SAYI31 - içmimari, tasarım ve yaşam kültürü dergisi

Transkript

SAYI31 - içmimari, tasarım ve yaşam kültürü dergisi
İçindekiler
Sektörel Haberler
6
Giriş
TMMOB İçmimarlar Odası Genel Başkanı Levent Tümer
37
İçmimarlar Odası’ndan Haberler
İ. Altay Göker Söyleşisi
38
Resim ve Çizimler - Zekai Erarabacı
42
TMMOB İçmimarlar Odası Haber
47
Portre
Nadya Akabi (Reisyan) Haçaduryan
50
Firma Söyleşi
ZOW Uluslararası FuarcılıkGenel Müdürü Aykut Engin
54
Firma Söyleşi
Dyson Airblad, Chris Osborn
58
Proje
Marmara Üniversitesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü
Yüksek Lisans Öğrenci Projeleri - Yöneten: Prof. Dr. Nurten Unansal
Üniversite Tanıtım
Doğuş Üniversitesi - İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü Başkanı
Prof. Ahmet Kurtoğlu Söyleşisi
Makale
60
68
B. Burak Kaptan, İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu - II
Türkiye ve TMMOB İçmimarlar Odası
73
Yrd. Doç. Dr. Rabia K. Doğan, Selçuk Üniversitesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bl. Bş.
Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras: Zeyrek Mahallesi ve Kız Kulesi
78
Özlem Güven, Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
86
Doç. Dr. Nurten Unansal, Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış-III
92
Dünyadan Mekan Tasarım
98
Dünyadan Ürün Tasarım
Sergi İzlenim
4
104
Dr. Umut Şumnu, CerModern, Munch ve Warhol Sergisi
112
Galeri Nev Yeni Sezonda Nejad Devrim’i Ağırlıyor
114
Organik
Organik Giyim
116
Bir Mekan
Pera Palace Hotel Jumeirah - Pattiesserie de Pera
118
Gezi
Urfa - Harran
120
Mesleki Yayınlar
126
Fuar Takvimi
127
Kültür Sanat
128
Reklam İndeksi
Extreme Audio
Ön Kapak İçi
Mod Tasarım
Ön Kapak İçi Yanı
Emin Kaya Collection
03
Lineadecor
04
Massive
05
Yurtbayseramik
07
Zeyhan
09
Koleksiyon
11
Royal Halı
13
Bürotime
15
Turkuaz Seramik
17
Evinoks
19
Pierre Cardin
21
Zivella
23
Fiberli
25
Hamam
27
AGT
29
Blanco
31
Form Sistemleri
33
Tenda Perde
35
Lighttech Aydınlatma Fuarı
36
Kastamonu
49
Yıldız Sunta
67
GPD
97
Arıtay
105
Klasik Dekor
107
Erduş Shower
109
Artpan
111
Serko Halı
115
Elifnur
117
Unicera
119
Yem
125
Tavcam
132
Samur Halı
Arka Kapak İçi
Özcan Aydınlatma
Arka Kapak
Türkiye / Sektörel Haber
[email protected]
Yolu tasarımdan geçen herkes
Karim RASHID
Mario BOTTA
Stephan BUNDI
Michael PAWLYN
alldesign’da buluşuyor
Tasarım dünyası,
21-22 Şubat
tarihlerinde üçüncüsü
düzenlenecek olan
alldesign 2014’te
bir araya geliyor.
alldesign 2014
tasarım konferansları
için dünyaca tanınmış
isimleri Türkiye’de
buluşturuyor
A
llevents tarafından 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde
ünlü mimar Michael Pawlyn ve ünlü grafik tasarımcı,
Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenecek
reklamcı, art direktör Stephan Bundi bu yılın yabancı
olan alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları ve
konuşmacılarından sadece birkaçı.
Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını üçüncü kez
Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde 2000 m2’lik alanda
bir araya getirecek. Dünyaca tanınmış yabancı ve Türk
gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım
tasarımcıları İstanbul’da 2 gün sürecek olan tasarım
konferanslarının yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı’na da ev
buluşmasında ağırlayacak olan alldesign, üçüncü
sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Tasarımın Türkiye’deki ilk
yılında da büyük ses getirecek bir organizasyona imza
sektörel platformu olan ‘alldesign Yaratıcı Endüstriler
atmaya hazırlanıyor. Hayatımızın her alanına yön veren
Fuarı’nda tasarım dünyasındaki en son yenilikler
tasarımın ele alınacağı alldesign 2014’te kendi dalının
kullanıcılarına ulaştırmayı ve katılımcılarına yeni iş
uzmanları tasarıma bakış açılarını ve dünyaca ödüllü
birliktelikleri kurma olanağı sağlıyor. İç mimari, yapı ve
işlerini izleyicilerle paylaşacak. Geçtiğimiz yıl ünlü
dekorasyon ürünleri, endüstriyel tasarım ürünleri,
isimleri ağırlayan alldesign, üçüncü yılında da tasarıma
elektronik ve teknolojik ürünler, aydınlatma ürünleri ve
yön veren çok sayıda sürpriz isime ev sahipliği yapıyor.
aksesuarları, kumaş, duvar, halı ve diğer zemin kaplamaları
Dünyaca tanınmış endüstriyel tasarımcı Karim Rashid,
fuarda yer alacak ürün grupları arasında bulunuyor. Fuarda
mimar Mario Botta, doğadan ilham alan, onu taklit eden ayrıca mimari proje ofisleri, dijital tasarımcılar ve STK’lar da
yeni bir mimari akım olan ‘biomimicry’ üzerine çalışan
6
ziyaretçilerle buluşturmayı hedefliyor.
Türkiye / Firma Haber
Arlight 22. yılını
coşkuyla kutladı
Koçtaş ‘Açık Fikir’ İç Mekan Tasarım
Yarışması’nın başvuruları başladı
991 yılında kurulan Arlight
1
K
geçtiğimiz günlerde 22. yılını coşku
Yarışması’ bundan böyle ‘Açık Fikir’ İç Mekan
ile kutladı. Çalışanlarının katılımıyla
Tasarım yarışması olarak yoluna devam ediyor.
gerçekleşen organizasyonda 22 yılın
Yarışmaya Türkiye genelindeki Mimarlık,
anıları konuşuldu. Fabrikanın bahçesinde
İçmimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı
düzenlenen kutlamada söz alan firma
Bölümleri’nde lisans eğitimine devam eden tüm
sahibi Sayın Cemil Arlı dünden bugüne
öğrenciler katılabilecek. Koçtaş ürünlerinin
Arlight’tan bahsederek, tüm emek veren
tanıtılması ve Koçtaş ürünleri ile yaratıcı mimari
personeline teşekkür etti. Firma sahibi
çözümlerin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen
Sayın Gülseren Arlı, Sayın Cemil Arlı ve
yarışmada, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak
Satış & Pazarlama Koordinatörü Sayın
mekan tasarımının yanı sıra bu mekana uygun
Rıfat Rufai Özmen; şirkette 10 yıl ve üzeri
bir ürün tasarımı da gerçekleştirilecek. Birincilik
emeği geçen 42 çalışanına çeşitli
ödülünü kazanan proje önerisi Koçtaş
hediyeler ve sertifikalar takdim etti.
tarafından üretilebilecek ve hatta satışa
Organizasyon müzik eşliğinde yapılan
sunulabilecek. Son başvuru tarihinin 19 Aralık olduğu yarışmada, katılım şartnamesi
eğlence ile keyifli bir atmosfere büründü.
www.koctaskurumsal.com.tr/yarisma adresinde yayınlanıyor. Yarışmada kullanılacak Koçtaş
Çalışanlara da motivasyon kaynağı olan
ürünlerini içeren katalog web sitesinden temin edilebiliyor. www.koctas.com.tr
oçtaş tarafından bu yıl dördüncüsü
gerçekleştirilen ‘Koçtaş İç Mekan Tasarım
organizasyon, finalde kesilen pasta ve
dağıtılan 22.yıl kurabiyeleri ile son buldu.
Ege ve Akdeniz bölgesindeki
Yapı Fuarı’na büyük ilgi
Y
apı Fuarı - Turkeybuild İzmir’de yapı sektörünün bölge profesyonellerini
bir araya getirdi. 19. kez düzenlenen fuar 27.753 kişiyi ağırladı. 3 - 6
Ekim tarihleri arasında, İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda düzenlenen fuara,
sektörün profesyonelleri yoğun ilgi gösterdi; fuarda yapı malzemesi
sektörünün en yeni malzemeleri, teknoloji ve hizmetleri sergilendi.
8
www.yapifuari.com.tr
Türkiye / Firma Haber
www.inoksan.com
Türkiye’ye bir milyon
dolarlık test
merkezi yatırımı
T
ürkiye'nin giydirme cephe ve doğrama
sektöründe en büyük ar-ge
yatırımlarından biri olan Avrasya Test
Merkezi'nin açılışı geçen Ekim ayında
Düzce’de yapıldı. Schüco International KG
CEO'SU Andreas Engelhardt, IFT Enstitü
Esra ALTAY
Müdürü Prof. Ulrich Sieberath, TALSAD
‘Siz Memnunsanız
Biz de Memnunuz’
Su'nun katılımıyla gerçekleşen açılışa,
K
mimarlar, alüminyum ve inşaat sektör
2013 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre
profesyonelleri katıldı. Cephe ve doğrama
Merkezi’nde gerçekleşecek Intermob 16.
noksan, Türkiye’nin Güvenilir Araştırma
İ
alanında yapılacak testlerin özellikle ısı
Uluslararası Mobilya Yan Sanayii, Aksesuarları,
Belgesi GAB’a sahip olan GfK Türkiye
yalıtımında çok önemli olduğunu ve bu test
Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojileri Fuarı’nda yer
araştırma şirketi tarafından yapılan 2013
edilen sistemler sayesinde %60'a varan enerji
aldı. Fuar alanında 420 metrekarelik standında yeni
müşteri memnuniyet araştırmasına göre,
verimliliğine ulaşılabildiğini belirten Schüco
ürünü GLOSSPLUS’ı görücüye çıkaran Kastamonu
kendi müşterileri nezdinde Türk endüstriyel
International KG’nin CEO'SU Engelhardt, bir
Entegre, doğal, dekoratif ve sıcak görünümlü
mutfak sektörünün en çok tavsiye edilen
milyon dolar yatırımla kurulan merkez
zeminler sunan FLOORPAN ve ARTFLOOR
markası oldu. Sonuçlarından çok memnun
sayesinde cephe ve doğrama testleri artık
markaları ile de ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
olduklarını dile getiren İnoksan Satış
daha kısa sürede ve daha az maliyetle
Dünyanın 94 farklı ülkesinden yaklaşık 62 bin
Pazarlama Genel Müdürü Esra Altay ‘İnoksan,
gerçekleşmesinin hedeflendiğini dile getirdi.
ziyaretçinin katıldığı fuarda Kastamonu Entegre,
Başkanı Ali Kibar ve Düzce Valisi Ali İhsan
10
Kastamonu Entegre,
Intermob Fuarı’nda yeni
ürünleri ile göz doldurdu
astamonu Entegre Orman ve ağaç ürünlerinde
Türkiye’nin en büyük üreticisi olarak 5-9 Ekim
öncelikleri arasına müşterisini ve müşteri
gösterişli standı ve sektöre yön veren markaları ile
ilişkilerini koyan bir marka. İnovatif olmamızın,
yine dikkatleri üzerine çekti. Soğuk günlerde içinizi
sektöre yön veren marka oluşumuzun da sırrı
ısıtan zeminlerin mimarı Kastamonu Entegre,
bu. Günümüzde markaların sektördeki
laminat parke markaları FLOORPAN ve ARTFLOOR
duruşuna markanın kendisi değil, markayı
vazgeçilmez dekorasyon trendleri arasında yer alan
tavsiye eden müşterileri karar veriyor’ dedi.
ahşabı, farkını ortaya koyarak mekânlara taşıyor.
Türkiye / Firma Haber
Nikea ile geçmişe yolculuk
Y
urtbay Seramik, ilk kez 2013 Unicera Fuarı’nda tanıttığı
yeni Nikea serisiyle, yaşam alanlarında nostalji
yaratmak isteyenlere eşsiz bir alternatif sunuyor. Geçmişin
modasını günümüze yansıtan retro tarzıyla dikkat çeken
bu seri, mekanlara sıcaklık ve hareketlilik kazandırıyor.
Dijital baskı tekniğiyle üretilen Nikea serisini, Yurtbay
Seramik’in profesyonel ekibinden İsmail Karageyik tasarladı.
Geçmişin çizgilerini yansıtan 30 farklı deseni ve birbirinden
güzel renkleri ile her zevke hitap eden seri, kuşkusuz,
geçmiş zamana özlem duyanların ilk tercihi olacak. Nikea,
Royal, Custom Design,
Mimarlar Platformu’nda
evine ya da ofisine hem ‘renk’, hem de ‘yaşanmışlık hissi’
katmak isteyenler için ideal bir seramik serisi.
Duvar ve zemin kaplamalarında rahatlıkla kullanılabilen
Nikea, 20x20 cm’lik tek ebat seçeneğiyle sunuluyor.
R
oyal Halı Custom Design, Arkimeet’13 platformunun Gümüş Sponsorları
arasında yer aldı. 7-8 Ekim 2013 tarihleri arasında Haliç Kongre
Merkezi’nde düzenlenen platformun organizasyonu Arkitera tarafından
yapılıyor. Mimarların buluşacağı Türkiye’deki en büyük platform olma
özelliğini taşıyan Arkimeet’te Royal Custom Design standı da yer aldı. Etkinlik
ve ödüllerin yanı sıra katılımcılar arasında birebir ilişkilerin kurulacağı
Arkimeet’te Royal Custom Design ile kişiye özel yapılan halılar tanıtıldı.
Platformda aralarında çok değerli mimarların olduğunu belirten Royal Halı
Genel Müdürü Cihan Dağcı: “Dünya mimarlarının buluştuğu bu platformda
içmimarlar ve mimarlara özel tasarladığımız Custom Design koleksiyonunu
anlatık. Onların düşüncelerini almak ve Custom Design koleksiyonumuzu
beğenilerine sunmak için Nisan’dan bu yana hazırlık yapıyorduk” dedi. Daha
önce İçmimarlar Odası İzmir, İstanbul ve Ankara şubelerinin üyelerine
koleksiyonun lansmanının yapıldığını sözlerine ekleyen Dağcı, Arkimeet’e
katılan mimarların da beğenisini almayı umut ettiklerini dile getirdi.
12
www.yurtbay.com.tr
Türkiye / Firma Haber
Bien’in Lotus serisi ödüle doymuyor
K
ıskandıran sadeliğiyle ilhamını Lotus
çiçeğinden alan ve tasarımlarıyla göz
dolduran ‘Lotus Serisi’, dünyanın prestijli
kurumlarından Como Kültür Departmanı’nın
düzenlediği A’Design Awards’da Platin ve Elle
Decor Uluslararası Tasarım Ödülleri Yarışması’nda
‘En İyi Tasarım’ ödüllerinin ardından, bu sene de
ARKIMEET Ödülleri’nde, 'Kullanıcı Konforunu
Sağlamaya ve Gereksinimlerini Karşılamaya
Yönelik Sistemler' Kategorisi’nde, RAF Yapı
Malzemesi Ödülü’ne layık görüldü. 3 farklı
formda lavabo, farklı şekillerde tasarlanan 2
klozet, küvet ve estetik tavan armatürüyle Lotus
Serisi, tam 7 parçadan oluşuyor.
ARTPAN İstanbul Bölge
Müdürlüğü ve Showroomu
hizmete açıldı
2
013’te fabrika alanına ve makine parkuruna
yaptığı yatırımlarla üretim alanını 8000m2’ye
çıkaran ve 30 % kapasite artışı sağlayan ARTPAN,
14
Sektörün devleri Domotex Fuarı’da buluştu
İstanbul İkitelli Keresteciler Sitesi’nde faaliyete
geçen İstanbul Bölge Müdürlüğü ve Showroom
annover Fairs Turkey Fuarcılık tarafından
H
sistemleri seçenekleriyle DOMOTEX için
yatırımıyla özellikle İstanbul başta olmak üzere
bu yıl 2.si düzenlenen DOMOTEX Middle
tamamlayıcı bir özelliğe sahip bulunuyor.
Trakya Bölgesi, Marmara Bölgesi ve yurt dışı
East ve Messe Stuttgart tarafından ilki
Böylece mekan çözümlerine ilişkin, halıdan,
müşterilerine pazarlama ve servis kalitesini
düzenlenen R+T fuarları 7-10 Kasım 2013
parkeye; kapıdan pencereye dek son ürünler
artırarak satış hacmini artırmayı hedefliyor. 2013
tarihleri arasında Yeşilköy Fuar Merkezi’nde
alıcılarıyla ilk kez aynı tarihlerde ve aynı
koleksiyonuna giren yeni ürünlerle birlikte ARTPAN
yapıldı. DOMOTEX bu yıl, R+T Türkiye fuarıyla eş
mekanda buluşturdu. Uluslararası pazar
kurumsal kimliğinin ve konseptinin yansıtıldığı
zamanlı olarak yürütülecek. R+T fuarı, farklı ve
liderlerinin kendilerine ait standtların yanı sıra,
showroom, malzeme kalitesi, detaylardaki farklılık
yeni, stor, pencere,
Çin, Hindistan, İran,
ve yüksek stok kabiliyetine sahip. Sektör
kapı, bahçe kapısı,
Türkiye ve Almanya'nın
profesyonelleri tarafından beğenilen ve aranılan
panjur, parmaklık,
ulusal standtları da
ARTPAN ürünleri artık üretici bayilerin kendi
çit, çadır, koruyucu
DOMOTEX
showroom’u gibi kullanabilecekleri ve rahatlıkla
şemsiye, güneşlik ve
Ortadoğu'da
müşterilerini de getirerek ürün sunumları
güneş koruma
ziyaretçilerle buluştu.
yapabilecekleri bir merkez konumunda bulunuyor.
Türkiye / Firma Haber
Özel hoparlör
ödülleri KEF LS50’nin
K
EF’in 50. yıl özel hoparlörü olarak dizayn
ettiği KEF LS50’nin dünya lansmanı yapılır
yapılmaz EISA’dan ‘Yılın En İyi Hoparlörü’ ödülünü
aldı, ardından Fransa’nın ünlü klasik müzik dergisi
Diapason ise Hi-Fi dalında Diapason D’or ödülü
ve What Hi-Fi? dergisi tarafından verilen ‘Yılın
Hoparlörü’ ödülü ile KEF’in bu nefis hoparlörünü
bir kez daha taçlandırdı. Minimalist tasarımı ve
Tasarımcı Defne Koz ve SAMET Yönetim
Kurulu Başkan Vekili Ufuk Kızıltan.
özel gül rengi ile KEF LS50, tek sürücülü
hoparlörler arasında en dikkat çekici sese sahip…
Defne Koz Samet için tasarladı
ürkiye’nin lider mobilya aksesuar markası
T
ve fuar ziyaretçilerinin büyük ilgisi ile karşılanan
SAMET ile Tasarımcı Defne Koz
‘ELA’, dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor.
işbirliğinden doğan, özel menteşe süs kaplama
INTERMOB 16. Uluslararası Mobilya Yan Sanayii,
ürünü ELA; dekorasyonda şıklıktan ödün
Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap
vermeyenler için tasarlandı. Menteşeleri
teknolojisi Fuarı’nda gerçekleştirilecek olan
renklendiren ELA, Alman Tasarım Konseyi
‘ELA’Türkiye lansmanı nedeni ile Türkiye’ye
tarafından İç Mekan İnovasyon Ödülü’ne layık
gelen Tasarımcı Defne Koz ve SAMET Yönetim
bulundu. Tasarımcı Defne Koz’un, 40.yaşını
Kurulu Başkan Vekili Ufuk Kızıltan ürünün
kutlayan SAMET için tasarladığı ‘ELA’ menteşe
özelliklerini birlikte anlattı. Ufuk Kızıltan, dünya
pazarının önde gelen B&C hoparlörlerinin bir
süs kapağı, dünyanın önde gelen tasarım
çapında ödüle değer bulunan ELA’nın elde
araya gelerek; 2009 yılında İtalya’da kurduğu
organizasyonlarından biri olan Alman
Tasarım Konseyi Ödülleri 2013’te
‘İç Mekan Inovasyon’ kategorisinde
ödüle layık bulundu.
IMM Köln 2013 Fuarı’nda
‘Inovasyon Bulvarı’nda sergilenen
16
ettiği başarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Tasarımcı Defne Koz’un değerli
emekleriyle tasarlanan ELA ile
Architettura Sonora ile müzik her yerde
Düşsel ve yenilikçi tasarım ekibi ile; audio
Architettura Sonora, mimari projelerde duyulara
hitap eden özel ürünleri ile dünya Hi-Fi pazarının
tüm dikkatlerini üzerine çekiyor. Architettura
SAMET’in yenilikçi vizyonu, son
Sonora’nın sanatsal bakış açısı sayesinde; üretilen
derece prestijli bir ödülle
her hoparlör, kullanılan mekanlara yepyeni bir
tescillenmiş oldu.”
soluk kazandırıyor. www.extreme-audio.com
Türkiye / Yeni Ürün
EVİNOKS İtalya’dan otel ekipmanları ödülüyle döndü
E
VİNOKS, İtalya'da katıldığı A'Design Ödül ve Yarışması’nda ‘Vital Büfe Serisi’yle Set Üstü
Ekipmanlar, Unlu Mamüller - Yiyecek - İçecek Teşhir Tasarımı kategorisinde tasarım ödülü
aldı. Evinoks bir dünya markası olma yolunda attığı adımlarını, aldığı ödüllerle güçlendirmeye
devam ediyor. Araştırmacı ve yenilikçi kimliği ile turizm sektörünün gereksinim ve
eksikliklerini ürünleri ile gideren EVİNOKS, Vital Büfe Serisi için 2007 ve 2009 yılında TÜSİD
Endüstri Ürünleri yarışmalarında aldığı ödüller ile yaratıcılığını tescillendirdi. Yıllardır yaptığı
çalışmaların sonucunda; minimum
ve ergonomik alan kullanımı, estetik
görünümü, demonte özelliği, uzun
ömürlülüğü, kolay ve hızlı kurulumu
ile hayatı çözüm haline getirecek
olan Vital serisini yaratmış ve
tasarımda birincilik ödülünü haklı
olarak elde etmiştir.
Tepe Home’da masal
gibi bir kış sizi bekliyor
Rahat, sade ve konforlu
Y
oğun iş temposunun hakim olduğu ofislerde
geçen zamanı güzelleştirmek için, ofis
T
mobilyası tercihleri önemli kararlar arasında yer
alır. Ofis ortamının güzel olduğuna inanan
çalışanların stres seviyeleri düşer ve daha verimli
çalışırlar. Bu nedenle ofislerde bireylerin rahatça
www.burotime.com
çalışmalarını, aynı zamanda dinlenebilmelerini
sağlayacak ürünlerin tercih edilmesi önem taşır. Ağırlıklı olarak yönetici ofisleri ya da bekleme
alanlarında tercih edilen Nest, deri ve keçe kaplama seçenekleri ve alışılmışın dışında renkleriyle
ofislere canlılık katar. Nest, ergonomik yapısı sayesinde kullanıcının vücuduyla kusursuz bir uyum
sağlar. Tasarımının sağladığı seçkin konforu, estetik uyumla bir arada sunan Nest’i siz de ofisinizde
kullanarak, çalıştığınız ortamda şık bir hava yaratabilirsiniz. Nest koltuğun konum koruyucu özelliği
sayesinde koltuğunuzu rahat ettiğiniz seviye ve konumda kolayca sabitleyebilirsiniz.
18
epe Home’un ‘2013-2014 SonbaharKış ve Yılbaşı Koleksiyonu’ masalsı
güzelliği ile basın mensuplarına tanıtıldı.
Kurumsal İletişim Müdürü Gözde Özgül
ve Aksesuar Ürün Müdürü Hümeyra
Çetinceviz tarafından yapılan koleksiyon
sunumu, Tepe Home’un Cevahir Alışveriş
Merkezi’ndeki mağazasında yapıldı.
Tepe Home’un 2013 – 2014
Sonbahar-Kış ve Yılbaşı Koleksiyonu, ‘Bir
kış masalı’, ‘Klasik şölen’, ‘Sadeliğin asaleti’
adı verilen 3 ana temadan oluşuyor.
Türkiye / Yeni Ürün
Mobilyada alışkanlıkları
değiştiren marka Glossplus
D
ekorasyonda yeni trendlerin öncüsü ürünler sunan
Kastamonu Entegre, yeniliği ve göz alıcı şıklığı yaşam
alanlarına taşımak isteyenleri GLOSSPLUS ile buluşturuyor.
Ahşap doğallığından uzaklaşmadan alıştığınız dekorasyon
anlayışını değiştirecek olan GLOSSPLUS parlak yapısı
sayesinde yeniliği ve ışıltının büyülü atmosferini
mekanlarınıza taşıyacak. GLOSSPLUS levhalar % 85 artırılmış
parlaklık seviyesi ile çok daha ışıltılı bir görünüm sunarken,
desenin rengini ve parlaklığını uzun yıllar ilk günkü gibi
koruyor. Ahşap levha yüzeyine yeni bir teknikle uygulanan
ultraviyole ışınlarına dayanıklı PET folyo kaplaması sayesinde
aşınmaya ve darbeye ve çizilmeye karşı yüksek dayanım
gösteriyor. GLOSSPLUS, Hijyenik, uzun ömürlü olması ve
kolay temizlenmesiyle uygulandığı yere değer katıyor.
‘Bebek Uykusu’ ilanına
iki ödül birden
Y
ataş için Medina Turgul
DDB tarafından ‘Dünya
Uyku Günü’ne özel olarak
hazırlanan ‘Bebek Uykusu’
ilanı, Kristal Elma
Yarışması’nda Kristal Elma
Ödülü kazandı. İlan ayrıca, A
Awards Açıkhava Reklamları
Yarışması’nda Wall Poster
Kategorisi’nde Başarı
Ödülü’nün de sahibi oldu.
20
Sertex Soft Touch; hem şık hem teknolojik
S
ertex, döşemelik sektörü için sunduğu yeni
ürünlerle dekorasyon meraklılarının yüzünü
güldürüyor. Sertex süet grubunun floklu kumaşları,
yumuşak tuşesi ve ipeksi dokusuyla hem rahat
kullanım, hem de şık bir görünüm sunuyor. Evcil
hayvanların tırmalamalarına karşı da dayanıklılık
gösteren Sertex’in ‘Soft Touch’ ürünleri ev sahiplerinin
vazgeçilmezi olmaya aday. Farklı tasarımları ve
geliştirdiği teknik özelliklerle döşemelik sektöründe
lider olan Sertex, ‘Soft Touch’ ürünleriyle bu sezonun
da gözdesi. Dokusuz yüzeyden oluşan ve ipeksi
yumuşaklık sağlayan ‘Soft Touch’ süet ürünler, hem
rahat bir kullanım hem de şık bir görünüm sunuyor.
www.sertex.com.tr
Türkiye / Yeni Ürün
Atlas Halı’nın yeni serisi
evinizi neşelendiriyor
Beton dokusu
Seranit ile evlerde
D
H
ünyada bir ilk olan; kendi kendini
er zevke hitap eden şık tasarımlarıyla
temizleyen, leke, bakteri-mantar-küf
barındırmayan ve yapısındaki doğal iletkenlik ile
göz dolduran Seranit’in rahat, yalın
ve şeffaf bir hayat arayışıyla ortaya çıkan yeni karo
stresi azaltan nano halılarını tüketiciyle
koleksiyonu, beton ve ahşap gibi doğal malzemelerin
buluşturan Atlas Halı’nın yeni koleksiyonu Sorbe’
verdiği huzur duygusunu evlere yansıtıyor. Beton dokusunun Seranit
de yer alan Makaron, enerji ve mutluluk yayıyor.
çizgisiyle yorumlanarak asil bir şıklığa dönüştüğü yeni kategorisi
Atlas Halı tasarım ekibinin genç ve yetenekli
‘Concrete’in en dikkat çekici serilerinden olan ‘Beton’, mekanlara cüretkar bir
tasarımcılarından Eda Güreli Şen’in çizgilerini
görünüm katıyor. Son dönem dekorasyonda sıklıkla tercih edilen çimento ve
taşıyan ‘Makaron’, pastane vitrinlerini süsleyen üst
beton görünümlü modeller Seranit’in yeni koleksiyonunda en doğal hali ile
üste konulmuş rengarenk Makaronlar gibi tatlı,
yerini alıyor. 70x70 ve 90x90 cm ebatlarında iki farklı boyut seçeneğine sahip Beton
zevkli ve şık bir halı. Makaron ayrıca doğal
serisi; gri, yeşil ve antrasit renkleriyle beğeni topluyor. Mat ve yarı parlak olmak üzere 2
iletkenliği sayesinde, vücutta biriken statik
farklı yüzey alternatifiyle de her mekana kolaylıkla uyum sağlıyor.
elektriğin atılmasına da yardımcı oluyor.
Kalekim’den su yalıtımında zirve: Ultralastic
Y
apı kimyasalları sektörünün lider markası
Kalekim, yenilikçi ürünü Ultralastic ile su
yalıtımı ve beton koruma harcında yeni bir dönem
başlatıyor. Hem iç hem de dış mekânlarda
rahatlıkla kullanılabilen Ultralastic, uygulandıktan
sadece 2 saat sonra yağmura dayanım kazanması,
3 saat sonra üzerinde gezilebilmesi ve kaplama
işlemine başlanabilmesi özelliğiyle su yalıtım
malzemesinde her şeyi bir arada isteyen
mükemmelliyetçilere hitap ediyor. Zorlu
koşullara ve yaşlanmaya karşı dayanıklı olan
Ultralastic, binalarda korozyonu önleyerek
www.atlashali.com.tr
22
depreme karşı kalkan görevi görüyor.
Türkiye / Yeni Ürün
Kalitenin yeniden keşfi,
Nolte’den 2014 modelleri
A
lman mutfak ustası Nolte, 2014 tasarımlarını
geçtiğimiz günlerde Almanya’nın Hannover
kentindeki fabrikasında bulunan büyük fuar alanında
tanıttı. Marka, tasarım üstünlüğünü en iyi yansıtan
yatak odası modelleri, dolap sistemleri ve en son
mutfak koleksiyonu ile ziyaretçileri büyüledi.
Nolte’nin mutfak tasarımlarında bu yıl dekoratif cam
paneller öne çıkıyor. 2014 yeniliği olarak tasarımlara
eklenen cam paneller; doğa vb. manzara konseptleri
ve farklı dekoratif alternatiflerle mutfaklara ayrı bir
hava katıyor. Değişken raf yükseklikleri ve geniş
hacimli çekmeceler ile büyük boyutlardaki objeler
bile rahatlıkla yerleştirilebiliyor. Yan çerçevelerin
Milano koleksiyonu
İtalyan dokunuşu
ile evinize geliyor
yüksekliği ve olağanüstü geniş çekmecelerin 80
kiloya kadar taşıma kapasitesi ile içecek kasaları bile
artık mutfakta kendine yer bulabiliyor. Nolte, yeni
SilentComfort teknolojisiyle Nolte’de dolap ve
çekmeceler, son derece sessiz bir şekilde kapanıyor.
İ
talya’nın seramik üssü Sassuolo bölgesinde üretim yapan Edilcuoghi,
dünyanın tarihi ve estetik açıdan öne çıkan sayılı kentlerinin belirgin mimari
özelliklerini yansıttığı seramik koleksiyonları ile kullanıcıların kendilerini özel
hissetmelerini sağlıyor. Son derece minimal ve kişiye özel; çağdaş tasarım
eğilimlerinin de bir sonucu olan Milano koleksiyonu, yaşam alanlarında yeni
İtalyan dokunuşunu mükemmel uyumla yansıtan atmosferler yaratıyor. İleri
teknoloji ürünü olan koleksiyon, ‘Design Wood’, ‘Mud’ ve ‘Tone’ serilerinden
oluşuyor. Dünyanın seçkin şehirlerindeki showroomlarının ardından tüm
Edilcuoghi ürünleri Türkiye’de de Kale showroom’larında bulunuyor.
24
www.nolte.com.tr
Türkiye / Yeni Ürün
Form ve renklerin yaratıcı oyunu
GROHE Grandera
www.marshallboya.com
G
ROHE’nin modern banyo için sunduğu örnek plan, yerleşim planının
dikdörtgen ve alanın da kısıtlı olduğu durumlarda bile yaratıcı banyo
tasarımının mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Küvet ve lavaboya monte edilen
Marshall Ev Atölyesi’yle
eve dönüş çok keyifli
duruşunu ortaya koyuyor. Zarif doğal ve pastel renklerin düz beyaz ile bileşimi
A
sayesinde, banyo daha ilk bakışta parlak ve samimi bir atmosfere kavuşuyor.
renk paleti ve renkleriyle hayatı renklendirmeye
yeni GROHE Grandera bataryalarının da eklenmesi ile birlikte, banyo şık bir tasarım
kzoNobel Marshall, uluslararası çapta yürüttüğü
araştırmaları sonucunda belirlediği 2013 Teması,
devam ediyor. Marshall 2013’ün renk trendlerinden
Ofis dekorasyonunda
yeni bir anlayış: Pure
olan ‘Ev Atölyesi’ eve dönüşün başladığı bu
B
Atölyesi’ paletindeki renkler, kış boyu özlenen bahar
zamanlarda, insanın ruhuna iyi gelecek renkler
içeriyor. Doğanın renklerinden ilham alan ‘Marshall Ev
ürotime, iş hayatını kolaylaştıracak,
yalın bir tasarım konseptinin ilk
temsilcisi ‘Pure’ ürün ailesini tanıttı.
26
www.burotime.com
ve yaz mevsimini yaşadığınız mekânlara taşıyor.
‘Marshall 2013 Ev Atölyesi’ renk paletinde yer alan
Yönetim seviyesindeki kullanıcıların gereksinimlerine cevap vermek üzere tasarlanan
renkler doğanın kendisinden ilham alıyor. Doygun,
‘Pure’, çarpıcı özellikleriyle yeni bir ofis dekorasyon anlayışı oluşturmak üzere hayata
özgün ve zengin niteliği sahip sade renkler olarak öne
geçirildi. Pure verimli bir çalışma alanında ihtiyaç duyulacak depolama ve ekstra yüzeyler
çıkıyor. Pancar, kiraz, üzüm gibi yaz meyvelerinin
için kişiselleştirilebilecek çözümler barındırıyor. Düzlemsel yüzeylerin eşsiz bir
kırmızıları, havuç suyunun veya pişmiş kilin yanık
kombinasyonla bir araya gelerek oluşturduğu kompozisyon, işlevsel özellikleri de içinde
turuncusu mekânlara sıcaklık katıyor. ‘Marshall Ev
barındıran bir çalışma alanı ortaya çıkarmıştır. Arif Akıllılar ve Utkan Kızıltuğ imzası
Atölyesi’ renk paletinde, yoncanın parlak yeşili ve kot
taşıyan ürün, temel fonksiyonlara sahip bileşenlerin özgün ilişkilerini dile getirmektedir.
kumaşının güzel çivit tonları da yer alıyor.
Türkiye / Yeni Ürün
www.kale.com.tr
Zeminlere seçkin dokunuş
N
G Kütahya Seramik
seramik modasında
yepyeni bir çağı başlatıyor.
