7şubat 2014 cuma sayfası

Transkript

7şubat 2014 cuma sayfası
RABBİMİZDEN MESAJLAR
(Okunmamış Üç Mesajınız Var)
Rahman ve Rahim Allah'ın Adıyla
 Kitab'a sımsıkı sarılan (Kur'an'ın
hükümlerine göre hareket eden) ve
namazı dosdoğru kılanlara gelince,
şüphesiz biz böyle iyiliğe çalışanların
mükâfatını zâyi etmeyiz. (Araf/170)
 Ey insanlar! Rabbinizin emrine
uygun yaşayın, babanın çocuğuna
fayda veremeyeceği, çocuğun da
babasına fayda veremeyeceği bir
günden korkun! Şüphesiz ki Allah'ın
vaadi gerçektir. Dünya hayatı, sizi asla
aldatmasın. O çok aldatıcı (şeytan ve
dostları) da sizi Allah('ın affı) ile sakın
aldatmasın (günaha daldırmasın ve
ibadetten alıkoymasın!) (Lokman/33)
 Elif, Lâm, Râ. Bu (Kur'an, öyle) bir
Kitab'dır ki onu sana; insanları
Rablerinin izniyle (her türlü kişisel ve
toplumsal) karanlıklardan aydınlığa;
eşsiz galip ve övgüye layık olan
(Allah')ın yoluna çıkarman için indirdik.
(İbrahim/1)
Eğer yerdeki ağaçlar (birer) kalem olsa,
deniz de (mürekkep olsa), ardından yedi
deniz ona (katılıp) yardım etse yine (bunlar
tükenir de) Allah'ın kelimeleri tükenmez.
Şüphesiz Allah mutlak galip, mutlak hüküm
ve hikmet sahibidir. ( Lokman /27)
BÂYEZİD-İ BİSTÂMÎ HZ.
BUYURDULAR Kİ:
Bir gün kendisine sordular; “Lâ ilâhe
illallah” sözü, cennetin anahtarıdır.”
Manasına gelen Hadisi Şerif var;
yorumunuz nedir? Şöyle dedi:
“Bu Hadisi Şerif sağlam bir Hadisi Şeriftir.
Onda anlatılan anahtara gelince, dişleri
olması gerek; dişsiz anahtar bir yeri
açmaz. Bu anahtarın dişleri de vardır,
dörttür. Şöyle ki;
a)Yalana, gıybete girmeyen bir dil..
b)Aldatmacaya, hıyanete batmayan bir
kalb..
c)Haram, şüpheli bir şeyle dolmayan
mide..
Nefsani bir istek; dine imana yabancı bir
şey katılmayan amel..
Bu sayfa KUR'AN'IN ANLAMIYLA
BULUŞMAK PLATFORMU tarafından
hazırlanmıştır. Ayet mealleri Hasan
Tahsin Feyizli'nin Hazırladığı Feyzü'l
Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim
Mealinden alınmıştır. Ayet meallerinin
tamamına www.kuranimiz.net, ses
dosyalarına www.akradyo.net
adreslerinden ulaşabilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için:
[email protected]
7
REBÎÜLÂHİR
1435
www.kuranimiz.net
RABBİMİZDEN
ÇAĞRI
Ey iman edenler! Allah'ın (dininin/Kur'an'ın hayata hâkim
olmasının) yardımcıları olun. Meryemoğlu İsa'nın havârilere:
“Allah (dâvâsın)da benim yardımcılarım kim (olacak)?” deyip
de havârilerin de: “Allah (dâvâsın)ın yardımcıları biziz.”
