Ekoloji ve Politika: Yeşil Hareket - Prof

Transkript

Ekoloji ve Politika: Yeşil Hareket - Prof
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SİYASET BİLİM İ VE KAMU YÖNETİM İ ANA BİLİM DALI
EKOLOJİ VE POLİTİKA:
YEŞİL HAREKET
Yüksek Lisans Tezi
AYKUT NAMIK ÇOBAN
Ankara, 1991
0 .
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
SİYASET BİLİMİ VE KAMU YÖNETİMİ ANA BİLİM DALI
EKOLOJİ VE POLİTİKA:
YEŞİL HAREKET
Yüksek Lisans Tezi
Hazırlayan
: AYKUT NAMIK ÇOBAN
Tez Danışmanı : Doç.Dr.CAN HAMAMCI
Ankara, 1991
İÇİNDEKİLER
Sayfa
GİRİŞ ........................................
1
Amaçlar, Varsayımlar ve Kapsam .............
3
BİRİNCİ BÖLÜM
YEŞİL HAREKETİN DOĞDUĞU TOPLUMSAL VB
DÜŞÜNSEL O R T A M ...............................
6
I. TOPLUMSAL ORTAM: YEŞİL HAREKETİ
HAZIRLAYAN VE ETKİLEYEN Ö Ğ E L E R ..........
6
A. Endüstri Ülkelerinin Toplumsal
Yapılarında Nicel Değişim ..........
7
B. İleri Endüstri Toplumunun Sorunları .
20
1. Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar ...
20
2. Siyasal Sorunlar ................
25
3. Çevre Sorunları .................
35
C. İleri Endüstri Toplumuna ilk
Tepkiler: Gençlik Hareketleri ......
46
D. Bir Karşılaştırma Notu: Azgelişmiş
Ülke Örneği Türkiye ................
55
II. DÜŞÜNSEL ORTAM: ÇEŞİTLİ DÜŞÜNCE
AKIMLARINA GÖRE EKOLOJİK SORUNLAR,
ÇÖZÜM VB YEŞİL ÖRGÜTLENME...............
65
A. Muhafazakâr Yaklaşıra ...............
71
B. Marksçı (Marksist) Yaklaşım ........
82
C. Çevrecilik .........................
95
I
İKİNCİ BÖLÜM
YEŞİL HAREKETİN PARTİLEŞME ORTAMI VE
YEŞİL PARTİ .................................. ..111
I. YEŞİL HAREKETİN BİLEŞENLERİ: YENİ
TOPLUMSAL HAREKETLER .................... ..111
A. Çevre Korumacı Hareket ............. ..116
1. Kuruluş Yılları ve Üye Sayıları .. 120
2. Çevreci Grup Üyelerinin
Toplumsal Karakteri ............. ..122
3. Eylem Tarzı ..................... ..125
B. Anti-Nükleer Hareket ............... ..128
1. Anti-Nükleer Hareketin Geri
Planı ve İdeolojisi ............. ..129
2. Toplumsal Değerlerin Eylemle
Bütünleşmesi .................... ..134
a. Fransa .... .....................134
b. İngiltere .................... ..136
c . Almanya ...................... ..13?
C. Barış Hareketi ..................... ..141
II. PARLAMENTO DIŞI MÜCADELEDEN PARLAMENTO
İÇİ MÜCADELEYE ......................... ..148
A. Partileşme İçin Nedenler ........... ..151
B. Seçim Sistemleri ve Etkileri ....... ..155
C. Partileşme Süreci .................. ..159
1. Seçim Sonuçları ve Partileşme ....
159
a. Les Verts .................... ..160
b. Green Party .................. ..166
c. Die Grünen ......................172
II
2. Kuruluş Süreci ile İlgili Bir
Ara Değerlendirme ............... ..179
III. PARTİ Ö R G Ü T Ü .......................... ..183
A. Yeşil Parti Örgüt Modeli ........... ..184
B. Parti İçi Bölünme .................. ..195
C. Üye ve Seçmenin Toplumsal-Katmansal
Konumu ...........-.................-
202
1. Yaş ............................. ..204
2. Eğitim .......................... ..206
3. Yerleşme Yeri ................... ..207
4. Katmansal Konum ................. ..209
IV. İDEOLOJİ VE HEDEFLER ................... .213
A . İdeolo ji ........................... .213
B. Temel Siyasalar .................... .218
1. Ekonomi ......................... .218
2. Demokrasi ....................... .220
3. Enerji .......................... .221
4. Üçüncü Dünya .................... .223
5. Barış ........................... .225
DEĞERLENDİRME ................................ .228
ÖZET ......................................... .233
SÜM M A R Y...................................... .234
235
KAYNAKÇA
III
1
GİRİŞ
Yeşil
hareket,
siyaset
biliminin
konularından biri. Zaman bakımından yeni
başka,
siyasal
açıdan
yarattığı
güncel
olmasından
etkiler,
siyasete
getirmek istediği yeni anlayış, Yeşil hareketi ilgiye
değer
kılıyor.
kesiştiği
bir
Yeşiller,
alanı
ekoloji
ve
somutlaştırdıkları
siyasetin
gibi,
aynı
zamanda bu kesişmenin bir ifadesi olarak ekolojinin
siyasallaşmasına da katkıda bulunuyorlar.
Ekoloji
sözcüğünü
ilk
kez
biyolog
Ernest
Haeckel 1864*te kullanmıştır. Ekoloji, Yunanca konut
ya da evcik anlamına gelen "oikos” ile bilim "logos",
sözcüklerinden
"hayvan
türetilmiştir -
ve
bitkiler
Başlangıçta
ekonomisi"
kullanılıyordu.* Bir başka deyişle,
bilimsel
yöntemler
ekonomisini
kullanarak
anlamında
klasik
hayvan
ekoloji
ve
inceleyen bir bilim dalıdır.
ekoloji,
bitkiler
Ekoloj inin
giderek alanı genişlemiştir. Günümüzde tüm canlıların
bırbirleriyle
bağlamda
ve
insan
çevreleriyle
ve
toplum
olan
ile
ilişkileri,
çevre
bu
arasındaki
ilişkiler ekolojinin kapsamı içindedir.
Türkçede
karşılanmaktadır.
ekoloji
İngilizce
(environment/environnement>
sözcüğü
ve
ile
"çevrebi1im"le
Fransızca’da
ekoloji
çevre
(ecology/
* Fehmi Yavuz, Çevre Sorunlarx, Ankara, Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:385, 1975, s.4
2
écologie) farklı anlamlar taşırken, Türkçede bu iki
sözcüğe iki ayrı karşılık yoktur. Türkçede "çevre”,
hem
”environment”
sorunları,
problems=çevre
environmental İst=çevreci),
"ecology"
(ecological
ecologist=çevreci)
kullanılmaktadır.
iki
(environmental
sözcüğe
2
hem
problems-çevre
sözcüklerinin
Bu bakımdan,
yüklenen
anlamın
sorunları,
karşılığı
Batı
ne
de
olarak
dillerinde
olduğuna
bu
bakmak
yararlı olacaktır.
Çevre (environment) herhangi bir şeyi kuşatır
ama,
ne o şeye nüfuz eder ne de o şey tarafından
nüfuz
saldır.
edilir.
Çevre,
Oysa ekoloji,
çevrelediği
insanın,
karşısında
dış-
içinde varlık kazan­
dığı, bir parçasını oluşturduğu, ama etkinliğiyle onu
değiştirip dönüştürdüğü,
”ev"i
(oikos)
ile olan
duvarlı-duvarsız her türlü
3
ilişkilerini ele alır.
Bu
bakımdan ekoloji, insanm-toplumun dışındaki çevreyi
de
kapsayan
ve
insan-toplum-doğa
ilişkilerini,
bunların karşılıklı etkileşimlerini içeren bir anlama
sahiptir.
Bu
nedenle,
çalışmada,
çevre
ve
ekoloji
sözcüklerinin her ikisi de burada yüklenen anlamlar
çerçevesinde
denildiğinde
kullanılmakta;
yaşam
çevresindeki
anlatılmakta, ekolojik
2
çevre
bozulma,
sorunları
kirlenme
sorunlar denildiğinde ise bu
Türkçede geniş anlara yüklenerek yapılmış bir çevre tanımı
için bkz.Can Hamamcı, "Çevre Hakkı üzerine Düşünceler" İnsan
Hakları Yıllığı, Cilt 5-6 (1983-1984), s.172.
^ Kadir Cangızbay, "*Habeas Corpus’tan ’Habeas Oikos’a veya
Ekolojizmin zorunlu Güzergâhı", Türkiye Günlüğü, Sayı 3
(Haziran 1989), s.39.
3
sorunlara
ek
ilişkisi,
olarak
insanın,
insan-toplum
toplum
ve
ilişkisinin,
doğayla
doğa-toplum
ilişkisiyle ilgisi belirtilmiş olmaktadır.
İnsanın doğadaki etkinliği soyut
bir doğanın
dönüştürülmesi etkinliği değildir. İnsan, yaşamı için
gerekli üretimi, toplumsal bir yapı içinde, var olan
üretim
tekniği
ile
üretim
gerçekleştirmektedir.
ilişkileri
Kısacası,
çerçevesinde
insanın
doğayla
ilişkisi başka süreçlerin etkisi altındadır ve başka
süreçleri
içeriğe
etkileyen
sahiptir.
bir
Çevre
gibi, odağında çevre
bulunan Yeşil
karşılıklı
sorunlarının
sorunlarının
hareket
etkileşime,
ortaya
çıkışı
önlenmesi
istemi
de bu bütünsellik bağlamında
değerlendir!İroelidir. Bu açıdan, çevre sorunları
ilgili
sınırlı
bir
siyasal
kalması
hareketin,
beklenemez.
salt
Yeşil
bu
ile
sorunlarla
hareketin,
çevre
kirliliği sorunsalmdan toplumal sorunlar, toplumsal
ilişkiler
sorunsalına
yönelmesi
de
bu
nedenledir.
Yeşiller, yalnızca çevre sorunlarıyla değil, ekolojik
sorunlarla da ilgilenmektedir.
Amaçlar, Varsayımlar ve Kapsam
Çalışmanın
amacı,
endüstri
toplumlarının
belirli bir gelişmişlik aşamasında ortaya çıkan Yeşil
hareketin
doğduğu
ortamı,
arasındaki
bağlantıları,
bu
ortam
ile
hareketten partiye
hareket
geçişi,
hareketin ve partinin yandaşlarının toplumsal-katmansal
konumlarını,
hedefleri
konumları
arasındaki
ile
bağlantıyı
ideoloji,
istem ve
incelemektir.
Buna
koşut
olarak,
Yeşiller
(hareket/partiler)
için
benzerliklerin mi, yoksa farklılıkların mı belirgin
olduğu sorusunun yanıtı aranacaktır.
Bu amaca uygun olarak, birbirini bütünleyen üç
varsayım sınanacaktır:
1) Yeşil hareket,
ürünüdür.
Bu
ekonomik,
ileri
toplumun
toplumsal,
endüstri
toplumunun
birbirleriyle
ilişkili,
siyasal,
çevresel
sorunlarının
belirlediği bir ortamda ortaya çıkmıştır.
birbiriyle
ilişkili
önlenmesi
çevrenin
olması,
temelinde
oluşan
korunmasından
çevre
sorunlarının
toplumsal
başka
Sorunların
hareketin,
toplumsal,
siyasal
istemlerde de bulunmasına neden olmuştur.
2) Yeşil hareketin/partinin
toplumal
korumacı
hareketler
hareket,
olarak
bileşenleri
adlandırılan
anti-nükleer
hareket
yeni
çevre
ve
barış
hareketidir. Yeşil parti, yeni toplumsal hareketlerin
kurumsal siyaset alanındaki biçimsel örgütlenmesidir.
3)
Yeşil
parti
üyelerinin
ve
seçmenlerinin
çoğunluğu, yeni küçük burjuvazi katmanında; eğitim ve
gelir
düzeyi
yüksek,
gençlerni
oluşturduğu
bir
olmaktan
çok
toplumsal konumda yer almaktadır.
Çalışma,
çözümleyicidir.
gelişimleri
çerçeve
Düşünce
içinde
içinde
Olguları
için,
tanımlayıcı
ve
sıralamak
ülkenin
alınmıştır.
parlamentoya
bir
Yeşilleri
Toplumda
en
yerine;
bütünleştirilmeye
çözümleyebilmek ve
üç
olguları
çok
kitlesel
temsilci
bunlar,
bir
çalışılmıştır.
sonuca
çalışmanın
bir
tarihsel
ulaşabilmek
kapsamına
destek
gönderebilmiş
bulup,
Alman
5
Yeşilleri, ilk önce partileşen ama çevreci toplumsal
hareketle
Yeşil
Almanya'daki
Yeşilleri
kadar
ve
arasındaki
güçlü
iki
dağınıklıktan
Kapsamın
parti
ayrı
kurulamadığı
parti
kurtulamayan
üç
ülkeyi
gerçekleştirebilmek
İngiliz
olarak
Fransız
içermesi,
ve
ilişkilerin
gelişip
Yeşilleri.
çalışmanın
varsayımların
amacını
sınanmasında
güvenirliliği ve geçerliliği artırmak içindir. Yeşil
hareketin,
nasıl
bir
toplumsal
olduğunun daha iyi anlaşılabilmesi
ülke
örneği
toplumsal
olması
yapı
bakımından
karşılaştırması
yapının
ürünü
için,
azgelişmiş
Türkiye
Yeşilleri,
bağlamında
kapsama
alınmıtır. Kapsamın mekan boyutunu Almanya, İngiltere
ve
Fransa
oluştururken,
zaman
boyutu
1960’tan
günümüzedir.
Çalışma, simetrik iki ana bölümden oluşmakta­
dır.
Birinci
bölümde,
Yeşil
hareketin
doğduğu
toplumsal ve düşünsel ortam belirlenirken, hem ikinci
bölümün "altyapısı" oluşturulmuş; hem de, harekete ve
partiye mensup olanlarının
bu
istemleri
açıklanmış
belirleyen
olmaktadır.
istemlerinin kaynakları,
toplumsal
İkinci
yapının
bölümde,
partileşmeye
giden süreç ve Yeşil partinin örgütlenme
yandaşlarının
toplumsal
karakteri,
niteliği
ilkeleri,
ideolojisi
çözümlenmektedir.
i
birinci bolum
HARSlTJBTZlSr
T O P JL Ü M S y iI.
V JB
OOÖOl/ÖLT
D Ü ^ Ü N S K JL
I. TOPLUMSAL ORTAM: YEŞİL HAREKETİ HAZIRLAYAN
VE ETKİLEYEN ÖĞELER
Yeşil hareket Batı Avrupa’da 1970*1i yılların
başında belirdi. Bu onyılm sonlarına doğru önce Batı
Almanya’da
ve
sonra
öteki
Avrupa
ülkelerinde
parlamento dışındaki başarısını parlamenter platforma
taşıdı. Yeşil hareketin siyaset bilimi açısından kısa
denilebilecek
bir
zaman
yükselişinin nedenleri
dilimindeki
1950’li
ve
bu
hızlı
1960’lı
yıllarda
varlık
bulacağı
aranma1ıdır.
Çünkü
her
siyasal
oluşum
toplumsal ve düşünsel ortamın az ya da çok, olumlu ya
da olumsuz izlerini taşır; veri sorunlardan hareket
eder, veri koşulları çözümlemeye yönelir;
kendinden
sonrakileri etkileyeceği gibi kendinden önceki eylem
ortamından da etkilenir. Üreteceği çözümler yeşerdiği
ortamın
sorunlarını
ortadan
kaldırabilecek
yetkinlikte görüldüğü, beklentilere sunacağı yanıtlar
7
doyurucu
ve
siyaseten
tüketilmemiş
olduğu
sürece
başarı şansı yükselir.
Endüstri
toplumunun geçirdiği
nicel
değişim,
varolan yapısal sorunlar ile bunlara eklenen ’'yeni"
sorunlar
ve
anti-tez
olarak
hazırlayan
diyalektik
ve
bir
gelişen
biçimde
tepkiler
etkileyen
bu
topluma
Yeşil
ortamın
hareketi
panoramasını
vermektedir.
A. Endüstri Ülkelerinin Toplumsal Yapılarında
Nicel Değişim
Kapitalist
sonra
Batı
ve
endüstri
Kuzey
İkinci Dünya Savaşı
sürecine
girdiler.
kapitalist
Özünü
ülkeleri,
Avrupa
ülkeleri
sonrası pek
Bu
önce
süreçte,
ABD
ile
hızlı
ve
Japonya,
bir
gelişme
toplumsal
yapının
tersine,
bu
değiştirmeyen,
özü
geliştirici etkiler doğurup bireylerin iç dünyalarına
değin kökleşmesini sağlayıcı sonuçları olan bir dizi
ekonomik, teknolojik, toplumsal değişim yaşandı.
Değişim
birlikte
birdenbire
aniden
olduğundan
kesin
başlayıp
tüm
belirmeyeceğinden,
bir
başlangıç
etkileriyle
bir
tarihi
süreç
vermek
yanıltıcı olabilir. Bununla birlikte, savaştan en az
yarayla çıkan ABD için 1950 yılları, Batı
ve Kuzey
Avrupa ülkeleri ile Japonya için de izleyen onyılın
başları
toplumsal
etkilerini
alınabilir.
yapının
duyumsatan
değişik
süreç
için
alanlarında
başlangıç
8
Bu
çalışmanın
kapsamına ' giren
ülkelerde
yaşanan değişimi açıklayabilecek göstergelerden biri,
kişi
başına
düşen
iktisatçılarca
getirilen
"refah
bir
toplumu"
"Kişi
ulaştığı
gelişmişliğin
artıştır-
gelişmişlik,
ulaşmışlardır.
hasıla”nın
gelirdeki
ölçütlerinden
ülkeler,
kavramıyla
zenginlik
başına
düzey,
Bu
gayri
düzeyine
safi
milli
de
olsa,
olarak
kabul
yetersiz
biri
dile
edilmektedir.
Tablo
ülkelerin
1;
1960-1980
yılları
"kişi başına gayri
safi
arasında
bu
yurtiçi hasıla"
(KBGSYH) larmdaki değişimi göstermektedir. Bu yirmi
yıllık
dönemin
sonunda
Fransa ve F.Almanya*da 9,
KBGSYH,
yaklaşık
olarak,
Birleşik Krallıkta 7 kat
artmıştır.
Tablo 1: Kişibaşma Gayri Safi
Değişimler,1960-80,ÜS$
Yurtiçi
Hasıladaki
1960
1965
1970
1975
1980
Fransa
1336
2031
2775
6413
12200
Federal Almanya
1323
1975
3056
6781
13213
Birleşik Krallık^
1358
1835
2198
4082
9518
a: Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda
Kaynak: United Nations, Horİd Statistics in Brief, New York;
1960 için: Second Edition 1977, s.127, 129, 145;
1965-70-75 yılları için: Forth Edition, 1979, s.48, 52,
142; 1980 için: Twelfth Edition, 1988, s.28, 30, 79.
Tablo
1,
bir
başka
açıdan,
bu
ülkelerin
9
yarattıkları
hakkında
değerlerdeki
da
dönemsel
ipuçları
ekonomilerin
dinamiğine
bağlı
"üretmek
oldukları
düşünülürse anılan dönemde
Nitekim bu
düzeyine
ulaşacak
eğilimi
Bu
durum,
vermektedir.
kapitalist
beklenir.
artış
için
gerçeği
tüketimin
toplumlarda
bir
tüketmek”
ile
birlikte
hızla
giderek
tüketim
artması
çılgınlık
alışkanlığı
yaratıİmiştır.
Sayısal
verilerin
gösterdiği
bir
başka
değişim, hizmet sektöründe çalışanların sayılarındaki
artıştır.
Tablo
istihdamın
dönemde,
2,
sektörel
tarım
ve
1960-1980
yılları
dağılımını
endüstri
arasında
göstermektedir.
sektörlerinde
Bu
istihdam
edilenlerin yüzde oranı azalmışken, hizmet sektöründe
istihdam edilenlerin yüzde oranı
armıştır.
0 kadar
ki, hizmet sektöründe çalışanların toplam çalışanlar
içindeki payı Birleşik Krallıkta 1965, Fransa’da 1975
ve
Federal
Almanya'da
1980
yılında
yüzde
50*nin
üzerine çıkmıştır.
Kişi
başına
çalışanların
sayılarında
saatlerinde
de
görülmektedir.
çalışanların
eğilimini
Fransız
artıp,
Tablo
3,
işçi
çalışmaktadır.
48.7
40.7,
bir
değişim
1955
saat
Alman
sektöründe
saatlerindeki
yılında
toplam 44.7 saat,
işçi
çalışma
imalat
çalışma
sektöründe
olurken
yönünde
göstermektedir.
İngiliz
hizmet
genişleme
azalma
haftalık
işçibir haftada
saat,
gelir
Alman
Fransız
işçi
çalışırken,
işçi
azalma
41.6
48.8
1980'de
saat
10
Tablo 2: İstihdamın Sektörel Dağılimi 1960-80, %
Birleşik
__________ Fransa_____Almanya___________Krallık
TARİH
1960
22.4
14.0
4.2
1965
17.8
11.1
3.3
1970
15.1
9.6
2.9
1975
10.2
7.0
2.7
1980
ENDÜSTRİ
1960
8.7
5.6
2.6
38.1
48.0
47.3
1965
40.0
49.4
46.3
1970
39.7
49.0
44.8
1975
38.7
45.4
40.6
1980
HİZMETLER
1960
35.8
44.2
37.5
39.5
38.1
48.5
1965
42.2
39.5
50.3
1970
45.3
41.4
52.3
1975
51.1
47.6
56.7
1980
55.5
50.2
59.9
Tarım
: Tarımcılık, ormancılık, avcılık ve balıkçılık
Endütri : İmalat, inşaat ve madencilik
Hizmetler: Ticaret, finans, ulaşım, iletişim, kamu yönetimi,
otelcilik ve lokantacılık, tıp, eğitim, onarım.
Kaynak
: 1960-65-70 yılları için: Constance Sorrentino,
"Comparing Employment Shifts in 10 Industrialized
Countries”, Moimthly Labor Review, Vol. XCIV
(October 1971), s.5; 1975-80 yılları için: United
Nations, Statistical Yearbook 1985-86, New York,
1988, s.78-83.
(yıllıkdaki değerler yüzdeye çevrilmiştir).
II
Tablo 3: İmalat
Sektöründe
Çalışma Saatleri.
Fransa
İşçi
Başına
Almanya
Haftalık
B.Krallık
1955
44.7
48.8
48.7
1960
45.5
45.6
47.6
1965
45.6
44.1
.46.1
1970
44.8
43.8
44.9
1975
41.7
40.4
1980
40.7
41.6
Kaynak: 1955-60 Yılları için: United Nations, Statistical
Yearbook 1963, New York, 1964, s.59;
1965-70 yılları için: United Nations, Statistical
Yearbook 1975, New York, 1976, s.108-109; 1975-80 yılları
için: United Nations, Statistical Yearbook 19Ö5HB6, New
York, 1988, s.89.
Ekonomik,toplumsal
yaşamdaki
bu
değişiklik­
lerin gerçekleşmesine neden olan, bu anlamda da temel
bir değişim,
yenilik
teknolojik alanda yaşanmıştır.
Başka bir deyişle üretim araçlarının teknolojisindeki
değişmenin
ekonomik,
sonra
da
toplumsal
yaşamda
etkileri olmuştur.
Kapitalist
endüstri
ülkeleri,
insanlığın
2 0 .yÜ2yıla değin gerçekleştirdiği teknolojik atılımla
bile
karşılaştırılamayacak
düzeyde
bir
teknolojik
gelişmeyi yalnızca bir kaç on yıla sığdırmışlardır.
Elektronik,
haberleşme,
ulaşım,
bilgi
işlem
gibi
alanlarda, gündelik yaşamda bile örnekleri izlenebilen
12
gelişmeler,
yeni
sokulması ile
olarak
teknolojilerin
otomasyon,
nükleer
ilerlemeler
üretim
yeni bir
enerji,
uzay
teknolojik
sürecine
enerji kaynağı
endüstrisindeki
gelişimin
çeşitli
boyutlarıdır.
Bilgi
bakarak
ve
ve
teknolojinin
yukarıda
toplumdaki
anılan
diğer
rolüne
değişim
göstergelerini de temel alarak kimi Amerikan toplum­
bilimcileri,
tüm
özellikle kapitalist
endüstrileşmiş
ama
toplumların
genel
olarak
niteliksel
bir
sıçramayla ’’ideal” bir toplum düzenine evrildiklerini
müjdelemişlerdir.
Bunlardan biri,
ilk kez D.Riesman’m
1958’de
kullandığı kavramı bir model çevresine oturtan Daniel
Bell’dir.*
ayırımına
model
Bell,
bu
tarım
toplumu/endüstri
toplumlarla
olarak
"post-industrial
toplumu
karşılaştırılabilir
endüstri
society"
sonrası
aşamasını
bir
toplum,
eklemiş
ve
yaşanan gelişmeleri açıklama çabasına girmiştir.
Bell’in
modelinde
bu
toplumu
öncekilerden
ayıran başat Özellikler kuramsal ve teknik bilginin
merkezi rolü, uzman ve teknik sınıfın toplumda artan
Önemi,
ekonomik
sektör
açısından
mal
üretiminden
. 2
hizmet toplumuna geçiştir.
1 Daniel Bell, The Corning of Post-Industrial Society, New York,
Basic Books, 1973, possim.
2
Ibid., s.14; Daniel Bell, ’’The Post-Industrial Society: the
Evolution of an Idea”, Survey, Vol.17, No.2 (Spring 1971),
s.162 ve 168.
Bu
modelden
hareket
eden
işgücünün %50’si beyaz yakalı
bir
yazara
olduğunda,
göre
üniversite
yaş grubunun %50’si üniversitelerde öğrenim gördüğün­
de
ve
nüfusun
yaşadığında
%50'si
endüstri
yörekentlerde
sonrasına
(suburban)
geçiş
tamamlanmış
3
olmaktadır.
Ulaşılan ya da ulaşılmakta olan bu toplumda
endüstri toplumunun başat sorunu olan kapitalist ile
işçi arasındaki çatışma ortadan kalkmıştır.
Ekonomik
olma ilkesinin y a n m a toplumsal, kamusal olma boyutu
eklenen
bu
artmıştır.
toplumda
Evrilme
kamusal
kapitalist
amaçlı
olmayan
yatırımlar
bir
sisteme
5
doğrudur.
sermaye
Mülkiyet
sahipleri
yalnızaa
üniversite
yasal
bir
gibi
kurgudurj
bilgi
üreten
kurumlara ve teknoratlara bağımlı olmaktadır.^
Bir başka Amerikan toplumbilimcisi Toffler da,
teknolojik
değişmelerin,
uygarlığı" dediği yeni, bir
mümkün kılmakta olduğunu
dalga,
4
5
"üçüncü
dalga
toplumsal yapıya geçişi
ileri
sürmektedir.
Üçüncü
"birinci dalga" adını verdiği tarım toplumunu
izleyen ve endüstri
3
adına
toplumuna
denk
düşen
"ikinci
Samuel P. Huntington, "Postindustrial Politics: How Benign
Mill It Be?", Comparative Politics, Vol. 6, No.2 (January
1974), s.172.
Bell, "The Post-Industrial_" op-cit., s.163.
Bell, The Coming., op.cit., s.294.
6 Ibid., s.344.
14
dalga"dan nitelikçe çok farklıdır.
Üçüncü
yerini
dalga
kişiliğini
ilkesinin
uygarlığında,
kazanmış
yerini
(maximization)
kitle
insanının
insan,
standartlaştırma
çeşitlilik,
ençoklaştırma
ilkesinin
merkeziyetçiliğin
7
yerini
yerini
elverişli
adem-i
Ölçü,
merkeziyetçilik,
üretim için tüketim ilkesinin yerini "kendi tüketimi
için evde üretim",
temsili sistemin yerini doğrudan
B
doğruya demokrasi alacaktır/almaktadır.
Oysa yukarıda sayılan değişikliklerin ardında
yatan gerçek ne Bell'in ne de Toffler'in savladığı
gibidir. Çünkü kapitalist endüstri ülkelerinde kârın
ençoklaştırıİması
ve
bu
bağlamda
tüketmenin
zorunluluğu, sistemi ayakta tutan temeldir. Bilgi ve
teknolojide
öteki
ulaşılan
düzeyin
değişimlerin
oluşturup
nitelikçe
oluşturmadığı
değerlendirmek
ve
buna
farklı
savını
gerekmektedir.
Bu
bağlı
olarak
bir
toplum
bu
eksende
açıdan
bakılınca
değişimlerin daha çok tüketim amacına hizmet ettiği,
"homo
sapiens” i "homo
dönüştürmenin
ve
böylece
"bilimsel” araçlarını
ortadan
kaldırmak
consumer"a
bir
sistemi
sunduğu,
yana,
(tüketen
var
insan)
sürdürmenin
olan
ağırlaştırıcı
sorunları
etkiler
yarattığı açıkça görülecektir.
Bu ülkelerde ekonomi dün olduğu gibi bugün de
gereksinimlerin değil tekellerin denetimindedir. Bu
7
Alvin Toffler, üçüncü Dalga, çev. Ali Seden, İstanbul, Altın
Kitaplar, 1981, s.32-34.
8 Ibid., s.229-485.
15
yüzden üretim hacminin
olması
olan
anlamına
kârı
gelmemektedir.
gereksinimin
Kapitalizmde
ençoklaştırmaktır.
tirilmesinde,
olarak
büyümesi
bir
malın
kullanım
tüketiliyor
olmasından
9
olması Önem taşımaktadır.
Kapitalist
"özne
için
üretim,
nesne"
önemli
gerçekleş­
değerine sahip
çok
Marx*m
yaratmanın
özne" yaratmaktadır.
Bunun
büyük
"tüketiliyor"
belittiği
ötesinde
gibi,
"nesne
için
Kapitalizm "kendi malları
için
tüketiciler", üretimi verimli olan yani kârı yüksek
mallara uyan gereksinimler yaratmaktadır.
Üretimdeki
büyümeye
koşut
10
"milli
hasıla"da
artış olurken tek tek bireylerin gelirlerinde artış
olmuşsa) bu,
1929
benzeri
bir
talep
yetersizliği
bunalımı doğmaması ve artan gelirin mutlaka tüketime
ayrılması koşuluyladır.
Daha çok daha zahmetsiz tüketmek için belirli
hizmetlerin
başkalarınca
gerekmektedir.
Güzel
bir
tüketiciye
yemek
başkası
sunulması
tarafından
hazırlanmışsa ödüllendirici olmaktadır. İşlerin idari
sorumluluğunu üstlenen ve hizmet kadrosunu oluşturan
kimseler
varsa
tüketimin
sınırı
yoktur.
Bu
iş
başlangıçta, kişisel hizmetlerin görülmesi bağlamında
"evin
9
hizmetçisi"
olarak
kadına
yüklenmişti, ama
Robert Havemann, Yarın: Sanayi Toplumu Yol Ayrımında,
Eleştiri ve Gerçek ütopya, çev. Erol Özbek, İstanbul,
Ayrıntı Yayınları, 1990, s.30.
10 André Gorz, Cennetin Yolları: Yaşanan Ekonomik Buhran
Özerine Tezler, çev. Turhan İlgaz, İstanbul, AFA Yayıncılık,
1985, s.37.
16
tüketim
düzeyi
artınca
bu
hizmetçiliğin
ve
genel
olarak hizmetlerin Özel girişimcilerce üstlenilmesi
kaçınılmaz olmuştur.**
Ote yandan, hizmet sektörünün önemi artar ve
nicelik
olarak
genişlerken
imalat
çalışanların sayılarındaki azalma,
zayıfladığı
biçiminde
sektöründe
imalat sektörünün
yorumlanmamalıdır.
Teknoloji
yardımıyla ussallaştırılmış bu sektörde yaşanan gün
yitimi
değişme
değildir;
sonucu,
sermayenin
tersine,
bîilliams'ın haklı
olarak
organik
güçlenmedir.
dile
bileşimindeki
Bu
getirdiği
bağlamda,
gibi,
bir
endüstri sonrası toplumundan değil, endüstrileşmenin
özgül ve en uç noktasının yaşandığı bir toplumdan söz
edilebilir ancak.
Sermayenin organik bileşiminin değiştirilmesi
emek üretkenliğini ve dolayısıyla kârı artırmanın bir
yoludur. Öteki yolu ise, daha çok satın aldırmaktır.
Satın almaya, tüketmeye yöneltmenin varsayımı
"en son olan en iyidir” biçimindedir ve böylece "yeni
oluş
kendi
kılınmaktadır.
başına
13
satış
değerine
sahip”
Bilimsel araştırma, teknolojik deney
ve yenilikten beklenen, ya "yeni"yi yani, ekonomik
** John Kenneth Galbraith, Ekonomi Kimden Yana, çev. Belkıs
Çorakçı ve Nilgün Himmetoğlu, İstanbul, Altın Kitaplar,
1988, s.59 ve 96.
Raymond Williams, îkibine Doğru, çev. Esen Tarım, İstanbul,
Ayrıntı Yayınları, 1989, s.92.
^ Galbraith, op.cit., s.223.
17
sistemce yapay olarak yaratılan gereksinimlere uygun
ürünleri
keşfetmek,
yararlılığı
Bilgi
ve
değil
insan"m
da
yeni
imajını
satılabilirliliği
teknoloji,
yaratılmasında
ya
aynı
Marcuse’ün
artırmaktır.
zamanda,kitle
kavramıyla
oluşturulmasında,
yaratmak,
sisteme,
insanının
"tek
birey
boyutlu
üzerinde
baskıyı artıran yeni olanaklar sunmaktadır.
Buna
bağlı
olarak,
bilimadamları
ve
mühendislerin toplumda önemlerinin artması, kuramsal
bilgi ve teknolojik yeniliğin sistemi sürdürmesi ile
eşanlamlı ve eşzamanlıdır. Sistemin bilim adamlarına,
teknokratlara
dayandığı
ve
buradan
hareketle
"bi1imsel"1iği savı, hem "yeni" keşfedilmiş ürünleri
benimsememeyi,
"usdışı"lıkla
hem
de
niteleyip
sisteme
toplum
karşı
dışına
olmayı
itmenin
bir
aracı olmaktadır.*^
Bilgi
ve
makine-yoğun
sağlanarak
olacağı
yorucu
yerine
bir
üretim
çalışanların
savı
ve
teknolojinin
da
sıkıcı
gelişmesiyle
sürecinde,
boş
geçersizdir.
işlerde
çalışanların
emek
ulaşılan
tasarrufu
zamanlarında
Çünkü
emek
emek
tercih,
tasarrufu
artma
ağır
sağlamak
maliyetlerinin
tasarufudur.***
14
15
Nitekim Bell 1968 öğrenci eylemlerini "bilim temelli
toplumun gelişmesine karşı muhalif hareket" (Bell, "The
Post-1ndustrial...",
op.cit.,
s.163)
biçiminde
değerlendirirken
"bilimsel"
sisteme
muhalefetin
"usdışı"lığını açıkça dile getirmektedir.
Milliams, op.eit., s.90-91.
18
Kaldı ki, çalışma zamanındaki azalma, özgürce
kullanılacak zamanda artış anlamına da gelmemektedir.
Boş zamanın değerlendirilme biçimi önem taşımaktadır.
Boş
zaman
malların
sürdürmede
ideolojik
araçlarının
tüketimine
aygıtlar
mesajlarının
Dolayısıyla,
var
olan
ya
olan
artmasını
sistemi
kitle
iletişim
tüketimine
ayrılabilir.
ikilşikiler
değişmeksizin boş zamandaki artış
zamanının
da
ve
yapılar
özerk etkinlik
sonuçlandırmamaktadır.
Bir
yazarın belirttiği gibi, çalışma süresindeki azalma,
ömür boyu sosyal gelir garantisi
alanlarının
dayanmayan
varlığı
ilişkiler
ile özerk etkinlik
olmaksızın
ve
yaygınlaşmaksızın
mübadaleye
fazla
bir
anlam taşımaz.
Şu
değişim,
halde,
Bell
ya
endüstri
da
ülkelerinin
Toffler
türünden
geçirdiği
yazarların
savladığı gibi niteliksel bir değişim değildir. Var
olan üretim
bir
değişim
ilişkileri
içinde toplumsal
geçirmiştir.
Değişim
yapı nicel
nicelikseldir;
endüstri sonrası topluma geçişin habercisi olarak
Zamyatin, 1920'lerde yazdığı Biz adlı anti-ütopik eserinde
Taylorizm İlkesine bağlı, işi yapanın yaratıcılığının
olmadığı ve işe bağımlı kılındığı bir üretim sürecinde
çalışanın, tam günlü boş zamana sahip kılınması durumunda
sonucun intihara kadar gidebileceğini öykülemektedir. (Bkz.
Yevgeni Zamyatin, Biz, çev. Füsun Tülek, İstanbul, Ayrıntı
Yayınları, 1988, s.134.) Çünkü "sanayileşmeci topluaTda
bireye tam gün çalışma ile tara gün işsizlikten başka bir
almaşık sunulmaz. Bu durumda boş zaman bir felaket durumuna
gelmektedir. Gorz, op.cit., s.108.
^ Ibid., s.78 ve 89.
19
sunulan
göstergeler,
değiştirmek,
var
olan
yapının
temellerini
yerine
gerçekte,
farklılaştırmak
sağlamlaştıran değişimin kanıtlarıdır.
Bu
olguya
karşın
evrimin
endüstri
yönünde olduğu savının ileri sürülmesi,
sonu"nun
geldiğini
ilan
eden
sonrası
"ideolojinin
modeli
ideolojik
kılmaktadır: Bell, gidişin kapitalist olmayan topluma
doğru olduğunu söylerken, Toffler ikinci dalgaya en
yaman eleştiriyi yapıp üçüncü dalgada olumsuzlukların
hiçbirinin yer almayacağını
yapıya yönelecek olası
eksenli,
geleceğin
çaasmdadırlar.
toplumsal
tepki ve tehditleri
umut
Var
ilân ederken,
ülkesi
olan
yapı
kalıbında
içinde
"bilim"
eritmek
kalınma
koşuluyla geleceğin ussal ve gönençli almaşığı sizi
beklemektedir.
Kapitalist endüstri
toplumunun yapısında bir
değişme olmadığı gibi, bu toplum, yukarıda açıklanan
göstergelere de yansıyan nicel bir değişim geçirerek
daha
çok
tüketen,
daha
çok
yağmalayan,
daha
çok
kirleten... sorunları büyüyen bir evreye ulaşmıştır.
Bu evre kapitalist endüstri toplumunun daha ileri bir
evresidir.
Bu
yüzden
bu
evrenin,
Marcuse'un
kullandığı kavramla, "ileri endüstri toplumu" olarak
adlandırılması olgulara uygun düşmektedir.
20
B. İleri Endüstri Toplumumm Sorunları18
1. Ekonomik ve Toplumsal Sorunlar
Kapitalist
iktisatçı
Galbraith
sistemin
ekonomik ve toplumsal sorunlarını özlü bir anlatımla
dile getirmektedir:
"Eşitsiz gelişme, uygulamada eşitsizlik, uçarı ve
atak yenilikler, çevre sorunlarına saldırılar, kişiliğe
karşı kayıtsızlık, [tekellerin sahip olduğuJ devlet
üzerinde güç, enflasyon, sanayi içi eşgüdümü becerememe
gibi şeyler hem sistemin parçaları, hem de gerçeğin
görüntüleridir.
Bunlar
hiç
de
küçük
kusur
sayılamayacakları gibi, bir makinanın bozuk çarkına da
benzemez, teşhis edildiği anda düzeltilmesi mümkün
kusurlardan sayılamaz. Bunlar sistemsel kusurlardır,
sistemin
kendi
içinden
doğmaktadır.
üreticiler
tarafından eşit olmayan ölçülerde güç uygulamasına açık
bir sistemin sonuçlandır, bu gücün kullanılmasından
kaynaklanmaktadır
Bu ve benzer sorunlar sonucu yaşanan devrevi
krizlerden
1970’lerde
birini
enerji
ileri
endüstri
girdilerindeki
artış
toplumları
nedeniyle
yaşamışlardır.
Bir enerji kaynağı olarak petrol özellikle
18
19
Bu toplumlarm sorunlarının tümüyle
incelenmesi bu
çalışmanın amacını ve hacmini aşacak boyutlardadır. Bu
yüzden amaca uygun olarak ve gerektiği kadar bir irdeleme
yapılmaktadır.
Galbraith, op.cit., s.303.
21
İkinci
Dünya
Savaşından
artırmıştır.
Avrupa
ekonomilerinde,
petrole
sonra
erişmitir.
Topluluğu
diğer
bağımlılık
Aynı
önemini
ener.ji
1973
yıl
giderek
ülkelerinin
kaynaklarına
yılında
Petrol
%61'lik
göre
bir
İhracatcısı
orana
Ülkeler
Birliği, OPEC, petrol arzını sınırlamaya başlamış ve
fiyatını artırmıştır.
Petrolün varil
dört k a t m a çıkmıştır.
krize
neden
enerjisi
20
olurken,
petrole
fiyatı
Petrol krizi,
dolaylı
bağımlı
bir
ekonomik bir
sonuç
ülkeleri
1973’de
olarak
almaşık
da
enerji
kaynakları bulmaya itmiş ve kamuoyu da fosil enerji
kaynaklarına
bağımlılıkla
somut
biçimde
yüz
gelmiştir. Benzer etkiler 1979-80 yılında
yüze
İran-.Irak
savaşı nedeniyle petrol fiyatlarının birden ve hızlı
artışı nedeniyle tekrarlanmıştır.
Öte
yandan
belirli
bir
rezervi
olan
dünya
V
doğal
kaynaklarının
hızla
kullanımı
kısa
bir
gelecekte bunların çoğunun tükenmesi olasılığını akla
getirmiştir:
Meadows
için hazırlanan
ve
arkadaşlarınca
"Büyümenin
Roma
Sınırları”
adlı
Klübü
rapora
göre, bugünkü kullanım oranı sabit ve bugünkünden beş
kat daha büyük rezervlerin bulunabileceği varsayım­
larıyla,
demirde
petrolde
50,
173,
doğal
gazda
tüketim süresi kalmıştır.
20
21
kömürde
21
49,
150,
bakırda
altında
29
48,
yıllık
-
ileri derecede endüstri-
Nazif Kuyucuklu, "Dünya Petrol Fiyatlarının Düşmesi ve
OPEC", İ.Ö. Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi, Yıl 1, Sayı
1 (1983), s.164-165.
Dönella H. Meadows et al., Ekonomik Büyümenin Sınırları,
çev. Kemal Tosun et al., İstanbul, İ.Ö. İşletme Fakültesi
İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No: 37, 1978, s.58-61.
22
leşmiş bu ülkelerde, doğal kaynaklara olan gereksinim
refahın
sürmesi
için
büyük
önem
taşımaktadır.
Bu
nedenle,
raporda böyle bir olasılıktan söz edilmesi
kamuoyunun enerjiyle ilgili dikkatini artırmıştır.
Üretimin kapitalist niteliğinin, doğal olarak,
toplumsal
yansımaları
vardır.
İleri
endüstri
toplumunda iş, işi yapana özgü bir faaliyet değildir;
toplumsal
üretim
dışındadır.
Bu
ayıgtma
toplumda
aittir,
iş,
kişilerin
"işçinin
evrensel
egemenlik aygıtına tutsak edilme yöntemi" olmaktadır.
Çünkü
toplumun
yeniden
üretilmesi
için
gerekli
iş
miktarı azalırken, gerekli ile gereksiz, yararlı ile
yararsız,
ayrılmaz
zenginlik
biçimde
ile
karıştıralarak
çalışaıleağma, çalışmak
amacı
"egemen
toplumsal
sistemin
sonsuza
birbirine
"üretmek
için üretilmekte"
işlerliğinin
bağımlılık,
ilişkilerini
savurganlık
rekabet
değin
ve
için
işin
dayandırıldığı
ve
disiplin
sürdürmek"
biçimini
22
almaktadır.
Bu toplumlarda üretim
aygıtı
yalnızca
"iş"i
belirlemekle kalmamakta, yeteneklerle davranışları ve
bireysel
gereksinimlerle
istekleri
totaliter bir nitelik kazanmaktadır.
de
23
belirleyerek
Üretim aygıtı, ürettiği mal ve hizmetleri bir
bütün
22
olarak
topluma kabul ettirmektedir. Bu kabul-
André Gorz, Elveda Proleterya, çev. Hülya Tufan, İstanbul,
AFA Yayıncılık, 1986, s.77.
23 Herbert Marcuse, Tek Boyutlu insan, çev.
İstanbul, Hay Yayınları, 1968, s.20-21.
Seçkin Çağan,
23
lendirmede
tüketicidir.
doğaldır
ki
Tüketim
birey,
kullanıcı
kalıpları
niçin
değil
ve
nasıl
kullandığımız sorusunu geçersizleştirmekte ve bunun
yerine
"dışsal
ve
özerk
benimsetmektedir.
araçlarının,
bir
sistemin”
Burada
bu
araçlarla
ürünlerini
kitle
yapılan
iletişim
ve
harcamaları
milyonlarca dolara ulaşmış olan reklamların Özel bir
yeri vardır. Reklamlardaki
"dayatmak”
bir
olanak vermeden
beyni
olarak
"amaç, "anlatmak” değil,
şeyi, "göstermek”
değil,
"etkilemek";
uyuşturup
kısacası yinelemelerle
25
"büyülemektir””
Bu amaca uygun
reklamlar
yardımıyla,
gösterilen
dinlenme, eğlenme, davranma ve tüketme,
sevdiklerini
sevme
etme
yapay
gibi
düşünmeye
ve
nefret
biçimde
başkalarının
ettiklerinden
gereksinimler
nefret
26
yaratılmakta,
İnsanlar koşullandırılarak dayatılana uygun
tüketim
alışkanlığı oluşturulmaktadır.
24
25
Milliams, op.cit., s.35.
Alaeddin Şenel, "Reklamlardaki Büyü: Meta ve Metafizik",
Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı.124 (Ekim 1990), s.17.
Şenel"e göre, reklamlar "çağdaş sihirsel düşünüşe" hizmet ve
kaynaklık etmektedir. Büyü ya da sihir, rastlantılar
dünyasında
yaşayan
avcılık-toplayıcılık
evresindeki
topluluğun düşünüş biçimidir. Rastlantının, plansızlığın,
güvensizliğin var olduğu kapitalist toplumda reklamlar
aracılığıyla "çağdaş sihirsel düşünüşün", düşünmekten çok
koşullandırmayı, gerçekliğe uymayan düşsel bir dünyayı
sonuçlandırmakta, eleştiriyi yok etmekte, eşitsizlikçi
düzeni sürdürmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Ibid,
s.16-25,
^ Marcuse, op.cit., s.32.
Bu sayede tüketici üreticiye bağlanmakta, daha
önemlisi entellektüel ve duygusal
bağımlı
kılınmaktadır;
edilmektedir.
Ürünler
tepkiler
eleştirel
belirli
bir
"bütün"e
düşünce
yok
ideolojik
eksen
sunarak kişileri yönetmekte ve bu propaganda olmaktan
çıkıp belirli
bir yaşam biçimine dönüşmektedir.
”iyi” bir yaşam
biçimidir
ve
iyi
olduğu
için
Bu
her
türlü niteliksel değişime karşı durur. "İşte böylece
içerikleri
dünyasını
itibariyle
aşan
yerleşmiş
fikirler,
istekler
edilerek ya da bu dünyanın
indirgenerek
kalıbı
bir
tek
yaratılır."
düşünce
ve
boyutlu
düzenin
düşünce
Dolayısıyla
sanıldığı gibi "ideolojinin sonu"
ideoloji
gerçeğe
27
kı 1mııştır.
ve
dönüştürülmüş,
bu
ve
eylem
amaçlar
yok
kalıplarına
ve
davranış
toplumlarda,
gelmemiş, tersine
üretime
içkin
İnsanın doğaya egemen olmasını sağlayan bilim
ve
teknoloji,
toplumsal
egemenlik
sürdüğünden,
insanın insan üzerinde baskı
yol
araçları
açan
da
ilişkileri
kurmasına
28
sağlamaktadır.
Tek
boyutluluğun oluşumunda teknolojinin önemi bu yüzden
büyüktür.
sürekli
Ürünler
"yeni"
sürekli
gereksinimler
"yeni"leştirilirken,
yaratılırken
baskı,
bilim ve teknoloji ile sürdürülmüş olmaktadır. Bu,
27
28
Ibid., s.40-41.
William Leiss, "Ütopya ve Teknoloji: İnsanın Doğaya Egemen
Olması Konusunda Düşünceler", çev. Necat Erder, Yerleşim ve
Çevrebilim Sorunları, der. Ruşen Keleş, Ankara, Türk Sosyal
Bilimler Derneği Yayını, 1984, s.45.
25
karşıtını
yok
kolaylaştıran,
teknoloji
eden
ürünü
ve
bilime
baskıdır.
Çünkü,
bollaştıran
boyun
yaşamı
"yeni”yi
eğilmelidir;
sunan
"bilimsel”
yaşama uyura göstermek ussallıktır, bu yaşam biçimine
karşı
çıkmak
zihinsel
özürlülükle
eşanlamlı
tüketerek
yeni,
olmaktadır.
"Kişiliğini"
pahalı,
en
benzeyerek,
sürekli
lükse
sahip
bütünde
olarak
eriyerek
en
ve
kazanan
en
komşularına
insan
bolluk
içinde yokluk çekmektedir. Özellikle sağlık, barınma
toplu
taşıma
alanlarında
ve
benzeri
karşılaştığı
toplumsal
kısıtlılıklar
kullanım
bunun
bir
olarak
bu
hastalıkların
ve
göstergesidir.^
Tüm
bu
toplumlarda,
intihar,
sorunlara
da
sosyo-psikolojik
alkolizm
ya
da
bağlı
uyuşturucu
kullanımı
gibi
."uyumsuzluk”l a r m arttığı bilinmektedir.
Ekonomik ve toplumsal sorunlarına karşın ileri
endüstri toplumu varlığını sürdürmektedir. Bu, genel
totaliter yapıya uygun, bunu mümkün kılan ve sürdüren
bir siyasal sistemle başarılmaktadır.
2. Siyasal Sorunlar
Gelişmiş
sistemleri
kapitalist
ülkelerin
yönetim
demokrasidir. Bu kavram genellikle halkın
kendini yönettiği bir siyasal sistem çağrışımı yapar.
29
Galbraith, op.cit., s.286; Milliams, op.cit., s.35.
26
Oysa,
Batı
temeller
ve
demokrasilerinin
siyasal
sürecin
dayandığı
işleyişi
kuramsal
durumun
tam
bunun tersi olduğunu göstermektedir.
Demokrasi
etimolojik
açıdan
çelişen
bir
ifadedir. Demos ve kratos dan oluşan kavram halkın
iktidarı
olarak
tanımlanmaktadır.
üzerinde kullanılabilir,
başkası
yani yönetim yönetilenleri
öngerektirir.
Halk
halksa
egemenliğinin
"halk
İktidar
iktidarı
dediğimizde
teb’ası
yöneten
30
kimlerdir?"
sorusu yanıtsız kalmaktadır.
Demokrasinin
kuramsal
dayanaklarından
olan
ulus/halk egemenliğine göre tek tek bireyler ulusta
bütünleşirler, egemen olan bu "soyut bir”dir. Ulusun
istenci "genel istenç" karşısında, tek tek bireylerin
istenci söz konusu değildir. Bu genel istenç kendini
yasayla
ifade
eder.
Yurttaş
olmanın
gereği
yasaya
uymaktır. Yasanın bekçisi ise devlettir. Bu durumda,
halk egemenliği
devletin
soyutlaması
egemenliğini,
31
meşrulaştırmaktadır.
yasaların
devlete
bekçisi
olan
itaati
Egemen olan, soyutlamayla ulaşılan ulustur.
30
31
Giovanni Sartori, Demokrasi Kuramı, çev. Deniz Baykal,
Ankara, Siyasi İlimler Türk Derneği Yayın No:23, [Tarihsiz3,
s.17.
Mehmet Ali Ağaoğulları, Demokratik Mitoslar: Halk-Dlııs
Egemenliği ve Siyasal Temsil, II. Olusal Sosyal Bilimler
Kongresine Sunulan Bildiri, Ankara, 31 Mayıs-2 Haziran 1989,
s.3-6. Daha ayrıntılı bilgi için: M.A.Agaoğulları, "Halk ya
da Ulus Egemenliğinin Kuramsal Temelleri Özerine Birkaç
Düşünce", ADSBF Dergisi, Cilt XLI, No.1-4 (Ocak-Aralık
1986), s.131-152.
27
Halkın somut varlığı ile siyasette yer alması, farklı
toplumsal
istençlerin
bütünün parçalanması
açığa
vurulmasıyla
tehlikesini
soyut
doğuracaktır.
Bunu
önlemek için "somut halk" iktidardan yoksun kılınır.
Soyut
halk
gerçekte
(ya
da
ulus)
yönetimde
temsilcileri
soyut
olması
bulunamayacağından
eliyle
kullanır;
mekanizmasına ulaşılır.
istenç
yansıtmaz,
Bu
genel
temsilcileri onun
istenç
istencidir
tersine
temsil
Soyut bir varlık olan halk
belirtir.
milletvekilinin
egemenliğini
böylece
istencini dile getiremeyeceğinden,
adına
nedeniyle
ve
ise
gerçekte,
genel
istenç
olarak
istenci
dayatılır.
İleri bir çözümlemede, bu istencin milletvekillerinin
istenci de olmadığı anlaşılır: Genel istenç meclis ve
Öteki
devlet
organları
içinde
yaratılır;
böylece
ulusun ”bir"liği bu organların "bir"leştiği devletle
özdeşleşir,
bir
olan
ulusun
bir
olan
devlet
tarafından temsil edilmesi sonucu doğar. Bu nedenle
genel istenç ulusun istenci olarak belirmediği gibi
milletvekilinin
eden
devlet,
yaratmaktadır.
de
istenci
temsilci
Bu
değildir;
olarak
durumda
ulusu
genel
sözkonusu
32
iktidarı değil devletin iktidarıdır.
olan
temsil
istenci
halkın
Demek ki, ulus egemenliği, ulusu soyut bir tüm
ve tek bir istence sahip olarak ele almakta, tek tek
bireylerin istenci genel
kuram
bütünleştirici
bütünlük
32
devlet
bir
istenç
içinde eritilmekte,
işlev
organlarında
yüklenmektedir.
Bu
sağlanır, devlete de
Ağaoğulları, "Demokratik— ", op.cit., s.8-12.
28
böylece
farklılıkları
karşımıza
çıkan
iktidarıdır.
çelişen
Aynı
yadsıma
halkın
iktidarı
biçimde
siyasal
bireysellikleri,
yurttaşların
tanıyabileceği
genel
temsil
ulusun
temsil
bireyin
devletin
ilkesi de
değil,
içinde
olma niteliğini
birliği
verir,
değil
farklılıkları
temsilini,
edilen
olanağı
eşit
kendini
öngördüğünden,
olduğundan
bütünlüğü
pekiştirmektedir.
Siyasal kılgı bakımından da durum pek içaçıcı
değildir.
Williams,
etmektedir.
grubunun
İlki
temsilin
iki
yerellik,
cinsiyet,
temsilidir
ki
anlamından
burada
simgesellik" anlamı vardır.
meslek,
İkincisinde "belirlenmiş
yani
vardır.
temsilci
istifa
Delege
niteliği
olan
görüş
ayrılığı
çıktığında
gerçekleşmektedir.
yaş
"karakteristik,
düşüncelerin örgütlü temsili"
arasında
söz
Bu
"delege"
ile
ayrıksı
durumda,
anlamı
seçmeni
olarak
Itfilliams'ın
belirttiği gibi, mecliste ortada hiç kimseyi temsil
etmeyen, uzman temsilci olduğunu ilan eden "politik
33
temsilciler" vardır.
Simgesellik,
bir
temsilin
karakteristik
gerçekleşmediğine
bakımından
tek
örnek
olacaktır.
İngiltere'de yerel meclislerin bileşimi
^ KJilliams, op.eit., s. 110-111.
oranlı
yeterli
29
üzerinde 1985'te yapılan bir araştırma,
nüfusun
genel
karakteristiğini
göstermektedir.
Buna
erkek
kadındır.
%19’u
göre
meclis
3A
meclislerin
yansıtmadığını
üyelerinin
Nüfus
içinde
%81’i
yüksek
öğretimlilerin oranı %5 iken meclis üyeleri arasında
bu
oran
%22’dir.
kişilerin
Meclislerde
ağırlığı
"Yarı-nitelikli
mavi
da
belirli
dikkati
yakalılar”ın
meslekten
çekmektedir.
nüfus
içindeki
oranı %18, işveren ve yüksek yöneticilerin %11 iken,
meclis üyeleri arasında bu oran birinciler için %4,
İkinciler
içinse
açısından
da
%32
olmaktadır.
orantısız
temsilin
Diğer
meslekler
geçerli
olduğu
anlaşılmaktadır.
Örnekten anlaşıldığı ve Sartori’nin belirttiği
gibi,
"seçimlerin amacı demokrasiyi artırmak değil,
35
Önderleri ayırıp seçmektir.”
Kapitalist rejimlerde
seçim,
yönetenlerle
yönetilenler
ilişkisini
kolaylaştırmakta,
36
itaatini sağlamaktadır.
Sorun
bu
kadarla
da
arasında
bireylerin
kalmamaktadır:
iktidar
iktidara
İlkin,
çağdaş gelişmeler sonucu, yürütmenin güçlendirilmesi
ve yetkilerin daha çok bu organda toplanması yönünde
34
35
SJiddicomple Report II, The Local Government Councillor,
London, HMSO, 1986, s.39'dan aktaran Oya Çitçi, Yerel
Yönetimlerde Temsil - Belediye Örneği, Ankara, TODAİE
Yayınları, 1989, s.42.
.
Sartorı, op.cıt., s.72
36 Jean-Marie Cotteret ve Claude Emeri, Seçim Sistemleri,
Çev.Ahmet Kotil, İstanbul, İletişim Yayınları, 1991, s.11.
30
bir
eğilim
yönetimi
belirmiş,
denetleme
zayıflamıştır.
olduğu
gibi
Meclis
kararların
gelmiş,
meclislerin
karar
birincil
daha
çok
onaylandığı
alma,
işlevleri
yürütmenin
bir
organ
almış
durumuna
"halkın temsilcileri"nin siyasal
sistemdeki
önemleri azalmıştır.
Öte yandan,
kararlar
Etki,
halktan
üzerindeki
karar
olanaklarını
yoğun
genişletme
çeşitli
etkileri
çıkaracakların
gerçekleşebilir.
kaynakları
çok,
bilinmektedir.
makamlarını
biçiminde
Seçilme
süreci
gerektirmekte,
adaylar
tekellerin
elde
etme
dolayımsız
önemli
bu
da
özdeksel
kaynağa
sahip
olanlarca desteklendiklerinde başarı kolaylaşmakta ve
bağımlı1ıkları kaçını1maziaşmaktadır.
Bundan
benimseyen
başka,
partiler
programlarını
arasındaki
programıyla
daha
merkeze
farklar
var
parlamenter
çok
seçmene
çekmekte,
azalmaktadır.
mücadeleyi
ulaşmak 'için
bu
Bir
partiler
çok
gibi
görünen
almaşık,
Batı
demokrasilerinde
partinin
gerçekte
tektir.
Kaldı
ki,
ideolojilerinden,
tasarımlarından
programlarından,
çok
medyada
partilerin
geleceğe
sundukları
yönelik
imge
önem
taşımaktadır. Medya desteği, medya kuruluşlarıyla iyi
37
Bu konuda bkz.Erdoğan Teziç,
"Batı Demokrasilerinde
"Yürütme"nin üstünlüğü ve Yeni Kurumlar Dengesi", İdare
Bukuku ve İlimleri Dergisi, Yıl 1, Sayı 2 (Ağustos 1980),
s.91-106; Adil Özkul, "Çağdaş Parlamenter demokraside
Kuvvetli İcra Eğilimi", Ankara Bukuk Fakültesi Dergisi,
Cilt.26, Sayı-1-2 (1969), s.43-76.
31
ilişkiler iktidara uzanmanın ön grekliliklerindendir.
Ne
söylendiği
değil
nasıl
söylendiği,
partinin
tanıtımının, tüketilmesi istenen herhangi bir ürünün
reklamının
yapılmasından
"presentable” olması;
(,,reklamı,,
yakışıklı
yapılanın
ya da güzel,
hedef
kitleyi etkileyici konuşan, rahat davranışlı gibi...)
ve parti
örgütü
ile kadrosunun bir pazarlamacıdan,
pazarlama şirketinden farkının kalmadığı bir durumda
demokratik bir siyasal süreçten söz edilemez; çünkü,
siyaset medyanın yönlendirdiği,
ona bağlı bir süreç
durumuna gelmiş, siyasal söylem ve eylem ve bunların
üretimi,
siyasal
katılım
yitirirken yerini
kitle
ve
davranış
ileşitim
önemini
araçlarının
"iyi”
kullanılması almıştır. Kitle iletişim çağında, öteki
tüm aksaklıklar,
eksiklikler gÖz ardı
edilse bile,
demokratik siyasal sürecin varlığından söz edilemez.
