K(D)KIMT - TC Kamu Denetçiliği Kurumu

Transkript

K(D)KIMT - TC Kamu Denetçiliği Kurumu
K(D)K
T.C.
KAMU D EN ETÇİLİĞ İ KURUM U
(Basdenetcilik)
KAMU OesÇTCll-HSl
KURUM
U
TAV SİYE KARARI
KARAR NO
: 09.10.2013/46
ŞİK ÂYETÇİNİN ADI SOYADI
Serbesti
Cad.
35/1
Bakırköy/İSTANBUL
ŞİK AYETÇİNİN ADRESİ
Yeşilköy
ŞİK AYET EDİLEN İDARE
: Milli Em lak Genel M üdürlüğü
ŞİK ÂYET EDİLEN İDARENİN ADRESİ
: îlkadım Caddesi No:7
ANKARA
ŞİK AYETİN KONUSU
: Suriye
Arap
Cumhuriyeti
sınırları
içerisinde taşınm az malları
bulunan
vatandaşlarım ızın 1062 sayılı Kanun
gereğince, Suriye Arap Cumhuriyeti
vatandaşlarının
T ürkiye’de
bulunan
m allarının idaresinden elde edilen gelirden
karşılanması ve Milli Emlak Genel
M üdürlüğü1nce
1062
sayılı
Kanun
kapsamında verilen ilgili yargı kararlarının
uygulanması
şikâyetin
konusunu
oluşturmaktadır.
ŞİK AYET BAŞVURU TARİHİ
:
KARAR TARİHİ
: 09/10/2013
Dikmen 06450
16/04/2013
USUL
I.
ŞİK ÂYET BAŞVURU SÜRECİ
1)
tarafından, Kurum um uza 16.04.2013 tarihinde elden verilen
şikâyet dilekçesi. 03.2013/143 sayılı şikâyet başvuru no.su ile incelemeye alınmıştır.
tarafından, 06.06.2013 tarihinde Gerçek Kişiler İçin Şikâyet Başvuru
Formu vasıtasıyla Kurum um uza verdiği şikâyet dilekçesi, 03.213/334 şikâyet başvuru no.su ile
incelemeye alınmıştır.
_ jurın ^
28/3/2013 tarihli ve 28601 m ükerrer sayılı Resmi Gazete#?* y ^ ım la îıa îi ÎSîımu Denetçiliği
Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaster
^Yönetmeliğin 22 nci
I M
T »
'
"
T.C.
KAMU DEN ETÇİLİĞ İ KURUM U
(Basdenetçilik)
K A K U DENETÇİLİĞİ
KURUMU
maddesinin üçüncü fıkrasında aynı sebep ve konuya ilişkin benzer nitelikteki şikâyet
başvurularının birleştirilerek incelenebileceği düzenlem esine yer verilmiştir.
Şikâyet dosyalarının incelenmesinden; 03.213/334 şikâyet numaralı dosya ile Kurumumuzda
incelemesine devam edilen 03.2013/143 şikâyet numaralı dosya arasında; sebep ve konu
yönünden bağlantı olduğu anlaşıldığından, şikâyetin aynı sebep ve konudan doğduğu ve biri
hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığından,
03.213/334 şikâyet numaralı dosyanın şikâyet kaydının kapatılarak, 03.2013/143 numaralı
şikâyet dosyasında birleştirilm esine ve incelem e ve araştırmanın, 03.2013/143 numaralı dosya
üzerinden yürütülmesine, Yönetmeliğin 22 inci m addesinin üçüncü fıkrası uyarınca 09.09.2013
tarih ve 420 sayılı Birleştirme Kararı ile karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen şikayet başvurularının karara bağlanması için 28/3/2013 tarihli ve 28601
m ükerrer sayılı Resmi Gazetede yayım lanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun
Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 46 ıncı maddesinin birinci
fıkrası ve İmza Yetkileri Yönergesinin 7 inci m addesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca,
şikayetin esas yönünden incelenmesi için Kamu Başdenctçisine gönderilmesine karar verildiği
anlaşılmıştır.
II-ÖN İNCELEM E SÜRECİ:
2) Yapılan ön inceleme neticesinde, şikâyet konusu eylemin süre gelen bir etki meydana
getirdiği, şikâyetçilerin m ağduriyetlerinin halen devam ettiği ve 1062 sayılı Kanunun geniş
kitleleri yakından ilgilendirmesi sebebiyle Uygulam a Yönetmeliğinin Geçici 1. Maddesi
hükümleri değerlendirilerek ön inceleme şartları yönünden bir eksikliğin bulunmadığının tespit
edildiği anlaşılmıştır.
OLAY VE OLGULAR
I.
ŞİK ÂYETİN KONUSU, HUKUKİ SEBEPLER VE İSTEM İN ÖZETİ
3)
Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az malları bulunan
vatandaşlarım ızın Kurumumuza yapmış oldukları şikâyet başvurularının ön incelenmesi
neticesinde; Suriye'de taşınm az m allan bulunan vatandaşlarım ızın bu emlaklerinden
yararlanam adıklarını, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında toprak
sorununun bugüne kadar neticelcnmemesinin m ağduriyetlerinin devam ına sebep olduğunu, hak
sahibi vatandaşların m üteaddit müracaatlarına ve Danıştay kararlarına rağmen Milli Emlak
Genel Müdürlüğü*nün, başvuruları reddettiğini ve yargı kararlarını uygulamadığı belirtilerek,
mal varlıkları Suriye'de olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının zararlarının; 1062 sayılı
Kanun gereğince, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’de bulunan mallarının
idaresinden elde edilen gelirden karşılanması ve M illi Emlak Genel M üdürlüğü’nce 1062 sayılı
Kanun kapsam ında verilen ilgili yargı kararlarının u y g u ja n iıa ^ lîö s y s u n d a taleplerin,
Kurum um uza bildirildiği anlaşılmıştır.
/
a
Hukuki Dayanak:
2
/ 'T 'T N
K ^ K
K A K I! O E N E T C İU C '
KUBUW
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdenetçilik)
- 28.05.1927 tarih ve 1062 sayılı "‘Hudutları Dahilinde Tebam ızın Emlakine Vaziyet Eden
Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı
Hakkında Kanun’*.
-17.10.1966 tarih ve 12428 sayılı "Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara
Konulması Hakkında Yönetm elik”.
-06.11.1967 tarih ve 12743 sayılı "Suriye U yruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan
Mallarının İdaresi Hakkındaki Yönetmelik”.
- Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nün 91 Sıra No.lu Genel Tebliği.
II-ŞİKÂYET KONUSU OLAYLAR:
A) Dosyadaki bilgi ve belgelerin özeti:
4) Dosyadaki belgeler:
03.2013/143 ŞİKÂYET BAŞVURU NO.LU DOSYA İNDEKSİ
Ek -1) Kıırumumuzun 09.09.2013 tarih ve 420 sayılı karar ile Birleştirme Kararı verilmiştir. (1
sayfa)
Ek-2) RAPOR
Ek-3) Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması
Y önetm elik.( 01.10.1966 Tarih 6/7104 Sayılı Bakanlar Kurulu K aran)
Hakkında
Ek-4) Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi
Hakkındaki Yönetmelik. (25.09.196/ Tarih ve 6/8890 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı)
Ek-10) ...
__ (şikayetçi). Kurumuza elden verdiği 16.04.2013
tarihli şikavet dilekçesi ve ekleri, (30 sayfa)
Ek-10/A) İncelcme Ve Araştırm a Hazırlık Tutanağı
Ek-10/B) Ön İnceleme Ve Bilgi Formu
E k-lü/C ) Dışişleri Bakanlığı’nın şikayetçinin başvurusuna cevaben verdiği 14/03/2007 tarihli
yazısı. (1 sayfa)
Ek-10/D) TBMM Dışişleri Komisyonun, şikayetçinin dilekçesine verdiği, 20/03/2009 tarihli
yazısı. (1 sayfa)
K A M U D FN FTCIIU ÎI
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞ İ KURUM U
(Basdenetçilik)
Ek-10/F) Danıştay Üçüncü Dairesini 12/08/2006 T. E.315 K.311 sayılı, Suriye uyrukluların
m allarının tespiti ve bu m allara el konulm ası hakkındaki Dışişleri Bakanlığı’nca hazırlanan
yönetm elik taslağının yasaya aykırı m addelerinin iptali hakkındaki karan. (2 sayfa)
E k-10/G )D anıştay Onuncu Dairesinin 02/04/1998 T. E.3728 K.1374 sayılı, Suriye
topraklarındaki taşınm azların kullanılması Suriye hüküm etince engellenen Türk uyruklu
davacının bu yüzden uğradığı zararı; Suriye uyrukluların Türkiye’deki taşınm azlarına konulan
tahdit sonucu bu taşınm azlardan elde edilecek gelirlerden karşılanması gerektiği hakkındaki,
kararı. (2 sayfa)
Ek-10/H) Danıştay Onuncu Dairesinin 13/11/200 T. E.3652 K.5621 sayılı, Suriye'deki
taşınm azına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının; 1062 sayılı yasanın 1. Maddesi
uyarınca, Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye’deki taşınm azlarından elde edilen ve bankada
bloke tutulan gelirlerden kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi gerektiği hakkındaki,
kararı. (2 sayfa)
Ek-10/I) Uyuşmazlık konusu ile ilgili Dışişleri bakanı Ali BA BA CA N ’ın açıklam alarına yer
verilen haberin yer aldığı sayfa. (2 sayfa)
E k -10/İ) Şikayetçinin, Bakırköy 4. Sulh M ahkem esi’nden aldığı son veraset ilamı. (2 sayfa)
Ek-10/J) Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Hakkında
Yönetmelik. (3 sayfa)
Ek-10/K) Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi
Hakkındaki Yönetmelik. (11 sayfa)
Ek-10/L) Şikayetçinin, aile soy ağacını gösteren sayfa. (1 sayfa)
E k - 1 1 ) ___________________
Başvuru Formu ve ekleri (60 sayfa)
(şikayetçi), 6.6.2013 G erçek Kişiler İçin Şikâyet
Ek-11/A) Ön İnceleme ve Bilgi Formu
E k -ll/B ) Şikayetçinin, uyuşm azlık konusu ile ilgili dilekçesi. (1 sayfa)
E k -ll/C ) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nün 27.10.2011 tarihli, şikayetçinin dilekçesine
verdiği cevabi yazı. (1 sayfa)
E k -ll/D ) Adalet Bakanlığı’mn 15/03/2013 tarihli, şikayetçinin dilekçesine verdiği cevabi yazı.
