YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ - Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği
Transkript
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ - Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği
YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ FAKÜLTES‹ DERG‹S‹ 7 2 C‹LT 1 SAYI 2 2006 YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ F A K Ü L T E S ‹ 7 Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Dergisi Sahibi Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi ad›na Prof. Dr. Türker Sandall› Editör Prof. Dr. Tülin Arun Yay›n Kurulu Prof. Dr. Gündüz Bay›rl› (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Senih Çal›kkocao¤lu (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Kenan Eratalay (Hacettepe Üniversitesi) Prof. Dr. Erdal Iflıksal (Ege Üniversitesi) Prof. Dr. Ender Kazazo¤lu (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Cengizhan Keskin (‹stanbul Üniversitesi) Prof. Dr. Koray Oral (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Recep Orbak (Atatürk Üniversitesi) Prof. Dr. Yasemin Özkan (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Hesna Sazak Öveço¤lu (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. Hilmi Sabuncu (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Nüket Sandall› (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Peker Sandall› (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Kemal fiençift (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Mübin Soyman (Yeditepe Üniversitesi) Prof. Dr. Selçuk Y›lmaz (Yeditepe Üniversitesi) Yard›mc› Editörler Doç. Dr. Fulya Ifl›k Doç. Dr. P›nar Kurso¤lu Kurumsal ‹letiflim Sorumlusu Hülya Alper Görsel Yönetmen Ömer Ülkenciler ‹çindekiler Editörün Mesaj› ....................................................................................................................................................................................................5 Tanalp J., Bay›rl› G. Kök Ucu Apeksifikasyonu (Bir Olgu Raporu) ...................................................................................................7 Çakan U., Güncü M.B., Germeç D., Aslan Y. Yar›k Damak Dudak Hastalar›nda Protetik Rehabilitasyon........................................................................................11 Germeç D., Kocadereli ‹. Essix ‹ntrüzyon Apareyi Kullan›m› (Bir Olgu Raporu) .................................................................................................17 Alpk›l›ç E., Ak G. P›ht›laflma Bozuklu¤u Olan Hastalarda Fibrin Sealantlar ve Doku Yap›flt›r›c›lar›n Kullan›m›............................................................................21 Y›lmaz S., Çakar G., Kuru B., Y›ld›r›m B. Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinasyonu ile Tedavisi (Bir Olgu Raporu) .................................................................................................27 Tuncer E.D., Azak A.N., Evlio¤lu G., Karatafl M.Ö. Yüz Protezlerinde Ekstraoral ‹mplant Uygulamalar› ........................................37 Arslan A., Tuncer ‹. Eroziv Liken Planus’un Kortikosteroid Jel ile Tedavisi (Bir Olgu Raporu) .................................................................................................43 Özenen D.Ö., Karatafl M.Ö. A¤›z Kokusu ve Helicobacter Pylori ...................................................................47 Dilek Ö., Sandall› P. Travmaya Ba¤l› Difl Kay›plar›nda ‹mmediyat ‹mplantasyon ve ‹mmediyat Yükleme Tekniklerinin Beraber Uygulamas› (Vaka Raporu) .......................................................................................................51 Bal B., Oral K. Bruksizm ...............................................................................................................57 Y›lmaz S., ‹pçi fi.D., Kuru B., Noyun D.B. Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve ‹norganik S›¤›r Kaynakl› Kemik Grefti Kombinasyonu (Bir Olgu Raporu) .................................................................................................63 Haberler .................................................................................................................71 Yayın Kuralları ......................................................................................................75 4 Sevgili Meslekdafllar›m, Akademik y›l›n sonuna geldi¤imiz bu günlerde dergimizin ikinci say›s› ile sizlere yeniden merhaba diyoruz. ‹lk say›n›n ard›ndan, sizlere klinikte faydal› olaca¤›n› düflündü¤ümüz konular›n yer ald›¤› bu dergiyi de titizlikle haz›rlad›k. Yeri gelmiflken yay›nlar›n de¤erlendirilmesinde görev alan yay›n kurulumuza da teflekkürlerimi sunmak istiyorum. Biz diflhekimlerinin ortak bir amac› var. Bizler ö¤rencili¤imizin ilk günlerinden itibaren difllerin en ideal dizilimi nas›l olur? En güzel difl formu hangisidir? Ya da hangi yüzde hangi difl formu en iyi uyumu sa¤lar? gibi sorular› cevapland›racak bilgi ve donan›ma sahip olmak üzere e¤itim ald›k. Amac›m›z her zaman hastalar›m›za güzel bir gülümseme oluflturmakt›. Bu konuda her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmaya çal›flt›k ve çal›fl›yoruz. Ancak son zamanlarda gülümsemenin sadece bireysel esteti¤in gere¤i olmad›¤›, güzel bir gülümsemeye sahip olman›n iyi iletiflim kurman›n da olmazsa olmazlar›ndan biri oldu¤u da s›kça gündeme gelir oldu. Bizlerin her zaman önemsedi¤i bu kavram›n toplum taraf›ndan da tekrar hat›rlanmas›, diflhekimlerinin rolünün ne kadar önemli oldu¤unun ortaya konmas› aç›s›ndan çok güzel bir geliflme. Biz de konular›m›z› olufltururken iyi bir gülümsemenin tüm ö¤elerini dergimizde ifllemeye çal›flt›k. Difllerin düzgün s›ralan›fl›, beyazl›¤›, ideal olarak flekillendirilmeleri yan›s›ra difletlerinin sa¤l›¤›n› korumak ad›na uygulanan ça¤dafl yaklafl›mlar›, sert ve yumuflak dokular›n geliflimsel olarak yetersizli¤inde uygulanabilecek cerrahi, ortodontik ve protetik yaklafl›mlar› sunmak, yeni ürünler ile yap›lan çal›flmalar› sizlerle paylaflmak istedik. Umar›m seçimlerimiz klinik çal›flmalar›n›zda sizlere yard›mc› olur ve bundan sonraki çal›flmalar›n›za ›fl›k tutar. Akl›n›za tak›lan, daha fazla bilgi sahibi olmak istedi¤iniz konular› bize yazarsan›z çok seviniriz. Bir sonraki say›ya kadar sa¤l›cakla kal›n.... Editör Prof. Dr. Tülin ARUN [email protected] 5 6 Kök Ucu Apeksifikasyonu Özet Apeksifikasyon kök ucu tamamlanmam›fl nekroze difllerde kök kanal›na uygulanan bir tedavi ile kök ucunda bir t›kaç oluflturulmas›d›r. ‹lk kez Nygaard- Østby taraf›ndan kökucu kanat›larak bu giriflimde bulunulmufl, bunu kök ucu (Bir Olgu Raporu) apeksifikasyonunun sa¤lanmas› için çeflitli materyallerin kullan›lmas› takip etmifltir. Kök ucu gelifliminin uyar›lmas›nda kalsiyum hidroksit ilk kez Kaiser ve Frank taraf›ndan kullan›lm›flt›r. Kalsiyum hidroksit mineralize doku oluflumunun stimülasyonunu sa¤layarak olumlu etkilerini gösteren, diflhekimli¤inde çok yayg›n kullan›ma sahip bir materyaldir. Bu özelliklerinden dolay› kök ucu apeksifikasyonunda da uzun zamandan beri kullan›lmaktad›r ve baflar›l› sonuçlar elde edilmektedir. Ancak günümüzde gerek ifllemlerin h›zl› bitirilmesinin arzu edilmesi, gerekse kalsiyum hidroksitle yap›lan apeksifikasyon ifllemlerinde diflin k›r›lma riski ve kontaminasyonu olas›l›¤› bulunmas› baz› alternatif materyaller kullan›lmas›n› gündeme getirmifltir. Bunlardan biri de MTA (mineral trioxide aggregate) dir. Trikalsiyum silikat, trikalsiyum alüminat, trikalsiyum oksidat ve bismuth'tan oluflan bu materyal yap›sal olarak Portland siman›na benzemektedir. Bu yaz›da kalsiyum hidroksitle yap›lan bir apeksifikasyon olgusu sunulmakta ve MTA ile yap›lan tek seansta apeksifikasyon ile ilgili çal›flmalar özetlenmektedir. Anahtar Kelimeler: Apeksifikasyon, MTA, Kalsiyum hidroksit Girifl Yrd. Doç. Dr. Jale Tanalp Genel olarak tarif etmek gerekirse apeksifikasyon, kök Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi ucu tamamlanmam›fl ve pulpas› canl› difllerde yap›lan Endodonti Anabilim Dal› tedavi ile kökün uç k›sm›nda sert doku oluflmas›d›r.1 Burada Prof. Dr. Gündüz Bay›rl› apeksifikasyon ve apeksogenesis aras›ndaki fark› tekrar Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi vurgulamakta yarar vard›r. Apeksifikasyon iflleminde pulpa Endodonti Anabilim Dal› canl› de¤ildir. Kök ucu tamamlanmadan önce nekroze olmufltur ve yap›lan tedavi ile kök ucunda bir t›kaç oluflturulmas› amaçlanmaktad›r. Apeksogenesis ise kökucu tamamlanmam›fl ve pulpas› canl› difllerde yap›lan tedavi ile kök gelifliminin devam edip, normal uzunlu¤a ulaflt›¤›nda, kök ucunun oluflmas›d›r. Di¤er bir deyimle apeksogenesis iflleminde pulpa canl›l›¤› korunarak kök ucundaki fizyolojik kapanman›n devam› sa¤lan›r.1 Kök ucu teflekkül etmemifl olan difller klinik aç›dan birçok zorluklar› da beraberinde getirmektedir. Kökucu geliflimini uyar›c› tekniklerin tan›t›m›ndan önce bu tür difllerde genellikle cerrahi giriflim uygulanmakta idi. Cerrahi yöntem baflar›l› sonuçlar vermesine ra¤men, mekanik ve psikolojik aç›lardan birçok kontrendikasyonu da beraberinde getirmektedir. Kök ucu tam olarak oluflmam›fl pulpas›z difllerde ince ve k›r›lgan dentin duvarlar› apikal t›kac›n 7 7tepe klinik 2006-2 oluflmas›n› olumsuz yönde etkilemektedir. Bu tür vakalar sa¤ yan kesici diflin etkilenmedi¤i, ayn› zamanda üst sa¤ genellikle çocuk hastalarda görüldü¤ü için, daha az orta keser diflin de periapikal lezyonla ba¤lant›l› oldu¤u travmatik bir yaklafl›m›n tercih edilmesi gerekir.2 görüldü. Bunun yan›s›ra üst orta keser diflte apikal Endodonti literatürü incelendi¤inde kök ucu gelifliminin kapanman›n gerçekleflmedi¤i gözlenmekte idi. Hastadan uyar›lmas›nda çeflitli yöntemler kullan›ld›¤› gözlenmektedir. al›nan anamnez sonunda yaklafl›k 7-8 y›l önce bir kaza Nygaard- Østby3 kanal aletleri kullan›larak kök ucunu geçirdi¤i ve üst ön keser difllerinden darbe ald›¤› belirlendi. kanatm›fl ve bu flekilde kök ucunu uyarma girifliminde Ancak herhangi bir flikayeti olmad›¤› için bir giriflimde bulunmufllard›r. Kaiser ve Frank4,5 kök ucu gelifliminin bulunulmam›flt›. Bu durumda apikal rezeksiyon gibi bir uyar›lmas›nda kalsiyum hidroksit kullanan ilk araflt›r›c›lard›r. ifllemin zaten zay›flam›fl olan üst sa¤ orta kesici difli daha Kalsiyum hidroksidin olumlu etkileri uzun y›llard›r da zay›flataca¤› düflünülerek, her iki difle de kanal tedavisi bilinmektedir. Kalsiyum hidroksit gerek hidroksil iyonlar›n›n uygulanmas›n›n, buna ek olarak üst sa¤ orta keser difle dentine diffüze olmas›n›, gerekse kalsiyum iyonlar› apeksifikasyon ifllemi yap›lmas›n›n daha do¤ru bir yaklafl›m vas›tas›yla mineralize doku oluflumunun stimülasyonunu oldu¤u sonucuna var›ld›. Gerek sevkeden diflhekimi, sa¤layarak olumlu etkilerini gösteren, diflhekimli¤inde gerekse A¤›z Difl Çene cerrahisi uzman› ile fikir birli¤ine materyaldir. 6,7,8 var›larak hastaya kanal tedavisi ifllemine baflland›. Kanal Apeksifikasyon ifllemlerinde kalsiyum hidroksit tek bafl›na, boylar› tespit edildikten sonra kalsiyum hidroksit pat› 11 ya da baflka materyallerle birlikte kullan›lm›flt›r. ve 12 no. lu difllerin kanallar›na yerlefltirildi. (Resim 1) 12 "Camphorated parachlorophenol" (CMCP), "metacresyl no. lu diflin kanal› bir sonraki seansta daimi olarak AH Plus acetate", "CMCP ve metacresyl acetate", fizyolojik tuzlu (Dentsply, Maillefer, Switzerland) ve güta- perka ile su, Ringer solüsyonu, saf su ve anestezik solüsyonlar, dolduruldu ancak 11 no. lu difle herhangi bir giriflim çinko oksit öjenol, antibiyotik patlar›, Walkhoff pat› ve yap›lmay›p kalsiyum hidroksit pat› 2 ay kadar kanal içinde gösterilebilir1. b›rak›ld›. 2 ay sonra kanal aleti ile yap›lan kontrolde apikal Kalsiyum hidroksit MTA ile birlikte uygulanarak ta kalsiyum t›kac›n henüz oluflmad›¤› ve kalsiyum hidroksidin ›slak hidroksit apeksifikasyon ifllemleri de gerçeklefltirilmifltir.9 oldu¤u tespit edildi. Kanal içi pansuman›n› takiben tekrar Apeksifikasyon iflleminden sonra kök ucunda oluflan taze haz›rlanm›fl kalsiyum hidroksit uygulanarak 2 ay daha kalsifik setin yap›s› çeflitli araflt›rmalarla incelenmifl, sonuçta beklendi. Hasta geldi¤inde yap›lan kontrolde art›k apikal bu dokunun semente benzedi¤i sonucuna var›lm›flt›r. bölgede daimi kanal dolgusunun rahat bir flekilde kondanse Ancak kalsifik köprünün içinde yer yer kalan yumuflak edilmesine olanak verecek bir apikal t›kac›n olufltu¤u dokunun baflar›s›zl›¤a yol açabilece¤i vurgulanm›flt›r.10 gözleniyordu. Dikkatlice özel bir master güta-perka konu Kalsiyum hidroksitle yap›lan apeksifikasyon ifllemlerinde haz›rland› ve AH Plus kanal dolgu pat› olarak uygulanarak en büyük zorluk belki de daimi kanal dolgusunun kondanse kanal dolgusu gerçeklefltirildi. Bir sene sonra al›nan edilebilmesi için apikal setin oluflmas›n›n belirli bir zaman periapikal radyografide kökucunda apikal setin oluflmaya almas› bunun da hastan›n çok seansta muayenehaneye bafllad›¤› ve periapikal lezyonun hemen hemen tamamen gelme gereksinimini do¤urmas›d›r. Birazdan aç›klanacak iyileflmifl oldu¤u görülüyordu (Resim 2). Büyük olas›l›kla kullan›m alan› çok yayg›n olan bir Diaket, trikalsiyum fosfat buna örnek olarak olgu örne¤inde kalsiyum hidroksitle apeksifikasyon ifllemi gerçeklefltirilmifl ve olumlu sonuçlar elde edilmifltir. Olgu Resim 1 de periapikal radyografileri görülen 18 yafl›ndaki kad›n hasta, klini¤imize üst sa¤ yan keser diflinin kanal tedavisi yap›lmas› amac›yla baflka bir diflhekimi taraf›ndan sevkedilmiflti. Diflhekimi, çeflitli kalsiyum hidroksit uygulamalar› yap›ld›ktan sonra radyografideki periapikal lezyon nedeniyle ilgili difl bölgesine apikal kök rezeksiyonu yap›lmas› düflüncesindeydi ve bu amaçla kontrolümüzde yap›lacak kalsiyum hidroksit pansumanlar›ndan sonra hastay› A¤›z Difl Çene Cerrahisi uzman›na sevketmeyi düflünüyordu. Al›nan periapikal radyografide sadece üst Resim 1: 11 ve 12 no.lu difller CO(OH)2 uyguland›ktan sonraki görünüm 8 Kök Ucu Apeksifikasyonu (Bir Olgu Raporu) flekilde bitirilebildi¤ini vurgulam›fllard›r . ‹fllemin tek seansta bitirilmesinin avantajlar› Steinig ve ark.14 taraf›ndan da vurgulanm›flt›r. Araflt›r›c›lar tek seansta apeksifikasyon yaklafl›m› ile ince köklere sahip kökucu teflekkülü tamamlanmam›fl difllerin k›r›lma riskinin de en aza indirgenece¤i üzerinde durmufllard›r. Bunun nedenini dentin bondingi ile uygulanan bir postun difl kökü içerisine hemen yerlefltirilebilmesi, böylelikle diflin direncini art›rabilmesi olarak göstermifllerdir. Benzer görüfller Tait ve ark15. taraf›ndan vurgulanm›fl, kanal dolgusunu takiben kanal içine post yerlefltirilebilmesinin büyük bir avantaj oluflturdu¤u üzerinde durulmufltur. Maroto ve ark16. üst orta kesici difllerinde k›r›k ve lüksasyon gözlenen 9 yafl›ndaki bir erkek Resim 2: 1 sene sonra al›nan periapikal radyografi çocu¤a apeksifikasyon ifllemi gerçeklefltirmeye bir parça kanal pat›n›n kondansasyon s›ras›nda apikale çal›flm›fllard›r. Difllerden birine kalsiyum hidroksitle çok kaçm›fl oldu¤u da gözlenen di¤er bir bulgu idi, buna ra¤men seansta medikasyon yap›ld›ktan sonra güta-perka ile daimi bu parça tedavinin baflar›s›n› etkilememiflti. kanal dolgusu gerçeklefltirilmifltir. Ancak di¤er difle de Yukar›da aç›klanan olgu kalsiyum hidroksitle kalsiyum hidroksit uygulanmas›na ra¤men, herhangi bir apeksifikasyon iflleminin, hasta ile iyi bir iflbirli¤i yap›ld›¤› apikal stop oluflmad›¤› gözlenmifl, bu nedenle kök ucu takdirde baflar›l› olaca¤›n› göstermektedir. Ancak dolgusu olarak MTA kullan›lmas› düflünülmüfltür. günümüzde zaman›n çok de¤erli olmas› art›k apeksifikasyon Araflt›r›c›lar 12 ay sonra ald›klar› kontrol radyografisinde, ifllemlerinde de daha h›zl› tedavi yap›lmas›n› sa¤layacak diflin asemptomatik oldu¤unu ve radyografide apikal olan baz› alternatiflerin gelifltirilmesi zorunlulu¤unu do¤ur- lezyonun iyileflmekte oldu¤unu saptam›fllard›r. Kratchman17 maktad›r. MTA ile yap›lan tek seansl› apeksifikasyonun çok seansta Apeksifikasyon ifllemlerinde yak›n zamanda MTA kanal içi medikasyonun de¤ifltirilmesini gerektiren kalsiyum (mineral trioksit aggregat) kullan›m› da oldukça dikkati hidroksitle apeksifikasyona oranla büyük avantaj sa¤lad›¤›n› çekmektedir. Torabinejad ve ark. bu umut vaadeden belirtmifltir.Araflt›r›c› kalsiyum hidroksitle yap›lan materyal üzerine çok say›da araflt›rma yapm›fllard›r. apeksifikasyon iflleminde çok kez pansuman yap›lmas› Trikalsiyum silikat, trikalsiyum alüminat , trikalsiyum oksidat zorunlulu¤unun tedavinin baflar›s›zl›kla sonuçlanmas›na ve bismuth'tan oluflan bu materyal yap›sal olarak Portland yol açt›¤› üzerinde durmufltur. siman›na benzemektedir. Yap›lan histolojik çal›flmalarda Yak›n zamanda MTA materyalinin kanal içerisine periodontal doku ile temas edecek flekilde yerlefltirildi¤inde uygulama tekni¤i ile ilgili baz› araflt›rmalar yay›nlanmaktad›r. materyale komflu olarak yeni kemik veya sement dokusunun Bunlardan bir tanesi olan Lawley ve ark18. taraf›ndan olufltu¤u gözlenmifltir.11,12,13 Materyalin olumlu özellikleri yap›lan bir çal›flmada MTA'nin ultrasoniklerle, ultrasonikler sadece kök ucu dolgusu olarak de¤il, ayn› zamanda kuafaj, kullan›lmadan ve kompozit reçinelerle birlikte ultrasonikler ampütasyon ve kök rezorpsiyonlar›n›n tamirinde de kullan›larak uyguland›¤›nda bakteri s›z›nt›s›na karfl› nas›l kullan›lmaya uygun oldu¤unu göstermektedir. bir örtücülük sa¤layaca¤› de¤erlendirilmifltir. Sonuçta 4 Yak›n zamanda MTA materyalinin apeksifikasyon mm. kal›nl›¤›nda MTA kanal içerisine kompozit ile birlikte ifllemlerinde kullan›lmas› ile ilgili de çeflitli araflt›rmalar uyguland›¤›nda, kök k›r›klar›na karfl› daha iyi bir direnç gerçeklefltirilmifltir. Giuliani ve ark.9 travma nedeniyle sa¤land›¤› belirlenmifltir. Felippe ve ark.19 MTA uygu- kökucu geliflimi durmufl olan 3 adet orta kesici difle 1 hafta lanmas›ndan önce kanal içine kalsiyum hidroksit pat› süresince kalsiyum hidroksit uygulad›ktan sonra, apikal 4 yerlefltirmenin gerekli olup olmad›¤›n› saptamak amac›yla mm.lik k›sm› MTA ile kapatm›fllar, geri kalan k›sm› ise kökucu oluflumu tamamlanmam›fl ve kontamine köpek termoplastik güta-perka ile doldurmufllard›r. 6 ay ve 1 difllerinde bir araflt›rma gerçeklefltirmifllerdir. Sonuçta kök senelik radyografik kontrollerden sonra periapikal dokular›n kanal preparasyonundan hemen sonra MTA uygulamas›n›n iyileflti¤i gözlenmifltir. Araflt›r›c›lar MTA'nin tek seansta apeksifikasyon ve periapikal iyileflmeyi olumlu etkiledi¤i uyguland›ktan sonra kanal dolgusunun yap›labildi¤ini, belirlenmifltir. Araflt›r›c›lar apeksifikasyon oluflmas› için bunun da önemli bir avantaj oldu¤unu tedavinin h›zl› bir önce kalsiyum hidroksit uygulanmas›na gerek olmad›¤›n› 9 7tepe klinik 2006-2 belirtmekle kalmam›fl, ayn› zamanda bu uygulaman›n KAYNAKLAR: MTA'nin kökucundan d›flar›ya taflmas›na ve kök kanal 1. duvarlar› s›n›rlar›ndan ötede sert dolu t›kaçlar› oluflmas›na yol açabilece¤ini vurgulam›fllard›r. 2. Gerek yukar›da sunulan olgudan gerekse aç›klanan 3. bilgilerden özet olarak flunlar› söyleyebiliriz: Kalsiyum hidroksit uzun zamandan beri diflhekimli¤inin birçok 4. alanlar›nda uygulanan ve olumlu sonuçlar veren bir 5. materyaldir ve halen önemini sürdürmektedir. Kalsiyum 6. hidroksitle yap›lan apeksifikasyonlarda da baflar›l› sonuçlar al›nmaktad›r. Ancak difllerin k›r›lganl›¤›, uzayan seanslar, seanslar›n uzamas›yla ortaya ç›kan reinfeksiyon ve diflin 7. k›r›lganl›¤›n›n artmas› gibi olas› komplikasyonlar kalsiyum 8. hidroksidin dezavantajlar›n aras›nda say›labilir. Bütün bunlar›n yan›s›ra hastan›n iflbirli¤inin iyi olmad›¤› durumlarda 9. yarardan çok zarar getirebilir. Baz› hastalar ifllemin uzamas›ndan s›k›larak tedaviye devam etmekten kaç›nabilir 10. ve kalsiyum hidroksit bir süre sonra rezorbe olaca¤›ndan enfeksiyonun daha da ilerlemesi gibi bir risk ortaya ç›kabilir. 11. Bu aç›dan de¤erlendirildi¤inde MTA ile tek seansta apeksifikasyon ifllemi özellikle art›k ifllemlerin çabuk 12. yap›lmas›n›n arzu edildi¤i günümüz h›zl› ça¤›na uygun bir metodoloji izlenimi vermektedir. Ancak MTA'nin de henüz 13. yeni say›labilir bir materyal olmas› dolay›s›yla bu ifllemin rutin prati¤e girmesi için kuflkusuz daha fazla araflt›rma 14. yap›lmas› gereklidir. 15. 16. 17. 18. 19. 10 Bay›rl› G Endodontik Tedavi II Istanbul Üniversitesi Bas›mevi ve Film Merkezi ISTANBUL- 1999. Camp JH, Pediatric Endodontic Treatment in Cohen S, Burns RC, Pathways of the Pulp, 7th Ed, Mosby, 748, 1998. Nygaard - Ostby, The role of blood clot in endodontic therapy. Acta Odont Scand 1961, 19: 323. Kaiser JH, Presentation of the American Association of Endodontics, Washington DC, April 1964. Frank AI. Presentation to the American association of Endodontics, Washington DC, April 1964. Esberarad RM, Carnes DL, Del Rio CE. pH changes at the surface of root dentin when using root canal sealers containing calcium hydroxide. J Endod, 1996, 22: 399-401. Gomes IC, Chevitarase O, Almeid NS, Salle MR, Gomes GC. Diffusion of calcium through denin. J Endod, 1996, 2: 590-5. Çalt S, Serper A, Özçelik B, Dalat MD (1999) pH changes and calcium ion diffusion from calcium hydroxide dressing materials through root dentin . J Endod, 25: 329-31. Giuliani V, Baccetti T, Pace R, Pagavino G. Thee use of MTA in teeth with necrotic pulps and open apices. Dent Traumatol. 2002: 18, 217-21. England MC, : Apexification and apexogenesis, In : Walton RE., Torabinejad M., Principles and Practice of endodontics, WB Saunders Comp, 1989, p. 371-384 Torabinejad M, Hong CU, Lee J, Monsef M, Pitt Ford TR Investigation of mineral trioxid aggregate for root end filling in dogs . J Endod 1995a, 21: 603-8 Torabinejad M, Pitt Ford TR, McKendry DJ, Abedi HR, Miller DA, Kariawasam SP Histologic assesment of mineral trioxide aggregate as a root end filling in monkeys. J Endod 1997: 23, 225-8 Torabinejad M, Pitt Ford TR, Abedi HR, Kariawasam SP, Tang HM. Tissue reaction to implanted root -end filling materials in the tibia and mandible of guinea pigs. J Endod 1998: 24, 468-71. Steinig TH, Regan JD, Gutmann JL. The use and predictable placement of Mineral Trioxide Aggregate in one-visit apexification cases. Aust Endod J. 2003: 29, 34-42. Tait CM, Ricketts DN, Higgins AJ. Weakened anterior roots-intraradicular rehabilitation. Br Dent J. 2005: 198, 609-17. Moroto M, Barberia E, Planells P, Vera V. Treatment of non-vital immature incisor with mineral trioxide aggregate (MTA) Dent Traumatol. 2003: 119, 165-9. Kratchman SI, Perforation repair and one-step apexification procedures. Dent Clin North A. 2004: 48, 291-307. Lawley GR, Schindler WG, Walker WA, Kolodrubetz D. Evaluation of ultrsonically placed MTA and fractur resistance with intracanal composite resin in a model of apexification. J Endod. 2004: 30, 167-72. Felippe WT, Felippe MC, Rocha MJ. The effect of mineral trioxide aggregate on the apexification and periapical heealing of teeth with incomplete root formation. Int. Endod J. 2006: 39 , 2-9. Yarık Damak Dudak Hastalarında Protetik Rehabilitasyon Özet Damak dudak yarı¤ı, kompleks estetik ve fonksiyonel problemlere yol açan ve klinikte sıklıkla karflılaflılan konjenital bir anomalidir. Bu hastaların rehabilitasyonunda multidisipliner yaklaflımlar, optimum estetik ve fonksiyonel sonuçların eldesi amacıyla önem kazanmaktadır. Kalıcı protetik rehabilitasyon, sıklıkla tedavinin son aflamasını oluflturur. Yarık damak dudak hastalarında eriflkin dönemde uygulanan bir çok kalıcı protetik rehabilitasyon yaklaflımı mevcuttur. Uygun yaklaflımın seçiminde, vakanın özellikleri, daha önce uygulanan tedaviler, büyüme ve geliflimin tamamlanm›fl olup olmamas› ve sosyo-ekonomik düzey belirleyici rol oynar. Bu vaka serisi ile, stabil okluzyonun ortodontik tedavi ile sa¤lanmasını takiben yarık damak dudak hastalarında uygulanan sabit ve hareketli bölümlü protez seçeneklerinin kombine edildi¤i protetik rehabilitasyon yaklaflımları sunulmufltur. Yarık damak dudak hastalarının protetik rehabilitasyonunda disiplinler arası yaklaflımın önemi ve kombine sabit ve hareketli bölümlü protez seçene¤inin avantajları vurgulanmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yarık damak, yarık dudak, protetik rehabilitasyon. Dr. Umut Çakan Girifl Hacettepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Yarık damak dudak sık görülen konjenital bir anomali Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal› olup, günümüzde bu malformasyonun önlenmesine yönelik çözümler belirsizli¤ini korumaktadır. Farklı uzmanlıkları Dt. M. Bar›fl Güncü bünyesinde taflıyan multidisipliner yaklaflımlar, optimum Hacettepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi estetik ve fonksiyonel sonuçların eldesi amacıyla önem Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal› kazanmaktadır.1 Yarık damak dudak hastasının rehabili- Dr. Derya Germeç tasyonunda, plastik ve rekonstrüktif cerrah, kulak burun Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi bo¤az uzmanı, pediatrist, ortodontist ve konuflma terapistinin Ortodonti Anabilim Dal› oluflturdu¤u ekip içinde prostodontistin rolü son 40 yıl içinde belirgin olarak önem kazanmıfltır. Kalıcı protetik Prof. Dr. Yavuz Aslan rehabilitasyon, sıklıkla tedavinin son aflamalarından biridir Hacettepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi ancak tüm tedavi aflamalarının planlanmasında yeri gel- Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal› dikçe uygulamada en baflından itibaren etkin rol oynar.2 Yarık damak dudak etyolojisi ve görülme sıklı¤ı, incelenen popülasyon ve etnik yapı ile yakın iliflkilidir. Vanderas yüksek oranda yarık damak dudak görülen toplulukları, Amerikan yerlileri (278 do¤umda 1), Japonlar, Maoriler ve Afrika kökenli Amerikalılar (3330 do¤umda 1) olarak sıralamaktadır.3 Genel olarak kabul edilen görülme sıklı¤ı oranı, 700 do¤umda 1’dir.4 Tek taraflı yarıkların %70’ini oluflturan sol taraftaki yarıklar, bilateral yarık damak dudak ve sa¤ tek taraflı yarıklara göre daha yüksek oranda görülürler. Erkeklerde görülme sıklı¤ı, kadınlara oranla iki kat daha fazladır.5 11 7tepe klinik 2006-2 Yarık damak dudak anomalileri, hamileli¤in ilk üç oro-antral fistülün kapatılması amacıyla prepubertal ayında etkili olan bir çok faktöre ba¤lı olarak ortaya çıkabilir. dönemde yapılan cerrahi operasyon nedeniyle oluflan Bunlar arasında, enfeksiyon, toksisite, kötü beslenme, skar dokusu alveolar arkta daralmaya sebep olur. hormonal dengesizlikler, teratojenik ajanların kullanımı gibi Genellikle protetik tedavi öncesi arkın ekspansiyonu ve genetik olmayan veya tek mutant genler ile iliflkili ve Trisomy sürmekte olan difllerin takibi amacıyla ortodontik tedavi 13 gibi bazı kromozomal sendromlarla iliflkili genetik faktörler uygulanması gereklidir. Özellikle segmentler arasındaki sayılabilir. Sendromik hasta grubunda sıklıkla yarık bölgesi yarık göz önüne alındı¤ında hastalarda hayat boyu ark dıflında anatomik organ anomalileri ve mental retardasyon stabilitesinin sa¤lanması gerekmektedir. Damaktaki da tabloya efllik eder. Yarık damak dudak hastalarının defektin rekonstrüksiyonunun baflarısız veya kontrendike büyük bölümünde (% 85 oranında) etyoloji, sendromlar ile oldu¤u durumlarda yapılacak kalıcı protez, fonetik ve ba¤lantılı beslenme problemlerinin çözümüne uygun olarak dizayn de¤ildir.6 Literatürde, yarık damak dudak anomalileri farklı edilmelidir.11 flekillerde sınıflandırılmıfltır. Anomalilerin embriyolojik Bu vaka serisi ile, stabil okluzyonun ortodontik tedavi kökenini temel alan sınıflandırmaya göre, yarık damak ile sa¤lanmasını takiben yarık damak dudak hastalarında dudak hastaları, 3 kategoriye ayrılırlar: uygulanan sabit ve hareketli bölümlü protez seçeneklerinin 1. Yarık dudak ve alveol (Primer damak). kombine edildi¤i protetik rehabilitasyon yaklaflımları 2. Yarık sert ve yumuflak damak (Sekonder damak). sunulmaktadır. 