Ekoloji ve Politika: Yeşil Hareket - Prof
Transkript
Ekoloji ve Politika: Yeşil Hareket - Prof
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİYASET BİLİM İ VE KAMU YÖNETİM İ ANA BİLİM DALI EKOLOJİ VE POLİTİKA: YEŞİL HAREKET Yüksek Lisans Tezi AYKUT NAMIK ÇOBAN Ankara, 1991 0 . ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI EKOLOJİ VE POLİTİKA: YEŞİL HAREKET Yüksek Lisans Tezi Hazırlayan : AYKUT NAMIK ÇOBAN Tez Danışmanı : Doç.Dr.CAN HAMAMCI Ankara, 1991 İÇİNDEKİLER Sayfa GİRİŞ ........................................ 1 Amaçlar, Varsayımlar ve Kapsam ............. 3 BİRİNCİ BÖLÜM YEŞİL HAREKETİN DOĞDUĞU TOPLUMSAL VB DÜŞÜNSEL O R T A M ............................... 6 I. TOPLUMSAL ORTAM: YEŞİL HAREKETİ HAZIRLAYAN VE ETKİLEYEN Ö Ğ E L E R .......... 6 A. Endüstri Ülkelerinin Toplumsal Yapılarında Nicel Değişim .......... 7 B. İleri Endüstri Toplumunun Sorunları . 20 1. Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar ... 20 2. Siyasal Sorunlar ................ 25 3. Çevre Sorunları ................. 35 C. İleri Endüstri Toplumuna ilk Tepkiler: Gençlik Hareketleri ...... 46 D. Bir Karşılaştırma Notu: Azgelişmiş Ülke Örneği Türkiye ................ 55 II. DÜŞÜNSEL ORTAM: ÇEŞİTLİ DÜŞÜNCE AKIMLARINA GÖRE EKOLOJİK SORUNLAR, ÇÖZÜM VB YEŞİL ÖRGÜTLENME............... 65 A. Muhafazakâr Yaklaşıra ............... 71 B. Marksçı (Marksist) Yaklaşım ........ 82 C. Çevrecilik ......................... 95 I İKİNCİ BÖLÜM YEŞİL HAREKETİN PARTİLEŞME ORTAMI VE YEŞİL PARTİ .................................. ..111 I. YEŞİL HAREKETİN BİLEŞENLERİ: YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER .................... ..111 A. Çevre Korumacı Hareket ............. ..116 1. Kuruluş Yılları ve Üye Sayıları .. 120 2. Çevreci Grup Üyelerinin Toplumsal Karakteri ............. ..122 3. Eylem Tarzı ..................... ..125 B. Anti-Nükleer Hareket ............... ..128 1. Anti-Nükleer Hareketin Geri Planı ve İdeolojisi ............. ..129 2. Toplumsal Değerlerin Eylemle Bütünleşmesi .................... ..134 a. Fransa .... .....................134 b. İngiltere .................... ..136 c . Almanya ...................... ..13? C. Barış Hareketi ..................... ..141 II. PARLAMENTO DIŞI MÜCADELEDEN PARLAMENTO İÇİ MÜCADELEYE ......................... ..148 A. Partileşme İçin Nedenler ........... ..151 B. Seçim Sistemleri ve Etkileri ....... ..155 C. Partileşme Süreci .................. ..159 1. Seçim Sonuçları ve Partileşme .... 159 a. Les Verts .................... ..160 b. Green Party .................. ..166 c. Die Grünen ......................172 II 2. Kuruluş Süreci ile İlgili Bir Ara Değerlendirme ............... ..179 III. PARTİ Ö R G Ü T Ü .......................... ..183 A. Yeşil Parti Örgüt Modeli ........... ..184 B. Parti İçi Bölünme .................. ..195 C. Üye ve Seçmenin Toplumsal-Katmansal Konumu ...........-.................- 202 1. Yaş ............................. ..204 2. Eğitim .......................... ..206 3. Yerleşme Yeri ................... ..207 4. Katmansal Konum ................. ..209 IV. İDEOLOJİ VE HEDEFLER ................... .213 A . İdeolo ji ........................... .213 B. Temel Siyasalar .................... .218 1. Ekonomi ......................... .218 2. Demokrasi ....................... .220 3. Enerji .......................... .221 4. Üçüncü Dünya .................... .223 5. Barış ........................... .225 DEĞERLENDİRME ................................ .228 ÖZET ......................................... .233 SÜM M A R Y...................................... .234 235 KAYNAKÇA III 1 GİRİŞ Yeşil hareket, siyaset biliminin konularından biri. Zaman bakımından yeni başka, siyasal açıdan yarattığı güncel olmasından etkiler, siyasete getirmek istediği yeni anlayış, Yeşil hareketi ilgiye değer kılıyor. kesiştiği bir Yeşiller, alanı ekoloji ve somutlaştırdıkları siyasetin gibi, aynı zamanda bu kesişmenin bir ifadesi olarak ekolojinin siyasallaşmasına da katkıda bulunuyorlar. Ekoloji sözcüğünü ilk kez biyolog Ernest Haeckel 1864*te kullanmıştır. Ekoloji, Yunanca konut ya da evcik anlamına gelen "oikos” ile bilim "logos", sözcüklerinden "hayvan türetilmiştir - ve bitkiler Başlangıçta ekonomisi" kullanılıyordu.* Bir başka deyişle, bilimsel yöntemler ekonomisini kullanarak anlamında klasik hayvan ekoloji ve inceleyen bir bilim dalıdır. ekoloji, bitkiler Ekoloj inin giderek alanı genişlemiştir. Günümüzde tüm canlıların bırbirleriyle bağlamda ve insan çevreleriyle ve toplum olan ile ilişkileri, çevre bu arasındaki ilişkiler ekolojinin kapsamı içindedir. Türkçede karşılanmaktadır. ekoloji İngilizce (environment/environnement> sözcüğü ve ile "çevrebi1im"le Fransızca’da ekoloji çevre (ecology/ * Fehmi Yavuz, Çevre Sorunlarx, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:385, 1975, s.4 2 écologie) farklı anlamlar taşırken, Türkçede bu iki sözcüğe iki ayrı karşılık yoktur. Türkçede "çevre”, hem ”environment” sorunları, problems=çevre environmental İst=çevreci), "ecology" (ecological ecologist=çevreci) kullanılmaktadır. iki (environmental sözcüğe 2 hem problems-çevre sözcüklerinin Bu bakımdan, yüklenen anlamın sorunları, karşılığı Batı ne de olarak dillerinde olduğuna bu bakmak yararlı olacaktır. Çevre (environment) herhangi bir şeyi kuşatır ama, ne o şeye nüfuz eder ne de o şey tarafından nüfuz saldır. edilir. Çevre, Oysa ekoloji, çevrelediği insanın, karşısında dış- içinde varlık kazan dığı, bir parçasını oluşturduğu, ama etkinliğiyle onu değiştirip dönüştürdüğü, ”ev"i (oikos) ile olan duvarlı-duvarsız her türlü 3 ilişkilerini ele alır. Bu bakımdan ekoloji, insanm-toplumun dışındaki çevreyi de kapsayan ve insan-toplum-doğa ilişkilerini, bunların karşılıklı etkileşimlerini içeren bir anlama sahiptir. Bu nedenle, çalışmada, çevre ve ekoloji sözcüklerinin her ikisi de burada yüklenen anlamlar çerçevesinde denildiğinde kullanılmakta; yaşam çevresindeki anlatılmakta, ekolojik 2 çevre bozulma, sorunları kirlenme sorunlar denildiğinde ise bu Türkçede geniş anlara yüklenerek yapılmış bir çevre tanımı için bkz.Can Hamamcı, "Çevre Hakkı üzerine Düşünceler" İnsan Hakları Yıllığı, Cilt 5-6 (1983-1984), s.172. ^ Kadir Cangızbay, "*Habeas Corpus’tan ’Habeas Oikos’a veya Ekolojizmin zorunlu Güzergâhı", Türkiye Günlüğü, Sayı 3 (Haziran 1989), s.39. 3 sorunlara ek ilişkisi, olarak insanın, insan-toplum toplum ve ilişkisinin, doğayla doğa-toplum ilişkisiyle ilgisi belirtilmiş olmaktadır. İnsanın doğadaki etkinliği soyut bir doğanın dönüştürülmesi etkinliği değildir. İnsan, yaşamı için gerekli üretimi, toplumsal bir yapı içinde, var olan üretim tekniği ile üretim gerçekleştirmektedir. ilişkileri Kısacası, çerçevesinde insanın doğayla ilişkisi başka süreçlerin etkisi altındadır ve başka süreçleri içeriğe etkileyen sahiptir. bir Çevre gibi, odağında çevre bulunan Yeşil karşılıklı sorunlarının sorunlarının hareket etkileşime, ortaya çıkışı önlenmesi istemi de bu bütünsellik bağlamında değerlendir!İroelidir. Bu açıdan, çevre sorunları ilgili sınırlı bir siyasal kalması hareketin, beklenemez. salt Yeşil bu ile sorunlarla hareketin, çevre kirliliği sorunsalmdan toplumal sorunlar, toplumsal ilişkiler sorunsalına yönelmesi de bu nedenledir. Yeşiller, yalnızca çevre sorunlarıyla değil, ekolojik sorunlarla da ilgilenmektedir. Amaçlar, Varsayımlar ve Kapsam Çalışmanın amacı, endüstri toplumlarının belirli bir gelişmişlik aşamasında ortaya çıkan Yeşil hareketin doğduğu ortamı, arasındaki bağlantıları, bu ortam ile hareketten partiye hareket geçişi, hareketin ve partinin yandaşlarının toplumsal-katmansal konumlarını, hedefleri konumları arasındaki ile bağlantıyı ideoloji, istem ve incelemektir. Buna koşut olarak, Yeşiller (hareket/partiler) için benzerliklerin mi, yoksa farklılıkların mı belirgin olduğu sorusunun yanıtı aranacaktır. Bu amaca uygun olarak, birbirini bütünleyen üç varsayım sınanacaktır: 1) Yeşil hareket, ürünüdür. Bu ekonomik, ileri toplumun toplumsal, endüstri toplumunun birbirleriyle ilişkili, siyasal, çevresel sorunlarının belirlediği bir ortamda ortaya çıkmıştır. birbiriyle ilişkili önlenmesi çevrenin olması, temelinde oluşan korunmasından çevre sorunlarının toplumsal başka Sorunların hareketin, toplumsal, siyasal istemlerde de bulunmasına neden olmuştur. 2) Yeşil hareketin/partinin toplumal korumacı hareketler hareket, olarak bileşenleri adlandırılan anti-nükleer hareket yeni çevre ve barış hareketidir. Yeşil parti, yeni toplumsal hareketlerin kurumsal siyaset alanındaki biçimsel örgütlenmesidir. 3) Yeşil parti üyelerinin ve seçmenlerinin çoğunluğu, yeni küçük burjuvazi katmanında; eğitim ve gelir düzeyi yüksek, gençlerni oluşturduğu bir olmaktan çok toplumsal konumda yer almaktadır. Çalışma, çözümleyicidir. gelişimleri çerçeve Düşünce içinde içinde Olguları için, tanımlayıcı ve sıralamak ülkenin alınmıştır. parlamentoya bir Yeşilleri Toplumda en yerine; bütünleştirilmeye çözümleyebilmek ve üç olguları çok kitlesel temsilci bunlar, bir çalışılmıştır. sonuca çalışmanın bir tarihsel ulaşabilmek kapsamına destek gönderebilmiş bulup, Alman 5 Yeşilleri, ilk önce partileşen ama çevreci toplumsal hareketle Yeşil Almanya'daki Yeşilleri kadar ve arasındaki güçlü iki dağınıklıktan Kapsamın parti ayrı kurulamadığı parti kurtulamayan üç ülkeyi gerçekleştirebilmek İngiliz olarak Fransız içermesi, ve ilişkilerin gelişip Yeşilleri. çalışmanın varsayımların amacını sınanmasında güvenirliliği ve geçerliliği artırmak içindir. Yeşil hareketin, nasıl bir toplumsal olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi ülke örneği toplumsal olması yapı bakımından karşılaştırması yapının ürünü için, azgelişmiş Türkiye Yeşilleri, bağlamında kapsama alınmıtır. Kapsamın mekan boyutunu Almanya, İngiltere ve Fransa oluştururken, zaman boyutu 1960’tan günümüzedir. Çalışma, simetrik iki ana bölümden oluşmakta dır. Birinci bölümde, Yeşil hareketin doğduğu toplumsal ve düşünsel ortam belirlenirken, hem ikinci bölümün "altyapısı" oluşturulmuş; hem de, harekete ve partiye mensup olanlarının bu istemleri açıklanmış belirleyen olmaktadır. istemlerinin kaynakları, toplumsal İkinci yapının bölümde, partileşmeye giden süreç ve Yeşil partinin örgütlenme yandaşlarının toplumsal karakteri, niteliği ilkeleri, ideolojisi çözümlenmektedir. i birinci bolum HARSlTJBTZlSr T O P JL Ü M S y iI. V JB OOÖOl/ÖLT D Ü ^ Ü N S K JL I. TOPLUMSAL ORTAM: YEŞİL HAREKETİ HAZIRLAYAN VE ETKİLEYEN ÖĞELER Yeşil hareket Batı Avrupa’da 1970*1i yılların başında belirdi. Bu onyılm sonlarına doğru önce Batı Almanya’da ve sonra öteki Avrupa ülkelerinde parlamento dışındaki başarısını parlamenter platforma taşıdı. Yeşil hareketin siyaset bilimi açısından kısa denilebilecek bir zaman yükselişinin nedenleri dilimindeki 1950’li ve bu hızlı 1960’lı yıllarda varlık bulacağı aranma1ıdır. Çünkü her siyasal oluşum toplumsal ve düşünsel ortamın az ya da çok, olumlu ya da olumsuz izlerini taşır; veri sorunlardan hareket eder, veri koşulları çözümlemeye yönelir; kendinden sonrakileri etkileyeceği gibi kendinden önceki eylem ortamından da etkilenir. Üreteceği çözümler yeşerdiği ortamın sorunlarını ortadan kaldırabilecek yetkinlikte görüldüğü, beklentilere sunacağı yanıtlar 7 doyurucu ve siyaseten tüketilmemiş olduğu sürece başarı şansı yükselir. Endüstri toplumunun geçirdiği nicel değişim, varolan yapısal sorunlar ile bunlara eklenen ’'yeni" sorunlar ve anti-tez olarak hazırlayan diyalektik ve bir gelişen biçimde tepkiler etkileyen bu topluma Yeşil ortamın hareketi panoramasını vermektedir. A. Endüstri Ülkelerinin Toplumsal Yapılarında Nicel Değişim Kapitalist sonra Batı ve endüstri Kuzey İkinci Dünya Savaşı sürecine girdiler. kapitalist Özünü ülkeleri, Avrupa ülkeleri sonrası pek Bu önce süreçte, ABD ile hızlı ve Japonya, bir gelişme toplumsal yapının tersine, bu değiştirmeyen, özü geliştirici etkiler doğurup bireylerin iç dünyalarına değin kökleşmesini sağlayıcı sonuçları olan bir dizi ekonomik, teknolojik, toplumsal değişim yaşandı. Değişim birlikte birdenbire aniden olduğundan kesin başlayıp tüm belirmeyeceğinden, bir başlangıç etkileriyle bir tarihi süreç vermek yanıltıcı olabilir. Bununla birlikte, savaştan en az yarayla çıkan ABD için 1950 yılları, Batı ve Kuzey Avrupa ülkeleri ile Japonya için de izleyen onyılın başları toplumsal etkilerini alınabilir. yapının duyumsatan değişik süreç için alanlarında başlangıç 8 Bu çalışmanın kapsamına ' giren ülkelerde yaşanan değişimi açıklayabilecek göstergelerden biri, kişi başına düşen iktisatçılarca getirilen "refah bir toplumu" "Kişi ulaştığı gelişmişliğin artıştır- gelişmişlik, ulaşmışlardır. hasıla”nın gelirdeki ölçütlerinden ülkeler, kavramıyla zenginlik başına düzey, Bu gayri düzeyine safi milli de olsa, olarak kabul yetersiz biri dile edilmektedir. Tablo ülkelerin 1; 1960-1980 yılları "kişi başına gayri safi arasında bu yurtiçi hasıla" (KBGSYH) larmdaki değişimi göstermektedir. Bu yirmi yıllık dönemin sonunda Fransa ve F.Almanya*da 9, KBGSYH, yaklaşık olarak, Birleşik Krallıkta 7 kat artmıştır. Tablo 1: Kişibaşma Gayri Safi Değişimler,1960-80,ÜS$ Yurtiçi Hasıladaki 1960 1965 1970 1975 1980 Fransa 1336 2031 2775 6413 12200 Federal Almanya 1323 1975 3056 6781 13213 Birleşik Krallık^ 1358 1835 2198 4082 9518 a: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Kaynak: United Nations, Horİd Statistics in Brief, New York; 1960 için: Second Edition 1977, s.127, 129, 145; 1965-70-75 yılları için: Forth Edition, 1979, s.48, 52, 142; 1980 için: Twelfth Edition, 1988, s.28, 30, 79. Tablo 1, bir başka açıdan, bu ülkelerin 9 yarattıkları hakkında değerlerdeki da dönemsel ipuçları ekonomilerin dinamiğine bağlı "üretmek oldukları düşünülürse anılan dönemde Nitekim bu düzeyine ulaşacak eğilimi Bu durum, vermektedir. kapitalist beklenir. artış için gerçeği tüketimin toplumlarda bir tüketmek” ile birlikte hızla giderek tüketim artması çılgınlık alışkanlığı yaratıİmiştır. Sayısal verilerin gösterdiği bir başka değişim, hizmet sektöründe çalışanların sayılarındaki artıştır. Tablo istihdamın dönemde, 2, sektörel tarım ve 1960-1980 yılları dağılımını endüstri arasında göstermektedir. sektörlerinde Bu istihdam edilenlerin yüzde oranı azalmışken, hizmet sektöründe istihdam edilenlerin yüzde oranı armıştır. 0 kadar ki, hizmet sektöründe çalışanların toplam çalışanlar içindeki payı Birleşik Krallıkta 1965, Fransa’da 1975 ve Federal Almanya'da 1980 yılında yüzde 50*nin üzerine çıkmıştır. Kişi başına çalışanların sayılarında saatlerinde de görülmektedir. çalışanların eğilimini Fransız artıp, Tablo 3, işçi çalışmaktadır. 48.7 40.7, bir değişim 1955 saat Alman sektöründe saatlerindeki yılında toplam 44.7 saat, işçi çalışma imalat çalışma sektöründe olurken yönünde göstermektedir. İngiliz hizmet genişleme azalma haftalık işçibir haftada saat, gelir Alman Fransız işçi çalışırken, işçi azalma 41.6 48.8 1980'de saat 10 Tablo 2: İstihdamın Sektörel Dağılimi 1960-80, % Birleşik __________ Fransa_____Almanya___________Krallık TARİH 1960 22.4 14.0 4.2 1965 17.8 11.1 3.3 1970 15.1 9.6 2.9 1975 10.2 7.0 2.7 1980 ENDÜSTRİ 1960 8.7 5.6 2.6 38.1 48.0 47.3 1965 40.0 49.4 46.3 1970 39.7 49.0 44.8 1975 38.7 45.4 40.6 1980 HİZMETLER 1960 35.8 44.2 37.5 39.5 38.1 48.5 1965 42.2 39.5 50.3 1970 45.3 41.4 52.3 1975 51.1 47.6 56.7 1980 55.5 50.2 59.9 Tarım : Tarımcılık, ormancılık, avcılık ve balıkçılık Endütri : İmalat, inşaat ve madencilik Hizmetler: Ticaret, finans, ulaşım, iletişim, kamu yönetimi, otelcilik ve lokantacılık, tıp, eğitim, onarım. Kaynak : 1960-65-70 yılları için: Constance Sorrentino, "Comparing Employment Shifts in 10 Industrialized Countries”, Moimthly Labor Review, Vol. XCIV (October 1971), s.5; 1975-80 yılları için: United Nations, Statistical Yearbook 1985-86, New York, 1988, s.78-83. (yıllıkdaki değerler yüzdeye çevrilmiştir). II Tablo 3: İmalat Sektöründe Çalışma Saatleri. Fransa İşçi Başına Almanya Haftalık B.Krallık 1955 44.7 48.8 48.7 1960 45.5 45.6 47.6 1965 45.6 44.1 .46.1 1970 44.8 43.8 44.9 1975 41.7 40.4 1980 40.7 41.6 Kaynak: 1955-60 Yılları için: United Nations, Statistical Yearbook 1963, New York, 1964, s.59; 1965-70 yılları için: United Nations, Statistical Yearbook 1975, New York, 1976, s.108-109; 1975-80 yılları için: United Nations, Statistical Yearbook 19Ö5HB6, New York, 1988, s.89. Ekonomik,toplumsal yaşamdaki bu değişiklik lerin gerçekleşmesine neden olan, bu anlamda da temel bir değişim, yenilik teknolojik alanda yaşanmıştır. Başka bir deyişle üretim araçlarının teknolojisindeki değişmenin ekonomik, sonra da toplumsal yaşamda etkileri olmuştur. Kapitalist endüstri ülkeleri, insanlığın 2 0 .yÜ2yıla değin gerçekleştirdiği teknolojik atılımla bile karşılaştırılamayacak düzeyde bir teknolojik gelişmeyi yalnızca bir kaç on yıla sığdırmışlardır. Elektronik, haberleşme, ulaşım, bilgi işlem gibi alanlarda, gündelik yaşamda bile örnekleri izlenebilen 12 gelişmeler, yeni sokulması ile olarak teknolojilerin otomasyon, nükleer ilerlemeler üretim yeni bir enerji, uzay teknolojik sürecine enerji kaynağı endüstrisindeki gelişimin çeşitli boyutlarıdır. Bilgi bakarak ve ve teknolojinin yukarıda toplumdaki anılan diğer rolüne değişim göstergelerini de temel alarak kimi Amerikan toplum bilimcileri, tüm özellikle kapitalist endüstrileşmiş ama toplumların genel olarak niteliksel bir sıçramayla ’’ideal” bir toplum düzenine evrildiklerini müjdelemişlerdir. Bunlardan biri, ilk kez D.Riesman’m 1958’de kullandığı kavramı bir model çevresine oturtan Daniel Bell’dir.* ayırımına model Bell, bu tarım toplumu/endüstri toplumlarla olarak "post-industrial toplumu karşılaştırılabilir endüstri society" sonrası aşamasını bir toplum, eklemiş ve yaşanan gelişmeleri açıklama çabasına girmiştir. Bell’in modelinde bu toplumu öncekilerden ayıran başat Özellikler kuramsal ve teknik bilginin merkezi rolü, uzman ve teknik sınıfın toplumda artan Önemi, ekonomik sektör açısından mal üretiminden . 2 hizmet toplumuna geçiştir. 1 Daniel Bell, The Corning of Post-Industrial Society, New York, Basic Books, 1973, possim. 2 Ibid., s.14; Daniel Bell, ’’The Post-Industrial Society: the Evolution of an Idea”, Survey, Vol.17, No.2 (Spring 1971), s.162 ve 168. Bu modelden hareket eden işgücünün %50’si beyaz yakalı bir yazara olduğunda, göre üniversite yaş grubunun %50’si üniversitelerde öğrenim gördüğün de ve nüfusun yaşadığında %50'si endüstri yörekentlerde sonrasına (suburban) geçiş tamamlanmış 3 olmaktadır. Ulaşılan ya da ulaşılmakta olan bu toplumda endüstri toplumunun başat sorunu olan kapitalist ile işçi arasındaki çatışma ortadan kalkmıştır. Ekonomik olma ilkesinin y a n m a toplumsal, kamusal olma boyutu eklenen bu artmıştır. toplumda Evrilme kamusal kapitalist amaçlı olmayan yatırımlar bir sisteme 5 doğrudur. sermaye Mülkiyet sahipleri yalnızaa üniversite yasal bir gibi kurgudurj bilgi üreten kurumlara ve teknoratlara bağımlı olmaktadır.^ Bir başka Amerikan toplumbilimcisi Toffler da, teknolojik değişmelerin, uygarlığı" dediği yeni, bir mümkün kılmakta olduğunu dalga, 4 5 "üçüncü dalga toplumsal yapıya geçişi ileri sürmektedir. Üçüncü "birinci dalga" adını verdiği tarım toplumunu izleyen ve endüstri 3 adına toplumuna denk düşen "ikinci Samuel P. Huntington, "Postindustrial Politics: How Benign Mill It Be?", Comparative Politics, Vol. 6, No.2 (January 1974), s.172. Bell, "The Post-Industrial_" op-cit., s.163. Bell, The Coming., op.cit., s.294. 6 Ibid., s.344. 14 dalga"dan nitelikçe çok farklıdır. Üçüncü yerini dalga kişiliğini ilkesinin uygarlığında, kazanmış yerini (maximization) kitle insanının insan, standartlaştırma çeşitlilik, ençoklaştırma ilkesinin merkeziyetçiliğin 7 yerini yerini elverişli adem-i Ölçü, merkeziyetçilik, üretim için tüketim ilkesinin yerini "kendi tüketimi için evde üretim", temsili sistemin yerini doğrudan B doğruya demokrasi alacaktır/almaktadır. Oysa yukarıda sayılan değişikliklerin ardında yatan gerçek ne Bell'in ne de Toffler'in savladığı gibidir. Çünkü kapitalist endüstri ülkelerinde kârın ençoklaştırıİması ve bu bağlamda tüketmenin zorunluluğu, sistemi ayakta tutan temeldir. Bilgi ve teknolojide öteki ulaşılan düzeyin değişimlerin oluşturup nitelikçe oluşturmadığı değerlendirmek ve buna farklı savını gerekmektedir. Bu bağlı olarak bir toplum bu eksende açıdan bakılınca değişimlerin daha çok tüketim amacına hizmet ettiği, "homo sapiens” i "homo dönüştürmenin ve böylece "bilimsel” araçlarını ortadan kaldırmak consumer"a bir sistemi sunduğu, yana, (tüketen var insan) sürdürmenin olan ağırlaştırıcı sorunları etkiler yarattığı açıkça görülecektir. Bu ülkelerde ekonomi dün olduğu gibi bugün de gereksinimlerin değil tekellerin denetimindedir. Bu 7 Alvin Toffler, üçüncü Dalga, çev. Ali Seden, İstanbul, Altın Kitaplar, 1981, s.32-34. 8 Ibid., s.229-485. 15 yüzden üretim hacminin olması olan anlamına kârı gelmemektedir. gereksinimin Kapitalizmde ençoklaştırmaktır. tirilmesinde, olarak büyümesi bir malın kullanım tüketiliyor olmasından 9 olması Önem taşımaktadır. Kapitalist "özne için üretim, nesne" önemli gerçekleş değerine sahip çok Marx*m yaratmanın özne" yaratmaktadır. Bunun büyük "tüketiliyor" belittiği ötesinde gibi, "nesne için Kapitalizm "kendi malları için tüketiciler", üretimi verimli olan yani kârı yüksek mallara uyan gereksinimler yaratmaktadır. Üretimdeki büyümeye koşut 10 "milli hasıla"da artış olurken tek tek bireylerin gelirlerinde artış olmuşsa) bu, 1929 benzeri bir talep yetersizliği bunalımı doğmaması ve artan gelirin mutlaka tüketime ayrılması koşuluyladır. Daha çok daha zahmetsiz tüketmek için belirli hizmetlerin başkalarınca gerekmektedir. Güzel bir tüketiciye yemek başkası sunulması tarafından hazırlanmışsa ödüllendirici olmaktadır. İşlerin idari sorumluluğunu üstlenen ve hizmet kadrosunu oluşturan kimseler varsa tüketimin sınırı yoktur. Bu iş başlangıçta, kişisel hizmetlerin görülmesi bağlamında "evin 9 hizmetçisi" olarak kadına yüklenmişti, ama Robert Havemann, Yarın: Sanayi Toplumu Yol Ayrımında, Eleştiri ve Gerçek ütopya, çev. Erol Özbek, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1990, s.30. 10 André Gorz, Cennetin Yolları: Yaşanan Ekonomik Buhran Özerine Tezler, çev. Turhan İlgaz, İstanbul, AFA Yayıncılık, 1985, s.37. 16 tüketim düzeyi artınca bu hizmetçiliğin ve genel olarak hizmetlerin Özel girişimcilerce üstlenilmesi kaçınılmaz olmuştur.** Ote yandan, hizmet sektörünün önemi artar ve nicelik olarak genişlerken imalat çalışanların sayılarındaki azalma, zayıfladığı biçiminde sektöründe imalat sektörünün yorumlanmamalıdır. Teknoloji yardımıyla ussallaştırılmış bu sektörde yaşanan gün yitimi değişme değildir; sonucu, sermayenin tersine, bîilliams'ın haklı olarak organik güçlenmedir. dile bileşimindeki Bu getirdiği bağlamda, gibi, bir endüstri sonrası toplumundan değil, endüstrileşmenin özgül ve en uç noktasının yaşandığı bir toplumdan söz edilebilir ancak. Sermayenin organik bileşiminin değiştirilmesi emek üretkenliğini ve dolayısıyla kârı artırmanın bir yoludur. Öteki yolu ise, daha çok satın aldırmaktır. Satın almaya, tüketmeye yöneltmenin varsayımı "en son olan en iyidir” biçimindedir ve böylece "yeni oluş kendi kılınmaktadır. başına 13 satış değerine sahip” Bilimsel araştırma, teknolojik deney ve yenilikten beklenen, ya "yeni"yi yani, ekonomik ** John Kenneth Galbraith, Ekonomi Kimden Yana, çev. Belkıs Çorakçı ve Nilgün Himmetoğlu, İstanbul, Altın Kitaplar, 1988, s.59 ve 96. Raymond Williams, îkibine Doğru, çev. Esen Tarım, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1989, s.92. ^ Galbraith, op.cit., s.223. 17 sistemce yapay olarak yaratılan gereksinimlere uygun ürünleri keşfetmek, yararlılığı Bilgi ve değil insan"m da yeni imajını satılabilirliliği teknoloji, yaratılmasında ya aynı Marcuse’ün artırmaktır. zamanda,kitle kavramıyla oluşturulmasında, yaratmak, sisteme, insanının "tek birey boyutlu üzerinde baskıyı artıran yeni olanaklar sunmaktadır. Buna bağlı olarak, bilimadamları ve mühendislerin toplumda önemlerinin artması, kuramsal bilgi ve teknolojik yeniliğin sistemi sürdürmesi ile eşanlamlı ve eşzamanlıdır. Sistemin bilim adamlarına, teknokratlara dayandığı ve buradan hareketle "bi1imsel"1iği savı, hem "yeni" keşfedilmiş ürünleri benimsememeyi, "usdışı"lıkla hem de niteleyip sisteme toplum karşı dışına olmayı itmenin bir aracı olmaktadır.*^ Bilgi ve makine-yoğun sağlanarak olacağı yorucu yerine bir üretim çalışanların savı ve teknolojinin da sıkıcı gelişmesiyle sürecinde, boş geçersizdir. işlerde çalışanların emek ulaşılan tasarrufu zamanlarında Çünkü emek emek tercih, tasarrufu artma ağır sağlamak maliyetlerinin tasarufudur.*** 14 15 Nitekim Bell 1968 öğrenci eylemlerini "bilim temelli toplumun gelişmesine karşı muhalif hareket" (Bell, "The Post-1ndustrial...", op.cit., s.163) biçiminde değerlendirirken "bilimsel" sisteme muhalefetin "usdışı"lığını açıkça dile getirmektedir. Milliams, op.eit., s.90-91. 18 Kaldı ki, çalışma zamanındaki azalma, özgürce kullanılacak zamanda artış anlamına da gelmemektedir. Boş zamanın değerlendirilme biçimi önem taşımaktadır. Boş zaman malların sürdürmede ideolojik araçlarının tüketimine aygıtlar mesajlarının Dolayısıyla, var olan ya olan artmasını sistemi kitle iletişim tüketimine ayrılabilir. ikilşikiler değişmeksizin boş zamandaki artış zamanının da ve yapılar özerk etkinlik sonuçlandırmamaktadır. Bir yazarın belirttiği gibi, çalışma süresindeki azalma, ömür boyu sosyal gelir garantisi alanlarının dayanmayan varlığı ilişkiler ile özerk etkinlik olmaksızın ve yaygınlaşmaksızın mübadaleye fazla bir anlam taşımaz. Şu değişim, halde, Bell ya endüstri da ülkelerinin Toffler türünden geçirdiği yazarların savladığı gibi niteliksel bir değişim değildir. Var olan üretim bir değişim ilişkileri içinde toplumsal geçirmiştir. Değişim yapı nicel nicelikseldir; endüstri sonrası topluma geçişin habercisi olarak Zamyatin, 1920'lerde yazdığı Biz adlı anti-ütopik eserinde Taylorizm İlkesine bağlı, işi yapanın yaratıcılığının olmadığı ve işe bağımlı kılındığı bir üretim sürecinde çalışanın, tam günlü boş zamana sahip kılınması durumunda sonucun intihara kadar gidebileceğini öykülemektedir. (Bkz. Yevgeni Zamyatin, Biz, çev. Füsun Tülek, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988, s.134.) Çünkü "sanayileşmeci topluaTda bireye tam gün çalışma ile tara gün işsizlikten başka bir almaşık sunulmaz. Bu durumda boş zaman bir felaket durumuna gelmektedir. Gorz, op.cit., s.108. ^ Ibid., s.78 ve 89. 19 sunulan göstergeler, değiştirmek, var olan yapının temellerini yerine gerçekte, farklılaştırmak sağlamlaştıran değişimin kanıtlarıdır. Bu olguya karşın evrimin endüstri yönünde olduğu savının ileri sürülmesi, sonu"nun geldiğini ilan eden sonrası "ideolojinin modeli ideolojik kılmaktadır: Bell, gidişin kapitalist olmayan topluma doğru olduğunu söylerken, Toffler ikinci dalgaya en yaman eleştiriyi yapıp üçüncü dalgada olumsuzlukların hiçbirinin yer almayacağını yapıya yönelecek olası eksenli, geleceğin çaasmdadırlar. toplumsal tepki ve tehditleri umut Var ilân ederken, ülkesi olan yapı kalıbında içinde "bilim" eritmek kalınma koşuluyla geleceğin ussal ve gönençli almaşığı sizi beklemektedir. Kapitalist endüstri toplumunun yapısında bir değişme olmadığı gibi, bu toplum, yukarıda açıklanan göstergelere de yansıyan nicel bir değişim geçirerek daha çok tüketen, daha çok yağmalayan, daha çok kirleten... sorunları büyüyen bir evreye ulaşmıştır. Bu evre kapitalist endüstri toplumunun daha ileri bir evresidir. Bu yüzden bu evrenin, Marcuse'un kullandığı kavramla, "ileri endüstri toplumu" olarak adlandırılması olgulara uygun düşmektedir. 20 B. İleri Endüstri Toplumumm Sorunları18 1. Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar Kapitalist iktisatçı Galbraith sistemin ekonomik ve toplumsal sorunlarını özlü bir anlatımla dile getirmektedir: "Eşitsiz gelişme, uygulamada eşitsizlik, uçarı ve atak yenilikler, çevre sorunlarına saldırılar, kişiliğe karşı kayıtsızlık, [tekellerin sahip olduğuJ devlet üzerinde güç, enflasyon, sanayi içi eşgüdümü becerememe gibi şeyler hem sistemin parçaları, hem de gerçeğin görüntüleridir. Bunlar hiç de küçük kusur sayılamayacakları gibi, bir makinanın bozuk çarkına da benzemez, teşhis edildiği anda düzeltilmesi mümkün kusurlardan sayılamaz. Bunlar sistemsel kusurlardır, sistemin kendi içinden doğmaktadır. üreticiler tarafından eşit olmayan ölçülerde güç uygulamasına açık bir sistemin sonuçlandır, bu gücün kullanılmasından kaynaklanmaktadır Bu ve benzer sorunlar sonucu yaşanan devrevi krizlerden 1970’lerde birini enerji ileri endüstri girdilerindeki artış toplumları nedeniyle yaşamışlardır. Bir enerji kaynağı olarak petrol özellikle 18 19 Bu toplumlarm sorunlarının tümüyle incelenmesi bu çalışmanın amacını ve hacmini aşacak boyutlardadır. Bu yüzden amaca uygun olarak ve gerektiği kadar bir irdeleme yapılmaktadır. Galbraith, op.cit., s.303. 21 İkinci Dünya Savaşından artırmıştır. Avrupa ekonomilerinde, petrole sonra erişmitir. Topluluğu diğer bağımlılık Aynı önemini ener.ji 1973 yıl giderek ülkelerinin kaynaklarına yılında Petrol %61'lik göre bir İhracatcısı orana Ülkeler Birliği, OPEC, petrol arzını sınırlamaya başlamış ve fiyatını artırmıştır. Petrolün varil dört k a t m a çıkmıştır. krize neden enerjisi 20 olurken, petrole fiyatı Petrol krizi, dolaylı bağımlı bir ekonomik bir sonuç ülkeleri 1973’de olarak almaşık da enerji kaynakları bulmaya itmiş ve kamuoyu da fosil enerji kaynaklarına bağımlılıkla somut biçimde yüz gelmiştir. Benzer etkiler 1979-80 yılında yüze İran-.Irak savaşı nedeniyle petrol fiyatlarının birden ve hızlı artışı nedeniyle tekrarlanmıştır. Öte yandan belirli bir rezervi olan dünya V doğal kaynaklarının hızla kullanımı kısa bir gelecekte bunların çoğunun tükenmesi olasılığını akla getirmiştir: Meadows için hazırlanan ve arkadaşlarınca "Büyümenin Roma Sınırları” adlı Klübü rapora göre, bugünkü kullanım oranı sabit ve bugünkünden beş kat daha büyük rezervlerin bulunabileceği varsayım larıyla, demirde petrolde 50, 173, doğal gazda tüketim süresi kalmıştır. 20 21 kömürde 21 49, 150, bakırda altında 29 48, yıllık - ileri derecede endüstri- Nazif Kuyucuklu, "Dünya Petrol Fiyatlarının Düşmesi ve OPEC", İ.Ö. Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi, Yıl 1, Sayı 1 (1983), s.164-165. Dönella H. Meadows et al., Ekonomik Büyümenin Sınırları, çev. Kemal Tosun et al., İstanbul, İ.Ö. İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No: 37, 1978, s.58-61. 22 leşmiş bu ülkelerde, doğal kaynaklara olan gereksinim refahın sürmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, raporda böyle bir olasılıktan söz edilmesi kamuoyunun enerjiyle ilgili dikkatini artırmıştır. Üretimin kapitalist niteliğinin, doğal olarak, toplumsal yansımaları vardır. İleri endüstri toplumunda iş, işi yapana özgü bir faaliyet değildir; toplumsal üretim dışındadır. Bu ayıgtma toplumda aittir, iş, kişilerin "işçinin evrensel egemenlik aygıtına tutsak edilme yöntemi" olmaktadır. Çünkü toplumun yeniden üretilmesi için gerekli iş miktarı azalırken, gerekli ile gereksiz, yararlı ile yararsız, ayrılmaz zenginlik biçimde ile karıştıralarak çalışaıleağma, çalışmak amacı "egemen toplumsal sistemin sonsuza birbirine "üretmek için üretilmekte" işlerliğinin bağımlılık, ilişkilerini savurganlık rekabet değin ve için işin dayandırıldığı ve disiplin sürdürmek" biçimini 22 almaktadır. Bu toplumlarda üretim aygıtı yalnızca "iş"i belirlemekle kalmamakta, yeteneklerle davranışları ve bireysel gereksinimlerle istekleri totaliter bir nitelik kazanmaktadır. de 23 belirleyerek Üretim aygıtı, ürettiği mal ve hizmetleri bir bütün 22 olarak topluma kabul ettirmektedir. Bu kabul- André Gorz, Elveda Proleterya, çev. Hülya Tufan, İstanbul, AFA Yayıncılık, 1986, s.77. 23 Herbert Marcuse, Tek Boyutlu insan, çev. İstanbul, Hay Yayınları, 1968, s.20-21. Seçkin Çağan, 23 lendirmede tüketicidir. doğaldır ki Tüketim birey, kullanıcı kalıpları niçin değil ve nasıl kullandığımız sorusunu geçersizleştirmekte ve bunun yerine "dışsal ve özerk benimsetmektedir. araçlarının, bir sistemin” Burada bu araçlarla ürünlerini kitle yapılan iletişim ve harcamaları milyonlarca dolara ulaşmış olan reklamların Özel bir yeri vardır. Reklamlardaki "dayatmak” bir olanak vermeden beyni olarak "amaç, "anlatmak” değil, şeyi, "göstermek” değil, "etkilemek"; uyuşturup kısacası yinelemelerle 25 "büyülemektir”” Bu amaca uygun reklamlar yardımıyla, gösterilen dinlenme, eğlenme, davranma ve tüketme, sevdiklerini sevme etme yapay gibi düşünmeye ve nefret biçimde başkalarının ettiklerinden gereksinimler nefret 26 yaratılmakta, İnsanlar koşullandırılarak dayatılana uygun tüketim alışkanlığı oluşturulmaktadır. 24 25 Milliams, op.cit., s.35. Alaeddin Şenel, "Reklamlardaki Büyü: Meta ve Metafizik", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı.124 (Ekim 1990), s.17. Şenel"e göre, reklamlar "çağdaş sihirsel düşünüşe" hizmet ve kaynaklık etmektedir. Büyü ya da sihir, rastlantılar dünyasında yaşayan avcılık-toplayıcılık evresindeki topluluğun düşünüş biçimidir. Rastlantının, plansızlığın, güvensizliğin var olduğu kapitalist toplumda reklamlar aracılığıyla "çağdaş sihirsel düşünüşün", düşünmekten çok koşullandırmayı, gerçekliğe uymayan düşsel bir dünyayı sonuçlandırmakta, eleştiriyi yok etmekte, eşitsizlikçi düzeni sürdürmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Ibid, s.16-25, ^ Marcuse, op.cit., s.32. Bu sayede tüketici üreticiye bağlanmakta, daha önemlisi entellektüel ve duygusal bağımlı kılınmaktadır; edilmektedir. Ürünler tepkiler eleştirel belirli bir "bütün"e düşünce yok ideolojik eksen sunarak kişileri yönetmekte ve bu propaganda olmaktan çıkıp belirli bir yaşam biçimine dönüşmektedir. ”iyi” bir yaşam biçimidir ve iyi olduğu için Bu her türlü niteliksel değişime karşı durur. "İşte böylece içerikleri dünyasını itibariyle aşan yerleşmiş fikirler, istekler edilerek ya da bu dünyanın indirgenerek kalıbı bir tek yaratılır." düşünce ve boyutlu düzenin düşünce Dolayısıyla sanıldığı gibi "ideolojinin sonu" ideoloji gerçeğe 27 kı 1mııştır. ve dönüştürülmüş, bu ve eylem amaçlar yok kalıplarına ve davranış toplumlarda, gelmemiş, tersine üretime içkin İnsanın doğaya egemen olmasını sağlayan bilim ve teknoloji, toplumsal egemenlik sürdüğünden, insanın insan üzerinde baskı yol araçları açan da ilişkileri kurmasına 28 sağlamaktadır. Tek boyutluluğun oluşumunda teknolojinin önemi bu yüzden büyüktür. sürekli Ürünler "yeni" sürekli gereksinimler "yeni"leştirilirken, yaratılırken baskı, bilim ve teknoloji ile sürdürülmüş olmaktadır. Bu, 27 28 Ibid., s.40-41. William Leiss, "Ütopya ve Teknoloji: İnsanın Doğaya Egemen Olması Konusunda Düşünceler", çev. Necat Erder, Yerleşim ve Çevrebilim Sorunları, der. Ruşen Keleş, Ankara, Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayını, 1984, s.45. 25 karşıtını yok kolaylaştıran, teknoloji eden ürünü ve bilime baskıdır. Çünkü, bollaştıran boyun yaşamı "yeni”yi eğilmelidir; sunan "bilimsel” yaşama uyura göstermek ussallıktır, bu yaşam biçimine karşı çıkmak zihinsel özürlülükle eşanlamlı tüketerek yeni, olmaktadır. "Kişiliğini" pahalı, en benzeyerek, sürekli lükse sahip bütünde olarak eriyerek en ve kazanan en komşularına insan bolluk içinde yokluk çekmektedir. Özellikle sağlık, barınma toplu taşıma alanlarında ve benzeri karşılaştığı toplumsal kısıtlılıklar kullanım bunun bir olarak bu hastalıkların ve göstergesidir.^ Tüm bu toplumlarda, intihar, sorunlara da sosyo-psikolojik alkolizm ya da bağlı uyuşturucu kullanımı gibi ."uyumsuzluk”l a r m arttığı bilinmektedir. Ekonomik ve toplumsal sorunlarına karşın ileri endüstri toplumu varlığını sürdürmektedir. Bu, genel totaliter yapıya uygun, bunu mümkün kılan ve sürdüren bir siyasal sistemle başarılmaktadır. 2. Siyasal Sorunlar Gelişmiş sistemleri kapitalist ülkelerin yönetim demokrasidir. Bu kavram genellikle halkın kendini yönettiği bir siyasal sistem çağrışımı yapar. 29 Galbraith, op.cit., s.286; Milliams, op.cit., s.35. 26 Oysa, Batı temeller ve demokrasilerinin siyasal sürecin dayandığı işleyişi kuramsal durumun tam bunun tersi olduğunu göstermektedir. Demokrasi etimolojik açıdan çelişen bir ifadedir. Demos ve kratos dan oluşan kavram halkın iktidarı olarak tanımlanmaktadır. üzerinde kullanılabilir, başkası yani yönetim yönetilenleri öngerektirir. Halk halksa egemenliğinin "halk İktidar iktidarı dediğimizde teb’ası yöneten 30 kimlerdir?" sorusu yanıtsız kalmaktadır. Demokrasinin kuramsal dayanaklarından olan ulus/halk egemenliğine göre tek tek bireyler ulusta bütünleşirler, egemen olan bu "soyut bir”dir. Ulusun istenci "genel istenç" karşısında, tek tek bireylerin istenci söz konusu değildir. Bu genel istenç kendini yasayla ifade eder. Yurttaş olmanın gereği yasaya uymaktır. Yasanın bekçisi ise devlettir. Bu durumda, halk egemenliği devletin soyutlaması egemenliğini, 31 meşrulaştırmaktadır. yasaların devlete bekçisi olan itaati Egemen olan, soyutlamayla ulaşılan ulustur. 30 31 Giovanni Sartori, Demokrasi Kuramı, çev. Deniz Baykal, Ankara, Siyasi İlimler Türk Derneği Yayın No:23, [Tarihsiz3, s.17. Mehmet Ali Ağaoğulları, Demokratik Mitoslar: Halk-Dlııs Egemenliği ve Siyasal Temsil, II. Olusal Sosyal Bilimler Kongresine Sunulan Bildiri, Ankara, 31 Mayıs-2 Haziran 1989, s.3-6. Daha ayrıntılı bilgi için: M.A.Agaoğulları, "Halk ya da Ulus Egemenliğinin Kuramsal Temelleri Özerine Birkaç Düşünce", ADSBF Dergisi, Cilt XLI, No.1-4 (Ocak-Aralık 1986), s.131-152. 27 Halkın somut varlığı ile siyasette yer alması, farklı toplumsal istençlerin bütünün parçalanması açığa vurulmasıyla tehlikesini soyut doğuracaktır. Bunu önlemek için "somut halk" iktidardan yoksun kılınır. Soyut halk gerçekte (ya da ulus) yönetimde temsilcileri soyut olması bulunamayacağından eliyle kullanır; mekanizmasına ulaşılır. istenç yansıtmaz, Bu genel temsilcileri onun istenç istencidir tersine temsil Soyut bir varlık olan halk belirtir. milletvekilinin egemenliğini böylece istencini dile getiremeyeceğinden, adına nedeniyle ve ise gerçekte, genel istenç olarak istenci dayatılır. İleri bir çözümlemede, bu istencin milletvekillerinin istenci de olmadığı anlaşılır: Genel istenç meclis ve Öteki devlet organları içinde yaratılır; böylece ulusun ”bir"liği bu organların "bir"leştiği devletle özdeşleşir, bir olan ulusun bir olan devlet tarafından temsil edilmesi sonucu doğar. Bu nedenle genel istenç ulusun istenci olarak belirmediği gibi milletvekilinin eden devlet, yaratmaktadır. de istenci temsilci Bu değildir; olarak durumda ulusu genel sözkonusu 32 iktidarı değil devletin iktidarıdır. olan temsil istenci halkın Demek ki, ulus egemenliği, ulusu soyut bir tüm ve tek bir istence sahip olarak ele almakta, tek tek bireylerin istenci genel kuram bütünleştirici bütünlük 32 devlet bir istenç içinde eritilmekte, işlev organlarında yüklenmektedir. Bu sağlanır, devlete de Ağaoğulları, "Demokratik— ", op.cit., s.8-12. 28 böylece farklılıkları karşımıza çıkan iktidarıdır. çelişen Aynı yadsıma halkın iktidarı biçimde siyasal bireysellikleri, yurttaşların tanıyabileceği genel temsil ulusun temsil bireyin devletin ilkesi de değil, içinde olma niteliğini birliği verir, değil farklılıkları temsilini, edilen olanağı eşit kendini öngördüğünden, olduğundan bütünlüğü pekiştirmektedir. Siyasal kılgı bakımından da durum pek içaçıcı değildir. Williams, etmektedir. grubunun İlki temsilin iki yerellik, cinsiyet, temsilidir ki anlamından burada simgesellik" anlamı vardır. meslek, İkincisinde "belirlenmiş yani vardır. temsilci istifa Delege niteliği olan görüş ayrılığı çıktığında gerçekleşmektedir. yaş "karakteristik, düşüncelerin örgütlü temsili" arasında söz Bu "delege" ile ayrıksı durumda, anlamı seçmeni olarak Itfilliams'ın belirttiği gibi, mecliste ortada hiç kimseyi temsil etmeyen, uzman temsilci olduğunu ilan eden "politik 33 temsilciler" vardır. Simgesellik, bir temsilin karakteristik gerçekleşmediğine bakımından tek örnek olacaktır. İngiltere'de yerel meclislerin bileşimi ^ KJilliams, op.eit., s. 110-111. oranlı yeterli 29 üzerinde 1985'te yapılan bir araştırma, nüfusun genel karakteristiğini göstermektedir. Buna erkek kadındır. %19’u göre meclis 3A meclislerin yansıtmadığını üyelerinin Nüfus içinde %81’i yüksek öğretimlilerin oranı %5 iken meclis üyeleri arasında bu oran %22’dir. kişilerin Meclislerde ağırlığı "Yarı-nitelikli mavi da belirli dikkati yakalılar”ın meslekten çekmektedir. nüfus içindeki oranı %18, işveren ve yüksek yöneticilerin %11 iken, meclis üyeleri arasında bu oran birinciler için %4, İkinciler içinse açısından da %32 olmaktadır. orantısız temsilin Diğer meslekler geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Örnekten anlaşıldığı ve Sartori’nin belirttiği gibi, "seçimlerin amacı demokrasiyi artırmak değil, 35 Önderleri ayırıp seçmektir.” Kapitalist rejimlerde seçim, yönetenlerle yönetilenler ilişkisini kolaylaştırmakta, 36 itaatini sağlamaktadır. Sorun bu kadarla da arasında bireylerin kalmamaktadır: iktidar iktidara İlkin, çağdaş gelişmeler sonucu, yürütmenin güçlendirilmesi ve yetkilerin daha çok bu organda toplanması yönünde 34 35 SJiddicomple Report II, The Local Government Councillor, London, HMSO, 1986, s.39'dan aktaran Oya Çitçi, Yerel Yönetimlerde Temsil - Belediye Örneği, Ankara, TODAİE Yayınları, 1989, s.42. . Sartorı, op.cıt., s.72 36 Jean-Marie Cotteret ve Claude Emeri, Seçim Sistemleri, Çev.Ahmet Kotil, İstanbul, İletişim Yayınları, 1991, s.11. 30 bir eğilim yönetimi belirmiş, denetleme zayıflamıştır. olduğu gibi Meclis kararların gelmiş, meclislerin karar birincil daha çok onaylandığı alma, işlevleri yürütmenin bir organ almış durumuna "halkın temsilcileri"nin siyasal sistemdeki önemleri azalmıştır. Öte yandan, kararlar Etki, halktan üzerindeki karar olanaklarını yoğun genişletme çeşitli etkileri çıkaracakların gerçekleşebilir. kaynakları çok, bilinmektedir. makamlarını biçiminde Seçilme süreci gerektirmekte, adaylar tekellerin elde etme dolayımsız önemli bu da özdeksel kaynağa sahip olanlarca desteklendiklerinde başarı kolaylaşmakta ve bağımlı1ıkları kaçını1maziaşmaktadır. Bundan benimseyen başka, partiler programlarını arasındaki programıyla daha merkeze farklar var parlamenter çok seçmene çekmekte, azalmaktadır. mücadeleyi ulaşmak 'için bu Bir partiler çok gibi görünen almaşık, Batı demokrasilerinde partinin gerçekte tektir. Kaldı ki, ideolojilerinden, tasarımlarından programlarından, çok medyada partilerin geleceğe sundukları yönelik imge önem taşımaktadır. Medya desteği, medya kuruluşlarıyla iyi 37 Bu konuda bkz.Erdoğan Teziç, "Batı Demokrasilerinde "Yürütme"nin üstünlüğü ve Yeni Kurumlar Dengesi", İdare Bukuku ve İlimleri Dergisi, Yıl 1, Sayı 2 (Ağustos 1980), s.91-106; Adil Özkul, "Çağdaş Parlamenter demokraside Kuvvetli İcra Eğilimi", Ankara Bukuk Fakültesi Dergisi, Cilt.26, Sayı-1-2 (1969), s.43-76. 