UNESCO tarafından 1985 yılında hem doğal ve

Transkript

UNESCO tarafından 1985 yılında hem doğal ve
DÝSK 20 Kasým tarihini Filistin ile dayanýþma günü
ilan etti ve bugün Ankara’da Ýsrail Büyükelçiliði
önünde protesto gösterisi düzenledi
“Riyakâr hükümetlere karþý, iþgal yalanlarýna karþý,
ABD’ye ve þýmarýk çocuðu Ýsrail’e karþý sesimizi
yükseltmek ve Filistin halkýyla dayanýþmak için 20
Kasým Salý gününü FÝLÝSTÝN HALKIYLA
DAYANIÞMA GÜNÜ” ilan ettiðini bildiren Türkiye
Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK),
Filistinlilere dönük saldýrýlarýný artýran ve neredeyse
katliam düzeyine çýkartan Ýsrail’i protesto etti. DÝSK
üyesi sendikalar bugün saat: 12:30’da, Gaziosmanpaþa’da
Uður Mumcu Caddesinden Mahatma Gandhi Caddesi
No: 85 adresinde bulunan Ýsrail Ankara Büyükelçiliðine
yürüyerek protesto gösterisi yaptý.
Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði’nin giriþimleri ile 25 Kasým 2012 Pazar günü ‘2. Uluslararasý
Hacýbektaþ Aþure Günü’ Hacýbektaþ’ta gerçekleþiyor.
T.C. Baþbakanlýk Tanýtma Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, TÝKA, Antakya Medeniyetler
Korosu, Alevi Bektaþi Federasyonu’nun katkýlarý ile Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneðince
gerçekleþtirilen 2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü etkinliðine yurt dýþýndan çok sayýda
davetlinin katýldýðý bildirildi.
Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt, Hacýbektaþlý hemþerilerine þöyle
seslendi;
Ünlüyurt, “Bu yýl ikincisini gerçekleþtirdiðimiz ‘2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü’müze
yurtdýþýndan Sayyed Hassan ALAMOL HODAEI Tahran /ÝRAN Horasan Eyaleti Vali Vekili,
Mohammedreza AMINIASHHDÝ Tahran/ÝRAN Niþabur Kaymakamý................
UNESCO tarafýndan 1985 yýlýnda hem doðal ve hem de kültürel
miras listesine alýnan ve dünyada bir baþka benzeri bulunmayan
Kapadokya bölgesinde peribacalarý arasýna yapýlan butik otelin inþaatý,
Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan durduruldu.
Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ, bakanlýktan gelecek olan
heyetin inþaat alanýnda incelemelerde bulanacaðýný kaydetti.
Kapadokya bölgesinin en önemli turizm merkezlerinden biri olan
Nevþehir´in Uçhisar beldesinde, tarihi Uçhisar Kalesi yamaçlarýndaki
peribacalarý arasýnda bir süre önce yapýmýna baþlanan butik otel inþaatý
nedeniyle artan tepkiler üzerine Kültür ve Turizm Bakanlýðý inceleme
baþlattý. Konuyla ilgili gazetecilerin sorularýný yanýtlayan Nevþehir
Valisi Abdurrahman Savaþ, inþaatýn yapýmýna uzman ekip araþtýrmasýný
tamamlayýp raporunu sununcaya kadar ara verildiðini açýkladý.
Nevþehir Belediyesi tarafýndan bu yýl
3'üncüsü düzenlenen Uluslararasý Fotoðraf
Yarýþmasý sonuçlandý.
Kýzýlbaþlar: Aleviler, hiç olmazsa
yalan yanlýþ, ezbere bilgilere dur
diyecek nitelikte bir kitap.
Karadeniz’deki eski evlerde mutfak
epeyce geniþ olurdu. Yemeðin
piþirildiði, kuzinenin eksik olmadýðý,
kokularýn birbirine karýþtýðý bu
odalarda, genellikle evin yaþlýlarý
geceleri yatar ve kýþlarý kuzinenin
sýcaðýndan da faydalanýrdý. Rahmetli
dedemin sesini duyardým yatmaya
yakýn.
KESK’li kadýnlar, Kadýna Yönelik Þiddete
Karþý Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma
Günü olan 25 Kasým’ý taleplerin hatýrlatýldýðý
eylemlerle karþýlýyor
25 Kasým Kadýna Yönelik Þiddete Karþý
Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma Günü’ne
iliþkin Kamu Emekçileri Sendikalarý
Konfederasyonu (KESK) Kadýn Sekreteri Canan
ÇALAÐAN, bugün Konfederasyon merkezinde
düzenlediði basýn açýklamasýnda; “KESK’li
Kadýnlar olarak eril þiddetin her türlüsüne karþý
yine alanlarda olacak ...
Nevþehir´de pide fýrýnlarýnda ve ekmek
büfelerinde çalýþanlara yönelik hijyen eðitimi
düzenlenecek.
Nevþehir Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý Birliði
Baþkaný Ýsmail Ördü, 4 Ocak 2012 tarihli ve
28163 sayýlý Resmi Gazete'de yayýmlanarak
yürürlüðe giren Gýda Tarým ve Hayvancýlýk
Bakanlýðý'nýn Türk Gýda Kodeksi Ekmek ve
Ekmek Çeþitleri Tebliði gereði kurum olarak
yapacaklarý hijyen eðitimleri ...
Üzerinden 'Arap Baharý' geçmiþ
Ortadoðu'nun savaþ histeriði Ýsrail'in
Gazze'de sivilleri bin küsur noktada
bombalamasý, uluslararasý hukuk ya da
insanlýk suçlarýný rafa kaldýran Batý
merkezlerinde Ýsrail'in tükenmeyen
'savunma hakký' þablonuna anýnda
yerleþtirildi.
Arap Baharý'ný Ortadoðu'yu
'Müslüman Kardeþler' eksenli tanzimine
çeviren ABD'nin ricalarýyla Türkiye ve
Mýsýr, hassas jeostratejik dengeleri
gözeterek, 'masum sivil, bebek katili,
Ýsrail bunun bedelini ödeyecekten' ibaret
boþ söylemleriyle Ýsrail'i telin ettiler.
Ama kontrolsüz þiddet deliliðini 'dýþ
politikasý' haline getiren Ýsrail, tabii ki
týnmadý. Çünkü iþgal ettiði topraklardaki
'terörist halk Filistinlileri' hapsettiði 'açýk
toplama kampý' Gazze'yi bombalamasý
Ýsrail'in hem iç kamuoyuna hem de
küresel güçlere karþý 2012 model militer
provasýydý.
Tepkisiz Arap dünyasý
Ve Baþbakan Mýsýr'da konuþurken
Gazze'ye yönelik kara operasyonuna
hazýrlanan, 75 bin yedek askeri çaðýran
Ýsrail fazlasýyla meþgul görünüyordu.
Ve Gazze'deki hastaneler, taziye
çadýrlarý ve basýn ofisleri bombalarla
yýkýlýp, Filistinliler bir kez daha kýrýma
uðrarken, Ýsrail'in felaket þiddeti bizzat
ABD tarafýndan 'meþrulaþtýrýlýyordu'.
Diðer taraftan sinik Arap
dünyasýndan 'Gazze bombalarýna' öyle
büyük bir tepki falan gelmemiþ, Katar
ve Suudi Arabistan'dan ses bile
çýkmamýþtý.
Ne de olsa Hillary Clinton'ýn
'çalýnmýþ Suriye baharýnýn' Ýstanbul
kurulumlu 'Suriye muhalefeti',
Türkiye'nin 'acemi' Suriye politikasýndan
rahatsýz olunca Doha'ya taþýyarak
yenileyen ve tahkim eden ABD-ABKörfez monarþi bloku, þimdilik Gazze
krizini yönetmek için öncelikle 'yeni
Mýsýr'ý' memur etmiþlerdi.
Gazzelileri düþünen var mý?
Ve tarihsel mücadelesine
'yabancýlaþtýrýlmýþ', Gazze ve Batý
Þeria'da ikiye bölünmüþ Filistin halkýnýn
trajedisi, þimdi de Arap Baharý'nýn
'kardeþ ruhuna' uydurularak hem
Gazze'de siyasi güç kaybeden Hamas
hem de savaþ yaygaracýsý/uluslararasý
hukuk geçirmez Ýsrail teskin edilmeliydi.
Özellikle Hamas'ý da tutan 'Arap Baharý'
ruhu Ýsrail roketleriyle
kaybedilmemeliydi...
Batýlý güç ve körfez monarþi
ittifakýnýn bölgede tam da Sünni ve
Müslüman Kardeþler ideoloji cephesine
en muhtaç olduklarý takvimde, Batý
Þeria'daki 'sembolik' El-Fetih
yönetimiyle siyaseten çekiþen Hamas'ý
Þii ekseninin hamiliðine itmeye niyetleri
yoktu...
Çünkü mesele Doha'da tabaný
geniþletilmiþ 'Suriye muhalefetine' daha
da yoðun silah desteði verip, Türkiye
ve Ürdün sýnýrlarýna Ýngilizlerin silah
yýðýnaðý yaptýðý haberleri doðrultusunda,
Suriye'deki Esad rejiminin içeriden ve
dýþarýdan devrilmesiydi.
Ortadoðu haritasýna bakýnca haritada
uzanan doðalgaz ve petrol boru hatlarýný
ve 'olasý' çizilecek yeni güzergahlarýný
görenler için bu aciliyeti Avrupa içlerine
kadar boru hatlarýyla akacak yüz milyar
dolarlar açýklýyordu.
Gündem Çocuk Derneði bugünden itibaren
4+4+4 eðitim sistemini izlemeye aldýklarýný
açýklayarak çocuklarý bu yýl ilkokula baþlayan
velilerden destek istedi.
Ýzlemeyi bu yýl 1. sýnýfa baþlayan çocuklarýn
karþýlaþtýklarý temel sorunlar ve yaþanan ihlaller
hakkýnda bilgi toplayarak yapacak olan dernek,
toplayacaðý verilerle mevcut durumun görünür
hale getirilmesine ve yaþanan sorunlarýn
çözümüne katkýda bulunmayý amaçlýyor.
Veliler bildirecek
4+4+4 eðitim sisteminde üç ayda
yaþananlarýn daha önce dile getirilen endiþeleri
haklý çýkardýðýný bildiren Gündem Çocuk, bu
sisteme nedeniyle ortaya çýkan sorun ve
ihlallerin sistemli biçimde izlenmesi ve görünür
kýlýnmasýný gerekli hale getirdiðini açýkladý.
Dolayýsýyla Türkiye'nin bugüne dek
Gazze'de Ýsrail'in öldürdüðü binlerce
bebek üzerinden kurduðu acýklý
belagatin Ýsrail'in öz vatanlarýný gasp
edip 'ateþ çemberine hapsettiði'
Filistinlileri kurtarmaya gücü yoktu...