3. (1) ve (2)’nin kombinasyonu (Primer ve sekonder Bilateral yarık damak dudak hastaları, ortodontik tedavi damak). sonrası klini¤imize baflvurmufltur. A¤ız içi muayenelerinde Buna ek olarak, yarık damak dudak, tek veya çift taraflı konjenital maksiller anterior difl eksikli¤i saptanmıfltır. olarak da sınıflandırılabilir.7 Çenelerarası iliflki Angle Sınıf I’dir. Tüm hastalarda Bir çok yarık damak dudak hastası için, estetik ve subpalatal yarık bulunmaktadır. Bu nedenle yapılacak fonksiyonel problemlerin çözümü amacıyla do¤umdan protezlerde mevcut ark geniflli¤inin korunması dikkate eriflkin döneme kadar olan süreçte farklı disiplinleri içeren alınmıfltır. Bunun yanısıra hastaların estetik ve fonksiyonel tedaviler uygulanmaktadır. Primer dama¤ı içeren beklentileri, kombine sabit ve hareketli bölümlü protezler yarıklarda, sıklıkla lateral keser eksik veya malformedir. ile sa¤lanmıfltır. Hastaların dental radyografları alınmıfl ve Yarık bölgesine komflu maksiler santral keser, simetri¤ine tanı modelleri artikülatörde de¤erlendirilmifltir. Protetik oranla daha küçüktür ve tek taraflı yarıklarda, sa¤lam tedavi öncesi wax-up çalıflması yapılmıfltır. bölgedeki keserlerde de¤iflen oranlarda hipoplastik mine oluflumu gözlenebilir. Premaksilladaki difllerin kökleri, Olgu 1 genellikle kısa ve geliflim gerili¤i gösterirler. Buna ek Hacettepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi’nde olarak yarık damak dudak hastalarında süpernümere ortodontik tedavisi tamamlanan 19 yaflında erkek hasta, rastlanır.8 Bu hastalarda çeneler, daimi protetik rehabilitasyon uygulanmak üzere klini¤imize özellikle maksilla daha küçük olma e¤ilimindedir. yönlendirilmifltir. Çift taraflı damak yarı¤ı teflhisi konulan Maksillanın dikey ve yatay yöndeki geliflim eksikli¤inin hastanın intraoral muayenesinde, maksillada çift taraflı bir sonucu olarak, orta yüz bölgesinde geliflim gerili¤i lateral keser difl eksikli¤i ve sert damakta yumuflak dama¤a ortaya çıkar. Süt ve daimi difller kısa dental arklardaki kadar submukozal yarık (Resim 1a ve 1b) gözlenmifltir. yer darlı¤ı sebebiyle düzgün sürme ve sıralanma Diflsel olarak sa¤da ve solda Sınıf I molar iliflkisi mevcuttur. gösteremezler. Maksiler kaninler, damakta horizontal Mandibulada difl eksikli¤i mevcut de¤ildir. Hastanın biçimde gömülü kalabilirler veya sadece tüberkül tepesi panoramik ve periapikal radyografları alınmıfl ve tanı gözlenebilir. Difllerin konumlanmalarındaki bozukluklar modelleri artikülatörde de¤erlendirilmifltir. Protetik tedavi ve cerrahi yaklaflımlar sonrası üst dudaktaki skar öncesi diagnostik wax-up çalıflması yapılmıfltır. Çift taraflı formasyonu ve gerilim, esteti¤in yanı sıra anterior maksiller arkın ve premaksillanın stabilizasyonunu sa¤lamak ve bölgede temizli¤i, çi¤neme fonksiyonunu ve oral hijyenin hastanın estetik beklentilerini karflılamak amacıyla sabit idamesini güçlefltirebilir.9,10 Bu hastalarda, damaktaki ve hareketli kombine protez yapılması planlanmıfltır. veya eksik difllere sık 12 Yar›k Damak Dudak Hastalar›nda Protetik Rehabilitasyon Resim 1a. Olgu 1’in bafllangıç a¤ız içi görüntüsü. Resim 1d. Olgu 1’in a¤ız içi bitim görüntüsü. Maksiller sa¤ ve sol santral keser, kanin, 1. ve 2. provası tamamlandıktan sonra geri dönüflümsüz hidrokolloid premolar difller prepare edilmifltir. Premaksillanın hareketli ölçü maddesi (Kromopan; Lascod) kullanılarak elde edilen model üzerinde defekt bölgesini örten, tutuculu¤u barlar ile sa¤lanan tam palatal plak ana ba¤layıcılı metal döküm iskelet hazırlanmıfltır. Hareketli bölümlü protez konvansiyonel yöntemlerle bitirildikten sonra kronlar hareketli bölümlü protez ile birlikte cam ionomer siman (Ionobond; Voco) kullanılarak simante edilmifltir (resim 1d). Hasta kontrol randevularına ça¤ırılmıfltır. Olgu 2 Hacettepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi’nde ortodontik tedavisi tamamlanan 24 yaflında bayan hasta, daimi protetik rehabilitasyon uygulanmak üzere klini¤imize Resim 1b. Üst damak defekt bölgesi. yönlendirilmifltir. Çift taraflı damak yarı¤ı olan hastada olması sebebiyle gingival retraksiyonu takiben kiflisel kaflık maksiller sa¤ ve sol lateral ve santral keserler ve sol kanin kullanılarak polieter ölçü maddesi (Impregum; ESPE) ile difllerin erken yaflta kaybedilmesi sebebiyle, premaksillada ölçü alınmıfltır. Üst santral keser ve kanin difllerin Dolder rezorbsiyon gözlenmifltir (Resim 2a). Hastada, sert damakta barlar ile ba¤landı¤ı, sa¤ ve sol 2. premolarlar arasında defekt ve yumuflak dama¤a kadar uzanan submukozal uzanan Andrews bridge tarzında splintlenmifl metal destekli yarık mevcuttur (Resim 2b). Mandibulada difl eksikli¤i porselen kronlar yapılmıfltır (Resim 1c). Kronların son mevcut de¤ildir. Ekstra oral muayenede, rezorbe premaksilla sebebiyle konkav bir profil gözlenmifltir. Çenelerarası iliflki kayıt materyali kullanılarak artikülatöre alınan diagnostik modeller üzerinde yapılan wax-up çalıflması ile maksiler anterior difllerin konumu ve dudak deste¤i iliflkisi saptanmıfltır. Defekt bölgesinin hareketli bölümlü protez ile kapatıldı¤ı ve retansiyonun sabit protez ile sa¤landı¤ı sabit ve hareketli, kombine bir protez yapılması planlanmıfltır. Maksiller sa¤ kanin, 1. premolar ve sol 1. ve 2. premolar ve 1. molar difller prepare edilmifltir. Damaktaki defekt bölgesinden ölçü maddesinin aspirasyonunu ve ölçü maddesinin fissürler arasında sertleflerek sıkıflmasını önlemek amacıyla difl ipi ile ba¤lı vazelin uygulanmıfl spanç, defekt sahasına Resim 1c. Metal destekli porselen kronlar ve Dolder bar. 13 7tepe klinik 2006-2 Resim 2a. Olgu 2’nin bafllangıç a¤ız içi görüntüsü. Resim 2d. Dolder barın palatinaline yerlefltirilen Bredent hassas tutucular. yerlefltirilmifltir. Gingival retraksiyonu takiben kiflisel kaflık dıktan sonra geri dönüflümsüz hidrokolloid ölçü maddesi kullanılarak, silikon ölçü maddesi ile (Speedex; Coltene) (Kromopan; Lascod) kullanılarak elde edilen model üzerinde defekt bölgesini örten tam palatal plak ana ba¤layıcılı metal döküm iskelet hazırlanmıfltır. Hareketli bölümlü protez konvansiyonel yöntemlerle bitirildikten sonra metal destekli porselen kronlar cam ionomer siman ile simante edilmifltir Resim 2b. Üst damak defekt bölgesi ve premaksilla. tek aflamalı ölçü alınmıfltır. Metal destekli porselen kronlar Hader bar ile Andrews bridge tarzında birbirine Resim 2e. Hareketli bölümlü protezin bitim görüntüsü. splintlenmifltir (Resim 2c). Hareketli bölümlü protezin tutuculu¤unu arttırmak amacıyla Hader barın palatinal (flekil 2f). Hareketli bölümlü protez ile dudak deste¤i yüzeyine 2 adet küçük boy Bredent hassas tutucu sa¤lanarak, konkav profil görünümünde düzelme yerlefltirilmifltir (flekil 2d, e). Kronların provası tamamlan- sa¤lanmıfltır. Hasta kontrol randevularına ça¤ırılmıfltır. Resim 2c. Metal destekli porselen kronlar ve Dolder bar. Resim 2f. Olgu 2’nin a¤ız içi bitim görüntüsü. 14 Yar›k Damak Dudak Hastalar›nda Protetik Rehabilitasyon Olgu 3 Hacettepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi’nde ortodontik tedavisi tamamlanan 18 yaflında erkek hasta, daimi protetik rehabilitasyon uygulanmak üzere klini¤imize yönlendirilmifltir. Çift taraflı damak yarı¤ı bulunan hastada üst sol lateral keser, sa¤ santral ve lateral keser difl eksikli¤i mevcuttur (Resim 3a). Üst sol santral keser ile birlikte premaksillada mobilite gözlenmifltir. Üst dudakta ektopik geliflim ve skar kontraksiyonuna ba¤lı yetersiz labial sulkus derinli¤i mevcuttur. Maksillada yumuflak dama¤a kadar uzanan submukozal yarık gözlenmifltir (Resim 3b). Resim 3c. Metal destekli porselen kronlar ve Dolder bar. Mandibulada difl eksikli¤i mevcut de¤ildir. Çift taraflı arkın ve premaksillanın stabilizasyonunu sa¤lamak ve anterior kapatmak amacıyla tam palatal plak ve ark stabilizasyonunu sert damak bölgesindeki defektin kapatılması amacıyla sa¤lamak amacıyla, sa¤ ve sol 1. molarların palatinalinde Resim 3a. Olgu 3’ün bafllangıç a¤ız içi görüntüsü. Resim 3d. Kombine protezin a¤ız içi oklüzal görüntüsü. sabit ve hareketli bölümlü protezler içeren kombine bir protez yapılması planlanmıfltır. Maksillada sol santral, sa¤ krofleler kullanılmıfltır (Resim 3d). Hareketli bölümlü protez ve sol kanin ve 1. premolar difller prepare edilmifltir. Gingival konvansiyonel yöntemlerle bitirildikten sonra sabit protez, retraksiyonu takiben kiflisel kaflık kullanılarak polieter ölçü hareketli bölümlü protez ile birlikte çinko polikarboksilat maddesi (Impregum; ESPE) ile ölçü alınmıfltır. Metal siman kullanılarak simante edilmifltir (Resim 3e). Hasta destekli porselen kronlar Dolder bar ile Andrews bridge kontrol randevularına ça¤ırılmıfltır. tarzında birbirine splintlenmifltir (Resim 3c). Hareketli bölümlü protez dizaynında, damaktaki defekt bölgesini Resim 3e. Olgu 3’ün a¤ız içi bitim görüntüsü. Resim 3b. Üst damak defekt bölgesi. 15 7tepe klinik 2006-2 Tartıflma palatal defekt sahasının obturasyonu ve ortodontik tedavi Damak dudak yarıklı hastalar kompleks estetik ve sonrası ark stabilizasyonu sa¤lanabilir. Sabit restorasyon fonksiyonel problemler gösterir. Bu hasta grubunda, planlamasında dayanak difllerin sa¤lı¤ı, defekte komflu do¤umdan, eriflkin döneme kadar olan süreçte farklı difllerde kemik deste¤i, premaksiller mobilite, hareketli disiplinlerin yer aldı¤ı ayrıntılı bir rehabilitasyon planı, kalıcı bölümlü protez planlamasında defekt bölgesinin sınırları protetik çözümlerin baflarısını etkiler.7,12 Eriflkin dönemde ve gülme hattı iyi de¤erlendirilmelidir.7 sıklıkla daha önce uygulanan ortodontik tedaviyi takiben Sunulan vaka serisi ile, stabil okluzyonun ortodontik uygun estetik ve fonksiyonun sa¤lanması amacıyla kalıcı tedavi ile sa¤lanmasını takiben yarık damak dudak protetik rehabilitasyon yapılmalıdır.13 hastalarında uygulanan sabit ve hareketli bölümlü protez Yarık damak dudak hastalarında eriflkin dönemde seçene¤inin kombine edildi¤i protetik rehabilitasyon uygulanan bir çok kalıcı protetik rehabilitasyon yaklaflımı yaklaflımları sunulmufltur. Yapılan protezlerde mevcut ark mevcuttur. Uygun yaklaflımın seçiminde, vakanın özellikleri, geniflli¤inin korunması, hastaların estetik ve fonksiyonel daha önce uygulanan tedaviler, büyüme ve geliflimin beklentileri, dikkate alınmıfltır. Yarık damak dudak tamamlanması ve sosyo-ekonomik düzey belirleyici rol hastalarının protetik rehabilitasyonunda disiplinler arası oynar 14. Defekt bölgesinin greft ile rekonstrüksiyonu ve yaklaflımın önemi ve kombine sabit ve hareketli bölümlü implant destekli sabit protez yapımı, konvansiyonel sabit protez seçene¤inin avantajları vurgulanmaktadır. bölümlü protez, krofle tutuculu akrilik veya metal döküm KAYNAKLAR: iskeletli hareketli bölümlü protez ve sabit ve hareketli kombine protez yapımı, en sık kullanılan tedavi seçenekleridir.12 1. Bu hastalarda genç eriflkin dönemde üç 2. boyutlu büyümenin tamamlanmasını takiben yapılacak kalıcı protez, mevcut ark ve interoklüzal iliflkiyi 3. korumalıdır.7,11,12 Protetik rehabilitasyonun ilk aflamasında, özellikle ileri dönemde greft ile rekonstrüksiyon yapılması 4. planlanan vakalarda, krofle tutuculu geçici akrilik hareketli 5. bölümlü protezler uygulanabilir. Ancak bu protez tipi ile sınırlı bir estetik ve retantif sonuç elde edilebilir. Bu aflamada 6. prostodontist, plastik cerrah ve ortodontist ile birlikte ileri 7. dönemde yapılması planlanan tedavinin konsülte edilmesi önemlidir. Defektli damak bölgesinin boyutu ve yapısı sabit ve hareketli bölümlü protez seçiminde rol oynar. Yarık 8. damak dudak hastalarının büyük bölümü sabit protez talep 9. etmektedir. Ancak büyük ve rekonstrüksiyonu mümkün 10. olamayan yumuflak doku defektlerinin varlı¤ı hareketli bölümlü protez seçene¤inin uygulanmasını zorunlu 11. kılmaktadır.7,12 Günümüzde, erken dönemde baflarılı alveoler kemik grefti uygulanan hastalarda, implant destekli 12. sabit protezler ile rehabilitasyon avantajlı bir tedavi seçene¤idir. 15 Sabit ve hareketli bölümlü protez 13. seçeneklerinin kombine edildi¤i protetik rehabilitasyon 14. yaklaflımında sabit protez ile estetik sonuçlar elde edilebilir. Sabit protez ile birlikte kullanılan retantif elemanlar, hareketli 15. bölümlü protezlerde krofle kullanımı ihtiyacını sıklıkla ortadan kaldırmaktadır. Hareketli bölümlü protezin akrilik bölümleri ile sert ve yumuflak doku kayıpları telafi edilebilir, 16 Bardach J, Morris HL. Multidisciplinary management of cleft lip and palate. Philadelphia, 1990; W.B. Saunders. Delgado AA, Schaff NG, Emrich L. Trends in prosthodontic treatment of cleft palate patients at one institution: A twenty-one year review. Cleft PalCraniofac J 1992; 29: 425-428. Vanderas AP. Incidence of cleft lip, cleft palate and cleft lip and palate among races: A review. Cleft Pal J 1987; 24: 216. Jones MC. Etiology of facial clefts. Prospective evaluation of 428 patients.. Cleft Palate J 1988; 25: 16-20. Hanson JW, Murray JC. Genetic aspects of Cleft Lip and Palate. In: Multidisciplinary Management of Cleft Lip and Palate (p. 121). Philadelpha, 1990; W.B. Saunders. Thompson JS, Thompson MW. Genetics in Medicine, 3rd ed. Philadelphia, 1980: W.B. Saunders. Beumer J, Curtis T, Marunick MT. Maxillofacial rehabilitation: Prosthodontic and surgical considerations. Tokyo, Ishifuku EuroAmerica, Inc; 1996:353362. Olin WH. Dental anomalies in cleft lip and palate patients. Angle Orthod 1964; 34; 119-123. Aduss H. Craniofacial growth in complete unilateral cleft lip and palate. Angle Orthod 1971; 4: 202-213. Mackey R. Incidence of congenital anomalies in cleft palate patients vs. public health service. Undergraduate research fellowship study. Chicago, 1958; Northwestern University. Watanabe I., Kurtz KS, Watanabe E, Yamada M, Yoshida N, Miller AW. Multi-unit fixed partial denture for a bilateral cleft palate patient: a clinical report. Journal of Oral Rehabilitation 2005; 32:620-622. Ohyama T. Prosthodontic considerations for patients with cleft lip and palate. Int Dent J. 1986;36:140-145. Henry PJ, Tan AE. Prosthodontic implications of the adolescent cleft palate patient. Aust Dent J 1985; 30: 104-111. Wegscheider W, Bratsko R, Plischka G, Haas M, Perman R, Parsche E. The system of prosthetic treatment for CLAP patients. J Cranio Maxill Surg 1989; 17: 49-51. Johan J, Gerry MR, Rutger HK, Cornelil S, Rob P. Van O. Cleft Palate Craniofac J 1999; 36: 67-72. Essix ‹ntrüzyon Apareyi Kullan›m› Özet Eksik veya çekilmifl antagonist difller molar difllerin afl›r› uzamas›n›n bafll›ca nedenleri aras›ndad›r. Dental arklarda karfl›t› bulunmayan difllerin uzamas›, oklüzyonun ve fonksiyonun bozulmas›na neden olabilmektedir. Afl›r› uzayan difller, karfl› dental (Bir Olgu Raporu) arktaki difllerin normal konumlar›nda sürmelerini de engelleyebilmektedir. Uzayan difller, Essix apareyi ve elastik rondelden oluflan basit bir mekanikle kolayl›kla intrüze edilebilir. Bu çal›flmada, alt I.molar›n çekildi¤i bir olguda, ortodontik tedavi sonras›nda karfl›t› bulunmad›¤›ndan uzayarak alt retromolar bölgeye temas eden ve alt III. molar›n erüpsiyonunu engelleyen üst II.molar›n Essix apareyi ile intrüzyonunun sunulmas› amaçlanm›flt›r. Anahtar sözcükler: Afl›r› uzam›fl molar, Essix intrüzyon apareyi. Girifl Dr. Derya Germeç Eksik veya çekilmifl antagonist difller molar difllerin Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi afl›r› uzamas›n›n bafll›ca nedenleri aras›ndad›r. Dental Ortodonti Anabilim Dalı arklarda karfl›t› bulunmayan difllerin uzamas›, oklüzyonun Prof. Dr. ‹lken Kocadereli ve fonksiyonun bozulmas›na neden olabilmektedir. Afl›r› Hacettepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi uzayan difller, karfl› dental arktaki difllerin normal Ortodonti Anabilim Dalı Baflkan› konumlar›nda sürmelerini de engelleyebilmektedir. Afl›r› uzam›fl difllerin tedavisinde oklüzal yüzeyden afl›nd›rma pratik bir çözüm olarak ileri sürülse de, ortodontik intrüzyon koruyucu ve uygun bir yaklafl›md›r. Ortodontik intrüzyonla düzeltim için, Essix intrüzyon apareyleri1, hareketli apareyler üzerinden elastik uygulamas›2, modifiye palatal ark3, iskeletsel ankraj4 ve palatal arklara eklenen spring'lerin5 veya elastiklerin6 kullan›m› önerilmifltir. Bu vaka sunumunun amac›, alt I. molar›n çekildi¤i bir olguda, ortodontik tedavi sonras›nda karfl›t› bulunmad›¤›ndan uzayarak alt retromolar bölgeye temas eden ve alt III. molar›n erüpsiyonunu engelleyen üst II.molar›n; Essix apareyi ve elastik rondel ile intrüzyonunun sunulmas›d›r. Olgu Sunumu Alt ve üst dental arklar›nda orta dereceli yer sorunu olan, alt sa¤ I. premolar difli ark d›fl›nda bulunan S›n›f III e¤ilimli, düzgün profilli 12 yafl›ndaki olgunun ortodontik tedavisi için alt sa¤ segmentten restorasyonlu I. molar diflin çekimi ve ark d›fl›ndaki I.premolar diflin yerlefltirilmesi planland›. ‹ki y›l süren sabit ortodontik tedavinin ard›ndan Hawley apareyleriyle retansiyon dönemine geçildi ve hasta 17 7tepe klinik 2006-2 belli aral›klarla kontrollere ça¤r›ld›. Retansiyon sonras› dönemin birinci y›l›nda yap›lan kontrolde, alt I. molar›n çekilmesi ve çekim bofllu¤una alt II. molar›n kayd›r›lmas› nedeniyle karfl›l›ks›z kalan üst II. molar›n afl›r› uzad›¤› ve alt retromolar bölgede mukozaya de¤erek alt III. molar›n sürmesini engelledi¤i saptand› (Resim 1a, 2a). Tekrar sabit ortodontik tedavi görmek istemeyen hastan›n üst II. molar›n›n gömülmesi için Essix intrüzyon apareyi kullanmas› planland›. Resim 2b. ‹ntrüzyon sonras› panoramik görüntü Essix ‹ntrüzyon Apareyinin Yap›m› ve Uygulanmas› Olgudan elde edilen model üzerinde II. molar›n kökü hizas›nda bukkal ve palatinale birer button yap›flt›r›larak Essix C+ materyalinden Essix aparey yap›ld› (Resim 3a,b). Resim 1a. ‹ntrüzyon öncesi model görüntüsü Resim 3a . Essix apareyinin yap›m aflamalar› Resim 1b. ‹ntrüzyon sonras› model görüntüsü Resim 3b. Essix apareyinin yap›m aflamalar› Essix intrüzyon apareyinin II. molar›n oklüzal yüzeyini kaplayan k›sm› kesilerek bir pencere aç›ld› ve buttonlar›n oluflturdu¤u ç›k›nt›lar›n apikale bakan boyun bölgeleri elastik rondel uygulamas›n› kolaylaflt›rmak için hafifçe Resim 2a. ‹ntrüzyon öncesi panoramik görüntü 18 Essix ‹ntrüzyon Apareyi Kullan›m› (Bir Olgu Raporu) Sonuç Sabit apareylerin kullan›m›n› gerektiren ço¤u molar intrüzyonu mekani¤inin aksine Essix intrüzyon apareyi ucuz, yap›m› ve uygulamas› kolay olan, hastada rahats›zl›k yaratmayan, ankraj al›nan difllerde istenmeyen ekstrüzyonlara neden olmayan ve hekimin hasta bafl›nda geçirdi¤i süreyi k›saltan basit ancak etkin bir yöntemdir. KAYNAKLAR: 1- Armbruster P, Sheridan JJ, Nguyen P. An Essix intrusion appliance. J Clin Orthod. 2003, 37: 412-416. 2- Bonetti GA, Giunta D. Molar intrusion with a removable appliance. J Clin Orthod. 1996, 30: 434-437. 3- Enacar A, Pehlivano¤lu M, Akcan CA. Molar intrusion with a palatal arch. J Clin Orthod. 2003, 27: 557-559. 4- Shellhart WC, Moawad M, Lake P. Case report: Implants as anchorage for molar uprighting and intrusion. Angle Orthod. 1996, 66: 169-172. 5- Melsen B, Fiorelli G. Upper molar intrusion. J Clin Orthod. 1996, 30: 9196. 6- Kucher G, Weiland FJ. Goal-oriented positioning of upper second molars using the palatal intrusion technique. Am J Orthod Dentofacial Orthopedics. 1996, 110: 466-468. Resim 4. Tutucu button oluflturulmas› kesildi (Resim 4). Hastan›n a¤z›na uyumlanan Essix apareyi üzerinde, 3/16 orta kuvvetli elastik rondel II. molar›n oklüzal yüzeyini çapraz olarak geçerek bukkal ve palatinal ç›k›nt›lardan uyguland› (Resim 5). Resim 5. Elastik uygulamas› Tedavi Sonuçlar› Üst II.molar›n intrüzyonu 4 ay sonra tamamland›¤›nda alt III. molar›n sürmekte oldu¤u gözlendi (Resim 1b, 2b). Sefalometrik çak›flt›rmalar 3.1 mm'lik intrüzyon yap›ld›¤›n› ortaya koydu (fiekil 1). Yeni bir Essix apareyi ile üst fiekil 1. Çak›flt›rma II.molar›n konumunun korunmas› amaçlanan olgu rotasyonlu alt III. molar›n erüpsiyonunun izlenmesi aç›s›ndan takibe al›nd›. 19 P›ht›laflma Bozuklu¤u Olan Hastalarda Fibrin Sealantlar ve Doku Yap›flt›r›c›lar›n›n Kullan›m› Özet Dental tedaviler p›ht›laflma bozuklu¤u olan hastalarda afl›r› ve uzun süreli kanama geliflmesi aç›s›ndan bir risk oluflturmaktad›r. Operasyon bölgesinde hemostaz›n sa¤lanabilmesi için ço¤u zaman hastalara sistemik replasman tedavisi uygulanmaktad›r. Ancak bu tedavinin maliyetinin fazla olmas› ciddi bir dezavantaj oluflturmaktad›r. Bu sebepten dolay› p›ht›laflma bozuklu¤u olan hastalarda fibrin sealant ve doku yap›flt›r›c›lar›n›n transfüzyon uygulamas›na yard›mc›, bazen de as›l tedavi materyali olarak uygulanmas› gibi farkl› tedavi metotlar›na baflvurulmaktad›r. Bu makalede fibrin sealant ve doku yap›flt›r›c›lar›n›n hemostatik etkileri de¤erlendirilmekte, her iki materyalin de avantajl› ve dezavantajl› yönleri farkl› aç›lardan tart›fl›lmaktad›r. Anahtar sözcükler: Fibrin sealantlar, doku yap›flt›r›c›lar›, difl çekimi, p›ht›laflma bozukluklar› Girifl Dt. Esra ALPKILIÇ P›ht›laflma mekanizmas›ndaki bir bozukluk veya eksiklik ‹.Ü. Diflhekimli¤i Fakültesi sonucunda klinikte kendini kanamaya e¤ilim ile gösteren A¤›z, Difl, Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Ana Bilim Dal› hastal›klar "p›ht›laflma bozukluklar›" olarak adland›r›l›rlar. P›ht›laflmada "faktör" olarak adland›r›lan ve karaci¤erde üretilen 12 adet özel eleman›n her birinin farkl› ifllevi bulunmaktad›r. Bunlar›n d›fl›nda K vitamini ve kalsiyumun da p›ht›laflma mekanizmas›nda önemli rolü bulunmaktad›r. P›ht›laflma bozukluklar› temel olarak iki grup alt›nda incelenir: I. Do¤umsal P›ht›laflma Bozukluklar› 1. Hemofili A( faktör VIII eksikli¤i) 2. Hemofili B( faktör IX eksikli¤i) 3. Von Willebrand Hastal›¤› 4. Di¤er P›ht›laflma Faktörlerinin Konjenital Eksiklikleri( faktör V/ VI/ VII eksiklikleri) II. Edinsel P›ht›laflma Bozukluklar› 1. K Vitamini Eksikli¤i 2. Karaci¤er Hastal›klar› 3. Dolaflan Antikoagülanlar 4. Defibrinasyon Sendromu P›ht›laflma bozuklu¤u olan hastalar difl tedavileri s›ras›nda kanama geliflmesi aç›s›ndan risk alt›ndad›rlar. Bu sebepten dolay› p›ht›laflma bozuklu¤u olan hastalarda difl çekimi, detartraj gibi kanamaya sebep olan 21 7tepe klinik 2006-2 diflhekimli¤inin çeflitli uygulamalar› farkl› bir tedavi yaklafl›m› azalt›labilmektedir. Epsilonaminocaproik asit ve traneksamik ve dikkatli bir çal›flmay› gerektirmektedir. Uygulama asit bu amaçla kullan›lmaktad›r.10, 30 Son y›llara kadar öncesinde ve sonras›nda al›nacak önlemlerin bilinmesi ve gelen klasik tedavi prosedürü faktör eksikli¤i olan hastalarda, bunlar›n kurallar›na göre do¤ru bir flekilde uygulanmas›yla gerekli replasman tedavisi yap›larak, faktör seviyesinin bu risk en düflük seviyeye indirilebilmektedir. Bu hastalarda istenen seviyeye ulaflt›r›lmas› yönündeydi. Ancak maliyetinin spontan olarak veya a¤›z cerrahisi ifllemlerinden sonra yüksek olmas›, hastane ortam› gerektirmesi gibi meydana gelen kanama, baz› yöntemlerle kontrol alt›na dezavantajlar› nedeniyle tedavide yeni aray›fllar içine al›nabilir. Bunlar aras›nda, cerrahi ifllemler öncesinde girilmifltir. Suwannuraks ve arkadafllar› 40 kanamal› eksikli¤i bilinen p›ht›laflma faktörlerinin transfüzyonu, hastay› içeren bir çal›flma grubunda, faktör transfüzyonu fibrinolitik sistemin ilaçlarla inhibisyonu ve lokal uygulamalar ya da benzeri bir sistemik tedavi uygulanmadan, sadece say›labilir. Transfüzyon iflleminin maliyetinin çok yüksek selüloit splintler arac›l›¤›yla çekim bölgesine fibrin sealant olmas›, çekim ya da detartraj gibi diflhekimli¤inin en basit uygulayarak difl çekimini yapm›fllar ve hemostaz›n uygulamalar›nda bile ciddi mali bilançolar›n ortaya ç›kmas›, sa¤lanmas›nda % 97.5 oran›nda baflar› elde ettiklerini buna ek olarak ilaçlar›n yar›lanma ömürlerinin k›sa olmas› bildirmifllerdir.22 Bu özellik fibrin sealantlara önemli bir özellikle sosyal güvencesi olmayan hastalar› oldukça zor avantaj sa¤lamaktad›r. Transfüzyon yap›lm›fl hastalarda durumda b›rakmaktad›r. Bu olumsuz flartlar› kolaylaflt›ra- kullan›lan faktör miktar›n›n azalmas›n›, böylece tedavi bilmek için yeni aray›fllar içine girilmifl ve operasyon maliyetinin düflmesini, ayr›ca lokal olarak hemorajinin bölgesine lokal ajanlar›n uygulanmas› medikal tedaviye k›sa sürede kontrol alt›na al›nmas›n› ve böylece tek bir dahil edilmifltir. Bu makalede kanamal› hastalarda uzun transfüzyon uygulamas›nda birden çok ifllemin süreden beri lokal ajan olarak kullan›lan fibrin yap›flt›r›c›lar yap›lmas›n›; en önemlisi de kanaman›n h›zl›ca kontrol ve onlara alternatif olarak kullan›labilece¤ini düflündü¤ümüz alt›na al›narak hastan›n emosyonel streslerinin minimuma doku yap›flt›r›c›lar› tart›fl›lacakt›r. indirilmesini sa¤lamalar›d›r.7, 14 Emosyonel faktörlerin Fibrin Glue olarak da adland›r›lan fibrin sealantlar on fibrinolizisi artt›rd›¤› ve böylece iyileflme proçesini y›l› aflk›n bir süreden beri p›ht›laflma bozuklu¤u olan olumsuz etkiledi¤i bilinen bir gerçektir. Fibrin sealantlar›n hastalarda difl çekiminden sonra lokal hemostatik ajan yap›s›nda bulunan faktör XIII'ün iyileflme sürecini yap›flt›r›c›lar ticari formlar› h›zland›rd›¤› bilinmektedir. Uygulanan bölgede stabilize iki bileflenli bir ajan olarak üretilirler. Birinci bileflen fibrinojen, olan fibrin de osteoblastlar›n ve fibroblastlar›n büyümesini plazma fibronektinleri, plazminojen ve aprotinin içerir. ‹kinci stimüle etmektedir.11,13,23,28 Yücel ve arkadafllar›, ratlar›n bileflen ise trombin ve kalsiyum klorid içermektedir.12, 19, birinci molar difllerini çekerek yapt›klar› araflt›rmalar›nda, Çekim alan›na uyguland›klar›nda p›ht›laflman›n son çal›flma grubunun çekim soketlerini fibrin yap›flt›r›c›yla faz›n› taklit ederler. Trombin fibrinojeni stabil olmayan fibrin doldurmufl, kontrol grubunda ise 5/0'l›k süturlarla p›ht›s›na dönüfltürür; faktör XIII de p›ht›n›n stabilize olmas›n› dikmifllerdir. Bu çal›flman›n sonucunda yara iyileflmesinde sa¤lar. Ayn› mekanizma içerisinde aprotinin de p›ht›n›n fibrin sealantlar›n geleneksel sütur tekniklerine göre olarak 22, 28 kullan›lmaktad›r.11, 22 Fibrin bozunmas›n› engeller.22, 28 daha olumlu etkilerinin oldu¤u gösterilmifltir.28 Bu durum, Faktör VIII/ IX eksikliklerinde ve Von Willebrand plazmadan elde edilen ve sentetik yap›flt›r›c›lar›n aksine hastal›¤›nda difl çekimi gibi cerrahi uygulamalar›n doku uyumlu olma özellikleriyle daha avantajl› olan fibrin yap›labilmesi için faktör seviyesinin %50-75 aras›nda sealantlar›n inflamasyona, yabanc› cisim reaksiyonu olmas› arzu edilir. Uygulanan transfüzyon iflleminde bulunan oluflumuna, histopatolojik olarak doku nekrozlar› veya faktör deriveleri belli saatler aras›nda güvenli çal›flmay› afl›r› fibrotik yap› oluflumuna da sebep olmamalar›na sa¤lamaktad›r. Örne¤in faktör VIII sadece 8-14 saat etkili dayand›r›lmaktad›r.11,13,23,28 oldu¤undan büyük operasyonlarda günde iki kere Fibrin sealantlar›n bu say›lan olumlu özelliklerinin verilmekte, ihtiyaca göre 1, 3 veya 7 gün süreyle (kg bafl›na yan›nda inhibitör oluflumu, viral transmisyon, tükürükte 20 ünite) kullan›lmaktad›r.30 Türkiye Hemofili Derne¤i çözünme, nemli ortamlarda uygulama zorlu¤u gibi baz› taraf›ndan bildirilen genel prosedür tablo I'de gösterilmifltir. dezavantajlar› da mevcuttur. Yap›lan çal›flmalarda fibrin Antifibrinolitik kullan›m› ile faktör ihtiyac› önemli ölçüde sealantlar›n yap›s›nda bulunan koyun trombinine karfl› 22 P›ht›laflma Bozuklu¤u Olan Hastalarda Fibrin Sealantlar ve Doku Yap›flt›r›c›lar›n›n Kullan›m› ciddi ve ölümcül komplikasyonlar›n geliflti¤i bildirilmifltir. bileflenlerinin deri ve mukozalardaki laserasyon ve cerrahi Koyuna ait faktör V'le oluflan kontaminasyona ba¤l› kesilerin kapat›lmas›nda, oral bölgede de özellikle olarak edinsel faktör V inhibitörünün geliflmesi çok da periodontal cerrahi operasyonlarda baflar›yla kullan›la- Topikal bildiklerini göstermektedir.3,15 Bununla birlikte gerek kullan›mda, kallikreinle kontaminasyon sonucunda da hayvanlar üzerinde uygulanan deneysel çal›flmalarda, hipotansiyon geliflti¤i bildirilmifltir. 