31 ilişkiler iktidara uzanmanın ön grekliliklerindendir. Ne söylendiği değil nasıl söylendiği, partinin tanıtımının, tüketilmesi istenen herhangi bir ürünün reklamının yapılmasından "presentable” olması; (,,reklamı,, yakışıklı yapılanın ya da güzel, hedef kitleyi etkileyici konuşan, rahat davranışlı gibi...) ve parti örgütü ile kadrosunun bir pazarlamacıdan, pazarlama şirketinden farkının kalmadığı bir durumda demokratik bir siyasal süreçten söz edilemez; çünkü, siyaset medyanın yönlendirdiği, ona bağlı bir süreç durumuna gelmiş, siyasal söylem ve eylem ve bunların üretimi, siyasal katılım yitirirken yerini kitle ve davranış ileşitim önemini araçlarının "iyi” kullanılması almıştır. Kitle iletişim çağında, öteki tüm aksaklıklar, eksiklikler gÖz ardı edilse bile, demokratik siyasal sürecin varlığından söz edilemez. Tüm bu anılanların bir sonucu olarak siyasal sisteme, siyasal kurumlara olan güven sarsılmıştır. Siyasal yabancılaşma siyasal siyasal düşkırıklığı olguları Siyasal sistemle sürece uyuşmayan katılmama, belirginleşmiştir. parlamento dışı muhalefetin yandaş bulması değişim isteminin yerleşik kurumlarla başarılamıyacağının, siyasal güven erozyonunun bir başka göstergesidir. Batı demokrasilerinin dayandığı temeller olan ulus egemenliği bütünleştirici ve kuramsal temsil araçlar mekanizmasının sunduğu yukarıda belirtilmişti. Bunlar, ileri endüstri ülkelerinin tek boyutlu, totaliter (bütünlükçü) niteliğiyle ilgilidir ve birbirini tamamlayıcı etkilerde bulunur. Bu 32 aşamada tek boyutluluğunun siyasal yansımalarını vurgulamak gerekecektir. Bu toplumlar teknoloji yardımıyla yaratılan yapay gereksinimlerin karşılanmasına dayalı, tüketen, bireyin bütüne bağımlı kılındığı, sürekli özgürlük ve çoğulculuğun uygulayımsal varlığının, kullanımının sınırlı olduğu toplumlardır. Bu konuda tutarlı bir Marcuse'e göre, teknolojik artırılan üretim daha Tüketerek yaşam standardınınm bireyler, yönetimin çok düşünce gelişmeyle tüketimi geliştiren verimliliği zorunlu yükseldiğini ve hizmetlerden mutluluk derecesinden hoşnutsalar, bu, "ussal" yaşamsa konusunda diretmezler, kendi verdiği sanan meta "iyi", kendilerine kılar. kendilerini yönetme istemde bulunmazlar. BÖylece özgürlüğün kullanım değeri düşer. Kaldı ki bireylerin düşünce, istek ve duyguları metalarla 38 koşullandırılmıştır. Çoğulcu gibi görünen bu toplumda ",bolluk ve Özgürlük kılığına bürünmüş olan tahakküm, özel ve genel yaşantının tüm alanlarına yayılır, tüm gerçek karşıtları ortadan kaldırıp bütün içine karıştırır, tüm alternatifleri yokeder. Teknolojik mantık, tahakkümün güçlü aracı durumuna geldikçe, siyasal niteliğini ortaya koyar; toplumun ve doğanın, aklın ve bedinin sürekli olarak bu evrenin korunması için seferber edildiği, gerçekten totaliter bir dünya yaratır. 38 Marcuse, op.cit., s.84-85 39 Ibid., s.48. 33 Var gibi görünen seçilebileceğini, seçme alanı gerçekte neyin neyin seçilmiş olduğunu gösterir, yoksa özgürlüğün yaygın bir kullanım alanı bulduğu çoksesli bir toplumu değil... Sartori'nin ifadesiyle, teknolojik gelişmenin getirdiği yapay bolluk, şımarık bir çocuğun psikolojisine *0 yaratmıştır. Erich Fromm da "özgürlükten kaçış"a sahip kapitalist neden uysal bir. toplum gelişme olduğu düzeyinin görüşündedir. Kapitalizmin tekelci niteliği, ekonomik ve toplumsal yaşamın devasa büyüklüğü, kentlerin dev boyutları, reklam ve propaganda tekniklerinin eleştiriel düşünce yeteneğini körelten etkisi, tehdidi...gibi işsizlik korkusu, gelişmeler bireyde savaş güçsüzlük, umutsuzluk, önemsizlik, küçüklük, yalnızlık duyguları yaratmaktadır. Bu duygulardan kurtulmanın yolu ya faşist rejimlerde olduğu gibi öndere boyun eğmek ya da demokrasilerde olduğu gibi kabul edilmiş biçimlere zorlayıcı ayak kendisine sunduğu uydurma, dizgelerin kabul"lenme, 41 zorlayıcı bir uyum içinde ("robot uyumu") olmadır. 40 41 kişiliği "kültürel bütünüyle Sartorı, op.cit., s.283 • Erich Fromm, Özgürlük Korkusu, Çev.Roza Hakmen, İstanbul, Yaprak Yayınları, ETarihsiz], s.80-83 ve 111 34 Her iki durumda da söz konusu olan özgürlükten kaçıştır. Özgürlüğün toplumlarda diğer kullanım savaş tehdidi, mekanizmalara Olağanüstü endüstrisi ve onun gücü^ çoğu gerekçesine dahildir ürünleriyle ve üreten donatılan bir Gerçekte ‘‘devletin "devletin sürekli ideolojik ek günlerde yurttaşlara silah görkemli resmi bir ordu dış başka bir anlamı olamaz. Olası ile düşman ise bunlar, baskı aygıtı”na aygıtlarıyla geçidi törenle bir savaş birlikte var olan sistemi sürdürmeye yararlar. özel bu kılan ayrıldığı düşsel dayalıdır. 43 ayrımıyla Althusser’in korku kaynakların kez olmayan sistemi apaçık unsurdur. polis değeri Bazı biçiminde gösterilmesinin iç düşmanlara karşı düzeni korumak için iktidarın sahip olduğu gücün ve atılacak adımların buna göre ayarlanmasının açık bir anlatımıdır. Barışın sürdürülmesinden muhalif sürekli amaç, unsurların bir sistemin gelişme savaş dışında tehdidiyle yer alan yeteneklerini baltalamaktır. 42 43 Havemaraı, nükleer beraberlik durumu sürdükçe konvansiyonel silahlarla bir dünya savaşı olanaksızdır görüşündedir. Bu durumda ’’ordular sadece, olası iç savaşlar için birer polis birliğidir.” Havemann, op.cit., s.16 Bkz. Louis Althusser, İdeoloji ve Devletin ideolojik Aygıtları, çev. Yusuf Alp ve Mahmut Özışık, 2. Baskı, İstanbul, iletişim Yayınları, 1989, s.28-30. 35 3. Çevre Sorunları Çevre sorunları, biçimlendirdiği uygun olmayışı, sonucu gibi doğal insanın üretim etkinliğiyle yapay çevrenin insan etkinliği çevrenin çevresel sağlık ya bozulması, öğelerin da hava, sahip koşullarına ilgisizliği su, olması toprak gereken niteliklerini yitirmesi, kirlenmesi anlamına gelir. Çevre kavramı, canlı ve cansız varlıkların birbirleriyle ve karşılıklı ilişkilerini kapsayan bir genişlikte ele almdığnıda kirliliğinden, kirlilikten iklimdeki gürültüye, toprak, hava, değişimlere elverişsiz su uzaydaki koşullarda beslenme, barınma ve çalışmadan canlı türlerinin yok olmasına...kadar bir çok sorun çevre sorunları başlığı altında toplanabilir. Bu genişlikte anlaşılınca çevre sorunlarının, ilk insan topluluklarının söylenebilir. Eldeki yansıtmamakla birlikte, açıkta kömür da kaynaklar çıkardığı yakılmasını başını bu ağrıttığı denli duman yasaklayan eskiyi nedeniyle bir kral fermanına dayanılarak 1306 tarihinde bir kişinin idam edildiği, 1661fde John Evelyn’nin, Krala Londra'nın dumanından şikayetçi olduğu ve çözüm önerdiği 44 bilinmektedir. Bununla birlikte çevre sorunlarının ağırlığının duyumsanması oldukça yenidir. 1950’lerden başlayıp 44 giderek artarak, sorun, dünya kamuoyunun John Burton, Ban and His florid, Pollution, Glasgow and London, Blackie, 1974, s.10. 36 gündem maddeleri arasına girmiştir.^ Çevre olarak sorunları anlaşılır. dar Çevre sıralama yapmak yanlış anlamda çevre sorunları olmakla kirliliği arasında birlikte, bir sözgelimi sudaki kirlenmenin su canlı türlerinin yok olmasına neden olması sorunların gibi, çevresel oluşumuna kirlenme olumsuz başka etkide bazı bulunabil mektedir. Çevre kirliliği sorunları insanın ilişkisine, sömürü ya doğayla ve da dar anlamda ilişkisinin tahribe egemenlik dönüşmesine olarak ekolojik dengenin bozulması çevre bağlı sonucunda ortaya çıkmaktadır Ekolojik sistemlerin özelliği denge noktasına ulaşma eğilimidir. noktasına ulaşırken kirlilik belli ölçüde gibi dinamik bir Sistem bu denge olumsuz sağaltma kapasitesine de etkileri sahiptir. Bu sağaltma ya da onarma kapasitesinin sınırları içinde kalan kirlilik doğal arıtmaya uğrayarak denge nokta sına ulaşılmaktadır. Bu sınırlar aşıldığında yaşam ortamı kullanılabilme özelliğini yitirmektedir.^* Şu Bu ilginin en Önemli nedeni çevresel bozulmanın son yıllarda olağanüstü artmış olmasıdır. F.Almanya*da yapılan bir araştırmaya göre hava, su, toprak kirliliği ile gürültü alanında bir yıldaki ölçülebilir hasar 103.5 milyar marktan daha çoktur. Ayrıntılı döküm için bkz.Udo E.Simonis, ’’Industrial Restructuring for Sustainable Development-Three Strategic Elements”, Biopolitics: The Bio-Environment, Vol.II, Biopolitics International Organisation, 1989, s.298. 46 Orhan Uslu, ’’Çevre Sorunlarına Temel Ekonomik ve Ekolojik Yaklaşımlar”, Çevre ve Ekonomi, Ankara TÇSV Yayını, 1985, s.125-126. 37 halde doğanın kendini temizleme aşıldığında kirlilik oluşmaktadır. sınırı, eşiği Bir kez bu sınır aşıldıktan sonra kirleticilerin miktarında en küçük bir ek, kirlenmeyi olağanüstü artırmaktadır. Çevre edecek sorunlarının boyuta erişmesi, toplumsal hem yaşamı yetkililerin tehdit çevresel bozulmanın kritik eşiğinin bu denli çabuk aşılacağını 47 öngörmemeleri hem de bu eşik aşıldıktan sonra sorunların birikimli olması Özelliği ile ilgilidir. Çevre toprağın, kirliliği, havanın ve etkilenen suyun kirlenmesi ayırımlanabilır. Bununla birlikte, doğrudan etkilenen bütünselliği kükürt oranı kimyasal mekanda nedeniyle, hava reaksiyon biçiminde kalmamakta, kirliliği doğanın atmosferde olarak asit göre kirlenme yalnızca sözgelimi sonucu mekana artan yaşanırken, yağmuruna dönüşüp toprakta ve sularda kirlilik oluşmaktadır. Çevre sorunları arasında bir ilişki endüstriyel ve kaynakların ile üretim-tüketim süreçleri bulunmaktadır. tarımsal işlenmesi Çevre üretim sırasında, ya sorunları da üretim doğal sürecinin çeşitli atıklarıyla ya da tüketirken çevreye verilen zararlar ve geriye kalan çöpler nedeniyle oluşabilir. îleri endüstri ülkelerinde çevre sorunlarının önemli bir kaynağı ekonominin dayandığı tüketme zorunluluğudur. Bu ülkelerde insan nesne ilişkisinde süre 47 çok kısalmıştır. Aynı anlama gelmek üzere, Henry Stili, "Dünya:Bizim Olan "Tek Çamur Kabarcığı”, öfuk, Cilt:4,Sayı:2 (1972),s.15 38 bunlar "satın al-kullan-at” 48 ilkesinin geçerli olduğu toplumlardır. Tüketim maddeleri bir kez kullanılıp geride, ekonomiye dönmeyen doğada da çözülemeyen atıklar bırakmaktadır. "toplumsal atıklar Tüketim statü simgesi olduğundan, 49 ikna" sürekli tüketime zorladığından hızla maddelerinin çoğalmaktadır. kullanımı Ayrıca sırasında da kimi tüketim çevre onulmaz biçimde kirletilmektedir. Örnek vermek gerekirse, bir tüketim aracı olan otomobil çok önemli çevre sorunları ABD'de tüketilen petrolün tarafından kullanılırken dünya yolda 48 49 tükenmekte, hava %56'sı doğal kirliliğinin yaratmaktadır. otomobiller kaynakları %60"ı, Alvin Toffler, Gelecek Korkusu:Şok, Çev.Selami 3.Baskı, İstanbul, Altın Kitaplar, 1981, s.51 bu kent Sargut, Bu toplıımlarda "toplumsal ikna" yalnız tükettirmek için değil çevresel bozulma ile ilgili olarak da kullanılmaktadır. Bu sayede çevre sorunlarının varlığı gerçeği gizlenmekte, kirliliğin hayal ürünü olduğu , benimsetilmeye çalışılmaktadır. ABD’de 1970’in ilk altı ayında büyük şirketler, "çevre duyarlılıklarının" reklamına bir milyar dolar harcamışlardır.(Galbraith, op.cit., s.229) Öte yandan, toplumsal ikna, başka amaçlar için, sözgelimi, çevreye en çok zararı veren savaşları meşru kılmak için insanlığın çevre duyarlılığının sömürülmesinde de kullanılmaktadır. Körfez savaşında binlerce bombanın İraklılara verdiği zarar gizlenirken, petrole bulanmış bir karabatağın görüntüsü savaş haberlerinin jeneriği haline getirilmişti. Oysa kuşun görüntüsü körfezden değil, Faransa *da on yıl önce meydana gelen bir deniz kirlenmesinden alınmıştı.Bkz."TV Gerçeği Örtüyor",Nilgün Cerrahoğlu*nun Ignaeio Ramonet ile yaptığı söyleşi,Cumhuriyet Gazetesi,24 Temmuz 1991 39 gürültüsünün Angelas %85'i kent otolardan alanının kaynaklanmakta, %65’i otomobil ile Los ilgili kullanımlara ayrılarak kentsel topraklar israf 50 edilmektedir. 1983*te Fransa’da atmosfere karışan toplam hidrokarbonların %40'ı motorlu ulaşım 51 kaynaklanmıştır. Motorlu araçlardan araçlarından çıkan Öteki oksitler, kirleticiler oksitleyiciler karbon ve monoksit, kurşundur ki, azot bunlar insan sağlığını tehdit etmektedir. İleri endüstri oluşan yoğun ülkelerinde kirlenme yanında, tüketim sürecinde üretim etkinliğine bağlı olarak da çevre sorunları yaratılmaktadır. Bu ülkeler endüstrileşmelerini endüstrileşme doğayı mekte, sistemi daha çok sömürme endüstriyel olmaksızın daha tamamlamışlardır; olanaklarını genişlet üretim, çok atık kirliliğe kontrol neden olmaktadır. Kirlilik ya üretim faaliyeti sırasında ya da üretim sonunda çevreye bırakılan atıklarla oluşmaktadır. İçinde endüstriyel bulunduğumuz yıl boyunca kat artarken bunun beşte 52 dördü 1950’den günümüzedir. Bu, denetimsiz endüst- 50 üretim yüz elli Mine Kışlalıoğlu ve Fikret Berkes, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1989, s.156. Çevre ve Ekoloji, 51 Roger Schaefer, "Çevre Yönetimi ve Teknoloji", Sanayi ve Çevre Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı, 1986, s.118 52 Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu, Ortak Geleceğimiz, Çev.Belkıs Çorakçı, Ankara, TÇSV Yayını, 1989, s.58. 40 riyel atıkların olağanüstü artarak canlı türlerinin yok olma eşiğine gelmeleri demektir. Uluslararası Denizcilik Bürosunun açıkladığına göre yılda milyon ton endüstri atığı 53 denizlere bırakılmaktadır. Bir kağıt fabrikasının 54 atık sularının "biyolojik oksijen ihtiyacı” 5000 mg/1 yaklaşık varsayılıp 22 (normalde 2000 ile 25000 mg/1 oranındadır) 2400 m3/saat ile bir körfeze bırakılması durumunda oluşacak kirliliğin eşdeğerini, milyon nüfuslu bîr kent başarabilmektedir. Endüstriyel atık gazlar da hava ancak 5.5 55 kirliliğine neden olmaktadır. Bu atıklara endüstride, ısınmada ve ulaşım araçlarında sonuçlarla yakıtların enerji olarak karşılaşılmaktadır. atık gazları kullanılan En bilinen eklendiğinde fosil örneği ölümcül Londra’dır: Sis, duman, motorlu araç egsozu ve düşük sıcaklığa bağlı olarak yoğunlaşan kirlilik Londra’da beş gün içinde 4000’den fazla Ölüme yol açmıştır. Benzer bir durum dört yıl sonra 1956’da da yaşanmış 56 1000 kişi yaşamını yitirmiştir. Hava kirliliği anı 53 54 Kışlalıoğlu ve Berkes, op.cit., s.160. Su kirliliğini gösteren değişkenlerden biri olan biyolojik oksijen ihtiyacının içilebilecek su için 1 mg/1’den az olması gerekmektedir. 55 Ömer Kuleli, ’’Çevre Sorunları Maliyetleri ve Yeni Bir EKonomiye Yönelme”, 1987 Sanayi Kongresi Bildirileri, Ankara, TMM0B Makina Mühendisleri Odası Yayın No:127, ITarihsiz], s,356. 56 Ronald C.Denney, This Dirty Horld, London, Thomas Nelson and Sons Ltd., 1971, s.72-73 41 ölümler dışında, psikolojik dengeyi bozan, teneffüs yolları hastalıklarına neden olan, kanser, raşitizm, göz bozuklukları gibi hastalıklara yol açan etkilerde 57 bulunmaktadır. Endüstriyel ve evsel atıklarda bulunan çeşitli maddelerin hava, su ve toprağa karışması ve beslenme zinciriyle insan maddelerden sözgelimi bozuklukları, sinir vücuduna nikel sisteminde arındırılmayan kalay, akciğer mekanlarda böbrek, beyin, sonucu sindirim kanseri, bozukluklar, benzinin kentsel girmesi bu ve bağırsak civa, merkezi kurşun, yakılmasına (kurşundan bağlı olarak bolca bulunmaktadır.) karaciğer, merkezi sinir sistemi, 58 hastalıklarına neden olmaktadır. üreme organı Çevre sorunlarının kitlesel ölümler ve kalıcı hastalıklar etkisi yaratan, nedeniyle artmaktadır. insan çevreye Canlı yaşamını olan yaşamın tehdit toplumsal sürmesinde eden duyarlık önemli bir işlevi olan ozon tabakasının incelmesi günümüzün en popüler duyarlılık alanlarından biridir. Güneş zararlı ışınlarının ışınlarını incelmesine, üretim morötesi süzen ve ozon tabakasının tüketim süreçlerinde kullanılan Kloro Floro Karbon (CFC) olmaktadır. göre 57 58 1986 ölçümlerine (ultraviole) bileşiği neden Güney Kutbu*nun Fehmi Yavuz ve Ruşen Keleş, Çevre Sorunları, Ankara, AÜSBF Yayınları No;584, 1983, s.41. 2.Baskı, Reha Bilge,"Ekonomi Teknoloji ve Çevre Sorunları", Çevre ve Ekonomi,Ankara,TÇSV Yayını,1985,s.15. 42 üzerinde %50’ye varan ozon incelmesi saptanmıştır. Modellemeyle ulaşılan hesaplara göre ozonda %1 oranda azalma, dünyaya ulaşan morötesi ışınların %2 oranında artmasına, bu ise olaylarının 59 oranında yükselmesine neden olmaktadır. Çevre deri kanseri sorunlarının nedenleri %4 arasında, yukarıda anılanlara ek olarak, kentleşme ile nüfusun etkisinden de söz etmek gerekir. İleri endüstri ülkelerinde nüfus mevcut nüfusu koruyan bir orandadır. ülkelerde nüfus artışı yok gibidir. artışı, Bu nedenle bu Aslında nüfus, tek başına çevre sorunu yaratmaz; nüfusun kaynaklarla olan ile ilişkisi önem taşıdığı üretim olmaktadır. milyara ve Soruna yaklaşan kısmının olmadığı, düzeyi bu yaklaşınca açıdan nüfusunun kaynakların değil, endüstrileşmiş belirleyici dörtte tüketilmesinde çevre bugün üçe baş üzerindeki sanıldığı gibi nüfus artışı ülkelerden ilişkileri tüketimin dünya nüfusun gibi üretim 6 varan aktör baskısının yüksek endüstrileşmemiş tersine ülkelerden ileri derecede kaynaklandığı anlaşıla caktır. Bu saptamayı tanıtlamak için bir örnek vermek gerekirse, dünyaya gelen kaynaklar üzerinde 30 ölçüsünde 59 60 yük her ABD'li çocuk doğal Hintli çocuğun toplamı 60 getirmektedir. Kişi başına yıllık Kışlalıoğlu ve Berkes, op.cit-, s.72. Yavuz ve Keleş; op-cit., s.298. 43 enerji tüketimi, kg eşdeğer petrol olarak; yılında gelişmiş ülkeler için 2217 ve 1950 1979'da 4353 iken az gelişmiş ülkeler için 1950’de 87 ve 1979’da yalnızca göre 308'dir.^* dünyadaki Dünya mevcut Bankasının tahıl bir üretimi raporuna herkese günde 3000 kalorilik (günlük gereksinim 2400 kalori) gıdayı sağlamaya başına yeteriiyken üç kat ülkelerde yoksul daha tahıl fala halklara tahıl tüketen tüketiminin halde, nüfus ile kişi gelişmiş yarıdan hayvanlara yem olarak verilmektedir. Şu oranla fazlası 62 çevre arasında ilişki kurulurken nüfusun tüketim ve kaynak kullanım düzeyi gözününde tutulmalıdır. Yeryüzünün doğal kaynaklarını tüketenler az sanıldığının çoğu gelişmiş tersine, ülke çevre endüstrileşmiş kaynaklanmaktadır. nüfusları değildir; üzerindeki ülke Dünyanın baskısının nüfuslarından besin ve doğal kaynaklarının, dünya nüfusunu besleyememesi önermesi ise ’’nüfus sorunu" değil, dağılım, bölüşüm sorunu yani siyasal bir sorundur. Öte yığılmasının olmaktadır. artış, yandan, nüfusun çevre Diğer bir kentleşme, belirli üzerinde söyleyişle, ile çevre bir olumsuz kentli sorunları mekanda etkileri nüfustaki arasında bir ilişki söz konusudur. ^ Tolga Yarman,"Enerji, Nüfus ve Çevre" Nüfus ve Çevre Konferansı, Ankara, TÇSV Yayını, 1988, s.175. 62 Gorz, Cennetin___ op.cit-, s.135. Bir OECD kaynağına göre, 1950 ile 1970 yılları arasında kentsel nüfusun toplam nüfus içindeki oranı Fransa’da 54.1’den 78.5*den 63 80.1’e Almanya’da 72.5’den 82.4’e yükselmiştir. Kentsel çevresel 70.2'ye; nüfustaki sorunların sorunların İngiltere’de artış, dar yoğunlaşmasına oluşumuna neden mekanda kimi ya yeni olmaktadır. da Kentler endüstri çevresinde oluşmuştur ve endüstriyel atıklar kentlerdeki kaynaktır. tüketim çevre Buna, sorunları sınırlı eğilimindeki eklenmelidir. betonlaşma mekanda nüfusun Ayrıca lehine için yığılan, atık kentlerde kayba başlıbaşına ve bir sürekli çöpleri yeşil alanlar uğramaktadır. Trafik, gürültü, estetik sorunlar kentlerde katmerlidir. Nüfusun kentte yığılması iklim açısından bazı değişimlere neden olmaktadır. göre, Global 2000 raporuna kır ve kent arasında yapılan karşılaştırmada kentlerin yıllık sıcaklığının 0.5 ile daha yüksek, oranının yıllık ortalama nem 1.0 C derece %6 daha düşük, havada uçuşan toz parçacıklarının 10 kez daha çok, havanın bulutluluk durumunun %5 ile %10 daha fazla, kışın %100 daha sıklıkla sis, rüzgarın hızının 63 64 Aktaran: AT Komisyonu Enformasyon Temsilciliği, Avrupa'da Çevre Sorunları, 2.Baskı, Ankara, 1979, s.7. Ormanlık ve kentsel alanlar arasında iklim, toprak ve relief özellikler bakımından kısa bir karşılaştırma için bkz: Ertan Eruz, ’’Kentleşmenin Neden Olduğu Ekolojik Değişimler”, Çevre *88: Dördüncü Bilimsel ve Teknik Çevre Kongresi,der. O.OSlu, M.3ü.Evirgen ve A.Müezzinoğlu, Vol.2, İzmir, Çevre Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi Yaylnı, 1988, ESayfa no. yok] 45 %20-3Q daha düşük kentlere düşen yağmur ve kar miktarının %5-10 daha fazla olduğu görülmektedir. 65 Kentleşme ne denli planlı olursa olsun belirli bir kent büyüklüğünden sonra kimi sorunlar çözümsüz kalmaktadır. İleri endüstri ülkeleri kentlerinde insanı çıldırtabilecek yoğunluktaki trafik bunlardan biridir. New ortalama York'ta 1907 18 km/saat, hızı yılında at arabalarının günümüzde en hızlı otomobilin kent içi ortalama hızı 8.4 km/saattir. Bu endüstri sorunlar nedeniyle ülkelerinde kent son yıllarda merkezinden 66 ileri kaçışı ifade eden J dönüşü (J turn) denilen olgu yaşanmaktadır. İleri sorunu endüstri kaynağı ve ülkelerinde yumağı ülkeler giderek daha çok, olduğu savıyla nükleer bir nükleer çevre enerjidir. hem de temiz enerjiye diğer Bu bir enerji yönelmektedir. 67 Nükleer santralde ne denli çok önlem alınırsa alınsın çok küçük de olsa nükleer atıklar olmakta, bu da pek çok kişinin sağlığını tehdit etmeye yetmektedir. Öte yandan, Çernobil 65 66 67 kaza olasılığı Nükleer her zaman Santralindeki vardır kazada ve bu (1986) Gerald 0.Barney, (Director), The Global 2Ü00 Report to the President of the Ö.S. ^ Entering the 21 Century Volume I:Hie Summary Report, 5 Printing, New York, Pergamon Press Inc., 1983, s.89. Kışlalıoğlu ve Berkes, op.cit., s.157. Halen İşletilmekte olan ya da inşaatı süren Fransa’da 63 Federal Almanya’da 25, İngiltere’de 42 nükleer saral vardır. Mustafa Balbay, "Nükleer Tehlike Devam Ediyor”, Cumhuriyet Gazetesi, 1 Mart 1990. görüldüğü gibi olmaktadır. 68 kitlesel ölüm ve sakatlıklara neden Aynı zamanda çevre sorunlarının sınır tanımazlığı nedeniyle çok geniş bir alanda etkileri yaşanmaktadır. İleri endüstri topluklarının sonuçlarıyla çözümlenen ekonomik, neden toplumsal, ve siyasal ve çevre sorunlarına bağlı olarak bu ülkelerde Yeşil harekete evrilecek çeşitli öncül tepki hareketleri oluşmuştur. C. İleri Endüstri Toplumuna îlk Tepkiler: Gençlik Hareketleri Gençlik hareketleri denince daha çok öğrenci gençliğin eylemleri ve bu arada 1968 öğrenci hareketi belleklerde canlanmaktadır. olmakla birlikte Bu genel olarak doğru 1968 eylemcilerden de önce, ileri endüstri toplumuna ilk tepki, gençlik grupları olan Beatniklerle Hippilerden gelmiştir. Gençler toplumdan farklılaşmalarını önce biçimde dile getirmişlerdir. Gençlik genel toplumsal atmosfere uygun olarak tüketirken gençliğe ait ortak 68 Çernobil dışında bilinen başka örnekler de vardır. Bir çok insanın yaşamını ya da sağlığını yitirmesine neden olan bir kaçı şunlardır: 7 Ekim 1957"de Windscale (İngiltere) reaktör kazası, 1958'de Sovyetler Birliği Urallar Bölgesindeki kaza, 28 Mart 1979*da, ABD’de Three Mile Island reaktör kazası, 7 Ağustos 1979*da, ABD'de Erwin nükleer yakıt santralı kazası, Nisan 1891’de Japonya'da Tsuriga nükleer santral kazası, 6 Ocak 1986*da, ABD’de Kerr-Mc Gee nükleer santral kazası. Ibid., 47 bir zevk biçimi saçlarıyla oluşmaya biçimsel başlamış, benzeşme, giyimleriyle, ayrı bir toplumsal kesim olmalarının farkına varmalarında ilk ipuçlarını vermiştir. 1950 ve 1960'l a r m gençliği, içinde var oldukları -ya da var olamadıkları- topluma yalnızca biçimde karşı çıkmakla kalmamış hem toplumun değerlerini sorgulamış, hem de pasif bir tepkiyle bu toplumun dışına çıkma, dışında yer alma çabasında olmuştur. 1950*lerin ortalarında ulustan bireyin katılımına ortaya açık, çıkan, seyahatçi her gruplar olan Beatnikler ve onların ardılı Hippiler çalışma etiğini, rekabetçi ilişkileri, kâra dayalı süreci, tüketim, otorite, ekonomik hiyerarşi, ailenin kutsallığı, cinsellikte tutuculuk gibi toplumun başat değerlerini yadsımışlardır. Rengarenk giyimleri, uzun saçları, rock’n roll müzikleriyle, kullandıkları uyuşturucularla, marihuana cinsellikte özgür ve LSD türü davranışlarıyla, doğada sürdürdükleri komünal yaşam biçimyle gençlik, var olan kültürün otoriter niteliğinden kurtulmakta, 69 topluma karşı bir kültür sunmaktaydı. Bu karşı kültür, sevgi, yaratıcılık, hoşgörü, sapabilme doğanın 69 hakkı, korunması kişiliğin yaşamın cinsel gibi her özgürce alanında özgürlük, gelişimi, çoğulculuk, doğaya dönüş, değerleri içermektedir. Bu * — Ronald Fraser et.al., 1968 İsyancı Bir Öğrenci Kuşağı, Çev.Kudret Emiroğlu, İstanbul, Belge Yayınları, 1988, s.124-125. kültürün "karşı” özü apaçıktır. Benimsedikleri, değerler var olan değerlerin tam karşıtıdır. Karşı kültür hareketi ileri endüstri toplumuna ilk tepki olmasının ötesinde daha sonraki tepki hareketlerine esin kaynaklığı nedeniyle de önemlidir. Hippi benzeri bir yaşam biçiminin Hollanda’daki örneği olan Pravos Alman Yeşillerinin 1980’lerde silahsız ileri sürdüğü polis, alkol "ücretsiz ve tütün toplu türü taşım, maddelerin reklamına sınır konması, hava kirliliğinin önlenmesi” . . . 70 gibi talepleri 1960’larda dile getirmiştir. Hippiler lokantalar, Diggerlar için hastane, kulüpler kurma da hareketin ikinci alışveriş merkezleri, fikrini bölümde dinamiklerinden ilk ortaya atan incelenen biri olan ve Yeşil alternatif hareketin oluşumunda tarihsel bir adım sayılmaktadır. Gençlik hareketleri içinde kamuoyunda en çok ses getireni çekeni ve siyasal 1968 öğrenci hareketini görece iktidarların da başkaldırısı ilgiye değer "ilgiHsini olmuştur. kılan Öğrenci kitleselliğe ulaşması, toplumsal yapıyı tüm olarak sorgulaması ve bunu yaparken tavrıdır. de özellikle siyasal Beatnik ve Hippi hareketi sisteme karşı ile arasındaki benzerlik ileri endüstri toplumunun baskıcı değerle rini, otoriter kurumlarmı yadsıması ve kişisel kurtuluşun, toplumsal kurtuluşun öncülü olarak kabul edilmesidir. 70 Başat ayrılığı ise öğrencilerin aktif Elim Papadakis, The Green Movement in lest Germany, London and Canberra, Croom Helun, 1984, s.6. 49 siyasal eylemi benimsemeleri, yalnızca kişisel kurtuluşla yetinmeyip siyasal sistemi ve kurallarını 71 da değiştirme isteminde yanı siyasal kültürün değişimi isteminde bulunmalarıdır. Başka bir deyişle, Beatnik ve Hippiler yerleşik toplumsal değerleri, toplumsal yaşayışı kabul etmeyip ondan kaçarak pasif 72 bir tavrı benimserken Öğrenai gençlik aynı yadsıyıştan hareket etmekte ama pasif değil aktif bir tavra ulaşmakta toplumsal yapıyı değiştirmeyi amaçlamaktadır. Öğrenci gençlik 1960*lı yılların başında gösterilerini yılında Öğrenci yapmış, eylemlerini 1967 doruk hareketinin ve özellikle noktasına 1968 yılı de ilk 1968 ulaştırmıştır. ile birlikte anılmasının nedeni de budur. 1969 yılı ileri endüstri ülkelerinde olduğu endüstrileşmekte 71 72 olan gibi ülkelerde endüstrileşmiş de ve üniversiteli Strasbourg üniversitesi girişine yazdıkları "günlük yaşantısını değiştirmeden, devrim yapmaktan söz eden kişi saçmalamaktan başka bir şey yapmıyor demektir" sloganı (Aydın Demirer, (der ve çev.), Gerçekçi Olun înfeansız:x İsteyin *68 Fransa,İstanbul, Metis Yayınları, 1987, s.141) öğrencilerin hem kişisel hem toplumsal kurtuluşu amaçladıklarını ve birincisini İkincisinin öncülü saydıklarını örneklemektedirOzcan koknel, "Bunalan Genç Adamlar", Milliyet Gazetesi, 21 Mayıs 1968. 50 öğrencilerin seslerini yükselttikleri yıl olmuştur. Öğrenciler başlangıçta üniversite 73 ile ilgili sorunlarını dile getirmişler ama kısa süre sonra bu sorunların kaynaklandığı ve çözümünün de bağlı olduğu toplumsal yapıyı 74 sorgulamışlardır. Kimi siyasal sistemi hareketin gerisindeki 75 başat neden kuşaklar arası çatışmadır. Üniversiteli gençlik orta yazarlara ve yaştaki göre kuşakların elinde toplanan ekonomik, toplumsal ve siyasal olanaklardan kısmen ya 73 74 Tüm öğrenci hareketlerinin çözümlenmesi doğaldır ki bu çalışmanın amacını aşar. Burada yapılan değerlendirmeler leri endüstri ülkeleriyle sınırlıdır. Öğrenci hareketinin ileri endüstri toplumuna tepkiler başlığı altında incelenmesi de bu kapsamla bağlantılıdır. Yoksa hareketin neden ve sonuçları ülkelerin gelişmişliğine göre farklılaşabilmektedir.Bununla birlikte demokratikleşme, katılım, emperyalizme karşı olma, adaletlieşitlikçi-özgürlükçü bir toplum gibi taleplerinin benzerliği dikkati çekmektedir. Bkz.Yahya Akyüz,”1968 Yılı Fransız üniversite Krizi ve Öğrenci İstekleri”,1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye'de), Ankara, AD Eğitim Fakültesi Yayınları no:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları Yayınları No:2,1969,s.127; Esinç Kozanç, "İtalya’da Üniversite Reformu Hazırlıkları ve Öğrenci Hareketleri”,Ibid.,s.110; Coşkun San,"Son Yıllarda Alman Üniversitelerinde Öğrenci Hareketleri" Ibid, s.35; İsmail Sandıkçıoğlu, "Birleşik Amerika’daki Öğrenci Hareketleri: Columbia üniversitesindeki Son Olaylar",Ibid., s.146. 75 "Meseleye hangi açıdan bakarsanız bakın bu bir kuşaklar çatışmasıdır.” Tarık Zafer Tunaya "Genç İnsanların Dünyası",Milliyet Gazetesi,7 Temmuz 1968;Ahmet Taner Kışlalı çalışmasını bu varsayıma dayandırmaktadır.Bkz.Öğrenci Ayaklanmaları,Ankara, Bilgi Yayınevi,1974,s.35 51 da tümüyle yararlanamamakta durum iki kuşak 76 arasında çıkar çatışması yaratmaktadır. Bu, öğrenci hareketinin ardında yatan bu nedenlere ulaşamayan bir görüştür. Öğrenci hareketi "toplumsal gerçekliğe olan 77 duyarlılığı yansıtmakta" dır. Bu . gerçeklik, 78 öğrencilerce, "tüketici toplum düzeninin" , bu düzenin değer "tüketici ve kurumlan insan"m yadsınması ile 79 onun yarattığı biçiminde dile getiriİmiştir. "Dâva yeni bir düzen yaratmaktır." Çünkü "tüketim ekonomisi çok iyi ve daha az iyi giyinmiş, beyinleri yıkanmış uysal robotların yalanlama" kampanyaları yardımı eleştirilmeyen siyasi 80 yaramaktadır." Değişik ağızlarından, -"herkesin istemleri konuşma güveni öğrenmek", ile rasyonel sistemlerin ulustan ile yadsıdıkları ve "baskı altındaki vurulması", "halkın demokrasisi”, yoldan sürdürtülmelerine "68"lilerin, greksinimi "sürekli hakkı", kendi değerler" "kendine duyguların açığa savaşa, devlete, 76 Ibid., s.106-112 77 78 79 80 Söz, Philip G. Altbach'a aittir:"Students and Politics (1967)", Protest, Reform and Revolt, ed. Joseph R. Gusfield, New York, John Wiley and Sons Inc., 1970, s.237 Bkz. Akyüz, op.cit., s.126 Bkz. San, op.cit., s.35-36 Nermin Abadan "Refah ve Adaletsizliğe Milliyet Gazetesi, 20 Mayıs 1968 isyan Edenler", 52 hiyerarşiye, otoriteye, eşitsizliğe, adaletsizliğe ve "insanları kökenlerine ve yeteneklerine göre bölen bu 81 değişmez topluma" karşı tavır - Öğrencilerin neden ve neye karşı eyleme geçtiklerini ya da hangi 82 konulara duyarlı olduklarını açıkça göstermektedir. Öğrenci hareketi toplumsal yapıyı sorgularken Vietnam Savaşından pek çok etkilenmiştir. 0 kadar ki, ilk eylemler Vietnam Savaşının protestosudur. Vietnam halkı, karşıdaki güç ne denli muazzam ve "bilimsel” donanımlı olursa olsun ona karşı çıkılabileceğini 83 göstermiştir. Sonra, adil ve özgürlükçü olduğunu ilan eden düzenin, üçüncü dünyayı imhaya yönelmesi,usdışı savaşlara girmesi, bunun emperyalist sömürü yapının ile ilişkili ussallıkla olduğunun bir kavranması ilgisinin toplumsal bulunmadığını göstermiştir. Öğrenci hareketi, emperyalist savaşları olsun, üniversite 81 82 83 sorunlarını olsun toplumsal yapının Fraser et al., op.cit., s.17-23 Savunulan bu görüşe aykırı gibi görünen bir anket sonucu: Fransa’da üniversite ve lise öğrencileri arasında yapılan bir ankete katılanlar, hareketin toplum düzenini değiştirmeyi amaçladığını %12'lik bir oranla, hareketin nedenleri arasında tüketim toplumunun yadsınmasını birinci derecede gördüklerini %7'lik bir oranla ifade etmişlerdir. (Le Monde, 29 Octobre 1968, s.11*den aktaran: Akyüz, op.cit., s.131-132) Anket, ankete katılanlarm kaçının öğrenci hareketi içinde doğrudan yer aldığı ve kaçının liseli olduğunnun bilinmemesi nedeniyle sağlıklı bir çıkarım için elverişli değildir. Fraser, et.al., op.cit-, s.19 53 sorunlarına bağlamış, düzenin tümüyle değişmesi sonucuna ulaşmıştır. Başka türlüsü de olamazdı. Çünkü öğrencilerin, yapısından, öğretim merkeziyetçi katılıma ve hiyerarşik üniversite açık yöntemlerinden olmayan yakınmaları anti-demokratik ile öğretimiyle ilgili bir iş bulamama riski, işsizlik gibi sorunları toplumsal yapıya içkin yansımalarıdır. Öğrenciler, eylemlerini toplumsal yüzden, bir bu ve değerlerin, işte yapıya üniversite kuşaklar çatışması yadsıma olan değil, sorunların bu yüzden, yöneltmişlerdir; reform ileri hareketi, endüstri bu bir toplumunu değerleriyle, kurumlarıyla, 8h sistemiyle onu değiştirme hareketidir. siyasal Bu sonucu gerçekleştirmek için de, kişisel ve toplumsal kurtuluşu birbirinden ayırmayan öğrenciler, işe üniversitenin değiştirilmesinden başlamışlardır. Üniversiteler, değişim isteyen öğrencilerin mekanı olması nedeniyle düzenin en zayıf halkasıdır onlara göre. Üniversiteler yet irt irdiğinden kapilatizmi kapitalizme kadrolar sırtlayan kurululardır. Burjuvaziyi gereksindiği kadrolardan yoksun bırakmak düzenin sürekliliğini kıracak önemli bur unsur olarak algılanmaktadır. Bu nedenle 1968 öğrenci hareketinin, hareket içinde yer almış R.Dutschke*nin "var olan toplumsal düzenin her biriminin kendi özgül çelişkileri çerçevesinde sorgulanarak alternatifinin üretilmesi, böylece geleceğin toplumunun bugünden 84 Öğrenciler devrim yapamayacağından amaçlarına ulaşamayarak yenilmeleri kaçınılmazdı. 54 85 oluşturulması” demek olan "kurumlarm içinden uzun yürüyüş" görüşü üzerine yapılandığı söylenebilir. Nedenleri, istemleri, ortak Özellikleri kısaca açıklanmaya çalışılan öğrenci hareketi, katkı sağlamıştır. bakımdan Yeşil harekete pek çok Öğrenci hareketinin içinde bulunanların çoğu 1970’li yıllarda Yeşil hareketin oluşumunda rol oynayıp, arasında yer almış ve daha önemlisi felsefi ve eylemsel yansımıştır.Öğrenci toplumunu eksikliği özellikleri açığa harekete ileri katılım çıkarması, hareketin bazı Yeşil hareketinin sorgulaması, aktörleri siyasal endüstri kanallarındaki eylemin öznesi olmaya dayalı aktif eylem tarzı, oturma eylemi, işgal gibi yeni eylem öndersizlik gibi türleri, ilkeleri, kendi 1iğindenlik üçüncü dünya ve halklarına bakışı Yeşil harekete yansıyan kimi nitelikleridir. Hippiler başat kültür normlarını, kalıplarını sorgulayıp doğayla sorunlardan kurtulmayı denerken, uyumlu bur öğrenci toplumsal yaşamın her alanını denetleyen, anti-demokratik yapmıştır. Öncül toplumsal tepki yapıyı tüketim yaşamda hareketi, totaliter, eleştiri hareketlerinin alanı birikiminden yararlanan Yeşil hareket ise yukarıda açıkladığımız ekonomik, toplumsal toplumsal ortamın ve bir siyasal ürünü sorunları olarak olan 1970'lerde gelişecektir. Doğal kaynakları yağmalayan, sürekli 85 Tanıl Basra, "Yumuşak Bir Radikal", Çağdaş Liderler Ansiklopedisi, Cilt II, İstanbul, İletişim Yayınları, 1986, s.606. 55 tüketim mantığı sorunları, sorunları bu üzerine kurulu sorunlarla ve mevcut da ekonomik ilişkili toplumsal yapının olan sistemi çevre sürdürmenin kurallarıyla donatılmış, katılım kanallarının kapalı olduğu siyasal yapının sorunları Yeşil hareketi hazırlamış ve etkilemiştir. D. Bir Karşılaştırma Notu: Azgelişmiş Ülke Örneği Türkiye Bilindiği gibi ülkemizde de Yeşiller Partisi (kuruluş: Haziran 1988) adı altında bir siyasal örgütlenme vardır. Batıdaki örnekleriyle ülkemizdeki Yeşiller Partisi benzerlik olup arasında olmadığı bir farklılık sorusunun ya yanıtı, da ileri endüstri ülkeleriyle Türkiye arasında toplumsal yapı ve bu yapının sorunlarının bir farklılaşma gösterip göstermediği ilgilidir. sorusuna Çünkü verilecek farklı yanıtla toplumsal gereksinimler partinin ortaya çıkışını özgün ya da öykünmeci belirleyecektir. Yeşil Bu haeketin bir oluşum nedenle, doğduğu bir yakından istem etkileyecek, olup olmadığını anlamda toplumsal ve Batıdaki ortamın iyi kavranmasını da sağlayacak bir karşılaştırma yapmak gerekmektedir Türkiye ile yukarıda incelenen ileri endüstri ülkeleri Türkiye arasında yapısal endüstrileşmenin endüstrileşme farklıklıklar ileri aşamasındadır. vardır. aşamasında Başka bir değil, anlatımla 56 tarım sektörü Toplumun ağırlıklı sorunları da, azgelişmiş bir ülkedir. endüstrileşmenin ulaştığı aşamaya bağlı tüketim toplumunun sorunları değil, az« gelişmişlikle çözümlenen ilgili sorunlardır. ülkelerle bir Daha karşılaştırma önce olanağı sağlayacak sayısal verilere bakıldığında, Türkiye’nin ekonomik, toplumsal durumu açıklık kazanacaktır. Türkiye'de göre, 86 1985 nüfus 6 yaş üzerindeki değildir. Okuryazar sayımı sonuçlarına nüfusun %22.5'u okuryazar görünen fakat hiçbir öğretim 87 kurumu bitirmeyenler buna eklendiğinde Türkiye’nin okuryazar olmayan nüfusu %41’e ulaşmaktadır. İleri endüstri ülkelerinde kişi gelir 10 bin doların üzerindeyken başına milli Türkiye’de 1988 rakamlarına göre kişi başına GSMH 1,680,979 TL’dir. 88 1$=2000 TL kabul edildiğinde Türkiye’de kişi başına GSMH 840$ olmaktadır. Türkiye'de 86 87 88 resmi istatistiklere göre en Yüzdelere temel oluşturan sayılar Devlet İstatistik Enstitüsü, Genel Nüfus Sayımı 20.10.1985, Ankara, 1989, s.64’den alınmıştır. 12 Eylül 1980’den sonra gelen yönetim eliyle başlatılan okumayazma seferberliği sırasında çok kısa süreli kurslarla "okuryazarlık" belgesi dağıtılmıştır. Kaldı ki, genelde, okul bitirmeyip okuryazar görünenler ancak adını yazıp tanıyabilecek durumdadır, bu nednele okul bitirmeyenleri okuryazar olmayan nufüsa katmak gerçekçi olacaktır. Devlet istatistik Enstitüsü, 1989, Ankara 1990, s.424. _ Türkiye İstatistik Yıllığı 57 iyimser tahminle işsizlik %10-12 düzeyindedir. İstihdan edilenler ise asgari geçimlerini sağlamaktan uzak bir gelire sahiptir ve ağır çalışma koşulları altındadır. 1988 imalat endüstrisinde . .90 haftalık ortalama çalışma suresi 48.7 saattir. Türkiye'de yılında İst ihdan faaliyet koluna istihdam edilenlerin (tarımcılık, %201sinin inşaat, göre edi1enlerin dağılımına %49’unun balıkçılık, endüstri elektrik sektöründe (ticaret, ulaştırma, haberleşme, bakıldığında, tarım sektöründe ormancılık, avcılık), sektöründe su, iktisadi (madencilik, gaz), %30’unun lokantacılık, da hizmet otelcilik, mali kurumlar, ve kişisel 91 çalışmakta olduğu görülmektedir. hizmetler) toplum hizmetleri, Üretimde nüfusun milli toplumsal ağırlıklı neredeyse kişibaşma depolama, imalat, rolün yarısının gelirin tarımda okumayazma 1000 olduğu, biİmediği, doların altında bulunduğu, yıllık enflasyon oranının %50'nin altına düşmediği ülkemizde yetersiz beslenme, sağlıksız mekanlarda barınma gibi büyük bir çoğunluğun yaşamsal 89 İstatisik Yıllığı'ndaki (Ibid.,s. 181) rakamlar yüzdeye dönüştüğünde 1985 yılı için 5412.3'lük bir işsizlik oranı elde edilmektedir. Devlet İstatistik Enstitüsü, Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları 1988, Ankara, 1990, s.5'te aynı yıl için oran 5411.2 görünmekte, 1988 yılı için ise 549.9'luk bir oran verilmektedir. 90 Ibid., s.44. 91 Yüzdeler Ibid., hesaplanmıştır. s.32'deki sayılar temel alınarak 58 bu anlamda çok temel sorunları çözüme kavuşturulmuş değildir. Kısaca Türkiye tipik bir azgelişmiş ülkedir. Türkiye aynı zamanda çevre kirliliğine maruz kalan bir az belirtilmelidir gelişmiş ki, az ülkedir. gelişmiş Ancak hemen ülkelerle ileri endüstri ülkelerin çevre sorunlarının nedenleri ve bu sorunlara vardır. gösterilen Bayan Konferansında ilgi Gandhi arasında de yaptığı 1972 bazı farklar Stockholm konuşmasında Çevre en önemli kirlenmenin yoksulluk kirlenmesi olduğunu ve çevrenin yoksulluk koşullarında iyileştirilemeyeceğinı belirtirken bu farklılığı dile getirmiştir. Bir ayrıma göre gelişmiş ülkelerde çevre sorunları, üretim ve tüketim artışından kaynaklanan bolluk kirlenmesi (pullution of affulence) gelişmiş ülkelerde sağlık, temizlik... kirlenmesi Ayrım yetersiz beslenme, koşulları korumakla barınma, gibi (pollution of poverty) geçerliliğini iken az yoksulluk 92 niteliğindedir. birlikte, azgelişmiş ülkelerde yaşama koşullarındaki yetersizliğe çevresel koşullardaki kirlenme gerekmektedir. Azgelişmiş aşamamış, olmalarına ülkeler endüstrileşmelerini karşın karşıyadırlar. çöplerin boyutunu yoğun Burada bir kirli endüstrileşmekte 92 Yavuz ve Keleş, op.cit., s.225 olan da eklemek yoksulluklarını tamamlayamamış kirlenme ile karşı teknolojilerin ülkelere ihraç ve 59 edilmesi de 93 olmaktadır. Çevre sorunu sorunları ağırlaştıran üretim-tüketim ilişkilendirilerek ele alınırsa» endüstri ülkelerinde üretimdeki benzeri artışa tüketim bağlı olan azgelişmiş ülkelerde sürecinde ortaya bir süreçleriyle görülür ve ki, ileri endüstriyel kirlilik, tüketimden çıkmaktadır. unsur Çevresel ülkemiz çok üretim kirlenmede niceliksel bir karşılaştırma yapmak, hem zor, hem de gereksizdir; ama bilinmesi gereken çevre sorunlarının gelişmiş ve bununla azgelişmiş birlikte ülkeleri etkilemekte olduğu, sorunun nedenleri bakımından aralarında farklılık bulunduğudur. Bu farka da bağlı olarak, daha önemlisi, iki grup ülkede çevre koruma önlemlerine halkın ilgisinde farklılaşma olmaktadır. Azgelişmiş düzeyi, ekonomik, bölüşümde siyasal ülkeler göreli endüstrileşme, bir sorunlarını çevre koruma önlemleri adelet üretim sağlama çözemedikleri gibi için ile gelişme karşıt kavramlar biçiminde algılanmakta, çevre koruma talepleri 93 Buna çarpıcı bir örnek Hindistan'dan verilebilir: Bir "kaza" sonucu üç bine yakın kişinin ölümüne ikiyüzbin kişinin kör olmasına ya da sağlığını yitirmesine neden olan Bhopol kentindeki tarım ilaçları üren fabrika, ABD’nin üçüncü büyük kimya tekeli olan Ünion Carbide aittir. Türkiye’den bir örnek de Almanya’da kirliliğe neden olduğu için faaliyeti durdurulan kağıt fabrikasının Denizli’de kurulması girişimidir. Ömer Yurtseven, "Almanya’nın Zehirli Hurdası Türkiye’nin Belası", Cumhuriyet Gazetesi, 12 Şubat 1990. Başka örnekler için bkz: Ata Soyer "Üçüncü Dünyaya Tehlike İhracı: Sanayileşmede Çifte Standart", Bilim ve Sanat, sayı 92 (Ağustos 1988), s.24-26. 60 sınırlı kalmaktadır. Bu ülkelerde öncelikli sorun "gelişme” olarak karşımıza çıkmaktadır. beslenme, barınma, koşullarına, sorunlar ileri Bu sağlık, ülkelerde yetersiz eğitim, çalışma ve gelir çevresel kirlenmeden daha 94 bakılamaz. Azgelişmiş olarak endüstri ülkelerinden yoksulluktan kurtulmak için önemsiz ülkeler, farklı ekonomik olarak, gelişmeyi göz ardı etmeyen ama çevreyi de koruyan bir çözüm yoluna ulaşmanın güçlüğünü duymaktadır. İncelenen ülkelerle Türkiye arasında ekonomik, toplumsal gelişmişlik ve çevre sorunlarının niteliği bakımından ele alm a n farklılıklar yanında siyasal rejim ve sorunları açısından da farklılıklar vardır. Türkiye, henüz, sınırları ve sorunları daha önce tartışılan burjuva demokrasisindeki temel hak ve özgürlüklerin gerçekleştirilemediği bir ülkedir. Türkiye'de temsili' sistemin sınırlarından değil, koşularının var olmadığından söz edilebilir ön ancak. Ülkemizde herşeyden önce yaşama hakkı tartışmalıdır; anlatım ve örgütlenme özgürlüğü yoktur; gösteri yapma özgürlüğünün, kurma yani örgütlenme dernek, özgürlüğünün toplantı ve sendika, varlığı, parti koşul, engel ve yasaklamalar nedeniyle söz konusu değildir. İleri endüstri hak ve ülkelerinde Özgürlükler kullanım yasal değeri olarak tanınan bakımından 94 Ruşen Keleş, "Çevre Sorunları ve Çevre Hakları", insan Hakları Armağanı, Ankara Birleşmiş Milletler Türk Derneği Yayını, 1978, s.113. 61 anlamsızlaşirken, değeri olup Türkiye'de olmadığı özgürlüğün tartışması ülkemizde çoğu temel hak ve kullanım yapılamaz; özgürlük çünkü yasal olarak tanınmış değildir. 0 kadar ki, kitlesel barış gösterileri yapmak . . . . . 95 bir yana, bir lise gorencısınm okulunun ya da bir esnafın işyerinin duvarına "savaşa hayır" yazısı 96 asması devlet aleyhine işlenen "suç"lardan sayıl makta, "yurttaş”ların böylesi masum bireysel tepkileri mümkün olamamaktadır. Böyle bir ortamda rejim karşıtı olsun olmasın sol söylemli bir politik faaliyetin yaşama olanağı pek güç olduğu gibi, olmayan ama göreli olarak rejim dişiliği sahip 97 hareketin siyasal, hukuksal zemini yoktur. Türkiye'de sınırlarını yaratmak, siyasal aşmak, kitlesel kararları bir demokratik yasal sorun başka Batı 9İyasal üretim ve üzerindeki öze Yeşil demokrasisinin katılım kanalları tüketimin nüfuzunu bireyin sorgulamak değildir. Türkiye'de sorun, sınırlılıklarına rağmen 95 Bkz.Cumhuriyet Gazetesi, 20 Ekim 1990 Güneş Gazetesi, 20 Ekim 1990. ^ Bkz.Cumhuriyet Gazetesi, 23 Ekim 1990. 