(1 sayfa)
E k -ll/E ) Uyuşmazlık Konusu ile ilgili Danıştay ve mahkeme kararları (7 sayfa)
E k -ll/F ) TBM M Dilekçe Komisyonu başkanı Sayın
dilekçe. (3 sayfa)
KAMU DfNCTCİL'ĞI
KURUMU
T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUM U
(Basdenetcilik)
E k -ll/G ) Devlet Denetleme Kurumu Başkanlığı’na verilen 10/04/2013 tarihli dilekçe. (4
sayfa)
E k -ll/H ) Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet D A VUTOĞ LU’na hitaben verilen 11/03/2010 tarihli
dilekçe. (3 sayfa)
E k -ll/I ) Ankara Valiliği İl Dernekler M üdürlüğü Alındı Belgesi. (1 sayfa)
Ek-1 l/İ) Türkiye Suriye Emlak Sorunları ve Çözüm Yolları başlıklı yazı (2 sayfa)
E k -ll/J ) Dışişleri Bakanlığı’nın 02/07/2013 tarihli, Özden Celal ERBAYIR isimli vatandaşın
dilekçesine verdiği cevabi yazı. (1 sayfa)
E k -ll/K ) Adalet B akanlığı'm n, 15/03/2013 tarihli. Özden Celal ERBAYIR isimli vatandaşın
dilekçesine verdiği cevabi yazı. (1 sayfa)
E k -ll/L ) Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’na hitaben verilen bila tarihli dilekçe.(l
sayfa)
E k -ll/M ) Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu M allara Konulması Hakkında
Yönetmelik. (1 sayfa)
E k -ll/N ) Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan M allarının İdaresi
Hakkındaki Yönetmelik. (5 sayfa)
E k -11 /0 ) Maliye Bakanlığı’nın 21/04/1978 tarihli, 91 sayılı genelgesi. (1 sayfa)
E k -ll/Ö ) ’T ürkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Emlak Sorunlarının
Çözüm lenm esine Dair Sözleşm e'’ (5 sayfa)
E k -ll/P ) Danıştay Onikinci Dairesinin 7/3/1972 tarihli, E. 1970/302, K. 1972/720 sayılı kararı.
(4 sayfa)
E k -ll/R ) Uyuşmazlık konusunun çözüm üne yönelik yasal düzenleme yapma çalışmalarına
ilişkin Başbakanlık. Maliye Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yazışm a fotokopileri. (9 sayfa)
Ek-11/S) Uyuşmazlık Konusu ile ilgili olarak basında çıkan haberlerin fotokopileri. (9 sayfa)
Ek-12) Kurumlunuzun 31/07/2013 tarih ve 3453 sayılı yazısına istinaden M illi Emlak
Genel M üdürlugü’nden alman 20.09.2013 tarih ve 36403 sayılı yazısı ve ekleri. (24 sayfa)
Ek-12/A) Suriye uyruklulara ait el konulmuş taşınm azların türlerini gösteren liste. (4sayfa)
E k-İ2/B) Suriye uyruklulara ait el konulmuş taşınm azlara ilişkin detaylı sayısal bilgilerini
gösteren bir adet CD. (1 sayfa)
Ek-12/C) Suriye uyruklulara ait kiraya verilen taşınmaz!
sayfa)
3stercn liste. (18
5
KAML OENETÇll'il
KURUMU
T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdenetçilik)
Ek-12/D) Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak yargıya intikal eden başvuruları (tespit edilen)
gösteren liste. (2 sayfa)
Ek-12/E) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nden bilgi-belge isteme yazısı. (2 sayfa)
Ek-12/F) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’ne 20.09.2013 tarihinde yazılan tekit yazısı. (1 sayfa)
Ek-12/G) Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nden alman 23.09.2013 tarih ve 36597 sayılı yazı. (1
sayfa)
Ek-12/H) Milli Emlak Genel M üdürlüğü yetkilileri ile Kurumumuz binasında 19/06/2013
tarihinde yapılan toplantıda yapılan sunumun ilgili sayfalan. (10 sayfa)
E k -13) Dışişleri Bakanlığı’na, uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak 28/06/2013 tarihinde
Kurum uzda yanılacak toplantıya katılımın sağlanm ası için yazılan davet yazısı.
Ek-13/A) Dışişleri Bakanlığının 26.06.2013 tarihli uyuşmazlık konusu ile ilgili yapılacak
toplantıya katılacak bürokratın ismini bildirdiği yazısı (1 sayfa)
Ek-13/B) Dışişleri Bakanlığı yetkileri ile 28/06/2013 tarihinde yapılan toplantının katılımcı
listesi. (1 sayfa)
Ek-13/C) Toplantıda Kurum um uza sunulan; Dışişleri Bakanlığı’nm uyuşm azlık konusu ile
ilgili olarak. M aliye Bakanlığı Milli Emlak Genel M üdürlüğü’ne verdiği görüş yazıları (6 sayfa)
B) O laylar
5) Şikâyet başvuru dilekçesindeki ilgili o’aylar özetle şöyledir:
Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az malları bulunan vatandaşlarımızın
Suriye'de kalan taşınm az m allarından yararlanam adıklarını bu nedenle, 1062 sayılı Kanun
kapsam ında, zararlarının giderilmesi ve uyuşm azlık konusu ile ilgili yargı kararlarının
uygulanması yönünde talepte bulundukları anlaşılmıştır.
I1I-ŞİKÂYET KONUSU İLE İLGİLİ M EVZUAT:
6- 28.05.1927 tarih ve 1062 sayılı “ Hudutları Dahilinde Tebam ızın Em lakine
Vaziyet Eden Devletlerin T ürkiye’deki Tebaaları Em lakine Karşı M ukabelei Bilmisil
Tedabiri İttihazı Hakkında K aııuı.”
M adde 1 - İdari m ukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının hukuku
mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye’deki tebaasının hukuku
m ülkiyeti dahi icra Vekilleri Heyeti karariyle H üküm et tarafından mukabelei bilmisil olmak
üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayri menkul atına vaziyet olunabilir.
KAMU M N E T C k
&
T.C.
K A M I DENETÇİLİĞ İ KURUMU
(Başdenetcilik)
M adde 2 - Zarar gören valadaşların istinat edecekleri vesikaların şekil ve suret ve merci
tanzimi İcra Vekilleri Heyetince bir talimatnam e ile tayin ve tesbit olunur.
M adde 3 - İşbu kanun neşri tarihinden itibaren m er’idir.”
Kanunun 1 inci m addesiyle, herhangi bir yabancı devletin Türk vatandaşlarının kendi
ülkelerindeki malları üzerinde kısmen veya tam am en kısıtlayıcı tedbirler uygulaması halinde,
aynı şekilde T ürkiye’nin de o devlet vatandaşlarının T ürkiye’deki m allarının üzerinde aynı
tedbirleri uygulayacağı hüküm altına alınmıştır.
- 01.10.1966 Tarih 6/7104 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
Bakanlar Kurulunun 01.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı kararı ile Suriye uyruklu bütün özel ve
tüzel kişilerin Türkiye'de bulunan taşınır ve taşınm az (zati ev eşyası hariç) malları ile bütün
hak ve m enfaatlerine 1062 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Hazine tarafından el konulmuştur.
El konulan Suriye uyruklulara ait m allar hakkında yapılacak işlemler, kararname ekinde yer
alan 17.10.1966 tarih ve 12428 sayılı ’’Suriye Uyrukluların M allarının Tespiti ve Bu
M allara Konulması Hakkında Yönetm elikte” belirtilmiştir. (Ek-3)
- 25.09.1967 Tarih ve 6/8890 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
Bakanlar Kum lunun 25.09.1967 tarih ve 6/8890 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan 06.11.1967
tarih ve 12743 sayılı ’’Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El konulan
M allarının İdaresi Hakkmdaki Yönetm elik” (Ek-4) hükümleriyle de Suriye uyruklu özel ve
tüzel kişilere ait olup Bakanlar Kurulu kararıyla el konulan taşınır ve taşınm az m allar ile bunlara
m üteferrik hak ve m enfaatlerin idare esasları belirlenm iş ve bu konudaki yetki Maliye
Bakanlığına verilmiştir.
- M aliye Bakanlığı Milli Emlak G enel M üdürlüğü’nün 21 Nisan 1978 tarihli 91
Sıra No.lu Genel Tebliği.
‘"Suriye uyruklulara ait 1/10/1966 gün. 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla elkonulan tarım
topraklarının tümünün toprağa muhtaç çiftçi vatandaşlarım ıza kiraya verilmesi uygun
görülm üş, 66 ve 80 sıra sayılı genelgeler yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu nedenle;
66 ve 80 sıra sayılı genelgelere göre Suriye'deki önlemlerden zarar gördüğü için
kendisine tarım toprağı kiraya verilmiş kim selerle yapılan sözleşmelerin yenilenmemesi.
Sözleşmesi sona eren ve işgal edilm iş toprakların derhal boşaltılmasının sağlanması,
İllerdeki kom isyonlarca tahsis yapıldığı halde; ihalesi Bakanlıkça onaylanmam ış
olanlar için kira sözleşmesi yapılmaması.
Davalı taşınm az m allardan tahliyesi sağlananların da tfiuhl
F
il
C-
t
\ ,.
*
*
K @ <
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdenetcilik)
Kiralama işlem lerinin 11 ve 17 sıra sayılı genelgelere göre yürütülmesi
Kira bedellerinin Suriye uyruklu şahıs adına em anet hesabına yatırılması,
Gerekir.
Bilgi edinilmesini genelgenin ilçelere iletilmesi rica olunur."
IV-ŞİKÂYET K ONUSUNA İLİŞKİN UYGULAM ALAR:
7) Danıştay 10 uncu Dairesinin 13/11/2000 tarihli E.No:3562, K.No:5621 sayılı,
“Suriye’deki Taşınm azına El Konulan Ve Tasarruf Etmesi Engellenen Davacının; 1062
Sayılı Yasanın 1. M addesi Uyarınca Suriye Uyruklu Vatandaşların T ürkiye’deki
Taşınm azlarından Elde Edilen Ve Bankada Bloke Tutulan Gelirlerden Kanıtlayacağı
Nispetteki Zararının Ödenm esi Gerektiği H akkında” Kararı.
“ Temyiz Eden (Davacı) : ...Karşı Taraf (Davalı) : Maliye Bakanlığı İstemin Özeti : Dava,
davacının Suriye’de kalan mallarına karşılık, Türkiye'deki Suriyelilere ait malların
idaresinden elde edilen gelirden pay verilmesi için yaptığı 7.2.1994 tarihli başvurunun reddine
ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır...İdare M ahkem esi ... tarih v e ... sayılı kararıyla davayı
reddetmiştir
Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği
savunulmaktadır.