9,24 Ayr›ca yine gerekse klinik ortam›nda özellikle antikoagülan tedavisi plazmadan elde edilen ürünler olduklar› için fibrin gören hastalarda yap›lan çal›flmalarda doku yap›flt›r›c›lar›n›n sealantlar da di¤er plazma ürünleri gibi viral transmisyon lokal uygulamalar›n›n hemostaz› sa¤lad›¤› gösterilmifltir. riski tafl›maktad›rlar. Kavakl›'n›n makalesinde son 20 1,6,15,20,26 y›l içerisinde viral inaktivasyonun tam olarak sa¤lan- siyanoakrilik yap›flt›r›c›lar›n hemostaz› nas›l sa¤lad›klar› mas›yla, piyasada sat›lan fibrin sealantlar›n viral tam olarak aç›klanamam›flt›r.15 Bu konuyla ilgili öne sürülen tafl›y›c›l›k riskinden sorumlu olduklar›n› belirten hiçbir bir hipoteze göre uygulama sonucunda oluflan mikrofilm çal›flma olmad›¤› bildirilmifltir. 9 Ancak yine de bu kan ak›m›n›n yavafllamas›na sebep olan bir mekanik blokaj konunun tart›flmal› oldu¤unu bildiren araflt›rmac›lar da oluflturur. Böylece bu yüzey ajan› p›ht› oluflumunu aktive vard›r. 1 1 ‹nfeksiyöz hastal›klar›n ilk inkübasyon eder ve hemostaz sa¤lanm›fl olur.16 Oluflan bu mikrofilm periyodunda herhangi bir viral infeksiyon belirtisi tabakas› poröz bir yap›ya sahiptir. Porlar arac›l›¤›yla bulunmamaktad›r. Bu süreç vericinin infeksiyondan p›ht›laflan kan film tabakas›na invaze olur. Sonuç olarak habersiz oldu¤u ve serolojik olarak virüsün teflhis siyanoakrilik yap›flt›r›c›lar›n yara kenar›na uygulanmas› edilemedi¤i bir evredir. Sonuç olarak otolog olmayan hem fibrin oluflumuna hem de oluflan fibrin a¤›n›n fibrin sealantlar viral transmisyon aç›s›ndan potansiyel stabilizasyonuna yard›mc› olarak hemostaz› sa¤lar.16 Doku bir risk oluflturmaktad›r. Bu durumda home-made otolog yap›flt›r›c›lar›n›n oral antikoagülan kullanan hastalarda ve fibrin yap›flt›r›c›lar› tedavi için en uygun seçenek haline replasman tedavisine yard›mc› olarak hemostaz›n gelmektedirler. Ancak bu tip fibrin sealantlar di¤er sa¤lanmas›nda baflar›l› olduklar›n› gösteren birçok çal›flma tiplerden daha pahal›d›r ve kullan›mlar› tedavinin mali- olmas›na ra¤men konjenital p›ht›laflma bozuklu¤u olan yetini yükseltmektedir. hastalarda replasman tedavisi uygulamadan, tek bafl›na nadir görülen bir komplikasyon de¤ildir.19,21,29 Antikoagülan kullanan hastalarda ise ifllem yapabilmek Ancak yap›lan çok say›daki çal›flmaya ra¤men kullan›larak kanamay› durdurdu¤unu gösteren bir çal›flma üzere hastan›n INR ve protrombin zaman›n›n bilinmesi literatürde bulunmamaktad›r. önemlidir. Bu parametrelerle ilgili genel bilgi tablo II'de Doku yap›flt›r›c›lar›n›n cerrahi uygulamalarda bildirilmifltir. Bu tip hastalardaki klasik uygulama ise hemostaz›n sa¤lanmas› d›fl›nda birçok olumlu özelli¤i de hematologun kontrolü alt›nda antikoagülan kullan›m›na vard›r. Tamamen sentetik yap›da olduklar› için elde ara vermek fleklindeydi. Ancak son y›llarda yap›lan edilmeleri son derece kolay, maliyetleri ise oldukça düflüktür. çal›flmalarda dental cerrahi giriflimler süresince antikoagülan Ayr›ca viral transmisyona sebep olmamakla birlikte yara kullan›m›na ara verilmesi nedeniyle geliflen emboli riskinin, yerinde bakteriostatik etkiye de sahiptirler.4,11 Eiferman ve postoperatif kanama oluflmas›ndan daha s›k meydana arkadafllar›n›n yapt›¤› çal›flmada, doku yap›flt›r›c›lar›n›n gelen bir komplikasyon oldu¤unu göstermektedir. Bu yara bölgesinde özellikle gram pozitif bakterilere karfl› sebepten dolay› antikoagülan kullanan hastalardaki yeni anlaml› seviyede bakteriostatik etki gösterdikleri prosedür ilaç kullan›m›na ara verilmeden, çeflitli lokal belirtilmifltir.4 ‹nhibitör oluflumu ya da inert yap›s› sayesinde uygulamalarla hemostaz sa¤lamaya çal›fl›lmas›d›r.17,18,27 tükürükte çözünme gibi dezavantajlar› yoktur. Doku Siyanoakrilat içeren doku yap›flt›r›c›lar›, topikal olarak yap›flt›r›c›lar›n›n siyanoakrilik yap›s›na farkl› kimyasal uygulanan, tamamen sentetik yap›da ve h›zl›ca polimerize bileflenlerin kat›lmas›yla uygulanaca¤› bölgeye göre farkl› olabilen, likit monomer yap›s›ndaki materyallerdir. olumlu özelliklerin oluflturulabilmesi potansiyeli de vard›r.3,25 Uygulamay› takiben likit monomer yap›s›ndaki formül h›zl›ca Say›lan olumlu özelliklerin yan›nda en önemli dezavantaj› polimerize olarak oral dokulara s›k› yap›flm›fl , ince, esnek baz› durumlarda yara iyileflmesini olumsuz etkilemesidir.5,6 bir polimer filme dönüflmektedir. 6,15,16 Son y›llardaki Greer ve arkadafllar› isobutyl-2-siyanoakrilat›n (bucrylat) çal›flmalar alfa, oktil, etil gibi siyanoakrilat›n farkl› hem oral bölgede hemostatik ajan ve potansiyel bir 23 7tepe klinik 2006-2 karsinojen madde olarak hem de kullan›m sonras› yara Sonuç olarak hem fibrin sealantlar hem de doku iyileflmesi üzerine olan etkisini de¤erlendirebilmek için yap›flt›r›c›lar› dental cerrahi giriflimlerde kanaman›n deneysel bir çal›flma yapm›fllard›r. Sonuç olarak isobutyl- durdurulmas›na yard›mc› olmaktad›rlar. Böylece birden 2-siyanoakrilat›n k›sa sürede hemostaz› sa¤layarak çekim fazla giriflimin yap›lmas›na imkan vererek uygulanan faktör sonras› kanamay› azaltt›¤›n› ve herhangi bir neoplastik miktar›n›n azalmas›, dolay›s›yla tedavi maliyetinin düflmesini potansiyelinin olmad›¤›n› göstermifllerdir. Ajan›n yüzeyel olarak sa¤lamakta; ayr›ca antikoagülan kullanan hastalarda ilac›n uygulanmas› yara iyileflmesini fazla etkilememifltir. Ancak kullan›m›na ara verilmeden cerrahi ifllemlerin uygulanmas›n› isobutyl-2-siyanoakrilat›n çekim bölgesinin derinliklerine kadar sa¤layarak hayati tehlikelerin oluflmas›n› önlemektedirler. uygulanmas› yaradaki makrohistiositik agregatlar›n uzaklafl- Gerek klinikteki deneyimlerimiz, gerekse literatürdeki mas›na engel olarak yara iyileflmesini geciktirmifltir.6 bilgilerin ›fl›¤›nda hemostaz›n sa¤lanmas›nda doku Siyanoakrilat bilefliklerinin polimerize olmas› ekzotermik yap›flt›r›c›lar›n›n uzun süreden beri kullan›lan fibrin bir reaksiyonla gerçekleflmektedir. Likit yap›da olan sealantlara iyi bir alternatif oluflturdu¤unu söyleyebiliriz. monomer, s›v› ile temas etti¤inde polimerize olarak yara kenar›n› birlefltiren güçlü bir ba¤ oluflturur.2 Bu durum tükürük ve kan gibi s›v›lar›n bulundu¤u a¤›z ortam›nda adezyonun sa¤lanabilmesi için oldukça olumlu bir özelliktir. Ancak yine de fibrin sealantlar gibi doku yap›flt›r›c›lar›n›n da nemli ortamda uygulama güçlü¤ü vard›r. Üst üste yap›lan uygulamalarda polimerizasyon zincirinin boyu uzamakta bu da art›k monomer oluflmas› riskini artt›rmaktad›r.1,16 Bu durum doku yap›flt›r›c›lar›n›n tekrarlayan uygulamalar›nda özellikle problem oluflturabilece¤ini düflündürmektedir. Resim 3: Hastan›n ifllemden sonraki ikinci günü Resim 1: Von Willebrand Hastal›¤› olan hastan›n difltafl› temizli¤i öncesi görünümü Resim 4: Ortodontik tedavi gören hemofili A hastas›n›n travma sonras› görünümü Resim 2: Hastan›n difltafl› temizli¤i sonras›nda siyanoakrilat içeren doku yap›flt›flt›r›c›s› kullan›ld›ktan sonraki görünümü Resim 5: Ayn› hastan›n siyanoakrilat içeren doku yap›flt›flt›r›c›s› kullan›ld›ktan sonraki görünümü 24 P›ht›laflma Bozuklu¤u Olan Hastalarda Fibrin Sealantlar ve Doku Yap›flt›r›c›lar›n›n Kullan›m› Resim 6: Hemofil A hastas›nda difl çekiminden sonra çekim bofllu¤unun görünümü Resim 8: Von Willebrand Hastal›¤› olan hastan›n difltafl› temizli¤i öncesi görünümü Resim 7: Ayn› hastada çekim bofllu¤unun siyanoakrilat içeren doku yap›flt›flt›r›c›s› kullan›ld›ktan sonraki görünümü Resim 9: Hastan›n difltafl› temizli¤i sonras›nda fibrin sealant kullan›ld›ktan sonraki görünümü Tablo I: Hemostaz›n sa¤lanmas›nda uygulanan protokol A¤›r Tip Hafif/Orta Tip Hemofili Di¤er Faktör HemofiliA/B A/B ve vWD Yetmezlikleri (FX, XI, XIII) Glanzman Hastal›¤› -12h + 5/7. Gün Traneksamik asit 25-40mg/kg/gün -2h FVIII=25u/kg FVIII&vWF=20u/kg F IX =40u/kg F IX=40u/kg 1. Gün 2. Gün FVIII&vWF=20u/kg DDAVP=0,3µg/kg/doz F IX =40u/kg iki kere FVIII=20u/kg DDAVP = 0,3µg/kg/doz, iki kere F IX =40u/kg 3. Gün FFP* FVIII=15u/kg F IX =30u/kg * : Glanzman hastal›¤›nda platelet transfüzyonu uygulan›r. 25 7tepe klinik 2006-2 on the first 33 patients. J Laryngol Otol 1997, 111(6); 536- 40. 17. Scully C, Wolff A: Oral surgery in patients on anticoagulant therapy. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 2002, 94: 57-64. 18. Schardt -Sacco D: Update on coagulopathies. . Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 2000, 90: 559-63. 19. Sindet- Petersen S, Ramston G, Bernvil S, Blomback M: Haemostatic effects of tranexamic acid mouthwash in anticoagulant treated patients undergoing oral surgery. N Engl J Med 1989(320): 840-3. 20. Singer AJ, McClain SA, Katz A: A porcine epistaxis model: Haemostatic effects of octylcyanoacrylate. Otolaryngeology- Head and Neck Surgery 2004, 130(5): 553-7. 21. Souto JC, Oliver A, Zuazu-Jausoro I, Vives A, Fontcuberta J: Oral surgery in anticoagulated patients without reducing the dose of oral anticoagulant: A prospective random study. J Oral Maxillofacial Surg 1996, 45: 27-32. 22. Suwannuraks M, Chuansumrit A, Sriudonporn N: The use of fibrin glue as an operative sealant in dental extraction in bleeding disorders patients. Haemophilia 1999, 5: 106-108. 23. Thorn JJ, Sorensen H, Weis-Fogh U: Andersen M. Autologous fibrin glue with growth factor in reconstructive maxillofacial surgery. Int J Oral Maxillofac Surg 2004, 33: 95-100. 24. Tock B, Drohan W, Hess J, Pusatery A, Holcomb J, Machpee M: Haemophilia and advanced fibrin sealant technologies. Haemophilia 1998, 4: 449- 55. 25. Tseng YC, Hyon SH, ‹kada Y: Modification of synthesis and investigation of properties for 2- cyanoacrylates. Biomaterials 1990, 11: 73-9. 26. Vickier F, Vermylen J: Blood loss following dental extractions in anticaogulated rabbits: effects of tranexamic acid and socket packing. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1985, 59(1): 2-5. 27. Wahl MJ: Myths of dental surgery in patients receiving anticoagulant therapy. JADA 2000, 131: 77-81. 28. Yücel EA, Oral O, Olgaç V: Oral CK: Effects of fibrin glue on wound healing in oral cavity. Journal of Dentistry 2003, 31: 569-75. 29. Zustman SP, Lustig JP, Baston I: Postextraction haemostasis in patients without reducing the dose of oral anticoagulant: The use of fibrin sealant. Quintessence Int 1992, 23: 713. 30. Zülfikar B: Hemofili El Kitab›. ‹stanbul: Türkiye Hemofili Derne¤i Yay›nlar›, 1992:58- Tablo II: WHO taraf›ndan kabul edilen oral antikoagülan tedavisi ve oral cerrahi uygulamalar› Protrombin zaman› INR Normal seviye <1.3 1 Terapötik aral›k 2-4.5 2-5 Minör oral cerrahi <2.5 <3.5 Uygulamalar›n yap›labilece¤i seviye* *1-3 difli içeren seri çekimler yap›labilir. KAYNAKLAR: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. Al-Belasy F, Amer M Z: Haemostatic effect of n-butyl-2-cyanoacrylate (histoacryl) glue in warfarin- treated patients undergoing oral surgery. J Oral Maxillofac Surg 2003, 61(12): 1405-9. Avery BS, Ord RA: The use of butyl cyanoacrylate as tissue adhesive in maxillo-facial and cranio- facial surgery. Br J Oral Surg 1982, 20(2): 8495. Bocca M, Coscia D, Bottalico L, Delphiano IM: New structure techniques in oral surgery: Description and comparison with traditional sutures. Minevero stomatol 1999 Dec, 48(12): 633-7. Eifermann RA, Synder JW: Antibacterial effect of cyanoacrylate glue. Archives of Ophthalmology 1983, 101(6): 958-60. Giray CB, Sungur A, Atasever A, Araz K: Comparison of silk sutures and n-butyl-2-cyanoacrylate on healing of skin wounds. A pilot study. Aust Dent J 1995, 40(1): 43-5. Greer RO Jr: Studies concerning the histotoxicity of isobutyl-2-cyanoacrylate tissue adhesive when employed as an oral hemostat. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1975, 40(5): 659-69. Johnson WT, Leary JM: Management of dental patients with bleeding disorders: review and update. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1988, 66(3): 297-303. Katz JO, Terezhalmy GT: Dental management of the patient with hemophilia. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1988, 66: 139-144. Kavakl› K: Fibrin glue and clinical impact on hemophilia care. Haemophilia 1999, 5: 392-6. Lynch MA, Brightman VJ, Greenberg MS: Burkett's Oral Medicine, Diagnosis and Treatment. Philadelphia: JB Lippincott Co, 1994: 554. Mark RJ: Fibrin sealants in surgical practice: An overview. The American Journal of Surgery 2001, 182: 1S-7S. Martinowitz U, Schulman S: Fibrin sealant in surgery of patients with a hemorrhagic diathesis. Thromb Haemost 1995, 74: 486-92. Martinowitz U, Varon D, Heim M: The role of fibrin tissue adhesives in surgery of hemophilia patients. Haemophilia 1998, 4: 443-48. Montaya M, Ong J, Padre JA, Chua M, Hernandez F, Lepatan LM, ChuaCu F: Locally prepared fibrin glues in dental extraction of Filipino haemophiliacs. Haemophilia 2004, 10(Suppl. 3): 26-8. Narag U: Cyanoacrylate medical adhesives- a new era Colgate ORAB Soothe. N. Seal Liquid Protectant for canker sore relief. Compend Contin Educ Dent Suppl 2001, 32: 7-11. Samuel PR, Roberts AC, Nigam A: The use of Indermil (n-buthyl cyanoacrylate) in otolaryngology and neck surgery. A preliminary report 26 Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinasyonu ile Tedavisi Özet Son y›llarda, hastan›n kendi kan›ndan elde edilen ve içerdi¤i büyüme faktörleri nedeniyle kemik yap›m›n› uyard›¤› ve yara iyileflmesini h›zland›rd›¤› düflünülen otolog trombosit konsantrasyonunun (OTK) kullan›m›, rejeneratif periodontal tedavide yeni bir yaklafl›m olarak kabul edilmektedir. Sunulan bu olguda, generalize agresif periodontitisli (GAP) bir hastada OTK'n›n inorganik s›¤›r kemi¤i (‹SK) ile kombine kullan›m›n›n klinik ve radyografik etkinli¤i incelendi. Operasyondan 1 saat önce al›nan kan bir dizi ifllemden geçirilerek OTK elde edildi. Hastan›n üst ve alt çene operasyonlar› ayn› seansta yap›ld› ve toplam 12 kemik içi defekti OTK+‹SK ile tedavi edildi. Operasyondan önce yap›lan klinik ve radyografik de¤erlendirmeler, operasyon sonras› 8. ayda tekrarland› ve bu dönemde reentry ifllemi uyguland›. Sekizinci ay›n sonunda, klinik ve radyografik olarak anlaml› düzeyde rejeneratif iyileflmenin sa¤land›¤› gözlendi. Bu rejeneratif yaklafl›m, tedavisi zor ve karmafl›k olan GAP gibi (Bir Olgu Raporu ve olgularda uygun bir tedavi seçene¤i olabilir. Reentry Sonuçlar›) ganik s›¤›r kemi¤i, kemik içi defekt, generalize agresif periodontitis Anahtar Kelimeler: Otolog trombosit konsantrasyonu, inor- Girifl Prof. Dr. Selçuk Y›lmaz Periodontal hastal›k sonucu periodonsiyumda meydana Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, gelen kemik içi defektler, ataflman kayb›, periodontal cep Periodontoloji Anabilim Dal› oluflumu ve aç›sal kemik y›k›m› ile karakterize morfolojik Dr. Gökser Çakar defektlerdir. Tedavilerinde uygulanan rejeneratif periodontal Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, cerrahi ifllemler, hasara u¤ram›fl sement, periodontal Periodontoloji Anabilim Dal› ligament ve alveol kemi¤inden oluflan destek periodontal dokular›n yeniden elde edilmesini ve kaybedilmifl Prof. Dr. Bahar Kuru fonksiyonun sa¤lanmas›n› amaçlamaktad›r.8,10 Geçti¤imiz Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, 25 y›l içindeki biyolojik ve teknolojik geliflmelerle bugün Periodontoloji Anabilim Dal› var›lan noktada, klinik ve histolojik seviyede periodontal Dt. Burak Y›ld›r›m dokular›n rejenerasyonu gerçeklefltirilebilir duruma gelmifl Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, ve periodontal rejenerasyonun sa¤lanmas› amac›yla çeflitli Periodontoloji Anabilim Dal› teknikler kullan›lmaya bafllanm›flt›r. Bu teknikler, flep operasyonu ile birlikte kemik greftleri uygulanmas› (otogreftler, allogreftler, ksenogreftler ve alloplastik greftler), yönlendirilmifl doku rejenerasyonu (YDR) tekni¤i uygulanmas›, biyolojik mediatörlerin kullan›lmas› (mine matriks proteinleri, büyüme faktörleri, sitokinler, kemik morfogenetik proteinleri) ve bunlar›n "kombine teknik" olarak birlikte uygulanmas›d›r. Son y›llarda, periodontal rejenerasyon amac›yla polipeptid büyüme faktörlerinin (PBF) uygulanmas›na iliflkin klinik çal›flmalar büyük bir h›z kazanm›flt›r.5,14 PBF'ler, 27 7tepe klinik 2006-2 hücre ço¤almas›n›, göçünü ve farkl›laflmas›n› düzenleyen yine ayn› hastada periodontal defektlerin rejenerasyonu Baz› PBF'lerin periodontal amac›yla otolog büyüme faktörü kayna¤› olarak ve in vitro olarak hücre büyümesini kullan›labilmektedir. OTK ile yüksek oranda TKBF ve TGF- biyolojik mediatörlerdir.12,16,21 dokularda bulundu¤u11 hayvanlarda ise periodontal rejene- β elde edildi¤i ve hücre ço¤almas›n›n yönlendirildi¤i in vitro rasyon geliflimini artt›rd›¤› bilinmektedir. 19,20,28,31,34 olarak gösterilmifltir.15,26 Bu flekilde, OTK'n›n yara bölgesine PBF'lerin insanlarda periodontal rejenerasyona etkisi uygulanmas›yla büyüme faktörlerinin lokal konsantrasyo- konusunda yap›lm›fl s›n›rl› say›da in vivo çal›flma bulun- nunun artmas›na ba¤l› olarak iyileflmenin h›zlanaca¤› maktad›r.5,14 belirtilmifltir. ve farkl›laflmas›n›6, Büyüme faktörlerinden trombosit kaynakl› büyüme faktörü (TKBF) ve transforming büyüme faktörü- OTK, günümüze kadar çeflitli kemik greftleri ile kombine β (TBF-β), günümüze kadar en fazla araflt›r›lan büyüme olarak makziller sinüs ogmentasyonunda, difleti çekilmesi faktörleridir. TKBF, mezenkimal kök hücrelerinin ve defektlerinde ve yönlendirilmifl kemik rejenerasyonunda osteoblastlar›n ço¤almas›n› uyararak osteoid oluflumunu, baflar› ile kullan›lm›flt›r.13 Periodontal kemik içi defektlerin endotel hücrelerinin ço¤almas›n› uyararak yeni kan tedavisinde, kemik greftleri ve/veya YDR ile kombine olarak damarlar›n›n oluflumunu ve fibroblastlar›n ço¤almas›n› kullan›m› ile ilgili ise s›n›rl› say›da çal›flma bulun- uyararak kollagen oluflumunu Bu büyüme maktad›r.3,4,13,17,22,27 OTK'n›n otojen kemik grefti ile kombine faktörü, kemik matriksinde bulunmas› ve osteoblastlar›n olarak kullan›lmas›n›n, tek bafl›na otojen kemik grefti ço¤almas›n› uyarmas› nedeniyle kemik metabolizmas›ndaki kullan›m›na göre kemi¤in olgunlaflmas›n› 1.62-2.16 kat anabolik faktör olarak kabul sa¤lar.6,23,29,35 Ayr›ca, TKBF'nin artt›rd›¤› histomorfometrik olarak gösterilmifltir.22 deObarrio insanlarda periodontal kemik içi defektlerin tedavisinde ve ark.'lar›9, kemik içi defektlerin tedavisinde OTK'n›n kemik kullan›lmas›n›n anlaml› ataflman kazanc› ve kemik dolumu allogrefti ve YDR ile kombine kullan›m›n›n 2 y›l sonunda ile ifade edilen periodontal rejenerasyonla sonuçland›¤› yap›lan reentry ifllemini takiben anlaml› ataflman kazanc› bildirilmifltir.14 Bir di¤er büyüme faktörü olan TBF-β da ve kemik dolumu ile sonuçland›¤›n› bildirmifltir. Bir di¤er kemik matriksinde yüksek oranda bulunur ve iltihap çal›flmada Lekovic ve ark.'lar›17, kemik içi defektlerin varl›¤›nda aktive olarak yara iyileflmesini h›zland›r›r.32 TBF- rejenerasyonu amac›yla OTK ile inorganik s›¤›r kemi¤i β'nin, s›çan kafatas›nda oluflturulan kemik defektlerine β- (‹SK) ve YDR'nin kombine kullan›m›n›, OTK ve ‹SK trikalsiyum fosfat tafl›y›c› ile uygulanmas› durumunda, kombinasyonu ile karfl›laflt›rm›fl ve her iki tedavi yöntemiyle osteoblastlar›n ço¤almas›n› ve farkl›laflmas›n› uyard›¤› ve de benzer klinik geliflmenin elde edildi¤ini belirtmifltir. yeni kemik oluflumuna yol edilir.14,19,34 topikal uyguland›¤›nda Kemik içi defektlerinin tedavisinde OTK, ‹SK ve YDR'nin ise difleti fibroblastlar›n›n ço¤almas›n›, kan damarlar›n›n kombine kullan›m›n›n tek bafl›na YDR kullan›m› ile oluflumunu ve ekstraselüler matriks moleküllerinin karfl›laflt›r›ld›¤› bir çal›flmada Camargo ve ark.'lar›3, OTK remodellingini uyard›¤› ve böylelikle s›çanlarda flep ve ‹SK ilavesinin YDR'nin klinik baflar›s›n› artt›rd›¤›n› ifade operasyonunu takiben difleti yara iyileflmesini olumlu etmifltir. Ayn› araflt›rmac›lar, OTK, ‹SK ve YDR kombi- etkiledi¤i açt›¤›24; gösterilmifltir.25 nasyonunu flep operasyonu ile karfl›laflt›rmal› olarak Günümüzde, yara iyileflmesinde ve rejenerasyonda incelemifl ve 6 ay sonunda yap›lan reentry ifllemini takiben kritik biyolojik bir öneme sahip olan TKBF ve TBF-β'nin kombine grupta oldukça anlaml› ataflman kazanc› ve kemik otolog olarak elde edilebilece¤i bir yöntem gelifltirilmifltir. dolumu sonuçlar› bildirmifltir. 4 S›n›f II furkasyon defektlerinin TKBF ve TBF-β, trombositlerin alfa granüllerinde yo¤un tedavisinde ise ayn› kombine tedavi yönteminin, tek bafl›na olarak bulunmaktad›r. Bu nedenle, trombositlerin kan flep operasyonu uygulanmas›na göre klinik sonuçlar›n plazmas›nda özel olarak ayr›flt›r›ld›¤› ve yo¤unlaflt›r›ld›¤› baflar›s›n› anlaml› oranda artt›rd›¤› belirtilmifltir.18 Benzer gradient density centrifugation yöntemiyle büyüme flekilde, kemik içi defektlerin tedavisinde OTK ve ‹SK faktörlerince zengin "otolog trombosit konsantrasyonu" kombinasyonunun tek bafl›na ‹SK kullan›m›na göre13; OTK (OTK) elde edilmekte ve iyileflmekte olan yara bölgesine ve pöröz hidroksiapatit kullan›m›n›n ise tek bafl›na pöröz uyguland›¤›nda trombositlerin miktar›n›n %338 oran›nda hidroksiapatite göre27 oldukça anlaml› derecede daha iyi artt›¤› belirtilmektedir.22 Ekonomik ve biyolojik nedenlerle, klinik sonuçlar verdi¤i tespit edilmifltir. OTK hastalar›n kendi plazmas›ndan elde edilmekte ve Bugüne kadar yap›lan çal›flmalar›n sonuçlar›, OTK'n›n 28 Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinosyonu ile Tedavisi kemik greftleri ile kombine kullan›m› ile bafllang›ç cep derinli¤i ve defekt derinli¤i göz önüne al›nd›¤›nda cep derinli¤inde azalma, ataflman kazanc› ve kemik dolumu yönünden anlaml› rejeneratif sonuçlar›n al›nabildi¤ini göstermektedir. Ayr›ca OTK'n›n osteoindüktif veya osteokondüktif özelliklere sahip çeflitli kemik greft materyalleri ile kombine uygulanmas›yla rejenerasyon potansiyeli olan hücrelerin ço¤almas›n› uyarmak veya kolaylaflt›rmak, bu hücreler taraf›ndan doldurulacak boflluk hacmini azaltmak, doku deste¤i sa¤lamak ve p›ht›n›n Resim 2. Operasyon öncesinde radyografik görüntü stabilitesini artt›rmak mümkün olabilmekte ve bu flekilde renerasyonun klinik baflar›s›n› olumsuz etkileyen baz› faktörler de kontrol alt›na al›nabilmektedir. Literatür de¤erlendirildi¤inde, kombine çal›flmalar›n büyük ço¤unlu¤unun kronik periodontitis olgular›nda yap›ld›¤›, gençlerde ve genç eriflkinlerde görülen, h›zla ilerleyerek erken yaflta fonksiyon ve estetik kayb›na neden olan agresif periodontitisler ile iliflkili herhangi bir çal›flman›n bulunmad›¤› gözlenmifltir. Kombine yaklafl›m›n tedavisi zor ve karmafl›k olan agresif periodontitis olgular› için baflar›l› bir tedavi alternatifi olabilece¤i düflüncesinden yola ç›k›larak bu olgu raporunda generalize agresif periodontitisli (GAP) bir hastadaki kemik içi defektlerin Resim 3. Operasyon öncesinde radyografik görüntü tedavisinde OTK ve ‹SK kombinasyonunun etkinli¤i klinik/radyografik olarak ve reentry yap›larak de¤erlendirildi. Olgu Raporu Bu olgu raporunda Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dal› Klini¤i'ne çeflitli periodontal flikayetlerle baflvuran, yap›lan klinik ve radyografik muayeneler sonucunda GAP2 teflhisi konulan 32 yafl›ndaki bir erkek hasta de¤erlendirildi (Resim 1-5). Hastadan al›nan medikal anamnezde herhangi bir sistemik hastal›¤›n›n bulunmad›¤› ve ilaç kullanmad›¤›, ilaç allerjisinin Resim 4. Operasyon öncesinde radyografik görüntü Resim 1. Operasyon öncesinde klinik görüntü Resim 5. Operasyon öncesinde radyografik görüntü 29 7tepe klinik 2006-2 olmad›¤›, sigara kullanmad›¤› ve tam kan say›m› Ayr›ca, hastaya mekanik tedaviye destekleyici olarak 7 de¤erlendirmesinde kan de¤erlerinin normal s›n›rlarda gün süreyle metronidazol (250 mg, 3x1) reçete edildi.1 oldu¤u tespit edildi. Bafllang›ç periodontal tedaviden 2 ay sonra, hastaya periodontal cerrahi uyguland›. Araflt›rmada klinik indeks ve ölçümlerden, plak indeksi (P‹), difleti olu¤u kanama indeksi (DOK‹), difleti kenar› Periodontal cerrahi s›ras›nda uygulanacak OTK'n›n konum de¤iflikli¤i (DKKD), sondalanabilir cep derinli¤i (SmartPReP, Harvest Technologies Corp., Plymouth, MA) (SCD), rölatif ataflman seviyesi (RAS) ve rölatif kemik haz›rlanmas› amac›yla, operasyondan yaklafl›k 1 saat seviyesi (RKS) ölçümleri kullan›ld›. Bu ölçümler hem tüm önce hastan›n antekübital veninden 20 ml kan al›nd›. Al›nan a¤›zda hem de defekt bölgesinde yap›ld›. Tüm klinik kan 2 ml sitratl› antikoagülan solüsyonu ile kar›flt›r›ld› ve ölçümler, 1 mm'lik kalibrasyona sahip 15 mm'lik periodontal santrifüj edilerek OTK eldesi için bir dizi ifllemden geçirildi. sonda (CP 15 UNC, Hu-Friedy Instrument Co. Chicago, Santrifüj ifllemi sonras›nda, santrifüj kab›n›n bir k›sm›nda USA) yard›m›yla, akrilik oklüzal stentler sabit rehber noktas› k›rm›z› ve beyaz kan hücreleri, di¤er k›sm›nda ise kabul edilerek, operasyon öncesinde ve operasyondan 8 trombositler ve plazma ayr›lm›fl halde elde edildi. Ucunda ay sonra al›nd›. stopper olan özel bir enjektör yard›m› ile bu kaptaki plazma Radyografik de¤erlendirme amac›yla hastadan standart çekildi ve plazman›n alt›nda kalan tabakadaki yaklafl›k 3 a¤›z içi periapikal radyografiler al›nd›. Operasyon öncesinde ml'lik trombosit konsantrasyonu yine ayr› bir enjektör ile al›nan bu radyografiler, operasyondan hemen sonra ve 8 al›nd›. Elde edilen bu OTK, uygulamadan hemen önce ay sonra tekrarland›. Bu standart radyografilerin üzerine trombositlerden büyüme faktörü sal›n›m›n›n aktivasyonu yap›flt›r›lan milimetrik karelere sahip tek kullan›ml›k X-Ray amac›yla otolog trombin ile özel bir uygulama tabancas› grid'lerle (X-ray Grid, 3-4 cm, Meyer Haake GmbH, içinde kar›flt›r›ld›. Otolog trombin haz›rlanmas› amac›yla, Oberursel, Germany) ölçüm yapma imkan› elde edildi. yine hastan›n antekübital veninden al›nan 10 ml kan Radyografik kemik seviyesi (RadKS), mine-sement s›n›r› kullan›ld›. Bu kan 1 ml antikoagülan solüsyonu ile kar›flt›r›ld› ile defektin en derin noktas› (DEDN) aras›ndaki milimetrik ve bir dizi ifllemi takiben oda s›cakl›¤›nda 45 dakika kareler say›larak hesapland›. inkübasyona b›rak›ld›. ‹nkübasyonu takip eden santrifüj Verilerin analizi, hem defekt bölgesi hem de tüm a¤›z ifllemi sonras›nda 1 ml otolog trombin elde edildi. OTK ölçümleri için ayr› ayr› yap›ld›. Defekt bölgesi ölçümleri, içeren 3 ml'lik enjektör ile otolog trombin içeren 1 ml'lik DEDN'den, tüm a¤›z ölçümleri ise her difle ait 6 noktadan enjektör tabanca fleklindeki özel bir alete adapte edilerek, hesapland›. ‹statistiksel analiz SPSS (SPSS 10.1 for enjeksiyon s›ras›nda OTK ve trombinin defekt bölgesine Windows, SPSS Inc., Chicago, IL) paket program› kullan›larak ayn› anda uygulanmas›na olanak tan›nd›. yap›ld›. Operasyon öncesi ve sonras› defekt bölgelerinde Hastan›n üst ve alt çene operasyonlar› ayn› seansta yap›lan klinik ve radyografik ölçümler aras›ndaki fark›n yap›ld›. Oluk içi ensizyonlar, cep epitelini ç›karacak flekilde de¤erlendirilmesinde Wilcoxon Signed Rank test kullan›ld›. difleti kenar›na yaklafl›k 0.5 mm mesafeden uyguland› (Resim 6). Mukoperiostal flebin dikkatle kald›r›lmas›n› Periodontal Tedavi Hastaya ilk olarak periodontal hastal›¤›n›n tipi, mevcut kemik defektlerinin tedavisi amac›yla uygulanacak ileri periodontal cerrahi ifllemler ve bu ifllemler s›ras›nda uygulanacak rejeneratif materyaller ile ilgili gerekli ve yeterli bilgi verilerek sözlü ve yaz›l› onay› al›nd›. Daha sonra, hastaya a¤›z hijyeni e¤itimi, difl/kök yüzeyi temizli¤i ve kök yüzeyi düzlefltirme