KANATLI HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİYOGÜVENLİK

Transkript

KANATLI HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİYOGÜVENLİK
KANATLI HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİNDE BİYOGÜVENLİK
İLTAV HAŞERE İLAÇLAMA TAVUKÇULUK TARIM. TURZ. GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ
2/21 SOK. NO: 14-B BEGOS 3. BÖLGE BUCA – İZMİR
Tel: 0232 343 67 09 – 388 69 65 * Fax: 0232 343 67 32
www.iltav.com – [email protected]
KANATLI HAYVAN YETİŞTİRİÇİLİĞİNDE BİYOGÜVENLİĞİN ÖNEMİ
BİYOGÜVENLİK: BİYOGÜVENLİK KELİMESİ BİYO VE GÜVENLİK KELİMELERİNİN
BİRLEŞMESİNDEN MEYDANA GELMİŞTİR. BİYO HAYAT DEMEKTİR.
BİYOGÜVENLİK İSE YAŞAMIN GÜVENCE ALTINA ALINMASINI İFADE ETMEKTEDİR.
YANİ BİRNEVİ SİGORTADIR.
TEDAVİNİN MALİYETİ
İLAÇ GİDERLERİ,
VERİM KAYIPLARI,
ÖLÜM KAYIPLARI,
ÖLENLERİN YEDİĞİ YEM,
EĞER BİRKEZ HASTALIK MEYDANA GELMİŞSE BU MASRAFLARDAN KURTULMAK MÜMKÜN
DEĞİLDİR.
BUNLARDAN KAÇINAMAZSINIZ
RİSKİ AZALTMANIN TEK YOLU: HASTALIĞA NEDEN OLAN BAKTERİ, MANTAR VE
VİRUSLARIN HAYVANCILIK İŞLETMESİNE GİRMESİNİN ÖNLENMESİ VE ÇİFTLİKTEKİ
ÜNİTELER (BÖLÜMLER) ARASINDA YAYILMA İHTİMALİNİN EN AZA İNDİRİLMESİDİR.
BU YOLUN ADI BİYOGÜVENLİK’TİR
BİYOGÜVENLİK ÜÇ ANA UNSURDAN OLUŞUR:
*İzolasyon
*Trafik kontrolü
*Sanitasyon(sağlık önlemleri)
İZOLASYON:
İzolasyon; hayvanların kontrollü bir ortamda tutulmasıdır. Kanatlıları kapalı bir
ortamda tutmamız mümkün, ancak diğer hayvanları bu alana sokmamak önemli bir
noktadır. Yine İzolasyon farklı yaş grubundaki kanatlıların kesin kes ayırmak işlemidir.
Hastalık zincirinin kırılması için; işletmelerde all-in /all-out prensibi olmazsa olmaz bir
kuraldır. Yine her sürü değişiminde, dönemler arasında düzenli ve ciddi temizlik ve
dezenfeksiyon işleminin aksatılmadan uygulanmasıdır.
TRAFİK KONTROLÜ:
Trafik kontrolü denildiğinde; hem işletme içinde hem de işletmeler arasındaki ilişkiler,
insan, araç, ekipman, hayvan, yem malzeme hareketleri akla gelmektedir.
SANİTASYON(SAĞLIK ÖNLEMLERİ)
Sanitasyon kısaca; işletmeye girecek tüm materyal, insan, araç, ekipmanın
dezenfeksiyonu, çalışanların temizliğidir.
Biyogüvenliğin herhangi bir nedenden aksaması; işletmeye yeni hayvan girmesi, trafik
kontrolündeki dikkatsizlik sağlıklı hayvan ve işletme için büyük bir risktir.
HAYVANCILIK İŞLETMESİNDE BİYOGÜVENLİĞİN SAĞLANMASI İÇİN;
DEZENFEKSİYON, FUMİGASYON, YABANİ KUŞ VE KEMİRGEN (FARE VE SIÇANLAR)
MÜCADELESİ ÇOK BÜYÜK ROL OYNAR.