D. Tetkik H akim i: Yakup Bal D üşüncesi: Suriye'd eki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi
engellenen davacının, 1062 sayılı Yasanın l. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların
Türkiye 'deki taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden, kanıtlayacağı
nisbetteki zararının ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay S a vcısı: Tülin Özdemir D üşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin l.Jıkrasında belirtilen nedenlerden
hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler
karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan
nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
I ÜRK MİLLETİ ADINA Iiiiküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği düşünüldü: Dava,
davacının Suriye'de kalan mallarına karşılık, Türkiye'deki Suriyelilere ait malların
idaresinden elde edilen gelirden pay verilmesi için yaptığı 7.2.JŞ94?ân1fl}^ışvurunun reddine
ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.... İdare Mahkemesi, S iM y S ^ ¡e k m e ti He yapılan
anlaşmanın yürürlüğe konulmaması ve halen uygulanmakta olan Ş ^ ^ ^ le r ^ ıâ e Türkiye 'de el
IÎ Z
y f
J
€ § 5
K A M U D E N fT C İl ı6 <
KUffÜMJ
T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdenetçilik)
konulmuş olan Suriye uyruklu kişilerin mallarından elde edilen gelirlerin . Sur iyenin aldığı
tedbirlerden zarar gören vatandaşlarımıza dağıtılması yolunda bir hüküm içermediği
gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Davacı, anılan mahkeme kararının yerinde olmadığını ileri sürerek temyizen incelenerek
bozulmasını istemektedir. 1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebamızın Emlakine Vaziyet Eden
Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri ittihazı
Hakkında K anun’un ¡.maddesinde, idari mukarrer a t veya fevkalade veya istisnai kanunlarla
Türkiye tebaasının hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin
Türkiye 'deki tebaasının hukuku mülkiyetinin Bakanlar Kurulu Kararıyla mukabelei bilmisil
olmak üzere kısmen veya tamamen tahdit ve menkulat ve gayrimenkulatma vaziyet
olunabileceği, vaziyet edilen emvalin varidatının ve ledelicap tasfiyelerinden mütevellit
hasılatın, vesaika istinaden isbat edecekleri zarar nisbetinde, zarar gören Türk tebaasına tevzi
olunacağı kurala bağlanmıştır. 1.10.1966 tarih, 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla
yürürlüğe konulan Suriye Uyrukluların Mallarının Tesbiti ve Bu Mallara El Konulması
Hakkında Yönetmeliğin" 1.maddesinde; Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, Türkiye 'de
bulunan taşınmaz ve taşınır (zati ev eşyası hariç) malları ile bütün hak ve menfaatlerine
28.5.1927 tarih ve 1062 sayılı Yasa hükümleri gereğince Hâzinece el konulduğu belirtilmiştir.
Yine 25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan "Suriye
Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El Konulan Mallarının İdaresi Hakkında
Yönetmeliğin" 35. maddesinde ise, Suriyelilere ait el konulan taşınır ve taşınmaz mallarla her
çeşit hak ve menfaatlerin idaresinden mütehassıl meblağ ve Maliye Bakanlığınca mal
sandıklarına devrine lüzum gösterilen paraların "Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilere Ait
M allar " adıyla adi emanetler defterinde açılan partiye kaydolunacağı öngörülmüştür. Dava
dosyasının incelenmesinden; davacının Suriye'nin Azez-Şimerin kazasında taşınmazının
bulunduğu , söz konusu taşınmaza tasarrufunun engellendiği, 1062 sayılı Yasaya dayanılarak
çıkarılan 1.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek yönetmelik hükümleri
uyarınca getirilen kısıtlayıcı tedbirlerin 26.2.1971 tarihli protokolle kısmen kaldırıldığı,
protokolün 4. maddesinin 2. fıkrası gereğince davacıya ödemede bulunulduğa, emlak sorununun
çözümü konusunda Türkiye ve Suriye Hükümeti arasında 9.5.1972 tarihli protokol hazırlandığı,
24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı Yasa ile kabul edildiği. Bakanlar Kurulunun 28.2.1983 tarih ve
83/6123 sayılı kararıyla bunun onaylandığı, ancak onay belgesinin teatisinin Başbakanlığın
22.4.1984 tarihli talimatıyla durdurulduğu, ayrıca 1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlemlerin
kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri tarafından Türkiye-Sur iye Karma Ekonomik
Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde imzalanan protokolünde yürürlüğe konulmadığı
anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Suriye 'deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının 1062
sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye 'deki taşınmazlarından
elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden kanıtlayacağı nisbetteki zararının ödenmesi
gerekmektedir.
Dolayısıyla açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet
görülmemektedir. Açıklanan nedenlerle 2577 sayılı Yasanın 49. njadd^ıHe^uygun bulunan
temyiz isteminin kabulüne, ...İdare Mahkemesinin ... tarih ve ...
ıhJtâMbuug Bozulmasına,
dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan idare iahkeni<mîıe gönderilmesine
13.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ”
KIDjK
KAMU D E H E ÎC Jl^ l
KU 3UMU
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdenctçilik)
- Danıştay 10 uncu Dairesinin 02/04/1998 tarihli E.No:3728, K.No: 1374 sayılı, “Suriye
Topraklarındaki Taşınm azların Kullanılm ası Suriye Hüküm etince Engellenen Türk
Uyruklu Davacının Bu Yüzden Uğradığı Zararın; Suriye Uyrukluların Türkiye'deki
Taşınm azlarına Konulan Tahdit Sonucu Bu Taşınm azlardan Elde Edilecek Gelirlerden
Karşılanm ası H akkında” Kararı.
44 Dava; davacıya ait iken Suriye Devletince el konularak kullanılm asına engel olunan
Suriye'nin Halep İli'ne bağlı Afrin ilçesindeki tarla vasıflı taşınmazları nedeniyle yoksun kaldığı
gelirin; 1062 sayılı Yasanın 1. m addesinin 2. bendi hükm ü gereğince, 1966 yılından bu yana
Maliye Bakanlığı tarafından kiraya verilerek yönetilmekte olan Suriye uyruklu özel ve tüzel
kişilere ait taşınm az mallardan elde edilen gelirlerden karşılanması isteminin reddine ilişkin
işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 3. İdare M ahkemesi 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararıyla: Anayasanın 125.
m addesinde, idarenin kendi eylem ve işlem lerinden doğan zararı ödem ekle yükümlü olduğu
kuralının ver aldığı, bu bağlamda: idarelerin yasalarla kendilerine verilen kamu hizmetlerinin
gereği gibi islemesini sağlayacak örgütü kurm ak, araç, gereç ve personeli o hizmetin
gereklerine uygun biçimde hazırlam ak ve gerekli m evzuat düzenlemesini süresinde yapmakla
yükümlü olduğu, hizmetin iyi veya gereği gibi işlememesinden dolayı kişilerin zarara uğraması
durum unda idarenin hukuksal sorum luluğunun söz konusu olduğu ve uğranılan zararın hizmeti
yürütm ekle görevli idarece tazmini gerektiği;
1062 sayılı. Hudutları Dahilinde Tebam ızın Em lakine Vaziyet Eden Devletlerin T ürkiye’deki
Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun'un 1.
m addesinde, idari m ukarrerat veya fevkalade veya istisnai kanunlarla Türkiye tebaasının
hukuku mülkiyetini kısmen veya tamamen tahdit eden devletlerin Türkiye'deki tebaasının
hukuku mülkiyetinin Bakanlar Kurulu K ararıyla mukabelei bilmisil olmak üzere kısmen veya
tamamen tahdit ve m enkulat ve gayrim cnkulatına vaziyet olunabileceğinin, vaziyet edilen
emvalin varidatının ve lcdelicap tasfiyelerinden m ütevellit hasılatın, vesaika istinaden isbat
edecekleri zarar nisbetinde. zarar gören Türk tebaasına tevzi olunacağının kurala bağlandığı,
25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar K urulu Kararıyla yürürlüğe konulan "Suriye Uyruklu
Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece El Konulan M allarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin" 35.
maddesinde ise, Suriyelilere ait el konulan taşınır ve taşınm az m allarla her çeşit hak ve
menfaatlerin idaresinden m ütehassıl m eblağ ve Maliye Bakanlığınca mal sandıklarına devrine
lüzum gösterilen paraların "Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilere Ait Mallar" adıyla adi
em anetler defterinde açılan partiye kaydolunacağının düzenlendiği, dava dosyasının
incelenmesinden; davacının Suriye Devletinin Halep İli Afrin İlçesinde bulunan taşınmazlarına
1966 yılında el konulm ak suretiyle tasarrufunun engellendiğinin, 1062 sayılı Yasaya
dayanılarak çıkarılan 1.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ek yönetm elik
hüküm leri uyarınca da buna m isilleme olarak Suriye Vatandaşlarının Türkiye’de bulunan
taşınm azlarına kısıtlayıcı tedbirler konulduğunun, 26.2.1971 tarihli protokolle bu tedbirlerin
kısm en kaldırılarak, protokolün 4. m addesinin 2. fıkrası gereği davacıya ödemede
bulunulduğunun, daha sonra davacıya Hatay'ın Reyhanlı İlçesindeki Suriye uyruklu kişilere ait
400 dekarlık yerin kiralandığının, davacının 1984 yılına kadar bu taşınm azlara tasarruf ettiğinin
ve 1984 yılında da 91 sayılı genelge uyarınca kiralam a u y g u l a p ^ m d S ^ g e ç il d i ğ in i n , emlak
sorununun çözüm ü konusunda Türkiye ve Suriye HükümetK'ara^ıh3Ac^ ^ l 9 7 ^ tarihli protokol
hazırlandığının, 24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı yasa ile kat/ül çHildiğMh, B a k ı l a r Kurulunun
il <
T
10
K(wD) K
.
KAMt) OENRCll'ûl
K l if lU K U
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
.
-
(Basdenetcuık)
28.2.1983 tarih ve 83/6123 sayılı kararıyla bunun onaylandığının, ancak M illi Güvenlik
Kurulunun, sözleşm enin yürürlüğe girmesini sakıncalı bulması üzerine onay belgesinin
teatisinin Başbakanlığın 22.4.1984 tarihli talimatına dayanılarak durdurulduğunun, aynca,
1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlemlerin kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri tarafından
Türkiye-Suriye Karma Ekonomik Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde imzalanan
protokolün de yürürlüğe konulmadığının anlaşıldığı; bu durumda, Suriye'deki taşınm azına el
konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının gelir yoksunluğuna uğramasında kusurlu
davrandığı sabit olan davalı idarece. 1062 sayılı Yasanın l. maddesi uyarınca Suriye uyruklu
vatandaşların Türkiye'deki taşınm azlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden,
davacının kanıtlayacağı nispetteki zararının ödenmesi gerekirken, bu yoldaki isteminin
reddedilm esinde m evzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Davalı idare, hukuka aykırı olduğu savıyla anılan kararın temyizen incelenerek durdurulmasını
istemektedir.
