kentsel bölüşüm kar hanesi
Transkript
kentsel bölüşüm kar hanesi
- “KENTSEL BÖLÜŞÜM KAR HANESİ” Tek Perdelik Hardcore Aile Komedyası (Zevkle döşenmiş üst gelir düzeyi küçük burjuva evi. Sol önde seyirciye arkası dönük diyagonal duran tv. Karşısında çift kişilik kanepe. Arka ortada Amerikan mutfak, mutfak barının solunda wc-banyo kapısı, sağ arkada sokak kapısı, sol arkada yatakodası girişi. Tv.de CNBC gibi bir kanalda gülme efektli, İngilizce, popüler bir komedi var. Önder kanepeye yayılmış tv seyrediyor. Devrim salon – yatak odası arasında gidiş geliş halinde.Yol hazırlığı yapmaktadır. Her ikisi de tv.deki gülme efektiyle senkronize gülerler.) DEVRİM- Mavi bluzumu gördün mü şeker? ÖNDER- Banyodaydı galiba canım. DEVRİM- O.K.bitanem. (Devrim banyodan mavi bluzunu giyerek çıkar, efektle eş zamanlı gülmeye devam ederler.) Yaa süper bu adam. Çok başarılı yaa.(kanepenin üstünden aşıp Önder‟in yanına oturur,sarılır. Bir süre bu şekil takılırlar,dizinin final jeneriği girer, Devrim kumandayla tv.yi kapatır) ÖNDER- Ne kapatıyorsun be! (kumandayı alır) DEVRİM- Yarınki yazını da ben mi yazacağım? ÖNDER- SAYIN, 2008 Ama ben tv. Seyrederken bir yandan düşünüyorum bebeğim. Sayfa 1 DEVRİM- Düşünüyormuş…Hadi ordan…Bak bide şirinlik yapmaya çalışmaz mı?(Aralarında spontane bir yastık savaşı başlar.Bir ara Devrim arkasını döner,Önder poposuna parmak atar,Devrim Önder‟in üstüne çullanır) Seni adi şerefsiz!( Bir süre keyifle kedi gibi boğuşurlar.) ÖNDER- Hastasıyım herbişeyinin.Yerim,içerim,yalar yutarımseni. DEVRİM- Hadileyyn! (panikle)Anne! İki saat sonra uçağım kalkıyor, ve benim vaziyetime bak yaa…Maymun! Hep senin yüzünden. ÖNDER- Ya hayatım ne paniksin yaa! Yol hazırlığın bitti, dosyaların hazır, her şey yolunda (taklit ederek) “anneee iki saat sonra uçağım kalkıyo”…Bi sakin ol yavrum. DEVRİM- Yaa çok heyecanlıyım şekercik. ÖNDER- E tabii heyecanlanacaksın, bu heyecanının sana bir anlamda faydası var. Ama sakın kasma. Senin karizman karşısında adamların onaylamayacakları proje yok. Gitmeden dosyana son bir göz atalım ister misin? DEVRİM- (Önder‟e sarılır) Allahım benim ne tatlı bir kocam var yaa! ÖNDER- Farkında mısın karıcığım bu işe başladığından beri dindarlaştın iyice. DEVRİM- Ne demezsin…Körle yatan şaşı kalkar. ÖNDER- Aloo! Ne o yatan kalkan filan? DEVRİM- Senin kalbin kötü, lafı istediğin yerden duyuyorsun kocacığım.