kontrol noktasında zımbalatmak
suretiyle kendilerine verilen hedef veya görevi yerine getirmektedirler. Bazı uygulamalarında,
hazine avı adı altında daha çok problem çözmeye yönelik şekillerde de oynanmaktadır. Ekiplerin
daha fazla beceri ve hayal gücü kullanmalarını gerektiren orienteering, sporcunun genel bedensel
yön bulma yeteneklerini artırmakla kalmayıp aynı zamanda takımın ve bireyin kişisel özelliklerini
geliştirdiği bilinmektedir. Orienteering ile sporcuların doğa bilinci uyandırılmakta ve
geliştirilmektedir. Hayal güçlerinin gelişmesinde de büyük yardımları olan bu spor artık günümüzde
eğlence, takım çalışması denilince ilk akla gelen aktiviteler arasında yer almaktadır.
Sakarya İli çevresinde, doğal ve coğrafik yapısı itibarı ile bu spor için son derece uygun olabilecek
birçok nokta bulunmaktadır. Bunlar, başta orman içi dinlenme bölgeleri olmak üzere, gerekli
izinlerin alınmasına müteakiben bölgedeki birçok yayla, orman arazisi ve akarsu boyları
olabilmektedir.
Paint-Ball: Son 20 yıldır dünyada yaygın bir şekilde oynanan, ülkemize sadece 4 yıl önce girmiş
olan "Paintball"; bir "takım ve strateji" oyunudur. Paintball'da her oyuncunun yüzünde, kırılmaz
camlı özel bir maskesi ve elinde ise özel, gazlı silahları olup, bu silahlar görünümleriyle gerçek
silahları andırmaktadırlar. Ancak farklı olarak bunlar öldüren mermiler değil; boyayan kapsüller
atmaktadırlar. Kapsülün içindeki boya ise gıda boyası olup, doğaya ve insanlara zararlı değildir.
Oyunun amacı ise verilen görevi, bir strateji uygulayarak gerçekleştirmektir. Buna "senaryoyu
uygulamak" denir. Amacınız; belli bir süre içinde karşı takımın kalesindeki bayrağı ele geçirmek, bir
rehineyi kurtarmak, başkanınızı güvenli bir şekilde hedefe ulaştırmak, karşı takımın tamamını
elemek, tek başına vurulmadan kalan son kişi olmaya çalışmak, bir kaçağı yakalamak, bir tepeyi
savunmak, bir köprüyü uçurmak veya ikili timlere ayrılıp diğer timleri elemek, gibi birçok
seçenekten oluşmaktadır.
"Paintball; oyun-spor olma özelliklerinin yanı sıra, takım çalışması, dayanışma, kısa sürede karar
verme, güç durumlarda insiyatifi doğru kullanma açılarından iş dünyası ile birebir benzer özellikler
gösterir. İş dünyasından üstün tarafı ise; stres yüklemez, stres alır."
34
Offroad Yarışları: Sakarya yaylaları coğrafi yapıları itibariyle “Offroad” yarışları için uygun
alanlardır. Ankara Offroad Kulübü ve Türkiye Otomobilciler Federasyonu’nun katkılarıyla 2004
Türkiye Offroad yarışmasının dördüncü ayağı 23–24–25 Nisan 2004 tarihlerinde Sakarya’da
yapılmıştır.
8. İlimizde Turizme Yönelik Spor Merkezleri
Melen Çayı: Düzce sınırımızı oluşturan Melen Çayı, Rafting ve Akarsu kanosu sporlarının
yapılabildiği 3. sınıf parkura sahiptir. Bu parkur Düzce İli Cumayeri İlçesi Dokuzdeğirmen
Köyü’nden başlayarak İlimiz, Kocaali İlçesi Beyler Köyü arasında 12 km. uzunluğundadır. Parkurun
başlangıç ve bitiş noktalarındaki tesisler kısmen tamamlanmıştır. Traking, görüntü avcılığı, olta
balıkçılığı, piknik ve mesire etkinlikleri, arazi oryantriği, kampçılık vb. doğa sporlarının
yapılabileceği merkez İstanbul’a 200 km. mesafededir. Melen çayı Kano ve Rafting parkuruna spor
ve turizm amaçlı gelen turistlerimiz yaz aylarında sahil ilçemiz olan ve kumuyla ünlü Kocaali
plajlarından yararlanabileceği gibi, yine aynı eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara
içerisinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle anılan Maden deresi de alternatif gezi fırsatları
sunmaktadır.
Maden Deresi Şelalesi: İlimiz Kocaali İlçesinde eşsiz güzelliklere sahip bir dizi kaya mağara
içerisinden geçilerek ulaşılan şelalesiyle anılan Maden deresi çevresindeki piknik alanları ve traking
yapılabilecek parkurlar bulunmaktadır. Yine Kocaali İlçemizin kumuyla ünlü plajlarından
yararlanmak mümkündür.
Serdivan Pist ve Parkurları: Adapazarı Merkezde bulunan bu alanda;
a) Otomobil ve Motor Sporları ile
b) Yelkenkanat ve Yamaç Paraşütü
yapılabilmektedir. Serdivan tepeleri topoğrafik yapı olarak Off-Road, Rally, Trophy, Dağ Bisikleti,
Çim Kayağı gibi sporlar için oldukça elverişlidir.
Sapanca Gölü: Sapanca İlçemizde bulunan ve Adapazarı’nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı
gölde kürek, yelken, su kayağı, dalış, durgun su kanosu, yüzme, triatlon gibi su sporları
yapılabilmektedir. Bu gölümüzdeki mahalli, ulusal ve uluslararası kürek ve durgun su kanosu
müsabakaları, kampları ve eğitim organizasyonları yapılmaktadır. Göl çevresinde değişik spor tesis
ve parkurları bulunmaktadır.
Mudurnu Çayı: İlimiz, Akyazı İlçesindeki bu çayda akarsu kanosuna imkân veren biri DokurcunBeldibi arasında 20 kilometrelik, diğeri Beldibi-Kuzuluk arasında 12 kilometrelik iki parkur
bulunmaktadır. Çay çevresinde traking, bisiklet, olta balıkçılığı, kampçılık vb. etkinlikler
düzenlenebilir. Merkez, İstanbul İline 160 kilometre mesafededir.
Yağlı Güreş Organizasyonları: İlimizi tanıtmaya yönelik olarak Karapürçek İlçesi “Akbalık Yağlı
Pehlivan Güreşleri”, Söğütlü İlçesi “Tarım Hayvancılık ve Yağlı Pehlivan Güreşleri”, Hendek İlçesi
“Selman Dede Yağlı Pehlivan Güreşleri” ve “Kaynarca Yağlı Pehlivan Güreşleri” yapılmaktadır.
Binicilik: Ata sporumuz olan bu branşta henüz kurumsallaşılamamıştır. İlimiz atlı safarilerin
düzenlenebileceği eşsiz doğal güzelliklere sahiptir.
Karagöl Yaylası: Taraklı İlçesinde bulunan yayla, Yamaç paraşütü sporunda eğitim merkezi
olabilecek niteliktedir. Ekolojik denge bozulmadan yapılacak tesislerde konaklama imkânı
sağlandığında dünya çapında eğitim merkezi hüviyetine dönüşebilecektir.
35
Trekkıng Parkur Alanları:
1 Nolu Nokta: Doğançay-Maksudiye-Kamışlı-Kulfallar (23 kilometre)
2 Nolu Nokta: Karasu Köyü-Kuyumculu-Maden Deresi-Şerbet Pınarı-Çıralıdüzü-Maden Deresini
takiben Gölkent Su Alma Tesisleri. (19 kilometre) (Bu vadi Çamdağı olarak geçer.)
3 Nolu Nokta: Doğantepe-Bağcağız-Koru-Belpınarı-Hamzapınarı (22 kilometre)
4 Nolu Nokta: Geyve Devlet Yolu-Akçay-Fevziye-İlimbey-Balkaya-Güldibi-Sapanca (15
kilometre)
5 Nolu Nokta: Aksu (köprü)-Güney-Yeniyayla-Orta Mahalle-Ufuk Mahalle-Göksu-Aksu (14
kilometre)
6 Nolu Nokta: Mekece-Kemaliye-Çilekli-İnönü Yaylası (Konaklama) (19 kilometre), İnönü
Yaylası- Çilekli-Bakacak-Eski Yayla (Patika Yol)-Kırca Yaylası (22 kilometre)
Motokros Parkur Alanları:
1 Nolu Nokta: Taraklı-Mahdumlar-Karagöl Yaylası-Hanyatak Yaylası-Çatalkaya-Boztepe-BeldibiKuzuluk.
2 Nolu Nokta: Geyve-Burhaniye-Saraçlı-Setçe-Karagöl Yaylası.
3 Nolu Nokta: Caferiye-Melen-Bezirgân-Aydoğan-Ortaköy-Yalpankaya-YanıksayvanKızılüzüm (Hendek-Kocaali Devlet Yolu)-Hendek.
4 Nolu Nokta: Geyve Devlet Yolu-Kayıkbaşı-Akıncı-Menekşeoruç-Kırca Yaylası-Eski YaylaÇilekli-Kemaliye-Mekece.
5 Nolu Nokta: Dokurcun-Dikmen Yaylası-Dikmen yamaç-Eski yatak-Güneyköy-Kadıfekale-Dere
Mahalle-Karadere.
Su Sporları:
Kano-Su Bisikleti-Sürat Motoru: Sapanca Gölü
Kano :Sakarya Nehri (Ferizli-Yenimahalle noktaları)
Kürek-Yelken-Sörf: Sapanca Gölü
Diğer Su Sporları:
1 Nolu Nokta: Sapanca Gölü (Yıkılan Sapanca Oteli-Metin Restaurant Arası)
2 Nolu Nokta: Poyrazlar Gölü
3 Nolu Nokta: Gölkent
9. Av Turizmi
Yaban Hayvanı Koruma Sahaları
 Sakarya-Kaynarca-Acarlar Gölü Yaban Hayatı Koruma Sahası: Doğusu: Acarlar Gölü
serisinin doğu sınırı; Batısı: Birlik köyü ziraat arazileri; Güneyi: Araba yolu, Birlik ve Turnalı
köyleri ziraat arazileri; Kuzeyi: Turnalı tesisi ve Körük iskelesi mevkii.
36
Yaban Hayvanı Yerleştirme Sahaları
 Adapazarı ili, Kazımpaşa ilçesi Dereköy mevkii: Kuzeyi: Dağyoncalı yolu, Kazımpaşa yolu;
Doğusu: Kazımpaşa-Çubuklu köy yolunun devamından Aşağı Dereköy; Güneyi: E–5 karayolu;
Batısı: Kazımpaşa-İzmit karayolu.
 Adapazarı ili, Merkez ilçesi, Aşıklar Çeşmesi Mevkii: Kuzeyi: İkizceosmaniye ve Takısı köy
yolu; Doğusu: Çamyolu Göktepe köyü ve Taşkısığı köy yolu; Güneyi: Adapazarı-Kaynarca
karayolu; Batısı: Adapazarı-Kaynarca, Adapazarı-Söğütlü karayolu.
 Adapazarı ili, Kaynarca ilçesi-Sarıbeyli Mevkii: Kuzeyi: Ziahmetler ve Uzunalan köy
yollarının devamından Kırktepe köyü; Doğusu: Ziahmetler ve Küçükkışla köy yolu; Güneyi:
Sarıbeyli ve Küçükkışla köy yolu; Batısı: Kırktepe-Sarıbeyli köy yolu.
 Sakarya-Sapanca-Ambar Köprü Mevkii: Kuzeyi: Uzunkum gölü, Sapanca gölü, Otoban;
Doğusu: Eski Dörtyol, Soğuk Hava deposu; Güneyi: Hacı Merhan köyü Ünlüce köyüne
bağlanan yol; Batısı: Göl Mahallesi, Tepe tarla.
 Sakarya-Kazımpaşa-Alçakaçma Mevkii: Kuzeyi: Kazımpaşa-İzmit karayolu; Doğusu:
Meşeliköy yolu, Çubuklu, Taştepe; Güneyi: Dağyoncalı köyü, mirli yolu; Batısı: Çubuklu köy
yolu.
Yaban Hayvanı Avlanması Yasak Sahalar
 Geyve: Doğusu: Günhoşlar-Göynüksuyu köy yolu; Kuzeyi: Sakiharmandan Halidiyeyi takiben
Günhoşlar yolu; Batısı: Sakiharmandan Sakarya il sınırına kadar giden yol; Güneyi: Sakarya il
sınırı.
 Karasu: Doğusu: Gölkent gölü; Kuzeyi: Gölkent gölü; Batısı: Gölkent gölü; Güneyi: Gölkent
gölü.
 Kaynarca: Doğusu: Habibler-Küçükkışla yolu; Kuzeyi: Sarıbeyli-Küçükkışla yolu; Batısı:
Sarıbeyliden Okçulara giden yol; Güneyi: Sarıbeyli-Habibler yolu.
 Pamukova: Doğusu: Pamukova-Geyve ilçe sınırı; Kuzeyi: Bakacak'tan Eskiyaylayı takiben
Kazimiye-Meleksarac köyü; Batısı: Bakacak-Pınarlı yolu; Güneyi: Teşvikiye-PamukovaBacıköy karayolu.
 Sapanca: Doğusu: Kırkpınar-Mahmudiye yolu; Kuzeyi: Kırkpınar-Kurtköy yolu; Batısı:
Kurtköy-Dibektaşı yolu; Güneyi: Dibektaşını Mahmudiyeye bağlayan orman yolu.
 Söğütlü: Doğusu: Aslanlar-Kantar köy yolu; Kuzeyi: Kantar-Elmalı köy yolu; Batısı: ElmalıKaradere köy yolu; Güneyi: Karadere-Aslanlar köy yolu.
37
TABLO 29
A- ARKEOLOJİK SİT ALANLARI
Tescil Kararı Tarih
ve Sayısı
A-1 Merkez-Beşköprü-Jüstinyanus Köprüsü
14.02.1986/1900
A-2 Söğütlü-Akarca Köyü (Roma Nekropolu)
01.09.1989/668
A-3 Hendek Yağbasan Tümülüsü Üçtepeler Mevki
20.01.2006/1237
A-4 Merkez-İkizce Köyü (Roma Nekropolu)
17.07.1990/1183
A-5 Geyve-Kulfalar Köyü (Ortaköy Mevkii)
24.02.1991/1611
A-6 Pamukova-Akçakaya Köyü
24.02.1991/1612
A-7 Taraklı-Merkez
25.09.1992/2675
A-8 Pamukova-Hayrettin Köyü (Menete Mevkii)
18.04.1992/2402
A-9 Adapazarı-Merkez Beşköprü Hakikat Vakfı Kooperatifi
17.09.1998/6666
Sit Alanının Yeri
Derecesi
1
1
1
2
2
2
3
3
2
B- DOĞAL SİT ALANLARI
D-1 Taraklı-Merkez
D-2 Sapanca-Vakıf Otel Yolu
D-3 Sapanca-Kırkpınar Civarı
D-4 Arifiye-Sapanca Arası
D-5 Sapanca-Akçay-Fevziye Köyü Arası
D-6 Merkez-Poyrazlar Gölü ve Çevresi
D-7 Merkez-Hanlı Beldesi
D-8 Sapanca-Kurtköy Belediyesi Mesire Alanı
D-9 Karasu-Acarlar Gölü ve Longos Ormanı
D-10 Sögütlü-Akgöl Köyü-Akgöl Mevkii
01.09.1989/675
01.09.1989/680
07.12.1991/2163
07.12.1991/2163
07.12.1991/2163
16.01.1993/2916
23.03.1997/5766
25.06.1998/6524
25.06.1998/6526
06.12.2001/8821
1
1
1
1
1
1
3
1
2
C- KENTSEL SİT ALANLARI
K-1 Taraklı-Merkez
K-2 Merkez Uzun Çarşı
01.09.1989/675
3.12.1991/3855
38
ENERJİ
SEKTÖRÜ
1
ENERJİ SEKTÖRÜ
TÜRKİYE ENERJİ
TABLO 1
ENERJİ ÜRETİM ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI
Yıllar
2007
2008
2009
Üretim Endeksi
118,1
122,6
119,8
Değişim Oranları (%)
8,7
3,8
-2,3
Kaynak: TÜİK
2009 yılında elektrik üretiminin % 48’i doğal gaz yakıtlı santrallerden, % 21,4’ü linyit yakıtlı
santrallerden, % 18,6’sı hidrolik santrallerden, % 7,7’si taş kömürü yakıtlı santrallerden, % 3,2’si
akaryakıt yakıtlı santrallerden, % 0,9’u jeotermal-rüzgar enerji santrallerinden ve % 0,2’si
biyogaz-atık yakıtlı santrallerden sağlanmıştır. Toplam enerji üretimi % 1,8 azalarak 198.418
GWh’den 194.800 GWh’ye gerilemiştir.
Elektrik enerjisi tüketimi (brüt), 2009 yılında bir önceki yıla göre % 1,9 azalarak 198.085
GWh’den, 194.300 GWh’ye gerilemiştir. Bunun % 35,6’sı sanayide, % 21,4’ü konutlarda,
%12,6’sı ticarethanelerde, % 3,8’i resmi dairelerde, % 2,1’i genel aydınlatmada ve % 6,4’ü diğer
kesimlerde tüketilmiştir. Toplam tüketimin % 18,2’sini kayıplar oluşturmuştur. Toplam elektrik
enerjisi tüketimi içinde kayıpların payı değişmezken, konutlar, ticarethaneler, resmi daireler ve
genel aydınlatmada kullanılan elektrik enerjisi tüketiminin payı artmış, sanayide kullanılan
elektrik enerjisi tüketiminin payı azalmıştır.
TABLO 2
ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETİMİNİN KULLANICI GRUPLARINA GÖRE DAĞILIMI
Konutlar
Ticarethaneler
Resmi Daire
Genel Aydınlatma
Sanayi
Diğer
NET TOPLAM
İç Tüketim ve Kayıp
BRÜT TOPLAM
Kişi Başına Net Tüketim (kWh)
Kişi Başına Brüt Tüketim (kWh)
2008
GWh
39.584
23.903
7.344
3.970
74.850
12.296
161.947
36.138
198.085
2.164
2.647
Pay (%)
20,0
12,1
3,7
2,0
37,8
6,2
81,8
18,2
100,0
2009 (1)
GWh
Pay (%)
41.500
21,4
24.400
12,6
7.450
3,8
4.050
2,1
69.200
35,6
12.400
6,4
159.000
81,8
35.300
18,2
194.300
100,0
2.100
2.565
Kaynak: DPT
(1): Gerçekleşme tahmini
2
Enerji ve İklim Değişiklikleri
1980’li yıllardan sonra sanayileşmenin iklim sistemleri üzerindeki olumsuz etkilerini
azaltabilmek amacıyla BM nezdinde hazırlanan İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, 1992
yılında imzaya açılmış ve bu kapsamda, gelişmiş ülkelere 2000 yılında sera gazı emisyonlarının
1990 yılı düzeylerine indirme yükümlülüğü getirilmiştir. 1997 yılında Kyoto’da yapılan
konferans ve protokol neticesinde imza sahibi ülkelerin 2009–2012 yılları arasındaki dönemde
sera gazı salımlarını 1990 yılı seviyelerine göre en az yüzde 5 azaltma yükümlülüğü
getirmektedir. Yapılan araştırmalar 2020 yılı toplam sera gazı emisyon artış oranından yüzde 11
azaltım yapılmasına yönelik bir yaklaşım benimsenmiş ve bunun da sanayicinin uygulayabileceği
maksimum değer olduğu anlaşılmıştır.
Hem bu protokoller kapsamında hem de temiz bir çevre için gereklilik olarak yenilenebilir
enerjinin önemi giderek artmaktadır. Avrupa Birliği Komisyonu, Enerji-İklim Değişikliği Paketi
gereği 2020 itibariyle toplam enerji tüketiminin yüzde 20’sinin yenilenebilir enerjiden
oluşturmayı kabul etmiştir.
Küresel düzeyde bakıldığında yenilenebilir enerji, küresel enerji rezervinin yüzde 13,1’ini ve
küresel elektrik üretiminin de yüzde 17,9’unu oluşturmaktadır.
Birçok anlamda dünyadaki gelişmeleri geriden takip etmemize rağmen, bundan sonraki trendleri
yakalayabilmemiz durumunda belirli alanlarda mukayeseli üstünlüğe geçebilmek mümkün
olacaktır. Bu ise emek yoğun ürünlerden teknoloji yoğun üretime geçilmesi ile mümkün
olacaktır. Örneğin ülkelerin temel motor endüstrilerinden olan araç sanayindeki son gelişmeler,
elektrikli araçlar çağının başladığını göstermektedir. Bu araçlar sadece fosil yakıt tüketimini
azaltarak değil, hava kirliliğini de azaltarak katma değer yaratacaklardır.
3
TABLO 3
ENERJİ ÜRETİM VE TÜKETİMİNDE GELİŞMELER
BİRİNCİL ENERJİ
ÜRETİM
TÜKETİM
Kişi Başına Tüketim
ELEKTRİK ENERJİSİ
KURULU GÜÇ
Termik (*)
Hidrolik (**)
ÜRETİM
Termik (*)
Hidrolik (**)
İTHALAT
İHRACAÇ
TÜKETİM
Kişi Başına Tüketim
Birim
2005
2006
2007
2008
2009 (1)
BTEP
BTEP
KEP
26.472
90.077
1.249
28.045
99.313
1.377
27.455
107.257
1.468
29.192
106.525
1.423
28.380
99.360
1.312
MW
MW
MW
GWh
GWh
GWh
GWh
GWh
GWh
kWh
38.843
25.917
12.926
161.956
122.336
39.620
636
1.798
160.794
2.230
40.565
27.443
13.122
176.300
131.929
44.371
573
2.236
174.637
2.391
40.836
27.296
13.540
191.568
155.362
36.206
864
2.422
190.010
2.602
41.818
27.625
14.193
198.418
164.301
34.117
789
1.122
198.085
2.647
44.300
29.340
14.960
194.800
157.200
37.600
700
1.200
194.300
2.565
Kaynak: DPT
(1): Gerçekleşme tahmini
(*): Jeotermal dahil
(**): Rüzgar dahil
BTEP: Bin ton petrol eşdeğeri
KEP: Kilogram petrol eşdeğeri
TABLO 4
BİRİNCİL ENERJİ TÜKETİMİ VE KAYNAKLARIN ORANLARI
TİCARİ ENERJİ
Taşkömürü
Linyit
Petrol Ürünleri
Doğal Gaz
Hidrolik Enerji
Yenilenebilir Enerji
Elektrik İthalatı (İhracatı)
GAYRİ-TİCARİ ENERJİ
Odun (T)
Hayvan ve Bitki Atıkları (T)
TOPLAM
Kişi Başına Tüketim (KEP)
2008
Miktar
101.712
16.427
15.217
31.784
33.807
2.861
1.645
-29
4.813
3.679
1.134
106.525
1.423
Pay (%)
95,5
15,4
14,3
29,8
31,7
2,7
1,5
0,0
4,5
3,4
1,1
100,0
2009 (1)
Miktar
Pay (%)
94.600
95,2
16.165
16,3
15.031
15,1
27.652
27,8
30.764
31,0
3.121
3,1
1.910
1,9
-43
0,0
4.760
4,8
3.610
3,6
1.150
1,2
99.360
100,0
1.312
Kaynak: DPT
(1): Gerçekleşme Tahmini
4
TABLO 5
ELEKTRİK ENERJİSİNDE YAKIT CİNSLERİNE GÖRE ÜRETİM DEĞERLERİ
(Üretim: GWh)
2008
15.858
41.858
7.209
310
98.685
220
164.139
33.270
162
847
198.418
Taş Kömürü
Linyit
Fuel-Oil
Motorin, LPG, Nafta
Doğal Gaz
Biyogaz-atık
TERMİK
HİDROLİK
Jeotermal
Rüzgar
TOPLAM
2009 (1)
15.000
41.600
6.00
320
93.600
300
156.820
36.300
380
1.300
194.800
Kaynak: DPT
(1): Gerçekleşme tahmini
TABLO 6
DÜNYA BOR REZERVİ
ÜLKE
TÜRKİYE
ABD
RUSYA
ÇİN
ŞİLİ
BOLİVYA
PERU
ARJANTİN
SIRBİSTAN
TOPLAM
GÖRÜNÜR
EKONOMİK
REZERV
375.000
45.000
28.000
27.000
8.000
4.000
4.000
2.000
3.000
496.000
TOPLAM
REZERV(GÖR.+MUH.+MÜM.)
644.000
105.000
140.000
36.000
41.000
19.000
22.000
9.000
3.000
1.019.000
GÖRÜNÜR
EKONOMİK
REZERV ÖMRÜ
240
33
16
17
5
3
3
1
2
320
TOPLAM
REZERV
ÖMRÜ(YIL)
412
76
78
23
26
12
14
6
2
649
Kaynak: http://www.maden.org.tr/yeni3/yayınlar/raporlar/borraporu.htm
5
SAKARYA ENERJİ SEKTÖRÜ
TABLO 7
SAKARYA İLİ ELEKTRİK ENERJİSİ TÜKETİMİNİN
KULLANICI GRUPLARINA GÖRE DAĞILIMI
Miktar: Bin Kwh
2007
Miktar
Toplam Tüketim
2008
%
Fark
2008/2009
2009
Miktar
%
Miktar
%
1.573.065
100
1.746.252
100
1.662.302
100
83.950
Konutlar
427.811
27,2
461.099
26,4
472.222
28,4
11.123
Ticarethaneler
Resmi Daireler
(Resmi Daire+KİT+Belediye)
Genel Aydınlatma
209.890
13,3
214.244
12,3
322.326
19,3
108.082
57.736
3,7
54.869
3,1
127.457
7,66
72.588
41.621
2,6
56.022
3,2
53.072
3,19
2.950
Sanayi Tesisleri
670.868
42,6
765.483
43,8
678.277
40,80
87.206
3.229
0,2
3.542
0,2
3.347
0,2
195
161.910
10,3
190.993
10,9
5.601
0,33
185.392
Kayıp
Diğer Tüketim
Kaynak: SEDAŞ
6
TABLO 8
SAKARYA İLİNDEKİ ELEKTRİK ABONE SAYILARININ
SEKTÖREL DAĞILIM
Sektör
Abone Sayısı
2007
2008
2009
577
587
465
51.542
54.154
55.236
290.358
302.996
314.413
1.470
1.470
1.495
Belediye
441
446
276
KİT
243
243
123
Arıtma Tesisi
7
8
6
İçme K.Suları
308
334
442
Tarım Sulama
1.306
1.391
1.871
Hayır Kurumları
1.771
1.771
1.734
Diğer
7.310
7.443
7.112
355,333
370.843
383.173
Sanayi
Ticarethane
Mesken
Resmi Daireler
TOPLAM
TABLO 9
SAKARYA İLİNDEKİ KAYIP VE KAÇAK ORANLARI
( MWh)
2009
Satın Alınan Enerji
1.825.990.221
Satılan Enerji
1.662.302.573
Kayıp Kaçak Oranı %
8.96
Kaynak: SEDAŞ
7
TARIM
ve
HAYVANCILIK
1
TARIM SEKTÖRÜ
1. TÜRKİYE’DE TARIM SEKTÖRÜ
a. Tarım
Uygun iklim koşullarına bağlı olarak üretimde yaşanan artışlardan dolayı tarım sektörü katma değeri,
2009 yılının birinci üç aylık döneminde % 1,4, ikinci üç aylık döneminde % 6,5, üçüncü üç aylık
döneminde % 3,6 ve dördüncü üç aylık döneminde % 2,2 artış göstermiştir. Böylece 2009 yılında
tarım sektörü katma değerinde % 3,6’lık büyüme meydana gelmiştir.