Parlak yüzeyi ve ahşap
görünümü ile Limba serisi,
dekorasyon tercihlerine
mükemmel bir alternatif
sunuyor. Füme, bone, bej ve
duman gibi dört farklı renk
seçeneği bulunan Limba, sırlı porselen karo özelliği ve 16,5x66 cm ebatıyla hem iç hem de dış
mekan dekorasyonunda elit bir görünüm yakalama fırsatı sağlıyor. Limba serisi farklı renk
seçeneklerinin kombinlenerek kullanılabilmesi ile, zeminleri mekan sahibinin yaratmak istediği
Luxury Marbles Mermerin
en doğal görünümü
Seramik vitrifiye buluşması
T
T
farklı yaşam alanları oluşturmaya devam ediyor.
ürünlerini ekledi. Seramiksan’ın vitrifiye serisi
Yüzyıllardır seçkin mekânları süsleyen mermerin
modern ve şık tasarımı ile dikkat çekiyor. 2011’de
doğal görünümü, Kalebodur’un özel üretim
temeli atılan ve geçtiğimiz aylarda üretime
teknolojisi sayesinde en gerçekçi desenlerle
başlayan Seramiksan Vitrifiye Fabrikası, üretim
seramik karolarda hayat buluyor. Kalebodur’un
teknolojisi, inovatif ürünleri, enerji tasarrufu,
geliştirdiği Luxury Marbles serisi, 29x59, 44x89
çevreye ve çalışanına duyarlılık konularında dünya
ve 59x119 cm ebatlarında ve parlak olarak
lideri konumunda. Kaliteli yaşam için gerekli tüm
sunuluyor. Seri, iç mekânlarda antibakteriyel ve
teknolojiyi şık bir tasarımla birleştiren Seramiksan
kolay temizlenen, dış cephede ise kendi kendini
vitrifiye ürünleri kullanıcı dostu tasarımları ile
temizleyebilen Kaleguard güvencesiyle,
kullanıcıların zaman içinde karşılaşabileceği
kullanıldığı mekanlarda fark yaratıyor.
sorunları başlangıçta ortadan kaldırıyor.
ürkiye’de adı seramik karo ile özdeşleşen
Kalebodur, geliştirdiği ürün ve teknolojilerle
28
atmosfer tercihine göre kişiselleştirme imkanı tanıyor.
ürk seramik sektörünün öncü markası
Seramiksan, seramik karo üretimine vitrifiye
Türkiye / Üniversite Haber
DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ
Doğal yaşamı koruma sempozyumu yapıldı
ymbiosis Doğal Yaşamı Koruma Derneği üyeleri ve
S
Tasarım fakültesi öğrencilerinin eserleri yer aldı.
Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi eşsiz
Turnaları korumak ve çocuklara küçük yaşlarda hayvan
güzellikteki Turna kuşu soyunun her geçen gün gözle
sevgisi ve çevre duyarlılığı aşılamak amacı ile ünlü yazar
görülür şekilde tükenmesi üzerine ‘Turnalar Yok
Nazlı Eray turnayı konu alan ‘Çığlık Atan Mumya’ başlıklı
Olmasın’ başlıklı bir sempozyum düzenledi.
bir bir öykü kitabı yazdı. Nazan Erkmen tarafından
Sempozyuma ‘Haytap ve Hayvanları Koruma Derneği
resimlenen kitap satışa sunulurken, ünlü yazar kitabın
ve Doğa Derneği’ üyeleri yanı sıra, Dernek Başkanı
resimleri arasında kitaplarını imzaladı.
Dr. Ayşen Erdil, Dernek Danışmanı Biyoloji uzmanı Ferdi
Akarsu, Dernek Genel Müdürü Engin Yılmaz ve Başkan
Güven Eken, Emrah Çoban, Engin Yılmaz konuşmacı
olarak katıldılar. Fakülte Dekanı Prof. Nazan Erkmen
dünya sanatında ve Osmanlı ve Anadolu sanatında
‘Sanatta Turna Motiflerini’ görseller ile birlikte izleyicilere
tanıttı. Turna kuşunun ve doğanın korunmasını amaç
edinen sanatçılar görkemli bir sergi açtılar. Sergide,
L’Aquila Accademia di Belle Arti ve Doğuş Sanat ve
30
Nazlı Eray Turnalar için yazdığı ‘Çıglık Atan Mumya’ adlı kitabını imzaladı.
Cumhuriyet ve
Sanat sempozyumu
Doğuş Üniversitesi, Sanat ve
Tasarım Fakültesi Cumhuriyetin
kuruluşunun 90’ncı yılında ‘Cumhuriyet
ve Sanat’ başlıklı uluslararası
sempozyum düzenledi. 30 Ekim
2013’te gerçekleşen sempozyumun
onur konuğu Prof. Dr. Yekta Güngör
Özden’di. Sempozyumun açılış
konuşması Rektör Prof. Dr. Ahmet
Ceranoğlu, Dekan Prof. Nazan Erkmen,
Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi
tarafından yapıldı. Güzel Sanatlar
Liseleri öğrencileri arasında açılan
‘Cumhuriyet ve Sanat’ başlıklı resim
yarışmasına Ataşehir Belediye
Başkanlığı sponsor oldu.
Sempozyumda Avni Akyol Lisesi
öğrencilerinin diploma sergisi ve
‘Cumhuriyet ve Sanat’ yarışmasında
ödül alan öğrencilerin eserleri ve
Nazan Erkmen’in ‘Cumhuriyet’in
Çocuklarına’ başlıklı İllüstrasyon
sergisi yer aldı.
Türkiye / Üniversite Haber
İzmir Ekonomi Üniversitesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü
Prof. Dr. Kaname Yanagisawa ve öğrencilerini ağırladı
İ
zmir Ekonomi Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve
Tasarım Fakültesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü bir hafta boyunca Japonya'da bulunan
Chiba Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr.
Kaname Yanagisawa ve 9 öğrencisini ağırlamıştır.
2004’ten beri çeşitli akademik ortaklıklara imza atan
İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm başkanı Doç. Dr.
Deniz Hasırcı ve Yanagisawa, dostluklarını yıllar
içinde sürdürerek 2013 yılında, iki üniversite
arasında bir öğrenci ve öğretim elemanlarına
32
yönelik değişim programı imzalanmasına vesile
öğrencilerine ‘Kreş Tasarımı’ başlığı altında seminer
Doç. Dr. Deniz Hasırcı ve üçüncü sınıf koordinatörleri
olmuşlardır. Bu, Yanagisawa’nın İçmimarlık ve Çevre
veren Yanagisawa ve hazırladıkları projelerini sunan
Yrd. Doç. Dr. Emre Ergül ve Doç. Dr. Osman
Tasarımı Bölümü’nü öğrencileriyle gerçekleşen
öğrencileri; İçmimarlık ve Çevre Tasarımı öğrencileri
Demirbaş; Araş. Gör. Hande Atmaca, Araş. Gör.
üçüncü ziyaretidir. Bundan sonraki ziyaret,
ve öğretim elemanlarına stüdyo derslerinde faydalı
Oylum Dikmen ve bölüm öğrencilerinin
İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrenci ve
olacak bilgiler ve fikirler vermişlerdir. Seminer
yardımlarıyla, genellikle önemsenmeyen çocuk
öğretim elemanları tarafından Chiba’ya yapılacaktır.
sonrasında ise karışık öğrenci gruplarına ayrılarak
mekanlarının tasarımı konusunda etkin bir çalıştay
Öğrencilere gerekli tanıtımın yapılmasını ve
gerçekleştirilen çalıştay ile bütün öğrenciler ‘bir
gerçekleştirmişlerdir. Dönem boyunca internet
program organizasyonunu bölüm öğretim
kreşin sahip olması gereken en önemli üç özellik’ adı
üzerinden bağlantı kurmaya devam edecek olan iki
elemanları Hasırcı, Yrd. Doç. Dr. Emre Ergül ve Doç.
altında farklı çalışmalar hazırlayarak Yanagisawa ve
grubun öğrenci ve öğretim elemanları, dönem
Dr. Osman Demirbaş hazırlamaktadır. Ziyaretin ilk
öğrencileri ile birlikte eğlenceli vakit geçirmişlerdir.
sonunda da projelerinin sonuçlarını yine internet
gününde üniversiteyi gezen ve kendi üniversite ve
Düzenlenen Efes - Şirince gezisi ile Yanagisawa ve
ortamında paylaşacaklardır. Hasırcı, Yanagisawa ve
programlarını tanıtan Yanagisawa ve öğrencileri,
öğrencileri, İzmir'in eski dönemlerden bugünümüze
üniversitesiyle gerçekleşen etkinliğin hem öğretim
konferansın ardından Mimar Özge Başağaç
kadar gelen tarihi dokusunu ve aynı zamanda
elemanları, hem de öğrenciler için bir ufuk açmakta
tarafından İzmir Mimarlar Odası'nda Yanagisawa ve
kültürel yapısını yakından tanıma ve deneyimleme
çok yararlı olduğunu söylemiş, bu tür etkinliklerin
öğrencilerine İzmir'in geçmiş ve yakın tarihiyle ilgili
fırsatı bulmuşlardır. 2. ve 3. sınıf Tasarım Stüdyosu
dünyaya ve tasarıma farklı bakış açılarını
tanıtıcı bir sunum yapılmıştır. İkinci gün ikinci ve
projelerini Kreş Tasarımı konusunda veren ve bir
deneyimlemek için çok anlamlı fırsatlar olduğunu
üçüncü sınıf İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü
‘dikey stüdyo’ gerçekleştiren ikinci sınıf koordinatörü
belirtmiştir.
Türkiye / Üniversite Haber
34
Türkiye’deki modern mobilya tasarımı
üzerine bilimsel bir araştırma projesi
zmir Ekonomi
İ
sergide, yaklaşık 15
Üniversitesi, Güzel
özgün modern mobilya
Sanatlar ve Tasarım
yer alacak ve çalışma bir
Fakültesi, İçmimarlık ve
yıl içinde
Selçuk Üniversitesi
İçmimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü proje sergisi
Çevre Tasarımı Bölümü
tamamlanacaktır. Böyle
öğretim üyeleri ‘DATUM’
bir çalışmayla 20. Yüzyıl
Dokümantasyon ve
Türkiye’sindeki modern
Modern Mobilya Tasarımı/ Documenting and
yazımına katkıda bulunulacak, mimarlık ve iç
S
elçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar
Archiving Turkish Modern Furniture başlıklı
mekan tasarımı ele alınacak, diğer yandan da
Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre
projesiyle 1930 ila 1960’lar Türkiye’sinde üretilen
zamanın Türk tasarımının değişimleri
Tasarımı Bölümü 4.Sınıf Öğrencileri, 21
modern dönem mobilyalarını incelemek üzere
değerlendirilecektir. Aynı zamanda bu ürünleri
Ekim-01 Kasım 2013 tarihleri arasında
bilimsel bir araştırma projesi (BAP) başlatmış
ortaya çıkararak farkındalık yaratmak, korumak ve
Gazi Üniversitesi Somut Olmayan
bulunmaktadır. Mobilya tasarımlarının, tasarımcı
incelemek adına da önemli bir adım atılmış
Kültürel Miras Müzesi’nde, proje
ve üreticilerin incelendiği projenin sonucunda
olacaktır. Bu alanda oluşturulacak
yürütücülüğünü Yrd. Doç. Dr. Özlem
dönemin mobilyalarından dijital arşiv, belgesel,
dokümantasyonun mobilya tarihinin bu
Karakul’un yaptığı müze projesi
sergi ve katalog oluşturulması hedeflenmektedir.
dönemine ait bilgi birikimine katkıda bulunacağı
çalışmalarını sergilediler.
İEÜ İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim düşünülmektedir. Sergi ve dijital arşivin tasarım
Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rabia Köse
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Tuna Ultav
okullarında kullanılabilmesi, konferans ve
Doğan sergiyle ilgili, ‘’Öğrencilerimizin
yürütücülüğünde, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Deniz
makalelerle uluslararası platformda diğer
yaptığı proje çalışmalarının yerel ölçekte
Hasırcı, Öğretim Görevlisi Thomas Keogh,
akademisyenlere ulaşması çalışmanın
kalmayıp ulusal ölçeğe taşınması, bölüm
Araştırma Görevlileri Seren Borvalı ile Hande
hedeflenen amaçları arasında yer almaktadır.
ve öğrencilerimiz adına gurur vericidir. İç
Atmaca tarafından gerçekleştirilen projede, temel Çalışmanın başlangıç incelemeleri İzmir,
mimari proje çalışmaları ne kadar çok
olarak tarihi mobilyalar konusunda farkındalık
Ödemiş'te Mehmet İrfan Dolgun (Sim Mobilya),
geniş kitlelere ulaşırsa, o kadar amacına
yaratmak amaçlanmaktadır. Koruma altına
İstanbul’da ise Artun Boyacıyan (Minas Mobilya),
ulaşmış demektir. Emeği geçen öğretim
alınmadıkça gelecekte izlerini sürmenin mümkün Mustafa Plevne (Metal Mobilya) ve Interno
elemanı ve öğrencilerimizi içtenlikle
olmayacağı öngörüsünden yola çıkılarak
firması’nın kurucularından Yıldırım Kocacıklıoğlu
kutlarım.’’ açıklamasını yaptı.
gerçekleştirilen çalışmanın ürünlerinden biri olan
ile gerçekleştirilmiştir.
Arşivleme Türkiye’deki
mobilya hakkındaki tarih
İçmimari, tasarım ve yaşam kültürü dergisi
ISSN 1305-9580
TMMOB İçmimarlar Odası Adına
İmtiyaz Sahibi
Levent Tümer
Yayın Kurulu
İçmimar Metin Kaşo, İçmimar Sema İşbilir,
Dr. Umut Şumnu
Oya Şenyurt, Esra Karataş
Editör
Esra Karataş
Portre Röportaj
Dr. Umut Şumnu
Esra Karataş
Grafik Tasarım
Meral Kal Avseren
Kapak Fotoğrafı
İçmimar Zekai Erarabacı
Değerli Meslektaşlarım,
Reklam
Özge Gönültaş
MMOB İçmimarlar Odası’nın 21.
T
olan meslek odalarının üzerine düşen
Dönem çalışmalarının sonlarına
bu toplumsal görev; meslektaşların
yaklaşmaktayız. Ocak ve Şubat ayları
bireysel sorumluluk bilinçleri oranında
içerisinde Şubelerimizin denetimleri ve
yücelcek ve yükselecektir. Odamızın 22.
Genel Kurul süreçleri gerçekleşecektir.
Dönem çalışmalarının omurgasını
Mesleğimizin en önemli dayanak
oluşturacak, toplumsal ve mesleki
noktası olması gereken Meslek Odası
görevimizi ifa edecek yönetimlerimizi
ve birimlerinin sizlerin varlığı ile vücut
şimdiden kutluyoruz.
bulduğunu hatırlatarak; bağlı
Bu vesile ile tüm meslektaşlarımızın
olduğunuz Şube Genel Kurullarına
yeni yılını kutlarken sağlık, mutluluk ve
katılarak daha demokratik ve daha
başarı dileklerimizi iletiyorum.
dinamik yönetimlerin oluşmasına katkı
sağlamanız en büyük dileğimizdir.
İçerisinde bulunduğumuz dönem
içerisinde sivil toplum kuruluşlarının ve
meslek örgütlerinin önemi dünden
daha fazladır. Demokrasinin gereği ve
çok sesliliğin vazgeçilmez renklerinden
Saygılarımla.
Levent Tümer
TMMOB İçmimarlar Odası
21. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı
Çeviri
Bilal Çölgeçen
Web
www.icmimar.org.tr
Yapım ve Yönetim
Ajans Paralel
Hürriyet Mah. Dr. Cemil Bengü Cd.
No: 73/3 Kağıthane 34403 Şişli
Tel: 0212 291 39 00
Faks: 0212 296 07 50
Baskı
Bilnet Matbaacılık / Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş.
Esenşehir Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi
1. Cadde No:16 Ümraniye/İSTANBUL
Telefon: 444 44 03
E-mail: [email protected]
TMMOB İçmimarlar Odası Genel Merkezi
Turan Güneş Bulvarı 701. Sk.
18/3 Çankaya Ankara
Tel: +90 312 441 05 96 – 97
Faks: 0212 441 05 98
Yayın Türü
Yerel Süreli Yayın
Uyarı: Derginin her hakkı saklıdır. TMMOB İçmimarlar Odası’nın ücretsiz yayınıdır.
Ücret karşılığı satılamaz. Bu dergide yayımlanan her türlü yazı, makale, fotoğraf ve
illüstrasyonun, elektronik ortamlarda dahil; alıntı, yayın v e çoğaltma hakkı sadece
TMMOB İçmimarlar Odası’na aittir. Dergide yer alan hiçbir yazı-fotoğraf-materyal izinli
veya izinsiz çoğaltılamaz, kullanılamaz. Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına,
fotoğrafların sorumluluğu fotoğraflayanlara, ürün tanıtımları ve reklamların
sorumluluğu ise reklam verenlere aittir.
37
Söyleşi / Altay Göker
‘Meslek için matematik gücünüz olmalı ‘
Oda’nın 28.üyesi olan Altay Göker,
35 yıl Şişecam’da Reklam ve
Fuar-Sergiler Şefi olarak çalıştı.
İçmimarlık bölümlerinin mimarlık
fakültelerine bağlanması
gerektiğini söyleyen Göker,
yetenek sınavının tek başına yeterli
olmadığını, mesleği yaparken
yüklenilen sorumluluğa karşı belli
bir matematik gücünün olması
gerektiğini dile getirdi
“Öğrenciler, hemen mezun olduktan sonra üye yapılmalı, çünkü okuldan
ayrıldıktan sonra iş hayatına girince yavaş yavaş kopuyorsunuz.”
İçmimarlığa yöneliminiz nasıl oldu? Hangi
Akademisi ve Tatbiki güzel Sanat Okulu’ndan,
olabilirdim. Çünkü iş hayatımda her geçen gün
okulda, hangi yıllarda okudunuz?
Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu Mobilya - İçmimarlık
artan bir şekilde mesleğimden çok bürokratik
Haydarpaşa Lisesi’nde resim öğretmenim
Bölümü’nü birincilikle kazanarak kaydoldum. Bu
hengameyle uğraşmak zorunda kaldım.
Ressam Mehmet Pesen’di. Derslerde güzel
okulda başarı ile tamamladığım 4 yıllık eğitimim
sanatlara eğilimimi görerek benimle müfredat
sonunda 1967’de yine birincilikle mezun oldum.
Askerlikten hemen sonra T. Şişe ve Cam
dışı ilgilenmiş, perspektif, dekorasyon
38
Okulu bitirdikten sonra neler yaptınız?
hacimlerinin incelenmesi ve maketlerinin
Akademisyen olmayı düşündünüz mü?
Fabrikaları’nın fuarlar için dekoratör aradığını
yapılması hakkında bilgiler vermiş uygulamalar
Birincilikle mezuniyet derecem dolasıyle teklif
duyarak başvurdum. Artan fuar katılımlarını
yaptırmıştı. Bu bilgiler ile donatılmış olarak 1964
edilmişti, Mezun olduğum zaman, Cevdet
organize ve kontrol etmek İhtiyaçı duyarak o
yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan
Koçak bölüm başkanıydı. Ancak özel sektörde
günlerde ender olan bu kadroyu açmışlardı.
sonra o yıllarda her yüksek eğitim kurumunun
daha iyi para kazanılıyordu. Keşke kabul
Şirket içmimar nedir bilmiyordu. O günlerde yine
bağımsız olarak yaptığı yetenek giriş sınavlarına
etseymişim, diye daha sonraları düşündüm…
Tatbiki Güzel sanatlar Okulu’nun Dekoratif Resim
başvurdum. Hedefim mimari ile ilgili bir okula
Özel sektörde ne kadar yıprandığımı gördüm.
bölümlerinden mezun iki arkadaşın firması ile
girmekti. Sınavlarına girdiğim Güzel Sanatlar
Bir akademisyen olsaydım, belki daha faydalı
çalışıyorlardı. 1970 yılında işe başlamam ile
Söyleşi / Altay Göker
birlikte şirket konseptine uygun norm projeler
hazırlama işlerini çözmeye çalıştık. Bu arada
şirketin ihtiyaç duyduğu mesleki bürokrasi işleri
de benim kanalımla çözülmeye başladı.
Şişecam’da ne tür işler yaptınız?
Şirketin fuar ve sergi standlarını yapmaya
başladık. Şirket o günlerde Türkiye’nin tek cam
üreticisiydi. Sergilemede de kendi ürünlerinden
faydalanılarak projeler hazırlanmasını, aynı anda
hem sergileme yapılmasını, hem de ürünlerinin
kullanılmasını istiyordu. Bu bana yeni bir pencere
açtı. Cam nedir, camdan nasıl faydalanırızın
üzerine düşünmemi
sağladı. İşe başladığım
yıllarda 3-4 olan fuar sayısı,
4-5 sene içinde 15-20’yi
buldu. Elimizde çanta fuar
başka bir handikaptı.
Fuar standı yapmak size mesleki olarak
fuar dolaşır hale geldik. Ben
Mesela, fuarda yapılan
neler kazandırdı?
kurulacak standlar için
işin 1 ay dayanması
Fuarlarda kullanılan malzemeleri mümkün
proje hazırlıyor, firmalara
gerekiyordu. Açık
olduğu kadar standart boyutlara yani modüler
sunuyor ve onlardan fiyat
alanda hava
hale getirdim. Bir malzemeden 3-4 fuarda
teklifi alıyordum. Ancak
fuarların kapanışını müteakip
koşullarına rağmen
ayakta duracak binalar
faydalanır hale geldik. Taşıma kolaylığı sağladık.
1990’larda ise tamamen modüler sisteme geçtik.
kullanılan malzemelerin ne olacağı sorunu ile
yapmanız ve bu binaların statik olması
karşılaştık. Bu işin içinden çıkılmayacağını
gerekiyordu. Bu işlerin bir arada yapılması,
Modüler sistem fuar standı için önemli bir
görünce değişik projeler geliştirdim. Fuarcılıkta;
büyük bir birikime ihtiyaç gösterir. Kendi
gelişme olmalı değil mi?
zaman, işçilik ve malzeme büyük bir handikaptır.
kendimi bu konuda geliştirdim. Firma da
Evet elbette. Şirket 1990’larda yurt dışına
Bunları en aza indirmek lazım. Fuarın açılışının
benden memnun kaldı ki 35 sene aynı bölümde
açılmaya başlayınca modüler sistem daha çok
gecikmesi de söz konusu değil. Eskiden Anadolu
çalışarak Reklam ve Fuar-Sergiler Şefi ünvanı ile
önem kazanmaya başladı. Çünkü standı
fuarları vardı. Bir ay süren fuarlardı bunlar. Bu da
yaş haddinden emekli oldum...
buradan götürüyorsunuz. Orada yabancı
39
Söyleşi / Altay Göker
elemanlar tarafından kurulabilecek şekilde basit
konstrüksiyonlar olması lazım. Fuar bittiğinde
kolaylıkla sökülüp tekrar buraya geri getirilmesi
lazım. Elektrikçi, montajcı, boyacı aynı anda
çalışıyor. Ürünlerin aynı şekilde dönmesi lazım
aksi taktirde ihracat kabul ediliyor. Yurt dışına
fuar malzemesi götürülmesi mevzuu da çok
zor bir prosedür. İçmimarlığın dışında acayip bir
bürokrasiyle uğraşıyorsunuz. Devletten yurt dışı
fuar katılımı nedeniyle alınacak teşvik kredileri
ile ilgili de bürokratik işlemlerle uğraştım.
Hangi hocalardan eğitim aldınız?
Bölüm başkanımız ben girdiğimde Herr
Rommel’di. Bunun yanı sıra şimdi hatırıma gelen
O zamanlar bizim asistanımızdı. YÖK’le olan
yaparlarken, içmimarlar hiç değilse tek katlı, iki
hocalarımızdan Cevdet Koçak, İsmail Özışık’ı ve
tartışmaların hepsini Nurten hanım yaşamıştı, bu
katlı yapılar ve inşaat tadilatları yapabilmeliler.
Fazıl beyi sayabilirim. YÖK geldikten sonra Alman
konuda çok emeği geçmiştir. Dönem arkadaşım
hocalarımızın hepsi gittil. Bauhaus ekolü
Prof. Şermin Alyanak vardı, daha sonra Endüstri
Bunu yapabilmek için statik dersi almaları
üzerinden eğitim alıyorduk, Alman kültürü ile
Tasarımı bölümünü kurup başkanlığını yaptı.
gerekir değil mi?
Elbette. İlave ders konmulmalı ki içmimarlar
eğitim yapılıyordu ve dolayısıyla Almanya’dan
40
kültürel ekonomik yardım da alıyorduk. Dekoratif
İçmimarlık bölümlerinde verilen eğitimi
dekorasyondan ayrılsın. Bence içmimarlık
resim bölümündeki arkadaşlar yazın Almanya’ya
nasıl değerlendiriyorsunuz?
mimarlığın alt bölümü olmalı. Mimarlar işte o
staj için gidiyorlardı. Okulun Almanlarla yaptığı
İçmimarlık bölüm olarak mimarlık fakültelerine zaman içmimarlık alanına giremeyecekler.
anlaşma öğrencilere bu imkanı sağlıyordu. Biz de
bağlanmalı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde
İçmimarlar mimarları işte o zaman zorlayacak. Ben
Ankara’da Ağaç İşleri Enstitüsü’ne gitmiştik. Onun
olduğu gibi ÖSS ile öğrenci alınmalı. Yetenek
35 yıl büyük bir kurumda çalışmayıp serbest
büyük bir fabrikası vardı, Tarabya Oteli’nin
sınavı tek başına yeterli olmuyor. Sadece
çalışmak isteseydim, mimarlar benim önümü
mobilyaları o zaman burada devlet tarafından
yetenek sınavı ile olunca ileride imza yetkisi
tıkayacaktı, istediğimi yapmama engel olacaktı.
yapılıyordu. Biz otelin mobilyalarının montaj
engeline takılınıyor. Çünkü mesleğinizi
çalışmalarını izledik, dönüşümlü olarak ahşap,
yaparken yükleneceğiniz sorumluluğa karşı
Peki, bölüme ÖSS sınavı ile giren öğrenci
cila, boya, demir ve montaj atölyelerinde çalıştık.
belirli bir matematik gücünüz olması
yetenek konusunda sıkıntı yaşamayacak mı?
Prof. Nurten Unansal’da başımızda bulunmuştu.
gerekiyor. Mimarlar büyük inşaatlar
Kızım Marmara Üniversitesi’nde Yrd. Doç.’tir. Dr.
daha sanatsal yaklaşıyordu. Aksiyon projeler,
uçarı tasarımlar yaptırmaya çalışırlardı. Tatbiki
Güzel Sanatlar ise daha çok uygulamalı, sanayiye
dönük, her bütçeye uygun tipte üretime yönelik
bir eğitim veriyordu. Bauhaus ekolünden
besleniyordu. YÖK olunca hepsi çorba oldu.
Eğitim sistemi bu konuda eğitim yapan okulların
Söyleşi / Altay Göker
hazırlıyorlardı. Mimar Sinan daha çok soyut, ve
hepsine aynı standardı getirdi. Yeni sistem YÖK
tarafından tepeden inme bir şekilde getirildi,
kadro ve program budur, dendi. Sonrasında
üniversiteler çığ gibi arttı. İş belli bir standarda
girdi ve tek tip öğrenci yetiştirildi. Bu sanatsal
çalışmayı etkiledi ve fabrikasyon öğrenci
yetişmeye başladı. Okuldan çıkanlar ise kendi
içlerinde savaşarak bir yer edinmeye çalışıyorlar.
Müge Göker. Bu konuda sık sık şikayetlerini bana
yapmaya çalışıyorlar, yapılmaz ki! Projeyi çizerken Bu da kaliteyi düşürüyor.
iletir. Şu anda yetenek sınavı ile öğrenci aldıkları
geçen zaman proje üzerinde düşünmenizi,
halde yine de yetenek kalitesi konusunda
gerekli tadilatları yaparak size projeyi geliştirme
Oda ile ilişkileriniz nasıldı?
zorluklar yaşıyorlar. Liselerde eğitim kalitesinin
olanağı veriyor.
Ben mezun olduktan sonra Oda kuruldu,
1973’tü yanlış hatırlamıyorsam. Duyar duymaz,
düşmesine parallel olarak, resim kaçılacak ders
haline gelmiş bulunuyor. Öğrenci, sadece sınavı
O halde, hem ÖSS puanını, hem de yetenek
üye oldum, Oda’nın 28 numaralı üyesiyim.
geçebileceği bilgiyi kurslardan alarak okula
sınavı koşut konulmalı, öyle mi?
Sonra unuttuk… Daha sonra yavaş yavaş
giriyor. Kurs kalıplaşmış bilgileri veriyor çünkü. Bu
Evet, belki de belli bir puan tutturduktan sonra
Oda’da hareket başladı. Ama hala imza yetkisi
şekilde okula giren kişi bocalıyor. Şirkette
yetenek sınavına sokulmalı öğrenci. İkinci bir
alamadıkları için kan kaybediyorlar. Mezunların
fuarlarda zorlandığımız zamanlarda stajyer
elemeden geçen öğrenci size alt yapısı hazır
neredeyse hepsi bana ne faydası var, diye
eleman alırdık, hiç bir şey bilmezlerdi. Temel
halde gelecek, onu okulda işleyeceksiniz.
soruyorlar. İmza yetkisi çok önemli, o zaman
mecburen üye olmak zorunda kalacaklar.
eğitimlerini, işte bizim yanımızda alırlardı.
Bilgisayar hem çok faydalı hem çok zararlı oldu.
YÖK nasıl etkiledi sizleri?
Öğrenciler, hemen mezun olduktan sonra üye
Elle çizdiğinizde üzerinde düşünüp değiklikler
YÖK’ten önce okulların hepsi ayrı ayrı kendi
yapılmalı, çünkü okuldan ayrıldıktan sonra iş
yapabiliyorsunuz. Şimdi eskizi bilgisayarda
sistemleri içinde eğitim programlarını
hayatına girince yavaş yavaş kopuyorsunuz.
41
Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı
Zekai ERARABACI
İçmimar
Resim ve Çizimler: Zekai ERARABACI
M
imar Sinan Üniversitesi
Uygulamalı Endüstri
Sanatları Bölümü’nden ‘İçmimarlık
ve Designer’ diplomasıyla 1973
yılında mezun olan içmimar
Zekai Erarabacı, dönemin önemli
ressamlarından Hasan Kavruk ve
Cihat Burak’tan resim eğitimi aldı.
Okulu bitirdikten sonra
Sümerbank’ta emekli olana kadar
hizmet veren Zekai Erarabacı,
halen, Selamoğlu Kooperatif
Yapılarında içmimarlık yapmaya
devam ediyor.
42
Resim ve Çizimler
43
Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı
44
Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı
45
Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı
TMMOB İçmimarlar Odası / Haber
46
İçmimarların inşaat sektöründeki yeri YES 2013’te tartışıldı
O
RSİAD Gazetesi’nin İçmimarlar Odası
İstanbul Şubesi, Hannover Fairs Turkey
Fuarcılık ile ortak çalışmasının sonucu
olarak organize edilen ‘İçmimarların İnşaat
Sektöründeki Yeri’ başlıklı YES 2013 Forumu
içmimari alanında önemli gelişmelere ev
sahipliği yaptı. Forum, İstanbul Fuar
Merkezi’nde olan Domotex Middle East
Fuarı’nda, 9 Kasım Cumartesi günü fuaye
alanına kurulan özel toplantı alanında,
herkese açık olarak yapıldı.
Moderatörlüğünü TMMOB İçmimarlar
Odası İstanbul Şube Başkanı Yusuf Taner
Gültekin’in yaptığı foruma katılan
konuşmacılar; Yard. Doç. Dr. Funda Ürük
(Gelişim Üniversitesi İçmimarlık Bölüm
Başkanı), Öğretim Görevlisi Ceren Polat
(İçmimar ve Çevre Tasarımcısı), Doç. B.Burak
Kaptan (İçmimar), A.Nazmi Durbakayım
(İNDER/ İstanbul İnşaatçılar Derneği Genel
Başkanı) oldu.
İnşaat Sektöründe İçmimarların önemine
dikkat çekilen forumda, yapılan projelerin
en başından itibaren İçmimarlar, İnşaat
Mühendisleri, Çevre Mühendisleri, Elektrik
Mühendisleri ve Uzman Teknisyenlerle
birlikte projelendirilmesi gerektiği
vurgulandı. Forumda ayrıca, İçmimarlık
mesleğinin hakettiği yere ve öneme sahip
olabilmesi için, içmimarların hassasiyet
göstererek mezun olduktan sonra
‘İçmimarlar Odasına’ kayıt yaptırmaları
gerekliliğine dikkat çekildi. İNDER Başkanı
Nazmi Durbakayım, Türkiye’de
Cumhuriyet’ten sonra yapılan binaların
daha doğru planlandığını ancak
büyükşehirlere akın başlayınca herkesin
mağaza vitrini yapmıyoruz” dedi.
Yeni yapılan binalarda çevresel ve
yaşamsal kültür koşullarının değişimini
dikkate alarak tasarımların gerçekleşmesi
gerektiğini belirten konuşmacılar, özellikle
Türkiye’de kentsel dönüşüm yasası gibi
mimar, mühendis rollerini üstlenerek yanlış
yapılanmalara sebebiyet vermelerine dikkat
çekti. Sayın Durbakayım: “Yapılan binalar
uzun süreli kullanılmalı. Sonuçta biz
durumları göz önüne alarak ve bireylerin
değişen ihtiyaçlarını düşünerek iç mimari
projelerinin yapılması gerektiğini
vurguladılar.
Selçuk Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü Oda’nın genel merkezini ziyaret etti
Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İçmimarlık ve
Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rabia Köse Doğan,
Öğr. Gör. Mine Sungur ve 4.sınıf öğrencileri, 21 Ekim 2013
tarihinde İçmimarlar Odası Ankara Merkez’i ziyaret ederek,
çalışmalar hakkında bilgi aldılar.
1
4-18 Kasım 2013 tarihinde CNR Expo’da
gerçekleşen ev tekstili ve dekorasyon
dünyasındaki ürünlerin sergilendiği ilk kez
gerçekleşen Hometex fuarında İçmimarlar
Odası İstanbul Şubesi olarak stand kuruldu
dergi tanıtımı ve oda ile ilgili bilgilendirme
İsviçreli meslektaşlarımızı İstanbul’da ağırladık
yapıldı. Hometex fuarı bünyesinde
Doç.Dr.Ö. Osman Demirbaş/İzmir Ekonomi Üniversitesi Restauran’da gerçekleşen yemekli toplantıda,
gerçekleşen en iyi dekore edilmiş yaşam
Türkiye, İsviçre ve Avrupa kapsamında içmimarlık,
yarışma düzenlendi ve #hometextarzımbu
IDA
adlı sayfada paylaşarak yarışmaya
Kongre’nin iptali ile seyahatlerini özel bir program
Toplantıya katılan grup içinde bulunan IFI Yönetim
katılım gerçekleşti. Jüri üyeliğini Odamızı
kapsamına alan bir grup İsviçreli meslektaşımız 16-
Kurulu Üyesi Doç.Dr.Ö. Osman Demirbaş, bir
temsilen İstanbul Şube Başkanı Y. Taner
19 Kasım 2013 tarihleri arasında İstanbul’daydı.
önceki Yönetim Kurulu Üyesi Iria Degen ve IFI eski
Gültekin katılmıştır.