( Önder‟in poposunu çimdikler,leptopunu açar) Bu arada benim patronlar sana acayip kıl SAYIN, 2008 Sayfa 2 oluyorlar ama belli etmiyorlar şeker…Özellikle şu baş örtüsüyle ilgili yazından sonra. ÖNDER-(Düzelterek) Türban!...Okumuşlar mı? DEVRİM- Bitanem bunların yeni jenerasyonu bi acayip.Kendi yayın organlarından önce sizin gazeteyi okuyorlar.Yani bir yerden baktığında bazıları senden benden çağdaş. ÖNDER- Onların en çağdaşı Cuma namazını sanal ortamda kılar. Tabii musluklu bilgisayar olmadığından abdest ve teharet programı yüklemek zor…Ama onu da yapar bunlar. DEVRİM- (Güler) Ya ilk işe başladığımda kabus gibiydi…Duvarda bir Vangogh tablosu ve bir Miro tablosu yan yana…Müthiş bir kombinasyon…Evrak dolabının üstünden seccadenin püskülleri sarkıyor…Ankara‟dan gelen plaket de karşı duvarda asılı…Ankara için yaptıkları deha ürünü belediye amblemi pis pis sırıtıyor…İki tablonun arasına yerleştirilmiş cami şeklindeki duvar saatine hayran olmamak…Immposible yani. Neyse ki o Fransız desinatörü getidiler de ofisin elini yüzünü düzeltti…Yoksa çıldırabilirdim orada. ÖNDER- İyi ki şu Avrupa var…Rantın , siyasi menfaatin kokusunu alır almaz bir anda modern mollalar olup çıktılar…Al işte şu sizin proje koordinatörü. DEVRİM- Sedat bey. SAYIN, 2008 Sayfa 3 ÖNDER- Ne karın ağrısıysa. Mülkiye‟deki tıfıl halini hatırlarım onun…Faşistlerle takılıyordu o zamanlar…Okula takım elbiseyle gelirdi, pantolon paçasının altından pijaması görünürdü…Bak şimdi havasından geçilmiyor. DEVRİM- Ankaraya beraber gidiyoruz onunla, birazdan beni almaya gelicek. ÖNDER- Ankara‟ya kadar o herifin muhabbeti çekilir mi be…Sana kolay gelsin hayatım DEVRİM- Iyy. Sağol canım…Ekmek parası işte…Ama Ezgi‟nin bursunu uzatmaları çok iyi oldu. Beğenmediğimiz Sedat halletti o işi. Yoksa çok zorlanırdık. Bana verdikleri maaş ta hiç fena değil. ÖNDER- Zaten başka türlü katlanılmaz ki bu heriflere…Canım yaa…Ezgicik şu anda ne yapıyor acaba…Ben kızımı özledim yaa. DEVRİM- Sabret biraz . Onbeş gün sonra yanımızda olacak, geliyor işte (Önder telefonu tuşlar) Ne yapıyorsun sen? ÖNDER- Bi sesini duyalım bebeğimizin. DEVRİM- Hayatım şu anda Newyork‟ta sabahın körü.Uykusundan mı uyandıracaksın kızı?..Amman da benim tatlışım kızını da özlermiş, yazıkmış onaa…Bitanem benim…Sen bir de bana sor, bu onbeş gün nasıl geçecek? Burnumda tütüyor yavrum. (Önder‟in cep telefonu çalar) ÖNDER- Efendim?.. Ukrayna mı? Ha! Musa…Musa bey…Ben sizi daha sonra arasam?..Ben altı uçağıyla geliyorum…Akşam oradayım…Tamam, iyi günler.(tlf.kapatır) SAYIN, 2008 Sayfa 4 DEVRİM- Kim canım? ÖNDER- Musa bey,İzmir‟deki yayınevinin sahibi.”Geliyor musun” diyor. DEVRİM- Senin yol hazırlığın tamam mı? ÖNDER- İki günlüğüne gidiyorum zaten hayatım, benim hazırlığım beş dakikalık iş.(leptopun başına geçer) Evet…Hah! Şimdi şu dosyanın sunum kısmına bir bakalım (hızlıca okur) “Çevre halkınca mahalle olarak…bla bla blaaaa ekonomik koşulların sonucu olarak suç unsur..blaa blaa blaaTamam…Şimdi… DEVRİM- Bu bölümü anlatırken dia kullanıcaz şeker. (saç fırçasını çobuk olarak kullanır, havada hayali bir diaya işaret ederek konuşur) Çevre halkınca “mahalle” adıyla anılan tarihi değere sahip bu bölge İstanbul‟un en önemli merkezlerinden