İşçi Köylü Sayı: 22 - PDF Olarak okumak için Lütfen

Transkript

İşçi Köylü Sayı: 22 - PDF Olarak okumak için Lütfen
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
I
ÇIKT
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 22
*Y›l:1* 25 Temmuz-7 A¤ustos 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Halk›n kendi gündemi var!
8
‹flçinin halinden
iflçi anlar
Sömürücü, bask›c›, asimilasyoncu egemenlerin,
yaflad›klar› ekonomik ve siyasi krizlerinin bir sonucu olarak ortaya daha fliddetli bir flekilde yay›lan çat›flmalar›n›n d›fl›nda halk›n kendi sorunlar›
ve gündemleri var.
Halk›n gündeminde, ‹stanbul’da coplanan belediye iflçileri gibi insanca yaflayacak bir ücret talebi var. Halk›n gündeminde, Rantsal Dönüflümün
yeni u¤rak yeri ‹zmir-Kuruçeflme’de evlerinin bafl›nda barikat kurup nöbet tutan halk gibi bar›nma hakk› var. Halk›n gündeminde, Nazi döneminin sald›r›lar›na benzer sald›r›larla yüz yüze olan
Kürt ulusunun talepleri var. Halk›n gündeminde,
her gün ya¤mur gibi ya¤an zam gündemi var....
8 Egemenlerin bizlere verdi¤i teflhir olana¤›n› iyi
kullanarak, halk›n gündemlerine yo¤unlaflal›m.
Emekçi halk›m›z›n güvenini ancak böyle sa¤layabiliriz.
8
Unilever iflçileriyle direniflin 52.
gününde görüfltük ve gidiflata
iliflkin bilgi almaya çal›flt›k.
Gebze’nin hemen ç›k›fl›ndaki Muallimköy kavfla¤›nda bulunan Unilever iflçileri, 26 May›s’tan bu yana,
fabrika önüne kurduklar› çad›rda
direniflteler. Patronlar›n örgütsüzlefltirme sald›r›lar›ndan biri de Unilever’de yaflanm›fl ve örgütlendikleri için iflten at›lan 70 kifli, direnifle geçmiflti. Unilever iflçileriyle direniflin 52. gününde görüfltük ve
gidiflata iliflkin bilgi almaya çal›flt›k.
❐Sayfa 4
Tutsak yak›nlar›na arama ad› alt›nda iflkence
Hapishaneler sadece tutsaklar için de¤il, tutsak yak›nlar› için de iflkencehane
durumunda. ‹zmir Tire B Tipi Kapal› Hapishanesi’nde yaflanan arama iflkencesinin ard›ndan K›r›klar F Tipi Hapishanesi’nde de benzer bir olay yafland›.
at›rlanaca¤› üzere ‹zmir
Tire B Tipi Kapal› Hapishanesi’ndeki Mehmet Deste’yi ziyarete giden k›z› Derya
Deste’nin ç›r›lç›plak soyularak,
genital bölgesi bile aranm›flt›.
Konuyla ilgili ‹C‹’ye bir mektup
yazan Mehmet Deste olay›, “4
Temmuz 2008 tarihinde k›z›m
H
gerillalardan
ortak eylem
erel kaynaklardan edinilen bilgilere göre
Dersim’in Çemiflgezek ilçesi Emniyet Mü dürlü¤ü’ne yönelik a¤›r silahlarla yap›lan eyle mi YJA STAR ile TKP/ML-T‹KKO kad›n geril lalar› üstlendi. Yine yerel kaynaklar›n verdi¤i
bilgilere göre kad›n gerillalar taraf›ndan ortak
örgütlenen eylemde, 3 polis ile 8 asker öldü.
❐ Sayfa 6
Y
Saflar›m›z› do¤ru
belirleyelim!
terli görülmedi¤i için, cinsel organlara bak›l›yor ve çömelip
kalkmalar› söyleniyor. Bir kad›n›n aranmas› tam yar›m saat sürüyor. Bu uygulamaya sadece
k›z›m de¤il, di¤er mahkumlar›n
eflleri ve 60-70 yafllar›ndaki anneler de maruz kal›yor” fleklinde anlatm›flt›.
❐ Sayfa 7
ziyaretime geldi. Nizamiye kap›s›nda bayan polis memurunun, arama ad› alt›nda yapt›¤›
uygulamay› anlat›nca dehflete
kap›ld›m. Bayan polis memuru
s›rayla kad›nlar› bir odaya al›yor. ‹ç çamafl›rlar da dahil olmak üzere tüm giysiler ç›kar›l›yor. Giysilerin ç›kar›lmas› ye-
Nepal’de burjuvazinin ihaneti
19
Kad›n
‹flçi köylü’den
Karadeniz
toplama kamp›
Ülkemizde s›n›f mücadelesinin k›zg›nl›¤› yaz›n s›cakl›¤› ile
yar›fl›yor. Gerek ezilenlerle
ezenler aras›nda gerekse de
ezenlerin kendi aralar›ndaki çat›flmalar h›z›n› kaybetmiyor.
Sayfa 2
Temmuz’da gerekli oy
say›s›na ulaflamamas›
nedeniyle 21 Temmuz tarihinde ikinci kez yap›lan devlet
baflkanl›¤› seçiminde Nepal
Kongresi’nin aday› Dr. Yadav 308 oy alarak Nepal
Cumhuriyeti’nin ilk baflkan›
seçildi. Maoist aday Singh 282
oy alabildi.
Konuyla ilgili aç›klama yapan Prachanda yoldafl, seçimden 1 saat önce kurulan ittifak›n “fleytani ve do¤al olmayan bir ittifak” oldu¤unu ve
bunun bar›fl sürecini tehlikeye
düflürdü¤ünü belirtti. Partileri
ittifak› bozmalar› konusunda
uyaran Prachanda bu yeni geliflmeden sonra kurulacak yeni
hükümetin liderli¤ini al›p almamay› yeniden gözden geçireceklerini aç›klad›. ❐ Sayfa 10
Tar›m iflçileri aç›s›ndan her y›l yaflanan
manzaran›n benzerleri sezonun
aç›lmas› ile birlikte tekrar televizyon ekranlar›na yans›maya, gazete
sayfalar›na düflmeye bafllad›. Yaflamlar›n› devam ettirebilmek için
kamyon kasalar›nda yollara düflen
iflçilerin sorunlar› sadece düflük ücretler, day›bafl› bask›s›, trafik kazalar› ile s›n›rl› de¤il. Karadeniz’in baz› illerinde oldu¤u gibi kimi yerlerde kalacak yer s›k›nt›s› ve gittikleri
yerlere al›nmama gibi sorunlarla da
karfl› karfl›ya kal›yorlar. ❐Sayfa 5
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
‹ç hesaplaflmadan, halkla
hesaplaflmaya do¤ru
Darbe gürültüsüyle
emekçilere yönelen
sald›r›lar› do¤ru anlayal›m
Sayfa 3
Tar›m iflçileri düflük ücret, day›bafl› bask›s› d›fl›nda flovenist
sald›r›larla da karfl› karfl›ya.
Sayfa 4
Evrensel Bak›fl
Pusula
Nereden bafllayaca¤›z?
Sayfa 11
Çöküfl h›zlan›yor!
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Bar›nma hakk›m›z engellenemez!
›k›m› protesto eden halk, Buca Belediyesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. 16 Temmuz 2008 Çarflamba günü Buca Belediyesi önünde yap›lan aç›klamas›nda metni
Necla Özdemir Canen okudu. Canen uzun y›llardan beri bu evlerde ikamet ettiklerini, faturalar›n› ödediklerini, vergilerini verdiklerini, hiç kimseden sadaka istemediklerini
söyledi ve uygulanabilir bir çözüm beklediklerini belirtti. Canen, “Bizlere y›k›mla gelen de¤il, projeler ile gelen bir Buca Belediyesi görmek istiyoruz, y›k›m de¤il çözüm istiyoruz”
dedi. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda s›k s›k “Kuruçeflme’de y›k›mlara son”, “Kuruçeflme
burada, baflkan nerede?”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› at›ld›.
Y
‹zmir’in Buca ilçesine hemen hemen ayn› sebeplerden dolay› göç etmifl
ço¤unlu¤u Kürt ulusuna mensup Dereboyu Mahallesi halk› son süreçte
devletin y›k›m sald›r›s› ile karfl› karfl›ya.
Kuruçeflme Mahallesi’nin otoban kenar›nda tüm olanaks›zl›klarla 25 y›l önce
bafllayan bu zorunlu ve de zorlu yaflam› 62 hane halk›n› biraraya getirmifl.
Yaflad›¤› s›k›nt›lar›n sebebi olan mevcut
sistem do¤ald›r ki bu halk›n sorunlar›na çözüm olmam›flt›r. Zaman zaman
“çözümü” insanlar› yerlerinden etmek
olarak görse de bunda da pek baflar›l›
oldu¤u söylenemez. En son 2002 y›l›nda denedi¤i bu giriflimini flimdi yine denemek istemektedir.
Mahalleye girildi¤inde s›vas› olmayan
evler, sokakta oynayan çocuklar, evlerin pencerelerinden bakan birkaç ürkek
göz, mahallenin yoksullu¤unu ve insanlar›n yaflananlardan kaynakl› mahalleye
gelen insanlardan ürktü¤ünü çok bariz
gösteriyor.
Mahalleye, y›k›m ekiplerinin giremedi¤i günün hemen ertesi günü röportaj
yapmak üzere gidiyoruz. Bizleri uzaktan
tan›maya çal›flan bak›fllarla karfl›lafl›yoruz. Yaklaflt›¤›m›zda bizlerin bir gün önceki barikat bafl›nda omuz omuza verdikleri gençler oldu¤umuzu fark ettiklerinde yüzlerindeki o mutlu ›fl›ldama görülmeye de¤er. S›cak bir merhaba ve sar›lmalar›n ard›ndan niçin geldi¤imizi ve
gazetemizin k›sa bir tan›t›m›n› yap›p röportaj yapmak üzere çal›flmalara bafll›yoruz.
Ve ilk olarak fiehmus abimize sözü
veriyoruz:
“Sadaka de¤il,
hakk›m›z› istiyoruz”
“Yaklafl›k 1987 y›l›ndan beri Kuruçeflme’deyim. O tarihten günümüze
kadar defalarca y›k›m tehlikesiyle karfl›
karfl›ya kald›k ama her defas›nda direniflle bertaraf ettik. Dereboyu halk›
olarak 24 y›ll›k bir tarihimiz var. Seçim
dönemleri geldi¤i zaman bize vaatlerde
bulunuyorlar. ‘Elektri¤inizi, suyunuzu
verece¤iz’ diyorlar ama hangisi iktidara
gelse ilk olarak evlerimizi y›kmakla
u¤rafl›yor. Bütün
bunlar› da buralar›
sermaye babalar›na
peflkefl çekmek için
yap›yorlar. Dereboyu Mahallesi halk›
olarak hiçbir zaman
buralar› hiç kimseye
peflkefl çektirmeyece¤iz. Kesinlikle ve
kesinlikle kararl›y›z.
Ya yerlerimizi bizlere satacaklar, ya bu
halka iki tane blok
dikecekler, onlar› satacaklar ya da bize
Kuruçeflme’de
“Kentsel Dönüflüm”
Kentsel Dönüflüm Projesi ile bir
rant alan› olan emekçi semtleri yine
y›k›mlarla gündeme geliyor. Birçok
yerde y›k›m giriflimleri devam ediyor.
Bunlardan bir tanesi de ‹zmir’in Buca
ilçesinin Kuruçeflme Mahallesinde
gerçeklefltirilmeye çal›fl›l›yor. Mahallenin dere bölgesinde oturan 62 evin y›k›lma karar› daha önce oldu¤u gibi Buca Belediyesi’ne ba¤l› zab›ta ekipleri
taraf›ndan arabalardan yap›lan anonslarla duyuruldu. Tapusuz oldu¤u gerekçe gösterilerek ve hiçbir çözüm
sunulmadan evleri y›karak insanlar›
sokakta kalmaya iten bu y›k›m yoksul
emekçi ve ço¤unlu¤unu Kürt halk›n›n
oluflturdu¤u mahalle sakinlerinin tepkisine yol açt›. Bu temelde örgütlenen
halk ilk olarak Kuruçeflme Mahallesi
Dere Bölgesi Halk ‹nisiyatifi’ni kurdu.
Böylelikle bafllayan y›k›m süreci sonras› ‹nisiyatif ad›na seçilen iki kifli Ankara’ya AKP ile görüflmek üzere gittiler, ama sonuç alamadan geri döndüler. Bu arada mahalle halk› bildiri yazarak Kuruçeflme halk›n› duyarl› olmaya
ça¤›rmak için da¤›tt›. Bununla birlikte
her akflam da mahalle halk›n›n inisiyatifinden kifliler ve devrimci kurum
temsilcileri ile beraber toplant›lar yap›ld›. Ayn› zamanda bu toplant›lar sonucunda oluflan kararlar› duyurmak
için genifl halk toplant›lar› örgütlenerek al›nan kararlar› daha do¤rusu
önerileri paylaflarak halk›n onay› al›nd›. Ayr›ca ‹zmir’de devrimci ve demokrat kurumlar gezilerek destek istendi. Bu esnada 16 Haziran günü ise
‹zmir’deki AKP il baflkanl›¤› ile de görüflüldü ama bir sonuç al›namad›.
Halk 16 Haziran Perflembe akflam›
son toplant›s›n› yaparak, bütün yollar›
denediklerini ama bütün kap›lar›n yüz-
lerine kapand›¤›n› ve son olarak meflru bir hak olan direnmenin kald›¤›n›
belirterek son sözler alk›fllar ve z›lg›tlar eflli¤inde söylendi. Ve mahalle halk› ve devrimciler o gece saat
03:00’den itibaren barikatlar› kurmaya
ve çeflitli haz›rl›klar› yapmaya bafllad›.
Buradaki direniflin öznesi olan halk
barikatlarda yerini ald›. En önde çocuklar, arkalar›nda kad›nlar ve s›ras›yla bizler. Bu al›nan bir karard› ve gece
boyunca düzenin kolluk kuvvetlerinin
“mahallede terör örgütleri var” propagandas›n› k›rmak için bilinçli bir
davran›flt›. Ama yapt›klar› propaganda
pek baflar›l› olmam›flt›r. Sabah saatlerinde 8 otobüs, 5 panzer ve say›s›n›
hesaplayamad›¤›m›z sivil kolluk kuvvetleri y›¤›nak yapmaya bafllam›flt›. Barikatlar›n bafllar›nda beklerken görüflmelere kat›lmak üzere ‹HD ve Oktay
Konyar gelmifllerdi. Kitlenin kararl›l›¤›n› gören devlet pazarl›k yapmaya yanaflm›fl, yap›lan görüflme sonucu k›smi
olarak baflar› sa¤lanm›flt›r.
Partizan olarak de¤inmek istedi¤imiz bir konu ise pazarl›k esnas›nda
daha önce konuflulmamas›na karfl›n
halk ad›na 15 gün pazarl›¤› yapan Oktay Konyar’›n tutumudur. Çünkü bizim tasarlad›¤›m›z gibi olsayd› ve
‹HD’nin avukatlar› dinlenseydi bu süreç yasalarla beraber 8 ay gibi bir zamana yay›lacakt›. Bu noktada halk›n
büyük bir tepkisi söz konusu. Yani
halk 15 gün daha diken üstünde yaflayacaklar. Ama bizler aç›s›ndan da 15
gün sonras› için deneyimler kazanmam›za ve eksikliklerimizi görmemize
neden oldu. Önümüzdeki günlerde de
y›k›m ekipleri geldi¤inde örgütlü gücümüzle bu y›k›m› engelleyebilece¤imize
olan inanc›m›z tamd›r.
herhangi bir yer gösterip oran›n alt yap›s›n› haz›rlay›p yine bize satacaklar.
Biz sadaka istemiyoruz, hakk›m›z› istiyoruz. Çünkü biz buralara kendi iste¤imizle gelmedik. Ama bizleri yerimizden ç›karmak istiyorlarsa Dereboyu
Mahallesi halk› olarak bu zamana kadar
nas›l direndiysek bundan sonra da direnece¤iz ve ne gerekiyorsa yapaca¤›z.
Buralar› hiç kimseye peflkefl çektirmeyece¤iz. fiu anda söyleyeceklerim bu
kadar, teflekkür ederim.”
“Y›k›m haricinde
bir çözüm istiyoruz!”
“Ad›m Nejla, Buca Kuruçeflme’ de
oturuyorum. 20 y›la yak›nd›r Buca’n›n
en ücra köflesinde suyu olmayan, birçok fleyden mahrum yafl›yoruz. 7 y›la
yak›nd›r sürekli y›k›mla karfl› karfl›yay›z. Hemen hemen 60’a yak›n ev var
burada. Bu da 200-300’e yak›n insan
ise herhalde Buca Belediye Baflkan›
Cemil beyin buradan rant elde etmek
istemesidir. Yoksa bu kadar zamand›r
buralar› ›srarla y›kmak istemezler. Biz
hiçbir zaman ba¤l› oldu¤umuz davadan
vazgeçmifl de¤iliz, geçmeyece¤iz de.
Biz bu mücadeleyi yapmak zorunday›z.
Bir kufl bile yuvas› y›k›ld›¤›nda ç›rp›n›r,
bir dala konar ve yuva aramaya bafllar.
Biz kufl de¤iliz. Biz Buca Belediye Baflkan›n› padiflah olarak ilan ettik. Bizden
oy isterken dilencilik yapmas›n› çok iyi
baflard›. Onun y›k›m fermanlar› bize
sökmez. Biz onun babas› say›l›r›z, babalar o¤ullar›na dünyay› ba¤›fllar ama o
bize bir çöpü bile çok gördü. Bize
oturdu¤umuz yerin arsas›n› versin, ya
bu hanelerin yerine kooperatif yap›ls›n,
bize sat›ls›n ya da bu yerler milli emlaktan belediye taraf›ndan sat›n al›n›p imar› yap›l›p verilsin. Bu üç flart›m›zdan
muhakkak birisinin kabul edilmesini istiyoruz. Bu konuda hiçbir tavizimiz
yoktur. Her zaman için mücadelemizden y›lmayaca¤›z. Sonuna kadar direnece¤iz. Bunun ucunda ölüm dahi olsa,
ister bizden ister karfl›dan olsun biz zaten ölmüflüz. Öleceksek sonuna kadar onurluca mücadele edip ölelim. Ya Cemil fieboy gidecek ya da biz
gidece¤iz.”
“Y›k›m geldi mi,
ya ölüm ya kal›m”
demek. ‹nsanlar› soka¤a atarak bu ifli
çözmeye çal›fl›yorlar. Ama biz de 7 y›l
boyunca direndik. Çözüm üretilmeden, insanlar›n bar›nma sorunu
çözülmeden hiçbir flekilde yerimizi
terk etmeyece¤iz. Bu nedenle 7 y›ld›r
her y›k›mda da direndik. Ve y›k›m› geri gönderdik. fiimdi bu durumla yine
karfl› karfl›yay›z. Bize bir duyuru yap›ld›. ‘Evlerinizi boflalt›n Cuma günü
y›k›ma gelece¤iz’ dediler. Tabii ki
biz bu hafta içerisinde baflvurabilece¤imiz her yere baflvurduk. Ama bir çözüm bulamad›k. Tek söyledikleri fley
bu evleri boflaltacaks›n›z ve sokakta
yaflayacaks›n›z. Bütün yollar› denedikten sonra geriye sadece kendi gücümüz kald›. Onlar bize çözüm üretmedi¤i için kendi gücümüzü kullanarak bu
evleri y›kt›rmayaca¤›z dedik. Nitekim
y›k›m geldi. Destek sunan kurumlar ve
siyasetlerle mahallede bir örgütlenme
yap›ld›. Ve bu örgütlenme sonunda y›k›m geri çevrildi.”
“Öleceksek
onurluca ölelim!”
Celal amca anlat›yor bir de
yaflananlar›:
“15 y›ld›r Kuruçeflme Mahallesi sakinlerindeniz. Bütün alt yap› bedellerini ödedi¤imiz halde, oylar›m›z› Buca
Belediye Baflkan›’na verdi¤imiz halde
bu tav›rdan bir fley ç›karamad›k. Bizi
buradan ç›karmak istemelerinin sebebi
Sohbetimize K›ymet anam›zla
devam ediyoruz:
“Evlendik evlenmedik böyle fakirlik
yaflad›k. Dedik ‹zmir’e ç›kal›m. Bir parça ekmek, bir köflede yeriz. Biz buraya
yine gariban geldik, parayla ald›k. Tabii
ki temel yoktu, iki üç kere bozduk yapt›k. Bana bu da¤dan gelmifl dediler. Sabah 5.00’te ifle gidip gece 12.00’de iflten gelip bir de üstüne evde çal›fl›yordum. Kap›m›z yoktu, suyumuz halen
yok. Çok eziyet çektik burada. Bir sene komfludan ald›m elektri¤i. Sonra
konufltular, ceyran serbest oldu. Yemedik-içmedik, gittik onu ba¤latt›k.
Ondan sonra da her türlü vergiyi verdik. ‹ki gözlü gecekondumuza göz koymufllar. Bize diyorlar köye gidin. Biz
“Biz kendi
yerimizi istiyoruz”
Emine Abla: “20 sened
ir buraday›m. Üç tane çocu¤um
var. Zaten
tek kifli çal›fl›yor. O da
asgari ücretle. Biliyorsunuz ekmek bile
kaç para
oldu. (‹zmir’de ekmek 0,7
5 kurufl)
Ne yapaca¤›m›, nereye gid
ece¤imi
flafl›rd›m. Biz kendi yer
imizi istiyoruz, taksite ba¤las›nla
r, ödeyelim. Bir iflte çal›flmay› dü
flünüyorum ama ifl de yok, keflke
çal›flsayd›m da yard›mc› olabils
eydim.
Geçen sene bana vergi
ka¤›d›
geldi. Bir hafta içinde öd
emezsen icra getiriyorum dedile
r. Bir
hafta geçti ben götürdü
m yat›rd›m. 52 milyon benden faiz
ald›lar. Buras› madem benim
yerim
de¤il, beni sahiplenmi
yorsun
benden niye vergi al›y
orsun?
Sen o zaman bana ceyran
niye
sat›yorsun? Ben onu anl
am›yorum. Y›k›m›n 15 gün ert
elenmesine (pazarl›k sonucu
) hiç
raz› de¤ilim. Yine korku
içinde yafl›yorum.”
köye gittik mi ne yapaca¤›z? Valla y›k›m geldi mi ya ölüm ya kal›m.”
Halk›n bu kararl›l›¤›n› gördükten
sonra, y›k›m ekiplerinin iflinin zor oldu¤unu bir kez daha anl›yoruz.
(‹zmir ‹K okurlar›)
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
işçi-köylü’den
Saf›m›z› do¤ru belirleyelim!
Ülkemizde s›n›f mücadelesinin k›zg›nl›¤› yaz›n s›cakl›¤›
ile yar›fl›yor. Gerek ezilenlerle ezenler aras›nda gerekse
de ezenlerin kendi aralar›ndaki çat›flmalar h›z›n› kaybetmiyor. Devrimci güçler için önemli olanaklar›n ortaya ç›kt›¤› bu dönemi anlamak, do¤ru yerde saf
tutmak ve emekçi halk›m›z› gerçek sorunlar› temelinde örgütlemek önemli bir görev olarak
önümüzde duruyor.
‹flçi s›n›f›n›n mücadelesi birçok fabrikada gerçekleflen
irili ufakl› grevlerle, örgütlenen eylemlerle devam ediyor.
‹flçi s›n›f›n›n öfkesi ve yükselen tepkisi ne sar›-sendikal
bürokrat önderliklerce ne de devletin gaz›-copu-bombas› ile sindirilebilecek durumda de¤ildi. 1 May›s’ta iflçi s›n›f›n›n uluslararas› birlik-mücadele ve dayan›flma gününü
engellemek için uygulanan yo¤un devlet terörüne, at›lan
yüzlerce gaz bombas›na, on binlerce polise, binlerce askere ra¤men emekçiler, devrimci ve demokratik güçler
nas›l direnerek 1 May›s’ta militanca taleplerini hayk›rm›flsa; devletin benzer politikas› sendikalar› öncülü¤ünde
haklar› ve insanca bir yaflam için mücadele eden belediye
iflçilerinin grev karar›n› asmas›na ve taleplerini dillendirmesine de engel olamamaktad›r. ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi baflta olmak üzere birçok ilçe belediyesinde patronun kabulü mümkün olmayan dayatmalar›na karfl› grev
karar› alan binlerce belediye iflçisinin eylemine polisin azg›nca sald›rmas›na karfl› iflçilerin direnmesi ve Belediye
önünde toplanarak grev karar›n› asmakta ›srar etmesi
hem sistemin iflçi düflman› yüzünü göstermekte hem de
iflçilerin öfke ve direngenli¤inin böylesi sald›r›larla yok
edilemeyece¤ini kan›tlamaktad›r. Baflta k›dem tazminat›
olmak üzere kazan›lm›fl haklara yönelik yeni sald›r› paketlerinin gündeme gelmesi kitlesel mücadeleleri daha da
öne ç›karacakt›r.
Emperyalizmin derinleflen krizini yar›-sömürgesi ülkeler üzerinde sömürü ve bask›s›n› artt›rarak ertelemeye
çal›flmas› bizimki gibi ülkelerde petrol ve g›da fiyatlar› baflta olmak üzere temel ihtiyaçlara yönelik yo¤un bir zam
ya¤murunu, artan sömürüyü, yükselen enflasyonu ve iflsizli¤i tetiklemektedir. Yaflam flartlar›n›n her geçen gün
zorlaflt›¤›, yoksullu¤un artt›¤› bu dönemde bunlar yetmezmifl gibi birçok flehirde y›k›m sald›r›lar› da yine gündeme
gelmektedir. Emekçilerin al›n terleriyle elde etti¤i evlerin
zorla y›karak yerine zenginler için villa-lüks daire yaparak
büyük rantlar›n peflinde koflanlar bu düzenin kendi düzenleri oldu¤unun gayet bilincindedir. Bu düzenin emekçilerin düzeni olmad›¤›n› emekçilere anlatmak, bar›nma hakk›m›z için emekçilerle birlikte y›k›mlara karfl› direnmek
önemlidir ve ‹stanbul, ‹zmir, Mersin, Ankara gibi
kentlerde yap›lan çal›flmalar oldukça de¤erlidir.
Halka yönelik sald›r›larda ortaklaflanlar›n kendi içlerinde ç›kar çat›flmalar›na-iktidar kavgalar›na girmesi de
sistemin giderek derinleflen ekonomik-siyasi krizinin sonucudur. ABD ve AB emperyalistlerinin do¤rudan müdahalesi ile devam eden süreçte AKP’nin kapatma davas›
karfl›l›¤›nda gerekli merkezlerden icazet alamayan ve daha görevleri esnas›nda tasfiye edilen emekli askerlere yönelik yap›lan Ergenekon Operasyonu kopar›lan onca gürültüye ra¤men ne iddia edildi¤i gibi temiz eller operasyonudur ne de darbecili¤e karfl› mücadeledir. ABD emperyalizminin bölgedeki manevralar›na da uygun flekilde
konumlanmak amac›yla sürdürülen ve pazarl›k ifllevi gören “gizli” belge ya¤muru ve bilgi kirlili¤i gerekli ifllevi yerine getirdikten sonra rafa kald›r›lacak, da¤ yine fare do¤uracakt›r. Halk düflmanl›¤› tescilli faflist AKP kadrolar›n›n, TSK’n›n sessiz kalarak destek sundu¤u bir ortamda
reklam› yap›lan çapta bir harekata giriflmesi zaten mümkün olmad›¤› gibi devletin iflledi¤i her suçun devlet içindeki “küçük kötü niyetli bir çeteye” aktar›larak devletin
kendini temize ç›karmas›na da izin vermemeliyiz. Demokrat yurtsever kitlelerin ›srarla taraf olmaya ça¤r›ld›¤›
bu dönemde ezilenlerin gerçek sorunlar› temelinde örgütlenmesi ve faflizme karfl› halk demokrasisi, özgürlük
mücadelesi veren gerçek saflar›nda yer almas› için oldukça fazla olanak vard›r.
Bu dönemde gerek halk›m›z›n giderek artan tepkisi
gerekse de egemenlerin kendi içlerindeki ç›kar çat›flmalar› sonucu ortaya dökülen sistemin pisli¤i kitle çal›flmas›nda bize önemli olanaklar sunmaktad›r. Özellikle A¤ustos ay›n›n bafl›nda sekizincisi örgütlenecek olan Munzur
Festivali’nde sosyal y›k›ma, devlet terörüne, askeri operasyonlara, imha-inkar-asimilasyon sald›r›lar›na, barajlara
ve do¤a katliam›na, en temel insani hak ve taleplerimizin
yok say›lmas›na ve yoksullu¤a karfl› birleflmenin, örgütlenmenin ve bu kirli düzeni y›k›p özgür, demokratik bir
düzen için mücadele etmenin, devrimci saflarda yer alman›n gereklili¤ini anlatabilmek oldukça önemlidir. Bu
nedenle baflta Munzur Festivali olmak üzere yaz ay› boyunca kitlelerle iç içe olmak, sürece yan›t olmak için harekete geçmek için karfl›m›za ç›kan her f›rsat› de¤erlendirelim, faflizmin yaratt›¤› bilgi kirlili¤i ile kitleleri yan›na
çekmesine karfl› ç›kal›m.
İşçi-köylü 3
25 Temmuz -7 Ağustos 2008
Çöken çeteler de¤il,
sistemin kendisidir!
Egemen s›n›f klikleri aras›nda süren çat›flmalar, ülke gündemini meflgul etmeyi sürdürüyor. Çat›flmalar›n
seyrine iliflkin hemen her cepheden
çeflitli yorumlar yap›l›yor, yorumlar›n
da ötesinde, birçok kesimde çat›flmalar ba¤lam›nda kimi beklentilerin oldu¤u ortaya ç›k›yor.
Bu beklentilerin bafl›nda ise, iktidar klikleri aras›ndaki çat›flman›n son
evresini oluflturan Ergenekon’un gidiflat›na ve bu gidiflat›n getirece¤i sonuca dair beklentiler geliyor denebilir.
Oysa sadece yüzeysel olarak,
ç›plak gözle bak›ld›¤›nda bile, bu dalafltan kimlerin kârl› ç›kaca¤›, daha
do¤rusu oyunu kazanan›n kimler olaca¤› aç›k ve net bir biçimde görülmektedir. fiunu peflinen söylemekte
yarar var ki, kazanan›n-kazananlar›n
iflçi-emekçi y›¤›nlar olmayaca¤› kesinden de öte bir durumdur. Egemen
s›n›flar aras›ndaki son dönem çat›flmalar›n›n gösterdi¤i bir konuya da
yine hemen yaz›n›n bafl›nda dikkat
çekmek gerekiyor.
Bu süreç, kendine “ilerici”,
“devrimci”, “demokrat” vb. misyonlar yükleyen, kendini bu kesimin
güçleri aras›nda gören kimilerinin,
gerçekte durduklar› noktay› da
göstermifltir.
Geçti¤imiz y›l yap›lan genel seçimler öncesinde “e-Muht›ra” ile
h›zlanan, toplumu kamplara bölme
sürecinin bir versiyonu olan bu süreç, anlafl›lan kimileri taraf›ndan çok
da iyi okunamamaktad›r.
Ancak “esen rüzgarla” sokaklara
dökülenler öyle görünüyor ki, oldukça büyük bir hayal k›r›kl›¤›n› da beraberinde yaflamaktalar.
Laf› daha fazla döndürüp-dolaflt›rmadan, aç›kça koymak gerekirse;
Ergenekon’la birlikte beklentiye girenlerin hayalleri, Ergenekon dava
dosyas›n›n aç›klanmas›n›n akabinde,
suya düflmüfl görünüyor.
Tüm polisler
ABD’ye feda olsun!
Bafl döndürücü bir h›zla ak›p giden ülke gündemi “büyük temizlik”le
meflgul olmay› sürdürürken, k›sa bir
süre önce yaflanan önemli bir geliflme, bomba gibi düfltü¤ü gündemden,
yine ayn› h›zla kalk›verdi.
Söz konusu geliflme 9 Temmuz
günü ABD ‹stanbul Konsoloslu¤u’na
yönelik düzenlenen sald›r›yd›. Yap›l›fl
biçiminden yapanlar›n siciline kadar
“bir gariplik” görülen bu eyleme iliflkin kopart›lan gürültü de yine, ne oldu¤u, nas›l oldu¤u anlafl›lmadan yerini sessizli¤e b›rakt›.
ABD’de gerçekleflen 11 Eylül sald›r›lar›n›n ard›ndan a盤a ç›kan bir dizi bulgu ve belgenin tümü, nas›l ki
sald›r›n›n en iyi niyetle yönlendirme
oldu¤una, birilerinin parma¤›na iflaret
ediyorduysa, anlafl›lan ‹stanbul’daki
sald›r›da da benzer “izlere” ve “parmaklara” rastlanm›flt›. Fazla “kurcalanmas›” da herhalde bu veya benzer
nedenlerle uygun görülmedi ve tart›flmalar, sald›r›da ölen polislerin “flehit”
say›l›p say›lmayaca¤› etraf›nda döndü
durdu ve kapand› denebilir.
“Kartal yuvas›” olarak adland›r›lan, en son teknolojiyle donat›ld›¤› ve
binan›n inflas›ndaki tüm malzemelerin ABD’den getirtildi¤i söylenen
konsolosluk binas›na “pompal› tüfekle” sald›rman›n bile tek bafl›na safl›ktan öte olarak aç›klanaca¤› bu sald›r›n›n, egemen s›n›flar ve onlar›n güdümündeki medyada nas›l yer buldu¤una da burada k›saca vurgu yapmak
gerekiyor. Bu vurgu ayn› zamanda
emperyalizme uflakl›k derecesinin
hangi safhaya vard›¤›n›n da vurgusu
olmakta.
Sald›r› s›ras›ndaki en çarp›c› ayr›nt›, yaral› polisin konsoloslu¤a girme
çabas› ve ABD’li görevlilerin kap›y›
açmamas› olarak yans›d› kamuoyuna.
S›n›fsal Yaklafl›m
‹Ç HESAPLAfi
fiM
MADAN
HALKLA HESAPLAfi
fiM
MAYA DO⁄RU
Son sürecin çok de¤iflik boyutlar› büyük bir kaos ve karmafla içerisinde tart›fl›la dursun, egemen s›n›f
ideologlar› inceden inceye çok
önemli bir mesaj› kitlelere yaymaya
bafllad›lar: rejim en ciddi krizleri bile
demokratik usullerle atlatacak olgunlu¤a eriflmifltir ve her seferinde
daha da güçlenerek ç›kacakt›r! Burada kast edilen kriz, hiç kuflkusuz
hem ekonomik hem de siyasi kapsamda ele al›nmaktad›r. Üstelik, zam
ya¤murlar›n›n yoksulluk felaketini
büyüttü¤ü ülkemizde, geçenlerde
yapt›¤› konuflmada Tayyip Erdo¤an,
“Ne krizi kardeflim, kriz mriz yok”
türünden klasik inkarc›l›¤›n› sürdürürken…
Finansal ve ekonomik kriz bütün
dünyada kabul görmüfl ve esas f›rt›na/fatura merkezi olarak yar›-sömürgeler belirlenmifl, bunun çok
geçmeden ilk dalgas› May›s-Haziran
derken Temmuz’la beraber ülkemizi
etki alt›na alm›flken, hala hormonlu
ve çarp›t›lm›fl rakamlarla demagoji
yapmaya çal›flan Tayyip Erdo¤an yerine, bunun di¤er sorunlarla beraber
siyasal alandaki görüngüsü karfl›s›nda bambaflka bir strateji gelifltirenlere kulak vermek ve meseleyi bir de
buradan tart›flmak daha ak›lc› olacakt›r.
Evet, emperyalistlerin ekonomik
ve siyasi politikalar›n›n uygulanmas›,
mevcut projelerine uygun konumda
hareket tarz›n›n tutturulmas›, ülkedeki s›n›f mücadelesinin seyri, temel
sorunlar aç›s›ndan kendini dayatan
bir müdahale ihtiyac› vb. birçok parametreye bak›ld›¤›nda ülkemizde
“askeri darbe” koflullar› bugün
için yoktur. Kastetti¤imiz, emir-komuta zincirine hâkim bir darbedir.
1960, 1971,1980 gibi. Bu, ayn› zamanda TSK’n›n ba¤›ms›z bir hareket
tarz› tutturamayaca¤› anlam›na gelmektedir. Bu zincirin d›fl›nda çeflitli
giriflimler her zaman için olabilecektir ve olmufltur.
Dolay›s›yla, 12 Eylül’den bu yana
28 y›l geçmifl olmas›ndan yola ç›karak, “Art›k Türkiye’de darbeler dönemi geride kald›, olsa olsa 28 fiubat
gibi post-modern biçimleri olur ya
da en fazla 27 Nisan gibi e-muht›ralar gündeme gelebilir” diyenler, kitleleri faflist rejimin karakteristik
flekillenifli konusunda yanl›fl biçimde
e¤itmeye çal›fl›yor. Burada, örtülü biçimde TSK’nin darbeci kimli¤inden
s›yr›ld›¤› ve demokratikleflti¤i mesaj›
verilmeye çal›fl›lmakta, yar›n bu kimli¤i kullanmak durumunda kald›¤›nda
yeniden destek sa¤lamas›n›n yollar›
döflenmektedir. Ergenekon vesilesiyle emekli baz› generallerin
AKP’nin ihtiyac›na binaen “eski darbe” dosyas› ile beraber paspas edilmesinde TSK’n›n en büyük kâr› bu
olmufltur.
Hâkim s›n›f klikleri aras›ndaki çat›flmay›, önce “TC tarihinin en büyük
krizi”, “rejim tehlikede” vb. sözlerle
niteleyen, “k›l›çlar çekildi”, “k›yamet
kopacak” sözleriyle duyuranlar; ilk
flok ve heyecan dalgas›n›n ard›ndan
flimdi yavafl yavafl sistemin, devletin
kudreti ve meziyetleri üzerinde
durmaya bafllad›lar. Kamplaflma ve
yedekleme ifllemi elbette ki sürmektedir ama dikkat çekici olan her iki
kesimin de benzer ifadelerle faflist
diktatörlü¤e sahip ç›kan bir söylem
‹flte uflakl›¤›n ne dereceye vard›¤›, bir
kez daha, hem de oldukça aleni bir biçimde, bu geliflmenin akabinde d›fla
vuruyordu. Polislere, “kendini emperyalistlere siper etme”, gerekirse, “onlar›n yerine ölme” görevini verenler, bu görevi “hakk›yla” yerine getiren polislerine de sahip ç›km›yordu. Yaral› polisin “beni içeri
almad›lar” minvalinde söylediklerini
“düzeltme”ye dönük, bununla da yetinmeyip, kap›n›n aç›lmamas›n› hakl›
gösteren (ABD’nin aç›klamalar›yla bile çeliflen) aç›klamalar yap›yorlard›.
Bir kez daha kraldan çok kralc› kesilmede sak›nca görmüyorlard›. Çünkü
uflakl›k s›n›r tan›mazd›!
Yaral› polis ad›na özür dileme
mahiyetindeki aç›klamalara, egemen
güdümlü medyan›n da elinden gelen
katk›y› sunmas›, elbette kaç›n›lmaz
bir “zorunluluk” olarak kendini gösterecekti.
ABD konsolosunun, polisi hastanede ziyaret etmeye çal›flmas›, ancak
polisin ne konsolosu ne de elindeki
çiçe¤i kabul etmemesi, anlafl›lan en
çok da sahibinin sesi medyan›n önde
gelen isimlerini “üzmüfltü”. Bunun
içindir ki, bu isimlerin en bildik olan›,
her devrin adam›, Mehmet Ali Birand, bu “densiz davran›fl›” affettirmek için flekilden flekile giriyordu.
Ancak normal koflullarda da ne dedi¤i pek anlafl›lamayan, cümlenin bafl›n›-sonunu toparlamakta güçlük çeken Birand, yüzündeki “büyüklük
sizde kals›n” ifadesiyle, “yaral› oldu¤u için ne dedi¤ini, ne yapt›-
tutturmas›d›r. Yine dikkatlerin toplanmas› gereken husus, bu çat›flmadan her iki kli¤in de öldürücü darbeler almadan s›yr›laca¤›n›n flimdiden ortaya ç›kt›¤›d›r.
Sistemin temel çizgilerini oluflturan ve devletin esas kurumlar›nda
örgütlü bulunan kliklerin birbirlerine
öldürücü darbeler indirmesini bekleyenler büyük bir yan›lg› içerisindedir.
Yine, bu çat›flma vesilesiyle darbecilerin yarg›lanaca¤›, kitleler nezdinde
teflhir olan kimi örgütlenmelerin
(kontr-gerilla/gladio vd.) da¤›t›laca¤›,
halka karfl› ifllenen suçlar›n ayd›nlat›laca¤› (katliamlar, faili belli cinayetler, kay›plar vb.), halk düflmanlar›ndan hesap sorulaca¤›, faflist diktatörlü¤ün flifrelerinin çözülece¤ine dair
beklenti içerisinde olanlar da, e¤er
bilinçli bir çarp›tma içerisinde de¤illerse, büyük bir aymazl›k yaflamaktad›r.
Taraf
gazetesi
vas›tas›yla
20.06.08’de kamuoyuna servis edilen
TSK’ya ait Eylül 2007 tarihli “Bilgi
Destek Faaliyetleri Eylem Plan›” AKP’nin yeniden hükümet olmas›ndan sonraki süreci kapsamaktayd›.
TSK, yapt›¤› aç›klamada “Komuta
Kat›’nda onaylanm›fl böyle bir
plan bulunmamaktad›r” diyordu.
Ulusal Hareket’e, yurtsever, demokrat, devrimci bütün muhalif güçlere
yönelik azg›n bir faflist terör kampanyas›n›n merkezi olarak örgütlenmesini içeren bu plan›n nas›l pratiklefltirildi¤ini burada anlatmak herhalde gereksiz olacakt›r. Bu, ayn› zamanda AKP’nin de ortak oldu¤u bir
pland›. Nitekim, bu plan›n gere¤i olarak hükümet taraf›ndan ç›kar›lan di¤er uygulama yönergeleri ve talimatlara iliflkin (valiliklere gönderilen)
belgeleri de birkaç gün sonra Gelecek Gazetesi yay›mlam›flt›.
