SAYI31 - içmimari, tasarım ve yaşam kültürü dergisi
Transkript
SAYI31 - içmimari, tasarım ve yaşam kültürü dergisi
İçindekiler Sektörel Haberler 6 Giriş TMMOB İçmimarlar Odası Genel Başkanı Levent Tümer 37 İçmimarlar Odası’ndan Haberler İ. Altay Göker Söyleşisi 38 Resim ve Çizimler - Zekai Erarabacı 42 TMMOB İçmimarlar Odası Haber 47 Portre Nadya Akabi (Reisyan) Haçaduryan 50 Firma Söyleşi ZOW Uluslararası FuarcılıkGenel Müdürü Aykut Engin 54 Firma Söyleşi Dyson Airblad, Chris Osborn 58 Proje Marmara Üniversitesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü Yüksek Lisans Öğrenci Projeleri - Yöneten: Prof. Dr. Nurten Unansal Üniversite Tanıtım Doğuş Üniversitesi - İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Ahmet Kurtoğlu Söyleşisi Makale 60 68 B. Burak Kaptan, İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu - II Türkiye ve TMMOB İçmimarlar Odası 73 Yrd. Doç. Dr. Rabia K. Doğan, Selçuk Üniversitesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bl. Bş. Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras: Zeyrek Mahallesi ve Kız Kulesi 78 Özlem Güven, Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar 86 Doç. Dr. Nurten Unansal, Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış-III 92 Dünyadan Mekan Tasarım 98 Dünyadan Ürün Tasarım Sergi İzlenim 4 104 Dr. Umut Şumnu, CerModern, Munch ve Warhol Sergisi 112 Galeri Nev Yeni Sezonda Nejad Devrim’i Ağırlıyor 114 Organik Organik Giyim 116 Bir Mekan Pera Palace Hotel Jumeirah - Pattiesserie de Pera 118 Gezi Urfa - Harran 120 Mesleki Yayınlar 126 Fuar Takvimi 127 Kültür Sanat 128 Reklam İndeksi Extreme Audio Ön Kapak İçi Mod Tasarım Ön Kapak İçi Yanı Emin Kaya Collection 03 Lineadecor 04 Massive 05 Yurtbayseramik 07 Zeyhan 09 Koleksiyon 11 Royal Halı 13 Bürotime 15 Turkuaz Seramik 17 Evinoks 19 Pierre Cardin 21 Zivella 23 Fiberli 25 Hamam 27 AGT 29 Blanco 31 Form Sistemleri 33 Tenda Perde 35 Lighttech Aydınlatma Fuarı 36 Kastamonu 49 Yıldız Sunta 67 GPD 97 Arıtay 105 Klasik Dekor 107 Erduş Shower 109 Artpan 111 Serko Halı 115 Elifnur 117 Unicera 119 Yem 125 Tavcam 132 Samur Halı Arka Kapak İçi Özcan Aydınlatma Arka Kapak Türkiye / Sektörel Haber [email protected] Yolu tasarımdan geçen herkes Karim RASHID Mario BOTTA Stephan BUNDI Michael PAWLYN alldesign’da buluşuyor Tasarım dünyası, 21-22 Şubat tarihlerinde üçüncüsü düzenlenecek olan alldesign 2014’te bir araya geliyor. alldesign 2014 tasarım konferansları için dünyaca tanınmış isimleri Türkiye’de buluşturuyor A llevents tarafından 21-22 Şubat 2014 tarihlerinde ünlü mimar Michael Pawlyn ve ünlü grafik tasarımcı, Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlenecek reklamcı, art direktör Stephan Bundi bu yılın yabancı olan alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları ve konuşmacılarından sadece birkaçı. Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını üçüncü kez Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde 2000 m2’lik alanda bir araya getirecek. Dünyaca tanınmış yabancı ve Türk gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım tasarımcıları İstanbul’da 2 gün sürecek olan tasarım konferanslarının yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı’na da ev buluşmasında ağırlayacak olan alldesign, üçüncü sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Tasarımın Türkiye’deki ilk yılında da büyük ses getirecek bir organizasyona imza sektörel platformu olan ‘alldesign Yaratıcı Endüstriler atmaya hazırlanıyor. Hayatımızın her alanına yön veren Fuarı’nda tasarım dünyasındaki en son yenilikler tasarımın ele alınacağı alldesign 2014’te kendi dalının kullanıcılarına ulaştırmayı ve katılımcılarına yeni iş uzmanları tasarıma bakış açılarını ve dünyaca ödüllü birliktelikleri kurma olanağı sağlıyor. İç mimari, yapı ve işlerini izleyicilerle paylaşacak. Geçtiğimiz yıl ünlü dekorasyon ürünleri, endüstriyel tasarım ürünleri, isimleri ağırlayan alldesign, üçüncü yılında da tasarıma elektronik ve teknolojik ürünler, aydınlatma ürünleri ve yön veren çok sayıda sürpriz isime ev sahipliği yapıyor. aksesuarları, kumaş, duvar, halı ve diğer zemin kaplamaları Dünyaca tanınmış endüstriyel tasarımcı Karim Rashid, fuarda yer alacak ürün grupları arasında bulunuyor. Fuarda mimar Mario Botta, doğadan ilham alan, onu taklit eden ayrıca mimari proje ofisleri, dijital tasarımcılar ve STK’lar da yeni bir mimari akım olan ‘biomimicry’ üzerine çalışan 6 ziyaretçilerle buluşturmayı hedefliyor. Türkiye / Firma Haber Arlight 22. yılını coşkuyla kutladı Koçtaş ‘Açık Fikir’ İç Mekan Tasarım Yarışması’nın başvuruları başladı 991 yılında kurulan Arlight 1 K geçtiğimiz günlerde 22. yılını coşku Yarışması’ bundan böyle ‘Açık Fikir’ İç Mekan ile kutladı. Çalışanlarının katılımıyla Tasarım yarışması olarak yoluna devam ediyor. gerçekleşen organizasyonda 22 yılın Yarışmaya Türkiye genelindeki Mimarlık, anıları konuşuldu. Fabrikanın bahçesinde İçmimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı düzenlenen kutlamada söz alan firma Bölümleri’nde lisans eğitimine devam eden tüm sahibi Sayın Cemil Arlı dünden bugüne öğrenciler katılabilecek. Koçtaş ürünlerinin Arlight’tan bahsederek, tüm emek veren tanıtılması ve Koçtaş ürünleri ile yaratıcı mimari personeline teşekkür etti. Firma sahibi çözümlerin geliştirilmesi amacıyla düzenlenen Sayın Gülseren Arlı, Sayın Cemil Arlı ve yarışmada, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak Satış & Pazarlama Koordinatörü Sayın mekan tasarımının yanı sıra bu mekana uygun Rıfat Rufai Özmen; şirkette 10 yıl ve üzeri bir ürün tasarımı da gerçekleştirilecek. Birincilik emeği geçen 42 çalışanına çeşitli ödülünü kazanan proje önerisi Koçtaş hediyeler ve sertifikalar takdim etti. tarafından üretilebilecek ve hatta satışa Organizasyon müzik eşliğinde yapılan sunulabilecek. Son başvuru tarihinin 19 Aralık olduğu yarışmada, katılım şartnamesi eğlence ile keyifli bir atmosfere büründü. www.koctaskurumsal.com.tr/yarisma adresinde yayınlanıyor. Yarışmada kullanılacak Koçtaş Çalışanlara da motivasyon kaynağı olan ürünlerini içeren katalog web sitesinden temin edilebiliyor. www.koctas.com.tr oçtaş tarafından bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen ‘Koçtaş İç Mekan Tasarım organizasyon, finalde kesilen pasta ve dağıtılan 22.yıl kurabiyeleri ile son buldu. Ege ve Akdeniz bölgesindeki Yapı Fuarı’na büyük ilgi Y apı Fuarı - Turkeybuild İzmir’de yapı sektörünün bölge profesyonellerini bir araya getirdi. 19. kez düzenlenen fuar 27.753 kişiyi ağırladı. 3 - 6 Ekim tarihleri arasında, İzmir Uluslararası Fuar Alanı’nda düzenlenen fuara, sektörün profesyonelleri yoğun ilgi gösterdi; fuarda yapı malzemesi sektörünün en yeni malzemeleri, teknoloji ve hizmetleri sergilendi. 8 www.yapifuari.com.tr Türkiye / Firma Haber www.inoksan.com Türkiye’ye bir milyon dolarlık test merkezi yatırımı T ürkiye'nin giydirme cephe ve doğrama sektöründe en büyük ar-ge yatırımlarından biri olan Avrasya Test Merkezi'nin açılışı geçen Ekim ayında Düzce’de yapıldı. Schüco International KG CEO'SU Andreas Engelhardt, IFT Enstitü Esra ALTAY Müdürü Prof. Ulrich Sieberath, TALSAD ‘Siz Memnunsanız Biz de Memnunuz’ Su'nun katılımıyla gerçekleşen açılışa, K mimarlar, alüminyum ve inşaat sektör 2013 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre profesyonelleri katıldı. Cephe ve doğrama Merkezi’nde gerçekleşecek Intermob 16. noksan, Türkiye’nin Güvenilir Araştırma İ alanında yapılacak testlerin özellikle ısı Uluslararası Mobilya Yan Sanayii, Aksesuarları, Belgesi GAB’a sahip olan GfK Türkiye yalıtımında çok önemli olduğunu ve bu test Orman Ürünleri ve Ahşap Teknolojileri Fuarı’nda yer araştırma şirketi tarafından yapılan 2013 edilen sistemler sayesinde %60'a varan enerji aldı. Fuar alanında 420 metrekarelik standında yeni müşteri memnuniyet araştırmasına göre, verimliliğine ulaşılabildiğini belirten Schüco ürünü GLOSSPLUS’ı görücüye çıkaran Kastamonu kendi müşterileri nezdinde Türk endüstriyel International KG’nin CEO'SU Engelhardt, bir Entegre, doğal, dekoratif ve sıcak görünümlü mutfak sektörünün en çok tavsiye edilen milyon dolar yatırımla kurulan merkez zeminler sunan FLOORPAN ve ARTFLOOR markası oldu. Sonuçlarından çok memnun sayesinde cephe ve doğrama testleri artık markaları ile de ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. olduklarını dile getiren İnoksan Satış daha kısa sürede ve daha az maliyetle Dünyanın 94 farklı ülkesinden yaklaşık 62 bin Pazarlama Genel Müdürü Esra Altay ‘İnoksan, gerçekleşmesinin hedeflendiğini dile getirdi. ziyaretçinin katıldığı fuarda Kastamonu Entegre, Başkanı Ali Kibar ve Düzce Valisi Ali İhsan 10 Kastamonu Entegre, Intermob Fuarı’nda yeni ürünleri ile göz doldurdu astamonu Entegre Orman ve ağaç ürünlerinde Türkiye’nin en büyük üreticisi olarak 5-9 Ekim öncelikleri arasına müşterisini ve müşteri gösterişli standı ve sektöre yön veren markaları ile ilişkilerini koyan bir marka. İnovatif olmamızın, yine dikkatleri üzerine çekti. Soğuk günlerde içinizi sektöre yön veren marka oluşumuzun da sırrı ısıtan zeminlerin mimarı Kastamonu Entegre, bu. Günümüzde markaların sektördeki laminat parke markaları FLOORPAN ve ARTFLOOR duruşuna markanın kendisi değil, markayı vazgeçilmez dekorasyon trendleri arasında yer alan tavsiye eden müşterileri karar veriyor’ dedi. ahşabı, farkını ortaya koyarak mekânlara taşıyor. Türkiye / Firma Haber Nikea ile geçmişe yolculuk Y urtbay Seramik, ilk kez 2013 Unicera Fuarı’nda tanıttığı yeni Nikea serisiyle, yaşam alanlarında nostalji yaratmak isteyenlere eşsiz bir alternatif sunuyor. Geçmişin modasını günümüze yansıtan retro tarzıyla dikkat çeken bu seri, mekanlara sıcaklık ve hareketlilik kazandırıyor. Dijital baskı tekniğiyle üretilen Nikea serisini, Yurtbay Seramik’in profesyonel ekibinden İsmail Karageyik tasarladı. Geçmişin çizgilerini yansıtan 30 farklı deseni ve birbirinden güzel renkleri ile her zevke hitap eden seri, kuşkusuz, geçmiş zamana özlem duyanların ilk tercihi olacak. Nikea, Royal, Custom Design, Mimarlar Platformu’nda evine ya da ofisine hem ‘renk’, hem de ‘yaşanmışlık hissi’ katmak isteyenler için ideal bir seramik serisi. Duvar ve zemin kaplamalarında rahatlıkla kullanılabilen Nikea, 20x20 cm’lik tek ebat seçeneğiyle sunuluyor. R oyal Halı Custom Design, Arkimeet’13 platformunun Gümüş Sponsorları arasında yer aldı. 7-8 Ekim 2013 tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen platformun organizasyonu Arkitera tarafından yapılıyor. Mimarların buluşacağı Türkiye’deki en büyük platform olma özelliğini taşıyan Arkimeet’te Royal Custom Design standı da yer aldı. Etkinlik ve ödüllerin yanı sıra katılımcılar arasında birebir ilişkilerin kurulacağı Arkimeet’te Royal Custom Design ile kişiye özel yapılan halılar tanıtıldı. Platformda aralarında çok değerli mimarların olduğunu belirten Royal Halı Genel Müdürü Cihan Dağcı: “Dünya mimarlarının buluştuğu bu platformda içmimarlar ve mimarlara özel tasarladığımız Custom Design koleksiyonunu anlatık. Onların düşüncelerini almak ve Custom Design koleksiyonumuzu beğenilerine sunmak için Nisan’dan bu yana hazırlık yapıyorduk” dedi. Daha önce İçmimarlar Odası İzmir, İstanbul ve Ankara şubelerinin üyelerine koleksiyonun lansmanının yapıldığını sözlerine ekleyen Dağcı, Arkimeet’e katılan mimarların da beğenisini almayı umut ettiklerini dile getirdi. 12 www.yurtbay.com.tr Türkiye / Firma Haber Bien’in Lotus serisi ödüle doymuyor K ıskandıran sadeliğiyle ilhamını Lotus çiçeğinden alan ve tasarımlarıyla göz dolduran ‘Lotus Serisi’, dünyanın prestijli kurumlarından Como Kültür Departmanı’nın düzenlediği A’Design Awards’da Platin ve Elle Decor Uluslararası Tasarım Ödülleri Yarışması’nda ‘En İyi Tasarım’ ödüllerinin ardından, bu sene de ARKIMEET Ödülleri’nde, 'Kullanıcı Konforunu Sağlamaya ve Gereksinimlerini Karşılamaya Yönelik Sistemler' Kategorisi’nde, RAF Yapı Malzemesi Ödülü’ne layık görüldü. 3 farklı formda lavabo, farklı şekillerde tasarlanan 2 klozet, küvet ve estetik tavan armatürüyle Lotus Serisi, tam 7 parçadan oluşuyor. ARTPAN İstanbul Bölge Müdürlüğü ve Showroomu hizmete açıldı 2 013’te fabrika alanına ve makine parkuruna yaptığı yatırımlarla üretim alanını 8000m2’ye çıkaran ve 30 % kapasite artışı sağlayan ARTPAN, 14 Sektörün devleri Domotex Fuarı’da buluştu İstanbul İkitelli Keresteciler Sitesi’nde faaliyete geçen İstanbul Bölge Müdürlüğü ve Showroom annover Fairs Turkey Fuarcılık tarafından H sistemleri seçenekleriyle DOMOTEX için yatırımıyla özellikle İstanbul başta olmak üzere bu yıl 2.si düzenlenen DOMOTEX Middle tamamlayıcı bir özelliğe sahip bulunuyor. Trakya Bölgesi, Marmara Bölgesi ve yurt dışı East ve Messe Stuttgart tarafından ilki Böylece mekan çözümlerine ilişkin, halıdan, müşterilerine pazarlama ve servis kalitesini düzenlenen R+T fuarları 7-10 Kasım 2013 parkeye; kapıdan pencereye dek son ürünler artırarak satış hacmini artırmayı hedefliyor. 2013 tarihleri arasında Yeşilköy Fuar Merkezi’nde alıcılarıyla ilk kez aynı tarihlerde ve aynı koleksiyonuna giren yeni ürünlerle birlikte ARTPAN yapıldı. DOMOTEX bu yıl, R+T Türkiye fuarıyla eş mekanda buluşturdu. Uluslararası pazar kurumsal kimliğinin ve konseptinin yansıtıldığı zamanlı olarak yürütülecek. R+T fuarı, farklı ve liderlerinin kendilerine ait standtların yanı sıra, showroom, malzeme kalitesi, detaylardaki farklılık yeni, stor, pencere, Çin, Hindistan, İran, ve yüksek stok kabiliyetine sahip. Sektör kapı, bahçe kapısı, Türkiye ve Almanya'nın profesyonelleri tarafından beğenilen ve aranılan panjur, parmaklık, ulusal standtları da ARTPAN ürünleri artık üretici bayilerin kendi çit, çadır, koruyucu DOMOTEX showroom’u gibi kullanabilecekleri ve rahatlıkla şemsiye, güneşlik ve Ortadoğu'da müşterilerini de getirerek ürün sunumları güneş koruma ziyaretçilerle buluştu. yapabilecekleri bir merkez konumunda bulunuyor. Türkiye / Firma Haber Özel hoparlör ödülleri KEF LS50’nin K EF’in 50. yıl özel hoparlörü olarak dizayn ettiği KEF LS50’nin dünya lansmanı yapılır yapılmaz EISA’dan ‘Yılın En İyi Hoparlörü’ ödülünü aldı, ardından Fransa’nın ünlü klasik müzik dergisi Diapason ise Hi-Fi dalında Diapason D’or ödülü ve What Hi-Fi? dergisi tarafından verilen ‘Yılın Hoparlörü’ ödülü ile KEF’in bu nefis hoparlörünü bir kez daha taçlandırdı. Minimalist tasarımı ve Tasarımcı Defne Koz ve SAMET Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ufuk Kızıltan. özel gül rengi ile KEF LS50, tek sürücülü hoparlörler arasında en dikkat çekici sese sahip… Defne Koz Samet için tasarladı ürkiye’nin lider mobilya aksesuar markası T ve fuar ziyaretçilerinin büyük ilgisi ile karşılanan SAMET ile Tasarımcı Defne Koz ‘ELA’, dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. işbirliğinden doğan, özel menteşe süs kaplama INTERMOB 16. Uluslararası Mobilya Yan Sanayii, ürünü ELA; dekorasyonda şıklıktan ödün Aksesuarları, Orman Ürünleri ve Ahşap vermeyenler için tasarlandı. Menteşeleri teknolojisi Fuarı’nda gerçekleştirilecek olan renklendiren ELA, Alman Tasarım Konseyi ‘ELA’Türkiye lansmanı nedeni ile Türkiye’ye tarafından İç Mekan İnovasyon Ödülü’ne layık gelen Tasarımcı Defne Koz ve SAMET Yönetim bulundu. Tasarımcı Defne Koz’un, 40.yaşını Kurulu Başkan Vekili Ufuk Kızıltan ürünün kutlayan SAMET için tasarladığı ‘ELA’ menteşe özelliklerini birlikte anlattı. Ufuk Kızıltan, dünya pazarının önde gelen B&C hoparlörlerinin bir süs kapağı, dünyanın önde gelen tasarım çapında ödüle değer bulunan ELA’nın elde araya gelerek; 2009 yılında İtalya’da kurduğu organizasyonlarından biri olan Alman Tasarım Konseyi Ödülleri 2013’te ‘İç Mekan Inovasyon’ kategorisinde ödüle layık bulundu. IMM Köln 2013 Fuarı’nda ‘Inovasyon Bulvarı’nda sergilenen 16 ettiği başarıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Tasarımcı Defne Koz’un değerli emekleriyle tasarlanan ELA ile Architettura Sonora ile müzik her yerde Düşsel ve yenilikçi tasarım ekibi ile; audio Architettura Sonora, mimari projelerde duyulara hitap eden özel ürünleri ile dünya Hi-Fi pazarının tüm dikkatlerini üzerine çekiyor. Architettura SAMET’in yenilikçi vizyonu, son Sonora’nın sanatsal bakış açısı sayesinde; üretilen derece prestijli bir ödülle her hoparlör, kullanılan mekanlara yepyeni bir tescillenmiş oldu.” soluk kazandırıyor. www.extreme-audio.com Türkiye / Yeni Ürün EVİNOKS İtalya’dan otel ekipmanları ödülüyle döndü E VİNOKS, İtalya'da katıldığı A'Design Ödül ve Yarışması’nda ‘Vital Büfe Serisi’yle Set Üstü Ekipmanlar, Unlu Mamüller - Yiyecek - İçecek Teşhir Tasarımı kategorisinde tasarım ödülü aldı. Evinoks bir dünya markası olma yolunda attığı adımlarını, aldığı ödüllerle güçlendirmeye devam ediyor. Araştırmacı ve yenilikçi kimliği ile turizm sektörünün gereksinim ve eksikliklerini ürünleri ile gideren EVİNOKS, Vital Büfe Serisi için 2007 ve 2009 yılında TÜSİD Endüstri Ürünleri yarışmalarında aldığı ödüller ile yaratıcılığını tescillendirdi. Yıllardır yaptığı çalışmaların sonucunda; minimum ve ergonomik alan kullanımı, estetik görünümü, demonte özelliği, uzun ömürlülüğü, kolay ve hızlı kurulumu ile hayatı çözüm haline getirecek olan Vital serisini yaratmış ve tasarımda birincilik ödülünü haklı olarak elde etmiştir. Tepe Home’da masal gibi bir kış sizi bekliyor Rahat, sade ve konforlu Y oğun iş temposunun hakim olduğu ofislerde geçen zamanı güzelleştirmek için, ofis T mobilyası tercihleri önemli kararlar arasında yer alır. Ofis ortamının güzel olduğuna inanan çalışanların stres seviyeleri düşer ve daha verimli çalışırlar. Bu nedenle ofislerde bireylerin rahatça www.burotime.com çalışmalarını, aynı zamanda dinlenebilmelerini sağlayacak ürünlerin tercih edilmesi önem taşır. Ağırlıklı olarak yönetici ofisleri ya da bekleme alanlarında tercih edilen Nest, deri ve keçe kaplama seçenekleri ve alışılmışın dışında renkleriyle ofislere canlılık katar. Nest, ergonomik yapısı sayesinde kullanıcının vücuduyla kusursuz bir uyum sağlar. Tasarımının sağladığı seçkin konforu, estetik uyumla bir arada sunan Nest’i siz de ofisinizde kullanarak, çalıştığınız ortamda şık bir hava yaratabilirsiniz. Nest koltuğun konum koruyucu özelliği sayesinde koltuğunuzu rahat ettiğiniz seviye ve konumda kolayca sabitleyebilirsiniz. 18 epe Home’un ‘2013-2014 SonbaharKış ve Yılbaşı Koleksiyonu’ masalsı güzelliği ile basın mensuplarına tanıtıldı. Kurumsal İletişim Müdürü Gözde Özgül ve Aksesuar Ürün Müdürü Hümeyra Çetinceviz tarafından yapılan koleksiyon sunumu, Tepe Home’un Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki mağazasında yapıldı. Tepe Home’un 2013 – 2014 Sonbahar-Kış ve Yılbaşı Koleksiyonu, ‘Bir kış masalı’, ‘Klasik şölen’, ‘Sadeliğin asaleti’ adı verilen 3 ana temadan oluşuyor. Türkiye / Yeni Ürün Mobilyada alışkanlıkları değiştiren marka Glossplus D ekorasyonda yeni trendlerin öncüsü ürünler sunan Kastamonu Entegre, yeniliği ve göz alıcı şıklığı yaşam alanlarına taşımak isteyenleri GLOSSPLUS ile buluşturuyor. Ahşap doğallığından uzaklaşmadan alıştığınız dekorasyon anlayışını değiştirecek olan GLOSSPLUS parlak yapısı sayesinde yeniliği ve ışıltının büyülü atmosferini mekanlarınıza taşıyacak. GLOSSPLUS levhalar % 85 artırılmış parlaklık seviyesi ile çok daha ışıltılı bir görünüm sunarken, desenin rengini ve parlaklığını uzun yıllar ilk günkü gibi koruyor. Ahşap levha yüzeyine yeni bir teknikle uygulanan ultraviyole ışınlarına dayanıklı PET folyo kaplaması sayesinde aşınmaya ve darbeye ve çizilmeye karşı yüksek dayanım gösteriyor. GLOSSPLUS, Hijyenik, uzun ömürlü olması ve kolay temizlenmesiyle uygulandığı yere değer katıyor. ‘Bebek Uykusu’ ilanına iki ödül birden Y ataş için Medina Turgul DDB tarafından ‘Dünya Uyku Günü’ne özel olarak hazırlanan ‘Bebek Uykusu’ ilanı, Kristal Elma Yarışması’nda Kristal Elma Ödülü kazandı. İlan ayrıca, A Awards Açıkhava Reklamları Yarışması’nda Wall Poster Kategorisi’nde Başarı Ödülü’nün de sahibi oldu. 20 Sertex Soft Touch; hem şık hem teknolojik S ertex, döşemelik sektörü için sunduğu yeni ürünlerle dekorasyon meraklılarının yüzünü güldürüyor. Sertex süet grubunun floklu kumaşları, yumuşak tuşesi ve ipeksi dokusuyla hem rahat kullanım, hem de şık bir görünüm sunuyor. Evcil hayvanların tırmalamalarına karşı da dayanıklılık gösteren Sertex’in ‘Soft Touch’ ürünleri ev sahiplerinin vazgeçilmezi olmaya aday. Farklı tasarımları ve geliştirdiği teknik özelliklerle döşemelik sektöründe lider olan Sertex, ‘Soft Touch’ ürünleriyle bu sezonun da gözdesi. Dokusuz yüzeyden oluşan ve ipeksi yumuşaklık sağlayan ‘Soft Touch’ süet ürünler, hem rahat bir kullanım hem de şık bir görünüm sunuyor. www.sertex.com.tr Türkiye / Yeni Ürün Atlas Halı’nın yeni serisi evinizi neşelendiriyor Beton dokusu Seranit ile evlerde D H ünyada bir ilk olan; kendi kendini er zevke hitap eden şık tasarımlarıyla temizleyen, leke, bakteri-mantar-küf barındırmayan ve yapısındaki doğal iletkenlik ile göz dolduran Seranit’in rahat, yalın ve şeffaf bir hayat arayışıyla ortaya çıkan yeni karo stresi azaltan nano halılarını tüketiciyle koleksiyonu, beton ve ahşap gibi doğal malzemelerin buluşturan Atlas Halı’nın yeni koleksiyonu Sorbe’ verdiği huzur duygusunu evlere yansıtıyor. Beton dokusunun Seranit de yer alan Makaron, enerji ve mutluluk yayıyor. çizgisiyle yorumlanarak asil bir şıklığa dönüştüğü yeni kategorisi Atlas Halı tasarım ekibinin genç ve yetenekli ‘Concrete’in en dikkat çekici serilerinden olan ‘Beton’, mekanlara cüretkar bir tasarımcılarından Eda Güreli Şen’in çizgilerini görünüm katıyor. Son dönem dekorasyonda sıklıkla tercih edilen çimento ve taşıyan ‘Makaron’, pastane vitrinlerini süsleyen üst beton görünümlü modeller Seranit’in yeni koleksiyonunda en doğal hali ile üste konulmuş rengarenk Makaronlar gibi tatlı, yerini alıyor. 70x70 ve 90x90 cm ebatlarında iki farklı boyut seçeneğine sahip Beton zevkli ve şık bir halı. Makaron ayrıca doğal serisi; gri, yeşil ve antrasit renkleriyle beğeni topluyor. Mat ve yarı parlak olmak üzere 2 iletkenliği sayesinde, vücutta biriken statik farklı yüzey alternatifiyle de her mekana kolaylıkla uyum sağlıyor. elektriğin atılmasına da yardımcı oluyor. Kalekim’den su yalıtımında zirve: Ultralastic Y apı kimyasalları sektörünün lider markası Kalekim, yenilikçi ürünü Ultralastic ile su yalıtımı ve beton koruma harcında yeni bir dönem başlatıyor. Hem iç hem de dış mekânlarda rahatlıkla kullanılabilen Ultralastic, uygulandıktan sadece 2 saat sonra yağmura dayanım kazanması, 3 saat sonra üzerinde gezilebilmesi ve kaplama işlemine başlanabilmesi özelliğiyle su yalıtım malzemesinde her şeyi bir arada isteyen mükemmelliyetçilere hitap ediyor. Zorlu koşullara ve yaşlanmaya karşı dayanıklı olan Ultralastic, binalarda korozyonu önleyerek www.atlashali.com.tr 22 depreme karşı kalkan görevi görüyor. Türkiye / Yeni Ürün Kalitenin yeniden keşfi, Nolte’den 2014 modelleri A lman mutfak ustası Nolte, 2014 tasarımlarını geçtiğimiz günlerde Almanya’nın Hannover kentindeki fabrikasında bulunan büyük fuar alanında tanıttı. Marka, tasarım üstünlüğünü en iyi yansıtan yatak odası modelleri, dolap sistemleri ve en son mutfak koleksiyonu ile ziyaretçileri büyüledi. Nolte’nin mutfak tasarımlarında bu yıl dekoratif cam paneller öne çıkıyor. 2014 yeniliği olarak tasarımlara eklenen cam paneller; doğa vb. manzara konseptleri ve farklı dekoratif alternatiflerle mutfaklara ayrı bir hava katıyor. Değişken raf yükseklikleri ve geniş hacimli çekmeceler ile büyük boyutlardaki objeler bile rahatlıkla yerleştirilebiliyor. Yan çerçevelerin Milano koleksiyonu İtalyan dokunuşu ile evinize geliyor yüksekliği ve olağanüstü geniş çekmecelerin 80 kiloya kadar taşıma kapasitesi ile içecek kasaları bile artık mutfakta kendine yer bulabiliyor. Nolte, yeni SilentComfort teknolojisiyle Nolte’de dolap ve çekmeceler, son derece sessiz bir şekilde kapanıyor. İ talya’nın seramik üssü Sassuolo bölgesinde üretim yapan Edilcuoghi, dünyanın tarihi ve estetik açıdan öne çıkan sayılı kentlerinin belirgin mimari özelliklerini yansıttığı seramik koleksiyonları ile kullanıcıların kendilerini özel hissetmelerini sağlıyor. Son derece minimal ve kişiye özel; çağdaş tasarım eğilimlerinin de bir sonucu olan Milano koleksiyonu, yaşam alanlarında yeni İtalyan dokunuşunu mükemmel uyumla yansıtan atmosferler yaratıyor. İleri teknoloji ürünü olan koleksiyon, ‘Design Wood’, ‘Mud’ ve ‘Tone’ serilerinden oluşuyor. Dünyanın seçkin şehirlerindeki showroomlarının ardından tüm Edilcuoghi ürünleri Türkiye’de de Kale showroom’larında bulunuyor. 