-
KÜMES VE EKİPMANLARIN TEMİZLİĞİNİN ÇOK İYİ YAPILIP, YIKANMASI
KÜMES VE EKİPMANLARIN DEZENFEKSİYONU VE FUMİGASYONU
YABANİ KUŞ VE KEMİRGENLERİN İŞLETMEYE GİRİŞLERİNİN ENGELLENMESİ
GEREKİR.
ÇIKAN SÜRÜYE AİT ALTLIK KÜMES DIŞINA ÇIKARTILARAK KÜMES VE EKİPMANLAR KALINTI
VE ORGANİK ATIK KALMAYACAK ŞEKİLDE TEMİZLENİP YIKANMALIDIR. BÖYLECE KÜMES
DEZENFEKSİYONA HAZIR HALE GELMİŞ OLUR.
NOT: KÜMESTEN ÇIKARTILAN ESKİ SÜRÜYE AİT ALTLIK KÜMESLERİN YAKIN ÇEVRESİNDE
BEKLETİLMEMELİDİR.
DEZENFEKSİYON VE FUMİGASYON;
TEMİZLENİP YIKANARAK HAZIR HALE GELEN KÜMES’ E PROFESYONEL EKİPLER
TARAFINDAN DEZENFEKSİYON İŞLEMİ YAPILDIKTAN SORA KÜMES TABANINA YENİ ALTLIK
(TALAŞ, KAVUZ VB.) SERİLİR VE YİNE PROFESYONEL EKİPLER TARAFINDAN FUMİGASYON
İŞLEMİ YAPILARAK KÜMES BİYOGÜVENLİK AÇISINDAN HAYVAN GİRİŞİ İÇİN UYGUN HALE
GELMİŞ OLUR. FUMİGASYON İŞLEMİNDEN SORA KÜMESE GİRİŞ ÇIKIŞLARIN KESİLMESİ
GEREKİR. TÜM HAZIRLIKLARIN FUMİGASYONDAN ÖNCE TAMAMLANMASI GEREKİR.
NOT: FUMİGASYON İŞLEMİ HAYVAN GİRİŞİNDEN 2 (İKİ) GÜN ÖNCE YAPILMALIDIR.
ANCAK FUMİGASYONDA KULLANILAN KİMYASALIN TÜRÜNE GÖRE BU SÜRE 1 (BİR) GÜN
ÖNCEDE OLABİLİR.
EKİPMANLAR:
KÜMESLERDE KULLANILAN EKİPMAN HASTALIK ETKENLERİNİN TAŞINMASINDA ARACI
OLABİLİR. KÜMES EKİPMANLARI İŞLETMEDEKİ DİĞER KÜMESLER ARASINDA
TAŞINMAMALIDIR. BAŞKALARINA AİT İŞLETMELERDEN KESİNLİKLE ÖDÜNÇ EKİPMAN
ALINMAMALIDIR. KÜMES EKİPMANLARINI HER KULLANIMDAN SONRA TEMİZLEYİP
DEZENFEKTE ETMELİ VE BU ŞEKİLDE SAKLAMAK GEREKİR. UZUN SÜRE SAKLANAN
EKİPMANLAR KULLANMADAN ÖNCE TEKRAR TEMİZLENİP DEZENFEKTE EDİLEREK
KULLANILMALIDIR. KÜMESLERDE KULLANILAN YEMLİK VE SULUKLAR HER YETİŞTİRME
DÖNEMİ SONUNDA VE ONUN DIŞINDA HER GEREK GÖRÜLDÜĞÜNDE TEMİZLENİP
DEZENFEKTE EDİLMELİDİR.
YABANİ KUŞ VE KEMİRGEN (FARE VE SIÇAN) KONTROLÜ:
İŞLETMENİZE HİÇ GİRMEMESİ GEREKEN UNSURLARDAN BİRİ YABANİ KUŞLAR DİĞERİDE
FARE VE SIÇANLARDIR.
KUŞLAR PEK ÇOK VİRÜS VE BAKTERİNİN TAŞIYICISIDIRLAR.
İŞLETMENİZDE KUŞLARA KARŞI KUŞ TELLERİ BULUNDURMANIZ VE FANLARIN ÖNÜNDE
ONLAR ÇALIŞMADIĞI ZAMAN KAPANAN OTOMATİK PANJURLARIN OLMASI İYİ
ÖNLEMLERDİR. YANİ KÜMES İÇLERİNE KUŞLARIN GİRMEMESİ İÇİN TÜM AÇIKLIKLARIN
UYGUN MALZEME VE EKİPMANLAR İLE KAPATILMASI GEREKİR.
