Perspektif Sayı 44

Transkript

Perspektif Sayı 44
EDİTÖRDEN
Yıl: 8 Sayı: 44 Ocak 2013
DOSABSİAD adına sahibi
Selim Yedikardeş
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni
İbrahim Öztürk
DOSAB Yönetim Kurulu
Başkan Ferudun Kahraman
Başkan Yardımcısı İlhan Sarı
Üyeler Burhan Çakır, Mustafa Oran, Ersan Özsoy
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül
DOSABSİAD Yönetim Kurulu
Başkan Selim Yedikardeş
Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar
Başkan Yardımcıları Vedat Kantar, İbrahim Öztürk
Genel Sekreter Ayhan Yılmaz
Genel Sayman Recep Solakoğulları
Üyeler Hasan Moral, Fatih Pehlivan, Raşit Ceylan,
Adnan Şarmen, Özer Boyalıklı, Adnan Kar,
Emre Engin, İbrahim Erdemir, Erkan Çeçener
Dergi iletişim
Mustafa Karaer Cd. No: 18 Demirtaş / Bursa
Tel. : 0.224 261 00 40 Faks : 0.224 261 00 43
www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr
Yayına Hazırlayan
Divit Basın Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel. : 0.224 247 1990 Faks : 0.224 247 1330
FSM Bulvarı Tuna Cad. Esra Sitesi No: 89 K: 1 D: 3
Nilüfer / BURSA [email protected]
Genel Müdür Celil İnce
Kurumsal İletişim ve Pazarlama Ersoy Tuna
Görsel Yönetmen Ümit İnce
Muhabir Sevcan Özgür
Baskı Furkan Ofset / Bursa (Aralık 2012) 0.224.211 04 04
2013 yılıyla birlikte DOSAB Perspektif
Dergisi de 8. yaşını kutluyor. 2005 yılında
çıkılan yolculuktan bu yana 44 sayı
geride kaldı ve dergimiz her iki ayda bir iş
dünyasına ulaşmaya devam etti.
Geçen 8 yıl içinde, çok şükür dergimizin sayısında ileri gittik, her yönüyle
kendimizi geliştirdik. Başta DOSAB Ailesi
ve siz okuyucularımızın desteği ile bu
gelişim süreci devam edecek.
Yeni yılın ilk sayısında yine dolu bir
içerik ve prestijli reklam sayfalarımızla
sizlerle birlikteyiz. 2012 yılı, global ekonomiye baktığımızda Türkiye açısından
daha olumlu geçti. Peki ama 2013 neler
getirecek? Bu sorunun ipuçlarını DOSAB
ve DOSABSİAD’ın Türk Ekonomi Bankası ile düzenlediği seminerde, TEB Baş
Ekonomisti Selim Çakır verdi. Kısa ve öz
biçimde, ABD, Avrupa, Türkiye ve Bursa
ekonomisine ilişkin 2013 beklentilerini
biz de sayfalarımıza taşıdık.
Geride bıraktığımız yıl DOSAB için de
verimliydi. Bölgedeki istihdamın yüzde
10 dolayında artışı, enerji tüketimlerindeki yükselmeler bunu gösteriyor. Bölge
Müdürlüğü de katılımcılarına fayda yaratacak yeni yatırımlarına devam ediyor.
İÇİNDEKİLER
08
EKONOMİDE NE OLDU?
2012 yılının son aylarında Türkiye ve dünyada yaşanan ekonomik gelişme ve göstergeler.
44
DOSABSİAD
DOSAB Sanayici ve İşadamları
Derneği, yoğun bir faaliyet
dönemi geçiriyor.
14
KAPAK KONUSU
DOSAB Buhar ve Enerji Santrali
yatırımı için yönetim, sanayicilerle projeyi paylaştı.
50
GENÇ PATRONLAR
Yazı dizisinin üçüncüsünün
konukları Baran Çelik ve
Aykut Bursalı.
22
YATIRIMLAR
DOSAB İtfaiye Merkezi temeli
atıldı, OSGB hizmete giriyor,
kalite belgesinde sona doğru.
58
LOJİSTİK VE TAŞIMACILIK
Dosya konusunda lojistik ve
taşımacılık sektörü mercek
altında...
38
ESKİ BAŞKANLAR
Yeni röportaj dizisinin ilk konuğu DOSAB Eski Başkanlarından
Ali Yedikardeş...
92
DOSAB RESTAURANT
Sosyal Tesisler bünyesindeki
DOSAB Restaurant, iş yemeklerinin vazgeçilmez mekanı oldu.
Yayın Türü Yerel Süreli ISSN 1307-2005
Dergide yayınlanan yazı ve makaleler kaynak
gösterilerek alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu yazarına, reklamların sorumluluğu reklam
veren firmalara aittir.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici
İşadamları Derneği yayın organıdır.
İki ayda bir yayımlanır.
En önemli gelişmelerden birisi de Buhar
ve Elektrik Üretim Santrali konusunda
artık eylem zamanının gelmiş olması. Bir
çok yatırım ve etkinlik var. Dolayısıyla bu
sayımızda DOSAB ve DOSABSİAD etkinlerimize her zaman olduğundan daha fazla
sayfa ayırmak zorunda kaldık!
Genç Patronlar söyleşi dizimizin bu
sayımızda Baran Çelik ve Aykut Bursalı
ile devam ediyor. Bu sayımızdan itibaren
başladığımız bir yenilik de ‘Eski Başkanlarımız’ başlığı altındaki sayfalarımız. Bu
sayfalarda bundan böyle DOSAB eski başkanlarını tanıyıp, zamanlarında bölgenin
durumu, bugün ve yarına dair görüşlerini
aktarıp, nereden nereye gelindiğini tarihe
bir kez daha not düşmek niyetindeyiz.
Geçtiğimiz sayıda Sanayi Yapıları başlığı altında özel dosya çalışmamız olmuştu, bu sayımızda da lojistik ve taşımacılık
sektörünü mercek altına aldık.
Perspektifi hazırlarken temel amacımız, fayda üretmek. Bunu başarabildiğimiz inancıyla, 2013’ün sağlık, mutluluk
ve başarı getirmesini, hepimiz için iyi bir
ekonomi yılı olmasını diliyorum.
DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ
DOSAB Bölge Müdürlüğü
DOSAB Gül Sokak No: 11
Osmangazi / Bursa
Tel: 0224 261 00 40 (3 Hat)
Faks: 0224 261 00 43
DOSABSİAD
Mustafa Karaer Cad. No: 18
Osmangazi / Bursa
Tel: 0224 261 20 10
Faks: 0224 261 20 09
DOSAB Sosyal Tesisleri
Çiğdem Sokak
No: 5 DOSAB
Osmangazi / Bursa
Tel: 0224 261 29 57
Atık Su Arıtma Tesisi
Yeni Yalova Yolu
Terminal arkası Bursa
Tel: 0224 261 28 94 (3 Hat)
Faks: 0224 261 28 97
Bursa Tasarım Teknoloji
Geliştirme Merkezi - BUTGEM
Mustafa Karaer Cad.
Çiğdem 2 Sk. Bursa
Tel: 0224 261 12 11
1
DOSAB’DAN
Ferudun Kahraman DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı
[email protected]
DOSAB’ın En Büyük Yatırımı
Buhar ve Elektrik
Üretim Santrali
yatırımımız, hem
bölgemizin
geleceğini garanti
altına alacak hem
de katılımcılarımıza
daha uygun
fiyatlı buhar ve
elektrik sağlama
imkanı yaratacak.
2
Değerli Sanayici Dostlarım;
2012 yılını geride bırakıp, yeni bir yıla başladık. Geçtiğimiz yıl, ABD ve Avrupa başta
dünya ekonomisinde parlak bir yıl olmadı. Ancak Türkiye, dinamik yapısıyla durgunluktan
ayrıştı.Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi olarak 2012’yi biz de başarıyla geçirdik. Bölgemizde, yılın ilk 11 ayında son 5 yılın en yüksek elektrik tüketimi gerçekleşti. Kasım ayındaki 87
milyon kWh elektrik tüketimi son 60 ayın rekoru oldu. Atık su deşarjlarımız ve proses su
tüketiminde de 5 yılın en yüksek değerine ulaştık.
Bu veriler gösteriyor ki, bölgemiz firmaları geçtiğimiz yıllara oranla daha fazla çalıştı,
üretti, istihdam sağladı, katma değer yarattı. Avrupa’daki daralma nedeniyle otomotiv sektörü hariç, yılın son çeyreğindeki toparlanmanın gelecek yıl da devam edeceğini düşünüyorum.
DOSAB olarak, geçen yıl önemli projelerimizi hayata geçirdik. SCADA Sistemimizin
geçici kabulünü yapıp devreye aldık. Ortak Güvenlik Sağlık Birimimizin yapımına başladık.
Büyükşehir Belediyemizle ortaklaşa yaptığımız proje ile DOSAB İtfaiye Merkezi’nin temelini
attık. İnşaatına bu ay başladığımız DOSAB Fen Lisemizin de temel atma törenini Ocak ayında yapmayı planlıyoruz.
Önem verdiğimiz bir başka projemiz de DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali… Söz
verdiğimiz gibi fizibilite çalışmalarını tamamlayıp, sanayicimizle projemizi tartıştık. Ayrıntıları ve teknik detayları, dergimizin 16.sayfasından itibaren okuyabilirsiniz. Burada kısa
olarak birkaç noktaya değinmek istiyorum.
Böyle bir projeye DOSAB ve bölge sanayicimizin ihtiyacı var. Çünkü, OSB’lerin yatırım
yapması, fabrikalarına çağdaş hizmetler götürmesi için eski gelirlere sahip değiller. Bu projemiz DOSAB’ın 20-25 yılını bu anlamda garanti altına alacak bir projedir.
Bir başka konu; bölge sanayicimizin ihtiyacı olan buharın tamamı, bugünkü maliyetlerinin yüzde 20’ye yakın altında sağlanacak. Elektrikte de bölge tüketimimizin üçte biri kadarını daha ucuza mal edip bölge şebekemize verecek ve önemli bir indirim sağlayacağız.
DOSAB’ın bugüne kadarki en büyük yatırımı olacak bu projemiz, finansmanını da kendi
yaratacak, sanayicimizin cebinden bir kuruş çıkmayacak. Yaptığımız görüşmelere göre iki
yıl ödemesiz 5-7 yıl gibi kredi olanağı mevcut ve santral kendi ödemesini kendisi yapacak.
Dolayısıyla, sanayicimiz buhar ve elektriğe şu an ödediği faturadan daha az ödeyecek ve bir
enerji santrali kazanmış olacak.
Bildiğiniz gibi, ekonomide en büyük sıkıntımız cari açık. Açığın temelinde de enerji ithalatımız var. Biz, yerli kaynak kullanımı nedeniyle santral projemiz ile cari açığa da bir katkı
koyacağız.
DOSAB sanayicisi, ülkemizin en çağdaş OSB’si olan DOSAB’ı birlik ve beraberlik içinde,
ortak akılla yöneterek yarattı. Bizim sihirli formülümüz bu. Yine bu formülle, inşallah enerji
santralimizi de bölgemize kazandıracağız.
Bu duygu ve düşüncelerle, yeni yılınızı kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.
DOSABSİAD’DAN
Selim Yedikardeş DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
[email protected]
2013’ten Umutluyuz...
2013 yılının bazı
göstergelerle
birlikte daha
başarılı bir yıl
olacağı inancını
taşımaktayım.
4
Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle üzüntüsüyle bir yılı daha geride bıraktık. 2012’de yaşananlar
da artık tarih sayfalarına geçti.
Mevlana’nın “dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım...” dediği
gibi biz de artık 2013 yılına ve önümüzdeki yıllara bakmalıyız.
Bu arada elbette geçmişi değerlendirmeliyiz ki, geleceğe daha iyi yön verebilelim.
Geride bıraktığımız 2012 yılını bir kelime ile ifade etmem istenirse “sıkıntılı” diyebilirim.
Dünyadaki küresel ekonomik problemler, Avrupa ülkelerindeki finansal kriz belki onlar
için daha çok sorun yaratmış olsa da, bizi de ister istemez etkiledi. 2012’nin ilk aylarından
itibaren tekstilden otomotive kadar yurtdışına yönelik satışlarda önemli sipariş iptalleri
yaşandı. Buna iç piyasadaki talep yetersizliği de eklendiğinde firmalarımız yeni arayışlara ve
pazarlara yöneldiler. Bunda kısmen başarıya ulaşılmış olması memnuniyet verici bir durum.
2012 ile ilgili bir değerlendirmem de finansal konularda olacaktır. Çeklerle ilgili yapılan
düzenleme maalesef 2012’de piyasaları adeta kilitlemiş durumdadır. Uygulama öncesinde
yaptığımız bütün uyarı ve ikazların dikkate alınmamış olması neticesinde korkulan olmuş ve
karşılıksız çek sayısı 900 bini, protestolu senet sayısı 1 milyon geçmiştir. 180 binin üzerindeki
KOBİ statüsündeki firma bankalardan kullandığı kredileri ödeyemez durumdadır.
2013 yılı, bir başka ifadeyle Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılına 10 kala, daha çok
çalışmamız, üretmemiz, birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gereken bir yıldır. Bu inançla
2013 yılının bazı göstergelerle birlikte daha başarılı bir yıl olacağı inancını taşımaktayım.
DOSABSİAD ile ilgili çalışmalara gelecek olursak; 2012 de yurtiçi ve yurtdışı temasları, üye
bilgilendirme toplantıları, sosyal faaliyetler ve diğer etkinliklerle yine yoğun bir yıl olarak
geçti.
Ayrıca, geçtiğimiz günlerde; Bursa Büyükşehir Beledeyise tarafından Bölgemizde temeli
atılan itfaiye binası, ocak ayında muhtemelen temeli atılacak DOSAB Fen Lisesi, DOSAB
Burtez OSGB, DOSAB Karakol Binası, DOSAB ve Osmangazi Belediyesi işbirliği ile polikliniğin
Demirtaş içinde yakın bir yere taşınması, DOSAB camimizin depreme dayanıklı hale getirilmesi gibi çalışmalar da önümüzde süreçte gündemdeki konular olacak.
Doluluk açısında yüzde 70’leri aşan, 41 binin üzerinde istihdamın sağlandığı bölgemizde
bunları planlayan ve gerçekleştirilmesi konusunda yoğun çalışmalarla teknik tüm konularda başarılara imza atan DOSAB Yönetimine de huzurlarınızda teşekkürü borç bilirim.
Bu duygu ve düşüncelerle yeni yılınızı tebrik ederken, sağlık, mutluluk ve esenlik dolu
günlerde işlerinizde başarılar dilerim.
BİLGİ
DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ TÜKETİMLER VE FİYATLAR
SON 4 YIL ELEKTRİK TÜKETİMLERİ
kWh
95
ELEKTRİK
Milyon kWh
90
929.946.936
852.653.153
2011
2008
736.202.480
80
2009
842.800.609
2011
60
45
292.825.578
m3
13.158.985
2011
2008
NİSAN
MAYIS
HAZ.
SON 4 YIL PROSES SU TÜKETİMLERİ
m3
4.514.897
2011
KASIM
ARALIK
27.9
10
1.500
OCAK
ŞUBAT
20.4
19.7
MART
13.4
13.1
NİSAN
MAYIS
24.9
HAZ.
TEM.
EYLÜL
EKİM
KASIM
1.348
1.348
1.236 1.230
1.222
1.167
900
ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZ.
TEM.
AĞUS.
EYLÜL
1.075
EKİM
503.3
461.1
KASIM
ARALIK
PROSES SU
Bin m3
450 436.4
1.255
1.203
1.044
500
ARALIK
ATIK SU
1.300
550
AĞUS.
1.394 1.373
OCAK
25.1
21.4
Bin m3
1.400
800
24.3
26.2
527.1
500.6
486.3
519.1
438.9
465.6
458.7
399.9
380.9
300
2010
3.903.788
250
200
OCAK
ŞUBAT
MART
HİZMET TÜRÜ
Elektrik (Gündüz)
Elektrik (Puant)
Elektrik (Gece)
Elektrik İletim Bedeli
Elektrik Dağıtım Bedeli Y.G.
Elektrik Dağıtım Bedeli A.G.
KDV dahil değildir.
DOĞALGAZ
FİYAT
BİRİM
0,06746081TL/kWh
0,00275032 TL/kWh
0,00216165 TL/kWh
0,07237278 TL/kWh
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi
güncel tüketim bilgileri ve hizmet fiyatlarını
resmi internet sitemizden takip edebilirsiniz.
6
EKİM
28.3
29.9
400
KASIM 2012
HİZMET FİYATLARI
www.dosab.org.tr
EYLÜL
DOĞALGAZ
NİSAN
MAYIS
HAZ.
TEM.
Krş./kWh
ELEKTRİK
Doğalgaz
Taşıma Bedeli
ÖTV Toplam Doğalgaz
AĞUS.
Milyon sm3
350
2009
HİZMET TÜRÜ
TEM.
1.000
11.763.422
2008
MART
15
1.200
2010
3.853.375
ŞUBAT
35
1.100
2009
64.9
OCAK
20
2010
12.115.539
83.0
75.8
40
25
2009
85.5
83.7
65
30
SON 4 YIL ATIK SU TÜKETİMLERİ
2.839.386
sm3
299.496.604
2008
80.3
79.5
86.9
83.9
83.9
70
2010
353.272.733
10.953.723
85.1
80.0
75
SON 4 YIL DOĞALGAZ TÜKETİMLERİ
301.150.221
85
FİYAT
(Yüksek Gerilim)
19,0712
33,6577
8,5515
0,5000
0,4900
-
FİYAT
(Alçak Gerilim)
19,2312
33,8177
8,7115
0,5000
0,6500
SU
HİZMET TÜRÜ
FİYAT
BİRİM
Proses Suyu
0,35
TL/m³
Proses Suyu Sistem Bedeli
0,15
TL/m³
İçme Suyu 1. Kademe (0 - 1000m3) 1,25TL/m³
İçme Suyu 2. Kademe (1001m3 - 3000m3)1,00 TL/m³
İçme Suyu 3. Kademe (3001m3 ve üstü)0,75 TL/m³
Arıtma Tesisi İşletme Masrafı
0,21
TL/m³
AĞUS.
EYLÜL
EKİM
KASIM ARALIK
Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki firmaların, 2012 yılı
11 ayındaki elektrik, doğalgaz ve su
tüketimlerine bakıldığında;
- Elektrik tüketimi bu yılın 11
ayında geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 5,24 oranında artış
göstermiştir. Bu yılın Kasım ayında
ise Ekim ayına göre tüketim yüzde
14,66 oranında artmıştır.
- Doğalgaz tüketimi aynı dönemde
bir önceki yıla göre yüzde 7 oranında
düşüş göstermiştir. Entek Enerji
Üretim AŞ’nin de faaliyet gösterdiği
bölgede aylık bazda bakıldığında ise
Kasım ayında bir önceki aya göre
doğalgaz tüketiminde yüzde 13,61
oranında bir artış gözlenmiştir.
- Firmaların Atıksu Arıtma Tesisi’ne
deşarjları bu yılın 11 ayında 2011’e
göre yüzde 13,93 oranında artış
göstermiştir.
- Proses su kullanımları ise yılın
11 ayında 9 ayında yüzde 23,91
oranında artış göstermiştir.
MAKRO
EKONOMİDE NE OLDU / TÜRKİYE
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK
İKİNCİ ÖZELLEŞTİRMESİ
T
TÜRKİYE YATIRIM
YAPILABİLİR SEVİYEDE
U
luslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, 6 Kasım tarihinde Türkiye’nin uzun dönem yabancı para
cinsinden kredi notunu BB ‘dan BBB-’ye
yükseltti, görünümü “durağan” olarak belirledi. Ülke tavanını ise BBB-’den BBB’ye
yükseltti. Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesiyle
ilgili Fitch açıklamasında, ülke ekonomisinin yumuşak inişe doğru ilerlemesi,
yakın dönem makro finansal risklerdeki
iyileşme, kamu borcundaki azalış ve güçlü
bankacılık sistemi artış nedenleri sayıldı.
Bu gelişmeyi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Yerinde ama gecikmiş bir karar”
şeklinde değerlendirdi.
oplam uzunluğu 1975 kilometre olan
Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile sekiz otoyolu kapsayan özelleştirme ihalesini 8 milyar 720 milyon dolarla
Koç-Ülker-UEM ortaklığı kazandı. Konsorsiyumda Koç ve UEM Grubu’nun yüzde
40’ar, Ülker’e ait Gözde Girişim’in ise yüzde 20 payı bulunuyor. Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesi, Türk Telekom’a
verilen 6.55 milyar doların ardından Türkiye tarihinin en yüksek özelleştirmesi
oldu. 2012 yılı 11 aylık dönemde köprü ve
otoyollardan geçen 331,1 milyon araçtan
411,4 milyon dolar gelir sağlandı.
Özelleştirmenin ardından köprü ve
otoyolların bakım ve onarımı dahil bütün
maliyetler özel sektör tarafından yapılacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü bu faaliyetleri denetleyecek. Ücret
artışları da kamu denetiminde otoyol ve
köprü geçiş ücretleri esas alınarak belirlenecek.
SANAYİ ÜRETİMİ SON
ÇEYREKTE TOPARLANDI
S
anayi üretim endeksi Eylül ayında bir
önceki yılın aynı ayına göre %6,2 ile
Kasım 2011’den bu yana en hızlı artışını
kaydetti. Endeksteki yükseliş, Türkiye
ekonomisinde yılın üçüncü çeyreğindeki
ivme kaybının tahmin edilenden daha az
olabileceğine işaret etti. Alt kalemler itibarıyla incelendiğinde ise, imalat sanayini oluşturan toplam 24 sektörün 19’unda
üretimin artış kaydettiği dikkat çekti.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks de bir önceki aya göre %3,9
oranında arttı.
8
BEDAŞ İÇİN
1,9 MİLYAR DOLAR
B
oğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ’nin (BEDAŞ) TEDAŞ’a ait yüzde 100 oranındaki hissenin özelleştirme ihalesi nihai
pazarlık görüşmesinde, en yüksek teklifi 1
milyar 960 milyon dolar ile Cengiz-KolinLimak Ortak Girişim Grubu verdi. BEDAŞ
için Ağustos 2010’da yapılan ilk ihalede 2
milyar 990 milyon dolar ile rekor bir fiyat
oluşmuştu ancak ödemelerin yapılmaması nedeniyle ihale iptal edilmiş. Yeni ihalede fiyat 1 milyar dolar kadar düştü.
İHRACATTA AB’NİN PAYI
YÜZDE 38’E GERİLEDİ
B
u yılın ilk on ayında en fazla ithalat yapılan ülke 21,9 milyar dolar ile Rusya,
en fazla ihracat yapılan ülke ise 10,9 milyar dolar ile Almanya oldu. Bu dönemde,
Avrupa Birliği ülkelerine gerçekleştirilen
ihracatın toplam ihracattaki payı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 9 puan
gerileyerek %38’e düşerken, Yakın ve Ortadoğu ülkelerine gerçekleştirilen ihracatın toplam ihracattaki payı 8 puan artarak
%28’e yükseldi. Altın ihracatı hariç tutulduğunda ise, AB ülkelerinin ihracattaki
payının bir önceki yılın aynı dönemine
göre 5 puan düşüşle %42 düzeyinde gerçekleştiği görüldü. Altın ihracatı 1,2 milyar dolar ile Ekim ayında da yüksek bir
düzeyde gerçekleşti.
DIŞ TİCARET AÇIĞI
17 AYIN EN DÜŞÜĞÜNDE
D
ış ticaret açığı Kasım 2011’den bu
yana sürdürdüğü daralma eğilimine
Ekim ayında da devam etti ve bir önceki
yılın aynı ayına göre %31,2 oranında azalarak 5,5 milyar dolara geriledi. Böylece,
dış ticaret açığı Mayıs 2010’dan bu yana
en düşük seviyesinde gerçekleşti. Ekim
ayında ihracat bir önceki yılın aynı ayına
göre %11,6 artarken ithalat %5,6 oranında
azaldı. İhracatın ithalatı karşılama oranı
da %70,7 ile son üç yılın en yüksek düzeyinde gerçekleşti.
MAKRO
TÜRKİYE EKONOMİK GÖSTERGELERİ
ENERJİ DIŞI CARİ
DENGE ARTIDA
C
ari işlemler açığı Eylül ayında 2,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Yılın
ilk 9 aylık döneminde cari açık, dış ticaret açığındaki daralmaya bağlı olarak bir
önceki yılın aynı dönemine kıyasla %35
azalarak 39,3 milyar dolara geriledi. Eylül
ayı itibarıyla 12 aylık kümülatif cari açık
da 55,8 milyar dolar ile son 18 ayın en düşük seviyesinde oldu. Enerji ithalatı hariç
tutulduğunda ise 12 aylık kümülatif cari
dengenin 3,3 milyar dolar ile iki yılın ardından ilk defa fazla verdiği görüldü.
2012 yılında iç ve dış talepteki dengelenme, dış ticaret açığının ve dolayısıyla
cari açığın gerilemesinde etkili oldu. Ayrıca, son dönemde altın ihracatındaki artışın da etkisiyle cari açık önemli ölçüde
geriledi. Ancak, söz konusu altın ihracatının mevcut seviyesinin uzun vadede sürdürülebilir olmamasına ve önümüzdeki
dönemde not artırımının ardından piyasa
koşullarının iyileşeceğine yönelik beklentilerin güçlenmesine bağlı olarak 2013
yılında cari açıktaki iyileşmenin yavaşlayacağı tahmin ediliyor.
KREDİ HACMİ ARTIYOR
T
CMB’nin Haziran ayından bu yana
para politikasını ekonomik aktiviteyi destekleyecek yönde şekillendirmesi
ve son dönemde faiz koridorunun üst
bandında yaptığı kademeli indirimler,
TCMB’nin ağırlıklı fonlama maliyetinin
belirgin bir şekilde gerilemesine olanak
verdi. Fonlama maliyetindeki bu düşüş
son dönemde kredi faizlerine de yansıdı.
Öte yandan kredi hacmi mevduat hac-
10
BÜYÜME
20102011 2012
Büyüme Oranı %
9,2
8,5
1,6/3.Çeyrek
GSYH (milyar $)
732
774
566 / 9 Aylık
REEL EKONOMİ
2010
2011
2012
Sanayi Üretimi yıllık ortalama %
13,1
8,9
2,31 / Ağustos
İmalat Sanayi Kapasite Kullanımı %
75,9 / Kasım
76,9 / Kasım
74,0 / Kasım
İşsizlik Oranı %
11,9
9,8
9,1 / Eylül
Tüketici Güven Endeksi %
59,1 / Ekim
89,7 / Ekim
85,7 / Ekim
ENFLASYON
20102011 2012
ÜFE (Yıllık)
8,87
13,33
3,60 / Kasım
TÜFE (Yıllık)
6,4
10,45
6,37 / Kasım
DÖVİZ KURLARI
2010
2011
2012
$/TL
1,54
1,91
1,7797 / Kasım
Euro/TL
2,05
2,46
2,3108 / Kasım
Euro/$
1,33
1,29
1,2984 / Kasım
ÖDEMELER DENGESİ (KÜMÜLATİF)
2010
2011
2012
Toplam Mal İhracatı (milyar $)
121
143
120 / Eylül
Toplam Mal İthalatı (milyar $)
177
233
171 / Eylül
Dış Ticaret Dengesi (milyar $)
-56
-89
-50,7 / Eylül
Cari İşlemler Dengesi (milyar $)
-47
-77
-39,3 / Eylül
İhracat (TİM verileri-milyar $)
114
135
139,5 / İlk 11 ay
BÜTÇE (KÜMÜLATİF MERKEZİ YÖNETİM)
2010
2011
2012
Harcamalar (milyar TL)
294
314
289,79 / Ekim
Faiz Harcamaları (milyar TL)
48
42
43,26 / Ekim
Faiz Dışı Harcamalar (milyar TL)
246
271
246,55 / Ekim
Gelirler (milyar TL)
254
296
271,04 / Ekim
Vergi Gelirleri (milyar TL)
210
254
226,17 / Ekim
Diğer Gelirler (milyar TL)
44
42
44,86 / Ekim
MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU
2010
2011
2012
İç Borç (milyar $)
228
195
218,3 / Ekim
Dış Borç (milyar $)
78
79
81,1 / Ekim
BANKACILIK SEKTÖRÜ
2010
2011
2012
Toplam Mevduat (milyar TL)
645
731
793,21 / Kasım
Kredi Hacmi (milyar TL)
535
693
778,83 / Kasım
YABANCI SERMAYE
2010
2011
2012
Doğrudan Yatırım (milyar $)
9
15,9
10,1 / Ocak-Eylül
TÜRKİYE KREDİ NOTU
Moody’s
BA1/Pozitif
Fitch
BBB-/Durağan
S&PBB/Durağan
minden daha hızlı artmaya devam etti. 23
Kasım 2012 itibarıyla toplam kredi hacmi
yılsonuna göre %12,3 artarak 779 milyar
liraya ulaştı.
23 Kasım 2012 itibarıyla toplam mevduat hacmi ise yılsonuna göre %8,5 artışla
793 milyar lira düzeyinde gerçekleşerek,
son yılların en düşük oranlı artışını kaydetti.
VERGİ ARTIŞLARI
BÜTÇEYİ OLUMLU ETKİLEDİ
M
erkezi Yönetim Bütçesi Ekim ayında
4,4 milyar lira açık verdi. Yılın ilk on
ayında bütçe açığı 18,8 milyar liraya ulaşırken, faiz dışı fazla ise 24,5 milyar lira
düzeyinde gerçekleşti. Ekim ayında uygulamaya konulan vergi düzenlemelerinin
ardından, vergi gelirleri bir önceki yılın
aynı ayına göre %22,7 arttı. Bu gelişmede, Dahilde Alınan KDV ile Özel Tüketim
Vergisi gelirlerinin sırasıyla %43 ile %32
artış kaydetmesi etkili oldu. Vergi gelirleri, Ekim ayındaki hızlı artışa karşılık yılın
ilk on aylık döneminde iç talebin zayıf
seyrine bağlı olarak bir önceki yılın aynı
dönemine göre %8,7’lik bir artış kaydetti.
Söz konusu dönemde toplam bütçe gelirlerindeki artış ise %11,2 düzeyinde oldu.
Yılın ilk on aylık döneminde bütçe harcamaları bir önceki yılın aynı dönemine
göre %18,1’lik artış kaydetti. Söz konusu
dönemde cari transferleri %22,2 personel
giderleri %18,9’luk artış gösterdi.
MAKRO
EKONOMİDE NE OLDU / DÜNYA
ÇİN’DE TOPARLANMA
İŞARETLERİ BAŞLADI
S
on dönemde açıklanan veriler, dünyanın ikinci büyük ekonomisine sahip
Çin’de ihracat artışı ve iç talepteki ivme
kaybına bağlı olarak 2012 yılı genelinde
yavaşlayan ekonomik aktivitenin yeniden
toparlanma eğilimine girdiğine işaret ediyor. Nitekim, Ekim ayında sanayi üretimi
artışı bir önceki yılın aynı ayına göre %9,6
ile beklentilerin üzerinde gerçekleşirken,
perakende satışlar da öngörüleri aştı. Ayrıca, HSBC imalat sanayi PMI verisi 50,5 ile
eşik değerinin üzerine çıkarak son 13 ayın
en yüksek seviyesinde gerçekleşti, üretimin yeniden ivmelenmeye başladığını
teyit etti. Bu dönemde Çin’in ihracat artışı
da son 5 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.
tüketici güveni de kriz öncesi seviyelere
ulaştı. Ancak, Ekim ayında işsizlik oranı
0,1 puanlık artış ile %7,9’a yükseldi, konut
piyasası baskı altında kalmaya devam
etti. Öte yandan, Fed Başkanı Ben Bernanke de 21 Kasım’da New York Ekonomi
Kulübü’nde yaptığı konuşmada, politikacıların mali uçurumun önüne geçmek için
hızlı çözüm sağlamaları halinde 2013’te
ekonomik görünümün olumlu olacağını
belirtti.
AVRUPA’DA BÜYÜME
TAHMİNLERİ DE DÜŞÜYOR
A
vrupa Komisyonu 7 Kasım’da yayımladığı Avrupa Ekonomik Öngörü raporunda finansal krizin etkilerinin Euro
Alanı’nda iktisadi faaliyet üzerinde baskılayıcı bir unsur olmaya devam ettiğini
belirtti. Raporda, Euro Alanı’nın yanı sıra
küresel ölçekte de büyümenin yavaşladığı belirtilirken, önümüzdeki döneme
ilişkin büyüme tahminleri aşağı yönlü
revize edildi. Euro Alanı’nın 2012 yılında
%0,4 oranında daralacağı öngörüldü. 2013
yılında ise bölgenin ancak %0,1’lik bir büyüme kaydedeceği tahmin edildi.
dış borcunun 40 milyar euro civarında
azalması, bu yılsonunda %180’e yükselmesi beklenen kamu borç stoku/GSYH
oranının 2020 yılına kadar %124, 2022 yılında ise %110’un altına çekilmesi hedeflendi. Yunanistan’ın borçlarını azaltma
yönünde alınan yeni kararlar şöyle: 34,4
milyarlık euroluk kredi diliminin Aralık
ayında serbest bırakılması, 2013 yılının
ilk çeyreğinde ek 9,3 milyar euro finansal
destek sağlanması, ilk kurtarma paketi
kapsamındaki ikili kredi anlaşmalarında
100 baz puanlık faiz indirimine gidilmesi, kredilerin vadesinin 15 yıl uzatılarak
30 yıla çıkarılması, %4,6’lık faiz dışı fazla
hedefine ulaşılması için ek 2 yıl süre tanınması, Yunanistan devlet tahvillerinin geri
alımının finanse edileceğine dair güvence
verilmesi.
EURO BÖLGESİNDE
OLUMSUZ GÖRÜNÜM
DEVAM EDİYOR
2
012 yılının
ikinci çeyreğinde %0,2
küçülen Euro
Alanı ekonomisi üçüncü çeyrekte de %0,1
oranında küçülerek üç yıl aradan sonra
yeniden resesyona girdi. Sanayi üretimi
Eylül ayında bir önceki aya göre %2,5 daralırken, öncü göstergeler Euro Alanı’nda
iktisadi faaliyetin yılın geri kalan bölümünde de zayıf seyrini sürdüreceğin gösteriyor. Ayrıca, işsizlik oranı Ekim ayında
%11,7’ye yükseldi ve işgücü piyasalarının toparlanmadan uzak olduğunu teyit
etti. Enflasyon ise yavaşlayan ekonomik
aktivitenin de etkisiyle Kasım ayında bir
miktar gerileyerek %2,2 düzeyinde gerçekleşti.
PETROL FİYATLARI
YATAY DÜZEYDE
ABD’DE ILIMLI
EKONOMİK TOPARLANMA
YUNANİSTAN’A DÖNÜK
YENİ KARARLAR
A
E
BD’de açıklanan veriler iktisadi faaliyetin son dönemde bir miktar ivme
kazandığına işaret ediyor. ABD ekonomisi
yılın üçüncü çeyreğinde %2,7 ile beklentiler paralelinde büyüme kaydederken,
12
uro Alanı maliye bakanları ve IMF
Yunanistan’ın borç yükünün azaltılması için 26 Kasım’da yeni kararlar alındı.
Bu çerçevede, ülkenin gerekli koşulları
sağlaması halinde 300 milyar euro olan
K
asım ayında yatay bir seyir izleyen
Brent türü ham petrolün varil fiyatı 30
Kasım itibarıyla 111 dolar/varil düzeyinde
gerçekleşti. Gelişmiş ekonomiler kaynaklı
küresel ekonomik belirsizlik ortamı Kasım
ayı genelinde altın fiyatlarının yükseliş
eğilimi sergilemesine neden oldu. Kasım
ayının son haftasında ise, altın fiyatları
gerilemiş ve 30 Kasım itibarıyla 1.714 dolar/ons seviyesinde gerçekleşti.
DOSAB
TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır:
Türkiye’nin 2013 Büyümesi
Yüzde 4,5-5 Arasında Olur
TEB Özel Konuşmaları’nın ilki Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde yapıldı. TEB Baş Ekonomisti
Selim Çakır ‘2012 Makro Bakış ve 2013 Beklentileri’ başlıklı sunumunda, Hükümetin yüzde 4 tahmini
yanında ekonominin 2013’te 4,5-5 aralığında büyümesinin olası olduğunu söyledi.
T
EB Özel Bankacılık, ‘TEB Özel
Konuşmaları’ başlığı altında
düzenleyeceği seminerlerin
ilkini, 12 Aralık Çarşamba günü Bursa
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde
gerçekleştirdi. TEB Özel Bankacılık
Grup Direktörü Banu Taşkın’ın ev
sahipliğinde DOSAB Başkanı Ferudun
Kahraman ile DOSABSİAD Başkanı
Selim Yedikardeş’in de katılımıyla gerçekleşen seminerde, Türkiye ve dünya
ekonomisindeki gelişmeler masaya
yatırıldı.