İdare ve Vergi M ahkem elerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu'nun 3622 sayılı Yasayla değişik 49.m addesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen Ankara 3. İdare
M ahkemesinin 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı karan, usul ve hukuka uygun olup, bozma
nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına,
karar verildi.”
V -ÎNCELEM E, ARAŞTIRM A ve SONUÇ:
A) Şikâyetçinin İddiaları:
8 )
16.04.2013 tarih ve 1876 sayılı dilekçesinde; Suriye’de
Ham a-Hum us, M eskene'de bulunan Osmanlı
Valisi
ait mülklerden
1966 yılına kadar kendisine miras bırakan
torunu büyüğü
Beyin her
yıl kiralarını aldığını ancak, 1966 yılından itibaren Suriye Arap C um huriyetindeki yürütmenin
Türk m allarına getirdiği kısıtlam alar ile bu yıldan itibaren ailenin söz konusu gelirlerden yoksun
bırakıldığını, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti arasında toprak sorununun
bugüne kadar neticelenem em esinin mağduriyetlerinin devam ına sebep olduğunu, 50 yıl
boyunca A ta topraklarından mahrum bırakıldıkları gibi 1062 sayılı Yasanın, zararları nispetinde
T ürkiye’deki Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarına ait m ülklerden sağlanan gelirlerden
karşılanm asının da m üm kün olmadığını. 1062 sayılı Yasa hükmünün, Anayasal hakları ve
Danıştay kararlarına rağmen 45 yddır Maliye Bakanlığı M illi Emlak Genel M üdürlüğünce
uygulanmadığı, ayrıca Devleti ile AİHM nezdinde dava konusu olmayı kabullenemediğini
belirterek, Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nün 1062 sayılı Yasayla ilgili yargı kararlarının
uygulanması hususundaki talebini, Kurum um uza bildirmektedir.
06.06.2013 tarih ve 3349 sayılı dilekçesinde; tasarruf yetkisi
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel M üdürlüğü’nde olmak ü^cragSuriye Arap Cumhuriyeti
vatandaşlarına ait em lake Türkiye’de el koym a işleminin Û ^ U T 9 ^ ^ d h i n d e 1062 sayılı
Kanuna göre 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu K ararına göre M ^ıl^ğJnı.^M ksakibi vatandaşların
m üteaddit m üracaatlarına ve yine vatandaş lehine alınm ıy D â ^ i|!^ jg » a A a n fta rağmen Milli
t $
k
(
d
)
r .c .
k
KAM
UOENETCIl«i
KbRUM
U
KAM U DENETÇİLİĞ İ KURUMU
(Basdenetcilik)
Emlak Cîencl Müdürlüğü*nün, başvurulan reddettiğini ve yargı kararlarını uygulamadığım
belirterek, mal varlıkları Suriye’de olan T ürkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına; 1062 sayılı
Kanun gereğince, Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkiye’de bulunan mallarının
idaresinden elde edilen gelirden pay verilmesi ve bahse konu m ağduriyetin insan haklan
m uvacehesinde değerlendirilerek karara bağlanmasını ve haklarının verilm esinin teminini,
Kurumumuzdan talep etmektedir.
B) İlgili İdarenin Bilgi ve Belgeleri:
9) M illi Emlak Genel M üdürlüğü’nün uyuşm azlık konusu ile ilgili görüşleri R aporun41C) İlgili
Kamu Denetçisinin İnceleme ve Araştırma B ulgulan" başlıklı bölümünde açıklanmıştır.
Bununla birlikte; Kurum um uzun 31/07/2013 tarih ve 3453 sayılı bilgi-belge yazısına istinaden
M illi Emlak Genel M üdürlüğü’nden alınan 20.09.2013 tarih ve 36403 sayılı yazıda, Suriye
uyruklulara ait el konulm uş taşınm azlar ile ilgili olarak; söz konusu taşınm azların türlerini ve
detaylı sayısal bilgilerini gösteren listeye, Suriye uyruklulara ait kiraya verilen taşınmazlara
ilişkin kayıtlara, Suriye uyruklulara ait el konulm uş taşınmazların 25/9/1967 tarihli ve 6/8890
sayılı “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hâzinece Elkonulan Mallarının İdaresi
Hakkında Yönetm elik" te belirtilen usullere göre yönetilmekte olduğu, yönetim sonucu elde
edilen gelirlerin bankalarda ncmalandırılarak m uhafaza edildiği bilgisine, Suriye'de taşınmazı
kalması nedeniyle uğradıklarını iddia ettikleri zararlarının tazm ini amacıyla Maliye
B akanlığfna karşı açılan davalara ilişkin bilgilere ve konu hakkında Avrupa İnsan Haklan
M ahkem esi’nde açılm ış davaya rastlanılm adığına ilişkin bilgiye yer verildiği görülmüştür.
C) İlgili Kamu Denetçisinin İnceleme ve Araştırm a Bulguları:
10) A- Uyuşm azlık Konusunun Tarihsel Süreci
- 15.6.1927 tarihinde yürürlüğe giren 1062 sayılı Yasa ile Bakanlar Kuruluna bir devletin
vatandaşlarının Türkiye'deki malları üzerindeki tasarruflarını kısmen veya tamamen tahdit veya
onlara elkoyma yetkisi verilmiştir. Bakanlar Kurulunca, bu Yasaya uygun olarak Suriye
uyruklu kişiler hakkında 13.1.1939 tarih 2/10250 sayılı kararname çıkarılarak, taşınmazlarını
başkalarına devretm eleri ve üzerlerine ipotek koydurmaları yasaklanmıştır. 23.6.1959 tarihinde
kabul edilen sözleşm e ile Türkiye sınırları içinde kalan ve Türk Tabiiyetine geçmiş sayılan
kimselere, Suriye ve Lübnan uyruğuna geçm ek için sözleşme tarihinden itibaren 6 aylık
ikam etgâhlarını nakletme, 18 aylık da m allannı tasfiye için süre verilmiştir. 31.5.1940 tarih
2/13629 sayılı kararnam e Lübnan ve Suriye uyruğunu tercih edenlerin m allarını, tanınan 18
aylık sürenin bitim ine kadar zayii ve telef olmaması için nasıl idare edileceğine ilişkin
yöntemleri belirlemiş, Suriye uyrukluların malları Devletçe konulan bu ilkelere göre idare
edilmeye başlanmıştır. İlave olarak süresinde m allarını tasfiye etmeyen kişilerin m allarını, 2490
sayılı Yasaya göre tasfiye edileceği hükmü getirilm iştir. 14.2.1942 tarih 2/17317 sayılı
Bakanlar Kurulu kararı ile de muvazaalı tem liklerin önlenmesi yönünden Suriye uyruklu
kişilerin, borçlarından dolayı m allan üzerinde haciz konarak satışlarının yapılabilmesi
yasaklanmıştır. 18.11.1957 tarih 4/9697 sayılı Kararname ise, Suriye uyruklulann. paydaşı
olduğu taşınm azların rızaen taksimlerini yasaklam ış ancak mahkeMe eliyle,şüyuun izalesine
imkân vermiştir. Bunun yanında Medeni K anunun 650 ve/^55:» -mMddssine., göre temliken
tescilleri önlenmiştir. Son olarak 17.10.1966 tarihinde yürüpftiğe
.1Ö: 19^6 gün 6/7104
-
y
\
/
12
KİDJK
KAMU OEh'cTCIL'ûl
KURUMU
T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUM U
(Basdcnetcilik)
sayılı kararname ile de, Suriye uyrukluların m allarına Devletçe el konmuştur. (T.C. Yargıtay
Hukuk Genel K urulu’ntın 4.12.1992 gün 1991/16-539 E., 1991/624 K. sayılı K aran)
- Bununla birlikte; emlak sorununun çözüm ü konusunda Türkiye ve Suriye Hükümeti arasında
9.5.1972 tarihli protokol hazırlandığı, 24.2.1976 tarih ve 1937 sayılı Yasa ile kabul edildiği,
Bakanlar Kurulunun 28.2.1983 tarih ve 83/6123 sayılı Kararıyla bunun onaylandığı, ancak
Milli Güvenlik Kurulunun, sözleşmenin yürürlüğe girmesini sakıncalı bulması üzerine onay
belgesinin teatisinin Başbakanlığın 22.4.1984 tarihli talimatına dayanılarak durdurulduğu,
ayrıca, 1966 yılında konulan kısıtlayıcı önlem lerin kaldırılması hakkında iki ülke yetkilileri
tarafından Türkiye-Suriye Karm a Ekonomik Komisyonu çerçevesinde 9.2.1983 tarihinde
imzalanan protokolün de yürürlüğe konulmadığı anlaşılmıştır. (T.C. Danıştay 10. Daire’sinin
T . 2.4.1998, E. 1997/3728 K. 1998/1374 sayılı Kararı)
B- Uyuşm azlık Konusu İle İlgili K urum um uz’da Yapılan Toplantılar ve Tespitler
1- Suriye Arap Cumhuriyeti sınırları içerisinde taşınm az m allan bulunan vatandaşlarımızın
Kurumumuza yapmış oldukları şikâyet başvunıları ile ilgili olarak, Kurum um uzda yürütülen
bilgilendirm e ve çalışm a toplantıları çerçevesinde, Milli Emlak Genel M üdürlüğü yetkilileri ile
Kurumuz binasında 19/06/2013 tarihinde yapılan toplantıda;
28.05.1927 tarih ve 1062 sayılı “Hudutları Dahilinde Tebam ızın Emlakine Vaziyet Eden
Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı
Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde;
- 01.10.1966 tarih ve 6/7104 sayılı Kararnameye bağlı, “ Suriye U yruklulann M allannın Tespiti
ve Bu Mallara Konulması Hakkında Yönetmelikte” Suriye uyruklu bütün gerçek ve tüzel
kişilerin, T ürkiye'de bulunan taşınır ve taşınm azlan ile her türlü mal, hak ve menfaatlerinin
bloke edildiği ve bloke dışı paralan ile kiralık kasalarına (zati eşyası ile diğer istisnalar hariç)
28.5.1927 tarih ve 1062 sayılı Kanun hükümleri gereğince Hâzinece el konulduğu,
- 25.09.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Kararnameye bağlı, “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin
Hâzinece El konulan M allarının idaresi Hakkındaki Yönetm elik” çerçevesinde; 6/7104 sayılı
Kararname ile el konulan Suriye U yruklulann Türkiye’deki taşınır ve taşınmazları ile her türlü
mal, hak ve m enfaatlerin, bloke edilm iş ve bloke dışı paralar ile kiralık kasalarındaki varlıkların
yönetim i görevinin Maliye Bakanlığınca (Milli Emlak Genel M üdürlüğü) yürütüldüğü,
- 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 13/h maddesiyle
Bakanlığa; “ Kanunlar ve antlaşm alar gereğince m uayyen züm relere izafetle el konulması
gereken para, mal ve hakların işlemlerini yapm ak ve tasfiyelerini sonuçlandırm ak” görevi
verildiği, vatandaşlarım ızın yurt dışındaki m allarıyla ilgili Maliye Bakanlığı’nın herhangi bir
görev yetkisinin bulunmadığı.