Görmüyor muyduk, koyu Mitt
Romney fanatiði olan Ýsrail
Baþbakaný Netanyahu, Obama'nýn II.
dönem Ortadoðu projeksiyonlarýný
Gazze'yi bombalayarak derinden
sarsmanýn ve Ortadoðu'nun 'rolü
çalýnamaz' askeri kompleksi olmanýn
memnuniyetiyle, Obama ve ABD
halkýna 'Demir Kubbe Füze sistemi
yatýrýmý' için içten teþekkürlerini
iletmiþti.
(Akþam)20 Kasým 2012
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Hüseyin KAÝM
Nevþehir Belediyesi tarafýndan bu yýl
3'üncüsü düzenlenen Uluslararasý Fotoðraf
Yarýþmasý sonuçlandý.
Merkezi Ýngiltere´de bulunan Fotoðraf
Sanatý Federasyonu ve Türkiye Fotoðraf Sanatý
Federasyonu'nun desteðiyle Nevþehir Belediyesi
tarafýndan düzenlenen 3. Uluslararasý Fotoðraf
Yarýþmasý sonuçlandý.
Türkiye´nin yaný sýra 12 ülkeden 181 amatör
ve profesyonel fotoðraf sanatçýsýnýn 689 eserle
katýldýðý 3. Nevþehir Belediyesi Uluslararasý
Fotoðraf Yarýþmasý için Bilgisayar Eðitim
Merkezi´nde bir araya gelen Kapadokya
Fotoðraf ve Sinema Amatörleri Derneði
(KAFSÝD) Baþkaný Mustafa Karakaya, TFSF
Dernek sözünü ettiði izlemeyi bir
adresindeki internet sitesi aracýlýðýyla yapacak.
Velilerin hem çocuklarýnýn hem gittikleri
okullarýnýn durumuyla ilgili gözlemlerini "en
büyük kaynaðýmýz olacak" diye nitelendiren
dernek, destek olmak isteyen velilerin bu
internet adresini ziyaret etmesini istedi.
"Veliler siteyi ziyaret ederek,
* Okula yeni baþlayan çocuklarýnýn ve okullarýn
durumu ile ilgili anket formunu doldurabilirler.
* Çocuklarýnýn eðitim ortamýnda yaþadýðý bir
sorun, kaza ya da hak ihlali ile ilgili ihlal
bildirim formunu doldurarak bize ulaþabilirler.
* 4+4+4 eðitim sistemi ile ilgili geliþmeleri,
yasal süreci ve düzenlemeleri takip edebilirler."
BÝA Haber Merkezi 20 Kasým 2012
adýna Serdar Akyay ve fotoðraf sanatçýlarý
Ahmet Özyurt, Sami Türkay ,Tekin Ertuð ve
Yücel Demir´den oluþan seçici kurulun
deðerlendirme sonuçlarý açýklandý. Yarýþmaya
Edirne´den katýlan Emel Sezer altýn ve gümüþ
madalyanýn sahibi olurken, bronz madalyayý
Ýstanbul´dan katýlan Ýhsan Ýlze kazandý. Seçici
kurul ayrýca Ýstanbul´dan Mehmet Uslu,
Ýzmir´den Kadir Ýrkin, Ankara´dan Muhsin
Atað, Denizli´den Mehmet Çakýr, Konya´dan
Mehmet Uluyurt ve Kayseri´den Alp Meral´ýn
eserlerini de mansiyon ödülüne layýk gördü.
Yapýlan deðerlendirmede ayrýca sergilemesi
yapýlacak 40 fotoðraf da belirlendi. Ödüller 20
Aralýk 2012 günü düzenlenecek bir törenle
sahiplerini bulacak. Ödül töreninde ayrýca,
yarýþmada dereceye giren eserlerin yaný sýra
sergilenmeye layýk görülen 40 eser de
sanatseverlerin beðenisine sunulacak.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Cuma Onur ÞAHÝN
Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði’nin
giriþimleri ile 25 Kasým 2012 Pazar günü
‘2. Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü’
Hacýbektaþ’ta gerçekleþiyor.
T.C. Baþbakanlýk Tanýtma Fonu, Kültür
ve Turizm Bakanlýðý, TÝKA, Antakya
Medeniyetler Korosu, Alevi Bektaþi
Federasyonu’nun katkýlarý ile Hacý Bektaþ
Veli Kültür Derneðince gerçekleþtirilen 2.
Uluslararasý Hacýbektaþ Aþure Günü
etkinliðine yurt dýþýndan çok sayýda
davetlinin katýldýðý bildirildi.
Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný
Nafiz Ünlüyurt, Hacýbektaþlý hemþerilerine
þöyle seslendi;
Ünlüyurt, “Bu yýl ikincisini
gerçekleþtirdiðimiz ‘2. Uluslararasý
Hacýbektaþ Aþure Günü’müze yurtdýþýndan
Sayyed Hassan ALAMOL HODAEI Tahran
/ÝRAN Horasan Eyaleti Vali Vekili,
Mohammedreza AMINIASHHDÝ
Tahran/ÝRAN Niþabur Kaymakamý, Karým
NAJAFÝ BARZEGAR Tahran/ÝRAN Yerel
Yönetici, Mohammadtaha ABDKHODAEI
Tahran /ÝRAN Dýþiþleri Bakanlýðý Kültür
Temsilcisi, Farhad PALEZDAR Tahran
/ÝRAN Kültür Müsteþarý, Nevýd MUSMÝR
Tebriz/ÝRAN Ses Sanatçýsý, Ýlaha ALÝYEVA
Bakü /AZEBAYCAN Þair, Aghasaf ÝMRAN
Bakü/ AZEBAYCAN Þair, Sevil
HIDIROVA Bakü /AZEBAYCAN Ses
Sanatçýsý, Mohammed B MUSTAFA Erbil
/ IRAK Þair, Hazým SHALÝ Erbil /IRAK
Þair, Selver KAYA Lefkoþa/KIBRIS Pir
Sultan Abdal Derneði Temsilcisi, Hasa
ÖCAL Lefkoþa/ KIBRIS Pir Sultan Abdal
Derneði Temsilcisi, Fatma/ENEZ Lefkoþa
/KIBRIS Pir Sultan Abdal Derneði
Temsilcisi katýlacaklardýr.
Konuklarýmýzý Hacý Bektaþ Veli ve
Hacýbektaþlýya yaraþýr þekilde
aðýrlayacaðýmýzdan hiç kuþkum yoktur.
Etkinliðimize tüm Hacýbektaþlý
hemþerilerimizi bekliyoruz”
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Hüseyin KAÝM
Türkiye Kadýnlar Basketbol Ýkinci
Lig´de mücadele eden Bursa Büyükþehir
Belediyespor takýmý ilk 5 haftayý 5
galibiyetle grup lideri olarak geride
býrakýrken, Anadolu Üniversitesi ile hafta
sonu yapacaðý maçýn hazýrlýklarýný yoðun
bir tempoda sürdürüyor.
Bursa Büyükþehir Belediyespor Kulübü
Bayan Basketbol Takýmý, sezon öncesi
yaptýðý hazýrlýk maçlarýnýn meyvesini ligde
de toplamaya devam ediyor.
Türkiye Kadýnlar Basketbol Ýkinci Lig
B Grubu´nda mücadele veren Bursa
Büyükþehir Belediyespor Kulübü, ilk hafta
karþýlaþtýðý AS Ýstanbul´u 81-54´lük skorla
geçmiþti. Mersin Üniversitesi´ni
deplasmanda 62-53 yenen Bursa
Büyükþehir Belediyespor, Nevþehir
Üniversitesi´ni 104-66, Ýzmir Büyükþehir
Belediyesi´ni de 75-57´lik skorlarla
geçmeyi baþarmýþtý. Büyükþehir´li potanýn
perileri geçtiðimiz hafta sahasýnda
karþýlaþtýðý Harran Spor karþýsýnda ise ligin
en farklý galibiyetine imza attý. Rakibini
107 47´lik sonuçla geçen Büyükþehir
Belediyespor Kulübü, bu hafta sonu
oynayacaðý Anadolu Üniversitesi maçýnýn
hazýrlýklarýný da yoðun bir tempoda
sürdürüyor. Büyükþehir Belediyespor
Kulübü Bayan Basketbol Takýmý Baþ
Antrenörü Mehmet Ýshak Erdinç, yeni
transferlerle güç kazanarak, hedef
yükselttiklerini belirterek, 6´lý final grubuna
kalýp genç oyuncularla play-off´larda
baþarýlý olmayý istediklerini belirtti.
Fethullah Gülen’in oluþturduðu yapýya
kimi “hareket” veya “cemaat”, kimi de
“hizmet” adýný veriyor. Gülen, hizmet
terimini tercih ediyor daha çok. Tayyip
Erdoðan da AKP’yi ne saðcý ne solcu ama
“hizmet partisi” olarak tanýmlamýþtý.
Buradaki “hizmet”, Osmanlýdaki dinsel
anlamlý “millet” kelimesini çaðrýþtýrýyor.
Yani, “halka hizmet, hakka hizmet” durumu
söz konusu. Gülen cemaatini tanýmlayýcý üç
belirgin çizgi var: Eðitim (okul), sermaye
(þirket) ve siyaset (devlet). Cemaat, eðitim
konusunda alabildiðine neoliberal; sermaye
birikimi konusunda kapitalizmin kurallarýna
harfiyen uyuyor; siyaset konusunda ise
alabildiðinde otoriter. Ancak verdiði sosyal
mesajlar da alabildiðine liberal. Kendi içinde
demokratik deðil; aksine hiyerarþik ve askeri
nizama uygun. Nitekim Gülen’in antikomünist kimliðinin bir yansýmasý olan
emniyet, asayiþ, nizam ve milletin huzuru,
bu otoriter tavrý gösterir. Bu üçünün kesiþtiði
noktada Ýslamiyet var. Din ortak kimliði,
þirket (neoliberalizm) ve okul (neoliberal
eðitim) kimliðin kendini var ettiði imkânlarý
tarif ediyor. Fethullah Gülen, verili
kapitalizm içinde eðitimi, batýlý kavramlar
(çokkültürlülük, hoþgörü, dinler arasý diyalog
vb.) çerçevesinde yeniden formüle ederken
her türlü sorunun çözümünde tek referans
olarak Kur’an’ý görüyor.
CEMAAT’ÝN ASIL MESELESÝ VE
HEDEFÝ
Asýl mesele, ýþýk, irfan, hakikat ve gönülü
ifade eden kutsal kitaba itaat etmektir.
Cemaatin eðitime modern noktada
yaklaþýmý, içeriksel deðil þekil düzeyinde
kalmakta. Bu da doðal, zira burada eðitimin
nihai amacý, Allah’a hizmet olarak
görünüyor; halka, bireye veya doðaya deðil.