TABLO 1
TAHILLAR VE DİĞER BİTKİSEL ÜRÜNLERİN ÜRETİM MİKTARLARI
(Ton)
Üretim
Tahıllar ve Diğer Bitkisel Ürünler
Tahıllar
Buğday
Arpa
Mısır (Dane)
Çeltik
Diğer
Patates, Kuru Baklagiller, Yenilebilir
Kök ve Yumrular
Patates
Nohut
Mercimek (Kırmızı)
Fasulye (Kuru)
Tatlı Patates
Mercimek (Yeşil)
Diğer
Yağlı Tohumlar
Ayçiçeği
Kolza (Kanola)
Yerfıstığı
Soya
Haşhaş (Tohum)
Diğer
Tütün
Şeker Pancarı
Diğer Yem Bitkileri (Tahıl Samanı ve
Kabuklar Hariç)
Hayvan Pancarı
Tekstilde Kullanılan Ham Bitkiler
Pamuk (Kütlü)
Diğer
Parfümeri, Eczacılık ve Benzeri
Alanlarda Kullanılan Bitkiler, Hayvan
Yemi Bitkilerin Tohumları
Fiğ
Haşhaş (Kapsül)
Diğer
Toplam
Değişim (%)
2007 2008 2009
-15,5
0,1
14,6
-13,9
3,2
15,8
-23,5 -18,9
23,2
-7,2
20,9
-0,6
-6,9
16,3
-0,4
-7,3
4,1
22,0
2006
34.642.986
20.010.000
9.551.000
3.811.000
696.000
574.986
2007
29.256.990
17.234.000
7.306.800
3.535.000
648.000
533.190
2008
29.287.281
17.782.000
5.923.000
4.274.000
753.325
554.956
2009
33.577.151
20.600.000
7.300.000
4.250.000
750.000
677.151
5.828.124
5.511.082
5.080.662
5.527.685
-5,4
-7,8
8,8
4.366.180
551.746
580.298
195.970
31.125
42.326
60.479
1.312.593
1.118.000
12.615
77.454
47.300
30.187
27.037
98.137
14.452.162
4.227.726
505.366
508.378
154.243
18.481
26.803
70.085
1.031.552
854.407
28.727
86.409
30.666
8.981
22.362
74.584
12.414.715
4.196.522
518.026
106.361
154.630
28.646
24.827
51.650
1.233.992
992.000
83.965
85.274
34.461
10.834
27.458
93.403
15.488.332
4.397.711
562.564
275.050
181.205
27.728
27.131
56.296
1.374.844
1.057.125
113.886
90.081
38.442
34.194
41.116
85.000
17.274.674
-3,2
-8,4
-12,4
-21,3
-40,6
-36,7
15,9
-21,4
-23,6
127,7
11,6
-35,2
-70,2
-17,3
-24,0
-14,1
-0,7
2,5
-79,1
0,3
55,0
-7,4
-26,3
19,6
16,1
192,3
-1,3
12,4
20,6
22,8
25,2
24,8
4,8
8,6
158,6
17,2
-3,2
9,3
9,0
11,4
6,6
35,6
5,6
11,6
215,6
49,7
-9,0
11,5
158.771
151.611
157.541
145.628
-4,5
3,9
-7,6
158.771
2.550.068
2.550.000
68
151.611
2.275.044
2.275.000
44
157.541
1.820.022
1.820.000
22
145.628
1.725.005
1.725.000
5
-4,5
-10,8
-10,8
-35,3
3,9
-20,0
-20,0
-50,0
-7,6
-5,2
-5,2
-77,3
204.831
100.556
116.667
168.997
-50,9
16,0
44,9
175.522
27.443
1.866
59.247.672
90.568
8.164
1.824
50.816.134
104.974
9.848
1.844
53.277.900
135.892
31.086
2.019
59.878.984
-48,4
-70,3
-2,3
-14,2
15,9
20,6
1,1
4,8
29,5
215,6
9,5
12,4
Kaynak: TÜİK
2
Küresel iklim sisteminin değişimiyle ortaya çıkan kuraklık sonucunda 2007 yılında bitkisel üretimde
büyük düşüşler meydana gelirken, 2008 yılında tahıl, sebze ve meyve üretim miktarlarında artışlar
gerçekleşmiştir. 2009 yılında ise, iklim koşullarının genel olarak daha iyi olması sebebiyle tahıl ve
meyve üretim miktarlarında artışlar olurken, sebze ürünleri miktarında düşüş görülmüştür.
2009 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin üretim miktarı % 12,4 artış göstermiştir. Tahıl
ürünlerinde üretim miktarı % 14,6 oranında artmıştır. Bir önceki yıla göre iklim ve yağış miktarının
iyi olması ve verimin geçen yıla göre daha iyi olacağı yönünde tahmin yapılmasına bağlı olarak
üretimde en fazla artış, % 23,2 ile arpa ve % 15,8 ile buğday üretiminde olmuştur. Önemli tahıl
ürünlerinden mısır ve çeltik üretimi hemen hemen aynı kalmış, mısır üretimi % 0,6, çeltik üretimi
%0,4 azalmıştır.
Patates, kuru baklagiller, yenilebilir kök ve yumruların üretim miktarı % 8,8 artmıştır. 2008 yılında
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşanan kuraklık kuru baklagillerin üretim miktarlarını olumsuz
etkilemiştir. 2009 yılında yağışların iyi olması sebebiyle verim normale dönmüş ve seçilmiş ürünler
içinde en yüksek üretim artışı % 158,6 ile kırmızı mercimek üretiminde gerçekleşirken onu, % 17,2
ile kuru fasulye üretimi izlemiştir. Tatlı patates üretiminde ise % 3,2 düşüş gerçekleşmiştir.
2009 yılında yağışların olumlu etkisiyle yağlı tohumların üretimi % 11,4 artmıştır. Seçilmiş yağlı
tohumlarda en yüksek artış, ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 215,6 ile
haşhaş (tohum) üretiminde gerçekleşmiştir. Kolza üretimi, biodizel üretimi için prim desteği
verilmesi ve Tarım İl Müdürlüklerinin yaygınlaştırma çalışmaları sebebiyle % 35,6 artmıştır. Ekim
alanlarının genişlemesine bağlı olarak soya üretimi % 11,6, ayçiçeği üretimi % 6,6 oranında artmıştır.
Ayrıca tütün üretimi % 9, hayvan pancarı üretimi % 7,6 azalırken, kota uygulanan şeker pancarı
üretimi ise % 11,5 artmıştır. Tekstilde kullanılan ham bitkilerin en önemli bölümünü oluşturan kütlü
pamuk üretimi, ekim alanlarının azalmasıyla % 5,2 düşmüştür. Parfümeri, eczacılık ve benzeri
alanlarda kullanılan bitkiler, hayvan yemi bitkilerinin tohumları ise % 44,9 artış göstermiştir.
2009 yılında sebze ürünleri üretim miktarı % 1,6 düşüş göstermiştir. Yumru ve kök sebzelerin
üretimi % 4,8 azalmıştır. Seçilmiş yumru ve kök sebzeler içinde yer alan kuru soğan üretiminde
%7,8, kırmızıturp üretiminde % 2,3, pırasa üretiminde % 0,5 düşüş görülürken, % 0,6 ile taze soğan
ve % 0,4 ile havuç üretiminde artış olmuştur.
3
TABLO 2
SEBZE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1)
(ton)
Sebzeler
Yumru ve Kök Sebzeler
Soğan (Kuru)
Havuç
Pırasa
Soğan (Taze)
Turp (Kırmızı)
Diğer
Meyvesi İçin Yetiştirilen Sebzeler
Domates
Karpuz
Hıyar
Kavun
Patlıcan
Biber (Sivri)
Biber (Salçalık)
Fasulye
Biber (Dolmalık)
Diğer
Başka Yerde Sınıflandırılmamış Diğer
Sebzeler
Lahana (Baş)
Marul (Göbekli)
Ispanak
Karnabahar
Marul (Kıvırcık)
Lahana (Kırmızı)
Lahana (Yaprak)
Maydanoz
Mantar (Kültür)
Diğer
Toplam
2006
2.978.659
1.765.396
394.725
Üretim
2007
2008
3.222.478
3.312.533
1.859.442
2.007.118
641.953
591.538
2009
3.153.718
1.849.582
593.628
Değişim (%)
2007 2008
2009
8,2
2,8
-4,8
5,3
7,9
-7,8
62,6 -7,9
0,4
-1,,6
-0,5
19,9
-7,8 -9,1
0,6
-7,3
4,5
-2,3
-4,8
5,4
0,1
-1,7
6,7
-1,4
0,9 10,5
-2,2
-0,2
5,4
-4,8
-6,9
0,5
3,1
-5,9
5,3
-4,0
-6,5 -5,8
0,3
-6,2
1,0
2,5
0,1
2,3
1,4
-7,8
8,3
7,2
-9,0
3,9
3,6
-3,3
3,4
7,8
320.091
256.397
252.286
251.120
200.875
149.527
148.045
21.211.268
9.854.877
3.805.306
1.799.613
1.765.605
924.165
775.577
673.981
563.763
392.617
655.764
185.140
138.615
140.931
20.854.683
9.945.043
3.796.680
1.674.580
1.661.130
863.737
727.190
674.788
519.968
357.246
634.321
168.223
144.878
148.490
22.249.469
10.985.355
4.002.285
1.682.776
1.749.935
813.686
734.596
690.531
563.056
371.050
656.199
169.271
141.505
148.612
21.933.876
10.745.572
3.810.205
1.735.010
1.679.191
816.134
752.692
700.038
603.653
384.273
707.108
1.661.685
1.599.087
1.656.317
1.688.875
-3,8
3,6
2,0
502.081
239.495
242.231
136.098
151.164
103.137
80.981
53.189
21.833
131.476
25.851.612
464.645
226.723
235.731
135.145
140.808
101.649
80.490
48.972
23.426
141.498
25.676.248
487.744
233.424
225.746
150.843
144.498
104.583
80.825
52.346
26.526
149.782
27.218.319
507.655
233.552
225.343
157.051
141.569
114.209
80.668
58.145
19.501
151.182
26.776.469
-7,5
-5,3
-2,7
-0,7
-6,9
-1,4
-0,6
-7,9
7,3
7,6
-0,7
5,0
3,0
-4,2
11,6
2,6
2,9
0,4
6,9
13,2
5,9
6,0
4,1
0,1
-0,2
4,1
-2,0
9,2
-0,2
11,1
-26,5
0,9
-1,6
Kaynak: TÜİK
(1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır.
Meyvesi için yetiştirilen sebzelerin üretim miktarı % 1,4 düşüş göstermiştir. Meyvesi için yetiştirilen
sebzeler içinde karpuz üretiminde % 4,8, kavun üretiminde % 4 ve domates üretiminde % 2,2 düşüş
görülürken, en yüksek üretim artışı ekim alanlarının ve verimliliğin artmasına bağlı olarak % 7,2 ile
fasulye üretiminde gerçekleşmiştir. Bunu % 3,6 ile dolmalık biber ve % 3,1 ile hıyar üretimi takip
etmiştir.
Başka yerde sınıflandırılmamış diğer sebzelerin üretim miktarında % 2 artış olmuştur. Seçilmiş
sebzelerden mantar üretiminde % 26,5, kıvırcık üretiminde % 2, ıspanak ve yaprak lahana üretiminde
% 0,2 düşüş görülürken, en yüksek üretim artışı % 11,1 ile maydanoz üretiminde olmuş, % 9,2 ile
kırmızılâhana, % 4,1 ile karnabahar ve baş lahana üretimi onu izlemiştir.
2009 yılında meyve ürünleri üretim miktarı % 6 artış göstermiştir. Meyveler içinde önemli paya sahip
olan üzüm üretim miktarı % 8,8, meyveler ve sert kabuklular üretim miktarı ise % 3,8 artmıştır.
Uygun iklim şartlarının verimliliği artırması nedeniyle muz, incir, avokado ve kivinin toplam üretimi
% 11, turunçgillerin üretimi % 16,1, diğer meyvelerin üretimi % 7,4 artış göstermiştir. Seçilmiş
meyveler içinde Malatya’da Mart ve Nisan aylarında yaşanan don zararı ve Mayıs ayındaki ani
4
sıcaklık değişimi, kayısı üretiminin % 7,7 azalmasına neden olmuştur. Erik üretimi % 1,2, don ve
verimliliği azalan ağaçların sökülmesiyle şeftali üretimi % 0,8 düşüş göstermiştir. En yüksek üretim
artışı, kayıt güncellemesi ile meyve veren ağaç sayısındaki yükselme ve meyve veren ağaca geçişler
nedeniyle % 33,8 artan nar üretiminde olurken onu, iklimin olumlu etkisinden dolayı verimi % 23,4
artan kiraz ve % 19,2 artan incir üretimi izlemiştir.
TABLO 3
MEYVE ÜRÜNLERİ ÜRETİM MİKTARLARI (1)
Meyveler, İçecek ve Baharat Bitkileri
Üzüm
Diğer Meyveler ve Sert Kabuklular
Muz, İncir, Avokado, Kivi (Toplam)
İncir
Muz
Diğer
Turunçgiller (Toplam)
Portakal
Mandalina
Limon
Diğer
Diğer Meyveler (Toplam)
Elma
Kayısı
Şeftali
Kiraz
Armut
Çilek
Erik
Vişne
Nar
Diğer
Zeytin ve Diğer Sert Kabuklular
(Toplam)
Zeytin
Fındık
Ceviz
Antep Fıstığı
Diğer
Baharat Bitkileri
Kırmızı Biber
Kimyon
Diğer
Çay (2)
Toplam
2006
4.000.063
10.990.607
479.810
290.151
178.205
11.454
3.220.435
1.535.806
791.255
710.401
182.973
4.525.900
2.002.033
460.182
552.775
310.254
317.750
211.127
214.416
121.499
90.737
245.127
Üretim
2007
2008
3.612.781
3.918.442
10.707.763 11.675.569
415.432
426.670
210.152
205.067
189.107
201.115
16.173
20.488
2.988.664
3.026.936
1.426.965
1.427.156
744.339
756.473
651.767
672.452
165.593
170.855
5.345.972
5.557.745
2.457.845
2.504.494
557.572
716.415
539.435
551.906
398.141
338.361
356.281
355.476
250.916
261.078
240.874
248.736
180.917
185.435
106.560
127.760
257.431
268.084
2009
4.264.720
12.124.006
473.726
244.351
204.517
24.858
3.513.772
1.689.921
846.390
783.587
193.874
5.970.220
2.782.365
660.894
547.219
417.694
384.244
291.996
245.782
192.705
170.963
276.358
Değişim (%)
2007 2008 2009
-9,7
8,5
8,8
-2,6
9,0
3,8
-13,4
2,7
11,0
-27,6
-2,4
19,2
6,1
6,3
1,7
41,2 26,7
21,3
-7,2
1,3
16,1
-7,1
0,0
18,4
-5,9
1,6
11,9
-8,3
3,2
16,5
-9,5
3,2
13,5
18,1
4,0
7,4
22,8
1,9
11,1
21,2 28,5
-7,7
-2,4
2,3
-0,8
28,3 -15,0
23,4
12,1
-0,2
8,1
18,8
4,0
11,8
12,3
3,3
-1,2
48,9
2,5
3,9
17,4 19,9
33,8
5,0
4,1
3,1
2.764.462
1.957.695
2.664.218
2.166.288
-29,2
36,1
-18,7
1.766.749
661.000
129.614
110.000
97.099
74.317
45.861
11.998
16.458
1.121.206
15.064.987
1.075.854
530.000
172.572
73.416
105.853
89.728
67.213
9.159
13.356
1.145.321
14.410.272
1.464.248
800.791
170.897
120.113
108.169
87.555
60.000
8.879
18.676
1.100.257
15.681.566
1.290.654
500.000
177.298
81.795
116.541
233.234
196.900
14.533
21.801
1.103.340
16.621.960
-39,1
-19,8
33,1
-33,3
9,0
20,7
46,6
-23,7
-18,8
2,2
-4,3
36,1
51,1
-1,0
63,6
2,2
-2,4
-10,7
-3,1
39,8
-3,9
8,8
-11,9
-37,6
3,7
-31,9
7,7
166,4
228,2
63,7
16,7
0,3
6,0
Kaynak: TÜİK
(1): 2009 yılı değerlerine göre sıralanmıştır.
(2): Yeşil yaş çay yaprağı, meyve üretimi toplamına dahil değildir.
Zeytin ve diğer sert kabukluların üretim miktarı % 18,7 azalmıştır. Geçen yıl fındıkta yaşanan tarihi
rekordan sonra bakımsızlık ve oluşan yorgunluktan dolayı verim düşmüş ve fındık üretimi % 37,6
oranında azalmıştır. Yok, yılı olması sebebiyle seçilmiş sert kabuklulardan antepfıstığı üretim miktarı
% 31,9 ve zeytin üretim miktarı % 11,9 azalmıştır. Ancak zeytinde yeni bahçelerin devreye girmesi,
kültürel tedbirlerin bilinçli uygulanması ve iklim şartlarının iyi gitmesi nedeniyle, geçmiş yok
yıllarına göre daha fazla üretim artışı kaydedilmiştir.
5
TABLO 4
TARIMSAL DESTEKLEME ÖDEMELERİ (1)
Değer (Milyon TL)
2007
2008
2009 (2)
Alan Bazlı Tarımsal
Destekleme Ödemeleri
DGD
Alan Bazlı Ek Ödeme (Org.
Tarım, İyi Tarım, Toprak
Analizi (3)
Mazot
Gübre
Sertifikalı Tohum ve Fidan
Kullanımı
Çevre Amaçlı Tarım
Alanlarının Korunması
(ÇATAK) (4)
Alternatif Ürün Ödemeleri
Tütün
Fark Ödemesi Destekleme
Hizmetleri
Arz Açığı Olan Ürünlere
Ödemeler (5)
Hububat
Çay
Bakliyat (Kuru Fasulye, Nohut,
Mercimek)
Hayvancılık Destek Ödemeleri
Kırsal Kalkınma Amaçlı
Tarımsal Destekler
Tarım Sigortası Destekleme
Hizmeti
Telefi Edici Ödemeler
Kuraklık Desteği
Diğer
GAP Eylem Planı Kırsal
Kalkınma ve Hayvancılık
Destekleri
TOPLAM
Değişim (%)
2007
2008
2009
2007
Pay (%)
2008
2.525
2.040
1.227
-4,8
-19,2
-39,9
45,5
35,1
1.640
1.140
0
-38,2
-
29,5
19,6
0,0
10
32
480
345
492
352
469
596
50
56
119
0,2
-
2009
26,8
0,7
2,5
2,0
-4,7
69,3
8,6
6,2
8,5
6,1
10,2
13,0
12,0
112,5
0,9
1,0
2,6
7
4
4
0,2
0,1
0,1
1.797
1.848
1.790
39,1
2,8
-3,1
32,3
31,8
39,1
1.273
1.135
948
17,3
-10,8
-16,5
22,9
19,5
20,7
435
89
610
103
670
113
262,5
2,3
40,2
15,7
9,8
9,7
7,8
1,6
10,5
1,8
14,6
2,5
59
741
1.095
1.003
80
109
40
79
266
26
1,3
12,1
47,8
-8,4
13,3
18,9
21,9
277
-
36,3
154,1
1,4
1,9
6,0
47
61
-
17,5
29,8
0,7
0,8
1,3
80
547
43
85
17,9
-63,9
1,3
105,6
65,4
6,3
27,9
1,4
4,8
0,5
1,4
9,4
0,7
1,9
0,0
1,2
55
85
5.555
5.809
4.582
1,9
17,0
-21,1
100,0
100,0
100,0
100,0
Kaynak: DPT
(1): 2004–2008 yılları arası Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bütçesi kesin hesap verileridir.
(2): Geçici.
(3): 2005 ve 2006 yıllarında DGD ödemelerine dahildir. 2007 ve 2008 yıllarında alan bazlı ödemelerde “iyi tarım” yoktur.
(4): 2007 ve 2008 yıllarında Tarım Reformu Uygulama Projesi kapsamında yürütülmüştür.
(5): Kütlü pamuk, zeytinyağı, ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir ve dane mısıra verilmektedir.
Tarımsal destekleme ödemeleri 2009 yılında bir önceki yıla göre % 21,1 azalarak 4.582 milyon
TL’ye gerilemiştir. Tarımsal destekleme ödemelerinde en yüksek oranlı artış % 154,1 ile kırsal
kalkınma amaçlı tarımsal desteklerde olurken onu, % 112,5 ile sertifikalı tohum ve fidan kullanımına
yapılan destekleme ödemeleri izlemiştir. Arz açığı olan ürünlere yapılan ödemelerde % 16,5,
hayvancılık destek ödemelerinde % 8,4 ve mazota yapılan destekleme ödemelerinde ise % 4,7 düşüş
olmuştur.
Tarımsal destekleme ödemeleri içinde en yüksek paylar, 1.790 milyon TL (% 39,1) ile fark ödemesi
destekleme hizmetleri, 1.227 milyon TL (% 26,8) ile alan bazlı tarımsal destekleme ödemeleri, 1.003
6
milyon TL (% 21,9) ile hayvancılık destek ödemeleri ve 277 milyon TL (% 6) ile kırsal kalkınma
amaçlı tarımsal desteklerin olmuştur.
2. SAKARYA İLİNDE TARIM SEKTÖRÜ
İLİN ARAZİ VARLIĞI -TOPRAK VE SU REJİMİ
Sakarya'da Arazinin Niteliklerine Göre Dağılımı
Orman ve
Fundalık Alan
42%
Tarım Alanı
51%
Çayır ve Mera
3%
Tarım Dışı Alan
4%
Sakarya İlinde tarım yapılan topraklar 245.356 hektar genişlikle ilin yaklaşık %51’ini kaplamaktadır.
Sulanabilme kabiliyetine haiz 93.000 hektarlık alanın yaklaşık 20 bin hektarlık (toplam alanın % 8’i)
bölümünde sulama ünitelerinden fiilen yararlanılarak sulu tarım yapılmaktadır.
İl toprakları içinden geçen en önemli akarsu Sakarya Nehri’dir. Bunun dışında diğer önemli dere ve
çaylar şunlardır: Çark Suyu (45 km), Mudurnu Çayı (65 km), Dinsiz Çayı (34 km), Darıçayırı Deresi
(33 km), Maden Deresi(30 km), Melen Deresi(30 km), Karaçay (29 km), Akçay Deresi, Yırtmaç
Deresi.
İklim
Sakarya havzasında yer alan ilimizde Marmara ve Batı Karadeniz iklim bölgesinin özellikleri hüküm
sürmektedir. Yazları sıcak ve yağmurlu, kışları ılık ve yağışlıdır. Karadeniz ve Marmara Denizi
arasında yer alan, bu denizlerden yüksek dağlarla ayrılmış olan il toprakları üzerinde iklim sert
değildir. Uzun yıllar ortalamalarına göre yağışın mevsimlere dağılışı, ilkbahar aylarında 179,2 mm,
yaz aylarında 148,4 mm, sonbahar aylarında 279,1mm, kış aylarında ise 233,8 mm şeklinde olmak
üzere yıllık yağış ortalaması 840,5 mm’dir.
Uzun yıllar ortalaması nispi nem ise % 72’dir. Son yıllarda görülen yüksek sıcaklık ve yaz aylarında
yağışın yetersiz kalması sulama ve sulama projelerine olan ihtiyacı gündeme getirmiştir.
7
Tarım Arazilerinin Dağılımı
TABLO 5
SAKARYA İLİ TARIM ARAZİLERİNİN KULLANIM AMACINA GÖRE DAĞILIMI,
(2008–2009)
Tarım Alanlarının Dağılımı
Tarla Arazisi
Sebze Arazisi
Meyve Arazisi
Fındık
Bağ
Zeytin
Kavak
Diğer Kullanım Amaçlı Arazi
İkinci Ürün Ekilişleri
Toplam
Hektar 2008
109.559
9.344
6.839
69.450
3.603
419
9.100
45.159
-8.118
245.356
%
44,65
3,81
2,79
28,31
1,47
0,17
3,71
18,41
-3,31
100,00
Hektar 2009
106.005
9.326
7.031
69.276
3.489
419
9.500
46.423
-6.113
245.356
%
43,20
3,80
2,87
28,23
1,42
0,17
3,87
18,92
-2,49
100,00
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Bu alanlar yaklaşık 60 bin aile tarafından kullanılmakta ve işletme başına ortalama 41 dekar arazi
görünmesine rağmen, işletmelerin ancak % 18’i 50 dekarın üzerinde arazi varlığına sahiptir.
TARIMIN İLİMİZ EKONOMİSİNDEKİ YERİ
Ülke genelinde tarım sektörü; 2008 yılı verilerine göre GSMH içinde %7,5’lik payla inşaat, ticaret,
sanayi sektörleri arasında üçüncü sırada yer almakta iken, diğer sektörler karşısında sanayinin
tartışılmaz üstünlüğü görülen Marmara Bölgesinin bir ili olan Sakarya’da ise %24’lük pay ile ilk
sırada yer alarak sanayiye kaynak aktaran itici bir güç konumundadır. İlimiz ekonomisi içerisinde
tarım sektörü önemli bir paya sahiptir.
TABLO 6
TARIMSAL GSH’NIN ALT SEKTÖRLERE GÖRE DAĞILIMI, 2009
Üretim
Tarla Bitkileri Üret.
Sebze Üretimi
Meyve Üretimi
Hayvansal Üretim
Su Ürünleri Üretimi
Toplam
Üretim Değeri
TL 2008
262.906.327
111.800.060
527.212.800
885.726.744
7.198.110
1.794.844.040
% Oranı
14,6
6,2
29,4
49,5
0,4
100,0
Üretim Değeri
TL 2009
292.095.170
114.791.830
551.682.858
920.418.179
3.775.000
1.882.763.037
% Oranı
15,5
6,1
29,3
48,9
0,2
100,0
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
2009 yılında bir işletme başına düşen GSH 31 bin 632 TL.’dir. İşletmelerdeki ortalama fert sayısının
5,5 olduğu varsayıldığında fert başına düşen GSH 5 bin 751 TL olmaktadır.
Tarımsal üretim değeri bu yılın cari fiyatlarına göre 1 milyar 882 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Bu değerin sektörlere göre dağılımına baktığımızda %48,9’luk bir payla hayvansal üretim ilk sırada
yer almaktadır. Bunu %29,3’lük oranla meyve üretimi, %15,5’lik oranla tarla bitkileri üretimi ve
%6,1’lik oranla sebze üretimi izlemektedir.
8
İlin güneyinde yer alan ilçelerimizde sebzecilik ve çeşitli meyveler, orta kesimde başta mısır olmak
üzere tarla ziraatı ve sebzecilik, kuzeye gidildikçe fındığın öne çıktığı görülmekle birlikte il
genelinde hayvancılık yaygın olarak yapılmaktadır.
Tarım işletmelerinin dağılımına bakıldığında en fazla işletme sırayla Karasu, Akyazı ve Hendek
ilçeleri ilk sıralarda yer almaktadır. Kişi başına tarımsal GSH değerlerine bakıldığında, il ortalaması 5
bin 751 TL’nin üzerinde değere sahip ilçeler Taraklı, Kaynarca, Pamukova, Adapazarı, Söğütlü
olarak sıralanmaktadır. Bu değerin sektörel dağılımı incelendiğinde özellikle Kaynarca ve Taraklı
İlçelerinin hayvansal üretimden elde edilen GSH değerinin Bitkisel üretime oranla daha yüksek
olduğu görülmektedir, Pamukova ve Kocaali ilçelerinde ise tam tersi bir durum söz konusudur.
Tarımdan elde edilen gelirin kişi başına dağılımında Kaynarca ve Taraklı İlçeleri ön plana
çıkmaktadır. Bu da söz konusu bu ilçelerimizdeki temel geçim kaynaklarının tarımsal faaliyetlere
dayalı olduğunu göstermektedir.
BİTKİSEL ÜRETİM
Arazilerin küçük ve parçalı olması ilin tarımsal geleceğinde sebzecilik sektörünü ön plana
çıkarmaktadır. 1995 yılından bu yana uygulanan projeli faaliyetlerle yoğunlaştırılan eğitim ve yayım
çalışmaları sonucunda üreticilerde açık ve örtü altı sebze kültürünün gelişmesi; ekim alanları,
çeşitlilik ve üretimde kayda değer artışlar getirmiştir.
Tarım alanlarının % 44,65’inde tarla tarımı yapılmakta, bu alanın % 44,61’inde üretilen mısır, ekim
alanları açısından olduğu gibi endüstride kullanımı açısından da önemli bir yer almaktadır.
İlimizde fındık yetiştiriciliği yapılan alan, toplam tarım alanlarının % 28’sine tekabül etmektedir. Bu
alandan elde edilen fındık geliri, tarımdan elde edilen gelirin % 18’i, meyvecilikten elde dilen toplam
gelirin % 66’sı kadardır. Buradan da anlaşılacağı üzere fındık, İlin tarımında ve ekonomisinde önemli
bir yere sahiptir.
İl genelinde üretim payı olarak % 3 gibi küçük bir paya sahip olan bağcılık sektörü, özellikle Geyve
ve Pamukova ilçelerimizde önemli ölçüde çiftçi ailesinin asli geçim kaynağıdır.
İlimizde toplam tarım yapılan alan 245.356 hektar olup tarla tarımından geriye kalan 9.326 ha. alanda
sebzecilik, 6.839 ha. alanda meyvecilik, 69.450 ha. alanda fındık yetiştiriciliği ve 3.489 hektarlık
alanda bağcılık, 9.500 ha. alanda kavakçılık, 419 hektar alanda ise zeytincilik yapılmaktadır. İlimizin
tarımsal yapısı polikültür bir özellik göstermekte, işlenen tarım alanlarında en fazla tarla bitkileri
yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Tarla Bitkileri Üretimi
İlimizde uygulanan tarla tarımında ağırlıklı olarak yer alan ürünler arasında, mısır ile münavebe
bitkisi olarak buğday, endüstri bitkilerinden şeker pancarı ile ayçiçeği, yumrulu bitkilerden patates ve
yem bitkilerinden yonca sayılabilir. Buğday, mısır, şekerpancarı ve ürünlerde ilimizdeki verim,
Türkiye ortalamasının üzerindedir.
Tarla bitkileri üretim değerinin ilçeler üzerinden dağılımını incelediğimizde % 22,49’luk pay ile
birinci sırada Adapazarı ilçemiz, % 17,26’lık pay ile Akyazı, % 11,57’lik pay ile Kaynarca ve
%8,42’lik pay ile Erenler İlçelerimiz sıralanmaktadır.
9
TABLO 7
İLİMİZDE ÖNEMLİ TARLA BİTKİLERİ EKİLİŞ VE ÜRETİM MİKTARLARI, DEKAR,
TON, KG/DEKAR, 2008- 2009
Ürünler
Mısır
Buğday
Arpa
Ş.pancarı
Fiğ
Yonca
Ayçiçeği
Patates
Kuru fas.