Tüm bu anılanların bir sonucu olarak siyasal
sisteme,
siyasal kurumlara olan güven sarsılmıştır.
Siyasal
yabancılaşma
siyasal
siyasal
düşkırıklığı
olguları
Siyasal
sistemle
sürece
uyuşmayan
katılmama,
belirginleşmiştir.
parlamento
dışı
muhalefetin yandaş bulması değişim isteminin yerleşik
kurumlarla
başarılamıyacağının,
siyasal
güven
erozyonunun bir başka göstergesidir.
Batı demokrasilerinin dayandığı temeller olan
ulus
egemenliği
bütünleştirici
ve
kuramsal
temsil
araçlar
mekanizmasının
sunduğu
yukarıda
belirtilmişti. Bunlar, ileri endüstri ülkelerinin tek
boyutlu, totaliter (bütünlükçü) niteliğiyle ilgilidir
ve
birbirini
tamamlayıcı
etkilerde
bulunur.
Bu
32
aşamada
tek
boyutluluğunun
siyasal
yansımalarını
vurgulamak gerekecektir.
Bu
toplumlar
teknoloji
yardımıyla
yaratılan
yapay gereksinimlerin karşılanmasına dayalı,
tüketen,
bireyin bütüne bağımlı
kılındığı,
sürekli
özgürlük
ve çoğulculuğun uygulayımsal varlığının, kullanımının
sınırlı olduğu toplumlardır.
Bu
konuda
tutarlı
bir
Marcuse'e
göre,
teknolojik
artırılan
üretim
daha
Tüketerek
yaşam
standardınınm
bireyler,
yönetimin
çok
düşünce
gelişmeyle
tüketimi
geliştiren
verimliliği
zorunlu
yükseldiğini
ve
hizmetlerden mutluluk derecesinden hoşnutsalar,
bu,
"ussal"
yaşamsa
konusunda diretmezler,
kendi
verdiği
sanan
meta
"iyi",
kendilerine
kılar.
kendilerini
yönetme
istemde bulunmazlar.
BÖylece
özgürlüğün kullanım değeri düşer. Kaldı ki bireylerin
düşünce,
istek
ve
duyguları
metalarla
38
koşullandırılmıştır.
Çoğulcu gibi görünen bu toplumda ",bolluk ve Özgürlük
kılığına bürünmüş olan tahakküm, özel ve genel
yaşantının tüm alanlarına yayılır,
tüm gerçek
karşıtları ortadan kaldırıp bütün içine karıştırır, tüm
alternatifleri yokeder. Teknolojik mantık, tahakkümün
güçlü aracı durumuna geldikçe, siyasal niteliğini
ortaya koyar; toplumun ve doğanın, aklın ve bedinin
sürekli olarak bu evrenin korunması için seferber
edildiği, gerçekten totaliter bir dünya yaratır.
38
Marcuse, op.cit., s.84-85
39 Ibid., s.48.
33
Var gibi görünen
seçilebileceğini,
seçme alanı gerçekte neyin
neyin seçilmiş
olduğunu gösterir,
yoksa özgürlüğün yaygın bir kullanım alanı bulduğu
çoksesli bir toplumu değil... Sartori'nin ifadesiyle,
teknolojik gelişmenin getirdiği yapay bolluk, şımarık
bir
çocuğun
psikolojisine
*0
yaratmıştır.
Erich Fromm da
"özgürlükten
kaçış"a
sahip
kapitalist
neden
uysal
bir. toplum
gelişme
olduğu
düzeyinin
görüşündedir.
Kapitalizmin tekelci niteliği, ekonomik ve toplumsal
yaşamın devasa büyüklüğü,
kentlerin
dev
boyutları,
reklam ve propaganda tekniklerinin eleştiriel düşünce
yeteneğini körelten etkisi,
tehdidi...gibi
işsizlik korkusu,
gelişmeler
bireyde
savaş
güçsüzlük,
umutsuzluk, önemsizlik, küçüklük, yalnızlık duyguları
yaratmaktadır.
Bu
duygulardan
kurtulmanın
yolu
ya
faşist rejimlerde olduğu gibi öndere boyun eğmek ya
da demokrasilerde olduğu gibi kabul edilmiş biçimlere
zorlayıcı
ayak
kendisine
sunduğu
uydurma,
dizgelerin
kabul"lenme,
41
zorlayıcı bir uyum içinde ("robot uyumu") olmadır.
40
41
kişiliği
"kültürel
bütünüyle
Sartorı, op.cit., s.283
•
Erich Fromm, Özgürlük Korkusu, Çev.Roza Hakmen, İstanbul,
Yaprak Yayınları, ETarihsiz], s.80-83 ve 111
34
Her
iki
durumda
da
söz
konusu
olan
özgürlükten
kaçıştır.
Özgürlüğün
toplumlarda
diğer
kullanım
savaş
tehdidi,
mekanizmalara
Olağanüstü
endüstrisi
ve
onun
gücü^
çoğu
gerekçesine
dahildir
ürünleriyle
ve
üreten
donatılan
bir
Gerçekte
‘‘devletin
"devletin
sürekli
ideolojik
ek
günlerde
yurttaşlara
silah
görkemli
resmi
bir
ordu
dış
başka bir anlamı olamaz.
Olası
ile
düşman
ise
bunlar,
baskı
aygıtı”na
aygıtlarıyla
geçidi
törenle
bir
savaş
birlikte var olan sistemi sürdürmeye yararlar.
özel
bu
kılan
ayrıldığı
düşsel
dayalıdır.
43
ayrımıyla
Althusser’in
korku
kaynakların
kez
olmayan
sistemi
apaçık
unsurdur.
polis
değeri
Bazı
biçiminde
gösterilmesinin
iç düşmanlara karşı
düzeni korumak için iktidarın sahip olduğu gücün ve
atılacak adımların buna göre ayarlanmasının açık bir
anlatımıdır.
Barışın
sürdürülmesinden
muhalif
sürekli
amaç,
unsurların
bir
sistemin
gelişme
savaş
dışında
tehdidiyle
yer
alan
yeteneklerini
baltalamaktır.
42
43
Havemaraı, nükleer beraberlik durumu sürdükçe konvansiyonel
silahlarla bir dünya savaşı olanaksızdır görüşündedir. Bu
durumda ’’ordular sadece, olası iç savaşlar için birer polis
birliğidir.” Havemann, op.cit., s.16
Bkz. Louis Althusser, İdeoloji ve Devletin ideolojik
Aygıtları, çev. Yusuf Alp ve Mahmut Özışık, 2. Baskı,
İstanbul, iletişim Yayınları, 1989, s.28-30.
35
3. Çevre Sorunları
Çevre sorunları,
biçimlendirdiği
uygun
olmayışı,
sonucu
gibi
doğal
insanın üretim etkinliğiyle
yapay
çevrenin
insan
etkinliği
çevrenin
çevresel
sağlık
ya
bozulması,
öğelerin
da
hava,
sahip
koşullarına
ilgisizliği
su,
olması
toprak
gereken
niteliklerini yitirmesi, kirlenmesi anlamına gelir.
Çevre
kavramı,
canlı
ve
cansız
varlıkların
birbirleriyle ve karşılıklı ilişkilerini kapsayan bir
genişlikte
ele
almdığnıda
kirliliğinden,
kirlilikten
iklimdeki
gürültüye,
toprak,
hava,
değişimlere
elverişsiz
su
uzaydaki
koşullarda
beslenme, barınma ve çalışmadan canlı türlerinin yok
olmasına...kadar
bir
çok
sorun
çevre
sorunları
başlığı altında toplanabilir.
Bu genişlikte anlaşılınca çevre sorunlarının,
ilk
insan
topluluklarının
söylenebilir.
Eldeki
yansıtmamakla
birlikte,
açıkta
kömür
da
kaynaklar
çıkardığı
yakılmasını
başını
bu
ağrıttığı
denli
duman
yasaklayan
eskiyi
nedeniyle
bir
kral
fermanına dayanılarak 1306 tarihinde bir kişinin idam
edildiği,
1661fde John Evelyn’nin,
Krala Londra'nın
dumanından
şikayetçi
olduğu
ve
çözüm
önerdiği
44
bilinmektedir.
Bununla birlikte çevre sorunlarının
ağırlığının duyumsanması oldukça yenidir. 1950’lerden
başlayıp
44
giderek
artarak,
sorun, dünya kamuoyunun
John Burton, Ban and His florid, Pollution, Glasgow and
London, Blackie, 1974, s.10.
36
gündem maddeleri arasına girmiştir.^
Çevre
olarak
sorunları
anlaşılır.
dar
Çevre
sıralama yapmak yanlış
anlamda
çevre
sorunları
olmakla
kirliliği
arasında
birlikte,
bir
sözgelimi
sudaki kirlenmenin su canlı türlerinin yok olmasına
neden
olması
sorunların
gibi,
çevresel
oluşumuna
kirlenme
olumsuz
başka
etkide
bazı
bulunabil­
mektedir.
Çevre
kirliliği
sorunları
insanın
ilişkisine,
sömürü
ya
doğayla
ve
da
dar
anlamda
ilişkisinin
tahribe
egemenlik
dönüşmesine
olarak ekolojik dengenin bozulması
çevre
bağlı
sonucunda ortaya
çıkmaktadır
Ekolojik
sistemlerin
özelliği
denge noktasına ulaşma eğilimidir.
noktasına ulaşırken kirlilik
belli
ölçüde
gibi
dinamik
bir
Sistem bu denge
olumsuz
sağaltma kapasitesine de
etkileri
sahiptir.
Bu
sağaltma ya da onarma kapasitesinin sınırları içinde
kalan kirlilik doğal arıtmaya uğrayarak denge nokta­
sına ulaşılmaktadır.
Bu
sınırlar
aşıldığında
yaşam
ortamı kullanılabilme özelliğini yitirmektedir.^*
Şu
Bu ilginin en Önemli nedeni çevresel bozulmanın son yıllarda
olağanüstü artmış olmasıdır. F.Almanya*da yapılan bir
araştırmaya göre hava, su, toprak kirliliği ile gürültü
alanında bir yıldaki ölçülebilir hasar 103.5 milyar marktan
daha çoktur. Ayrıntılı döküm için bkz.Udo E.Simonis,
’’Industrial Restructuring for Sustainable Development-Three
Strategic Elements”, Biopolitics: The Bio-Environment,
Vol.II, Biopolitics International Organisation, 1989, s.298.
46
Orhan Uslu, ’’Çevre Sorunlarına Temel Ekonomik ve Ekolojik
Yaklaşımlar”, Çevre ve Ekonomi, Ankara TÇSV Yayını, 1985,
s.125-126.
37
halde
doğanın
kendini
temizleme
aşıldığında kirlilik oluşmaktadır.
sınırı,
eşiği
Bir kez bu sınır
aşıldıktan sonra kirleticilerin miktarında en küçük
bir ek, kirlenmeyi olağanüstü artırmaktadır.
Çevre
edecek
sorunlarının
boyuta
erişmesi,
toplumsal
hem
yaşamı
yetkililerin
tehdit
çevresel
bozulmanın kritik eşiğinin bu denli çabuk aşılacağını
47
öngörmemeleri
hem de bu eşik aşıldıktan sonra
sorunların birikimli olması Özelliği ile ilgilidir.
Çevre
toprağın,
kirliliği,
havanın
ve
etkilenen
suyun
kirlenmesi
ayırımlanabilır. Bununla birlikte,
doğrudan
etkilenen
bütünselliği
kükürt
oranı
kimyasal
mekanda
nedeniyle,
hava
reaksiyon
biçiminde
kalmamakta,
kirliliği
doğanın
atmosferde
olarak
asit
göre
kirlenme yalnızca
sözgelimi
sonucu
mekana
artan
yaşanırken,
yağmuruna
dönüşüp
toprakta ve sularda kirlilik oluşmaktadır.
Çevre
sorunları
arasında bir ilişki
endüstriyel
ve
kaynakların
ile üretim-tüketim süreçleri
bulunmaktadır.
tarımsal
işlenmesi
Çevre
üretim
sırasında,
ya
sorunları
da
üretim
doğal
sürecinin
çeşitli atıklarıyla ya da tüketirken çevreye verilen
zararlar ve geriye kalan çöpler nedeniyle oluşabilir.
îleri endüstri ülkelerinde çevre sorunlarının
önemli
bir
kaynağı
ekonominin
dayandığı
tüketme
zorunluluğudur. Bu ülkelerde insan nesne ilişkisinde
süre
47
çok
kısalmıştır.
Aynı
anlama
gelmek üzere,
Henry Stili, "Dünya:Bizim Olan "Tek Çamur Kabarcığı”, öfuk,
Cilt:4,Sayı:2 (1972),s.15
38
bunlar
"satın
al-kullan-at”
48
ilkesinin
geçerli
olduğu toplumlardır.
Tüketim maddeleri bir kez kullanılıp geride,
ekonomiye
dönmeyen
doğada
da
çözülemeyen
atıklar
bırakmaktadır.
"toplumsal
atıklar
Tüketim statü
simgesi
olduğundan,
49
ikna"
sürekli tüketime zorladığından
hızla
maddelerinin
çoğalmaktadır.
kullanımı
Ayrıca
sırasında
da
kimi
tüketim
çevre
onulmaz
biçimde kirletilmektedir.
Örnek vermek gerekirse, bir tüketim aracı olan
otomobil
çok önemli
çevre
sorunları
ABD'de
tüketilen
petrolün
tarafından kullanılırken dünya
yolda
48
49
tükenmekte,
hava
%56'sı
doğal
kirliliğinin
yaratmaktadır.
otomobiller
kaynakları
%60"ı,
Alvin Toffler, Gelecek Korkusu:Şok, Çev.Selami
3.Baskı, İstanbul, Altın Kitaplar, 1981, s.51
bu
kent
Sargut,
Bu toplıımlarda "toplumsal ikna" yalnız tükettirmek için
değil
çevresel
bozulma
ile
ilgili
olarak
da
kullanılmaktadır. Bu sayede çevre sorunlarının varlığı
gerçeği gizlenmekte,
kirliliğin hayal ürünü olduğu
, benimsetilmeye çalışılmaktadır. ABD’de 1970’in ilk altı
ayında büyük şirketler, "çevre duyarlılıklarının" reklamına
bir milyar dolar harcamışlardır.(Galbraith, op.cit., s.229)
Öte yandan, toplumsal ikna, başka amaçlar için, sözgelimi,
çevreye en çok zararı veren savaşları meşru kılmak için
insanlığın
çevre
duyarlılığının
sömürülmesinde
de
kullanılmaktadır.
Körfez savaşında binlerce bombanın
İraklılara verdiği zarar gizlenirken, petrole bulanmış bir
karabatağın görüntüsü savaş haberlerinin jeneriği haline
getirilmişti. Oysa kuşun görüntüsü körfezden değil,
Faransa *da on yıl önce meydana gelen bir deniz
kirlenmesinden alınmıştı.Bkz."TV Gerçeği Örtüyor",Nilgün
Cerrahoğlu*nun
Ignaeio
Ramonet
ile
yaptığı
söyleşi,Cumhuriyet Gazetesi,24 Temmuz 1991
39
gürültüsünün
Angelas
%85'i
kent
otolardan
alanının
kaynaklanmakta,
%65’i
otomobil
ile
Los
ilgili
kullanımlara
ayrılarak
kentsel
topraklar
israf
50
edilmektedir.
1983*te Fransa’da atmosfere karışan
toplam
hidrokarbonların
%40'ı
motorlu
ulaşım
51
kaynaklanmıştır.
Motorlu araçlardan
araçlarından
çıkan
Öteki
oksitler,
kirleticiler
oksitleyiciler
karbon
ve
monoksit,
kurşundur
ki,
azot
bunlar
insan sağlığını tehdit etmektedir.
İleri endüstri
oluşan
yoğun
ülkelerinde
kirlenme
yanında,
tüketim sürecinde
üretim
etkinliğine
bağlı olarak da çevre sorunları yaratılmaktadır. Bu
ülkeler
endüstrileşmelerini
endüstrileşme doğayı
mekte,
sistemi
daha
çok
sömürme
endüstriyel
olmaksızın
daha
tamamlamışlardır;
olanaklarını genişlet­
üretim,
çok
atık
kirliliğe
kontrol
neden
olmaktadır. Kirlilik ya üretim faaliyeti sırasında ya
da
üretim
sonunda
çevreye
bırakılan
atıklarla
oluşmaktadır.
İçinde
endüstriyel
bulunduğumuz
yıl
boyunca
kat artarken bunun beşte
52
dördü 1950’den günümüzedir.
Bu, denetimsiz endüst-
50
üretim
yüz
elli
Mine Kışlalıoğlu ve Fikret Berkes,
İstanbul, Remzi Kitabevi, 1989, s.156.
Çevre ve Ekoloji,
51 Roger Schaefer, "Çevre Yönetimi ve Teknoloji", Sanayi ve
Çevre Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı,
1986, s.118
52 Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu, Ortak Geleceğimiz,
Çev.Belkıs Çorakçı, Ankara, TÇSV Yayını, 1989, s.58.
40
riyel atıkların olağanüstü artarak canlı
türlerinin
yok olma eşiğine gelmeleri demektir.
Uluslararası Denizcilik Bürosunun açıkladığına
göre
yılda
milyon ton endüstri atığı
53
denizlere bırakılmaktadır.
Bir kağıt fabrikasının
54
atık sularının "biyolojik oksijen ihtiyacı”
5000
mg/1
yaklaşık
varsayılıp
22
(normalde
2000
ile
25000
mg/1
oranındadır) 2400 m3/saat ile bir körfeze bırakılması
durumunda oluşacak kirliliğin eşdeğerini,
milyon nüfuslu bîr kent başarabilmektedir.
Endüstriyel
atık gazlar
da hava
ancak 5.5
55
kirliliğine
neden olmaktadır. Bu atıklara endüstride, ısınmada ve
ulaşım
araçlarında
sonuçlarla
yakıtların
enerji
olarak
karşılaşılmaktadır.
atık
gazları
kullanılan
En
bilinen
eklendiğinde
fosil
örneği
ölümcül
Londra’dır: Sis, duman, motorlu araç egsozu ve düşük
sıcaklığa bağlı olarak yoğunlaşan kirlilik Londra’da
beş gün
içinde 4000’den
fazla
Ölüme
yol
açmıştır.
Benzer bir durum dört yıl sonra 1956’da da yaşanmış
56
1000 kişi yaşamını yitirmiştir.
Hava kirliliği anı
53
54
Kışlalıoğlu ve Berkes, op.cit., s.160.
Su kirliliğini gösteren değişkenlerden biri olan biyolojik
oksijen ihtiyacının içilebilecek su için 1 mg/1’den az
olması gerekmektedir.
55 Ömer
Kuleli, ’’Çevre Sorunları Maliyetleri ve Yeni Bir
EKonomiye Yönelme”, 1987 Sanayi Kongresi Bildirileri,
Ankara, TMM0B Makina Mühendisleri Odası Yayın No:127,
ITarihsiz], s,356.
56 Ronald C.Denney, This Dirty Horld, London, Thomas Nelson and
Sons Ltd., 1971, s.72-73
41
ölümler dışında, psikolojik dengeyi
bozan,
teneffüs
yolları hastalıklarına neden olan, kanser,
raşitizm,
göz bozuklukları gibi hastalıklara yol açan etkilerde
57
bulunmaktadır.
Endüstriyel ve evsel atıklarda bulunan çeşitli
maddelerin hava, su ve toprağa karışması ve beslenme
zinciriyle
insan
maddelerden
sözgelimi
bozuklukları,
sinir
vücuduna
nikel
sisteminde
arındırılmayan
kalay,
akciğer
mekanlarda
böbrek,
beyin,
sonucu
sindirim
kanseri,
bozukluklar,
benzinin
kentsel
girmesi
bu
ve
bağırsak
civa,
merkezi
kurşun,
yakılmasına
(kurşundan
bağlı
olarak
bolca bulunmaktadır.) karaciğer,
merkezi
sinir sistemi,
58
hastalıklarına neden olmaktadır.
üreme organı
Çevre sorunlarının kitlesel ölümler ve kalıcı
hastalıklar
etkisi
yaratan,
nedeniyle
artmaktadır.
insan
çevreye
Canlı
yaşamını
olan
yaşamın
tehdit
toplumsal
sürmesinde
eden
duyarlık
önemli
bir
işlevi olan ozon tabakasının incelmesi günümüzün en
popüler duyarlılık alanlarından biridir.
Güneş
zararlı
ışınlarının
ışınlarını
incelmesine,
üretim
morötesi
süzen
ve
ozon
tabakasının
tüketim
süreçlerinde
kullanılan Kloro Floro Karbon
(CFC)
olmaktadır.
göre
57
58
1986
ölçümlerine
(ultraviole)
bileşiği neden
Güney Kutbu*nun
Fehmi Yavuz ve Ruşen Keleş, Çevre Sorunları,
Ankara, AÜSBF Yayınları No;584, 1983, s.41.
2.Baskı,
Reha Bilge,"Ekonomi Teknoloji ve Çevre Sorunları", Çevre ve
Ekonomi,Ankara,TÇSV Yayını,1985,s.15.
42
üzerinde %50’ye varan
ozon
incelmesi
saptanmıştır.
Modellemeyle ulaşılan hesaplara göre ozonda %1 oranda
azalma, dünyaya ulaşan morötesi ışınların %2 oranında
artmasına,
bu
ise
olaylarının
59
oranında yükselmesine neden olmaktadır.
Çevre
deri
kanseri
sorunlarının
nedenleri
%4
arasında,
yukarıda anılanlara ek olarak, kentleşme ile nüfusun
etkisinden de söz etmek gerekir.
İleri
endüstri
ülkelerinde
nüfus
mevcut nüfusu koruyan bir orandadır.
ülkelerde nüfus
artışı yok gibidir.
artışı,
Bu nedenle bu
Aslında nüfus,
tek başına çevre sorunu yaratmaz; nüfusun kaynaklarla
olan
ile
ilişkisi önem taşıdığı
üretim
olmaktadır.
milyara
ve
Soruna
yaklaşan
kısmının
olmadığı,
düzeyi
bu
yaklaşınca
açıdan
nüfusunun
kaynakların
değil,
endüstrileşmiş
belirleyici
dörtte
tüketilmesinde
çevre
bugün
üçe
baş
üzerindeki
sanıldığı gibi nüfus artışı
ülkelerden
ilişkileri
tüketimin
dünya
nüfusun
gibi üretim
6
varan
aktör
baskısının
yüksek endüstrileşmemiş
tersine
ülkelerden
ileri
derecede
kaynaklandığı
anlaşıla­
caktır.
Bu saptamayı tanıtlamak için bir örnek vermek
gerekirse,
dünyaya
gelen
kaynaklar
üzerinde
30
ölçüsünde
59
60
yük
her
ABD'li
çocuk
doğal
Hintli
çocuğun
toplamı
60
getirmektedir.
Kişi başına yıllık
Kışlalıoğlu ve Berkes, op.cit-, s.72.
Yavuz ve Keleş; op-cit., s.298.
43
enerji
tüketimi,
kg
eşdeğer
petrol
olarak;
yılında gelişmiş ülkeler için 2217 ve
1950
1979'da
4353
iken az gelişmiş ülkeler için 1950’de 87 ve 1979’da
yalnızca
göre
308'dir.^*
dünyadaki
Dünya
mevcut
Bankasının
tahıl
bir
üretimi
raporuna
herkese
günde
3000 kalorilik (günlük gereksinim 2400 kalori) gıdayı
sağlamaya
başına
yeteriiyken
üç
kat
ülkelerde
yoksul
daha
tahıl
fala
halklara
tahıl
tüketen
tüketiminin
halde,
nüfus
ile
kişi
gelişmiş
yarıdan
hayvanlara yem olarak verilmektedir.
Şu
oranla
fazlası
62
çevre
arasında
ilişki
kurulurken nüfusun tüketim ve kaynak kullanım düzeyi
gözününde tutulmalıdır. Yeryüzünün doğal kaynaklarını
tüketenler
az
sanıldığının
çoğu
gelişmiş
tersine,
ülke
çevre
endüstrileşmiş
kaynaklanmaktadır.
nüfusları
değildir;
üzerindeki
ülke
Dünyanın
baskısının
nüfuslarından
besin
ve
doğal
kaynaklarının, dünya nüfusunu besleyememesi önermesi
ise
’’nüfus
sorunu"
değil,
dağılım,
bölüşüm
sorunu
yani siyasal bir sorundur.
Öte
yığılmasının
olmaktadır.
artış,
yandan,
nüfusun
çevre
Diğer bir
kentleşme,
belirli
üzerinde
söyleyişle,
ile çevre
bir
olumsuz
kentli
sorunları
mekanda
etkileri
nüfustaki
arasında bir
ilişki söz konusudur.
^ Tolga Yarman,"Enerji, Nüfus ve Çevre" Nüfus ve Çevre
Konferansı, Ankara, TÇSV Yayını, 1988, s.175.
62
Gorz, Cennetin___ op.cit-, s.135.
Bir OECD kaynağına göre, 1950 ile 1970 yılları
arasında kentsel nüfusun toplam nüfus içindeki oranı
Fransa’da
54.1’den
78.5*den
63
80.1’e Almanya’da 72.5’den 82.4’e yükselmiştir.
Kentsel
çevresel
70.2'ye;
nüfustaki
sorunların
sorunların
İngiltere’de
artış,
dar
yoğunlaşmasına
oluşumuna
neden
mekanda
kimi
ya
yeni
olmaktadır.
da
Kentler
endüstri çevresinde oluşmuştur ve endüstriyel atıklar
kentlerdeki
kaynaktır.
tüketim
çevre
Buna,
sorunları
sınırlı
eğilimindeki
eklenmelidir.
betonlaşma
mekanda
nüfusun
Ayrıca
lehine
için
yığılan,
atık
kentlerde
kayba
başlıbaşına
ve
bir
sürekli
çöpleri
yeşil
alanlar
uğramaktadır.
Trafik,
gürültü, estetik sorunlar kentlerde katmerlidir.
Nüfusun kentte yığılması iklim açısından bazı
değişimlere neden olmaktadır.
göre,
Global 2000 raporuna
kır ve kent arasında yapılan karşılaştırmada
kentlerin yıllık sıcaklığının 0.5
ile
daha yüksek,
oranının
yıllık ortalama nem
1.0 C derece
%6
daha
düşük, havada uçuşan toz parçacıklarının 10 kez daha
çok,
havanın bulutluluk durumunun %5
ile %10
daha
fazla, kışın %100 daha sıklıkla sis, rüzgarın hızının
63
64
Aktaran: AT Komisyonu Enformasyon Temsilciliği, Avrupa'da
Çevre Sorunları, 2.Baskı, Ankara, 1979, s.7.
Ormanlık ve kentsel alanlar arasında iklim, toprak ve relief
özellikler bakımından kısa bir karşılaştırma için bkz: Ertan
Eruz, ’’Kentleşmenin Neden Olduğu Ekolojik Değişimler”, Çevre
*88: Dördüncü Bilimsel ve Teknik Çevre Kongresi,der. O.OSlu,
M.3ü.Evirgen ve A.Müezzinoğlu, Vol.2, İzmir, Çevre Genel
Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi Yaylnı, 1988, ESayfa
no. yok]
45
%20-3Q
daha
düşük
kentlere
düşen
yağmur
ve
kar
miktarının %5-10 daha fazla olduğu görülmektedir.
65
Kentleşme ne denli planlı olursa olsun belirli
bir kent büyüklüğünden sonra kimi sorunlar çözümsüz
kalmaktadır.
İleri
endüstri
ülkeleri
kentlerinde
insanı çıldırtabilecek yoğunluktaki trafik bunlardan
biridir.
New
ortalama
York'ta
1907
18
km/saat,
hızı
yılında
at
arabalarının
günümüzde
en
hızlı
otomobilin kent içi ortalama hızı 8.4 km/saattir.
Bu
endüstri
sorunlar
nedeniyle
ülkelerinde kent
son
yıllarda
merkezinden
66
ileri
kaçışı
ifade
eden J dönüşü (J turn) denilen olgu yaşanmaktadır.
İleri
sorunu
endüstri
kaynağı
ve
ülkelerinde
yumağı
ülkeler giderek daha çok,
olduğu
savıyla
nükleer
bir
nükleer
çevre
enerjidir.
hem de temiz
enerjiye
diğer
Bu
bir enerji
yönelmektedir.
67
Nükleer santralde ne denli çok önlem alınırsa alınsın
çok küçük de olsa nükleer atıklar olmakta, bu da pek
çok kişinin sağlığını tehdit etmeye yetmektedir. Öte
yandan,
Çernobil
65
66
67
kaza
olasılığı
Nükleer
her
zaman
Santralindeki
vardır
kazada
ve
bu
(1986)
Gerald 0.Barney, (Director), The Global 2Ü00 Report to the
President of the Ö.S. ^ Entering the 21
Century Volume
I:Hie Summary Report, 5 Printing, New York, Pergamon Press
Inc., 1983, s.89.
Kışlalıoğlu ve Berkes, op.cit., s.157.
Halen İşletilmekte olan ya da inşaatı süren Fransa’da 63
Federal Almanya’da 25, İngiltere’de 42 nükleer saral vardır.
Mustafa Balbay, "Nükleer Tehlike Devam Ediyor”, Cumhuriyet
Gazetesi, 1 Mart 1990.
görüldüğü gibi
olmaktadır.
68
kitlesel
ölüm ve sakatlıklara neden
Aynı zamanda çevre
sorunlarının sınır
tanımazlığı nedeniyle çok geniş bir alanda etkileri
yaşanmaktadır.
İleri
endüstri
topluklarının
sonuçlarıyla çözümlenen ekonomik,
neden
toplumsal,
ve
siyasal
ve çevre sorunlarına bağlı olarak bu ülkelerde Yeşil
harekete evrilecek çeşitli
öncül
tepki
hareketleri
oluşmuştur.
C. İleri
Endüstri
Toplumuna
îlk
Tepkiler:
Gençlik Hareketleri
Gençlik hareketleri denince daha çok öğrenci
gençliğin eylemleri ve bu arada 1968 öğrenci hareketi
belleklerde
canlanmaktadır.
olmakla birlikte
Bu
genel
olarak
doğru
1968 eylemcilerden de önce,
ileri
endüstri toplumuna ilk tepki, gençlik grupları olan
Beatniklerle Hippilerden gelmiştir.
Gençler
toplumdan
farklılaşmalarını
önce
biçimde dile getirmişlerdir. Gençlik genel toplumsal
atmosfere uygun olarak tüketirken gençliğe ait ortak
68
Çernobil dışında bilinen başka örnekler de vardır. Bir çok
insanın yaşamını ya da sağlığını yitirmesine neden olan bir
kaçı şunlardır: 7 Ekim 1957"de Windscale (İngiltere) reaktör
kazası, 1958'de Sovyetler Birliği Urallar Bölgesindeki kaza,
28 Mart 1979*da, ABD’de Three Mile Island reaktör kazası, 7
Ağustos 1979*da, ABD'de Erwin nükleer yakıt santralı kazası,
Nisan 1891’de Japonya'da Tsuriga nükleer santral kazası, 6
Ocak 1986*da, ABD’de Kerr-Mc Gee nükleer santral kazası.
Ibid.,
47
bir
zevk
biçimi
saçlarıyla
oluşmaya
biçimsel
başlamış,
benzeşme,
giyimleriyle,
ayrı
bir
toplumsal
kesim olmalarının farkına varmalarında ilk ipuçlarını
vermiştir.
1950 ve
1960'l a r m
gençliği,
içinde var
oldukları -ya da var olamadıkları- topluma yalnızca
biçimde
karşı
çıkmakla
kalmamış
hem
toplumun
değerlerini sorgulamış, hem de pasif bir tepkiyle bu
toplumun
dışına
çıkma,
dışında
yer
alma
çabasında
olmuştur.
1950*lerin
ortalarında
ulustan bireyin katılımına
ortaya
açık,
çıkan,
seyahatçi
her
gruplar
olan Beatnikler ve onların ardılı Hippiler çalışma
etiğini,
rekabetçi ilişkileri, kâra dayalı
süreci,
tüketim,
otorite,
ekonomik
hiyerarşi,
ailenin
kutsallığı, cinsellikte tutuculuk gibi toplumun başat
değerlerini yadsımışlardır.
Rengarenk giyimleri, uzun saçları, rock’n roll
müzikleriyle,
kullandıkları
uyuşturucularla,
marihuana
cinsellikte
özgür
ve
LSD
türü
davranışlarıyla,
doğada sürdürdükleri komünal yaşam biçimyle gençlik,
var olan kültürün otoriter niteliğinden kurtulmakta,
69
topluma karşı bir kültür sunmaktaydı.
Bu karşı
kültür,
sevgi,
yaratıcılık,
hoşgörü,
sapabilme
doğanın
69
hakkı,
korunması
kişiliğin
yaşamın
cinsel
gibi
her
özgürce
alanında
özgürlük,
gelişimi,
çoğulculuk,
doğaya
dönüş,
değerleri içermektedir. Bu
*
—
Ronald Fraser et.al., 1968 İsyancı Bir Öğrenci Kuşağı,
Çev.Kudret Emiroğlu, İstanbul, Belge Yayınları, 1988,
s.124-125.
kültürün
"karşı”
özü
apaçıktır.
Benimsedikleri,
değerler var olan değerlerin tam karşıtıdır.
Karşı kültür hareketi ileri endüstri toplumuna
ilk
tepki
olmasının
ötesinde
daha
sonraki
tepki
hareketlerine esin kaynaklığı nedeniyle de önemlidir.
Hippi
benzeri
bir
yaşam
biçiminin
Hollanda’daki örneği olan Pravos Alman Yeşillerinin
1980’lerde
silahsız
ileri
sürdüğü
polis,
alkol
"ücretsiz
ve
tütün
toplu
türü
taşım,
maddelerin
reklamına sınır konması, hava kirliliğinin önlenmesi”
. . .
70
gibi talepleri 1960’larda dile getirmiştir.
Hippiler
lokantalar,
Diggerlar
için hastane,
kulüpler kurma
da
hareketin
ikinci
alışveriş merkezleri,
fikrini
bölümde
dinamiklerinden
ilk ortaya atan
incelenen
biri
olan
ve
Yeşil
alternatif
hareketin oluşumunda tarihsel bir adım sayılmaktadır.
Gençlik hareketleri içinde kamuoyunda en çok
ses getireni
çekeni
ve siyasal
1968 öğrenci
hareketini
görece
iktidarların da
başkaldırısı
ilgiye
değer
"ilgiHsini
olmuştur.
kılan
Öğrenci
kitleselliğe
ulaşması, toplumsal yapıyı tüm olarak sorgulaması ve
bunu
yaparken
tavrıdır.
de
özellikle
siyasal
Beatnik ve Hippi hareketi
sisteme
karşı
ile arasındaki
benzerlik ileri endüstri toplumunun baskıcı değerle­
rini,
otoriter
kurumlarmı
yadsıması
ve
kişisel
kurtuluşun, toplumsal kurtuluşun öncülü olarak kabul
edilmesidir.
70
Başat
ayrılığı
ise öğrencilerin aktif
Elim Papadakis, The Green Movement in lest Germany, London
and Canberra, Croom Helun, 1984, s.6.
49
siyasal
eylemi
benimsemeleri,
yalnızca
kişisel
kurtuluşla yetinmeyip siyasal sistemi ve kurallarını
71
da değiştirme isteminde
yanı siyasal
kültürün
değişimi isteminde bulunmalarıdır. Başka bir deyişle,
Beatnik
ve
Hippiler
yerleşik
toplumsal
değerleri,
toplumsal yaşayışı kabul etmeyip ondan kaçarak pasif
72
bir
tavrı
benimserken
Öğrenai
gençlik
aynı
yadsıyıştan hareket etmekte ama pasif değil aktif bir
tavra
ulaşmakta
toplumsal
yapıyı
değiştirmeyi
amaçlamaktadır.
Öğrenci gençlik 1960*lı yılların başında
gösterilerini
yılında
Öğrenci
yapmış,
eylemlerini
1967
doruk
hareketinin
ve
özellikle
noktasına
1968
yılı
de
ilk
1968
ulaştırmıştır.
ile
birlikte
anılmasının nedeni de budur. 1969 yılı ileri endüstri
ülkelerinde
olduğu
endüstrileşmekte
71
72
olan
gibi
ülkelerde
endüstrileşmiş
de
ve
üniversiteli
Strasbourg
üniversitesi
girişine
yazdıkları
"günlük
yaşantısını değiştirmeden, devrim yapmaktan söz eden kişi
saçmalamaktan başka bir şey yapmıyor demektir" sloganı
(Aydın Demirer, (der ve çev.), Gerçekçi Olun înfeansız:x
İsteyin *68 Fransa,İstanbul, Metis Yayınları, 1987, s.141)
öğrencilerin
hem
kişisel
hem
toplumsal
kurtuluşu
amaçladıklarını
ve
birincisini
İkincisinin
öncülü
saydıklarını örneklemektedirOzcan koknel, "Bunalan Genç Adamlar", Milliyet Gazetesi, 21
Mayıs 1968.
50
öğrencilerin seslerini yükselttikleri yıl olmuştur.
Öğrenciler başlangıçta üniversite
73
ile ilgili
sorunlarını dile getirmişler ama kısa süre sonra bu
sorunların kaynaklandığı ve çözümünün de bağlı olduğu
toplumsal
yapıyı
74
sorgulamışlardır.
Kimi
siyasal
sistemi
hareketin gerisindeki
75
başat neden kuşaklar arası çatışmadır.
Üniversiteli
gençlik
orta
yazarlara
ve
yaştaki
göre
kuşakların
elinde
toplanan
ekonomik, toplumsal ve siyasal olanaklardan kısmen ya
73
74
Tüm öğrenci hareketlerinin çözümlenmesi doğaldır ki bu
çalışmanın amacını aşar. Burada yapılan değerlendirmeler
leri endüstri ülkeleriyle sınırlıdır. Öğrenci hareketinin
ileri
endüstri
toplumuna
tepkiler
başlığı
altında
incelenmesi de bu kapsamla bağlantılıdır. Yoksa hareketin
neden
ve
sonuçları
ülkelerin
gelişmişliğine
göre
farklılaşabilmektedir.Bununla
birlikte
demokratikleşme,
katılım,
emperyalizme
karşı
olma,
adaletlieşitlikçi-özgürlükçü bir toplum gibi taleplerinin benzerliği
dikkati çekmektedir.
Bkz.Yahya Akyüz,”1968 Yılı Fransız üniversite Krizi ve
Öğrenci İstekleri”,1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve
Türkiye'de), Ankara, AD Eğitim Fakültesi Yayınları no:7,
Eğitim ve Toplum Araştırmaları Yayınları No:2,1969,s.127;
Esinç Kozanç, "İtalya’da Üniversite Reformu Hazırlıkları ve
Öğrenci Hareketleri”,Ibid.,s.110; Coşkun San,"Son Yıllarda
Alman Üniversitelerinde Öğrenci Hareketleri" Ibid, s.35;
İsmail
Sandıkçıoğlu,
"Birleşik
Amerika’daki
Öğrenci
Hareketleri: Columbia üniversitesindeki Son Olaylar",Ibid.,
s.146.
75 "Meseleye hangi açıdan bakarsanız bakın bu bir kuşaklar
çatışmasıdır.” Tarık Zafer Tunaya "Genç İnsanların
Dünyası",Milliyet Gazetesi,7 Temmuz 1968;Ahmet Taner Kışlalı
çalışmasını
bu
varsayıma
dayandırmaktadır.Bkz.Öğrenci
Ayaklanmaları,Ankara, Bilgi Yayınevi,1974,s.35
51
da
tümüyle
yararlanamamakta
durum iki kuşak
76
arasında çıkar çatışması yaratmaktadır.
Bu, öğrenci
hareketinin ardında yatan
bu
nedenlere
ulaşamayan
bir
görüştür. Öğrenci hareketi "toplumsal gerçekliğe olan
77
duyarlılığı
yansıtmakta"
dır.
Bu . gerçeklik,
78
öğrencilerce,
"tüketici
toplum
düzeninin" , bu
düzenin
değer
"tüketici
ve
kurumlan
insan"m
yadsınması
ile
79
onun
yarattığı
biçiminde
dile
getiriİmiştir.
"Dâva
yeni
bir
düzen
yaratmaktır."
Çünkü
"tüketim ekonomisi çok iyi ve daha az iyi giyinmiş,
beyinleri
yıkanmış
uysal
robotların
yalanlama" kampanyaları yardımı
eleştirilmeyen
siyasi
80
yaramaktadır."
Değişik
ağızlarından,
-"herkesin
istemleri
konuşma
güveni öğrenmek",
ile rasyonel
sistemlerin
ulustan
ile
yadsıdıkları
ve
"baskı altındaki
vurulması", "halkın
demokrasisi”,
yoldan
sürdürtülmelerine
"68"lilerin,
greksinimi
"sürekli
hakkı",
kendi
değerler"
"kendine
duyguların açığa
savaşa, devlete,
76 Ibid., s.106-112
77
78
79
80
Söz, Philip G. Altbach'a aittir:"Students and Politics
(1967)", Protest, Reform and Revolt, ed. Joseph R. Gusfield,
New York, John Wiley and Sons Inc., 1970, s.237
Bkz. Akyüz, op.cit., s.126
Bkz. San, op.cit., s.35-36
Nermin Abadan "Refah ve Adaletsizliğe
Milliyet Gazetesi, 20 Mayıs 1968
isyan Edenler",
52
hiyerarşiye, otoriteye, eşitsizliğe, adaletsizliğe ve
"insanları kökenlerine ve yeteneklerine göre bölen bu
81
değişmez topluma" karşı tavır
- Öğrencilerin neden
ve
neye
karşı
eyleme
geçtiklerini
ya
da
hangi
82
konulara duyarlı olduklarını açıkça göstermektedir.
Öğrenci hareketi toplumsal yapıyı sorgularken
Vietnam Savaşından pek çok etkilenmiştir. 0 kadar ki,
ilk eylemler Vietnam Savaşının protestosudur. Vietnam
halkı, karşıdaki güç ne denli muazzam ve "bilimsel”
donanımlı
olursa olsun ona karşı çıkılabileceğini
83
göstermiştir.
Sonra, adil ve özgürlükçü olduğunu
ilan
eden
düzenin,
üçüncü
dünyayı
imhaya
yönelmesi,usdışı savaşlara girmesi, bunun emperyalist
sömürü
yapının
ile
ilişkili
ussallıkla
olduğunun
bir
kavranması
ilgisinin
toplumsal
bulunmadığını
göstermiştir.
Öğrenci hareketi, emperyalist savaşları olsun,
üniversite
81
82
83
sorunlarını
olsun
toplumsal
yapının
Fraser et al., op.cit., s.17-23
Savunulan bu görüşe aykırı gibi görünen bir anket sonucu:
Fransa’da üniversite ve lise öğrencileri arasında yapılan
bir
ankete
katılanlar,
hareketin
toplum
düzenini
değiştirmeyi amaçladığını %12'lik bir oranla, hareketin
nedenleri arasında tüketim toplumunun yadsınmasını birinci
derecede gördüklerini %7'lik bir oranla ifade etmişlerdir.
(Le Monde, 29 Octobre 1968, s.11*den aktaran: Akyüz,
op.cit., s.131-132) Anket, ankete katılanlarm kaçının
öğrenci hareketi içinde doğrudan yer aldığı ve kaçının
liseli olduğunnun bilinmemesi nedeniyle sağlıklı bir çıkarım
için elverişli değildir.
Fraser, et.al., op.cit-, s.19
53
sorunlarına
bağlamış,
düzenin
tümüyle
değişmesi
sonucuna ulaşmıştır. Başka türlüsü de olamazdı. Çünkü
öğrencilerin,
yapısından,
öğretim
merkeziyetçi
katılıma
ve hiyerarşik üniversite
açık
yöntemlerinden
olmayan
yakınmaları
anti-demokratik
ile
öğretimiyle
ilgili bir iş bulamama riski, işsizlik gibi sorunları
toplumsal yapıya
içkin
yansımalarıdır.
Öğrenciler,
eylemlerini
toplumsal
yüzden,
bir
bu
ve
değerlerin,
işte
yapıya
üniversite
kuşaklar çatışması
yadsıma
olan
değil,
sorunların
bu
yüzden,
yöneltmişlerdir;
reform
ileri
hareketi,
endüstri
bu
bir
toplumunu
değerleriyle,
kurumlarıyla,
8h
sistemiyle onu değiştirme hareketidir.
siyasal
Bu sonucu gerçekleştirmek için de, kişisel ve
toplumsal kurtuluşu birbirinden ayırmayan öğrenciler,
işe üniversitenin değiştirilmesinden başlamışlardır.
Üniversiteler,
değişim
isteyen
öğrencilerin
mekanı
olması nedeniyle düzenin en zayıf halkasıdır onlara
göre.
Üniversiteler
yet irt irdiğinden
kapilatizmi
kapitalizme
kadrolar
sırtlayan
kurululardır.
Burjuvaziyi gereksindiği kadrolardan yoksun bırakmak
düzenin sürekliliğini kıracak önemli bur unsur olarak
algılanmaktadır.
Bu
nedenle
1968
öğrenci
hareketinin, hareket içinde yer almış R.Dutschke*nin
"var olan toplumsal düzenin her biriminin kendi özgül
çelişkileri çerçevesinde sorgulanarak alternatifinin
üretilmesi,
böylece
geleceğin
toplumunun bugünden
84 Öğrenciler devrim yapamayacağından amaçlarına ulaşamayarak
yenilmeleri kaçınılmazdı.
54
85
oluşturulması”
demek olan "kurumlarm içinden uzun
yürüyüş" görüşü üzerine yapılandığı söylenebilir.
Nedenleri, istemleri, ortak Özellikleri kısaca
açıklanmaya
çalışılan
öğrenci
hareketi,
katkı
sağlamıştır.
bakımdan Yeşil harekete
pek
çok
Öğrenci
hareketinin içinde bulunanların çoğu 1970’li yıllarda
Yeşil
hareketin
oluşumunda
rol
oynayıp,
arasında yer almış ve daha önemlisi
felsefi
ve
eylemsel
yansımıştır.Öğrenci
toplumunu
eksikliği
özellikleri
açığa
harekete
ileri
katılım
çıkarması,
hareketin bazı
Yeşil
hareketinin
sorgulaması,
aktörleri
siyasal
endüstri
kanallarındaki
eylemin
öznesi
olmaya dayalı aktif eylem tarzı, oturma eylemi, işgal
gibi
yeni
eylem
öndersizlik gibi
türleri,
ilkeleri,
kendi 1iğindenlik
üçüncü
dünya
ve
halklarına
bakışı Yeşil harekete yansıyan kimi nitelikleridir.
Hippiler
başat
kültür
normlarını,
kalıplarını
sorgulayıp
doğayla
sorunlardan
kurtulmayı
denerken,
uyumlu
bur
öğrenci
toplumsal yaşamın her alanını denetleyen,
anti-demokratik
yapmıştır.
Öncül
toplumsal
tepki
yapıyı
tüketim
yaşamda
hareketi,
totaliter,
eleştiri
hareketlerinin
alanı
birikiminden
yararlanan Yeşil hareket ise yukarıda açıkladığımız
ekonomik,
toplumsal
toplumsal
ortamın
ve
bir
siyasal
ürünü
sorunları
olarak
olan
1970'lerde
gelişecektir. Doğal kaynakları yağmalayan, sürekli
85 Tanıl Basra, "Yumuşak Bir Radikal", Çağdaş Liderler
Ansiklopedisi, Cilt II, İstanbul, İletişim Yayınları, 1986,
s.606.
55
tüketim
mantığı
sorunları,
sorunları
bu
üzerine
kurulu
sorunlarla
ve
mevcut
da
ekonomik
ilişkili
toplumsal
yapının
olan
sistemi
çevre
sürdürmenin
kurallarıyla donatılmış, katılım kanallarının kapalı
olduğu
siyasal
yapının
sorunları
Yeşil
hareketi
hazırlamış ve etkilemiştir.
D. Bir
Karşılaştırma
Notu:
Azgelişmiş
Ülke
Örneği Türkiye
Bilindiği gibi ülkemizde de Yeşiller Partisi
(kuruluş:
Haziran
1988)
adı
altında
bir
siyasal
örgütlenme vardır. Batıdaki örnekleriyle ülkemizdeki
Yeşiller
Partisi
benzerlik
olup
arasında
olmadığı
bir
farklılık
sorusunun
ya
yanıtı,
da
ileri
endüstri ülkeleriyle Türkiye arasında toplumsal yapı
ve bu yapının sorunlarının bir farklılaşma gösterip
göstermediği
ilgilidir.
sorusuna
Çünkü
verilecek
farklı
yanıtla
toplumsal
gereksinimler partinin ortaya çıkışını
özgün
ya
da
öykünmeci
belirleyecektir.
Yeşil
Bu
haeketin
bir
oluşum
nedenle,
doğduğu
bir
yakından
istem
etkileyecek,
olup
olmadığını
anlamda
toplumsal
ve
Batıdaki
ortamın
iyi
kavranmasını da sağlayacak bir karşılaştırma yapmak
gerekmektedir Türkiye ile yukarıda incelenen ileri endüstri
ülkeleri
Türkiye
arasında
yapısal
endüstrileşmenin
endüstrileşme
farklıklıklar
ileri
aşamasındadır.
vardır.
aşamasında
Başka
bir
değil,
anlatımla
56
tarım
sektörü
Toplumun
ağırlıklı
sorunları
da,
azgelişmiş
bir
ülkedir.
endüstrileşmenin
ulaştığı
aşamaya bağlı tüketim toplumunun sorunları değil, az«
gelişmişlikle
çözümlenen
ilgili
sorunlardır.
ülkelerle
bir
Daha
karşılaştırma
önce
olanağı
sağlayacak sayısal verilere bakıldığında, Türkiye’nin
ekonomik, toplumsal durumu açıklık kazanacaktır.
Türkiye'de
göre,
86
1985
nüfus
6 yaş üzerindeki
değildir.
Okuryazar
sayımı
sonuçlarına
nüfusun %22.5'u okuryazar
görünen
fakat
hiçbir öğretim
87
kurumu bitirmeyenler buna eklendiğinde
Türkiye’nin
okuryazar olmayan nüfusu %41’e ulaşmaktadır.
İleri endüstri ülkelerinde kişi
gelir
10
bin
doların
üzerindeyken
başına milli
Türkiye’de
1988
rakamlarına göre kişi başına GSMH 1,680,979 TL’dir.
88
1$=2000 TL kabul edildiğinde Türkiye’de kişi başına
GSMH 840$ olmaktadır.
Türkiye'de
86
87
88
resmi
istatistiklere
göre
en
Yüzdelere temel oluşturan sayılar Devlet İstatistik
Enstitüsü, Genel Nüfus Sayımı 20.10.1985, Ankara, 1989,
s.64’den alınmıştır.
12 Eylül 1980’den sonra gelen yönetim eliyle başlatılan
okumayazma seferberliği sırasında çok kısa süreli kurslarla
"okuryazarlık" belgesi dağıtılmıştır. Kaldı ki, genelde,
okul bitirmeyip okuryazar görünenler ancak adını yazıp
tanıyabilecek durumdadır, bu nednele okul bitirmeyenleri
okuryazar olmayan nufüsa katmak gerçekçi olacaktır.
Devlet istatistik Enstitüsü,
1989, Ankara 1990, s.424.
_
Türkiye İstatistik Yıllığı
57
iyimser
tahminle
işsizlik
%10-12
düzeyindedir.
İstihdan edilenler ise asgari geçimlerini sağlamaktan
uzak bir gelire sahiptir ve ağır çalışma koşulları
altındadır.
1988
imalat
endüstrisinde
. .90
haftalık ortalama çalışma suresi 48.7 saattir.
Türkiye'de
yılında
İst ihdan
faaliyet
koluna
istihdam
edilenlerin
(tarımcılık,
%201sinin
inşaat,
göre
edi1enlerin
dağılımına
%49’unun
balıkçılık,
endüstri
elektrik
sektöründe
(ticaret,
ulaştırma,
haberleşme,
bakıldığında,
tarım
sektöründe
ormancılık,
avcılık),
sektöründe
su,
iktisadi
(madencilik,
gaz),
%30’unun
lokantacılık,
da
hizmet
otelcilik,
mali
kurumlar,
ve kişisel
91
çalışmakta olduğu görülmektedir.
hizmetler)
toplum hizmetleri,
Üretimde
nüfusun
milli
toplumsal
ağırlıklı
neredeyse
kişibaşma
depolama,
imalat,
rolün
yarısının
gelirin
tarımda
okumayazma
1000
olduğu,
biİmediği,
doların
altında
bulunduğu, yıllık enflasyon oranının %50'nin altına
düşmediği
ülkemizde
yetersiz
beslenme,
sağlıksız
mekanlarda barınma gibi büyük bir çoğunluğun yaşamsal
89
İstatisik Yıllığı'ndaki (Ibid.,s. 181) rakamlar yüzdeye
dönüştüğünde 1985 yılı için 5412.3'lük bir işsizlik oranı
elde edilmektedir. Devlet İstatistik Enstitüsü, Hanehalkı
İşgücü Anketi Sonuçları 1988, Ankara, 1990, s.5'te aynı yıl
için oran 5411.2 görünmekte, 1988 yılı için ise 549.9'luk bir
oran verilmektedir.
90 Ibid., s.44.
91 Yüzdeler
Ibid.,
hesaplanmıştır.
s.32'deki
sayılar
temel
alınarak
58
bu anlamda çok temel sorunları çözüme kavuşturulmuş
değildir.
Kısaca
Türkiye
tipik
bir
azgelişmiş
ülkedir.
Türkiye aynı zamanda çevre kirliliğine maruz
kalan
bir
az
belirtilmelidir
gelişmiş
ki,
az
ülkedir.
gelişmiş
Ancak
hemen
ülkelerle
ileri
endüstri ülkelerin çevre sorunlarının nedenleri ve bu
sorunlara
vardır.
gösterilen
Bayan
Konferansında
ilgi
Gandhi
arasında
de
yaptığı
1972
bazı
farklar
Stockholm
konuşmasında
Çevre
en
önemli
kirlenmenin yoksulluk kirlenmesi olduğunu ve çevrenin
yoksulluk
koşullarında
iyileştirilemeyeceğinı
belirtirken bu farklılığı dile getirmiştir.
Bir
ayrıma
göre
gelişmiş
ülkelerde
çevre
sorunları, üretim ve tüketim artışından kaynaklanan
bolluk kirlenmesi
(pullution of affulence)
gelişmiş
ülkelerde
sağlık,
temizlik...
kirlenmesi
Ayrım
yetersiz
beslenme,
koşulları
korumakla
barınma,
gibi
(pollution of poverty)
geçerliliğini
iken az
yoksulluk
92
niteliğindedir.
birlikte,
azgelişmiş
ülkelerde yaşama koşullarındaki yetersizliğe çevresel
koşullardaki
kirlenme
gerekmektedir.
Azgelişmiş
aşamamış,
olmalarına
ülkeler
endüstrileşmelerini
karşın
karşıyadırlar.
çöplerin
boyutunu
yoğun
Burada
bir
kirli
endüstrileşmekte
92 Yavuz ve Keleş, op.cit., s.225
olan
da
eklemek
yoksulluklarını
tamamlayamamış
kirlenme
ile
karşı
teknolojilerin
ülkelere
ihraç
ve
59
edilmesi
de
93
olmaktadır.
Çevre
sorunu
sorunları
ağırlaştıran
üretim-tüketim
ilişkilendirilerek ele alınırsa»
endüstri
ülkelerinde
üretimdeki
benzeri
artışa
tüketim
bağlı
olan
azgelişmiş ülkelerde
sürecinde
ortaya
bir
süreçleriyle
görülür
ve
ki,
ileri
endüstriyel
kirlilik,
tüketimden
çıkmaktadır.
unsur
Çevresel
ülkemiz
çok
üretim
kirlenmede
niceliksel bir karşılaştırma yapmak, hem zor, hem de
gereksizdir; ama bilinmesi gereken çevre sorunlarının
gelişmiş ve
bununla
azgelişmiş
birlikte
ülkeleri etkilemekte olduğu,
sorunun
nedenleri
bakımından
aralarında farklılık bulunduğudur. Bu farka da bağlı
olarak, daha önemlisi,
iki grup ülkede çevre koruma
önlemlerine halkın ilgisinde farklılaşma olmaktadır.
Azgelişmiş
düzeyi,
ekonomik,
bölüşümde
siyasal
ülkeler
göreli
endüstrileşme,
bir
sorunlarını
çevre koruma önlemleri
adelet
üretim
sağlama
çözemedikleri
gibi
için
ile gelişme karşıt kavramlar
biçiminde algılanmakta, çevre koruma talepleri
93
Buna çarpıcı bir örnek Hindistan'dan verilebilir: Bir "kaza"
sonucu üç bine yakın kişinin ölümüne ikiyüzbin kişinin kör
olmasına ya da sağlığını yitirmesine neden olan Bhopol
kentindeki tarım ilaçları üren fabrika, ABD’nin üçüncü büyük
kimya tekeli olan Ünion Carbide aittir. Türkiye’den bir
örnek de Almanya’da kirliliğe neden olduğu için faaliyeti
durdurulan
kağıt
fabrikasının
Denizli’de
kurulması
girişimidir. Ömer Yurtseven, "Almanya’nın Zehirli Hurdası
Türkiye’nin Belası", Cumhuriyet Gazetesi, 12 Şubat 1990.
Başka örnekler için bkz: Ata Soyer "Üçüncü Dünyaya Tehlike
İhracı: Sanayileşmede Çifte Standart", Bilim ve Sanat, sayı
92 (Ağustos 1988), s.24-26.
60
sınırlı kalmaktadır.
Bu ülkelerde öncelikli sorun "gelişme” olarak
karşımıza
çıkmaktadır.
beslenme, barınma,
koşullarına,
sorunlar
ileri
Bu
sağlık,
ülkelerde
yetersiz
eğitim, çalışma ve gelir
çevresel
kirlenmeden
daha
94
bakılamaz.
Azgelişmiş
olarak
endüstri
ülkelerinden
yoksulluktan kurtulmak
için
önemsiz
ülkeler,
farklı
ekonomik
olarak,
gelişmeyi
göz
ardı etmeyen ama çevreyi de koruyan bir çözüm yoluna
ulaşmanın güçlüğünü duymaktadır.
İncelenen ülkelerle Türkiye arasında ekonomik,
toplumsal gelişmişlik ve çevre sorunlarının niteliği
bakımından ele alm a n
farklılıklar
yanında
siyasal
rejim ve sorunları açısından da farklılıklar vardır.
Türkiye,
henüz,
sınırları
ve
sorunları
daha
önce tartışılan burjuva demokrasisindeki temel hak ve
özgürlüklerin
gerçekleştirilemediği
bir
ülkedir.
Türkiye'de temsili' sistemin sınırlarından değil,
koşularının var olmadığından
söz
edilebilir
ön
ancak.
Ülkemizde herşeyden önce yaşama hakkı tartışmalıdır;
anlatım ve örgütlenme özgürlüğü yoktur;
gösteri yapma özgürlüğünün,
kurma yani örgütlenme
dernek,
özgürlüğünün
toplantı ve
sendika,
varlığı,
parti
koşul,
engel ve yasaklamalar nedeniyle söz konusu değildir.
İleri endüstri
hak
ve
ülkelerinde
Özgürlükler
kullanım
yasal
değeri
olarak tanınan
bakımından
94 Ruşen Keleş, "Çevre Sorunları ve Çevre Hakları", insan
Hakları Armağanı, Ankara Birleşmiş Milletler Türk Derneği
Yayını, 1978, s.113.
61
anlamsızlaşirken,
değeri
olup
Türkiye'de
olmadığı
özgürlüğün
tartışması
ülkemizde çoğu temel hak ve
kullanım
yapılamaz;
özgürlük
çünkü
yasal
olarak
tanınmış değildir.
0 kadar ki, kitlesel barış gösterileri yapmak
. . . . .
95
bir yana, bir lise gorencısınm okulunun
ya da bir
esnafın işyerinin duvarına "savaşa hayır" yazısı
96
asması
devlet aleyhine işlenen "suç"lardan sayıl­
makta,
"yurttaş”ların
böylesi
masum
bireysel
tepkileri mümkün olamamaktadır.
Böyle bir ortamda rejim karşıtı olsun olmasın
sol
söylemli
bir
politik
faaliyetin
yaşama olanağı pek güç olduğu gibi,
olmayan ama göreli
olarak
rejim dişiliği
sahip
97
hareketin siyasal, hukuksal zemini yoktur.