ifllemlerini içeren bafllang›ç periodontal tedavi uyguland›. Defekt bölgelerinde erken temas noktalar›n›n var olup olmad›¤›, sentrik oklüzyonda ve alt çenenin lateral ve protruziv hareketlerinde belirlendi ve gerekli bölgelerde oklüzal uyumlama ile ortadan kald›r›ld›. Resim 6. Operasyon s›ras›nda yap›lan modifiye oluk içi enzisyon 30 Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinosyonu ile Tedavisi takiben kök yüzeylerindeki ve kemik defektlerindeki tüm granülasyon dokular› temizlendi. Defekte bakan kök yüzeyleri küretler yard›m› ile düzlefltirildi. Herhangi bir kemik düzeltmesi ifllemi uygulanmad›. Operasyon bölgesi steril serum fizyolojik ile y›kand›. Trombin ile aktive edilmifl OTK, ‹SK (Bio-Oss, Osteohealth Co., Shirley, NY) ile kar›flt›r›larak, tüm defektlere yerlefltirildi (Resim 7, Resim 8-13). Resim 12. Operasyon s›ras›nda defektlere OTK ve ‹SK kombinasyonu uygulamas› Resim 13. Operasyon s›ras›nda defektlere OTK ve ‹SK kombinasyonu uygulamas› Resim 7. OTK VE ‹SK kombinasyonu Greftin yerlefltirilmesini takiben, tüm defektlerin üzeri OTK ve trombin kar›fl›m›ndan oluflan p›ht› ile kapat›ld› (Resim 14-15). Daha sonra flep, 3-0 ipek dikifl ile primer olarak kapat›ld› (Resim 16). Resim 8-9. Operasyon s›ras›nda yap›lan kemik içi defekt derinli¤i ölçümleri Resim 14. Operasyon s›ras›nda defektlere p›ht› uygulamas› Resim 15. Operasyon s›ras›nda defektlere p›ht› uygulamas› Resim 10-11. Operasyon s›ras›nda yap›lan kemik içi defekt derinli¤i ölçümleri 31 7tepe klinik 2006-2 Resim 19. Operasyondan 8 ay sonra radyografik görüntü Resim 16. Flebin dikilerek kapat›lmas› Operasyondan 2 hafta sonra dikifller al›nd›. Hastaya, operasyon sonras› 2 hafta boyunca enfeksiyon kontrolü amac›yla amoksisilin+potasyum klavulonat kombinasyonu (1000 mg, 2x1) ve % 0.2'lik klorheksidin diglukonat ile günde 2 kez gargara tavsiye edildi. Bu süreden sonra hassas bir flekilde difl f›rçalama ifllemleri bafllat›ld›. ‹dame seanslar›, ilk 2 ay boyunca 2 haftada bir, takip eden sürede ise ayda bir olacak flekilde planland›. Sekiz ayl›k takip süresince hastada subgingival kök yüzeyi temizli¤i ve sondalama ifllemlerinden kaç›n›ld›. Operasyon sonras› 8. ayda, klinik ve radyografik Resim 20. Operasyondan 8 ay sonra radyografik görüntü kay›tlar›n al›nmas›n› takiben (Resim 17-21), hastan›n onay› al›narak, üst çenesine reentry ifllemi yap›ld› (Resim 22-23). Resim 21. Operasyondan 8 ay sonra radyografik görüntü Resim 17. Operasyondan 8 ay sonra klinik görüntü Resim 18. Operasyondan 8 ay sonra radyografik görüntü 32 Resim 22. Reentry s›ras›nda defektlerede gözlenen kemik dolumu Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinosyonu ile Tedavisi Tablo 3. Reentry sonuçlar› (n=6 defekt) Ortalama Kemik içi defekt derinli¤i 6.5 mm (Operasyon s›ras›nda) Stent kenar›-alveol kreti aras› mesafe 10.25 mm (Operasyon s›ras›nda) Stent kenar›- alveol kreti aras› mesafe 10.25 mm (Reentry s›ras›nda) Resim 23. Reentry s›ras›nda defektlerde gözlenen kemik dolumu Defekt dolumu 5.5 mm Defekt dolumu %85 istatistiksel olarak anlaml› bulundu (p <0.001) (Tablo 1). Bulgular DEDN'de ortalama RAS kazanc› 4.14 ± 0.65 mm (p <0.001) Generalize formda ileri kemik y›k›mlar› tespit edilen ve difleti çekilmesi 0.69 ± 0.53 mm olarak saptand› (Tablo hastada 8'i üst çenede, 4'ü alt çenede olmak üzere toplam 1). Sert doku de¤iflimleri de¤erlendirildi¤inde ise, DEDN'de 12 kemik içi defekt de¤erlendirildi. Bu defektlerin 4'ü 3 duvarl›, ortalama RKS kazanc› 3.94 ± 0.82 mm olarak bulundu 5'i 3+2 duvarl› ve 3'ü 2 duvarl› defektlerdi. (p<0.001) (Tablo 1). Operasyon sonras› iyileflme sorunsuz gerçekleflti ve bu Tedavi sonras› radyografik de¤iflimler de¤erlendirildi¤inde, süre boyunca hastada pü veya abse oluflumu fleklinde bafllang›ç radyografilerine göre tüm bölgelerde yo¤unlu¤un herhangi bir enfeksiyon geliflimine rastlanmad›. Tedavi sonras› artt›¤› belirlendi. Bafllang›çta 5.79 ± 1.86 mm olan RadKS yumuflak doku de¤iflimleri de¤erlendirildi¤inde; SCD'de ortalamas› 8. ayda 1.74 ± 1.67 mm oldu ve bu fark istatistiksel bafllang›ca göre ileri derecede anlaml› bir azalma (p<0.001) olarak anlaml› bulundu (Tablo 1). saptand›. DEDN'de, bafllang›çta 7.75 ± 1.62 mm olan SCD Tüm a¤›z ölçümlerindeki de¤iflimler Tablo 2'de ortalamas›, 8. ayda azalarak 2.92 ± 1.19 mm oldu ve bu fark görülmektedir. P‹ ve DOK‹ de¤erlerinde Tablo 1. Defekt bölgesinde (DEDN) yap›lan ölçümlerin tedavi öncesi bafllang›ca göre istatistiksel olarak anlaml› ve sonras› ortalama de¤erleri ve fark ortalamalar› bir azalma meydana geldi¤i saptand› Tedavi Öncesi Tedavi Sonras› 8.ay Fark SCD 7.75±1.62 2.92±1.19 4.83±1.67 *** RAS 11.61±2.00 7.47±1.88 4.14±0.65 *** DKKD 5.15±1.92 5.84±2.10 0.69±0.53 *** RKS 12.34±2.48 8.40±2.44 3.94±0.82 *** RadKS 5.79±1.86 1.74±1.67 4.05±0.47 *** ***, p <0.001 (p<0.001). Yumuflak doku de¤iflimleri de¤erlendirildi¤inde, ortalama SCD azalmas› 3.70 ± 1.33 mm, RAS kazanc› 2.83 ± 0.72 mm ve difleti çekilmesi 0.87 ± 0.44 mm olarak bulundu (Tablo 2). Sert doku de¤iflimleri de¤erlendirildi¤inde ise ortalama RKS kazanc› 2.62 ± 0.85 mm olarak saptand› (Tablo 2). Tablo 2. Tüm a¤›zda yap›lan ölçümlerin tedavi öncesi ve sonras› ortalama de¤erleri ve fark ortalamalar› Operasyon sonras› 8. ayda hastan›n üst çenesine yap›lan reentry iflleminin sonuçlar› Tablo 3'de görülmektedir. Buna Tedavi Öncesi Tedavi Sonras› 8.ay Fark göre, kemik içi defekt derinli¤i ortalama 6.5 P‹ 0.63±0.35 0.27±0.47 0.36±0.55 *** mm olan sa¤ lateral, sa¤ santral, sol kanin, DOK‹ 0.75±0.62 0.16±0.21 0.58±0.57 *** sol 2. küçük az›, 1. ve 2. büyük az› difllerin SCD 6.18±1.27 2.47±0.54 3.70±1.33 *** interproksimal bölgelerindeki defektlerde RAS 9.97±1.30 7.14±1.36 2.83±0.72 *** %85 kemik dolumu saptand›. Marginal DKKD 4.82±1.15 5.69±1.19 0.87±0.44 *** kemikte belirgin bir rezorpsiyon gözlen- RKS 11.08±1.24 8.46±1.35 2.62±0.85 *** medi¤inden stent kenar›-alveol kreti aras› mesafe de¤iflmedi (Tablo 3). ***, p <0.001 33 7tepe klinik 2006-2 Tart›flma ba¤lanabilir.15,26 Bilindi¤i gibi, p›ht›n›n stabilizasyonu yara Bu olgu raporunun 8. ay sonuçlar›, GAP'l› hastalardaki iyileflmesinde ve elde edilen rejenerasyonun miktar›nda derin kemik içi defektlerin tedavisinde OTK ve ‹SK kritik bir önem tafl›maktad›r. Ayr›ca, OTK eldesinde kullan›lan kombinasyonunun herhangi bir komplikasyon geliflimi olmadan teknik de, materyalin içeri¤inde bulunan PBF'lerin istenen düzeyde oldukça h›zl› bir klinik iyileflme sa¤lad›¤›n› aktivasyonunda önemlidir. Bu olgu raporunda kullan›lan göstermektedir. Generalize ve derin kemik içi defektlerin teknikle, di¤er tekniklerden farkl› olarak, sadece OTK de¤il, tedavisinde karfl›lafl›lan zorluklar ve sonucun öngörülememesi ayn› zamanda OTK'n›n biyolojik aktivitesini sa¤layan otolog gözönüne al›nd›¤›nda, bu olgu raporunda elde edilen sonucun trombin de elde edilmektedir. Kemik dolumu, periodontal rejeneratif tedavi sonras›nda klinik olarak büyük bir anlam ifade etti¤i düflünülebilir. Periodontal rejenerasyonun sa¤lanmas› amac›yla beklenen önemli bir sert doku de¤iflimidir. Bu çal›flmada kullan›lacak rejeneratif materyal seçilirken, materyalin 8. ay›n sonunda ortalama 3.94 ± 0.82 mm RKS kazanc› manüplasyon kolayl›¤› ve operasyon sonras› iyileflme elde edildi. Literatürde benzer materyallerin kullan›ld›¤› ve döneminde herhangi bir komplikasyona yol açmamas› kemik dolumu veren bir çal›flmada 3.90 mm ile çal›flmam›za önemli kriterlerdir. Günümüze kadar bu amaçla kullan›lan benzer RKS kazanc› saptanm›flt›r.17 Bu materyallere tekniklerden biri olan YDR'deki teknik zorluklar, ilaveten YDR'nin kullan›ld›¤› çal›flmalarda ise elde edilen membranlar›n a盤a ç›kma ve enfeksiyon geliflimi riskinin RKS kazanc› bir miktar daha fazlad›r.3,4,17 Çal›flmalar bulunmas› ve ayn› hastadaki yayg›n kemik içi defektlerin aras›ndaki bu farkl›l›k defekt fleklindeki ve bafllang›ç kemik tedavisinin büyük maaliyetle sonuçlanmas›, kullan›mlar›n› içi defekt derinliklerindeki farkl›l›klara ba¤lanabilir. ‹ki ve s›n›rland›ran faktörlerdir. Ancak, bu olgu raporunda da üç duvarl› dar ve derin defektlerin s›¤ iki duvarl› veya bir görüldü¤ü gibi, rejeneratif cerrahinin üst ve alt çenede duvarl› defektlere göre rejenerasyon potansiyellerinin daha bulunan ve özellikle GAP'l› hastalarda s›k rastlanan çok fazla oldu¤u bilinmektedir. 33 Kemik içi defektlerdeki say›daki kemik içi defekti tedavi etmek için ayn› seansta iyileflmenin de¤erlendirilmesinde kullan›lan yöntemler, yap›lmas› ve YDR uygulamalar›nda karfl›lafl›lan problemlerin sondalama, reentry ifllemi ve standart radyografilerdir.7 Bu görülmemesi, OTK'n›n hem hasta hem de hekim taraf›ndan olgu raporunda, 8. ay›n sonunda yap›lan reentry ifllemi ile tercih edilmesini kolaylaflt›rmaktad›r. %85 oran›nda defekt dolumu saptand›. Ayr›ca, kemi¤in Bu olgu raporunda, 8. ay›n sonunda DEDN'de ortalama kalitatif özelliklerinin çok iyi oldu¤u, greft partiküllerinin 4.83 ± 1.67 mm ile bafllang›ca göre anlaml› SCD azalmas› bulunmad›¤› ve orjinal konak kemi¤ini yans›tt›¤› gözlendi. elde edildi. Literatürde, OTK ve ‹SK'n›n kombine kullan›ld›¤› Bu durum, ‹SK'n›n içeri¤inde var oldu¤u düflünülen kemik çal›flmalarda 3.54-3.98 mm aras›nda SCD azalmas› morfogenetik proteinlerinin30 OTK'da bulunan PBF'ler ile Çal›flmam›zdaki azalman›n daha fazla kemik hücreleri üzerinde sinerjistik bir etki oluflturarak yeni saptanm›flt›r.13,17 kemik oluflumunu h›zland›rmas›na ba¤lanabilir. olmas›, GAP'l› bireylerdeki bafllang›ç SCD ortalamas›n›n fazla olmas› ile aç›klanabilir. Bu sonuç literatürde OTK, Mobilite, fliddetli ve yayg›n kemik y›k›mlar›n›n gözlendi¤i ‹SK ve YDR'nin kombine kullan›ld›¤› çal›flmalar›n GAP'l› hastalarda s›kl›kla karfl›lafl›lan bir problemdir. Bu sonuçlar›na benzerlik göstermektedir.3,4,17 olgu raporunda, 8. ay›n sonunda elde edilen anlaml› Bu olgu raporunda DEDN'de elde edilen RAS kazanc› ataflman kazanc› ve kemik dolumuna ba¤l› olarak umutsuz ortalama 4.14 ± 0.65 mm ile bafllang›ca göre oldukça anlaml› prognoza sahip oldu¤u düflünülen difllerde dahi mobilitenin bulundu. Literatürde benzer kombinasyonun kullan›ld›¤› anlaml› oranda azald›¤› ve buna ba¤l› olarak fonksiyonun çal›flmalardaki RAS kazanc› ortalamas› 3.15-3.78 mm olarak geri kazan›ld›¤› gözlendi. gözlenmifltir.13,17 Çal›flmam›zdaki kazanç daha fazla olmas›na Bu olgu raporundan elde edilen klinik ve radyografik ra¤men, çal›flmalar aras›nda direkt bir karfl›laflt›rman›n sonuçlar, OTK ve ‹SK kombinasyonunun GAP'l› hastalarda yap›lmas› hastal›k tipinin, defekt özelliklerinin, kemik içi bulunan kemik içi defektlerin tedavisinde baflar› ile defekt derinliklerinin ve tedavi protokolünün farkl› olmas› kullan›labilece¤ini düflündürmektedir. Bu tedavi yaklafl›m›, nedeniyle mümkün olamamaktad›r. OTK ile elde edilen RAS uygulanan cerrahi teknik ve kullan›lan materyaller gözönüne kazanc›n›n genel olarak yüksek olmas›, materyalin al›nd›¤›nda, tedavisi oldukça zor olan ve sonucu içeri¤indeki PBF'lerden kaynaklanan biyolojik etkiye ve öngörülemeyen ileri ve yayg›n kemik y›k›mlar›n›n tedavisinde fibrinin yap›flkan yap›s› nedeniyle greft partiküllerini birarada yeni bir tedavi alternatifi olarak tan›mlanabilir. Biyolojik etki tutup p›ht›y› ve grefti defekt bölgelerinde stabilize etmesine mekanizmas›, periodontal cerrahi yaklafl›mlar sonras› 34 Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinosyonu ile Tedavisi karfl›lafl›lan estetik ve hassasiyet problemlerine yol açmamas› ve çok say›daki defekte tek seanstaki uygulama kolayl›¤› 18. ile cesaret verici olan bu kombine yaklafl›mla klini¤imizde son 1 y›l içinde tedavi etti¤imiz 40'dan fazla say›daki ileri kronik periodontitis ve agresif periodontitis hastas›ndan ve 19. bu vakadan elde edilen sonuçlar›n baflar›s›, sürekli geliflmekte olan rejeneratif periodontal tedavi uygulamalar›na büyük bir 20. katk› sa¤lamaktad›r. KAYNAKLAR: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 21. Aitken S, Birek P, Kulkarni GV, Lee WL, McCulloch CAG. Serial doxycycline and metronidazole in prevention of recurrent periodontitis in high risk patients. J Periodontol 1992; 63: 87-92. American Academy of Periodontology, Parameter on aggressive periodontitis. J Periodontol 2000; 71 (Suppl.): 867-869. Camargo PM, Lekovic V, Weinlaender M, Vasilic N, Madzerevic M, Kenney EB. Platelet-rich plasma and bovine porous bone mineral combined with guided tissue regeneration in the treatment of intrabony defects in humans. J Periodont Res 2002; 37: 300-306. Camargo PM, Lekovic V, Weinlaender M, Vasilic N, Madzerevic M, Kenney EB. A re-entry study on the use of bovine porous bone mineral, GTR, and platelet-rich plasma in the regenerative treatment of intrabony defects in humans. Int J Periodontics Restorative Dent 2005; 25: 49-59. Camelo M, Nevins ML, Schenk RK, Lynch SE, Nevins M. Periodontal regeneration in human class II furcations using purified recombinant human platelet-derived growth factor-BB (rhPDGF-BB) with bone allograft. Int J Periodontics Restorative Dent 2003; 23: 213-225. Canalis E, McCarthy TL, Centrella M. Effects of platelet-derived growth factor on bone formation in vitro. J Cell Physiol 1989; 140: 530-537. Cortellini P, Pini-Prato GP, Tonetti M. Periodontal regeneration of human intrabony defect (II). Reentry procedures and bone measure. J Periodontol 1993; 64: 261-268. Cortellini P, Tonetti MS. Focus on intrabony defects: guided tissue regeneration. Periodontol 2000 2000; 22: 104-132. de Obarrio JJ, Arauz-Dutari JI, Chamberlain TM, Croston A. The use of autologous growth factors in periodontal surgical therapy: Platelet gel biotechnology-case reports. Int J Periodontics Restorative Dent 2000; 20: 487-497. Garret S. Periodontal regeneration around natural teeth. Ed: Genco R., World Workshop in Periodontics. Lansdowne VA., American Academy of Periodontology. s. 621-666, 1996. Giannobile WV. The potential role of growth and differentiation factors in periodontal regeneration. J Periodontol 1996; 67: 545-553. Graves DT, Cochran DL. Mesenchymal cell growth factors. Crit Rev Oral Biol Med 1990; 1: 17-36. Hanna R, Trejo PM, Weltman RL. Treatment of intrabony defects with bovine-derived xenograft alone and in combination with platelet rich plasma: A randomized clinical trial. J Periodontol 2004; 75: 1668-1677. Howell TH, Fiorellini JP, Paquette DW, Offenbacher S, Giannobile WV, Lynch SE. A phase I/II clinical trial to evaluate a combination of recombinant human-derived growth factor-BB and recombinant human insulin-like growth factor-I in patients with periodontal disease. J Periodontol 1997; 68: 1186-1193. Kawase T, Okuda K, Wolff LF, Yoshie H. Platelet-rich plasma-derived fibrin clot formation stimulates collagen synthesis in periodontal ligament and osteoblastic cells in vitro. J Periodontol 2003; 74: 858-864. Kiritsy CP, Lynch AB, Lynch SE. Role of growth factors in cutaneous wound healing: A review. Crit Rev Oral Biol Med 1993; 4: 729-760. Lekovic V, Camargo PM, Weinlaender M, Vasilic N, Kenney EB. Comparison of platelet-rich plasma, bovine porous bone mineral, and guided tissue regeneration versus platelet rich plasma and bovine porous bone mineral 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. 29. 30. 31. 32. 33. 34. 35. 35 in the treatment of intrabony defects: A reentry study. J Periodontol 2002; 73: 198-205. Lekovic V, Camargo PM, Weinlaender M, Vasilic N, Aleksic Z, Kenney EB. Effectiveness of a combination of platelet-rich plasma, bovine porous bone mineral, and guided tissue regeneration in the treatment of mandibular grade II molar furcations in humans. J Clin Periodontol 2003; 30: 746-751. Lynch SE, Williams RC, Polson AM, et al. A combination of platelet-derived and insulin-like growth factors enhances periodontal regeneration. J Clin Periodontol 1989; 16: 545-548. Lynch SE, de Castilla GR, Williams RC, et al. The effects of short-term application of the combination of platelet-derived growth factor and insulinlike growth factor on periodontal wound healing. J Periodontol 1991; 62: 458-467. Lynch SE, Giannobile WV. Polypeptide growth factors: Molecular mediators of tissue repair. In: Genco RJ, Hamada S, Lehner T, McGee J, Mergenhagen S, eds. Molecular Pathogenesis of Periodontal Disease. Washington, DC: American Society for Microbiology Press; 1994; 415-425. Marx RE, Carlson ER, Eichstaedt RM, Schimmele SR, Strauss JE, Georgeff KR. Platelet-rich plasma. Growth factor enhancement for bone grafts. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 1998; 85: 638-646. Marx RE, Garg AK. The biology of platelets and the mechanism of plateletrich plasma. In: Marx RE, Garg AK, eds. Dental and Craniofacial applications of platelt rich plasma. Quintessence Publishing Co, Inc, Chicago, Berlin, Tokyo, London, Paris, Milan, Barcelona, Istanbul, Sao Paulo, New Delhi, Moscow, Prague, and Warsaw; 2005; 3-30. Okuda K, Nakajima Y, Irie K, et al. Transforming growth factor-β1 coated β-tricalcium phosphate pellets stimulate healing of experimental bone defects of rat calvariae. Oral Dis 1995; 1: 92-97. Okuda K, Murata M, Sugimoto M, et al. TGF-β1 influences early gingival wound healing in rats: An immunohistochemical evaluation of stromal remodelling by extracellular matrix molecules and PCNA. J Oral Pathol Med 1998; 27: 463-469. Okuda K, Kawase T, Momose M, et al. Platelet-rich plasma contains high levels of platelet-derived growth factor and transforming growth factor-β and modulates the proliferation of periodontally related cells in vitro. J Periodontol 2003; 74: 849-857. Okuda K, Tai H, Tanabe K, et al. Platelet-rich plasma combined with a porous hydroxyapatite graft for the treatment of intrabony periodontal defects in humans: A comparative controlled clinical study. J Periodontol 2005; 76: 890-898. Rutherford RB, Niekrash CE, Kennedy JE, Charette MF. Platelet-derived and insulin-like growth factors stimulate periodontal attachment in monkeys. J Periodont Res 1992; 27: 285-290. Rydziel S, Ladd C, McCarthy TL, Centrella M, Canalis E. Determination and expression of platelet-derived growth factor-AA in bone cell cultures. Endocrinology 1992; 130: 1916-1922. Schwartz Z, Weesner T, Van Dijk S, et al. Ability of deproteinized cancellous bovine bone to induce new bone formation. J Periodontol 2000; 71: 12581269. Sigurdsson TJ, Lee MB, Kubota K, Turek TJ, Wozney JM, Wikesjö UME. Periodontal repair in dogs: Recombinant human bone morphogenetic protein-2 significantly enhances periodontal regeneration. J Periodontol 1995; 66: 131-138. Sporn MB, Roberts AB. Transforming growth factor-β: Recent progress and new challenges. J Cell Biol 1992; 119: 1017-1021. Tonetti M S, Pini Prato G, Cortellini P. Factors affecting the healing response of intrabony defects following guided tissue regeneration and access flap surgery. J Clin Periodontol 1996; 23: 548-556. Wang HL, Pappert TD, Castelli WA, Chiego DJ Jr, Shyr Y, Smith BA. The effect of platelet-derived growth factor on the cellular response of the periodontium: An autoradiographic study on dogs. J Periodontol 1994; 65: 429-436. Zhang L, Leeman E, Carnes DC, Graves DT. Human osteoblasts sythesize and respond to platelet-derived growth factor. Am J Pysiol 1991; 261: C348-C354. Yüz Protezlerinde Ekstra Oral ‹mplant Uygulamalar› Özet Cerrahi ve protetik aç›dan rehabilitasyonu komplike olan yüz protezlerinin baflar›s› defektin tipi prostodontistin becerisi ve materyallerin özellikleri gibi faktörlere ba¤l›d›r. Yüz protezlerinin tutuculu¤unun sa¤lanmas›nda defektin özelliklerine ba¤l› olarak farkl› yöntemler kullan›labilir. Hasta aç›s›ndan protezin kabul edilebilirli¤ini belirleyen en önemli faktörlerden biri protezin retansiyonudur. Bu sebeple günümüzde ekstra oral implantlar›n kullan›m› yayg›nlaflmaktad›r. Bu bildiride implant destekli burun ve kulak epitezlerinin uyguland›¤› dört olgu tart›fl›lm›flt›r. Anahtar sözcükler: Yüz protezleri, ekstraoral implantlar Girifl Dt. Ebru Demet Tuncer Yüz defektleri travma, neoplazmalar›n tedavisi yada ‹.Ü. Diflhekimli¤i Fakültesi, Çene-Yüz Protezleri Bilim Dal› do¤umsal malformasyonlar sonucunda oluflmufl olabilir. Bu defektlerin tedavisi hem cerrahi hem de protetik aç›dan Doç. Dr. Ayflen Nekora Azak zorlu bir süreçtir.1 Plastik ve rekonstruktif cerrahideki ‹.Ü. Diflhekimli¤i Fakültesi, Çene-Yüz Protezleri Bilim Dal› geliflmelere ra¤men halen yüz defektlerinin epitezler ile Doç. Dr. Gülümser Evlio¤lu restorasyonunu gerektiren durumlar olmaktad›r. 2,3 ‹.Ü. Diflhekimli¤i Fakültesi, Çene-Yüz Protezleri Bilim Dal› Prostodontistler materyallerin yetersizli¤i, hareketli dokular, büyük protezlerin tutuculu¤unun sa¤lanmas› ve hastalar›n Dt. Meltem Özdemir Karatafl protezi kabullenmesi konular›nda zorluk yaflamaktad›rlar.4 ‹.Ü. Diflhekimli¤i Fakültesi, Çene-Yüz Protezleri Bilim Dal› Yüz protezlerinde retansiyonun sa¤lanmas› oldukça güç bir konudur. Ekstraoral implantlar›n uygulanmaya bafllamas›ndan önce adezivlerle ve anatomik oluflumlar yard›m›yla sa¤lanan retansiyon genellikle yetersiz kalmaktayd›. ‹mplantlar arac›l›¤›yla art›r›lan retansiyon büyük protezlerin rahatl›kla kullan›m›na izin vermekte, hastan›n protezi kabullenmesini ve memnuniyetini art›rmaktad›r1 ve yüz defektlerinin rehabilitasyonunda ekstraoral implantlar tüm dünyada yayg›n olarak kullan›lmaya bafllanm›flt›r.5 1977'de Per-Ingvar Branemark ve arkadafllar› taraf›ndan osteointegrasyon tan›mland›¤›ndan beri hem ekstra oral hem intraoral protezlerin tutuculu¤unun sa¤lanmas›nda implantlar yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. Ekstra oral implant uygulamalar›nda da intraoral implant uygulamalar›na benzer flekilde iki aflamal› cerrahi prosedür uygulanmaktad›r.6 ‹mplant destekli epitezlerin avantajlar›n› flöyle s›ralayabiliriz: protezin retansiyonu ve stabilitesini art›r›r, adezivlere karfl› geliflen deri reaksiyonlar›n› ortadan kald›r›r, protezin tak›l›p ç›kart›lmas› kolaylafl›r, hastan›n konforu ve hijyeni artar, adeziv uygulanmas› ve ç›kart›lmas› sebebiyle oluflan zaman kayb› ortadan kalkar, adeziv nedeniyle protez kenarlar›nda meydana gelen y›pranmalar 37 7tepe klinik 2006-2 silikonun kenar direncini art›rmak için model yüzeyine bir ortadan kalkar ve kenar s›n›rlar›n daha ince haz›rlanmas›na imkan kat sakal tülü yerlefltirildi. M›knat›s ba¤lant›lar da retansiyonu verir.4 Ekstra oral implantlar saf titanyumdan üretilirler. 3 ile art›rmak amac›yla bu tüle so¤uk akrilik ile ba¤land›. Bu 5 mm aras›nda de¤iflen uzunluklarda olabilirler. A¤›z içi ifllem sonras›nda provalar esnas›nda hastaya uygun olarak implantlardan en büyük farklar› boylar›n›n kal›n olmayan renklendirilen RTV silikon materyali ile (Factor II, Inc. kemiklerde de kullan›lmaya müsaade edecek kadar k›sa Lakeside, Arizona, A.B.D.VST-50F) epitez yap›m› olabilmesidir. A¤›z içinde oldu¤u gibi iki aflamal› cerrahi tamamland›. Bitmifl epitez hastaya uyguland›ktan sonra uygulan›r. Birinci cerrahi ifllemler sonras›nda radyoterapi d›fl boyama ile renklendirildi. (Factor II, Inc. Lakeside, gören hastalarda, burun ve göz çevresindeki kemiklere Arizona, A.B.D.. FE - Extrinsic Coloration) (Resim 1,2,3). implant uygulamalar› sonras›nda alt› ayl›k iyileflme sürecini beklemek uygundur. Mastoid kemikte ise bu süre 3-4 ay kadard›r.4 Bu bildiride implant destekli epitezleri avantajlar› vurgulanmakta ve iki farkl› tip implant destekli yüz protezi kullanan hasta ile ilgili bilgi verilmektedir. Olgu 1 Altm›fliki yafl›ndaki bayan hasta ‹stanbul Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Poliklini¤i'ne gözlük kenar›nda geliflen kronik lezyon flikayeti ile baflvurmufltur. Yap›lan biyopsi sonucunda squamoz hücreli karsinom teflhisi konmufl ve lezyonun eksizyonu sonras› hasta radyoterapi görmüfltür. Radyoterapi sonras› ikinci y›lda Resim 1: ‹mplant uygulamas› öncesi defektin görünümü karsinomun nüksü sonucu hastaya total burun amputasyonu uygulanm›flt›r. Postoperatif 6. ay sonunda klini¤imize nazal epitez yap›lmas› için baflvuran hastaya ekstra oral implant uygulamas› yap›lm›flt›r. ‹mplant uygulamas› ‹stanbul Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif Cerrahi Poliklini¤i'nde 2 aflamal› olarak gerçeklefltirildi. Operasyon öncesinde hastan›n yüzünden aljinat ölçü maddesi ile ölçü al›nd› ve elde edilen model üzerinde burun epitezinin mum modelaj› tamamland›. Bu mum prova s›n›rlar› içerisinde kalacak flekilde implantlar›n yerlefltirilece¤i yerler hastan›n bilgisayarl› tomografi görüntüleri ile de karfl›laflt›r›larak tespit edildi. Birinci cerrahi müdahalede üç adet ekstra oral implant (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO Resim 2: ‹mplant uygulanm›fl hali implant Ø3.3mm/3.5mm, uzunluk 5.0mm) uyguland›. Operasyon sonras› 6. ayda ikinci bir cerrahi müdahale ile sekonder parçalar yerlefltirildi (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO magnetic abutment 5.0mm). ‹ki haftal›k iyileflme sürecinden sonra ‹stanbul Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Çene-Yüz Protezi Bilim Dal›'nda epitezlerinin yap›m›na baflland›. Hastan›n yüz ölçüsü kondansasyon tip silikon ölçü materyali ile al›nd›. Epitez yap›m› s›ras›nda operasyon öncesi haz›rlanan mum modelaj üzerinde son düzenlemeler yap›ld›ktan sonra yeni elde edilen modele adapte edildi ve muflaland›. 100 derecede 10 dakika kaynat›lan mufla aç›ld› temizlendikten sonra ve Resim 3: ‹mplant üstü burun epitezi 38 Yüz Protezlerinde Ekstraoral ‹mplant Uygulamalar› Olgu 2 cerrahi giriflim sonras›nda iki haftal›k iyileflme periyodu Squamoz hücreli karsinom teflhisi ile total burun sonunda hastaya olgu 1'de anlat›ld›¤› flekilde hastaya amputasyonu yap›lan 75 yafl›ndaki bayan hasta operasyon uygun olarak renklendirilen RTV silikon materyali ile (Factor sonras› birinci y›lda klini¤imize baflvurdu. Hastaya olgu II, Inc. Lakeside, Arizona, A.B.D.. VST-50F) epitez yap›m› 1'deki süreçler takip edilerek üç adet ekstra oral implant ve sonras›nda d›fl boyamas› tamamland› (Resim4,5,6) (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO implant Ø3.3mm/3.5mm, uzunluk 5.0mm) ve sekonder parçalar Olgu 3 (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO magnetic Otuzbir yafl›ndaki erkek hasta iki y›l önce travma abutment 5.0mm) iki aflamal› cerrahi ile yerlefltirildi. ‹kinci nedeniyle sa¤ kulak kepçesi kaybetmifl ve epitez yap›lmas› Resim 4: ‹mplant uygulamas› öncesi defektin görünümü Resim 7: ‹mplant uygulamas› öncesi defektin görünümü Resim 5: ‹mplant uygulanm›fl hali Resim 8: ‹mplant uygulanm›fl hali Resim 6: ‹mplant üstü burun epitezi Resim 9: ‹mplant üstü kulak epitezi 39 7tepe klinik 2006-2 için klini¤imize baflvurmufltur. Operasyon öncesinde aljinat tomografi görüntüleri ile karfl›laflt›r›larak tespit edildi. ‹mplant ölçü maddesi ile hastan›n hem defektli taraf›ndan hem de uygulamas› ‹stanbul Üniversitesi Plastik ve Rekonstruktif sa¤l›kl› kula¤›ndan ölçü al›nd›. Haz›rlanan model üzerinde Cerrahi Poliklini¤i'nde 2 aflamal› olarak gerçeklefltirildi. ‹lk defektli kula¤›n mum modelaj› kaba hatlar› ile flekillendirildi cerrahi müdahalede iki adet ekstra oral implant (Institut ve bu mum prova s›n›rlar› içerisinde kalacak flekilde Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO implant Ø3.3mm/ implantlar›n yerlefltirilece¤i yerler hastan›n bilgisayarl› 5.5mm, uzunluk 4.0mm) uyguland›. Operasyon sonras› üçüncü ayda ikinci bir cerrahi müdahale ile sekonder parçalar yerlefltirildi (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO conical abutment 15o , 5.5mm). ‹ki haftal›k iyileflme sürecinden sonra ‹.