97 Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu sözcüsü A.Yurttagül'e göre ("Bir ülkede Tam Demokrasi Olmadan Tam Bir Çevre Hareketi de Oluşamaz", Ali Yurttagül ile yapılan söyleşi, Bilim ve Sanat, Sayı 92 (Ağustos 1988), s. 14-15) demokrasi olmayan bir ülkede tam bir çevre hareketi de oluşamaz. Varlığı hükümetin hoşgörüsü ile sınırlıdır ve denetimden çıktığı anda engellenir. 62 Batı tipi zamanda bir demokrasinin Türkiye’nin sorunu var olmayışıdır. ekonomik gelişme tüketime bağlı olarak yaşam çevresindeki bölüşüm, belirmez. istemi endüstrileşme, üretim, 98 yoksulluk sorunlarını çözemeden çevresel sorunlarla endüstri ve bozulmanın onarılması ve tüketim toplumunun sorgulanması biçiminde Aynı yüz yüze ülkeleri hareketin Türkiye gelmiştir. ile oluştuğu Türkiye toplumsal Kısacası, ileri arasında Yeşil ortam bakımından, hareketin rengini de belirleyen önemli farklılıklar vardır. Türkiye’de. Yeşiller Partisi’nin oluşumu 1980’li yılların ikinci yarısıyla başlayan, katılımın çok düşük olduğu ama kamuoyunun ilgisini çeken çevre koruma amaçlı girişimler sonrasına rastlar. Ankara’da Zafer Parkı’nın otopark yapılmasına karşı başlatılan 99 hukuksal mücadele, Dalyan’da kaplumbağaların üreme alanlarının korunmasına kurulan kamplar, Güven 98 99 destek Park’m bulmak için yörede otopark yapılmasına Bu tip azgelişmişlik sorunları, Türkiye’de 1968 Öğrenci hareketinin bazı benzerliklere karşın Batı Avrupadakilerden farklı bir çizgide gelişmesine neden olmuştur, ülkemizdeki hareket ileri derecede endüstrileşmenin sorunlarına ve toplumsal yapısına, değerlerine bir tepki değil,tersine az gelişmişiiğe,endüstrileşememeye, bu sorunları aşamayan rejime bir başkaldırıdır.Şu halde, toplumsal yapı açısından farklılık,siyasal bir oluşumun taleplerini belirlemektedir, belirlemelidir. Zafer Park ile ilgili gelişmeler için: Zafer Park Dosyası, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları No:6, Ankara, 1988, passim. 63 karşı , biçimsel bir örgütlenmesi bulunmayan Çevre Duyarlılığı Grubu’nun bazı etkinlikleri ilk girişimlerdir. Özellikle termik santrallerin yapımına karşı sürdürülen protestolar, gelişmini etkilemiştir; aktörleri arasındadır. santral kurulması Yeşiller Yeşiller Aliağa bu PartisiTnin protestoların Gençelli’de kararının termik uygulanmasına 1989 yılından bu yana engel olunmaya çalışılmaktadır. Yörede sosyal Partisi’nin demokrat Örgütlediği, belediyeler 1990 ile Mayısında 101 Yeşiller 10-15 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirilen çevre için insan zinciri^02 Türkiye'nin en büyük çevre olmuştur. Yeşiller Partisi'nin eylemleri 103 sınırlı kalmıştır. 100 103 genellikle Bu topluluk hakkında bilgi için: Akın Atauz, "Türkiye'de Kentsel-Toplumsal-Çevreci Hareketler ve Çevre Duyarlılığı Grubu”, Türkiye Gtmlûgü, Sayı 3 (Haziran 1989), 357-62. Geniş bilgi için: Kemal Anadol, Hayır,Ankara,V.Yayınları,1991,passint 102 eylemi Termik Santrallere Cumhuriyet Gazetesi, 7 Mayıs 1991. Cumhuriyet Savcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu kayıtlarına göre, 892 üyeye sahip Yeşiller Partisi'nin (Cumhuriyet Gazetesi, 3 temmuz 1991) 16 Şubat 1991*de yapılan olağanüstü "kurultayı” partiyi bölünme noktasına getirdi. 300 dolayında delegenin yalnızca 33*ünün katılımıyla yapılan kurultayda genel başkanı "resmi çevreci" olmakla suçlayan, amaçlarının, partinin ekolojik denge, hak; özgürlük ve demokrasi mücadelesine aktif katılmasını sağlamak olduğunu bildiren parti içi muhalefet genel başkanı değiştirdi ve parti yönetimine geldi.Kurultaya katılmayan eski başkan, kurultayın meşru olmadığını ileri sürmektedir. 64 Yeşiller Partisi’nden ayrı olarak, Demokratik Yeşil Parti adıyla dar bir tabanı vardır, Yeşiller Partisi Radikal partileşmeye çalışan 104 grubun daha radikal istemleri vardır, ama daha da kadar bile desteğe ulaşamamıştır. Çalışmanın kapsamına giren ülkelerdeki partiler toplumsal Türkiye'de özgün destek bir üzerine toplumsal yeşil yükselirken, hareket olarak gelişmemiştir. Bunun nedeni ise, yukarıda açıklandığı gibi, doğdukları toplumsal ve düşünsel ortamın farklı olmasıdır. Türkiye’de Yeşiller Partisi’nin kuruluşu anti-demokratik bir ortamda çevreye ilişkin konuların 105 "en masum, en legal, en kolay örgütlenebilir" bir alanı oluşturmasıyla ilgilidir. Masumiyet, amaçta ve amacın için ifade tarzında çadır kamp kurmak, yaparak halkı uçurulan piknikler öteki kirliliğe alanlarda potansiyelini söz böyle yanında, çevre Kaplumbağalar Marmara’da "çevre karşı düzenlemek uyarmak, gibi... olanaksızlaştırılmış kendilerine partinin konusudur: bir konusu turu" uçurtma Öte yandan, karşı çekememişlerdir. Bu yeterliliğe aşıldığında sahip çıkış ise, olmaması siyasal erkin baskısının belirmesiyle ilgilidir. Çevrenin korunması 104 105 Parti program taslağı için bkz. "Radikal Demokratik Yeşil Parti İçin Program Taslağı", Yeşil Barış, Sayı 4(Mart-Nisan 1989) s.9-10 Refet Erim, ve Sanat, "Türkiye'de Gazetesi, 5 "Çevre Sorunlarına Yeni Biçem Arayışı", Bilim Sayı 92 (Ağustos 1988), s.16; Refet Erim, Çevreci Hareket Treni Kaçıyor mu?" Cumhuriyet Haziran 1989, s.2. isteminin söylemi ötesine nadiren sorgulamaya fuarında pankart eşcinsellere çizgisi, açılması, Şu (Ankara silah Yeşillerin polis baskısıyla halde, masum hoşgörüsünün sınırını siyasal köktenci vermesi) rejimin hoşgörünün egemen kalkıştıklarında destek karşılaşmışlardır. geçip alanın sınır sınırıdır; zorlamamışlar, bu bir çevre sorunları partisi olmanın ötesine geçememişler, ileri endüstri ülkeleri Yeşil hareketlerinin daha çok çevreye ilişkin istem, öneri ve sloganlarını Türkçeye çevirmekle kalmışlardır. II. DÜŞÜNSEL ORTAM: ÇEŞİTLİ DÜŞÜNCE AKIMLARINA GÖRE EKOLOJİK SORUNLAR, ÇÖZÜM VE YEŞİL ÖRGÜTLENME 18. yüzyıl Aydınlanma karşı felsefesi, dinin evrenselleştirdiği ilerleme, insanın durmaktaydı. birlikte çizgi düşüncesine dogmatik insan değeri Aydınlanmacı rengini gibi bir aklı görme düşüncesinde kabullerine ile özgürlük, kavramlar üzerinde düşünür olmakla J .J.Rousseau, "ilerleme"yi olarak veren kesintisiz bir Aydmlanmacılardan ayrılır. Rousseau ayrıksı tutulursa, Aydınlanmacılar akla ve bilime dayalı kesintisiz bir ilerlemenin söz konusu olduğu ve bunun insan mutluluğunu sağlayıcı bir nitelik taşıdığı görüşünde birleşmektedirler. 18 ve 19. yüzyıllarda aklın egemenliği 66 mutlaklaştırılırken bilim ve insanın teknoloji sürecinin felsefi olmaktaydı. Ama hemen yaklaşımlarında yer doğaya egemen olması, yardımıyla onu dönüştürmesi temelleri de desteklenmiş ardından yer ve izleri günümüz görülen çevreci romantik düünce geliştirildi. Romantizm, bilim ve teknolojiye dayalı ilerleme, karşı, gelişme duyguyu, düşüncesine öznelliği, ve akılcılığa hayalciliği öne çıkarmaktadır. Kapitalizmin sorgulamakta, insan-doğa ilişkisini doğanın bozulma ve tahribi doğaya dönüşü ve dönüşü nostaljik genelde bir de feodal biçimde karşısında "altın arzulamaktadır. çağa" Daha açık olarak söylenirse, bir yazarın belirttiği gibi, romantizm, bilime, teknolojiye aristokratik bir isyan olmuştur. Üretici ve 106 güçlerin gelişme değerlendiremeyen bir yaklaşım olarak nedenle, etkin Kapitalizm ve siyasal kapitalizme yaygın bir iktidarı da sürecini romantizm, kabul eline bu görmedi. geçirerek ekonomik-sosyal tüm sonuçlarıyla toplumsal yapıya ve düşünsel alana nüfuz etmekteydi. Klasik Smith’in siyasal "gizli girişimcinin işine iktisadın el" mimarlarından anlayışının, geldiği her Adam özellikle durumda ödün vermeksizin uygulanması, ekolojik sorunların kitlesel 106 David Pepper, "Determinism, Idealism and the Politics of Environmentalism -A Viewpoint", International Journal of Environmental Studies, Vol.26 (1985), s.14. 67 ölümleri sonuçlandıracak kadar büyümesinde bir neden 107 olarak kabul edilmektedir. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" parolası sorunlara kakışı belirlemektedir. da çevreye, kirlenme ne de çevresel bozulma girişimciye karışabilir. Devlet olduğu gibi, doğanın bulunmamalıdır. yaklaşımında verilen yüklenmeyip alanı üretim zararlar biçiminde olan olarak de müdahalede ekonomi sırasında çevreye dış adlandırılmakta, artık bedeli "dış"arda bırakılmakta, içinde yer almaktadır. ilgili ne yeni-klasik süreci "üretimin Devlet, insanın sömürüsünde sömürüsünde Ardılı da ile çevresel ekonomisi" üreticiye yaklaşımın ilgi Ekonomik sorunlar gibi ekolojik sorunların da "gizli el" tarafından piyasa kuralları içinde çözümleneceği görüşündedirler. Yeni-klasik karşısında ekonomi sınırsız yaklaşımı, gereksinimlerin sınırlı doğa yaratabileceği kıtlığın çözümünün piyasada, arz-talep dengesi içinde var olduğunu ileri sürmektedir.108 Kıtlık kaynaklar görüşlerini, sorunu ile ilişkisini paradoksal ilgilenen inceleyen bir ve nüfus Malthus biçimde, bir ile ise, yandan klasik iksitadm pekiştirilmesine ama öte yandan da gücünü yitiren toprak aristokrasisinin "gerekliliği"ne kanalize etmiştir. 107 108 Yavuz ve Keleş, op.cit., s.57 Julie Matthaei, "Rethinking Scarcity: Neoclassicism, Neo Malthusianism and NeoMarxism" Review of Radical Political Economics, Vol.16, No:2/3 (Summer and Fall 1984), s.82. 68 Malthus izleyenleri, eğilmede ve onun görüşlerini yeni-Malthusçular, çözüm önerileri geliştiren ekolojik ile değil sorunlara ama etkileri nedeniyle önemlidir. Burada muhafazakâr yaklaşım adı altında İncelenmektedir. kapitalist sistemin içinde Muhafazakârdır; çünkü kalarak sahip ve ona çıkarak var olan kapitalist rejimlerin genel olarak da sömürgen dünya sisteminin dondurulması yolunda bütünleşmekte olan ve sürdürülmesi, giderek eşitsizlikçi daha kapitalist çok global sistemin önündeki küçük engelleri kaldırma bağlamında ideolojik araçlar sağlamaktadır. Bu bilinen formülüyle "sıfır büyüme", yaklaşım pek eşitsizlikçi bir dünya sisteminin sürdürülmesinin açık bir ifadesidir. Ekolojik sorunların ilişkilerine, toplumsal, insan-doğa/insan-toplum hükmeden/hükmedilen sorunsalına nüfusun kaynak kullanma, ile iİğilenmeksizin; yalnızca siyasal bir görüntü olan ve tüketim düzeyi ele nüfus ilişkilerinde girmeksizin bu anlamda onların yapıyla alış biçimiyle sorununu ekolojik sorunların nedeni olarak sunmaktadırlar. Son olarak, muhafazakârdır; "bilimsel" ideolojik bilime sırt çeviren bu yaklaşım var olduğunu bir insanların olan sistemin sürmesi ileri sürmekte ama söylem ve geliştirmiş halkların gerçekte olmakta, üstündeki için yoksul baskının artırılmasını sonuçlandıracak olan çözüm önerilerini tek almaşık olarak ilân etmektedir; çözüme razı teknoloji olacak felaketi ya da yok önleyici insanlık ya bu olacaktır; araçlar bilim sunamaz, ve olsa 69 olsa felaketi geçiktiren bir unsur olabilecektir. Ekolojik sorunlara İkincisi Marksçı toplum yaklaşımdır. ilişkileri noktası alan çözümlerini çağdaş Marx'm hakkmdaki Marksçılar, öteki yaklaşımlardan doğa» görüşlerini ekolojik toplumsal insan, hareket sorunları sorunların ve çözümü bağlamında ele almaktadırlar. Üçüncü yaklaşım, bu çalışmada, altında ifadesini ekolojistler bulmaktadır. kendilerini ideolojilerin ötesinde inançsızlığın da "izm”dir; bir kendisini sistemidir. ekolojizm adı herşeyden önce, ideolojiler biçiminde inanç dışı, tanımlasalar olması gibi, bu, da bir ideoloji üstü gören bir düşünce Ekolojizmin temelinde ekolojik sorunlar ağırlıklı olmakla birlikte, giriş bölümünde yapılan çevre/ekoloji ayrımından hareketle, yönelimi yalnızca çevrenin korunması noktasında kalmamaktadır. sözcüğü, dar anlamdaki fiziki çevreyi de Ekoloji içermesi yanında toplumsal, siyasal yapıya da eğilen geniş bir anlam taşımaktadır. belirttiği gibi, yaşam söyleyişle doğal ve yapan ve sorgulayan, tarihi köktenci "environmentalist” başkaldıran, Bu temsili çevresinin, çevrenin çözümler toplumun demokrasinin bir yazarın diğer bir savunuculuğunu önermeyen değerlerine sınırlıklarını öneren "ekologist" 109 arasında ayrım yapmak gerekmektedir. Çevreselcilik 109 köktenci ile nedenle, çözümler Can Hamamcı, "Çevre ve Hukuk", Prof.Fehmi Yavuz’a Armağan, Ankara, AÜSBF Yayınları No:528, 1983, s.240, Dipnot 4. (Tez danışmanım Doç.Dr.Can Hamamcı environmentalism’in karşılığı olarak çevreselciligi önermiştir 70 (environmental isnı) , daha çok "conservative” bir özü, doğayı, çevreyi anlamını koruma, içermektedir. çevreselci1ikten yalnızca doğal saklama, Çevrecilik farklı çevreyle, olarak onun kalmamakta, yapay çevreyle, ilişkilerle de bağ muhafaza etme (ecologism) ve onun ötesinde, korunmasıyla daha önemlisi kurmaktadır. Bu ise sınırlı toplumsal nedenle, bu çalışmada, çevrecilik "ecologism”in karşılığı olarak, çevreci (ecologist) ise çevrecilik yaklaşımına bağlı olanları anlatmak için kullanılmaktadır. Kavramsal düzeydeki netleştirmede belirtilmesi gereken son bir nokta, benimsenen çevrecilik sözcüğü yerine yetersiz kalan ya da "siyasal çevreci yaklaşım” 110 açıklığa yaklaşım" terimlerinin yanlış ve niteleme "siyasal benimsenmeme kavuşturİmasıdır. Günümüzde yapan ecolojist nedenlerinin hemen her siyasal örgütlenme çevreselci vurgular taşımaktadır. Öte yandan, önerisi ya siyasal da niteleyicisi çevreci programı olmak terimi taşımaktadır. nitelemesi, olan gerekir. bir Çevrecinin siyasal istemi, her siyasal oluşumun Bu nedenle, siyasal belirsizlik, yerine anlamsızlık ekolojist sözcüğü Günümüz çevreci akımları için bir ayırım yapan A.Uğur "siyasal ekolojist yaklaşım" terimini benimserken (Bkz. Aydın üğur, "Çevre Sorunsalına Bakış: Tarihsel Gelişim ve Günümüzde Çevreci Aklinlar”, İletişim, Sayı 4 (1982), s.393-396) aynı ayırımı kaynak belirtmeksizin aktaran T. Bora, "siyasal çevreci yaklaşım” terimini benimsemektedir. (Bkz. Tanıl Bora, "Batıda Çevreci Akımlar", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul, İletişim Yayınları, s.348-349) 71 konulduğunda, bu kez, "siyasal ekoloji" ekoloji, siyasal terimin çağrışımı ifade ettiği yapacaktır. iktisadın "homo anlam Siyasal economicus"unun (ekonomik insan) yerine "homo ecologicus”u (ekolojik insan) yerleştiren siyasallaşma toplumsal çabasını, iktidar hareketlerin mücadelesini, seçim başarılarını inceleyen, karşılaştırmalı yöntemden de yararlanan Siyasal bilimsel ekolojist bir dal olarak yaklaşım gelişmektedir. denildiğinde bu bilim (1766-1834), 1798 kolunun yaklaşımı akla gelmektedir. A. Muhafazakâr Yaklaşım Thomas yılında ilk Robert Malthus baskısı Gelişimine Etkileri yapılan Açısından Toplumun Nüfus Gelecekteki İlkesi Üzerine Bir Deneme (Essay on the Principle of Population as It Affects the Future Improvement of Society) kitabıyla de yaratıcısı günümüzde olmuştur. süren Onun bir adlı tartışmanın görüşlerinin iyi anlaşılması, izleyenlerince geliştirilen ve ekolojik sorunlar karşısında muhafazakâr yaklaşımı temsil eden düşüncenin daha iyi Malthus*un ötesinde anlaşılmasını, pek de çok hatta bir onların katkılarının olmadığının görülmesini sağlayacaktır. Malthus1a göre insanın ve toplumun yetkinleştirilmesi olanaksızdır, Çünkü nüfus nüfusun gereksindiği oranları arasındaki besin büyük maddelerinin eşitsizlik buna ile bu artış izin 72 vermez. kısmı Onun kuramının eşitsiz büyüme, ekolojik diğer sorunlarla bir ilgili söyleyişle nüfus ilkesidir. İnsan yaşamak için besine gereksinir, yaşam için gerekli besin maddelerinin bolca bulunduğu yerde nüfusun artma eğilimi vardır. Aynı zamanda duygusu insan için değişmez bir duygudur. seks Bu iki kabul1eniraden hareketle Malthus nüfusun herhangi bir engelle karşılaşmadığında ve 1, 2, 128, 256 biçimindeki bir diziyle 4, 8, 16, 32, 64, oranla, yani geometrik tarihsel bir veri olduğunu kontrol edilmediğinde ileri bir artmasının sürmektedir. Buna karşılık besin maddeleri aritmetik diziyle, yani 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 biçiminde bir oranla artmaktarın Buna göre 200 yılda nüfusun, besine oranı 256’n m 9*a; 300 Besin üretimi, yılda aslında, 4096'nm önemli 13’e ölçüde oranı olur. artmaktadır, ancak nüfustaki .artış öylesine büyüktür ki yukarıda görüldüğü geniştir. gibi fark kapatılamayacak kadar 112 Kısaca söylenirse, ona göre nüfus her yirraibeş yılda bir iki k a t m a çıkmakta buna karşılak yiyecek maddeleri asla aynı oranda artmamaktadır. Bu nedenle nüfus, kaynaklar üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır. 111 T.R.Maithus, An Essay On Population, Volume 1, Last Reprinted,Londan and New York, Everyman*sLibrary,1958,s.6-7 112 Ibid., s.10-11 73 Bu tarıma baskının açılması artırılması toprakları mutlaka aşılması ya da yeterli Bir vardır. toprakların verimliliğin kez, yeryüzü açılacak toprağın İkincisi, verimli tarıma sınırı yeni tarımsal olamaz. sınırlıdır, bir için topraklardan sonra daha az verimli topraklar tarıma açıldığında ya da genel yükseltilmek olarak tarımsal istendiğinde verimlilik yıldan yıla ürün artışı 113 için daha çok ıslah gerekecektir. Bir sure sonra da her ıslah çabası daha az ürün getirecek, bir fazla işçinin üretime katılması işçinin edilen ürün bu gederek ek yatırıma 114 karşın verimlik sabit kalacaktır. Bilindiği gibi bu geçimine ile elde "azalan yetmeyecek, verim vazgeçmemekle yasası"dır. birlikte, Aritmetik Malthus, ilkeden yapıtının daha sonraki bakılarında besin artışı ile ilgili olarak bu yasa üzerinde durmaktadır. Ona göre insanlığın aritmetik diziyle artan besin en önemli üretimiyle sorunu, geometrik diziyle artan nüfusun beslenmesinin olanaksızlığına bağlı olarak, olan nüfustaki gruba kontrol 113 114 yoksulluk, artıştır. ayırdığı çözüm (preventive sefalet Bunun ve kıtlığa önlenmesi neden için iki Önerilerini sıralar: Önleyici check) ve olumlu kontrol _ Ibıd., s.8 Thamos Malthus, "Nüfus ilkesi özerine Özet Bir Görüş", Nüfus Sorunu ve Malthus, der. Ronald L. Meek, [Bu yazı, yaymevince eklenmiştir.], çev. Oya Yaylalı, Ankara, Sol Yayınları,1976,s.264 74 (positive check). İkisinin toplamı, nüfus artışının hızla kontrol edilmesini sağlayacaktır. İlkinin doğum oranını azaltıcı etkisi vardır. Bunlar, evlilik dışı ilişkiye girmemek, tek bir kadına bağlı olmak, yeterli geliri oluncaya değin evlenıeıektir. Bunlar insan ahlakının, İkinciler Ölüm hastalıklar, bilincinin değişimiyle oranını savaşlar, yüksek ilgilidir. tutan, kıtlıklar, doğal salgın afetler, sefalet gibi etmenlerdir. "Ahlakın yozlaşmanı” dediği 115 doğum kontrolüne karşı çsıkarlar. Ote yandan, nüfusu artırıcı sonuçlar doğurduğu için yoksullara yardım edilmesini şiddetle eleştirir. Yeni-Malthusçular, Malthus’un nüfus ve kaynaklar sorununa yaklaşımını pek değiştirmeksizin benimsemekte, benzer çözümler önermektedirler. Aralarında anlamlı sayılabileck farklılık, Malthus'un yaşadığı dönemde varsıl-yoksul herkesi etkileyen bir kirlilik olmamasına da bağlı olarak, Malthusçuların ilgilerini çevresel sorunlara da yöneltmeleri ve bu eksenle nüfus sorununu i 1işkilendirmeleridir. Malthus’u nüfusunun izleyenler, geometrik diziyle Malthus gibi, dünya artmakta, kısa sürede kendini katlamakta besin kaynaklarının ise bu nüfusu beslemekten uzak bir artış tekrarlamaktadırlar. Malthusçular, sonradan yapmadığı pek vurgu gösterdiğini Malthus’un besin da maddelerinin aritmetik diziyle artışı savını terketmekle birlikte 115 Malthus, An Essay, op.cit., s.12-4; İlkesi",op.cit., s.270-271 Malthus, "Nüfus 75 her durumda f dünya dünya besin kalacağını besin üretiminin kaynaklarının dolayısıyla da nüfusu açlık daha doğrusu taşımaktan felaketinin uzak kapıda olduğunu yinelemektedirler. Paul Ehrlich 1968 yılında yayınlanan kitabında "bir beslenme felaketinin kenarında bulunuşumuzun başlıca sebebi, dünyamızdaki insan fazlalığından doğmaktadır. derken bunu vurgulamaktadır. Artan nüfusu, tarımsal verimliliği artırarak besleme olanağı yoktur. Malthusçular besin kaynakları arttığı sürece nüfusun bu besin kaynaklarından daha büyük bir oranla birleşmektedirler. olarak, Sözgelimi artacağı görüşünde Brown*a göre, tarihsel tarımın gelişmesi ve besin arzının da buna koşut artması nüfusun önemli ölçüde artmasına neden olmuştur. Bu durum tarımsal tarımsal gelişmeyi verimlilikteki artış ise . sürmektedir. .. , 117 artırmakta, bu döngü sonra zorlamakta, nüfusu Bir noktadan yükseltmek "azalan olanaksızdır. Üretime açılabilecek toprak olsa bile verim tarımsal yeniden yasası" bu toprakların ekime açılma maliyeti 118 yüksektir. Aynı görüş Roma Kulübü verimliliği nedeniyle son derece tarafından Paul R. Ehrlich, Nüfus Bombası, çev. N.İ.Tolon, Ankara, Ayyıldız Matbaası, 1976, s.70. 117 Lester R.Brown, Yirınidokuzuncu Gün, çev .Kemal Tosun et al., İstanbul, İÜ İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No.43, 1979; s.66 118 Ehrlich, op.cit, s.94; Brown, op.cit, s.126. 76 hazırlatılan Growth) "Büyümenin adlı topraklar raporda da kazanılsa gereksiniminin Sınırları” ileri bile Limits sürülmekte nüfus sürmesini (The ve artışı, to yeni besin sonuçlandırmaktadır, 119 denilmektedir. Nüfus yalnızca besin kaynakları üzerinde baskı yapmakla kalmamakta, dünya, enerji önemli çevre Malthusçulara göre, sınırlı kaynaklarının tükenmesine ve ayrıca sorunlarının yaratılmasına neden 120 olmaktadır. Büyümenin sınırları adlı raporda dünyanın taşıma kapasitesinin ve ekonomik büyümenin fiziksel sınırlarına ulaşılmakta olduğu ve insanlığın çevresel bir yıkımla karşı sürülmektedir. Çevre tarımsal ve karşıya kirlenmesi, bulunduğu nüfus üretimin yetersizliği, hızlı yenilenemeyen doğal ileri artışı, endüstrileşme kaynakların tükenmesi karşılıklı ve dinamik bir etkileşim içindedir. "Gıda olmadıkça nüfus artamaz, gıda üretiminin artması da sermayenin büyümesine bağlıdır, sermayenin daha fazla artması ise daha çok kaynak gerektirir; kaynakların artıkları çevre kirlenmesine kullanılmış yol çevre kirlenmesi de giderek gıda ve nüfus engeller. 121 açar, artışını "Doğal bir sınıra ulaşıncaya kadar nüfus Meadows et al., op.cit., s.53 Bkz. Ehrlich, op.cit., s.52 vd.; Brown, op.cit. s.2-3, 69 vd. 121 Meadows, et al., op.cit., s.102 77 ve sermaye artacak ve bu sınırın üstüne çıkıldığında çöküş yaşanacaktır. Teknolojik gelişme, başka sınıra doğru değişmeyecektir. geliştirebilir, Çünkü yeteneği bilinmediğinden, ekolojik süreçlerde sınıra varma sistemi doğanın emme bir söyleyişle gecikmeler olduğundan denetim 123 geciktiğinde sorun artık onulmaz bir durumdadır. Roma tehlikesi sonuç kirliliği diğer doğal ama bir hep vardır ve sunulan ikinci rapor, "Dönüm 124 Noktasındaki insanlık”, sorunun çözümünde ilkinden bir kaç Kulübüne noktada duruma, ayrılsa sorunlara örtüşmektedir. Bu insanlığı yok da hareket ilişkin rapor olmak da, ya. noktası, saptamaları ilkinde da ilkiyle olduğu sunulan veri gibi, almaşığı gerçekleştirmek zorunluluğuyla karşı karşıya 125 bırakmaktadır. Bu ‘'zorunluluk” yalnızaa iki rapora özgü değildir. "Yirmidokuzuncu saydığı nüfus Brown, Gün”ü artışı kitabına başlık bütün ■ felaketlerin için ;önlem alınacak olarak göstermekte, insanlığın bu son günü yaptığı nedeni son gün kaçırdı- 122 Ibid. s.172 123 Ibid, s.74-77 Mihajlo Mesaroviç ve Eduard Pestel,Dönüm Noktasındaki İnsanlık,çev.Kemal Tosun et al., İstanbul, İÜ İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No:39,1978 1 Bu ikinci raporda dünya karşılıklı etkinlikleri olan 10 bölgeden oluşmuş bir bölgeler sistemidir.İlkinden farklı olarak "felaket”, dünyanın tümüne değil, başlangıçta, bölgesel düzeyde çöküntüler biçiminde görülecektir. 78 ğında otuzuncu günde, artık her şey için çok geç kalınmış olacağını ileri sürmektedir. Malthusçularda düşünce almaşığın tek olması sistematiklerinin bir sonucudur. ve yeni-Malthusçu düşüncede toplumun doğasını fiziki Malthus"ta çevre, belirleyen onların insan ve sınırlılıklar içermektedir. Doğanın taşıma kapasitesini belirleyen bu sınırlılıklar yasası" uzay evrensel “doğanın yasaları"dır. ve zamanda değişmeyen, yasadır. Yasadan kaçınılmazlığın bundan başka hiçbir almaşığın olmamasıdır. "Doğanın kaçınılamaz anlamı, 126 Malthus’un "nüfus yasası"nın ötesine geçemeyen yeni-Malthus’çular sundukları almaşıkda ya da önerdikleri çözümlerde onu aşabilmiş değildir. Dünya nüfusu ile dünya kaynaklarını bir biçmde ele alarak, ileri endüstri bütünsel ülkelerinde nüfusun kaynak kullanım düzeyini bu anlamda siyasal rejimi göz önünde bulundurmaksızm, yoksul insanların ve yoksul halkların sürekli çoğalarak kaynaklar ve çevre üzerinde baskı yaptıkları} bunun da genel bir felakete mantıkla, neden olacağı yapılması sonucuna gereken çok kontrolü yönünde yoksullara baskı varmışlardır. yalındır: Bu Nüfusun yapmak ve kaynak kullanımını önlemek için büyümeden vazgeçmek... Felaketin önlenmesi global bir çözümle mümkün olacaktır. Onların bu çözümü toplumsal ve siyasal değişikler önermemektedir. Yapılması gereken sonuçsuz Pepper, op.cit, s.12. 79 kalacak sınırları zorlama çabası olmamalı; sınırlarla birlikte “ani yaşamak ve öğrenilmelidir. kontrolsüz kalabilecek bir bir dünya rapor, yani ekonomik ve hedefinden çöküş sistemi" Sınırları adlı nüfus Bunun olmadan için, “Sıfır Büyüme büyümede "büyümeksizin için, yani ayakta Büyümenin (zero growth), genel bir denge” büyüme hedefine yönel inmesini, büyümeyi planlı ve kontrollü biçimde sona erdirmeyi, sermaye ve nüfusun sabit kılınmasını 127 önermektedir. İkinci rapor, Dönüm Noktasındaki İnsanlık, 128 "sıfır büyüme” yerine "organik büyüme" önerisiyle ilkine yönelen eleştirileri gidermeye çalışmakta, az gelişmiş ülkelerin bulundurduğu büyüme izlenimini sorunlarını vermek göz önünde istemektedir. Ama Kuzey ile Güney arasındaki kopukluğu giderme yolunu yine global kapitalist sistem içinde ve dolayısıyla varsıl ülkelerin yararına sonuçlanacak bir yapıda bulmaktadır. Öte yandan, Malthus ve yeni Malthusçularm birleştikleri nokta sürekli çoğalan yoksul insanların ve halkların doğum oranlarını oranlarını azaltmaktır. 127 artırarak Bu çevre baskının düşürerek ya da ölüm üzerindeki azaltılması baskıyı için yoksul Meadows et al., op.eit.F s.215 1 Organik büyüme, rapora göre, birbirine bağımlı bölgelerden oluşan global sistemin bölgesel farklılıklarını göz önünde tutan, bunların gelişme yollarını düzenleyen bir denge oluşturularak gelişmesini, büyümesini ifade etmektedir. Mesaroviç ve Pestel, op.cit., s.3-4. 80 ülkelerin nüfus kontrolü yapmalarını sağlayacak siyasal baskı kurulmalıdır. 0 kadar ki, Ehrlich gıda yardımı yapılsa da nüfusunu beslemekten uzak ülkelere 129 yardım yapılmamasını istemektedir. Yardım da bir baskı aracı olarak kullanılacaktır. Gerek siyasal baskı için, gerekse "sıfır büyüme"nin ya da "organik büyüme”nin sağlanabilmesi için açıkça ifade edilmese de uluslar 130 kaçınılmaz görünmektedir. Sorun ulusçuluğun sınırlarını gerçekleştirecek nüfusun ve dar aştığından uluslararası 131 geliştiriİmelıdir. üstü bir güç Bu ise, ekonominin anlamlı işbirliğini bir çerçeve yoksul ülkelerde büyümemesi için siyasal baskının kurumsallaştırılması demektir. Bütün bunlar, "doğa ile uyum içinde yaşamanın 132 ekolojik ve ekonomik bir denge kurmanın yöntemi" görüntüsü kıtlık altında içinde doğal bulunan "gelişme" düzeyinde kapitalist sisteme 129 130 kaynaklara yoksul tutarak, sahip olan ama ülkeleri mevcut dondurarak global entegre etme, kaynakları en çok Ehrilch, op.cit., s.150-151. Ehrlich, gelişmiş ülke temsilcilerinden oluşacak "Çevre Düzenlemesi İçin Örgüt" önermektedir. (Bkz.Ehrlich, op.cit., s.151) ABD Cumhurbaşkanına sunulan Global 2000 raporu da çözümün bir tek ulusun sorumluluk ve kapasitesini aştığı gerekçesiyle ABD’nin önderliğinde "dayanışma ve yardımlaşma" gerekliliğinden söz etmektedir. Bkz.Barney, op.cit., s.4 Mesaroviç ve Pestel, op.cit., s.126-127. 132 Meadows et al., op.cit., s.11. 81 tüketen gelişmiş ülkeleri bu kaynaklardan bırakmama ve avantajlı durumlarını yoksun sürdürme yöntemi olmaktadır. Diğer bir deyişle, Malthus’un toplumlarm "doğal yasalar"nedeniyle yetkinleşemeyeceği görüşünün bir başka ifade şekli olmaktadır. Toplumsal yapı ve siyasal rejimin dinamikleri göz önünde tutulmaksızın; bilimsel ve teknolojik ilintisi kurulmaksızm; gelişmenin nüfusun, bu dinamiklerle büyümenin sözde tarafsızlaştırılmış teknolojinin çevre üzerinde baskı yaptığı savı, geliştirici bilim ve düşünceye teknolojiye, güvenmek yaratıcı, yerine "nüfus ilkesi"ne dayanılarak ileri sürülebilirdi. Bu çözümlemeden hareket edildiğinde muhafazakâr yaklaşımın "çevre korunacaksa onu da biz koruruz" ekseninde yer aldığı söylenebilir. bu bağlamda, çevre koruma mücadelesi vermek için parti 133 Örgütlenmesine gitmek gereksizdir. Onlara göre, insanlık bir seçim yapmak zorundadır ama pek çok insan bu gerçeğin farkında değildir. Ancak çok küçük bir azınlık, etmektedir. 134 çevrenin korunması Kapitalizmin için "vitrini"ni mücadele düzeltmeye çalışan bu yaklaşım, ekolojik sorunlarla ilgilenip de muhafazakâr yaklaşımı benimseyenleri alkışlamakta, onların dışında almaşık ve köktenci çözümler öneren- 133 Bir Türk Sanayicisi "yerleşik" partilerin çevre sorunlarını "uç"lara bırakmadan çözümleyeceği, bu nedenle "kızıl mı yeşil mi oldukları belli olmayan çevreci gruplara, partilere" gerek olmayacağı kanısındadır. Mehmet A.Demirer, "Sınai Çevre Kirlenmesi", Sanayi ve Çevre Konferansı, Ankara, TÇSV Yayını, 1986, s,207. Bkz:Bhrlich, op.cit., s.69;Meadoua et al., op.eit., s.96. 82 önerenleri ise çözümün var olan sistemde ve var olan sistem içinde kalınarak bulunacağı yargısıyla mahkum etmektedir. Öte yandan, harekete bazı muhafazakâr düşünsel yaklaşımın katkıları Yeşil olmuştur. Kaynakların tükenmekte olduğu savı 1973 petrol krizi ile birleşerek konuya kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Ekolojik sorunları sunmaları ve genel dünyayı, bir bu çözümleme anlamda, tek içinde bir sistem olarak ele almaları bir başka katkıları olmuştur. 6. Marksçı (Marxist) Yaklaşım Sosyalist dünya görüşünün kurucularından Marx ve Engels’in akımlarının gelişme üzerinde ve onun tekniğinin doğanın yaşadıkları 19.yüzyılda, durduğu başat olgu sürdürülmesiydi. Üretim çalışanlara sömürüsü ve çevreye gibi düşünce ekonomik süreci verdiği konular, ve zarar, düşüncelerini kapitalizmin yerleşmesine ve gelişmesine adayanların yapıtlarında yer almıyordu. burjuvaziyi etkileyen kapitalizmin karşılık bir ideolojisine ütoik noktaya girebilmiş sosyalistler yapıtlarında çevresel Ekolojik sorunlar henüz ile Marx erişmediğinden değildi. ve Buna Engels* in koşullar emekçilerin yaşamını tehdit eden bir unsur olarak işlenmekteydi. Marx ve Engels, ekonomik ilerleme, büyüme bilimsel ve düşüncesine teknolojik gelişme, ağırlık vermekle birlikte, her durum ve koşul altında ekonomik büyüme 83 düşüncesine insanın sahip doğayla kapitalist ve yaklaşımdan,• onun, ilişkisine bakış toplumla biçiminden çok farklı bir yaklaşım getirmiştir. Marx ve yapıtlarında Engels insanı Alman İdeolojisi hayvandan ayıran adlı özelliğin, üretebilme, doğayı dönünüştürebiİme yeteneği olduğunu belirtirler: yaşamını İnsan fiziki varoluşunun gereği sürdürebilmek araçları üretmeye için başlar başlamaz dönüştürmek anlamına gelir Bireylerin "ne olduğu gereken maddeleri, - ki bu - hayvanlardan kendi olarak doğayı ayrılır. ürettikleriyle, ne ürettikleriyle ve nasıl ürettikleriyle çakışır. Sonuç olarak bireylerin ne olduğu, üretimlerinin maddi 135 koşullarına dayanır.” Aynı zamanda, Marx’a göre doğa, yaşamın kendisidir; varsıllığın kaynağı emekle birlikte doğadır. İnsan, emeğiyle doğayı dönüştürerek kullanım için değer yaratmaktadır. Kapitalizme kullanım geçiş değerinden süresinde daha görülmeye başlanmıştır. fazla doğa, bir toplumsal şey olarak Kullanım için değer üretmek yerine dönüşüm için değer üretmek noktasına gelinince doğa değişim değeri olan mal durumuna indirgenmiş, 136 nesneleştirilmiştir. Marx, doğaya özel sahipliğin bir adamın, olduğunu, 135 ^ ötekine doğadan özel sahipliği kadar saçma yalnızca yararlanma hakkının söz Karl Marx ve Friedrich Engels,Alman İdeolojisi, çev.Hamdullah Erbil,İstanbul, Melsa Yayınları, 1990, s.20 David Pepper,The Roots of London,Croom Heİm,1984,s.164 Modern Environmentalism, 84 konusu olabileceğini belirtmektedir. Onun ifadesiyle, ’•bütün bir toplum, bir ulus bile, ya da hatta hepsi bir arada var olan toplumlarm tümü birden bile yeryüzünün sahibi değillerdir. Bunlar onun yalnızca zilyedleri, patres yararlanma familias hakkı (ailenin sahipleridir büyük babası) ve gibi boni onu gelecek kuşaklara, ilerlemiş bir durumda devretmeleri gerekir. Kapitalizmde doğa, inanın dışında, ondan bağımsız kılınmış ve nesneleştirilmiştir. Yanı sıra, doğanın "mahvedilmesi** ve doğal dengenin bozulması da kapitalist üretim sürecinin sonucudur. Marx Kapital*de bunu şöyle açıklamaktadır: "Kapitalist üretim, nüfusu, büyük merkezlerde toplayarak, kent nüfusuna gittikçe artan bir ağırlık kazandırırken, bir yandan toplumun tarihsel devindirici gücünü yoğunlaştırdığı gibi, öte yandan da insan ile toprak arasındaki madde dolaşımını bozar, yani insanın yiyecek ve giyecek olarak tükettiği öğelerin toprağa tekrar dönüşünü engelleyerek toprağın verimliliğinin sürekli olması için gerekli koşulları bozmuş olur. Böylece aynı anda, hem kentli emekçinin sağlığını ve hem kır emekçisinin zihinsel yaşamını tahrib eder. Doğada maddenin bu şekilde dolaşımının devamı için kendiliğinden gelişen koşulları bozmakla birlikte, bunun bir sistem, toplumsal üretimi düzenleyen bir yasa olarak, ve insan soyunun gelişmesine uygun bir biçim altında yeniden kurulmasını zorunlu kılar__ Kapita~ list tarımdaki her gelişme, yalnız emekçiyi soyma 137 Karl Marx, Kapital, Üçüncü Cilt, Yayma Hazırlayan F.Engels, Çev.Alaattin Bilgi, 2.Baskı, Ankara, Sol Yayınları, 1990, s.682. 85 sanatında değil, toprağı soyma sanatında da bir ilerlemedir; belli bir zaman için toprağın verimliliğinin artmasındaki her ilerleme, aynı zamanda, bu sonsuz verimlilik kaynağının mahvedilmesine doğru bir ilerlemedir... Kapitalist üretim, bu nedenle, teknolojiyi geliştirir ve ancak bütün zenginliğin asıl kaynağını, yani toprağı ve emekçiyi kurutarak çeşitli süreçleri bir bütün içinde birleştirir. Kapitalist üretim tarzında, Engels’e göre, toplumla ilgili olduğu kadar doğayla da ilgili olarak en yakın ve en kaygılanılmakta, sonuçlarla elle tutulur gelecekte sonuçlar ortaya ilgilenilmemektedir. için çıkabilecek Tropikal ormanları yakıp, külünü pek kârlı kahve ağaçlarına gübre yapan girişimci bunun üzerindeki 139 sonuçlarıyla ilgilenmez o elde ettiği kâra bakar. Kapitalist, doğa kârını ve toplum ençoklaştırmak için kendisinin doğa karşısında olabildiğine özgür olduğunu Doğayı sınırsızca sömüren ve bozan kapitalist toplumsal örgütlenmeyi kuramında insan, değildir, doğadaki üzerindeki varlığının üretime 138 139 doğayla olası eleştiren ilişkisinde etkinliğinin sonuçlarıyla karakteristiğini dönüşümü sosyalist tümüyle doğa özgür ve toplum ilgilidir. İnsan tanımlayan yadsınmaksızm toplum toplumun doğanın doğayla Karl Marx, Kapital, Birinci Cilt, çev.Alaattin Bilgi, 3»Baskı, İstanbul, Sol Yayınları, 1986, s.516-518. Friedrich Engels, Maymundan insana Geçişte Emeğin Payı, Çev.Öner Ünalan, İstanbul, Başak Yayınları, 1989, s.15-16. 86 ilişkisi daha dengelidir. İnsan ya da toplum-doğa ilişkisinde "özgürlük", kapitalist üretim biçiminin 140 bir özelliğidir. Bu "özgürlük", doğayı sömürerek, tahrib ederek ve ona hükmederek kazanılmaktadır. Marksizmde ise hükmeden-hükmedilen insan-doğa ilişkisi ilişkisi, ya da bir özne-nesne ilişkisi olarak anlaşılamz. İnsanın doğaya egemenliği bir fatihin bir yabancı şey değildir, olamaz; buduna egemenliği ile aynı insan doğanın bir parçasıdır, onda var olabilen bir yaratıktır, doğa ile arasında bir karşıtlık yoktur. O kadar ki doğa, insanın her "zafer"inin öcünü ondan alır. Kahve için ormanın yok edilmesiyle, tropikal yağmurlar bölgeye felaket getirir. Tarihte görülen örnekleriyle, tarım toprağı kazanmak için çölleşmesine doğaya neden olsa ormanlar Bu nedenle, oraların insanın doğanın yasalarını 141 ibarettir. Marksizme göre, uygulamaktan ile edilen olmuştur. egemenliği, öğrenip doğa yok insan olsa, arasındaki diyalektikte ve insan-toplum ilişkisinde, hiçbiri tam olarak özne ya da nesne olmaz. Onlar sabit organik bir bağ içinde bulunur. parçası bütünlük ve o dönüştürmeyi dönüştürdükçe 140 doğa denli da insanın belirgindir öğrenme bir birliktelikte, İnsan, bir ki, sürecinde doğanın bir parçasıdır. Bu insan doğayı (ve doğayı beliren daha karmaşık gereksinimlerini Pepper, "Determinism...", op.cit., s.15. Engels, op.cit., s.13-14. 87 yanıtlamak için) kendisini daha yüksek bir 1 MO entellektüel düzleme ulaştırmaktadır. Alman İdeolojisi 1nde dile getirilen bu gerçekliktir. Şu halde, toplumla Marksizmde ilişkisi alınmaktadır. bir İnsanın insanın doğayla bütünlük doğayla içinde ilişkisi, ve ele insanın toplumla ilişkisinin dışında değildir; buna karşılık insan-toplum ilişkisi de doğayla, onun sunduklarıyla ilişkilidir; birinin varolabilmesi için öteki gereklidir. Bu bütünsellik, Marx'i edilmekte ve geliştirilmektedir. dünyanın sorun ekonomik büyüme, silahsızlanma grupları konularını bağlı arasındaki ilişkilere ve a) kültür, barışın içeren sorunlar, b) bağlı nüfus, I.Fralov'a toplumsal istihdam, ilişkilere eğitim izleyenlerce de kabul halk göre, kalkınma, sağlanması,, "toplum insan ve teknolojik sağlığı içi” toplum ilerleme, ile ilgili sorunlar, c) kaynak, enerji, besin üretimi ve çevre sorunlarını ilişkilere kapsayan bağlı insan sorunlardır. ve Bu doğa son arasındaki sorun toplumsal etkenlerden bağımsız değildir. demeti Dahası, bu sorunların kavranarak çözüme ulaştırılması toplumsal etkenler dikkate alınmaksızın olanaklı değildir. 142 143 Pepper, The Roots of.._, op.cit-, s.159-163. Ivan Fralov, "Sosyalizm ve Uygarlığın Dünya Çapındaki Sorunları", 21»Yüzyıl Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş Nikoliç, çev.K.Emiroğlu ve Y.Öner, İstanbul,Belge Yayınları,1989,s.140. 88 Düşünce sistematiğinde hareket noktasını Marksizmden alan bir başka yazar, Williams da sorunun doğru kavranması gerektiğini belirtmektedir: Ekolojik tartışma kirlenme indirgenmemelidir. gibi Çünkü yan bu sorunlar üretim sürecinin dallarına durumda, marjinal ekolojik maliyeti olarak değerlendirilmiş olmaktadır. Oysa sorunun can alıcı noktası daha derinlerdedir. İnsanlar da dahil olmak üzere herşey çeşitli biçimlerinin olarak ele hayat alınacağına, dönüştürülecek 144 alınmaktadır. ele kaynakları geçirilecek hammaddeler olarak ve ele Wil.liams,a göre sorunun kaynağı gibi çözümü de yanlış yerde aranmamalıdır: "Örneğin sanayi üretimini eleştirmek, oysa sanayi üretimi olmasa aç kalırız; ya da geniş çaplı bir ögütlenmeyi iletişimin yaygınlaşması 145 özüdür;..." Görülüyor ki, eleştirmek, çoğu alandaki Marksizme göre oysa gelişmemizin dünyayı tehdit eden sorunlar "eski" sorunlardan ayrı olarak ortaya çıkmamıştır; bu sorunların büyümesinden kaynaklanmıştır. Sorunun özü ise sınıfsal nitelikten bağımsız değildir. İnsanın, birbirinden 144 145 ayrı düşünü- Williams, op.cit., s.205 Ibid., s.37; Williams ileri bir çözümlemede, yalnızca kapitalist üretim tarzının değil* Marx*m "eskiden" kalma üretim kavramının da gerçekten alternatif bir toplumun anahatlarınm belirlenmesi için sorgulanması gerektiği görüşündedir.Bkz:Ibid., s.251-254. lemeyen doğayla ve ilişkisinin aynı ilişkisinin dışında sermaye anlama ilişkisi, gelmek değildir. çelişkisine ilişkisinde, toplumla üzere mülkiyet İnsanın, dayalı , toplumla hükmeden-hükmedilen üretim emek ile ve doğayla sonucunu doğuran kapitalist üretim ilişkisi değıştirilmeksizin sorunu aşmak olası değildir. Kapitalist toplumsal örgütlenme içinde kalınarak çözüm yolu bulunamaz. Çünkü insanı ve doğayı tehdit eden sorunları çözmenin önündeki en büyük engel kârı ençoklaştırmaya dayalı sömürü sistemidir. Kapitalizmde sorunları aşmak bu toplumsal 146 yapının iç çelişkileri nedeniyle olanakızdır. Kapitalist sistemin sınırlılığını sergileyen ekolojik sorunları kapitalist toplumsal kurmaktır. I.D.Laptev*e belirleyici itki kâr olmadığından doğa yasaları göz yapıyı göre da aşmanın yıkarak sosyalist açıkça yolu, sosyalizmi toplumda ardı edilemez; üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti ile birlikte uzun erimli planlama insan (toplum) ile doğa arasında 146 uysal, uyumlu bir ilişkinin kurulması Enzensberger, çevre sorunlarının en çok kapitalist endüstri ülkelerini etkilediğini, bunun yalnızca çevresel bozulmanın çok yüksek olmasından değil, ama aynı zamanda bu ülkelerde sorunu çözecek eğilim değişiminin önünün tıkalı olmasından kaynaklandığını ileri sürmektedir. Hans Magnus Enzensberger, "Çevrebilim Politikasının Eleştirisi", Dünya Batıyor mu?r der.ve çev. Sezer ve Orhan Duru, İstanbul, Soyut Yayınları, 1975, s.130. 90 için tüm ön göre de, ettikleri koşulları yüzyılın sağlamaktadır. başında E.Mandel’e Marksçılarm "ya sosyalizm ya barbarlık" ifade ikilemi bugün "ya soyalizm ya insanlığın fiziki yok oluşu" biçimine dönüşmüştür. Bu anlamda insanlık için sosyalizm, her 148 zamankinden daha vazgeçilmez hale gelmiştir, ona 149 gore. 147 148 149 I.D. Laptev, "Bilimsel-Teknik Devrimin Çevrebilimle ilgili Yanı", Bilimsel Teknik Devrim ve Sosyalist Toplun, der. L.V.Golovanov, çev.Şükrü Alpagut, İstanbul, Konuk Yayınları, 1980, s.128. "Çoğulcu ve Çok Partili Sosyalizm", Necdet Saraç’m Ernest Mandel ile Söyleşisi, Cuniıuriyet Gazetesi, 30 haziran 1991, s.10. Bu alt başlık boyunca irdelenen kuramsal çatıya karşın, sosyalist toplumlarda da çevre kirlenmesi görülmektedir. (Örnekler için bkz.Tanıl Bora, "Reel Sosyalist Sistem Çözülürken Çevre Sorunları ve Yeşiller", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, sayı 120 (Haziran 1990), s.39-43) Bu gerçeklik veri olmakla birlikte bu durum sosyalizmin ilkelerinin tümüyle yaşama geçirilememesi ile açıklanabilir. Bazı Marksistlere göre, sosyalist ülkelerde çevre sorunları öznel sorunlarla ilgilidir ve kapitalizmin tersine sosyalizm bu sorunları aşma yeterliliğe sahiptir. Sweezy, emperyalizmle çevrelenmiş sosyalist toplumlar hızla gelişmek zorunda olduklarından kaynaklarını çevrenin korunmasına ayıramadılar biçiminde bir açıklama getirmektedir (Bkz."Marxist Views:An Interview with Paul M.Sweezy", by Y.Watanabe and Y.Wakima, Monthly Review, Vol.42, No.5 (October 1990), s.10-11) Kimi Marksist yazarlar da çevre sorunlarının varlığını, bazı yöneticilerin bu sorunları önemsememesi, personelin eğitimsizliği, planlamaya karşı hoşnutsuzluk gibi öznel ve geçici etkenlere bağlamaktadırlar. (Bkz:Fralov, op.cit., s.157; Laptev, op.cit., s.135)J.O’Connor ise, sosyalist ülkelerde çevre sorunlarının nedenlerinin, kapitalist ülkelerdekinden (bu ülkelerde sorunu açıklayacak tek değiş- 91 Sorunun kaynağı kapitalizm olarak saptanınca, inanın doğayla ve toplumla ilişkisinde ortaya çıkan yabancılaşmanın ortadan kaldırılması endüstrileşmeden, endüstriyel üretimden, için bilimsel ve tenolojik gelişmeden vazgeçmek gibi bir çö2üm kabul edilemez. Çünkü sorun, üretimin toplumsallığı ile mülkiyetin bireyselliğinde düğümlenmektedir. Üretimde kapitalist nitelik ve kapitalist mülkiyet yıkıldığında yabancılaşma sona ermiş ilişkileri olmaktadır. Böyle olduğu için, bilimsel ve teknolojik gelişme de dışlanamaz. Bilim ve teknolojinin yeniden örgütlenmesi insanın ve toplumun gelişiminde yepyeni olanaklar sunacaktır. Bilim olarak ve ve teknoloji, herkesin Marksizmde, çıkarı bilinçli doğrultusunda uygulandığında, insanlığın payına düşen emeği en aza indirmesi bakımından gelemiyeceği hiçbir önemlidir. şeyin Bilimin olmaması üstesinden yaklaşımıyla, Malthusçu nüfus görüşü de eleştirilmiştir. Marksizm’in bu konudaki saptamaları Kaldı ki Malthus'un görüşlerinden tümüyle farklıdır. Marx’a göre fazla nüfus, emekçilerin, sermayenin organik bileşiminin değiştirilmesini müra- ken emeğin sermaye tarafından somürülmesidir) farklı olduğunu bu nedenle sosyalist ülkelerdeki çevre sorunlarına siyasi açıklamalar bulunması gerektiğini belirtir. (Bkz: "Sosyalist Ekoloji:Ne Demektir, Neden Başka Türlüsü Olamaz?", Alexander Cockburn’un James O’Connor*la söyleşisi, Çev.Aydın Pesen, Onbirinci Tez, Sayı II (1991), s.160-161. 