KEMİRGENLER (FARE VE SICANLAR) EN TEHLİKELİ ZARARLILARDIR.
EĞER İŞLETMEDE 1 ADET FARE GÖRÜLÜYOR İSE GÖRÜLMEYEN 50 ADET FARE DAHA VAR
DEMEKTİR. ARTIK GÖRÜLMÜYOR DİYE MÜCADELE BIRAKILIRSA KISA SÜRE SONRA
TEKRAR GÖRÜLMEYE BAŞLAR.
İNSANLARA BAĞLI ÜÇ TÜR YAŞAMAKTADIR
Ülkemizde en çok rastlanan fare ve sıçan türleri
1- Ev faresi
Renk açık kahverengiden siyaha kadar değişim gösterir. Baş ve gövde uzunluğu
ortalama 6- 9cm’dir. Kuyrukları 9-11 cm uzunluğundadır. Ağırlık 12-30 gr civarındadır.
Yılda 5-10 defa yavru verirler. Bir seferde 6-13 yavru meydana gelir. Gebelik süresi
18-21 gün’dür. 30-40 günlük iken eşeysel olgunluğa ulaşıp çiftleşebilirler. Özellikle
tahılları çok severler. Yağlı tohumlar, et ve et ürünleri, kağıt, çuval v.b. tüketir ve
zarar verirler. Geceleri aktiftirler. Evlerde bulunanlar birkaç m²’lik alanda faaldirler.
Besinleri depo etme özellikleri yoktur. Koku alma ve işitme duyuları çok gelişmiştir.
Çok iyi koşar, sıçrar ve yüzerler
2- Ev sıçanı, Gemi faresi, Çatı sıçanı
Sırt rengi koyu kahverengiden siyaha Karın rengi kirli beyazdan koyu griye
Değişir. Baş ve gövde uzunluğu ortalama 17-23 cm’dir. Kuyrukları 20-25 cm
uzunluğundadır. Ağırlık ortalama 300 gr’dır.
Beslenme ve Yaşam Özellikleri Bitkisel besinleri tercih ederler. Hayvansal besinleri
zorda kalmadıkça tüketmezler. İnsan besinine en çok zarar veren hayvandır.
3- Göçebe sıçan
Sırt rengi açıktan koyu kahverengine değişim gösterirken karın rengi beyazımsı gridir.
Baş ve gövde uzunluğu ortalama 20-26 cm’dir. Kuyrukları 22 cm uzunluğundadır.
Ağırlık 500 gr civarındadır. Yılda 7 kez yavru verirler. Bir seferde 1-11 yavru meydana
gelir. Gebelik süresi 18-21 gün’dür. Eşeysel kızgınlık 6 saat sürer. Dişi bu sürede 200500 kez çiftleşebilir. Her türlü besin ile beslenirler.(otçul ve etçil) Besin aramak için 3
km yol kat edebililer. Besinleri depo ederler. Binaların bodrum katlarında,
kanalizasyon kanallarında, yer altı boşluklarda, ahır, kümes ve benzeri yerlerde
bulunurlar.
FARE VE SIÇANLARIN SEBEP OLDUĞU HASTALIKLAR
VEBA, TİFÜS, DİZANTERİ, KUDUZ, TULAREMİ, TÜBERKÜLOZ
V.b. birçok hastalığa vektörlük ederler. İnsanlara veba hastalığı sıçan piresi
tarafından kemiricilerle (fare ve sıçanlar) taşınmaktadır.
FARE VE SIÇAN MÜCADELESİ:
1. Kültürel mücadele
2. Biyolojik mücadele
3. Mekanik mücadele
4. Kimyasal mücadele
KÜLTÜREL MÜCADELE: Zararlının biyolojisi, yaşam biçimi, taşıdığı hastalıklar ve
savaşım yöntemleri gibi özelliklerinin temel eğitimde ve değişik iletişim araçları ile
personel ve halka tanıtımının sağlanmasıdır.