Tütün
Korunga
Ekim Alanı
481.442
198.149
48.887
48.563
48.092
47.653
34.322
11.500
2.920
2.500
834
2008
Üretim
392.905
91.084
18.447
273.845
24.717
69.905
5.682
27.575
587
763
1230
Verim
816
460
377
5.639
514
1.467
166
2.398
201
305
1475
Ekim Alanı
472.915
202.960
53.162
48.620
53.874
38.798
39.413
3.563
2.990
1.616
941
2009
Üretim
512.486
78.787
17.106
300.710
25.687
64.220
7.740
6.970
1.017
436
426
Verim
1.084
388
322
6.185
477
1.655
196
1.956
340
270
453
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Mısır
Mısır ekim alanı 2008 yılında 481.442 dekar olup üretim miktarı 392 bin 905 ton’dur, 2009 yılında
ekim alanı 472.915 dekar, üretim miktarı ise 512 bin 486 ton olarak gerçekleşmiştir. Mısır insan
gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmasının yanı sıra sanayide de alkol, ispirto, yağ, irmik vs. gibi
ürünlerin üretiminde hammadde olarak kullanılmaktadır. Mısır ekimi Adapazarı, Akyazı, Söğütlü ve
Ferizli ilçelerinde ağırlıklı olarak yapılmaktadır. Ülke ihtiyaçları ve taleplerin karşılanması
bakımından, ekimi ilk ürün ve ikinci ürün şeklinde yapılan mısır üretiminde, ağırlığı ilk ürün
ekilişlerinin teşkil ettiği görülmektedir. İkinci ürün mısır ekilişleri ise silajlık yem yapımında ve
"haşlamalık, kebaplık" tabir edilen şekilde değerlendirilmektedir.
Şeker Pancarı
İlimizde şeker pancarı 2008 yılında 48.563 dekar alanda, 273 bin 845 ton ürün alınmıştır. 2009
yılında 48.620 dekar alanda, 300 bin 710 ton ürün alınmıştır. Şeker pancarının yaygın olarak ekildiği
ilçeler Adapazarı, Söğütlü, Akyazı ve Pamukova’dır.
Yem Bitkileri
İlimizde hayvan beslemede önemli bir yeri olan yem bitkilerinden özellikle silajlık mısır, yonca ve
fiğ ekilişleri dikkat çekmektedir. İlimizde 2009 yılında yem bitkileri ekilişleri 565 bin 587 dekar
alanda 602 bin 393 ton olarak gerçekleşmiştir.
Sebze Üretimi
Her ilçemizde sebze üretimi yapılmakla birlikte Pamukova, Geyve, Adapazarı, Söğütlü ve Hendek
İlçesi ticarî anlamda sebzeciliğin sürdürüldüğü yerlerdir.
10
Bu ilçeler büyük tüketim merkezlerine yakınlıklarının da avantajını kullanmakta, iç tüketimin
yanında il dışı talepleri de karşılamaya yönelik bir sebzecilik çalışması içindedirler.
İlimizde ticarî amaçlı tarla sebzeciliği yapılan toplam alan 9 bin 326 ha. olup, ayrıca meyve
bahçelerinde ara ziraat olarak da sebzecilik faaliyetleri sürdürülmektedir.
TABLO 8
Önemli Sebze Ekiliş ve Üretim Miktarları, dekar, ton, kg/dekar, 2008,2009
2008
2009
Ekim Alanı
Üretim
Verim
3514
3490
11409
2654
1220
5278
4943
47496
2336
2902
1502
1416
4163
880
2379
Balkabağı
Sakız Kabağı
Kabak (çerezlik)
Ispanak
Karnabahar
2457
2757
8325
6289
6180
8890
4339
1393
5285
13360
3618
1574
167
840
2162
1766
3035
7345
6165
6175
6057
4901
1216
5174
13350
Karpuz
Kavun
5072
1465
24700
3522
4870
2404
5175
1240
23195
2872
Başlahana
10630
42094
3960
10660
39571
2162
4482
2316
3712
Kıvırcık Marul
7842
11777
1502
8925
13394
1501
Ürünler
Sivri Biber
Salçalık Biber
Domates
Taze Fasulye
Hıyar
Ekim Alanı
3575
3515
11515
2510
941
Üretim
5582
4970
49335
2198
2300
Verim
1561
1414
4284
876
2444
3430
1615
166
839
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
Tabloda yer alan sebzelerin dışında az miktarda kırmızılâhana, göbekli marul, brokoli, kereviz, kuru
sarımsak, barbunya, taze bezelye, patlıcan ve taze soğan yetiştirilmektedir.
Seracılık
İlimizde işletmelerin arazi varlıklarının çok küçük oluşu, özellikle % 30’unun 15 dekardan az tarım
arazisine sahip oldukları düşünülürse, bu alanlardan en yüksek verim ve gelir elde edilebilmesi sera
sebzeciliği ya da süs bitkisi yetiştiriciliği ile mümkündür.
Kontrollü Örtüaltı Üretiminin Uygulamasına İlişkin Yönetmelik 27 Aralık 2003 tarihinde yürürlüğe
girdi. Bu yönetmelik örtü altı yetiştiriciliğinde üretimin planlanması, geliştirilmesi, pazarlanması ve
gerekse gıda güvenlik zinciri içerisinde kaliteli üretimin tüketiciye ulaştırılması aşamasında,
kontrollü üretim sistemini geliştirmek amacıyla hazırlanmıştır.
Bu yönetmelik ve uygulama talimatları doğrultusunda ilimiz merkez ve bütün ilçelerimizde 500 m²
ve üzeri üretim yapan bütün işletmelerin kayıt altına alınması çalışmaları sürdürülmektedir. Üreticiye
ve örtüaltına ait bilgilerin toplanarak kayıt altına alınmasının yanı sıra uygulamada görülen aksaklık
ve hatalara müdahale etmek, gerekli uyarıları yapmak, üreticilerde tahlile dayalı gübreleme
alışkanlığı kazandırmak, örtüaltı üretiminde hastalık ve zararlılara karşı kullanılacak zirai mücadele
11
ilaçlarının teknik talimatlar doğrultusunda kullanımını sağlamak amacıyla arazi çalışmaları
sürdürülmektedir.
İlimizde örtü altı yetiştiricilik 362 dekar alana yayılmıştır. Hakim ürün olarak ortaya çıkan hıyarda
bir dekardan 20-22 ton mahsul alınabilmektedir. Marul gelirinin istikrarsızlığı nedeni ile yıllık
işletme masraflarına karşılık sayılması mümkün olup yıllık net gelir hıyardan elde edilecek gelir
olarak ortaya çıkmaktadır.
Meyve Üretimi
İlimizde meyvecilik denildiğinde, Geyve, Pamukova, Taraklı, Sapanca ve Serdivan ilçelerimizde
elma, armut, ayva, kiraz ve vişne, diğer ilçelerimizde de fındığın hakim ekilişleri görülmektedir.
TABLO 9
ÖNEMLİ MEYVE AĞAÇLARININ SAYISI VE ÜRETİMİ, TON, 2008,2009
Meyveler
Armut
Ayva
Elma
T. Hurması
Erik
Kiraz
Şeftali
Vişne
Ceviz
Fındık ocağı
Bağ *
Çilek*
2008
Meyve Veren Ağaç Sayısı
173.780
588.250
485.013
12.800
149.800
399.925
262.155
77.440
119.270
34.577.930
34.787
1.388
Üretim
4.692
53.043
43.073
683
8.939
11.792
8.092
3.649
3.938
115.432
34.687
4.529
2009
Meyve Veren Ağaç Sayısı
165.419
583.057
468.841
12.740
173.407
410.335
258.220
104.598
134.421
34.330.320
34.890
2.211
Üretim
4.962
52.475
37.507
660
8.599
12.714
8.346
4.153
4.260
88.613
37.225
7.526
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü
*
Bağ ve çilek alanı dekar
Fındık
Fındığın ilin tarımında ve ekonomisinde önemli bir yeri vardır. İlimizde toplam 692.763 dekar fındık
alanı mevcut olup 2009 yılında 88 bin 613 ton fındık üretimi gerçekleşmiştir.
Kocaali, Karasu Hendek ve Akyazı İlçelerimizde meyve üretim değerinin öne çıkması tamamen
fındık geliri sebebiyledir. Pamukova, Geyve ve Sapanca İlçelerimizde ise elma, kiraz ve diğer meyve
türleri hâkimdir.
Süs Bitkileri
21. ASRIN YÜKSELEN SEKTÖRÜ SÜS BİTKİLERİ
Süs bitkileri, üretilmeye başlandığı yıllarda klasik anlamda, insanların manevi ihtiyaçlarını
karşılamak amacı ile yetiştirilen bitkiler olarak tanımlanmışlardır. Zamanla bu tanım daha da
genişlemiş ve süs bitkileri; ağırlıklı olarak kentsel alanlarda, insan ile doğa arasındaki ilişkilerin
12
düzenlenmesi ve biyolojik refah seviyesi gibi doğrudan fiziksel ihtiyaçların karşılamasına yönelik
uygulamaların da temel unsuru haline gelmişlerdir.
Süs bitkileri sektörü, tüm dünyada hızlı kentleşmeye paralel olarak gelişme göstermiştir. Dış mekan
süs bitkileri, kesme çiçekler, saksılı (iç mekan) süs bitkileri ve doğal çiçek soğanları olmak üzere dört
temel faaliyet alanı içinde ele alınan süs bitkileri üretimi, günümüzde 100 milyar ABD dolarına
ulaşan üretim değeri ve istihdam imkanları ile bir çok ülkede önemli bir sektör konumuna gelmiştir.
Ülkemizde süs bitkileri sektörünün gelişmesi, diğer ülkelerde olduğu gibi hızlı kentleşmeye paralel
olarak 1940’lı yıllarda İstanbul ve çevresinde yani Marmara Bölgesinde başlamış, daha sonra uygun
iklim özelliklerine sahip olan Ege ve Akdeniz Bölgelerine yayılmıştır. Sektörde büyüme 1985
yılında ilk karanfil ihracatı ile ekonomik önemi anlaşıldıktan sonra yaşanmıştır. Günümüzde ise
üretim materyali ve yan ürünleri ile birlikte 46 milyon dolara yaklaşan ihracat değeri ile süs bitkileri,
ülkemiz için önemli bir bitkisel üretim alt sektörü haline gelmiştir.
Dünya; 21. yüzyılda, sanayileşme, çarpık kentleşme ve nüfus artışının getirdiği etkiler sonucu ortaya
çıkan yoğun betonlaşma ve doğal kaynaklardaki tahribat arasında, bir dizi çevre sorunu ile karşı
karşıyadır. Bu nedenle; rekreasyon alanlarının, bir taraftan yeşile ve doğaya duyulan özlemi
giderdiği, diğer taraftan beden ve ruh sağlığı için gereği ve önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Buna
paralel olarak, gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen yeşil alan miktarı 8-12 m² civarındadır. Halen
ülkemizde bu rakamın çok altında kalınmıştır.
Ülkemiz için hedef kabul edilen, sosyal, ekonomik ve politik açıdan kriterlerine uymaya çalıştığımız
Avrupa Birliği standartlarından biri de kişi başına düşen yeşil alan miktarıdır. Artan çevre sorunlarını
azaltarak bu standardı yakalamak için kentlerimiz ve yakın çevresinde rekreasyon alanlarını ve yeşil
dokuyu genişletme çalışmaları her geçen gün yoğunlaşmaktadır ki, bu durum dış mekan süs
bitkilerine olan ihtiyacı artırmaktadır.
Son yıllardaki gelişmeler, Türkiye süs bitkileri sektörünün düzenli büyüme eğiliminde olduğunu
göstermektedir. Buna rağmen Ülkemizde dış mekan bitkileri üreten fidanlıkların yeterli olduğu ve
sağlıklı istatistiki verilerin bulunduğu söylenemez. Ulaşılabilen veriler itibari ile ülkemizde süs
bitkileri üretim alanları 1999 yılında 14.441,5 dekar iken 2008 yılında toplam üretim alanı 17.722
dekar artışla 32.133,6 dekara yükselmiştir. 2008 yılı verilerine göre süs bitkisi üretim alanlarının
%52,1’i dış mekan süs bitkilerine, % 41,4’ü kesme çiçeklere, % 4,1’i iç mekan bitkilerine, % 2,3’ü
ise doğal çiçek soğanları yetiştiriciliğine ayrılmıştır.
Ülkemize ticari amaçla süs bitkileri yetiştiriciliğinin başlangıcından bu yana süs bitkileri üretim
alanları üç coğrafi bölgemizde yoğunlaşmıştır. 1999–2008 yılları arasında da bu özellik sürmüş ve
bölgesel üretim alanlarında % 169,9 oranında bir artışla Marmara Bölgesi en fazla süs bitkisi üretim
alanına sahip bölge olma özelliğini sürdürmüştür. Bu süreçte Sakarya’da dış mekan süs bitkileri
üretimindeki artışın önemli bir etkisi olduğu, sektörde faaliyet gösteren tüm tarafların kabul ettiği bir
gerçektir. 2008 yılı verilerine göre ülkemiz süs bitkisi üretim alanlarının % 49,9’u Marmara Bölgesi,
% 25,6’sı Ege Bölgesi ve % 20,8’i Akdeniz Bölgesinde bulunmaktadır.
NEDEN SAKARYA?
Ülkemizde süs bitkisi üretim alanları iller düzeyinde incelendiğinde 1999–2008 yılları arasında
en yüksek oranda (% 638,2) üretim alanı artışının Sakarya ilinde ortaya çıktığı görülmektedir.
İlimizde aile başına düşen arazi miktarının çok az olması, bunun yanında arazi parçalılığının ve
parsel büyüklüklerinin asgari seviyelerde olması, diğer tarımsal faaliyetlerin verimlilik sağlayacak
13
şekilde sürdürülmesine imkân vermemekte, bu yörelerdeki üreticilerimiz de birim alandan daha çok
gelir getiren sektörlere yönelmektedir. Bu sektörlerin başında iç ve dış mekân süs bitkileri üretimi
gelmektedir.
İlimizin gerek iklim, gerekse toprak yapısı bakımından iç ve dış mekân süs bitkileri yetiştiriciliğine
uygun olması nedeniyle bu alanda yetiştirici sayısı ve yetiştirme alanı hızla artmaktadır. Dış mekan
süs bitkilerinde önemli bir ülke olan İtalya’da bir bitkide 5 yılda ulaşılan boylanmaya, İlimizde
birçok türde 3,5 yıl gibi bir zamanda ulaşılabilmektedir. Rekabette çok önemli olan bu avantaja bir de
ucuz işçilik eklendiğinde şansımız daha da artmaktadır. İtalya’da 2,5 saatlik işçi ücreti ile Türkiye’de
bir gün çalışılmaktadır. Bir başka deyişle bizde üretim maliyeti daha düşük olmaktadır.
Coğrafi konumu itibariyle başta İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara olmak üzere metropollere yakın
olmamız sayesinde, işletme girdilerinin temini ekonomik ve rahat olarak sağlanmakta; bölgemizde
yazlık, tatil köyleri ile sayfiye ve dinlenme tesislerinin yoğun olması da üretilen ürünlerin
pazarlanmasını kolaylaştırmaktadır.
Yine başta İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara olmak üzere diğer bölge ve civar İllerimizdeki Belediye
park ve bahçe düzenlemelerinde de dış mekân süs bitkilerine yoğun talep olmaktadır.
Merkez Arifiye Beldesi ile Sapanca İlçemizde özellikle dış mekân süs bitkisi üreticileri “Tarımsal
Kalkınma Kooperatifi” çatısı altında toplanmışlardır. İl sathındaki yetiştiricileri aynı çatı altına
toplayarak daha katılımcı kararlar almalarını sağlamak amacı ile ülkemizin ilk ‘Süs Bitkileri
Üreticileri Birliği’ ilimizde kurulmuştur.
İlimiz merkez Yazlık beldesinde 1.034 dekar alan İl Özel İdaresince alınmış, sözleşmeli modelle süs
bitkileri üretmek kaydıyla profesyonel firmalara 16 yıllığına kiralanmıştır. 2007 yılında kuruluşlarını
tamamlayan firmalar ilk etapta, eğitilen 13 çiftçimiz ile 283 dekar alanda üretim sözleşmesi
imzalayarak dikimlerini yaptılar. Alternatif üretim bölgeleri için arazi belirleme çalışmaları devam
etmektedir.
Sektörün temel ihtiyaçlarından biri olan eğitim konusunda; eğitici olarak görevlendirilen teknik
personelin eğitiminden başlanarak, İl bazında sözleşmeli üretim yapmak isteyen üreticilerimiz için
hazırlanan eğitim programı uygulanmış, düzenlenen kurslarda bine yakın üretici Genel Süs Bitkileri
Yetiştiriciliği Eğitimi’nden geçirilmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği kaynakları ile, Aktif İstihdam
Tedbirleri Projesi II Hibe Planı kapsamında Dış Mekân Süs Bitkileri Yetiştiriciliği Eğitimi Projesi
uygulanmış, 88 kursiyer meslek edinmiştir.
İlimizde ruhsatlandırılmış üretim; 1997 yılında 14 işletmede 65 da., 2005 yılında 152 işletmede
3.732,6 da. alana, 2007 yılı ekim ayı sonu itibarıyla 269 işletmede 6.053 da. alana, 2008 yılında 347
işletmede 6.567 da., 2009 yılında 348 işletmede 6.978 da. alana ulaşmış ve ruhsatlandırma
çalışmaları henüz tamamlanmayanlarla birlikte bu alanın 700 civarında işletmede 13.000 dekarın
üzerine çıktığı görülmektedir.
14
8000
6978
7000
6053
6000
5000
İşletme Adedi
Kullanılan Arazi (Dekar)
3732
4000
3000
2000
1000
14 65
348
269
152
0
yıllar
İlimiz, üretimde meydana gelen artışı ile üretilen fidanların ihracatına ve ihtiyaç duyulan çeşitlere ait
üretim materyalinin ithalatına ve imkan verecek gümrük kapısına kavuşturulmuştur.
Ülkemizden 2009 yılında 1.219.480 USD değerinde ihracat gerçekleşmiştir. Bunun ilimizden yapılan
kısmı 2009 yılında 1.023.623 USD’dir. İhracat yapılan ülkeler, Türkmenistan, Azerbaycan, Irak,
Suriye ve İtalya ve Rusya’dır.
TABLO 10
2009 yılı Süs Bitkileri Envanteri (İlçe Müdürlükleri Tespiti)
İLÇE ADI
AKYAZI
FERİZLİ
GEYVE
HENDEK
KARAPÜRÇEK
KARASU
KAYNARCA
KOCAALİ
PAMUKOVA
SAPANCA
SÖĞÜTLÜ
TARAKLI
MERKEZ
TOPLAM
DIŞ MEKÂN SÜS BİTKİSİ
ADET
DEKAR
151.670
359,00
32.100
40,50
111.250
39,00
451.755
70,00
5.650
12,30
17.075
18,97
0
0,00
4.705
4,10
822.500
835,40
1.248.140
418,38
463.986
544,10
0
0,00
3.063.989
10.774,15
6.372.820
13.115,89
15
HAYVAN VARLIĞI ve HAYVANSAL ÜRETİM
İlimizde sığırcılık sektörü yanında tavukçuluk sektöründe de önemli gelişmeler meydana gelmiştir.
Modern beyaz et ve yumurta tesisleri faaliyete geçirilmiş ve bunlara bağlı kesimhaneler kurulmuştur.
İlin tarımsal üretim değerinin yaklaşık % 50’si hayvansal ürünlerden sağlanmaktadır.
Hayvancılıkta da bitkisel üretimde olduğu gibi orta ve büyük ölçekli işletmelerin sayısının artırılması
gerekmektedir. Halen merada ve şahıslara ait çayırlarda otlatmaya dayalı hayvancılık devam etmekle
birlikte hayvancılığımız kapalı sisteme dönmektedir.
İlimizde 122.802 adet büyük baş, 31.134 adet küçükbaş ve 16 milyon 265 bin adet/devre kanatlı
varlığı bulunmaktadır. Büyük baş hayvan varlığının % 91’si saf kültür ırkı ve kültür melezidir.
İlimizde yapılmakta olan tavukçuluk faaliyetlerinin büyük bir kısmı Broiller (etçi) tavuk üretimi
üzerinedir. Bu işletmeler genellikle Kaynarca, Akyazı, Adapazarı ve Hendek ilçelerinde yoğunlaşmış
olup gerek kapasite gerekse teknoloji bakımından son derece gelişmiştir. Bunun yanı sıra İlimizde
yumurta tavukçuluğu işletmeleri de mevcuttur.
Bu hayvan varlığı ile 2009 yılında 200.768 ton süt, 14.455 bin ton kırmızı et, 186.518 ton beyaz et ve
212.700.000 adet yumurta üretimi gerçekleşmiştir.
İlimizde hayvan başına verim ortalaması ülke ortalamasından yüksek olmasına rağmen, bu verimin
katma değerini elde etmede yeterli gelişme sağlanamamıştır. Irk ıslahı konusunda % 92 oranında
başarı sağlanmış olmakla birlikte kalan bölümün de ıslahı gerekmektedir.
Kaba yem açığını gidermede yem bitkileri üretimi ve silaj kullanımında sağlanan gelişme henüz
yeterli değildir. Hayvan sağlığı konularında ciddi tedbirlere ihtiyaç vardır.
Sektörün üretim değerinden daha yüksek pay alması için, verimlilik ilkeleri doğrultusunda tarıma
dayalı sanayi tesislerinin geliştirilmesi yanında ırk ıslahı, kaliteli yem temini ve hayvan sağlığı
hizmetlerine önem verilmeli, sağlıklı damızlık yetiştirmeye sağlıklı ürün üretmeye özen
gösterilmelidir.
İlimiz genelinde kayıt altına alınan 926 adet bal üreticisi mevcuttur. Kayıtlı üreticilerde 55 bin 389
adet kovan bulunmaktadır. İlimizde 1.107 ton süzme bal üretimi gerçekleşmiştir.
2009 Yılında İlimizde 9.817 kg Yaş koza karşılığı olarak 115.222.00 TL Çiftçilerimize destek olarak
ödenmiştir.
16
TABLO 11
Hayvan Varlığı
BÜYÜKBAŞ
İLÇE ADI
KÜÇÜKBAŞ
TEK TIRNAKLI
SIĞIR
BUZAĞIDANA
MANDA
TPLM
KOYUN
KEÇİ
TPLM
AT
KATIR
Adapazarı
13.500
3.500
73
17.073
1.550
150
1.700
0
0
0
Akyazı
11.630
1.350
520
13.500
1.800
300
2.100
125
0
Arifiye
2.070
258
0
2.328
24
6
30
0
Erenler
5.500
1.400
100
7.000
100
0
100
Ferizli
5.290
1.030
0
6.320
750
50
Geyve
7.248
1.836
0
9.084
8.000
Hendek
9.906
986
108
11.000
Karasu
7.328
2.920
0
Karapürçek
1.940
878
Kaynarca
14.448
Kocaali
Pamukova
KEDİ KÖPEK
KÖPEK
KEDİ
TOPLAM
0
1.400
100
1.500
10
135
1.250
200
1.450
0
0
0
350
50
400
15
10
5
30
400
50
450
800
2
0
3
5
600
50
650
6.000
14.000
120
50
80
250
1.250
150
1.400
1.850
150
2.000
300
10
30
340
600
50
650
10.248
800
50
850
0
1
2
3
530
90
90
0
2.818
985
25
1.010
22
2
28
52
350
50
400
2.902
0
17.350
860
10
870
0
0
1
1
1.330
70
1.400
2.810
879
0
3.689
0
0
0
0
0
0
0
300
30
330
2.613
449
2
3.064
2.663
386
3.049
15
5
8
28
350
60
410
Sapanca
800
400
2
1.202
0
200
200
100
0
5
105
500
50
550
Serdivan
3.581
1.555
70
5.206
145
0
145
0
0
0
0
500
75
575
Söğütlü
5.334
1.966
120
7.420
970
60
1.030
15
2
0
17
500
60
560
Taraklı
3.224
2.276
0
5.500
2.380
870
3.250
18
0
46
64
350
25
375
TOPLAM
97.222
24.585
995
122.802
22.877
8.257
31.134
732
80
218
1.030
10.560
1.160
11.190
17
EŞEK TPLM
EĞİTİM
1
EĞİTİM
1. Mevcut Durum
Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır. Erişim sorunu
kapsamında okullaşma oranları ve bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar, kalite sorunu
kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin
geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır.
TABLO 1
EĞİTİM KADEMELERİ İTİBARIYLA OKULLAŞMA ORANLARI
Okul Öncesi Eğitim (1)
İlköğretim (2)
Ortaöğretim (2)
a) Genel Lise
b) Mesleki ve Teknik Eğitim
Yüksek Ortaöğretim Toplam (3)
Örgün
Yaygın Eğitim (4)
2006-2007
Öğrenci
Brüt Okul.
Sayısı
Oranı
(Bin)
(Yüzde) (5)
641
24,0
10.847
96,3
3.387
86,6
2.142
54,8
1.244
31,8
2.292
46,0
1.446
29,1
4.509
-
2007-2008
Öğrenci
Brüt Okul.
Sayısı
Oranı
(Bin)
(Yüzde) (5)
702
29,9
10.871
104,5
3.245
87,5
1.980
53,4
1.265
34,1
2.553
47,8
1.655
30,1
5.118
-
2008-2009
Öğrenci Brüt Okul.
Sayısı
Oranı
(Bin)
(Yüzde) (5)
805
33,9
10.710
103,8
3.837
76,6
2.272
45,4
1.565
31,3
2.889
54,2
1.747
35,3
5.765
-
Kaynak: MEB, ÖSYM
(1) 4-5 yaş çağ nüfusuna göre hesaplanmıştır.
(2) Açık ilköğretim ve açık lise öğrencileri dahildir.
(3) Üniversiteler ve diğer eğitim kurumları dahil, lisansüstü öğrenciler hariçtir. 17-20 yaş grubu için hesaplanmıştır.
(4) Yaygın Eğitim Kurumlarına ait öğrenci sayısı bilgileri bir önceki öğretim yılı sonu itibarıyla verilmiştir.
(5) 2007-2008 öğretim yılından itibaren okullaşma oranları Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Nüfus Sayımı sonuçlarına göre
hesaplanmıştır.
Türkiye’de okuma yazma bilmeyenler nüfusun yüzde 10’unu oluşturmakta olup kadınlarda bu
oranın yüksek olduğu görülmektedir.
TABLO 2
CİNSİYETE OKUMA YAZMA ORANI (15 + yaş) (*)
Okuma Yazma Bilmeyen
Okuma Yazma Bilen
Toplam
Toplam
(Bin)
4.863
43.807
48.670
Yüzde
10,0
90,0
100,0
Erkek
(Bin)
967
23.077
24.043
Yüzde
4,0
96,0
100,0
Kadın
(Bin)
3.897
20.730
24.627
Yüzde
15,8
84,2
100,0
Kaynak: TÜİK
(*) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2008 Nüfus Sayımına göre hesaplanmış olup okuma yazma durumu bilinmeyenler
kapsanmamıştır.
Okul öncesi eğitimde, son üç yılda okullaşma oranı yüzde 24’ten yüzde 33,9’a ulaşmış olmakla
birlikte, bu oran AB-27 ortalaması olan yüzde 88,4’ün (2007 yılı 4 yaş nüfusuna göre) altındadır.
Ayrıca, okul öncesi eğitime erişimde bölgeler arası farklılıklar belirgindir. Okul öncesi
eğitimdeki okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 14,6 ile Ağrı iken, en yüksek olduğu il
2
yüzde 91,1 ile Amasya’dır. Ailelerin sosyo-ekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin
giderilmesinde önemli katkısı olan ve eğitimin ileri kademelerindeki başarıya etkisinin olumlu
olduğu bilinen okul öncesi eğitimde farkındalığın artırılması ihtiyacı önemini korumaktadır. Okul
öncesi eğitimin yaygınlaştırılması kapsamında 32 pilot ilde başlatılan zorunlu eğitim
uygulamasının önümüzdeki dönemde diğer illeri de kapsayacak şekilde genişletilmesi için
çalışmalar sürdürülmektedir.
İlköğretime geç kayıtlar, bitirmeden ayrılanlar ile başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki
çocukların eğitime erişimindeki sorunlar, okullaşma oranının istenilen düzeyde artmasını
engelleyen başlıca faktörlerdir. 2007-2008 öğretim dönemi sonunda ilköğretimden mezun
olanların içinde kızların oranı Türkiye genelinde yüzde 46,8 iken bu oranın en düşük olduğu Muş
ilinde yüzde 34,7’dir. 2008-2009 öğretim döneminde ilköğretim çağ nüfusunda olup da eğitim
dışında kalan her beş çocuktan üçü kızdır.
Ortaöğretimde öğrenci sayısında artış sağlanmasına rağmen ortaöğretim süresinin dört yıla
çıkması sebebiyle çağ nüfusundaki artıştan dolayı okullaşma oranının yüzde 76,6’ya düştüğü
görülmektedir. Ortaöğretimde okullaşma oranlarında bölgesel farklılıklar önemini korumaya
devam etmektedir. Okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 32,6 ile Ağrı’dır. Türkiye
genelinde yüzde 85,2 olan ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranı, Mardin ilinde yüzde 61,1 ile
en düşük düzeydedir.
Türkiye’de son yıllarda tüm eğitim kademelerindeki okullaşma oranında sağlanan gelişmelere
rağmen, özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde OECD ve AB ülke
ortalamaları ile karşılaştırıldığında söz konusu oranlar düşük düzeyde kalmaktadır.
1995 yılında ortaöğretim içinde mesleki ve teknik ortaöğretimin payı yüzde 42,3 iken bu oran
2002-2003 öğretim döneminde okul türleri arasında farklı katsayı uygulamasının da etkisiyle
yüzde 32,3’e gerilemiştir. Ancak, 2002 yılında başlatılan meslek yüksekokullarına (MYO)
sınavsız geçiş uygulaması, 2005-2006 öğretim döneminden itibaren genel ve mesleki eğitimde 9.
sınıfların ortak olması ve yönlendirme faaliyetlerinin de etkisiyle bu oran artmaya başlamış ve
2008-2009 öğretim dönemi itibarıyla yüzde 40,8’e yükselmiştir. Bununla beraber; ilköğretimden
ortaöğretime geçiş sisteminin öğrencilerin ilgi, beceri ve kabiliyetlerini dikkate almaktan uzak
olması, ilköğretimde etkin bir yönlendirme sisteminin kurulamamış olması mesleki eğitimin
ortaöğretim içindeki payının artışını sınırlamaktadır. Buna ek olarak, yükseköğretime geçişteki
katsayı uygulamasının kaldırılması sonucunda mesleki ve teknik eğitime olan talebin artarak
devam etmesi ve OECD ve AB ortalaması olan yüzde 50 oranına ulaşılması beklenmektedir.