CNBC-e Genel Yayın Yönetmen
Yardımcısı Dr. Artunç Kocabalkan’ın
moderatörlüğünde; TEB Yatırım Genel
Müdürü Baturalp Candemir “Global
piyasaların yarattığı fırsatlar ve yeni
TTK, SPK ve borçlar kanunu çerçevesinde şirketlerin finansmanı ve kişisel birikimlerin yönetimi”, TEB Baş Ekonomisti
Selim Çakır “2012 Makro Bakış ve 2013
Beklentileri”, TEB Dış Ticaret Merkezleri
Müdürü Selen Özhisarcıklı ise yurtdışı
alacakların garanti altına alınması
konusunda görüşlerini paylaştı.
14
da birçok etkinliğe destek vererek TEB
Özel müşterilerine çeşitli ayrıcalıklar
sunuyor. “TEB Özel Konuşmaları”nı
2013 yılında farklı bölge ve illerde
devam ettireceğiz” dedi.
Selim Çakır
BAŞLANGIÇ DOSAB’DA YAPILDI
Türkiye’de Özel Bankacılık hizmetini 1989 yılında ilk başlatan banka
olduklarını belirten TEB Özel Bankacılık Grup Direktörü Banu Taşkın, açılış
konuşmasında “2013 yılı için uzmanlarımızla planladığımız TEB Özel Konuşmaların startını Bursa ve DOSAB’dan
veriyoruz. 2015 yılına kadar Özel
Bankacılık denildiğinde akla gelen ilk
kurum olma hedefiyle faaliyetlerimizi
sürdürüyoruz. TEB Özel Bankacılık, finansın yanı sıra sanat ve spor alanında
EKONOMİK AKTİVİTEYİ
DESTEKLEYEN PARA POLİTİKİLARI
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de reel sektörün yüksek ciro
ancak az karla çalıştığını vurguladı. Bu
şartların sanayiciyi verimlilik konusunda daha çok kafa yormaya ittiğini
belirten Yedikardeş, finans sektörü ile
işbirliğinin önemine değindi.
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı
Ferudun kahraman da katılımcılara
hitaben yaptığı konuşmada genel
ekonomik değerlendirmelerde
bulundu ve DOSAB’la ilgili bilgiler
verdi. Kahraman, global ekonomiye
ilişkin risklerin her geçen gün arttığını,
son olarak IMF’nin, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda bu artışa
dikkat çekip global ekonomi büyüme
tahminlerini aşağı yönlü revize ettiğini
DOSAB
vurguladı. Kahraman, “Başta Avrupa,
dünya ekonomisindeki zayıf görünüme
bağlı olarak küresel ölçekte uygulanan
para politikaları, ekonomik aktiviteyi
destekleyici nitelikte kurgulanıyor ve
uygulanıyor. Bu sürecin önümüzdeki
dönemde de devam edeceği görülüyor.
DOSAB 2012’Yİ BÜYÜMEYLE GEÇİRDİ
Ülkemizde de son açıklanan ekonomik büyüme rakamları, 2012 yılında
büyümenin yüzde 3-4 aralığında olacağını gösteriyor. Öte yandan cari açık ve
enflasyona ilişkin risklerin azalmasıyla
birlikte Merkez Bankamız ekonomik
aktiviteyi desteklemeyi amaçlayan politika uygulamalarını ön plana çıkarıyor.
Bu genel fotoğraf içinde DOSAB ise 2012
yılını başarılı şekilde geride bırakıyor.
Bölgemizde istihdam geçen yıla göre
yüzde 10 arttı. Elektrik, doğalgaz, proses
su tüketimleri, atık su deşarjları yılın ilk
11 ayında önemli oranda yükseldi. Bölgemiz, 2012 yılını büyümeyle geçirdi.
Tüm bu veriler, bölgemizde sanayinin
çalıştığını, başta tekstil olmak üzere
üretim ve ihracatta başaralı bir yılın
geride kaldığını gösteriyor. DOSAB
olarak bizler, daha da ileriye gitmek için
projeler üretmeye, yatırım yapmaya
devam ediyoruz” dedi.
EURO BÖLGESİ 2013’TE DE KÜÇÜLÜR
Açılış konuşmalarının ardından,
TEB Baş Ekonomisti Selim Çakır, Bursalı
işadamlarına özel olarak ekonomi ve
finans piyasalarını değerlendirerek
2013 yılına dair öngörülerini paylaştı.
Dünya ekonomilerindeki daralmayı
hatırlatan Çakır, Türkiye’nin Brezilya ile
birlikte bir büyüme sürecine girdiğini
PMI (Purchasing Managers’ Index-Satın
Alma Endeksi) şirketlerin satın alma
yöneticilerinin mal ve hizmet satın
alma eğilimlerini gösteren endeksin de
buna işaret ettiğini vurguladı. Çakır,
şöyle konuştu: “Bursa için kötü haber
şu olabilir, Euro Bölgesi halen kötü.
Bursa’nın üretim ve ihracatında bu
bölge önemli bir yer tutuyor. ABD’de ise
PMI endeksi yüzde 50’nin altında. 2012
için Euro Bölgesinde gözüken, yüzde
0,5’lik bir küçülme. Burada 2013 yılında
da küçülme bekliyoruz.
BÜYÜME KRİZİNİN ÖNÜNE
GEÇMEK KOLAY DEĞİL
Euro Bölgesine iyi tarafından bakacak olursak, dağılması konuşulan bölge
dağılmıyor, artık bunu net görüyoruz.
Yunanistan gibi ekonomileri kötü
olan ülkelere yardım yapılarak zaman
kazanıldı. ABD veya Avrupa’da finansal
krizin önüne geçilmiş gözüküyor.
Ama büyüme krizinin önüne geçmek
bu kadar kolay değil. ABD Ekonomisi
Avrupa’ya göre biraz daha iyi görünümde. Onların da kendi krizlerine
çözümleri kaba tabirle para basmak...
İşsizlikte kalıcı gerileme için FED parasal genişlemeye gitmeye devam ediyor.
Öte yandan euro’nun dolar karşısında
2013 yılında değer kazanma trendinde
olacağını düşünüyorum.”
İKİNCİ KURULUŞ DA
NOTUMUZU ARTTIRMALI
TEB Baş Ekonomiste Selim Çakır,
ABD ve Avrupa merkezli değerlendirmelerinin ardından Türkiye’de makro
ölçekte 2012 yılı ve 2013 beklentileri
konusunda da özetle şunları söyledi:
“Fitch’in kredi notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesi önemli.
Ancak bu tek başına yeterli değil. Uluslar arası fonlar, ikinci bir kuruluşun
daha bu seviyeye gelmesi ile daha da
hareketlenecektir. Bizim beklentimiz,
örneğin Moody’s gibi bir kurumun da
2013 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’yi
yatırım yapılabilir seviyeye çekmesi.
En azından ilk 6 ay içinde bu olmalı.
2013 BÜYÜMEMİZ YÜZDE 4,5-5 OLUR
Bunun dışında tüketim ve yatırım
anlamında Türkiye iyi bir 2012 yılı geçirmedi. Faizler düşme trendinde, sanayi
üretimi son çeyrekte toparlanacak. Ekim
düşük geldi ama burada tatil etkisi var.
Ben bu toparlanmanın 2013 yılının ilk
çeyreğinde daha belirgin olarak süreceğini düşünüyorum. İşaretler bu yönde.
Bu yılın Türkiye ekonomisi açısından
büyüme oranını yüzde 2,8-3 arasında
bekliyorum. 2013 yılında hükümetin
tahmini yüzde 4 büyüme. Ancak biz
yüzde 4,5-5 aralığında bir büyümeyi
olası görüyoruz. İhracatımız anlamında
Kuzey Irak bu hızla giderse, Almanya’yı
geçip en büyük ihraç pazarımız olur.”
KREDİ FAİZLERİ GERİLEYECEK
Çakır, faizler ve enflasyon cephesi
ile ilgili olarak da “Merkez Bankası
geçen yıl faizleri arttırdı ve iç talebi
daralttı, cari açık da kritik seviyeden
geri döndü. İyi bir düzeltme hareketi ile
ekonomimizi çok resesyona sokmadan
bu dönüş sağlandı. Ancak cari açık
halen yüksek ve önümüzdeki yıl da 53
milyar dolardan 66 seviyesine çıkması
olası gözüküyor. Enflasyon tarafından
ise büyük bir baskı ve sorun görmüyorum. Kredi faizlerinin daha da geri
gelmesi söz konu olacak. Bankalar için
fonlamada Merkez Bankası ve mevduat faizi önemli. İki ayak var. Merkez
Bankası fonlaması geçen yılın yarısına
indi 5,75’e geldi. Mevduat tarafına da
bakarak bankalar kredi faizlerini daha
da geri çekebilir. Bunun 2013 yılının ilk
çeyreğinden itibaren belirgin şekilde
mümkün olabileceğini söyleyebilirim.
Kredi almak için orayı beklemek iyi
olur” şeklinde konuştu.
15
KAPAK KONUSU
DOSAB
120 Milyon Dolarlık
Buhar ve Elektrik
Üretim Santrali
İçin Düğmeye Bastı
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki buhar
ihtiyacının tamamı ile elektrik ihtiyacının üçte birini
karşılayacak, 120 milyon dolar dolayında yatırım
bedeli olan DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali
Projesi’nde son aşamaya gelindi.
D
OSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santrali, 2011 yılı
Mart ayında yapılan Olağan Genel Kurulda gündeme gelmiş ve yönetime bu konuda yetki verilmişti.
Bölge Müdürlüğünün bir buçuk yıldan bu yana
yaptığı çalışmalar neticesinde, 17 Aralık 2012
tarihinde DOSAB Konferans Salonu’nda teknik
bilgilendirme toplantısı yapıldı.
genel kurulda, bölgemizle ilgili üç önemli proje sözünü vermiştik. Akaryakıt kullanımı konusunu kısa sürede çözdük.
SCADA sistemimizde geçici kabulü yaptık, üçüncü projemiz
de enerji santraliydi. Enerji santrali konusunu
önemsiyoruz, çünkü iki temel gerekçemiz var;
Birincisi enerjide gelecekteki arz güvenliğini
bölge sanayimize sağlamak istiyoruz. İkincisi de
gelirleri giderek düşen organize sanayi bölgelerinin yatırım yapıp çağdaş hizmetler üretmesi
için DOSAB’ın geleceğini garanti altına alıyoruz.
BİLGİLENDİRME TOPLANTISI YAPILDI
Bilgilendirme toplantısına, DOSAB’dan 73
sanayici ve işadamı katıldı. DOSAB Başkanı
UCUZ BUHAR VE ELEKTRİK SAĞLANACAK
Ferudun Kahraman, Başkan Yardımcısı İlhan
Sarı, Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji Komisyonu
Bildiğiniz gibi bölgemizde faal firmaların
Başkanı Ersan Özsoy, Yönetim Kurulu Üyesi
yüzde 68’e yakını tekstil sektöründe, buhar
Mustafa Oran da toplantıda hazır bulundu.
ihtiyacımız fazla. Firmalarımızın rekabet edebiBaşkan Kahraman’ın konuşması ve Bölge Mülir şekilde çalışıp ayakta kalması ve gelişmesi
dürü Serhat Şengül’ün sunumunun ardından
için uygun maliyetli ve kaliteli enerji girdisinin
Ferudun Kahraman
soru-cevaplarla santral konusu 2,5 saate yakın
garantisi bu santral olacaktır. Özellikle enerjide
tartışıldı. Sonuçta, DOSAB sınırları içinde 32 dönüm alanda
arz güvenliği ve maliyet gelecekte ayakta kalmanın formüve yaklaşık 120 milyon dolara mal olacak yatırımın yapılmalüdür. Bu santral hem buhar hem de bölgemizin tüketiminin
sı konusunda görüş birliğine varıldı.
üçte biri oranında elektrik enerjisi üreterek, maliyetlerimizde bizleri önemli ölçüde rahatlatacaktır. Yaptığımız hesapKAHRAMAN: SANTRAL İÇİN İKİ TEMEL GEREKÇEMİZ VAR
lamalara göre, bugünkü fiyatlar üzerinden, buharda ve
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman
elektrikte yüzde 20’lere varan oranda indirimler söz konusu
yaptığı konuşmada şunları söyledi: “2011 yılında yaptığımız
olacaktır.
16
KAPAK KONUSU
GELECEĞİMİZ İÇİN HAYATİ ÖNEMDE
Yine organize sanayi bölgelerinin elektrik, doğalgaz gibi
hizmetlerinden elde ettikleri gelirler son yıllarda her geçen
gün azaldı. OSB’ler değişen gelirler karşısında bütçe yapmakta, bütçelerini tutturmakta büyük sıkıntılar yaşıyorlar.
Oysa bölgelerin, yatırım yapabilmesi, katılımcılarına çağdaş
hizmetler sunabilmesi için öngörülebilir kalıcı gelirlere
ihtiyacı var.
Bu açıdan, buhar ve elektrik santralimiz DOSAB’ın 25-30
yıllık geleceğini garanti altına alacak bir projedir. Santral
gerekliliği konusunda, bu sebeplere daha birçoğu eklenebilir,
ancak yukarıda bahsettiğim iki konu, hem bölgemiz hem de
fabrikalarımızın geleceği için hayati önemdedir.
KÖMÜR TEMİNİ VE FİNANSMAN
Genel kurulumuzun ardından iki yıla yakın bir süre geçti.
Bu sürenin fazla olduğunu düşünebilirsiniz, ancak değildir.
Çünkü, santralin bölgemiz içinde ve yerli kaynaklı kömür
santrali olarak kurulacak olması, sağlıklı bir fizibilite çalışmasını gerektiriyordu. Kömürün uzun süreli ve sıkıntısız bir
biçimde tedariğini sağlamak amaçlı çalışmalarımız titizlikle
sürdürüldü. Bu arada birçok alternatif konu da araştırıldı.
Bugün sanayicilerimizin karşısındayız, çünkü attığımız
sağlam adımların ardından kömür ve müşavirlik konusunda
anlaşmaları yapacak noktaya gelmiş durumdayız.
Santralimizin finansmanı konusunda da geçen sürede
ülkemizin büyük bankaları ile görüşüp bir ön hazırlık yaptık.
Bu projemize büyük bankaların hepsinin ilgi gösterdiğini de
belirtmek isterim.
DOSAB’IN SİHİRLİ FORMÜLÜ
Benim her ortamda söylediğim bir söz var; bizler ülkemizin en çağdaş organize sanayi bölgesi olan DOSAB’ı birlik ve
beraberliğimiz sayesinde, ortak akılla yöneterek oluşturduk.
DOSAB’daki sihirli formül, bölge sanayicisinin bu kenetlenmesidir. Enerji santrali yatırımı, bölgemizin bugüne kadar
TAMAMEN ÇEVRE DOSTU
BİR TESİS OLACAK
D
OSAB Bölge Müdürlüğü’nün yaklaşık iki yıl
süren fizibilite çalışmaları neticesinde, kurulması
planlanan DOSAB Buhar ve Elektrik Santrali ile ilgili
teknik detaylar da toplantıda katılımcılarla paylaşıldı. Bölge Müdürü Serhat Şengül, bu verilerde kesin
fizibilitede küçük değişiklikler olabileceğini söyledi.
Şengül, “Biz, bölgemizdeki firmaların elektrik, doğalgaz, buhar vb. tüketimlerinin seyrini uzun süredir
izliyor, sektörel gelişmeleri takip ediyoruz. Günümüzde ise SCADA sistemimiz ile anlık tüketimleri de
görüyoruz. Tüketimin ne zaman hangi yoğunlukta
olduğu, bugün ve gelecek ihtiyacı çerçevesinde çeşitli
senaryolar üzerinde projemizi çalıştırdık ve ihtiyacımız olan santral verilerine ulaştık. Ayrıca çevre
etkileri açısından da kapalı stok sahası, gelişen filtre
teknolojileri ile tamamen çevre dostu bir tesis olacak”
şeklinde konuştu.
TEKNİK VERİLER
Buhar Kapasitesi.................................................................................................................... : 300 ton/h
Elektrik Kapasitesi.................................................................................................: 49 MW (max.)
Kazan Tipi.................................................................................................. : Akışkan Yataklı Kazan
Kazan Kapasitesi....................................................................................................... : 2 x 150 ton/h
Yakıt Tipi........................................................................................ : Yerli Düşük Kalorili Kömür
Yakıt Kalorifik Değeri........................................................................: 3.000 kcal (± 100)
Yakıt Boyutu.......................................................................: 0-6 mm (Bunker’de Teslim)
Yakıt Sarfiyatı.................................................: 500.000 ton/yıl (1.200 ton/gün)
Santralin Su İhtiyacı...................................................................................... : 10.000 m³/gün
Santral Alanı................................................................................................................................ : 32.000 m²
Kapalı Stok Sahası (20 gün).. : 20.000 m² (Santral Sahasında)
17
KAPAK KONUSU
yaptığı yatırımların toplamı büyüklükte bir yatırım bedeline
sahiptir. Dolayısıyla, sanayici dostlarımızla tartışarak, yine
birlik içinde hareket ederek bu yatırımı bölgemize kazandıracağız.”
ŞENGÜL: ENERJİ TEDARİĞİNDE SIKINTILI SÜREÇ VAR
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, sunumuna enerji
üretim santrali kurmaya neden ihtiyaç doğduğuna değinerek başladı. Şengül, bölge sanayicilerinin uzun yıllar enerji
arz güvenliğini garantiye almak gerektiğine işaret ederek,
“DOSAB’daki firmalar 2012 yılı verilerine göre yılda 1 milyar
kWh elektrik, 300 milyon Sm³ doğalgaz tüketmektedir. Son
günlerde EPDK’nın ve BOTAŞ’ın almış olduğu kararlar sonucunda büyük tüketicilerin piyasadan elektrik ve doğalgaz
temininde riskler ortaya çıkmıştır. Bu durumun gelecekte
de devam etmesi düşünülmektedir. Kurulacak santral ile
Bölgemizin elektrik enerjisi ihtiyacının 1/3’ü, buhar ihtiyacının da tamamı karşılanarak, doğalgaz tüketiminde yüzde
30 oranında azalma sağlanarak elektrik ve doğalgaz ihtiyacımızın orta büyüklükteki tedarikçilerden sağlanma imkanı
doğacaktır” dedi.
SANTRAL VERİMİ YÜKSEK OLACAK
Bir başka önemli sebebin, Bölge sanayicisine rekabet
avantajı sağlayacak daha ucuz enerji tedarik etmek olduğunu belirten Şengül bu konuda da şunları söyledi; “Doğalgaz
ve elektrik fiyatları her yıl yüksek oranlarda artmaktadır.
Yıllık bazda 2012 yılı içinde elektrik fiyatları yaklaşık yüzde
15, doğalgaz fiyatları ise yüzde 37 oranında artmıştır. Teknik
ekibimizin yaptığı inceleme ve çalışmalar sonucunda, kömür
ile elektrik üretimi için kurulan santrallerin verimlerinin
yüzde 38-42 civarında olduğu, buhar üretiminin de olmasıyla
santral verimlerinin neredeyse iki kata yakın arttığı görülmüştür. Sonuç olarak, kurulacak santralin yakıtının kömür
olarak seçilmesi, elektrik ve buharın birlikte üretilmesi ile
santral verimin yüzde 85 mertebelerine ulaşması mümkün-
ELEKTRİĞİN YÜZDE 18’İ
YERLİ KÖMÜRDEN
T
ürkiye’nin yerli kaynak
kömür potansiyelinin 12,4
milyar tonunu linyit, 1,33
milyar tonunu taşkömürü
oluşturuyor. Linyit, ısıl değeri
düşük, barındırdığı kül ve
nem miktarı fazla olduğu için
genellikle termik santrallerde
yakıt olarak kullanılan bir
kömür çeşidi. Buna rağmen
yerkabuğunda bolca bulunduğu için sıklıkla kullanılan bir enerji hammaddesi. Taşkömürü ise yüksek
kalorili kömürler grubunda. TKİ ve EÜAŞ verilerine
göre ülkemizde, kömür genelde sanayide ve elektrik
üretiminde kullanılıyor. Taş kömürünün yüzde 30’u
elektriğe, yüzde 40’ı sanayiye, yüzde 29’u ısınmaya
gidiyor. Linyit’in yüzde 76’sını termik santraller,
yüzde 10’unu sanayi kullanıyor. Isınmaya yüzde 10’u
gidiyor. Ülkemizde elektrik üretiminin yüzde 18-19’u
yerli kömür, yüzde 9’u da ithal kömürden yapılıyor.
TÜRKİYE-EÜAŞ KURULU GÜCÜ (MW)
20052011
TÜRKİYE
EÜAŞTÜRKİYE EÜAŞ
HİDROLİK 12.906 11.10917.08111.639
DOĞAL GAZ
12.275
3.903 17.735
4.118
KÖMÜR
9.117 6.68112.491 7.761
DİĞER
4.523 8916.105 681
TOPLAM 38.820 22.58453.05124.200
KÖMÜR SANTRALLERİ
ARTIK ÇEVRECİ
Çanakkale 18 Mart Çan Termik Santrali,
EÜAŞ’ın bünyesinde 800 dönümlük arazi
üzerinde akışkan yatak teknolojili bir
tesis. Düşünülenin aksine, santralin ne
bacasından duman ve partikül çıkıyor
ne de çevre siyahlar içinde. Her yer
yemyeşil. Santral teknolojik üstünlüğü
ve verimi ile Türkiye’nin örnek termik
santral projelerinden birisi olarak
gösteriliyor. DOSAB Yönetimi ve teknik
personeli, 2011 yılında bu santrale bir
inceleme gezisi yapmıştı.
18
455
1
.
4
- 495 hektar alan
- 348 sanayi parseli
- 427 faal firma (Ağustos 2012)
- 41 bin 455 istihdam (Ağustos 2012)
- 3,5 milyar dolar/yıl ihracat (2011)
- 930 milyon kWh/yıl elektrik tüketimi (2011)
- 299,5 milyon sm3/yıl doğalgaz tüketimi (2011)
- 13,2 milyon m3/yıl atıksu arıtma (2011)
- 150.000 m2 yeşil alan ve sosyal tesisleri ile
çağdaş sanayi bölgesi...
DOSAB’da
n
i
ç
i
e
y
i
k
r
Tü
..
üretiyor.
2013 yılının
sağlık, mutluluk ve
başarı getirmesini dileriz...
www.dosabsiad.org.tr
www.dosab.org.tr
KAPAK KONUSU
dür. Üretilen elektriğin paçal fiyatı ile buharın birim fiyatı
piyasa koşullarına göre en uygun şartlarda Bölge sanayicimize sağlanacaktır.”
BUHAR ŞEBEKESİ TESİS EDİLECEK
Yaptıkları fizibiliteler neticesinde ortaya çıkan santral
teknik verilerini de katılımcılarla paylaşan Şengül, onayın
ardından proje kapsamında izlenecek yol haritasını da şöyle
açıkladı; “Uluslar arası bir ihale için danışman firma seçimi
ve kömür tedariği öncelikli konular. Biz Bölge Müdürlüğü
olarak danışman firma seçimi konusunda, yurtiçi ve yurtdışı
referansları olan, konusunda tecrübeli ve Türkiye’de ofisi bulunan danışman firmaları belirleyip bu firmalar ile görüşmeler yaptık ve son aşamaya geldik. Kömür tedariğinde de Türkiye Kömür İşletmeleri ve özel sektörle görüştük. DOSAB için,
bölgemiz merkezli 200 kilometre yarıçaplı bir alanda özel
sektörden tedariğin daha uygun olacağı sonucuna vardık
ve istediğimiz şartlara uygun kömürü bulduk. Şartlarımızı
sağlayan özel kömür işletmeleri ile kömür tedarik sözleşmesi
imzalama aşamasına da geldik. Son olarak, buhar şebekesinin bölge içinde tesis edilmesi gerekiyor. Tofaş’ın sıcak su
kullanımı, boyahanelerin ve boyahane dışı katılımcıların
buhar kullanımı için Bölgemiz içinde havai buhar şebekesi
tesis edilecektir. Hali hazırda 85 dolayında buhar ve sıcak su
kullanıcımız mevcuttur. Bölge sanayicimizin ihtiyacı olan buharın tamamı, kesintisiz ve sürekli olarak kızgın buhar fazında ve en az 12 bar basınçta katılımcılarımızın parselin teslim
edilecektir. Her bir buhar kullanan katılımcımızın parselinde
basınç düşürme ve ölçüm istasyonları buhar şebekesinin bir
elemanı olarak DOSAB tarafından yaptırılacaktır.”
TERMİK SANTRAL
NASIL ÇALIŞIR?
T
ermik santraller; katı, sıvı ve buhar halindeki
yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı enerjisine,
ısı enerjisini hareket enerjisine, hareket enerjisini de
elektrik enerjisine dönüştüren tesislerdir. Doğalgaz,
taş kömürü, linyit, fuel-oil gibi yakıtla çalışırlar.
Bir yakıtın kimyasal enerjisinin ısı enerjisi şeklinde
açığa çıkması için gereken yanma kazanda olur. Kazanda açığa çıkan enerji, kazanın içerisindeki borularda dolaşan suya verilir ve su buhar fazına geçer. Enerji
yüklü bu buhar, buhar türbini rotoruna verilir ve harekete geçirerek buhardaki ısı enerjisi hareket (kinetik)
enerjisine dönüştürülür. Nihayet hareket enerjisi de
senkron jeneratöründe elektrik enerjisine dönüşür.
AKIŞKAN YATAKLI
KAZAN TEKNOLOJİSİ
B
u sistemde, yatak tabanında bulunan nozzle’larla
verilen primer hava vasıtasıyla oluşturulan hava
basıncı etkisiyle havada yüzer hale getirilmiş kül ve
kömür karışımı ızgarasız olarak ve bir hava yastığı
üzerinde yüksek verimle yakılır. Bu işlemde kömürün
yanma odasında daha uzun süre kalması sağlanarak
yanma işleminin daha düşük sıcaklıkta (850) olması
mümkün oluyor. Bu durum çevre için zararlı olan
(NOx) miktarını minimum seviyeye indiriyor. Kullanılan kömürde bulunan yüksek miktardaki zararlı
gazların (SO2) yanma sırasında kazana verilen kireçle
birlikte yüksek ısıda reaksiyona sokulması ile çevreye
zarar vermesi engelleniyor
Akışkan yatak avantajları
YOL HARİTASI...
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, danışman firma
sözleşmesini imzaladıktan sonar uluslar arası ihale şartlarına hazır hale gelmelerinin 6 ay süreceğini, ihale ardından
santral yapım süresinin 24-30 ay arasında olacağını söyledi.
Şengül, “Bu durumda organize sanayi bölgemizin 25.kuruluş
yılı olan 2015 yılında DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Santralimizi devreye alabiliriz” şeklinde konuştu.
Şengül’ün konuşmasının ardından sanayiciler, proje ile ilgili görüşlerini paylaştılar ve yönetim kurulu ve teknik ekibe
soru yönelttiler. Yaklaşık 2,5 saat süren toplantı sonucunda
santralin kurulması konusunda 2011 yılındaki genel kurulda
yönetimin yetki aldığı, geçen sürede yapılan çalışmaların
yerinde olduğu, DOSAB’ın doğru bir yatırım yolunda olduğu
sonucuna varıldı ve toplantı katılımcıların santralin kurulması yönünde görüş birliğine varmasıyla sona erdi.
20
1. Kazan boyutlarında küçülme sağlanır.
2. 850 0C’deki yanma sıcaklığı; kömürün yanmasını
kolaylaştırır, NOx oluşumunu önler, zararlı kalıntıların birikimini minimize eder.
3. Yüksek türbülans, yanmayı kolay başlatma ve
sonlandırma olanağı sunar.
4. Tam otomatik başlatma ve işletme mümkündür.
5. Izgaralı kazanlarda görülen yanmamış/eksik yanmış kömür kalmaz.
6. Izgara sistemi olmadığından aralıklardan düşen
kömür kaybı yoktur.
7. Hareketli parçalar olmadığı için bakım gerektirmez.
8. Motorlar otomatik olarak kontrol edilir, elektrik
tüketimi optimum olur.
9. Ani buhar çekişlerine çabuk cevap verilebilir.
10. Baca gazı emisyon sınır değerleri rahatlıkla sağlanır.
11. Yanma odası kireçtaşı beslenmesiyle SOx’in yanma
odasında tutulması ile yüksek desülfürizasyon verimi ve
düşük SO2 emisyonu (%90-95 tutma) sağlanmaktadır.
DOSAB
DOSAB’a Modern
İtfaiye Merkezi Kuruluyor
DOSAB’ın tahsis ettiği 3 bin metrekarelik alanda Bursa Büyükşehir Belediyesi
tarafından yaptırılan DOSAB İtfaiye Merkezi temeli atıldı. Merkez, önümüzdeki yıldan
itibaren modern donanımlı 6 araçla hizmet vermeye başlayacak.
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve çevresi için büyük
önem taşıyan itfaiye binasının 11 Aralık’ta yapılan
temel atma törenine Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Altepe, Gemlik Belediyesi Başkanvekili Refik Yılmaz,
Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen,
Karıncalı Belde Belediye Başkanı Halil İbrahim Karagöz,
Yeni Sölöz Belde Belediye Başkanı Güngör Özhan, AK Parti İl
Başkanı Sedat Yalçın, DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman,
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ile çok sayıda sanayici
ve davetli katıldı.
6 ARAÇ BULUNACAK
DOSAB İtfaiye Merkezi, 3 bin metrekarelik alanda 700
metrekare kapalı alanda inşa ediliyor. Merkezde tam donanımlı, başta bölgedeki endüstriyel yangınlara müdahale
edecek kapasitede 6 araç bulunacak. DOSAB, 2010 yılında
Belediyeye bir adet tam donanımlı itfaiye aracı ve bir adet
arama kurtarma aracı teslim etmişti. Yeni merkezin yapılmasıyla DOSAB, son teknoloji donanımlı bir itfaiye aracı daha
alıp Bursa Büyükşehir Belediye İtfaiye Daire Başkanlığına
tahsis edecek.
DOSAB BÜYÜK YATIRIMLAR YAPTI
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman
törende yaptığı konuşmada, organize sanayi bölgelerinin
üretim, ihracat ve istihdamın merkezleri olduğunu hatırlatarak şunları söyledi; “Ancak OSB’lerin her türlü alt yapısını
tamamlaması, sanayicisine en uygun şartlarda, en çağdaş
22
hizmeti vermesi zor süreçlerden geçmeyi ve büyük yatırımları yapmayı gerektiriyor. Çok şükür ki, DOSAB’da bizler birlik
ve beraberlik içinde hareket ederek, bölgemizde her türlü alt
ve üst yapı yatırımını bitirdik. Sanayicilerimizin katkısı ve
desteğiyle, bugün örnek alınan bir organize sanayi bölgesi
haline geldik.
SOSYAL SORUMLULUKTA DA ÖNCÜYÜZ
OSB’ler asli işleri olan bölge yatırımlarını gerçekleştirdikçe, sosyal sorumluluk projelerine de yönelmeli. Sevinçle
söylemeliyim ki, DOSAB’da bizler bu süreci yaşıyoruz. Eğitim
alanında, bölgemiz içindeki mesleki teknik eğitim merkezi
BUTGEM’i 2005 yılında Bursa’ya kazandırdık. Her yıl 275 öğrencimize burs veriyoruz. İnşallah eğitimde büyük bir adım
DOSAB
daha atıyoruz ve önümüzdeki yıl Bursa’ya ikinci fen lisesi
kazandırıyoruz. Özlüce’de, 16 derslikli, 384 öğrenci kapasiteli,
280 kişilik kız-erkek öğrenci yurdu ve spor salonunu kapsayan dosab fen lisesi inşaatına geçen ay başladık. Önümüzdeki günlerde orada da bir temel atma töreni gerçekleştireceğiz.
DOSAB’DAN YENİ ARAÇ SÖZÜ
DOSAB Bölge Müdürlüğü ve DOSAB Sanayicisi, sadece
eğitim alanında değil topluma karşı birçok konuda sorumluluklarını yerine getiriyor. İşte bugün temelini attığımız
itfaiye binamızın alanı da DOSAB tarafından büyükşehir belediyemize tahsis edildi. Burada önümüzdeki yıldan itibaren
itfaiyemiz hem DOSAB’a hem de Bursa’mıza hizmet üretecek.
Bizler dosab olarak, 2010 yılında Büyükşehir Belediyesi
İtfaiye Daire Başkanlığımıza bir itfaiye bir de arama kurtarma aracı tahsis etmiştik. 2 Eylül 2010 tarihinde yaptığımız
törende, DOSAB’da oluşabilecek endüstriyel yangınlara da
müdahale edecek ve kurtarma amacıyla son teknoloji donanımlı iki aracın kullanım hakkını bursa büyükşehir belediyemize vermiştik. DOSAB ve sanayicisi, çağdaş donanımlara
24
sahip bir itfaiye aracını daha belediyemizin itfaiye birimine
önümüzdeki yıl teslim edecek. Bunun sözünü tüm sanayici
arkadaşlarım adına burada sizlerle paylaşmaktan mutluluk
duyuyorum. İtfaiye Merkezimizin hayırlı uğurlu olmasını
diliyorum.”
ALTEPE’DEN DOSAB’A ÖVGÜ
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de itfaiye teşkilatını ekip ve ekipman yönünden sürekli güçlendirdiklerini söyledi. Altepe, “Beşevler Küçük Sanayi, Mudanya
ve Kestel itfaiye binalarının ardından bir itfaiye merkezi
de Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ne kazandırıyoruz.
Bu projemiz, DOSAB’la ortaklaşa hayata geçiyor. Binayı biz
yaptırıyoruz, personeli biz temin edeceğiz, yer ve içindeki
donanım da DOSAB’dan olacak. Zaten DOSAB, hem organize
sanayi bölgesi olarak hem de sanayicileri anlamında her
alanda bizim gururumuz. Örnek bir bölge yaratıldığı gibi,
Bursa ve ülkemize karşı sorumluluklarını da yerlerine getiriyorlar. Huzurunuzda yönetim ve sanayicilerine bir kez daha
teşekkür etmek istiyorum” dedi.
CAN VE MAL GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ
Temeli atılan merkez sayesinde hem DOSAB içindeki
endüstriyel yangınlara hem de çevredeki olaylara anında
müdahale edilebileceğini belirten Altepe şöyle konuştu, “Halkımızın can ve mal güvenliğini en iyi şekilde korumak, olası
yangınları en az zararlarla atlatmak bizim için çok önemli. Bu
nedenle itfaiye teşkilatımızı gün geçtikçe daha da güçlendiriyoruz. Personel sayımızı 272’ye çıkardık ve yüzde 25’lerde
olan norm kadromuz yüzde 70’ler seviyesine çıktı.”
Konuşmaların ardından 700 metrekare taban alanına
sahip idari bina ve garaj kısmında oluşan itfaiye binasının temeli, Başkan Altepe ve protokolün butona basması ile atıldı.
DOSAB
DOSAB OSGB’de 7/24 Hizmet
2013 Yılında Başlıyor
BÖLGE FİRMALARINA
FAYDA SAĞLAYACAK
DOSAB Bölge Müdürlüğü ve Bursa
Tez Medikal, 28 Kasım tarihinde OSGB
ile ilgili bölge firmalarını bilgilendirme
toplantısı yaptı. DOSAB Konferans
26
Dr. İbrahim Kurt
ULUSAL DENEYİM DOSAB’DA
Tez Medikal Sağlık Hizmetleri, 8 yıldır İstanbul Atatürk Havalimanı’nda,
57 bin personel ve yaklaşık 100 milyon
yolcuyu ilgilendiren komple sağlık
çözümü sistemi ile hizmet veriyor.
PortClinic markası altında 2011 sonu
itibariyle toplam 37 ilde, 42 havalimanında faaliyet gösteriyor. Tez Medikal
markası altındaki işyeri hekimliği ve iş
güvenliği hizmetleri ise 2011 yılı içerisinde işyerlerine yönelik Ortak Sağlık
ve Güvenlik Birimleri (OSGB) bünyesinde toplandı. Bursa Tez Medikal
OSBG de bu kapsamda kuruldu.
Salonu’nda yapılan ve firma temsilcilerinin yoğun katılımının gerçekleştiği toplantıda, verilecek hizmetler
anlatıldı, firma temsilcilerinin soruları
yanıtlandı. Toplantının açılışında
DOSABSİAD Başkanvekili Orhan Tezyaparlar ve DOSAB Bölge Müdürü Serhat
Şengül birer konuşma yaptılar. Orhan
Tezyaparlar, bölge firmalarına fayda
sağlayacak bir projenin daha hayata
geçirilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi.
TÜRKİYE’DE YİNE İLKE İMZA ATTIK
DOSAB Bölge Müdürü Serhat
Şengül ise Haziran ayındaki yasal düzenleme sonrası zaman kaybetmeden
başladıkları OSGB çalışması neticesinde, Türkiye’de bir ilke imza atarak,
bölge firmalarına kapsamlı ve uygun
fiyatlı hizmeti getirdiklerini söyledi.
Şengül, “7/24 hizmet alınacak bir yapı
oluşturuluyor. Firmalarımız, Bursa Tez
ile yapacakları anlaşma neticesinde
ambulans, poliklinik, kan ve radyolojik
tahliller gibi ekstra bir çok hizmetler
için ayrıca ücret ödemeyecek. Bölge katılımcılarımızın kaliteli hizmeti uygun
fiyatla alacağı böylesi entegre bir yapı
OSB’ler arasında ilk oldu” şeklinde
konuştu.