Ü. Difl Hekimli¤i Fakültesi Çene-Yüz Protezi Bilim Dal›'nda epitezlerinin yap›m›na bafllan›ld›. Ölçü öncesinde implantlar üzerine ölçü silindirleri yerlefltirildi daha sonra hastan›n kondansasyon tip silikon ölçü materyali ile ölçü al›nd›. Elde edilen model üzerinde sekonder parçalar alt›n barlar ile birbirlerine lehimlendi. Epitez yap›m› s›ras›nda operasyon öncesi haz›rlanan mum modelaj üzerinde son düzenlemeler yap›ld›ktan sonra yeni elde edilen modele adapte edildi provas› yap›ld›ktan sonra muflaland›. 100 derecede 10 dakika kaynat›lan mufla aç›l›p y›kand›ktan sonra protezin içinde kalacak olan matriksleri Resim 10: ‹mplant uygulamas› öncesi defektin görünümü tafl›yacak bir akrilik ara parça haz›rland› ve silikonun kenar direncini art›rmak için model yüzeyine bir kat sakal tülü yerlefltirildi akrilik tafl›y›c› ile tül birbirlerine so¤uk akrilik ile ba¤land›. Bu ifllem sonras›nda provalar esnas›nda hastaya uygun olarak renklendirilen RTV silikon materyali ile (Factor II, Inc. Lakeside, Arizona, A.B.D.VST-50F) epitez yap›m› tamamland› (Resim 7,8,9). Olgu 4 Yirmibefl yafl›ndaki erkek hasta travma sonras›nda sol kulak kepçesini kaybetmifl ve klini¤imize epitez yap›m› için baflvurmufltur. Kendisine olgu 3'teki süreçler takip edilerek iki aflamal› cerrahi operasyon ile iki adet ekstra oral implant (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO implant Resim 11: ‹mplant uygulanm›fl hali Ø3.3mm/5.5mm, uzunluk 4.0mm) ve sekonder parçalar yerlefltirildi (Institut Straumann, Waldenburg, ‹sviçre, EO conical abutment 15o, 5.5mm). ikinci cerrahi ifllem ard›ndan iki hafta iyileflme dönemi sonras›nda olgu 3'te anlat›ld›¤› flekilde hastaya uygun olarak renklendirilen RTV silikon materyali ile (Factor II, Inc. Lakeside, Arizona, A.B.D.VST50F) epitez yap›m› tamamland› (Resim10,11,12). Tart›flma Ekstra oral implant uygulamalar› da aynen intraoral uygulamalarda oldu¤u gibi iki aflamal› cerrahi uygulanarak yap›lmaktad›r. A¤›z içinde implantlar›n tafl›d›¤› yükler 50200 N aras›nda iken bir kulak implant›n›n tafl›d›¤› yük iflitme cihaz› kullan›lmakta iken bile yaklafl›k 0.34 N kadard›r. Resim 12: ‹mplant üstü kulak epitezi 40 Yüz Protezlerinde Ekstraoral ‹mplant Uygulamalar› Mastoid kemi¤in kompakt yap›s›n› da göz önünde bulunduracak olursak primer stabilitesi operasyon s›ras›nda sa¤lanm›fl olan implantlara ikinci bir operasyonu ortadan kald›rmak amac›yla sekonder parçalar da bu seansta yerlefltirilebilir. Operasyon tek aflamal› yap›ld›¤› zaman iyileflme süresini için 6-10 haftal›k bir bekleme süresi yeterli olmaktad›r. Tek aflamal› tedavide 0-1 y›ll›k baflar› oran› %98 iken iki aflamal› cerrahi sonras› baflar› oran› %99 bulunmufltur.6 Hastan›n yafl›, genel sa¤l›k durumu elveriflli olmad›¤› durumlarda, radyoterapi veya kemoterapi görmüfl hastalarda ekstraoral implantlar›n kullan›lmas› uygun olmayabilmektedir.7,8 Böyle bir durum olumsuz etkilerine ra¤men adezivlerin kullan›lmas›n› gerekli k›lmaktad›r. Adeziv kullan›m› epitezin maliyetini düflürmekte ve cerrahi müdahale ihtiyac›n› ortadan kald›rmaktad›r. KAYNAKLAR: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Beumer J 3rd, Roumanas E, Nishimura R. Advances in osseointegrated implants for dental and facial rehabilitation following major head and neck surgery. Semin Surg Oncol, 1995:11(3):200-7. Beumer J, Curtis TA, Marunick MT. Maxillofacial Rehabilitation Prosthodontic and Surgical Considerations. Canada: Ishiyaku EuroAmerica Inc, 1996. Nishimura RD ve ark. Craniofacial prostheses retained with osseointegrated implants.Pract Periodontics Aesthet Dent, 1999:11(6):711-2, 714-5. Beumer J, Ma T, Marunick MT, Roumanas E, Nishimura R. Restoration of facial defects: Etiology,Disability and rehabilitation, Maxillofacial Rehabilitation.1996:377- 436. Thomas KF. Freestanding magnetic retention for extraoral prosthesis with osseointegrated implants. J Prosthet Dent, 1995:73(2):162-5. Tjellström A, Granström G. One-stage procedure to establish osseointegration: a zer oto five years follow-up report.The journal of Laryngology and Otology, 1995:109:593-598 Chen MS, Udagama A, Drane JB. Evaluation of facial prostheses for head and neck cancer patients. J Prosthet Dent, 1981:46(5):538-44. Wright RF ve ark. Multidisciplinary treatment for an implant retained auricular prosthesis rehabilitation. N Y State Dent J, 1999:65(7):26-31. 41 Eroziv Liken Planus’un Kortikosteroid Jel ile Tedavisi Özet Liken planus (LP), ciltte ve oral bölgede rastlanabilen kronik enflamatuar mukokutanoz bir hastal›kt›r. Oral liken planus (OLP), tipik olarak ülserlerle karakterize beyaz lezyonlar seklinde ortaya ç›kmakta ve oral bölgede s›kl›kla karfl›lafl›lmaktad›r. Klinik görünüm ve semptomlar aç›s›ndan büyük oranda varyasyonlarla karakterizedir. Bu özelli¤i sebebiyle birçok (Bir Olgu Raporu) vakada yanl›fl teflhis edilmekte veya teflhis edilememektedir. OLP’un kansere dönüflebilme potansiyeli bulundu¤undan prekanseröz lezyon olarak tan›mlanmaktad›r. Liken planusun, benzer görünüme sahip lupus eritramatozus, lökoplazi, karsinoma gibi hastal›klarla ay›r›c› tan›s› dikkatli bir flekilde yap›lmal›d›r. Sebep olan etyolojik faktörleri tespit edebilmek için ilaç kullan›m›n›, allerjik reaksiyonlar› ve otoimmun bozukluklar› da sorgulayan detayl› bir anamnez al›nmal›d›r. Liken planusun eroziv tipi en semptomatik ve tedavisi zor olan formudur. Klasik yolla tedavisi topikal veya intralezyonel kortikostreoid uygulamas›ndan ibarettir. Olgu raporumuzda klini¤imize difletlerinde yanma va a¤r› flikayetleriyle baflvuran hastaya eroziv tip liken planus teflhisi konulmufl ve kortikosteroid jel tatbiki ile tedavisi gerçeklefltirilmifltir. Bunun yan›s›ra raporumuzda literatürdeki di¤er tedavi metodlar›ndan bahsedilmektedir. Anahtar Kelimeler: Eroziv liken planus, kortikosteroid jel Dr. Ahmet ARSLAN Girifl Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Liken planus (LP) deri ve mukozada görülebilen kronik, A¤›z-Difl-Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Anabilim Dal› iltihapsal mukokütanöz bir hastal›kt›r. Epidermal ve epitelyal bazal hücre zarar› bu lezyonlar›n oluflumuna neden olur.1,2 Dt. ‹brahim TUNCER Popülasyonu %0,5-2 oran›nda etkiler. Kad›nlarda insidans› Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi erkeklere göre daha fazlad›r. Genellikle 40 yafl üzerinde A¤›z-Difl-Çene Hastal›klar› ve Cerrahisi Anabilim Dal› görülür. Deri lezyonu olan hastalar›n %50’sinde oral lezyonlar görülürken, liken planuslu hastalar›n %25'inde yaln›zca oral lezyonlar görülebilir.3,4,5 Oral lezyonlar, vulvovajinal-gingival sendrom olarak bilinen genital müköz membran lezyonlar›yla birlikte izlenebilir.6 Deride kafl›nt›l› olarak beliren papüllerin üzeri ince beyaz-gri çizgiler fleklindedir. Etyolojisi kesin olarak bilinmemekle birlikte, otoimmun bozukluk ve alerjik mekanizmalar, psiflik stres ve diabetes mellitus düflünülmektedir. Ayr›ca allopurinol, clorquin, alt›n preparatlar› ve nonsteroid anti-romatizmal ilaçlar›n da semptomlar› artt›rd›¤› bilinmektedir. Oral mukozada s›kl›kla yanak mukozas›, vestibulum oris, dil alt› ve kenar› olmak üzere difleti, dudaklar da dahil her yerde görülebilen; 43 7tepe klinik 2006-2 silindi¤inde mukozadan ayr›lmayan gri-beyaz papüllerle karakterizedir. Arada spontan iyileflme dönemleri göstererek y›llarca sürebilir. Klinik görüntülerine göre ratiküler, eroziv, büllöz, plak, ülseratif, papüller LP olarak s›n›fland›r›l›r. Hastada en fazla flikayete yol açan formu eroziv tipidir5,7 ve bu tipin malign transformasyon riski en fazlad›r. Tüm LP' lerin malignite oran› %0,4-5,6 aras›ndad›r.8,9,10 Eroziv LP; kronik, üzeri koyu yap›flkan fibrinle kapl› erozyon veya çok derin olmayan ülserasyonlarla karakterizedir. Epitel nekrozlar› da görülebilmekte ve hastada yanma ve a¤r› flikayetleri belirmektedir. Olgu raporumuzda, oral bölgede en fazla flikayete neden Resim 2: Tedavi öncesi LP'nin mandibuler vestibüler sahada görünümü olan eroziv tip LP’nin tedavisi ve literatürde anlat›lan di¤er tedavi seçeneklerinden bahsedilmektedir. (Resim 3,4). Eroziv LP tan›s› konulan hastada, lezyonun tekrar edebilece¤i gözönüne al›narak öncelikle ayl›k düzenli Olgu Raporu: periyodlarla kontrollere ça¤r›lan hasta daha sonra ise alt› Klini¤imize difletlerinde a¤r›, kafl›nt› ve yanma flikayetleri ayda bir kontrol edilmifltir. Kontrollerde herhangi bir rekürrense rastlanmad›. Hasta halen kontrolümüz alt›ndad›r. ile baflvuran 23 yafl›ndaki erkek hastan›n, al›nan anemnezinde sistemik herhangi bir bulguya rastlanmad›. Genel muayenesinde herhangi bir deri lezyonu gözlenmedi. ‹ntraoral muayenesinde hem sa¤ maksilla ve hem de sa¤ mandibuler bölgelerde, kanin ve molar difller aras›n› kapsayan, vestibüler sulkustan bafllay›p serbest difletine do¤ru uzanan, fibrinle kapl› erozyon ve ülserasyonlu sahalar gözlendi (Resim 1,2). Bu sahalar›n üzeri silindi¤inde beyaz renkte bulunan tabakan›n mukozadan kalkmad›¤› ve silinmedi¤i saptand›. A¤›z hijyeni yetersiz olan hastaya öncelikle a¤›z hijyen e¤itimi verilerek, bu bölgelere günde iki kez kortikosteroid jel uygulanmas› reçete edildi. Klinikte hastaya jelin nas›l uygulanaca¤› gösterildi ve hastaya uygulama yapt›r›ld›. Bir hafta sonraki ilk kontrolde ülserasyonlar›n büyük oranda iyileflti¤i, 15 gün sonraki ikinci kontrolde ise lezyonlar›n tamamen kayboldu¤u saptand› Resim 3: Tedavi sonras› LP'nin mandibuler bölgede görünümü Resim 1: Tedavi öncesi LP'nin maksiller vestibüler sahada görünümü Resim 4: Tedavi sonras› LP'nin maksiller bölgede görünümü 44 Eroziv Liken Planus’un Kortikosteroid Jel ile Tedavisi (Bir Olgu Raporu) Tart›flma: bafllanm›flt›r. Byrd, Davis ve Bruce ve ark.14 oral liken Sebebi tam olarak bilinmeyen, bir cilt ve mukoz doku planusun tedavisinde topikal olarak kullan›lan immün süpresif hastal›¤› olan LP olgular›n›n dörtte biri izole olarak sadece etkisi olan tacrolimustan bahsetmifllerdir. Thompson, Etyolojisinde hiperüremide Hamburger ve Stewart ve ark.15 ise LP’un eroziv tipinde kullan›lan allopürinol ile romatizmal hastal›klar›n tedavisinde tacrolimusun baflar›l› oldu¤unu belirtmifllerdir. Swift, Rees kullan›lan chlorquin, alt›n preparatlar›, non-steroid ve Plemon ve ark.16 ise tacrolimus benzeri bir non-steroid antiromatizmal ilaçlar›n oldu¤u ve semptomlar› artt›rd›¤› olan %1'lik pimecrolimusu önermifllerdir. ‹leri tedavi yöntemleri, bilinmektedir. Bu olguda al›nan anamnezde herhangi bir ilaç hasta flikayetlerinin geçmedi¤i durumlarda tercih edilmelidir. kullanmad›¤› ve sistemik aç›dan sa¤l›kl› bir birey oldu¤u Ayr›ca kronik bir seyre sahip olan dermatoz rahats›zl›¤›n tespit edilmifltir. Ayr›ca LP’a ait deri lezyonlar›n›n eroziv tipi; subjektif a¤r› ve yanma flikayeti yarat›rken, atrofik bulunmamas›, lezyonun sadece oral bölgede s›n›rl› kald›¤›n› ve eroziv tiplerinin malignite potansiyelinin en yüksek oldu¤u oral mukozada görülmektedir.11 göstermektedir. Literatürde belirtilenin aksine11, bu olguda bildirilmektedir.17 Mukoza, difleti ve yana¤› irrite eden kötü rastlanan LP, bilateral simetrik tutulum göstermeyip unilateral dolgu ve protezlerin de flikayetlerin ortaya ç›kmas›na neden bir lezyondur. OLP klinikte lupus eritramatozus, lökoplazi, oldu¤u görülmektedir. ayr›lmal›d›r.12,13 karsinoma, oral likenoid lezyonlardan ‹odin veya klorheksidin içeren gargaralar semptomlar› Günümüzde pek çok ilac›n klinik ve histopatolojik olarak LP fliddetlendirebilece¤inden önerilmemektedir. Mukozan›n benzeyen erüpsiyonlara sebeb oldu¤u bilinmektedir. Bu savunma mekanizmas›n› bozan vitamin veya demir eksikli¤i reaksiyonlar likenoid ilaç erüpsiyonlar› (L‹E) olarak adlan- gibi sistemik faktörlerin tedavisi uygulanan di¤er tedavileri d›r›lmakta ve ilac›n kesilmesiyle zamanla kaybolmaktad›r. destekleyici niteliktedir.1,12,17 L‹E'lerin genelde nadir kullan›lan ilaçlara karfl› geliflti¤i LP tedavisinde kriyocerrahi yöntemine yönelik pek çok düflünülmektedir. Ancak, günlük hayatta s›kça kullan›lan non çal›flma vard›r. Ancak kriyocerrahi dokuyu tahrip ederek steroid antienflamatuarlara ve antihipertansif ilaçlara ba¤l› erozyonlar›n genifllemesine neden olabilir. Bu nedenle geliflen lezyonlar bulunmaktad›r.13 hastan›n yak›n takibi gerekmektedir. CO2 lazer, erozyonlar›n LP tedavisinde temel amaç, lokal ve sistemik predispozan tedavisinde kullan›lm›fl olup, operasyon sonras›nda de¤iflik faktörlerin eliminasyonudur. Tedavi sadece subjektif semptom oranlarda nükse rastlanm›flt›r. Bu yöntem hastada çok az veren (özellikle eroziv tip) tiplerde gereklidir. Lokal olarak rahats›zl›¤a neden olur ve yara fibrozis geliflmeden iyileflir. oral kortikosteroid jeller (triamsinolone asetat) kullan›labildi¤i Oral LP kronik inflamatuar bir hastal›k oldu¤undan nüks riski gibi sistemik ya da yine lokal kortikosteroid enjeksiyonlar› nedeniyle özellikle atrofik ve eroziv lezyonlarda cerrahi yap›labilmektedir. Steroid tedavisinin yan›s›ra baz› eksizyon önerilmemektedir. Ayr›ca cerrahi giriflimin mukozada immünsüpresif ilaçlar, retinoidler ve A vitamini analoglar›n›n yaratt›¤› travma baflka yeni lezyonlar›n oluflmas›na yol kullan›m› önerilmektedir; ancak bu uygulamalarla ilgili uzun açabilir.1,18 Retiküler tipin 6 ayda bir kontrolü uygundur ve dönem sonuçlar mevcut de¤ildir. biyopsi genelde gerekmez. Bunun yan›nda atrofik ve eroziv Tedavide intralezyonel kortikosteroid enjeksiyonu, lokal lezyonlar s›k› takip edilmelidir ve epitelyal displazinin kortikosteroid jel ve sistemik kortikosteroid uygulamas› ilk derecesinin de¤erlendirilmesi aç›s›ndan gerekli görüldü¤ü akla gelen tedavi seçeneklerindendir. Kortikosteroidlerin zaman biyopsi yap›lmal›d›r. Eroziv k›s›mlar›n rejenerasyonunu sistemik uygulamadaki etkisinin lokal olarak oral mukozayla desteklemek için vitamin B kompleks ve vitamin-E verilebilir. s›n›rl› kalmayaca¤›, genel etkilerinin de göz önüne al›nmas› Süreklilik gösteren ülserasyonlar eksize edilmeli, mekanik gerekti¤i unutulmamal›d›r. Lokal enjeksiyonun etkili; ancak ve mikrobiyal irritasyonlar ortadan kald›r›lmal›d›r. Hastalara jel tatbikine göre daha a¤r› verici bir yöntem oldu¤u oral hijyen e¤itimi verilmeli, s›cak, ac›l› ve ekfli besinler bilinmektedir. Dolay›s›yla olgumuzda tedavi olarak topikal konusunda uyar›lmal›d›r. Hastalar y›lda en az bir kez kontrol kortikosteroid jel uygulamas› seçilmifltir. Fakat topikal edilmeli; ayr›ca maligniteye yönelik de¤iflimlerin zaman›nda steroidlerin uzun süre kullan›m› sonucu Candida Albicans farkedilebilmesi için bilgilendirilmelidirler. geliflme riski bulundu¤undan hastalar›n dikkatle takibi önem kazanmaktad›r. Kortikosteroidin baflar›s›z oldu¤u durumlarda, di¤er ilaç rejimleri de LP'nin tedavisinde kullan›lmaya 45 7tepe klinik 2006-2 KAYNAKLAR: 1- Mc Creary CE, Mc Cartan BE Clinical management of oral lichen planus. Br J Oral Maxillofac Surg 1999, 37: 338-43. 2- Mollao¤lu N. Oral lichen planus: a review. Br J Oral Maxillofac Surg 2000, 38: 370-377. 3- Casiglia J, Woo SB. A comprehensive review of oral cancer. Gen Dent 2001, 49: 72-82. 4- Van Wyk CW, Grobler Rabie A, Martell RW et al. HLA antigens in oral submucous fibrosis. J Oral Pathol Med 1994, 23: 23-7. 5- Edwards PC, Kelsch R. Oral lichen planus: Clinical presentation and management. J Can Dent Assoc 2002, 68: 494-9. 6- Tu¤cu F, Cambazo¤lu M, Duran S. Liken planusta oragenital sendrom. M. Ü. Difl Hek Fak Derg 1999, 26: 311-5. 7- Ünür M. A¤›z mukozas›n›n beyaz lezyonlar›. Diflhekimli¤inde Klinik 1996, 1: 34-40. 8- Weinberg MA, Estefan DJ. Assessing oral malignancies. Am Fam Physician 2002, 1(65): 1239-84. 9- Lanfranchi-Tizeira HE, Aguas SC, Sano SM. Malignant transformation of atypical lichen planus: a review of 32 cases. Med Oral 2003, 8: 2-9. 10- Van der Meij EH .Schepman KP, Smeele LE et al. A review of recent literature regarding malignant transformation of oral lichen planus. Oral Surg Med Oral Pathol 1999, 88: 307-10. 11- Delilbafl› Ç, Cambazo¤lu M. Oral prekanseröz lezyonlar›n teflhis ve tedavisi. Akademik Dental 2003, 5(2): 36-42. 12- Cambazo¤lu M, Tu¤cu F, Duran S. Oral liken planuslu hastalarda klinik bir çal›flma. A.Ü. Difl Hek Fak Derg 1999, 26: 211-215. 13- Cambazo¤lu M, Or S. Likenoid ilaç erüpsiyonlar›. A. Ü. Difl Hek Fak Derg 1999, 26: 311-6. 14- Byrd JA, Davis MD, Bruce AJ, Drage LA, Rogers RS 3rd. Response of topical tacrolimus in 37 patients. Arch Dermatol 2004, 140(12): 1508-1512. 15- Thompson MA, Hamburger J, Stewart DG, Lewis HM. Treatment of erosive lichen planus with topical tacrolimus. J Dermatolog Treat 2004, 15(5): 308314. 16- Swift JC, Rees TD, Plemons JM, Hallmon WW, Wright JC. The effectiveness of %1 pimecrolimus cream in the treatment of oral erosive lichen planus. J Periodontol 2005, 76(4): 627-635. 17- Regezi JA, Sciubba JJ. Oral Pathology-Clinical Pathologic Correlations. 3rd edition, Philadelphia, WB Saunders Company; 1999. 18- Camisa C, Hamaty FG, Gay JD. Squamous cell carcinoma of tongue arising in lichen planus: a case report and review of literature. Cutis 1998, 62: 175-8. 46 A¤›z Kokusu ve Helicobacter Pylori Özet Helicobacter pylori (H. pylori), midede ve duedonumda yaflayan, gram negatif, spiral flekilli, mikroaerofilik bir bakteridir. ‹nsan vücudu d›fl›nda 1-2 gün canl› kalabilmektedir. H. pylori'nin a¤›z ortam›nda bulunmas› oral-oral, fekal-oral yolla olabilece¤i gibi, kusma ve reflü ile de olabilmektedir. A¤›zdaki H. pylori'nin a¤›z kokusuna neden olabilece¤i bildirilmifltir. Araflt›rmac›lar, kalabal›k ve hijyenin gerekli oldu¤u ortamlarda, flehir sular›n›n içildi¤i bölgelerde bu bakterinin daha h›zl› yay›l›m gösterebilece¤ini ileri sürmüfllerdir. H. pylori germleri tükürükte, dental plakta ve d›flk›da bulunmaktad›r, özellikle kalabal›k ortamlarda, aile bireylerinin yak›n temas› sonucunda ise yay›lmaktad›r. Ülkemiz, bu enfeksiyonun en s›k görüldü¤ü ülkelerden biri konumunda olmakla birlikte, okul ça¤›ndan itibaren çocuklarda bu s›kl›kta önemli bir at›fl oldu¤u saptanm›flt›r. Bu art›fl›n en önemli nedeninin ülkemizdeki sulara kirli at›klar›n kar›flmas› oldu¤u düflünülmektedir. Difl hekimlerine, a¤›z kokusu flikayeti ile baflvuran hastalar›n midelerinde H. pylori bulunabilir. Hasta, gastroenteroloji uzman›na yönlendirilerek durumun ilaç ile tedavisi mümkün olabilece¤i gibi geliflebilecek mide infeksiyonunun da erken tan›s›n›n koyulabilece¤i söylenebilir. Anahtar sözcükler: Helicobacter pylori, a¤›z kokusu, mide a¤r›s› Dr. Didem Özdemir Özenen Girifl Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Helicobacter pylori (H. pylori), mide ve duedonumda Pedodonti Anabilim Dal› Ö¤retim Üyesi yaflayan, Helicobacter ailesi içinde yer alan gram negatif, spiral flekilli, mikroaerofilik bir bakteridir (fiekil 1). ‹nsan Dt. Meltem Özdemir Karatafl vücudu d›fl›nda 1-2 gün canl› kalabilece¤i bildirilmifltir. ‹stanbul Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Midenin içi hergün yaklafl›k yar›m litre mide özsuyu ile Çene-Yüz Protezleri Bilim Dal› Araflt›rma Görevlisi y›kanmaktad›r. Mide özsuyu; sindirim enzimleri, konsantre hidroklorik asit, ayr›ca bakteri, virus ve bir gün önce yenmifl olan yemekleri içermektedir. Genellikle midenin bakteri içermedi¤i ve tamamen steril oldu¤u düflünülse de H. pylori bu yarg›y› de¤ifltirmifltir. Mide, özsuyundan kal›n bir mukus tabakas› ile ayr›lm›flt›r ve bu tabaka mide epitelini çevrelemektedir. H. pylori ise bu mukus epitelinin mikrovilluslar›n›n aras›nda yaflamaktad›r. H. pylori, mukus içinde s›k›flm›fl olarak durmaktad›r ve mide asitlerine üreaz denilen bir enzim arac›l›¤›yla ulaflabilmekte ve böylece mide asitleri ile savaflabilmektedir.1,2,3,4,5,6 Çocuklarda H. pylori'nin neden olabilece¤i gastrit, çok fazla belirti göstermeyebilir fakat mide bölgesinde a¤r› flikayeti bildirilebilmektedir. Çocuklar bu bakteriyi, yaflad›klar› 47 7tepe klinik 2006-2 bölgeden, aileden veya yak›n çevreden edinebilecekleri Krumbiegel ve ark. H. pylori geliflmesindeki çevresel gibi do¤duklar›nda da mevcut olabilmektedir. H. pylori'nin faktörlerin belirlenmesi amac›yla 2369 ilkokul ö¤rencisinde pozitif oldu¤u annelerin çocuklar›na bu bakterinin pasif üre nefes testi yapm›fllard›r. Çocuklar›n %7'sinde pozitif geçifli oldu¤u bildirilmifltir.2,7,8,9 de¤erler gözlenen çal›flmada çocuklar›n bu bakteriyi ‹lk zamanlarda domuz midesinden izole edilen bu nereden ald›klar› incelenmifltir. Ev d›fl›nda bulunan bakteri daha sonralar› kedi, sinek, koyun ve maymunun tuvaletlerde H. pylori görülme s›kl›¤› %7.8 iken, bu oran da midesinde saptanm›flt›r. fiebeke sular› ve temiz suyun olmad›¤› tuvaletlerde %6.3, s›cak suyun olmad›¤› y›kanmam›fl sebzelerin de bu enfeksiyon için risk faktörü tuvaletlerde %9.6, flehir sular›n›n içildi¤i yerlerde %15.2, oldu¤u bildirilmifltir.10 iki kiflinin paylaflt›¤› evlerde %6.4 ve befl kiflinin paylaflt›¤› evlerde ise %7.4 olarak saptanm›flt›r. Araflt›rmac›lar, kalabal›k ve hijyenin gerekli oldu¤u ortamlarda, flehir sular›n›n içildi¤i bölgelerde bu bakterinin daha h›zl› yay›l›m gösterebilece¤ini ileri sürmüfllerdir.15 A¤›z Ortam› ve Dental Plakta H. pylori: ‹nsanda tükürük ve dental plaktan da PCR ile saptanm›fl olan bu bakterinin sadece midede yaflamad›¤› düflüncesini do¤rulamaktad›r. H. pylori'nin a¤›z ortam›nda bulunmas› fiekil 1: a) Helicobacter pylori bakterisi. b) H. pylori klonizasyonu. oral-oral, fekal-oral yolla olabilece¤i gibi, kusma ve reflü H. pylori'nin Bulaflmas›: ile de olabilece¤i savunulmaktad›r. A¤›z ortam›nda bulunan Vücut d›fl›nda 1-2 gün canl›l›¤›n› korumakla birlikte H. pylori'nin a¤›z kokusuna neden olabilece¤i bildiril- bulaflmas› genelde insandan insana olmaktad›r ve özellikle mifltir.10,12,16,17 fekal-oral, oral-oral yolla bulaflmaktad›r (fiekil 2). H. pylori, Atkinson-Barr ve ark. 76 yafl›nda ve 60 y›ld›r a¤›z bir insandan di¤erine geçebilmektedir. H. pylori germleri kokusu olan bir kad›n hasta olgusu bildirmifllerdir. Hastan›n tükürükte, dental plakta ve d›flk›da bulunmaktad›r, özellikle klinik anamnezinde son 10 y›ld›r mide a¤r›lar› ve reflü kalabal›k ortamlarda ve aile bireylerinin yak›n temas› flikayetleri oldu¤unu saptam›fllard›r. Yap›lan ELISA testi (annenin g›day› önce kendisi çi¤neyip yumuflatarak çocu¤a incelemesinde H. pylori'nin pozitif ç›kt›¤› saptanm›fl ve ilaç vermesi gibi oral-oral yolla bulaflma) sonucunda ise tedavisine bafllanm›flt›r. Tetrasiklin, metronidazol ve bismuth yay›lmaktad›r3,7,8,11,12,13,14. ilaçlar›n›n kombine olarak kullan›m›ndan 6 ay sonra tekrar yap›lan ELISA testinde H. pylori'ye duyarl› antijen titresinin düfltü¤ü gözlenmifl ve hastan›n a¤›z kokusu flikayeti sona ermifltir.18 Savoldi ve ark. H. pylori bakterisinin dental plakta tafl›n›p tafl›nmad›¤›n› incelemek amac›yla yapt›klar› çal›flmalar›nda, kliniklerine ardarda baflvuran 80 hastadan 53'ünde hem serolojik hem de histolojik yöntemler ile H. pylori'nin pozitif oldu¤unu saptam›fllard›r. Bu hastalardan dental plak örnekleri al›nm›fl ve gram boyas› ile boyayarak mikroskopta incelemifllerdir. ‹ncelemede birçok bakterinin varl›¤› ve sadece birkaç örnekte H. pylori'nin pozitif oldu¤unu gözlemlemifllerdir. Araflt›rmac›lar, dental pla¤›n H. pylori için tafl›y›c› olmad›¤›n› ileri sürmüfller ve difl hekimlerinin H. pylori bakterisinden, toplumdaki di¤er kiflilerle ayn› flekilde etkilenebilece¤ini fakat gastroenterologlar›n çok daha fazla etkilenece¤ini vurgulam›fllard›r.19 fiekil 2: H. pylori'nin fekal-oral yolla bulaflmas›. 48 A¤›z Kokusu ve Helicobacter Pylori H. pylori tan›s›nda kullan›lan testler: Geliflmifl ülkelerde görülme s›kl›¤›, geliflmekte olan 1. ‹nvazif yöntemler: ülkelerden daha az olmakla birlikte yaflla görülme s›kl›¤›n›n a) Kültür: Bakteriyi kültürde saptamak en spesifik ve da artt›¤› belirtilmifltir. Bat› ülkelerinde, H. pylori'den en yayg›n kullan›lan invazif tan› yöntemidir. Christensen etkilenmifl kiflilerin %20'sini 40 yafl›n alt›nda, %50'si ise besiyeri ve kanl› agar kullan›l›r, nemli ve mikroaerofilik bir 60 yafl›n üstündekiler oluflturmaktad›r. Ülkemiz bu ortamda üç gün inkübasyondan sonra bakterinin üreyip enfeksiyonun en s›k görüldü¤ü ülkelerden biri konumunda üremedi¤i incelenir. Bakterinin antibiyotik duyarl›l›¤› da olmakla birlikte, okul ça¤›ndan itibaren çocuklarda bu saptanabilece¤i için en iyi yöntem oldu¤u belirlenmifltir. s›kl›kta önemli bir at›fl oldu¤u saptanm›flt›r. Bu art›fl›n en b) Histoloji: Uygun flartlarda al›nan örnekler boyan›r önemli nedeninin ülkemizdeki sulara kirli at›klar›n kar›flmas› ve immunoperoksidaz tekni¤i ile immunohistokimyasal (fekal-oral yol ile bulaflma) oldu¤u düflünülmektedir3. yöntem ile H. pylori varl›¤› saptan›r. c) H›zl› Üreaz Testi: Bu yöntem küçük bir mide mukoza Tedavisi: örne¤inde üreaz aktivitesinin say›sal analizinin yap›lmas›d›r. Günümüzde H. pylori yok edilmesi sadece peptik ülser Bakteri dokudaki üreyi metabolize ederek, CO2 ve amonyak hastal›¤› için uygulanmaktad›r. Yok edilmesi çok güç olan ç›kmas›na neden olur. En yayg›n olarak kullan›lan üç h›zl› bir bakteridir ve in vitro olarak birçok antibiyoti¤e duyarl› üreaz testi; CLO (Campylobacter Like Organism) testi, olmas›na karfl›n, in vivo olarak tek ilaç ile yok etmek mümkün Pyloritek ve Hpfast'd›r. de¤ildir. Midenin asit ortam›n›n, antibiyotiklerin ço¤u için d) PCR (Polymerase Chain Reaction) Testi: H. pylori uygun bir ortam sa¤lamad›¤› bilinmektedir. H. pylori midenin DNA's›n›n saptanmas›nda çok duyarl› bir testtir. Fakat mukus örtüsü alt›na gizlenmifltir ve genetik özellikleri laboratuvarda veya endoskopi ifllemi s›ras›nda dolay›s› ile kolayca direnç kazanabilmekte ve tek ajan ile kontaminasyon varl›¤›nda, yalanc› pozitif sonuç verebilece¤i tedavi s›ras›nda dirençli sufllar geliflebilmektedir.1,3,8,11 göz önünde bulundurulmal›d›r. Midesinde H. pylori pozitif H. pylori'ye karfl›, amoksisilin, tetrasiklin, furazolidon olanlarda H. pylori DNA's› PCR ile tükürükte %84 oran›nda ve bizmut tuzlar›na direnç nadir iken, metronidazol ve pozitif ç›kt›¤› saptanm›flt›r. Bu nedenle, tükürükte PCR ile klaritromisine kolayca direnç geliflebilmektedir. En iyi H. pylori DNA's› aranmas› yöntemi kolay ve yeni bir sonucun klasik üçlü tedavi denilen bizmut+tetrasiklin yöntemdir. /amoksisilin+imidazol ile edle edildi¤i savunulmaktad›r. Bu 2. Non-invazif yöntemler: a) Üre nefes testi: Bu test kombinasyonun yan etkilerinin fazla olmas› durumunda 12C veya 13C ile iflaretli ise alternatif tedavi olarak gelifltirilmifl proton pompa ürenin oral al›m›ndan 30 veya 60 dakika sonra, verilen inhibitörü+2 antibiyotik (amoksisilin/klaritromisin+imidazol) nefeste iflaretlenmifl 13C ve 14C tafl›yan CO2 saptanmas› (amoksisilin+klaritromisin) kombinasyonlar› da klasik esas›na dayanmaktad›r. H. pylori'nin yapt›¤› üreaz, iflaretli üçlü tedaviye eflde¤er etkileri gösterebilece¤i vurgulan- C atomlar›n› içeren üreyi parçalay›p CO oluflturur. Bu test m›flt›r.1,2,3,5,6,11 için 1ml 13C veya 14C iflaretli üre içeren jelatin kapl› kapsüller Miyabayashi ve ark., midedeki H. pylori için yap›lan yutturulur ve 10 dakika sonra nefes bir torbaya toplanarak ilaç tedavisine a¤›z ortam›nda bulunan H. pylori'nin etkisini analizi yap›lmaktad›r. incelemek amac›yla, mide flikayetleri ile baflvuran 47 b) Serolojik Testler: Kanda H. pylori'ye karfl› oluflan hastaya ve 10 sa¤l›kl›, gönüllü bireye endoskopik inceleme IgG, IgM ve IgA antikorlar› ELISA (Enzyme-Linked yapm›fllar›d›r. H. pylori biyopsilerini kültür ve histoloji ImmunoSorbant Assay) yöntemi ile ölçülür. yöntemleri ile inceledikten sonra, hastalar›n 34'ünde midede c) Gaita Testi: Hastadan al›nan gaita örne¤i HpSA H. pylori oldu¤unu saptam›fllard›r. 47 hastadan tükürük ve (H. pylori Stool Antigen) kiti kullan›l›larak H. pylori saptamas› dental plak örnekleri al›nm›fl ve PCR'da incelemifllerdir. yap›l›r.3,4,7,8,20,21 Araflt›rmac›lar, midedeki H. pylori'nin yok edilmesi için en önemli faktörlerin bafl›nda a¤›zdaki H. pylori'nin pozitif Görülme S›kl›¤›: olmas›n›n geldi¤ini (%10.08), daha sonra ise s›ras›yla fazla H. pylori enfeksiyonunun görülme s›kl›¤›, sosyo- miktarda bakteri bulunmas› (%3.64), yüksek iltihap de¤erleri ekonomik düzey ile yak›ndan iliflkili oldu¤u ileri sürülmüfltür. (%1.38), yüksek serum titre de¤erleri (%1.01), cinsiyetin 49 7tepe klinik 2006-2 erkek olmas› (%0.96) ve yafl›n büyük olmas› (%0.56) olarak 16. Miyabayashi H, Furihata K, Shimizu T, Ueno I, Akamatsu T. Influence of oral Helicobacter pylori on the success of eradication therapy against gastric Helicobacter pylori. Helicobacter 2000, 5: 30-37. 