Dolayýsýyla Gülen cemaatinin eðitim
anlayýþýnda seküler saik, görünürde
alabildiðine somut (kaliteli okullar, giriþ
sýnavlarýnda veya bilim olimpiyatlarýnda
üst dereceler, yurt dýþýnda yurt ve eðitim
merkezleri vs.) görünüyor. Fakat hedef,
uhrevi; “çaðdaþ” koþullarda Ýslami bir düzen
anlayýþýdýr. Bir tür “modern þeriat”. Burada
ahlak ya da Ýslami kökenli bir ahlaki anlayýþ,
pedagojinin temeli durumundadýr. Bilim ve
teknoloji alanýnda kaliteli eðitim sunan
okullarý, öðrenci yurtlarý, üniversiteleri,
yüksek öðretime hazýrlýk kurslarý,
dershaneleri, dergileri, yayýnevleri; tüm
bunlar, gençliðin eðitiminde, sömürünün
olmadýðý, kapitalizmin yok edildiði, her
türlü yabancýlaþtýrýcý kurumun def edildiði
bir dünya tasarýmý içermiyor. Bütün
pedagojik dert, Allah’a teslimiyet; diðer
semavi dinlerde olduðu gibi burada da ilahi
kaygý, günlük yaþam gerçekliðine
hükmediyor. O’nun rýzasýný kazanmak;
haliyle Gülen’in anlayýþýnda pedagoji,
laik/seküler deðil, metafizik bir özellik
gösteriyor. Gerginlikler, kapitalizmden deðil,
sözde metafizikten kaynaklanýyor.
Dolayýsýyla gerek Gülen cemaati gerekse
AKP’nin eðitimde varmak istediði nokta,
acaba “küresel Ýslami devlet”in oluþumu
mu? Bunun için bir pedagojik anlayýþ
oluþturmak mý? Yerel sýnýrlarý aþýp
küreselleþen bir dini hareketin nihai
hedefinin ulusal sýnýrlarý içinde kalmamasý,
büyük bir hedefin olduðu anlamýna mý
geliyor?
LÝBERAL TEBLÝÐ
Gülen cemaati son derece Batýcý (Batýlý
deðil) görünüyor: liberal demokrasi
benimsenmiþ, farklý dinden olana hoþgörü,
düþünce özgürlüðü, serbest piyasa, kapitalist
ekonomik deðerler (faiz hariç), ABD ve
birçok Batýlý ülke ile iyi iliþkiler… Vaaz,
kitap, makale, CD’ler, web sayfalarý vs.
Etkili bir Gülen medyasý, “liberal teblið”
tarzýný benimsemiþ durumda. Bu anlamda
radikal Ýslami hareketler Gülen hareketine
þiddetle karþý çýkýyorlar. Aralarýnda ciddi
çatýþmalar var. ABD’nin istediði ‘ýlýmlý
Ýslam’, Gülen hareketi üzerinden, liberal
Ýslami demokrasi de AKP üzerinden tüm
Müslümanlara model olarak gösteriliyor.
Bu modelin temelinde, liberalleþtirilmiþ bir
Ýslam var; Patrick Haenni’nin ifadesiyle
“Piyasa Ýslamý”. Gülen zaten ABD’de
“liberal bir Müslüman din adamý” olarak
tanýnmýþ durumda. Radikal Ýslami terörden
bezmiþ Batý’nýn can simidi olan bir insan
Gülen ve cemaati.
Büyük bir sermaye hareketi
Tahminlere göre 75 milyonluk
Türkiye’nin % 10-15’i Gülen cemaatini
destekliyor. Bu oranýn her geçen gün arttýðý
söylenebilir. Beþ kýtadaki 100 ülkede 8-10
milyon civarýnda bir mümin topluluðu var.
Yurtdýþýnda 1000’in üzerinde okul, üst
düzeyde altý hastane, yüzlerce öðrenci yurdu
ve üniversite sýnavýna yönelik hazýrlýk
kurslarý, bir uluslar arasý yardým kuruluþu,
Ramazan ayýnda iftar yemekleri, Gülen
konferanslarý, bölgesel ve yerel dinler arasý
diyalog toplantýlarý vb. Sýzýntý dergisi, Fatih
Üniversitesi, Zaman Gazetesi, Today’s
Zaman, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý,
SETA, Samanyolu TV, Cihan Haber Ajansý,
Samanyolu Lisesi, Kimse Yok Mu Derneði,
Sema Hastanesi, Bank Asya, sayýsý
bilinmeyen Iþýk Evi, trilyon dolarlýk bir
sermaye birikimi… Bu yönüyle Gülen
hareketi, çok ciddi bir sermaye hareketi
özelliði gösteriyor. Hareket, kapitalizmin
neredeyse bütün kurum, kural ve deðerlerine
uyuyor. Zaten Gülen’in kitaplarýnda
kapitalizmi iktisadi ve siyasal sistem olarak
eleþtiren, yeren veya reddeden hiçbir
düþünce yok.
Üç sacayaðý üzerine kurulu bir cemaat
Gülen hareketi, dini (Ýslam), ekonomik
(neoliberal) ve etnik (Türk milliyetçiliði)
olmak üzere üç sacayaðý üzerine kurulu. Bu
üç sacayaðýnýn üzerine oturduðu zemin, dini
bir kavrama yaslanmýþ: Hizmet. Yani Allah’a
hizmet. Bu anlamda Gülen cemaati, kendi
okullarýný ve eðitim anlayýþýný, devlet
okullarý Ýslamiyeti yeterince öðretmediði
ya da kendi anlayýþýna göre öðretmediði
için deðil, kendine ait bir “Ýslami Hizmet
Devleti” kurabilmek için oluþturdu. Bu
anlayýþýn örgütlenme biçimi, yüz kiþiden
oluþan hizmet halkalarý. Halkalar arasýnda
iletiþim var ama bir hiyerarþik bað, merkezi
bir yapý yok. Dikey deðil, yatay bir
örgütlenme söz konusu. Ama yine de bir
piramit var ve tepesinde Gülen hâkim
durumda.
Ahlaki eðitim, elitizm ve Çaðdaþ bir
Kur’an hareketi
Gülen cemaatinin pedagojik anlayýþýnýn
altýnda yatan amaç, “ahlaki eðitim”dir. Bu
ahlaki eðitimin amacý, her türlü “yozluða”
(baþta sosyalizm, terörizm, ýrkçý
milliyetçilikler olmak üzere) tavýr alan bir
gençlik (“altýn nesil”) yetiþtirmek. Gülen
cemaati, kurtuluþu, kapitalizmin yarattýðý
ahlaki erozyonu yine kapitalizm içinde
kalarak ve altyapýsýný deðiþtirmeden
kapitalizmin üstyapýsýnda reformlar
(gerekirse evrimci bir devrim anlayýþla)
dönüþümler yaratmak olarak görüyor. Bu
dönüþümün saðlanmasýnda ana görev, iki
niteliði olan insan modelinin sýrtýnda
görülüyor: Zengin ve akýllý insan. Gülen
cemaati baþarýsýz, (aþýrý) yoksul, becerileri
eksik, statüsü düþük, avamdan insanlarla
pek ilgilenir gibi görünmüyor. Ya da bu tür
insanlarý hareketin çekirdeðinin oldukça
uzaðýnda tutuyor. En azýndan yüksek statülü,
akýllý ve becerili, zengin insanlar, hareketin
kurmay halkasýný oluþturuyor. Gülen
hareketi aslýnda son derece elitist bir hareket.
Elitizm pratikte ululanýyor ama düþüncede
deðil. Elitizmi yeniden üreten Cemaat içi
sermaye hareketi. ½u anda Türkiye’de Ýslami
sermayeyi en etkili biçimde temsil eden bir
örgütlenmeye sahip. Buradaki sermaye, hem
ekonomik hem de sosyal nitelikli. Bu
sermayenin, kapitalizmin oyun kurallarýna
uymak bakýmýndan mutlaka oluþturulmasý
gerekiyor. Bu sermayenin birikiminde Ýslami
ahlak ile bilimsel bilginin buluþturulmasý
amaçlanmýþ; bu amacýn gerçekleþtirilmesi
de öncelikle modern, ileri donanýmlý ve
laik/modern görünümlü okullara düþüyor.
Din ile bilimin buluþturulmaya çalýþýldýðý
noktada Gazali’nin geleneksel çizgisine
(iman ile bilim uyuþmaz) açýkça bir karþý
çýkýþ var. Tolerans, bilim, eðitim ve
diyalog… Bunlar sanki Kuran’da içerilen
esaslar olarak görülüyor. Dolayýsýyla tüm
Gülen hareketinin üzerine oturduðu asýl ve
tek kaynak, Kuran’dýr. Gülen hareketi,
geleneksel omurgalý “çaðdaþ” bir Kur’an
hareketidir. Bu anlamda acaba Gülen
hareketi, bir þeriat yönelimli hareket olarak
görülebilir mi? Fethullah Gülen’in vaaz ve
yazýlarýna bakýlýrsa, evet. Hareketin içeriði
þeriat yönelimli bir toplum tasavvuruna
yaslanýyor ama pratiklerin biçimi oldukça
modern, hatta postmodern görünümlü.
Allaha hizmet yolunda ‘modern Eðitim’
Gülen hareketinin þeriatý oldukça
(post)modern biçimde yorumladýðý
söylenebilir mi? Kafir felsefesi yerine farklý
dinlerle diyalog, çok etnili-dilli-dinli bir
imparatorluk mantýðýnýn ulus-devlet yerine
tercih ediliþi, lakik-modern kadýnlarýn
kamusal alanda kendileri için hizmet
görmelerinin kabulü, küresel yönelimleredeðerlere sahip bir gençliðin yetiþtirilmesinin
militan Ýslamcýlar yerine tercih edilmesi…
Aslýnda eðitim, onlar için Allah yolunda,
Allah’ýn rýzasýný kazanmak anlamýnda bir
araç; týpký demokrasi gibi. Dolayýsýyla Gülen
cemaatinin Batýlý anlayýþ ve kavramlarý
araçsallaþtýrdýðý söylenebilir. Gülen’in
geleneksel medrese ve tekkelerden uzak
durmasý, hem bunlarýn sadece modern
hayatýn gereklerini karþýlamamasýndan hem
de modern zamanlarda bu okullarla tebliðin
yapýlamayacaðýný inanmasýndandýr.
Cemaat ve siyaset
Gülen cemaatinin, ilginçtir, siyasetten
hep uzak durduðu söylenmiþtir; bu doðru
deðil. Þu anda Gülen cemaati, Türkiye’de
muhafazakâr siyaseti belirleyen asýl örgüttür.
Siyaset elbette sadece siyasal alanla ilgili
deðildir. Bu bakýmdan Cemaatin hemen her
fikir ve etkinliðinin siyasi olduðu
söylenebilir, zira Ýslam, siyasal bir din
olduðu için bu olan gayet normaldir. Ýslam,
tüm kurumlarý kuþatýcý total bir dindir.