dedikleri gibi (ey mü' minler! Siz de öyle deyin). Sonuçta
İsrâiloğulları'ndan bir zümre (böyle) iman etti, bir zümre de
inkâr etti. Biz de iman edenleri, düşmanlarına karşı
destekledik de galip geldiler. (Saff Suresi/14)
YAŞAYAN KUR'AN: Hz. MUHAMMED(SAV)
 Ali b. Ebî Tâlib (r.a.)'den rivâyete göre,
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Her kim Kur'ân-ı okur ve ezberler, helal
kıldıklarını helal sayar, haram kıldıklarını
haram kabul edip uzak durursa Allah O
Kur'ân sebebiyle onu cennete koyar ve
ailesinden cehennemlik olan on kişiye de
şefaatçi kılar.” (Tirmizi,İbn-i Mâce)
 Cübeyr b. Nüfeyr (r.a.)'den rivâyete
göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Siz Allah'a Kur'ân'ın emirlerini yerine
getirerek yaptığınız iyiliklerden daha
değerli bir şeyle Allah'ın huzuruna
dönemezsiniz.” (Tirmizi)
 Enes bin İyaz (ra)'den rivayete göre
Ashab-ı Kiramdan birkaç kişi oturup
Kur'ân'dan bir âyet üzerinde farklı
görüşler ve yorumlar ortaya koyarak
tartışmaya başlamışlardı ki, Resulullah
(A.S.) Efendimiz çıkageldi ve onların bu
YOLUMUZU AYDINLATANLAR
halini görünce yüzü kıpkırmızı kesildi ve
yerden biraz toprak alıp onlara doğru
atarak :
“Durun bakalım, ne oluyor size? Sizden
önceki ümmetler, Peygamberlerine karşı
ihtilafa düştükleri ve Allah'ın indirdiği
Kitabın bir kısmını bir kısmına karıştırıp
(yanlış yorumlarda bulundukları) için
helak olmuşlardır. Şüphesiz ki, bu Kur'ân,
bir kısmı bir kısmını yalanlayacak biçim
ve anlamda indirilmemiştir; ancak bir
kısmı bir kısmını doğrular mahiyette
inmiştir. “Ondan
anladığınızla amel edin,
bilmediğiniz ve
anlayamadığınızı
bilenlerden sorun.”
(Ahmed bin Hanbel)
PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.) DİLİNDEN
CUMANIN FAZİLETİ
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“(Mutlaka olacağına dair ) Vade olunan gün, kıyamet günü, meleklerin hazır
bulunduğu gün arafe günü, kendisine saygı gösteren mü'minlere şahitlik edecek
gün cuma günüdür. Güneşin doğup batmakla ortaya koyduğu cuma gününden
daha üstün bir gün yoktur. Zira cuma gününde öylesine bir saat vardır ki, o
zamana rastlayan her müslümanın hayırlı duası kabul edilir. Allah'a sığındığı her
KUR'AN'I ANLAMAK VE YAŞAMAK
“… Gerçekten biz, derin anlayış sahibi bir kavim için ayetleri geniş
geniş açıkladık.” (En'am; 98)
Kur'an, ilahi iradeyi insana taşıyan eşsiz bir kitaptır. O, Allah'tan
(cc) gelmedir. Allah'ın (cc) bildirisi ve İslam dininin kavramlaşmış
biçimidir. İslam'ın asıl şekli ve ideal resmi, Kur'an'dadır.
Apaçık bir Kitap olan Kur'an'ın muhatabı, insandır. O, insanın
kendisini okumasını ve ayetleri üzerinde düşünmesini ister.
Kur'an'ı anlayarak okuyan ve düşünen insan, iman değerine ulaşır. Onun hükümlerini iradeli, bilgili ve şuurlu biçimde uygulayarak
da İslami bir kişilik kazanır. İnsanın yapması gereken öncelikli iş,
Allah'ın (cc) kitabını anlamak ve Kur'an'a göre yaşama farzını
yerine getirmektir. Bu gayreti göstermemek, İslam'ı ciddiye
almamak anlamına gelir. Kur'an'ı anlamayan, İslam'ı ciddiye
almayan kişi ise, onun hükmünden hayatına bir şey katamaz.
Böyle olunca da hükmünü çiğnediği Kur'an'dan sevap, hayatının
dışında tuttuğu İslam'dan da feyz
alamaz.