-25/11/2010 tarihli ve 6083 sayılı T apu ve Kadastro Genel iMüdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunun 2 nci m addesinin “d” fıkrasında; “ Yabancı uyrukly=g^çek ve tüzel kişilerin
ülkedeki tapu ve kadastro ile ilgili işlemlerini yapmak, T ü r k iy ^ ü m ^ r ^ y ^ ö v r u k l u gerçek ve
tüzel kişilerin yurtdışındaki taşınm azlan ile ilgili hak ve m en|aatle> lni^^m ııaİkdevletlerarası
emlak m üzakerelerine katılmak ' hükmünün bulunduğu,
!j £
y
k
(
KAKU
d
)
k
0 £NFTCR:6 l
KU0UKU
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Başdenetçilik)
- Vatandaşlarımızın m ezkur uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak Milli Emlak Genel
M üdürlüğü’ne yaptıkları başvurular çerçevesinde, 1062 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılm ış
6/7104 sayılı ve 6/8890 sayılı Yönetmeliklere göre;
-Suriye uyrukluların ülkemizde bulunan mal, hak ve m enfaatlerine Hâzinece el konulması ve
yönetim ine ilişkin olduğu, bu Yönetmeliklerde, Suriye D evleti‘nce taşınm azlarına el konulmuş
vatandaşlarım ızın uğradıkları zararların giderilm esine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer
verilmediği,
-Ayrıca, söz konusu Yönetmeliklere bu gelirler üzerinden Maliye B akanlığı'na herhangi bir
“tasarru f’ yetki ve görevin tanımlanmadığı,
Suriye’de taşınmazı kalan vatandaşlarım ız tarafından Maliye Bakanlığına (Milli Emlak Genel
M üdürlüğü) yapılan başvuruların reddedilmesi nedeniyle;
-Yargıya başvurulması dolayısıyla ortaya çıkan m ahkem e kararlarının ne şekilde yerine
getirileceğinin,
-Suriye’de taşınm azı kalan vatandaşlarım ızın bu taşınm azlarına ilişkin tazminat taleplerinin
tazmini için alınacak tedbirleri, m evzuat değişikliği veya yeni m evzuat oluşturm a dâhil olmak
üzere konunun tüm yönleriyle görüşülmesi am acıyla; ilgili kurumların katılımıyla Dışişleri
Bakanlığı koordinatörlüğünde konunun yapılacak toplantılarda görüşülmesi gerektiğinin
Dışişleri Bakanlığına bildirildiği,
-Dışişleri Bakanlığından cevaben yazılarda; Suriye uyruklulara ait olup Devletim izin el
koyduğu m allann idaresinden elde edilen gelirin vatandaşlarım ıza, zararları nispetinde
dağıtılmasını sağlayacak bir yönetmeliğin çıkarılm ası, iç hukukum uz çerçevesinde gerekli
bütçe düzenlem elerinin yapılması gerektiğinin bildirildiği.
ifade edilmiştir.
II- Anılan uyuşm azlık konusu ile ilgili Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile Kurum um uz binasında
28/06/2013 tarihinde yapılan toplantıda;
Ülkem iz ile Suriye arasında 12 Şubat 2008 tarihinde oluşturulan Emlak Komisyonunun şimdiye
kadar sonuncusu 28-29 Eylül 2010 tarihlerinde olmak üzere 3 kez toplandığı, ancak Suriye’de
m eydana gelen son gelişm eler nedeniyle 4. toplantının yapılmasının mümkün olamadığı,
Dışişleri Bakanlığı'nın. Komisyon toplantılarına ev sahipliği yaptığı ve toplantılara ilişkin
görüş oluşturulm asında kurumlar arası eşgüdüm ü sağladığı,
Suriye'de taşınm azlan kalan vatandaşlanm ızın uğradıkları mağduriyetin maddi bedelinin halen
Devletimizce korum a altında tutulan mallardan elde edilen gelirin dağıtılması yoluyla tazmin
edilmesi konusunda M akam onaylı Bakanlıklarının görüşlerinin. Maliye B akanlığı’na iletildiği
ve Bakanlıkların bu konudaki görüşlerini m uhafaza ettiği,
Uyuşmazlık konusu ile ilgili m evzuattaki eksikliklerin ve çelişkjferingid
dolayı, yargı kararlarına istinaden yapılacak ödemelerin , 106$ sa>V*
iş olmasından
nca açılan
14
k3
K A R U DENETÇİLİĞİ
KURUMU
T.C.
KAM U DEN ETÇİLİĞ İ KURUM U
(Basdcnetcilik)
hesapta toplanan m eblağdan yapılam ayacağının düşünüldüğü, davacılara tazm inat ödem esinin
genel bütçe kaleminden yapılabileceğinin değerlendirildiği,
1062 Sayılı Kanun" un uygulanabilmesini te mi nen, Suriye vatandaşlarının m allarına el
konulması usulünü, el konulmuş malların idaresini düzenleyen Yönetmelikler çıkarılm ış olsa
da, bu m allardan elde edilen gelirin m ağdur vatandaşlarım ıza dağıtılmasını sağlayacak herhangi
bir düzenlem enin bulunmadığı,
Bu nedenle, Suriye vatandaşlarına ait olup Devletimizin el koyduğu m alların idaresinden elde
edilen gelirin m ağdur vatandaşlarımıza, zararları nispetinde dağıtılm asını sağlayacak bir
yönetm eliğin çıkarılm asının aciliyet arzetm ektc olduğu.
Bu hususun m ağdur vatandaşlarım ızın ulusal ve uluslararası düzeyde dava açmaları yoluna
gitmelerine ihtiyaç bırakmadan ivedilikle dikkate alınması gerektiği.
Hâlihazırda Suriye’de devam eden olaylar nedeniyle, Suriye'de taşınm az m allan bulunan
vatandaşlarım ızın sorunlarının giderilmesi hususunda Suriye rejiminin m uhatap alınm asına
imkân bulunmadığı, m evcut koşullarda Suriye ile emlak görüşm elerinin yeniden
başlatılmasının da söz konusu olmadığı, bu itibarla, konunun bu aşam ada Suriye ile
ilişkilerimizi ilgilendiren devletler arası bir boyutunun bulunmadığı,
Bu çerçevede, m evcut koşullarda konunun m ünhasıran Maliye Bakanlığının görev ve
sorum luluk alanına girdiğinin düşünüldüğü ve Maliye Bakanlığınca hazırlanabilecek kanun
değişiklik teklifleri hususunda Bakanlıklarının, Türk-Suriye ilişkileri ve uluslararası hukuk
bakımından olabilecek görüşlerini, talep edilmesi halinde bildirileceği,
hususları ifade edilmiştir.
HUKUKİ DEĞ ERLENDİRM E VE GEREKÇE
I. Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Denetim i Yönünden
11)
A. Avrupa İnsan Hakları Sözleşm esi Çerçevesinde M ülkiyet Hakkı Kavramı
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 683 üncü m addesinde, “Bir şeye malik olan kimse, hukuk
düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta
bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı
istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir ”
hükmüne yer verilmiştir.
Medeni Kanundaki m ülkiyet kavramına ilişkin düzenlem eler ve genel hükümlerden hareketle
m ülkiyet; maddi varlığı olan şeyler üzerinde tam egemenlik sağlayan bir hak olarak
tanımlanabilir. M ülkiyet hakkının verdiği yetkileri, o şeyin m alikinin rızası olmadan başkaları
kullanamaz. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası
açabileceği gibi, her türlü haksız el atm anın önlenmesini de dtâîn&ebiYır. Ancak, mülkiyet
hakkının kullanımının da sınırları vardır. Bu sınırlar ulusal v ^ a iu sia ra ra & ^ sa ja r ile çizilm iştir.
>
» .
15
«
W
K A K U D E N F IC U 6 :
T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUM U
(Basdenetcilik)
1982 Anayasası M adde 35- “ Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak
kamu yararı amacıyla , kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz. ”
İnsan H ak lan Evrensel Beyannam esi M adde 17Herkesin tek başına veya başkalarıyla
ortaklaşa mülkiyet hakkı vardır. 2. Hiç kimse keyfi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılamaz",
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 1 Num aralı Protokol M adde 1- “ Her gerçek ve tüzel
kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse,
ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel
ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler,
devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin
ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri
yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez. ”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 1 Numaralı Protokol’ün 1 inci m addesinde açık bir tanım
verilmeksizin “m alların m asuniyetinden söz edilm iş ayrıca hukukun genel ilkeleri
çerçevesinde kişinin “m ülkünden mahrum edilebileceği” belirtilmiştir. Bu yaklaşım, m ülkiyet
hakkının kapsam ının ve elde ediliş yöntem lerinin ulusal hukuklara bırakıldığını, kısıtlamaların
ise ulusal düzenlemeleri de aşarak, genel ilkeler doğrultusunda yürütüleceğini benimsemiştir.
Aynı m addenin devam ında ise , “mallar, vergiler, diğer yüküm lülükler ve para cezaları’'
sözcükleri geçmektedir. Ayrıcalıkları belirtmek am acıyla da yazılm ış olsa, bu kavramların da
mülkiyet hakkının öğeleri arasında düşünüldüğü anlaşılmaktadır.
M ülkiyet hakkının protokole koşut olarak A tH M ’nin yorumunun dört alt başlık altında
değerlendirilmesi yapıldığında;
M ülkiyet Hakkıuın Kazanılması:
M ahkeme kararlarında, m ülkiyet hakkının kazanılm asının Sözleşme güvencesi altında
bulunmadığı vurgulanm aktadır. Gerçekten de, protokolün 1. m addesi, var olan, edinilm iş bir
hakkın kullanımı ve korunm asıyla ilgilidir. Protokol, gelecekte elde edilecek m alvarlığıyla ilgili
güvenceler içermemektedir.