Örneðin, Gülen okullarý gerçekten siyasetten
uzak mýdýr? Gülen dünyasýnýn temel
kavramlarý olan merhamet ve sevgi, acaba
hümanist bir dünyayý kurgulamak için mi
var yoksa baþka bir þey için mi?
Kapitalist bir küresel cangýlda maneviyat
Gülen hareketi, eðitimi, terörizmin en
güçlü panzehiri olarak görmektedir
(terörizmin yaný sýra her türlü sol hareketin
de). Ama burada her türlü terörizmin
nedeninin basit ve saf bir mantýkla “Allah
yolundan ayrýlmak”ta görülmesi, onu sýradan
bir dini hareket kertesine indirmektedir. Tek
isteðinin dinin özgürce yaþanmasýna devletin
karýþmamasý, aslýnda laikliðin dinden yana
yontulmasýný gerektiriyor mu? Gönül gözü,
merhamet, sevgi, diyalog, hoþgörü, inanç,
hayýr, hayýrseverlik, bereket, sadaka, zekât,
kurban, vakýf, birliktelik, sohbet… Küresel
cangýlda bu maneviyat nereye kadar iþ
görür? Bu çoðu muhafazakâr olan deðeri
kullanarak kapitalizmden kaçmak mümkün
mü? Bu manevi deðerlerle aþýrý bireyci ve
rekabetçi kapitalist çekirdek kýrýlabilir mi
yoksa çekirdek, bu deðerleri kullanýr mý?
Bilgi, uzmanlýk, projeler, modern okullar,
karmaþýk bilgi aktarým aðý, modern
görünümlü vakýflar; tüm bunlar Gülen
hareketini nereye ve nasýl götürür?
Sonuç ya da asýl soru
Asýl soru þu: Gülen hareketi, Allah’a
hizmet ediyorum derken kapitalizme hizmet
ediyor olmasýn? O halde Gülen hareketi,
küresel kapitalizme bir yanýt deðil, onunla
birlikte ve onun içinde yaþama isteðidir.
Ama olmayacak ve çeliþkili bir arkaik
mantýk çerçevesinde: Küreselleþmeye
raðmen Ýslami bir Türk milliyetçiliði,
Kur’an’ýn dogmatizmine karþýn liberal
deðerler, çokkültürlülük yerine çokdinli bir
dünya, Ümmete milli bir devlet/milliyetçilik
üzerinden ulaþmak ya da milli bir ümmet
anlayýþý, otorite ve nizam arzusu, çilecilik
(asketizm) yerine kapitalist þirketler
üzerinden/ile dünya nimetlerinden
yararlanma… Böylesi bir toplum tasarýmý
kapitalizm içinde ne ölçüde yaþayabilir?
Devrimci bir karþý çýkýþla karþýlaþmayan
kapitalizm, her hareketi kullanýr ve sonunda
bir kenara fýrlatýp atar.
Iþýk evleri
Gülen cemaatinin eðitim denilince akla
gelen ilk pedagojik mekâný, Iþýk evleridir.
Daha çok büyük kentlerde üniversite
öðrencileri için hazýrlanan bu evler, aslýnda
otoriter Ýslami anlayýþýn birebir yaþandýðý
yerlerdir. TV izlemenin, Zaman dýþýnda
baþka gazete okumanýn yasak olduðu,
cinsiyete göre ayrýlan, sýký bir dindar
yaþamýn gerçekleþtiði bu evler, özel bir yurt
iþlevi görmektedir. Bu evler sayesinde
Cemaat üyesi gençlerin kentin görece
özgürleþtirici havasýndan ayrý ve izole bir
hayat yaþamalarý hedeflenmektedir.
Iþýkevleri, basit bir ev veya yurt deðildir.
Zira abla veya aðabeylerin denetiminde
örgütlenen bu evlerde belli yazýlý metinlerin
okunmasý, vaazlarýn dinlenmesi, sohbetlerin
yapýlmasý gibi dinsel sosyalleþmenin
yaþandýðý baþka bir pedagoji söz konusudur.
Elbette buradaki ýþýk, Aydýnlanmadan ziyade
nur ile ilgilidir.
Cemaatin dershaneleri
AKP ile Cemaat arasýnda bir gerginliðin,
rekabetin ve çekememezliðin olduðu artýk
bir sýr deðil. Karþýlýklý iki güç var ve eninde
sonunda kozlarýný paylaþacaklar. Bir ipte
iki cambaz oynamaz! Ýkisi arasýnda çýkan
en son sorun, Tayyip Erdoðan’ýn kapatmak
istediði dershaneler. Ýyi bilinir, ülkedeki
dershane piyasasýnýn tekeli Cemaatin elinde.
Dershane, hem büyük bir sermaye gücü
hem de üye kayýt ve dinsel sosyalleþtirme
aracýdýr. Baþbakanýn dershanelerin yerine
okul kurulmasý önerisi bile Cemaati tatmin
etmedi. Zaman gazetesinde Baþbakan
resmen yaylým ateþine tutuldu. Ýtiraz
noktalarý, dershanelerin birçok olumlu iþlevi
(yoksul öðrenciler için fýrsat eþitliði
yaratmasýndan devlet okullarýnýn veremediði
kaliteli bir eðitimi vermesi iddiasýna deðin)
üzerine oturtuldu. Fakat asýl mesele, iktidar
paylaþýmýdýr. AKP, ordu, üniversite, medya
ve diðer kuruluþlarý dize getirdikten sonra
ülkede hala kendinden baþka bir güç olmasýn
istiyor. Ýktidarda sadece kendisi olsun istiyor.
Ama var, o da Cemaat. Cemaatin
dershanelerden vazgeçmesi mümkün deðil,
çünkü halka en etkili ulaþabildiði
mekanizmalarýn baþýnda dershaneler geliyor.
Dershanelerde sadece bilgi satmýyor;
oralarda öðrencilere baþka bir dünya da
sunuyor. Ýslami bir ahlaki düzen üzerine
kurulacak bir dünya için dershanelerde baþka
türlü bir pedagoji uyguluyor. Nitekim laik
veya baþka dini örgütlerin çocuklarýnýn bile
buralara gönderilmesi, Cemaat için büyük
bir prestij konusu. Ama herhalde en
önemlisi, dershanelerin sahip olduðu
sermaye gücü olsa gerek. Bu yüzden,
Cemaat, sýrf dershaneleri için bile AKP’den
vazgeçebilir ya da sonuna kadar mücadele
edebilir. Dershaneler, Cemaati þirket mantýðý
üzerinden kapitalizm içinde tutmaya devam
ediyor.
BirGün Pazar
Kýzýlbaþlar: Aleviler, hiç olmazsa yalan
yanlýþ, ezbere bilgilere dur diyecek nitelikte
bir kitap.
Karadeniz’deki eski evlerde mutfak
epeyce geniþ olurdu. Yemeðin piþirildiði,
kuzinenin eksik olmadýðý, kokularýn birbirine
karýþtýðý bu odalarda, genellikle evin yaþlýlarý
geceleri yatar ve kýþlarý kuzinenin sýcaðýndan
da faydalanýrdý. Rahmetli dedemin sesini
duyardým yatmaya yakýn. “Ya Allah Ya
Muhammed Ya Ali” diyerek baþladýðý
dualarý, Hacý Bektaþ’tan, Pir Sultan’dan
okuduðu nefesleri hâlâ kulaðýmdadýr. Baþýnýn
hemen üstünde kocaman bir Hz. Ali resmi,
onun yanýnda on sekizinde, 1980
darbesinden hemen önce yitirdiði en küçük
oðlunun siyah beyaz fotoðrafý. Küçükken
dedemin anlattýðý hikâyeler bir türlü bitmek
bilmez gelirdi bana. Nihayete eremeyecek
sanýr, genellikle de Þahmaran’ýn, Ali’nin
yiðitlik hikâyelerinin pek çoðunun sonunu
dinleyemeden uyuyakalýrdým. Þimdi kafamý
duvarlara vursam yeridir diye düþünüyorum,
ne güzel hikâyelermiþ, hiç bitmeselermiþ.
Dedeme Âþýk Cemal derlerdi. Ben onu
tam anlamýyla tanýmaya baþladýðýmda uzun
boyu eðrilmiþ, on yýl süren tek baþýnalýðýnýn
yasýný tutmaktaydý, anneannemi uzun zaman
önce kaybetmiþti. Gençliðinde saz çalar,
nehrin taa karþý tarafýndaki kýzlarý sesiyle
mest edermiþ. Sazýndan vazgeçtiði, vasiyet
edip durduðu vakitlerdi benim onunla
tanýþýklýðým. Cemlere gider baþköþede yer
alýrdý. Dede soyundan gelmediði halde büyük
saygý duyarlardý dedeme, cem geceleri
topluluða hikâyeler anlatýrdý. Güvenç Abdal
Ocaðý’na baðlýydý. Romanlara konu olacak
bir yaþamýn sonlarýndaki bu adamla olan
baðým oldukça kuvvetliydi, belki en kýymet
verdiðimdi, bilemiyorum.
Dedem hikâyeler anlatýrdý dedim ya.
Bunlardan birisi de Kýzýlbaþlara neden
Kýzýlbaþ dendiðiyle ilgiliydi. Rivayete göre
Hz. Ali’nin bir savaþ sýrasýnda diþi kýrýlmýþ
ve kan akmaya baþlamýþ. Hemen avcunun
içine boþaltmýþ kaný ve yere dökülmesine
engel olmuþ. Çünkü kaný akarsa, o topraðý
yakar kavururmuþ. Almýþ kanýný baþýna
sürmüþ ve cenge devam etmiþ. Onun
yiðitliðini gören düþmanlarý da “Kaçýn, kaçýn
Kýzýlbaþ Ali geliyor” demiþler ve böylece
Ali’nin taraftarlarýna Kýzýlbaþ denmiþ.
Dedemin anlattýðý bu hikâyenin bir
benzerini Krisztina Kehl-Bodrogi’nin
yazdýðý Kýzýlbaþlar: Aleviler kitabýnda da
okudum ama maalesef aynýsý deðildi.
Bodrogi, Aleviler’e neden Kýzýlbaþ
dendiðiyle ilgili üç hikâye anlatýyor kitapta.