17. Sahin FI, Tinaz A, Simsek SI, Menevse S, Gorgul A. Detection of Helicobacter pylori in dental plaque and gastric biopsy samples of Turkish patients by PCR-RFLP. Acta Gastroenterol Belg 2001, 64: 150-152. 18. Savoldi E, Marinone MG, Negrini R, Facchinetti D, Lanzini A, Sapelli PL. Absence of Helicobacter pylori in dental plaque determined by immunoperoxidase. Helicobacter 1998, 3: 283-288. 19. Atkinson-Barr M, Marshall BJ. Halitosis and Helicobacter pylori: A case study. Helicobacter 1996, 2:1-2. 20. Logan RPH, Walker MM. Epidemiology and diagnosis of Helicobacter pylori infection. BMJ 2001, 323: 920-922. 21. Vaira D, Holton J, Menegatti M, Ricci C, Gatta L, Geminiani A, Miglioli M. Review article: invasive and non-invasive tests for Helicobacter pylori infection. Aliment Pharmacol Ther 2000, 14: 13-22. de¤erlendirmifllerdir.16 Sonuç olarak, • Midesinde H. pylori bakterisi bulunan ve mide flikayetleri olan hastalar›n a¤›zlar›nda da H. pylori bulunmas› riski yüksektir. • Difl hekimlerine, a¤›z kokusu flikayeti ile baflvuran hastalar›n midelerinde H. pylori bulunabilir ve hasta, gastroenteroloji uzman›na yönlendirilerek durumun ilaç ile tedavisi mümkün olabilece¤i gibi geliflebilecek mide enfeksiyonunun da erken tan›s›n›n koyulabilece¤i söylenebilir. • A¤›z kokusuna da neden olabilen H. pylori'nin ilaç ile tedavisi olabilmesine karfl›n, a¤›z hijyeni iyi olmayan hastalarda H. pylori enfeksiyonunun tekrarlamas›n›n mümkün olabilece¤i göz önünde bulundurulmal›d›r. KAYNAKLAR: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. Foy R, Parry J, Wodman C. Management of Helicobacter pylori infection. BMJ 1998, 316:1244-1245. Ganga-Zandzou PS, Michaud L, Vincent P, Husson MO, Wizla-Derambure N, Delassalle EM, Turck D, Gottrand F. Natural outcome of Helicobacter pylori infection in asymptomatic children: A two-year follow-up study. Pediatrics 1999, 104: 216-221. Göksoy E, Mungan Z, fientürk H, Kapan M. Aktüel Gastroenteroloji ve Hepatoloji. ‹stanbul, Bilimsel Medikal Yay›nc›l›k, 2001; 27-42. Malaty HM, El-Kasabany A, Graham DY, Miller CC, Reddy SG, Srinivasan SR, Yamaoka Y, Berenson GS. Age at acquisition of Helicobacter pylori infection: a follow-up study from infancy to adulthood. Lancet 2002, 359: 931-935. Rauws EAJ, Hulst RW. The management of H. pylori infection. BMJ 1998, 316: 162-163. Parsons HK, Sanders DS, Carter MJ, Lobo AJ. Management of Helicobacter pylori infection. BMJ 2002, 324: 614-617. Vandenplas Y, Blecker U. Helicobacter pylori infection in children. Acta Paediatr 1998, 87: 1105-1112. Velázquez M, Feirtag JM. Helicobacter pylori: characteristics, pathogenicity, detection, methods and mode of transmission implicating foods and water. Int J Food Microbiol 1999, 53: 95-104. Yamashita Y, Fujisawa T, Kimura A, Kato H. Epidemiology of Helicobacter pylori infection in children: A serologic study of Kyushu region in Japan. Pediatr Int 2001, 43: 4-7. Mégraud F, Brooutet N. Review article: have we found the source of Helicobacter pylori? Aliment Pharmacol Ther 2000, 14: 7-12. Harris A, Misiewicz JJ. ABC of the upper gastrointestinal tract. Management of Helicobacter pylori infection. BMJ 2001, 323: 1047-1050. Madinier IM, Fosse TM, Monteil RA. Oral Carriage of Helicobacter pylori: a review. J Periodontol 1997, 68: 2-6. Miyaji H, Azuma T, Ito S, Abe Y, Gejyo F, Hashimoto N, Sugimoto H, Suto H, Ito Y, Yamazaki Y, Kohli Y, Kuriyama M. Helicobacter pylori infection occurs via close contact with infected individuals in early childhood. J Gastroenterol Hepatol 2000, 15: 257-262. Oshowo A, Tunio M, Gillam D, Botha AJ, Holton J, Boulos P, Hobsley M. Oral colonization is unlikely to play an important role in Helicobacter pylori infection. Br J Surg 1998, 85: 850-852. Krumbiegel P, Herbarth O, Fritz G, Schlink U, Gutsmuths FJ, Kindler A, Richter T. Helicobacter pylori prevalence in Leipzig's 1998 school entries: methodology and first results. Int J Hyg Environ Health 2000, 203: 11-16. 50 Travmaya Ba¤l› Difl Kay›plar›nda ‹mmediyat ‹mplantasyon ve ‹mmediyat Yükleme Tekniklerinin Beraber Uygulanmas› Özet 21 yafl›nda bir erkek hasta üst sol santral ve üst sol lateral difllerinde travma sonucu meydana gelen sallanma ve a¤r› flikayeti ile klini¤imize baflvurmufltur. Hastan›n bu difllerinde 1/2 kök bölgesinde k›r›k tespit edilmifl ve difllerin çekimine karar verilmifltir. K›r›k difllerin çekilece¤i seansta, immediyat olarak implant yerlefltirilmesine karar verilmifltir. Hastaya çaplar› 3,75 mm ve boylar› 16 mm olan titanyum plazma sprey kapl› silindir tip "Pitt Easy Bio Oss" (Oraltronics, Bremen, Almanya) implantlar› yerlefltirilmifltir. ‹mplantlar›n yerlefltirilmesini takiben travma sonucu zarar gören alveol kemi¤inin tedavisinde, resorbe olabilen beta (Vaka Raporu) trikalsiyumfosfat esasl› "Bioresorb" (Oraltronics, Bremen, Almanya) kemik greft materyali uygulanm›flt›r. Daha sonra geçici sabit kuronlar›n yap›m› için akrilik esasl› geçici "Anatomic Gingiva Former for Temporary Treatment" (Oraltronics, Bremen, Almanya) postlar› implantlara tak›lm›fl ve metal destekli akrilik kuronlar implantlara hemen, fonksiyonel olmayan yükleme ile simante edilmifltir. 6 ay sonra geçici "Anatomic Gingiva Former for Temporary Treatment" (Oraltronics, Bremen, Almanya) postlar›, kal›c› seramik esasl› "Ceramium Line" (Oraltronics, Bremen, Almanya) postlar› ile de¤ifltirilmifltir. ‹mplantlar metal destekli porselen kuronlar›n simante edilmesi ile fonksiyonel olarak yüklenmifltir. Hasta protezini 27 ayd›r sorunsuz bir flekilde memnuniyetle kullanmaktad›r. Anahtar kelimeler: ‹mmediyat implantasyon, immediyat yükleme Girifl Yrd. Doç. Dr. Özkan Dilek Do¤al difllerin kaybedilmesinin bafll›ca sebepleri Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi periodontal hastal›klar, çürük ve travma olarak Oral ‹mplantoloji Anabilim Dal› görülmektedir. Bu say›lan sebeplerden travma sonucu Prof. Dr. Peker Sandall› difllerin kaybedilmesi de s›kl›kla rastlanan bir durumdur. Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Travmaya ba¤l› difl kay›plar› en fazla (% 75) üst santral Oral ‹mplantoloji Anabilim Dal› difllerde ve daha sonra (% 21) lateral difllerde rastland›¤› ve ayn› zamanda alveol kemi¤i ve difletinin de zarar görebilece¤i bildirilmektedir.1,2,3,4 Hastalar kaybedilen do¤al difllerin tedavisi ile ilgili olarak, operasyon s›ras›nda duyaca¤› a¤r›, tedavinin toplam maliyeti, tedavi sonucunda elde edilecek estetik, protezin kullan›m süresi ve s›kl›kla diflsizlik süresi hakk›nda bilgi sahibi olmak isterler.5 51 7tepe klinik 2006-2 Hastalar ani bir difl kayb› ile karfl›laflt›klar›nda, diflsizlik tedavi plan› ve süresi anlat›ld›¤›nda tedaviyi kabul etmifltir. süresi konusunda daha titiz davranmaktad›r. Bu nedenle Hastaya antibiyotik (azitromisin) ve analjezik (naproksen hastalar›n diflsizlik süresinin k›salt›lmas› amac› ile cerrahi sodyum) ilaç tedavisine bafllanm›fl ve implant operasyonu safhada, immediyat implantasyon tekni¤i6,7,8,9 ve protez için bir gün sonraya randevu verilmifltir. aflamas›nda ise, immediyat (fonksiyonel) yükleme tekniklerinden yararlan›lmaktad›r.11,12,13,14,15 ‹mmediyat Cerrahi Safha implantasyon do¤al diflin çekildi¤i gün, çekim soketine K›r›k difllerin ç›kar›laca¤› seansta implantlar›n da implantlar›n yerlefltirilmesi olarak tarif edilir.6,7,8,9 ‹mmediyat immediyat olarak yerlefltirilmesi planlanm›flt›r. Operasyon beklenilmeden1,5,10 öncesi lokal anestezi infiltratif olarak yap›lm›flt›r. Difllerin daimi protezin yap›lmas› ve fonksiyonel olarak yüklenmesi kuronal k›sm› hiçbir dirençle karfl›lafl›lmadan hemen yükleme ise implantlarda iyileflme süresi olarak tarif edilir.11,12,13,14,15 ç›kar›lm›flt›r. Kalan köklerin ç›kar›lmas› iflleminde muko- ‹mmediyat yüklemeden bahsedebilmek için yüklemenin periosteal flap kald›r›lm›fl ve alveol kemi¤inin zarar görmemesi 72 saat veya 4 gün içinde yap›lmas› gerekir.14,16 Buna karfl›l›k için apikal 1/2 kök k›sm›n›na ait periodontal lifler periotom immediyat fonksiyonel olmayan yükleme ise, tek safhal› el aletleri ile diflten uzaklaflt›r›lm›flt›r. Periotom el aletleri ile implantlarda geçici protezlerin oklüzyonda tam temas ayn› zamanda kökler hafifçe lükse edilmifltir. Daha sonra ettirilmeden, yaln›z estetik ve yumuflak dokunun iyileflmesine her iki kökün kanal›na bir vida s›k›ca tutturulmufl ve daha katk›da bulunmas› amac› için uygulanmaktad›r.15 sonra bu vidan›n dikey yönde çekilmesi ile kökler alveol Vakada, travma sonucu üst sol santral ve lateral difllerini soketinden uzaklaflt›r›lm›flt›r (Resim 3). Daha sonra, çekim kaybetmifl bir hastan›n tedavisinde immediyat implantasyon soketinde kalan periodontal lifler kürete edilmifltir. ve immediyat fonksiyonel olmayan yükleme teknikleri Çaplar› 3,75 mm ve boylar› 16 mm olan titanyum plasma kullan›lm›flt›r. sprey kapl› silindirik tip "Pitt Easy Bio Oss" (Oraltronics, Bremen, Almanya) implantlar›, bu sisteme ait frezler ile aç›lan Vaka Sunumu yuvaya s›k›ca vidalanm›flt›r. 21 yafl›ndaki bir erkek hasta bir kavgada ön difllerine yumruk darbesi alm›fl ve Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Oral ‹mplantoloji klini¤ine difllerindeki sallanma ve a¤r› flikayeti ile baflvurmufltur. Klinik muayenesinde üst sol santral ve üst sol lateral difllerde ileri derecede mobilite görülmüfl ve periapikal radyografide bu difllerde 1/2 kök bölgesinde k›r›k tespit edilmifl ve difllerin çekimine karar verilmifltir (Resim 1,2). Hastan›n difllerinin çekilmesi gerekti¤ini kabullenmesi kolay olmam›flt›r. Tadavi süresinin ve tekrar diflli görüntüsüne ne zaman tekrar kazanaca¤› konusundaki sorular›na karfl›l›k Resim 2: Hastan›n 1/2 kök bölgesindeki k›r›k difl köklerin periapikal görüntüsü Resim 1: Hastan›n travma sonras› a¤›z içi görüntüsü 52 Resim 3: Kök kanal›na bir vida yerlefltirilerek ç›kar›lan k›r›k kökler Travmaya Ba¤l› Difl Kay›plar›nda ‹mmediyat ‹mplantasyon ve ‹mmediyat Yükleme Tekniklerinin Beraber Uygulanmas› (Vaka Raporu) Resim 7: 6 ay sonra hastan›n a¤›z içi görüntüsü Resim 4: Bioresorb kemik greft materyalinin uygulan›fl› Protez Safhas› Protez yap›m› için ölçü ifllemine bafllamadan önce Periotest aleti (Siemens, Bensheim, Germany) ile implantlar›n primer stabilite de¤erleri ölçülmüfltür. (Resim 5) Periotest aleti, implantlar›n sal›n›m›n› ölçerek belirli bir mobilite de¤eri vermektedir. Bu de¤erler bir skalada de¤erlendirilir (Tablo I). Üst sol santral diflin yerine uygulanan implant›n periotest de¤eri + 5 ve üst sol lateral diflin yerine uygulanan implant›n periotest de¤eri + 6 olarak ölçülmüfltür. Bu de¤erler primer stabilitenin istenen de¤erler aras›nda oldu¤unu Resim 5: Geçici "AGT" postlar›n›n yerlefltirilmesini takiben implantlarda "Periotest" aleti ile primer stabiltenin ölçülmesi göstermektedir. Operasyondan iki gün sonra tek parça olarak yap›lan ‹mplantlar›n yerlefltirilmesini takiben difleti flekillenmesine metal destekli akrilik kuronlar implantlara simante edilmifltir. yard›mc› olan okluzalden vidal› geçici akrilik "Anatomic Sabit protez iki ayr› üye yerine tek parça yap›lm›fl ve bu Gingiva Former for Temporary Treatment" (AGT) postlar› (Oraltronics, Bremen, Almanya) implantlara yerlefltirilmifltir. TABLO I PER‹OTEST DE⁄ERLER‹ Travma sonucu zarar gören kemik dokusunun tedavisi için O: mobilite yok I: az miktarda mobilite II: mobilite var III :ileri derecede mobilite var. resorbe olabilen beta trikalsiyum esasl› "Bioresorb" (Oraltronics, Bremen, Almanya) kemik greft materyali ile ogmentasyon yap›lm›flt›r. (Resim 4) Daha sonra -08 (+09 +10 (+19 +20 (+29 +30 (+50 mukoperiosteal flapler karfl›l›kl› olarak dikilmifltir. flekilde implantlar›n mikro hareketlerini s›n›rlamak amaçlanm›flt›r. Sekiz gün sonra dikifller al›nm›flt›r. ‹mplantlarda immediyat fonksiyonel olmayan yükleme uygulanm›flt›r (Resim 6). 6 ay sonra geçici AGT postlar›, kal›c› seramik esasl› "Ceramium Line" postlar› (Oraltronics, Bremen, Almanya) ile de¤ifltirilmifltir (Resim 7,8). Ceramium Line postlar›n tercih edilmesinin nedeni, vestibül taraftan bak›ld›¤›nda mukozada metal postlarda estetik problem yaratan gri renkli yans›man›n olmamas›d›r. ‹mplantlar etraf›nda klinik parametreler do¤rultusunda herhangi bir patolojiye raslanmam›flt›r. ‹mplantlarda periotest aleti ile tekrar ölçüm yap›lm›fl ve üst Resim 6: Geçici akrilik kuronlar 53 7tepe klinik 2006-2 tabakadan zengin ve s›k trabeküllüdür. D II yo¤unluktaki kemik ise kortikal tabakas› daha ince fakat yine s›k trabeküllü kemiktir. Her iki tip kemikte de implantlarda iyi bir primer stabilite sa¤lanmaktad›r. 18,19 Calvo ve ark.1 maksillan›n ön bölgesine uygulad›klar› iki safhal› titanyum vida tip implantlar› immediyat olarak yüklemifl ve baflar›l› sonuçlar bildirmifllerdir. Çal›flmada implantlarda baflar›l› sonuçlar›n elde edilmesi, implantlar›n uyguland›¤› bölgedeki kemik kalitesinin iyi olmas›na ba¤lanmaktad›r. Çal›flmam›zda da implantlar maksilla'n›n ön bölgesine yerlefltirilmifl ve Calvo ve ark.1 n›n bildirdi¤i gibi baflar›l› sonuç Resim 8: Difletinde gri renkte yans›maya neden olmayan okluzalden vidal› daimi seramik esasl› "Ceramium Line" postlar› elde edilmifltir. ‹ki çal›flmadaki temel farkl›l›k implant tiplerinden kaynaklanmaktad›r. Hastam›zda uygulanan implantlar silindirik tiptir. Her ne kadar bu implantlar silindir tip olarak adland›r›lsa da, kemikte tutuculuk sa¤lanmas› aç›s›ndan yivleri bulunmaktad›r. Bu sayede yeterli primer stabilte sa¤lanm›flt›r. Literatürde immediyat olarak yüklenen implantlar›n baflar›s›nda implant yüzey tip ve özelliklerinin de etkili oldu¤u belirtilmektedir.1,16 Çal›flmam›zda uygulanan Pitt-Easy Bio Oss implant sisteminde oldu¤u gibi yivli implantlar›n immediyat yükleme için daha uygun oldu¤u bildirilmektedir.20 Pitt Easy Bio Oss implantlar›n›n kemik içinde yeterli düzeyde tutuculuk özelli¤inin bulunmas› ve implantlar›n yerlefltirildi¤i maxillan›n ön bölgesinde kemik kalitesinin iyi olmas›, baflar› ile immediyat Resim 9: Daimi metal destekli porselen kuronlar yükleme yap›labilmesine imkan tan›m›flt›r. sol santral diflin yerine uygulanan implant›n periotest de¤eri ‹mplantlarda immediyat yükleme yap›labilmesi için baz› + 1 ve üst sol lateral diflin yerine uygulanan implant›n periotest temel kurallara dikkat etmek gerekir. Bunlar›n bafl›nda da de¤eri + 2 olarak ölçülmüfltür. Elde edilen periotest de¤erleri immediyat olarak yüklenecek implant›n boyunun en az 10 implantlar›n baflar›l› bir flekilde osteointegre oldu¤unu mm olmakla beraber mümkün oldu¤unca uzun ve genifl göstermektedir. ‹mplantlara daha sonra sabit porselen olmas› gelmektedir.1,17 Ayn› zamanda bruksizm gibi kuronlar simante edilmifltir. (Resim 9) Hasta protezini 27 parafonksiyonlar› olan hastalarda immediyat yükleme ayd›r memnuniyetle kullanmaktad›r. yap›lmamas› tavsiye edilmektedir.17 Protez safhas›nda ise, gecici protezin iyileflme döneminde ç›kar›lmamas›, protezin Tart›flma rijit ve pasif oturmas›17 ve birden fazla implant›n uyguland›¤› ‹mmediyat yükleme uzun y›llardan beri ortopedide kemik durumlarda implantlar›n birbirlerine ba¤lanmas›11,15,20 gibi k›r›klar›n›n tedavisinde kullan›lan bir yöntemdir. Bu yöntemde flartlar›n yerine getirilmesi gerekmektedir. Çal›flmada bu tedavi, k›r›k kemiklerin stabilizasyonunun sa¤lanmas› prensibi kurallara uyulmas›na özen gösterilmifltir. ile yap›lmaktad›r.12 Oral implantoloji prati¤inde de ayn› prensip ‹mmediyat yüklemede implantlara uygun oklüzal kuvvetler ile implantlarda primer stabilitelerinin sa¤lanmas› flart› ile geldi¤inde, implantlar›n etraf›nda bulunan kemikte kan immediyat olarak yüklenmesinin mümkün oldu¤u dolafl›m›n›n›n olumlu yönde etkilendi¤i ve metabolizman›n bildirilmektedir.12 ,15,17 h›zland›¤› bildirilmektedir.15 Bu durum osteointegrasyonun Misch ve Judy’e göre18,19 implantlar›n immediyat olarak oluflmas›na olumlu etkileri olacakt›r. Degidi ve ark.20 immediyat yüklenebilmesi için kemik yo¤unlu¤unun da D I ve D II olmas› olarak yükleme yap›lm›fl implantlarda geleneksel olarak ve buna ba¤l› olarak iyi bir primer stabilitesinin sa¤lanmas›n›n uygulanm›fl implantlara nazaran daha fazla kemik-implant gereklili¤i bildirilmektedir.1 ba¤lant›s› oldu¤unu bildirmifltir. Romanos ve ark.14 da bu D I yo¤unlu¤undaki kemik kortikal 54 Travmaya Ba¤l› Difl Kay›plar›nda ‹mmediyat ‹mplantasyon ve ‹mmediyat Yükleme Tekniklerinin Beraber Uygulanmas› (Vaka Raporu) flekilde immediyat yükleme yap›lm›fl implantlarda, implantlar›n 14. Romanos GE, Toh CG, Siar CH, Wicht H, Yacoob H, Nentwig GH. J Periodontol 2003; 74: 1483-1490. 15. Branemark PI, Hansson BO, Adell R. Osseointegrated implants in the treatment of the edentulous jaw: Experience from a 10-year period. Scand J Plast Reconstr Surg. 1977;16:1-132. 16. Lum LB, Beirne R, Curtis DA. Histologic evaluation of hydroxylapatitecoated versus uncoated titanium Blade implants in delayed and immediately loaded applications. Int J Oral Maxillofac Implants 1991; 6: 456-462. 17. Lekholm U. Immediate/early loading of oral implants in compromised patients. Periodontology 2000 2003; 33: 194-203. 18. Misch CE. Judy WMK. Clasifications of the partially edentulous arches of implant dentistry. Int J Oral Implantol 1987; 4: 29-58. 19. Misch CE. Density of bone. Effect on treatment plans, surgical approach, healing and progressive bone loading. Int J Oral Implantol 1990;6:23-31. 20. Degidi M, Piatelli A: Immediate functional and non-functional loading of dental implants: A 2- to 60- month follow- up study of 646 Titanium Implants. J Periodontal 2003; 74: 225-241. 21. Proussaefs P. Histologic evaluation of an immediately loaded titanium provisional implant retrieved after functioning for 18 months: A clinical report. J Prosthet Dent. 2003; 89: 331-4. 22. Chatzistavrou M, Felton DA, Cooper LF. Immediate loading of dental implants in partially edentulous patients: A clinical report. J Prosthodont 2003; 12: 26-29. yivleri aras›nda kemik yo¤unlu¤unun daha fazla oldu¤unu tespit etmifllerdir. Sonuç olarak; implantlar›n immediyat olarak yüklenmesi sayesinde, geleneksel yöntemle yerlefltirilmifl implantlarda daimi protezin yap›labilmesi için gerekli olan iyileflme döneminin eliminasyonu sa¤lan›r ve hastan›n diflsizlik süresi k›salt›l›r.1,17,21 K›sa zamanda esteti¤in sa¤lanmas›,22 hastan›n diflsizlikten dolay› fonksiyonel ve psikolojik rahats›zl›k duymas›n› önler20 ve hasta memnuniyetini art›r›r. Travma sonucu meydana gelen ani difl kay›plar›nda, immediyat yükleme ve immediyat implantasyon tekniklerinin klinikte beraber uygulanmas› baflar›l› sonuç vermektedir. Bu sebeple geleneksel yöntemlere nazaran bir çok avantaj› olan bu uygulama hekimler taraf›ndan tercih edilmelidir. KAYNAKLAR: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. 12. 13. Calvo MPR, Müller E, Garg AK. Immediate loading of titanium hexed screwtype implants in the edentulous patient: A case report. Imp Dent 2000; 9: 351-356. Vigolo P, Givani A. Cilinical evaluation of single-tooth mini implant restoration: A five-year retrospective study. J Prosthet Dent 1994; 84: 50-54. Balkin BE, Steflik DE, Naval F. Mini dental implant insertion with the autoadvance technique for ongoing applications. J Oral Imp 2001; 27: 32-37. Oikarinen KS, Sandor GKB, Kainulainen VT, Salonen-Kemppi M. Augmentation of the narrow traumatized anterior alveolar ridge to facilitate dental implant placement. Dental Traumatology 2003; 19: 19-29. Palacci O, Ericsson I, Engstrand P. Optimal fixture positioning, optimal implant repositionin & soft tissue management for the Branemark system. Quintessence Publishing Co, Inc. 1995; 41-57. Albert JG, Scheafer RF. Immediat placement of dental root from implants in nonconforming extraction sockets: Role of guided tissue regeneration. J Periodontal Insights 1996:3:4-7. Barzilay I, Graser GN, Iranpour B, Proskin HM. Immediat implantation of pure titanyum implants into extaction sockets of Macaca fascicularis Part I: Clinical and radiographic assessment. Int J Oral Maxillofac Implants 1996:11:299:310. Barzilay I, Graser GN, Iranpour B, Natiella JR, Proskin HM. Immediat implantation of pure titanium implants into extraction sockets of Macaca fascicularis Part II: Histologic observations. Int J. Oral Maxillofac Implants 1996;11:489-497. Barzilay I, Graser GN, Iranpour B, Natiella JR, Immediat implantation of pure titanium implants into extraction socket: Repport of a pilot procedure. Int J Oral Maxillofac Implants. 1991: 6:277:284. Ulf Lekholm. ‹mmediate/early loading of oral implants in compromised patients. Periodontology 2000 2003; 33: 194-203. Hruska A, Borelli P, Bordanaro AC, Marzaduri E, Hruska KL. Immediate loading implants: A clinical report of 1301 implants. J Oral Implantology. 2002; 27: 200-209. Malchiodi L, Massei G, Turello C, Masotto P, Casetta M, Bortoloni G, Cordioli G, Del Prete G, Della Bonna A, Casseler F, Masala P, SzmuclerMoncher S. Immediate loading of FBR- coated Pitt-Easy Bio Oss implants. First results from a prospective multi-center study. Clin Oral Impl Res. 2001;12: 393-421. Raghoebar GM, Shoen P, Meier HJA, Stellingsma K, Vissink A. Early loading of endosseous implants in the augmanted maxilla: A 1- year prospective study. Clin Oral Impl Res. 2003;14; 697-702. 55 Bruksizm Özet Bruksizm; istem d›fl›, fonksiyonel olmayan, a¤›z içi sert ve yumuflak dokularda çeflitli olumsuz doku de¤iflikliklerine yol açan difl g›c›rdatma veya difl s›kma biçimindeki al›flkanl›klard›r. Bruksizmin a¤›z içi dokular›n›n d›fl›nda tüm çi¤neme sistemini etkilemesi konunun önemini artt›rmaktad›r. Epidemiyolojik çal›flmalara göre toplumun % 96's›nda difl s›kma ve/veya difl g›c›rdatma görülmesine karfl›n, araflt›rmalar kiflilerin sadece %5-20'sinin bu al›flkanl›klar›n›n bilincinde oldu¤unu göstermektedir. Bu kadar y›k›c› etkileri olan parafonksiyonun stomatognatik sistemdeki belirtilerini erken teflhis edilmesi ve tedavinin bafllat›lmas› koruyucu hekimlik yönünden çok önemlidir. Ay›r›c› tan›da bruksizm ile ilgili olabilecek tan› metodlar›n›n da bilinmesi gün geçtikce önem kazanmaktad›r. Anahtar Kelimeler: Bruksizm, difl g›c›rdatma, difl s›kma, afl›nma Girifl Prof. Dr. Koray ORAL Çi¤neme sistemi; çi¤neme, yutkunma ve konuflma Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi gibi fonksiyonlar› yürütmek için düzenlenmifl kompleks bir Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal› yap›d›r. Hayat›n temel fonksiyonlar›ndan biri olan çi¤neme Dt. Burcu BAL sistemi karmafl›k bir yap›ya sahip nöromüsküler kontol Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi sistem taraf›ndan yürütülür.1 Difller oklüzal yükleri kald›rmak Protetik Difl Tedavisi Anabilim Dal›, ‹stanbul amac› ile çeflitli bölgelerde de¤iflik yap›da olmalar›na ra¤men, üzerlerine binen yüklerin miktar› ve zaman faktörü bu dokularda çeflitli problemlerin ortaya ç›kmas›na neden olmaktad›r. Trenouth2, difllerini s›kan ve/veya g›c›rdatan hastalarda bir günde difllerin birbiri ile olan temas›n›n yaklafl›k 38.7 dakika kontrol grubundakilerin ise 5.4 dakika oldu¤unu saptam›flt›r. Bu de¤erler, difllerini s›kan ve/veya g›c›rdatan hastalar›n difl temas›n›n kontrol grubunun yaklafl›k 7 kat› oldu¤unu göstermektedir. Difllere gelen yükler, difllerin yap›lar›na uygun bir yönde olmad›¤›nda difllerin kendisinde oldu¤u gibi onlar› tutan dokularda da patoloji yarat›r. Ani, beklenmedik bir sinyal geldi¤inde, koruyucu refleks mekanizmas›n›n devreye girmesi difl ve onun tutucu dokular›n› korusa bile, kronik yüklerin dokulara yüklenmesi s›ras›nda koruma mekanizmas› gereken görevini yapamaz. Normal fonksiyon olan çi¤neme iflleminin istem d›fl›, ara s›ra veya ritmik difl g›c›rdatma yada difl s›kma biçiminde fonksiyonel olmayan mekanizmayla uzun süre devam etmesi "Bruksizm" olarak adland›r›l›r. Difllerini istek d›fl› olarak gündüzleri g›c›rdatanlar ve/veya s›kanlar "Diurnal Bruksizm", geceleri g›c›rdatanlar ve/veya s›kanlar "Nokturnal Bruksizm" olarak grupland›r›l›r. Bruksizmin iki de¤iflik flekilde s›n›fland›r›lmas›n›n nedeni, rahats›zl›¤›n kontrol edilmesinde uygulanacak tedavi metodunun 57 7tepe klinik 2006-2 seçilmesindeki farkl›l›ktan dolay›d›r. Bruksizm maksimum uykunun REM faz›nda görüldü¤ünü söylerken15,16, di¤erleri interkuspidasyonda (difl s›kma "clenching"), veya difl ise non-REM faz›nda oldu¤unu belirtmektedir.17 Yap›lan tüberküllerinin birbiri ile olan temas› gibi eksentrik araflt›rmalar, REM faz›nda meydana gelen bruksizmin pozisyonda (difl g›c›rdatma) daha y›k›c› etkisi oldu¤unu göstermektedir.1 Proprioseptif olur.3 ve koruyucu reflekslerin bu fazda bast›r›lm›fl olmas› Bruksizmin Görülme S›kl›¤› buna neden olarak ileri sürülmektedir. Yat›fl pozis- Yap›lan araflt›rmalar bruksizmin görülme s›kl›¤›n›n % yonlar›n›n bruksizmle olan iliflkisi konusunda yap›lan Bu oran›n araflt›rmalar, s›rt üstü yatman›n yan yat›fla göre daha alt ve üst s›n›rlar›n›n bu kadar farkl› olmas›; araflt›rmalarda çok veya eflit bruksizm meydana getirdi¤i sonucunu kullan›lan farkl› metodolojiler, çal›flma kriterleri ve örnekleme vermifltir.18,19 5 ile % 96 aras›nda de¤iflti¤ini göstermektedir.4 çeflidinden do¤maktad›r. Her ne kadar bruksizmin görülme s›kl›¤› %96'lara kadar ç›ksa da, toplumun sadece %5 %20'si bu parafonksiyonel aktivitenin fark›ndad›r.5 Etiyoloji Kiflilerin Bruksizmin etiyolojisi çok nedenlidir.20,21 Yap›lan büyük bir ço¤unlu¤u difllerini s›kt›¤›n›n veya g›c›rdatt›¤›n›n araflt›rmalar bafllang›çta esas etiyolojik faktörü oklüzyon fark›nda olmad›¤›ndan, difl hekimlerinin kiflileri bilinç- bozukluklar›yla ba¤daflt›rmas›na karfl›n22,23, baz› araflt›r›c›lar lendirmesi ve muayene s›ras›nda a¤›z içi belirtilerine problemin santral sinir sisteminden odakland›¤›n› ileri gereken önemi vermesi koruyucu tedavi yönünden büyük sürmektedirler. 