24 www.nolte.com.tr Türkiye / Yeni Ürün Form ve renklerin yaratıcı oyunu GROHE Grandera www.marshallboya.com G ROHE’nin modern banyo için sunduğu örnek plan, yerleşim planının dikdörtgen ve alanın da kısıtlı olduğu durumlarda bile yaratıcı banyo tasarımının mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Küvet ve lavaboya monte edilen Marshall Ev Atölyesi’yle eve dönüş çok keyifli duruşunu ortaya koyuyor. Zarif doğal ve pastel renklerin düz beyaz ile bileşimi A sayesinde, banyo daha ilk bakışta parlak ve samimi bir atmosfere kavuşuyor. renk paleti ve renkleriyle hayatı renklendirmeye yeni GROHE Grandera bataryalarının da eklenmesi ile birlikte, banyo şık bir tasarım kzoNobel Marshall, uluslararası çapta yürüttüğü araştırmaları sonucunda belirlediği 2013 Teması, devam ediyor. Marshall 2013’ün renk trendlerinden Ofis dekorasyonunda yeni bir anlayış: Pure olan ‘Ev Atölyesi’ eve dönüşün başladığı bu B Atölyesi’ paletindeki renkler, kış boyu özlenen bahar zamanlarda, insanın ruhuna iyi gelecek renkler içeriyor. Doğanın renklerinden ilham alan ‘Marshall Ev ürotime, iş hayatını kolaylaştıracak, yalın bir tasarım konseptinin ilk temsilcisi ‘Pure’ ürün ailesini tanıttı. 26 www.burotime.com ve yaz mevsimini yaşadığınız mekânlara taşıyor. ‘Marshall 2013 Ev Atölyesi’ renk paletinde yer alan Yönetim seviyesindeki kullanıcıların gereksinimlerine cevap vermek üzere tasarlanan renkler doğanın kendisinden ilham alıyor. Doygun, ‘Pure’, çarpıcı özellikleriyle yeni bir ofis dekorasyon anlayışı oluşturmak üzere hayata özgün ve zengin niteliği sahip sade renkler olarak öne geçirildi. Pure verimli bir çalışma alanında ihtiyaç duyulacak depolama ve ekstra yüzeyler çıkıyor. Pancar, kiraz, üzüm gibi yaz meyvelerinin için kişiselleştirilebilecek çözümler barındırıyor. Düzlemsel yüzeylerin eşsiz bir kırmızıları, havuç suyunun veya pişmiş kilin yanık kombinasyonla bir araya gelerek oluşturduğu kompozisyon, işlevsel özellikleri de içinde turuncusu mekânlara sıcaklık katıyor. ‘Marshall Ev barındıran bir çalışma alanı ortaya çıkarmıştır. Arif Akıllılar ve Utkan Kızıltuğ imzası Atölyesi’ renk paletinde, yoncanın parlak yeşili ve kot taşıyan ürün, temel fonksiyonlara sahip bileşenlerin özgün ilişkilerini dile getirmektedir. kumaşının güzel çivit tonları da yer alıyor. Türkiye / Yeni Ürün www.kale.com.tr Zeminlere seçkin dokunuş N G Kütahya Seramik seramik modasında yepyeni bir çağı başlatıyor. Parlak yüzeyi ve ahşap görünümü ile Limba serisi, dekorasyon tercihlerine mükemmel bir alternatif sunuyor. Füme, bone, bej ve duman gibi dört farklı renk seçeneği bulunan Limba, sırlı porselen karo özelliği ve 16,5x66 cm ebatıyla hem iç hem de dış mekan dekorasyonunda elit bir görünüm yakalama fırsatı sağlıyor. Limba serisi farklı renk seçeneklerinin kombinlenerek kullanılabilmesi ile, zeminleri mekan sahibinin yaratmak istediği Luxury Marbles Mermerin en doğal görünümü Seramik vitrifiye buluşması T T farklı yaşam alanları oluşturmaya devam ediyor. ürünlerini ekledi. Seramiksan’ın vitrifiye serisi Yüzyıllardır seçkin mekânları süsleyen mermerin modern ve şık tasarımı ile dikkat çekiyor. 2011’de doğal görünümü, Kalebodur’un özel üretim temeli atılan ve geçtiğimiz aylarda üretime teknolojisi sayesinde en gerçekçi desenlerle başlayan Seramiksan Vitrifiye Fabrikası, üretim seramik karolarda hayat buluyor. Kalebodur’un teknolojisi, inovatif ürünleri, enerji tasarrufu, geliştirdiği Luxury Marbles serisi, 29x59, 44x89 çevreye ve çalışanına duyarlılık konularında dünya ve 59x119 cm ebatlarında ve parlak olarak lideri konumunda. Kaliteli yaşam için gerekli tüm sunuluyor. Seri, iç mekânlarda antibakteriyel ve teknolojiyi şık bir tasarımla birleştiren Seramiksan kolay temizlenen, dış cephede ise kendi kendini vitrifiye ürünleri kullanıcı dostu tasarımları ile temizleyebilen Kaleguard güvencesiyle, kullanıcıların zaman içinde karşılaşabileceği kullanıldığı mekanlarda fark yaratıyor. sorunları başlangıçta ortadan kaldırıyor. ürkiye’de adı seramik karo ile özdeşleşen Kalebodur, geliştirdiği ürün ve teknolojilerle 28 atmosfer tercihine göre kişiselleştirme imkanı tanıyor. ürk seramik sektörünün öncü markası Seramiksan, seramik karo üretimine vitrifiye Türkiye / Üniversite Haber DOĞUŞ ÜNİVERSİTESİ SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ Doğal yaşamı koruma sempozyumu yapıldı ymbiosis Doğal Yaşamı Koruma Derneği üyeleri ve S Tasarım fakültesi öğrencilerinin eserleri yer aldı. Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi eşsiz Turnaları korumak ve çocuklara küçük yaşlarda hayvan güzellikteki Turna kuşu soyunun her geçen gün gözle sevgisi ve çevre duyarlılığı aşılamak amacı ile ünlü yazar görülür şekilde tükenmesi üzerine ‘Turnalar Yok Nazlı Eray turnayı konu alan ‘Çığlık Atan Mumya’ başlıklı Olmasın’ başlıklı bir sempozyum düzenledi. bir bir öykü kitabı yazdı. Nazan Erkmen tarafından Sempozyuma ‘Haytap ve Hayvanları Koruma Derneği resimlenen kitap satışa sunulurken, ünlü yazar kitabın ve Doğa Derneği’ üyeleri yanı sıra, Dernek Başkanı resimleri arasında kitaplarını imzaladı. Dr. Ayşen Erdil, Dernek Danışmanı Biyoloji uzmanı Ferdi Akarsu, Dernek Genel Müdürü Engin Yılmaz ve Başkan Güven Eken, Emrah Çoban, Engin Yılmaz konuşmacı olarak katıldılar. Fakülte Dekanı Prof. Nazan Erkmen dünya sanatında ve Osmanlı ve Anadolu sanatında ‘Sanatta Turna Motiflerini’ görseller ile birlikte izleyicilere tanıttı. Turna kuşunun ve doğanın korunmasını amaç edinen sanatçılar görkemli bir sergi açtılar. Sergide, L’Aquila Accademia di Belle Arti ve Doğuş Sanat ve 30 Nazlı Eray Turnalar için yazdığı ‘Çıglık Atan Mumya’ adlı kitabını imzaladı. Cumhuriyet ve Sanat sempozyumu Doğuş Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi Cumhuriyetin kuruluşunun 90’ncı yılında ‘Cumhuriyet ve Sanat’ başlıklı uluslararası sempozyum düzenledi. 30 Ekim 2013’te gerçekleşen sempozyumun onur konuğu Prof. Dr. Yekta Güngör Özden’di. Sempozyumun açılış konuşması Rektör Prof. Dr. Ahmet Ceranoğlu, Dekan Prof. Nazan Erkmen, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi tarafından yapıldı. Güzel Sanatlar Liseleri öğrencileri arasında açılan ‘Cumhuriyet ve Sanat’ başlıklı resim yarışmasına Ataşehir Belediye Başkanlığı sponsor oldu. Sempozyumda Avni Akyol Lisesi öğrencilerinin diploma sergisi ve ‘Cumhuriyet ve Sanat’ yarışmasında ödül alan öğrencilerin eserleri ve Nazan Erkmen’in ‘Cumhuriyet’in Çocuklarına’ başlıklı İllüstrasyon sergisi yer aldı. Türkiye / Üniversite Haber İzmir Ekonomi Üniversitesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü Prof. Dr. Kaname Yanagisawa ve öğrencilerini ağırladı İ zmir Ekonomi Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü bir hafta boyunca Japonya'da bulunan Chiba Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kaname Yanagisawa ve 9 öğrencisini ağırlamıştır. 2004’ten beri çeşitli akademik ortaklıklara imza atan İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm başkanı Doç. Dr. Deniz Hasırcı ve Yanagisawa, dostluklarını yıllar içinde sürdürerek 2013 yılında, iki üniversite arasında bir öğrenci ve öğretim elemanlarına 32 yönelik değişim programı imzalanmasına vesile öğrencilerine ‘Kreş Tasarımı’ başlığı altında seminer Doç. Dr. Deniz Hasırcı ve üçüncü sınıf koordinatörleri olmuşlardır. Bu, Yanagisawa’nın İçmimarlık ve Çevre veren Yanagisawa ve hazırladıkları projelerini sunan Yrd. Doç. Dr. Emre Ergül ve Doç. Dr. Osman Tasarımı Bölümü’nü öğrencileriyle gerçekleşen öğrencileri; İçmimarlık ve Çevre Tasarımı öğrencileri Demirbaş; Araş. Gör. Hande Atmaca, Araş. Gör. üçüncü ziyaretidir. Bundan sonraki ziyaret, ve öğretim elemanlarına stüdyo derslerinde faydalı Oylum Dikmen ve bölüm öğrencilerinin İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrenci ve olacak bilgiler ve fikirler vermişlerdir. Seminer yardımlarıyla, genellikle önemsenmeyen çocuk öğretim elemanları tarafından Chiba’ya yapılacaktır. sonrasında ise karışık öğrenci gruplarına ayrılarak mekanlarının tasarımı konusunda etkin bir çalıştay Öğrencilere gerekli tanıtımın yapılmasını ve gerçekleştirilen çalıştay ile bütün öğrenciler ‘bir gerçekleştirmişlerdir. Dönem boyunca internet program organizasyonunu bölüm öğretim kreşin sahip olması gereken en önemli üç özellik’ adı üzerinden bağlantı kurmaya devam edecek olan iki elemanları Hasırcı, Yrd. Doç. Dr. Emre Ergül ve Doç. altında farklı çalışmalar hazırlayarak Yanagisawa ve grubun öğrenci ve öğretim elemanları, dönem Dr. Osman Demirbaş hazırlamaktadır. Ziyaretin ilk öğrencileri ile birlikte eğlenceli vakit geçirmişlerdir. sonunda da projelerinin sonuçlarını yine internet gününde üniversiteyi gezen ve kendi üniversite ve Düzenlenen Efes - Şirince gezisi ile Yanagisawa ve ortamında paylaşacaklardır. Hasırcı, Yanagisawa ve programlarını tanıtan Yanagisawa ve öğrencileri, öğrencileri, İzmir'in eski dönemlerden bugünümüze üniversitesiyle gerçekleşen etkinliğin hem öğretim konferansın ardından Mimar Özge Başağaç kadar gelen tarihi dokusunu ve aynı zamanda elemanları, hem de öğrenciler için bir ufuk açmakta tarafından İzmir Mimarlar Odası'nda Yanagisawa ve kültürel yapısını yakından tanıma ve deneyimleme çok yararlı olduğunu söylemiş, bu tür etkinliklerin öğrencilerine İzmir'in geçmiş ve yakın tarihiyle ilgili fırsatı bulmuşlardır. 2. ve 3. sınıf Tasarım Stüdyosu dünyaya ve tasarıma farklı bakış açılarını tanıtıcı bir sunum yapılmıştır. İkinci gün ikinci ve projelerini Kreş Tasarımı konusunda veren ve bir deneyimlemek için çok anlamlı fırsatlar olduğunu üçüncü sınıf İçmimarlık ve Çevre Tasarımı bölümü ‘dikey stüdyo’ gerçekleştiren ikinci sınıf koordinatörü belirtmiştir. Türkiye / Üniversite Haber 34 Türkiye’deki modern mobilya tasarımı üzerine bilimsel bir araştırma projesi zmir Ekonomi İ sergide, yaklaşık 15 Üniversitesi, Güzel özgün modern mobilya Sanatlar ve Tasarım yer alacak ve çalışma bir Fakültesi, İçmimarlık ve yıl içinde Selçuk Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü proje sergisi Çevre Tasarımı Bölümü tamamlanacaktır. Böyle öğretim üyeleri ‘DATUM’ bir çalışmayla 20. Yüzyıl Dokümantasyon ve Türkiye’sindeki modern Modern Mobilya Tasarımı/ Documenting and yazımına katkıda bulunulacak, mimarlık ve iç S elçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Archiving Turkish Modern Furniture başlıklı mekan tasarımı ele alınacak, diğer yandan da Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre projesiyle 1930 ila 1960’lar Türkiye’sinde üretilen zamanın Türk tasarımının değişimleri Tasarımı Bölümü 4.Sınıf Öğrencileri, 21 modern dönem mobilyalarını incelemek üzere değerlendirilecektir. Aynı zamanda bu ürünleri Ekim-01 Kasım 2013 tarihleri arasında bilimsel bir araştırma projesi (BAP) başlatmış ortaya çıkararak farkındalık yaratmak, korumak ve Gazi Üniversitesi Somut Olmayan bulunmaktadır. Mobilya tasarımlarının, tasarımcı incelemek adına da önemli bir adım atılmış Kültürel Miras Müzesi’nde, proje ve üreticilerin incelendiği projenin sonucunda olacaktır. Bu alanda oluşturulacak yürütücülüğünü Yrd. Doç. Dr. Özlem dönemin mobilyalarından dijital arşiv, belgesel, dokümantasyonun mobilya tarihinin bu Karakul’un yaptığı müze projesi sergi ve katalog oluşturulması hedeflenmektedir. dönemine ait bilgi birikimine katkıda bulunacağı çalışmalarını sergilediler. İEÜ İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim düşünülmektedir. Sergi ve dijital arşivin tasarım Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rabia Köse Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Tuna Ultav okullarında kullanılabilmesi, konferans ve Doğan sergiyle ilgili, ‘’Öğrencilerimizin yürütücülüğünde, Bölüm Başkanı Doç. Dr. Deniz makalelerle uluslararası platformda diğer yaptığı proje çalışmalarının yerel ölçekte Hasırcı, Öğretim Görevlisi Thomas Keogh, akademisyenlere ulaşması çalışmanın kalmayıp ulusal ölçeğe taşınması, bölüm Araştırma Görevlileri Seren Borvalı ile Hande hedeflenen amaçları arasında yer almaktadır. ve öğrencilerimiz adına gurur vericidir. İç Atmaca tarafından gerçekleştirilen projede, temel Çalışmanın başlangıç incelemeleri İzmir, mimari proje çalışmaları ne kadar çok olarak tarihi mobilyalar konusunda farkındalık Ödemiş'te Mehmet İrfan Dolgun (Sim Mobilya), geniş kitlelere ulaşırsa, o kadar amacına yaratmak amaçlanmaktadır. Koruma altına İstanbul’da ise Artun Boyacıyan (Minas Mobilya), ulaşmış demektir. Emeği geçen öğretim alınmadıkça gelecekte izlerini sürmenin mümkün Mustafa Plevne (Metal Mobilya) ve Interno elemanı ve öğrencilerimizi içtenlikle olmayacağı öngörüsünden yola çıkılarak firması’nın kurucularından Yıldırım Kocacıklıoğlu kutlarım.’’ açıklamasını yaptı. gerçekleştirilen çalışmanın ürünlerinden biri olan ile gerçekleştirilmiştir. Arşivleme Türkiye’deki mobilya hakkındaki tarih İçmimari, tasarım ve yaşam kültürü dergisi ISSN 1305-9580 TMMOB İçmimarlar Odası Adına İmtiyaz Sahibi Levent Tümer Yayın Kurulu İçmimar Metin Kaşo, İçmimar Sema İşbilir, Dr. Umut Şumnu Oya Şenyurt, Esra Karataş Editör Esra Karataş Portre Röportaj Dr. Umut Şumnu Esra Karataş Grafik Tasarım Meral Kal Avseren Kapak Fotoğrafı İçmimar Zekai Erarabacı Değerli Meslektaşlarım, Reklam Özge Gönültaş MMOB İçmimarlar Odası’nın 21. T olan meslek odalarının üzerine düşen Dönem çalışmalarının sonlarına bu toplumsal görev; meslektaşların yaklaşmaktayız. Ocak ve Şubat ayları bireysel sorumluluk bilinçleri oranında içerisinde Şubelerimizin denetimleri ve yücelcek ve yükselecektir. Odamızın 22. Genel Kurul süreçleri gerçekleşecektir. Dönem çalışmalarının omurgasını Mesleğimizin en önemli dayanak oluşturacak, toplumsal ve mesleki noktası olması gereken Meslek Odası görevimizi ifa edecek yönetimlerimizi ve birimlerinin sizlerin varlığı ile vücut şimdiden kutluyoruz. bulduğunu hatırlatarak; bağlı Bu vesile ile tüm meslektaşlarımızın olduğunuz Şube Genel Kurullarına yeni yılını kutlarken sağlık, mutluluk ve katılarak daha demokratik ve daha başarı dileklerimizi iletiyorum. dinamik yönetimlerin oluşmasına katkı sağlamanız en büyük dileğimizdir. İçerisinde bulunduğumuz dönem içerisinde sivil toplum kuruluşlarının ve meslek örgütlerinin önemi dünden daha fazladır. Demokrasinin gereği ve çok sesliliğin vazgeçilmez renklerinden Saygılarımla. Levent Tümer TMMOB İçmimarlar Odası 21. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Çeviri Bilal Çölgeçen Web www.icmimar.org.tr Yapım ve Yönetim Ajans Paralel Hürriyet Mah. Dr. Cemil Bengü Cd. No: 73/3 Kağıthane 34403 Şişli Tel: 0212 291 39 00 Faks: 0212 296 07 50 Baskı Bilnet Matbaacılık / Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş. Esenşehir Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No:16 Ümraniye/İSTANBUL Telefon: 444 44 03 E-mail: [email protected] TMMOB İçmimarlar Odası Genel Merkezi Turan Güneş Bulvarı 701. Sk. 18/3 Çankaya Ankara Tel: +90 312 441 05 96 – 97 Faks: 0212 441 05 98 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın Uyarı: Derginin her hakkı saklıdır. TMMOB İçmimarlar Odası’nın ücretsiz yayınıdır. Ücret karşılığı satılamaz. Bu dergide yayımlanan her türlü yazı, makale, fotoğraf ve illüstrasyonun, elektronik ortamlarda dahil; alıntı, yayın v e çoğaltma hakkı sadece TMMOB İçmimarlar Odası’na aittir. Dergide yer alan hiçbir yazı-fotoğraf-materyal izinli veya izinsiz çoğaltılamaz, kullanılamaz. Yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına, fotoğrafların sorumluluğu fotoğraflayanlara, ürün tanıtımları ve reklamların sorumluluğu ise reklam verenlere aittir. 37 Söyleşi / Altay Göker ‘Meslek için matematik gücünüz olmalı ‘ Oda’nın 28.üyesi olan Altay Göker, 35 yıl Şişecam’da Reklam ve Fuar-Sergiler Şefi olarak çalıştı. İçmimarlık bölümlerinin mimarlık fakültelerine bağlanması gerektiğini söyleyen Göker, yetenek sınavının tek başına yeterli olmadığını, mesleği yaparken yüklenilen sorumluluğa karşı belli bir matematik gücünün olması gerektiğini dile getirdi “Öğrenciler, hemen mezun olduktan sonra üye yapılmalı, çünkü okuldan ayrıldıktan sonra iş hayatına girince yavaş yavaş kopuyorsunuz.” İçmimarlığa yöneliminiz nasıl oldu? Hangi Akademisi ve Tatbiki güzel Sanat Okulu’ndan, olabilirdim. Çünkü iş hayatımda her geçen gün okulda, hangi yıllarda okudunuz? Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu Mobilya - İçmimarlık artan bir şekilde mesleğimden çok bürokratik Haydarpaşa Lisesi’nde resim öğretmenim Bölümü’nü birincilikle kazanarak kaydoldum. Bu hengameyle uğraşmak zorunda kaldım. Ressam Mehmet Pesen’di. Derslerde güzel okulda başarı ile tamamladığım 4 yıllık eğitimim sanatlara eğilimimi görerek benimle müfredat sonunda 1967’de yine birincilikle mezun oldum. Askerlikten hemen sonra T. Şişe ve Cam dışı ilgilenmiş, perspektif, dekorasyon 38 Okulu bitirdikten sonra neler yaptınız? hacimlerinin incelenmesi ve maketlerinin Akademisyen olmayı düşündünüz mü? Fabrikaları’nın fuarlar için dekoratör aradığını yapılması hakkında bilgiler vermiş uygulamalar Birincilikle mezuniyet derecem dolasıyle teklif duyarak başvurdum. Artan fuar katılımlarını yaptırmıştı. Bu bilgiler ile donatılmış olarak 1964 edilmişti, Mezun olduğum zaman, Cevdet organize ve kontrol etmek İhtiyaçı duyarak o yılında Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olduktan Koçak bölüm başkanıydı. Ancak özel sektörde günlerde ender olan bu kadroyu açmışlardı. sonra o yıllarda her yüksek eğitim kurumunun daha iyi para kazanılıyordu. Keşke kabul Şirket içmimar nedir bilmiyordu. O günlerde yine bağımsız olarak yaptığı yetenek giriş sınavlarına etseymişim, diye daha sonraları düşündüm… Tatbiki Güzel sanatlar Okulu’nun Dekoratif Resim başvurdum. Hedefim mimari ile ilgili bir okula Özel sektörde ne kadar yıprandığımı gördüm. bölümlerinden mezun iki arkadaşın firması ile girmekti. Sınavlarına girdiğim Güzel Sanatlar Bir akademisyen olsaydım, belki daha faydalı çalışıyorlardı. 1970 yılında işe başlamam ile Söyleşi / Altay Göker birlikte şirket konseptine uygun norm projeler hazırlama işlerini çözmeye çalıştık. Bu arada şirketin ihtiyaç duyduğu mesleki bürokrasi işleri de benim kanalımla çözülmeye başladı. Şişecam’da ne tür işler yaptınız? Şirketin fuar ve sergi standlarını yapmaya başladık. Şirket o günlerde Türkiye’nin tek cam üreticisiydi. Sergilemede de kendi ürünlerinden faydalanılarak projeler hazırlanmasını, aynı anda hem sergileme yapılmasını, hem de ürünlerinin kullanılmasını istiyordu. Bu bana yeni bir pencere açtı. Cam nedir, camdan nasıl faydalanırızın üzerine düşünmemi sağladı. İşe başladığım yıllarda 3-4 olan fuar sayısı, 4-5 sene içinde 15-20’yi buldu. Elimizde çanta fuar başka bir handikaptı. Fuar standı yapmak size mesleki olarak fuar dolaşır hale geldik. Ben Mesela, fuarda yapılan neler kazandırdı? kurulacak standlar için işin 1 ay dayanması Fuarlarda kullanılan malzemeleri mümkün proje hazırlıyor, firmalara gerekiyordu. Açık olduğu kadar standart boyutlara yani modüler sunuyor ve onlardan fiyat alanda hava hale getirdim. Bir malzemeden 3-4 fuarda teklifi alıyordum. Ancak fuarların kapanışını müteakip koşullarına rağmen ayakta duracak binalar faydalanır hale geldik. Taşıma kolaylığı sağladık. 1990’larda ise tamamen modüler sisteme geçtik. kullanılan malzemelerin ne olacağı sorunu ile yapmanız ve bu binaların statik olması karşılaştık. Bu işin içinden çıkılmayacağını gerekiyordu. Bu işlerin bir arada yapılması, Modüler sistem fuar standı için önemli bir görünce değişik projeler geliştirdim. Fuarcılıkta; büyük bir birikime ihtiyaç gösterir. Kendi gelişme olmalı değil mi? zaman, işçilik ve malzeme büyük bir handikaptır. kendimi bu konuda geliştirdim. Firma da Evet elbette. Şirket 1990’larda yurt dışına Bunları en aza indirmek lazım. Fuarın açılışının benden memnun kaldı ki 35 sene aynı bölümde açılmaya başlayınca modüler sistem daha çok gecikmesi de söz konusu değil. Eskiden Anadolu çalışarak Reklam ve Fuar-Sergiler Şefi ünvanı ile önem kazanmaya başladı. Çünkü standı fuarları vardı. Bir ay süren fuarlardı bunlar. Bu da yaş haddinden emekli oldum... buradan götürüyorsunuz. Orada yabancı 39 Söyleşi / Altay Göker elemanlar tarafından kurulabilecek şekilde basit konstrüksiyonlar olması lazım. Fuar bittiğinde kolaylıkla sökülüp tekrar buraya geri getirilmesi lazım. Elektrikçi, montajcı, boyacı aynı anda çalışıyor. Ürünlerin aynı şekilde dönmesi lazım aksi taktirde ihracat kabul ediliyor. Yurt dışına fuar malzemesi götürülmesi mevzuu da çok zor bir prosedür. İçmimarlığın dışında acayip bir bürokrasiyle uğraşıyorsunuz. Devletten yurt dışı fuar katılımı nedeniyle alınacak teşvik kredileri ile ilgili de bürokratik işlemlerle uğraştım. Hangi hocalardan eğitim aldınız? Bölüm başkanımız ben girdiğimde Herr Rommel’di. Bunun yanı sıra şimdi hatırıma gelen O zamanlar bizim asistanımızdı. YÖK’le olan yaparlarken, içmimarlar hiç değilse tek katlı, iki hocalarımızdan Cevdet Koçak, İsmail Özışık’ı ve tartışmaların hepsini Nurten hanım yaşamıştı, bu katlı yapılar ve inşaat tadilatları yapabilmeliler. Fazıl beyi sayabilirim. YÖK geldikten sonra Alman konuda çok emeği geçmiştir. Dönem arkadaşım hocalarımızın hepsi gittil. Bauhaus ekolü Prof. Şermin Alyanak vardı, daha sonra Endüstri Bunu yapabilmek için statik dersi almaları üzerinden eğitim alıyorduk, Alman kültürü ile Tasarımı bölümünü kurup başkanlığını yaptı. gerekir değil mi? Elbette. İlave ders konmulmalı ki içmimarlar eğitim yapılıyordu ve dolayısıyla Almanya’dan 40 kültürel ekonomik yardım da alıyorduk. Dekoratif İçmimarlık bölümlerinde verilen eğitimi dekorasyondan ayrılsın. Bence içmimarlık resim bölümündeki arkadaşlar yazın Almanya’ya nasıl değerlendiriyorsunuz? mimarlığın alt bölümü olmalı. Mimarlar işte o staj için gidiyorlardı. Okulun Almanlarla yaptığı İçmimarlık bölüm olarak mimarlık fakültelerine zaman içmimarlık alanına giremeyecekler. anlaşma öğrencilere bu imkanı sağlıyordu. Biz de bağlanmalı. Mimar Sinan Üniversitesi’nde İçmimarlar mimarları işte o zaman zorlayacak. Ben Ankara’da Ağaç İşleri Enstitüsü’ne gitmiştik. Onun olduğu gibi ÖSS ile öğrenci alınmalı. Yetenek 35 yıl büyük bir kurumda çalışmayıp serbest büyük bir fabrikası vardı, Tarabya Oteli’nin sınavı tek başına yeterli olmuyor. Sadece çalışmak isteseydim, mimarlar benim önümü mobilyaları o zaman burada devlet tarafından yetenek sınavı ile olunca ileride imza yetkisi tıkayacaktı, istediğimi yapmama engel olacaktı. yapılıyordu. Biz otelin mobilyalarının montaj engeline takılınıyor. Çünkü mesleğinizi çalışmalarını izledik, dönüşümlü olarak ahşap, yaparken yükleneceğiniz sorumluluğa karşı Peki, bölüme ÖSS sınavı ile giren öğrenci cila, boya, demir ve montaj atölyelerinde çalıştık. belirli bir matematik gücünüz olması yetenek konusunda sıkıntı yaşamayacak mı? Prof. Nurten Unansal’da başımızda bulunmuştu. gerekiyor. Mimarlar büyük inşaatlar Kızım Marmara Üniversitesi’nde Yrd. Doç.’tir. Dr. daha sanatsal yaklaşıyordu. Aksiyon projeler, uçarı tasarımlar yaptırmaya çalışırlardı. Tatbiki Güzel Sanatlar ise daha çok uygulamalı, sanayiye dönük, her bütçeye uygun tipte üretime yönelik bir eğitim veriyordu. Bauhaus ekolünden besleniyordu. YÖK olunca hepsi çorba oldu. Eğitim sistemi bu konuda eğitim yapan okulların Söyleşi / Altay Göker hazırlıyorlardı. Mimar Sinan daha çok soyut, ve hepsine aynı standardı getirdi. Yeni sistem YÖK tarafından tepeden inme bir şekilde getirildi, kadro ve program budur, dendi. Sonrasında üniversiteler çığ gibi arttı. İş belli bir standarda girdi ve tek tip öğrenci yetiştirildi. Bu sanatsal çalışmayı etkiledi ve fabrikasyon öğrenci yetişmeye başladı. Okuldan çıkanlar ise kendi içlerinde savaşarak bir yer edinmeye çalışıyorlar. Müge Göker. Bu konuda sık sık şikayetlerini bana yapmaya çalışıyorlar, yapılmaz ki! Projeyi çizerken Bu da kaliteyi düşürüyor. iletir. Şu anda yetenek sınavı ile öğrenci aldıkları geçen zaman proje üzerinde düşünmenizi, halde yine de yetenek kalitesi konusunda gerekli tadilatları yaparak size projeyi geliştirme Oda ile ilişkileriniz nasıldı? zorluklar yaşıyorlar. Liselerde eğitim kalitesinin olanağı veriyor. Ben mezun olduktan sonra Oda kuruldu, 1973’tü yanlış hatırlamıyorsam. Duyar duymaz, düşmesine parallel olarak, resim kaçılacak ders haline gelmiş bulunuyor. Öğrenci, sadece sınavı O halde, hem ÖSS puanını, hem de yetenek üye oldum, Oda’nın 28 numaralı üyesiyim. geçebileceği bilgiyi kurslardan alarak okula sınavı koşut konulmalı, öyle mi? Sonra unuttuk… Daha sonra yavaş yavaş giriyor. Kurs kalıplaşmış bilgileri veriyor çünkü. Bu Evet, belki de belli bir puan tutturduktan sonra Oda’da hareket başladı. Ama hala imza yetkisi şekilde okula giren kişi bocalıyor. Şirkette yetenek sınavına sokulmalı öğrenci. İkinci bir alamadıkları için kan kaybediyorlar. Mezunların fuarlarda zorlandığımız zamanlarda stajyer elemeden geçen öğrenci size alt yapısı hazır neredeyse hepsi bana ne faydası var, diye eleman alırdık, hiç bir şey bilmezlerdi. Temel halde gelecek, onu okulda işleyeceksiniz. soruyorlar. İmza yetkisi çok önemli, o zaman mecburen üye olmak zorunda kalacaklar. eğitimlerini, işte bizim yanımızda alırlardı. Bilgisayar hem çok faydalı hem çok zararlı oldu. YÖK nasıl etkiledi sizleri? Öğrenciler, hemen mezun olduktan sonra üye Elle çizdiğinizde üzerinde düşünüp değiklikler YÖK’ten önce okulların hepsi ayrı ayrı kendi yapılmalı, çünkü okuldan ayrıldıktan sonra iş yapabiliyorsunuz. Şimdi eskizi bilgisayarda sistemleri içinde eğitim programlarını hayatına girince yavaş yavaş kopuyorsunuz. 