AKP, TSK ile iflbirli¤i/mutabakat›n› görmek istemeyen gözlere “kör
gözüm parma¤›na” m› yapmak istemektedir, yoksa TSK içerisindeki hesaplaflma sonucu mu bu ve benzeri
¤›n› bilmiyor, siz onun kusuruna
bakmay›n” gibilerinden bir fleyler
geveliyor, sanki “birkaç polisin laf› m›
olur, tüm polisler size feda olsun”
demeye getiriyordu.
Çeteler ve
darbeciler devletten
ba¤›ms›z de¤ildir
Tekrar AKP’nin kapat›lmas› davas›yla da yak›ndan ilintili oldu¤u kesin olan “çete” veya kendi deyimleriyle “Ergenekon terör örgütü” operasyonuna ve bu gündeme iliflkin gelinen son aflamaya dönecek olursak.
Geçti¤imiz günlerde, bu operasyon kapsam›nda tutuklanan emekli
generallerden Tolon’un, kendilerinin
okyanusta sadece birer damla oldu¤u yönlü bir imas› yans›d› gündeme.
Ayr›ca kendilerinin “örgütün bafl›na”
monte edildi¤ini de söylüyordu Tolon. Bu noktadan bak›ld›¤›nda, asl›nda çok da yanl›fl söylemiyor. Evet,
“darbecilere karfl›” olarak getirilen,
sözde “devletin içindeki çeteleri çökertmeye” dönük olarak lanse edilen
bu operasyonla, ne çeteler çökertilmek, ne kontra faaliyetler a盤a ç›kar›lmak, ne de bunlar›n bafl› deflifre
edilmek istenmektedir. Çünkü ne
çeteler ne de darbeciler, faflist TC
devletinden özellikle de hizmetinde
olduklar› ve sürecin d›fl›ndaym›fl izlenimi yaratmaya özen gösteren, emperyalist odaklardan ba¤›ms›z de¤ildir. Devletin tüm kademeleri hem
çeteci hem de darbecidir. Kendilerini yok etmeye dönük bir operasyon
belgeler s›zmaktad›r bilinmez ama
döne döne vurgulamak istedi¤imiz
gerçek; ABD-AB emperyalistlerinin
tam deste¤i ile yol alan AKP’nin
temsil etti¤i klik ile Kemalist klik aras›ndaki çat›flmada TSK belli bir süredir AKP’nin yan›nda saf tutmaktad›r.
Bu konuda baflka senaryolar yazmaya kalkanlar, sözü kar›flt›r›p, doland›r›p kitlelerin kafas›n› buland›rmaya
çal›flanlar büyük bir hata yap›yorlar!
TSK’n›n tarihi sürecini söylem ve
biçim üzerinden yanl›fl okuyanlar›n,
emperyalizm ve devlet tahlili konusunda da ciddi ölçüde sorunlar›
bulunmaktad›r. Özal’dan Demirel’e,
Tansu Çiller’den Tayyip Erdo¤an’a
uzanan bir hatta emperyalizmin bölge ve ülkemizdeki ekonomik ve siyasi politikalar›n›n gere¤i olarak TSK
emre amade bir konumdad›r. Bunun böyle olmas› da çok do¤ald›r.
TSK’n›n ülkedeki konumunu oldu¤undan çok fazla abartan tahlillerde
bulunmak; sermayenin ve bütün kurumlar›n üstünde tayin edici rol
biçmek, son derece yan›lt›c›d›r.
Kemalist kli¤in bürokrasideki etkinlik alan› TSK’dan ibaret de¤ildir.
Yarg›, e¤itim, d›fliflleri vd. merkezi
devlet kadrolar› içerisinde de belli
bir etkinlik sahibidir. A¤›rl›kl› olarak
CHP’de politik temsilini bulan Kemalist kli¤in TSK’n›n komuta kademesine karfl› reaksiyonlar› devam
etmektedir. 18.06.08’de medyadaki
kimi yaz›lar üzerine yay›mlanan ve
Tayyip Erdo¤an’›n destek verdi¤i,
“TSK’ye yöneltilen sald›r›lara
karfl› yüce Türk milletinin de yasal ve demokratik tepki göstermesi do¤al bir beklentidir” fleklinde
ifadeler içeren TSK bildirisini CHP
Genel Sayman› Mustafa Özyürek,
“fiimdi halk›n buna sahip ç›kmas›
nas›l olacak, orada bir aç›kl›k
yok. (…) Eski komutanlar› tutuklayanlar, beni haydi haydi tutuklar diyebilirler. Bu yönde genel bir
korku var. TSK, bu korkuyu da¤›tma yönünde bir durufl sergileme-
Politika gündem
da yapamayacaklar›na göre, mevcut
operasyonun, deflifre olmufl kifliliklerle s›n›rl› kalmas› kaç›n›lmazd›r. Bu
unsurlar›n ayn› zamanda ulusalc› denilen cephede yer ald›klar›na, aç›k
AKP karfl›tl›klar›na bak›ld›¤›nda ise,
neden hedef seçildikleri de zaten daha iyi anlafl›lacakt›r. Bir kez daha vurgulamak gerekirse, yaflananlar iki faflist-gerici egemen kli¤in (emperyalistlerden ba¤›ms›z olmayan) hegemonya kavgas›d›r.
Yeri gelmiflken; bu operasyon, yaz›n›n giriflinde gönderme yapt›¤›m›z
“esen rüzgara kap›lan” kesimlerin baz›lar›n›n yaklafl›m›yla, ‹talya’daki “temiz eller” operasyonuyla bile uzaktan
yak›ndan benzerlik tafl›mamaktad›r.
Bu arada ‹talya’da gerçeklefltirilen
“temiz eller” operasyonunun da öyle
sömürü ve talan sistemini yerinden
oynatmaya dönük olmad›¤›n›, sadece
süreç içinde ihtiyaç olmaktan ve böylelikle de denetimden ç›kan, kontra
güçleri da¤›tmaya ve de¤iflen dünya
koflullar›na uygun yeni bir kontra yap›lanmaya gitmeye dönük oldu¤unu
da, bu vesileyle söylemek gerekiyor.
AKP’nin kapatma davas›na karfl›
koz olarak kulland›¤› bu operasyonun iddianamesine bak›ld›¤›nda, bunun AKP’nin polis içindeki hâkimiyetini ordu içinde de sa¤lama çabas› oldu¤u kadar, kapatma davas›na dönük
pazarl›klar›n devam› oldu¤u da bir
kez daha anlafl›lacakt›r.
Sistem çöküyor,
fatura emekçilere
ç›kar›lmak isteniyor
Son olarak ise, tüm bu yaflanan
geliflmelerin, faflist-gerici egemen s›n›f klikleri aras›ndaki tüm çat›flmalar›n, dünya ekonomik-siyasal sistemindeki çöküfle paralel geliflti¤ini de
vurgulamak gerekmekte. Egemen s›n›flar›n, tüm inkarlar›na ve yok sayma çabalar›na karfl›n, ülkedeki ekonomik krizin boyutu, siyasal krizle
birlikte had safhaya ulaflm›fl bulunmaktad›r ve bu durum dünya ekonomik-siyasal sistemindeki çöküflün
do¤rudan yans›mas›ndan baflka bir
fley de¤ildir. Filler tepiflirken, altta ezilenlerin çimenler olaca¤›
da bir o kadar görülmek durumundad›r.
Evet, tüm dünyada oldu¤u gibi, ülkemizde de krizin faturas› emekçi y›¤›nlara ç›kar›lmak istenmektedir. Bunun içindir ki, hak arama mücadelelerine dönük sald›r›lar da, egemenler
aras› kavgaya paralel olarak t›rman›fla
geçmifltir. Ancak görülen o ki, iflçiemekçi y›¤›nlar art›k önlerine konulmaya çal›fl›lan faturay› ödememekte
kararl›lar. Her geçen gün say›lar› artan grev vb. direnifller bu kararl›l›¤›n
bir ifadesi olarak okunmak durumundad›r. Bu kararl›l›¤›, s›n›fsal zemine çekerek, örgütlü bir güce dönüfltürmek
ise, devrimci ve komünistlerin bu süreçteki en acil görevidir!
Gazi halk› katliamc›lar›n
yakas›n› b›rakmayacak!
Ergenekon ad› verilen operasyonla Gazi katliam›n› düzenleyenlerin bas›na yans›mas› üzerine devrimci ilerici
kurumlar taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirilerek Gazi halk› hesap sormaya ça¤›r›ld›.
19 Temmuz akflam› bir araya gelen Partizan, ESP, DTP, EMEP,
SDP ve TÖP son geliflmelerle birlikte Gazi katliam›n›n devlet taraf›ndan
gerçeklefltirildi¤inin bir kez daha a盤a
ç›kt›¤›n› dile getirdi.
Eski karakol önünde toplanan kitle
di…” (19.07.08) sözleriyle karfl›lam›flt›r.
ÖDP’nin “Ergenekon davas›”na
sar›lma tutumu, “darbecili¤e darbe”
hevesi ile EMEP vb. çevrelerin
“kontr-gerilla a盤a ç›kar›ls›n” talebini yükselterek davan›n sonuna kadar
götürülmesi istemiyle harekete geçilmesi önerisi ayn› kap›ya ç›kmaktad›r. “AKP’den ya da davadan bir fley
beklemiyoruz, düzenin teflhiri amac›yla böyle bir kampanya yürütülmelidir” tezi, kitlelerin aldat›lmas› ve
oyalanmas›na hizmet eden, sistemin
de bafl›ndan beri üzerinde yat›r›m
yapt›¤› tezlerden birisi olagelmifltir.
Davan›n bir biçimde etkisiz/sonuçsuz kalaca¤›n› faflist rejimin efendileri bilmemekte midir? Susurluk vb.
bütün davalarda ayn› fley olmam›fl
m›d›r? Birileri göstermelik “ceza”lar
ile harcanacak, (zaten ›skartaya ç›km›fl olan) birileri aklanacak ve dosya
planland›¤› üzere kapat›lacakt›r!
Ergenekoncular›n yan›nda saf tutan Kemalist cephenin savunucular›na gelince, bunlar›n tutumundan öte
bunlara flafl›ranlar›n durumu enteresand›r. Konu edilen S‹P-TKP’dir.
AKP’ye karfl› olma görünümüyle
ama asl›nda yürekten ve cansiperane
biçimde general eskilerinin, katiller
sürüsünün, bilumum ›rkç› faflist güruhun avukatl›¤›na soyunan S‹PTKP’yi elefltirme zahmetine giren
EMEP ve At›l›m’›n çabas› flafl›rt›c›d›r!
M. Suphi yoldafltan sonraki süreçte
h›zla karfl›-devrimin saflar›na koflan,
SSCB’deki geri dönüfl sürecine paralel sosyal-faflist bir kimlik edinen
TKP miras›, S‹P-TKP’de yaflat›lmaktad›r. Bunlar›n, Kemalist kimli¤ini yeni keflfedenlere diyece¤imiz yok.
Ulusal sorunla ilgili flovenist politikalar›n› takip edemeyenler için, Ergenekon operasyonunda gözalt›na al›nan ve tutuklanan askerlere neden
sahip ç›kt›klar›n› anlamalar›na da yard›m edecek flu sözler anlaml›d›r:
“Ergenekon
soruflturmas›n›n
amac› belli… Bütün ömrünü te-
buradan Gazi Cemevine do¤ru “Kahrolsun M‹T, CIA Kontr-gerilla”,
“Faflizme karfl› omuz omuza” sloganlar›n› hayk›rarak yürüyüfle geçti.
Marafl, Çorum ve Sivas’ta yaflanan katliamlar› hat›rlatan kitle kontrgerillan›n
da¤›t›lmas›n› istedi.
Cemevi önünde yap›lan bas›n
aç›klamas›nda; Gazi halk›n›n katliam›n
hesab›n› sormak üzere harekete geçmesi gerekti¤i ifade edildi. Bas›n aç›klamas› sloganlarla sona erdi.
(‹stanbul)
rörle mücadeleye hasretmifl iki
yüksek rütbeli komutan› terörist
diye yarg›lamak ne demek? Evet,
bu sorunun da yan›t› sorunun
içinde ve içeri¤indedir…” (‹lhan
Selçuk, 08.07.08)
Daha önce de yazd›k, belirttik;
hâkim s›n›f klikleri aras›ndaki dalaflta
istihbarat, medya ve yarg› kurumlar›
eliyle kozlar oynanmaktad›r. Uzun
bir dönemdir ifllenen darbe ve fleriat
“tehlikeleri”ni/temalar›n› görünür k›lan ad›mlar at›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
Esasen her iki kli¤in de fleriat ve darbe gibi olgularla sorunu yoktur. Kemalistler, özünde fleriatla her zaman
iliflki içerisinde olmufllard›r. Gerçek
manada laik de¤illerdir. Hakeza
AKP’nin temsil etti¤i gelene¤in darbelere, darbecili¤e karfl› olmas› söz
konusu bile de¤ildir. Darbe anayasas› ve yasalar› sayesinde hükümettedir. Darbecilere dokunmamaktad›r.
Nitekim bu olayda bile darbecilere
gerçek manada bir yönelim yoktur
(Özden Örnek’in günlükleri soruflturma d›fl›, Hilmi Özkök aç›ktan darbeyi teyit eden konuflmalar yap›yor
ancak ifadesini alan yok vb.!). Olay
kendi ç›karlar› ile iliflkili biçimde gündemlefltirilmektedir.
Bu dalafl, ekonomik ve sosyal
kriz dalgas›n›n üzerinde geliflmekte,
ulusal sorunun ald›¤› boyut ve s›n›f
mücadelesinin kazand›¤› ivmeye paralel hâkim s›n›flar› köfleye s›k›flt›rmaktad›r. Gelinen aflamada, belli bir
uzlafl›yla süreçten ç›kacak ve asli ifllerine daha büyük bir ifltahla koyulacaklar›na dair iflaret verdikleri de
görülmektedir. Buna mecbur ve
zorunlu olduklar› da muhakkakt›r.
Kitleleri oyalama arac›na dönüflen
bu tuza¤› bozmak ve gerçek gündem üzerinde yo¤unlaflmak durumunday›z. Sistemin süreçten yenilenerek ç›kaca¤›na dair beklenti ve
gayretlerini bofla ç›karman›n yolu,
son süreçte yarat›lan sis bulutunun
da¤›t›lmas›ndan geçmektedir.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Umutlar
beklemede…
‹hmalkarl›k ve ölümler devam ediyor
Madenlerden ard› ard›na göçük haberleri geliyor. Türkiye Tafl Kömürü (TTK) Kozlu Müessesesi’ne ba¤l› madende yaflanan ve
1 iflçinin yaflam›n› yitirdi¤i göçü¤ün ard›ndan
Ayd›n’da da göçük meydana geldi. Baltaköy
mevkiinde bulunan Ayd›n Linyit ‹flletmesi’ne ait maden oca¤›nda yaflanan olayda 1
iflçi yaflam›n› yitirdi. Yaral› olarak hastaneye
kald›r›lan di¤er iflçinin durumu ise ciddi. Çal›flma Bakanl›¤› müfettifllerinin raporu ise bu
kazalar›n tesadüf olmad›¤›n› aç›kça gösteriyor. Geçti¤imiz aylarda 50 ildeki 1.372
madende yap›lan denetim sonuçlar›nda tam 12.717 eksiklik bulunmufltu.
Ard› ard›na yaflanan ölümler ise bu eksikliklerin giderilmesi yönünde hiçbir ad›m at›lmad›¤›n› gösteriyor.
Maden ‹flletmelerinde ‹fl Sa¤l›¤› ve Güvenli¤i Teftifl Projesi kapsam›nda haz›rlanan
rapor için 200’ü kömür oca¤›, 106’s› metal
madeni ve 1066’s› endüstriyel hammadde
oca¤› olmak üzere 62 bin 26 iflçinin çal›flt›¤›
toplam 1372 maden denetlendi. Projenin
de¤erlendirme raporuna göre kurma izni
ve iflletme belgesi olmas› gereken 1087 madenden sadece 35’i kurma iznine, 218’i iflletme belgesine sahip.
Dört ifl kazas› daha
Geçti¤imiz aylarda 50
ildeki 1.372 madende
yap›lan denetim sonuçlar›nda tam 12.717
eksiklik bulunmufltu.
Ard› ard›na yaflanan
ölümler ise bu eksikliklerin giderilmesi
için ad›m at›lmad›¤›n›
gösteriyor.
Öte yandan, 50 ve daha fazla iflçi çal›flt›r›lan 202 iflyerinden 36’s›nda ifl güvenli¤i ile
görevli mühendis veya teknik eleman,
63’ünde iflyeri hekimi istihdam edilmedi¤i,
68’inde ise ifl sa¤l›¤› ve güvenli¤i kurulu
oluflturulmad›¤› belirlendi. Denetimlerde
1.372 madende toplam 12.717 eksiklik belirlendi. Eksikliklerin 2.317’sinin sa¤l›k gözetimine, 1.801’inin organizasyona, 1662’sinin
genel çal›flma flartlar›na, 3.447’sinin mekanik ve elektrik ekipman ve tesislere,
115’inin tahkimata, 153’ünün havaland›rma-
ya, 414’ünün yang›n ve patlamaya, 177’sinin
ulafl›m yollar›na, 969’unun kurtarma ve tahliyeye, 167’sinin nakliyata, 792’sinin sosyal
tesislere, 703’ünün kiflisel koruyucu donan›mlara iliflkin oldu¤u kaydedildi.
‹fl kazalar›n› önlemede bir baflka önemli
unsur olan kiflisel koruyucu donan›m konusunda da önemli oranda eksiklik bulundu¤u görülüyor. ‹flyerlerinden yaklafl›k
dörtte birinde (305) kiflisel koruyucu donan›m kullan›m› konusundaki gerekliliklerin
yeterince yerine getirilmedi¤i belirtiliyor.
“‹flçinin halinden ancak iflçi anlar”
Sosyal y›k›m sald›r›lar›na paralel olarak
geliflen iflçi-emekçi eylemleri yükseliflini sürdürüyor. Çok say›da iflyerinde, baflta örgütsüzlefltirme sald›r›lar› olmak üzere, hak gasp›na u¤rayarak, iflten at›lan iflçilerin grev ve
direniflleri birbirini tetikleyerek, art›yor.
Kocaeli Üniversitesi bünyesinde çal›fl›rken iflten ç›kar›lan, OLEY‹S üyesi iflçilerin,
Praktiker’de
sendika
düflmanl›¤›
Uluslararas› yap› marketi zincirlerinden Praktiker’de sendikalaflt›klar› için
iflten at›lan iflçilerin sendikal örgütlenmeye dönük bask›lara karfl› mücadeleleri sürüyor.
12 Temmuz Cumartesi günü saat 13.30’da iflten atmalar› ve bask›lar›
protesto etmek isteyen Türk-‹fl’e ba¤l›
Koop-‹fl ve di¤er sendikalar Ankara Etlik’teki Praktiker önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler.
Türk-‹fl Bölge Temsilcisi Fahri Y›ld›r›m burada yapt›¤› aç›klamada iflçilerin sendikaya üye olmalar›n›n engellendi¤ini ve iflten at›ld›¤›n›, sendikal faaliyet
içinde bulunanlar›n yaflad›klar› illerden
baflka illerdeki flubelere gönderilerek çal›flmaya zorland›klar›n›, ifle iadeleri verilen iflçilerin geri al›nmad›¤›n› belirtti.
Sendika Genel Baflkan› Eyüp Alemdar da iflçilerin yaklafl›k üç y›l önce sendikalaflmalar›yla bafllayan süreçte patronun 70 iflçiyi iflten att›¤›n›, keyfi bask› ve
tehditlerle sendikal örgütlenmenin önüne geçmeye çal›flt›¤›n› söyledi. Eyleme
kat›lan Türk-‹fl’e üye yaklafl›k 500 iflçi
“Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “‹fl, ekmek yoksa bar›fl da yok”, “Praktiker
iflçisi yaln›z de¤ildir” sloganlar›n› att›.
(Ankara)
200’lü günleri geçen direnifli gibi, kimi direnifller aylar boyu kararl›l›¤›ndan hiçbir fley yitirmeden sürerken, kimi iflyerlerinde hak
gasp›na u¤rayan iflçiler haftalard›r kavgas›na
sahip ç›k›yor.
Bu direnifllerden biri de Unilever iflçilerinin direnifli. Gebze’nin hemen ç›k›fl›ndaki
Muallimköy kavfla¤›nda bulunan Unilever
iflçileri, 26 May›s’tan bu yana, fabrika önüne
kurduklar› çad›rda direniflteler. Patronlar›n
örgütsüzlefltirme sald›r›lar›ndan biri de Unilever’de yaflanm›fl ve örgütlendikleri için iflten at›lan 70 kifli, direnifle geçmiflti. Unilever
iflçileriyle direniflin 52. gününde görüfltük ve
gidiflata iliflkin bilgi almaya çal›flt›k.
Toplam 500 iflçinin çal›flt›¤› Unilever’de,
fiimflek ve Çipe adl› iki ayr› tafleron flirket
bulunuyor. Sendikal örgütlenme çal›flmalar›na ilk olarak fiimflek iflçileri bafllam›fl ve 18
fiubat 2008 itibariyle ço¤unlu¤u sa¤lam›fllar.
Örgütlendikleri sendika TÜM-T‹S. Sendikal
örgütlenme çal›flmalar› belli bir aflamaya gelen, baz› kazan›mlar elde eden iflçiler, örgütlenme çal›flmalar›n› di¤er flirkette, Çipe’de
de bafllatm›fllar. Bu süre içinde sendikal faaliyet patron taraf›ndan duyulmufl ve duyuldu¤u gün 1 kifli, daha sonraki günlerde ise 6 kifli iflten ç›kar›lm›fl.
c›l›¤›” olmam›fl bu bask›lar›n. ‹flçiler yasalar›n
sermayeden yana iflledi¤ini de kavram›fllar bu
süreçte. Diyorlar ki: “Patron baflka yerlerden (devlet kastediliyor) destek al›yor. Mesela bir ifl kazas› olsa patrona bir fley olmuyor, ama bir iflçi en küçük bir fley yapsa, hemen mahkemelik oluyor, iflten at›l›yor.”
Unilever iflçilerinin birço¤u ilk kez kat›l›yor böylesi bir direnifle ve bu direniflin onlara ne katt›¤›n› soruyoruz. Ald›¤›m›z cevap flu
oluyor: “Damdan düflenin halinden damdan
düflen anlar. ‹flçinin halinden de ancak iflçi
anlar. Önceden bir iflçi direnifli gördü¤ümüzde ilgilenmiyorduk bile. Ancak bundan
sonra böyle olmayacak!”
(Kartal)
Tersanelerde yaflanan ifl cinayetleriyle
birlikte oluflan kamuoyu tepkisi, göstermelik
“önlemlerle” yat›flt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Bu
“önlemler” aras›nda, tersane kapatma ve
de iflçilere güvenlik e¤itim verme gibi giriflimler bulunuyor.
Ancak 14 Temmuz’da kapat›lan 3 tersanenin, tersanelerdeki ölümlerin bafll›ca sorumlular›ndan olan G‹SB‹R üyesi olmamas›
bile tek bafl›na bu “önlemlerin” göstermelik
oldu¤unu göstermeye yetiyor. Böylelikle
Darbe gürültüsüye emekçilere yönelen
sald›r›lar› do¤ru anlayal›m!
le bugün yaflanan bu çat›flma sadece AKP ile TSK aras›ndaki bir
kap›flmadan ibaret de¤ildir. Emperyalistlerin özellikle de ABD
emperyalizminin Ortado¤u politikalar› ekseninde ele ald›¤›m›zda
ülkemizin önemini daha rahat
görmek ve Ergenekon Operasyonu da dahil yaflananlar›n bu sürecin bir parças› oldu¤unu aç›k
ve net olarak görebiliriz.
Bir yanda siyasi olarak bunlar
yaflan›rken di¤er yandan ekonomik olarak da yaflanan krizin tüm
‹flçiler yan›yor,
yetkililer
seyrediyor!
amanda¤ Belediyesi y›llard›r kendilerine
tam maafl vermedi¤i için çocuklar›na bakamaz hale geldiklerini belirten 1’i emekli 8
belediye iflçisi, üzerlerine benzin dökerek
kendilerini yakmak istedi.
Aylard›r maafl alamad›klar› için çocuklar›na bakamaz hale geldiklerini söyleyen iflçiler,
“Aç›z, art›k bugüne kadar defalarca eylem
yapt›k, son çare kendimizi yakmak olacak”
dediler. Aç›klamalar›n›n ard›ndan üzerlerine
benzin döken 8 iflçi kendilerini yakmak istedi. Eylemi haber alan aileler ve sendika yöneticileri iflçilerin yan›na gelerek, kendilerini
yakmalar›n› engelledi. Burada aç›klama yapan
Hatay Genel-‹fl fiube Baflkan› Mehmet Güleryüz, “Bu ay ‹ller Bankas›, Samanda¤ Belediyesi’ne net 523 bin YTL aktarm›flt›r. ‹flçinin
cari net alaca¤› ayl›k olarak yaklafl›k 217 bin
YTL’dir. Zaten Belediye’ye az ödenek ayr›ld›¤›ndan, maafl›m›za bu flekilde yans›yor. Bizim istedi¤imiz bordro üzerinden tam maafl
ödeme yap›lmas›d›r” dedi. Bu konuda bir
gün önce Belediye ile 4 saatlik bir tart›flma
sonucunda taleplerini ilettiklerini ifade eden
Güleryüz, “Belediye bu iste¤imize kesin bir
cevap vermedi. fiu anda iflçilerle beraber
bafllatt›¤›m›z eylem, isteklerimiz verilene kadar devam edecektir” fleklinde konufltu.
(Mersin)
S
Bilton Beton iflçileri
ödenmeyen
alacaklar› için
direniflte
üleburgaz’a ba¤l› Büyükkar›flt›ran Beldesi’nde faaliyet gösteren Bilton Beton A.
fi.’de çal›flan 21 iflçi, iki ayd›r ücretlerini alamad›klar› için direnifle geçti.
‹flçiler, 4 Temmuz’da fabrika müdürü Sebahattin Davuto¤lu’ndan alacaklar›n›n ödenmesini istediler. Müdürün, ücretlerin ödenmeyece¤ini ve ›srar edenlerin iflten at›laca¤›n› söylemesi üzerine, 10 Temmuz’da direnifl
bafllad›. ‹flçilerden Vahit Beyter, jandarman›n kendilerini fabrikadan ç›karmak istedi¤ini
ancak haklar›n› alana kadar fabrikadan ayr›lmayacaklar›n› ifade etti.
Sabah 08.00’de ifle bafllad›klar›na, ancak
mesai bitiminin belli olmad›¤›na dikkat çeken
iflçiler, kimi zamanlar gece 24.00’e kadar çal›flt›klar›n› söylediler. Çimento ve kumun
içinde çal›flt›klar› halde kask, eldiven, gözlük,
maske gibi koruyucu malzemelerin verilmedi¤ini anlatan iflçiler, y›ll›k izin verilmedi¤ini,
buna karfl›n izin ücreti de ödenmedi¤ini belirttiler. Aylard›r zor flartlarda ifl güvenli¤inden yoksun olarak çal›flt›klar›n› belirten iflçiler, yapt›klar› fedakârl›klar›n karfl›l›¤›n› istediklerini ifade ettiler.
(H. Merkezi)
L
Tersanelerde göstermelik “önlemler”
Emekçinin Gündemi
“Ergenekon Operasyonu”nun ard›ndan egemenler aras›nda
ivmesi artan dalaflmalar›n genifl
iflçi ve emekçi kesimlerin bilinçlerde belli bir bulan›kl›k yaratm›fl
oldu¤u görülmektedir. Bu bulan›kl›¤› gidermek için öncelikle süreci do¤ru anlamam›z ve ülkemizdeki siyasal geliflmelerle iliflkisini do¤ru tan›mlamam›z gerekmektedir. ‹lk olarak, bu süreci
emperyalist politikalardan ba¤›ms›z ele alamayaca¤›m›z›n alt›n›
çizmek durumunday›z. Bu neden-
‹flten ç›karmalar, çal›flan sendikal› iflçiler
taraf›ndan ifl yavafllatma eylemiyle yan›tlanm›fl. Ve ifl yavafllatma eyleminin ard›ndan 70
kifli daha iflten at›lm›fl. Burada da patronun
grev k›rma çabalar› gündeme gelmifl ve yeni
ifle al›nanlar olmufl. Bu çabalar› engellemeye
çal›flt›klar›nda ise, patronun oyalama takti¤i
gündeme gelmifl.
Direniflteki iflçiler seslerini yurtd›fl›na kadar tafl›maya çal›flm›fllar. Yabanc› ortakl› firmaya, yurtd›fl›ndan da bask›lar gelmeye bafllam›fl, ancak patron aç›s›ndan hiçbir “cayd›r›-
Ege Gübre Fabrikas›’nda mal boflaltmak
isteyen TIR, çuvallar›n aras›nda uyuyan 32
yafl›ndaki nakliye iflçisi Hikmet Ekinci’yi ezdi. A¤›r yaralanan Ekinci, hayat›n› kaybetti.
‹kinci kaza ise Petkim Bak›m Onar›m Atölyesi’nde meydana geldi. Atölyede altyap›
onar›m iflçisi olarak çal›flan Hüseyin
Onan, biriken pis suyu tahliye etmek için
girdi¤i kanalizasyonda ayd›nlatma lambas›
olarak çekti¤i elektri¤in kaçak yapmas› sonucu gerilime kap›ld›. Kanalizasyondan a¤›r
yaral› ç›kar›lan Onan kurtar›lamad›.
Alia¤a Karaköy’de ise bir fabrikan›n
bahçesinde traktörle sulama yapan Mustafa Tutufl ise sa¤ aya¤›n› tankerin pompa
mailine kapt›rd›. Sa¤ aya¤› kopma noktas›na
gelen Tutufl, Alia¤a Devlet Hastanesi’nde
tedavi alt›na al›nd›.
Zonguldak’ta da bir maden oca¤›nda
meydana gelen göçükte 1 iflçi hayat›n› kaybetti, 2 iflçi de yaraland›. Kozlu Müessese
Müdürlü¤ü’ne ait kömür oca¤›nda tavan
çökmesi sonucu göçük olufltu. Göçükteki
iflçilerden 31 yafl›ndaki Hasan Çiren hayat›n› kaybetti.
(H. Merkezi)
abrika yönetiminden kaynakl› sorunlar
nedeniyle 4 ayd›r maafl alamayan Uzel iflçileri, zor günler geçiriyor. Maafllar›n› alamayan iflçiler, her geçen gün daha ma¤dur oluyor. Yaflad›klar› sorunlara iliflkin bir dönem
çeflitli eylemler yaparak dikkat çekmeye çal›flan iflçiler, halen sorunlar›n›n çözülmesini
bekliyor. Ba¤l› bulunduklar› Türk Metal
Sendikas›ndan da flikayetçi olan iflçiler, yaflad›klar› ma¤duriyeti dile getirerek kamuoyunu duyarl› olmaya ça¤›rd›.
(H. Merkezi)
F
G‹SB‹R’in sorumlulu¤u azalt›lmaya çal›fl›l›yor.
Ölümlerin s›kça yafland›¤› tersanelerden
biri olan Selah Tersanesi de yine geçti¤imiz
aylarda kapat›lm›fl, ancak birkaç gün gibi k›sa
bir süre içinde, “istenen koflullar› yerine
getirdi¤i” gerekçesiyle, tekrar aç›lm›flt›.
14 Temmuz’da fiahin Teknecilik,
Mengi-Yay Yatç›l›k ve GESA Gemi tersanelerinin kapat›lmas›na iliflkin bir aç›klama
yapan Limter-‹fl Sendikas›, konuya iliflkin tepkisini flu sözlerle dile getirdi: “Kapatmalarla
faturas› iflçi ve emekçilere ç›kart›lmaktad›r. Bugün bu fatura
emekçilere sadece son üç ayda
% 30 oran›nda zam ile yans›m›flt›r. Ve devam da edecektir. Bir
yandan zamlar yap›l›rken di¤er
yandan iflçi ve emekçilerin tüm
demokratik haklar›na yönelik
bask› ve fliddet de giderek artmaktad›r. Tüm grev ve direnifller fliddet ve gözalt›lar ile
bast›r›lmak istenmektedir.
Sadece son üç ayda Deri-‹fl’e
ba¤l› DESA, Bas›n-‹fl’e ba¤l› E
Kart, TÜMT‹S’e ba¤l› Unilever,
Nakliyat-‹fl’e ba¤l› Arçelik, Tek
G›da ‹fl’e ba¤l› Yörsan iflçilerin örgütlenmesinin engellenmesi süreçteki yönelimi göstermeye yetmektedir. Örgütlenmelere karfl›
hem ölümlerin kayna¤›n› gizliyorlar, hem de
tersane iflçilerini iflsizlikle tehdit ediyorlar.
Bir tek ikilem öneriyorlar: Ya iflsizlik ya
ölüm?”
Tersaneler özgülünde kamuoyuna yans›yan bir di¤er geliflme ise, tersane iflçilerine
Tuzla’daki bir okulda güvenlik e¤itimi dersleri verildi¤i, ancak yüzeysel olarak ele al›nan
bu e¤itimlerin, bundan böyle yaflanacak ifl cinayetlerinin sorumlulu¤unu patronlardan almaya dönük oldu¤u yönünde.
(Kartal)
bunlar yap›l›rken, di¤er yandan da
en demokratik haklar›n dahi kullan›lmas› engellenmektedir. Son
günlerde ‹stanbul Büyükflehir ve
ilçe belediyelerindeki grev kararlar› ile Liman-‹fl’e ba¤l› Ambar iflçilerinin direnifllerine yönelik giderek artan polis ve jandarma
bask›s› egemenlerin yaklafl›m›n›n
bir özeti niteli¤indedir. Bu, ayn›
zamanda yeni süreçte giderek daha çok bask›n›n ve fliddetin olaca¤›n› göstermektedir.
Bugün art›k toplumun tüm
kesimlerine karfl› artan bir fliddet söz konusudur. Öyle ki, iflçilere karfl› bunlar olurken kamu
çal›flanlar›n›n grevli toplu sözleflme haklar›n›n verilmesi mücadelesine de, ö¤rencilerin sendika-
laflmalar›na yönelik mücadeleye
de ayn› oranda fliddet kullan›lmaktad›r.
Tüm bu sald›r›lar›n as›l hedefi
derinleflerek ve a¤›rlaflarak büyüyen krize karfl› geliflebilecek mücadeleyi henüz alt noktalarda ayr› ayr› bask› alt›nda tutmak, da¤›tmak ve de etkisizlefltirmektir.
Çünkü sürecin s›cakl›¤› giderek daha büyük krizlerin kap›da
bekledi¤ini göstermektedir. Bu
nedenle egemenler bu süreçten
daha fazla y›pranmadan ç›kman›n
hesab›n› yapmak istemektedirler. Onlar da biliyorlar ki, bu sürecin en tehlikeli yan› bugün tek
tek mücadelelerin giderek birleflmesidir. Bu nedenle sürecin
bafl›ndan itibaren müdahale ede-
rek etkisizlefltirmek istemektedirler.
Sald›r›lar› elbette yaln›zca
bunlarla aç›klayamay›z. Ancak
aç›kça görülen bir nokta var
ki; o da s›n›f harekenin da¤›n›kl›¤›n›n bir an önce örgütlenmesinin sa¤lanmas› gerekti¤idir.
DDSB’liler olarak içinden
geçti¤imiz süreci böyle kavramal› ve faaliyetlerimizde yo¤unlaflmal›y›z. Bunun için sürece yönelik tavr›m›z› daha kapsay›c› ve
bütünlüklü olarak ele almal›y›z.
‹htiyaç bellidir! Parça parca
yaflanan direnifller ile grevlerin
birlefltirilmesi ve bu birleflik güçle daha ileri mevziler yaratabilmek…
İşçi-köylü 5
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
İşçi/köylü
Belediye iflçileri polis sald›r›s›na ra¤men yürüdü!
Belediye-‹fl Sendikas› ile ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi aras›nda
devam eden ve binlerce iflçiyi ilgilendiren Toplu ‹fl Sözleflmelerinin
t›kanmas› üzerine grev karar› as›ld›.
17 Temmuz Perflembe günü sabah saatlerinde Edirnekap›’da
biraraya gelen yaklafl›k 4 bin Belediye iflçisi, insanca yaflanacak bir
ücret için Büyükflehir Belediyesi’nin önüne yürümek istedi. Davul-zurna eflli¤inde halaylar çeken
iflçilerin önüne barikat kuran polis
yürüyüfle izin vermedi. Uzun süre
devam eden görüflmelerin sonuçsuz kalmas› üzerine iflçiler, polis
barikat›n› aflarak yolu trafi¤e kapatt›. ‹flçilerin sloganlarla barikata
yüklenmesi ile polis tazyikli su, biber gaz› ve coplarla kitleye sald›rd›. Sald›r›s› s›ras›nda iflçiler ve eyleme birlikte kat›ld›klar› aileleri yaraland›. Polis sald›r›s›na karfl› direnen
iflçiler s›k s›k “Hükümet istifa”
sloganlar›n› hayk›rd›.
Yaflanan bu ilk çat›flman›n ard›ndan iflçiler topland›klar› yere geri döndü. Burada Belediye-‹fl Sendikas› ad›na yap›lan aç›klamada polis
sald›r›s› k›nan›rken grev karar›n› as-
Sa¤l›kta büyük
bafl›boflluk
Aile hekimli¤i uygulamas› 2. y›l›nda
Eskiflehir’de protesto edildi. 17 Temmuz Perflembe günü Adalar-Migros
önünde biraraya gelen D‹SK, KESK,
EBTO, TMMOB, ESMMMO, STKB
üyeleri sloganlar eflli¤inde ‹l Sa¤l›k
Müdürlü¤ü önüne kadar yürüdü. ‹l
Sa¤l›k Müdürlü¤ü önüne gelen grup
Müdürlük binas› önüne siyah çelenk
b›rakarak aç›klamada bulundular.
EBTO-SES Yönetimi ad›na aç›klamada bulunan Dr. Muharrem fienel, aile hekimli¤i pilot uygulamas›n›n
bugün itibari ile ikinci y›l›n› doldurdu¤unu kaydederek “Aile Hekimli¤i
sa¤l›kta büyük bir bafl›boflluk yaratt›”
dedi. (Eskiflehir’den bir ‹K okuru)
Siirt’te
su protestosu
Siirt’te mahallelerine su verilmedi¤i için halk soka¤a döküldü. Su s›k›nt›s› yaflayan birçok mahalle sakini
Kooperatif Mahallesi’nde yolu tafllarla trafi¤e kapatarak, susuzlu¤u protesto etti. Karayolunu trafi¤e kapatan
halk, belediyeden su sorunlar›n›n çözülmesini istedi.
Saatlerce süren yol kapatma eylemini bölgeye gelen polislerin engellemeye çal›flt› ancak giriflimleri bofla ç›kart›ld›. ‹l Emniyet Müdür Vekili’nin
de devreye girdi¤i engelleme çal›flmas›nda k›sa süreli arbede yaflan›rken
halk belediyeleri protesto eylemini
olay ç›kmas›na f›rsat vermeden sonland›rd›.
(H. Merkezi)
ma konusundaki kararl›l›k dile getirildi. ‹flçiler bunun üzerine yürüyerek Büyükflehir Belediyesi’nin yak›n›ndaki parkta topland›. Kitlenin
yürümesine burada da izin vermeyen polis iflçileri tekrar çembere ald›. Yap›lan görüflmeler sonucunda
iflçiler “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar› ile Belediye
önüne kadar yürüdü. Burada bas›n
aç›klamas›n› okuyan 2 No’lu fiube
Baflkan› Hasan Gülüm, iflçilere
yüzde 8’lik zam verildi¤ine, oysa
elektrikten suya, do¤algaza kadar
birçok gidere yüzde 30’lar› aflan
zam yap›ld›¤›na dikkat çekerek insanca yaflanacak bir ücret istediklerini dile getirdi. ‹flçilerin laik, antilaik ikilemine sokulmak istendi¤ini
de belirten Gülüm, bu tart›flmalar
s›ras›nda SSGSS’nin ç›kart›ld›¤›n›
hat›rlatt›. Aç›klaman›n ard›ndan ifl-
çiler ad›na bir heyet Belediye binas›n›n kap›s›na grev karar› ast›.
Eylemin çekilen halaylarla sona
ermesinin ard›ndan Çapa T›p Fakültesi’nde iflten at›lan ve haklar›
için direnifle geçen iflçiler ziyaret
edildi.
Birçok sendika yöneticisinin
destek verdi¤i eylemde iflçilere azg›nca sald›ran polisin tutumu büyük tepki çekti. Saatler süren eylemde iflçilerin polise, Büyükflehir
Belediye Baflkan› Kadir Topbafl’a
ve AKP’ye karfl› oldukça öfkeli olmalar› dikkat çekti. Eyleme DDSB’li iflçiler “Birlik-mücadelezafer” yaz›l› pankart ile kat›l›rken
birçok devrimci kurum da destek
verdi. ‹flçilere gelinen aflamaya dair
düflüncelerini sorduk.
‹rfan Küpeli: Büyükflehir Belediyesi’nde çal›flan iflçilere verilen
zam yüzde 8, oysa elektri¤e suya
yüzde 20 zam yap›ld›. Yüzde 8’lik
zam çiklet paras› bile yapm›yor.
Veysel Alp: 5 ayd›r toplu görüflme arifesindeyiz. Hakk›m›z› alamad›¤›m›z için ‹stanbul Büyükflehir
Belediyesi’ne grev karar› asaca¤›z.
Biz insanca yaflamak istiyoruz. Ücretlerimizin iyilefltirilmesini istiyo-
Belediye iflçiler polis
terörünü protesto etti
Polis terörünü protesto etmek amac›yla 21 Temmuz Pazartesi günü Belediye-‹fl Sendikas› önünde bir araya gelen kitle buradan Büyükflehir Belediyesi önüne kadar yürüdü. ‹flçiler Belediye-‹fl pankart› açarak
sloganlarla yolun bir fleridini
trafi¤e kapatarak belediye önüne geldi. Burada yap›lan bas›n
aç›klamas›nda polisin hukuksuz
bir flekilde yap›lmak istenen bas›n aç›klamas›na sald›rd›¤› dile
getirilerek sorumlular›n yarg›lanmas› istendi. Aç›klamada
polis sald›r›s› s›ras›nda bir iflçinin yaraland›¤› ve hastaneye
kald›r›ld›¤›, as›lan grev karar›n›n kap›dan söküldü¤ü bunun
da suç teflkil etti¤i ifade edildi.
Belediye iflflççileri haklar› için grevde kararl›!
Üyelerinin insanca yaflan›las›
bir ücret almas› için T‹S masas›na oturan sendikalardan biri de
Genel-‹fl Sendikas›. Genel-‹fl
Sendikas›, 6 fiubat 2008 tarihinden bu yana sürdürülen T‹S
görüflmelerinden istenilen sonucun elde edilememesiyle birlikte,
grev karar› ald›.