24 Araflt›rmalar›n bir k›sm› ise bruksizmin önem tafl›r. Bruksizm çocuklarda da çok s›k karfl›lafl›lan kökeninde stres oldu¤u sonucuna varmaktad›r. bir durumdur. Bruksizmin temporomandibuler rahats›zl›klar Zaman›m›zdaki ortak görüfl bruksizmin multifaktöriyel (TMR) ile iliflkili oldu¤unu gösteren araflt›rmalar6,7,8,9 oldu¤u oldu¤u ve bu etiyolojik faktörlerin üst üste geldi¤i yönündedir. gibi, çocuklarda görülen bruksizmin zararl› olmad›¤›n›, Bruksizmin etiyolojik faktörleri afla¤›da oldu¤u gibi eriflkin bruksizmine dönüflmeyece¤ini ve zaman içinde grupland›r›labilir: çocu¤un bu al›flkanl›ktan vazgeçebilece¤ini ileri süren 1) Sistemik faktörler 22,23,24 : ‹ntestinal parazitler, araflt›rmac›lar da bulunmaktad›r.10 Küçük çocuklarda beslenme yetersizli¤i, allerji, endokrin hastal›klar›, santral bruksizmin sürekli difllerin sürmesi için fizyolojik bir fenomen sinir sistemi bozukluklar›, yetersiz oral proprioception ve oldu¤u Helkimo11 taraf›ndan ileri sürülmüfltür. Hirsch ve genetik faktörler, Huntington's veya Parkinson's hastal›¤› ark.12, çocuklarda ve genç eriflkinlerde kesici difllerde komplikasyonu, psikiyatrik ilaçlar›n yayg›n olmasa da yan afl›nma ile TMR aras›nda bir iliflki bulunmad›¤›n›; difllerde etkisi (örn. Antidepressanlar). afl›nmaya neden oldu¤u bilinen bruksizmin ise TMR'›n 2) Lokal faktörler25,26: Maloklüzyon, dental tedaviler, ortaya ç›kmas›n› önlemek için tedavi edilmesi gereklili¤ini a¤›za yabanc› maddelerin girifli desteklemediklerini bildirmifllerdir. Çocuklarda bruksizm 3) Psikolojik faktörler 27,28 : Anksiyete, stres veya ve di¤er kötü al›flkanl›klar›n bulunmas›n›n TME gerginlik, bast›r›lm›fl öfke veya asabiyet, agresif veya disfonksiyonunu meydana getirecek bir anomali olmad›¤› hiperaktif kiflilik tipi ileri sürülmüfltür.13 Bruksizmin difller, yumuflak dokular, eklem ve kaslar Tan› üzerinde olumsuz etkileri oldu¤u ileriye sürülmektedir. Epidemiyolojik çal›flmalarda bruksizm tan›s›n› Bu etkileri meydana getirebilmesi için oldukça fazla gerçeklefltirmek için de¤iflik teknikler önerilmifltir. Difllerde kuvvet gereklidir. Bir besini çi¤nerken difllere yaklafl›k meydana gelmifl afl›nmalar bruksizmin en belirgin belirtisidir 79.4 kg. yük gelirken, diflleri g›c›rdat›rken kuvveti absorbe (Resim 1a, 2a,3). Fakat bu afl›nman›n, parafonksiyonel edecek yiyecek olmad›¤›ndan, ve bilinç düzeyinde veya fonksiyonel al›flkanl›klar›n sonucu oldu¤una karar olunmad›¤›ndan, difllere gelen kuvvet 136 kg. ve üzerinde vermek güçtür. Sert ve yanl›fl difl f›rçalama al›flkanl›¤›, olabilir.14 asitli içeceklerin s›k tüketimi, mide problemi, blumia gibi hastal›klar da difllerde afl›nmalar meydana getirebilmektedir. Bruksizm sonucu ortaya ç›kan travmalar, difller üzerinde Bruksizm ile Uyku ‹liflkisi Kiflilerin uykunun hangi safhas›nda difllerini daha çok parlak yüzeyler veya noktalar fleklinde görülür. Parlak g›c›rdatt›klar› konusunda yap›lan araflt›rmalarda farkl› yüzeylerin oluflumu orta dereceden fliddetliye kadar bulgulara rastlanmaktad›r. Baz› araflt›rmac›lar, bruksizmin de¤ifliklik gösterebilir. Birkaç difli etkileyecek flekilde lokalize olabildi¤i gibi, tüm diflleri içine alacak flekilde de olabilir. 58 Bruksizm Kronik bruksizm sonucu difllerde afl›nman›n d›fl›nda çatlak ve k›r›klar da oluflabilir (Resim 1b, 4). Kemik kayb› sonucu difllerde mobilite görülebilece¤i gibi kök rezorpsiyonu, periodontal aral›kta geniflleme ve difl kay›plar› da meydana gelebilir29 (Resim 5). Difllerde ileri derecede Resim 1; a; Bruksizm sonucu alt sa¤ lateralin kesici yüzeyindeki fliddetli afl›nma b; Kesici difllerin kesici kenar›nda oluflan k›r›klar c; Yana¤›n iç taraf›nda görülen beyaz fibröz çizgi d; Dil kenar›nda görülen girinti ve ç›k›nt›lar (tongue scallop) Resim 5; Bruksizm sonucu oluflan travma ile kesici difl köklerindeki rezorpsiyon ve 2. küçük az›n›n periodontal aral›¤›nda geniflleme ortaya ç›kan afl›nmalar sonucu tüberküller tamamen ortadan kalkar ve dentinin sar› rengi ortaya ç›kar (Resim 6, 7). Arka difllerin afl›nmalar› sonucu diastemalar meydana gelerek yemek art›klar›n›n bu bölgelere tak›lmas›na neden olabilir. ‹leri vakalarda difllerin okluzal yüzeyindeki afl›nman›n ileri Resim 2; a; Sa¤ lateral harekette üst sa¤ kanin ve alt sa¤ lateralin temas› Resim 3; Üst kesici difllerin lingual yüzeylerinde faset oluflumlar› Resim 6,7; Maxiller ve mandibuler posterior difllerin oklüzal yüzeylerindeki afl›nmalar Resim 4; Üst kesici difllerin kesici kenarlar›nda oluflan k›r›klar 59 7tepe klinik 2006-2 Resim 8; Dikey boyutun azalmas› derecede olmas› durumunda alt yüz yüksekli¤inin azalmas› (Resim 8) sonucu kiflilerin profilden görünümlerinde yafll› profil görünümüne rastlanabilir.39 Travmaya ba¤l› olarak Resim 10; Difl s›kmas› sonucu sa¤ masseter kas›n›n hipertrofik görünümü hipersementoz da görülebilir (Resim 9). Bruksizmin, baz› temporomandibuler eklem rahats›zl›klar›na sebep olan veya devam ettiren bir faktör oldu¤u yönünde çeflitli yay›nlara rastlanmas›na ra¤men 36 , temporomandibuler eklem hastal›klar›na yol aç›p açmad›¤› kesinlik kazanmam›flt›r.37 Bu konudaki genel anlay›fl temporomandibular eklem hastal›klar›n›n ikincil sebebi olabilece¤i do¤rultusundad›r. Bu kiflilerde tedavinin esas amac› difl sa¤l›¤›n›n korunmas› olmal›, temporomandibuler eklemden sorunlar› yoksa bu bölgeyle ilgili herhangi bir tedavi uygulanmamal›d›r. Resim 9; Bruksizme ba¤l› olarak geliflmifl hipersementoz Amalgam restorasyonlar› bulunan, difllerini g›c›rdatan ‹mplant uygulamas› düflünülen hastalarda, bruksizm kiflilerden al›nan kan örneklerinde civa seviyesinin yüksek al›flkanl›¤›n›n olup olmad›¤› mutlaka saptanmal›d›r. ‹mplant oldu¤u bulunmufl ve bunun nedeni amalgam dolgunun kay›plar›n›n büyük bir oran›n›n kronik bruksizm olan kolayl›kla afl›nmas›na ba¤lanm›flt›r.38 hastalarda meydana geldi¤i yap›lan araflt›rmalarda A¤›z içi muayenesi s›ras›nda hastan›n yana¤›nda saptanm›flt›r. Bruksizm vakalar›nda önlem al›nam›yorsa, genellikle 'buccinator' kas›n oldu¤u bölümde normal implant uygulamas› kontrendikedir.30,31 mukozadan daha aç›k renkte ve çizgi gibi görüntüsü olan Difl s›kman›n (clenching) sonuçlar› difl g›c›rtmadan fibröz (sertleflmifl) doku, difl g›c›rdatma ve/veya s›kman›n farkl› olarak ortaya ç›kar. Difllerde çok az miktarda afl›nma belirtisi olarak yorumlanabilir (Resim 1c). Muayene s›ras›nda olmas›na karfl›n kiflilerin masseter ve temporal kaslar›nda dil kenar›nda görülen girinti ve ç›k›nt›lar (scallop tounge) hypertrofiler görülebilir. Masseter kas›nda görülen da bruksizm ve difl s›kmas›n›n belirtileri olarak hypertrofiler sonucu kiflinin yüz görünümü kare flekline yorumlanmal›d›r (Resim 1d). dönüflebilir (Resim 10). Bu durumdan hoflnut olmayan hastalar›n ameliyatla kas›n bir k›sm›n› ald›rd›klar› veya Sonuç kasa toksik materyal enjeksiyonu ile kas›n boyutunu Diflhekimlerinin, bu kadar s›k görülen, fakat anomali azaltt›klar› yay›nlanm›flt›r.32,33 diye isimlendirilmeyen bu parafonksiyonun üzerinde fazla Difllerini s›kan kiflilerde eklem a¤r›s›, masseter ve durmamas›, gerekli erken tedavinin yeteri kadar temporalde, boyun kaslar›nda a¤r›lar görülebilir. Bafl ve uygulanmamas› olarak sonuçlanmaktad›r. A¤›z d›fl› ve kulak a¤r›lar›, iflitme kayb› görülen vaka yay›nlar›na a¤›z içi muayene s›ras›nda bruksizmin semptomlar›na rastlanmaktad›r.34 Kulak memesinin alt›nda periodik flifllik, dikkat edilmesi yap›lacak tüm dental tedavilerin baflar›s› a¤r›, enflamasyon ve a¤›z içinde kuruluk flikayetleri olan için flartt›r. kiflilerde herhangi bir patolojik bulgu yoksa kiflinin difl g›c›rdatma veya difl s›kma al›flkanl›¤›n›n olup olmad›¤› araflt›r›lmal›d›r.35 60 Bruksizm KAYNAKLAR: 30. Mcguire, M. K., & Nunn, M. E. (1996). Prognosis versus actual outcome: III. The effectiveness of clinical parameters in accurately predicting tooth survival. Journal of Periodontology 1996, 67: 666-674. 31. Perl, M. L. (1994). Parafunctional habits, nightguards, and root form implants. Implant Dentistry1994, 3: 261-3. 32. Rangert, B., et al. Bending overload and implant fracture. A retrospective clinical analysis. International Journal of Oral Maxillofacial Implants 1995, 10: 326-34. 33. Mandel, L. & Tharakan, M. Treatment of unilateral masseteric hypertrophy with botulinum toxin: case report. Journal of Oral and Maxillofacial Surgery 1999, 57: 1017-1019. 34. Rijsdijk, B. A., Van Es R. J., Zonneveld, F. W., Steenks, M. H., & Koole, R. Botulinum toxin type A treatment of cosmetically disturbing masseteric hypertrophy. Nederlands Tijdschrift voor Geneeskunde 1998, 142: 529-32. 35. Bubon, M. S. Documented instance of restored conductive hearing loss. Functional Orthodontist 1995, 12: 26-9. 36. Mehta, Noshir (1992). Muscular Disorders. In Kaplan, A. S. & Assael, L. A. Temporomandibular Disorders. Philadelphia: Saunders, pp. 118-141. 37. Glaros, A. G. Tabacchi, K. N., & Glass, E. G. Effect of parafunctional clenching on TMD pain. Journal of Orofacial Pain 1998, 12: 145-152. 38. Fujii T, Torisu T, Nakamura S. A change of occlusal conditions after splint therapy for bruxers with and without pain in the masticatory muscles. Cranio 2005, 23: 113-8. 39. Isacsson, G., Barregard, L, Selden, A., & Bodin, L. Impact of nocturnal bruxism on mercury uptake from dental amalgams. European Journal of Oral Sciences 1997, 105: 251-257. 40. Schlott, W. J. Midface collapse: an overlooked disease. Dentistry Today 1997, 16: 54-7. 1. Okeson, Management of Temporomandibular Disorders and Occlusion, 1998 2. Trenouth MJ., The relationship between bruxism and TMD as shown by computer analysis of nocturnal tooth contact patterns. J Oral Rehabil 1979, 6: 81-87. 3. Attanasio R., Dent Clin North Am, 1991 4. Kydd W.L. and Daly, C., Duration of Nocturnal tooth contacts during bruxing. Journal of Prosthetic Dentistry 1985, 53: 717-721. 5. Glaros AG, J Prostet Dent 1981 6. Sari S, Sonmez H. Investigation of the relationship between oral parafunctions and temporomandibular joint dysfunction in Turkish children with mixed and permanent dentition. J Oral Rehabil 2002, 29:108-12. 7. Kritsinelli M, Shim YS., Maloccusion body posture and temporomandibular disorder in children with primary and mixed dentition. J Clin Ped Dent 1992, 16: 86-93. 8. Vanderas AP. Relationship between craniomandibular dysfunction and oral parafunctions in Caucasian children with and without unpleasant life events. J Oral Rehabil 1995, 22: 289-94. 9. Glaros AG, Tabacchi KN, Glass EG. Effect of parafunctional clenching on TMD pain. J Orofac Pain 1998, 12: 145-52. 10. Kieser JA, Groeneveld HT. Relationship between juvenile bruxing and craniomandibular dysfunction. J Oral Rehabil 1998, 25: 662-5. 11. Magnusson T Helkimo M. Temporomandibular disorders in children and adolescents. In: 1st ed, Koch G, Poulsen S. Pediatric Dentistry A Clinical Approach. Munksgaard, Copenhagen, 2001: 411-20. 12. Hirsch C, John MT, Lobbezoo F, Setz JM, Schaller HG. Incisal tooth wear and self-reported TMD pain in children and adolescents. Int J Prosthodont 2004, 17: 205-10. 13. Vanderas AP. Relationship between craniomandibular dysfunction and oral parafunctions in Caucasian children with and without unpleasant life events. J Oral Rehabil 1995, 22: 289-94. 14. Arnold M, Dent Clin North Am, 1981- Koivumaa KK, In Convegni Farmitalia 1969 15. Clarke NG, Townsend GC, Carey SE: Bruxing patterns in man during sleep, J Oral Rehabil 1983, 11: 123-127. 16. Reding GR et al: Sleep patterns of tooth grinding: its relationship to dreaming, Science 1964, 145:725. 17. Satoh T, Harada Y: Electrophyphysiological study on tooth-grinding during sleep, Electroencephalogr Clin Neurophysiol 1973, 35: 267-275. 18. Okeson JP, Phillips BA, Berry DT, Cook Y, Paesani D, Galante J: nocturnal bruxing events in healthy geriatric subjects, J Oral Rehabil 1990, 17: 411-418. 19. Okeson JP, Phillips BA, Berry DT, Baldwin RM: Nocturnal bruxing events: a report of normative data and cardiovascular response, J Oral Rehabil 1994, 21: 623-630. 20. Ellison, J. M. , and Stanziani P. SSRI-associated nocturnal bruxism in four patients. Journal of Clinical Psychiatry 1993, 54: 432-434. 21. Thompson, B. H., Blount, B. W., & Krumholtz, T. S. (1994). Treatment approaches to bruxism. American Family Physician 1994, 49: 1617-22. 22. Nadler SC. Bruxism a classification: critical review. J Am Dent Assoc. 1957, 54: 615-622. 23. Nadler SC. Detection and recognition of bruxism. J Am Dent Assoc. 1960, 61:472-479. 24. Brown. E. S., & Hong, S. C. Antidepressant-induced bruxism successfully treated with gabapentin 25. Journal of the American Dental Association 1999, 130: 1467-9. 26. Ramfjord SP. Bruxism, a clinical and electromyographic study. J Am Dent Assoc 1961, 62: 21-44. 27. Posselt U. The temporomandibular joint syndrome and occlusion. J Prosthet Dent 1971, 25: 432-438. 28. Yemm R. Neurophysiologic studies of temporomandibular joint dysfunction. Oral Sci Rev 1976, 1: 31-39. 29. Rugh JD. Electromyographic analysis of bruxism in the natural environment. In: Weinstein P, ed. Advances in Behavioral Research in Dentistry. Seattle, Wa: University of Washington Press 1978, 67-83. 61 Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve ‹norganik S›¤›r Kaynakl› Kemik Grefti Kombinasyonu Özet Rejeneratif periodontal tedavide yeni ve son yaklafl›mlardan biri de periodontal dokular›n geliflimi s›ras›ndaki olaylar zincirini taklit ederek periodontal rejenerasyonu sa¤lamakt›r. Bu konsept içerisinde de¤erlendirilen yap›lardan biri de mine matriks proteinleridir. ‹nsan mine matriks proteini ile domuz mine matriks proteini aras›nda, her iki proteinin de evrim süresince de¤iflmemesine ba¤l› olan, büyük bir benzerlik vard›r. Bu felsefeden yola ç›karak gelifltirilen, domuzlar›n difl tomurcu¤undan elde edilen, amelogenin ve di¤er amelogenin olmayan proteinlerden oluflan; sement, alveol kemi¤i ve periodontal ligament gelifliminde önemli rol oynayan bir protein olan mine matriks protein türevleri rejeneratif periodontal tedavide önemli bir yer kazanm›flt›r. Bu olgu sunumunda generalize agresif periodontitisli (Bir Olgu Sunumu) bir vakada mine matriks protein türevinin (EMD) inorganik s›¤›r kaynakl› greft materyali (BDX) ile kombinas-yonunun (EMD+BDX) klinik ve radyografik etkinli¤i incelendi. Klinik ve radyografik de¤erlendirmeler operasyondan önce ve operasyon sonras› 12. ayda kaydedildi. EMD+BDX tedavisi klinik ve radyografik olarak anlaml› düzeyde rejeneratif iyileflme sa¤lad›. Bu rejeneratif yaklafl›m, tedavisi zor ve karmafl›k olan generalize agresif periodontitis olgular› için baflar›l› bir tedavi seçene¤i olabilir. Anahtar Kelimeler: Mine matriks protein türevi, inorganik s›¤›r kemi¤i, generalize agresif periodontitis, rejenerasyon Girifl Prof. Dr. Selçuk Y›lmaz Rejeneratif periodontal tedavinin esas amac› Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, periodontal hastal›k nedeniyle y›k›ma u¤ram›fl dokular›n Periodontoloji Anabilim Dal› do¤ru hücre popülasyonu ve organizasyonu ile yeniden Dr. fiebnem Dirikan ‹pçi yap›land›r›larak sert ve yumuflak dokular aras›ndaki yap›sal Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, ve fonksiyonel uyumun yeniden kazand›r›lmas›d›r 1-3. Bu Periodontoloji Anabilim Dal› amaçla günümüze kadar pek çok teknik kullan›lm›flt›r. Bu teknikler; flep operasyonu ile birlikte kemik greftleri Prof. Dr. Bahar Kuru uygulamas›, yönlendirilmifl doku rejenerasyonu tekni¤i, Marmara Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, biyolojik medyatörlerin uygulanmas›yla doku mühendisli¤i Periodontoloji Anabilim Dal› çerçevesinde gerçeklefltirilen ifllemler ve bunlar›n kombinasyonlar›d›r. Dt. Deniz Berber Noyun Kemik greftleri içerisinde inorganik kaynakl› s›¤›r kemi¤i Yeditepe Üniversitesi, Diflhekimli¤i Fakültesi, (BDX) osteokondüktif özelli¤i ve insan kansellöz kemi¤ine Periodontoloji Anabilim Dal› benzerli¤i ile öne ç›km›flt›r 4. BDX tek bafl›na kullan›ld›¤›nda, klinik ve histolojik olarak rejenerasyon sa¤layabildi¤i bildirilmifltir 5,6. Ancak rejenerasyonun baflar›s› materyal membran ile kombine edildi¤inde daha da artmaktad›r 7. Rejeneratif periodontal tedavide doku mühendisli¤i çerçevesinde irdelenen yeni ve son yaklafl›mlardan biri de mine matriks protein türevleridir. Biyolojik olarak kullan›labilir ve ticari olarak elde edilebilir hale getirilen mine matriks 63 7tepe klinik 2006-2 Olgu Raporu protein türevleri, Emdogain® (EMD) ad› alt›nda kullan›ma sunulmufltur. EMD'nin periodontal ataflman sisteminin Bu olgu raporunda Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i rejenerasyonunda etkili oldu¤u hem hayvan 8,9 hem de Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dal› Klini¤i'ne çeflitli insan çal›flmalar›yla 10-13 gösterilmifltir. Kemik içi defektlerin periodontal flikayetlerle baflvuran, yap›lan klinik ve tedavisinde flep operasyonu ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, EMD radyografik muayeneler sonucunda GAP 22 teflhisi konulan uygulamas›n›n istatistiksel anlaml› olarak daha fazla 30 yafl›ndaki bir kad›n hasta de¤erlendirildi (Resim 1-4). ataflman kazanc› ve cep derinli¤i azalmas›yla sonuçland›¤› Hastadan al›nan medikal anamnezde herhangi bir sistemik tespit edilmifltir 14. Flep operasyonlar› sonras› ortalama 2.9 hastal›¤›n›n bulunmad›¤›, ilaç kullanmad›¤›, ilaç allerjisinin mm cep derinli¤i azalmas›, 1.6 mm ataflman kazanc› ve olmad›¤›, ve sigara kullanmad›¤› tesbit edildi. Hastaya, 1.4 mm kemik dolumu bildirilirken, EMD uygulamas› sonras› tedavi ifllemlerine bafllamadan önce, periodontal hastal›klar, saptanan benzer de¤erler s›ras›yla 4 mm, 3.2 mm ve 3 periodontal hastal›¤›n nedeni olan mikrobiyal dental plak, mm'dir 14. EMD'in jel k›vam›nda olmas›, stabilizasyon problemi yaflanmas›na ve defekt içerisine uygulanan EMD'in operasyon bölgesinde gerekli süre retansiyonunun sa¤lanamamas›na neden olmaktad›r. Rejenerasyon beklenen defekt bölgesi büyüdükçe, post operatif flep çöküntüsünün meydana gelmesi mevcut kapasitesini düflürmekte ve ayn› zamanda rejenerasyonun sa¤lanabilmesi için temel basamaklardan biri olan, defekt içerisinde p›ht›n›n korunmas› da zorlaflmaktad›r 11,15,16. EMD'in rejeneratif potansiyelini ve klinik etkinli¤ini artt›rmak Resim 1: Periodontal bafllang›ç tedavisi öncesi 16n›n mesialinde yap›lan SCD ölçümü amac›yla iki farkl› metod önerilmifltir. Bu metodlardan birincisi supra-krestal interdental yumuflak dokular›n yeterli olarak korunmas› ile kemik defekti içerisine flep çöküntüsünü s›n›rlayan yaklafl›md›r. Do¤ru interdental doku yönetimi ve primer kapaman›n EMD'in rol oynad›¤› rejeneratif iyileflmeye izin verece¤i, böylelikle klinik iyileflmeyi de artt›raca¤› ifade edilmifltir 17. Önerilen di¤er metod ise EMD'nin kemik greftleri ile kombine edilmesidir. Bu metod özellikle genifl ve derin kemik içi defektlerin tedavisi için önerilmektedir. Son çal›flmalar EMD ile BDX veya demineralize dondurulmufl kurutulmufl kemik grefti kombinasyonunun tek bafl›na EMD kullan›m›na göre rekonstrüktif sonucu özellikle klinik ataflman kazanc› 18,19 ve kemik dolumu 20,21 Resim 2: Operasyon öncesi sa¤ üst büyük az› bölgesine ait radyografik görüntü aç›s›ndan artt›rma potansiyeline sahip oldu¤unu göstermektedir. Literatür de¤erlendirildi¤inde, kombine çal›flmalar›n büyük ço¤unlu¤unun kronik periodontitis olgular›nda yap›ld›¤›, gençlerde ve genç eriflkinlerde görülen, h›zla ilerleyerek erken yaflta fonksiyon ve estetik kayb›na neden olan agresif periodontitisler ile iliflkili çal›flmalar›n çok az say›da oldu¤u gözlemlenmifltir. Kombine yaklafl›m›n tedavisi zor ve karmafl›k olan agresif periodontitis olgular› için baflar›l› bir tedavi alternatifi olabilece¤i düflüncesinden yola ç›k›larak bu olgu sunumunda generalize agresif periodontitisli (GAP) bir vakada EMD'nin BDX ile (EMD+BDX) kombinasyonunun klinik ve radyografik Resim 3: Periodontal bafllang›ç tedavisi öncesi 26n›n mesialinde yap›lan SCD ölçümü etkinli¤i incelendi. 64 Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve ‹norganik S›¤›r Kaynakl› Kemik Grefti Kombinasyonu Periodontal Tedavi Hastaya difl/kök yüzeyi temizli¤i ve kök yüzeyi düzlefltirme ifllemlerini içeren bafllang›ç periodontal tedavi uyguland›. Bafllang›ç periodontal tedaviden 2 ay sonra, hastaya periodontal cerrahi uyguland›. 5 Operasyon ifllemine, tedavisi di¤er çeneye göre daha az karmafl›k olan, üst çene veya alt çeneden baflland› ve ilgili çenenin tümü tek seansta opere edildi. Hastan›n di¤er çenesine operasyon bir ay sonra yap›ld›. Lokal infiltratif anesteziyi takiben mümkün oldu¤unca en az difleti kayb› Resim 4: Operasyon öncesi sol üst büyük az› bölgesine ait radyografik görüntü prensibiyle, özellikle bu hastal›k tipinde karfl›m›za ç›kan mikrobiyal dental plaktan korunma yöntemleri, a¤›z hijyeni difleti kenar düzensizliklerini de düzeltmek amac›yla, e¤itimi, yap›lacak olan periodontal tedaviler ve periodontal difletinden yaklafl›k 0-0.5 mm al›narak serbest difleti kenar›n› cerrahi ifllemler s›ras›nda kullan›lacak materyaller hakk›nda izleyen sulkular ensizyonlar yap›ld›. Vestibül ve palatinalde detayl› bilgi verildi ve hastan›n onay› al›nd›. mukoperiostal flep kald›r›ld›. Flep iç yüzündeki cep epiteli Vakan›n de¤erlendirilmesinde kullan›lan klinik indeks ve art›klar›, küretlerle uzaklaflt›r›ld›. Damarlanmaya hasar ölçümlerden plak indeksi (P‹), difleti olu¤u kanama indeksi verebilecek flep inceltme tekniklerinden kaç›n›ld›. Kemi¤e (DOK‹), difleti kenar› konum de¤iflikli¤i (DKKD), sondalanabilir yap›fl›k granülasyon dokular› temizlendi, kök yüzeyleri cep derinli¤i (SCD), rölatif ataflman seviyesi (RAS) ve rölatif küretlerle düzlefltirildi. Kemik cerrahisi ifllemleri uygulanmad›. kemik seviyesi (RKS) ölçümlerinin birbirini olumsuz yönde Kanaman›n kontrol alt›na al›nmas›n› takiben operasyon etkilememesi için ölçümler s›ra ile yap›ld› ve araflt›rma bölgesi serumla y›kand›. ‹lgili bölgelere ait kemik içi defekt formlar›na kaydedildi. Bu ölçümler hem tüm a¤›zda hem de derinli¤i saptand› (Resim 5-6). Difllerin kök yüzeyleri defekt bölgesinde yap›ld›. Tüm klinik ölçümler, 1 mm'lik kalibrasyona sahip 15 mm'lik periodontal sonda (CP 15 UNC, Hu-Friedy Instrument Co. Chicago, USA) yard›m›yla, akrilik oklüzal stentler sabit rehber noktas› kabul edilerek, operasyon öncesinde ve operasyondan 12 ay sonra al›nd›. Radyografik de¤erlendirme amac›yla hastadan standart a¤›z içi periapikal radyografiler al›nd›. Operasyon öncesinde al›nan bu radyografiler, operasyondan hemen sonra (immediate radyografi) ve 12 ay sonra tekrarland›. Bu standart radyografilerin üzerine yap›flt›r›lan milimetrik karelere sahip tek kullan›ml›k X-Ray grid'ler (X-ray Grid, 3-4 cm, Meyer Haake GmbH, Oberursel, Germany) arac›l›¤›yla ölçüm yapma imkan› elde edildi. Radyografik Resim 5: Operasyon esnas›nda 16n›n mesialinde ölçülen defektin dikey komponenti (9 mm). kemik seviyesi (RadKS), mine-sement s›n›r› ile defektin en derin noktas› (DEDN) aras›ndaki milimetrik kareler say›larak hesapland›. Radyografik kemik kazanc› miktar› ise, operasyon öncesindeki ve 12 ay sonras›ndaki de¤erlerin farklar›n›n al›nmas›yla belirlendi. Verilerin analizi, hem defekt bölgesi hem de tüm a¤›z ölçümleri için ayr› ayr› yap›ld›. Defekt bölgesi ölçümleri, DEDN'den, tüm a¤›z ölçümleri ise her difle ait 6 noktadan hesapland›. ‹statistiksel analiz SPSS (SPSS 10.1 for Windows, SPSS Inc., Chicago, IL) paket program› kullan›larak yap›ld›. Operasyon öncesi ve sonras› klinik ve radyografik ölçümler aras›ndaki fark›n de¤erlendirilmesinde Resim 6: Operasyon esnas›nda 26n›n mesialinde ölçülen defektin dikey komponenti (3 mm). Wilcoxon Signed Rank test kullan›ld›. 65 7tepe klinik 2006-2 kuruland›ktan sonra, smear tabakas›n› uzaklaflt›rmak bölgesinde en az 4 hafta süreyle difl ipi ve/veya arayüz amac›yla Prefgel™, 15 sn süre ile uyguland›, operasyon f›rças› kullanmamas›na dikkat çekildi 23. Operasyondan 1 bölgesi tekrar serumla y›kand›. Kemik içi defektler iyice hafta sonra hasta kontrole ça¤r›larak, ultrasonik aletle kurutularak önce EMD (Straumann Holding, Basel, Swit- operasyon bölgesinde serbest difleti kenar›ndan uzak zerland), bölgenin tükrük ve/veya kanla kontaminasyonu durularak profesyonel difl yüzeyi temizli¤i yap›ld›. Bu 4 engellenerek kök yüzeylerine uyguland›. Bu ifllemi takiben haftal›k sürede hastadan, operasyon bölgesindeki difl steril bir gode içerisinde kar›flt›r›lan EMD+BDX (Bio-Oss, yüzeylerini hafifçe f›rçalamas›, difleti yüzeyini ise serumla Osteoheath Co., Shirley, NY) yerlefltirildi ve kar›fl›m›n ›slat›lm›fl tamponla temizlemesi istendi. Difl yüzeyi temizli¤i ve cila ifllemi 6. haftan›n sonuna üzerine tekrar EMD uyguland› (Resim 7). Yara kenarlar› dek haftada bir ayn› biçimde tekrarland›. Operasyonun 4. haftas›nda hastaya, cerrahi ifllem yap›lm›fl bölgede de arayüz temizli¤i yapabilece¤i belirtildi. Bundan sonra 12. haftaya kadar 15 günde bir, takip süresi sonuna kadar da ayda bir olmak üzere profesyonel difl yüzeyi temizli¤i uyguland›. 12 ayl›k takip süresince hastada subgingival kök yüzeyi temizli¤i veya sondalama ifllemlerinden kaç›n›ld›. 12. ayda bafllang›çta yap›lan klinik ve radyografik ölçümler tekrarland›. Operasyon sonras› 12. ayda, klinik ve radyografik kay›tlar›n al›nmas›n› takiben (Resim 10-12), Resim 7: Sa¤ üst büyük az›lar bölgesinde EMD ve BDX kombinasyonu uygulamas› primer olarak kapat›ld› (Resim 8). Operasyon sonras› hastaya, sistemik antibiyotik (Amoksisilin klavulonat (2x1000 mg /gün)) ve %0,2'lik klorheksidin diglukonat içeren a¤›z gargaras› (2/gün, 4 hafta süre ile ) verildi. Cerrahi sonras› Resim 10: Operasyon sonras› 12. ay sonunda tüm a¤z›n klinik görüntüsü Resim 8: Dikifl 2. haftada dikifller al›nd› (Resim 9). Hastan›n, cerrahi sonras›nda operasyon bölgesi d›fl›ndaki alanlarda rutin a¤›z bak›m› ifllemlerine devam etmesine, ancak operasyon Resim 9: Operasyon sonras› 2. hafta dikifl al›nd›ktan sonra klinik görüntü Resim 11: Operasyon sonras› 12. ay sonunda sa¤ üst büyük az› bölgesine ait radyografik görüntü 66 Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve ‹norganik S›¤›r Kaynakl› Kemik Grefti Kombinasyonu Operasyon sonras› iyileflme sorunsuz gerçekleflti ve bu süre boyunca hastada pü veya abse oluflumu fleklinde Tablo 1. Lokalizasyon, ilgilendirdi¤i difl tipi ve defekt derinli¤ine göre defekt say›lar›. Resim 12: Operasyon sonras› 12. ay sonunda sol üst büyük az› bölgesine ait radyografik görüntü Üst çene 8 Alt çene 6 Tek köklü difller 8 Çok köklü difller 6 Defekt derinli¤i 2mm 8 Defekt derinli¤i 3 mm 4 Defekt derinli¤i 4 mm 2 herhangi bir enfeksiyon geliflimine rastlanmad›. Tedavi sonras› yumuflak doku de¤iflimleri de¤erlendirildi¤inde; SCD'de bafllang›ca göre ileri derecede anlaml› bir azalma (p<0.001) saptand›. DEDN'de, bafllang›çta 7.61±1.48 mm olan SCD ortalamas›, 12. ayda azalarak 3.22±0.97 mm oldu ve bu fark istatistiksel olarak anlaml› bulundu (p <0.001) (Tablo 2). DEDN'de ortalama RAS kazanc› 3.07±1.27 mm (p <0.001) ve difleti çekilmesi 1.27±0.51 mm olarak saptand› (Tablo 2). Sert doku de¤iflimleri de¤erlendirildi¤inde ise, DEDN'de ortalama RKS kazanc› Resim 13: Re-entry s›ras›nda 16n›n mesialinde gözlenen kemik içi defekt derinli¤i (1 mm) 1.81±1.06 mm olarak bulundu (p <0.001) (Tablo 2). Tedavi sonras› radyografik de¤iflimler de¤erlendirildi¤inde, bafllang›ç radyografilerine göre tüm bölgelerde radyoopakl›¤›n artt›¤› belirlendi (Resim 11-12). Bafllang›çta 8.50±1.65 mm olan RadKS ortalamas› 12. ayda azalarak 6.80±1.77 mm oldu ve bu fark istatistiksel olarak anlaml› bulundu (p <0.001) (Tablo 2). Tüm a¤›z ölçümlerindeki de¤iflimler Tablo 3'de görülmektedir. P‹ de¤erlerinde bafllang›ca göre istatistiksel olarak ileri derecede, DOK‹ de¤erlerinde ise bafllang›ca göre çok ileri derecede anlaml› azalma saptand› (s›ras›yla, p <0.01, p <0.001). Yumuflak doku de¤iflimleri de¤er- Resim 14: Re-entry s›ras›nda 26n›n mesialinde gözlenen kemik içi defekt derinli¤i (0.5 mm) lendirildi¤inde, ortalama SCD azalmas› 3.11±0.89 mm, hastan›n onay› al›narak, üst çenesine reentry ifllemi yap›ld› (Resim 13-14). Tablo 2. Tedavi öncesi ve sonras› DEDN SCD, RAS, DKKD, RKS VE RadKS ortalama ve standart sapma de¤erleri ve grup içi karfl›laflt›rmas› Sonuçlar Generalize formda ileri kemik y›k›mlar› Tedavi Öncesi 12.ay Fark SCD 7.61±1.48 3.22±0.97 4.39±1.51 *** defekt de¤erlendirildi. Bu defektlerin 2'si RAS 10.94±1.98 7.87±1.92 3.07±1.27 *** 3 duvarl›, 4'ü 3+2 duvarl› ve 8'i 2 duvarl› DKKD 5.33±1.85 6.61±1.99 1.27±0.51 *** defektlerdi. Kemik içi defektlerin bulun- RKS 13.89±2.39 12.07±2.07 1.81±1.06 *** duklar› çeneye ve difllere göre da¤›l›m› ve RadKS 8.50±1.65 6.80±1.77 1.70±0.68 *** duvar say›lar› Tablo 1'de görülmektedir. *** p <0.001 tespit edilen hastada toplam 14 kemik içi 67 7tepe klinik 2006-2 biyolojik bir etki de olufltu¤u düflünülmektedir 18,21. RAS kazanc› 1.98±0.73 mm ve difleti çekilmesi 1.07±0.65 mm olarak bulundu (Tablo 3). Sert doku de¤iflimleri EMD+BDX uygulamas›nda allerjik herhangi bir de¤erlendirildi¤inde ise ortalama RKS kazanc› 1.37±0.65 reaksiyona rastlanmad› ve abse, enfeksiyon gibi ciddi mm olarak saptand› (Tablo 3). postoperatif reaksiyonlar görülmedi. Ayr›ca, klinik tecrübeyle Tablo 3. Tedavi öncesi ve sonras› tüm a¤›z P‹, DOK‹, SCD, RAS, DKKD ve RKS ortalama ve standart