Serhat Şengül
R
esmi Gazete’nin 30 Haziran 2012
tarih ve 28339 sayılı nüshasında
yayımlanarak yürürlüğe giren İş
Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu ile organize sanayi bölgelerine ‘Ortak Sağlık ve
Güvenlik Birimi Kurma ve İşletme Yetkisi’ verildi. Bu kapsamda DOSAB’da
yapılan çalışmalar neticesinde bölge
sınırları içerisinde jandarma binası
olarak kullanılan binanın boşaltılması
sonucu, ikinci katında 2.700 metrekarelik alanda OSGB oluşturulmasına karar
verildi. DOSAB Bölge Müdürlüğü’nün
firmalarla görüşmeleri neticesinde,
Bursa Tez Medikal Firması’nın OSGB
hizmetini vermesi için anlaşmaya
varıldı. Söz konusu binada yapılan
tadilat çalışmalarının tamamlanmasının ardından OSGB hizmeti yeni yılla
birlikte verilmeye başlanacak.
Orhan Tezyaparlar
2013 yılı başıyla birlikte Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi faaliyete geçiyor.
DOSAB Bölge Müdürlüğü ve anlaşmalı Bursa Tez Medikal OSBG, bölge firmalarına verilecek hizmetlerle ilgili tanıtım toplantısı yaptı.
REFERANS BİR UYGULAMA OLACAK
Tez Medikal Yönetim Kurulu
Başkanı Dr.İbrahim Kurt da yaptığı konuşmada, “DOSAB yönetimi ve bölge
müdürlüğüne, vizyoner bir projeye
imza attıkları için teşekkür ediyorum.
Ticari olarak teşekkür edemeyeceğim
çünkü vereceğimiz hizmet normal fiyatların üçte biri kadar fiyatta tutuldu.
kalitemizi anlatamayız!...
Anlatamayız çünkü bu sayfaya sığmaz...
Dokumadan boyaya; üretimin her aşamasında
kalite için çalışır ve uygularız.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi 1. Çiğdem Sk. No:5 Demirtaş / BURSA
Tel: +90 224 261 15 25 Faks: +90 224 261 18 50
www.sykteks.com [email protected] / www.yekpa.com [email protected]
DOSAB
İnsan
Kaynakları
ve İstihdam
Buluşması
B
Biz yine de bu işe sıcak baktık çünkü,
OSB’ler için bir prestij projesi olarak
görüyoruz. Sonuçta, bizim açımızdan
referans, DOSAB ve firmaları açısından
da kaliteli hizmetin en uygun fiyata
alınacağı bir hizmet olması nedeniyle
çok iyi bir iş çıkartıldığını düşünüyorum. İş sağlığı ve güvenliği konusunu
ciddiye almalıyız. Çünkü eskiye göre
yaptırımları arttı. Sıkıntı yaşamadan
önce çözümü üretmeliyiz” dedi.
Dr. Yavuz Karazağ
HİZMET KAPSAMI GENİŞ
Kurt ayrıca, DOSAB’la birlikte
geliştirdikleri bu entegre projeye bölge
firmalarının sahip çıkacağını belirterek, “Çünkü bir çok hizmet elinizin
altında olacak. Ayrıca biz firma olarak
bu konuda oldukça deneyim sahibi ve
iddialıyız” dedi. Toplantıda, Bursa Tez
Medikal OSGB Koordinatörü Dr.Yavuz
Karazağ bir sunum yaptı. Karazağ,
DOSAB katılımcılarının, Bursa Tez
Medikal Firması ile iş yeri hekimliği ve
iş güvenliği uzmanlığı için anlaşması
durumunda alabileceği hizmetleri anlattı ve “Anlaşmalı firmalarımız, geniş
kapsamlı bir hizmeti almış olacaklar”
dedi. Ardından iş güvenliği uzmanı
Erdinç Güven’in sunumu ve soru-cevap
bölümüyle toplantı sona erdi.
OSGB KAPSAMINDA
FİRMALARA VERİLECEK
HİZMETLER
DOSAB katılımcılarının, Bursa Tez Medikal
Firması ile iş yeri hekimliği ve iş güvenliği
uzmanlığı için anlaşması durumunda
alabileceği hizmetler:
İŞYERİ HEKİMLİĞİ VE
RAPORLAMA HİZMETİ
- İşe giriş muayenesi
- Ağır ve tehlikeli işlerde çalışabilir raporu
- Periyodik muayene
- Reçete yazma
- Yüksekte çalışabilir raporu
POLİKLİNİK HİZMETLERİ
(İşyeri hekimliği ücretine dahil, 24 saat
hizmet verilecek)
- Muayene hizmeti
- Tansiyon Ölçümü
- Enjeksiyon
- Pansuman
- Küçük cerrahi müdahale
- Acil yardım uygulamaları
(Muayene sonrası hekimin gerek gördüğü
hallerde yapılacak olar ücretsiz hizmetler)
- Tam kan tahlili
- Biyokimya tahlili
- İdrar tahlili
- Radyolojik tahliller
İŞGÜVENLİĞİ UZMANLIĞI HİZMETLERİ
- Anlaşmalı işyerlerine haftanın belirlenmiş günlerinde sertifikalı iş güvenliği
uzmanlarıyla gidilerek, yerinde iş güvenliği
uzmanlığı hizmeti verilecek.
AMBULANS HİZMETİ
- 24 saat acil kurtarma ve acil nakil hizmeti, anlaşmalı işyerlerine ücretsiz olarak
verilecek.
AVANTAJLI FİYATLARLA HİZMETLER
- Solunum fonksiyon testi
- Odiyo (İşitme testi)
- Portör analiz testleri
- Tetanoz aşılaması
28
ursa İnsan Kaynakları ve İstihdam
Buluşması Kasım ayında yapıldı.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’deki BİİB buluşmasına, toplam 147
firma katıldı. İşçi ile işverenin buluşturulduğu, 3 gün süren organizasyonun
açılışına; Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Altepe, Bursa Vali Yardımcısı
Hüseyin Eren, Nilüfer Belediye Başkanı
Mustafa Bozbey, DOSABSİAD Başkanı
Selim Yedikardeş de katıldı. BİİB’de
DOSAB ve DOSABSİAD da stand açtı.
BUTGEM,
Nilüfer
İş Birliği
N
ilüfer Belediyesi ve BUTGEM,
DOSAB Eğitim Binasında, mesleki eğitimin yaygınlaşması amacıyla
işbirliği protokolü imzaladı. Buna göre
taraflar, BUTGEM’de verilen ve Nilüfer
Belediyesi’nin de uygun gördüğü eğitimlere yönelik talep toplama, tanıtım
ve kursiyer yönlendirmede işbirliği
yapacak. Kadın Sığınma Evi’nde kalan
kadınlar doğrudan eğitime alınacak.
DOSAB
SGK Başkanı Fatih Acar’ın DOSAB
ziyaretinde, DOSAB Başkanı Ferudun
Kahraman, Başkanvekili İlhan Sarı ve
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş
ev sahipliği yaptı. Toplantıya SGK
Bursa İl Müdürü Mükremin İspirli,
BTSO Meclis Başkanı İlhan Parseker,
Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı
İbrahim Burkay, Bursa OSB Başkanı
Ali Uğur, Nilüfer OSB Başkanı
Levent N.Bezmez, İnegöl OSB
Başkanı Erdoğan Şeremet ve bölge
sanayicileri katıldı.
2008 Reformu İle
Sosyal Güvenlik Açıkları
Risk Olmaktan Çıktı
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, Bursalı iş adamlarıyla buluştu ve
“Eğer reform yapılmasaydı açıklar artarak GSMH’nın yüzde 7’sine doğru gidecekti.
Ancak açıklar uzun vadede ülkemiz açısından risk olmaktan çıkmıştır” dedi.
2
003 yılında Bursa Defterdarı olarak
Bursa’da görev yapan, 2011 yılından
bu yana ise SGK başkanlığını yürüten
Fatih Acar, Kasım ayının sonunda Bursa iş
dünyası ile buluştu. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) Kasım ayı meclis toplantısına katılan Acar, daha sonra Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret ederek,
kendisi için düzenlenen akşam yemeğine
katıldı, sosyal güvenlik kurumu çalışmalarını anlattı ve soruları yanıtladı.
SİGORTALI SAYISI 18,5 MİLYON KİŞİ
SGK olarak merkezi yönetim bütçesinin yüzde 44.8’ini yönettiklerini söyleyen
Acar, yapılan yeniliklerle ülkenin büyük
kurumları arasına girdiklerini belirtti. Acar,
yeni sistem ile birlikte reform sürecinde
gelirlerini nominal yüzde 118, reel yüzde
58.84 artırırken, giderlerin nominal yüzde
71, reel yüzde 24.67 arttığını belirtti. Acar,
aktif sigortalı sayısında da artış görüldüğünü, sigortalı sayısının 3.5 milyon artış ile 18
milyon 514 bin 947’ye ulaştığını dile getir-
30
RAKAMLARLA
SGK
124,5 Milyar TL
SGK’nın 2011 yılı toplam
gelirleri.
140,7 Milyar TL
SGK’nın 2011 yılı toplam giderleri.
89,5 Milyar TL
Devlet katkısı hariç
2011 prim gelirleri.
91,6 Milyar TL
10,4 milyon emekliye 2011 yılı
toplam emekli aylığı ödemeleri.
36,5 Milyar TL
2011 yılı sağlık ödemeleri.
di. 2008 yılında belki son 30 yılın en önemli
reformlarından birini hayata geçirdiklerini söyleyen Acar sözlerini şöyle sürdü:
“Geçmişin popülist politikaları bir kenara
atılarak, tek bir emeklilik sigorta sistemi
kurduk. Genel sağlık sigortası sistemini
getirdik. Eğer reform yapılmasaydı sosyal
güvenlik açıkları artarak devam edecekti.
GSMH’nın yüzde 5’ine çıkarak yüzde 7’lere
doğru gidecekti. Sosyal güvenlik açıkları
artık uzun vadede ülkemiz açısından risk
olmaktan çıktı.”
SOSYAL GÜVENLİK AÇIKLARI AZALIYOR
Sosyal güvenlik açıklarının GSMH içerisindeki oranının her geçen gün azalarak
devam ettiğini vurgulayan Acar, “Bugün
kabul edilebilir oran olan yüzde 3’ün altına
indik, 2,9 seviyesindeyiz. Sosyal güvenlik
açıkları tedrici olarak 2030’lu yıllarda eğer
önümüzdeki dönemde aldığımız kararları değiştirecek uygulamalar gelmezse
GSMH’nın yüzde birlerin altına iniyor
demektir. Bunun aşağıya iniyor olması
demek Türkiye’nin daha fazla yatırım yapıyor, üretim yapıyor olması demek. Bunun içinde kısa vadede kayıt dışı ile
mücadele etmemiz gerekiyor.
KAYIT DIŞI İSTİHDAMDA YÜZDE 37’YE İNİLDİ
2007 yılında kayıt dışı istihdam oranı ülkemizde yüzde
45,44 idi. 2008 reform sürecinden sonra bu oran önce yüzde
43,20’ye, 2011 yılında yüzde 42’ye ve bugün geldiğimiz
noktada da yüzde 37,50’ye indi. Üstelik global ekonomik kriz
sürecinde biz bu rakamlara ulaştık. Kayıt dışı istihdamda
hedefimiz yüzde 25 olan tarımdaki kayıt dışılığı 2023 yılında
yüzde 15’lere çekmek. Her yüzde 1 puanlık kayıt dışılığın
prim karşılığı 650 milyon lira. Kayıt dışılıkta 10 puanlık azalış
yılda 6,5 milyar lira prim geliri sağlayacak. Ayrıca Asgari
ücret verilmediği halde asgari ücretten gelir beyanlarını
bitirmemiz gerekiyor ve kayıt altına alınmaları arttırmalıyız.
Bunun için 2013 yılında ciddi bir çalışma içinde olacağız”
şeklinde konuştu.
SGK’NIN YENİ YÜZÜ
Reformda emeklilik yaşının hayati olduğunu vurgulayan
Fatih Acar, “65 yaş emeklilik sistemi getirildi. Ama ne zaman
2036’dan başlayarak 65 yaşında emekli olacağız. Şu anda
Avrupa’nın birçok ülkesinde 67 yaş tartışılıyor” dedi. SGK’da
tüm arşivin dijital ortama alınacağını, Ankara’da çağdaş
bir teknoloji üssü kurduklarını, hizmet binalarını yenileyip
modern hale getirdiklerini vurgulayan Acar, “Sadece hizmet
binalarını değiştirmekle kalmadık aynı zamanda kafaları da
değiştirdik. Devlet bürokrasisindeki ‘bugün git yarın gel’ gibi
yaklaşımları en aza indirdik. Bu anlamda 25 bin personelimizi toplam kalite eğitimine aldık” şeklinde konuştu.
Sanayici ve iş adamlarının sorularını da yanıtlayan Acar,
5 puanlık prim indiriminin dışında şu aşamada indirimin söz
konusu olamayacağını, ancak yakın gelecekte bunun tartışılabileceğini söyledi. Denetimlerde, işverenlere potansiyel
suçlu muamelesi yapıldığı yönündeki soruya da “Bundan
böyle daha esnek ve cezai müeyyide değil yol gösterici bir denetim üslubu olacak” dedi. DOSAB’daki yemekli toplantıda,
Başkan Ferudun Kahraman bölge hakkında bilgi verdi.
BTSO Meclisi’ndeki sunumundan sonra BTSO Başkanı Celal Sönmez ve Meclis
Başkanı İlhan Parseker, SGK Başkanı Fatih Acar’a teşekkür etti.
RÖPORTAJ
DİDEM ESEN
DOSAB Daha Kurumsal
Bir Yapıya Kavuşuyor
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde; Kurumsal Analiz, Süreç Yönetimi ve Süreçlerin
Otomasyona Alınması ile ISO 14001 Çevre ve OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği
Sistemlerinin Yapıya Entegre Edilmesi çalışmalarında sona gelindi.
2
012 yılının ilk çeyreğinde başlatılan proje kapsamında, DOSAB’ın
iş süreçlerinin hem katılımcılara
mükemmel hizmet verecek, hem
çalışanların sağlık ve güvenliğini koruyacak, çevreye duyarlı hem de düşük
maliyetle hizmetini gerçekleştirebilecek şekilde iyileştirilmesi hedefleniyor.
NMT Danışmanlık ve Eğitim
Merkezi ile yapılan çalışmanın
ayrıntılarını Genel Müdür ve
DOSAB’ın Yönetim Danışmanı
Didem Esen’le konuştuk.
- DOSAB’la yaklaşık sekiz
ay önce başlayan süreçten söz
eder misiniz?
- Rekabetin zorlaşması ve
yönetim sürecinde ortaya çıkan hızlı gelişmeler Türkiye’de
üretim ve hizmet sektöründeki
dengeleri tümüyle değiştirmiştir. Bu süreçte kurumların
varlığını devam ettirebilmesi
ve başarılı olması için doğru
şekilde yapılanmaları ve çağdaş yönetim tekniklerinden
yararlanmaları zorunlu hale
gelmiştir.
Yapmış olduğumuz ilk
görüşmede DOSAB’ın bu değişim rüzgârlarında gerekli uygulamaya
yönelik danışmanlık destek ihtiyacını
üst yönetimin de desteği ile doğru ve
zamanında tespit edebildiğini memnuniyet ile gördük.
DOSAB’ın bu projeden beklentisi; iş
süreçlerinin hem katılımcılara mükemmel hizmet verecek, hem çalışanların
sağlık ve güvenliğini koruyacak, çevreye duyarlı hem de düşük maliyetle
hizmetini gerçekleştirebilecek şekilde
iyileştirilmesiydi.
NMT olarak DOSAB yönetimi ile
32
tanıştığımızda özellikle aradığımız,
vizyon sahibi, ihtiyaçlarının farkında
olan, değişime inanmış ve zor kararlar
almaya hazır bir yönetim ekibi ile karşılaştığımızı görmek bizi de bu projeyi
gerçekleştirmek adına heyecanlandırdı.
- DOSAB’daki faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
- Kurumsal Performansın önündeki
engeller dört nedende gruplanabilir.
Bunlar;
- Kurumsal Sorunlar (Yönetsel,
Stratejik, Organizasyonla ilgili sorunlar
gibi )
- Proses Sorunları (Süreçlerin birbiriyle etkileşirken verimli çalışmaması)
- İnsana Dair Sorunlar (Motivasyon,
İş Tanımları, Yetkinlik düzeyleri gibi)
- Sistemsel Sorunlar (Örneğin birbirinin aynı ama yetersiz ara yüze sahip
birçok sistemin varlığı)
Bu nedenle DOSAB bünyesinde
yürütülmesi planlanan proje tüm bu
alanları kapsayacak şekilde üç aşamada projelendirildi.
I.Aşama: Kurumsal Analiz
II.Aşama: Süreç Yönetimi ve Süreçlerin Otomasyona Alınması
III.Aşama: ISO 14001 Çevre ve OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği Sistemlerinin Yapıya Entegre Edilmesi
İyileştirme, yeniden yapılanma
süreçlerinin başarısı; hedefler, verimlilik, performans, organizasyonel teknolojiler gibi faktörlerden öte kurumun
sosyal, kültürel, politik ortamından
“gerektiğinden fazla” etkilenerek oluşmaktadır. Bunun sonucunda değişmesi
gereken tarz, iş yapış biçimi aynen
devam etmekte, tasarlanmış yapılar
kâğıt üzerinde kalmaktadır.
Bu nedenle Kurumsal Analiz kısmında ilk olarak DOSAB’ın strateji ve
hedeflerine hizmet edecek şekilde mevcut yapıyı, iş yapış yöntemlerini, kurum kültürünü inceleyerek çalışmaya
başladık. Bu aşamada Süreç Denetimi
ve Görev Analiz Anketleri gibi teknikler
kullandık. Görev Analiz Anketlerini
DOSAB’da çalışan her bir çalışana
doldurtarak, kurum ile ilgili algılarını,
görevlerini, DOSAB içi bilgi akış sistemini ortaya çıkardık. Bu çalışmanın sonucunda mevcut organizasyonel yapı,
roller ve sorumluluklar, süreçler, bilgi
ve veri yönetimi, fiziksel alanlar, tüm
çalışanların potansiyel ve ortak kültürü, motivasyon düzeyi, yetkinlik gibi
ana konularda veriler oluşmuş oldu.
Bu aşamada bilgi toplamanın
ötesinde bütünsel bir yaklaşım ile
potansiyel problemler belirlenerek,
problemlerin kaynaklarına ait hipotezler üretilerek, hipotezlerin doğrulama
RÖPORTAJ
çalışmaları yapılarak çözüm yöntemleri de geliştirilmeye başlanmış oldu.
Kısaca bu aşamada Yönetsel, Operasyonel, Fiziksel ve Psikolojik alanlardaki
gelişmeye Açık Alanları saptamış, yol
haritamızı hazırlamış ve yönetimle
yapmış olduğumuz uzlaşım toplantısıyla çalışmaya başlamış olduk.
Ayrıca ortaya koyduğumuz gelişim
planları, sistemin yeniden yapılandırılması sırasında organizasyon içerisinde sahiplenme ve sorumluluk alma
seviyesini en üst düzeye çıkarmayı
hedefleyecek şekilde oluşturuldu. Böylece yeniden yapılanma faaliyetlerinin,
sadece yönetim ve danışman arasında
sınırlı kalmayarak organizasyonun
DOSAB’ın vizyonuna uygun
olarak iş süreçleri yeniden
yapılandırıldı ve bölge müdürlüğünün organizasyonel yapısı
süreçlere uygun hale getirildi.
tüm kaynaklarının dâhil edilmesi,
çalışanların katılımıyla gerçekleşmesi
de sağlanmış oldu.
DOSAB’da yürüttüğümüz bu projede şu an ikinci aşamanın sonuna yani
süreçlerin otomasyona alınması kısmına gelmiş ve bu aşamaya paralel yürüttüğümüz III. Aşamayı yani ISO 14001 ve
OHSAS 18001 Entegre Yönetim Sistemi
projemizi de yarılamış durumdayız.
Aslında II. Aşama dediğimiz Süreç
Yönetimi, projenin en meşakkatli
kısmıydı. Çünkü tüm yürütülen işlemlerin, iş yapış yöntemlerinin kişilerin
hafızasından kurumsal hafızaya geçirilmesi, iş yapış yöntemlerinin iyileştirilmesi, katma değer yaratmayan
işlemlerin temizlenmesi ve süreçlerin
birbirleriyle ilişkisinin kurularak klasik
yaklaşımdaki departman, bölüm, şeflik
kavramlarına aykırı olarak tüm çalışanların yeni bir gözle işlemlere bakışını
sağlamak gerekiyordu.
Süreç Yönetimi kısmında, I. Aşamada yönetime sunduğumuz önerilerimizle ilgili yönetim onayının alınmasını
takiben Süreçlerin Yapılandırılması
çalışmasına başladık. Bu aşamada ilk
yaptığımız DOSAB çalışanlarına Süreç
Yönetimi, Kalite Yönetim Sistemi ve Entegre Yönetim Sistemi konusunda eğitimler vermek oldu. Daha sonra süreç
34
yapılandırmasında BPR metodolojisi
kullanılarak, DOSAB’a ait operasyonel
ve destek süreçleri temel alacak şekilde
WBS’ini hazırlayarak proje ekipleriyle
beraber süreçleri oluşturduk. Oluşturulan her bir süreç için süreç performans
göstergeleri belirleyerek süreçlerin
gelişimlerini izleme yöntemlerimizi
belirledik. DOSAB’ın vizyonuna uygun
olarak iş süreçlerinin yeniden yapılandırılması sonucunda organizasyonel
yapımızı süreçlerimize uygun hale
getirdik. Süreçlerimizin uygulamaya
alınmasıyla beraber organizasyonel
yapımız da uygulamaya geçirilmiş
olacaktır.
Projemizin III. Aşamasında ise süreçlerimizin içerisine ISO 14001 Çevre
ve OHSAS 18001 İş Sağlığı Güvenliği
standart gereklerini entegre ediyoruz.
Bazı kurum ve kuruluşlar bu sistemleri farklı yapılarda ve farklı bakış
açılarında ayrı ayrı kurmayı tercih
etmektedir.Tek tek uygulanan yönetim
sistemleri, kuruluşun süreçlerinde tek
bir amaca odaklanmasını ve sürecini
bu amaca ulaşacak şekilde tasarlaması,
kontrol altına almasını sağlar. Bu amaç
ISO 9001 için hataların kaynağında
önlenmesi iken, çevre için çevre etkilerinin, OHSAS için ise İSG risklerinin
kaynağında azaltılmasıdır. Oysa bütün
bu amaçların her bir süreç/proses için
ayrı ayrı değil birlikte gerçekleştirilmesi kuruluşları tekrarlardan, zaman ve
maliyet kaybından koruyacaktır.
DOSAB bünyesinde süreçlerimizi
bütünsel bir yaklaşımla ele almamız
optimal çözümlere ulaşmamızı sağlayacaktır.
- Bu süreçte DOSAB’ın yaşadığı
değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Herhangi bir değişim projesinde
yükselen trendi bulmak için daha çok
erken. Nasıl iyi bir anayasaya sahip
olmamız iyi yönetileceğimiz anlamına
gelmiyorsa, tek başına organizasyonel
yapı ve hazırlanan süreçlerle sonuç
almamız mümkün olmuyor.
Bugüne kadar DOSAB’ın iş süreçlerinin katılımcılarına beklentisinin
üstünde hizmet verecek şekilde yapılandırılması çalışmasını tamamlamaya
çalıştık. İş süreçlerini oluştururken
aynı zamanda DOSAB’ın hizmetlerinin
çevreye verdiği olumsuz etkileri, çalışanları üzerinde iş sağlığı ve güvenliği
açısından oluşturabileceği tehlikeleri
de dikkate alarak çalışma yöntemlerini
oluşturduk.
YÖNETİM
DANIŞMANLIĞI
BÜYÜK FAYDA SAĞLAR
- NMT ve faaliyet alanlarından
bahseder misiniz?
- 1996 yılında Danışmanlık, Eğitim ve
İnsan Kaynakları konularında faaliyete
başlayan NMT, 2002 yılından itibaren,
NMT Danışmanlık ve Eğitim Merkezi ile
NMT İnsan Kaynakları olmak üzere iki
ayrı firma olarak hizmet vermektedir.
Faaliyetlerimiz kısaca fayda yaratma ve iş
kolaylaştırma üzerine yoğunlaşmaktadır.
Uzmanlık alanlarımız ise Aile Şirketlerinde
Kurumsallaşma, Stratejik Organizasyonel
Yapılanma, Süreç Yönetimi, İnsan Kaynakları ve Yönetim Sistemleridir.
- Yönetim danışmanlığı, şirketlere
ve özellikle KOBİ’lere ne gibi faydalar
sağlar?
- Şirketlerde aslında iki tip ana sorunla
karşı karşıya kalırız. Bunlardan ilki herhangi bir işletmeyi başarısızlığa uğratabilecek; pazardan kopmak, müşteriye hitap
edememek, yeni ürünler veya hizmetler
yaratamamak, sermaye yetersizliği,
maliyetleri kontrol altına alamamak,
kötü yönetim gibi sorunlardır. İkinci tip
sorunlar ise; aile ile iş ilişkilerinin birbirine
girmesi, iş gereklerinin aile gereksinimleri
ile çakışması, varis planlamasının yapılmaması, iş ile aile ilişkilerinin birbirinden
ayrılamaması gibi tamamen aile şirketlerine özgü yapısal sorunlardır.
Bizden yardım isteyen girişimciler
belli başlı konularda hep aynı şeyleri
vurguluyorlar.
- Karlı ve başarılı büyümek
- Başarının devamlılığını sağlamak
- Nitelikli yöneticileri firmada tutmak
- Üzerlerindeki iş yükünü dağıtabilmek, onlar olmadan da şirketin devamlılığını sağlayabilmek
- Şirketi verimli hale getirmek
Tüm bu beklentiler aslında kurumsallaşmanın tanımıdır. Çalışanların; girişimcinin itmesi, söylemesi, yap demesiyle
değil de kendi gayretleriyle hareket
etmeleri ve işe değer katmalarıdır.
Girişimcinin, şirket belli bir büyüklüğe
gelinceye kadar, işleri hem yapması hem
de yönetmesi kolaydır. Ancak şirket belli
bir büyüklüğe ulaştıktan sonra geçmiş
başarı, tecrübe ve bilgileri şirket için yeterli olmayabilir. Hatta geçmiş tecrübeleri
yeni fırsatları görmeyi zorlaştırabilir.
Doğduğu günden beri tüm bir yaşamını
şirketine vakfetmiş bir yönetici beklenin
tersine dünyaya dürbünden bakar gibidir.
Belli bir yöndeki bilgisi ve deneyimi inanılmaz gelişmiştir. Ama diğer açılarda tam
bir kör gibidir. Elinize bir dürbün alın ve
gözlerinizden ayırmadan 10 adım atmayı
deneyin. Ne demek istediğimi daha iyi
anlayacaksınız.
BAŞKANLARIMIZ
ALİ YEDİKARDEŞ / 1996-1997
15 Yıl Önce, Bugünkü DOSAB’ı
Hayal Bile Edemezdik
1996-1997 dönemi Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yedikardeş,
bölgenin eski günlerdeki halini, bugününü ve geleceğe dönük beklentilerini anlattı.
D
OSAB Perspektif Dergisi’nde, ‘Eski Başkanlarımız’
başlığı altında başladığımız söyleşi bölümümüzün ilk
konuğu 1996-1997 yıllarında DOSAB Yönetim Kurulu
Başkanlığı yapan, 2000’li yıllarda da yönetici olarak hizmet
üreten Ali Yedikardeş oldu.
Yedikardeş Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yedikardeş, çöplerin bile toplanmadığı, yolların çamur olduğu, elektriğin zorla alındığı sıkıntılı günleri hatırladıkça tebessüm ediyor, “Bugünün DOSAB’ını o yıllarda hayal bile edemiyorduk.
Hayal ötesi bir şeydi bizim için. Ama 2000’li yıllarla birlikte
ülkenin en modern bölgesini yarattık” dedi. Yedikardeş’in
sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle.
- Sizin DOSAB’la tanışmanız nasıl oldu?
- Ben 1989 yılında Demirtaş Sanayi Bölgesi’ne geldim.
Onun için 1987’de kurulan Demirtaş Sanayiciler Derneği
kuruluş ve çalışmalarında bulunamadım. 1994 yılında yöneticilik hayatım, dönemin DOSAB Başkanı Adnan Şentürk
ile beraber başladı. 1996-97 yıllarında da DOSAB Başkanlığı
yaptım. Müteşebbis heyetle yönetiliyorduk ve vali heyet başkanıydı. Tabii, o zamanlar başkanlık veya yöneticilik yapmak
çok zordu.
- O zorluklar nelerdi?
- Bölgede sanıyorum 80-90 fabrika vardı. Bölgenin geliri
yoktu. Sadece sanayiciden alt yapı katılım bedeli topluyor ve
bununla bir şeyler yapmaya çalışıyorduk. Bölge müdürlüğü
için 1992’de sanırım bir prefabrik bina yapılmış oradan hizmet verilmeye çalışılıyordu. Alt yapı yoktu. Her sanayici kendi bacağından asılıyordu. Örneğin elektriği sanayici kendisi
getiriyordu. TEDAŞ’a parasını veriyor elektrik alıyordu. Direkleri sanayici kendisi getiriyordu. Lodos olduğunda birkaç gün
fabrikalar kapatılıyordu. Çöpümüz toplanmıyordu. Fazla çöpü
olan sanayiciler kamyon tutarak çöplerini gönderiyordu. Bazılarımız bahçelere gömüyorduk. İmkanlar çok kısıtlıydı.
Yollarımız yoktu, çamurdu. 50 lira alt yapı bedeli topluyorsak 500 liralık iş yapmamız gerekiyordu. Köy Hizmetleri, DSİ,
Karayolları, Belediye gibi kurumlara gidip deyim yerindeyse
yalvarıyor, makine istiyorduk. İşçilerin yevmiyelerini veya
mazotu biz veriyor, araçlarını kullanıyorduk. Yollara çakıl
yayılıyordu. DOSAB böyle günlerden doğdu.
- Bugün geldiği noktaya baktığınızda ne düşünüyorsunuz?
- O günleri hatırlayıp bugüne baktıkça, hayretler içinde kalıyorum. O zamanlar bugünkü DOSAB’ı hayal bile edemiyorduk. Çamurun içinden çıkıp, bugün her tarafı asfalt, alt yapısı
bitmiş, elektriği yer altından gelen, kesintisiz suyu, doğalgazı,
36
BAŞKANLARIMIZ
arıtma tesisi, modern çevresi ile bir bölge olacak. Gerçekten
kısa sürede çok yol kat ettik, nereden nereye geldik. Kanalizasyonun, çöp toplamanın, soğuk asfaltın lüks olduğu 15 yıl
öncesinden bugünü görmek çok zordu. Çok zor şartlarda sanayiciye hizmet etmeye çalışıldı. Tüm yönetimlerde görev yapan arkadaşlarım bir şeyler kattı. Hepsine teşekkür ediyorum.
- DOSAB’ın bu gelişiminde önemli dönüm noktaları nelerdi sizce?
- Tabii 2000 yılında 4562 sayılı OSB Yasasının çıkması ile
birlikte DOSAB kurumsal bir kimlik kazandı ve gelir etme
şansını yakaladı. Ben başkanlıktan sonra 2000 yılların başında Mustafa Taşdelen başkanlığında yine yönetimde görev
aldım. Bölge Müdürümüz Nezih Beyle (Ertunga) ile birlikte
çalıştık. Nezih Bey, tecrübesi ve çalışkanlığı ile bölgemize çok
şey kazandırdı. Hizmetleri çoktur ve öngörüleri ile çok şey
kazandırmıştır.
Elbette yasa çıktı ama ilk zamanlarda insanları ona uydurmak zordu. İyi-kötü bir düzen kurulmuştu. Ama öbür taraftan
yasanın verdiği yetki ve gücü kullanmak istiyorduk. Elektrik,
doğalgaz alıp-satmak, su işini
çözmek ve alıp satmak istiyorduk.
Ben o dönem su komisyonu başkanlığı yaptım.
Demirtaş Belediyesi’nden suyu
alıp sanayiye vermeye başladık.
Yüzde yüz karla, ayda 15 milyon
liralık su satıyoruz, Belediye bize
35 milyon lira fatura kesiyor, zarar
ediyoruz. Birkaç ay böyle gitti. Sonradan mahkeme kararı ile ortaya
çıktı ki, belediye kaynaklı bir teknik
konu nedeniyle biz kullanılandan
fazla su parası ödeyip zarar ediyoruz. Bir yandan da belediye su
yetersiz olduğu zaman sanayi suyunu kesiyordu. Sonuçta Nezib Bey,
o dönem BUSKİ ile görüşüp, suyu
oradan almamızı sağladı. Sonradan
sudan kar etmeye başladık.
Benim DOSAB’da yöneticilik görevim 2007 yılına kadar
devam etti. Ertuğrul Kaplan başkanlığında da birlikte çalıştık.
Yasa ve yönetmeliklerin ardından, 2002 yılından itibaren DOSAB yatırım yapıp gelir elde etmeye başladı. Elektrik, doğalgaz, su gibi gelirler o dönem yüksekti, şimdi değil. Dolayısıyla
bizim için de şans oldu gerçekten örnek olan yatırımlar yaptık. Sanayici rahatladı, bugünkü modern DOSAB ortaya çıktı.
Bugün bu bölgede olmaktan ben de diğer tüm sanayicilerimiz
de gurur duyuyor.
DOSAB’ın bundan sonra ivedi olarak
yapması gereken yatırım ileri arıtma
tesisini devreye almak olmalı.
- Peki alt ve üst yapısını bitirmiş, SCADA Merkezi gibi
modern yatırımlarını yapmış bir bölge, bundan sonra neler
yapmalı? Bugün ve bundan sonrası için beklentileriniz ne?
- Ben artık DOSAB’ın en önemli işinin uzun süredir görüştüğümüz ileri arıtma yatırımını yapmak olduğunu düşünüyorum. Çünkü burası tekstil ağırlıklı bir bölge ve 45’e yakın
38
boyahane bu işin kalbi. 2012’de de işler çok iyi gitti. Bu boyahanelerin çalışması ve en önemlisi çevre için bizim bu yatırımı yapmamız gerekiyor. Bugün 70 bin ton/gün kapasiteli atık
su arıtma tesisimiz var. Buradan çıkan suyun 50 bin tonunu
ileri arıtma ile geri kazanıp tekrar proseste kullanmalıyız.
Buna mecburuz. Hem çevre açısından, -çünkü yeraltı suları
azalıyor- hem de geleceğimiz açısından… Yakın gelecekte
Trakya’da olduğu gibi bizde de ciddi çevre yaptırımları gelecektir. Bu gelmeden biz bu işi DOSAB olarak yapmalıyız. 8-10
milyon euroluk bu yatırım bugüne kadar gündemimizdeydi,
ancak sadece boyahanelerin finansmanını karşılamasını isteyenler, DOSAB genel bütçesinden yapılmasını isteyenler oldu.
Tartışmalar arasında yapamadık. Benim fikrim, genel bütçeden bunun yapılması. Çünkü zaten boyahaneler DOSAB’a
bugüne kadar çok katkı sağladı.
Bölge sanayicisi yokluk günlerinde
kenetlenmişti. Bu kenetlenme sayesinde
DOSAB bugünkü çağdaş haline kavuştu.
1996-97 yıllarında DOSAB Başkanlığı yapan Ali Yedikardeş, daha sonraki
süreçte de yönetim kurullarında da görev aldı. (Ayakta sol başta)
- Enerji santrali yatırımı ile sıcak su, buhar ve elektrik
üretimi yatırımı da gündemde. Buna bakışınız nasıl?
- Bence ileri arıtmadan sonra önceliğe sahip olan bir proje
bu. Elbette olmalı; buharın, suyun rantabl şekilde taşınması
mümkünse, fayda sağlayacaksa olmalı. Ama önce su konusunu çözmeliyiz. Ardından doğalgazdan değil yerli yakıt olan
kömürden bu yatırım yapılabilir. Zaten mevcut yönetim de
kömür konusunda çalışıyor.
- Son olarak iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
- DOSAB’ın ilk yıllarında, bizim başkanlık yaptığımız
zamanlarda sanayiciler arasında dayanışma daha fazlaydı.
Birlik beraberlik içinde hareket eder, her ay düzenli yemeklerle her şeyi konuşur tartışır ve yapardık. Bugün bu özelliğimizi
kaybettik. O yemeklerde bölgeye yeni gelen arkadaşlar herkesle tanıştırılırdı. Bugün bir araya geldiğimizde çoğunu tanımıyoruz. Modern yaşamdan mı, varlıktan mı bilemiyorum,
yokluk dönemlerinde birlik ve beraberliğimiz daha fazlaydı,
sıcak ilişkiler vardı. Şimdi bolluk bereket var. Bölgenin sıkıntıları bitti, ancak kimse kimseyi tanımıyor.