birinin hemen yanıbaşında olmasına rağmen zamanla köhneleşmiş, mimari yapısı bozulmuş,aldığı göç ve sosyoekonomik koşulların doğal sonucu olarak suç unsurlarının merkezi haline gelmiştir. Mahalle‟nin oluşturduğu görüntü kirliliği yabancı konuklarımıza karşı geleceğin kültür başkentinin imajını sarsmaktadır. Bu durum bölgenin modernizasyonunu öngören ciddi bir dönüşüm projesini kaçınılmaz kılmıştır. Bu yüzden… ÖNDER- O.K. canım harikasın. Problemin ortaya konuşu çok güzel…Bir de şu hedefler deki “Ekonomik gelişim” bölümüne geçer misin? DEVRİM- Hemen geçiyorum şeker (üstüne çekidüzen verir,leptopa bakar)Proplemin sunumu,blaa blaaa….Evet… Öhö! Bölge için tasarlanan revizyon projesi, getireceği artı değerlerle hizmet sektörüne dayalı büyük ticari SAYIN, 2008 Sayfa 5 çevrelerin odak noktası haline gelecek olan mahalleyi tüm girişimcilere açacak. Başta turizm olmak üzere çeşitli hizmet sektörlerine yapılacak yatırımlar proje alanı ve çevresi için ciddi bir ekonomik kalkınma sağlayacaktır (fırçayı saçına geçirip soytarılık yapar) ÖNDER- Yerim senin o ekonomik kalkınmanı (Devrim‟i öper) Harikasın.Bu bölüm çok önemli canım. Diğer maddeler onların umurunda değil zaten.Bu bölümde adamları zımbalamalısın.Para ve rantla ilgili konuşurken beden diline ağırlık ver. Beş duyularına birden hitabetmelisin.Sen konuşurken adamlar mahallenin yenilenmiş halini, sokaklardaki egzantrik atmosferi hissetmeliler. Göz temasını sakın ihmal etme. Toplantıya girmeden önce bir bardak portakal suyu iç.Ve hiç kaygılanma,bu işi olmuş bil.Senin şu sunumundansonra dipleri düşecek…Allahım ne muhteşem bir karım var benim yaa!(Devrim‟e sarılır) DEVRİM- Hayırdır canım? TARAF mı değiştirdin yoksa TARAF mı oldun? ÖNDER- Ya …Lafın gelişi. DEVRİM- Söyle bakalım İzmir‟de neler yapıcakmışsın? ÖNDER- Karşıyaka‟da kahvaltı edilecek, kahvaltıda gevrek ve boyoz yenecek, kordonda çiğdem çitlenecek ve bütün bunlar yapılrken bi tanem aranacak,rapor verilecek…Haa bir de kumru yenicek. DEVRİM- Aferin benim bebeğime. ÖNDER- Ben de “Ankara‟ya gitmişken Sakarya‟da bir bira iç benim için” diyeceğim ama Sakarya filan kalmadı ki…Ankara bitti yaa. SAYIN, 2008 Sayfa 6 DEVRİM- Evet canım maalesef…Kızılay kıro kaynıyor. ÖNDER- Güzelim Ankara‟yı kendilerine benzettiler…Şahsiyetsiz bir İçanadolu şehri yaptılar koskoca başkenti. Hödük herifler.(Kapı çalar) DEVRİM- Hah! Sedat bey geldi…Canım kapıyı sen açar mısın ben çişimi yapıp hemen geliyorum.(Devrim banyoya koşar,Önder kapıyı açar.) SEDAT- Selamünaleyküm. ÖNDER- Hoş geldiniz Sedat bey, biz de tam sizden bahsediyorduk…Buyrun geçin. SEDAT- Hoş bulduk. Nasılsınız Önder bey? ÖNDER- Teşekkür ederim. Sizi sormalı? SEDAT- Hamdolsun . Başkan beyle yemektekteydim,anca kaçabildim. Bu ara gecemiz gündüzümüz proje. Ankara‟dan O.k. alırsak ne ala…AB. Fonlarını zaten çözdük. ÖNDER- Projeniz güçlü…Çok mantıklı önremeleriniz var…(içerden sifon sesi gelir.) Bence kesin geçer. SEDAT- Devrim hanım gibi bir konsept danışmanımız olduktan sonra…(Devrim gelir) DEVRİM- Biri benden mi söz ediyor?..Hoş geldiniz Sedat bey. SEDAT- Hoş bulduk, hazır mısınız Devrim hanım?