M ülkiyet Hakkının Barışçıl K ullanım ının Sınırlandırılması:
M ahkeme, üye ülkelere, hakkın özünü ortadan kaldırmamaları koşuluyla, izledikleri ekonomik
ve siyasal politikalar doğrultusunda mülkiyetin barışçıl kullanımını sınırlandırmaları açısından
oldukça geniş yetkiler tanımaktadır. M ahkeme, bu konularda en doğru değerlendirmelerin
ulusal organlarca gerçekleştirileceği görüşündedir. M ülkiyetin kullanımına getirilen
sınırlam alara karşı ulusal yargı yolu kapatılm ışsa ya da bu anlam a gelebilecek kısıtlam a ve
engeller konulmuşsa. Mahkeme, Sözleşm e'nin bütünlüğü doğrultusunda yargısal denetimini
sürdürmektedir.
M ülkiyet Hakkının Sonlandırılması:
Protokol'ün 1 maddesinin 1. paragrafında belirtildiği gibi devletler, kamu yararı amacıyla ve
yasa ile mülkiyet hakkını sorilandırabiliyorl ar. M ahkem e, kamu
belirlenmesinde de
ulusal organların önceliğini ve etkinliğini benimsiyor. AçıJ^
¿tüye kullanılması
niteliğinde değil ise. ulusal organlarca kamuı yararına uyguı/ğöçüifeî
Mahkemece de
t e f r »
v,
V
'
\
:
^
t
16
k
(
d
)
k
KAMU O E N F fÇ İlîC
KURUMU
t c
KAM U DEN ETÇİLİĞ İ KURUM U
(Basdenetcılık)
Sözleşm e'ye uygun bulunmaktadır. M al varlığından yoksun bırakılan kişinin zararlarının,
yitikleriyle orantılı bir bedel ödenerek giderilmesi gerekmektedir.
M ahkeme, ulusal yargı kararlarının geciktirilmesi ya da hiç uygulanm am ası yoluyla mülkiyet
hakkı yönünden kişilere verilen zararları, açık sözleşm e ihlalleri olarak değerlendiriyor.
M ülkiyet Hakkının İçeriği:
Geleneksel hukuk anlayışında olduğu gibi, ulusal yasalarım ızda da mülkiyet hakkı, belli bir
malvarlığı üzerindeki egem enlik biçiminde algılanıyor. M alvarlığı, genellikle birtakım somut
nesnelerden oluşuyor. Bu konudaki en kapsam lı tasnif, taşınır ve taşınm az m allar ayrımı oluyor.
Onalım, geri alım, kullanma, oturma, yararlanm a, taşınm az yüküm lülüğü gibi tapu siciline
işlenen haklar, doğrudan doğruya mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilm iyor. 1
B. İhtilaf Konusu Olayın; Danıştay 10 uncu Dairesinin Kararları Yönünden
Değerlendirilmesi.
I- Danıştay Onuncu Dairesinin 13/11/2000 tarihli E.No:3652, K.No:5621 sayılı,
Kararında: 1062 sayılı kanuna atıfta bulunulan: “ 1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebam ızın
Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye’deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil
Tcdabiri İttihazı Hakkında K anun’un 1 inci m addesinde; herhangi bir yabancı devlet Türk
vatandaşlarının kendi ülkelerindeki malları üzerinde kısıtlayıcı tedbirler uygularsa aynı şekilde
T ürkiye'nin de o devlet vatandaşlarının Türkiye’deki m allarının üzerinde aynı tedbirleri
uygulayacağı şeklinde özetlenebilir.
Nitekim Türkiye de, Suriye'nin Türk vatandaşlarının m allarına el koymasının ardından, Suriye
vatandaşlarının Türkiye’deki mallarına el konulmasının hukuki zemini oluşmuş, buna bağlı
olarak, 1.10.1966 tarih, 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Suriye
Uyrukluların M allarının Tesbiti ve Bu Mallara El Konulması Hakkında Yönetmelik ile de
Suriye uyruklu bütün özel ve tüzel kişilerin, T ürkiye’de bulunan taşınm az ve taşınır (zati ev
eşyası hariç) malları ile bütün hak ve m enfaatlerine 28.5.1927 tarih ve 1062 sayılı Yasa
hükümleri gereğince Hâzinece el konulmuştur.
Anılan Danıştay Kararında; 25.9.1967 tarih ve 6/8890 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla
yürürlüğe konulan “Suriye Uyruklu Özel ve Tüzel Kişilerin Hazincce El Konulan M allarının
İdaresi Hakkında Yönetm eliğin'1 35 inci m addesinde, “Suriyeli ler'e ait elkonulan taşınır ve
taşınm az m allarla her çeşit hak ve m enfaatlerin idaresinden m ütehassıl meblağ ve Maliye
Bakanlığınca mal sandıklarına devrine lüzum gösterilen paralar, mal sandıklarında “Suriye
uyruklu özel ve tüzel kişilere ait m allar” adıyla em anetler defterine açılan partiye kaydolunur.”
açıklam asına yer verilmek suretiyle,
'‘Bu durumda, Suriye'deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının
1062 sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca Suriye uyruklu \0 m lg tşla rın Türkiye’deki
taşınmazlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirffn(JeqıJwrfÜtuyacağı nisbetteki
zararının ödenmesi g e r e k m e k te d ir yönünde karar verilm iştik
----------------------------------------ı Av.Güncy Dinç. İzmir Barosu Dergisi Savı 69.2004
î, ^
^
A
*
/
■+ < }
17
k
H
k
KAMU D ÎN C T C lliC l
KUŞUMU
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Başdcnctcilik)
II- Ankara 3. idare M ahkemesinde görülen davada; kişilerin zarara uğraması durumunda
idarenin hukuksal sorum luluğunun söz konusu olduğu ve uğranılan zarann hizmeti yürütmekle
görevli idarece tazmini gerektiği yönünde verilen 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararın,
davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu savıyla, temyizen incelenerek durdurulması
istemini görüşen Danıştay 10 uncu Dairesi, 02/04/1998 tarihli E.No:3728, K.ıNo:1374 sayılı
Kararında;
“ ... bu durumda, Suriye ’deki taşınmazına el konulan ve tasarruf etmesi engellenen davacının
gelir yoksunluğuna uğramasında kusurlu davrandığı sabit olan davalı idarece . 1062 sayılı
Yasanın 1. maddesi uyarınca Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye'deki taşınmazlarından elde
edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden , davacının kanıtlayacağı nispetteki zararının
ödenmesi gerekirken , bu yoldaki isteminin reddedilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı
gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
Temyizen incelenen ve yukarıda özetlenen gerekçelere dayalı olarak verilen Ankara 3. İdare
Mahkemesinin 22.1.1997 tarih ve 1997/115 sayılı kararı, usul ve hukuka uygun olup, bozma
nedeni bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine ve anılan kararın onanmasına,
karar verildi.'' yönünde karar vermiştir.
Yukarıda belirtilen Danıştay Kararlarının; Suriye'deki taşınm azına el konulan ve tasarruf
etmesi engellenen davacıların uğradıkları zararların, Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye'deki
taşınm azlarından elde edilen ve bankada bloke tutulan gelirlerden karşılanması yönünde olduğu
anlaşılm ış olup, söz konusu uyuşmazlığın tarafı olan ancak henüz yargı yoluna başvurmamış
olan vatandaşlar açısından, anılan Kararların emsal teşkil edebileceği, değerlendirilm iştir.
D. İhtilaf Konusu O layın, AİHM Kararları Çerçevesinde Değerlendirilm esi
1-AİHM, m ülkiyet hakkı konusundaki bir uyuşmazlığı değerlendirirken aşağıdaki ölçütleri
araştırmaktadır;
-Uyuşm azlığın konusunun, Ek Protokol’ün 1. m addesindeki “mülkiyet hakkı” tanımı
kapsam ında değerlendirilip değerlendirilem eyeceği.
Her türlü taşınır ve taşınm az m allar ile alacaklar, parasal değeri olan birikimler mülkiyet hakkı
kapsam ında değerlendirilmektedir.
-M ülkiyet hakkına bir müdahalenin yupıhp yapılm adığı.
Koruma, kural olarak gelecekteki beklentilere değil, edinilm iş haklara yöneliktir. M ülkiyet
hakkına el atılması, genellikle üç türlü olmaktadır. M ülkiyetten yoksun bırakma, kullanımın
sınırlandırılm ası ve hakkın özüne yönelik müdahaleler.
M ülkiyet hakkını etkileyen girişimlerin doğrudan kamusal organlar eliyle uygulanması
gerekm em ektedir. Bireyler arasındaki uyuşmazlıkların çözümüncjgkübj^cuka aykırılıklar ya da
çözüm süzlüğün kurumlaştırılması gibi durum lar k a m u s a L ^ l^ rin ^ J ş te îd ş i ile bağlantılı
olduğundan bu tür olayların sorumluluğu da ilgili d e v le tle ı- ^ ^ tu lu iim a ^ a d ^ Egemenlikleri
altındaki bölgelerde mülkiyet hakkına saygıyı, m allan n d o V « n n În ]d i5 ^frs^% ım ak devletlerin
görevidir.
fl Z \ V
f j
V %
iy
j
V ■. a T-j y. »a s .Jr
v
18
KAM U W:N£TC»I IG)
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUM U
(Basdeneteilik)
-M üdahalenin yasal ve hukuksal tem elleri olup olmadığı.
AİHM , haklara yönelen kamusal m üdahaleleri değerlendirirken, öncelikle ulusal hukuktaki
tem ellerini araştırmaktadır. Böylece iç hukukta dayanağı bulunmayan gelişi güzel uygulamaları
önlemeyi amaçlamaktadır. Ulusal hukuka aykırı düşen el atmalar. Sözleşme hukukuna da
uyumlu bulunmamaktadır.
-M üdahalenin genel çıkarlara ve kamu yararına yönelik yapılıp yapılm adığı.
Bu aşamada el atmanın amacı araştırılmaktadır. İzlenen amaç açısından keyfiliğin önlenmesi,
işlemin kamu yararına ve toplumun genel çıkarlarına yönelik olm asıyla sağlanmaktadır. Ancak,
M ahkeme, kamu yararı ölçütlerini ve önceliklerini belirlemekte en doğru değerlendirmelerin
ulusal organlarca yapılabileceği görüşündedir.
-M üdahalenin orantılı olup olmadığı.