DOSAB
Moğolistan Heyeti,
otomotiv yan
sanayinin güçlü
aktörlerinden birisi
olan BPO B Plas’ın
DOSAB Fabrikasını
ziyaret etti.
Hayvancılık ve Bakır
Zengini Moğolistan
İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek amacıyla Bursa’da düzenlenen 6.Dünya Moğolistanlılar
Kongresi kapsamında, 80 kişilik heyet Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret etti.
1
2-14 Aralık 2012 tarihleri arasında Bursa’da gerçekleştirilen 6.Dünya Moğolistanlılar Kongresi, Moğolistan ve
Türkiye arasındaki kültürel, ekonomik ve iş ilişkilerinin
arttırılması amacıyla yapıldı ve kongreye tüm dünyadan
Moğol kamu görevlileri, sivil toplum örgütleri temsilcileri,
akademisyenler, işadamları, sanatçılar ve basın mensupları
katıldı.
BTSO’da Moğolistan ile ticari
faaliyetlere katkı sağlamak amacıyla “Türkiye-Moğolistan Ekonomik
Forumu” da düzenlendi. Moğolistan
Heyeti 14 Aralık 2012 Cuma günü de
DOSAB’ı ziyaret etti.
TARİHİ BAĞLARIMIZ VAR
Moğolistan Heyeti için verilen öğle yemeğinde konuşan
DOSAB Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Oran, Moğolistan
ile çok köklü tarihi, kültürel, sosyal, ekonomik bağlarımız
olduğunu hatırlattı. Oran, “Umarım bu ziyaretler ile ekonomik bağlarımızı daha da kuvvetlendiririz. Dünyanın maden
bakımından en zengin ülkelerinden
ve hayvancılıkta etkin bir konumda olan Moğolistan ile ticaretimiz
gelişir” dedi.
20 ÖĞRENCİ BURSA’DA OKUYOR
Kurucu Cumhurbaşkanı Punsalmaa Ochirbat da yaptığı konuşmada, Moğolistan ve Türkiye arasında
DOSAB’DA FABRİKA ZİYARETLERİ
ekonomik anlamda çok fazla
DOSAB ziyaretinde, Moğolistan’ın
işbirliği yapma imkanı olduğunu
kurucu Cumhurbaşkanı Punsalmaa
söyledi. Ochirbat, “İki ülke arasında,
Ochirbat, Moğolistan Meclis Başkanı
hayvancılık ve ulaşım alanında da
Agipar Bakeı, Moğolistan Dışişleri
işbirliği yapmak mümkündür. EğiEski Başkanı TS. Gombosuren ve
tim sektöründe de başarılı adımlar
beraberlerindeki 80 kişilik heyete
atılmıştır. Bursa’da 20 civarında
Bursa Vali Yardımcısı Mehmet Vedat
Moğolistan Heyeti, DOSAB gezisinin ardından bölge
üniversitede okuyan öğrencimiz var.
ile Bilim Sanayi Teknoloji İl Müdürü
ile ilgili bilgiler aldı ve DOSAB Sosyal Tesislerinde
Moğolistan’da da Türk okulları buLatif Deniz de eşlik etti.
heyete yemek verildi. Yemekte, DOSAB Yönetim
lunuyor. İki ülke arasında ilişkileri
DOSAB Yönetim Kurulu Üyesi
Kurulu Üyesi Mustafa Oran, Moğolistan Kurucu
Cumhurbaşkanı Punsalmaa Ochirbat’a ziyaretlerinin
ilerletmek amacıyla Bursa’da Fahri
Mustafa Oran, Ersan Özsoy ve Abanısına plaket verdi.
Konsolosluk açtık” dedi. Moğolistan
dullah Bilaçlı, DOSABSİAD Yüksek
Meclis Başkanı Agipar Bakeı de
İstişare Kurulu Başkanı Yalçın Buruk,
“Ülkemizde bir söz vardır. ‘Bin kere
Üye Sabahattin Öztürk, DOSABSİdinlemek yerine, bir kere gör’ Bunun için Bursa’ya geldik ve
AD Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Kar ile bölge sanayici ve
gördüklerimizden etkilendik” dedi. Bursa Vali Yardımcısı
işadamlarının ağırladığı heyet, bölgede üç fabrikada da
Mehmet Vedat Müftüoğlu da “Aynı soydan gelen iki milletin
incelemelerde bulundu. DOSAB ile ilgili bilgilerin verildiği
birbirini daha yakından tanıması adına 3 gün boyunca güzel
ziyarette, Moğolistan Heyeti BPO B Plas, Nurel Grup ve Kapiş birlikleri doğdu” dedi.
lanlar Soğutma Fabrikaları ziyaret etti.
40
DOSAB
BAKIRDA ASYA’NIN EN ZENGİNİ
Moğolistan Cumhurbaşkanı ve heyeti 6. Moğol Kongresi sebebiyle Bursa Valiliği
yanı sıra çeşitli kurum ve kuruluşları da ziyaret etti.
Tekstil, makine ve medikal sektöründe faaliyet gösteren Nurel Şirketler Grubu
ziyaretinde, Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Kar, Moğal heyete üretim süreçleri
ve ürünleri anlattı.
M
oğolistan, Doğu ve Orta Asya’da bulunan denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Moğol İmparatorluğu 1206 yılında Cengiz Han tarafından kurulmuştur. 1911’de bağımsızlığını ilan etmiş, 1945 yılına
kadar uluslararası tanınmayı kazanmakla uğraşmıştır. 1990 yılında demokratik devrim gerçekleşmiş ve
çok partili sistem başlamış, 1992’de yeni anayasayla
serbest piyasa ekonomisine geçilmiştir.
Moğolistan, en büyük yüzölçüme sahip dokuzuncu ülke ve en seyrek nüfuslu ülkedir. Türkiye’nin iki
katından büyük olan ülkede ekilebilir toprak azdır.
Güneyde Gobi Çölü vardır. Gobi hâriç, büyük bölümü
hayvancılığa imkan veren çimenlik ve çayırdır. En
büyük geçim kaynağı hayvancılık, maden kömürü,
bakır, altın, kalaydır. Ülkede 45 milyon baş hayvan
bulunduğu belirtiliyor. Bakır bakımından Asya’da
birinci, dünyada ilk on sırada yer alır.
BİR BAKIŞTA MOĞOLİSTAN
Ticari soğutucu ve buzdolabı üretimi yapan Kaplanlar Soğutma ziyaretinde,
Moğol heyeti Yönetim Kurulu Üyeleri Faik ve Faruk Kaplan ile Genel Müdür
Duygu Kaplan ağırladı.
Nüfus
: 2.955.000 (2010)
Yüzölçümü
: 1.566.500 km2
Dil
: Moğolca (%90), Türkçe, Rusça
Din
: Budist %50, Müslüman %4, Şamanist ve Hristiyan %6, Diğer %40.
Başkent
: Ulan Bator (947.000 kişi)
GSYİH
: 6,6 milyar dolar (2011)
Büyüme Oranı
: %17,3 (2011)
İhracat
: 4,3 milyar dolar (2011)
İthalat
: 6,4 milyar dolar (2011)
Türkiye’nin ihracatı : 43,4 milyon dolar (2011)
Türkiye’nin ithalatı : 3 milyon dolar (2011)
Vize
: Hususi, hizmet ve diplomatik pasaport
hamilleri 1 aya kadar vizeden muaf.
İhracatta Başlıca Ürünleri: Bakır konsantresi (%42), Altın ve
Altın ürünleri (%18), kaşmir (%9)
İthalatta Başlıca Ürünler: Mineral ve petrol ürünleri (%33),
Makine ve elektrikli eşya (%20)
İhracatta Başlıca Ülkeler: Çin (%65), Kanada (%7),
İngiltere (%6,5)
İthalatta Başlıca Ülkeler: Rusya (%39), Çin (%28), Japonya (%8)
41
MAKALE
Av. AYŞİN ALKAN ERAYBAT / [email protected]
M&A
B
aşlık M&A. Bir şekerleme olan M&M ile karıştırmayın,
rica ederim. Ancak temin ederim ki, siz sanayiciler için
şekerlemeden de tatlı kelimelerin kısaltması, İngilizce “merger and acquisition” kelimelerinin… Yani birleşme
ve satın almanın artık her dilde kullanılır hale gelmiş olan
kısaltmaları...
(Bu arada size kendimi tanıtmak isterim. Eylül ayından
bu yana diğer müvekkillerimin yanında Demirtaş Organize
Sanayi Bölgesi’nin de vekilliğini ve hukuk danışmanlığını
üstlenmiş bulunmaktayım. Bundan böyle, Perspektif Dergisi
sayfalarında sizlerle buluşacağım.)
Bildiğiniz üzere, büyümek ve yeni pazarlara girebilmek
tüm sanayicilerin başlıca gündem maddelerinden biri. Hatta
Perspektif’in bir önceki sayısının iki kapak konuğu, Nilüfer
Çevikel ve Hasan Moral, yeni pazarlardan ve pazar arayışlarından bahsetmişler.
BİRLEŞME VE SATIN ALMADA
TÜRKİYE BİRİNCİ
Büyümenin ve yeni pazarlara girmenin bir yöntemi de
şirket birleşme ve satın almaları. Türkiye’miz, geçtiğimiz
yıl, Bulgaristan, Hırvatistan,
Çek Cumhuriyeti, Yunanistan,
Macaristan, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya ve
Slovenya’nın da aralarında
bulunduğu 11 Orta ve Güneydoğu Avrupa ülkesi arasında,
birleşme ve satın alma işlemleriyle 1. oldu.
İşlem hacmi bakımından Türkiye, 11,8 milyar dolar ile
liderken, 2. sırada yer alan Polonya’nın işlem hacmi sadece
3,4 milyar dolar.
Dikkatinizi çekerim, aradaki fark 8,4 milyar dolar. Bu
birinciliği, tüm olumsuzluklara rağmen yakaladığımız,
ülkemizdeki siyasi ve ekonomik istikrar neticesindeki yüksek
ekonomik büyüme potansiyeli ve genç nüfusumuza borçluyuz.
EN ÇOK İŞLEM ÜRETİM SEKTÖRÜNDE
Meşhur işlemler arasında; Mey İçki’nin İngiliz Diageo,
Acıbadem’in Malezyalılar, Denizbank’ın Ruslar (3,5 milyar
dolar), TAV’ın Fransızlarla (874 milyon dolar) birleşme ve satın alma işlemleri ve son olarak da Anadolu Efes Grubu’nun
42
SAB Miller Rusya ve Ukrayna ile birleşmesini (1,9 milyar
dolar) hepimiz basından takip ettik.
Bu rakamlara rağmen, sıralamanın yer aldığı rapora göre
değeri en yüksek işlemler yiyecek-içecek, bankacılık ve enerji
sektörlerinde gerçekleştirilmekle birlikte, sayı bakımından
en çok işlem gerçekleştirilen sektör üretim sektörü oldu. Türkiye, en çok işlemi üretim sektöründe gerçekleştiren ülkeler
arasında.
NEDEN BİRLEŞME VE SATIN ALMA?
Öncelik sıralaması yatırımcıya göre değişse bile başlıca
birleşme ve satın alma nedenlerini şu şekilde sayabiliriz:
- Her anlamda büyümek, genişlemek,
- Yeni pazarlara girmek,
- Rekabetteki gücünü arttırmak,
- Pazar payını arttırmak,
- Vergi avantajları,
- Daha maliyetli ve zahmetli
olan iç yatırım yapmak yerine
dışarı yönelerek yatırım maliyetlerini azaltmak,
- Önemi gittikçe artan knowhow ve ar-geye ulaşmak,
- Ürün çeşitliliğini arttırmak,
- Sektör çeşitlenmesini sağlayarak riski yaymak,
- Kar payı dağıtmak yerine
yatırıma yönelmek.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, 427 işletme
ve 41.000’in üzerinde çalışan ile Türkiye’mizin en büyük
organize sanayi bölgelerinden biri. 2013’te siz sanayicilerimiz
arasından, ses getirecek birleşme veya satın almalara imza
atacak girişimcilerin çıkması hiç şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu sayıda nedenlere değindim. Bir sonraki Perspektif’te
birleşme ve satın alma yöntemleri, müzakere süreci, finansman, ödeme şekilleri ve en önemlisi böyle bir ticari işlemin
eşiğinde olanların dikkat etmesi gereken hususlara değineceğim.
Bunun bir monologdan ziyade diyalog hatta multilogue
olmasını arzu ederim. Sorularınızı, yorumlarınızı bekliyorum.
Hepinize 2013’te başta sağlık, beraberinde başarı ve mutluluklar dilerim.
En içten saygılarımla,
DOSABSİAD
BURSA OSB SİAD’LARI PLATFORMU
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SANAYİ BOYUTUNU TARTIŞTI
Bursa OSB SİAD’ları Platformu’nun Kasım ayı toplantısı Kestel OSB ve Kestel
Sanayici ve İşadamları Derneği’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
A
Selim Yedikardeş
Adil Gökçadır
44
dalet ve Kalkınma Partisi Bursa
Milletvekilleri Hüseyin Şahin,
Önder Matlı ve Bedrettin Yıldırım ile
Bursa’daki OSB SİAD’ları Platformu üyelerinin katıldığı toplantıda, kentsel dönüşümün sanayi bölgeleri boyutu ele alındı.
Kestel Kaymakamı Cemil Aksak ve Kestel
Belediye Başkanı Yener Acar’ın yanı sıra Ak
Parti, CHP ve MHP’nin Bursa İl Başkanlığı
yetkililerinin de iştirak ettikleri toplantının
açılışında konuşan Bursa OSB SİAD’ları
Platformu Başkanı Selim Yedikardeş, “Kentsel dönüşüm sürecinde akıllara sadece konutlar gelmemeli. OSB’ler konusunun yanı
sıra, verimli tarım arazilerine kurulmuş irili
ufaklı sanayi tesisleri de kentsel dönüşüm
sürecinde göz ardı edilmemelidir” diye
konuştu.
SADECE KONUT AKLA GELMEMELİ
Ekonomik değerlendirmelerde bulunan
AK Parti Milletvekili Bedrettin Yıldırım, dış
ticaret açığını kapatmanın kendi yer altı
kaynaklarımızın kullanımı ile olacağını
belirtti. Önder Matlı ise “Kentsel dönüşüm
yasası yürürlüğe girdi. Burada sabır ve kararlılıkla ilerlemek gerekiyor. OSB’ler başta
olmak üzere bütün sanayi yapılarının da
gerekiyorsa dönüşüme ayak uydurması gereklidir” şeklinde konuştu. Hüseyin Şahin
de konuşmasında Yenişehir’de kurulacak
Otomotiv Test Merkezi ve meslek liselerinin OSB’ler içinde kurulması konularına
değindi.
DEPREM BÜYÜK ZARAR VERİR
Toplantıda ‘Kentsel Dönüşümün Sanayi
Bölgeleri Boyutu’ hakkında bir sunum
yapan İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve
İşadamları Derneği (İMSİAD) Başkanı Adil
Gökçadır, Bursa’nın depremselliği ve geçmiş depremler ile verdiği hasarlar hakkında
bilgiler aktardı. Gökçadır, “Bursa’da olası
7-8 büyüklüğünde bir deprem 650 bin konutun yüzde 30’unu yıkacak, yüzde 60’ında
ise orta hasar meydana getirecektir. Ayrıca
sanayi ve ihracat kenti olan Bursa’da 30
milyar TL yük getirecek, yangın, patlama
gibi kayıplar eklendiğinde 80 milyar TL’ye
kadar ulaşacaktır. Can kayıpları bu tabloya
dahil değildir. Yıkıntıların kaldırılması ise 3
yıl sürecektir” diye konuştu.
ÖNCE TEŞHİS KONULMALI
Bursa’nın önemli bir sanayi kenti olduğunu, olası bir depremin sonuçlarında Bursa sanayisi ve dolayısıyla Bursa ekonomisinin büyük yara alacağını belirten Gökçadır,
“Kentimizde yaklaşık 3.500 sanayi tesisi
üretim yapmakta, yaklaşık 400 bin kişiyi
istihdam etmektedir. 2001 ve 2007’den önce
yapılan fabrika binaları büyük bir tehlike
içerisindedir. Bunun haricinde prefabrik
fabrika binalarının yapımı ve imalatı denetlenmemektedir” dedi. Gökçadır, “Sanayi
tesislerinin depreme dayanıklılığının belirlenmesi gereklidir. Teşhisin konarak bir an
önce güçlendirme çalışmalarının yapılması
gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
DOSABSİAD
İtalya’da Türk Şirketleri İçin
Önemli Fırsatlar Var
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi
Sanayici ve İşadamları Derneği
(DOSABSİAD) Yönetim Kurulu,
Aralık ayında İtalya Milano gezisi
düzenledi. DOSABSİAD Başkanı Selim
Yedikardeş, Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar, Başkan Yardımcıları İbrahim
Öztürk, Vedat Kantar, Yönetim Kurulu
Üyesi Adnan Şarmen ve toplam 17
dernek üyesi ile 36 kişilik bir grup iki
günlük ziyarette ekonomik işbirliğine
dönük temaslarda bulundu.
İTALYA’DA ZOR SÜREÇ YAŞANIYOR
DOSABSİAD Heyeti İtalya gezisi kapsamında Milano Başkonsolomuz Aylin
Sekizkök ve Ticaret Ateşesi Semine
Uygun ile de görüştü. İtalya-Türkiye
arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve İtalya’daki fırsatların görüşüldüğü
toplantıda, DOSAB ve Bursa ekonomisi
ilgili bilgiler de aktarıldı.
Başkonsolos Sekizkök, İtalya’da
Türk şirketleri için önemli fırsatlar
olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Çoğunlukla şirketlerimiz buradan
makine teçhizatı alıyorlar, İtalyan
markalarına fason üretim yapıyorlar.
Bu yapıyı değiştirmenin zamanı geldi.
Daha stratejik daha vizyoner bir yaklaşımla İtalya pazarı ve özel sektörüne
bakmamız gerekiyor. İtalya ekonomik
krizde ve bu zorlu dönemi atlatabilmek
için İtalyan şirketlerinin uluslar arası
alanda daha çok var olma, alternatif
pazarlara açılmaları gerekiyor. Bu
açılım için yanlarına iyi partnerler arıyorlar. Böyle bir arayış içinde Türkiye
ve Türkiye’deki şirketler büyük önem
kazanıyor.
MARKA SATIN ALINABİLİR
Bizim temel mesajımız hangi
sektörde olursa olsun ortak bir şemsiye
altında, bu organize sanayi bölgeleri
olabilir, İtalya’ya gelip muhatapları
ile görüşsünler. Buradaki mevcut
ortamı anlasınlar ve fırsata çevirmeye
yönelik yaklaşımlar geliştirsinler. Son
dönemde finans sıkıntısı içinde olan
İtalyan şirketleri satışa çıkmış durumda. Bunlardan istifade edilebilir, marka
satın alınabilir.”
Seközkök ayrıca, THY Genel Müdürü
Temel Kotil’in kendilerini ziyaretlerinde, Türkiye’den iş adamlarının
İtalya’ya gelip ilişkilerin geliştirilmesi
konusunu görüştüklerini belirterek,
“THY’nin görüşü ihracat ve yeni pazarlar için ilgili yerlere özel uçak kaldırılması yönünde. Sayın kotil, Bursa
Yenişehir’den böyle bir organizsayon
yapılabileceğini de belirtti” şeklinde
konuştu.
BİZDE MARKA,
SİZDE ÜRETİM GÜCÜ VAR
Milano Ticaret Odası Stratejiler
Daire Başkanı Frederico Bega’yı ziyaret
eden DOSABSİAD Heyeti, buradan da
olumlu izlenimler ile ayrıldı. Bega, görüşmede “Sizlerin AVrupa’ya açılmak
için bizlerin de Ortadoğu ve Yakın Doğun Pazarına gidebilmek için stratejik
ortaklıklar geliştirmemiz lazım. Bizim
İtalya olarak markalarımız, sizlerin de
Türkiye olarak büyük ve önemli bir
üretim gücünüz var. Bunları değerlendirmeliyiz” dedi. DOSABSİAD, Şubat
ayında yeni bir İtalya ziyareti ile bu
temasları somut sonuçlara çevirmeye
çalışmayı planlıyor.
FERRARİ MÜZESİ
İtalya gezisi kapsamında heyet
süper spor otombillerin mabedi
olarak bilinen Modena’daki Ferrari
Müzesini de gezdi. En güzel, en başarılı ve en ünlü Ferrari modellerinin
sergilendiği, 18 milyon Euroya mal
olan müze,Ferrari'nin kurucusu Enzo
Ferrari'nin 1898 yılında doğduğu ev ve
etrafına inşa edilmiş. Bina bir arabanın kaputu gibi görünen parlak sarı
alüminyum çatı ile tasarlanmış.
Milano
Başkonsolomuz
Aylin Sekizkök
Ticaret Ateşesi
Semine Uygun
Milano Ticaret
Odası Stratejiler
Daire Başkanı
Frederico Bega
45
DOSABSİAD
D
Gençlerin Çılgın Fikirlerine
Türkiye’nin İhtiyacı Var
OSAB Konferans Salonu’ndaki ‘Kariyer Günleri’ kapsamında Uludağ
Üniversitesi ve Faruk Saraç Tasarım
Meslek Yüksekokulu öğrencileri ile
buluşan DOSABSİAD Yönetim Kurulu
Başkanı Selim Yedikardeş, öğrencilerle
turizmden inşaata, tekstilden DOSABSİAD başkanlığına kadar uzanan hikayesini paylaştı.
Kent Meydanı’nda bulunan ve
Bursa’nın ilk otellerinden biri olan
Kardeş Otel ile çalışma hayatına başladığını vurgulayan Yedikardeş, “Askerlik
sonrası inşaat işine girdim. Dönemin
şartlarından dolayı birçok genç üniversite okuyamadı. Şimdiki çok daha özgür
ve refah içinde bir ülke haline geldik. Bu
açıdan gençler daha şanslı” dedi.
ÇALIŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN!
Türkiye’nin kat ettiği yolun iyi irdelenmesi gerektiğini belirten Yedikardeş,
1994 ekonomik krizinin, 1999 depreminin ve 2001 finans krizinin ülkeye çok
ciddi zararlar verdiğini vurgulayarak,
“Eğer 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi bu ülkede yakalanacaksa - biz
buna inanıyoruz- o Türkiye’nin yöneticileri, idari personelleri ve çalışanları
sizler olacaksınız. Kendinize güvenin.
100 proje üretseniz sadece 2’si bile kabul
görse bununla başarılı olacağını unut-
Kariyer Günleri buluşmasının ardından, öğrenciler DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş ve Yönetim Kurulu
Üyesi Adnan Şarmen’e çiçek takdim ettiler.
B
DOSABSİAD’ın
Gökçen Ziyareti
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi
Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetimi, üye ve firma ziyaretlerini sürdürüyor.
Bu kapsamda DOSABSİAD Başkanı Selim
Yedikardeş, Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar, Başkan Yardımcısı İbrahim Öztürk ve
Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Şarmen, B
Plas AŞ’de Yönetim Kurulu Başkanı M.Celal
Gökçen’i ziyaret etti. Ziyarette, otomotiv sektörü ve derneğin faaliyetleri hakkında görüş
alışverişinde bulunuldu.
46
mayın. Hayatınızda iddialı olmaktan
prensipli yaşamaktan vazgeçmeyiniz.
Sizin ‘çılgın projelerinize’ Türkiye’nin ihtiyacı var” dedi. Öğrencilerle tecrübelerini paylaşan diğer isim olan DOSABSİAD
Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Şarmen
ise yeni nesilde çalışma isteğinin fazla
olmadığını düşündüğünü söyleyerek,
“Tavsiyem çalışma konusunda daha
istekli olmanızdır” dedi.
Bursa’dan Cezayir
Çıkartması
ursa Valisi Şahabettin Harput,
Cezayir’in Tlemcen Valisi Abdelwahap Nouri’nin resmi daveti
üzerine Cezayir’in Tlemcen iline 0811 Ekim 2012 günlerinde bir ziyaret
gerçekleştirdi. Vali Harput, Bursa
ile Tlemcen şehirleri arasında
önemli ilişkilerin başladığını söyledi. Cezayir’in doğalgaz ve petrol
bakımından zengin bir ülke olduğunu söyleyen Harput, “Ülke çok
zengin. Devlet zengin
ancak halk gerek
ekonomik bakımından gerek teknolojik
bakımından gerek
diğer hizmet kalite ve
standartları bakımından çok gerideler. Bu
insanların bizimle
işbirliği için çok ciddi
bir arzuları var. Orada
ciddi bir potansiyel,
ciddi bir imkan biz de ise ciddi bir
birikim, ciddi bir vizyon ve ciddi
bir avantaj var. Bunları işbirliği
ile müşterek projelerle hayata
geçirmek mümkün olabilir” dedi.
Harput, Tlemcen Üniversitesi’nin
Uludağ Üniversitesi ile işbirliği
talebi olduğunu da belirtti. Cezayir
ziyaretinde DOSABSİAD Başkanı
Selim Yedikardeş ve sanayici
işadamları oda bulundu.
DOSABSİAD
Tavla Turnuvası’nın
Galibi Sabri Öztürk
D
emirtaş Organize Sanayi
Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD)
geleneksel tavla turnuvasının
ikincisinde Sabri Öztürk birinci oldu oldu. 18 tavla meraklısının katıldığı ve DOSAB
Sosyal Tesisleri’nde 2 hafta
süren turnuvanın finalinde
Sabri Öztürk, DOSAB Başkanı
Ferudun Kahraman’ı yendi.
Turnuvanın üçüncüsü Gürcan
Gültekin olurken, en centilmen oyuncu da Lütfü Barutçu
seçildi. Dereceye girenlere turnuva
anısına plaketler verildi. DOSAB-
SAĞLIK KURULUŞLARI
DEPREME DAYANIKLI
OLACAK
SİAD Başkanı Selim Yedikardeş,
bölgedeki sosyal aktivitelerle
birlik ve dayanışmanın geliştirildiğini söyledi.
Bowlingde Kazanan
Tofaş Free Mount
D
OSABSİAD tarafından bölgede
faaliyetlerini sürdüren sanayi tesislerine
yönelik düzenlenen
turnuvalara bir
yenisi daha eklendi.
Geçtiğimiz yıllarda
başlayan ve geleneksel hale dönüşen
futbol, voleybol ve
tavla turnuvaların
yanına bowling turnuvası da
eklendi. Bu yıl ilki gerçekleştirilen
“DOSABSİAD Bowling Turnuvası”
Anatolium Rainbowl Bowling’te
yapıldı. Yaklaşık bir ay süren ve 23
takım mücadele ettiği turnuvanın
48
şampiyonu Tofaş Free Mount oldu.
İkincisi Teknokast, üçüncü Tofaş
Linea olurken, en centilmen takım
ödülüne de Bürosit layık görüldü.
Dereceye giren firmalara DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş kupa
ve ödüller verdi.
D
DOSAB ve DOSABSİAD Yönetim Kurulu
üyeleri, Kamu Hastaneler Birliği Bursa
Genel Sekreteri Op. Dr. Yavuz Baştuğ’u ziyaret
ederek yeni görevinde başarı dilediler. Kamu
Hastaneler Birliği Bursa Genel Sekreterliği
Tıbbi Hizmetler Başkanı Op. Dr. Çetin Bakır’ın
da hazır bulunduğu ziyarete DOSAB Yönetim
Kurulu Üyesi Mustafa Orhan, DOSABSİAD
Başkanı Selim Yedikardeş, Başkan Yardımcısı Vedat Kantar ve DOSAB Müdürü Serhat
Şengül katıldı. Op. Dr. Yavuz Baştuğ, hizmet
üretmek amacıyla Bursa’da göreve başladığını belirterek Bursa genelinde mevcut durumu
hızla incelediklerini ve yerinde tespitlerle
yapılacak çalışmalar için planlama hazırlığı
içerisinde olduklarını söyledi. Baştuğ, “İş
dünyası ve sanayicilerimiz kent için gayret
içindeler. Biz de öncelikle depreme dayanıklı
ayakta kalabilecek ve ulaşılabilir sağlık kuruluşları hedefliyoruz’’ dedi.
SAĞLIK SEMİNERİ
D
OSABSİAD ve
Özel Medicabil
Hastanesi’nin ortaklaşa düzenlediği
bilgilendirme seminerinde “Vücudumuzdaki Eklemler”
konusu ele alındı.
Medicabil Hastanesi
Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD)
Çankaya (Artroplasti) Şubesi Başkanı Prof.
Dr. Ömer Faruk Bilgen, insanların en değerli
varlıklarının vücutları olduğunu söyledi. Bilgen “Sağlıklı bir insan eklemleri aracılığıyla
yılda 5 milyon kez hareket ediyor. Bu aktif
olamayan insanlarda ise yılda 1 milyon’a
düşüyor. İyi bakılması halinde eklemlerimiz
bizi 100-130 yıl kadar taşıyabilir” dedi.
GENÇ PATRONLAR
AYKUT BURSALI
Genç Kuşak Olarak Yeni Bir
Güç ve Enerji ile Geliyoruz
Havlu ve bornoz üretiminde sektörün önemli aktörlerinden birisi olan Bursalı
Havlu’nun genç kuşak yöneticisi Aykut Bursalı, inşaat ve turizm alanında yatırımları
olduğunu, 2013’te iplik fabrika tesisi kurmayı planladıklarını söyledi. Aykut Bursalı’ya
göre, genç kuşak yeniliğe açık ve yeni alanlara yatırım konusunda istekli.
50
GENÇ PATRONLAR
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Şirketlerimizin kurucuları ve yöneticileri, deyim yerindeyse ‘tırnaklarıyla
kazıyarak’ zor şartlarda büyük gayret
göstererek bir başarı sağlamışlar.
Günümüzde üretim ve ticaretin şartları
elbette çok değişti. Teknolojik yenilikler, üretimde yeni süreçler, satış-pazarlamada yoğun rekabet bizim kuşak için
zorlu şartlar ortaya koyuyor.
Nitelikli insan gücü günümüzde eskiye göre daha üst düzeyde diyebilirim.
Bizler de daha eğitimli olarak şirketlerde görev alıyoruz. Bu ortamda bizim,
kurucuların kurup bugünlere getirdiği
yapıları daha ileriye götürmek, çıtayı
daha yukarıya taşımak zorunluluğumuz var.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Bizim jenerasyonumuz, dünyadaki her türlü gelişimi daha yakından
takip etmeli, bu şansı da var. Yönetim,
üretim, yenilik, pazarlama ve satış konularında başarılı olmalıyız. Gelişmeleri daha sıkı takip edip sektörümüzde
daha başarılı olabilecek unsurları
oluşturmalıyız.
Genel olarak günümüzdeki imkanlar, iyi takip edilip yönetildiğinde bizim
kuşak için büyük avantaj. Eski dönem-
de bu avantajlar yoktu. Bu dönemde
de yoğun bir rekabet var. Hataya eskisi
kadar yer yok.
- Şirket yönetiminde eski kuşakla
çatışmalar yaşıyor musunuz?
- Bizim böyle bir çatışmamız olmuyor, aksine onların tecrübelerinden
faydalanıyoruz. Bu bizim için büyük
şans.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Aile şirketlerinin en güçlü yönleri
hızlı karar verebilme ve büyüme yetenekleridir. Çünkü paylaşılan ortak
geçmiş, değer yargıları, karşılıklı güven
ve etkin iletişim karar almada süratli
olmayı sağlıyor. Şirketlerin nesiller
boyu gelişmesini sağlayan ailelerin ortak özellikleri var. Aile ortaklık ve işin
yönetimi ile ilgili konuları birbirinden
ayırabilmeli ve bunlardan her birinin
çözümü için ayrı ayrı mekanizmalar
oluşturmalı. Ailenin işle ilgili konuları
ele almasını sağlamak için bağımsız
üyelerin çoğunlukta olduğu etkin bir
yönetim kurulu oluşturulması şirketin
kurumsallaşmasını sağlıyor.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Azimli ve çalışmayı seven, başarı
ve yeniliklere açık biri olarak tanımlayabilirim. Bursa’da ve Türkiye’de başarılarıyla tanınan bir işadamı olmak en
büyük hedefim.
- Babanızla aranızdaki yönetim,
iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar
neler?
- Ben de Babam gibi iplik ithalatı ve
satışı konusunda çalışıyorum. Babamdan farklı olarak dünyada en iyi kalite
ve en ucuz üretim yapan firmaları bulmak, onlarla internet aracılığıyla veya
o ülkelere giderek yerinde firmaları ve
üretimlerini görerek daha sağlıklı iş
yapmayı hedefliyorum.
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Şirketimizi ileride Bursa’da ilk on
BURSALI HAVLU
Üretim alanı: Ev tekstili, iplik, boya
Grup şirketleri: Bursalı Havlu, Funiteks,
Kütahya Termal AŞ, Burcev İnşaat.
Ürünler: Düz, jakarlı, bukle, kadife havlu, plaj
havlusu, bornoz.
400 kişi
İstihdam
85 Milyon TL
Bursalı Havlu 2010 Cirosu
27 Milyon Dolar
Bursalı Havlu 2010 İhracatı
113 Milyon TL
Bursalı Havlu 2011 Cirosu
35 Milyon Dolar
Bursalı Havlu 2011 İhracatı
AYKUT BURSALI
Doğum Tarihi: 30.10.1981
Şirket ve görevi: Bursalı Havlu İplik Boya San. Tic.AŞ.- İplik ithalat ve satışı.
Kuruluş yılı ve kurucu: 1980-Baba
Aldığı eğitim: Uluslararası ilişkiler, lisans.
Çocuklukta mesleki hayali: Babamın mesleği.
İş hayatına giriş-ilk görevi: 2006-İplik ithalatı ve pazarlaması.
Yabancı dil: İngilizce
Hobiler: Araba kullanmak, spor.
Yaptığı Sporlar: Fitness, Tenis, Futbol.
Üye olduğu/görev aldığı STK’lar:DOSABSİAD
51
GENÇ PATRONLAR
şirket, Türkiye’de de ilk yüz sanayi
şirketi içerisinde görmek ilk hedefim.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- İleriye dönük projelerimiz arasında
iplik üretim tesisi ve inşaat projelerimiz yer alıyor. Bu projeler bizim
kendimizi geliştirmemiz, yatırım ve
iş süreçlerini görmemiz açısından da
önemli fırsat sunuyor. Genç kuşak
olarak birçok yeniliğe ve girişime daha
açık olduğumuzu söyleyebilirim.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Daha çok istihdam sağlayan,
sosyal sorumluluk bilinci içerisinde
eğitim ve sağlık konusunda yatırımlar
yapmak. Yönetici olarak hedeflerim,
firmamızı dünya markası haline getirmek, daha iyi yerlere taşımaktır.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
- Yeni bir güç ve yeni bir enerji
getirdiğimizi düşünüyorum. Bizlerin
işe bakış ve ilgisi, eski kuşağın da daha
verimli olmasını sağlıyor.
- Sektörünüzde önümüzdeki 5-10
yıllık süreçte fırsat ve riskler neler?
- Fırsatlar, gelişen pazarlarda büyüme hedeflerimizi gerçekleştirmemizi
gerektiriyor. Riskler her zaman olacak-
tır. Bunlara karşı kalite ve ürünlerdeki
rekabet edici fiyatları oluşturmamız
önemli. Bunları yaptıktan sonra büyüme ve gelişme trendimiz sürecektir.
- 2012 yılı firmanız açısından ciro,
istihdam, ihracat verileri anlamında
nasıl geçti? 2013’ten beklentileriniz
neler?
- 2012 yılında hedeflerimize ulaştık.
2013 yılında da hedeflerimiz ciro ve
ihracat anlamında daha yukarılarda
olmak.
- Yeni ürün ve yeni yatırımlarınız
hakkında da bilgi verir misiniz?
- Grup şirketlerimizde; inşaat ve
turizm alanında yatırımlarımız devam
ediyor. Bursalı Havlu’da ise 2012’de
yenileme yatırımlarını bitirdik. 2013
yılında iplik fabrika tesisi kurmayı
düşünüyoruz.
BURSALI AİLESİ’NDEN EĞİTİME KATKI
B
ursa’nın Nilüfer ilçesinde yapımı tamamlanan NesrinFuat Bursalı İlköğretim Okulu hizmete girdi. 7 Aralık’ta
yapılan açılışa Bursa Valisi Şahabettin Harput, Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Altepe ve DOSAB’lı sanayiciler ile
öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Hayırsever işadamlarının sosyal sorumluluk projelerine
52
olan desteklerinin, eğitime katkılarının kendisini duygulandırdığını söyleyen Vali Harput, Fuat ve Nesrin Bursalı
çiftçiğini kutladı.
Vali Harput sözlerini şöyle sürdü: “Bursa’da bu şekilde
hayırsever insanları görünce gururlanıyorum. İnançlarımız diyor ki; ‘Verdiğin senindir, aldığın değil’. Dünyadaki
bütün kavgalar almaktan çıkar. ‘Sen alacaksın
ben alacağım’ diye. Ama ‘Sen vereceksin, ben
vereceğim’ diye kavga çıkmaz. Ben veren el olan
hayırsever insanlara teşekkür ediyorum. Bursa’nın
eğitim konusunda hala desteğe ihtiyacı var. Ben
bu konuda yeni hayırsever isimlerin de çıkmasını
bekliyorum.”