Türkiye'de
sınırlarını
yaratmak,
siyasal
aşmak,
kitlesel
kararları
bir demokratik
yasal
sorun
başka
Batı
9İyasal
üretim
ve
üzerindeki
öze
Yeşil
demokrasisinin
katılım
kanalları
tüketimin
nüfuzunu
bireyin
sorgulamak
değildir. Türkiye'de sorun, sınırlılıklarına rağmen
95
Bkz.Cumhuriyet Gazetesi, 20 Ekim 1990
Güneş Gazetesi, 20 Ekim 1990.
^ Bkz.Cumhuriyet Gazetesi, 23 Ekim 1990.
97
Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu sözcüsü A.Yurttagül'e
göre ("Bir ülkede Tam Demokrasi Olmadan Tam Bir Çevre
Hareketi de Oluşamaz", Ali Yurttagül ile yapılan söyleşi,
Bilim ve Sanat, Sayı 92 (Ağustos 1988), s. 14-15) demokrasi
olmayan bir ülkede tam bir çevre hareketi de oluşamaz.
Varlığı hükümetin hoşgörüsü ile sınırlıdır ve denetimden
çıktığı anda engellenir.
62
Batı
tipi
zamanda
bir
demokrasinin
Türkiye’nin
sorunu
var
olmayışıdır.
ekonomik
gelişme
tüketime bağlı olarak yaşam çevresindeki
bölüşüm,
belirmez.
istemi
endüstrileşme, üretim,
98
yoksulluk sorunlarını
çözemeden çevresel
sorunlarla
endüstri
ve
bozulmanın
onarılması ve tüketim toplumunun sorgulanması
biçiminde
Aynı
yüz
yüze
ülkeleri
hareketin
Türkiye
gelmiştir.
ile
oluştuğu
Türkiye
toplumsal
Kısacası,
ileri
arasında
Yeşil
ortam
bakımından,
hareketin rengini de belirleyen önemli
farklılıklar
vardır.
Türkiye’de.
Yeşiller
Partisi’nin
oluşumu
1980’li yılların ikinci yarısıyla başlayan, katılımın
çok düşük olduğu ama kamuoyunun ilgisini çeken çevre
koruma amaçlı girişimler sonrasına rastlar. Ankara’da
Zafer Parkı’nın otopark yapılmasına karşı başlatılan
99
hukuksal mücadele,
Dalyan’da kaplumbağaların üreme
alanlarının
korunmasına
kurulan kamplar, Güven
98
99
destek
Park’m
bulmak
için
yörede
otopark yapılmasına
Bu tip azgelişmişlik sorunları, Türkiye’de 1968 Öğrenci
hareketinin bazı benzerliklere karşın Batı Avrupadakilerden
farklı bir çizgide gelişmesine neden olmuştur, ülkemizdeki
hareket ileri derecede endüstrileşmenin sorunlarına ve
toplumsal yapısına, değerlerine bir tepki değil,tersine az­
gelişmişiiğe,endüstrileşememeye, bu sorunları aşamayan rejime
bir başkaldırıdır.Şu halde, toplumsal yapı açısından
farklılık,siyasal bir oluşumun taleplerini belirlemektedir,
belirlemelidir.
Zafer Park ile ilgili gelişmeler için: Zafer Park Dosyası,
Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları No:6, Ankara, 1988,
passim.
63
karşı
, biçimsel bir örgütlenmesi bulunmayan Çevre
Duyarlılığı
Grubu’nun
bazı
etkinlikleri
ilk
girişimlerdir. Özellikle termik santrallerin yapımına
karşı
sürdürülen
protestolar,
gelişmini
etkilemiştir;
aktörleri
arasındadır.
santral
kurulması
Yeşiller
Yeşiller
Aliağa
bu
PartisiTnin
protestoların
Gençelli’de
kararının
termik
uygulanmasına
1989
yılından bu yana engel olunmaya çalışılmaktadır.
Yörede
sosyal
Partisi’nin
demokrat
Örgütlediği,
belediyeler
1990
ile
Mayısında
101
Yeşiller
10-15
bin
kişinin katılımıyla gerçekleştirilen çevre için insan
zinciri^02
Türkiye'nin
en
büyük
çevre
olmuştur.
Yeşiller Partisi'nin eylemleri
103
sınırlı kalmıştır.
100
103
genellikle
Bu topluluk hakkında bilgi için: Akın Atauz, "Türkiye'de
Kentsel-Toplumsal-Çevreci Hareketler ve Çevre Duyarlılığı
Grubu”, Türkiye Gtmlûgü, Sayı 3 (Haziran 1989), 357-62.
Geniş bilgi için: Kemal Anadol,
Hayır,Ankara,V.Yayınları,1991,passint
102
eylemi
Termik
Santrallere
Cumhuriyet Gazetesi, 7 Mayıs 1991.
Cumhuriyet Savcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosu
kayıtlarına göre, 892 üyeye sahip Yeşiller Partisi'nin
(Cumhuriyet Gazetesi, 3 temmuz 1991) 16 Şubat 1991*de
yapılan olağanüstü "kurultayı” partiyi bölünme noktasına
getirdi.
300 dolayında delegenin yalnızca 33*ünün
katılımıyla yapılan kurultayda genel başkanı "resmi
çevreci" olmakla suçlayan, amaçlarının, partinin ekolojik
denge, hak; özgürlük ve demokrasi mücadelesine aktif
katılmasını sağlamak olduğunu bildiren parti içi muhalefet
genel
başkanı
değiştirdi
ve
parti
yönetimine
geldi.Kurultaya katılmayan eski başkan, kurultayın meşru
olmadığını ileri sürmektedir.
64
Yeşiller
Partisi’nden
ayrı
olarak,
Demokratik Yeşil Parti
adıyla
dar bir tabanı vardır,
Yeşiller Partisi
Radikal
partileşmeye çalışan
104
grubun daha radikal istemleri vardır,
ama daha da
kadar bile
desteğe ulaşamamıştır.
Çalışmanın kapsamına giren ülkelerdeki
partiler
toplumsal
Türkiye'de
özgün
destek
bir
üzerine
toplumsal
yeşil
yükselirken,
hareket
olarak
gelişmemiştir. Bunun nedeni ise, yukarıda açıklandığı
gibi, doğdukları toplumsal ve düşünsel ortamın farklı
olmasıdır.
Türkiye’de Yeşiller Partisi’nin kuruluşu
anti-demokratik bir ortamda çevreye ilişkin konuların
105
"en masum, en legal, en kolay örgütlenebilir"
bir
alanı oluşturmasıyla ilgilidir. Masumiyet, amaçta ve
amacın
için
ifade tarzında
çadır
kamp
kurmak,
yaparak
halkı
uçurulan
piknikler
öteki
kirliliğe
alanlarda
potansiyelini
söz
böyle
yanında,
çevre
Kaplumbağalar
Marmara’da
"çevre
karşı
düzenlemek
uyarmak,
gibi...
olanaksızlaştırılmış
kendilerine
partinin
konusudur:
bir
konusu
turu"
uçurtma
Öte
yandan,
karşı
çekememişlerdir. Bu
yeterliliğe
aşıldığında
sahip
çıkış
ise,
olmaması
siyasal
erkin
baskısının belirmesiyle ilgilidir. Çevrenin korunması
104
105
Parti program taslağı için bkz. "Radikal Demokratik Yeşil
Parti İçin Program Taslağı", Yeşil Barış, Sayı 4(Mart-Nisan
1989) s.9-10
Refet Erim,
ve Sanat,
"Türkiye'de
Gazetesi, 5
"Çevre Sorunlarına Yeni Biçem Arayışı", Bilim
Sayı 92 (Ağustos 1988), s.16; Refet Erim,
Çevreci Hareket Treni Kaçıyor mu?" Cumhuriyet
Haziran 1989, s.2.
isteminin
söylemi
ötesine
nadiren
sorgulamaya
fuarında
pankart
eşcinsellere
çizgisi,
açılması,
Şu
(Ankara
silah
Yeşillerin
polis
baskısıyla
halde,
masum
hoşgörüsünün
sınırını
siyasal
köktenci
vermesi)
rejimin
hoşgörünün
egemen
kalkıştıklarında
destek
karşılaşmışlardır.
geçip
alanın
sınır
sınırıdır;
zorlamamışlar,
bu
bir
çevre
sorunları partisi olmanın ötesine geçememişler, ileri
endüstri
ülkeleri
Yeşil
hareketlerinin
daha
çok
çevreye ilişkin istem, öneri ve sloganlarını Türkçeye
çevirmekle kalmışlardır.
II. DÜŞÜNSEL ORTAM: ÇEŞİTLİ DÜŞÜNCE AKIMLARINA
GÖRE EKOLOJİK
SORUNLAR,
ÇÖZÜM
VE
YEŞİL
ÖRGÜTLENME
18.
yüzyıl
Aydınlanma
karşı
felsefesi,
dinin
evrenselleştirdiği
ilerleme,
insanın
durmaktaydı.
birlikte
çizgi
düşüncesine
dogmatik
insan
değeri
Aydınlanmacı
rengini
gibi
bir
aklı
görme
düşüncesinde
kabullerine
ile
özgürlük,
kavramlar
üzerinde
düşünür
olmakla
J .J.Rousseau, "ilerleme"yi
olarak
veren
kesintisiz
bir
Aydmlanmacılardan
ayrılır. Rousseau ayrıksı tutulursa, Aydınlanmacılar
akla ve bilime dayalı kesintisiz bir ilerlemenin söz
konusu olduğu ve bunun
insan mutluluğunu sağlayıcı
bir nitelik taşıdığı görüşünde birleşmektedirler.
18
ve
19.
yüzyıllarda
aklın
egemenliği
66
mutlaklaştırılırken
bilim
ve
insanın
teknoloji
sürecinin
felsefi
olmaktaydı.
Ama
hemen
yaklaşımlarında
yer
doğaya
egemen
olması,
yardımıyla
onu
dönüştürmesi
temelleri
de
desteklenmiş
ardından
yer
ve
izleri
günümüz
görülen
çevreci
romantik
düünce geliştirildi. Romantizm, bilim ve teknolojiye
dayalı
ilerleme,
karşı,
gelişme
duyguyu,
düşüncesine
öznelliği,
ve
akılcılığa
hayalciliği
öne
çıkarmaktadır.
Kapitalizmin
sorgulamakta,
insan-doğa
ilişkisini
doğanın bozulma ve tahribi
doğaya
dönüşü
ve
dönüşü
nostaljik
genelde
bir
de
feodal
biçimde
karşısında
"altın
arzulamaktadır.
çağa"
Daha
açık olarak söylenirse, bir yazarın belirttiği gibi,
romantizm,
bilime,
teknolojiye
aristokratik bir isyan olmuştur.
Üretici
ve
106
güçlerin
gelişme
değerlendiremeyen bir yaklaşım olarak
nedenle,
etkin
Kapitalizm
ve
siyasal
kapitalizme
yaygın
bir
iktidarı
da
sürecini
romantizm,
kabul
eline
bu
görmedi.
geçirerek
ekonomik-sosyal tüm sonuçlarıyla toplumsal yapıya ve
düşünsel alana nüfuz etmekteydi.
Klasik
Smith’in
siyasal
"gizli
girişimcinin
işine
iktisadın
el"
mimarlarından
anlayışının,
geldiği
her
Adam
özellikle
durumda
ödün
vermeksizin uygulanması, ekolojik sorunların kitlesel
106
David Pepper, "Determinism, Idealism and the Politics of
Environmentalism -A Viewpoint", International Journal of
Environmental Studies, Vol.26 (1985), s.14.
67
ölümleri sonuçlandıracak kadar büyümesinde bir neden
107
olarak kabul edilmektedir.
"Bırakınız yapsınlar,
bırakınız
geçsinler"
parolası
sorunlara
kakışı
belirlemektedir.
da
çevreye,
kirlenme ne de çevresel
bozulma
girişimciye karışabilir.
Devlet
olduğu
gibi,
doğanın
bulunmamalıdır.
yaklaşımında
verilen
yüklenmeyip
alanı
üretim
zararlar
biçiminde
olan
olarak
de
müdahalede
ekonomi
sırasında
çevreye
dış
adlandırılmakta,
artık
bedeli
"dış"arda bırakılmakta,
içinde yer almaktadır.
ilgili
ne
yeni-klasik
süreci
"üretimin
Devlet,
insanın sömürüsünde
sömürüsünde
Ardılı
da
ile
çevresel
ekonomisi"
üreticiye
yaklaşımın
ilgi
Ekonomik sorunlar gibi
ekolojik sorunların da "gizli el" tarafından piyasa
kuralları içinde çözümleneceği görüşündedirler.
Yeni-klasik
karşısında
ekonomi
sınırsız
yaklaşımı,
gereksinimlerin
sınırlı
doğa
yaratabileceği
kıtlığın çözümünün piyasada, arz-talep dengesi içinde
var olduğunu ileri sürmektedir.108
Kıtlık
kaynaklar
görüşlerini,
sorunu
ile
ilişkisini
paradoksal
ilgilenen
inceleyen
bir
ve
nüfus
Malthus
biçimde,
bir
ile
ise,
yandan
klasik iksitadm pekiştirilmesine ama öte yandan da
gücünü
yitiren
toprak
aristokrasisinin
"gerekliliği"ne kanalize etmiştir.
107
108
Yavuz ve Keleş, op.cit., s.57
Julie Matthaei, "Rethinking Scarcity: Neoclassicism, Neo
Malthusianism and NeoMarxism" Review of Radical Political
Economics, Vol.16, No:2/3 (Summer and Fall 1984), s.82.
68
Malthus
izleyenleri,
eğilmede
ve
onun
görüşlerini
yeni-Malthusçular,
çözüm
önerileri
geliştiren
ekolojik
ile
değil
sorunlara
ama
etkileri
nedeniyle önemlidir. Burada muhafazakâr yaklaşım adı
altında
İncelenmektedir.
kapitalist
sistemin
içinde
Muhafazakârdır;
çünkü
kalarak
sahip
ve
ona
çıkarak var olan kapitalist rejimlerin genel olarak
da
sömürgen
dünya
sisteminin
dondurulması
yolunda
bütünleşmekte
olan
ve
sürdürülmesi,
giderek
eşitsizlikçi
daha
kapitalist
çok
global
sistemin önündeki küçük engelleri kaldırma bağlamında
ideolojik
araçlar
sağlamaktadır.
Bu
bilinen formülüyle "sıfır büyüme",
yaklaşım
pek
eşitsizlikçi
bir
dünya sisteminin sürdürülmesinin açık bir ifadesidir.
Ekolojik
sorunların
ilişkilerine,
toplumsal,
insan-doğa/insan-toplum
hükmeden/hükmedilen
sorunsalına
nüfusun kaynak kullanma,
ile
iİğilenmeksizin;
yalnızca
siyasal
bir
görüntü
olan
ve
tüketim düzeyi
ele
nüfus
ilişkilerinde
girmeksizin
bu anlamda
onların
yapıyla
alış
biçimiyle
sorununu
ekolojik
sorunların nedeni olarak sunmaktadırlar.
Son olarak,
muhafazakârdır;
"bilimsel"
ideolojik
bilime sırt çeviren bu yaklaşım
var
olduğunu
bir
insanların
olan
sistemin
sürmesi
ileri
sürmekte
ama
söylem
ve
geliştirmiş
halkların
gerçekte
olmakta,
üstündeki
için
yoksul
baskının
artırılmasını sonuçlandıracak olan çözüm önerilerini
tek almaşık olarak ilân etmektedir;
çözüme razı
teknoloji
olacak
felaketi
ya
da
yok
önleyici
insanlık ya bu
olacaktır;
araçlar
bilim
sunamaz,
ve
olsa
69
olsa felaketi geçiktiren bir unsur olabilecektir.
Ekolojik
sorunlara
İkincisi Marksçı
toplum
yaklaşımdır.
ilişkileri
noktası
alan
çözümlerini
çağdaş
Marx'm
hakkmdaki
Marksçılar,
öteki
yaklaşımlardan
doğa»
görüşlerini
ekolojik
toplumsal
insan,
hareket
sorunları
sorunların
ve
çözümü
bağlamında ele almaktadırlar.
Üçüncü yaklaşım, bu çalışmada,
altında
ifadesini
ekolojistler
bulmaktadır.
kendilerini
ideolojilerin
ötesinde
inançsızlığın
da
"izm”dir;
bir
kendisini
sistemidir.
ekolojizm adı
herşeyden
önce,
ideolojiler
biçiminde
inanç
dışı,
tanımlasalar
olması
gibi,
bu,
da
bir
ideoloji üstü gören bir düşünce
Ekolojizmin temelinde ekolojik sorunlar
ağırlıklı olmakla birlikte, giriş bölümünde yapılan
çevre/ekoloji ayrımından hareketle, yönelimi yalnızca
çevrenin korunması noktasında kalmamaktadır.
sözcüğü,
dar
anlamdaki
fiziki
çevreyi
de
Ekoloji
içermesi
yanında toplumsal, siyasal yapıya da eğilen geniş bir
anlam
taşımaktadır.
belirttiği
gibi,
yaşam
söyleyişle doğal ve
yapan
ve
sorgulayan,
tarihi
köktenci
"environmentalist”
başkaldıran,
Bu
temsili
çevresinin,
çevrenin
çözümler
toplumun
demokrasinin
bir
yazarın
diğer
bir
savunuculuğunu
önermeyen
değerlerine
sınırlıklarını
öneren
"ekologist"
109
arasında ayrım yapmak gerekmektedir.
Çevreselcilik
109
köktenci
ile
nedenle,
çözümler
Can Hamamcı, "Çevre ve Hukuk", Prof.Fehmi Yavuz’a Armağan,
Ankara, AÜSBF Yayınları No:528, 1983, s.240, Dipnot 4. (Tez
danışmanım Doç.Dr.Can Hamamcı environmentalism’in karşılığı
olarak çevreselciligi önermiştir
70
(environmental isnı) , daha çok "conservative” bir özü,
doğayı,
çevreyi
anlamını
koruma,
içermektedir.
çevreselci1ikten
yalnızca doğal
saklama,
Çevrecilik
farklı
çevreyle,
olarak
onun
kalmamakta, yapay çevreyle,
ilişkilerle
de
bağ
muhafaza
etme
(ecologism)
ve
onun
ötesinde,
korunmasıyla
daha önemlisi
kurmaktadır.
Bu
ise
sınırlı
toplumsal
nedenle,
bu
çalışmada, çevrecilik "ecologism”in karşılığı olarak,
çevreci (ecologist) ise çevrecilik yaklaşımına bağlı
olanları anlatmak için kullanılmaktadır.
Kavramsal düzeydeki netleştirmede belirtilmesi
gereken son bir nokta, benimsenen çevrecilik sözcüğü
yerine yetersiz kalan ya da
"siyasal
çevreci
yaklaşım”
110
açıklığa
yaklaşım"
terimlerinin
yanlış
ve
niteleme
"siyasal
benimsenmeme
kavuşturİmasıdır.
Günümüzde
yapan
ecolojist
nedenlerinin
hemen
her
siyasal örgütlenme çevreselci vurgular taşımaktadır.
Öte
yandan,
önerisi
ya
siyasal
da
niteleyicisi
çevreci
programı
olmak
terimi
taşımaktadır.
nitelemesi,
olan
gerekir.
bir
Çevrecinin
siyasal
istemi,
her
siyasal
oluşumun
Bu
nedenle,
siyasal
belirsizlik,
yerine
anlamsızlık
ekolojist sözcüğü
Günümüz çevreci akımları için bir ayırım yapan A.Uğur
"siyasal ekolojist yaklaşım" terimini benimserken (Bkz.
Aydın üğur, "Çevre Sorunsalına Bakış: Tarihsel Gelişim ve
Günümüzde Çevreci Aklinlar”, İletişim, Sayı 4 (1982),
s.393-396) aynı ayırımı kaynak belirtmeksizin aktaran T.
Bora, "siyasal çevreci yaklaşım” terimini benimsemektedir.
(Bkz. Tanıl Bora, "Batıda Çevreci Akımlar", Cumhuriyet
Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul, İletişim
Yayınları, s.348-349)
71
konulduğunda,
bu
kez,
"siyasal
ekoloji"
ekoloji,
siyasal
terimin
çağrışımı
ifade
ettiği
yapacaktır.
iktisadın
"homo
anlam
Siyasal
economicus"unun
(ekonomik insan) yerine "homo ecologicus”u (ekolojik
insan)
yerleştiren
siyasallaşma
toplumsal
çabasını,
iktidar
hareketlerin
mücadelesini,
seçim
başarılarını inceleyen, karşılaştırmalı yöntemden de
yararlanan
Siyasal
bilimsel
ekolojist
bir
dal
olarak
yaklaşım
gelişmektedir.
denildiğinde
bu
bilim
(1766-1834),
1798
kolunun yaklaşımı akla gelmektedir.
A. Muhafazakâr Yaklaşım
Thomas
yılında
ilk
Robert
Malthus
baskısı
Gelişimine Etkileri
yapılan
Açısından
Toplumun
Nüfus
Gelecekteki
İlkesi
Üzerine
Bir Deneme (Essay on the Principle of Population as
It Affects the Future
Improvement of Society)
kitabıyla
de
yaratıcısı
günümüzde
olmuştur.
süren
Onun
bir
adlı
tartışmanın
görüşlerinin
iyi
anlaşılması, izleyenlerince geliştirilen ve ekolojik
sorunlar karşısında muhafazakâr yaklaşımı temsil eden
düşüncenin
daha
iyi
Malthus*un
ötesinde
anlaşılmasını,
pek
de
çok
hatta
bir
onların
katkılarının
olmadığının görülmesini sağlayacaktır.
Malthus1a
göre
insanın
ve
toplumun
yetkinleştirilmesi olanaksızdır, Çünkü nüfus
nüfusun
gereksindiği
oranları
arasındaki
besin
büyük
maddelerinin
eşitsizlik
buna
ile bu
artış
izin
72
vermez.
kısmı
Onun
kuramının
eşitsiz
büyüme,
ekolojik
diğer
sorunlarla
bir
ilgili
söyleyişle
nüfus
ilkesidir.
İnsan yaşamak
için
besine
gereksinir, yaşam
için gerekli besin maddelerinin bolca bulunduğu yerde
nüfusun
artma
eğilimi
vardır.
Aynı
zamanda
duygusu insan için değişmez bir duygudur.
seks
Bu iki
kabul1eniraden hareketle Malthus nüfusun herhangi bir
engelle karşılaşmadığında
ve
1, 2,
128,
256 biçimindeki
bir
diziyle
4,
8,
16,
32,
64,
oranla,
yani
geometrik
tarihsel
bir veri olduğunu
kontrol edilmediğinde
ileri
bir
artmasının
sürmektedir.
Buna
karşılık besin maddeleri aritmetik diziyle, yani 1,
2,
3,
4,
5,
6,
7,
8,
9
biçiminde
bir
oranla
artmaktarın Buna göre 200 yılda nüfusun, besine oranı
256’n m
9*a;
300
Besin üretimi,
yılda
aslında,
4096'nm
önemli
13’e
ölçüde
oranı
olur.
artmaktadır,
ancak nüfustaki .artış öylesine büyüktür ki yukarıda
görüldüğü
geniştir.
gibi
fark
kapatılamayacak
kadar
112
Kısaca söylenirse, ona göre nüfus her yirraibeş
yılda bir iki k a t m a çıkmakta buna karşılak yiyecek
maddeleri asla aynı oranda artmamaktadır. Bu nedenle
nüfus,
kaynaklar
üzerinde
büyük
bir
baskı
yaratmaktadır.
111 T.R.Maithus, An Essay On Population, Volume 1, Last
Reprinted,Londan and New York, Everyman*sLibrary,1958,s.6-7
112 Ibid., s.10-11
73
Bu
tarıma
baskının
açılması
artırılması
toprakları
mutlaka
aşılması
ya
da
yeterli
Bir
vardır.
toprakların
verimliliğin
kez,
yeryüzü
açılacak
toprağın
İkincisi,
verimli
tarıma
sınırı
yeni
tarımsal
olamaz.
sınırlıdır,
bir
için
topraklardan sonra daha az verimli topraklar tarıma
açıldığında ya da genel
yükseltilmek
olarak tarımsal
istendiğinde
verimlilik
yıldan
yıla ürün artışı
113
için daha çok ıslah gerekecektir.
Bir sure sonra
da her ıslah çabası daha az ürün getirecek, bir fazla
işçinin üretime katılması
işçinin
edilen
ürün
bu
gederek ek yatırıma
114
karşın verimlik sabit kalacaktır.
Bilindiği gibi
bu
geçimine
ile elde
"azalan
yetmeyecek,
verim
vazgeçmemekle
yasası"dır.
birlikte,
Aritmetik
Malthus,
ilkeden
yapıtının
daha
sonraki bakılarında besin artışı ile ilgili olarak bu
yasa üzerinde durmaktadır.
Ona
göre
insanlığın
aritmetik diziyle artan
besin
en
önemli
üretimiyle
sorunu,
geometrik
diziyle artan nüfusun beslenmesinin olanaksızlığına
bağlı
olarak,
olan
nüfustaki
gruba
kontrol
113
114
yoksulluk,
artıştır.
ayırdığı çözüm
(preventive
sefalet
Bunun
ve
kıtlığa
önlenmesi
neden
için
iki
Önerilerini sıralar: Önleyici
check)
ve
olumlu
kontrol
_
Ibıd., s.8
Thamos Malthus, "Nüfus ilkesi özerine Özet Bir Görüş",
Nüfus Sorunu ve Malthus, der. Ronald L.
Meek, [Bu yazı, yaymevince eklenmiştir.], çev. Oya
Yaylalı, Ankara, Sol Yayınları,1976,s.264
74
(positive check). İkisinin toplamı,
nüfus
artışının
hızla kontrol edilmesini sağlayacaktır. İlkinin doğum
oranını azaltıcı etkisi vardır. Bunlar, evlilik dışı
ilişkiye
girmemek,
tek
bir
kadına
bağlı
olmak,
yeterli geliri oluncaya değin evlenıeıektir. Bunlar
insan
ahlakının,
İkinciler
Ölüm
hastalıklar,
bilincinin
değişimiyle
oranını
savaşlar,
yüksek
ilgilidir.
tutan,
kıtlıklar,
doğal
salgın
afetler,
sefalet gibi etmenlerdir. "Ahlakın yozlaşmanı” dediği
115
doğum kontrolüne karşı çsıkarlar.
Ote yandan,
nüfusu artırıcı
sonuçlar
doğurduğu
için
yoksullara
yardım edilmesini şiddetle eleştirir.
Yeni-Malthusçular,
Malthus’un
nüfus
ve
kaynaklar sorununa yaklaşımını pek değiştirmeksizin
benimsemekte,
benzer
çözümler
önermektedirler.
Aralarında anlamlı sayılabileck farklılık, Malthus'un
yaşadığı dönemde varsıl-yoksul herkesi etkileyen bir
kirlilik olmamasına da bağlı
olarak,
Malthusçuların
ilgilerini çevresel sorunlara da yöneltmeleri ve bu
eksenle nüfus sorununu i 1işkilendirmeleridir.
Malthus’u
nüfusunun
izleyenler,
geometrik
diziyle
Malthus
gibi,
dünya
artmakta,
kısa
sürede
kendini katlamakta besin kaynaklarının ise bu nüfusu
beslemekten
uzak
bir
artış
tekrarlamaktadırlar.
Malthusçular,
sonradan
yapmadığı
pek
vurgu
gösterdiğini
Malthus’un
besin
da
maddelerinin
aritmetik diziyle artışı savını terketmekle birlikte
115 Malthus, An Essay, op.cit., s.12-4;
İlkesi",op.cit., s.270-271
Malthus,
"Nüfus
75
her
durumda f dünya
dünya
besin
kalacağını
besin
üretiminin
kaynaklarının
dolayısıyla da
nüfusu
açlık
daha
doğrusu
taşımaktan
felaketinin
uzak
kapıda
olduğunu yinelemektedirler. Paul Ehrlich 1968 yılında
yayınlanan
kitabında
"bir
beslenme
felaketinin
kenarında bulunuşumuzun başlıca sebebi, dünyamızdaki
insan
fazlalığından
doğmaktadır.
derken
bunu
vurgulamaktadır.
Artan nüfusu,
tarımsal
verimliliği
artırarak
besleme olanağı yoktur. Malthusçular besin kaynakları
arttığı sürece nüfusun bu besin kaynaklarından daha
büyük
bir
oranla
birleşmektedirler.
olarak,
Sözgelimi
artacağı
görüşünde
Brown*a göre,
tarihsel
tarımın gelişmesi ve besin arzının da buna
koşut artması nüfusun önemli ölçüde artmasına neden
olmuştur.
Bu
durum
tarımsal
tarımsal
gelişmeyi
verimlilikteki artış ise
. sürmektedir.
..
,
117
artırmakta, bu döngü
sonra
zorlamakta,
nüfusu
Bir
noktadan
yükseltmek
"azalan
olanaksızdır.
Üretime açılabilecek toprak olsa bile
verim
tarımsal
yeniden
yasası"
bu
toprakların ekime açılma maliyeti
118
yüksektir.
Aynı görüş Roma Kulübü
verimliliği
nedeniyle
son
derece
tarafından
Paul R. Ehrlich, Nüfus Bombası, çev. N.İ.Tolon, Ankara,
Ayyıldız Matbaası, 1976, s.70.
117 Lester R.Brown, Yirınidokuzuncu Gün, çev .Kemal Tosun et
al., İstanbul, İÜ İşletme Fakültesi İşletme İktisadı
Enstitüsü Yayın No.43, 1979; s.66
118
Ehrlich, op.cit, s.94; Brown, op.cit, s.126.
76
hazırlatılan
Growth)
"Büyümenin
adlı
topraklar
raporda
da
kazanılsa
gereksiniminin
Sınırları”
ileri
bile
Limits
sürülmekte
nüfus
sürmesini
(The
ve
artışı,
to
yeni
besin
sonuçlandırmaktadır,
119
denilmektedir.
Nüfus yalnızca besin kaynakları üzerinde baskı
yapmakla
kalmamakta,
dünya,
enerji
önemli
çevre
Malthusçulara
göre,
sınırlı
kaynaklarının tükenmesine ve ayrıca
sorunlarının
yaratılmasına
neden
120
olmaktadır.
Büyümenin
sınırları
adlı
raporda
dünyanın
taşıma kapasitesinin ve ekonomik büyümenin
fiziksel
sınırlarına ulaşılmakta olduğu ve insanlığın çevresel
bir
yıkımla
karşı
sürülmektedir.
Çevre
tarımsal
ve
karşıya
kirlenmesi,
bulunduğu
nüfus
üretimin yetersizliği, hızlı
yenilenemeyen
doğal
ileri
artışı,
endüstrileşme
kaynakların
tükenmesi
karşılıklı ve dinamik bir etkileşim içindedir. "Gıda
olmadıkça nüfus artamaz,
gıda üretiminin artması da
sermayenin büyümesine bağlıdır, sermayenin daha fazla
artması ise daha çok kaynak gerektirir;
kaynakların artıkları
çevre
kirlenmesine
kullanılmış
yol
çevre kirlenmesi de giderek gıda ve nüfus
engeller.
121
açar,
artışını
"Doğal bir sınıra ulaşıncaya kadar nüfus
Meadows et al., op.cit., s.53
Bkz. Ehrlich, op.cit., s.52 vd.; Brown, op.cit. s.2-3, 69
vd.
121
Meadows, et al., op.cit., s.102
77
ve sermaye artacak ve bu sınırın üstüne çıkıldığında
çöküş yaşanacaktır. Teknolojik gelişme,
başka
sınıra
doğru
değişmeyecektir.
geliştirebilir,
Çünkü
yeteneği
bilinmediğinden,
ekolojik
süreçlerde
sınıra
varma
sistemi
doğanın
emme
bir
söyleyişle
gecikmeler
olduğundan
denetim
123
geciktiğinde sorun artık onulmaz bir durumdadır.
Roma
tehlikesi
sonuç
kirliliği
diğer
doğal
ama
bir
hep
vardır
ve
sunulan ikinci rapor, "Dönüm
124
Noktasındaki insanlık”,
sorunun çözümünde ilkinden
bir
kaç
Kulübüne
noktada
duruma,
ayrılsa
sorunlara
örtüşmektedir. Bu
insanlığı
yok
da hareket
ilişkin
rapor
olmak
da,
ya.
noktası,
saptamaları
ilkinde
da
ilkiyle
olduğu
sunulan
veri
gibi,
almaşığı
gerçekleştirmek
zorunluluğuyla
karşı
karşıya
125
bırakmaktadır.
Bu ‘'zorunluluk” yalnızaa iki rapora
özgü
değildir.
"Yirmidokuzuncu
saydığı
nüfus
Brown,
Gün”ü
artışı
kitabına
başlık
bütün ■ felaketlerin
için ;önlem
alınacak
olarak göstermekte, insanlığın bu son
günü
yaptığı
nedeni
son
gün
kaçırdı-
122 Ibid. s.172
123 Ibid, s.74-77
Mihajlo Mesaroviç ve Eduard Pestel,Dönüm Noktasındaki
İnsanlık,çev.Kemal Tosun et al., İstanbul, İÜ İşletme
Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No:39,1978
1
Bu ikinci raporda dünya karşılıklı etkinlikleri olan 10
bölgeden oluşmuş bir bölgeler sistemidir.İlkinden farklı
olarak "felaket”, dünyanın tümüne değil, başlangıçta,
bölgesel düzeyde çöküntüler biçiminde görülecektir.
78
ğında otuzuncu günde,
artık
her
şey
için
çok
geç
kalınmış olacağını ileri sürmektedir.
Malthusçularda
düşünce
almaşığın
tek
olması
sistematiklerinin bir sonucudur.
ve yeni-Malthusçu düşüncede
toplumun
doğasını
fiziki
Malthus"ta
çevre,
belirleyen
onların
insan ve
sınırlılıklar
içermektedir. Doğanın taşıma kapasitesini belirleyen
bu
sınırlılıklar
yasası"
uzay
evrensel
“doğanın
yasaları"dır.
ve
zamanda
değişmeyen,
yasadır.
Yasadan
kaçınılmazlığın
bundan başka hiçbir almaşığın olmamasıdır.
"Doğanın
kaçınılamaz
anlamı,
126
Malthus’un "nüfus yasası"nın ötesine geçemeyen
yeni-Malthus’çular
sundukları
almaşıkda
ya
da
önerdikleri çözümlerde onu aşabilmiş değildir.
Dünya nüfusu ile dünya kaynaklarını
bir
biçmde
ele
alarak,
ileri
endüstri
bütünsel
ülkelerinde
nüfusun kaynak kullanım düzeyini bu anlamda siyasal
rejimi göz önünde bulundurmaksızm, yoksul insanların
ve yoksul
halkların
sürekli
çoğalarak kaynaklar ve
çevre üzerinde baskı yaptıkları} bunun da genel bir
felakete
mantıkla,
neden
olacağı
yapılması
sonucuna
gereken
çok
kontrolü yönünde yoksullara baskı
varmışlardır.
yalındır:
Bu
Nüfusun
yapmak ve kaynak
kullanımını önlemek için büyümeden vazgeçmek...
Felaketin önlenmesi global bir çözümle mümkün
olacaktır. Onların
bu
çözümü
toplumsal
ve
siyasal
değişikler önermemektedir. Yapılması gereken sonuçsuz
Pepper, op.cit, s.12.
79
kalacak sınırları zorlama çabası olmamalı; sınırlarla
birlikte
“ani
yaşamak
ve
öğrenilmelidir.
kontrolsüz
kalabilecek
bir
bir
dünya
rapor,
yani
ekonomik
ve
hedefinden
çöküş
sistemi"
Sınırları adlı
nüfus
Bunun
olmadan
için,
“Sıfır Büyüme
büyümede
"büyümeksizin
için,
yani
ayakta
Büyümenin
(zero growth),
genel
bir
denge”
büyüme
hedefine
yönel inmesini, büyümeyi planlı ve kontrollü biçimde
sona erdirmeyi, sermaye ve nüfusun sabit kılınmasını
127
önermektedir.
İkinci
rapor,
Dönüm
Noktasındaki İnsanlık,
128
"sıfır büyüme” yerine "organik büyüme"
önerisiyle
ilkine yönelen eleştirileri gidermeye çalışmakta, az
gelişmiş
ülkelerin
bulundurduğu
büyüme
izlenimini
sorunlarını
vermek
göz
önünde
istemektedir.
Ama
Kuzey ile Güney arasındaki kopukluğu giderme yolunu
yine global kapitalist sistem içinde ve dolayısıyla
varsıl
ülkelerin
yararına
sonuçlanacak
bir
yapıda
bulmaktadır.
Öte
yandan,
Malthus
ve
yeni
Malthusçularm
birleştikleri nokta sürekli çoğalan yoksul insanların
ve halkların doğum oranlarını
oranlarını
azaltmaktır.
127
artırarak
Bu
çevre
baskının
düşürerek ya da ölüm
üzerindeki
azaltılması
baskıyı
için yoksul
Meadows et al., op.eit.F s.215
1
Organik büyüme, rapora göre, birbirine bağımlı bölgelerden
oluşan global sistemin bölgesel farklılıklarını göz önünde
tutan, bunların gelişme yollarını düzenleyen bir denge
oluşturularak gelişmesini, büyümesini ifade etmektedir.
Mesaroviç ve Pestel, op.cit., s.3-4.
80
ülkelerin
nüfus
kontrolü
yapmalarını
sağlayacak
siyasal baskı kurulmalıdır. 0 kadar ki, Ehrlich gıda
yardımı yapılsa da nüfusunu beslemekten uzak ülkelere
129
yardım yapılmamasını istemektedir.
Yardım da bir
baskı aracı olarak kullanılacaktır.
Gerek
siyasal
baskı
için,
gerekse
"sıfır
büyüme"nin ya da "organik büyüme”nin sağlanabilmesi
için açıkça ifade edilmese de uluslar
130
kaçınılmaz
görünmektedir.
Sorun
ulusçuluğun
sınırlarını
gerçekleştirecek
nüfusun
ve
dar
aştığından
uluslararası
131
geliştiriİmelıdir.
üstü bir güç
Bu
ise,
ekonominin
anlamlı
işbirliğini
bir
çerçeve
yoksul
ülkelerde
büyümemesi
için
siyasal
baskının kurumsallaştırılması demektir.
Bütün bunlar, "doğa ile uyum içinde yaşamanın
132
ekolojik ve ekonomik bir denge kurmanın yöntemi"
görüntüsü
kıtlık
altında
içinde
doğal
bulunan
"gelişme"
düzeyinde
kapitalist
sisteme
129
130
kaynaklara
yoksul
tutarak,
sahip
olan
ama
ülkeleri
mevcut
dondurarak
global
entegre etme, kaynakları en çok
Ehrilch, op.cit., s.150-151.
Ehrlich, gelişmiş ülke temsilcilerinden oluşacak "Çevre
Düzenlemesi İçin Örgüt" önermektedir.
(Bkz.Ehrlich,
op.cit., s.151) ABD Cumhurbaşkanına sunulan Global 2000
raporu da çözümün bir tek ulusun sorumluluk ve kapasitesini
aştığı gerekçesiyle ABD’nin önderliğinde "dayanışma ve
yardımlaşma" gerekliliğinden söz etmektedir. Bkz.Barney,
op.cit., s.4
Mesaroviç ve Pestel, op.cit., s.126-127.
132 Meadows et al., op.cit., s.11.
81
tüketen
gelişmiş
ülkeleri
bu
kaynaklardan
bırakmama ve avantajlı durumlarını
yoksun
sürdürme yöntemi
olmaktadır. Diğer bir deyişle, Malthus’un toplumlarm
"doğal yasalar"nedeniyle yetkinleşemeyeceği görüşünün
bir başka ifade şekli olmaktadır.
Toplumsal yapı ve
siyasal rejimin dinamikleri göz önünde tutulmaksızın;
bilimsel
ve
teknolojik
ilintisi
kurulmaksızm;
gelişmenin
nüfusun,
bu
dinamiklerle
büyümenin
sözde
tarafsızlaştırılmış teknolojinin çevre üzerinde baskı
yaptığı
savı,
geliştirici
bilim
ve
düşünceye
teknolojiye,
güvenmek
yaratıcı,
yerine
"nüfus
ilkesi"ne dayanılarak ileri sürülebilirdi.
Bu
çözümlemeden
hareket
edildiğinde
muhafazakâr yaklaşımın "çevre korunacaksa onu da biz
koruruz"
ekseninde
yer
aldığı
söylenebilir.
bu
bağlamda, çevre koruma mücadelesi vermek için parti
133
Örgütlenmesine gitmek gereksizdir.
Onlara göre,
insanlık
bir
seçim
yapmak
zorundadır
ama
pek
çok
insan bu gerçeğin farkında değildir. Ancak çok küçük
bir
azınlık,
etmektedir.
134
çevrenin
korunması
Kapitalizmin
için
"vitrini"ni
mücadele
düzeltmeye
çalışan bu yaklaşım, ekolojik sorunlarla ilgilenip de
muhafazakâr yaklaşımı
benimseyenleri
alkışlamakta,
onların dışında almaşık ve köktenci çözümler öneren-
133
Bir Türk Sanayicisi "yerleşik" partilerin çevre sorunlarını
"uç"lara bırakmadan çözümleyeceği, bu nedenle "kızıl mı
yeşil mi oldukları belli olmayan çevreci gruplara,
partilere" gerek olmayacağı kanısındadır. Mehmet A.Demirer,
"Sınai Çevre Kirlenmesi", Sanayi ve Çevre Konferansı,
Ankara, TÇSV Yayını, 1986, s,207.
Bkz:Bhrlich, op.cit., s.69;Meadoua et al., op.eit., s.96.
82
önerenleri ise çözümün var olan sistemde ve var olan
sistem içinde kalınarak bulunacağı yargısıyla mahkum
etmektedir.
Öte
yandan,
harekete
bazı
muhafazakâr
düşünsel
yaklaşımın
katkıları
Yeşil
olmuştur.
Kaynakların tükenmekte olduğu savı 1973 petrol krizi
ile birleşerek konuya kamuoyunun dikkatini çekmiştir.
Ekolojik
sorunları
sunmaları
ve
genel
dünyayı,
bir
bu
çözümleme
anlamda,
tek
içinde
bir
sistem
olarak ele almaları bir başka katkıları olmuştur.
6. Marksçı (Marxist) Yaklaşım
Sosyalist dünya görüşünün kurucularından Marx
ve
Engels’in
akımlarının
gelişme
üzerinde
ve
onun
tekniğinin
doğanın
yaşadıkları
19.yüzyılda,
durduğu
başat
olgu
sürdürülmesiydi. Üretim
çalışanlara
sömürüsü
ve
çevreye
gibi
düşünce
ekonomik
süreci
verdiği
konular,
ve
zarar,
düşüncelerini
kapitalizmin yerleşmesine ve gelişmesine adayanların
yapıtlarında yer almıyordu.
burjuvaziyi
etkileyen
kapitalizmin
karşılık
bir
ideolojisine
ütoik
noktaya
girebilmiş
sosyalistler
yapıtlarında çevresel
Ekolojik sorunlar henüz
ile Marx
erişmediğinden
değildi.
ve
Buna
Engels* in
koşullar emekçilerin yaşamını
tehdit eden bir unsur olarak işlenmekteydi. Marx ve
Engels,
ekonomik
ilerleme,
büyüme
bilimsel
ve
düşüncesine
teknolojik
gelişme,
ağırlık
vermekle
birlikte, her durum ve koşul altında ekonomik büyüme
83
düşüncesine
insanın
sahip
doğayla
kapitalist
ve
yaklaşımdan,•
onun,
ilişkisine
bakış
toplumla
biçiminden çok farklı bir yaklaşım getirmiştir.
Marx
ve
yapıtlarında
Engels
insanı
Alman
İdeolojisi
hayvandan
ayıran
adlı
özelliğin,
üretebilme, doğayı dönünüştürebiİme yeteneği olduğunu
belirtirler:
yaşamını
İnsan fiziki varoluşunun gereği
sürdürebilmek
araçları
üretmeye
için
başlar
başlamaz
dönüştürmek anlamına gelir
Bireylerin
"ne
olduğu
gereken
maddeleri,
- ki
bu
- hayvanlardan
kendi
olarak
doğayı
ayrılır.
ürettikleriyle,
ne
ürettikleriyle ve nasıl ürettikleriyle çakışır. Sonuç
olarak
bireylerin
ne olduğu, üretimlerinin maddi
135
koşullarına dayanır.”
Aynı zamanda, Marx’a göre
doğa, yaşamın kendisidir; varsıllığın kaynağı emekle
birlikte doğadır. İnsan, emeğiyle doğayı dönüştürerek
kullanım için değer yaratmaktadır.
Kapitalizme
kullanım
geçiş
değerinden
süresinde
daha
görülmeye başlanmıştır.
fazla
doğa,
bir
toplumsal
şey
olarak
Kullanım için değer üretmek
yerine dönüşüm için değer üretmek noktasına gelinince
doğa değişim değeri olan mal durumuna indirgenmiş,
136
nesneleştirilmiştir.
Marx, doğaya özel sahipliğin
bir
adamın,
olduğunu,
135
^
ötekine
doğadan
özel
sahipliği
kadar
saçma
yalnızca yararlanma hakkının söz
Karl
Marx
ve
Friedrich
Engels,Alman
İdeolojisi,
çev.Hamdullah Erbil,İstanbul, Melsa Yayınları, 1990, s.20
David Pepper,The Roots of
London,Croom Heİm,1984,s.164
Modern
Environmentalism,
84
konusu olabileceğini belirtmektedir. Onun ifadesiyle,
’•bütün bir toplum, bir ulus bile, ya da hatta hepsi
bir
arada
var
olan
toplumlarm
tümü
birden
bile
yeryüzünün sahibi değillerdir. Bunlar onun yalnızca
zilyedleri,
patres
yararlanma
familias
hakkı
(ailenin
sahipleridir
büyük
babası)
ve
gibi
boni
onu
gelecek kuşaklara, ilerlemiş bir durumda devretmeleri
gerekir.
Kapitalizmde
doğa,
inanın
dışında,
ondan
bağımsız kılınmış ve nesneleştirilmiştir. Yanı sıra,
doğanın "mahvedilmesi** ve doğal dengenin bozulması da
kapitalist
üretim
sürecinin
sonucudur.
Marx
Kapital*de bunu şöyle açıklamaktadır:
"Kapitalist üretim, nüfusu, büyük merkezlerde
toplayarak, kent nüfusuna gittikçe artan bir ağırlık
kazandırırken, bir yandan toplumun tarihsel devindirici
gücünü yoğunlaştırdığı gibi, öte yandan da insan ile
toprak arasındaki madde dolaşımını bozar, yani insanın
yiyecek ve giyecek olarak tükettiği öğelerin toprağa
tekrar dönüşünü engelleyerek toprağın verimliliğinin
sürekli olması için gerekli koşulları bozmuş olur.
Böylece aynı anda, hem kentli emekçinin sağlığını ve hem
kır emekçisinin zihinsel yaşamını tahrib eder. Doğada
maddenin
bu
şekilde
dolaşımının
devamı
için
kendiliğinden gelişen koşulları bozmakla birlikte, bunun
bir sistem, toplumsal üretimi düzenleyen bir yasa
olarak, ve insan soyunun gelişmesine uygun bir biçim
altında yeniden kurulmasını zorunlu kılar__ Kapita~
list tarımdaki her gelişme, yalnız emekçiyi soyma
137
Karl Marx, Kapital, Üçüncü Cilt, Yayma Hazırlayan
F.Engels, Çev.Alaattin Bilgi, 2.Baskı, Ankara, Sol
Yayınları, 1990, s.682.
85
sanatında değil, toprağı soyma sanatında da bir
ilerlemedir;
belli
bir
zaman
için
toprağın
verimliliğinin artmasındaki her ilerleme, aynı zamanda,
bu sonsuz verimlilik kaynağının mahvedilmesine doğru
bir ilerlemedir...
Kapitalist üretim, bu nedenle, teknolojiyi geliştirir
ve ancak bütün zenginliğin asıl kaynağını, yani toprağı
ve emekçiyi kurutarak çeşitli süreçleri bir bütün
içinde birleştirir.
Kapitalist
üretim
tarzında,
Engels’e
göre,
toplumla ilgili olduğu kadar doğayla da ilgili olarak
en
yakın
ve
en
kaygılanılmakta,
sonuçlarla
elle
tutulur
gelecekte
sonuçlar
ortaya
ilgilenilmemektedir.
için
çıkabilecek
Tropikal
ormanları
yakıp, külünü pek kârlı kahve ağaçlarına gübre yapan
girişimci
bunun
üzerindeki
139
sonuçlarıyla ilgilenmez o elde ettiği kâra bakar.
Kapitalist,
doğa
kârını
ve
toplum
ençoklaştırmak
için
kendisinin
doğa karşısında olabildiğine özgür olduğunu
Doğayı sınırsızca sömüren ve bozan kapitalist
toplumsal
örgütlenmeyi
kuramında
insan,
değildir,
doğadaki
üzerindeki
varlığının
üretime
138
139
doğayla
olası
eleştiren
ilişkisinde
etkinliğinin
sonuçlarıyla
karakteristiğini
dönüşümü
sosyalist
tümüyle
doğa
özgür
ve
toplum
ilgilidir.
İnsan
tanımlayan
yadsınmaksızm
toplum
toplumun
doğanın
doğayla
Karl Marx, Kapital, Birinci Cilt, çev.Alaattin Bilgi,
3»Baskı, İstanbul, Sol Yayınları, 1986, s.516-518.
Friedrich Engels, Maymundan insana Geçişte Emeğin Payı,
Çev.Öner Ünalan, İstanbul, Başak Yayınları, 1989, s.15-16.
86
ilişkisi
daha
dengelidir.
İnsan
ya
da
toplum-doğa
ilişkisinde
"özgürlük", kapitalist üretim biçiminin
140
bir özelliğidir.
Bu "özgürlük", doğayı sömürerek,
tahrib ederek ve ona hükmederek kazanılmaktadır.
Marksizmde
ise
hükmeden-hükmedilen
insan-doğa
ilişkisi
ilişkisi,
ya
da
bir
özne-nesne
ilişkisi olarak anlaşılamz. İnsanın doğaya egemenliği
bir fatihin bir yabancı
şey değildir,
olamaz;
buduna egemenliği
ile aynı
insan doğanın bir parçasıdır,
onda var olabilen bir yaratıktır,
doğa ile arasında
bir karşıtlık yoktur. O kadar ki doğa,
insanın her
"zafer"inin öcünü ondan alır. Kahve için ormanın yok
edilmesiyle,
tropikal
yağmurlar
bölgeye
felaket
getirir. Tarihte görülen örnekleriyle, tarım toprağı
kazanmak
için
çölleşmesine
doğaya
neden
olsa
ormanlar
Bu
nedenle,
oraların
insanın
doğanın yasalarını
141
ibarettir.
Marksizme göre,
uygulamaktan
ile
edilen
olmuştur.
egemenliği,
öğrenip
doğa
yok
insan
olsa,
arasındaki
diyalektikte
ve
insan-toplum ilişkisinde, hiçbiri tam olarak özne ya
da
nesne
olmaz.
Onlar
sabit
organik bir bağ içinde bulunur.
parçası
bütünlük
ve
o
dönüştürmeyi
dönüştürdükçe
140
doğa
denli
da
insanın
belirgindir
öğrenme
bir
birliktelikte,
İnsan,
bir
ki,
sürecinde
doğanın bir
parçasıdır.
Bu
insan
doğayı
(ve
doğayı
beliren daha karmaşık gereksinimlerini
Pepper, "Determinism...", op.cit., s.15.
Engels, op.cit., s.13-14.
87
yanıtlamak
için)
kendisini
daha
yüksek
bir
1 MO
entellektüel
düzleme
ulaştırmaktadır.
Alman
İdeolojisi 1nde dile getirilen bu gerçekliktir.
Şu
halde,
toplumla
Marksizmde
ilişkisi
alınmaktadır.
bir
İnsanın
insanın
doğayla
bütünlük
doğayla
içinde
ilişkisi,
ve
ele
insanın
toplumla ilişkisinin dışında değildir; buna karşılık
insan-toplum ilişkisi de doğayla, onun sunduklarıyla
ilişkilidir;
birinin
varolabilmesi
için
öteki
gereklidir.
Bu bütünsellik, Marx'i
edilmekte
ve
geliştirilmektedir.
dünyanın
sorun
ekonomik
büyüme,
silahsızlanma
grupları
konularını
bağlı
arasındaki
ilişkilere
ve
a)
kültür,
barışın
içeren
sorunlar,
b)
bağlı
nüfus,
I.Fralov'a
toplumsal
istihdam,
ilişkilere
eğitim
izleyenlerce de kabul
halk
göre,
kalkınma,
sağlanması,,
"toplum
insan
ve
teknolojik
sağlığı
içi”
toplum
ilerleme,
ile
ilgili
sorunlar, c) kaynak, enerji, besin üretimi ve çevre
sorunlarını
ilişkilere
kapsayan
bağlı
insan
sorunlardır.
ve
Bu
doğa
son
arasındaki
sorun
toplumsal etkenlerden bağımsız değildir.
demeti
Dahası,
bu
sorunların kavranarak çözüme ulaştırılması toplumsal
etkenler dikkate alınmaksızın olanaklı değildir.
142
143
Pepper, The Roots of.._, op.cit-, s.159-163.
Ivan Fralov, "Sosyalizm ve Uygarlığın Dünya Çapındaki
Sorunları", 21»Yüzyıl Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş
Nikoliç,
çev.K.Emiroğlu
ve
Y.Öner,
İstanbul,Belge
Yayınları,1989,s.140.
88
Düşünce
sistematiğinde
hareket
noktasını
Marksizmden alan bir başka yazar, Williams da sorunun
doğru kavranması gerektiğini belirtmektedir: Ekolojik
tartışma
kirlenme
indirgenmemelidir.
gibi
Çünkü
yan
bu
sorunlar üretim sürecinin
dallarına
durumda,
marjinal
ekolojik
maliyeti
olarak
değerlendirilmiş olmaktadır.
Oysa sorunun can alıcı
noktası daha derinlerdedir.
İnsanlar da dahil olmak
üzere herşey çeşitli
biçimlerinin
olarak
ele
hayat
alınacağına,
dönüştürülecek
144
alınmaktadır.
ele
kaynakları
geçirilecek
hammaddeler
olarak
ve
ele
Wil.liams,a göre sorunun kaynağı gibi çözümü de
yanlış yerde aranmamalıdır: "Örneğin sanayi üretimini
eleştirmek, oysa sanayi üretimi olmasa aç kalırız; ya
da
geniş
çaplı
bir
ögütlenmeyi
iletişimin yaygınlaşması
145
özüdür;..."
Görülüyor ki,
eleştirmek,
çoğu alandaki
Marksizme
göre
oysa
gelişmemizin
dünyayı
tehdit
eden sorunlar "eski" sorunlardan ayrı olarak ortaya
çıkmamıştır;
bu
sorunların
büyümesinden
kaynaklanmıştır. Sorunun özü ise sınıfsal nitelikten
bağımsız değildir. İnsanın, birbirinden
144
145
ayrı düşünü-
Williams, op.cit., s.205
Ibid., s.37; Williams ileri bir çözümlemede, yalnızca
kapitalist üretim tarzının değil* Marx*m "eskiden" kalma
üretim kavramının da gerçekten alternatif bir toplumun
anahatlarınm belirlenmesi için sorgulanması gerektiği
görüşündedir.Bkz:Ibid., s.251-254.
lemeyen
doğayla
ve
ilişkisinin
aynı
ilişkisinin
dışında
sermaye
anlama
ilişkisi,
gelmek
değildir.
çelişkisine
ilişkisinde,
toplumla
üzere
mülkiyet
İnsanın,
dayalı , toplumla
hükmeden-hükmedilen
üretim
emek
ile
ve
doğayla
sonucunu
doğuran
kapitalist üretim ilişkisi değıştirilmeksizin sorunu
aşmak olası değildir. Kapitalist toplumsal örgütlenme
içinde kalınarak çözüm yolu bulunamaz.
Çünkü insanı
ve doğayı tehdit eden sorunları çözmenin önündeki en
büyük
engel
kârı
ençoklaştırmaya
dayalı
sömürü
sistemidir. Kapitalizmde sorunları aşmak bu toplumsal
146
yapının iç çelişkileri nedeniyle olanakızdır.
Kapitalist
sistemin
sınırlılığını
sergileyen
ekolojik
sorunları
kapitalist
toplumsal
kurmaktır.
I.D.Laptev*e
belirleyici
itki kâr olmadığından doğa yasaları göz
yapıyı
göre
da
aşmanın
yıkarak
sosyalist
açıkça
yolu,
sosyalizmi
toplumda
ardı edilemez; üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti
ile birlikte uzun erimli planlama insan (toplum) ile
doğa arasında
146
uysal, uyumlu bir ilişkinin kurulması
Enzensberger, çevre sorunlarının en çok kapitalist endüstri
ülkelerini etkilediğini, bunun yalnızca çevresel bozulmanın
çok yüksek olmasından değil, ama aynı zamanda bu ülkelerde
sorunu çözecek eğilim değişiminin önünün tıkalı olmasından
kaynaklandığını
ileri
sürmektedir.
Hans
Magnus
Enzensberger, "Çevrebilim Politikasının Eleştirisi", Dünya
Batıyor mu?r der.ve çev. Sezer ve Orhan Duru, İstanbul,
Soyut Yayınları, 1975, s.130.
90
için tüm ön
göre
de,
ettikleri
koşulları
yüzyılın
sağlamaktadır.
başında
E.Mandel’e
Marksçılarm
"ya sosyalizm ya barbarlık"
ifade
ikilemi bugün
"ya soyalizm ya insanlığın fiziki yok oluşu" biçimine
dönüşmüştür. Bu anlamda insanlık için sosyalizm, her
148
zamankinden daha vazgeçilmez hale gelmiştir,
ona
149
gore.
147
148
149
I.D. Laptev, "Bilimsel-Teknik Devrimin Çevrebilimle ilgili
Yanı", Bilimsel Teknik Devrim ve Sosyalist Toplun, der.
L.V.Golovanov,
çev.Şükrü
Alpagut,
İstanbul,
Konuk
Yayınları, 1980, s.128.
"Çoğulcu ve Çok Partili Sosyalizm", Necdet Saraç’m Ernest
Mandel ile Söyleşisi, Cuniıuriyet Gazetesi, 30 haziran 1991,
s.10.
Bu alt başlık boyunca irdelenen kuramsal çatıya karşın,
sosyalist toplumlarda da çevre kirlenmesi görülmektedir.
(Örnekler için bkz.Tanıl Bora, "Reel Sosyalist Sistem
Çözülürken Çevre Sorunları ve Yeşiller", Mülkiyeliler
Birliği Dergisi, sayı 120 (Haziran 1990), s.39-43) Bu
gerçeklik veri olmakla birlikte bu durum sosyalizmin
ilkelerinin
tümüyle
yaşama
geçirilememesi
ile
açıklanabilir. Bazı Marksistlere göre, sosyalist ülkelerde
çevre sorunları öznel sorunlarla ilgilidir ve kapitalizmin
tersine sosyalizm bu sorunları aşma yeterliliğe sahiptir.
Sweezy, emperyalizmle çevrelenmiş sosyalist toplumlar hızla
gelişmek zorunda olduklarından kaynaklarını çevrenin
korunmasına
ayıramadılar
biçiminde
bir
açıklama
getirmektedir (Bkz."Marxist Views:An Interview with Paul
M.Sweezy", by Y.Watanabe and Y.Wakima, Monthly Review,
Vol.42, No.5 (October 1990), s.10-11) Kimi Marksist
yazarlar
da
çevre
sorunlarının
varlığını,
bazı
yöneticilerin bu sorunları önemsememesi,
personelin
eğitimsizliği, planlamaya karşı hoşnutsuzluk gibi öznel ve
geçici etkenlere bağlamaktadırlar. (Bkz:Fralov, op.cit.,
s.157; Laptev, op.cit., s.135)J.O’Connor ise, sosyalist
ülkelerde çevre sorunlarının nedenlerinin, kapitalist
ülkelerdekinden (bu ülkelerde sorunu açıklayacak tek değiş-
91
Sorunun kaynağı kapitalizm olarak saptanınca,
inanın doğayla ve toplumla ilişkisinde ortaya çıkan
yabancılaşmanın
ortadan
kaldırılması
endüstrileşmeden, endüstriyel üretimden,
için
bilimsel ve
tenolojik gelişmeden vazgeçmek gibi bir çö2üm kabul
edilemez.
Çünkü
sorun,
üretimin
toplumsallığı
ile
mülkiyetin bireyselliğinde düğümlenmektedir. Üretimde
kapitalist nitelik ve kapitalist mülkiyet
yıkıldığında
yabancılaşma
sona
ermiş
ilişkileri
olmaktadır.
Böyle olduğu için, bilimsel ve teknolojik gelişme de
dışlanamaz.