Önümüzdeki dönemde ise mesleki ve teknik ortaöğretimin işgücü piyasası ile uyum düzeyinin
artırılmasına yönelik çalışmalar daha çok önem kazanacaktır.
Eğitimin temel kademelerinde sağlanan gelişmelere paralel olarak yükseköğretim kademesinde
de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu çerçevede, yükseköğretime erişimi artırmak amacıyla son
yıllarda iki önemli adım atılmıştır. Bunlardan ilki; 2006 yılında 15, 2007 yılında 17 ve 2008
yılında 9 olmak üzere toplam 41 yeni devlet üniversitesi kurulmasıdır. Aynı dönemde vakıf
üniversitelerinin kurulması da teşvik edilmiş; 2007 yılında 5, 2008 yılında 5 ve 2009 yılında 9
olmak üzere toplam 19 yeni vakıf üniversitesi kurulmuştur. Sonuç olarak, ülkemizde üniversiteler
3
bütün illere yaygınlaştırılmış olup 94’ü devlet ve 45’i vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı
139’a ulaşmıştır.
Yükseköğretime erişimin artırılmasına yönelik olarak atılan ikinci önemli adım ise 2008 ve 2009
yıllarında örgün yükseköğretim kontenjanlarının sırasıyla yüzde 28,1 ve yüzde 16,6 oranında
artırılmasıdır.
Kontenjanlardaki artışa paralel olarak örgün yükseköğretime yerleşen öğrenci sayısında da artış
yaşanmış ve 2009 yılı itibarıyla bu sayı 529 bine ulaşmıştır. Bu gelişmelerin sonucu olarak 9.
Kalkınma Planı döneminde yüzde 33 ve yüzde 48 olarak öngörülen örgün yükseköğretim
okullaşma oranı ile toplam yükseköğretim okullaşma oranı hedefi aşılarak sırasıyla yüzde 35,3’e
ve yüzde 54,2’ye ulaşmıştır.
Diğer yandan, 2009 yılında Öğrenci Seçme Sınavına (ÖSS) 1.451 bin aday başvurmuştur.
Başvuran adayların sadece yüzde 40’ı (583 bin) ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmakta, geri
kalan kısmı ise önceki yıllarda yerleşememiş, bir yükseköğretim programına yerleşmiş ve bir
programdan mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır.
Ortaöğretim mezun sayısı ile örgün yükseköğretim kontenjanı karşılaştırıldığında yükseköğretim
arzının ortaöğretimden yükseköğretime geçiş için yeterli olduğu göze çarpmaktadır. Bununla
birlikte, örgün yükseköğretim programına yerleşen kişilerin sadece yüzde 47’si (252 bin)
ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmaktadır.
Önceki yıllarda herhangi bir programa yerleştirildiği halde tekrar sınava girenler ile yerleşmemiş
olanların ÖSS’ye başvuran adaylar içindeki yoğunluğu, yükseköğretime giriş sisteminin
etkinliğine ilişkin sorunlar ile ortaöğretim kademesinde yönlendirme ve mesleki rehberlik
hizmetlerinin kalitesine ilişkin sorunları gündeme getirmektedir. Bu sorunlar, ortaöğretimden
yükseköğretime geçiş sisteminin bütüncül bir bakış açısıyla yeniden ele alınması gerekliliğini
ortaya koymaktadır.
Ortaöğretim ve daha üst seviyede eğitim alanların oranı Türkiye’de yüzde 29 iken bu oran OECD
ve AB-19 ülke ortalamalarında yüzde 70’tir.
Eğitimde kalma beklentisi Türkiye’de OECD ve AB-19 ülke ortalamalarına kıyasla düşüktür.
Ayrıca, söz konusu ülkelerde kadınların erkeklere kıyasla daha fazla eğitimde kalmalarına
rağmen Türkiye’de bu durum tam tersidir.
Eğitime erişimdeki sorunların yanı sıra, eğitimin kalitesine ilişkin sorunlar da önemini
korumaktadır. Eğitim kalitesinin artırılması açısından, müfredatın güncelleştirilmesi, ihtiyaç
duyulan alanlarda yeterli sayıda ve nitelikte öğretmen istihdam edilmesi ve hizmet içi eğitim
yoluyla niteliklerinin artırılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, ilköğretimde
ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi, etkin bir rehberlik ve danışmanlık sisteminin
kurulması, mesleki eğitimin işgücü piyasasıyla uyumunun sağlanması, okullarda bilgi ve iletişim
teknolojilerinin etkin kullanılması alanlarında sorunlar bulunmaktadır. Bu kapsamda kaliteli
eğitim imkanlarına erişim sağlanması açısından bireyler, okullar ve bölgeler arasındaki
eşitsizliklerin giderilmesi ihtiyacı önem taşımaktadır.
4
Son beş yılda derslik sayısında yüzde 16,5 oranında artış sağlanmasına rağmen, yapılan
dersliklerin bir bölümünün bilgi teknolojisi (BT) sınıfı, laboratuar, kütüphane gibi eğitimin
kalitesini artıran diğer eğitim birimleri için kullanılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının
istenilen oranda azaltılamamasına neden olmaktadır. Son yıllarda Türkiye genelinde ilköğretimde
derslik başına düşen öğrenci sayısı 30’a yaklaşmakla birlikte, özellikle göç alan büyük şehirler ile
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde bu oranın yüksek olduğu görülmektedir. Söz
konusu sorun bu illerin kent merkezlerinde daha belirgindir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı
Şanlıurfa’da 53, İstanbul’da 49’dur.
TABLO 3
EĞİTİM KADEMELERİNE GÖRE ÖĞRENCİ / DERSLİK VE ÖĞRENCİ /
ÖĞRETMEN SAYILARI
İlköğretim
Ortaöğretim
Genel Lise
Mes. ve Teknik
Lise
Öğrenci/Derslik Sayısı
Şehir
Köy
Öğrenci/Öğretmen Sayısı
Öğrenci/Derslik Sayısı
Öğrenci/Öğretmen Sayısı
Öğrenci/Derslik Sayısı
Öğrenci/Öğretmen Sayısı
Öğrenci/Derslik Sayısı
Öğrenci/Öğretmen Sayısı
2006-2007
34
41
23
26
31
16
32
18
29
14
2007-2008
33
40
23
24
29
15
28
16
29
14
2008-2009
32
38
22
23
31
17
29
18
33
16
Kaynak: MEB
Son yıllarda gözlemlenen iyileşmelere rağmen eğitimde fiziki altyapı sorunu önemini
korumaktadır. İlköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı OECD ve AB ülkeleri
ortalamalarının üzerindedir.
İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara devam edilmesine rağmen, 20082009 öğretim dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan öğrencilerin oranı yüzde 47,3
düzeyinde kalmıştır. Ayrıca, birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören öğrenci sayısında azalma
görülmekle birlikte, bu sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin oranı yüzde 3,6’dır.
Öğretmenlerin ülke geneli dağılımında bölgeler arası farklılıklar önemini korumaktadır. Türkiye
genelinde ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 23 iken bu sayı Şanlıurfa’da 35’tir.
Eğitimin temel kademelerinde sağlanan nicel artışlara rağmen öğrencilerin sahip olduğu eğitim
imkânları açısından bölgeler arasındaki farklılıklar önemini korumaktadır.
Türkiye’de yükseköğretim kademesindeki öğrenciye yapılan kamu harcaması temel eğitim
kademesindeki öğrenciye yapılan kamu harcamasının dört katıdır. Tüm eğitim kademelerine
yapılan kamu harcamaları OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında düşük seviyede kalmakla
beraber eğitimin temel kademeleri ile yükseköğretim kademesi arasındaki dengesizliğin
giderilmesi gerekmektedir.
5
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başta olmak üzere yükseköğretim yönetim sisteminin yeniden
yapılandırılamaması ve buna bağlı olarak üniversitelerin idari ve mali özerkliklerinin tam
anlamıyla sağlanamaması kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte, kalite
değerlendirme ve hesap verebilirlik sisteminin işlerlik kazanamaması, üniversitelerin gelir
yaratma kapasitelerinin düşük olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarının yüksek
olması ve fiziki altyapı yetersizlikleri kaliteyi etkileyen diğer önemli sorunlar olarak karşımıza
çıkmaktadır.
YÖK’ün, uzmanlık esasına dayalı planlama ve eşgüdümden sorumlu olacak şekilde yeniden
yapılandırılması, üniversitelerin idari yönetiminde profesyonel yöneticilik anlayışına geçilmesi ve
üniversitelerin performansa dayalı olarak esnek harcama yapabilmelerine imkan verecek torba
bütçe benzeri modellerin uygulanması ihtiyacı önemini korumaktadır.
Yükseköğretimin GSYH’den aldığı pay yüzde 0,8 iken bu oranın OECD ve AB-19 ortalaması
sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 1,1’dir. Yükseköğretime ayrılan kamu kaynaklarının yetersiz kalması
nedeniyle yükseköğretimin finansman yapısının gözden geçirilmesi önem arz etmektedir.
2008 yılı itibarıyla üniversite gelirlerinin yaklaşık yüzde 53,9’unu Merkezi Yönetim Bütçesinden
aldığı pay, yüzde 33’ünü döner sermaye gelirleri ve yüzde 13,1’ini özel gelirler oluşturmaktadır.
Bu durum, üniversitelerin gelirlerinin önemli bir kısmını merkezi yönetim bütçesinden tahsis
edilen kaynakların oluşturduğunu ve üniversitelerin gelir yaratma kapasitesinin oldukça düşük
seviyelerde olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, üniversitelerin sanayi ile işbirliği kurmaları,
katma değere dönüşecek projeler üretmeleri ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek
mekanizmaları kurmaları gerekmektedir. Yükseköğretimin yarı kamusal bir hizmet olması ve ilk
ve ortaöğretime kıyasla daha fazla kişisel getiri sağlaması nedeniyle, öğrenci katkı paylarının
yükseköğretimin finansmanındaki payının artırılması ihtiyacı devam etmektedir.
Öğretim üyesi başına öğrenci sayısının yüksek olması ve öğretim üyelerinin üniversiteler
arasında dengesiz dağılımı yükseköğretimin bir diğer sorunudur.
2009 yılında örgün öğretimdeki öğrencilerin yüzde 8,3’ü vakıf üniversitelerinde öğrenim
görmekte iken öğretim elemanlarının yüzde 10,3’ü bu üniversitelerde görev yapmaktadır.
Öğrencilerin yüzde 32,4’ünün, öğretim üyelerinin de yüzde 51,7’sinin üç büyük ilde
yoğunlaşması sonucunda, bu illerde öğretim üyesi başına 28,2 öğrenci düşmektedir.
6
TABLO 4
EĞİTİM KURUMLARININ KADEMELERE GÖRE OKUL, ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN
VE DERSLİK SAYISI
Öğrenci sayısı
Eğitim Kademesi
Genel Toplam
Örgün Eğitim Toplamı
Örgün Eğitim(Resmi)
Örgün Eğitim(Özel)
Örgün Eğitim (Açıköğretim)
Okul Öncesi Eğitim
Okul Öncesi(Resmi)
Anaokulu
Anasınıfı
657 S.K.191 Mad. Göre Açılan Kurumlar
Okul Öncesi(Özel)
Anaokulu
Anasınıfı
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu
İlköğretim
İlköğretim(Resmi)
İlköğretim (Özel)
Açık İlköğretim
Ortaöğretim
Ortaöğretim(Resmi)
Ortaöğretim(Özel)
Açıköğretim Lisesi
Genel Ortaöğretim Toplamı
Genel Ortaöğretim(Resmi)
Genel Ortaöğretim(Özel)
Açıköğretim Lisesi
Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Toplamı
Mesleki ve Teknik Lise(Resmi)
Mesleki ve Teknik Lise(Özel)
Açıköğretim Lisesi
Yaygın Eğitim (3)
Resmi
Özel
Öğretmen
Okul /
Kurum
59.539
46.100
42.007
4.091
2
3.877
1.396
1.248
22.225 (1)
148
2.481
928
579(1)
Toplam
Erkek
Kadın
Toplam
23.199.865
16.137.436
14.688.342
458.108
990.986
980.654
892.735
148.285
735.754
8.696
87.919
32.389
19.087
12.171.432
8.445.996
7.658.072
248.130
539.795
511.127
464.743
77.639
382.616
4.488
46.384
17.031
10.212
11.028.433
7.691.440
7.030.270
209.978
451.191
469.527
427.992
70.646
353.138
4.208
41.535
15.358
8.875
800.028
707.052
655.517
50.853
14.513
7.038
6.356
28.088(2)
682
6.793
873
786(2)
1.553
36.443
19.141
17.302
5.920
33.310
32.430
879
1
8.913
8.181
731
1
4.067
3.357
709
1
4.846
4.824
22
13.439
2.165
11.274
10.916.643
10.274.728
251.967
389.948
4.240.139
3.520.879
118.222
601.038
2.420.691
1.882.426
116.619
421.646
1.819.448
1.638.453
1.603
179.392
7.062.429
3.856.465
3.205.964
5.632.328
5.288.749
136.133
207.446
2.302.541
1.904.579
65.613
332.349
1.268.098
958.162
64.666
245.270
1.034.443
946.417
947
87.079
3.725.436
1.659.072
2.066.364
5.284.315
4.985.979
115.834
182.502
1.937.598
1.616.300
52.609
268.689
1.152.593
924.264
51.953
176.376
785.005
692.036
656
92.313
3.336.993
2.197.393
1.139.600
485.677
458.046
27.631
206.862
190.433
16.429
111.896
95.784
16.112
94.966
94.649
317
92.976
10.602
82.374
Kaynak: MEB
(1)Okul öncesi eğitimde 22.225 resmi anasınıfı ile 579 özel anasınıfı okul sayısına dahil edilmemiştir.
(2)28.885 okul öncesi öğretmeni kadroların bulunduğu kurumların öğretmen sayılarında gösterilmiştir. Toplama dâhil edilmemiştir.
(3)Yaygın eğitim kurumlarına ait kursiyer sayısı bilgileri 2008/’09 öğretim yılı sonu itibariyle verilmiştir.
7
TABLO 5
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARINDA OKUL, ÖĞRENCİ, ÖĞRETMEN VE DERSLİK
SAYISI
Eğitim Kademesi
Genel Toplam
Örgün Eğitim Toplamı
Okul Öncesi Eğitim
İlköğretim
Ortaöğretim
Genel Ortaöğretim
Mesleki ve Teknik
Ortaöğretim
Yaygın eğitim toplamı
Özel Dershaneler
Motorlu taşıt sürücüleri
Kursu
Muhtelif Kurslar
Özel Eğitim ve Eğitim ve
Rehabilitasyon Merkezi
Özel Özel Eğitim Okulu
Özel Etüt Eğitim Merkezi
Okul/Sınıf/Kurum
15.944
4.670
3.060
879
731
709
Öğrenci Sayısı
Toplam
Erkek
Kadın
3.664.072 2.314.494 1.349.578
458.108
248.130
209.978
87.919
46.384
41.535
251.967
136.133
115.834
118.222
65.613
52.609
116.619
64666
51.953
Öğretmen Sayısı
Toplam Erkek Kadın
1.606.382 55.304 51.304
24.008
8.450 15.558
7.579
217
7.362
27.631
8.673 18.958
16.429
8.233
8.196
16.112
8.088
8.024
Derslik
116.191
38 204
11.977
17.952
8.275
8.126
22
1.603
947
656
317
145
172
149
11.274
4.193
3.205.964
1.174.860
2.066.364
600.903
1.139.600
573.957
82.374
50.432
46.854
27.640
35.520
22.792
77.987
43.445
2.899
1.529.268
1.182.439
346.829
17.198
13.946
3.252
8.160
1.895
264.063
143.326
120 737
3.973
1.843
2.130
7.199
1.656
199.594
117 902
81.692
9.770
2.992
6.778
17.613
136
495
22.562
15.617
13.382
8.412
9.180
7.205
1.001
433
568
1.570
Kaynak: MEB
(1)Yaygın Eğitim Kurumlarına ait kursiyer sayısı bilgileri 2008/’09 öğretim yılı sonu itibariyle verilmiştir.
Yükseköğretim sistemindeki son genişlemeyle birlikte yeni kurulan üniversitelerin fiziki
ihtiyaçlarının karşılanması daha da öncelikli bir konu haline gelmiştir. Yükseköğretim
kurumlarında ilave kapalı alanlar yaratılması gereği bulunmakla birlikte mevcut kapalı alanların
da daha etkin şekilde kullanılması önem arz etmektedir.
Artan üniversite sayısı ve örgün yükseköğretim kontenjanlarına paralel olarak yurt ihtiyacı da
artmaktadır. Bu çerçevede, 2009-2010 öğretim dönemi itibarıyla, yükseköğretim düzeyindeki
yurt kapasitesi yaklaşık 426 bin’dir. Bu kapasitenin yaklaşık 230 bini YURT-KUR yurtlarından,
50 bini üniversite yurtlarından, 146 bini de özel yurtlardan oluşmakta olup YURT-KUR
yurtlarında başvuru yapılabilecek boş yatak kapasitesi 98 bin iken başvuran sayısı 255 bin olmuş
ve karşılama oranı yüzde 38,6 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, YURT-KUR yurtları özellikle
maliyet ve güvenlik açısından öğrenciler ve aileleri tarafından öncelikli olarak tercih edilmekte;
son yıllarda yeni açılan yurtların kalite standartlarının yüksek olması, eski yurtların da yapılan
iyileştirme çalışmaları neticesinde kalite standartlarının yükseltilmesi yurtların yaklaşık yüzde
100 kapasite ile hizmet vermesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Bu çerçevede, önümüzdeki
dönemde yükseköğretimdeki genişlemeyle beraber öğrencilerin barınma ve burs-kredi
ihtiyaçlarının artacağı göz önünde bulundurulduğunda, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi
gerekmekte ve buna bağlı olarak YURT-KUR’ un kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine ihtiyaç
duyulmaktadır.
Küreselleşme sürecinde bireylerin diğer ülkelerde yaşama, çalışma ve öğrenim fırsatlarını elde
etmesi ve bilgi ekonomisi sürecinde küresel bilgi paylaşımının önem kazanmasıyla birlikte
8
uluslararasılaşma yükseköğretimde önemli bir eğilim haline gelmiştir. Bu eğilime paralel olarak
2006 yılında dünyadaki toplam yabancı öğrenci sayısı yaklaşık 3 milyona ulaşmış olup yabancı
öğrencilerden en büyük payı yüzde 20 oranı ile ABD alırken Türkiye dünyadaki yabancı
öğrencilerden yüzde 0,7 düzeyinde bir pay almaktadır. Bu itibarla, yükseköğretimde
uluslararasılaşma boyutu konusunda farkındalığın artırılarak ihtiyaç duyulan desteğin sağlanması,
Türkiye’nin bu alandaki ulusal politika eksikliğinin giderilmesi, dünyadaki yabancı öğrencilerden
daha fazla pay alarak öğrenci çeken bir ülke konumuna gelmesine yönelik yeni bir yapılanmaya
gidilmesi gerekmektedir.
TABLO 6
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE
ÖĞRENCİ SAYILARI
Mezun
2001/’02
2002/’03
2003/’04
2004/’05
2005/’06
2006/’07
2007/’08
2008/’09
234.181
267.791
289.579
296.113
316.128
340.599
378.818
409.023
2001/’02
2002/’03
2003/’04
2004/’05
2005/’06
2006/’07
2007/’08
2008/’09
4.221
4.951
5.641
4.933
5.337
5.898
6.926
8.096
Okuyan
Türkiye
1.568.384
1.798.623
1.841.546
1.969.086
2.181.217
2.291.762
2.372.136
2.757.828
Sakarya
20.387
22.582
24.087
27.362
31.981
36.198
38.565
42.124
Yeni Kayıt
418.315
567.511
492.828
543.035
603.529
580.992
602.248
807.400
7.082
7.639
7.975
9.157
10.787
11.619
11.531
14.948
Kaynak: Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
Not 1. Veri tabanında öğretim dönemi, ilgili dönemin ilk yılı olarak gösterilmiştir. Örnek: 2001/2002 dönemi 2001 olarak
gösterimli
2. Orta Doğu Teknik Üniversitesine bağlı Kuzey Kıbrıs Kampüsün’de kayıtlı, okuyan ve mezun olan öğrenci sayıları Türkiye
toplamında verilmiştir.
3. Mezun öğrenciler bir önceki dönemin mezunlarıdır.
9
SAKARYA EĞİTİM
TABLO 7
Sakarya ilinde 2009-2010 eğitim ve öğretim yılı itibariyle
Okuma –Yazma Oranı
Toplam Okul Sayısı
( Kamu: 470, Özel: 23)
Toplam Derslik Sayısı
( Kamu: 5.584, Özel: 359)
Toplam Öğrenci Sayısı
( Kamu: 170.507, Özel: 5.248)
Toplam Öğretmen Sayısı
( Kamu: 7.893, Özel: 538)
Anaokulu Sayısı
( Özel: 3, Resmi: 20 )
Anaokulu Derslik Sayısı
( Kamu: 532, Özel: 86)
Anasınıfı Öğrenci Sayısı
( Kamu: 12.891, Özel: 1.120)
Anaokulu Öğretmen Sayısı
( Kamu: 602, Özel: 103)
Okul öncesi Okullaşma Oranı
İlköğretim Okulu Sayısı
( Kamu:366, Özel:9)
İlköğretimde Derslik Sayısı
( Kamu: 3.755, Özel:163)
İlköğretimde Öğrenci Sayısı
( Kamu:113.988, Özel: 2.804)
İlköğretimde Öğretmen Sayısı
( Kamu: 4.909, Özel: 252)
İlköğretimde Okullaşma Oranı
SBS 2009 Yılı İl Sıralaması
Ortaöğretimde Okul Sayısı
( Kamu: 80, Özel: 11)
Ortaöğretimde Derslik Sayısı
( Kamu: 1.259, Özel:110)
Ortaöğretimde Öğrenci Sayısı
( Kamu: 43.488, Özel: 1.324)
Ortaöğretimde Öğretmen Sayısı
( Kamu: 2.315, Özel: 183)
Orta Öğretimde Okullaşma Oranı
LYS 2009 Yılı İl Sıralaması
Halk Eğitim Merkezi Sayısı
Halk Eğitim Merkezlerinde Açılan Kurs Sayısı
Halk Eğitim Kurslarındaki Kursiyer Sayısı
Meslek Eğitim Merkezi Sayısı
Mesleki Eğitim Merkezindeki Öğrenci Sayısı
Mesleki Eğitim Merkezlerinde Açılan Kurs Sayısı
% 92
493
5.943
175.755
8.431
23
618
14.011
705
% 51
375
3.918
116.792
5.161
% 99
54
91
1.369
44.812
2.498
% 74
48
17
3.909
13.490
7
16.303
4.046
10
TABLO 8
TÜRKİYE VE SAKARYA OKULLAŞMA ORANI
OKULLAŞMA ORANI (%)
OKUL TÜRÜ
2007-2008
2008-2009
2009-2010
Sakarya
Türkiye
Sakarya
Türkiye
Sakarya
Türkiye
OKUL ÖNCESİ
54
28.5
60
33
54,42
38,55
İLKÖĞRETİM
92
97.3
99
96.4
98,22
98,17
ORTAÖĞRETİM
56
58.5
74
58.5
88,87
64,95
İl Genelinde 493 Okul (Okulöncesi, İlköğretim, Ortaöğretim ve Özel Eğitim), 5.943 Derslik,
8.431 Öğretmen, 175.755 Öğrenci, bulunmaktadır.
 Okuryazarlık oranı; % 92’dir
 Okul öncesi eğitimde; Toplam 23 bağımsız anaokulu (resmi+özel), 618 derslik
bulunmakta olup, 705 öğretmen görev yapmaktadır. Öğrenci sayısı 14.011 ve okullaşma
oranı %51’dir.
 İlköğretimde; Toplam 375 ilköğretim okulunda, 3.918 derslik bulunmakta olup 5.161
öğretmen görev yapmaktadır. İlköğretimde 116.792 öğrenci eğitim görmekte ve
okullulaşma oranı % 99’dur. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 29’dur.
 Orta öğretimde; Toplam 91 orta öğretim okulunda 1.369 derslik bulunmakta toplam
3.639 öğretmen görev yapmaktadır. 43.671 öğrenci eğitim görmekte ve okullulaşma oranı
% 80’dir. Orta öğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 32’dir.
 Mesleki eğitim alanında; il genelinde toplam 43 meslek lisesi, 638 derslik bulunmakta,
toplam 1.412 öğretmen görev yapmaktadır. İlde 26.052 öğrenci bulunmaktadır. İlde
mesleki eğitimin orta öğretim içindeki ağırlık payı %57’dir.
11
TABLO 9
SAKARYA İLİNDE EĞİTİMİN KADEMELERE GÖRE DURUMU
EĞİTİM KADEMELERİ
OKUL ÖNCESİ
İLKÖĞRETİM
ÖZEL EĞİTİM
ORTAÖĞRETİM
MESLEK LİSESİ
TOPLAM
OKUL SAYISI
DERSLİK SAYISI
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRT. + USTA
ÖĞRT. SY.
OKUL SAYISI
DERSLİK SAYISI
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRETMEN
SAYISI
OKUL SAYISI
DERSLİK SAYISI
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRETMEN
SAYISI
OKUL SAYISI
DERSLİK SAYISI
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRETMEN
SAYISI
OKUL SAYISI
DERSLİK SAYISI
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRETMEN
SAYISI
OKUL SAYISI
DERSLİK SAYISI
ÖĞRENCİ SAYISI
ÖĞRETMEN
SAYISI
KAMU
ÖZEL
TOPLAM
20
532
12.891
602 +
(20 Grv.)
366
3.755
113.988
3
86
1.120
9
163
2.804
23
618
14.011
705
+(20 Grv.)
375
3.918
116.792
4.909
252
5.161
4
38
140
-
4
38
140
67
-
67
37
621
17.436
11
110
1.324
48
731
18.760
903
183
1.086
43
638
26.052
-
43
638
26.052
1.412
-
1.412
470
5.584
170.507
23
359
5.248
493
5.943
175.755
7.893
538
8.431
103
OKULLAŞMA
ORANI (%)
51
98,98
-
31,24
42,62
12
TABLO 10
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ 2009- 2010 ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ SAYILARI
1.ÖĞRETİM
FEN BİLİM. ENST.
SOSYAL BİL. ENS
TOPLAM
TIP FAKÜLTESİ
MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ
İKT. VE İDR. BİL.
FAKÜLTESİ
İLAHİYAT FAAKÜLTESİ
TEKNİK EĞİTİM FAKÜLTESİ
DEVLET KONSERVATUVARI
EĞİTİM FAKÜLTESİ
GÜZEL SANATLAR
FAKÜLTESİ
TOPLAM
SAĞLIK YÜKSEKOKULU
BEDEN EĞT. VE SP. Y.O.
TOPLAM
SAKARYA MYO
HENDEK MYO
AKYAZI MYO
GEYVE MYO
KARASU MYO
SAPANCA MYO
SAĞLIK HİZMETLERİ MYO
ADAPAZARI MYO
FERİZLİ MYO
PAMUKOVA MYO
KAYNARCA SEYFETTİN
SELİM MYO
ALİFUAT CEBESOY MYO
TOPLAM
TOPLAMLAR
2.ÖĞRETİM
K
E
TOP.
K
E
TOP
506
1007
1513
31
863
1926
1232
1770
3002
22
2801
1159
1738
2777
4515
53
3664
3085
0
0
0
0
489
1245
1
0
1
0
2082
779
1
0
1
0
2571
2024
KIZ
1.Ö2.Ö
506
1007
1513
31
1352
3171
1511
1600
3111
1127
1309
2436
448
98
72
1056
344
763
152
837
792
861
224
1893
152
85
0
829
38
745
0
603
194
70
264
0
6199
394
163
557
584
256
230
636
281
707
348
1617
190
423
77487
88
252
340
1483
668
606
424
420
597
72
4786
105
295
13947
482
415
897
2067
924
836
1060
701
1304
420
6403
295
718
112
78
327
5711
13980
227
9761
20851
ERKEK
1.Ö-2.Ö
G.TOP.
1233
1770
3003
22
4883
1938
1739
2777
4516
53
6235
5109
2638
2909
5547
190
830
0
1432
600
183
72
1885
382
1508
152
1440
982
1691
224
3325
0
0
194
70
264
3927
0
156
156
299
212
184
380
182
461
152
0
0
232
5556
0
224
224
1121
587
401
302
361
442
45
0
0
242
9483
0
380
380
1420
799
585
682
543
903
197
0
0
474
10126
394
319
713
883
468
414
1016
463
1168
500
1617
190
655
13304
88
476
564
2604
1255
1007
726
781
1039
117
4786
105
537
23430
482
795
1277
3487
1723
1421
1742
1244
2207
617
6403
295
1192
190
83
70
153
195
148
343
554
15472
34831
263
2448
6531
213
3784
9565
476
6232
16096
590
8159
20511
440
13545
30416
1030
21704
50927
13
TABLO 11
SAKARYA ÜNİVERSİTESİ
Sakarya Üniversitesi Fakülte Sayısı
Yüksek Okul Sayısı
Meslek Yüksek Okulu Sayısı
Konservatuar Sayısı
Enstitü Sayısı
Bölüm Sayısı
Program Sayısı
Sakarya Üniversitesi Öğrenci Sayısı
Sakarya Üniversitesi Toplam Mezun Sayısı
Sakarya Üniversitesi Toplam Mezun Sayısı (Y.lisans+ Doktora dâhil)
Sakarya Üniversitesi Mezun Sayısının İl Nüfusuna Oranı
Sakarya Üniversitesi Akademik Personel Sayısı
(105 Prf.,82 Doç.,392 Yrd. Doç.,325 Öğt.Gör.,295 Arş. Gör, 1255 Akademik
Personel, 622 İdari Per.)