Greve giden süreci, daha önceki günlerde Genel-‹fl 3. Bölge,
1 Nolu fiube Baflkan› fiahan ‹lseven ile görüfltü¤ümüzde, aylard›r süren görüflmelerde, idari
noktalarda anlaflma sa¤land›¤›n›,
ancak ücretler noktas›nda istenilen sonucun henüz al›namad›¤›n›
söylüyor ve T‹S görüflmelerinin
gelinen noktada t›kand›¤›n› belirtiyordu. ‹lseven talep ettikleri
ücretin öyle çok da astronomik
olmad›¤›n› söylüyor ve ülke koflullar›na göre ortalama bir ücret
oldu¤unun alt›n› çiziyor ve greve
gitme noktas›ndaki kararl›l›klar›n› vurgulayarak, iflçilerin de bu
karar› sahiplendi¤inin alt›n› çiziyor.
Genel-‹fl Sendikas›, bu grev
karar›n›, 21 Temmuz Pazartesi
günü, Kartal-Esentepe’de bulunan, Kartal Belediyesi’ne ba¤l› ek
hizmet birimlerinden bafllayan
bir yürüyüflle, Kartal Belediyesi’ne ast›. Sabah›n erken saatlerinden itibaren, ek hizmet biriminde toplanmaya bafllayan Be-
lediye iflçileri, saat 10:15’de yürüyüfle geçtiler. Daha bu eylemden birkaç gün önce, Belediye‹fl’e ba¤l› iflçilerin eylemine tazyikli su ve gaz bombalar›yla sald›ran polis, Kartal Belediyesi iflçilerinin eylemine de yo¤un bir y›¤›nak yapm›fl, çok say›da polisin
yan› s›ra, panzerler, su s›kma
araçlar› vb. silahlar›n› bölgeye
y›¤m›flt›.
Ancak Belediye çal›flanlar›,
tüm bu polis ablukas›na karfl›n,
pankartlar›n› açarak, “Yaflas›n
örgütlü mücadelemiz”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca¤›z”, “Direne direne kazanaca¤›z” gibi
sloganlar eflli¤inde, kararl› bir biçimde yürüyüfle geçtiler. Esentepe ve Karl›ktepe üzerinden, caddenin tek fleridini trafi¤e kapatarak gerçeklefltirilen yürüyüfl boyunca, çevrede bulunan halka ve
esnafa dönük propaganda konuflmalar› yap›ld›, eylemin gerekçeleri ve hakl›l›¤› anlat›ld›.
Emekçiye de¤il
çetelere barikat!
Kartal Merkez’deki, Ahmet
fiimflek Koleji’nin yan›nda bulunan Belediye Hizmet Binas›’na
yaklafl›ld›¤›nda, polis iflçilerin
önünü keserek, Belediye önüne
gidilmesine, böylelikle de grev
karar›n›n as›lmas›na engel olmaya çal›flt›.
yere gidebilecek. Ço¤unlukla Antep, Urfa, Mardin, Batman, Amed,
Siirt ve Mufl gibi illerden Karadeniz’e
tar›m iflçisi olarak giden Kürtlere yönelik bu ›rkç› uygulama daha önceki
y›llarda da gündeme gelmiflti.
Mevsimlik tar›m iflçilerinin yollara
düflmesinin ard›ndan geçti¤imiz günlerde Ordu Valisi Ali Kaban’›n talimat›yla oluflturulan ve baflkanl›¤›n›,
yard›mc›s› Âdem Y›lmaz’›n yapt›¤› bir
komisyon, “mevsimlik tar›m iflçisi olarak Kürtlere karfl› al›nacak
önlemleri” görüfltü. Buna göre, f›nd›k toplamak için gelecek tar›m iflçilerinin kente girmeden önce kimlikleri polis ya da jandarmaya verilerek
GBT sorgulamas› yap›lacak. ‹flçiler
çal›flacaklar› yeri ‹l Tar›m Müdürlü¤ü
ve Ziraat Odas› Baflkanl›¤›’na da bildirecek. Ayr›ca iflçilerin hangi bölgeye gidecekleri, kaç gün kalacaklar› da
tutana¤a ifllenecek. “fiüpheli ve
hastal›kl› görülen iflçi” derhal po-
Mersin’in Gülnar ilçesine ba¤l› Kavakoluk ve Korucuk köylerinde 7 Temmuz’da bafllayan ve 3 gün süren yang›nda,
iki kifli yaflam›n› yitirdi, yüzü aflk›n ev yand›,
yüzlerce kifli yan›k ve duman zehirlenmesinden dolay› yaraland› ve oldukça büyük
bir alan yang›ndan etkilendi. Toplam 4 köy
boflalt›ld›. Kavakoluk ve Delikkaya köyleri tamamen yand›.
Köylülerin sert tepkileriyle gündeme
gelen ihmalkârl›k, di¤er yang›n olan yerlerde de kendini gösterdi. Köylüler s›k s›k
tekrar ederek gündeme gelen müdahalenin yetersizli¤ini flöyle aç›klad›lar: “Bu ormanlar› flimdiye kadar biz koruduk. Yang›na 36 saat sonra acemi bir flekilde müdahale edildi. Yoksa bu yang›n bu kadar hasara neden olmazd›. Evlerimizi kurtarmak
için yapt›¤›m›z giriflimler de askerler taraf›ndan engellendi”.
(Mersin)
Zam protestolar›
devam ediyor
‹zmir
KESK ‹zmir fiubeler Platformu, kamu
emekçilerinin maafllar›na yap›lan zamm›
protesto etti. Kamu emekçileri, insanca bir
yaflam için insanca ücret talepleriyle 15
Temmuz 2008 Sal› günü saat 12.30’da Konak Sümerbank önünde bir bas›n aç›klamas› yapt› ve maafllar›na yap›lan enflasyon fark› dahil % 3.9’luk zamm› protesto etmek
için maafl bordrolar›n› yakt›.
Eskiflehir
Polisle sendikac›lar aras›nda
süren tart›flmalar›n ard›ndan
oturma eylemi gerçeklefltiren iflçiler, bir yandan da, “Bask›lar
bizi y›ld›r›maz”, “Emekçiye
de¤il çetelere barikat” sloganlar›n› hayk›rarak, polisin bu
keyfi-hukuksuz tutumunu protesto ettiler. ‹flçileri gözalt›na almakla tehdit eden polis, bir yandan da sald›r› haz›rl›¤›n› bafllat›rken, iflçiler de geri ad›m atmamakta kararl› olduklar›n› hayk›rmaya devam ettiler.
‹flçilerin bu kararl› tutumu
karfl›s›nda geri ad›m atmak zorunda kalan polis güçleri, barikat› açmak zorunda kald› ve iflçiler
grev karar›n› asmak üzere Belediye önüne yürüdü. Ancak, Bele-
“Karadeniz Toplama Kamp›...”
Tar›m iflçileri aç›s›ndan her y›l yaflanan manzaran›n benzerleri sezonun aç›lmas› ile birlikte tekrar televizyon ekranlar›na yans›maya, gazete
sayfalar›na düflmeye bafllad›. Yaflamlar›n› devam ettirebilmek için kamyon kasalar›nda yollara düflen iflçilerin sorunlar› sadece düflük ücretler,
day›bafl› bask›s›, trafik kazalar› ile s›n›rl› de¤il. Karadeniz’in baz› illerinde
oldu¤u gibi kimi yerlerde kalacak yer
s›k›nt›s› ve gittikleri yerlere al›nmama gibi sorunlarla da karfl› karfl›ya
kal›yorlar.
F›nd›k toplamak amac›yla Karadeniz Bölgesi’ne giden mevsimlik tar›m iflçisi Kürtlerin, Ordu ve Trabzon ile ilçelerine girifli yine yasakland›. Valili¤in karar›na göre, Genel
Bilgi Taramas› (GBT) taramas›n›
geçebilen ve çal›flma karnesi olan iflçiler herhangi bir yerde toplanmadan
ve kent merkezlerine girmeden do¤rudan çal›flmak üzere anlaflma yapt›¤›
ruz. Büyükflehir yüzde 8 veriyor,
biz ise son zamlar›n üzerinde bir
ücret istiyoruz. Polis önümüze barikat kurarak yürümemizi engelledi, ancak bu bizim yasal hakk›m›z.
(‹stanbul)
Önlem yok,
ihmal var!
lis ve jandarmaya bildirilerek, hakk›nda yasal ifllem yap›lmas› sa¤lanacak.
‹flçi temsilcileri bu kurumlardan alacaklar› çal›flma belgesi karfl›l›¤›nda
iflçi getirebilecekler. Gelen iflçiler de
herhangi bir yerde toplanmadan
do¤rudan çal›flmak üzere anlaflma
yapt›¤› yere gidecek. Valili¤in ald›¤›
karara göre iflçilerin kent ve ilçe
merkezlerine girmesi de yasak. ‹flçiler, daha önce topland›klar› ve konaklad›klar› Melet Irma¤› ile Organize Sanayi Bölgesi’nde de kalamayacak. Bu ›rkç› uygulamalar sadece Ordu ile s›n›rl› da de¤il. Trabzon Valili¤i
de benzer önlemler ald›. Valilik yapt›¤› aç›klamada, iflverenlerin çal›flt›rd›klar› iflçiler ile il d›fl›ndan gelen iflçilere ait kimlik bilgileri muhtarl›klar
arac›l›¤›yla en yak›n güvenlik birimlerine bildirmelerini, kimli¤i bulunmayan kiflilere ise ifl verilmemesini dayat›yor.
(H. Merkezi)
diye önünde de barikat kurarak,
iflçileri Belediye önüne yaklaflt›rmak istemeyen polis, iflçilerin
barikata yüklenmesiyle kenara
çekilmek zorunda kald›.
Grev karar›n› asma eylemi,
polisin tutumunu k›nayan ve eylemin hakl›l›¤›n› ve meflrulu¤unu
anlatan konuflmalar›n ard›ndan,
Genel-‹fl 3 Nolu fiube Baflkan›
fiahan ‹lseven’in yapt›¤› bas›n
aç›klamas› ve belediyeye girilerek, grev karar›n›n as›lmas›yla
son buldu.
Eyleme, Emekli-Sen, Limter‹fl, Harb-‹fl, Deri-‹fl, EMEP, ‹flçi
Gazetesi ve çok say›da sendika
ve kurumun yan› s›ra, ‹flçi Köylü okurlar› da kat›larak, destek
verdi.
(Kartal)
Eskiflehir Vardar ‹fl Merkezi önünde 16
Temmuz günü toplanan KESK fiubeler
Platformu üyeleri, kamu çal›flanlar›n›n
2008 y›l›n›n ikinci 6 ay› için verilen 3.9’luk
zamm›, maafl bordrolar›n› yakarak protesto etti.
fiubeler Platformu ad›na aç›klamada
bulunan SES fiube Baflkan› Bülent Naz›m
Y›lmaz, “Türkiye’deki 2 milyonu aflk›n kamu emekçisi dün sözde zaml› maafllar›n›
ald›lar. AKP hükümeti, kamu emekçilerine
y›l›n ikinci alt› ay› için enflasyon fark› dâhil
yüzde 3.9’luk zamm› uygun gördü. Bu
oran, en düflük derecedeki kamu çal›flan›n›n bordrosuna 30 YTL olarak yans›m›flt›r.
AKP hükümeti, kamu çal›flanlar›na ‘2 simit
paras›’ zam vermifltir” dedi.
(Eskiflehir’den bir ‹K okuru)
Ankara
KESK Ankara fiubeler Platformu insanca yaflayabilecekleri ücretler için 10 Temmuz 2008 tarihinde bir eylem gerçeklefltirdi. Saat 12.30’da YKM önünde toplanan
100’ü aflk›n kamu emekçisi buradan Baflbakanl›k binas›na do¤ru yürüyerek Güvenpark’›n Baflbakanl›k ç›k›nda bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. KESK pankart› arkas›nda yürüyen emekçiler ve onlara destek veren kitle örgütleri ile siyasi parti
temsilcileri sloganlarla AKP’nin politikalar›n› protesto ettiler.
E-Kart grevcileri: “‹nsan oldu¤umuzu
anlad›k!”
Bas›n-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için iflten at›lan E-Kart iflçileri,
15 Haziran’da bafllatt›klar› grevlerini kararl›l›kla sürdürüyorlar. Bu
kararl›l›k, geçti¤imiz günlerde ‹fl
Mahkemesi taraf›ndan verilen grevin yasal oldu¤u yönlü kararla birlikte, daha da pekiflmifl görünüyor.
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi’nde bulunan E-Kart Fabrikas› iflçileri, sendikalaflma çal›flmalar›n› bundan iki y›l önce bafllatm›fllar ve hemen k›sa süre sonra,
2006 y›l›nda, yeterli say› olan 64 kifliyle yetki kazanm›fllar. Daha sonraki geliflmeleri ve greve götüren süreci, grevin 33. gününde ziyarete
gitti¤imiz E-Kart iflçileriyle görüfltük.
15 kifliyi kapsayan grev dönüflümlü olarak sürdürülüyor. Bizim
ziyarete gitti¤imiz gün nöbet s›ras›
Mehmet Kibar ve ‹dris Y›ld›-
r›m’dayd›. Her iki grevci iflçi dönüflümlü olarak söz alarak, süreçlerini
aktar›yorlar bize.
Yetki al›nd›ktan sonraki süreci
flöyle aktar›yorlar: “Tam yetkiyi ald›k, patron iki gün sonra bask› uygulamaya, iflçileri sendikadan istifa
etmeye zorlamaya bafllad› ve 40 kifli bask›lar karfl›s›nda istifa etti, 24
kifli ise iflten at›ld›. Ancak 4 sendikal› iflçi daha vard› ve bunlar yeniden
örgütlenme bafllatt›.”
Bu süreçte iflten at›lanlar da
mahkemeyi kazanm›fllar ve May›s
ay›nda ise grev karar›n› asm›fllar. 15
Haziran’da grev fiili olarak bafllat›lm›fl.
Gevin kamuoyunda yank› bulmas› patronlar› rahats›z etmifl ve
bunun göstergelerinden biri de,
toplu ziyaretleri engelleme çabalar›
olmufl. Geçti¤imiz günlerde D‹SK
‹stanbul fiubeler Platformu ve daha
birçok sendika taraf›ndan gerçeklefltirilen ziyaret, daha Organize Sanayinin kap›s›nda engellenmeye çal›fl›lm›fl ve kolluk güçleri devreye sokularak, ziyaretçiler içeri sokulmak istenmemifl.
‹ki iflçinin de ilk direnifliymifl bu
grev. Bunun kendilerinde nas›l bir
etki yaratt›¤›n› soruyoruz. “Her
fleyden önce insan oldu¤umuz
anlad›k. Hak arama bilinci kazand›k” diyorlar.
(Kartal)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
DTP II. Ola¤an Kongresi gerçekleflti
Yaklafl›k iki hafta önce Diyarbak›r’da bir konferans örgütleyen Demokratik Toplum Partisi “Birlikte
Yaflam, Birlikte Çözüm” fliar›yla
20 Temmuz’da II. Ola¤an Kongresini gerçeklefltirdi. Özellikle Ahmet
Türk’ün Meclis Grup Baflkanl›¤›ndan
istifas›yla su yüzüne ç›kan, yine
Türk’ün Irak Kürdistan›’nda silahl›
mücadeleye iliflkin yapt›¤› konuflma ile
daha da belirginleflen fikir ayr›l›klar›,
söz konusu konferansa da kongreye
de damgas›n› vurdu.
Öncelikle konferansta bu fikirsel
ayr›flmalar,
birlik
mesajlar›yla
kapat›lmak istense de, ayr›flman›n,
tart›flmalar›n suni gündemden ibaret
oldu¤u söylense de parti olarak buna
bizzat neden olundu¤u da özelefltiri
olarak ifade edildi.
Konferansta öne ç›kan baz› mad-
delerin bafll›klar›n› flöyle s›ralayabiliriz:
- “Edî Bese” hamlesiyle güçlü bir
kitle hareketlili¤i yakalanm›fl, ancak
bu, somut örgütlü bir güce dönüfltürülememifltir. Önümüzdeki süreç hareketin s›k› bir örgütlü güce dönüfltürülmesi sürecidir. Nitekim ikinci
hamle çal›flmalar› sürmektedir.
- Türkiye’de geliflen siyasi krizin
yaratt›¤› bofllu¤u doldurma ba¤lam›nda DTP kendisini yeterince hissettirememifltir. Özellikle Ergenekon’la belirginleflen klikler savafl› tablosunda,
DTP’nin üçüncü yol olma misyonunu
yeteri kadar yerine getiremedi¤i kabul edildi. Yine önümüzdeki süreçte
bunun afl›lmas› gerekti¤i ifade edildi.
(Bu aç›dan bak›ld›¤›nda kimi “sol”
etiketli siyasi çevrelerin Ergenekoncular karfl›s›nda AKP’ye yedeklenme-
Geri dönüfl yok!
Bingöl’ün Genç ilçesine ba¤l› Sa¤göze köyünde geceyar›s›
helikopterlerin köyün bulundu¤u tepeyi rastgele kurflun ya¤muruna tutmas› s›ras›nda köyde bulunan bir eve havan topu isabet
etti. 1992 y›l›nda yak›l›p y›k›lan ve A‹HM’de Türkiye’nin mahkûm edilmesine neden olan Bahri Mentefl’e ait ev, yine hedef
oldu. 7 kiflinin yaflad›¤› evde tesadüfen can kayb› yaflanmad›.
Bingöl’de 1993 y›l›nda askerlerin bask›s›yla boflalt›lan Sa¤göze (Rîs) köyü sakinleri, 2000 y›l›ndan itibaren k›smi olarak
köye geri dönmeye bafllad›. Ancak bölgede çat›flmalar›n bafllamas›yla birlikte köylüler yeniden endifleli günlere döndüler. Genelkurmay Baflkanl›¤›’na ait oldu¤u belirtilen ve bölgede operasyonlarla, tacizlerle vatandafllar› rahats›z etmeyi hedefleyen eylem plan›ndaki uygulamalar› and›ran uygulamalar, özellikle Kulp,
Lice, Dicle, Hani ve Genç’te yo¤unlaflmaya bafllad›.
(H. Merkezi)
Köylülere katliam tehdidi
Türkiye Kürdistan›’nda artan operasyonlar ve çat›flmalarla birlikte askerlerin köylüler üzerindeki bask›lar› da giderek art›yor. Bahar aylar›yla birlikte J‹TEM elemanlar›n›n da aralar›nda bulundu¤u
birlikler Dicle, Kulp, Lice, Hani, Dersim bölgesinde bask›lar›n›
art›rmaya bafllad›.
Son olarak Diyarbak›r’›n Lice ilçesinde operasyona ç›kan askeri birlikler Bamitnê köyüne ba¤l› Reflan mezras›nda çobanlarla büyük bafl hayvanlar› uzun namlulu silahlarla tarad›. Olayda 2 büyük
bafl hayvan telef olurken, askerler köylülere “derhal köyü terk
edin, yoksa Atatürk zaman›n› uygular›z” diyerek fieyh Sait
döneminde uygulanan katliam› uygulayacaklar› tehdidinde bulundular. Son olaylarla birlikte artan bask› terörü ’90’l› y›llarda binlerce
köyün yak›l›p-y›k›ld›¤›, milyonlarca insan›n zorunlu göçe tabi tutuldu¤u bölgede yeniden köy yakma ve boflaltma yöntemi devreye sokulmaya çal›fl›l›yor.
(H. Merkezi)
Roj TV kapatmas›na protesto
DTP ‹zmir ‹l Örgütü Almanya’n›n Roj TV’yi yasaklamas›n› protesto
etmek amac›yla 12 Temmuz 2008 Cumartesi günü Konak Sümerbank
önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. DTP ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan
Nametullah Epözdemir Almanya’n›n hiçbir yarg› karar› olmaks›z›n
Kürtlerin tek iletiflim kayna¤› olan Roj TV’yi yasaklama karar›n›n, tamamen siyasi ve hukuk d›fl› oldu¤unu söyledi. Al›nan bu karar ile Almanya’da yaflayan Kürtlerin en temel hakk› olan, kendi kimlik ve kültürleri
ile yaflama hakk›n›n engellendi¤ini söyleyen Epözdemir, Kürt halk›na yönelik bu haks›z ve yasakç› uygulamalar›n son bulmas›n› istediklerini belirtti. DTP’liler Almanya’n›n Kürt halk›na dönük bu tutumu devam etti¤i sürece Alman ürünlerini boykot etme ça¤r›s› yapt›lar ve getirdikleri
Alman mal› olan bir televizyonu eylem alan›na b›rakt›lar. Eyleme Partizan, ESP, SDP ve ‹HD’ de destek verdi.
(‹zmir)
sine DTP cephesinden verilen yan›t
oldukça önemlidir. Hem konferansta
hem de kongrede bu iki kli¤in de devletin bir parças› oldu¤unun alt› çizilmifl, hükümetin sözde darbe karfl›tl›¤›
belirtilmifl, kontrgerillan›n bölgede
gerçeklefltirdi¤i katliamlar›n soruflturmaya konu olmamas›n›n AKP’nin gerçek yüzünü aç›k etti¤ine de¤inilmifltir.)
- Parti içinde güçlü bir teorik üretimin son süreçte geliflti¤i ancak somut politikalara dönüfltürülemedi¤i,
bunun afl›lacak baflka bir mesele oldu¤u belirtilmifltir.
- Klasik devletçi, iktidarc›, erkek
egemenli¤ine dayanan parti anlay›fl›n›n
afl›lmas›nda ciddi bir ilerlemegerçeklefltirilememifltir.
- Yerel seçim çal›flmalar› erkenden bafllat›lmal› ve bu çal›flmalar Çat›
Partisi projesiyle beraber hayata geçirilmelidir. Çat› Partisi projesine
mümkün oldu¤unca sol-demokratik
güçler dahil edilmelidir.
- Halk›n beklentilerine cevap olmamakla beraber Meclis Grubu ve
birinci-ikinci hamle çal›flmalar›m›z
harekete belli bir ivme kazand›rm›flt›r. Önümüzdeki süreçte daha güçlü
bir birlik ruhuyla hareket edilecektir.
Konferanstaki ana konu bafll›klar›n› böyle s›ralayabiliriz. Yine konferans
ve Kongre do¤al olarak Kürt ulusal
sorununu Türkiye’de di¤er sorunlar›n
kayna¤› olarak kabul eden bir anlay›fl
üzerine temellenmifltir. Bu do¤all›¤›nda böyledir ki, hareketin varl›k sebebi
budur. Ancak burada bir noktaya de¤inmekte fayda vard›r; Hat›rlanaca¤›
gibi DTP seçim sonras› verdi¤i öze-
lefltirisinde halk›n sosyal ve ekonomik
sorunlar›ndan kopuk bir siyaset hatt›
izledi¤i, bunun da beraberinde halktan uzaklaflmaya yol açt›¤› sonucuna
varm›flt›. Geldi¤imiz aflamada gerek
bu özelefltirinin bir devam› olarak, gerekse de geliflen ekonomik talepli hareketlilik DTP’nin bu yönde geliflen
kitle eylemlerine dahil olmas›n› yer
yer de bu tarz eylemler örgütlemesini getirmiflti. (Bak›n›z 2008 1 May›s’›
ve T. Kürdistan›’ndaki kurakl›k mitingleri vs.) DTP’nin bu yöne e¤ilmesi
eksiklikleriyle beraber önemlidir. Sonuç almak aç›s›ndan etkin bir güç sergilenemese de kitlelerin dikkatini ulusal sorun d›fl›ndaki di¤er sorunlara
çekmesi, bu yönde bir hareketlili¤in
nüvelerini yaratmas› önemlidir. Baflka
bir nokta da DTP gibi bir gücün bu
sorunlar karfl›s›nda yarat›lacak birlikteli¤in bir bilefleni olmas›n›n ad›mlar›
olarak okunabilmelidir.
Ancak ne var ki ne Konferans ne
de Kongre sosyal ve ekonomik sorunlara de¤inmemifl, hatta tabiri caizse halk›n bu sorunlar› DTP içi fikir çat›flmalar›n›n giderilmesine kurban gitmifltir. Oysa, devrimci ve demokrat
saflarda duran bir hareketin kendi
içinde birli¤i yakalayabilmesi halk›n
sorunlar›na yaklaflmas›yla, hatta daha
do¤ru bir ifadeyle halkla daha s›k› bütünleflebilmesiyle mümkün olabilir.
Parti içi fikir ayr›l›klar›n›n sürekli
olmas› bir yana; halk›n öz sorunlar›ndan uzaklaflan her harekette halk›n
gerçek gündemleri d›fl›nda ayr›l›klar›n geliflmesi, derinleflmesi ola¤and›r.
Hem DTP’liler de bunlar suni gündem derlerken asl›nda bu gerçe¤e
iflaret etmiyorlar m› biraz da?
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Kad›n gerillalardan
ortak eylem
Yerel
kaynaklardan edinilen
bilgilere göre
Dersim’in Çemiflgezek ilçesi Emniyet
Müdürlü¤ü’ne yönelik a¤›r silahlarla yap›lan eylemi YJA STAR ile TKPML-T‹KKO kad›n
gerillalar› üstlendi. Yine yerel kaynaklar›n verdi¤i bilgilere göre kad›n gerillalar taraf›ndan ortak örgütlenen eylemde, 3 polis ile 8 asker öldü.
HPG Bas›n ‹rtibat Merkezi taraf›ndan yap›lan aç›klamada ise flöyle denildi; “8 Temmuz günü YJA-STAR ve
TKPML-T‹KKO kad›n gerillalar› taraf›ndan Çemiflgezek ilçe
merkezinde bulunan polis kontrol kulübesi, ilçe Emniyet Müdürlü¤ü ve ilçe tabur tepesine yönelik olarak 3 koldan eylemler gerçeklefltirilmifltir.” Aç›klamada ayr›ca saat 22.40’ta polis
kontrol kulübesinin roketatarlarla vuruldu¤u kaydedilerek,
burada 2 polisin öldü¤ü birçok askerin de yaraland›¤› bildirildi.
Gerillalar›n ilçe emniyet müdürlü¤ü, emniyet lojmanlar› ve
tabur tepesini de a¤›r silahlarla atefl alt›na ald›¤›n› belirten
B‹M, çat›flmalar›n 45 dakika sürdü¤ünü ve 1 polisin öldü¤ünü,
say›s› netlefltirilemeyen birçok polisin de yaraland›¤›n› aktard›.
B‹M, yapt›¤› aç›klamada ayr›ca flehir merkezindeki eylemlere
müdahale etmek isteyen bir askeri konvoyun da kad›n gerillalar taraf›ndan pusuya düflürüldü¤ünü belirterek, 1 panzerin
büyük oranda tahrip edildi¤ini ifade etti. Panzerde bulunan 2
askerin öldü¤ünü, 3 askerin de yaraland›¤›n› duyuran B‹M, eylem sonras› Çemiflgezek ilçe merkezine girifl ç›k›fllar›n tümden
yasakland›¤›n› ve operasyon bafllat›ld›¤›n› aç›klad›. 9 Temmuz’da ise Çemiflgezek yak›nlar›nda operasyon güçlerinin konumland›¤› tepeye eylem düzenlendi¤ini bildiren B‹M, 20 dakika boyunca fliddetli çat›flmalar›n yafland›¤›n› kaydetti. B‹M,
“Çat›flman›n ard›ndan 4 düflman askeri öldürülürken, gerillalar›m›z hiçbir kay›p vermemifltir” denildi.
Engellere ra¤men “Say›n Öcalan”!
Diyarbak›r ve ‹stanbul’dan “Say›n Öcalan” ihbar kampanyas›na kitlesel kat›l›mlar sürüyor. Diyarbak›r’›n Bismil ilçesinde Savc›l›¤›n kabul etmedi¤i 300 dilekçe posta yoluyla gönderilirken, ‹stanbul’da ise kampanyaya yönelik sald›r›n›n ard›ndan
polisler hakk›nda yap›lan Kürtçe suç duyurusu
da kabul edilmedi.
“E¤er say›n olarak hitap etmek suç ise
ben de ‘Say›n Abdullah Öcalan’ diyorum ve
bu suçu iflleyip kendimi ihbar ediyorum”
kampanyas› çerçevesinde, DTP Bismil ilçe binas›nda biraraya gelen yüzlerce kifli de dilekçeleriyle
Türkçe ve Kürtçe “Say›n Öcalan” slogan›n› atarak Bismil Adliyesi’ne yürüdü. Adliye önünde DTP
Bismil ‹lçe Baflkan› Garip Kandemir’in yapt›¤› aç›klamadan sonra oluflturulan heyet taraf›ndan savc›l›¤a sunulmak istenen 300 dilekçe kabul edilmedi.
Dilekçelerin kabul edilmemesine tepki gösteren
kitle, dilekçeleri posta yoluyla Savc›l›¤a gönderdi.
‹stanbul’da da yap›lan bir eyleme yönelik sald›-
Bingöl’de
mezra bask›n›
Bingöl’ün Genç ilçesine ba¤l› Yayla (Warê Mêrg)
köyünün Eski köy (Dewa Xiraf) mezras›nda 19 Temmuz günü yaflanan sald›r›da 4 kifli yaflam›n› yitirirken
2’si a¤›r 7 kiflide yaraland›. Akflam saatlerin de mezraya yap›lan bask›nla sald›r›ya u¤rayan köylüler kurflun ya¤muruna tutuldular. Kurflunlara hedef olan
fiefik Ak, Aziz Ak, Hamit Ak ve F›rat Bayram
olay yerinde hayat›n› kaybetti.
Gazete ve televizyonlara “PKK Genç ilçesinde
mezraya bask›n düzenledi” fleklinde yans›t›lan haber aradan birkaç gün geçtikten sonra “köylüler
aras›nda ki toprak sorunu” olarak olarak verildi.
r›n›n ard›ndan polisler hakk›nda DTP Fatih ‹lçe
Baflkan› Mehdi Tanr›kulu’nun Kürtçe yapt›¤› suç
duyurusunu ‹stanbul Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›,
“Kürtçe resmi dil olmad›¤›” gerekçesiyle kabul etmedi.
“Say›n Öcalan” dilekçeleri ‹zmir’de de verildi
söyledi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan Konak Postanesi’ne kadar yürüyen kitle burada haz›rlad›klar› dilekçeleri Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na gönderdi.
Kürtlere Nazi yöntemi
ile sald›r›
DTP, MKM ‹zmir fiubesi, Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi, SDP, ESP, EMEP ve ‹HD gibi çeflitli kurum ve partilerin temsilcileri “Say›n Öcalan” diyerek kendilerini ihbar ettiler. Kurum temsilcileri
ve üyeleri “Abdullah Öcalan’a ‘Say›n Öcalan’ diye
hitap etmek suç ise ben de bu suçu iflliyorum ve
kendimi ihbar ediyorum” yaz›l› dilekçeleri, yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na göndererek kendilerini ihbar ettiler.
15 Temmuz Sal› günü saat 13:30’da Konak
Sümerbank önünde biraraya gelen kitle ad›na konuflmay› DTP ‹zmir ‹l Baflkan› Nametullah Epözdemir yapt›. Kürtlerin
yarg› k›skac›nca oldu¤unu belirten Epözdemir,
Abdullah Öcalan’a “Say›n” olarak hitap edilmesine karfl› yap›lanlar›n tahammülsüzlük oldu¤unu, bugüne kadar
birçok kiflinin bu yüzden ceza ald›¤›n›, e¤er
bu suç ise “Say›n Abdullah Öcalan” diyerek
bu suçu iflledi¤ini ve
kendisini ihbar etti¤ini
Son dönemlerde artan bask› ve terör furyas› Kürt iflçilere yönelik olarak devam ediyor.
Sakarya’da Ahmet Kaya tiflörtü giydi¤i gerekçesiyle iki Kürt iflçinin sokak ortas›nda linç
edilmek istenmesinin ve Silivri’de Kürtçe konuflan inflaat iflçilerine polis daya¤›n›n ard›ndan
bu kez ‹stanbul’da Toplu Konut ‹daresi’nin
(TOK‹) ‹kitelli’de yapt›rd›¤› inflaatta çal›flan K›rflehirli iflçiler, ayn› yerde çal›flan Kürt iflçilere
sald›rd›. Olay yerine gelen polislerin ise, sald›r›da bulunan iflçileri gözalt›na almak yerine, polis arabas›n› Kürt iflçilerin üzerine sürdü. Çevik
Kuvvet ekipleri de Kürt iflçilere coplarla sald›rd›. Sald›r› s›ras›nda üzerine ya¤ varilinin düflmesi nedeniyle omurga kemi¤i k›r›lan Sevinç Sever (23), Siirt’ten Aral›k ay›nda gelmifl ve akrabalar›yla birlikte Kuzu ‹nflaat’ta çal›flmaya bafllam›flt›. Sald›r›ya u¤rayan iflçiler Kürt olduklar›
için bu sald›r›lara maruz kald›klar›n› aç›klad›lar.
Olay yerine giden DTP yöneticisi Salih Baykal ise, polisin görevinin, Kürt iflçilere varili
atanlar hakk›nda yasal ifllem yapmak oldu¤unu
ifade ederek, “oysa polis burada tam tersini yaparak Kürt iflçileri provoke etmeye çal›flm›flt›r”
dedi. (H. Merkezi)
Hastaneye kald›r›lan yaral›lar›n dile getirdikleri
ise televizyon ve gazetelerin iddia etti¤i gibi bir arazi kavgas› olmad›¤›n› ortaya koyuyor. Sald›r›dan yaral› kurtulan Hakim Ak, olay›n bir arazi kavgas› olmad›¤›n›, kimse ile böyle bir sorunlar› bulunmad›¤›n›, mezra taran›rken karakola 3 defa haber verdiklerini, karakolun çok yak›n olmas›na ra¤men kimsenin gelmedi¤ini dile getirdi.
Mezrada av tüfe¤i kullan›ld›¤›nda helikopterlerle askerlerin geldi¤ini ifade eden Hakim Ak, mezran›n yar›m saat boyunca tarand›¤›n› buna ra¤men askerin gelmemsinin dikkat çekici oldu¤unu söyledi.
Öte yandan Genç Devlet Hastanesi önünde bir
aç›klama yapan Bingöl Valisi ‹rfan Balkanl›o¤lu olay›n iki aile aras›ndaki arazi kavgas›ndan ç›kt›¤›n› söyledi. Daha önce de birçok defa tan›k oldu¤umuz bu
tablo bölgede faaliyet sürdüren J‹TEM gerçekli¤ini
gündeme getiriyor. Olay›n hemen ard›ndan sald›r›n›n PKK’ye mal edilmesi, ard›ndan arazi kavgas› ola-
rak üstünün kapat›lmaya çal›fl›lmas› köylülerin J‹TEM taraf›ndan kurflunlanm›fl olabilece¤i kuflkusunu
güçlendiriyor. Hat›rlanaca¤› üzere k›sa bir süre önce bir minibüs J‹TEM taraf›ndan taraf›ndan taranm›fl
ve birçok insan hayat›n› kaybetmiflti. Sald›r›n›n PKK
taraf›ndan gerçeklefltirildi¤i iddia edilmiflti. Konuya
iliflkin Meclis araflt›rma komisyonu kurulmufl ve komisyon yapt›¤› araflt›rma sonucunda olay›n J‹TEM
taraf›ndan gerçeklefltirildi¤ini a盤a ç›kmas›na ra¤men bunu ret ederek sald›r›y› PKK’nin yapt›¤›n› ileri sürmüfltü.
Bölgede yürütülen gerilla savafl› karfl›s›nda çaresiz kalan devlet J‹TEM gibi Kontr-gerilla örgütlenmeleri ile terör estirmektedir. Köyleri basarak halk› katleden minibüsleri kurflunlayan köyleri yakan
ve daha birçok insan haklar› ihlalinin alt›na imza
atan J‹TEM son operasyonlarda genifl kamuoyuna
yans›d›¤› gibi bizzat devlet taraf›ndan kurulmufltur.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 7
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Halkın gündemi
Hapishanelerde aflç› yok, doktor yok, su yok, yatak yok!
apishanelerde her gün yeni bir
uygulaman›n alt›na imza atan
devlet yetkilileri ayn› zamanda trajikomik aç›klamalar da yaparak kendilerini komik duruma düflürüyorlar.
Aflç›, doktor ve yatacak yerin
bulunmad›¤› Bingöl M Tipi Hapishanesi ile ilgili DTP Diyarbak›r Milletvekili Selahattin Demirtafl taraf›ndan
verilen soru önergesini cevapland›ran Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin
de bunlardan biri. fiahin; “Yemekleri
tutuklular yap›yor, ama vitaminlidir,
hastaneden belli günlerde doktor
geliyor ama s›k›nt›m›z yok” diyerek
devletin bak›fl aç›s›n› ortaya serdi.
Yine Çanakkale Bayramiç K Tipi
Hapishanesi’nde kalan tutsaklara günde
2 ö¤ün yemek verildi¤i, tutsaklar›n bu
durumu müfettifllere bildirdiklerinde
“devlet bu kadar vermeyi uygun
görmüfl, siz de idare edin” fleklinde
ilginç ö¤ütler ald›klar› ö¤renildi.
H
SORUN DA YOK!
Tutsaklar›n sa¤l›k
durumlar›na karfl›
duyarl›l›k ça¤r›s›
‹HD ‹stanbul fiubesi, TUAD ve
TUYAB 16 Temmuz günü bir aç›k-
lama yaparak hapishanelerdeki sa¤l›ks›z yaflam koflullar›na dikkat çekti ve
hasta tutsaklar›n tedavilerinin sa¤lanmas›, hapishanede yaflamlar›n› sürdüremeyecek duruma gelenlerin ise
tahliye edilmesi için gerekli giriflimlerde bulunulmas›n› talep etti.
Toplant›ya kat›lan kurumlar ad›na aç›klama yapan Özgür Ertürk,
hapishanelerdeki sa¤l›k koflullar›n›n
yaflam hakk›n› ihlal etme noktas›na
geldi¤ini, ancak devletin hiçbir ad›m
atmad›¤›n› belirtti. Hapishanede tutulmamas› gerekti¤i yönünde doktor
raporlar› olup da Adalet Bakanl›¤›
taraf›ndan ›srarla tahliye edilmeyen
çok say›da tutsa¤›n bulundu¤una
dikkat çeken Ertük, “En kutsal hak
olan yaflam hakk›n›n önceli¤i
görmezden gelinerek yaflamlar› tehlikeye at›lmaktad›r” dedi.
Abdullah Öcalan’›n 1999 y›l›ndan bu yana “askeri yasak bölge”
kapsam›nda tutulan bir adada, tek
kiflilik bir hapishanede a¤›r tecrit
koflullar›nda yaflamak zorunda b›rak›ld›¤›n› hat›rlatan Ertürk, “buna
ba¤l› olarak kronik anjin, faranjit, sinüzit, geceleri uyuyamama flikâyetle-
ri bulunmaktad›r. Yine saç örneklerinde rastlanan krom ve stronyum
maddeleri yaflam›na iliflkin ciddi flüpheler uyand›rmaktad›r” dedi.
Erol Zavar’›n mesane kanseri oldu¤unu da dile getiren Ertürk, “bugüne
kadar 30’a yak›n ameliyat geçirdi. Hapishane koflullar›nda hastal›¤› ölümcül
boyuta gelmesine ra¤men tahliye edilmiyor, halen Sincan F Tipi Hapishanesi’nde bulunuyor” diye konufltu.
‹leri derecede flizofren olan Mesut Deniz’in de F tipi hapishanede
tutulmamas› gerekti¤i yönünde doktor raporu olmas›na ra¤men halen
Sincan F tipi Hapishanesi’nde tutuldu¤una dikkat çeken Ertük, “üstelik
tek kiflilik hücrede tutuluyor” dedi.
Ertürk, ayr›ca ileri derecede Hepatit B hastas› olan Yaflar ‹nce’nin
de Sincan F Tipi Hapishanesi’nde tutuldu¤unu belirtti.
Hükümlü Mehmet Ali Çelebi’nin Bolu F Tipi Hapishanesi’nde tu-
Tutsak yak›nlar›na arama ad› alt›nda iflkence
“Cezaevlerinde kad›nlara yönelik yap›lan ayr›mc› uygulamalar›n yan›nda, duruflmalara götürülürken çift kelepçe uygulamas›,
nakiller s›ras›nda yaflanan hak ihlalleri, süngerli oda uygulamalar›n› bunun yan›nda sayabiliriz.”
apishaneler sadece tutsaklar
için de¤il, tutsak yak›nlar› için
de iflkencehane durumunda. ‹zmir
Tire B Tipi Kapal› Hapishanesi’nde yaflanan arama iflkencesinin
ard›ndan K›r›klar F Tipi Hapishanesi’nde de benzer bir olay yafland›.
Hat›rlanaca¤› üzere ‹zmir Tire B
Tipi Kapal› Hapishanesi’ndeki Mehmet Deste’yi ziyarete giden k›z›
Derya Deste’nin ç›r›lç›plak soyularak, genital bölgesi bile aranm›flt›.
Konuyla ilgili ‹C‹’ye bir mektup yazan Mehmet Deste olay›, “4 Temmuz 2008 tarihinde k›z›m ziyaretime geldi. Nizamiye kap›s›nda bayan
polis memurunun, arama ad› alt›nda
yapt›¤› uygulamay› anlat›nca dehflete
H
“Erol Zavar
serbest b›rak›ls›n!”
rol Zavara Yaflama Hakk› Koordinasyonu” gerçeklefltirdi¤i
bir eylem ile mesane kanseri olan
Erol Zavar’›n serbest b›rak›lmas›n›
istedi.
13 Temmuz Pazar günü Galatasaray Meydan›nda bir araya gelen kitle
“Tecrite son, tutsaklara özgürlük” yaz›l› bir pankart açt›. “Hasta
tutsaklar serbest b›rak›ls›n”,
“‹çerde d›flar›da hücreleri parçala” sloganlar›n› atan kitle hapishanelerde tutuklu bulunan hasta tutsaklar›n isimlerini okudu. Hasta tutsaklar›n
isimlerinin yaz›l› oldu¤u tiflörtler giyen
kitlenin coflkusu dikkat çekti. Eylemde yap›lan bas›n aç›klamas›nda Ergenekon Operasyonu kapsam›nda gözalt›na al›narak tutuklanan Kuddisi
Okk›r’›n kanser hastal›¤› nedeni ile
serbest b›rak›lmas›na de¤inilerek
Kuddisi Okk›r’dan daha onlarca tutsa¤›n hapishanelerde tutuldu¤una dikkat
çekildi. Eylem sloganlarla sona erdi.