Bilim
ve
teknolojinin
yeniden
örgütlenmesi insanın ve toplumun gelişiminde yepyeni
olanaklar sunacaktır.
Bilim
olarak
ve
ve
teknoloji,
herkesin
Marksizmde,
çıkarı
bilinçli
doğrultusunda
uygulandığında, insanlığın payına düşen emeği en aza
indirmesi
bakımından
gelemiyeceği
hiçbir
önemlidir.
şeyin
Bilimin
olmaması
üstesinden
yaklaşımıyla,
Malthusçu nüfus görüşü de eleştirilmiştir.
Marksizm’in
bu
konudaki
saptamaları
Kaldı ki
Malthus'un
görüşlerinden tümüyle farklıdır.
Marx’a
göre
fazla
nüfus,
emekçilerin,
sermayenin organik bileşiminin değiştirilmesini müra-
ken emeğin sermaye tarafından somürülmesidir) farklı
olduğunu bu nedenle sosyalist ülkelerdeki çevre sorunlarına
siyasi açıklamalar bulunması gerektiğini belirtir. (Bkz:
"Sosyalist Ekoloji:Ne Demektir, Neden Başka Türlüsü
Olamaz?",
Alexander
Cockburn’un
James
O’Connor*la
söyleşisi, Çev.Aydın Pesen, Onbirinci Tez, Sayı II (1991),
s.160-161.
92
kün kılan birikimi
haline
çeviren
ve kendisini
araçları
nispi
üretmesiyle
fazla
nüfus
oluşmaktadır.
Fazla işçi nüfusu, birikimin ya da kapitalist temele
dayanan
zenginliğin
gelişmesinin
zorunlu
bir
ürünüdür. Dahası, kapitalist üretim biçiminin yedek
emek
ordusu
koşuludur.
olduğundan,
Bu
bu
evrensel
üretim
bir
tarzının
varlık
yasası
değil
nüfus
kapitalist üretim biçimine özgü bir nüfus yasasıdır.
Kapitalizmde
bir
işsizler
yedek
bulunur;
bu, fiili nüfus
150
bağımsızdır.
Engels de,
tükettiğinden
daha
vurgulamaktadır.
nüfus
ile
artışının
her
fazlasını
Kapitalizmdeki
fazla
zenginlik
ortadan
kaldırılınca,
düzeyde
yeryüzünün
hem
her
zaman
sınırlarından
yetişkinin
aslında,
üretmekte
olduğunu
çelişki-nispi
arasındaki
ulusal
hem
fazla
karşıtlıkde
evrensel
gücünden yoksun
151
olduğu yolundaki görüşler de yok olacaktır.
Açıktır
çözüm
yolu
çelişki
ki
emek
insanı
ordusu
besleme
Marksizmde
ve
bağlamında
ekolojik
sermaye
ele
sorunlar
arasındaki
alınmaktadır;
bu
ve
sınıfsal
çelişki
ortadan kaldırılmadıkça sorun çözümlenemez.
Marksizmin Yeşil
hareketi
değerlendirmesi
de
bu başat saptaması ile uygunluk göstermektedir. Yeşil
hareketin, barış hareketinin ya da kadın hareketinin,
çıkar
150
151
ya
da
sınıf
kökenli
hareketlerin
dışında
Marx, Kapital, Birinci Cilt, op.elt., s.647-649.
Friedrich Engels, "Aşırı Nüfus Efsanesi: Bir Ekonomi
Politik Eleştirisi Denemesi", Nüfus Sorumı ve Halthus,
op.elt., s.67-68.
93
gelişmesine
bakarak
bunların
sınıf
siyasetinin
ötesine geçtikleri gibi bir yanlış yorum yapılamaz.
Bu hareketleri belirleyen çeşitli
sorunlar,
doğruca
sınıf siyasetine gönderme yapmayı gerektirmektedir.
Çünkü sorunun kaynağı, varlık
ve
sürekli
kârını
sermayedar
kıtlık
sınıf
çeken
yatmaktadır.
artırmanın
ile
emekçi
içinde bulunan
yollarını
arayan
onlara
işgüçlerini
satan
sınıf
arasındaki
çatışmada
Çevresel
ilgi
de
bu
ve
çatışmanın
yansımasıdır. Sorun sözde çoğulcu kapitalist toplumda
çeşitli reformlarla çözülemez. Bir kez kitle iletişim
araçları
üzerinde
anlaşılmasına
çıkarlar
egemen
izin
sınıfın
vermez.
arasındaki
baskısı
Diğer
algılama,
belirlemektedir.
Sözgelimi,
maden
enerjiye
çıkarken,
nükkeer
karşı
gerçeğin
yandan
farklı
soruna
bakışı
işçileri
nükleer
fizikçiler
bu
enerjiyi destekleyecektir. Her iki taraf kendi sınıf
152
çıkarlarının savunucusu olmaktadır.
Öte yandan,
inmeyen
yaklaşım
Yeşil
tarzı
hareketin,
ile
de
sorunun
sorun
köküne
çözümlenemez.
Çünkü eylemleri o günkü sorunu ancak erteleyebilir.
Sözgelimi,
bir
kurulmasını
dirençle
rafinerisinin
engelleyebilir
karşılanan
vazgeçilmesi
152
petrol
ya
da
ama
bir
rafineri
bölgede
daha
az
yerde
kurulacaktır;
projeden
enerji
politikasının
gözden
Pepper, The Roots___ op.cit., s.32-34
94
geçirilmesi başarılamayacaktir.
Marksçı
saptamakla
koşulları
yaklaşım
birlikte,
tüm
Yeşil
bu
hareketi
açısından Marksizmin
eleştirilerinin
yetersizliklerini
doğrulanması
ortaya
kapitalizme
bağlamında
çıkış
yönelik
olumlamak-
tadır. Sorunu çözümleme yetkinliklerinin olamayaca­
ğını da açıkça vurgulamaktadır.
Kaynağında sınıfsal çelişkinin yattığını ileri
sürdükleri
ekolojik
sorunların
gerçekçi
ve
sonul
çözümü için, yeni-Marksçı1ara göre yapılması gereken,
çıkar
tanımının
barış
hareketi
genişletilerek
ve
çevreci
hareketler
toplumsal hareketler arasında
hareketleri
tarihsel
yerleştirme,
Marksçı
emek
bağ
maddeci
kuramın
sorunlarından biri sayılmaktadır.
hareketi
ile
gibi
ilerici
154
kurmaktır.
Bu
kuramın
günümüzdeki
155
içine
temel
Enzensberger, op.cit., s.128. Aynı yazara göre, sorun,
kapitalist üretim biçiminin yıkıcı sonucu olduğundan, Yeşil
hareketin anti-kapitalİst bir öz içermesi kaçınılmazdır.
Ama Alman ve İtalyan faşist rejimlerinin gösterdiği gibi,
anti-kapitalist söylemli burjuva siyasetine bağlı eylem,
kolayca tekelci kapitalizmin çıkarlarının aracı konumuna
gelebilmektedir. Ibid., s.92
154
155
Göran Therborn, "Postaneyi Arkada Bırakırken", 21.Yüzyıl
Eşiğinde..., op.cit., s.91; Killiams, op.cit., s.167-168;
Marksistliği tartışmalı "Ero-komünist" İtalyan Komünist
Partisi*nin, Avrupa Parlamentosu üyesi L.Castellino bu
düşünceyi daha da ileri götürüp "Kızıl", "Yeşil" de olmalı
demektedir. Bkz: Luciana Castellino, "Kızıl Niçin Yeşil de
Olmalıdır?", Ibid., s.372-392.
Raşit Kaya, "Yeşiller Hareketi üzerine Siyasal Değinmeler",
Bilim ve Sanat, Sayı 93 (EylülHKasım 1988), s.10.
95
C. Çevrecilik
Bir düşünsel yaklaşım ve eylem tarzı olarak
çevreciliğin,
hem
tarihsel
biçimlenişi,
günümüzdeki
içeriğinin
oluşumu
Başlangıçta,
çevresel
sorunlar
yaklaşımı
siyasal
belirlerken,
giderek,
olumsuzluklar
karşısındaki
konumu
ve
toplumsal
yapıyla
oldukça
ve
bireyin
ile
toplum
konuları
sorunların
öteki
bu
sorunlar,
tartışma
Çevresel
ilgili
doğa
de
yenidir.
etkileri
toplumsal
ağırlıklı
arasında yer almıştır.
hem
yanında
sorunların
da
çevreciliğin kapsamında bulunması, çevrecilerin kendi
düşünsel
yaklaşımlarını
karşısında
bir
kapitalizmin ve
başka
yol
sosyalizmin
olarak
sunmalarını
sonuçlandırmıştır. Kapitalizmin yarattığı sorunların
ve
tüketim
toplumunun
eleştirisi
çevreciliğin
anti-kapitalist niteliğini belirlemektedir. Eleştiri­
nin düşünsel araçları, ilkin Marksizmden alınmıştır.
Ama çevreciler,
siyasal
sosyalist rejimlerde de ekolojik ve
sorunların bulunduğu noktasından hareketle,
sosyalist rejimleri ve bu rejimlerin kuramsal temeli
olan Marksizmi de eleştirmektedirler.
Bilindiği gibi düşünce akımları, bir yanıyla,
içinde
varlık
ürünüdürler.
buldukları
Bir
önceki
toplumsal
bölümde
koşulların
Yeşil
bir
hareketin
belirdiği toplumsal ortam çözümlenirken bir anlamda
çevreciliği
hazırlayan
koşullar
olmaktadır.
Öte yandan,
düşünce
bir süreçte biçimlenmektedir.
daha
önce
söylenenlerin
da
ifade
akımları
Toplumsal
geliştirilmesi
edilmiş
birikimli
düşünceler,
ya
da
96
eleştirilmesi
vermektedir-
sırasında
Çevrecilik
yapılan
de
katkıyla
birikimli
bir
boy
sürecin
sonunda netleşmiştir.
Güney
Denizinde
yaşayan
bir
kabilenin
kapitalist
Adara
toplumlara bakışını içeren, Göğü Delen
156
Papalagı
adlı kitap çevreci yaklaşımın
/
çağdaş
öncül
metinlerinden
başında
Almanya’da
tüketen,
daha
çok
biridir.
yayımlanan
tüketim
üretim
ilişkileri
içindeki
mekanlarda doğaya hasret
doğanın
çöp
sahip
üreten
bireyin,
sürekli
olmak
kapitalist
dar
beton
yaşamı; betonlaşma
lehine
katli;bireyin
bozulma,yalnızlaşma;
kitapta
maddesine
isteyen ve giderek daha çok
1920’lerin
sosyal
kitle
ilişkilerindeki,
iletişim
araçlarının
insanlar üzerindeki belirleyici etkisi eleştirilmekte
Öte yandan Güneydenizli kabilenin el değmemiş doğanın
parçası
olarak
onunla
uyum
içinde
ve
kendine
yeterliliğe dayalı mutlu yaşamı betimlenmektedir.
İkinci Dünya Savaşının toplumlar ve doğa üze­
rinde yaptığı yıkım, nükleer silahların geliştiril­
mesiyle toptan imhanın olanaklı duruma gelmesi, çevre
kirlenmesinin kitlesel Ölümlere neden olması ve tüm
bu
sorunların
anlaşılması
tüketim
gibi
toplurauyla
etmenler
çevreci
ilişkisinin
açılımın
derinleşmesine neden olmuştur.
Rachel
156
Carson'un,
DDT’nin bitki ve hayvanlar
Göğü Delen Adam/Papalagı, (Erich Schuerman’m sunuşuyla),
çev.Levent Tayla, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988,
passim.
97
kanalıyla
insan yaşamına
anlattığı
Sessiz Bahar
1962*de
yayımlanınca
yaratmıştır.
konusunda
insanın
ayrı
çevre
bir
öldürücü
Spring)
bir
adlı yapıtı
ilgi
ve
panik
etkileri
Carson
doğa
belirtmekte,
vurgulamaktadır.
Cconservation)
etkileri
üzerindeki
yapıttır.
olamayacağını
bütünselliğini
muhafazacı
(Silent
büyük
İnsanın,
uyarıcı
yaptığı
Bu
ve
doğanın
görüşüyle
anlayıştan
daha
ileri
giderek çevreciliğin oluşumuna katkıda bulunmuştur.
Aynı
yıllar,
Frankfurt
Okulu
ve
özellikle
Marcuse’ün tüketim toplumunun köktenci eleştirisini
157
yaptığı
yıllardır.
Marcuse'ün
düşüncelerinden
hareketle çevreciler bir yandan tüketim toplumundaki
toplumsal
ilişkileri
eleştirirken
diğer
yandan
da
doğanın yağmalanması ve atıkların yer bulunamayacak
kadar
çoğalması
gibi
tüketim
toplumunun
çevresel
etkileriyle ilgilenmişlerdir.
Hippilerin
romantik
doğaya
dönüş
felsefesi,
1968 öğrenci hareketinin ileri endüstri toplumuna ve
onun değerlerine karşı başkaldırısı ve eylem tarzı,
çevreci
yaklaşımın
öteki
kaynakları
arasında
sayılabi1ir .
Birleşmiş
Milletlerce
Stockholm Çevre Konferansı,
kalkınma
çabalarının
gelişmiş
ülkelerle
bakışlarının
157
1972’de
çevrenin
korunması
çatışabileceğini,
üçüncü
düzenlenen
bu
dünyanın
ile
anlamda
çevreye
farklı olacağını göstermiştir. Çevreye
Marcuse*ün görüşleri daha önce ele alındığından burada
yinelenmemektedir.
98
ilişkin konuların siyaset ve
ideoloji
ile ilgisini
göstermesi bakımından önemli bir aşamadır. .
Roma Klubü’ne sunulan Büyümenin Sınırları adlı
raporun,
endüstriyel
büyüme
ile
yakın
etkileşim
içinde el aldığı çevre sorunları ve doğal kaynakların
tükenmesi
olgularının,
sürüklemekte
olduğu
insanlığı
yolundaki
tartışma nüfus, kaynaklar,
felakete
savının
üçüncü dünya
yarattığı
ilişkisinde
çevreciliğe malzeme sağlamıştır.
Çevreci
büyüme
ve
yaklaşım,
nüfus
olarak,
artışının
hazırlamakta olduğu
çumhurbaşkanlığı
genel
s a vma
endüstriyel
insanlığın
katılmaktadır.
seçimlerine
sonunu
Fransa’da
çevrecilerin
adayı
olarak katılan René Duraant'a göre sınırlı kaynaklara
karşın sürekli büyüme eğilimi sürdüğünde uygarlığın
158 . . .
yıkılışı kaçınılmazdır.
Ingiliz Yeşil Partisi’nin
önde
gelen
çevrenin
adlarından
J.Porritt
mahvedilmesini
kuşakların
kurban
ve
edilmesini
de
refah
için
geleceğin,
gelecek
’’çılgınlık”
biçiminde
nitelemektedir.
Bununla
sorunlarını
birlikte,
yalnızca
çevre
çevrecilik
kirlenmesi
dünyanın
ya
da
kıt
kaynakların tükenmesi ile sınırlamamaktadır. Açlık ve
kötü
beslenme,
dengenin
158
üçüncü
bozulması,
dünyanın
kararlara
yoksulluğu,
katılımın
doğal
yokluğu,
René Dumont, Dünya Nereye Gidiyor?, Çev.Müntekim Okmen,
İstanbul, Varlık Yayınları, 1974, s.17.
159 Jonathon Porritt, Yeşil Politika, çev.
İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988, s.34.
Alev
Türker,
99
merkezileşme,
silahlanma...
gibi
oldukça
geniş
bir
sorun alanı ve bu arada ekonomik, toplumsal, siyasal
sorunlar çevreciliğin kapsamı içindedir.
Bu sorun alanlarından silahlanma, özellikle de
nükleer
silahlanma
dünyayı
dertlerden
biridir,
silahlardan
arındırılmış
yok
edecek
çevreciliğe
kalıaı
en
göre.
barışın
büyük
Nükleer
sağlandığı
bir dünya için mücadele edilmelidir. Yeşil hareket in,
barış
hareketinin
hareketle
hem
ivmelenip
öznesi
olması,
kitleselliğe
hem
de
ulaşması
bu
bu
nedenlerdir.
Çevreciliğin
"Doğu’yla
ermeden,
düzen
Batı
önemli
düşünürlerinden
arasındaki
silahlanma
Kuzey’le Güney arasında yeni
kurulmadan,
toplumsal
R.Bahro
yarışı
sona
bir ekonomik
adalet
ve
insanın
özgürleşmesi olmadan ekolojik bunalımın çözülemeye­
ceği ” ^
görüşüyle
korumacılığı
Yeşil
çevreai1iğin
olmadığını
hareketinin
saf
bir
vurgulamaktadır.
doğa
İngiliz
ideologlarından A.Adkinson,
"eğer
doğaya daha az tahribkâr yaklaşılacaksa o takdirde
yalnızca
teknik prosesler değil
toplumsal
karar
değiştirilmesi
düşüncesiyle
ilgili
160
oluşturma
gerekecektir"
örtüşen
sorunlara
bundan da Önemlisi
prosesinin
161
biçimde,
derken
toplumsal
temelden
Bahro'nun
yapıyla
değinmektedir. Porritt’in, "Yeşil
Rudolf Bahro, Kızıldan Yeşile, çev. Ali Tükel, İstanbul,
Metis Yayınları, 1990, s.115.
161 Adrian Adkinson "Şu Yeşiller Hareketi...", Bilim ve Sanat,
Sayı 85 (Ocak 1988), s.28.
100
olmanın asgari kriteri" olarak sıraladığı öğeler de
oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır:
-Dünyadaki bütün yaratıklara saygı.
-Dünya
zenginliğinin
bütün
insanlar
arasında
paylaşılması için gönüllülük.
-Materyalizmin ve endüstriyalizm yıkıcı unsurlarının ve
ekonomik büyümedi iğin reddi ve insani ölçülere uygun
teknolojiyle artırılan refah.
-Nükleer olmayan enerji ve savunma stratejileri.
-Kaynak kullanımında gelecek kuşakların hakkının
tanınması.
-Çevrenin korunması.
-Kişisel ve ruhsal gelişime önem verilmesi.
-Toplumun her düzeyinde katılımcı demokrasi.
-Nüfus azalmasının öneminin kavranması.
-Her ırk ve inançtan insan arasında uyum.
-Kendine yeterlijgğe ve merkezi olmayan topluluklara
önem verilmesi.
Çevrecilik,
olarak,
toplumsal
muhafazakar
sorunları
yaklaşımdan
ve
hatta
farklı
bireyin
sorunlarını dünyanın sorunlarıyla birlikte geniş bir
perspektife
kaynaklar
yerleştirmesi
ilişkisinde
de
yanında,
Güney’i
nüfus
değil
ile
Kuzey’i
suçlayan bir çizgidedir. Dünyanmz doğal kaynaklarını
tüketenler
ve
dünyayı
en
çok
kirletenler,
aradaki
nüfus farkına karşın Güney'in yoksul ülkeleri değil,
163
Kuzey'in zengin ülkeleridir.
Kuzey toplumları,
162
Porritt, op.cit., s.25
Bkz: E.F.Schumacher, Küçük Güzeldir, 2.Baskı, çev. Osman
Deniztekin, İstanbul, Cep Kitapları, 1989, s.19 ; Dumont,
101
yararlılığın değil
kârın ençoklaştırılmasına dayalı
tüketim toplumlarıdır. Bu
nedenle
nüfus
önce,
artışı
önlenmeden
yoksul
Kuzey
ülkelerde
ile
Güney
arasındaki sömürü ve bağımlılık ilişkilerinin ortadan
kaldırıldığı farklı bir uluslararası iklim oluşturul­
malıdır.
Kuzey-Güney
ekolojik
krizin
Özellikle
Bahro
yapmıştır.
çelişkisi,
önemli
bu
ve
Kuzey,
ihtiyaçları
konuda
tüketimi
benimsemeli
endüstrileşmemek
ile
ayrıntılı
göre,
biridir.
çözümlemeler
“yanlış mallar”m
aşırı
164
yaratıcısıdır.
krizin
esas alan bir üretim anlayışını
ve
küçültmelidirî
Kuzey*deki
nedenlerinden
Ona göre Kuzey,
üretim
çevreciliğe
üretim
yani
Kuzey
aygıtını
endüstrileşmek
(de-industrialize)
gelişme
ve
büyütmeyip
rekabet
yerine
165
zorundadır.
azalınca
Güney’in
kaynaklarına olan istem gerileyecektir. Güney, uygun
teknoloji
gibi
gereksinmelerinin
karşılanmasına
yönelik dayanışma ile de yoksulluktan kurtarılacak­
tır.
Bahro’ya
göre,
Kuzey-Güney
çelişkisini
de
op.cit. » s.44; René Dumont, Oçurumun Kıyısındaki Dünyamız,
çev. Samih Tiryakioğlu, İstanbul, Varlık Yayınları, 1979,
s.40-44 ; Porritt, op.cit-, s.37.
164
165
M.R.Redclift, "Marxism and the Environment: A View From the
Periphery", Political Action and Social Identity,eds.Gareth
Rees et al.,London, The MacMillan Press, 1985, s.206.
Rudolf Bahro, Nasıl Sosyalizm? Hangi Yeşil? Ne için
Sanayi?, der. ve çev. Tanıl Bora, İstanbul, Ayrıntı
Yayınları, 1989, 3.78.
\
102
belirleyen ve bu anlamda ekolojik bunalımın kaynağını
oluşturan, kârı ençoklaştırmaya dayalı kapitalizmdir.
Bahro çözümlemelerini, bu temel nedenin
(kapitalizm)
ortadan kaldırılması doğrultusunda gelişmektedir. Ona
göre ekolojik bunalım proleteryanm yapamadığı yapıp
kapitalizmin sonunu hazırlayacaktır. Çünkü kapitaliz­
min temel sınıfsal çelişkisi, giderek üst üste binen
Doğu-Batı,
Kuzey-Güney ve
insan-doğa
çelişkisi
ile
ikinci plana itilmiş bulunmaktadır.
Tümüyle idealist bir çizgide yer almadan önce,
başlangıçtaki
"radikal”
çevreciliğin
"sol"
bulunmuştur.
kapitalizm
diyalektiği
açılımlarıyla
kanadının
İşte
bu
var
oluşmasına
dönemdeki
yıkılmalıdır,
olan
ama
Bahro,
katkıda
görüşlerine
sınıf
sorunların
göre,
mücadelesinin
çözümlenmesinde
yetersiz kalmaktadır: "Frankfurt havaalanına yeni bir
pistin
eklenmesinde
işçinin
mi
daha
küçük
fazla
girişimcinin
çıkarı
mi,
olduğunu
yoksa
söylemek
zor dur.166
Bugünı proleteryanm devrimci mücadelesi gibi
bir
"sınıfsal
durumdayız;
perspektife
bu
sorunları
çözemeyecek
bir
yaklaşım,
hasretmek"
çelişkilerinin
bunalım,
konum"la
gücü,
"hayali
bir
16V
olacaktır.
Kapitalizmin
anlaşılmasını
sağlayan
sınıfsal çıkarlardan daha kapsamlı
ekolojik
"hayati
çıkarları" göz önünde bulundurmayı ve buna uygun ola166
167
Bahro, Kızıldan Yeşile, op.cit., s.170.
Bahro Hasıl..., op.cit., s.87.
103
rak daha kapsamlı
bir örgütlenme
içinde mücadeleyi
zorunlu kulmaktadır. Bu nedenle "alternatif güçleri"
biraraya
getirecek
örgütleyici
etken
Özel
bir
sınıfsal
çıkar değil, insanlığın uzun vadeli ortak
168
çıkarlarıdır.
Kapitalist
sistemin
yarattığı
çelişkilerin çeşitliliğini bir arada harekete geçire­
cek olan,
özgül
sınıf
temeline dayanmayan mücadele
güçlerini bütünleştiren Yeşil örgütlenmedir. Mücadele
yurttaş
girişimleri
ile
nükleer
santral,
otoyol,
havaalanı gibi yatırımların engellenmesi; emekçilerin
karar süreçlerine katılımı; tüketicinin hakkını arar
duruma
gelmesi;
silahlanmaya
169
alanlarda südürülecektir.
Bahro'nun
kaldırılması
düşüncesinde
ile kurulacak
sosyalizm"den
sisteminin,
karşı
farklıdır.
onun
eylemler
kapitalizmin
"yeni
"Yeni
ortadan
sosyalizm",
sosyalizm"
geleneksel
gibi
"reel
endüstri
işbölümünün
devamı
olmamalı, ondan kopuş olmalı, ona almaşık olmalıdır.
Çevreciliğin
sosyalist
artışını
daha
çok.
üretim
kapitalizme
sürecine
yüceltmesi
Üretici
de
karşı
bağlamında
güçlerin
olduğu
olması,
ortaya
üretim
çıkmaktadır
büyümesini
sosyalizm bu anlamda kapitalizmden
kadar,
farklı
alkışlayan
değildir.
İkisi de büyümeye dayalıdır ve her ikisi de çağımız
sorunlarını çözmek bir yana açmaza sürüklemektedir.
Bu durumda
166
uygarlığın temel kavramlarının öncelikle
Ibid., s.91.
169 Ibid., s.83-84
104
de
günümüz
teknolojisine
değiştirmek
dayalı
gerekmektedir.
üretim
sürecini
Schumacher'in
Küçük
Güzeldir adlı yapıtı, çevreciliğe bu alanda büyük bir
kuramsal katkı sağlamıştır.
Ekonomik
etmeyip
farklı
işletmeler
yasaların
değer
ve
doğuracağı
«insan
yüzlü
bir
üzere
"orta
ölçekli
evrenselliğini
amaçların
görüşünü
teknolojiye"
farklı
savunan
aynı
teknolojiye"
kabul
ekonomik
Schumacher,
anlama
dayalı
gelmek
"küçük
işletmeler" önermektedir.
Çünkü günümüz teknolojisi iş yükünü hafifletip
boş zamanı artırmamış tersine, daha yorucu ve gergin
bir yaşam tarzı yaratmış, ustalık isteyen işleri
yok
etmiş, bireyin işten aldığı doyumu ortadan kaldırmış,
emeği
dolayısıyla
teknoloji
.. .. 170
insanlık dışı bir çehreye bürünmüştür.
Schumacher,
iç
yabancılaştırmış,
bünyesi
bakımından
yenilenemez
kaynakları
teknolojisi"
yerine,
çok yararı
çevrebilim
kullanımında
sağlayan,
tüketen
çevreyi
bozan,
"kitlesel
üretim
çağdaş bilgi ve deneyimden en
âdem-i
yasalarına
özenli
zorba,
ve
merkeziyetçiliğe
uygun,
kıt
insani,
makinanm
açık,
kaynakların
kölesi
değil,
ona hizmet etmeye yönelik kılan "kitlelerin
171 „
üretimi teknolojisi"ni önermektedir.
Buna "orta
teknoloji" adını vermektedir.
Bu teknolojiye dayalı üretim süreci mantıksal-
170
Schumacher, op.cit., s.112-114
171 Ibid., s.116-117
105
bilinçsel
bir
teknolojiye
"sağduyu”
sorunlarını
"maddenin
değişimle
çözmek
meşru
indirmektir.
mümkündür.
egemen
"Üretim
insanın
mantığının"
iç
gerekmektedir;
şeylere
tavır
(maddi
takınma
benimsemelidir,
gösterici
ve
gereken
denetim
yarar
ona
Bu
vermesi
getirecek
kullandığı)
göre.
Yol
teknoloji değil,
"insanlığın
172
w
geleneksel bilgeliği"dir.
Kısaca, insanın değerler
sistemi
bilim
düzen
anlamında
"basiret1i1iği"
günümüz
denetlenemez.
çeki
ve
ikinciliğe"
kendisi
güçler
dünyasına
insanlar
karşı
Yapılması
birincilikten
altına alınmaksızın yıkıcı
nedenle
olmadıkça
olanaksızdır.
yerini
Bilim
"basiretli1ik"
lehine değişime uğrama1ıdır;
bu durumda insan ve doğayla barışık farklı ekonomik
işletmeler belirecektir.
Bahro
çizgisiyle,
yönündeki
da
sonradan
benimsediği
Schumacher‘in bilinçsel-kültürel değişim
görüşlerine
yaklaşımıyla,
kapitalizmi
yaklaşmıştır.
ekolojik
uygarlığı"dır.
ile
korumacılık
aygıtını genişletmeye yaramaktadır.
İmhacılığın
unsuruna
endüstrileşmeden
172
173
kaynağını
kadar
Ibid., s.221-222
Bahro, Nasıl__, op.cit., s.142„
da
173
insan
görüren
vazgeçmenin
nedeni
Yıkılması
karakteri
Çevre
Bahro
bunalımın
sorgulamamaktadır.
imhacı-yayı1maçı
iktidar
"ruhani"
bu
yeni
olarak
gereken
"endüstri
dev
endüstri
psikolojisindeki
Bahro,
yalnızca
de doğanın yok edilme-
106
sini
önleyemeyeceğini
Schumacher
gibi
bir değişimi
kurtuluş
174
zorunlu görmektedir.
Endüstri uygarlığından
için
düşüncede,
tulmak
savunmakta,
bilinçte
için
insanın
çevresini
dönüştürmesi
kur­
yetmez,
hayat ve çevre bütünlüğünün parçası olan kendi ruhsal
yanını
dönüştürmelidir.
Ruhani,
dinsel,
cemaat
eksenli, "ortaklaşacı-komünal, kendini âdem-i merkezi
175
olarak yeniden üreten yeni bir toplum"
öngörmekte­
dir. Var olan teknolojileri ve endüstri uygarlığını
yadsıyan
bu
toplumu,
"ekolojik
barış"
(ökopax)
toplumu olarak adlandırmaktadır.
Porritt
de
insanların
bilinçlerinde
ruhsal
olana
daha fazla önem veren bir değişim olmazsa
...
. t l
, 176 ^
yaşamın suregıdemeyecegını belirterek
benzer bir
sonuca ulaşmaktadır.
Ekolojik
düşünsel
sorunların
bir
düşüncelerle,
değişimi
sorunu
çözümünde
öngören
belirleyen
bilinçsel-
bu
maddi
idealist
unsurların,
üretim tarzının değişimini öngören köktenci yaklaşıma
bakarak
çevrecilikte
bir
ayrılmanın
olduğu
ileri
sürülebilir. Pepper, bu ayrılmayı "Red Green" (Kızıl
Yeşil) ile "Gren Green" (Yeşil Yeşil) biçiminde ifade
etmektedir.
Farklılık
değişimin
itici
güçlerinin
ne
olacağı konusundadır. İdealistlerde değişme, düşünsel
174
Bahro, Kızıldan Yeşile, op.cit., s.195-196.
175 Bahro, Nasıl— , op.cit., s.143
176
Poritt, op.cit., s.200.
107
gelişmenin sonuçları olarak ele alınmaktadır.
ve davranışlarda doğayı ve
maddi
olandan,
a l man
üretim
tinsel
sürecinden
bi1inçsel-kültürel
bir
Değer
olanı gözeten ve
özerk
olarak
değişme
ele
zorunlu
görülmektedir. Buna karşılık "Red Green"ler idealist
olmaktan
maddi
çok
maddecidirler.
unsurlara,
kısaca,
Değişmenin
üretim
itici
tarzına
gücü
bağlıdır.
Toplumsal değişimi etkileyen baskın düşünceler, Özerk
biçimde
düşünsel
süreçlerden
türetilemez.
Bunlara
göre, tüketim toplumuna karşı olmak kapitalizme karşı
olmak anlamına gelir; çevresel ve toplumsal çıkmazdan
sorumlu
olan
ekolojik
kapitalizmdir.
denge
kaldırılmalıdır.
değişim,
Bu
isteniyorsa,
Kaldı
ki
nedenle,
kapitalizm
değerlerde,
kapitalist üretim
barış
ve
ortadan
bilinçte
bir
ilişkilerinin varlığında
mümkün olamaz. Böyle bir değişmeye, sosyalist ilkeler
üzerine kurulan
yani maddi
177
bir değişimle birlikte ulaşılabilir.
Köktenci
bir toplumda,
çevreci
yaklaşım
temeldeki
Güney-Kuzey
çelişkisinin Güney*in yararına çözümünü önermektedirBunun için uluslararası
iklimin değiştirilmesini
üçüncü dünyanın OPEC benzeri
177
örgütlenmeleri
ve
gerçek-
Pepper, "Determinism...", op.cit., s.15-17. Pepper’e göre
"Red
Green"ler
işçi
sınıfının
kapitalizmi
yıkma
mücadelesini benimserler.(Bkz.Ibid.) Oysa çevreciliği
Marksizmden ayıran en önemli fark budur: Çevreciler
kapitalizmde temel çelişkinin değiştiği, bu nedenle klasik
sınıf siyasetinin sürdürülemeyeceği inancındadırlar. Emek
ile sermaye çelişkisine dayalı işçi ¡sınıfı mücadelesini
benimseyen, çevreci değil Marksçıdır. Çevrecinin ’’rengi"
bununla belirlenemez.
108
leştirmesini
basan
istemektedir.
çevreciler
birlikte
çözüm
de
İdealist
Kuzey*i
olarak,
daha
niteliği
sorgulamakta,
çok
endüstri
ağır
bununla
ve
daha
büyük ölçeğin üçüncü dünyayı çıkışı olmayan bir yola
görüreceği
düşüncesiyle,
onlar
üretim
mantığının
değiştirilmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar.
Schumacher,
1980*1i yılların
ortasında
çizgisiyle Bahro ve Porritt gibi yazarlar
yaklaşımı
temsil
Dumont’un
ve
etmektedir.
"sosyalist"
terketmeden
önceki
görülmektedir.
Anc&k
belirmemektedir.
yapıtlarına
Köktenci
bu
ayrılma
Çevreciliğe
yer
yer
idealist
yaklaşım
düşüncelerini
Bahro*nun
yeni
ise
tümüyle
yapıtlarında
tam
bağlı
bir
netlikle
her
yazarın
idealistik
öğeler
yansıyabilmektedir. Bahro örneğinin gösterdiği
gibi
tümüyle idealizme yöneliş olasılığı da bulunmaktadır.
Bu
durumda
asıl
belirleyici
olan
çevreciler
arasındaki bir ayrılmadan çok muhafazakâr ve Marksçı
yaklaşımlarla arasındaki
farklılıklardır.
Kısaca ve
önceki bölümler ışığında bir karşılaştırma yapılması
bu açıdan önem taşımaktadır.
Muhafazakârlar ve çevreciler gelecek konusunda
karamsardırlar; dünya yok
olmak
tehlikesiyle
karşı
karşıyadır. Marksçılar ise geleceğe yönelik belirli
bir
iyimserlik
içindedirler,
bilimin,
"yeni"
sorunlara "yeni" çözümler üretilebileceği kanısındadırlar.
Marksizmde ekolojik
sorunların da kaynağında
sınıfsal çelişki vardır. Çevrecilikte sorun, sınıfsal
çelişkiyi aşar;
söz konusu olan yaşara çıkarlarıdır.
109
Muhafazakâr
nüfustaki
yaklaşımda
büyümededir;
ise
sorun
sınıfla,
ekonomide
çıkarla
bir
ve
ilgisi
yoktur.
Marksçılar
kapitalizmin
genel
sorunlarıyla
ilgilenirken ekolojik sorunları da bu sorun yığınına
katmakta,
ekolojik
başarılara
çözümü
sorunların
ulaşmanın
rejim
mümkün
değişiminde
çözümü
gibi
olmadığını
kısmi
söylemekte,
bulmaktadırlar.
Köktenci
çevrecilerin yaklaşımı kısmen kapitalizmi sorgulamak­
taysa da bu ne bir bütünsellik ne de sorunun çözümü
yönteminde
bir
"kapitalizm
gerçeklik
ortadan
taşımaktadır;
çünkü
kaldırılmalıdır"
demek,
kapital izmi ortadan kaldıracak yetkini ikte bir "güç"
ve
mücadele
yöntemi
bulunmadan
bunu
başarmaya
yetmemektedir. Onların önerileri iyi niyet dilekleri
olarak kalmaktadır.
Muhafazakâr
kapitalist
gibi
üretim
içsel
yaklaşım
tarzını
tutarlılığı
sorunun
sürdürmek
bile
olmayan
çözümünü
ama
ve
büyümemek
bu
yüzden
gerçekte kapitalist ideolojinin "vitrinini” düzeltme­
ye
çalışan
yaklaşım
bir
niteliktedir.
toplumsal
mantığının ve
insan
temelden
ahlakının,
İdealist
soyutladığı,
bilincinin
çevreci
büyüme
değişimi
biçimindeki çözüm önerisiyle muhafazakârlara yaklaş­
makta , aynı
zamanda
da
bu
değişimin
maddi
temel i
olmadığından köktenciler gibi iyi niyet açıklamasında
bulunmuş olmaktadır.
Buna
karşılık,
çevreciliğin
Kuzey-Güney
çelişkisinde Kuzey1i sorgulaması çevreciliği muhafa­
zakârlıktan ayırmaktadır.
110
Marksizmin
sınıfsal
çözümlemesini
eleştiren
çevreciler, mücadelenin gücü, dinamiği olarak emekçi
sığıfı değil, özgül bir sınıf temeline dayanmadığını
iddia ettikleri Yeşil hareketi görmektedirler.
Son olarak, günümüz sorunlarının nedeni olarak
gördükleri
bakan
bilim
ve
teknolojik
muhafazakârların
gelişmeye
yaklaşımı
ile
olumsuz
çeyreciliğin,
üretici güçlerin büyümesini engelleyecek orta ölçekli
bir teknolojiyle üretim
Marksizm
bilimsel
sürdürülmesinden
toplumun
süreci
ve
yanadır.
geliştirilmesi
bilimsel
ve
teknolojik
önerisinin
teknolojik
gelişmenin
Çünkü
kâr
için
için
seferber
değişim,
tersine,
bu
değil
de
edilecek
amacın
gerçekleştirilmesinde yepyeni olanaklar sunmaktadır.
Önemli olan bilim ve teknolojinin hangi amaca hizmet
ettiği
ve
buna
uygun
olarak
örgütlenmesidir.
Marksizmin iyimserliği de bu noktada düğümlenmektedir
111
İKİNCİ BÖLÜM
h a jr je e :
j5t x ^ î
JRARTİJLK^JfE:
Y^KSfîI.
OJ5STAMX
l/£
P A R T İ
I. YEŞİL HAREKETİN BİLEŞENLERİ; YENİ TOPLUMSAL
HAREKETLER
Toplumsal
kamusal
hareket,
alandaki
Kollektif
eylem,
adaletsizliğe
katılanlar,
bir
kollektif
geniş
karşı
toplumsal
devletten
bağımsız
eylemi
anlamda
bir
ifade
ve
eder.
soruna,
biçimlenmektedir.
konum
olan
bir
Harekete
kültürel
kimlik
yoksunluğunun getirdiği adaletsizlik duygusuna karşı
saldırıya
ya
da
savunmaya
dönük
bir
seferberlik
içindedirler.1 Bir başka deyişle, toplumsal hareket,
içinde var olduğu toplumun değişmesini özendirmeye ya
da değişime direnmeye yöneliktir.
kurum ve kuralların yeni
bir tepkinin,
herhangi
bir
değişim
2
Değişime direnç,
biçimler almasına duyulan
istemi
alanındaki
ise toplumsal
işleyişten
yapının
duyulan
hoşnutsuzluğun ve almaşık kurum ve kuralların üretil­
1 Marta Fuantes ve Gunter Frank, "Toplumsal Hareketler üzerine
On Tez", çev. Ahmet Gürata ve Tanıl Bora, Birikim, Sayı.16
(Ağustos 1990), s.31.
2
Tom Bottomore, Siyaset Sosyolojisi,
İstanbul, Teoiri Yayınları, 1987, s.22.
çev.
Erol
Mutlu,
112
mesi isteğinin varlığını gösterir. Toplumsal hareket
işte böylesi bir zemin üzerinde yükselmektedir.
Toplumsal hareketlerin 1970*1i yıllarda ortaya
çıkan
biçimlerini,
nedeniyle
sahip
öncekilerden,
düşüncesi,
bunların
oldukları
"eski"
"yeni
farklılıklar
lerinden
toplumsal
ayırma
hareketler”
adıyla anılmasına neden olmuştur.
Yeni toplumsal hareketleri çözümleyen C.Offe,
tümüne "siyasal paradigma" dediği sorunlar, değerler,
aktörler ve eylem tarzları
yeni
toplumsal
ölçütlerini
hareketlerin
paradigmanın
değiştiğini
paradigmada
sorunlar,
kullanmakta,
biçimlendiği
siyasal
belirtmektedir.
ekonomik
büyüme,
Eski
bölüşüm,
askeri ve toplumsal güvenlik, toplumsal denetim iken,
yeni paradigmada barışın, çevrenin, insan haklarının
korunması,
üretim
edilmesi,
kültürel
sorunlarıdır.
sürecindeki
ve
Yeni
temelinde
biraraya
değildir;
sorumluluk
kazanmıştır.
Offe’a
yabancılaşmanın
etnik
miraslar
paradigmada
gelen
ve
kimlik
aktörler,
çıkar
sosyo-ekonomik
yükleyici
göre
gruplar
kollektiflik
sınıfsal
belirleyici olmamakla birlikte,
yok
Önem
mensubiyet
daha çok orta sınıf
üyeleri ile Öğrenci, ev kadını gibi işgücü pazarının
dışında yer alanlardan oluşur.
maddi
yerini,
süreçlerin
kişisel
güvenliği
özerklik
ve
Kişisel tüketimin ve
biçimindeki
kimlik,
değerlerin
kendi
kendini
yönetim, yardımlaşma ile denetim ve bürokratikleşmeye
muhalefet almıştır. Örgütlülüğü ve eylemi belirleyen,
eski paradigmada,
biçimsel yapılanma,
temsil,
ortak
çıkarlar, çoğunluk yönetimiyken; yeni paradigmada bu,
113
biçimsel olmayan yapılanma, geçicilik,
eyleme
geçme,
olması,
hiçbir
yatay
ve
eşitlikçilik,
yer,
dur,
kendiliğinden
dikey
farklılaşmanın
düşük
olumsuz
terimlerle
(asla,
dondur...)
ifade
edilen
protesto
siyaset idir.^
Toplumsal hareketlerin özelliklerini saptayan
Fuantes ve Frank, bazı yeni özelliklere sahip olsalar
bile, bunlar yeni sayılamazlar dedikten sonra, barış
ve ekoloji hareketi
geldiğinden
"yeni"
ulaşırlar.
"yeni"
o.larak
Onlara
gereksinimlere
nitelenebilir,
göre,
bugünkü
karşılık
noktasına
toplumsal
hareketlerin yeniliği; Örgütsel kapasite ve önderliği
önceki
hareket
sınıfa
özgü
ve
örgütlerden
olmaları
devralmaları,
ve
ayrıca
4
insanı seferber edebilmeleridir.
çok
fazla
orta
sayıda
A.Melucci, çağdaş kollektif eylemin, toplumsal
alanda
yeni
bireysel
karşı
ya
da
çıkış
kollektif
biçimleri
oluşturduğunu,
yaşamın
teknokratikleş-
mesine, teknokratik bir güç tarafından belirlenmesine
karşı, buna ters düşen kimlik anlamları ve tanımları
yarattığını vurgulamaktadır. Çağdaş kollektif eylem,
yeni
ilişki
ağları
kurmakta,
almaşık
çerçeveleri oluşturmakta ve denemekte,
kodlarının
açığa
"akıldışılıklarım
çıkarmakta,
ve
eylemlerini bu
duygu
başat kültür
kısmî 1iklerini"
kodları rahatsız
^ Claus Offe, "New Social Movements: Challenging the Boundaries
of Institutional Politics" Social Research, Vol. 52, No.4
(Winter 1985), s.828-832.
4
Fuantes ve Frank, op-cit-, s.29-30.
114
edici, onları tersine çeviren, olumsuzlayan sembolik
5
karşı çıkışlarla gerçekleştirmektedir.
Gerçekten de, çevre korumacı, anti-nükleer ve
barış hareketleri, nükleer güç, çevre sorunları, tüm
canlı yaşamı yok edebilecek topyekün bir savaş gibi
görece "yeni"ligi bulunan sorun ya da gereksinimler
çerçevesinde;
daha
çok
küçük
burjuva
kökenlilerin
seferber olduğu; esnek bir örgütlülüğe ve dayanışma,
katılım,
almaşık
kendi
kendini
ilişkiler
ve
yönetim
eylem
ilkelerine
biçimleri
dayalı;
deneyen
yeni
toplumsal hareketlerdir.
Burada çevreci
niteliği
hareketin üyelerinin sınıfsal
bakımından
kavramsal
bir
netleştirmenin
temel
belirleyicisi,
yapılması gerekmektedir.
Toplumsal
bir
sınıfın
üretim araçlarıyla olan ilişkidir. Kapitalist üretim
tarzında,
üretim
araçlarına
olmayanlar
iki temel
dışında,
üretim
belirlemediği,
çıkarlar
sınıfı
sahip
oluştururlar.
araçlarıyla
olan
olanlarla
Bunların
ilişkinin
bu nedenle sınıf olmayan ama belirli
çevresinde
toplanmış
katmanlar
vardır.
Örneğin, devlet memurları, büro çalışanları, uzmanlık
isteyen
meslek
katmandır.
Bu
mensupları,
katman
Marksçı
zanaatkarlar
bir
terminolojide
küçük
burjuvazi adıyla anılır.
Öte yandan, bazı toplumbilimciler bu katmana
5
Alberto Melucci, "Toplumsal Hareketler ve Gündelik Yaşamın
Demokratikleşmesi", Birikim, Sayı 24 (Nisan 1991), s.56-58.
115
orta
sınıf
adını
vermektedirler.
Onların
ayırımlarında iki temel sınıfın birine ya da ötekine
yakın olabilme durumu, bunun nedenleri ve buna bağlı
olarak ideolojik yönelimleri belirsiz olduğundan, bir
yeğleme olarak küçük burjavazi terimi benimsenmiştir.
Küçük burjuvazi, Povlantzas’a göre, hem küçük
mülk
ve
küçük
bürokrasisinde
maaşlıları
sermaye
ya
ve
da
sahiplerini,
özel
bir
memurları
hem
de
devlet
kuruluşta
çalışan
kapsamaktadır.
Dikkat
edilirse, küçük burjuvazi iki bölümden oluşmaktadır:
a)
Geleneksel
(zanaatkarlar)
kapitalist
küçük
burjuva,
ve küçük
üretim
mülk
küçük
üreticiler
sahipleridir.
ilişkileri
Bunlar,
içinde
giderek
konumlarını yitirmektedirler, b) Yeni küçük burjuva,
üretici olmayan maaşlılar, memurlar ve avukat, doktor
gibi uzman meslek
sahipleridir.
Ekonomik
ilişkiler
açısından küçük burjuvalar, farklı konumda bulunuyor
olsalar da siyasal ve ideolojik bakımdan aynı çizgide
yer
almaktadırlar.
ilişkilerinde
küçük
proleteryanm
bir
İki
temel
burjuvazi,
bölümü
sınıfta
burjuvazinin
olan
ve
olamamakta,
farklı
ve
7
bütünleşmiş bix\ katman niteliği kazanmaktadır. Küçük
burjuvazinin özellik ve eğilimleri
bütünleşmelerini
Mills’in kavramlaştırmasmda ise bu katman, ’’beyaz yakalılar
olarak anılır. (Bkz. Wright Mills, Hhite Color: The American
Middle Classes,. New York, Oxford University Press, 1951.)
7
Nicos Poulantzas, Les Classes Sociales Dans le Kapitalisme
Aujord’hui, Paris, Seuil, 1974, s.220, 305*den aktaran: Can
Hamamcı,
’’Merkezi
Yönetim
Yerel
Yönetim
Ekseninde
Belediyelerimizin Yapısı ve Demokratikleşme Eğilimi/'
(Yayımlanmamış Doktora Tezi, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi,
1981), s.147-148.
116
sağlamaktadır.
Zaman
zaman
burjuvazinin
ya
da
proleteryanm siyasal eğilimlerine yakınlık duymakta,
kendi aralarındaki ileşitim iğreti olduğundan siyasal
örgütlenmeleri
kapitalizmin
olabildikleri
güç olmaktadır.
yarattığı
gibi,
Tekelci
kapitalizme,
haksızlıklara
sosyalizme
karşı
de
karşı
8
olabilmektedirler.
Geleneksel küçük burjuvazi, küçük mülk sahibi
ya
da
küçük
üretici
olduğundan
çıkarları
çevrenin
korunması istemiyle çelişebilecektir. Küçük mülkünün
yıkılıp
küçük
çok katlı
bina yapılmasını
işletmesinde
bulunması
çevreye
durumunda
zarar
çevrenin
istemesi
veren
ya
da
etkinlikte
korunması
istemine
kuşkuyla yaklaşacaktır. Oysa, yeni küçük burjuvazinin
böyle kaygıları yoktur.
Küçük mülke
sahip olanları
bulunsa da, eğitim düzeyi yükseldikçe nitelikli bir
çevrede yaşamak istemiyle çabuk bütünleşebilecektir.
Bu nedenle, iyi eğitim görmüş, geliri görece yüksek,
hizmet sektöründe çalışan yeni küçük burjuvazi Veşil
hareketin tabanını oluşturmaktadır.
A. Çevre Korumacı Hareket
Çevre
korumacı
hareketin
yükselmesi,
yaygın
destek bulması çevre sorunlarına karşı kamuoyunun
8
Bahattin Akşit, "Sanayide Küçük üreticiler ve İdeoloji",
Sanayide Küçük üretim, Ankara, Mimarlar Odası Yayını, 1978,
s.101-102’den aktaran: Hamamcı, op.cit., s.148.
117
ilgisinin artmasına koşut olmuştur. 1960*11 yılların
ikinci
yarısıyla
kurulmasında,
sayısal
olduğu
birlikte
çevreci
artış
grupların
görülmüştür.
üzere,
çevreci
bu yıllar,
örgütlerin
oluşmasında
Daha
çevre
önce
önemli
belirtilmiş
sorunlarının
canlı
yaşamı çıplak gözle görülecek ölçüde etkilemesiyle,
ileri
endüstri
ülkeleri
kamuoyları
duyarlılığının
yükseldiği yıllar olmuştur.
Çevre
sorunlarının
yapabileceği
birinci
etkileri
bölümünde
olmadığı
konu
sözü
ölçüde
canlı
yaşama
alan
edilen
ve
bu
yığınsal
yılların başında,
basında çevre
ve
ile
siyasal
daha
bir
1960*lı yılların sonu
ve
çalışmanın
yapıtlar
karşılanmaktaydı.
yer
yaptığı
önce
ilgiyle
ile 1970*li
sorunlarına
ayrılan
makalelerin sayısında da önemli artışlar
9 gerçekleşti. Ote yandan hükümet kurum ve kuruluşları
partiler
çevre
konusundaki
istemlere
yanıt üretme çabasında olmadılır; gelişmenin dışında
kaldılar.
Yerel,
etkileri
olan
ulusal
çevresel
ya
da
uluslararası
sorunların
ölçekte
duyumsanmasıyla,
yurttaşlar, karar sahiplerini harekete geçirmek için
girişimde
yaşamlarını
bulundular.
doğrudan
Bu,
aynı
ilgilendiren
zamanda,
bir
kendi
konuda
kararlara katılamayan yurttaşların seslerini duyurma,
girişimiydi. Çevreci gruplar bu süreçte oluştular ve
9
Bu konuda bakınız: Francis Sandbach, ”A Further Look at the
Environment as a Political Issue”, International Journal of
Environmental Studies, Vol.12 (1978), s.100.
118
eyleme geçtiler.
Yurttaşlar
kirliliği,
hava,
yabanıl
su,
toprak
yaşamın
ve
gürültü
korunması,
otoyol,
havalimanı yapılması ve bu yapıların yaşam çevresini
bozması, yeşil alanların çoğaltılması
gündeme getirmek,
örgütlendiler,
gibi
konuları
tartışmak amacıyla biraraya gelip
kamuoyunun
ilgisini
çekmek
için
eylemler yaptılar. Sözgelimi, Fransa’da Torrey Canyon
adlı
petrol
tankerinin
1967*de
Manş
denizinde
uğradığı kazanın yarattığı deniz kirliliği,
çevreci
grupların
Vanoise
Ulusal
oluşmasına
Parkı’n m
neden
oldu;
kurtarılması
1969’da
için
Fransa
Koruma Dernekleri Federasyonu başarılı
Doğayı
bir kampanya
yürüttü; Larzac’ta (Fransa) askeri bir üs yapımı için
köylülerin
topraklarının
kamulaştırılmasına
karşı
1973’de bir gösteri düzenlendi. Gösteri yerel ölçeği
aşıp ulusal düzeyde bir çevresel ilgi yarattı. Yine
bu
ülkede,
doğa
korumacılar,
taşıt
sürücüleri
ve
fiziksel özürlü yurttaşlar sorunlarını yansıtabilmek
amacıyla
1974'de
SOS-Environnement
adı
altında
örgütlendi 1er.
Almanya'da
başında
çevreci
’’yurttaş
girişimi”
biçiminde oluşmuştur.
da
bölgesel
çevrelerine
yapıya
ettikleri
1970!lerin
sorunlarını,
ilişkin
istemlerini,
gevşek
örgütlerdir.
yerel ya
kendi
yaşama
hiyerarşik
örgütlenmelerle
Yurttaş
hemen
(Bürgerinitiative)
Yurttaş girişimleri,
çevre
dayanmayan,
gruplar
girişimleri
bir
ifade
hava
kirliliği, trafik, nükleer güç tesisinin yapımı gibi
çeşitli
konularda
bir
bildiri
ya
da
açıklamayla
119
kuruluyor
ve
çeşitli
protesto
etkinliklerinde
bulunuluyordu. Örneğin: Berlin’in bir mahallesi olan
Zehlendorf'da, "Zehlendorf Kent Merkezinin Korunması
Yurttaş Girişimi",
projesini
kent merkezinin
engellemek,
amacıyla
oluştu.
kentinde
NATO'ya
kullandığı
10
yaşam
Aşağı
bağlı
bobma
trafiğe
çevresine
Saksonya
İngiliz
atış
açılması
sahip
eyaleti
çıkmak
Northorn
Hava
Kuvvetlerinin
alanından
rahatsızlık
duyanların kollektif eylemi olarak yurttaş girişimi,
yetkilileri uyarmak amacıyla oluştu.11
Çevreci grup ve örgütlerin etkinliği ve etkisi
salt
yerel
başlangıçta
ulusal
ölçeğe
sorunun
kamuoyu
özgü
değildir.
varolduğu
yaratabildiği
yörede
ve
yerlerinden destek kazanabildiği
bir
niteliği
de
olabilir.
Kollektif
bel irse
ülkenin
gibi,
Merkezi
eylem,
bile
çeşitli
uluslararası
Amsterdara'da
bulunan Greenpeace örgütü 23 ülkede şubeye, dünyanın
çeşitli yörelerinde üye ve yandaşa sahip uluslararası
bir örgüttür. 1971 yılında, Alaska'nın güneybatısında
bir adada nükleer bomba denemesi
yapılmasına karşı
başlatılan protesto eylemleri sırasında kurulmuştur.
Greenpeace, dünya doğal dengesinin korunması amacına
yönelik etkinliklerde bulunmaktadır.
^ Tanıl Bora, ’’Çevre Demokrasi İlişkisi ve Almanya’da Bir
Yurttaş Örgütlenmesi”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 77
(Şubat-Mart 1985), s.71.
11 Necmi Zeka, Batı Almanya’da Alternatif Hareket, İstanbul,
Metis Yayınları, 1985, s.63.
120
1. Kuruluş Yılları ve Üye Sayıları
19. yüzyıl sonunda çeşitli dağcılık ya da doğa
korumacı
örgütler
korumacı
örgütlerin oluşumunda
1970*lerin
başında
kurulmuş
daha
olmasına
karşın,
1960*l a r m
önceki
döneme
çevre
sonu
göre
ile
bir
patlama görülmektedir.
İngiltere'de
başında
çeşitli
19.
adlar
yüzyıl
sonu
altında
ile 20.
yüzyıl
koruma
amaçlı
çevre
örgütler, dernekler oluşmuştu. 1956 ile 1975 yılları
arasında
ise,
özellikle
de
1966-1975
arasında,
bu örgütlerin biçimlenmesinde
yılları
bir sıçrama
oldu. Bu son dönemde, yüzyılın başından itibaren daha
önceki
onar
örgütün
yıllık
kurulduğu
dönemlere
1956-1965
göre
en
yılları
iki kat daha fazla örgüt kuruldu.
çok
çevreci
arasmdak inden
12
İngiltere’de yerel ölçekte çevreci örgütlerin
kurulması açısından da benzer bir sonuç vardır.
yerel
çevreci
öncesinde
topluluğun
oluşmuşken;
yalnızca
1958-1961
%15’i
arasında
605
1958
%10*u;
1962-1965 arasında %18'i; 1966-1969 arasında %2Q*si;
13
1970-1974 arasında %37*si kurulmuştur.
Açıktır ki,
yerel
çevreci
örgütlerin
%57’si
1966-1974
arasında
biçimlenmiştir.
12
Philip Lowe ve Jane Goyder, Environmental Groups
Politics, London, George Allen and Unwin, 1983, s.16-17.
in
^ Francis Sandbach, Environment, Ideology & Policy, Oxford,
Basil Blackwell, 1980, s.10.
121
Anılan yıllar arasında pek çok çevreci grup,
örgüt, oluşmakla kalmadı hem yeni kurulan, hem de var
olanların üye sayılarında da önemli
İngiltere’de
1966’da
Conservation
200*den
Association *m
Society’nin
1976*da
üye
6700’e;
sayısı
Ramblers
üye sayısı 1967’de 14 binden 1977’de
30 bine; National Trust " m
sayısı
artışlar oldu.
1976’da 548 bine;
1966* da 164 bin olan üye
1966*da Royal
Society
for
the Protection of Birds’ün 31 olan üye sayısı 1977’de
244
bine
yükselmiştir.
ABD’de
1880’lerde
kurulan
Sierra Club ve National Auduban Society'nin 1966’ya
kadar ulaşabildiği
üye sayısı
40 bin dolaymdayken
1977'de birincinin üye sayısı 175 bine, İkincinin ise
14
286 bine ulaşmıştır.
Benzer olgu diğer ileri endüstri ülkeleri için
de
geçeriidir.
Federal
Almanya’da
ilk
kez
1970’li
yılların başında etkinlik göstermeye başlayan yurttaş
girişimlerinin
çeşitli
eylemlerle
seferber
ettiği
yandaşlarının sayısı sürekli artmıştır. 1972 yılında
15
yurttaş
kurduğu
girişiminin
şemsiye
federal
örgüt
Bürgerinitiativen
bir
Umweltschuts-BBU)
1000’in üzerinde eylem grubu
örgüt
olarak
(Bundesverband
kısa
sürede
ile 300 bin’den fazla
üyeye sahip olmuştu.'*'5
^ Sandbach,
”A Further...” op.cit.,
Environment..., op.cit., s.12-15.
15
s.103;
Sandbach,
Donald Schoonmaker, ’’The Challenge of the Greens to the West
German Party System”, Sihen Parties Fail Emerging Alternative
Organisations, eds. Kay Lawson and Peter H. Merkl,
Princeton, Princeton University Press, 1988, s.47.
122
Almanya’da 1978 yılında 38 bin çevre koruma
amaçlı yurtaş girişimi v a r d ı . 1980 yılında 5 milyon
Almanın
gruba,
1138
bölgesel
Örgüte
üye
ya
ve
130
bölge
da
yandaş
üstü
olduğu
çevreci
hesaplan-
iniştir. 17
İngiltere’de
1980’de
tamamlanan
bir
araştırmaya göre, ulusal çevreci grupların üye sayısı
2 milyon 700 bin’dir. Aynı kişinin farklı grupta yer
alabileceği
hesaba
katılarak
varlığı tahmin edilmektedir.
sayısı
üç-beş
ayrıksıdır.
bin
2
milyon
yandaşın
Grupların ortalama üye
dolayındadır;
Bununla birlikte Royal
on
bin
Society
üyelik
for the
Protection of Birds’ün yaklaşık 300 bin üyeye sahip
olması örneğinde olduğu gibi 100 bin üyenin üzerine
18
de çıkılabilmektedir.
Tüm
sonrası
bu
çevre
sayısal
verilerin
sorunlarının
artan
gösterdiği,
etkisinin
1960
ve
bu
etkinin duyumsanmasınm yurttaşları, çevre için etkin
çalışmaya, dolayısıyla da çevreci örgüt kurmaya ya da
kurulanlara üye olmaya ittiği gerçeğidir.
2. Çevreci Grup Üyelerinin Toplumsal Karakteri
Yapılan araştırmalara göre, çevreci grup ya da
örgüt
üyeleri
iyi eğitim
görmüş, geliri ve statüsü
^ Bora, "Çevre Demokrasi...", op-cit-, s.76.