41 Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı Zekai ERARABACI İçmimar Resim ve Çizimler: Zekai ERARABACI M imar Sinan Üniversitesi Uygulamalı Endüstri Sanatları Bölümü’nden ‘İçmimarlık ve Designer’ diplomasıyla 1973 yılında mezun olan içmimar Zekai Erarabacı, dönemin önemli ressamlarından Hasan Kavruk ve Cihat Burak’tan resim eğitimi aldı. Okulu bitirdikten sonra Sümerbank’ta emekli olana kadar hizmet veren Zekai Erarabacı, halen, Selamoğlu Kooperatif Yapılarında içmimarlık yapmaya devam ediyor. 42 Resim ve Çizimler 43 Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı 44 Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı 45 Çizimler ve Resimler / İçmimar Zekai Erarabacı TMMOB İçmimarlar Odası / Haber 46 İçmimarların inşaat sektöründeki yeri YES 2013’te tartışıldı O RSİAD Gazetesi’nin İçmimarlar Odası İstanbul Şubesi, Hannover Fairs Turkey Fuarcılık ile ortak çalışmasının sonucu olarak organize edilen ‘İçmimarların İnşaat Sektöründeki Yeri’ başlıklı YES 2013 Forumu içmimari alanında önemli gelişmelere ev sahipliği yaptı. Forum, İstanbul Fuar Merkezi’nde olan Domotex Middle East Fuarı’nda, 9 Kasım Cumartesi günü fuaye alanına kurulan özel toplantı alanında, herkese açık olarak yapıldı. Moderatörlüğünü TMMOB İçmimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Yusuf Taner Gültekin’in yaptığı foruma katılan konuşmacılar; Yard. Doç. Dr. Funda Ürük (Gelişim Üniversitesi İçmimarlık Bölüm Başkanı), Öğretim Görevlisi Ceren Polat (İçmimar ve Çevre Tasarımcısı), Doç. B.Burak Kaptan (İçmimar), A.Nazmi Durbakayım (İNDER/ İstanbul İnşaatçılar Derneği Genel Başkanı) oldu. İnşaat Sektöründe İçmimarların önemine dikkat çekilen forumda, yapılan projelerin en başından itibaren İçmimarlar, İnşaat Mühendisleri, Çevre Mühendisleri, Elektrik Mühendisleri ve Uzman Teknisyenlerle birlikte projelendirilmesi gerektiği vurgulandı. Forumda ayrıca, İçmimarlık mesleğinin hakettiği yere ve öneme sahip olabilmesi için, içmimarların hassasiyet göstererek mezun olduktan sonra ‘İçmimarlar Odasına’ kayıt yaptırmaları gerekliliğine dikkat çekildi. İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, Türkiye’de Cumhuriyet’ten sonra yapılan binaların daha doğru planlandığını ancak büyükşehirlere akın başlayınca herkesin mağaza vitrini yapmıyoruz” dedi. Yeni yapılan binalarda çevresel ve yaşamsal kültür koşullarının değişimini dikkate alarak tasarımların gerçekleşmesi gerektiğini belirten konuşmacılar, özellikle Türkiye’de kentsel dönüşüm yasası gibi mimar, mühendis rollerini üstlenerek yanlış yapılanmalara sebebiyet vermelerine dikkat çekti. Sayın Durbakayım: “Yapılan binalar uzun süreli kullanılmalı. Sonuçta biz durumları göz önüne alarak ve bireylerin değişen ihtiyaçlarını düşünerek iç mimari projelerinin yapılması gerektiğini vurguladılar. Selçuk Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Oda’nın genel merkezini ziyaret etti Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rabia Köse Doğan, Öğr. Gör. Mine Sungur ve 4.sınıf öğrencileri, 21 Ekim 2013 tarihinde İçmimarlar Odası Ankara Merkez’i ziyaret ederek, çalışmalar hakkında bilgi aldılar. 1 4-18 Kasım 2013 tarihinde CNR Expo’da gerçekleşen ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki ürünlerin sergilendiği ilk kez gerçekleşen Hometex fuarında İçmimarlar Odası İstanbul Şubesi olarak stand kuruldu dergi tanıtımı ve oda ile ilgili bilgilendirme İsviçreli meslektaşlarımızı İstanbul’da ağırladık yapıldı. Hometex fuarı bünyesinde Doç.Dr.Ö. Osman Demirbaş/İzmir Ekonomi Üniversitesi Restauran’da gerçekleşen yemekli toplantıda, gerçekleşen en iyi dekore edilmiş yaşam Türkiye, İsviçre ve Avrupa kapsamında içmimarlık, yarışma düzenlendi ve #hometextarzımbu IDA adlı sayfada paylaşarak yarışmaya Kongre’nin iptali ile seyahatlerini özel bir program Toplantıya katılan grup içinde bulunan IFI Yönetim katılım gerçekleşti. Jüri üyeliğini Odamızı kapsamına alan bir grup İsviçreli meslektaşımız 16- Kurulu Üyesi Doç.Dr.Ö. Osman Demirbaş, bir temsilen İstanbul Şube Başkanı Y. Taner 19 Kasım 2013 tarihleri arasında İstanbul’daydı. önceki Yönetim Kurulu Üyesi Iria Degen ve IFI eski Gültekin katılmıştır. Edirne’den giriş yapan grup, buradan karayoluyla başkanlarından Verena Huber Dünya’da ve İstanbul’a, tarihi mekan ve özellikle Mimar Sinan Avrupa’da mesleğin durumu ve algısı üzerine eserlerini ziyaret ederek geldiler. İstanbul’da çesşitli bilgileri paylaştılar. Ayrıca grupta yer alan bulundukları süre içerisinde İstanbul ve çevresinde ECIA (Avrupa İçmimarlar Konseyi) temsilcileriyle IFI, çeşitli tarihi mekanları ve Sinan yapılarını ziyaret Avrupa’da içmimarlık, Türk içmimarları ve ECIA eden grup, 16 Kasım 2013 Cumartesi gecesi İzmir arasında yapılandırılabilecek olası ilişkileri Ekonomi Üniversitesi’nden Doç.Dr.Ö. Osman görüşüldü. Gece sonunda Verena Huber ve Iria Demirbaş, Çankaya Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr. Degen bu görüşmeden duydukları memnuniyeti G. Ufuk Demirbaş ve Bahçeşehir Üniversitesi’nden dile getirdi. IFI Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Ö. Yrd.Doç.Dr. Sezin Tanrıöver katılımı ile meslek ve Osman Demirbaş bu önemli buluşmada Türk mesleki birliktelikle ilgili görüş alışverişi için İçmimarlarını temsilen geceye katılan ve katkılarını biraraya geldiler. 19 kişilik misafir grubu ve koyan Sayın Yrd.DoçDr. G. Ufuk Demirbaş ve Sayın hocalarımızın katılımıyla Sultanahmet Hamdi Yrd.Doç.Dr. Sezin Tanrıöver’e teşekkürlerini sundu. alanlarını yarıştıran İnstagram üzerinden bir TMMOB İçmimarlar Odası / Haber İstanbul Şube Hometex fuarındaydı 2013 İstanbul Kongresi kapsamında eğitim, mesleki birliktelik ve IFI (Uluslararası İstanbul’a gelecek olan ancak İçmimarlar Federasyonu) konuları tartışıldı. 47 TMMOB İçmimarlar Odası / Haber İstifa eden üyeler Sayın Üyelerimiz, Ana yönetmeliğimizin üyelerin görev ve sorumlulukları başlıklı 8. maddesi gereği üyelerimiz; Genel Kurulca belirlenen üyelik ödentilerini düzenli ödemek, kimlik ve adres değişikliklerini bir ay içinde Oda’ya bildirmek zorunda olduklarını tekrar hatırlatmak isteriz. 6235 sayılı TMMOB Kanunu gereği Türkiye’deki mühendis ve mimarlar mesleklerinin uygulanmasını gerektiren işlerle uğraşabilmek ve mesleki öğretim yaptırabilmek için, meslek disiplininin ilgili olduğu Odaya kaydolmak ve kimlik belgelerini her yıl onaylatarak, üyeliklerini korumak zorundadırlar. 2014 yılı Ocak Ayı’na kadar şubelerimizin, Nisan ayı içerisinde ise Genel Merkez 22.Olağan Genel Kurul’u yapılacaktır. Genel Merkez ve bağlı birimlerimizin ‘genel kurulları’na katılmak ve seçimlerde oy kullanabilmeniz için ‘seçim kanunu’ gereğince vatandaşlık numaranızın sistemimizde kayıtlı olması gerekmektedir. Lütfen 0 312 441 05 96 ve 97 Numaralı telefonlardan tarafımıza ulaşarak bilgilerinizi güncelleyeniz. Aksi takdirde ‘seçim listeleri’nde isimleriniz yer alamayacağını bildiririz. Ayrıca, Odamıza olan aidat borcunuzu da yukarıda yer alan telefonlardan öğrenebilirsiniz. 2013 yılı aidatımız ise 132,00 TL olup, son ödeme tarihi 25 Aralık 2013 günüdür. Süresi dolmuş olan kimlik kartınızın yenilenmesi için, 300 dpi çözünürlükte dijital vesikalık fotoğraflarınızı ve Nüfus Cüzdanı’nızın örneği ile birlikte ‘20. Olağan Genel Kurulu’muzda belirlenen 30,00 TL kart ücretinin T.C. Ziraat Bankası Yıldızevler Şubesi (Şube Kodu 0919) 57209156 -5001 (IBAN NO: TR89 0001 0009 19 57 2091 5650 01) numaralı hesaba yattığına dair dekontu [email protected] eposta adresine ulaştırmanız halinde kimlik kartınız en kısa zamanda siz değerli üyelerimize ulaştırılacaktır. Saygılarımızla. TMMOB İçmimarlar Odası 21.Dönem Yönetim Kurulu Dönemimiz boyunca İçmimarlık mesleklerini yapmadıklarına dair belgeleri tarafımıza ulaştırmış olan aşağıda isimleri ve sicil numaraları yer alan üyelerimizin istifaları yönetim kurulumuz tarafından alınan kararlar ile kabul edilerek kayıtları silinmiştir. ADI SOYADI SİCİL NO Elif EKİNCİ 339 Sevgi ERENBERK 416 Veli Serhat KAPLAN 475 Gökhan BAYTAN 519 Koray EKE 784 Öznur ALİYAZICIĞLU 929 Evrim AKSU 965 Erden ÖZTÜRK 1024 CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka Oda’mızı ziyaret etti Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Sn. Aylin NAZLIAKA 30.09.2013 tarihinde Oda’mızı ziyaret etti. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aday adayı olan NAZLIAKA başkentin yönetiminde sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmanın önemini vurgularken, Genel Merkez Yönetim Kurulu adına başkanımız Levent TÜMER meslek odası olarak kent ve kentliye dair hertürlü çalışmada İçmimarlar Odası’nın Mimar Ahmet EYÜCE Mimar Gürhan TÜMER Doç. Dr. Emre MADRAN Oktay EKİNCİ Başsağlığı Mimar Ahmet EYÜCE, Mimar Gürhan TÜMER, Doç. Dr. Emre MADRAN ve ardından Oktay EKİNCİ’yi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Merhumların Ailelerine, yakınlarına ve tüm mimarlık camiasına başsağlığı ve sabır dileriz. TMMOB İçmimarlar Odası 21.Dönem Yönetim Kurulu 48 desteğe hazır olduğunu belirtti. Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan ‘Mekana odaklanarak rafine işler çıkarıyorum’ yüzden galeride hem resim sergileri, hem içmimarlık ofisi, hem de metal ağırlıklı işler yapıyorduk. Galeri 10 yıl kadar sürdü. Yeşilköy’de başladım daha sonra Ortaköy’de bir şube daha açtım, bir süre Yeşilköy ve Ortaköy birlikte gitti. Daha sonra Nişantaşı’nda devam ettim. Bu arada içmimarlıkta yapıyor muydunuz? İçmimarlığa hiç ara vermedim. Ne tür işler yapıyorsunuz? Konut, mağaza, fuar standı, ofis tasarım ve uygulamaları… Nadya Akabi (Reisyan) Haçaduryan Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü’nden 1989 yılında mezun oldu. Uzun yıllar galericiliği ve içmimarlığı birlikte yapan içmimar Haçaduryan, zamansız tasarımlar yaratmayı başarıyor 50 İçmimarlık mesleğine nasıl başladınız? Neden galeri açmayı düşündünüz? Mezun olduktan bir iki yıl sonra sanat İşiniz güzel sanatlar olunca çok yabancı galerisi açtım. Aileye ait eski bir köşk bir alan değil, mekan da olunca vardı, onu değerlendirmek istedim. değerlendirmek istedim. 2000’de galeriyi Geçen sayınızda içmimar Gözen kapattım. Sanki görevimi Küçükerman’ın da bahsettiği gibi, tamamlamıştım. Yoksa galeriyi başarıp kayınpederim çok eski pirinç işleri yapan başaramamak değil mevzuu. Çok önemli bir metal ustasıydı. Eski eşim Berç sergiler yaptım. Neşe Erdok gibi tanınmış Reisyan da ikinci nesil olarak babasıyla isimlerle sergi yaptım ama yeni sanatçılar birlikte çalışıyordu. Atölyeleri Eminönü da buldum. Mesela heykeltıraş Gökhan Rızapaşa yokuşunda idi. Sümerbank’ın ve Hülya Ercan vardı. Şimdilerde cam bütün pirinç, metal işlerini yaparlardı. Bu işleri yapıyor Gökhan. oluyorlar, siz hiç resim yaptınız mı? Temel sanatta resim eğitimi aldık, ama resim yapacak zamanım hiç olmadı. Resimden anlarım ama resim yapmaya hiç yönelmedim. Okula ne zaman girdiniz? Mezuniyetimden 5 yıl sonra tek tercih Nadya Akabi Haçaduryan’ın tasarımını yaptığı Nişantaşı’nda Zela isimli mücevher mağazasının içten ve dıştan görünümü. yaparak girdim. 1989 yılında, Marmara Üniversitesi’nden mezun oldum. Evli ve çocukluyken okudum. Eski eşimin mesleki olarak çok yardımını gördüm. Zorlandığım bir detayı eşim devamlı o işin içinde olduğu için öyle basit bir şekilde çözerdi ki, şaşırır kalırdım. Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan Genelde içmimarlar resme de yatkın Hocalarınız kimlerdi? Mümtaz Işıngör, Sevtap Elmas, Semih Yalçı, Nurten Ünansal… Kaç kişiydiniz sınıfta? 40 kişi girdik ama 20 kişi mezun olduk. Okulu Dubai’de bir mücevher mağazası tasarımının zemin planı. Alttaki resimde mağazanın içten bir görünümü yer alıyor. çok ağır şartlarda çalışarak bitirdik. Okulda Yaptığım işler enteresan bir şekilde yaptığımız işleri görseniz şaşarsınız. demode olmuyor. Genç bir çiftin evini yapmıştım yıllar önce, daha sonra iki Yaptığınız işlerden örnek verebilir misiniz? çocukları oldu, yaşadıkları ev yetmez İki diziye mekan olan bir proje yaptım. olunca evlerini elden çıkarmaya ‘Sessiz Fırtına’ ve ‘İffet’… Çocuk, erkek kıyamayıp annelerine sattılar ve eşyaların giyim, mücevher mağazaları yaptım. hiçbirini değiştirmediler, aynı şekilde Mücevher mağazalarının biri Dubai’de… kullandılar. 51 Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan Bir içmimarın her zaman müşterilerden önde olması gerektiğini söyleyen Nadya Haçaduryan, teknoloji ve yeniliklerin mutlaka takip edilmesi gerektiğini dile getirdi. Pek çok mekan tasarımında imzası olan Haçaduryan, 10 yıl galeri işletip resim sergileri düzenledi. Neye bağlıyorsunuz bunu? gezip görüyor. Müşterinizden önde olmalısınız, Malzeme çeşitli olunca yaratı da o kadar Bilemiyorum, o mekana çok konsantre her zaman. Mesela, o zaman da cam çeşitli olabiliyor diyebilir miyiz? oluyorum. Rafine işler çıkartıyorum. Özel kullanıyorduk şimdi de, ama şimdi teknoloji Pahalı demek güzel demek değil. Temel yaşantımda da titiz bir insanım. Evim pırıl pırıl camı farklı şekillerde kullanmaya olanak sanat eğitiminde Mümtaz Işıngör’den olacak, daha sonra işe oturacağım. Disiplinli sağlıyor. Siz de uyanık olup bu olanakları, aldığım bilgileri hatırlarım. Bir gün derste olduğum için evde laubali çalışmıyorum. İşe yenilikleri mutlaka takip etmelisiniz. malzemeyle kompozisyon hazırlıyoruz. gider gibi çalışırım evde. İkisini ayırabiliyorum, 52 Özgürüz, istediğimiz malzemeyi sorumluluk bilincim çok fazladır. Yetişmesi Yenilikleri nasıl takip ediyorsunuz? kullanabiliyoruz. Öyle güzel malzemeler gereken bir işi mutlaka yetiştiririm. Çalışırken, aktifken zaten yenilikler bulup getirdim ki, çalışmamı gururla hocaya önünüze düşüyor. Siz de onu görüyorsanız gösterdim. Şöyle bir baktı, “ben burada Mesleki olarak 80’li yıllarla şimdiki peşine düşüyorsunuz. Fuarları takip malzemeyi görüyorum sen ne yaptın?” dedi. dönem arasında mesleki olarak ne tür ediyorsunuz. Bir atölyeye gittiğimde yeni Bu sözünü hala hatırlarım. Malzeme şahane eksiklikler, yenilikler görüyorsunuz? makinelerin, aletlerin yanına gidip tüm olabilir ama onu nasıl kullandığın önemli. Sürekli uyanık olmak zorundasınız bir kere, malzemeleri incelerim. Yenilikleri ilk kez Hiçbir şey olmayan malzemeyi sen ne hale müşteriniz sizden daha uyanık çünkü, her tarafı kullanmayı severim. getirdin, o da çok önemli. İ stanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenen 13. İstanbul Bienali, 20 Ekim Pazar günü sona erdi. Kapılarını açtığı 14 Eylül tarihinden itibaren rekor sayıda izleyiciyi ağırlayan 13. İstanbul Bienali’ni açık kaldığı 5 hafta boyunca, 5 sergi mekânında 337.429 ziyaretçi gezdi. “Anne, ben barbar mıyım?” başlığıyla Fulya Erdemci küratörlüğünde gerçekleştirilen 13. İstanbul Bienali, kamusal bir alan yaratma ve Portre / Nadya Akabi (Reisyan) Haç a duryan Bienali, 5 ayrı sergi mekanında 337.429 ziyaretçi gezdi herkese ulaşabilme amacıyla bu yıl ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Bienal sergileri, Antrepo no.3, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, ARTER, SALT Beyoğlu ile İMÇ 5. izleyiciye ulaştı. 2005 yılında gerçekleştirilen Blok’taki 5533’te yer aldı. 9. İstanbul Bienali sergilerini yaklaşık 51.000, International Herald Tribune / New York 2007 yılındaki 10. İstanbul Bienali sergilerini Times, Wall Street Journal, CNN International ve sanatçı grubunun işlerinin yer aldığı 13. yaklaşık 91.000, 2009 yılındaki 11. İstanbul (ABD); The Guardian, BBC (İngiltere); İstanbul Bienali’nde Türkiye’den 11 sanatçının Bienali sergilerini yaklaşık 101.000 kişi ve Frankfurter Allgemeine Zeitung, ve 2 sanat grubu/sivil kolektifin yanı sıra, hem 2011 yılındaki 12. İstanbul Bienali’ni Tageszeitung, Tagesspiegel (Almanya); Il Sole Türkiye’den hem de yurt dışından sanatçıların 110.000 kişi gezmişti. 24 Ore, La Repubblica, Il Manifesto (İtalya); El Farklı kuşaklar ve coğrafyalardan 88 sanatçı birlikte oluşturduğu 3 ayrı sanatçı işbirliği de Sergi fotoğraflarını içeren ve bienalin 13. İstanbul Bienali, uluslararası basında Pais, El Mundo (İspanya), Le Monde, katıldı. 13. İstanbul Bienali, bugüne kadar kavramsal çerçevesi bağlamında makaleler ve Liberation (Fransa), Folha de Sao Paulo Türkiye’den en yüksek sayıda katılımın yazıların yer alacağı Bienal Kitabı ise Aralık (Brezilya) gibi dünyanın en önemli sağlandığı bienallerden biri oldu. ayından itibaren İKSV Tasarım Mağazası ve gazetelerinin de aralarında olduğu, 500’den kitapevlerinden temin edilebilir. fazla habere konu oldu. İstanbul Bienali her yıl daha da fazla 53 Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin ‘Her yıl yaptığımız değişikliklerle ZOW’u farklı kılmaya çalışıyoruz’ Son yıllarda yapı sektörüne yönelen ZOW fuarı, ismindeki ‘iç tasarım’ vurgusuyla öne çıkmaya başladı. İçmimar ve müteahhitleri ZOW Essential seminerlerinde buluşturan firma, her yıl yaptığı yeniliklerle fuara ilgiyi canlı tutmayı başarıyor. ZOW Genel Müdürü Aykut Engin’le ZOW’daki yenilikleri ve fuarcılığı konuştuk Uzun yıllardır mobilya sektörüne hizmet veriyorsunuz, Türkiye’nin mobilya sektöründeki ihracat hacmini nasıl değerlendirirsiniz? Sektörün 2023 hedefi var, 6 milyarlık ihracat hacmini 10 milyara çıkarmak gibi büyük hedefleri var. Hatta bu potansiyelin 25 milyar olduğu söyleniyor. Türkiye ancak kendi kendine yetebilecekken, son günlerde yaşanan politik gelişmeler Doğu ve Güneydoğu’daki insanların yaşantısına da farklılıklar getirdi. Artık yaşam alanlarına daha fazla özen göstermeye başladılar. Daha önce, bu kadar zor şartlarda, kimse mobilyasını düşünmüyordu. Oralarda çok büyük bir potansiyel var. Ayrıca Irak yeniden yapılanıyor, Türkiye Irak’ta mobilya anlamında bir numara. İran uzun süredir çok önemli bir pazar bizim için. Azerbeycan da çok iyi bir çıkış yakalandı ve Afrika pazarına giriyoruz. Orası da çok ciddi bir pazar. Bu gelişmeler olurken, Türkiye’yi ne zorlar? Türkiye doğru hareket ederse zorlayan bir unsurla karşılaşmayacak. Bizim için en büyük tehlike Çin’di. Çin’in 54 istediğinizde nakliye fiyatları çok artıyor. Bu anlamda Türkiye’den alınan ürün daha ucuz. Nakliye, ürünün maliyeti anlamında hiç bir verimlilik bırakmıyor. Avrupa’da bize rakip olacak ülkeler vardı, Almanya ve İtalya gibi, oralarda da çok ciddi ekonomik sıkıntılar var. Türkiye doğru adımları atıyor. Bundan sonra bir yanlış yapmaz ve attığımız adımların arkasını doldurursak, ihracat yaptığımız ülkelere kötü mal göndermezsek, Ar-Ge ve tasarımla ilgili işlerin devamını getirirsek 10 milyarlık hedefin 25 milyara çıkması mümkün. Tüm bunlar ZOW’un da önünü açacak bir gelişme elbette değil mi? Zow genel müdürü Aykut Engin: “Biz de bugüne kadar hep mobilyayı işlemiş, mobilya endüstrisi tarafından ziyaret edilen bir yer haline geldik. Son 2 yıldır yapı endüstrisine odaklandık ve içmimarlar, tasarımcılar vurgusunu öne çıkarıyoruz.” Evet. Malzeme o kadar önemli ki artık. Biz Avrupa’da ciddi bir kriz var, Türkiyeli Fuarların geleceğini nasıl ZOW’u bu yüzden yapıyoruz. ZOW’da yatırımcılar yurt dışındaki fabrikaları satın görüyorsunuz, batıdan doğuya bir mobilya yan sanayi ve endüstrisine hizmet almaya başladı. Rusya’da fabrika kuruyor, kayış başladı değil mi? eden ürünler var. ZOW’a, daha kaliteli, İtalya’dan bir firmanın fabrikasını, ‘now Son 5 yılda batıdan doğuya kayışın inovatif ve katma değeri yüksek ürünleri how’ını satın alıyor. Bugüne kadar Alman ağırlığını çok ciddi hissediyoruz. nasıl yapabiliriz, bu ürünleri nasıl bulabiliriz, ve İtalyan etkisinde olan Avrupa’ya Avrupa’nın 60-70 yıllık fuar şirketleri diye bakıyorlar. Herkes ürününü daha giremeyen firmalar, böl, parçala, yönet potansiyel kaybetmeye başladı. Buna pahalıya satmak. Bunun için de daha yöntemiyle girmeyi başardılar. karşın, Avrupa’dan doğuya doğru baktığımızda fuarların güç kazandığını kaliteli ürün kullanıyor olmaları lazım. Son 3 senede kalite olgusu üst noktalara çıktı ve Avrupa’lıların Türkiye’ye ilgisi de daha iyi noktalara gelecek. artıyor... Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin bazı ürünleri çok pahalı. Oradan ürün almak görüyoruz. Türkiye tek başına çok ciddi bir pazar. İnternetin fuarlara olan ilgiyi Mobilya sektörü Afrika’ya doğru Herkes Türkiye’de olmak istiyor. azaltacağı yönünde görüşler de var… kayıyor, Avrupa’yla ilişkiler nasıl? Bulunduğu coğrafya heyecan verici. İnternet ortamının ciddi bir etkisi olduğu 55 Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin 56 ZOW’un daha büyümesi, Avrupa’da etkili hale gelmesi tamamen bu statejinin bir ürünü. Fuara ilgiyi canlı tutmak için neler yapıyorsunuz? Biz kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. ZOW’dan küçük-15 m2’lik paket aldığınızda da kendinizi çok iyi ifade edebiliyorsunuz. İnternet üzerinden sadece hayal edebildiğinize ulaşıyorsunuz. Ama biz Tanzanya’dan, Afrika’dan, Kenya’dan insanlar getiriyoruz. Oradan getirdiğim fabrikalar çok iyi işler yaptılar. Firma sahipleri bir gerçek ama insanlar dokunmadan, görmüş. Bir fuar yapacaksınız ama fuarı Kenya’ya gitmeye çekiniyor ama biz bakmadan, ürünü bir şekilde test yapmak bir dert, fuarın standını kurmak Kenya’dan firma getiriyoruz. etmeden almak istemiyor. Endüstri, ayrı bir dert. Gelen müşteriyi ağırlamak, üretim neredeyse fuarlar orada catering hizmeti vermek lazım. Stand Hem rakiplerinizi hem yeni üretimleri, büyümeye devam edecek. Üretimin keza ayrı bir maliyet. Patronumuz, 20 yenilikleri görmek açısından fuar olmadığı yerlerde fuar yapmak çok zor. sene sonra ekonomi daraldığında önemli ama bir yandan da fuarların fuarcılık daha kötüye gidecek demiş ve içinin dolu olması gerekiyor. Ne tür Firmaların fuarlara ilgisi nasıl sizce? ZOW’un konseptini belirlemiş. ZOW’da yenilikler tasarlıyorsunuz? Uzun zamandır fuarlara katılan firmaların standların yüzde 80’ini biz kuruyoruz. Aynen öyle evet. Soru için de ayrıca bir kısmı şunları söylüyor. Fuarlara Standların yüksekliği 2,5 metreyi teşekkür ederim. Her sene bizden katılmak, insan kaynağı, para ve zaman geçmiyor. ZOW olarak firmalara şunu beklenti artmaya başladı. Bizim de açısından büyük bir maliyet. ZOW’un söylüyoruz; standını, catring’ini biz yapmaya çalıştığımız buydu. Her sene bir kurucusu, patronumuz 20 sene önce bir yapalım. Üretimden çalmadan, fuara değişikliğimiz farklılığımız olsun ki konsept yaratmış. Kendisi de patronmuş katılımınızı sağlayalım. Mimarlarımız ZOW’u farklı kılmaya devam edelim. Bu ve patronların fuarlardan neden ve standlarınızı hazırlasın, fuar sabahı gelin konseptin ekonomik krizle birlikte daha nelerden sıkıldıklarını daha o zamanlar ürünlerinizi yerleştirin standınızı açın. fazla değer kazandığı göz önünde. köşeye koyarlar hangi büyüklükte Bu yıl ZOW’da neler olacak? haline getirdik. Bunlardan biri içmimari. olması gerekir diye hep kendimiz Esentials seminerimiz, ünlü olmaya ZOW bundan birkaç yıl önce düşünerek yaptık. Fakat biz yaptıktan başladı. ZOW Essentials adı altında mobilyacılara tedarik fuarı olarak sonra sıfır evi içmimar gelip kırıyor ve Almanya’ya ve Rusya’ya sattık. Fuar gibi görülüyordu. Özellikle Almanya ve yeniden yapıyor, diyorlar. Buraya kendi alanında ilerliyor. Sektörle İtalya’daki fuarlarımızda içmimarinin ön harcanan para çok ciddi bir para. üniversiteleri bir araya getirmeye planda olduğu, insanların o yüzden bu Mobilyacı, müteahit ve içmimar bir araya çalışıyoruz. Her sene kendi alanında fuarı gezdiği görüldü. Fuarımız, mobilya gelip öyle çalışacak. Geçen yıl biz dünyanın en iyisini getiriyoruz. Açılış endüstrisi, iç tasarım, tedarik ve ‘Kentsel Dönüşüm’ vurgusuyla çıktık ve yılında Karim Rashid’i getirdik. Amerikalı aksesuarları fuarı diye geçiyordu. Biz de çok ilgi uyandırdı. İçmimarlar Odası, mimariye yakın olmasını istedik, bugüne kadar hep mobilyayı işlemiş, müteahit dernekleri ve mobilya geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik. Bu mobilya endüstrisi tarafından ziyaret dernekleriyle çok ciddi çalışmalar yaptık sene de Zaha Hadid’i getirmek istiyoruz. edilen bir yer haline geldik. Son 2 yıldır ve bunu ZOW Essentials kapsamında Zaha Hadid dediğinizde bütün dünya yapı endüstrisine odaklandık ve tartıştık. Tüm bunların üzerine ortak bir tanıyor. Irak kökenli, Türkiye’de de bilinen, içmimarlar, tasarımcılar vurgusunu öne çalışma yapılmasına ön ayak olduk. ilgi çeken bir isim. Yazışmalarımız sürüyor. çıkarıyoruz. Bu sebeple yapı endüstrisiyle ve müteahitlik dernekleriyle işbirlikleri yaptık. Sizin gibi yayınların olması, PR Zow Essential’in temasını belirlerken içmimarlardan yardım aldık şirketimizin bizi sizlerle buluşturması, İçmimarlar Odası ile ne tür çalışmalar yaptınız? sizlerin aracılığınızla kendimizi ifade Geçen sene İçmimarlar Odası ile çalışmaya başladık. İstanbul Şube Başkanı Taner Bey’e ayrıca teşekkür etmek isterim. Müteahhitlerle çalışmamızda İçmimarlar Odası’nın çok ciddi bir etkisi oldu. Taner Bey müteahitlerin çok yanlış bir yolda olduğunu, onların yaptıklarını kendilerinin yıkıp, yeniden yaptıklarını söyledi. Bu ciddi bir etki yarattı mütehitler arasında. İçmimarlarla bir araya gelip yeni yapılacak binalarda birlikte çalışmaya yönelecek, ortak çalışmalar yapacaklar. İçmimarlığın kentsel dönüşümdeki yeri üzerine konuştuk. ZOW Essentials’daki ana temamızı belirlerken İçmimarlar Odası’ndan da yardım aldık. ‘Kentsel Dönüşümde İçmimari’ konusunda Taner Bey bizi çok olumlu etkiledi. Geçen sene attığımız bir adımdı. Sivil toplum kuruluşları ile konuşulmuştu ve bunun kanun tasarısıyla birlikte üzerine çalışmalar yapıldığını biliyorum. Bu tür güzel işlere vesile olmak bizim için çok önemli. Geçen sene içmimarların fuarda eksikliğini gördüğü aydınlatma alanı vardı. Işığın ne denli etkili bir unsun olduğunu onlardan dinledik. Dünyaca ünlü birkaç mimar ve tasarımcıyla irtibat halindeyiz. Işığın mobilya ve yapı endüstrisinde nasıl kullanılacağına yönelik ZOW’dan bir şeyler öğrenmek ve görmek anlamında çok fazla ilgi göstereceklerini düşünüyoruz. etmek bizim için çok önemli. ZOW Essentials’da süreç nasıl gelişti? Aslında ZOW Essentials seminerinde müteahhitlerle içmimarları buluşturduk. Her iki tarafı da konuşmacı yaptık ve gördük ki aslında müteahhitlerle içmimarlar birbirlerini tanımıyorlar. Müteahhitler evin kullanımını kendi kendilerine tasarlıyorlar. Biz mobilya şurada kullanılır, mobilya sığar mı, hangi Firma Söyleşi / ZOW Uluslararası Fuarcılık Genel Müdürü Aykut Engin ZOW’u birkaç sektörün kesişme noktası 57 Firma Söyleşi / Dyson Airblade - Chris Osborn ‘Teknolojimizi kendi bünyemizde geliştiriyoruz’ Airblade Tap fikri nasıl aklınıza geldi? Chris Osborn: “James Dyson’ın prensibine bağlıyız: Bir fikri ya da teknolojiyi, mevcut olanların en iyisi olduğundan emin olmadan piyasaya sürmeyeceğiz.” Orijinal Airblade fikri, çoğufikir gibi, aslında kazara aklımıza gelen bir fikirdi. Son derece gizli bir proje üzerinde çalışırken, bir mühendisimiz hava akımı gücünün ellerdeki nemi saniyeler içinde sıyırabileceğini keşfetti. Airblade, rakip el kurutma makinelerinden oldukça farklı. Diğerlerinin kurutma işleminde kullandığı bakteri dolu sıcak hava akımı, elleri kurutmak için oldukça yavaştır. Ayrıca havayı ısıtmak için kullandıkları elementler çok fazla enerji harcar. Bizim el kurutma makinelerimiz kullanım ömürleri boyunca, sıcak havayla çalışan el kurutma makinelerine ve kağıt havlu kullanımına göre çok daha az karbon salınımına sahiptir. 