(‹stanbul)
“E
Tekirda¤ 1 No’lu
F Tipi’nde
2 Temmuz
anmas›
ekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan tutsak Partizanlar, yapt›klar› bir etkinlikle 2
Temmuz’u and›klar›n› duyurdular.
Tutsak Partizanlar yazd›klar›
mektupta “etkinli¤imiz hapishanedeki tüm bloklarda gerçekleflti. Alk›fllarla bafllayarak, baflta katliamda flehit düflenler olmak üzere tüm devrim flehitleri için sayg› durufluna ça¤›ran metnin okunmas›n›n ard›ndan
türkü ve marfllarla etkinlik sona erdi” dediler.
T
kap›ld›m. Bayan polis memuru s›rayla kad›nlar› bir odaya al›yor. ‹ç çamafl›rlar da dahil olmak üzere tüm
giysiler ç›kar›l›yor. Giysilerin ç›kar›lmas› yeterli görülmedi¤i için, cinsel
organlara bak›l›yor ve çömelip kalkmalar› söyleniyor. Bir kad›n›n aranmas› tam yar›m saat sürüyor. Bu uygulamaya sadece k›z›m de¤il, di¤er
mahkumlar›n eflleri ve 60-70 yafllar›ndaki anneler de maruz kal›yor”
fleklinde anlatm›flt›.
Bu insanl›k d›fl› uygulamaya flimdi Buca K›r›klar F Tipi Hapishanesi eklendi.
Burada tutuklu bulunan Zana
Yatk›n’›n teyzesi Nispet Üzri ziyarete gitti¤i görevliler taraf›ndan
onur k›r›c› bir aramadan geçirildiklerini, kad›nlar›n regl döneminde olmas›na ra¤men üst aramas› ad› alt›nda iç çamafl›rlar›na kadar soyularak,
pedlerinin bile arand›¤›n› belirtti.
Kad›n ziyaretçilere yönelik böyle bir
uygulaman›n yap›lmas›n›n psikolojik
olarak kendisini rahats›z etti¤ini ve
kendini afla¤›lanm›fl hissetti¤ini dile
getiren Üzri, flunlar› kaydetti: “ Geçen hafta ziyarete gitti¤imde üzerimdeki elbiseleri yukar›ya s›y›r›p iç
çamafl›rlar›m›za kadar arad›lar. Çok
utanç verici bir durum. Cezaevi ç›k›fl›nda di¤er tutuklu yak›nlar› ile konufltum, baflka bir kad›n da regl oldu¤unu söyledi¤i halde pedini bile
ç›kararak kontrol edildi¤ini söyledi.
“‹nce arama için
hakim izni gerekiyor”
Yaflananlar› gündemine alan
ÇHD ‹zmir fiubesi Cinsiyetçili¤e
Karfl› Kad›n Çal›flma Gurubu’ndan
Av. Züleyha K›l›ç, kiflinin cinsel bütünlü¤üne yönelik arama yapma hakk›n› hiçbir görevlinin hiçbir kanun
maddesine s›¤d›ramayaca¤›n› belirterek, “ince arama”n›n ancak flüphe
üzerine ve hakim izniyle yap›labilece¤ini, bunun için de x-›fl›n› cihaz› ya
da detektör gibi teknolojilerden yararlan›lmas› gerekti¤ini söyledi.
ÇHD ‹zmir fiube Sekreteri Nazan Sakall› da, güvenlik gerekçesiyle kifli haklar›n›n hiçe say›ld›¤›na
dikkat çekerek, tutsak yak›nlar›n›n
cezaland›r›ld›¤›n› belirtti. Devletin
güvenli¤i gerekçe yap›larak ço¤u
zaman kifli hak ve özgürlüklerinin
hiçe say›ld›¤›na dikkat çeken Sakall›, “cezaevlerinde kad›nlara yönelik
yap›lan bu ayr›mc› uygulamalar›n
yan›nda, duruflmalara götürülürken
çift kelepçe uygulamas›n›, nakiller
s›ras›nda yaflanan hak ihlallerini,
süngerli oda uygulamalar›n› bunun
yan›nda sayabiliriz. Cezaevinde tutuklu ve hükümlüyseniz ya da bir
yak›n›n›z cezaevindeyse yetkililer
size bu flekilde davranma hakk›n›
kendinde görüyor” diye konufltu.
(H. Merkezi)
19 Aral›k katliam›
asla zamanafl›m›na u¤rayamayacak!
19-22 Aral›k 2000 tarihinde
hapishanelerde 28 devrimci tutsa¤›n flehit düfltü¤ü “Hayata Dönüfl” operasyonlar›yla ilgili davan›n “zaman afl›m›” gerekçesiyle
düflürülmesinin ard›ndan Bayrampafla Hapishanesi’ndeki 167 tutsak
hakk›nda 7 y›ld›r devam eden ve
bugüne kadar 25 hakimin de¤iflti¤i
davan›n son duruflmas›nda, jandarma mahkeme heyetine müdahale
etti, savc› san›k avukatlar›na “sesinizi kesin, susun lan” diyerek
hakaret etti ve savc›n›n
talebi üzerine polis
mahkeme salonuna girdi. Ayr›ca avukatlar›n
tüm müdahalelerine
ra¤men yaflananlar zapta geçirilmedi.
167 tutsak hakk›nda “Cezaevine karfl›
silahl› ve toplu isyan etmek” iddias›yla
aç›lan davan›n duruflmas›nda san›klardan Kenan Günyel, “katliamc›lar›n ifadeleri al›nmadan dava
zaman afl›m›ndan düflürüldü. Katliam›n as›l sorumlular› cezas›z b›rak›ld›” dedi. Di¤er tutuklu san›k
Serdar Karaçelik ise, “zaman
afl›m›na düfltü¤ü için bu dava
utanç davas›d›r. Bizim davam›z›n
da zaman afl›m›na u¤ramas›n› istemiyoruz, maddi gerçeklerin a盤a
ç›kmas›n› istiyoruz” fleklinde konufltu.
San›k avukatlar›ndan Oya
Arslan, taleplerinin sürekli karar
alt›na al›nd›¤›na ancak mahkeme
baflkan›n›n sürekli de¤iflmesi nedeniyle taleplerinin yerine getirilmedi¤ine dikkat çekerek, “kararlar›n yerine getirilmemesi
suçtur” dedi.
Duruflma s›ras›nda salonda
bulunan tutsaklar› mahkemeye
getiren jandarma, san›k avukatlar›n›n müvekkilleri ile duruflma esnas›nda konufltuklar›n› iddia ederek, mahkeme heyetinin avukatlara müdahale etmesini istedi. Jandarman›n san›k avukatlar›na sert
ç›k›fl›na ve müdahalesine mahkeme heyeti sessiz kald›. Yetkinin
mahkemede oldu¤unu ve hakimin
jandarmaya sessiz kalmas›n› söy-
maya kal›nan yerden devam edildi. San›k avukatlar›ndan Ball›kaya,
7 y›ld›r süren dava hakk›nda beyanlarda bulunarak, “gerçek deliller, devletin elindedir. Bu delillerin tamam› toplan›rsa dava ayd›nl›¤a kavuflabilir” fleklinde konufltu.
Ard›ndan mahkeme ara karar
verdi. Ara karar›n ard›ndan iddia
makam›, iddianameye konu olan
silahlar›n kim taraf›ndan kullan›ld›¤›n›n tespit edilememesi durumunda suçun 304/1,2 maddeleri
gere¤ince zaman afl›m› yönünden
incelenmeye al›nmas›n› talep etti.
Talep üzerine söz alan san›k avukat› Ömer Kavili, iddianamenin
özensiz haz›rland›¤›n› belirterek,
iddianameyi haz›rlayan savc›n›n
meslek etik kurallar›n› çi¤neyerek
görevini kötüye kulland›¤›n› belirtti. Kavil, müvekkilleri hakk›nda
beraat karar› verilmesini talep
ederek, mütalaaya kat›lmad›¤›n›
belirtti. Mahkeme Baflkan›, davay›
28 Nisan 2009 tarihine erteledi.
Hat›rlanaca¤› gibi 12 tutsa¤›n
katledildi¤i, 55’inin de yaraland›¤›
operasyonda, jandarma hakk›nda
“Görevi kötüye kullanma” suçlamas› ile aç›lan dava zaman afl›m›na u¤rad›¤› gerekçesiyle düflürülmüfltü. Bu durumu k›namak için
birçok demokratik kitle örgütü
geçti¤imiz haftalarda aç›klamalar
yaparak 19 Aral›k katliam›n›n belleklerimizde asla zaman afl›m›na
u¤ramayaca¤›n›n alt›n› çizmiflti.
‹zmir
lemesini isteyen san›k avukatlar›na tepki gösteren Savc› Demir,
bulundu¤u kürsüden aya¤a kalkarak san›k avukatlar›na, “kes sesini ulan!” fleklinde ba¤›rarak, polisleri duruflma salonuna ça¤›rd›.
Demir ayr›ca, Mahkeme Baflkan›
Ali Belen’e, san›k avukatlar›n›
göstererek, “d›flar› at›n bunlar›” diye ba¤›rd›. Mahkeme Baflkan› ise bu duruma da sessiz kald›.
San›k avukatlar›ndan Several
Ball›kaya, savc›n›n meslektafllar›na “ulan” demesinin, askerlerin
mahkemeye müdahale etmesinin
ve polisin duruflma salonuna davet edilmesinin zapta geçirilmesini istedi. Ancak yaflananlar zapta
geçirilmedi.
Tart›flmalar›n ard›ndan durufl-
‹HD ‹zmir fiubesi ve TAYDDER, 19 Aral›k katliam›ndan sonra 1.460 kamu görevlisinin “görevi kötüye kullanma” ve “kötü muamele yapma” suçu ile yarg›land›klar› davan›n zaman afl›m›ndan dolay› düflürülmesini protesto etti.
12 Temmuz Cumartesi günü
Konak Sümerbank önünde biraraya gelen kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Alp Ayan okudu. Ayan verilen bu “zaman afl›m›” karar›n›n,
Türkiye hapishanelerinde çeflitli
dönemlerde denenen ve hala yaflanan tecrit ve izolasyon politikalar›n›n parças› olarak yaflama geçirildi¤ini ve bu karar›n bir devlet
politikas› olarak belirlendi¤inin de
belgesi oldu¤unu söyledi. 19 Aral›k’ta tüm toplumun gözünün içine
bakarak gerçeklefltirilen bu katli-
am›n asla belleklerde “zaman afl›m›”na u¤ramayaca¤›n› söyleyen
Ayan, bu karar›n katliamc›lar› aklayamayaca¤›n› da belirtti. “19 Aral›k katliam› belleklerimizde
asla ‘zaman afl›m›’na u¤ramayacakt›r, unutmad›k, unutturmayaca¤›z” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde s›k s›k “‹nsanl›k
onuru iflkenceyi yenecek”,
“Zindanlar y›k›ls›n, tutsaklara
özgürlük” sloganlar› at›ld›.
(‹zmir)
tuldu¤unu dile getiren Ertürk, “Uzun
y›llard›r cezaevinde. fiu an Wernicke
Korsakoff ve flizofren hastal›klar› var.
Kendi ihtiyaçlar›n› bile karfl›layamayacak durumda. Tahliye edilmesi gerekti¤i halde bu yönlü talebinin içinde bulundu¤u dosyas› sürüncemeye b›rak›lm›fl, aylard›r kendisine ve ailesine konu ile ilgili herhangi bir yan›t verilmiyor” fleklinde konufltu. Ertürk, Wernicke Korsakoff hastas› Hatice Bolat’›n Gebze M Tipi Hapishanesi’nde,
ileri derecede kanser hastas› ‹nayet
Mete’nin de Siirt E Tipi Hapishanesi’nde tutuldu¤unu belirtti.
Ertürk ayr›ca, hapishanelerdeki
sa¤l›k koflullar›n›n düzeltilmesi ve
sa¤l›k durumu hapishanede kalmaya
elveriflli olmayan tutsaklar›n tahliye
edilmesi talebi ile Adalet Bakanl›¤›,
Ceza ve Tevkif Evleri Müdürlü¤ü ve
TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu’na
mektup göndereceklerini söyledi.
(‹stanbul)
A‹HM’in
Ali Gülmez Karar›
Mart 2000’den beri TKP/ML T‹KKO davas›ndan tutsak bulunan Ali
Gülmez’in, avukat› Gül Altay arac›l›¤›yla A‹HM’ne yapm›fl oldu¤u baflvuru
karara ba¤land›. Bilindi¤i üzere 19 Aral›k 2000 hapishaneler katliam› sonras›nda siyasi tutsaklar F tipi hapishanelere
nakledilerek a¤›r tecrit ve tretman alt›na al›nm›fllard›.19 Aral›k’la hapishanelerdeki hak gasplar› artarak ço¤alm›fl
bulunmaktad›r.
Ali Gülmez 24 Aral›k 2000’de F tiplerini ve katliam› protesto etmek için
hücresindeki havaland›rma tertibat›n›
k›rmak ve daha sonraki süreçte avukat
görüflü sonras› ayakkab› ç›kartma dayatmas›na direnmek ve çeflitli zamanlarda slogan atmak nedeniyle farkl› farkl›
zamanlarda yaklafl›k bir y›l görüfl yasa¤›
alm›flt›. Konuyla ilgili uluslararas› mevzuatlarda flunlar ifade edilmektedir:
“1. Herkes özel hayat›na, aile hayat›na, konutuna ve haberleflmesine sayg›
gösterilmesi hakk›na sahiptir.
2. Bu hakk›n kullan›lmas›na bir kamu
otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal
güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refah›, dirlik ve düzenin korunmas›, suç ifllenmesinin önlenmesi, sa¤l›¤›n veya ahlak›n veya baflkalar›n›n hak
ve özgürlüklerinin korunmas› için, demokratik bir toplumda zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüfl olmak kofluluyla söz konusu olabilir.”
Bu iki maddeyi göz önünde bulunduran A‹HM, baflvurucu Ali Gülmez lehine karar vermifltir. Bir y›ll›k görüfl yasa¤›n›n, farkl› eylemlere iliflkin olsa da
bir bütün olarak ele al›nmas› gerekti¤ini
vurgulam›flt›r.
‹kinci olarak; disiplin soruflturmas›nda karar verilirken gerek ‹nfaz Hâkimli¤i’nin gerekse de itiraza bakan A¤›r Ceza Mahkemesinin, karar› dosya üzerinden vermesinin savunma hakk›n› ihlal
etti¤i sonucuna var›ld›. Türkiye’de hapishanelerdeki uygulamalar›, sistemik
yap›daki bozuklu¤a yoran mahkeme
karar›nda flöyle demektedir:
“Tespit edilen sistemik duruma binaen Mahkeme, mevcut karar›n infaz›nda, Sözleflme’nin 6. maddesinde belirtilen garantilerle ba¤lant›l› olarak adil yarg›lanma hakk›n›n etkili bir flekilde korunmas›n› güvence alt›na almak için,
ulusal bazda genel önlemler al›nmas›n›n
arzu edilir oldu¤u görüflündedir. Bu
ba¤lamda sorumlu devlet, mevzuat›n›
Avrupa Cezaevi Kurallar› madde
57/2(b) ve 59 (c)’deki ilkelerle uyumlu
hale getirmelidir.”
Devamla, mahkeme baflvurucu için
1000 Euro manevi tazminat, 1500 Euro
da masraflar›n devlet taraf›ndan karfl›lanmas›na hükmetmifltir. Kararda ayr›ca
mahkemenin F Tipi hapishaneleri uygun
görmesi ve bunlar› sistemik yap›daki bozuklu¤a ba¤lamas› mahkemenin durdu¤u
yerle alakal› olsa da verilen karar önemlidir ve gelifltirilmeye aç›kt›r. Zira Sincan
F Tipi Hapishanesinde yaflanan bu hak ihlali çeflitli flekillerde tüm F tipi hapishanelerde mevcuttur.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 8
Gerilladan...
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
TKP/ML T‹KKO gerillalar›yla söylefli...
Atefl k›v›lc›mdan ç›kar... -2ATEfi KIVILCIMDAN ÇIKAR...-2Aç›klama; Elimize e-posta kanal›yla gelen yaz›y› güncelli¤inden ve haber
de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› yaz› dizisi halinde yay›ml›yoruz.
Ana birlikle karfl›laflma…
Bir günlük zorlu bir yürüyüflten sonra
Komutan, Ana Birli¤in bulundu¤u alana geldi¤imizi bildiriyor. Hemen iki gerilla Ana
Birlikle irtibat kurmak için yan›m›zdan ayr›l›yor. Gerillan›n gizlili¤e verdi¤i önem çok
büyük. Burada illegalite kurallar› en üst
seviyede hayata geçiriliyor. Bu, gerillada
olmazsa olmaz bir olgu. Geldi¤imiz yol
güzergah› bizler taraf›ndan bilinip deflifre
olmas›n diye yoldafllar ellerinden geleni yap›yorlar. Her fley tam bir gizlilik içinde ele
al›n›yor. Bir süre sonra giden gerillalar, birlikle irtibat kurmufl olarak geri dönüyorlar
ve onlar›n da bizi bekledi¤ini ifade ediyorlar. Hemen yola koyuluyoruz ve Ana Birli¤e ulaflana kadar mola vermeden yürüyoruz. Ana Birli¤e ulaflt›¤›m›zda flafak sökmek
üzere. Bizim geldi¤imizi ö¤renen baz› gerillalar uyanm›fl ve bizi bekliyor. Onlarla kucaklafl›p hal hat›r soruyoruz. Tüm gerillalar
tek tek yolculu¤umuzun nas›l geçti¤ini soruyorlar. Sonra uykudan uyanan di¤er gerillalar ile kucaklafl›p hal hat›r soruyoruz.
Tüm gerilla bilefleni peflpefle bizi soru ya¤muruna tutuyor. Kimisi yay›nlar›n son ç›kan say›lar›n› sorarken kimisi de di¤er faaliyet alanlar›ndaki duruma dair sorular soruyor. Yan›m›zda getirdi¤imiz yay›nlar› onlara
veriyoruz. Hemen büyük bir ilgiyle okumaya bafll›yorlar. Bu arada birli¤in Siyasi Komiseri de gerillalarla sohbetimize kat›l›yor. Biz sohbet ederken Siyasi Komiser
yorgun olabilece¤imizi de düflünerek sohbete ara vermemizi ve dinlenebilece¤imizi
söylüyor. O kadar yorgunluktan sonra geri
çevirecek durumda olmad›¤›m›z bu teklife
hemen evet diyoruz.
2007-2008 TKP/ML T‹KKO
Geçici K›fl Üssü
Bar›nakta tüm gerilla bilefleni canl› bir
flekilde son haz›rl›klar› tamamlamaya çal›fl›yor, her fley son bir kez daha gözden geçiriliyor. Yaklafl›k bir hafta süren bu haz›rl›klar bitti¤inde art›k gerilla tümüyle yer alt›na çekilmifl bulunuyor. Ard›ndan Bölge
Parti Komitesi komün, sa¤l›k, teknik, kültür, kütüphane-k›rtasiye gibi komisyonlar›
örgütlemek ve k›fl üslenim bar›na¤›n›n ad›n›
belirlemek için tüm bileflenin kat›ld›¤› ve
önerilerinin al›nd›¤› bir toplant› düzenliyor.
Gerillalar bu tür toplant›lar›n demokrasinin
bir gere¤i ve örne¤i oldu¤unu belirtiyor. Siyasi Komiser bu konuda bize “gerillada
merkezi yan esast›r, ama bunu dogmatik ve mekanik olarak ele alm›yoruz. Biz her fleyden önce Komünist
Parti önderli¤inde savaflan bir gücüz.
Koflulunu yaratt›¤›m›z her yerde demokrasiyi de en ince ayr›nt›s›na kadar iflletiriz” diyor.
Gerillalar kendilerini uygun gördükleri
komisyonlara öneriyorlar. Kimileri de bir
baflka gerillay› öneriyor. Öneriler tüm ayr›nt›lar›yla al›nd›ktan sonra s›ra Geçici K›fl
Üssü’nün ad›n›n belirlenmesine geliyor. En
zor olan› da bu. Gerillalar flehitlerin isimlerini söylüyorlar ve neden o flehit ad›yla
an›lmas›n› istediklerini aç›kl›yorlar. En çok
Dilek Polat ve Mehtap Kara yoldafllar›n
ismi telaffuz ediliyor. Devrim yolunun meflalelerinin adlar› yo¤un bir duygu anaforu
içinde an›l›yor. Toplant› bitti¤inde bar›nak
ismi “TKP/ML T‹KKO-2007-2008 Dilek Polat-Mehtap Kara Geçici K›fl Üssü Alan›” olarak belirleniyor. Ve hemen
pankart yap›m haz›rl›klar›na girifliliyor. Bölge Parti Komitesi toplant›da al›nan önerileri de¤erlendirmek ve tüm k›fl süreci boyunca verilecek e¤itimin muhtevas›n› belirlemek için toplant› yap›yor. Toplant› bitti¤inde görev da¤›l›m› yap›lm›fl, komisyonlar örgütlenmifl oluyor. Siyasi Komiser, bileflene
kimin hangi görevi ald›¤›n› belirtirken, gerillalar da birbirilerine tak›l›yor. Siyasi Komiser ayr›ca e¤itim tasla¤›n› bileflene sunuyor.
Ve önerileri almaya çal›fl›yor. Bu önerilerden sonra teorik-pratik, politik-askeri e¤itim program›na son flekli veriliyor.
Bundan sonras› komutanl›k ve komite
kademesi örgütlenen komisyonlar›n toplant›lar›yla geçiyor. Her komisyon yapt›¤›
toplant›dan sonra belirledi¤i kural ve anlay›fllar› yaz›l› hale getirerek panoya as›yor.
Komün, sa¤l›k, nöbet komisyonlar› bu konulardaki anlay›fl ve kurallar› tüm birli¤e sunumlarla aktar›yor.
Her gerilla e¤itim program›nda görev
al›yor. Yani herkes hem ö¤renci hem de
ö¤retmen oluyor. Gerillan›n e¤itimindeki
temel konular 8. Konferans kararlar›, devlet, kitleler, Komünist Parti tarihleri, ‹brahim Kaypakkaya’n›n görüflleri, kad›n sorunu vb. oldukça genifl kapsaml› bir e¤itim
program› haz›rlanm›fl. Yine askeri e¤itim
çerçevesinde gerilla savafl›, düflman› tan›ma
ve hareket tarz›, sabotaj, bask›n, pusu, silah
ve patlay›c› e¤itimi gibi oldukça can al›c› konular da plan dahilinde. E¤itimlere bafllama
tarihi de saptand›ktan sonra gerillalar har›l
har›l e¤itim haz›rl›¤›na bafll›yorlar. Biz de
yapaca¤›m›z röportaj›n çerçevesini belirlemek için haz›rl›k yap›yoruz.
Tüm bunlar olurken Kültür Komisyonu
her gerillan›n düflüncelerini aktaraca¤›, günün anlam ve önemini belirten yaz›lar›n yaz›labilece¤i bir pano haz›rl›yor. Panoya
“Özgür Pano” ismi tak›l›yor. Panonun
Ocak ay› sonuna kadar slogan› da Mao yoldafl›n “Birlik-dinamizm-ciddilik-canl›l›k” sözü olarak belirleniyor. Sonras› gerillaya kal›yor. Öyle de oluyor. Pano renkli
yaz›lara, duygu ve düflüncelerin ifade buldu¤u cümlelere mekan oluyor. K›sa sürede
panoda bofl yer kalm›yor. Tabi yaz› asmayan gerillalar da ironik bir dille elefltiriliyor.
Ve y›l›n ilk kar›…
“Çay› kardan demliyoruz”
Havalar her geçen gün daha da so¤uyor. Ama her fleye ra¤men günefl kendini
esirgemiyor gerilladan. Bir sabah güvenlik
nöbetçisi gerilla birli¤ini telaflla kald›r›yor.
“Kalk›n, kar ya¤›yor!” Gerillalar hemen
kendilerini d›flar› at›yor. D›flar›da ola¤anüstü bir görüntü var. Daha dün gri, haki ve
boz kar›fl›m› olan do¤a üzerine beyaz bir
örtü çekerek, uykuya dalmaya haz›rlan›yor
sanki. Art›k gerilla da dar bir alana s›k›flmak zorunda kal›yor. Daha önce kaynaktan getirilen su, art›k kardan temin edilecek. Tenekelere doldurulan kar, sobada
eritilerek su ihtiyac› gideriliyor. “Kayna¤›ndan akan ve do¤al mineralleriyle
kullan›lan suyla saf su aras›nda fark
var m›?” diye sordu¤umuzda, kar suyunun
susuzlu¤u yeterince gidermedi¤i, bunun da
minerallerden yoksun oluflundan kaynakl›
oldu¤u söyleniyor. Ancak gerilla bunu da
çözmüfl. Su konulan kaplar›n içine tafl at›larak bu sorun da gideriliyor. Günün komün
nöbetçisine yaklafl›yoruz. Nöbetçi çay ve
yemek haz›rl›klar›n› yap›yor. Her günün
yeme-içme iflleri o günün nöbetçisinden
soruluyor. Çay demleme ifllemini soruyorum. Nöbetçi önce bak›yor, sonra hafif bir
gülümseme ile “çay› kardan demliyoruz” diyor.
“Devrimin atak, bilgili,
fedakâr kadrolar› olal›m!”
“B›çak s›rt›nda f›rt›nalar içinde” bir
sevdad›r onlar›nki, boranlarla ac›larla bilgeleflir yaflam ve bu havalarda yürümek yürek
ister. Özgürlük tutkusudur onlar› f›rt›nalara götüren. Tarih 23 Kas›m 1997… Önce dallarda sararan yapraklar düfltü topra¤a, sonra hain ve kallefl düflman mermilerinin kovanlar›. Karfl›s›nda befl Partizan yürek, befl Partizan bilinç, yanan befl meflale.
Karadeniz’in Ese Yaylas›’nda gerçeklerin
devrimcili¤inde özünde s›nanm›fl komünist
önder Mehmet Demirda¤ ve dört yoldafl›. Tarihin yapraklar› 10 y›l sonras›na
gelmifl, her y›l oldu¤u gibi bu y›l da bilenen
kavga and›yla an›l›yor komünist önder ve
dört yoldafl›; Dilek, Duran, Ümit,
Ümit...
Gerilla birli¤i komünist önderi anmak
için bir etkinlik düzenliyor. Etkinlikte ilk
olarak Mehmet Demirda¤’›n Genel Sekreter oldu¤u dönem, partinin toparlanmas›nda belirleyici bir önem tafl›yan çabalar› ve
katk›lar› anlat›ld›. Daha sonra gençlik kökenli gerillalar Demirda¤ yoldafl›n gençlik
için tafl›d›¤› önemi anlatt›lar ve sözlerini
“Devrimin atak, bilgili, fedakâr kadrolar› olal›m!” fliar›yla bitirdiler. Ard›ndan Demirda¤ yoldafl›n sevdi¤i türküler ve
marfllar söylenerek, anma etkinli¤i sona
erdi.
“Araflt›rma yapmayan›n
söz hakk› yoktur…”
Teorik e¤itimler bafllam›fl ve tüm yo¤unlu¤uyla sürüyor. Gerilla, e¤itime büyük
önem veriyor. K›fl bar›nak süreci, teorikpolitik yo¤unlaflman›n en fazla oldu¤u dönem. TKP/ML’nin yapm›fl oldu¤u 8. Konferans kararlar›, e¤itimlerin merkezinde duruyor. Di¤er konular da bu kararlar do¤rultusunda ele al›nmaya çal›fl›l›yor. Halk Savafl›’n›n gelifltirilmesi, gerillan›n üstlendi¤i
misyon, yönelimin temel halkas›n› oluflturuyor. Halk Savafl›’n›n neden istenilen düzeyde gelifltirilemedi¤i, gerilla mücadelesinin motor olma rolünü neden tam olarak
oynayamad›¤›, önderlik sorunu gibi temel
konular en çok tart›fl›lan, kafa yorulan sorunlar oluyor. Geçmiflte düflülen hatalardan dersler ç›karmak, umutsuzlu¤un de¤il,
umudun ad› olmak ve yaflanan güvensizli¤i
yok etmek için daha fazla enerji harcamak
gerekti¤i bilincini kuflanmaya çal›fl›yor gerilla. Bundan dolay› da “araflt›rma yapmayan›n, bilgi sahibi olmayan›n söz hakk› yoktur” anlay›fl› daha canl› flekilde bilinçlerde yer ediniyor.
Her gerilla e¤itimlerde önemli gördü¤ü
en ince ayr›nt›y› bile not ediyor. Kitaplar›n
sayfalar› daha elefltirel gözlerle çevriliyor.
Konular büyük bir özenle, tüm bileflenin
anlayabilece¤i flekilde, sade ve yal›n iflleniyor. Günlük yaflamdan somut örneklerle
zenginlefltiriliyor. Teorik-politik e¤itim Pa-
zar günleri hariç haftan›n alt› günü günde
befl saat sürüyor. Bunun yan›nda her gerilla çeflitli konularda yaz›lar, makaleler yazarak e¤itimini tamaml›yor. Bu çal›flmalar Siyasi Komiserin yönlendiricili¤inde ve denetiminde yap›l›yor.
Gerilla yaflam›n›n olmazsa olmazlar›ndan olan askeri e¤itim de ayn› flekilde büyük bir ciddiyetle ele al›n›yor. Savafl ve psikoloji, gerillan›n nitelikleri, düflman kavram› vb. konular komutanlar taraf›ndan savaflç› bileflene anlat›l›yor. Çal›flmalar boyunca özel olarak baz› vurgular yap›l›yor.
Savafl›n bir politika yapma biçimi oldu¤u,
askeri e¤itimin de, politik e¤itimin önemli
bir aya¤› oldu¤u, düflman›n› ve kendini tan›mayan›n yenilmeye mahkum oldu¤u, diyalekti¤i kavramadan savafl› kavraman›n
mümkün olmayaca¤› çal›flma boyunca s›kça
vurgulanan noktalar oluyor.
Keza e¤itimlerin bir parças› olarak on
befl günde bir elefltiri-özelefltiri toplant›lar›
al›n›yor. Gerillalar›n birbirlerine olan elefltirileri tüm bileflence tart›fl›l›p bir sonuca
ba¤lan›yor.
Yeni bir yol,
yeni bir kavga y›l›…
D›flar›da hafif bir kar ya¤›yor. Kar kal›nl›¤›n›n kimi yerlerde iki metreyi geçti¤ini
söylüyor gerillalar. Bizim kald›¤›m›z yerlere
k›fl di¤er alanlara nazaran daha erken geliyor, geç gidiyormufl. Gerilla birli¤i de bu
harika görüntüden ilham alarak y›lbafl› kutlamas› için haz›rl›klara bafll›yor. Pastalar,
çörekler haz›rlan›yor. Gerillan›n mahir elleri olanaks›zl›klar içinde yarat›c›l›¤›n› konuflturuyor. Sab›rs›zl›kla akflam› bekliyoruz.
Akflam oldu¤unda y›lbafl› etkinli¤i bafll›yor.
Türküler ve fliirler eflli¤inde bu nefleli y›lba-
fl› akflam›n› Kültür Komisyonu organize
ediyor. Mizah yönü geliflkin gerillalar çeflitli skeçlerle birli¤i kahkahaya bo¤uyor. Yaflam›n içinden komik anlar, ince elefltiriler
hem güldürüyor hem düflündürüyor. Bilgi
yar›flmas›nda da birbirinden ilginç sorular
ve cevaplar pefli s›ra geliyor.
Saatler 24’ü gösterdi¤inde her gerilla
yeni y›la dair duygu ve düflüncelerini dile
getiriyor. Gözler ve sözler ortaklafl›yor.
“Yeni y›lda kavgay› büyütmek, 8.
Konferans yönelimini ileriye tafl›mak” … Ve 2008…
“Onlar› yaflatmak,
zaferi kazan›p onlara
arma¤an etmektir!”
Kan ve can bedeli kazan›lan de¤erleri
umut ve direniflle örülen bir kavgan›n sönmeyen meflaleleriydi onlar. Onlar ki, gelece¤i ellerinden al›nm›fl bir çocu¤a, gelece¤ini geri kazand›rmak, umudu k›r›lm›fl bir iflçinin umudu olmak, flaltere uzanan el, meydanlardaki ses olmak, bir köylünün al›nteri
ile yüzünü döndü¤ü zirveler olmak için bedelini yaflamlar›yla ödemekten çekinmediler. Devrimin harc›, u¤runa flehit düflenlerin kan›yla kar›l›r. Ezilenlerin kurtuluflu ölümle yaflam aras›ndaki o ince çizgide bir ölü gibi yaflamaktansa devrim u¤runda ölerek yaflamak onurlu bir gelece¤in
ad› olmakt› onlar›n tercihi. Elbette ki ölüme sevdal› de¤illerdi. En güzel dünyalar›
hak etmifllerdi. Ama zulmün saltanat oldu¤u bir dünyada kölece yaflamak zaten ölüm
demekti. Bundand›r ki zulmün saltanat›n›n
içinde güzel yaflam› yine onlar yaratm›flt›.
Kavgayd› onlar›n yaflam›. Bafl e¤mezlik ve
özgürlük tutkusu. En fazla onlar hissetmiflti
ve arzulam›flt› özgürlü¤ü. Bir insan özgür
olmadan insani olan hiçbir fleyi insanca yaflayamazd›. Bunun içindir ki en önünde onlar vard› kavgan›n. Adlar›, ünleri, ›rklar›
yoktu. Tek bir adlar› vard› “devrim”. Devrimimizin flehitleriydi onlar. Partimizin beyni, iflçisi, yarat›lan de¤erleriydi. Onlar› yaflatmak, zaferi kazan›p onlara arma¤an etmektir.
Ocak ay›n›n son haftas›nday›z. Bilindi¤i
üzere TKP/ML 1978’deki 1. Parti Konferans›’nda Ocak ay›n›n son haftas›n› Parti
Ve Devrim fiehitleri Haftas› olarak ilan
etmiflti.
Gerillada flehitler için yap›lan anmalar›n
anlam› baflkad›r. Ölüm ile yaflam aras›ndaki
o ince çizgi, gerillan›n s›rat köprüsüdür. Savafl, insana dair tüm duygular›n yo¤unlu¤una yafland›¤› arenad›r. Her gerilla, bu arenada s›nan›r ve çelikleflir. Ölümü de yaflam›
da ayn› zaman diliminde yaflar. Yan›bafl›nda
vurulan bir yoldafl› için yüre¤inde f›rt›nalar
koparken, çemberin içinde kalan bir yoldafl›n› kurtarmak için can›n› feda etmekten
çekinmez. Yoldafll›k bu ince çizgide s›nan›r.
Özgürlük bu arenada kazan›l›r. Bundand›r
İşçi-köylü 9
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
ki, bu ince çizgide flehitler çok yo¤un duygu yo¤unlu¤uyla an›l›r,
an›msan›r.
Bir hafta sürecek anma etkinli¤i
için haz›rl›klar tamamland›. Önce
pano flehitlerin resimleriyle donat›ld›. Baflta Marks, Engels, Lenin,
Stalin ve Mao resimleri as›ld›.
Hemen alt›nda TKP/ML’nin kurucu
önderi, T‹KKO’nun Baflkomutan›
Türkiye proletaryas›n›n kasketli
devi ‹brahim Kaypakkaya ve yine TKP/ML’nin flehit düflen genel
sekreterleri Süleyman Cihan,
Kaz›m Çelik ve Mehmet Demirda¤ panonun tam ortas›nda
“Parti Ve Devrim fiehitleri
Ölümsüzdür” yaz›s› bulunuyor.
Böylece hafta boyunca birçok flehit
yoldafl›m›z, bak›fllar›yla, an›lar› ve
selamlar›yla bizimle oluyor.
‹lk olarak tüm gerilla birli¤i silah
ve tesisatlar›n› kuflanm›fl, flehitlerimiz için sayg› duruflunda bulundu.
Ard›ndan haftan›n anlam›na iliflkin
konuflmalar yap›ld›. Sonra marfllar,
türküler ve fliirler okundu. Son olarak her gerilla tan›d›¤› flehitleri anlatmaya bafllad›. Kinzir Orman›’nda
flehit düflen Mehtap Kara yoldafl›
tan›yan gerillalar onu anlatt›lar. Anma program›n›n en duygulu anlar›n›
bu anlat›mlar oluflturdu. D›flar›da da
do¤a anmaya kat›l›rcas›na beyaz örtüsünü yeryüzüne serpiyordu. Lapa
lapa ya¤an kar ve milyonlarca kar
tanesi flehitleri selaml›yordu adeta.
Do¤a ve gerilla bütünleflmifl, gelece¤in k›z›l karanfillerinin karfl›s›nda
kavgan›n sloganlar›n› hayk›r›yorlard›. Anma program›n›n ikinci bölümünde Aflk›n Günel’i anlatan bir
yaz›n›n okunmas›ndan sonra, yine
Mehtap Kara için haz›rlanan ve
onun dilinden flehitleri anlatan bir
yaz› okundu. Ard›ndan fieyh Bedrettin Destan› adl› tiyatro oyunu
ile anma program› sonuçland›. Haftaya yay›lan üçüncü ve son günde
ise Parti ve Ordu bayra¤›ndan oluflan rozetler törenle tak›ld›. Silahlar›n huzurunda içilen T‹KKO And›
okunurken yeni y›l›n kavga yeminleri ve sözleri gerillalarca hayk›r›ld›.
Cemre düfltü havaya,
toprak, su ise
beklemede…
Art›k yavafl yavafl bahar haz›rl›klar› bafll›yor. fiarjörlerin tafl›nd›¤›
kütüklükler dikiliyor, silahlar›n bak›m› yap›l›yor. Bahar aylar› operasyonlar›n en yo¤un yafland›¤› aylar
olmas› itibariyle gerillan›n da tetikte oldu¤u aylar. Olas› operasyonlar
için çeflitli plan ve haz›rl›klar tamamlan›yor. Bu arada TC ordusunun Irak Kürdistan›’nda PKK’ye
karfl› düzenlemifl oldu¤u kara operasyonu günü gününe takip ediliyor. Gündem de¤erlendirilmelerinde konuya dair kapsaml› yorumlar yap›l›yor. TC ordusunun ald›¤›
bozgun T‹KKO gerillalar›nca da
coflkuyla karfl›lan›yor.
‹lk cemre havaya düfltü¤ünde,
bizler de son haz›rl›klar›m›z› yap›yoruz. Karlar erimeye, buzlar çözülmeye bafll›yor. Günler ve haftalar geçiyor. Bar›naktan ç›k›fl tarihi
yaklaflt›kça gerillada canl›l›k ve heyecan art›yor. ‹lk kardelenler kar›
delip do¤aya merhaba dedi¤inde
gerillan›n sab›rs›zl›¤› daha da art›yor. Bahar›n müjdecisi kufllar›n c›v›lt›s› her geçen gün ço¤al›yor. Bahar›n gelmesinin bir kan›t› da onlar
oluyor. Turna katarlar› selama duruyor sonra. Dürbünlere iliflen
gözler turna selamlar›n› al›yor.
“Art›k, bir hafta on güne kalmaz bar›naktan ç›kar›z” söylemleri yap›lacak ve yap›lmas› gereken görevlere dair sohbetlere dönüyor.
Ayr›l›k vakti...
Art›k ayr›l›k vakti. Son haz›rl›klar›m›z› yap›yoruz. Geldi¤imiz gün
sanki dün gibi. Her gününü farkl›
yaflad›¤›m›z gerilla yaflam›nda; insanla do¤an›n nas›l bütünleflti¤ini
özgürlük ve yaflam tutkusunun
hangi zorluklara kadir oldu¤unu
gördük, yaflad›k, hissettik. Dünyan›n tüm yoksullar› her yerde ayn›
ütopya için yürüyorlar gelece¤e.
Dünyan›n her yerinde iflçiler, köylüler, yurdu iflgal edilmifl ezilen
uluslar kurtulufl için, devrim için,
sosyalizm için açl›¤›n ve zulmün
ortas›ndan yürümekten çekinmiyor. Çin’de 300 bin kifliye
on iki bin km. yürüten de, Rus
proletaryas›na saraylar› zapt
ettiren de, Nepal’de da¤lar›
ve flehirleri isyan atefliyle kas›p kavuran da ve nihayetinde Dersim da¤lar›n› Partizan yüreklere mesken eyleyen de ayn› ütopyad›r.
Bar›naktan ç›karak
arazinin kamufleli bir
noktas›nda konakl›yoruz. Komuta bilefleni,
bizi b›rakacak birli¤in
kimlerden oluflaca¤›n›
tespit etmeye çal›fl›yor.
Karanl›k çöktü¤ünde yola ç›kaca¤›z. Ö¤leden sonra bir u¤urlama
töreni yap›laca¤› söyleniyor. Heyecanla o saatleri bekliyoruz. Ö¤len
yeme¤inde buruk bir sessizlik sar›yor bizi. Aylard›r birlikte oldu¤umuz yoldafllar›m›zdan ayr›lmak ve
dile getirilmesi çok zor olsa da bir
daha görememe ihtimalinin olmas›
yüre¤imizi burkuyor. Her gerillaya
daha ayr›nt›l› bak›yor, onlar› beynimize kaz›yoruz.
Günefl yavafl yavafl da¤lar›n doruklar›ndan yükselirken, gerilla birli¤i toparlan›yor. Saatler ayr›l›¤a
yaklafl›yor. Siyasi Komiserin ve Komutan›n uyar›s›yla gerillalar ellerinde silahlar›yla yar›m bir çember
oluflturuyor. Ve veda bafll›yor. Siyasi Komiser bizim buraya gelifl
amac›m›z›, birlikte geçirdi¤imiz zaman› k›saca özetliyor; “Mücadelemiz ezilen milyonlar›n özgürlük mücadelesidir. Partimiz TKP/ML ve ordumuz T‹KKO Halk Savafl› ve gerilla savafl› konusunda ›srarl›d›r. Tarihimizle geldi¤imiz aflama
aras›nda bir fark olsa da biz bu
a盤› kapatmaya kararl›y›z. Bilimsel dünya görüflümüz, silahl› mücadeledeki ›srar›m›z
zaferimizin teminat›d›r. Her
alanda ve her yerde yüzümüzü savafla çevirmek küçük derecikler de olsak ayn› ›rma¤a
akmak, denize varabilmektir
hedefimiz. Bu deniz Demokratik Halk Devrimi’dir, Sosyalizmdir.
Ayr›l›k vakti geldi¤inde biz de
bir konuflma yap›yoruz ve özetle
“kavga sonuna kadar… fiehirlerde, köylerde, fabrikalarda, tarlalarda, sokaklarda ve da¤larda… Özgürlük her yere … Zulüm ve zorbal›k saltanat›, açl›k ve yoksulluk
oldukça, ellerde tüfek, dillerde
devrimin ezgisi bitmeyecek” diyoruz.