17
Papadakis, op.cit., s.70.
18 Loııe ve Goyder, op.cit., s.37.
123
yüksek mesleklere
kişilerdir.
sahip
küçük
Ayrıca öğrenci,
burjuvaziye
ev kadını,
mensup
emekli gibi
üretim dışı sektörlerde yer alan üyeleri de vardır.
Öğrenciler,
üniversite
öğrenimi
düzeyindedir.
Üniversite öğrencilerinin harekette yer alması genç
katılımını
gösteren
bir
kanıt
olmakta,
eğitim
düzeyini de yüksek kılmaktadır.
İngiltere’de, Bedfordshire and Huntingtonshire
Naturalist’s Trust üyelerinin %781i (1980 verileri)
ve National Trust’m
ve
uzman
%72*si (1973 verileri) yönetici
mesleklerden
birincisinde
işçilerinin
kişilerdir.
nitelikli
toplam
ya
üyeler
İkincisinde yalnızca % 4 ’tür.
da
Bu
gruplardan
niteliksiz
içindeki
Royal
el
oranı
Society
%13;
for the
Protection of Birds'ün üyelerinin %25’i yönetici ve
uzman meslek sahibi, %41’i teknik nitelikli ve büro
çalışanıdır.
Friends
of the Earth
ile Conservation
Society adlı Örgütlerin üyelerinin %29.5’i ticari ve
endüstriyel kuruluşlarda çalışan uzman meslek sahibi,
denetleyici,
yönetici,
büro
çalışanı
ya
işine sahip kişiler; %38.4’ü Öğretmenlik,
işler
sağlık
uzmanlık
grupla
gibi
hizmet
gerektiren
ilgili
bir
işlerle
çalışmada
sektöründe
meşguldür.
da,
29
yakalılardan
kendi
toplumsal
yaratıcı
578
grupların
üyelerinin uzman meslekten ve yönetici
eşlerinden ya da beyaz
da
ve
yerel
%87’si,
ile onların
oluştuğunu
be-
İyi eğitim görmüş kişiler, statüsü yüksek mesleklerde
çalışırken daha alt katmanlarda bulunanlardan, görece daha
iyi gelir elde etmektedirler.
124
lirtmiştir.
Şu
halde
çevre
korumacı
örgütlerin
üyelerinin çoğunluğu modern küçük burjuvaziye mensup
kişilerdir.
Berlin’de
araştırma,
Frei
yurttaş
Universität’in
yaptığı
bir
girişimlerine
katılanların
%56’sının iyi eğitim görmüş, küçük burjuvaziye mensup
kişiler olduğunu göstermektedir.
ABD’de
etkinlik
21
gösteren
Sierra
Club
ve
Audubon Society ile ilgili veriler de benzer sonuçlar
vermektedir.
1972’de
hanehalklarınm
mesleklerden
yönetici
Sierra
yarısından
elde
Club
çoğu
etmektedir.
düzeyindedir.
üyesi
olanların
kazançlarını
Yaklaşık
Üyelerin
uzman
beşte
yarısından
çoğu
üniversite mezunudur. Audubon Society üyeleri,
yılında,
sahiptir;
ortalama
%85 ’i
35,700
dolar
üniversite
biri
1976
yıllık
gelire
mezunudur,
%43’ü
üniversite sonrası öğrenim görmüştür.
22
Üyelerin çoğu küçük burjuvaziye mensup olduğu
gibi,
bu
olguyu
da
örgütlerin yönetici
destekleyen
bir
pozisyonları
da
unsur
aynı
katmana dahil kişilerce doldurulmuştur.
yerel
topluluklarla
ilgili
bir
olarak,
toplumsal
İngiltere'de
çalışmanın
C1976
verileri) sonuçlarına göre, başkanlık ve sekreterlik
20
Lowe ve Goyder, op.cit., s.10-11’de yer alan verilerden
derlenmiştir„
21 _ ,
.
Zeka, op.cit., s.67-68.
22
Jim O’Brein, "Environmentalism as a Mass Movement:
Historical Notes", Radical America, Vol.17, No.2-3 C1983),
s.19.
125
görevlerinde
bulunanların
sahip
meslekler %48.3’lük bir oranla,
ği/öğretmenlik,
mimarlık,
işletme
mühendislik
oldukları
eğitim
yaygın
yöneticili­
yöneticiliği,
ve
avukatlık,
23
memurluğudur.
devlet
İngiliz Conservation Society'nin büro çalışanlarının
(officer)
Council
%85 'i
for
yönetim
doktor,
the
Protection
kadroları
teknik/akademik
oluşmuştur.
profesör
Lordlar
ya
da
of
gibi
kişilerdir.
Rural
England’m
Kamarası
üyesi,
asker
ünvanlı
eylem
tarzı,
yargıç,
kişilerden
24
3. Eylem Tarzı.
Çevreci
çevresinde
örgütlenme
grupların
toplandıkları
ilkeleriyle
çevresel
bozulmanın,
doğanın,
yabanıl
amaçla,
ilgilidir.
kirlenmesinin
yaşamın
korunması
bir
yanıyla
öte
yandan
Çevreci
gruplar
engellenmesi
amacıyla
ve
ve
bu
konularda söz sahibi olmak isteğiyle harekete geçmek­
tedirler.
Demokratik
katılıma
açık
örgütlenmeleri,
amaç ve istekleriyle uygunluk göstermektedir.
Bu çerçeveye
bağlı
kanallarının açık olduğu,
kollektif
eşit
eylem,
katılım
söz hakkına dayalı,
gevşek, hiyerarşik olmayan bir örgütlülük içindedir.
Sürekli
ve tam zamanlı
büro çalışanları
bulunmaz ya da çok sınırlı
sayıdadır, işler daha çok
23 Lowe ve Goyder, op.cit., s.12.
24
genellikle
Sandbach, Environment— , op.cit., s.16-17.
126
gönüllülük
temelinde
yürütülür.
bildiriyle
oluşan
hiyerarşik
bir
çalışmaları
eşgüdüralemekle
İngiltere'de
zamanlı
yurttaş
girişimlerinin
üstünlüğü
çevreci
çalışan
büro
Almanya'da
"örgütü"
olmayan,
görevli
örgütlerin
yalnızca
bir
kuruldur.
sürekli
görevlileri
bir
ve
tam
genellikle
3-4
kişiyi geçmez.
Uluslararası bir örgüt olan Dünyanın Dostları,
Fransa'da Les Amis de la Terre adı altında 160 yerel
topluluğu
barındırmaktadır.
Bu
topluluklar
"ağ"
olarak adlandırılan çok yumuşak bir federatif yapı
altındadır. A ğ ' m kalın çizgilerle belirlenmiş bakış
açısına uyumlu ama özyönetime ve özerkliğe dayalı bir
iç yapılanmaya sahiptirler. Ağ'ı bağlayıcı kararlar,
yalnızca
yerel
alınabilir.
toplulukların
Paris'teki
genel
merkez
büronun
toplantısında
tek
görevi
derneğin çeşitli üyeleri arasında bağlantı kurmaktır;
politik girişimde bulunamaz. Her düzeyde, azınlık ya
da
çoğunluk
olmasına
bakılmaksızın
25
kamuoyuna eşit biçimde duyurulur.
Katılıma
sürdürülen
dayalı
çevre
koruma
gevşek
amaçlı
her
görüş
örgütlenmeyle
kollektif
eyleme,
üyelerin, temsilcileri eliyle değil doğrudan katılımı
söz konusudur.
Çevreci
mektupları
25
gruplar
dilekçe
vermek,
şikayet
yazmak, imza toplamak,
gösteri
yürüyüşü
Dominique Simonnet, Çevrecilik, çev. M.Selami Şakiroğlu, 3.
Baskı, İstanbul, İletişim ve Presses Universitaires de
France, 1990, s.107.
127
yapmak, 68 Öğrenci hareketinin sıkça kullandığı işgal
oturma
eylemi
dışında,
gibi
çarpıcı
protesto
ve
Özgün
eylemlerinde
protesto
bulunmak
biçimleri
de
geliştirmişlerdir. Bonn'da hava kirliliğini protesto
etmek
için
Beethoven
heykelinin
tıkaç
yerleştirilmesi,
ağzına
tabutlarla
mendilden
yürüyüş
yapmak,
Friends of the Earth’ün yeniden değerlendirilemeyen
gazoz
şişelerini
üretici
firmanın
binasının
önüne
yığması, otomobillerle yolların kapatılması, çocuklar
okula gönderilmeyerek öğretimin durdurulması,
uçaklarla
eğitim
Greenpeace*in
gemisiyle
uçuşlarının
Gökkuşağı
doğaya
zarar
engellenmesi,
Savaşçısı
veren
model
26
adlı
küçük
etkinlikleri
çeşitli
engellemelerle durdurması gibi...
Eylemler
birlikte
bazı
barışçıl
çevreci
niteliktedir.
örgütler
Bununla
şiddete
dayalı
eylemlerde de bulunmaktadırlar. İngiliz örgütü Animal
Liberation
Shepherd
gösteren
Doğaya
Front, Greenpeace’in
Conservation
Earth
zarar
endüstriye
ve
First
veren,
onun
köktenci
Society,
bunlar
ABD*de
arasında
yabanıl
teknolojik
kolu
Sea
etkinlik
sayılabilir.
yaşamı
yok
araçlarına
eden
karşı
elektrik direklerini havaya uçurmak ya da devirmek,
buldozerlerin
sabotajlar
düzenleyen
nsabotagendan
26
benzin
depolarına
çevreci
şeker
dökmek
grupların
gibi
eylemleri
türetilen "ecotage” ve eylemcileri de
Gökkuşağı adlı ilk gemileri, 1985*te pasifikteki bir adada
Fransa’nın yapacağı nükleer denemeyi protesto ederken,
Fransız ajanlarca bombalanarak batırılmış, bir protestocu
yaşamını yitirmişti.
128
,,saboteurs"dan
27
anı İntaktadır.
türetilen
"ecoteurs"
adıyla
B. ANTİ-NÜKLEER HAREKET
Bağlandıkları toplumsal değerleri, istemleri,
aktörleri
ve eylem tarzı
bakımından çevre korumacı
hareketle, anti-nükleer hareket örtüşmektedir.
Nükleer
enerjinin
oluşturabileceği
grupları,
tehlike
anti-nükleer
yaşam
çeşitli
harekette
çevresinde
çevre
biraraya
korumacı
getirdi.
Ayrıca her ikisinin de demokratik olmayan süreçleri
sorgulaması ve istemlerine yerleşik kurumlarda yanıt
bulamamaları, bağlaşıklığın öteki önemli nedeni oldu.
Bu
son
olgu
niteliğini
toplumsal
sorgulayan
yapının
*68
otoriter,
öğrencileriyle,
baskıcı
yerleşik
yaşam ve kültür normlarını yadsıyıp kırlara yönelen
bazı
Hippi’lerin
sonucunu
de
doğurur.
paydaların
bu
bağlaşıkta
Anti-nükleer
üstünde
yükseldi.
yer
hareket
Çevre
almaları
bu
ortak
korumacılarla
nükleer enerji karşıtları aynı safta yer aldılar; bu
süreçte
çevreci
hareket
hareket
bütünleşti,
zenginleşti,
çevreci
hareket
gelişti;
adı
iki
altında
birlikte anılır oldu.
Şiddet içeren eylemler yapan çevreci gruplar için bkz.
Christopher Manes, Green Bage: Radical Environmentalism and
the Unmaking of Civilization, Boston, Little, Brown and
Company, 1990, özellikle s.3-136.
1. Anti-Nükleer Hareketin Geri Planı ve
Hareketin İdeolojisi
Nükleer
enerjiye
karşı
kollektif
eylem
başlangıçta, çevresel kaygılarla oluşmuştur. Nükleer
reaktörlerde kaza riski her zaman vardır.
olsa
bu
olasılığın
yitirmesi,
sakat
etkileyebilecek
gerçekleşmesi
kalması,
çok
insanın
gelecek
önemli
Küçük de
yaşamını
kuşakları
çevresel
da
kirlenmenin
doğması demektir. Nükleer sızıntılar ya da reaktörde
oluşan
"küçük"
kazalarda,
yitirmeleri
gibi
Salt
ya
kaza
denemelerin
çalışanların
olaylar
da
insan
kamuoyuna
sızıntıların
yaşamını
bile
oluştuğu,
maddelerin
kansere
radyoaktif
yol
denemeler
ya
açtığı
da
nükleer
ettiği,
radyasyon
da
kaza
yansımaktaydı.
değil,
tehdit
alanının çok uzağında
yaşamlarını
deneme
yağmurlarının
vücuda
yerleşip
bilinmekteydi.
Nükleer
sonucu
oluşan
radyoaktif
atıklarla nükleer bir bombanın radyoaktif serpintisi
arasında
doğurduğu
yoktur.
Nükleer
etkiler
bir
bakımından
bombanın
bir
fark
Nagazaki
ve
Hiroşima’daki etkileri ise unutulmamıştı.
Şu halde, insan ve çevre sağlığına, yeryüzünün
sürekliliğine
yönelen
tehdit,
nükleer
enerji
karşıtlığını belirleyen ilk ulam (kategori)dır.
Nükleer güç karşıtlığı
kirlilik,
kaza
ötesinde
ikinci
Toplumun
demokratik
ması ...
riski
bir
gibi
ulamla
olmayan
kısa
zamanda
"teknik"
da
sağlık,
sorunların
belirlenir
oldu:
süreçlerinin sorgulan­
130
Nükleer enerji karmaşık teknolojisi nedeniyle
merkezi kurumlara gerek duyar, askeri yönü olduğundan
gizlilik gerektirir ve polis gücünün kullanılmasını
28
meşrulaştırabi1ir.
Nükleer maddelere sabotaj ya da
onların başka ellere geçme olasılığı ileri sürülerek
ulusal
güvenlik
gerekçesiyle
bireysel
özgürlükler
kısıtlanabilmektedir. Kapital yoğun ve gelişmiş
bir
teknolojisi, merkezi bir yapısı vardır; sektör devlet
ile
tekellerin
denetimindedir; kamusal denetim ve
29
katılıma kapalıdır ; böylece, enerjide karar alma
süreci
oligarşik
özellikleriyle
ülkelerinin
bir
niteliğe
nükleer
totaliter
bürünmektedir.
enerji
ileri
toplumsal
Bu
endüstri
yapılarıyla
hem
uyumlu hem de onun tamamlayıcısıdır.
Fransa'nın
müdürü
Louis
tüm
Puiseux
nükleer
santrallarının
"herşeyin
nükleer
genel
olduğu
bir
toplum, polis kaynayan bir toplum demektir. Böylesi
bir enerji tercihi üstüne kurulmuş
küçük
özyönetim
enerji
türünün
söz
konusu
toplumsal
ve
bir toplumda en
30
olamaz”
derken, bu
siyasal
yansımalarını
vu rgu1amak tadır.
Nükleer enerji savaş araçlarının eşsiz bir güç
28
29
30
Fritzof Capra, Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, çev. Mustafa
Armağan, İstanbul, İnsan, 1989, s.294-295.
Steven L. Del Sesto, "Conflicting Ideologies of Nuclear
Power: Congressional Testimony on Nuclear Reactor Safety",
Public Policy, Vol. 28, No.l (Winter 1980), s.67.
André Gorz ve Micheál Bosquet, Ecologie et Politque, Paris,
1978, s.122’den aktaran Uğur, op-cit., s.395.
131
kaynağıdır; bu açıdan savaşa da zemin hazırlamakta­
dır.
Savaş
topyekün
endüstrisinde
imhanın
en
kullanılan
uygun
nükleer
araçlarının
güç,
üretiminde
sınırsız bir kolaylıktır. Bu bağlamda, savaşa, soğuk
savaş
atmosferinin
baskıcı
uygulamalarına
karşı
çıkmak için nükleer enerjiye karşı çıkmak gerektiği
noktasına ulaşılmıştır.
Nükleer
sonuçlarının
enerjinin
ayırdma
siyasal,
toplumsal
varılmasıyla
ant i-nükleer
hareket savaşa, büyük teknolojilere, merkeziyetçiliğe
karşı; bireyin kamu siyasalarında söz hakkı olmasına,
kararlara
katılımına,
demokratik,
oluşturulmasına yandaş
enerjinin
çevreye
bir
öz
özerk
süreçlerin
kazanmıştır.
etkileri
yanında,
Nükleer
demokratik
olmayan niteliği protesto edilmeye başlanmıştır.
Nükleer
gelişirken,
enerji
karşıtı
düşünce
hükümetlerin
nükleer
programlarını yaşama geçirme arzuları,
muhalefet
partilerince
de
besleyen üçüncü bir ulamdur.
endüstri
petrol
ülkelerinin
krizi
eylemler
reaktör
bu programın
desteklenmesi
hareketi
Pertrole bağımlı
1973-1974’de
Halmaşık”bir
ve
enerji
ileri
karşılaştıkları
kaynağı
olarak
nükleer gücü gündeme getirmişti. Sendikalarla ilişki
içindeki
partiler
sosyal
gibi,
demokrat
ekonomik
büyümeye bir tehdit olarak algılıyorlardı.
Komünist
partiler de büyümeden
partiler
bağımlılıktan
taraftardı1ar.
enerji
güce
karşı
muhafazakar
olmayı
nükleer güce,
nükleer
partiler,
yanaydılar.
Siyasal
isteminin karşılanması ve dışa
kurtulunması
gerekçeleriyle
Almanya’da
nükleer
reaktörlere
protestolarda
yer
alanlar,
istemlerinin
çıkar
grupları
İsveç’te görüldü.
ve
var
ilgilerinin,
ve partilerde temsil
31
belirtmektedirler.
Ayrıksı bir durum
edilmediğini
partinin
onların
karşı
Çiftçilerden
anti-bürokratik,
olanlar
dışında
destek
gören
anti-teknolojik
nükleer
merkez
yaklaşımı
reaktörlere
tutumu sosyal demokratları oy potansiyeli
karşı
açısından
tedirgin etti. Böylece parlamento içi hassas denge,
anti-nükleer
bulunmuş oldu.
duyarlılığın
32
6
Mayıs
anti-nükleer
yaygınlaşmasına
1979'da
gösteriye
katkıda
Washington’da
katilanlar
üzerinde
düzenlenen
yapılan
araştırmanın sonuçları, hareketin yukarıda belirtilen
varoluş
nedenleriyle
araştırma
koşutluk
hareketin
niteliktedir.
ideolojisini
Gösteriye
özellikleri nükleer güce
çıkış
nedenleri
radyoaktif
atık
merkeziyetçi
nükleer
karşı
açıklar
ortak
çıkmalarıdır.
sıklıkla
sızıntı,
yönetim yapısı,
enerjinin
Ayrıoa
katılanlarm
olarak
ve
taşımaktadır.
vurgulanan,
tehlikeli
çevre
Karşı
olması,
kirlenmesi
dezavantajlarıdır.
gibi
Hiçbir
dezavantajı yoktur diyenler % 1 *in altındadır. Sayılan
çeşitli avantajların (temiz, ucuz, petrolden
31
Papadakis, op.cit., s.70-71.
Dorathy Nelkin ve Michael Poliak, "The Politics of
Participation and the Nuclear Debate in Sweden, The
Netherlands and Austria", Public Policy, Vol. 25, No.3
(Summer 1977), s.353.
133
bağımsızlık...)
Araştırmaya
hiçbiri
katılanlarm
yapılmamasını,
kapatılmasını
konusunda
%10'un üzerine çıkmamıştır.
%95’i yeni
%90’ı
var
nükleer
olanların
tesis
tümünün
istemektedir. Nükleer güce karşı
oluşan
oydaşma,
gelecek
on
olma
yılda
yenilenebilir enerji kaynaklarının çok önemli olacağı
bağlamında da vardır. Merkeziyetçi yapısı olmayan ve
yenilenebilir olan güneş, rüzgar, jeotermal enerjiler
geleceğin
almaşık
görülmektedir.
enerji
Petrol,
kaynakları
kömür
gibi
olarak
çevreye
zarar
verebilen fosil kaynakların almaşık enerjiler olarak
geliştiriİmesinin Önemi ya da önemsizliği
33
ise bir oydaşma oluşmamıştır.
Aynı
toplumsal
araştırmada
değerleri
"Bırakınız
göstericilerin
ölçülmüştür.
yapsınlar”cı
destek
görmemekte,
olması
gereğine
araştırmaya
de
konusunda
(laissez
hükümetin
Buna
faire)
ekonomide
inanılmaktadır.
katılanlarm
%71*i
baskın
göre:
hükümet
müdahaleci
Öte
yandan,
federal
hükümetin
yurttaşlar ve yerel yönetimler üzerinde çok fazla güç
sahibi
olduğu
kanısındadır.
desteklenmemektedir
(%87);
hızlı
Ekonomik
ekonomik
büyüme
büyüme
durdurulduğunda daha iyi bir yaşam sürüleceği inancı
(%?5)
egemendir.
Bilim
ve
teknolojinin
insanlığın
sorunlarını çözebileceğine inanıİmamaktadır <%75).
33
Anılan veriler için bkz: Anthony E.Ladd, Thomas C.Hood, Kent
D.Van Liere, "Ideological Themes in the Antinuclear
Movement: Consensus and Diversity”, Sociological Inquiry,
Vol.53, No.2-3 (Spring 1983), s.261-263, Tablo. 1-2-3.
134
Gelecekte
bolluk
içinde
yaşayacakları
konusunda
güvensizlik vardır; geçmişte doğru olarak kabul edip,
tükettikleri
yaşamaları
oluşmuştur.
mal
ve
gerekeceği
34
hizmetler
olmadan
yönünde
Nükleer güç karşıtı
(%91)
gelecekte
bir
inanç
göstericilerin toplumsal
değerleri, kısaca, barışın insan ve çevre sağlığının
korunması,
büyümeci
terkedilmesi,
yandaşlık,
ifade
merkeziyetçi
yenilenebilir
demokratik
edilebilir.
çevresel
ve
bir
ve
"yumuşak"
toplum
Anti-nükleer
kaygılar
yoktur,
anlayışın
istemi
enerjiye
biçiminde
harekette
yalnızca
zamanda,
kamusal
aynı
katılımın artırılması yönünde bir çaba vardır.
2. Toplumsal Değerlerin Eylemle Bütünleşmesi
1970’lerin başında ileri endüstri ülkelerinde
nükleer enerjiden yararlanma düzeyi
düşüktü.
Petrol
krizi nükleer gücü gündeme getirdi, hükümetler enerji
gereksinimini
geniş
bir
Nükleer
nükleer
nükleer
güce
dönüşmesi,
programının
enerjiyle
reaktör
programı
muhalefetin
kitlelerle
gerekirse
karşılamaya
zorla
oluşturdular.
toplumsal
buluşması,
dönük
nükleer
harekete
enerji
gerçekleştirilmesi
çabasına koşut oldu.
a . Fransa
Fransa’da nükleer güç karşıtı eylemler
34
:> sv i.’S
Ibid.f s.264-265.
135
1970*lerin
hemen
başında
hareketinin mensupları
olan
Bugey nükleer santralının
oluştu.
Çoğu
öğrenci
kişiler
Temmuz
1971’de
inşa edileceği
alanda 40
günlük bir oturma eylemi yaptılar. Amis de la Terre,
mahalli
gazeteler
toplantılar
yayınlayarak,
düzenleyerek,
uzmanlarının
temiz
bir
Fransız
gelecek
karşı, halkı nükleer enerji
35
çabasına girişti.
halka
açık
Elektrik
Kurumu
propagandalarına
konusunda bilgilendirme
Fransa’da petrol krizi üzerine hükümet geniş
bir nükleer enerji programını
ilan etti.
Bu karar,
severleri,
nükleer enerji
uygulamaya koyacağını
çevre korumacı grupları,
karşıtlarını,
doğa
antinükleer
eylem çatısı altında harekete geçirdi.
Ren nehri kıyısındaki Maraholsheim’de nükleer
enerji ön istasyonu kurulması kararma karşı 1974*de
ilk
protestolar
kurulacağı
oluştu.
alanda
2
bin
gösteri
yaptı.
gösteriler yalnız
Fransızların
kıyısındaki
çevrecilerin
Alman
Eylül
ayında
binlerce
etti.
1975*de hükümetin
kişi
kişi
değil,
de
istasyonun
Sürdürülen
nehrin
karşı
desteğini
aldı.
istasyon
alanını
vazgeçtiğini
36
etmesiyle beş ay süren işgal sona erdirildi.
Malville’de
projeden
kurulması
tasarlanan
işgal
ilan
nükleer
enerji santralına karşı da 1974'te başlayıp 1977*ye
değin süren protestolar gerçekleştirildi. 1976 yılm-
35
36
Simonnet, op.cit., s.105.
Şevket Özdemir, Türkiye*ete Toplumsal Değişme ve Çevre
Sorunlarına Duyarlılık, Ankara, Falme, 1988, s.72.
136
da
gösteriler
kitleselleşti,
inşaat
alanı
20
bin
gösterici tarafından bir süre işgal edildi, polis zor
kullanarak işgali kırdı. 6 bin çiftçi' traktörleriyle
direnişçilere
katıldı.
1976
sonlarında
hükümetin
projede kararlı olduğunu açıklamasından sonra Temmuz
1977*de
aralarında
Almanya’dan
gelen
anti-nükleer
hareket mensuplarının da bulunduğu 60 bin gösterici
yürüyüşe geçti. Polis yürüyüş kollarının birleşmesini
Önlemek
için
zor
kullandı,
gösterici
yaşamını
ı ^ 37
yaralandı.
çıkan
yitirdi,
çatışmada
bir
çok
bir
insan
Anti-nükleer harekette, daha sonra, hareketin
nasıl
gelişeceği
konusunda
tartışma
başladı.
Bir
bölüm, hareketin herhangi bir partiye eklemlenmeden
sürmesini
görüşler
isterken,
ileri
diğerleri
sürmekteydi.
bunun
38
tam
karşısında
Polisle
çıkan
çatışmalar ise sıradan yurtaşlarm hareketin dışında
kalmasına, kollektif eylemin gerilemesine neden oldu.
Herşeye
karşın,
dağınık
durumdaki
çevre
korumacılar ve nükleer güç karşıtları,
ve
doğa
anti-nükleer
harekette biraraya geldiler, böylece çevreci söylemin
kitleselleşmesi gerçekleşmiş oldu.
b. Ingiltere
Anti-nükleer hareket
İngiltere'de
radikal ve
kitlesel bir nitelik kazanamadı. Bunun temel nedeni
37
Ibid.,s.73;
Sosyalizm
ve
Toplumsal
Mücadeleler
Ansiklopedisi, Cilt 5, İstanbul, İletişim, 1988, s.1549.
38 Sara Parkın, Green Parties: An International Guide, London,
Heretic Books, 1989,*s.95.
137
1950’lerde
ortaya
çıkıp,
Nükleer
Silahsızlanma
Nuclear
Disarmament)
karşı
Kampanyası*nın
çıkmayan
anti-nükleer
hareketin
Önemli
kaç
reaktörünün
yapıldı.
1975’de
yürüten
(Campaign
enerjinin
tavrıdır.
oluşumunu
anti-nükleer
nükleer
kampanyası
nükleer
kullanımına
bir
barış
reaktörün
barışçıl
Bu
olumsuz
durum,
etkiledi.
protesto,
genişletilmesi
ttfindscale
projesine
önünde
for
ve
karşı
1978’de
Londra’da
binlerce
insanın
katıldığı
gösteriler
39
düzenlendi.
Atom Tehdidine Karşı Iskoç Kampanyası
(Scottish Campaign to Resist the Atomic Menace-SCRAM)
1975’de
kuruldu.
SCRAM,
Torness’de
nükleer
istasyonu kurulmasının önlenmesine karşı
oynadı.
Anti-nükleer grup
ve
güç
önemli
kampanyaların
rol
1977’de
Energy 2000 gibi şemsiye örgütler oluşturma çabaları
oldu. 1979'da Ecology Party (Yeşiller) üyelerinin yer
40
aldığı Anti-Nuclear Campaign oluşturuldu.
Tüm bu
çabalarla
kamuoyu
sonuçlar
elde
kısmen
etkilenebildi
edilemedi
ve
ama
güçlü,
pratik
etkili
bir
anti-nükleer hareket oluşturularaadı.
c . Almanya
Almanya’da
korumacı
eylemle
çevreciliğin
katkıda
da
anti-nükleer
buluşup
gelişti
genişlemesine
bulundu.
Anti-nükleer
ve
hareket,
ve
aynı
çevre
zamanda
radikalleşmesine
hareket
1970’lerin
başında oluşmaya başladı, aynı on yılın ortalarına
39 Sosyalizm ve ___ op.cit., s.1550.
40
Parkin, op.cit., s.220.
138
doğru, nükleer enerjinin geliştirilmesi çabalarından
sonra,
özellikle Wyhl
(Baden-Württemberg),
(Schleswig-Holstein),
Gorleben
kentlerinde
ifade
onbirlerle
Brokdorf
(Niedersaahsen)
edilen
bir
desteğe
Breisach'da
nükleer
ulaştı.
Ren
santral
nehri
kurulma
dilekçeleri
kıyısındaki
kararına
ve
karşı
gösterilerle
1972'de
başlayan
protesto
anti-nükleer
hareket, yine Ren nehri kıyısındaki Wyhl"de kurulmak
istenen nükleer santrala karşı protesto eylemleriyle
sesini kamuoyuna duyurdu. Wyhl'de Nükleer
Kurulmasına
Karşı
Yurttaş
Girişimi
Santralın
hazırladığı
dilekçeyi imzaya açtı, gözteriler düzenledi-
1975’de
inşaat alanı binlerce kişiyle işgal edildi.41
Kasım
istasyonu
Korunması
1973'de
yapım
BrokdorfTda
kararı
İçin Yurttaş
nükleer
alınınca
Girişimi
Aşağı
(BUU)
güç
Elbe’nin
oluşturuldu.
Ağustos 1974*de proje karşıtı 30 bin kişi toplandı^
Ekim
1976'da
başlatıldığı
alan
kanısıyla,
telle
çevrilince
BUU’nun
projenin
düzenlediği
8
bin
kişilik gösteri yapıldı, 2 bin gösterici telleri aşıp
proje
alanında
çatışmada
oturma
birçok
kişi
eylemi
yaptı.
yaralandı.
İki
Polisle
çıkan
hafta
sonra
civardan gelenlerle gösterici sayısı 40 bine ulaştı.
Protestocular
telleri
aşıp
alanı
işgal
ettiler,
polisin güç kullanması sonucu işgal kırıldı.
Martında Grohnde’de nükleer
Özdemir, op.cit., s.65.
42
Papadakis, op.cit., s.67-70.
reaktör
1977
kurulmasını en-
X39
gellemek isteyen 15 bin kişiyle 4 bin polis arasında
nükleer
güç
karşıtı eylemlerdeki en sert çatışma
43
meydana geldi.
Aynı yılın ortalarında, Kalkar'da
yapılması
kişi
planlanan
nükleer
yaşananın
nükleer
reaktöre
güce
tepkisini
tersine,
polisin
karşı
yineledi.
teröre
40
bin
Fransa’da
başvurması,
hareketin genişlemesine neden oldu.
Gorleben’de, Wendland yöresinde radyoaktif çöp
nakil istasyonu kurulmasını engellemek
başlayan
ve
dökülmesiyle
alana
40
bin
litre
süren gösteriler,
için 1979’da
gübre
şerbeti
1980’de anti-nükleer
harekete Almanya’da yeni bir boyut kazandırdı. Alanı
işgal eden Gorleben Yurtaş Girişimi
ile ’’alternatif
hareket” mensupları iki hafta içinde küçük bir kent
inşa
ettiler
Cumhuriyeti'ni
olan
bölge
ve
ardından
ilan ettiler.
çiftçileri
Nükleer
Cumhuriyet
kereste ve Öteki gereçleri
doğal gübre ile meyve,
ftfendland
Serbest
çöplüğe
için
sağladılar.
yiyecek,
Cumhuriyette
sebze yetiştiriliyor,
bio-gaz
ile
sağlanıyordu.
Alanda
merkezi,
çocuk oyun merkezi,
karşı
ısınma
bisiklet
onarım
kadın merkezi,
kilise
gibi yapılar bulunuyordu. Pasaport ve bayrağı bulunan
Cumhuriyet’te basılıp dağıtılan gazete dışında radyo
44
yayını yapılıyordu.
Gorleben'de alternatif bir
yaşam
tarzı
oluşturulmuştu;
böylece
anti-nükleer
hareketle alternatif hareket arasında bağ oluştu.
43
44
Bora, "Çevre Demokrasi..." op.cit., s.74.
John Ely "The Greens: Ecology and the Promise of Radical
Democracy”, Radical America, Vol.17, No.l (1983), s.29.
Almanya’da
Yeşil
hareketin
alternatif
hareketten
bileşenlerinden
kısaca
söz
etmek
olan
yerinde
olacaktır.
Alternatif
katılanlarm
hareket,
'68
ve hippilerin
de
öğrenci
yer
hareketine
aldıkları
ortak
yaşama komünleri çevresinde 1970'lerde ortaya çıkan
bir harekettir. Bu hareket, günlük yaşamın hemen her
alanında yerleşik birimlere, toplumsal değerlere bir
karşı
çıkış,
farklılaşma,
almaşık
yaşama
biçimleri
oluşturma, kendi toplumsal değerlerini küçük ölçekte
yaşama geçirme çabası,
işletme
yada
etkinliğidir.
projeler,
Almaşık
bahçecilik,
el
komün,
sanatları,
sinema, basm-yayın, ulaştırma, eğitim, lokantacılık,
pub işletmeciliği gibi toplumsal, kültürel,
ekonomik
alanlarda olabilmektedir. Buralarda yaşama geçirilen
ilkeler,
özbelirleme,
özyardım,
dayanışma,
küçük
ölçeklilik, hiyerarşinin yerine iletişim, işbölümü ve
uzmanlaşma
yerine
birlikte
üretim
ve
kararları
çalışanların vermesidir.
1980
yılında
Almanya’da
onikibine
alternatif projenin 80 bin üyesi olduğu,
yakın
bu sayının
ilgi duyan ya da destekleyenlerce 350 bine ulaştığı
tahmin edilmektedir.
Üyeleri
küçük burjuvaziye mensuptur,
üzerinde
yapılan
bir
genç,
iyi eğitimli
1981'de 15-24 yaş grubu
araştırmada,
bu
%62'sinin alternatif grupların üyesi,
da
duygudaşı
grupları
olduğu?
alternatif
destekleyenlerin
arasındaki
eğitimliler
oranı
%32
(üniversite)
ve
en
iken,
arasında
grubunun
destekçisi ya
ya
düşük
bu
yaş
da
çevreci
eğitimliler
oranın
%65’e
yüksek
ulaştığı;
141
özellikle kadın üyelerin yüksek gelir grubuna dahil
olduğu sonucu çıkmıştır.
Nükleer güç karşıtı göstericilerin, teknoloji,
ekonomik büyüme ve baskıcı
yasal yapıya karşıtlık,
"küçük güzeldir”, kendi kendine yeterlilik, dayanışma
gibi toplumsal değerleri, ileri endüstri ülkelerinde
çeşitli
protesto
biçimlerinde
kılgıyla
buluştu.
Federal Almanya’da alternatif hareketle, anti-nükleer
hareketin
bir
adım
ötesine
geçildi,
değerler günlük yaşamın çeşitli
toplumsal
alanlarında almaşık
yaşara tarzlarıyla gerçekliğini buldu.
C. Barış Hareketi
Romalıların
bellum"
"barış
temel
ilkesi,
istiyorsan
"sivis
savaşa
pacem-para
hazırlıklı
ol"
doğrultusunda İkinci Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş
ortamında,
kapitalist
ülkeler
hızla
silahlanmaya,
savaş tekniği ve araçlarını geliştirmeye giriştiler.
Japonya üzerinde kullanılan iki atom bombası, nükleer
silahın
kolay türden ve yıllarca sürecek yıkımlar
46
yarattığını
gösterince gelişmiş kapitalist ülkeler
45
Papadakis, op.cit., s.121-122.
46 Nükleer bombaların ve nükleer savaşın etkileri konusunda
bakınız: Haluk Gerger, Nükleer Tehlike: Nükleer Silahlar ve
Nükleer Savaş, İkinci Basım, Ankara, Bilim ve Sanat
Yayınları, 1984, s.169-187; Serol Teber, Nükleer Savaş ve
Gezegenin Biyolojik İklimsel Yıkımı, İstanbul, De Yayınları,
1985, s.43-59.
142
savaş tekniklerine nükleer
için
yoğun
yılında
bir
çaba
İngiltere,
bomba
bir
nitelik
harcamaya
başladılar.
1960 yılında Fransa
denemelerini
kazandırmak
1952
ilk nükleer
gerçekleştirdi.
Böylece
silahlanmanın ve savaşın niteliği değişti;
sözkonusu
olan artık, yerel,
bölgesel ya da yeryüzü ölçeğinde
de
değil,
olsa
savaş
katliamdır.
Haveraann’ın
belirttiği gibi, bütün teknikler içinde ölüm tekniği
4.7
mutlak mükemmelliğe ulaştırıldı.
Olası
bir savaşın
yaratacağı
yıkım
dışında,
silahlanma barışta da ekonomik, toplumsal ve siyasal
etkiler doğurmaktadır.
yerleştirilmesi,
altına
îlkin, soğuk savaş mantığının
insanlığın yaşar kalmasının tehdit
alınmasından
başka,
devletin
bürokratikleşmesi, süpergüç hegomonyasma karşı halk
tepkisinin
baskı
doğurmaktadır.
altına
Çünkü
merkeziyetçi
bir
teknokratik
denetime
’’gereklilik”
kazandırmakta,
alınması
’’ulusal
yapıya,
ve
baskıcı
toplum
gibi
sonuçlar
güvenlik”
komuta
gizliliğe
devlete
hiyerarşisine,
gerek
yeni
üzerindeki
yapısı,
duyar.
bir
Bu
anlam
toplumsal
ve
ideolojik denetime olanak sağlamaktadır.
Yaratılan imgesel dış ”düşraan’’a karşı sürekli
silahlanma ve nükleer silahları geliştirme gereğinden
söz edilirken hem silahlanma
için gerekçe bulunmuş
hem de yurttaşların ve insanlığın yok olması biçimin-
47
48
Havemann, op.d t ., s.60
Corl Boggs, Social Hovements and Political
Philadelphia, Temple üniversity Press, 1986, s.35.
Power,
143
de sürekli bir korku üretilmiş olmaktadır. Bu korku
bireyin askerselleşmesine, toplumsal yapının merkezi,
baskıcı,
totaliter
niteliğinin
zemin hazırlamaktadır.
da
nükleer
kalıcı
kılınmasına
Bu bakımdan konvansiyonel
silahlanma
özgül
bir
sınıf
ya
sisteminin
ürünüdür; yurttaşların özerk süreçleri geliştirmesini
engelleyerek bu sistemin sürdürülmesinin yapıtaşları
niteliğindedir.
Silahlanma ile ekonomik, toplumsal gelişme ve
topluluk
çıkarları
Ekonomik,
teknolojik ve
amaçlar
(eğitim,
silahlanma
için
arasında
da
insani
sağlık,
konut,
seferber
çelişki
kaynaklar
vardır.
toplumsal
çevre)
için değil,
49
edilmektedir.
Savaş
endüstrisi ve bu sektöre aktarılan kaynaklar ekonomik
büyümenin, işsizliğin Önlenmesini sağlayan yatırımlar
olarak
sunulur.
Silahlanma
sektörüne
yatırım
yapmamanın ekonomik krizle eş anlamlı olduğu kanısı
yerleştirilmeye çalışılır.
Böyle
bir
görüntü,
kimi
sendikalar ve sosyal demokrat partiler tarafından da
kabul
görebilmektedir.
Sosyal
demokrat
partilerin
silahlanma ve uluslararası barış siyaseti
konusunda
merke2
benzerlik
sağ
göstermesi
partilerin
barış
yaklaşımlarıyla
hareketinin,
sosyal
demokrat
partilerin dışında oluşmasına neden olmuştur. Bununla
birlikte, hareket kamuoyu desteğine ulaşınca,
barış
yandaşlarını y a n m a çekme çabasına girmiştir.
Savaş ve silahlanma aleyhtarı gösterilerin
49
Cral Boggs, "The Greens, Anti Militarism and the Global
Crisis'*, Radical America, Vol.17., No.1 (1983), S'.10.
kökleri
1960*lara
Einstein-Russel
kadar
gitmektedir.
Manifestosu,
1957’de
1955*de
Göttinger
Açıklaması adlarıyla anılan, nükleer silahlara karşı
aydınların
bildirileri
yayınlandı.
Ardından
Ocağında
Nükleer
düzenlediği
Londra
Silahsızlanma
bir
yürüyüş
Easter’a yürüyen
nükleer
silahlardan
Avrupa'ya
Kampanyasının
yapıldı.
(CND)
Aldermeston’dan
göstericiler
vazgeçmesini
yayılıp
1958
İngiltere’nin
istiyorlardı.
gelenekselleşen,
Bu,
"Paskalya
Yürüyüşleri"nin ilkiydi. Paskalya Yürüyüşü*ne 1962’de
İngiltere’de 100 bine yakın, Almanya’da 1965’de 130
bin, 1966 *da 145 bin kişi, 1967’de 150 bin, 1968'de
51
300 bin kişi katıldı.
1968’den sonra barış hareketi
zayıfladı.
Savaşının
siyasal
Bunun
sona
nedenleri
ermesi
ve
arasında,
toplumsal
hareketlerin
kurumlarca sindirilme çabaları
Dahası,
Çekoslovakya’nın
işgaliyle
Vietnam
sayılabilir.
ilgili
farklı
görüşler de barış hareketini bölmüştür.
Barış
hareketi
1970’lerdeki
durgunluğundan
1980'li yıllara girilirken sıyrıldı.
NATO
nükleer
çerçevesinde
füzesini
silahlarını
modernize
toplam 464 cruise ve
Batı
Avrupa’ya
Hükümetlerin hiçbiri
Aralık
108
yerleştirme
kararlı
bir
etme
1979’da
planı
Pershing
kararı
tepki
II
aldı.
göstermedi.
Avrupa kamuoyu ise termonükleer tehlike ile yüzyüze
50
Teber, op.cit-, s.131-132.
51 Tanıl Bora, "Barış Hareketi: Muhalefetin Asgari Müştereği",
Gençlik ve Toplum, Sayı 9 (Kasını 1984), s.25-26.
145
olduğunu
farketti
ve
büyük
bir tartışma başladı.
Çünkü sözkonusu olan AvrupalInın yaşamıydı, daha önce
başkalarını hedeflediği
sanılan bombalar AvrupalIyı
52
hedefler hale gelmişti.
Avrupa olası bir nükleer
savaşın odağıydı artık.
NATO
kararından
füzelerin
yerleştirildiği
1983-1984 yıllarına kadar pek çok kitlesel gösteri
düzenlendi.
Almanya'da
Kasım
1980*de,
aralarında
Yeşil Parti kurucusu Petro Kelly’nin de yer aldığı
Krefeld’de yapılan toplantıda kabul edilen bildiriyi
2 milyondan
hükümete,
nükleer
fazla kişi
Almanları
silahlanma
imzaladı.
ve
Bildiride
AvrupalIları
yarışından
federal
tehdit
vazgeçilmesi
eden
çağrısı
yapılmaktaydı. Ardından Ekim 1981’de Bonn'da 300 bin
kişinin
katıldığı
tirildi.
53
Eylül
ziyaretine
gösteri,
karşı
1983
barış
1981’de
80
A.Haig’in
bin
gerçekleş-
Batı
kişinin
Berlin'i
katıldığı
yılın
sönükleşmeye
temel
nedeni,
Yürüyüşünde
bir
milyon
54
kişiyle yeni füzeleri protesto yürüyüşü yapıldı.
On
Paskalya
gösterisi
ortalarında
başladı,
nükleer
engelleyememenin, yani
etkinliğini
füzelerin
yarım
barış
hareketi
yitirdi.
Bunun
yerleştirilmesini
amaca ulaşamamanın yarattığı
hayal kırıklığıdır.
52
53
54
Edgar Morin, Avrupa’yı DOşöcımek, çev.
İstanbul, AFA Yayınları, 1984, s.174.
Zeka, op.cit., s.99-101.
Ely,
op.cit., s.30.
Şirin
Tekeli,
146
Doğu Avrupa’da değişim rüzgarları,
görüşmelerinde
somut
sonuçlar
silahlanma
alınması,
iki
süper
gücün varlığına bağlı soğuk savaş atmosferinin yerini
tek süper güce ve ”pax Americana*,ya bırakması giderek
barış
hareketini
bağlamda,
savaşa
destekten
dönüşen
yoksun
bıraktı.
“Körfez „ Krizi”
Bu
sürecinde
barış gösterileri yapıldı ama barışa yandaş olanlar,
daha
önce
olduğu
gerilediler.
gösterilerde
birlikte,
gibi
sonuca
Özellikle
yığınsal
körfezde
ulaşamadılar
Almanya’da
katılım
gerçek
1980’lerde Avrupa'nın savaş
yapılan
gerçekleşti.
bir
savaşın
alanı
olma
ve
Bununla
başlaması
olasılığına
karşı yapılan gösteriler kadar bile yığınsal
ilgiye
ulaşamadı. Savaşın Avrupa'nın dışında gerçekleşmesi,
AvrupalIları
Almanların
barış
için
%65*i
desteklemekteydi
gönderilmemesinden
harekete
”Çöl
ama
geçirememişti:
Fırtınası"
%67’si
yanaydı.
harekâtını
körfeze
akser
îngilizlerin
%80'i,
Fransızların %7Q-75*i savaş kararını desteklemek55
teydi.
Kamuoyunun savaş kararını desteklemesi barış
hareketini olumsuz etkiledi. Kamuoyunun oluşumunu da
etkileyen
demokrat
ikinci
bir unsur,
partilerin
çıkmayışlarıydı. Bu genel
yurttaşın
sessiz
Almanya dışında sosyal
savaş
kararma
atmosfer
kalmasıyla
da
altında
barışçı
karşı
sıradan
gösteriler
etkili olamadı.
55 Gösteriler ve kamuoyunun ilgisiyle ilgili veriler Cumhuriyet
Gazetesi*nin 14,18,28 Ocak ve 6,15,18 Şubat 1991 tarihli
sayılarından derlenmiştir.
147
Silahlanma ve savaşa karşıtlık paydası altında
çeşitli
grup
hareketinde
ve
katmanlardan
biraraya
insanlar
geldiler.
barış
Aydınlar,
din
adamları, çevre korumacılar, nükleer güce, silahlanma
ve savaşa karşı olanlar barış hareketinin toplumsal
aktörleridir. Nükleer ya da konvansiyonel silahların
toplumsal
yaşamın
her
boyutunda
sonuç
doğuran
etkileri nedeniyle geniş destek görmesi doğaldır ama
özellikle,
anti-nükleer
ve
çevre
korumacı
hareketlerle sıkı bir bağı vardır barış hareketinin.
Nükleer silahlar ile nükleer enerji arasındaki
ilişki
nedeniyle
hareketle
barış
kuşatılmıştır.
hareketi,
Nükleer
anti-nükleer
silahlara
karşı
çıkmak için, nükleer enerjiye karşı çıkmak gerekir ya
da tersi...
Çünkü
her
ikisi
de
aynı
tür
enerjiye
dayalıdır, insan ve çevre üzerinde yarattığı etkiler
bakımından nükleer reaktör atığıyla, nükleer savaşın
souçları arasında fark yoktur. Toplumsal sınıf ve güç
ilişkileri
bakımından
kapitalizmin
yüksek
her
ikisinde
çıkarları
de
vardır,
tekelci
güvenlik,
gizlilik, ulusal çıkarlar gibi gerekçelerle askercil
toplumsal
yapı
meşrulaştırılmakta, egemen
söylemin
hegemonyası sürdürülmektedir.
Nükleer
silahlar ve savaşlar,
büyük
tehdidi
oluşturmaktadır.
bile,
çevreci
ilişkilidir.
F.
hareketle
Capra’nın
barış
Bir
çevre
tek
bu
hareketi
belirttiği
gibi,
için en
nedenle
temelden
nükleer
bir savaşa engel olunamaması durumunda tüm çevresel
56
kaygılar akademik kalacaktır.
56
Capra, op.cit., s.288.
148
Aslında
ikili
sözkonusudur:
Barış
bir
sürecin
hareketi
de,
varlığı
bileşenleri
anti-nükleer ve çevre korumacı hareketler olan Yeşil
harekete
katkı
toplumsal
başka
Çünkü
bazı
Toplumun
leşmeye,
merkezden
olmak,
yarattığı
tartışma
genişlemesine
"nükleer
silahlara
bakımdan
çıkmak
mi 1itarizasyonuna,
bürokratik­
karşı
belirlemeye,
kamusal
barış
önlerinde yer alan,
etkide
kararlara
karşı
otoriter
devlete
katılmak
istemek
anılan hareketlerin yandaşlarının ortak
Bu
ile
çıkmak
w 57
gerek"tigi
şeylere
açıktır.
karşı
ve
desteğinin
bulunmuştur.
için
sağlamış
hareketi,
barış
öte yandan
ivme kazanan partileşme
da
sürecine
söylemidir.
gösterilerinin
bu
gösterilerle
girmiş
Yeşillerin
üçüncü bir bileşenidir.
II. PARLAMENTO DIŞI MÜCADELEDEN PARLAMENTO İÇİ
MÜCADELEYE
Batı
demokrasilerinde
parlamento,
çeşitli
istemlere yanıt üretmesi beklenen en üst organ olarak
algılanmaktadır. Bununla
alma süreci,
biriikte,
ulasal egemenlik ve
oluşumu,
temsil
karar
kuramı
ile
kuramın gerçekliğe yansıdığı siyasal kılgı açısından
parlamento, yurttaşların beklentilerini yanıtlamaktan
uzak bir yapıdadır. Siyasal yapı, ekonomik, toplumsal
fiJilliams, op.cit., s.230.
149
siyasal
sorunların
çözümüne
yerleşik
ulaşılamayan ve sonuçta çıkışı
giren
toplumsal
kurumlarda
onların
yapıyı
bulamayan,
kurallarına
uymayı
parlemento
olmuşlardır.
olmayan bir döngüye
bütün1emektedir.
ifadesini
grupları,
Yerleşik
yerleşik kurumlarla
yadsıyan
dışında
Bu durum,
kurumlarla
muhalefet
etkinlik
"parlamento
dışı
gösterir
muhalefet"
kavramıyla ifade edilir.
Parlamenter muhalefet kapsamına girmeyen her
türlü
muhalefet
girişimi
(grevler,
mitingler,
lobicilik, fabrika, okul, ev işgalleri, şiddet içeren
ya da içermeyen protesto eylemeleri) parlamento dışı
muhalefeti oluşturmaktadır. Her zaman parlamentoya ya
da
siyasal
sisteme
karşı
amacını
içermeyebilirler:
olduğu
gibi
toplumsal
anlayışına bütünsel
ve
olmayı,
1968
onu
öğrenci
yapıya
köktenci,
ve
değiştirme
hareketinde
onun
Hippi
uygarlık
hareketinde
olduğu gibi kültürel, 50 alternatif harekette olduğu
gibi
ekonomik
ve
toplumsal
ağırlıklı
bir
yadsıma
biçiminde ya da çevreci harekette olduğu gibi çevre
ağırlıklı da olabilir.
Parlamento
kapitalist
siyasal
dışı
muhalefetin
sistemdeki
çoğulculuk
varlığı,,
savının
gerçekle bağdaşmadığını gösteren bir olgudur.
Çünkü
"çok" partili parlamentoda ya da var olan partilerde
ifadesini
bulamayan
muhalif
istem
parlamento
dışı
kanallarda varlık mücadelesi vermektedir.
58
Nükhet Turgut, Siyasal Muhalefet, Ankara, Birey ve Toplum,
1984, s.135-136.
■
'T '
..,.
,v ... ........... .
■■
■ llMIJ I^ L g .M g y y f y p » . ^ ! III I
^ -
-
150
Parlamento
dışı
muhalefet,
demokrasilerinde katılma kanallarının,
Batı
özellikle de
temsil mekanizmasının yetersizliğinin başlıca kanıtı
ve
sonucudur;
gruplar,
parlamento
kendilerini
dışında
ilgilendiren
oluşan
çeşitli
konularda
karar
alma sürecine katılma isteklerini ancak bu yolla dile
getirebilmektedir.
politikalarının
zamanda
Yalnızca
bir
toplumsal
siyasal
eleştirisi
yapıyı
iktidarın
değil,
çeşitli
ama
ve
aynı
yönleriyle
sorgulamanın, var olan siyasal yapıların yanıt üretme
yeteneğinin
59
şeklidir.
olup
olmadığını
Çevreci hareket,
hareketi,
birer
göstermenin
bir
alternatif hareket ve barış
parlamento
dışı
muhalefet
hareketleridir. Hepsi de parlamento dışında oluştu ve
etkinliklerini
parlamentonun
dışında
sürdürdüler.
Toplumun özgül sorun alanlarında farklı örgütlenmeler
olan ama istemleri yer yer örtüşen ya da birbirini
tamamlayan bu hareketlerin yandaşları, ekolojik ya da
yeşil
nitelemesi
taşıyan
listelerle,
partilerle
seçimlerde aday olmaya başladılar. Parlamento dışında
oluşan
hareket
kurumsal
kanallar
yaratmak,
parlamenter alanın olanaklarını da kullanmak amacıyla
yerel ve ulusal meclislerde yer olmaya yönelik
bir
çaba içerisine girilmişti. Başlangıtçtan beri siyasal
bir
özü
olan
çevreci
hareket,
toplumsal-siyasal
yaşamın başka alanlarına da yönelerek kapsamlı,
59
Ibid., s.146.
151
"yeşil”
bir
Seçimlere
söylem
katılmak,
geliştirmeye
hareketin,
çalışmaktaydı.
ekoloji/çevre
gibi
sözcükleri kullanmaya başlayan Öteki partilerden hem
çevre
hem
konulmasını
"yeşil”
de
başka
konularda
gerektirmekteydi.
nitelemesiyle
karşılamıştır.
parlamento
bu
kurumlar
muhalefet
ortaya
Hareketin ve partinin
anılması
Parlamenter
dışı
farkının
de
gereksinmeyi
kullanılırken,
sürdürülmüştür.
Bu
nedenle bir Yeşil hareket/partiden söz edilebilir.
A. Partileşme İçin Nedenler
Toplumsal
hareket
ile
siyasal
bir
parti
arasında bazı farklar bulunmaktadır.
îlkin amaçları
arasında farklılık vardır. Toplumsal
hareketler bir
siyasal parti gibi doğrudan siyasal
iktidarı almayı
hedefleyen bir çaba
içinde değildir.
Daha dağınık,
gevşek örgütlü ya da genellikle kendiliğinden eylem
yaptıkları
görüş
gibi
iklimi
başarıya
yaratarak
ulaştıklarında
siyasa
ve
farklı
siyasal
bir
iktidar
değişikliği için ön koşulları oluştururlar. Toplumsal
harekette
düzenli,
belirlenebilen
merkezi
ya
da
bulunmayabilir.
üyelik
yerel
Siyasal
kurumsallaşmış,
(parti
kartı,
bürolar,
bir
ödenti...)
sürekli
partinin
kolayca
ve
personel
kapsamlı
bir
programı iktidara geldiğinde^ uygulayacağı siyasa
60
Yeşil hareket, daha sonra görüleceği gibi, iktidara gelmek
isteyen bir parti olarak değil, kurumsal siyasetin
152
Önerileri varken, bir toplumsal hareketin bütünsel,
kapsamlı,
tutarlı
olmayabilir;
toplumsal
bir
harekete
ideolojisi,
katılanların
bakışa ya da öğretiye
programı
belli
sempati
bir
duymaları,
paylaştıkları toplumsal bir adetsizliğe karşı eyleme
hazır olmaları yeterlidir.
hedefe
değil,
içeren
bir
toplumsal
söyleme
ve
61
Siyasal parti,
yaşamın
hemen
buna
uygun
meşru
bir
bir
dar bir
her
alanını
örgütlülüğe
sahiptir.
Siyasal
parti,
zeminde
mücadele
ediyorsa az ya da çok yerleşik kurum ve kurallarla
bağlıdır. Bir toplumsal hareketin yerleşik kurallara
uyması
beklenmez.
Kaldı
ki
yeni
toplumsal
hareketlerin çoğu, toplumsal yapıda egemen olan değer
ve kuralları sorgulayarak varlık bulmaktadır.
Toplumsal hareket mensupları,
içkin kurumlarm
katılım,
kaderini
gibi
tayin
algılanımı
siyasal
ilkeleri
içindedirler.
kurumlan,
uygulamaların
görmektedirler.
Ayrıca
toplumsal
almaşığı
Bu
taban
değil,
nednele
devlet aygıtına
demokrasisi,
göz
kendi
ardı
partiler
ettiği
de
dahil
adeletsizlik
doğuran
besleyicisi
olarak
toplumsal
hareketler
devlet iktidarını değil, devletten özerklik kazanmayı
isterler;
devlete,
iktidarın ele
siyasal
geçirilmesi
partilere,
arayışına
ilişkin
siyasal
düş
olanaklarından yararlanmak amacıyla
partileşti.
bağlamda, Yeşiller farklı bir görünüm sunmaktadırlar.
61
Bottomore, op.cit., s.22.
Bu
153
kırıklıklarını, tepkilerini,
ve
partilerden bağımsız
62
etmektedirler.
Bu
olduğu
yüzden,
gibi
işbirliğini
olarak
toplumsal
ve
seferber
Yeşillerde
çalışmanın
görülebileceği
isteyen
kendileri
hareket,
partileştiğinde,
aşaıalamda
kurura1 arından
devletin
üzere,
istemeyenler
ileriki
kurumlarla
biçiminde
bir
ayrılık doğmakta, hareket bir çıkmazla karşılaşmakta
ve
üyelerini
seferber
edememe,
inandırıcılığını
yitirme tehlikesiyle yüz yüze gelmektedir.
Siyasal parti ile toplumsal hareket arasındaki
temel farklılıklara karşın, partileşme sürecine niçin
girildiğinin araştırılması gerekir.
Çevre korumacı hareket ve anti-nükleer hareket
(kısaca çevreci hareket) çevrenin korunması temelinde
oluşmuştu.
Topluma
istemlerine
sonuçsuz
seslerini
siyasal
kalan
duyurmalarına
kurulların
bir
çaba
yanıt
görünümü
karşın
üretmemesi,
yaratmaktaydı.
Siyasal partiler çevre sorunlarıyla ilgili istemleri
ekonomik büyümenin engellenmesi koşutunda algılamakta
ve çevreci harekete uzak durmaktaydılar.
Bu
anlamda
siyasal
partiler
başarısız
kalmışlar, toplumsal hareketin sistemle bütünleşmesi
gerçekleşmemişti.
Öte
toplumsal
yandan,
Yeşil
hareketler,
partilerin
kamusal
bileşeni
kararlara
olan
katılım
istemi ve otoriter devlete, onun yansımalarına karşı
62
Fuantes ve Frank, op.cit., s.35-46.
154
olma gibi değerlere sahiptiler. İstemlerinin var olan
partiler kanalıyla gerçekleşeceğini ummak bir yana,
onları
toplumsal
görmekteydiler.
partilere
yapının
sürdürücüleri
bakımdan
amaçlarını
Bu
katılarak
yaşama
olarak
var
geçirmelerinin
olan
nesnel
koşulu da yoktu.
Bu bağlamda, amacı çevrenin korunması olan ama
aynı
zamanda
siyasal
bir
Özü
de
(katılım,
kendi
kaderini tayin etme, otoriter militer devlete karşı
olma...) bulunan çevreci hareketin hedefine ulaşması
için partileşmesi ve partilere sağlanan olanaklardan
yararlanılması
yandaşlarınca
kaçınılmaz
görüldü.
Baskı grubu gibi çalışmak çeşitli kurumlardan destek
vaadi
alabiliyor,
ama
sonuç
doğurmuyordu.
Oysa
örgütlerin ve üyelerinin sayısı artmıştı. Aralarında
aktörlerinin
örgütlenme
Kısacası
sosyo-ekonomik
yapıları
bir
Özellikleri,
bakımından
siyasal
güç
amaçları,
benzerlikler
oluşturma
için
vardı.
ortam
hazırdı.
İngiliz
Yeşillerinden
partileşmeye
giden
dayandırmaktadır.
girişimlerinin
parlamento
yolu
Anti-nükeer
doğrudan
dışı
J.Porritt
çabaların
Almanya’da
benzer
nedenlere
hareketin
eylemi
ve
başarısız
parlamenter
daha
geniş
olacağı
anlaşıldı.
63
belirginleşti.