92 kün kılan birikimi haline çeviren ve kendisini araçları nispi üretmesiyle fazla nüfus oluşmaktadır. Fazla işçi nüfusu, birikimin ya da kapitalist temele dayanan zenginliğin gelişmesinin zorunlu bir ürünüdür. Dahası, kapitalist üretim biçiminin yedek emek ordusu koşuludur. olduğundan, Bu bu evrensel üretim bir tarzının varlık yasası değil nüfus kapitalist üretim biçimine özgü bir nüfus yasasıdır. Kapitalizmde bir işsizler yedek bulunur; bu, fiili nüfus 150 bağımsızdır. Engels de, tükettiğinden daha vurgulamaktadır. nüfus ile artışının her fazlasını Kapitalizmdeki fazla zenginlik ortadan kaldırılınca, düzeyde yeryüzünün hem her zaman sınırlarından yetişkinin aslında, üretmekte olduğunu çelişki-nispi arasındaki ulusal hem fazla karşıtlıkde evrensel gücünden yoksun 151 olduğu yolundaki görüşler de yok olacaktır. Açıktır çözüm yolu çelişki ki emek insanı ordusu besleme Marksizmde ve bağlamında ekolojik sermaye ele sorunlar arasındaki alınmaktadır; bu ve sınıfsal çelişki ortadan kaldırılmadıkça sorun çözümlenemez. Marksizmin Yeşil hareketi değerlendirmesi de bu başat saptaması ile uygunluk göstermektedir. Yeşil hareketin, barış hareketinin ya da kadın hareketinin, çıkar 150 151 ya da sınıf kökenli hareketlerin dışında Marx, Kapital, Birinci Cilt, op.elt., s.647-649. Friedrich Engels, "Aşırı Nüfus Efsanesi: Bir Ekonomi Politik Eleştirisi Denemesi", Nüfus Sorumı ve Halthus, op.elt., s.67-68. 93 gelişmesine bakarak bunların sınıf siyasetinin ötesine geçtikleri gibi bir yanlış yorum yapılamaz. Bu hareketleri belirleyen çeşitli sorunlar, doğruca sınıf siyasetine gönderme yapmayı gerektirmektedir. Çünkü sorunun kaynağı, varlık ve sürekli kârını sermayedar kıtlık sınıf çeken yatmaktadır. artırmanın ile emekçi içinde bulunan yollarını arayan onlara işgüçlerini satan sınıf arasındaki çatışmada Çevresel ilgi de bu ve çatışmanın yansımasıdır. Sorun sözde çoğulcu kapitalist toplumda çeşitli reformlarla çözülemez. Bir kez kitle iletişim araçları üzerinde anlaşılmasına çıkarlar egemen izin sınıfın vermez. arasındaki baskısı Diğer algılama, belirlemektedir. Sözgelimi, maden enerjiye çıkarken, nükkeer karşı gerçeğin yandan farklı soruna bakışı işçileri nükleer fizikçiler bu enerjiyi destekleyecektir. Her iki taraf kendi sınıf 152 çıkarlarının savunucusu olmaktadır. Öte yandan, inmeyen yaklaşım Yeşil tarzı hareketin, ile de sorunun sorun köküne çözümlenemez. Çünkü eylemleri o günkü sorunu ancak erteleyebilir. Sözgelimi, bir kurulmasını dirençle rafinerisinin engelleyebilir karşılanan vazgeçilmesi 152 petrol ya da ama bir rafineri bölgede daha az yerde kurulacaktır; projeden enerji politikasının gözden Pepper, The Roots___ op.cit., s.32-34 94 geçirilmesi başarılamayacaktir. Marksçı saptamakla koşulları yaklaşım birlikte, tüm Yeşil bu hareketi açısından Marksizmin eleştirilerinin yetersizliklerini doğrulanması ortaya kapitalizme bağlamında çıkış yönelik olumlamak- tadır. Sorunu çözümleme yetkinliklerinin olamayaca ğını da açıkça vurgulamaktadır. Kaynağında sınıfsal çelişkinin yattığını ileri sürdükleri ekolojik sorunların gerçekçi ve sonul çözümü için, yeni-Marksçı1ara göre yapılması gereken, çıkar tanımının barış hareketi genişletilerek ve çevreci hareketler toplumsal hareketler arasında hareketleri tarihsel yerleştirme, Marksçı emek bağ maddeci kuramın sorunlarından biri sayılmaktadır. hareketi ile gibi ilerici 154 kurmaktır. Bu kuramın günümüzdeki 155 içine temel Enzensberger, op.cit., s.128. Aynı yazara göre, sorun, kapitalist üretim biçiminin yıkıcı sonucu olduğundan, Yeşil hareketin anti-kapitalİst bir öz içermesi kaçınılmazdır. Ama Alman ve İtalyan faşist rejimlerinin gösterdiği gibi, anti-kapitalist söylemli burjuva siyasetine bağlı eylem, kolayca tekelci kapitalizmin çıkarlarının aracı konumuna gelebilmektedir. Ibid., s.92 154 155 Göran Therborn, "Postaneyi Arkada Bırakırken", 21.Yüzyıl Eşiğinde..., op.cit., s.91; Killiams, op.cit., s.167-168; Marksistliği tartışmalı "Ero-komünist" İtalyan Komünist Partisi*nin, Avrupa Parlamentosu üyesi L.Castellino bu düşünceyi daha da ileri götürüp "Kızıl", "Yeşil" de olmalı demektedir. Bkz: Luciana Castellino, "Kızıl Niçin Yeşil de Olmalıdır?", Ibid., s.372-392. Raşit Kaya, "Yeşiller Hareketi üzerine Siyasal Değinmeler", Bilim ve Sanat, Sayı 93 (EylülHKasım 1988), s.10. 95 C. Çevrecilik Bir düşünsel yaklaşım ve eylem tarzı olarak çevreciliğin, hem tarihsel biçimlenişi, günümüzdeki içeriğinin oluşumu Başlangıçta, çevresel sorunlar yaklaşımı siyasal belirlerken, giderek, olumsuzluklar karşısındaki konumu ve toplumsal yapıyla oldukça ve bireyin ile toplum konuları sorunların öteki bu sorunlar, tartışma Çevresel ilgili doğa de yenidir. etkileri toplumsal ağırlıklı arasında yer almıştır. hem yanında sorunların da çevreciliğin kapsamında bulunması, çevrecilerin kendi düşünsel yaklaşımlarını karşısında bir kapitalizmin ve başka yol sosyalizmin olarak sunmalarını sonuçlandırmıştır. Kapitalizmin yarattığı sorunların ve tüketim toplumunun eleştirisi çevreciliğin anti-kapitalist niteliğini belirlemektedir. Eleştiri nin düşünsel araçları, ilkin Marksizmden alınmıştır. Ama çevreciler, siyasal sosyalist rejimlerde de ekolojik ve sorunların bulunduğu noktasından hareketle, sosyalist rejimleri ve bu rejimlerin kuramsal temeli olan Marksizmi de eleştirmektedirler. Bilindiği gibi düşünce akımları, bir yanıyla, içinde varlık ürünüdürler. buldukları Bir önceki toplumsal bölümde koşulların Yeşil bir hareketin belirdiği toplumsal ortam çözümlenirken bir anlamda çevreciliği hazırlayan koşullar olmaktadır. Öte yandan, düşünce bir süreçte biçimlenmektedir. daha önce söylenenlerin da ifade akımları Toplumsal geliştirilmesi edilmiş birikimli düşünceler, ya da 96 eleştirilmesi vermektedir- sırasında Çevrecilik yapılan de katkıyla birikimli bir boy sürecin sonunda netleşmiştir. Güney Denizinde yaşayan bir kabilenin kapitalist Adara toplumlara bakışını içeren, Göğü Delen 156 Papalagı adlı kitap çevreci yaklaşımın / çağdaş öncül metinlerinden başında Almanya’da tüketen, daha çok biridir. yayımlanan tüketim üretim ilişkileri içindeki mekanlarda doğaya hasret doğanın çöp sahip üreten bireyin, sürekli olmak kapitalist dar beton yaşamı; betonlaşma lehine katli;bireyin bozulma,yalnızlaşma; kitapta maddesine isteyen ve giderek daha çok 1920’lerin sosyal kitle ilişkilerindeki, iletişim araçlarının insanlar üzerindeki belirleyici etkisi eleştirilmekte Öte yandan Güneydenizli kabilenin el değmemiş doğanın parçası olarak onunla uyum içinde ve kendine yeterliliğe dayalı mutlu yaşamı betimlenmektedir. İkinci Dünya Savaşının toplumlar ve doğa üze rinde yaptığı yıkım, nükleer silahların geliştiril mesiyle toptan imhanın olanaklı duruma gelmesi, çevre kirlenmesinin kitlesel Ölümlere neden olması ve tüm bu sorunların anlaşılması tüketim gibi toplurauyla etmenler çevreci ilişkisinin açılımın derinleşmesine neden olmuştur. Rachel 156 Carson'un, DDT’nin bitki ve hayvanlar Göğü Delen Adam/Papalagı, (Erich Schuerman’m sunuşuyla), çev.Levent Tayla, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988, passim. 97 kanalıyla insan yaşamına anlattığı Sessiz Bahar 1962*de yayımlanınca yaratmıştır. konusunda insanın ayrı çevre bir öldürücü Spring) bir adlı yapıtı ilgi ve panik etkileri Carson doğa belirtmekte, vurgulamaktadır. Cconservation) etkileri üzerindeki yapıttır. olamayacağını bütünselliğini muhafazacı (Silent büyük İnsanın, uyarıcı yaptığı Bu ve doğanın görüşüyle anlayıştan daha ileri giderek çevreciliğin oluşumuna katkıda bulunmuştur. Aynı yıllar, Frankfurt Okulu ve özellikle Marcuse’ün tüketim toplumunun köktenci eleştirisini 157 yaptığı yıllardır. Marcuse'ün düşüncelerinden hareketle çevreciler bir yandan tüketim toplumundaki toplumsal ilişkileri eleştirirken diğer yandan da doğanın yağmalanması ve atıkların yer bulunamayacak kadar çoğalması gibi tüketim toplumunun çevresel etkileriyle ilgilenmişlerdir. Hippilerin romantik doğaya dönüş felsefesi, 1968 öğrenci hareketinin ileri endüstri toplumuna ve onun değerlerine karşı başkaldırısı ve eylem tarzı, çevreci yaklaşımın öteki kaynakları arasında sayılabi1ir . Birleşmiş Milletlerce Stockholm Çevre Konferansı, kalkınma çabalarının gelişmiş ülkelerle bakışlarının 157 1972’de çevrenin korunması çatışabileceğini, üçüncü düzenlenen bu dünyanın ile anlamda çevreye farklı olacağını göstermiştir. Çevreye Marcuse*ün görüşleri daha önce ele alındığından burada yinelenmemektedir. 98 ilişkin konuların siyaset ve ideoloji ile ilgisini göstermesi bakımından önemli bir aşamadır. . Roma Klubü’ne sunulan Büyümenin Sınırları adlı raporun, endüstriyel büyüme ile yakın etkileşim içinde el aldığı çevre sorunları ve doğal kaynakların tükenmesi olgularının, sürüklemekte olduğu insanlığı yolundaki tartışma nüfus, kaynaklar, felakete savının üçüncü dünya yarattığı ilişkisinde çevreciliğe malzeme sağlamıştır. Çevreci büyüme ve yaklaşım, nüfus olarak, artışının hazırlamakta olduğu çumhurbaşkanlığı genel s a vma endüstriyel insanlığın katılmaktadır. seçimlerine sonunu Fransa’da çevrecilerin adayı olarak katılan René Duraant'a göre sınırlı kaynaklara karşın sürekli büyüme eğilimi sürdüğünde uygarlığın 158 . . . yıkılışı kaçınılmazdır. Ingiliz Yeşil Partisi’nin önde gelen çevrenin adlarından J.Porritt mahvedilmesini kuşakların kurban ve edilmesini de refah için geleceğin, gelecek ’’çılgınlık” biçiminde nitelemektedir. Bununla sorunlarını birlikte, yalnızca çevre çevrecilik kirlenmesi dünyanın ya da kıt kaynakların tükenmesi ile sınırlamamaktadır. Açlık ve kötü beslenme, dengenin 158 üçüncü bozulması, dünyanın kararlara yoksulluğu, katılımın doğal yokluğu, René Dumont, Dünya Nereye Gidiyor?, Çev.Müntekim Okmen, İstanbul, Varlık Yayınları, 1974, s.17. 159 Jonathon Porritt, Yeşil Politika, çev. İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988, s.34. Alev Türker, 99 merkezileşme, silahlanma... gibi oldukça geniş bir sorun alanı ve bu arada ekonomik, toplumsal, siyasal sorunlar çevreciliğin kapsamı içindedir. Bu sorun alanlarından silahlanma, özellikle de nükleer silahlanma dünyayı dertlerden biridir, silahlardan arındırılmış yok edecek çevreciliğe kalıaı en göre. barışın büyük Nükleer sağlandığı bir dünya için mücadele edilmelidir. Yeşil hareket in, barış hareketinin hareketle hem ivmelenip öznesi olması, kitleselliğe hem de ulaşması bu bu nedenlerdir. Çevreciliğin "Doğu’yla ermeden, düzen Batı önemli düşünürlerinden arasındaki silahlanma Kuzey’le Güney arasında yeni kurulmadan, toplumsal R.Bahro yarışı sona bir ekonomik adalet ve insanın özgürleşmesi olmadan ekolojik bunalımın çözülemeye ceği ” ^ görüşüyle korumacılığı Yeşil çevreai1iğin olmadığını hareketinin saf bir vurgulamaktadır. doğa İngiliz ideologlarından A.Adkinson, "eğer doğaya daha az tahribkâr yaklaşılacaksa o takdirde yalnızca teknik prosesler değil toplumsal karar değiştirilmesi düşüncesiyle ilgili 160 oluşturma gerekecektir" örtüşen sorunlara bundan da Önemlisi prosesinin 161 biçimde, derken toplumsal temelden Bahro'nun yapıyla değinmektedir. Porritt’in, "Yeşil Rudolf Bahro, Kızıldan Yeşile, çev. Ali Tükel, İstanbul, Metis Yayınları, 1990, s.115. 161 Adrian Adkinson "Şu Yeşiller Hareketi...", Bilim ve Sanat, Sayı 85 (Ocak 1988), s.28. 100 olmanın asgari kriteri" olarak sıraladığı öğeler de oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır: -Dünyadaki bütün yaratıklara saygı. -Dünya zenginliğinin bütün insanlar arasında paylaşılması için gönüllülük. -Materyalizmin ve endüstriyalizm yıkıcı unsurlarının ve ekonomik büyümedi iğin reddi ve insani ölçülere uygun teknolojiyle artırılan refah. -Nükleer olmayan enerji ve savunma stratejileri. -Kaynak kullanımında gelecek kuşakların hakkının tanınması. -Çevrenin korunması. -Kişisel ve ruhsal gelişime önem verilmesi. -Toplumun her düzeyinde katılımcı demokrasi. -Nüfus azalmasının öneminin kavranması. -Her ırk ve inançtan insan arasında uyum. -Kendine yeterlijgğe ve merkezi olmayan topluluklara önem verilmesi. Çevrecilik, olarak, toplumsal muhafazakar sorunları yaklaşımdan ve hatta farklı bireyin sorunlarını dünyanın sorunlarıyla birlikte geniş bir perspektife kaynaklar yerleştirmesi ilişkisinde de yanında, Güney’i nüfus değil ile Kuzey’i suçlayan bir çizgidedir. Dünyanmz doğal kaynaklarını tüketenler ve dünyayı en çok kirletenler, aradaki nüfus farkına karşın Güney'in yoksul ülkeleri değil, 163 Kuzey'in zengin ülkeleridir. Kuzey toplumları, 162 Porritt, op.cit., s.25 Bkz: E.F.Schumacher, Küçük Güzeldir, 2.Baskı, çev. Osman Deniztekin, İstanbul, Cep Kitapları, 1989, s.19 ; Dumont, 101 yararlılığın değil kârın ençoklaştırılmasına dayalı tüketim toplumlarıdır. Bu nedenle nüfus önce, artışı önlenmeden yoksul Kuzey ülkelerde ile Güney arasındaki sömürü ve bağımlılık ilişkilerinin ortadan kaldırıldığı farklı bir uluslararası iklim oluşturul malıdır. Kuzey-Güney ekolojik krizin Özellikle Bahro yapmıştır. çelişkisi, önemli bu ve Kuzey, ihtiyaçları konuda tüketimi benimsemeli endüstrileşmemek ile ayrıntılı göre, biridir. çözümlemeler “yanlış mallar”m aşırı 164 yaratıcısıdır. krizin esas alan bir üretim anlayışını ve küçültmelidirî Kuzey*deki nedenlerinden Ona göre Kuzey, üretim çevreciliğe üretim yani Kuzey aygıtını endüstrileşmek (de-industrialize) gelişme ve büyütmeyip rekabet yerine 165 zorundadır. azalınca Güney’in kaynaklarına olan istem gerileyecektir. Güney, uygun teknoloji gibi gereksinmelerinin karşılanmasına yönelik dayanışma ile de yoksulluktan kurtarılacak tır. Bahro’ya göre, Kuzey-Güney çelişkisini de op.cit. » s.44; René Dumont, Oçurumun Kıyısındaki Dünyamız, çev. Samih Tiryakioğlu, İstanbul, Varlık Yayınları, 1979, s.40-44 ; Porritt, op.cit-, s.37. 164 165 M.R.Redclift, "Marxism and the Environment: A View From the Periphery", Political Action and Social Identity,eds.Gareth Rees et al.,London, The MacMillan Press, 1985, s.206. Rudolf Bahro, Nasıl Sosyalizm? Hangi Yeşil? Ne için Sanayi?, der. ve çev. Tanıl Bora, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1989, 3.78. \ 102 belirleyen ve bu anlamda ekolojik bunalımın kaynağını oluşturan, kârı ençoklaştırmaya dayalı kapitalizmdir. Bahro çözümlemelerini, bu temel nedenin (kapitalizm) ortadan kaldırılması doğrultusunda gelişmektedir. Ona göre ekolojik bunalım proleteryanm yapamadığı yapıp kapitalizmin sonunu hazırlayacaktır. Çünkü kapitaliz min temel sınıfsal çelişkisi, giderek üst üste binen Doğu-Batı, Kuzey-Güney ve insan-doğa çelişkisi ile ikinci plana itilmiş bulunmaktadır. Tümüyle idealist bir çizgide yer almadan önce, başlangıçtaki "radikal” çevreciliğin "sol" bulunmuştur. kapitalizm diyalektiği açılımlarıyla kanadının İşte bu var oluşmasına dönemdeki yıkılmalıdır, olan ama Bahro, katkıda görüşlerine sınıf sorunların göre, mücadelesinin çözümlenmesinde yetersiz kalmaktadır: "Frankfurt havaalanına yeni bir pistin eklenmesinde işçinin mi daha küçük fazla girişimcinin çıkarı mi, olduğunu yoksa söylemek zor dur.166 Bugünı proleteryanm devrimci mücadelesi gibi bir "sınıfsal durumdayız; perspektife bu sorunları çözemeyecek bir yaklaşım, hasretmek" çelişkilerinin bunalım, konum"la gücü, "hayali bir 16V olacaktır. Kapitalizmin anlaşılmasını sağlayan sınıfsal çıkarlardan daha kapsamlı ekolojik "hayati çıkarları" göz önünde bulundurmayı ve buna uygun ola166 167 Bahro, Kızıldan Yeşile, op.cit., s.170. Bahro Hasıl..., op.cit., s.87. 103 rak daha kapsamlı bir örgütlenme içinde mücadeleyi zorunlu kulmaktadır. Bu nedenle "alternatif güçleri" biraraya getirecek örgütleyici etken Özel bir sınıfsal çıkar değil, insanlığın uzun vadeli ortak 168 çıkarlarıdır. Kapitalist sistemin yarattığı çelişkilerin çeşitliliğini bir arada harekete geçire cek olan, özgül sınıf temeline dayanmayan mücadele güçlerini bütünleştiren Yeşil örgütlenmedir. Mücadele yurttaş girişimleri ile nükleer santral, otoyol, havaalanı gibi yatırımların engellenmesi; emekçilerin karar süreçlerine katılımı; tüketicinin hakkını arar duruma gelmesi; silahlanmaya 169 alanlarda südürülecektir. Bahro'nun kaldırılması düşüncesinde ile kurulacak sosyalizm"den sisteminin, karşı farklıdır. onun eylemler kapitalizmin "yeni "Yeni ortadan sosyalizm", sosyalizm" geleneksel gibi "reel endüstri işbölümünün devamı olmamalı, ondan kopuş olmalı, ona almaşık olmalıdır. Çevreciliğin sosyalist artışını daha çok. üretim kapitalizme sürecine yüceltmesi Üretici de karşı bağlamında güçlerin olduğu olması, ortaya üretim çıkmaktadır büyümesini sosyalizm bu anlamda kapitalizmden kadar, farklı alkışlayan değildir. İkisi de büyümeye dayalıdır ve her ikisi de çağımız sorunlarını çözmek bir yana açmaza sürüklemektedir. Bu durumda 166 uygarlığın temel kavramlarının öncelikle Ibid., s.91. 169 Ibid., s.83-84 104 de günümüz teknolojisine değiştirmek dayalı gerekmektedir. üretim sürecini Schumacher'in Küçük Güzeldir adlı yapıtı, çevreciliğe bu alanda büyük bir kuramsal katkı sağlamıştır. Ekonomik etmeyip farklı işletmeler yasaların değer ve doğuracağı «insan yüzlü bir üzere "orta ölçekli evrenselliğini amaçların görüşünü teknolojiye" farklı savunan aynı teknolojiye" kabul ekonomik Schumacher, anlama dayalı gelmek "küçük işletmeler" önermektedir. Çünkü günümüz teknolojisi iş yükünü hafifletip boş zamanı artırmamış tersine, daha yorucu ve gergin bir yaşam tarzı yaratmış, ustalık isteyen işleri yok etmiş, bireyin işten aldığı doyumu ortadan kaldırmış, emeği dolayısıyla teknoloji .. .. 170 insanlık dışı bir çehreye bürünmüştür. Schumacher, iç yabancılaştırmış, bünyesi bakımından yenilenemez kaynakları teknolojisi" yerine, çok yararı çevrebilim kullanımında sağlayan, tüketen çevreyi bozan, "kitlesel üretim çağdaş bilgi ve deneyimden en âdem-i yasalarına özenli zorba, ve merkeziyetçiliğe uygun, kıt insani, makinanm açık, kaynakların kölesi değil, ona hizmet etmeye yönelik kılan "kitlelerin 171 „ üretimi teknolojisi"ni önermektedir. Buna "orta teknoloji" adını vermektedir. Bu teknolojiye dayalı üretim süreci mantıksal- 170 Schumacher, op.cit., s.112-114 171 Ibid., s.116-117 105 bilinçsel bir teknolojiye "sağduyu” sorunlarını "maddenin değişimle çözmek meşru indirmektir. mümkündür. egemen "Üretim insanın mantığının" iç gerekmektedir; şeylere tavır (maddi takınma benimsemelidir, gösterici ve gereken denetim yarar ona Bu vermesi getirecek kullandığı) göre. Yol teknoloji değil, "insanlığın 172 w geleneksel bilgeliği"dir. Kısaca, insanın değerler sistemi bilim düzen anlamında "basiret1i1iği" günümüz denetlenemez. çeki ve ikinciliğe" kendisi güçler dünyasına insanlar karşı Yapılması birincilikten altına alınmaksızın yıkıcı nedenle olmadıkça olanaksızdır. yerini Bilim "basiretli1ik" lehine değişime uğrama1ıdır; bu durumda insan ve doğayla barışık farklı ekonomik işletmeler belirecektir. Bahro çizgisiyle, yönündeki da sonradan benimsediği Schumacher‘in bilinçsel-kültürel değişim görüşlerine yaklaşımıyla, kapitalizmi yaklaşmıştır. ekolojik uygarlığı"dır. ile korumacılık aygıtını genişletmeye yaramaktadır. İmhacılığın unsuruna endüstrileşmeden 172 173 kaynağını kadar Ibid., s.221-222 Bahro, Nasıl__, op.cit., s.142„ da 173 insan görüren vazgeçmenin nedeni Yıkılması karakteri Çevre Bahro bunalımın sorgulamamaktadır. imhacı-yayı1maçı iktidar "ruhani" bu yeni olarak gereken "endüstri dev endüstri psikolojisindeki Bahro, yalnızca de doğanın yok edilme- 106 sini önleyemeyeceğini Schumacher gibi bir değişimi kurtuluş 174 zorunlu görmektedir. Endüstri uygarlığından için düşüncede, tulmak savunmakta, bilinçte için insanın çevresini dönüştürmesi kur yetmez, hayat ve çevre bütünlüğünün parçası olan kendi ruhsal yanını dönüştürmelidir. Ruhani, dinsel, cemaat eksenli, "ortaklaşacı-komünal, kendini âdem-i merkezi 175 olarak yeniden üreten yeni bir toplum" öngörmekte dir. Var olan teknolojileri ve endüstri uygarlığını yadsıyan bu toplumu, "ekolojik barış" (ökopax) toplumu olarak adlandırmaktadır. Porritt de insanların bilinçlerinde ruhsal olana daha fazla önem veren bir değişim olmazsa ... . t l , 176 ^ yaşamın suregıdemeyecegını belirterek benzer bir sonuca ulaşmaktadır. Ekolojik düşünsel sorunların bir düşüncelerle, değişimi sorunu çözümünde öngören belirleyen bilinçsel- bu maddi idealist unsurların, üretim tarzının değişimini öngören köktenci yaklaşıma bakarak çevrecilikte bir ayrılmanın olduğu ileri sürülebilir. Pepper, bu ayrılmayı "Red Green" (Kızıl Yeşil) ile "Gren Green" (Yeşil Yeşil) biçiminde ifade etmektedir. Farklılık değişimin itici güçlerinin ne olacağı konusundadır. İdealistlerde değişme, düşünsel 174 Bahro, Kızıldan Yeşile, op.cit., s.195-196. 175 Bahro, Nasıl— , op.cit., s.143 176 Poritt, op.cit., s.200. 107 gelişmenin sonuçları olarak ele alınmaktadır. ve davranışlarda doğayı ve maddi olandan, a l man üretim tinsel sürecinden bi1inçsel-kültürel bir Değer olanı gözeten ve özerk olarak değişme ele zorunlu görülmektedir. Buna karşılık "Red Green"ler idealist olmaktan maddi çok maddecidirler. unsurlara, kısaca, Değişmenin üretim itici tarzına gücü bağlıdır. Toplumsal değişimi etkileyen baskın düşünceler, Özerk biçimde düşünsel süreçlerden türetilemez. Bunlara göre, tüketim toplumuna karşı olmak kapitalizme karşı olmak anlamına gelir; çevresel ve toplumsal çıkmazdan sorumlu olan ekolojik kapitalizmdir. denge kaldırılmalıdır. değişim, Bu isteniyorsa, Kaldı ki nedenle, kapitalizm değerlerde, kapitalist üretim barış ve ortadan bilinçte bir ilişkilerinin varlığında mümkün olamaz. Böyle bir değişmeye, sosyalist ilkeler üzerine kurulan yani maddi 177 bir değişimle birlikte ulaşılabilir. Köktenci bir toplumda, çevreci yaklaşım temeldeki Güney-Kuzey çelişkisinin Güney*in yararına çözümünü önermektedirBunun için uluslararası iklimin değiştirilmesini üçüncü dünyanın OPEC benzeri 177 örgütlenmeleri ve gerçek- Pepper, "Determinism...", op.cit., s.15-17. Pepper’e göre "Red Green"ler işçi sınıfının kapitalizmi yıkma mücadelesini benimserler.(Bkz.Ibid.) Oysa çevreciliği Marksizmden ayıran en önemli fark budur: Çevreciler kapitalizmde temel çelişkinin değiştiği, bu nedenle klasik sınıf siyasetinin sürdürülemeyeceği inancındadırlar. Emek ile sermaye çelişkisine dayalı işçi ¡sınıfı mücadelesini benimseyen, çevreci değil Marksçıdır. Çevrecinin ’’rengi" bununla belirlenemez. 108 leştirmesini basan istemektedir. çevreciler birlikte çözüm de İdealist Kuzey*i olarak, daha niteliği sorgulamakta, çok endüstri ağır bununla ve daha büyük ölçeğin üçüncü dünyayı çıkışı olmayan bir yola görüreceği düşüncesiyle, onlar üretim mantığının değiştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Schumacher, 1980*1i yılların ortasında çizgisiyle Bahro ve Porritt gibi yazarlar yaklaşımı temsil Dumont’un ve etmektedir. "sosyalist" terketmeden önceki görülmektedir. Anc&k belirmemektedir. yapıtlarına Köktenci bu ayrılma Çevreciliğe yer yer idealist yaklaşım düşüncelerini Bahro*nun yeni ise tümüyle yapıtlarında tam bağlı bir netlikle her yazarın idealistik öğeler yansıyabilmektedir. Bahro örneğinin gösterdiği gibi tümüyle idealizme yöneliş olasılığı da bulunmaktadır. Bu durumda asıl belirleyici olan çevreciler arasındaki bir ayrılmadan çok muhafazakâr ve Marksçı yaklaşımlarla arasındaki farklılıklardır. Kısaca ve önceki bölümler ışığında bir karşılaştırma yapılması bu açıdan önem taşımaktadır. Muhafazakârlar ve çevreciler gelecek konusunda karamsardırlar; dünya yok olmak tehlikesiyle karşı karşıyadır. Marksçılar ise geleceğe yönelik belirli bir iyimserlik içindedirler, bilimin, "yeni" sorunlara "yeni" çözümler üretilebileceği kanısındadırlar. Marksizmde ekolojik sorunların da kaynağında sınıfsal çelişki vardır. Çevrecilikte sorun, sınıfsal çelişkiyi aşar; söz konusu olan yaşara çıkarlarıdır. 109 Muhafazakâr nüfustaki yaklaşımda büyümededir; ise sorun sınıfla, ekonomide çıkarla bir ve ilgisi yoktur. Marksçılar kapitalizmin genel sorunlarıyla ilgilenirken ekolojik sorunları da bu sorun yığınına katmakta, ekolojik başarılara çözümü sorunların ulaşmanın rejim mümkün değişiminde çözümü gibi olmadığını kısmi söylemekte, bulmaktadırlar. Köktenci çevrecilerin yaklaşımı kısmen kapitalizmi sorgulamak taysa da bu ne bir bütünsellik ne de sorunun çözümü yönteminde bir "kapitalizm gerçeklik ortadan taşımaktadır; çünkü kaldırılmalıdır" demek, kapital izmi ortadan kaldıracak yetkini ikte bir "güç" ve mücadele yöntemi bulunmadan bunu başarmaya yetmemektedir. Onların önerileri iyi niyet dilekleri olarak kalmaktadır. Muhafazakâr kapitalist gibi üretim içsel yaklaşım tarzını tutarlılığı sorunun sürdürmek bile olmayan çözümünü ama ve büyümemek bu yüzden gerçekte kapitalist ideolojinin "vitrinini” düzeltme ye çalışan yaklaşım bir niteliktedir. toplumsal mantığının ve insan temelden ahlakının, İdealist soyutladığı, bilincinin çevreci büyüme değişimi biçimindeki çözüm önerisiyle muhafazakârlara yaklaş makta , aynı zamanda da bu değişimin maddi temel i olmadığından köktenciler gibi iyi niyet açıklamasında bulunmuş olmaktadır. Buna karşılık, çevreciliğin Kuzey-Güney çelişkisinde Kuzey1i sorgulaması çevreciliği muhafa zakârlıktan ayırmaktadır. 110 Marksizmin sınıfsal çözümlemesini eleştiren çevreciler, mücadelenin gücü, dinamiği olarak emekçi sığıfı değil, özgül bir sınıf temeline dayanmadığını iddia ettikleri Yeşil hareketi görmektedirler. Son olarak, günümüz sorunlarının nedeni olarak gördükleri bakan bilim ve teknolojik muhafazakârların gelişmeye yaklaşımı ile olumsuz çeyreciliğin, üretici güçlerin büyümesini engelleyecek orta ölçekli bir teknolojiyle üretim Marksizm bilimsel sürdürülmesinden toplumun süreci ve yanadır. geliştirilmesi bilimsel ve teknolojik önerisinin teknolojik gelişmenin Çünkü kâr için için seferber değişim, tersine, bu değil de edilecek amacın gerçekleştirilmesinde yepyeni olanaklar sunmaktadır. Önemli olan bilim ve teknolojinin hangi amaca hizmet ettiği ve buna uygun olarak örgütlenmesidir. Marksizmin iyimserliği de bu noktada düğümlenmektedir 111 İKİNCİ BÖLÜM h a jr je e : j5t x ^ î JRARTİJLK^JfE: Y^KSfîI. OJ5STAMX l/£ P A R T İ I. YEŞİL HAREKETİN BİLEŞENLERİ; YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER Toplumsal kamusal hareket, alandaki Kollektif eylem, adaletsizliğe katılanlar, bir kollektif geniş karşı toplumsal devletten bağımsız eylemi anlamda bir ifade ve eder. soruna, biçimlenmektedir. konum olan bir Harekete kültürel kimlik yoksunluğunun getirdiği adaletsizlik duygusuna karşı saldırıya ya da savunmaya dönük bir seferberlik içindedirler.1 Bir başka deyişle, toplumsal hareket, içinde var olduğu toplumun değişmesini özendirmeye ya da değişime direnmeye yöneliktir. kurum ve kuralların yeni bir tepkinin, herhangi bir değişim 2 Değişime direnç, biçimler almasına duyulan istemi alanındaki ise toplumsal işleyişten yapının duyulan hoşnutsuzluğun ve almaşık kurum ve kuralların üretil 1 Marta Fuantes ve Gunter Frank, "Toplumsal Hareketler üzerine On Tez", çev. Ahmet Gürata ve Tanıl Bora, Birikim, Sayı.16 (Ağustos 1990), s.31. 2 Tom Bottomore, Siyaset Sosyolojisi, İstanbul, Teoiri Yayınları, 1987, s.22. çev. Erol Mutlu, 112 mesi isteğinin varlığını gösterir. Toplumsal hareket işte böylesi bir zemin üzerinde yükselmektedir. Toplumsal hareketlerin 1970*1i yıllarda ortaya çıkan biçimlerini, nedeniyle sahip öncekilerden, düşüncesi, bunların oldukları "eski" "yeni farklılıklar lerinden toplumsal ayırma hareketler” adıyla anılmasına neden olmuştur. Yeni toplumsal hareketleri çözümleyen C.Offe, tümüne "siyasal paradigma" dediği sorunlar, değerler, aktörler ve eylem tarzları yeni toplumsal ölçütlerini hareketlerin paradigmanın değiştiğini paradigmada sorunlar, kullanmakta, biçimlendiği siyasal belirtmektedir. ekonomik büyüme, Eski bölüşüm, askeri ve toplumsal güvenlik, toplumsal denetim iken, yeni paradigmada barışın, çevrenin, insan haklarının korunması, üretim edilmesi, kültürel sorunlarıdır. sürecindeki ve Yeni temelinde biraraya değildir; sorumluluk kazanmıştır. Offe’a yabancılaşmanın etnik miraslar paradigmada gelen ve kimlik aktörler, çıkar sosyo-ekonomik yükleyici göre gruplar kollektiflik sınıfsal belirleyici olmamakla birlikte, yok Önem mensubiyet daha çok orta sınıf üyeleri ile Öğrenci, ev kadını gibi işgücü pazarının dışında yer alanlardan oluşur. maddi yerini, süreçlerin kişisel güvenliği özerklik ve Kişisel tüketimin ve biçimindeki kimlik, değerlerin kendi kendini yönetim, yardımlaşma ile denetim ve bürokratikleşmeye muhalefet almıştır. Örgütlülüğü ve eylemi belirleyen, eski paradigmada, biçimsel yapılanma, temsil, ortak çıkarlar, çoğunluk yönetimiyken; yeni paradigmada bu, 113 biçimsel olmayan yapılanma, geçicilik, eyleme geçme, olması, hiçbir yatay ve eşitlikçilik, yer, dur, kendiliğinden dikey farklılaşmanın düşük olumsuz terimlerle (asla, dondur...) ifade edilen protesto siyaset idir.^ Toplumsal hareketlerin özelliklerini saptayan Fuantes ve Frank, bazı yeni özelliklere sahip olsalar bile, bunlar yeni sayılamazlar dedikten sonra, barış ve ekoloji hareketi geldiğinden "yeni" ulaşırlar. "yeni" o.larak Onlara gereksinimlere nitelenebilir, göre, bugünkü karşılık noktasına toplumsal hareketlerin yeniliği; Örgütsel kapasite ve önderliği önceki hareket sınıfa özgü ve örgütlerden olmaları devralmaları, ve ayrıca 4 insanı seferber edebilmeleridir. çok fazla orta sayıda A.Melucci, çağdaş kollektif eylemin, toplumsal alanda yeni bireysel karşı ya da çıkış kollektif biçimleri oluşturduğunu, yaşamın teknokratikleş- mesine, teknokratik bir güç tarafından belirlenmesine karşı, buna ters düşen kimlik anlamları ve tanımları yarattığını vurgulamaktadır. Çağdaş kollektif eylem, yeni ilişki ağları kurmakta, almaşık çerçeveleri oluşturmakta ve denemekte, kodlarının açığa "akıldışılıklarım çıkarmakta, ve eylemlerini bu duygu başat kültür kısmî 1iklerini" kodları rahatsız ^ Claus Offe, "New Social Movements: Challenging the Boundaries of Institutional Politics" Social Research, Vol. 52, No.4 (Winter 1985), s.828-832. 4 Fuantes ve Frank, op-cit-, s.29-30. 114 edici, onları tersine çeviren, olumsuzlayan sembolik 5 karşı çıkışlarla gerçekleştirmektedir. Gerçekten de, çevre korumacı, anti-nükleer ve barış hareketleri, nükleer güç, çevre sorunları, tüm canlı yaşamı yok edebilecek topyekün bir savaş gibi görece "yeni"ligi bulunan sorun ya da gereksinimler çerçevesinde; daha çok küçük burjuva kökenlilerin seferber olduğu; esnek bir örgütlülüğe ve dayanışma, katılım, almaşık kendi kendini ilişkiler ve yönetim eylem ilkelerine biçimleri dayalı; deneyen yeni toplumsal hareketlerdir. Burada çevreci niteliği hareketin üyelerinin sınıfsal bakımından kavramsal bir netleştirmenin temel belirleyicisi, yapılması gerekmektedir. Toplumsal bir sınıfın üretim araçlarıyla olan ilişkidir. Kapitalist üretim tarzında, üretim araçlarına olmayanlar iki temel dışında, üretim belirlemediği, çıkarlar sınıfı sahip oluştururlar. araçlarıyla olan olanlarla Bunların ilişkinin bu nedenle sınıf olmayan ama belirli çevresinde toplanmış katmanlar vardır. Örneğin, devlet memurları, büro çalışanları, uzmanlık isteyen meslek katmandır. Bu mensupları, katman Marksçı zanaatkarlar bir terminolojide küçük burjuvazi adıyla anılır. Öte yandan, bazı toplumbilimciler bu katmana 5 Alberto Melucci, "Toplumsal Hareketler ve Gündelik Yaşamın Demokratikleşmesi", Birikim, Sayı 24 (Nisan 1991), s.56-58. 115 orta sınıf adını vermektedirler. Onların ayırımlarında iki temel sınıfın birine ya da ötekine yakın olabilme durumu, bunun nedenleri ve buna bağlı olarak ideolojik yönelimleri belirsiz olduğundan, bir yeğleme olarak küçük burjavazi terimi benimsenmiştir. Küçük burjuvazi, Povlantzas’a göre, hem küçük mülk ve küçük bürokrasisinde maaşlıları sermaye ya ve da sahiplerini, özel bir memurları hem de devlet kuruluşta çalışan kapsamaktadır. Dikkat edilirse, küçük burjuvazi iki bölümden oluşmaktadır: a) Geleneksel (zanaatkarlar) kapitalist küçük burjuva, ve küçük üretim mülk küçük üreticiler sahipleridir. ilişkileri Bunlar, içinde giderek konumlarını yitirmektedirler, b) Yeni küçük burjuva, üretici olmayan maaşlılar, memurlar ve avukat, doktor gibi uzman meslek sahipleridir. Ekonomik ilişkiler açısından küçük burjuvalar, farklı konumda bulunuyor olsalar da siyasal ve ideolojik bakımdan aynı çizgide yer almaktadırlar. ilişkilerinde küçük proleteryanm bir İki temel burjuvazi, bölümü sınıfta burjuvazinin olan ve olamamakta, farklı ve 7 bütünleşmiş bix\ katman niteliği kazanmaktadır. Küçük burjuvazinin özellik ve eğilimleri bütünleşmelerini Mills’in kavramlaştırmasmda ise bu katman, ’’beyaz yakalılar olarak anılır. (Bkz. Wright Mills, Hhite Color: The American Middle Classes,. New York, Oxford University Press, 1951.) 7 Nicos Poulantzas, Les Classes Sociales Dans le Kapitalisme Aujord’hui, Paris, Seuil, 1974, s.220, 305*den aktaran: Can Hamamcı, ’’Merkezi Yönetim Yerel Yönetim Ekseninde Belediyelerimizin Yapısı ve Demokratikleşme Eğilimi/' (Yayımlanmamış Doktora Tezi, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1981), s.147-148. 116 sağlamaktadır. Zaman zaman burjuvazinin ya da proleteryanm siyasal eğilimlerine yakınlık duymakta, kendi aralarındaki ileşitim iğreti olduğundan siyasal örgütlenmeleri kapitalizmin olabildikleri güç olmaktadır. yarattığı gibi, Tekelci kapitalizme, haksızlıklara sosyalizme karşı de karşı 8 olabilmektedirler. Geleneksel küçük burjuvazi, küçük mülk sahibi ya da küçük üretici olduğundan çıkarları çevrenin korunması istemiyle çelişebilecektir. Küçük mülkünün yıkılıp küçük çok katlı bina yapılmasını işletmesinde bulunması çevreye durumunda zarar çevrenin istemesi veren ya da etkinlikte korunması istemine kuşkuyla yaklaşacaktır. Oysa, yeni küçük burjuvazinin böyle kaygıları yoktur. Küçük mülke sahip olanları bulunsa da, eğitim düzeyi yükseldikçe nitelikli bir çevrede yaşamak istemiyle çabuk bütünleşebilecektir. Bu nedenle, iyi eğitim görmüş, geliri görece yüksek, hizmet sektöründe çalışan yeni küçük burjuvazi Veşil hareketin tabanını oluşturmaktadır. A. Çevre Korumacı Hareket Çevre korumacı hareketin yükselmesi, yaygın destek bulması çevre sorunlarına karşı kamuoyunun 8 Bahattin Akşit, "Sanayide Küçük üreticiler ve İdeoloji", Sanayide Küçük üretim, Ankara, Mimarlar Odası Yayını, 1978, s.101-102’den aktaran: Hamamcı, op.cit., s.148. 117 ilgisinin artmasına koşut olmuştur. 1960*11 yılların ikinci yarısıyla kurulmasında, sayısal olduğu birlikte çevreci artış grupların görülmüştür. üzere, çevreci bu yıllar, örgütlerin oluşmasında Daha çevre önce önemli belirtilmiş sorunlarının canlı yaşamı çıplak gözle görülecek ölçüde etkilemesiyle, ileri endüstri ülkeleri kamuoyları duyarlılığının yükseldiği yıllar olmuştur. Çevre sorunlarının yapabileceği birinci etkileri bölümünde olmadığı konu sözü ölçüde canlı yaşama alan edilen ve bu yığınsal yılların başında, basında çevre ve ile siyasal daha bir 1960*lı yılların sonu ve çalışmanın yapıtlar karşılanmaktaydı. yer yaptığı önce ilgiyle ile 1970*li sorunlarına ayrılan makalelerin sayısında da önemli artışlar 9 gerçekleşti. Ote yandan hükümet kurum ve kuruluşları partiler çevre konusundaki istemlere yanıt üretme çabasında olmadılır; gelişmenin dışında kaldılar. Yerel, etkileri olan ulusal çevresel ya da uluslararası sorunların ölçekte duyumsanmasıyla, yurttaşlar, karar sahiplerini harekete geçirmek için girişimde yaşamlarını bulundular. doğrudan Bu, aynı ilgilendiren zamanda, bir kendi konuda kararlara katılamayan yurttaşların seslerini duyurma, girişimiydi. Çevreci gruplar bu süreçte oluştular ve 9 Bu konuda bakınız: Francis Sandbach, ”A Further Look at the Environment as a Political Issue”, International Journal of Environmental Studies, Vol.12 (1978), s.100. 118 eyleme geçtiler. Yurttaşlar kirliliği, hava, yabanıl su, toprak yaşamın ve gürültü korunması, otoyol, havalimanı yapılması ve bu yapıların yaşam çevresini bozması, yeşil alanların çoğaltılması gündeme getirmek, örgütlendiler, gibi konuları tartışmak amacıyla biraraya gelip kamuoyunun ilgisini çekmek için eylemler yaptılar. Sözgelimi, Fransa’da Torrey Canyon adlı petrol tankerinin 1967*de Manş denizinde uğradığı kazanın yarattığı deniz kirliliği, çevreci grupların Vanoise Ulusal oluşmasına Parkı’n m neden oldu; kurtarılması 1969’da için Fransa Koruma Dernekleri Federasyonu başarılı Doğayı bir kampanya yürüttü; Larzac’ta (Fransa) askeri bir üs yapımı için köylülerin topraklarının kamulaştırılmasına karşı 1973’de bir gösteri düzenlendi. Gösteri yerel ölçeği aşıp ulusal düzeyde bir çevresel ilgi yarattı. Yine bu ülkede, doğa korumacılar, taşıt sürücüleri ve fiziksel özürlü yurttaşlar sorunlarını yansıtabilmek amacıyla 1974'de SOS-Environnement adı altında örgütlendi 1er. Almanya'da başında çevreci ’’yurttaş girişimi” biçiminde oluşmuştur. da bölgesel çevrelerine yapıya ettikleri 1970!lerin sorunlarını, ilişkin istemlerini, gevşek örgütlerdir. yerel ya kendi yaşama hiyerarşik örgütlenmelerle Yurttaş hemen (Bürgerinitiative) Yurttaş girişimleri, çevre dayanmayan, gruplar girişimleri bir ifade hava kirliliği, trafik, nükleer güç tesisinin yapımı gibi çeşitli konularda bir bildiri ya da açıklamayla 119 kuruluyor ve çeşitli protesto etkinliklerinde bulunuluyordu. Örneğin: Berlin’in bir mahallesi olan Zehlendorf'da, "Zehlendorf Kent Merkezinin Korunması Yurttaş Girişimi", projesini kent merkezinin engellemek, amacıyla oluştu. kentinde NATO'ya kullandığı 10 yaşam Aşağı bağlı bobma trafiğe çevresine Saksonya İngiliz atış açılması sahip eyaleti çıkmak Northorn Hava Kuvvetlerinin alanından rahatsızlık duyanların kollektif eylemi olarak yurttaş girişimi, yetkilileri uyarmak amacıyla oluştu.11 Çevreci grup ve örgütlerin etkinliği ve etkisi salt yerel başlangıçta ulusal ölçeğe sorunun kamuoyu özgü değildir. varolduğu yaratabildiği yörede ve yerlerinden destek kazanabildiği bir niteliği de olabilir. Kollektif bel irse ülkenin gibi, Merkezi eylem, bile çeşitli uluslararası Amsterdara'da bulunan Greenpeace örgütü 23 ülkede şubeye, dünyanın çeşitli yörelerinde üye ve yandaşa sahip uluslararası bir örgüttür. 1971 yılında, Alaska'nın güneybatısında bir adada nükleer bomba denemesi yapılmasına karşı başlatılan protesto eylemleri sırasında kurulmuştur. Greenpeace, dünya doğal dengesinin korunması amacına yönelik etkinliklerde bulunmaktadır. ^ Tanıl Bora, ’’Çevre Demokrasi İlişkisi ve Almanya’da Bir Yurttaş Örgütlenmesi”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 77 (Şubat-Mart 1985), s.71. 11 Necmi Zeka, Batı Almanya’da Alternatif Hareket, İstanbul, Metis Yayınları, 1985, s.63. 120 1. Kuruluş Yılları ve Üye Sayıları 19. yüzyıl sonunda çeşitli dağcılık ya da doğa korumacı örgütler korumacı örgütlerin oluşumunda 1970*lerin başında kurulmuş daha olmasına karşın, 1960*l a r m önceki döneme çevre sonu göre ile bir patlama görülmektedir. İngiltere'de başında çeşitli 19. adlar yüzyıl sonu altında ile 20. yüzyıl koruma amaçlı çevre örgütler, dernekler oluşmuştu. 1956 ile 1975 yılları arasında ise, özellikle de 1966-1975 arasında, bu örgütlerin biçimlenmesinde yılları bir sıçrama oldu. Bu son dönemde, yüzyılın başından itibaren daha önceki onar örgütün yıllık kurulduğu dönemlere 1956-1965 göre en yılları iki kat daha fazla örgüt kuruldu. çok çevreci arasmdak inden 12 İngiltere’de yerel ölçekte çevreci örgütlerin kurulması açısından da benzer bir sonuç vardır. yerel çevreci öncesinde topluluğun oluşmuşken; yalnızca 1958-1961 %15’i arasında 605 1958 %10*u; 1962-1965 arasında %18'i; 1966-1969 arasında %2Q*si; 13 1970-1974 arasında %37*si kurulmuştur. Açıktır ki, yerel çevreci örgütlerin %57’si 1966-1974 arasında biçimlenmiştir. 12 Philip Lowe ve Jane Goyder, Environmental Groups Politics, London, George Allen and Unwin, 1983, s.16-17. in ^ Francis Sandbach, Environment, Ideology & Policy, Oxford, Basil Blackwell, 1980, s.10. 121 Anılan yıllar arasında pek çok çevreci grup, örgüt, oluşmakla kalmadı hem yeni kurulan, hem de var olanların üye sayılarında da önemli İngiltere’de 1966’da Conservation 200*den Association *m Society’nin 1976*da üye 6700’e; sayısı Ramblers üye sayısı 1967’de 14 binden 1977’de 30 bine; National Trust " m sayısı artışlar oldu. 1976’da 548 bine; 1966* da 164 bin olan üye 1966*da Royal Society for the Protection of Birds’ün 31 olan üye sayısı 1977’de 244 bine yükselmiştir. ABD’de 1880’lerde kurulan Sierra Club ve National Auduban Society'nin 1966’ya kadar ulaşabildiği üye sayısı 40 bin dolaymdayken 1977'de birincinin üye sayısı 175 bine, İkincinin ise 14 286 bine ulaşmıştır. Benzer olgu diğer ileri endüstri ülkeleri için de geçeriidir. Federal Almanya’da ilk kez 1970’li yılların başında etkinlik göstermeye başlayan yurttaş girişimlerinin çeşitli eylemlerle seferber ettiği yandaşlarının sayısı sürekli artmıştır. 1972 yılında 15 yurttaş kurduğu girişiminin şemsiye federal örgüt Bürgerinitiativen bir Umweltschuts-BBU) 1000’in üzerinde eylem grubu örgüt olarak (Bundesverband kısa sürede ile 300 bin’den fazla üyeye sahip olmuştu.'*'5 ^ Sandbach, ”A Further...” op.cit., Environment..., op.cit., s.12-15. 15 s.103; Sandbach, Donald Schoonmaker, ’’The Challenge of the Greens to the West German Party System”, Sihen Parties Fail Emerging Alternative Organisations, eds. Kay Lawson and Peter H. Merkl, Princeton, Princeton University Press, 1988, s.47. 122 Almanya’da 1978 yılında 38 bin çevre koruma amaçlı yurtaş girişimi v a r d ı . 1980 yılında 5 milyon Almanın gruba, 1138 bölgesel Örgüte üye ya ve 130 bölge da yandaş üstü olduğu çevreci hesaplan- iniştir. 17 İngiltere’de 1980’de tamamlanan bir araştırmaya göre, ulusal çevreci grupların üye sayısı 2 milyon 700 bin’dir. Aynı kişinin farklı grupta yer alabileceği hesaba katılarak varlığı tahmin edilmektedir. sayısı üç-beş ayrıksıdır. bin 2 milyon yandaşın Grupların ortalama üye dolayındadır; Bununla birlikte Royal on bin Society üyelik for the Protection of Birds’ün yaklaşık 300 bin üyeye sahip olması örneğinde olduğu gibi 100 bin üyenin üzerine 18 de çıkılabilmektedir. Tüm sonrası bu çevre sayısal verilerin sorunlarının artan gösterdiği, etkisinin 1960 ve bu etkinin duyumsanmasınm yurttaşları, çevre için etkin çalışmaya, dolayısıyla da çevreci örgüt kurmaya ya da kurulanlara üye olmaya ittiği gerçeğidir. 2. Çevreci Grup Üyelerinin Toplumsal Karakteri Yapılan araştırmalara göre, çevreci grup ya da örgüt üyeleri iyi eğitim görmüş, geliri ve statüsü ^ Bora, "Çevre Demokrasi...", op-cit-, s.76. 17 Papadakis, op.cit., s.70. 18 Loııe ve Goyder, op.cit., s.37. 123 yüksek mesleklere kişilerdir. sahip küçük Ayrıca öğrenci, burjuvaziye ev kadını, mensup emekli gibi üretim dışı sektörlerde yer alan üyeleri de vardır. Öğrenciler, üniversite öğrenimi düzeyindedir. Üniversite öğrencilerinin harekette yer alması genç katılımını gösteren bir kanıt olmakta, eğitim düzeyini de yüksek kılmaktadır. İngiltere’de, Bedfordshire and Huntingtonshire Naturalist’s Trust üyelerinin %781i (1980 verileri) ve National Trust’m ve uzman %72*si (1973 verileri) yönetici mesleklerden birincisinde işçilerinin kişilerdir. nitelikli toplam ya üyeler İkincisinde yalnızca % 4 ’tür. da Bu gruplardan niteliksiz içindeki Royal el oranı Society %13; for the Protection of Birds'ün üyelerinin %25’i yönetici ve uzman meslek sahibi, %41’i teknik nitelikli ve büro çalışanıdır. Friends of the Earth ile Conservation Society adlı Örgütlerin üyelerinin %29.5’i ticari ve endüstriyel kuruluşlarda çalışan uzman meslek sahibi, denetleyici, yönetici, büro çalışanı ya işine sahip kişiler; %38.4’ü Öğretmenlik, işler sağlık uzmanlık grupla gibi hizmet gerektiren ilgili bir işlerle çalışmada sektöründe meşguldür. da, 29 yakalılardan kendi toplumsal yaratıcı 578 grupların üyelerinin uzman meslekten ve yönetici eşlerinden ya da beyaz da ve yerel %87’si, ile onların oluştuğunu be- İyi eğitim görmüş kişiler, statüsü yüksek mesleklerde çalışırken daha alt katmanlarda bulunanlardan, görece daha iyi gelir elde etmektedirler. 