Fuat Bursalı, eğitme destek vermenin ailesi için
önemine değinirken, Bursalı Ailesi adına konuşan
Nesrin Bursalı, 23 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra
emekli olduğunu söyledi. Bir öğretmen olarak
çocuklarından ayrı tutmadığı öğrencileri için
bir şeyler yapmak istediğini vurgulayan Nesrin
Bursalı, “Emeklilikten sonra öğrencilerimden
hiç ayrılmamak üzere emekli ikramiyeme eşim
de destek vererek bu okulu yaptırdık. Kendisine
huzurunuzda teşekkür ediyorum” dedi.
GENÇ PATRONLAR
BARAN ÇELİK
Faik Çelik Holding’in
Otomotiv ve Enerjide
Büyüme Stratejileri Hazır
Faik Çelik Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO Baran Çelik, bundan sonraki büyüme
stratejilerinde otomotiv ve enerjinin önemli yer tuttuğunu söyledi. Bu yılı otomotivde yüzde
30 büyümeyle geçiren Beyçelik Gestamp, Türkiye’nin 2023 vizyonu ile örtüşen yatırım
planları için çalışmaya başladı. Baran Çelik, “Türkiye ve çevre ülkelerde yatırımlarımız olacak.
Yenilenebilir enerjide de çalışan 24 megavatlık gücü 117’ye çıkartacağız” dedi.
BARAN ÇELİK
Doğum Tarihi: Ağustos 1977
Şirket ve görevi: Faik Çelik Holding Yönetim
Kurulu Üyesi ve CEO.
Kuruluş yılı ve kurucu: 1976. Faik Çelik - Baba
Aldığı eğitim: Uludağ Üniversitesi Makine
Mühendisliği, Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Makine Mühendisliği, Yüksek Lisans.
Çocuklukta mesleki hayali: Mühendislik.
İş hayatına giriş-ilk görevi: 2000, Çalı
Fabrikası’nda kalıp bölümünde mühendis olarak
Yabancı dil: İngilizce-İtalyanca.
Hobiler: Balık tutmak.
Yaptığı Sporlar: Salon sporları ve eski bir
profesyonel bilardo oyuncusu.
Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: Türkiye Genç
İşadamları Derneği Bursa Şube Başkanı, Bursa
OSB Yönetim Kurulu Üyesi, Uludağ İhracatılar
Birliği Otomotiv Endüstrisi Yönetim Kurulu Üyesi.
54
GENÇ PATRONLAR
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetim ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Bugünkü Faik Çelik Holding’in temelleri 1976 yılında babam Faik Çelik
tarafından atılmış. Bugün, otomotiv
yan sanayide ülkemizin en önemli
aktörlerinden birisiyiz. Çelikpan ile
uluslararası normlarda panel radyatör ve havlupan üretiyoruz. Enerjide
GESBEY Rüzgar Kuleleri üretimi, FC
Enerji ile elektrik üretimi, Bursa Çelik
FAİK ÇELİK HOLDİNG
Üretim alanı: Otomotiv, Isı, Enerji, Turizm,
Sigorta.
Grup şirketleri: Beyçelik Gestamp, EmarcÇelik Oto Yan Sanayi, Çelikpan, Bursa Çelik
Turizm, GESBEY Rüzgar Kuleleri Üretim,
FC Enerji, Bursa Çelik Sigorta
Ürünler: Kalıp imalatı, sac şekillendirme ve
montaj (Beyçelik Gestamp), dayanımlı sac
ile birlikte boru ve alüminyum şekillendirme
(Emarc-Çelik Oto Yan Sanayi), panel radyatör
ve havlupan (Çelikpan), Rüzgar Kuleleri
Üretim (GESBEY), Aydın’ın Çine ilçesinde 24
Megawatt’lık rüzgar santralinde 12 türibinle,
yılda 75 milyon kWh elektrik üretimi (FC
Enerji), 5 ve 3 yıldızlı otel (Bursa Çelik Turizm)
Sosyal Sorumluluk Projeleri: Faik Çelik
Kız Meslek Lisesi (2006), UÜ Dr. Faik Çelik
Otomotiv Mühendisliği Bölümü (2012),
Bulduk Çelik Huzurevi(2011), Uludağ
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (Temel 2012)
2.600 kişi
İstihdam
670 Milyon TL
Faik Çelik Holding 2011 Cirosu
100 Milyon Dolar
Faik Çelik Holding 2011 İhracatı
Turizm ile turizm sektöründe faaliyet
gösteriyoruz.
Babamın ve bizden önceki yönetimin birçok artı yönü var. Genel olarak
da ben her konunun artı yönüne odaklanırım. Eksi yönleri de kendi aramızda
görüşerek ve birbirimizi destekleyerek
yok ediyoruz.
En önemli fark bence karar verme
konusunda. Bu özellik, bizden daha
yüksek… İşi kuran ve başlayan olarak,
kendilerine olan güvenleri daha da
gelişmiş. Risk alma kabiliyetleri, yeni
kuşaktan kat kat fazla. Elbette, şu anki
dünyada karşılaşılan riskler eşit değil
ama halen bu özellikleri devam ediyor.
Daha girişimci ve pratikler.
Eğer yanında çalışan profesyoneller,
Onun girişimini matematiksel halde fizibiliteye döküyorlarsa büyük avantaj
yakalayabilirler. Biz şirketlerimizde bu
avantajı yakalıyoruz. Kendi aramızda
çok iyi bir denge kurduğumuzu söyleyebilirim.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Yönetimsel anlamda yeni kuşak
daha şanslı durumda, çünkü eski kuşağın bilgiye ulaşımı daha zordu. Bugün
şirketleri yönetmek daha kolay ancak
şirketlerin devrilmesi de çok daha
kolay. Günümüzdeki rekabet daha şiddetli ve yoğun… Bir kere, eskiye göre
çok daha düşük marjlarla çalışıyoruz.
Hata yapma durumunda sizi destekleyecek kar marjına sahip değiliz. Küçük
bir hatada yıllarınızı kaybedebilirsiniz.
- Babanızla şirket yönetiminde,
üretim, pazarlama, insan kaynakları
vb. çatışmalar yaşıyor musunuz?
- Elle tuttur bir sorun ya da büyük
farklılıklar olduğunu söyleyemem.
Aile olarak yeniliklere kendimizi çok
çabuk adapte edebiliyoruz. Bu bizim en
büyük şansımız. Karar verme noktasında ise biz genelde daha matematiksel
fizibiliteler yapıyoruz. Yeni kuşak kağıt
üstüne dökmek istiyoruz. Ancak birinci
kuşak, onu kafasında oluşturuyor. Biz
fizibilite ile belki ikna olmuyoruz ama
o kafasında oluşturduğu için ikna oluyor. Bizim temkinli halimiz eski kuşak
yöneticileri o noktada bazen rahatsız
edebiliyor. Daha hızlı hareket etmek
istiyor, biz frenliyoruz.
Üretim metotları konusunda elbette çok şey değişti. Şirket kurucuları,
ana kolumuz otomotiv endüstrisindeki kalıpçılık konusunda, bazen öyle
yerlerde öyle kritik tespitler yapıyorlar
ki, şirkete çok şey kazandırıyorlar.
Pazarlama konusunda, turizm
hariç (orada da management modelini benimsedik) diğer sektörlerde
makro pazarlama istiyor. Otomotiv
endüstrisinde ürünü nihai tüketiciye
vermiyoruz. Enerjide durum öyle, ısı
sektöründe de toptancılar üzerinden
gidiyoruz.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Aile şirketi bir şey değil. Eğer aile
bireyleri sisteme pozitif katkı sağlıyorsa, bu iyi bir şey. Önemli işi layıkıyla
yapabilecek, liyakat sahibi kadroların
oluşturulması. Bizler, o noktaya gelene
kadar süreçlerin lokomotif kısmında
kendimizi tutuyoruz. Aile şirketlerinde
genelde üçüncü kuşakta ve sonrasında
sorun yaşanıyor.
Holdingler için en büyük tehlike,
şirketlerin bütün halinde hareket
etmeyi bırakmaları ve farklı görüşlerle
hareket edip dağılmaları. Hazırlıklı
olunursa aile şirketlerinde üçüncü
nesilde yaşanan parçalanmalar önlenebilir. Şu an geldiğimiz noktada o tür
sorunlar bilimsel metotlarla çözüme
kavuşturuluyor.
55
GENÇ PATRONLAR
Kurumsallaşma aile şirketlerinde
sorun olarak görünüyor ama bu doğru
bir yaklaşım değil. Kurumsallaşma
ve ya profesyonelleşme demek, şirket
sahiplerinin şirketin işleyişi içinde
yer almaması demek değil. Kurumsallaşma, işi bilen kişilerin, şirketi doğru
yönetiyor olmasıdır. İşi kim daha iyi
biliyorsa, kim bu konuda sorumluluk
almak istiyor ve işi devam ettirmek
istiyorsa o devam ettirmelidir.
Eğer girişimi sağlayan kurucu yapı,
belirli bir süre sonra şirketin önünü
tıkayan ürkeklik ile
gelecek vizyonu taşıyamıyorsa, ikinci bir kişiye, bir
profesyonele yetki vererek
bu sorun aşılabilir.
Biz, 2007 yılında
İspanyol Gestamp firması
ile ortaklık gerçekleştirdik.
Bu şirket de aile şirketi,
köklerinde bu var. Bir yönetim kurulumuz ve şirket
yöneticilerinin olduğu bir
icra kurulu var. Yönetim
kurulunda Çelik Ailesi ile
ortağımızın ailesi var. Ben
de yönetim kurulu üyesiyim. Yönetime raporlama
yapıyorum, kendi aileme
ve İspanyol tarafına
yapıyorum. Özetle, bu
birleşme bizim var olan
kurumsal yapımızı daha
da geliştirdi.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Yönetici olarak çok hızlı hareket
ediyorum. Kişilik olarak da ‘tez canlı’
denilen bir yapıya sahibim. En büyük
özelliğimin bu olduğunu düşünüyorum ve babamdan geçmiş; hızlı karar
verebiliyorum.
İkincisi, yaptığımız işe çok odaklanıyoruz. İş sonlanıncaya kadar onu
yaşıyoruz, takip ediyoruz. O zaman geri
beslemesini de alıyoruz. Yanımızda
çalışan insanları dinamik tutabiliyoruz. Böylece sürekli olarak sistemi canlı
tuttuğumu düşünüyorum.
En büyük şansım; aldığım eğitim
yaptığımız işle örtüşüyor. Ailenin bir
üyesi olmama rağmen profesyonellerden farkım yok. Ekibim beni aile
üyesi olarak değil, profesyonel yönetici
olarak görüyor.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
56
- Bizim dönemizde dış dünyaya
açılmak daha kolay bir hale geldi. Yeni
kuşaklar, dış dünyaya açılma konusunda şirketlere büyük katkılar sağlıyor.
- Yönetici olarak hedefleriniz neler?
- Şirketlerimizin her zaman ilk
sırlara oynaması için çalışıyorum.
Grup olarak da her zaman yaptığımız
iş kolumda ulaşılabilecek en yukarıyı
hedefleriz; bu doğrultuda plan ve
projelerimizi yaparız. Hedefimde daha
da büyümeyi sağlamak var. Geçtiğimiz
yıllarda da büyük krizler yaşanmasına
rağmen hedeflerimizi gerçekleştirdik.
Bundan sonraki süreçte de temkinli
olmayı bırakmadan, hedeflerimize
ulaşmaya devam edeceğiz.
- Bu yıl daha çok hangi proje ve
çalışmalarla geçti?
- Aktif olarak otomotiv ve enerji grubuyla ilgileniyorum. Holding bünyesinde sadece turizm grubunda çok aktif
değilim. Turizm grubu bizim daha az
vaktimizi alacak bir sistemle çalışıyor,
management modelini kullanıyoruz.
Bu modeli Bursa’da ilk kullanan firmayız. Enerji kısmında bire bir aktifim,
çünkü orada da otomotivdeki ortaklarımızla beraberiz.
En çok otomotivde yaptığımız
projeler üzerinde çalışıyorum. Otomotivde Gebze TAYSAD Organize Sanayi
Bölgesi’nde aldığımız bir tesisi, ilave
yatırımlarla büyüttük. Orada daha çok
şasi üzerinde çalışıyoruz. Bursa Organize Sanayi Bölgesi, DOSAB ve TAYSAD
yatırımları yanında, enerji konusuna
da çok önem veriyorum.
- Şirketlerinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Biz otomotiv endüstrisi yan
sanayi kolunda şu anda Türkiye’deki
en önemli aktörlerden birisi konumundayız. Türkiye’nin 2023 vizyonu
çerçevesinde üretimin 3,5-4 kat artması
hedefleniyor. Sektörün hedeflere ulaşma yolunda gittiği yolda biz de holding
olarak var olacağız. Türkiye ve çevre
ülkelerinde İspanyol ortaklarımızla
yatırım planlarımız var. Bu konudaki
çalışmalarımızı da başlatıyoruz. Amacımız, kendi sektörümüzde liderliği
korumak ve büyümeye adapte olmak.
Bu planlarımızla ilgili fizibilite çalışmaları yapılıyor, projelendirip hayata
geçireceğiz.
Otomotiv dışında yine enerji konusunda, özellikle yenilebilir enerjide proje sayımızı artırmak üzerine
çalışıyoruz. Şuanda Aydın Çine’de 25
megavat çalışan rüzgar santralimiz
var. İki lisansımız daha var rüzgarda.
Bunları da devreye sokarak, 5 yıllık
projeksiyonda kendimize hedefler koyduk. Türkiye’deki yenilenebilir enerji
üretimi konusunun önemli aktörlerinden biri olmak istiyoruz. 93 megavatlık
iki lisansımızla ve hali hazırda çalışan
24 megavatlık yatırımımız ile 117
megavatlık bir güce ulaşacağız. Yine
yenilenebilir enerjide, örneğin güneşte
de var olmak istiyoruz.
- 2012 yılı nasıl geçti, 2013’ten
beklentileriniz neler?
- Faik Çelik Holding olarak grup
şirketlerimizde 2 bin 600 kişilik bir
istihdama ulaştık. Grup ciromuz 670
milyon, ihracatımız ise 100 milyon
dolar civarında.
Otomotiv bu yıl üretim, ihracat ve
iç Pazar açısından iyi geçmedi. Çünkü
Avrupa ve Türkiye pazarında daralma var. Bizim için ise 2012 büyüme
ile geçti. Bu büyümenin nedeni yeni
projelerin devreye girmesi oldu. Otomotiv kolunda, yüzde 30 civarında bir
büyüme gerçekleştirdik.
2013 yılı için öngörümüz 2012’den
daha kötü olmayacağı yönünde, büyük
bir iyileşme beklemiyoruz. Fakat
2013’ten sonra sektör için öngörümüz
daha iyi. Bunu nedeni, Avrupa pazarının açılacak olması. Avrupa uzun süre
durdu çünkü, boştaki kapasitelerin
çoğu kapandı. Rekabet biraz azaldı.
2014 sonrası Avrupa pazarında bir
açılma söz konusu olacaktır.
DOSYA
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Türkiye
Lojistikte
Gaza Basıyor
Lojistik, rekabet üstünlüğü sağlamada giderek önem kazanırken, eşya ticaretinin her geçen
gün artması 12 trilyon dolarlık bir sektörü doğurdu. Önemli bir coğrafi konumda olan
Türkiye, sektörde hangi konumda… Beklentiler ve fırsatlar neler, sektör temsilcilerinin
görüş ve yorumları, firmalardan gelişmeler lojistik ve taşımacılık dosyamızda…
G
lobal dünyada lojistik, rekabet üstünlüğü sağlamada giderek artan bir önem kazanıyor. Dünya Ticaret
Örgütü raporuna göre hizmetler içinde ulaştırma
hizmetlerinin değeri son 10 yılda yüzde 30’u geçti.
Bu oranın yükselmesi, eşya ticaretinin dünyada her geçen
gün arttığını gösteriyor. Dünya’da lojistik, 2009 yılında 6
trilyon dolarlık bir pazar oluştururken, 2015’te bu pazarın 1012 trilyon dolarlık bir hacme çıkacağı hesaplanıyor. Hacim bu
kadar artarken, küresel ölçekte ticari mal ihracatının ağırlıklı
olarak Asya ve gelişmekte olan ülkelere kayacağı gözüküyor.
LOJİSTİKTE ÜLKELER SIRALAMASI
Dünya Bankası tarafından, altı ölçüte dayanarak hazırlanan Küresel Lojistik Performans Endeksi; gümrük ve sınır
kapısı işlemleri, lojistik altyapı, uluslar arası taşıma olanakları, lojistik operasyonların kalitesi, ürünlerin izlenebilirliği ve
zamanında teslimat ölçütlerine göre ülkelerin performanslarını değerlendiriyor. Bu açıdan bakıldığında 2010 yılında
Almanya (4,11), Singapur (4,09), İsveç (4,08), Hollanda (4,07),
Lüksemburg (3,98) ve İsviçre (3,97) en etkin ilk on ülke arasında yer alırken Türkiye (3,22), 155 ülke arasından 39. sırada
bulunuyor.
DÜNYA EŞYA ve TİCARİ HİZMETLER İHRACATI
(Milyar Dolar)
58
(Milyar Dolar)
%55
%55
İHRACAT (2011 Toplamı 134.5 Milyar Dolar)
İTHALAT (2011 Toplamı 204.8 Milyar Dolar)
Toplam içindeki payı
%37
3.664
15.238
%18
%16
DENİZ YOLU
KARAYOLU
HAVA YOLU
DEMİR YOLU
38.185
%1
1.252
%1
3.185
%1
1.243
21.515
8.583
%6
DİĞER
Kaynak: TÜİK
936
44.513
Turizm/seyahat 783
50.285
Ulaştırma
133.436
%9
73.608
1.945
TÜRKİYE’NİN DIŞ TİCARETİNİN DAĞILIMI 2011
Ticari Hizmetler
Eşya Ticareti
Diğer Tic. Hizm.
SEKTÖRÜN TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YERİ
Avrupa ve Asya arasında önemli bir coğrafi konumuna
sahip Türkiye’de ulaştırma sektörü büyümesini sürdürüyor.
Yolcu ve yük taşıma değerlerinin ulaşım modlarına göre
dağılımına bakıldığında, yolcu taşımacılığı yurtdışında havayolu, yurtiçinde ise yoğunlukla karayollarında gerçekleştiriliyor. Yurtdışı yük taşımacılığı ise büyük bir oranda denizyolu
ile yapılıyor. Ülkemizde ihracatın büyük bir kısmı deniz
taşımacılığı odaklı ve 2008 yılından bu yana payı giderek
artıyor. TÜİK verilerine göre 2010 yılında toplam ihracatın
yüzde 50,74’ü deniz yolu ile taşınmışken 2011 yılında 134,9
milyar ABD doları olan toplam ihracatımızın yüzde 54,5’i
olan 73,6 milyar ABD dolarlık kısmı denizyolu ile taşındı.
Yurtiçi taşımacılıkta ise karayollarının ağırlığı var. 2010
yılında karayolu ile yolcu taşımacılığı ve yük taşımacılığının
toplam içindeki oranı sırasıyla yüzde 95 ve yüzde 91,5 olarak
gerçekleşti.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Rakamlarla
Lojistik ve
Taşımacılık
3.000
400.000
80.000.000
Türkiye lojistik
sektöründeki firma sayısı.
Sektörde istihdam
edilen kişi sayısı.
2011 yılı Türkiye’de itibariyle
sektörün TL olarak büyüklüğü.
%15
2011 Türkiye GSYH
içindeki sektör payı.
%18
2012 yılında sektörün gerçekleşmesi
beklenen büyüme oranı.
Bilgi
Lojistik
Müşterilerin ihtiyaçlarını
karşılamak üzere; her türlü ürünün, servis hizmetinin ve bilgi
akışının, başlangıç noktasından
tüketildiği son noktaya kadar
tedarik zinciri içindeki hareketinin etkili ve verimli bir şekilde
planlanması, uygulanması, taşınması, depolanması ve kontrol
altında tutulması…
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
DIŞA AÇILAN KAPILAR
Ülkemizde halen 8’i ro-ro limanı olmak üzere toplam 23
karayolu sınır kapısı ve gümrük idaresi bulunuyor. Bunlar
arasında en yoğun ihracat çıkışı yapılanlar Batıda Kapıkule,
doğuda Sarp ve Gürbulak, güneyde Habur ve Karadeniz’de
Zonguldak Limanı. Yine doğuda Kapıköy, kuzeyde Samsun
Limanı ve güneyde Nusaybin ihracat çıkışı potansiyeli gösteriyor. Karayoluyla, ülkemizden 3 kıtada toplam 75 ülkeye,
her yıl ortalama olarak toplam 1.3 milyon ihracat seferi ve
450 bin ithalat seferi gerçekleştiriliyor. İhraç taşımalarda
Türk plakalı araçların payı %82, yabancı plakalı araçlarınsa
%18 iken, ithalat taşımalarında %65 Türk aracı payına karşılık %35’lik yabancı araç payı söz konusu. 2011 yılında Türk
araçlarıyla toplam 1.5 milyon ihraç seferi, 500 bin ithalat
seferi gerçekleştirildi.
İHRAÇ TAŞIMALARINDA TÜRK YABANCI PAZAR PAYLAŞIMI
Taşıt Ülkesi
Türkiye
Toplam Yab.
Genel Toplam
2008
2009
2010
2011
2012 Pay
812.695 859.696 929.278 1.132.8081.191.879 82%
167.868 179.508 176.758 217.139 257.77318%
980.563 1.039.204 1.106.036 1.349.947 1.449.652100%
YILLIK DÖVİZ GELİRİ 6 MİLYAR DOLAR
İhracatımızın (2011, değer olarak) % 37’si karayoluyla taşınıyor. Sektörün filo dahil toplam yatırımı 5 milyar dolar, sağladığı istihdam 400 bin kişi. Ülke ekonomisine yıllık olarak
sağlanan döviz geliri 6 milyar doları geçmiş durumda. İhracatta öne çıkan ülkeler olarak Avrupa’da Almanya, Romanya,
İtalya ve Fransa, Ortadoğu’da Irak, İran, Suriye, Ürdün ve
Suudi Arabistan ve BDT bölgesinde Azerbaycan, Gürcistan ve
Türkmenistan ilk sıralarda yer alıyor. Irak taşımalarının tüm
ihracat taşımalarındaki payı neredeyse % 50.
HAVA VE DENİZ YOLU KAPASİTESİ
Türkiye, havayolu taşımacılığı ile yılda 2,3 milyon ton kargo taşıması yapıyor. Sektörde 15 havayolu şirketi 341 uçaklık
filo ile hizmet veriyor. Türk Hava Yolları 6 kargo uçağı, MNG
Hava Yolları 7 kargo uçağı, ACT Hava Yolları 8 kargo uçağı ve
ULS Hava Yolları 6 kargo uçağına sahip. Denizyolu taşımacılığında ise 2011 yılında ihracatta 30,1 bin, ithalatta 28,5 bin,
transit 9 bin ve kabotaj 2,9 bin ton konteyner elleçlemesi
yapıldı. Denizyolu ile 2011’de toplam 70,4 milyon ton kontenyer taşımacılığı gerçekleşti.
60
Türkiye’de ihracatın büyük bir kısmı deniz taşımacılığı odaklı. 2011 yılında
134,9 milyar ABD doları olan toplam ihracatımızın yüzde 54,5’i olan 73,6
milyar ABD dolarlık kısmı denizyolu ile taşındı. Yurtiçi taşımacılıkta ise
karayollarının ağırlığı var. Türkiye’de hava ve demiryolunun eşya ticareti ve
yolcu taşımacılığı içindeki payının az olması ise en büyük eleştiri konusu.
Özellikle demiryolları konusunda son yıllardaki yatırım atağı ise gelecek için
umut vaad ediyor.
Sektörün 8 önemli
beklentisi
1
Taşıma türlerinin dış ticarette dengeli dağılması,
2
İhtisas limanları ve limanlara demiryolu
bağlantıları kurulması,
3
İntermodal taşımacılığın yaygınlaştırılması,
4
Mevzuatın ihtiyaçlar ile uyumlu olması,
5
Demiryolu serbestleştirilme yasasının çıkarılması,
6
Lojistik merkezlerin geliştirilmesi,
7
Sektöre yönelik çağdaş bir eğitim-öğretim müfredatı,
8
Gümrük uygulamalarındaki modernizasyonun
tamamlanması.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
KARAYOLUNDA 55 BİN ARAÇLIK FİLO
Karayolu’nda Türkiye, 55 bin araçlık bir filoya sahip. Karayolu ile ihracatta taşıma adedi bakımından 2011’de ilk sırada
Irak ardından Almanya ve Suriye geliyor. Demiryolunda ise
11,9 bin kilometrelik toplam demiryolu uzunluğu ile 24,8
milyon ton yük hacmi mevcut. Bunun yüzde 10’u yurt dışı
geri kalanı yurt içi taşımalardan oluşuyor.
SEKTÖRÜN FIRSATLARI…
Türkiye, sektör açısından birçok fırsat ve tehdidi beraberinde getiriyor. Fırsatlar açısından bakıldığında, Dünya
ticaretinin % 40’ının Asya içi, Ortadoğu-Afrika-Asya ve Latin
Amerika-Asya üçgeni gibi bölgelerde gerçekleşmesi, Türkiye dış ticaretinin her yıl bir önceki yıla göre %20 oranında
artması (Önümüzdeki birkaç yıl içinde, 250 milyar dolarlık dış
ticaret hedefinin 1 trilyon dolara çıkacağı öngörülüyor.)
Yeniden canlanan İpek Yolu, AB’nin, Trans-Avrupa Ulaşım
Ağlarını (TEN-T) Akdeniz, Ortadoğu ve Orta Asya’ya açılmak
için yeniden kurgulaması, AB’ye uyum gelişmeleri doğrultusunda demiryolu sektörünün, etkin hizmet sunmasını sağlayacak biçimde, yapısal dönüşüm süreci içine girmiş olması
ve yatırım, işletme konularında iyileştirmelerin başlatılmış
olması, Türkiye’de mevcut kargo pazarının henüz % 30’luk
kısmının kargo firmaları tarafından kullanılıyor olması da
sektör için önemli fırsatlar arasında yer alıyor.
Ayrıca hızla büyüyen e-ticaret potansiyeli, Marmaray projesi ile İstanbul kentsel ulaştırma ve Avrupa-Asya ulaştırmasında kesintisiz demiryolu bağlantılarının sağlanacak olması,
demiryolu sektörünün de yer aldığı lojistik sektörünün gelişmesiyle birlikte kombine taşımacılığın öneminin artması,
devletin, ulaştırma türleri arasında dengenin oluşması için
denizyolu, demiryolu ve havayoluna destek verme yönünde
somut uygulamalarının başlaması da büyük avantaj.
GÜÇLÜ YANLAR
- Ekonomimiz AB’ye göre hızlı büyüyor,
- 55 bin çekiciden oluşan modern karayolu taşımacılığı
araç filosuna sahip,
- Avrupa-Asya arasında çok noktalı hizmet veren bir
ağa sahip,
- Demiryolu sektörü, etkin hizmet için yapısal dönüşüm içinde,
- Firmalar tedarik zinciri oluşturma kabiliyetine sahip,
- İşgücüne bağlı maliyet düşük,
- Firmalar lojistik eğitimi almış eleman çalıştırıyor,
- Genç konteyner gemilerinde sayı ve tonaj artıyor,
- Ro-Ro filosu hızlı güçleniyor,
- Limanlar bölgesel konumu itibariyle önemli ve transit taşımacılığa uygun,
- Uluslararası taşıma koridorlarındaki alan coğrafi
konum talebi büyütüyor,
- Liman sahaları içindeki serbest bölgelerin avantajları
var.
KAMU YATIRIMLARINDA
PAY YÜKSELİYOR
2012’de kamu yatırımlarının yüzde 32’si ulaştırma ve haberleşme sektörüne yapılıyor. Lojistik sektörüne yapılan kamu
yatırımlarının tutarı 2011 yılında 8,6 milyar lirayken, 2012
yılında bu rakam 10,9 milyar liraya yükseldi. Taşıma türüne
göre bakıldığında ise demiryolu 2012’de 7,1 milyar lira ile ilk
sırada. Ardından 3,3 milyar lira ile karayolu, 558 milyon lira ile
havayolu ve 387 milyon lira ile denizyolu geliyor.
YENİ TEŞVİK SİSTEMİNDE
SEKTÖR ÖNCELİKLİ
Yeni teşvik sisteminde, demiryolu ve denizyolu ile yük veya
yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar öncelikli yatırımlar arasına alındı. Demiryolu ve tramvay lokomotifleri ve/veya vagon
imalatı, transit boru hattıyla taşımacılık hizmetleri, liman ve
liman hizmetleri yatırımları da büyük ölçekli yatırımlar kapsamında. Teknoloji ve Ar- Ge kapasitesini artıracak ve uluslararası alanda rekabet üstünlüğü sağlayacak büyük ölçekli
yatırımlara verilecek teşvikler arasında, KDV İstisnası, Gümrük
Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi, Sigorta Primi İşveren Hissesi
Desteği ve Yatırım Yeri Tahsisi gibi kalemler bulunuyor.
62
ZAYIF YANLAR
- Taşıma türlerinin birbirlerini tamamlayıcı olmasını
sağlayacak Ulusal Ulaştırma Ana Planı yok,
- Karayolu taşımasında mevzuat denetimleri yapılmıyor,
- AB’ye yönelik taşımalarda gümrük (sınır) geçişlerinde karmaşık, zaman alıcı ve maliyetli formaliteler,
- Demiryolunda eksik altyapı ve posta sektöründe de
serbestleşme ve rekabetçi bir piyasa olmaması,
- Fiyat odaklı rekabetin, kargo-kurye dağıtım sektörü
firmalarını olumsuz etkilemesi,
- Çevre dostu taşımacılık sistemlerinin kullanımının
az olması,
- Lojistik üs oluşturmak için firmalar arası işbirliği
olmaması,
- İthalat/ihracat yüklerimizin yaklaşık %75’inin yabancı bayraklı gemiler tarafından taşınması.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Bursa’da Lojistik Köy
için çalışmalar başladı
Bursa’da bir “Lojistik Köyü” kurulması
konusunda fizibilite çalışması Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’nın (BEBKA)
“Doğrudan Faaliyet Desteği Programı”
kapsamında başlatıldı.
B
ursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim
Kurulu tarafından, endüstriyel çeşitliliği ile Türkiye ihracatının en önemli merkezlerinden biri olan Bursa’da,
her geçen gün gereksinimi artan bir ‘lojistik köy’ kurulması
konusunda, 5 Temmuz 2012 tarihinde BUSİAD Evinde Bursa
Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesinden
akademisyenlerin de hazır bulunduğu bir çalıştay yapıldı.
ÇALIŞTAYDA ANA ESASLAR TARTIŞILDI
Çalıştayın amacı, önemli bir sanayi şehri olan
Bursa’da kurulması düşünülen lojistik köyünün
nerede ve nasıl kurulacağı konularında ortak bir
yaklaşım ortaya koymak idi. Katılımcılar; kamu
teşviki ve kurumsal yapı, uygun arazi seçimi,
ulaşım bağlantısı, arazi yerleşim planı, fizibilite
konularında oluşturulan çalışma gruplarında
fikirlerini tartıştılar.
kuruluşlar konuları da çalıştayda tartışılan konulardandı.
Sonuç olarak, tespit edilen konular çerçevesinde aksiyon
planları ve sorumlu mercileri belirlendi. Çalıştay, fizibilite
çalışması yapılması kararı ile sonuçlandı.
BEBKA DESTEĞİ SAĞLANDI
Ağustos ayında BUSİAD Yönetim Kurulu, Bursa Valiliği
ve Büyük Şehir Belediyesi ile birlikte fizibilite hazırlanması
konusunu BEBKA’ya taşıdı ve BEBKA’nın 2012 yılı doğrudan
faaliyet destek programına başvurdu. 15 Ekim 2012
günü BUSİAD Yönetim Kurulu ve BEBKA arasında
projenin sözleşmesi imzalandı. Böylece BEBKA’nın
da projeyi destekleme kararıyla projenin başlangıcı
sayılan fizibilite raporunun hazırlanması süreci
başlamış oldu.
BURSA’YA ARTI DEĞER KATACAK
Konuyla ilgili olarak Uludağ Üniversitesi Sosyal
Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dış Ticaret Program
YER SEÇİMİ KRİTERLERİ
Başkanı Öğretim Görevlisi Yeşim Kaygusuz, Türkiye
Grup çalışmalarında öne çıkan ortak koYeşim Kaygusuz
sanayisinde önemli bir konuma sahip olan Bursa
nuların başında; Bursa lojistik haritasının ve
için lojistik köy projesinin öncelikli konulardan biri olması
ihtiyacının çıkarılması yer aldı. Yer seçimi konusunda, Lojisgerektiğini söyledi. Projenin içinde olan isimlerden birisi
tik Köyün tüm taşıma modlarının ortak noktası olabilecek,
olan Kaygusuz, “Teknik ve bürokratik işlemlerin muhatap
genişleme potansiyeline sahip, tarım arazilerine zarar verkurumların işbirliği ile neticeye ulaştırılması ve projenin en
meyecek, çevresel etkilerin dikkate alındığı, şehir merkezine
başından doğru planlanıp hızla harekete geçirilmesi önemli.
uzak ancak OSB’lere yakın bir yer olarak belirlenmesi ortak
İstihdam potansiyeli, sanayiye ve ekonomiye katacakları açıfikri ortaya konuldu. Kamu-özel sektör ile STK koordinasyosından kurulacak lojistik köy Bursa’ya artı bir değer katacak”
nu ve işbirliğinin önemi, alt yapı ve bilgi sistemlerinin iyi
dedi.
planlanması, lojistik köy içinde yer alması gereken kurum ve
64
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
TÜRKİYE’DE 20
LOJİSTİK KÖY PROJESİ VAR
L
ojistikte kümelenmenin ilk aşaması olan
yığınlaşmaların ülkemizde ilk örnekleri ortaya
çıkıyor. Türkiye’de lojistik sektöründe kümelenmeye ilişkin planlı çalışmalar çok az ve yapılanlar
da Kalkınma Ajansları desteği ile yürüyor. Bu
konuda en önemli örneklerden biri Samsun’daki
kümelenme çalışması. TCDD tarafından ise lojistik
köyler öncelikle organize sanayi bölgeleriyle bağlantılı olarak, yük taşıma potansiyelinin yoğun
olduğu bölgelerde yapılandırılıyor. Hem ulusal
hem de uluslar arası tüm nakliye, lojistik ve eşya
dağıtımının çeşitli işleticiler tarafından yürütüldüğü alanlar kabul edilen lojistik köyler; Eskişehir
(Hasanbey), İzmit (Köseköy), Kayseri (Boğazköprü), Mersin (Yenice), İstanbul (Halkalı/Ispartakule), Samsun (Gelemen), Balıkesir (Gökköy), Uşak,
Konya (Kayacık), Erzurum (Palandöken), Kaklık
(Denizli), Bilecik (Bozüyük), Kahramanmaraş (Türkoğlu) Mardin, Kars ve Sivas Lojistik Merkezleri.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi de Hadımköy
ve Tuzla’ya lojistik köy oluşturuyor. Bunlar dışında kamu ve özel sektörün ortaklaşa yürüttüğü iki
lojistik köy projesi daha bulunuyor. Bunlar Tekirdağ/Çorlu Lojistik Köyü ve Manisa (MOSBAR)
Lojistik Köyü. Yine Ankara Lojistik Üssü Projesi de
önemli adımlardan kabul ediliyor.
Kümelenmeler Rekabet
Avantajı Sağlıyor
Ü
retim maliyetlerinin birbirine yakın olduğu çoğu piyasada, sanayi sektörü ile arasındaki
güçlü ilişkiden dolayı lojistik
sektörü, ekonomik büyüme açısından itici bir güce sahip. Hatta
lojistik sektörünün etkinliği,
ekonomik büyümenin sağlanabilmesinde ve rekabet gücü elde
etmede stratejik bir zorunluluk
olarak görülüyor. Uludağ Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü öğretim
üyeleri Sema Ay, Hilal Yıldırır
Keser ve Yeşim Kaygusuz’un
‘Kalkınmada Lojistik Sektörünün
Önemi ve Lojistikte Kümelenmeler’ başlıklı çalışmasında, kümelenme politikalarının, rekabet
gücünü arttıracak bir politika
olarak ortaya çıktığı, lojistikte
kümelenmenin kalkınmada
büyük bir itici güç olacağı vurgulanıyor. Aynı çalışmada, lojistikte
kümelenme; taşıma modlarının
(karayolu, havayolu, demiryolu,
denizyolu, çoklu taşımacılık) tümünün yapılabildiği, gümrükleme işlemlerinin gerçekleştirildiği
gümrüklü sahaların bulunduğu,
serbest bölgeye yakın konumda
bulunan ve lojistik hizmetlerinin
tümünün gerçekleştirilmesine
yönelik ilgili ve destekleyici
firmaların ve resmi kurumların
(gümrük idaresi, ticaret odaları,
ihracatçı birlikleri) bulunduğu
bölgeler şeklinde tarif ediliyor.