İslam çok dinamik bir dindir. O,
insanoğlu için vazgeçilmez ve yeri
doldurulamaz bir değerler
sistemidir. Gerçek imana sahip
olanlar, ona büyük değer verir,
hayatlarını onun ilkeleri
doğrultusunda sürdürürler. Kur'an
ve sünnetle bildirilen hayat şeklinin
en güzel örneği, sahabe neslinin
yaşantısında görülür. Sahabe
nesli, Kur'an'ın indirilişine şahit
olmuş, Peygamber (sas)'ın eğitim
ve gözetiminde İslam'ı öğrenip
yaşamış bir nesildir. Onlar,
hayatlarını Kur'an'a göre
şekillendirmiş, onu yaşantılarının
biricik ölçüsü yapmışlardı. Sahabe
nesli, İslam'ı ciddiye almış, ona
inanıp yaşamanın büyük risk taşıdığı bir dönemde dine sahip
çıkmış, bu uğurda canlarını ve mallarını feda edebilmiş bir nesildir.
İslam'ı anlama, yaşama ve ciddiye alma konusunda sonraki
kuşaklara örnek olan bu neslin tavrı, İslam'ı yaşadığımız asra
taşıma gayreti içinde olanlar açısından büyük önem taşımaktadır.
Çünkü onlar, İslam'ı ciddiye alıp yaşadıkları için, iftihar edilecek bir
medeniyet oluşturdular. Şu halde, Kur'an'ın ilke ve ideallerini
hayata yeniden katabilmenin yolu, İslam'a aynı ciddiyetle
sarılmaktan geçmektedir.
Temel Yanlışlar
Müslümanlar, Kur'an'ı anlama konusunda yeterli ciddiyeti
göstermedikleri için, zamanla birçok sorunla yüz yüze geldiler. Bu
sorunların, genelde şu temel yanlışlardan kaynaklandığı
söylenebilir:
a) Bilgisiz inanç: Kendini “Müslüman” olarak tanımlayanların
“Allahım! Beni ,sana şükredenlerden, seni
zikredenlerden, senden korkanlardan, sana itaat
edenlerden, mütevazi olanlardan ve sana
yönelenlerden eyle…” ( İbn Mace, Ebu Davud,
Tirmizi, Ahmed b. Hanbel)
büyük bir kısmı, Kur'an'dan çok, kişisel görüşleri kabul etmenin
iman olduğunu sanmaktadır. Kur'an ve hadisten, ilim ve irfandan
yüz çevirmiş, sadece mevki, servet ve şöhret peşinde koşan çok
sayıda insan, yanlış inanç, kısır bilgi ve cahilce ictihadlarla
hayatını sürdürmektedir. Bu temel yanlıştan dolayı, çağımızda
saadet devri Müslümanlığından çok, cehalet devri anlayışı
sergilenmektedir.
b) Gönülsüz teslimiyet: İnanç dünyası ile pratik hayat arasında
ayırım yapan pek çok insan, sahte değerler içinde dejenere olmuş
bir hayatın aldanışı içinde, İslami hayat tarzına bağlı kalmaktan
rahatsızlık duyuyor. Şeklen inanmış görünen bu insanlar, dünya
çıkarlarını ve konumlarını korumak için İslam'ı benimsemiş
görünürler. Ama onlar günlük hayatta dini ciddiye alınacak bir
değer olarak görmezler. Hatta hayata müdahalenin, dini işi
olmadığını iddia ederler. Kur'an, böyle kimselerin durumunu, şu
çarpıcı sözlerle dile getirir:
Çöldeki (bedevî) Araplar (gelip):
“İman ettik.” dediler. De ki: “Siz
(gönülden) iman etmediniz. (Fakat:)
'Müslüman olduk/teslim olduk' deyin.
Henüz iman kalplerinize (tam)
girmedi… (Hucurat; 14).
c) Çarpık zihniyet: Müslümanlar,
büyük ölçüde İslam birliğini ve
ş u u r u n u y i t i r d i l e r. İ s l a m d ı ş ı
sistemlerin yol açtığı yıkım sonucu,
İslami öğreti ve idealler çarpıtıldı.