7 yıl önce ilk Airblade el kurutma makinesini geliştirdikten sonra, bu teknolojiyi daha da geliştirmek için yeni Chris Osborn, Dyson Airblade teknolojisinin öncü tasarım mühendislerinden. Kendisi, son 3 yılını Dyson el kurutma teknolojisini daha da geliştirerek geçirdi. Dyson’ın İngiltere Malmesbury’deki merkezinde yapılan görüşmede Osborn, Dyson’ın alışılmadık ürün geliştirme anlayışından, AR-GE yatırımlarından ve patent ihlali konusundaki fikirlerinden bahsetti yollar aramaya başladık. Airblade Tap ile ise çok net bir sorunu çözmeyi hedefliyoruz: Yere su damlatma problemi. Musluk ve el kurutma makinesini bir araya getirerek sadece yere su damlatma problemini çözmekle kalmayıp; aynı zamanda banyolarda daha çok boş alan yaratıyoruz. 58 üretiminizi daha başka yollardan, nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Yapılan pazar araştırmaları büyük rol oynuyor olsa gerek? Pek çok rakibimizin aksine, biz pazar araştırmalarına bağlı olarak çalışmıyoruz. Aynı şekilde, gelecek teknolojiye dair kararları da bir toplantı odasında almıyoruz. Bunların yerine, teknolojiyi takip ederek neler yapabileceğimize bakıyoruz. Şu an elimizde, tasarım mühendislerimizin bizzat kendilerinin test ettiği 850 yeni fikir var. Bütün fikirlerimizi olumlu bir sonuç alana kadar tekrar tekrar test ediyoruz. Ne var ki çoğu zaman olumlu sonuç alamıyoruz. Piyasaya sürmediğimiz pek çok teknolojimiz mevcut. Bu konuda James Dyson’ın prensibine Chris Osborn: “Airblade Tap ile ise çok net bir sorunu çözmeyi hedefliyoruz: Yere su damlatma problemi. Musluk ve el kurutma makinesini bir araya getirerek sadece yere su damlatma problemini çözmekle kalmayıp; aynı zamanda banyolarda daha çok boş alan yaratıyoruz.” bağlıyız: Bir fikri ya da teknolojiyi, mevcut olanların en iyisi olduğundan emin olmadan çalışmalarının yanında; özellikle yüksek basınç Ancak, bizim makinemiz gibi çalıştıklarını piyasaya sürmeyeceğiz. ve yüksek hava akımı yaratmak üzere söylemek saçmalık olur. Patent tasarlanmıştır. Tüm bunlar bize, el kurutma için ihlalleri konusunda birçok problemle Dyson olarak bir şeylerin nasıl ideal olan yüksek hava akımı ve hızını karşılaşıyoruz. Bu global bir problem. göründüğüyle değil de nasıl çalıştığıyla sağlamaktadır. Bunu sağlayan tüm elektronik Taklitçilerimizle başa çıkmak, fikirlerimizi ve ilgileniyorsunuz. Bu açıdan Airblade’in malzemeler ise 85 mm kalınlığındaki gövdenin kaynaklarımızı korumak için çok fazla özelliği nedir? içine yerleştirilmiştir. Ayrıca bu gövdenin içinde, zaman ve çaba harcıyoruz. Diğer Dyson makinelerinde olduğu gibi Dyson voltaj ve güç yeterliğini saniyede 6.000 kereden el kurutma makinesinin de en önemli teknolojik fazla ölçen bir mikroişlemci bulunmaktadır. Firma Söyleşi / Dyson Airblade - Chris Osborn ‘Kazara’ akla gelen fikirler haricinde, fikir Yeni fikirlerin gelişimi için haftalık 1.5 milyon avroluk yatırım yapıyoruz ve bu yüzden bu fikirleri korumak zorundayız. Yeni özelliği geliştirmek için 15 yıl çalıştığımız Dyson dijital motordur. Bütün teknolojilerimiz kendi Dışarıdan bakıldığında Dyson gibi görünen fikirlere yatırım yapmak sadece mali bir şey bünyemizde geliştirilmektedir ve şimdiye kadar pek çok teknoloji var. Dyson teknolojisini değil, aynı zamanda riskli de bir iş. Mühendis araştırma ve geliştirme için 150 milyon avro farklı kılan nedir? ve girişimcilerimizin fikirlerinin mahkemece yatırım yaptık. Motorlarımız yoğun güç ile Dyson’a benzeyen birkaç makine mevcut. onanacağını da garantilememiz gerekiyor. 59 Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi MARMARA ÜNİVERSİTESİ Yöneten: Prof. Dr. Nurten UNANSAL M Prof. Dr. Nurten Unansal şunları söyledi: “Konu belirlemede araştırma ve tasarım yönteminde, bilinci içinde işlevsellik de dikkate alınarak, yüksek lisans programlarında tasarım eğitim ülkelerarası ve ülke koşulları, toplumsal yaşam, araştırmalarda çağdaş, ileriye yönelik tasarım ilke kapsamında yapılan araştırma proje tasarım sosyal-ekonomik kriterler, güncel gereksinimler, ve yorumları çerçevesinde çalışmalar yönlendirilir. çalışmaları Prof. Dr. Nurten Unansal yönetimde sanatsal ve teknik-teknolojik gelişimler, geçmişten Proje tasarımlarında, iç mekan tasarımı ile dış yapı yürütülmektedir. Her öğrencinin istekleri günümüze yaşam-mekan-yapı-hacim-kullanım merakları doğrultusunda farklı konularda kavram ve kriterleri irdelenir ve öğrencilerin görüş, planlamasından yola çıkılarak iç ve dış yapı formu yaptıkları araştırma ve projeleri değerlendiren bilgi, ilgi ve yetileriyle sonuç alınır. Öğrenci armara Üniversitesi Güzel Sanatlar çalışmalarında özgün tasarım geliştirme, istek ve Enstitüsü bünyesinde içmimarlık eğitimi Moda Merkezi Tasarım: Yasemin Yanmış Projede amaç, günümüz yaşamsal gereksinimleri paralelinde, tekstil teknolojisi ile moda tasarım gelişmelerindeki yolda bu alanda yeni özgün yapı tasarımlarına ilişkin bir örnek araştırma çalışması olarak ele alınmıştır. Kullanım planlamasından yola çıkılarak, dış yapı tasarımında da tasarım ilkeleriyle özgün bir çizgiye ulaşılmıştır. 60 İÇMİMARLIK VE ÇEVRE TASARIM BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİ PROJELERİ tasarımı bütünlüğünün sağlanması esastır ve işlev oluşturulması ilkesi benimsenmektedir.” Tasarım: Anday Türkmen Oluşturulan tasarım fikir projesi niteliği taşımaktadır. Konu bireylere ve kurumlara psikoloji disiplini çerçevesinde hizmet veren araştırmalar yapan sistem kuran ve eğitim programları oluşturan danışmanlık merkezi olarak ele alınmıştır. Bu konuyu seçerken, bu alanda hizmet veren az sayıdaki kuruluşlar dikkate alınarak, meslek içi eğitimler Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi Davranış Bilimleri Enstitüsü düzenlemeyi ve psikoterapinin ülkemizde de gelişmesine katkıda bulunacak yeni projeler üretmeye bir ışık tutmak amaç olmuştur. Tasarım eğitiminde esas olan kriterlerin başında gelen, tasarım ilkeleri doğrultusunda, işlev kullanım, iç ve dış mekan tasarım, sirkülasyon ilişkileri ile ilgi çekecek özgün yapı formu oluşturma, seçenek geliştirme yöntemiyle oluşturulmuştur. 61 62 Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi Tasarım: Sayat Tulumciyan Teknolojik unsurlarla donatılmış 100 m2’lik bu daire, form ve fonksiyonda mümkün olduğunca minimal kapasite olarak ise çekirdek bir aileye uygun olarak tasarlandı. Planlamasına baktığımızda, yatma çevresi, mutfak, banyo/wc, yaşam çevresi gibi temel fonksiyonların yanı sıra çalışma-hobi alan ve depolama alanları da mevcut. Fonksiyonlarını duvar yüzeylerinde renkli ışıklar ile kontrol halinde olup açılması tasarımın temel öğesi iken, tavan ve zeminde ince yarık akslardan sızarak oluşan ve istenilen temaya uygun desen alabilen hologram bölücü yüzeyler Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi Gelecek için alternatif daire tasarımı yaşam alanlarını istenilen ebat ve biçimlerde kullanmaya olanak sağlıyor. Mobilyaların oldukça sade ve hafif tercih edilmesi ile gerektiği depolama alanı da bu merkezi kullanım alanını değerlendirmekte bir seçenek sunuyor. 63 Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi 64 Kültür ve Sanat Merkezi Tasarımı ‘Kültür ve Sanat Merkezi’ tasarımında kavram ve fonksiyon ilkeleri ön planda tutuldu, var olan mecvcut planın coğrafyası ve kullanıcı profile olması gerektiği üzere pek çok tasarım unsurunu belirledi. Toplumda kendi değerleri işleyip sunan bir yapı tasarlandığından ‘herkes için tasarım’ ilkesi ön planda tutulup toplumu kucaklayan ve herkesi davet ederek karşılayan ve aynı zamanda dışa yansıtan şeffaf bir yapı tasarlandı. Formda oldukça minimal ve statik nitelikte kare ve diktörgen formlar tercih edildi. Bu formların tercih sebebi yapı fonksiyonları olan, kültür ve sanat gibi toplumun temel yapı taşlarından iki önemli ve Tasarım: Sayat Tulumciyan köklü öğeye ait bir yapı olmasıydı. Dolayısıyla yapının kendisi de önemli bir yapı taşını andırmalıydı. Dış mekanda statik biçimlemlenen bu kütlenin iç mekanda konstarif konsept ile statikten uzak aksine hafif ve dinamik etki vermesi mekana dair istenilen aktif çevrenin oluşumunu pekiştirdi. Tasarım: Sayat Tulumciyan 65 Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi 66 Tasarım: Sayat Tulumciyan Proje / Marmara Üniversitesi Öğrenci Projesi Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi Doğuş Üniversitesi Yrd.Doç. Serpil Özker, Prof. Dr. Ahmet Kurtoğlu, Yrd.Doç. Selma Tunalı, Araş. Gör. Özge Gül ve Bölüm Başkan Yardımcısı Öğretim Görevlisi A.Hikmet Başaytaç. ‘Sanat ve tasarım yönü güçlü çağdaş tasarımcılar yetiştirmek istiyoruz’ Doğuş Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kurtoğlu, içmimarlık mesleğinin sanat, tasarım ve teknik alanların kesişimi olduğunu dile getirdi. Öğrencilerinin tüm meslek hayatları boyunca bu mesleki vizyonu sahiplenmelerini istediklerini belirten Kurtoğlu, bölüm önceliklerinin teknolojik gelişmeleri takip eden, sanat ve tasarım yönü güçlü tasarımcılar yetiştirmek olduğunu söylüyor... 68 Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ne kadar süredir Doğuş Üniversitesi İçmimarlık Bölümü Başkanlığı yapıyorsunuz? İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden 1968 yılında mezun oldum. 1972-1977 yılları arasında Viyana’da ‘Doğal Kaynaklar ve Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ (Universitaet für Bodenkultur)nde ‘Yapıştırılmış Ahşap Yapı Elemanlarında Rutubet Değişmeleri ile Oluşan Gerilimler’ adlı doktoramı tamamladım. 1978’de İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Ürünlerinden Faydalanma Kürsüsünde asistan olarak Bölüm olarak önünüze koyduğunuz yaklaşımını nasıl tanımlarsınız? hedefler nelerdir? Üniversitemizin Sanat ve Tasarım Doğuş Üniversitesi İçmimarlık Fakültesi bünyesinde kurulmuş olan Bölümünde eğitim ve öğretimin amacı, İçmimarlık Bölümü'nde eğitim; meslek meslek adaylarına 21. yüzyılın adaylarına mekân ve donatı tasarımı içmimarlarında aranacak özellikleri konularında temel değerleri oluşturmaya kazandırmaktır. Bu nedenle, çağın yönelik, çağdaş ve sürekli güncelleşmeye gelişimine ayak uydurarak yeni açık bir program çerçevesinde gelişmelerin ışığı doğrultusunda bilgi ve sürdürülmektedir. Bölümümüz birey ve teknolojiyi üretip uygulamaya toplulukların değişik amaçlarla aktarabilecek üstün niteliklere sahip ve yararlandıkları çevrenin tasarımlanması özgür düşünen meslek adamları doğrultusunda öğrencilerin eleştirel yetiştirmeyi amaçlamaktadır. İçmimarlık düşünme, sanatsal ve biçimsel araştırma, bölümünün öncelikleri bu doğrultuda yakın disiplinlerle ortak çalışma ve belirlenerek, gerek duyulan çağdaş tasarlama yönlerinin gelişmesini altyapı nitelikli öğretim elemanları ile amaçlamaktadır. Eğitim sürecinde oluşturulmuştur. İçmimarlık bölümünün algılama, düşünme, inceleme, irdeleme, ders programı da aynı titizlikle günümüz göreve başladım. 1983’de Üniversite fikir geliştirme becerilerinin yanı sıra, gereksinimlerine cevap verebilecek Doçenti, 1988 yılında Üniversite Profesörü deneysel, pratik, proje uygulamaları ile ölçüler içerisinde modern teknolojiye ünvanlarını kullanmaya hak kazandım. öğrenciler tasarım yönlerini geliştirerek uygun olarak hazırlanarak; Mobilya ve Orman Ürünleri sektörünün mesleğe hazırlanmaktadır. Bu hemen her alanında sektörel gelişime katkı doğrultuda İçmimarlık eğitiminin amacı; modellenmesi ve çözüm için analitik sağlayan bilimsel ve sosyal çalışmalar araştırma, proje, uygulama odaklı, düşünce, yaptım, projelerde görev aldım. 2012 Eylül özgün, yaratıcı, yenilikçi, toplumdan ayından itibaren Doğuş Üniversitesi Sanat kopmayan donanımlı içmimarlar geliştirmek ve işletmek için yeterli tasarım ve Tasarım Fakültesi İçmimarlık Bölüm yetiştirmektir. Yaşam biçimlerini, ve sentez, Başkanlığı görevine atandım. Ayrıca Doğuş kullanıcı verileri ışığında araştırıp özgün, Üniversitesi Fakülte Kurulu Üyeliği, Senato kolay ve rahat kullanılan, yaşanan mekan endüstriyel eğilimleri anlayarak toplumdaki Üyeliği, Bilimsel Araştırma Projeleri ve mobilya tasarımları yapmak, estetik değişimlere öncülük edebilme, Komisyonunda görev almaktayım. çözümler üretmektir. Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi ğlu met Kurto Prof. Dr. Ah Doğuş Üniversitesinin içmimarlığa • Problemlerin tanımlanması, • İnsanlara yararlı sistemleri yaratmak, • Dünyadaki sanatsal, ekonomik, sosyal ve • Değişen dünyada artık eğitimin, eğitim 69 Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi kurumlarında verilen bilgi ile sınırlı olmadığını anlayarak, yaşam boyu kendini eğitip yenileyebilme anlayış ve yeteneklerini, kazandırmayı hedeflemektedir. Öğretim programlarımızın içerisinde temel bilimler ve mesleğe özgü dersler yanında sosyal içerikli derslerde yer almaktadır. Öğrencileriniz ile yaptığınız projeler hakkında bilgi verebilir misiniz? Bölümümüz kapsamında mesleki proje derslerinde gerçekleştirilen projelerin yanı sıra çeşitli çalıştay, yarışma, sosyal sorumluluk projeleri, sergi, gezi, seminer vb. enformel çalışmalar ile meslek adaylarının yaratıcılık ufukları genişletilmekte, gözlem ve pratik yeteneklerini arttıracak etkinlikler ile Üniversite olarak nasıl bir öğrenci profili olmalarını, yan ve alt meslek grupları ile dil profesyonel yaşama hazırlanmaktadır. Proje oluşturmak istiyorsunuz? beraberliklerini sağlayarak sektöre kolay derslerinde hedef her türlü kapalı, açık ya da İçmimarlık mesleği sanat, tasarım ve teknik adapte olabilecek öğrenciler yetiştirmeyi yarı açık mekânın, o mekânın işlevine uygun alanların kesişimi olduğundan, öğrencilerden hedeflemektedir. bir biçimde tasarlanması ve kullanıcının bu alanlara ilgi duymaları ve bu alanlarda ergonomik, psikolojik, ekonomik, sosyolojik, çalışma hedeflerine sahip olmaları, mezun Kaç öğrenciniz ve kaç öğretim üyeniz var? kültürel verilerinin yanı sıra işlevsel, biçimsel olduktan sonra da, tüm meslek hayatı Bölümümüzde toplam 163 kayıtlı öğrenci, anlamda ve teknolojik gelişmelerin ışığında boyunca mesleki vizyonu sahiplenmeleri ve 6 kadrolu, 4 ders saat ücretli öğretim yaşanabilir çevrenin oluşturulmasıdır. bu inançta olmaları beklenmektedir. elemanımız bulunmaktadır. Kadrolu Bölümümüzün öncelikli amacı, teknolojik Öğretim Üyeleri; İçmimarlık Bölüm Başkanı genel (sağlık, turizm, eğitim, kültür, kamu gelişmeleri takip eden ve araç olarak Prof. Dr. Ahmet Kurtoğlu’dur. Yrd.Doç. yapıları, otel vb) mekânların tüm donanımları ile kullanabilen, sanat ve tasarım yönü güçlü Selma Tunalı, Yrd.Doç. Umut Tuğlu Karslı, birlikte tasarlamakta; kavram, form ya da çağdaş tasarımcılar yetiştirmektir. Ayrıca Yrd.Doç. Serpil Özker, Araş. Gör. Özge Gül fonksiyon çıkışlı mobilya ve donatı tasarımı sektördeki gelişmeleri yakından takip etmeleri ve Bölüm Başkan Yardımcımız, Öğretim projeleri gerçekleştirmektedirler. ve üretimin her aşamasında bilgi sahibi Görevlisi A.Hikmet Başaytaç. Öğrenciler, kişiye özel (konut, ofis vs.) ve 70 ilişkileriniz ne düzeyde, ortak projeler üretebiliyor musunuz? Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali kapsamında düzenlenen Kartonun İkinci Yaşamı adlı workshop çalışması yapılmıştır. Yürütücülüğü bölümümüz Öğretim Üyeleri Yrd.Doç. Serpil ÖZKER, Yrd.Doç. Umut Tuğlu Karslı’nın yaptığı “Kartonun İkinci Yaşamı” adlı workshop çalışması 16-19 Nisan tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İçmimarlık Bölüm Atölyesinde 10 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Oluklu Mukavva malzeme kullanarak tasarlanan oturma elemanlarının Üniversite Tanıtım / Doğuş Üniversitesi İçmimarlık mesleğinin gelişmesi ve hak ettiği yeri alabilmesi için üniversite, sivil toplum kuruluşları ve sanayi ilişkisinin güçlendirilebilmesi gerektiğini söyleyen Ahmet Kurtoğlu, bu amaçla özellikle meslek odalarının, üniversitelerle daha sıkı ilişki içinde olmaları ve ortak projeleri geliştirmelerinde yarar bulunduğunu dile getirdi Diğer içmimarlık bölümleriyle 1/1 prototipinin yapılması amaçlanan workshop çalışmasına İçmimarlık ve Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden öğrencilerimizde katılmıştır. Bunun dışında Konseyi’ toplantısına ev sahipliği yaptı. Yürütücülüğünü yine bölümümüz Öğretim Doğuş Üniversitesi teras kafede düzenlenen Üyeleri Yrd.Doç. Serpil Özker, Yrd.Doç. Umut akşam yemeğinden sonra F Blok Salon 1’de ettiği yeri alabilmesi için Üniversite-Sivil Tuğlu Karslı aynı çalışmayı Alman Lisesi düzenlenen toplantıda içmimarlık Bölümü Toplum Kuruluşları ve Sanayi ilişkisinin öğrencileri ile yapmıştır. öğretim üyeleri Prof.Dr. Ahmet Kurtoğlu, güçlendirilebilmesi gerekmektedir. Bu Yrd.Doç. Umut Tuğlu Karslı, Yrd.Doç. Selma amaçla özellikle Meslek odalarının Üniversitenizin İçmimarlar Odası’na Tunalı ve bölüm öğrencileri Sedef İmre, Üniversitelerin ilgili dalları ile daha sıkı ilişki bakışı nasıl, birlikte yürüttüğünüz Aytaç Uçar ve Pınar Başbuğ Doğuş içinde olmaları ve ortak projeleri çalışmalarınız var mı? Üniversitesi İçmimarlık Bölümünü temsil geliştirmelerinde yarar bulunmaktadır. Bu Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım etmiştir. İstanbul’daki İçmimarlık açıdan her iki tarafın daha sık aralıklarla proje Fakültesi İçmimarlık bölümü öğrencileri 1 Bölümlerinin öğrenci temsilcilerinin katıldığı bazında çalışmaları yapması kaçınılmaz Mart 2013 tarihinde İçmimarlar Odası toplantıda 4 Mayıs 2013 tarihinde Hacettepe olmaktadır. Biz bölüm olarak her zaman ortak İstanbul Şubesi’ne bağlı ‘İçmimarlık Öğrenci Üniversitesi Beytepe yerleşkesi Tunçalp çalışmalara destek vermeye hazırız. Özgen Kongre Merkezi'nde gerçekleşmiştir. İçmimarlık mesleğinin gelişmesi ve hak 71 Haber / 2. İstanbul Tasarım Bienali Gelecek artık eskisi gibi olmayacak... İ stanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından ilki 2012 yılında düzenlenen İstanbul Tasarım Bienali’nin ikincisi 18 Ekim-14 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin teması, bienal küratörü Zoë Ryan tarafından 13 Kasım 2013 tarihinde yapılan bir basın toplantısıyla açıklandı. 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin FerahFeza’da düzenlenen basın toplantısı, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın açış konuşmasıyla başladı. Eczacıbaşı, ilk İstanbul Tasarım Bienali’nin Türkiye ve uluslararası çevrelerde yoğun bir ilgiyle karşılandığını, olumlu eleştiriler aldığını ve Meredith Curruterhs, Bülent Eczacıbaşı, Zoë Ryan, Deniz Oya. İstanbul’da tasarım alanında yeni tartışmaların sadece metinlerin üretiminde değil, eylem, açılmasına önayak olduğunu dile getirdi. hizmet, kışkırtma veya nesne olarak nasıl yeni Toplantıda daha sonra, İstanbul Tasarım dinamik bir uzam olarak kullanacağını ifade etti. İstanbul Tasarım Bienali’nde geleceği hayal baştan icat edilebileceği fikrini sorgulayacak. ederken gündelik gerçekliklere yaslanabilen Bienali Direktörü Deniz Ova ile 2. İstanbul Tasarım Bienal, tasarımcıları manifesto üzerine yeniden tasarımlara ve dünyayla ilişkiye geçme, dünyayı Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen, Chicago düşünmeye, bu güçlü ve verimli janrı nereden görme ve anlamlandırma biçimlerimizi Sanat Enstitüsü Mimarlık ve Tasarım Bölümü geldiğimiz, nerede bulunduğumuz ve nereye dönüştüren yenilikçi yaklaşımlar benimseyen başkanı ve küratörü Zoë Ryan temayı açıkladı. gittiğimiz konusunu yeniden ele almak için bir projelere yer verilecek. 2. İstanbul Tasarım Bienali, ‘Gelecek Artık 72 Fotoğraf: Ali Güler platform olarak işe koşmaya davet edecek. 2. İstanbul Tasarım Bienali’ne katılmak Eskisi Gibi Değil’ başlığı altında ‘Şu anda gelecek Tema metninde, İstanbul’un tasarıma ve isteyenlerin, imge, animasyon, video, grafik, nedir?’ sorusunun cevabını arayacak. Bugünün tasarımın günlük hayatla ilişkisine dair alternatif diyagram ve/veya metin formunda, ama bu tasarım çalışmalarının bir portresini çizmeyi düşünce üretmenin merkezlerinden biri olarak formlarla sınırlı da olmayan manifestolarını, 1 hedefleyen bienal, tarih boyunca, sınırsız hızlı bir dönüşümden geçtiğini de belirten Zoë Şubat 2014 tarihine kadar göndermeleri diyaloğu besleyen, radikal bir süreç olarak Ryan, şehri, projeler, konuşmalar, atölye gerekmektedir. Ayrıntılı bilgi ve başvuru sorgulamanın peşinden koşan ve hedef çalışmaları, yayınlar ve eylemler için olduğu koşullarıyla ilgili detaylara beyanları olarak işlev gören manifestoların, kadar online inisiyatifler oluşturmak için de tasarimbienali.iksv.org adresinden ulaşılabilir. Türkiye ve TMMOB İçmimarlar Odası 2 0. yüzyılın ilk yıllarında yapılanmaya birçok yaklaşımın kökten değişmesine neden başlayan içmimarlığın kurumsallaşması, olmuştur. Burak KAPTAN yine aynı yüzyılın ilk yarısında gerçekleşmiştir. Türkiye’de içmimarlık, Amerika Birleşik 1925 yılında Paris’te düzenlenen Uluslararası Devletleri’nde (ABD) olduğu gibi, “İç Modern Dekoratif ve Sınaî Sanatlar Sergisi Dekorasyon” kavramıyla başlamıştır. 