Kalkınma Ajanslarının kümelenmede önemli rol oynadığı,
son yıllarda lojistik sektörü için
kümelenmeye yönelik çalışmaların yapıldığı hatırlatılıyor.
ALMANYA, 20 YILDA
33 LOJİSTİK MERKEZ AÇTI
Ö
zellikle büyük şehirlerde kurulan, ülke ve bölge ekonomileri için ciddi birer gelir ve istihdam kaynağı olan “Lojistik Merkezler” ticaretin ve
ekonomik kalkınmanın kalbi durumunda. Halen
Avrupa’da 8 ülkede toplam 100’den fazla organize
lojistik bölgesi ya da yaygın tabirle “Lojistik Köy”
kurulmuş durumda. Sadece Almanya’da son 20
yılda 33 adet lojistik köy faaliyete geçti.
Lojistik İhtisas OSB’lerin Önü Açık
S
ektör kuruluşlarının talepleri ve
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde yapılan girişimler
sonucunda Organize Sanayi Bölgeleri kapsamında kurulması öngörülen
“Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri’ ile ilgili kanun değişikliği 10
Kasım 2008 tarihli Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Buna göre OSB tanımı; gerekli küçük imalat ve tamirat, sağlık, eğitim,
lojistik, çağrı merkezleri ve benzerleri
dahil ticaret alanları ile sanayi işletmelerini kapsayacak şekilde genişletildi. Değişikliğin gerekçesi planlı bir
şekilde yürütülen OSB’lerde faaliyet
gösteren firmaların ihtiyaçlarının
karşılanması amacıyla ticaret, sağlık,
eğitim, lojistik ve benzeri faaliyetlerin birlikte planlanması.
Söz konusu kanun değişikliği
sayesinde “Organize Sanayi Bölge-
lerinde lojistiğe bağlı süreçlerin tekrarları önlenerek, verimlilik artışının
sağlanabilmesinin; nakliye, depolama gibi lojistik maliyetlerin önemli
oranda düşürülmesinin; denizyolu,
demiryolu, karayolu bağlantılarının
doğrudan konuşlanacağı bölgeler
olmasından dolayı “intermodal”
lojistik faaliyetlerin kolaylıkla gerçekleşmesinin” sağlanmasının yolu
açıldı.
65
MAKALE
RUHİ ENGİN ÖZMEN / UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI / [email protected]
L
Lojistik Sektörü Sıkıntılı
Süreçten Geçiyor
ojistik sektörü halen küresel çapta sıkıntılı bir süreçten
geçiyor. Akaryakıt maliyetleri, kapasite fazlası, güzergahlarda yaşanan sorunlar derken, küresel taşıma
rakamlarında 2007 seviyeleri hala yakalanamıyor.
Freightex verilerine göre, bu yılın Mayıs’ına kadar 2010
seviyelerinden daha iyi konumda olan Avrupa karayolu eşya
taşımacılığı navlun endeksi son 5 ayda % 7 düştü.
YOL VERGİLERİ MALİYET ARTTIRIYOR
Bu durum, küresel kriz sonrasında giderek artan korumacılığı da tetikliyor. Bu araçlardan biri olan ve tüm Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmakta olan “yol vergileri” birbiri ardına
maliyet kalemlerimize ekleniyor.
Örneğin; son yıllarda yabancı araçların, kendi taşımacılık
pazarında hakimiyet kurduğu İngiltere de Avrupa çapında karayolu taşımalarını vergilendiren ülkeler kervanına
katılıyor. İngiliz parlamentosundan geçen yeni uygulama
ile İngiltere’ye taşıma yapacak 12 ton ve üzeri tüm yabancı
plakalı araçlardan yılda azami 1245 EUR veya günlük 12.45
EUR’ya tekabül eden bir yol vergisi almaya hazırlanılıyor.
Aynı şekilde Macaristan’da da 2013 yılı için benzer hazırlıklar var.
YÜK PAZARIMIZDAN PAY İSTİYORLAR
Oysa, karayoluyla uluslararası taşıma pazarımızın mevcut
gidişatı olumlu bir resim vermiyor. TOBB verilerine göre;
2012 yılının Ekim ayında, bir önceki yılın aynı dönemine
kıyasla verilen geçiş belgesi sayısında yüzde 11,38’lik, TIR
Karnesi sayısında ise yüzde 3,52’lik bir azalma yaşandı.
2012 yılının ilk 10 ayında verilen toplam geçiş belgesi sayısında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2,12’lik,
TIR Karnesi sayısında yüzde 2,13’lük bir azalma oldu.
Avrupa pazarında ciddi kâr marjı daralmalarıyla mücadele eden nakliyecilerimiz için artık siyasi riskler nedeniyle
Ortadoğu pazarı bir kurtuluş olmaktan uzak. Öte yandan, en
son Kazakistan ile yaşanan geçiş belgesi krizinde de gördüğümüz gibi, ülkemizin yük pazarından pay almayı planlayan
ülkeler de hızla artıyor.
Rus, Yunan nakliyeciler derken; geçiş belgesi arttırma karşılığında yük pazarımızdan pay talep eden ülkeler kervanına
Kazakistan da katıldı. Bu durum nakliyecilerimizi ciddi iş
kaybı riskiyle karşı karşıya bırakacaktır.
66
YABANCI ARAÇLARIN PAYI ARTIYOR
Yabancı plakalı araçlar konusu özellikle son birkaç senedir gündemimizde üst sıralarda. UND olarak, yabancı plakalı
araçların pazar paylarındaki artışları sürekli izliyoruz.
Gümrüklerden aldığımız istatistiklere göre; Eylül sonu
itibarıyla ülkemizin tüm sınır kapılarından gerçekleştirilen
ihraç taşımalarında Türk araçlarının payı önceki yıla göre %
83’ten % 81’e inerken; yabancı araçların ihraç pazarımızdaki
payı % 2 artarak % 17’ye çıkmış bulunuyor.
Yani, toplam 1,4 milyon ihraç taşımanın 273 bini yabancı
araçlarca gerçekleştiriliyor. Sadece Batı sınır kapılarımızı
aldığımızda, bu kapılardan gerçekleştirdiğimiz ihraç taşımalarda yabancı araçların payı son 5 yılda % 23’ten % 35’e
çıkarken; bizim araçların payı % 77’den % 65’e kadar inmiş.
Hatta duruma “sadece kara sınır kapılarından” baktığımızda, durumun daha çarpıcı olduğu görülecektir. Zira
yerli-yabancı ihracat pazar paylaşımında ülkemiz araçlarının
payının son beş yılda % 73’ten % 57’ye indiğini, yabancıların
ise % 16 pay arttırdıklarını görüyoruz.
YASAL TEDBİRLER YOLDA
Kota, vize, artan maliyet sorunlarının somut göstergesi
olan bu duruma, ro-ro hatlarıyla çare arayan nakliyecilerimiz karadaki kaybı denizden telafi etmeye çalışıyor. Doğu
kapılarında da, Habur çıkışlarını hariç tuttuğumuz zaman,
son 5 yılda yabancı araçlar payını % 11’den % 23’e çıkarmış
durumdalar. Ülkemize yük almak üzere boş giren yabancı
araçlar ise 3 yılda % 18 artmış.
Bu konuda üyelerimizden gelen şikayetleri de değerlendirerek, ilgili resmi merciler nezdinde girişimlerimizi arttırdık.
Kota sorununun çözümü konusundaki temaslarımızın yanında, yabancı araçlara Türkiye’deki taşımalarındaki ihlalleri ile
ilgili ceza uygulamalarında karşılaşılan sorunların çözümü
konusunda somut öneri ve destek verdiğimiz çalışmaların
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız bünyesinde son aylarda hızlandırıldığını biliyoruz. Umuyoruz ki çok
yakında, yabancı plakalı araçlara tıpkı bizim araçlarımıza
yurtdışında uygulandığı gibi, her türlü ihlal karşılığında
uygulanacak bağlayıcı bir mevzuat yürürlüğe girerek, haksız
uygulamaları ortadan kaldıracaktır.
MAKALE
Prof.Dr. MEHMET TANYAŞ / MALTEPE ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI TİCARET VE LOJİSTİK YÖNETİMİ BÖLÜM BAŞKANI
/ LOJİSTİK DERNEĞİ (LODER) BAŞKANI / [email protected]
Lojistik Alt Yapının Doğru
Planlanması ve Uygulama Gerek
Ü
lkemizde lojistik sektörünü oluşturan 3PL (üçüncü
taraf lojistik) şirketler, 2000 yılından itibaren kurulmuş ve zamanla büyüme hızını artırmıştır. Daha önce
taşımacılık ve gümrük ağırlıklı yapılan dış kaynak kullanımı
söz konusu yıldan itibaren lojistik bazlı yapılmaya başlanmıştır. Lojistik, taşımacılığın yanı sıra depolama, gümrükleme,
sigortalama, paketleme ve katma değerli hizmetler, sipariş ve
stok yönetimi, muayene/gözetim faaliyetlerinin eşgüdümlü
yapılmasını gerektirmektedir.
Son birkaç yılda sektörde hizmet çeşitliliği ve kalitesi artmış, karma taşımacılık (multimodal, intermodal ve kombine)
kapsamında çözümler önem kazanmış, çağdaş depo yatırımları gerçekleştirilmiştir. Lojistik sektörünün büyümesi tümüyle
sanayi ve ticaret sektörlerinin büyümesine bağlıdır. Diğer
taraftan lojistik Türkiye’nin büyüme hızından fazla oranda
büyümektedir. Bunun başlıca nedeni dış kaynak kullanımının
artmasıdır.
ORTA DOĞU VE ASYA İÇİN YENİ PROJELER
2008 krizi Türkiye’yi 2009 yılında özellikle uluslararası
taşımacılıkta derinden etkilemiş, 2010 ve 2011 yılları toparlanma çabalarıyla geçirilmiştir. Kriz ile birlikte Avrupa’ya
olan taşımalar düşerken Orta Doğu ve Orta Asya taşımaları
artmıştır. Söz konusu bölgeler lojistik açısından daha zorlu
bölgelerdir. Dolayısıyla lojistik sektörü bu bölgeler için yeni
lojistik projeler geliştirmek durumundadır.
konulan 500 milyar dolarlık (350 milyon ton) ihracat hedefine
uygun bir lojistik altyapı halen yoktur. Bu çerçevede ülkemizde sektörü büyütecek esas faktör lojistik alt yapının doğru bir
şekilde planlanması ve gerçekleştirilmesidir.
Ekonomik kriz beklentisi lojistik sektörünün 2012 yılına
temkinli girmesine yol açmış, dolayısıyla yatırım ve istihdam
artışlarına yönelmemelerine neden olmuştur. 2012 yılına
gerek kamu ve gerekse özel sektör açısından fazla zarar görmeden yılı nasıl geçiririz düşüncesi hakim olmuştur. Maliyetleri
azaltma, giderleri kısma ve verimliği artırma çalışmaları hızlanmıştır. Yurtdışı pazarlara yönelik yeni intermodal taşımacılık güzergahları oluşturulmuştur.
2013 YILI BEKLENTİLERİM
2013 yılında özellikle geliri yüksek doğu, kuzey ve güney
tarafı ülkeler bazında çalışmalar gerçekleştirilecektir. Bu
noktada kamu kesimine büyük rol düşmektedir. Söz konusu
ülkelerde ticari gelişme neredeyse tümüyle siyasi gelişmelere
bağlıdır. 2013 yılında Türkiye genelinde ihracat performansında sınırlı bir iyileşme gerçekleşeceğini ve toplamda 2008
yılının ekonomik rakamlarına tekrar ulaşılacağını öngörmekteyim. Avrupa pazarlarından Ortadoğu, Orta Asya, Kafkasya
ve Amerika pazarlarına yöneliş olacaktır.
BU YILIN SORUNU KARLILIK
2012 yılında en büyük sorun karlılık oranlarının düşüklüğüdür. Bunun ana nedenlerinden biri lojistik altyapısındaki
yetersizliklerdir. Maalesef liman, demiryolu ve denizyolu altyapısı etkin ve eşgüdümlü bir şekilde kullanılamamakta, lojistik köyler/merkezler konusundaki karmaşa devam etmektedir.
Diğer taraftan şirketler yeterli ölçüde kurumsallaşamamakta,
gümrüklerde beklemeler oluşmakta, eğitime fazla önem verilmemekte, fiyat odaklı bir rekabet politikası izlenmektedir.
KAYIT DIŞI VE HAKSIZ REKABET
Dünya Bankası tarafından altı farklı lojistik kriter kullanılarak ülkeler bazında Lojistik Performans Endeksi (Logistics
Performance Index- LPI) ölçüm sistemi geliştirilmiş olup
Türkiye 2012 raporuna göre 5 üzerinden 3,51 puanla 155 ülke
arasında 27.sıradadır.
Lojistik sektörümüz uluslararası pazarlarda yeterince etkin
olduğu söylenemez. Kayıt dışı ekonomi ve haksız rekabet
sektörün önünü tıkamaya devam etmektedir. Yetki belgesi,
standart dışı araç, 10 numara yağın yakıt olarak kullanımı
vb konularda haksız rekabet vardır. Denetimler artmasına
rağmen istenen düzeyde etkinlik sağlanamamaktadır.
STRATEJİK MASTER PLAN ÇABALARI
2012 yılı için olumlu gelişmelerden biri ise stratejik master
plan oluşturma çalışmalarının önem kazanmasıdır. Bazı
sektörler 2023 yılını baz alan stratejik master planlarını açıklamıştır. Lojistik açısından ise TİM bünyesinde Türkiye Lojistik
Master Planı için Strateji Belgesi hazırlanmıştır. 2023 için
LOJİSTİK ÜST KURUL GEREKLİ
Lojistik konusunda bakanlıklar arası koordinasyon eksikliği vardır, bu nedenle bir lojistik üst kurula gereksinim vardır.
Nihai çözüm sektörün önünü açacak, öncelikle yatırımların ve
düzenlemelerin belirleneceği Türkiye Lojistik Master Planının
sektörel uzlaşım için de hazırlanmasıdır.
68
MAKALE
Dr. HİLAL YILDIRIR KESER
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER MYO LOJİSTİK PROGRAM BAŞKANI / [email protected]
H
Bursa ve Lojistik Sektörü
er geçen gün daha fazla gelişme gösteren lojistik
sektörü Bursa ili için de büyük öneme sahip. Lojistik
sektörünün gelişimi pek çok ekonomik etkileri de
beraberinde getiriyor. Üretimde verimliliğin artması, yabancı yatırımların yapılması ve istihdam imkanı sağlaması
bunların başında geliyor. Ayrıca lojistik sektörünün gelişimi
dış ticaret faaliyetlerinin de daha etkin bir şekilde gerçekleşmesini sağlıyor. Bu olumlu etkilerin görülebilmesi sektörün
gelişmişlik düzeyine bağlı.
POTANSİYEL VAR ANCAK…
Bursa ili özeline baktığımızda, lojistik
sektörünün güçlü bir potansiyeli olduğunu ancak bunu tam anlamıyla
kullanamadığını görüyoruz.
Lojistik, ticaretin olduğu yerde
gelişir. Bursa, tarih boyunca ticaret
ve sanayinin yoğun yapıldığı
illerden biri durumunda… İpek
yolu ve baharat yolu ile başlayan ticaret ve sanayileşmedeki
gelişmeler bugün pek çok sanayi
bölgesinde yapılan üretim ile devam
ediyor. Bununla birlikte, coğrafi açıdan
baktığımızda, stratejik öneme sahip bir il
durumunda. Ana arterlerin kesişim noktasında bulunması ve pek çok il ile olan bağlantısı
Bursa’yı karayolu taşımacılığında ön plana çıkarıyor.
Ayrıca Gemlik bölgesinde bulunan limanlar denizyolu taşımacılığının kullanılmasını sağlıyor.
ALT YAPI EKSİKLİKLERİ
Ancak sektörün gelişimi ve potansiyelini kullanabilmesi için bunların çok yeterli olmadığı bir gerçek. Öncelikle
Bursa’da sektöre ilişkin altyapı eksiklikleri bulunuyor.
Altyapı aslında çok geniş bir konu. Öncelikle en önemli konu
olan hukuki altyapıyı değerlendirirsek, sektörün gelişimine
yönelik kurulacak özellikle “Lojistik Merkez”, “Lojistik Köy”
olarak adlandırılan ve dünyada pek çok ülkede var olan Lojistik Bölgelerin kuruluşu ve işleyişi ile ilgili mevzuat henüz
hazırlanmış değil.
ÖZEL BİR KANUN GEREKİR
Son olarak 2008 yılında Sanayi Bakanlığı tarafından
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile yapılan
70
değişiklik ile İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB), “Aynı
sektör grubunda ve bu sektör grubuna dahil alt sektörlerde
faaliyet gösteren tesislerin yer aldığı OSB ile lojistik amacıyla
kurulan OSB” şeklinde tanımlandı. Ancak bunun dışında
mevzuatta lojistik bölgeler için özel bir kanun bulunmuyor.
Bu durum yapılan girişimlere ilişkin sürecin işlemesini
zorlaştırıyor. Sanayi Bakanlığı dışında, Ekonomi Bakanlığı
ve Ulaştırma Bakanlığı’nın da görüş ve uygulamalarının
yer alacağı özel bir kanun düzenlemesi sektörün
gelişiminde önemli rol oynayabilir.
DEMİRYOLU VE HAVALİMANI EKSİK
Bir diğer altyapı konusu fiziksel
altyapı... Bursa ili, lojistik süreçlerde
önemli yere sahip olan gümrük
işlemlerinde güçlü bir altyapıya
sahip. Ancak bazı taşıma modlarına ilişkin eksikleri bulunuyor.
Özellikle demiryolu bağlantısının
bulunmaması ve havalimanının
etkin kullanılamaması bunların
başında geliyor. Bir bölgenin lojistik
açıdan gelişebilmesi, aynı anda tüm
taşıma modlarına ilişkin alt yapı yeterliliğinin olmasını gerektiriyor. Ayrıca
kurulan Lojistik Merkezler şeklindeki yapılanmalarla da, daha etkin ve verimli dağıtım,
depolama, gümrükleme, bankacılık, ambalajlama gibi
lojistik hizmetlerin yürütülmesi önem arz ediyor.
MASTER PLAN
Eğitim altyapısı açısından bakıldığında son yıllarda
yaşanan gelişmeler umut verici. Uludağ Üniversitesi SBMYO
bünyesinde açılan Lojistik Programı bu yıl ön lisans öğrencilerini almaya başladı. Bunun dışında Faruk Saraç Tasarım
MYO bünyesinde de ön lisans eğitimi veren Lojistik Programı
bulunuyor. Ancak dört yıl lisans eğitimi veren bir fakülte
veya yüksekokul henüz bulunmuyor.
Türkiye’de ve Bursa ilinde sektörün gelişimi için kamu
kesiminin desteği oldukça önemli. Bu destek ile Master Plan
hazırlanarak mevcut durumun ve ihtiyaçların belirlenmesi, özel sektör, STK ve üniversiteler ile ortak çalışmaların
yapılması sektörün gelişimini daha da güçlendirecektir.
BUSİAD tarafından başlatılan Bursa Lojistik Köyü çalışması,
bu kapsamda Bursa ili için oldukça önemli bir adım.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Lojistikte Nitelikli
İş Gücüne İhtiyaç Var
Lojistik sektörü, emek yoğun yönünün bulunması sebebiyle rekabet gücü
elde etmede istihdamı önemli kılıyor. Ancak Türkiye’de eğitim alt yapısı ve
uzmanlaşma sektörün beklediği seviyede değil.
N
itelikli ve uzmanlaşmış insan kaynağı, ülkelerin gelişiminde her geçen gün daha fazla rol oynuyor. Türk
Lojistik Sektörü, istihdam yapısı açısından değerlendirildiğinde, sektöre yönelik eğitim altyapısının tamamlanmadığı, nitelikli işgücünün ve uzmanlaşmanın istenilen
seviyede olmadığı belirtiliyor. Beykoz Lojistik Meslek Yüksek
Okulu Dış Ticaret Programından Yrd.Doç.Dr.Emine Koban ile
Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu
Lojistik Programından Öğr.Gör.Dr.Hilal Yıldırır Keser’in
geçtiğimiz yıl yaptığı ‘Lojistik Sektörünün İstihdam Yapısının
Analizi ve İstihdama Yönelik Devlet Destekleri’ çalışmasında,
‘Son yıllarda sektöre verilen önemin artması ve istihdamın
güçlendirilmesine yönelik devlet desteklerinin uygulanması
nitelikli işgücünü arttırıyor’ tespiti yapılıyor.
LİSANS VE DOKTORA
Lisans düzeyinde lojistik eğitimi ise daha çok vakıf üniversitelerinde… 2011 yılı itibari ile ikisi devlet olmak üzere
toplam 17 üniversitede lojistik ile ilgili bölümler bulunuyor.
Devlet üniversitelerinden sadece İstanbul ve Gaziantep
Üniversitelerinde lojistik ile ilgili eğitim veriliyor. Türkiye’de
lojistik ile ilgili lisansüstü eğitim ele alındığında ise, yüksek
lisans eğitiminin toplam 11 üniversitede verildiği, bunlardan üçünün devlet, diğerlerinin ise özel üniversite olduğu
görülüyor. Doktora eğitimi ise sadece bir özel üniversitede
verilmektedir.
Lojistik sektörü açısından büyük potansiyele sahip olan
Türkiye’de lisans düzeyinde lojistik eğitiminin arttırılması
istihdam edilecek nitelikli işgücünü ve sektörün verimliliğini arttırma yoluyla rekabet gücü
kazandırmakta hayati önemde.
Uludağ Üniversitesi’nin Bursa-Yalova Yolu üzerindeki SBMYO Dış Ticaret Bölümü bünyesinde bu yıl Lojistik
Programı açıldı ve 30 öğrenci alındı. UÜ SBMYO Müdürü Prof. Dr. Mustafa Sevüktekin, Dış Ticaret Bölüm Başkanı
Sema Ay (soldan ikinci), Dış Ticaret Program Başkanı Yeşim Kaygusuz (sol başta), Lojistik Program Başkanı Hilal
Yıldırır Keser (sağda ikinci) ve Lojistik Programı Öğretim Görevlisi Gözde Arcan Yılmaz (sağda).
62 MYO’DA ÖN LİSANS EĞİTİMİ VAR
Türkiye’de eğitim altyapısı üniversite düzeyinde değerlendirildiğinde ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde eğitimler
veriliyor. Bunlar arasında yoğunluk ön lisans düzeyinde
verilen eğitimlerde. Ön lisans düzeyinde 2011 yılında 3.750
devlet, 1.684 vakıf üniversitelerinde olmak üzere toplam
5.434 öğrencilik kontenjan bulunuyor.
Lojistik konusunda ön lisans eğitimi, devlet üniversitesi
statüsündeki 31 üniversitenin 43 meslek yüksekokulunda
ve vakıf üniversitesi statüsündeki 19 meslek yüksekokulunda veriliyor. Bursa’da Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler
Meslek Yüksekokulu bünyesindeki Lojistik Programı ise bu
yıl açıldı ve ilk olarak 30 öğrenci alındı.
ÇALIŞANLARIN EĞİTİM DURUMU
İstihdam yönüyle değerlendirildiğinde, lojistik sektörü Türkiye
ekonomisinde en fazla istihdam
yaratan hizmet sektörlerinden
birisi. TÜİK’in temel göstergeleri
içinde lojistik sektörünü niteleyen
ulaştırma, depolama ve haberleşme hizmetleri değerlendirildiğinde;
Sektörde 2003 yılında 667.593 olan
çalışan sayısı 2011 yılında 1.052.250
kişiye yükseldi. Çalışanlarının
eğitim durumuna bakıldığında,
%40’ının ilköğretim, %35’inin lise,
%21’inin üniversite ve %4’ünün
lisansüstü eğitim aldığı görülüyor.
İSTİHDAMIN TEŞVİKİ
Yine Koban ve Keser’in çalışmasında lojistik sektöründe yararlanılabilecek desteklerin, kanunlar kapsamında
sağlanan teşvikler ile devlet kurumlarına uyguladığı destek
programlarından oluştuğu vurgulanıyor. İstihdam teşvik
tedbirleri kapsamında verilen teşviklerden başlıcaları; Kalkınmada öncelikli yörelerde istihdam teşviki, İşveren sigorta
prim indirimi desteği, Genç ve kadın istihdamını arttırma
desteği, İlave istihdam teşviki, İşsizlik ödeneği alanların
istihdamının teşviki, AR-GE teşviki, İŞKUR Kaynaklı Destekler
(Aktif istihdam politikaları), Kalkınma Ajansları Kaynaklı
Destekler ve Kamu Kurumları ve Üniversite İşbirliğine Dayalı
Destekler.
71
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Ekol Lojistik, 2012’de Avrupa
Yatırımlarıyla Güçlendi
Son bir yılda Avrupa’da 10 milyon Euro yatırım yapan Ekol, 7 ülkede
80 bin metrekare depolama alanına ulaştı. 2013’te salt Avrupa yatırımlarından 75 milyon Euro ciro bekliyor.
1
990 yılında faaliyetlerine başlayan
Ekol, uluslararası taşımacılıkta
yük organizasyonu ile başlanılan
noktadan, bugün üçüncü parti entegre
lojistik hizmetleri sunan bütünleşik bir
yapıya ulaştı. Türkiye ve Avrupa’da en
yeni teknoloji ile donatılmış dağıtım
merkezleri, araç filosu ile taşımacılık,
depo yönetimi, dış ticaret ve tedarik
zinciri yönetimi çözümlerini müşterilerine sunuyor.
2012 yılının sonuna yaklaşırken
Ekol’ün hedef cirosunun yaklaşık 300
milyon euro olduğunu vurgulayan Ekol
Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül,
büyüme ve 2012 yatırımları açısından
şunları söyledi: “Her yıl ortalama
yüzde 30 civarında büyüme kaydediyoruz. 2012 yılında da daha önceki
yıllarda olduğu gibi büyüme hızımız
ve karlılığımızı paralel tutacağız. Ekol
olarak yakaladığımız karlılık artışını
yine şirketimizin uzun vadeli başarıları
için kullanarak çeşitli alanlarda yatırım
yapmak üzere değerlendiriyoruz. 2011
yılında otomotiv, sağlık, kimya ve
e-ticaret sektörlerinde ciddi bir büyüme
trendi yakalamıştık. Bu büyümeyi içinde bulunduğumuz yıl içinde de sürdürerek ilave olarak e-ticaret alanında da
yine en çok tercih edilen firma olmak
üzere çalışmalarımıza devam ediyoruz.
AVRUPA’DA 10 MİLYON EURO
YATIRIM YAPTI
2012 yılı içerisinde çok önemli
yatırımlara imza attık. Avrupa ağırlıklı
bu yatırımlarımız için son bir yıl içerisinde toplam 10 milyon euro harcadık.
Romanya, Almanya, İtalya, Fransa,
Bosna, Yunanistan ve Ukrayna’da
yatırımlar yaparak bu ülkelerde kendi
depo, ofis ve çalışan kadromuzla bizzat
72
Ekol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, Uludağ Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret Bölümü
bünyesindeki Lojistik Programı’nda eğitmenlik yapıyor. Bu yıl açılan ve Ekol’ün de katkı koyduğu programda
30 öğrenci eğitim görüyor. (Fotoğraf: Sevcan Özgür)
RAKAMLARLA EKOL LOJİSTİK
222.117.000
2011 yılı satışlar toplamı (Euro).
139.451.000
Son 5 yıldaki yatırım tutarı (Euro).
5.400
4.200’ü aşkın Türk,
1.200 Avrupalı çalışan.
480.000
Türkiye’de ve Avrupa’daki toplam
depolama alanı (metkerake).
2.000
Araçlık çevreci filo.
var olduk. Bu sayede Avrupa’da 80 bin
metrekare depolama alanına ulaşarak
toplam kapalı depolama alanımızı 480
bin metrekareye yükselttik. Avrupa’daki tesis yatırımlarımızın yanı
sıra; 2012 yılı başında 100 adet çekici
alımı gerçekleştirerek tamamı Euro 5
standartlardaki filomuzun araç sayısını
2000’e yükselttik.
YENİ HİZMET SPEEDY
Yine içinde bulunduğumuz yıl
içerisinde müşterilerimize “Speedy”
ismini verdiğimiz hava taşımacılığına
alternatif olarak tercih edilen hizmetimizi sunmaya başladık. Az hacimli ve
acil sevkiyatları olan müşterilerimize
sunduğumuz bu hizmet sayesinde
müşterilerimizin kapıdan kapıya daha
ucuz ve izlenebilir hizmet almasını ve
zamandan tasarruf etmesini sağladık.
Proje sayesinde Türkiye-Almanya arası
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
teslimat süresi varış yerine göre değişiklik gösterirken ortalama 36 saat olarak gerçekleşiyor. Hizmet birimlerimize bir yenisini daha ekleyerek Ekol Proje Taşımacılığı Departmanı’nı
da yine 2012 yılı içerisinde kurduk. Bu deneyimli ve konusunda uzman ekip ile birlikte artık müşterimize özel çözümler planlanıyor ve her gabari dışı taşımanın dinamiklerine
uygun proje planı geliştiriyoruz.”
BÖLGESEL BİR MARKA
2013 yılında da daha önceki yıllarda elde edilen büyümelerin elde edileceğine inandıklarını belirten Gül, “Geçtiğimiz
aylarda gerçekleştirdiğimiz salt Avrupa yatırımlarımızdan önümüzdeki yıl 75 milyon euro ciro beklentimiz var.
Avrupa’nın stratejik noktalarında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla tüm Avrupa’yı kapsama alanımıza alarak bölgesel
bir marka olma yolunda hızla ilerliyoruz” şeklinde konuştu.
BURSA LOJİSTİK MERKEZ OLUR
Bursa sanayisi ve ihracatının temelinde tekstil ve otomotiv olduğunu belirten Tülay Gül, “Bursa aynı zamanda konumu itibari ile Türkiye’deki lojistik üs olabilecek özelliklere
sahip bir şehrimiz. Bildiğiniz üzere son dönemde bu konuda
somut çalışmalar bulunuyor. Hayata geçirilmesi planlanan
“Lojistik Köy” için eksik kalan noktaların hızla bitirilmesini ve
Bursa’nın lojistik üs olması noktasına bir an önce gelmesini
diliyoruz” dedi.
Ekol Lojistik’in Bursa
Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki bölge
merkezi.
OSB’lerin İşlevi Büyük
E
kol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, sektörle
ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu: Uzman
ve sektörel odaklı Organize Sanayi Bölgeleri kurularak ihracatçı üreticilerin buralara yerleşmesi teşviklerle desteklenmeli, bu bölgelerin yakınlarına kurulacak lojistik üsler
ve parklarla lojistik hizmetlerin konsolide bir şekilde
verilebilmesi desteklenmelidir. Sınır kapılarında yapılan
çıkış işlemlerinin daha hızlı yapılabilmesi için kapasitelerin artırılarak, ihracat gümrük işlemlerinin teknolojik
olanaklarla birlikte basitleştirilmesi faydalı olacaktır.
Bunlar yapıldığı takdirde, jeopolitik konumu itibarıyla
oldukça büyük önem taşıyan ülkemizin dünya çapında
bir ticaret merkezi ve lojistik üssü olmak konusundaki
mevcut şansı daha da artacaktır.
Gümrük Prosedürleri
Daha Basit Olmalı
VERİMLİLİK VE KARLILIK ÖNEM KAZANIYOR
Sektörel değerlendirmelerde de bulunan Ekol Lojistik Bursa Bölge Müdürü Tülay Gül, Türkiye’nin büyüme performansı
ve dış ticaretinin artmasında lojistik sektörünün en büyük
destekçi olduğunu belirterek şunları söyledi; “2012’de ekonomimiz %3.5-4.5 bandında büyüyecekken bu pazarda %18’lik
bir büyüme olacağı öngörülüyor.1.2 trilyon dolarlık 2023 dış
ticaret hedefleri düşünüldüğünde lojistik sektörünün taşıyıcı
sektör olarak önemi göze çarpıyor. 45 milyar USD hacmi olan
Türkiye Lojistik Pazarı’nda 2000’den fazla irili ufaklı firma
faaliyet gösteriyor. Verimlilik/karlılık ve işletme sermayesi
konularının bundan sonra önem büyümeden daha önde
olacağını düşünüyoruz.
Şu anda sektör büyüklüğü açısından istediğimiz noktaya
gelmemiş olsak da, özel sektör ve devletin iş birliği içinde
çalışmasıyla umduğumuzdan da iyi bir seviyeye gelebileceğimize olan inancımız tam. Türkiye’nin karayolu, demiryolu
ağına daha fazla yatırım yapılması gerekmektedir. Denizyolunda da özellikle önemli ihracat çıkış merkezlerimiz olan
İstanbul, İzmir ve Mersin’deki limanlarımızın büyütülmesi,
bu limanlara Anadolu’da üretilen ihraç ürünlerinin de daha
hızlı ve az maliyetlerle ulaşabilmesi sağlanmalıdır.”
G
ümrük mevzuatlarında yeni düzenlemeler ışığında
araçlarımız gümrüklerde 1 gün kadar bekliyorlar.
Almanya gibi gelişmiş ülkelerde ihracatı desteklemek için
basitleştirilmiş gümrük prosedürleri bulunuyor. Beyan
usulü, sonradan yapılan denetimlerle araçlar fiziksel
muayeneye tabi tutulmadan yola çıkabiliyor. Bizde fiziksel muayene için şehir içinde kalan Halkalı ve Erenköy
gümrüklerine ulaşım, trafik yoğunlukları ve gecikmeler,
gümrüklü sahadaki araç yerlerinin yetersizliği, kuyruk ve
sıralar, bu işlemlerden ötürü araçların yaktığı akaryakıt
ve bunlarla ilgili dolaylı giderler lojistik şirketlerini maliyetler açısından zorlamaktadır. ATR ve Menşei belgeleri
için gümrük lokasyonları yakınında odaların irtibat ofisleri kurulmalıdır. Artan ihracat kapasitesi ile birlikte hem
şirketler hem de devlet kurum ve kuruluşları nezdinde
artan bir personel ihtiyacı bulunmaktadır. Bu personel
yabancı dili kuvvetli; sektör deneyimi olan ve teknolojiyi
efektif kullanabilen insan gücünden oluşmalıdır.
Bu ihtiyaca cevap verebilmek için son dönemlerde
lojistik yüksekokulları, fakülteler ve eğitimlerine ağırlık
verilse de mevcut durumda ihtiyaca cevap vermek için
yeterli değildir.
73
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Borusan, Balnak’ı Satın Aldı
Lojistik sektörü, sektörün dinamiklerini değiştiren çok önemli bir satın almaya sahne oldu.
B
orusan Lojistik, Türkiye’nin önde gelen lojistik
şirketlerinden Balnak’ın hisselerinin tamamını satın
almak için Kasım ayında anlaşma imzaladı. Satın alma
Rekabet Kurumu tarafından onaylandıktan sonra Borusan
Lojistik, satış gelirleri açısından Türkiye lojistik sektörünün
lider kuruluşu olacak.
rilmesinde önemli bir adımdır” dedi. Borusan Lojistik Genel
Müdürü Kaan Gürgenç ise “Biz, hızlı büyüyen, sektöre şekil
veren lider bir şirket yaratma hedefi ile yola çıktık. Bu satın
alma stratejik büyümemizi güçlendirecek, bölgesinin önde
gelen küresel oyuncularından biri olma yönünde önemli
mesafe kat edecek” dedi.
İKİ ŞİRKETİN CİROSU 600 MİLYON DOLAR
1986 yılında kurulan Balnak Lojistik kara, hava, denizyolu
ve demiryolu taşımacılığı ile antrepo hizmetleri veriyor. Hızlı
tüketim, perakende, tekstil, otomotiv, kimya ve petrokimya
gibi Türkiye’nin birçok lokomotif sektörüne hizmet sunan
Balnak, 2011 yılında 200 milyon doların üzerinde ciro elde
etti. Borusan Lojistik ve Balnak Lojistik'in toplam gelirleri
2012 itibarı ile 600 milyon ABD doları seviyesine erişmiş olacak, 4 binin üzerinde kişiye istihdam sağlayacak ve 10 binin
üzerinde müşteri ile sektöre yön verecek.
KÜRESEL OYUNCU OLACAĞIZ
Borusan Holding CEO’su Agah Uğur, “Borusan Grubu
faaliyet gösterdiği bütün iş dallarında bir adım önde olma
vizyonu ile liderliği hedefliyor. Borusan Lojistik'in Balnak’ı
satın alması lojistik işimiz için bu stratejimizin hayata geçi-
O
Otomotiv Lojistiğinde
35 Yıllık Deneyim; Me-Par
tomobil fabrikalarına oto taşıma, depolama ve
yedek parça lojistiği hizmeti veren Me-Par Nakliyat,
2011 yılında 225 bin aracı alıcısıyla buluşturdu.
ME-PAR Nakliyat A.Ş. Genel Müdürü Vural İştay, sektör
ve firmalarıyla ilgili bilgiler verdi. İştay, “Gürsoy Şirketler
Grubu’nun en köklü kuruluşlarından biri olan ME-PAR Nakliyat
1976 yılında kuruldu. Sektörün en
eski şirketlerinden biriyiz. Filomuzda 219 oto taşıma ve 90 civarında
yedek parça taşıma aracımızla
300’ü aşkın bir filoya sahibiz” dedi.