124 lirtmiştir. Şu halde çevre korumacı örgütlerin üyelerinin çoğunluğu modern küçük burjuvaziye mensup kişilerdir. Berlin’de araştırma, Frei yurttaş Universität’in yaptığı bir girişimlerine katılanların %56’sının iyi eğitim görmüş, küçük burjuvaziye mensup kişiler olduğunu göstermektedir. ABD’de etkinlik 21 gösteren Sierra Club ve Audubon Society ile ilgili veriler de benzer sonuçlar vermektedir. 1972’de hanehalklarınm mesleklerden yönetici Sierra yarısından elde Club çoğu etmektedir. düzeyindedir. üyesi olanların kazançlarını Yaklaşık Üyelerin uzman beşte yarısından çoğu üniversite mezunudur. Audubon Society üyeleri, yılında, sahiptir; ortalama %85 ’i 35,700 dolar üniversite biri 1976 yıllık gelire mezunudur, %43’ü üniversite sonrası öğrenim görmüştür. 22 Üyelerin çoğu küçük burjuvaziye mensup olduğu gibi, bu olguyu da örgütlerin yönetici destekleyen bir pozisyonları da unsur aynı katmana dahil kişilerce doldurulmuştur. yerel topluluklarla ilgili bir olarak, toplumsal İngiltere'de çalışmanın C1976 verileri) sonuçlarına göre, başkanlık ve sekreterlik 20 Lowe ve Goyder, op.cit., s.10-11’de yer alan verilerden derlenmiştir„ 21 _ , . Zeka, op.cit., s.67-68. 22 Jim O’Brein, "Environmentalism as a Mass Movement: Historical Notes", Radical America, Vol.17, No.2-3 C1983), s.19. 125 görevlerinde bulunanların sahip meslekler %48.3’lük bir oranla, ği/öğretmenlik, mimarlık, işletme mühendislik oldukları eğitim yaygın yöneticili yöneticiliği, ve avukatlık, 23 memurluğudur. devlet İngiliz Conservation Society'nin büro çalışanlarının (officer) Council %85 'i for yönetim doktor, the Protection kadroları teknik/akademik oluşmuştur. profesör Lordlar ya da of gibi kişilerdir. Rural England’m Kamarası üyesi, asker ünvanlı eylem tarzı, yargıç, kişilerden 24 3. Eylem Tarzı. Çevreci çevresinde örgütlenme grupların toplandıkları ilkeleriyle çevresel bozulmanın, doğanın, yabanıl amaçla, ilgilidir. kirlenmesinin yaşamın korunması bir yanıyla öte yandan Çevreci gruplar engellenmesi amacıyla ve ve bu konularda söz sahibi olmak isteğiyle harekete geçmek tedirler. Demokratik katılıma açık örgütlenmeleri, amaç ve istekleriyle uygunluk göstermektedir. Bu çerçeveye bağlı kanallarının açık olduğu, kollektif eşit eylem, katılım söz hakkına dayalı, gevşek, hiyerarşik olmayan bir örgütlülük içindedir. Sürekli ve tam zamanlı büro çalışanları bulunmaz ya da çok sınırlı sayıdadır, işler daha çok 23 Lowe ve Goyder, op.cit., s.12. 24 genellikle Sandbach, Environment— , op.cit., s.16-17. 126 gönüllülük temelinde yürütülür. bildiriyle oluşan hiyerarşik bir çalışmaları eşgüdüralemekle İngiltere'de zamanlı yurttaş girişimlerinin üstünlüğü çevreci çalışan büro Almanya'da "örgütü" olmayan, görevli örgütlerin yalnızca bir kuruldur. sürekli görevlileri bir ve tam genellikle 3-4 kişiyi geçmez. Uluslararası bir örgüt olan Dünyanın Dostları, Fransa'da Les Amis de la Terre adı altında 160 yerel topluluğu barındırmaktadır. Bu topluluklar "ağ" olarak adlandırılan çok yumuşak bir federatif yapı altındadır. A ğ ' m kalın çizgilerle belirlenmiş bakış açısına uyumlu ama özyönetime ve özerkliğe dayalı bir iç yapılanmaya sahiptirler. Ağ'ı bağlayıcı kararlar, yalnızca yerel alınabilir. toplulukların Paris'teki genel merkez büronun toplantısında tek görevi derneğin çeşitli üyeleri arasında bağlantı kurmaktır; politik girişimde bulunamaz. Her düzeyde, azınlık ya da çoğunluk olmasına bakılmaksızın 25 kamuoyuna eşit biçimde duyurulur. Katılıma sürdürülen dayalı çevre koruma gevşek amaçlı her görüş örgütlenmeyle kollektif eyleme, üyelerin, temsilcileri eliyle değil doğrudan katılımı söz konusudur. Çevreci mektupları 25 gruplar dilekçe vermek, şikayet yazmak, imza toplamak, gösteri yürüyüşü Dominique Simonnet, Çevrecilik, çev. M.Selami Şakiroğlu, 3. Baskı, İstanbul, İletişim ve Presses Universitaires de France, 1990, s.107. 127 yapmak, 68 Öğrenci hareketinin sıkça kullandığı işgal oturma eylemi dışında, gibi çarpıcı protesto ve Özgün eylemlerinde protesto bulunmak biçimleri de geliştirmişlerdir. Bonn'da hava kirliliğini protesto etmek için Beethoven heykelinin tıkaç yerleştirilmesi, ağzına tabutlarla mendilden yürüyüş yapmak, Friends of the Earth’ün yeniden değerlendirilemeyen gazoz şişelerini üretici firmanın binasının önüne yığması, otomobillerle yolların kapatılması, çocuklar okula gönderilmeyerek öğretimin durdurulması, uçaklarla eğitim Greenpeace*in gemisiyle uçuşlarının Gökkuşağı doğaya zarar engellenmesi, Savaşçısı veren model 26 adlı küçük etkinlikleri çeşitli engellemelerle durdurması gibi... Eylemler birlikte bazı barışçıl çevreci niteliktedir. örgütler Bununla şiddete dayalı eylemlerde de bulunmaktadırlar. İngiliz örgütü Animal Liberation Shepherd gösteren Doğaya Front, Greenpeace’in Conservation Earth zarar endüstriye ve First veren, onun köktenci Society, bunlar ABD*de arasında yabanıl teknolojik kolu Sea etkinlik sayılabilir. yaşamı yok araçlarına eden karşı elektrik direklerini havaya uçurmak ya da devirmek, buldozerlerin sabotajlar düzenleyen nsabotagendan 26 benzin depolarına çevreci şeker dökmek grupların gibi eylemleri türetilen "ecotage” ve eylemcileri de Gökkuşağı adlı ilk gemileri, 1985*te pasifikteki bir adada Fransa’nın yapacağı nükleer denemeyi protesto ederken, Fransız ajanlarca bombalanarak batırılmış, bir protestocu yaşamını yitirmişti. 128 ,,saboteurs"dan 27 anı İntaktadır. türetilen "ecoteurs" adıyla B. ANTİ-NÜKLEER HAREKET Bağlandıkları toplumsal değerleri, istemleri, aktörleri ve eylem tarzı bakımından çevre korumacı hareketle, anti-nükleer hareket örtüşmektedir. Nükleer enerjinin oluşturabileceği grupları, tehlike anti-nükleer yaşam çeşitli harekette çevresinde çevre biraraya korumacı getirdi. Ayrıca her ikisinin de demokratik olmayan süreçleri sorgulaması ve istemlerine yerleşik kurumlarda yanıt bulamamaları, bağlaşıklığın öteki önemli nedeni oldu. Bu son olgu niteliğini toplumsal sorgulayan yapının *68 otoriter, öğrencileriyle, baskıcı yerleşik yaşam ve kültür normlarını yadsıyıp kırlara yönelen bazı Hippi’lerin sonucunu de doğurur. paydaların bu bağlaşıkta Anti-nükleer üstünde yükseldi. yer hareket Çevre almaları bu ortak korumacılarla nükleer enerji karşıtları aynı safta yer aldılar; bu süreçte çevreci hareket hareket bütünleşti, zenginleşti, çevreci hareket gelişti; adı iki altında birlikte anılır oldu. Şiddet içeren eylemler yapan çevreci gruplar için bkz. Christopher Manes, Green Bage: Radical Environmentalism and the Unmaking of Civilization, Boston, Little, Brown and Company, 1990, özellikle s.3-136. 1. Anti-Nükleer Hareketin Geri Planı ve Hareketin İdeolojisi Nükleer enerjiye karşı kollektif eylem başlangıçta, çevresel kaygılarla oluşmuştur. Nükleer reaktörlerde kaza riski her zaman vardır. olsa bu olasılığın yitirmesi, sakat etkileyebilecek gerçekleşmesi kalması, çok insanın gelecek önemli Küçük de yaşamını kuşakları çevresel da kirlenmenin doğması demektir. Nükleer sızıntılar ya da reaktörde oluşan "küçük" kazalarda, yitirmeleri gibi Salt ya kaza denemelerin çalışanların olaylar da insan kamuoyuna sızıntıların yaşamını bile oluştuğu, maddelerin kansere radyoaktif yol denemeler ya açtığı da nükleer ettiği, radyasyon da kaza yansımaktaydı. değil, tehdit alanının çok uzağında yaşamlarını deneme yağmurlarının vücuda yerleşip bilinmekteydi. Nükleer sonucu oluşan radyoaktif atıklarla nükleer bir bombanın radyoaktif serpintisi arasında doğurduğu yoktur. Nükleer etkiler bir bakımından bombanın bir fark Nagazaki ve Hiroşima’daki etkileri ise unutulmamıştı. Şu halde, insan ve çevre sağlığına, yeryüzünün sürekliliğine yönelen tehdit, nükleer enerji karşıtlığını belirleyen ilk ulam (kategori)dır. Nükleer güç karşıtlığı kirlilik, kaza ötesinde ikinci Toplumun demokratik ması ... riski bir gibi ulamla olmayan kısa zamanda "teknik" da sağlık, sorunların belirlenir oldu: süreçlerinin sorgulan 130 Nükleer enerji karmaşık teknolojisi nedeniyle merkezi kurumlara gerek duyar, askeri yönü olduğundan gizlilik gerektirir ve polis gücünün kullanılmasını 28 meşrulaştırabi1ir. Nükleer maddelere sabotaj ya da onların başka ellere geçme olasılığı ileri sürülerek ulusal güvenlik gerekçesiyle bireysel özgürlükler kısıtlanabilmektedir. Kapital yoğun ve gelişmiş bir teknolojisi, merkezi bir yapısı vardır; sektör devlet ile tekellerin denetimindedir; kamusal denetim ve 29 katılıma kapalıdır ; böylece, enerjide karar alma süreci oligarşik özellikleriyle ülkelerinin bir niteliğe nükleer totaliter bürünmektedir. enerji ileri toplumsal Bu endüstri yapılarıyla hem uyumlu hem de onun tamamlayıcısıdır. Fransa'nın müdürü Louis tüm Puiseux nükleer santrallarının "herşeyin nükleer genel olduğu bir toplum, polis kaynayan bir toplum demektir. Böylesi bir enerji tercihi üstüne kurulmuş küçük özyönetim enerji türünün söz konusu toplumsal ve bir toplumda en 30 olamaz” derken, bu siyasal yansımalarını vu rgu1amak tadır. Nükleer enerji savaş araçlarının eşsiz bir güç 28 29 30 Fritzof Capra, Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, çev. Mustafa Armağan, İstanbul, İnsan, 1989, s.294-295. Steven L. Del Sesto, "Conflicting Ideologies of Nuclear Power: Congressional Testimony on Nuclear Reactor Safety", Public Policy, Vol. 28, No.l (Winter 1980), s.67. André Gorz ve Micheál Bosquet, Ecologie et Politque, Paris, 1978, s.122’den aktaran Uğur, op-cit., s.395. 131 kaynağıdır; bu açıdan savaşa da zemin hazırlamakta dır. Savaş topyekün endüstrisinde imhanın en kullanılan uygun nükleer araçlarının güç, üretiminde sınırsız bir kolaylıktır. Bu bağlamda, savaşa, soğuk savaş atmosferinin baskıcı uygulamalarına karşı çıkmak için nükleer enerjiye karşı çıkmak gerektiği noktasına ulaşılmıştır. Nükleer sonuçlarının enerjinin ayırdma siyasal, toplumsal varılmasıyla ant i-nükleer hareket savaşa, büyük teknolojilere, merkeziyetçiliğe karşı; bireyin kamu siyasalarında söz hakkı olmasına, kararlara katılımına, demokratik, oluşturulmasına yandaş enerjinin çevreye bir öz özerk süreçlerin kazanmıştır. etkileri yanında, Nükleer demokratik olmayan niteliği protesto edilmeye başlanmıştır. Nükleer gelişirken, enerji karşıtı düşünce hükümetlerin nükleer programlarını yaşama geçirme arzuları, muhalefet partilerince de besleyen üçüncü bir ulamdur. endüstri petrol ülkelerinin krizi eylemler reaktör bu programın desteklenmesi hareketi Pertrole bağımlı 1973-1974’de Halmaşık”bir ve enerji ileri karşılaştıkları kaynağı olarak nükleer gücü gündeme getirmişti. Sendikalarla ilişki içindeki partiler sosyal gibi, demokrat ekonomik büyümeye bir tehdit olarak algılıyorlardı. Komünist partiler de büyümeden partiler bağımlılıktan taraftardı1ar. enerji güce karşı muhafazakar olmayı nükleer güce, nükleer partiler, yanaydılar. Siyasal isteminin karşılanması ve dışa kurtulunması gerekçeleriyle Almanya’da nükleer reaktörlere protestolarda yer alanlar, istemlerinin çıkar grupları İsveç’te görüldü. ve var ilgilerinin, ve partilerde temsil 31 belirtmektedirler. Ayrıksı bir durum edilmediğini partinin onların karşı Çiftçilerden anti-bürokratik, olanlar dışında destek gören anti-teknolojik nükleer merkez yaklaşımı reaktörlere tutumu sosyal demokratları oy potansiyeli karşı açısından tedirgin etti. Böylece parlamento içi hassas denge, anti-nükleer bulunmuş oldu. duyarlılığın 32 6 Mayıs anti-nükleer yaygınlaşmasına 1979'da gösteriye katkıda Washington’da katilanlar üzerinde düzenlenen yapılan araştırmanın sonuçları, hareketin yukarıda belirtilen varoluş nedenleriyle araştırma koşutluk hareketin niteliktedir. ideolojisini Gösteriye özellikleri nükleer güce çıkış nedenleri radyoaktif atık merkeziyetçi nükleer karşı açıklar ortak çıkmalarıdır. sıklıkla sızıntı, yönetim yapısı, enerjinin Ayrıoa katılanlarm olarak ve taşımaktadır. vurgulanan, tehlikeli çevre Karşı olması, kirlenmesi dezavantajlarıdır. gibi Hiçbir dezavantajı yoktur diyenler % 1 *in altındadır. Sayılan çeşitli avantajların (temiz, ucuz, petrolden 31 Papadakis, op.cit., s.70-71. Dorathy Nelkin ve Michael Poliak, "The Politics of Participation and the Nuclear Debate in Sweden, The Netherlands and Austria", Public Policy, Vol. 25, No.3 (Summer 1977), s.353. 133 bağımsızlık...) Araştırmaya hiçbiri katılanlarm yapılmamasını, kapatılmasını konusunda %10'un üzerine çıkmamıştır. %95’i yeni %90’ı var nükleer olanların tesis tümünün istemektedir. Nükleer güce karşı oluşan oydaşma, gelecek on olma yılda yenilenebilir enerji kaynaklarının çok önemli olacağı bağlamında da vardır. Merkeziyetçi yapısı olmayan ve yenilenebilir olan güneş, rüzgar, jeotermal enerjiler geleceğin almaşık görülmektedir. enerji Petrol, kaynakları kömür gibi olarak çevreye zarar verebilen fosil kaynakların almaşık enerjiler olarak geliştiriİmesinin Önemi ya da önemsizliği 33 ise bir oydaşma oluşmamıştır. Aynı toplumsal araştırmada değerleri "Bırakınız göstericilerin ölçülmüştür. yapsınlar”cı destek görmemekte, olması gereğine araştırmaya de konusunda (laissez hükümetin Buna faire) ekonomide inanılmaktadır. katılanlarm %71*i baskın göre: hükümet müdahaleci Öte yandan, federal hükümetin yurttaşlar ve yerel yönetimler üzerinde çok fazla güç sahibi olduğu kanısındadır. desteklenmemektedir (%87); hızlı Ekonomik ekonomik büyüme büyüme durdurulduğunda daha iyi bir yaşam sürüleceği inancı (%?5) egemendir. Bilim ve teknolojinin insanlığın sorunlarını çözebileceğine inanıİmamaktadır <%75). 33 Anılan veriler için bkz: Anthony E.Ladd, Thomas C.Hood, Kent D.Van Liere, "Ideological Themes in the Antinuclear Movement: Consensus and Diversity”, Sociological Inquiry, Vol.53, No.2-3 (Spring 1983), s.261-263, Tablo. 1-2-3. 134 Gelecekte bolluk içinde yaşayacakları konusunda güvensizlik vardır; geçmişte doğru olarak kabul edip, tükettikleri yaşamaları oluşmuştur. mal ve gerekeceği 34 hizmetler olmadan yönünde Nükleer güç karşıtı (%91) gelecekte bir inanç göstericilerin toplumsal değerleri, kısaca, barışın insan ve çevre sağlığının korunması, büyümeci terkedilmesi, yandaşlık, ifade merkeziyetçi yenilenebilir demokratik edilebilir. çevresel ve bir ve "yumuşak" toplum Anti-nükleer kaygılar yoktur, anlayışın istemi enerjiye biçiminde harekette yalnızca zamanda, kamusal aynı katılımın artırılması yönünde bir çaba vardır. 2. Toplumsal Değerlerin Eylemle Bütünleşmesi 1970’lerin başında ileri endüstri ülkelerinde nükleer enerjiden yararlanma düzeyi düşüktü. Petrol krizi nükleer gücü gündeme getirdi, hükümetler enerji gereksinimini geniş bir Nükleer nükleer nükleer güce dönüşmesi, programının enerjiyle reaktör programı muhalefetin kitlelerle gerekirse karşılamaya zorla oluşturdular. toplumsal buluşması, dönük nükleer harekete enerji gerçekleştirilmesi çabasına koşut oldu. a . Fransa Fransa’da nükleer güç karşıtı eylemler 34 :> sv i.’S Ibid.f s.264-265. 135 1970*lerin hemen başında hareketinin mensupları olan Bugey nükleer santralının oluştu. Çoğu öğrenci kişiler Temmuz 1971’de inşa edileceği alanda 40 günlük bir oturma eylemi yaptılar. Amis de la Terre, mahalli gazeteler toplantılar yayınlayarak, düzenleyerek, uzmanlarının temiz bir Fransız gelecek karşı, halkı nükleer enerji 35 çabasına girişti. halka açık Elektrik Kurumu propagandalarına konusunda bilgilendirme Fransa’da petrol krizi üzerine hükümet geniş bir nükleer enerji programını ilan etti. Bu karar, severleri, nükleer enerji uygulamaya koyacağını çevre korumacı grupları, karşıtlarını, doğa antinükleer eylem çatısı altında harekete geçirdi. Ren nehri kıyısındaki Maraholsheim’de nükleer enerji ön istasyonu kurulması kararma karşı 1974*de ilk protestolar kurulacağı oluştu. alanda 2 bin gösteri yaptı. gösteriler yalnız Fransızların kıyısındaki çevrecilerin Alman Eylül ayında binlerce etti. 1975*de hükümetin kişi kişi değil, de istasyonun Sürdürülen nehrin karşı desteğini aldı. istasyon alanını vazgeçtiğini 36 etmesiyle beş ay süren işgal sona erdirildi. Malville’de projeden kurulması tasarlanan işgal ilan nükleer enerji santralına karşı da 1974'te başlayıp 1977*ye değin süren protestolar gerçekleştirildi. 1976 yılm- 35 36 Simonnet, op.cit., s.105. Şevket Özdemir, Türkiye*ete Toplumsal Değişme ve Çevre Sorunlarına Duyarlılık, Ankara, Falme, 1988, s.72. 136 da gösteriler kitleselleşti, inşaat alanı 20 bin gösterici tarafından bir süre işgal edildi, polis zor kullanarak işgali kırdı. 6 bin çiftçi' traktörleriyle direnişçilere katıldı. 1976 sonlarında hükümetin projede kararlı olduğunu açıklamasından sonra Temmuz 1977*de aralarında Almanya’dan gelen anti-nükleer hareket mensuplarının da bulunduğu 60 bin gösterici yürüyüşe geçti. Polis yürüyüş kollarının birleşmesini Önlemek için zor kullandı, gösterici yaşamını ı ^ 37 yaralandı. çıkan yitirdi, çatışmada bir çok bir insan Anti-nükleer harekette, daha sonra, hareketin nasıl gelişeceği konusunda tartışma başladı. Bir bölüm, hareketin herhangi bir partiye eklemlenmeden sürmesini görüşler isterken, ileri diğerleri sürmekteydi. bunun 38 tam karşısında Polisle çıkan çatışmalar ise sıradan yurtaşlarm hareketin dışında kalmasına, kollektif eylemin gerilemesine neden oldu. Herşeye karşın, dağınık durumdaki çevre korumacılar ve nükleer güç karşıtları, ve doğa anti-nükleer harekette biraraya geldiler, böylece çevreci söylemin kitleselleşmesi gerçekleşmiş oldu. b. Ingiltere Anti-nükleer hareket İngiltere'de radikal ve kitlesel bir nitelik kazanamadı. Bunun temel nedeni 37 Ibid.,s.73; Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, Cilt 5, İstanbul, İletişim, 1988, s.1549. 38 Sara Parkın, Green Parties: An International Guide, London, Heretic Books, 1989,*s.95. 137 1950’lerde ortaya çıkıp, Nükleer Silahsızlanma Nuclear Disarmament) karşı Kampanyası*nın çıkmayan anti-nükleer hareketin Önemli kaç reaktörünün yapıldı. 1975’de yürüten (Campaign enerjinin tavrıdır. oluşumunu anti-nükleer nükleer kampanyası nükleer kullanımına bir barış reaktörün barışçıl Bu olumsuz durum, etkiledi. protesto, genişletilmesi ttfindscale projesine önünde for ve karşı 1978’de Londra’da binlerce insanın katıldığı gösteriler 39 düzenlendi. Atom Tehdidine Karşı Iskoç Kampanyası (Scottish Campaign to Resist the Atomic Menace-SCRAM) 1975’de kuruldu. SCRAM, Torness’de nükleer istasyonu kurulmasının önlenmesine karşı oynadı. Anti-nükleer grup ve güç önemli kampanyaların rol 1977’de Energy 2000 gibi şemsiye örgütler oluşturma çabaları oldu. 1979'da Ecology Party (Yeşiller) üyelerinin yer 40 aldığı Anti-Nuclear Campaign oluşturuldu. Tüm bu çabalarla kamuoyu sonuçlar elde kısmen etkilenebildi edilemedi ve ama güçlü, pratik etkili bir anti-nükleer hareket oluşturularaadı. c . Almanya Almanya’da korumacı eylemle çevreciliğin katkıda da anti-nükleer buluşup gelişti genişlemesine bulundu. Anti-nükleer ve hareket, ve aynı çevre zamanda radikalleşmesine hareket 1970’lerin başında oluşmaya başladı, aynı on yılın ortalarına 39 Sosyalizm ve ___ op.cit., s.1550. 40 Parkin, op.cit., s.220. 138 doğru, nükleer enerjinin geliştirilmesi çabalarından sonra, özellikle Wyhl (Baden-Württemberg), (Schleswig-Holstein), Gorleben kentlerinde ifade onbirlerle Brokdorf (Niedersaahsen) edilen bir desteğe Breisach'da nükleer ulaştı. Ren santral nehri kurulma dilekçeleri kıyısındaki kararına ve karşı gösterilerle 1972'de başlayan protesto anti-nükleer hareket, yine Ren nehri kıyısındaki Wyhl"de kurulmak istenen nükleer santrala karşı protesto eylemleriyle sesini kamuoyuna duyurdu. Wyhl'de Nükleer Kurulmasına Karşı Yurttaş Girişimi Santralın hazırladığı dilekçeyi imzaya açtı, gözteriler düzenledi- 1975’de inşaat alanı binlerce kişiyle işgal edildi.41 Kasım istasyonu Korunması 1973'de yapım BrokdorfTda kararı İçin Yurttaş nükleer alınınca Girişimi Aşağı (BUU) güç Elbe’nin oluşturuldu. Ağustos 1974*de proje karşıtı 30 bin kişi toplandı^ Ekim 1976'da başlatıldığı alan kanısıyla, telle çevrilince BUU’nun projenin düzenlediği 8 bin kişilik gösteri yapıldı, 2 bin gösterici telleri aşıp proje alanında çatışmada oturma birçok kişi eylemi yaptı. yaralandı. İki Polisle çıkan hafta sonra civardan gelenlerle gösterici sayısı 40 bine ulaştı. Protestocular telleri aşıp alanı işgal ettiler, polisin güç kullanması sonucu işgal kırıldı. Martında Grohnde’de nükleer Özdemir, op.cit., s.65. 42 Papadakis, op.cit., s.67-70. reaktör 1977 kurulmasını en- X39 gellemek isteyen 15 bin kişiyle 4 bin polis arasında nükleer güç karşıtı eylemlerdeki en sert çatışma 43 meydana geldi. Aynı yılın ortalarında, Kalkar'da yapılması kişi planlanan nükleer yaşananın nükleer reaktöre güce tepkisini tersine, polisin karşı yineledi. teröre 40 bin Fransa’da başvurması, hareketin genişlemesine neden oldu. Gorleben’de, Wendland yöresinde radyoaktif çöp nakil istasyonu kurulmasını engellemek başlayan ve dökülmesiyle alana 40 bin litre süren gösteriler, için 1979’da gübre şerbeti 1980’de anti-nükleer harekete Almanya’da yeni bir boyut kazandırdı. Alanı işgal eden Gorleben Yurtaş Girişimi ile ’’alternatif hareket” mensupları iki hafta içinde küçük bir kent inşa ettiler Cumhuriyeti'ni olan bölge ve ardından ilan ettiler. çiftçileri Nükleer Cumhuriyet kereste ve Öteki gereçleri doğal gübre ile meyve, ftfendland Serbest çöplüğe için sağladılar. yiyecek, Cumhuriyette sebze yetiştiriliyor, bio-gaz ile sağlanıyordu. Alanda merkezi, çocuk oyun merkezi, karşı ısınma bisiklet onarım kadın merkezi, kilise gibi yapılar bulunuyordu. Pasaport ve bayrağı bulunan Cumhuriyet’te basılıp dağıtılan gazete dışında radyo 44 yayını yapılıyordu. Gorleben'de alternatif bir yaşam tarzı oluşturulmuştu; böylece anti-nükleer hareketle alternatif hareket arasında bağ oluştu. 43 44 Bora, "Çevre Demokrasi..." op.cit., s.74. John Ely "The Greens: Ecology and the Promise of Radical Democracy”, Radical America, Vol.17, No.l (1983), s.29. Almanya’da Yeşil hareketin alternatif hareketten bileşenlerinden kısaca söz etmek olan yerinde olacaktır. Alternatif katılanlarm hareket, '68 ve hippilerin de öğrenci yer hareketine aldıkları ortak yaşama komünleri çevresinde 1970'lerde ortaya çıkan bir harekettir. Bu hareket, günlük yaşamın hemen her alanında yerleşik birimlere, toplumsal değerlere bir karşı çıkış, farklılaşma, almaşık yaşama biçimleri oluşturma, kendi toplumsal değerlerini küçük ölçekte yaşama geçirme çabası, işletme yada etkinliğidir. projeler, Almaşık bahçecilik, el komün, sanatları, sinema, basm-yayın, ulaştırma, eğitim, lokantacılık, pub işletmeciliği gibi toplumsal, kültürel, ekonomik alanlarda olabilmektedir. Buralarda yaşama geçirilen ilkeler, özbelirleme, özyardım, dayanışma, küçük ölçeklilik, hiyerarşinin yerine iletişim, işbölümü ve uzmanlaşma yerine birlikte üretim ve kararları çalışanların vermesidir. 1980 yılında Almanya’da onikibine alternatif projenin 80 bin üyesi olduğu, yakın bu sayının ilgi duyan ya da destekleyenlerce 350 bine ulaştığı tahmin edilmektedir. Üyeleri küçük burjuvaziye mensuptur, üzerinde yapılan bir genç, iyi eğitimli 1981'de 15-24 yaş grubu araştırmada, bu %62'sinin alternatif grupların üyesi, da duygudaşı grupları olduğu? alternatif destekleyenlerin arasındaki eğitimliler oranı %32 (üniversite) ve en iken, arasında grubunun destekçisi ya ya düşük bu yaş da çevreci eğitimliler oranın %65’e yüksek ulaştığı; 141 özellikle kadın üyelerin yüksek gelir grubuna dahil olduğu sonucu çıkmıştır. Nükleer güç karşıtı göstericilerin, teknoloji, ekonomik büyüme ve baskıcı yasal yapıya karşıtlık, "küçük güzeldir”, kendi kendine yeterlilik, dayanışma gibi toplumsal değerleri, ileri endüstri ülkelerinde çeşitli protesto biçimlerinde kılgıyla buluştu. Federal Almanya’da alternatif hareketle, anti-nükleer hareketin bir adım ötesine geçildi, değerler günlük yaşamın çeşitli toplumsal alanlarında almaşık yaşara tarzlarıyla gerçekliğini buldu. C. Barış Hareketi Romalıların bellum" "barış temel ilkesi, istiyorsan "sivis savaşa pacem-para hazırlıklı ol" doğrultusunda İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş ortamında, kapitalist ülkeler hızla silahlanmaya, savaş tekniği ve araçlarını geliştirmeye giriştiler. Japonya üzerinde kullanılan iki atom bombası, nükleer silahın kolay türden ve yıllarca sürecek yıkımlar 46 yarattığını gösterince gelişmiş kapitalist ülkeler 45 Papadakis, op.cit., s.121-122. 46 Nükleer bombaların ve nükleer savaşın etkileri konusunda bakınız: Haluk Gerger, Nükleer Tehlike: Nükleer Silahlar ve Nükleer Savaş, İkinci Basım, Ankara, Bilim ve Sanat Yayınları, 1984, s.169-187; Serol Teber, Nükleer Savaş ve Gezegenin Biyolojik İklimsel Yıkımı, İstanbul, De Yayınları, 1985, s.43-59. 142 savaş tekniklerine nükleer için yoğun yılında bir çaba İngiltere, bomba bir nitelik harcamaya başladılar. 1960 yılında Fransa denemelerini kazandırmak 1952 ilk nükleer gerçekleştirdi. Böylece silahlanmanın ve savaşın niteliği değişti; sözkonusu olan artık, yerel, bölgesel ya da yeryüzü ölçeğinde de değil, olsa savaş katliamdır. Haveraann’ın belirttiği gibi, bütün teknikler içinde ölüm tekniği 4.7 mutlak mükemmelliğe ulaştırıldı. Olası bir savaşın yaratacağı yıkım dışında, silahlanma barışta da ekonomik, toplumsal ve siyasal etkiler doğurmaktadır. yerleştirilmesi, altına îlkin, soğuk savaş mantığının insanlığın yaşar kalmasının tehdit alınmasından başka, devletin bürokratikleşmesi, süpergüç hegomonyasma karşı halk tepkisinin baskı doğurmaktadır. altına Çünkü merkeziyetçi bir teknokratik denetime ’’gereklilik” kazandırmakta, alınması ’’ulusal yapıya, ve baskıcı toplum gibi sonuçlar güvenlik” komuta gizliliğe devlete hiyerarşisine, gerek yeni üzerindeki yapısı, duyar. bir Bu anlam toplumsal ve ideolojik denetime olanak sağlamaktadır. Yaratılan imgesel dış ”düşraan’’a karşı sürekli silahlanma ve nükleer silahları geliştirme gereğinden söz edilirken hem silahlanma için gerekçe bulunmuş hem de yurttaşların ve insanlığın yok olması biçimin- 47 48 Havemann, op.d t ., s.60 Corl Boggs, Social Hovements and Political Philadelphia, Temple üniversity Press, 1986, s.35. Power, 143 de sürekli bir korku üretilmiş olmaktadır. Bu korku bireyin askerselleşmesine, toplumsal yapının merkezi, baskıcı, totaliter niteliğinin zemin hazırlamaktadır. da nükleer kalıcı kılınmasına Bu bakımdan konvansiyonel silahlanma özgül bir sınıf ya sisteminin ürünüdür; yurttaşların özerk süreçleri geliştirmesini engelleyerek bu sistemin sürdürülmesinin yapıtaşları niteliğindedir. Silahlanma ile ekonomik, toplumsal gelişme ve topluluk çıkarları Ekonomik, teknolojik ve amaçlar (eğitim, silahlanma için arasında da insani sağlık, konut, seferber çelişki kaynaklar vardır. toplumsal çevre) için değil, 49 edilmektedir. Savaş endüstrisi ve bu sektöre aktarılan kaynaklar ekonomik büyümenin, işsizliğin Önlenmesini sağlayan yatırımlar olarak sunulur. Silahlanma sektörüne yatırım yapmamanın ekonomik krizle eş anlamlı olduğu kanısı yerleştirilmeye çalışılır. Böyle bir görüntü, kimi sendikalar ve sosyal demokrat partiler tarafından da kabul görebilmektedir. Sosyal demokrat partilerin silahlanma ve uluslararası barış siyaseti konusunda merke2 benzerlik sağ göstermesi partilerin barış yaklaşımlarıyla hareketinin, sosyal demokrat partilerin dışında oluşmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, hareket kamuoyu desteğine ulaşınca, barış yandaşlarını y a n m a çekme çabasına girmiştir. Savaş ve silahlanma aleyhtarı gösterilerin 49 Cral Boggs, "The Greens, Anti Militarism and the Global Crisis'*, Radical America, Vol.17., No.1 (1983), S'.10. kökleri 1960*lara Einstein-Russel kadar gitmektedir. Manifestosu, 1957’de 1955*de Göttinger Açıklaması adlarıyla anılan, nükleer silahlara karşı aydınların bildirileri yayınlandı. Ardından Ocağında Nükleer düzenlediği Londra Silahsızlanma bir yürüyüş Easter’a yürüyen nükleer silahlardan Avrupa'ya Kampanyasının yapıldı. (CND) Aldermeston’dan göstericiler vazgeçmesini yayılıp 1958 İngiltere’nin istiyorlardı. gelenekselleşen, Bu, "Paskalya Yürüyüşleri"nin ilkiydi. Paskalya Yürüyüşü*ne 1962’de İngiltere’de 100 bine yakın, Almanya’da 1965’de 130 bin, 1966 *da 145 bin kişi, 1967’de 150 bin, 1968'de 51 300 bin kişi katıldı. 1968’den sonra barış hareketi zayıfladı. Savaşının siyasal Bunun sona nedenleri ermesi ve arasında, toplumsal hareketlerin kurumlarca sindirilme çabaları Dahası, Çekoslovakya’nın işgaliyle Vietnam sayılabilir. ilgili farklı görüşler de barış hareketini bölmüştür. Barış hareketi 1970’lerdeki durgunluğundan 1980'li yıllara girilirken sıyrıldı. NATO nükleer çerçevesinde füzesini silahlarını modernize toplam 464 cruise ve Batı Avrupa’ya Hükümetlerin hiçbiri Aralık 108 yerleştirme kararlı bir etme 1979’da planı Pershing kararı tepki II aldı. göstermedi. Avrupa kamuoyu ise termonükleer tehlike ile yüzyüze 50 Teber, op.cit-, s.131-132. 51 Tanıl Bora, "Barış Hareketi: Muhalefetin Asgari Müştereği", Gençlik ve Toplum, Sayı 9 (Kasını 1984), s.25-26. 145 olduğunu farketti ve büyük bir tartışma başladı. Çünkü sözkonusu olan AvrupalInın yaşamıydı, daha önce başkalarını hedeflediği sanılan bombalar AvrupalIyı 52 hedefler hale gelmişti. Avrupa olası bir nükleer savaşın odağıydı artık. NATO kararından füzelerin yerleştirildiği 1983-1984 yıllarına kadar pek çok kitlesel gösteri düzenlendi. Almanya'da Kasım 1980*de, aralarında Yeşil Parti kurucusu Petro Kelly’nin de yer aldığı Krefeld’de yapılan toplantıda kabul edilen bildiriyi 2 milyondan hükümete, nükleer fazla kişi Almanları silahlanma imzaladı. ve Bildiride AvrupalIları yarışından federal tehdit vazgeçilmesi eden çağrısı yapılmaktaydı. Ardından Ekim 1981’de Bonn'da 300 bin kişinin katıldığı tirildi. 53 Eylül ziyaretine gösteri, karşı 1983 barış 1981’de 80 A.Haig’in bin gerçekleş- Batı kişinin Berlin'i katıldığı yılın sönükleşmeye temel nedeni, Yürüyüşünde bir milyon 54 kişiyle yeni füzeleri protesto yürüyüşü yapıldı. On Paskalya gösterisi ortalarında başladı, nükleer engelleyememenin, yani etkinliğini füzelerin yarım barış hareketi yitirdi. Bunun yerleştirilmesini amaca ulaşamamanın yarattığı hayal kırıklığıdır. 52 53 54 Edgar Morin, Avrupa’yı DOşöcımek, çev. İstanbul, AFA Yayınları, 1984, s.174. Zeka, op.cit., s.99-101. Ely, op.cit., s.30. Şirin Tekeli, 146 Doğu Avrupa’da değişim rüzgarları, görüşmelerinde somut sonuçlar silahlanma alınması, iki süper gücün varlığına bağlı soğuk savaş atmosferinin yerini tek süper güce ve ”pax Americana*,ya bırakması giderek barış hareketini bağlamda, savaşa destekten dönüşen yoksun bıraktı. “Körfez „ Krizi” Bu sürecinde barış gösterileri yapıldı ama barışa yandaş olanlar, daha önce olduğu gerilediler. gösterilerde birlikte, gibi sonuca Özellikle yığınsal körfezde ulaşamadılar Almanya’da katılım gerçek 1980’lerde Avrupa'nın savaş yapılan gerçekleşti. bir savaşın alanı olma ve Bununla başlaması olasılığına karşı yapılan gösteriler kadar bile yığınsal ilgiye ulaşamadı. Savaşın Avrupa'nın dışında gerçekleşmesi, AvrupalIları Almanların barış için %65*i desteklemekteydi gönderilmemesinden harekete ”Çöl ama geçirememişti: Fırtınası" %67’si yanaydı. harekâtını körfeze akser îngilizlerin %80'i, Fransızların %7Q-75*i savaş kararını desteklemek55 teydi. Kamuoyunun savaş kararını desteklemesi barış hareketini olumsuz etkiledi. Kamuoyunun oluşumunu da etkileyen demokrat ikinci bir unsur, partilerin çıkmayışlarıydı. Bu genel yurttaşın sessiz Almanya dışında sosyal savaş kararma atmosfer kalmasıyla da altında barışçı karşı sıradan gösteriler etkili olamadı. 55 Gösteriler ve kamuoyunun ilgisiyle ilgili veriler Cumhuriyet Gazetesi*nin 14,18,28 Ocak ve 6,15,18 Şubat 1991 tarihli sayılarından derlenmiştir. 147 Silahlanma ve savaşa karşıtlık paydası altında çeşitli grup hareketinde ve katmanlardan biraraya insanlar geldiler. barış Aydınlar, din adamları, çevre korumacılar, nükleer güce, silahlanma ve savaşa karşı olanlar barış hareketinin toplumsal aktörleridir. Nükleer ya da konvansiyonel silahların toplumsal yaşamın her boyutunda sonuç doğuran etkileri nedeniyle geniş destek görmesi doğaldır ama özellikle, anti-nükleer ve çevre korumacı hareketlerle sıkı bir bağı vardır barış hareketinin. Nükleer silahlar ile nükleer enerji arasındaki ilişki nedeniyle hareketle barış kuşatılmıştır. hareketi, Nükleer anti-nükleer silahlara karşı çıkmak için, nükleer enerjiye karşı çıkmak gerekir ya da tersi... Çünkü her ikisi de aynı tür enerjiye dayalıdır, insan ve çevre üzerinde yarattığı etkiler bakımından nükleer reaktör atığıyla, nükleer savaşın souçları arasında fark yoktur. Toplumsal sınıf ve güç ilişkileri bakımından kapitalizmin yüksek her ikisinde çıkarları de vardır, tekelci güvenlik, gizlilik, ulusal çıkarlar gibi gerekçelerle askercil toplumsal yapı meşrulaştırılmakta, egemen söylemin hegemonyası sürdürülmektedir. Nükleer silahlar ve savaşlar, büyük tehdidi oluşturmaktadır. bile, çevreci ilişkilidir. F. hareketle Capra’nın barış Bir çevre tek bu hareketi belirttiği gibi, için en nedenle temelden nükleer bir savaşa engel olunamaması durumunda tüm çevresel 56 kaygılar akademik kalacaktır. 56 Capra, op.cit., s.288. 148 Aslında ikili sözkonusudur: Barış bir sürecin hareketi de, varlığı bileşenleri anti-nükleer ve çevre korumacı hareketler olan Yeşil harekete katkı toplumsal başka Çünkü bazı Toplumun leşmeye, merkezden olmak, yarattığı tartışma genişlemesine "nükleer silahlara bakımdan çıkmak mi 1itarizasyonuna, bürokratik karşı belirlemeye, kamusal barış önlerinde yer alan, etkide kararlara karşı otoriter devlete katılmak istemek anılan hareketlerin yandaşlarının ortak Bu ile çıkmak w 57 gerek"tigi şeylere açıktır. karşı ve desteğinin bulunmuştur. için sağlamış hareketi, barış öte yandan ivme kazanan partileşme da sürecine söylemidir. gösterilerinin bu gösterilerle girmiş Yeşillerin üçüncü bir bileşenidir. II. PARLAMENTO DIŞI MÜCADELEDEN PARLAMENTO İÇİ MÜCADELEYE Batı demokrasilerinde parlamento, çeşitli istemlere yanıt üretmesi beklenen en üst organ olarak algılanmaktadır. Bununla alma süreci, biriikte, ulasal egemenlik ve oluşumu, temsil karar kuramı ile kuramın gerçekliğe yansıdığı siyasal kılgı açısından parlamento, yurttaşların beklentilerini yanıtlamaktan uzak bir yapıdadır. Siyasal yapı, ekonomik, toplumsal fiJilliams, op.cit., s.230. 149 siyasal sorunların çözümüne yerleşik ulaşılamayan ve sonuçta çıkışı giren toplumsal kurumlarda onların yapıyı bulamayan, kurallarına uymayı parlemento olmuşlardır. olmayan bir döngüye bütün1emektedir. ifadesini grupları, Yerleşik yerleşik kurumlarla yadsıyan dışında Bu durum, kurumlarla muhalefet etkinlik "parlamento dışı gösterir muhalefet" kavramıyla ifade edilir. Parlamenter muhalefet kapsamına girmeyen her türlü muhalefet girişimi (grevler, mitingler, lobicilik, fabrika, okul, ev işgalleri, şiddet içeren ya da içermeyen protesto eylemeleri) parlamento dışı muhalefeti oluşturmaktadır. Her zaman parlamentoya ya da siyasal sisteme karşı amacını içermeyebilirler: olduğu gibi toplumsal anlayışına bütünsel ve olmayı, 1968 onu öğrenci yapıya köktenci, ve değiştirme hareketinde onun Hippi uygarlık hareketinde olduğu gibi kültürel, 50 alternatif harekette olduğu gibi ekonomik ve toplumsal ağırlıklı bir yadsıma biçiminde ya da çevreci harekette olduğu gibi çevre ağırlıklı da olabilir. Parlamento kapitalist siyasal dışı muhalefetin sistemdeki çoğulculuk varlığı,, savının gerçekle bağdaşmadığını gösteren bir olgudur. Çünkü "çok" partili parlamentoda ya da var olan partilerde ifadesini bulamayan muhalif istem parlamento dışı kanallarda varlık mücadelesi vermektedir. 58 Nükhet Turgut, Siyasal Muhalefet, Ankara, Birey ve Toplum, 1984, s.135-136. ■ 'T ' ..,. ,v ... ........... . ■■ ■ llMIJ I^ L g .M g y y f y p » . ^ ! III I ^ - - 150 Parlamento dışı muhalefet, demokrasilerinde katılma kanallarının, Batı özellikle de temsil mekanizmasının yetersizliğinin başlıca kanıtı ve sonucudur; gruplar, parlamento kendilerini dışında ilgilendiren oluşan çeşitli konularda karar alma sürecine katılma isteklerini ancak bu yolla dile getirebilmektedir. politikalarının zamanda Yalnızca bir toplumsal siyasal eleştirisi yapıyı iktidarın değil, çeşitli ama ve aynı yönleriyle sorgulamanın, var olan siyasal yapıların yanıt üretme yeteneğinin 59 şeklidir. olup olmadığını Çevreci hareket, hareketi, birer göstermenin bir alternatif hareket ve barış parlamento dışı muhalefet hareketleridir. Hepsi de parlamento dışında oluştu ve etkinliklerini parlamentonun dışında sürdürdüler. Toplumun özgül sorun alanlarında farklı örgütlenmeler olan ama istemleri yer yer örtüşen ya da birbirini tamamlayan bu hareketlerin yandaşları, ekolojik ya da yeşil nitelemesi taşıyan listelerle, partilerle seçimlerde aday olmaya başladılar. Parlamento dışında oluşan hareket kurumsal kanallar yaratmak, parlamenter alanın olanaklarını da kullanmak amacıyla yerel ve ulusal meclislerde yer olmaya yönelik bir çaba içerisine girilmişti. Başlangıtçtan beri siyasal bir özü olan çevreci hareket, toplumsal-siyasal yaşamın başka alanlarına da yönelerek kapsamlı, 59 Ibid., s.146. 151 "yeşil” bir Seçimlere söylem katılmak, geliştirmeye hareketin, çalışmaktaydı. ekoloji/çevre gibi sözcükleri kullanmaya başlayan Öteki partilerden hem çevre hem konulmasını "yeşil” de başka konularda gerektirmekteydi. nitelemesiyle karşılamıştır. parlamento bu kurumlar muhalefet ortaya Hareketin ve partinin anılması Parlamenter dışı farkının de gereksinmeyi kullanılırken, sürdürülmüştür. Bu nedenle bir Yeşil hareket/partiden söz edilebilir. A. Partileşme İçin Nedenler Toplumsal hareket ile siyasal bir parti arasında bazı farklar bulunmaktadır. îlkin amaçları arasında farklılık vardır. Toplumsal hareketler bir siyasal parti gibi doğrudan siyasal iktidarı almayı hedefleyen bir çaba içinde değildir. Daha dağınık, gevşek örgütlü ya da genellikle kendiliğinden eylem yaptıkları görüş gibi iklimi başarıya yaratarak ulaştıklarında siyasa ve farklı siyasal bir iktidar değişikliği için ön koşulları oluştururlar. Toplumsal harekette düzenli, belirlenebilen merkezi ya da bulunmayabilir. üyelik yerel Siyasal kurumsallaşmış, (parti kartı, bürolar, bir ödenti...) sürekli partinin kolayca ve personel kapsamlı bir programı iktidara geldiğinde^ uygulayacağı siyasa 60 Yeşil hareket, daha sonra görüleceği gibi, iktidara gelmek isteyen bir parti olarak değil, kurumsal siyasetin 152 Önerileri varken, bir toplumsal hareketin bütünsel, kapsamlı, tutarlı olmayabilir; toplumsal bir harekete ideolojisi, katılanların bakışa ya da öğretiye programı belli sempati bir duymaları, paylaştıkları toplumsal bir adetsizliğe karşı eyleme hazır olmaları yeterlidir. hedefe değil, içeren bir toplumsal söyleme ve 61 Siyasal parti, yaşamın hemen buna uygun meşru bir bir dar bir her alanını örgütlülüğe sahiptir. Siyasal parti, zeminde mücadele ediyorsa az ya da çok yerleşik kurum ve kurallarla bağlıdır. Bir toplumsal hareketin yerleşik kurallara uyması beklenmez. Kaldı ki yeni toplumsal hareketlerin çoğu, toplumsal yapıda egemen olan değer ve kuralları sorgulayarak varlık bulmaktadır. Toplumsal hareket mensupları, içkin kurumlarm katılım, kaderini gibi tayin algılanımı siyasal ilkeleri içindedirler. kurumlan, uygulamaların görmektedirler. Ayrıca toplumsal almaşığı Bu taban değil, nednele devlet aygıtına demokrasisi, göz kendi ardı partiler ettiği de dahil adeletsizlik doğuran besleyicisi olarak toplumsal hareketler devlet iktidarını değil, devletten özerklik kazanmayı isterler; devlete, iktidarın ele siyasal geçirilmesi partilere, arayışına ilişkin siyasal düş olanaklarından yararlanmak amacıyla partileşti. bağlamda, Yeşiller farklı bir görünüm sunmaktadırlar. 61 Bottomore, op.cit., s.22. Bu 153 kırıklıklarını, tepkilerini, ve partilerden bağımsız 62 etmektedirler. Bu olduğu yüzden, gibi işbirliğini olarak toplumsal ve seferber Yeşillerde çalışmanın görülebileceği isteyen kendileri hareket, partileştiğinde, aşaıalamda kurura1 arından devletin üzere, istemeyenler ileriki kurumlarla biçiminde bir ayrılık doğmakta, hareket bir çıkmazla karşılaşmakta ve üyelerini seferber edememe, inandırıcılığını yitirme tehlikesiyle yüz yüze gelmektedir. Siyasal parti ile toplumsal hareket arasındaki temel farklılıklara karşın, partileşme sürecine niçin girildiğinin araştırılması gerekir. Çevre korumacı hareket ve anti-nükleer hareket (kısaca çevreci hareket) çevrenin korunması temelinde oluşmuştu. Topluma istemlerine sonuçsuz seslerini siyasal kalan duyurmalarına kurulların bir çaba yanıt görünümü karşın üretmemesi, yaratmaktaydı. Siyasal partiler çevre sorunlarıyla ilgili istemleri ekonomik büyümenin engellenmesi koşutunda algılamakta ve çevreci harekete uzak durmaktaydılar. Bu anlamda siyasal partiler başarısız kalmışlar, toplumsal hareketin sistemle bütünleşmesi gerçekleşmemişti. Öte toplumsal yandan, Yeşil hareketler, partilerin kamusal bileşeni kararlara olan katılım istemi ve otoriter devlete, onun yansımalarına karşı 62 Fuantes ve Frank, op.cit., s.35-46. 154 olma gibi değerlere sahiptiler. İstemlerinin var olan partiler kanalıyla gerçekleşeceğini ummak bir yana, onları toplumsal görmekteydiler. partilere yapının sürdürücüleri bakımdan amaçlarını Bu katılarak yaşama olarak var geçirmelerinin olan nesnel koşulu da yoktu. Bu bağlamda, amacı çevrenin korunması olan ama aynı zamanda siyasal bir Özü de (katılım, kendi kaderini tayin etme, otoriter militer devlete karşı olma...) bulunan çevreci hareketin hedefine ulaşması için partileşmesi ve partilere sağlanan olanaklardan yararlanılması yandaşlarınca kaçınılmaz görüldü. Baskı grubu gibi çalışmak çeşitli kurumlardan destek vaadi alabiliyor, ama sonuç doğurmuyordu. Oysa örgütlerin ve üyelerinin sayısı artmıştı. Aralarında aktörlerinin örgütlenme Kısacası sosyo-ekonomik yapıları bir Özellikleri, bakımından siyasal güç amaçları, benzerlikler oluşturma için vardı. ortam hazırdı. İngiliz Yeşillerinden partileşmeye giden dayandırmaktadır. girişimlerinin parlamento yolu Anti-nükeer doğrudan dışı J.Porritt çabaların Almanya’da benzer nedenlere hareketin eylemi ve başarısız parlamenter daha geniş olacağı anlaşıldı. 63 belirginleşti. 63 Porrit, op.cit., s.27. politik Böylece kalınca çalışmasıyla desteklenmesi düşüncesi yaygınlık kazandı. aşmanın yurttaş mücadele partileşme Sorunları ile mümkün düşüncesi 155 Aynı destek Seçim zamanda, kazanmak daha için geniş seçimlere oldukça kitlelere katılmak verimli ulaşmak toplumsal bir araçtır. için araçlar sağlamakta, kollektif eylemin toplumsal değerlerinin, istemlerinin yaygın destek bulması ve oya dönüşmesi ise, var olan öteki siyasal partilerin bu oyları çekmek için harekete geçmesine neden olmaktadır. Yanı sıra, seçimlerde ulusal başarı meclisler kazanıldığında, de dönüştürülebilecektir. bir Öte yerel forum yandan da, ve alanına başka bir partiye eklemlenilmediğinden, kendi siyasal örgütüyle parlamenter araçlardan yararlanıldığından, ilk düşünce ve ilkelerden (en azından varsayımsal olarak) ödün verilmeden kurumsal alanda etkinlik yeteneğine sahip olunacaktır. Anılan nedenlerle, parlamenter mücadele alanında da etkinlik gösterme çabasına girilmiştir. B. Seçim Sistemleri ve Etkileri Yeşil partilerin kuruluşlarına girilmeden önae çalışma kapsamına giren ülkelerin sistemlerinden söz etmek gerekmektedir. sistemi, koşulları Çünkü seçim seçim sürecinde 64 partilere sağlanan olanakların Ölçüsü parti adayla 64 adaylık seçim ve Bu konularla ilgili bilgiler şu kaynaklardan elde edilmiştir: TBMM Kütüphane ve Dokümantasyon Müdürlüğü, AET Ölkelerinin Seçim Yasaları, çev. Sennur Bakır ve Sevgi Pehlivan,Ankara, 1983, passim.; Parkin, op.eit-, s.91-92, 112-117, 213-214; Cottoeret ve Emeri, op.eit-, s.48-87. 