63
Porrit, op.cit., s.27.
politik
Böylece
kalınca
çalışmasıyla
desteklenmesi düşüncesi yaygınlık kazandı.
aşmanın
yurttaş
mücadele
partileşme
Sorunları
ile
mümkün
düşüncesi
155
Aynı
destek
Seçim
zamanda,
kazanmak
daha
için
geniş
seçimlere
oldukça
kitlelere
katılmak
verimli
ulaşmak
toplumsal
bir
araçtır.
için
araçlar
sağlamakta, kollektif eylemin toplumsal değerlerinin,
istemlerinin yaygın destek bulması ve oya dönüşmesi
ise,
var
olan
öteki
siyasal
partilerin
bu
oyları
çekmek için harekete geçmesine neden olmaktadır. Yanı
sıra,
seçimlerde
ulusal
başarı
meclisler
kazanıldığında,
de
dönüştürülebilecektir.
bir
Öte
yerel
forum
yandan
da,
ve
alanına
başka
bir
partiye eklemlenilmediğinden, kendi siyasal örgütüyle
parlamenter
araçlardan
yararlanıldığından,
ilk
düşünce ve ilkelerden (en azından varsayımsal olarak)
ödün verilmeden kurumsal alanda etkinlik yeteneğine
sahip olunacaktır.
Anılan
nedenlerle,
parlamenter
mücadele
alanında da etkinlik gösterme çabasına girilmiştir.
B. Seçim Sistemleri ve Etkileri
Yeşil partilerin kuruluşlarına girilmeden önae
çalışma
kapsamına
giren
ülkelerin
sistemlerinden söz etmek gerekmektedir.
sistemi,
koşulları
Çünkü seçim
seçim
sürecinde
64
partilere sağlanan olanakların Ölçüsü
parti adayla­
64
adaylık
seçim
ve
Bu konularla ilgili bilgiler şu kaynaklardan elde
edilmiştir: TBMM Kütüphane ve Dokümantasyon Müdürlüğü, AET
Ölkelerinin Seçim Yasaları, çev. Sennur Bakır ve Sevgi
Pehlivan,Ankara, 1983, passim.; Parkin, op.eit-, s.91-92,
112-117, 213-214; Cottoeret ve Emeri, op.eit-, s.48-87.
156
rının başarısını etkileyen en önemli unsurdur.
Fransa’da Assemblée Nationale
(Ulusal Meclis)
üyeleri beş yıl için seçilmektedir. 1978, 1981, 1988
parlamento
turlu,
seçimleri
salt
seçimleri
çoğunluk
oranlı
tek
adlı,
yöntemine
temsile
dar
göre
göre
bölgeli,
yapıldı.
yapıldı.
iki
1986
Chirac'm
hükümeti kurmasından sonra yeniden iki turlu çoğunluk
sistemine geçildi. İlk turda salt çoğunluk aranırken
ikinci turda en çok oy alan seçilmektedir. İlk turda
kayıtlı seçmenlerin %12.5’ine eşit ya da daha fazla
oy alan adaylar ancak ikinci tura katılabilmektedir.
Fransa'da temsilci sayısının 500 bine ulaştığı
belediye meclisleri seçimlerinde de iki turlu seçim
sistemi uygulanır. Nüfusu 2500'den az olan yerlerde
ilk
turda
salt
çoğunluk,
ikinci
turda
çoğunluk
aranırken, nüfusu 2500'ü geçen yerlerde birinci turda
salt çoğunluğu alan liste mecliste temsi Ici 1 ikierin
yarısını kazanır. Bu parti de dahil, oyların % 5 'inden
fazlasını
oransal
alan
olarak
partiler
ikinci
üyelikleri
tura
katılır
kazanırlar.
ve
Fransa'da
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ülkenin tümünün tek
seçim çevresi olduğu %5 barajlı oranlı temsil sistemi
uygulanır.
İngiltere'de
Avam
Kamarası
için tek adlı, tek turlu,
yöntemiyle
seçilirler.
üyeleri
dar bölge,
Yerel
beş
yıl
basit çoğunluk
seçimlerde
ve
Avrupa
Parlamentosu seçimlerinde de aynı sistem geçerlidir.
Federal Almanya’da çoğunluk ve oranlı
sisteminin
uygulandığı
karma
bir
sistem
temsil
vardır.
157
Seçmenler, biri seçim çevresindeki aday, Öteki parti
listesi
için
olmak
Bundestag *daki
üzere
(Federal
iki
oy
Meclis)
kullanmaktadır.
496
sandalyenin
yarısı tek aday gösterilen seçim çevrelerinde basit
çoğunlukla,
kalanı
listesinden
da
partinin
oranlı
seçilmektedir.
eyalet
temsil
Ayrıca
%5
(Länder)
sistemine
barajı
göre
uygulanmaktadır.
Ulusal oyların %5’ini elde eden ya da seçim çevresi
adaylıklarından 3*ünü elde eden partiler Bundestag *da
temsile hak kazanır. Land*da liste ile seçime katılan
partilerin
temsilcileri
seçilmektedir.
Avrupa
oranlı
Parlamentosu
temsille
seçimlerinde
%5
barajlı oranlı temsil sistemi geçerlidir.
Seçim
durumunu
sistemleri
Yeşil
etkilemektedir.
partilerin
Şöyle
ki;
başarı
Almanya'da
uygulanan karma sistem partilerin etkisiyle seçmen ve
aday
özgürlüğünü
uzlaştırmaktadır.
Oranlı
temsil,
Fransa ve İngiltere'de uygulanan çoğunluk sisteminin
tersine, partinin elde ettiği oy ölçüsünde temsiline
olanak sağlamakta ve Yeşiller gibi yeni
kurulmasını
kolaylaştırmaktadır.
barajlı
oranlı
altında
kalan
temsilin varlığı
partinin
meclise
partilerin
Almanya’da
ise oyları
barajın
girememesine
olmaktadır. Fransa’da uygulanan sistem,
%5
neden
ikinci turda
seçmenin tercihini sınırlamakta (belirli oyun altında
kalan adaylar katılamadığından),
büyük partilere oy
vermeyi özendirmektedir. Tek ya da iki turlu çoğunluk
sistemlerinde yeni eğilimlerin destek bulması güçtür.
Çünkü
seçmenler
istemezler.
Basit
oylarının
çoğunluk
etkisiz
sistemi
kalmasını
İngiltere'de
f
158
olduğu
gibi
yeni
bir
partinin
(örneğin
Yeşiller)
gelişmesine engel olmaktadır.
Seçim
sisteminin
etkisi
kadar
aday
olma
koşulları ve adaylara ya da partilere sağlanan devlet
olanakları
da
Yeşil
partilerin
başarısını
etkilemektedir.
İngiltere’de seçimlerde aday
sterlin
"depozit”
edildiğinde
yatırılmakta
geri
olmak
oyların
için
% 5 *i
alınabilmektedir.
500
elde
Avrupa
Parlamentosuna aday olabilmek için yatırılan miktar
750 sterlindir. Bu koşul, %5 *in altında oy alması her
zaman mümkün olabilecek yeni
önemli
bir
Almanya’da,
engel
bir
parti
adayı
oluşturmaktadır.
adaylara ya da partiye,
için
Fransa
belirli
ve
oranda
oya sahip olduklarında seçim yardımı yapılmamaktadır.
Fransa’da
oyların
% 5 ‘ini
elde
eden
adaya
seçim
harcamaları geri ödenir. Almanya’da seçim çevresinde
oyların en az % 5 1ini alan partiye, aldığı her oy için
5 Mark’lık
yapılır.
Yeşil
(1983*den önce
3.5 Harktı)
1979 Avrupa Parlamentosu
ittifak
almıştır.
Mali
4.8
milyon
yardım
gelişimini
olumlu
Almanya’da
federal
Almanya’da
yönde
ya
Mark
da
malı
seçiminden sonra,
devlet
Yeşil
yardımı
Parti’nin
etkilemiştir.
eyalet
yardım
Ayrıca
meclislerinde
8
temsilcilik elde edilmesi ile Fraktion (parti meclis
grubu)
statüsü
elde
edilmekte
böylece
komitelerde
üyelik hakkı doğduğu gib mali yardım da alınmaktadır.
Seçim döneminde, televizyonun partilerce eşit
kullanımı
ulaşmak
seçmen
için
desteğine,
önem
dolayısıyla
taşımaktadır.
başarıya
Fransa’da
500
159
milletvekili ya da yerel meclis başkanınım imzasını
sağlayabilen
ve
getiren
cumhurbaşkanı
her
dakikalık
böylece
konuşma
adaylık
koşulunu
adayı,
hakkına
yerine
televizyonda
sahiptir.
90
Milletvekili
seçimlerinde iki saatlik propoganda süresi meclisteki
temsil
oranına
göre
saatlik
bir
süre
partiler
arasında
televizyondan
olduğu
partilere
de
bölüştürülür.
mecliste
temsil
Yarım
edilmeyen
paylaştırılmaktadır. İngiltere’de
yararlanma,
sandalyeye
Avam
Kamarasında
oranlanarak
sahip
hesaplanmaktadır.
Mecliste temsilci bulunmayan ve 650 seçim çevresinden
50 ve daha çoğunda, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde
ise 81
seçim çevresinden en
katılan
bütün
partilere
5 ’er
az
2 0 *sinde seçimlere
dakikalık
propoganda
hakkı tanınmaktadır. Doğaldır ki, 5 dakika çok az bir
süredir.
Fransa’da cumhurbaşkanı adayına
tanınan 90
dakikalık süre ise kamuoyuna ulaşmak için etkili bir
olanaktır.
Bu
olanağın
Yeşillerin cumhurbaşkanı
ilgi
olabileceğini
varlığıyla
adayı çıkarmaları
varsayımsal
olarak
Fransa’da
arasında
tartışmak
mümkün olsa gerek...
C . Partileşme Süreci
1. Seçim Sonuçları ve Partileşme
İleri
seçimlerde
endüstri
çıkarılan
ülkelerinde
"Yeşil
Yeşil
listeler”in
partiler,
partiye
evrilmeleri sonucunda oluştu. Önce biçimsel bir parti
160
örgütü
oluşturulup
göstermesi
bu
biçiminde
örgütün
bir
seçimlerde
kurumsallaşma
aday
değil
de,
çeşitli çevreci grupların oluşturuldukları listelerle
seçimlere katıldığı,
partisel
kurumsallaşmanın daha
sonra yaşandığı görüldü. Ulusal
düzeyde örgütlenmiş
bir
daha
parti
örgütünün
aşamadır. Bu durum,
oluşumu
sonraki
başlangıçta Yeşillerin
bir
iktidara
aday olmaktan çok seslerini kamuoyuna duyurmak, çevre
konusuna,
artırmak
çevre
sorunlarına
düşüncesinin
ilgiyi
etkisiyle
ve
dikkati
açıklanabilir.
Bir
'•hareket" olarak doyurucu bir başarı kazanı lamamıştı)
seçimlere
katılarak,
olanaklarından
kurumsal
yararlanmak,
siyasetin
böylece
sonuca
bazı
gitmek
gereği hissedilmişti.
a. Les Verts
1970'lerin başında, Fransa'da çevreci hareket
iki
gruba
ayrılmıştı.
Doğa
korumacı
denebilecek
birinci grup, çevresel değerlerin korunmasını siyasal
bir söyleme sahip olmaksızın istemekteydi.
Bu grup,
daha çok yerel düzeyde etkinlik gösterme yanlısıydı.
İkinci grubu oluşturanlar ise ekolojik açıdan dengeli
bir
toplum
yaratmak
politikalarını
için
hükümet
doğrudan
önceliklerini,
etkileme
gereğini
düşünmekteydiler, bu amaçla seçimlere katılma arzusu
ge 1 işti .
1973 seçimlerinde önce
olan
Association
Protection
de
la
Federative
Nature
anti-nükleer
Regionale
üyesi
Solange
bir
gup
Pour
la
Fernex,
arkadaşlarıyla birlikte çevreci gruplara paralel bir
161
siyasal örgütlenme olarak Alsace kentinde Ecologie et
Survie*yi kurdu. Ecologie et Survie’nin adayı H.Jenn,
1973 Parlamento seçimlerinde %3.7 oy elde etti.
1974’de
başkanlık
altında
adayı
Cumhurbaşkanı
seçimlerinde,
biraraya
olarak
erkene
Mouvement
gelen
Rene
ölünce
çeşitli
Dumont
65
alman
Ecologique
çevreci
seçimlere
adı
grupların
66
katıldı.
ilk
turda %1.3 (336,114 oy) oy sağladı. 12 aday arasında
67
6 . oldu.
Kamuoyunun çevre sorunlarına ilgisinin
çekilmesinde seçim dönemi etkili olmuştu.
Mart
adaylar
da
1976’da
katıldı;
Konton
seçimlerine
Alsace*de
%10*un
çevreci
üzerinde
oy
sağlandı. Aynı yıl Paris'te yapılan ara seçimde, Amis
de
la
kampanya
Terre
(AdİT)
yürüttü,
Lalonde
idi.
yükseltilmesi,
adayları
AdlT’nin
Kampanyada
nükleer
kısa çalışma haftası,
artırılması
Paris-Ecologique
gibi
güce
yerel
konular
turda % 6 .5 oy aldı,
Mart
sözcüsü
yaşam
karşı
adıyla
bir
Briçe
kalitesinin
çıkılması,
daha
birimlerin yetkilerinin
işlenmekteydi.Lalonde
1977 belediye
ilk
seçimlerine
AdlT ile 1974 başkanlık seçiminde oluşan Mouvement
65
Parkin, op.eit., s.95.
^ Les Verts'in seçimlerde elde ettiği oy oranları toplu olarak
tablo l'de verilmiştir.
67
Ferdinand Müller-Rommel ”The Greens in Western Europe
Similar but Different”, International Political Science
Bevies, Vol. 6 , No.4 (October 1985), s.488; Wolfgang Rüdig,
"The Green in Europe: Ecological Parties and the European
Elections of 1984", Parliamentary Affairs, Vol.38, iio.l
(Winter 1985), s.62.
162
Tablo 1: Fransa'da Yeşillerin Seçimlerde Elde Ettiği
Oy Oranları, 1974-1989
1974 1978 1979 1981 1984
1986 1988 1989
Başkanlık
Seçimleri
1.3
—
3.9
2.2
1.1
—
3.8 —
Ulusal Parlamento
Seçimleri
1.2
0.4C ”
Avrupa Parlamen­
—
tosu Seçimleri
4.4*
—
— 3.4/3.3b
10.6
<9)d
Kaynak: Parkin, op.eit., s.110; Müller-Rommel, op.cit., s.485;
Rüdig, op.cit., s.56; Gordon Smith, Politics in Bestem
Europe, Fifth Edition, Aldershot, England, Gower, 1989,
s.329-330; "How They Voted", The Economist, 24-30 June
1989, s.26.
a: Bu seçimleri AdlT boykot etti,
b: Les Verts=%3.4; Entente Radical Ecologiste=%3.3
e: Les
Verts
seçimleri
boykot
etti.
Regionalist bağımsız adaylar içindir,
d: Kazanılan sandalye sayısı.
Sonuç
Egologist
ve
163
Ecologique
(Ecologie
katılmıştır)
ve
et
Survie
de
bu
gruba
SOS-Envronnement1in
muhafazakâr
ağırlıklı olduğu bir koalisyonla girildi. Bazı üslup,
strateji
ve
kişilik
koalisyona
öteki
uyuşmazlıkları
çevreci
sağlanamamıştır.
Bu
nedeniyle
grupların
desteği
seçimlerde
Paris’te,
Paris-Ecologique listesiyle yarışan çevreci adayların
ortalama oyu %10
düzeyinde
gerçekleşti.
Fransa’nın
başka bazı yerlerinde de %5’in üzerine çıkılmıştır.
Bu seçimlerde kurulan koalisyon kapsayıcı
bazı
gruplar
Bölünmüşlük
koalisyonun
1984’e
değin
dışında
Fransa
68
olamamış,
kalmışlardır.
Yeşil
hareketinin
gelişiminin ana belirleyicisi olarak sürecektir.
1977
yerel
seçimlerinden
sonra,
koalisyonun dağılmasını
1978 genel
seçimleri
seçim
Collectif
Ecologie
ittifakı
kurlması
olarak
izledi.
Collectif
AdlT
Ecologie
Mouvement
bu
oluşumun
*78,
hayal
*78
dışında
güçlü
bir
kırıklığı
ve
Kötü
birliğe
ile
in
kaldı.
kapsamaktaydı.
kampanyalar,
ulaşılamadığından
öncesi
SOS-Environnement
Ecologique’yi
eşgüdümlenmiş
dar
de
sonuçlandı,
A l m a n oy %2.2 düzeyinde kaldı. Aynı seçim ittifakı,
başka
grupların
da
desteğiyle
1979
Avrupa
Parlamentosu seçimlerine Europe-Ecologique listesiyle
katıldı.
bu
seçimleri
Europe-Ecologique,
68
AdlT
Fransa'da
boykot
Avrupa
etmiştir.
Topluluğunun
J.F. Pilat, ’’Democracy or Discontent? Ecologists in the
European Electoral Arena’’, Government and Opposition, Vol.
17, No.2 (Spring 1982), s.223-224; Parkin, op.eit., s.96-97.
164
öteki ülkelerindeki Yeşil listeler arasında en yüksek
oy oranı olan %4.4 oy oranına ulaştı. Alsace"de oy
69
oranı %10.6 idi.
Ulusal düzeyde % 5 ’lik oy barajı
aşılamadığından
Avrupa
Parlamentosuna
temsilci
gönderilemedi.
Kasım
eğilimli
1978’de
bazı
Mouvement
grupların
da
Ecologique
katılımıyla
d ’Ecologie Politique, MEP’e dönüştü.
seçimleri
için
adaylar
SOS-Environnement *in
sürdürdüğü
Mouvement
1981 başkanlık
saptanırken
başkan
Jean-Claude
sol
adayı
MEP,
olarak
Delarue’nin
öne
adaylığını
onaylamadı. B. Lalonde başkan adayı olarak genel bir
kabul
gördü.
ulaşırken
Lalonde
ulusal
ilk
düzeyde
turda
%3.9
oyların
oy
oranına
arttığı
görüldü.
Lalonde 10 aday arasında 5. olmuştu. Bununla birlikte
1981
genel
seçiminde
seçimlerinde
1
milyonun
oy
oranı
üzerinde
düştü.
oy
Başkanlık
alınmışken
bu
seçimlerde yaklaşık 160 bin oy ancak alınabilmişti,
oy oranı % 1 .1 ’de kaldı.
Seçimlerden bir ay sonra Aralık 1981’de MEP,
AdlT
ve
bazı
yerel
Verts-Confédération
derasyon
içinde
kuruldu.
görüş
ekolojik
Ecologiste
grup
adıyla
Konfederasyonun
ayrılıkları
üyelerince
bir
kurulması
yaratmıştı.
Bir
Les
konfe­
AdlT
kısım,
AdlT'nin konfederasyonla bütünleşip tamamen dağıtıl-
69
E. Gene Frankland ’"The Developmental Dilemmas of Green
Parties", Prepared for Delivery at the 1987 Annual Meeting
of the Western Political Science Association, Disneyland
Hotel Anaheim, California, March 26-28, 1987, s.33; Pilat,
op.cit., s.224; Parkin, op.eit., s.98.
165
masını istiyordu. Bunlar konfederasyonda yer alırken,
baskı
grubu
etkinliğinin
sürdürülmesini
isteyenler
AdlT içinde kaldılar. Öte yandan MEP’in de bir kısım
üyesi konfederasyona katılmamıştı.
Bunlar başka bir
parti örgütlenmesine gittiler ve böylece ikinci bir
Yeşil
Parti,
Les
Verts-Parti
Ecologiste
oluşturdu.
İki yıl süren uzun çabalardan sonra Şubat 1984*de iki
parti
Les
Yeşiller
Verts
1984
(Yeşiller)
Avrupa
altında
Parlamentosu
hazırlanmaya başladılar.
Yeşiller
toplanmaya çalıştılarsa da
AdlT'nin önemli
adı
birleşti.
seçimlerine
tek
çatı
altında
ayrılıklar
sona
ermedi.
isimlerinden
B.
Lalonde
Yeşillerin
dışında kaldı. Lalonde ılımlı kanatta yer almaktaydı,
Yeşillerin
tek
istemlerini
saf ve
girişimiyle
ve
derhal
tehlikeli
Yeşillerden
Ecologiste (ERE)
ayrı
yanlı
listeyle
bulyordu.
ayrı
adıyla bir
silahsızlanıİması
Entente
liste
girilen
Lalonde'nin
Radicale
oluşturuldu.
Avrupa
İki
Parlamentosu
seçimlerinde Les Verts %3.4, ERE ise %3.3 oy oranı
70
elde etti.
Oyların dağılması Avrupa Parlamentosunda
sandalye kazanılmasını engellemişti.
Lalonde,
seçimlere
Les
katılma
Verts
tavrını
listesinin
1986
dışında
parlamento
seçimlerinde de yineledi. Lalonde, Lyon'da Les Verts
adayı J.Briére ile yarıştı,
Lalonde %1.4 oy alırken
Les Verts adayı %1.2 oy elde etti.
Oranlı
temsilin
uygulandığı bu seçimlerde Les Verts, 96 seçim çevre-
70
Parkin, op.cit.,
s.101;
Frankland,
Müller-Rommel, op.cit., s.488-489.
op.cit.,
s.34;
166
sinden yalnızca 22 seçim çevresinde seçimlere katıldı
ve buralarda ortalama oy oranı %2.4’de kaldı; ulusal
oyların % 1 .2 *sini alabilmişti,
gönderemedi.
adayın
parlamentoya temsilci
22 belediye meclisi için gösterdiği 49
ortalama
oy
oranı
ise
%3.4
oldu.
meclislerine yalnızca 3 temsilci gönderebildi.
Bölge
71
1988 başkanlık seçiminde Les Veriş*in adayı A.
Waehter,
ilk turda
1 milyon
oranı elde etti. Başkan
145 bin
oyla
%3.8
seçilen Mitterand yeni
oy
bir
seçimle partisinin salt çoğunluğu sağlayabileceğini
düşünerek
parlamentoyu
feshetti.
hazırlıksız yakalanmıştı,
mali
nedenle
etti.
seçimleri
olmaksızın
boykot
girdiği
seçimlerinde..,%10.6
kazandı.
Les verts,
1989
oy
Les
Vert
sorunları
Les
oranı
ile
kuruluşundan bu
vardı.
Verts,
Avrupa
seçime
Bu
bölünme
Parlamentosu
9
temsilcilik
yana
en
büyük
seçim başarısını bu seçimlerde elde etti.
b - Green Party
İngiltere’de Yeşil
kurulan
People
adlı
Partinin kuruluşu
partiye
1973'te
dayanmaktadır.
1972
yılında avukat, şirket yöneticisi, emlak komisyoncusu
gibi
mesleklere
sahip
13
kişi
bir
ekolojik sorunları tartışmaktaydılar.
13
kişinin
13*ler
Klubü
katılımından
(Thirteen
Toplantılara katılanlar
71
araya
İlk toplantıya
esinlenerek
Club)
bir
adıyla
süre
gelerek
toplantılar
sürdürüldü.
sonra,
Parkin, op.cit., s.103; Frankland, op.cit., s.35.
ekolojik
16?
yıkımdan
sakınmak
olduğuna
karar
Friends
of
için
siyasal
verdiler.
the
Earth
Bu
de
etkinliğin
arada
gerekli
13*ler
partilerle
dışında
yakın
ilişki
aramaktaydı, bu çabaları sonuç vermedi. Tek almaşığın
yeni
bir
parti
kurmak
olduğu
ortaya
çıkmıştı.
13'lerden siyasal parti kurulması düşüncesine yatkın
olanlar
seçimlerde
çevrecilerin
aday
olmasını
istedikleri People (İnsanlar) adlı bir ilanı basında
yayınlandıktan bir ay sonra, Şubat 1973’te 50 kişinin
katılımıyla People adlı parti
The
Ecologist
Blueprint
dergisinin
kuruldu.
tartışmaya
Survival” adlı
. 72
ilkelerini benimsemişti:
açtığı
"The
manifestonun
temel
-Ekolojik süreçlerin kırılmasında (disruption)
düzeyin sağlanması.
-Doğal kaynaklar ve enerjinin en yüksek
muhafazası.
-Artış ile kayıpların eşitlendiği nüfus.
-Bireylerin ilk üç ilkeden sınırlanma
hissetmekten çok, hoşlandıkları bir toplumsal
en düşük
28
for
Yeni parti,
Şubat
1974’de
yapılan
düzeyde
duygusu
yapı.
parlamento
seçimlerinde parti 6 seçim çevresinde aday gösterdi.
Seçime
katıldığı
kalırken,
%3.9
oy
seçimlerde
13’ler
oranına
parti
yerlerde
içinde
ortalama
yer
alan
erişmişti.
birkaç
seçim
oyu
Lesley
Ekim’de
%1.8’de
Whittaher
yenilenen
çevresinde
gösterdiyse de ortalama oyu %0.7’yi aşamadı ve
72
Parkin, op.cit., s.218.
aday
168
başarısız sonuçlar elde etti.
Parti
"Yeşil
yerleştirmek,
düşünceyi"
seçimleri
mesaj
geliştirmek,
vermenin
bir
yolu
olarak kullanmak amacıyla kurulmuştu. Partinin birçok
yandaşı çeşitli çevreci ve barışçı örgütlerin üyesi
olmasına karşın, çevreci ve barışçı gruplar partiye
uzak
durdular.
partileri
Onlar
hükümeti
etkileme
siyasetlerini
ve
yönündeki
sürdürmeyi
muhalif
büyük
baskı
grubu
yeğlediler,
küçük
bir
partide doğrudan yer almanın bu etkiyi azaltacağına
inandılar.
Ayrıca,
1974
başarısız
sonuçlardan
seçimlerinde
sonra,
elde
sosyalist
edilen
ilkelere
partide daha çok yer verilmesini isteyen üyelerin bir
kısmı
partiden
altındaki
ayrılıp
Socialist
Association-SERA’ya
îşçi
Partisi’nin
Environment
bağlandılar.
baskı grubu olan SERA'nm
küçük
and
etkisi
Resources
Sol
eğilimler
bir
partiden
fazla etkiye sahip olacağını düşünmekteydiler.
bir
daha
Baskı
grubu olmanın siyasette sonuç doğurmayacağına inanan
partililer,
baskı
grubu
siyasetine
grupların desteğini alamamışlardı.
ayrılmasıyla parti,
bağlı
çevreci
Sol grupların da
Friends of the Earth'ün etkisi
altında sağ bir konuma yerleşti.
People’m
mercan
ve
turkuaz
renklerini
benimsemiş olması, basında "komünist" tonlu bir parti
gibi
gösterilmesine
yol
açınca,
People’m
adı
1975’de Ecology Party olarak değiştirildi, rengi de
73
Rüdig, op.cit., s.67; Parkin, op.cit., s.219; Frankland,
op.cit., s.23.
yeşile dönüştürüldü.
1979 genel seçimlerinde kaç
seçim çevresinde
seçime girileceği 1978 ve 1979 parti kurultaylarında
tartışıldı.
sayıda
seçim
çevresinde aday çıkarılması görüşüne karşılık,
radyo
ve
Dikkatlice
televizyonda
kazanmak
için
5
saptanmış
az
dakikalık
gereken
en
az
propaganda
50
seçim
süresi
çevresinde
seçime katılma görüşü benimsendi.
Ecology
Party
bu
seçimlerde
çevresinde yarıştı.
Bu
oyu,
görülebileceği
Tablo
2* de
seçim
53
çevrelerinde
seçim
ortalama
üzere,
%1.5’ta
kalirken, tüm oyların % 0 .13'ünü elde edebi İdi. Aynı
yıl yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde 3 seçim
çevresinde 3 aday gösterildi, bunlar ortalama %3.7 oy
oranına ulaştılar.
seçimlerinde
72
1980
district
(ilçe)
aday gösterildi,
meclisleri
ortalama
%5 .8
oy
almda ama yalnızca bir meclis üye1 iği kazanılabiİdi.
1981
county
(il)
meclisleri
seçimlerinde
325
aday
gösterildi, yalnızca 30 aday %10'un üzerine çıkarken
Bodwin'de elde edilen %50.1
oy oranıyla bir meclis
üyeliği elde edildi. 1983’te yapılan genel seçimlerde
100 ’ün
üzerinde
kaldı.
1984'de
seçimlerinde
yarıştı;
17
elde
aday
yarıştı,
yapılan
seçim
edilen
ortalama
Avrupa
çevresinde
%2.6
seçimlerinin de altında kalmıştı.
% 1 'de
oy
Parlamentosu
çevreci
ortalama
74
adaylar
oy
1979
Eylül 1985* de yapılan parti kurultayında 2/3
74
Parkin, op.cit., s.221-224; Frankland, op.cit.,
Müller-Rommel, op.cit., s.489; Rüdig, op.cit., s.67.
s.24;
170
çoğunlukla
partinin
değiştirildi.
İsim
adı
Green
Party
değişikliğine
yandaş
olarak
olanlar,
Avrupa’daki partilerin de bu adı benimsediğini, diğer
partilerin seçmen kazanmak için ekolojik nitelemeler
kullanarak ekoloji sözcüğünü bulanıklaştırdıklarını,
Yeşil
Parti
farkı
ortaya
Karara
adıyla
partinin
çıkarması
karşı
olanlar
ötekilerle
gerektiğini
ise
ekoloji
arasındaki
Öne
sürdüler.
kavramının
halka
anlatılıp berraklaştırılabileceğini, partinin Ecology
Party adıyla seçmenler tarafından tanındığını
ileri
sürdüler. Partinin yeni adı kabul edilmekle birlikte,
yerel örgütler her iki adın kullanılmasında serbest
bırakıİdi1 ar.
Green
Party
seçimlerinde 269
etti.
İki
gönderdi.
ikinci
district
yerel
ortalama %5.6 oy
birinde
girilen
1986
aday ortalama %4.3 oy
yerde
1987
adıyla
sağlarken
bir
oranı
meclislerine
seçimlerinde
ise
district
temsilcilik
elde
yerel
elde
temsilci
260
aday
meclislerinden
edildi.
133
adayın yarıştığı 1987 genel seçimlerinde ortalama oy
oranı %1.4’te kaldı; yalnızca 10 aday %2 ’yi aşabildi.
Mayıs
yarışan
1988
yerel
Green
seçimlerinde
Party
adaylarının
325
sandalye
ortalama
oy
için
oranı
%4.1 olarak gerçekleşti; %58 ve %34 oy elde eden iki
aday
Stroud district meclisinde iki sandalye elde
75
. , - ,
etti.
1989
Avrupa
Parlamentosu
seçimlerinde
yaklaşık %15 oy elde etmelerine karşın seçim sistemi
75
Parkin, op.cit., s.225-228.
171
Tablo 2: İngiltere’de Yeşillerin Seçimlerde Elde
Ettiği Oy Oranları, 1974-1989
1974
1979
1983
0.7
1.5
1.0
1984
1987
1989
Ulusal Parlamento
Seçimleri3
1.4
Avrupa Parlamen­
tosu Seçimleri*
3.7
2.6
--
14.5
Kaynak: Parkin, op.cit., s.233; Müller-Rommel, op.cit., s.485;
Rüdig, op.cit., 3.56; "How They...", The Economist,
op.cit., s.26
a: Sonuçlar,
seçime
girilen
yerlerde
ortalamasıdır,
b: Tüm oylar içinde elde edilen oran.
alınan
oyların
nedeniyle
temsilcilik
kazanamadılar.
Bu
başarılarını
daha
sonra
yapılan
seçimlerde
yineleyemediler.
Mayıs
1991'de
yapılan
yerel
seçimlerde, district meclisleri için yarışan Yeşil
adaylar, aday oldukları yerlerde ortalama %5 oy oranı
76
1977’de İşçi Partisi hükümetinin önerdiği gibi, Britanya 12
seçim bölgesine ayrılmış ve oranlı temsil sistemi uygulanmış
olsaydı, Yeşiller Avrupa Parlamentosuna 12 temsilci
göndereceklerdi. "Summing up’’, The Economist, 24-30 June
1989, s.38.
172
sağladılar.
c . Oie Grünen
Federal
kuruluş
Almanya'da
süreci,
oluşturulan
Die
yerel
çeşitli
Grünen
meclis
aday
(Yeşiller)'in
seçimleri
listeleri
ile
için
başlar.
Kitleselliğe ulaşmış harekete yeni açılımar sağlamak
amacıyla, kurumsal siyaset alanına geçilmiştir.
İlk
platform
kez,
Zehlendorf’ta>
olarak
kullanmak
girildi.
Zehlendorf
amacıyla
oluşturulan
Yurttaşlar
belediye
Seçmen
meclisi
de
bir
düşüncesiyle
seçimlere
merkezinin
korunması
girişimi,
"Bağımsız
kent
yurttaş
Birliği”
meclisi
adıyla
seçimlerine
Hayıs
katıldı.
1975*te
Seçim
çevresinde oyların %12.9’unu kazanarak mecliste bir
78
temsilcilik elde etti.
1974-1977
çevreci
hareket
kitleselleşmesine karşın sonuç alamıyor,
öte yandan
da
polis
siyasal
şiddet
iktidar
döneminde
kullanarak
kamuoyunda
hareketi
geriletmeye,
göstericilerle
ilgili
olumsuz bir izlenim yaratmaya çalışıyordu. Bu dönemde
birkaç
yerde
elde
edien
başarılı
seçim
sonuçları,
seçimleri ve meclisleri bir platform olarak kulanma,
tıkanma noktasındaki harekete yeni açılımlar sağlama
düşüncesini
pekiştirdi.
Böylece
yerel
partilerin
kurulması sürecine girildi.
77
78
"Hidden Hope for the Torries”, The Bconomist, 11-17 May
1991, s.39.
Bora, "Çevre Demokrasi...", op.cit-, s.71
173
Eyalet düzeyinde ilk yerel parti 1977 yılında
Wyhl ve Brokdorf kentlerinin bulunduğu Aşağı Saksonya
eyaletinde Grüne Liste Umweltschutz-GLU (Çevre Koruma
İçin
Yeşil
Liste)
kuruldu.
”Kamuoyunun
meclisteki
tribünü" olacağını açıklayarak kurulan GLU,
ilk kez
eyalet
Almanya
meclisi
yüzeyinde
örgüttür.
GLU
seçimlerine
örgütlenme
79
katılan
düşüncesini
geliştiren
1977-1978 yıllarında çeşitli eyaletlerde
partileri
oluştu;
1977-1980
yılları
Almanya'nın tüm eyaletlerinde çeşitli
eyalet
ve
partileri
kuruldu.
arasında
adlar altında
Eyalet
seçimlerinde
1978-1988 yılları arasında kazanılan başarılar Tablo
3 ’de, 1979-1980 yılları arasında Bundestag ve Avrupa
Parlamentosu seçimlerinde elde edilen başarılar
ise
Tablo 4 ’de gösterilmiştir.
Haziran 1978*de Aşağı Saksonya (Niedersachsen)
ve Hamburg*da eyalet meclislerine girilmese de birçok
belediye meclis üyeliği kazanılmıştır. Bu sonuçların
yarattığı olumlu etki ile,
seçimleri
Eski
yaklaşırken
Hristayan
eğilimli
Yaşil
bazı
Demokrat
Eylem
muhafazakâr eğilimli
1979 Avrupa Parlamentosu
ittifaklar
oluşmuştur.
H.Gruhl’un
Geleceği
kurduğu
GAZ
Çevre Koruma
sağ
ile
yine
için Yeşil
Liste
GLU, Schleswig Holstein Yeşil Liste GLSH ve Bağımsız
Almanların Eylem Topluluğu AUD, Avrupa Parlamentosu
seçimlerine
koalisyona
anlaştılar. Aynı ittifaka
79
giderek
başka
Tanı! Bora, (der.) Yeşiller
İletişim, 1988, s.41-42.
ve
katılma
bazı
konusunda
grupların
Sosyalizm,
da
İstanbul,
174
T a b lo 3 1 A lm a n y a 'd a
E y a le t
S e ç im le r in d e
K a z a n ıla n S a n d a ly e S a y ı l a r ı , O ,
1978
1979
Baden-Württemberg
Bayern
1980
5.3
(6 )
1.8Ü
3.7
Bremen
5 .iy
(4>
Hamburg GAL
4.6*^
Hessen
2.0^
Niedersachsen
3.9Ü
E d ile n
Oy
1982
1983
1984
8.0
(9 )
1985
5.4
(5 )
Rheinland-Pfalz
10.4
(13)
5.9
(7 )
1988
7.9
(10)
10.2
(10)
7.0
(8 )
9.4
(10)
7.1
(11)
4.6
4.5
2.9
2.4£
1987
10.6
(15)
3.0
Saarland
1986
7.5
(15)
7.2
(9 )
7.7
(9 )
8.0
(9 )
6.5
(11)
Nordrhein-Hestfalen
O r a n l a r ı v e
1978-1988
4.6
Berlin AL“
Schleswig-Holstein
1981
E ld e
5.9
(6 )
2.5
3.6
3.9
Kaynak: Parkin, o p . c i t . , s . 147
a: BL Bunte L iste 543*5; GUI Grüne L iste Umweltschutz 541.1
b: GLO
e: GLB Grüne L iste Hessen X I.1; GAZ Grüne Aktion Zukunft X0.9
d: GBL Grüne Alternative L iste (Aralxk 1982'de yenilenen seçimde GAL 546.8
oyla 8 te m silc ilik elde e t t i . )
e: ADD Aktionsgemeinschaft Unabhängiger Deutscher
f* niiîn Grüne L iste Schleswig-Holstein
g: BLG Bremer Grüne L iste
h; AL Alternative L iste
2.9
Tablo 4: Almanya’da Yeşillerin Seçimlerde Elde Ettiği
Oy Oranları, 1979-1990
1979
1980
1983
1.5
1984
1987
1989 1990
5.6
8.3
—
(27)a
(42)
Ulusal Parlamento
Seçimleri
4.7/5.9b
(8 )
Avrupa Parlamen­
tosu Seçimleri
—
3.2
8.2/0.3C
—
8.4
(8 )
(7)
Kaynak: Parkin, op.cit., s.146; Müller-Rommel, op.cit., s.485;
Rüdig, op.cit., s.56; Smith, op.cit., s.333; ”How
They...” The Economiat, op.cit., s.26; "Variegated
üinner, Red-Green Losers", The Economiat, 8-14 Deeember
1990,
s.30.
a: Kazanılan sandalye sayısı
b: Birleşik Almanya seçim sonuçları. Batı"da Yeşiller %4.7
(sandalye kazanamadı); Doğu*da İttifak ’90 ve Yeşiller
Koalisyonu %5.9 (8 sandalye kazandı.)
c: Ekolojik Demokrat Parti-ÖDP %0.3
katılımıyla
16-17
Mart
1979’da
beşyüz
delegenin
Sonstige
bulunduğu
Sindelfingen’deki
toplantıda
Politische
Vereinigung-Die
Grünen/SPV-Die
(Alternatif
Siyasal
İttifak-Yeşi1ler)
Grünen
bir
seçim
birliği olarak kuruldu BBU’nun yönetim kurulu üyeleri
Roland Vogt ve Petra Kelly de SPV’ye katıldı.
yerel partiler bu
çevre
birliğe
korumacıları,
gruplarından
Komünist
katılmadılar.
eşcinselleri,
Birlik’i
Sol
Hamburg’da
1968’in
bünyesinde
Maocu
toplayan
Renkli Liste BL ile Berlin'de 300 yurttaş girişimi
tarafından kurulan ve yine Maocu komünist grupların
176
(KPD-ML) yer aldığı
1968 direncilerinin etkisindeki
Alternatif Liste AL, SPV'nin dışında kaldılar.
1979
Avrupa
Parlamentosu
80
seçimlerinde
SPV,
%3.2 oy oranı elde etti;%5 oy barajı aşılamamıştı ama
kazanılan
oyla
sağlanmıştı,
Seçim
4.8
para
milyon
Örgütlenme
propagandasında
"ekoloj ik,
Marklık
toplumsal,
yer
taban
devlet
yardımı
amacıyla
kullanıldı.
verilen
dört
demokrasisine
ilke
dayalı,
şiddetsiz" Ekim 1979'da Offenbach'ta yapılan federal
parti kuruluş girişimi
toplantısında
kabul
edildi.
12-13 Ocak 1980’de Karlsruhe1deki kurultay*da federal
parti
olarak
Muhafazakâr
Die
Grünen
eğilimli
(Yeşiller)
GLU,
AUD,
sol
kuruldu.
yönelimli
alternatif ve renkli listeler, komünist KB ve KPD-ML
gibi
örgütler aynı
çatı
altında
Die
Grünen* de
bir
araya gelmişti. Bu kurultuyda Petra Kelly, Yeşillerin
anti-parti
olacağını
dile
getirdi.
Bu
kavramla,
parlamenter siyasete kaygıyla bakanlara güven vermek
istiyor,
partinin
anti-bürokratik,
anti-hiyerarşik
olacağını vurguluyordu. İki ay sonra Saarbrücken1deki
program
kurultayında
koyacak
ve
sol
sol
gruplar
eğilimli
bir
ağırlıklarını
program
kabul
81
edilecektir.
Die
seçim
80
Grünen'in
başarıları
da
kurulma
sürecinde
kazanılan
etkili olmuştur. 1979 sonunda
Parkin, op.cit., s.119-120.
81 İbid., s.120-121;
Pilat,
op.cit.,
Yeşiller___ op.cit., s.56-60.
s.226-227;
Bora,
ip..
177
Bremen eyalet meclisi seçimlerinde Bremen Yeşil Liste
BGL ilk kez %5 barajını aşarak eyalet meclisinde
4
sandalye
8
kazandı.
temsilcilik
elde
sonuçlarına
karşın
seçimlerinde
Bununla
Ardından
Baden
edildi.
Başarılı
1980
birlikte,
yinelenmiştir.
ekiminde
% 1 .5
parti
oy
eyalet
yapılan
oranında
eyaletlerde
Mayıs
Württemberg *de
Buntestag
kalmıştır.
başarılı
1981-Aralık
seçim
1982
sonuçlar
arasında
yapılan eyalet seçimlerinde oldukça başarılı sonuçlar
alınmıştır.
Bu
süreç
içerisinde
yükselen
barış
hareketi, Yeşilleri ivmelendirmiştir. 1983 Bundestag
seçimlerine giren Yeşiller %5.6 oy oranıyla federal
mecliste,
elde
biri
ettiler.
Bundestag1da
üç
Batı
Berlin
Böylece
parti
temsilcisi
1950’den
sistemini
28
beri
sandalye
ilk
Yeşiller
kez
dördüncü
parti olarak değiştirmiştir.
1984 yılında Avrupa Parlamentosu
iki
ayrı
yeşil
liste
girdi.
Die
seçimlerine
Grünen’de
Yeşillerin" etkili olması nedeniyle GAZ'm
H.Gruhl,
Demokrat
Ökologisch-Demokrat
Parti)
adıyla ayrı
Partei
"Sol
kurucusu
(Ekolojik
bir listeyle seçimlere
katıldı. Gruhl Yeşillerin NATO'dan ayrılma, tek yanlı
silahsızlanma Önerilerine taraftar değildi; daha çok
geleneksel merkez sağ düşünceler
taşımaktaydı.
seçimlerde Yeşiller %8.2 oy oranı
82
Bu
elde ederken ÖDP
%0 .3 oranında kalmıştır.
1985 yılında Hessen'de %5
82
Rüdig, op.cıt., s.58.
oy
barajı
aşılıp
278
Yeşiller parlamento içi güç dengesi durumuna gelince
Sosyal
Demokrat
"Kızıl-Yeşil”
Parti,
koalisyonu
SPD
koalisyon
olarak
anılan
önerdi.
koalisyon
gerçekleşti. Yeşiller’den Joschka Fisher, Almanya’nın
ilk Yeşil Bakanı olarak çevre bakanlığını getirildi.
Koalisyon
konusunda
yayılırken,
parti
tartışmalar
içinde
Almanya
yüzeyine
"gerçekçi” kanat
"reolos"
ile "köktenci" önerileri olan ve koalisyona taraftar
olmayan
"fundis"
belirginleşti.
kanat
1987'de
yaklaşırken parti
değildi.
Bu
Yeşiller
oylarını
yapılacak
içinde
seçimlerde
arasındaki
koalisyon
SPD
artırdı;
ve
ayrılıklar
genel
seçimler
sorunu
çözülmüş
CDU
oy
%8.3 oyla
yitirirken
ikisi
Berlin
temsilcisi 44 sandalye elde ettiler.
Bundestag seçimlerinden bir
ay
1987’de Hessen'de koalisyon
sona
konusu
tesisi
Nukera/Alkem
Nisan*da
yapılan
nükleer
seçimlerde
Yeşiller oylarını %9.4’e,
sonra,
erdi.
SPD
temsilci
Şubat
Anlaşmazlık
ile
ilgiliydi.
oy
yitirirken
sayılarını
10’a
çıkardılar.
1980*de federal bir parti olan Die Grünen, on
yılın
sonunda Bundestag’da dördüncü parti
olmuş ve
yerini korumuştur. Bununla birlikte
iki Almanya'nın
birleşmesi
seçimlerde
sonrası
yapılan
genel
Grünen Batı'da önemli ölçüde oy yitirmiştir,
Die
aralık
1990'da Birleşik Almanya genelinde yapılan seçimlerde
Batıda Yeşiller %4.7 oy oranı
ile
barajı
aşamayıp
Bundestag'a Batıdan temsilci gönderemediler. Yeşiller
tüm
Almanya’da
alabildiler.
Doğu
kullanılan
Almanya’da
oyların
ise
İttifak
%3.9'unu
*90 ile
179
Yeşiller
arasındaki
koalisyon
Doğuda
kullanılan
%5.9'unu alarak Bundestag'da 8 sandalye
83
kazandı.
Bu büyük düşüşün önemli nedenlerinden biri
oyların
Yeşillerin iki Almanya'nın birleşmesiyle
bir görüş
ortaya koyamaması,
kamuoyunda,
yer
yer
birleşme
birleşmeye
ilgili net
isteyen Batı
karşı
bir
görüntü
sergilemiş olmasıdır.
2. Kuruluş
Süreci
île
İlgili
Bir
Ara
ve
Grünen'in
Değerlendirme
Les
Verts,
Green
Party
Die
kuruluş süreçleri topluca değerlendirildiğinde, Alman
Yeşillerinin eyalet ve
federal
meclis
seçimlerinde
büyük seçim başarıları elde ettiği ilk dikkati çeken
sonuç
olmaktadır.
İngiltere
ve
Fransa'da
Yeşiller
ulusal meclislere hiç temsilci gönderememişlerdir.
Die Grünen'in başarısının
Almanya'da
geldiği
toplumsal
bir
anda
harekete yeni
en
muhalefet
partileşmeye
açılımlar
önemli
tıkanma
gidilerek
sağlanmış
nedeni,
noktasına
toplumsal
olmasıdır.
Yeşil
hareketin partileşmesi toplumsal muhalefetin pek çok
unsurunu kapsayarak gerçekleştirilmiştir. Başlangıçta
yerel
federal
düzeyde
oluşturulan
ölçekte oluşturan
pek
çok
partinin
liste/parti,
yerel
Örgütleri
işlevini üstlenmiştir; ulusal parti yerel örgütlerin
eşgüdümünü sağlamayı başarmıştır.
83
"Variegated...” op.cit., s.30.
180
İngiltere ve Fransa'da
alanına
Almanya'ya
karşın,
partinin
hareketler
göre
ise
erken
bileşenleri
yükselirken
kurumsal
çıkılmış
olan
örgütsel
siyaset
olmasına
yeni
toplumsal
dağınıklılıktan
kurtulunamamış olması başarıyı etkileyen önemli
bir
etmendir. Fransa'da kurulan seçim ittifakları sınırlı
kalmış,
genellikle kişisel
biraraya
gel inememiştir.
ilkeler
çerçevesinde
kimliklerinin
Almanya'da
ama
korunduğu
içindir
bağımsızlıklarını
ki
olduğu
katılan
bir
bütünlük sağlanamamıştır.
aranmadığı
ya da taktik nedenlerle
gibi
grupların
örgütlenme
içinde
Bu bütünlüğü sağlama yolu
yerel
gruplar,
ittifakları
yitirecekleri,
hiyerarşik,
merkeziyetçi örgütlenmeler biçiminde algılamışlardır.
Oysa ulusal çaptaki seçimlerde ittifak başarısının ön
koşullarmdandır."Birleşik" Yeşil Parti ancak 1984*te
oluşturulabilmiştir. Bölünmüşlük
Yeşilleri
1984
Avrupa
nedeniyle
Parlamentosu
Fransız
seçimlerinde
temsilcilik elde edememiştir.
İngiltere'de
parti
ile
toplumsal
hareketler
arasında organik bağın başarılı biçimde kurulamaması
ile anti-nükleer hareket ve barış hareketinin zayıf
oluşu,
partinin
etmenlerdendir.
başarılı
olamamasını
açıklayıcı
Çevreci gruplar, baskı grubu olarak
etkinlik göstermenin daha verimli sonuçlar vereceğini
düşünerek
yeni
kurulmuş
Green
Party’ye
uzak
durmuşlardır. Bir çok yerel topluluk üyesi parti için
çalışırken onların örgütleri
Bu durum toplumsal
partiye katılmamıştır.
hareketlerle
parti
arasındaki
181
örgütsel
ilişkinin zayıf
kalmasına neden
olmuştur.
Ama daha önemlisi, parti de, çevreci örgütlerin baskı
grubu siyaseti düşüncesinden etkilenerek,
grubu
gibi
etkinlik
gösterir
bir baskı
olmuştur.
Siyasal
sorumluluk almaya yönelik bir çaba içinde olunmamış,
çevrenin
korunması
için
tek
tek
bireylerin
ya
da
kurulların davranışları değiştirilmeye çalışılmıştır.
Meclislere
temsilci
olanaklarından
sesi
olmak
da
yararlanmak,
amacıyla
seçimler,
göndererek
partiyi
bireylerin
bu
tabanın
alanın
meclisteki
örgütlemek
davranışlarını
yerine,
değiştirmeye
yönelik olarak onlara çevre eğitimi vermek amacıyla
kullanılmıştır.
Seçim sonuçlarına bakıldığında
4)
İngiltere
ve
Fransa’da
(Tablo
ulusal
1,2 ve
parlamento
seçimlerinde %1-2'lik bir oran görülmektedir. Her iki
ülkede
daha
de
Avrupa
başarılı
Parlamentosu
sonuçlar
seçimlerinde
alınmıştır.
görece
1989
Avrupa
Parlamentosu seçimlerinde
İngiltere’de yaklaşık %15
oy
seçim
oranı
elde
temsilcilik
edilip
kazanılamazken;
sistemi
nedeniyle
Fransa’da,
ulusal
seçimlerden farklı olarak %5 barajlı oranlı temsile
dayalı
edien
Avrupa
%10.6
sağlamıştır.
Parlamentosu
oy
Bu
oranı,
iki
ülke
9
seçim
sistemiyle
sandalye
seçmeni,
elde
kazanılmasını
Yeşilleri,
ülke
içinde etkili bir siyasal güç yapmaktan çok, danışma
organı
niteliğindeki
Avrupa
düşüncelerin temsilcileri olarak
Parlamentosuna
göndermek
yeni
istemiş­
182
0 4
tir.
seçim
Bundan başka Ingiltere ve Fransa'nın ulusal
sistemi
yönelmesini
seçmenin
en
etkilemektedir.
çoğunluk
sonuç
azından
İktidarın
sisteminin
alacak
oranlı
içinde
Oysa
temsil
Yeşillere
psikolojik
belirlendiği
etkisiyle
biçimde
kullanmaktadırlar.
karşın
ülke
olarak
bir
seçmenler,
seçimde
oylarını
büyük
partiler
Almanya’da
%5'lık
uygulanması
öteki
için
baraja
iki
Yeşil
partiye görece Die Grünen’in başarısını etkilemiştir.
İngiltere
ve
Fransa'nın
tersine
Almanya'da
Yeşiller'de sol köktenci gruplar etkin olmuştur.
Bu
durumda Les Verts ve Green Party ılımlı bir siyasal
söyleme
sahip
olmuş,
sorgulamamıştır. İngiliz
yakın
niteliği
geliştirilmesini.
İngiliz
ve
de
parlamenter
siyasal
kültürünün merkeze
köktenci
güçleştirmiştir.
Fransız
seçmeni
demokrasiyi
bir
söylem
Bu
bağlamda,
Yeşilleri,
diğer
partilerden farkları bulunan almaşık partiler olarak
görmemiştir.
İngiltere
olunamaması
ve
ve
Fransa’da
örgütsel
kapsayıcı
eşgüdüm
bir
eksikliği
parti
yanında
mali sorunlar da partinin başarılı olamaması olgusunu
84
518 temsilciye sahip Avrupa Parlamentosunda 1984 seçimleri
sonrası Rainbow (Gökkuşağı) adıyla 20 kişilik bir "Yeşil1'
grup oluştu. Gökkuşağı adı çok renkliliği, yaşamı ve yaşamda
iyimserliğin simgesi olarak seçilmişti. Yeşil terimi o
tarihte günümüzdeki kadar yerleşmiş de değildi. 1989
seçimleri sonrası Avrupa Parlamentosunda Yeşiller (30) ve
Gökkuşağı
adı
altında
toplam
39
Yeşil
temsilci
bulunmaktadır. İki grup arasında düşünce açısından bir
farklılık yoktur.
183
beslemiştir. Almanya’da elde edilen oya göre devlet
yardımı sağlanması, örgütlenme aşamasındaki partinin
mali sorunlarını aşmasına katkıda bulunmuştur.
Her
İngiltere
görece,
üç
Yeşil
ve
Fransa’da
başarılı
partinin
parti
de
ulusal
olmuşlardır.
yerel
çevre
yerel
seçimlerde,
meclis
seçimlerine
Çevreye
duyarlı
sorunlarından
etkilenen
seçmenlerden destek görmes i doğaldır. (Bir
bölümde
seçmen
İncelenmektedir).
hizmetlerin
desteği/mekan
Ayrıca
sunulması
yerel
gündeme
bir
sonraki
ilişkisi
seçimlerde
yerel
gel ir
çevre
ki
sağlığının korunması bunların başında yer alır.
1990’lı yıllara gelindiğinde her üç ülkede de
Yeşil partilerin ulusal parlamento seçimlerinde elde
ettikleri oylarda gerileme görülmektedir. Bu olgunun
nedenleri ise bir yandan Yeşil hareketin bileşenleri
olan
toplumsal
sönükleşmesiyle
uğramasında,
muhalefet
partinin
Öte
hareketlerinin
tabanda
yandan
da
güç
kaybına
"yerleşik”
siyasal
partilerin programlarını
görüntüde
uyumlu1aştırmalarıyla
Yeşillerin
bir
de
olsa
en
çevreye
önemi i
mevzilerinden birini yitirmelerinde aranmalıdır.
III. PARTİ ÖRGÜTÜ
Çalışma
partileri
kapsamına
arasında
farklılıklardan
daha
giren
örgütel
çoktur.
ülkelerin
yeşil
açıdan
benzerlikler,
Benzer
toplumsal
ve
184
düşünsel ortamda ortaya çıkmışlar, bu ortamın ürünü
olan
hareket 1erin
toplumsal
alanındaki
sözcüleri
olmuşlardır.
olgunun da bir sonucu olarak
yer
aldığı
kurumsal
programları
Bu
siyaset
belirleyici
istem ve önerilerinin
da
benzer
düşünaeler
içermektedir.
A- Yeşil Parti Örgüt Modeli
Yeşil partinin başat örgütlenme ilkesi tabanın
etkinliği
partilerinin
üyelerin
ve
85
her
düzeyde
dayandığı
sorun
çözme
temsil
kendini
MerkeziyetçiF
bürokratik
bir
Yeşillerinin
"vekil"
parti
kabul
partilerin
çok,
geliştirilmesine
ilkesi
geleneği
kavramlaştırdığı
partilerce de genel
yerleşik
yönetim
Kitle
ilkesinden
yeteneğinin
çalışılan kendi
kaygısıyla
denetimidir.
geçerlidir.
sürdüreceği
öngörmezler.
ve
öteki
Alman
Yeşil
gören taban demokrasisi,
merkeziyetçi,
bürokratik
eğilimlerinin yerine, yerinden yönetim ve katılımının
esas alınmasını
ifade eder.
Bu amaçla,
yatay ve dikey olarak bölünmüş,
örgütlerde
Ayrıca,
bu
geniş
bir
ilkenin
özerklik
yerel
esas
partide erk
ve
bölgesel
alınmıştır.
gereği olarak toplantılar tüm
Kitle ve kadro partileri ayırımı için bkz. Maurice Duverger,
Siyasi Partiler, çev. E.Özbudun, 2. Baskı, Ankara, Bilgi
Yayınevi, 1974, s.106-115; Ergun Özbudun, Siyasal Partiler,
4. Baskı, Ankara, A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayınları No:471,
1983, s.81-83.
185
\
üyelere ve halka açık yapılmaktadır.
Bu
ilkeyle
bağlantılı
tabandan
özerkleşmiş
Önderlik
kurumunun
partilerde
erkek
ama
olarak,
taban
oluşumu
uzmanlaşmış,
adına
karar
istenmez.
egemenliği . de
veren
Yerleşik
Yeşil
partide
engellenmeye çalışılır.
Yeşi1
yerine,
partide
yaşarkaİma
katılımın
sınıf
temel inde
temel ine
sağlanması
dayanan
arayışı
bir
her
üyelik
kesimden
vardır.
Özellikle
Marksizme yönelttiği eleştiriyle sınıfsal çatışmanın
öneminin kalmadığı, sorunun yaşamak ya da yok olmak
ikilimine
dönüştüğü
olduğu gibi
önemli
vurgulanır.
üye sayısını
olan,
Kitle
partilerinde
artırmak çabası
mesajların
daha
güdülmez;
çok
kişiye
ulaştırılmasıdır.
Yeşil parti Örgütlenmesinin bir başka önemli
ilkesi,
her
vermemektir.
tür
etkini iklerinde
Toplumsal
destek
şiddete
bulmak
yer
amaçlarını
ifadeye kavuşturmak ya da herhangi bir konuda karşı
tavır almak
için şiddet
öğesi
içermeyen araçlardan
yararlanılması ilkesi vardır.
Biçimsel
örgütsel
parti
yapısı
bazı
örgütü
bakımından
açılardan
kitle
Yeşillerin
partilerinin
Özelliklerinden farklı değildir. Üye ödentisi,
ve
bölgesel
kollar,
parti
siyasalarını
yerel
karara
bağlayan ulusal kurultay, günlük işleri yürütmek için
yönetim kurulları biçimsel benzerliklerdir.
Frankland, op.cit., s.4.
86
186
)
Parti örgütlenmesinin temel birimi üyelerdir.
En geniş üyeye Alman Yeşilleri sahiptir; 43 bin üyesi
bulunmaktadır.
İngiltere'de
Fransa1da
varken,
Başlangıçta
Yeşil
Q
1200
parti
bin
üye
dışında
dolayında
üye
87
bulunmaktadır.
bir
partiye
üye
olmaya izin verilirken, her üç ülkede de ikinci bir
parti
üyeliği
alternatif
ayrıca
yasaklanmış
liste
partilerine
Yeşillerin
partinin
adayı
durumdadır.
üyesi
de
üye
olmayanlar
olabilmektedir.
Her
Almanya'da
olunabilmekte
da
seçimlerde
üç
ülkede
de
partinin çeşitli yönetim kademelerindeki her toplantı
üyelere
açıktır.
gruplarının
Almanya'da
(Fraktion)
bazı
yalnızca,
meclis
toplantıları
kapalı
yapı1 ır.
Yeşil
partide
denecek kadar azdır.
olarak
yerine
Uygulamanın
ücretli
Parti
sayısı
yok
işleri üyelerce gönüllü
getirilir;
nedeni,
çalışan
bunlara
uzmanlaşmış
ücret
parti
oluşumunu engellemek, parti için çalışmayı,
Ödenmez.
elitinin
partide
kariyer yapma amacından bağımsız kılmaktır.
Yeşillerin en üst karar organı
kurultaydır.
(Bkz.Tablo
5).
tümünün katılımına açıktır.
88
yıllık ulusal
Kurultay,
Fransa
ve
üyelerin
İngiltere'de
üyeler aynı zamanda delegeyken, Almanya'da - üye
87
Parkin, op.cit., s.109, 111, 212.
80 Yeşilerin parti örgütlerini biçimlendiren kurallar için bkz.
Les Verts, Statuts Des Verts; The Green Party, Green Party
Consitution. Ayrıca Fransız, İngiliz, Alman Yeşillerinin
parti örgüt
şemaları
için bkz.
Parkin,
op.cit.,
s.109,145,196.