1929 (Exposition Internationale des Arts Décoratifs et yılında Mektebi-i Sanayi-i Nefise-i Şahane Industriels Modernes) ile birlikte iç mekan, Okulu Tezyinat Bölümünde, iç dekorasyona Avrupa’da önem kazanan ve yükselen bir değer yönelik bir çalışmalar yapan Philip Ginther’in olmuştur. Ancak, 2. Dünya Savaşı nedeniyle bu göreve getirilmesiyle birlikte dahili tezyinat etki bir süreliğine kesintiye uğramıştır. Bauhaus atölyesinin (iç dekorasyon) kurulmuştur (Cezar anlayışının savaş nedeniyle de olsa dünyaya 1983). Dünya’da yaşanan gelişmelere bağlı yayılması, özellikle eğitim alanında yenilikler olarak 1957 yılında İstanbul’da Tatbiki Güzel getirmiştir. Bu etki sonucunda tasarım Sanatlar Yüksekokulu kapsamında çağdaş kavramının yaygınlaşması, içmimarlığın hem yaklaşımla içmimarlık eğitimi veren bir bölüm eğitim hem de profesyonel alanda tekrar kurulmuştur (Aslıer 1970). Eğitim alanındaki bu organize olmasını gerektirmiştir. Örneğin gelişmeler, içmimarlık alanındaki değişimin de ABD’de büyük buhranın etkisiyle kurulan önemli bir göstergesi olmuştur. Aynı zamanda, American Institute of Interior Decorators (AIID) Türkiye’de yaşanan bu süreç, aslında dünya ile süreç içinde adını önce America Institute of neredeyse eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir. Decorators (AID) sonra da 1961 yılında American Cumhuriyet Dönemi’ndeki içmimarlıkla ilgili Institutes of Interior Designers (AIID) olarak bilgiler, kişilerin anıları, dergi ve gazetelerdeki değiştirmiştir (Piotrowski, 1989, s:5). 20. yüzyılın küçük ilan ve yazılardan öğrenilse de, yabancı başlarında mesleğin tanımı için kullanılan kökenli sanatçı ve zanaatçılar tarafından dekorasyon kavramı önemini yitirmiş, tasarım gerçekleştirilen iç dekorasyon hizmetleri, kavramı onun yerine almıştır. Bunun bir sonucu 1980’li yıllarda açık ekonomiye geçişle birlikte olarak, hem eğitim hem de uygulama daha farklı bir nitelik kazanmıştır. Teknik ve alanlarında geleneksel olarak kabul edilen teknolojik transferlerle birlikte malzeme ve Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu İÇMİMARLIKTA MESLEK KURULUŞU VE ÖRGÜTLENME SORUNU-2 73 Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu 74 uygulamadaki çeşitlilik, tasarım alanında Muammer Narin, Orhan Esen, Turhan Uluçay, koşullarını sağlamak amacıyla da düzenlenmiş atılımlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüketim Erdinç Altıata, M. Tevfik Üner, Onur Akın, Kadir olma olasılığı bulunmaktadır. Bu açıdan bakınca, olgusunun bir değer olarak toplumsal yaşamın Şengül, Ferudun Helvacıoğlu, F. Benal Demirel, dernek tüzüğünün 3. maddesi olan “derneğin içinde yeralmasıyla birlikte, içmimarlık hizmet Mustafa Sökmen, Nur Köylüoğlu, İlhan Şenova ve kuruluş amaçları" dikkat çekmektedir. sunumu çağın gerekliliklerine uygun bir Sevim Altan’dır. 23.11.1975 tarihinde ilk genel biçimde değişmiştir. kurul toplantısında seçilen yönetim kurulu ise Mesleği ilgilendiren yurt sorunları üzerinde Ferudun Helvacıoğlu (başkan), Hulusi Gönenli görüş açıklamasında bulunur. Türkiye’deki İçmimarlığın örgütlenme süreci de dünya ve özellikle ABD’deki meslek (genel sekreter), Muammer Narin (sayman), kuruluşlarına benzer bir gelişim izlemiştir. Ancak, Tevfik Üner (üye), Kadir Şengül (üye) ve Orhan Türkiye’deki meslek kuruluşu, diğer ülkelerdeki meslek kuruluşlarından daha farklı olarak kamu Esen (üye)’den oluşmuştur. Bu dernek büyük olasılıkla 1954 yılında kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu kurulan İçmimarlar Cemiyeti’nin bir devamı niteliğinde olup, kazançları bakımından niteliğinde olmalıdır. Çünkü o yıllarda içmimar onlardan bir adım önde yeralmıştır. sayısının azlığı zaten kurumsallaşma sorunu olan mesleğin iki farklı meslek kuruluşuyla • Çeşitli mesleki ve bilimsel yayınlar yapar. • Şube ve temsilcilikler yolu ile haberleşme ve dayanışmayı, sorunların tespitini sağlar. • Üyelerin yararına sosyal çalışmalar yapar tesisler kurar. • Çeşitli mesleki toplantılar düzenler. • Yurt içi ve yurt dışı çeşitli mesleki kuruluşlarla iş birliği yapar • Görüşlerini usulüne uygun önerilerle açıklar. Türkiye’de içmimarlık meslek kuruluşları temsiliyetine olanak sağlamamaktadır. Benzer Türkiye’de kurulan ilk meslek kuruluşu olarak biçimde 1970’li yıllardaki siyasi koşulların İçmimarlar Cemiyeti’nin adı geçmektedir. Bu getirdiği birçok yasa değişikliği, buna etken cemiyetin varlığına çalışmalarında bulunan ve etmiş olmalıdır. Örneğin, İMD’nin ana tüzüğü, 22 tanık olan kişilerin anılarıyla ulaşılmaktadır. 1954 Kasım 1972 tarihinde kabul edilen ve 1938 meslek odası olarak örgütlenmeyi sağlamak yılında İstanbul’da kurulan İçmimarlar Cemiyeti, yılındaki Cemiyetler Kanunu’nu yeniden için gerekli girişim ve çalışmayı yapar” içmimarlık alanında gerçekleşen ilk meslek düzenleyen 1630 sayılı Dernekler Kanununa vurgusu, derneğin TMMOB üyeliği için bir ön kuruluşu girişimidir. Yapılan çalışmalar içinde uygun olarak gerekli güncel değişikliklerle hazırlık yaptığı biçiminde yorumlanabilir. içmimarlığın sorunları tartışılmış, çözümler hazırlanmış olmalıdır. Buna ek olarak 1954 Öncelikle dernek olarak kurulan bir meslek aranmış ve cemiyetin güçlendirilmesine yılında 10 meslek odasının katılımıyla kurulmuş kuruluşunun oda olarak nitelendirilmesi ve çalışılmıştır. (Uçku, 2012: 44). Bunu izleyen yıllarda olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği benzer biçimde dernek merkezinin Ankara’da ise İçmimarlar Derneği (İMD) adında bir derneğin (TMMOB) o dönemde meslek odalarının ve olması bu girişimin bir göstergesidir. Bu durum, kurulduğu görülmektedir. 14 Mayıs 1975 tarihli meslektaşlarının haklarını savunan önemli bir yasayla kurulmuş olan TMMOB’ye üye meslek bir gazetede İçmimarlar Derneği (İMD) adında bir birlikti. İMD’nin bu birlikte yeralması meslek odalarının merkezlerinin Ankara’da olmasıyla derneğin “Ana Tüzüğü” yayınlanmıştır. Tüzük’de açısından önemli kazançlar sağlayabilirdi. paralellik taşımaktadır. Derneğin kurulmasından İMD’nin kurucu üyeleri; Hulusi Gönenli, Dolayısıyla bu tüzük, TMMOB’ne üye olma kısa bir süre sonra, 7-8 Mayıs 1976 tarihinde İlgililere iletir. • Bir meslek odası olarak örgütlenmeyi sağlamak için gerekli girişim ve çalışmayı yapar. Tüzüğün bu bölümünde yeralan “Bir niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst gerçekleşen başvuruyla İMD, TMMOB’un 18. kuruluşları şu şekilde tanımlanmaktadır. “Belli bir • Kanunla kurulmuş olması, üyesi olmuş, diğer oda temsilcileriyle birlikte eşit mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını • Kamu kurumu niteliği taşıması, haklara sahip olarak temsil hakkı kazanmıştır karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, • Kamu tüzel kişiliğine ve kamu kudretine (İÇMO, 2013). Bunu izleyen dönemde dernek mesleğin genel menfaatlere uygun olarak kapatılarak TMMOB İçmimarlar Odası (İÇMO) gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının • Merkezi idarenin denetimine bağlı olması, olarak etkinliklerine devam etmiştir. birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü • Bir mesleğin gereği gibi uygulanmasına 27 Şubat 1976 yılında kurulan İÇMO, ilk genel ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve kurulunu 16 Mayıs 1976 tarihinde yaparak yönetim ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve kurulunu belirlemiştir. Yönetim kurulu, Güngör organları kendi üyeleri tarafından kanunda Özden (Başkan), Turhan Uliçay (2. Başkan), Hulusi gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli Gönenli (Genel Sekreter), Muammet Narin (Sayman oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir. Kamu kurum Üye), Fevzi Gür (Üye), İlhan Şenova (Üye) ve H. Selçuk ve kuruluşları ile kamu iktisadî teşebbüslerinde aslî Uçku (Üye)dan oluşmaktadır (İÇMO, 2013). Kuruluş ve sürekli görevlerde çalışanların meslek zamanından günümüze kadar İÇMO hem Türkiye’de kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz” hem de uluslararası alanda Türkiye’deki içmimarlık (Türk Anayasa Hukuku Sitesi 2013). alanını ve içmimarları temsil eden kamu kurumu niteliğindeki tek ve yasal meslek kuruluşudur. Meslek kuruluşu kavramı, serbest meslek sahibi kişilerin mesleklerini yapabilmeleri için üye olmaları gereken bir kuruluş olarak anayasal özetlenebilmektedir. sahip olması, ilişkin olarak kurulmuş olması, • Kuruluş amaçları dışında etkinlik gösterememesi, • Üyelerine disiplin cezası verme yetkisine sahip olması, • Meslek kuruluşunun idari organlarını kendi üyeleri içinden seçebilmesi, • Mesleğin yapılabilmesi için meslek kuruluşuna üye olunması zorunluluğunun bulunmasıdır (Avcı 2012, s:99). Bu temel özelliklerin bir kısmı dernek ve sendikalar içinde geçerlidir. Ancak kamu Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu bir düzenlemeyle güvence altına alınmıştır. kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Türkiye’de meslek kuruluşları iki genel yapı Ancak bu düzenlemeyle yapılandırılan meslek dernek/sendikalar arasında ise yine de önemli içinde örgütlenmektedir. Bunların ilki dernekler kuruluşları, dünyadaki örneklerinden farklı farklar bulunmaktadır. Bunlar kuruluşların sahip ve sendikalar, diğeri ise kamu kurumu olarak iki önemli ayrıcalık kazanmışlardır. oldukları yetki ve görevler, üyelerle meslek niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır. Kamu Bunların ilki, yasayla kurulmuş olmaları, kuruluşu idare arasındaki ilişkiler, üyelik kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu kavramı, ikincisi ise kamu niteliğinde olmalarıdır. Bu tür kuruluşları, gelir kaynakları, bunlara uygulanacak ilk kez, 1961 Anayasası’nda kullanılan bir meslek kuruluşları bölgesel olarak oda ve üst hukuk kuralları, mesleki denetim, alanında kavramdır. Bu kavram, yapılan yeni kuruluş olarak da birlik ya da federasyon olarak uygulanacak kurallar ve yaptırımlar farklılıklar gibi düzenlemelerle birlikte 1982 Anayasası’nda tanımlanmıştır. Dolayısıyla bir kapsam farklılığı konuları içermektedir (Avcı 2012, s: 61). Bu detaylandırılarak yeralmış ve ufak değişikliklerle bulunmakla birlikte temelde ortak özellikleri farklılıkların temelinde kuruluşa üyelik, üyelerle birlikte günümüzde de kullanılmaktadır. taşımaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında meslek meslek kuruluşu arasındaki ilişkiler odalarının ortak temel özellikleri aşağıdaki gibi yeralmaktadır. Kamu kurumu niteliğindeki Anayasanın 135. maddesinde kamu kurumu Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu yapılan 21. TMMOB genel kurulunda 75 Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu meslek kuruluşunda üyelik meslek kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. sahiplerinin mesleklerini yapabilmeleri için bir Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde içmimarlık standartların belirlenmesi ve bunların kaliteli zorunluktur. Bir başka deyişle meslek sahibi mesleğini temsil eden tek resmi kuruluştur. üretimi özendirmesi için her türlü girişimde alanında çalışabilmek için meslek odasına üye İÇMO bu niteliğiyle birlikte içmimarlık meslek bulunulmasıdır. olmak zorundadır. Bu anayasayla düzenlenmiş alanıyla ilgili çalışmalar yaparak üyelerinin, yani yasalarla belirlenmiş bir konudur. Tek istisnası, içmimarların, meslek haklarını korumak ve İÇMO, görevlerini hazırlamış olduğu yasa ve Anayasa’nın 135. maddesinde açık olarak geliştirmek için çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca yönetmeliklerle resmileştirmiştir. Bu yasa ve yeralan, kamu kurumunda çalışan meslek uygulamalarda belirli bir niteliğin sağlanması, yönetmelikler aşağıdaki gibidir (İÇMO, 2013). sahipleridir. eğitimin geliştirilmesi, meslek haklarına sahip Önemli farklılıklardan biri de, meslek Bunlar gibi birçok sorumluluğu bulunan • TMMOB İçmimarlar Odası Ana çıkılması ile mesleki bilgi ve standartların Yönetmeliği: 25 Nisan 2006 tarihli ve 26149 odasının üyelerine disiplin cezası verebilme geliştirilmesini amaçlanmıştır. Serbest meslek sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe yetkisine sahip olabilmesidir. Meslek odası bir alanında çalışmakta olan içmimarların girmiştir. üyesinin, yasalarla tanımlanmış olan meslek katılımıyla çalışmakta olan İÇMO, bu amaçlar alanında etkinlik gösterirken, yasalarla dışında her meslek kuruluşunda olduğu gibi İçmimarlık Hizmetlerini Uygulama, Tescil Ve tanımlanmış olan iş yapma ölçütlerine meslektaşları ve meslek alanıyla ilgili bazı Mesleki Denetim Yönetmeliği: 16 Eylül 2008 uymaması ve/veya meslek ahlakına zarar sorumlulukları da yerine getirmektedir. tarih ve 26999 sayılı Resmi Gazete'de verecek uygulamalarda bulunulması Bunlardan bazıları; yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. (SMM durumunda disiplin cezası uygulama yetkisine sahiptir. • İçmimarlık mesleğinin gelişmesi ve içmimarların meslek onurları ile hak ve yetkilerinin korunması, Kamu kurumu niteliğindeki meslek • Eğitim ve öğretimin ülke gereksinimlerine kuruluşu olan İÇMO göre düzenlenmesi, geliştirilmesi ve organize İÇMO anayasayla düzenlenen merkezi bir yapı edilmesi, olan bir birliğin yani TMMOB’de yeralan meslek • İçmimarları ülke içinde ve dışında temsil • TMMOB İçmimarlar Odası Serbest Yönetmeliği olarak da adlandırılmaktadır) • TMMOB İçmimarlar Odası Bilirkişilik Yönetmeliği: 20 Aralık 2011 tarih ve 28148 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. • TMMOB İçmimarlar Odası İçmimarlık Hizmetleri En Az Ücret Bedelleri ve İçmimari odalarından biridir. Başka bir tanımla, İÇMO, etmesi ve ülke içi ve dışı diğer meslek örgütleri Proje Çizim ve Sunuş Standartları 7303 sayılı Yasa, 66 ve 85 sayılı Kanun ile ilişkilerde bulunulması, Şartnamesi: 25.02.2009 tarihli 25 numaralı Hükmünde Kararnamelerle değişik 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Kanunu kapsamında 1954 yılında kurulmuş TMMOB’un 76 • İçmimarlık alanındaki minimum • Çalışanların iş ve sosyal haklarının korunması, • Verilen hizmetlere uygun teknik Merkez Yönetim Kurulu Toplantısında 123 Numaralı kararıyla yayınlanmıştır. Bu çalışmalar İÇMO’nun kapsam ve 24 meslek odasından biridir. Tüzel kişiliğe sahip, düzenlemelerin yapılması ile bunların sorumluluk alanlarını düzenlerken, aynı Anayasanın 135. Maddesinde belirtilen kamu denetiminin yapılması, zamanda, genel kurulu, şube ve temsilciliklerini, haklarını korumakta ve en önemlisi yapılan işin kurullarda oy kullanarak seçme ve seçilme düzenlemektedir. Aynı zamanda, içmimarların niteliğinin belirli bir düzeyde olmasını haklarını kullanabilmektedirler. Aynı zamanda, oda üyeliklerini, üyelerin sorumluluk ve yetki sağlamaktadır. Bu yaklaşım, diğer ülkelerdeki meslek kuruluşunda, kurullarında aktif olarak alanlarını belirlerken, yine içmimarların verilen meslek kuruluşlarının da temel ve ortak görev alabilme ve danışman ve/veya uzman hizmet sunumunun karşılığı olan ücretler için en özelliğidir. olarak görüş oluşturma olanağına sahiptir. az ücretin ne olacağını belirlemektedir. Bunlara Dolayısıyla yasaların öngördüğü biçimde İçmimarlar sadece yasal zorunluluk olduğu ek olarak hizmet sunumlarının belirli nitelik ve için İÇMO’ya üye olmamalıdır. Bunun dışında kurulan ve yine yasalara uygun olarak yönetilen ölçütlerin altına düşmemesi için çizim ve mesleklerini gerçekleştirebilmek için üye olmayı meslek odasının kurullarında içmimarlar sunuşlara da bir standartları getirmiştir. Böylece gerektiren birçok neden bulunmaktadır. bulunmaktadır ve onlar içmimarlar için İÇMO, dünyadaki diğer meslek Bunlardan bazıları: çalışmaktadırlar. kuruluşlarının yaptığı gibi, içmimarların • İçmimarlık bölümü mezunları, “İçmimar” TMMOB İçmimarlar Odası bu mesleğe serbest içmimarlık hizmetlerini unvanını kullanabilmek için İÇMO’ya üye gönül vermiş, kendini sorumluluk bilinciyle gerçekleştirmesi için gerekli olan yasal alt olmalıdırlar. mesleğine adamış ve taşın altına elini yapıyı düzenlemiştir. • Her üyenin, özlük haklarının korunmasının sağlanması için İÇMO’ya üye olmalıdırlar. İÇMO ve üyelik İÇMO’da da olduğu gibi birçok meslek odasında yaşanan önemli bir sorun bulunmaktadır. O da meslektaşların ilgili meslek odalarına üye olmamasıdır. İlgili meslek odasına üye olmayı gereksiz kabul eden yeni mezunlar, çoğunlukla meslek odasına kayıt yaptırmamaktadır. Buna • Üyeler ihalelere katılabilmek için İÇMO’ya • İçmimarlar uluslararası hizmet sunabilmek için İÇMO’ya üye olmalıdırlar. • Üyeler, yasal destek ve danışmanlık alabilmek için İÇMO’ya üye olmalıdırlar. • İçmimarlar, üyeler arası dayanışma, iş olanakları, stajyer ve meslek içi eğitim eğitim aldıkları alanda hizmet sunmaya devam olanaklarından yararlanabilmek için İÇMO’ya etmektedirler. Bu durum, sektörde varolan üye olmalıdırlar. Bunun gibi birçok neden İÇMO’ya üye göstergesidir. Her meslekte olduğu gibi, olmayı gerektirmektedir. Ancak önemli bir içmimarlıkta da hizmet sunumunun belirli bir noktayı belirtmekte yarar bulunmaktadır. İÇMO, niteliği ve kuralları bulunmaktadır. Hizmetin yönetim kurulları da dahil olmak üzere idari niteliği ile hizmet sunumunda uyulması gereken organlarının hepsi üyelerden oluşmaktadır. Her kurallar hem içmimarı hem de hizmet alanın oluşmaya devam edecektir. kayıtlı olmaları gerekmektedir. karşın mesleklerini yapmaya devam etmekte ve denetimsizliği ve başıboşluğun önemli bir koyabilen içmimarlardan oluşmuş ve içmimar oda üyesi olmak koşuluyla, genel Yararlanılan Kaynaklar: - Aslıer, M. (1970) “Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksekokulu.”Türkiyemiz. İstanbul: Ak Yayınları, v:1, Haziran 1970:29-36. - Avcı, M. 2012 Türkiye’de Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları. Ankara: Adalet Yayınevi. - Cezar, M. (1983) “Güzel Sanatlar Akademisinden 100. Yılda Mimar Sinan Üniversitesine.” Güzel Sanatlar Eğitiminde 100 Yıl, İstanbul: Mimar Sinan Üniversitesi 1983 Yayını No:3, s: 5-84. - Piotrowski, C.M. (1989) Professional Practice for Interior Designers, Van Nostrand Reinhold, New York, USA. - Türk Anayasa Hukuku Sitesi (3.09.2013). http://www.anayasa.gen.tr/1982ay.htm - Uçku, H. Selçuk (2013) Türkiye Cumhuriyeti Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İçmimarlar Odası’nın Tarihi. İçmimar. Ankara: Oda Ofset, Şubat-Mart, sayı: 26, s.43-45. a - İÇMO (3.09.2013) TMMOB İçmimarlar Odası. - http://www.icmimarlarodasi.org.tr/index.php?page=yoenetimkurullari - Resmi Gazete (5.10.2013). http://www.resmigazete.gov.tr Makale / İçmimarlıkta Meslek Kuruluşu ve Örgütlenme Sorunu oda organlarının çalışmalarını da 77 Zeyrek Mahallesi ve Kız Kulesi Rabia KÖSE DOĞAN Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras 78 SİT ALANI VE TEKİL YAPI BAĞLAMINDA KÜLTÜREL MİRAS: 1. GİRİŞ kapsamında incelenecektir. Sivil mimarinin yüzyılda şekillenmeye başlayan 19. korunmasında en önemli araç sit kavramı ve ilk uygulama örneklerini Viollet adı altında yasaklamalar getirilmesidir. Le Duc’le gördüğümüz koruma Ancak bu kavram yanlış anlaşılıp salt kavramına bakış günümüzde şekil dondurma, şimdilik durdurma gibi sonuçları değiştirmiştir. Geçmişte onarım amacıyla da beraberinde getirmektedir. Elimizdeki en yapıyı ayakta tutmak, yıkılan kısımları güçlü araç ise koruma imar planlarıdır yeniden yaparak biçimsel bütünlüğü (Özbay, 1988). Bu bağlamda sit alanı içinde korumak, değişen isteklere göre yeni eklerle ve mahalle ölçeğinde, İstanbul’un tarihi işlerliğini sağlamak iken; bugün anıtlar ve yarımadasında bulunan Fatih ve Eminönü tarihi çevre belirli bir dönemin kentsel ve semtlerini kapsayan Zeyrek Mahallesi ele mimari düzenini, yapım tekniklerini, sosyal alınacaktır. yaşamını da koruma kavramı içine almıştır (Ahunbay, 2004). ‘’ Bir mimari anıt artık yapıldığı amaca hizmet edemiyorsa, korunması pratik bir gereklilik olmaktan çıkar, kültürel görev haline gelir. Bu konuya verilen önem gelecek kuşakların kültürel olgunluğuna ve kültürel miraslarını koruma konusunda duyacakları ivediliğe dayanacaktır.’’ Piero Gazzola Binaların yeniden kullanımını gerektiren nedenlerin başında, orijinal işlevini Gelişen teknoloji ile birlikte korunacak kaybetmesi ve binaların işlevsel olarak eserin hasarlarının belirlenmesi ve kültür eskimesidir. Yapıların fiziksel özellikleri varlıklarının daha uzun süre yaşatılabilmesi işlevlerinden daha uzun ömürlüdür. Yani için katkı sağlanırken; uzman kişiler yapının işlevi değiştirilirken, yapımının da tarafından yapılmayan restorasyon geliştirilmesi gerekir. Cumhuriyet dönemi çalışmaları, uygulama sırasında alınan yapılarının bile hızla yok olduğu, doğaçlama kararlar, eserin orjinali yerine kentlerimizin kimlik değiştirdiği bu ortamda yapılan farklı uygulamalar koruma kavramı büyük bir özenle korunacak değerler yok yerine zarar getirmektedir. olmakta, iz bırakmamacasına yıkılmakta ve Evrensel değerlere sahip olan kültürel geçmişle arasındaki bağ kopartılmaktadır mirasımızın, ülkemizde sit alanı içinde ve (Altınoluk, 1998). Bu bağlamda tekil yapı tekil yapı bağlamında iki önemli proje ile kapsamında ise İstanbul-Üsküdar’da gelecek kuşaklara nasıl aktarıldığı bildiri bulunan Kız Kulesi ele alınacaktır. Uzun yıllar kendi kaderine bırakılan Zeyrek, gelmektedir (Gülenaz, Tüysüz, 2010). bölgede büyük bir araştırma başlatan İTÜ'den Tarihte çok büyük yangınlar geçirmiş olan Şekil 1. 2. Zeyrek bölgesi koruma planı ve genel görünüşü (URL 1). bir grupla ilk kez 1975'de koruma altına Zeyrek, her yangından sonra canlanmıştır. alınmıştır. 1979-1980 yılları arasında koruma 1908'de çıkan büyük yangından sonra inşa alanının sınırları bütün bölgeyi kapsamıştır. edilen ahşap evler ve konaklar arasına 1983'te Zeyrek, Süleymaniye ile birlikte koruma duvarları yapılıp çıkan yangının UNESCO'nun projeleri kapsamına alınmıştır. yayılması bir ölçüde önlenmiştir. Bu bölgede Koruma kararından sonra Zeyrek'te hiçbir konakların çoğu, 1900-1940 yılları arasında uygulama yapılmamış, tarihi konaklar mevcut olmuştur. Malzeme olarak sadece çökmeye, evler yıkılmaya, eski çeşmeler 2. ZEYRAK BÖLGESİ HAKKINDA ahşap kullanılmıştır. 20.y.y. ortasına kadar dört kurumaya başlamıştır (Evci, 1996). İstanbul’un tarihi yarımadasında bulunan tarafı açık bahçeli konaklarda zamanın şehir Fatih ve Eminönü'nü içine alan tarihi yarımada Zeyrek, İstanbul'un ilk Türk mahallesi olma planlaması görülmektedir (Evci, 1996). 1994'te Fatih Belediye Başkanı Tantan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma 1930'larda gerek ahşap malzeme darlığı Kurulu'nca, koruma altına alınmış bölgenin özelliğini taşımaktadır. Türk ve Bizans gerekse de yangın talimatnameleri nedeniyle tarihi kimliğini yaşatmak amacıyla Zeyrek'i kültürünün yoğunlaştığı bir semt olarak kâgir yapılar inşa edilmeye başlanmıştır. pilot bölge seçmiş ve Zeyrek projesini günümüze kadar gelmiştir (Evci, 1996). Malzeme ve yapım tarzı değişmesine rağmen başlatmıştır (Şener, 1998). Zeyrek'te hayat 12.y.y.da Bizans 1945'lere kadar geleneksel plan şeması ve Çalışmalar önce Zeyrek'le ilgili İmparatoriçesinin İsa'ya şükranlarını sunmak form değişmemiştir. Bu yapılar cumbaları, kat araştırma yapılarak başlandı, arşiv için Pantokrator Manastır’ını yapmasıyla yükseklikleri, kat sayıları ve cephe oluşturuldu. O zamana kadar yapılan başlamıştır. Daha sonra Bizanslılar bu çevrede özellikleriyle var olan dokuyla uyum içinde planlamalara yenileri ilave edilerek evler kiliseler, saraylar, prenslikler kurup yerleşime olmuştur (Şener, 1998). resimlerle belgelendi ve rölöve projesi Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras Zeyrek adı, Farsça’da ‘’uyanık, zeki’’ anlamına hazırlandı. Tapu araştırmaları yapılarak geçmişlerdir. 1453'e kadar Bizanslıların olan bu bölge Fatih'in İstanbul'u almasıyla Türklere 2.1 Zeyrek bölgesinde yapılan rölöve ve tescilli eserlerin tapu kayıtları, imar geçmiş ve Konya, Karaman, Aksaray'dan restorasyon çalışmaları dosyaları ile saklandı. Her şeyden önce getirdiği Türkleri bu bölgeye yerleştirmiştir. Zeyrek adı da Konya'dan göç eden Mevlana Mehmet Zeyrek'ten alınmıştır. Geldikleri bölgenin mimari özelliklerini de yanlarında taşıyarak, ahşap Türk mimarisinin en güzel konaklarını oluşturmuşlardır (Şener, 1998). Şekil 3. 4. Zeyrek bölgesi sokak siluet görünüşleri (Evci, 2012). 79 Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras konuya bilimsel yaklaşılarak bölgede önemli onarımlar görmüş ve Türk sosyal araştırmalar yapıldı ve bunlar bir mimarisindeki barok etkileri yansıtılmıştır. kitapta toplandı (Evci, 1996). Vakıflar idaresinin 1966'da başlattığı restorasyonun da üç yapıdan oluşan Şekil 7. 8. Sıbyan Mektebi’nin restorasyon öncesi ve sonrası durumu (Altuğ, Ezilmez, 2000). İkinci restorasyon çalışması Molla Zeyrek Şekil 5. 