Edirne’den giriş yapan grup, buradan karayoluyla
başkanlarından Verena Huber Dünya’da ve
İstanbul’a, tarihi mekan ve özellikle Mimar Sinan
Avrupa’da mesleğin durumu ve algısı üzerine
eserlerini ziyaret ederek geldiler. İstanbul’da
çesşitli bilgileri paylaştılar. Ayrıca grupta yer alan
bulundukları süre içerisinde İstanbul ve çevresinde
ECIA (Avrupa İçmimarlar Konseyi) temsilcileriyle IFI,
çeşitli tarihi mekanları ve Sinan yapılarını ziyaret
Avrupa’da içmimarlık, Türk içmimarları ve ECIA
eden grup, 16 Kasım 2013 Cumartesi gecesi İzmir
arasında yapılandırılabilecek olası ilişkileri
Ekonomi Üniversitesi’nden Doç.Dr.Ö. Osman
görüşüldü. Gece sonunda Verena Huber ve Iria
Demirbaş, Çankaya Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr.
Degen bu görüşmeden duydukları memnuniyeti
G. Ufuk Demirbaş ve Bahçeşehir Üniversitesi’nden
dile getirdi. IFI Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ö.
Yrd.Doç.Dr. Sezin Tanrıöver katılımı ile meslek ve
Osman Demirbaş bu önemli buluşmada Türk
mesleki birliktelikle ilgili görüş alışverişi için
İçmimarlarını temsilen geceye katılan ve katkılarını
biraraya geldiler. 19 kişilik misafir grubu ve
koyan Sayın Yrd.DoçDr. G. Ufuk Demirbaş ve Sayın
hocalarımızın katılımıyla Sultanahmet Hamdi
Yrd.Doç.Dr. Sezin Tanrıöver’e teşekkürlerini sundu.
alanlarını yarıştıran İnstagram üzerinden bir
TMMOB İçmimarlar Odası / Haber
İstanbul Şube
Hometex
fuarındaydı
2013 İstanbul Kongresi kapsamında
eğitim, mesleki birliktelik ve IFI (Uluslararası
İstanbul’a gelecek olan ancak
İçmimarlar Federasyonu) konuları tartışıldı.
47
TMMOB İçmimarlar Odası / Haber
İstifa eden üyeler
Sayın Üyelerimiz,
Ana yönetmeliğimizin üyelerin görev ve
sorumlulukları başlıklı 8. maddesi gereği üyelerimiz;
Genel Kurulca belirlenen üyelik ödentilerini düzenli
ödemek, kimlik ve adres değişikliklerini bir ay içinde
Oda’ya bildirmek zorunda olduklarını tekrar
hatırlatmak isteriz.
6235 sayılı TMMOB Kanunu gereği Türkiye’deki
mühendis ve mimarlar mesleklerinin uygulanmasını
gerektiren işlerle uğraşabilmek ve mesleki öğretim
yaptırabilmek için, meslek disiplininin ilgili olduğu
Odaya kaydolmak ve kimlik belgelerini her yıl
onaylatarak, üyeliklerini korumak zorundadırlar.
2014 yılı Ocak Ayı’na kadar şubelerimizin, Nisan
ayı içerisinde ise Genel Merkez 22.Olağan Genel
Kurul’u yapılacaktır.
Genel Merkez ve bağlı birimlerimizin ‘genel
kurulları’na katılmak ve seçimlerde oy
kullanabilmeniz için ‘seçim kanunu’ gereğince
vatandaşlık numaranızın sistemimizde kayıtlı olması
gerekmektedir.
Lütfen 0 312 441 05 96 ve 97 Numaralı
telefonlardan tarafımıza ulaşarak bilgilerinizi
güncelleyeniz. Aksi takdirde ‘seçim listeleri’nde
isimleriniz yer alamayacağını bildiririz.
Ayrıca, Odamıza olan aidat borcunuzu da
yukarıda yer alan telefonlardan öğrenebilirsiniz.
2013 yılı aidatımız ise 132,00 TL olup, son ödeme
tarihi 25 Aralık 2013 günüdür.
Süresi dolmuş olan kimlik kartınızın yenilenmesi
için, 300 dpi çözünürlükte dijital vesikalık
fotoğraflarınızı ve Nüfus Cüzdanı’nızın örneği ile
birlikte ‘20. Olağan Genel Kurulu’muzda belirlenen
30,00 TL kart ücretinin T.C. Ziraat Bankası Yıldızevler
Şubesi (Şube Kodu 0919) 57209156 -5001 (IBAN NO:
TR89 0001 0009 19 57 2091 5650 01) numaralı hesaba
yattığına dair dekontu [email protected]
eposta adresine ulaştırmanız halinde kimlik kartınız
en kısa zamanda siz değerli üyelerimize ulaştırılacaktır.
Saygılarımızla.
TMMOB İçmimarlar Odası
21.Dönem Yönetim Kurulu
Dönemimiz boyunca İçmimarlık mesleklerini yapmadıklarına dair
belgeleri tarafımıza ulaştırmış olan aşağıda isimleri ve sicil
numaraları yer alan üyelerimizin istifaları yönetim kurulumuz
tarafından alınan kararlar ile kabul edilerek kayıtları silinmiştir.
ADI SOYADI
SİCİL NO
Elif EKİNCİ
339
Sevgi ERENBERK
416
Veli Serhat KAPLAN
475
Gökhan BAYTAN
519
Koray EKE
784
Öznur ALİYAZICIĞLU
929
Evrim AKSU
965
Erden ÖZTÜRK
1024
CHP Ankara Milletvekili
Aylin Nazlıaka Oda’mızı ziyaret etti
Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili
Sn. Aylin NAZLIAKA 30.09.2013 tarihinde
Oda’mızı ziyaret etti. Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanlığı aday adayı olan
NAZLIAKA başkentin yönetiminde sivil
toplum kuruluşları ile birlikte çalışmanın
önemini vurgularken, Genel Merkez Yönetim
Kurulu adına başkanımız Levent TÜMER
meslek odası olarak kent ve kentliye dair
hertürlü çalışmada İçmimarlar Odası’nın
Mimar Ahmet EYÜCE
Mimar Gürhan TÜMER
Doç. Dr. Emre MADRAN
Oktay EKİNCİ
Başsağlığı
Mimar Ahmet EYÜCE, Mimar Gürhan TÜMER,
Doç. Dr. Emre MADRAN ve ardından Oktay EKİNCİ’yi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Merhumların Ailelerine, yakınlarına ve tüm mimarlık camiasına başsağlığı ve sabır dileriz.
TMMOB İçmimarlar Odası
21.Dönem Yönetim Kurulu
48
desteğe hazır olduğunu belirtti.
Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan
‘Mekana odaklanarak rafine işler çıkarıyorum’
yüzden galeride hem resim sergileri,
hem içmimarlık ofisi, hem de metal
ağırlıklı işler yapıyorduk. Galeri 10 yıl
kadar sürdü. Yeşilköy’de başladım daha
sonra Ortaköy’de bir şube daha açtım,
bir süre Yeşilköy ve Ortaköy birlikte gitti.
Daha sonra Nişantaşı’nda devam ettim.
Bu arada içmimarlıkta yapıyor
muydunuz?
İçmimarlığa hiç ara vermedim.
Ne tür işler yapıyorsunuz?
Konut, mağaza, fuar standı, ofis tasarım ve
uygulamaları…
Nadya Akabi (Reisyan) Haçaduryan
Marmara Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi
İçmimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü’nden 1989 yılında mezun
oldu. Uzun yıllar galericiliği ve
içmimarlığı birlikte yapan içmimar
Haçaduryan, zamansız tasarımlar
yaratmayı başarıyor
50
İçmimarlık mesleğine nasıl başladınız?
Neden galeri açmayı düşündünüz?
Mezun olduktan bir iki yıl sonra sanat
İşiniz güzel sanatlar olunca çok yabancı
galerisi açtım. Aileye ait eski bir köşk
bir alan değil, mekan da olunca
vardı, onu değerlendirmek istedim.
değerlendirmek istedim. 2000’de galeriyi
Geçen sayınızda içmimar Gözen
kapattım. Sanki görevimi
Küçükerman’ın da bahsettiği gibi,
tamamlamıştım. Yoksa galeriyi başarıp
kayınpederim çok eski pirinç işleri yapan
başaramamak değil mevzuu. Çok önemli
bir metal ustasıydı. Eski eşim Berç
sergiler yaptım. Neşe Erdok gibi tanınmış
Reisyan da ikinci nesil olarak babasıyla
isimlerle sergi yaptım ama yeni sanatçılar
birlikte çalışıyordu. Atölyeleri Eminönü
da buldum. Mesela heykeltıraş Gökhan
Rızapaşa yokuşunda idi. Sümerbank’ın
ve Hülya Ercan vardı. Şimdilerde cam
bütün pirinç, metal işlerini yaparlardı. Bu
işleri yapıyor Gökhan.
oluyorlar, siz hiç resim yaptınız mı?
Temel sanatta resim eğitimi aldık, ama
resim yapacak zamanım hiç olmadı.
Resimden anlarım ama resim yapmaya hiç
yönelmedim.
Okula ne zaman girdiniz?
Mezuniyetimden 5 yıl sonra tek tercih
Nadya Akabi Haçaduryan’ın tasarımını yaptığı Nişantaşı’nda Zela isimli mücevher mağazasının içten ve dıştan görünümü.
yaparak girdim. 1989 yılında, Marmara
Üniversitesi’nden mezun oldum. Evli ve
çocukluyken okudum. Eski eşimin mesleki
olarak çok yardımını gördüm. Zorlandığım
bir detayı eşim devamlı o işin içinde
olduğu için öyle basit bir şekilde çözerdi ki,
şaşırır kalırdım.
Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan
Genelde içmimarlar resme de yatkın
Hocalarınız kimlerdi?
Mümtaz Işıngör, Sevtap Elmas, Semih Yalçı,
Nurten Ünansal…
Kaç kişiydiniz sınıfta?
40 kişi girdik ama 20 kişi mezun olduk. Okulu
Dubai’de bir mücevher mağazası tasarımının zemin planı. Alttaki resimde mağazanın içten bir görünümü yer alıyor.
çok ağır şartlarda çalışarak bitirdik. Okulda
Yaptığım işler enteresan bir şekilde
yaptığımız işleri görseniz şaşarsınız.
demode olmuyor. Genç bir çiftin evini
yapmıştım yıllar önce, daha sonra iki
Yaptığınız işlerden örnek verebilir misiniz?
çocukları oldu, yaşadıkları ev yetmez
İki diziye mekan olan bir proje yaptım.
olunca evlerini elden çıkarmaya
‘Sessiz Fırtına’ ve ‘İffet’… Çocuk, erkek
kıyamayıp annelerine sattılar ve eşyaların
giyim, mücevher mağazaları yaptım.
hiçbirini değiştirmediler, aynı şekilde
Mücevher mağazalarının biri Dubai’de…
kullandılar.
51
Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan
Bir içmimarın her zaman müşterilerden önde olması gerektiğini söyleyen Nadya Haçaduryan, teknoloji ve yeniliklerin mutlaka takip
edilmesi gerektiğini dile getirdi. Pek çok mekan tasarımında imzası olan Haçaduryan, 10 yıl galeri işletip resim sergileri düzenledi.
Neye bağlıyorsunuz bunu?
gezip görüyor. Müşterinizden önde olmalısınız,
Malzeme çeşitli olunca yaratı da o kadar
Bilemiyorum, o mekana çok konsantre
her zaman. Mesela, o zaman da cam
çeşitli olabiliyor diyebilir miyiz?
oluyorum. Rafine işler çıkartıyorum. Özel
kullanıyorduk şimdi de, ama şimdi teknoloji
Pahalı demek güzel demek değil. Temel
yaşantımda da titiz bir insanım. Evim pırıl pırıl
camı farklı şekillerde kullanmaya olanak
sanat eğitiminde Mümtaz Işıngör’den
olacak, daha sonra işe oturacağım. Disiplinli
sağlıyor. Siz de uyanık olup bu olanakları,
aldığım bilgileri hatırlarım. Bir gün derste
olduğum için evde laubali çalışmıyorum. İşe
yenilikleri mutlaka takip etmelisiniz.
malzemeyle kompozisyon hazırlıyoruz.
gider gibi çalışırım evde. İkisini ayırabiliyorum,
52
Özgürüz, istediğimiz malzemeyi
sorumluluk bilincim çok fazladır. Yetişmesi
Yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz?
kullanabiliyoruz. Öyle güzel malzemeler
gereken bir işi mutlaka yetiştiririm.
Çalışırken, aktifken zaten yenilikler
bulup getirdim ki, çalışmamı gururla hocaya
önünüze düşüyor. Siz de onu görüyorsanız
gösterdim. Şöyle bir baktı, “ben burada
Mesleki olarak 80’li yıllarla şimdiki
peşine düşüyorsunuz. Fuarları takip
malzemeyi görüyorum sen ne yaptın?” dedi.
dönem arasında mesleki olarak ne tür
ediyorsunuz. Bir atölyeye gittiğimde yeni
Bu sözünü hala hatırlarım. Malzeme şahane
eksiklikler, yenilikler görüyorsunuz?
makinelerin, aletlerin yanına gidip tüm
olabilir ama onu nasıl kullandığın önemli.
Sürekli uyanık olmak zorundasınız bir kere,
malzemeleri incelerim. Yenilikleri ilk kez
Hiçbir şey olmayan malzemeyi sen ne hale
müşteriniz sizden daha uyanık çünkü, her tarafı
kullanmayı severim.
getirdin, o da çok önemli.
İ
stanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Koç
Holding sponsorluğunda düzenlenen 13.
İstanbul Bienali, 20 Ekim Pazar günü sona erdi.
Kapılarını açtığı 14 Eylül tarihinden
itibaren rekor sayıda
izleyiciyi ağırlayan 13.
İstanbul Bienali’ni açık
kaldığı 5 hafta boyunca,
5 sergi mekânında
337.429 ziyaretçi gezdi.
“Anne, ben barbar
mıyım?” başlığıyla Fulya
Erdemci küratörlüğünde gerçekleştirilen 13.
İstanbul Bienali, kamusal bir alan yaratma ve
Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan
Bienali, 5 ayrı sergi mekanında 337.429 ziyaretçi gezdi
herkese ulaşabilme amacıyla bu yıl ücretsiz
olarak gerçekleştirildi. Bienal sergileri,
Antrepo no.3, Galata Özel Rum İlköğretim
Okulu, ARTER, SALT Beyoğlu ile İMÇ 5.
izleyiciye ulaştı. 2005 yılında gerçekleştirilen
Blok’taki 5533’te yer aldı.
9. İstanbul Bienali sergilerini yaklaşık 51.000,
International Herald Tribune / New York
2007 yılındaki 10. İstanbul Bienali sergilerini
Times, Wall Street Journal, CNN International
ve sanatçı grubunun işlerinin yer aldığı 13.
yaklaşık 91.000, 2009 yılındaki 11. İstanbul
(ABD); The Guardian, BBC (İngiltere);
İstanbul Bienali’nde Türkiye’den 11 sanatçının
Bienali sergilerini yaklaşık 101.000 kişi ve
Frankfurter Allgemeine Zeitung,
ve 2 sanat grubu/sivil kolektifin yanı sıra, hem
2011 yılındaki 12. İstanbul Bienali’ni
Tageszeitung, Tagesspiegel (Almanya); Il Sole
Türkiye’den hem de yurt dışından sanatçıların
110.000 kişi gezmişti.
24 Ore, La Repubblica, Il Manifesto (İtalya); El
Farklı kuşaklar ve coğrafyalardan 88 sanatçı
birlikte oluşturduğu 3 ayrı sanatçı işbirliği de
Sergi fotoğraflarını içeren ve bienalin
13. İstanbul Bienali, uluslararası basında
Pais, El Mundo (İspanya), Le Monde,
katıldı. 13. İstanbul Bienali, bugüne kadar
kavramsal çerçevesi bağlamında makaleler ve
Liberation (Fransa), Folha de Sao Paulo
Türkiye’den en yüksek sayıda katılımın
yazıların yer alacağı Bienal Kitabı ise Aralık
(Brezilya) gibi dünyanın en önemli
sağlandığı bienallerden biri oldu.
ayından itibaren İKSV Tasarım Mağazası ve
gazetelerinin de aralarında olduğu, 500’den
kitapevlerinden temin edilebilir.
fazla habere konu oldu.
İstanbul Bienali her yıl daha da fazla
53
Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin
‘Her yıl yaptığımız değişikliklerle
ZOW’u farklı kılmaya çalışıyoruz’
Son yıllarda yapı sektörüne yönelen ZOW fuarı, ismindeki ‘iç tasarım’ vurgusuyla öne
çıkmaya başladı. İçmimar ve müteahhitleri ZOW Essential seminerlerinde buluşturan
firma, her yıl yaptığı yeniliklerle fuara ilgiyi canlı tutmayı başarıyor. ZOW Genel Müdürü
Aykut Engin’le ZOW’daki yenilikleri ve fuarcılığı konuştuk
Uzun yıllardır mobilya sektörüne hizmet
veriyorsunuz, Türkiye’nin mobilya sektöründeki
ihracat hacmini nasıl değerlendirirsiniz?
Sektörün 2023 hedefi var, 6 milyarlık ihracat hacmini 10
milyara çıkarmak gibi büyük hedefleri var. Hatta bu
potansiyelin 25 milyar olduğu söyleniyor. Türkiye ancak
kendi kendine yetebilecekken, son günlerde yaşanan
politik gelişmeler Doğu ve Güneydoğu’daki insanların
yaşantısına da farklılıklar getirdi. Artık yaşam alanlarına
daha fazla özen göstermeye başladılar. Daha önce, bu
kadar zor şartlarda, kimse mobilyasını düşünmüyordu.
Oralarda çok büyük bir potansiyel var. Ayrıca Irak
yeniden yapılanıyor, Türkiye Irak’ta mobilya anlamında
bir numara. İran uzun süredir çok önemli bir pazar bizim
için. Azerbeycan da çok iyi bir çıkış yakalandı ve Afrika
pazarına giriyoruz. Orası da çok ciddi bir pazar.
Bu gelişmeler olurken, Türkiye’yi ne zorlar?
Türkiye doğru hareket ederse zorlayan bir unsurla
karşılaşmayacak. Bizim için en büyük tehlike Çin’di. Çin’in
54
istediğinizde nakliye fiyatları çok artıyor. Bu
anlamda Türkiye’den alınan ürün daha ucuz.
Nakliye, ürünün maliyeti anlamında hiç bir
verimlilik bırakmıyor. Avrupa’da bize rakip
olacak ülkeler vardı, Almanya ve İtalya gibi,
oralarda da çok ciddi ekonomik sıkıntılar
var. Türkiye doğru adımları atıyor. Bundan
sonra bir yanlış yapmaz ve attığımız
adımların arkasını doldurursak, ihracat
yaptığımız ülkelere kötü mal
göndermezsek, Ar-Ge ve tasarımla ilgili
işlerin devamını getirirsek 10 milyarlık
hedefin 25 milyara çıkması mümkün.
Tüm bunlar ZOW’un da önünü açacak
bir gelişme elbette değil mi?
Zow genel müdürü Aykut Engin: “Biz de bugüne kadar hep mobilyayı işlemiş, mobilya endüstrisi tarafından ziyaret edilen
bir yer haline geldik. Son 2 yıldır yapı endüstrisine odaklandık ve içmimarlar, tasarımcılar vurgusunu öne çıkarıyoruz.”
Evet. Malzeme o kadar önemli ki artık. Biz
Avrupa’da ciddi bir kriz var, Türkiyeli
Fuarların geleceğini nasıl
ZOW’u bu yüzden yapıyoruz. ZOW’da
yatırımcılar yurt dışındaki fabrikaları satın
görüyorsunuz, batıdan doğuya bir
mobilya yan sanayi ve endüstrisine hizmet
almaya başladı. Rusya’da fabrika kuruyor,
kayış başladı değil mi?
eden ürünler var. ZOW’a, daha kaliteli,
İtalya’dan bir firmanın fabrikasını, ‘now
Son 5 yılda batıdan doğuya kayışın
inovatif ve katma değeri yüksek ürünleri
how’ını satın alıyor. Bugüne kadar Alman
ağırlığını çok ciddi hissediyoruz.
nasıl yapabiliriz, bu ürünleri nasıl bulabiliriz,
ve İtalyan etkisinde olan Avrupa’ya
Avrupa’nın 60-70 yıllık fuar şirketleri
diye bakıyorlar. Herkes ürününü daha
giremeyen firmalar, böl, parçala, yönet
potansiyel kaybetmeye başladı. Buna
pahalıya satmak. Bunun için de daha
yöntemiyle girmeyi başardılar.
karşın, Avrupa’dan doğuya doğru
baktığımızda fuarların güç kazandığını
kaliteli ürün kullanıyor olmaları lazım. Son 3
senede kalite olgusu üst noktalara çıktı ve
Avrupa’lıların Türkiye’ye ilgisi de
daha iyi noktalara gelecek.
artıyor...
Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin
bazı ürünleri çok pahalı. Oradan ürün almak
görüyoruz.
Türkiye tek başına çok ciddi bir pazar.
İnternetin fuarlara olan ilgiyi
Mobilya sektörü Afrika’ya doğru
Herkes Türkiye’de olmak istiyor.
azaltacağı yönünde görüşler de var…
kayıyor, Avrupa’yla ilişkiler nasıl?
Bulunduğu coğrafya heyecan verici.
İnternet ortamının ciddi bir etkisi olduğu
55
Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin
56
ZOW’un daha büyümesi, Avrupa’da etkili
hale gelmesi tamamen bu statejinin
bir ürünü.
Fuara ilgiyi canlı tutmak için neler
yapıyorsunuz?
Biz kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.
ZOW’dan küçük-15 m2’lik paket
aldığınızda da kendinizi çok iyi ifade
edebiliyorsunuz. İnternet üzerinden
sadece hayal edebildiğinize
ulaşıyorsunuz. Ama biz Tanzanya’dan,
Afrika’dan, Kenya’dan insanlar
getiriyoruz. Oradan getirdiğim fabrikalar
çok iyi işler yaptılar. Firma sahipleri
bir gerçek ama insanlar dokunmadan,
görmüş. Bir fuar yapacaksınız ama fuarı
Kenya’ya gitmeye çekiniyor ama biz
bakmadan, ürünü bir şekilde test
yapmak bir dert, fuarın standını kurmak
Kenya’dan firma getiriyoruz.
etmeden almak istemiyor. Endüstri,
ayrı bir dert. Gelen müşteriyi ağırlamak,
üretim neredeyse fuarlar orada
catering hizmeti vermek lazım. Stand
Hem rakiplerinizi hem yeni üretimleri,
büyümeye devam edecek. Üretimin
keza ayrı bir maliyet. Patronumuz, 20
yenilikleri görmek açısından fuar
olmadığı yerlerde fuar yapmak çok zor.
sene sonra ekonomi daraldığında
önemli ama bir yandan da fuarların
fuarcılık daha kötüye gidecek demiş ve
içinin dolu olması gerekiyor. Ne tür
Firmaların fuarlara ilgisi nasıl sizce?
ZOW’un konseptini belirlemiş. ZOW’da
yenilikler tasarlıyorsunuz?
Uzun zamandır fuarlara katılan firmaların
standların yüzde 80’ini biz kuruyoruz.
Aynen öyle evet. Soru için de ayrıca
bir kısmı şunları söylüyor. Fuarlara
Standların yüksekliği 2,5 metreyi
teşekkür ederim. Her sene bizden
katılmak, insan kaynağı, para ve zaman
geçmiyor. ZOW olarak firmalara şunu
beklenti artmaya başladı. Bizim de
açısından büyük bir maliyet. ZOW’un
söylüyoruz; standını, catring’ini biz
yapmaya çalıştığımız buydu. Her sene bir
kurucusu, patronumuz 20 sene önce bir
yapalım. Üretimden çalmadan, fuara
değişikliğimiz farklılığımız olsun ki
konsept yaratmış. Kendisi de patronmuş
katılımınızı sağlayalım. Mimarlarımız
ZOW’u farklı kılmaya devam edelim. Bu
ve patronların fuarlardan neden ve
standlarınızı hazırlasın, fuar sabahı gelin
konseptin ekonomik krizle birlikte daha
nelerden sıkıldıklarını daha o zamanlar
ürünlerinizi yerleştirin standınızı açın.
fazla değer kazandığı göz önünde.
köşeye koyarlar hangi büyüklükte
Bu yıl ZOW’da neler olacak?
haline getirdik. Bunlardan biri içmimari.
olması gerekir diye hep kendimiz
Esentials seminerimiz, ünlü olmaya
ZOW bundan birkaç yıl önce
düşünerek yaptık. Fakat biz yaptıktan
başladı. ZOW Essentials adı altında
mobilyacılara tedarik fuarı olarak
sonra sıfır evi içmimar gelip kırıyor ve
Almanya’ya ve Rusya’ya sattık. Fuar gibi
görülüyordu. Özellikle Almanya ve
yeniden yapıyor, diyorlar. Buraya
kendi alanında ilerliyor. Sektörle
İtalya’daki fuarlarımızda içmimarinin ön
harcanan para çok ciddi bir para.
üniversiteleri bir araya getirmeye
planda olduğu, insanların o yüzden bu
Mobilyacı, müteahit ve içmimar bir araya
çalışıyoruz. Her sene kendi alanında
fuarı gezdiği görüldü. Fuarımız, mobilya
gelip öyle çalışacak. Geçen yıl biz
dünyanın en iyisini getiriyoruz. Açılış
endüstrisi, iç tasarım, tedarik ve
‘Kentsel Dönüşüm’ vurgusuyla çıktık ve
yılında Karim Rashid’i getirdik. Amerikalı
aksesuarları fuarı diye geçiyordu. Biz de
çok ilgi uyandırdı. İçmimarlar Odası,
mimariye yakın olmasını istedik,
bugüne kadar hep mobilyayı işlemiş,
müteahit dernekleri ve mobilya
geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik. Bu
mobilya endüstrisi tarafından ziyaret
dernekleriyle çok ciddi çalışmalar yaptık
sene de Zaha Hadid’i getirmek istiyoruz.
edilen bir yer haline geldik. Son 2 yıldır
ve bunu ZOW Essentials kapsamında
Zaha Hadid dediğinizde bütün dünya
yapı endüstrisine odaklandık ve
tartıştık. Tüm bunların üzerine ortak bir
tanıyor. Irak kökenli, Türkiye’de de bilinen,
içmimarlar, tasarımcılar vurgusunu öne
çalışma yapılmasına ön ayak olduk.
ilgi çeken bir isim. Yazışmalarımız sürüyor.
çıkarıyoruz. Bu sebeple yapı endüstrisiyle
ve müteahitlik dernekleriyle işbirlikleri
yaptık. Sizin gibi yayınların olması, PR
Zow Essential’in temasını belirlerken içmimarlardan yardım aldık
şirketimizin bizi sizlerle buluşturması,
İçmimarlar Odası ile ne tür çalışmalar yaptınız?
sizlerin aracılığınızla kendimizi ifade
Geçen sene İçmimarlar Odası ile çalışmaya başladık. İstanbul Şube Başkanı Taner Bey’e ayrıca teşekkür
etmek isterim. Müteahhitlerle çalışmamızda İçmimarlar Odası’nın çok ciddi bir etkisi oldu. Taner Bey
müteahitlerin çok yanlış bir yolda olduğunu, onların yaptıklarını kendilerinin yıkıp, yeniden
yaptıklarını söyledi. Bu ciddi bir etki yarattı mütehitler arasında. İçmimarlarla bir araya gelip yeni
yapılacak binalarda birlikte çalışmaya yönelecek, ortak çalışmalar yapacaklar. İçmimarlığın kentsel
dönüşümdeki yeri üzerine konuştuk. ZOW Essentials’daki ana temamızı belirlerken İçmimarlar
Odası’ndan da yardım aldık. ‘Kentsel Dönüşümde İçmimari’ konusunda Taner Bey bizi çok olumlu
etkiledi. Geçen sene attığımız bir adımdı. Sivil toplum kuruluşları ile konuşulmuştu ve bunun kanun
tasarısıyla birlikte üzerine çalışmalar yapıldığını biliyorum. Bu tür güzel işlere vesile olmak bizim için
çok önemli. Geçen sene içmimarların fuarda eksikliğini gördüğü aydınlatma alanı vardı. Işığın ne denli
etkili bir unsun olduğunu onlardan dinledik. Dünyaca ünlü birkaç mimar ve tasarımcıyla irtibat
halindeyiz. Işığın mobilya ve yapı endüstrisinde nasıl kullanılacağına yönelik ZOW’dan bir şeyler
öğrenmek ve görmek anlamında çok fazla ilgi göstereceklerini düşünüyoruz.
etmek bizim için çok önemli.
ZOW Essentials’da süreç nasıl gelişti?
Aslında ZOW Essentials seminerinde
müteahhitlerle içmimarları buluşturduk.
Her iki tarafı da konuşmacı yaptık ve
gördük ki aslında müteahhitlerle
içmimarlar birbirlerini tanımıyorlar.
Müteahhitler evin kullanımını kendi
kendilerine tasarlıyorlar. Biz mobilya
şurada kullanılır, mobilya sığar mı, hangi
Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin
ZOW’u birkaç sektörün kesişme noktası
57
Firma Söyleşi / Dyson Airblade - Chris Osborn
‘Teknolojimizi kendi bünyemizde geliştiriyoruz’
Airblade Tap fikri nasıl aklınıza geldi?
Chris Osborn: “James Dyson’ın prensibine
bağlıyız: Bir fikri ya da teknolojiyi, mevcut
olanların en iyisi olduğundan emin
olmadan piyasaya sürmeyeceğiz.”
Orijinal Airblade fikri, çoğufikir gibi,
aslında kazara aklımıza gelen bir fikirdi.
Son derece gizli bir proje üzerinde
çalışırken, bir mühendisimiz hava akımı
gücünün ellerdeki nemi saniyeler içinde
sıyırabileceğini keşfetti. Airblade, rakip el
kurutma makinelerinden oldukça farklı.
Diğerlerinin kurutma işleminde kullandığı
bakteri dolu sıcak hava akımı, elleri
kurutmak için oldukça yavaştır. Ayrıca
havayı ısıtmak için kullandıkları elementler
çok fazla enerji harcar. Bizim el kurutma
makinelerimiz kullanım ömürleri boyunca,
sıcak havayla çalışan el kurutma
makinelerine ve kağıt havlu kullanımına
göre çok daha az karbon salınımına
sahiptir. 7 yıl önce ilk Airblade el kurutma
makinesini geliştirdikten sonra, bu
teknolojiyi daha da geliştirmek için yeni
Chris Osborn, Dyson Airblade teknolojisinin öncü tasarım
mühendislerinden. Kendisi, son 3 yılını Dyson el kurutma
teknolojisini daha da geliştirerek geçirdi. Dyson’ın İngiltere
Malmesbury’deki merkezinde yapılan görüşmede Osborn,
Dyson’ın alışılmadık ürün geliştirme anlayışından, AR-GE
yatırımlarından ve patent ihlali konusundaki fikirlerinden bahsetti
yollar aramaya başladık. Airblade Tap ile
ise çok net bir sorunu çözmeyi
hedefliyoruz: Yere su damlatma problemi.
Musluk ve el kurutma makinesini bir araya
getirerek sadece yere su damlatma
problemini çözmekle kalmayıp; aynı
zamanda banyolarda daha çok boş alan
yaratıyoruz.
58
üretiminizi daha başka yollardan, nasıl
gerçekleştiriyorsunuz? Yapılan pazar
araştırmaları büyük rol oynuyor olsa gerek?
Pek çok rakibimizin aksine, biz pazar
araştırmalarına bağlı olarak çalışmıyoruz. Aynı
şekilde, gelecek teknolojiye dair kararları da bir
toplantı odasında almıyoruz. Bunların yerine,
teknolojiyi takip ederek neler yapabileceğimize
bakıyoruz. Şu an elimizde, tasarım
mühendislerimizin bizzat kendilerinin test ettiği
850 yeni fikir var. Bütün fikirlerimizi olumlu bir
sonuç alana kadar tekrar tekrar test ediyoruz. Ne
var ki çoğu zaman olumlu sonuç alamıyoruz.
Piyasaya sürmediğimiz pek çok teknolojimiz
mevcut. Bu konuda James Dyson’ın prensibine
Chris Osborn: “Airblade Tap ile ise çok net bir sorunu çözmeyi hedefliyoruz: Yere su damlatma problemi. Musluk ve el kurutma makinesini bir
araya getirerek sadece yere su damlatma problemini çözmekle kalmayıp; aynı zamanda banyolarda daha çok boş alan yaratıyoruz.”
bağlıyız: Bir fikri ya da teknolojiyi, mevcut
olanların en iyisi olduğundan emin olmadan
çalışmalarının yanında; özellikle yüksek basınç
Ancak, bizim makinemiz gibi çalıştıklarını
piyasaya sürmeyeceğiz.
ve yüksek hava akımı yaratmak üzere
söylemek saçmalık olur. Patent
tasarlanmıştır. Tüm bunlar bize, el kurutma için
ihlalleri konusunda birçok problemle
Dyson olarak bir şeylerin nasıl
ideal olan yüksek hava akımı ve hızını
karşılaşıyoruz. Bu global bir problem.
göründüğüyle değil de nasıl çalıştığıyla
sağlamaktadır. Bunu sağlayan tüm elektronik
Taklitçilerimizle başa çıkmak, fikirlerimizi ve
ilgileniyorsunuz. Bu açıdan Airblade’in
malzemeler ise 85 mm kalınlığındaki gövdenin
kaynaklarımızı korumak için çok fazla
özelliği nedir?
içine yerleştirilmiştir. Ayrıca bu gövdenin içinde,
zaman ve çaba harcıyoruz.
Diğer Dyson makinelerinde olduğu gibi Dyson
voltaj ve güç yeterliğini saniyede 6.000 kereden
el kurutma makinesinin de en önemli teknolojik
fazla ölçen bir mikroişlemci bulunmaktadır.
Firma Söyleşi / Dyson Airblade - Chris Osborn
‘Kazara’ akla gelen fikirler haricinde, fikir
Yeni fikirlerin gelişimi için haftalık 1.5
milyon avroluk yatırım yapıyoruz ve bu
yüzden bu fikirleri korumak zorundayız. Yeni
özelliği geliştirmek için 15 yıl çalıştığımız Dyson
dijital motordur. Bütün teknolojilerimiz kendi
Dışarıdan bakıldığında Dyson gibi görünen
fikirlere yatırım yapmak sadece mali bir şey
bünyemizde geliştirilmektedir ve şimdiye kadar
pek çok teknoloji var. Dyson teknolojisini
değil, aynı zamanda riskli de bir iş. Mühendis
araştırma ve geliştirme için 150 milyon avro
farklı kılan nedir?
ve girişimcilerimizin fikirlerinin mahkemece
yatırım yaptık. Motorlarımız yoğun güç ile
Dyson’a benzeyen birkaç makine mevcut.
onanacağını da garantilememiz gerekiyor.
59
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
Yöneten: Prof. Dr. Nurten UNANSAL
M
Prof. Dr. Nurten Unansal şunları söyledi: “Konu
belirlemede araştırma ve tasarım yönteminde,
bilinci içinde işlevsellik de dikkate alınarak,
yüksek lisans programlarında tasarım eğitim
ülkelerarası ve ülke koşulları, toplumsal yaşam,
araştırmalarda çağdaş, ileriye yönelik tasarım ilke
kapsamında yapılan araştırma proje tasarım
sosyal-ekonomik kriterler, güncel gereksinimler,
ve yorumları çerçevesinde çalışmalar yönlendirilir.