( Önder‟in cep telefonu çalar) SAYIN, 2008 Sayfa 7 ÖNDER- Alo…Musa bey söyledim ya akşam İzmir‟de olacağım…Yok, karşılamanıza hiç gerek yok. Ben havaalanından direk otele geçerim,maksimum saat sekizde Alsancak‟taki lokale gelirim.Görüşmek üzere hoşçakalın. DEVRİM- Önder de bizden iki saat sonra altı uçağıyla İzmir‟e uçuyor.Yeni kitabını basmak isteyen bir yayın evi var.Oradan arıyorlar “geliyor musun” diye. ÖNDER- Adam başımın etini yedi…Yok yola ne zaman çıkıyorsun, yok hangi uçakla geliyorsun…Şimdi otur,yarınki yazıyı yetiştir,kalk İzmr‟e git…Nasıl gözümde büyüyor, sormayın Sedat bey. SEDAT- Yahu nasıl gıpta ediyorum size…Okunan ve tanınan faal bir yazar olmak…Yazılarınız gerçekten etkileyici..Kendi görüşünüzü dile getiriş biçminize hayranım. İltifat değil, gerçek…Hayatta örnek alınacak bir insansınız. ÖNDER- Ama şımarırım ben şimdi…Çok teşekkür ederim Sedat bey. SEDAT Teşekküre değmez…Bu memleketin sizin gibi kafalara ihtiyacı var.Bunu yürekten söylüyorum…Devrim hanım,projenin sosyal kalkınma bölümünü okudum…Elinize sağlık.Bölge halkının mağduriyetinin sıfıra indirilmesi ,sosyal hizmetlerin arttırılması…(Önder‟in tlf. Çalar,Önder kapatıp kenara koyar.) Bölgede yaşayan gençlerin eğitimi ve istihdamı bizim için en öncelikli konu.Bölgedeki ekonomik kalkınmadan en başta bölge halkı yararlanmalı. ÖNDER- SAYIN, 2008 Evet…Kesinlikle. Sayfa 8 SEDAT- . Kurulması planlanan eğitim merkezleri ve meslek edindirme programlarıyla ilgili tasarımlarınız gerçekten heyecan verici…Sahi heyecan var mı biraz? DEVRİM- Var ama Önder bana o konuda çok yardımcı oluyor . Ayrıca Çocuklar için hazırlanan dergide Önder‟in de emeğivar. ÖNDER- Yok canım..bir iki satır bir şeyler karaladım..Eğlenceliydi.İlkokul çocukları için bir şeyler yazmak…Ne bileyim… SEDAT- Ha!. Hatırlattığınız iyi oldu.Derginin basımı dağıtımı yapıldı. (Çantasından Çocuk dergisini çıkarır,Devrm‟e verir ) içinde Önder bey‟in yazısı olduğunu bilseydim daha itinalı taşırdım yanımda. DEVRİM AAa çıktı mı? Ayy ne güzel olmuş. Bak Önder (dergiyi Önder‟e verir). Bu arada Önder bana sunum stratejisiyle ilgili koç luk yapıyor Sedat bey. SEDATÖNDER- Öyle mi? Ne güzel. Bana bir öneriniz var mı Önder bey? (havaya girer ) Öz güveniniz çok iyi Sedat bey. Harika görünüyorsunuz. SEDAT - Sağolun. ÖNDER- Görsel malzemelerdeki mavi tonları biraz daha belirginleşirse sunumun başarısına büyük katkısı olur (Sedat hemen bir ajanda çıkarır, not eder ) Söz gelimi göstereceğiniz dialardaki