6. Zembilli Ali Efendi Evi Cephe (Altuğ, Ezilmez, 2000) ve sokaktan görünüşü (Evci, 1996). Zeyrek bölgesinin yeniden Manastır yapısının altında farklı ölçüde sarnıçlar mevcuttur. Fatih Belediyesi, caminin Cami'nin önündeki Zembilli Ali Efendi Sıbyan restorasyonunda organizatör olmuştur ve Mektebi olan ahşap evin restoresiydi. kubbesini onartmıştır. Caminin tarihsel önemi Restorasyon adına harap durumdaki yapı dolayısıyla, Zeyrek Projesi’nin sosyal ve turistik yıkılmış yerine betonarme kopyası inşa amaçlı kısmının odağıdır (Şener, 1998). projelendirmesinde İstanbul Mimarlar edilerek, cephesi ahşapla kaplanmıştır. Bu Odası'nın desteği ve eski eser korumasına yapının seçilmesindeki amaç vakıflara ait gönül veren öğrenciler çalışmıştır. Yapılan olması ve eskiden halkevi, düğün salonu gibi çevre analizleri ile bölgede yer alan ahşap, amaçlarla kullanılmasıydı. Bugün Zeyrek betonarme ve kâgir yapılar saptanmış, halkına ücretsiz hizmet veren bilgisayarlı anket çalışmaları ile bölge halkının eğitim merkezi olarak işlev yüklenmiştir durumu belirlenmiştir. Rölöve ve tespit (Şener, 1998). çalışmalarından sonra 1/200 ölçekli koruma planları hazırlanmıştır (Evci, 1996). Proje çalışmaları devam ederken Fatih Belediyesi kendi imkanlarıyla 1995'te ilk olarak Zembilli Ali Efendi Evi'nin restoresine başladı. Evin sadece cephesi onarıldı. (Şener, 1998). İç onarımların 80 kompleksin manastırından iz bulunamamıştır. Şekil 9. 10. Pantokrator Manastırı (Molla Zeyrek Cami) cephe (URL 2) ve iç mekan görünüşü (URL 3). Bugün Molla Zeyrek Cami olarak bilinen yaptırılması ve kültür-sanat evi olarak yapı Bizanslılar döneminde Pantokrator işlevlendirilmesi şartı ile sponsor Manastırı'nın kilisesiydi. Bu kilise birbirine tarafından satın alınması beklenirken, bitişik üç yapıdan oluşmaktadır. Bir süre vakıflar müdürlüğünün evi kiraya vermesi manastır medrese olarak kullanılmış, kilisede ve kiralayanların eve iyi bakamaması camiye çevrilmiştir. Cami çıkan yangın ve restorasyon çalışmalarında sona yaklaşılmıştır. nedeniyle tahrip olan bina yıkılmıştır. depremlerden sonra 18.y.y. ortalarında Etrafında arkeolojik kazılar devam etmektedir. Şekil 11. Pantokrator Manastırı (Molla Zeyrek Cami) plan ve kesit şeması (URL 4). 12 yıldır sürmekte olan Molla Zeyrek Cami Kısa bir süre sonra tamamının ibadete açılacağı söylenmektedir. Şekil 12. 13. Tonozlu yapının restorasyon öncesi (Evci, 2012) ve sonrası durumu (URL5). Şekil 18. 19. Fil Damı Su Sarnıcı restorasyon sonrası iç mekan görünüşleri (URL 7). Yine Pantokrator Manastırı'nın parçası olan Fil Damı Su Sarnıcı, İstanbul’un üçüncü büyük Şekil 20. 21. 22. Olumlu restorasyon çalışmaları olan yapılar. olarak kullanılmaktadır. Başarılı restorasyon çalışmaları, yer yer sürmektedir. sarnıcıdır. Sarnıcın bir kısmının toprak Şekil 14. 15. Tonozlu yapının iç mekan görünüşleri (URL 6). üzerinde olması onu benzerlerinden ayırır. 18.y.y.’da kuruyan sarnıç 19.y.y.’da konak ev Restore edilen diğer bir yapı da Molla atıklarıyla kirletilmiştir. Genişliği 18 m. Zeyrek Cami'nin önündeki tonozlu yapıdır. uzunluğu 50 m.dir (Şener, 1998). Sarnıcın Medresenin ya da hamamın kalıntısı olduğu rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri 2005 sanılıyor. Restoreden önce otlarla kaplı, yılında hazırlatılmaya başlanmış, 2006 yılında hayvanların üzerinde gezinti yeri olan yapı, 4 No’lu Koruma Kurulu tarafından oranları ve yapım sistemleri bozulmuş evler Rahmi Koç Sanayi Müzeciliği ve Kültür Vakfının onaylanmıştır. Aynı yıl başlayan uygulama de vardır. Yeni yapılan betonarme yapıların katkılarıyla temizlenip kafeterya olarak süreci 2012 yılı Ağustos ayında restore edilmiş yapılara uyum göstermesi için hizmete sunulmuştur. Çevre düzenlemesiyle tamamlanmıştır. Fil Damı Sarnıcı kültür ahşapla kaplanmasının ne derece doğru de tarihi kimliği yeniden kazandırılmıştır merkezi ve sergi salonu olarak hizmet vermesi olduğu tartışma konusudur. (Şener, 1998). düşünülmektedir (URL 7). Zeyrek’de basit onarım çalışmaları ile Bu örneklerin aksine renkleri, dokuları, 1994 yılında Zeyrek Bölgesi’nde başlayan uygulamalar 4 yıl sonra yavaşlamıştır. En dernek ve şahıs katkılı restorasyonlar önemli nedeni İstanbul'un sur içi bölgesinin sürmektedir. Bu restorasyon çalışmalarında, geçerli 1/5000 imar planının bulunmayışıdır. olumlu örneklerin olduğu kadar olumsuz UNESCO'nun listesinde olan Zeyrek, heyetin örneklerde vardır. incelemeleri sonucunda çalışmalar yetersiz Zeyrek’de 8 No’lu ev, rekonstrüksiyon Şekil 16. 17. Fil Damı Su Sarnıcı restorasyon öncesi iç mekan görünüşleri (Şener, 1998). Şekil 23. 24. 25. Olumsuz restorasyon çalışmaları olan yapılar. çalışması yapılarak günümüzde Tillo Derneği Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras Cami’nin küçük bir bölümü turizme açılmıştır. bulunup verilen destek geri çekilmiştir. Sonuçta çalışmaların aleyhine rapor 81 Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras 82 hazırlanmıştır. Anıtlar Yüksek Kurulu, yapılan rölöve çalışmalarının hayata olunmadan karakteristik mimari yer yer olumsuzlukları dikkate alarak belediyenin geçirilebileceği görülmüştür. Bölge halkına yok olmuştur. Bölge halkının kiracı ya da çalışmalarını daha sıkı denetlemektedir. yapılan çalışmalar sunulup, kendi evlerinin İstanbullu olmaması korumanın onlara restorasyonu için öneri getirilmiştir. Projenin getirdiği yaşamların isteklerle uyuşmaması Bölgesi’nin restorasyonunu İstanbul Büyük başarısı için belirli çekim noktaları yaratılmıştır. farklı sonuçların çıkmasına neden Şehir Belediye’sine devretmiştir. Koruma- Tonozlu yapının restoresiyle daha çok turistin olmuştur. Tarihi çevrenin çağdaş, Uygulama ve Denetim Büroları (KUDEB) bölgeye gelmesi sağlanmıştır. Bununla birlikte ekonomik ve sosyal yaşamla aracılığıyla bazı evlerin restorasyon çalışmaları ölmekte olan yöreye özgü, el sanatları turizme bütünleşmesine olanak verilmemiştir. sürmektedir. yönelik teşvik edilerek canlandırılmıştır Restorasyon kavramı adına bir çok 1999 yılında Fatih Belediyesi, Zeyrek (Evci,1996). Molla Zeyrek Cami'nin kubbe eksiğimiz olduğu ortaya çıkmıştır ve 2.1. Zeyrek bölgesi restorasyonunun onarımı teknik açıdan olumludur ve üretilen proje ile yapılan proje arasında incelenmesi fonksiyonu yitirilmeden ziyarete açılmıştır. farklılıklar bulunmuştur. Yine yapının ve Zeyrek Bölgesi ilk Türk mahallesi olma Fakat her yapının bunun gibi işlevine uygun dönemin karakterine uygun olmayan özelliğini taşırken restorasyon çalışmasıyla restore edilip edilmediği tartışma konusudur telefon direkleri, elektrik telleri, bayrak harabe durumdaki yapıların korunup, (Şener, 1998). direkleri, reklam panoları ve tabelalar günümüze gelmesiyle bir tarih mirasının yok Zeyrek'in restorasyon çalışmalarını görsel kirliliğe neden olmaktadır. Ticari olması önlenmiş oldu (Şener, 1998). Restore olumsuz yönden incelenirse öncelikle yaklaşımla zemin katların dükkana edilen yapıların turistik amaçlı kullanılması Zembilli Ali Efendi Sıbyan Mektebi'nin çevrilmesi, ek yapmasıyla konut dokusu ülke ve bölge ekonomisine katkı sağlamış, tamamen yıkılarak yerine beton bina zedelenmiştir. Bilinçsiz ev sahiplerinin rant kültür turizmine de etkili olmuştur. Her yapılıp, ahşapla süslenmesi büyük tepki kaygısıyla evlerini satmayıp, beklemeyi şeyden önce Zeyrek'in korunma altına toplamıştır. Mektep kurtulamamış doğanın tercih ediyor olması ve bu süreçte yapının alınmasıyla alt yapı çalışmaları en modern en az on yılda yapabileceğini insan eli çökmesi zarar vermektedir (Evci,1996). düzeyde gerçekleştirilerek bölgeye hizmet çabuklaştırıp, yok etmiştir. Yapıyı yıkıp bu Turistik amaçlı hizmete açılan yapıların verilmiştir. İmkanlar elverdiğince geleneksel şekilde yapmak restorasyon da tartışma tahribatı artıp, eskime süreci tarzda yaya yolları yapıldı. Sokak zemini 50 cm konusudur. Eski asfalt kaldırımın sökülerek hızlanmaktadır (Şener, 1998). aşağıya indirilip düz bir giriş sağlandı. Yaya yerine Arnavut kaldırımı döşendiği yollarına geleneksel aydınlatmalar yerleştirildi. söylenmiş fakat dört değişik taş rengi Fil Damı Sarnıcı’nın restoresiyle Habitat II zirve kullanılarak sokaklar kilim deseni ile programı içinde iki gün ziyarete açılmış ve 20 kaplanmış tarihi dokusuna uyumsuz hale yıldır kapalı olan bu eser Türk turizminin getirilmiştir. Osmanlı konut mimarisinin hizmetine sunulmuştur. Bugüne kadar geleneksel yapım tekniğini saygılı Şekil 26. 27. Kız Kulesi vaziyet planı (Altınoluk,1998) ve restorasyon öncesi görünüşü (URL 8). Kız Kulesi, Marmara Denizi’nin İstanbul 1964'de Milli Savunma Bakanlığı isteği taban alanı yaklaşık 500 m2 lik beton üzerine "Mayın gözetleme ve radar istasyonu" dökülerek büyütülmüş ve orijinal halinden Boğazı’yla buluştuğu yerde, Üsküdar kıyısına fonksiyonu yüklenmiştir. Binanın zemin katı uzaklaştırılmıştır (Anonim, 2000-a). yakın bir kayalık üzerindedir. Batılıların, mutfak, yemekhane, yatakhane ve jeneratör ‘’Leander Kulesi’’ olarak adlandırdıkları Kız hacmi üst katlar ise teknik odalar için birinci katı ve asma katı restorant, kafeterya Kulesi, İstanbul’un en önemli sembollerinden kullanılmıştır. Kulede, kumandan odası olarak 3.4 ve 5. katları hediyelik eşya, satışı için biridir (Samanoğlu, 2010). bulunurken çatıya da radarlar yerleştirilmiştir. diğer katları da sergi salonu, gösteri ve Kule 1990'da siyanür deposu olarak toplantı salonu için kullanılmaktadır. Son kullanılmaya başlanmıştır (Altınoluk, 1992). katta ise açık teras bulunarak manzara Üsküdar Belediyesine bağlı Kız Kulesi, M.Ö. 411'de boğazdan geçen gemileri kontrol amacıyla yapılmıştır (Anonim, 2013). Toplam dokuz kattan oluşan yapının izlenebileceği düşünülmüştür. Bu fonksiyonla Kulenin uzun bir geçmişe sahip olması ve Kız Kule’si, 5 Ekim 2000 tarihinde hizmete konumu bir çok işlevsel değişimlere sunulmuştur (Altuğ, Ezilmez, 2000). uğramasına neden olmuştur (Altınoluk, 1992). Bizans İmparatorluğu zamanında liman girişini koruma amaçlı kaleye çevrildi. Fetihten sonra Osmanlıların olan Kız Kulesi, gümrük binası olarak kullanıldı. 1509'da depremden, 1719'da yangından hasar gören kulenin Şekil 29. 30. Kız Kulesi İç Mekan Görünüşü Şekil 28. Kız Kulesi Restorasyon Sonrası Görünüşü (URL 9) ahşap bölümlü fener kısmı 1731 ve 1734'te 2012 yılında yapılan renovasyon çalışması taş kullanılarak kâgire çevrilmiştir (Altınoluk, 3.1 Kız Kulesi’nde yapılan rölöve ve ile kulenin 2.3. ve 4. katlarına efsaneler sergisi 1998). restorasyon çalışmaları ilave edilmiş ve ıslak hacimlerinde değişiklik 1750'lerde hapishane ve karakol olarak 1995 yılında Kız Kule’si ihaleye çıkartılmıştır. yapılmıştır. Kule’nin çevresine sinyalizasyon işlev gören Kız Kulesi 1830'da hastane olarak 900 m2 lik inşaat alanı olarak tanıtılan kuleye levhaları, bilgi ekranları ilave edilmiş ve dış kullanılmıştır. Kule, 1832 yılında Padişah bakanlık, kafeterya+satış ünitesi işlevini mekana oturma alanı eklenmiştir. II.Mahmut zamanında tadilat görmüştür. vermiştir ve Temmuz ayında ihale 1857’de fener kısmı yeniden yapılmıştır. 1944 sonuçlanmıştır (Altınoluk, 1998). Hamoğlu müze, şiir kitaplığı, haftanın belirli günlerinde yılına kadar olan görünümü Sultan Aziz Holding tarafından, 49 yıllığına işletme hakkı efsanelerin canlandırıldığı kule, nikah kulesi zamanındaki onarımın sonucudur. Bu alınan kulenin restorasyon çalışmaları 1998 ve akvaryum kafe vardır. Kulenin geçmişi onarımda yapının dış duvarları korunmuş, içi yılında başlanıp 3 milyon dolar harcanarak, iki M.Ö.’ye gittiğinden ve uluslararası değere ise o zamanın betonarme sistemi ile yeniden buçuk yıl sürmüştür. Kapalı alanın 400 m2 sahip olduğu için kültürel sürekliliği yapılmıştır (Anonim, 1948). toplam alanın 1300 m2 olduğu durumdan, sağlanmalıdır. Fakat tarihte "solmaz bir Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras 3. KIZ KULESİ HAKKINDA BİLGİ Kız Kulesi'ne önerilen işlevler arasında 83 Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras nilüfer" olarak adlandırılan bu kule yapılmasını ve yüksek ses tonlu günümüzde yapılan yanlış restorasyonlarla sanatçıların kulede şarkı söylemelerini kimliğini kaybetmiş durumdadır (Altınoluk yasaklamıştır. Yine kuleden elde edilen 1992, 1998). gelirin tarihi yapıları koruma amaçlı bir vakfa aktırılacağı ve kulenin doğa 3.2. Kız kulesi restorasyonunun şartlarının tahribatından korunması için incelenmesi kullanılacağı olumlu bir yaklaşımdır Yanlış restorasyonlarla kimliğini yitirmiş (Anonim, 2000-a). olan kulenin, harabelikten kurtulup oturtulmuştur. Bu uygulama, işletmenin ulaşım sorununu çözmek adına yapının turizme açılması bazı yaklaşımlarla olumlu kadar da olumlu gösterilmeye çalışılsa da temel ve belirleyici kimliğinin yok olmasını bulunmaktadır. Özgün görünümünü göz ardı edilemeyecek kadar büyük ve yaratmıştır. Kız Kulesi'nin belleklerde yer kaybettiği söylenen Kız Kulesi'nin giriş düzeltilemeyecek kadar kötü tahribatlara etmiş sade, yalın, alçak gönüllü ve iddiasız kapısı orijinaline uygun olarak bire bir yol açılmıştır. kimliğinin tam tersine gösterişli, frapan ve başarıyla restore edilmiştir. göz kamaştırıcı bir malzeme ile abartılı bir görünüm kazandırılmıştır. Bu yaklaşım efsanevi imgesi açısından doğru bulunmamaktadır (Anonim, 2000-b). Araya sıkıştırılan asma kat ve yeni yapılan çatı statik açıdan birçok soruna Şekil 32. 33. Kız Kulesi’nin çevre düzenlemesindeki beton yüzey (Altuğ, Ezilmez, 2000). Şekil 31. Kız Kulesi giriş kapısı üzerindeki tuğra. Yiyecek ve ulaşım fiyatlarının da 84 Kız Kulesi, basınla kamu önünde her ne Şekil 34. 35. Kız Kulesi’nin dışındaki çelik kuşak ve asma kat görünüşü. neden olmuş ve taşıyıcı olarak yerleştirilen demir konsollar yapıya tamamen yabancı Bunların başında adanın doğal ve olmaması gereken bir sonucu ortaya yapısının değiştirilmesi gelmektedir. çıkarmıştır. Yine cepheyi saran çift çelik Yüzyıllardır kayalar üzerinde yükselen kule, kuşaklar estetik bir öğe değil, yanlış inşaat adanın dört bir yanından 500 m2 sanılanların aksine uygun ve cazip olması büyütülüp, betonla kaplanmış ve doğal kuleye yerli turistin çekilmesi açısından yapısı yok edilmiştir. Betonlaşmayla kıyı olumlu bir yaklaşım olarak görülmektedir çizgisi değiştirilmiş, kaya ve bu kayalardan (Altuğ, Ezilmez, 2000). Eski Eserleri Koruma oluşan kıyı dokusu yok edilmiş, tarihi Derneği, kuleye zarar vermemesi için değeri olmayan sanki yeni inşa edilmiş gibi yüksek desibelli müzik yayınlarının düz ve kimliksiz bir beton platforma Şekil 36. 37. Kız Kulesi restoran görünüşü (Altuğ, Ezilmez, 2000) ve granit kaplama. çatlayan duvarları tutmak içindir. Kırmızı Tarihten öç almış uzman amcalar, yalnız martılar değişmemiş çok şükür, levhalar, beton parapetler, rüzgar kesiciler, yine doyumsuz güzelliktedir, niteliksiz yeni ekler görsel kirliliği yine tüylerini kuruturlar gagalarıyla… oluştururken tarihsel kimliği de yok Kule'miz kargalara yasak bölgedir, egemenlik etmektedir (Anonim, 2000-b). su kuşlarında Anıtsal bir yapıda içeri girdikten sonra döşemelerin granit kaplama, duvarların beyaz karo fayans olması şaşırtıcı ve uyumsuz bir etki yaratmaktadır. Yine restorant katında bulunan mutfakta metal martılar tüner, karabataklar, deniz çullukları ok gibi geçer şaşılası düzen içinde anılar gibi gitti gider. Eşi bulunmayan bir kenttim doğrusu, kimliğim vardı yitirmişim, malzemeler kullanılmış olması Kız geçmişim talan edilmiş, Kulesi'nin tarihi atmosferini bozmaktadır. İç beni benden koparmışlar, mekanda yapının mimarisine uygun kırıldı kolum kanadım, olmadığı söylenip yakın geçmişte ilave edilen 30 cm. kalınlığındaki betonarme duvarların kaldırılmasında, statik bir denizde küsmüş anlaşılan homurdanır minik dalgalar, rengime duruşuma geçmişime saldırdılar..." inceleme yapılmaması ciddi bir eksikliktir ve hatadır. Bu duvarların kalkması sonucunda da 17 Ağustos depremi ile yapı 4. SONUÇ Yapılan restorasyon çalışmalarına seyirci hasar görmüştür. Uygulamalarda denetim kalmanın ötesine gidilmeli, yasal yetersizliği de görülmektedir. 10 Kasım yönetmelikler kontrolden geçirilmeli, 1999'da uygulamalar durdurulmuş fakat alanında uzman kadrolu elemanlar artırılmalı, onaylı projesine bile aykırı olarak yapımı koruma ve restorasyonla ilgili şartnameler devam etmiştir (Anonim, 2000-b). yeniden düzenlenmelidir. Unutulmamalıdır ki; Son olarak Ömer Nida'nın yapılan yanlış restorasyonu anlatan dizelerinden alıntı "Biz geleceğimizi, geçmişimiz olmadan bilemeyiz." yapmak istiyorum: "...Resmini çizmiştim Kız Kulesi'nin kırk yıl önce, gelin görün de şaşmayın bakalım, hiç benzemiyor çizdiğim resme! ** Ulaşımda sağladığı katkılardan dolayı ‘’SAMET’’ firmasına, sonsuz teşekkürlerimi iletirim. KAYNAKLAR: 1. Ahunbay, Z., 2004, Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul. 2. Altınoluk, Ü., 1992, Kız Kulesi-Efsane Kulesi, Tasarım Dergisi, S.30, Tasarım Yayıncılık, İstanbul. 3. Altınoluk, Ü., 1998, Binaların Yeniden Kullanımı, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul. 4. Altuğ, İ., Ezilmez, H.,2000, Kız Kulesi, İstanbul Life Dergisi, Doğan Yayıncılık, İstanbul. 5. Anonim, 1948, Arkitera Dergisi, S.7, İstanbul. 6. Anonim, 2000-a, Hürriyet Gazetesi Arşivi. 7. Anonim, 2000-b, Mimarlık Dergisi, S.292, İstanbul. 8. Anonim, 2013, Kız Kulesi Tanıtım Katalogu, İstanbul. 9. Evci, F., 1996, Zeyrek’in Dünü Bugünü ve Geleceği, Tasarım Dergisi, S.64, Tasarım Yayıncılık, İstanbul. 10. Evci, F., 2012, Dönüşüm Konusunda Uygulamalı Bir Araştırma, Galata Çalıştayı, Beykent Üniversitesi, İstanbul. 11. Gülenaz, N.,Tüysüz,İ., 2010, Zeyrek, Fatih, Remzi Kitabevi, İstanbul. 12. Samanoğlu, R.M., 2010, İstanbul’un 100 Binası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları, İstanbul. 13. Şener, Y., 1998, Asırlar Boyu Zeyrek, Art Decor Dergisi, S.66, Doğan Yayıncılık, İstanbul. 14. Özbay, H., 1988, Koruma Kavramı Üzerine, Mimarlık Dergisi, S.88, İstanbul. İNTERNET KAYNAKLARI: (URL 1) http://www.alanbaskanligi.gov.tr/zeyrek_camii_ve_cevresi.html (URL 2) http://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=12173 (URL 3) http://www.bigglook.com/biggistanbul/semtler/eyup/zeyrekcamiipantokrat or.asp (URL 4) http://www.byzantiumistanbul.com/detay.asp?detayid=873 (URL 5) http://geziyazilari.net/zeyrek-sokaklari/ (URL 6) http://www.yesiltopuklar.com/nostaljik-istanbul-yolculuguzeyrekhane.html (URL 7) http://www.fatih.bel.tr/icerik/8059/pantokrator-zeyrek-sarnicirestorasyonu-fil-dami/ (URL 8) http://nurayilbars.blogspot.com/2012/02/fotograflarla-sehr-iistanbul.html (URL 9) http://www.sanalkurs.net/forum/fotograf-dijitalfotografcilik/istanbul-kiz-kulesi-fotograflari/ Makale / Sit Alanı ve Tekil Yapı Bağlamında Kültürel Miras uygulaması yüzünden deprem sonrası 85 Özlem GÜVEN Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar 86 Çevreci binalar, çevreci iç mekanlar Teknoloji çağı, kuşkusuz, mimarlığa daha karmaşık boyutlar getirdi. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra tarihi tümüyle yadsıdığını söyleyen sanat ve mimari akımları ortaya çıktı. Ne var ki bu akımları besleyen düşünceler bütün etkili kışkırtıcılıklarına ve biçimsel duyarlılıkları büyük ölçüde değiştirmelerine karşın evrensel yapı üretiminin geçmişle sürekliliğini ortadan kaldıramadılar Boşluğun sınırlanması ağaçlıklı ve duvarla çevirili bir alan olan Ö zel bir kavram olarak kullanıldığı park arasındaki alanlar, zaman içinde anlamda yapı, canlıyı içine alan, onu onlara yüklenen anlamları değişse de, evrensel boşluktan ayıran bir boşluk günümüze kadar kopamadığımız alanlar parçası belirlemektedir. Böylece mimari olarak varolagelmişlerdir. eylemin ilk basamağı insanın içinde Avrupa kıtasında, ağaç dikili alan, kendisini güvende hissettiği bir sınırlı konutun çevresinde gelişir; bu manzara hacim yaratmaktır. İnsan uçsuz, bucaksız, bahçesi, etrafını çeviren çitten dolayı gözüyle, hayal gücü ile kavramakta güçlük park adını aldıysa da başlangıçta, çiçek çektiği evrensel boşluğu ve doğal çevrenin tarhlarına bir geri plan oluşturmaktaydı. bir parçasını, bir veya birkaç yönde Bunun tersine, İngiliz ön romantik sınırlandırıyor; onu içe dönük, kendi anlayışı, doğal çevrenin içinde yer çevresinde bir boşluk haline getiriyor. almaya, pitoresk küçük yapılar ve Çalı çırpıdan, daldan yapılmış basit bir saçak, bir sundurma, güneşten ve düzenlemeler aracılığıyla garip yada yok olmuş dünyaları canlandırmaya yağmurdan korunmak için meydana getirilmiş en sade bir örtü, belirli bir boşluğu tanımlar. Saçak altı deyiminin açık bir anlamı vardır. Duvar dibi de belirli bir kavramdır. Tek bir duvar da boşluğu bir yönde sınırlar; duvarın öbür tarafını göremeyiz. Duvar bizi rüzgardan, bir ölçüde; yağmurdan korur; gölgesine sığınabiliriz. İnsanın doğayı bir yeryüzü cennetine çevirmeyi amaçladığı ilk bahçe* ile, doğanın biçimini bozmadan düzenlemekle yetindiği, Bahçeler, Babil Kralı Nebukadnezar'ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis'i neşelendirmek için yapılmıştır. Amytis, Medes kralının kızıdır ve iki ülkenin müttefik olması amacıyla Nebukadnezar ile evlendirilmişti. Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya'nın bu dümdüz ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti. Kral, karısının sıla hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar verdi. Yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdı. değişimlerle beraber bizler de çevremizle konuların başında kuşkusuz ‘yaşam seçmeli bir yer olan park, kent olan ilişkimizi sürdürecek şekilde hizaya alanlarımızı yeniden gözden tabyalarının üzerine ya da bunlar getiriliyoruz. Bunun en çarpıcı geçirilmesi ve dönüşümü’ geliyor. kaldırıldıktan sonra yerlerine kurulan örneklerinin yaşandığı kentlerde metro ağaçlık gezi yerleriyle özdeşleşmeye, duraklarının büyük alışveriş merkezlerine çevre dostu vb. pek çok isim altında insan topluluklarını kendine çeken bir yakınlığı, artan tüketim alanlarının karşımıza çıkan doğayla uyumlu yapılar, yer olmaya yüz tuttu. 19.yy. da manzaracı yanında kamusal açık alan kaybı, dev yapının arazi seçiminden başlayarak anlayış, şehirciliğin temel bir öğesi otobanlarla donatılan adacıklar ve yaşam döngüsü çerçevesinde durumuna geldi; yeni kentteki yeşil yollarla parçalanan mahalle kültürleri, değerlendirildiği, bütüncül bir anlayışla alanların ve bahçe kentin habercisi oldu. bizler üzerine biçilen bir tasarıyla paralel ve sosyal ve çevresel sorumluluk Günümüzde yeşil sadece park ve değişimler olarak tanımlanabilir. anlayışıyla tasarlandığı, iklim verilerine ve bahçelerde değil, binalarda da kullanılmaya başlamıştır. Dünyamızın yok olma eşiğine Bugün sürdürülebilir, ekolojik, yeşil, o yere özgü koşullara uygun, ihtiyacı sürüklendiği şu zamanlarda, bunu kadar tüketen, yenilenebilir enerji engellemenin yaşam biçimlerimizin kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık ideolojinin gerektirdiği biçimde, yaşam değişimi ile mümkün olabileceğine dair üretmeyen malzemelerin kullanıldığı alanlarımız sürekli değişiyor. Bu fikirlerin dikkate alması gereken katılımı teşvik eden, ekosistemlere Yaşam biçimimizle var olan malum duyarlı yapılar olarak tarif edilebilir. Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar yöneliktir. Tanımına göre kapalı ve Dünya’daki Ulusal Yeşil Bina Konseylerinin deneyimi, yeşil binaların yaygınlaşmasını sağlamanın en etkili yollarından birinin bu binalara bir “yeşil etiket” vermek olduğunu ortaya koymuştur. Nasıl yediğimiz yemekler veya satın aldığımız ürünler için bir “eko etiket” söz konusu ise ayni şeyi binalar için de yapmak bu binaların teşviği ve yaygınlaşması anlamında olumlu bir İklim değişimi dendiğinde, bir hidroloğun, bir veterinerin ya da sigortacının farklı öncelikleri çıkıyor. Herkesin kendine göre bir küresel ısınması olunca, göreceli siyaset devrinin çözüm önerileri de binbir çiçek açıyor. Bulutları ya da okyanusları çeşitli parçacıklarla bombalamak gibi mega teknolojik fantezilerin başı çektiği neo-liberal çözüm havuzunda tek bir şeye yer yok: rahatımız kaçmayacak, hiçbir tüketim nesnesi eksilmeyecek, tesis kapanmayacak, kalkınmamız, gelişmemiz yavaşlamayacak. En verimli buzdolaplarından mı istersiniz, hidrojenle çalışan otomobillerden mi, çevreci kredi kartlarından mı? adımdır. Bu etiketler sayesinde bir binanın birtakım standartlar çerçevesinde yeşilliği tescil edilir. Bu standartlar aynı zamanda yeşil bina 87 Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar tasarlamak isteyen mimar ve mühendisler 2008 ile birlikte Birleşmiş Milletler çatısı mühendisler, şehir plancıları ve en için kılavuz niteliği taşır. Sosyal altında iklim değişimine karşı ilk küresel önemlisi yönetmelikleri belirleyen devlet sorumluluklarını yerine getirdiklerini harekat olan Kyoto Protokolü’nün yetkililerine büyük sorumluluklar kamuoyu ile paylaşmak isteyen şirketlere belirlediği “sera gazlarını azaltma dönemi” düştüğünü görürüz. de geçerli bir etiket sağlar. Yeşil başlıyor. Birleşik Devletler’in metnini yapılaşmaya yönelmek şirketler için aynı hazırlayıp imzaladıktan sonra etkileri salgıladıkları CO2 gazıyla da sınırlı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi parlamentosunda onaylamadığı, değildir. Aynı zamanda su kullanımının olarak da görülmektedir. liberalleşme yolundaki Türkiye’ninse henüz yaklaşık %12’si, atıkların %65’i ve elektrik tüketiminin de %71’inden sorumludurlar. Bu rakamların büyüklüğü, binaların ve yerleşimlerin çevreye olan etkilerinin azaltılması için ayni zamanda büyük bir potansiyelin olduğu anlamına gelir. Amerika’da yapılan bir çalışma, “yeşil” veya “çevreci” olarak tabir edilen binaların enerji tüketiminde %24-50, Mimarlar ve şehir idarecileri ‘park+yeşillik’ adı verilen ama yeşillikmiş gibi göründükleri halde aslında modern hayatın light birer yansımasından başka bir şey olmayan alanlar yaratıyor, çevrelerini alışveriş merkezleri, içlerini marka ilanları, fast food şubeleriyle dolduruyorlar. CO2 salınımında %33-39, su tüketiminde %40 ve atıklarda %70’e varan bir düşüş sağlanacağını ortaya koymaktadır. Sürdürülebilirlik kavramı ve yeşil bina imzalayacak kadar idrak edemediği bu 1970’lere kadar doğrudan karşıt algılanan protokol, insanlığın gerçek anlamda küresel bakıldığında da yeşil konulara yapılan iki kavram olan “kalkınma” ve “çevre”, ekoloji ilk meselesini çerçeveliyor. Yaklaşık 20 yıllık yatırımların uzun vadede yatırımcıya geri ile kapitalizmin arasındaki çelişkinin bir gecikme ve piyasanın gizli elinin döner. 