çalışmaları Prof. Dr. Nurten Unansal yönetimde
sanatsal ve teknik-teknolojik gelişimler, geçmişten Proje tasarımlarında, iç mekan tasarımı ile dış yapı
yürütülmektedir. Her öğrencinin istekleri
günümüze yaşam-mekan-yapı-hacim-kullanım
merakları doğrultusunda farklı konularda
kavram ve kriterleri irdelenir ve öğrencilerin görüş, planlamasından yola çıkılarak iç ve dış yapı formu
yaptıkları araştırma ve projeleri değerlendiren
bilgi, ilgi ve yetileriyle sonuç alınır. Öğrenci
armara Üniversitesi Güzel Sanatlar
çalışmalarında özgün tasarım geliştirme, istek ve
Enstitüsü bünyesinde içmimarlık eğitimi
Moda Merkezi
Tasarım: Yasemin Yanmış
Projede amaç, günümüz yaşamsal
gereksinimleri paralelinde, tekstil teknolojisi
ile moda tasarım gelişmelerindeki yolda bu
alanda yeni özgün yapı tasarımlarına ilişkin
bir örnek araştırma çalışması olarak ele
alınmıştır. Kullanım planlamasından yola
çıkılarak, dış yapı tasarımında da tasarım
ilkeleriyle özgün bir çizgiye ulaşılmıştır.
60
İÇMİMARLIK VE ÇEVRE TASARIM BÖLÜMÜ
YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİ PROJELERİ
tasarımı bütünlüğünün sağlanması esastır ve işlev
oluşturulması ilkesi benimsenmektedir.”
Tasarım: Anday Türkmen
Oluşturulan tasarım fikir
projesi niteliği taşımaktadır.
Konu bireylere ve kurumlara
psikoloji disiplini çerçevesinde
hizmet veren araştırmalar
yapan sistem kuran ve eğitim
programları oluşturan
danışmanlık merkezi olarak ele
alınmıştır. Bu konuyu seçerken,
bu alanda hizmet veren az
sayıdaki kuruluşlar dikkate
alınarak, meslek içi eğitimler
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
Davranış
Bilimleri Enstitüsü
düzenlemeyi ve psikoterapinin
ülkemizde de gelişmesine
katkıda bulunacak yeni projeler
üretmeye bir ışık tutmak amaç
olmuştur. Tasarım eğitiminde
esas olan kriterlerin başında
gelen, tasarım ilkeleri
doğrultusunda, işlev kullanım,
iç ve dış mekan tasarım,
sirkülasyon ilişkileri ile ilgi
çekecek özgün yapı formu
oluşturma, seçenek geliştirme
yöntemiyle oluşturulmuştur.
61
62
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
Tasarım: Sayat Tulumciyan
Teknolojik unsurlarla donatılmış 100 m2’lik bu
daire, form ve fonksiyonda mümkün olduğunca
minimal kapasite olarak ise çekirdek bir aileye
uygun olarak tasarlandı. Planlamasına
baktığımızda, yatma çevresi, mutfak, banyo/wc,
yaşam çevresi gibi temel fonksiyonların yanı sıra
çalışma-hobi alan ve depolama alanları da
mevcut. Fonksiyonlarını duvar yüzeylerinde renkli
ışıklar ile kontrol halinde olup açılması tasarımın
temel öğesi iken, tavan ve zeminde ince yarık
akslardan sızarak oluşan ve istenilen temaya
uygun desen alabilen hologram bölücü yüzeyler
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
Gelecek için alternatif
daire tasarımı
yaşam alanlarını istenilen ebat ve biçimlerde
kullanmaya olanak sağlıyor. Mobilyaların oldukça
sade ve hafif tercih edilmesi ile gerektiği
depolama alanı da bu merkezi kullanım alanını
değerlendirmekte bir seçenek sunuyor.
63
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
64
Kültür ve Sanat Merkezi Tasarımı
‘Kültür ve Sanat Merkezi’ tasarımında
kavram ve fonksiyon ilkeleri ön planda tutuldu,
var olan mecvcut planın coğrafyası ve kullanıcı
profile olması gerektiği üzere pek çok tasarım
unsurunu belirledi. Toplumda kendi değerleri
işleyip sunan bir yapı tasarlandığından ‘herkes
için tasarım’ ilkesi ön planda tutulup toplumu
kucaklayan ve herkesi davet ederek karşılayan
ve aynı zamanda dışa yansıtan şeffaf bir yapı
tasarlandı. Formda oldukça minimal ve statik
nitelikte kare ve diktörgen formlar tercih
edildi. Bu formların tercih sebebi yapı
fonksiyonları olan, kültür ve sanat gibi
toplumun temel yapı taşlarından iki önemli ve
Tasarım: Sayat Tulumciyan
köklü öğeye ait bir yapı olmasıydı. Dolayısıyla
yapının kendisi de önemli bir yapı taşını
andırmalıydı. Dış mekanda statik
biçimlemlenen bu kütlenin iç mekanda
konstarif konsept ile statikten uzak aksine hafif
ve dinamik etki vermesi mekana dair istenilen
aktif çevrenin oluşumunu pekiştirdi.
Tasarım: Sayat Tulumciyan
65
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
66
Tasarım: Sayat Tulumciyan
Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi
Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi
Doğuş Üniversitesi
Yrd.Doç. Serpil Özker,
Prof. Dr. Ahmet Kurtoğlu,
Yrd.Doç. Selma Tunalı, Araş.
Gör. Özge Gül ve Bölüm
Başkan Yardımcısı Öğretim
Görevlisi A.Hikmet Başaytaç.
‘Sanat ve tasarım yönü güçlü çağdaş
tasarımcılar yetiştirmek istiyoruz’
Doğuş Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü
Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kurtoğlu, içmimarlık mesleğinin
sanat, tasarım ve teknik alanların kesişimi olduğunu dile
getirdi. Öğrencilerinin tüm meslek hayatları boyunca
bu mesleki vizyonu sahiplenmelerini istediklerini
belirten Kurtoğlu, bölüm önceliklerinin teknolojik
gelişmeleri takip eden, sanat ve tasarım yönü güçlü
tasarımcılar yetiştirmek olduğunu söylüyor...
68
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ne kadar süredir Doğuş
Üniversitesi İçmimarlık Bölümü Başkanlığı yapıyorsunuz?
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden 1968 yılında
mezun oldum. 1972-1977 yılları arasında Viyana’da ‘Doğal
Kaynaklar ve Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ (Universitaet
für Bodenkultur)nde ‘Yapıştırılmış Ahşap Yapı Elemanlarında
Rutubet Değişmeleri ile Oluşan Gerilimler’ adlı doktoramı
tamamladım. 1978’de İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi
Orman Ürünlerinden Faydalanma Kürsüsünde asistan olarak
Bölüm olarak önünüze koyduğunuz
yaklaşımını nasıl tanımlarsınız?
hedefler nelerdir?
Üniversitemizin Sanat ve Tasarım
Doğuş Üniversitesi İçmimarlık
Fakültesi bünyesinde kurulmuş olan
Bölümünde eğitim ve öğretimin amacı,
İçmimarlık Bölümü'nde eğitim; meslek
meslek adaylarına 21. yüzyılın
adaylarına mekân ve donatı tasarımı
içmimarlarında aranacak özellikleri
konularında temel değerleri oluşturmaya
kazandırmaktır. Bu nedenle, çağın
yönelik, çağdaş ve sürekli güncelleşmeye
gelişimine ayak uydurarak yeni
açık bir program çerçevesinde
gelişmelerin ışığı doğrultusunda bilgi ve
sürdürülmektedir. Bölümümüz birey ve
teknolojiyi üretip uygulamaya
toplulukların değişik amaçlarla
aktarabilecek üstün niteliklere sahip ve
yararlandıkları çevrenin tasarımlanması
özgür düşünen meslek adamları
doğrultusunda öğrencilerin eleştirel
yetiştirmeyi amaçlamaktadır. İçmimarlık
düşünme, sanatsal ve biçimsel araştırma,
bölümünün öncelikleri bu doğrultuda
yakın disiplinlerle ortak çalışma ve
belirlenerek, gerek duyulan çağdaş
tasarlama yönlerinin gelişmesini
altyapı nitelikli öğretim elemanları ile
amaçlamaktadır. Eğitim sürecinde
oluşturulmuştur. İçmimarlık bölümünün
algılama, düşünme, inceleme, irdeleme,
ders programı da aynı titizlikle günümüz
göreve başladım. 1983’de Üniversite
fikir geliştirme becerilerinin yanı sıra,
gereksinimlerine cevap verebilecek
Doçenti, 1988 yılında Üniversite Profesörü
deneysel, pratik, proje uygulamaları ile
ölçüler içerisinde modern teknolojiye
ünvanlarını kullanmaya hak kazandım.
öğrenciler tasarım yönlerini geliştirerek
uygun olarak hazırlanarak;
Mobilya ve Orman Ürünleri sektörünün
mesleğe hazırlanmaktadır. Bu
hemen her alanında sektörel gelişime katkı
doğrultuda İçmimarlık eğitiminin amacı;
modellenmesi ve çözüm için analitik
sağlayan bilimsel ve sosyal çalışmalar
araştırma, proje, uygulama odaklı,
düşünce,
yaptım, projelerde görev aldım. 2012 Eylül
özgün, yaratıcı, yenilikçi, toplumdan
ayından itibaren Doğuş Üniversitesi Sanat
kopmayan donanımlı içmimarlar
geliştirmek ve işletmek için yeterli tasarım
ve Tasarım Fakültesi İçmimarlık Bölüm
yetiştirmektir. Yaşam biçimlerini,
ve sentez,
Başkanlığı görevine atandım. Ayrıca Doğuş
kullanıcı verileri ışığında araştırıp özgün,
Üniversitesi Fakülte Kurulu Üyeliği, Senato
kolay ve rahat kullanılan, yaşanan mekan
endüstriyel eğilimleri anlayarak toplumdaki
Üyeliği, Bilimsel Araştırma Projeleri
ve mobilya tasarımları yapmak, estetik
değişimlere öncülük edebilme,
Komisyonunda görev almaktayım.
çözümler üretmektir.
Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi
ğlu
met Kurto
Prof. Dr. Ah
Doğuş Üniversitesinin içmimarlığa
• Problemlerin tanımlanması,
• İnsanlara yararlı sistemleri yaratmak,
• Dünyadaki sanatsal, ekonomik, sosyal ve
• Değişen dünyada artık eğitimin, eğitim
69
Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi
kurumlarında verilen bilgi ile sınırlı olmadığını
anlayarak, yaşam boyu kendini eğitip
yenileyebilme anlayış ve yeteneklerini,
kazandırmayı hedeflemektedir. Öğretim
programlarımızın içerisinde temel bilimler ve
mesleğe özgü dersler yanında sosyal içerikli
derslerde yer almaktadır.
Öğrencileriniz ile yaptığınız projeler
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bölümümüz kapsamında mesleki proje
derslerinde gerçekleştirilen projelerin yanı sıra
çeşitli çalıştay, yarışma, sosyal sorumluluk
projeleri, sergi, gezi, seminer vb. enformel
çalışmalar ile meslek adaylarının yaratıcılık
ufukları genişletilmekte, gözlem ve pratik
yeteneklerini arttıracak etkinlikler ile
Üniversite olarak nasıl bir öğrenci profili
olmalarını, yan ve alt meslek grupları ile dil
profesyonel yaşama hazırlanmaktadır. Proje
oluşturmak istiyorsunuz?
beraberliklerini sağlayarak sektöre kolay
derslerinde hedef her türlü kapalı, açık ya da
İçmimarlık mesleği sanat, tasarım ve teknik
adapte olabilecek öğrenciler yetiştirmeyi
yarı açık mekânın, o mekânın işlevine uygun
alanların kesişimi olduğundan, öğrencilerden
hedeflemektedir.
bir biçimde tasarlanması ve kullanıcının
bu alanlara ilgi duymaları ve bu alanlarda
ergonomik, psikolojik, ekonomik, sosyolojik,
çalışma hedeflerine sahip olmaları, mezun
Kaç öğrenciniz ve kaç öğretim üyeniz var?
kültürel verilerinin yanı sıra işlevsel, biçimsel
olduktan sonra da, tüm meslek hayatı
Bölümümüzde toplam 163 kayıtlı öğrenci,
anlamda ve teknolojik gelişmelerin ışığında
boyunca mesleki vizyonu sahiplenmeleri ve
6 kadrolu, 4 ders saat ücretli öğretim
yaşanabilir çevrenin oluşturulmasıdır.
bu inançta olmaları beklenmektedir.
elemanımız bulunmaktadır. Kadrolu
Bölümümüzün öncelikli amacı, teknolojik
Öğretim Üyeleri; İçmimarlık Bölüm Başkanı
genel (sağlık, turizm, eğitim, kültür, kamu
gelişmeleri takip eden ve araç olarak
Prof. Dr. Ahmet Kurtoğlu’dur. Yrd.Doç.
yapıları, otel vb) mekânların tüm donanımları ile
kullanabilen, sanat ve tasarım yönü güçlü
Selma Tunalı, Yrd.Doç. Umut Tuğlu Karslı,
birlikte tasarlamakta; kavram, form ya da
çağdaş tasarımcılar yetiştirmektir. Ayrıca
Yrd.Doç. Serpil Özker, Araş. Gör. Özge Gül
fonksiyon çıkışlı mobilya ve donatı tasarımı
sektördeki gelişmeleri yakından takip etmeleri
ve Bölüm Başkan Yardımcımız, Öğretim
projeleri gerçekleştirmektedirler.
ve üretimin her aşamasında bilgi sahibi
Görevlisi A.Hikmet Başaytaç.
Öğrenciler, kişiye özel (konut, ofis vs.) ve
70
ilişkileriniz ne düzeyde, ortak projeler
üretebiliyor musunuz?
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
6. Uluslararası Öğrenci Trienali kapsamında
düzenlenen Kartonun İkinci Yaşamı adlı
workshop çalışması yapılmıştır. Yürütücülüğü
bölümümüz Öğretim Üyeleri Yrd.Doç. Serpil
ÖZKER, Yrd.Doç. Umut Tuğlu Karslı’nın yaptığı
“Kartonun İkinci Yaşamı” adlı workshop
çalışması 16-19 Nisan tarihleri arasında
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
İçmimarlık Bölüm Atölyesinde 10 öğrenci ile
gerçekleştirilmiştir. Oluklu Mukavva malzeme
kullanarak tasarlanan oturma elemanlarının
Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi
İçmimarlık mesleğinin
gelişmesi ve hak ettiği yeri
alabilmesi için üniversite,
sivil toplum kuruluşları ve
sanayi ilişkisinin
güçlendirilebilmesi
gerektiğini söyleyen
Ahmet Kurtoğlu, bu amaçla
özellikle meslek odalarının,
üniversitelerle daha sıkı
ilişki içinde olmaları ve
ortak projeleri
geliştirmelerinde yarar
bulunduğunu dile getirdi
Diğer içmimarlık bölümleriyle
1/1 prototipinin yapılması amaçlanan
workshop çalışmasına İçmimarlık ve Endüstri
Ürünleri Tasarımı bölümünden
öğrencilerimizde katılmıştır. Bunun dışında
Konseyi’ toplantısına ev sahipliği yaptı.
Yürütücülüğünü yine bölümümüz Öğretim
Doğuş Üniversitesi teras kafede düzenlenen
Üyeleri Yrd.Doç. Serpil Özker, Yrd.Doç. Umut
akşam yemeğinden sonra F Blok Salon 1’de
ettiği yeri alabilmesi için Üniversite-Sivil
Tuğlu Karslı aynı çalışmayı Alman Lisesi
düzenlenen toplantıda içmimarlık Bölümü
Toplum Kuruluşları ve Sanayi ilişkisinin
öğrencileri ile yapmıştır.
öğretim üyeleri Prof.Dr. Ahmet Kurtoğlu,
güçlendirilebilmesi gerekmektedir. Bu
Yrd.Doç. Umut Tuğlu Karslı, Yrd.Doç. Selma
amaçla özellikle Meslek odalarının
Üniversitenizin İçmimarlar Odası’na
Tunalı ve bölüm öğrencileri Sedef İmre,
Üniversitelerin ilgili dalları ile daha sıkı ilişki
bakışı nasıl, birlikte yürüttüğünüz
Aytaç Uçar ve Pınar Başbuğ Doğuş
içinde olmaları ve ortak projeleri
çalışmalarınız var mı?
Üniversitesi İçmimarlık Bölümünü temsil
geliştirmelerinde yarar bulunmaktadır. Bu
Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım
etmiştir. İstanbul’daki İçmimarlık
açıdan her iki tarafın daha sık aralıklarla proje
Fakültesi İçmimarlık bölümü öğrencileri 1
Bölümlerinin öğrenci temsilcilerinin katıldığı
bazında çalışmaları yapması kaçınılmaz
Mart 2013 tarihinde İçmimarlar Odası
toplantıda 4 Mayıs 2013 tarihinde Hacettepe
olmaktadır. Biz bölüm olarak her zaman ortak
İstanbul Şubesi’ne bağlı ‘İçmimarlık Öğrenci
Üniversitesi Beytepe yerleşkesi Tunçalp
çalışmalara destek vermeye hazırız.
Özgen Kongre Merkezi'nde gerçekleşmiştir.
İçmimarlık mesleğinin gelişmesi ve hak
71
Haber / 2. İstanbul Tasarım Bienali
Gelecek artık eskisi gibi olmayacak...
İ
stanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından ilki 2012
yılında düzenlenen İstanbul Tasarım
Bienali’nin ikincisi 18 Ekim-14 Aralık 2014
tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 2. İstanbul
Tasarım Bienali’nin teması, bienal küratörü Zoë
Ryan tarafından 13 Kasım 2013 tarihinde
yapılan bir basın toplantısıyla açıklandı.
2. İstanbul Tasarım Bienali’nin FerahFeza’da
düzenlenen basın toplantısı, İstanbul Kültür
Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent
Eczacıbaşı’nın açış konuşmasıyla başladı.
Eczacıbaşı, ilk İstanbul Tasarım Bienali’nin
Türkiye ve uluslararası çevrelerde yoğun bir
ilgiyle karşılandığını, olumlu eleştiriler aldığını ve
Meredith Curruterhs, Bülent Eczacıbaşı, Zoë Ryan, Deniz Oya.
İstanbul’da tasarım alanında yeni tartışmaların
sadece metinlerin üretiminde değil, eylem,
açılmasına önayak olduğunu dile getirdi.
hizmet, kışkırtma veya nesne olarak nasıl yeni
Toplantıda daha sonra, İstanbul Tasarım
dinamik bir uzam olarak kullanacağını ifade etti.
İstanbul Tasarım Bienali’nde geleceği hayal
baştan icat edilebileceği fikrini sorgulayacak.
ederken gündelik gerçekliklere yaslanabilen
Bienali Direktörü Deniz Ova ile 2. İstanbul Tasarım
Bienal, tasarımcıları manifesto üzerine yeniden
tasarımlara ve dünyayla ilişkiye geçme, dünyayı
Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen, Chicago
düşünmeye, bu güçlü ve verimli janrı nereden
görme ve anlamlandırma biçimlerimizi
Sanat Enstitüsü Mimarlık ve Tasarım Bölümü
geldiğimiz, nerede bulunduğumuz ve nereye
dönüştüren yenilikçi yaklaşımlar benimseyen
başkanı ve küratörü Zoë Ryan temayı açıkladı.
gittiğimiz konusunu yeniden ele almak için bir
projelere yer verilecek.
2. İstanbul Tasarım Bienali, ‘Gelecek Artık
72
Fotoğraf: Ali Güler
platform olarak işe koşmaya davet edecek.
2. İstanbul Tasarım Bienali’ne katılmak
Eskisi Gibi Değil’ başlığı altında ‘Şu anda gelecek
Tema metninde, İstanbul’un tasarıma ve
isteyenlerin, imge, animasyon, video, grafik,
nedir?’ sorusunun cevabını arayacak. Bugünün
tasarımın günlük hayatla ilişkisine dair alternatif
diyagram ve/veya metin formunda, ama bu
tasarım çalışmalarının bir portresini çizmeyi
düşünce üretmenin merkezlerinden biri olarak
formlarla sınırlı da olmayan manifestolarını, 1
hedefleyen bienal, tarih boyunca, sınırsız
hızlı bir dönüşümden geçtiğini de belirten Zoë
Şubat 2014 tarihine kadar göndermeleri
diyaloğu besleyen, radikal bir süreç olarak
Ryan, şehri, projeler, konuşmalar, atölye
gerekmektedir. Ayrıntılı bilgi ve başvuru
sorgulamanın peşinden koşan ve hedef
çalışmaları, yayınlar ve eylemler için olduğu
koşullarıyla ilgili detaylara
beyanları olarak işlev gören manifestoların,
kadar online inisiyatifler oluşturmak için de
tasarimbienali.iksv.org adresinden ulaşılabilir.
Türkiye ve TMMOB İçmimarlar Odası
2
0. yüzyılın ilk yıllarında yapılanmaya
birçok yaklaşımın kökten değişmesine neden
başlayan içmimarlığın kurumsallaşması,
olmuştur.
Burak KAPTAN
yine aynı yüzyılın ilk yarısında gerçekleşmiştir.
Türkiye’de içmimarlık, Amerika Birleşik
1925 yılında Paris’te düzenlenen Uluslararası
Devletleri’nde (ABD) olduğu gibi, “İç
Modern Dekoratif ve Sınaî Sanatlar Sergisi
Dekorasyon” kavramıyla başlamıştır. 1929
(Exposition Internationale des Arts Décoratifs et
yılında Mektebi-i Sanayi-i Nefise-i Şahane
Industriels Modernes) ile birlikte iç mekan,
Okulu Tezyinat Bölümünde, iç dekorasyona
Avrupa’da önem kazanan ve yükselen bir değer
yönelik bir çalışmalar yapan Philip Ginther’in
olmuştur. Ancak, 2. Dünya Savaşı nedeniyle bu
göreve getirilmesiyle birlikte dahili tezyinat
etki bir süreliğine kesintiye uğramıştır. Bauhaus
atölyesinin (iç dekorasyon) kurulmuştur (Cezar
anlayışının savaş nedeniyle de olsa dünyaya
1983). Dünya’da yaşanan gelişmelere bağlı
yayılması, özellikle eğitim alanında yenilikler
olarak 1957 yılında İstanbul’da Tatbiki Güzel
getirmiştir. Bu etki sonucunda tasarım
Sanatlar Yüksekokulu kapsamında çağdaş
kavramının yaygınlaşması, içmimarlığın hem
yaklaşımla içmimarlık eğitimi veren bir bölüm
eğitim hem de profesyonel alanda tekrar
kurulmuştur (Aslıer 1970). Eğitim alanındaki bu
organize olmasını gerektirmiştir. Örneğin
gelişmeler, içmimarlık alanındaki değişimin de
ABD’de büyük buhranın etkisiyle kurulan
önemli bir göstergesi olmuştur. Aynı zamanda,
American Institute of Interior Decorators (AIID)
Türkiye’de yaşanan bu süreç, aslında dünya ile
süreç içinde adını önce America Institute of
neredeyse eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir.
Decorators (AID) sonra da 1961 yılında American
Cumhuriyet Dönemi’ndeki içmimarlıkla ilgili
Institutes of Interior Designers (AIID) olarak
bilgiler, kişilerin anıları, dergi ve gazetelerdeki
değiştirmiştir (Piotrowski, 1989, s:5). 20. yüzyılın
küçük ilan ve yazılardan öğrenilse de, yabancı
başlarında mesleğin tanımı için kullanılan
kökenli sanatçı ve zanaatçılar tarafından
dekorasyon kavramı önemini yitirmiş, tasarım
gerçekleştirilen iç dekorasyon hizmetleri,
kavramı onun yerine almıştır. Bunun bir sonucu
1980’li yıllarda açık ekonomiye geçişle birlikte
olarak, hem eğitim hem de uygulama
daha farklı bir nitelik kazanmıştır. Teknik ve
alanlarında geleneksel olarak kabul edilen
teknolojik transferlerle birlikte malzeme ve
Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu
İÇMİMARLIKTA MESLEK KURULUŞU VE ÖRGÜTLENME SORUNU-2
73
Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu
74
uygulamadaki çeşitlilik, tasarım alanında
Muammer Narin, Orhan Esen, Turhan Uluçay,
koşullarını sağlamak amacıyla da düzenlenmiş
atılımlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüketim
Erdinç Altıata, M. Tevfik Üner, Onur Akın, Kadir
olma olasılığı bulunmaktadır. Bu açıdan bakınca,
olgusunun bir değer olarak toplumsal yaşamın
Şengül, Ferudun Helvacıoğlu, F. Benal Demirel,
dernek tüzüğünün 3. maddesi olan “derneğin
içinde yeralmasıyla birlikte, içmimarlık hizmet
Mustafa Sökmen, Nur Köylüoğlu, İlhan Şenova ve kuruluş amaçları" dikkat çekmektedir.
sunumu çağın gerekliliklerine uygun bir
Sevim Altan’dır. 23.11.1975 tarihinde ilk genel
biçimde değişmiştir.
kurul toplantısında seçilen yönetim kurulu ise
Mesleği ilgilendiren yurt sorunları üzerinde
Ferudun Helvacıoğlu (başkan), Hulusi Gönenli
görüş açıklamasında bulunur.
Türkiye’deki İçmimarlığın örgütlenme süreci
de dünya ve özellikle ABD’deki meslek
(genel sekreter), Muammer Narin (sayman),
kuruluşlarına benzer bir gelişim izlemiştir. Ancak, Tevfik Üner (üye), Kadir Şengül (üye) ve Orhan
Türkiye’deki meslek kuruluşu, diğer ülkelerdeki
meslek kuruluşlarından daha farklı olarak kamu
Esen (üye)’den oluşmuştur.
Bu dernek büyük olasılıkla 1954 yılında
kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu
kurulan İçmimarlar Cemiyeti’nin bir devamı
niteliğinde olup, kazançları bakımından
niteliğinde olmalıdır. Çünkü o yıllarda içmimar
onlardan bir adım önde yeralmıştır.
sayısının azlığı zaten kurumsallaşma sorunu
olan mesleğin iki farklı meslek kuruluşuyla
• Çeşitli mesleki ve bilimsel yayınlar yapar.
• Şube ve temsilcilikler yolu ile haberleşme ve
dayanışmayı, sorunların tespitini sağlar.
• Üyelerin yararına sosyal çalışmalar yapar
tesisler kurar.
• Çeşitli mesleki toplantılar düzenler.
• Yurt içi ve yurt dışı çeşitli mesleki
kuruluşlarla iş birliği yapar
• Görüşlerini usulüne uygun önerilerle açıklar.
Türkiye’de içmimarlık meslek kuruluşları
temsiliyetine olanak sağlamamaktadır. Benzer
Türkiye’de kurulan ilk meslek kuruluşu olarak
biçimde 1970’li yıllardaki siyasi koşulların
İçmimarlar Cemiyeti’nin adı geçmektedir. Bu
getirdiği birçok yasa değişikliği, buna etken
cemiyetin varlığına çalışmalarında bulunan ve
etmiş olmalıdır. Örneğin, İMD’nin ana tüzüğü, 22
tanık olan kişilerin anılarıyla ulaşılmaktadır. 1954
Kasım 1972 tarihinde kabul edilen ve 1938
meslek odası olarak örgütlenmeyi sağlamak
yılında İstanbul’da kurulan İçmimarlar Cemiyeti,
yılındaki Cemiyetler Kanunu’nu yeniden
için gerekli girişim ve çalışmayı yapar”
içmimarlık alanında gerçekleşen ilk meslek
düzenleyen 1630 sayılı Dernekler Kanununa
vurgusu, derneğin TMMOB üyeliği için bir ön
kuruluşu girişimidir. Yapılan çalışmalar içinde
uygun olarak gerekli güncel değişikliklerle
hazırlık yaptığı biçiminde yorumlanabilir.
içmimarlığın sorunları tartışılmış, çözümler
hazırlanmış olmalıdır. Buna ek olarak 1954
Öncelikle dernek olarak kurulan bir meslek
aranmış ve cemiyetin güçlendirilmesine
yılında 10 meslek odasının katılımıyla kurulmuş
kuruluşunun oda olarak nitelendirilmesi ve
çalışılmıştır. (Uçku, 2012: 44). Bunu izleyen yıllarda
olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
benzer biçimde dernek merkezinin Ankara’da
ise İçmimarlar Derneği (İMD) adında bir derneğin
(TMMOB) o dönemde meslek odalarının ve
olması bu girişimin bir göstergesidir. Bu durum,
kurulduğu görülmektedir. 14 Mayıs 1975 tarihli
meslektaşlarının haklarını savunan önemli bir
yasayla kurulmuş olan TMMOB’ye üye meslek
bir gazetede İçmimarlar Derneği (İMD) adında bir
birlikti. İMD’nin bu birlikte yeralması meslek
odalarının merkezlerinin Ankara’da olmasıyla
derneğin “Ana Tüzüğü” yayınlanmıştır. Tüzük’de
açısından önemli kazançlar sağlayabilirdi.
paralellik taşımaktadır. Derneğin kurulmasından
İMD’nin kurucu üyeleri; Hulusi Gönenli,
Dolayısıyla bu tüzük, TMMOB’ne üye olma
kısa bir süre sonra, 7-8 Mayıs 1976 tarihinde
İlgililere iletir.
• Bir meslek odası olarak örgütlenmeyi
sağlamak için gerekli girişim ve çalışmayı yapar.
Tüzüğün bu bölümünde yeralan “Bir
niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst
gerçekleşen başvuruyla İMD, TMMOB’un 18.
kuruluşları şu şekilde tanımlanmaktadır. “Belli bir
• Kanunla kurulmuş olması,
üyesi olmuş, diğer oda temsilcileriyle birlikte eşit
mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını
• Kamu kurumu niteliği taşıması,
haklara sahip olarak temsil hakkı kazanmıştır
karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak,
• Kamu tüzel kişiliğine ve kamu kudretine
(İÇMO, 2013). Bunu izleyen dönemde dernek
mesleğin genel menfaatlere uygun olarak
kapatılarak TMMOB İçmimarlar Odası (İÇMO)
gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının
• Merkezi idarenin denetimine bağlı olması,
olarak etkinliklerine devam etmiştir.
birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü
• Bir mesleğin gereği gibi uygulanmasına
27 Şubat 1976 yılında kurulan İÇMO, ilk genel
ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve
kurulunu 16 Mayıs 1976 tarihinde yaparak yönetim
ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve
kurulunu belirlemiştir. Yönetim kurulu, Güngör
organları kendi üyeleri tarafından kanunda
Özden (Başkan), Turhan Uliçay (2. Başkan), Hulusi
gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli
Gönenli (Genel Sekreter), Muammet Narin (Sayman
oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir. Kamu kurum
Üye), Fevzi Gür (Üye), İlhan Şenova (Üye) ve H. Selçuk
ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî
Uçku (Üye)dan oluşmaktadır (İÇMO, 2013). Kuruluş
ve sürekli görevlerde çalışanların meslek
zamanından günümüze kadar İÇMO hem Türkiye’de
kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz”
hem de uluslararası alanda Türkiye’deki içmimarlık
(Türk Anayasa Hukuku Sitesi 2013).
alanını ve içmimarları temsil eden kamu kurumu
niteliğindeki tek ve yasal meslek kuruluşudur.
Meslek kuruluşu kavramı, serbest meslek
sahibi kişilerin mesleklerini yapabilmeleri için
üye olmaları gereken bir kuruluş olarak anayasal
özetlenebilmektedir.
sahip olması,
ilişkin olarak kurulmuş olması,
• Kuruluş amaçları dışında etkinlik
gösterememesi,
• Üyelerine disiplin cezası verme yetkisine
sahip olması,
• Meslek kuruluşunun idari organlarını kendi
üyeleri içinden seçebilmesi,
• Mesleğin yapılabilmesi için meslek
kuruluşuna üye olunması zorunluluğunun
bulunmasıdır (Avcı 2012, s:99).
Bu temel özelliklerin bir kısmı dernek ve
sendikalar içinde geçerlidir. Ancak kamu
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu bir düzenlemeyle güvence altına alınmıştır.
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile
Türkiye’de meslek kuruluşları iki genel yapı
Ancak bu düzenlemeyle yapılandırılan meslek
dernek/sendikalar arasında ise yine de önemli
içinde örgütlenmektedir. Bunların ilki dernekler
kuruluşları, dünyadaki örneklerinden farklı
farklar bulunmaktadır. Bunlar kuruluşların sahip
ve sendikalar, diğeri ise kamu kurumu
olarak iki önemli ayrıcalık kazanmışlardır.
oldukları yetki ve görevler, üyelerle meslek
niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Kamu
Bunların ilki, yasayla kurulmuş olmaları,
kuruluşu idare arasındaki ilişkiler, üyelik
kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu kavramı,
ikincisi ise kamu niteliğinde olmalarıdır. Bu tür
kuruluşları, gelir kaynakları, bunlara uygulanacak
ilk kez, 1961 Anayasası’nda kullanılan bir
meslek kuruluşları bölgesel olarak oda ve üst
hukuk kuralları, mesleki denetim, alanında
kavramdır. Bu kavram, yapılan yeni
kuruluş olarak da birlik ya da federasyon olarak uygulanacak kurallar ve yaptırımlar farklılıklar gibi
düzenlemelerle birlikte 1982 Anayasası’nda
tanımlanmıştır. Dolayısıyla bir kapsam farklılığı
konuları içermektedir (Avcı 2012, s: 61). Bu
detaylandırılarak yeralmış ve ufak değişikliklerle
bulunmakla birlikte temelde ortak özellikleri
farklılıkların temelinde kuruluşa üyelik, üyelerle
birlikte günümüzde de kullanılmaktadır.
taşımaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında meslek
meslek kuruluşu arasındaki ilişkiler
odalarının ortak temel özellikleri aşağıdaki gibi
yeralmaktadır. Kamu kurumu niteliğindeki
Anayasanın 135. maddesinde kamu kurumu
Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu
yapılan 21. TMMOB genel kurulunda
75
Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu
meslek kuruluşunda üyelik meslek
kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur.
sahiplerinin mesleklerini yapabilmeleri için bir
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde içmimarlık
standartların belirlenmesi ve bunların kaliteli
zorunluktur. Bir başka deyişle meslek sahibi
mesleğini temsil eden tek resmi kuruluştur.
üretimi özendirmesi için her türlü girişimde
alanında çalışabilmek için meslek odasına üye
İÇMO bu niteliğiyle birlikte içmimarlık meslek
bulunulmasıdır.
olmak zorundadır. Bu anayasayla düzenlenmiş
alanıyla ilgili çalışmalar yaparak üyelerinin, yani
yasalarla belirlenmiş bir konudur. Tek istisnası,
içmimarların, meslek haklarını korumak ve
İÇMO, görevlerini hazırlamış olduğu yasa ve
Anayasa’nın 135. maddesinde açık olarak
geliştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca
yönetmeliklerle resmileştirmiştir. Bu yasa ve
yeralan, kamu kurumunda çalışan meslek
uygulamalarda belirli bir niteliğin sağlanması,
yönetmelikler aşağıdaki gibidir (İÇMO, 2013).
sahipleridir.
eğitimin geliştirilmesi, meslek haklarına sahip
Önemli farklılıklardan biri de, meslek
Bunlar gibi birçok sorumluluğu bulunan
• TMMOB İçmimarlar Odası Ana
çıkılması ile mesleki bilgi ve standartların
Yönetmeliği: 25 Nisan 2006 tarihli ve 26149
odasının üyelerine disiplin cezası verebilme
geliştirilmesini amaçlanmıştır. Serbest meslek
sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe
yetkisine sahip olabilmesidir. Meslek odası bir
alanında çalışmakta olan içmimarların
girmiştir.
üyesinin, yasalarla tanımlanmış olan meslek
katılımıyla çalışmakta olan İÇMO, bu amaçlar
alanında etkinlik gösterirken, yasalarla
dışında her meslek kuruluşunda olduğu gibi
İçmimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil Ve
tanımlanmış olan iş yapma ölçütlerine
meslektaşları ve meslek alanıyla ilgili bazı
Mesleki Denetim Yönetmeliği: 16 Eylül 2008
uymaması ve/veya meslek ahlakına zarar
sorumlulukları da yerine getirmektedir.
tarih ve 26999 sayılı Resmi Gazete'de
verecek uygulamalarda bulunulması
Bunlardan bazıları;
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. (SMM
durumunda disiplin cezası uygulama yetkisine
sahiptir.