BİYOLOJİK MÜCADELE: Farelerin birçok doğal düşmanları vardır. Evcil
hayvanlardan kediler ve bazı cins köpekler fareleri iyi avlar. Vahşi hayvanlardan yırtıcı
kuşlar, yılanlar, tilki sansar, gelincik gibi hayvanlar farelerin düşmanlarıdır. Geçmiş
yıllarda farelere karşı yeme karıştırılarak Salmonella (tifo) bakterileri kullanılmış, fakat
insanlara da hastalık tehlikesi yaratıldığından günümüzde bu yöntemden
vazgeçilmiştir.
MEKANİK MÜCADELE: Çeşitli alet ve Ekipman kullanılarak yapılan mücadele
şeklidir. Binadaki fare ve sıçanlara ait deliklerin camlı ve kömür tozlu harç ile
sıvanarak kapatılması, bina çevresine keskin uçlu taşların yayılması, besin ve su
kaynaklarının fare ve sıçanların yararlanamayacakları hale getirilmesi, havalandırma
boşlukları, yere yakın pencereler, lağım ve su borularının ağzının kafes tel vb. yalıtım
malzemesi ile kapatılması ve çeşitli kapan ve tuzak kullanımı gibi mekanik ve fiziksel
önlemler alarak fare ve sıçanların yakın çevrede yuvalanması ve iç alanlara girişleri
engellenebilir.
KİMYASAL MÜCADELE: Rodentisit (fare yemi) kullanılarak yapılan mücadeledir.
Mutlaka profesyonel çalışma gerektirir. Yemlerin hangi noktalara koyulacağı iyi tespit
edilmelidir. İşletmede keşif yapılarak işletmede ve çevresinde yuva ve iz aranarak
fare ve sıçan popülasyonu ve tür tespiti yapılarak bilgi sahibi olmak gerekir. Buna
göre kritik kontrol noktaları belirlenir ve bu noktalara dış alan için zehirli yem içeren
gözlem istasyonları iç alana yapışkan tuzak içeren canlı yakalama istasyonları kurulur
bu istasyonlar ve belirlenen görsel gözlem alanları periyodik olarak kontrol edilerek
kurulan sistemin çalışırlığı denetlenmelidir. Günümüzde fare ve sıçan mücadelesinde
kullanılan kimyasallar fare ve sıçanları gözle görülmeden yok eden, fare ve sıçanların
içgüdüleri ile hareket ederek bu yemleri zehir olarak algılamamalarını sağlayan anti
koagulantlı yemlerdir. Yani fare ve sıçanlar yemleri tükettikten hemen sora ölmezler
sinir sistemleri çöker, gece ve gündüzü karıştırır uyuşuk vaziyette gezinmeye başlar
hatta önceleri gündüz görülmeyen işletmelerde görülmeye başlar bu durum normal
karşılanmalıdır çünkü bu tamamen kullanılan fare yeminin etkisinden kaynaklanır.
Yem tüketiminden sonra iç kanama başlar ve sonuç olarak kendini hasta hissederek
yuvasına çekilir ve orada ölür.
KEMİRGEN(FARE VE SIÇANLAR) MÜCADELESİNDE KULLANILAN EKİPMANLAR:
YAPIŞKAN TUZAKLI CANLI YAKALAMA GÖZLEM İSTASYONU,
FARE YEMİ İÇEREN MÜCADELE İSTASYONLARI,
PROFESYONEL KEŞİF SONUCU BELİRLENMİŞ KRİTİK KONTROL NOKTALARINA KURULAN
GÖZLEM VE MÜCADELE İSTASYONLARININ YERİNDEN OYNATILMAMASI, ÇEVRESİNE
KONTROLLERİNİ ENGELLEYECEK ŞEKİLDE DEPOLAMA YAPILMAMASI, KIRILMAMASI VE
YETKİSİ OLMAYAN KİŞİLER TARAFINDAN AÇILMAMASI GEREKMEKTEDİR.
SONUÇ
İŞLETME SAHİPLERİNİN HİÇ UNUTMAMASI GEREKEN ŞEY
BİYOGÜVENLİK OLMAZSA BAŞARININ OLMAYACAĞIDIR.