8
2
12
1
2
145
260
50.927
68.726
74.184
% 8,6
1.342
TABLO 12
GELEN ÖĞRENCİ SAYILARI
TOPLAM
50.927
31.002
19.925
CİNSİYET
K
20.511
11.259
9 252
E
30.416
19.743
10.673
14
SAĞLIK
SAĞLIK
1. Mevcut Durum
Sağlık alanında son yıllarda yürütülen çalışmaların ve Sağlıkta Dönüşüm Programının etkisiyle hizmet
sunumu, hizmete erişim, temel sağlık göstergeleri ve sağlık hizmetlerinden duyulan memnuniyet
düzeyinde olumlu gelişmeler gerçekleşmiştir. Ancak, fiziki altyapı ve sağlık personelinin kent-kır ve
bölgeler arası dağılımındaki farklılıklar ile sağlık hizmetlerinin finansmanın sürdürülebilirliğine ilişkin
sorunlar önemini korumaktadır.
TABLO 1
NÜFUSA İLİŞKİN TEMEL SAĞLIK GÖSTERGELERİ
Nüfus Artış Hızı (Binde) (1) (2)
Bebek Ölüm Hızı (Binde) (1) (2)
Toplam Doğurganlık Oranı (1) (2)
Doğuşta Hayatta Kalma Ümidi (Yıl) (1)
2005
12,6
23,6
2,19
71,3
2006
12,4
22,6
2,18
71,5
2007
12,1
21,7
2,17
71,7
2008
11,8
17,6
2,15
71,8
Kaynak: DPT
(1): 2005-2007 arası veriler Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verilerine göre yapılmış DPT tahminidir.
(2): 2008 verisi TNSA(2008) çalışmasından alınmıştır.
1968 yılından beri her 5 yılda bir yapılmakta olan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasının (TNSA) 2008
yılı çalışması tamamlanmıştır. Bu çalışmaya göre, son yirmi yılda doğurganlık hızında belirgin azalma
görülmekte olup, bölgeler arası dağılımda farklılıklar bulunmaktadır. 2008 yılı TNSA sonuçlarına göre,
doğurganlık hızı yüzde 2,16’ya düşmüş olup yenilenme hızı olan 2,15 seviyesine yaklaşılmıştır. Kırsal
alanda doğurganlık hızının kentsel alana göre daha fazla olduğu ancak yıllar itibarıyla aradaki farkın
azaldığı görülmektedir.
Yaşa özel doğurganlık hızlarında, eğitim seviyesinin ve ilk evlenme yaşının yükselmesiyle beraber
dönemler itibarıyla değişimler gözlenmektedir. 1978-2003 döneminde 20-24 yaş grubu, yaşa özel
doğurganlık hızının en yüksek olduğu grup iken ilk defa 2008 yılı TNSA sonuçlarına göre en yüksek hızın
25-29 yaş grubuna kaydığı görülmüştür. Diğer bir değişle, doğurganlığın ertelenmesi ülkemizin
doğurganlık dönüşümünün dikkat çekici bulgularındandır.
Bebek ve beş yaş altı çocuk ölüm oranları yıllar itibarıyla ciddi düşüş göstererek 2008 yılında bin canlı
doğumda sırasıyla 17,6 ve 23,9’a gerilemiştir. Ancak, bebek ve beş yaş altı ölüm oranları, gelir seviyesi ve
annenin eğitim düzeyiyle orantılı olarak azalmaktadır. Kırsaldaki ölüm oranları kentsel alanda
yaşayanlara, doğu ve güney bölgelerdeki ölüm oranları ise diğer bölgelere göre daha yüksektir.
Anne ve bebek sağlığı açısından önemli olan doğum öncesi bakım alma ve doğumun bir sağlık
kuruluşunda yapılma oranlarında, yürütülen çalışmaların da etkisiyle iyileşmeler görülmektedir. 2003
yılında yüzde 80,2 olan doğum öncesi bakım alma oranı 2008 yılında yüzde 92’ye yükselmiş, doğumun
sağlık kuruluşunda yapılma oranı ise 2003 ve 2008 yıllarında sırasıyla yüzde 78,2 ve yüzde 89,7 olarak
gerçekleşmiştir. Ancak, kırsal alanda doğumların yüzde 20,4’ünün, kentsel alanda ise 5,4’ünün evde
yapıldığı görülmektedir. Annenin eğitim seviyesi değerlendirildiğinde; lise ve üzeri eğitim almış
annelerde evde doğum yapma oranı yüzde 0,3 iken eğitim almamış annelerde yüzde 28,3’e ulaşmaktadır.
Annelerin yüzde 84,8’inin bebeklerin ise yüzde 89,7’sinin doğumdan sonraki iki ay içinde bakım
hizmetini en az bir kez aldıkları görülmektedir. Hem anne hem de bebeklerdeki doğum sonrası bakım
alma oranı, eğitim seviyesi ve gelir seviyesi arttıkça yükselmektedir.
2003 yılında yüzde 54 olan tam aşılı çocuk oranı 2008 yılında yüzde 74’e yükselmiştir. Kızamık ve BCG
aşıları sırasıyla 2003 yılında yüzde 79 ve yüzde 88 iken, 2008 yılında yüzde 83 ve yüzde 96’ya yükselmiş
olup, bağışıklamaya yönelik yürütülen çeşitli programların da etkisiyle, son 5 yılda aşılanmayla ilgili
önemli bir gelişme kaydedilmiştir. Ancak, annenin eğitim seviyesi bebeğin aşılanması üzerinde etkili
olmaktadır. En az lise mezunu olan annelerin bebeklerinin aşılanma oranı yüzde 80 iken, eğitimsiz
annelerin bebeklerinin ancak yarısı tam aşılıdır.
Dünya Sağlık Örgütü, nüfusun yaşlanmasına bağlı olarak 2030 yılına kadarki dönemde bulaşıcı olmayan
hastalıklara bağlı ölümlerde belirgin bir artış olacağını; kansere, kardiyovasküler hastalıklara ve trafik
kazalarına bağlı ölümlerin toplam ölümlerin yüzde 56’sını oluşturacağını tahmin etmektedir. Ülkemizde
yaşlı nüfusun oranının giderek artacağı da dikkate alındığında bulaşıcı olmayan hastalıklara yönelik
koruyucu sağlık hizmetlerinin çeşitlendirilmesi önem arz etmektedir. Kanseri önleme ve tarama
programları kapsamında kanser erken teşhis, tarama ve eğitim merkezlerinin (KETEM) sayısı 120’ye
ulaşmıştır. Türkiye Kronik Havayolu Hastalıklarını (Astım-KOAH) Önleme ve Kontrol Programı 20092013 Eylem Planı hazırlanmıştır.
Ülkemizin sağlık hizmet altyapısında son yıllarda özellikle yatak kapasitesi açısından iyileşmeler
görülmektedir. 2005-2008 döneminde yatak kapasitesi yüzde 6 oranında artmış olup yatak kapasitesinin
yüzde 62,7’si Sağlık Bakanlığına, yüzde 16,9’u üniversitelere, yüzde 11,2’si özel sektöre ve yüzde 9,2’si
Milli Savunma Bakanlığına (MSB) ve diğer kamu kurumlarına aittir. Sağlık Bakanlığı hastanelerindeki
hasta odalarının içerisinde banyosu ve tuvaleti bulunan en fazla ikişer kişilik odalara dönüştürülmesine
yönelik çalışmalar devam edilmektedir. Sağlık Bakanlığına ait hastanelerdeki nitelikli hasta yataklarının
sayısı 2007 yılında 17.319 iken 2008’de 22.786’ya ulaşmış olup hasta yatağı içerisindeki oranı yüzde
19’dur. Ülkemizdeki tüm hizmet vericilere ait hasta yatağı içerisinde nitelikli yatakların oranı ise 2008 yılı
itibarıyla yüzde 22,4’tür.
TABLO 2
YILLAR İTİBARIYLA HASTA YATAĞI SAYISI VE DOLULUK ORANLARI
(1)
Yatak Sayısı (Bin)
10.000 Kişiye Düşen Yatak Sayısı
Yatak Doluluk Oranı (Yüzde)
Kaynak: Sağlık Bakanlığı, DPT
(1) Yoğun bakım yatakları dahildir.
(2) DPT tahminidir.
2005
192,6
28,1
64,5
2006
196,6
28,3
64,2
2007
200,8
28,6
61,7
2008
204,1
28,7
63
2009 (2)
208,9
29,1
-
Sağlık hizmetlerine olan talep her yıl artmakta olup 2006-2008 döneminde hastanelere yapılan toplam
müracaat sayısı yüzde 26 artarken, özel sektörde bu artış yüzde 149 olarak gerçekleşmiştir. Müracaat
sayısının artışında, kamu hastanelerinin tek çatı altında toplanarak hizmet sunumundaki farklılıkların
azaltılması, özel sektör sağlık hizmetlerinden faydalanmanın kolaylaştırılması etkili olmuştur.
2008 yılında, toplam yatak kapasitesinin yüzde 11,2’sine sahip olan özel sektör, büyük ameliyatların
yüzde 26’sını ve toplam ameliyatların ise yüzde 48,1’ini gerçekleştirmiştir. Diğer taraftan, özel sektörün
yatak devir hızının 2008 yılında yüzde 110,5 olduğu, Sağlık Bakanlığının yüzde 49,9, üniversitelerin ise
yüzde 43,1’de kaldığı görülmektedir. Ayrıca, kurumların kendi sahip oldukları yatak sayısına oranla
yapılan büyük ameliyatların sayısına bakıldığında ise özel sektörün Sağlık Bakanlığının 2,1 katı,
üniversitelerin ise 2,2 katı olduğu görülmektedir.
Yatak kapasitesindeki iyileşmelere rağmen ülke genelindeki dağılım sorunları devam etmektedir. İllerin
sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyesine göre, MSB’ye ait hasta yatağı ve yoğun bakım yatakları hariç
olmak üzere on bin kişiye düşen yatak sayısı en gelişmiş olan bölgede 24,9 iken, en az gelişmiş olan
bölgede 15,4’tür. 2002 yılında 10.000 kişiye düşen yatak sayısı açısından en az gelişmiş olan bölge ile en
gelişmiş bölge arasında 2,9 kat olan fark 2008 sonu itibarıyla 1,62’ye düşmüştür. Yatakların bölgeler
arasında dengesiz dağılımı, sağlık personelinin de dengesiz dağılımına yol açan faktörlerden biridir.
2008 yılında on bin kişiye düşen aktif çalışan hekim sayısı 14,3 hemşire sayısı 13 iken AB ülkelerinde bu
sayılar sırasıyla 31,8 ve 73,1, Dünya Sağlık Örgütünün yüksek gelir grubu ülkelerinde ise 27 ve 86’dır.
Sağlık personeli ülke ortalaması, AB ve DSÖ ülkeleri ortalamasının gerisinde kalmakta, özellikle hemşire
açığının daha belirgin olduğu görülmektedir.
Hekim açığını azaltmak amacıyla 2007 yılında 4.751 olan tıp fakültesi kontenjanı yüzde 56 artırılarak
2009 yılında 7.408’e çıkartılmıştır. Aynı dönemde hemşire kontenjanı ise 5.674’ten 6.607’ye
çıkartılmıştır. Ülkemizde yüz bin kişiye düşen hemşire mezun sayısı 2008’de 6,1 olup bu sayı AB
ülkelerinde 28,6’dır. Hemşireler temel olarak halk sağlığı ve klinik hizmetlerde görev alabildiklerinden,
hemşire sayısının artırılması uzun vadede sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırıcı ve maliyetleri düşürücü
etkiye sahip olacaktır. Ayrıca, doktor/hemşire oranı 1,3 olup bu oranın azaltılması için hemşire
kontenjanlarının yükseltilmesi önem arz etmektedir.
Sağlık personelinin bölgeler arasında dengesiz dağılım sorunu azalmakla beraber önemini korumaktadır.
Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan mecburi hizmet, personel dağılım çalışmaları ve personelin ihtiyaç
olunan bölgede çalıştırılmasına yönelik teşvikler ile 2002-2008 döneminde uzman hekim açısından en iyi
ve en kötü iller arasındaki oran, 1.24,6’dan 1/7’ye, pratisyen hekimler için 1/7,4’ten 1/2,7’ye, hemşire için
ise 1/6,4’ten 1/3,9’a düşürülmüştür.
Aile hekimliği modeline geçilmesi ve etkili bir sevk zincirinin oluşturulması, hastanelerin etkinliğinin
artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi açısından önem arz etmektedir. Halen 40 ilde uygulanmakta olan
aile hekimliği sisteminin tüm yurda yaygınlaştırılması planlanmaktadır.
Acil sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi yönündeki çalışmalar ile 2005 yılında 977 olan acil yardım
istasyonu sayısı 2008 yılında 1.308’e, 2005 yılında 1.328 olan tam donanımlı ambulans sayısı 2008 yılı
sonunda 2.029’a ulaşmıştır.
Tedavi masraflarını kişilerin kendilerinin karşılaması özellikle düşük gelirli hanehalklarının daha da
fakirleşmesine sebep olabilmektedir. Yaşam Memnuniyeti Araştırmasının sonuçlarına göre; 2008 yılında
hastalanma durumunda tedavi masraflarının karşılanma yollarına bakıldığında, yüzde 72’sinin bir sosyal
güvenlik kurumundan, yüzde 14,9’unun kişinin kendisi tarafından, yüzde 10,4’ünün yeşil karttan, yüzde
1,3’ünün ise özel sigortadan karşılandığı görülmektedir. 2004 yılında yüzde 28,2 olan tedavi masraflarını
kendi karşılama oranının 2008 yılında yüzde 14,9’a gerilemesindeki en önemli etken, kırsal alanlarda
yaşayanlarda bu oranın 2004 yılında yüzde 34,6’dan yüzde 15’e düşmesidir.
Uzman personel eksikliği bulunan hastanelerin desteklenmesi, gereksiz sevklerin önlenmesi ve hizmet
sunumunda maliyet etkinliğinin sağlanması amacıyla geliştirilen Teletıp Projesinin radyoloji ve patoloji
alanındaki pilot uygulaması sürdürülmektedir. İlaç takip sistemi çalışmaları devam etmekte olup ilaç
takibi, sahte ilaç ve ambalajlardan korunmayı ve ilaçların güvenliği ile ilgili klinik verilerin toplanmasını
sağlayacak olan karekodun ürünler üzerine 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren yazılması zorunlu hale
getirilmiştir ve tüm ilaçlar 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren karekodlu olarak satılacaktır.
Yaşam Memnuniyeti Araştırması sonuçlarına göre, sağlık hizmetlerinin kalitesinde sorun olduğunu
düşünenlerin yüzdesi 2004-2008 döneminde 43,1’den 22,6’ya düşmüş olup bu dönemde gerçekleştirilen
iyileşmelerin etkisinin vatandaşlar tarafından olumlu yönde karşılandığı görülmektedir.
TABLO 3
YILLARA VE DALLARA GÖRE HASTANE YATAĞI SAYISI, TÜRKİYE
Genel Hastane
Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi
Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Diş Hastanesi
Diyabet Hastanesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri
Göğüs Hastalıkları Hastanesi
Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezleri
Göz Hastalıkları Hastanesi
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Kardiyoloji Hastanesi
Kemik Hastalıkları Hastanesi
Lepra Hastanesi
Meslek Hastalıkları Hastanesi
Onkoloji Hastanesi
Psikiyatri Hastanesi
Zührevi Hastalıklar Hastanesi
Toplam
2002
134.708
551
1.630
12
54
1.534
5.808
1.513
345
8.078
304
1.011
160
161
995
4.256
99
161.219
2006
154.528
317
2.407
38
64
1.690
4.925
2.056
357
10.437
316
762
150
160
967
4.443
79
183.696
2007
157.162
320
2.563
38
64
1.704
4.506
2.058
366
11.473
331
714
150
152
1.004
3.507
79
186.191
2008
157.778
320
2.333
55
64
1.660
4.468
2.403
475
11.527
605
635
175
156
973
4.359
79
188.065
Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Not: Diğer kamu kuruluşları ve yerel idarelere ait hastaneler genel hastanelere dahil edilmiştir.
TABLO 4
YILLARA VE DALLARA GÖRE HASTANE SAYILARI, TÜRKİYE
Genel Hastane
Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi
Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Diş Hastanesi
Diyabet Hastanesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezleri
Göğüs Hastalıkları Hastanesi
Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Merkezleri
Göz Hastalıkları Hastanesi
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi
Kardiyoloji Hastanesi
Kemik Hastalıkları Hastanesi
Lepra Hastanesi
Meslek Hastalıkları Hastanesi
Onkoloji Hastanesi
Psikiyatri Hastanesi
Zührevi Hastalıklar Hastanesi
Toplam
2002
986
7
9
1
2
15
28
6
8
64
5
3
2
3
5
9
2
1.155
Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Not: Diğer kamu kuruluşları ve yerel idarelere ait hastaneler genel hastanelere dahil edilmiştir.
2006
1.032
5
10
3
2
14
23
6
10
72
5
3
2
2
4
10
1
1.204
2007
1.140
5
10
4
2
13
22
6
15
73
5
3
2
2
4
10
1
1.317
2008
1.171
5
8
3
2
12
22
7
18
74
5
3
2
2
4
11
1
1.350
TABLO 5
BAZI SAĞLIK PERSONELİNİN SEKTÖRLERE DAĞILIMI, TÜRKİYE
2008
Uzman Hekim
Pratisyen Hekim
Asistan Hekim
Toplam Hekim
Hemşire
Ebe
Diş Hekimi
Eczacı
Sağlık Memuru
Sağlık Bakanlığı
25.886
29.899
7.751
63.536
70.022
43.600
5.425
1.192
59.846
Üniversite
11.562
147
12.264
23.973
14.153
494
577
181
5.782
Özel
18.786
3.812
0
22.598
15.735
3.579
13.957
23.405
18.365
Diğer *
739
1.905
400
3.044
-
Toplam
56.973
35.763
20.415
113.151
99.910
47.673
19.959
24.778
83.993
Kaynak: Personel Genel Müdürlüğü
* Diğer, Kamu kurumları ve yerel idarelere bağlı sağlık personelini içermektedir. Diğer sektörlerde çalışan hekim dışı sağlık
personeline yönelik Personel Genel Müdürlüğü’nün çalışmaları sürmektedir.
TABLO 6
YILLARA GÖRE BAZI SAĞLIK PERSONELİNİN SAYILARI, SAĞLIK BAKANLIĞI,
TÜRKİYE
Uzman Hekim
Pratisyen Hekim
Asistan Hekim
Toplam Hekim
Hemşire
Ebe
Diş Hekimi
Eczacı
Sağlık Memuru
2002
22.187
29.030
6.189
57.406
57.360
39.473
3.819
1.596
39.276
2006
25.586
28.077
7.629
61.292
62.901
41.387
4.183
1.190
47.432
2007
24.426
28.884
7.921
62.231
69.710
43.781
5.082
1.210
59.683
2008
25.886
29.899
7.751
63.536
70.022
43.600
5.425
1.192
55.901
Kaynak: Personel Genel Müdürlüğü
Not: Karşılaştırılabilir olması amacı ile 2002 yılına SSK personel sayıları dahil edilmiştir.
TABLO 7
YILLARA VE SEKTÖRLERE GÖRE TOPLAM HASTANE MÜRACAAT SAYISI,
TÜRKİYE
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Özel
Toplam
2002
109.737.182
8.891.333
5.680.954
124.309.469
Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü
2006
189.422.137
12.588.872
15.529.416
217.540.425
2007
209.630.370
15.025.079
24.485.650
249.141.099
2008
216.723.712
18.290.800
38.688.313
273.702.825
TABLO 8
YILLARA VE SEKTÖRLERE GÖRE YATAN HASTA SAYISI, TÜRKİYE
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Özel
Toplam
2002
4.169.779
781.990
556.494
5.508.263
2006
5.379.198
1.165.277
1.220.176
7.764.651
2007
5.674.935
1.262.973
1.782.381
8.720.289
2008
5.959.585
1.389.449
2.338.211
9.684.245
Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü
TABLO 9
YILLARA VE SEKTÖRLERE GÖRE HASTANELERDE TOPLAM YATILAN GÜN
SAYISI, TÜRKİYE
Sağlık Bakanlığı
Üniversite
Özel
Toplam
2002
23.653.646
6.782.107
1.722.422
32.158.175
2006
27.320.145
9.073.326
2.877.624
39.271.095
2007
26.511.490
8.651.632
3.203.632
38.366.754
2008
26.650.409
9.213.985
4.241.645
40.106.039
Kaynak: Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Not: MSB hastaneleri dahil değildir. Diğer kamu kuruluşlarına ve yerel idarelere bağlı az sayıda hastane özel hastane içerisinde
gösterilmiştir.
TABLO 10
YILLARA GÖRE İLAÇ VE HAMMADDE İHRACAT VE İTHALATI, MİLYON ABD $,
TÜRKİYE
1990
1995
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
Hammadde
23,0
47,7
69,2
72,0
78,0
77,1
67,5
64,8
65,6
69,3
85,1
İhracat
Mamül İlaç
66,8
46,6
71,0
77,0
79,0
169,1
180,7
216,9
247,0
288,4
336,4
Kaynak: İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü
SAKARYA SAĞLIK
 1 Eğitim ve Araştırma Hastanesi
 8 Devlet Hastanesi
 1 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi
Toplam
89,8
94,3
140,2
149,0
157,0
246,2
248,2
281,7
312,6
357,8
421,4
Hammadde
386,3
565,8
828,0
836,0
874,0
1.230,8
1.379,9
1.408,7
1.433,9
1.660,5
2.057,1
İthalat
Mamül İlaç
83,9
163,8
683,0
698,0
842,0
1.188,2
1.330,2
1.436,4
1.601,8
1.863,1
2.303,0
Toplam
470,2
729,6
1.511,0
1.534,0
1.716,0
2.419,0
2.710,1
2.845,1
3.035,6
3.523,7
4.360,0
 3 Entegre ilçe Hastanesi
 81 Sağlık Ocağı

7 Sağlık Birimi
 5 Verem Savaş Dispanseri
 1 Halk Sağlığı Laboratuarı
 1 AÇSAP Merkezi
 43 Sağlık Evi
SAĞLIK OCAKLARI
İlde bulunan sağlık ocaklarına ilişkin sayısal bilgiler çizelgede gösterilmiştir:
TABLO 11
SAĞLIK OCAKLARINDA PERSONELİN İLÇELERE GÖRE DAĞILIMI (AKTİF)
İLÇE ADI
Nüfusu
SAĞLIK
OCAĞI
SAYISI
ADAPAZARI
SERDİVAN
ARİFİYE
ERENLER
AKYAZI
FERİZLİ
GEYVE
HENDEK
KARAPÜRÇEK
KARASU
KAYNARCA
KOCAALİ
SAPANCA
PAMUKOVA
SÖĞÜTLÜ
TARAKLI
TOPLAM
247159
90791
40189
40893
81486
22512
40240
65188
14655
51320
22765
21772
34402
25995
14040
7489
820.896
17
7
4
3
13
4
3
9
2
8
3
2
2
1
1
79
Doktor
32
16
7
10
17
5
9
11
3
9
Dr. Baş.
Düş. Nüf.
7724
5674
5741
4089
4793
4502
4471
5926
4885
5702
Hemş.
Hem.Baş.
Düş. Nüf.
Ebe
Ebe Baş. Düş.
Nüf.
36
8
7
6
7
9
6
8
3
7
6866
11349
5741
6816
11641
2501
6707
8149
4885
7331
67
18
10
13
10
8
23
18
5
19
3689
5044
4019
3146
8149
2814
1750
3622
2931
2701
Sağlık Ocaklarındaki personel ilçe hastanesinde görevlendirilmiştir.
7
2
2
130
3714
7020
3745
6315
5
2
2
106
5199
7020
3745
7744
12
4
5
212
2166
3510
1498
3872
Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü
Çizelgede gösterildiği üzere ilimizde 2009 yılı itibariyle 79 sağlık ocağı, bu sağlık ocaklarında;
130 doktor, 106 hemşire ve 212 ebe görev yapmaktadır.
TABLO 12
SAĞLIK OCAKLARI ÇALIŞMALARI
YILLAR
POLİKLİNİK SAYISI*
SEVK SAYISI
LABORATUAR HİZMETLERİ
2009
2.192.103
31.149
173.705
2008
2.020.882
25.877
171.395
2007
1.797.679
50.213
204.293
2006
1.611.643
81.736
140.361
2005
1.432.611
90.558
110.381
2004
996.318
86.869
55.818
Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü
* Entegre hastaneler dahil değildir.
HASTANELER
Sakarya İlindeki Hastanelere ilişkin sayısal bilgiler aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir.
Sakarya İlinde; 16 hastane bulunmaktadır. Bu hastanelerin 6’ sı özel hastanelerdir.
Devlet Hastanelerindeki toplam yatak kapasitesi 1.169’dur. Sağlık kurumlarında 281 uzman
doktor, 380 pratisyen doktor, 71 diş tabibi, 1.909 da yardımcı sağlık personeli görev yapmaktadır.
Özel hastanelerde ise 159 Uzman Doktor, 26 Pratisyen Doktor, 2 Diş Tabibi görev yapmaktadır.
Bunlara yardımcı olarak da 746 sağlık personeli görev yapmaktadır.
TABLO 13
POLİKLİNİK HİZMETLERİ
YILLAR
2009
2008
2007
2006
2005
2004
HASTANELER*
2.894.579
2.745.591
2.665.033
2.173.181
2.050.749
1.688.375
Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü
*Kamu Hastaneleri.
*Entegre İlçe Hast. Dâhil
AĞIZ VE DİŞ
SAĞLIĞI
MERKEZİ
303.158
177.484
106.202
99.217
-
VEREM
SAVAŞ
DİSPANSERİ
105.126
115.865
112.077
106.534
89.935
70.596
SAĞLIK
OCAKLARI
2.192.103
2.026.776
1.797.679
1.611.643
1.432.611
996.318
TOPLAM
5.494.966
5.065.716
4.680.991
3.990.575
3.573.295
2.755.289
TABLO 14
İL GENEL PERSONEL DURUMU
2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
UZMAN
HEKİM
PR. HEKİM
SAYISI
HEMŞİRE
EBE
UZMAN
HEKİM
PR. HEKİM
SAYISI
HEMŞİRE
EBE
UZMAN
HEKİM S
PR. HEKİM
SAYISI
HEMŞİRE
EBE
UZMAN
HEKİM
PR. HEKİM
SAYISI
HEMŞİRE
EBE
KAMU ÇALIŞANI
ÖZEL HASTANELER
ÖZEL TIP/DAL
MERKEZLERİ
/POLİKLİNİKLER VE
SERBEST
ÇALIŞAN
GENEL TOPLAM
189
219
193
198
213
241
245
281
297
304
276
262
339
337
355
380
606
463
480
403
505
443
505
445
585
437
734
536
752
526
822
506
25
34
43
62
73
82
114
120
5
5
5
10
13
10
12
12
32
6
30
6
79
10
75
14
76
17
104
19
97
53
109
60
70
65
71
62
61
49
59
39
23
25
26
25
27
17
16
14
-
-
9
4
-
-
5
12
11
7
284
318
307
322
347
372
418
440
339
334
309
297
379
364
383
402
638
469
510
409
593
457
580
459
661
454
838
555
854
591
942
573
Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü
TABLO 15
YILLARA GÖRE PERSONEL DURUMU
(Kamu Sağlık Bakanlığı Kadrolu)
ÜNVANI
Uzman Dr.
P ratis yen Dr.
Diş Tab ib i
Eczacı
Hemşire
Eb e
S ağlık Memuru
Laboratuar Tek.
Rontgen Tek.
Anestezi Tek
2001
178
280
27
8
566
424
168
113
46
22
Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü
2002
189
297
36
9
606
463
178
120
46
24
2003
202
292
34
8
480
403
192
112
46
26
2004
193
273
31
11
505
443
186
113
52
33
2005
198
262
35
11
505
445
207
105
51
34
2006
213
339
41
7
585
437
199
124
77
45
2007
241
337
53
8
734
536
198
152
109
64
2008
245
355
61
8
752
526
201
146
106
57
2009
281
380
71
9
822
506
205
156
105
65
TABLO 16
PERSONEL DURUMU (KADROLU)
ÜNVANI
Uzman Dr.
Pratisyen Dr.
Diş Tabibi
Eczacı
Hemşire
Ebe
Sağlık Memuru
Laboratuar Tek.
Röntgen Tek.
Anestezi Tek
Diğer Sağlık Personeli
Diğer Personel
TOPLAM
PDC
311
399
68
15
1002
615
252
209
180
107
494
Kadro Tahsis Edilmemektedir
3652
Kaynak: Sakarya İl Sağlık Müdürlüğü
Mevcut
2009
Yıl Sonu
281
378
71
9
822
506
205
156
109
65
250
762
3614
İhtiyaç
30
21
0
6
180
109
47
53
71
42
244
38
Doluluk Oranı %
2009
Yıl Sonu
90
94
100
60
82
82
81
74
60
60
50
0
99
BANKACILIK
BANKACILIK SEKTÖRÜ
Para, Banka ve Sermaye Piyasası
Para, Banka
2009 yılında tüm dünyada para politikası uygulamalarında büyük ölçüde küresel kriz ve küresel
ekonomideki gelişmeler belirleyici olmuştur. Merkez bankaları, 2008 yılının son çeyreğinden
itibaren derinleşen krizin büyüme, istihdam ve finansal sistem üzerindeki tahribatını sınırlamaya
yönelik politikalar uygulamaya yönelmiştir. Ülkemizde ise yakın geçmişte yaşanan krizlerin
sağladığı deneyim, finansal sistemin sağlam yapısı ve risk primindeki bozulmanın sınırlı kalması
para politikasının hareket alanını genişleten bir unsur olmuştur.