Biri Sýffýn Savaþý’nda geçiyor. Hikâye þöyle:
“Sýffýn Savaþý sýrasýnda Ali taraftarlarý ile
Muaviye askerleri birbirlerinden ayýrt
edilememekteydi. Bu nedenle de Ali’nin
adamlarý farkýnda olmadan birbirlerini
öldürmekteydi. Bu gibi durumlardan
kaçýnmak adýna Ali, askerlerine kýrmýzý bir
baþlýk takmalarýný emreder ki savaþ sýrasýnda
askerler hangi taraftan olduklarýný
anlayabilsinler. O günden beri Ali taraftarlarý
Kýzýlbaþ olarak adlandýrýlýr.” Bir diðer rivayet
þöyle: “Ali Kûfe’de Ali Ýbn-i Mülcem’in
kýlýç darbesiyle kafasýndan yaralandýðýnda,
baþýndan akan kan türbanýný kýrmýzýya boyar
ve bu nedenle sanki kýrmýzý bir baþlýk
takýyormuþ gibi görünür. Bu talihsiz olayý
anmak adýna taraftarlarý kendilerine Kýzýlbaþ
derler.” Dedemin anlattýðý hikâyeye en yakýn
olandan da söz ediyor Bodrogi: “Bir dövüþ
sýrasýnda Ali’nin bir diþi kýrýlýp düþer. Bunun
üzerine Ali bir hizmetkarýna diþi, insan ayaðý
deðmemiþ bir yerde topraða gömmesini
emreder. Bu sýrada Ali kanlý eliyle saçlarýna
dokunur ve saçlarý kýrmýzý rengini alýr.
Kýzýlbaþ adý da iþte buradan gelir.”
Caferi, Hüseyni, Alevi, Gürûh-i Naci...
Gördüðünüz gibi rivayetler türlü türlü.
Kim, neye inanmak istiyorsa onu aktarýyor
kuþaktan kuþaða. Aleviliðin yazýlý
geleneðinin de yeni yeni geliþtiðini
düþünecek olursak, sözlü aktarýmlarýn
çeþitliliðinin bizi þaþýrtmamasý gerektiðini
de kolayca kavramýþ oluruz.
Aleviler kendilerini yalnýzca Kýzýlbaþ
olarak da tanýmlamýyor; Caferi, Hüseyni,
Alevi, Gürûh-i Naci ve Bektaþi diyerek
çeþitli adlandýrmalar, bölgeye ve gruplara
göre de deðiþiyor. Ancak özellikle
günümüzde Aleviler kendilerini tanýmlarken
Kýzýlbaþ ifadesini pek kullanmýyor. Peki,
Kýzýlbaþlar nasýl olmuþ da kendilerini bir
müddet sonra Alevi olarak tanýmlamaya
baþlamýþlar ve ne zamandan beridir?
Alevilere neden Kýzýlbaþ dendiðiyle ilgili
bu rivayetlerin yaný sýra Sünniler arasýnda
genel ifadesiyle bu tanýmlamanýn Alevi
topluluðunu aþaðýlamak amacýyla da uzun
yýllardýr kullanýldýðý bir gerçek. Krisztina
Kehl-Bodrogi kitabýnda bununla ilgili de
birkaç kelam ediyor. “Kýzýlbaþ ifadesinin,
söz konusu inanç topluluðunun üyeleri
tarafýndan pejoratif (aþaðýlayýcý) ve topluluk
karþýtlarýnýn uydurduðu bir isim olmasý
nedeniyle reddedildiði yönündedir. Alevi
ifadesi günümüzde gittikçe daha fazla
yaygýnlýk kazansa da eski nesil topluluk
üyelerinin kendilerini hâlâ ve genelde
Kýzýlbaþ olarak tanýmladýklarý gerçeði sabit
kalýr.”
Anlaþýlan o ki Bodrogi’nin iddiasýna göre
Aleviler hâlâ kendilerini Kýzýlbaþ olarak da
tanýmlýyor, ancak Kýzýlbaþ kelimesine
yüklenen aþaðýlayýcý anlamýn da
bilincindeler. Yani Alevilerin karþý olduðu
þey Kýzýlbaþ ifadesinin kendisi deðil,
kavramla ilintilenen içerik. Bodrogi’ye göre,
Alevi kavramýnýn kullanýlmasý ise on altýncý
yüzyýlla birlikte baþlýyor. Bu da bizi baþka
bir tarih dilimine, 1. Selim zamanýna
götürüyor. Çünkü Alevilerin/Kýzýlbaþlarýn
marjinal bir konuma geçmeleri de yine o
dönemin fitillediði ateþlerden birisi.
Bugünün Alevileri
Sonsöz niteliðinde bir önsöz kaleme
almýþ Kýzýlbaþlar/Aleviler kitabýnda Bodrogi
ve bir bölümünde kitabýn yazýlmasýnýn
amacýný þöyle dile getiriyor: “Bu çalýþma
daha ziyade Kýzýlbaþ/Alevi inancýný ve bu
inanca özgü sosyal ve dini yapýyý, içinde
hareket ettikleri toplumun kuþatmasý altýnda
tamamen eriyip yok olmadan önce kayýt
altýna alma çabasý olarak deðerlendirilebilir.”
Hem bir uyarý hem de ciddi bir tespit olarak
yüzümüzde sert bir tokat gibi çýnlayan bu
cümle, Kýzýlbaþlarýn/Alevilerin içinde
bulunduklarý toplumun yapýsý içinde eriyip
yok olacaklarý endiþesini de gözler önüne
seriyor. Grubun ötekileþtirilmesi, dini
ötekileþtirmeden politik ötekileþtirmeye
kayan eksen, dini ve sosyal organizasyonun
çökmesi, grup içi evlilik kuralýnýn gücünü
giderek yitirmesi, dini bilginin aktarýmýndaki
aksaklýklar ve kesintiler yazara çok önemli
bir soru daha sorduruyor. Burada asýl soru
diyor Bodrogi; “bu þartlar altýnda
Kýzýlbaþlýðýn/Aleviliðin hayatta kalma
þansýnýn olup olmadýðýdýr.”
Günümüz Alevi/Kýzýlbaþ genç neslin de
ele alýndýðý bölümden yola çýkarak ise þöyle
diyor yazar: “Bu þartlar altýnda sorulmasý
gereken eskiye göre artmýþ olan nüfustaki
yeni kuþaðýn, Alevi ve Alevi olmayan ‘ilerici’
ozanlarca aktarýlan nefeslere ne daha az, ne
daha fazla ilgi gösteren üyelerinin,
kendilerini Alevi olarak görüp görmedikleri
ya da anne babalarýnýn olduðu anlamda Alevi
olarak kavranýp kavranmayacaklarý
sorusudur.”
Krisztina Kehl-Bodrogi’nin bu kapsamlý
çalýþmasýyla Kýzýlbaþlýk/Alevilik nedir, ne
deðildir sorusunun cevabýna biraz daha
yaklaþacaðýnýzý tahmin ediyorum. Tarihsel
içeriði ve grubun sosyal ve dini yapýsýný
günümüz haliyle de gözler önüne sermeye
çalýþan kitap hiç olmazsa yalan yanlýþ, ezbere
bilgilere de dur diyecek nitelikte.
KIZILBAÞLAR
Krisztina Kehl-Bodrogi
Çeviren: Oktay Deðirmenci, Bilge Ege
Aybudak
Ayrýntý Yayýnlarý
2012, 224 sayfa, 18 TL.
Radikal Kitap
Sulucakarahöyük/KAPADOKYA
Cuma Onur ÞAHÝN
UNESCO tarafýndan 1985 yýlýnda hem
doðal ve hem de kültürel miras listesine
alýnan ve dünyada bir baþka benzeri
bulunmayan Kapadokya bölgesinde
peribacalarý arasýna yapýlan butik otelin
inþaatý, Kültür ve Turizm Bakanlýðý
tarafýndan durduruldu.
Nevþehir Valisi Abdurrahman Savaþ,
bakanlýktan gelecek olan heyetin inþaat
alanýnda incelemelerde bulanacaðýný
kaydetti.
Kapadokya bölgesinin en önemli turizm
merkezlerinden biri olan Nevþehir´in
Uçhisar beldesinde, tarihi Uçhisar Kalesi
yamaçlarýndaki peribacalarý arasýnda bir
süre önce yapýmýna baþlanan butik otel
inþaatý nedeniyle artan tepkiler üzerine
Kültür ve Turizm Bakanlýðý inceleme
baþlattý. Konuyla ilgili gazetecilerin
sorularýný yanýtlayan Nevþehir Valisi
Abdurrahman Savaþ, inþaatýn yapýmýna
uzman ekip araþtýrmasýný tamamlayýp
raporunu sununcaya kadar ara verildiðini
açýkladý. Bahsedilen projenin Nevþehir
Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma
Kurulu'ndan onaylý ve Uçhisar Belediye
Baþkanlýðýndan yapým izni almýþ bir proje
olduðunu ifade eden Vali Savaþ, proje ile
ilgili kendilerine gelen þikayetlerin bakanlýk
yetkililerine iletildiðini belirterek, ''Kültür
ve Turizm Bakanlýðýnýn yöneticileriyle
görüþmelerimizde bu konuda kaygý
olduðunu ifade etmiþtim. Tabii medyada da
son dönemde yer almaya baþladý.
Bakanlýðýmýz bu kaygýlarý duyduðu andan
Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR
Hasan KANKAL
Nevþehir´de pide fýrýnlarýnda ve ekmek
büfelerinde çalýþanlara yönelik hijyen eðitimi
düzenlenecek.
Nevþehir Esnaf ve Sanatkarlar Odalarý
Birliði Baþkaný Ýsmail Ördü, 4 Ocak 2012
tarihli ve 28163 sayýlý Resmi Gazete'de
yayýmlanarak yürürlüðe giren Gýda Tarým ve
Hayvancýlýk Bakanlýðý'nýn Türk Gýda Kodeksi
Ekmek ve Ekmek Çeþitleri Tebliði gereði
kurum olarak yapacaklarý hijyen eðitimleri
hakkýnda bir açýklama yaptý.
Söz konusu tebliðin EK-2´nin 10.
maddesinde, 'Bu tebliði kapsamýnda faaliyet
gösteren gýda iþletmecileri sorumluluk alanlarý
ile ilgili çalýþtýrdýklarý personelin gýda hijyeni
ile ilgili konularda eðitilmelerini saðlarlar'
hükmü gereði 06 Temmuz 2012 tarihinde
TESK ile Gýda Tarým ve Hayvancýlýk
Bakanlýðý arasýnda ekmek üretiminde,
daðýtýmýnda ve satýþýnda çalýþan personel ile
fýrýnlarýn uzantýsý olmayan ekmek satýþ
yerlerindeki ekmek satýþý yapan personele,
genel gýda hijyeni konularýnda eðitilmelerini
saðlamak amacýyla bir 'Ýþbirliði Protokolü'
imzalandýðýný hatýrlatan Ördü, Türkiye
genelindeki esnaf odalarý birliklerinin bu
konuda yetkili kýlýndýðýný ifade etti. Bu
kapsamda Gýda Tarým ve Hayvancýlýk Ýl
Müdürlüðü ile Nevþehir Esnaf ve Sanatkarlar
Odalarý Birliði tarafýndan eðitimlere
baþlanacaðýný açýklayan Ýsmail Ördü, ilk
etapta ekmek ve pide üretimi yapan firmalarýn
iþletmecileri ile üretim ve daðýtým
kýsýmlarýnda çalýþan personellerine yönelik
eðitim düzenleneceðini ve eðitim sonunda
katýlýmcýlara sertifika verileceðini belirtti.