sapma de¤erleri ve grup içi karfl›laflt›rmas› tespit edilmifl olmakla birlikte, operasyon sonras› ilk iki haftal›k süre içinde, difletlerinde flekil, k›vam, ve rengin dikkat çekici oldu¤u, iyileflmenin h›zl› geliflti¤i Tedavi Öncesi 12.ay Fark P‹ 0.51±0.20 0.29±0.28 0.22±0.31 ** DOK‹ 0.70±0.29 0.16±0.29 0.54±0.32 *** SCD 5.12±1.03 2.01±0.44 3.11±0.89 *** RAS 8.83±1.68 6.85±1.29 1.98±0.73 *** DKKD 4.12±1.13 5.20±1.23 1.07±0.65 *** uygulanan bölgelerde daha düflük oranda RKS 10.83±1.63 9.46±1.34 1.37±0.65 *** bulunmas›na 28 ve tafl›y›c› solüsyon olan *** p <0.001 gözlemlendi. Bu bulgular literatürde bildirilen klinik iyileflmeye ait bulgular ile uyumludur 26,27 ve cerrahi sonras› enflamatuar iyileflme faz›nda, matriks metalloproteinaz seviyelerinin EMD propilen glikol aljinat›n periodontal patojenler üzerindeki antimikrobiyal Hastan›n üst çenesine yap›lan reentry ifllemi sonucunda etkisine ba¤lanm›flt›r 29. bafllang›ç kemik içi defekt derinli¤i 9 mm ve 3 mm olan Rejeneratif periodontal tedavilerin etkinli¤inin sa¤ ve sol büyük az› difllerinin mezialindeki defektlerin incelenmesinde ölçülen parametreler yumuflak doku ve s›ras›yla 12. ayda 1 mm ve 0.5 mm’ye azald›¤› ve %87 sert doku ölçümleri olarak belirlenmifltir. Bu vaka raporunda kemik dolumu oldu¤u saptand›. da DKKD, SCD, ve RAS yumuflak doku, RKS ve RadKS sert doku ölçümleri olarak de¤erlendirildi. Tedavi öncesi Tart›flma ve sonras› DKKD incelendi¤inde difleti kenar› seviyesinde Bu vaka raporunda GAP'te EMD'nin BDX ile apikal yönlü de¤iflim görüldü ve hem DEDN hemde tüm kombinasyonunun klinik ve radyografik etkinli¤i incelendi. a¤›z de¤erlerinde bu fark›n çok ileri derecede anlaml› Elde edilen klinik ve radyografik sonuçlar de¤erlendiril- oldu¤u saptand› (p<0.001)(Tablo2, 3). DEDN 1.27±0.51 di¤inde; özellikle tedavisi zor, karmafl›k ve uzun dönem mm difleti çekilmesi gözlendi. Kombine tedavi sonucu elde baflar›s› flüpheli olan GAP olgular›nda; EMD ile birlikte edilen bu de¤er literatürle uyumlu bulundu. Bu sonuç iliflkili kombine kemik grefti uygulamas›n›n periodontal rejeneratif çal›flmalarda da ifade edilen greft materyalinin flep tedavide uygulamas› kolay, baflar›l› ve yeni bir yaklafl›m çöküntüsünü engellemesi ile aç›klanabilir 16,18, 21,30,31. Tedavi sonras›nda kabul edilebilir fizyolojik seviyede olabilece¤inden söz edilebilir. Bu vaka raporunda rejeneratif periodontal tedavi cep derinliklerinin elde edilmesi, özellikle agresif seçene¤i olarak EMD ile birlikte kemik grefti kombinasyonu periodontitiste, hasta taraf›ndan etkin bir plak kontrolünün tercih edildi. Bu yaklafl›m ile EMD'nin periodontal yap›labilmesi aç›s›ndan önemlidir. Ölçülen cep derinli¤indeki rejenerasyona neden olan olaylar zincirindeki biyolojik azalma, tedavi sonucunu ifade edebilen kritik bir bulgudur. etkisini gösterece¤i, greft materyali kullan›m›n›n ise Bu vaka raporunda tedavi sonunda SCD'de, bafllang›ca iyileflmenin erken döneminde defekt içerisine flep göre çok ileri derecede anlaml› bir azalma (p<0,001) çöküntüsünü engelleyebilece¤i düflünüldü. Literatürde saptand› (Tablo2, 3). Onikinci ayda, SCDnin DEDN kök yüzeyi ve mukoperiostal flep aras›ndaki bofllu¤un 3.22±0.97 mm oldu¤u tespit edildi. Sulkular ensizyon korunmas›n›n yap›lan rekonstrüktif ifllemleri ve yeni oluflan yap›lmas›na ra¤men elde edilen bu SCD de¤eri ideal kemi¤in boyutunu önemli derecede etkiledi¤i ifade de¤erlerden oldukça yüksek olarak saptand›, ancak bu Bu fikirden yola ç›k›larak uygulanan de¤erler pek çok hekim taraf›ndan idame edilebilir olarak EMD+BDX 18,19 veya EMD ve demineralize dondurulmufl kabul edilmektedir. Literatür incelendi¤inde, EMD+BDX'in edilmifltir 24,25 . klinik ataflman kronik periodontitis olgular›ndaki kemik içi defektlerin aç›s›ndan tek bafl›na tedavisi için incelendi¤i ve 3.43-6.20 mm SCD azalmas› EMD uygulamas›na göre daha baflar›l› sonuçlar verdi¤i bildirildi¤i ve bu de¤erlerin bu vaka raporu ile uyumlu ifade edilmifltir. Ayr›ca kombine yaklafl›mla sinerjistik oldu¤u görülmektedir 16,18,21,30. kurutulmufl kemik grefti kombinasyonunun 20 kazanc› veya kemik dolumu 20,21 68 Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve ‹norganik S›¤›r Kaynakl› Kemik Grefti Kombinasyonu Bu vaka raporunda DEDN gözlenen ataflman kazanc› rasyonuna benzer klinik ve radyografik sonuçlar elde 3.07±1.27 mm dir. Tüm a¤›z de¤erlendirildi¤inde ise bu edilmekte ve bir fl›r›nga EMD ile birçok defekt tedavi parametre 1.98±0.73 mm olarak bulundu. Bu iki ölçüm edilebilirken, özellikle defekt say›s›n›n artt›¤› GAP aras›ndaki ~1 mm fark GAP'›n spesifik karakteristi¤ine olgular›nda, yönlendirilmifl doku rejenerasyonu uygula- ba¤lanabilir. GAP'ta a¤z›n tümünde yayg›n ileri derecede mas›nda daha fazla membran gereksinimi maliyet aç›s›ndan horizontal ve aç›sal kemik kay›plar› gözlenir. ‹lgili literatürde da EMD'i avantajl› hale getirmektedir. EMD+BDX tedavisi için 3.13 - 5.8 mm ataflman kazanc› Bu olgu raporunda uygulanan cerrahi teknik ve bildirilmifltir 16,18,21,30,31. Ancak çal›flmalar aras›nda direkt materyaller, günümüzdeki tekniklerle, öngürülemeyen bir karfl›laflt›rma yapmak pek çok faktöre ba¤l› olarak güçtür. baflar› ile tedavi edilebilen fliddetli ve generalize kemik Gözlenen farkl›l›klar›n araflt›rma plan›, hastalar›n sosyo- y›k›mlar›n›n görüldü¤ü agresif periodontitis, ileri derecede ekonomik farkl›l›klar›, periodontal hastal›¤›n tipi, tedaviye y›k›m gösteren kronik periodontitis olgular› ve ümitsiz yan›t, inatç› spesifik patojenler, bafllang›ç SCD, defekt tipi difller için bir çözüm olabilir. Sulkular ensizyon ile mevcut ve kemik içi defekt derinli¤ine ba¤l› olarak meydana geldi¤i difleti seviyesinin korunmas› ve kombine tedavi sonucu düflünülebilir. meydana gelen az miktardaki difleti çekilmesi özellikle Rejeneratif periodontal tedavinin önemli hedeflerinden bu tip vakalarda kök yüzeyi aç›kl›¤›na ba¤l› karfl›lafl›- bir di¤eri de kemik dolumudur. Bu vaka raporunda saptanan labilecek estetik, hassasiyet ve kök çürü¤ü gibi problemleri klinik ve radyografik kemik dolumu s›ras›yla 1.81±1.06 mm ortadan kald›rabilir veya minimuma indirebilir. EMD+BDX ve 1.70±0.68 mm dir. Literatürde EMD+BDX tedavisi için kombinasyonu GAP tedavisi için güvenle kullan›labilir ve bildirilen kemik dolum miktar› 1.44-4.00 mm aras›nda 12. ayda sert ve yumuflak doku parametrelerini bafllang›ca de¤iflim göstermektedir 16,18,21,30,32. Ancak bu vaka raporunu göre anlaml› olarak artt›rm›flt›r. Bu vaka raporunda tek hasta, hastal›k ve defekt karakteristiklerindeki farkl›l›klar bir vakaya ait say›sal de¤erler sunulmufltur. Ancak belirtilen nedeniyle di¤er çal›flmalarla karfl›laflt›rmak mümkün de¤ildir. klinik kazan›mlar ve gözlemler klini¤imizde benzer flekilde Bu vaka raporu GAP'ta horizontal ve interdental krater tedavi edilen ~200 ve üzeri yar›m çenede tespit edilmifltir. fleklindeki 2 duvarl› genifl defektlerin tedavisini sunmaktad›r. Elde edilen sonuçlar farkl› hastal›k gruplar›nda yap›lacak Bilindi¤i gibi, 2-3 duvarl› dar derin defektler s›¤-genifl 2 uzun dönem klinik kontrollü çal›flmalar için cesaret vericidir. duvarl› defektlere göre, klasik cerrahi ifllemler uygulan- Ayr›ca benzer metodolojiyle farkl› kemik greft d›¤›nda dahi, daha iyi iyileflme potansiyaline sahiptir 33,34. materyallerinin de EMD ile kombine kullan›mda klinik ve Bu olgu raporunda, 12. ay›n sonunda yap›lan reentry ifllemi radyografik etkilerinin de¤erlendirilmesi literatüre katk› ile %87 oran›nda defekt dolumu saptand›. Ayr›ca, kemi¤in sa¤layacakt›r. kalitatif özelliklerinin çok iyi oldu¤u, greft partiküllerinin KAYNAKLAR: bulunmad›¤› ve orjinal konak kemi¤ini yans›tt›¤› gözlendi. Rejeneratif periodontal tekniklerin pratik olarak 1. uygulanabilirli¤i de klinik pratik aç›s›ndan önem tafl›maktad›r. 2. Bu vaka raporunda uygulanan EMD ve kemik grefti kombinasyonu di¤er rejeneratif tekniklere göre uygulanabilirli¤i aç›s›ndan daha kolay ve avantajl›d›r. 3. Parelel iyileflme paterninin gözlendi¤i yönlendirilmifl doku 4. rejenerasyonu uygulamalar›nda membran›n flekillendirilmesi ve adaptasyonu özellikle posterior bölgelerde güçlük teflkil 5. etmekte ve dokunun membran› tamam›yla örtebilecek flekilde kapat›lmas› gerekmektedir. Kapat›lma esnas›nda membran›n yerlefltirildi¤i bölgede stabil olarak kalmas› 6. kritik bir öneme sahiptir. Membran›n a盤a ç›kmas› durumunda, lokal plak kontrolü güçleflmekte, rezorbe 7. olmayan membran kullan›lmas› durumunda, membran›n ç›kart›lmas› için ikinci bir cerrahi iflleme gerek duyulmas› 8. da dezavantaj sa¤lamaktad›r. EMD ve kombine kemik grefti uygulamas›yla ise yönlendirilmifl doku rejene69 Garrett JS. Periodontal regeneration around natural teeth. Ann Periodontol 1996, 1: 621-666. K›l›ç AR, Efeo¤lu E, Y›lmaz S, Orgun T. The relationship between probing bone loss and standardized radiographic analysis. Periodont Clin Invest 1998, 20: 25-32. MacNeil RL, Somerman MJ. Development and regeneration of the periodontium: Parallels and contrasts. Periodontol 2000 1999, 19: 8-20. Valdre G, Mongiorgi R, Ferrieri P, Corvo G, Cattaneo V, Tartaro G. Scanning electron microscopy and microanalysis applied to the study of biomaterials for dental use (in Italian). Minerva Stomatologica 1995, 44: 55-68. Richardson CR, Mellonig JT, Brunsvold MA, McDonnell HT, Cochran DL. Clinical evaluation of Bio-Oss: A bovine-derived xenograft for the treatment of periodontal osseous defects in humans. J Clin Periodontol 1999, 26:421428. Mellonig T. Human histologic evaluation of a bovine-derived xenograft in the treatment of periodontal osseous defects. Int J Periodontics Restorative Dent 2000, 20:18-29. Camelo M, Nevins ML, Schenk RK, et al. Clinical, radiographic, and histologic evaluation of human periodontal defects treated with Bio-Oss and Bio-Gide. Int J Periodontics Restorative Dent 1998, 18: 321-331. Hammarström L, Heijl K & Gestrelius S. Periodontal regeneration in a buccal dehiscence model in monkeys after applications of enamel matrix proteins. J Clin Periodontol 1997b, 24: 669-677. 7tepe klinik 2006-2 9. 10. 11. 12. 13. 14. 15. 16. 17. 18. 19. 20. 21. 22. 23. 24. 25. 26. 27. 28. Sculean A, Donos N, Brecx M. & Karring T. Treatment of intrabony defects with guided tissue regeneration and enamel matrix proteins. J Clin Periodontol 2000, 27: 466-472. Heijl K. Periodontal regeneration with enamel matrix derivative in one human experimental defect. A case report. J Clin Periodontol 1997, 24: 693-696. Mellonig J T. Enamel matrix derivative for periodontal reconstructive surgery: technique and clinical and histologic case report. Int J Periodontics Rest 1999, 19: 9-19. Sculean A, Donos N, Windisch P, Brecx M, Gera I, Reich E. & Karring T. Healing of human intrabony defects following treatment with enamel matrix proteins or guided tissue regeneration. J Periodont Res 1999, 34: 310322. Yukna R A. & Mellonig J T. Histological evaluation of periodontal healing in humans following regenerative therapy with enamel matrix derivative. J Periodontol 2000, 71: 752-759. Trombelli L. Which reconstructive procedures are effective for treating the periodontal intraosseous defect? Periodontol 2000 2005, 37: 88-105. Rosen P, Reynolds MA. A retrospective case series comparing the use of demineralized freeze-dried bone allograft and freeze-dried bone allograft combined with enamel matrix derivative for the treatment of advanced osseous lesions. J Periodontol 2002, 73: 942-949. Scheyer ET, Velasquez-Plata D, Brunsvold MA, Lasho DJ, Mellonig JT. A clinical comparison of a bovine-derived xenograft used alone and in combination with enamel matrix derivative for the treatment of periodontal osseous defects. J. Periodont 2002, 73: 423-432. Trombelli L, Bottega S & Zucchelli G. Supracrestal soft tissue preservation in conjunction with enamel matrix proteins in the treatment of deep intrabony defects: a report of 35 consecutively-treated cases. J Clin Periodontol 2002b, 29: 433-439. Lekovic V, Camargo PM, Weinlaender M, Nedic M, Aleksic Z & Kenney EB. A comparison between enamel matrix proteins used alone or in combination with bovine porous bone mineral in the treatment of intrabony periodontal defects in humans. J Periodontol 2000, 71: 1110-1116. Zucchelli G, Amore C, Montebugnoli L & De Sanctis M. Enamel matrix proteins and bovine porous bone mineral in the treatment of intrabony defects: a comparative controlled clinical trial. J Periodontol 2003, 74: 1725-1735. Gurinsky B S, Mills M P & Mellonig JT. Clinical evaluation of demineralized freeze-dried bone allograft and enamel matrix derivative versus enamel matrix derivative alone for the treatment of periodontal osseous defects in humans. J Periodontol 2004, 75: 1309-1318. Velasquez-Plata D, Scheyer E T & Mellonig JT. Clinical comparison of an enamel matrix derivative used alone or in combination with a bovine-derived xenograft for the treatment of periodontal osseous defects in humans. J Periodontol 2002, 73: 433-440. American Academy of Periodontology. Parameter on aggressive periodontitis. J Periodontol 2000, 71 (Suppl.): 867-869. Sculean A, Windisch P, Keglevich T, Fabi B, Lundgren, E, Lyngstadaas PS. Presence of an enamel matrix protein derivative on human teeth following periodontal surgery. J Clin Oral Invest 2002, 6: 183-187. Sigurdsson TJ, Hardwick R, Bogle GC & Wikesjö UME. Periodontal repair in dogs: space provision by reinforced ePTFE membranes enhances bone and cementum. J Periodontol 1994, 65: 350-356. Sigurdsson TJ., Tatakis DN, Lee MB & Wikesjo UM. Periodontal regenerative potential of space-providing expanded polytetrafluoroethylene membranes and recombinant human bone morphogenetic proteins. J Periodontol 1995, 66: 511-521. Zetterström O, Adersson C, Eriksson L. Clinical safety of enamel matrix derivative (Emdogain) in the treatment of periodontal defects. J Clin Periodontol 1997, 24:697-704. Y›lmaz S, Kuru B, Altuna-K›rac E. Enamel matrix proteins in the treatment of periodontal sites with horizontal type of bone loss. J Clin Periodontol 2003, 30: 197-206. Heard RH, Mellonig JT, Brunsvold MA, Lasho DJ, Meffert RM, Cochran DL. Clinical evaluation of wound healing following multiple exposures to 29. 30. 31. 32. 33. 34. 70 enamel matrix protein derivative in the treatment of intrabony periodontal defects. J Periodontol 2000, 71: 1715-1721. Spahr A, Lyngstaads SP, Boeckh C, Andersson C, Podbielski A, Haller B. Effect of the enamel matrix derivative (Emdogain) on the growth of periodontal pathogens in vitro. J Clin Periodontol 2002, 29: 2-72. Camargo PM, Lekovic V, Weinlander M, Vasilic N, Kenney EB, Madzarevic M. The effectiveness of enamel matrix proteins used in combination with porous bone mineral in the treatment of intrabony defects in humans. J Clin Periodontol 2001, 28: 1016-1022. Sculean A, Chiantella GC, Windisch P, Gera I, Reich E. Clinical evaluation of an enamel matrix protein derivative (Emdogain) combined with a bovine derived xenograft (Bio-Oss) for the treatment of intrabony periodontal defects in humans. Int J Periodontics Restorative Dent 2002, 22: 259-267. Vandana K L, Shah K, Prakash S. Clinical and radiographic evaluation of Emdogain as a regenerative material in the treatment of interproximal vertical defects in chronic and aggressive periodontitis patients. Int J Periodontics Restorative Dent 2004, 24: 185-191. Rosling B, Nyman S, Lindhe J. The effect of systemic plaque control on bone regeneration in infrabony pockets. J Clin Periodontol 1976, 3: 38-53. Tonetti MS, Pini Prato G, Cortellini P. Factors affecting the healing response of intrabony defects following guided tissue regeneration and access flap surgery. J Clin Periodontol 1996, 23: 548-556. YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D ‹ fi H E K ‹ M L ‹ ⁄ ‹ F A K Ü L T E S ‹ V E D ‹ fi H A S T A N E S ‹ h a b e r l e r ... Görme Engelli Çocuklar›n Difl Tedavileri Yap›ld› Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Pedodonti Artan dünya nüfusuna paralellik gösterecek flekilde Anabilim Dal› her y›l Kad›köy ‹lçesi ve çevresindeki okullarda engelli çocuklar›n da say›s›nda gün geçtikçe art›fl yüzlerce çocu¤un difl taramas›n› gerçeklefltirmektedir. Bu oldu¤u saptanm›fl olup görme duyusunun do¤ufltan çal›flma kapsam›nda bu y›l muayene edilen çocuklar veya sonradan yitirilmesi sonucunda, birçok görme aras›nda Türkan Sabanc› Görme Engelli ‹lkö¤retim Okulu engelli hasta oldu¤u belirlenmifltir. Bu hastalar a¤›z- 1. ve 2. s›n›f ö¤rencileri yer alm›fl ve okuldaki görme engelli difl bak›mlar›nda güçlük yaflamaktad›rlar. 44 ö¤rencinin difl muayeneleri ile tedavileri yap›lm›flt›r. 71 Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi 2005 - 2006 Y›l› Mezuniyet Balosu Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi 2005- dilek konuflmas›yla devam etti. Mezunlar›m›z birlikte 2006 e¤itim- ö¤retim y›l› son s›n›f ö¤rencilerinin mezuniyet geçirilen befl y›l›n an›s›na dekan›m›z Prof. Dr. Türker balosu, 12 Haziran 2006 tarihinde güzel bir ‹stanbul Sandall›'ya sunduklar› hediye ile duygulu anlar yaflatt›lar. akflam›nda kutland›. Gece, Dekan›m›z Prof. Dr. Türker Kesilen pasta ve havai fiflek gösterileriyle devam eden Sandall›'dan rica edilen konuflmayla aç›ld› . Hepimizin bu güzel gece Difl Hekimli¤i Fakültesi olarak aile foto¤raf› hocas›, en deneyimli ö¤retim üyemiz Prof. Dr. Senih çekilerek somutlaflt›r›ld›. Çal›kkocao¤lu'nun çiçe¤i burnunda meslekdafllar›m›za iyi Ortodonti Anabilim Dal›nda Mezuniyet Sonras› Ortodonti Kursu Düzenlendi Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi Ortodonti taraf›ndan verilen kursta ortodontide teflhis, estetik Anabilim Dal› ve OTM iflbirli¤i ile düzenlenen "Roth de¤erlendirme, tedavi mekanikleri, mültidisipliner tedavi Felsefesine Girifl" kursu 24-25 Nisan 2006 tarihlerinde ve ortognatik cerrahi gibi klinik prati¤ine faydal› konular Diflhekimli¤i Fakültesinde yap›ld›. Milan Üniversitesi ö¤retim üzerinde duruldu. Kat›l›m›n yüksek oldu¤u kurstan elde üyesi Dr. Renato Cocconi ve Uluslararas› Katalonya edilen tüm gelir "Efe Güray E¤itim ve Spor Vakf›"na Üniversitesi ö¤retim üyesi Dr. Domingo Martin Salvador ba¤›flland›. 74 7 tepe klinik Yeditepe Üniversitesi Difl Hekimli¤i Fakültesi Bilimsel Dergisi Yay›n Kurallar› Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi 7 tepe 4. B‹REY (MATERYAL) VE YÖNTEM. Bu bölümde klinik dergisi, Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi'nin çal›flman›n birey/bireyleri veya materyali tan›mlanmal›, bilimsel yay›n organ›d›r. Bu dergide diflhekimli¤i alan›ndaki uygulanan tedavi yaklafl›m› anlat›lmal›d›r. klini¤e yönelik araflt›rmalar, olgu sunumlar›, derlemeler, 5. BULGULAR. Bu bölümde, elde edilen bulgular aç›k editöre mektuplar, yeni dental malzemelerin uygulamas›n› ve k›sa bir flekilde sunulmal›d›r. Bu amaçla tablo, grafik içeren pilot çal›flmalar, haber ve yorumlar Türkçe olarak ve foto¤raflar kullan›labilir. yay›nlan›r. 7 tepe klinik y›lda iki say› olarak yay›nlan›r ve 6. TARTIfiMA. Bu bölümde, girifl bölümünün tekrar› iki say›da bir cilt tamamlan›r. yap›lmadan, bulgular›n önemi belirtilmelidir. Makaleler 7. SONUÇ(LAR). Bu bölümde çal›flman›n sonuçlan Bu dergide yay›nlanmak için gönderilen araflt›rma ve verilmelidir. olgu sunumlar› daha önce yay›nlanmam›fl olmas› flart› ile 8. TEfiEKKÜR YAZISI. Gerekli görüldü¤ü durumlarda kabul edilir. Araflt›rma ve derlemeler 15, olgu sunumlar› çal›flmaya katk›da bulunanlara yaz›l›r. 5 sayfay› (özet, referanslar, tablo ve flekiller hariç) 9. KAYNAKLAR. Kaynaklar makalede geçifl s›ras›na geçmemelidir. Gerekti¤inde hakem de¤erlendirmesi öncesi göre numaraland›r›lmal› ve metin içerisinde ald›¤› numaraya yazar(lar)dan metinde k›saltma ve düzeltmeler istenebilir. göre kaynak listesinde gösterilmelidir. Kaynak listesi ayr› Bir orijinal ve iki kopya halinde haz›rlanan makale A4 bir sayfada olmal›d›r. Metin içerisinde kaynak numaras› boyutunda ka¤›da, sayfan›n bir yüzüne iki sat›r aral›kla üst simge olarak verilmelidir. Yazar ad say›s› iki veya daha yaz›lmal›d›r. Sayfan›n tüm kenarlar›nda 2,5 cm boflluk az ise metinde tüm adlar yaz›lmal›, fakat iki taneden fazla b›rak›lmal›d›r. Yaz› karakteri 12 punto Arial veya Tahoma ise ilk üç yazar ad› yaz›lmal› ve "ve ark." k›saltmas› olmal›d›r. Sayfa numaralar› sayfan›n sa¤ alt köflesinde yer kullan›lmal›d›r. almal› ve kapak sayfas›na numara yaz›lmamal›d›r. Makale Kaynaklar›n yaz›m›nda flu kurallara dikkat edilmelidir: format› afla¤›daki bölümlerden oluflturulmal›d›r. Makale ve Dergiler: Yazar ad(lar)›, makale ad›, dergi ad› ekleri CD’ye de kayıt edilmelidir. ("lndexMedicus" ta verilen listeye göre k›salt›lmal›d›r), y›l›, 1. BAfiLIK SAYFASI. Bu sayfada içeri¤e uygun k›sa cilt numaras›, ilk ve son sayfa numaras›. ve aç›k ifadeli Türkçe ve ‹ngilizce bafll›k, yazar(lar)›n Shannon KR, Nanda RS. Changes in the curve of akademik unvan(lar)› ve ad(lar)›, görev(ler)i ve kurum(lar)› Spee with treatment and at 2 years posttreatment. Am J belirtilmelidir. Yaz›flmalar›n yap›laca¤› yazar›n adres, Orthod Dentofacial Orthop 2004, 125: 589-96. telefon ve faks numaras› ve e-mail adresi de bu sayfada Kitaplar: Yazar ad(lar)›, kitab›n ad›, kaç›nc› bask› yer almal›d›r. Bafll›k sayfas›na befl sözcü¤ü geçmeyecek oldu¤u, yay›nland›¤› yer, yay›nevi, y›l. flekilde k›sa bir bafll›k da yaz›lmal›d›r. Gönderilecek olan Graber TM, Rakosi T, Petrovic AG. Dentofacial iki kopyada bafll›k sayfas›nda sadece makalenin ad› olmal› orthopedics with functional appliances. 2nd ed., St. Louis, ve metin içerisinde yer alan yazar ve kurum adları silinmelidir. Mosby; 1997. 2. ÖZET. Ayr› sayfada olmak üzere haz›rlanmal›, 150 Kitap bölümü: ‹lgili bölüm yazar ad(lar)›, ilgili bölüm sözcükten az 250 sözcükten fazla olmamal›d›r. Özetin ad›, editör(ler), kitab›n ad›, yay›nland›¤› yer, yay›nevi, y›l, alt›na en fazla üç anahtar sözcük yaz›lmal›d›r. ilk ve son sayfa numaras›. 3. G‹R‹fi. Bu bölümde araflt›rma veya olgu sunumunun Davidovitch Z, Gögen MH, Okamoto Y, Shanfeld JL. neden veya ne için yap›ld›¤› sorular›na yan›t verilmelidir. Neurotransmitters and cytokines as regulators of bone 75 remodeling. in: Carlson DS and Goldstein SA (eds). Bone Yay›n Hakk› biodynamics in orthodontic and orthopedic treat-ment. Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesi bilimsel Volume 27, Craniofacial Growth Series, Center for Human yay›n organ› 7 tepe klinik dergisinde yay›nlanan yaz›lar›n Growth and Development, University of Michigan, Ann telif hakk› Yeditepe Üniversitesi Diflhekimli¤i Fakültesine Arbor, 1991 pp. 141-162. aittir, baflka yerde yay›nlanamaz. Dergi editörden yaz›l› 10. TABLOLAR. Makale içindeki geçifl s›ralar›na göre izin al›nmadan ve kaynak gösterilmeden k›smen veya Romen rakam› ile numaraland›nlmal›d›r. Metin içerisinde tamamen kopya edilemez, fotokopi, teksir, bask› ve di¤er de yerleri belirtilmelidir. Her tablo ayr› bir sayfaya yaz›lmal›, yollarla ço¤alt›lamaz. Yay›nlanan makale ve reklamlardaki her biri ayr› bir basl›k tafl›mal›d›r. Tablolar tek bafllar›na fikir, görüfl ve sonuçlar yazar(lar)a veya firmaya ait olup, anlaml› olmal› ve metni tekrarlamamal›d›r. Daha önce Yay›n Kurulunun düflüncelerini yans›tmaz. yay›nlanm›fl olan bilgi veya tablolar›n kayna¤›, ilgili tablonun CD alt›na ilifltirilen bir dip not ile belirtilmelidir. Tablolar, makale Makalenin yay›na kabul edilmesini takiben makalenin ile birlikte CD içerisinde yer almal›d›r. son halinin CD ye (Microsoft Word) kaydedilmifl olarak, bir 11. RES‹M VE fiEK‹L ALT YAZILARI. Resim ve flekiller bas›l› kopya ile birlikte editöre yollanmas› gereklidir. CD metinde geçifl s›ras›na göre numaraland›nlmal›d›r. Metin nin üzerine yazarlar›n adlar›, makale bafll›¤› ve yaz›m içerisinde de yerleri belirtilmelidir. Her resim ve/veya flekil program› belirtilmelidir. ayr› bir sayfada olmal›d›r. Resim ve flekil alt yaz›lar› Yazarlar için son kontrol listesi: makalenin sonunda ayr› bir sayfada verilmelidir. Resim ve Makalenizi 7 tepe klinik dergisine göndermeden önce flekil altyaz›lar› k›sa olmal›, metni tekrar etmemeli ve lütfen bu bölümdeki maddelerle karfl›laflt›rarak eksik aç›klay›c› olmal›d›r. Resim veya flekillerde kullan›lan say›, olmad›¤›ndan emin olunuz. sembol ve harflerin anlam› aç›k bir flekilde belirtilmelidir. 1. Editöre baflvuru mektubu Resim ve flekiller: Resimler net ve parlak foto¤raf 2. Makalenin üç adet örne¤i ka¤›d›na üçer adet bas›lm›fl olmal›d›r. Resimler en az • Makalenin tamam› çift aral›kl› yaz›lmal›d›r. 7.5x10 cm., en fazla 12.5x17.5 cm. boyutlar›nda olmal›d›r. • Her bir kenarda 2.5 cm boflluk b›rak›lmal›d›r. fiekiller beyaz ka¤›da siyah çizim fleklinde olmal›d›r, iyi • Yaz› karakteri 12 punto Arial veya Tahoma olmal›d›r. bas›lm›fl olmak kayd› ile bilgisayar ç›kt›lar› tercih edilir. • Bafll›k sayfas› Histolojik kesit foto¤raflar›nda büyütme ve boyama tekni¤i • Makalenin bafll›¤› belirtilmelidir. Resim veya flekil üzerindeki yaz›lar uygun • Yazarlar›n isimleri, akademik unvanlar›, çal›flt›klar› boyutta ve flablon, letraset veya bilgisayar ile yaz›lmal›d›r. kurumlar (Sadece orijinal makalede). Birinci yazarın bir Resim ve flekillerin arkas›na numaras›, makalenin bafllı¤ı adet vesikalık resmi yaz›lmal› ve üst k›s›m ok iflareti ile belirtilmelidir. Renkli • Yaz›flma adresi, telefon, faks numaralar› ve varsa e- bas›mlar mümkündür. mail adresi (Sadece orijinal makalede). Olgu sunumlar› girifl, olgu veya olgular›n sunumu • K›sa bafll›k (teflhis, etioloji, tedavi plan›, tedavi seyri ve sonuç) ve 3. Özet tart›flma bölümlerini içermelidir. Olgu sunumlar›nda; olgunun 4. Yararlan›lan kaynaklar (Ayr› sayfada). az rastlanan, al›fl›lm›fl›n d›fl›nda olmas› ya da mevcut • Kaynaklar metin içindeki geçifl s›ras›n› izleyerek, Diflhekimli¤i bilgilerine katk› sa¤layacak veya yeni bir görüfl yaz›m kurallar›na uygun olarak s›ralanmal›d›r getirecek nitelikte olmas› flart› aran›r. 5. Tablo, flekil ve resimler. Etik • Üç adet olarak haz›rlanmal› ve bafll›klar› ayr› bir sayfa Etik kurallara uyulmamas›ndan do¤acak her türlü üzerine yaz›lmal›d›r. sorumluluk yazar(lar)a aittir. Özellikle hastan›n ad›, ad›n›n • Tablolar›n her biri ayr› sayfada yer almal›d›r. k›salt›lmas›, hasta ve kay›t numaras› kullan›lmamal›d›r. • fiekil ve resimlerin arka yüzlerine numaralar› ve makalenin Hasta onay› olmad›kça foto¤raflarda gözler bantlanmal›d›r. bafll›¤› yaz›lmal›d›r ve üst kısım ok iflareti ile belirtilmelidir. 76 Kök Ucu Apeksifikasyonu (Bir Olgu Raporu) Tanalp J., Bay›rl› G. Yar›k Damak Dudak Hastalar›nda Protetik Rehabilitasyon Çakan U., Güncü M.B., Germeç D., Aslan Y. Essix ‹ntrüzyon Apareyi Kullan›m› (Bir Olgu Raporu) Germeç D., Kocadereli ‹. P›ht›laflma Bozuklu¤u Olan Hastalarda Fibrin Sealantlar ve Doku Yap›flt›r›c›lar›n Kullan›m› Alpk›l›ç E., Ak G. Periodontal Kemik ‹çi Defektlerin Büyüme Faktörlerince Zengin Otolog Trombosit Konsantrasyonu ve ‹norganik S›¤›r Kemi¤i Kombinasyonu ile Tedavisi (Bir Olgu Raporu) Y›lmaz S., Çakar G., Kuru B., Y›ld›r›m B. Yüz Protezlerinde Ekstraoral ‹mplant Uygulamalar› Tuncer E.D., Azak A.N., Evlio¤lu G., Karatafl M.Ö. Eroziv Liken Planus’un Kortikosteroid Jel ile Tedavisi (Bir Olgu Raporu) Arslan A., Tuncer ‹. A¤›z Kokusu ve Helicobacter Pylori Özenen D.Ö., Karatafl M.Ö. Travmaya Ba¤l› Difl Kay›plar›nda ‹mmediyat ‹mplantasyon ve ‹mmediyat Yükleme Tekniklerinin Beraber Uygulamas› (Vaka Raporu) Dilek Ö., Sandall› P. Bruksizm Bal B., Oral K. Generalize Agresif Periodontitis Tedavisinde Mine Matriks Proteini ve ‹norganik S›¤›r Kaynakl› Kemik Grefti Kombinasyonu Y›lmaz S., ‹pçi fi.D., Kuru B., Noyun D.B. YED‹TEPE ÜN‹VERS‹TES‹ D‹fi HEK‹ML‹⁄‹ FAKÜLTES‹ VE D‹fi HASTANES‹ Ba¤dat Caddesi No: 238 Göztepe 34728 ‹STANBUL Tel: 0216 363 6044 pbx Faks: 0216 363 6211 www.dishekimligi.yeditepe.edu.tr