2002-2005 yılları arasında para politikası stratejisinde örtük enflasyon hedeflemesi rejimini
uygulayan Merkez Bankası, 2006 yılından itibaren açık enflasyon hedeflemesi rejimini
uygulamaya koymuş, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında da para politikası uygulamalarını bu
çerçevede yürütmüştür.
Enflasyon hedefleri 2003 temel yıllı tüketici fiyatları endeksinin 12 aylık yüzde değişimi ile
hesaplanan yıl sonu enflasyon oranları üzerinden, 3 yıllık bir dönem için belirlenmiştir. 2009 yılı
için enflasyon hedefi Haziran 2008 tarihinde ilan edildiği gibi % 7,5 olarak öngörülmüştür. Bu
doğrultuda yıl sonu enflasyon hedefiyle tutarlı üçer aylık enflasyon patikası ve bu patika etrafında
iki puanlık belirsizlik aralığı oluşturulmuştur. Enflasyon belirsizlik aralığının dışına çıktığında,
2006 yılından bu yana olduğu gibi hesap verme yükümlülüğü devreye girmektedir.
Bu çerçevede, 2009 yılı için hedefle uyumlu patika Mart ayı sonu için % 9,7, Haziran ayı sonu
için % 8,8, Eylül ayı sonu için % 8,5 ve Aralık ayı sonu için % 7,5 olarak tespit edilmiştir.
Enflasyon oranları, küresel krizin toplam talepte yarattığı daralmanın etkisiyle 2009 yılının ilk
çeyreğinden itibaren düşmeye başlamıştır. Mart ayı sonunda yıllık bazda % 7,89, Haziran ayı
sonunda % 5,73, Eylül ayı sonunda % 5,27, Aralık ayı sonunda da % 6,53 düzeyinde gerçekleşen
enflasyon dört dönemde de hedefle uyumlu patika etrafında oluşturulan belirsizlik aralığı üst
sınırlarının altında gerçekleşmiştir.
TABLO 1
2009 YILI HEDEFLE UYUMLU ENFLASYON PATİKASI VE BELİRSİZLİK ARALIĞI
(%)
Belirsizlik Aralığı Üst Sınır
Hedefle Uyumlu Patika
Belirsizlik Aralığı Alt Sınır
Gerçekleşme
MART
11,70
9,70
7,70
7,89
HAZİRAN
10,80
8,80
6,80
5,73
EYLÜL
10,50
8,50
6,50
5,27
ARALIK
9,50
7,50
5,50
6,53
Kaynak: TCMB, TÜİK
Merkez Bankası temel politika aracı olarak, enflasyonun orta vadeli görünümünü dikkate alarak,
kendi bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası RepoTers Repo Pazarında uygulanmakta olan kısa vadeli faiz oranlarının kullanılması uygulamasına
2009 yılında da devam etmiştir. Gerekli görüldüğü durumlarda, zorunlu karşılık oranlarını veya
diğer likidite araçlarının da destekleyici olarak kullanılması öngörülmüştür. Para Politikası
Kurulu, aylık olarak toplanmaya devam etmiş ve faiz kararlarını alırken enflasyon tahminlerinin
hedefle tutarlılığını göz önünde bulundurmuş ve enflasyonun orta vadeli görünümüne
odaklanmaya devam etmiştir.
Merkez Bankası kriz sürecinde, iktisadi faaliyet üzerinde oluşabilecek tahribatı sınırlamaya
yönelik olarak 2008 yılı Kasım ayından itibaren parasal genişleme sürecini başlatmıştır. Bu
süreçte bir yandan kısa vadeli faiz oranlarını aşağı çekerken, diğer yandan dengeleyici bir likidite
politikası izleyerek kredi piyasasındaki tıkanıklığı gidermeyi hedeflemiştir.
İç ve dış talep ile enflasyon üzerindeki aşağı yönlü baskıların süreceği, ayrıca petrol ve diğer
emtia fiyatlarındaki birikimli düşüşlerin enflasyonu olumlu etkileyeceği görüşünden hareketle
2009 yılının ilk aylarından itibaren faiz oranlarındaki indirim sürecini hızlandırmıştır. Bu
çerçevede 2009 yılının ilk dört aylık döneminde faiz oranlarında, toplam 525 baz puan indirime
gidilmiş ve gecelik borçlanma faiz oranı Nisan ayında % 9,75 düzeyine inmiştir.
Mayıs ayından itibaren açıklanan verilerin özel tüketim talebinde kısmi bir canlanma olacağına
işaret etmesine rağmen, uluslararası kredi piyasalarındaki sorunların devam ettiği, küresel
ekonomiye ilişkin göstergelerde henüz belirgin bir iyileşme gözlenmediğini açıklayarak faiz
oranlarındaki indirimlere yılın son çeyreğine kadar devam etmiştir. Yılın son çeyreğinde ise,
kredi piyasasında gözlenen olumlu gelişmeler ve ekonomideki ılımlı toparlanma eğilimine
rağmen, dış talep ve yurt içi yatırım talebinin zayıf seyri, tüketim talebinin ikinci çeyrekteki
yükselişten sonra daha zayıf bir seyir izlemesi ve ekonomideki toparlanmanın gücüne ilişkin
belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Para Politikası Kurulu, faiz indirimlerini kademeli
olarak yavaşlatmış, Kasım ve Aralık aylarında ise sabit tutulmasına karar vermiştir. Böylece 2009
yılında gecelik borçlanma faiz oranlarında toplam 850 baz puan indirim yapılmıştır. 2008 yılı
Aralık ayında % 15 olan faiz oranı, 2009 yılının Aralık ayında % 6,50 seviyesine düşürülmüştür.
TABLO 2
PARA POLİTİKASI KURULU FAİZ KARARLARI (2009)
Para Politikası Kurulu Toplantı
tarihleri
15 Ocak 2009
19 Şubat 2009
19Mart 2009
16Nisan 2009
14 Mayıs 2009
16 Haziran 2009
16 Temmuz 2009
18 Ağustos 2009
17 Eylül 2009
15 Ekim 2009
19 Kasım 2009
17 Aralık 2009
Faiz Kararı
Gecelik Borçlanma Faiz Oranları
-2,00
-1,50
-1,00
-0,75
-0,50
-0,50
-0,50
-0,50
-0,50
-0,50
-0,25
Değişiklik Yapılmadı
13,00
11,50
10,50
9,75
9,25
8,75
8,25
7,75
7,25
6,75
6,50
6,50
Kaynak: TCMB
Yıl içinde gerçekleştirilen para politikası uygulamaları çerçevesinde, M1 para arzı artışı 2008 yılı
artışının oldukça üzerinde gerçekleşirken, M2 ve M3 para arzı artışları daha düşük oranlı
gerçekleşmiştir. 2009 yılında dolaşımdaki para 2008 yılına göre % 12,5’lik artışla 34.289,4
milyon TL’ye, vadesiz TL mevduat % 47,1’lik artışla 44.737,5 milyon TL’ye, vadesiz yabancı
para cinsinden mevduat (YP) % 24,5’lik artışla 28.024,5 milyon TL’ye yükselmiştir. TÜFE’nin
2008 yılında % 6,5 arttığı dikkate alındığında reel olarak dolaşımdaki para % 5,6 artarken,
vadesiz TL mevduat % 38,1, vadesiz yabancı para mevduatı % 16,9 artış göstermiştir. Böylece
dar tanımlı para arzı Ml % 28,4’lük artışla 107.051,4 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak
%20,5 büyümüştür.
TABLO 3
PARA ARZLARI
(Bin TL)
M1
Dolaşımdaki Para
Vadesiz Mevduat(TL)
Vadesiz Mevduat(YP)
M2
Vadeli Mevduat(TL)
Vadesiz Mevduat(YP)
M3
Repo
Para Piyasası Fonları
2007
77.674.822
26.072.505
29.427.691
22.174.626
345.028.428
178.863.316
88.490.290
370.077.665
4.293.366
20.755.872
2008
83.380.932
30.468.001
30.403.738
22.509.194
434.205.424
238.494.346
112.330.146
458.383.776
3.442.654
20.735.698
2009
107.051.398
34.289.353
44.737.540
28.024.504
494.024.148
266.610.255
120.362.496
520.674.414
3.599.806
23.050.460
2007
7,6
6,0
22,8
-6,1
16,0
26,2
5,9
15,7
21,3
10,3
Değişim(%)
2008
2009
7,3
28,4
16,9
12,5
3
47,1
1,5
24,5
25,8
13,8
33,
11,8
26,9
7,2
23,9
13,6
-19,8
4,6
-0,1
11,2
Kaynak: TCMB
M2 para arzının alt kalemi olan TL cinsinden vadeli mevduat % 11,8’lik artışla 266.610,3 milyon
TL’ye, yabancı para cinsinden mevduat ise % 7,2’lik artışla 120.362,5 milyon TL’ye
yükselmiştir. M2 para arzı vadeli TL, mevduattaki yüksek oranlı artışın etkisiyle % 13,8 artarak
494.024,1 milyon TL olmuştur. M2 para arzında reel olarak da % 6,8’lik artış meydana gelmiştir.
M3 para arzı % 13,6’lık artışla 520.674,4 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak da % 6,6
artmıştır.
Bankalardaki Türk Lirası cinsinden toplam mevduat % 13,5’lik artışla 305.200,5 milyon TL’ye,
yabancı para cinsinden mevduat (DTH) % 9’luk artışla 139.333,5 milyon TL’ye yükselmiştir.
Böylece mevduat bankalarındaki toplam mevduat % 12,1’lik artışla 444.534 milyon TL olmuştur.
Reel olarak Türk Lirası cinsinden mevduatlarda % 6,5, döviz tevdiat hesaplarında % 2,3, böylece
toplam mevduatta % 5,2 artış olmuştur.
TABLO 4
MEVDUAT BANKALARINDAKİ MEVDUAT(1) (2)
(Bin TL)
TL Mevduat
Tasarruf Mevduatı
Vadeli
Vadesiz
Ticari Mevduat
Vadeli
Vadesiz
Resmi Mevduat
Vadeli
Vadesiz
Diğer Mevduat
Vadeli
Vadesiz
Yabancı Para(DTH) Mevduat
Vadeli
Vadesiz
Toplam Mevduat
2007
209.845.693
136.403.291
125.478.394
10.924.897
40.196.901
27.046.729
13.150.172
12.121.030
7.077.819
5.393.372
21.124.471
18.546.712
2.577.759
104.196.140
83.004.647
21.191.493
314.041.833
2008
268.802.517
179.739.211
167.315.185
12.424.026
51.205.165
39.693.690
11.511.475
17.511.807
9.457.020
8.054.541
20.346.334
17.177.353
3.168.981
127.822.562
106.373.067
21.449.495
396.625.079
2009
305.200.507
196.692.553
179.902.350
16.790.203
66.245.214
49.483.951
16.761.263
21.178.199
11.418.013
9.760.186
21.084.541
18.074.346
3.010.195
139.333.516
112.950.341
26.383.175
444.534.023
2007
23,1
24,8
25,3
19,1
27,0
25,6
30,0
21,1
53,4
-6,5
8,2
16,0
-26,9
2,8
4,8
-4,7
15,5
Değişim(%)
2008
28,1
31,8
33,3
13,7
27,4
46,8
-12,5
44,5
33,6
59,7
-3,7
-7,4
22,9
22,7
28,2
1,2
26,3
2009
13,5
9,4
7,5
35,1
29,4
24,7
45,6
20,9
20,7
21,2
3,6
5,2
-5,0
9,0
6,2
23,0
12,1
Kaynak: TCMB
(1):Yurtiçi Yerleşikler Toplam TL ve Yabancı Para Mevduat.
(2):Veriler yılın son Cuma günü itibariyledir.
Küresel krizin etkilerinin belirginleşmeye başladığı 2008 yılının son çeyreğinde, hanehalklarının
ve finansal kuruluşların risksiz varlıklara geçme eğilimi, bankalar mevduatında yüksek oranlı
artışa neden olmuştur. Bu artışın yarattığı baz etkisi nedeniyle 2009 yılında bankalar
mevduatındaki artış sınırlı düzeyde gerçekleşmiştir. Kriz nedeniyle, yatırım eğilimi ve kredi
talebinin düşmesinin yanında büyüyen piyasa riskleri mevduatın krediye dönüşümünü azaltmıştır.
Toplam mevduat içinde en yüksek paya sahip olan vadeli tasarruf mevduatı % 7,5’lik artışla
179.902,4 milyon TL’ye, vadesiz tasarruf mevduatı % 35,1’lik artışla 16.790,2 milyon TL’ye
yükselmiş, böylece toplam tasarruf mevduatı % 9,4’lük artışla 196.692,6 milyon TL olmuştur.
Ticari mevduat % 29,4’lük artışla 66.245,2 milyon TL, resmi mevduat % 20,9’luk artışla
21.178,2 milyon TL’ye yükselirken, bunların dışında kalan mevduatlar % 3,6’lık artışla 21.084,5
milyon TL olmuştur.
2009 yılında geçen yıla göre mevduat bankalarındaki mevduat içinde TL cinsinden mevduatın
payı % 67,8’den % 68,7’ye yükselirken, döviz tevdiat hesaplarının payı, % 32,2’den % 31,3’e
gerilemiştir.
TABLO 5
TL VE YABANCI PARA MEVDUATININ TOPLAM MEVDUAT İÇİNDEKİ PAYI
Yıllar
2007
2008
2009
TL Mevduatı
209.845.693
268.802.517
305.200.507
Mevduat Bankalarındaki Mevduat
Yabancı Para Mevduatı(DTH)
104.196.142
127.822.562
139.333.516
Toplam
314.041.835
396.625.079
444.534.023
Pay(%)
TL
DTH
66,8
33,2
67,8
32,2
68,7
31,3
Kaynak: TCMB
Mevduat bankaları kredileri % 9,3’lük artışla 292.644,2 milyon TL’ye yükselirken, reel olarak da
% 2,6 artış gerçekleşmiştir. Bunun içinde yer alan ticari ve bireysel krediler % 8,8’lik artışla
272.613,6 milyon TL’ye, ihtisas kredileri de % 16,4’lük artışla 20.030,6 milyon TL’ye
yükselmiştir. İhtisas kredileri içinde yer alan tarımsal krediler % 22,9’luk artışla 9.441 milyon
TL, küçük esnaf ve sanatkâr kredileri % 15,9’luk artışla 8.005,2 milyon TL, konut kredileri %
1’lik düşüşle 1.184,3 milyon TL, bunların dışında kalan ihtisas kredileri de % 1,3’lük düşüşle
1.400,2 milyon TL olmuştur.
TABLO 6
BANKA KREDİLERİ (1) (2)
(Bin TL)
Mevduat Bankaları Kredileri
Ticari ve Bireysel Krediler
İhtisas Kredileri
Tarımsal Krediler
Küçük Esnaf ve Sanatkar Kredileri
Konut Kredileri
Diğer
Kalkınma ve Yatırım Bankaları Kredileri
Türkiye İhracat Kredi Bankası
Diğer
Yurtiçi Net Kredi Hacmi
2007
214.829.745
200.640.461
14.189.284
6.171.350
5.858.298
1.216.616
943.020
8.002.851
1.184.774
6.818.077
222.832.596
2008
267.667.082
250.458.694
17.208.388
7.684.922
6.908.771
1.196.682
1.418.013
10.728.441
1.437.938
9.290.503
278.395.523
2009
292.644.243
272.613.618
20.030.625
9.440.971
8.005.188
1.184.299
1.400.167
12.834.069
1.950.478
10.883.591
305.478.312
Değişim(%)
2007 2008 2009
25,9 24,6
9,3
26,4 24,8
8,8
19,6 21,3 16,4
18,8 24,5 22,9
19,5 17,9 15,9
8,2 -1,6 -1,0
47,9 50,4 -1,3
19,5 34,1 19,6
-1,8 21,4 35,6
24,1 36,3 17,1
25,7 24,9
9,7
Kaynak: TCMB
(1): Yurtiçi Krediler
(2): Veriler yılın son Cuma günü itibariyledir.
Küresel krizin derinleşmesinin ardından, risk iştahının azalmasıyla kredi koşullarında belirgin bir
sıkılaşma ve kredi faizlerinde yükseliş gözlenmiş, 2008 yılının son çeyreğinde tüketici
kredilerinde uzun bir aradan sonra ilk defa daralma olmuştur. Merkez Bankası, bu süreçte krizin
iktisadi faaliyetlerdeki tahribatını sınırlamaya odaklanarak kısa vadeli faiz oranlarını aşağı
çekmiş, diğer yandan dengeleyici bir likidite politikası izleyerek, kredi piyasasındaki tıkanıklığı
gidermeyi hedeflemiştir. 2009 yılının son çeyreğinde küresel likidite koşullarının ve risk
algılamalarının iyileşmeye başlamasıyla kredi koşullarındaki sıkılık azalma eğilimine girmiştir.
Bu dönemde kredi talebi canlanmaya başlamış, özellikle ticari kredilerde hızlı bir artış eğilimi
başlamıştır.
2009 yılında kalkınma ve yatırım bankaları kredileri, % 19,6’lık artışla 12.834,1 milyon TL’ye
yükselmiştir. Bunun içinde yer alan Türkiye İhracat Kredi Bankası kredileri % 35,6’lık artışla
1.950,5 milyon TL’e, diğer kalkınma ve yatırım bankaları kredileri % 17,1’lik artışla 10.883,6
milyon TL olmuştur.
Bu gelişmelere bağlı olarak 2009 yılında yurtiçi net kredi hacmi % 9,7’lik artışla 305.478,3
milyon TL’ye yükselirken, reel olarak da % 3 artış göstermiştir.
TABLO 7
ULUSLAR ARASI REZERVLER
Yıllar
Altın
Merkez
Bankası
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
1.558
1.635
1.915
2.373
3.123
3.229
4.121
3.616
36.009
50.515
60.912
73.317
71.008
70.689
Muhabir
Mevcudu
Ve Efektif
Kasası
9.795
16.143
16.314
27.536
31.815
40.361
34.476
Toplam
43.411
52.152
66.829
88.448
105.132
111.369
105.165
Brüt
Uluslar
Arası
Rezervler
44.969
53.787
68.744
90.821
108.255
114.598
109.286
Muhabir
Açıkları
11
1
1
1
1
1
1
Net
Uluslar
Arası
Rezervler
44.958
53.786
68.743
90.820
108.254
114.597
109.285
Kaynak: TCMB
2005, 2006 ve 2007 yıllarında 5,2 ay olan Merkez Bankası döviz rezervlerinin ithalatı karşılama
oranı, 2008 yılında 4,2 ay düzeyine gerilemiştir. 2009 yılında ise bu oran küresel durgunluk
nedeniyle ithalatın azalmasıyla beraber % 6 seviyesine yükselmiştir.
TABLO 8
MERKEZ BANKASI REZERVLERİ VE İTHALATI KARŞILAMA ORANI
(Milyon $)
Yıllar
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
TC. Merkez Bankası
Döviz Mevcudu
33.616
36.009
50.515
60.912
73.317
71.008
70.689
İthalat
69.340
97.540
116.774
139.576
170.063
201.964
140.926
İthalatı Karşılama Oranı
(Ay)
5,8
4,4
5,2
5,2
5,2
4,2
6,0
Kaynak: TCMB, TÜİK
2009 yılında Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren banka sayısı değişmemiştir. Mevduat
bankacılığı ağırlıklı olan bankacılık sektöründe, 32’si mevduat, 13’ü de kalkınma ve yatırım
bankası olmak üzere toplam 45 banka faaliyet göstermiştir. Mevduat bankalarının 3’ü kamu, 11’i
özel, 17’si yabancı ve 1’i Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kapsamında bulunan bankalardan
oluşurken, kalkınma ve yatırım bankalarının 3’ü kamu, 6’sı özel ve 4’ü yabancı sermayeli
bankalardan oluşmuştur.
TABLO 9
TÜRK BANKACILIK SİSTEMİNDE BANKA, ŞUBE VE PERSONEL BİLGİLERİ
Mevduat Bankaları
Kamu Sermayeli Bankalar
Özel Sermayeli Bankalar
TMSF’ ye Devredilen Bankalar
Yabancı Sermayeli Bankalar
Kalkınma ve Yatırım Bankaları
Kamu Sermayeli Bankalar
Özel Sermayeli Bankalar
Yabancı Sermayeli Bankalar
Toplam
Banka Sayısı
2007
2008
2009
33
32
32
3
3
3
11
11
11
1
1
1
18
17
17
13
13
13
3
3
3
6
6
6
4
4
4
46
45
45
2007
7.570
2.203
3.625
1
1.741
48
23
12
13
7.618
Şube Sayısı
2008
8.741
2.416
4.290
1
2.034
49
23
12
14
8.790
2009
8.741
2.416
4.290
1
2.070
45
23
15
7
9.036
Personel Sayısı
2007
2008
2009
153.212
166.325
167.064
41.056
43.333
44.856
75.124
82.158
82.271
325
267
261
36.707
40.567
39.676
5.322
5.273
5.339
4.273
4.146
4.165
687
794
842
362
333
332
158.534
171.598
172.403
Kaynak: TBB
Ülkemizde 2001 yılında yaşanan krizin ardından bankacılık sektöründe gerçekleştirilen yeniden
yapılandırma, sektörün yapısını büyük oranda güçlendirmiştir. Bu nedenle 2009 yılında yaşanan
finansal krizden Türk bankacılık sektörü ciddi anlamda etkilenmemiştir. Ancak ekonomideki
belirsizlik ortamı, bankacılık sektörünün reel sektöre kredi sağlamada isteksiz davranmasına
neden olmuştur. Bankacılık sektöründeki toplam şube sayısı 2009 yılında 246 adet artarak
9.036’ya yükselmiştir. Kamu sermayeli mevduat bankalarının şube sayısı 114 adet, özel
sermayeli mevduat bankalarının şube sayısı 100 adet, yabancı sermayeli mevduat bankalarının
şube sayısı 36 adet artarken, Fon kapsamındaki bankanın şube sayısı değişmemiştir. Özel
sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının şube sayısında 3 adet artış olurken, yabancı sermayeli
kalkınma ve yatırım bankalarının şube sayılarında 7 adet düşüş olmuştur.
Bankaların şube sayısındaki artışlara paralel olarak personel sayıları da artış göstermiştir. 2008
yılında 171.598 kişi olan bankacılık sisteminde çalışan sayısı, 2009 yılında 805 kişi artarak
172.403 kişiye yükselmiştir. Çalışan sayısı, kamu sermayeli mevduat bankalarında 1.523 kişi,
özel sermayeli mevduat bankalarında 113 kişi artarken, yabancı sermayeli mevduat bankalarında
891 kişi, Fon kapsamındaki bankada 6 kişi azalmıştır. Kamu sermayeli kalkınma ve yatırım
bankalarının çalışan sayısı 19 kişi, özel sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının çalışan sayısı
48 kişi artarken, yabancı sermayeli kalkınma ve yatırım bankalarının çalışan sayısı 1 kişi
azalmıştır.
TABLO 10
MEVDUAT GELİŞMELERİ
TOPLAM
KAMU BANKALARI
TL
Vadeli
Vadesiz
TL
Toplam
mevduat
Toplam
DTH
Vadeli
Vadesiz
Toplam
mevduat
Toplam
DTH
Bir Önceki Yıla Göre Yüzde Değişim
2005
40,0
43,3
40,6
0,5
23,6
21,0
35,5
23,5
-4,5
16,3
2006
22,1
-1,7
17,4
32,7
22,7
16,4
-3,6
12,6
27,5
15,7
2007
25,2
12,4
23,1
2,8
15,5
20,1
-3,3
16,3
-5,8
11,1
2008
31,1
10,9
28,1
22,7
26,3
20,6
26,0
21,3
42,7
25,5
2009
10,8
31,7
13,5
9,0
12,1
16,0
28,1
17,7
14,0
16,9
Kaynak: TCMB
TABLO 11
MEVDUAT GELİŞMELERİ
ÖZEL BANKALAR
TL
Vadeli
Vadesiz
YABANCI BANKALAR
TL
Toplam
mevduat
Toplam
DTH
Vadeli
Vadesiz
Toplam
mevduat
Toplam
DTH
Bir Önceki Yıla Göre Yüzde Değişim
2005
60,8
47,8
57,9
-0,9
25,5
248,1
301,7
254,2
59,8
117,6
2006
18,2
-11,5
12,0
18,6
14,9
166,4
291,9
182,7
213,2
198,4
2007
19,0
21,1
19,4
-0,5
10,4
99,1
57,3
91,6
31,4
59,0
2008
39,9
-0,2
33,2
19,8
27,8
41,3
3,9
35,7
7,5
23,1
2009
6,3
37,1
10,2
9,2
9,8
9,3
25,7
11,2
0,4
6,9
Kaynak: TCMB
TABLO 12
KREDİ GELİŞMELERİ
(Milyon YTL)
TOPLAM
Mali
Kuruluşlar
Ticari
2005
5.592
2006
KAMU BANKALARI
Tüketici
Kredi
Kartı
Tüketici
Kredi
Kartı
Toplam
Ticari
Toplam
101.865
28.618
17.026
153.101
23.366
7.543
1.167
32.076
7.395
140.493
45.931
21.179
214.998
32.864
13.079
1.108
47.051
2007
10.122
169.930
65.813
26.000
271.865
39.471
19.275
1.188
59.934
2008
9.872
229.044
81.413
32.789
353.118
56.446
25.455
1.755
83.656
2009
11.118
236.817
93.319
36.465
400.727
64.594
31.886
2.335
98.815
Kaynak: BDDK
TABLO 13
KREDİ GELİŞMELERİ
(Milyon YTL)
ÖZEL BANKALAR
YABANCI BANKALAR
Kredi
Kartı
Ticari
Tüketici
2005
67.341
18.380
2006
81.437
2007
Kredi
Kartı
Toplam
Ticari
Tüketici
Toplam
14.118
99.839
5.491
2.683
1.741
9.915
23.980
16.092
121.509
19.461
8.820
3.979
32.260
98.357
33.769
18.990
151.116
23.902
12.568
5.822
42.292
2008
126.602
37.182
23.177
186.961
34.890
18.526
7.857
61.273
2009
123.982
39.139
24.661
187.782
33.748
19.536
8.779
62.063
Kaynak: BDDK
BANKACILIK SEKTÖRÜ BİLANÇO BÜYÜKLÜKLERİ
Küresel finansal piyasalarda yaşanan dalgalanmaların yurtiçi finansal piyasalara olan etkileri
sınırlı kalmış ve bankacılık sektörü bilançosunun büyüme eğilimi 2008 yılında da devam etmiştir.
Buna göre, sektörün aktif büyüklüğü 2007 yılında 581,6 milyar TL iken, kredilerdeki artışın
etkisiyle 2008 yılında 732,5 milyar TL’ye yükselmiştir. Ancak küresel finans krizinin sektörün
bilançosu üzerindeki etkisi 2009 yılının ilk çeyreği itibariyle belirginleşmiş, bu dönemde sektör
bilançosu daha yavaş büyüme göstermiştir. Ağustos ayı itibariyle ise sektörün aktif büyüklüğü
770,7 milyar TL olmuştur.