2008 yılında ABD’de yayınlanan temelini oluşturuyordu. Çernobil benzeri yardımıyla dünyayı kurtarmaya soyunan bu sektör raporlarına göre yeşil bina tasarım felaketlerin geriliminden de beslenen girişimi, kapitalizmin (kendi dinamiklerine) maliyetlerinde, sadece %1 - %10 arası bir gezegen duyarlığı, teknoloji ve sanayinin yenilişini yeni bir zafere dönüştürme oranda artış olduğu belirtilmektedir. radikal sorgulamasına girişti. Akademik faaliyeti olarak okumak mümkün. çevre tartışmalarındaki temel fay hattı, 88 Bina ve yerleşimlerin çevreye olan Binaların ve yerleşimlerin küresel Yatırım ve maliyet açısından Yeşil bina sertifikasyon sürecinde danışman ve denetim hizmetinde sınırsız büyümenin imkansızlığı, ısınmaya sebep olan başlıca seragazı hedeflenen "yeşil bina tasarımı"nın kalkınmanın ekolojik sınırları ya da olan CO2 salınımının %40’ından sorumlu ötesinde sürdürülebilirlik yönetimi “ekonomik kalkınmaya karşı çevre” oldu. olduğunu düşünürsek, mimarlar, anlayışı oluyor. Yatırımcının sınırlı kalmayıp, projelerin genel kullanılan birçok yeşil bina önemseyen danışman firmalar yeşil bina anlamda daha çevreci planlanması ve değerlendirme sertifikası mevcut. yol haritasında izlenmesi gereken müteahhitlerin de bu anlamda Bunlardan başlıcaları 1990'da İngiltere'de basamakları şu şekilde sıralıyor: bilinçlendirilmesi. ortaya çıkan BREEAM (Building Research 1. Entegre Tasarım: Konvansiyonel 8. "Commissioning" (İşletmeye Establishment Environmental ve hiyerarşik proje tasarım sürecinden, alma): Yeşil binanın tasarımının Assessment Method), 1998'de Amerika tüm paydaşların tasarıma entegre uygulamaya doğru aktarılması Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan LEED edildiği katılımcı bir sisteme geçilmesi. 2. Arazi Tasarımı: Tasarım sürecinde, 9. Operasyon ve Bakım: Binayı (Leadership in Energy and Environmental işletecek olanların doğru şekilde Design), 1998'de gelişmiş ülkelerin bir özellikle büyük şehirleri ilgilendiren; eğitilmesi; uygulamanın ardından araya gelmesiyle kurulan IISBE yağmur suyu kontrolü, ışık kirliliği, ısı tasarımın tekrar ölçülüp (International Initiative for Sustainable adası oluşumu, biyolojik çeşitlilik gibi değerlendirilmesi. Built Environment), 2003'de BREEAM'den başlıkların dikkate alınması. 3. Su: Yağmur suyu ve gri su 10. İnovasyon: Yeni bir icat uyarlanarak Avustralya'da oluşturulan gerektirdiği düşünüldüğünden, Greenstar, 2004'de Japonya'da ortaya uygulamalarının önceden göz önünde Türkiye'de çekinilen bir konu. Oysa çıkan CASBEE (Comprehensive bulundurularak projeye entegre edilmesi. Türkiye'de henüz gerçekleştirilmemiş bir Assessment for Building Environmental uygulamayı buraya entegre etemek de Efficiency) ve 2009'da Almanya'da ortaya inovasyondur. çıkan DGNB (Deutsche Gesellschaft fur 4. Enerji: Yeşil binaların olmazsa olmazı "enerji verimliliği" konusunda, öncelikle talebi azaltılıp, son aşama olaral Dünya'da yeşil bina etüdü için Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar motivasyonuna göre çözüm geliştirmeyi Nachhaltiges Bauen). alternatif enerji çözümlerine gidilmesi. 5. Malzeme: Türkiye'de çevre dostu malzeme üretimi yurt dışına oranla daha kısıtlı olsa da, bilinçlenmeyle birlikte son yıllarda bu konuda belirli bir artış gözleniyor. 6. İç Mekan Kalitesi: Hava ve akustik gibi alt başlıklara sahip iç mekan kalitesi, insan sağlığını doğrudan etkilemesi açısından çok önemli. 7. İnşaat Uygulamaları: Sadece şartnamelerin dayadığı maddelerle Yeşil duvarlar, hava sıcaklığındaki dalgalanmaları azaltıyor. Ayrıca, açık ofisler için daha yüksek nem, hoş akustik sağlarlar ve hem içeride hem dışarıda kalabalık sokakların yanı başında hava kalitesini artırırlar. Yeşil duvarlar yaratan şirketler genellikle doğa ile bilinçli bir ilişki kurduklarını vurgulaarlar. Slovenya’nın Llubjana kentinde yer alan CCSI ofis binası, bahçe unsurlarını mekanın bölücüsü olarak kullanan bir mimari anlayışla tasarlanmış. Mimar : SADAR + VUGA 89 Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar Bazı değişik uygulamalar : Geleneksel yöntemlerle bina inşa etmek Saman balyası evler, adı üzerinde saman balyalarını üst üste koyarak inşa ediliyor. Bizler için çok yeni olmasına karşın, saman evler aslında uzun yıllar önce ilk örneklerini Kuzey Amerika’nın otlak arazilerinde vermiş. Bu evlerin en büyük avantajı -tahmin edileceği üzeremalzemesinin çok kolay temin edilebilir olması, çok ucuz olması ve kolaylıkla inşa edilebilmesi, üstelik hiçbir inşaat tecrübeniz yoksa bile… Bunun yanında, tamamen doğayla barışık, nefes alabilir bir eve sahip oluyorsunuz. Daha ne olsun? Türkiye’de saman balyasının yapı malzemesi olarak kullamına dair girişim yok denecek kadar az. Türkiye gibi bir coğrafya için oldukça şaşırtıcı bir durum. Betonlaşma, kırsal alanın hem ekonomik hem de ekolojik açıdan giderek yoksullaşmasına neden olurken, Anadolu’nun birçok bölgesinde fazlasıyla ulaşılabilir olan bu malzemeye karşı ilgisizliğimiz bir şekilde sürüyor. sadece çevresel etkilerden değil aynı zamanda ısınma dönemlerinde genişlemeye bağlı olarak oluşan duvar çatlaklarından da korunmuş olurlar. Fizik çevrenin oluşumu doğrudan doğruya mimarlığın konusudur. Öte yandan yeşil iç mimarlık, öncelikle etiktir. Yapı tekniği olarak bu evleri iki farklı kategoride inceleyebiliriz : Yığma sistemi ve Karkas Sistemi Yığma sisteminde; temel oluşturulduktan sonra balyaların üst üste konulmasıla duvarlar oluşturulur. Bunlar daha sonra gergi telleriyle yada diğer yöntemlerle sıkıştırılıp çatının yük gelmeden önce sağlamlaştırılır. Bu sistem daha ekonomiktir. Ancak pencere açıklıkları çok geniş olmamalıdır ve ikiden fazla kat tavsiye edilmez. Karkas sisteminde ise; saman balyaları taşıyıcı olarak değil sadece duvar malzemesi olarak kullanılır. Önce taşıyıcılar, yani ahşap, taş, tuğla gibi malzemelerle karkas yapılır; daha sonra saman balyasıyla duvarlar doldurulur. Pencerelerde, kapılarda ve birleşim yerlerinde delik olması gerekir. Malzeme ve işçiliğin artmasından dolayı daha pahalıdır ancak yüksek binalar yapılabilir ve geniş açıklıklar geçilebilir. İster iç mekanda ister dış mekanda 90 Yeşil iç mimarlık, insanların sağlığı, çevre ve enerji tasarrufu için neyin iyi ve neyin kötü olduğu ile ilgilidir. Elbette moda diğer tüm alanlarda olduğu gibi yeşil iç mimarlıkta da etkili olmaktadır, ancak bir yere kadar. İç mimarlığın anahtar yaratırlar. İç mekanı, yazları serin tutarlar, kavramları artık sadece 'seçkin', 'çağdaş', olsun, yeşil duvarların sayısız avantajı böylelikle örneğin ofis binalarındaki ‘şık’ değil; aynı zamanda ‘sürdürülebilir’, vardır. Sadece göz alıcı ve eşsiz olmakla klimalara gerek kalmaz. Bu şekilde enerji ‘geri dönüşümlü’, ‘zehirli olmayan’, ‘yerel kalmaz aynı zamanda da hoş bir ortam tasarrufu yapılabilir. Ayrıca, bina duvarları kaynaklı’, ‘yenilenebilir’ ve ‘organik’tir. söz olabilir, ancak yeşil bir iç mimar, derinin organik bir kaynaktan olup, olmadığı, ahşabın sürdürülebilir bir şekilde yönetilen bir ormandan alınıp alınmadığı, mobilyanın yapımında kimyasal tutkalların kullanılıp, kullanılmadığı ve İtalyan kanepenin Avrupa’dan nakliyesinde oluşan karbon salınımının ne olduğu ile daha fazla ilgilenir. Saman evlerin maliyet düşüklüğü yalnızca yapım aşamasıyla sınırlı değil. Doğal bir yalıtıma sahip olan böyle bir evde hem ısıtma hem de soğutma masrafları, diğer örneklere göre çok daha düşük, enerji verimliliği son derece yüksek. Bu ısı yalıtımı diğer evlere nazaran % 75’e kadar daha etkin. Ayrıca saman evler, deprem için de en dayanıklı yapı türlerinden biri. Dikey bahçe kullanımını arttırmak Yeşil Binalar, özetle, akılcı olmalı; doğaya zarar vermeyen, doğayla çatışmayan ve tasarruf özellikleri olup, kendi kendine yetebilme özelliklerine sahip olmalıdır. Yeşil bina, bir aldatmaca olmamalıdır. Kendi açımızdan bakacak olursak, yeşil iç mimarlık; enerji ve su tasarrufu yollarını ve sera gazı emisyonlarını azaltmanın yollarını Makale / Çevreci Binalar, Çevreci İç Mekanlar Örneğin; İtalyan deri kanepeler, şıklıkta son bulmak, iç mekânı zehirli kimyasallardan arındırmak ve en çevre dostu malzemeleri kullanarak, bir binanın iç mekanının bütün yönlerini, parçalarını incelemek ve Dikey bahçelerin ortaya çıkışının temelinde 1968 yılında bitkilerin yaşamak için toprağa değil suya ihtiyacı olduğunun keşfedilmesi yatar. Günümüzde dikey bahçeler, binaların ön cephesinde gökyüzüne doğru yükselerek çok fazla yer kaplamadan 21. Yüzyıl şehirlerini muhteşem bir şekilde yeşillendirme fırsatı sunuyor. iyileştirmekle ilgili olduğunu söyleyebiliriz. KAYNAKÇA - Doğan Kuban Mimarlar ve Kavramlar, Doğan Kuban, Yem Yayınları - http://www.yesilbina.com - http://www.cedbik.org - http://www.mimarizm.com/kentintozu/Makale/Değişen İklim, Değişen Çevreciler: Sürdürülebilirliğin Eleştirel Bir Tarihçesi, 2008 91 Nurten UNANSAL Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış Türkiye’de içmimarlık tarihine bir bakış - III Ü lkemizde ‘İçmimarlık Tarihine Bir Bakış’ başlığı altında iki dönem halinde ele aldığım bu yazı vesilesiyle öğretim eğitimyönetim sürecinin ayrıntılarına girerek anlatmayı, ilgililerin ve ilgilenenlerin değerli anılarını inceleme, irdeleme, yorumlama şansını Bu önemli olguları başlıklar halinde belirtebiliriz: 1- Okula giriş koşulları, sınav şekli ve öğrenci sayıları. 2- Eğitim süresi değişimleri ile ilgili çalışmalar ve sonuçları. tekrar elde edecekleri bir fırsat olarak 3- Eğitim programı ve gelişmeleri. görüyorum. I. Bölüm, İstanbul Devlet Tatbiki 4- Gece eğitimi uygulaması. Güzel Sanatlar Yüksek Okulu yıllarını; II. Bölüm, 5- Derslik-uygulama atölyesi, donanımı ve Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi eğitimdeki rolü. Kültürel etkinliklerde yıllarını kapsamaktadır. Bu bağlamda mezun kullanılan ortak kullanım alanlarındaki durum. olanlara eğitim süreçlerine rastlayan yıllardaki olguları izleme-irdeleme olanağı vereceği gibi öğretim elemanlarının da belirtilen yıllarda kurum ve bölümde bilenen-bilinmeyen, görünen-görünmeyen olayları, 6- Öğrenci ve mezunlar ile asistanların yurt dışı staj, araştırma ve eğitim bursları. 7- Asistan ve öğrenci temsilciliklerinin oluşturulması. 8- Sanatsal, kültürel ve mesleki etkinlikler değerlendirmeleri doğru ve yanlışlarıyla olarak yarışmalara katılım, kurum dışı iletişim, düşünerek irdeleyeceklerini ve araştırma gezileri. yorumlayacaklarını umuyorum. Bu noktada, birinci bölümde Devlet 10. sınıfa geçenlere ve sanat enstitüsü döneminin (1957-1982) bir bölümü ile mezunlarına (ağaç işleri, kız enstitüleri, yapı yıllara göre gelişiminde eğitimdeki endüstri okulu) açık olmuştur. Ancak bu aşamalarla birlikte açıkladığımız olguları, uygulama 1960’lardan sonra kaldırılmış, önemli konularla belirterek devam etmek sadece lise mezunlarına açılmıştır. yerinde olacaktır. 92 1- Okula Giriş Koşulları: (1957) İlk yıl lise Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Not: Devlet Güzel Sanatlar Akademisi alırken daha sonraları bu uygulamayı kaldırdı. Sınav şekli: Adayların sanat yetenekleri ve genel kültür bilgilerini ölçmek üzere yapılan, vize ve giriş sınavı olarak uygulanmıştır. Vize sınavları, öğrencilerin kuruma başvuru durumları ve orta öğretim mezuniyetine göre başarılı ve başarısız şeklinde değerlendirilirken, giriş sınavları ise not ile değerlendirilirdi. Giriş kabul sınavı: Hayalden resim, modelden resim (I. gün) Renk kompozisyonu ve Türkçe kompozisyonu (2. gün) olarak 2 günde yapılırdı. Alınacak öğrenci sayısı her bölüme en çok 12 olarak belirlenmişti. Bu sayının derslik, atölye, metrekare alan, donatım olanakları vb Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, eğitim binasından bir görünüş. (Akaretler, İstanbul). gereklilikler dikkate alınarak saptandığı süresi 1957 yılında ilk uygulamada 2+2 olarak devam etmiş olmasıdır. Ancak bu uygulama, bilinmektedir. toplam 4 yıl programlanmış fakat gerçek 1970’lerde kaldırılmış, toplam ders saati 40 uygulamada, deneyler girişim ve araştırmalarla saate indirilmiş ve Cumartesi günleri ders olarak artmış, özellikle 1981-1982 yıllarında 1960-1961’den itibaren 4 yıl olarak sürdürülmüş uygulaması bitmiştir. Dersler 1. grup YÖK’ün isteğiyle zorlamalı olarak içmimarlık ve öğrencilere 4 yıllık yüksek okul diploması uzmanlık (yaratıcı buluş kompozisyon,- bölümüne 40 öğrenci alınması gerekmiştir. Ne alma hakkı verilmiştir. Bu 2 kademeli öğretim, tasarım, sanatsal ve mimarlık dersleri), 2. yazık ki o dönemde, YÖK’ün önermesine itiraz 1966 yılından itibaren yönetmelikten tamamen grup, uzmanlık derslerini tamamlayıcı teknik hakkı olamadığı için, koşulların olanaksızlığına kaldırılmış ve 4 yıllık olmuştur. (konstrüksiyon, malzeme, teorik ve atölye Not: 12 olan öğrenci sayısı ileriki yıllarda 14 uygulama dersleri), 3. Grup dersler, genel rağmen uygulanmış, kontenjan sonraki yıllarda, mücadele sonrası azaltılmıştır. 3- Eğitim programları: Eğitimde haftalık kültür (Türkçe, yabancı dil, sanat tarihi, ders saati toplamı 44 saat olup, 40 saati uygarlık tarihi, hukuk bilgisi, ticaret ve dersler için, 4 saati de konferanslara, muhasebe, Atatürk ilkeleri) dersleri olarak süresinde kurumun ilk kuruluş yıllarında bazı inceleme gezilerine ve diğer sosyal gruplandırılmıştır. (Özet olarak açıkladığım karışıklıklar yaşanmıştır. Kuruluş aşamasında, etkinliklere ayrılırdı. Bu arada bir farklı özellik, bu ders grupları ile programlar 1970-1975 belirlemelere göre 3 yıl olarak planlanan eğitim Cumartesi günleri öğleye kadar eğitimin yıllarına kadar geliştirilerek sürmüştür.) 2- Eğitim süresi: Eğitim ve öğretim Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış 1950’lerde lise mezunu olmayanları öğretime 93 Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış Not1: Okuldan mezun olabilmek için, diploma projesine girerken (sınıf geçme sistemiyle, tüm eğitimin bütün derslerini başarıyla vermiş olmak gerekliydi.) Bu nedenle öğrencilerin her yıl bir üst sınıfa geçmek ve başarıya ulaşmak için o koşullara göre çok programlı çalışmak ve zaman kavramına dikkat etmek zorunda oldukları sonucu çıkarılabilir. Not2: Ancak bu eğitim sistemlerindeki değişimlerin (1960-1970-1980’li yılların) sosyal ekonomik, politik koşullar ve benzeri yaşamsal etkenlerin, (1990, 2000, 2010’lu yıllar) günümüz koşullarıyla karşılaştırılarak değerlendirmeye alınması,artı ve eksi değerlerde değişimlerin bir 1970-1971, Prof. Yalçın Özel’in 4. sınıf projesi. (MÜGSF İçmimarlık) 1970-1971, Prof. Seçil Şatır 4. sınıf projesi, TGSYO, (İTÜ, End. Tas. Bl.) alınması gerekir. Bu konudaki yorumlarım ileriki 17.30 ile 22.30 arası yapılan eğitimde, hem yararlanırlardı. Atölye donanımı gerek malzeme, yazılarımda daha geniş yer alacaktır. öğrenci hem öğretim üyeleri için ulaşım gerekse makine açısından (ağaç, metal, boya, koşullarının zorlayıcı etkisi neden olmuştur. cila vb) bölümlerin oluşturulmasıyla uygulama bir başka boyutta daha geniş şekilde ele 4- Gece eğitimi uygulaması: Ekim 1974 tarihinden itibaren Tatbiki Güzel Sanatlar 6- Burslar ve stajlar: İlk kuruluş yıllarından Yüksek Okulu’nda gece öğretimi Mekanların metrekare alanları ve donanımı, en yapılmasına karar verilir ve eğitim süresi 5 fazla 12 öğrenci için yeterli olmakla beraber, başlayarak yaklaşık 1975 yıllarına kadar Alman yıl olarak saptanır. O günkü adıyla “Mobilya öğretim üyelerine ve asistanlara ayrılan alanlar, hükümetlerinin Türkiye ile kültürel anlaşmaları ve İçmimarlık Bölümü”ne 15 öğrenci alınır. çok sınırlı büyüklük ve sayıda sağlanmış, öğretim gereği, sanat ve teknik eğitiminde yurt dışı burs elemanlarının (özverili görüş ve çalışmalarıyla) ve staj konularında, öğrencilere kolaylıklar sürdürülen eğitim, 1979-1980’de kaldırılır. kısıtlı koşullara rağmen, eğitimdeki başarıları sağlanmıştır. Birçok öğrenci bu olanaklardan Buna o yıllarda (1980 ihtilali öncesi) ülkenin tartışmasız önem kazanmıştır. Buna karşın, yararlanmış, yaz aylarında, ofis ve fabrika içinde bulunduğu anarşik ortamda, öğrenci öğrenciler çalışmaların derslikte hazırlar, akşam stajlarını yurt dışında yapmışlardır. Bu arada hareketlerinin gündüz ve gece eğitimindeki projelerini masalarında bırakır, ertesi günde devletin bazı Avrupa ülkeleriyle karşılıklı kültürel olumsuz etkilerinin rolü büyüktür. Akşam devam etmek üzere güvenli bir ortamdan ilişki ve anlaşmalarıyla, kolaylaştırdıkları Zorlu koşullara rağmen başarılı olarak 94 derslerinde, başarılı sonuçlar sağlamaktaydı. 5- Derslik ve uygulama atölyesi: değerlendirilmesi, asistanların da bu girişimlerdeki öncü rollerinin belirleyiciliğinin irdelenmesi gerektiğine inanmaktayım. Bu noktada kurumda (TGSY Okulu) öğrenci temsilciliğinin oluşarak, bölüm kurulu, okul kurulu ve genel kuruluna katılımının sağlanması (Bauhaus Okul’nda olduğu gibi) demokratik bir yönetim uygulamasının göstergesidir. Not: Öğrencilerin kuvvetli istekleri doğrultusunda, 1971 okul kurulu kararıyla, Milli Eğitim Bakanlığı’nın mesleki ve teknik yüksek öğretim genel müdürlüğünün onayı ile Mobilya ve içmimarlık bölümünün haftalık ders dağılım örneği. Fuar pavyonu öğrenci çalışmalarından, 1974. (1972) öğrenci ve asistan temsilciliği koşullarla; asistanlar yurt dışında uzmanlık gerçekleştirilmiştir. İlk öğrenci temsilcisi, Faruk her yıl 1 ay staj yapması olanağı sağlanmıştır. eğitimi almak üzere (Almanya, İngiltere, İtalya, Atalayer (tekstil); asistan temsilcisi, Sinan Önderiliğini yaptığım öğrenci gruplarıyla birlikte İspanya gibi ülkelere) 1, 3, 5 yıl gibi sürelerle Baykurt (grafik) olmuşlardır. bireysel olarak da tasarım çalışması yaptığım staj gönderilmişlerdir. Bu burslar, o yıllar için Milli Eğitim Bakanlığı’nın sanatçıya ve tasarımcıya organizasyonları gerçekleştirilmiştir. 8- Sanatsal, kültürel ve mesleki Yarışmalara katılım: Devlet Tatbiki Güzel etkinlikler: Konu başlığının bir bölümü Sanatlar Yüksek Okulu’nun İçmimarlık Bölümü makalemizin II. bölümünde anlatılmış olmakla olarak diğer etkinlikler, proje yarışmalarıdır. sonra sağlanamadığı görülmektedir. Yurt dışı staj beraber, etkinliklere devam etmek uygun Örnek, 1972-74 yılları arasında, fuar pavyonu ve burs olanakları kişisel gayretlere kalmış, özellikle olacaktır. Bu noktada, çok sayıda uzman meslek konusunda açılan yarışmalara, eğitim içinde ele son yıllarda (2008’lerden itibaren) karşılıklı öğrenci elemanları tarafından, konferanslar, seminerler alınmıştır. Halıfleks firmasının açtığı yarışmada transferleri eğitim programlarına alınmıştır düzenlenmiştir. Çeşitli sanatsal, kültürel, teknik kazanan bir öğrenci projesi İzmit Fuarı’nda (Erasmus Sistemi). geziler (fabrika) yapılmış, eğitim bilgi ve görgü uygulanmıştır. Bir başka yarışma örneği, ile desteklenmiştir. Bu anlamda bir başka örnek, Çanakkale Valiliği’nin öncülüğünde (İl Özel 1965-1966 yıllarında Milli Eğitim Bakanlığı’na İdaresi’nce açılan proje yarışmasıdır) Çanakkale konusu: Bu konu bir taraftan öğrencilerin bağlı Ankara Mesleki Teknik Öğretim Kültür Merkezi Proje yarışması. Kurulan jüri haklarını, eğitim öğretim ve yönetimde söz kapsamında mobilya fabrikasında, öğrencilerin tarafından seçilen öğrenci projeleri, 1, 2, 3. verdiği önemin bir göstergesidir. Not: Ancak, bu olanaklar 1975-1980’lerden 7- Asistan öğrenci temsilcilikleri Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış haklarının olması için verdikleri mücadelenin 95 Makale / Türkiye’de İçmimarlık Tarihine Bir Bakış derecelerle ödüllendirilmişler ve 1 proje 19801981 yılında uygulamaya alınmıştır. Bir kısmını açıkladığımız bu etkinlikler, gezi ve proje çalışmaları olarak eğitim yanında, öğrencilere bilgi ve görüş kazanmaları açısından çok önemli destek uygulamalar olmuştur. Not: Bu çalışmalar, bizzat eğitime katıldığım, projeleri yönlendirdiğim çalışmalardır. Öğretim üyeliği ile birlikte bölüm başkanlığı dönemlerime rastlar. Özel güzel sanatlar okullarının açılması DTGSY Okulu dönemine rastlayan yıllarda, bir önemli konu, özel tatbiki güzel sanatlar okullarıdır Resim 1964-1965 yıllarında Ankara fabrika stajından öğrencilerle birlikte. (1970-1973). Biri İstanbul Nişantaşı’nda bir bakanlığa iletmiş ve eğitimlerin sonlandırılarak beraber 26 yıllık serüveninin dar sayfalara apartman dairesinde açılan özel bir okuldur. okulların kapatılması sağlanmıştır. İstanbul sığdırılmasının, yeterli olmayacağı bir Paralı eğitim olarak ticari amaçla açılan bu Nişantaşı’nda açılan okulda kurumumuzdan bazı gerçektir. Ancak o yıllar içinde, gün gün kurumlardan bir diğeri, İzmir Alsancak’ta 3 katlı öğretim üyeleri; Ozanay Omur ve eşi Osman yaşadığım, sevgiyle çalıştığım kurumda, bu bir ev yapısında açılan bir özel okul ve Ankara’da Omur (tekstil), Önder Küçükerman (içmimarlık meslek eğitim alanındaki olguları, kurum içi açılması istenilen bir başka okuldur. Bina, derslik, GSA), Sevim Eti (sanat tarihi) vb konularda ek ve kurum dışı etkilerin önemini ve atölye, donatım, konularındaki yetersizlikle görev ve ek ücretle görev alarak destekleyen yansımalarını, yararlarını, topluma birlikte, öğretim kadrosunun sağlanmasında öğretim elemanları olmuşlardır. katkılarını düşündürdüğümü, ülkemin güçlükler yaşandığı izlenmiştir. Koşullarının okul Not: Bizzat Önder Küçükerman’ın da ısrarlı çağrısına rağmen bu eksik koşullu eğitime yaşamsal boyuta kazandırdıklarını eğitime başlanması ya da açılanların devamı ya katılmamıştım. düşündürdüğümü umuyorum. Bu serüvenin uzantısı olan 1982-1983’ten da denetlenmesi konusunda, Milli Eğitim 96 gelişmesindeki sanat ve tasarım açısından, olarak oluşturulmadığı anlaşılan bu girişimlerde, Bakanlığı, mesleki teknik öğretim genel Sonuç başlayarak bugüne kadar devam eden, müdürlüğünün görevlendirmesiyle, öğretim 1955’lerde başlayan 1957 ile 1983 yılları Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar üyelerimizden Cevdet Koçak, İsmail Özışık ve ben arasında çok özellikli eğitim, öğretim sistemi bünyesindeki içmimarlık eğitiminin, 30 yıl birlikte yaptığımız denetim sonucu, çok olumsuz ile devam eden, DTGSY Okulu’nda, aralığındaki tarihsel gelişimini bir sonraki koşulların olduğuyla ilgili raporları hazırlayarak, içmimarlık eğitiminin diğer 4 bölümle yazımda anlatmaya devam edeceğim. Dünyadan / Mekan Tasarım Plasma Studio Paramount - Alma Konutu’nu tasarladı P lasma Studio, Sesto’da (İtalya) Paramount - Alma Konutu’nun tasarımını yaptı. Bu proje, iki parçalı bir sorunsala karşılık vermek için tasarlandı: (1) ortak dolaşım ve hizmet merkezi olmaya son derece elverişli olan Alma Konutu, Tirol bölgesine özgü özellikler taşıyan, üst kısmında eğimli bir çatısı bulunan, 1960’lardan kalma 6 daireli bir misafirhaneydi ve (2) proje mimarı, Ulla Hell, 5 kişiden oluşan genç ailesi için Sesto, Alto Adige bölgesinde bir ev arıyordu. Sonuç itibariyle yeterince yararlanılmayan çatı alanı, binanın yenilenen omurgası aracılığıyla zemin kattaki kabul odasıyla mimar ofisine bağlanan açılı bir taç yapı hazırlanmasına izin verdi. Hemen bitişiğinde yer alan, 2007 yılında tamamlanan Strata Hotel eklentisine sahip olan Königswarte Konutu’yla adından söz ettiren Plasma Studio, benzer dış çerçeve organizasyonunu burada da izlemeye çalıştı. varlığını tanımayı zorunlu kılması sonucu Karaçam kerestesinden hazırlanan uzun bırakılan köşelerden kaynaklanıyor. tahtalardan oluşan kısım, fikir olarak komşu 98 İkinci yol, arka taraftan yukarı çıkan, Strata hotelden ödünç alınmış ve iki yol bacanın etrafında katlanarak yeniden zemine kullanılarak uzatılmıştır. Birinci yol, binanın bir doğru inen ahşap dış çerçeveden ucundaki topografyadan başlayıp yukarıya oluşmaktadır. Dış duvarlar ve uzun tahtalar tırmanmakta ve üçüncü kat balkonunu içine arasında kalan yerler, zemin düzeyinde alacak şekilde sararak binayı boylu boyunca genişleyerek evin dış kısımında korunaklı geçmektedir. Burada mevcut taban alanı yaşam alanları meydana getirmiştir. Tasarım etrafında çıkıntı yapan kenarlar, ahşap yapının ekibi, bu uzun tahtaların ve onların metal alt Dünyadan / Mekan Tasarım strüktürlerinin yoğunluğunu optimize etmek için parametrik modelleme yazılımı kullanarak hem bütçeyi, hem estetiği, hem yaşamın gizliliğini, hem de görüntüyü dengelemiştir. Bu yaklaşım, tasarım safhası boyunca hem esneklik, hem de prefabrik unsurlar için yeterli hızda ofis çizimleri çıktısı alınmasını sağlamıştır. Ana yaşam alanları iki kata ayrılmıştır. Birinci katta gök ışığının aydınlattığı bir koridorla bağlanan yatak odaları, ikinci katta açık plan bir mutfak ile bir şömineyi kuşatan yemek odası ve oturma odası vardır. İşlevsel öğeleri birbirine dik merkezlerde gruplandırarak merkezi kuşatan mekan serbest bırakılmıştır. Ana yaşam alanlarının dış duvarları, ışığı, manzarayı ve çerçevenin değişen açılarını yakalamak için içe doğru çökük biçimde yapılmıştır. Kullanılan sınırlı malzeme ve renk paleti mekana güç vermektedir. izole edilen ve siyah bitümle kapatılan prefabrik çapraz laminatlı Örneğin çocuklar tuvaletinin duvarına sıçratılmış gibi görünen renkler tahtadan (CTD) yapılmıştır. Galvanizlenmiş çelik yapı üzerinde böyle bir etki yaratmaktadır. Bunun dışında beyaz duvarlar, yukarıda karaçamdan hazırlanan uzun tahtalarla yapılan dış kısım, önceden plili çatıdan düşen ve sürekli değişen gölgeler gösterisi için güzel bir sözünü ettiğimiz parametrik model tarafından estetik ve maliyete fon temin etmektedir. uygun olarak belirlenmiştir. Dış cepheye uygun bir şekilde sınırlı bir Eklenti yapı, dik topografyanın içine oturduğundan dolayı, altyapı öğeleri, betonarme içinde geliştirilirken üstyapı öğeleri, ahşap fiberle renk kodunun uygulanması, uzaktan bakıldığında civardaki yamaçta gözden kaybolan bir yapıya izin vermektedir. 