225 BİN ARAÇ TAŞIDI
İstanbul’daki genel müdürlük
Vural İştay
dışında, Bursa Demirtaş Organize
Sanayi Bölgesi’ndeki Oto Lojistik Merkezi ve Kocaeli Gölcük’te tesisleri bulunduğunu
belirten Vural İştay, “Yıllık ciromuz 100 milyon lira ve her
yıl yüzde 5-10 aralığında artışımız oluyor. Biz firma olarak
her yıl 10-15 yeni aracı filomuza katıp, eski araçlarımızı
değiştiriyoruz. Yüzde 65 oto lojistiği yapıyor, Tofaş ve Ford
74
1973 yılında kurulan Borusan Lojistik, 2000 yılından bu yana "entegre lojistik
hizmet sağlayıcı" olarak Türkiye Lojistik Hizmetleri, Liman, Uluslararası
Taşımacılık ve Yabancı Ülkeler Lojistik Hizmetleri olmak üzere dört stratejik
alanda hizmet veriyor. Gemlik Borusan Limanı da 2012 yılında başlayan ve
yatırımlar sonrasında 450 metrelik lineer rıhtımı 615 metreye uzatılacak.
bayilerine yedek parça taşıyoruz. 2011 yılı içerisinde 225
bin aracı alıcısıyla buluşturduk” şeklinde konuştu.
HER GEÇEN GÜN KARLILIK YİTİRİLİYOR
Sektörle ilgili değerlendirmelerde de bulunan Vural İştay, Türkiye’de taşımacılığın çağdaş
ve kurumsal bir yapıya kavuşturulması ve disipline edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sektörün her geçen
gün karlılığını yitirdiğini vurgulayan
İştay, “Akaryakıtta sürekli yaşanan
artış ve personel maliyetleri, karlılığı
azaltıyor. Müşterilerimizin fiyat
indirimi isteğini yapan firmalar
da var ve haksız rekabet oluşuyor.
Sektörün büyük sorunlarından
birisi de kalifiye eleman bulmanın
her geçen gün zorlaşması” dedi. İştay, taşıma yapan
araçlarının kasa yüksekliğinin 30 santim azaltıldığını ve 4
metreye çekildiğini belirterek, “Bu durum bizi, ihracatçı ve
ithalatçıyı, çekicileri, TIR park alanlarının hepsini etkiliyor,
ek maliyetler getiriyor^şeklinde konuştu.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Sektörün Yeni
Aktörü SFR
L
Ceva, Bursa’da
Entegre Tesis
Yatırımı Yapıyor
C
eva Lojistik Inbound Operasyonları Yöneticisi Zafer Ahmetoğlu, 2012’yi durgun ekonomik koşullarla bitirdiklerini ancak 2013’ten umutlu olduklarını söyledi. Türkiye’nin
lojistik çözüm anlamında Avrupa’dan çok ileride olduğunu
belirten Ahmetoğlu, “Müşteri profiline bağlı özel çözüm
üretmede çok esnek çalışmalar yapılabiliyor. Kanuni altyapı, lojistik tanımı gibi konularda gelişmeye devam etmeliyiz.
Bence sektördeki önemli konular, araçlar ve taşıyıcılar ile
ilgili kanuni kuralların oturmamış olması, yetişmiş personel ve
lojistik kavramının (eskiye göre
çok iyi olsa da) tam olarak oturmamış olması. Ancak mevzuat sıkıntıları ile ilgili olarak çalışmalar
devam ediyor. Yetişmiş personel
konusunda da ilerlemeler var,
üniversitelerde bölümler açıldı,
mezunlar veriliyor. Ancak, verilen eğitim ile sektörde gereken
Zafer Ahmetoğlu
bilgiler arasındaki fark henüz çok
büyük” dedi.
BURSA’DA POTANSİYEL BÜYÜK
Bursa’nın lojistik sektörü için önemli rol oynadığını
belirten Zafer Ahmetoğlu, “Ancak özellikle OSB’lerde lojistik
faaliyet çalışma izinlerinin verilmemesi firmaları sıkıntıya sokuyor” dedi. Ceva Lojistik markasının 2011 yılsonu
verilerine göre 640 milyon lira ciro ile Türkiye’nin en büyük
lojistik firmalarından biri olduğunu vurgulayan Ahmetoğlu,
“Ceva Lojistik adına yaklaşık 2.000 araç çalışıyor. 650 bin
metrekare depo ile müşterilerimize hizmet veriyor, 6 bin
kişi istihdam ediyoruz. 2013’te de son 10 yılda olduğu gibi
büyüme ana stratejimiz. Bursa özelinde detayını şu anda
açıklayamayacağım, Ceva dünyasında ilk kez Bursa’da yapılmakta olan bir proje üzerinde çalışmalarımız sona ermek
üzere. 2013 yılının ilk çeyreğinde proje devreye alınacak. Bu
proje ile hem Bursa hem de sanayiciler için çok önemli bir
entegre lojistik çözümü hayata geçmiş olacak” dedi.
76
ojistik sektörünün yeni
aktörlerinden birisi 2012 yılı
Şubat ayında Bursa merkezli
kurulan SFR Lojistik Firmasının
Satış ve Pazarlama Sorumlusu
Fırat Yıldız, firma ve sektörle ilgili
değerlendirmelerde bulundu.
Sektörde kalifiye elemana verilen
önemin artması gerektiğini
belirten Yıldız, “Nitelikli iş gücü
en önemli sorun. Lojistiğin sadece
taşımacılık olmadığını, firmaların
dış ticaretini kolaylaştırmak ve
Fırat Yıldız
tamamlamak olduğunu kabul ederek onlara ulaşmak ve
birlikte çalışmak; işi severek yapacak kalifiye personel ile
kolayca ulaşılabilecek bir durumdur. Yeniliklere bu kadar
açık bir sektörde, klasik yaklaşımlar ile sorunlar yumağı
oluşturmak yersiz” dedi.
Bursa’nın sektör olarak olumsuz etkilendiği bir durumu
İstanbul’a yakın olması olarak gösteren Yıldız. “Biz SFR
olarak problemleri aşma konusunda çalışmalar içerisinde
bir firmayız. Özellikle Ro-Ro taşımacılığını hedef aldık ve bu
yönde çalışmalarımızı geliştirmekteyiz. Deniz ve hava başta
olmak üzere, forwarding seçenekleri sunuyoruz.Yeni yılda,
konteyner taşımacılığında sunacağımız ekstra seçenekler
ile bu yönde iş hacmimizi geliştirmek hedefimiz” dedi.
Akaryakıt Zamları
En Büyük Sorun
B
ursa-İstanbul arasında kargo
taşımacılığı yapan Çalışkan
Kargo, 2010 yılında Çalışkanlar
Lojistik ile lojistik sektöründe de
bir aktör oldu. Firma Yönetim
Kurulu Başkanı Adem Çalışkan,
lojistiğin önümüzdeki yıllarda da
Türkiye'nin yıldızı parlayan sektörü olacağını belirterek, “Karayolu
ile ilgili AB uyum yönetmeliği
sektörü etkileyecek. Biz kuralları
doğru buluyoruz, araçlarımızı
Adem Çalışkan
değiştiriyoruz. Ancak sektör olarak
en büyük sıkıntımız akaryakıta yapılan ve sürekli hale
gelen zamlar” dedi. Firma olarak büyümeye devam etiklerini söyleyen Çalışkan “2012’yi ciroda yüzde 20 artışla
kapatıyoruz. 2013’te hedefimiz yüzde 35. 1200 metrekarelik alana ulaşıp depolama hizmeti de vermeye başladık.
Bünyemize 2 tır, 3 kamyon, 9 adet kamyonet kazandırdık
ve 24’ten 35 personele çıktık. Manuel yönetime son verip
teknolojik programlara geçtik” şeklinde konuştu.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Barsan Global Lojistik
Yeni Yatırımlarla Büyüyor
Sektörün güçlü firmalarından birisi olarak lojistiğin tüm gereklerini yerine getiren Barsan Global Lojistik, 2012’de ticari açıdan önemli 50 lokasyondaki yatırımlarını tamamlıyor ve geleceğe umutlu bakıyor.
1
982 yılında kurulan
2000’den fazla çalışanı
ve 600’ün üzerinde araç
filosu ile Barsan Global Lojistik
ve Gümrük Müşavirliği A.Ş.
sektörün gelişmesine umutla
bakıyor. Türkiye'nin toplam
ticaretinin %10'luk bir kısmında pay sahibi olan BGL geldiği
noktada, yurt dışında ticari
açıdan önemli 50 lokasyonda
devam eden yatırımlarını da
2012 senesi sonunda tamamlıyor.
LOJİSTİĞİN GEREKLERİNİ
YAPIYOR
Barsan Global Lojistik Güney
Marmara Direktörü Erkan
Çelik, hizmetleri konusunda
şunları söyledi: “Barsan olarak
lojistiğin tüm gereklerini yerine
getiriyoruz. Tek çatı altında ve
hatta tek bir müşteri grubunda
bunu sağlıyoruz. Kara-hava-deniz ve tren taşıması, kombine taşıma ve ağır proje taşımaları, gümrüklü/gümrüksüz
depolama, stok yönetimi ve gümrük müşavirlik hizmetlerini sağlıyoruz. Müşteri portföyümüz içinde OEM’ler başta
olmak üzere tüm otomotiv sanayi, tüm makine-yedek parça
üreticileri, tekstil ve tarım-gıda sanayi önemli yer tutuyor”
değerlendirmesini yaptı.
BURSA’DA EKSİKLER VAR
Barsan olarak Bursa’da yaklaşık 100 dönüm bir alan
üzerinde Mudanya ve Bursa gümrüklerine bağlı antrepoları,
gümrüksüz lojistik planlama alanı, ihracat deposu, geniş
araç parkımız ile üç katlı idari binada hizmet ürettiklerini
söyleyen Çelik, “Gümrük hizmetleri, Tüm Avrupa-Orta Doğu,
Türk Cumhuriyetleri ve Rusya için kara taşımaları ve çok
ciddi miktarda da deniz ve hava taşıma hizmetleri sağlıyoruz.
Her şart altında koşulsuz bir müşteri memnuniyeti en önemli
amacımız” şeklinde konuştu.
Gerek sanayi üretim ve istihdamı gerekse ithalat/ihracat
78
dengesi açısından Bursa’nın sektör içinde oldukça büyük bir
önem taşıdığına değinen Erkan Çelik, “Deniz taşıması konusunda çok büyük bir sorun olmamakla birlikte kara taşımasında İstanbul ile kıyaslandığında maliyet anlamında daha
şanssızız. Bursa için özellikle tren yolunun bulunmaması da
ayrı bir eksiklik oluşturuyor” dedi.
BGL’NİN YENİ YATIRIMLARI
Barsan’ın yatırımlarına da değinen Çelik, “Bursa Lojistik
Merkezindeki ek yatırımlar dahil bu yıl içinde de çok sayıda
yeni yatırım yaptık. Yurt içinde geçici depolama alanları
ve antrepolar açtık. Yurt dışında da başta Almanya olmak
üzere, Slovakya ve Güney Kore’de yatırımlarımız oldu. Araç
filomuzu da sürekli yenilemeye devam ediyoruz. Bunun yanında Hindistan, Rusya, Brezilya ve Avrupa’da yeni yatırım
planlarımız mevcut. ABD, Almanya, Çin, Hong Kong, Fransa,
İspanya, İngiltere, Macaristan, İtalya, Slovakya, Güney Kore,
Özbekistan Lojistik Merkezlerine yenilerini ekliyor, Bulgaristan, İsveç, Romanya. Belçika, Hollanda, Güney Afrika gibi
ülkelerde olacağız” şeklinde konuştu.
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
BU YIL İŞ HACMİ ARTTI, KARLILIK AZALDI
2012’de iş kapasitesindeki artışların biraz karlılığın gölgesinde kaldığını ifade eden Erkan Çelik, “Sene sonu itibari
ile % 15 civarında bir ciro artışı yakalanacak gibi görünüyor.
2013’ün daha olumlu bir yıl olmasını bekliyoruz. Özellikle
Ortadoğu’da yaşanan sorunların bir nebze daha düzelmesi
ve petrol fiyatlarının gerilemesi ile birlikte daha olumlu bir
hava yaşanacaktır.
Sektör açısından 2012’nin parlak bir yıl olduğunu söylemek fazla iyimserlik olur. Kısa vade içinde, ciro artışlarına
rağmen karlılığın gerçekleşmemesi bir nebze tolere edilebilir.
Fakat bunun uzun süre içinde bu şekilde devam etmesi yaşanan sıkıntıları daha da büyütecektir. Türkiye’de lojistiğin
2012 yılında da büyüme trendini sürdürdüğünü söyleyebiliriz. 2011’de öngörülen hedefleri ciro anlamında yakaladığımız görünüyor. Bunun karlılığa da aynı oranda etki etmesini
bekliyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Petrol Fiyatları
Büyük Sorun
B
arsan Global Lojistik Bursa Yöneticisi Erkan Çelik, sektörel
değerlendirmesinde, yaşanan en büyük sorunları şöyle
sıraladı: “Petrol fiyatlarındaki artış, karlılıktaki düşüş, mali
açıdan firmaların teşviklerden yoksun olmaları lojistik sektörü firmalarının en önemli sorunlarıdır. Türkiye’de gerçekten ciddi bir potansiyel ve güçlü firmalar mevcut. Yaşanan
sorunlarda daha fazla birlikte hareket etmelerinin faydalı
olacağı kanaatindeyim. Özellikle başta yakıt maliyetlerindeki
artışların fiyatlara mutlak surette yansıtılması gerekiyor.
Aksi halde bir çok firma bu konuda destek alacağı, iş birliği
içinde olacağı bir partner bulmak konusunda ciddi sıkıntılar
yaşayacak. Maalesef hala ayakta kalmayı sadece fiyat kırmaya bağlayan şirketler var. Ayrıca lojistik firmalarının artık
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına ve ileri teknolojiye çok
daha fazla önem vermesi gerekiyor. Coğrafi açıdan Türkiye
iyi bir konumda ancak, son zamanda Ortadoğu’da yaşanan
gelişmeler sektörü olumsuz etkiledi.”
PROJE
TAŞIMACILIĞININ
ÖNEMİ ARTIYOR
D
ünyada proje taşımacılığı giderek önem kazanıyor. TLS Lojistik ve Merkezi İngiltere’nin Manchester şehrinde bulunan global partnerleri Tuscor
Lloyds proje taşımacılığının önemli aktörlerinden…
TLS Lojistik ve Tuscor Lloyds yetkilileri, iki yıldır süren
işbirliklerini güçlendirmek adına İngiltere’de bir araya
geldi. TLS Lojistik’i Genel Müdür yardımcısı Aykut
Yakalı “Acente hizmeti verdiğimiz partnerimiz Tuscor
Lloyds’un İngiltere’deki genel merkezinde yaptığımız
görüşmeler çok verimli geçti. Yeni işbirliği alanlarını
ve fırsatları konuştuk. Yıllık 2 bin konteyner kapasiteli
işbirliğimizi önümüzdeki yıl %50 artırmayı kararlaştırdık. Global ölçekte yeni işbirlikleriyle faaliyet alanımızı ve hizmet verdiğimiz müşteri sayısını artırmayı
hedefliyoruz” dedi.
İki şirket, dünyanın çeşitli ülkelerinde proje taşımacılığı yapıyor. Çalışmalarının odağında enerji sektörü
yer alıyor. Örneğin, 100 tonluk rüzgâr güllerinin Çin’in
Şangay şehrinden Mersin’e, tek parça hâlinde nakledilmesi işini birlikte gerçekleştiriyorlar. TLS ve Tuscor
Lloyds’un özellikle Hong Kong’da verimli yürüyen bir
işbirlikleri bulunuyor. Kuzey Amerika, İngiltere ve
Meksika’da da partnerlik ilişkisi yürüyor.
2013’TE İLK DURAK BELGRAD
Y
urt içinde ve yurt dışında uçuş ağını genişletmeye
devam eden Pegasus Hava Yolları’nın 2013 yılında
uçuşlarına başlayacağı ilk destinasyonu Belgrad oldu.
Pegasus Hava Yolları’nın uçuş ağına eklenen 26. ülkedeki 62. destinasyonu olan Belgrad uçuşları 1 Şubat
2013 tarihinden itibaren Salı, Perşembe, Cuma ve Pazar günleri Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan karşılıklı
olarak gerçekleşecek. Belgrad uçuşlarının biletleri,
49.99 Euro’dan başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.
79
LOJİSTİK ve TAŞIMACILIK
Pamukkale Turizm’de
Havayolu Fiyat Sistemi
Pamukkale Turizm, 50.Yılında gerçekleştirdiği birçok kampanya ve yeniliğe
dinamik fiyatlandırma dönemi ile basamaklandırılmış fiyat sistemini de ekledi.
H
Mustafa Özdalgıç,
avayollarının
fiyatlandırma
sistemine benzer bir
mantıkla çalışan dinamik
fiyatlandırma sisteminde,
otobüs biletini erken alan
yolcular fiyat avantajından
faydalanıyor. “Hemen Al”
ve “FırSaat” olarak iki farklı
şekilde sunulan kampanyanın Hemen Al seçeneğinde,
her sefer ve her güzergahta
bulunan otobüslerin ilk 12
koltuğu fiyat avantajlı olarak
satışa sunuluyor. Basamaklı
fiyatlandırma sistemi ile her otobüste koltuklar satıldıkça
fiyat kademeli olarak artıyor. Satılan 12.koltuk sonrası tüm
koltuklar normal satış fiyatına dönüyor. Havayollarına kıyasla en büyük fark ise, otobüsteki hiçbir koltuk normal fiyatın
üzerine çıkmıyor.
“FırSaat” kampanyasında ise, sefer saatlerinin özel olarak
belirlenmiş olması ve fiyat avantajlı koltuk kontenjanının
daha fazla olmasından dolayı, daha çok yolcuyu memnun
ediyor. Hemen Al mantığıyla çalışan sistemde, FırSaat seferlerinde ilk 16 koltuk en uygun fiyatla satışa açılıyor. FırSaat
seferlerini, online işlemler sırasında yolcular
özel logosuyla rahatlıkla görebiliyor.
ÖZDALGIÇ: YENİLİKLERİMİZ SÜRECEK
Pamukkale Turizm Genel Müdürü
Mustafa Özdalgıç, yeniliklere açık bir firma
olarak dinamik fiyatlandırma dönemine
geçtiklerini belirterek, “Yolcularımıza, erken
seyahat planları sonucunda fiyat avantajı
ile bilet alabilecekleri bir sistemi sunuyoruz. Ayrıca FırSaat ile
günümüzde her sektörde görmeye alıştığımız fırsat ürünleri oluşturduk. İki sistemin en önemli ortak özelliği hiçbir
koltuğumuz normal fiyatın üzerinde satışa çıkarılmaması.
50.yılımızda yeniliklere devam edeceğiz” dedi.
Pamukkale ayrıca, sektöre Yanmaz Bilet ve Taksitli Satış
gibi yeni uygulamalar getirdi. Yanmaz bilet ile otobüs kaçırmak sorun olmaktan çıkıyor. Bilet ücretine göre 1-3 lira fark
alınarak, kaçırılan otobüsün bileti yanmıyor. 50 lira üzeri
biletlerde çeşitli kredi kartlarına 5 taksit imkanı da sunuluyor.
Özdağlı, 2012’de İki Kat Büyüdü
1
981 yılında kurulan Özdağlı Lojistik, 2012 yılını
yatırım ve büyümeyle geçirdi. Genel Müdür İbrahim
Doğan, büyüyen bir ekonomi olarak Türkiye’de
geleceğin en önemli sektörünü lojistik olarak gördüğünü
belirterek, “Lojistik anlamında Avrupa ve Japonya gibi
ileri düzeydeki organizasyonları yakalayabiliriz. Bunun
için devletin yatırımları ve desteğinin büyük önemi var.
Güçlü yanımız karayolu taşımacılığımız çok gelişti. Her
yere istediğimiz an kamyon-tır temin ediyoruz. Ancak,
deniz, havayolu ve en önemlisi demiryolu başta olmak
üzere bir sanayi merkeze olan Bursa çok zayıf. Bu eksiklerin giderilmesi gerek. O zaman lojistikte de marka kent
olur” dedi.
GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR
Sektörün geleceğine inanıp bu doğrultuda yatırımlar
yaptıklarını vurgulayan İbrahim Doğan, “80 araçlık filomuz ile bu yıl beklediğimiz büyümeyi gerçekleştirdik. Yılı
yatırımla geçirdik ve her ay filomuza yeni araçlar kattık.
Bu yüzden bizim açımızdan 2012 yılında iki kat büyüme
80
oldu diyebilirim. Bursa tekstilin ve otomobilin başkenti.
Bu yüzden tekstil ve otomotiv ağırlıklı büyüyoruz. Kapalı
ve açık araç, komple veya parsiyel olarak sunuyoruz.
Komple hizmette Türkiye’nin her yerine, parsiyelde ise
İstanbul, Çorlu, Denizli, Kocaeli, Adapazarı, Düzce ve
Yalova illerine karşılıklı ambar hizmeti sunuyoruz. Günümüzde sektörün en büyük sorunu ise motorin fiyatlarındaki yükselme başta girdi maliyetlerinin artışı” şeklinde
konuştu.
MAKALE
KURTULUŞ AKDENİZ / MALİYE BAKANLIĞI, E.GELİRLER KONTROLÖRÜ, YMM / [email protected]
Şirketler Ortaklarına Yıl İçinde
Kâr Dağıtımı Yapabilir
K
âr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliği; 09.08.2012 tarih ve 28379 sayılı Resmi Gazete’de, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı tarafından yayınlanmıştır.
Hatırlanacağı üzere, 05.05.2012 tarihli Resmi Gazete’de ise
Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan (6) Seri No.lı Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile avans kâr payı dağıtımı
hakkında düzenlemeler yapılmıştı.
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirketler
ile ilgili hükümlerin düzenlendiği dördüncü kısımda yer alan
509. maddesinde avans kâr payı dağıtımına ilişkin düzenleme
yapılmış bulunmaktadır.
Söz konusu düzenlemenin detayları ise Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’nın tebliği ile açıklanmıştır. Aşağıda Avans Kâr Payı
Dağıtımı hakkında bilinmesi gerekenler özet bir şekilde ele
alınmıştır.
AVANS KAR DAĞITIMI NEDİR?
Avans kâr payı dağıtımı, işletmelerin geçici vergi dönemlerinde elde ettikleri net kârın dönem sonunda yapılacak kâr
dağıtımına mahsuben önceden yapılan kâr dağıtım işlemidir.
AVANS KAR DAĞITIMI NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRMİŞTİR?
Sermaye Piyasası Kanununa tabi olmayan şirketlerin
dönem içinde avans kâr dağıtımına yönelik usul ve esasların
belirlendiği yönetmelik Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca 9
Ağustos 2012 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
girmiştir.
AVANS KAR DAĞITIMI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR NELERDİR?
Söz konusu yönetmeliğe göre gerekli şartlar şunlardır;
- Şirketin 1. 2. ve 3. Geçici vergi dönemlerinde kâr etmiş
olması
- Şirket Genel Kurulunca avans kâr payı dağıtım kararı
alınmış olması gereklidir.
AVANS KAR PAYI TUTARININ BELİRLENMESİ
Yönetmeliğe göre, dağıtılacak olan avans kâr payı tutarına
ulaşmak için şirketin ilgili geçici vergi dönem kârından aşağıdaki unsurların indirilmesi gerekmektedir.
82
- Şirketin varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı
- Vergi fon ve mali karşılıklar
- Kanun ve esas sözleşme uyarınca ayrılması gereken
zorunlu yedek akçeler
- Varsa imtiyazlı pay sahipleri için ayrılacak tutarlar
- Varsa intifa senedi pay sahipleri için ayrılacak tutarlar
- Varsa kâra katılan diğer kimseler için ayrılacak tutarlar
AVANS KAR PAYI DAĞITIMINA YÖNELİK GENEL KURUL
Avans kâr payı dağıtımına yönelik Genel Kurul ile ilgili
aşağıdakilerin bilinmesi gerekmektedir;
- Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde sermayenin en az dörtte birini karşılayan pay sahiplerinin hazır olması gerekmektedir. Oyların çoğunluğunun kâr
payı avansı dağıtılması yönünde kullanılması gerekmektedir.
-Limited şirketlerde ise oyların salt çoğunluğunun kâr payı
avansı dağıtılmasına yönelik kullanılması gerekmektedir.
Yukarıdaki şartlara uymadan alınacak olan avans kâr payı
dağıtımı kârarının hukuki bir geçerliliğinin bulunmayacağı
tabiidir. Dolayısıyla, şirket genel kurulunca alınacak olan
kâr payı dağıtım avansı ile ilgili kararda oy çoğunluğu ile bu
kararların alınması gerekmektedir.
Yönetim kurulu kararı ile avans kâr dağıtımı yapılamayacağını önemle hatırlatmak isteriz.
KARARDA BELİRTİLECEK ZARURİ BİLGİLER
Yönetmeliğe Göre Genel Kurul Kararında Belirtilmesi Gereken Zaruri Bilgiler Aşağıdaki Gibidir;
- Dağıtılacak olan kâr payı avansını karşılayacak bir
dönem net kârı oluşmadığı takdirde, net dönem kârını aşan
kâr payı avanslarının varsa önceki yıla ait olan ve bilançoda
kayıtlı bulunan serbest yedek akçelerden karşılanacağı, ancak buna rağmen serbest yedek akçelerinde dağıtılacak olan
kâr payı avansını karşılamaması halinde fazladan ödenmiş
olan kâr payı avanslarının yönetim kurulunun ihtarı üzerine
ortaklar tarafından şirkete iade edileceği,
b. Kâr payı avansının dağıtıldığı hesap döneminde zarar
oluşması durumunda;
- Varsa önceki yıla ait olan ve bilançoda kayıtlı bulunan ge-
MAKALE
KAR PAYI AVANSLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
Yıl içinde ortaklara dağıtılacak avans kâr payı dağıtımlarının nasıl vergilendirileceği ile ilgili olarak yayımlanan 6 Seri
Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği İle 1 Seri Nolu Kurumlar
Vergisi Genel Tebliğinin 15.6.6 Avans Kâr Payı başlıklı bölümü
tekrar düzenlenmiştir.
Gümrük ve Ticaret bakanlığı Tarafından 9 Ağustos 2012
tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Kâr Payı Avansı
Dağıtımı Hakkında Tebliğ” çerçevesinde dağıtılacak olan kâr
payı avansının vergilendirilmesi yukarıda da bahsetmiş olduğumuz üzere 1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin
15.6.6. Avans Kâr Payı Dağıtımı başlıklı bölümünde yer alan
düzenlemeler çerçevesinde yapılacaktır.
Bilindiği üzere kâr payı dağıtımlarında elde edilen gelir
şirket ortakları tarafından takip eden yılın Mart ayında
Gelir Vergisi Beyannamesinde Menkul Sermaye İradı geliri
olarak beyan edilmek suretiyle vergilendirilir. Elde edilen
kâr payının yarısı gelir vergisinden istisnadır. Kalan yarısı
ise G.V. Kanunu 103. maddedeki tarife uygulanmak suretiyle
vergilendirilir.
Kâr payı dağıtımı esnasında kesilen yüzde 15 stopaj, şirket
ortağı tarafından Mart ayında verilecek olan beyannamede,
hesaplanan vergiden mahsup edilir. Mahsup edilecek tutar
hesaplanan vergiden yüksek ise vergi iadesi doğacaktır. Söz
konusu iade ise bir dilekçe ile talep edilebilecektir.
İlhan Parseker
B
İbrahim Burkay
AVANS ÖDENMESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
- Dağıtılacak kâr payı avansları ortaklara payları oranında
ödenir
- Dağıtılacak olan kâr payı avansı kârdan imtiyazlı paylara
imtiyaz dikkate alınmadan ödenir
- Ortakların ödenmemiş sermayesi dışında şirkete herhangi bir şekilde borçlu olmaları halinde söz konusu borç öncelikli
olarak ortağa ödenecek avans kâr payı dağıtımından mahsup
edilir.
Bir Hesap Dönemi İçinde Kâr Payı Avansı Dağıtıp Sermaye
Artırımı Gerçekleştiren Şirket Tekrar Aynı Hesap Döneminde
Kâr Payı Avansı Dağıtmak İsterse Aşağıdaki Esaslara Uymak
Zorunda
- Sermaye artırılması gerçekleştikten sonra yapılacak olan
ilk kâr payı avansı ödemelerinde şirkete yeni ortak olanlara
öncelik verilir,
- Bu öncelik ise, eski ve yeni ortakların dönem içerisinde
her pay için aldıkları toplam kâr payı avans tutarları birbirlerine eşitleninceye kadar devam edecektir.
- Bu eşitlik sağlandıktan sonra kalan kâr payı avans tutarı
ortaklara mevcut payları oranında ödenir.
BTSO’da Seçim
Süreci İşliyor
ursa Ticaret ve Sanayi Odası
(BTSO) seçimleri için geriye sayım başladı. Nace kodlamaları için
üyelere bildirimler yapıldı. Şubat
veya mart ayında yapılması beklenen seçimle ilgili prosedür devam
ederken, Bursa’da başkanlık
için iki isim konuşuluyor. Henüz
erken olmakla birlikte, başkanlık
yarışında; halen BTSO Meclis
Başkanı TOBB Sayman Üyesi İlhan
Parseker ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı, TİM Denetim
Kurulu Üyesi İbrahim Burkay’ın
olacağı belirtiliyor.
Otomotiv İhtisas OSB
İçin Çalışma Başladı
T
ürkiye’de otomotiv sektörünün kalbinin attığı önemli bir
merkez olan Bursa’da, Otomotiv
İhtisas Organize Sanayi Bölgesi
için çalışma başlatıldı. Uludağ
Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları
Birliği (OİB) önderliğinde yürümesi planlanan proje için Bursa
Valiliğine talep dosyası sunuldu. OİB Başkanı Orhan
Sabuncu, sürecin henüz başında olduklarını ancak
ulaşım imkanları, işgücünün götürülmesi gibi etkenler nedeniyle Karacabey civarında yeni otoyol, hızlı
tren ve limanlara yakın bir lokasyon öngördüklerini
söyledi. Bursa Valiliğinin, 290 hektar alan öngörülen
dosyayı inceledikten sonra OİB ve sektör temsilcileri
detaylar için masaya oturması bekleniyor. Bursa’da
halen sicil almış üçü ihtisas 13 OSB bulunuyor.
Orhan Sabuncu
nel kanuni yedek akçeler ile serbest yedek akçelerin öncelikli
olarak oluşan zararın mahsubunda kullanılacağı, ancak bunların oluşan zararı karşılayamaması halinde dönem içinde dağıtılan kâr payı avanslarının tamamının yönetim kurulunun
uyarısı üzerine şirket ortakları tarafından iade edileceği,
- Genel kanuni yedek akçeler ile serbest yedek akçelerin,
oluşan dönem zararından mahsubu sonrasında bakiye serbest
yedek akçe tutarının dağıtılan kâr payı avanslarından indirileceği, indirim işlemi sonucunda dönem içinde dağıtılan kâr
payı avansı tutarının bakiye serbest yedek akçe tutarını aşması halinde ise aşan kısmının yönetim organının ihtarı üzerine
ortaklar tarafından şirkete iade edileceği belirtilmelidir.
Yönetmek Sanattır
B
ursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda iş dünyasını “Yönetmek Sanattır-Yaptıklarım Yapamadıklarım”
temasıyla bir araya getiren Türkiye İnsan Yönetimi
Derneği (PERYÖN) 5. Yönetim Zirvesi’nde kapsamında
yönetimdeki yanlışlar ve başarıya giden yolda yapılması gerekenler de ele alındı. Aralık ayındaki panelin
ikinci bölümüne, Fistaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim
Kurulu Üyesi İlhan Sarı, Bursalı Havlu Yönetim Kurulu
Başkanı Fuat Bursalı, Özgümüş Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Mete Tetik katıldı.
83
STK
BUGİAD
Orhangazi Üniversitesi
İle Dil Eğitimi
B
RUMELİSİAD
Balkan Ekonomi
Zirvesi Yapıldı
B
aşbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları
Başkanlığı’nın Balkan Savaşlarının 100. yılı etkinlikleri
kapsamında Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle
düzenlenen ‘RUMELİSİAD Uluslararası Balkan Ekonomi
Zirvesi’, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katılımıyla
Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi yapıldı. Zirve ile 12
Balkan ülkesi arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Zirveye, Arnavutluk, Bosna
Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya, Romanya,
Slovenya, Sırbistan, Kosova, Karadağ ve Yunanistan’ın
ekonomiden sorumlu bakanlık temsilcileri katıldı.
2 MİLYON TÜRK YAŞIYOR
Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç, Türkiye’nin Balkanlara
yönelik politikasının ortak tarih ve müşterek vizyonla şekillendiğini söyledi. Türkiye’de 20
milyona yakın balkan kökenli
insanın yaşadığını, yaklaşık
2 milyon kadar Türk’ün de
Balkanlar’da yaşamını sürdürdüğünü kaydeden Arınç
şunları söyledi: “Ticari ve ekonomik ilişkilerin gelişmesi
Türkiye için sadece tarihten kaynaklanan eğilim ya da yeni
pazarlardan yararlanmayı hedefleyen yaklaşım değil.
BALKANLARDA EKONOMİK DURUM
Bölgenin toplam nüfusu 70 milyon, 2011 yılında toplam
gayri safi milli hasıla ise 762 milyon dolar. Bölgenin 2011
yılında toplam ihracatı 184 milyar dolar, ithalatı 265 milyar
dolar. Ticaret hacmimiz her geçen gün gelişmekle birlikte
Türkiye’nin dış ticaretinde Balkanların payı düşüktür. 2002
de 2 milyar dolar olan ihracatımız 2011’de 4,5 kat artışla 8,5
milyar dolara ulaştı” diye konuştu.
Bursa Valisi Şahabettin Harput, Bursa Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Celal Sönmez, RUMELİSİAD Başkanı Mustafa Kırcı da günün kardeşlik, birliktelik ve işbirliği günü
olduğunu belirttiler. Balkanlardan gelen konuklar da ‘Bizi
birleştiren noktalar ayıranlardan fazla’ değerlendirmesini
yaptılar.
84
ursa Girişimci
İşadamları
Derneği (BUGİAD),
üyelerinin gelişimine katkıda bulunmak için Orhangazi
Üniversitesi ile ‘dil
eğitimi’ protokolü
imzaladı. BUGİAD
Başkanı Ali Fuat
Er ve Orhangazi
Üniversitesi Rektörü Recep İleri’nin imzaladığı dil eğitimi
protokolü imza töreninde BUGİAD’ın Üniversite-İş Dünyası
Komitesi üyeleri ve Orhangazi Üniversitesi öğretim üyeleri
de hazır bulundu. Özellikle İngilizce dil eğitiminin iş dünyası açısından çok önemli olduğunu dile getiren Er, “Aramızda
imzalanan bu dil eğitimi protokolü; iş dünyasına yalnızca
İngilizce eğitimi açısından değil, AR-GE yönüyle de kazanç
sağlayacaktır” dedi. İş adamlarının dil eğitimi iki kurdan
oluşacak ve iki ay sürecek.
TÜGİAD
TÜGİAD Bursa’dan
Ankara Çıkartması
T
ürkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Bursa Şubesi,
koordinasyon toplantısı için Ankara’ya gitti. TÜGİAD
Bursa Şubesi Başkanı Baran Çelik ve dernek üyeleri Ankara
Şubesi tarafından düzenlenen ve tüm şubelerin katıldığı
koordinasyon toplantısına katıldı. Etkinliğin ilk bölümünde
Anıtkabir ziyareti gerçekleştiren dernek üyeleri, Atatürk’ün
huzurunda saygı duruşunda bulunarak çelenk bıraktı.
Daha sonra TÜGİAD Toplantısına katılan Bursa üyeleri
burada genel konular hakkında fikir alışverişinde bulundu.
Toplantı, dünyanın en önemli ekonomistlerinden biri olarak kabul edilen Prof.Dr.Özgür Demirtaş’ın yaptığı ekonominin genel seyrine ilişkin sunum ile devam etti.
HABER
Tofaş’tan Tedarikçilerine Ödül!
Tofaş, “Birlikte Başarıyoruz” vurgusu ile 22 tedarikçisine 3 farklı kategoride ödül verdi.
T
ofaş’ın iş ortaklarının gösterdikleri farklı yaklaşım ve katkıların
değerlendirilmesiyle “Kalite ve
Performans”, “İşbirliği Geliştirme” ve
“Teknik Öneri” kategorilerindeki ödüller
sahiplerini buldu. 2006 yılından bu yana
aralıksız olarak gerçekleştirilen ödül töreni kapsamında, Tofaş’ın iş ortaklarının
gösterdikleri farklı yaklaşım ve katkıların
“Kalite ve Performans”, “Teknik Öneri”
ve “İşbirliği Geliştirme” kategorilerinde
değerlendirildi.