187
)
sayısının çokluğu nedeniyle - yerel parti örgütleri
ulusal kurultay delegelerini seçmektedir. Kurultay’da
kararların
oy
çokluğu
ile
alınması
zaman
zaman
kaçınılmaz da olsa, her düzeyde olduğu gibi, azınlık
görüşlerin
ifadesi
kararlarda
bir
oydaşma
Kararlar,
daha
hak
olarak
oluşturmaya
önceden
korunmakta
ve
çalışılmaktadır.
biçmlendiriİmiş
önerilerin
onaylanmasından çok, delegelerin katılımını yansıt­
maktadır.
Kurultay
toplantıda
olmadığı
zamanlarda
en
yüksek organ parti konseyidir; ancak bu organ siyasa
oluşturmaya
yetkili
kurultayda
saptanmış
açıklamaktır.
bir
Les
organ
parti
değildir,
görevi
siyasalarını
Verts’de
halka
Bölgelerarası
Ulusal
Konsey*in (CNIR) üyelerinin 1/4'ü kurultayca, kalanı
bölge
örgütlerince
seçilmektedir.
Toplam
20
bölge
örgütünün herbiri, üyelerinin sayısına oranlı olarak
ve
sekiz
gönderir.
kişiyi
aşmayacak
biçimde
temsilcilerini
CNIR yılda dört kez toplanmaktadır.
Green
Party'de yılda 4 kez toplanan Parti Konseyi 25 üyeden
oluşur. Bunların 14*ü bölgelerin seçtiği
(toplam 14
bölgeden birer temsilci)
4*ü yıllık
kurultayda,
oylarla
seçilmiş
4*ü
seçilir.
tüm
dolmaktadır.
Die
üyelerin
Kalan
Yeşillere
temsilcilerdir.
üç
postayla
üyelik
yerel
ayrılmaktadır,
Grünen'de
federal
gönderdiği
meclislere
ama
nadiren
konseyin,
BHA
(Bundeshauptausschuss) üyeleri eyalet kurultaylarınca
seçilir. BHA yılda 8 kez toplanmaktadır. 09
QQ
Ibid.; Frankland, op.cit., s.28; "Ingiliz Yeşil Partisi",
Alev Çamsan *nm Jane Taylor ile söyleşisi, Yeşil Dünya Sayı
7 (Kasım 1990), s.14.
188
)
Parti
konseyinin
etkinlikleri
yürüten
kontrol
organ
ettiği,
yönetim
günlük
kuruludur.
Fransa'da 10 ile 20 üyeden oluşan yönetim kurulunu,
CNIH seçer ve kontrol eder. Yönetim kurulu 3 haftada
bir toplanır;
üyeleri
ama oy hakkı yoktur.
CNIR
toplantılarında
bulunur
Green Party*de yönetim kurulu
adıyla bir kurul bulunmamakla birlikte, kurul işlevi,
parti
konseyinin
olmayan
üç
üstlenilmiştir.
işlevi
bir
yıl
için
seçtiği,
eş-başkan
yardımcısı
Bunlar
anlamda
görmektedir.
bir
Die
başkanları
tarafından
yönetim
Grünen’de,
kurulu
haftada
bir
toplanan onbir üyeli Federal Yönetim Kurulu*nu, BuVo
(Bundesvorstand), federal kurultay seçer.
BuVo,
bir
üst organ olan BHA’ya sorumludur.
Yeşillerde
Yerleşik
önderlik
partileri
hiyerarşik,
niteleyen Yeşiller,
örgütlenmeye
önderlik
Sözcüye
görevini
değil
vermeleri
de
de,
oligarşik
üstlenen
statüleri
partinin
eş-sozcüler
önder
vardır.
sözcülere
konumuna
bir
klasik
yalnızca
eşit
olarak
farklı
Yeşillerde
görmeyen,
sözcünün
bulunmamaktadır.
bakımından
gitmişlerdir.
anlamıyla önder işlevi
sözcülüğü
kurumu
yer
gelmemesi
içindir. Les Verts yönetim kurulu bünyesinde yer alan
dört
eş-sözcüye . sahiptir.
seçtiği
üç
kuruluna
eş-sözcü
dahil
parlamento
üç
grubu,
Green
vardır.
eş-sözcü
grubun
Party'de
Almanya'da
konseyin
da
yönetim
bulunmaktadır.
Ayrıca
sözcüleri
konumunda
üç
eş-sözcü seçmektedir. Almanya'da eyalet Ölçeğinde de
parti Örgüt yapısı
Yalnız
federal
Baden-Württemberg
düzeyde olduğu gibidir.
eyaletinde
parlamento
189
)
Tablo 5: Yeşil Parti Örgüt Yapısı
*■
-
--
PARTİ ULUSAL KONSEYİ
YILLIK KURULTAY
Üyelerini İngiltere ve
En üst karar organı.
Fransa’da yıllık kurul­
Fransa ve İngiltere’de
tay ve bölge örgütleri
tüm üyeler delegeyken
seçerken, Almanya’da
Almanya’da delegeleri
eyalet kurultayları seçer.
yerel örgütler seçer.
yönlendi rir
kontrol eder
--*t ...
Çalışma Grupları
t...
YÖNETİM KURULU
...
*
(Almanya’da eya­
Günlük etkiniikleri
Eyalet (Al­
let çalışma grup­
yürütür.Almanya'da
manya 1da >
ları temsilci gön­
üyelerini federal
Örgütleri
derir.
yıllık kurultay se­
Bölge ya da
çer .Fransa’da ulusal
konsey seçer.İngiİtere’de konseyin seçti­
Yerel Örgütler
ği üç başkan yardım­
cısı kurul işlevi
görür.
ÜYELER
190
)
grubunun tek sözcüsü vardır.
Yeşillerde yerel örgütler geniş bir özerkliğe
sahiptir. Buradaki tek sınır kurultayda alınan siyasa
kararlarına
uygunluktur.
oluşturmamak
ve
ülke
yönetim
ilkesini,
geçirmek
yerinden
Hiyerarşik
için
önce
örgütlenme
önerdikleri
öz
yönetim
bir
yerinden
örgütlerinde
ilkesine
yaşama
dayanan
bir
örgütlenmenin gerekçesidir. Yerel ve bölge örgütleri
etkinliklerinde geniş bir özerkliğe
sahip oldukları
gibi, seçimlerde adaylarını kendi 1eri bel irİçmekte­
dirler. Yerel ölçekli kampanyalar düzenleyebilirler.
Program önerileri geliştiren ulusal ölçekteki çalışma
gruplarından ayrı olarak yerel örgütler de çalışma
grupları oluşturabilirler. Üyeler çalışma gruplarında
herhangi bir koşul olmaksızın yer alabilmektedirler.
Yeşillerde,
partinin
konsey,
kurul
ve
komisyonlarında, seçimlerde çıkarılan aday 1 ietele­
rinde cinslerin eşit
temsili
ilkesi
geçerlidir.
Bu
ilke, aynı zamanda taban demokrasisi ilkesinin de bir
gereği olarak, saldırgan, erkeksi siyasal söylemle ve
kadınların
siyasal,
hiyerarşik
yapı1arla
ekonomik
haklarına
mücadeleyi
ifade
baskı
yapan
etmektedir.
Almanya'da 1986'da yapılan ve 13 sandalye kazanılan
Hamburg eyalet meclisi seçimlerinde, GAL aday listesi
tümüyle
kadın
adaylara
yer
vermekteydi.
Yine
Almanya'da tüzük gereği, yönetim kurulunun 6 üyesi
kadınlardan
5
îngiİtere'de
1984 Avrupa
yarışan
üyesi
adayların
erkeklerden
Parlamentosu
çoğu,
1985'te
oluşmaktadır.
seçimlerinde
eş-başkan
191
yardımcılarının tümü kadındı.
ağırlıklı
Almanya'da kadınlar
olarak partide yer alırken,
Fransa 1da-özendirilmesine
karşın-
İngiltere ve
kadınlar
parti
yönetiminde etkili değildir.
Almanya'da, seçimlerde
sonucu
Yeşil
olarak
federal
ve
gruplar oluşunca,
ilişkisini
düzenlemek
başarı
eyalet
parlamentolarında
parlamento grubu
gerekmiştir.
Grünen'in modeli iki ayak kuramına
dayanmaktaydı:
kazanılmasının
Yeşil
ile parti
1980*lerde
Die
(two leg theory)
hareketin
istemlerini
parlamenter alanda dile getirecek olan hareketli ayak
ve parlamento dışındaki, yere basan,
destekleyici
ayak
temsilcilerin
hareketin
parti
"taban".
tabandan
özerk
"parlamentarize"
elitlerinin
kurallar
ya
olamazlar.
parlamento
yer
da
Yönetim
grubu
parlamento grubu
üyelerine
aylıklarının
eyalet
yönetim
ya
için
da
açık
da
Bundestag
bazı
eyalet
anda
üyesi
toplantıları
olduğu
yönetim
gibi,
organları
milletvekillerinin
projelerde
91 „
kullanılmak üzere Eko-Fon’a aktarılmıştır.
Kurulta-
90
yerel
aynı
kurullarının
organlarının
toplantıları
çoğu,
uzmanlaşmış
milletvekilleri
üyelerine
açıktır.
ve
gelmemesi,
engellemek
Federal
alan
Parlamentodaki
duruma
olmaması
oluşumunu
getirilmiştir.
meclislerinde
federal
olan
daha önemli ve
alternatif
Frankland, op.cit., s.6 , 29.
^ E. Gene Frankland7 "The Dilemmas of Party Development: The
West German Greens", Prepared for Delivery at the 1986
Annual Meeting of the Midwest Political Science Association,
Palmer House, Chicago, III, April 9-12 1986, s.5.
192
ym
siyasa
kararlarına
aykırı
davranan
milletveki11 erinin görevden çekilmesini zorunlu kılan
"emredici vekalet" kuralı benimsenmiş durumdadır.
Bir başka kural
da
"rotasyon"dur. Rotasyon,
yöneticilerin ve milletvekillerinin
oluşturmalarını
ve
uzman
toplumsal
bir
grup
hareketten
özerkleşmelerini önlemek için, milletvekillerinin ya
da yöneticilerin belli aralıklarla görevi
devretmesi
sıralarda
anlamına
yer
gel ir.
alıp
Parti
1işteşinde
seçilemeyenler,
iki
mi 1 letveki1 leriyle yer değiştirmekte,
92
olmaktadırlar.
Yönetsel
organların
rotasyona
tabi
tutulmakta,
kalabilmektedirler.
yer
verilmezken,
Almanya'da
dışında,
Les
Green
rotasyon,
ilke
kabul
yıl
alt
sonra
milletvekili
üyeleri
kısa
de
sürelerle
rotasyon
Party’de
Baden
tüm eyaletlerce
eyalet düzeyinde bu
görevde
Verts'de
başkasına
ilkesine
benimsenmiştir.
Württemberg
eyaleti
edilmiştir.
benimsenmemekle
Burada,
birlikte,
seçim çevresindeki yerel örgütler, rotasyon uygulayıp
uygulamayacaklarına
Yeşillerin
bağımsızca
Bundestag’taki
karar
temsilcileri
verebilirler.
için
ilke,
temsilcilerin ve haleflerin aynı maaşı alması, parti
grubunda eşit oya sahip olması ve iki yıl sonra görev
değişimi yapılması biçimindedir.
92
Berlin'de, 1983 yılında Alternatif Liste Federal Meclisteki
dokuz milletvekilini rotasyona tabi tutunca Hristiyan
Demokrat Parti, rotasyonun anayasaya aykırılığı savıyla
mahkemeye başvurdu. Mahkeme, görevden çekilip yerini
başkasına bırakanların, gönülsüz olarak, rıza göstermeden
rotasyona uymaları yönünde bir kanıt bulunmadığından
anayasaya aykırılık görmedi. Ibid., s.15.
193
Rotasyon
oldu.
ilkesi
Rotasyonun
\ kısalttığı
hareket
gücün
ve hünerli
ederek
önemli
elde
tutulma
kişilerin parti
yine
engellemediği,
tartışmalara
güçlü
ayrıca
neden
süresini
içinde yatay
konumda
kalmalarını
deneyimli
kişilerden
yararlanamama
sorununun
ortaya
çıktığı
ileri
93
sürüldü.
Parti,
Bundestag
üyelerinin
tümünün
rotasyona
tabi
olması
"anti-parti"olduğunu
1985'te
kararını
ilân eden
milletvekillerinin
Tartışmalar
düzeyinde
sürerken,
ikircikli
aldı,
Petra
tümü
Kelly
de
ortaya
Sonuçta federal düzeyde rotasyon
dışında
rotasyona
eyaletlerde
durumlar
Yeşillerin
uydu.
uygulama
çıkmaktaydı.
ilkesi
kaldırıldı,
uygulma eyaletler düzeyinde serbest bırakıldı.
Almanya'da
temsil
edilen
kendilerine
yaptıkları
federal
Yeşiller,
ait
bir
ve
eyalet
meclislerde
siyasal
94
muhalefetle,
meal islerinde
ilkeli
ve
söylem
geliştirerek
siyasal
kurumların
sağladığı olanakları iyi kullandılar. Giyimle ilgili
kurallara uymayarak, oturumlara çiçek ya da çelenk
getirerek,
meclisin
meclis
mono
kürsüsü
kültürünü
önünde
pankart
değiştirdiler;
açarak
dahası
iktidara ve muhalefete muhalefet yaparak kendi düşün-
^ Parkin, op.cit., s.131.
94
_ _
Alman Yeşillerinin meclis etkinlikleri için bkz. E Gene
Frankland, "Green Parliamentary Oppositions in West Germany,
1980-1985", Revised version of paper presented at Annual
Meeting of American Political Science Association,
August-September 1985, New Orleans, LA, passim.
194
V
çelerini
kamuoyuna
duyurmaya
çalıştılar;
çevre
sorunları ile ilgili olarak parlamenter girişimleri
(yasa
tasarısı,
öneri,
yazılı
yada
sözlü
soru,
tartışma oturumları) daha çok temsilciye sahip öteki
partilerden
çok
kullandılar.
Parlamenter
etkinlik
harekete bir açılım sağladı, ama hem parlamento grubu
ile taban arasındaki ilişki hem de parlamentoda başka
partilerle
önemli
koalisyona
sorunlarla
uygulamada,
kazandı.
hem
girilmesi
bağlamında
karşılaştı.
partiden
Parlamento
hem
parti
Parlamento
de
grubunun
tabandan
parti
grubu
özerklik
yönetiminin
denetimine sokulması düşüncesinin, milletvekillerinin
tabana sorumlu olduğu görüşüyle kabul edilmemesi ve
ikinci
olarak
da
parlamenter
mücadeleye,
giderek
parlamento dışı mücadeleden daha çok önem verilmesi
böyle
bir
sonuoun
Meclislerdeki
"hareketli
doğmasını
etkilemiştir.
ayak" parlamento dışındaki
"sabit ayak"tan daha çok önem
kazanınca
"iki
ayak
kuramı" işlemez duruma gelmiştir.
Parti örgütlenmesinin yukarıda anılan ilkeleri
yeni
bir
parti
uyandırmıştır.
tipinin
Ancak,
oluştuğu
ilkelerin
giderek başarısız kalınması,
ve temsilcilerin toplumsal
öteki
partilerle
azaltmıştır.
uygulanmasında
parlamenter çalışmanın
hareketin
arasındaki
Bu gelişmeler
izlenimini
parti
önüne
geçmesi
farklılıkları
içindeki
düşünsel
ayrılıklarla da yakından ilgilidir.
.-d
295
B. Parti İçi Bölünme
Yeşillerde
ayrı
grubun
var
iki
farkıl
olduğu
görüşün
yarattığı
görülmektedir.
Bu
iki
gruplar»
çalışma kapsamına giren ülkelerin Yeşil partilerinde
değişik adlar almakla birlikte, köktenci (radikal) ve
gerçekçi
bilir.
önce
(realist)
kanatlar
Gerçekçiler,
açıklanan
Toplumsal
birey
biçiminde
adlandırıla­
çevrecilik başlığı
altında daha
ideal
yapının
düşüncesinde
yaklaşımın
uzantılarıdır.
değiştirilmesi
bir
isteminden
değişim
çok,
gerekliliğine
inanmaktadırlar. Partinin etkinlik- lerinde bu amaç
aşılmamalı, kurumsal siyasetin bütün olanaklarından,
fırsatlarından geniş ölçüde yararlanılmalıdır.
Buna
karşılık köktenci kanat, toplumsal yapının çevrecilik
yaklaşımı
palana
doğrultusunda
çıkarmakta,
ilişkisinin
değiştirilmesi
partinin
istemini
toplumsal
zayıflatılmaması
gereğini
ön
hareketle
vurgulamak­
tadır. Bu bağlamda, kurumsal siyasetin olanaklarından
yararlanılırken toplumsal hareketin ,'parlamentarizm,'e
dönüşmesi
tehlikesine
dikkat
çekmektedirler.
Toplumsal hareket ile parti arasında ve Yeşiller ile
Öteki partiler arasında nasıl bir ilişki kurulacağı
sorunu,
partinin
dışa
dönük
etkinliklerini
etkilemekte, bu ise geri besleme etkisi yaparak parti
içi tartışmayı körüklemektedir.
İngiltere'de bölünme, merkezciler (centralist)
ile yerinden
yönetimciler
görülmektedir.
1978’de
kurulması
ve
1979*daki
(decentralist)
partinin
seçim
bölge
biçiminde
Örgütleri
başarısızlığı
parti
196
içinde tartışma yaratmıştır.
üzerinde
Tartışma partinin rolü
düğümlenmekteydi.
çalışmalarında
Merkezciler,
ağırlığın
seçim
parti
mücadelesine
verilmesini isterken, yerinden yönetimciler,
yerel
kampanyalar
odaklaşıİması
ile
doğrudan
çeşitli
üzerinde
95
savunmaktadırlar.
görüşünü
eylem
Merkezciler, her düzeyde seçimlere girilmesinden ve
temsilcilik
yanadırlarj
devrimci
kazanma
şiddet
geleneği
antipatisini
mücadelesi
içermeyen
olmayan
çekeceği,
verilmesinden
protestoların
Ingiltere'de,
bu nedenle
seçmen
bile,
seçmenin
tabanının
daralacağı görüşündedirler; siyasal partilerle destek
ilişkisine girilmesine olumsuz yaklaşmazlar. Yerinden
yönetimciler
alternatif
yada
köktenciler,
gruplarla
ilişki
yerel
çevreci
içindedirler.
ulusal parti örgütünün güçlendirilmesine,
rolünün
abartılmasına
karşıdırlar;
ve
Bunlar
seçimlerin
doğrudan
eylem
tarzını vurgulamakta, toplumsal hareketin güçlendi­
rilmesi
ve
Köktenci
yükseltilmesi
kanat,
partinin
gereğine
inanmaktadırlar.
başarısızlığını
da,
yeni
toplumsal hareketlerin desteğine ulaşılamamış olunma­
sına
bağlamaktadır.
Merkezciler
ise
başarısızlığın
kaynağını Sosyal Demokrat Parti/ Liberal
varlığına,
bu partinin
96
bağlamaktadır.
95
Yeşil
oyları
ittifak*m
çekmesine
Parkin, op.cit-, s.222.
^ Frankland,
”The Developmental — ", op.cit.,
s.30-31.
Frankland parti içi kanatlara "Seçimciler" (electoralİst) ve
anarşistler (anarchists) adını vermektedir. Çevreciliğin
197
Yeşil
örgütleme
Parti’nin
ile
ilgil
seçim
başarısızlıklarını
sorunlarını
araştırmak
ve
için
kurulan çalışma grubu, önerilerini 1986 konferansına
sundu.
Öneriler
arasında
parti
üst
yönetiminin
güçlendirilmesi ve parti yönetiminde temsil ilkesinin
uygulanması yer almaktaydı; ama part i yönetiminin bu
gücü kötüye kullanması tehlikesi giderilmiş değildi.
Öneriler
Çalışma
yerinden
yönetimcilerin
grubunda
"Maingreen"
konferans
raporu,
yer
alan
tepkisini
çekti.
üye,daha
sonra,
iki
adıyla başka bir rapor hazırladılar ve
çağrısı
partiyi
yaptılar.
yıkmaya
Parti
yönelik
niteledi; parti meclisinin,
onayı
üst
bir
yönetimi,
çaba
olarak
olmadan yapılacak
toplantıları ve yayınlanan bültenleri yasaklama hakkı
olduğu açıklandı. Sonuçta, raporu hazırlayan Tyler ve
97
Ekins partiden istifa ettiler.
Fransa'da
altında
Yeşillerin
gelişememesini
bölünmeler,
parti
de
tekbir
parti
etkileyen
örgütlenmesine,
onun
çatısı
düşünsel
toplumsal
hareketle ilişkisine bakıştaki farklılıktan kaynağını
almıştır.
Bunun
yanında,
kişisel
uyuşmazlıklar
da
Yeşillerdeki bölünmeyi etkilemiştir.
Fransa'da
İngiltere'de
Yeşiller
olduğu
içindeki
köktenci
gibi, parlamenter
kanat,
mücadeleye
köktenci kolu, her ne kadar devlete, onun kurumlarına karşı
olsa da, anarşist, siyasal kurara ve kılgı açısından başka
bir siyasal oluşuma karşılık geldiğinden bu sözcük, yanlış
çağrışımlar yapabilecektir.
97
Parkin, op.eit., s.227-228.
198
olumlu
yaklaşmamaktadır.
örgütlenmesine
de
uzak
Başlangıçta,
durmuşlar,
eylemin
seçim
ittifaklarına
Köktenci
kanat,
hareketi,
tutarak, yerel
düzeydeki
çevreci
karşı
siyasal
doğrudan
parti
yerel
çıkmışlardır.
sistemin
dışında
eylemleri
ve
bu
eylemci gruplarla ilişkiyi desteklemektedir. Gerçekçi
kanat ise siyasal sisteme içten müdahale etmek için
98
siyasal süreçlere katı1ınmasını istemektedir.
Fransa'da
nedeniyle
de
Lalonde'un
Yeşiller
kişisel
arasında
karizması
bölünme
olmuştur.
Lalonde'un 1980'lerin başında Yeşillerin tek yanlı ve
hemen silahsızlanma önerilerini
saf ve
tehlikeli
bloğa
bularak
sosyalist
Fransa
için
yakınlaşması
Yeşilleri bölmüştür. Lalonde 1984 Avrupa Parlamentosu
seçimlerine ve
1986 ulusal
meclis seçimlerine ayrı
99
liste çıkararak katılmıştır.
Lalonde’un kamuoyunda
tanınmış bir isim olması, Yeşillerin onun kişiliğini
aşmalarında başarısız kalmalarını etkilemiştir.
Fransa
kanat
grup
ve
İngiltere'de,
ağırlıktayken
belirlerken,
ve
Yeşillerde
partinin
Almanya’da
bir
gerçekçi
etkinliklerini
bu
ara köktenciler
Simonnet, op.cit., s.111, 116.
Lalonde, 1986 seçimlerine sağ ve sol yelpazeden kişilerle
liste oluşturup girmesinin nedenini açıklarken, çevreci bir
partinin kurulmasına karşı olduğunu belirtmektedir. Ona
göre, çevre bir partinin sorunu değil, herkesi ilgilendiren
bir konudur. Bu bakımdan, herkesle işbirliği yapabilmelinin
koşulu olarak çevreci parti etiketinden kurtulunmalıdır.
(Bkz. "Çevreci Bir Partinin Kurulmasına Karşıyım", Leslie
Anagnan'm Brice Lalonde ile söyleşisi, Şehir, Sayı 11 (Ocak
1980), s.86-88.
etkili olmuştur.
Almanya’da
bölünme
grupların
anıldıkları
adlarla realist sözcüğünden "reolo” ve fundementalist
(ilkeli) sözcüğünden "fundi” arasındadır.
Yeşiller
kazanmaya
eyalet
başlayınca
meclislerinde
hareket
ile
temsilailik
parti
arasındaki
ilişkiler ve kurumsal siyaset alanındaki
etkinliğin
amacı tartışılmaya başlandı. 1980'lerin hemen başında
Yeşillerin
çoğu,
partilerini
yerleşik
ilke
ve
değerlerle uzlaşmayan ve yerleşik partilerle hükümet
sorumluluğu
alternatif
birlikte,
paylaşmayan,
bir
parti
ilkeli
destekçilerinin
ilkeli
olarak
muhalefeti,
somut
muhalefet
görüyordu.
partinin
sonuçlar
Bununla
bir
başarma
yapan
kısım
beklentisi
nedeniyle sürdürmek güçleşti. Öte yandan, koalisyon
ortağı olmak düşüncesine karşı, bunun için Ödenecek
bedeli vurgulayan görüşler ortaya atılıyordu. Böylece
bir gruplaşma belirdi.
İki
kanat
arasında
partinin
bakımından daha gerilerde yatan bir
sonul
amaçları
farklılaşma da
vardır.
Reolos ya da gerçekçi kanada göre, hiç kimse
bir devrim başarabileceğini hatta küçük ölçekli bir
toplumsal
mez.
Güçlü
dönüşüm
gerçekleştirebileceğini
örgütlenmiş
kısa dönemli amaçları
verirken,
çıkarlar
sürekli
söyleye­
büyümenin
için çevreye ve topluma zarar
siyasette erdemli
davranış
ve
muhalefet,
Yeşilleri kenarda bırakacak, etkisiz kılacaktır.100
100 Parkin, op.cit., s.125.
200
Bu nedenle "yapıcı" siyaset yapılmalıdır.
sosyal
demokrasi
ile
koalisyon
bağlamında düşünülmelidir.
zaten
dönüştüremezler,
Özellikle
yapıcı
siyaset
Yeşiller %5 oyla toplumu
yapılması,
gereken
küçük
değişiklikleri gerçekleştirebilmek olmalıdır.
Fundis ya da köktenci kanada göre,
muhalefetin
devamı,
toplumsal
meclislerdeki
yapıyı
Hareketin
sorgulamalıdır.
toplumunu ekolojik topluma dönüştürmektir.
Bu amaç,
partilerle
Çünkü
ilişki
yerleşik
birbirlerine benzerler,
koalisyon,
var
Yeşillerin
amacı,
parti,
endüstri
lıdır.
partinin
olarak
olan
kapitalist
diğer
ve
bütün
sesi
toplumsal
olan
köktenci
kurularak
partiler
zayıflatılmama-
Yeşillere
değil,
bu partilerle uzlaşma ya da
siyaseti
meşrulaştırmak
değişim
amacına
ve
ulaşmayı
geciktirmek olacaktır. Meclislere temsilci gönderil­
mesiyle, köktenci kanat, Yeşillerin "parlamentarize”
olması,
toplumsal
koltuklarında
hareketin
köktenciliğin
desteğinin
yitirilmesi
ve
meclis
tehlikesini
vurgulamıştır.
1987
arasındaki
Duisburg
kurultayında
iki
kanat
farklılıklar somut politikalar konusunda
da belirginleşti: Köktenci kanat, nükleer santralle­
rin
derhal
çıkılmasını,
devreden
SPD ile
çıkarılmasını,
koalisyona
NATO*dan
asla
hemen
girilmemesini
isterken; gerçekçi kanat, nükleer enerjiden adım adım
vaz geçilmesine, ilk aşamada ciddi bir silahsızlanam
politikasına
ve
"kızı1-yeşi1"
koalisyona taraftar-
201
Almanya’da,
duydukları
Yeşillerin
rahatsızlık
ekonomik
sonucu
programından
partiden
ayrılan
ve
Ekolojik Demokratik Parti'yi kuran dar bir gruptan da
söz
etmek
gerekir.
"eko-liberaller",
yayımladıkları
verdiler:
olur.
H.Gruhl'un
7-8
Mart
değişme
Parlamentonun
var
parlamentoda
nedenle
yer
SPD
olan
şartları
girişimlerinden
Almanya’da
federal
zaman
iki
her
Gerçekçiler
etkin
hükümetinin
ortağı
ile
başarmak
iyileştirmekse
başına
ile ayrıcalıklı
yer
uzlaşma
olarak
anlamlıdır.
korkulmamalı
Bu
ve
bağlar kurmak yerine
tüm partilerle ilişki aramalıdır.
zaman
görüş 1ere
yalnızca
tek
yaptığı
Tageszeitung1da
şu
parçası
almak
uzlaşma
Yeşiller,
1984*de
bildirilerinde
Toplumsal
istediğimiz,
sözcülüğünü
ve
102
eyalet
kanat
da
olduğunda
partilerinde
etkili
olmuştur.
(Hessen)
olunurken,
koalisyon
köktenciler
olduğunda
(Hamburg)
ilkeli
muhalefet
zamanlarda
parti
içinde
gerçekçi
etkin
yapıldı.
Son
kanat
güç
kazanmıştır. Köktenci kanat ise partinin giderek sağa
kaydığını gerekçe göstererek Yeşillerden ayrılma ve
yeni
bir
parti
gerekçelerini,
yaparak
içindedir.
kurma
”bu
sosyal
Çevrenin
kararı
parti
artık
demokratlara
kirletilmesi
101 B„o ra , „Yeşiller___ op.cıt.,
102
almıştır.
Parkın, op.cit., s.128-129.
s . 107.
J.Ditfurth
siyasi
yaranmak
ve
fahişelik
çabası
tabiatın
202
katledilmesine
partide
Yeşiller
bizim
artık
ortak
yapabileceğimiz
oldular*
bir
şey
yok"
Bu
103
biçiminde açıklamaktadır.
Görüş ayrılıkları Almanya'da partiden kopmaya
neden
olmuştur;
seslilikle
oysa
kazanıldığı
Almanya,
bir
başarının
yapı
çok
sunmaktaydı.
Fundi'ler toplumsal hareketin sesini parti
örgütüne
taşırken,
politika
reolo
yapıyorlardı.
ile
Partinin
parlamenter
başarısı
önemli
ölçüde
toplumsal hareketi partiye çekebilmesiyle ilgiliydi.
İngiltere'de
bu
başarı laraadığmdan
ve
Fransa’da
köktenci gruplara partinin güven vermemesi nedeniyle
dağınıklıktan
kurtulunamadığından,
bu
iki
ülke
Yeşillerinde köktenci kanat dar ve etkisiz kalmıştır;
bunun
bir
sonucu
olarak
bu
iki
ülkede
Yeşiller
toplumsal yapıyı sorgulayıp, siyasete yeni bir soluk
getirememişler, kurumsal siyaset alanında pragmatist
bir
tavır
fundi
benimsemişlerdir.
kanadın
niteliğini
eleştirdiği
yitirip
Almanya'da
gibi,
parlamenter
Yeşiller,
hızla,
hareket
mücadele
alanına
bağlanırken, gerçekte, onları başarılı kılan ve Öteki
partilerden ayıran özelliklerini yitirmiş oldular.
C. Üye ve Seçmenin Toplumsal-Katmansal Konumu
Çevre
korumacı,
anti-nükleer
ve
barış
hareketlerinin amaç ve istemlerinin örtüştüğü, bunla-
103
Cumhuriyet Gözetesi, 14 Mayıs 1991.
203
rın Yeşil hareketin bileşenlerini
partiye
dönüştüğü
daha
önce
oluşturarak Yeşil
açıklanmıştı.
Yeşil
partiler yeni toplumsal muhalefetin biçimsel siyasal
Örgütleri
olarak
hareketin
kuruldu.
Başka
bileşenleri
hareketlerin
üyeleri,
olan
Yeşil
deyişle,
yeni
Yeşil
toplumsal
partinin
üyesidirler.
Yapılan araştırmalar bu olguyu desteklemektedir.
İngiltere'de 1984'te yapılmış bir araştırmaya
göre,
Yeşil
çeşitli
Parti'ye
çevreci
üye
olanların
örgütlerin
Yeşiller'in yayın organı
yaklaşık
üyesidir.
104
%80ri
Fransa'da
"Vert-ÇontactH aracılığıyal
1000 üye ve 350 sempatizan üzerinde yapılan araştırma
da,
üyelerin
çoğunluğunun çevreci örgütlere üye
105
olduğunu göstermektedir.
Müller-Rommel, Almanya'da
çevre
korumacı
ve
anti-nükleer
destekleyenlerin
çoğunun
belirtmektedir.
Barış
desteklemekle
birlikte,
Parti'ye yönelmiştir.
Yeşillere
oy
hareketi
daha
Bu olgu,
çok
hareketleri
de
Sosyal
sosyal
verdiğini
Yeşilleri
Demokrat
demokratların
muhalefete düştükten sonra,
esnek
yaklaşmış
barış hareketine daha
106
olmalarıyla açıklanabilir.
0te
yandan, Yeşillerin bu hareketlere desteği de, toplum-
104
105
Parkin, op.cit., s.216.
Agués Roche, "Qui Sout Les Verts", Vert-Contact, No: 133
(25 Novembre 1 Décembre 1989). Bu ve bundan sonra anılan
Fransızca kaynakların Türkçeleştirilmesinde Doç. Dr. Can
Hamamcı yardımcı olmuştur.
Ferdinant Müller-Rommel, "Social Movements and the Greens:
New Internal Politics in Germany", European Journal of
Political Research, Vol. 13, No.l (March 1985), s.59.
204
sal
hareketlerle
açıklamaktadır.
aktif desteği
parti
Bu
arasındaki
hareketlere
Yeşil
%65-70 oranına ulaşır
bağı
partililerin
ve
karşı
olma
oranı % 9 fu geçmezken,
CDU/CSU ve FDP'nin seçmenleri
%50*yi
SPD’nin
geçen
oranda,
seçmenleri
ise
ulaşan oranda karşı olduklarını belirtmişlerdir.
Görülüyor
ki,
yeni
toplumsal
%35'e
107
hareketlerin
mensupları Yeşil partinin üyesi ya da destekçisidir.
Yeşillerin
toplumsal-katmansal
konumu
çözümlenirken
de bu olguyla ilişki kurmak gerekmektedir: Yeşil bir
partinin üyelerinin ve seçmen desteğinin çoğunluğunu,
yeni toplumsal hareketlerin mensupları oluşturduğuna
göre, bu hareketlerin mensuplarıyla, partinin üye ve
seçmenlerinin toplumsal-katmansal konumunun örtüşmesi
beklenir.
Daha
Önce
yeni
üyelerinin küçük burjuvaziye
ile
geliri
verilere
yüksek
ve
dayanarak
Yeşillerin
üye
genç
toplumsal
mensup,
kişiler
gösterilmişti.
ve
seçmeninin
hareketlerin
eğitim
olduğu
Bu
düzeyi
sayısal
aşamada
toplumdaki
ise
yeri
araştırılacaktır.
1, Yaş
Yeşillere,
çeşitli
1978’de
daha çok gençlerin destek verdiği
araştırmalarla
yapılan
bir
saptanmıştır.
kamuoyu
yoklaması
Almanya'da
çevreci
bir
patinin potansiyel desteğinin gençlerden geleceğini
107 Ibid., s.60, Tablo IV.
205
göstermiştir: Kurulacak çevreci bir partiye 18-23 yaş
grubunun
%44’ü;
vereceğini
24-29
açıklarken,
yaş
bu
grubunun
oran
30-49
%51’i
yaş
grubunda
%39’a; 50-64 yaş grubunda %32’ye 65 ve üstünde
%19'a
gerilemektedir.
seçimlerinde
oldu.
Yeşil
Hamburg’da
gençlerden
Nitekim
Listelere
oyların
gelirken,
oy
%66’sı
merkez
sağ
oy
1978
ise
eyalet
verenler
gençler
Hessen’de
%79’u
partilerin
güçlü
olduğu Aşağı Saksonya (%22) ve Bavyera’da (%20) oran
düşse de bu dört eyalette de büyük partilerin hiçbiri
18-25 yaş grubundaki seçmenedn %13’den daha fazla oy
^ 108
alamadı.
1982'de
yapılan
bir
araştırmada,
109
Yeşil
seçmenin %58’inin 18-29, %28’inin 30-44 ve yalnızca
%13Tünün 45 ve üstü yaş grubundan olduğu sonucu elde
edilmiştir.
110
’’yaşlandığı"
seçmenin
1986’da
Yeşil
görülmektedir:
%48’ini
30-44
yaş
seçmenin
18-29
grubu,
yaş
grubu,
%34’ünü;
biraz
Yeşil
45
ve
üstü, %17’sini oluşturmaktadır.**1
Fransa’da
oluştuğu
108
109
da
Yeşil
görülmektedir.
seçmenlerin
Yeşil
gençlerden
seçmenin %67’si 34
Papadakis, op.cit., s.71-72.
Bu alt başlık boyunca anılacak sayısal verilerde ondalık
bölüme yer verilmeyecektir.
Müller-Rommel, "Social Movements— ”, op.cit., s.58.
*** Ferdinant Müller-Rommel, ’’The German Greens in the 1980s:
Short-term
Cyclical
Protest
or
Indicator
of
Transformation?”, Political Studies, Vol.37, No.l (March
1989), s.116.
206
yaşın altındadır; %21’i 35-54 yaş grubunda, %10'u 54
ve
üstündeki
yaş
112
parti
113
üyeleri de genç kişilerdir. Yaş ortalaması 39’dur.
Açıkça
grubundadır.
görüldüğü
gibi,
Fransa'da
Yeşil
üyelerin
ve
seçmenlerin çok büyük bir kısmı 18 ile 30 yaş grubu
arasındadır, dolayısıyla Yeşillerin gençlerden destek
gördüğü tartışma götürmeyecek ölçüde açıktır.
2. Eğitim
Yeşillerin
tabanı
eğitim
düzeyi
yüksek
kişi 1erden oluşmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre,
Almanya'da Yeşil
seçmenler lise ya da üniversite diplomalı kişilerdir.
Öteki
büyük
temel
eğitim görmüş
oylarının
görmüş
partiler
%63'ünü
seçmenlerden
oylarının
yarıdan
seçmenlerden
lise
ya
alırken,
fazlasını
Yeşiller
da
üniversite eğitimi
114
almaktadır.
Almanya'da aynı
yaş grubuna dahil olanlar arasında da eğitim düzeyi
yükseldikçe
Yeşillere
verilen
destek
artmaktadır.
16-24 yaş grubunda eğitim düzeyi yükseldikçe öteki
partilere verilen detek düşerken,
destek
orta
eğitimlilerde
Yeşillere verilen
%15
iken,
lise
eğitimlilerde %22 ve üniversite eğitimliler arasında
112
Müller-Rommel, "The Greens_", op.cit., s.495.
113 n
u op.cit.
Roche,
114 Müller-Rommel, "The German Greens...", op.oit., s.116.
207
%29'a yükselmektedir.
Fransız
sonuçlar
yüksek
eğitim
115
Yeşil
geçerlidir.
seçmen
Yeşil
eğitimlidir.**^*
düzeyi
tutmaktadır.
bakımından
seçmenin
Parti
yüksek
Üyelerin
%49*u
üyeleri
olanlar
benzer
orta
ve
arasında
da
büyük
bir
oran
eğitimi
117
görmüş ve bunların %24'ü yüksek lisans yapmıştır.
Açıktır ki,
alanların
çoğunun
%57'si
da
yeni
üniversite
toplumsal
eğitim
hareketlerde
düzeyinin
yüksek
yer
olması
olgusuyla koşut olarak, Yeşil partinin seçmenleri ve
üyeleri
de
ağırlıklı
olarak
yüksek
eğitimi ilerden
oluşmaktadır.
3. Yerleşme Yeri
Çevreci
hareket,
sorunlarının
bulmuştur.
ortaya
doğal
olarak,
çıktığı
Yeşillerin
yerlerde
seçimlerde başarılı
çevre
destek
oldukları
yerler de, yerel bir çevre kirliliğinin yoğun olarak
duyumsandığı, buna bağlı olarak da çevreci hareketin
destek
bulduğu
kasabalar
ile
kentsel
çevre
sorunlarının etkilediği büyük kentlerdir.
Almanya'da,
seçimlerinde
1979
Yeşiller,
Avrupa
nükleer
güç
Parlamentosu
istasyonlarına
karşı güçlü yerel muhalefetin oluştuğu Tuebingen ve
115
Papadakis, op.cit., s.72.
Müller-Rommel, "The Greens— ", op.cit., s.495.
117 _
Roche, op.cit.
208
Freiburg (Wyhl), Gorleben, Ahaus gibi kasabalarda ve
Bremen,
gibi
Bonn,
büyük
Avrupa
Frankfurt,
kentlerde
Parlamentosu
Hamburg,
Hannover,
118
olmuştur.
başarılı
seçimlerde
de
adı
Münih
1984
geçen
büyük
kentlerde
ortalama oy oranından daha
fazla oy
119
alınmıştır.
Yeşiller
1983
federal
meclis
seçimlerinde,
anti-nükleer
gösterilerin
kasabaların bulunduğu Aşağı Saksonya'da,
kirlenmenin
etkilediği
Kuzey-Ren
(Hamburg,
ve
barındıran
kaç
üniversiteyi
endüstriyel
Westfalya
Saarland'da, büyük kentlerde
bir
yapıldığı
ve
Bremen gibi)
Hessen
ve
Baden-Württemberg eyaletlerinde başarılı olmuştur.
Üniversite
kentlerinde
başarılı
olması,
120
seçmenin
eğitim düzeyinin yüksekliği olgusunu da destekleyici
bir sonuçtur.
Yapılan araştırmalara göre, Alman ve
Yeşil
seçmenler
kasabalar
ve
kırsal
alanda
değil
büyük
kentlerde
Fransız
de
küçük
daha
fazla
121
yoğunlaşmıştır.
Fransa'da
1984
Avrupa
Parlamentosu
ve
1988
Başkanlık seçimlerinde Yeşillerin en çok oy aldığı
bölgeler
nükleer
santrallerin
bulunduğu
ya
endüstriyel kirliliğin yoğun olduğu Aşağı ve Yukarı
118
119
Papadakis, op.cit., s.74.
Boggs, Social Movements— f op.cit., s.176-177.
1 O ft
Supra., Tablo 3. (Almanya’da eyalet seçim sonuçları)
1 2 1
Müller-Romme1, "The Greens...", op.cit., s.495.
da
209
Ren
bölgeleridir.
sahip
Bunun
yananda,
doğal
güzelliğe
ama bunların bozulması tehlikesiyle karşılaşı­
lan Manş ve Yukarı Alpler'in bazı kasabalarında da oy
oranları ortalamanın üzerindedir.
Şu
halde,
Yeşil
122
partilerin
seçmen
orta büyüklükteki yerleşim yerleri
göre,
yerel
kasabalar
çevre
sorunlarının
ile kentsel
desteği,
ile kırsal alana
etkilediği
ya da endüstriyel
küçük
kirliliğin
yaşandığı büyük kentsel alanlada daha fazladır.
A. Katmansal Konum
Daha önce belirtildiği gibi, kapitalizmde, iki
temel sınıf arasında üretim araçlarının mülkiyetine
olan sahiplikle değil de, meslekleri bakımından hem
burjuvazinin sömürüsünden dolaylı olarak sömürülen bu
nedenle
de bazen burjuvaziye bazen de proleteryaya
yakınlaşan,
vardır.
küçük
Yeşil
toplumsal
parti
katmana
burjuvazi
üye
ve
denilen
bir
seçmenlerinin
mensupturlar,
katman
çoğu
yani
bu
küçük
burjuvadırlar.
Çevre sorunlarına duyarlılık ve çevrecilik ile
belirli
mesleklere
mensup
araştırmalarla saptanmıştır.
olanlar
uzman
ya
da
olma
ilişkisi
çeşitli
Çevreye en çok duyarlı
teknik
meslek
yöneticiler, hizmet sektöründe ya da
sahipleri,
devlette
büro
1 9 2
Burhan Aykaç ve Esat Öz, "Fransa'da Ekoloji ve Siyaset:
Ekolojik Partinin Doğuşu ve Gelişmesi", Arane İdaresi
Dergisi, Cilt 21, Sayı 4 (Aralık 1988), s.120-121.
210
. .
ışı
yapanlardır.
123
En
temel
korunması olan Yeşil partilerin
istemi
çevrenin
seçmenleri
arasında
da ağırlıklı toplumsal katman küçük burjuvazidir.
Alman Yeşil
büro
çalışanları,
seçmenin
devlet
çoğu
hizmet
sektöründe
bürokrasisinde
memurlar ile öğrencilerden oluşmaktadır.
yer
alan
124
Fransa'da Yeşillerin üyelerinin %31'i öğretim
üyeliği
yüksek
sahiptir.
derecede
Öğretmenleri
memurluk
de
gibi
kapsayan
mesleklere
orta
düzey
memurluk ve büro çalışanları %27'yi, ücretliler %9'u,
çiftçiler
yaklaşık
125
oluşturmaktadır.
1984-1989
% 4 ’ü,
yılları
işçiler
yalnızca
arasında,
%1.5'i
Avrupa
Parlamentosunda Gökkuşağı grubu içinde yer alan 18
126
temsilcinin
meslekleri (aynı kişi farklı meslek-
123
124
125
Bkz. Friedrich H. Buttel ve William L.Flinn, "The Structure
of Support for the Environmental Movement, 1968-1970",
Rural Sociology, Vol.39, No.l (Spring 1974), s.62; Stephan
Cotgrove ve Andrew Duff, "Environmentalism, Middle-Class
Radicalism and Politics", Sociological Review, Vol.28, No.2
(May 1980), s.342; Lowe ve Goyder, op.cit., s.13; Özdemir,
op.cit., s.144.
Müller-Rommel, "The German_", op.cit., s.117; "Yeşiller
Artık Ne Yapacaklarına Karar Vermeliler”, Ahmet Tulgar-m
Petra Kelly ile söyleşisi, Şehir, Sayı 11 (Ocak 1988),
s.94.
Roche, op.cit.
Gökkuşağı grubu içinde üç ayrı alt grup (section) vardı.
Bunlardan en genişi, 20 kişilik Gökkuşağı grubundan 11
kişinin katıldığı Yeşil-Alternatif Avrupa Bağı (GRAEL) dır.
Burada meslekleri ve eğitim durumları verilenler GRAEL
üyeleridir. Temsilcilerin bazıları rotasyonla görev
211
lerde
bulunabilmektedir)
çok
büyük
bir
ağırlıkla,
tipik bir küçük burjuva karakter sergilemektedir: İç
mimar, iktisatçı, kütüphaneci, uluslararası ilişkiler
uzmanı, sendikacı,
işçi, büro çalışanı, antika kitap
satıcısı, orta düzey yönetici,
gazeteci,
4
öğretim
rahip,
görevlisi
3 Öğretmen,
(üniversitede).
4
18
temsilciden 14'ü üniversite mezunudur; bunların 3'ü
127
yüksek lisans 4'ü doktora yapmıştır.
Yeşillerin
Avrupa
Parlamentosundaki
eğitim
durumları,
temsilcilerinin
görüldüğü
128
koşutluk taşımaktadır.
Eğitim
düzeyi
yüksek
gibi,
ve
üye
meslek
ve
mesleki
ve
seçmenle
bakımdan
uzmanlaşmış kişilerin, doğaldır ki, gelirleri görece
değişimi yaptığından sayı 18 olmuştur. Öteki alt gruplar,
Avrupa Topluluğu Üyeliğine Karşı Danimarka Halk Hareketi ve
Avrupa Özgür İttifakı*dır. Alt grupların temel görüşleri
arasında önemli farklılıklar olmadığından, parlamento
etkinliklerinde temsilciler alt gruplardan herhangi birine
yakmlaşabilmektedir.
127
Green-Alternative European Link, GRAEL, Rainboa Politics,
Second Revised Edition, Berlin, 1988, s.42-50’de yer alan,
temsilcilerin Özgeçmişlerinden derlenmiştir.
1pfl
Türkiye Yeşiller Partisi’nin kurucularının mesleklerine
bakıldığında, Türkiye ile ileri endüstri ülkeleri arasında
partiyi doğuran toplumsal ortamın tüm farklılıklarına
karşın,
Yeşillerde
küçük
burjuvazinin
ağırlığının
"evrensel" bir ilkeye dönüştüğü izlenimi edinilmektedir.
Toplam 51 kurucunun 24’ü eczacı, avukat, mimar, mühendis,
veteriner, doktor, gazeteci, pedagog, diyetisyen gibi uzman
meslek sahibi, 7'si büro çalışanı, 6*sı serbest meslek
sahibi, 3'ü emekli amiral, 3’ü sanayici, 2’si müzisyen,
2'si evkadınıdır. (Bkz. Buket Uzuner, İki Yeşil Susamuru,
Anneleri, Babaları, Sevgilileri ve Diğerleri, İstanbul, Gür
Yayınları, 1991, s.18)
212
yük9ek olmakta ve üst-orta ya da orta gelir grubunda
yer
almaktadırlar.
grubuna
dahil
yüksek
olduğunu
belirtilmiş
Yapılan
kişilerin
araştırmalar
çevre
gösterdiği
olduğu
üzere,
bu
gelir
duyarlılıklarının
gibi,
çevreci
daha
Önce
harekette
yer
alanlar da çoğunlukla bu gelir grubundandır.
Orta ve üst-orta gelir gruplarının,
korunması
gelir
çevrenin
isteminde bulunması ve en alt ile en üst
gruplarının
buna
karşı
çıkmaları
doğaldır.
Thurow’a göre, ortalama bir yaşam standardına ulaşmış
bireylerin,
yolunda
daha
yüksek
çevresel
oluşturmaktadır.
hizmetlerin
bir
bozulma
ön
koşul
ulaşmaları
önemli
Çünkü nitelikli
tüketilmesinde
yükselmesinde
standarda
ve
bir
engel
bir çevre,
mal ve
yaşam
durumuna
standardının
gelebilmektedir,
(Örneğin, kirli bir çevrede yazlık evden yararlanmak
olanaksızdır.)
gelirlerin
Oysa
gelir
Öncelikle en temel
arzularlar.
Öte
çevre
istemiyle
koruma
istemi,
çatışabilir;
düşük
onlar
gereksinimlerinin karşılanmasını
yandan,
varlıklılar,
çevre
sorunlarından kurtulma yolu bulabilecek maddi kaynağa
sahiptirler;
sorundan
etkilenmediklerinden
çevre
koruma önlenmlerini, daha çok gelir elde etmelerini
129
engelleyecek bir unsur olarak algılarlar.
Bu
nedenle,
korunmasına
farklı
bakışı
gel ir
farklı
gruplarının
çevrenin
olmaktadır.
Yeşillere
desteğin orta gelir grubunda yer alanlardan
129
gelmesi-
Lester C.Thuro», Sıfzra-Sıfır Toplumu, çev. N.Himmetoğlu ve
D.Erberk, İstanbul, Altın Kitaplar, 19B9, s.152-154.
nin nedeni de budur.
Belirli
düzeyi
bir
yüksek,
yaşandığı
refah
çeşitli
kasabalar
yoğunlaştığı
düzeyine
yerel
ile
çevre
kentsel
büyük kentlerin,
ulaşmış,
eğitim
sorunlarının
çevre
sorunlarının
meslekleri
bakımından
bir katman oluşturan küçük burjuvazisi nitelikli bir
çevreyi
olarak
yaşam
standardını
algılamaktadır.
yükseltecek
Yeni
toplumsal
bir
unsur
hareketlerin
mensupları gibi, görüldü ki, Yeşillerin üyelerinin ve
seçmenlerinin de büyük bir bölümü
almaktadır.
Toplumsal
bu
konumları,
katmanda
bu
yer
konumdan
kaynaklanan beklentileri nedeniyle çevrenin korunması
istemi daha çok onlardan gelmekte ya da bu istemle
kolay
bütünleşmektedirler.
isteminin
de
yeraldığı
Çevrenin
Yeşil
korunması
ideolojinin
temel
unsurları, Yeşillerin küçük burjuva karakterinin bir
başka göstergesi olmaktadır.
III. İDEOLOJİ VE HEDEFLER
A. İdeoloji
Yeşillerin
ideolojisi
küçük
konumlarının bir yansımasıdır. Hizmet
da devlet
bürokrasisinde
çalışan
büro
burjuva
sektöründe ya
görevlileri,
uzman meslek sahipleri endüstriyel sınıf çatışmasına
uzaktırlar.
burjuvaziye
Öte
yandan,
bazen
de
konumları
gereği
proleteryaya
bazen
yakın
214
olmaktadırlar; çünkü
dolaylı
olarak
hem
burjuvazinin
yararlanmakta,
tarafıdan
sömürülmektedirler.
ideolojik
yeri
klasik
hem
Bu
sol-sağ
sömürüsünden
de
burjuvazi
nednele,
onların
yelpazesinin
"orta"
larına denk düşmektedir.
Ingiliz Yeşillerinin çoğu, partilerinin ne sol
ne de sağ yönelimli olduğunu söylemektedir.
Yeşilleri,
partilerinin
sol-sağ
Fransız
yelpazede
almamasıyla ilgili açık bir tercih belirtmektedir.
yer
130
Bununla birlikte, parti içi bölünmede köktenci ya da
gerçekçi
kanatta
yaklaşmanın
ya
da
yer
alma,
daha
çok
ortaya
ortaya
göre
yakın
sola
olmanın
belirleyicisi olmaktadır. Fransa'da parti üyelerinin
%46'sı kendini sola yakın görürken, %27'si bu ayırımı
131
yadsıdığını belirtmektedir.
Fransa ve Alman Yeşil seçmenleri üzerinde en
soldan
(1)
kullanarak
en
sağa
yapılan
(10)
bir
doğru
araştırma,
10'luk
Alman
skalayı
yeşil
seçmenin %57’sinin, Fransız Yeşil seçmenin %53’ünün,
132
skalada 3-5 diliminde yer aldığını
daha sonra
yapılan bir araştırma ise Yeşil seçmenin %78'inin 3-6
133
diliminde yer aldığını
göstermiştir.
Yeşil
geçmenin çoğunluğu sola yakın bir orta konumda yer
almaktadır.
130
Frankland, "The Developmental",op.cit., s.25,35.
131 D
U
Roche,
132
133
op.cıt.
Bkz.Müller-Rommel,"The Greens— ",op.cit.,s.494, Tablo 2.
Bkz.Müller-Rommel,"The German...",op.cit.,s.116 Tablo 1.
215
Almanya'da yine
I0rluk
skala
ile
biçimlenen
bir başka araştırmada, yeni toplumsal hareketleri ve
Yeşilleri
destekleyenlerin
skalanm
düştüğü
görülmektedir., Yine
sol-orta
bir
hareketi
hareketi
konum
söz
destekleyenlerin
destekleyenlerin
burada
konusudur.
destekleyenlerin
da,
Çevre
%59*u,
denk
görece
korumaaı
anti-nükleer
%61’i,
barış
ve
Yeşil
hareketini
partiyi
134
destekleyenlerin %65’i skalanm 3-6 dil imindedir.
Yeşil
partiyi
%55'i
ortasına
ve
yeni
toplumsal
hareketleri
destekleyenler arasında ideolojik yönelim bakımından
135
bir koşutluk olduğu anlaşılmaktadır.
134
135
Bkz.MüllerHRommel,"Social
Tablo 6.
Movements...",
op.cit.,
s,62,
Yeni toplumsal hareketlerin ve Yeşillerin bağlandıkları
toplumsal değerleri saptamaya yönelik araştırmalar da
vardır. Bunlar Inglehart1ın "maddeci” ve "maddicilik
sonrası”
(post-materialism>
ayırımını
(bkz.Ronalt
Inglehart, The Silent Revolution: Changing Values and
Political Styles among Restern Publics, Princeton,
Princeton University Press,
1977,
s.40-50;
Ronalt
Inglehart,
"Post-Materialism in an Environment of
Insecurity", American Political Science Review, Vol.75,
No.4 (December 1981), s.880-900) kullanmaktadır. Maddecilik
sonrası değerlerin (Inglehart1a göre işyerlerinde ve yerel
topluluklarda kişilerin daha fazla söz sahibi olması,
önemli hükümet kararlarında halka söz hakkı, şehirleri ve
kırları güzelleştirmek, daha az kişilik dışı ve daha çok
insancıl bir toplum ile düşüncenin paradan daha önemli
olduğu bir toplum yönünde ilerleme) belirsiz ve iyi
tanımlanmamış olması bir yana, yeni toplumsal hareketleri
ve Yeşilleri destekleyenlerin "karışık" (mixed) değer
yönelimli oldukları gözlenmektedir. (Bkz.Müller-Rommel,"The
Greens..." op.cit., s.494, Tablo 2; Müller-Rommel, "Social
Movements...", op-cit-, s.61, Tablo 5. Aynı yazar 1986'daki
verilerle yartığı araştırmada bu kez maddecilik sonrası so-
216
Yeşiller, düşünce.^ sistematikleri bakımından,
kendilerini,
ideolojiler
üstü
görürken,
sağ-sol
ayırımının dışıda tanımlarken, bu, onların katmansal
konumlarının
bir
yansımasıdır.
Buna
bağlı
olarak,
istemlerinin sağ-sol çatışmasının dışında bir Ölçütle
belirlendiği
Yeşillere
yerini,
yönünde
göre,
bir
yaklaşım
geliştirirler.
burjuvazi-proleterya
yaşarkalma-yok
olma
çelişkisinin
çelişkisi
almıştır.
Onlara göre sorun yaşarkalma sorunudur; istemleri de
bunun
sağlanmasıdır.
farklılık yoktur.
dünyanın
bugün
İdeolojiler
arasında
Sol ya da sağ yönelimli
geldiği
noktanın
ise
bir
partiler
sorumlusudurlar.
İngiliz Yeşil Partisi, öteki partileri "Gri" partiler
olarak nitelemektedir.
Gri partiler,
Solda ya da sağda yer alsın
sarsılmaz bir büyüme mantığına bağlı,
yüksek teknolojiden, merkeziyetçilikten ve hiyerarşik
yapıdan yanadırlar. Buna dayanarak Yeşiller sağ-sol
şemasına
karşı
çıktıklarından,
1983*te
Bundestag'a
girdiklerinde partilerin solunda ya da sağında değil,
ortada oturdular.
Onların düşünce sisteminin odağı şudur: Bugün
toplumlar Gri siyaset/Yeşil siyaset ikilemi ile karşı
karşıyadır. Bir başka deyişle, ya "ekolojik toplum"
inşa edilecek ya da Gri
siyaset
insanlığın
sonunu
hazırlayacaktır.
Kapitalizm ve sosyalizmin merkezinde insan yer
alırken Yeşil ideolojinin merkezinde doğa ya da çevre
nucuna varmıştır.
op.cit., s.116.)
Bkz.Müller-Rommel,
"The
German...",
217
vardır.
İnsanlık,
canlıların
gezegenin
yaşamlarını
korunmasından
sürdürmelerinden
ve
tüm
sorumludur.
Çevreye, gezegene zarar veren hiçbir insan etkinliği
kabul edilemez.
Yeşil
ideolojide
gezegeni
tehdit eden çevre sorunları
ve
canlı
türleri
en önemi i sorundur. Bu
sorun grubu ekonomik, toplumsal siyasal sorunlarla da
ilgili
olduğundan
alanlarındaki
toplumsal
yaşamın
yaklaşımlarını
çevreyle
çeşitli
ilişkilen-
dirirler.
Yeşil düşünce sisteminin temel ilkeleri - ki
bunlar
öteki
Yeşil
benimsenmiştir"ekolojik,
politika,
Alman
toplumsal,
şiddetsiz"
sınırsız
içinde
olduğunu kabul
eder.
ekonomiye
doğaya
karşıdır.
Toplumsal
programında
dayalı ve
oluşturulmuştur*
hareketle,
etkileşim
ve
genellikle
taban demokrasisine
sistemde
olamayacağından
de
Yeşillerinin
biçiminde
doğal
karşılıklı
partilerce
bir
insan
ve
Ekolojik
büyümenin
ve
doğanın
birbirinin
Bunun sonucu olarak,
zarar
veren
politika,
sabit
her
parçası
büyümeci
etkinliğe
bir
toplumsal
sistem ortaya çıkarmayı, bu amaçla tekellere, tekelci
kârlara
ve
onların
binlerce
ekonomik sisteme karşı
kendi
kaderlerini
birlikte,
doğal
gereksinimleriyle
yaşama
olmayı
hükmettiği
ifade eder.
belirlemeli,
kendi
uyum
yaratıcı
doğrudan
içinde,
Taban
demokrasisi,
demokrasinin
geçirilmesidir.
Buna
bir
İnsanlar
hayatlarını
çevreleriyle,
geliştirebilmelidir.
yönetimin,
kişiye
istek
hep
ve
biçimde
yerinden
güçlendirilerek
göre,
seçmenler,
seçilenleri
her
politikası
herkese
tabandan
ilkesi,
zaman
açık
özerkleşmesi
insanlara
denetleyebilecek,
olarak
parti
ve
seçilenlerin
önlenecektir.
Şiddetsizlik
baskı
ve
şiddet
uygulanmasının
kalktığı, şiddetsiz bir toplum özlemini ifade eder.
Çalışmanın önceki
sisteminin
bunların
kuramsal
parti
yansımadığı
bölümlerinde Yeşil
kaynakları,
örgütlenmesine
belirtilmiş
ne
düşünce
yaklaşımları,
ölçüde
olduğundan,
yansıyıp
burada,
parti
programlarında temel siyasalar olarak yansımalarından
söz edilecektir.