156 rının başarısını etkileyen en önemli unsurdur. Fransa’da Assemblée Nationale (Ulusal Meclis) üyeleri beş yıl için seçilmektedir. 1978, 1981, 1988 parlamento turlu, seçimleri salt seçimleri çoğunluk oranlı tek adlı, yöntemine temsile dar göre göre bölgeli, yapıldı. yapıldı. iki 1986 Chirac'm hükümeti kurmasından sonra yeniden iki turlu çoğunluk sistemine geçildi. İlk turda salt çoğunluk aranırken ikinci turda en çok oy alan seçilmektedir. İlk turda kayıtlı seçmenlerin %12.5’ine eşit ya da daha fazla oy alan adaylar ancak ikinci tura katılabilmektedir. Fransa'da temsilci sayısının 500 bine ulaştığı belediye meclisleri seçimlerinde de iki turlu seçim sistemi uygulanır. Nüfusu 2500'den az olan yerlerde ilk turda salt çoğunluk, ikinci turda çoğunluk aranırken, nüfusu 2500'ü geçen yerlerde birinci turda salt çoğunluğu alan liste mecliste temsi Ici 1 ikierin yarısını kazanır. Bu parti de dahil, oyların % 5 'inden fazlasını oransal alan olarak partiler ikinci üyelikleri tura katılır kazanırlar. ve Fransa'da Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ülkenin tümünün tek seçim çevresi olduğu %5 barajlı oranlı temsil sistemi uygulanır. İngiltere'de Avam Kamarası için tek adlı, tek turlu, yöntemiyle seçilirler. üyeleri dar bölge, Yerel beş yıl basit çoğunluk seçimlerde ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de aynı sistem geçerlidir. Federal Almanya’da çoğunluk ve oranlı sisteminin uygulandığı karma bir sistem temsil vardır. 157 Seçmenler, biri seçim çevresindeki aday, Öteki parti listesi için olmak Bundestag *daki üzere (Federal iki oy Meclis) kullanmaktadır. 496 sandalyenin yarısı tek aday gösterilen seçim çevrelerinde basit çoğunlukla, kalanı listesinden da partinin oranlı seçilmektedir. eyalet temsil Ayrıca %5 (Länder) sistemine barajı göre uygulanmaktadır. Ulusal oyların %5’ini elde eden ya da seçim çevresi adaylıklarından 3*ünü elde eden partiler Bundestag *da temsile hak kazanır. Land*da liste ile seçime katılan partilerin temsilcileri seçilmektedir. Avrupa oranlı Parlamentosu temsille seçimlerinde %5 barajlı oranlı temsil sistemi geçerlidir. Seçim durumunu sistemleri Yeşil etkilemektedir. partilerin Şöyle ki; başarı Almanya'da uygulanan karma sistem partilerin etkisiyle seçmen ve aday özgürlüğünü uzlaştırmaktadır. Oranlı temsil, Fransa ve İngiltere'de uygulanan çoğunluk sisteminin tersine, partinin elde ettiği oy ölçüsünde temsiline olanak sağlamakta ve Yeşiller gibi yeni kurulmasını kolaylaştırmaktadır. barajlı oranlı altında kalan temsilin varlığı partinin meclise partilerin Almanya’da ise oyları barajın girememesine olmaktadır. Fransa’da uygulanan sistem, %5 neden ikinci turda seçmenin tercihini sınırlamakta (belirli oyun altında kalan adaylar katılamadığından), büyük partilere oy vermeyi özendirmektedir. Tek ya da iki turlu çoğunluk sistemlerinde yeni eğilimlerin destek bulması güçtür. Çünkü seçmenler istemezler. Basit oylarının çoğunluk etkisiz sistemi kalmasını İngiltere'de f 158 olduğu gibi yeni bir partinin (örneğin Yeşiller) gelişmesine engel olmaktadır. Seçim sisteminin etkisi kadar aday olma koşulları ve adaylara ya da partilere sağlanan devlet olanakları da Yeşil partilerin başarısını etkilemektedir. İngiltere’de seçimlerde aday sterlin "depozit” edildiğinde yatırılmakta geri olmak oyların için % 5 *i alınabilmektedir. 500 elde Avrupa Parlamentosuna aday olabilmek için yatırılan miktar 750 sterlindir. Bu koşul, %5 *in altında oy alması her zaman mümkün olabilecek yeni önemli bir Almanya’da, engel bir parti adayı oluşturmaktadır. adaylara ya da partiye, için Fransa belirli ve oranda oya sahip olduklarında seçim yardımı yapılmamaktadır. Fransa’da oyların % 5 ‘ini elde eden adaya seçim harcamaları geri ödenir. Almanya’da seçim çevresinde oyların en az % 5 1ini alan partiye, aldığı her oy için 5 Mark’lık yapılır. Yeşil (1983*den önce 3.5 Harktı) 1979 Avrupa Parlamentosu ittifak almıştır. Mali 4.8 milyon yardım gelişimini olumlu Almanya’da federal Almanya’da yönde ya Mark da malı seçiminden sonra, devlet Yeşil yardımı Parti’nin etkilemiştir. eyalet yardım Ayrıca meclislerinde 8 temsilcilik elde edilmesi ile Fraktion (parti meclis grubu) statüsü elde edilmekte böylece komitelerde üyelik hakkı doğduğu gib mali yardım da alınmaktadır. Seçim döneminde, televizyonun partilerce eşit kullanımı ulaşmak seçmen için desteğine, önem dolayısıyla taşımaktadır. başarıya Fransa’da 500 159 milletvekili ya da yerel meclis başkanınım imzasını sağlayabilen ve getiren cumhurbaşkanı her dakikalık böylece konuşma adaylık koşulunu adayı, hakkına yerine televizyonda sahiptir. 90 Milletvekili seçimlerinde iki saatlik propoganda süresi meclisteki temsil oranına göre saatlik bir süre partiler arasında televizyondan olduğu partilere de bölüştürülür. mecliste temsil Yarım edilmeyen paylaştırılmaktadır. İngiltere’de yararlanma, sandalyeye Avam Kamarasında oranlanarak sahip hesaplanmaktadır. Mecliste temsilci bulunmayan ve 650 seçim çevresinden 50 ve daha çoğunda, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise 81 seçim çevresinden en katılan bütün partilere 5 ’er az 2 0 *sinde seçimlere dakikalık propoganda hakkı tanınmaktadır. Doğaldır ki, 5 dakika çok az bir süredir. Fransa’da cumhurbaşkanı adayına tanınan 90 dakikalık süre ise kamuoyuna ulaşmak için etkili bir olanaktır. Bu olanağın Yeşillerin cumhurbaşkanı ilgi olabileceğini varlığıyla adayı çıkarmaları varsayımsal olarak Fransa’da arasında tartışmak mümkün olsa gerek... C . Partileşme Süreci 1. Seçim Sonuçları ve Partileşme İleri seçimlerde endüstri çıkarılan ülkelerinde "Yeşil Yeşil listeler”in partiler, partiye evrilmeleri sonucunda oluştu. Önce biçimsel bir parti 160 örgütü oluşturulup göstermesi bu biçiminde örgütün bir seçimlerde kurumsallaşma aday değil de, çeşitli çevreci grupların oluşturuldukları listelerle seçimlere katıldığı, partisel kurumsallaşmanın daha sonra yaşandığı görüldü. Ulusal düzeyde örgütlenmiş bir daha parti örgütünün aşamadır. Bu durum, oluşumu sonraki başlangıçta Yeşillerin bir iktidara aday olmaktan çok seslerini kamuoyuna duyurmak, çevre konusuna, artırmak çevre sorunlarına düşüncesinin ilgiyi etkisiyle ve dikkati açıklanabilir. Bir '•hareket" olarak doyurucu bir başarı kazanı lamamıştı) seçimlere katılarak, olanaklarından kurumsal yararlanmak, siyasetin böylece sonuca bazı gitmek gereği hissedilmişti. a. Les Verts 1970'lerin başında, Fransa'da çevreci hareket iki gruba ayrılmıştı. Doğa korumacı denebilecek birinci grup, çevresel değerlerin korunmasını siyasal bir söyleme sahip olmaksızın istemekteydi. Bu grup, daha çok yerel düzeyde etkinlik gösterme yanlısıydı. İkinci grubu oluşturanlar ise ekolojik açıdan dengeli bir toplum yaratmak politikalarını için hükümet doğrudan önceliklerini, etkileme gereğini düşünmekteydiler, bu amaçla seçimlere katılma arzusu ge 1 işti . 1973 seçimlerinde önce olan Association Protection de la Federative Nature anti-nükleer Regionale üyesi Solange bir gup Pour la Fernex, arkadaşlarıyla birlikte çevreci gruplara paralel bir 161 siyasal örgütlenme olarak Alsace kentinde Ecologie et Survie*yi kurdu. Ecologie et Survie’nin adayı H.Jenn, 1973 Parlamento seçimlerinde %3.7 oy elde etti. 1974’de başkanlık altında adayı Cumhurbaşkanı seçimlerinde, biraraya olarak erkene Mouvement gelen Rene ölünce çeşitli Dumont 65 alman Ecologique çevreci seçimlere adı grupların 66 katıldı. ilk turda %1.3 (336,114 oy) oy sağladı. 12 aday arasında 67 6 . oldu. Kamuoyunun çevre sorunlarına ilgisinin çekilmesinde seçim dönemi etkili olmuştu. Mart adaylar da 1976’da katıldı; Konton seçimlerine Alsace*de %10*un çevreci üzerinde oy sağlandı. Aynı yıl Paris'te yapılan ara seçimde, Amis de la kampanya Terre (AdİT) yürüttü, Lalonde idi. yükseltilmesi, adayları AdlT’nin Kampanyada nükleer kısa çalışma haftası, artırılması Paris-Ecologique gibi güce yerel konular turda % 6 .5 oy aldı, Mart sözcüsü yaşam karşı adıyla bir Briçe kalitesinin çıkılması, daha birimlerin yetkilerinin işlenmekteydi.Lalonde 1977 belediye ilk seçimlerine AdlT ile 1974 başkanlık seçiminde oluşan Mouvement 65 Parkin, op.eit., s.95. ^ Les Verts'in seçimlerde elde ettiği oy oranları toplu olarak tablo l'de verilmiştir. 67 Ferdinand Müller-Rommel ”The Greens in Western Europe Similar but Different”, International Political Science Bevies, Vol. 6 , No.4 (October 1985), s.488; Wolfgang Rüdig, "The Green in Europe: Ecological Parties and the European Elections of 1984", Parliamentary Affairs, Vol.38, iio.l (Winter 1985), s.62. 162 Tablo 1: Fransa'da Yeşillerin Seçimlerde Elde Ettiği Oy Oranları, 1974-1989 1974 1978 1979 1981 1984 1986 1988 1989 Başkanlık Seçimleri 1.3 — 3.9 2.2 1.1 — 3.8 — Ulusal Parlamento Seçimleri 1.2 0.4C ” Avrupa Parlamen — tosu Seçimleri 4.4* — — 3.4/3.3b 10.6 <9)d Kaynak: Parkin, op.eit., s.110; Müller-Rommel, op.cit., s.485; Rüdig, op.cit., s.56; Gordon Smith, Politics in Bestem Europe, Fifth Edition, Aldershot, England, Gower, 1989, s.329-330; "How They Voted", The Economist, 24-30 June 1989, s.26. a: Bu seçimleri AdlT boykot etti, b: Les Verts=%3.4; Entente Radical Ecologiste=%3.3 e: Les Verts seçimleri boykot etti. Regionalist bağımsız adaylar içindir, d: Kazanılan sandalye sayısı. Sonuç Egologist ve 163 Ecologique (Ecologie katılmıştır) ve et Survie de bu gruba SOS-Envronnement1in muhafazakâr ağırlıklı olduğu bir koalisyonla girildi. Bazı üslup, strateji ve kişilik koalisyona öteki uyuşmazlıkları çevreci sağlanamamıştır. Bu nedeniyle grupların desteği seçimlerde Paris’te, Paris-Ecologique listesiyle yarışan çevreci adayların ortalama oyu %10 düzeyinde gerçekleşti. Fransa’nın başka bazı yerlerinde de %5’in üzerine çıkılmıştır. Bu seçimlerde kurulan koalisyon kapsayıcı bazı gruplar Bölünmüşlük koalisyonun 1984’e değin dışında Fransa 68 olamamış, kalmışlardır. Yeşil hareketinin gelişiminin ana belirleyicisi olarak sürecektir. 1977 yerel seçimlerinden sonra, koalisyonun dağılmasını 1978 genel seçimleri seçim Collectif Ecologie ittifakı kurlması olarak izledi. Collectif AdlT Ecologie Mouvement bu oluşumun *78, hayal *78 dışında güçlü bir kırıklığı ve Kötü birliğe ile in kaldı. kapsamaktaydı. kampanyalar, ulaşılamadığından öncesi SOS-Environnement Ecologique’yi eşgüdümlenmiş dar de sonuçlandı, A l m a n oy %2.2 düzeyinde kaldı. Aynı seçim ittifakı, başka grupların da desteğiyle 1979 Avrupa Parlamentosu seçimlerine Europe-Ecologique listesiyle katıldı. bu seçimleri Europe-Ecologique, 68 AdlT Fransa'da boykot Avrupa etmiştir. Topluluğunun J.F. Pilat, ’’Democracy or Discontent? Ecologists in the European Electoral Arena’’, Government and Opposition, Vol. 17, No.2 (Spring 1982), s.223-224; Parkin, op.eit., s.96-97. 164 öteki ülkelerindeki Yeşil listeler arasında en yüksek oy oranı olan %4.4 oy oranına ulaştı. Alsace"de oy 69 oranı %10.6 idi. Ulusal düzeyde % 5 ’lik oy barajı aşılamadığından Avrupa Parlamentosuna temsilci gönderilemedi. Kasım eğilimli 1978’de bazı Mouvement grupların da Ecologique katılımıyla d ’Ecologie Politique, MEP’e dönüştü. seçimleri için adaylar SOS-Environnement *in sürdürdüğü Mouvement 1981 başkanlık saptanırken başkan Jean-Claude sol adayı MEP, olarak Delarue’nin öne adaylığını onaylamadı. B. Lalonde başkan adayı olarak genel bir kabul gördü. ulaşırken Lalonde ulusal ilk düzeyde turda %3.9 oyların oy oranına arttığı görüldü. Lalonde 10 aday arasında 5. olmuştu. Bununla birlikte 1981 genel seçiminde seçimlerinde 1 milyonun oy oranı üzerinde düştü. oy Başkanlık alınmışken bu seçimlerde yaklaşık 160 bin oy ancak alınabilmişti, oy oranı % 1 .1 ’de kaldı. Seçimlerden bir ay sonra Aralık 1981’de MEP, AdlT ve bazı yerel Verts-Confédération derasyon içinde kuruldu. görüş ekolojik Ecologiste grup adıyla Konfederasyonun ayrılıkları üyelerince bir kurulması yaratmıştı. Bir Les konfe AdlT kısım, AdlT'nin konfederasyonla bütünleşip tamamen dağıtıl- 69 E. Gene Frankland ’"The Developmental Dilemmas of Green Parties", Prepared for Delivery at the 1987 Annual Meeting of the Western Political Science Association, Disneyland Hotel Anaheim, California, March 26-28, 1987, s.33; Pilat, op.cit., s.224; Parkin, op.eit., s.98. 165 masını istiyordu. Bunlar konfederasyonda yer alırken, baskı grubu etkinliğinin sürdürülmesini isteyenler AdlT içinde kaldılar. Öte yandan MEP’in de bir kısım üyesi konfederasyona katılmamıştı. Bunlar başka bir parti örgütlenmesine gittiler ve böylece ikinci bir Yeşil Parti, Les Verts-Parti Ecologiste oluşturdu. İki yıl süren uzun çabalardan sonra Şubat 1984*de iki parti Les Yeşiller Verts 1984 (Yeşiller) Avrupa altında Parlamentosu hazırlanmaya başladılar. Yeşiller toplanmaya çalıştılarsa da AdlT'nin önemli adı birleşti. seçimlerine tek çatı altında ayrılıklar sona ermedi. isimlerinden B. Lalonde Yeşillerin dışında kaldı. Lalonde ılımlı kanatta yer almaktaydı, Yeşillerin tek istemlerini saf ve girişimiyle ve derhal tehlikeli Yeşillerden Ecologiste (ERE) ayrı yanlı listeyle bulyordu. ayrı adıyla bir silahsızlanıİması Entente liste girilen Lalonde'nin Radicale oluşturuldu. Avrupa İki Parlamentosu seçimlerinde Les Verts %3.4, ERE ise %3.3 oy oranı 70 elde etti. Oyların dağılması Avrupa Parlamentosunda sandalye kazanılmasını engellemişti. Lalonde, seçimlere Les katılma Verts tavrını listesinin 1986 dışında parlamento seçimlerinde de yineledi. Lalonde, Lyon'da Les Verts adayı J.Briére ile yarıştı, Lalonde %1.4 oy alırken Les Verts adayı %1.2 oy elde etti. Oranlı temsilin uygulandığı bu seçimlerde Les Verts, 96 seçim çevre- 70 Parkin, op.cit., s.101; Frankland, Müller-Rommel, op.cit., s.488-489. op.cit., s.34; 166 sinden yalnızca 22 seçim çevresinde seçimlere katıldı ve buralarda ortalama oy oranı %2.4’de kaldı; ulusal oyların % 1 .2 *sini alabilmişti, gönderemedi. adayın parlamentoya temsilci 22 belediye meclisi için gösterdiği 49 ortalama oy oranı ise %3.4 oldu. meclislerine yalnızca 3 temsilci gönderebildi. Bölge 71 1988 başkanlık seçiminde Les Veriş*in adayı A. Waehter, ilk turda 1 milyon oranı elde etti. Başkan 145 bin oyla %3.8 seçilen Mitterand yeni oy bir seçimle partisinin salt çoğunluğu sağlayabileceğini düşünerek parlamentoyu feshetti. hazırlıksız yakalanmıştı, mali nedenle etti. seçimleri olmaksızın boykot girdiği seçimlerinde..,%10.6 kazandı. Les verts, 1989 oy Les Vert sorunları Les oranı ile kuruluşundan bu vardı. Verts, Avrupa seçime Bu bölünme Parlamentosu 9 temsilcilik yana en büyük seçim başarısını bu seçimlerde elde etti. b - Green Party İngiltere’de Yeşil kurulan People adlı Partinin kuruluşu partiye 1973'te dayanmaktadır. 1972 yılında avukat, şirket yöneticisi, emlak komisyoncusu gibi mesleklere sahip 13 kişi bir ekolojik sorunları tartışmaktaydılar. 13 kişinin 13*ler Klubü katılımından (Thirteen Toplantılara katılanlar 71 araya İlk toplantıya esinlenerek Club) bir adıyla süre gelerek toplantılar sürdürüldü. sonra, Parkin, op.cit., s.103; Frankland, op.cit., s.35. ekolojik 16? yıkımdan sakınmak olduğuna karar Friends of için siyasal verdiler. the Earth Bu de etkinliğin arada gerekli 13*ler partilerle dışında yakın ilişki aramaktaydı, bu çabaları sonuç vermedi. Tek almaşığın yeni bir parti kurmak olduğu ortaya çıkmıştı. 13'lerden siyasal parti kurulması düşüncesine yatkın olanlar seçimlerde çevrecilerin aday olmasını istedikleri People (İnsanlar) adlı bir ilanı basında yayınlandıktan bir ay sonra, Şubat 1973’te 50 kişinin katılımıyla People adlı parti The Ecologist Blueprint dergisinin kuruldu. tartışmaya Survival” adlı . 72 ilkelerini benimsemişti: açtığı "The manifestonun temel -Ekolojik süreçlerin kırılmasında (disruption) düzeyin sağlanması. -Doğal kaynaklar ve enerjinin en yüksek muhafazası. -Artış ile kayıpların eşitlendiği nüfus. -Bireylerin ilk üç ilkeden sınırlanma hissetmekten çok, hoşlandıkları bir toplumsal en düşük 28 for Yeni parti, Şubat 1974’de yapılan düzeyde duygusu yapı. parlamento seçimlerinde parti 6 seçim çevresinde aday gösterdi. Seçime katıldığı kalırken, %3.9 oy seçimlerde 13’ler oranına parti yerlerde içinde ortalama yer alan erişmişti. birkaç seçim oyu Lesley Ekim’de %1.8’de Whittaher yenilenen çevresinde gösterdiyse de ortalama oyu %0.7’yi aşamadı ve 72 Parkin, op.cit., s.218. aday 168 başarısız sonuçlar elde etti. Parti "Yeşil yerleştirmek, düşünceyi" seçimleri mesaj geliştirmek, vermenin bir yolu olarak kullanmak amacıyla kurulmuştu. Partinin birçok yandaşı çeşitli çevreci ve barışçı örgütlerin üyesi olmasına karşın, çevreci ve barışçı gruplar partiye uzak durdular. partileri Onlar hükümeti etkileme siyasetlerini ve yönündeki sürdürmeyi muhalif büyük baskı grubu yeğlediler, küçük bir partide doğrudan yer almanın bu etkiyi azaltacağına inandılar. Ayrıca, 1974 başarısız sonuçlardan seçimlerinde sonra, elde sosyalist edilen ilkelere partide daha çok yer verilmesini isteyen üyelerin bir kısmı partiden altındaki ayrılıp Socialist Association-SERA’ya îşçi Partisi’nin Environment bağlandılar. baskı grubu olan SERA'nm küçük and etkisi Resources Sol eğilimler bir partiden fazla etkiye sahip olacağını düşünmekteydiler. bir daha Baskı grubu olmanın siyasette sonuç doğurmayacağına inanan partililer, baskı grubu siyasetine grupların desteğini alamamışlardı. ayrılmasıyla parti, bağlı çevreci Sol grupların da Friends of the Earth'ün etkisi altında sağ bir konuma yerleşti. People’m mercan ve turkuaz renklerini benimsemiş olması, basında "komünist" tonlu bir parti gibi gösterilmesine yol açınca, People’m adı 1975’de Ecology Party olarak değiştirildi, rengi de 73 Rüdig, op.cit., s.67; Parkin, op.cit., s.219; Frankland, op.cit., s.23. yeşile dönüştürüldü. 1979 genel seçimlerinde kaç seçim çevresinde seçime girileceği 1978 ve 1979 parti kurultaylarında tartışıldı. sayıda seçim çevresinde aday çıkarılması görüşüne karşılık, radyo ve Dikkatlice televizyonda kazanmak için 5 saptanmış az dakikalık gereken en az propaganda 50 seçim süresi çevresinde seçime katılma görüşü benimsendi. Ecology Party bu seçimlerde çevresinde yarıştı. Bu oyu, görülebileceği Tablo 2* de seçim 53 çevrelerinde seçim ortalama üzere, %1.5’ta kalirken, tüm oyların % 0 .13'ünü elde edebi İdi. Aynı yıl yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 3 seçim çevresinde 3 aday gösterildi, bunlar ortalama %3.7 oy oranına ulaştılar. seçimlerinde 72 1980 district (ilçe) aday gösterildi, meclisleri ortalama %5 .8 oy almda ama yalnızca bir meclis üye1 iği kazanılabiİdi. 1981 county (il) meclisleri seçimlerinde 325 aday gösterildi, yalnızca 30 aday %10'un üzerine çıkarken Bodwin'de elde edilen %50.1 oy oranıyla bir meclis üyeliği elde edildi. 1983’te yapılan genel seçimlerde 100 ’ün üzerinde kaldı. 1984'de seçimlerinde yarıştı; 17 elde aday yarıştı, yapılan seçim edilen ortalama Avrupa çevresinde %2.6 seçimlerinin de altında kalmıştı. % 1 'de oy Parlamentosu çevreci ortalama 74 adaylar oy 1979 Eylül 1985* de yapılan parti kurultayında 2/3 74 Parkin, op.cit., s.221-224; Frankland, op.cit., Müller-Rommel, op.cit., s.489; Rüdig, op.cit., s.67. s.24; 170 çoğunlukla partinin değiştirildi. İsim adı Green Party değişikliğine yandaş olarak olanlar, Avrupa’daki partilerin de bu adı benimsediğini, diğer partilerin seçmen kazanmak için ekolojik nitelemeler kullanarak ekoloji sözcüğünü bulanıklaştırdıklarını, Yeşil Parti farkı ortaya Karara adıyla partinin çıkarması karşı olanlar ötekilerle gerektiğini ise ekoloji arasındaki Öne sürdüler. kavramının halka anlatılıp berraklaştırılabileceğini, partinin Ecology Party adıyla seçmenler tarafından tanındığını ileri sürdüler. Partinin yeni adı kabul edilmekle birlikte, yerel örgütler her iki adın kullanılmasında serbest bırakıİdi1 ar. Green Party seçimlerinde 269 etti. İki gönderdi. ikinci district yerel ortalama %5.6 oy birinde girilen 1986 aday ortalama %4.3 oy yerde 1987 adıyla sağlarken bir oranı meclislerine seçimlerinde ise district temsilcilik elde yerel elde temsilci 260 aday meclislerinden edildi. 133 adayın yarıştığı 1987 genel seçimlerinde ortalama oy oranı %1.4’te kaldı; yalnızca 10 aday %2 ’yi aşabildi. Mayıs yarışan 1988 yerel Green seçimlerinde Party adaylarının 325 sandalye ortalama oy için oranı %4.1 olarak gerçekleşti; %58 ve %34 oy elde eden iki aday Stroud district meclisinde iki sandalye elde 75 . , - , etti. 1989 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yaklaşık %15 oy elde etmelerine karşın seçim sistemi 75 Parkin, op.cit., s.225-228. 171 Tablo 2: İngiltere’de Yeşillerin Seçimlerde Elde Ettiği Oy Oranları, 1974-1989 1974 1979 1983 0.7 1.5 1.0 1984 1987 1989 Ulusal Parlamento Seçimleri3 1.4 Avrupa Parlamen tosu Seçimleri* 3.7 2.6 -- 14.5 Kaynak: Parkin, op.cit., s.233; Müller-Rommel, op.cit., s.485; Rüdig, op.cit., 3.56; "How They...", The Economist, op.cit., s.26 a: Sonuçlar, seçime girilen yerlerde ortalamasıdır, b: Tüm oylar içinde elde edilen oran. alınan oyların nedeniyle temsilcilik kazanamadılar. Bu başarılarını daha sonra yapılan seçimlerde yineleyemediler. Mayıs 1991'de yapılan yerel seçimlerde, district meclisleri için yarışan Yeşil adaylar, aday oldukları yerlerde ortalama %5 oy oranı 76 1977’de İşçi Partisi hükümetinin önerdiği gibi, Britanya 12 seçim bölgesine ayrılmış ve oranlı temsil sistemi uygulanmış olsaydı, Yeşiller Avrupa Parlamentosuna 12 temsilci göndereceklerdi. "Summing up’’, The Economist, 24-30 June 1989, s.38. 172 sağladılar. c . Oie Grünen Federal kuruluş Almanya'da süreci, oluşturulan Die yerel çeşitli Grünen meclis aday (Yeşiller)'in seçimleri listeleri ile için başlar. Kitleselliğe ulaşmış harekete yeni açılımar sağlamak amacıyla, kurumsal siyaset alanına geçilmiştir. İlk platform kez, Zehlendorf’ta> olarak kullanmak girildi. Zehlendorf amacıyla oluşturulan Yurttaşlar belediye Seçmen meclisi de bir düşüncesiyle seçimlere merkezinin korunması girişimi, "Bağımsız kent yurttaş Birliği” meclisi adıyla seçimlerine Hayıs katıldı. 1975*te Seçim çevresinde oyların %12.9’unu kazanarak mecliste bir 78 temsilcilik elde etti. 1974-1977 çevreci hareket kitleselleşmesine karşın sonuç alamıyor, öte yandan da polis siyasal şiddet iktidar döneminde kullanarak kamuoyunda hareketi geriletmeye, göstericilerle ilgili olumsuz bir izlenim yaratmaya çalışıyordu. Bu dönemde birkaç yerde elde edien başarılı seçim sonuçları, seçimleri ve meclisleri bir platform olarak kulanma, tıkanma noktasındaki harekete yeni açılımlar sağlama düşüncesini pekiştirdi. Böylece yerel partilerin kurulması sürecine girildi. 77 78 "Hidden Hope for the Torries”, The Bconomist, 11-17 May 1991, s.39. Bora, "Çevre Demokrasi...", op.cit-, s.71 173 Eyalet düzeyinde ilk yerel parti 1977 yılında Wyhl ve Brokdorf kentlerinin bulunduğu Aşağı Saksonya eyaletinde Grüne Liste Umweltschutz-GLU (Çevre Koruma İçin Yeşil Liste) kuruldu. ”Kamuoyunun meclisteki tribünü" olacağını açıklayarak kurulan GLU, ilk kez eyalet Almanya meclisi yüzeyinde örgüttür. GLU seçimlerine örgütlenme 79 katılan düşüncesini geliştiren 1977-1978 yıllarında çeşitli eyaletlerde partileri oluştu; 1977-1980 yılları Almanya'nın tüm eyaletlerinde çeşitli eyalet ve partileri kuruldu. arasında adlar altında Eyalet seçimlerinde 1978-1988 yılları arasında kazanılan başarılar Tablo 3 ’de, 1979-1980 yılları arasında Bundestag ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde elde edilen başarılar ise Tablo 4 ’de gösterilmiştir. Haziran 1978*de Aşağı Saksonya (Niedersachsen) ve Hamburg*da eyalet meclislerine girilmese de birçok belediye meclis üyeliği kazanılmıştır. Bu sonuçların yarattığı olumlu etki ile, seçimleri Eski yaklaşırken Hristayan eğilimli Yaşil bazı Demokrat Eylem muhafazakâr eğilimli 1979 Avrupa Parlamentosu ittifaklar oluşmuştur. H.Gruhl’un Geleceği kurduğu GAZ Çevre Koruma sağ ile yine için Yeşil Liste GLU, Schleswig Holstein Yeşil Liste GLSH ve Bağımsız Almanların Eylem Topluluğu AUD, Avrupa Parlamentosu seçimlerine koalisyona anlaştılar. Aynı ittifaka 79 giderek başka Tanı! Bora, (der.) Yeşiller İletişim, 1988, s.41-42. ve katılma bazı konusunda grupların Sosyalizm, da İstanbul, 174 T a b lo 3 1 A lm a n y a 'd a E y a le t S e ç im le r in d e K a z a n ıla n S a n d a ly e S a y ı l a r ı , O , 1978 1979 Baden-Württemberg Bayern 1980 5.3 (6 ) 1.8Ü 3.7 Bremen 5 .iy (4> Hamburg GAL 4.6*^ Hessen 2.0^ Niedersachsen 3.9Ü E d ile n Oy 1982 1983 1984 8.0 (9 ) 1985 5.4 (5 ) Rheinland-Pfalz 10.4 (13) 5.9 (7 ) 1988 7.9 (10) 10.2 (10) 7.0 (8 ) 9.4 (10) 7.1 (11) 4.6 4.5 2.9 2.4£ 1987 10.6 (15) 3.0 Saarland 1986 7.5 (15) 7.2 (9 ) 7.7 (9 ) 8.0 (9 ) 6.5 (11) Nordrhein-Hestfalen O r a n l a r ı v e 1978-1988 4.6 Berlin AL“ Schleswig-Holstein 1981 E ld e 5.9 (6 ) 2.5 3.6 3.9 Kaynak: Parkin, o p . c i t . , s . 147 a: BL Bunte L iste 543*5; GUI Grüne L iste Umweltschutz 541.1 b: GLO e: GLB Grüne L iste Hessen X I.1; GAZ Grüne Aktion Zukunft X0.9 d: GBL Grüne Alternative L iste (Aralxk 1982'de yenilenen seçimde GAL 546.8 oyla 8 te m silc ilik elde e t t i . ) e: ADD Aktionsgemeinschaft Unabhängiger Deutscher f* niiîn Grüne L iste Schleswig-Holstein g: BLG Bremer Grüne L iste h; AL Alternative L iste 2.9 Tablo 4: Almanya’da Yeşillerin Seçimlerde Elde Ettiği Oy Oranları, 1979-1990 1979 1980 1983 1.5 1984 1987 1989 1990 5.6 8.3 — (27)a (42) Ulusal Parlamento Seçimleri 4.7/5.9b (8 ) Avrupa Parlamen tosu Seçimleri — 3.2 8.2/0.3C — 8.4 (8 ) (7) Kaynak: Parkin, op.cit., s.146; Müller-Rommel, op.cit., s.485; Rüdig, op.cit., s.56; Smith, op.cit., s.333; ”How They...” The Economiat, op.cit., s.26; "Variegated üinner, Red-Green Losers", The Economiat, 8-14 Deeember 1990, s.30. a: Kazanılan sandalye sayısı b: Birleşik Almanya seçim sonuçları. Batı"da Yeşiller %4.7 (sandalye kazanamadı); Doğu*da İttifak ’90 ve Yeşiller Koalisyonu %5.9 (8 sandalye kazandı.) c: Ekolojik Demokrat Parti-ÖDP %0.3 katılımıyla 16-17 Mart 1979’da beşyüz delegenin Sonstige bulunduğu Sindelfingen’deki toplantıda Politische Vereinigung-Die Grünen/SPV-Die (Alternatif Siyasal İttifak-Yeşi1ler) Grünen bir seçim birliği olarak kuruldu BBU’nun yönetim kurulu üyeleri Roland Vogt ve Petra Kelly de SPV’ye katıldı. yerel partiler bu çevre birliğe korumacıları, gruplarından Komünist katılmadılar. eşcinselleri, Birlik’i Sol Hamburg’da 1968’in bünyesinde Maocu toplayan Renkli Liste BL ile Berlin'de 300 yurttaş girişimi tarafından kurulan ve yine Maocu komünist grupların 176 (KPD-ML) yer aldığı 1968 direncilerinin etkisindeki Alternatif Liste AL, SPV'nin dışında kaldılar. 1979 Avrupa Parlamentosu 80 seçimlerinde SPV, %3.2 oy oranı elde etti;%5 oy barajı aşılamamıştı ama kazanılan oyla sağlanmıştı, Seçim 4.8 para milyon Örgütlenme propagandasında "ekoloj ik, Marklık toplumsal, yer taban devlet yardımı amacıyla kullanıldı. verilen dört demokrasisine ilke dayalı, şiddetsiz" Ekim 1979'da Offenbach'ta yapılan federal parti kuruluş girişimi toplantısında kabul edildi. 12-13 Ocak 1980’de Karlsruhe1deki kurultay*da federal parti olarak Muhafazakâr Die Grünen eğilimli (Yeşiller) GLU, AUD, sol kuruldu. yönelimli alternatif ve renkli listeler, komünist KB ve KPD-ML gibi örgütler aynı çatı altında Die Grünen* de bir araya gelmişti. Bu kurultuyda Petra Kelly, Yeşillerin anti-parti olacağını dile getirdi. Bu kavramla, parlamenter siyasete kaygıyla bakanlara güven vermek istiyor, partinin anti-bürokratik, anti-hiyerarşik olacağını vurguluyordu. İki ay sonra Saarbrücken1deki program kurultayında koyacak ve sol sol gruplar eğilimli bir ağırlıklarını program kabul 81 edilecektir. Die seçim 80 Grünen'in başarıları da kurulma sürecinde kazanılan etkili olmuştur. 1979 sonunda Parkin, op.cit., s.119-120. 81 İbid., s.120-121; Pilat, op.cit., Yeşiller___ op.cit., s.56-60. s.226-227; Bora, ip.. 177 Bremen eyalet meclisi seçimlerinde Bremen Yeşil Liste BGL ilk kez %5 barajını aşarak eyalet meclisinde 4 sandalye 8 kazandı. temsilcilik elde sonuçlarına karşın seçimlerinde Bununla Ardından Baden edildi. Başarılı 1980 birlikte, yinelenmiştir. ekiminde % 1 .5 parti oy eyalet yapılan oranında eyaletlerde Mayıs Württemberg *de Buntestag kalmıştır. başarılı 1981-Aralık seçim 1982 sonuçlar arasında yapılan eyalet seçimlerinde oldukça başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu süreç içerisinde yükselen barış hareketi, Yeşilleri ivmelendirmiştir. 1983 Bundestag seçimlerine giren Yeşiller %5.6 oy oranıyla federal mecliste, elde biri ettiler. Bundestag1da üç Batı Berlin Böylece parti temsilcisi 1950’den sistemini 28 beri sandalye ilk Yeşiller kez dördüncü parti olarak değiştirmiştir. 1984 yılında Avrupa Parlamentosu iki ayrı yeşil liste girdi. Die seçimlerine Grünen’de Yeşillerin" etkili olması nedeniyle GAZ'm H.Gruhl, Demokrat Ökologisch-Demokrat Parti) adıyla ayrı Partei "Sol kurucusu (Ekolojik bir listeyle seçimlere katıldı. Gruhl Yeşillerin NATO'dan ayrılma, tek yanlı silahsızlanma Önerilerine taraftar değildi; daha çok geleneksel merkez sağ düşünceler taşımaktaydı. seçimlerde Yeşiller %8.2 oy oranı 82 Bu elde ederken ÖDP %0 .3 oranında kalmıştır. 1985 yılında Hessen'de %5 82 Rüdig, op.cıt., s.58. oy barajı aşılıp 278 Yeşiller parlamento içi güç dengesi durumuna gelince Sosyal Demokrat "Kızıl-Yeşil” Parti, koalisyonu SPD koalisyon olarak anılan önerdi. koalisyon gerçekleşti. Yeşiller’den Joschka Fisher, Almanya’nın ilk Yeşil Bakanı olarak çevre bakanlığını getirildi. Koalisyon konusunda yayılırken, parti tartışmalar içinde Almanya yüzeyine "gerçekçi” kanat "reolos" ile "köktenci" önerileri olan ve koalisyona taraftar olmayan "fundis" belirginleşti. kanat 1987'de yaklaşırken parti değildi. Bu Yeşiller oylarını yapılacak içinde seçimlerde arasındaki koalisyon SPD artırdı; ve ayrılıklar genel seçimler sorunu çözülmüş CDU oy %8.3 oyla yitirirken ikisi Berlin temsilcisi 44 sandalye elde ettiler. Bundestag seçimlerinden bir ay 1987’de Hessen'de koalisyon sona konusu tesisi Nukera/Alkem Nisan*da yapılan nükleer seçimlerde Yeşiller oylarını %9.4’e, sonra, erdi. SPD temsilci Şubat Anlaşmazlık ile ilgiliydi. oy yitirirken sayılarını 10’a çıkardılar. 1980*de federal bir parti olan Die Grünen, on yılın sonunda Bundestag’da dördüncü parti olmuş ve yerini korumuştur. Bununla birlikte iki Almanya'nın birleşmesi seçimlerde sonrası yapılan genel Grünen Batı'da önemli ölçüde oy yitirmiştir, Die aralık 1990'da Birleşik Almanya genelinde yapılan seçimlerde Batıda Yeşiller %4.7 oy oranı ile barajı aşamayıp Bundestag'a Batıdan temsilci gönderemediler. Yeşiller tüm Almanya’da alabildiler. Doğu kullanılan Almanya’da oyların ise İttifak %3.9'unu *90 ile 179 Yeşiller arasındaki koalisyon Doğuda kullanılan %5.9'unu alarak Bundestag'da 8 sandalye 83 kazandı. Bu büyük düşüşün önemli nedenlerinden biri oyların Yeşillerin iki Almanya'nın birleşmesiyle bir görüş ortaya koyamaması, kamuoyunda, yer yer birleşme birleşmeye ilgili net isteyen Batı karşı bir görüntü sergilemiş olmasıdır. 2. Kuruluş Süreci île İlgili Bir Ara ve Grünen'in Değerlendirme Les Verts, Green Party Die kuruluş süreçleri topluca değerlendirildiğinde, Alman Yeşillerinin eyalet ve federal meclis seçimlerinde büyük seçim başarıları elde ettiği ilk dikkati çeken sonuç olmaktadır. İngiltere ve Fransa'da Yeşiller ulusal meclislere hiç temsilci gönderememişlerdir. Die Grünen'in başarısının Almanya'da geldiği toplumsal bir anda harekete yeni en muhalefet partileşmeye açılımlar önemli tıkanma gidilerek sağlanmış nedeni, noktasına toplumsal olmasıdır. Yeşil hareketin partileşmesi toplumsal muhalefetin pek çok unsurunu kapsayarak gerçekleştirilmiştir. Başlangıçta yerel federal düzeyde oluşturulan ölçekte oluşturan pek çok partinin liste/parti, yerel Örgütleri işlevini üstlenmiştir; ulusal parti yerel örgütlerin eşgüdümünü sağlamayı başarmıştır. 83 "Variegated...” op.cit., s.30. 180 İngiltere ve Fransa'da alanına Almanya'ya karşın, partinin hareketler göre ise erken bileşenleri yükselirken kurumsal çıkılmış olan örgütsel siyaset olmasına yeni toplumsal dağınıklılıktan kurtulunamamış olması başarıyı etkileyen önemli bir etmendir. Fransa'da kurulan seçim ittifakları sınırlı kalmış, genellikle kişisel biraraya gel inememiştir. ilkeler çerçevesinde kimliklerinin Almanya'da ama korunduğu içindir bağımsızlıklarını ki olduğu katılan bir bütünlük sağlanamamıştır. aranmadığı ya da taktik nedenlerle gibi grupların örgütlenme içinde Bu bütünlüğü sağlama yolu yerel gruplar, ittifakları yitirecekleri, hiyerarşik, merkeziyetçi örgütlenmeler biçiminde algılamışlardır. Oysa ulusal çaptaki seçimlerde ittifak başarısının ön koşullarmdandır."Birleşik" Yeşil Parti ancak 1984*te oluşturulabilmiştir. Bölünmüşlük Yeşilleri 1984 Avrupa nedeniyle Parlamentosu Fransız seçimlerinde temsilcilik elde edememiştir. İngiltere'de parti ile toplumsal hareketler arasında organik bağın başarılı biçimde kurulamaması ile anti-nükleer hareket ve barış hareketinin zayıf oluşu, partinin etmenlerdendir. başarılı olamamasını açıklayıcı Çevreci gruplar, baskı grubu olarak etkinlik göstermenin daha verimli sonuçlar vereceğini düşünerek yeni kurulmuş Green Party’ye uzak durmuşlardır. Bir çok yerel topluluk üyesi parti için çalışırken onların örgütleri Bu durum toplumsal partiye katılmamıştır. hareketlerle parti arasındaki 181 örgütsel ilişkinin zayıf kalmasına neden olmuştur. Ama daha önemlisi, parti de, çevreci örgütlerin baskı grubu siyaseti düşüncesinden etkilenerek, grubu gibi etkinlik gösterir bir baskı olmuştur. Siyasal sorumluluk almaya yönelik bir çaba içinde olunmamış, çevrenin korunması için tek tek bireylerin ya da kurulların davranışları değiştirilmeye çalışılmıştır. Meclislere temsilci olanaklarından sesi olmak da yararlanmak, amacıyla seçimler, göndererek partiyi bireylerin bu tabanın alanın meclisteki örgütlemek davranışlarını yerine, değiştirmeye yönelik olarak onlara çevre eğitimi vermek amacıyla kullanılmıştır. Seçim sonuçlarına bakıldığında 4) İngiltere ve Fransa’da (Tablo ulusal 1,2 ve parlamento seçimlerinde %1-2'lik bir oran görülmektedir. Her iki ülkede daha de Avrupa başarılı Parlamentosu sonuçlar seçimlerinde alınmıştır. görece 1989 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde İngiltere’de yaklaşık %15 oy seçim oranı elde temsilcilik edilip kazanılamazken; sistemi nedeniyle Fransa’da, ulusal seçimlerden farklı olarak %5 barajlı oranlı temsile dayalı edien Avrupa %10.6 sağlamıştır. Parlamentosu oy Bu oranı, iki ülke 9 seçim sistemiyle sandalye seçmeni, elde kazanılmasını Yeşilleri, ülke içinde etkili bir siyasal güç yapmaktan çok, danışma organı niteliğindeki Avrupa düşüncelerin temsilcileri olarak Parlamentosuna göndermek yeni istemiş 182 0 4 tir. seçim Bundan başka Ingiltere ve Fransa'nın ulusal sistemi yönelmesini seçmenin en etkilemektedir. çoğunluk sonuç azından İktidarın sisteminin alacak oranlı içinde Oysa temsil Yeşillere psikolojik belirlendiği etkisiyle biçimde kullanmaktadırlar. karşın ülke olarak bir seçmenler, seçimde oylarını büyük partiler Almanya’da %5'lık uygulanması öteki için baraja iki Yeşil partiye görece Die Grünen’in başarısını etkilemiştir. İngiltere ve Fransa'nın tersine Almanya'da Yeşiller'de sol köktenci gruplar etkin olmuştur. Bu durumda Les Verts ve Green Party ılımlı bir siyasal söyleme sahip olmuş, sorgulamamıştır. İngiliz yakın niteliği geliştirilmesini. İngiliz ve de parlamenter siyasal kültürünün merkeze köktenci güçleştirmiştir. Fransız seçmeni demokrasiyi bir söylem Bu bağlamda, Yeşilleri, diğer partilerden farkları bulunan almaşık partiler olarak görmemiştir. İngiltere olunamaması ve ve Fransa’da örgütsel kapsayıcı eşgüdüm bir eksikliği parti yanında mali sorunlar da partinin başarılı olamaması olgusunu 84 518 temsilciye sahip Avrupa Parlamentosunda 1984 seçimleri sonrası Rainbow (Gökkuşağı) adıyla 20 kişilik bir "Yeşil1' grup oluştu. Gökkuşağı adı çok renkliliği, yaşamı ve yaşamda iyimserliğin simgesi olarak seçilmişti. Yeşil terimi o tarihte günümüzdeki kadar yerleşmiş de değildi. 1989 seçimleri sonrası Avrupa Parlamentosunda Yeşiller (30) ve Gökkuşağı adı altında toplam 39 Yeşil temsilci bulunmaktadır. İki grup arasında düşünce açısından bir farklılık yoktur. 183 beslemiştir. Almanya’da elde edilen oya göre devlet yardımı sağlanması, örgütlenme aşamasındaki partinin mali sorunlarını aşmasına katkıda bulunmuştur. Her İngiltere görece, üç Yeşil ve Fransa’da başarılı partinin parti de ulusal olmuşlardır. yerel çevre yerel seçimlerde, meclis seçimlerine Çevreye duyarlı sorunlarından etkilenen seçmenlerden destek görmes i doğaldır. (Bir bölümde seçmen İncelenmektedir). hizmetlerin desteği/mekan Ayrıca sunulması yerel gündeme bir sonraki ilişkisi seçimlerde yerel gel ir çevre ki sağlığının korunması bunların başında yer alır. 1990’lı yıllara gelindiğinde her üç ülkede de Yeşil partilerin ulusal parlamento seçimlerinde elde ettikleri oylarda gerileme görülmektedir. Bu olgunun nedenleri ise bir yandan Yeşil hareketin bileşenleri olan toplumsal sönükleşmesiyle uğramasında, muhalefet partinin Öte hareketlerinin tabanda yandan da güç kaybına "yerleşik” siyasal partilerin programlarını görüntüde uyumlu1aştırmalarıyla Yeşillerin bir de olsa en çevreye önemi i mevzilerinden birini yitirmelerinde aranmalıdır. III. PARTİ ÖRGÜTÜ Çalışma partileri kapsamına arasında farklılıklardan daha giren örgütel çoktur. ülkelerin yeşil açıdan benzerlikler, Benzer toplumsal ve 184 düşünsel ortamda ortaya çıkmışlar, bu ortamın ürünü olan hareket 1erin toplumsal alanındaki sözcüleri olmuşlardır. olgunun da bir sonucu olarak yer aldığı kurumsal programları Bu siyaset belirleyici istem ve önerilerinin da benzer düşünaeler içermektedir. A- Yeşil Parti Örgüt Modeli Yeşil partinin başat örgütlenme ilkesi tabanın etkinliği partilerinin üyelerin ve 85 her düzeyde dayandığı sorun çözme temsil kendini MerkeziyetçiF bürokratik bir Yeşillerinin "vekil" parti kabul partilerin çok, geliştirilmesine ilkesi geleneği kavramlaştırdığı partilerce de genel yerleşik yönetim Kitle ilkesinden yeteneğinin çalışılan kendi kaygısıyla denetimidir. geçerlidir. sürdüreceği öngörmezler. ve öteki Alman Yeşil gören taban demokrasisi, merkeziyetçi, bürokratik eğilimlerinin yerine, yerinden yönetim ve katılımının esas alınmasını ifade eder. Bu amaçla, yatay ve dikey olarak bölünmüş, örgütlerde Ayrıca, bu geniş bir ilkenin özerklik yerel esas partide erk ve bölgesel alınmıştır. gereği olarak toplantılar tüm Kitle ve kadro partileri ayırımı için bkz. Maurice Duverger, Siyasi Partiler, çev. E.Özbudun, 2. Baskı, Ankara, Bilgi Yayınevi, 1974, s.106-115; Ergun Özbudun, Siyasal Partiler, 4. Baskı, Ankara, A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları No:471, 1983, s.81-83. 185 \ üyelere ve halka açık yapılmaktadır. Bu ilkeyle bağlantılı tabandan özerkleşmiş Önderlik kurumunun partilerde erkek ama olarak, taban oluşumu uzmanlaşmış, adına karar istenmez. egemenliği . de veren Yerleşik Yeşil partide engellenmeye çalışılır. Yeşi1 yerine, partide yaşarkaİma katılımın sınıf temel inde temel ine sağlanması dayanan arayışı bir her üyelik kesimden vardır. Özellikle Marksizme yönelttiği eleştiriyle sınıfsal çatışmanın öneminin kalmadığı, sorunun yaşamak ya da yok olmak ikilimine dönüştüğü olduğu gibi önemli vurgulanır. üye sayısını olan, Kitle partilerinde artırmak çabası mesajların daha güdülmez; çok kişiye ulaştırılmasıdır. Yeşil parti Örgütlenmesinin bir başka önemli ilkesi, her vermemektir. tür etkini iklerinde Toplumsal destek şiddete bulmak yer amaçlarını ifadeye kavuşturmak ya da herhangi bir konuda karşı tavır almak için şiddet öğesi içermeyen araçlardan yararlanılması ilkesi vardır. Biçimsel örgütsel parti yapısı bazı örgütü bakımından açılardan kitle Yeşillerin partilerinin Özelliklerinden farklı değildir. Üye ödentisi, ve bölgesel kollar, parti siyasalarını yerel karara bağlayan ulusal kurultay, günlük işleri yürütmek için yönetim kurulları biçimsel benzerliklerdir. Frankland, op.cit., s.4. 86 186 ) Parti örgütlenmesinin temel birimi üyelerdir. En geniş üyeye Alman Yeşilleri sahiptir; 43 bin üyesi bulunmaktadır. İngiltere'de Fransa1da varken, Başlangıçta Yeşil Q 1200 parti bin üye dışında dolayında üye 87 bulunmaktadır. bir partiye üye olmaya izin verilirken, her üç ülkede de ikinci bir parti üyeliği alternatif ayrıca yasaklanmış liste partilerine Yeşillerin partinin adayı durumdadır. üyesi de üye olmayanlar olabilmektedir. Her Almanya'da olunabilmekte da seçimlerde üç ülkede de partinin çeşitli yönetim kademelerindeki her toplantı üyelere açıktır. gruplarının Almanya'da (Fraktion) bazı yalnızca, meclis toplantıları kapalı yapı1 ır. Yeşil partide denecek kadar azdır. olarak yerine Uygulamanın ücretli Parti sayısı yok işleri üyelerce gönüllü getirilir; nedeni, çalışan bunlara uzmanlaşmış ücret parti oluşumunu engellemek, parti için çalışmayı, Ödenmez. elitinin partide kariyer yapma amacından bağımsız kılmaktır. Yeşillerin en üst karar organı kurultaydır. (Bkz.Tablo 5). tümünün katılımına açıktır. 88 yıllık ulusal Kurultay, Fransa ve üyelerin İngiltere'de üyeler aynı zamanda delegeyken, Almanya'da - üye 87 Parkin, op.cit., s.109, 111, 212. 80 Yeşilerin parti örgütlerini biçimlendiren kurallar için bkz. Les Verts, Statuts Des Verts; The Green Party, Green Party Consitution. Ayrıca Fransız, İngiliz, Alman Yeşillerinin parti örgüt şemaları için bkz. Parkin, op.cit., s.109,145,196. 187 ) sayısının çokluğu nedeniyle - yerel parti örgütleri ulusal kurultay delegelerini seçmektedir. Kurultay’da kararların oy çokluğu ile alınması zaman zaman kaçınılmaz da olsa, her düzeyde olduğu gibi, azınlık görüşlerin ifadesi kararlarda bir oydaşma Kararlar, daha hak olarak oluşturmaya önceden korunmakta ve çalışılmaktadır. biçmlendiriİmiş önerilerin onaylanmasından çok, delegelerin katılımını yansıt maktadır. Kurultay toplantıda olmadığı zamanlarda en yüksek organ parti konseyidir; ancak bu organ siyasa oluşturmaya yetkili kurultayda saptanmış açıklamaktır. bir Les organ parti değildir, görevi siyasalarını Verts’de halka Bölgelerarası Ulusal Konsey*in (CNIR) üyelerinin 1/4'ü kurultayca, kalanı bölge örgütlerince seçilmektedir. Toplam 20 bölge örgütünün herbiri, üyelerinin sayısına oranlı olarak ve sekiz gönderir. kişiyi aşmayacak biçimde temsilcilerini CNIR yılda dört kez toplanmaktadır. Green Party'de yılda 4 kez toplanan Parti Konseyi 25 üyeden oluşur. Bunların 14*ü bölgelerin seçtiği (toplam 14 bölgeden birer temsilci) 4*ü yıllık kurultayda, oylarla seçilmiş 4*ü seçilir. tüm dolmaktadır. Die üyelerin Kalan Yeşillere temsilcilerdir. üç postayla üyelik yerel ayrılmaktadır, Grünen'de federal gönderdiği meclislere ama nadiren konseyin, BHA (Bundeshauptausschuss) üyeleri eyalet kurultaylarınca seçilir. BHA yılda 8 kez toplanmaktadır. 09 QQ Ibid.; Frankland, op.cit., s.28; "Ingiliz Yeşil Partisi", Alev Çamsan *nm Jane Taylor ile söyleşisi, Yeşil Dünya Sayı 7 (Kasım 1990), s.14. 