Tören bitiyor. S›rayla bizimle
gelecek olan gerillalar›n d›fl›ndakilerle vedalafl›yoruz. Karfl›l›kl› duygulu anlar yaflan›yor. Ayn› ütopyan›n ayr› kanallar›nda yer almak, ayn› duygular› yaflaman›n en büyük
nedenidir. Ve ayr›l›yoruz. Tüm yol
boyunca geride b›rakt›¤›m›z gerillalar› düflünüyoruz. Bizi b›rakan gerillalarla ayr›laca¤›m›z noktaya, sabaha do¤ru ancak var›yoruz. Uzaktan flehrin tek tük yanan ›fl›klar› c›l›z bir flekilde yans›yor. Birazdan
günefl do¤acak. Bizim varl›¤›m›zdan
Gerilladan...
çok kimse yok. Bu konuda ne
diyeceksiniz?
Ünal- Parti ve gerilla savafl›,
kopmaz ba¤larla birbirine ba¤l› iki
çelik halkad›r. Öncü ve önder güç
olan parti olmadan gerilla savafl›
var olamaz, geliflip büyüyemez.
Partimizi içten ve d›fltan y›kmak,
tasfiye etmek isteyen irili ufakl› birçok tasfiyeci grup ç›km›flt›r. Yoldan
ç›km›fl, yozlaflm›fl, bozulmufl bu küçük-burjuvalar›n hiçbirinin gücü ve
kirli çabas› Partimizi gerilla savafl›
rotas›ndan, Halk Savafl› güzergah›ndan sapt›ramam›flt›r. Partimizin
tarihi, gerilla savafl›m›z›n tarihinden
ba¤›ms›z ve kopuk de¤ildir. Bu tarih ayn› zamanda küçük burjuva
anlay›fl ve durufllara karfl› mücadele tarihi ve ileriyle gerinin, devrimci olanla küçük burjuvazi aras›nda
kesintisiz bir flekilde devam eden
mücadelenin de tarihidir. Son 20
y›ll›k tarihimizde bir dizi çapl› çaps›z irili ufakl› tasfiyeci grup ortaya
ç›km›flt›r ve istisnas›z hepsi “parlak, ileri ve iddial›” fleyler söylemifltir. Onlar görünürde baz› do¤-
siz bir bilince sahiptik. Son on y›ll›k
gerilla savafl›m›z›n yaratt›¤› de¤erlerle bugün daha ileri ve bütünlüklü bir bilince sahip oldu¤umuzu belirtebilirim.
Partimizin baflar›yla gerçeklefltirdi¤i 8. Konferans kararlar› da
yolumuzu ayd›nlatmaya devam ediyor. Onun devrimci kararlar› gerilla savafl›m›z› kitleler içinde büyütme kararl›l›¤›d›r. Bu kararl›l›k; son
süreçte gerilla savafl›n› gelifltirme
iddias›nda yatmaktad›r. Bu kararl›l›k; kitlelerin özgürlük tutkusunda
yatmaktad›r. Bugün 8. Konferans
kararlar›m›zla daha ileri bir gerilla
savafl›, kitle ve Parti bilincine sahibiz. 8. Konferans›m›zla birlikte nitel ve nicel gücümüzde geliflme oldu¤unu söylemeliyim. Ancak bu
ad›mlar›n gelifltirilmeye ve güçlendirilmeye ihtiyac› vard›r. Bugün bu
ihtiyac› karfl›layacak kararl›l›ktay›z.
‹ddiam›z› ve cüretimizi güçlendiren emekçi halk›m›z ve
Partimizdir. Partisiz ve kitlesiz
devrim mümkün de¤ilse, bizler
Parti ve halk›n özgürlük tutkusu olmak için çabam›z› art›raca¤›z.
- Uzun y›llara ra¤men sizi TKP/ML’den
koparmayan ›srar›n ad›
nedir?
habersiz uyanacak flehir. Sessizce
alacak içine bizi de, kalabal›klara
kar›flt›racak, bu davetsiz misafirlere ev sahipli¤i yapacak. Genifl kalabal›klar bizim varl›¤›m›zdan habersiz günün mahmurlu¤undan hayat›
yaratacak olan atölyelere, tezgahlar›n›n bafllar›na geçecekler, esnaf
kap›s›n›n önünde oturup demli çay›n› yudumlayacak, gazetesini okuyacak. Yaflam onlar›n ellerinde her
gün yeniden kal›ba dökülürken,
da¤lar›n zirvelerindeki bir grup silahl› insan›n onlar› gözetledi¤inden
habersiz bakacaklar zirvelere.
Bulundu¤umuz birli¤in komutan› art›k ayr›l›k vaktinin geldi¤ini bildiriyor. Alacakaranl›kta tek tek bak›yoruz birbirimize, kucaklafl›yoruz. Ve ayr›l›yoruz. Bizim yönümüz
›fl›klar›n› gördü¤ümüz flehre do¤ru
onlar›nki ise güneflin do¤du¤u zirvelere do¤ru. Yürüyoruz… Kalabal›klara kar›flmak ve onlarla yeniden yürümek için.
“Ve röportaj
bafll›yor…”
- Merhaba siz ’80’li y›llar›n sonundan bu yana kesintili bir flekilde olsa da gerilla
mücadelesi yürütmüfl TKP/
ML’ nin yaflad›¤› önemli dönemlere tan›kl›k etmifl birisiniz. Sizin sürecinizden kalan
ru fleyler söyledilerse de, özde ve
bütünde yanl›fl fleyler söyleyerek,
yanl›fl yerde durdular ve konufltular. Parti, gerilla savafl› ve kitleler
hakk›nda yanl›fl fleyler söyleyerek,
bilincimizi ve irademizi darbelemek, buland›rmak istediler. Çok
konufltular ama, halk için, özgürlük
için hiçbir fley yapmad›lar. Ezici bir
bölümü bugün burjuva-feodal düzenin bir eklentisi, silik birer nesnesi durumundad›r. fiimdi onlar›n
ço¤unun ad›n› bile hat›rlayan yoktur. Çünkü onlar Parti ve devrim
tarihimizde iddias›z ve solgun küçük-burjuva rengin sahibi olarak
var oldular. Bizler onlar›n peflinden
gitmedik. Partiyle var olduk, Partiyle yaflad›k ve özgürlük tutkumuzu ve gelece¤imizi halk›m›zda ve
Partimizde bulduk. Özgürlü¤ü ne
düflmanda ne tasfiyecilerde ne de
Parti d›fl›nda gördük.
Bu topraklarda say›s›z Parti flehidimiz yatmaktad›r. Onlar›n kan
ve yüksek emekle yaratt›klar› de¤erleri her bir kar›fl Dersim topra¤›nda görmek mümkündür. Ayn›
zamanda Dersim’in her kar›fl topra¤›nda onlar›n derin bilinç ve bitmez tükenmez devrim iddias› vard›r. Bunlar› unutmak kolay m›d›r?
Bilinç ve vicdan sahibi olanlar bunlar› unutabilir mi?
Geçmiflte gerilla savafl› ve Halk
Savafl› hakk›nda daha geri ve yeter-
Ünal: Dünyaya bak›n, ülkemize bak›n! Son yüzy›la ve
günümüze bak›n!
‹flçiler,
emekçiler ve ezilenler lehine
de¤iflen bir fley var m›d›r? Toplumsal yaflam›m›zda emekçiler,
ezilenler lehine köklü de¤iflimlerden, iyileflmelerden bahsedilebilir mi? Son yüzy›ll›k insanl›k tarihinde dünya halklar›n›n bafl›na bela
olan emperyalizm canavar›n›n yapt›klar›nda bir farkl›laflma var m›?
Egemenlerin s›n›fsal niteli¤inde bir
de¤iflim var m›d›r? Emperyalizm ve
gericilik bir zulüm ve k›y›m makinesi olarak halk›m›z› yoksullaflt›r›p, bask› alt›nda tutmaya, iradesini
parçalamaya, özgürlü¤ünü katletmeye devam etmiyor mu? Cumhuriyet tarihinden bu yana emekçilerin yaflam›nda karanl›ktan ve umutsuzluktan baflka var olan nedir?
Onlar›n yaflam›nda demokrasi,
eflitlik, özgürlük nerede var olmufltur? Yoksulluk ve cehalet dolu bir
yaflama mahkum emekçi halk›n özgürlü¤ü bir ihtiyaç olmaya devam
etmiyor mu? Bu sorular›n yan›t›
yoksullar›n özgürlük ihtiyac›nda
yatm›yor mu? Yan›t› “evet” olan bu
soruyu ben TKP/ML saflar›nda yan›tlad›m. Çünkü Partimiz; Türkiye
emekçi halk›n› kurtulufla götürecek
yegane güçtür. Partimiz bu kurtuluflun ancak ve ancak silahl› mücadele ile mümkün olaca¤›nda bir an
olsun tereddüt etmemifltir. Bu istikrar bizim partimizle aram›zdaki
ba¤›n en kal›n halkas›d›r. Ve bizler,
özgürlük savaflç›lar›, T‹KKO gerillalar› olarak halk›n özgürlük bilinci, de¤iflim iradesi, devrim
tutkusu olmaya devam edece¤iz.
Bu ihtiyac›n gerçekleflmesi onlarca
y›l sürme pahas›na, ölüm bizleri affetmezse de da¤lar özgürlük meydanlar› olmaya ve özgürlük savaflç›s› kalmaya devam edece¤iz. Bizler
Yeflile sevdal›d›r her gerilla...
Da¤lar beyaz duva¤›n› yüzünden kald›ran bir gelin edas›yla günefli karfl›l›yor. Ve yeflil, gerillan›n
en arzulad›¤› renk… Çünkü a¤açlar›n yeflermesi gerillan›n hareket
etmesi demektir. ‹flte bu yüzden
gerilla yeflile daha bir sevdal›.
Düz alanlar› çimenler,
nergizler, gelincik çiçekleri
kapl›yor. Bir renk cümbüflü
adeta.
Öte yandan do¤aya ihanet
edenler, onun kendisine sundu¤uyla yetinmeyenler kendisini do¤uran do¤a anaya ellerinden gelen tüm kötülükleri yapmaktan
geri durmuyorlar. Gözü aç, kan›
doymayan zulmün saltanat›n› tafl›yanlar do¤aya sald›klar› sera gazlar›yla, kimyasal bombalar›yla do¤aya ihanet ediyorlar. Dokunduklar› her yer insana yabanc›lafl›yor,
kuruyor. ‹flte gerillan›n, bu zorbalar›n saltanat›na son vermek, do¤aya ve insanl›¤a karfl› ifllenmifl
tüm suçlar›n hesab›n› sormak için
savaflta yan›nda buldu¤u en büyük
müttefiki de yine do¤a oluyor.
Yani da¤lar yani ormanlar yani
dereler yani vadiler… Do¤a, evlatlar›n› hiç b›rakmayan bir anan›n
flefkatiyle sarmal›yor gerillay›.
buna mahkumuz.
Kitlelerin en ileri mücadele biçimi olan gerilla savafl›n›n gelifltirilip güçlendirilmesi, çözüm gücü ve
silah› olmaya devam ettikçe bizlere
de direnmek, savaflmak ve özgürleflmek düfler. Halk›n kurtulufl ihtiyac› var oldukça bu ihtiyac›n yap›
tafllar› olan bizlere milyonlar›n özgürlük bilinci ve devrim tutkusu,
de¤iflim iradesi olmak düfler.
- Halk›m›za, özelde Dersim halk›na iletece¤iniz bir
mesaj›n›z var m›?
Ünal: Y›llard›r ac› ve ›st›rap çeken halk›m›z yaflam›na, gelece¤ine
ve çocuklar›na sahip ç›kmak için
yaflam›n her alan›nda demokrasi ve
özgürlük için eflitlik ve adalet için
örgütlenmelidir. Kendi ç›karlar›
için sömürü ve bask›ya karfl› örgütlenmelidir. Sendikalarda, kooperatiflerde, kitle ve mesleki örgütlerde örgütlenmelidir. Yoksulluk ve
cehalet, sömürü ve bask› ancak örgütlenip, mücadele edilerek ortadan kalkar.
Kim ki yoksulluktan ve cehaletten flikayet ediyorsa, kim ki yaflam›ndan memnun de¤ilse, kim ki
mutsuz ve yaln›z ise özgürlük için
mücadele etmelidir. Örgütlenip
mücadele etmeden ne ekmek ne
özgürlük ne de mutluluk gerçek olmayacakt›r. Çilekefl halk›m›z yüzünü da¤lara çevirsin! Da¤lar›n atefli
onlar› ayd›nlatacakt›r. Da¤lar›n özgürlük atefli bütün yoksullar› günahlar›ndan ar›nd›r›p, kirlerinden
temizleyip, dertlerinden kurtaracakt›r.
Dersim halk› y›llard›r faflist TC
devleti taraf›ndan katledilip, sürgün
edilmekte, her türlü sömürü ve
bask›ya maruz kalmaktad›r. Her
fleye ra¤men demokrasi ve özgürlük bilincinden ve düflünden vazgeçmeyen Dersim halk›, bugün daha yo¤un, daha sinsi bask› ve yozlaflt›rma politikas›na maruz kalmaktad›r. Devlet Dersim halk›n›n
birlik ve beraberlik içinde yaflamas›n› engellemek için her türlü güvensizli¤i yayarak onlar› birbirine
düflman etmekte ve örgütsüzlefltirmeye çal›flmaktad›r. Dün aralar›ndaki birlik ve beraberlik çok daha
güçlü iken bugün bu duygular zay›flam›flt›r. Herkes birbirinden flüphelenmekte ve birbirini ajan ve muhbir olarak suçlamaktad›r. Bu durumu yaratan ve devam›ndan yarar
gören TC devletidir. Devlet, y›llard›r halk› bölüp parçalamak için içine her türlü fesat ve fitneyi sokarak güvensizlik yaymak için elinden
gelen her türlü burjuva-feodal politikaya baflvurmaktad›r. Dersim
halk› bu bölünmüfl, parçalanm›fl durumu ortadan kald›rmak için düflmana karfl› durmal›d›r. Bask› ve
fliddetle ya da bir parça ekmek k›r›nt›s›yla kendisini sat›n alarak ajanlaflt›rmaya, muhbirlefltirmeye çal›flanlara karfl› örgütlenmelidir.
Onur ve flerefine sahip ç›kmal›d›r.
fieref ve onurlar›n› bir kafl›k mercime¤e satmamal›d›r. Bu yolu seçenleri yani onur ve flerefini satanlar›
d›fllamal›d›r. Ajan ve muhbirleri cezaland›rmal›d›r. Onlar› kendi aralar›na almayarak lanetlemelidir.
Gönlü da¤lardan, yüre¤i devrimcilerden, bilinci özgürlükten
kopamayan Dersim halk› örgütlenmelidir. Örgütlenmeden, birlik ve
beraber olmadan ne bask› ne sömürü ortadan kalkabilir. Örgütlenmeden, birlik ve beraber olmadan
ne özgürlük ne ekmek ne de insanca yaflama sahip olabilirler.
Yaratan üreten ac› ve ›st›rap
çeken Dersim halk›n›n gerçek
dostlar› proleter devrimcilerdir.
Emekçilerin yoksul köylülerin öncüsü partimiz TKP/ML, onlar›
kurtulufla ve özgürlü¤e götürecektir. Dersim halk› Partimiz etraf›nda
örgütlenip birleflerek, özgürlük u¤runa mücadele ederek, insanca yaflama sahip olacakt›r. Partimiz,
Dersim halk›n›n ac›lar›n› sar›p kucaklayacak ve onu kurtulufla götürecek irade ve kararl›l›¤a sahiptir.
(Devam edecek)
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Nepal’de burjuvazinin ihaneti
‹smi komünist olsa da hakim s›n›f partilerinden olan ve y›llarca Maoistlere karfl› mücadele eden UML’nin son dakikada Maoistlere ihanet
ederek yeni bir “kutsal ittifak” kurmas› burjuva siyasetinin yozlu¤unu-masa bafl› oyunlar›n etkisini gösteren bir örnek olmufltur.
Nepal’de Kurucu Meclis seçimlerinin ard›ndan yeni hükümetin kurulmas›n› ve meclisin çal›flmaya bafllamas›n› engellemek için 2.5 ay boyunca istifa etmeyen Nepal Kongresi
üyesi Baflbakan Koirala’n›n bask›lar
sonucu görevinden ayr›lmas›n›n ard›ndan 19 Temmuz tarihinde Devlet Baflkan›, Baflkan Yard›mc›s› ve
Meclis Baflkan› seçimleri yap›ld›.
Seçimlerden önce 7 maddelik
bir anlaflma ile NKP(Maoist) ve
UML ittifak kurmufl, devlet baflkan›
aday›n› UML’nin ve baflbakan aday›n› ise NKP(Maoist)’in belirlemesini
ve devlet baflkanl›¤›na herhangi bir
partinin önderinin de¤il, toplum taraf›ndan sayg› duyulan bir kiflinin
önerilmesi konusunda anlaflm›fllard›.
Ancak seçimlerden 4 gün önce
UML, devlet baflkan› aday› olarak
seçimden yenilgiyle ç›kan genel sekreterleri Madhav Kumar’› gösterince ittifak y›k›ld›. Bunun üzerine
NKP(Maoist) devlet baflkanl›¤›na
az›nl›k milliyetten (Madhesi) bir kad›n olarak Ram Raja Prasad
Singh’i aday olarak gösterdi ve
UML’nin adaylar›n› desteklemesi
ça¤r›s›nda bulundu.
Seçim gününe kadar pazarl›¤› sürdüren UML, tarihi seçimden 1 saat önce NKP(Ma-
oist)’le ittifak› tamamen bozdu
ve Nepal Kongresi ve az›nl›k
milliyet Madhesilerin ulusal
partisi MJF ile anlaflt›¤›n› duyurdu. Buna göre devlet baflkan›
Nepal Kongresi’nden, Meclis Baflkan› UML’den, devlet baflkan› yard›mc›s› ise MJF’den aday gösterildi.
Mecliste temsil edilen 5 küçük parti
ise seçimleri boykot etti.
19 Temmuz günü yap›lan seçimlerde gerekli olan 298 oya hiçbir
aday ulaflamad›¤› için devlet baflkan›
seçilemedi. Nepal Kongresi’nin aday› Dr. Yadav 283 oy al›rken Maoist
aday ise 270 oy ald›. Devlet baflkanl›¤› seçiminde 25 oy, yard›mc›s›n›n
seçiminde ise 24 oy geçersiz say›ld›.
20 Temmuz günü seçimleri
boykot eden partilerden 2’si (kraliyet yanl›s› RJM ve NPFN) baflkanl›k
seçimine kat›lacaklar›n› ve Yadav’›
destekleyeceklerini ilan etti. ‹ki partinin de mecliste 4’er temsilcisi bulunmakta.
Devlet baflkan› yard›mc›l›¤› seçiminde ise MJF’nin aday› Paramananda Jha 305 oy alarak Maoist
aday› geride b›rakt› ve yard›mc›l›¤a
seçildi.
Seçimlerin ard›ndan üst düzey
bir UML yetkilisi Maoistlerin seçim
zaferinden dolay› sarhofllu¤a kap›l-
mamalar›n›, her istediklerini yapamayacaklar›n› belirtirken Nepal
Kongresi’nin üst düzey bir yetkilisi
de Halk Kurtulufl Ordusu’nun mevcut orduyla birleflmesinin mümkün
olmayaca¤›n›, HKO’nun da¤›t›lmas›
gerekti¤ini ileri sürdü.
‹smi komünist olsa da hakim s›n›f partilerinden olan ve y›llarca Maoistlere karfl› mücadele eden
UML’nin son dakikada Maoistlere
ihanet ederek yeni bir “kutsal ittifak” kurmas› burjuva siyasetinin
yozlu¤unu-masa bafl› oyunlar›n etkisini gösteren bir örnek olmufltur.
Seçimlerden aç›k farkla galip ç›kan
ve meclisin % 40’›n› elinde tutan
NKP(Maoist)’in seçimler esnas›nda
tecrit edilmesi ve anayasan›n yaz›lmas› sürecinde etkisinin azalt›lmaya
çal›fl›lmas› en temel burjuva demokrasilerin kurallar›na bile ayk›r› olmas›na ra¤men komprador burjuvazinin ve toprak a¤alar›n›n partilerinin
bu kurallara dahi uymamas› gerici
partilerin do¤as›n› bilenler aç›s›ndan
flafl›rt›c› de¤ildir. Seçimlerden önce
ABD, ‹ngiltere ve Hindistan’›n gerek resmi aç›klamalarla gerekse de
Nepal’e gönderdi¤i üst düzey bürokratlar› ile seçim hakk›nda görüfl
ileriye sürmesi de emperyalistlerin
bu seçimlere verdi¤i önemi göster-
Milyonlarca kitleyi ülkenin
inflas› için seferber edece¤iz
Ülkenin inflas› için gençli¤i harekete geçirmenin önemini vurgulayan Prachanda yoldafl ayn› zamanda yurt
d›fl›nda çal›flan-yaflayan milyonlarca Nepallinin de ülkeye gelerek ülkenin yeniden inflas›na katk› sunmalar›
için çaba harcayacaklar›n› ifade etti.
May›s tarihinde NKP(Maoist) Baflkan› Prachanda yoldafl ile görüflen 2 Bat›l› gazetecinin
(Mary Des Chene ve Stephen Mikesell) “Nepal Cumhuriyetinin fiafa¤›nda” bafll›kl› röportaj›nda Baflkan Prachanda devlet baflkanl›¤› seçimlerinde gerçekleflen tabloyu öngören aç›klamalarda bulunmufltu.
Parlamenter partilerin Maoistlerin önderli¤inde hükümetin kurulmas›n›n önüne çeflitli engeller ç›kard›¤›n›, buna karfl› partisinin yaklafl›m›n›n sorulmas› üzerine Prachanda
yoldafl hükümetin kurulmas›, devletin ve hükümetin bafl› konular›nda
çok yo¤un, sert bir mücadelenin
sürdü¤ünü, bunlar›n ideolojik ve politik meseleler oldu¤unu ve partilerin s›n›f ç›karlar› ekseninde flekillendi¤ini belirtti. “Parlamenter partiler,
özellikle de Nepal Kongresi (NK) ve
UML devletin bafl›n›n kendi insanlar› olmas›n› istiyorlar. Partimizin hükümeti
kurmas›n› ve devletin bafl›n› almas›n›
engellemek, kontrol alt›na almak istiyorlar.” Konsensüse önem verdiklerini ancak devlet baflkan› ve hükümetin kurulmas› konular›nda anlaflabileceklerini düflünmediklerini, o nedenle röportaj›n yap›ld›¤› tarihte anlaflabilecekleri asgari konu olarak
cumhuriyetçi sistemin kurulmas›n›
öne ç›kard›klar›n› vurgulad›.
Gazetecilerin NKP(Maoist)’in
seçimlerden sonra da Geçici Hükümet döneminde oldu¤u gibi koalisyon kurulmas› önerisine partiler taraf›ndan NKP(Maoist)’in kabul edemeyece¤i ve anlaflmalara uymayan
flartlar getirdiklerini, kendilerinin
önderli¤inde böylesi bir koalisyon
kurulmamas› halinde bunun nedenini nas›l aç›klad›klar›n› sormalar› üzerine Prachanda yoldafl seçimlerden
önce parlamenter partilerin özellikle de NK’n›n seçimlerden Maoistle-
27
rin zaferle ç›kaca¤›n› öngöremedi¤ini, NK’n›n birinci olaca¤›n› tahmin
etti¤ini ancak Maoistlerin zaferinin
ard›ndan tav›rlar›n› de¤ifltirdiklerini,
sözlerine ayk›r› tutumlar sergilediklerini aç›klad›. “Öncesinde, seçimlere
kadar, seçimden yenilgi alacaklar›n›
beklemiyorlard›. Böylece rahatça örgütsel yap›m›z› parçalayabileceklerini
ve HKO’yu kontrol edebileceklerini düflünüyorlard›.” Seçimden yenilgiyle
ç›kt›ktan sonra ise HKO’nun da¤›t›lmas› gibi saçma öneriler getirdiklerini belirten Prachanda yoldafl bunun mümkün olmayaca¤›n› ifade etti.
Tek bafllar›na hükümeti kurmalar› halinde nas›l bir tabloyla karfl›laflmay› bekledikleri sorusu üzerine
Prachanda yoldafl “‹stemezlerse onlar›n yard›m› olmadan hükümeti kuraca¤›z. Onlar 3 ay içinde veya 100 gün
içinde –balay›n›n 100 gün sürdü¤ü
üzerine bir atasözü vard›r- bizi çevreleyip y›kabileceklerini hesapl›yorlar. Ancak biz hükümeti kurdu¤umuzda halk
kitlelerinin, ulusun yarar›na çok say›da
önemli kararlar alaca¤›z ve bu kararlar
kitle temelimizi geniflletecek ve kesinlikle ileriye do¤ru gitmemize yard›mc›
olacakt›r.”
Hükümeti kurduktan sonra en
önemli görevin ekonomi oldu¤unu
ve “ekonomik devrim”den bahsedildi¤ini, “ekonomik devrim” kavram›n› aç›klamas›n› istemeleri üzerine
Prachanda yoldafl ekonomik kalk›nma ile bar›fl›n korunmas› aras›nda
do¤rudan iliflki oldu¤unu, ülkenin
zengin kaynaklar›n›, su potansiyelini,
turizmi kullanarak a¤›r sanayiyi kuracaklar›n› belirtti. Demokratik
Devrimin henüz tamamlanmad›¤›n›, bu süreci tamamlamak
için yeni taktikler gelifltirdiklerini, bu anlamda karma ekonomi uygulayacaklar›n›, bu eko-
nominin ne Yeni Demokrasinin
ne de burjuvazinin ekonomi politikas› oldu¤unu, ikisi aras›nda
bir yerde oldu¤unu, geçifl niteli¤i tafl›d›¤›n› vurgulad›. Ulusal kapitalistleri sanayiye yat›r›m için destekleyeceklerini, ayn› zamanda kendi
kurallar›na uymak flart›yla yabanc›
sermayeyi de davet edeceklerini,
ama kararlar› art›k Dünya Bankas›’n›n, uluslararas› kurulufllar›n almayaca¤›n›, istihdam yaratmaya önem vereceklerini, k›rsal alanda yaln›zca büyük hidroelektrik santralleri de¤il
ayn› zamanda küçük ve orta boy
santraller de yapacaklar›n› aç›klad›.
Pratik olarak çürümüfl ve
a¤›r flekilde borçlu olan bir devletin yönetimine geleceklerini,
bu sorunla nas›l bafl edeceklerinin sorulmas› üzerine öncelikle
milyonlarca kitleyi ülkenin yeniden inflas› için seferber edeceklerini, bunun baflar›lmas› durumunda her fleyin çözülebilece¤ini belirten Prachanda yoldafl
ülkenin ve dünyan›n durumunu,
gerçekli¤i aç›kça kitlelere sunacaklar›n›, sorunlar›n kayna¤›n›
göstereceklerini, halk›n görüfllerini de alarak devam edeceklerini ve kalk›nma sorununu çö-
zeceklerini vurgulad›. Bu nedenle
ilk olarak ülkenin ve dünyan›n durumu üzerine halk›n e¤itilmesi gerekti¤ini, ikinci olarak ulusal kapitalistlerin
sürece kat›lmas› için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar›n›, Çin ve
Hindistan gibi iki büyüyen ekonominin yan› bafl›nda bunun yarataca¤› imkanlardan da yararlanacaklar›n› anlatt›.
Ülkenin inflas› için gençli¤i harekete geçirmenin önemini vurgulayan
Prachanda yoldafl ayn› zamanda yurt
d›fl›nda çal›flan-yaflayan milyonlarca
Nepallinin de ülkeye gelerek ülkenin
yeniden inflas›na katk› sunmalar› için
çaba harcayacaklar›n› ifade etti.
Ekonomiyle ilgili olarak ayr›ca bilimsel toprak reformuna olan ihtiyac› da gösteren Prachanda yoldafl
ovalarda, da¤l›k ve tepelik alanlardaki fark› gören, somut ve bütünlüklü
planlar yapt›klar›n›, ancak esas yo¤unlaflacaklar› bölgenin oval›k Terai
bölgesi oldu¤unu, buradaki a¤alar›n
topraklar›n›n köylüye da¤›t›laca¤›n›
anlatt›. Yine tar›m›n kalk›nmas› için
pazara aç›lmas›n›n önemini vurgulad›
ve geleneksel tar›m›n yerine modern yöntemlerin, tar›m temelli sanayilerin öne ç›kar›lmas›n›n gereklili¤ini aç›klad›.
mektedir.
Demokratik Cumhuriyet taktik
slogan›yla hareket eden Nepalli Maoistlerin devrimi ilerletmek için 1.5
y›la yak›n bir süredir yo¤unlaflt›rd›¤›
çabalar ancak halk kitlelerinin sokaklara ç›kmas› ile baflar›ya ulaflm›flt›. Bundan sonra da halk kitlelerinin
Maoist öncülerinin saf›nda harekete
geçmeleri ile bu son masa bafl› oyun
da afl›labilecektir.
19 Temmuz’da gerekli oy say›s›na ulaflamamas› nedeniyle 21 Temmuz tarihinde ikinci kez yap›lan
devlet baflkanl›¤› seçiminde Nepal
Kongresi’nin aday› Dr. Yadav 308
oy alarak Nepal Cumhuriyeti’nin ilk
baflkan› seçildi. Maoist aday Singh
282 oy alabildi.
Konuyla ilgili aç›klama yapan
Prachanda yoldafl, seçimden 1 saat
önce kurulan ittifak›n “fleytani ve
do¤al olmayan bir ittifak” oldu¤unu ve bunun bar›fl sürecini tehlikeye düflürdü¤ünü belirtti. Partileri
ittifak› bozmalar› konusunda uyaran
Prachanda bu yeni geliflmeden sonra kurulacak yeni hükümetin liderli¤ini al›p almamay› yeniden gözden
geçireceklerini aç›klad›.
Maoist önderlerden Gajurel
yoldafl ise NK, UML ve MJF aras›nda h›zl› flekilde kurulan ittifak›n bar›fl sürecinin önünde engel oldu¤unu, bunun net bir flekilde “kutsal olmayan ve apolitik bir ittifak” oldu¤unu vurgulad› ve partilerinin art›k
hükümete girmesi için bir sebebin
kalmad›¤›n›, muhalefette kalacaklar›n› belirtti.
Baburam yoldafl ise yeni ittifak›n
verimsiz ve gerici oldu¤unu, ülkeyi
ileri tafl›mayaca¤›n›, hükümetin kurulmas› için partilerinin öncülü¤üne
karfl› ç›kmak için kuruldu¤unu ve
Kurucu Meclis seçimlerinde ortaya
ç›kan halk›n istem ve taleplerine ayk›r› oldu¤unu ifade etti. 90’lar›n ortas›ndaki siyasi oyunlar›n yeniden
oynand›¤›n›, o dönemde de ilerici
reformlar bekleyen halk›n istemlerine ayk›r› davran›ld›¤›n›, Maoistlerin
halka giderek süreç hakk›nda halk›
bilgilendirece¤ini ve bu siyasi kumar› teflhir edece¤ini belirtti. Baburam
yoldafl di¤er partilerin Maoistlere
yönelik hükümete girme ça¤r›lar›na
yönelik ise partilerinin bile bile cehenneme girmeyece¤ini söyleyerek
cevaplad›.
Nihai sald›r› için
haz›rlan›yoruz
NKP (Maoist)’in 15 günlük ‹ngilizce yay›n organ› K›z›l Y›ld›z dergisinin
11. say›s›nda devlet baflkanl›¤› seçiminden önce yay›nlanan ve “Günümüzdeki kilitlenme ve görevlerimiz” bafll›kl›, NKP(Maoist) MK üyesi Basanta Yoldafl imzal› yaz›da Nepal’de yeni demokratik devrimin yeni bir aflamaya ulaflt›¤›n›, 240 y›ll›k feodal monarflinin partinin önderli¤indeki halk taraf›ndan y›k›l›p Federal Demokratik Cumhuriyet’in (FDC) kuruldu¤unu, bu de¤iflimin gerçekleflmesinde MLM bilimsel ideolojisini rehber edinen dinamik bir
önderli¤in ve kitleleri emperyalizme ve feodalizme karfl› politize eden 10 y›ll›k Halk Savafl›’n›n ve Nisan 2006’daki Halk Hareketinin belirleyici oldu¤unu
vurgulamaktad›r.
Yar›-feodal yar›-sömürge bir ülke olan Nepal özgünlü¤ünde feodalizm ve
emperyalizmin yan› s›ra Hint yay›lmac›l›¤›n›n da toplumsal, ekonomik ve kültürel iliflkilerin radikal de¤ifliminde ve ulusal birli¤in ve halk egemenli¤inin
önünde engel oldu¤unu, ancak FDC’nin ard›ndan monarflinin feodal kurumlar›n›n y›k›ld›¤›n›, siyasi alanda feodalizmin zay›flad›¤›n› fakat feodalizme karfl›
mücadelenin sona ermedi¤ini aç›klamaktad›r.
Kurucu Meclis seçimlerinde s›kça at›lan “Yeni Nepal” slogan›n›n ancak feodalizmi ve emperyalizmi y›karak gerçek olabilece¤ini vurgulayan yaz›da bu de¤iflimin ancak proletaryan›n partisinin önderli¤inde demokratik ve yurtsever
güçlerin ortak diktatörlü¤ünün hakim oldu¤u bir devlette mümkün olaca¤› ifade edilmekte, bunun isminin de Yeni Demokrasi oldu¤u eklenmektedir.
FDC’nin NKP(Maoist)’in merkezi rol oynad›¤› bir çeflit burjuva demokrasi oldu¤unu ancak Nepal proletaryas›n›n öncüsünün tüm devlet iktidar›n› ele
geçiremedi¤ini, bu nedenle stratejik hedef olan Yeni Demokrasiye daha ulafl›lmad›¤›n›, bu nedenle FDC’nin Yeni Demokrasi yolunda taktiksel bir ad›m,
proleter devrimin ilk aflamas› oldu¤unu aç›klayan yaz›da devrimin stratejik
sald›r› aflamas›nda oldu¤u ancak zaferi daha elde edemedi¤i, karfl›-devrimcilerin iktidar› geri almak için her yolu deneyece¤i vurgulanmaktad›r.
Basanta yoldafl, partinin yeni demokratik devrime do¤ru taktiksel ad›m›
henüz atmad›¤› bu koflullarda ulusal ve uluslararas› alanda sol-devrimci güçlerde ve parti içinde kayg›lar›n olmas›n›n do¤al oldu¤unu, partilerinin 2001 y›l›nda gerçeklefltirdi¤i ‹kinci Ulusal Konferansta geçici hükümet ve Kurucu
Meclis seçiminin siyasi taktik olarak formüle edildi¤ini, 2004 A¤ustos’unda
gerçekleflen Merkez Komite toplant›s›nda bu takti¤in demokratik cumhuriyet
biçiminde daha da somutlaflt›r›ld›¤›n› ve art›k FDC’nin ilan› ile bu takti¤in sona erdi¤ini aç›klamaktad›r. Art›k partilerinin iktidar› tamamen ele geçirmek için nihai sald›r› için haz›rland›¤›n›, kayg›lar›n buradan kaynakland›¤›n›, bu nedenle günümüzdeki cumhuriyeti Yeni Demokratik Devrim öncesinde stratejik bir aflama olarak de¤erlendirmek
gerekti¤ini Basanta yoldafl vurgulamaktad›r.
Basanta yoldafl yaz›s›nda ayr›ca halen yar›-feodal yar›-sömürge yap› devam
etse de Kurucu Meclis seçimleri ve FDC’nin kuruluflunun ard›ndan s›n›f ve toplumsal iliflkilerde büyük de¤iflimlerin oldu¤unu, monarflinin kalmad›¤›n›, kültürel ve ekonomik aç›dan feodalizm varl›¤›n› korusa da Hint yay›lmac›l›¤›n›n ç›karlar›n› savunan komprador burjuvazinin öne ç›kt›¤›n›
belirtmekte ve bu nedenle Yeni Demokratik Devrimin ulusal yönünün demokratik yönüne nazaran a¤›rl›k kazand›¤›n› eklemektedir.
Kongre Partisi ve Madhesi partilerinin ittifak›n›n, öncesinde yap›lan anlaflmalara ayk›r› oldu¤una, bunda Hint yay›lmac›l›¤›n›n müdahalelerinin belirleyici oldu¤una ve yeni bir gerici kutuplaflman›n (polarizasyonu) ortaya ç›kt›¤›na
de¤inen Basanta yoldafl Hint yay›lmac›l›¤›n›n da demokratik ve yurtsever güçlere yönelik nihai sald›r›ya haz›rland›¤›n› belirterek ulusal egemenli¤in ve toprak bütünlü¤ünün ciddi bir tehdit alt›nda oldu¤u uyar›s›n› yapmaktad›r.
Basanta yoldafl yaz›s›n› gerici güçlerin “kutsal (olmayan) ittifak›”na karfl›
tüm demokratik ve yurtsever güçlerin güçlü bir birleflik cephe infla ederek iktidar› ele geçirmesi gerekti¤i ça¤r›s›n› yapmakta ve siyasi kilitlenmenin ancak
bu flekilde afl›laca¤›n› vurgulamaktad›r.
İşçi-köylü 11
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Kavga okulu
‹nand›klar›n›n öznesi olma çabas› ve azmi;
MEHTAP KARA
Kavgada
ölümsüzleflenler!
1 A¤ustos’ta Dersim Hozat Kinzir ormanlar›nda flehit düflen TKP/ML T‹KKO gerillas› Mehtap Kara’n›n
c›yla yüklenir zamana. Her
türden sald›r›lara, engellere ra¤men
pusulas› elinde menzile yürüyüflünü
sürdürür.
Mehtap yoldafl denildi¤inde hat›rlanmas› ve söylenmesi gereken ilk fleyler bunlard›r. 2000 Temmuz’unda Karadeniz’de gerilla saflar›nda yerini alm›flt› Mehtap yoldafl. Gerilla olarak
kavgan›n içinde
yer alman›n ilk s›k›nt›lar›,
güçlükleri, uyumsuzluklar ›
Zorlu
yollar›n yolcusuyuz. Bu yollar›n yükü
a¤›rd›r. Çünkü özgür gelece¤i yaratman›n düfllerini tafl›r›z omuzlar›m›zda. Ama flunu da biliriz ki, bu düfllerdir
bizi yollar›n yolcusu yapan. Yükümüzün
a¤›rl›¤› yürüyüflümüzü biçimlendirir.
‹nanc›n, bilincin, özverinin, cesaretin ve
azmin ad› oluruz bu kavga yürüyüflünde. Kimi zaman duraksad›¤›m›z da olsa,
yeniden koyuluruz yollara. Biliriz ki
menzile varmak için, namludan ç›kan
bir mermi durmaz, geri dönmez. Düfllerin menziline yürüyenler için de kavga böyledir. Bu yollarda düflmek de var.
Ama biliyoruz, gelinen noktadan sonra,
düfllerimizi gerçe¤e dönüfltürecek yürekler devam ettirecektir yürüyüflü.
Mehtap yoldafl›m›z, Karadeniz’in
Hatice’si, Dersim’in Sevda’s›, ölüm
haberini duymak tüm a¤›rl›¤›yla yüreklerimize otursa da, onurluyuz, k›vançl›y›z seninle. Dolu dolu geçen bir mücadele yaflam›yla, zihinlerimizdeki yerin
her zamanki gibi ayd›nl›k. Devrime,
kavgam›za ve yoldafllar›m›za ba¤l›l›¤a
adlanm›fl bir kiflilik yaratman›n çabas› ve
azmiyle tan›d›k seni. Umudumuzu hiç
yitirmedik. Çünkü biliyoruz ki, düflsek
de bu yolda, düflenlerimizle tafl›n›r
umutlar›m›z. Seninle düflüncelerimizi,
umutlar›m›z› tafl›yaca¤›z gelece¤e. Bu
bilinçle duygu ile karfl›lad›k ölüm haberini.
Devrimcilik, devrime inançla var
olur. ‹nanç kuru, soyut bir kavram ya
da olgu de¤ildir. Devrim düflüncesine götüren nesnel gerçekli¤i kavramaktan geçer inanç. Devrimci
düflüncede ›srar, kararl›l›k ve pratik durufl inanc›n derinli¤iyle do¤rudan ilintilidir. ‹nsan, inand›¤› düflüncelerin
öznesi olabildi¤i ölçüde, devrimci
mücadelenin öznesi olabilir. Koflullar ne olursa olsun, inanan bir kifli,
her daim enerjisini, çabas›n›, kavgas›na
harcayarak, kendisini ve kavgan›n eylemini somutlaflt›r›r. Tereddütsüzce partisinin kararl› bir militan› olman›n k›van-
olur. Her gerilla için, yaflad›¤› bir dizi çeliflkiyle savaflma, çat›flma dönemidir ayn› zamanda. Maddi koflullar ve zorunluluklar, insan›n aynas›d›r. Birçok noktada kifli kendi gerçekli¤iyle hesaplaflmak
zorundad›r. Bu hesaplaflma do¤ru yönde yap›ld›¤›nda, ileriye dönük ad›mlar
at›l›r ve geliflme sa¤lan›r. Gerilla koflullar›n›n kavranmas›, bilince ç›kart›lmas›
ve uyumun yakalanmas› önemlidir.
Mehtap yoldafl, ö¤renci kökenli oldu¤undan edindi¤i al›flkanl›klar›yla, kad›n
olman›n toplumsal özellikleriyle gerilla
alan›ndayd›. Do¤al olarak tafl›d›¤› özellikleri ölçüp biçmek, al›flkanl›klar›n› kalburdan geçirip elemek durumundayd›.
Gerilla alan›n›n askeri disiplini, disiplinli
yaflam› ve yaflamsal zorunluluklar›yla
cebelleflti Mehtap yoldafl. Disipline gelmemek olarak tan›mlanabilecek davran›fllar› çoktu. Ama gelifliminin dinami¤i de oradayd›. Yapmas› gerekenle,
kendi gerçekli¤i aras›ndaki aç› büyüktü.
Bu aç›yla yüzleflti. Zay›f yanlar›n›, eksikliklerini gördü. Amaca ulaflman›n önündeki engellere bakt›¤›nda bir ölçüde
kendini gördü ve sanc›l› bu süreçlerden
baflar›yla ç›kmas›n› bildi.
Co¤rafi koflullar›n a¤›rl›¤› ve insan›n
zorlanmas› anlafl›l›r bir durumdur.