TABLO 14
BANKACILIK SEKTÖRÜ BİLANÇOSU
AKTİF HESAPLAR
1.NAKİT DEĞERLER
2.MERKEZ BANKASINDAN ALACAKLAR
3.PARA PİYASALARINDAN ALACAKLAR
4.BANKALARDAN ALACAKLAR
5.GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI
6.SATILMAYA HAZIR MENKUL DEĞERLER
7.ZORUNLU KARŞILIKLAR
8.MENKUL KIYMETLER ÖDÜNÇ PİYASASINDAN
ALACAKLAR
9.TERS REPO ALACAKLARI
10.KREDİLER
11.TAKİPTEKİ ALACAKLAR
12.a)Takipteki Alacaklar
13.b)Takipteki Alacaklar Karşılığı
14.FAİZ VE GELİR TAH. RESKONTLARI
15.FİNANSAL KİRALAMA ALACAKLARI
16.İŞTİRAKLER, BAĞLI VE BİRLİKTE KONTROL
EDİLEN ORTAKLIKLAR
17.VADEYE KADAR ELDE TUTULACAK MENKUL
DEĞERLER
18.ELDEN ÇIKARILACAK KIYMETLER
19.SABİT KIYMETLER
20.DİĞER AKTİFLER
TOPLAM AKTİFLER
PASİF HESAPLAR
1.MEVDUAT
2.MERKEZ BANKASINA BORÇLAR
3.PARA PİYASALARINA BORÇLAR
4.MENKUL KIYMET ÖDÜNÇ PİYASASINA
BORÇLAR
5.BANKALARA BORÇLAR
6.REPO İŞLEMLERİNDEN SAĞLANAN FONLAR
7.FONLAR
8.İHRAÇ EDİLEN MENKUL KIYMETLER
9.a)Tahviller ve Borçlar
10.b)V.D.M.K. VE Diğer İhraç Edilen Menkul
Kıymetler
11.FİNANSAL KİRALAMA BORÇLARI
12.ÖDENECEK VERGİ,RESİM, HARÇ VE PRİMLER
13.SERMAYE BENZERİ BORÇLAR
14.FAİZ VE GİDER REESKONTLARI
15.KARŞILIKLAR
Yıllık
2006
2007
4.455
4.983
16.366
19.740
1.902
2.778
40.292
32.774
14.239
11.180
96.149 112.683
17.194
17.268
2
0
2008
5.967
35.731
9.945
43.043
3.736
75.112
14.702
0
Ağustos
2008
2009
3.989
5.635
16.182
21.374
3.367
7.366
36.392
50.655
7.768
6.365
121.257 113.555
16.779
13.934
0
0
275
218.987
885
8.550
7.665
14.533
1.133
9.241
3.388
285.616
1.369
10.345
8.976
16.832
1.092
10.861
126
367.445
2.841
14.053
11.212
26.364
811
10.298
10
345.265
2.181
11.422
9.241
18.241
809
10.676
74
376.926
4.081
20.371
16.291
26.389
582
11.775
48.553
40.864
115.142
44.346
116.773
1.240
7.414
6.873
499.731
1.000
7.902
11.277
581.606
1.055
9.601
10.618
732.536
1.012
9.231
10.280
647.786
1.252
9.709
13.207
770.651
2006
307.647
36
179
2
2007
356.865
26
205
12
2008
454.599
113
282
2
2008
397.772
51
30
2
2009
475.659
766
48
4
70.735
25.786
4.211
0
0
0
71.386
27.753
4.088
0
0
0
92.749
40.779
5.571
0
0
0
81.122
34.404
4.094
0
0
0
84.817
45.667
5.821
0
0
0
289
931
2.999
4.977
9.374
379
1.195
3.662
8.204
11.482
218
1.785
6.003
10.051
13.234
221
1.296
4.412
9.352
12.623
114
1.205
6.121
8.502
15.657
16.DİĞER PASİFLER
17.TOPLAM
18.ÖDENMİŞ SERMAYE
19.YEDEK AKÇELER
20.ÖDENMİŞ SERMAYE ENFLASYON DÜZELTME
FARKI
21.SABİT KIYMET YENİDEN DEĞERLEME FARKI
22.MENKUL DEĞERLER DEĞERLEME FARKLARI
23.DÖNEM KARI
24.GEÇMİŞ YILLAR KARI
25.TOPLAM ÖZ KAYNAKLAR
TOPLAM PASİFLER
26.GAYRİNAKDİ KREDİ VE YÜKÜMLÜLÜKLER
27.TAAHHÜTLER
28.TÜREV FİNANSAL ARAÇLAR
29.DİĞER TAAHHÜTLER
13.028
440.194
26.224
38.295
0
20.499
505.756
31.623
44.198
0
20.726
646.112
39.406
50.428
0
19.840
565.219
36.740
51.096
0
23.158
667.538
41.575
60.163
0
98
1.719
11.364
-18.164
59.537
499.731
86.721
190.724
107.151
83.573
479
2.721
14.859
-18.030
75.850
581.606
96.743
288.801
160.444
128.357
1.142
-364
13.422
-17.609
86.425
732.536
125.837
350.206
196.392
153.815
1.112
765
10.466
-17.612
82.567
647.786
118.118
384.137
236.715
147.421
1.231
3.368
14.267
-17.492
103.113
770.651
128.444
413.894
238.165
175.729
Kaynak: BDDK
Bankacılık sektörü aktifleri içinde en büyük paya sahip olan krediler, 2008 yılının son iki ayında
gerileme göstermişse de, bir önceki yıla göre yüzde 28,7 artarak 367,4 milyar TL’ye ulaşmıştır.
2009 yılının ilk üç ayında etkisini belirginleştiren küresel kriz nedeniyle iç talepteki daralma ve
beklentilerin küresel krizden olumsuz etkilenmesi, krediledeki artış hızını yavaşlatmış, nisan
ayında ise krediler azalmıştır. Ancak daha sonra küresel risk algılamalarında görülen olumlu
gelişmelerin etkisiyle kredilerde Mayıs ve Haziran aylarında artış yaşanmış, Temmuz ayı
itibariyle krediler önceki aya göre bir miktar gerileyerek 365,6 milyar TL olmuştur. Ağustos
ayında ise 367,9 milyar TL’ye yükselmiştir.
2008 yılında, bir önceki yıla göre hem TP hem de YP insinden kredilerde artış yaşanmış, ancak
döviz kurlarında yaşanan artışın yol açtığı kur etkisi nedeniyle YP cinsinden kredilerin artış hızı,
TP cinsinden kredilerden daha fazla olmuştur. Buna göre, TP cinsinden krediler bir önceki yıla
göre yüzde 20,8, YP cinsinden krediler 268,7 milyar TL, YP cinsinden krediler ise 99,2 milyar
TL olmuştur.
Mevduat bankalarının verdiği kredilerin toplam krediler içindeki payı yüksek düzeyini korumakta
olup, 2007 yılında yüzde 91,9 iken 2008 yılında yüzde 92’ye yükselmiştir. 2009 yılı Ağustos ayı
itibariyle de mevduat bankaları, kredilerdeki liderliğini sürdürmüş ve toplam krediler içindeki
payı yüzde 90,6 olmuştur.
Bankaların kullandırdıkları kredilerin tahsilinde yaşanan sorunlar, küresel krizin etkisiyle
artmıştır. 2007 yılı sonunda 10,3 milyar TL olan tahsili gecikmiş alacaklar, 2008 yılı sonunda
14,1 milyar TL’ye yükselmiştir. 2009 yılının Ağustos ayı itibariyle ise 20,4 milyar TL’ye
ulaşmıştır.
Bilanço pasifleri içinde en büyük paya sahip olan mevduatlar kalemi, sektörün önemli bir fon
kaynağıdır. İstikrarlı bir yapı sergileyen mevduat, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 27,4
artarak 454,6 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu artışta, küresel krize bağlı olarak kurlarda ve nominal
faiz oranlarındaki değişme, yurt dışı borçlanma imkanlarının zorlaşması etkili olmuştur. 2008
yılında TP ve YP cinsinden mevduatların toplam mevduat içindeki payı bir önceki yıla hemen
aynı seviyede kalarak sırasıyla yüzde 64,7 ve yüzde 35,3 olmuştur. 2009 yılının Ağustos ayı
itibariyle ise toplam mevduat 475,7 milyar TL’ye ulaşmış, TP cinsinden mevduatlar ile YP
cinsinden mevduatların toplam mevduatlar içindeki payları sırasıyla yüzde 64,5 ve yüzde 35,5
olmuştur.
Bankacılık sektörünün bir diğer önemli fon kaynağı olan bankalara borçlar kalemi, 2008 yılında
bir önceki yıla göre yüzde 29,9 artarak 92,7 milyar TL’ye ulaşmıştır. Krizin uluslar arası
borçlanma olanaklarını kısıtlaması sebebiyle, bu kalemde 2009 yılının ilk sekiz ayında, Şubat,
Haziran ve Ağustos ayları hariç, sınırlı bir düşüş yaşanmıştır. Bu çerçevede, sektörün kullandığı
sendikasyon ve seküritizasyon kredileri toplamı 2007 yılında 26,6 milyar dolar iken, uluslar arası
fonlara erişim imkânının nispeten kısıtlanması sonucu, 2008 yılı sonunda 23,6 milyar dolara
gerilemiştir. 2009 yılı Ağustos ayında ise 20,7 milyar dolar olmuştur. Banka grupları açısından
ise mevduat bankaları, hem sendikasyon hem de seküritizasyon kredileri kullanımında liderliğini
sürdürmektedir.
TABLO 15
SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA ORTALAMA MEVDUATIN TÜRLERE GÖRE
DAĞILIMI, (Bin TL)
Sakarya
Tasarruf
Mevduatı
Resmi
Kuruluşlar
Mevduatı
Ticari
Kuruluşlar
Mevduatı
Bankalar
Arası
Mevduatı
Döviz
Tevdiat
Hesabı
Diğer
Kuruluşlar
Mevduatı
12.593
972
2.352
0
6.619
406
Kıymetli
Madenler
Depo
Hesapları
60
Toplam
23.002
Kaynak: Bankalar Birliği
TABLO 16
YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA
MEVDUAT, (ABD DOLARI BAZINDA % DEĞİŞME)
Sakarya
TL
35,0
2007
YP
3,0
Toplam
23,5
TL
-25,0
2008
YP
-22,6
Toplam
-24,3
TL
5,2
2009
YP
-2,9
Toplam
2,7
Kaynak: Bankalar Birliği
TABLO 17
YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA
MEVDUAT, (MİLYON ABD DOLARI)
Sakarya
TL
14
Kaynak: Bankalar Birliği
2007
YP
6
Toplam
20
TL
10
2008
YP
5
Toplam
15
TL
11
2009
YP
4
Toplam
15
TABLO 18
YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA
MEVDUAT, (BİN TL)
Sakarya
TL
16.190
2007
YP
6.870
Toplam
23.060
TL
15.929
2008
YP
6.977
Toplam
22.906
TL
16.383
2009
YP
6.619
Toplam
23.002
Kaynak: Bankalar Birliği
TABLO 19
ŞUBELERİN SAKARYA İLİNDE DAĞILIMI
Sakarya
2002
0,8
2003
0,8
2004
0,8
2005
0,8
2006
0,8
2007
0,8
2008
0,8
2009
0,9
2008
71
2009
78
Kaynak: Bankalar Birliği
TABLO 20
SAKARYA İLİ ŞUBE SAYILARI
Sakarya
2002
48
2003
48
2004
50
2005
52
2006
55
2007
61
Kaynak: Bankalar Birliği
TABLO 21
ŞUBELERİN YILLARA GÖRE ARTIŞI
Sakarya
2002-2003
0
2003-2004
2
2004-2005
2
2005-2006
3
2006-2007
6
2007-2008
10
2008-2009
7
TABLO 22
SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA ORTALAMA KREDİLERİN TÜRLERİNE GÖRE
DAĞILIMI, (Bin TL)
Tarım
Gayrimenkul
Sakarya
1.494
0
Kaynak: Bankalar Birliği
İhtisas Kredileri
Mesleki
Denizcilik
476
0
Turizm
0
Diğer
283
İhtisas Dışı
Krediler
22.880
Toplam
25.133
TABLO 23
YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA
KREDİLER, (ABD Doları Bazında % Değişme)
2007
İhtisas
İhtisas
Dışı
Kredi.
Kredi.
Sakarya
33,0
47,4
Kaynak: Bankalar Birliği
Toplam
İhtisas
Kredi.
46,0
-28,1
2008
İhtisas
Dışı
Kredi.
-14,3
Toplam
İhtisas
Kredi.
-15,5
10,5
2009
İhtisas
Dışı
Kredi.
-5,4
Toplam
-4,2
TABLO 24
YILLAR İTİBARİYLE SAKARYA İLİ ŞUBE BAŞINA DÜŞEN ORTALAMA KREDİ
(BİN TL)
2007
İhtisas
İhtisas
Dışı
Kredi.
Kredi.
Sakarya
2.211
21.996
Kaynak: Bankalar Birliği
Toplam
İhtisas
Kredi.
24.206
2.087
2008
İhtisas
Dışı
Kredi.
24.750
Toplam
İhtisas
Kredi.
26.837
2.254
2009
İhtisas
Dışı
Kredi.
22.880
Toplam
25.133
ULAŞTIRMA
ULAŞTIRMA
1. Mevcut Durum
Genel
Artan ulaşım talebine uygun demiryolu ve denizyolu fiziki altyapısının zamanında
gerçekleştirilememesi ve kapıdan kapıya taşımacılık için en uygun ulaştırma modunun
karayolu taşımacılığı olması, yük ve yolcu taşımalarının ağırlıklı olarak karayolu ağına
yüklenmesine yol açmıştır. Bu durum, fiziki standartlar ve ağ yoğunluğu açısından yetersiz
olan karayolu altyapısının, yasal sınırı aşan yüklemeler ve bakım-onarım hizmetleri için
zamanında yeterli kaynak ayrılamaması gibi nedenlerle daha da yıpranmasına ve verimsiz bir
ulaşım sisteminin oluşmasına sebep olmuştur.
Artan ulaşım talebi, uzun dönemli planlamalar yapılsa dahi, kısıtlı kaynakların kısa vadeli
kaygılarla karayolu iyileştirme ve yapıma tahsis edilmesine sebep olmaktadır. Yetersiz altyapı
üzerinde işletmecilik yapılan demiryollarının rekabet edebilirliği düşük kalmaya devam
etmektedir. Denizyollarında büyük liman altyapılarının inşasını özendirecek finansman
modelleri etkin bir şekilde hayata geçirilememiştir. Sonuç olarak, kısıtlı kaynaklar, karayolu
ağırlıklı yapı ve sürekli artan talep kendi kendini besleyen olumsuz bir yapı yaratmıştır.
Avrupa Birliği Katılım Müzakerelerinde Trans-Avrupa Ağları (TEN) Faslında müzakereler
2008 yılında başlamıştır. Diğer taraftan, Ulaştırma Operasyonel Programında yer alan bazı
liman ve demiryolu projelerine ilişkin fizibilite çalışmaları devam etmektedir.
Hızlı ve plansız kentleşme, kentlerde yaşanan yüksek nüfus artış hızı ve motorlu taşıt
sahipliğindeki yükseliş; Türkiye’de kent içi ulaşımda yaşanan fazla yakıt tüketimi, çevre
kirliliği, kazalar ve trafik sıkışıklığı sorunlarının artarak devam etmesine sebep olmaktadır.
Kent içi ulaşımda bütün belediyeler için bağlayıcı olacak ulusal standart ve kriterlerin
belirlenememiş olması, yüksek maliyetli raylı sistemlerin yapımı konusunda önceliklendirme
yapılamamasına neden olmaktadır.
2009 yılında geçen yıla göre yurt içi yolcu taşımada % 1,4 yurt dışı yolcu taşımada % 22,8
artış olurken, yurt içi yük taşımada % 1,9 oranında artış, yurt dışı yük taşımada (boru hattı ile
BOTAŞ tarafından ithalatı yapılan doğal gaz taşımaları hariç) % 2,2 oranında düşüş
gerçekleşmiştir.
Ülkemizde yıllardır süregelen yurtiçi yolcu ve yük taşımalarında karayolu, yurtdışı yolcu
taşımalarında havayolu, yurtdışı yük taşımalarında da denizyolunun ağırlıkları 2009 yılında da
devam etmiştir.
2009 yılında yurtiçi yolcu taşımalarının % 95,1’i karayolu, % 1,5’i demiryolu, % 3,4’ü de
havayolu ile yapılırken yurtdışı yolcu taşımalarının tamamı havayolu ile yapılmıştır.
Yurtiçi yük taşımalarında karayolu % 91,1, demiryolu % 4,1, denizyolu % 3,5, boru hattı
%1,3 pay almıştır. Yurtdışı yük taşımalarının % 93,6’sı denizyolu, % 0,1’i demiryolu, %6,3’ü
de boru hattı (BOTAŞ tarafından ithalatı yapılan doğalgaz taşımaları hariç) ile yapılmıştır.
Karayolu
Ülkemizde özellikle yük taşımacılığının yüzde 90’lar düzeyinde karayolu ile gerçekleştiriliyor
olması, karayollarındaki ağır taşıt trafiğini yükseltmekte ve bu durum trafik güvenliğini
azaltmaktadır. Devlet yolları üzerindeki ortalama günlük trafik AB değerlerine göre düşük
olmasına rağmen, 2007 yılı verilerine göre Türkiye’de trafik kazalarında 100 km yola düşen
ölü sayısı AB-27 ortalamasının yaklaşık 3,2 katı düzeyindedir.
2009 yılı başı itibarıyla köy yolları hariç toplam 64.033 km uzunluğundaki otoyol ile devlet
ve il yollarının 3.546 km’si stabilize, toprak ve geçit vermez yol niteliğindedir. Yurtiçi yük
taşımalarının yaklaşık yüzde 92’sinin gerçekleştirildiği karayollarında ağır taşıt trafiğine
uygun bitümlü sıcak karışım (BSK) kaplamalı yol uzunluğu ise 10.012 km’dir.
TABLO 1
KARAYOLU AĞININ DURUMU
(km)
Yol Sınıfı
Otoyollar
Devlet Yolları
İl Yolları
Toplam
BSK
2.010
6.908
1.094
10.012
Sathi Kaplama
23.876
26.431
50.307
Parke
60
108
168
Stabilize
157
1.443
1600
Toprak
104
758
862
Geçit Vermez
206
878
1.084
Toplam
2.010
31.311
30.712
64.033
Kaynak: Karayolları Genel Müdürlüğü
Trafik güvenliğinin artırılması önceliği çerçevesinde, devlet ve il yollarında Eylül 2009
itibarıyla 63 adet kavşağın sinyalizasyon çalışmalarının yanı sıra 13,7 milyon m2 yatay
işaretleme, 70,5 bin m2 düşey işaretleme ve 822 km otokorkuluk yapımı tamamlanmıştır.
Yılsonuna kadar 100 adet kavşağın sinyalize kontrollü hale getirilmesinin yanı sıra 18,6
milyon m2 yatay işaretleme, 112,4 bin m2 düşey işaretleme yapımının tamamlanması
beklenmektedir. Yıl içinde 134 adet kaza kara noktasının giderilmesi ve kaza potansiyeli
yüksek kesimlerin 85 adedinin iyileştirilmesi hedeflenmektedir.
Sürücü belgelerinin AB sürücü belgeleriyle uyumlaştırılması, belirli araçlara hız sınırlayıcı
teknik cihaz takılması, sürücülerin çalışma ve dinlenme sürelerinin düzenlenmesi, trafik
kazalarına ilişkin AB standartlarıyla uyumlu veri tabanı oluşturulması ve ülkemizde
sürücülere verilen eğitimlerle AB üyesi ülkelerdeki sürücü eğitimi arasında denkliğin
sağlanması amacıyla gerekli yasal düzenleme çalışmalarına devam edilmektedir.
Demiryolu
Türkiye’deki mevcut demiryolu ağı, 8.699 km’si ana hat olmak üzere toplam 11.005 km olup,
2.282 km’si elektrikli ve 3.029 km’si sinyallidir. Ana şehirlerarasındaki koridorlarda
taşımacılık eski bir altyapı üzerinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Türkiye’de hem demiryolu
yoğunluğu hem mevcut demiryolları üzerindeki trafik yoğunluğu yetersizdir. Ayrıca,
Türkiye’de yüzde 21 olan elektrikli hat oranı, yüzde 51,6 olan AB ortalamasının oldukça
altındadır. Demiryolu altyapısının en önemli sorunu büyük nüfuslu şehirlerarasındaki
demiryolu hatlarının yüksek hız ve kaliteli hizmete uygun olmamasıdır.
Blok tren işletmeciliğine geçiş, yeni ve verimli yük vagonlarının temini ve özel sektörün
kendi mülkiyetindeki vagonlarla taşımacılığın teşviki neticesinde, yük taşımacılığında milyon
ton-km bazında 2008 yılı yurt içi taşımalarda yüzde 8,9, yurt dışı taşımalarda ise yüzde 3,9
artış sağlanmıştır. Yük taşımacılığına olumlu yönde etki edecek yeni demiryolu yatırımları
yapılmaktadır. Demiryolu taşımacılığından lojistik taşımacılığa geçiş kapsamında 12 adet
lojistik merkez kurulması çalışmalarına devam edilmektedir. Samsun-Gelemen lojistik
merkezi işletmeye açılmıştır.
Yolcu taşımacılığında yolculuk süresinin uzun; güvenlik ve güvenilirliğin ise düşük olması,
talebin yetersiz düzeyde kalmasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte, Ankara ve İstanbul
arasında hızlı, güvenli ve konforlu bir yolculuk sağlayacak olan ve 2004 yılında inşaatına
başlanan Ankara-İstanbul Hızlı Tren projesinin Ankara-Eskişehir kesiminde 13 Mart 2009
tarihinde yolcu taşımacılığına başlanmıştır. Eskişehir-Köseköy kesiminin inşaatına 2008
yılında başlanmış olup çalışmalar devam etmektedir. Köseköy-Gebze hat kesiminin ihale
dokümanları hazırlanmıştır. Gerekli çalışmalar tamamlandıktan sonra ihalesine çıkılacaktır.
Ankara-Konya Hızlı Tren projesinin altyapı ve üstyapı yapım çalışmaları devam etmektedir.
Denizyolu
Türkiye’de 2008 yılı sonu itibarıyla 5,1 milyon TEU (Twenty Feet Equivalent Unit)
konteyner ve 259 milyon ton konteyner harici yük elleçlenmiştir. 2008 yılında elleçlenen
konteyner ve yük miktarı 2007 yılına göre sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 artmıştır. 2001
yılından 2008 yılına kadar konteyner trafiğinde görülen yaklaşık 5,5 kat artış dikkat çekicidir.
Büyük ölçekli liman yatırımlarının zamanında gerçekleştirilememesi, artan ticaret talebinin
baskısıyla birlikte, küçük ölçekli liman ve iskelelerin yapımına yol açmaktadır. Ölçek
ekonomisinden uzak limanlar ise yük trafiğinin dağılmasına ve liman başına elleçleme
miktarının, AB’nin Akdeniz’deki limanlarıyla karşılaştırıldığında düşük seviyede kalmasına
neden olmaktadır.
Artan trafiğe çözüm üretecek büyük limanların oluşturulması için, Ege’de Çandarlı,
Karadeniz’de Filyos ve Akdeniz’de Mersin konteyner limanlarına ilişkin fizibilite ve diğer
teknik dokümanların hazırlanmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. 2009 yılında deniz
güvenliği konusunda önemli bir iyileşme gösterilerek Paris Mutabakat Zaptında gri listeden
beyaz listeye geçilmiştir. Boğazlarda deniz güvenliğinin artırılması amacıyla 2009 yılında iki
adet römorkör temin edilmiştir. Türkiye’nin dünya gemi inşa sanayindeki konumunun
geliştirilmesi amacı çerçevesinde yatırımı sürdürülen Sürmene-Yeniçam Tersanesi mendirek
ve fener kulesi inşaatı tamamlanmıştır.
Havayolu
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) tarafından işletilen havalimanı
ve meydanlarının sayısı 40’a ulaşmıştır. Bunun dışında Batman İl Özel İdaresi tarafından
işletilen Batman Havaalanı, Anadolu Üniversitesi tarafından işletilen Eskişehir Anadolu
Havaalanı ve özel şirket tarafından işletilen İstanbul Sabiha Gökçen, Zonguldak Çaycuma ve
Antalya Gazipaşa havaalanları ile sivil trafiğe açık meydan sayısı 45’tir.
DHMİ bünyesindeki hava meydanlarından; Atatürk, Esenboğa ve Antalya Havalimanlarında
iç ve dış hat terminalleri, Adnan Menderes ve Dalaman Havalimanlarında ise dış hat
terminalleri özel sektör tarafından işletilmektedir. Kamu Özel İşbirliği modeli ile işletilen
meydanların toplam yolcu trafiği içindeki payı iç hatlarda yüzde 54, dış hatlarda ise yüzde 94
düzeyine erişmiştir.
Ülkemiz hava meydanlarındaki yolcu trafiğinin yaklaşık yüzde 91’i Atatürk, Antalya,
Esenboğa, Adnan Menderes, Dalaman, Bodrum/Milas, Adana, Trabzon ve Sabiha Gökçen
havalimanlarında gerçekleşmektedir. Bu meydanların kapasitelerinin artırılmasına yönelik
yatırımlar ile hizmet standartlarının yükseltilmesi ve hava trafik yönetimi ile ilgili projeler
sektör açısından önceliğini korumaktadır.
2008 yılında havalimanı ve meydanlarında gerçekleşen yolcu trafiği, bir önceki yıla göre dış
hatlarda yüzde 13,7 artarak 43,6 milyon, iç hatlarda yüzde 12,2 artarak 35,8 milyon ve
toplamda ise yüzde 13 artarak 79,4 milyon olarak gerçekleşmiştir. 2009 yılında toplam
trafiğin 83 milyon yolcuya yükselmesi beklenmektedir.
TABLO 2
ULAŞTIRMA İSTATİSTİKLERİ
ALT SEKTÖR
YURTİÇİ
Karayolu (2)
Demiryolu
Havayolu (3)
TOPLAM
YURTDIŞI
Havayolu (3)
TOPLAM
ALT SEKTÖR
YURTİÇİ
Karayolu (2)
Demiryolu
Denizyolu (4)
Boru Hattı
Ham Petrol (5)
TOPLAM
YURTDIŞI
Demiryolu
Denizyolu (4)
Boru Hattı
Ham Petrol
(Transit) (5)
TOPLAM
Doğal Gaz
(Milyon Sm3) (6)
YOLCU TAŞIMA
(Milyon Yolcu-Km)
Değişim (%)
2007
2008
2009 (1)
2008
2009
2007
209.115
3.999
5.924
219.038
206.098
3.552
6.417
216.067
1,2
-7,0
15,0
1,4
95,5
1,8
2,7
100,0
95,4
1,6
3,0
100,0
95,1
1,5
3,4
100,0
24.327
24.327
27.848
27.848
34.186
14,5
22,8
34.186
14,5
22,8
YÜK TAŞIMA
(Milyon Yolcu-Km)
Değişim (%)
2007
2008
2009 (1)
2008
2009
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
2007
Pay (%)
2008
2009
208.490
3.303
7.378
219.171
-1,4
-11,2
8,3
-1,4
Pay (%)
2008
2009
181.330
8.439
6.500
181.935
9.186
7.110
185.881
8.455
7.050
0,3
8,9
9,4
2,2
-8,0
-0,8
91,3
4,2
3,3
90,8
4,6
3,5
91,1
4,1
3,5
2.340
198.609
2.112
200.343
2.743
204.129
-9,7
0,9
29,9
1,9
1,2
100,0
1,1
100,0
1,3
100,0
1,316
848,300
1,367
858,700
957
828.500
3,9
1,2
-30,0
-3,5
0,1
96,1
0,2
94,8
0,1
93,6
33,249
45.804
56.038
37,8
22,3
3,8
5,1
6,3
882,865
905,871
885.495
2,6
-2,2
100,0
100,0
100,0
35,881
37,349
34.692
4,1
-7,1
-
-
-
Kaynak: DPT
(1): Geçici
(2): Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altındaki yol ağında yapılan taşımalardır.
(3): Yalnız THY tarafından yapılan taşımalardır.
(4): Denizyoluyla yapılan taşımaların tümünü kapsayan hesaplanmış tahmini taşıma miktarlarıdır.
(5): Yalnız hampetrol taşımalarıdır.
(6): Rusya Federasyonu, Nijerya, Cezayir, Azerbaycan ve İran’dan BOTAŞ tarafından ithalatı yapılan toplam doğalgaz
taşımalarıdır.
Temel Amaç ve Hedefler
Ulaştırma sektöründeki temel amaç, ülke ekonomisinin ve sosyal hayatın gereksinimlerine
uygun, taşıma türleri arasında dengenin sağlandığı, çağdaş teknoloji ve uluslararası kurallarla
uyumlu, çevreye duyarlı, ekonomik ve güvenli taşımacılığın yapıldığı bir ulaştırma
altyapısının zamanında oluşturulmasıdır. Ulaştırma alt sektörlerinin birbirlerini tamamlayıcı
nitelikte çalışması ve kombine taşımacılığın yaygınlaştırılması esastır.
Karayolu sektöründe temel hedef, bölünmüş yol yapım çalışmalarına öncelikle yoğun taşıt
trafiğine sahip ana güzergahlarda devam edilmesi; ağır taşıt trafiği yüksek güzergahların BSK
kaplamalı hale getirilmesi; trafik güvenliği altyapısı ve denetim hizmetlerinin iyileştirilmesi
ve kara noktaların giderilmesi suretiyle yüksek kalite standartlarında hizmet veren, güvenli ve
diğer taşıma türleri ile uyumlu bir karayolu ağının oluşturulmasıdır.
Otoyollarda mevcut altyapının korunmasına önem ve öncelik verilecek, akıllı ulaşım
sistemleri kapsamında otomatik geçiş sistemleri yaygınlaştırılacak, sürücü bilgilendirme ve
trafik yönetim sistemleri tesis edilecektir.
Yük taşımalarının demiryolu ağırlıklı yapılması ulaştırma sektöründe stratejik bir amaçtır. Bu
doğrultuda demiryolunda özel sektör tren işletmeciliği geliştirilecektir. Yük taşımacılığı özel
sektörün işletmecilik avantajlarından yararlanmak üzere serbestleştirilecek ve TCDD yeniden
yapılandırılarak kamu üzerindeki mali yükü sürdürülebilir bir seviyeye çekilecektir. Özel
sektörle ortaklıklara gidilerek başta sanayi bölgelerine olmak üzere demiryolu bağlantı hatları
yapılacak ve araç yatırımları özel sektöre bırakılacaktır.
Artan ticaretin kesintisiz ve etkin bir şekilde akışını sağlayacak ve Türkiye’nin transit ülke
konumuna gelmesini kolaylaştıracak büyük ölçekli ana limanlar oluşturulacaktır. Bu amaçla
hazırlanmakta olan Kıyı Yapıları Master Planı ile Çandarlı, Filyos ve Mersin Konteyner
Limanlarına ilişkin fizibilite ve teknik dokümanlar tamamlanacaktır. Özellikle, Ege
Bölgesinde Çandarlı Limanının yapımına geçilmesi için gerekli adımlar atılacaktır. Türk
limanlarının AB deniz otoyolları ana aksları üzerinde yer alması yönündeki çalışmalara
devam edilecektir. Deniz güvenliğine yönelik projelerin tamamlanmasına öncelik verilecektir.
Paris Mutabakat Zaptı kapsamında, beyaz listedeki mevcut durumun korunmasına yönelik
tedbirler alınacaktır. Devletin liman işletmeciliğindeki azalan rolü, düzenleyici rolünün
önemini artırmıştır. Bu rolün yerine getirilebilmesini teminen liman yönetim modeli
oluşturulacaktır.