“Kalite ve Performans Ödülü” kategorisinde, tedarikçilerin sistem, proses ve
ürün kalitesi, teslimat ve yeni projelerdeki göstermiş oldukları performanslar
dikkate alınarak direkt malzeme, endirekt
malzeme, hizmet ve yedek parça tedarikçileri kendi kategorilerinde ödüllendirildi.
Bununla birlikte “Teknik Öneri Ödülü”
için yapılan değerlendirmede, tedarikçilerin teknik maliyet azaltma ve kalite
iyileştirme alanlarında verdiği öneri
performansları göz önünde bulundurularak, “İşbirliği Geliştirme Ödülü” kategorisi
kapsamında gerek yeni projeler gerek
mevcut üretimde Tofaş ile yakın işbirliği
içinde bulunan tedarikçiler ödüllendirildi.
Direkt Malzeme Kalite ve
Performans Ödülü
- Farba Otomotiv A.Ş
- Farplas A.Ş
- Matay A.Ş
- Orven Kauçuk Ltd. Şti.
- Şahinkul Makina A.Ş
- Tekersan A.Ş
- TI Otomotiv Ltd. Şti.
- Zatel A.Ş
Yedek Parça Performans Ödülü
- Bosch Sanayi A.Ş
- Valeo A.Ş
Endirekt Malzeme ve
Hizmet Performans Ödülü
- Gürsoy Me-Par A.Ş
- Omsan A.Ş
Teknik Öneri Ödülü
- Güngör Otomobil A.Ş
- Pimsa Adler A.Ş
- TKG Otomotiv A.Ş
- Yazaki Ltd. Şti.
İşbirliği Geliştirme Ödülü
- Bayrak Plastik A.Ş
- Canel Otomotiv A.Ş
- CMS A.Ş
- Ermetal A.Ş
- Profil Sanayi A.Ş
- Y.P.S A.Ş
TÜRDER
T
2013’te Sektörel Büyüme İçin Çalışacak
ürkiye’deki elektrikli rezistans üreticilerini aynı çatı
altında toplayan Türkiye Rezistans Üreticileri Derneği
(TÜRDER), 2013 yılında sektörün gelişimi için etkin rol oynamak ve çalışmalar yapmak için yola çıktı. Geçen yıl kuruluş
çalışmalarını tamamlayan derneğin, yönetim ve üyelerinin
katılımıyla İstanbul Seminal Otel’de yaptığı Kasım ayı toplantısında yol haritası belirlendi. Özellikle elektrikli ev aletleri ve beyaz eşya üreticilerinde yoğun olarak aksam ve parça
üretim ve tedariği yapan; elektrikli ısıtıcı rezistans üreticileri,
satıcıları ve yan sanayilerini aynı çatı altında toplayan TÜRDER, sektörün gelişimi için çeşitli çalışmalar yapacak.
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şahin, öncelikle
Türkiye’de 100’e yakın sektör firmasının büyük çoğunluğunu
TÜRDER çatısı altında toplayacaklarını belirtti. Şahin,
“Amacımız, sektörün büyümesi ve gelişmesi için ortak fayda
yaratmak. Türkiye, sektörümüzde uluslar arası bir üretim
merkezi olabilir. Biz bu doğrultuda çalışmak için sektör
temsilcileri olarak ilk kez bir araya geldik. Bir strateji belgesi
oluşturacağız. İthalatta kota uygulamaları ve hammadde
teminine yönelik yerli üretim gibi bazı projelerimizin startını
verdik. Sektörümüzün birlikteliği ile sorunlarımıza çözüm
üreteceğiz” dedi. TÜRDER toplantısında ayrıca Maliye
Bakanlığı E. Gelirler Kontrolörü YMM Kurtuluş Akdeniz ve
avukat Ezgi Sevimli, üyelere Yeni Türk Ticaret Kanunu ile
ilgili bilgilendirme sunumu yaptı.
85
BUTGEM
BUTGEM, Mesleki Eğitimde
Avrupa Birliği’ne Akredite Oldu
Bursa Tasarım ve Teknoloji Geliştirme Merkezi’nin (BUTGEM) verdiği eğitimlerin,
dünyada teknik ve mesleki eğitimde lider olan Almanya standardında olduğu
tescillendi ve Merkez Avrupa Birliği’ne akredite oldu.
D
OSAB’da kurulu BUTGEM sertifikasına Avrupa Birliği
ülkelerinde geçerlilik kazandıran ve Merkez’in eğitimlerinin Avrupa kalitesinde olduğunu tescilleyen
protokol, BUTGEM Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Parseker ile
Aachen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bert Wirtz arasında Aralık ayında imzalandı. Almanya’daki imza törenine
BUTGEM Yönetim Kurulu Üyeleri Fahrettin Gülener, Ertuğrul
Kaplan ve BUTGEM Koordinatörü Muammer Paşa ile Aachen
Belediye Başkanı Marcel Philipp, Türkiye’nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa ve Alman-Türk Sanayi Ticaret
Odası Bakanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting ve
sanayiciler katıldı.
4 KURS VE KURSİYER DEĞİŞİMİ
İşbirliği protokolü; ilk etapta BUTGEM’de eğitim verilen
argon kaynakçılığı, gaz altı kaynakçılığı, otomasyon sistemleri ve CNC operatörlüğü kurslarını kapsıyor ve aynı zamanda,
kursiyer değişimine imkan sağlıyor. BUTGEM Başkanı İlhan
Parseker, işbirliğinin Bursa için önemini “ilk kez geçen yaz
Kosova’dan 20 kursiyer kabul ederek bölgesel bir aktör olma
yoluna giren BUTGEM’in global nitelikli bir kurum olması
yolunda atılmış önemli bir adım olacak” şeklinde yorumladı.
AACHEN ÖRNEK KENT
BUTGEM eğitimlerine uluslararası standart kazandıran
Mesleki eğitim alanında dünyaya örnek olan Almanya’nın, Aachen Kenti ülkenin bilim, mühendislik, bilgi teknolojileri ve inovasyon merkezlerinden biri. Aachen’daki imza
töreninde İlhan Parseker, Bert Wirtz, Fahrettin Gülener, Ertuğrul Kaplan, Muammer Paşa, Marcel Philipp, Mustafa Kemal Basa ve Rainhardt Freiherr von Leoprechting…
86
BUTGEM
protokolün imza töreninde konuşan Parseker, Türkiye’nin bir
numaralı ticaret ortağı Almanya’yla yılda 25 milyar doların
üzerinde ticaret yapıldığını kaydederek, “Türkiye’de 4 bin
274 Alman sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Son 10 yılda
ülkemize giren 100 milyar doları aşkın doğrudan yabancı sermaye yatırımında Almanya’nın payı yüzde 5’in üzerinde. 72
bin Türk girişimcinin Almanya’da yaptığı yatırım tutarı 8 milyar Euro civarında. Bu girişimcilerin bin kadarı Aachen’da iş
yapıyor. Aachen da bir zamanlar Bursa gibi tekstil kentiyken
bugün Almanya’nın bilim, mühendislik, bilgi teknolojileri ve
inovasyon merkezlerinden biri durumunda. Bizim ilişkimizin
kaldıracı tam da bu nokta” dedi.
YILDA BİN KURSİYER
MEZUN OLUYOR
BİR KİŞİNİN YILLIK ÜRETİM DEĞERİ
Bursa’nın ileri teknoloji, AR-GE ve inovasyonda
Türkiye’nin sürükleyici gücü olma idealini taşıdığına işaret
eden Parseker, “Bunun için kalifiye eğitim ve nitelikli işgücü
çok önemli. Türkiye’de ortalama bir işçinin yarattığı yıllık
üretim 32 bin 500 dolar civarındayken Almanya’da bu
rakam 84 bin doların üzerinde. BUTGEM’de bugüne kadar
beş bin civarında genç meslek edindi ve kalifiye işgücü ya
da girişimci oldu. Aachen Ticaret Odası ile imzalayacağımız
protokol, BUTGEM’de verilen eğitimin Almanya standartlarına uygunluğunu test edip sertifikalandırma imkanı verecek.
Biz de Almanya gibi başarı hikayesi yazmaya çalışıyoruz”
diye konuştu.
B
UTGEM’den yılda ortalama bin kursiyer mezun
oluyor. 2012-2013 eğitim dönemine kadar geçen
son 3 yılda merkezden 2 bin 73 kursiyer mezun oldu. Bu
dönemde güz eğitimleri 15 kursla başladı. Eğitimlere,
mesleğini geliştirmek, yeni teknoloji eğitimlerini almak
isteyen; meslek lisesi, meslek yüksek okulu ve üniversite mezunları, mesleği olmayan ve meslek sahibi olmak
isteyen gençler katılabiliyor. Amaç, sanayide yüksek
vasıflı, aranılabilir iş gücü oluşturmak. Eğitimler Bursa
sanayisinin ihtiyaçlarına göre devamlı revize ediliyor ve
sertifikalar Milli Eğitim Bakanlığı onaylı.
KAZAN-KAZAN DURUMU
Aachen Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bert Wirtz de;
imza törenini “ilişkilerimizin başlangıcı değil, istikrarlı bir
ilerlemedir” şeklinde niteledi. Bursa’da yerleşik pek çok Alman sermayeli işletmenin kalifiye personel ihtiyacına işaret
eden Wirtz, “Alman ikili Mesleki Eğitim sistemi özellikleri
doğrultusunda yapılandırılmış bir hazırlık programı, sanayiye katılım sürecini önemli oranda başarılı kılıyor. Bizim de
ilk kez imzalayacağımız protokol, hem nitelikli personellerin
sanayiye hızı katılımını hem de kursiyer ve stajyer değişimini sağlayacak. Böylece, Türk katılımcılar teknik know-how
edinecek, Almanlar ise sanayi ve ticaret işletmelerinde Türk
kültürünü tanıyacaklardır. Yani klasik kazan-kazan durumu…” şeklinde konuştu.
2005’DE TEMELİ ATILDI
B
UTGEM’in temeli 2005 yılında DOSAB’da atıldı.
DOSAB’ın tahsis ettiği 38 dönüm arazide ilk bloğun
inşaatı o zamanki adıyla Demirtaş Sanayiciler Derneği
(DOSABSİAD) tarafından yapıldı. Temel atma törenine
dönemin TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Sanayi Ticaret
Bakanı Ali Coşkun katılmıştı. Üç katlı toplam 10 bin metrekare kapalı alanlı ilk blok inşaatının tamamlanmasının
ardından mesleki eğitimler BEGEV tarafından verilmeye
başlandı. Ardından BTSO tarafından iki eğitim bloğu daha
yaptırıldı. Bloklardaki atölye ve sınıflardaki teknik donanım sanayici ve işadamları ile çeşitli kurum ve kuruluşlarca sağlandı. BUTGEM, 2009 yılından itibaren de BTSO ile
DOSAB’ın kurduğu ortak vakıf tarafından yönetiliyor.
87
MAKALE
ARZU KIRAYOĞLU / DOSABSIAD PROJE VE EVS KOORDİNATORÜ KURUMSAL PROJE DANIŞMANI / [email protected]
Tarım ve Kırsal Kalkınma Yatırımları
İçin 2013’te Bursa Hibe Alacak
T
arım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu (TKDK); Türkiye Cumhuriyeti adına Avrupa Birliği’nin katılım öncesi
mali yardım aracı olan IPA’nın ‘Kırsal Kalkınma’ bileşeni
kapsamında ‘Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı’ (IPARD –
Instrument for Pre-accession Rural Development) kapsamında
verilecek hibeleri kullandırılması amacı ile kurulmuştur.
42 İL PROJE KAPSAMINDA
Bu hibelerin verileceği hedef il sayısı 42 olarak belirlenmiştir. 28.07.2010 tarihinde şartlı başvuru çağrı ilanları; Afyonkarahisar, Amasya, Balıkesir, Çorum, Diyarbakır, Erzurum, Hatay,
Isparta, Mardin, Kars, Konya, Malatya, Ordu, Sivas, Samsun,
Şanlıurfa, Tokat, Trabzon, Van, Yozgat olmak üzere toplam 20
ilde yayınlanmaya ve projeler kabul edilmeye başlanmıştır.
Ocak 2011 tarihi itibariyle de kalan 22 ilin TKDK koordinatörlükleri kurulmaya başlanmış ve akredite olmak için bir sürece girilmiştir. Bu iller Ağrı, Aksaray, Ankara, Ardahan, Aydın,
Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Denizli, Elazığ, Erzurum, Giresun, Çankırı, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Giresun, Karaman,
Kastamonu, Kütahya, Manisa, Mersin, Muş ve Uşak illeridir.
Bu kapsamda, TKDK Bursa koordinatörlüğü de kurulmuştur.
IPARD programı kapsamında artık 42 ilde yapılacak projelerde,
yatırımcılara 15.000-3.000.000 Avro arasında hibe verilecektir.
Hibe oranı % 50-65 olacaktır. 2013 yılının birinci yarısında, yatırımlar için Bursa da hibe almaya başlayacaktır.
BURSA’DA VERİLECEK HİBELER
Süt Üreten Tarımsal İşletmelere Yatırım: Ahır yapımı, ahır
modernizasyonu, depo, süt toplama, garaj inşaatı, yem tesisi,
yem hazırlama ve dağıtma makinesi-sağım odası, süt soğutma
ve depolama makineleri gübre işleme ve depolama tesisi suluk,
fırça, yatak, traktör vb-sürü yönetim programı hibe kapsamındadır. Hibe desteği, en az 15.000, en fazla 1.000.000 Avro’dur.
Süt ve Süt Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması: Süt işleme tesislerinin modernizasyonu ve/veya genişletilmesi, yeni
süt işleme tesisi yapımı, makine alımı, laboratuar, paketleme
ekipmanı, depolama ve soğutma sistemi, süt taşıma ekipmanı,
hibe kapsamındadır. Hibe desteği en az 50.000 Avro ve en fazla
3.000.000 Avro’dur. Ayrıca Süt Toplayan Üretici Örgütleri için
ise en az 25.000 Avro ve en fazla 1.000.000 Avro’dur.
Et Üreten Tarımsal İşletmelere Yatırım: Ahır yapımı,
ahır modernizasyonu, depo, garaj inşaatı, yem tesisi, yem
hazırlama ve dağıtma makinesi-gübre işleme ve depolama
88
tesisi suluk, fırça, yatak, traktör vb-sürü yönetim programı
hibe kapsamındadır. Hibe desteği en az 15.000 Avro, en
fazla 1.000.000 Avro’dur. Ayrıca, kanatlı eti üreten tarımsal
işletmeler için hibe tutarı en az 15.000 Avro, en fazla 500.000
Avro olmalıdır. Bu hibe, AB Standartlarında bir kanatlı eti
üreten yeni bir tesisin kurulması ya da modernize edilmesi
için verilecektir.
Et ve Et Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması: Et işleme
tesislerinin modernizasyonu ve/veya genişletilmesi, yeni et
işleme tesisi yapımı, makine alımı, laboratuar, paketleme
ekipmanı, depolama ve soğutma sistemi gibi konular hibe
kapsamındadır. Hibe 30.000 Avro’dan az, 3.000.000 Avro’dan
fazla olamaz.
Meyve ve Sebzelerin İşlenmesi ve Pazarlanması: Meyve
ve sebzelerde temizleme, sınıflandırma, derecelendirme ve
paketleme tesisleri, soğuk hava deposu, soğuk taşıma aracı,
yazılım hibe kapsamındadır. Hibe miktarı 50.000 Avro’dan
düşük, 1.250.000 Avro’dan yüksek olamaz.
Su Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması: Balıkçılık ve su
ürünleri işleme tesislerinin modernizasyonu ve/veya genişletilmesi, yeni tesisi, soğutma, işleme, paketleme ekipmanı hibe
kapsamındadır. Hibe miktarı 50.000 Avro’dan az ve 1.500.000
Avro’dan fazla olamaz.
Kültür Balıkçılığının Geliştirilmesi: Balık Aquakültür
çiftliklerinin yapımı, genişletilmesi veya modernizasyonu,
iyileştirilmesi, yemleme besleme ekipmanları, soğuk depo
vb.-arıtma hibe kapsamındadır. Hibe miktarı 15.000 Avro’dan
düşük, 200.000 Avro’dan yüksek olamaz.
Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve Geliştirilmesi:
Arıcılık, Süs Bitkileri, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler gibi farklı
ürünler üzerine yapılacak yatırımları kapsamaktadır. Maksimum uygun harcama tutarı 400.000 Avro.
Yerel Ürünler ve Mikro İşletmelerin Geliştirilmesi: Binalar, üretim tesislerinin inşası, modernizasyonu ve genişletilmesi, paketleme, tanıtım, satış mağazası, yazılım hibe
kapsamındadır. Hibe miktarı 10.000 Avro’dan az, 250.000
Avro’dan fazla olamaz.
Kırsal Turizm: Pansiyon, restoran, çiftlik tanıtım standı, at
biniciliği, rafting, balık avcılığı, dağ bisikleti gezileri, tüm tesisler için ekipman, konaklama binalarının yapımı, yeme-içme
tesisleri ya da çiftlik ürünleri için tanıtım standları kurulması
hibe kapsamındadır. Hibe tutarı 15.000 Avro’dan düşük,
400.000 Avro’dan yüksek olamaz.
HABER
Mete Tetik
Fuat Bursalı
Cevdet Yüce
İsmail Yavaş
DOSAB’lı 4 Sanayiciden Kütahya’da
50 Milyon Dolarlık Turizm Yatırımı
Fuat Bursalı, İsmail Yavaş, Mete Tetik ve Cevdet Yüce, Kütahya Yoncalı’da
50 milyon dolar ilk yatırımla Gülümser Hatun Termal Projesi’ne start verdi.
D
emirtaş ve Gürsu Organize
Sanayi Bölgeleri’nde tekstil
yatırımları olan Özgümüş
Tekstil’in sahibi Mete Tetik, havlu ve
bornoz konusunda ülkemizin önemli
firmalarından birisi olan DOSAB’da
kurulu Bursalı Havlu’nun sahibi
Fuat Bursalı, DOSAB’lı tekstilcilerden
İsmail Yavaş ve Çevre İnşaat sahibi
Cevdet Yüce ortaklığında Kütahya
Termal Otelcilik Özel Sağlık Hizmetleri ve Turizm A.Ş kuruldu. Kütahya
Yoncalı’da inşaatına başlanan Gülümser Hatun Termal’in ilk etabı 2013
yılında bitirilecek.
PROJELENDİRİLEN İLK TERMAL KENT
Gülümser Hatun Termal, Kütahya
Belediyesi’nin 6 bin dönüm üzerinde Türkiye’nin ilk projelendirilmiş Yoncalı Termal, Engelsiz, Çevre Dostu ve Dingin Kent
Projesi kapsamında yer alıyor. 53 dönüm üzerinde kurulan
Gülümser Hatun, 13 blok, iki idari ve bir sosyal tesisten oluşuyor. Projenin ilk etabı iki idari ve bir sosyal tesis yanında
8 blok inşaatını öngörüyor. Hisseli gayrimenkuller (Devre
mülk) olarak satış pazarlamasına başlanılan projede ilk etap
2013 yılı, ikinci etap ise 2014 yılı sonunda bitirilecek. Engelli
konukların konaklamaları süresince konforlu ve keyifli bir tatil geçirmelerini sağlamak amacıyla tüm dairelerin katlarına
asansör ile ulaşım sağlanıyor. Tesis içi tüm yollarda engelli
konuklar için eşiksiz yol sistemi kullanılıyor.
ÖZEL BİR MİMARİ UYGULANIYOR
Gülümser Hatun Projesi’nin 50 milyon dolarlık bir yatırım
tutarı olduğunu söyleyen Mete Tetik, uzun vadede yeni
projelerle 100 milyon dolarlık bir yatırım öngördüklerini söyledi. Tetik, Gülümser Hatun Termal’le ilgili şu bilgileri verdi:
“Eski Kütahya evlerinden yola çıkarak ve yüksek binalardan
90
kaçınarak, ödüllü Yüksek Mimar Tevfik İlter ve Mimar Ömer
Yılmazer’le ortaya çıkarttığımız mimari projeyi uyguluyoruz.
364 daire ve 12.740 devre mülk söz konusu. Gerek konutlarda
gerekse idari ve sosyal tesislerde, deneyimli iç mimarlar tarafından dizayn edilen birinci sınıf malzemeler kullanıyoruz. 81
metrekare brüt alana sahip 2+1 ve 73 metrekare 1+1 daireler
olacak.
HABER
TERMAL TURİZMDE ÇITAYI YÜKSELTİYORUZ
Lokasyon olarak Bursa’ya 1,5 saatlik bir mesafede,
Uludağ’ın güney yamaçlarında bir proje. Yoncalı suları, 1233
yılından bu yana şifa kaynağı olarak biliniyor. Termal suyun
kaynak çıkış sıcaklığı 40-44 derece. Dolayısıyla, bu sıcaklıkta
çıktığı gibi kullanılacak. Bir çok tedavi edici özelliği var. Hem
yatırımımız hem bölgedeki termal yapı ile ayrıcalıklı bir proje
ortaya çıkıyor. Birçok yanıyla ilkleri bünyesinde barındıran 5
yıldızlı bir tesis kuruyoruz. Hamamlar, yüzme havuzu, masaj
odaları, buhar, sauna, özel aile banyoları, tuz odası, balıklı
kaplıca suyu havuzu, doğal ürünler ve doğa gezileri, yürüyüş
ve bisiklet parkurları gibi hizmetlerle termal turizmde çıtayı
oldukça yükseltiyoruz. Kütahya’da sağlıklı yaşam ve Türk
mimarisinin buluştuğu yeni bir adres yaratıyoruz.”
Nurus, büyümeye
devam ediyor
D
ünyanın en büyük fuarları arasında yer alan
ve Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen
“Orgatec 2012 Fuarı”na (Uluslararası Ofis Yönetim ve İç Tasarım Fuarı) katılan Nurus, Japonya’dan
Kazakistan’a, Avustralya’dan Afrika’ya kadar yeni
işbirliklerine imza attı. Ekim sonundaki fuara 620 metrekarelik standla katılan Nurus, en geniş alana sahip
Türk markası oldu. Yaklaşık 100 ülkeden 1000’e yakın
firmanın katıldığı ve binlerce yerli ve yabancı profesyonelin ilgi gösterdiği fuarda Nurus, geri dönüşümlü
malzemeden yapılan ve iş hayatında motivasyon ve
mutluluğun verimlilik sağlamaktaki önemini vurgulayan özel tasarım standıyla yer aldı.
GÜLÜMSER HATUN KİMDİR?
Anlatılan efsaneye göre: Her derde deva olan Yoncalı, yüzlerce yıl
Kirazlı dağının eteğinde, yerden sıcak su kaynayan bir bataklık olarak
bilinirmiş. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Sultan II.Alaaddin
Keykubat’ın Gülümser Hatun adında hastalıklı bir kızı varmış. Genç
yaşında hastalanmış ve derdine bir türlü deva bulunamamış. Uyuz
bir tilkinin Yoncalı’daki bataklıkta iyileştiğini görenlerin teklifi üzerine
Gülümser Hatun’u sıcak suda yıkamışlar. Gülümser Hatun, felçli olarak
getirildiği Yoncalı’dan gerçekten gülümseyerek, sağlığına kavuşmuş
olarak ayrılmış. Sultan II.Alaaddin Keykubat, başka insanların da şifa
bulması için Yoncalı’da havuzlu büyük bir hamam ve bir camii yaptırmıştır. Kitabesinden bu yapıların 1233 yılında inşa edildiği anlaşılmaktadır.
YURT DIŞI MAĞAZA SAYISI 14 OLUYOR
Nurus Yönetim Kurulu Başkan Vekili Güran Gökyay,
“Verimli bir fuardı. Geçtiğimiz yıllar içerisinde yurtdışında kendi markamız ile 11 mağaza açmıştık. Fuarda
imzaladığımız Kırgızistan ve Kazakistan anlaşmaları
sonrasında bu sayıya 3 yeni mağaza daha ekliyor
olacağız. İngiltere, Fransa ve Almanya’daki dağıtım
kanallarımızı güçlendirecek çok sayıda talep aldık. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Hindistan’daki bayi yapımızla
birçok verimli görüşme gerçekleştirdik. ABD, Güney
Amerika ve Avustralya’dan firmalarla ürünlerimiz ve
marka kullanımı/lisans hakları için birçok görüşme
yapıldı. Bir kez daha gördük ki insanı merkeze alan tasarımları ile Nurus, bölgesel bir lider olma noktasında
emin adımlarla ilerlemektedir” dedi.
EVLİYA ÇELEBİ’DEN YONCALI
Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Yoncalı ile ilgili şunları yazmış:
Yoncalı ılıcası denen kaplıcanın ılıman sıcaklıkta latif suyu vardır. Bütün
Kütahya halkı kiraz mevsiminde büyük ve küçük çadırlar kurarak, beşer
onar gün burada kalıp eğlenirler ve bu kaplıca hamamına girip sağlam
vücuda sahip olurlar. Yetmiş derde devadır.
91
DOSAB RESTAURANT
İş Yemeklerinin
Vazgeçilmez Mekanı
DOSAB Restoran, açıldığı Haziran 2010’dan bu yana seçkin mekanı, modern atmosferi
ve lezzetli yemekleriyle iş dünyasının müdavimi olduğu bir mekana dönüştü.
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi, ilk olarak 2007 yılında Gül
Sokak’taki merkezde Restoran
ve sağlıklı yaşam merkezi oluşturdu.
2009 yılından itibaren Çiğdem Sokak’ta
1800 metrekare alanda üzerine kurulan sosyal tesisler bünyesine DOSAB
Restoran da dahil edildi. Mimar Haluk
Yalkı tarafından projelendirilen sosyal
tesisler ve Restoran yeni yerinde farklı
bir ambiyansa kavuştu.
SANAYİ BÖLGESİ İÇİNDE
DOĞAL BİR ORTAM
Demirtaş Organize Sanayi Bölge
Müdürlüğü tarafından işletilen restaurant, modern atmosferi ve lezzetli
yemekleriyle iş dünyasının buluşma
noktası oldu. Pazar günleri hariç
haftanın her günü kahvaltı, öğle ve
akşam yemekleri bulabileceğiniz DOSAB Restoran, bahçesiyle birlikte 150
kişiye hizmet verebilecek kapasitede.
Mekanda dikkat çeken diğer bir unsur
ise yeşil alandan oluşan güzel doku.
Sanayi bölgesi içinde ancak yeşil alanı
ve bahçesiyle doğayla baş başa hissi
veriyor. 80 metrekarelik tam donanımlı
bir mutfağa sahip olan DOSAB Restoran, Türk ve dünya mutfağından seçkin
örnekler sunan bir mönüye sahip.
92
TAZE VE MEVSİMSEL
ÜRÜNLER KULLANILIYOR
DOSAB Restoran’ın Şefi Soner
Yavuz, konusunda uzman bir isim ve
uzun yılların deneyimine sahip. Soner
usta, son derece profesyonel bir ekiple
çalıştığını ve bir restoranda en önem
verdiği konunun tüm ürünlerin günlük
ve taze olarak hazırlanması olduğunu
söylüyor. Mutfakta en büyük prensip
ise sadece mevsimsel ve lokal ürünler kullanılıyor olması. Soner usta,
dondurulmuş hiçbir ürünün kesinlikle
kullanılmadığını söylüyor.
DOSAB SOSYAL TESİSLER ŞEFİ
- Gürhan Çetinkaya
SERVİS EKİBİ
- Yüksel Yıldırım-Restoran Şefi
- Ali Osman Taşkıran-Garson
- Mustafa Yılmaz-Garson
- Veli Güngör-Barmen
MUTFAK EKİBİ
- Soner Yavuz-Mutfak Şefi
- Tayfun Kostak-Aşçı
- Raydin Ayyıldız-Yardımcı Aşçı
- Rıdvan Kızılay-Yardımcı
DOSAB RESTAURANT
Penne Al Pesto
İDDİALI DAMAK TADLARI
Şef Soner Yavuz, DOSAB
Restoran’ın, özel soslu etler, pizzalar,
makarna çeşitleri ve tatlılar konusunda oldukça iddialı olduğunu
belirtiyor. Konuklarını daima en
iyi şekilde ağırlamaya çalıştıklarını
ifade eden Yavuz, mönüde yer alan
spesiyallerin dünya mutfağı ağırlıklı
olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Mönümüzü oluştururken çok çalıştık.
Özelikle yemeklerimizin Türk damak
tadına uygun olmasına dikkat ettik.
Bu mutfakta pişirilen yemekler
Avrupa kalite hizmetleri standartlarında pişirilip servis ediliyor.”
ŞEFİN SEÇTİĞİ 5 YEMEK
DOSAB Restoran Şefi Soner
Yavuz, iddialı olduğu 5 özel yemeği, Perspektif Dergisi okurları için
hazırladı. Fotoğraflarını yanda
görebileceğiniz bu yemekler İtalyan
Mutfağından; Penne Al Formanggi,
Penne Al Pesto, Supremme, Robesspire ve Beef Steak Trioli… Ayrıca
Soner Yavuz, Beef Steak Trioli’nin
hazırlanışını da yazdı.
Şef Soner Yavuz’dan
Beef Steak Trioli tarifi
Mantar, mozzarella peyniri,
beyaz soğan ve domates ile
doldurulmuş bonfile, Akdeniz
yeşillikleri ile servis ediliyor.
Tgld (Di) Manzo
Robesspierre
Hazırlanışı: Bonfile et, kağıt kıvamına gelecek kadar dövülüyor. Tereyağında mantar, domates, beyaz soğan
ve iki diş sarımsak kavrulup pişiriliyor.
Kavrulan malzemelerin içine mozzarella
peyniri ilave ediliyor ve kağıt inceliğine
getirdiğimiz etimizin içine sarılıyor.
Daha sonra bu kızgın tereyağında kızartılıyor. Özel flenbe edip, Akdeniz yeşillikleri ile birlikte sıcak servis ediliyor.
Penne Al Formanggi
Supremme
93
BİLGİ
TÜRKİYE FUAR TAKVİMİ OCAK - ŞUBAT
No
Tarih
Fuarın Adı
Konusu
Başlıca Ürün ve Hizmet Grupları
Türü
Yer
Şehir
1
9 - 12 Ocak
Avrasya Tarım Fuarı 2013
7.Uluslararası Tarım ve Tarımsal
Mekanizasyon Fuarı
Tarım ve Tarımsal
Mekanizasyon
Tarım ve Tarımsal Mekanizasyon
Uluslararası
İhtisas Fuarı
Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi
İstanbul
2
10-11 Ocak
4.Ulusal Enerji Verimliliği
Forumu ve Fuarı
Enerji Verimliliği, Yenilenebilir
Enerji, Enerji Verimli Ürün
Teknolojileri ve Çevre
Verimli Enerji Üretimi ve Çevre Teknolojileri,
Verimli Yalıtım, Motor, Ulaşım, Aydınlatma,
Isıtma Soğutma Teknolojileri, Atık ve
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
İhtisas Fuarı
WOW Kongre
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
10-13 Ocak
İstanbul Healt Expo Medikal
Ürün, Ekipmanları ve Sağlık
Turizmi Fuarı
Medikal Ürünler, Laboratuar
Ekipmanları ve Hastane
Donanımları, Sağlık Turizmi
Ameliyathane Cihazları, Aletleri Ve Donanımları, Acil Ve Yoğun Bakım Ekipmanları,
Hasta Yatakları, Hastane Mobilyaları,
Laboratuar Ekipmanları ve Sağlık Turizmi
Uluslararası
İhtisas F uarı
İstanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
4
11-13 Ocak
Evlilik Dünyası 2013 Evlilik
Hazırlıkları Fuarı
Evlenecek çiftlerin bulabileceği
her şey, ev ve evlilik hazırlıkları
Gelinlik, Damatlık, Ev Dekorasyonu,
Davetiye, Nikah Şekeri, Balayı Acentelerı,
Davet Organizasyon Şirketleri,
İhtisas Fuarı
Lütfi Kırdar
Uluslararası Kongre
ve Sergi Sarayı ile
İstanbul Kongre
Merkezi
İstanbul
5
17-19 Ocak
İDF 2013 İstanbul 7.Deri Fuarı
Giysilik, Ham Deriler, Deri
Konfeksiyon,Deri İşleme
Makineleri, Finisaj, Kimyasallar
Deri, Kürk Konfeksiyon, Giysilik Deriler,
Kuzu Kürk, Ham Deriler, Kimyasallar,
Saraciye,Çanta, Deri İşleme Makineleri,
Finsaj Tesisleri, Aksesuar, Yan Sanayi
Uluslararası
İhtisas Fuarı
Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi
İstanbul
6
17-20 Ocak
7.Uluslararası Kapı Fuarı
Ahşap, Çelik, Endüstriyel ve
Otomatik Kapı ve Kapı Yan
Sanayi
Ahşap, Çelik, Endüstriyel, Otomatik Kapı ve
Kapı Yan Sanayi
Uluslararası
İhtisas Fuarı
İstanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
7
17-20 Ocak
2.Kapak, Profil, Mobilya
Aksesuarları ve Raydolap Fuarı
Kapak, Profil ve Raydolap ve
Mobilya Aksesuarları
Kapak, Profil ve Raydolap ve Mobilya
Aksesuarları
İhtisas Fuarı
İstanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
8
24-27 Ocak
EMITT 2013 17.Doğu Akdeniz
Uluslararası Turizm ve Seyahat
Fuarı
Turizm
Seyahat Acentelerı, Oteller, Rent A
Car Şirketleri, Turizm Büroları, Turizm
Bakanlıkları, Bölgesel Turizm Tanıtma
Ofisleri
Uluslararası
İhtisas Fuarı
Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi
İstanbul
9
29 Ocak
2 Şubat
IMOB 2013 9.İstanbul Mobilya
Fuarı
Mobilya
Ev Mobilyası, Oturma Grupları, Bebek,
Çocuk, Genç Odaları, Yatak, Modüler
Mobilya, Aksesuarlar, Sandalye, Mutfak
Mobilyası, Araç ve Gereçler
Uluslararası
İhtisas Fuarı
İstanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
10
29 Ocak
2 Şubat
Officeexpo 2013- Ofis Mobilyaları Fuarı
Ofis Mobilyaları
Ofis Mobilyaları
İhtisas Fuarı
İstanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
11
13-14 Şubat
İnsan Kaynakları Fuarı 2013
İnsan Kaynakları
İnsan Kaynakları, Eğitim, Danışmanlık,
Lojistik, Reklam, Tanıtım, Araştırma,
Teknoloji, Yazılım, Yayıncılık
İhtisas Fuarı
Lütfi Kırdar
Uluslararası Kongre
ve Sergi Sarayı
İstanbul
12
13-16 Şubat
IF Wedding Fashion İzmir
“Gelinlik, Damatlık ve Abiye
Giyim Fuarı”
Gelinlik, Damatlık ve Abiye
Giyim
Gelinlik, Damatlık, Abiye Giyim, Abiye ve
Gelinlik Kumaş, Aksesuar
İhtisas Fuarı
Uluslararası İzmir
Fuar Alanı
İzmir
13
15-24 Şubat
Avrasya Boat Show 2013
6.Deniz Araçları, Ekipmanları ve
Aksesuarları
Deniz Araçları, Ekipmanları ve
Aksesuarları
Tekne Aksesuarları ve Yapım Malzemeleri,
Sürat Ve Gezi Tekneleri, Motor Yat Ve Güç
Ekipmanları, Tekne Ve Yatlar, Marinalar Ve
Su Sporları için Donanımlar ve Aksesuarlar
Uluslararası
İhtisas Fuarı
İstanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
İstanbul
14
20-24 Şubat
MODEKS 2013 Mobilya,
Dekorasyon ve Aksesuarları
Fuarı
Ev Ofis Mobilyaları, Dekorasyon
Üniteleri, Aydınlatma, Bölme,
Sistemleri, Yer ve Zemin
Döşemeleri, Aksesuarlar, İç
Mimari Tasarım
Ev Ofis Mobilyaları, Dekorasyon Üniteleri,
Aydınlatma, Bölme, Sistemleri, Yer ve
Zemin Döşemeleri, Aksesuarlar, İç Mimari
Tasarım
İhtisas Fuarı
Bursa Uluslararası
Fuar ve Kongre
Merkezi
Bursa
No
Tarih
Fuarın Adı
Konusu
Yer
Şehir
1
9-12 Ocak
HEIMTEXTIL: Uluslararası
Ev Tekstil Fuarı
Ev Tekstili
Messe Frankfurt
Frankfurt
2
14-16 Ocak
Texworld USA: Kumas Fuar
Tekstil
Messe Berlin
Berlin
3
5-8 Şubat
International Armoured Vehicles: Zırhlı Araçlar
ve Yan Sanayi Fuari
Otomotiv ve Yan Sanayii
IQPC
Londra
4
19-22 Şubat
40.Textillegprom Moscov: 40.Kumaş,
İplik Konfeksiyon Yan Sanayi, Ev Tekstili ve
Tekstil ve Konfeksiyon Makina
Tekstil
VDNHA
Moskova
3
YURTDIŞI FUAR TAKVİMİ OCAK - ŞUBAT
94
Bundan sonra
yapraklarınız
dökülmesin...
Yeni cilt teknolojimiz sayesinde
bugüne kadar sorun olan yapraklar,
bundan sonra yıllara meydan okuyacak.
www.furkanofset.com.tr
”Bursa’dan Bir Marka”