• İçmimarlık mesleğinin gelişmesi ve
içmimarların meslek onurları ile hak ve
yetkilerinin korunması,
Kamu kurumu niteliğindeki meslek
• Eğitim ve öğretimin ülke gereksinimlerine
kuruluşu olan İÇMO
göre düzenlenmesi, geliştirilmesi ve organize
İÇMO anayasayla düzenlenen merkezi bir yapı
edilmesi,
olan bir birliğin yani TMMOB’de yeralan meslek
• İçmimarları ülke içinde ve dışında temsil
• TMMOB İçmimarlar Odası Serbest
Yönetmeliği olarak da adlandırılmaktadır)
• TMMOB İçmimarlar Odası Bilirkişilik
Yönetmeliği: 20 Aralık 2011 tarih ve 28148 sayılı
Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe
girmiştir.
• TMMOB İçmimarlar Odası İçmimarlık
Hizmetleri En Az Ücret Bedelleri ve İçmimari
odalarından biridir. Başka bir tanımla, İÇMO,
etmesi ve ülke içi ve dışı diğer meslek örgütleri
Proje Çizim ve Sunuş Standartları
7303 sayılı Yasa, 66 ve 85 sayılı Kanun
ile ilişkilerde bulunulması,
Şartnamesi: 25.02.2009 tarihli 25 numaralı
Hükmünde Kararnamelerle değişik 6235 sayılı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Kanunu
kapsamında 1954 yılında kurulmuş TMMOB’un
76
• İçmimarlık alanındaki minimum
• Çalışanların iş ve sosyal haklarının
korunması,
• Verilen hizmetlere uygun teknik
Merkez Yönetim Kurulu Toplantısında 123
Numaralı kararıyla yayınlanmıştır.
Bu çalışmalar İÇMO’nun kapsam ve
24 meslek odasından biridir. Tüzel kişiliğe sahip,
düzenlemelerin yapılması ile bunların
sorumluluk alanlarını düzenlerken, aynı
Anayasanın 135. Maddesinde belirtilen kamu
denetiminin yapılması,
zamanda, genel kurulu, şube ve temsilciliklerini,
haklarını korumakta ve en önemlisi yapılan işin
kurullarda oy kullanarak seçme ve seçilme
düzenlemektedir. Aynı zamanda, içmimarların
niteliğinin belirli bir düzeyde olmasını
haklarını kullanabilmektedirler. Aynı zamanda,
oda üyeliklerini, üyelerin sorumluluk ve yetki
sağlamaktadır. Bu yaklaşım, diğer ülkelerdeki
meslek kuruluşunda, kurullarında aktif olarak
alanlarını belirlerken, yine içmimarların verilen
meslek kuruluşlarının da temel ve ortak
görev alabilme ve danışman ve/veya uzman
hizmet sunumunun karşılığı olan ücretler için en özelliğidir.
olarak görüş oluşturma olanağına sahiptir.
az ücretin ne olacağını belirlemektedir. Bunlara
Dolayısıyla yasaların öngördüğü biçimde
İçmimarlar sadece yasal zorunluluk olduğu
ek olarak hizmet sunumlarının belirli nitelik ve
için İÇMO’ya üye olmamalıdır. Bunun dışında
kurulan ve yine yasalara uygun olarak yönetilen
ölçütlerin altına düşmemesi için çizim ve
mesleklerini gerçekleştirebilmek için üye olmayı
meslek odasının kurullarında içmimarlar
sunuşlara da bir standartları getirmiştir. Böylece
gerektiren birçok neden bulunmaktadır.
bulunmaktadır ve onlar içmimarlar için
İÇMO, dünyadaki diğer meslek
Bunlardan bazıları:
çalışmaktadırlar.
kuruluşlarının yaptığı gibi, içmimarların
• İçmimarlık bölümü mezunları, “İçmimar”
TMMOB İçmimarlar Odası bu mesleğe
serbest içmimarlık hizmetlerini
unvanını kullanabilmek için İÇMO’ya üye
gönül vermiş, kendini sorumluluk bilinciyle
gerçekleştirmesi için gerekli olan yasal alt
olmalıdırlar.
mesleğine adamış ve taşın altına elini
yapıyı düzenlemiştir.
• Her üyenin, özlük haklarının korunmasının
sağlanması için İÇMO’ya üye olmalıdırlar.
İÇMO ve üyelik
İÇMO’da da olduğu gibi birçok meslek odasında
yaşanan önemli bir sorun bulunmaktadır. O da
meslektaşların ilgili meslek odalarına üye
olmamasıdır. İlgili meslek odasına üye olmayı
gereksiz kabul eden yeni mezunlar, çoğunlukla
meslek odasına kayıt yaptırmamaktadır. Buna
• Üyeler ihalelere katılabilmek için İÇMO’ya
• İçmimarlar uluslararası hizmet sunabilmek
için İÇMO’ya üye olmalıdırlar.
• Üyeler, yasal destek ve danışmanlık
alabilmek için İÇMO’ya üye olmalıdırlar.
• İçmimarlar, üyeler arası dayanışma, iş
olanakları, stajyer ve meslek içi eğitim
eğitim aldıkları alanda hizmet sunmaya devam
olanaklarından yararlanabilmek için İÇMO’ya
etmektedirler. Bu durum, sektörde varolan
üye olmalıdırlar.
Bunun gibi birçok neden İÇMO’ya üye
göstergesidir. Her meslekte olduğu gibi,
olmayı gerektirmektedir. Ancak önemli bir
içmimarlıkta da hizmet sunumunun belirli bir
noktayı belirtmekte yarar bulunmaktadır. İÇMO,
niteliği ve kuralları bulunmaktadır. Hizmetin
yönetim kurulları da dahil olmak üzere idari
niteliği ile hizmet sunumunda uyulması gereken organlarının hepsi üyelerden oluşmaktadır. Her
kurallar hem içmimarı hem de hizmet alanın
oluşmaya devam edecektir.
kayıtlı olmaları gerekmektedir.
karşın mesleklerini yapmaya devam etmekte ve
denetimsizliği ve başıboşluğun önemli bir
koyabilen içmimarlardan oluşmuş ve
içmimar oda üyesi olmak koşuluyla, genel
Yararlanılan Kaynaklar:
- Aslıer, M. (1970) “Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu.”Türkiyemiz.
İstanbul: Ak Yayınları, v:1, Haziran 1970:29-36.
- Avcı, M. 2012 Türkiye’de Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları. Ankara: Adalet Yayınevi.
- Cezar, M. (1983) “Güzel Sanatlar Akademisinden 100. Yılda
Mimar Sinan Üniversitesine.” Güzel Sanatlar Eğitiminde 100 Yıl, İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi 1983 Yayını No:3, s: 5-84.
- Piotrowski, C.M. (1989) Professional Practice for Interior Designers, Van Nostrand Reinhold, New York, USA.
- Türk Anayasa Hukuku Sitesi (3.09.2013).
http://www.anayasa.gen.tr/1982ay.htm
- Uçku, H. Selçuk (2013) Türkiye Cumhuriyeti Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği İçmimarlar Odası’nın Tarihi. İçmimar. Ankara:
Oda Ofset, Şubat-Mart, sayı: 26, s.43-45. a
- İÇMO (3.09.2013) TMMOB İçmimarlar Odası.
- http://www.icmimarlarodasi.org.tr/index.php?page=yoenetimkurullari
- Resmi Gazete (5.10.2013). http://www.resmigazete.gov.tr
Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu
oda organlarının çalışmalarını da
77
Zeyrek Mahallesi ve Kız Kulesi
Rabia KÖSE DOĞAN
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
78
SİT ALANI VE TEKİL YAPI BAĞLAMINDA KÜLTÜREL MİRAS:
1. GİRİŞ
kapsamında incelenecektir. Sivil mimarinin
yüzyılda şekillenmeye başlayan
19.
korunmasında en önemli araç sit kavramı
ve ilk uygulama örneklerini Viollet
adı altında yasaklamalar getirilmesidir.
Le Duc’le gördüğümüz koruma
Ancak bu kavram yanlış anlaşılıp salt
kavramına bakış günümüzde şekil
dondurma, şimdilik durdurma gibi sonuçları
değiştirmiştir. Geçmişte onarım amacıyla
da beraberinde getirmektedir. Elimizdeki en
yapıyı ayakta tutmak, yıkılan kısımları
güçlü araç ise koruma imar planlarıdır
yeniden yaparak biçimsel bütünlüğü
(Özbay, 1988). Bu bağlamda sit alanı içinde
korumak, değişen isteklere göre yeni eklerle
ve mahalle ölçeğinde, İstanbul’un tarihi
işlerliğini sağlamak iken; bugün anıtlar ve
yarımadasında bulunan Fatih ve Eminönü
tarihi çevre belirli bir dönemin kentsel ve
semtlerini kapsayan Zeyrek Mahallesi ele
mimari düzenini, yapım tekniklerini, sosyal
alınacaktır.
yaşamını da koruma kavramı içine almıştır
(Ahunbay, 2004).
‘’ Bir mimari anıt artık yapıldığı
amaca hizmet edemiyorsa,
korunması pratik bir gereklilik
olmaktan çıkar, kültürel görev
haline gelir. Bu konuya verilen
önem gelecek kuşakların
kültürel olgunluğuna ve
kültürel miraslarını koruma
konusunda duyacakları
ivediliğe dayanacaktır.’’
Piero Gazzola
Binaların yeniden kullanımını gerektiren
nedenlerin başında, orijinal işlevini
Gelişen teknoloji ile birlikte korunacak
kaybetmesi ve binaların işlevsel olarak
eserin hasarlarının belirlenmesi ve kültür
eskimesidir. Yapıların fiziksel özellikleri
varlıklarının daha uzun süre yaşatılabilmesi
işlevlerinden daha uzun ömürlüdür. Yani
için katkı sağlanırken; uzman kişiler
yapının işlevi değiştirilirken, yapımının da
tarafından yapılmayan restorasyon
geliştirilmesi gerekir. Cumhuriyet dönemi
çalışmaları, uygulama sırasında alınan
yapılarının bile hızla yok olduğu,
doğaçlama kararlar, eserin orjinali yerine
kentlerimizin kimlik değiştirdiği bu ortamda
yapılan farklı uygulamalar koruma kavramı
büyük bir özenle korunacak değerler yok
yerine zarar getirmektedir.
olmakta, iz bırakmamacasına yıkılmakta ve
Evrensel değerlere sahip olan kültürel
geçmişle arasındaki bağ kopartılmaktadır
mirasımızın, ülkemizde sit alanı içinde ve
(Altınoluk, 1998). Bu bağlamda tekil yapı
tekil yapı bağlamında iki önemli proje ile
kapsamında ise İstanbul-Üsküdar’da
gelecek kuşaklara nasıl aktarıldığı bildiri
bulunan Kız Kulesi ele alınacaktır.
Uzun yıllar kendi kaderine bırakılan Zeyrek,
gelmektedir (Gülenaz, Tüysüz, 2010).
bölgede büyük bir araştırma başlatan İTÜ'den
Tarihte çok büyük yangınlar geçirmiş olan
Şekil 1. 2. Zeyrek bölgesi koruma planı ve genel görünüşü (URL 1).
bir grupla ilk kez 1975'de koruma altına
Zeyrek, her yangından sonra canlanmıştır.
alınmıştır. 1979-1980 yılları arasında koruma
1908'de çıkan büyük yangından sonra inşa
alanının sınırları bütün bölgeyi kapsamıştır.
edilen ahşap evler ve konaklar arasına
1983'te Zeyrek, Süleymaniye ile birlikte
koruma duvarları yapılıp çıkan yangının
UNESCO'nun projeleri kapsamına alınmıştır.
yayılması bir ölçüde önlenmiştir. Bu bölgede
Koruma kararından sonra Zeyrek'te hiçbir
konakların çoğu, 1900-1940 yılları arasında
uygulama yapılmamış, tarihi konaklar
mevcut olmuştur. Malzeme olarak sadece
çökmeye, evler yıkılmaya, eski çeşmeler
2. ZEYRAK BÖLGESİ HAKKINDA
ahşap kullanılmıştır. 20.y.y. ortasına kadar dört
kurumaya başlamıştır (Evci, 1996).
İstanbul’un tarihi yarımadasında bulunan
tarafı açık bahçeli konaklarda zamanın şehir
Fatih ve Eminönü'nü içine alan tarihi yarımada
Zeyrek, İstanbul'un ilk Türk mahallesi olma
planlaması görülmektedir (Evci, 1996).
1994'te Fatih Belediye Başkanı Tantan,
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
1930'larda gerek ahşap malzeme darlığı
Kurulu'nca, koruma altına alınmış bölgenin
özelliğini taşımaktadır. Türk ve Bizans
gerekse de yangın talimatnameleri nedeniyle
tarihi kimliğini yaşatmak amacıyla Zeyrek'i
kültürünün yoğunlaştığı bir semt olarak
kâgir yapılar inşa edilmeye başlanmıştır.
pilot bölge seçmiş ve Zeyrek projesini
günümüze kadar gelmiştir (Evci, 1996).
Malzeme ve yapım tarzı değişmesine rağmen
başlatmıştır (Şener, 1998).
Zeyrek'te hayat 12.y.y.da Bizans
1945'lere kadar geleneksel plan şeması ve
Çalışmalar önce Zeyrek'le ilgili
İmparatoriçesinin İsa'ya şükranlarını sunmak
form değişmemiştir. Bu yapılar cumbaları, kat
araştırma yapılarak başlandı, arşiv
için Pantokrator Manastır’ını yapmasıyla
yükseklikleri, kat sayıları ve cephe
oluşturuldu. O zamana kadar yapılan
başlamıştır. Daha sonra Bizanslılar bu çevrede
özellikleriyle var olan dokuyla uyum içinde
planlamalara yenileri ilave edilerek evler
kiliseler, saraylar, prenslikler kurup yerleşime
olmuştur (Şener, 1998).
resimlerle belgelendi ve rölöve projesi
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
Zeyrek adı, Farsça’da ‘’uyanık, zeki’’ anlamına
hazırlandı. Tapu araştırmaları yapılarak
geçmişlerdir. 1453'e kadar Bizanslıların olan
bu bölge Fatih'in İstanbul'u almasıyla Türklere
2.1 Zeyrek bölgesinde yapılan rölöve ve
tescilli eserlerin tapu kayıtları, imar
geçmiş ve Konya, Karaman, Aksaray'dan
restorasyon çalışmaları
dosyaları ile saklandı. Her şeyden önce
getirdiği Türkleri bu bölgeye yerleştirmiştir.
Zeyrek adı da Konya'dan göç eden Mevlana
Mehmet Zeyrek'ten alınmıştır. Geldikleri
bölgenin mimari özelliklerini de yanlarında
taşıyarak, ahşap Türk mimarisinin en güzel
konaklarını oluşturmuşlardır (Şener, 1998).
Şekil 3. 4. Zeyrek bölgesi sokak siluet görünüşleri (Evci, 2012).
79
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
konuya bilimsel yaklaşılarak bölgede
önemli onarımlar görmüş ve Türk
sosyal araştırmalar yapıldı ve bunlar bir
mimarisindeki barok etkileri yansıtılmıştır.
kitapta toplandı (Evci, 1996).
Vakıflar idaresinin 1966'da başlattığı
restorasyonun da üç yapıdan oluşan
Şekil 7. 8. Sıbyan Mektebi’nin restorasyon öncesi ve
sonrası durumu (Altuğ, Ezilmez, 2000).
İkinci restorasyon çalışması Molla Zeyrek
Şekil 5. 6. Zembilli Ali Efendi Evi Cephe (Altuğ, Ezilmez,
2000) ve sokaktan görünüşü (Evci, 1996).
Zeyrek bölgesinin yeniden
Manastır yapısının altında farklı ölçüde
sarnıçlar mevcuttur. Fatih Belediyesi, caminin
Cami'nin önündeki Zembilli Ali Efendi Sıbyan
restorasyonunda organizatör olmuştur ve
Mektebi olan ahşap evin restoresiydi.
kubbesini onartmıştır. Caminin tarihsel önemi
Restorasyon adına harap durumdaki yapı
dolayısıyla, Zeyrek Projesi’nin sosyal ve turistik
yıkılmış yerine betonarme kopyası inşa
amaçlı kısmının odağıdır (Şener, 1998).
projelendirmesinde İstanbul Mimarlar
edilerek, cephesi ahşapla kaplanmıştır. Bu
Odası'nın desteği ve eski eser korumasına
yapının seçilmesindeki amaç vakıflara ait
gönül veren öğrenciler çalışmıştır. Yapılan
olması ve eskiden halkevi, düğün salonu gibi
çevre analizleri ile bölgede yer alan ahşap,
amaçlarla kullanılmasıydı. Bugün Zeyrek
betonarme ve kâgir yapılar saptanmış,
halkına ücretsiz hizmet veren bilgisayarlı
anket çalışmaları ile bölge halkının
eğitim merkezi olarak işlev yüklenmiştir
durumu belirlenmiştir. Rölöve ve tespit
(Şener, 1998).
çalışmalarından sonra 1/200 ölçekli
koruma planları hazırlanmıştır (Evci, 1996).
Proje çalışmaları devam ederken Fatih
Belediyesi kendi imkanlarıyla 1995'te ilk
olarak Zembilli Ali Efendi Evi'nin
restoresine başladı. Evin sadece cephesi
onarıldı. (Şener, 1998). İç onarımların
80
kompleksin manastırından iz bulunamamıştır.
Şekil 9. 10. Pantokrator Manastırı (Molla Zeyrek Cami)
cephe (URL 2) ve iç mekan görünüşü (URL 3).
Bugün Molla Zeyrek Cami olarak bilinen
yaptırılması ve kültür-sanat evi olarak
yapı Bizanslılar döneminde Pantokrator
işlevlendirilmesi şartı ile sponsor
Manastırı'nın kilisesiydi. Bu kilise birbirine
tarafından satın alınması beklenirken,
bitişik üç yapıdan oluşmaktadır. Bir süre
vakıflar müdürlüğünün evi kiraya vermesi
manastır medrese olarak kullanılmış, kilisede
ve kiralayanların eve iyi bakamaması
camiye çevrilmiştir. Cami çıkan yangın ve
restorasyon çalışmalarında sona yaklaşılmıştır.
nedeniyle tahrip olan bina yıkılmıştır.
depremlerden sonra 18.y.y. ortalarında
Etrafında arkeolojik kazılar devam etmektedir.
Şekil 11. Pantokrator Manastırı (Molla Zeyrek Cami)
plan ve kesit şeması (URL 4).
12 yıldır sürmekte olan Molla Zeyrek Cami
Kısa bir süre sonra tamamının ibadete
açılacağı söylenmektedir.
Şekil 12. 13. Tonozlu yapının restorasyon öncesi
(Evci, 2012) ve sonrası durumu (URL5).
Şekil 18. 19. Fil Damı Su Sarnıcı restorasyon sonrası
iç mekan görünüşleri (URL 7).
Yine Pantokrator Manastırı'nın parçası olan
Fil Damı Su Sarnıcı, İstanbul’un üçüncü büyük
Şekil 20. 21. 22. Olumlu restorasyon çalışmaları olan yapılar.
olarak kullanılmaktadır. Başarılı restorasyon
çalışmaları, yer yer sürmektedir.
sarnıcıdır. Sarnıcın bir kısmının toprak
Şekil 14. 15. Tonozlu yapının iç mekan görünüşleri (URL 6).
üzerinde olması onu benzerlerinden ayırır.
18.y.y.’da kuruyan sarnıç 19.y.y.’da konak ev
Restore edilen diğer bir yapı da Molla
atıklarıyla kirletilmiştir. Genişliği 18 m.
Zeyrek Cami'nin önündeki tonozlu yapıdır.
uzunluğu 50 m.dir (Şener, 1998). Sarnıcın
Medresenin ya da hamamın kalıntısı olduğu
rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri 2005
sanılıyor. Restoreden önce otlarla kaplı,
yılında hazırlatılmaya başlanmış, 2006 yılında
hayvanların üzerinde gezinti yeri olan yapı,
4 No’lu Koruma Kurulu tarafından
oranları ve yapım sistemleri bozulmuş evler
Rahmi Koç Sanayi Müzeciliği ve Kültür Vakfının
onaylanmıştır. Aynı yıl başlayan uygulama
de vardır. Yeni yapılan betonarme yapıların
katkılarıyla temizlenip kafeterya olarak
süreci 2012 yılı Ağustos ayında
restore edilmiş yapılara uyum göstermesi için
hizmete sunulmuştur. Çevre düzenlemesiyle
tamamlanmıştır. Fil Damı Sarnıcı kültür
ahşapla kaplanmasının ne derece doğru
de tarihi kimliği yeniden kazandırılmıştır
merkezi ve sergi salonu olarak hizmet vermesi
olduğu tartışma konusudur.
(Şener, 1998).
düşünülmektedir (URL 7).
Zeyrek’de basit onarım çalışmaları ile
Bu örneklerin aksine renkleri, dokuları,
1994 yılında Zeyrek Bölgesi’nde başlayan
uygulamalar 4 yıl sonra yavaşlamıştır. En
dernek ve şahıs katkılı restorasyonlar
önemli nedeni İstanbul'un sur içi bölgesinin
sürmektedir. Bu restorasyon çalışmalarında,
geçerli 1/5000 imar planının bulunmayışıdır.
olumlu örneklerin olduğu kadar olumsuz
UNESCO'nun listesinde olan Zeyrek, heyetin
örneklerde vardır.
incelemeleri sonucunda çalışmalar yetersiz
Zeyrek’de 8 No’lu ev, rekonstrüksiyon
Şekil 16. 17. Fil Damı Su Sarnıcı restorasyon öncesi iç
mekan görünüşleri (Şener, 1998).
Şekil 23. 24. 25. Olumsuz restorasyon çalışmaları olan yapılar.
çalışması yapılarak günümüzde Tillo Derneği
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
Cami’nin küçük bir bölümü turizme açılmıştır.
bulunup verilen destek geri çekilmiştir.
Sonuçta çalışmaların aleyhine rapor
81
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
82
hazırlanmıştır. Anıtlar Yüksek Kurulu,
yapılan rölöve çalışmalarının hayata
olunmadan karakteristik mimari yer yer
olumsuzlukları dikkate alarak belediyenin
geçirilebileceği görülmüştür. Bölge halkına
yok olmuştur. Bölge halkının kiracı ya da
çalışmalarını daha sıkı denetlemektedir.
yapılan çalışmalar sunulup, kendi evlerinin
İstanbullu olmaması korumanın onlara
restorasyonu için öneri getirilmiştir. Projenin
getirdiği yaşamların isteklerle uyuşmaması
Bölgesi’nin restorasyonunu İstanbul Büyük
başarısı için belirli çekim noktaları yaratılmıştır.
farklı sonuçların çıkmasına neden
Şehir Belediye’sine devretmiştir. Koruma-
Tonozlu yapının restoresiyle daha çok turistin
olmuştur. Tarihi çevrenin çağdaş,
Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB)
bölgeye gelmesi sağlanmıştır. Bununla birlikte
ekonomik ve sosyal yaşamla
aracılığıyla bazı evlerin restorasyon çalışmaları
ölmekte olan yöreye özgü, el sanatları turizme
bütünleşmesine olanak verilmemiştir.
sürmektedir.
yönelik teşvik edilerek canlandırılmıştır
Restorasyon kavramı adına bir çok
1999 yılında Fatih Belediyesi, Zeyrek
(Evci,1996). Molla Zeyrek Cami'nin kubbe
eksiğimiz olduğu ortaya çıkmıştır ve
2.1. Zeyrek bölgesi restorasyonunun
onarımı teknik açıdan olumludur ve
üretilen proje ile yapılan proje arasında
incelenmesi
fonksiyonu yitirilmeden ziyarete açılmıştır.
farklılıklar bulunmuştur. Yine yapının ve
Zeyrek Bölgesi ilk Türk mahallesi olma
Fakat her yapının bunun gibi işlevine uygun
dönemin karakterine uygun olmayan
özelliğini taşırken restorasyon çalışmasıyla
restore edilip edilmediği tartışma konusudur
telefon direkleri, elektrik telleri, bayrak
harabe durumdaki yapıların korunup,
(Şener, 1998).
direkleri, reklam panoları ve tabelalar
günümüze gelmesiyle bir tarih mirasının yok
Zeyrek'in restorasyon çalışmalarını
görsel kirliliğe neden olmaktadır. Ticari
olması önlenmiş oldu (Şener, 1998). Restore
olumsuz yönden incelenirse öncelikle
yaklaşımla zemin katların dükkana
edilen yapıların turistik amaçlı kullanılması
Zembilli Ali Efendi Sıbyan Mektebi'nin
çevrilmesi, ek yapmasıyla konut dokusu
ülke ve bölge ekonomisine katkı sağlamış,
tamamen yıkılarak yerine beton bina
zedelenmiştir. Bilinçsiz ev sahiplerinin rant
kültür turizmine de etkili olmuştur. Her
yapılıp, ahşapla süslenmesi büyük tepki
kaygısıyla evlerini satmayıp, beklemeyi
şeyden önce Zeyrek'in korunma altına
toplamıştır. Mektep kurtulamamış doğanın
tercih ediyor olması ve bu süreçte yapının
alınmasıyla alt yapı çalışmaları en modern
en az on yılda yapabileceğini insan eli
çökmesi zarar vermektedir (Evci,1996).
düzeyde gerçekleştirilerek bölgeye hizmet
çabuklaştırıp, yok etmiştir. Yapıyı yıkıp bu
Turistik amaçlı hizmete açılan yapıların
verilmiştir. İmkanlar elverdiğince geleneksel
şekilde yapmak restorasyon da tartışma
tahribatı artıp, eskime süreci
tarzda yaya yolları yapıldı. Sokak zemini 50 cm
konusudur. Eski asfalt kaldırımın sökülerek
hızlanmaktadır (Şener, 1998).
aşağıya indirilip düz bir giriş sağlandı. Yaya
yerine Arnavut kaldırımı döşendiği
yollarına geleneksel aydınlatmalar yerleştirildi.
söylenmiş fakat dört değişik taş rengi
Fil Damı Sarnıcı’nın restoresiyle Habitat II zirve
kullanılarak sokaklar kilim deseni ile
programı içinde iki gün ziyarete açılmış ve 20
kaplanmış tarihi dokusuna uyumsuz hale
yıldır kapalı olan bu eser Türk turizminin
getirilmiştir. Osmanlı konut mimarisinin
hizmetine sunulmuştur. Bugüne kadar
geleneksel yapım tekniğini saygılı
Şekil 26. 27. Kız Kulesi vaziyet planı (Altınoluk,1998) ve
restorasyon öncesi görünüşü (URL 8).
Kız Kulesi, Marmara Denizi’nin İstanbul
1964'de Milli Savunma Bakanlığı isteği
taban alanı yaklaşık 500 m2 lik beton
üzerine "Mayın gözetleme ve radar istasyonu"
dökülerek büyütülmüş ve orijinal halinden
Boğazı’yla buluştuğu yerde, Üsküdar kıyısına
fonksiyonu yüklenmiştir. Binanın zemin katı
uzaklaştırılmıştır (Anonim, 2000-a).
yakın bir kayalık üzerindedir. Batılıların,
mutfak, yemekhane, yatakhane ve jeneratör
‘’Leander Kulesi’’ olarak adlandırdıkları Kız
hacmi üst katlar ise teknik odalar için
birinci katı ve asma katı restorant, kafeterya
Kulesi, İstanbul’un en önemli sembollerinden
kullanılmıştır. Kulede, kumandan odası
olarak 3.4 ve 5. katları hediyelik eşya, satışı için
biridir (Samanoğlu, 2010).
bulunurken çatıya da radarlar yerleştirilmiştir.
diğer katları da sergi salonu, gösteri ve
Kule 1990'da siyanür deposu olarak
toplantı salonu için kullanılmaktadır. Son
kullanılmaya başlanmıştır (Altınoluk, 1992).
katta ise açık teras bulunarak manzara
Üsküdar Belediyesine bağlı Kız Kulesi, M.Ö.
411'de boğazdan geçen gemileri kontrol
amacıyla yapılmıştır (Anonim, 2013).
Toplam dokuz kattan oluşan yapının
izlenebileceği düşünülmüştür. Bu fonksiyonla
Kulenin uzun bir geçmişe sahip olması ve
Kız Kule’si, 5 Ekim 2000 tarihinde hizmete
konumu bir çok işlevsel değişimlere
sunulmuştur (Altuğ, Ezilmez, 2000).
uğramasına neden olmuştur (Altınoluk, 1992).
Bizans İmparatorluğu zamanında liman
girişini koruma amaçlı kaleye çevrildi. Fetihten
sonra Osmanlıların olan Kız Kulesi, gümrük
binası olarak kullanıldı. 1509'da depremden,
1719'da yangından hasar gören kulenin
Şekil 29. 30. Kız Kulesi İç Mekan Görünüşü
Şekil 28. Kız Kulesi Restorasyon Sonrası Görünüşü (URL 9)
ahşap bölümlü fener kısmı 1731 ve 1734'te
2012 yılında yapılan renovasyon çalışması
taş kullanılarak kâgire çevrilmiştir (Altınoluk,
3.1 Kız Kulesi’nde yapılan rölöve ve
ile kulenin 2.3. ve 4. katlarına efsaneler sergisi
1998).
restorasyon çalışmaları
ilave edilmiş ve ıslak hacimlerinde değişiklik
1750'lerde hapishane ve karakol olarak
1995 yılında Kız Kule’si ihaleye çıkartılmıştır.
yapılmıştır. Kule’nin çevresine sinyalizasyon
işlev gören Kız Kulesi 1830'da hastane olarak
900 m2 lik inşaat alanı olarak tanıtılan kuleye
levhaları, bilgi ekranları ilave edilmiş ve dış
kullanılmıştır. Kule, 1832 yılında Padişah
bakanlık, kafeterya+satış ünitesi işlevini
mekana oturma alanı eklenmiştir.
II.Mahmut zamanında tadilat görmüştür.
vermiştir ve Temmuz ayında ihale
1857’de fener kısmı yeniden yapılmıştır. 1944
sonuçlanmıştır (Altınoluk, 1998). Hamoğlu
müze, şiir kitaplığı, haftanın belirli günlerinde
yılına kadar olan görünümü Sultan Aziz
Holding tarafından, 49 yıllığına işletme hakkı
efsanelerin canlandırıldığı kule, nikah kulesi
zamanındaki onarımın sonucudur. Bu
alınan kulenin restorasyon çalışmaları 1998
ve akvaryum kafe vardır. Kulenin geçmişi
onarımda yapının dış duvarları korunmuş, içi
yılında başlanıp 3 milyon dolar harcanarak, iki
M.Ö.’ye gittiğinden ve uluslararası değere
ise o zamanın betonarme sistemi ile yeniden
buçuk yıl sürmüştür. Kapalı alanın 400 m2
sahip olduğu için kültürel sürekliliği
yapılmıştır (Anonim, 1948).
toplam alanın 1300 m2 olduğu durumdan,
sağlanmalıdır. Fakat tarihte "solmaz bir
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
3. KIZ KULESİ HAKKINDA BİLGİ
Kız Kulesi'ne önerilen işlevler arasında
83
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
nilüfer" olarak adlandırılan bu kule
yapılmasını ve yüksek ses tonlu
günümüzde yapılan yanlış restorasyonlarla
sanatçıların kulede şarkı söylemelerini
kimliğini kaybetmiş durumdadır (Altınoluk
yasaklamıştır. Yine kuleden elde edilen
1992, 1998).
gelirin tarihi yapıları koruma amaçlı bir
vakfa aktırılacağı ve kulenin doğa
3.2. Kız kulesi restorasyonunun
şartlarının tahribatından korunması için
incelenmesi
kullanılacağı olumlu bir yaklaşımdır
Yanlış restorasyonlarla kimliğini yitirmiş
(Anonim, 2000-a).
olan kulenin, harabelikten kurtulup
oturtulmuştur. Bu uygulama, işletmenin
ulaşım sorununu çözmek adına yapının
turizme açılması bazı yaklaşımlarla olumlu
kadar da olumlu gösterilmeye çalışılsa da
temel ve belirleyici kimliğinin yok olmasını
bulunmaktadır. Özgün görünümünü
göz ardı edilemeyecek kadar büyük ve
yaratmıştır. Kız Kulesi'nin belleklerde yer
kaybettiği söylenen Kız Kulesi'nin giriş
düzeltilemeyecek kadar kötü tahribatlara
etmiş sade, yalın, alçak gönüllü ve iddiasız
kapısı orijinaline uygun olarak bire bir
yol açılmıştır.
kimliğinin tam tersine gösterişli, frapan ve
başarıyla restore edilmiştir.
göz kamaştırıcı bir malzeme ile abartılı bir
görünüm kazandırılmıştır. Bu yaklaşım
efsanevi imgesi açısından doğru
bulunmamaktadır (Anonim, 2000-b).
Araya sıkıştırılan asma kat ve yeni
yapılan çatı statik açıdan birçok soruna
Şekil 32. 33. Kız Kulesi’nin çevre düzenlemesindeki beton
yüzey (Altuğ, Ezilmez, 2000).
Şekil 31. Kız Kulesi giriş kapısı üzerindeki tuğra.
Yiyecek ve ulaşım fiyatlarının da
84
Kız Kulesi, basınla kamu önünde her ne
Şekil 34. 35. Kız Kulesi’nin dışındaki çelik kuşak ve asma kat görünüşü.
neden olmuş ve taşıyıcı olarak yerleştirilen
demir konsollar yapıya tamamen yabancı
Bunların başında adanın doğal
ve olmaması gereken bir sonucu ortaya
yapısının değiştirilmesi gelmektedir.
çıkarmıştır. Yine cepheyi saran çift çelik
Yüzyıllardır kayalar üzerinde yükselen kule,
kuşaklar estetik bir öğe değil, yanlış inşaat
adanın dört bir yanından 500 m2
sanılanların aksine uygun ve cazip olması
büyütülüp, betonla kaplanmış ve doğal
kuleye yerli turistin çekilmesi açısından
yapısı yok edilmiştir. Betonlaşmayla kıyı
olumlu bir yaklaşım olarak görülmektedir
çizgisi değiştirilmiş, kaya ve bu kayalardan
(Altuğ, Ezilmez, 2000). Eski Eserleri Koruma
oluşan kıyı dokusu yok edilmiş, tarihi
Derneği, kuleye zarar vermemesi için
değeri olmayan sanki yeni inşa edilmiş gibi
yüksek desibelli müzik yayınlarının
düz ve kimliksiz bir beton platforma
Şekil 36. 37. Kız Kulesi restoran görünüşü (Altuğ, Ezilmez,
2000) ve granit kaplama.
çatlayan duvarları tutmak içindir. Kırmızı
Tarihten öç almış uzman amcalar, yalnız
martılar değişmemiş çok şükür,
levhalar, beton parapetler, rüzgar kesiciler,
yine doyumsuz güzelliktedir,
niteliksiz yeni ekler görsel kirliliği
yine tüylerini kuruturlar gagalarıyla…
oluştururken tarihsel kimliği de yok
Kule'miz kargalara yasak bölgedir, egemenlik
etmektedir (Anonim, 2000-b).
su kuşlarında
Anıtsal bir yapıda içeri girdikten sonra
döşemelerin granit kaplama, duvarların
beyaz karo fayans olması şaşırtıcı ve
uyumsuz bir etki yaratmaktadır. Yine
restorant katında bulunan mutfakta metal
martılar tüner, karabataklar,
deniz çullukları ok gibi geçer şaşılası düzen
içinde anılar gibi gitti gider.