Mehtap yoldafl, ilk y›llar yollar›n uzunlu¤undan, engebeli zorlu oluflundan, geceleri karanl›ktaki yürüyüflünden, k›fl›n
oldukça sert ve so¤uk flartlar›ndan, yaz›n ise bunalt›c› s›caklar›ndan yana zorland›, etkilendi. Ama ›srarc› özelliklerinden dolay› bunlara karfl› durmas›n›
bildi ve kazand›. Bu cebelleflme içinde
güçlendi, yo¤ruldu. Al›flkanl›klar›n kendinde çizdi¤i s›n›rlar›n fark›na vararak,
kendini aflman›n iradesine ulaflmas›n›
bildi. Devrimcileflerek devrimin
öznesi olunaca¤›n› yaflayarak ö¤rendi.
Birçok yoldaflta belli ölçülerde özgüven sorunu vard›r. Her fleyde oldu¤u gibi güven, özgüven de somuttur.
Bu noktalarda toplumsal gerçeklikten
dolay› kad›nlar daha da zay›f kalmakta-
Pusula
Nereden bafllayaca¤›z?
Devrimci geliflim ve ilerlemenin
önünü t›kayan, onu engelleyen her
yerde düzelme ve düzeltmeye bafllayaca¤›z. Peki nereden? Önce devrim biliminin en temel konular› olan
devrimci düflüncenin elde edilmesinden, kitle çizgisinin devrimcilefltirilmesinden, hata ve zaaflara karfl›
mücadele yönteminden, elefltiri ve
özelefltiri silah›n›n do¤ru tarzda kullan›lmas›nda ortaya ç›kan yanl›fl anlay›fllar›n düzeltilmesinden ifle bafllayaca¤›z. Önderlik ve örgüt sorununa ait temel konularda devrimci düflüncenin politik-örgütsel yaflam›n
bütününde egemen k›l›nmas›ndan
bafllayaca¤›z. Proletarya Partisi ve
halkla yürümeyi esas alan prati¤in
örgütlenmesiyle bafllayaca¤›z.
Düzelme-düzeltme, de¤iflim ve
de¤ifltirme prati¤i önce içimizden yani üstten alta do¤ru, içeriden d›flar›ya
do¤ru ele al›nmal›d›r. K›sacas› düzelmeye ve düzeltmeye önce
kendimizden bafllayaca¤›z. Önce kendi faaliyet alan›m›zda düzelme
ve düzeltmeye koyulaca¤›z. Düzelme ve düzeltme prati¤ini kendisinden, kendi faaliyet alan›ndan, kendi komitesinden bafllatmayan asla baflar›n›n öznesi olamaz. Söz konusu
devrimci ad›mlar› kendi d›fl›nda
gören ve bu tarzda yaklaflanlar
asla geliflimin adresi olamayacak, kitleleri ve örgütü örgütlemenin çekim merkezi haline
d›r. Edilgen, pasif, yer yer karars›zca
düflünceler, duygular ve davran›fllar,
mevcut durumu kabullenme hali, idare
etme gibi bir dizi özelli¤i kad›n yoldafllar›m›zda daha s›k görebiliriz. Bütün bu
özellikleri k›r›p parçalayan ve yaflam›n
öznesi olan da yine kad›n yoldafllar›m›z
olmufltur. Mehtap yoldaflta da önemli
denebilecek oranda özgüven sorunu
vard›. Birçok eksikli¤ini nas›l aflt›ysa, bu
yönlü de güçlenmesini bildi. Bir yanda
görev alma iste¤i, di¤er yanda “acaba
yapabilir miyim?” düflüncesiyle içten içe
yaflanan tereddüt. Baflarabilir miyim diye düflünmesi ya da iç geçirmesi onun
aç›kl›¤›yd›. Mütevazili¤i kendini bilmesinden geliyordu. Bu da isteklerinin ve
yapacaklar›n›n bilincine iflaret ediyordu.
Görev ve sorumluluk bilincini bu çeliflkilerle, süren çat›flmalar içinde
gelifltirdi. Ald›¤› her görevi kavrad›¤› ölçüde yapabilen bir düzeyle s›n›rlamad› kendini. Bir ad›m daha ilerisini
düflünerek davrand›. Ad›m ad›m kendini de¤ifltirmeyi ve düfllerinin öznesi olmay› baflard› Mehtap yoldafl. Yaflam›n
belirleneni olmaktan ç›k›p, belirleyen,
öznesi olan bir niteli¤e do¤ru tafl›d›
kendini. Çünkü inan›yordu. Ve çabas›n›
bu yönde ortaya koyman›n örne¤i oldu.
Devrime, Partiye, yoldafllar›na ba¤l›l›ktaki duruflu Mehtap yoldafl›n yaflam›nda önemli bir yere sahipti. Görev
bilincini alg›lay›fl› Partinin yönelimine,
somut ad›mlar›na göre flekillendi hep.
Gerilla birimlerinde görev almakla s›n›rlamad› kendisini.
Karadeniz’den Dersim’e uzanan
mücadele yürüyüflünde, Partinin belirledi¤i güzergâha göre flekillendi ve ön
saflarda yerini ald›. Sürecin geri yanlar›na ra¤men ilk gün gibi gerilla heyecan›yla kavgadaki duruflu korumak ve yaflatmak çok önemliydi. Art›k farkl› bir
Mehtap yoldafl vard›. Zincirlerini k›rmak, kabu¤unu de¤ifltirmek, düfllerinin
öznesi olmak, zorlu bir sürecin sonunda yaflamsal ö¤elere dönüflmüfltü Mehtap yoldaflta. Kendine güvenini kazanm›fl, karar verirken daha bir kendinden
emin, daha zorlu görevleri alma konusunda kararl› ve azimli olmufltu.
Düflen yoldafllar›n ard›ndan gözyafllar›na hakim olamazd›. O gözyafllar›
yoldafllara ba¤l›l›¤›n, sevginin, onlardaki
de¤erlerimizin ad›yd› Mehtap yoldaflta.
Düflenleri anlatmak, yoldafllar›na tafl›mak iste¤iyle hemen ka¤›da kaleme sar›lmas› bundand›.
Kendisini aflman›n iç rahatl›¤›ndan
dolay›, yer yer geriye dönüp, zaman›nda yap›lan yanl›fllar, uygunsuz davran›fllar üzerine konuflmalar yap›ld›¤›nda
“neler yapm›fl›z gerçekten” diyerek
farkl›laflmay› dillendiriyordu. Kendini
aflmak geçmifle bak›fla da bir nitelik kazand›r›r. Kendini daha iyi gören,
muhasebesini do¤ru yapan, ö¤renen ve
birikim elde edenler oluruz. Mehtap
yoldafl belki a¤›r sanc›l› bir süreç geçirdi ama her fleye ra¤men hedefledikleri-
getiremeyecektir.
Devrimin temel konular›ndan ve
sorunlar›ndan biri olan halka karfl›
nas›l yaklafl›l›p, onlarla nas›l devrimci ba¤lar kurulup, hangi politikan›n
yön göstericili¤inde örgütleme çal›flmas›n›n süreklilefltirilece¤i konusundan ifle bafllamal›y›z. Yani yak›c›
bir flekilde halkla iliflkilerin düzeltilmesi için, devrimcilefltirilmesi için
k›r›lma noktalar›n›n düzeltilip devrimcilefltirilmesi gerekmektedir.
Kitlelerin kendi sorunlar› etraf›nda,
talep ve çeliflkileri temelinde örgütleme prati¤iyle ifle bafllamal›y›z. Kitleleri kendi ç›karlar› etraf›nda örgütleme yerine sadece faaliyet alanlar›n›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamay› hedefleyen günübirlik bir tarzda örgütleme anlay›fl› uzun vadede zarar verir. Halk›n sorunlar›n›n, talep ve ihtiyaçlar›n›n neler oldu¤unu ö¤renmeye, anlamaya; halk gerçekli¤ini
ne ulaflmas›n› bildi.
Gerilla olmak, gerillaya kat›lmakla olmuyor. Önemli olan
onun ruhunu kavramakt›r. Savafla,
partinin savafl çizgisine ve siyasetine,
gerillan›n Halk Savafl› stratejisi içindeki
yerine, önemine, savafl›n yasalar›na, gerilla bölgesinin savafl flartlar›na, kitle
gerçekli¤ine, düflmana ve savafl›n özgün
durumlar›na kadar bir dizi noktaya dair
asgari kavray›fla sahip olmak gerekir.
Bunlar zamanla kavranacak fleylerdir.
Mehtap yoldafl bu noktalarda eksikliklerinin fark›ndayd›. Gerilla alan›na uyum
sorununu çözdükten sonra bu konular
üzerine yo¤unlaflm›flt›. Siyasi olarak
yetmezliklerini bildi¤i için neyle bafllayaca¤›ndan yana s›k›nt›s› olmad›. Gerilla olman›n sadece gerilla koflullar›na
uyum sa¤lamakla s›n›rl› olmad›¤›n›,
onun ideolojik-politik özüne ulaflman›n
as›l olan oldu¤unu kavr›yordu. Asgari
olarak özgüven elde etmesi ve görevler
istemesi de gerillay› daha özlüce kavramas›ndand›. Bir zamanlar askeri disiplinle s›k›nt›lar› olan Mehtap yoldafl, denetleyen, sorgulayan, elefltirel davranan
olmaya bafllam›flt›. Önemli olan insan›n özgüveni, kararl›l›¤›, azmi ve
bunlarla beslenen cesaretidir.
Mehtap askeri olarak da kendini geliflti-
ren oldu. Geldi¤i aflama bunun somut
göstergesidir.
Proletarya Partisi’nin 8. Konferans›yla Halk Savafl›nda, gerilla savafl›nda
›srar›n, kitlelerle bütünleflme fliar›n›n
s›cakl›¤›nda oldu¤umuz bir süreçte, gerilla ruhunda yönelime yan›t olanlar›m›zdand› Mehtap yoldafl›m›z. Her türden gericili¤in, tasfiyecili¤in, düflünsel
dejenerasyonun, inançs›zl›¤›n yafland›¤›
bir dönemde, devrim yolunda inad›na
yürümek, savaflmak ve kararl›l›¤› ortaya koymak, en güçlü yan›tt›r düflman
s›n›flara.
Mehtap yoldafl; inanc›n, kararl›l›¤›n,
azmin ve özne olma bilincinin ›fl›¤›nda
Halk Savafl›’na ba¤lanmakt›r. Kendini
aflarak yenilemenin, bir kad›n olarak
köhnemifl zincirleri parçalay›p, devrimci mücadelemizin öncüsü olmay› baflarman›n ad›d›r Mehtap yoldafl. S›n›rlar›n› aflmakt›r, sistemin bedenimize,
zihnimize vurdu¤u kabuklar› k›rman›n
ad›d›r. Her fleye ra¤men zoru baflarman›n imkans›z olmad›¤›n› ve zoru baflarman›n, alt etmenin içinde geliflimin
olabilece¤inin ad›d›r. Mehtap yoldafl,
inand›klar›n›n öznesi olmak için inad›na
yürümenin, ›srar›n ad›d›r.
(Bir yoldafl›)
Partinin hesap soran
gür sesine...
Partiye ve ilkelere ba¤l›l›¤›, disiplinli yaflam› ile örnek önder
kadrolardan Muharrem Horoz
Ölüm Orucu direniflinin 236. gününde ölümsüzler kervan›na kat›ld›.
1967 y›l›nda Sivas-Divri¤i’de
dünyaya gelen Muharrem Horoz
Proletarya Partisi’nin düflünceleri
ile 1989 y›l›nda Trakya Üniversitesi Makine Mühendisli¤i’nde okurken tan›flt›.1992 y›l›nda Komsomol
içinde örgütlenen Muharrem Horoz flehit düfltü¤ü tarihe kadar bitmek tükenmez bir enerji ile Partinin gelifltirilmesi, halk kitleleri içinde kök salmas› için çal›flt›. fiehit
düfltü¤ünde TKP/ML MK Yedek
Üyesi olan Muharrem Horoz ka-
bütün yönleriyle tan›maya çal›flan
bir tarz› prati¤imizde egemen k›lmaya çal›flarak düzelme ve düzeltmeye
bafllamal›y›z. ‹flçi s›n›f›na ve ezilen
emekçilere, s›n›fl› topluma ait sömürü ve bask›ya dayal› gerçekleri
gösterip, örgütlenmenin tek ç›kar
yol oldu¤unu gösteren pratiklerin
alt›na imza at›larak bu süreç örülmelidir. Halk›n yerine, onlara ra¤men, onlar›n olmad›¤› anlay›fllar›
mahkûm ederek, süreci tersine çevirme pratik faaliyetine girilmelidir.
Tüm faaliyet alanlar›nda iç iliflkilerinin devrimcilefltirilmesini sa¤lamaya çal›flarak, do¤ru bir önderlik
ve yönetme prati¤ini esas almaya
bafllayarak düzelme ve düzeltmeye
baflland›¤›nda baflar›l› olmamak için
bir gerekçe olmayacakt›r. Yoldafllar
aras› iliflkilerinin devrimcilefltirilmesi
sorunu, örgütün birli¤ini sa¤lamlaflt›rma sorunu tüm bunlar birbirine
rarl›l›¤› ve yarat›c›l›¤› ile düflman›n korkulu rüyas› oldu. Ölüm
Orucu direnifli s›ras›nda birçok
tutsak hastal›klar›ndan dolay›
tahliye edilirken devlet onu bilinçli bir flekilde tahliye etmedi.
ÖO direnifli s›ras›nda Ankara
DGM’ye getirilen Muharrem
Horoz’un DGM savc›s›na yönelik; “Sizden de hesap soraca¤›z” sözleri devletin bu tavr›n›
da aç›kl›yordu. O, yüz yüze oldu¤u gücün s›n›f düflmanlar› oldu¤unu biliyordu. O, bu bilinci
militan, komünist ve savaflç› olarak birçok aktif pratikte s›n›f
düflman›yla savaflta, iflkencede ö¤renmiflti.
Muharrem Horoz, devrime kat›lmak için Partiye kat›ld›. Tüm yaflam› boyunca ona yön veren temel
ilke disiplin oldu. 8 gün kald›¤› iflkencehanelerde “ser verip s›r
vermeme” ilkesine ba¤l› kalan
Muharrem Horoz düflman› yenilgiye u¤ratt›. Üzerinden ç›kan sahte
kimli¤i bile kabul etmeyen Muharrem Horoz’un kimli¤ini tespit etmek için polis gazetelere, televizyonlara ilan vermek zorunda kald›.
S›n›f savafl›m›ndaki kararl›l›¤›n›
Ölüm Orucu direnifli s›ras›nda da
sürdüren Muharrem Horoz, bilinç
yitimi yaflad›¤› anlarda bile Partiye,
kopmaz ba¤larla ba¤l›d›r. Ortaya ç›kan sorunlarda, yaflanan hata ve zaaflara karfl› mücadelede izlenmesi
gereken yöntemin mücadele ve yard›m etmek oldu¤unu kavramak ve
bu yönde örgütlenme çal›flmalar›
yapmak bizi ileriye tafl›yacakt›r. Yani
yoldafllar› önderlik-örgüt-kitleleri
örgütleme vb. ana konularda tafl›nan
yanl›fl fikirlerin etkisinden kurtarmak için bir yandan do¤ru tarzda,
do¤ru anda ve do¤ru yöntemle mücadele ederken ayn› zamanda örgütlülüklerimizi de gelifltirmifl olaca¤›z.
Düzelme ve düzeltme, de¤iflim ve de¤ifltirme yönünde ileri
do¤ru ad›mlar›n at›lmas›, tüm faaliyet alanlar›nda yaflanan sorunlar›n
çözümüne de büyük katk› ve yarar
sa¤layacak, örnek olacakt›r. Kitle
çizgisinin devrimcileflmesi demek halka hizmeti esas almak
demektir. Halk›n ç›karlar›n› esas
Fethi Özdemir: 1967 Dersim
Pertek do¤umlu Fethi Özdemir 1992 y›l›nda Cumhuriyet
Üniversitesi ö¤rencisi iken gerillaya kat›lm›flt›r. Devrimcili¤i
bofl vakitlerde yap›lan bir u¤rafl
olarak de¤il bir yaflam tarz› olarak alg›l›yor ve öyle yafl›yordu.
Sanatsal yönü geliflmifl olan Fethi Özdemir (Selim) proleter
kültürün gelifltirilmesi amac›yla
"Gerillan›n Sesi" isimli gazetenin yay›nlanmas›na öncülük
etmifltir. 31 Temmuz 1994
y›l›nda Erzincan K›l›çkaya köyü
yak›nlar›nda faflist TC güçlerinin sald›r›s› sonucu Özlem Sürgeç ile birlikte flehit düfltü¤ünde birli¤in komutan› ve siyasi
komiseriydi.
Özlem Sürgeç: 1991 y›l› sonlar›nda gerillaya kat›lan Özlem
Sürgeç emekçi bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya geldi. Yaflad›¤› co¤rafyada verilen gerilla
savafl›na uzak de¤ildi. Y›ld›z
Ayr›ç ile birlikte gittikleri köyde karfl›laflt›klar› gerilladan etkilenerek kat›lmaya karar verdi.
28 Temmuz flehitleri: 28
Temmuz 1986’da Do¤an Mememçil komutas›ndaki 10 kiflilik gerilla birli¤i Sivas-ErzincanDersim’in kesiflti¤i noktaya yak›n bir bölgeden hareket ederek
Yeflilyaz›’dan Sö¤ütlüye u¤rar.
Mola verdikleri köyün etraf›n›
saran düflman› fark eden gerillalar çekilmeye bafllar. Ancak düflman›n kurdu¤u pusu ile çat›flma
ç›kar. Çat›flmada Parti üyesi
olan Do¤an Memeçil ve ‹smail Kaya, Yusuf Y›ld›r›m, Ali
Demir, Cumhur ‹çöz, ‹mam
Utan, Yusuf Tosun, Süleyman
Kaya ve Cahit O¤uz çat›flarak
flehit düfler.
yoldafllar›na olan ba¤l›l›¤›n› bir an
bile yitirmedi.
Muharrem Horoz Proletarya
Partisi’nin hesap sorucu prati¤inin
komutan› olarak birçok eylemin
de alt›na imzas›n› atm›flt›r. O Proletarya Partisi’nin hesap sorma
gelene¤inin savafl›n atefli içinde
yo¤rulan önderi oldu o. Mütevaz›,
son nefesinde yoldafllar›n› say›klayacak kadar yoldafllar›na ba¤l›, tereddütsüz bir flekilde ölümü kucaklayacak kadar kararl› bir devrim hamal›yd›.
Muharrem yoldafl›n biz ard›llar›na b›rakt›¤› kavga ve direnifl
bayra¤› daima yükseklerde dalgalanacakt›r. Onu kavgan›n k›zg›n
alevinde, da¤ bafllar›nda hesap soran namlular›m›zda yaflataca¤›z.
Proletarya Partisi’nin kitlelerin
içinde daha fazla kök salmas› için
ondan ö¤rendiklerimizle kavgaya
at›laca¤›z.
Onu anmak devrimci disiplin
ve iradenin emretti¤i biçimde görevlerimizi ve sorumluluklar›m›z›
yerine getirmekten geçmektedir.
alan çal›flmay› devrimci prati¤in
merkezine koymay› esas almak demektir. Kitleleri s›n›f bilinciyle örgütleyip, savaflt›rmak, kendi kaderlerinin ve geleceklerinin sahibi yapmak demektir.
Toplumun geliflim yasalar›na, s›n›f savafl›m›n›n ve Proletarya Partisi’nin geliflim gerçekli¤ine uygun
olarak düflünce ve çal›flma tarz›m›z›
düzeltmek önemlidir. S›n›f bilincimizi sürekli canl› ve diri tutarak,
Proletarya Partisi’nin politik kararlar› ve çizgisiyle donanm›fl bir önderlik yarat›lmaya çal›fl›ld›¤› oranda
kitleler, devrimci savafl ve gerilla faaliyet alan›nda baflar›lar sa¤lanabilir.
Proletarya Partisi’nin son oturumu
do¤rultusunda at›lan ileri do¤ru
ad›mlar› görmek gerekmektedir.
Ancak bu ad›mlar›n güçlendirilmeye
ve gelifltirilmeye ihtiyac› oldu¤u da
bilinmelidir.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
‹ran’da
kad›n
tutsaklar
açl›k grevinde
Yafllar› 17 ile 70 aras›nda de¤iflen,
Evin Hapishanesi’ndeki 10 kad›n
tutsak, hapishanedeki insanl›k d›fl›
koflullar› protesto etmek için açl›k
grevine bafllad›. Kad›n haklar› aktivisti olan tutsak kad›nlar, Temmuz ay›n›n ilk günlerinde, ‹ran’›n baflkenti
Tahran’da tutuklanm›fllard›. Kad›n
tutsaklar›n, kad›nlar› afla¤›layan uygulama ve yasalar›n kald›r›lmas›na dönük imza toplarken tutukland›klar›
bildiriliyor.
‹ran’daki gerici molla rejimi, bir
süre önce bafllat›lan ve 1 milyon imza-
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
y› hedefleyen kampanyay› engellemek
için tüm bask› ve y›ld›rma yöntemlerini hayata geçirmekten geri durmuyor.
K›sa süre önce de yine 21 yafl›ndaki
psikoloji ö¤rencisi Hana Abdi, kampanya çerçevesinde imza toplarken,
“ulusal güvenli¤i tehdit etmeye
dönük toplanma ve gizli örgütlenme” iddias› ile tutuklanm›fl ve befl
y›l hapis cezas›na çarpt›r›lm›flt›.
Hana Abdi’nin tutuklanmas›ndan
önceki günlerde de, 22 yafl›ndaki bir
erkek, Tahran’da ayn› imza kampanyas› çerçevesinde imza toplarken gö-
T e c a v ü z k a d › n › n d e ¤ i l iflkencecinin i¤rençli¤idir!
‹flkenceciler kad›na, çocuklu¤undan itibaren içsellefltirilmifl de¤er yarg›lar›yla
sald›rd›klar›nda daha etkili olaca¤›n› bilmektedir. Örne¤in nas›l Guantanamo’da tutulan ‹slamc› tutsaklara, onlar için önemli olan inanç ve de¤erleri
olan Kuran’› tuvalete atarak, yüzlerine kad›n iç çamafl›rlar› geçirerek iflkence yap›l›yorsa, kad›na da onun için (hala önemli bir de¤er olan) cinsel kimli¤i üzerinden sald›rmaktad›r. Yani kim için ne de¤erliyse-etkiliyse onunla sald›r›lmaktad›r.
Toplum içerisinde en fazla ezilmiflli¤i, horlanm›fll›¤›, sömürü ve
yoksullu¤u kad›nlar yafl›yor olmas›na ra¤men ne ki bunlara karfl› verilen kurtulufl mücadelelerinde olmas› gereken yerde de¤illerdir.
Bunun nedeni, kad›nlar›n, erkek
egemen sistem(ler)in biny›llar boyunca alt ve üstyap› kurumlar›yla,
töreleriyle, çeflitli bask› yöntemleriyle sisteme daha s›k› bir flekilde
ba¤lanm›fl olmalar›d›r. Bu ba¤lar
birçok kad›n›n devrimci mücadele
ile tan›flmalar›n›n önünde engelken,
devrimci mücadele ile tan›flanlar›n
da edilgenlefltirip, ileriye do¤ru h›zl› ad›mlar atmas›n› engellemektegeciktirmektedir.
Devrimci mücadeleye kat›lan
kad›n, çok say›da engelle karfl›lafl›p,
bir dizi kayg› yaflamaktad›r. Bu kayg›lardan biri de düflman taraf›ndan
ele geçirilme ve gözalt›nda taciz ve
tecavüze u¤rama endiflesi ve u¤rad›¤›nda bunun üstesinden gelip gelemeyece¤i çeliflkisidir. Di¤er karfl›lafl›labilecek iflkenceler göze al›nabilirken ayn› rahatl›k taciz ve tecavüz iflkencesi için her zaman gösterilememektedir.
Taciz-tecavüz ve bunun alg›lan›fl›na geçmeden önce iflkencenin ne
oldu¤unu tan›mlamak gerekmektedir. ‹flkence; egemen olan›n egemenli¤i alt›ndaki ezilenlere boyun
e¤dirmek, kendi iradesini kabul ettirmek ve istedi¤ini alarak hedefine
ulaflmak için bedenine ve ruhuna
eziyet ederek ac› çektirmesidir.
Her ne kadar iflkencenin bir yönünün daha a¤›rl›kl› olarak öne ç›kmas›ndan dolay› “fiziki” veya “psikolojik” diye adland›r›lsa da her iki
iflkence çeflidi de di¤erini içinde bar›nd›r›r. Örne¤in dayak her ne kadar vücuda ac› veriyorsa da bir o
kadar da afla¤›lamay›, küçük düflürmeyi içinde bar›nd›r›r.
‹flkence, zor kullan›larak insan bedenine ve benli¤ine uygulanan fliddettir. Taciz-tecavüz
de bu fliddetin en yo¤un hallerinden biridir. ‹çerisinde iflkencenin
hem fiziki hem psikolojik boyutunu
bar›nd›rarak insan›n hem ruhuna
hem bedenine ac› verir.
‹çinde yaflad›¤›m›z toplumda taciz-tecavüzün tahribatlar› çok daha
a¤›r olsa da asl›nda özü di¤er iflkencelerden farkl› de¤ildir. Elektrik verilirken de, falakaya çekilirken de,
Gazetelerin 3. sayfa haberleri
olarak magazinel boyutuyla ve ma¤durlar› taciz edercesine tafl›d›klar›
çeflitli olaylar ayn› zamanda aile içi
tecavüz ve ensestin ne kadar yayg›n
oldu¤unu gösteriyor. Öykülerin ço¤u dehflet dolu ve toplumun genelinde “olamaz böyle bir fley” denilerek bak›lan olaylar›n “kahramanlar›”
her gün, her yerde görebilece¤imiz
“s›radan” kiflilikler… Bunun korku
yaratarak insanlar›n birbirine karfl›
güvensizli¤i körüklemesi için de¤il,
toplumsal yozlaflman›n boyutlar›n›n
gözler önüne sürülmesi olarak anlamak gerekir. “Ahlak” meselelerine
ikiyüzlü bak›fl›n ma¤duru da çok bü-
tecavüz edilirken de amaç ayn›d›r.
Hepsinde de devrimci kad›na (ayn›
flekilde erke¤e de) ac› çektirilerek
insani ve devrimci de¤erlerden
ar›nd›rmak, soysuzlaflt›rmak ve
kendi iradesini kabul ettirip boyun
e¤dirmektir.
‹flkenceciler kad›na, çocuklu¤undan itibaren içsellefltirilmifl de¤er yarg›lar›yla sald›rd›klar›nda daha etkili olaca¤›n› bilmektedir. Örne¤in nas›l Guantanamo’da tutulan ‹slamc› tutsaklara, onlar için
önemli olan inanç ve de¤erleri olan
Kuran’› tuvalete atarak, yüzlerine
kad›n iç çamafl›rlar› geçirerek iflkence yap›l›yorsa, kad›na da onun
için (hala önemli bir de¤er olan)
cinsel kimli¤i üzerinden sald›rmaktad›r. Yani kim için ne de¤erliyseetkiliyse onunla sald›r›lmaktad›r.
Özü di¤er iflkencelerden farkl›
olmamas›na ra¤men cinsel sald›r›lar›n di¤erlerinden neden farkl› alg›land›¤›, neden tahribatlar›n›n daha
fazla oldu¤u sorusunu sorup nedenleri do¤ru çözümlenirse düflman›n neden bu sald›r›y› daha çok
kulland›¤› da görülür. Görüldü¤ü
oranda da bu sald›r› etkisizlefltirilip
bofla ç›kart›labilir.
Kad›n kendini
“temiz” tutmal›
Sömürücü sistemlerde, kad›n›n
daha fazla sömürü ve bask› alt›nda
tutulmas›na dayanan kurallar erkek
egemen zihniyet taraf›ndan belirlenir ve “kad›n›n d›fl›na ç›kmamas› gereken” s›n›rlar oluflturulur. Ülkemiz gibi feodalizmin tam
olarak tasfiye edilmedi¤i toplumlarda bu kurallar çok daha kat›d›r. Bu
kurallar›n bafl›nda da kad›n›n karar
ve tasarruf hakk›n›n yok say›lmas›
gelir. Kad›n sadece cinsel kimli¤i
üzerinden de¤erlendirilir. Toplum
içerisinde de bu kimli¤i üzerinden
birilerinin “anas›-bac›s›-kar›s›”
olarak konumland›r›l›r. Namusunu
koruman›n yolu olarak da cinsel
organ›n› korumas› ö¤retilir. “Koruyamamak” kirlenmek olarak de¤erlendirilir/benimsetilir. Konulan kurallar, verilen kimlik kad›n taraf›ndan içsellefltirildikçe istenilene göre davranmak, yaflam›n bir parças›
haline gelir. Çizilen çerçevenin d›fl›na ç›k›lmas› durumunda ise kad›n›n
yaflam›na mal olmaya varana kadar
bir dizi bask› ve engellere tan›kt›r
yük ço¤unlukla kad›nlar ve çocuklar oluyor.
Toplumun kanayan yaras› olan
ve ço¤u kez ma¤dur ve yak›nlar› taraf›ndan utanç duygusuyla saklanan
cinsel taciz, tecavüz ve ensest vakalar› Dokuz Eylül Üniversitesi T›p Fakültesi Adli T›p Bilim Dal›’n›n gerçeklefltirdi¤i “Çocuk istismar› ve
bütüncül yaklafl›mlar” konulu
toplant›da ele al›n›rken, tümüyle
önüne geçmenin mümkün olmad›¤›
ancak “takip mekanizmalar›n›n”
oluflturulabilece¤i vurguland›.
Ege Üniversitesi T›p Fakültesi
Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim dal›
Baflkan› Prof. Dr. Cahide Ayd›n
ve art›k bu sonuç da kan›ksanm›flt›r.
Kad›n toplumda tecavüzle
karfl›laflt›¤›nda
“kutsal emanet”i koruyamad›¤› gerekçesi ile tecavüzcü
de¤il kendisi suçlu ilan edilir. “Kirlendi¤i” inanc› ile
flamdad›r… ‹flkencede gösterilen halk›na, davas›na, yoldafllar›na
ba¤l›l›ktad›r…
Proletaryan›n
namus anlay›fl›
T›pk› iflkencedeki direnifl
gibi tecavüz karfl›s›ndaki çözülüp-çözülmeme tavr› da
ideolojiktir. Bu fiilin gerçekleflmesi durumunda
sonras›nda yaratabilece¤i
etki ve travmalara
karfl› mücadele de ideolojiktir. Tecavüzle
karfl›laflan her devrimci kad›n ideolojik durufluna, geliflkinli¤ine paralel etkilenir.
Kimileri bun-
toplumun d›fl›na itilir. Ya
da yaflam›na son verilir…
Kad›n yaflam› boyunca tan›k oldu¤u ve benimsettirilmifl olan bu gerici de¤er
yarg›lar›n›n iliklerine kadar ifllemifl olmas›ndan ve
ar›namam›fl olmas›ndan
dolay› taciz-tecavüz iflkencesini di¤erlerinden
farkl› görmektedir.
Burjuva-feodal egemenlerin uygulad›¤› iflkencelerin bafl›nda taciz tecavüz gelmesinin nedeni
tam da yukar›da
sayd›¤›m›z sebeplerden dolay› kad›n›n benlik duygusunu, kiflili¤ini
parçalamak amac›d›r. “Kad›nl›k gururunu” ayaklar alt›na almak, kad›n›n kendini “kirli”, “ifle yaramaz” hissetmesini
sa¤lamakt›r. Kad›na yüklenen geleneksel rolleri belli oranda parçalam›fl, sistemin karfl›s›na geçmifl
olan devrimci kad›na eski geleneksel “rolleri” hat›rlat›l›p, bunlara
geri dönmesi istenir.
S›n›f mücadelesinin gereklilikleri bilince ç›kart›l›p egemenlerin niteli¤i ve iflkence yapmas›n›n mant›¤› kavrand›¤› oranda, egemenli¤ini
devam ettirebilmesi için yapabilece¤i zulümler iflkenceler de bilinir.
Bu bilinçle yaklafl›ld›¤› oranda da
gerici de¤er yarg›lar›ndan s›yr›labilir, taciz-tecavüz de di¤er iflkenceler gibi vücudun herhangi bir organ›na yap›lm›fl iflkence olarak alg›lanmaya bafllan›r.
Bilinir-görülür ki yüzy›llar boyunca kad›na kabul ettirilmeye çal›fl›lan namus anlay›fl› devrimcilere,
proletaryaya ait de¤il. Onlar›n namus anlay›fl›, zulmün önünde e¤ilmeden sürdürülen onurlu ya-
dan kaynakl›
çözülebilirken kimileri
d e
direnip,
iflkencecilerin
acizli¤ini
tüm dünya-âleme
teflhir edip
mücadeleye daha s›k› sar›l›r.
Yaflam›n içerisinde
iflkence de
taciz tecavüze
karfl› onlarca
duruflla karfl›lafl›labilinir.
Bu soruna
Cinsel fliddetin en a¤›r›
evlilik içi tecavüz ve ensest
ile birlikte çocuk istismar› izleme
ekibi oluflturan ayn› fakültenin Pediatri Ana Bilim Dal› Ö¤retim Üyesi
Prof. Dr. Sad›k Akflit, çocuklarda
taciz ve benzeri vakalar› belirlemenin zorluklar›na de¤inerek, bu olgu-
nas›l bakmak gerekti¤i noktas›nda
düflündürücü güzel bir örnek Nikaragua Devrimi’nden verebiliriz.
Devrim öncesinde Sandinist
Ulusal Kurtulufl Cephesi üyesi
bir kad›n gözalt›na al›n›yor ve (t›pk› yüzlerce kad›n yoldafl›n›n yaflad›¤› gibi) iflkencede tecavüze u¤ruyor. Tecavüz sonras›nda hamile kal›yor. Bu durum karfl›s›nda yoldafllar›n›n ve kad›n örgütlerinin içerisinde iki farkl› görüfl ortaya ç›k›yor.
Bunlardan birincisi; kad›n›n bebe¤i
ald›rmak zorunda oldu¤unu, bir katilin çocu¤unu reddetmesi gerekti¤ini savunuyor. ‹kinci görüflse; tam
tersini, bebe¤i do¤urmas› gerekti¤ini savunup, çocu¤un mücadelenin
sembolü, halk›n savaflç› ruhunun ve
direniflin somut göstergesi, kad›n›n
mücadelesinde kararl›l›¤›n›n ifadesi
oldu¤unu belirtiyor. Aksinin erke¤e ba¤›ml› -soyun babadan geldi¤i
anlay›fl›n›n- geri bir düflünüflün oldu¤u ve kabul edilemeyece¤i dile
getiriliyor… Gerçekten de kaç
devrimci kad›n ve erkek
ikinci bak›fl aç›s›n› yakalayabilmektedir? Ancak ikinci bak›fl aç›s› yakalanabildi¤inde tecavüz de di¤er iflkenceler içinde s›radanlafl›r,
gerici feodal de¤er yarg›lar›na büyük bir darbe vurulur.
Unutulmamal›d›r ki, bu gerici
yoz sisteme karfl›, daha ayd›nl›k yar›nlar için mücadeleye tutuflan devrimci kad›n gerici faflist egemenleri daha fazla korkutmaktad›r. Bu korkudan dolay› daha vahfli, daha k›y›c›d›rlar.
Kör olan birinin gözlerini açar
›fl›¤a kavuflturursan›z ayn› karanl›¤a
tekrar geri dönmek istemez. Egemenler de ›fl›¤› yakalayan kad›n›n
tam olarak ar›namad›¤› eski gerici,
feodal de¤er yarg›lar›n›, onu vurmak, karanl›¤a çekmek için silaha
dönüfltürüyor. Ve biliyoruz ki kad›nla erkek eflit hale getirilemedi¤i
sürece egemenler cinselli¤i ve cinsel sald›r›lar› kad›na karfl› kullanmaya devam edeceklerdir. Ancak ideolojik ve politik seviye yükseltilip,
gerici de¤er yarg›lar›na, namus anlay›fl›na vurup, bilinçte ve pratikte
taciz, tecavüz di¤er iflkenceler gibi
s›radanlaflt›r›labildi¤i oranda bu sald›r› silah› iflkencecilerin elinde çal›flmayan bir silah haline dönüflebilir. Ancak o zaman kirletilemeyen
yar›nlar yarat›labilir.
lar›n genelde travma fleklinde kendini gösterdi¤ini, ancak istismara
u¤rayan çocu¤un ifadesinin temas
yoksa mahkemelerce delil olarak
kabul edilmedi¤ini söyledi. ‹stismara
u¤ram›fl çocuklar› birkaç kez muayene etme gibi s›k›nt›lar yafland›¤›n› anlatan Akflit, adli süreçte de t›bb›n bu konuda tereddütler yaflad›¤›n› anlatt›.
Prof. Dr. Sad›k Akflit, cinsel istismar ve tacizin ancak gerçekleflmesinden sonra fark edilebildi¤ini
ve ayr›m›na var›ld›ktan sonra da
“hoyratça müdahale” edildi¤ini
anlatarak, “Çocu¤u sisteme uydurmaya çal›fl›yoruz. O zaman da ma-
zalt›na al›nm›fl ve “devlet düflman›
propaganda”dan “suçlu” bulunmufltu.
Geçti¤imiz Nisan ay›nda ise, gazeteci ve kad›n haklar› savunucusu
Nesrin Afzali ayn› gerekçelerle, alt› ay hapis ve 10 kamç› cezas›na çarpt›r›lm›flt›.
Yorumsuz...
* Antalya’da misafir gitti¤i evin balkon
korkuluklar›na t›rmanarak, alt balkonda kocas›yla uyuyan kad›n› taciz
etmeye kalk›flan Ramazan A. yakaland›. “H›rs›z koval›yordum” diyen
tacizci tutukland›.
* ‹fl bulmak için Adana’dan efliyle ‹stanbul’a gelen 16 yafl›ndaki kad›n,
akrabas›n›n tecavüz giriflimi karfl›s›nda elini kana bulad›. Beyo¤lu’ndaki
olayda D.T. çalan kap›y› açt›¤›nda
karfl›s›nda Cebrail Akçabey’i gördü.
Kendisine sald›ran adama b›çakla
karfl›l›k veren genç kad›n, Akçabey’i
öldürdü.
* Antalya’n›n Alanya ‹lçesinde 2004 y›l›nda 11 yafl›ndaki Alman Lisa Eder’e
tecavüz ederek öldüren B. Gülbay,
tutuklu bulundu¤u Karaman’›n Ermenek ‹lçesi’ndeki cezaevinde intihar etti. Alanya Kapal› Hapishanesinde mahkumlar›n linç etmek istemesi üzerine Ermenek M Tipi Kapal› Cezaevi’ne sevk edilen Gülbay,
ko¤uflunda intihar etti.
* ‹zmir’in Konak ‹lçesi Güzelyal› semtinde köpe¤ini gezdiren Nükhet
Erk’e (41) tecavüze yeltenen
M.E.’nin tutuksuz yarg›lanmas› sokak sakinlerinin tepkisini çekti. Karar› protesto eden mahalleli,
M.K.’nin evinin önünde toplanarak
bas›n aç›klamas› yapt›
* Konya’da gece yar›s›ndan sonra cep
telefonuyla konuflan 9 ayl›k eflinin
kendisini aldatt›¤›ndan flüphelenen
23 yafl›ndaki Mehmet Kalem, 20 yafl›ndaki efli Kad›n Kalem’i dövmeye
bafllad›. K›skançl›k kavgas›na dayanamay›p kendini balkondan atan kad›n›, kocas› yerde 14 b›çak darbesiyle
öldürdü.
* Siirt’in Kurtalan ilçesinde Gülten
Günbey (25) ad›ndaki genç kad›n›n
intihar etti¤i ö¤renildi. Günbey’in
gece saat 23.00 s›ralar›nda odas›nda
eflarp ile kendini tavana ast›¤› iddia
edildi. Anne ve babas› taraf›ndan
fark edildi¤i belirtilen Günbey, Kurtalan Devlet Hastanesi’nde yap›lan
ilk müdahalenin ard›ndan Batman
Devlet Hastanesi’ne götürülürken
yolda yaflam›n› yitirdi.
* Mardin’in K›z›ltepe ilçesinde 16 yafl›ndaki Nofiya Ça¤r›n (17) adl› genç
kad›n›n, Cumhuriyet Mahallesi’ndeki
evinde av tüfe¤i ile intihar etti¤i iddia edildi. Ça¤r›n’›n cenazesi otopsi
için Diyarbak›r Araflt›rma Hastanesi’ne götürüldü. Olayla ilgili soruflturma bafllat›ld›.
alesef çocu¤u kaybediyoruz” dedi.
Sosyal Hizmetler ‹l Müdür Yard›mc›s› Emel Yeflilkayal› da, çocukta ihmal ve istismar› belirlemenin güçlü¤üne de¤inerek, tespit için
kapsaml› bilgilere ihtiyaç oldu¤unu ancak bu bilgilerin iddiadan öteye gitmese bile hemen çocu¤un bak›ma al›narak iddialar›n incelenmesi
gerekti¤ini anlatt›. Yeflilkayal›, sadece ‹zmir’de 2006 y›l›nda 13-18 yafl
aras›nda 323 k›z›n SHÇEK’in k›z
sosyal rehabilitasyon merkezinde
bak›ma al›nd›¤›n›, bu k›zlardan 46’s›n›n cinsel fliddet, 59’unun fiziksel
fliddet nedeniyle tedavisinin yap›ld›¤›n› söyledi.
İşçi-köylü 13
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Dünya
HKP(Maoist) hareketli savafla geçiyor
15 fiubat tarihinde
Nayagarh flehrine bask›n düzenleyen 500
gerilla 15 polisi öldürmüfl, 9’unu yaralam›fl
ve 600 otomatik silaha
el koyarak Partinin hareketli savafla geçiflte
ihtiyaç duydu¤u a¤›r
silahlar› edinmede
önemli bir mesafe kazanmas›n› sa¤lam›flt›.
HKP(Maoist) Ocak 2007’de
gerçeklefltirdi¤i 9. Kongre’de Halk
Savafl›’n› yükseltme yolunda somut
hedefler belirlemifl ve hareketli
savafla geçmeyi önüne görev
olarak koymufltu. Bu dönemde
gerçeklefltirdi¤i büyük ve baflar›l›
eylemlerle Maoistlerin bu plan
do¤rultusunda önemli ad›mlar att›¤› anlafl›lmaktad›r. 15 fiubat tarihinde Nayagarh flehrine bask›n
düzenleyen 500 gerilla 15 polisi öldürmüfl, 9’unu yaralam›fl ve 600
otomatik silaha el koyarak Partinin
hareketli savafla geçiflte ihtiyaç
duydu¤u a¤›r silahlar› edinmede
önemli bir mesafe kazanmas›n› sa¤lam›flt›.