mahallenin yenilenmiş halinin sanal görüntülerinde gökyüzünün mavisi gibi. Fotoshop la Beş dakikada halledersiniz.Sakın unutmayın: mavi satış rengidir ve güven telkin eder. SAYIN, 2008 Sayfa 9 SEDAT- E, böyle bir hocamız olduktan sonra sırtımız yere gelmez bizim yahu…Devrim hanım Ankara‟ya inince ilk işimiz bu olsun. ÖNDER- Bu arada Ezgi‟nin bursu için gerçekten teşekkür ederiz Sedat bey. SEDAT- Ne demek efendim. Ezgi kardeşimiz için yapmayacağımız şey yoktur.O bir cevher. Bursu zaten hak ediyor.Son gidişimde Newyork‟taki eğitimden sorumlu müsteşarla görüştüm onun için.Sağ olsunlar nazımız biraz geçiyor.Hemen hallettiler. ÖNDER- Eksik olmayın. SEDAT- Rica ederim….Devrim hanım biz geç kalmayalım DEVRİM- Evet Sedat bey.Anca yetişiriz. SEDAT- Gerçi hava alanında beni tanıyorlar.Bagaj fişi, check in filan sorunumuz yok. İzninizle Önder bey , size İzmir‟de iyi şanslar.Kitabınız basılınca bir tane istiyor um sizden. ÖNDER- Tabii ne demek. SEDAT- Şuraya bakın .Hep beraber farklı yönlere sefere çıkıyoruz..Gazamız mübarek olsun diyelim. ÖNDER- Hadi bakalım gazamız mübarek olsun (Sedat‟la dostça el sıkışırlar,dönüp Devrim‟e sarılır,duygusal bir vedalaşma.Sedat hayranlıkla onları izler) Yolunuz açık olsun…Güle güle canım DEVRİMSAYIN, 2008 Araşırız bitanem. Sayfa 10 ÖNDER- Haydi git, şu işi hallet,gel. Seni evimizde bekliyor olacağım. Uğurlar olsun Sedat bey. Başarılar. SEDAT Cümlemize. DEVRİM- Çav canım. (Çıkarlar.) ( Kararma ve müzik) ÖNDER-(yalnızdır. Kapıya doğru kendi kendine) “Gazamız mübarek olsun”…Siktir! Göt lalesi…”Kendi görüşünüzü dile getiriş biçminize hayranım”…Amcık!..Ben biliyorum oğlum, her gün yazılarım götünüzde patlıyor.Ilımlı dallamalar!..İbnenin konuşmasını duyan da bir numaralı devrimci sanır…Popülist yavşak!..(telefon çalar)…Alo! Musa var ya sıçtın ağzıma.Helal olsun yani………Yahu yengen burada,sen de zırt pırt arıyorsun……..Yok Ankara‟ya gitti şimdi.İki gün ev boş……Haa?........Ne .İzmir‟i lan?...........Ya yengen buradaydı diyoruz ya oolm , dümen…Kafan kıyak galiba senin…….Belli, belli…Geldiniz mi siz Cihangr‟e?........Evet evet aynı adres. Geldiğinizde aynen gönder paketi,bekliyorum. (kararma,müzik) SAYIN, 2008 Sayfa 11 (Önder tv. de porno izlemektedir, altında ön tarafında Tasmanian devil resmi olan bir boxer vardır.Kapı çalar,Önder açar. Gelen Tina‟dır.Üzerinde mavi ağırlıklı seksi bir kıyafet var TİNA- Merhaba canim. Kaşar siparişi sen verdi?...Doğru adres? ÖNDER- Tam yerindesin bebek…Kaliteli kaşarın kokusu bile bir başka. Geç şöyle. TİNAÖNDER- Ne sandin? Ukrayna‟dan ithal geliyor. Bu Musa delikanlı çocuk valla…Viski içer misin ? TİNA- Çakma viski değilse içiyorum canim. ÖNDER- Hhıh! Kıçımın kenarı. TİNA- Yanliş canim…Adım Tina. ÖNDER- Tina…Güzel...Hadi bakalım nazdrovya. TİNA- Türk erkegler bir nazdrvya biliyor,bir fikifiki biliyor…Ama kondom bilmiyor. ÖNDER- Bilinçli Türk erkeği biliyor…Merak etme prezervatifimiz var. Oniki‟lik paket yeter mi? TİNA- Aanneciim! Oniki posta? Herkül‟ün evine gelmişim eyvah!.. (dans eder) Huh hah devadaam ooniki devadam. ÖNDERTİNAÖNDERSAYIN, 2008 Yaa..