B. Temel Siyasalar
136
1. Ekonomi
Solun ve sağın, yerleşik ya da gri partilerin
ekonomik
çözümleri
insanlığın
belirmiştir.
ve
başarısız!ıkla
gezegenin
Çevre
yok
sorunları
olması
sürekli
sonuçlanmış,
tehlikesi
tükettirmeye
136 Yeşillerin siyasa önerileri şu kaynaklardan derlenmiştir:
Oie Grünen, The Program o f the Federal Republic o f Germany,
Bonn; The Green Party, General E lection M anifesto, London,
1987; The Green Party, Our P o lit ic a l P rin c ip le s, (Seçim
Broşürü); The Green Party, European E lection Manifesto,
London, 1989; Les Verts, e t L*économie, e t La Défense, e t
La Santé, e t L *agricu ltu re, e t Le T iers Monde, e t L 'én ergie
(Seçim Broşürleri); Les Verts, Les Verts e t L*europe, 1989.
219
dolayısıyla
da
sistemin
büyüme
bir
sonucudur.
gereksinimlerini
memnun
etmeye
mitine
dayanan
ekonomik
Üretim
karşılamaya
yönelmiştir.
insanların
değil,
yatırımcıları
Ekonomik
büyüme
dünyanın ekolojik dengesi kurban edilmiştir,
için
sürekli
tüketim ve büyüme sonucunda yaşara çevresi bozulurken,
dünyanın sınırlı kaynakları da yok edilmektedir.
Bu
saptamadan
ekonomiye,
hareketle
tekelci kârlara,
Yeşiller,
büyüraeci
bunu sağlayan yüksek ve
kirli teknolojilere karşıdırlar. Bugünkü ve gelecek
nesiller
için
büyümeci
ekonomi
sona
erdirilmeli,
sürdürülebilir bir toplumsal sistem benimsenmelidir.
Daha
az
ya
kullanarak,
da
daha
aynı
iyi
miktarda
sonuç
enerji,
hammadde
alınabilen,
ekolojik
döngülere zarar vermeyen bir ekonomik sistem hedefi
vardır.
Ekonomiyi
tutumluluk
yönlendiren
olmalıdır.
Yeşil
güç
tüketim
ekonomi
değil
siyasası
"yeterliliğe" ve "yararlılığa" dayanır, "daha fazla"
ya değil.
Yeşil
toplum yüksek
teknolojiye
sahip
büyük
işletme ya da tekellerin yerine yumuşak teknolojili,
orta ya da küçük işletmelere sahip olacaktır.
Büyük
işletmeler küçük birimlere bölünmelidir. Ekonominin
tekellere hizmet etmesine son verilmeli,
Özel
tekeller
kaldırılarak
hizmetine sokulmalıdır.
ekonomi
kamusal ve
insan
Küçük ve orta ölçekli, özel
ya da kollektif girişimler desteklenmelidir.
Özel
üretim
çeşitleri
türünün
desteklenmelidir.
Bölgeye
Ekonomik
açıdan yerel ve bölgesel Özerklik geliştirilmelidir.
Kendine yeterli bir toplum amacıyla tarımsal etkinlik
220
ekonominin öncelikleri
arasındaki yerini
almalıdır.
Tarımsal olsun, endüstriyel olsun yerel yatırımcılara
ayrıcalık tanınmalı, devlet yardımı yapılmalıdır.
2. Dem o k r a s i
Yerel,
küçük
yatırımcılara
yapılmasından söz eden
yeşil
mı
kalkacağı,
yardımı
siyasalarda,
"ekolojik toplum" kurulduğunda
(ortadan
devlet
devletin
önerilen
ne
olacağı
zayıflatılacaksa
hangi
işlevlerin nereye devredileceği)
sorunu çözümlenmiş
değildir.
bu
Programlarda
odaklarının
küçük
görülen,
parçalara
özerkliğe dayalı, demokratik,
toplumun,
bölündüğü,
erk
yerel
çeşitliliğin korunduğu
bir toplum olduğudur.
Yeşillere
verilen
göre,
mücadelenin,
çevrenin
iş
ve
korunması
yaşam
için
koşullarının
düzeltilmesinin de başarı koşulu, demokratik haklara
sahip çıkmak ve genişletilmesini sağlamaktır.
İnsanlar,
ekonomide
mutlu
değildirler.
tüketimin
yönlendirdiği,
olmadıkları
Merkeziyetçi,
gibi
savurgan
özgür
hiyerarşik,
kararlara
yurttaş katılımına olanak tanımayan siyasal
yerine,
yerinden
kendini
yönetim,
yönetim,
doğrudan
yerel
yapının
Özerklik,
demokrasi
de
kendi
ilkeleriyle
biçimlenen bir siyasal yapı özlemi vardır. Gündelik
yaşam
da
demokratikleştirilerek,
uygarlığın,
işverenin,
kadın
üzerinde
erkeğin,
doğa
işçi
üzerinde
üzerinde
topluluk ve birey üzerinde tekellerin ve
bürokrasinin
gücünün
yok
edilmesi
gereğinden
söz
221
edilmektedir.
Irk,
ayırımcılık
cins,
yadsınır,
ulus
gibi
kişisellik,
her
türlü
çeşitlilik
ve
farklı olma hakkı vurgulanır.
Ekonomik gücün
liğin
geliştiği
edilebilen
ve
bir
tekelleştiği
yönetim
yurttaş
ve merkeziyetçi­
yerine,
katılımıyla
açık,
kontrol
sürdürülen
bir
yönetim istemi vardır. Yönetimle ilgili herşey, hemen
ve sansürsüz olarak yurttaşın bilgisine sunulmalıdır.
Yönetim
birimleri
dönüştürülmeli
ve
karmaşıklıktan
yalınlığa
merkeziyetçilikten
uzaklaşıl-
malıdır.
Temel
kısıtlama
insan
hak ve özgürlüklerle
kaldın İmalıdır. Çevre
hakkı
siyasette,
olarak
iş
ilgili her türlü
hakkı, temel
benimsenmelidir.
yaşamında,
toplumda
bir
Kadınların
dezavantajlı
durumlarına son verilmeli, her alanda kadınların eşit
katılımı yaşama geçirilmelidir.
3. Ener3 i
Enerji
kullanımındaki
sınırsız
artışın
sürmesi, tüm doğal sınırların aşılmasına ve ekolojik
döngülerin zarar görmesine neden olacaktır.
Yerleşik
partilerin
sınırsız
enerji
politikası
tüketim
ve
büyüme miti üzerine kurulmuştur. Bu enerji politikası
sürdürülürse, enerji rezervleri tükenecek ve çevresel
yıkımla karşılaşılacaktır. Enerji kaynaklarını en çok
tüketen ülkeler Kuzey ülkeleridir ve Güneyin enerji
kaynaklarını sömürmeyi sürdürmektedirler.
222
1970*li
mucizevi
yıllardaki
bir
çözüm
yönelinmi şt ir. Oysa
petrol
şokundan
olarak
bu
nükleer
enerj i
sonra,
enerjiye
polit ikası,
bugün,
dünyayı radyoaktif atıklarla birlikte ve her an var
olan kaza riskiyle
enerji,
temiz
olmadığı
merkezileşmesine,
demokrasiye
yıkıma
sürüklemektedir.
gibi
pahalıdır;
askerileşmesine
engel
Nükleer
neden
oluşturmaktadır;
güoün
olmakta,
ayrıca
enerji
gereksinimi yanıtlamaktan da uzaktır.
Nükleer güce dayalı
derhal
için
kapatılmalı,
yapılan
enerji
nükleer
destekler
üretim
tesisleri
teknolojinin
durdurulmalı,
gelişimi
radyoaktif
atıkların zarar vermeyecek biçimde depolanması
için
kesin kurallar saptanmalıdır.
Enerji
siyasası
enerji
kaynaklarına
"büyük
olan
demokratik
altına
daha
haklarımız
ve
Var
ve
dayanmalıdır.
iyidir"
alabilir
yıkabiliriz.
tasarrufa
ve
Kendimizi
mantığından
devlet
bilimsel
ancak
kurtarırsak,
özgürlüklerimizi
nükleer
olan
yenilenebilir
garanti
anlayışını
ve
teknolojik
potansiyel daha iyi enerji çeşitleri geliştirmek içn
kullanılmalıdır.
enerji
Yapılması
kaynaklarını
gereken,
tutumluca
sahip olduğumuz
kullanmak,
fosil
yakıtların verimliliğini yükseltmek, merkeziyetçi bir
yapısı
olmayan
kullanımını
yenilenebilir
artırmak
enerji
olmalıdır.
kaynaklarının
Üçüncü
dünyanın
enerji kaynaklarını sömürmekten vazgeçilmeli, onların
enerjilerini
ele
geçirmek
kullanmaları sağlanmalıdır.
yerine
kendileri
için
223
A . Üçüncü Dünya
Yeşil parti programlarına göre, endüstrileşmiş
ülkeler
yıllardan
etmelerine
beri
karşın,
üçüncü
dünyaya
"yardım"
fark
gittikçe
aralarındaki
büyümektedir. Güneyden sağlanan gıdalar, Kuzeyde hem
israf edilir, hem de ete dayalı tüketimi karşılamak
için
hayvan
milyonarca
dünyada
yemi
olarak
kullanılırken,
insan açlıktan
tarım,
ölmektedir-
Kuzeyin
dönüştürülmüş,
üçüncü
Çünkü
zevklerine
dünya
atıklar
ithal
biçime
bile
yetemez
kendine
bozulmaktadır.
edilerek
Aslında
tekelci
kapitalizmin
artırma
olgusuyla
bağımlılığının
Kuzeye
yapılan
uyumlu
teknolojiler
ekolojik
dengeleri
Güneyle
ilişkisi
Kuzeyin
varlığını
sürdürme,
yakından
ilgilidir.
artırılması,
aktarıİması,
kültürüne
de
doğal
kültürlerinin
duruma
yardımlar
kârlarını
Güneyin
kaynaklarının
kuzeyin
getirilmesi
bu
üçüncü
uygun
duruma gelmiştir. Üçüncü dünyaya kirli
ve
Güneyde
ve
olguyla
bu
tüketim
amaçla
bağlantılı
görülmektedir.
Üçüncü
dünyaya
yapılan
yardım
ya
kıtlık
zamanında yapılan ve uzun dönemli sonuçları olmayan
acil yardımdır; ya da Kuzey endüstrisinin çıkarlarına
önaelik
veren,
yardım
edilen
ülkenin
geleneksel
üretim değerini düşüren ve Batı türü tüketim biçimini
yaygınlaştırmada
Güney,
kullanılan
Kuzeye bağımlı
nedeniyle
yoksul
yardımdır.
kılınmaktadır.
ülkeler
gıda
ve
Her
Bu
durumda
bağımlılık
hammaddelerini
mümkün olan en düşük fiyatla Kuzeye teslim etmekte ve
224
karşılığında
ödeme
değerlerini
aşan
ürünler
almaktadırlar.
Oysa,
gemide
yer
deyişle
Yeşillere göre,
aldıkları
yalnızca
yapılması
unutulmamalıdır.
bir
gereken,
Kuzey ve Güneyin aynı
dünya
vardır.
dünyanın
Bir
Bu
sınırlı
başka
durumda
kaynaklarını
Kuzeyin zevklerini karşılamak için kullanmak,
Güneyi
sömürmek değil, işbirliği ve dayanışmanın sağlanması
olmalıdır.
Gerçek bir işbirliğini başarmanın ilk koşulu,
Güneyin ürünlerine adil fiyat ödemektir. İkinci koşul
ise
üçüncü
bağımsız
dünya
toplumlarmın
kültürlerinin,
kendilerine
Kuzey
özgü,
tarafından
zarara
uğratılmasına karşı çıkmaktır.
Yardıma gereksinim duyan ülkelerin iç pazarını
canlandıran
ihtiyaçları,
uygulamalara
iklimi,
gidilmelidir.
Yerel
durumunu
önüne
toprağın
alarak çağdaş tarım yöntemlerini
için
destek
olunmalıdır.
yardımın gayri
kendine
safi
yeterliliği
yaşama geçirmeleri
Üçüncü
hasıladaki
göz
dünyaya
payı
sağlayacak,
yapılan
yükseltilmeli,
çevreyle
uyum
içindeki küçük yerel projeler desteklenmelidir.
Alman
ve
İngiliz
Yeşil
partileri
üçüncü
dünyanın borçlarının silinmesinden yanayken,
Fransız
Yeşilleri buna karşıdır. Fransız Yeşillerine göre, bu
ülkelerin
borçlarının
elitlerinin politikaları
büyük
bölümü,
sonucu oluşmuştur;
zengin
borçlar
silindiğinde o ülke yoksulları için değişen bir şey
olmayacaktır;
kötü
kalkınma
politikaları
işlemeye
devam edecek ve üçüncü dünya ülkeleri yeniden çıkmaza
225
girecektir.
Yeşillere göre bilinçli
yoksul
ülkelerin halklarının
artırılmalı,
buralardaki
bir
işbirliği
siyasal
için,
duyarlılıkları
demokratik
hareketler,
gruplar desteklenmelidir.
5. Barış
Yeşillerin barış siyasası saldırganlığın bütün
çeşitlerine
yarışma
iç
ve
dış
karşıdır;
dayanışma
içinde
militarizme,
bütün
insanların
yaşaması
özgürlüğü
belirlemeleri
temel hedeftir.
azınlıkların
kültürel
ve
askeri,
bakımdan
kendi
siyasal,
işgali,
ilişkilerde
Bütün
ülkelerin
ekonomik
müdaheleye
edilemez.
şiddetsizlik
ve
kaderlerini
İnsanların,
yağmalanmaya konu olması kabul
tüm
barış
sağlanmalıdır.
toplumlarm
ve
silahlanma
ilkesi
ya
ya
da
da
İç ve dış
belirleyici
olmalıdır.
Dünyayı
bir
yaratıldığından
kaç
savaş
kez
bir
yok
etmenin
katliam
koşulları
ve
suçudur. Nükleer caydırıcılık stratejisi,
için
bir
gerekçe
ve
tehdittir.
Nükeer
gücün
silahların
yerleştirilmesi
olmaksızın
özgürlüğü
insani ık
için
gerçekleştirilmiştir.
koruyucu
değil,
tersine
silahlanma
gerçek
geliştirilmesi
demokratik
insanlık
ve
bir
Bu
sona
bir
nükleer
tartışma
silahlar,
erdirici
araçlardır.
Nükleer,
üretilmesi
ve
kimyasal
ve
biyolojik
depolanması
dünya
silahların
çapında
226
yasaklanmalıdır.
Silahsızlanma
stratejisinin temelidir.
silahsızlanılmalıdır.
paktlar
ve
barış
yaşarkalma
Derhal ve tek yanlı olarak
NATO’dan
dağıtılmalıdır.
çıkılmalı,
Silahlardan
askeri
arındırılmış
bölgeler oluşturulmalıdır. Savunma siyasası, şiddete
başvurmayan sivil korunma ilkesiyle biçimlenme1idir.
Yeşiller için barış, yalnızca savaşın olmadığı
durum demek değildir, barış özgürlük ve adalet için
verilen mücadelenin bir sonucudur. Barış, barış için
çaba
göstermeyi
istiyorsan,
arasında
gerektirir.
barışı
sloganı
hazırla"dır. Bu
eşitliğe
ilişkiler
Bunun
dayalı,
kurulmalı
asla
amaçla,
şiddet
dayanışma
’’Barış
ülkeler
içermeyen
ve
işbirliği
geliştirilmelidir.
Parti programlarındaki temel siyasaları burada
özetlenen
Yeşillerin,
değerlendirildiğinde
görülmektedir.
temel
bir
hedefleri
ikilemin
Kapitalizme
karşı
toplucu
aşılamadığı
olmak
ve
onu
değiştirmek ile onun adaletsiz uygulamalarını derece
derece
ortadan
toplumsal
yapı
kaldırarak,
biçimine
düzelterek
dönüştürmek
adil
bir
yaklaşımları
arasında bocalanmaktadır. Yeşiller tekellere, tekelci
kârlara karşıdırlar ama
tekelleri
yaratan
piyasadan
piyasadır.
yanadırlar;
Tüketim
oysa
toplumunu
ve
bununla ilgili olan büyümeci ekonomiyi eleştirir, bu
ekonomik
sisteme
karşı
olduklarını
söylerler
ama
tekelleri yok etmekten söz etseler de hem kapitalist
üretim
ilişkilerini
sürdürüp he de
tüketime dayalı
ekonomiden kendine yeterliliğe dayalı ekonomiye nasıl
geçilebileceğine
açıklama
getiremezler.
Parlamenter
227
süreçleri sorgularlar ama (özellikle Alman Yeşilleri
kapsamlı
kurumlarda
bir
eleştiri
yer
getirmiştir)
alamaya,
öteki
parlamenter
partilerle
iktidar
ilişkilerine girmeye yönelik olarak giderek daha çok
istek
oluşmakta,
parti
getirilmektedir.
Şu
programı
halde,
buna
Yeşillerin
uygun
biçime
kapitalizmi
yıkmak hedefinden çok - ki bu hedefinin araçları da
vurgulanmadığına göre - kapitalizmin aksaklıklarını,
haksızlıklarını
çeşitli
reformlarla giderme
amacına
yöneldikleri söylenebilir. Program siyasalarının yer
yer
köktenci
önerilerinin
olması,
parti
içindeki
köktenci kanadın etkisi olduğu kadar, bundan da daha
çok küçük burjuvazinin toplumsal-katmansal konumundan
kaynaklanmaktadır. Hem proleteryaya yakın burjuvaziye
uzak,
hem
Yeşillerin
burjuvaziye
yakın
ideolojisini,
belirleyen budur.
proleteryaya
program
uzak;
hedeflerini
228
DEĞERLENDİRME
Çalışmamızda
irdelemelerimizi
üzerinde geliştirdik.
alan
endüstrileşmiş
yüzyılın
ikinci
iki
eksen
îlkin, çalışma kapsamında yer
kapitalist
yarısıyla
ülkelerin
başlayan
yirminci
bir
süreçte
geçirdikleri toplumsal yapıdaki değişimler,
bunların
niteliği
ele alındı.
Düşünsel
kuramsal
birikimin
ekolojik
ortamda,
daha önceki
sorunlar
bağlamında
derinleştirilerek yeni düşüncelerin geliştirildiğini
gördük.
Ardından,
bu toplumsal ve düşünsel
ortaya çıkan Yeşil
hareketin,
partileşme
ortamda
sürecini,
parti Örgütlenme yapısını, üye ve seçmenin toplumsal
özelliklerini
saptamaya
çalıştık.
Çalışına
boyunca
elde ettiğimiz bulgular şunlardır.
1)
İleri endüstri ülkelerinde sürekli büyümeye
ve tükettirmeye dayalı ekonomi, buna uygun totaliter,
karşıtını
yok
katılımına
eden,
olanak
bütünlük
çoğulcu
tanımayan
göstermektedir.
olmayan,
siyasal
Sürekli
yurttaş
yapıyla
tüketim,
bir
kıt
kaynakların yağmalanması ve sürekli çoğalan atıklarla
önemli
Çevrenin
katılıma
çevresel
bozulmalara
korunması
açık
bulamamıştır.
belirlediği
yönünde
olmayan
çevreci
olmaktadır.
beliren
siyasal
Toplumsal
neden
süreçlerde
yapının
toplumsal
istem
ise,
yanıtını
sorunlarının
hareket,
var
olan
siyasal kurumların dışında, parlamento dışı muhalefet
hareketi olarak gelişmiştir.
229
2)
Çevre sorunlarının
önlenmesi
yönünde
bir
istemin dile getirilmesi, refah düzeyinin yükselmesi
ve
hizmet
sektörünün
olmuştur.
Yaşam
standardın
daha
kaliteli
bir
birlikte,
çevresel
standardının
da
çevre
farklı
genişlemesi
istemi
daha
sınıf
farklı
duyarlı
gereği
yaratmaktadır.
toplumsal
koşut
yükselmesi,
yükselmesinin
ilgileri
sorunlarına
olgusuna
ve
olarak
Bununla
katmanların
olmaktadır.
olanlar
ve
bu
Çevre
kaliteli
bir
çevre isteminde en çok bulunanlar ya da bu istemle en
kolay bütünleşenler, devlette ya da hizmet sektöründe
büro işi yapanlarla uzman mesleklere sahip yeni küçük
burjuvazidir.
gelir
Aynı
düzeyi
zamanda?
yüksek
bir
bunlar genç,
toplumsal
eğitim ve
konumda
yer
almaktadır. Yeni toplumsal hareketlerin yandaşları ve
Yeşil
partinin
üyeleri
ile
seçmenleri,
aynı
toplumsal-katmansal konumda bulunmaktadır. Bu durum,
toplumsal
muhalefetin
partiye
dönüştüğünü
de
göstermektedir.
3)
Çevre
hareketlerinin
korumacı,
istemleri,
anti-nükleer
ve
barış
ideolojileri
ve
eylem
tarzları büyük ölçüde benzerlik göstermektedir.
Bir
yanıyla, çevrenin korunması temelinde örtüşmekte; bir
yanıyla da, çevresel yıkım karşısında anti-demokratik,
merkeziyetçi,
duyarsız
kalan
bürokratik
siyasal
yapıyı,
niteliği
devleti
gereği
sorgulamak
bağlamında yakınlaşmaktadırlar. Yeşiller de çevrenin
korunması yanında, siyasal süreçlerin demokratikleş­
mesi hedefine yönelmişlerdir. Bu durum, Yeşil hareke­
tin/partinin aktörlerinin toplumsal-katmansal konum­
230
larının
da
bir
yansıması
olarak
ideoloji
ve
hedeflerini açıklayıcı niteliktedir. Burjuvazi-proleterya çatışmasının doğrudan
bulunmamaları,
ne
söylemine
bağlı
de
Kapitalizmi
yaratan
tam
konumda
ideolojik
neden
olmaktadı.
kaldırmaksızm
adaletsizliklerini
toplumsal,
demokratikleşmesini
gidermek,
tüketim
çevresel
sorunlar,
sorgulamak
siyasal
yapının
sağlamak
ifade
tekelci
siyasal,
oluşturmaktadır.
toplum” olarak
idelojik
proleterya
kalmalarına
süreçleri
temelini
bir
ortadan
büyüme gibi
bir
onların ne tam bir .burjuva
söylemine,
kapitalizmin
etkilediği
Yeşil
ideolojinin
"Ekolojik
edilebilecek
demokratik
"yeni
toplumsal
yapı" ve bu topluma geçişi mümkün kılacak yöntemler
ise belirsizdir.
4)
Yeşil partiler arasında farklılıklardan çok
benzerlikler
göze
çarpmaktadır.
Parti,
parlamento
dışında oluşan toplumsal muhalefete kurumsal kanallar
yaratmak amacıyla oluşmuştur.
iktidarı
ele
siyasetin
parti
geçirme
sağladığı
olarak
"Klasik” partiler gibi
mücadelesi
olanaklardan
örgütlenmeyi
değil,
kurumsal
yararlanma
belirlemiştir.
güdüsü
Partinin
aktörlerinin konumları benzediği gibi, partinin örgüt
yapısı,
siyasaları,
seçmen
desteğinin
yerleşme yeri de benzerdir.
özelliği,
yerel
çevre
kazanıldığı
Bu yerleşme yerlerinin
sorunlarının
etkilediği
kasabalar ile kentsel ya da endüstriyel kirlenmenin
yaşandığı
büyük
başarısını
belirleyen
Toplumsal
hareketle
kentler
başka
parti
olmasıdır.
etmenler
arasındaki
Partinin
de
bag
vardır.
güçlü
231
olduğunda,
öteki
siyasal
yapının
partilerle
bulunduğunda,
bölünme
arasında
seçim
dayandığında,
iki
sorgulanması
ayırıcı
sistemi
ayrı
Yeşil
olmadığında,
Bu
farklılıklar
oranlı
parti
seçimlerde
sonuçlar alınmaktadır.
bağlamında
temsile
biçiminde
daha
koşullardaki
bir
başarılı
her
eksilme
başarıyı azaltmaktadır.
5)
Kurumsal siyaset alanında verilen mücadele,
Yeşilleri
1980*li
kurum
yılların
ve
vermek
Oysa
olumsuz
başında
kurallarıyla
için
aynı
biçimde
etkileyebilmektedir.
parlamenter
demokrasinin
bütünleşilmeyeceği
"anti-parti”
on yılın
de
partiden
sonlarına
söz
doğru,
mesajını
ediliyordu.
bu
tanımlama
gerilerde kaldı ve Yeşiller, parlamenter mücadelenin
belirlediği bir konuma geldiler. Bu sonucun doğmasın­
da "dışardaki"
toplumsal
hareketlerin güçlerini yi­
tirmesi de etkili oldu. Yeşillerin muhalefeti, parla­
mento dışı
bir nitelikten parlamenter olma yönünde
değişim gösterdiğinde, parlamenter rejime, onun kurum
ve kurallarına
yakınlaşma kaçınılmazdı. Çünkü parla­
menter muhalefet varlığını, var olan anayasal sistem
içinde
bulur
ve
varoloşu
ve
bu
anayasal
sistemin
sürmesi
ile koşutluk gösterir;
bu bakımdan rejimin
işleme
sürecinin
hem
karşılık,
sal
yapıyı
hem
gereği
aracıdır.
Buna
parlamento dışı muhalefet, toplumsal-siyasorgulamasındaki
köktenciliği
ölçüsünde
kurumsal siyasetin dışında yer almaktadır. Bu durum,
onu hem kimi yerleşik kurallara uyma zorunluluğu ve
sorumluluğu
hareket
dışında
alanına
tutmakta,
hem
de
geniş
kavuşturmaktadır. Yeşiller
bir
giderek
232
"parlamentarize" bir nitelik kazanınca yerleşik kurum
ve kurallara bağlılıkları, onları benimseme düzeyleri
arttı. Böylece, onların örgütlenmelerini farklı kılan
özelliklerini yitirme sürecine girdiler. Öte yandan,
Yeşil parti dile getirdiği sorun ve istemleri siyasal
kurumlara yansıtarak siyasal rejim açısından olumlu
bir işlev yüklendi;
hem kurumsal
siyasetin dışında
gelişen toplumsal hareket rejimin meşru kanallarına
aktarılmış oldu, hem de çevre öteki partilerin ilgi
odağı durumuna geldi.
Bir yandan,
hareketler
bileşenleri
güçlerini
olan
yitirmiş
yeni
ve
toplumsal
Yeşil
parti
parlamenter rejimle kaynaşma sürecine girmiştir;
yandan da,
Yeşiller dışındaki
siyasal
Öte
partiler,
en
azından görüntüde çevreselci bir anlayışa evrilmiştir.
Bu
durumda,
belirlendiği
gelecekte
ulusal
Yeşillerin,
parlamento
iktidarın
seçimlerinde
kazanmaları güç görünüyor. Çünkü Yeşiller,
başarı
katmansal
konumları gereği, ’’yeni bir toplumsal yapı" önerilerinh içeriğini ikircikli ve ütopik olmaktan kurtarıp,
köktenci ama tutarlı ve ayakları yere basar duruma
getiremiyorlar. Kaldı ki, muhalefetlerini parlamenter
rejimin kurum ve kurallarıyla bütünleşerek sürdürür­
ken ve küçük burjuva köktencilikleri bile törpülenir­
ken, örgütlenmeleriyle,
programlarıyla,
hedefleriyle
"Gri" partilerden farkları da kalmıyor. Elbette, yeni
bir toplum kurmayı amaçlayan ütopyalar önemlidir. Hiç
değilse
siyaset
ütopyacılar
bilimcileri
siyasal
düşünce
yerlerini almadılar mı?
için...
tarihi
Ütopyalar
ve
kitaplarındaki
233
ÖZET
1970'li
yıllarda
toplumlarda
ortaya
incelendiği
çalışma
Birinci
bölümde,
gelişmiş
çıkan
Yeşil
iki
kapitalist
hareket/partinin
bölümden
ilkin,
Yeşil
oluşmaktadır.
hareketi
yaratan
toplumsal ortam araştırıİmiş, çalışma kapsamında yer
alan
(İngiltere,
Fransa,
Almanya)
endüstrileşmiş
kapitalist ülkelerin toplumsal yapılarının niteliği,
bu yapıya bağlı olarak beliren ekonomik,
siyasal
çevresel
ortamda,
Marksçı
sorunlar
ekolojik
ve
sorunlar
İkinci
olarak
gelişen
alınmıştır.
bağlamında
çevreci
tartışılmıştır.
muhalefet
ele
(ecologist)
bölümde,
Yeşil
seçmenlerinin
Düşünsel
muhafazakâr,
yaklaşımlar
parlamento ~ dışı
hareketin
partileşme süreci, partinin örgüt yapısı,
ve
toplumsal,
oluşumu,
üyelerinin
toplumsal-katmansal
konumu,
bulundukları konum ile ideoloj i, istem ve hedef1eri
arasındaki bağlantı incelenmiştir.
Elde
ileri
edilen
endüstri
Bu
göre,
toplumunun
hareketin/partinin
hareket,
bulgulara
bileşenleri,
Yeşil
hareket
ürünüdür.
Yeşil
çevre
korumacı
anti-nükleer hareket ve barış hareketidir.
hareketlerin
çoğunluğu
yeni
küçük
burjuvazi
katmanında; eğitim ve gelir düzeyi yüksek, gençlerin
oluşturduğu bir toplumsal konumda yer almaktadır. Bu
toplumsal-katmansal
konumun
ideoloj isine yansımaktadır.
özellikleri
Yeşillerin
234
!
SUM M AR Y
The
Green
movement/party
which
arose
in
advanced capitalist societies in 1970s is examined in
this study. The study consists of two main parts. In
the first part, the sources of the demand of joining
Green movement,
in other words,
the characteristics
of the social base which determined this demand are
discussed. In this part, firstly, an attempt has been
made to draw
an
outline
of
the
economic,
social,
political and environmental problems. Secondly, with
the
respect
to
ecological
Marxist and ecologist
problems,
approaches
conservative,
are evaluated.
In
the second part, the process of being a Green party,
its
organizational
structure,
status of its members
between
their
social
and
stratum
supporters,
position
and
and
social
the relation
their
ideology,
demands and targets are investigated.
It has been found out that Green movement is a
product
of
advanced
industrialized
capitalist
society. The components of Green movement/party are
environmental
protection
movement,
anti-nuclear
movement and peace movement. The vast majority of the
members and electors of the party belong to stratum
of
new
"petite
bourgeoisie".
They
are
relatively
young and have a high level of education and income.
The characteristics of
the stratum
and
the
social
status of Greens mentioned above are well reflected
on their ideology.
i
i
235
KAYNAKCA
ABADAN, Nermin, "Refah ve Adaletsizliğe
Milliyet Gazetesi, 20 Hayıs 1968.
İsyan
Edenler",
ADKINSON, Adrian, "Şu Yeşiller Hareketi...", Bilim ve Sanat,
Sayı 85 (Ocak 1988), s.28-29.
AĞAOĞÜLLARI, Mehmet Ali, "Halk ya da Ulus Egemenliğinin
Kuramsal Temelleri Üzerine Birkaç Düşünce”, Ankara
üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt 41,
No: 1-4 (Ocak-Aralık 1986), s.131-152.
, "Demokratik Mitoslar: Halk-ülus Egemenliği ve Siyasal
Temsil", II. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresine Sunulan
Bildiri IÇoğaltma3, Ankara, 31 Mayis-2 Haziran 1989, 16s.
AKYÜZ, Yahya, "1968 Yılı Fransız üniversite Krizi ve Öğrenci
İstekleri", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve
Türkiye'de), Ankara, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları No:2, 1969,
s.115-134.
ALTBACH, Philip G., "Students and Politics (1967)", Protest,
Reform and Revolt, ed. Joseph R. Gusfield, Ne» York, John
Wiley & Sons Inc., 1970, s.225-224.
ALTHUSSER, Louis, İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları.,
Çev. Yusuf Alp, Mahmut Özışık, 2. Baskı, İstanbul,
iletişim Yayınlan, 1989.
ANADOL, Kemal, Termik Santrallere Hayır, Ankara, V Yayınları,
1991.
ATAUZ, Akın, "Türkiye'de Kentsel-Toplumsal-Çevreci Hareketler
ve Çevre Duyarlılığı Grubu", Türkiye Günlüğü, Sayı 3
(Haziran 1989), s.57-62.
AT KOMİSYONU
ENFORMASYON
TEMSİLCİLİĞİ,
Sorunları, 2. Baskı, Ankara, 1979.
Avrupa,da
Çevre
AYKAÇ, Burhan, ÖZ, Esat, "Fransa’da Ekoloji ve Siyaset:
Ekolojik Partinin Doğuşu ve Gelişmesi", Amme İdaresi
Dergisi, Cilt 21, Sayı 4 (Aralık 1988), s.115-126.
236
BAHRO, Rudolf, Kızıldan Yeşile, çev. Ali Tükel, İstanbul, Metis
Yayınları, 1990.
_____ , Nasıl Sosyalizm? Hangi Yeşil? Ne İçin Sanayi?, der.,
çev. Tanıl Bora, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1989.
BALBAY, Mustafa, "Nükleer Tehlike Devam Ediyor”, Cumhuriyet
Gazetesi, 1 Mart 1990.
BARNEY, Gerald 0., dir., The Global 2Cjp0 Report to the
President of the U.S. Entering the 21 Century Volume I:
The Summary Report, Fifth Printing, New York, Pergoman
Press Inc., 1983.
BELL, Daniel, The Coming of Post Industrial Society, New York,
Basic Books, 1973.
_____ , "The Post-Industrial Society: the Evolution of an
Idea”, Survey,, Vol.17, No.2 (Spring 1971), s.102-168.
BİLGE, Reha, "Ekonomi, Teknoloji ve Çevre Sorunları", Çevre ve
Ekonomi, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını,
1985, s.9-37.
"Bir ülkede Tam Demokrasi Olmadan Tam Bir Çevre Hareketi De
Oluşamaz, Ali Yurttagül ile yapılan söyleşi, Bilim ve
Sanat, Sayı 92 (Ağustos 1988), s.14-15.
BOGGS, Carl, "The Greens, Anti Militarism and the Global
Crisis", Radical America, Vol.17, No.l (1983), s.7-20.
_____ , Social Movements and Political Power, Philadelphia,
Temple University Press, 1986.
BORA, Tanıl, "Barış Hareketi: Muhalefetin Asgari Müştereği",
Gençlik ve Toplum, Sayı 9 (Kasım 1984), s.25-29.
_____ , "Çevre Demokrasi İlişkisi ve Almanya’da Bir Yurttaş
Örgütlenmesi", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 77
(Şubat-Mart 1985), s.70-76.
_____ , Rudi Dutschke-Yumuşak Bir Radikal", Çağdaş Liderler
Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul, iletişim Yayınları, 1986,
s.594-607.
237
_____ , "Batıda Çevreci Akım", Cumhuriyet Dönemi Türkiye
Ansiklopedisi, Cilt 2, İstanbul, İletişim Yayınları, 1986,
s.347-349.
_____ , der., Yeşiller ve Sosyalizm,
Yayınları, 1988.
İstanbul,
İletişim
_____ , "Reel Sosyalist Sistem Çözülürken Çevre Sorunları ve
Yeşiller", Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 120 (Haziran
1990), s.39-43.
B0TT0M0RE, Tom, Siyaset Sosyolojisi, çev. Erol Mutlu, İstanbul,
Teori Yayınları, 1987.
BROWN, Lester R. Yirmidokuzuncu Gün, çev. Kemal Tosun et al.,
İstanbul, İstanbul üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme
İktisadı Yayın No: 43, 1979.
BURTON, John, Kan and His Horİd, Pollution, Glasgow and London,
Blackie, 1974.
BUTTEL, Friedrich H., FLİNN, William L., "The Structure of
Support for the Environmental Movement, 1968,-1970", Rural
Sociology, Vol.39, No.l (Spring 1974), s.56-69.
CANGIZBAY, Kadir, '^Habeas Corpus'tan ’Habeas Oikos’a veya
Ekolojizmin Zorunlu Güzergâhı", Türkiye Günlüğü, Sayı 3
(Haziran 1989), s.39-40.
CAPRA, Fritjof, Batı Düşüncesinde Dönüm Noktası, çev. Mustafa
Armağan, İstanbul, İnsan Yayınları, 1989.
CASTELLINO, Luciana, "Kızıl Niçin Yeşil De Olmalıdır?", 21.
Yüzyılın Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş Nikoloç, çev. K.
Emiroğlu, Y.Öner, İstanbul, Belge Yayınları, 1989,
s.372-392.
C0TGR0VE,
Stephen,
DUFF,
Andrew,
"Environmentalism,
Middle-Class Radicalism and Politics", Sociological
Review, Vol.28, No.2 (May 1980), s.333-351.
C0TTERET, Jean-Marie, EMERI, Claude, Seçim Sistemleri, çev.
Ahmet Kotil, İstanbul, İletişim Yayınları, 1991.
238
Cumhuriyet Gazetesi, 20, 23 Ekim 1990; 7 Mayıs 1991; 3 Temmuz
1991; 14, 18, 28 Ocak 1991; 6, 15, 18 Şubat 1991.
"Çevreci Bir Partinin Kurulmasına Karşıyım", Leslie Anagnan'm
Briçe Lalonde ile yaptığı söyleşi, Şehir, Sayı 11 (Ocak
1988), s.86-86.
ÇİTCİ, Oya, Yerel Yönetimlerde TemsilHBelediye Örneği, Ankara,
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Yayınları, 1989.
DEMİRER, Aydın, der., çev., Gerçekçi Olun İmkansızı İsteyin *68
Fransa, İstanbul, Metis Yayınları, 1987.
DEMİRER, Mehmet A., "Sınai Çevre Kirlenmesi", Sanayi ve Çevre
Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını,
1986, s.202-211.
DENNEY, Ronald C., This Dirty Horİd, London, Thomas & Sons Ltd.
1971.
DEVLET İSTATİSTİK ENSTİTÜSÜ, Genel Nüfus Sayımı 20.10.1985,
Ankara, 1989.
_____ , Türkiye İstatistik Yıllığı 1989, Ankara, 1990.
_____ , Hanehalkı İşgücü Anketi Sonuçları 1988, Ankara, 1990.
DIE GRUNEN, The Program of the Federal Republie of Germany,
Bonn [Tarihsizi.
DUM0NT, René, Dünya Nereye Gidiyor?, çev. Semih Tiryakioğlu,
İstanbul, Varlık Yayınları, 1979.
_____ , Uçurumun Kıyısındaki Dünyamız, çev. Semih Tiryakioğlu,
İstanbul, Varlık Yayınları, 1979.
DÜVERGER, Maurice, Siyasi Partiler, çev. Ergun Özbudun, 2.
Baskı, Ankara, Bilgi Yayınevi, 1974.
DÜNYA ÇEVRE VE KALKINMA KOMİSYONU, Ortak Geleceğimiz, Ankara,
Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, 1989.
EHRLICH, Paul R., Nüfus Bombası, çev. N.İ. Tolon, Ankara,
Ayyıldız Matbaası, 1976.
239
ELY, John, "The Greens; Ecology and the Promise of Radical
Democracy*', Radical America, Vol.17, No.l C1983), s.23-34.
ENGELS, Friedrich, "Aşırı Nüfus Efsanesi: Bir Ekonomi Politik
Eleştirisi Denemesi", Nüfus Sorunu ve Halthus, der. Ronald
L. Meek, çev. Oya Yaylalı, Ankara, Sol Yayınları, 1976,
s.63-70.
_____ , Maymundan İnsana Geçişte Emeğin Payı,
Ünalan, İstanbul, Başak Yayınları, 1989.
çev.
Öner
ENZENSBERGER,
Hans
Magnus,
"Çevrebilim
Politikasının
Eleştirisi", Dünya Batıyor Hu?, der., çev. Sezer Duru,
Orhan Duru, İstanbul, Soyut Yayınları, 1975, s.73-133.
ERİM, Refet, "Çevre Konularında Yeni Biçem Arayışı", Bilim ve
sanat, sayı 92 (Ağustos 1988), s.16-17.
_____ , "Türkiye'de Çevreci Hareket Treni Kaçırıyor Mu?",
Oumhuriyet Gazetesi, 5 Haziran 1989.
ERÜZ, Erhan, "Kentleşmenin Neden Olduğu Ekolojik Değişimler",
Çevre "88: Dördüncü Bilimsel ve Teknik Çevre Konferansı,
der. O.üslu, M.M. Evirgen, A. Müezzinoğlu, Vol.2, İzmir,
Çevre Genel Müdürlüğü ve Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını,
1988, lSayfa No. yok.]
FRALOV, Ivan, "Sosyalizm ve Uygarlığın Dünya Çapındaki
Sorunları”, 21. Yüzyıl Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş
Nikoliç, çev. Y. Öner, İstanbul, Belge Yayınları, 1989,
s.137-157.
FRANKLAND, E.Gene, "Green Parliamentary Oppotions in West
Germany, 1980-85’*, Revised version of paper presented at
Annual Meeting of the American Political Science
Associotion, August-September 1985, New Orleans, LA, USA,
32 s.
_____ , "The Dilemmas of Party Development: The West German
Greens", Prepared for Delivery at the 1986 Annual Meeting
of the Midwest Political Science Association, Palmer
House, Chicago, III, April 9-12, 1986, 26 s.
240
_____ , "The Developmental Dilemmas of Green Parties”,
Prepared for Delivery at the 19Q7 Annual Meeting of the
Western Political Science Association, Disneyland Hotel
Anaheim, California, March 26-28, 1987, 45 s.
FRASER, Ronald et al., 1968 İsyancı Bir Öğrenci Kuşağı, çev..
Kudret Emiroğlu, İstanbul, Belge Yayınları, 1988.
FROMM, Erich, Özgürlük Korkusu, çev. Rosa Hakraen, İstanbul,
Yaprak Yayınları [Tarihsizi.
FUANTES, Marta, FRANK, Gunter, "Toplumsal Hareketler Özerine On
Tez", çev. Ahmet Gürata, Tanıl Bora, Birikim, Sayı 16
(Ağustos 1990), s.29-41.
GALBRAITH, John Kenneth, Ekonomi Kimden Yana, çev. Belkıs
Çorakçı, Nilgün Himmetoglu, İstanbul, Altın Kitaplar,
1988.
GERGER, Haluk, Nükleer Tehlike: Nükleer Silahlar ve Nükleer
Savaş, 2. Baskı, Ankara, Bilim ve Sanat Yayınları, 1984.
GORZ, André, Cennetin Yolları: Yaşanan Ekonomik Buhran Özerine
Tezler, çev. Turhan İlgaz, İstanbul, Afa Yayıncılık, 1985.
_____ , Elveda Proleterya,
Yayıncılık, 1986.
çev.
Hülya Tufan, İstanbul, Afa
Göğü Delen Adam/Papalagı, Erich Schuerman'm Sunuşuyla, çev.
Levent Tayla, İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1988.
GREEN-ALTERNATİVE EUROPEAN LİNK, GRAEL, Denuclearize not
Hodernize: Nuclear Heapans Bans in the Rest German
Constitution!, Bonn, 1988.
_____ , Rainbow Polities, Second Revised Edition, Berlin, 1988
Güneş Gazetesi, 20 Ekim 1990.
HAMAMCI, Can, "Merkezi Yönetim Yerel Yönetim Ekseninde
Belediyelerimizin Yapısı ve Demokratikleşme Eğilimi”,
(Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi, 1981).
241
_____ , "Çevre ve Hukuk", Prof. Fehmi Yavuz*« Armağan, Ankara,
Ankara üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları
No;528, 1983, s.239-250.
_____ , "Çevre Hakkı Üzerine Düşünceler",
Yıllığı, Cilt 5-6 (1983-1984), s.171-180.
İnsan
Sakları
HAVEMANN, Robert, Yarın: Sanayi Toplumu Yol Ayrımında, Eleştiri
ve Gerçek ütopya, çev. Erol Özbek, İstanbul, Ayrıntı
Yayınları, 1990.
"Hidden Hope for the Tories", The Economist, 11-17 May, 1991,
s.37-39.
"How They Voted", The Economist, 24-30 June, 1989, s.26.
HUNTINGTON, Samuel P., "Postindustrial Politics: How Benign
Mill It Be?", Comparative Politics, Vol.6, No.2 (January
1974), s.163-191.
INGLEHART, Ronalt, The Silent Revolution: Changing Values and
Political Styles among Bestem Publics, Princeton,
Princeton University Press, 1977.
_____ , "Post-Materialism in an Environment of Insecurity",
American Political Science Review, Vol.75, No.4 (December
1981), s.880-900.
"İngiliz Yeşil Partisi", Alev Çamsan’nın Jane Toylor ile
yaptığı söyleşi, Yeşil Dünya, Sayı 7 (Kasım 1990),
s.12-14.
KAYA, Raşit, "Yeşiller Hareketi Üzerine Siyasal Değinmeler",
Bilim ve Sanat, Sayı 93 (Eylül-Kasım 1988), s.9-12.
KELEŞ, Ruşen, "Çevre Sorunları ve Çevre Hakları”, İnsan Hakları
Armağanı, Ankara, Birleşmiş Milletler Türk Derneği Yayını,
1978, s.79-113.
KIŞLALI, Ahmet Taner, Öğrenci Ayaklanmaları, Ankara,
Yayınevi, 1974.
Bilgi
KIŞLALIOĞLU, Mine, BERKES, Niyazi, Çevre ve Ekoloji, İstanbul,
Remzi Kitabevi, 1989.
242
KONANÇ, Esin, "İtalya’da üniversite Reformu Hazırlıkları ve
Öğrenci Hareketleri", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri
(Dünyada ve Türkiye*de), Ankara, Ankara üniversitesi
Eğitim Fakültesi Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum
Araştırmaları No:2, 1969, s.93-114.
KÖKNEL, Özcan, "Bunalan Genç Adamlar", Milliyet Gazetesi, 21
Mayıs 1968.
KÜLELİ, Ömer, "Çevre Sorunları, Maliyetleri ve Yeni Bir
Ekonomiye Yönelme” 1987 Sanayi Kongresi Bildirileri,
Ankara, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yayın No;127
[Tarihsiz], s.351-370.
KUYUCUKLU, Nazif, "Dünya Petrol Fiyatlarının Düşmesi ve OPEC”,
İstanbul üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,
Yıl 1, Sayıl (1983), s.163-175.
LADD,
Anthony E., HOOD, Thomas C., LİERE, Kent D.Van,
’’Ideological Themes in the antinuclear movement: Consensus
and Diversity", Sociological Inquiry, Vol.53, No.2-4
(Spring 1983), s.252-272.
LAPTEV, I.D., "Bilimsel-Teknik Devrimin Çevrebilimle İlişkili
Yanı”, Bilimsel Teknik Devrim ve Sosyalist Toplum, der.
L.V. Golovanov, çev. Şükrü Alpagut, İstanbul, Konuk
Yayınları, 1980, s.119-136.
LEISS, William, "ütopya ve Teknoloji: İnsanın Doğaya Egemen
Olması Konusunda Düşünceler", çev. Necat Erder, Yerleşim
ve Çevrebilim Sorunları, der. Ruşen Keleş, Ankara, Türk
Sosyal Bilimler Derneği Yayını, 1984, s.30-46.
LES VERTS, Statuts Des Verts.
______, et L’économie, et La Défense, et La Santé, et
L*agriculture, et Le Tiers Monte, et L*energie (Seçim
Broşürleri).
_____ , Les Verts et L’europe, 1989.
LOME, Philip, GOYDER, Jane, Environmental Groups in Politics,
London, George Allen and Unwin, 1983.
243
MALTHUS, Thomas Robert, An Essay on Population, Vol.l, Last
Reprinted, London, New York, Everyman's Library, 1958.
_____ , "Nüfus İlkesi Üzerine Özet Bir GÖrüş”, Nüfus Sorunu ve
Malthus, der. Ronald L. Meek, çev. Oya Yaylalı, Ankara,
Sol Yayınları, 1976, s.241-295 [Yazı Sol Yaymevince
eklenmiştir. ]
HANES, Christopher, Green Rage: Radical Environmentalism and
the Ommaking of Civilization, Boston, Little, Brown and
Company, 1990.
MARCUSE, Herbert, Tek Boyutlu İnsan,
İstanbul, May Yayınları, 1968.
çev.
Seçkin Çoğan,
MARX, Kari, Kapital, Birinci Cilt, çev. Alaattin Bilgi, 3.
Baskı, İstanbul, Sol Yayınları, 1986.
_____ , Kapital, Üçüncü Cilt, yayına hazırlayan Friedrich
Engels, çev. Alaattin Bilgi, 2. Baskı, Ankara, Sol
Yayınları, 1990.
MARX, Karl, ENGELS, Friedrich, Alman İdeolojisi, çev. Hamdullah
Erbil, İstanbul, Melsa Yayınları, 1990.
’’Marxist View: An Interview with Paul M.Sweezy", by Y.
Watanabe, Y.iakima, Monthly Review, Vol.42, No.5 (October
1990), s.1-15.
MATTHAEI, Julie, ’’Rethinking Scarcity: Neoclassicism, Neo
Malthusianism and Neo Marxism’’, Review of Radical
Political Economics, Vol.16, No.2-3 (Summer and Fall
1984), s.81-94.
MEADOWS, Doneİla H., et al., Ekonomik Büyümenin Sınırları, çev.
Kemal Tosun et al., İstanbul, İstanbul Üniversitesi
İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü Yayın No:37,
1978.
MELÜCCI, Alberto, "Toplumsal Hareketler ve Gündelik Yaşamın
Demokratikleşmesi”, Birikim, Sayı 24 (Nisan 1991),
s.55-62.
244
MESAROVİÇ, Mihajlo, PESTEL, Eduard, Dönüm Noktasındaki
İnsanlık, çev. Kemal Tosun et al., İstanbul, İstanbul
üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü
Yayınları No:39, 1978.
MİLLS, Wright, Hhite Collar: The American Middle Classes, New
York, Oxford University Press, 1951.
MORİN, Edgar, Avrupa’yı Düşünmek, çev. Şirin Tekeli, İstanbul,
Afa Yayıncılık, 1984.
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ VAKFI, Zafer Park Dosyası, Ankara, 1988.
MÜLLER-ROMMEL, Ferdinant, "Social Movements and the Greens: New
Internal Politics in Germany", European Journal of
Political Research, Vol.13, No.l (March 1985), s.53-67.
_____ , "The Greens in
Western
Europea, Similar but
Different", International Political Science Review, Vol.6,
No.4 (October 1985), s.483-499.
_____ , "The German Greens in the 1980s: Short-term Cyclical
Protest or Indicator of Transformation", Political
Studies, Vol.37, No.l (March 1989), s.114-122.
NELKIN, Doraty, POLLAK, Michael, "The Politics of Participation
and the Nuclear Debate in Sweden, Netherlands, and
Austria", Public Policy, Vol.25, No.3 (Summer 1977),
s.333-357.
0‘BREİN, Jim, "Environmetalisra as a Mass Movement: Historical
Notes", Radical America, Vol.17, No.2-3 (1983), s.7-27.
OFFE, Claus, "New Social Movements: Challenging the Boundaries
of Institional Politics”, Social Research, Vol.52, No.4
(Winter 1985), s.817-868.
ÖZBÜDUN, Ergun, Siyasal Partiler, 4. Baskı, Ankara, Ankara
üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No:471, 1983.
Ö2DEMİR, Şevket, Türkiye’de Toplumsal Değişme ve Çevre
Sorunlarına Duyarlılık, Ankara, Palme Yayınları, 1988.
245
ÖZKUL, Adil, "Çağdaş Parlamenter Demokraside Kuvvetli İcra
Eğilimi", Ankara Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 26, Say 1-2
(1969), s.43-76.
PAPADAKİS, Elim, The Green Movement in Rest Germany, London,
Croom Helm, 1984.
PARKÎN, Sara, Green Parties: An International Guide, London,
Heretic Books, 1989.
PEPPER, David, The Hoots of Modern Environmetalism, London,
Croom Helm, 1984.
_____ , "Determinism,
Idealism and
the
Politics
of
Environmetalism-A Viewpoint", International Journal of
Environmental Studies, Vol.26 (1985), s.11-19.
PİLAT, J.F., "Democracy or Discontent? Ecologist in the
European Electoral Arena", Government and Opposition,
Vol.17, No.2 (Spring 1982), s.222-233.
PORRİTT, Jonathon, Yeşil Politika, çev.Alev Türker, İstanbul,
Ayrıntı Yayınları, 1988.
"Radikal Demokratik Yeşil Parti İçin Program Taslağı", Yeşil
Barış, Sayı 4 (Mart-Nisan 1989), s.9-10.
REDCLİFT, M.R. "Marxism and the Environment: A View from the
Periphery”, Political Action and Social Identity, eds.
Gareth Rees et al„, London, The MacMillan Press, 1985,
s.191-211.
ROCHE, AGUES, "Qui Sout Les Verts", Vert-Contact, No. 133 (25
Novembre - 1 Dâcembre, 1989).
RUDIG, Wolfgang, "The Greens in Europe: Ecological Parties and
the
European
Elections
of
1984",
Parliamentary
Affairs, Vol.38, No.l (Winter 1985), s.56-72.
SAN, Coşkun, "Son Yıllarda Alman Üniversitelerinde Öğrenci
Hareketleri", 1968 Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve
Türkiye’de), Ankara, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Yayınları No:7, Eğitim ve Toplum Araştırmaları No:2, 1969,
s.5-49.
246
SANDBACH, Francis, "A Further Look at the Environment as a
Political Issue", International Journal of Environmental
Studies, Vol.12 (1978), s.99-110.
______ , Environment,
Blackwell, 1980.
Ideology
&
Policy,
Oxford,
Basil
SANDIKÇIOĞLCJ,
İsmail,
"Birleşik
Amerika'daki
Öğrenci
Hareketleri: Columbia üniversitesindeki Son Olaylar", 1968
Yılı Öğrenci Hareketleri (Dünyada ve Türkiye*de), Ankara,
Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları No:7,
Eğitim ve Toplum Araştırmaları No;2, 1969, s.141-152.
SARTORİ, Giovanni, Demokrasi Kuramları, çev. Deniz Baykal,
Ankara, Siyasi İlimler Türk Derneği Yayın No:23
[Tarihsiz],
SCHAFER, Roger, "Çevre Yönetimi ve Teknoloji", Sanayi ve Çevre
Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını,
1986, s.106-136.
SCH00NMAKER, Donald, "The Challenge of the Greens to the West
German Party System", Hhen Parties Fail Emerging
Alternative Organisations, eds. Kay Lawson, Peter H.Merkl,
Princeton, Princeton University Press, 1988, s.41-75.
SCHUMACHER, E.F. Küçük Güzeldir, çev. Osman Deniztekin, 2.
Baskı, İstanbul, Cep kitapları, 1989.
SESTO, Steven L.Del, "Conflicting Ideologies of Nuclear Reactor
Safety", Public Policy, Vol.28, No.l (Winter 1980),
s.39-70.
SİM0NİS, Udo E. "Industrial Restructuring for Sustainable
Development-Three Strategic Elements", Biopolitics; The
Bio-Environment,
Vol.II,
Biopolitics
International
Organisations, 1989, s.289-309.
SÎK0NNET, Dominique, Çevrecilik, çev. M.Selami Şakiroğlu, 3.
Baskı, İstanbul, İletişim, Presses Universitaires de
France, 1990.
SMÎTH, Gordon, Politics in Bestem Europe,
Aldershot, England, Gower, 1989.
Fifth Edition,
247
SORRENTİNO, Constance, "Comparing Employment Shifts in 10
Industrialized Countries", Monthly Labor Review, Cilt 44
(October 1971), s.3-11.
"Sosyalist Ekoloji Ne Demektir, Neden Başka Türlüsü Olamaz?",
Alexander Cockburn’un James O’Connor ile yaptığı söyleşi,
çev. Aydın Pesen, Onbirinci Tez, Sayı 11 (1991),
s.158-165.
Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi,
İstanbul, İletişim Yayınları, 1988.
Cilt 5,
SOYER, Ata, "Üçüncü Dünyaya Tehlike İhracı: Sanayileşmede Çifte
Standart", Bilim ve Sanat, Sayı 92 (Ağustos 1988),
s,24-26.
STILL, Henry "Dünya: Bizim Olan 'Tek Çamur Kabarcığı", öfuk,
Cilt 4, Sayı 2 (1972), s.14-20.
"Summing up", The Economist, 24-30 June, 1989, s.38.
ŞENEL, Alaeddin, "Reklamlardaki Büyü: Meta ve Metafizik",
Mülkiyeliler Birliği Dergisi, Sayı 124 (Ekim 1990),
s.16-25.
TBMM KÜTÜPHANE ve DOKÜMANTASYON MÜDÜRLÜĞÜ, AET ÖUkelerinin
Seçim Yasaları, çev. Sennur Bakır, Sevgi Pehlivan, Ankara,
1983.
TEBER, Serol, Nükleer Savaş ve Gezegenin Biyolojik İklimsel
Yıkımı, İstanbul, De Yayınları, 1985.
TEZİÇ, Erdoğan, "Batı Demokrasilerinde Yürütmenin Üstünlüğü ve
Yeni Kurumlar Dengesi", İdare Hukuku ve İlimleri Dergisi,
Yıl 1, Sayı 2 (Ağustos 1980), s.91-106.
THE GREEN PARTY, Green Party Constitution.
_____ , Our Political Principles (Seçim Broşürü).
_____ , General Election Manifesto, London, 1987.
, European Election Manifesto, London, 1989.
248
THERBORN, Göran, "Postaneyi Arkada Bırakırken", 21. Yüzyıl
Eşiğinde Sosyalizm, der. Miloş Nikoliç, çev. K.Emiroğlu,
Y.Öner, İstanbul, Belge Yayınları, 1989, s.61-97.
THUROW, Lester C., Sıfıra-Sıfır Toplumu, çev. N.Himmetoğlu,
D.Erberk, İstanbul, Altın Kitaplar, 1989.
TOFFLER, Alvin, üçüncü Dalga, çev. Ali Seden, İstanbul, Altın
Kitaplar, 1981.
_____ , Gelecek Korkusu: Şok, çev. Selami Sargut,
İstanbul, Altın Kitaplar, 1981.
TUNAYA, Tarık Zafer, "Genç
Gazetesi, 7 Temmuz 1968.
3. Baskı,
İnsanların Dünyası",
Milliyet
TURGUT, Nükhet, Siyasal Muhalefet, Ankara, Birey ve Toplum
Yayınları, 1984.
"TV Gerçeği Örtüyor", Nilgün Cerrahoğlu'nun Ignacio Ramonet ile
yaptığı söyleşi, Cumhuriyet Gazetesi, 24 Temmuz 1991.
UĞUR, Aydın, "Çevre Sorunsalına Bakış: Tarihsel Gelişim ve
Günümüzdeki Çevreci Akımlar", İletişim, Sayı 4 (1982),
s.385-397.
UNİTED NATİONS, Statistical Yearbook 1963, New York, 1964.
_____ , Statistical Yearbook 1975, New York, 1976.
_____ , Statistical Yearbook 1985-86, New York, 1988.
_____ , Horld Statistics in Brief, New York, Second Edition,
1977, Forth Edition, 1979, Twelfth Edition, 1988.
USLU, Orhan, "Çevre Sorunlarına Temel Ekonomik ve Ekolojik
Yaklaşımlar", Çevre ve Ekonomi, Ankara, Türkiye Çevre
Sorunları Vakfı Yayını, 1985, s.118-150.
UZUNER, Buket, İki Yeşil Su Samuru, Anneleri, Babaları,
Sevgilileri ve Diğerleri, İstanbul, Gür Yayınları, 1991.
"Variegated Winners, Red-Green Losers", The Economist, 8-14
December, 1990, s.30.
249
KİLLİAMS, Raymond, îkibine doğru, çev. Esen Tarım, İstanbul,
Ayrıntı Yayınları, 1989.
YARMAN, Tolga, ’’Enerji, Nüfus ve Çevre”, Nüfus ve Çevre
Konferansı, Ankara, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını,
1988, s.160-184.
YAVUZ, Fehmi, Çevre Sorunları, Ankara, Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:385, 1975.
YAVÜZ, Fehmi, KELEŞ, Ruşen, Çevre Sorunları, Genişletilmiş 2.
Baskı, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi Yayınları No:534, 1983.
’’Yeşiller Artık Ne Yapacaklarına Karar Vermeliler”, Ahmet
Tulgar’m Petre Kelly ile yaptığı söyleşi, Şehir, Sayı 11
(Ocak 1988), s.92-94.
YURTSEVEN, Ömer, ’’Almanya’nın Zehirli Hurdası
Belası”, Cumhuriyet Gazetesi, 12 Şubat 1990.
ZEKA, Necmi, Batı Almanya’da Alternatif Hareket,
Metis Yayınları, 1985.
Türkiye’nin
İstanbul,
ZAMYATİN, Yevgeni, Biz, çev. Füsun Tülek, İstanbul, Ayrıntı
Yayınları, 1988.

Benzer belgeler