Maoistler buna benzer bir baflka büyük sald›r›y› ise 29 Haziran
tarihinde gerçeklefltirdiler. Bat›
Hindistan’daki Orissa eyaletindeki
Chitrakonda Baraj Gölü’nde
devriye gezen polis botuna sald›r›
düzenleyen gerillalar, 40 polisi öldürdüler. Söz konusu polislerin
özelli¤i Maoist isyana karfl› özel
olarak e¤itilen ve halk üzerinde estirdikleri terörle kötü üne sahip
olan ve kendilerine “Boztaz›” ad›n› veren polis kuvvetlerine dahil olmalar›d›r. Boztaz›lar›n Andhra
Pradesh eyaletinde Maoistlere
karfl› mücadelede önemli baflar›lar
elde ettikleri ve çok say›da Maoist
kadronun flehit düflmesine neden
olduklar› için merkezi hükümet taraf›ndan desteklenmifl ve Halk Savafl›’n›n yükseldi¤i di¤er eyaletlerde
de benzeri oluflumlara gidilece¤i
ilan edilmiflti.
Sald›r›n›n ard›ndan Merkezi
Askeri Komisyon Sorumlusu
Basavaraj yoldaflla Merkez Komitesi Sözcüsü Azad yoldafl
yapt›klar› aç›klamada Halk Kurtulufl Gerilla Ordusu’nu, gerçek-
Maoist tutsaklar açl›k grevinde
Hastaneye kald›r›lan
tutsaklar› ziyarete giden
kitle örgütü temsilcileri
tutsaklar›n sa¤l›k durumlar›n›n iyi olmad›¤›n›, doktorlar›n kendileriyle ilgilenmedi¤ini
yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile duyurdular.
Hindistan’da Bat› Bengal eyaletindeki Jalpaiguri Hapishanesi’nde tutulan 36 Maoist tutsak 11 Haziran’dan bu yana açl›k grevindeler. Aral›k 2000’de “Kamtapur Operasyonu” ad› alt›nda Rajbangshi halk›n›n mücadelesini sindirmek amac›yla gerçeklefltirilen operasyonun ard›ndan tutuklananlar›n büyük ço¤unlu¤u halen mahkemeye
ç›km›fl de¤iller. Mahkeme sürecinin h›zland›r›lmas›, hapishane reformunun gerçeklefltirilmesi ve serbest b›rak›lmalar› için 8 kez açl›k
grevine giden tutsaklara her defas›nda sorunlar›n›n çözülece¤i sözleri verilmesine karfl›n koflullarda hiçbir de¤iflim olmam›flt›r. Yak›n zamanda Tapas Dama adl› tutsa¤›n koflullar nedeniyle yaflam›n› yitirmesi üzerine
tutsaklar açl›k grevine bafllam›fllar ve ölene
kadar sürdüreceklerini ilan etmifllerdi.
Ancak açl›k grevinin bafl›ndan bu yana verilen dilekçelere, yap›lan eylemlere ra¤men
Bat› Bengal hükümeti 36 tutsa¤›n taleplerine
ilgi göstermemektedir.
Hastaneye kald›r›lan tutsaklar› ziyarete
giden kitle örgütü temsilcileri tutsaklar›n
sa¤l›k durumlar›n›n iyi olmad›¤›n›, doktorlar›n kendileriyle ilgilenmedi¤ini yapt›klar› bas›n aç›klamas› ile duyurdular.
Tutsaklara yönelik bu tutum hastaneye
kald›r›lmadan önce de sergileniyordu. Açl›k
grevinin 27. gününde tecrit hücrelerine konulan tutsaklar›n d›flar› ile ba¤ kurmas›na, ziyaretçi kabul etmesine izin verilmemekte, almalar› gereken diyete uygun g›da tedarik
edilmemekte, hücrelerine havaland›rma-klima konulmamaktad›r.
Maoist tutsaklar Anti-Naksal Polis Timinin
hapishane yönetimine müdahale etti¤i, bu nedenle Maoistlerin di¤er tutsaklar›n yararland›klar› haklar› kullanamad›klar›, koflullar›n›n
kötüleflti¤i aç›klamas›n› yapmaktalar. Avukatlar›na düzenli ulaflamad›klar›n›, ziyaretçilere
engeller ç›kar›ld›¤›n› da belirtmekteler.
Evrensel Bak›fl
Çöküfl h›zlan›yor!
Emperyalist-kapitalist sistem, tarihinin en a¤›r krizlerinden birini yafl›yor. Kriz tüm sistem sahiplerini,
özellikle de dünyan›n en güçlü olarak
tabir edilen devletlerini büyük ölçüde
etkileyince, krize dair çözüm üretmede de, daha koordineli bir çal›flma
zorunlulu¤u ortaya ç›k›yor. Ancak bu
zorunlulu¤a karfl›n, dünyan›n en büyük emperyalist “devlerinin” 7-9
Temmuz aras› gerçeklefltirdi¤i G-8
Zirvesi, bu güçler aras›nda ittifak ve
iflbirli¤ini yans›tmaktan çok uzakt›.
Zirvedeki görüfl ayr›l›klar› al›nan
kararlara da yans›maktayd›. Örne¤in
çevre kirlili¤ine iliflkin kulislerde
var›lan anlaflmada, ozon tabakas›na
sal›nan karbondioksit miktar›n›n
2050 y›l›na kadar % 50 azalt›lmas›
öngörülürken, ABD’nin bu anlaflmaya imza atmaya yanaflmamas› nedeniyle, al›nan karar “bu küresel dü-
zeydeki talebe, ancak küresel bir çabayla, özellikle de çok nüfuslu ülkelerin çabas›yla ulafl›labilir” biçiminde de¤ifltiriliyor. “Çok nüfuslu ülkeler”le kastedilenin ise esas olarak,
ABD emperyalizminin en diflli rakiplerinden Çin oldu¤u biliniyordu.
G-8’de gerçeklefltirilen ekonomik anlaflmalar da en az iklim de¤iflikli¤ine dair al›nan kararlar kadar
mu¤lakt›. Bu örgütlenme (G-8)
1973-74 petrol krizinin ard›ndan,
1975 y›l›nda, “ortaya ç›kacak sorunlara iliflkin koordineli bir reaksiyon göstermek üzere” (daha az say›da ülkeyle) oluflturulmufl, ancak
kuruluflundan bu yana geçen 35 y›ll›k süreç içinde, bugün dünya ekonomisi büyük buhrandan sonraki en
büyük krizi yaflamaktayd›.
Ancak zirvede al›nan kararlara
bak›ld›¤›nda, ekonomik krize dö-
lefltirdi¤i Chitrakonda Operasyonu nedeniyle kutlad›. Boztaz›lar›n Andhra Pradesh eyaletinde yürüttü¤ü teröre de¤inilen aç›klamada bu faaliyetlerine devam etmeleri halinde kalan Boztaz›lar›n kaderinin ölen arkadafllar›ndan farkl› olmayaca¤› vurgusu yap›ld›.
Sald›r›dan k›sa süre önce aç›klama yapan HKP(Maoist) Orissa
Komitesi art›k pusu tarz› sald›r›lar›n yan› s›ra “planl› gerilla eylemleri”ni öne ç›karacaklar›n› vurgulam›fl
ve 29 Haziran’daki eylem buna örnek teflkil etmifltir.
Bu sald›r› ayn› zamanda HKP
(Maoist)’in 26 Haziran-2 Temmuz tarihleri aras›nda ilan etti¤i
“Bask› Karfl›t› Hafta”n›n 4. gününe denk gelmifltir. Konuyla ilgili
aç›klama yapan baz› polis yetkilileri
istihbaratta yaflad›klar› eksiklere
de¤inirken baz›lar› da bu sald›r›n›n
Maoistlerin alana hakimiyetini kan›tlad›¤›n› belirtmifltir.
Ayr›ca 9 Temmuz’da Patra’da
uluslararas› flirketler için maden
cevheri tafl›yan tren bombalanm›fl
ve 11 vagon devrilmifltir. 11 Temmuz’da ise Bihar’da polis karakoluna, hükümet binas›na ve tren istasyonuna eflgüdümlü sald›r›lar
Çin’de göçmen
ifl
flç
çilerin isyan›
Olimpiyat oyunlar›n›n bafllamas›na k›sa
süre kald›¤› günlerde, Çin’in do¤usunda üç
günlük göçmen ayaklanmas› gerçekleflti.
Ayaklanman›n nedeni, Zhejiang Eyaleti’ndeki Kanmen kentinde, 100 kadar göçmen iflçinin, bir göçmen iflçinin oturma müsaadesi için baflvuru yapt›¤› s›rada güvenlik
güçleri taraf›ndan dövülmesine iliflkin polise
suç duyurusunda bulunmaya çal›flt›klar› s›rada ortaya ç›kt›. Polis dövülen iflçinin “kendini koflarak duvara çarpt›¤›n›” iddia etmekte.
Polisler bu iddiayla birlikte iflçilerin suç
Polis grevdeki
ifl
flç
çilere atefl açt›
Pataz Eyaleti’nde bulunan bir alt›n madeninde 30 Haziran’dan bu yana grevde
olan iflçilere atefl açan polise ba¤l› komandolar, bir iflçiyi gö¤sünden vurarak katlederken, befl iflçiyi de a¤›r yaralad›. A¤›rl›kl› olarak tafleronda çal›flan iflçilerin bafll›ca talebini, daha yüksek ücret talebi oluflturuyor. ‹flçiler maden tekellerinin yüksek kârlar elde
etmesine karfl›n, kendilerine ödenen ücretlerin çok düflük oldu¤unu söylemekteler.
Perulu emekçiler sadece maden sektöründe de¤il, di¤er sektörlerde de eylemlerini sürdürüyor. Özellikle de köylülerin ey-
nük de somut bir karar›n olmad›¤›
görülmekte.
K›sacas›, bu zirvede son y›llarda
yap›lan di¤er zirvelerde oldu¤u gibi,
ne son y›llarda artan “do¤al afetlerin” de bafll›ca nedenlerinden biri
olan, çevre kirlili¤ine, ne g›da krizine ne artan yak›t fiyatlar›na ne de iflgal savafllar›na dönük herhangi bir
çözüm getirilmedi¤i gibi, emperyalistler aras› çeliflkiler de iyice a盤a
ç›km›fl, dünya hegemonyas›n› ele
geçirmeye dönük rekabetin boyutu
bir kez daha gözler önüne serilmifltir.
Egemen s›n›flar›n sözcüsü medya taraf›ndan “açl›¤a, savafllara ve
çevre kirlili¤ine karfl› çözüm üretmeye dönük” olarak lanse edilmeye çal›fl›lan bu zirve sürecinde de
“güvenlik önlemleri” had safhaya
ç›km›flt›. Tüm bu “önlemler” elbette
zirve karfl›tlar›n› hedefliyordu.
Ancak tüm bu “önlemlere” karfl›n, binlerce kifli daha günler öncesinden yoksullu¤a ve savafla karfl›
Japonya’n›n birçok kentinde sokaklara dökülmüfltü. Japonya’daki bu
eylemlere paralel olarak, emperya-
gerçeklefltirilmifltir. Yine özellikle
petrol fiyatlar›ndaki art›fl nedeniyle
gerillalar›n yo¤un bir ajitasyon çal›flmas› içinde oldu¤u ve zamlar›
protesto etmek için silahl› eylemler gerçeklefltirdi¤i de gazetelere
yans›maktad›r.
Hindistan Baflbakan› Manmohan
Singh taraf›ndan ülkedeki en büyük
tehdit olarak ilan edilen Maoistler
Hindistan’›n 29 eyaletinin yar›s›nda
faaliyet yürütmekte, Chattisgarh ve
Orissa eyaletlerindeki ormanl›k
bölgede yo¤unlaflmaktad›r. 250
milyon insan›n günde 12 rupeeden az gelirle yaflad›¤› Hindistan’da yoksulluk ve sefaletin
derinli¤i nedeniyle halk›n ç›karlar›, temel hak ve ihtiyaçlar› temelinde mücadele yürüten Maoistlere halk›n deste¤i
yükselmektedir. Özellikle devlet
mekanizmas›n›n sorunlara çare üretemedi¤i, adalet sisteminin y›k›ld›¤›,
çürümenin yo¤un oldu¤u, toplumsal
ayr›mc›l›¤›n ve yoksullu¤un en yo¤un yafland›¤› k›rsal bölgelerde
(Dandajaranya, Chattisgarh, Jharkand gibi) Maoistler halk iktidarlar›n› infla etmekteler.
Maoistler ayr›ca çok say›da hareketle ittifak halinde zorunlu göçe, konutlar›n y›k›m›na vb. birçok
sald›r›ya karfl› güçlü çal›flmalar da
örgütlemektedir.
duyurusunu kabul etmeyince, polislerin motorlar›na ve karakolun pencerelerine sald›ran göçmenlerle polis aras›nda çat›flma ç›kt›. Çat›flmalarla birlikte 123 göçmen iflçi gözalt›na al›nd›. Bunun üzerine olay yerine ak›n
eden bölgedeki göçmenler, iki polis karakolunu ablukaya ald›lar ve karakol binalar›na
yönelik sald›r›lar düzenlediler.
Bu ayaklanma son aylarda Çin’de meydana gelen sars›c› isyanlardan sonuncusu olmakta. Çin güvenlik güçleri yaklaflan olimpiyatlar nedeniyle ezilen kesimler üzerindeki
bask›lar›n› art›rm›fl olmas›na ra¤men ve ülkede sosyal yönden istikrarl› bir tablo görüntüsü yaratmaya çal›flsa da, her geçen gün
artan ayaklanmalar›n önüne geçememekte.
lemleri son günlerde tüm ülkeyi sarsmaya
devam ediyor. En son üç köylü örgütü taraf›ndan 8 Temmuz’da gerçeklefltirilen eylemler, ülke genelinde gerçeklefltirilen genel
grevden hemen önce yap›ld›. Bölgesel protestolar fleklinde bafllayan eylemleri, genel
grev izledi. Peru ‹flçi Konfederasyonu’nun
ça¤r›s› ile gerçeklefltirilen genel grev ise,
tüm ülkede yaflam› felç etti. Sendika hayat
pahal›l›¤›na karfl› maafllara zam yap›lmas›n›
talep ediyor.
Grev s›ras›nda, özellikle de yoksullu¤un
had safhada oldu¤u bölgelerde, bir hükümet
binas›, ya¤malan›p, atefle verilirken, polisle
kitle aras›nda ç›kan çat›flmalar s›ras›nda, çok
say›da gösterici gözalt›na al›nd›.
list ya¤ma ve talana ba¤l› olarak,
yoksullu¤un, açl›¤›n en fazla vurdu¤u çok say›da Asya ülkesinde ve de
iflçi ve emekçi y›¤›nlara dönük sosyal y›k›m sald›r›lar› her geçen gün
artan AB ülkelerinin birçok baflkentinde eylemler gerçeklefltiriliyordu.
ABD ile Rusya aras›nda uzunca
zamand›r tart›flma nedeni olan,
ABD’nin eski do¤u blo¤u ülkelere
füze kalkan› kurma projesi, zirve s›ras›nda da iki emperyalist güç aras›nda gerginli¤i t›rmand›ran bafll›ca
faktörlerden birini oluflturdu. Rusya, güvenli¤ine dönük do¤rudan bir
tehdit olarak alg›lad›¤› füze kalkan›
projesine yönelik ç›k›fllar›n›, zirvede de sürdürdü. Çünkü zirvenin sürdü¤ü günlerde ABD ile Çek Cumhuriyeti aras›nda füze kalkan› anlaflmas› imzalan›yordu.
Emperyalistler aras› rekabete
dönük bu çat›flmalar, halklara dönük sald›r›lar söz konusu oldu¤unda
ise, bir kez daha “uzlaflmaya” dönüfltü. Zirveye kat›lan emperyalist
güçler, atom enerjisinin “en temiz”
enerji oldu¤u yönünde “görüfl birli-
¤i” sa¤lad›lar ve böylece daha çok
say›da atom üssü açma çabalar›n›
somutlam›fl oldular. Halklara dönük
aç›k tehdit oluflturan bu karara ise,
emekçiler cephesinden tepkiler gelmekte gecikmedi. Atom projesinin
öncülü¤üne soyunan Frans›z emperyalizminin temsilcisi faflist Sarkozy’nin, daha zirve öncesi bafllayan giriflimleri, Fransa sokaklar›n›
yang›n yerine çeviren eylemlerle
yan›tland›.
Sonuçta zirve emperyalistlerin
hiçbir derdine çare olamad›. Krizi
azaltmaya dönük hiçbir ad›m at›lamad›.
Zirve sonras› ABD’de yaflanan
geliflmelere bak›ld›¤›nda, krizin ne
boyutta oldu¤u da daha net anlafl›lacakt›r. Ayn› günlerde, artan borç
yükleri (5.3 trilyon dolar) nedeniyle
Fannie Mae and Freddie Mac adl›
iki büyük bankaya, bu iki piyasa devine el konuluyor ve halk panikleyerek, bankalar›n önünde uzun kuyruklar oluflturuyordu.
Krizin ABD’ye ne derece yans›d›¤›n›n somut göstergesi olan bu
❏ ALMANYA
18 Temmuz 2008 tarihinde Almanya’da tutuklanan ve Türkiye’ye iadesi istenen Önder Dolutafl ve Ömer Berber’in serbest b›rak›lmas› için Stuttgart’ta
biraraya gelen AT‹F ve AG‹F faaliyetçileri
taraf›ndan Schlossplatz Meydan›’nda ortak
bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n
aç›klamas› Almanca ve Türkçe okundu.
Aç›lan stantta Türkiye’ye iadelerin derhal
durdurulmas›na yönelik imza toplan›rken,
ayn› zamanda yo¤un bir flekilde Almanca
ve Türkçe bildiriler da¤›t›ld›. Bas›n aç›klamas› at›lan sloganlarla son buldu.
❏ ALMANYA
Almanya’n›n Stuttgart flehrinde Sindelfingen bölgesinde artan ›rkç›l›¤a karfl› 19 Temmuz günü bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Özellikle bu bölgede Alman Milliyetçi Partisi
(NPD)’nin belediye seçimlerinde meclise girme çal›flmalar›na karfl› oluflturulan tepkiyle
yürüyüfle 600 kifliyi aflk›n kifli kat›ld›. Yürüyüfle çeflitli Alman ve Türkiyeli örgütler kat›l›rken AT‹F taraftarlar› da yürüyüflte yerini ald›. Yürüyüfle bölge halk›n›n ilgisi yo¤undu.
Yürüyüfl yer yer yap›lan aç›klamalar ve konuflmalarla devam etti. Irkç›l›k karfl›t› sloganlar›n kitlesel bir flekilde at›ld›¤› yürüyüfl,
Marktplatz Meydan›na gelindi¤inde burada
yap›lan çeflitli konuflmalarla sonland›r›ld›.
❏ JAPONYA
400 bin Japon bal›kç› 15 Temmuz’da
greve gitti. 200 bin bal›kç› teknesiyle gerçeklefltirilen grev, yüksek mazot fiyatlar›na
karfl› gerçeklefltirildi. Devlet yard›m› olmadan ayakta kalma flanslar› olmayan bal›kç›lar, mazot fiyatlar›ndaki fiyat art›fl›n›n geri
çekilmesinin yan› s›ra, vergi indirimi ve
do¤rudan ekonomik yard›m talep diyor.
❏ BREZ‹LYA
Berzilyal› petrol tekeli Petrobras’a ait
42 sondaj adas›nda çal›flan iflçiler, 14
Temmuz’dan bafllayarak befl günlük grev
gerçeklefltirdiler. ‹flçiler bir gün fazla tatil
istemekteler. Bunun anlam› ise, adalardaki
sondaj kuyular›ndan ana karaya dönüfl için
ihtiyaç duyulan bir günün, ifl günü olarak
say›lmas›.
❏ RUSYA
Rus medyas›n›n Rusya tarihinin en
önemli kiflilikleri üzerine yapt›¤› bir oylamada, gerek karfl› devrimin gerekse reformistlerin tüm karalama kampanyalar›na karfl›n,
Stalin 1. s›rada yer al›rken, Lenin de 3.
s›rada yer ald›. 1.3 milyon kiflinin kat›ld›¤›
“2008’in tarihi seçimi” bafll›kl› oylama,
Rossija TV kanal›, tarih enstitüsü ve Toplumsal Görüfl Fonlar› taraf›ndan organize
edilmekte. Oylama Eylül ay›na kadar devam
edecek.
❏ MACAR‹STAN
Maafl art›fl› talepleri kabul edilmeyen
Macaristanl› demiryolu iflçileri, 15 Temmuz’dan itibaren süresiz greve ç›kt›. Grev
nedeniyle çok say›da tren seferi iptal edilirken, di¤er sektörlerdeki iflçiler de demiryolu çal›flanlar›n›n grevine destek verdi.
durum, ekonomik-siyasal krizin
önümüzdeki süreçte dünya ölçe¤inde alaca¤› boyuta da iflaret ediyor.
Krizin merkezinde yatan nedenin,
çökmekte olan dünya emperyalistkapitalist sistemi ve bu sistemin izledi¤i politikalar oldu¤u da art›k
iyice netlik kazan›yor.
Bu gerçeklik ise sadece sistem
sahipleri taraf›ndan de¤il, halklar
nezdinde de giderek daha boyutlu
bir biçimde bilince ç›kar›l›yor. Bunun içindir ki, ‹spanya, Fransa, ‹talya, ‹ngiltere gibi emperyalist ülkelerin iflçi emekçilerinin, soysal y›k›m sald›r›lar›na karfl› eylemleri
aral›ks›z sürerken, Hindistan, Nepal, Filipinler, Endonezya ve daha
bir dizi Asya ülkesi halklar›n›n,
mahkum edildikleri açl›¤a ve yoksullu¤a karfl› öfkesi giderek artan
biçimde d›fla vuruyor. Bu durum
ise, baflta ABD olmak üzere, emperyalist merkezlerdeki pani¤i giderek
art›r›yor, böylece sistemin çöküflü
h›zlan›yor. Uluslararas› proletaryaya ise, bu çöküfle son darbeyi vurmak kal›yor.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
ENGELS; Proletaryan›n generali
Bilimsel ve felsefi araflt›rmalar›n›n d›fl›nda pratik yaflamdan asla kopmayan Engels, ayn› zamanda büyük bir savafl ustas›d›r. Özellikle 1848 devrimlerinde gösterdi¤i askeri deha onun “proletaryan›n generali” olarak an›lmas›n› getirmiflti. ‹flçi
s›n›f›n›n sömürücü zorbalara karfl› verdi¤i amans›z savafl›ma bizzat kat›larak barikatlarda çarp›flan Engels, barikat savafllar› üzerine de birçok fikir gelifltirmifl, silahl› ayaklanmalar›n temel askeri taktiklerine katk›da bulunmufltur.
Nas›l bir zeka meflalesi söndü
Nas›l bir yürek durdu
‹flçi s›n›f›na kuflat›ld›¤› sömürü ve
karanl›ktan kurtulman›n yolunu gösteren büyük ö¤retmenlerden biri
olan Friedrich Engels tüm yaflam›n› proletarya davas›na adad›.
28 Kas›m 1820’de Protestan
bir ailenin çocu¤u olarak Romanya
Barmen’de dünyaya geldi. Genç yafllarda aile koflullar›n›n zorlamas› ile
Barmen’deki bir ticarethaneye kâtip
olarak girdi. Burada dil konusunda
kendisini yetifltirirken devrimci ve
liberal yazarlar›n yap›tlar›n› okumaya bafllad›. Ludwing, Börme, Karl
Gutakow ve Heinrch Heine gibi
Alman hareketine ba¤l› yazarlar›n
eserlerini okudu. Bir süre sonra disiplinsiz ve tutars›z buldu¤u bu hareketten ayr›larak Genç Hegelciler’le hareket etmeye bafllad›. H›ristiyanl›¤›n temellerine yönelen bu hareket, Engels’in materyalist düflüncelerinin geliflmesine olanak sa¤lad›.
Friedrich Oswold takma ad›yla
çeflitli makaleler yazd›.1841’de Barmen’e döndükten sonra gönüllü olarak topçu birli¤ine yaz›ld›. Bu karar
onun tüm yaflam›n› etkileyecek as-
kerlik sanat› ile tan›flmas›n› sa¤lad›.
Sonraki y›llarda savafl sanat› üzerinde yo¤unlaflarak birçok makale yazd›. Yazd›¤› yaz›larda ortaya koydu¤u
savafl dehas›ndan dolay› dostlar› taraf›ndan “general” olarak an›lmaya
baflland›. 1842 y›l›nda komünizmi
benimsemesinde büyük rol oynayan
Moses Hess ile tan›flt›. Hess, Hegel
felsefesinin mant›ksal sonucunun
komünizm oldu¤unu ileri sürüyordu. Bu tarihlere kadar Hegel’in izleyicisi olan Engels, Hegel’in aksine
materyalistti. Engels, iflçi s›n›f› ile çal›flmak için geldi¤i Manchester’de tan›flt›. Kendini çal›flt›¤› büronun duvarlar› ile s›n›rlamayan Engels, iflçi
s›n›f›n›n yaflad›¤› korkunç yoksullu¤a
bizzat tan›kl›k etti. Ard›ndan “‹ngiltere’de emekçi s›n›f›n durumu”
isimli kitab›n› yazd›. Proletaryan›n
yaln›zca ac› çeken bir s›n›f olmad›¤›n›, tarihi ileri tafl›yacak yegâne gücün
de proletarya oldu¤unu dile getirdi.
Engels daha önce yaz›flt›¤› Marks’la Paris’te tan›flt›. Bu buluflma iki
büyük ö¤retmenin tüm yaflamlar›
boyunca ayn› amaç u¤runa omuz
omuza yürümeye bafllamas› için bir
dönüm noktas› oldu. Bundan sonra
iki dehay› birbirinden ayr› düflün-
mek imkâns›z hale geldi. Birlikte haz›rlad›klar› ilk kitap “Kutsal Aile”
oldu. Böylece iflçi s›n›f›n›n ayd›nlat›lmas› ve kurtuluflunu sa¤layacak temel felsefesi u¤runa birlikte kavgaya
at›lm›fl oldular. Engels 1845’ten
1847’ye kadar Brüksel ve Paris’teki
Alman iflçiler aras›nda pratik faaliyet
yürüttü. Bu arada bilimsel çal›flmalar›na da devam etti. Bu s›rada Marks
ve Engels gizli “Alman Komünistler Birli¤i” ile iliflki kurdular. Birlik,
onlar› sosyalizmin temel ilkelerinin
aç›klanmas› ile görevlendirdi. Marks
ve Engels’in ünlü “Komünist Parti
Manifestosu” iflte böyle do¤du ve
1848’de yay›mland›. Manifesto ile
proletarya için komünizmin temel
ilkeleri sade, anlafl›l›r, yal›n bir flekilde gün yüzüne ç›kt› ve ‘komünizm
hayaleti’ tüm Avrupa’ya yay›ld›.
Önce Fransa’da patlak veren, ard›ndan Bat› Avrupa ülkelerine yay›lan
1848 Devrimi ile yeniden Marks’la
birlikte Almanya’ya döndü. Burada
Marks’la birlikte “Yeni Ren” ad›yla bir gazete ç›karmaya bafllad›. Gerici güçlere karfl›, halk›n özgürlü¤ünü ve ç›karlar›n› savunmada sonuna
kadar mücadele ettiler. Sonunda gazete kapat›ld›, Marks s›n›r d›fl› edildi.
Engels ise silahl› ayaklanmaya kat›larak barikatlarda çarp›flt›, özgürlük
için dövüfltü. ‹syanc›lar›n yenilgisinden sonra yeniden Manchester’deki
fabrikaya çal›flmak üzere döndü.
1870 y›l›na kadar burada kalan Engels bu s›rada birçok eser kaleme ald›: “Ailenin, özel mülkiyetin ve
devletin kökeni”, “Ludwing Feuerbarc”, “Anti-Dühring”, “Konut Sorunu üzerine”…
1870’te Londra’ya yerleflen Engels, Marks’la birlikte Kapital üzerine çal›flt›. Marks’›n hayat›n› kaybetmesinin ard›ndan derin bir sevgi ile
ba¤land›¤› Marks’›n tamamlayamad›¤› ikinci ve üçüncü cildi tamamlad›.
Böylece dünya halklar›na Marks’›n
tamamlayamad›¤› büyük bir miras
b›rakm›fl oldu. Engels, Marks’la birlikte sadece bilimsel araflt›rmalarla
ilgilenmedi. 1864’te Marks’la birlikte
“Uluslararas› ‹flçi Birli¤i” yani 1.
Enternasyonal’i kurdular. Engels,
uluslararas› iflçi hareketi aç›s›ndan
son derece önemli olan bu Birlik’te,
çok önemli bir rol oynad›. Engels,
Marks’›n yaflam›n› yitirmesinin ard›ndan Avrupal› devrimcilerin önderi ve dan›flman› olmay› sürdürdü.
Onun ö¤üt ve direktifleri, hüküme-
tin zulmüne karfl›n, hem güçleri h›zla ve durmadan büyüyen Alman sosyalistleri taraf›ndan, hem de ilk
ad›mlar›n› iyi düflünmek ve tartmak
zorunda olan ‹spanyol, Romanyal›
ve Ruslar gibi ülkelerin temsilcileri
taraf›ndan büyük de¤er gördü.
Engels, Marks’la birlikte “‹flçilerin kurtuluflu, iflçi s›n›f›n›n kendi ifli olmal›d›r” bilimsel tezini durup dinlenmeden iflçi s›n›f›na ö¤retti. ‹kisi aras›ndaki iliflkiyi anlamak
için Engels’in büyük bir alçakgönüllülükle sarf etti¤i flu sözleri hat›rlamak yeterlidir. “Bütün hayat›m
boyunca yapmaya yatk›n oldu¤um fleyi yapt›m ve ikinci keman olarak kald›m; san›r›m bu
ifli oldukça iyi yapt›m. Marks gibi mükemmel bir birinci kemanla oldu¤um –çald›¤›m– için
memnunum.”
Bilimsel ve felsefi araflt›rmalar›n›n d›fl›nda pratik yaflamdan asla
kopmayan Engels, ayn› zamanda büyük bir savafl ustas›d›r. Özellikle
1848 devrimlerinde gösterdi¤i askeri deha onun “proletaryan›n generali” olarak an›lmas›n› getirmiflti.
‹flçi s›n›f›n›n sömürücü zorbalara
karfl› verdi¤i amans›z savafl›ma bizzat kat›larak barikatlarda çarp›flan
Engels, barikat savafllar› üzerine de
birçok fikir gelifltirmifl, silahl› ayaklanmalar›n temel askeri taktiklerine
katk›da bulunmufltur. Engels, iflçi s›n›f› mücadelesini baltalamak amac›yla burjuvazi taraf›ndan ortaya at›lan
her türlü karfl›-devrimci anlay›flla
militan bir flekilde y›lmadan mücadele etmifltir. Do¤a bilimleri konusunda derin ve yetkin bir birikime
sahip olan Engels, Marks’la birlikte
ortaya koyduklar› felsefi düflüncelerinin do¤rulu¤unu bilimsel yap›tlar›
ile kan›tlam›flt›r.
Bütün yaflam›n› büyük bir disiplin içinde yaflayan Engels, Marks’la
birlikte ortaya koydu¤u yap›tlar›yla
uluslararas› iflçi s›n›f›n›n, ezilen dünya halklar›n›n yüre¤inde sonsuza kadar yaflayacakt›r.
Kültür-sanat
Sanata bak›flfl››m›z, sanat›n iflflllevi ya da devrimci bir eleflflttiri olarak sanat
S›n›flar›n ortaya ç›kaca¤› ana kadar, eme¤in rolüyle bütünsel bir
dünya yarat›labilece¤ini fark etmiflti
ilkel insan ve toplumsal flekilleniflin
ilk biçimi olan komünal sistem
Marks’›n deyimiyle “tecrit edilmiflli¤in” zoruyla örgütlenmiflti.
Toplumsal diyalekti¤in ilk evresi
olan bu örgütlenme, do¤aya karfl›
verilen var olabilme mücadelesinin zorunlulu¤uydu. ‹nsan bu mücadelede baflar› sa¤lamas›n› “emek”e
borçludur.
Diyalektik Materyalizm, eme¤in
tarihsel-toplumsal dönüfltürücülü¤ünün dünyay› bütünlefltiren olgu
oldu¤unu söyler. Her nerede olursa
olsun insan eme¤i bütünsel bir
dünya yarat›r kendine. Bu zorunluluktur da. Avlan›rken, tar›m u¤rafl›nda vs. bütünsel bir dünyay› infla
eder. Bu oldukça özel bir iliflki biçimi de yarat›r. Bu iliflkiyi özel k›lan,
toplumsal örgütlenme ve ihtiyaçlar›n belirleyici etkisidir. S›n›flar›n ortaya ç›kmas›ndan sonra da bu bütünsel toplumsal iliflki de¤iflmemifl,
her toplumsal örgütlenme iliflkiyi eskisinden farkl› biçimlere (yeni biçimlere) sokmufltur.
Elbette bu iliflkiyi ilk kurmay› baflarabilen ilkel komünal sistemi örgütleyen ilkel insan olmufltur. Ortaklafla üretim ve ortaklafla tüketim
toplumsal›n yasas›yken, vazgeçilemeyen fleylerden biri olarak imge,
üretimin her alan›nda etkin bir rol
oynam›flt›r.
Üretebilme becerisini kazanm›fl
bilinçli varl›k olan insan, daha bafltan
bir taraft›. Madem ayakta kalabilmek
ve tarihsel yolculu¤unu sürdürebilmek için karfl›s›nda olan do¤ayla mücadele etmesi gerekiyordu, o halde
bu taraf olufl, onun yolunu açacak
yararl›l›k fikrine sahip olmas›n› sa¤lad›. Böyle bir düflünüflün getirisi, temel ihtiyaçlar›n karfl›lanmas› için
üretti¤i bar›nak, resim, dokuma,
yontma, kesme vb. de¤er ölçülerinin
kullan›m alan›ndaki yararl›¤› olmufltur. Bilinçli yaflanm›fl bir süreç olmasa da, alet yapabilme ve kullanabilme
yetisine sahip olana kadar bir zorunluluklar zincirinin do¤al sürecinde hem de ama ondan önceki
süreçten farkl› olarak alet yapabilme
ve kullanabilme yetisini kazand›ktan
sonraki süreçte zorunlulu¤un ve gereklili¤in bilinçli-fark›nda olmas›yla
yaflamsal anlamda do¤aya karfl› veri-
len mücadelede yararl›l›k vard›. Fakat insan›n –bilinçli varl›¤›n- temel
ay›rt edici özelli¤i art›k do¤an›n kendisine sunduklar›na müdahale
edebilme bilinç ve becerisine eriflmifl –bunun fark›nda- olmas›yd›.
Yararl›l›k fikrinin yatt›¤› nokta da
buras›d›r. Do¤aya atalar› gibi sadece
uyum sa¤lama de¤il ona müdahale
edebilme yetene¤i…
Üretimde de¤er ölçüsünün yararl›l›k oluflu, ma¤ara duvar›na yap›lan resimle bar›na¤› (yararl›l›k anlam›nda) farks›z k›l›yordu. Çünkü yap›lan üretimlerden bir beklenti vard›; yap›lan bar›nak onlar› d›fl etken-
lerden korurken çizilen resimler de
büyüsel etkisiyle av hayvanlar›na
karfl› güçlenmeyi sa¤l›yordu.
‹lkel insanda imge ile gerçeklik
aras›ndaki ayr›m çok siliktir. Oklar,
baltalar, bar›naklar onlar›, nas›l d›fl do¤al- tehditlerden koruyorsa imgeler de, do¤al güçler kadar “gerçek”
olan öteki güçlerden koruyordu.
Bunun ifle yaramad›¤›n› kim söyleyebilir? Ma¤ara duvar›na yap›lan resimlerde av hayvan›na ok-m›zrak saplanmas›, insan›n hayvandan daha büyük çizilmesi, bir yandan coflku ve
motivasyonu art›r›r, bir yandan olmas› istenen seyrin imgenin de gücüyle olabilece¤ine inan›l›r.
Çok mu mant›ks›z ya da ilkel görünmektedir? O halde kendinize
flöyle bir soru sorun, çok sevdi¤iniz
birinin foto¤raf›n› neden duvar›n›za
asars›n›z ya da cüzdan›n›zda tafl›rs›n›z? Ya o resim bir gün kaybolursa
ne hissedersiniz? Belki tanr›n›n sizi
cezaland›raca¤›n› ya da kötü ruhlara
davetiye olaca¤›n› düflünmezsiniz,
ama resmin kaybolufluna duydu¤unuz üzüntü ve s›k›c› durumu, moral
bozuklu¤unu neyle aç›klars›n›z? Ma¤ara duvarlar›na çizilen resimler, elbette bizim hissetti¤imizden daha
farkl› fleyler sunuyordu o dönem insan›na. O resimler büyüsel bir
amaçla yararl›l›k (toplumsal ç›kar)
fikrine hizmet ediyordu.
Sanat, toplumsal
hareketin parças›d›r
Sanat, insanl›¤›n tarihsel gelifliminin her döneminde ama özellikle de
toplumsal hareketlerin öne ç›kt›¤›
dönemlerde ona koflut (ondan kopuk de¤il) ve onun bir parças› olarak
önemli belirleyicilerinden biri olmufltur. Bu konuda hepimizin ilk akl›na gelen Rönesans (kapitalizmin feodalizme karfl› zafer süreci) Sovyet,
Çin devrim süreçlerindeki ifllevleridir.
S›n›flar ortaya ç›kal›beri karfl›t
güçler aras›ndaki her z›tl›k sanat
alan›nda da belirmifl, ezen egemenlerin sanat›yla ezilen halklar›n sanat›
(t›pk› toplumsal faaliyetin her alan›nda oldu¤u gibi) çat›flma haline geçmifltir. Sanat faaliyetinde ortaya ç›kan bu çat›flma hali s›n›fsal bir karakter tafl›r, s›n›flar oldu¤u müddetçe
de kaç›n›lmaz zorunluluktur.
Karfl›t iki kutup aras›ndaki bu çat›flmada baz› dönemlerde sanat›n
öne ç›kt›¤› da görülmüfltür. Her iki
kutbun da amac› kitlelerdir: Biri kitleleri ileriye do¤ru tafl›mak için gerçe¤e iflaret eder, di¤eri gerçe¤i gizlemek için yalana, korkuya iflaret
eder. Her ikisinin karfl›laflt›¤› alansavafl arenas›- kitlelerin bilincidir.
Ezilenlerin sanat› tarihin hemen
her döneminde ezenlerin yasaklamalar›yla karfl›laflm›flt›r. Kitaplar
toplat›l›p yak›lm›fl, türküleri ve danslar› yasaklanm›fl, say›s›z sanatç› uzun
y›llar hapse at›lm›fl, idam edilmifltir.
Tüm bunlara karfl›n ortada olan gerçek sanat hep var olmufl, ifllevini daha güçlendirerek de var olaca¤›d›r.
Egemenler ezilenlerin sanat›n›
yok say›p yasaklamakla yetinmiyor,
ayn› araçla karfl›t sald›r›da da bulunuyor ve bu sald›r›lar toplumsal›n
di¤er alanlar›ndan kopuk olmuyor.
Kitlelerin bilincini, kendi sömürü iktidarlar›n›n ömrünü uzatmak için flekillendiriyorlar. Ne tür bir iktidar
olursa olsun ömrü, kitlelerin taleplerinin karfl›lan›p karfl›lanmad›¤›yla
do¤ru orant›l›d›r. Bunun fark›nda
olarak kitlelerin taleplerini minimize
etmek, gerçeklikle ba¤›n› zay›flatmak, kültürü s›¤laflt›r›p yozlaflt›rmak
vb. için bilinç bulan›kl›¤› yaratmaya çal›flmaktad›r. Bütün bunlar› yapabilecek en etkili silah olaraksa sanat› görmektedir.
Bundan dolay›d›r ki gerici iktidarlarla halklar aras›nda özü s›n›f çeliflkisi olan daimi, amans›z savafl, sanat (ve edebiyat) üzerinden de yürütülür. Toplumsal alanda hiçbir fleyin s›n›flar üstü olmad›¤› gibi sanat
ve edebiyat da s›n›flar-üstü olmad›¤›ndan bu alan›n bizi ilgilendirmeyece¤ini, s›n›f mücadelemizden ba¤›ms›z olaca¤›n›, onun kendi bafl›na var
oldu¤unu düflünmek s›n›f savafl›m›n› anlamayanlar›n mümkünüdür. Ya da burjuvaziye hizmet
edenlerin yalanlar›d›r.
fiimdi burada dural›m ve konuyu
baflka yönleriyle ama özü ayn› olmak
kofluluyla ele almaya çal›flal›m.
Ekonomi Politi¤in Elefltirisine
Katk›’da Marks flöyle der;
“Bütün mitologya do¤a güçlerini
hayal gücü içinde ve hayal gücü yoluyla ba¤›ml› k›lar, denetim alt›na al›r ve
biçimlendirir. ‹flte bu yüzden de insano¤lu do¤a güçlerini gerçekten egemenli¤i alt›na ald›¤›nda, mitologya ortadan kalkar.”
Bu al›nt›y› okudu¤umuzda, ilkel
insan›n büyüsel ritüellerini hat›rl›yoruz. ‹mge (büyü) yoluyla do¤ayla
kurdu¤u iliflkiyi hat›rl›yoruz. Fakat o
kadar eskiye gitmeye gerek var m›?
Belki iflin kayna¤›n› bilmek için evet.
Peki ya bugün aç›s›ndan ne demeliyiz? ‹lkel insanlar› çok gerilerde b›rakt›k. Aradan on binlerce y›l geçti.
Bilimsel keflifler flafl›rt›c› dereceye
ulaflt›. Mitologya hala var. Masallar,
efsaneler, dinler, sanat hala var. Neden? Çünkü (insan) toplum-do¤a
aras›ndaki çeliflme “gerçekten egemenlik alt›na” al›nmam›flt›r. ‹nsan›n
do¤a karfl›s›ndaki güçsüzlü¤ü mitoslar›n gücüyle –elbette düfl dünyas›nda- afl›lmaktad›r. Do¤ayla insan aras›ndaki çeliflmede insan do¤ay› bu
yolla kontrol alt›na almaktad›r. “Ne
var ki mitoslar belirli koflullarda var
olan somut çeliflmeler üzerine kurulmam›fllard›r ve dolay›s›yla da gerçe¤in
bilimsel bir yans›mas› de¤ildirler.”