İslam, sadece törensel örflere
dayanan ve kaba kuvveti savunan
ürkütücü bir “imajla” zihinlere
sokuldu. İslam nesillere böyle
sunulunca ona yüzeysel bağlanan,
ama dinin öngördüğü ilkeleri ayakta
tutmak için hiç bir çaba göstermeyen
bilinçsiz yığınlar ortaya çıktı.
d) Ahlaki zafiyet: İslam'ı ciddiye almanın en bariz belirtisi, Kur'an
ahlakını, hayatın ekseni haline getirmektir. Kur'an, İslam'ın
ilkelerini hayata geçirmekte iddialı olduklarını söyleyip sonra bu
sözlerinde zaaf gösteren kimseleri şöyle uyarır:
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?
Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah yanında ne kadar
çirkindir! (Saff Suresi; 2-3).
Bu uyarı bize, ahlaki zaaf ve çöküşün, boş sözlerle değil, samimi
davranış ve ciddi tavırlarla düzeltilebileceği mesajını vermektedir.
İslam'ın ciddiye alınması, onun hayata taşınması için kararlı ve
isabetli çabaların ortaya konulması anlamına gelir. Şu halde
yapılması gereken şey, Kur'an'ın ilke ve ideallerini hayata yeniden
katmak olmalıdır. Şunu unutmayalım ki, inancımız, yaşadığımız
hayatla ne kadar bütünleşirse Rabbimiz bize o kadar yakın olur.
Kur'an'ın Anlamıyla Buluşmak Platformu
BULMACALARLA KUR’AN
(RA'D SÛRESİ 1 - 43. AYETLER)
Soldan Sağa
1. "Şunu iyi bilin ki gönüller (ancak) …………'ı
anmakla huzura kavuşur." 13/Ra'd,28
2. Surenin adı "......... gürültüsü" anlamına
gelmektedir.
4. "Muhakkak ki bir ............... özlerini
(iç dünyalarını ve güzel
ahlaklarını) değiştirip
bozmadıkça, Allah da onların
durumunu değiştirip bozmaz."
13/Ra'd,11
5. 13. âyette gök gürültüsünün
Allah'ı ............... ettiği
anlatılmıştır.
7. 3. âyette geçen yeryüzü
şekillerinden biri,
10. 16. âyette geçen birbirine zıt
kavramlardan biri,
Yukarıdan Aşağıya
1. "Ancak ............ sahipleri iyice
düşünüp öğüt alırlar." 13/Ra'd,19
3. 35. âyette belirtildiği üzere küfre sapanların sonu,
4. "..., sana düşen sadece ............ etmektir." 13/Ra'd,40
6. 26. âyette geçtiği üzere Allah'ın (c.c.) dilemesi ile genişleyen ve daralan şey,
8. "Andolsun ki senden önce nice peygamberlerle ............ edildi." 13/Ra'd,32
9. "(Resûlüm! Bil ki) sen ancak uyarıcısın, her toplumun da bir ............
göstericisi (davet edeni) vardır." 13/Ra'd,7
kötülüğün acı akıbetinden kurtulur.” (Beyhaki, İmam Suyuti, Camiu's-Sağir)
* Bulmaca içeriğinin hazırlanmasında Hasan Tahsin Feyizli'nin hazırladığı
Feyzü'l Furkan Açıklamalı Kur'an-ı Kerim Mealinden faydalanılmıştır.

Benzer belgeler

kur`anda nice ibretler ve deliller vardır

kur`anda nice ibretler ve deliller vardır Biliyorsunuz, bu işlerin böyle bazı incelikleri var veya tam kurala uymaz gibi görünen yönleri var. Demek ki, 300 + 60 = 360; bütün seneyi oruç tutmuş gibi oluyor. Ama buradan şu anlaşılmasın: -All...

Detaylı