Ördü ayrýca, fýrýncýlýk ve pidecilik sektöründe
faaliyet gösteren esnaflarýn baðlý bulunduklarý
odalardan bilgi alarak eðitimlere
baþvurabileceklerini sözlerine ekledi.
itibaren bir ön araþtýrma yapmýþtý fakat 19
Kasým tarihli Kültür Bakanlýðý
müsteþarýmýzýn bir yazýsýyla Kültür Varlýklarý
ve Müzeler Genel Müdürlüðünden uzman
bir ekibin buraya gelip konuyu yerinde
inceleyeceði ve bu inceleme sonuçlanýncaya
kadar inþaatýn yapýlmasýna ara verilmesi
yönünde bir talimat aldýk. Bugün itibarýyla
inþaatýn yapýmý durduruldu. Çalýþmalara
uzman ekip araþtýrmasýný tamamlayýp
raporunu sununcaya kadar ara verildi'' dedi.
Vali Savaþ, bakanlýktan gelecek olan ekibin
çalýþmalarýný kýsa sürede tamamlamasýný
beklediðini sözlerine ekledi.
Eskiden köylerde un deðirmenleri olurdu
ve un deðirmenlerini iþletenlere de
Deðirmenci derlerdi.
Deðirmencinin oðlu bir gün babasýnýn
yanýna deðirmene gitmiþ.
Niçin olduðunu anlamamýþ ama deðirmende
bir kavga olmuþ ve deðirmenciyi iyice
dövmüþler. Çocuk doðru eve gelmiþ ve
kardeþlerine;
Babamdan biz korkuyoruz. Deðirmendekiler
babama çaldýlar sopayý demiþ.
Bizde kimin kimden niçin korktuðunu
bilemiyoruz ama bildiðimiz bir þey var ki
oda insanlar bildiklerini söylemiyorlar,
söyleyemiyorlar. Korkunun ecele faydasý
yok terimini de bilmelerine raðmen.
Büyük bir ihtimalle zaman zaman doðrular
söylendiðinde birilerinin çýkarlarýna ters
düþecek ve doðruyu söyleyen de söylediðinin
bedelini aðýr ödeyecek.
Ama unutulmamalý ki doðruyu
söylememenin bir bedeli varsa, söylemenin
de bedeli olacaktýr. Ülkede yaþananlara
bakýyorsunuz iþin üzerine gidilse yer
yerinden oynar ama kimseden týk yor.
Þikayetçi var mý diye sorsanýz yine týk yok
ama birebir konuþtuðunuzda herkes kan
aðlýyor. Kimileri kalkýyor ülke elden gidiyor
diyor, bir baþkasý iþim elden gidecek diyor,
kimileri fýrsat elden kaçýyor diyor ama iþ
düþünceleri kamuoyu ile paylaþmaya gelince
ortada kimseler yoktur.
Belli ki insanlar birilerinden korkuyorlar
ama niçin korktuklarýný da söyleyemiyorlar.
Alevilerde bir söz vardýr.
Eline, Diline, Beline sahip ol.
Bu söz birçok anlamda yorumlanabilir.
Birileri çýkar,
Elinle koymadýðýný alma yani senin olmayan
bir þeye el uzatma, haksýzlýk etme,
Üzerine düþmeyen konuda laf etme,
dedikodu etme, yalan söyleme.
Baþkalarýnýn namusunu kendi namusun gibi
gör ve ona saygýlý ol,
Bir baþkalarý da bunu daha farklý
deðerlendirir ve;
Eline yani memleketine yurduna (yaþadýðýn
yere) sahiplen, deðerini bil.
Diline yani konuþtuðun diline sahiplen, ana
dilini konuþma dilin olarak kullan,
Alevi öðretisinin temelini oluþturduðu gibi
tüm insanlarýnda uymasý gereken bu üç kural
ne yazýk ki günümüzde tamamen çýkar
amaçlý kullanýlmaya baþlandý.
Eþler birbirlerine yalan söylüyor, ebeveyn
çocuklarýna, iþçi iþveren, siyasiler
seçmenlerine yalan söylüyorlar.
Sokakta insanlar baþkalarýnýn namusunu hiç
sayýyorlar hatta erkek kadýn fark etmiyor,
birbirlerinin eþlerine sarkýntýlýk ediyor.
Üzerine düþmediði halde gereksiz ve
anlamsýz laflar ediyor. Bu örnekler
çoðaltýlabilir ama bir söz vardýr.
Arif isen bir gül yeter koklamaða
Nadan isen gir bahçeye yolmaða. Bunun en
kýsa anlamý adam olana bir söz yeter ama
hala anlayamayanlara ise dedem Cafer Tan
bir þiirindeki iki dörtlüðünde þöyle
sesleniyor.
Marifet insanda gayne bakýlmaz
Hak terazisine hile yapýlmaz
Sebze pazarýnda altýn satýlmaz
Mevkiine göre dükkan olmalý
Mevkiine göre dükkan açýlýr
Kýymeti bilene altýn satýlýr
Bilmeyenler için bakýr katýlýr
Gizli hazineler ayan olmalý
Gizli hazineler insanda ayan
Cafer, gaflette uyuma uyan
Ecelin gelince hiç verme zaman
Ruhunda gördüðün rahman olmalý.
Sulucakarahöyük/ANKARA
Yýlmaz KIZILIRMAK 20-Kasým-2012
DÝSK 20 Kasým tarihini Filistin ile
dayanýþma günü ilan etti ve bugün
Ankara’da Ýsrail Büyükelçiliði önünde
protesto gösterisi düzenledi
“Riyakâr hükümetlere karþý, iþgal
yalanlarýna karþý, ABD’ye ve þýmarýk
çocuðu Ýsrail’e karþý sesimizi yükseltmek
ve Filistin halkýyla dayanýþmak için 20
Kasým Salý gününü FÝLÝSTÝN HALKIYLA
DAYANIÞMA GÜNÜ” ilan ettiðini bildiren
Türkiye Devrimci Ýþçi Sendikalarý
Konfederasyonu (DÝSK), Filistinlilere
dönük saldýrýlarýný artýran ve neredeyse
katliam düzeyine çýkartan Ýsrail’i protesto
etti. DÝSK üyesi sendikalar bugün saat:
12:30’da, Gaziosmanpaþa’da Uður Mumcu
Caddesinden Mahatma Gandhi Caddesi
No: 85 adresinde bulunan Ýsrail Ankara
Büyükelçiliðine yürüyerek protesto gösterisi
yaptý.
Ýsrail’e dur demek emperyalizme hayýr
demektir
Ýsrail’e “DUR” demek, bölgedeki
emperyalist saldýrganlýða “HAYIR”
demektir diyen DÝSK, Ýsrail’in Gazze’ye
dönük saldýrýlarý sonucu onlarca Filistinlinin
yaþamýný yitirdiðini bildirdi.
DÝSK, Filistin Ortadoðu’nun
kapanmayan yarasýdýr
DÝSK tarafýndan yapýlan açýklamada,
”Ortadoðu’nun uzun yýllardýr kapanmayan
yarasý Filistin yine kanamaya devam ediyor.
Katliamlara doymayan Ýsrail, Filistin
halkýnýn yaþama haklarýný ve olanaklarýný
her geçen gün daha da kýsýtlarken, insan
haklarý ihlallerinde sýnýr tanýmýyor;
katliamlarýný sürdürüyor” denildi.
DÝSK’e baðlý sendikalarýn üyeleri
Ankara’da Ýsrail Büyükelçiliðine protesto
yürüyüþü yaptý
Uður Mumcu Caddesinin Seyran Baðlarý
tarafýndaki baþýndan, “FÝLÝSTÝN’E
ÖZGÜRLÜK. FÝLÝSTÝN HALKI YALNIZ
DEÐÝLDÝR” parkartý açarak Ýsrail
Büyükelçiliðine yürüyen DÝSK’liler yürüyüþ
süresince sýk sýk, “YAÞASIN HALKLARIN
KARDEÞLÝÐÝ – FÝLÝSTÝN HALKI
YALNIZ DEÐÝLDÝR – KATÝL ÝSRAÝL
HESAP VERECEK” sloganlarý haykýrdýlar.
Ýsrail’in Ankara Büyükelçiliði yoðun
güvenlik önlemleriyle korunuyor
Yoðun güvenlik önlemleriyle korunan
Ýsrail Büyükelçiliðine yaklaþýldýðýnda önü
devletin silahlý güçlerince kesilen DÝSK
korteji, burada DÝSK Genel Baþkaný Erol
EKÝCÝ’nin yaptýðý basýn açýklamasýyla
protesto eylemini sürdürdü.
DÝSK Genel Baþkaný Erol EKÝCÝ,
katliamcý Ýsrail ordusunun saldýrýlarý
artarak sürüyor
“KAHROLSUN EMPERYALÝZM!
YAÞASIN ÖZGÜR FÝLÝSTÝN!” sloganýyla
konuþmasýna baþlayan DÝSK Genel Baþkaný
EKÝCÝ, katliamcý Ýsrail ordusunun Filistin’e
ve Filistinlilere yönelik artýrdýðý saldýrýlar
sonucunda onlarca insan yaþamýný
kaybettiðini ve bir kez daha sivilleri hedef
aldýðýný söyledi.
Parçalanmýþ topraklarýyla kendi
ülkesinde bir mültecidir Filistinli
EKÝCÝ, Filistin halkýnýn topraklarýnýn
Ýsrail tarafýndan iþgal edilmesi nedeniyle
bugün paramparça bir halde olduðunu,
nüfusunun yüzde 20’sinin Ýsrail bölgesinde
bulunduðunu, 4.5 milyon Filistin yurttaþýnýn
ise kendi topraklarýna dönüþ haklarý
olmamasý nedeniyle dünyanýn çeþitli
ülkelerinde mülteci olarak yaþamak zorunda
kaldýðýný bildirdi.
Ýþsizlik, yoksulluk ve sefalet Filistinlinin
yaþamýnýn önemli parçasý
“Dönseler de artýk sýðýnabilecekleri bir
ülkeleri yok! Batý Þeria ve Gazze’de 3.5
milyon insan yoksulluklarla dolu ve her
türlü haktan yoksun yaþýyorlar. Filistinlilerin
yüzde 60’ý iþsiz, iþ alanlarý da yok. Yüzde
50’si ise tam bir sefalet içinde yaþýyorlar”
diyen EKÝCÝ, günde 2 dolardan az gelire
sahip Filistinlilerin nüfusun yarýsýndan
fazlasýný oluþturduðunu, kontrol
noktalarýnda insanlarýn aþaðýlanarak
bekletildiðini, iþkence yapýlýp kurþunlara
hedef olduðunu, bunun ABD desteðiyle
yýllardýr süren Ýþgalin acý bir bilançosu
olduðunu söyledi.