(Mao) Sadece ama sadece özneldüflsel tasar›mlard›r.
Bilimin geldi¤i noktaya bakarak
mitoslar›n varl›¤›n›n anlams›zl›¤›n›
düflünebiliriz. Zira ikisi birbirini d›fltalar görünmektedir. Fakat hala ve
daha uzun süre boyunca insan mitoslara ihtiyaç duyacakt›r. Bilimin
hala cevap olamad›¤› çok soru ve
karfl›layamad›¤› çok ihtiyaçlar teker
teker afl›lacakt›r ama bugün büyüyü,
efsaneleri, masallar› vd. sadece tarih
kitaplar›nda bulmuyorsak, hala gündelik yaflam›m›zda çokça, bir yerlerden okuyor, birilerinden duyuyor,
tan›k oluyorsak bu bize insanlar›n
bilinç flekillenmesi hakk›nda bilgi
vermelidir.
Nesnel dayanaklardan yoksun
bu hikayeler (masallar-efsaneler) bireyin toplumsal yaflam içerisinde
davran›fl, düflünüfl s›n›r ve biçimlerini belirler. Toplumsal ahlak kurallar›na göre de üretilen mitoslar bir
nevi “terbiye etme” araçlar› olarak
kullan›l›r. Bir kültür yarat›r ve bunda
da oldukça etkilidir. Hemen akl›m›za
gelebildi¤i gibi bu, egemenlerin asla
görmezden gelemeyece¤i, sonuna
kadar kullanmaktan çekinmeyece¤i
güçlü bir silah olmufltur.
Bizler devrime önder olan proletaryan›n saf›nday›z-yan›nday›z. O
proletarya, kurdu¤u araç olan Komünist Partisi çat›s› alt›nda özgürlü¤e yürüyüflü gerçeklefltirmektedir.
Proletaryan›n sadece kendisi için
de¤il bütün ezilenler için bafllatt›¤›
devrim yürüyüflünde ç›kar› olan
köylüler, küçük burjuvazi ve di¤er
ezilen emekçiler, yoksullar da proletaryan›n müttefikidirler. Hepsinin
ortak amac› kendilerini sömüren ge-
rici iktidar› ortadan kald›r›p kendilerinin sahibi olaca¤› bir iktidar› kurmakt›r.
Söylemeye gerek yok ki, y›kmak
ve yapmak kavramlar›, mesele toplumsal bir devrimse, söylendi¤i kadar ve söylendi¤i biçimiyle mutlak
baflar›y› getirecek ölçüde basit de¤ildir. Tarihsel pratikler göstermifltir
ki on y›llara, yüzy›llara yay›lan, can
alan ve can veren nesnelli¤e uygun
düflen strateji ve onun ekseni içinde
çokça takti¤i bar›nd›ran, yar›n› bugünden planlay›p kuran, toplumsal›n
her alan›nda sürekli ve kesintisiz
olarak eskiyi y›kan ve yeniyi o y›k›nt›lar aras›nda –t›pk› batakl›kta yefleren nilüfer misali- hayat veren bir
meseledir.
(Devam edecek)
Hatay-Samanda¤
9. Temmuz
Kültür ve Sanat
Festivali yap›ld›
11–12–13–14 Temmuz tarihleri aras›nda Hatay’›n Samanda¤
ilçesi sahilinde düzenlenen 9. Evvel-i Temmuz Festivali coflkulu
bir flekilde geçti. Festivalde “Tar›m”, “Türkiye’de Aleviler ve
Demokrasi”, “Hrant Öncesi ve
Hrant Sonras›” gibi birçok önemli ve güncel konular› içeren panel
de gerçeklefltirildi. Akflam konserlerinin aç›l›fllar›nda ise Marafl,
Çorum ve Sivas’ta katledilen insanlar an›ld›. Partizan olarak
stand açt›¤›m›z festivalde “Faflizme, emperyalizme, feodalizme, komprador kapitalizme
ve her türden gericili¤e karfl› durmak için ‹flçi köylü okuyal›m-okutal›m!”, “Demokratik Halk Devrimi için ‹flçi
köylü okuyal›m-okutal›m!”
sloganlar› eflli¤inde ‹flçi köylü gazetesi da¤›t›m› yap›ld› ve Samanda¤ ilçesine ba¤l› Çanakoluk köylülerinin baz istasyonu ile yaflam›fl
oldu¤u sorunlar›n çözümü
için destek verilmesi yönünde sesli ajitasyonlar yap›ld›.
(Hatay ‹K okurlar›)
İşçi-köylü 15
25 Temmuz-7 Ağustos 2008
Yaflama ›fl›k tutan sözler...
* Yeterli zaman›m›z hep vard›r, yeter
ki do¤ru kullanal›m. (Gothe)
* Tafl› delen suyun gücü de¤il,
süreklili¤idir. (Anonim)
* Sorunsuz insan bulabilece¤iniz tek
yer vard›r, o da mezarl›k. (Anonim)
* Gecenin en karanl›k saati sabaha
karfl› olur. (‹ngiliz atasözü)
* Al›flkanl›k demirden bir gömlektir.
(Çin atasözü)
* Eriflmek istedi¤i bir hedef olmayanlar, çal›flmaktan zevk almazlar.
(Emile Rau)
* Hiçbir insan özür bulmada tembel
insan kadar baflar›l› olamaz. (Anonim)
* ‹lerlemek kendimize verdi¤imiz bir
arma¤and›r. (Joan Rivers)
* Deneyim bafl›n›za gelenler de¤il,
bafl›n›za gelenlerle ne yapt›¤›n›zd›r.
‹nsanl›k günümüzden befl bin y›l
önce eflitlikçi ilkel topluluktan katmanl› üretici toplulu¤a geçmifltir.
Bu geçifl toplumu, ezen ezilen, sömüren sömürülen biçiminde bölmüfl parçalam›flt›r. Toplumun üretici güçlerini (üretim araçlar› ve
gasp edilen emek de¤eri) eline geçiren egemenleflen yönetici s›n›f;
sömürü ile elde etti¤i zenginli¤i ve
“itibar›” koruman›n arac› olarak
devlet denilen otorite ayg›t›n› orta-
Engelliler AKP önünde eylemde
Egemenlerin emekçi halka yönelik uygulad›klar› hak gasplar› h›z
kesmeden devam ediyor. Bu sald›r›lar karfl›s›nda yoksul halk›n baflkald›r›s› ve isyan› da yayg›nlaflarak
devam ediyor. Egemenlerin son
sald›r› paketlerinden birisi de özel
e¤itime ihtiyaç duyan ö¤renci ve ailelerine yönelik haz›rlanan yasa tasar›s› olmufltur. UNESCO deste¤i
ile hayata geçirilen e¤itim ve bak›m
program› sayesinde fiziksel ve zihinsel engellilerin e¤itimi sa¤lanm›flt›r. Gündeme farkl› flekillerde
gelen bu program sayesinde birçok
Ne Okuyal›m?
Da¤dan Kopan Atefl
Yaflanm›fl olaylar›, deneyimleri
incelemek, deneyim edinmek,
olumluluk ve olumsuzluklardan ö¤renmek aç›s›ndan önemlidir. An›lar
da daha çok bir kifliye odakl› olmalar›na ra¤men böyledirler. An›lar,
bir kifli ekseninde asl›nda kiflileri yani genel olarak insan› anlat›r. Da¤dan Kopan Atefl isimli kitapta bir
Sandinist olan Omar Cabezas
engelli e¤itim hakk›na kavuflmufl,
birçok bak›ma muhtaç bak›m olana¤›na kavuflmufltur. Halk›m›za sa¤l›k alan›nda dönüflümün meyveleri
olarak yans›t›lan bu projenin ömrü
çok da uzun sürmemifltir. IMF,
Dünya Bankas›, Avrupa Birli¤i gibi
emperyalist kurulufllar›n kredi vermek için ön flart koflmas› ve UNESCO’nun finansman deste¤i sunmas›
sonucunda uygulamaya giren program, son zamanda haz›rlanan yasa
tasar›s›yla yeniden yap›land›r›lmakta, kaynaklar baflka ceplere aktar›lmak istenmektedir. Engellilerin ö¤-
an›lar›n› anlat›yor. Örgütlenmesinden ö¤renci gençlik içindeki faaliyetlerine, ard›ndan zorlu gerilla mücadelesi sürecine ve zorunluluk nedeniyle yeniden flehirlerde faaliyetine; k›sacas› bir kez net karar verdikten sonra mekânlar› de¤iflse de
hiç kesintiye u¤ramayan mücadele
hayat›n› anlat›yor.
Cebazas henüz bir ö¤renciyken
Sandinistlerle ba¤ kuruyor. Örgütlü
olup olmama konusundaki ilk çeliflkilerini yo¤un bir iç hesaplaflmayla,
muhasebeyle çözdükten sonra mücadele etmek konusunda kesin karar›n› veriyor. Ve bu karar› tüm
olumsuzluklar›na ve zorluklar›na
ra¤men kesintisiz olarak sürdürdü¤ü mücadelesinin ilk ad›m› oluyor…
Büyük zannetti¤i örgütün küçük ve
zay›f oldu¤unu ö¤rendi¤indeki hayal
k›r›kl›¤›, verilen büyük kay›plar, gerilla yaflam›n›n tüm zorluklar›, eflinden ve çocu¤undan ayr› kalmas›,
kitlelerle ba¤ kurmadaki sorunlar
vb… Hiçbir olumsuzluk karfl›s›nda
pes etmiyor. Onda, insan›n sa¤lam
ideolojik gücüyle neler baflard›¤›n›
UMUT YAYIMCILIK’TAN 5 YEN‹ K‹TAP
Gorki’nin gitar›
(Aldous Huksley)
* Böcek olmay› kabul edenler ezilince
flikayet etmemelidirler. (F. Schiller)
* Devekuflu yüke gelince ‘kuflum’,
uçmaya gelince ‘deveyim’ der.
(Türk atasözü)
ve taraflara bölünmüfltür. Her kli¤in demokrasiden uzak kendisine
ve bekas›na uygun çeteleri kontrgerilla birimleri mevcuttur.
Gündemde yer eden Ergenekon örgütü de bahsetti¤imiz karanl›k iliflkilerden ba¤›ms›z düflünülemez. Bu yap›lanman›n CHP gibi baz› sol maskeli partilerce sahiplenilmesi, mangalda kül b›rakmayan vatan millet savunucusu ulusalc›larla
iliflkileri hangi kliklerin karanl›k maflas› oldu¤unun göstergesidir.
Genel olarak düflünüldü¤ünde
Ergenekon yap›lanmas›n›n ortaya
ç›kar›lmas› ve bol rütbeli paflalar›n
dahi deflifre edilmesinin ülkede estirilen demokrasi rüzgarlar›yla alakas› yoktur ve olamaz da. Olsa olsa ülkedeki ›l›ml› ‹slam kli¤i ile Kemalist klik aras›ndaki çat›flman›n
sonucunda emekli edilmifl sad›k
“eski dostlar›n” tasfiyesidir. ‹slamc› kli¤in eline geçirdi¤i sömürü
f›rsat›nda derinleflme iste¤i, bunun
karfl›s›nda Kemalist kli¤in elinde
kalan kaleleri koruma içgüdüsü sonucunda ortaya ç›kan çeliflkilerin,
çat›flmalar›n ve restleflmelerin sonucudur.
Bu yap›lanman›n suç dosyas› oldukça kabar›kt›r ve gündemde tart›fl›lanlarla da s›n›rl› de¤ildir. Bugüne kadar birçok devrimci, demokrat, yurtsever, ilerici yap›lanma, örgüt ve kifli bu kontrgerilla faaliyetinden üzerlerine düflen pay› alm›flt›r. Faili meçhul olarak adland›r›lan
olaylarda bu yap›lanmalar›n pay› y›llard›r devrimciler taraf›ndan dillendirilmesine ra¤men hâkim s›n›flar
taraf›ndan hep üstü kapat›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu yap›lanman›n deflifre
edilmesi ülkedeki çete ve kontrgerilla faaliyetlerinin bitti¤i anlam›na
gelmez, sadece bu iflin figüranlar›n›n de¤iflti¤ini gösterir.
Ülkemizdeki ve dünyadaki geliflmelere uygun olarak Ergenekon
olay›nda ne gibi geliflmeler olaca¤›
önümüzdeki günlerde ortaya ç›kacak. Ancak bu olay›n gündem k›z›flt›kça (özellikle ekonomik kriz, si-
yasal kriz ve ezilenlerin baflkald›r›lar›) farkl› yönleriyle kullan›laca¤›
aç›kt›r.
Ülkemizin komünist, devrimci
ve ilericileri baflta olmak kayd›yla
halk›m›z›n yaflananlar›n gerçek yönlerini anlama, araflt›rma ve do¤ru
yerde saf tutmas› gerekmektedir.
Yaflananlara karfl› kay›ts›z kalmak,
kendili¤indenci bir tav›r almak gelece¤imizi bir avuç sömürücü ve onlar›n karanl›k eli kanl› cellâtlar›na
teslim etmektir. Yaz›m›z› ülkedeki
sosyo-ekonomik yap›y› zekice çözümlemeleriyle ortaya koyan devletin niteli¤ini apaç›k teflhir eden
önder yoldafl›n sözleriyle bitirmek
istiyorum.
“Bütün yoldafllar, ülkemizin bütün komünist devrimcileri! Önümüzde çetin ama flanl› mücadele
günleri var. S›n›f mücadelesinin denizine bütün varl›¤›m›zla at›lal›m!
Bu mücadelede kahraman iflçi s›n›f›m›za fedakâr ve çilekefl köylülerimize, yi¤it gençli¤imize sonsuz bir
güven duyal›m.”
(Esenler’den bir ‹K okuru)
renim görme süreleri yasayla s›n›rland›r›lmakta, rapor yenileme haklar› yok say›larak kaderlerine terk
edilmektedir.
Yaflanan bu geliflmeler karfl›s›nda Türkiye Özel E¤itimciler
Derne¤i yasa tasar›s›n›n Mecliste
görüflülmesinden önce bir eylem
plan› oluflturdu ve uygulamaya koydu. Eylem plan› do¤rultusunda ilk
olarak ö¤renci velileri bütün siyasi
partilere, Plan ve Bütçe Komisyonu’na faks çekerek bu durumu protesto etti. Bunlara ek olarak AKP
ilçe baflkanl›klar› önünde eylemler
yapt›. Son olarak 08.07.2008 tarihinde ‹stanbul AKP il binas› önünde
yaklafl›k 2 bin kiflinin kat›l›m›yla bir
protesto eylemi gerçeklefltirildi.
Eyleme çok say›da fiziksel ve zihinsel engelli ö¤renci ve ailesi kat›l›rken bu alanda faaliyet gösteren
özel e¤itim merkezleri ö¤retmen
ve yöneticileri de kat›ld›. ‹l binas›
önünde toplanan kitle kap›lar›n yüzüne
kapanmas›ndan
sonra ›sl›klar ve sloganlarla bu durumu protesto etti. K›sa sürede gelen
Çevik Kuvvet il binas›n›
girifli ve çevresinde “güvenlik” önlemi alarak binay› engellilere karfl›
korudu. Yaklafl›k iki saatlik bekleyiflin ard›ndan
AKP il baflkan› veliler
aras›ndan seçilen bir
grup temsilciyle görüfl-
meyi kabul etti. Temsilcilere geçifltirme cevaplar veren il yönetiminin
tavr› bir bas›n aç›klamas› yap›larak
protesto edildi ve eylem sonland›r›ld›.
(‹stanbul’dan bir ‹K okuru)
Faflfliizmin karanl›k güçleri, çeteler halka hesap verecek!
ya ç›karm›flt›r. Devlet bir s›n›f›n di¤er
s›n›f ve katmanlar
üzerindeki bask› ve
kontrol arac›d›r.
Sosyo-ekonomik yap›n›n devaml›l›¤› devletin ve
onun bürokratik organ›n›n siyasi-ekonomik ve askeri
güçlülü¤üne ve istikrarl› durufluna ba¤l›d›r. Bizim gibi yar›feodal, yar›-sömürge ülkelerde sistem istikrarl› yap› oluflturamaz.
Çünkü devlet Osmanl› ‹mparatorlu¤undan devrald›¤› yar›-feodal yap›y› tasfiye etmemifltir. Biçimsel
k›smi de¤iflikliklerin ötesine gidememifltir...
Sosyo-ekonomik yap›daki ilkellik nedeniyle sistem idaresi bir bütünsellik içerisinde de¤ildir. Devlet
idaresi bu nedenle çeflitli kliklere
Gazete/Okur
görüyoruz. “‹flah›n› kesen ölüm
korkusu” hisseden bir insan›n
“da¤lara sonsuz bir inançla ç›kan” bir insana nas›l dönüfltü¤ünü,
bu dönüflümün hesaplaflma ve güç
kaynaklar›n› görüyoruz.
Büyük bir güç oldu¤una inançla
ç›kt›¤› da¤larda, gerilla olman›n tüm
zorluklar›n› ve tüm güzelliklerini iç
içe yafl›yor, anlat›yor. Açl›k, uykusuzluk, uzun ve zorlu yürüyüfller
a¤›r yükler, halk kitlelerinin olumsuz yaklafl›mlar›, operasyonlar, flehitler… Fakat di¤er taraftan diktatörlü¤ün, yaflam›n her yönünü kirletemeyece¤inin kan›t› olan da¤larda
da¤›n, çamurun, ya¤murun burjuva
pisliklerden insan› ar›nd›rmas›, yo¤un yoldafll›k sevgisi, zay›f yanlar›n›n
üzerine gitme, birlik olma ruhu ile
mütevazili¤in ve insanc›l de¤erlere
ba¤l›l›¤›n artmas›, çelikleflen irade…
Yazar, gerilla hayat›n›n özellikle yeni kat›lanlar ve çeliflkilerle dolu oldu¤unu anlat›rken, hep inanca vurgu yap›yor. Bu sa¤lam inanç, kararl›l›k insanlar›n tüm zorluklar› aflmada temel anahtar oldu¤unu, her
zorlu deneyimlerde bunu sorgulad›¤›n› anlat›yor. Bir örnek verirsek;
Yeni gerillalar, uzun bir yoldan
yiyecek tafl›ma görevine gidiyorlar.
Çantalar› da çok a¤›r. Ve hepsi ölesiye yoruluyor. Öyle ki çantalar›n›
yerden kald›rmaya dahi güçleri yetmiyor. Fakat gitmeleri de gerekiyor. Aflmalar› gereken yüksek, dik
bir tepe var. Bunun üzerine gerilla
komutan› flöyle diyor savaflç›lara
“yeni insan›n nerede oldu¤unu biliyor musunuz? T›rmand›¤›n›z tepenin üstündedir. Tam oradad›r. Gidin onunla buluflun, onu yakalay›n,
aray›n, tutun. Yeni insan normal insan› aflm›flt›r. Yeni insan onda süper
gayrettedir. Yeni insan yorgun bacaklar› aflm›flt›r. Ortalama insandan
daha çok fley vermeye bafllayan ortalama insan vard›r. Tipik insanlardan fazla veren… Yorgun oldu¤unu
unutmaya bafllay›nca kendisini unutunca, bir yana koyunca, yeni insan›
bulacaks›n›z. Öyleyse yorgun ve bitkin hissediyorsan›z, bunu unutun ve
tepeye t›rman›n. Tepeye ucunda
yeni insandan bir parça bulacaks›n›z. Yeni insan› bulmaya tam buradan bafllayaca¤›z. Tam burada yeni
insan flekillenecek.” Bunun üzerine
yeni savaflç›lar, her zaman daha hafif yükle befl mola vererek ald›klar›
yolu, bu defa çok daha a¤›r yüklerle
ve yorgunluktan bitkin düflmüflken
hiç mola vermeden kat ediyorlar…
Geliflim mücadeleyle olur; ancak s›n›rlar›n› zorlayan insanlar geliflip ilerleyebilir, fiziki ve moral olarak güçlenebilir. Yeni bir insan›n
do¤ufl sürecine tan›k oluyoruz
Da¤dan Kopan Atefl’te.
Yazar inanç ve kararl›l›¤›n› flu
ifadeleriyle çarp›c› olarak anlat›yor:
“Tamam, binlerce insan ölebilir
ama düflman› devirmek için dövüfle
devam etmek zorundas›n. Muhaf›zlara karfl› ç›kmak için sen ölebilirsin,
gerilla savaflç›s› olmak kesinlikle
onurlu bir tutumdur. Ölümün kendi bafl›na bir protestodur… Önemli olan bir yurt için ölmesiydi. Düfllerimizi, umutlar›m›z›, isteklerimizi
bir yana koyup da¤lara, bilinmeyene
do¤ru gitmeliydik, her fleyin üstünde bu vard›.”
Cabezas, sadece inanç ve kararl›l›¤›n› de¤il, tüm duygu ve düflüncelerini, yaflad›klar›n› da olabildi¤ince
do¤al ve sade anlatm›fl. Güçlü ve zay›f yanlar›yla, çeliflkiler ve çeliflkileri
aflma çabas›yla devrimci yaflamdaki
birçok kesiti sunuyor asl›nda an›lar›yla. Zaman ve co¤rafyadan oldukça farkl› olsa da benzer hedefler için
mücadele eden insanlar›n aras›ndaki benzerliklerin ayn›l›¤›n› görüyoruz. Bu yönüyle kitap bizlerden ve
her birimizden çokça parçalar bulunacak, örnek al›nacak, özellikle de
gerilla yaflam›n›n zorluklar› ve bunlar› aflman›n anahtarlar› aç›s›ndan
birçok deneyim edinilecek güzel bir
kitap.
Dipten Gelen Dalga’n›n yüzeye
ç›kmas›n›n da¤dan kopan atefllerle
olaca¤›n› düflünenlerin ilgiyle okuyaca¤› Omar Cabezas’›n an› tarz›ndaki Da¤dan Kopan Atefl adl› kitab› Belge Yay›nlar› taraf›ndan bas›lm›fl ve 228 sayfadan olufluyor.
(Bir ‹K okuru)
Yazar: Mircan Karaali
Yay›nevi: Umut Yay›mc›l›k
19 Aral›k 2000’de 20 hapishaneye
efl zamanl› düzenlenen operasyonda
28 devrimci tutsak katledilmifl, yüzlercesi yaralanm›flt›.
F tipi hapishaneleri yaflama geçirmek amac›yla ’90’l› y›llardan itibaren
haz›rl›klara bafllayan devlet, bu amac›na 2000 y›l›nda ulaflt›. Operasyon öncesi F tiplerine karfl› bafllat›lan ölüm
orucu direnifli katliam›n ard›ndan daha da büyüyerek sürdü. Yaklafl›k yedi
y›ll›k bir zaman dilimini kapsayan ve
Türkiye devrim tarihinin önemli dönemeçlerinden birini oluflturan bu süreç F tiplerinde bask› ve zulüm direnifl ve umut ile yol almaya sürdürüyor.
Gorki’nin Gitar› dikkatimizi F
tipi hapishanelerin Türkiye tarihinden
küçük bir kareye çekiyor. Kahramanlar› ise 19 Aral›k katliam›n› yaflam›fl,
idealleri u¤runa ortaya koyduklar› irade ile büyük bir direnifl meflalesi yakan devrimci tutsaklar. Yazar›n da ifade etti¤i gibi roman aynadan yans›yanlara bir cümle ekleme kayg›s› tafl›yor. Yazar roman›n yaz›m›na katliamdan 5 y›l sonra bafllam›fl. Bayrampafla
Hapishanesi’nin B–4 ko¤uflunda tedavi amac›yla kalan bir tutsa¤›n anlat›mlar›ndan yola ç›kan yazar yaflanan
“manzaran›n” bir bölümünü k⤛da
dökmüfl. ‹skeletorlar›n ordusuna karfl› halk› için savaflan yürekli büyük komutan Gorki’nin etraf›nda örülen romanda tradeji ile mizah, ac› ve sevinç,
yaflam›n renkleri gibi birarada. Gitar›n› elinden düflürmeyen Gorki’den
gün boyunca volta atarak radyo dinleyen Resul’e, haf›zas› her gün silinen ve
yaflama her sabah yeniden bafllayan
Mahir’e kadar birçok tutsa¤›n özgün
öyküleri ve daha birço¤u…
Her tutsa¤›n zulme karfl› direnifli
yarat›lan de¤erlere daha fazla anlam
yüklüyor. Korsakof hastal›¤›na yakalanan tutsaklar›n trajik-komik öyküleri
ile gülümseyecek, kanser olmas›na
ra¤men tahliye edilmeyen Yaflar’la
birlikte öfkeniz bilenecek.
Yazar halk›n özgürlü¤ü u¤runa
yollara düflen bu u¤urda solu¤unu sak›nmayan devrimcilerin direniflini
günlük yaflam›n gözeneklerinden yans›t›yor. Estetik ve dil anlam›nda zay›f
kalsa da roman dönemin ana renklerini okuyucuya sunmay› baflarm›fl. Yazar›n ilk kitap çal›flmas› olan Gorki’nin
Gitar› ça¤dafl prometeuslar› daha yak›ndan tan›mak isteyenler için okunmaya de¤er. Yazar›n hala F tipinde
“ikamet etti¤ini” de ekleyelim.
(Bir ‹K okuru)
‹LAN
GAZETEM‹Z‹N
ANKARA ‹RT‹BAT
BÜROSU
TAfiINMIfiTIR.
YEN‹ ADRES:
SIHHIYE MAH.
SÜLEYMAN SIRRI
SOK. YUNT AP. NO:
19/7 ÇANKAYA
TEL NO: 430 67 65
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: SIHHIYE MAH. SÜLEYMAN SIRRI SOK. YUNT AP. NO: 19/7 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: DABAKHANE MAH. TURGUT TEMELL‹ CADDES‹ BARIfi ‹fiHANI KAT: 3 NO: 94
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
“Munzur cand›r, bu cana
bir can da sen kat!”
‹nsanlar›n yeniden topraklar›na geri dönmesi, özüne, geleneklerine sahip ç›kmas›, kendini rahat bir flekilde ifade etmesi için Munzur Kültür ve Do¤a Festivali çeflitli DKÖ ve destekleyen ilerici kurumlar taraf›ndan organize edildi.
Bir ihtiyac›n ürünü olarak ortaya ç›km›flt›r bugüne kadar yap›lan
halktan yana, halk›n sorunlar›na
e¤ilen festivaller. Ve yine bir tak›m
ihtiyaçlar›n ürünü olarak ortaya ç›kan demokratik kitle örgütleri
(baz› güçlerin kendi karanl›k ifllerini görmek için kurduklar›ndan bahsetmiyoruz elbette) öncülü¤ünde
halk›n sorunlar›n›, taleplerini dile
getirdi¤i, kültürlerini yaflatt›¤› veya
icra ettikleri festivallerde uzun y›llard›r birçok yerde yap›lmaktad›r.
Yap›lan bu festivallere öncülük
eden kurum, kurulufl veya flah›slar›n durumlar›na, politik durufllar›na
göre ileri bir muhtevada olanlar
veya tamamen geri bir noktada duranlar bulunmaktad›r. Sistem taraf›ndan desteklenen, finanse edilen
burjuva-yoz kültürün kendine yaflam buldu¤u; içki vb. su olup akt›¤›
festivaller (Rock’›n Coke gibi) bahsetti¤imiz geri noktan›n temsilcileridirler. Bunun yan›nda sanata, sanatç›ya, dillere, farkl› görüfl ve düflüncelere tahammül eden festivaller de (Munzur, Diyarbak›r vb.
festivaller gibi) bulunmaktad›r
ülkemizde.
‹lerici ve demokratik bir muhtevaya sahip olsalar da bu festivallerin de elefltirmemiz ve de¤ifltirmemiz gereken birçok yanlar› bulunmaktad›r. Bizler devrimciler
olarak elefltirileri, önerileri bir fleyin daha iyiye, güzele, do¤ruya do¤ru gitmesi; kendini yenilemesi ve
de¤ifltirmesi için yapar›z. Bunun
ötesinde bir amaç ve niyetimiz olamaz. Bu nedenledir ki, yap›lan elefltirilerin ve önerilerin dikkate al›narak üzerinde düflünülmesi ve gerekli derslerin ç›kar›lmas› en sa¤l›kl› olan›d›r.
Bu yaz›m›z bu y›l 8.si düzenlenecek olan Munzur Kültür ve
Do¤a Festivali’ne iliflkin olacakt›r. Elbette burada yazd›¤›m›z görüfl ve önerilerimizi, elefltirilerimizi
gerekli platformlarda dile getirdik,
getirmeye de devam etmekteyiz.
Afla¤›da Dersim halk›ndan ald›¤›m›z
görüfllerde de görece¤iniz gibi,
elefltiriler, öneriler hemen hemen
ayn› noktada buluflmaktad›r. Bu ne-
denle bir kez daha bu sayfalarda bu
düflünceleri dile getirme ihtiyac›
duyduk.
Uzun y›llar boyunca Dersim’de
uygulanan OHAL, g›da ambargolar›, soka¤a ç›kma yasaklar› ve bu uygulamalara paralel olarak da yaflanan, yaflat›lan iflkenceler, katliamlar, bask›lar, köy yakmalar, zorla
göç ettirme vb. birçok uygulamayla
yüz yüze kald› Dersim halk›. Dersim co¤rafyas› da bu uygulamalardan fazlas›yla nasibini ald›. Ormanlar› yak›ld›, köprüleri y›k›ld›, sular›n›n önüne baraj ad› alt›nda setler
çekilerek iklimi de¤ifltirildi. At›lan
zehirli bombalarla, zararl› hayvanlarla var olan bitki örtüsü büyük
oranda tahrip edildi. Bu sayd›¤›m›z
uygulamalar›n hemen hepsi bugünde yaflanmaktad›r Dersim topraklar›nda. Neredeyse Dersim’de
yaflayan halk kadar polis, asker, istihbaratç› vs.nin yafland›¤›, iflgal alt›ndaki topraklar›
and›ran bir flekilde helikopter
seslerinin hiç kesilmedi¤i, sokaklarda sivil araçlardan çok
polis arabas›, panzer ve z›rhl›
araçlar›n dolaflt›¤› bir yer bugün hala Dersim.
‹flte böylesi bir dönemde insanlar›n yeniden topraklar›na geri
dönmesi, özüne, geleneklerine sahip ç›kmas›, kendini rahat bir flekilde ifade etmesi için Munzur Kültür
ve Do¤a Festivali çeflitli DKÖ ve
destekleyen ilerici kurumlar taraf›ndan organize edildi. Elbette bu-
nun yap›lmas› sistem
taraf›ndan
hazmedilen, istenilen bir durum olmad›¤› için birçok
zorluk ç›kar›ld›. ‹ki
festival ertelendi, birçok kifli ve kurum hakk›nda soruflturmalar, davalar aç›ld›. Bu dönemlerde yurtiçi ve
yurtd›fl›ndan Dersimliler ve Dersim dostlar› taraf›ndan festival sahiplenilmifl, inad›na yo¤un kat›l›mlar olmufltur.
Ancak zamanla festivallerin içeri¤inden tutal›m da, ifllenen temas›na kadar birçok konu özünden
uzaklaflmaya, bir siyasal düflüncenin
politikas› do¤rultusunda belirlenmeye bafllam›flt›r. Kat›l›m sa¤layan
kitleler de istediklerini bulamay›nca festivallere kat›l›mlarda da düflüfller yaflanmaya bafllam›flt›r. (Kat›l›m›n düflmesinde devletin bilinçli
olarak yapt›¤› anti-propaganda ve
yalan haberlerin etkisini es geçmemek gerekmektedir.)
Bütün bunlar›n yan›nda esasta
festivalin özünden uzaklaflmaya
bafllad›¤› noktas›ndaki elefltiriler
üzerinde durmak gerekmektedir.
Yap›lan festivaller belirlenen ana
temalar do¤rultusunda içeri¤i en iyi
flekilde doldurularak yap›lmaya çal›fl›l›r. En geri durumda bulunan anlay›fllar aç›s›ndan bile bu durum
böyledir. Ancak Munzur Kültür ve
Do¤a Festivali bu noktada ortaya
ç›k›fl slogan› ve amac›na uzak pratikler izlemektedir. Dersim dili ve
kültürü özellikle sistemin bilinçli
politikalar› nedeniyle yok olmakla
karfl› karfl›ya bulunmaktad›r. Ülkemizdeki devrim mücadelesinin tohumlar›n›n ilk at›ld›¤›
yerlerden biridir Dersim. Ve
bu gelenek ödenen onca bedele
ra¤men devam ettirilmektedir.
Yüzlerce k›z› ve o¤lu devrim mücadelesinde sonsuzlu¤a u¤urlanm›flt›r. Bu nedenledir sistemin sald›r›lar›. Ancak festivallerde son y›llarda bu kültürü yans›tacak, tan›tacak,
yok olmaya yüz tutmufl yönlerini
a盤a ç›kartacak bir çal›flma bulunmamaktad›r. Yerelde yetiflmifl birkaç müzisyenin verdi¤i müzik dinletileri ve bir-iki tiyatro oyununun
ötesine gitmemektedir bu çal›flmalar. Özellikle Dersim’li halk›n›n
elefltirisi ve beklentisi bu yöndedir.
Yine ad›nda do¤a olan bu festivalimizde do¤aya dair (son gün yap›lan Munzur yürüyüflü ve bir-iki
panelin d›fl›nda) bir fley yap›lmamaktad›r. Örne¤in 2007 y›l›nda yap›lan festival öncesi ve süresince
Hozat ilçesine ba¤l› Kinzir ormanlar› ve Pülümür ilçesine ba¤l› ormanlar bir hafta boyunca devlet taraf›ndan yak›ld›. Ancak Festival
Tertip Komitesinden bu konuya
yönelik herhangi bir tepki, giriflim
ya da aç›klama yap›lmam›flt›r. Devrimci örgütlerin yapt›¤› bir bas›n
aç›klamas›n›n ötesinde yap›lan öneriler ve talepler Tertip Komitesi
(TUDEF hariç) taraf›ndan reddedilmifltir.
Bizim buradan festivalle ilgili
Dersim halk›na ça¤r›m›z halk›m›z›n
yo¤un bir flekilde kat›l›m sa¤layarak
bu çal›flmay› sahiplenmesi, eksikliklerini, elefltirilerini gerekli yerlere
sesli bir flekilde ileterek yap›lan
yanl›fllar›n düzeltilmesi noktas›nda
müdahil olunmas›d›r. Kendi kültürüne, diline, do¤as›na sahip ç›kan,
bu do¤rultuda yap›lacak bir çal›flmayla daha genifl kitlelerin kat›l›m›
(bu kat›l›m sadece izleyici olmak
anlam›nda de¤il, içinde yer alarak
çal›flmak anlam›nda) sa¤layan, herkesin kendi özgün düflüncesi ve
rengiyle kendini ifade edebilece¤i,
düflüncelerini tart›flt›rabilece¤i bir
ortam, konserden çok kültürel etkinlikleriyle öne ç›kan; popüler
isimlerle de¤il kendi kültürüne uygun çal›flmalar yapan isimlerle ifllenen bir festival istenmekte, özlenmektedir. Yaflad›¤› bütün ac›lara
ra¤men ayakta durmay› baflarm›fl,
onurlu duruflunu korumufl Dersim’e Munzur’a bir can daha katmak için festivalde buluflal›m.
Festivale iliflkin görüfller... Festivale iliflkin görüfller... Festivale iliflkin görüfller...
Festivalle ilgili belki de en çok
söz hakk› olan, ancak ne program›n
oluflturulmas›nda, ne öncesinde, ne
de sonras›nda fikri sorulmayan
Dersim halk›na festivalle ilgili ne
düflündüklerini sorduk. Beklentiler,
flikayetler, istekler benzer. Festivalin içinin doldurulmas›, bölge kültürünün ve dilinin iyi ifllenmesi, sorunlar›n dile getirilmesidir.
Yüksel: Festivalin bafllang›ç
amac› burada yaflanan s›k›nt›lar› ka-
ygar: Bence festival tam bir
soru iflaretinden ibaret.
Munzur diyoruz, hala barajlar devam ediyor. Kültür diyoruz yozlafl›yoruz; do¤a diyoruz her gün ormanlar›m›z yan›yor. Ve biz hala
Munzur Kültür ve Do¤a Festivali
diyoruz. Ve bütün bu sorunlar›
dört gün içinde çözecekmifl gibi
davran›yoruz. Ancak 4 günlük süre
içinde her gelen bu sorunlara dair
bir fleyler söylese de, özüne e¤lence damgas›n› vuruyor. Sorunlar›
ifade etmek bunlar› çözmek anlam›na gelmiyor. Bence belki de festival insanlar› daha fazla duyars›zlaflt›r›yor. ‹nsan çevresinde yafla-
U
rum gerekçe olarak öne sürülmektedir. Tüm bunlar›n yaflanmas›n›n
nedenlerinden biri de devrimci
kurumlar›n yetersiz kalmalar›d›r.
Ahmet amca: Ben her sene festivale gidiyorum. Be¤eniyorum ama festivalde bizim dile
önem verilmelidir. Dilimizi konuflal›m ki kaybolmas›n. Dilimizde
filmler ç›kar›ls›n, gençler dilimizi
unutmas›n.
Düzgün (Hese M›ste’nin torunu): Festivalin bafllang›c› buradaki göçü duyurmak ve engellemekti. Dersim’i devlet d›fllam›flt›r.
Ve insans›zlaflt›rmak için kapsaml›
bir politika izliyorlar.
Sistemin bu politikas›ndan sadece insanlar zarar görmedi. Dersim’in do¤as› da nasibini ald›. Munzur’un tepelerine, vadilerine kimyasal bombalar b›rak›lmaya baflland›. Ormanlar yak›l›p, köyler yak›lmaya baflland›. Çeflitli barajlar yap›-
larak Dersim do¤as› imha edildi ve
edilmeye devam ediyor. Kalan köylere sistemin görevlendirdi¤i Valiler taraf›ndan zorla camiler yapt›r›ld›. Mescitler aç›ld›.
Dersim deyince ac›lar, gözmuoyuna yans›tmakt›r. Ancak buyafllar›,
kan ve revand›r akl›gün bak›ld›¤›nda özünden uzaklaflt›m›za gelen. Art›k bu bizim ka¤›n›, e¤lence ortam›na dönüfltü¤üderimiz haline gelmifltir.
nü hep beraber görüyoruz.
‹limizde yap›lan festival yavafl
Dersim’de devletin dayatt›¤›
yavafl
özünden sapt›r›lmaya çal›fl›l›çeflitli politikalar her zaman oldu¤u
yor. Kimileri bir do¤a festivali, kigibi bu halk› sindirmek içindir. Komileri bir flenlik, kimileri gezinti
ruculuk bunun bafll›ca örneklerinamaçl› görmektedir. Bana göre
dendir. Dersim halk›n›n s›k›nt›lar›ise olanlar› hat›rlama ve görn›n bafl›nda iflsizlik gelmektedir. Ve
me festivali olmal›. E¤er bunlar›
bugün insanlar›n koruculuk dayatgörmezsek, yeni ac›lar›n her an bamas›n› kabul etmelerinde bu dufl›m›zda olaca¤› bilinmelidir. Bu festival onun için Dersim festivali olmal›d›r. Do¤am›z›, insan›m›z› korunanlardan çok hangi sanatç›n›n gema, sahiplenme festivali olmal›d›r.
lece¤ini, o akflam nas›l e¤lenece¤iBen bir de fluna de¤inmeden geçeni düflünüyor. Buna en iyi örnek
meyece¤im. Son zamanlarda devgeçen y›lki festivaldir. Hastanede
let güçleri yak›lan ormanlar›m›z› bu
gerilla cenazeleri, bir yanda yanan
sefer de tahrip edip seyreklefltiormanlar, di¤er yanda flaaflal› ortama adapte olrerek yeni isimler alt›nda do¤a
mufl bir y›¤›n insan. Ve
emed Karer: Festivalde Dersim kültürü ve Za- katliam›n› sürdürmekteler. Yol
festival bittikten sonra
zaca’ya yeterince yer verilmedi¤i için pek gitmi- boylar›nda sa¤l› sollu 100-150 m
konuflulan acaba gelecek
yorum. Ben istiyorum ki Zazaca ve Dersim tarihi üze- geniflli¤inde güvenlik amaçl› ory›l hangi sanatç›lar gelerine araflt›rma yapm›fl kiflilerin panelleri olsun. Kürt dil man tahribatlar› düflünülmektecek oluyor. Bence devbilimcileri yerine Zazaca dil bilimcileri de olsun. Halk›n dir. Civardaki orman köyleri yok
rimci, demokrat, yurtseda bu yönde flikayeti var. Kendileri ile ilgili pek bir fley edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Yani bir
ver dostlar›n bu festivale
taraftan ormanlar›m›z› katlederbulam›yorlar. Sadece konser olmas›n.
sahip ç›kmas› ve özüne
ken bir taraftan da devrimcilerle
kavuflmas›n› sa¤lamas› gedemokrat köylülerimizi karfl›
rekiyor.
karfl›ya getirmeye çal›fl›yorlar.
Buradan sizin arac›l›¤›n›zla ses-
M
lenmek istiyorum, kimse bu oyuna
gelmemelidir. Bize yap›lmak istenen oyunlar›n karfl›s›nda tek vücut
olmal›y›z. Çal›flma hayat›n›zda sizlere ve gazete emekçilerine baflar›lar
diliyorum. Teflekkür ediyorum.
Olcay Demir: Devlet bu bölgeyi yok sayarak yat›r›m yapmad›¤›
için, bence insanlar kendi inisiyatiflerini kullanarak buradaki ekonomik darlaflmay› biraz da olsa aflabilmek için festivallere baflvurdu. Bunun d›fl›nda bu festivalin siyasal bir
yönü de bulunmaktad›r. Buradaki
s›k›nt›lar› duyurmak, çözmek için
bir ad›m olarak de¤erlendirildi.
Ama bugün buna çok da hizmet etmemektedir. Amaç adeta ekono-
mik yöne kayd›r›lm›flt›r. Bana kal›rsa festival biraz daha halk›n sorunlar›na de¤inen (sa¤l›k, ekonomik,
siyasi vs.) bir içerikte olmal›d›r.
Bu durumda siyasi yap›lar›n da
pay› bulunmaktad›r. Mesela festivalde halka gitmekten ziyade, halk›n onlara gitmesini bekliyorlar. 4
gün boyunca stantlara yo¤unlafl›l›yor. Daha fazla sosyal içerikli etkinlikler, mahalle etkinlikleri düzenlenebilir. Buran›n halk›n› bu etkinliklere katmak gerekmektedir.
Festival etkinlikleri oluyor ama halk›n ne istedi¤ini kimse sormuyor.
Her kurum kendine yak›n sanatç›lar› ç›karmaya çal›fl›yor. Bu da çok
iyi olmuyor.

Benzer belgeler