Sektörde, sistem planlaması anlayışıyla, ülkemizdeki havaalanları altyapısının mevcut durum
analizinin yapılmasının ardından değerlendirme ve önceliklendirme yapılabilmesine imkan
verecek ve bunun sonucunda orta ve uzun vadeli yatırımları yönlendirecek “Havaalanları
Master Plan” çalışması başlatılacaktır.
Kent içi ulaşımda gerek yerel, gerek merkezi idare düzeyinde, proje seçimi ve finansmanı ile
yapım ve işletme aşamalarında uygulanacak ulusal standartların oluşturulması çalışmalarına
öncelik verilecektir.
Kentlerimizde en yaygın ve temel toplu taşım türü olan otobüs sistemlerinin geliştirilmesine
öncelik verilecek, raylı sistem yatırımları zirve saatte, kritik kesitte, tek yönde 15.000
yolcu/saat üzerinde yolculuk talebine sahip koridorlarda gerçekleştirilecektir. Raylı sistem
projelerinin yatırım programına alınması aşamasında projelerin ekonomik ve mali
yapılabilirliğinin yanı sıra, teklif veren belediyenin mali yapısı da göz önünde
bulundurulacaktır. Projelerin finansmanında özkaynak kullanımı esas olacak, dış finansman
kaynakları sadece yüksek teknoloji uygulamalarını içeren işlerin yapımında kullanılacaktır.
Kent içi raylı sistem projelerinde yerli sanayiden azami ölçüde faydalanılacaktır. Uluslararası
rekabet gücünün artırılabilmesi amacıyla, projelerin planlama sürecinden başlayarak
finansmanının sağlanmasına kadar bütün aşamalarda, belediyeler yerel sanayi ile işbirliğine
yönlendirilecektir. Hazine garantili dış kredi ile gerçekleştirilecek raylı sistem projelerinde
toplam maliyetin asgari yüzde 25’i belediye özkaynaklarından karşılanacaktır.
TABLO 3
SAKARYA MOTORLU KARA TAŞITLARI
Kara Taşıtları
Otomobil
Minibüs
Otobüs
Kamyonet
Kamyon
Traktör
Motosiklet
Diğerleri
TOPLAM
2006
59.296
3.555
2.624
21.294
8.748
28.185
15.543
2.139
141 384
2007
63.575
3.723
2.847
23.420
9.044
28.566
17.767
2.457
151 399
2008
67.855
4.056
2.961
25.258
10.477
28.998
19.637
488
159 730
2009
72.343
3.980
3.103
27.506
8.811
29.048
20.750
2.825
168.366
2009/2008
6,6
-1,8
4,7
8,9
-15,9
0,1
5,6
478,8
487
TABLO 4
SAKARYA YOL UZUNLUKLARI
(km)
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
İl ve Devlet Yolu
611
594
569
568
568
565
569
569
Otoyol
70
70
70
70
70
70
70
70
Köy Yolu
2.525
2.518
2.522
2.506
2.506
2.506
2.505
2.504
Demir Yolu
97
97
97
97
97
97
97
97
GENÇLİK
Ve
SPOR
GENÇLİK VE SPOR
1. TÜRKİYE’DE VE SAKARYA’DA SPOR FAALİYETLERİ
TABLO 1
FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI
Adı
ATICILIK VE AVCILIK
ATLETİZM
BADMİNTON
BASKETBOL
BEDENSEL ENG.
BEYZBOL VE SOFTBOL
BİLARDO
BİNİCİLİK
BİSİKLET
BOCCE,BOWLİNG VE DAR
BOKS
BRİÇ
BUZ HOKEYİ
BUZ PATENI
CİMNASTİK
DAĞCILIK
DANS
TOPLAM
Türkiye Geneli
Lisanslı
B
E
2.024
14.975
41.913
76.801
11.549
18.201
40.229
164.967
392
2.600
588
2.879
1.578
18.321
1.041
1.808
1.758
9.338
2.423
5.542
4.084
42.161
1.155
6.118
1.300
2.686
79
650
8.246
6.186
6.568
19.680
2.371
2.024
128.011
394.937
Faal
T
16.999
118.714
29.750
205.196
2.992
3.467
19.899
2.849
11.096
7.965
46.245
7.273
3.986
1.442
14.432
26.248
4.395
522.948
B
261
4.250
1.366
5.724
7
68
10
243
160
28
748
271
363
10
22
878
471
14.880
E
1.922
7.473
1.951
34.423
112
1.408
144
234
1.469
109
6.383
1.963
1.198
3
6
2.642
421
61.861
T
2.183
11.723
3.317
40.147
119
1.476
154
477
1.629
137
7.131
2.234
1.561
13
28
3.520
892
76.741
Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü
TABLO 2
FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI
Adı
ESKRİM
GELENEKSEL
GELISMEKTE OLAN SP B
GOLF
GÖRME ENG.
GÜREŞ
HALK OYUNLARI
HALTER
HAVA SPORLARI
HENTBOL
HERKES İÇİN SPOR
HOKEY
İŞİTME ENG.
İZCİLİK
JUDO VE KURASH
KANO
KARATE
TOPLAM
Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü
Türkiye Geneli
Lisanslı
B
E
2.397
4.902
184
5.521
408
822
1.755
3.780
585
2.179
1.798
53.279
35.406
27.995
875
5.237
43
368
21.905
45.186
9.821
16.132
2.060
3.784
950
6.150
13.376
19.478
9.851
28.303
659
2.809
21.824
64.585
251.908
685.447
Faal
T
7.299
5.705
1.230
5.535
2.764
55.077
63.401
6.112
411
67.091
25.953
5.844
7.100
32.854
38.154
3.468
86.409
937.355
B
648
45
279
10
227
19
7.695
178
42
31
402
530
18
253
1.679
116
6.415
33.467
E
1.633
1.790
538
21
824
1.099
6.453
787
351
88
2.379
921
196
551
3.522
336
14.693
98.043
T
2.281
1.835
817
31
1.051
1.118
14.148
965
393
119
2.781
1.451
214
804
5.201
452
21.108
131.510
TABLO 3
FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI
Adı
B
4.763
8.269
0
864
14.960
432
25
2.444
2.753
1.047
180
2.308
26.670
703
2.165
50.770
7.053
377.314
KAYAK
KICK BOKS
KIZAK
KÜREK
MASA TENİSİ
MODERN PENTATLON
MOTOSIKLET
MUAY-THAİ
OKÇULUK
ORYANTİRİNG
OTOMOBİL SPORLARI
ÖZEL SPORCULAR
SATRANÇ
SU TOPU
SUALTI SPORLARI
TAEKWON-DO
TENİS
TOPLAM
Türkiye Geneli
Lisanslı
E
T
15.079
19.842
57.015
65.284
0
0
2.876
3.740
38.606
53.566
1.015
1.447
697
722
15.208
17.652
5.172
7.925
2.462
3.509
2.979
3.159
7.445
9.753
99.078
125.748
2.902
3.605
5.497
7.662
152.002
202.772
8.962
16.015
1.102.442
1.479.756
Faal
B
9
1.480
0
152
58
164
2
832
411
477
6
647
2.166
256
271
8.451
856
49.705
E
30
10.219
0
519
159
380
198
4.773
967
1.098
354
1.821
6.522
1.061
862
19.229
1.176
147.411
T
39
11.699
0
671
217
544
200
5.605
1.378
1.575
360
2.468
8.688
1.317
1.133
27.680
2.032
197.11
Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü
TABLO 4
FEDERASYONLARA GÖRE SPORCU SAYILARI
Adı
TRİATLON
VOLEYBOL
VÜCUT GEL.,FİTNESS
WUSHU
YELKEN
YÜZME
TOPLAM
B
424
69.287
2.698
3.594
1.736
22.963
478.016
Kaynak: Gençlik Spor Genel Müdürlüğü
Türkiye Geneli
Lisanslı
E
T
1.527
1.951
63.740
133.027
14.132
16.830
16.782
20.376
6.104
7.840
37.341
60.304
1.242.068
1.720.084
Faal
B
58
342
398
1.475
569
4.455
57.002
E
312
152
1.775
6.314
2.228
6.695
164.887
T
370
494
2.173
7.789
2.797
11.150
221.889
TABLO 5
SAKARYA İLİ SPOR TESİSLERİ DURUMU
Spor Tesisleri Sayısı
Stadyum
Spor Salonu
Bireysel Çalışma Spor Salonu
Çim Zeminli Stad
Semt Futbol Sahası
Trap Skeet Atış Poligonu
Havalı Silahlar Atış Poligonu
Kürek ve Kano Tesisleri
Kamp Eğitim Merkezi
Gençlik Merkezi
Gençlik ve Kültür Merkezi
İl Hizmet Binası
Lojman Binası (4 Daireli)
Yüzme Havuzu
TOPLAM
2009
1
13
11
14
106
1
1
1
2
1
1
1
1
1 (inşaa)
155
Kaynak: Gençlik Spor Müdürlüğü
TABLO 6
2009 Yılı Sakarya İli Spor Kulüpleri Sayısal Durumu
İLÇENİN ADI
Adapazarı
Arifiye
Erenler
Serdivan
Akyazı
Ferizli
Geyve
Hendek
Karasu
Karapürçek
Kaynarca
Kocaali
Pamukova
Sapanca
Söğütlü
Taraklı
GENEL
TOPLAM
SPOR
KULÜBÜ
İHTİSAS
KULÜBÜ
OKUL SPOR
KULÜBÜ
72
7
8
7
20
6
7
12
10
1
2
3
5
8
1
7
4
169
10
Kaynak: Gençlik Spor Müdürlüğü
GENÇLİK
VE
SPOR
KULÜBÜ
9
2
1
1
1
1
2
7
11
TOPLAM
83
7
8
9
21
7
7
13
10
1
2
3
6
8
1
186
TABLO 7
2006-2007- 2008-2009 Yılı Sakarya İli Lisanslı/ Faal Lisanslı Sporcuların Sayısal
Durumu
YIL
BRANŞ
SAYISI
ERKEK
SPORCU
SAYISI
2006
2007
2008
2009
42
44
48
48
6.751
7.577
8.299
9.372
FAAL
ERKEK
SPORCU
SAYISI
1.598
1.435
1.184
590
FAAL
BAYAN
SPORCU
SAYISI
637
531
475
245
BAYAN
SPORCU
SAYISI
2.182
2.538
2.844
3.405
FAAL
TOPLAM
GENEL
TOPLAM
2.235
1.966
1.659
835
8.933
10.115
11.143
12.777
HAKEM ANTRENÖR SAYISAL BİLGİLERİ
Hakem ve Antrenörlerin sayısal durumlarına bakıldığında yıllar itibari ile düşüşler
gözlenmekte olup, nedenleri incelendiğinde Hakem ve Antrenörlerin çoğunlukla öğrenci ve
memurlardan oluşması, tayin ve mezuniyet gibi sebeplerden ötürü sayısal düşüş gözlenmiştir.
TABLO 8
2006-2007-2008-2009 Yılları Hakem ve Antrenörlerin Sayısal Dağılımı
YIL
FAAL
BRANŞ SAYISI
FAAL
HAKEM SAYISI
FAAL
ANTRENÖR SAYISI
2006
2007
2008
2009
29
27
30
35
486
304
329
398
114
88
79
162
Kaynak: Gençlik ve Spor Müdürlüğü
TABLO 9
2006-2009 Yılları arasında İl de düzenlenen ferdi branşlar
Tablosu
FERDİ BRANŞLAR MAHALLİ FAALİYET ÇİZELGESİ
Branş Sayısı
Faaliyet Sayısı
2006 YILI
14
39
2007 YILI
14
39
2008 YILI
16
33
2009 YILI
15
52
GENEL
ANTRENÖR
SAYISI
234
278
310
314
TABLO 10
2006-2009 Yılları arasında İlde düzenlenen Ferdi Branşlar Ulusal Federasyon Tablosu
ULUSAL FAALİYETLER ÇİZELGESİ
2006 YILI
2007 YILI
2008 YILI
2009 YILI
Branş Sayısı
Faaliyet Sayısı
13
14
15
17
26
33
19
47
TABLO 11
2006-2009 Yılları Arasında İlde düzenlenen Takım Sporları
Tablosu
TAKIM SPORLARI ULUSAL LİG ÇİZELGESİ
2006/2007 SEZONU
2007/2008 SEZONU
2008/2009 SEZONU
BRANŞ SAYISI
5
5
4
KATEGORİ SAYISI
9
7
6
KATILAN TAKIM SAYISI
9
8
7
MAÇ SAYISI
76
55
41
TABLO 12
2006-2009 Yılları arasında İlde Düzenlenen Uluslararası
Faaliyetler Tablosu
2006 YILI
2007 YILI
2008 YILI
2009 YILI
KATILAN ÜLKE
SAYISI
FAALİYET SAYISI
SPORCU SAYISI
14
25
23
5
2
4
4
1
168
650
420
80
TABLO 13
2007-2008-2009 Yılları Arasında Türkiye Dereceleri
Toplam Madalya Sayıları
YILLAR
2007
2008
2009
ALTIN
63
75
33
GÜMÜŞ
56
50
38
BRONZ
81
79
61
TOPLAM
200
204
132
TABLO 14
2006-2009 Yılları arasında İlimiz Milli Sporcuları Mukayese Tablosu
2006
BRANŞ
SAYILARI
8
MİLLİ SPORCU SAYILARI
BAYAN MİLLİ
SPORCU
5
ERKEK MİLLİ
SPORCU
10
2007
7
8
23
31
2008
9
9
18
27
2009
8
6
7
13
YILLAR
TOPLAM
15
TABLO 15
2009 Yılı İl Spor Merkezlerinde Görev Yapan Antrenörlerin
Branşlarına Göre Dağılımı
BRANŞLAR
ATICILIK
ATLETİZM
BASKETBOL
BİSİKLET
CİMNASTİK
GÜREŞ
HALTER
JUDO
KANO
KÜREK
KARATE
MASA TENİSİ
TAEKWONDO
TENİS
VOLEYBOL
YÜZME
TOPLAM
Kaynak: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 2009
Kadrolu
ATRENÖRLER
Sözleşmeli
1
1
1
Fahri
1
12
1
1
1
1
1
1
1
5
3
1
3
3
2
2
9
35
TOPLAM
1
1
13
1
1
1
1
1
1
1
2
3
3
2
2
9
43
TABLO 16
2007-2008-2009 Yılları İl Spor Merkezleri Sporcuların Sayısal Dağılımı
YIL
FAAL
BRANŞ SAYISI
2007
2008
2009
27
30
30
BAYAN
SPORCU
SAYISI
428
348
320
ERKEK
SPORCU
SAYISI
816
1.106
859
TOPLAM
SPORCU
SAYISI
1.244
1.454
1.179
Kaynak: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, 2009
TABLO 17
SPORTİF İSTATİSTİKLER
SPORTİF İSTATİSTİKLER
2009 YILI
İLİMİZ FAAL KULÜP SAYILARI
186
İLİMİZ OKUL KULÜP SAYILARI
7
İL SPOR MERKEZLERİNE KAYITLI SPORCU SAYILARI
1.179
İL SPOR MERKEZLERİNDE GÖREV ALAN ANTRENÖR SAYILARI
43
İLİMİZDE DÜZENLENEN FEDERASYON FAALİYETLERİ
47
İLİMİZDE DÜZENLENEN ULUSLAR ARASI FAALİYETLER
1
2009 YILI İTİBARİYLE İLİMİZ LİSANSLI SPORCU SAYILARI
12.777
İlimiz faal kulüp sayısı 186, İlimiz okul kulüp sayısı 7, İl spor merkezlerine kayıtlı sporcu
sayısı 1.179, İl spor merkezlerinde görev alan antrenör sayısı 43, İlimizde düzenlenen
federasyon faaliyetleri 47, İlimizde düzenlenen uluslar arası faaliyetler 1, 2009 yılı itibariyle
ilimiz lisanslı sporcu sayıları 12.777’dir.
TRAFİK
ve
ASAYİŞ
TÜRKİYE ASAYİŞ VE TRAFİK DURUMU
TABLO 1
DENETİM FAALİYETLERİ
YILLAR
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Uygulanan Trafik
Ceza Sayısı
9.115.800
7.952.339
7.028.009
6.012.334
6.856.121
5.912.646
6.482.931
7.078.579
8.612.983
8.499.073
Uygulanan Para
Ceza Miktarı (TL)
125.464.745
165.741.924
216.728.181
334.384.053
461.679.147
489.844.912
604.880.645
763.224.557
1.016.896.201
1.061.109.823
C.Savcılığına Sevk
Edilen Sürücü Sayısı
141.686
97.621
81.893
80.736
89.514
101.645
159.259
200.367
230.987
235.862
Trafikten Men
Edilen Araç Sayısı
393.667
335.119
314.924
278.410
268.581
374.069
451.644
638.444
769.397
843.089
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
TABLO 2
GENEL KAZA İSTATİSTİKLERİ
YILLAR
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
KAZA
SAYISI
500.664
442.960
439.958
455.637
537.352
620.789
728.755
825.561
950.120
1.034.435
ÖLÜ
SAYISI
5.566
4.386
4.169
3.959
4.427
4.505
4.633
5.007
4.236
4.300
YARALI SAYISI
136.406
116.202
116.045
117.551
136.437
154.086
169.080
189.057
184.468
200.405
*Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı trafik ekip faaliyetlerini kapsamaktadır.
TABLO 3
DENETLEME FAALİYETLERİ
UYGULANAN TRAFİK CEZALARI (Türkiye Geneli)
Kontrol Türleri
2008
2009
Alkol Kontrolü
136.913
124.430
Aşırı Hız Kontrolü
1.414.058
1.384.493
Cep Telefonu Kontrolü
203.429
188.573
Emniyet Kemeri Kontrolü
570.965
436.081
Koruma Başlığı-Gözlük Kontrolü
64.279
67.874
Takograf Kontrolü
157.394
118.997
Yaya Kontrolü
17.906
22.250
Araç Plakasına Uyg. İhbarlı Denetimler
2.674.878
3.009.497
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
TABLO 4
SÜRÜCÜ SAYILARININ İLLERE GÖRE DAĞILIMI
(2009 SONU İTİBARİ İLE)
İLLER
ADANA
ADIYAMAN
A.KARAHİSAR
AĞRI
AMASYA
ANKARA
ANTALYA
ARTVİN
AYDIN
BALIKESİR
BİLECİK
BİNGÖL
BİTLİS
BOLU
BURDUR
BURSA
ÇANAKKALE
ÇANKIRI
ÇORUM
DENİZLİ
D.BAKIR
EDİRNE
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
GİRESUN
GÜMÜŞHANE
HAKKARİ
HATAY
ISPARTA
MERSİN
Sürücü Sayısı
588.655
115.509
165.992
72.147
98.352
1.816.434
528.142
44.302
269.919
324.605
73.437
39.441
51.843
93.468
95.501
737.015
137.245
42.844
154.597
291.972
271.155
134.140
138.595
75.375
178.137
277.031
347.984
108.162
41.212
52.209
342.237
148.957
424.133
İLLER
KONYA
KÜTAHYA
MALATYA
MANİSA
K.MARAŞ
MARDİN
MUĞLA
MUŞ
NEVŞEHİR
NİĞDE
ORDU
RİZE
SAKARYA
SAMSUN
SİİRT
SİNOP
SİVAS
TEKİRDAĞ
TOKAT
TRABZON
TUNCELİ
Ş.URFA
UŞAK
VAN
YOZGAT
ZONGULDAK
AKSARAY
BAYBURT
KARAMAN
KIRIKKALE
BATMAN
ŞIRNAK
BARTIN
Sürücü Sayısı
579.426
195.636
210.350
349.546
187.175
166.422
225.782
62.187
108.181
91.190
143.093
89.334
283.142
342.389
56.511
56.609
170.554
204.327
148.670
199.508
17.521
218.303
102.260
140.098
133.768
217.174
64.398
13.706
46.490
91.527
83.410
62.494
38.232
FARK %
-9%
-2%
-7%
-24%
6%
-24%
24%
13%
İSTANBUL
İZMİR
KARS
KASTAMONU
KAYSERİ
KIRKLARELİ
KIRŞEHİR
KOCAELİ
4.331.422
1.293.885
85.634
107.027
349.193
125.372
68.667
395.898
ARDAHAN
IĞDIR
YALOVA
KARABÜK
KİLİS
OSMANİYE
DÜZCE
11.251
23.988
38.915
57.692
25.176
103.054
63.405
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
TABLO 5
YILLARA GÖRE SÜRÜCÜ BELGESİ SINIF DAĞILIMI
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
A1
A2
B
C
D
E
F
G
H
53.219
53.467
53.622
53.805
54.426
54.787
56.039
56.485
57.232
60.193
364.174
388.567
402.674
411.375
429.307
450.680
494.164
567.904
660.817
784.442
9.276.057
9.814.416
10.251.523
10.686.009
11.230.909
11.919.158
12.434.247
13.135.961
13.903.160
14.758.037
1.444.108
1.445.804
1.447.174
1.447.347
1.454.422
1.456.546
1.467.482
1.438.239
1.442.323
1.441.473
9.207
10.737
13.013
15.225
24.435
32.651
41.558
56.581
75.902
100.232
2.534.039
2.631.449
2.692.300
2.748.562
2.847.388
2.951.273
3.030.388
3.180.982
3.336.506
3.531.082
392.585
383.827
382.624
380.901
379.286
378.523
380.006
375.709
375.787
375.673
16.836
18.511
20.094
21.487
23.350
25.735
30.198
34.653
39.272
47.245
18.830
20.806
22.037
23.085
24.680
26.709
28.597
30.840
33.443
36.527
SINIF
SAYISI
TOPLAMI
(*)
14.109.116
14.767.694
15.285.187
15.787.933
16.468.317
17.296.216
17.962.895
18.877.354
19.924.442
21.134.904
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
* Bir sahsın birden fazla sürücü belge sınıfı bulunabildiğinden, sürücü belge sınıf sayısı toplamı sürücü sayısından fazla görülmektedir.
TABLO 6
YILLARA GÖRE SÜRÜCÜLERİN CİNSİYET DAĞILIMI
YIL
TOPLAM SÜRÜCÜ
ERKEK
%
KADIN
%
2000
13.859.449
11.988.154
86,5
1.871.295
13,5
2001
14.491.332
12.473.155
86,1
2.018.177
13,9
2002
14.994.960
12.851.459
85,7
2.143.501
14,3
2003
15.488.493
13.205.913
85,3
2.282.580
14,7
2004
16.151.623
13.704.551
84,8
2.447.072
15,2
2005
16.958.895
14.289.647
84,3
2.669.248
15,7
2006
17.586.179
14.770.114
84,0
2.816.065
16,0
2007
18.422.958
15.424.427
83,7
2.998.531
16,3
2008
19.377.790
16.073.831
82,9
3.303.959
17,1
2009
20.460.739
16.871.100
82,5
3.589.639
17,5
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
ARTIŞ
%
7,3
4,7
3,5
3,3
4,3
5,0
3,9
5,1
5,6
6,1
TABLO 7
ARAÇLARIN CİNSLERİNE GÖRE DAĞILIMI
YIL
OTOMOBİL
MİNİBÜS
OTOBÜS
KAMYONET
KAMYON
2000
4.855.421
289.422
129.924
789.524
593.361
984.592
ÖZEL
AMAÇLI
TAŞIT
21.822
2001
2002
2003
4.975.733
5.080.555
5.124.254
293.697
303.803
309.545
133.944
137.964
141.987
877.563
924.342
1.045.776
598.481
604.050
616.940
1.011.160
1.032.011
1.096.777
22.939
23.666
24.468
2004
2005
5.400.440
5.772.745
318.954
338.539
152.712
163.390
1.259.867
1.475.057
647.420
676.929
1.218.677
1.441.066
2006
2007
2008
6.140.992
6.472.156
6.796.629
357.523
372.601
383.548
175.949
189.128
199.934
1.695.624
1.890.459
2.066.007
709.535
729.202
744.217
2009
7.093.964
384.053
201.033
2.204.951
727.302
TRAKTÖR
TOPLAM
ARTIŞ
%
1.131.626
8.795.692
2,4
1.148.391
1.168.389
1.178.929
9.061.908
9.274.780
9.538.676
3,1
2,6
2,8
28.004
30.333
1.210.283
1.247.767
10.236.357
11.145.826
7,4
8,9
1.822.831
2.003.492
2.181.383
34.260
38.573
35.100
1.290.679
1.327.334
1.358.577
12.227.393
13.022.945
13.765.395
9,8
6,6
5,8
2.303.261
34.104
1.368.032
14.316.700
4,0
MOTOSİKLET
Kaynak: Emniyet Genel Müdürlüğü
TABLO 8
SAKARYA İLİ TRAFİK VE ASAYİŞ
ASAYİŞ OLAYLARI
Yılı
2007
2008
2009
Şahsa Karşı İşlenen Suçlar
Emniyet
Müdürlüğü
5.350
Jandarma
Komutanlığı
1.016
Mala Karşı İşlenen Suçlar
Toplam
Şahsa Karşı İşlenen Suçlar
Mala Karşı İşlenen Suçlar
Toplam
Şahsa Karşı İşlenen Suçlar
4.024
9.374
5.136
2.636
7.772
4.480
616
1.632
966
595
1.561
1.106
Mala Karşı İşlenen Suçlar
Toplam
GENEL TOPLAM
2.292
6.772
23.918
633
1.739
4.932
Suç
2007 yılında Emniyet Müdürlüğü kayıtlarına göre 9.374 Asayiş olayı, Jandarma Komutanlığı
kayıtlarına göre ise 1.632 Asayiş olayı ile birlikte toplamda 11.006 Asayiş olayı meydana
gelmiştir. 2008 yılında Emniyet Müdürlüğü’nde 7.772 Asayiş olayı, Jandarma
Komutanlığı’nda ise 1.561 Asayiş Olayı meydana gelmiştir. 2009 yılında ise Emniyet
Müdürlüğü’nde 4.367 Asayiş olayı, Jandarma Komutanlığı 1.739 Asayiş olayı meydana
gelmiştir. Toplamda ise 28.850 Asayiş Olayı meydana gelmiştir. İl genelinde asayiş
olaylarının karşılaştırması yapıldığında 2007 yılında 11.006, 2008 yılında 9.333, 2009 yılında
ise 8.511 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında olayların %72’si, 2008 yılında olayların
%80’i, 2009 yılında % 80’ i aydınlatılmıştır. Olaylarda il genelinde 2007 yılına oranla, 2008
yılında % 17, 2008 yılı Ağustos itibariyle, 2009 yılında % 21’lik azalış meydana gelmiştir. İl
genelinde mala karşı olaylarının karşılaştırması yapıldığında 2007 yılında 4.024, 2008 yılında
2.636, 2009 yılı Ağustos itibariyle 1482 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında olayların
%39’u, 2008 yılında olayların %46’sı, 2009 yılında % 44’ ü aydınlatılmıştır. Olaylarda il
genelinde 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 34, 2008 yılı Ağustos itibariyle, 2009 yılında %
13’lük azalış meydana gelmiştir.
İlimizde Polis Teşkilatımız, 1.947 Personel 232 Araçla İl Genel Nüfusu olan 851.292 Kişiden
569.208’ine yani nüfusun % 67’sine hizmet vermektedir.
İl genelinde şahsa karşı olaylarının karşılaştırması yapıldığında 2007 yılında 5.350, 2008
yılında 5.136, 2009 yılı Ağustos itibariyle 2885 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında
olayların %96’sı, 2008 yılında olayların %98’i, 2009 yılında % 99’u aydınlatılmıştır.
Olaylarda il genelinde 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 4, 2008 yılı Ağustos ayı itibariyle,
2009 yılında % 25’lik azalış meydana gelmiştir.
Kasten öldürme olaylarında 2007 yılında 23, 2008 yılında 17, 2009 yılı Ağustos itibariyle
13 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında %100’ü, 2008 yılında % 88’i 2009 yılı Ağustos
itibariyle %100’ü aydınlatılmıştır.
Ateşli silahla yaralama olaylarında 2007 yılında 63, 2008 yılında 59, 2009 yılı Ağustos
itibariyle 34 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında %83’ü, 2008 yılında % 88’i 2009 yılı
Ağustos itibariyle %100’ü aydınlatılmıştır.
Bıçakla yaralama olaylarında 2007 yılında 118, 2008 yılında 133, 2009 yılı Ağustos
itibariyle 77 olay meydana gelmiş olup, 2007 yılında %86’sı, 2008 yılında % 95’i, 2009 yılı
Ağustos itibariyle %95’i aydınlatılmıştır.
İnfaz büro amirliğince aranan şahıslarla ilgili yapılan çalışmalarda 2007 yılında 717,
2008 yılında 1.356, 2009 yılı Ağustos itibariyle 1.010 şahıs yakalanarak cezaevine
gönderilmiştir.
Yakalanan şahıslarda 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 89, 2008 yılı Ağustos ayı
itibariyle, 2009 yılında % 10’luk artış meydana gelmiştir.
Kabahatler kanunu ile ilgili 2007 yılında 462 şahsa 2008 yılında 1.772 şahsa, 2009 yılı
Ağustos ayı itibariyle 1.479 şahsa işlem yapılmıştır.
Kabahatler kanunu uygulamasında 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 284, 2008 yılı
Ağustos itibariyle, 2009 yılında % 34’lük artış meydana gelmiştir.
Olaylarda 2007 yılında 243, 2008 yılında 478, 2009 yılı Ağustos itibariyle 259 ateşli silah
yakalanmıştır.
Yakalanan silahlarda 2007 yılına oranla, 2008 yılında % 97, 2008 yılı Ağustos ayı itibariyle,
2009 yılında % 4’lük artış meydana gelmiştir.

Benzer belgeler