Ortadoðu’da emperyalizmin insanlýk
düþmaný politikasý hüküm sürüyor
Filistin’de acýnýn hiç bitmediðini,
Afganistan ve Irak’ta ABD iþgalinin
sürdüðünü, Golan Tepelerinin ise yýllardan
beri Ýsrail siyonizminin iþgali altýnda
bulunduðunu kaydeden EKÝCÝ, þimdi
sýranýn Suriye’de olduðuna iþaret ederek
hedef tahtasýndaki Ýran’ý da hatýrlattý.
EKÝCÝ, onurlu Filistin halkýnýn yanýnda
olmak, emperyalizme karþý Ortadoðu
halklarýyla ayný safta yeralmaktýr
Bütün bu olup bitenler karþýsýnda
Filistin’de Ýsrail’e “dur!” demenin,
bölgedeki emperyalist saldýrganlýða “hayýr”
demek anlamýna geldiðini belirten EKÝCÝ,
onurlu Filistin halkýnýn yanýnda olmak,
emperyalizme karþý yoksul Ortadoðu
halklarýnýn safýnda olmak demektir diyerek
konuþmasýný sürdürdü.
EKÝCÝ, Filistin bir devlet ve toprak
parçasýndan ziyade bir yaklaþým ve
yaþatýlan duygudur
“Filistin nerededir?” diye anlamlý bir
soru yönelten EKÝCÝ, yanýtýný yine kendisi
þu sözlerle verdi.
“Kimi dünya haritalarýnda Filistin devleti
yer almaktadýr. Kimi haritalara göre Filistin
Ortadoðu’dadýr. Ancak Filistin bir toprak
parçasýndan çok, bir anlayýþ ve bir
duygudur.”
Filistin; ABD’de derisinin renginden
dolayý baský altýnda tutulan Afrikalýlarýn
mahalleleri, Güney Amerika’da dað
köyleri, Asya’nýn uzak bir köþesinde dini
özgürlükleri kýsýtlanan Müslüman
kasabalarýdýr
“ABD’de derisinin rengi yüzünden baský
gören Afrikalýlarýn yaþadýðý mahalleler
Filistin’dir. Filistin, Güney Amerika’da
aðaçlarý kesilen ýrmaklarý kurutulan dað
köyleridir. Asya’nýn uzak bir köþesinde dini
özgürlükleri kýsýtlanan Müslümanlarýn
yaþadýðý kasabalardýr” diyen EKÝCÝ,
Türkiye’de hak ettiði maaþý alamazken evine
ekmek götürmeye çalýþan iþçilerin çalýþtýðý
fabrikalarýn da Filistin olduðunu söyledi.
EKÝCÝ, nerede bir ezilen, hakký
gaspedilen varsa Filistin’i anýmsatýr, insan
onuruna ve vicdanýna sahip çýkan herkes
Filistinlidir
Nerede bir ezilen varsa, hakkýný
alamayan ama hakkýný arayan birileri varsa
orasýnýn Filistin olduðuna iþaret eden EKÝCÝ,
insan onuruna ve insan vicdanýna sahip
çýkan herkesin Filistinli olduðunu ve o
yüzden Filistin halkýna sýkýlan her kurþunun,
atýlan her bombanýn kendimize atýlmýþ kabul
edilmesi gerektiðini bildirdi.
EKÝCÝ, Filistin halkýnýn dostu kim, Ýsrail
ve ABD’nin dostu kim bu Türkiye’de iyi
bilinir
Türkiye de herkesin Filistin halkýnýn
dostlarýnýn kimler olduðunu sorgulamasý
gerektiðini hatýrlatan EKÝCÝ, hükümetin
kameralar karþýsýnda Ýsrail’e karþý tavýrlar
sergilemekte adeta þov yaptýðýný, ancak bir
yandan da ABD ve Ýsrail ile dostluðunu
sürdürdüðünü, bunun son örneðinin ABD
ve Ýsrail’i savunmayý amaçlayan füze
üslerine ev sahipliði yapmasýyla gösterdiðini
kaydetti.
DÝSK, her zaman Filistin halký ve
sendikalarýnýn kadim dostudur
Türkiye’deki emek ve demokrasi
güçleriyle Filistin halkýnýn mücadele
örgütleri arasýnda uzun yýllara dayanan bir
dostluk bulunduðunu, DÝSK’in, bedeller
ödenerek korunmuþ bu dostluðu
sürdürdüðünü ifade eden EKÝCÝ, Filistin
Sendikalar Konfederasyonu baþta olmak
üzere bölgedeki demokrasi güçleriyle
dayanýþma içinde olduklarýný, bugün de,
“Filistin Halkýyla Dayanýþma Günü”
kapsamýnda DÝSK üyelerinin çalýþtýðý bütün
iþyerlerinde Filistin’le dayanýþma bildirileri
okunduðu ve sendikalarýmýzýn Filistin
bayraklarýyla donatýldýðýný söyledi.
EKÝCÝ, Birleþmiþ Milletler Ýsrail
saldýrganlýðýný ve iþgalini durdurmalý,
Filistin’i tanýmalýdýr
Birleþmiþ Milletler’e Ýsrail Büyükelçiliði
önünden çaðrý yapan EKÝCÝ, “Ýsrail
saldýrganlýðýný ve iþgalini durdurun. Filistin’i
eþit haklara sahip özgür bir devlet olarak
tanýyýn…” dedi.
EKÝCÝ, Filistinlilere yapmadýðýný
býrakmayan Ýsrail artýk Filistinlilere
dönük zulme ve iþgale son vermeli,
Filistinlilerin özgürlüðüne saygý
göstermelidir
Ýsrail’i uyaran EKÝCÝ þunlarý söyledi,
“Yýllardýr ABD emperyalizmi ve bölgedeki
kukla rejimlerle iþbirliði içinde
uygulamadýðýnýz zulüm, yapmadýðýnýz
baský, kullanmadýðýnýz silah kalmadý. Yine
de Filistin halkýnýn direniþini bitiremediniz.
Artýk Filistinlilerin özgürlüðüne saygý
gösterin. Ýþgale ve zulme son verin.”
EKÝCÝ, AKP hükümeti Ýsrail ve ABD ile
askeri anlaþmalarý feshetmeli,
emperyalizmin deðil Ortadoðu
halklarýnýn yanýnda yeralmalýdýr
DÝSK Genel Baþkaný Erol EKÝCÝ AKP
hükümetini de uyararak þunlarý söyledi.
“Ýsrail ve ABD ile bütün askeri anlaþmalarý
feshederek, Kürecik’teki füze kalkanýný
kaldýrarak, emperyalizmin çýkarlarýnýn deðil,
Ortadoðu halklarýnýn yanýnda yer alýn.”
Sermaye çevrelerini uyaran EKÝCÝ, iþgale
daha fazla ortak olmayýn
Ýsrail ile ticaret yapan Türkiyeli þirketleri
de uyaran EKÝCÝ, “iþgale daha fazla ortak
olmayýn!” dedi.
Konuþmasýnýn sonunda Filistin halkýna
seslenen EKÝCÝ, “Yalnýz deðilsiniz.
Türkiye’de iþçiler, emek ve demokrasi
güçleri özgür ve demokratik bir Filistin
kurulana kadar sizinle birlikte olacaktýr”
diyerek, “KAHROLSUN
EMPERYALÝZM! YAÞASIN ÖZGÜR
FÝLÝSTÝN! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN
BÝRLÝÐÝ ve HALKLARIN
KARDEÞLÝÐÝ!” sloganlarýyla bitirdi.
EKÝCÝ’nin konuþmasýnýn ardýndan bir süre
oturma eylemi yapýldý ve sonra eylem
sonlandýrýldý.
20 Kasým 2012
Sulucakarahöyük/ANKARA
Yýlmaz KIZIIRMAK 19-Kasým-2012
KESK’li kadýnlar, Kadýna Yönelik
Þiddete Karþý Mücadele ve Uluslararasý
Dayanýþma Günü olan 25 Kasým’ý
taleplerin hatýrlatýldýðý eylemlerle
karþýlýyor
25 Kasým Kadýna Yönelik Þiddete Karþý
Mücadele ve Uluslararasý Dayanýþma
Günü’ne iliþkin Kamu Emekçileri
Sendikalarý Konfederasyonu (KESK) Kadýn
Sekreteri Canan ÇALAÐAN, bugün
Konfederasyon merkezinde düzenlediði
basýn açýklamasýnda; “KESK’li Kadýnlar
olarak eril þiddetin her türlüsüne karþý yine
alanlarda olacak ve taleplerimizi
haykýracaðýz” dedi.
KESK Kadýn Sekreteri Canan
ÇALAÐAN, bugün yaptýðý basýn
açýklamasýnda eylem takvimini açýkladý
Ülkemizde AKP iktidarýnýn son on yýldýr
hayata geçirdiði politikalarýn bir sonucu
olarak kadýna dönük þiddetin sistematik
olarak arttýðýna iþaret eden KESK Kadýn
Sekreteri Canan ÇALAÐAN, KESK’li
kadýnlarýn eril þiddete karþý sessiz
kalmayacaðýný, taleplerini haykýrmak için
alanlarda olacaðýný bildirdi.
Yarým asýr önce Mirabel kardeþlerin
akibeti ile günümüz Türkiye’sinde
yaþayan kadýnlarýn karþýlaþtýklarý
arasýnda çok benzerlik var
Bundan yaklaþýk yarým asýr önce Mirabel
kardeþlerin, ülkelerindeki diktatörlüðe karþý
özgürlük mücadelesi yürütürlerken erkek
devlet þiddetinin hedefi olduklarýný ve
vahþice katledildiklerini anýmsatan
ÇALAÐAN, günümüz Türkiye’sinde,
hayata geçirdiði erkek egemen politikalarla
AKP iktidarýnýn, diktatörlük rejimlerini
aratmayan uygulamalarýný baþta kadýnlar
olmak üzere, kendisi gibi düþünmeyen,
iktidarýna biat etmeyen tüm muhalif
kesimlere dayattýðýný kaydetti.
AKP iktidarý muhalif sese tahammül
edemiyor, KESK’li kadýnlar iktidarýn
hedefinde
ÇALAÐAN, eril þiddetin türlü
biçimleriyle karþý karþýya gelindiði böylesi
bir süreçte iktidarýn, karþý ses çýkaran tüm
kesimlere olduðu gibi üyelerine yönelik
baský, gözaltý ve tutuklamalarla KESK’e
dönük saldýrýlarýný da sürdürdüðünü, üst
üste yapýlan operasyonlarla onlarca KESK’e
baðlý sendikanýn üyeleri ve yöneticilerinin
gözaltýna alýnarak tutuklandýðýný söyledi. .