Uluslararası denetim in özü bu nokta üzerinde yoğunlaşmaktadır. M ahkem e’ye göre “ ... bireyi
mülkiyet hakkından yoksun kılan önlemin yasalarla korunan kamu yararına yönelmiş olması
yeterli değildir. Aynı zamanda başvurulan amaç ile izlenen yöntem arasında adaletli bir
dengenin kurulmuş olması gerekir'' (Ashingdane / İngiltere 1985 ) 2
E. Avrupa İnsan Hakları M ahkem esi K ararlan'
• Devam eden ihlaller
Sözleşme organları, Sözleşm e’nin yürürlüğe girm esinden önce başlayan am a bu tarihten sonra
devam eden ihlalin söz konusu olduğu durum larda, zaman bakım ından yetkilerinin
genişletilm esini kabul etm işlerdir (De Becker v. Belçika (k.k.)).
M ahkem e bu yaklaşımı m ülkiyet hakkıyla ilgili birçok davada sürdürm üştür, başvuruculara ait
arazinin tazminat ödenm eksizin Deniz Kuvvetleri tarafından işgalinin sürdürülmesi
(Papam ichalopoulos ve Diğerleri v. Yunanistan, §40);
- Kuzey K ıbrıs'ta başvurucunun mülküne ulaşmasını engellem e (Loizidou v. Türkiye (ilk
itirazlar), §46-47);
- M illileştirilen m ülk için kesinleşen tazm inatı ödememe (Alm eida Garrett, M ascarenhas
Falcâo ve Diğerleri v. Portekiz. §43)
• “M alvarlığı” kavramı
Birinci Protokolün 1. maddesi - M ülkiyetin korunması ‘7 ler gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk
dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır.... "
•
Korunan şeyler
Bir başvurucu uyuşm azlık konusu kararların, ancak kendisinin bu m adde anlamında
“malvarlığı'* ile alakalı olm ası halinde Birinci Protokolün 1. nıaddesimnjfeİal edildiğini iddia
edebilir. Bir “m alvarlığı1', ' “m evcut bir şey” olabileceği gibi, b a ş v ^ f t ^ ^ ^ ö z e n d e m ülkiyet
2 A v .G ü n c y D in ç , İzm ir B arosu D e r g isi S a y ı 6 9 .2 0 0 4
3 Kabul Edilebilirlik Kriterlerini Uygulanın Rdıbcri, Avrupa karneyi/Avrapn ln«n Haklan Mahkemesi. 2 01 1
jf
*<
o**
^
~
a
\* r
I
t
¡fi H . Î
K A M U O E K ST Ç İlC l
KUBURU
T.C.
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdcnctcilik)
hakkını etkili bir şekilde kullanabilmek için en azından “m eşru bir b ek le n tisin in bulunduğu
talepleri içeren bir malvarlığı da olabilir (J.A. Pye (Oxford) Ltd ve J.A. Pye (Oxford) Land Ltd
v. Birleşik Krallık [BD], §).
“Beklenti”, bir yasa hükmüne veya söz konusu aynî m enfaatle ilgili hukuki bir işleme dayanıyor
ise, “meşru beklenti” dir (Saghinadze ve Diğerleri v. Gürcistan, §103).
• Ö zerk bir anlama sahip olması
Birinci Protokolün 1. m addesinin ilk kısmındaki “m alvarlığı” kavramı özerk bir anlama
sahiptir; m alik olunan şey fiziksel eşyalarla sınırlı değildir; iç hukuktaki sınıflandırmadan
bağımsızdır; malvarlığı oluşturan belirli bazı haklar ve m enfaatler de “m ülkiyet hakkı” ve
böylece bu m adde bakımından “m alvarlığı” olarak görülebilir. H er olayda incelenmesi gereken
husus, bir bütün olarak ele alındığında olaydaki şartların başvurucuya Birinci Protokolün 1.
m addesiyle korunan bir maddi menfaat sağlayıp sağlam adığıdır (Öneryıldız v. Türkiye [BD],
§124; Broııiovvski v. Polonya [BD], §129; Beyeler v. İtalya [BD]
• M evcut m alvarlığı
Birinci Protokolün 1. m addesi, sadece kişiye ait mevcut m alvarlığına uygulanır (M arckx v.
Belçika, §50; Anheuser-Busch Inc. v. Portekiz [BD], §64). Bu m adde m ülkiyet edinme hakkını
güvence altına almaz (Slivenko ve Diğerleri v. Letonya (k.k.) [BD], §121;Kopecky v. Slovakya
[BD], §35(b)).
M ülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet eden bir kimse, önce böyle bir hakkın varlığını
kanıtlam ak zorundadır (Pistorovâ v. Çek Cum huriyeti, §38).
Bir başvurucunun Birinci Protokolün 1. m addesine göre korunmayı gerektiren m ülkiyete ilişkin
bir m enfaate sahip olup olmadığı konusunda bir uyuşmazlık bulunması halinde, M ahkem e’nin
başvurucunun hukuki durum unu karara bağlaması gerekir (J.A. Pye (Oxford) Ltd ve J.A. Pye
(Oxford) Land Ltd v. Birleşik Krallık [BD], §61).
• Alacak ve borçlar
M ülkiyet hakkına ilişkin bir m enfaat bir alacak niteliğinde ise, ulusal hukukta yeterince bir
temeli bulunması, örneğin ulusal m ahkemelerin teyit ettiği yerleşik bir içtihadın var olması
halinde bir “m alvarlığı” olarak görülebilir (Plechanow v. Polonya, §83; Vilho Eskelinen ve
Diğerleri v. Finlandiya [BD], §94; Anheuser-Busch Inc v. Portekiz [BD], §65; Kopecky v.
Slovakya [BD], §52; Draon v. Fransa [BD], §68).
Bir m ahkeme hükmünden doğan oir borç, icra edilebilir olduğunun yeterince ortaya konulması
halinde, “m alvarlığı”nı oluşturur (Stran Greek Refıneries ve Stratis Andreadis v. Yunanistan,
§59; Burdov v. Rusya, §40).
M ahkeme nin içtihatları. Birinci Protokolün 1. maddesi tarafından korunan bir “meşru
beklenti”nin bulunup b ulunmadığının belirlenmesi için, “gerçek
uşm azlık” veya
“savunulabilir bir iddia”n ın varlığını öngörm em ektedir (Kopecky vJSfo
a İBÖ], §52; Vilho
Eskelinen ve Diğerleri v. Finlandiya [BD], §94).
/
K ( D ıK
KAMUOCNfTCH.:«!
TC
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUM U
(Başdenetcilik)
İç hukukun yorum lanmasını ve uygulanmasını düzeltme konusunda bir uyuşmazlık bulunması
ve daha sonra başvurucunun iddialarının ulusal m ahkemeler tarafından reddedilmesi halinde,
meşru bir beklentinin doğmuş olduğu söylenm ez (Anheuser-Busch Inc v. Portekiz [BD], §65;
Kopecky v. Slovakya [BD], §50).
• M ülkiyetin iadesi
Birinci Protokolün 1. maddesi Sözleşmeci Devletlerin, Sözleşm e’yi onaylamadan önce
kendilerine geçirdikleri mülkiyeti iade etm elerini gerektiren genel b ir yüküm lülük yüklediği
şeklinde yorum lanam az. Birinci Protokolün 1. maddesi Sözleşmeci Devletlerin, iade edilecek
m ülkiyetin kapsamını belirleme ve eski maliklerin mülkiyet haklarını iade ederken koşulları
seçme serbestlikleri üzerinde herhangi bir kısıtlam a koymaz.
Sözleşmeci Devletler, özellikle belirli kategorideki eski m aliklerin bu tür bir haktan hariç
tutulm aları konusunda geniş bir takdir yetkisine sahiptir. Bu şekilde hariç tutulan belirli
kategorideki m aliklerin iade talepleri, Birinci Protokolün 1. m addesindeki korumadan
yararlanm ak için “meşru bir beklenti”ye temel oluşturmaz.
Öte yandan Sözleşme ile birlikte Birinci Protokolü onaylayan bir Sözleşmeci Devlet, önceki
rejim de m üsadere edilm iş mülkiyetin tamamen veya kısmen iadesini öngören bir yasa çıkaracak
olursa, böyle bir yasanın koşullarını yerine getiren kişiler için Birinci Protokolün 1.maddesi
tarafından korunan yeni bir m ülkiyet hakkı doğurduğu kabul edilebilir. Sözleşmeci Devlet
tarafından Birinci Protokolün onaylanmasından önce iade veya tazm inat getiren düzenlenmeler,
onaylam adan sonra da yürürlükte bulunuyorsa aynı şey geçerlidir (M altzan ve Diğerleri v.
Alm anya (k.k.) [BD],).
Etkili bir şekilde kullanm a imkanı bulunmayan bir m ülkiyet hakkının tanınması ümidi, Birinci
Protokolün 1. maddesi anlam ında “m alvarlığı” olarak kabul edilem eyeceği gibi, şartın yerine
getirilm em esi sonucu ortadan kalkan şartlı bir alacak da kabul edilem ez (M alhous v. Çek
Cumhuriyeti (k.k.) [BDJ; Kopecky v. Slovakya [BD], §35(c)).
Daha önce yürürlükte bulunan bir kanunun başvurucunun lehine olarak değiştirileceği inancı,
Birinci Protokolün 1. maddesi bakımından meşru bir beklenti olarak görülemez. Bir iade ümidi
ne kadar anlaşılabilir olursa olsun, salt bir iade ümidi ile meşru beklenti arasında fark vardır;
meşru beklenti, salt bir üm itten daha somut nitelikte olmalı ve bir yasa hükm üne veya yargısal
karar gibi hukuki bir işleme dayanm alıdır (Gratzinger ve Gratzingerova v. Çek Cumhuriyeti
(k.k.) [BD],).
• G elecekteki gelir
Gelecekteki gelir, ancak kazanılm ış ise veya gelire yönelik icra edilebilir bir alacak m evcut ise.
“m alvarlığı" oluşturur (lan Edgar (Liverpool) Ltd v. Birleşik Krallık (k.k.); W endenburg ve
Diğerleri v. Alm anya (k.k.); Levânen ve Diğerleri v. Finlandiya (k.k.)