188 ) Parti konseyinin etkinlikleri yürüten kontrol organ ettiği, yönetim günlük kuruludur. Fransa'da 10 ile 20 üyeden oluşan yönetim kurulunu, CNIH seçer ve kontrol eder. Yönetim kurulu 3 haftada bir toplanır; üyeleri ama oy hakkı yoktur. CNIR toplantılarında bulunur Green Party*de yönetim kurulu adıyla bir kurul bulunmamakla birlikte, kurul işlevi, parti konseyinin olmayan üç üstlenilmiştir. işlevi bir yıl için seçtiği, eş-başkan yardımcısı Bunlar anlamda görmektedir. bir Die başkanları tarafından yönetim Grünen’de, kurulu haftada bir toplanan onbir üyeli Federal Yönetim Kurulu*nu, BuVo (Bundesvorstand), federal kurultay seçer. BuVo, bir üst organ olan BHA’ya sorumludur. Yeşillerde Yerleşik önderlik partileri hiyerarşik, niteleyen Yeşiller, örgütlenmeye önderlik Sözcüye görevini değil vermeleri de de, oligarşik üstlenen statüleri partinin eş-sozcüler önder vardır. sözcülere konumuna bir klasik yalnızca eşit olarak farklı Yeşillerde görmeyen, sözcünün bulunmamaktadır. bakımından gitmişlerdir. anlamıyla önder işlevi sözcülüğü kurumu yer gelmemesi içindir. Les Verts yönetim kurulu bünyesinde yer alan dört eş-sözcüye . sahiptir. seçtiği üç kuruluna eş-sözcü dahil parlamento üç grubu, Green vardır. eş-sözcü grubun Party'de Almanya'da konseyin da yönetim bulunmaktadır. Ayrıca sözcüleri konumunda üç eş-sözcü seçmektedir. Almanya'da eyalet Ölçeğinde de parti Örgüt yapısı Yalnız federal Baden-Württemberg düzeyde olduğu gibidir. eyaletinde parlamento 189 ) Tablo 5: Yeşil Parti Örgüt Yapısı *■ - -- PARTİ ULUSAL KONSEYİ YILLIK KURULTAY Üyelerini İngiltere ve En üst karar organı. Fransa’da yıllık kurul Fransa ve İngiltere’de tay ve bölge örgütleri tüm üyeler delegeyken seçerken, Almanya’da Almanya’da delegeleri eyalet kurultayları seçer. yerel örgütler seçer. yönlendi rir kontrol eder --*t ... Çalışma Grupları t... YÖNETİM KURULU ... * (Almanya’da eya Günlük etkiniikleri Eyalet (Al let çalışma grup yürütür.Almanya'da manya 1da > ları temsilci gön üyelerini federal Örgütleri derir. yıllık kurultay se Bölge ya da çer .Fransa’da ulusal konsey seçer.İngiİtere’de konseyin seçti Yerel Örgütler ği üç başkan yardım cısı kurul işlevi görür. ÜYELER 190 ) grubunun tek sözcüsü vardır. Yeşillerde yerel örgütler geniş bir özerkliğe sahiptir. Buradaki tek sınır kurultayda alınan siyasa kararlarına uygunluktur. oluşturmamak ve ülke yönetim ilkesini, geçirmek yerinden Hiyerarşik için önce örgütlenme önerdikleri öz yönetim bir yerinden örgütlerinde ilkesine yaşama dayanan bir örgütlenmenin gerekçesidir. Yerel ve bölge örgütleri etkinliklerinde geniş bir özerkliğe sahip oldukları gibi, seçimlerde adaylarını kendi 1eri bel irİçmekte dirler. Yerel ölçekli kampanyalar düzenleyebilirler. Program önerileri geliştiren ulusal ölçekteki çalışma gruplarından ayrı olarak yerel örgütler de çalışma grupları oluşturabilirler. Üyeler çalışma gruplarında herhangi bir koşul olmaksızın yer alabilmektedirler. Yeşillerde, partinin konsey, kurul ve komisyonlarında, seçimlerde çıkarılan aday 1 ietele rinde cinslerin eşit temsili ilkesi geçerlidir. Bu ilke, aynı zamanda taban demokrasisi ilkesinin de bir gereği olarak, saldırgan, erkeksi siyasal söylemle ve kadınların siyasal, hiyerarşik yapı1arla ekonomik haklarına mücadeleyi ifade baskı yapan etmektedir. Almanya'da 1986'da yapılan ve 13 sandalye kazanılan Hamburg eyalet meclisi seçimlerinde, GAL aday listesi tümüyle kadın adaylara yer vermekteydi. Yine Almanya'da tüzük gereği, yönetim kurulunun 6 üyesi kadınlardan 5 îngiİtere'de 1984 Avrupa yarışan üyesi adayların erkeklerden Parlamentosu çoğu, 1985'te oluşmaktadır. seçimlerinde eş-başkan 191 yardımcılarının tümü kadındı. ağırlıklı Almanya'da kadınlar olarak partide yer alırken, Fransa 1da-özendirilmesine karşın- İngiltere ve kadınlar parti yönetiminde etkili değildir. Almanya'da, seçimlerde sonucu Yeşil olarak federal ve gruplar oluşunca, ilişkisini düzenlemek başarı eyalet parlamentolarında parlamento grubu gerekmiştir. Grünen'in modeli iki ayak kuramına dayanmaktaydı: kazanılmasının Yeşil ile parti 1980*lerde Die (two leg theory) hareketin istemlerini parlamenter alanda dile getirecek olan hareketli ayak ve parlamento dışındaki, yere basan, destekleyici ayak temsilcilerin hareketin parti "taban". tabandan özerk "parlamentarize" elitlerinin kurallar ya olamazlar. parlamento yer da Yönetim grubu parlamento grubu üyelerine aylıklarının eyalet yönetim ya için da açık da Bundestag bazı eyalet anda üyesi toplantıları olduğu yönetim gibi, organları milletvekillerinin projelerde 91 „ kullanılmak üzere Eko-Fon’a aktarılmıştır. Kurulta- 90 yerel aynı kurullarının organlarının toplantıları çoğu, uzmanlaşmış milletvekilleri üyelerine açıktır. ve gelmemesi, engellemek Federal alan Parlamentodaki duruma olmaması oluşumunu getirilmiştir. meclislerinde federal olan daha önemli ve alternatif Frankland, op.cit., s.6 , 29. ^ E. Gene Frankland7 "The Dilemmas of Party Development: The West German Greens", Prepared for Delivery at the 1986 Annual Meeting of the Midwest Political Science Association, Palmer House, Chicago, III, April 9-12 1986, s.5. 192 ym siyasa kararlarına aykırı davranan milletveki11 erinin görevden çekilmesini zorunlu kılan "emredici vekalet" kuralı benimsenmiş durumdadır. Bir başka kural da "rotasyon"dur. Rotasyon, yöneticilerin ve milletvekillerinin oluşturmalarını ve uzman toplumsal bir grup hareketten özerkleşmelerini önlemek için, milletvekillerinin ya da yöneticilerin belli aralıklarla görevi devretmesi sıralarda anlamına yer gel ir. alıp Parti 1işteşinde seçilemeyenler, iki mi 1 letveki1 leriyle yer değiştirmekte, 92 olmaktadırlar. Yönetsel organların rotasyona tabi tutulmakta, kalabilmektedirler. yer verilmezken, Almanya'da dışında, Les Green rotasyon, ilke kabul yıl alt sonra milletvekili üyeleri kısa de sürelerle rotasyon Party’de Baden tüm eyaletlerce eyalet düzeyinde bu görevde Verts'de başkasına ilkesine benimsenmiştir. Württemberg eyaleti edilmiştir. benimsenmemekle Burada, birlikte, seçim çevresindeki yerel örgütler, rotasyon uygulayıp uygulamayacaklarına Yeşillerin bağımsızca Bundestag’taki karar temsilcileri verebilirler. için ilke, temsilcilerin ve haleflerin aynı maaşı alması, parti grubunda eşit oya sahip olması ve iki yıl sonra görev değişimi yapılması biçimindedir. 92 Berlin'de, 1983 yılında Alternatif Liste Federal Meclisteki dokuz milletvekilini rotasyona tabi tutunca Hristiyan Demokrat Parti, rotasyonun anayasaya aykırılığı savıyla mahkemeye başvurdu. Mahkeme, görevden çekilip yerini başkasına bırakanların, gönülsüz olarak, rıza göstermeden rotasyona uymaları yönünde bir kanıt bulunmadığından anayasaya aykırılık görmedi. Ibid., s.15. 193 Rotasyon oldu. ilkesi Rotasyonun \ kısalttığı hareket gücün ve hünerli ederek önemli elde tutulma kişilerin parti yine engellemediği, tartışmalara güçlü ayrıca neden süresini içinde yatay konumda kalmalarını deneyimli kişilerden yararlanamama sorununun ortaya çıktığı ileri 93 sürüldü. Parti, Bundestag üyelerinin tümünün rotasyona tabi olması "anti-parti"olduğunu 1985'te kararını ilân eden milletvekillerinin Tartışmalar düzeyinde sürerken, ikircikli aldı, Petra tümü Kelly de ortaya Sonuçta federal düzeyde rotasyon dışında rotasyona eyaletlerde durumlar Yeşillerin uydu. uygulama çıkmaktaydı. ilkesi kaldırıldı, uygulma eyaletler düzeyinde serbest bırakıldı. Almanya'da temsil edilen kendilerine yaptıkları federal Yeşiller, ait bir ve eyalet meclislerde siyasal 94 muhalefetle, meal islerinde ilkeli ve söylem geliştirerek siyasal kurumların sağladığı olanakları iyi kullandılar. Giyimle ilgili kurallara uymayarak, oturumlara çiçek ya da çelenk getirerek, meclisin meclis mono kürsüsü kültürünü önünde pankart değiştirdiler; açarak dahası iktidara ve muhalefete muhalefet yaparak kendi düşün- ^ Parkin, op.cit., s.131. 94 _ _ Alman Yeşillerinin meclis etkinlikleri için bkz. E Gene Frankland, "Green Parliamentary Oppositions in West Germany, 1980-1985", Revised version of paper presented at Annual Meeting of American Political Science Association, August-September 1985, New Orleans, LA, passim. 194 V çelerini kamuoyuna duyurmaya çalıştılar; çevre sorunları ile ilgili olarak parlamenter girişimleri (yasa tasarısı, öneri, yazılı yada sözlü soru, tartışma oturumları) daha çok temsilciye sahip öteki partilerden çok kullandılar. Parlamenter etkinlik harekete bir açılım sağladı, ama hem parlamento grubu ile taban arasındaki ilişki hem de parlamentoda başka partilerle önemli koalisyona sorunlarla uygulamada, kazandı. hem girilmesi bağlamında karşılaştı. partiden Parlamento hem parti Parlamento de grubunun tabandan parti grubu özerklik yönetiminin denetimine sokulması düşüncesinin, milletvekillerinin tabana sorumlu olduğu görüşüyle kabul edilmemesi ve ikinci olarak da parlamenter mücadeleye, giderek parlamento dışı mücadeleden daha çok önem verilmesi böyle bir sonuoun Meclislerdeki "hareketli doğmasını etkilemiştir. ayak" parlamento dışındaki "sabit ayak"tan daha çok önem kazanınca "iki ayak kuramı" işlemez duruma gelmiştir. Parti örgütlenmesinin yukarıda anılan ilkeleri yeni bir parti uyandırmıştır. tipinin Ancak, oluştuğu ilkelerin giderek başarısız kalınması, ve temsilcilerin toplumsal öteki partilerle azaltmıştır. uygulanmasında parlamenter çalışmanın hareketin arasındaki Bu gelişmeler izlenimini parti önüne geçmesi farklılıkları içindeki düşünsel ayrılıklarla da yakından ilgilidir. .-d 295 B. Parti İçi Bölünme Yeşillerde ayrı grubun var iki farkıl olduğu görüşün yarattığı görülmektedir. Bu iki gruplar» çalışma kapsamına giren ülkelerin Yeşil partilerinde değişik adlar almakla birlikte, köktenci (radikal) ve gerçekçi bilir. önce (realist) kanatlar Gerçekçiler, açıklanan Toplumsal birey biçiminde adlandırıla çevrecilik başlığı altında daha ideal yapının düşüncesinde yaklaşımın uzantılarıdır. değiştirilmesi bir isteminden değişim çok, gerekliliğine inanmaktadırlar. Partinin etkinlik- lerinde bu amaç aşılmamalı, kurumsal siyasetin bütün olanaklarından, fırsatlarından geniş ölçüde yararlanılmalıdır. Buna karşılık köktenci kanat, toplumsal yapının çevrecilik yaklaşımı palana doğrultusunda çıkarmakta, ilişkisinin değiştirilmesi partinin istemini toplumsal zayıflatılmaması gereğini ön hareketle vurgulamak tadır. Bu bağlamda, kurumsal siyasetin olanaklarından yararlanılırken toplumsal hareketin ,'parlamentarizm,'e dönüşmesi tehlikesine dikkat çekmektedirler. Toplumsal hareket ile parti arasında ve Yeşiller ile Öteki partiler arasında nasıl bir ilişki kurulacağı sorunu, partinin dışa dönük etkinliklerini etkilemekte, bu ise geri besleme etkisi yaparak parti içi tartışmayı körüklemektedir. İngiltere'de bölünme, merkezciler (centralist) ile yerinden yönetimciler görülmektedir. 1978’de kurulması ve 1979*daki (decentralist) partinin seçim bölge biçiminde Örgütleri başarısızlığı parti 196 içinde tartışma yaratmıştır. üzerinde Tartışma partinin rolü düğümlenmekteydi. çalışmalarında Merkezciler, ağırlığın seçim parti mücadelesine verilmesini isterken, yerinden yönetimciler, yerel kampanyalar odaklaşıİması ile doğrudan çeşitli üzerinde 95 savunmaktadırlar. görüşünü eylem Merkezciler, her düzeyde seçimlere girilmesinden ve temsilcilik yanadırlarj devrimci kazanma şiddet geleneği antipatisini mücadelesi içermeyen olmayan çekeceği, verilmesinden protestoların Ingiltere'de, bu nedenle seçmen bile, seçmenin tabanının daralacağı görüşündedirler; siyasal partilerle destek ilişkisine girilmesine olumsuz yaklaşmazlar. Yerinden yönetimciler alternatif yada köktenciler, gruplarla ilişki yerel çevreci içindedirler. ulusal parti örgütünün güçlendirilmesine, rolünün abartılmasına karşıdırlar; ve Bunlar seçimlerin doğrudan eylem tarzını vurgulamakta, toplumsal hareketin güçlendi rilmesi ve Köktenci yükseltilmesi kanat, partinin gereğine inanmaktadırlar. başarısızlığını da, yeni toplumsal hareketlerin desteğine ulaşılamamış olunma sına bağlamaktadır. Merkezciler ise başarısızlığın kaynağını Sosyal Demokrat Parti/ Liberal varlığına, bu partinin 96 bağlamaktadır. 95 Yeşil oyları ittifak*m çekmesine Parkin, op.cit-, s.222. ^ Frankland, ”The Developmental — ", op.cit., s.30-31. Frankland parti içi kanatlara "Seçimciler" (electoralİst) ve anarşistler (anarchists) adını vermektedir. Çevreciliğin 197 Yeşil örgütleme Parti’nin ile ilgil seçim başarısızlıklarını sorunlarını araştırmak ve için kurulan çalışma grubu, önerilerini 1986 konferansına sundu. Öneriler arasında parti üst yönetiminin güçlendirilmesi ve parti yönetiminde temsil ilkesinin uygulanması yer almaktaydı; ama part i yönetiminin bu gücü kötüye kullanması tehlikesi giderilmiş değildi. Öneriler Çalışma yerinden yönetimcilerin grubunda "Maingreen" konferans raporu, yer alan tepkisini çekti. üye,daha sonra, iki adıyla başka bir rapor hazırladılar ve çağrısı partiyi yaptılar. yıkmaya Parti yönelik niteledi; parti meclisinin, onayı üst bir yönetimi, çaba olarak olmadan yapılacak toplantıları ve yayınlanan bültenleri yasaklama hakkı olduğu açıklandı. Sonuçta, raporu hazırlayan Tyler ve 97 Ekins partiden istifa ettiler. Fransa'da altında Yeşillerin gelişememesini bölünmeler, parti de tekbir parti etkileyen örgütlenmesine, onun çatısı düşünsel toplumsal hareketle ilişkisine bakıştaki farklılıktan kaynağını almıştır. Bunun yanında, kişisel uyuşmazlıklar da Yeşillerdeki bölünmeyi etkilemiştir. Fransa'da İngiltere'de Yeşiller olduğu içindeki köktenci gibi, parlamenter kanat, mücadeleye köktenci kolu, her ne kadar devlete, onun kurumlarına karşı olsa da, anarşist, siyasal kurara ve kılgı açısından başka bir siyasal oluşuma karşılık geldiğinden bu sözcük, yanlış çağrışımlar yapabilecektir. 97 Parkin, op.eit., s.227-228. 198 olumlu yaklaşmamaktadır. örgütlenmesine de uzak Başlangıçta, durmuşlar, eylemin seçim ittifaklarına Köktenci kanat, hareketi, tutarak, yerel düzeydeki çevreci karşı siyasal doğrudan parti yerel çıkmışlardır. sistemin dışında eylemleri ve bu eylemci gruplarla ilişkiyi desteklemektedir. Gerçekçi kanat ise siyasal sisteme içten müdahale etmek için 98 siyasal süreçlere katı1ınmasını istemektedir. Fransa'da nedeniyle de Lalonde'un Yeşiller kişisel arasında karizması bölünme olmuştur. Lalonde'un 1980'lerin başında Yeşillerin tek yanlı ve hemen silahsızlanma önerilerini saf ve tehlikeli bloğa bularak sosyalist Fransa için yakınlaşması Yeşilleri bölmüştür. Lalonde 1984 Avrupa Parlamentosu seçimlerine ve 1986 ulusal meclis seçimlerine ayrı 99 liste çıkararak katılmıştır. Lalonde’un kamuoyunda tanınmış bir isim olması, Yeşillerin onun kişiliğini aşmalarında başarısız kalmalarını etkilemiştir. Fransa kanat grup ve İngiltere'de, ağırlıktayken belirlerken, ve Yeşillerde partinin Almanya’da bir gerçekçi etkinliklerini bu ara köktenciler Simonnet, op.cit., s.111, 116. Lalonde, 1986 seçimlerine sağ ve sol yelpazeden kişilerle liste oluşturup girmesinin nedenini açıklarken, çevreci bir partinin kurulmasına karşı olduğunu belirtmektedir. Ona göre, çevre bir partinin sorunu değil, herkesi ilgilendiren bir konudur. Bu bakımdan, herkesle işbirliği yapabilmelinin koşulu olarak çevreci parti etiketinden kurtulunmalıdır. (Bkz. "Çevreci Bir Partinin Kurulmasına Karşıyım", Leslie Anagnan'm Brice Lalonde ile söyleşisi, Şehir, Sayı 11 (Ocak 1980), s.86-88. etkili olmuştur. Almanya’da bölünme grupların anıldıkları adlarla realist sözcüğünden "reolo” ve fundementalist (ilkeli) sözcüğünden "fundi” arasındadır. Yeşiller kazanmaya eyalet başlayınca meclislerinde hareket ile temsilailik parti arasındaki ilişkiler ve kurumsal siyaset alanındaki etkinliğin amacı tartışılmaya başlandı. 1980'lerin hemen başında Yeşillerin çoğu, partilerini yerleşik ilke ve değerlerle uzlaşmayan ve yerleşik partilerle hükümet sorumluluğu alternatif birlikte, paylaşmayan, bir parti ilkeli destekçilerinin ilkeli olarak muhalefeti, somut muhalefet görüyordu. partinin sonuçlar Bununla bir başarma yapan kısım beklentisi nedeniyle sürdürmek güçleşti. Öte yandan, koalisyon ortağı olmak düşüncesine karşı, bunun için Ödenecek bedeli vurgulayan görüşler ortaya atılıyordu. Böylece bir gruplaşma belirdi. İki kanat arasında partinin bakımından daha gerilerde yatan bir sonul amaçları farklılaşma da vardır. Reolos ya da gerçekçi kanada göre, hiç kimse bir devrim başarabileceğini hatta küçük ölçekli bir toplumsal mez. Güçlü dönüşüm gerçekleştirebileceğini örgütlenmiş kısa dönemli amaçları verirken, çıkarlar sürekli söyleye büyümenin için çevreye ve topluma zarar siyasette erdemli davranış ve muhalefet, Yeşilleri kenarda bırakacak, etkisiz kılacaktır.100 100 Parkin, op.cit., s.125. 200 Bu nedenle "yapıcı" siyaset yapılmalıdır. sosyal demokrasi ile koalisyon bağlamında düşünülmelidir. zaten dönüştüremezler, Özellikle yapıcı siyaset Yeşiller %5 oyla toplumu yapılması, gereken küçük değişiklikleri gerçekleştirebilmek olmalıdır. Fundis ya da köktenci kanada göre, muhalefetin devamı, toplumsal meclislerdeki yapıyı Hareketin sorgulamalıdır. toplumunu ekolojik topluma dönüştürmektir. Bu amaç, partilerle Çünkü ilişki yerleşik birbirlerine benzerler, koalisyon, var Yeşillerin amacı, parti, endüstri lıdır. partinin olarak olan kapitalist diğer ve bütün sesi toplumsal olan köktenci kurularak partiler zayıflatılmama- Yeşillere değil, bu partilerle uzlaşma ya da siyaseti meşrulaştırmak değişim amacına ve ulaşmayı geciktirmek olacaktır. Meclislere temsilci gönderil mesiyle, köktenci kanat, Yeşillerin "parlamentarize” olması, toplumsal koltuklarında hareketin köktenciliğin desteğinin yitirilmesi ve meclis tehlikesini vurgulamıştır. 1987 arasındaki Duisburg kurultayında iki kanat farklılıklar somut politikalar konusunda da belirginleşti: Köktenci kanat, nükleer santralle rin derhal çıkılmasını, devreden SPD ile çıkarılmasını, koalisyona NATO*dan asla hemen girilmemesini isterken; gerçekçi kanat, nükleer enerjiden adım adım vaz geçilmesine, ilk aşamada ciddi bir silahsızlanam politikasına ve "kızı1-yeşi1" koalisyona taraftar- 201 Almanya’da, duydukları Yeşillerin rahatsızlık ekonomik sonucu programından partiden ayrılan ve Ekolojik Demokratik Parti'yi kuran dar bir gruptan da söz etmek gerekir. "eko-liberaller", yayımladıkları verdiler: olur. H.Gruhl'un 7-8 Mart değişme Parlamentonun var parlamentoda nedenle yer SPD olan şartları girişimlerinden Almanya’da federal zaman iki her Gerçekçiler etkin hükümetinin ortağı ile başarmak iyileştirmekse başına ile ayrıcalıklı yer uzlaşma olarak anlamlıdır. korkulmamalı Bu ve bağlar kurmak yerine tüm partilerle ilişki aramalıdır. zaman görüş 1ere yalnızca tek yaptığı Tageszeitung1da şu parçası almak uzlaşma Yeşiller, 1984*de bildirilerinde Toplumsal istediğimiz, sözcülüğünü ve 102 eyalet kanat da olduğunda partilerinde etkili olmuştur. (Hessen) olunurken, koalisyon köktenciler olduğunda (Hamburg) ilkeli muhalefet zamanlarda parti içinde gerçekçi etkin yapıldı. Son kanat güç kazanmıştır. Köktenci kanat ise partinin giderek sağa kaydığını gerekçe göstererek Yeşillerden ayrılma ve yeni bir parti gerekçelerini, yaparak içindedir. kurma ”bu sosyal Çevrenin kararı parti artık demokratlara kirletilmesi 101 B„o ra , „Yeşiller___ op.cıt., 102 almıştır. Parkın, op.cit., s.128-129. s . 107. J.Ditfurth siyasi yaranmak ve fahişelik çabası tabiatın 202 katledilmesine partide Yeşiller bizim artık ortak yapabileceğimiz oldular* bir şey yok" Bu 103 biçiminde açıklamaktadır. Görüş ayrılıkları Almanya'da partiden kopmaya neden olmuştur; seslilikle oysa kazanıldığı Almanya, bir başarının yapı çok sunmaktaydı. Fundi'ler toplumsal hareketin sesini parti örgütüne taşırken, politika reolo yapıyorlardı. ile Partinin parlamenter başarısı önemli ölçüde toplumsal hareketi partiye çekebilmesiyle ilgiliydi. İngiltere'de bu başarı laraadığmdan ve Fransa’da köktenci gruplara partinin güven vermemesi nedeniyle dağınıklıktan kurtulunamadığından, bu iki ülke Yeşillerinde köktenci kanat dar ve etkisiz kalmıştır; bunun bir sonucu olarak bu iki ülkede Yeşiller toplumsal yapıyı sorgulayıp, siyasete yeni bir soluk getirememişler, kurumsal siyaset alanında pragmatist bir tavır fundi benimsemişlerdir. kanadın niteliğini eleştirdiği yitirip Almanya'da gibi, parlamenter Yeşiller, hızla, hareket mücadele alanına bağlanırken, gerçekte, onları başarılı kılan ve Öteki partilerden ayıran özelliklerini yitirmiş oldular. C. Üye ve Seçmenin Toplumsal-Katmansal Konumu Çevre korumacı, anti-nükleer ve barış hareketlerinin amaç ve istemlerinin örtüştüğü, bunla- 103 Cumhuriyet Gözetesi, 14 Mayıs 1991. 203 rın Yeşil hareketin bileşenlerini partiye dönüştüğü daha önce oluşturarak Yeşil açıklanmıştı. Yeşil partiler yeni toplumsal muhalefetin biçimsel siyasal Örgütleri olarak hareketin kuruldu. Başka bileşenleri hareketlerin üyeleri, olan Yeşil deyişle, yeni Yeşil toplumsal partinin üyesidirler. Yapılan araştırmalar bu olguyu desteklemektedir. İngiltere'de 1984'te yapılmış bir araştırmaya göre, Yeşil çeşitli Parti'ye çevreci üye olanların örgütlerin Yeşiller'in yayın organı yaklaşık üyesidir. 104 %80ri Fransa'da "Vert-ÇontactH aracılığıyal 1000 üye ve 350 sempatizan üzerinde yapılan araştırma da, üyelerin çoğunluğunun çevreci örgütlere üye 105 olduğunu göstermektedir. Müller-Rommel, Almanya'da çevre korumacı ve anti-nükleer destekleyenlerin çoğunun belirtmektedir. Barış desteklemekle birlikte, Parti'ye yönelmiştir. Yeşillere oy hareketi daha Bu olgu, çok hareketleri de Sosyal sosyal verdiğini Yeşilleri Demokrat demokratların muhalefete düştükten sonra, esnek yaklaşmış barış hareketine daha 106 olmalarıyla açıklanabilir. 0te yandan, Yeşillerin bu hareketlere desteği de, toplum- 104 105 Parkin, op.cit., s.216. Agués Roche, "Qui Sout Les Verts", Vert-Contact, No: 133 (25 Novembre 1 Décembre 1989). Bu ve bundan sonra anılan Fransızca kaynakların Türkçeleştirilmesinde Doç. Dr. Can Hamamcı yardımcı olmuştur. Ferdinant Müller-Rommel, "Social Movements and the Greens: New Internal Politics in Germany", European Journal of Political Research, Vol. 13, No.l (March 1985), s.59. 204 sal hareketlerle açıklamaktadır. aktif desteği parti Bu arasındaki hareketlere Yeşil %65-70 oranına ulaşır bağı partililerin ve karşı olma oranı % 9 fu geçmezken, CDU/CSU ve FDP'nin seçmenleri %50*yi SPD’nin geçen oranda, seçmenleri ise ulaşan oranda karşı olduklarını belirtmişlerdir. Görülüyor ki, yeni toplumsal %35'e 107 hareketlerin mensupları Yeşil partinin üyesi ya da destekçisidir. Yeşillerin toplumsal-katmansal konumu çözümlenirken de bu olguyla ilişki kurmak gerekmektedir: Yeşil bir partinin üyelerinin ve seçmen desteğinin çoğunluğunu, yeni toplumsal hareketlerin mensupları oluşturduğuna göre, bu hareketlerin mensuplarıyla, partinin üye ve seçmenlerinin toplumsal-katmansal konumunun örtüşmesi beklenir. Daha Önce yeni üyelerinin küçük burjuvaziye ile geliri verilere yüksek ve dayanarak Yeşillerin üye genç toplumsal mensup, kişiler gösterilmişti. ve seçmeninin hareketlerin eğitim olduğu Bu düzeyi sayısal aşamada toplumdaki ise yeri araştırılacaktır. 1, Yaş Yeşillere, çeşitli 1978’de daha çok gençlerin destek verdiği araştırmalarla yapılan bir saptanmıştır. kamuoyu yoklaması Almanya'da çevreci bir patinin potansiyel desteğinin gençlerden geleceğini 107 Ibid., s.60, Tablo IV. 205 göstermiştir: Kurulacak çevreci bir partiye 18-23 yaş grubunun %44’ü; vereceğini 24-29 açıklarken, yaş bu grubunun oran 30-49 %51’i yaş grubunda %39’a; 50-64 yaş grubunda %32’ye 65 ve üstünde %19'a gerilemektedir. seçimlerinde oldu. Yeşil Hamburg’da gençlerden Nitekim Listelere oyların gelirken, oy %66’sı merkez sağ oy 1978 ise eyalet verenler gençler Hessen’de %79’u partilerin güçlü olduğu Aşağı Saksonya (%22) ve Bavyera’da (%20) oran düşse de bu dört eyalette de büyük partilerin hiçbiri 18-25 yaş grubundaki seçmenedn %13’den daha fazla oy ^ 108 alamadı. 1982'de yapılan bir araştırmada, 109 Yeşil seçmenin %58’inin 18-29, %28’inin 30-44 ve yalnızca %13Tünün 45 ve üstü yaş grubundan olduğu sonucu elde edilmiştir. 110 ’’yaşlandığı" seçmenin 1986’da Yeşil görülmektedir: %48’ini 30-44 yaş seçmenin 18-29 grubu, yaş grubu, %34’ünü; biraz Yeşil 45 ve üstü, %17’sini oluşturmaktadır.**1 Fransa’da oluştuğu 108 109 da Yeşil görülmektedir. seçmenlerin Yeşil gençlerden seçmenin %67’si 34 Papadakis, op.cit., s.71-72. Bu alt başlık boyunca anılacak sayısal verilerde ondalık bölüme yer verilmeyecektir. Müller-Rommel, "Social Movements— ”, op.cit., s.58. *** Ferdinant Müller-Rommel, ’’The German Greens in the 1980s: Short-term Cyclical Protest or Indicator of Transformation?”, Political Studies, Vol.37, No.l (March 1989), s.116. 206 yaşın altındadır; %21’i 35-54 yaş grubunda, %10'u 54 ve üstündeki yaş 112 parti 113 üyeleri de genç kişilerdir. Yaş ortalaması 39’dur. Açıkça grubundadır. görüldüğü gibi, Fransa'da Yeşil üyelerin ve seçmenlerin çok büyük bir kısmı 18 ile 30 yaş grubu arasındadır, dolayısıyla Yeşillerin gençlerden destek gördüğü tartışma götürmeyecek ölçüde açıktır. 2. Eğitim Yeşillerin tabanı eğitim düzeyi yüksek kişi 1erden oluşmaktadır. Yapılan araştırmalara göre, Almanya'da Yeşil seçmenler lise ya da üniversite diplomalı kişilerdir. Öteki büyük temel eğitim görmüş oylarının görmüş partiler %63'ünü seçmenlerden oylarının yarıdan seçmenlerden lise ya alırken, fazlasını Yeşiller da üniversite eğitimi 114 almaktadır. Almanya'da aynı yaş grubuna dahil olanlar arasında da eğitim düzeyi yükseldikçe Yeşillere verilen destek artmaktadır. 16-24 yaş grubunda eğitim düzeyi yükseldikçe öteki partilere verilen detek düşerken, destek orta eğitimlilerde Yeşillere verilen %15 iken, lise eğitimlilerde %22 ve üniversite eğitimliler arasında 112 Müller-Rommel, "The Greens_", op.cit., s.495. 113 n u op.cit. Roche, 114 Müller-Rommel, "The German Greens...", op.oit., s.116. 207 %29'a yükselmektedir. Fransız sonuçlar yüksek eğitim 115 Yeşil geçerlidir. seçmen Yeşil eğitimlidir.**^* düzeyi tutmaktadır. bakımından seçmenin Parti yüksek Üyelerin %49*u üyeleri olanlar benzer orta ve arasında da büyük bir oran eğitimi 117 görmüş ve bunların %24'ü yüksek lisans yapmıştır. Açıktır ki, alanların çoğunun %57'si da yeni üniversite toplumsal eğitim hareketlerde düzeyinin yüksek yer olması olgusuyla koşut olarak, Yeşil partinin seçmenleri ve üyeleri de ağırlıklı olarak yüksek eğitimi ilerden oluşmaktadır. 3. Yerleşme Yeri Çevreci hareket, sorunlarının bulmuştur. ortaya doğal olarak, çıktığı Yeşillerin yerlerde seçimlerde başarılı çevre destek oldukları yerler de, yerel bir çevre kirliliğinin yoğun olarak duyumsandığı, buna bağlı olarak da çevreci hareketin destek bulduğu kasabalar ile kentsel çevre sorunlarının etkilediği büyük kentlerdir. Almanya'da, seçimlerinde 1979 Yeşiller, Avrupa nükleer güç Parlamentosu istasyonlarına karşı güçlü yerel muhalefetin oluştuğu Tuebingen ve 115 Papadakis, op.cit., s.72. Müller-Rommel, "The Greens— ", op.cit., s.495. 117 _ Roche, op.cit. 208 Freiburg (Wyhl), Gorleben, Ahaus gibi kasabalarda ve Bremen, gibi Bonn, büyük Avrupa Frankfurt, kentlerde Parlamentosu Hamburg, Hannover, 118 olmuştur. başarılı seçimlerde de adı Münih 1984 geçen büyük kentlerde ortalama oy oranından daha fazla oy 119 alınmıştır. Yeşiller 1983 federal meclis seçimlerinde, anti-nükleer gösterilerin kasabaların bulunduğu Aşağı Saksonya'da, kirlenmenin etkilediği Kuzey-Ren (Hamburg, ve barındıran kaç üniversiteyi endüstriyel Westfalya Saarland'da, büyük kentlerde bir yapıldığı ve Bremen gibi) Hessen ve Baden-Württemberg eyaletlerinde başarılı olmuştur. Üniversite kentlerinde başarılı olması, 120 seçmenin eğitim düzeyinin yüksekliği olgusunu da destekleyici bir sonuçtur. Yapılan araştırmalara göre, Alman ve Yeşil seçmenler kasabalar ve kırsal alanda değil büyük kentlerde Fransız de küçük daha fazla 121 yoğunlaşmıştır. Fransa'da 1984 Avrupa Parlamentosu ve 1988 Başkanlık seçimlerinde Yeşillerin en çok oy aldığı bölgeler nükleer santrallerin bulunduğu ya endüstriyel kirliliğin yoğun olduğu Aşağı ve Yukarı 118 119 Papadakis, op.cit., s.74. Boggs, Social Movements— f op.cit., s.176-177. 1 O ft Supra., Tablo 3. (Almanya’da eyalet seçim sonuçları) 1 2 1 Müller-Romme1, "The Greens...", op.cit., s.495. da 209 Ren bölgeleridir. sahip Bunun yananda, doğal güzelliğe ama bunların bozulması tehlikesiyle karşılaşı lan Manş ve Yukarı Alpler'in bazı kasabalarında da oy oranları ortalamanın üzerindedir. Şu halde, Yeşil 122 partilerin seçmen orta büyüklükteki yerleşim yerleri göre, yerel kasabalar çevre sorunlarının ile kentsel desteği, ile kırsal alana etkilediği ya da endüstriyel küçük kirliliğin yaşandığı büyük kentsel alanlada daha fazladır. A. Katmansal Konum Daha önce belirtildiği gibi, kapitalizmde, iki temel sınıf arasında üretim araçlarının mülkiyetine olan sahiplikle değil de, meslekleri bakımından hem burjuvazinin sömürüsünden dolaylı olarak sömürülen bu nedenle de bazen burjuvaziye bazen de proleteryaya yakınlaşan, vardır. küçük Yeşil toplumsal parti katmana burjuvazi üye ve denilen bir seçmenlerinin mensupturlar, katman çoğu yani bu küçük burjuvadırlar. Çevre sorunlarına duyarlılık ve çevrecilik ile belirli mesleklere mensup araştırmalarla saptanmıştır. olanlar uzman ya da olma ilişkisi çeşitli Çevreye en çok duyarlı teknik meslek yöneticiler, hizmet sektöründe ya da sahipleri, devlette büro 1 9 2 Burhan Aykaç ve Esat Öz, "Fransa'da Ekoloji ve Siyaset: Ekolojik Partinin Doğuşu ve Gelişmesi", Arane İdaresi Dergisi, Cilt 21, Sayı 4 (Aralık 1988), s.120-121. 210 . . ışı yapanlardır. 123 En temel korunması olan Yeşil partilerin istemi çevrenin seçmenleri arasında da ağırlıklı toplumsal katman küçük burjuvazidir. Alman Yeşil büro çalışanları, seçmenin devlet çoğu hizmet sektöründe bürokrasisinde memurlar ile öğrencilerden oluşmaktadır. yer alan 124 Fransa'da Yeşillerin üyelerinin %31'i öğretim üyeliği yüksek sahiptir. derecede Öğretmenleri memurluk de gibi kapsayan mesleklere orta düzey memurluk ve büro çalışanları %27'yi, ücretliler %9'u, çiftçiler yaklaşık 125 oluşturmaktadır. 1984-1989 % 4 ’ü, yılları işçiler yalnızca arasında, %1.5'i Avrupa Parlamentosunda Gökkuşağı grubu içinde yer alan 18 126 temsilcinin meslekleri (aynı kişi farklı meslek- 123 124 125 Bkz. Friedrich H. Buttel ve William L.Flinn, "The Structure of Support for the Environmental Movement, 1968-1970", Rural Sociology, Vol.39, No.l (Spring 1974), s.62; Stephan Cotgrove ve Andrew Duff, "Environmentalism, Middle-Class Radicalism and Politics", Sociological Review, Vol.28, No.2 (May 1980), s.342; Lowe ve Goyder, op.cit., s.13; Özdemir, op.cit., s.144. Müller-Rommel, "The German_", op.cit., s.117; "Yeşiller Artık Ne Yapacaklarına Karar Vermeliler”, Ahmet Tulgar-m Petra Kelly ile söyleşisi, Şehir, Sayı 11 (Ocak 1988), s.94. Roche, op.cit. Gökkuşağı grubu içinde üç ayrı alt grup (section) vardı. Bunlardan en genişi, 20 kişilik Gökkuşağı grubundan 11 kişinin katıldığı Yeşil-Alternatif Avrupa Bağı (GRAEL) dır. Burada meslekleri ve eğitim durumları verilenler GRAEL üyeleridir. Temsilcilerin bazıları rotasyonla görev 211 lerde bulunabilmektedir) çok büyük bir ağırlıkla, tipik bir küçük burjuva karakter sergilemektedir: İç mimar, iktisatçı, kütüphaneci, uluslararası ilişkiler uzmanı, sendikacı, işçi, büro çalışanı, antika kitap satıcısı, orta düzey yönetici, gazeteci, 4 öğretim rahip, görevlisi 3 Öğretmen, (üniversitede). 4 18 temsilciden 14'ü üniversite mezunudur; bunların 3'ü 127 yüksek lisans 4'ü doktora yapmıştır. Yeşillerin Avrupa Parlamentosundaki eğitim durumları, temsilcilerinin görüldüğü 128 koşutluk taşımaktadır. Eğitim düzeyi yüksek gibi, ve üye meslek ve mesleki ve seçmenle bakımdan uzmanlaşmış kişilerin, doğaldır ki, gelirleri görece değişimi yaptığından sayı 18 olmuştur. Öteki alt gruplar, Avrupa Topluluğu Üyeliğine Karşı Danimarka Halk Hareketi ve Avrupa Özgür İttifakı*dır. Alt grupların temel görüşleri arasında önemli farklılıklar olmadığından, parlamento etkinliklerinde temsilciler alt gruplardan herhangi birine yakmlaşabilmektedir. 127 Green-Alternative European Link, GRAEL, Rainboa Politics, Second Revised Edition, Berlin, 1988, s.42-50’de yer alan, temsilcilerin Özgeçmişlerinden derlenmiştir. 1pfl Türkiye Yeşiller Partisi’nin kurucularının mesleklerine bakıldığında, Türkiye ile ileri endüstri ülkeleri arasında partiyi doğuran toplumsal ortamın tüm farklılıklarına karşın, Yeşillerde küçük burjuvazinin ağırlığının "evrensel" bir ilkeye dönüştüğü izlenimi edinilmektedir. Toplam 51 kurucunun 24’ü eczacı, avukat, mimar, mühendis, veteriner, doktor, gazeteci, pedagog, diyetisyen gibi uzman meslek sahibi, 7'si büro çalışanı, 6*sı serbest meslek sahibi, 3'ü emekli amiral, 3’ü sanayici, 2’si müzisyen, 2'si evkadınıdır. (Bkz. Buket Uzuner, İki Yeşil Susamuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri, İstanbul, Gür Yayınları, 1991, s.18) 212 yük9ek olmakta ve üst-orta ya da orta gelir grubunda yer almaktadırlar. grubuna dahil yüksek olduğunu belirtilmiş Yapılan kişilerin araştırmalar çevre gösterdiği olduğu üzere, bu gelir duyarlılıklarının gibi, çevreci daha Önce harekette yer alanlar da çoğunlukla bu gelir grubundandır. Orta ve üst-orta gelir gruplarının, korunması gelir çevrenin isteminde bulunması ve en alt ile en üst gruplarının buna karşı çıkmaları doğaldır. Thurow’a göre, ortalama bir yaşam standardına ulaşmış bireylerin, yolunda daha yüksek çevresel oluşturmaktadır. hizmetlerin bir bozulma ön koşul ulaşmaları önemli Çünkü nitelikli tüketilmesinde yükselmesinde standarda ve bir engel bir çevre, mal ve yaşam durumuna standardının gelebilmektedir, (Örneğin, kirli bir çevrede yazlık evden yararlanmak olanaksızdır.) gelirlerin Oysa gelir Öncelikle en temel arzularlar. Öte çevre istemiyle koruma istemi, çatışabilir; düşük onlar gereksinimlerinin karşılanmasını yandan, varlıklılar, çevre sorunlarından kurtulma yolu bulabilecek maddi kaynağa sahiptirler; sorundan etkilenmediklerinden çevre koruma önlenmlerini, daha çok gelir elde etmelerini 129 engelleyecek bir unsur olarak algılarlar. Bu nedenle, korunmasına farklı bakışı gel ir farklı gruplarının çevrenin olmaktadır. Yeşillere desteğin orta gelir grubunda yer alanlardan 129 gelmesi- Lester C.Thuro», Sıfzra-Sıfır Toplumu, çev. N.Himmetoğlu ve D.Erberk, İstanbul, Altın Kitaplar, 19B9, s.152-154. nin nedeni de budur. Belirli düzeyi bir yüksek, yaşandığı refah çeşitli kasabalar yoğunlaştığı düzeyine yerel ile çevre kentsel büyük kentlerin, ulaşmış, eğitim sorunlarının çevre sorunlarının meslekleri bakımından bir katman oluşturan küçük burjuvazisi nitelikli bir çevreyi olarak yaşam standardını algılamaktadır. yükseltecek Yeni toplumsal bir unsur hareketlerin mensupları gibi, görüldü ki, Yeşillerin üyelerinin ve seçmenlerinin de büyük bir bölümü almaktadır. Toplumsal bu konumları, katmanda bu yer konumdan kaynaklanan beklentileri nedeniyle çevrenin korunması istemi daha çok onlardan gelmekte ya da bu istemle kolay bütünleşmektedirler. isteminin de yeraldığı Çevrenin Yeşil korunması ideolojinin temel unsurları, Yeşillerin küçük burjuva karakterinin bir başka göstergesi olmaktadır. III. İDEOLOJİ VE HEDEFLER A. İdeoloji Yeşillerin ideolojisi küçük konumlarının bir yansımasıdır. Hizmet da devlet bürokrasisinde çalışan büro burjuva sektöründe ya görevlileri, uzman meslek sahipleri endüstriyel sınıf çatışmasına uzaktırlar. burjuvaziye Öte yandan, bazen de konumları gereği proleteryaya bazen yakın 214 olmaktadırlar; çünkü dolaylı olarak hem burjuvazinin yararlanmakta, tarafıdan sömürülmektedirler. ideolojik yeri klasik hem Bu sol-sağ sömürüsünden de burjuvazi nednele, onların yelpazesinin "orta" larına denk düşmektedir. Ingiliz Yeşillerinin çoğu, partilerinin ne sol ne de sağ yönelimli olduğunu söylemektedir. Yeşilleri, partilerinin sol-sağ Fransız yelpazede almamasıyla ilgili açık bir tercih belirtmektedir. yer 130 Bununla birlikte, parti içi bölünmede köktenci ya da gerçekçi kanatta yaklaşmanın ya da yer alma, daha çok ortaya ortaya göre yakın sola olmanın belirleyicisi olmaktadır. Fransa'da parti üyelerinin %46'sı kendini sola yakın görürken, %27'si bu ayırımı 131 yadsıdığını belirtmektedir. Fransa ve Alman Yeşil seçmenleri üzerinde en soldan (1) kullanarak en sağa yapılan (10) bir doğru araştırma, 10'luk Alman skalayı yeşil seçmenin %57’sinin, Fransız Yeşil seçmenin %53’ünün, 132 skalada 3-5 diliminde yer aldığını daha sonra yapılan bir araştırma ise Yeşil seçmenin %78'inin 3-6 133 diliminde yer aldığını göstermiştir. Yeşil geçmenin çoğunluğu sola yakın bir orta konumda yer almaktadır. 130 Frankland, "The Developmental",op.cit., s.25,35. 131 D U Roche, 132 133 op.cıt. Bkz.Müller-Rommel,"The Greens— ",op.cit.,s.494, Tablo 2. Bkz.Müller-Rommel,"The German...",op.cit.,s.116 Tablo 1. 215 Almanya'da yine I0rluk skala ile biçimlenen bir başka araştırmada, yeni toplumsal hareketleri ve Yeşilleri destekleyenlerin skalanm düştüğü görülmektedir., Yine sol-orta bir hareketi hareketi konum söz destekleyenlerin destekleyenlerin burada konusudur. destekleyenlerin da, Çevre %59*u, denk görece korumaaı anti-nükleer %61’i, barış ve Yeşil hareketini partiyi 134 destekleyenlerin %65’i skalanm 3-6 dil imindedir. Yeşil partiyi %55'i ortasına ve yeni toplumsal hareketleri destekleyenler arasında ideolojik yönelim bakımından 135 bir koşutluk olduğu anlaşılmaktadır. 134 135 Bkz.MüllerHRommel,"Social Tablo 6. Movements...", op.cit., s,62, Yeni toplumsal hareketlerin ve Yeşillerin bağlandıkları toplumsal değerleri saptamaya yönelik araştırmalar da vardır. Bunlar Inglehart1ın "maddeci” ve "maddicilik sonrası” (post-materialism> ayırımını (bkz.Ronalt Inglehart, The Silent Revolution: Changing Values and Political Styles among Restern Publics, Princeton, Princeton University Press, 1977, s.40-50; Ronalt Inglehart, "Post-Materialism in an Environment of Insecurity", American Political Science Review, Vol.75, No.4 (December 1981), s.880-900) kullanmaktadır. Maddecilik sonrası değerlerin (Inglehart1a göre işyerlerinde ve yerel topluluklarda kişilerin daha fazla söz sahibi olması, önemli hükümet kararlarında halka söz hakkı, şehirleri ve kırları güzelleştirmek, daha az kişilik dışı ve daha çok insancıl bir toplum ile düşüncenin paradan daha önemli olduğu bir toplum yönünde ilerleme) belirsiz ve iyi tanımlanmamış olması bir yana, yeni toplumsal hareketleri ve Yeşilleri destekleyenlerin "karışık" (mixed) değer yönelimli oldukları gözlenmektedir. (Bkz.Müller-Rommel,"The Greens..." op.cit., s.494, Tablo 2; Müller-Rommel, "Social Movements...", op-cit-, s.61, Tablo 5. Aynı yazar 1986'daki verilerle yartığı araştırmada bu kez maddecilik sonrası so- 216 Yeşiller, düşünce.^ sistematikleri bakımından, kendilerini, ideolojiler üstü görürken, sağ-sol ayırımının dışıda tanımlarken, bu, onların katmansal konumlarının bir yansımasıdır. Buna bağlı olarak, istemlerinin sağ-sol çatışmasının dışında bir Ölçütle belirlendiği Yeşillere yerini, yönünde göre, bir yaklaşım geliştirirler. burjuvazi-proleterya yaşarkalma-yok olma çelişkisinin çelişkisi almıştır. Onlara göre sorun yaşarkalma sorunudur; istemleri de bunun sağlanmasıdır. farklılık yoktur. dünyanın bugün İdeolojiler arasında Sol ya da sağ yönelimli geldiği noktanın ise bir partiler sorumlusudurlar. İngiliz Yeşil Partisi, öteki partileri "Gri" partiler olarak nitelemektedir. Gri partiler, Solda ya da sağda yer alsın sarsılmaz bir büyüme mantığına bağlı, yüksek teknolojiden, merkeziyetçilikten ve hiyerarşik yapıdan yanadırlar. Buna dayanarak Yeşiller sağ-sol şemasına karşı çıktıklarından, 1983*te Bundestag'a girdiklerinde partilerin solunda ya da sağında değil, ortada oturdular. Onların düşünce sisteminin odağı şudur: Bugün toplumlar Gri siyaset/Yeşil siyaset ikilemi ile karşı karşıyadır. Bir başka deyişle, ya "ekolojik toplum" inşa edilecek ya da Gri siyaset insanlığın sonunu hazırlayacaktır. Kapitalizm ve sosyalizmin merkezinde insan yer alırken Yeşil ideolojinin merkezinde doğa ya da çevre nucuna varmıştır. op.cit., s.116.) Bkz.Müller-Rommel, "The German...", 217 vardır. İnsanlık, canlıların gezegenin yaşamlarını korunmasından sürdürmelerinden ve tüm sorumludur. Çevreye, gezegene zarar veren hiçbir insan etkinliği kabul edilemez. Yeşil ideolojide gezegeni tehdit eden çevre sorunları ve canlı türleri en önemi i sorundur. Bu sorun grubu ekonomik, toplumsal siyasal sorunlarla da ilgili olduğundan alanlarındaki toplumsal yaşamın yaklaşımlarını çevreyle çeşitli ilişkilen- dirirler. Yeşil düşünce sisteminin temel ilkeleri - ki bunlar öteki Yeşil benimsenmiştir"ekolojik, politika, Alman toplumsal, şiddetsiz" sınırsız içinde olduğunu kabul eder. ekonomiye doğaya karşıdır. Toplumsal programında dayalı ve oluşturulmuştur* hareketle, etkileşim ve genellikle taban demokrasisine sistemde olamayacağından de Yeşillerinin biçiminde doğal karşılıklı partilerce bir insan ve Ekolojik büyümenin ve doğanın birbirinin Bunun sonucu olarak, zarar veren politika, sabit her parçası büyümeci etkinliğe bir toplumsal sistem ortaya çıkarmayı, bu amaçla tekellere, tekelci kârlara ve onların binlerce ekonomik sisteme karşı kendi kaderlerini birlikte, doğal gereksinimleriyle yaşama olmayı hükmettiği ifade eder. belirlemeli, kendi uyum yaratıcı doğrudan içinde, Taban demokrasisi, demokrasinin geçirilmesidir. Buna bir İnsanlar hayatlarını çevreleriyle, geliştirebilmelidir. yönetimin, kişiye istek hep ve biçimde yerinden güçlendirilerek göre, seçmenler, seçilenleri her politikası herkese tabandan ilkesi, zaman açık özerkleşmesi insanlara denetleyebilecek, olarak parti ve seçilenlerin önlenecektir. Şiddetsizlik baskı ve şiddet uygulanmasının kalktığı, şiddetsiz bir toplum özlemini ifade eder. Çalışmanın önceki sisteminin bunların kuramsal parti yansımadığı bölümlerinde Yeşil kaynakları, örgütlenmesine belirtilmiş ne düşünce yaklaşımları, ölçüde olduğundan, yansıyıp burada, parti programlarında temel siyasalar olarak yansımalarından söz edilecektir. B. Temel Siyasalar 136 1. Ekonomi Solun ve sağın, yerleşik ya da gri partilerin ekonomik çözümleri insanlığın belirmiştir. ve başarısız!ıkla gezegenin Çevre yok sorunları olması sürekli sonuçlanmış, tehlikesi tükettirmeye 136 Yeşillerin siyasa önerileri şu kaynaklardan derlenmiştir: Oie Grünen, The Program o f the Federal Republic o f Germany, Bonn; The Green Party, General E lection M anifesto, London, 1987; The Green Party, Our P o lit ic a l P rin c ip le s, (Seçim Broşürü); The Green Party, European E lection Manifesto, London, 1989; Les Verts, e t L*économie, e t La Défense, e t La Santé, e t L *agricu ltu re, e t Le T iers Monde, e t L 'én ergie (Seçim Broşürleri); Les Verts, Les Verts e t L*europe, 1989. 219 dolayısıyla da sistemin büyüme bir sonucudur. gereksinimlerini memnun etmeye mitine dayanan ekonomik Üretim karşılamaya yönelmiştir. insanların değil, yatırımcıları Ekonomik büyüme dünyanın ekolojik dengesi kurban edilmiştir, için sürekli tüketim ve büyüme sonucunda yaşara çevresi bozulurken, dünyanın sınırlı kaynakları da yok edilmektedir. Bu saptamadan ekonomiye, hareketle tekelci kârlara, Yeşiller, büyüraeci bunu sağlayan yüksek ve kirli teknolojilere karşıdırlar. Bugünkü ve gelecek nesiller için büyümeci ekonomi sona erdirilmeli, sürdürülebilir bir toplumsal sistem benimsenmelidir. Daha az ya kullanarak, da daha aynı iyi miktarda sonuç enerji, hammadde alınabilen, ekolojik döngülere zarar vermeyen bir ekonomik sistem hedefi vardır. Ekonomiyi tutumluluk yönlendiren olmalıdır. Yeşil güç tüketim ekonomi değil siyasası "yeterliliğe" ve "yararlılığa" dayanır, "daha fazla" ya değil. Yeşil toplum yüksek teknolojiye sahip büyük işletme ya da tekellerin yerine yumuşak teknolojili, orta ya da küçük işletmelere sahip olacaktır. Büyük işletmeler küçük birimlere bölünmelidir. Ekonominin tekellere hizmet etmesine son verilmeli, Özel tekeller kaldırılarak hizmetine sokulmalıdır. ekonomi kamusal ve insan Küçük ve orta ölçekli, özel ya da kollektif girişimler desteklenmelidir. Özel üretim çeşitleri türünün desteklenmelidir. Bölgeye Ekonomik açıdan yerel ve bölgesel Özerklik geliştirilmelidir. Kendine yeterli bir toplum amacıyla tarımsal etkinlik 220 ekonominin öncelikleri arasındaki yerini almalıdır. Tarımsal olsun, endüstriyel olsun yerel yatırımcılara ayrıcalık tanınmalı, devlet yardımı yapılmalıdır. 