Eşi bulunmayan bir kenttim doğrusu,
kimliğim vardı yitirmişim,
malzemeler kullanılmış olması Kız
geçmişim talan edilmiş,
Kulesi'nin tarihi atmosferini bozmaktadır. İç
beni benden koparmışlar,
mekanda yapının mimarisine uygun
kırıldı kolum kanadım,
olmadığı söylenip yakın geçmişte ilave
edilen 30 cm. kalınlığındaki betonarme
duvarların kaldırılmasında, statik bir
denizde küsmüş anlaşılan homurdanır
minik dalgalar, rengime duruşuma
geçmişime saldırdılar..."
inceleme yapılmaması ciddi bir eksikliktir
ve hatadır. Bu duvarların kalkması
sonucunda da 17 Ağustos depremi ile yapı
4. SONUÇ
Yapılan restorasyon çalışmalarına seyirci
hasar görmüştür. Uygulamalarda denetim
kalmanın ötesine gidilmeli, yasal
yetersizliği de görülmektedir. 10 Kasım
yönetmelikler kontrolden geçirilmeli,
1999'da uygulamalar durdurulmuş fakat
alanında uzman kadrolu elemanlar artırılmalı,
onaylı projesine bile aykırı olarak yapımı
koruma ve restorasyonla ilgili şartnameler
devam etmiştir (Anonim, 2000-b).
yeniden düzenlenmelidir. Unutulmamalıdır ki;
Son olarak Ömer Nida'nın yapılan yanlış
restorasyonu anlatan dizelerinden alıntı
"Biz geleceğimizi, geçmişimiz olmadan
bilemeyiz."
yapmak istiyorum:
"...Resmini çizmiştim Kız Kulesi'nin
kırk yıl önce, gelin görün de şaşmayın
bakalım, hiç benzemiyor çizdiğim resme!
** Ulaşımda sağladığı katkılardan dolayı
‘’SAMET’’ firmasına, sonsuz teşekkürlerimi
iletirim.
KAYNAKLAR:
1. Ahunbay, Z., 2004, Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon, Yapı
Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul.
2. Altınoluk, Ü., 1992, Kız Kulesi-Efsane Kulesi, Tasarım Dergisi, S.30,
Tasarım Yayıncılık, İstanbul.
3. Altınoluk, Ü., 1998, Binaların Yeniden Kullanımı, Yapı Endüstri
Merkezi Yayınları, İstanbul.
4. Altuğ, İ., Ezilmez, H.,2000, Kız Kulesi, İstanbul Life Dergisi, Doğan
Yayıncılık, İstanbul.
5. Anonim, 1948, Arkitera Dergisi, S.7, İstanbul.
6. Anonim, 2000-a, Hürriyet Gazetesi Arşivi.
7. Anonim, 2000-b, Mimarlık Dergisi, S.292, İstanbul.
8. Anonim, 2013, Kız Kulesi Tanıtım Katalogu, İstanbul.
9. Evci, F., 1996, Zeyrek’in Dünü Bugünü ve Geleceği, Tasarım Dergisi,
S.64, Tasarım Yayıncılık, İstanbul.
10. Evci, F., 2012, Dönüşüm Konusunda Uygulamalı Bir Araştırma,
Galata Çalıştayı, Beykent Üniversitesi, İstanbul.
11. Gülenaz, N.,Tüysüz,İ., 2010, Zeyrek, Fatih, Remzi Kitabevi,
İstanbul.
12. Samanoğlu, R.M., 2010, İstanbul’un 100 Binası, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi Yayınları, İstanbul.
13. Şener, Y., 1998, Asırlar Boyu Zeyrek, Art Decor Dergisi, S.66, Doğan
Yayıncılık, İstanbul.
14. Özbay, H., 1988, Koruma Kavramı Üzerine, Mimarlık Dergisi, S.88,
İstanbul.
İNTERNET KAYNAKLARI:
(URL 1) http://www.alanbaskanligi.gov.tr/zeyrek_camii_ve_cevresi.html
(URL 2)
http://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=12173
(URL 3)
http://www.bigglook.com/biggistanbul/semtler/eyup/zeyrekcamiipantokrat
or.asp
(URL 4) http://www.byzantiumistanbul.com/detay.asp?detayid=873
(URL 5) http://geziyazilari.net/zeyrek-sokaklari/
(URL 6) http://www.yesiltopuklar.com/nostaljik-istanbul-yolculuguzeyrekhane.html
(URL 7) http://www.fatih.bel.tr/icerik/8059/pantokrator-zeyrek-sarnicirestorasyonu-fil-dami/
(URL 8) http://nurayilbars.blogspot.com/2012/02/fotograflarla-sehr-iistanbul.html
(URL 9) http://www.sanalkurs.net/forum/fotograf-dijitalfotografcilik/istanbul-kiz-kulesi-fotograflari/
Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras
uygulaması yüzünden deprem sonrası
85
Özlem GÜVEN
Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
86
Çevreci binalar, çevreci iç mekanlar
Teknoloji çağı, kuşkusuz,
mimarlığa daha karmaşık
boyutlar getirdi. Birinci
Dünya Savaşı’ndan sonra
tarihi tümüyle yadsıdığını
söyleyen sanat ve mimari
akımları ortaya çıktı. Ne var ki
bu akımları besleyen
düşünceler bütün etkili
kışkırtıcılıklarına ve biçimsel
duyarlılıkları büyük ölçüde
değiştirmelerine karşın
evrensel yapı üretiminin
geçmişle sürekliliğini ortadan
kaldıramadılar
Boşluğun sınırlanması
ağaçlıklı ve duvarla çevirili bir alan olan
Ö
zel bir kavram olarak kullanıldığı
park arasındaki alanlar, zaman içinde
anlamda yapı, canlıyı içine alan, onu
onlara yüklenen anlamları değişse de,
evrensel boşluktan ayıran bir boşluk
günümüze kadar kopamadığımız alanlar
parçası belirlemektedir. Böylece mimari
olarak varolagelmişlerdir.
eylemin ilk basamağı insanın içinde
Avrupa kıtasında, ağaç dikili alan,
kendisini güvende hissettiği bir sınırlı
konutun çevresinde gelişir; bu manzara
hacim yaratmaktır. İnsan uçsuz, bucaksız,
bahçesi, etrafını çeviren çitten dolayı
gözüyle, hayal gücü ile kavramakta güçlük
park adını aldıysa da başlangıçta, çiçek
çektiği evrensel boşluğu ve doğal çevrenin
tarhlarına bir geri plan oluşturmaktaydı.
bir parçasını, bir veya birkaç yönde
Bunun tersine, İngiliz ön romantik
sınırlandırıyor; onu içe dönük, kendi
anlayışı, doğal çevrenin içinde yer
çevresinde bir boşluk haline getiriyor.
almaya, pitoresk küçük yapılar ve
Çalı çırpıdan, daldan yapılmış basit bir
saçak, bir sundurma, güneşten ve
düzenlemeler aracılığıyla garip yada yok
olmuş dünyaları canlandırmaya
yağmurdan korunmak için meydana
getirilmiş en sade bir örtü, belirli bir
boşluğu tanımlar. Saçak altı deyiminin
açık bir anlamı vardır. Duvar dibi de
belirli bir kavramdır. Tek bir duvar da
boşluğu bir yönde sınırlar; duvarın
öbür tarafını göremeyiz. Duvar bizi
rüzgardan, bir ölçüde; yağmurdan
korur; gölgesine sığınabiliriz.
İnsanın doğayı bir yeryüzü
cennetine çevirmeyi amaçladığı ilk
bahçe* ile, doğanın biçimini
bozmadan düzenlemekle yetindiği,
Bahçeler, Babil Kralı Nebukadnezar'ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis'i
neşelendirmek için yapılmıştır. Amytis, Medes kralının kızıdır ve iki
ülkenin müttefik olması amacıyla Nebukadnezar ile evlendirilmişti.
Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya'nın bu
dümdüz ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti. Kral, karısının sıla
hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar
verdi. Yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdı.
değişimlerle beraber bizler de çevremizle
konuların başında kuşkusuz ‘yaşam
seçmeli bir yer olan park, kent
olan ilişkimizi sürdürecek şekilde hizaya
alanlarımızı yeniden gözden
tabyalarının üzerine ya da bunlar
getiriliyoruz. Bunun en çarpıcı
geçirilmesi ve dönüşümü’ geliyor.
kaldırıldıktan sonra yerlerine kurulan
örneklerinin yaşandığı kentlerde metro
ağaçlık gezi yerleriyle özdeşleşmeye,
duraklarının büyük alışveriş merkezlerine
çevre dostu vb. pek çok isim altında
insan topluluklarını kendine çeken bir
yakınlığı, artan tüketim alanlarının
karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar,
yer olmaya yüz tuttu. 19.yy. da manzaracı
yanında kamusal açık alan kaybı, dev
yapının arazi seçiminden başlayarak
anlayış, şehirciliğin temel bir öğesi
otobanlarla donatılan adacıklar ve
yaşam döngüsü çerçevesinde
durumuna geldi; yeni kentteki yeşil
yollarla parçalanan mahalle kültürleri,
değerlendirildiği, bütüncül bir anlayışla
alanların ve bahçe kentin habercisi oldu.
bizler üzerine biçilen bir tasarıyla paralel
ve sosyal ve çevresel sorumluluk
Günümüzde yeşil sadece park ve
değişimler olarak tanımlanabilir.
anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve
bahçelerde değil, binalarda da
kullanılmaya başlamıştır.
Dünyamızın yok olma eşiğine
Bugün sürdürülebilir, ekolojik, yeşil,
o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı
sürüklendiği şu zamanlarda, bunu
kadar tüketen, yenilenebilir enerji
engellemenin yaşam biçimlerimizin
kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık
ideolojinin gerektirdiği biçimde, yaşam
değişimi ile mümkün olabileceğine dair
üretmeyen malzemelerin kullanıldığı
alanlarımız sürekli değişiyor. Bu
fikirlerin dikkate alması gereken
katılımı teşvik eden, ekosistemlere
Yaşam biçimimizle var olan malum
duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir.
Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
yöneliktir. Tanımına göre kapalı ve
Dünya’daki Ulusal Yeşil Bina
Konseylerinin deneyimi, yeşil binaların
yaygınlaşmasını sağlamanın en etkili
yollarından birinin bu binalara bir “yeşil
etiket” vermek olduğunu ortaya
koymuştur. Nasıl yediğimiz yemekler
veya satın aldığımız ürünler için bir “eko
etiket” söz konusu ise ayni şeyi binalar
için de yapmak bu binaların teşviği ve
yaygınlaşması anlamında olumlu bir
İklim değişimi dendiğinde, bir hidroloğun, bir veterinerin ya da sigortacının farklı öncelikleri çıkıyor. Herkesin kendine göre bir küresel
ısınması olunca, göreceli siyaset devrinin çözüm önerileri de binbir çiçek açıyor. Bulutları ya da okyanusları çeşitli parçacıklarla
bombalamak gibi mega teknolojik fantezilerin başı çektiği neo-liberal çözüm havuzunda tek bir şeye yer yok: rahatımız kaçmayacak,
hiçbir tüketim nesnesi eksilmeyecek, tesis kapanmayacak, kalkınmamız, gelişmemiz yavaşlamayacak. En verimli buzdolaplarından mı
istersiniz, hidrojenle çalışan otomobillerden mi, çevreci kredi kartlarından mı?
adımdır. Bu etiketler sayesinde bir
binanın birtakım standartlar
çerçevesinde yeşilliği tescil edilir.
Bu standartlar aynı zamanda yeşil bina
87
Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler
2008 ile birlikte Birleşmiş Milletler çatısı
mühendisler, şehir plancıları ve en
için kılavuz niteliği taşır. Sosyal
altında iklim değişimine karşı ilk küresel
önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet
sorumluluklarını yerine getirdiklerini
harekat olan Kyoto Protokolü’nün
yetkililerine büyük sorumluluklar
kamuoyu ile paylaşmak isteyen şirketlere
belirlediği “sera gazlarını azaltma dönemi”
düştüğünü görürüz.
de geçerli bir etiket sağlar. Yeşil
başlıyor. Birleşik Devletler’in metnini
yapılaşmaya yönelmek şirketler için aynı
hazırlayıp imzaladıktan sonra
etkileri salgıladıkları CO2 gazıyla da sınırlı
zamanda bir sosyal sorumluluk projesi
parlamentosunda onaylamadığı,
değildir. Aynı zamanda su kullanımının
olarak da görülmektedir.
liberalleşme yolundaki Türkiye’ninse henüz
yaklaşık %12’si, atıkların %65’i ve elektrik
tüketiminin de %71’inden sorumludurlar.
Bu rakamların büyüklüğü, binaların ve
yerleşimlerin çevreye olan etkilerinin
azaltılması için ayni zamanda büyük bir
potansiyelin olduğu anlamına gelir.
Amerika’da yapılan bir çalışma, “yeşil”
veya “çevreci” olarak tabir edilen
binaların enerji tüketiminde %24-50,
Mimarlar ve şehir idarecileri ‘park+yeşillik’ adı verilen ama yeşillikmiş gibi göründükleri halde aslında modern hayatın
light birer yansımasından başka bir şey olmayan alanlar yaratıyor, çevrelerini alışveriş merkezleri, içlerini marka ilanları,
fast food şubeleriyle dolduruyorlar.
CO2 salınımında %33-39, su tüketiminde
%40 ve atıklarda %70’e varan bir düşüş
sağlanacağını ortaya koymaktadır.
Sürdürülebilirlik kavramı ve yeşil bina
imzalayacak kadar idrak edemediği bu
1970’lere kadar doğrudan karşıt algılanan
protokol, insanlığın gerçek anlamda küresel
bakıldığında da yeşil konulara yapılan
iki kavram olan “kalkınma” ve “çevre”, ekoloji
ilk meselesini çerçeveliyor. Yaklaşık 20 yıllık
yatırımların uzun vadede yatırımcıya geri
ile kapitalizmin arasındaki çelişkinin
bir gecikme ve piyasanın gizli elinin
döner. 2008 yılında ABD’de yayınlanan
temelini oluşturuyordu. Çernobil benzeri
yardımıyla dünyayı kurtarmaya soyunan bu
sektör raporlarına göre yeşil bina tasarım
felaketlerin geriliminden de beslenen
girişimi, kapitalizmin (kendi dinamiklerine)
maliyetlerinde, sadece %1 - %10 arası bir
gezegen duyarlığı, teknoloji ve sanayinin
yenilişini yeni bir zafere dönüştürme
oranda artış olduğu belirtilmektedir.
radikal sorgulamasına girişti. Akademik
faaliyeti olarak okumak mümkün.
çevre tartışmalarındaki temel fay hattı,
88
Bina ve yerleşimlerin çevreye olan
Binaların ve yerleşimlerin küresel
Yatırım ve maliyet açısından
Yeşil bina sertifikasyon sürecinde
danışman ve denetim hizmetinde
sınırsız büyümenin imkansızlığı,
ısınmaya sebep olan başlıca seragazı
hedeflenen "yeşil bina tasarımı"nın
kalkınmanın ekolojik sınırları ya da
olan CO2 salınımının %40’ından sorumlu
ötesinde sürdürülebilirlik yönetimi
“ekonomik kalkınmaya karşı çevre” oldu.
olduğunu düşünürsek, mimarlar,
anlayışı oluyor. Yatırımcının
sınırlı kalmayıp, projelerin genel
kullanılan birçok yeşil bina
önemseyen danışman firmalar yeşil bina
anlamda daha çevreci planlanması ve
değerlendirme sertifikası mevcut.
yol haritasında izlenmesi gereken
müteahhitlerin de bu anlamda
Bunlardan başlıcaları 1990'da İngiltere'de
basamakları şu şekilde sıralıyor:
bilinçlendirilmesi.
ortaya çıkan BREEAM (Building Research
1. Entegre Tasarım: Konvansiyonel
8. "Commissioning" (İşletmeye
Establishment Environmental
ve hiyerarşik proje tasarım sürecinden,
alma): Yeşil binanın tasarımının
Assessment Method), 1998'de Amerika
tüm paydaşların tasarıma entegre
uygulamaya doğru aktarılması
Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan LEED
edildiği katılımcı bir sisteme geçilmesi.
2. Arazi Tasarımı: Tasarım sürecinde,
9. Operasyon ve Bakım: Binayı
(Leadership in Energy and Environmental
işletecek olanların doğru şekilde
Design), 1998'de gelişmiş ülkelerin bir
özellikle büyük şehirleri ilgilendiren;
eğitilmesi; uygulamanın ardından
araya gelmesiyle kurulan IISBE
yağmur suyu kontrolü, ışık kirliliği, ısı
tasarımın tekrar ölçülüp
(International Initiative for Sustainable
adası oluşumu, biyolojik çeşitlilik gibi
değerlendirilmesi.
Built Environment), 2003'de BREEAM'den
başlıkların dikkate alınması.
3. Su: Yağmur suyu ve gri su
10. İnovasyon: Yeni bir icat
uyarlanarak Avustralya'da oluşturulan
gerektirdiği düşünüldüğünden,
Greenstar, 2004'de Japonya'da ortaya
uygulamalarının önceden göz önünde
Türkiye'de çekinilen bir konu. Oysa
çıkan CASBEE (Comprehensive
bulundurularak projeye entegre edilmesi.
Türkiye'de henüz gerçekleştirilmemiş bir
Assessment for Building Environmental
uygulamayı buraya entegre etemek de
Efficiency) ve 2009'da Almanya'da ortaya
inovasyondur.
çıkan DGNB (Deutsche Gesellschaft fur
4. Enerji: Yeşil binaların olmazsa
olmazı "enerji verimliliği" konusunda,
öncelikle talebi azaltılıp, son aşama olaral
Dünya'da yeşil bina etüdü için
Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
motivasyonuna göre çözüm geliştirmeyi
Nachhaltiges Bauen).
alternatif enerji çözümlerine gidilmesi.
5. Malzeme: Türkiye'de çevre dostu
malzeme üretimi yurt dışına oranla daha
kısıtlı olsa da, bilinçlenmeyle birlikte son
yıllarda bu konuda belirli bir artış
gözleniyor.
6. İç Mekan Kalitesi: Hava ve akustik
gibi alt başlıklara sahip iç mekan kalitesi,
insan sağlığını doğrudan etkilemesi
açısından çok önemli.
7. İnşaat Uygulamaları: Sadece
şartnamelerin dayadığı maddelerle
Yeşil duvarlar, hava sıcaklığındaki dalgalanmaları azaltıyor. Ayrıca, açık ofisler için daha yüksek nem, hoş akustik sağlarlar ve hem
içeride hem dışarıda kalabalık sokakların yanı başında hava kalitesini artırırlar. Yeşil duvarlar yaratan şirketler genellikle doğa ile bilinçli
bir ilişki kurduklarını vurgulaarlar. Slovenya’nın Llubjana kentinde yer alan CCSI ofis binası, bahçe unsurlarını mekanın bölücüsü olarak
kullanan bir mimari anlayışla tasarlanmış. Mimar : SADAR + VUGA
89
Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
Bazı değişik uygulamalar :
Geleneksel yöntemlerle bina inşa etmek
Saman balyası evler, adı üzerinde saman balyalarını üst üste koyarak inşa ediliyor. Bizler için çok yeni olmasına karşın, saman evler aslında
uzun yıllar önce ilk örneklerini Kuzey Amerika’nın otlak arazilerinde vermiş. Bu evlerin en büyük avantajı -tahmin edileceği üzeremalzemesinin çok kolay temin edilebilir olması, çok ucuz olması ve kolaylıkla inşa edilebilmesi, üstelik hiçbir inşaat tecrübeniz yoksa bile…
Bunun yanında, tamamen doğayla barışık, nefes alabilir bir eve sahip oluyorsunuz. Daha ne olsun?
Türkiye’de saman balyasının yapı malzemesi olarak kullamına
dair girişim yok denecek kadar az. Türkiye gibi bir coğrafya
için oldukça şaşırtıcı bir durum. Betonlaşma, kırsal alanın
hem ekonomik hem de ekolojik açıdan giderek
yoksullaşmasına neden olurken, Anadolu’nun birçok
bölgesinde fazlasıyla ulaşılabilir olan bu malzemeye karşı
ilgisizliğimiz bir şekilde sürüyor.
sadece çevresel etkilerden değil aynı
zamanda ısınma dönemlerinde
genişlemeye bağlı olarak oluşan duvar
çatlaklarından da korunmuş olurlar.
Fizik çevrenin oluşumu doğrudan
doğruya mimarlığın konusudur. Öte
yandan yeşil iç mimarlık, öncelikle etiktir.
Yapı tekniği olarak bu evleri iki farklı kategoride inceleyebiliriz : Yığma sistemi ve Karkas Sistemi
Yığma sisteminde; temel oluşturulduktan sonra balyaların üst üste konulmasıla duvarlar oluşturulur. Bunlar daha sonra gergi
telleriyle yada diğer yöntemlerle sıkıştırılıp çatının yük gelmeden önce sağlamlaştırılır. Bu sistem daha ekonomiktir. Ancak
pencere açıklıkları çok geniş olmamalıdır ve ikiden fazla kat tavsiye edilmez. Karkas sisteminde ise; saman balyaları taşıyıcı
olarak değil sadece duvar malzemesi olarak kullanılır. Önce taşıyıcılar, yani ahşap, taş, tuğla gibi malzemelerle karkas yapılır;
daha sonra saman balyasıyla duvarlar doldurulur. Pencerelerde, kapılarda ve birleşim yerlerinde delik olması gerekir. Malzeme ve
işçiliğin artmasından dolayı daha pahalıdır ancak yüksek binalar yapılabilir ve geniş açıklıklar geçilebilir.
İster iç mekanda ister dış mekanda
90
Yeşil iç mimarlık, insanların sağlığı, çevre
ve enerji tasarrufu için neyin iyi ve neyin
kötü olduğu ile ilgilidir. Elbette moda
diğer tüm alanlarda olduğu gibi yeşil iç
mimarlıkta da etkili olmaktadır, ancak bir
yere kadar. İç mimarlığın anahtar
yaratırlar. İç mekanı, yazları serin tutarlar,
kavramları artık sadece 'seçkin', 'çağdaş',
olsun, yeşil duvarların sayısız avantajı
böylelikle örneğin ofis binalarındaki
‘şık’ değil; aynı zamanda ‘sürdürülebilir’,
vardır. Sadece göz alıcı ve eşsiz olmakla
klimalara gerek kalmaz. Bu şekilde enerji
‘geri dönüşümlü’, ‘zehirli olmayan’, ‘yerel
kalmaz aynı zamanda da hoş bir ortam
tasarrufu yapılabilir. Ayrıca, bina duvarları
kaynaklı’, ‘yenilenebilir’ ve ‘organik’tir.
söz olabilir, ancak yeşil bir iç mimar, derinin
organik bir kaynaktan olup, olmadığı,
ahşabın sürdürülebilir bir şekilde yönetilen
bir ormandan alınıp alınmadığı, mobilyanın
yapımında kimyasal tutkalların kullanılıp,
kullanılmadığı ve İtalyan kanepenin
Avrupa’dan nakliyesinde oluşan karbon
salınımının ne olduğu ile daha fazla ilgilenir.
Saman evlerin maliyet düşüklüğü yalnızca yapım aşamasıyla sınırlı değil. Doğal bir yalıtıma sahip olan böyle bir evde hem ısıtma hem de
soğutma masrafları, diğer örneklere göre çok daha düşük, enerji verimliliği son derece yüksek. Bu ısı yalıtımı diğer evlere nazaran % 75’e
kadar daha etkin. Ayrıca saman evler, deprem için de en dayanıklı yapı türlerinden biri.
Dikey bahçe kullanımını arttırmak
Yeşil Binalar, özetle, akılcı olmalı; doğaya
zarar vermeyen, doğayla çatışmayan ve
tasarruf özellikleri olup, kendi kendine
yetebilme özelliklerine sahip olmalıdır. Yeşil
bina, bir aldatmaca olmamalıdır.
Kendi açımızdan bakacak olursak, yeşil iç
mimarlık; enerji ve su tasarrufu yollarını ve
sera gazı emisyonlarını azaltmanın yollarını
Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar
Örneğin; İtalyan deri kanepeler, şıklıkta son
bulmak, iç mekânı zehirli kimyasallardan
arındırmak ve en çevre dostu malzemeleri
kullanarak, bir binanın iç mekanının bütün
yönlerini, parçalarını incelemek ve
Dikey bahçelerin ortaya çıkışının temelinde 1968 yılında bitkilerin yaşamak için toprağa değil suya ihtiyacı olduğunun
keşfedilmesi yatar. Günümüzde dikey bahçeler, binaların ön cephesinde gökyüzüne doğru yükselerek çok fazla yer kaplamadan
21. Yüzyıl şehirlerini muhteşem bir şekilde yeşillendirme fırsatı sunuyor.
iyileştirmekle ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
KAYNAKÇA
- Doğan Kuban Mimarlar ve Kavramlar, Doğan Kuban,
Yem Yayınları
- http://www.yesilbina.com
- http://www.cedbik.org
- http://www.mimarizm.com/kentintozu/Makale/Değişen
İklim, Değişen Çevreciler: Sürdürülebilirliğin Eleştirel Bir
Tarihçesi, 2008
91
Nurten UNANSAL
Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış
Türkiye’de içmimarlık
tarihine bir bakış - III
Ü
lkemizde ‘İçmimarlık Tarihine Bir Bakış’
başlığı altında iki dönem halinde ele
aldığım bu yazı vesilesiyle öğretim eğitimyönetim sürecinin ayrıntılarına girerek
anlatmayı, ilgililerin ve ilgilenenlerin değerli
anılarını inceleme, irdeleme, yorumlama şansını
Bu önemli olguları başlıklar halinde
belirtebiliriz:
1- Okula giriş koşulları, sınav şekli ve
öğrenci sayıları.
2- Eğitim süresi değişimleri ile ilgili
çalışmalar ve sonuçları.
tekrar elde edecekleri bir fırsat olarak
3- Eğitim programı ve gelişmeleri.
görüyorum. I. Bölüm, İstanbul Devlet Tatbiki
4- Gece eğitimi uygulaması.
Güzel Sanatlar Yüksek Okulu yıllarını; II. Bölüm,
5- Derslik-uygulama atölyesi, donanımı ve
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
eğitimdeki rolü. Kültürel etkinliklerde
yıllarını kapsamaktadır. Bu bağlamda mezun
kullanılan ortak kullanım alanlarındaki durum.
olanlara eğitim süreçlerine rastlayan yıllardaki
olguları izleme-irdeleme olanağı vereceği gibi
öğretim elemanlarının da belirtilen yıllarda
kurum ve bölümde bilenen-bilinmeyen,
görünen-görünmeyen olayları,
6- Öğrenci ve mezunlar ile asistanların yurt
dışı staj, araştırma ve eğitim bursları.
7- Asistan ve öğrenci temsilciliklerinin
oluşturulması.
8- Sanatsal, kültürel ve mesleki etkinlikler
değerlendirmeleri doğru ve yanlışlarıyla
olarak yarışmalara katılım, kurum dışı iletişim,
düşünerek irdeleyeceklerini ve
araştırma gezileri.
yorumlayacaklarını umuyorum.
Bu noktada, birinci bölümde Devlet
10. sınıfa geçenlere ve sanat enstitüsü
döneminin (1957-1982) bir bölümü ile
mezunlarına (ağaç işleri, kız enstitüleri, yapı
yıllara göre gelişiminde eğitimdeki
endüstri okulu) açık olmuştur. Ancak bu
aşamalarla birlikte açıkladığımız olguları,
uygulama 1960’lardan sonra kaldırılmış,
önemli konularla belirterek devam etmek
sadece lise mezunlarına açılmıştır.
yerinde olacaktır.
92
1- Okula Giriş Koşulları: (1957) İlk yıl lise
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu
Not: Devlet Güzel Sanatlar Akademisi
alırken daha sonraları bu uygulamayı kaldırdı.
Sınav şekli: Adayların sanat yetenekleri ve
genel kültür bilgilerini ölçmek üzere yapılan,
vize ve giriş sınavı olarak uygulanmıştır. Vize
sınavları, öğrencilerin kuruma başvuru
durumları ve orta öğretim mezuniyetine göre
başarılı ve başarısız şeklinde değerlendirilirken,
giriş sınavları ise not ile değerlendirilirdi.
Giriş kabul sınavı: Hayalden resim,
modelden resim (I. gün)
Renk kompozisyonu ve Türkçe
kompozisyonu (2. gün) olarak 2 günde yapılırdı.
Alınacak öğrenci sayısı her bölüme en çok
12 olarak belirlenmişti. Bu sayının derslik, atölye,
metrekare alan, donatım olanakları vb
Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, eğitim binasından bir görünüş. (Akaretler, İstanbul).
gereklilikler dikkate alınarak saptandığı
süresi 1957 yılında ilk uygulamada 2+2 olarak
devam etmiş olmasıdır. Ancak bu uygulama,
bilinmektedir.
toplam 4 yıl programlanmış fakat gerçek
1970’lerde kaldırılmış, toplam ders saati 40
uygulamada, deneyler girişim ve araştırmalarla
saate indirilmiş ve Cumartesi günleri ders
olarak artmış, özellikle 1981-1982 yıllarında
1960-1961’den itibaren 4 yıl olarak sürdürülmüş
uygulaması bitmiştir. Dersler 1. grup
YÖK’ün isteğiyle zorlamalı olarak içmimarlık
ve öğrencilere 4 yıllık yüksek okul diploması
uzmanlık (yaratıcı buluş kompozisyon,-
bölümüne 40 öğrenci alınması gerekmiştir. Ne
alma hakkı verilmiştir. Bu 2 kademeli öğretim,
tasarım, sanatsal ve mimarlık dersleri), 2.
yazık ki o dönemde, YÖK’ün önermesine itiraz
1966 yılından itibaren yönetmelikten tamamen
grup, uzmanlık derslerini tamamlayıcı teknik
hakkı olamadığı için, koşulların olanaksızlığına
kaldırılmış ve 4 yıllık olmuştur.
(konstrüksiyon, malzeme, teorik ve atölye
Not: 12 olan öğrenci sayısı ileriki yıllarda 14
uygulama dersleri), 3. Grup dersler, genel
rağmen uygulanmış, kontenjan sonraki yıllarda,
mücadele sonrası azaltılmıştır.
3- Eğitim programları: Eğitimde haftalık
kültür (Türkçe, yabancı dil, sanat tarihi,
ders saati toplamı 44 saat olup, 40 saati
uygarlık tarihi, hukuk bilgisi, ticaret ve
dersler için, 4 saati de konferanslara,
muhasebe, Atatürk ilkeleri) dersleri olarak
süresinde kurumun ilk kuruluş yıllarında bazı
inceleme gezilerine ve diğer sosyal
gruplandırılmıştır. (Özet olarak açıkladığım
karışıklıklar yaşanmıştır. Kuruluş aşamasında,
etkinliklere ayrılırdı. Bu arada bir farklı özellik,
bu ders grupları ile programlar 1970-1975
belirlemelere göre 3 yıl olarak planlanan eğitim
Cumartesi günleri öğleye kadar eğitimin
yıllarına kadar geliştirilerek sürmüştür.)
2- Eğitim süresi: Eğitim ve öğretim
Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış
1950’lerde lise mezunu olmayanları öğretime
93
Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış
Not1: Okuldan mezun olabilmek için,
diploma projesine girerken (sınıf geçme
sistemiyle, tüm eğitimin bütün derslerini
başarıyla vermiş olmak gerekliydi.) Bu
nedenle öğrencilerin her yıl bir üst sınıfa
geçmek ve başarıya ulaşmak için o koşullara
göre çok programlı çalışmak ve zaman
kavramına dikkat etmek zorunda oldukları
sonucu çıkarılabilir.
Not2: Ancak bu eğitim sistemlerindeki
değişimlerin (1960-1970-1980’li yılların) sosyal
ekonomik, politik koşullar ve benzeri yaşamsal
etkenlerin, (1990, 2000, 2010’lu yıllar) günümüz
koşullarıyla karşılaştırılarak değerlendirmeye
alınması,artı ve eksi değerlerde değişimlerin bir
1970-1971, Prof. Yalçın Özel’in 4. sınıf projesi. (MÜGSF İçmimarlık)
1970-1971, Prof. Seçil Şatır 4. sınıf projesi, TGSYO, (İTÜ, End. Tas. Bl.)
alınması gerekir. Bu konudaki yorumlarım ileriki
17.30 ile 22.30 arası yapılan eğitimde, hem
yararlanırlardı. Atölye donanımı gerek malzeme,
yazılarımda daha geniş yer alacaktır.
öğrenci hem öğretim üyeleri için ulaşım
gerekse makine açısından (ağaç, metal, boya,
koşullarının zorlayıcı etkisi neden olmuştur.
cila vb) bölümlerin oluşturulmasıyla uygulama
bir başka boyutta daha geniş şekilde ele
4- Gece eğitimi uygulaması: Ekim 1974
tarihinden itibaren Tatbiki Güzel Sanatlar
6- Burslar ve stajlar: İlk kuruluş yıllarından
Yüksek Okulu’nda gece öğretimi
Mekanların metrekare alanları ve donanımı, en
yapılmasına karar verilir ve eğitim süresi 5
fazla 12 öğrenci için yeterli olmakla beraber,
başlayarak yaklaşık 1975 yıllarına kadar Alman
yıl olarak saptanır. O günkü adıyla “Mobilya
öğretim üyelerine ve asistanlara ayrılan alanlar,
hükümetlerinin Türkiye ile kültürel anlaşmaları
ve İçmimarlık Bölümü”ne 15 öğrenci alınır.
çok sınırlı büyüklük ve sayıda sağlanmış, öğretim
gereği, sanat ve teknik eğitiminde yurt dışı burs
elemanlarının (özverili görüş ve çalışmalarıyla)
ve staj konularında, öğrencilere kolaylıklar
sürdürülen eğitim, 1979-1980’de kaldırılır.
kısıtlı koşullara rağmen, eğitimdeki başarıları
sağlanmıştır. Birçok öğrenci bu olanaklardan
Buna o yıllarda (1980 ihtilali öncesi) ülkenin
tartışmasız önem kazanmıştır. Buna karşın,
yararlanmış, yaz aylarında, ofis ve fabrika
içinde bulunduğu anarşik ortamda, öğrenci
öğrenciler çalışmaların derslikte hazırlar, akşam
stajlarını yurt dışında yapmışlardır. Bu arada
hareketlerinin gündüz ve gece eğitimindeki
projelerini masalarında bırakır, ertesi günde
devletin bazı Avrupa ülkeleriyle karşılıklı kültürel
olumsuz etkilerinin rolü büyüktür. Akşam
devam etmek üzere güvenli bir ortamdan
ilişki ve anlaşmalarıyla, kolaylaştırdıkları
Zorlu koşullara rağmen başarılı olarak
94
derslerinde, başarılı sonuçlar sağlamaktaydı.
5- Derslik ve uygulama atölyesi:
değerlendirilmesi, asistanların da bu
girişimlerdeki öncü rollerinin belirleyiciliğinin
irdelenmesi gerektiğine inanmaktayım. Bu
noktada kurumda (TGSY Okulu) öğrenci
temsilciliğinin oluşarak, bölüm kurulu, okul
kurulu ve genel kuruluna katılımının
sağlanması (Bauhaus Okul’nda olduğu gibi)
demokratik bir yönetim uygulamasının
göstergesidir.
Not: Öğrencilerin kuvvetli istekleri
doğrultusunda, 1971 okul kurulu kararıyla,
Milli Eğitim Bakanlığı’nın mesleki ve teknik
yüksek öğretim genel müdürlüğünün onayı ile
Mobilya ve içmimarlık bölümünün haftalık ders dağılım örneği.