E. UYUŞM AZLIK KONUSU İLE İLGİLİ G ENEL DEĞ ERLENDİRM E
Raporun, “Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Denetimi Yönünden” başlıklı bölümünde yer
verilen hüküm ve açıklam alar ile birlikte uyuşm azlık ko n u sı^1 iî^S teK i.)fu m u m u za verilen
şikayet başvuru dilekçelerinde talep edilen hususlar birlikte grfe
r> ... (
'
K ( D ) K
KAM U O îN G rc lL lC -
T C
KAM U DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Basdenctcilik)
Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa arasında 1921 yılında imzalanan Ankara Antlaşmasına kadar
uzanan bir geçm işe sahip olan emlak sorununun, Suriye'nin 1930’lardan başlayarak
vatandaşlarımızın bu ülkede bulunan taşınm az malları üzerindeki tasarruf haklarını aşamalı
olarak kısıtlam aya yönelmesi ve buna karşılık ülkemiz tarafından 1062 sayılı Kanun
kapsam ında Suriye uyrukluların ülkem izde bulunan taşınm az malları üzerindeki tasarruf
haklarının dondurulm asıyla daha da karmaşık hale geldiği,
1966 tarihli 6/7104 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konan “Suriye Uyrukluların
M allarının Tespiti ve Bu M allara El Konulması Hakkında Yönetm elik’in ilgili maddesi
uyarınca el konulan m alların idare edilm esinden elde edilen gelirden Türk vatandaşlarının
zararlarının karşılanmasına ilişkin bir düzenlem enin bulunmadığı,
M ağdur vatandaşlarım ızın gerek ulusal gerek uluslararası (AİHM ) yargıya başvurmaları
halinde lehlerine karar çıkm asının. A İH M ’nde açılacak davaların kazanılması halinde, m ağdur
vatandaşlarım ız tarafından benzer davaların açılm asının da kuvvetle muhtemel olduğu.
Öte yandan, Suriye uyrukluların ise bankalarda m uhafaza edilen gelirlerin üçüncü kişilere
verilmesi durum unda mülkiyet hakkının ihlali iddiasıyla ülkemizde yerel m ahkemelere ve
A İH M 'ne başvurm a ihtim allerinin bulunduğu,
A vrupa İnsan Hakları Sözleşm esi (AİHS) çerçevesinde her özel kişinin, m illiyeti, medeni
statüsü, hukuki ehliyeti ne olursa olsun, ihlal durum unda A İH M ’nde AİHS kapsamında
şikayette bulunabileceği, şikayet başvurusunun, gerekli kriterlere sahip olduğunun
değerlendirilm esi halinde, AİHM tarafından kabul edilebileceği, bu çerçevede, haklarının ihlal
edildiğini öne sürenlerin, zararlarının öncelikle ilgili idare tarafından tazm in edilmesini talep
etm esi, talebe idare tarafından olum suz yanıt verilm esi veya süresi içinde yanıt verilmemesi
halinde yetkili ulusal m ahkem e önünde tazm inat davası açm ası, yine bir ödeme yapılm az ise iç
hukukta verilen kesin hükümden itibaren 6 ay içinde A lH M ’ne başvurabilecekleri,
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak m ağdur olduğu iddiasında bulunan vatandaşlarım ızın
zararlarının ispat edecekleri nispette, Suriye vatandaşlarının ülkemizde el konulan mallarından
elde edilen gelirden karşılanmasını sağlayacak herhangi bir düzenlem enin bulunmadığı.
Buna göre; söz konusu sürecin, uyuşm azlık konusunun tarafı olan vatandaşlarım ız açısından
uzun ve yıpratıcı olacağı, ilgili kamu kurum lan yönünden değerlendirdiğinde ise bireysel
başvuruların tek tek ele alınıp çözümlenmesi sürecinin, kamu kaynaklarının verimli kullanımı
ilkesi gereğince uygun olmayacağı, bunun yanı sıra Suriye vatandaşlarının konu ile ilgili idari
ve adli mercilere yapabilecekleri olası başvurular ile uyuşm azlık konusunun içinden çıkılması
güç bir hale gelebileceği.
Bununla birlikte, uyuşm azlık konusunun kapsamlı çözümünün Suriye’de istikrann yeniden
sağlanması halinde m ümkün olabileceği hususu dikkate alındığında; m ağdur olduğu iddiasında
bulunan vatandaşlarım ızın ulusal ve uluslararası düzeyde yargı yoluna gitm elerinden önce,
uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak m evzuat değişikliği veya yeni m evzuat oluşturm a
seçeneklerinin, vakit geçirilm eksizin değerlendirilm esine ve__by^/yönde çalışm alara
başlanılm asına ihtiyaç olduğu.
Diğer taraftan.
^
K ( D ) K
T c
KAMU DENETÇİLİĞ İ KURUMU
(Basdenetçilik)
K A K U C > E N iT C II IG.’
Maliye Bakanlığı M illi Emlak Genel M üdürlüğü'nce yayımlanan, 1978 yılında yürürlüğe giren
ve halen yürürlükte olan 91 sayılı genel tebliğinde;
-66 ve 80 sıra sayılı genelgelere göre Suriye'deki önlemlerden zarar gördüğü için kendisine
tarım toprağı kiraya verilmiş kimselerle yapılan sözleşmelerin yenilenmemesi, sözleşmesi sona
eren ve işgal edilmiş toprakların derhal boşaltılmasının sağlanması, illerdeki komisyonlarca
tahsis yapıldığı halde; ihalesi Bakanlıkça onaylanmamış olanlar için kira sözleşmesi
yapılmaması,
düzenlem esi ile, taşınm az m allarına Suriye hükümetince el konulan vatandaşlarımızın,
m ağduriyetlerini nispeten telafi etmek amacıyla, bu vatandaşlarım ıza öncelik tanınmasının
öngörüldüğü esastan vazgeçildiği,
-Davalı taşınmaz mallardan tahliyesi sağlananların da muhtaç çiftçilere kiralanması, kiralama
işlemlerinin 1 i ve 17 sıra sayılı genelgelere göre yürütülmesi, kira bedellerinin Suriye uyruklu
şahıs adına emanet hesabına yatırılması,
düzenlemesi ile, el konulan Suriye uyruklulara ait tarım topraklarının tüm ünün toprağa muhtaç
çiftçi vatandaşlarım ıza kiraya verilm esi esasının benimsendiği ve uygulam anın bu esas
doğrultusunda sürdürüldüğü.
anlaşılm ış olup.
Açıklanan gerekçelerle; yukarıda aktarılan bilgi ve belgeler ışığında 1062 sayılı Kanuna
dayanılarak Bakanlar K urulu'nca çıkarılan ilgili Yönetmeliklerde, 1062 sayılı Kanunun
öngördüğü. Suriye’de kalan taşınm azlarından faydalanamayan Türk vatandaşlarının
zararlarının karşılanması noktasında, zararın ispatına yarayacak belgelerin şekil, suret ve merci
tanzim ine ilişkin düzenlem elere yer veriimediği gibi, uğranılan zararların giderim inin de açıkça
onaya konulam adığı;
Suriye’de taşınm az m allanna el konulan vatandaşlarım ızın mağduriyetlerinin devam ettiği de
göz önünde bulundurularak, uyuşm azlık konusu ile ilgili tüm kurum ların katılımı ile çözüm
yollarının araştırılm ası ve 91 Sıra No.lu Genel Tebliğ ile el konulan Suriye uyruklulara ait tarım
topraklarının kiralandığı toprağa muhtaç çiftçi vatandaşlanm ızm durum u da gözetilmek
suretiyle, 1062 Sayılı Kanunun ruhuna uygun olarak; uyuşm azlık konusu ile ilgili yargı
kararlannm (örneğin Danıştay 10. Dairesi’nin 1997/3652 esas, 2000/5621 karar sayılı ilamı)
yerine getirilm esinde yaşanılan tereddütlerin giderilmesi ve söz konusu uyuşm azlık nedeniyle
m ağdur olduğu iddiasında bulunan vatandaşlarım ızın zararlarının telafi edilm esine yönelik yeni
bir yönetm eliğin, m ümkün olan en kısa sürede yapılarak mağduriyetlerin giderilmesi gerektiği
sonucuna varılmaktadır.
HAK ARAM A Ö ZG Ü RLÜĞ ÜN E İLİŞKİN YASAL M EVZUAT
I.
Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması
14/6/2012 tarihli ve 6328 sayılı Kam u Denetçiliği Kurumu K anununun 21 inci m addesinin
ikinci fıkrası uyarınca, bu tavsiye kararı üzerine otuz gün iç in d e ia e fÎ^ ? f 1^îîH5İem tesis edilmez
T.C.
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(Başdenetcılık)
KAMU O EN ETCIl'âi
HUŞUMU
veya eylem de bulunulm az ise durm uş olan dava açm a süresi kaldığı yerden işlemeye
başlayacaktır.
II.
İlgili İdarenin İşlemine Karşı Yargı Yolu
2709 Sayılı 1982 A nayasasının Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması Başlıklı 40 ıncı
m addesinin 2 nci fıkrasında, “ Devlet, işlem lerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve
mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.’' hükmü yer alm akta olup, 6328
sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20 nci m addesinin ikinci fıkrası uyarınca, ilgili
idarenin işlemine karşı arta kalan süre içinde Ankara idare M ahkemesine dava yolu açıktır.
TAV SİYE KARARI
Yukarıda açıklanan gerekçelere ve dosya kapsamına göre ŞİKÂYETİN KABULÜNE,
Taşınm azlarına Suriye Arap Cumhuriyeti H üküm eti’nce el konulan Türk
vatandaşlarının zararlarının telafisi amacıyla, uyuşm azlık konusu ile ilgili olarak,
Başbakanlık'a 1062 sayılı Kanuna uygun bir m evzuat düzenlemesi yapılması hususunda
TAV SİYEDE BULUNULM ASINA,
Davacı ile benzer durum da olup idari yargıya m üracaat ederek haklarında lehe karar
verilen kişiler em sal alınarak, davacıların zararlarını ispat etmeleri durumunda, yapılacak
m evzuat değişikliğine bağlı olarak genel bütçeye konulacak bir kalem vasıtasıyla ya da meri
m evzuatta öngörülen Suriye uyruklu vatandaşların Türkiye’deki taşınm azlarından elde edilen
ve bankada bloke tutulan gelirlerden zararlarının karşılanması yönünde TAVSİYEDE
BULUNULM ASINA,
6328 sayılı K anun’un yukarıda zikredilen 20. M addesinin üçüncü fıkrası uyarınca
m erciince (Milli Emlak Genel M üdürlüğü) bu karar üzerine tesis edilecek işlem ya da tavsiye
edilen çözümün uygulanabilir nitelikte görülmediği takdirde gerekçesinin otuz (30) gün içinde
K urum um uza bildirilm esinin zorunlu olduğuna, bu kararın şikâyetçilere ve ilgili idarelere
tebliğine.
Türkiye Cumhuriyeti Kamu B aşdenetçisrnce karar verildi.
'w
¿S
24