2. Dem o k r a s i Yerel, küçük yatırımcılara yapılmasından söz eden yeşil mı kalkacağı, yardımı siyasalarda, "ekolojik toplum" kurulduğunda (ortadan devlet devletin önerilen ne olacağı zayıflatılacaksa hangi işlevlerin nereye devredileceği) sorunu çözümlenmiş değildir. bu Programlarda odaklarının küçük görülen, parçalara özerkliğe dayalı, demokratik, toplumun, bölündüğü, erk yerel çeşitliliğin korunduğu bir toplum olduğudur. Yeşillere verilen göre, mücadelenin, çevrenin iş ve korunması yaşam için koşullarının düzeltilmesinin de başarı koşulu, demokratik haklara sahip çıkmak ve genişletilmesini sağlamaktır. İnsanlar, ekonomide mutlu değildirler. tüketimin yönlendirdiği, olmadıkları Merkeziyetçi, gibi savurgan özgür hiyerarşik, kararlara yurttaş katılımına olanak tanımayan siyasal yerine, yerinden kendini yönetim, yönetim, doğrudan yerel yapının Özerklik, demokrasi de kendi ilkeleriyle biçimlenen bir siyasal yapı özlemi vardır. Gündelik yaşam da demokratikleştirilerek, uygarlığın, işverenin, kadın üzerinde erkeğin, doğa işçi üzerinde üzerinde topluluk ve birey üzerinde tekellerin ve bürokrasinin gücünün yok edilmesi gereğinden söz 221 edilmektedir. Irk, ayırımcılık cins, yadsınır, ulus gibi kişisellik, her türlü çeşitlilik ve farklı olma hakkı vurgulanır. Ekonomik gücün liğin geliştiği edilebilen ve bir tekelleştiği yönetim yurttaş ve merkeziyetçi yerine, katılımıyla açık, kontrol sürdürülen bir yönetim istemi vardır. Yönetimle ilgili herşey, hemen ve sansürsüz olarak yurttaşın bilgisine sunulmalıdır. Yönetim birimleri dönüştürülmeli ve karmaşıklıktan yalınlığa merkeziyetçilikten uzaklaşıl- malıdır. Temel kısıtlama insan hak ve özgürlüklerle kaldın İmalıdır. Çevre hakkı siyasette, olarak iş ilgili her türlü hakkı, temel benimsenmelidir. yaşamında, toplumda bir Kadınların dezavantajlı durumlarına son verilmeli, her alanda kadınların eşit katılımı yaşama geçirilmelidir. 3. Ener3 i Enerji kullanımındaki sınırsız artışın sürmesi, tüm doğal sınırların aşılmasına ve ekolojik döngülerin zarar görmesine neden olacaktır. Yerleşik partilerin sınırsız enerji politikası tüketim ve büyüme miti üzerine kurulmuştur. Bu enerji politikası sürdürülürse, enerji rezervleri tükenecek ve çevresel yıkımla karşılaşılacaktır. Enerji kaynaklarını en çok tüketen ülkeler Kuzey ülkeleridir ve Güneyin enerji kaynaklarını sömürmeyi sürdürmektedirler. 222 1970*li mucizevi yıllardaki bir çözüm yönelinmi şt ir. Oysa petrol şokundan olarak bu nükleer enerj i sonra, enerjiye polit ikası, bugün, dünyayı radyoaktif atıklarla birlikte ve her an var olan kaza riskiyle enerji, temiz olmadığı merkezileşmesine, demokrasiye yıkıma sürüklemektedir. gibi pahalıdır; askerileşmesine engel Nükleer neden oluşturmaktadır; güoün olmakta, ayrıca enerji gereksinimi yanıtlamaktan da uzaktır. Nükleer güce dayalı derhal için kapatılmalı, yapılan enerji nükleer destekler üretim tesisleri teknolojinin durdurulmalı, gelişimi radyoaktif atıkların zarar vermeyecek biçimde depolanması için kesin kurallar saptanmalıdır. Enerji siyasası enerji kaynaklarına "büyük olan demokratik altına daha haklarımız ve Var ve dayanmalıdır. iyidir" alabilir yıkabiliriz. tasarrufa ve Kendimizi mantığından devlet bilimsel ancak kurtarırsak, özgürlüklerimizi nükleer olan yenilenebilir garanti anlayışını ve teknolojik potansiyel daha iyi enerji çeşitleri geliştirmek içn kullanılmalıdır. enerji Yapılması kaynaklarını gereken, tutumluca sahip olduğumuz kullanmak, fosil yakıtların verimliliğini yükseltmek, merkeziyetçi bir yapısı olmayan kullanımını yenilenebilir artırmak enerji olmalıdır. kaynaklarının Üçüncü dünyanın enerji kaynaklarını sömürmekten vazgeçilmeli, onların enerjilerini ele geçirmek kullanmaları sağlanmalıdır. yerine kendileri için 223 A . Üçüncü Dünya Yeşil parti programlarına göre, endüstrileşmiş ülkeler yıllardan etmelerine beri karşın, üçüncü dünyaya "yardım" fark gittikçe aralarındaki büyümektedir. Güneyden sağlanan gıdalar, Kuzeyde hem israf edilir, hem de ete dayalı tüketimi karşılamak için hayvan milyonarca dünyada yemi olarak kullanılırken, insan açlıktan tarım, ölmektedir- Kuzeyin dönüştürülmüş, üçüncü Çünkü zevklerine dünya atıklar ithal biçime bile yetemez kendine bozulmaktadır. edilerek Aslında tekelci kapitalizmin artırma olgusuyla bağımlılığının Kuzeye yapılan uyumlu teknolojiler ekolojik dengeleri Güneyle ilişkisi Kuzeyin varlığını sürdürme, yakından ilgilidir. artırılması, aktarıİması, kültürüne de doğal kültürlerinin duruma yardımlar kârlarını Güneyin kaynaklarının kuzeyin getirilmesi bu üçüncü uygun duruma gelmiştir. Üçüncü dünyaya kirli ve Güneyde ve olguyla bu tüketim amaçla bağlantılı görülmektedir. Üçüncü dünyaya yapılan yardım ya kıtlık zamanında yapılan ve uzun dönemli sonuçları olmayan acil yardımdır; ya da Kuzey endüstrisinin çıkarlarına önaelik veren, yardım edilen ülkenin geleneksel üretim değerini düşüren ve Batı türü tüketim biçimini yaygınlaştırmada Güney, kullanılan Kuzeye bağımlı nedeniyle yoksul yardımdır. kılınmaktadır. ülkeler gıda ve Her Bu durumda bağımlılık hammaddelerini mümkün olan en düşük fiyatla Kuzeye teslim etmekte ve 224 karşılığında ödeme değerlerini aşan ürünler almaktadırlar. Oysa, gemide yer deyişle Yeşillere göre, aldıkları yalnızca yapılması unutulmamalıdır. bir gereken, Kuzey ve Güneyin aynı dünya vardır. dünyanın Bir Bu sınırlı başka durumda kaynaklarını Kuzeyin zevklerini karşılamak için kullanmak, Güneyi sömürmek değil, işbirliği ve dayanışmanın sağlanması olmalıdır. Gerçek bir işbirliğini başarmanın ilk koşulu, Güneyin ürünlerine adil fiyat ödemektir. İkinci koşul ise üçüncü bağımsız dünya toplumlarmın kültürlerinin, kendilerine Kuzey özgü, tarafından zarara uğratılmasına karşı çıkmaktır. Yardıma gereksinim duyan ülkelerin iç pazarını canlandıran ihtiyaçları, uygulamalara iklimi, gidilmelidir. Yerel durumunu önüne toprağın alarak çağdaş tarım yöntemlerini için destek olunmalıdır. yardımın gayri kendine safi yeterliliği yaşama geçirmeleri Üçüncü hasıladaki göz dünyaya payı sağlayacak, yapılan yükseltilmeli, çevreyle uyum içindeki küçük yerel projeler desteklenmelidir. Alman ve İngiliz Yeşil partileri üçüncü dünyanın borçlarının silinmesinden yanayken, Fransız Yeşilleri buna karşıdır. Fransız Yeşillerine göre, bu ülkelerin borçlarının elitlerinin politikaları büyük bölümü, sonucu oluşmuştur; zengin borçlar silindiğinde o ülke yoksulları için değişen bir şey olmayacaktır; kötü kalkınma politikaları işlemeye devam edecek ve üçüncü dünya ülkeleri yeniden çıkmaza 225 girecektir. Yeşillere göre bilinçli yoksul ülkelerin halklarının artırılmalı, buralardaki bir işbirliği siyasal için, duyarlılıkları demokratik hareketler, gruplar desteklenmelidir. 5. Barış Yeşillerin barış siyasası saldırganlığın bütün çeşitlerine yarışma iç ve dış karşıdır; dayanışma içinde militarizme, bütün insanların yaşaması özgürlüğü belirlemeleri temel hedeftir. azınlıkların kültürel ve askeri, bakımdan kendi siyasal, işgali, ilişkilerde Bütün ülkelerin ekonomik müdaheleye edilemez. şiddetsizlik ve kaderlerini İnsanların, yağmalanmaya konu olması kabul tüm barış sağlanmalıdır. toplumlarm ve silahlanma ilkesi ya ya da da İç ve dış belirleyici olmalıdır. Dünyayı bir yaratıldığından kaç savaş kez bir yok etmenin katliam koşulları ve suçudur. Nükleer caydırıcılık stratejisi, için bir gerekçe ve tehdittir. Nükeer gücün silahların yerleştirilmesi olmaksızın özgürlüğü insani ık için gerçekleştirilmiştir. koruyucu değil, tersine silahlanma gerçek geliştirilmesi demokratik insanlık ve bir Bu sona bir nükleer tartışma silahlar, erdirici araçlardır. Nükleer, üretilmesi ve kimyasal ve biyolojik depolanması dünya silahların çapında 226 yasaklanmalıdır. Silahsızlanma stratejisinin temelidir. silahsızlanılmalıdır. paktlar ve barış yaşarkalma Derhal ve tek yanlı olarak NATO’dan dağıtılmalıdır. çıkılmalı, Silahlardan askeri arındırılmış bölgeler oluşturulmalıdır. Savunma siyasası, şiddete başvurmayan sivil korunma ilkesiyle biçimlenme1idir. Yeşiller için barış, yalnızca savaşın olmadığı durum demek değildir, barış özgürlük ve adalet için verilen mücadelenin bir sonucudur. Barış, barış için çaba göstermeyi istiyorsan, arasında gerektirir. barışı sloganı hazırla"dır. Bu eşitliğe ilişkiler Bunun dayalı, kurulmalı asla amaçla, şiddet dayanışma ’’Barış ülkeler içermeyen ve işbirliği geliştirilmelidir. Parti programlarındaki temel siyasaları burada özetlenen Yeşillerin, değerlendirildiğinde görülmektedir. temel bir hedefleri ikilemin Kapitalizme karşı toplucu aşılamadığı olmak ve onu değiştirmek ile onun adaletsiz uygulamalarını derece derece ortadan toplumsal yapı kaldırarak, biçimine düzelterek dönüştürmek adil bir yaklaşımları arasında bocalanmaktadır. Yeşiller tekellere, tekelci kârlara karşıdırlar ama tekelleri yaratan piyasadan piyasadır. yanadırlar; Tüketim oysa toplumunu ve bununla ilgili olan büyümeci ekonomiyi eleştirir, bu ekonomik sisteme karşı olduklarını söylerler ama tekelleri yok etmekten söz etseler de hem kapitalist üretim ilişkilerini sürdürüp he de tüketime dayalı ekonomiden kendine yeterliliğe dayalı ekonomiye nasıl geçilebileceğine açıklama getiremezler. Parlamenter 227 süreçleri sorgularlar ama (özellikle Alman Yeşilleri kapsamlı kurumlarda bir eleştiri yer getirmiştir) alamaya, öteki parlamenter partilerle iktidar ilişkilerine girmeye yönelik olarak giderek daha çok istek oluşmakta, parti getirilmektedir. Şu programı halde, buna Yeşillerin uygun biçime kapitalizmi yıkmak hedefinden çok - ki bu hedefinin araçları da vurgulanmadığına göre - kapitalizmin aksaklıklarını, haksızlıklarını çeşitli reformlarla giderme amacına yöneldikleri söylenebilir. Program siyasalarının yer yer köktenci önerilerinin olması, parti içindeki köktenci kanadın etkisi olduğu kadar, bundan da daha çok küçük burjuvazinin toplumsal-katmansal konumundan kaynaklanmaktadır. Hem proleteryaya yakın burjuvaziye uzak, hem Yeşillerin burjuvaziye yakın ideolojisini, belirleyen budur. proleteryaya program uzak; hedeflerini 228 DEĞERLENDİRME Çalışmamızda irdelemelerimizi üzerinde geliştirdik. alan endüstrileşmiş yüzyılın ikinci iki eksen îlkin, çalışma kapsamında yer kapitalist yarısıyla ülkelerin başlayan yirminci bir süreçte geçirdikleri toplumsal yapıdaki değişimler, bunların niteliği ele alındı. Düşünsel kuramsal birikimin ekolojik ortamda, daha önceki sorunlar bağlamında derinleştirilerek yeni düşüncelerin geliştirildiğini gördük. Ardından, bu toplumsal ve düşünsel ortaya çıkan Yeşil hareketin, partileşme ortamda sürecini, parti Örgütlenme yapısını, üye ve seçmenin toplumsal özelliklerini saptamaya çalıştık. Çalışına boyunca elde ettiğimiz bulgular şunlardır. 1) İleri endüstri ülkelerinde sürekli büyümeye ve tükettirmeye dayalı ekonomi, buna uygun totaliter, karşıtını yok katılımına eden, olanak bütünlük çoğulcu tanımayan göstermektedir. olmayan, siyasal Sürekli yurttaş yapıyla tüketim, bir kıt kaynakların yağmalanması ve sürekli çoğalan atıklarla önemli Çevrenin katılıma çevresel bozulmalara korunması açık bulamamıştır. belirlediği yönünde olmayan çevreci olmaktadır. beliren siyasal Toplumsal neden süreçlerde yapının toplumsal istem ise, yanıtını sorunlarının hareket, var olan siyasal kurumların dışında, parlamento dışı muhalefet hareketi olarak gelişmiştir. 229 2) Çevre sorunlarının önlenmesi yönünde bir istemin dile getirilmesi, refah düzeyinin yükselmesi ve hizmet sektörünün olmuştur. Yaşam standardın daha kaliteli bir birlikte, çevresel standardının da çevre farklı genişlemesi istemi daha sınıf farklı duyarlı gereği yaratmaktadır. toplumsal koşut yükselmesi, yükselmesinin ilgileri sorunlarına olgusuna ve olarak Bununla katmanların olmaktadır. olanlar ve bu Çevre kaliteli bir çevre isteminde en çok bulunanlar ya da bu istemle en kolay bütünleşenler, devlette ya da hizmet sektöründe büro işi yapanlarla uzman mesleklere sahip yeni küçük burjuvazidir. gelir Aynı düzeyi zamanda? yüksek bir bunlar genç, toplumsal eğitim ve konumda yer almaktadır. Yeni toplumsal hareketlerin yandaşları ve Yeşil partinin üyeleri ile seçmenleri, aynı toplumsal-katmansal konumda bulunmaktadır. Bu durum, toplumsal muhalefetin partiye dönüştüğünü de göstermektedir. 3) Çevre hareketlerinin korumacı, istemleri, anti-nükleer ve barış ideolojileri ve eylem tarzları büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. Bir yanıyla, çevrenin korunması temelinde örtüşmekte; bir yanıyla da, çevresel yıkım karşısında anti-demokratik, merkeziyetçi, duyarsız kalan bürokratik siyasal yapıyı, niteliği devleti gereği sorgulamak bağlamında yakınlaşmaktadırlar. Yeşiller de çevrenin korunması yanında, siyasal süreçlerin demokratikleş mesi hedefine yönelmişlerdir. Bu durum, Yeşil hareke tin/partinin aktörlerinin toplumsal-katmansal konum 230 larının da bir yansıması olarak ideoloji ve hedeflerini açıklayıcı niteliktedir. Burjuvazi-proleterya çatışmasının doğrudan bulunmamaları, ne söylemine bağlı de Kapitalizmi yaratan tam konumda ideolojik neden olmaktadı. kaldırmaksızm adaletsizliklerini toplumsal, demokratikleşmesini gidermek, tüketim çevresel sorunlar, sorgulamak siyasal yapının sağlamak ifade tekelci siyasal, oluşturmaktadır. toplum” olarak idelojik proleterya kalmalarına süreçleri temelini bir ortadan büyüme gibi bir onların ne tam bir .burjuva söylemine, kapitalizmin etkilediği Yeşil ideolojinin "Ekolojik edilebilecek demokratik "yeni toplumsal yapı" ve bu topluma geçişi mümkün kılacak yöntemler ise belirsizdir. 4) Yeşil partiler arasında farklılıklardan çok benzerlikler göze çarpmaktadır. Parti, parlamento dışında oluşan toplumsal muhalefete kurumsal kanallar yaratmak amacıyla oluşmuştur. iktidarı ele siyasetin parti geçirme sağladığı olarak "Klasik” partiler gibi mücadelesi olanaklardan örgütlenmeyi değil, kurumsal yararlanma belirlemiştir. güdüsü Partinin aktörlerinin konumları benzediği gibi, partinin örgüt yapısı, siyasaları, seçmen desteğinin yerleşme yeri de benzerdir. özelliği, yerel çevre kazanıldığı Bu yerleşme yerlerinin sorunlarının etkilediği kasabalar ile kentsel ya da endüstriyel kirlenmenin yaşandığı büyük başarısını belirleyen Toplumsal hareketle kentler başka parti olmasıdır. etmenler arasındaki Partinin de bag vardır. güçlü 231 olduğunda, öteki siyasal yapının partilerle bulunduğunda, bölünme arasında seçim dayandığında, iki sorgulanması ayırıcı sistemi ayrı Yeşil olmadığında, Bu farklılıklar oranlı parti seçimlerde sonuçlar alınmaktadır. bağlamında temsile biçiminde daha koşullardaki bir başarılı her eksilme başarıyı azaltmaktadır. 5) Kurumsal siyaset alanında verilen mücadele, Yeşilleri 1980*li kurum yılların ve vermek Oysa olumsuz başında kurallarıyla için aynı biçimde etkileyebilmektedir. parlamenter demokrasinin bütünleşilmeyeceği "anti-parti” on yılın de partiden sonlarına söz doğru, mesajını ediliyordu. bu tanımlama gerilerde kaldı ve Yeşiller, parlamenter mücadelenin belirlediği bir konuma geldiler. Bu sonucun doğmasın da "dışardaki" toplumsal hareketlerin güçlerini yi tirmesi de etkili oldu. Yeşillerin muhalefeti, parla mento dışı bir nitelikten parlamenter olma yönünde değişim gösterdiğinde, parlamenter rejime, onun kurum ve kurallarına yakınlaşma kaçınılmazdı. Çünkü parla menter muhalefet varlığını, var olan anayasal sistem içinde bulur ve varoloşu ve bu anayasal sistemin sürmesi ile koşutluk gösterir; bu bakımdan rejimin işleme sürecinin hem karşılık, sal yapıyı hem gereği aracıdır. Buna parlamento dışı muhalefet, toplumsal-siyasorgulamasındaki köktenciliği ölçüsünde kurumsal siyasetin dışında yer almaktadır. Bu durum, onu hem kimi yerleşik kurallara uyma zorunluluğu ve sorumluluğu hareket dışında alanına tutmakta, hem de geniş kavuşturmaktadır. Yeşiller bir giderek 232 "parlamentarize" bir nitelik kazanınca yerleşik kurum ve kurallara bağlılıkları, onları benimseme düzeyleri arttı. Böylece, onların örgütlenmelerini farklı kılan özelliklerini yitirme sürecine girdiler. Öte yandan, Yeşil parti dile getirdiği sorun ve istemleri siyasal kurumlara yansıtarak siyasal rejim açısından olumlu bir işlev yüklendi; hem kurumsal siyasetin dışında gelişen toplumsal hareket rejimin meşru kanallarına aktarılmış oldu, hem de çevre öteki partilerin ilgi odağı durumuna geldi. Bir yandan, hareketler bileşenleri güçlerini olan yitirmiş yeni ve toplumsal Yeşil parti parlamenter rejimle kaynaşma sürecine girmiştir; yandan da, Yeşiller dışındaki siyasal Öte partiler, en azından görüntüde çevreselci bir anlayışa evrilmiştir. Bu durumda, belirlendiği gelecekte ulusal Yeşillerin, parlamento iktidarın seçimlerinde kazanmaları güç görünüyor. Çünkü Yeşiller, başarı katmansal konumları gereği, ’’yeni bir toplumsal yapı" önerilerinh içeriğini ikircikli ve ütopik olmaktan kurtarıp, köktenci ama tutarlı ve ayakları yere basar duruma getiremiyorlar. Kaldı ki, muhalefetlerini parlamenter rejimin kurum ve kurallarıyla bütünleşerek sürdürür ken ve küçük burjuva köktencilikleri bile törpülenir ken, örgütlenmeleriyle, programlarıyla, hedefleriyle "Gri" partilerden farkları da kalmıyor. Elbette, yeni bir toplum kurmayı amaçlayan ütopyalar önemlidir. Hiç değilse siyaset ütopyacılar bilimcileri siyasal düşünce yerlerini almadılar mı? için... tarihi Ütopyalar ve kitaplarındaki 233 ÖZET 1970'li yıllarda toplumlarda ortaya incelendiği çalışma Birinci bölümde, gelişmiş çıkan Yeşil iki kapitalist hareket/partinin bölümden ilkin, Yeşil oluşmaktadır. hareketi yaratan toplumsal ortam araştırıİmiş, çalışma kapsamında yer alan (İngiltere, Fransa, Almanya) endüstrileşmiş kapitalist ülkelerin toplumsal yapılarının niteliği, bu yapıya bağlı olarak beliren ekonomik, siyasal çevresel ortamda, Marksçı sorunlar ekolojik ve sorunlar İkinci olarak gelişen alınmıştır. bağlamında çevreci tartışılmıştır. muhalefet ele (ecologist) bölümde, Yeşil seçmenlerinin Düşünsel muhafazakâr, yaklaşımlar parlamento ~ dışı hareketin partileşme süreci, partinin örgüt yapısı, ve toplumsal, oluşumu, üyelerinin toplumsal-katmansal konumu, bulundukları konum ile ideoloj i, istem ve hedef1eri arasındaki bağlantı incelenmiştir. Elde ileri edilen endüstri Bu göre, toplumunun hareketin/partinin hareket, bulgulara bileşenleri, Yeşil hareket ürünüdür. Yeşil çevre korumacı anti-nükleer hareket ve barış hareketidir. hareketlerin çoğunluğu yeni küçük burjuvazi katmanında; eğitim ve gelir düzeyi yüksek, gençlerin oluşturduğu bir toplumsal konumda yer almaktadır. Bu toplumsal-katmansal konumun ideoloj isine yansımaktadır. özellikleri Yeşillerin 234 ! SUM M AR Y The Green movement/party which arose in advanced capitalist societies in 1970s is examined in this study. The study consists of two main parts. In the first part, the sources of the demand of joining Green movement, in other words, the characteristics of the social base which determined this demand are discussed. In this part, firstly, an attempt has been made to draw an outline of the economic, social, political and environmental problems. Secondly, with the respect to ecological Marxist and ecologist problems, approaches conservative, are evaluated. In the second part, the process of being a Green party, its organizational structure, status of its members between their social and stratum supporters, position and and social the relation their ideology, demands and targets are investigated. It has been found out that Green movement is a product of advanced industrialized capitalist society. The components of Green movement/party are environmental protection movement, anti-nuclear movement and peace movement. The vast majority of the members and electors of the party belong to stratum of new "petite bourgeoisie". They are relatively young and have a high level of education and income. The characteristics of the stratum and the social status of Greens mentioned above are well reflected on their ideology. i i 235 KAYNAKCA ABADAN, Nermin, "Refah ve Adaletsizliğe Milliyet Gazetesi, 20 Hayıs 1968. İsyan Edenler", ADKINSON, Adrian, "Şu Yeşiller Hareketi...", Bilim ve Sanat, Sayı 85 (Ocak 1988), s.28-29. AĞAOĞÜLLARI, Mehmet Ali, "Halk ya da Ulus Egemenliğinin Kuramsal Temelleri Üzerine Birkaç Düşünce”, Ankara üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt 41, No: 1-4 (Ocak-Aralık 1986), s.131-152. , "Demokratik Mitoslar: Halk-ülus Egemenliği ve Siyasal Temsil", II. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresine Sunulan Bildiri IÇoğaltma3, Ankara, 31 Mayis-2 Haziran 1989, 16s. AKYÜZ, Yahya, "1968 Yılı Fransız üniversite Krizi ve Öğrenci İstekleri", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye'de), Ankara, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları No:2, 1969, s.115-134. ALTBACH, Philip G., "Students and Politics (1967)", Protest, Reform and Revolt, ed. Joseph R. Gusfield, Ne» York, John Wiley & Sons Inc., 1970, s.225-224. ALTHUSSER, Louis, İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları., Çev. Yusuf Alp, Mahmut Özışık, 2. Baskı, İstanbul, iletişim Yayınlan, 1989. ANADOL, Kemal, Termik Santrallere Hayır, Ankara, V Yayınları, 1991. ATAUZ, Akın, "Türkiye'de Kentsel-Toplumsal-Çevreci Hareketler ve Çevre Duyarlılığı Grubu", Türkiye Günlüğü, Sayı 3 (Haziran 1989), s.57-62. AT KOMİSYONU ENFORMASYON TEMSİLCİLİĞİ, Sorunları, 2. Baskı, Ankara, 1979. Avrupa,da Çevre AYKAÇ, Burhan, ÖZ, Esat, "Fransa’da Ekoloji ve Siyaset: Ekolojik Partinin Doğuşu ve Gelişmesi", Amme İdaresi Dergisi, Cilt 21, Sayı 4 (Aralık 1988), s.115-126. 236 BAHRO, Rudolf, Kızıldan Yeşile, çev. Ali Tükel, İstanbul, Metis Yayınları, 1990. _____ , Nasıl Sosyalizm? Hangi Yeşil? Ne İçin Sanayi?, der., çev. Tanıl Bora, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1989. BALBAY, Mustafa, "Nükleer Tehlike Devam Ediyor”, Cumhuriyet Gazetesi, 1 Mart 1990. BARNEY, Gerald 0., dir., The Global 2Cjp0 Report to the President of the U.S. Entering the 21 Century Volume I: The Summary Report, Fifth Printing, New York, Pergoman Press Inc., 1983. BELL, Daniel, The Coming of Post Industrial Society, New York, Basic Books, 1973. _____ , "The Post-Industrial Society: the Evolution of an Idea”, Survey,, Vol.17, No.2 (Spring 1971), s.102-168. BİLGE, Reha, "Ekonomi, Teknoloji ve Çevre Sorunları", Çevre ve Ekonomi, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1985, s.9-37. "Bir ülkede Tam Demokrasi Olmadan Tam Bir Çevre Hareketi De Oluşamaz, Ali Yurttagül ile yapılan söyleşi, Bilim ve Sanat, Sayı 92 (Ağustos 1988), s.14-15. BOGGS, Carl, "The Greens, Anti Militarism and the Global Crisis", Radical America, Vol.17, No.l (1983), s.7-20. _____ , Social Movements and Political Power, Philadelphia, Temple University Press, 1986. BORA, Tanıl, "Barış Hareketi: Muhalefetin Asgari Müştereği", Gençlik ve Toplum, Sayı 9 (Kasım 1984), s.25-29. _____ , "Çevre Demokrasi İlişkisi ve Almanya’da Bir Yurttaş Örgütlenmesi", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 77 (Şubat-Mart 1985), s.70-76. _____ , Rudi Dutschke-Yumuşak Bir Radikal", Çağdaş Liderler Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul, iletişim Yayınları, 1986, s.594-607. 237 _____ , "Batıda Çevreci Akım", Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul, İletişim Yayınları, 1986, s.347-349. _____ , der., Yeşiller ve Sosyalizm, Yayınları, 1988. İstanbul, İletişim _____ , "Reel Sosyalist Sistem Çözülürken Çevre Sorunları ve Yeşiller", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 120 (Haziran 1990), s.39-43. B0TT0M0RE, Tom, Siyaset Sosyolojisi, çev. Erol Mutlu, İstanbul, Teori Yayınları, 1987. BROWN, Lester R. Yirmidokuzuncu Gün, çev. Kemal Tosun et al., İstanbul, İstanbul üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Yayın No: 43, 1979. BURTON, John, Kan and His Horİd, Pollution, Glasgow and London, Blackie, 1974. BUTTEL, Friedrich H., FLİNN, William L., "The Structure of Support for the Environmental Movement, 1968,-1970", Rural Sociology, Vol.39, No.l (Spring 1974), s.56-69. CANGIZBAY, Kadir, '^Habeas Corpus'tan ’Habeas Oikos’a veya Ekolojizmin Zorunlu Güzergâhı", Türkiye Günlüğü, Sayı 3 (Haziran 1989), s.39-40. CAPRA, Fritjof, Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, çev. Mustafa Armağan, İstanbul, İnsan Yayınları, 1989. CASTELLINO, Luciana, "Kızıl Niçin Yeşil De Olmalıdır?", 21. Yüzyılın Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş Nikoloç, çev. K. Emiroğlu, Y.Öner, İstanbul, Belge Yayınları, 1989, s.372-392. C0TGR0VE, Stephen, DUFF, Andrew, "Environmentalism, Middle-Class Radicalism and Politics", Sociological Review, Vol.28, No.2 (May 1980), s.333-351. C0TTERET, Jean-Marie, EMERI, Claude, Seçim Sistemleri, çev. Ahmet Kotil, İstanbul, İletişim Yayınları, 1991. 238 Cumhuriyet Gazetesi, 20, 23 Ekim 1990; 7 Mayıs 1991; 3 Temmuz 1991; 14, 18, 28 Ocak 1991; 6, 15, 18 Şubat 1991. "Çevreci Bir Partinin Kurulmasına Karşıyım", Leslie Anagnan'm Briçe Lalonde ile yaptığı söyleşi, Şehir, Sayı 11 (Ocak 1988), s.86-86. ÇİTCİ, Oya, Yerel Yönetimlerde TemsilHBelediye Örneği, Ankara, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Yayınları, 1989. DEMİRER, Aydın, der., çev., Gerçekçi Olun İmkansızı İsteyin *68 Fransa, İstanbul, Metis Yayınları, 1987. DEMİRER, Mehmet A., "Sınai Çevre Kirlenmesi", Sanayi ve Çevre Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1986, s.202-211. DENNEY, Ronald C., This Dirty Horİd, London, Thomas & Sons Ltd. 1971. DEVLET İSTATİSTİK ENSTİTÜSÜ, Genel Nüfus Sayımı 20.10.1985, Ankara, 1989. _____ , Türkiye İstatistik Yıllığı 1989, Ankara, 1990. _____ , Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları 1988, Ankara, 1990. DIE GRUNEN, The Program of the Federal Republie of Germany, Bonn [Tarihsizi. DUM0NT, René, Dünya Nereye Gidiyor?, çev. Semih Tiryakioğlu, İstanbul, Varlık Yayınları, 1979. _____ , Uçurumun Kıyısındaki Dünyamız, çev. Semih Tiryakioğlu, İstanbul, Varlık Yayınları, 1979. DÜVERGER, Maurice, Siyasi Partiler, çev. Ergun Özbudun, 2. Baskı, Ankara, Bilgi Yayınevi, 1974. DÜNYA ÇEVRE VE KALKINMA KOMİSYONU, Ortak Geleceğimiz, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1989. EHRLICH, Paul R., Nüfus Bombası, çev. N.İ. Tolon, Ankara, Ayyıldız Matbaası, 1976. 239 ELY, John, "The Greens; Ecology and the Promise of Radical Democracy*', Radical America, Vol.17, No.l C1983), s.23-34. ENGELS, Friedrich, "Aşırı Nüfus Efsanesi: Bir Ekonomi Politik Eleştirisi Denemesi", Nüfus Sorunu ve Halthus, der. Ronald L. Meek, çev. Oya Yaylalı, Ankara, Sol Yayınları, 1976, s.63-70. _____ , Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı, Ünalan, İstanbul, Başak Yayınları, 1989. çev. Öner ENZENSBERGER, Hans Magnus, "Çevrebilim Politikasının Eleştirisi", Dünya Batıyor Hu?, der., çev. Sezer Duru, Orhan Duru, İstanbul, Soyut Yayınları, 1975, s.73-133. ERİM, Refet, "Çevre Konularında Yeni Biçem Arayışı", Bilim ve sanat, sayı 92 (Ağustos 1988), s.16-17. _____ , "Türkiye'de Çevreci Hareket Treni Kaçırıyor Mu?", Oumhuriyet Gazetesi, 5 Haziran 1989. ERÜZ, Erhan, "Kentleşmenin Neden Olduğu Ekolojik Değişimler", Çevre "88: Dördüncü Bilimsel ve Teknik Çevre Konferansı, der. O.üslu, M.M. Evirgen, A. Müezzinoğlu, Vol.2, İzmir, Çevre Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, 1988, lSayfa No. yok.] FRALOV, Ivan, "Sosyalizm ve Uygarlığın Dünya Çapındaki Sorunları”, 21. Yüzyıl Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş Nikoliç, çev. Y. Öner, İstanbul, Belge Yayınları, 1989, s.137-157. FRANKLAND, E.Gene, "Green Parliamentary Oppotions in West Germany, 1980-85’*, Revised version of paper presented at Annual Meeting of the American Political Science Associotion, August-September 1985, New Orleans, LA, USA, 32 s. _____ , "The Dilemmas of Party Development: The West German Greens", Prepared for Delivery at the 1986 Annual Meeting of the Midwest Political Science Association, Palmer House, Chicago, III, April 9-12, 1986, 26 s. 240 _____ , "The Developmental Dilemmas of Green Parties”, Prepared for Delivery at the 19Q7 Annual Meeting of the Western Political Science Association, Disneyland Hotel Anaheim, California, March 26-28, 1987, 45 s. FRASER, Ronald et al., 1968 İsyancı Bir Öğrenci Kuşağı, çev.. Kudret Emiroğlu, İstanbul, Belge Yayınları, 1988. FROMM, Erich, Özgürlük Korkusu, çev. Rosa Hakraen, İstanbul, Yaprak Yayınları [Tarihsizi. FUANTES, Marta, FRANK, Gunter, "Toplumsal Hareketler Özerine On Tez", çev. Ahmet Gürata, Tanıl Bora, Birikim, Sayı 16 (Ağustos 1990), s.29-41. GALBRAITH, John Kenneth, Ekonomi Kimden Yana, çev. Belkıs Çorakçı, Nilgün Himmetoglu, İstanbul, Altın Kitaplar, 1988. GERGER, Haluk, Nükleer Tehlike: Nükleer Silahlar ve Nükleer Savaş, 2. Baskı, Ankara, Bilim ve Sanat Yayınları, 1984. GORZ, André, Cennetin Yolları: Yaşanan Ekonomik Buhran Özerine Tezler, çev. Turhan İlgaz, İstanbul, Afa Yayıncılık, 1985. _____ , Elveda Proleterya, Yayıncılık, 1986. çev. Hülya Tufan, İstanbul, Afa Göğü Delen Adam/Papalagı, Erich Schuerman'm Sunuşuyla, çev. Levent Tayla, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988. GREEN-ALTERNATİVE EUROPEAN LİNK, GRAEL, Denuclearize not Hodernize: Nuclear Heapans Bans in the Rest German Constitution!, Bonn, 1988. _____ , Rainbow Polities, Second Revised Edition, Berlin, 1988 Güneş Gazetesi, 20 Ekim 1990. HAMAMCI, Can, "Merkezi Yönetim Yerel Yönetim Ekseninde Belediyelerimizin Yapısı ve Demokratikleşme Eğilimi”, (Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1981). 241 _____ , "Çevre ve Hukuk", Prof. Fehmi Yavuz*« Armağan, Ankara, Ankara üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No;528, 1983, s.239-250. _____ , "Çevre Hakkı Üzerine Düşünceler", Yıllığı, Cilt 5-6 (1983-1984), s.171-180. İnsan Sakları HAVEMANN, Robert, Yarın: Sanayi Toplumu Yol Ayrımında, Eleştiri ve Gerçek ütopya, çev. Erol Özbek, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1990. "Hidden Hope for the Tories", The Economist, 11-17 May, 1991, s.37-39. "How They Voted", The Economist, 24-30 June, 1989, s.26. HUNTINGTON, Samuel P., "Postindustrial Politics: How Benign Mill It Be?", Comparative Politics, Vol.6, No.2 (January 1974), s.163-191. INGLEHART, Ronalt, The Silent Revolution: Changing Values and Political Styles among Bestem Publics, Princeton, Princeton University Press, 1977. _____ , "Post-Materialism in an Environment of Insecurity", American Political Science Review, Vol.75, No.4 (December 1981), s.880-900. "İngiliz Yeşil Partisi", Alev Çamsan’nın Jane Toylor ile yaptığı söyleşi, Yeşil Dünya, Sayı 7 (Kasım 1990), s.12-14. KAYA, Raşit, "Yeşiller Hareketi Üzerine Siyasal Değinmeler", Bilim ve Sanat, Sayı 93 (Eylül-Kasım 1988), s.9-12. KELEŞ, Ruşen, "Çevre Sorunları ve Çevre Hakları”, İnsan Hakları Armağanı, Ankara, Birleşmiş Milletler Türk Derneği Yayını, 1978, s.79-113. KIŞLALI, Ahmet Taner, Öğrenci Ayaklanmaları, Ankara, Yayınevi, 1974. Bilgi KIŞLALIOĞLU, Mine, BERKES, Niyazi, Çevre ve Ekoloji, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1989. 242 KONANÇ, Esin, "İtalya’da üniversite Reformu Hazırlıkları ve Öğrenci Hareketleri", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye*de), Ankara, Ankara üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları No:2, 1969, s.93-114. KÖKNEL, Özcan, "Bunalan Genç Adamlar", Milliyet Gazetesi, 21 Mayıs 1968. KÜLELİ, Ömer, "Çevre Sorunları, Maliyetleri ve Yeni Bir Ekonomiye Yönelme” 1987 Sanayi Kongresi Bildirileri, Ankara, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yayın No;127 [Tarihsiz], s.351-370. KUYUCUKLU, Nazif, "Dünya Petrol Fiyatlarının Düşmesi ve OPEC”, İstanbul üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Yıl 1, Sayıl (1983), s.163-175. LADD, Anthony E., HOOD, Thomas C., LİERE, Kent D.Van, ’’Ideological Themes in the antinuclear movement: Consensus and Diversity", Sociological Inquiry, Vol.53, No.2-4 (Spring 1983), s.252-272. LAPTEV, I.D., "Bilimsel-Teknik Devrimin Çevrebilimle İlişkili Yanı”, Bilimsel Teknik Devrim ve Sosyalist Toplum, der. L.V. Golovanov, çev. Şükrü Alpagut, İstanbul, Konuk Yayınları, 1980, s.119-136. LEISS, William, "ütopya ve Teknoloji: İnsanın Doğaya Egemen Olması Konusunda Düşünceler", çev. Necat Erder, Yerleşim ve Çevrebilim Sorunları, der. Ruşen Keleş, Ankara, Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayını, 1984, s.30-46. LES VERTS, Statuts Des Verts. ______, et L’économie, et La Défense, et La Santé, et L*agriculture, et Le Tiers Monte, et L*energie (Seçim Broşürleri). _____ , Les Verts et L’europe, 1989. LOME, Philip, GOYDER, Jane, Environmental Groups in Politics, London, George Allen and Unwin, 1983. 243 MALTHUS, Thomas Robert, An Essay on Population, Vol.l, Last Reprinted, London, New York, Everyman's Library, 1958. _____ , "Nüfus İlkesi Üzerine Özet Bir GÖrüş”, Nüfus Sorunu ve Malthus, der. Ronald L. Meek, çev. Oya Yaylalı, Ankara, Sol Yayınları, 1976, s.241-295 [Yazı Sol Yaymevince eklenmiştir. ] HANES, Christopher, Green Rage: Radical Environmentalism and the Ommaking of Civilization, Boston, Little, Brown and Company, 1990. MARCUSE, Herbert, Tek Boyutlu İnsan, İstanbul, May Yayınları, 1968. çev. Seçkin Çoğan, MARX, Kari, Kapital, Birinci Cilt, çev. Alaattin Bilgi, 3. Baskı, İstanbul, Sol Yayınları, 1986. _____ , Kapital, Üçüncü Cilt, yayına hazırlayan Friedrich Engels, çev. Alaattin Bilgi, 2. Baskı, Ankara, Sol Yayınları, 1990. MARX, Karl, ENGELS, Friedrich, Alman İdeolojisi, çev. Hamdullah Erbil, İstanbul, Melsa Yayınları, 1990. ’’Marxist View: An Interview with Paul M.Sweezy", by Y. Watanabe, Y.iakima, Monthly Review, Vol.42, No.5 (October 1990), s.1-15. MATTHAEI, Julie, ’’Rethinking Scarcity: Neoclassicism, Neo Malthusianism and Neo Marxism’’, Review of Radical Political Economics, Vol.16, No.2-3 (Summer and Fall 1984), s.81-94. MEADOWS, Doneİla H., et al., Ekonomik Büyümenin Sınırları, çev. Kemal Tosun et al., İstanbul, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No:37, 1978. MELÜCCI, Alberto, "Toplumsal Hareketler ve Gündelik Yaşamın Demokratikleşmesi”, Birikim, Sayı 24 (Nisan 1991), s.55-62. 244 MESAROVİÇ, Mihajlo, PESTEL, Eduard, Dönüm Noktasındaki İnsanlık, çev. Kemal Tosun et al., İstanbul, İstanbul üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayınları No:39, 1978. MİLLS, Wright, Hhite Collar: The American Middle Classes, New York, Oxford University Press, 1951. MORİN, Edgar, Avrupa’yı Düşünmek, çev. Şirin Tekeli, İstanbul, Afa Yayıncılık, 1984. MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ VAKFI, Zafer Park Dosyası, Ankara, 1988. MÜLLER-ROMMEL, Ferdinant, "Social Movements and the Greens: New Internal Politics in Germany", European Journal of Political Research, Vol.13, No.l (March 1985), s.53-67. _____ , "The Greens in Western Europea, Similar but Different", International Political Science Review, Vol.6, No.4 (October 1985), s.483-499. _____ , "The German Greens in the 1980s: Short-term Cyclical Protest or Indicator of Transformation", Political Studies, Vol.37, No.l (March 1989), s.114-122. NELKIN, Doraty, POLLAK, Michael, "The Politics of Participation and the Nuclear Debate in Sweden, Netherlands, and Austria", Public Policy, Vol.25, No.3 (Summer 1977), s.333-357. 0‘BREİN, Jim, "Environmetalisra as a Mass Movement: Historical Notes", Radical America, Vol.17, No.2-3 (1983), s.7-27. OFFE, Claus, "New Social Movements: Challenging the Boundaries of Institional Politics”, Social Research, Vol.52, No.4 (Winter 1985), s.817-868. ÖZBÜDUN, Ergun, Siyasal Partiler, 4. Baskı, Ankara, Ankara üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No:471, 1983. Ö2DEMİR, Şevket, Türkiye’de Toplumsal Değişme ve Çevre Sorunlarına Duyarlılık, Ankara, Palme Yayınları, 1988. 245 ÖZKUL, Adil, "Çağdaş Parlamenter Demokraside Kuvvetli İcra Eğilimi", Ankara Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 26, Say 1-2 (1969), s.43-76. PAPADAKİS, Elim, The Green Movement in Rest Germany, London, Croom Helm, 1984. PARKÎN, Sara, Green Parties: An International Guide, London, Heretic Books, 1989. PEPPER, David, The Hoots of Modern Environmetalism, London, Croom Helm, 1984. _____ , "Determinism, Idealism and the Politics of Environmetalism-A Viewpoint", International Journal of Environmental Studies, Vol.26 (1985), s.11-19. PİLAT, J.F., "Democracy or Discontent? Ecologist in the European Electoral Arena", Government and Opposition, Vol.17, No.2 (Spring 1982), s.222-233. PORRİTT, Jonathon, Yeşil Politika, çev.Alev Türker, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988. "Radikal Demokratik Yeşil Parti İçin Program Taslağı", Yeşil Barış, Sayı 4 (Mart-Nisan 1989), s.9-10. REDCLİFT, M.R. "Marxism and the Environment: A View from the Periphery”, Political Action and Social Identity, eds. Gareth Rees et al„, London, The MacMillan Press, 1985, s.191-211. ROCHE, AGUES, "Qui Sout Les Verts", Vert-Contact, No. 133 (25 Novembre - 1 Dâcembre, 1989). RUDIG, Wolfgang, "The Greens in Europe: Ecological Parties and the European Elections of 1984", Parliamentary Affairs, Vol.38, No.l (Winter 1985), s.56-72. SAN, Coşkun, "Son Yıllarda Alman Üniversitelerinde Öğrenci Hareketleri", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye’de), Ankara, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları No:2, 1969, s.5-49. 246 SANDBACH, Francis, "A Further Look at the Environment as a Political Issue", International Journal of Environmental Studies, Vol.12 (1978), s.99-110. ______ , Environment, Blackwell, 1980. Ideology & Policy, Oxford, Basil SANDIKÇIOĞLCJ, İsmail, "Birleşik Amerika'daki Öğrenci Hareketleri: Columbia üniversitesindeki Son Olaylar", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye*de), Ankara, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları No;2, 1969, s.141-152. SARTORİ, Giovanni, Demokrasi Kuramları, çev. Deniz Baykal, Ankara, Siyasi İlimler Türk Derneği Yayın No:23 [Tarihsiz], SCHAFER, Roger, "Çevre Yönetimi ve Teknoloji", Sanayi ve Çevre Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1986, s.106-136. SCH00NMAKER, Donald, "The Challenge of the Greens to the West German Party System", Hhen Parties Fail Emerging Alternative Organisations, eds. Kay Lawson, Peter H.Merkl, Princeton, Princeton University Press, 1988, s.41-75. SCHUMACHER, E.F. Küçük Güzeldir, çev. Osman Deniztekin, 2. Baskı, İstanbul, Cep kitapları, 1989. SESTO, Steven L.Del, "Conflicting Ideologies of Nuclear Reactor Safety", Public Policy, Vol.28, No.l (Winter 1980), s.39-70. SİM0NİS, Udo E. "Industrial Restructuring for Sustainable Development-Three Strategic Elements", Biopolitics; The Bio-Environment, Vol.II, Biopolitics International Organisations, 1989, s.289-309. SÎK0NNET, Dominique, Çevrecilik, çev. M.Selami Şakiroğlu, 3. Baskı, İstanbul, İletişim, Presses Universitaires de France, 1990. SMÎTH, Gordon, Politics in Bestem Europe, Aldershot, England, Gower, 1989. Fifth Edition, 247 SORRENTİNO, Constance, "Comparing Employment Shifts in 10 Industrialized Countries", Monthly Labor Review, Cilt 44 (October 1971), s.3-11. "Sosyalist Ekoloji Ne Demektir, Neden Başka Türlüsü Olamaz?", Alexander Cockburn’un James O’Connor ile yaptığı söyleşi, çev. Aydın Pesen, Onbirinci Tez, Sayı 11 (1991), s.158-165. Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi, İstanbul, İletişim Yayınları, 1988. Cilt 5, SOYER, Ata, "Üçüncü Dünyaya Tehlike İhracı: Sanayileşmede Çifte Standart", Bilim ve Sanat, Sayı 92 (Ağustos 1988), s,24-26. STILL, Henry "Dünya: Bizim Olan 'Tek Çamur Kabarcığı", öfuk, Cilt 4, Sayı 2 (1972), s.14-20. "Summing up", The Economist, 24-30 June, 1989, s.38. ŞENEL, Alaeddin, "Reklamlardaki Büyü: Meta ve Metafizik", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 124 (Ekim 1990), s.16-25. TBMM KÜTÜPHANE ve DOKÜMANTASYON MÜDÜRLÜĞÜ, AET ÖUkelerinin Seçim Yasaları, çev. Sennur Bakır, Sevgi Pehlivan, Ankara, 1983. TEBER, Serol, Nükleer Savaş ve Gezegenin Biyolojik İklimsel Yıkımı, İstanbul, De Yayınları, 1985. TEZİÇ, Erdoğan, "Batı Demokrasilerinde Yürütmenin Üstünlüğü ve Yeni Kurumlar Dengesi", İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi, Yıl 1, Sayı 2 (Ağustos 1980), s.91-106. THE GREEN PARTY, Green Party Constitution. _____ , Our Political Principles (Seçim Broşürü). _____ , General Election Manifesto, London, 1987. , European Election Manifesto, London, 1989. 248 THERBORN, Göran, "Postaneyi Arkada Bırakırken", 21. Yüzyıl Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş Nikoliç, çev. K.Emiroğlu, Y.Öner, İstanbul, Belge Yayınları, 1989, s.61-97. THUROW, Lester C., Sıfıra-Sıfır Toplumu, çev. N.Himmetoğlu, D.Erberk, İstanbul, Altın Kitaplar, 1989. TOFFLER, Alvin, üçüncü Dalga, çev. Ali Seden, İstanbul, Altın Kitaplar, 1981. _____ , Gelecek Korkusu: Şok, çev. Selami Sargut, İstanbul, Altın Kitaplar, 1981. TUNAYA, Tarık Zafer, "Genç Gazetesi, 7 Temmuz 1968. 3. Baskı, İnsanların Dünyası", Milliyet TURGUT, Nükhet, Siyasal Muhalefet, Ankara, Birey ve Toplum Yayınları, 1984. "TV Gerçeği Örtüyor", Nilgün Cerrahoğlu'nun Ignacio Ramonet ile yaptığı söyleşi, Cumhuriyet Gazetesi, 24 Temmuz 1991. UĞUR, Aydın, "Çevre Sorunsalına Bakış: Tarihsel Gelişim ve Günümüzdeki Çevreci Akımlar", İletişim, Sayı 4 (1982), s.385-397. UNİTED NATİONS, Statistical Yearbook 1963, New York, 1964. _____ , Statistical Yearbook 1975, New York, 1976. _____ , Statistical Yearbook 1985-86, New York, 1988. _____ , Horld Statistics in Brief, New York, Second Edition, 1977, Forth Edition, 1979, Twelfth Edition, 1988. USLU, Orhan, "Çevre Sorunlarına Temel Ekonomik ve Ekolojik Yaklaşımlar", Çevre ve Ekonomi, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1985, s.118-150. UZUNER, Buket, İki Yeşil Su Samuru, Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri, İstanbul, Gür Yayınları, 1991. "Variegated Winners, Red-Green Losers", The Economist, 8-14 December, 1990, s.30. 249 KİLLİAMS, Raymond, îkibine doğru, çev. Esen Tarım, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1989. YARMAN, Tolga, ’’Enerji, Nüfus ve Çevre”, Nüfus ve Çevre Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1988, s.160-184. YAVUZ, Fehmi, Çevre Sorunları, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:385, 1975. YAVÜZ, Fehmi, KELEŞ, Ruşen, Çevre Sorunları, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:534, 1983. ’’Yeşiller Artık Ne Yapacaklarına Karar Vermeliler”, Ahmet Tulgar’m Petre Kelly ile yaptığı söyleşi, Şehir, Sayı 11 (Ocak 1988), s.92-94. YURTSEVEN, Ömer, ’’Almanya’nın Zehirli Hurdası Belası”, Cumhuriyet Gazetesi, 12 Şubat 1990. ZEKA, Necmi, Batı Almanya’da Alternatif Hareket, Metis Yayınları, 1985. Türkiye’nin İstanbul, ZAMYATİN, Yevgeni, Biz, çev. Füsun Tülek, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988.