şimdi göreceksin dev adamı..E hadi nazdrovya. Nazdrovya canim..(Tazmanya canavarına) Nazdrvya dev adaaam. Sen Türkçe‟yi ne kadar ilerletmişsin öyle. Sayfa 12 TİNA- Etimoloji mezunuyum ben canim.Bize dil öğrenmek kolay oluyor.Dilimizi iyi kullanırız yani. ÖNDER- (Havası değişir,entellektüelkimliğine bürünür)…Etimologsun demek ha? Ve şimdi bu mesleği yapıyorsun… Trajik... Araştırılması gereken önemli bir sorun bu…Sosyalizmi özlüyor musunuz? TİNAÖNDERTİNAÖNDERTİNAÖNDERTİNA- Hangisi iyi? Özlüyorum iyi?..Yoksa özlemiyorum? Eeee…Yani vahşi kapitalizmin dünyaya şey ettiği bu dejeneras… Canim sen Musa‟ya benim için kaç para verdi? İkiyüz dolar. Neden? Yüz dolar daha veriyorsun,ben sosyalizmi özlüyorum.O.k?.. Ne? Caniiim…televizyon, açık oturum, siyaset meydani burasi?..Biz işimize bakalım,hadiii. (erotik hareketlerle Önder‟İ kanepeye oturtur, kucağına yerleşir, oynaşmaya başlarlar) Senin adın neydi canim? ÖNDERTİNA- Önder. Önder…Güzel…Önd…(Tina birden değişir,Önder‟e dikkatlicebakar.,ayağa fırlar. Yüzü bombok olmuştur.) ÖNDERTİNAÖNDER- Ne oluyor yahu? Fantezi mi bu? Benn…pardon…üzür…İyi değilim…Gitmek lazım…Lütfen. Hoppala! Yavrum beni böyle dimdik, taş gibi bırakıp nereye gidiyorsun? Aşk olsun valla.(Tina‟ya doğru bir hamle yapar) SAYIN, 2008 Sayfa 13 TİNA- Dokunma bana! (Kapıya yönelir,kaçmak ister. Önder önüne geçip engeller,kapıyı kilitleyip anahtarı alır.Tina çığlık atarak banyoya kaçar.kapyı kilitler.Önder bağırıp çağırarak koşar,kapıyı yumruklar.Tina içerde ağlıyor.) ÖNDER- İkiyüz kağıt bayıldım ulan sana! (telefona sarılır) Aloo! Olum Musa çok aradın mı lan bu karıyı?..........Arızanın kralıymış amınakoyyım……..Ya gel gözünü seveyim.Helaya kilitledi kendini çıkmıyor manyak karı…Bi de zırlayıp duruyo , rezil oldum.Buralarda mısın sen?..Ya gel de bacaklarını mı kırarsın neyaparsın ben bilmem.Hadi çabuk!(tlf. Kapatır,banyo kapısına yönelir.)Tina!…. Hadi gel konuşalım!………Bak biz yoldaşız!(kendi kendine) Bu ne demek be!......Çattık yaaa.(viskisini fondipler.) (Kararma, müzik) (kapı çalar) ÖNDER- (Banyoya doğru) Hah! Hadi bakalım.Şimdi ne bok yiyeceksin?( gider kapıyı açar…Bir anda darmadağın olur.Zira gelen Ezgidir ve tam tesettür giyinmiştir.Hadi bakalım Önder asıl sen şimdi ne bok yiyeceksin?) EZGİ- Süürpriiiiz! (babasının boynuna atılır) ÖNDER- Ezzz…Ezg. Ezgi? Kızım ne işin var senin burada? EZGİ- Beklemiyordunuz deği mi? ..Ayy benim canım babişkom nasıl da şaşırdı.(babasını öper) ÖNDERSAYIN, 2008 Yani…Eeee…Evet yavrum…Bu halin ne senin? Sayfa 14