Fuar pavyonu öğrenci çalışmalarından, 1974.
(1972) öğrenci ve asistan temsilciliği
koşullarla; asistanlar yurt dışında uzmanlık
gerçekleştirilmiştir. İlk öğrenci temsilcisi, Faruk
her yıl 1 ay staj yapması olanağı sağlanmıştır.
eğitimi almak üzere (Almanya, İngiltere, İtalya,
Atalayer (tekstil); asistan temsilcisi, Sinan
Önderiliğini yaptığım öğrenci gruplarıyla birlikte
İspanya gibi ülkelere) 1, 3, 5 yıl gibi sürelerle
Baykurt (grafik) olmuşlardır.
bireysel olarak da tasarım çalışması yaptığım staj
gönderilmişlerdir. Bu burslar, o yıllar için Milli
Eğitim Bakanlığı’nın sanatçıya ve tasarımcıya
organizasyonları gerçekleştirilmiştir.
8- Sanatsal, kültürel ve mesleki
Yarışmalara katılım: Devlet Tatbiki Güzel
etkinlikler: Konu başlığının bir bölümü
Sanatlar Yüksek Okulu’nun İçmimarlık Bölümü
makalemizin II. bölümünde anlatılmış olmakla
olarak diğer etkinlikler, proje yarışmalarıdır.
sonra sağlanamadığı görülmektedir. Yurt dışı staj
beraber, etkinliklere devam etmek uygun
Örnek, 1972-74 yılları arasında, fuar pavyonu
ve burs olanakları kişisel gayretlere kalmış, özellikle
olacaktır. Bu noktada, çok sayıda uzman meslek
konusunda açılan yarışmalara, eğitim içinde ele
son yıllarda (2008’lerden itibaren) karşılıklı öğrenci
elemanları tarafından, konferanslar, seminerler
alınmıştır. Halıfleks firmasının açtığı yarışmada
transferleri eğitim programlarına alınmıştır
düzenlenmiştir. Çeşitli sanatsal, kültürel, teknik
kazanan bir öğrenci projesi İzmit Fuarı’nda
(Erasmus Sistemi).
geziler (fabrika) yapılmış, eğitim bilgi ve görgü
uygulanmıştır. Bir başka yarışma örneği,
ile desteklenmiştir. Bu anlamda bir başka örnek,
Çanakkale Valiliği’nin öncülüğünde (İl Özel
1965-1966 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı’na
İdaresi’nce açılan proje yarışmasıdır) Çanakkale
konusu: Bu konu bir taraftan öğrencilerin
bağlı Ankara Mesleki Teknik Öğretim
Kültür Merkezi Proje yarışması. Kurulan jüri
haklarını, eğitim öğretim ve yönetimde söz
kapsamında mobilya fabrikasında, öğrencilerin
tarafından seçilen öğrenci projeleri, 1, 2, 3.
verdiği önemin bir göstergesidir.
Not: Ancak, bu olanaklar 1975-1980’lerden
7- Asistan öğrenci temsilcilikleri
Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış
haklarının olması için verdikleri mücadelenin
95
Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış
derecelerle ödüllendirilmişler ve 1 proje 19801981 yılında uygulamaya alınmıştır.
Bir kısmını açıkladığımız bu etkinlikler, gezi
ve proje çalışmaları olarak eğitim yanında,
öğrencilere bilgi ve görüş kazanmaları açısından
çok önemli destek uygulamalar olmuştur.
Not: Bu çalışmalar, bizzat eğitime
katıldığım, projeleri yönlendirdiğim
çalışmalardır. Öğretim üyeliği ile birlikte bölüm
başkanlığı dönemlerime rastlar.
Özel güzel sanatlar okullarının açılması
DTGSY Okulu dönemine rastlayan yıllarda, bir
önemli konu, özel tatbiki güzel sanatlar okullarıdır
Resim 1964-1965 yıllarında Ankara fabrika stajından öğrencilerle birlikte.
(1970-1973). Biri İstanbul Nişantaşı’nda bir
bakanlığa iletmiş ve eğitimlerin sonlandırılarak
beraber 26 yıllık serüveninin dar sayfalara
apartman dairesinde açılan özel bir okuldur.
okulların kapatılması sağlanmıştır. İstanbul
sığdırılmasının, yeterli olmayacağı bir
Paralı eğitim olarak ticari amaçla açılan bu
Nişantaşı’nda açılan okulda kurumumuzdan bazı
gerçektir. Ancak o yıllar içinde, gün gün
kurumlardan bir diğeri, İzmir Alsancak’ta 3 katlı
öğretim üyeleri; Ozanay Omur ve eşi Osman
yaşadığım, sevgiyle çalıştığım kurumda, bu
bir ev yapısında açılan bir özel okul ve Ankara’da
Omur (tekstil), Önder Küçükerman (içmimarlık
meslek eğitim alanındaki olguları, kurum içi
açılması istenilen bir başka okuldur. Bina, derslik,
GSA), Sevim Eti (sanat tarihi) vb konularda ek
ve kurum dışı etkilerin önemini ve
atölye, donatım, konularındaki yetersizlikle
görev ve ek ücretle görev alarak destekleyen
yansımalarını, yararlarını, topluma
birlikte, öğretim kadrosunun sağlanmasında
öğretim elemanları olmuşlardır.
katkılarını düşündürdüğümü, ülkemin
güçlükler yaşandığı izlenmiştir. Koşullarının okul
Not: Bizzat Önder Küçükerman’ın da ısrarlı
çağrısına rağmen bu eksik koşullu eğitime
yaşamsal boyuta kazandırdıklarını
eğitime başlanması ya da açılanların devamı ya
katılmamıştım.
düşündürdüğümü umuyorum.
Bu serüvenin uzantısı olan 1982-1983’ten
da denetlenmesi konusunda, Milli Eğitim
96
gelişmesindeki sanat ve tasarım açısından,
olarak oluşturulmadığı anlaşılan bu girişimlerde,
Bakanlığı, mesleki teknik öğretim genel
Sonuç
başlayarak bugüne kadar devam eden,
müdürlüğünün görevlendirmesiyle, öğretim
1955’lerde başlayan 1957 ile 1983 yılları
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
üyelerimizden Cevdet Koçak, İsmail Özışık ve ben
arasında çok özellikli eğitim, öğretim sistemi bünyesindeki içmimarlık eğitiminin, 30 yıl
birlikte yaptığımız denetim sonucu, çok olumsuz
ile devam eden, DTGSY Okulu’nda,
aralığındaki tarihsel gelişimini bir sonraki
koşulların olduğuyla ilgili raporları hazırlayarak,
içmimarlık eğitiminin diğer 4 bölümle
yazımda anlatmaya devam edeceğim.
Dünyadan / Mekan Tasarım
Plasma Studio Paramount - Alma Konutu’nu tasarladı
P
lasma Studio, Sesto’da (İtalya) Paramount
- Alma Konutu’nun tasarımını yaptı. Bu
proje, iki parçalı bir sorunsala karşılık vermek
için tasarlandı: (1) ortak dolaşım ve hizmet
merkezi olmaya son derece elverişli olan
Alma Konutu, Tirol bölgesine özgü özellikler
taşıyan, üst kısmında eğimli bir çatısı bulunan,
1960’lardan kalma 6 daireli bir misafirhaneydi
ve (2) proje mimarı, Ulla Hell, 5 kişiden oluşan
genç ailesi için Sesto, Alto Adige bölgesinde
bir ev arıyordu. Sonuç itibariyle yeterince
yararlanılmayan çatı alanı, binanın yenilenen
omurgası aracılığıyla zemin kattaki kabul
odasıyla mimar ofisine bağlanan açılı bir taç
yapı hazırlanmasına izin verdi.
Hemen bitişiğinde yer alan, 2007 yılında
tamamlanan Strata Hotel eklentisine sahip
olan Königswarte Konutu’yla adından söz
ettiren Plasma Studio, benzer dış çerçeve
organizasyonunu burada da izlemeye çalıştı.
varlığını tanımayı zorunlu kılması sonucu
Karaçam kerestesinden hazırlanan uzun
bırakılan köşelerden kaynaklanıyor.
tahtalardan oluşan kısım, fikir olarak komşu
98
İkinci yol, arka taraftan yukarı çıkan,
Strata hotelden ödünç alınmış ve iki yol
bacanın etrafında katlanarak yeniden zemine
kullanılarak uzatılmıştır. Birinci yol, binanın bir
doğru inen ahşap dış çerçeveden
ucundaki topografyadan başlayıp yukarıya
oluşmaktadır. Dış duvarlar ve uzun tahtalar
tırmanmakta ve üçüncü kat balkonunu içine
arasında kalan yerler, zemin düzeyinde
alacak şekilde sararak binayı boylu boyunca
genişleyerek evin dış kısımında korunaklı
geçmektedir. Burada mevcut taban alanı
yaşam alanları meydana getirmiştir. Tasarım
etrafında çıkıntı yapan kenarlar, ahşap yapının
ekibi, bu uzun tahtaların ve onların metal alt
Dünyadan / Mekan Tasarım
strüktürlerinin yoğunluğunu optimize etmek için parametrik
modelleme yazılımı kullanarak hem bütçeyi, hem estetiği, hem
yaşamın gizliliğini, hem de görüntüyü dengelemiştir. Bu yaklaşım,
tasarım safhası boyunca hem esneklik, hem de prefabrik unsurlar için
yeterli hızda ofis çizimleri çıktısı alınmasını sağlamıştır.
Ana yaşam alanları iki kata ayrılmıştır. Birinci katta gök ışığının
aydınlattığı bir koridorla bağlanan yatak odaları, ikinci katta açık plan
bir mutfak ile bir şömineyi kuşatan yemek odası ve oturma odası
vardır. İşlevsel öğeleri birbirine dik merkezlerde gruplandırarak merkezi
kuşatan mekan serbest bırakılmıştır. Ana yaşam alanlarının dış
duvarları, ışığı, manzarayı ve çerçevenin değişen açılarını yakalamak
için içe doğru çökük biçimde yapılmıştır.
Kullanılan sınırlı malzeme ve renk paleti mekana güç vermektedir.
izole edilen ve siyah bitümle kapatılan prefabrik çapraz laminatlı
Örneğin çocuklar tuvaletinin duvarına sıçratılmış gibi görünen renkler
tahtadan (CTD) yapılmıştır. Galvanizlenmiş çelik yapı üzerinde
böyle bir etki yaratmaktadır. Bunun dışında beyaz duvarlar, yukarıda
karaçamdan hazırlanan uzun tahtalarla yapılan dış kısım, önceden
plili çatıdan düşen ve sürekli değişen gölgeler gösterisi için güzel bir
sözünü ettiğimiz parametrik model tarafından estetik ve maliyete
fon temin etmektedir.
uygun olarak belirlenmiştir. Dış cepheye uygun bir şekilde sınırlı bir
Eklenti yapı, dik topografyanın içine oturduğundan dolayı, altyapı
öğeleri, betonarme içinde geliştirilirken üstyapı öğeleri, ahşap fiberle
renk kodunun uygulanması, uzaktan bakıldığında civardaki yamaçta
gözden kaybolan bir yapıya izin vermektedir.
99
Dünyadan / Mekan Tasarım
Masal gibi bir bahçe...
L
uca Nichetto, Pekin Lido Bahçesi’nde
girişimi içine alan bir yaratıcılık süreci sonucu
şekilde dış hatları vurgulayan farklı renkler ve
açılışı gerçekleştirilen Masallar
ortaya çıktı. Nichettto, 1200 parça pirinç
malzemeler kullanarak pavyonu kusursuz bir
boruyu tüm yapıyı kamufle eden ‘pirinç
şekilde betimleyen 6 bölüme ayırdı.
yapraklara’ dönüştürerek pavyonun
Etrafından muhtelif sergi salonları bulunan
Masallar girişimi arasındaki ilişkinin tanımını
cephesini oluşturdu. ‘Pirinç yapraklar’
pavyonun merkezi ve ana bölümünde kabul
sadece tek bir kelimeyle yapmak zorunda
mevsimler geçtikçe okside olurlar ve doğal
ve iş alanı bulunmaktadır. Bu bölüm, Habei
kalsaydık, bu, ‘coşku’ olurdu. Tasarımın bu iki
olarak renk değiştirirler. Böylece adeta Pekin
bölgesindeki eski evlerden alınarak yeniden
tasarım sevdalısını bir araya getiren, tam
Lido bahçesiyle bütünleşerek pavyona bir
kullanıma kazandırılan ve mekana sıcaklık ve
anlamıyla doğru zamanlama, güven, talihin
yaşam hissi katarlar. Mimari tasarım, çayırlar
samimiyet katan karaağaç ahşabıyla kaplandı.
gülümsemesi ve coşkunun, tasarımın
gibi özgür, doğal, büyük bir büyüme
çekirdeğinde yer aldığına dair karşılıklı
arzusuyla yaşam dolu olan Nicheto’nun
Pavyonu’nun esnekliği ve uyum sağlama
fikirdaşlıktan başka bir şey değildir.
tasvir ettiği genç ve öncü Masallardır.
yeteneği akılda tutularak tasarlandı. Çin
pavyonunun tasarımını yaptı.
Venedikli tasarımcı Luca Nichetto ile
Masallar pavyonu, hem tasarımı, hem de
100
Nichetto, iç mekan tasarımına uygun bir
Pavyonun sergileri, özellikle Masallar
tangram yapbozuna benzeyen farklı
sergiler, farklı siluetlerde
birleştirilip düzenlenerek
katılımcıların odayı diledikleri gibi
biçimlendirmelerine olanak
sağlıyor. Aynı konsept, dış
bahçede beton sıraların
tasarımında gözlemlenebilir.
Nichetto, ayrıca, pavyonun her
yerinde bulunabilen dekoratif panelleri
uluslararası öneme sahip bir tasarım sahnesi
uyan
biçimlendirmek için yapının planını tasarım
olarak kendisini kabul ettirmektir. Pavyon,
marka ve iş ortaklarının
kalıbı olarak kullandığından dolayı pavyona
tasarımda mükemmeliyet amacına uygun
seçiminde gösterilen titizliklikle Masallar
benzersiz bir renk kattı. Bunlar, resepsiyon
olarak dinamik ve hareketli yeni bir
pavyonunun ‘masal anlatan tasarım’ felsefesi
odasının penceresinde, çatıkatının
kompleks olacaktır. Nichetto’nun yenilikçi
karşılıklı olarak birbirini destekliyor.
parmaklıklarında, havalandırma cihazının
tasarım yaklaşımına mükemmel bir şekilde
Dünyadan / Mekan Tasarım
yüksekliklere sahip olan üçgen
mazgallarında, halılarda, banyonun önünde
ve çatıda fark edilebilir. Arzu edilen renkleri
kusursuz bir şekilde aktarmak için Renk
paleti olarak NCS notasyonlarından
yararlanıldı.
Işığın çoklu değişimleri
düzenlendiğinden dolayı bütün bu alanlar,
bir mikro nezaket duygusu yaratmakta ve
ziyaretçilerle tasarım sevdalıları arasında
karşılıklı etkileşimi teşvik etmektedir.
Dünyaca tanınmış markalar olan Foscarini,
Diesel with Foscarini, Ibride, Petite Friture,
Diamantini & Domeniconi ve Seletti, hikaye
anlatan tasarım projeleriyle pavyonun
sergilerine ve iç koridorlarına yaşam
verecekler. Masallar pavyonunun hedefi,
101
Dünyadan / Mekan Tasarım
Masa oyunlarının mekan tasarımına yansıması
T
riopton Architects firması Atina
merdivendir. Tasarımı, ışık gereksinmesine
yakınlarında bulunan bir banliyö semtinde
uygun olarak Tripton Architects tarafından
‘Alaloum Masa Oyunları Kafesi’nin tasarımını
yapılan ve elle imal edilen metal lambalar,
yaptı. Alaloum Masa Oyunları Kafesi, Atin’nın
bronz su borularından sarkıtılmışve dikkat
kuzeydoğusunda bir banliyö semti olan Nea
çeken bir özelliğe sahiptir. Bu aydınlatma
Filadelfeia’da bulunuyor ve masa oyunu
elemanları, sadece temel aydınlatma
sevenlere hitap ediyor. Triopton Architects’e
gereksinmesini karşılamakla kalmaz, aynı
göre, masa oyunu oynamanın özgül işlevi,
zamanda gerek duvarlardaki, gerekse de
tasarım konseptine esin kaynağı oldu.
tavandaki yapı elemanlarını ve yoğun, renkli
Kafe, toplam 160 m²’lik alanda iki katta
102
dekorasyonları belirgin hale getirir.
düzenlendi. Kafenin arkasındaki konsept, esas
Önceden varolan yapı malzemelerinin
olarak yapının katı geometrilerini korumaya ve
kullanılmasına büyük önem verilmiştir. Beyaza
güçlendirmeye odaklanarak bir masa
boyalı tuğla duvarlarla renkli metal lambalar ve
oyununun yaratıcı hayal gücü ve renkliliğinden
siyaha boyanmış tavan arasında kontrast
etkilenen, içine gömülünen hoş bir ortam
ortaya çıkmıştır. Oyun konsepti, duvarlardaki
yaratmaktır. Kafenin en önemli unsurlarından
oyun temsilleriyle, mobilyalardaki renkli
biri, kırmızı renk çelik ve ahşap kutulardan
detaylarla ve dama tahtası desenli zeminle
yapılan ve dikkati çekecek şekilde 5.5 m
vurgulanmıştır. Karatahtaya benzeyen tavanlar,
yükselen oyun kütüphanesidir. Diğer önemli
parlak renkli şekillerle süslenmiş ve kafeyi,
bir unsur da gerilime dayanıklı delikli çelik
çocukluk anılarını canlandıran bir ilkokul
ızgaradan yapılmış olan kırmızı renk metal
sınıfına dönüştürecek şekilde boyanmıştır.
S
tudio Liu Lubin firması, Pekin’de (Çin)
Mikro evin tasarımını yaptı.
Mikro ev, insanların, oturma, yatma ve
ayakta durma gibi evde gerçekleştirdikleri
temel hareketler için ihtiyaç duydukları asgari
alan üzerinde kurulmuştur. Mikro evin formu,
bir mobilya ve mimari öğeler kombinasyonu
olarak görev yapacak şekilde tasarlanmıştır.
Mikro ev birimi, kendi etrafında
Dünyadan / Mekan Tasarım
Çin, ‘en’ asgari müşterekte, Mikro Evler’de buluşuyor
döndürüldüğü zaman dinlenme, çalışma,
çamaşır yıkama, yemek pişirme gibi her türlü
kolaylıkla kaldırılabilir ve monte edilebilir.
ev faaliyetini içeren mekan da değişecektir.
Nakliyede ve yer değiştirmede rahatlık olsun
Mikro ev birimi, sadece tek işlevli bir oda
gibi kullanılamaz, ama bir dairedeki odalar gibi
gruplandırılabilir, hatta bir rezidans kümesi
diye birimin büyüklüğü kontaynerin
büyüklüğüne uygun olarak tasarlanmıştır.
Mikro ev, bugünkü Çin’in toprak politikası
oluşturulabilir. Mikro evin temel malzemesi,
koşullarında insanların, kendi özel konut
hafif, ama güçlü olan, plastikle güçlendirilmiş
ürünlerine sahip olmasını mümkün
cam elyaftır. Bu örnekte mikro ev birimi, elle
kılmaktadır.
103
Dünyadan / Ürün Tasarım
İş dünyasına uygun modüler tasarımlar
T
asarımcı Björn Meier ve Till Grosch, imalatçı Ophelis firması için ‘Doklar’
yönelik eğilim, çalışma dünyasının
adı verilen modüler bir ofis mobilya sistemi hazırladılar. ‘Doklar’ adını
her yerinde pek çok düzeyde
verdikleri modüler bir ofis mobilya sistemi gelşitiren tasarımcılar, ürünleri
ortaya çıkan bir paradigma
hakkında şunları söyledi: “Bizim bakış açımıza göre ofis sadece bir iş yeri
değişimini yansıtmaktadır. Temel
değil, aynı zamanda bir yaşam alanıdır. Açık, merkezi olmayan ofislere
yapı olarak kanepe kullanarak
mobilya sistemine hafiflik kattık.
Muhtelif ürünlerin bütünlüğüne olanak
veren ara yüzler geliştirmek bizim için
önemliydi. Örneğin lambalar ve yan
sephalar, oluklu paneller yardımıyla
modüllere kenetlenebiliyorlar. Böylece basit bir diş açma yoluyla mobilya
adalarının tümleşik bir parçası haline geliyorlar. Dokları geliştirmekteki
zorluk, berrak bir tasarım dilini takip ederken kesin hatları çizilmemiş
bölgeler yaratabilen bir mobilya takımını tasarlayabilmekteydi. “
Heykel zarifliğinde rahat koltuklar
Mekanlara düğme sıcaklığı
Ü
rün tasarımcısı Carsten Astheimer, mobilya üreticisi Gloster için Bella dinlenme
salonu koltuğu ve bahçe kanapesi hazırladı. Zarif, parlak tozla kaplı aluminyum
çerçeveler, gerek konsept, gerekse de uygulama bakımından saf ve benzersiz bir form
meydana getirmek için şekillendirilmiş ince katmanlı tik ağacından latalarla birleştirilmiştir.
Bella’nın tasarımında temel olan unsur, koltukların heykel gibi biçimlendirilmiş oturma
yerleri ve şekillendirilmiş çok katmanlı tik
ağacından latalardan yapılmış sırt kısmıdır.
Dış mekan mobilyaları içinde benzersiz
olan bu özellikler, Bella’ya üç boyutlu bir
form sağlamasının yanı sıra koleksiyonu
hem son derece zarif hale getiriyor, hem
de son derece rahatlık sağlıyor.
104
Kanadalı tasarım ve yapım
stüdyosu Arbutus+Denman
Stüdyosu, Duvar Düğmelerini
hazırladı. Duvar düğmeleri, iç
mekanlara bir heykelin katacağı
sıcaklığı vermek üzere tasarlandı.
Her düğme, kendi özellikleri
bakımından benzersizdir ve çeşitli
büyüklükte olanları mevcuttur.
Dünyadan / Ürün Tasarım
Renkli cam kapsüllerle aydınlanın
T
asarımcı Lucia Koldova, imalatçı Brokis firması için ‘Kapsül’ adı verilen cam
asma lambayı hazırladı. Asma lamba, dış kısmın iç kısmı içine aldığı iki oval
cam kapsülden oluşuyor ve birbirlerine geçerek bir bütün halinde
tamamlanıyorlar. Konsept, birbiri üzerine binen ve tek bir form oluşturacak
şekilde birleşen iki dışbükey kapsülle görsel hale getirilmiştir. Tasarım,
doğadan, hücre şekillerinden veya bitki tohumlarından esinlenildiği
izlenimini veriyor. Renkli camdan iç kapsül ile berrak cam kristalden yapılan dış
kısmın birleşimi, formlardan kaynaklanan heyecan verici bir gerilim yaratıyor ve
üç boyutlu optik bir etki meydana getiriyor. Kapsül lamba, iki yan tarafında bulunan
küçük ahşap tabanlara bağlanan tüp şeklindeki ışık kaynağıyla birlikte sabitlenmiştir.
Mekanlara sıcak ve neşeli bir dokunuş
İ
stanbul’da oturan tasarımcı Meb Rure, yeniden kazanılmış ipekten koltuk, minder ve
tabure hazırladı. Kumaş atıkları, nihai malzemelere dönüştürüldü. Bu ekolojik mobilya
ailesi, Amerikan akmeşesi ile Nepal’de yeniden kazanılmış ipek ipliklerden yapılan
koltuk, minder ve tabureden oluşmaktadır. Etnik kimlikten esinlenen bu tasarım,
mekanlara sıcak ve neşeli bir hava getirmeyi hedefliyor. İçi süngerle doldurulan renkli
ipek toplar, rahat bir oturma deneyimi sağlıyor. Nakledilirken karbon ayak izini azaltmak
için ayaklar, tek elle bile kolayca sökülüp takılacak şekilde tasarlandılar.
Banyolara sanatsal
tasarımlar
Meneghello Paolelli Associati Firmasının
tasarımcıları, ArtCream için kupa bardak
biçimli lavabonun tasarımını yaptılar.
106
Dünyadan / Ürün Tasarım
Tasarımı Cheng-Tsung Feng
tarafından hazırlanan Flow koltuğu
T
ayvanlı tasarımcı Cheng-Tsung Feng, el zaanatkârı
Kao-Min Chen ile birlikte bamboo bir koltuk olan
Flow’u hazırladı. Flow üzerine oturabileceğiniz ve tembel
bir öğleden sonranın keyfini çıkarabileceğiniz bamboo
bir koltuktur. Size sakinleşmiş ve rahatlamış bir ruh hali
sağlayan bir bulut kadar hafif ve serbesttir.
Ormanlar renkleniyor
M
imar Nick Croft ve Michaela Macleod,
Grand-Métis’te (Quebec, Kanada’da)
Uluslararası Bahçe Festivali için ‘Pink Punch’
T
enstalasyonunun tasarımını yaptı. Pembe gövde,
ve saklama sorununa bir çözüm
Jardins de Métis/Reford Bahçelerinde 2013
108
Çok amaçlı
çok işlevsel
bir küp tasarımı
asarımcı Till Koenneker,
küçük dairelerde depolama
her ağacın etrafına 10 inç yüksekliğinde sarılan,
olarak ‘Canlı Kübü’ yarattı.
daha sonra yere ulaşılıncaya ağacın etrafına
Till Koenneker,
döndürülen doğal kauçuk lateks halattan yapıldı.
tasarımıyla ilgili olarak
Yerde halat, ağacın dibinde 3 ila 4 feet’lik bir yarı
şunları söyledi: Sandık
çap oluşturacak
odası olmayan bir
şekilde döndürülerek
daireye taşındım. Bu
sarılmaya devam edilir.
yüzden vinyl
Küçük bir ağaç
koleksiyonum, televizyonum,
kümesinin diplerinin
elbise ve ayakkabılarım için
etrafı sarıldığı zaman,
rafları olan minimalistik bir küp
halat hepsini kuşatarak
tasarımı hazırladım. Kübün üst
her ağacın dibinde
kısmında bir misafir yatağı, iç
ortak oturma alanları
kısmında ise malzeme
meydana getirir.
saklayacak bir çok yer var.
Dünyadan / Ürün Tasarım
Tohum merkezi için ekilebilen masa...
P
Çevre dostu doğal kaynaklardan
üretilen ‘yumuşak lamba’
A
vusturyalı tasarımcı Raine Mutsch, üretici Molto Luce
hilipp von Hase, geçtiğimiz günlerde Londra Tasarım Festivali sırasında %100
Norveç’te sergilenen Spire’ın, ‘ekilebilir’ masa tasarımını yaptı. Spire, ‘ekilebilir’
masaya biçimini veren tohumdur. Ceviz ve
akağaç ahşabından yapılmıştır. Alttaki kase
kısım el yapımı porselendir. Bergen’de,
tohumlar hakkında bilgi alabileceğiniz,
tüketip takas yapabileceğiniz bir tohum
merkezi için tasarlandı. Masa, ilhamını, Philipp
von Hase’nin tasarımını yapıp avokoda ayçiçeği tohumu- ceviz kabuğunun
dönüştürülmüş biçimi olarak hazırladığı
Hundertwassers’in Baummieter ve
Goldsworthys tohum heykellerinden almıştır.
Gündüz enstalasyon, gece ışıl ışıl bir manzara
hazırladı. Her lamba siperi, yumuşak fiber çimentodan
K
dökülerek elle biçimlendirilmektedir. Lamba siperleri,
tasarımını yaptı. Dondurulmuş akrilik katmanlardan yapılan Fish Bellies’lerin
malzemenin kalınlığının minimumda tutulmasını sağlayan
büyük dirimbiçimsel formları, ilhamını, ekolojik yaşam ve üniversitenin değişik
hafif dalgalı geometrileri sayesinde istikrarını
öğrenci kesimleri arasındaki paralellikleri yansıtan San Marcos nehri civarındaki
korumaktadır. İlk olarak Eternit tarafından geliştirilen fibre
sosyal ve biyolojik çeşitlilikten almıştır. Gövdenin yarı şeffaf oluşu, gün boyunca
çimento, çevre dostu olarak su ve selülöz lifi gibi doğal
eteri andıran bir anatomi
için fiber çimentodan yapılan bir lamba serisi
amusal sanat tasarımcıları olan Joe O’Connell +Blessing Hancock Public Art,
San Marcos, Texas’ta Texas State Üniversitesi’nde bir sanat entelasyonunun
kaynaklardan
gibi işlev görürken,
üretilmektedir.
geceleyin dirimsel olarak
Yumuşak lamba serisi
ışıldayan bir manzaraya
kapsamında duvar
dönüşmektedir. Bu organik
lambası, barda asılı
tablo, kampüste bulunan
lamba ve büyük asma
bu benzersiz biyolojiye ek
lamba çeşitleri vardır.
bir ilgi duyulmasını
sağlamıştır.
110
Sergi İzlenim / CerModern - Munch ve Warhol Sergisi
Munch ve Warhol: İki büyük usta,
sanatseverlerin huzurunda
Dr. Umut ŞUMNU
[email protected]
Andy Warhol, Madonna and Self Portrait with Skeleton’s Arm
(After Munch), 1984, Silkscreen ink and synthetic polymer
paint on canvas, 129.5 x 180.3cm, Haugar Art Museum/Sparebankstiftelsen DNB, © 2013 The Andy Warhol Foundation for
the Visual Arts, Inc./Artists Rights Society (ARS), NY
Edward Munch’un yüz ellinci
doğum yılı anısına
CerModern’de 6 Kasım’da
açılan Munch ve Warhol
Sergisi 29 orijinal eserden
oluşuyor. Sergi 5 Ocak 2014
tarihe kadar ziyarete açık
112
E
dvard Munch (1863-1944) ve Andy
araya geliyor. 6 Kasım’da açılan sergi 5 Ocak
Warhol (1928-1987), yirminci yüzyılın en
tarihine kadar izlenebilecek. Edward
üretken ve yaratıcı iki sanatçısı… Yüzyılın
Munch’un yüz ellinci doğum yılı anısına
başında Munch tarafından üretilmiş dört
CerModern’de gerçekleştirilecek olan sergi,
motif olan ‘Çığlık’ , ‘Madonna’, ‘Broş’ ve ‘İskelet
Statkraft ve Statoil ana sponsorluğunda ve
Kollu Otoportre’ ile Andy Warhol tarafından
Norveç Büyükelçiliği’nin katkılarıyla,
1983-84 yıllarında yeniden tasarlanan ve
Andy Warhol Müzesi, Munch Müzesi ve
bazıları ilk kez gösterilecek olan olağanüstü
koleksiyonerlerden derlenen 29 orijinal
bir seri, CerModern’de açılan sergiyle bir
eserden oluşuyor.
üzerine bir dizi iş üretmek için sipariş
Munch ve Warhol, sanat çevrelerinde biri
veriliyor. Warhol, bu proje için Munch’un
aşırıya kaçan dışavurumcu ve varoluşçu
‘Çığlık’, ‘Madonna’, ‘İskelet Kollu Otoportre’
yönleriyle, diğeri ise kayıtsız bir duygusallığa
ve ‘Eva Mudocci’ adlı eserlerini seçiyor.
sahip olması özelliğiyle biliniyor.
Warhol, hayranı olduğu Munch’un
Karşılaştırıldıklarında ilk bakışta sanatsal
otoportre dahil birkaç işini de satın alıyor.
duyarlılıklarının bir tezat oluşturduğu
Galeri Bellman için üretilen on beş işin
düşünülse de, yakından bakıldığında grafik
tamamı büyük bir hızla muhtemelen
ortak paydası üzerinden dikkat çekici
İskandinav kökenli alıcılara satılıyor. Bu on
benzerliklere sahip iki sanatçı oldukları
beş iş içerisinden üç tanesi (Çığlık, Eva
belirtiliyor. Diğer ortak yönlerine bakıldığında;
Mudocci, Madonna ve İskelet Kollu
Munch ve Warhol’un her ikisi de özgün
Otoportre) CerModern’de sergilenecek
baskıda çeşitleme ve değiştirme yoluyla
eserler arasında yer alıyor.
keşfettikleri temaları tekrarlayan ve deneysel
baskı-resim teknikleri kullanan iki usta olarak
öne çıkıyor. Yine, her iki sanatçı da baskı
Warhol.The Scream (After Munch), 1984 Silkscreen ink and synthetic polymer paint on
canvas, 132 x 96.5 cm, Haugar Art Museum/Sparebankstiftelsen DNB © 2013
The AndyWarhol Foundation for theVisual Arts, Inc./Artists Rights Society (ARS), NY
Bazı eserler ilk kez gösterilecek
1984 yılında, daha önceki başarının üzerine
sanatına stratejik olarak yaklaşıp ticari
Galeri Bellman tarafından yeniden sipariş
alanlarını genişletmiş olmalarıyla tanınıyor.
veriliyor. Ancak, deneysel olmanın dışına
Modernizm eğrisinin karşıt uçlarında
çıkamayan bu proje süresince üretilen
olmalarına rağmen, her iki sanatçı da çağın
taslak işler, hiçbir zaman kategorize
belirli temaları üzerine yoğunlaştılar:
edilemiyor ve 1987’de Warhol öldükten
Anksiyete ve yabancılaşma, özeleştiri, ideal
sonra satılıyorlar. Her biri tek olan deneysel
kadınsı güzellik ve fanilik. Her şeyin ötesinde,
eserlerden kaç tane olduğu
Munch ve Warhol ustaca döşedikleri yolda
bilinmemektedir. CerModern’de
resmin ikonik gücünü hem kendi yaşamlarını
gerçekleşecek sergide bu eserlerden birkaç
hem de efsanevi kimliklerini güçlendirmek
tanesi görülebilecek.
Sergi İzlenim / CerModern - Munch ve Warhol Sergisi
Modernizm eğrisinin karşıt uçları
Munch Warhol sergisi, Edward Munch’un
için kullandılar.
doğumunun yüz ellinci yılı anısına sadece
CerModern’de sergilenmek amacıyla
Büyük sanatçıların sonraki kuşaklara etkisi
1983 yılında, Andy Warhol’a Galleri Bellman
tarafından Edward Munch’un eserleri
William John Kennedy,Warhol Holding Marilyn Acetate I, 1964 Gelatin silver print, ©
William John Kennedy., Photo Courtesy of Kiwi Arts Group, Miami
NewYork’lu iki sıradışı kürator Dr Patricia G.
Berman ve Pari Stave tarafından derlendi.
113
Sergi İzlenim / Galeri Nev Yeni Sezonda Nejad Devrim’i Ağırlıyor
114
Galeri Nev yeni sezonda Nejad Dervim’i ağırlıyor
53.Versay İçin Etüd, 1952- 1955,
Tuval üzerine yağlıboya,
35.5x 45.5 cm.
1.Maria Devrim’in Portresi, 1952- 1955,
Tuval üzerine yağlıboya,
73x 60 cm.