ÇALAÐAN, þu anda 67 KESK’li kadýn
tutuklu bulunuyor
ÇALAÐAN, bugün itibariyle
sendikalarýnýn genel merkez kadýn
sekreterleri, þube kadýn sekreterleri ve kadýn
komisyonu üyelerinden oluþan 14 kadýn
baþta olmak üzere toplam 67 KESK’linin
tutuklu bulunduðunu hatýrlattý.
ÇALAÐAN, emek ve kadýn
mücadelesiyle dikkat çeken KESK,
egemenlerin hedefinde
Emek ve demokrasi mücadelesini
cinsiyet özgürlüðü mücadelesinden ayrý
görmeyen, bu kapsamda kurulduðu günden
bu yana kimseden icazet almaksýzýn, kendi
ilkeleri ýþýðýnda mücadelesini yürüten
KESK’e dönük bu saldýrýlarý manidar
bulduklarýný belirten ÇALAÐAN
konuþmasýný þöyle sürdürdü. “Mevcut
hükümetin amacý bir taþla birkaç kuþ
vurmaktýr. Bir yandan kadýn üyelerimiz
þahsýnda Türkiye’deki kadýn mücadelesi,
diðer yandan tüm üyelerimiz þahsýnda
yürüttüðümüz emek ve demokrasi
mücadelesi hedef alýnmaktadýr. Böylelikle
kamu emekçilerinin örgütlü gücü
etkisizleþtirilmeye çalýþýlmaktadýr.”
ÇALAÐAN, KESK’li kadýnlar içeride
de dýþarýda da özgürlük, barýþ ve
demokrasi mücadelesinden geri
durmayacak
KESK’li kadýnlar olarak; KESK’e
yönelik bu saldýrýlara rýza
göstermeyeceklerini ifade eden ÇALAÐAN
, arkadaþlarýný cezaevlerinde deðil
yanlarýnda görmek istediklerini, bu nedenle
bir kez daha; “Özgürlük, barýþ, demokrasi,
emek ve insanca yaþam mücadelesini içerde
ya da dýþarýda ayný kararlýlýkla sürdüreceðiz”
diye haykýrdýklarýný belirtmiþtir.
ÇALAÐAN, AKP iktidarý döneminde
kadýna dönük þiddet sistematik hale geldi
Bizzat baþbakanýn ‘kadýn erkek eþit
deðildir’ diyerek açtýðý yoldan ilerleyen
devlet ve hükümet yetkililerinin her gün
yeniden ürettikleri cinsiyetçi söylem ve
pratiklerle, toplumsal yapýda yerleþik olan
eþitsiz cinsiyet iliþkilerini daha da
pekiþtirdiklerini kaydeden ÇALAÐAN
konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü. “Erkeðin
küçük devleti olan aile dýþýnda, kadýnýn
toplumsal yapý içinde kendi kimliðiyle var
olmasýna tahammül edilemiyor. Bu kýsýr
çemberi aþmayý zorlayan birçok kadýn taciz
veya tecavüz ile olmadý canýna kast edilerek
durdurulmaya çalýþýlýyor. Kadýna yönelik
þiddet istatistiklerine yansýyan rakamlar, ne
yazýk ki bizleri haklý çýkarýyor. Türkiye’de
kadýna yönelik þiddet münferit deðil
sistematiktir ve son 10 yýllýk AKP iktidarý
döneminde belirgin bir artýþ göstermiþtir.”
KESK’li kadýnlar iþyerlerinde,
sokaklarda þiddetin her türlüsüne karþý
çýkýþýný sürdürecek
KESK’li kadýnlar olarak; ‘Þiddetten
arýndýrýlmýþ bir dünya bir Türkiye yaratmak’
þiarýyla sendikalarda örgütlenmeye devam
edeceklerini belirten ÇALAÐAN,
iþyerlerinde, sokaklarda þiddetin her
türlüsüne hayýr diyeceklerini, inadýna
susmayacaklarýný, inadýna isyan edip
haykýracaklarýný vurguladý.
Yoksulluk yaþamý çekilmez hale
getirirken, iþ güvencesi tartýþýlmak
isteniyor
“Esnek, güvencesiz çalýþma koþullarýnýn
dayatýlmasý yanýnda, iþ güvencemiz de
tartýþmaya açýlmak isteniyor, yoksulluk
yaþamý her geçen gün daha da zorlaþtýrýyor”
diyerek konuþmasýný sürdüren ÇALAÐAN
bu konuda þunlarý söyledi;
AKP iktidarýnýn Ulusal Ýstihdam
Stratejisinin hedeflerinde yine kadýnlar
var
“Ýþ güvencemizin kapalý kapýlar ardýnda
tartýþýldýðý bu dönemde, kadýnlar daha çok
ev iþlerine mahkûm edilmek istenmekte,
çalýþma hayatýnýn içinde direnen kadýnlara
da kölelik koþullarý dayatýlmaktadýr. AKP
iktidarýnýn 19.yy kölelik düzenini aratmayan
Ulusal Ýstihdam Stratejisinin güvencesiz,
sendikasýz, esnek ve ucuz iþgücü ordusu
için emekçilere fýrlattýðý saldýrý oklarý en
fazla kadýnlarýn sýrtlarýna saplanmaktadýr.
10 yýllýk iktidar sürecinde haklarýmýzý gasp
eden ve bir 10 yýlýmýzý daha ipotek altýna
almaya ant içmiþ AKP hükümeti, ‘Hedef
2023’ projesiyle daha ucuz ve daha
korunmasýz kadýn emeðini, saðlýk ve eðitim
harcamalarýný kýsmayý, yaþlý, hasta ve çocuk
bakýmlarýný artýk kamusal bir hizmet
olmaktan çýkarmayý ve evdeki görevleri
katlanmýþ ‘köle kadýnlar’ yaratmayý
hedeflemektedir.”
KESK’li kadýnlar neo-liberal politikalara
karþý da sesini yükseltecek
ÇALAÐAN, KESK’li kadýnlar olarak;
üzere duyarlý tüm insanlarýn yüreðini aðzýna
getiren bu sürecin barýþ için bir fýrsat olarak
deðerlendirilmesini istiyoruz. Yýllardýr
söyledik yine söylüyoruz; her savaþýn ortak
düþmaný kadýnlardýr. AKP hükümeti 10
yýldýr, içeride çeþitli biçimlerde eril þiddeti
sürdürürken, þimdi bir de Ortadoðu ve
Suriye’ye savaþý körüklüyor. Silahlý
çatýþmalar kadýna yönelik þiddeti týrmandýrýr
ve tecavüz, cinsel kölelik, ev içi þiddet,
yoksulluk ve göç kadýnlarýn kaderi haline
gelir. “
ÇALAÐAN, Kürt sorununun barýþçýl ve
demokratik yöntemlerle çözülmesi için
KESK’li kadýnlarýn ýsrarý sürecek
Egemenlerin ýsrarla sürdürdükleri savaþa
karþý tepki gösteren ÇALAÐAN þunlarý
söyledi; “KESK’li kadýnlar olarak yaþanan
savaþýn son bulmasý, daha fazla insanýn
ölmemesi, analarýn daha fazla aðlamamasý
için, bu savaþtan medet uman ve kar
saðlayanlara karþý, Kürt sorunun barýþçýl
ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için
eþit, özgür, barýþçýl ve demokratik bir
Türkiye özlemimizi býkmadan, usanmadan
haykýracaðýz.”
KESK Kadýn Sekreteri Canan
ÇALAÐAN, KESK’li Kadýnlarýn, “25
Kasým Kadýna Yönelik Þiddete Karþý
Uluslararasý Mücadele Ve Dayanýþma
Günü” dolayýsýyla gerçekleþtirecekleri
eðitim ve saðlýk sistemiyle, hukuksal
düzenlemeleriyle, gelenek, görenek, örf ve
adet sistemiyle her türlü dayatmayý içeren
kendilerini ikincil cins olarak gören ataerkil
sisteme ve cinsiyet ayrýmcýlýðýný pekiþtiren
neo-liberal politikalara karþý mücadele
edeceklerinin altýný çizdi.
Savaþ hükümeti diyalog ve müzakere
yerine sorunlarý derinleþtirmeyi tercih
ediyor
Hükümetin içerde ve dýþarýda savaþ
naralarý attýðýna, diyalog ve müzakere
yoluyla çözüm üretmek yerine sorunlarý
daha da derinleþtirdiðine iþaret eden
ÇALAÐAN, konuþmasýný þu sözlerle
sürdürdü. .
“Ülkede 30 yýldýr süren çatýþmalý
ortamýn, en aðýr sonuçlarýný biz kadýnlar
yaþadýk. Kürt sorununda, diyalog ve
müzakere yoluyla çözüm yerine, þiddeti
temel alan bildik politikalarda ýsrar edilmesi,
yaþanan acýlarý katlamak dýþýnda bir sonuç
getirmedi. Bu çerçevede Kürt sorununun
demokratik çözüm yolunu açmak için kendi
bedenlerini ortaya koyan binlerce tutuklu
ve hükümlünün, yürüttükleri açlýk grevi
eylemlerini 68. günde sona erdirmeleri,
ülkemizde onarýlmasý imkânsýz derin
yaralarýn açýlmasýnýn önüne geçti. Baþta
tutuklu ve hükümlülerin anneleri olmak
eylem takvimini de þöyle açýkladý.
>19 Kasým 2012 Pazartesi günü;
Ýþ yerlerinde “Kadýna Yönelik Þiddete
Sürüyor, Ýsyanýmýz Büyüyor Susmuyoruz,
Örgütleniyoruz, Durduracaðýz” temalý
kokartlar takýlacak, hafta boyunca iþ
yerlerinde iþ kolu özgün sorunlarýný ve
taleplerini de içeren basýn açýklamalarý
yapýlacak.
>21 Kasým 2012 Çarþamba günü;
Dayanýþma amacýyla, tutuklu KESK’e
baðlý sendikalarýn üye ve yöneticilerini kart
gönderilecek, ardýndan eril þiddetin her
türüne karþý “Þiddetin karanlýðýna karþý,
ýþýk olmak için alanlardayýz” þiarýyla, kent
merkezlerinde basýn açýklamasý yapýlacak,
açýklama esnasýnda alana mumlar yakýlarak
býrakýlacak.
>23 Kasým 2012 Cuma günü;
Halen Sakarya ilinde sürmekte olan
Ö.Ç. Davasýnýn 2. Duruþmasýna; Ýstanbul,
Kocaeli, Düzce ve Bolu gibi çevre illerden
durumu uygun olan kadýn üyelerin
katýlýmýyla kitlesel destek sunulacak.
>25 Kasým 2012 Pazar günü;
25 Kasým günü var olan illerde, kadýn
platformlarý veya demokratik kitle örgütleri
ile birlikte, olmayan yerlerde KESK Þubeler
Platformu olarak güçlü alan eylemleri, basýn
açýklamalarý yapýlacak. 19 Kasým 2012

Benzer belgeler