G
ilk kez Türkçe’ye çevriliyor.
adını, Nejad’ın, Dada akımının ikonik yazarı
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne
kurucu üyeliğini ve başkanlığını yapan
Tristan Tzara ile birlikte gerçekleştirdiği 1955
giren Devrim, Léopold Lévy’nin önce
devrim, bildirilerini kaleme aldı. Sanat
tarihli şiir kitabı ‘Zaman Doğarken/Le Temps
öğrencisi, sonra asistanı oldu. Yeniler
seyahatlerine 1985 yılında son vererek
Naissant’den alıyor. Sanatçının geçtiğimiz ay
Grubu’nun kurucu üyeleri arasında yer alan
Polonya’nın güneyindeki Nowy-Sacz kentinde
doksanıncı yaşını dolduran eşi Maria Devrim,
Nejad Devrim, 1946’da Paris’e yerleşti. 1950’de
inzivaya çekilen Nejad Devrim 1995 yılında
kendi koleksiyonundan seçilen ve daha önce
Hartung, Soulages, de Staël gibi sanatçıların
Nowy-Sacz’da öldü.
sergilenmemiş eserlerden oluşacak serginin
eserlerinin sergilendiği Paris’teki Galerie Lydia
açılışı için Türkiye’yedeydi. Sergi vesilesiyle,
Conti’de kişisel sergisi açıldı. Aynı yıl Nejad,
Aralık ayında sergilenen Nejad Devrim’in,
Nejad’ın Tzara için desenlediği ‘Le Temps
Leo Castelli’nin eserlerini New York’ta
Türkiye’de Galeri Nev tarafından temsil
Naissant’ ile, 1960’da gerçeküstücü Fransız
sergilemek üzere seçtiği ‘Paris Okulu’
edilmesinin yirminci yılında açılacak olan
şiirinin en önemli adlarından Paul Eluard için
ressamları arasında yer alan Devrim’in eserleri
‘Zaman Doğarken’, 7 Aralık 2014 tarihine
desenlediği ‘Sens de tous les instants’ kitapları
daha sonra Galerie Charpentier’de her yıl
izlenebilecek. www.galerinev.com
aleri Nev, 2013-2014 sergi sezonuna
Nejad Devrim ile devam ediyor. Sergi
Nejad Devrim (1923, İstanbul) 1941 yılında
düzenli olarak açılan Paris Okulu sergilerinde
izlendi. 1952 yılında Salon d’Octobre’un
Ankara Galeri Nev’de eserleri ilk kez 1993
Organik / Organik Giyim
Biz Büyüdük ve
Kirlendi Dünya
Haberler... Haberler...
Hazırlayan: Fulya NANBA
[email protected]
ORGANİK GİYİM
Merhaba,
B
u sayıda ekolojik yaşam sayfasında daha
önce değinmediğimiz bir konudan
bahsedeceğiz.
Kıyafetlerimizden.
Organik giyim, üretimi ve boyanması
sırasında hiçbir kimyasal kullanılmayan
kumaşlardan dokunan kıyafetleri anlatıyor.
Dünyada organik giyim genellikle pamuk,
bambu, kenevir gibi bitkilerin liflerinden
Kumaşlar ya organik boyalar kullanılarak
üretiliyor. Şimdi özellikle kenevir bitkisi üzerinde
boyanıyor veya daha da iyisi doğal hallerinde
duracağız çünkü ülkemizde üretimi yasak olan ve
kalıyorlar. Bazen farklı tonlar elde etmek için
kullanımı pek yaygın olmayan kenevir bitkisi en
kumaşları deniz tuzu ile solduruyorlar ve bu da
doğal yetişen bitkilerden biri. Yaydığı koku
son derece doğal bir görünüm sunuyor.
nedeniyle böcek gelmeyen kenevir, bu sayede
hiçbir kimyasal kullanımı gerektirmiyor.
Besin değeri çok yüksek olan kenevir
Her türlü kumaşta, iç giyimde, bebek
kıyafetlerinde, bezlerinde, çarsaf takımları,
yatak, perde, halı, koltuk kılıfı yapımında
tohumları için fazladan gübre ve hormon
kullanılıyorlar. Çoğunlukla dokuma
ihtiyacı yok.
tezgahlarında dokundukları için el emeğine
Sizi güneş ışınlarından koruyan, halat,
yelken, tuval yapımında kullanılan ve çok güçlü
katkı konusunda çok değerliler.
Hiçbir kimsayal madde içermedikleri
liflere sahip olan kenevirden yapılan giysilerinizi
sebebiyle, atialerjik özellikleri ile de sağlığınızın
gönül rahatlığıyla torunlarınıza bırakabilirsiniz.
dostu organik giyim dikkatinizi ve ilginizi
Nefes aldığı için terlemeyi önleyici özelliğe
sahip olan kenevir yıkandıkça yumuşuyor ve
116
parlaklaşıyor, sizinle birlikte yaşıyor, kısaca.
fazlasıyla hakediyor.
Sağlıkla kalın...
• GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ’nde güneşin
zararlı ışınlarından koruyan organik pamuktan giysi
üretildi. Proje kapsamında Türkiye’de pamuk
araştırma enstitüleri tarafından çaprazlama
yöntemiyle geliştirilen doğal renkli pamukların
tekstil sektörünün kullanımına hazır olup
olmadığının incelendiğini ifade eden Prof. Dr.
Kireçci, Elde edilen kumaşların fiziksel ve konfor
testleri sonrasında gelinen noktanın bu pamukların
tekstil sektöründe rahatlıkla kullanılabileceği ve
önemli avantajlar sağlayacağı yönünde olduğunu
söyledi. Pamuklardan elde edilecek giysilerin
üretimi sırasında ağartma, boyama ve yıkama gibi
kimyasal işlem uygulanmayacağı için işçilik
maliyetleri aşağı çekilerek çevre ve su kirliliğinin
önüne geçilebilinecek.
• HÜYÜK’TE ORGANİK TARIM VE
LOJİSTİK MERKEZİ KURULACAK;
Konya İl Genel Meclisi, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği
Komisyonu’nun çalışmalarıyla kadın ve engellilerin
istihdamını masaya yatırdı. Kadınların organik çilek
yetiştiriciliğinde önemli yol kat ettikleri belirtilen
toplantıda, bölgenin Organik Tarım ve Lojistik
Merkezi’ne ihtiyaç duyduğu vurgulandı. Kadın
istihdamında önemli mesafenin katedildiğinin altı
çizilirken, engellilerin istihdamı için yapılması
gerekenler ve çözümleri tartışıldı. Toplantıda, KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu raporu kabul
edilirken, Hüyük’e Organik Tarım ve Lojistik Merkezi
kurulması kararı alındı.
Bir Mekan / Pera Palace Hotel Jumeirah - Pattiesserie de Pera
118
121 YILLIK EFSANE
Pattisserie de Pera’nın
dekorasyonu yenilendi
1
9. yüzyıla dayanan zengin tarihiyle 121 yıldır misafirlerine hizmet
veren Pera Palace Hotel Jumeirah’nın efsanevi pastanesi Patisserie
de Pera, yenilenen dekorasyonuyla göz kamaştırıyor. ‘Dekorasyon
Kraliçesi’ olarak bilinen Anouska Hempel tarafından baştan yaratılan
pastanenin lezzetleri de yenilendi. Zengin tarihi ve imza attığı ilklerle
İstanbul’un en önemli simgelerinden olan ülkemizin ilk uluslararası oteli
Pera Palace Hotel Jumeirah’nın içinde, kuruluşundan bu yana hizmet
veren Patisserie de Pera, dekorasyon kraliçesi olarak anılan ünlü içmimar
Anouska Hempel’in tasarım anlayışıyla yeniden yorumlandı.
Anouska Hempel’in; kendisini 100 yılı aşkın süredir pastaneyi ziyaret
eden misafirlerin yerine koyarak, köklü tarihini hissederek yaptığı
tasarımlar, Patisserie de Pera’yı bozulmayan ancak tazelenen dokusuyla
kalbi çok daha sağlıklı atan bir lezzet mekanı haline getirdi. Patisserie de
Pera’nın kendisi gibi lezzetleri de baştan yaratıldı. Kahveli, çilekli, vanilyalı
makaronlar, ev yapımı çikolatalar; farklı reçetelerle hazırlanan ekler,
opera kek, Parist Brest gibi eşsiz Fransız lezzetlerinin hakim olduğu
pastalar Fransız geleneğinden gelen 121 yıllık deneyimle servis ediliyor.
‘Dekorasyon Kraliçesi’’ olarak
bilinen Anouska Hempel
tarafından baştan yaratılan
Pera Palace Hotel Jumeirah’ın
lezzetleri de yenilendi.
Gezi / Urfa
Nereye ?
m
Gideli
Medeniyetlerin beşiği
Urfa
Kale kalıntıları
A
nadolu, medeniyetlerin beşiğidir derler, Urfa da
medeniyet tarihinin en önemli şehridir. Tarihi,
Paleolotik çağa kadar uzadığı bilinen Urfa bölgesi;
Sümer, Akat, Hitit, Babil, Kalde, Hurri, Mitanni, Aram,
Asur, Med ve Pers Makedonya, Roma ve Bizans
medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Hristiyanlar için Urfa kutsal şehir kabul edilir. Zira, Osroane
kralı Abgar Ukomo’nun dünyada Hristiyanlığı kabul eden ilk kral olduğu, Hz. İsa ile mektuplaştığı ve
Hz. İsa’nın dinini yapmak üzere Urfa’ya çağırdığı bu davet üzerine Hz. İsa yüzünü sildiği mendile
çıkan mucizevi resmini ve Urfa’yı kutsandığı dair mektubunu Abgar Ukomo’ya
göndermiştir. Urfa’ya gidip, Urfa Kalesi’ni, müzeleri, camileri mutlaka görün
deriz. Fakat, Halepli Bahçe Mozaikleri, Ayn Zeliha Gölü, Mevlid-i Halil
Mağarası, Hüseyniye Çarşıları (Bakırcılar Çarşısı), Kazaz Pazarı, Gümrük Hanı,
Dabakhane, Meclis Evi, Mevlevihane Camii, Tarihi Urfa Sokakları, Deyr Yakup
Manastırı’nı görmeden dönerseniz kendinizi Urfa’yı görmüş saymayın...
Bakırcılar Çarşısı
Göbeklitepe Höyüğü
Şanlıurfa’ya 20 km uzaklıkta, Örencik
köyü yakınlarındaki Göbeklitepe
Höyüğü bir tepenin üzerine kurulu.
Yapılan kazılar sonucu, höyüğün, Cilalı
Taş devrinden günümüze kalmış
dünyanın bilinen en eski
dini yapılar topluluğu
olduğu ortaya çıktı.
Göbeklitepe,
arkeoloji dünyasının
en büyük keşiflerinden
120
biri, çünkü daha şehir hayatına
geçmemiş olduğu düşünülen avcıtoplayıcı toplumların tapınak inşa etmiş
olduğunu gösteren ilk örnek. BBC’de
yayınlanan ‘How Art Made The World2’
belgeseline göre, Göbeklitepe’de,
yabani buğday ilk kez kullanılmış,
tarihin bilinen ilk buğday ekimi ve ilk
çiftçilik burada başlamıştır. Tüm bunlar
Göbeklitepe’yi görülmesi elzem
yerlerden biri yapmaya yeter.
Gezi / Urfa
Balıklı Göl / Halil’ür Rahman Gölü
Balıklıgöl, (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri) Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan
bu iki göl, İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinir. İbrahim
Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele
etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü
kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey
ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol” emri verilir. Bu emir üzerine, ateş
suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içerisine
sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür.
Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından
kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de
Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk
tarafından kutsal kabul edildiği için korunur ve yenilmez.
Amazon Kraliçesi'nin
at sırtında resmedildiği
Halepli Bahçe mozaiği.
Urfa’nın tarihi evleri.
Kazancı Bedii’nin
bulunduğu sıra
gecelerine katılma
şansını yitirdiyseniz de
bir sıra gecesine
mutlaka katılmalısınız...
Halil’ür
Rahman Gölü
(Balıklı göl)
121
Gezi / Urfa - Harran Ovası
Harran, yolların kesişme noktası
Sümerce Kesişen Yollar anlamına gelen Harran’ın tarihi 9000 yıl
öncesine dayanıyor. Dönemin en güzel sanat eserlerinin burada
yetiştiğini, dünyanın ilk üniversitesinin burada kurulduğunu
düşündüğümüzde, medeniyetin beşiği Harran’ın bugün
geldiği durum ‘medeniyet’in bir hediyesi olmalı bu
topraklara... Kubbeli, Külahlı, Kümbet evler, Arı kovanı,
Konik Kubbeli Kare veya kareye yakın taş temel üzerine
40-45 dizi tuğla ile örülü Harran evleriyle ünlüdür. Yanyana
getirilen Kubbeler içerden kemelerle birbirine bağlanıyor ve yaşam
alanları oluşturuluyor. Yerden yüksekliği 5 metreye varabilen bu
evlerin tek penceresi koninin tepesindeki delikten ibaret. Bu delik,
hem havalandırma, hem de ışık ve baca görevi görür. Yazın serin,
kışın sıcak olan bu evler 150-200 yıl önce yapılmıştır. Harran Kalesi,
Bazda Mağaraları, Şuayip Şehri, dünyanın ilk üniversitesi kalıntıları
görmeden geçemeyeceğiniz yerlerdir.
Harran
122
Nereyi
Gezelim?
Gezi / Hotel el Ruha
Hotel el Ruha
T
aşların hüküm sürdüğü ve geleneksel mimari
dokunun yaşatıldığı Şanlıurfa tarihi kent
merkezinde, Balıklıgöl'ün yanında yer alan Hotel ElRuha, 2005 yılından beri hizmet veriyor. Geleneksel
Urfa mimarisi tarzında, Urfa taşından yapılan otel taş
bezemelerinin yanı sıra, konumu ve mimarisiyle saray
görünümünde. Misafirlerin rahatı ve konforu için her
türlü ayrıntının düşünüldüğü yatak odalarında
Balıklıgöl ve kale manzarasıyla tarihe tanıklık
edebiliyorsunuz. Otelin seçkin restoranlarında yöresel
ve dünya lezzetlerini bulmanız mümkün.
Hotel El-Ruha, Şanlıurfa'ya gelen
misafirlere ev sahipliği yaparak,
Hz. İbrahim'den gelen ‘tarihi
Urfa misafirperverliği’ni
en güzel şekilde sunuyor
Halepli Bahçe, Balıklıgöl
ve Kale manzaralı ter
akşam yemekleri için key asları ve Dam Restaurant
ifli mekânlar.
Ner
kala ede
lım
Doğal ve tarihi 2 mağaranın biri ‘inn kafe’olarak hizmet veriyor. Diğer
mağarada ise pastane ve restaurant hizmetinin yanı sıra urfa sıra geceleri
yapılıyor. Otelde bedensel engelliler için düzenlenmiş odalar bulunuyor.
123
Gezi / Çardaklı Köşk
Çardaklı Köşk
Nerede, Ne
Yiyelim?
B
alıklıgöl ve Urfa Kalesi manzarasıyla
misafirlerine unutamayacağı anlar yaşatan
Çardaklı Köşk’te her gece sırageceleri
düzenleniyor. Köşk, yaklaşık 200 yıllık bir
geçmişe sahip. Zaman içerisinde farklı
amaçlara hizmet eden mekan aslına uygun
olarak korunmuş. 1999’dan itibaren
restoran olarak hizmet veren
köşk, ISO tarafından verilen
kalite ve hijyen kapsamındaki
belgeye sahip. Dileyen müşteriler,
misafirleri için anlaşmalı otelleriyle konaklama
hizmeti sunuyor. Profesyonel saz ekibiyle Urfa
kültürünü yakından tanıma fırsatı
yakalayacağınız mekanda Urfa mutfağının eşsiz
lezzetlerini bulmanız mümkün. Tarihi en az Urfa
kadar eski olan çiğköfte, mırra, künefe ve
Urfa’nın şıllık tatlısı tatlı zevkinizi değiştirecek...
124
Mesleki Yayın / Kitap
Mesleki Yayınlar
SANAT OKULUNDA ÖĞRENİLECEK 101 ŞEY
BİR GÖRSEL İLETİŞİM PLATFORMU
OLARAK MEKAN
SANATA ilgi duyan okurların elinden
GRAFİK tasarım, doğasında barındırdığı
düşüremeyeceği kitap, tüm sanat dallarını
kuşatan ortak bir duyguyla, sanatın
disiplinleri bir araya getiren yapısıyla, görsel
yapılabilirliğine ve bir sanatçı gibi düşünmenin
iletişime olan gereksinimin artmasına ve buna
ince ayrımlarına dair yazılmış özlü
yönelik teknolojilerin gelişmesine paralel olarak
açıklamalardan oluşuyor. Yazarın imzasını
taşıyan ve sol sayfalara yerleştirilmiş tarihsel ve
güncel sanat yapıtlarından illüstrasyonlardan
oluşan kitap, soyut ilkeler ve hazır çözümler
YEM Yayın
Yazar: Kit White
Çeviren: Volkan Atmaca
224 sf.
oluşturmuştur. Mekân ve grafik tasarım ilişkisi de Yayınevi:YEM Yayın
bu oluşumlardan biridir. Kitap, bütün bu
Yazar: Melike Taşçıoğlu
alanların görsel iletişimde oluşturduğu ortak
yerine, öğrencilerin sanat öğrenimleri süresince
zemini grafik dil üzerinden sorguluyor; tasarımın
yaşadıkları sorunları göğüslemelerine yardımcı
yaratıcı ve farklılaştırıcı rolünü, mekân çatısı
olacak basit ve pratik öneriler yer alıyor.
altında, grafik tasarımcı gözüyle ortaya koyuyor.
PROJELER / YAPILAR 2 OFİSLER
‘PROJELER/YAPILAR” dizisinin ikinci kitabı
Yayınevi: YEM Yayın
Baskı Tarihi: Mart 2013
Dil: Türkçe
176 sf.
500’e yakın çizim ve
renkli fotoğraf.
126
dallanmış ve yepyeni açılımlara temel
Dil: Türkçe
184 sf.
ÇAĞDAŞ KONUT MİMARİSİNDEN DETAYLAR
ÇAĞDAŞ Konut Mimarisinden Detaylar, son
“Ofisler”, Türkiye’den ve dünyadan önemli
yıllarda detaylarla ilgili ön plana çıkan eğilimlerin
mimarların seçkin ofis ve yönetim yapısı
bir derlemesini sunarak, konut mimarisinin
projelerinden oluşan bir derlemedir. Kitapta, son 4
gelişimindeki detayların teknik ve estetik önemi
yılda, 26 mimar/mimarlık grubu tarafından
hakkında değerlendirme olanağı sağlıyor.
Türkiye’nin ve dünyanın 11 şehrinde
Dünyanın önde gelen mimarlarından
gerçekleştirilen 32 yönetim yapısı ile ofisin
birçoğunun ürünlerini içeren kitap, yakın
tasarımları sunuluyor. Kitapta bulunan yapılar ve iç
dönemde inşa edilmiş ellinin üzerinde evi, temel
mekân tasarımları, özel çekilmiş renkli fotoğraflar,
yapı malzemelerine göre ayrılmış olan altı
vaziyet ve kat planları, kesitler, görünüşler ile
bölümde inceleniyor: beton, cam, taş, çelik,
aksonometrik çizimlerin yanısıra projeyi anlatan
ahşap ve alternatif malzemeler. 200'ün üzerinde
açıklama metinleriyle veriliyor.
renkli fotoğraf, 800'ün üzerinde çizim.
Yayınevi: YEM Yayın
Yazar: Virginia Mcleod
Çev: Tuğçe Selin Tağmat
240 sf.
Yurt içi fuarlar
Yurt dışı fuarlar
Kapı İstanbul
8. Uluslararası Kapı Fuarı
Ülke – Şehir: Türkiye – İstanbul – IFM
Fuar Tarihleri: 16.1.2014 – 19.1.2014
Organizatör: Demos Fuarcılık
Web: www.demosfuar.com.tr
DelhiInteriors 2013
Mobilya, Dekorasyon, Mutfak banyo, Ahşap ve Kaplama Fuarı
Ülke – Şehir: Hindistan- Yeni Delhi
Fuar Tarihleri: 5.12.2013 - 8.12.2013
Organizatör: ITEI
Web: www.delhi-interiors.com
Kapı İstanbul
3. Kapak, Profil ve Raydolap Fuarı
Ülke – Şehir: Türkiye – İstanbul – IFM
Fuar Tarihleri: 16.1.2014 – 19.1.2014
Organizatör: Demos Fuarcılık
Web: www.demosfuar.com.tr
HEIMTEXTIL
Uluslararası Ev Tekstil Fuarı
Ülke – Şehir: Almanya - Frankfurt
Fuar Tarihleri: 8.1.2014 - 11.1.2014
Organizatör: Messe Frankfurt
Web: www.heimtextil.messefrankfurt.com/frankfurt/en/home.html
Yenilenebilir Enerji 2013
Yenilenebilir Enerji Fuarı
Ülke – Şehir: Türkiye – Yeşilköy – IFM
Fuar Tarihleri: 5.12.2013 – 8.12.2013
Organizatör: CNR Expo
Web: www.yenilenebilirenerjifuari.com
IMM / Möbelmesse
Uluslararası Mobilya Fuarı, Döşenmiş Mobilyalar
Ülke – Şehir: Almanya- Köln
Fuar Tarihleri: 13.1.2014 – 19.1.2014
Organizatör: Koeln Messe
Web: www.imm-cologne.de
Enerji Verimliliği
5. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı
Ülke – Şehir: Türkiye – Yeşilköy – WOW
Fuar Tarihleri: 8.1.2014 – 11.1.2014
Organizatör: Expotim
Web: www.expotim.com
Meuble Paris
Mobilya Fuarı
Ülke – Şehir: Fransa - Paris
Fuar Tarihleri: 24.1. 2014 – 28.1. 2014
Organizatör: Salondumeuble
Web: www.salondumeuble.com
5. Dossodossi Moda Gösteri
Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri ve Kumaş Fuarı
Ülke – Şehir: Türkiye – Antalya
Fuar Tarihleri: 8.1.2014 – 13.1.2014
Organizatör: Dossodossi Fuar
Web: www.dossidossi.com.tr
StonExpo/Mamomacc Americas
Mermer ve Doğal Taş Fuarı
Ülke – Şehir: ABD- Las Vegas
Fuar Tarihleri: 27.1. 2014 – 30.1. 2014
Organizatör: Hanley Wood
Web: www.stonexpo.com/attendee/show-info.aspx
Fuar Takvimi / Yurt içi - Yurt dışı
Fuar Takvimi
127
Kültür Sanat / Tiyatro
Müzikalin ‘direniş’ hali Talimhane sahnesinde
Sevda ŞANLI
G
eçen sayımızda yeni sezon tanıtımları
arasında yer verdiğimiz Talimhane
Tiyatrosu’nun gezi direnişini anlatan
Taksim Meydanı Müzikali’ni seyretme
imkanı bulduk.
Her ne kadar çıkış noktası gezi direnişi
olsa da müzikal, birçok hikayeyi direniş
paydasında birleştiriyor. Müzikalin
merkezine daha başında tanışma fırsatı
bulduğumuz bir seks işçisi ve sendika
başkanı yerleşiyor. Gözaltına alınan bu
ikilinin yanı sıra yine yanlışlıkla içeri alınan;
imam, doktor ve ressam karakterleri de
ekleniyor. Her biri kendi bakış açılarından
Direnişçinin sahneye girdiği andan
versiyonunun epey eğlenceli olduğunu
dertlerini polise anlatmaya çalışırlarken,
itibaren adeta gezi ruhu talimhane
söylemek mümkün; keza Nazan Öncel
aynı zamanda ülkede gezi öncesi ve gezi
sahnesinde yeniden canlanıyor. Gezi
tarafından bestelenen ‘Güya’ şarkısında da
devamında yaşananların ‘siyasi portesi’ de
tweet’lerinden, Çarşı’ya, Vali’nin ve
oyuncular başarılı bir performans
birkez daha çizilmiş oluyor.
Başbakan’ın sözlerinden, sloganlara kadar
sergiliyorlar. Müzikalin özgün şarkıları da
gezi direnişinde yaşananlar tekrar
seyirciyi etkisi altına alıyor. Mehmet Ergen,
hatırlanıyor.
her zaman olduğu gibi yine cesur
Gezi ruhu Talimhane sahnesinde
128
Zaman zaman geçişler arasında tempo
Müzikalin şarkıları da metni gibi bir
düşüklüğü olmasına rağmen karakterler
hafta sonunda Mehmet Ergen tarafından
oyuncular tarafından titizlikle işlenmiş ve
yazılmış, sadece iki tanesi direniş sırasında
sahneye aktarılmış. Özellikle direnişçi
ve sonrasında ortaya çıkan şarkılardan
birlikte duygusal bir finale imza atan
karakteri müzikale dinamizm katıyor;
oluşuyor. Bunlardan birtanesi Boğaziçi Caz
oyunu, önümüzdeki sezon boyunca
gözlemlediğimiz kadarıyla en yoğun
Korosu tarafından uyarlanan ‘Çapulcu
Talimhane Tiyatrosu Blackout sahnesinde
reaksiyonlar da bu andan itibaren başlıyor.
Musun Vay Vay’ şarkısı. Şarkının Talimhane
seyretmeniz mümkün.
söylemlerle eleştiri oklarını hedefine
doğrultuyor.
Gezi direnişinde ölenlerin anılmasıyla
Kültür Sanat / Müzik
Hazırlayan: Sevda ŞANLI
Çello’nun starları PSM sahnesinde
K
ısa sürede ünleri dünyaya yayılan genç Hırvat çellistler Luka Sulic ve Stjepan
Hauser 27 Aralık’ta ilk kez Türkiye’deki dinleyicileriyle buluşacak.
Çelloyu yeni bir seviyeye taşımak ve müziğin farklı tarzları arasındaki sınırları ortadan
kaldırmak için alışılmışın dışında bir şey yapmaya karar vererek çocukluklarından beri
hayranlık duydukları Michael Jackson'ın "Smooth Criminal" şarkısını çellolarıyla çalan
müzisyenler, kendilerini bile hayrete düşüren bu muhteşem performansı tüm
dünyayla paylaşmak ister, videoya kaydedip internette yayınlarlar. İşte ne olursa o
andan sonra olur. Bu dahi ikili yani 2CELLOS kısa süre içinde milyonlarca hayran
kazanır. Sony Masterworks 2CELLOS ile sözleşme yapar ve Elton John'un dünya
turnesine katılmaları için onlara davetiye gönderir.
Yaptıkları müzik o kadar beğenilir ve ilgi görür ki dünyada izlenme rekorları
kıran TV şovlarına konuk olurlar. Son olarak Red Hot Chili Peppers ile benzersiz
bir şova imza atan 2CELLOS, ilk kez Aralık ayında İstanbul'da Zorlu Center
Performans Sanatları Merkezi’nin konuğu olacak. "Welcome to the Jungle",
"Hurt", "Highway to Hell" ve "Viva la Vida" gibi şarkıları bir de onlardan dinlemek
için, biletlerinizi zolucenterpsm.com adresinden temin edebilirsiniz.
2CELLOS
27 ARALIK 2013 / 21.00
ZORLU CENTER PSM
Borusan’la klasik müziğe devam
K
ariyeri boyunca Benjamin Britten, Peter Sears, Rudolf Serkin ve Pablo Casals gibi dev isimlerle
çalışmış olan efsanevi piyanist Murray Perahia, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası
eşliğinde bir kez daha İstanbullu dinleyenleri ile buluşacak.
BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI
16 OCAK 2014 / 20.00
LÜTFİ KIRDAR ANADOLU AUDİTORİUM
Sascha Goetzel: Şef
Murray Perahia: Piyano
Schumann: Piyano Konçertosu, La minör, Op. 54
Schreker: Vorspiel zu einem Drama
Tüzün: Çeşmebaşı
Erkin: Senfonik Bölüm
Saint-Saëns: Samson ve Delilah’dan “Bacchanalle”
Deneyimi ve müzikalitesini özenle seçtiği repertuarı ile
birleştiren sanatçı, Schumann’ın piyano edebiyatına kattığı
tek konçertosunu seslendirecek. Programda aynı zamanda
Ferit Tüzün ve Ulvi Cemal Erkin’in bestelerinin de yer
alacağı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, böylelikle
Türk bestecilerin yapıtlarını dünyaya duyurma misyonunu
sürdürmeye de devam edecek.
129
Kültür Sanat / Kitap
Esra KARATAŞ
S
evgili dostum Marcel Proust, ruhu da bedeni
kadar naif dostum benim. O’na dostum
Yeni çıkan kitaplar
Kızın İtirafı’bölümlerinde anlattığı tam da budur.
Hazlar ve Günler
“Hiç kuşkusuz, bireyler arasındaki dostluk hava
diyeceğim çünkü Marcel, okuyanın ya en yakın
cıvadır ve okumak en iyi dostluk biçimidir” diyen
dostu olur, ya da hiçbir şeyi... Dolayısıyla, Roza
Marcel’in ‘Hazlar ve Günler’de Olivian’a verdiği
Hakmen çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan
öğütler onun yaşam biçiminin açık bir tarifidir.
“...Seyahatte arabalar sizi hayalinizin çabucak
‘Hazlar ve Günler’i raflarda eski bir dostumu
görmek kadar heyecanlandırdı beni. Kitap,
götürebileceği yerlere daha yavaş götürür. Deniz
Marcel’in 20’li yaşlarında yazdığı denemelerden
kıyısında olmak için gözlerinizi kapamanız
yeterli...” Hayatı yaşamaktansa onun hayalini
oluşuyor.‘Hazlar ve Günler’de Marcel’in resmini
çizdiği karakterlerin hepsi Kayıp Zamanın İzinde’nin
bahsettiği kitap, mensup olduğu
kurmayı tercih eden Porust, yaşamının önemli
habercisi gibi...
‘sosyete hayatı’na getirilmiş,
bir bölümünü yatağa bağlı olarak geçirdi. 23
eleştirel bir bakıştır. Marcel’in
yaşında yazdığı ‘Hazlar ve Günler’de genç
tasvir ettim. Dolayısıyla iyiliği hedeflemeyecek
Hazlar ve Günler’de çizdiği
Marcel’in müthiş gözlem gücü, insan ruhunu
kadar zayıf, kötülüğü tam tadına varamayacak
karakterler sosyeteye dahil
kadar asil olan ve ızdıraptan başka şey tanımayan
olduklarında silikleşirler. Doğadan
bu insanlardan bu küçük denemeleri arıtacak kadar
kopan insan şehir ve sosyete
samimi bir merhametle söz ettim”diyerek
hayatına girdiğinde kaçınılmaz bir
Önsözde,“Vicdanı hassas kişilerde ahlaksızlığı
çözümlemedeki ustalığını görürsünüz.
Proust dostunuz olabilir mi bilemiyoruz
Hazlar ve Günler st
ou
Pr
l
ce
ar
M
Yazar:
ama ‘Hazlar ve Günler’onunla arkadaş
Hakmen
Çeviren: Roza
s.
7
olabilmeniz için iyi bir başlangıç olabilir...
, 16
Yapı Kredi Yay.
Venüs
Bir Aile Tarihçesi, Bir Yaşamöyküsü
Goethe Öleyazıyor
E
Ü
Şebnem İşigüzel
İletişim Yay., 240 sf.
130
şekilde bayağılaşır. Kitabın,‘Violante’ya da‘Bir Genç
zerine II. Abdülhamit’in gölgesi düşmüş,
tedirginlikle dalgalanan İstanbul’da karşılıyor
bizi Venüs. Önce doğuyla batının tam ortasında,
Boğaz suları üzerindeki bir sandalda gözlerini
dünyaya açan kahramanımızla tanışıyoruz. Köle
avcılarının kol gezdiği Mısır’dan 1589’ın büyülü
İstanbul’una ve esrarlı saray hayatına duman gibi
süzülüyoruz. Kahramanların kendi kafalarına
göre çalıp oynadıkları, coşku dolu, müzikal bir
roman bu. İşigüzel en iyimser romanını kaleme
alarak okurunu bir kez daha şaşırtıyor.
Thomas Bernhard
Çeviri: Fatih Özgüven
YKY, 64 sf.
debi öfkenin çocuksuz babalarından
Thomas Bernhard, yapıtında ana izleği olan
yalnızlık, anne babaya duyulan nefret ve ülkesi
Avusturya ile aşk-nefret ilişkisini Goethe
Öleyazıyor'da da aynı ısrar, dirençle işliyor.
Kitapta, Bernhard'ın belirli bir dönemde
yazdığı (İlk olarak seksenli yılların başında
gazetelerde yayımlanan), eskiyi ve yeniyi
buluşturan, bize epey tanıdık gelen dört öykü,
başka bir deyişle bildik hikâyeler yer alıyor.
Kültür Sanat / Sinema
SİNEMA TARİHİNE ADINI YAZDIRAN FİLMLER
Rebecca / Alfred Hitchcock
Yönetmen:Alfred Hitchcock, Oyuncular : Laurence
Olivier, Joan Fontaine, Judith Anderson, George Sanders.
Senaryo: Joan Harrison, Robert E. Sherwood
Müzik:Franz Waxman
Soğuk
Bir huzursuzluk filmi: Rebecca
G
üney Fransa, güneş içimizi ısıtıyor. Yüksek sosyete
mensubu bir hanımın hizmetçiliğini yapan ‘genç kız’,
film boyunca ‘genç kız’ın adı olmayacaktır, kaderinin burada
değişeceğinden habersiz sosyetenin tanınmış simalarından
Mr. de Winter’la tanışır. Winter’ın, trajik bir bot
kazasında boğularak ölen eşi Rebecca’nın hikayesini
yanında çalıştığı hanımdan dinleyen ‘genç kız’ kısa
sürede şakaklarına ak düşmüş, hüzünlü ve gizemli
Mr. de Winter’ı tanımaya başladıkça, filmin psikolojik
ekseni polisiye bir hal alır. Manderley, yeni hanımına
kucak açmayacağı gibi, Rebecca’nın hayaleti ve onun
sadık hizmetkarı Ms. Danver film boyunca ‘genç
kız’ı huzursuz edecektir. Yönetmenin François
Truffaut ile söyleşisinden edindiğimiz bilgiye
göre, genç kızın Ms. Danver’la olan huzursuz
ilişkisi, Hitchcock’un çalışmalarına getirdiği bir
havasıyla Mr. de Winter’e aşık olur. Winter ise kendisini
yeniliktir ve yönetmen bu yeniliği sonraki
güneşli günlere taşıyacağını hissettiği bu gencecik insana
çalışmalarında kullanmayı ihmal etmez.
kapılmakta geç kalmaz. Klasik bir aşk hikayesinin parçası
Hitchcock, ilk kez bu filminde gerilim unsurunu kişiliklerin
olduğunu sanan bu aşkın aktörleri yanıldıklarını fena halde
çatışmaları içine rastgele serpiştirerek verdiğini söyler.
anlayacaktır. Hitchcock filmlerinin usta izleyicileri ise hiçbir
Hitchcock, filmlerinin çoğunu Daphne du Maurier’in
şeyin göründüğü gibi olmayacağını bildiği için, kimlerin işin
romanında keşfettiği psikolojik katkılarla zenginleştirir.
içinde olduğunu bulmaya çalışacaktır şüphesiz. Güney
Klasik Hitchcock filmlerinden farklı olarak içinde mizahı
Fransa’yı arkamızda bırakıp karanlık, kasvetli Manderley
barındırmayan, uzun ve dramatik bir öyküsü olan film
izlenmeyi hakeden başyapıtlardan biri. Esra KARATAŞ
Şatosu’na doğru kahramanlarımızla birlikte yola çıkarız.
Yönetmen-Senaryo: Uğur Yücel
Oyuncular: Cenk Medet Alibeyoğlu,
Rıfat Şungar, Valeria Skorokhodova,
Yulia Vanyukova, Yulia Erenler, Şebnem
Bozoklu, Ezgi Mola, Rıza Sönmez,
Doğan Alibeyoğlu
Gösterim Tarihi: 13 Aralık 2014
Kusursuzlar
Yönetmen: Ramin Matin
Senaryo: Emine Yıldırım
Oyuncular: Esra Bezen Bilgin, İpek
Türktan Kaynak, İbrahim Selim, Mehmet
Ali Nuroğlu, Suna Selen, Bertrand Glosset
Gösterim Tarihi: 3 Ocak 2014
131

Benzer belgeler