99 Dünyadan / Mekan Tasarım Masal gibi bir bahçe... L uca Nichetto, Pekin Lido Bahçesi’nde girişimi içine alan bir yaratıcılık süreci sonucu şekilde dış hatları vurgulayan farklı renkler ve açılışı gerçekleştirilen Masallar ortaya çıktı. Nichettto, 1200 parça pirinç malzemeler kullanarak pavyonu kusursuz bir boruyu tüm yapıyı kamufle eden ‘pirinç şekilde betimleyen 6 bölüme ayırdı. yapraklara’ dönüştürerek pavyonun Etrafından muhtelif sergi salonları bulunan Masallar girişimi arasındaki ilişkinin tanımını cephesini oluşturdu. ‘Pirinç yapraklar’ pavyonun merkezi ve ana bölümünde kabul sadece tek bir kelimeyle yapmak zorunda mevsimler geçtikçe okside olurlar ve doğal ve iş alanı bulunmaktadır. Bu bölüm, Habei kalsaydık, bu, ‘coşku’ olurdu. Tasarımın bu iki olarak renk değiştirirler. Böylece adeta Pekin bölgesindeki eski evlerden alınarak yeniden tasarım sevdalısını bir araya getiren, tam Lido bahçesiyle bütünleşerek pavyona bir kullanıma kazandırılan ve mekana sıcaklık ve anlamıyla doğru zamanlama, güven, talihin yaşam hissi katarlar. Mimari tasarım, çayırlar samimiyet katan karaağaç ahşabıyla kaplandı. gülümsemesi ve coşkunun, tasarımın gibi özgür, doğal, büyük bir büyüme çekirdeğinde yer aldığına dair karşılıklı arzusuyla yaşam dolu olan Nicheto’nun Pavyonu’nun esnekliği ve uyum sağlama fikirdaşlıktan başka bir şey değildir. tasvir ettiği genç ve öncü Masallardır. yeteneği akılda tutularak tasarlandı. Çin pavyonunun tasarımını yaptı. Venedikli tasarımcı Luca Nichetto ile Masallar pavyonu, hem tasarımı, hem de 100 Nichetto, iç mekan tasarımına uygun bir Pavyonun sergileri, özellikle Masallar tangram yapbozuna benzeyen farklı sergiler, farklı siluetlerde birleştirilip düzenlenerek katılımcıların odayı diledikleri gibi biçimlendirmelerine olanak sağlıyor. Aynı konsept, dış bahçede beton sıraların tasarımında gözlemlenebilir. Nichetto, ayrıca, pavyonun her yerinde bulunabilen dekoratif panelleri uluslararası öneme sahip bir tasarım sahnesi uyan biçimlendirmek için yapının planını tasarım olarak kendisini kabul ettirmektir. Pavyon, marka ve iş ortaklarının kalıbı olarak kullandığından dolayı pavyona tasarımda mükemmeliyet amacına uygun seçiminde gösterilen titizliklikle Masallar benzersiz bir renk kattı. Bunlar, resepsiyon olarak dinamik ve hareketli yeni bir pavyonunun ‘masal anlatan tasarım’ felsefesi odasının penceresinde, çatıkatının kompleks olacaktır. Nichetto’nun yenilikçi karşılıklı olarak birbirini destekliyor. parmaklıklarında, havalandırma cihazının tasarım yaklaşımına mükemmel bir şekilde Dünyadan / Mekan Tasarım yüksekliklere sahip olan üçgen mazgallarında, halılarda, banyonun önünde ve çatıda fark edilebilir. Arzu edilen renkleri kusursuz bir şekilde aktarmak için Renk paleti olarak NCS notasyonlarından yararlanıldı. Işığın çoklu değişimleri düzenlendiğinden dolayı bütün bu alanlar, bir mikro nezaket duygusu yaratmakta ve ziyaretçilerle tasarım sevdalıları arasında karşılıklı etkileşimi teşvik etmektedir. Dünyaca tanınmış markalar olan Foscarini, Diesel with Foscarini, Ibride, Petite Friture, Diamantini & Domeniconi ve Seletti, hikaye anlatan tasarım projeleriyle pavyonun sergilerine ve iç koridorlarına yaşam verecekler. Masallar pavyonunun hedefi, 101 Dünyadan / Mekan Tasarım Masa oyunlarının mekan tasarımına yansıması T riopton Architects firması Atina merdivendir. Tasarımı, ışık gereksinmesine yakınlarında bulunan bir banliyö semtinde uygun olarak Tripton Architects tarafından ‘Alaloum Masa Oyunları Kafesi’nin tasarımını yapılan ve elle imal edilen metal lambalar, yaptı. Alaloum Masa Oyunları Kafesi, Atin’nın bronz su borularından sarkıtılmışve dikkat kuzeydoğusunda bir banliyö semti olan Nea çeken bir özelliğe sahiptir. Bu aydınlatma Filadelfeia’da bulunuyor ve masa oyunu elemanları, sadece temel aydınlatma sevenlere hitap ediyor. Triopton Architects’e gereksinmesini karşılamakla kalmaz, aynı göre, masa oyunu oynamanın özgül işlevi, zamanda gerek duvarlardaki, gerekse de tasarım konseptine esin kaynağı oldu. tavandaki yapı elemanlarını ve yoğun, renkli Kafe, toplam 160 m²’lik alanda iki katta 102 dekorasyonları belirgin hale getirir. düzenlendi. Kafenin arkasındaki konsept, esas Önceden varolan yapı malzemelerinin olarak yapının katı geometrilerini korumaya ve kullanılmasına büyük önem verilmiştir. Beyaza güçlendirmeye odaklanarak bir masa boyalı tuğla duvarlarla renkli metal lambalar ve oyununun yaratıcı hayal gücü ve renkliliğinden siyaha boyanmış tavan arasında kontrast etkilenen, içine gömülünen hoş bir ortam ortaya çıkmıştır. Oyun konsepti, duvarlardaki yaratmaktır. Kafenin en önemli unsurlarından oyun temsilleriyle, mobilyalardaki renkli biri, kırmızı renk çelik ve ahşap kutulardan detaylarla ve dama tahtası desenli zeminle yapılan ve dikkati çekecek şekilde 5.5 m vurgulanmıştır. Karatahtaya benzeyen tavanlar, yükselen oyun kütüphanesidir. Diğer önemli parlak renkli şekillerle süslenmiş ve kafeyi, bir unsur da gerilime dayanıklı delikli çelik çocukluk anılarını canlandıran bir ilkokul ızgaradan yapılmış olan kırmızı renk metal sınıfına dönüştürecek şekilde boyanmıştır. S tudio Liu Lubin firması, Pekin’de (Çin) Mikro evin tasarımını yaptı. Mikro ev, insanların, oturma, yatma ve ayakta durma gibi evde gerçekleştirdikleri temel hareketler için ihtiyaç duydukları asgari alan üzerinde kurulmuştur. Mikro evin formu, bir mobilya ve mimari öğeler kombinasyonu olarak görev yapacak şekilde tasarlanmıştır. Mikro ev birimi, kendi etrafında Dünyadan / Mekan Tasarım Çin, ‘en’ asgari müşterekte, Mikro Evler’de buluşuyor döndürüldüğü zaman dinlenme, çalışma, çamaşır yıkama, yemek pişirme gibi her türlü kolaylıkla kaldırılabilir ve monte edilebilir. ev faaliyetini içeren mekan da değişecektir. Nakliyede ve yer değiştirmede rahatlık olsun Mikro ev birimi, sadece tek işlevli bir oda gibi kullanılamaz, ama bir dairedeki odalar gibi gruplandırılabilir, hatta bir rezidans kümesi diye birimin büyüklüğü kontaynerin büyüklüğüne uygun olarak tasarlanmıştır. Mikro ev, bugünkü Çin’in toprak politikası oluşturulabilir. Mikro evin temel malzemesi, koşullarında insanların, kendi özel konut hafif, ama güçlü olan, plastikle güçlendirilmiş ürünlerine sahip olmasını mümkün cam elyaftır. Bu örnekte mikro ev birimi, elle kılmaktadır. 103 Dünyadan / Ürün Tasarım İş dünyasına uygun modüler tasarımlar T asarımcı Björn Meier ve Till Grosch, imalatçı Ophelis firması için ‘Doklar’ yönelik eğilim, çalışma dünyasının adı verilen modüler bir ofis mobilya sistemi hazırladılar. ‘Doklar’ adını her yerinde pek çok düzeyde verdikleri modüler bir ofis mobilya sistemi gelşitiren tasarımcılar, ürünleri ortaya çıkan bir paradigma hakkında şunları söyledi: “Bizim bakış açımıza göre ofis sadece bir iş yeri değişimini yansıtmaktadır. Temel değil, aynı zamanda bir yaşam alanıdır. Açık, merkezi olmayan ofislere yapı olarak kanepe kullanarak mobilya sistemine hafiflik kattık. Muhtelif ürünlerin bütünlüğüne olanak veren ara yüzler geliştirmek bizim için önemliydi. Örneğin lambalar ve yan sephalar, oluklu paneller yardımıyla modüllere kenetlenebiliyorlar. Böylece basit bir diş açma yoluyla mobilya adalarının tümleşik bir parçası haline geliyorlar. Dokları geliştirmekteki zorluk, berrak bir tasarım dilini takip ederken kesin hatları çizilmemiş bölgeler yaratabilen bir mobilya takımını tasarlayabilmekteydi. “ Heykel zarifliğinde rahat koltuklar Mekanlara düğme sıcaklığı Ü rün tasarımcısı Carsten Astheimer, mobilya üreticisi Gloster için Bella dinlenme salonu koltuğu ve bahçe kanapesi hazırladı. Zarif, parlak tozla kaplı aluminyum çerçeveler, gerek konsept, gerekse de uygulama bakımından saf ve benzersiz bir form meydana getirmek için şekillendirilmiş ince katmanlı tik ağacından latalarla birleştirilmiştir. Bella’nın tasarımında temel olan unsur, koltukların heykel gibi biçimlendirilmiş oturma yerleri ve şekillendirilmiş çok katmanlı tik ağacından latalardan yapılmış sırt kısmıdır. Dış mekan mobilyaları içinde benzersiz olan bu özellikler, Bella’ya üç boyutlu bir form sağlamasının yanı sıra koleksiyonu hem son derece zarif hale getiriyor, hem de son derece rahatlık sağlıyor. 104 Kanadalı tasarım ve yapım stüdyosu Arbutus+Denman Stüdyosu, Duvar Düğmelerini hazırladı. Duvar düğmeleri, iç mekanlara bir heykelin katacağı sıcaklığı vermek üzere tasarlandı. Her düğme, kendi özellikleri bakımından benzersizdir ve çeşitli büyüklükte olanları mevcuttur. Dünyadan / Ürün Tasarım Renkli cam kapsüllerle aydınlanın T asarımcı Lucia Koldova, imalatçı Brokis firması için ‘Kapsül’ adı verilen cam asma lambayı hazırladı. Asma lamba, dış kısmın iç kısmı içine aldığı iki oval cam kapsülden oluşuyor ve birbirlerine geçerek bir bütün halinde tamamlanıyorlar. Konsept, birbiri üzerine binen ve tek bir form oluşturacak şekilde birleşen iki dışbükey kapsülle görsel hale getirilmiştir. Tasarım, doğadan, hücre şekillerinden veya bitki tohumlarından esinlenildiği izlenimini veriyor. Renkli camdan iç kapsül ile berrak cam kristalden yapılan dış kısmın birleşimi, formlardan kaynaklanan heyecan verici bir gerilim yaratıyor ve üç boyutlu optik bir etki meydana getiriyor. Kapsül lamba, iki yan tarafında bulunan küçük ahşap tabanlara bağlanan tüp şeklindeki ışık kaynağıyla birlikte sabitlenmiştir. Mekanlara sıcak ve neşeli bir dokunuş İ stanbul’da oturan tasarımcı Meb Rure, yeniden kazanılmış ipekten koltuk, minder ve tabure hazırladı. Kumaş atıkları, nihai malzemelere dönüştürüldü. Bu ekolojik mobilya ailesi, Amerikan akmeşesi ile Nepal’de yeniden kazanılmış ipek ipliklerden yapılan koltuk, minder ve tabureden oluşmaktadır. Etnik kimlikten esinlenen bu tasarım, mekanlara sıcak ve neşeli bir hava getirmeyi hedefliyor. İçi süngerle doldurulan renkli ipek toplar, rahat bir oturma deneyimi sağlıyor. Nakledilirken karbon ayak izini azaltmak için ayaklar, tek elle bile kolayca sökülüp takılacak şekilde tasarlandılar. Banyolara sanatsal tasarımlar Meneghello Paolelli Associati Firmasının tasarımcıları, ArtCream için kupa bardak biçimli lavabonun tasarımını yaptılar. 106 Dünyadan / Ürün Tasarım Tasarımı Cheng-Tsung Feng tarafından hazırlanan Flow koltuğu T ayvanlı tasarımcı Cheng-Tsung Feng, el zaanatkârı Kao-Min Chen ile birlikte bamboo bir koltuk olan Flow’u hazırladı. Flow üzerine oturabileceğiniz ve tembel bir öğleden sonranın keyfini çıkarabileceğiniz bamboo bir koltuktur. Size sakinleşmiş ve rahatlamış bir ruh hali sağlayan bir bulut kadar hafif ve serbesttir. Ormanlar renkleniyor M imar Nick Croft ve Michaela Macleod, Grand-Métis’te (Quebec, Kanada’da) Uluslararası Bahçe Festivali için ‘Pink Punch’ T enstalasyonunun tasarımını yaptı. Pembe gövde, ve saklama sorununa bir çözüm Jardins de Métis/Reford Bahçelerinde 2013 108 Çok amaçlı çok işlevsel bir küp tasarımı asarımcı Till Koenneker, küçük dairelerde depolama her ağacın etrafına 10 inç yüksekliğinde sarılan, olarak ‘Canlı Kübü’ yarattı. daha sonra yere ulaşılıncaya ağacın etrafına Till Koenneker, döndürülen doğal kauçuk lateks halattan yapıldı. tasarımıyla ilgili olarak Yerde halat, ağacın dibinde 3 ila 4 feet’lik bir yarı şunları söyledi: Sandık çap oluşturacak odası olmayan bir şekilde döndürülerek daireye taşındım. Bu sarılmaya devam edilir. yüzden vinyl Küçük bir ağaç koleksiyonum, televizyonum, kümesinin diplerinin elbise ve ayakkabılarım için etrafı sarıldığı zaman, rafları olan minimalistik bir küp halat hepsini kuşatarak tasarımı hazırladım. Kübün üst her ağacın dibinde kısmında bir misafir yatağı, iç ortak oturma alanları kısmında ise malzeme meydana getirir. saklayacak bir çok yer var. Dünyadan / Ürün Tasarım Tohum merkezi için ekilebilen masa... P Çevre dostu doğal kaynaklardan üretilen ‘yumuşak lamba’ A vusturyalı tasarımcı Raine Mutsch, üretici Molto Luce hilipp von Hase, geçtiğimiz günlerde Londra Tasarım Festivali sırasında %100 Norveç’te sergilenen Spire’ın, ‘ekilebilir’ masa tasarımını yaptı. Spire, ‘ekilebilir’ masaya biçimini veren tohumdur. Ceviz ve akağaç ahşabından yapılmıştır. Alttaki kase kısım el yapımı porselendir. Bergen’de, tohumlar hakkında bilgi alabileceğiniz, tüketip takas yapabileceğiniz bir tohum merkezi için tasarlandı. Masa, ilhamını, Philipp von Hase’nin tasarımını yapıp avokoda ayçiçeği tohumu- ceviz kabuğunun dönüştürülmüş biçimi olarak hazırladığı Hundertwassers’in Baummieter ve Goldsworthys tohum heykellerinden almıştır. Gündüz enstalasyon, gece ışıl ışıl bir manzara hazırladı. Her lamba siperi, yumuşak fiber çimentodan K dökülerek elle biçimlendirilmektedir. Lamba siperleri, tasarımını yaptı. Dondurulmuş akrilik katmanlardan yapılan Fish Bellies’lerin malzemenin kalınlığının minimumda tutulmasını sağlayan büyük dirimbiçimsel formları, ilhamını, ekolojik yaşam ve üniversitenin değişik hafif dalgalı geometrileri sayesinde istikrarını öğrenci kesimleri arasındaki paralellikleri yansıtan San Marcos nehri civarındaki korumaktadır. İlk olarak Eternit tarafından geliştirilen fibre sosyal ve biyolojik çeşitlilikten almıştır. Gövdenin yarı şeffaf oluşu, gün boyunca çimento, çevre dostu olarak su ve selülöz lifi gibi doğal eteri andıran bir anatomi için fiber çimentodan yapılan bir lamba serisi amusal sanat tasarımcıları olan Joe O’Connell +Blessing Hancock Public Art, San Marcos, Texas’ta Texas State Üniversitesi’nde bir sanat entelasyonunun kaynaklardan gibi işlev görürken, üretilmektedir. geceleyin dirimsel olarak Yumuşak lamba serisi ışıldayan bir manzaraya kapsamında duvar dönüşmektedir. Bu organik lambası, barda asılı tablo, kampüste bulunan lamba ve büyük asma bu benzersiz biyolojiye ek lamba çeşitleri vardır. bir ilgi duyulmasını sağlamıştır. 110 Sergi İzlenim / CerModern - Munch ve Warhol Sergisi Munch ve Warhol: İki büyük usta, sanatseverlerin huzurunda Dr. Umut ŞUMNU [email protected] Andy Warhol, Madonna and Self Portrait with Skeleton’s Arm (After Munch), 1984, Silkscreen ink and synthetic polymer paint on canvas, 129.5 x 180.3cm, Haugar Art Museum/Sparebankstiftelsen DNB, © 2013 The Andy Warhol Foundation for the Visual Arts, Inc./Artists Rights Society (ARS), NY Edward Munch’un yüz ellinci doğum yılı anısına CerModern’de 6 Kasım’da açılan Munch ve Warhol Sergisi 29 orijinal eserden oluşuyor. Sergi 5 Ocak 2014 tarihe kadar ziyarete açık 112 E dvard Munch (1863-1944) ve Andy araya geliyor. 6 Kasım’da açılan sergi 5 Ocak Warhol (1928-1987), yirminci yüzyılın en tarihine kadar izlenebilecek. Edward üretken ve yaratıcı iki sanatçısı… Yüzyılın Munch’un yüz ellinci doğum yılı anısına başında Munch tarafından üretilmiş dört CerModern’de gerçekleştirilecek olan sergi, motif olan ‘Çığlık’ , ‘Madonna’, ‘Broş’ ve ‘İskelet Statkraft ve Statoil ana sponsorluğunda ve Kollu Otoportre’ ile Andy Warhol tarafından Norveç Büyükelçiliği’nin katkılarıyla, 1983-84 yıllarında yeniden tasarlanan ve Andy Warhol Müzesi, Munch Müzesi ve bazıları ilk kez gösterilecek olan olağanüstü koleksiyonerlerden derlenen 29 orijinal bir seri, CerModern’de açılan sergiyle bir eserden oluşuyor. üzerine bir dizi iş üretmek için sipariş Munch ve Warhol, sanat çevrelerinde biri veriliyor. Warhol, bu proje için Munch’un aşırıya kaçan dışavurumcu ve varoluşçu ‘Çığlık’, ‘Madonna’, ‘İskelet Kollu Otoportre’ yönleriyle, diğeri ise kayıtsız bir duygusallığa ve ‘Eva Mudocci’ adlı eserlerini seçiyor. sahip olması özelliğiyle biliniyor. Warhol, hayranı olduğu Munch’un Karşılaştırıldıklarında ilk bakışta sanatsal otoportre dahil birkaç işini de satın alıyor. duyarlılıklarının bir tezat oluşturduğu Galeri Bellman için üretilen on beş işin düşünülse de, yakından bakıldığında grafik tamamı büyük bir hızla muhtemelen ortak paydası üzerinden dikkat çekici İskandinav kökenli alıcılara satılıyor. Bu on benzerliklere sahip iki sanatçı oldukları beş iş içerisinden üç tanesi (Çığlık, Eva belirtiliyor. Diğer ortak yönlerine bakıldığında; Mudocci, Madonna ve İskelet Kollu Munch ve Warhol’un her ikisi de özgün Otoportre) CerModern’de sergilenecek baskıda çeşitleme ve değiştirme yoluyla eserler arasında yer alıyor. keşfettikleri temaları tekrarlayan ve deneysel baskı-resim teknikleri kullanan iki usta olarak öne çıkıyor. Yine, her iki sanatçı da baskı Warhol.The Scream (After Munch), 1984 Silkscreen ink and synthetic polymer paint on canvas, 132 x 96.5 cm, Haugar Art Museum/Sparebankstiftelsen DNB © 2013 The AndyWarhol Foundation for theVisual Arts, Inc./Artists Rights Society (ARS), NY Bazı eserler ilk kez gösterilecek 1984 yılında, daha önceki başarının üzerine sanatına stratejik olarak yaklaşıp ticari Galeri Bellman tarafından yeniden sipariş alanlarını genişletmiş olmalarıyla tanınıyor. veriliyor. Ancak, deneysel olmanın dışına Modernizm eğrisinin karşıt uçlarında çıkamayan bu proje süresince üretilen olmalarına rağmen, her iki sanatçı da çağın taslak işler, hiçbir zaman kategorize belirli temaları üzerine yoğunlaştılar: edilemiyor ve 1987’de Warhol öldükten Anksiyete ve yabancılaşma, özeleştiri, ideal sonra satılıyorlar. Her biri tek olan deneysel kadınsı güzellik ve fanilik. Her şeyin ötesinde, eserlerden kaç tane olduğu Munch ve Warhol ustaca döşedikleri yolda bilinmemektedir. CerModern’de resmin ikonik gücünü hem kendi yaşamlarını gerçekleşecek sergide bu eserlerden birkaç hem de efsanevi kimliklerini güçlendirmek tanesi görülebilecek. Sergi İzlenim / CerModern - Munch ve Warhol Sergisi Modernizm eğrisinin karşıt uçları Munch Warhol sergisi, Edward Munch’un için kullandılar. doğumunun yüz ellinci yılı anısına sadece CerModern’de sergilenmek amacıyla Büyük sanatçıların sonraki kuşaklara etkisi 1983 yılında, Andy Warhol’a Galleri Bellman tarafından Edward Munch’un eserleri William John Kennedy,Warhol Holding Marilyn Acetate I, 1964 Gelatin silver print, © William John Kennedy., Photo Courtesy of Kiwi Arts Group, Miami NewYork’lu iki sıradışı kürator Dr Patricia G. Berman ve Pari Stave tarafından derlendi. 113 Sergi İzlenim / Galeri Nev Yeni Sezonda Nejad Devrim’i Ağırlıyor 114 Galeri Nev yeni sezonda Nejad Dervim’i ağırlıyor 53.Versay İçin Etüd, 1952- 1955, Tuval üzerine yağlıboya, 35.5x 45.5 cm. 1.Maria Devrim’in Portresi, 1952- 1955, Tuval üzerine yağlıboya, 73x 60 cm. G ilk kez Türkçe’ye çevriliyor. adını, Nejad’ın, Dada akımının ikonik yazarı İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne kurucu üyeliğini ve başkanlığını yapan Tristan Tzara ile birlikte gerçekleştirdiği 1955 giren Devrim, Léopold Lévy’nin önce devrim, bildirilerini kaleme aldı. Sanat tarihli şiir kitabı ‘Zaman Doğarken/Le Temps öğrencisi, sonra asistanı oldu. Yeniler seyahatlerine 1985 yılında son vererek Naissant’den alıyor. Sanatçının geçtiğimiz ay Grubu’nun kurucu üyeleri arasında yer alan Polonya’nın güneyindeki Nowy-Sacz kentinde doksanıncı yaşını dolduran eşi Maria Devrim, Nejad Devrim, 1946’da Paris’e yerleşti. 1950’de inzivaya çekilen Nejad Devrim 1995 yılında kendi koleksiyonundan seçilen ve daha önce Hartung, Soulages, de Staël gibi sanatçıların Nowy-Sacz’da öldü. sergilenmemiş eserlerden oluşacak serginin eserlerinin sergilendiği Paris’teki Galerie Lydia açılışı için Türkiye’yedeydi. Sergi vesilesiyle, Conti’de kişisel sergisi açıldı. Aynı yıl Nejad, Aralık ayında sergilenen Nejad Devrim’in, Nejad’ın Tzara için desenlediği ‘Le Temps Leo Castelli’nin eserlerini New York’ta Türkiye’de Galeri Nev tarafından temsil Naissant’ ile, 1960’da gerçeküstücü Fransız sergilemek üzere seçtiği ‘Paris Okulu’ edilmesinin yirminci yılında açılacak olan şiirinin en önemli adlarından Paul Eluard için ressamları arasında yer alan Devrim’in eserleri ‘Zaman Doğarken’, 7 Aralık 2014 tarihine desenlediği ‘Sens de tous les instants’ kitapları daha sonra Galerie Charpentier’de her yıl izlenebilecek. www.galerinev.com aleri Nev, 2013-2014 sergi sezonuna Nejad Devrim ile devam ediyor. Sergi Nejad Devrim (1923, İstanbul) 1941 yılında düzenli olarak açılan Paris Okulu sergilerinde izlendi. 1952 yılında Salon d’Octobre’un Ankara Galeri Nev’de eserleri ilk kez 1993 Organik / Organik Giyim Biz Büyüdük ve Kirlendi Dünya Haberler... Haberler... Hazırlayan: Fulya NANBA [email protected] ORGANİK GİYİM Merhaba, B u sayıda ekolojik yaşam sayfasında daha önce değinmediğimiz bir konudan bahsedeceğiz. Kıyafetlerimizden. Organik giyim, üretimi ve boyanması sırasında hiçbir kimyasal kullanılmayan kumaşlardan dokunan kıyafetleri anlatıyor. Dünyada organik giyim genellikle pamuk, bambu, kenevir gibi bitkilerin liflerinden Kumaşlar ya organik boyalar kullanılarak üretiliyor. Şimdi özellikle kenevir bitkisi üzerinde boyanıyor veya daha da iyisi doğal hallerinde duracağız çünkü ülkemizde üretimi yasak olan ve kalıyorlar. Bazen farklı tonlar elde etmek için kullanımı pek yaygın olmayan kenevir bitkisi en kumaşları deniz tuzu ile solduruyorlar ve bu da doğal yetişen bitkilerden biri. Yaydığı koku son derece doğal bir görünüm sunuyor. nedeniyle böcek gelmeyen kenevir, bu sayede hiçbir kimyasal kullanımı gerektirmiyor. Besin değeri çok yüksek olan kenevir Her türlü kumaşta, iç giyimde, bebek kıyafetlerinde, bezlerinde, çarsaf takımları, yatak, perde, halı, koltuk kılıfı yapımında tohumları için fazladan gübre ve hormon kullanılıyorlar. Çoğunlukla dokuma ihtiyacı yok. tezgahlarında dokundukları için el emeğine Sizi güneş ışınlarından koruyan, halat, yelken, tuval yapımında kullanılan ve çok güçlü katkı konusunda çok değerliler. Hiçbir kimsayal madde içermedikleri liflere sahip olan kenevirden yapılan giysilerinizi sebebiyle, atialerjik özellikleri ile de sağlığınızın gönül rahatlığıyla torunlarınıza bırakabilirsiniz. dostu organik giyim dikkatinizi ve ilginizi Nefes aldığı için terlemeyi önleyici özelliğe sahip olan kenevir yıkandıkça yumuşuyor ve 116 parlaklaşıyor, sizinle birlikte yaşıyor, kısaca. fazlasıyla hakediyor. Sağlıkla kalın... • GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ’nde güneşin zararlı ışınlarından koruyan organik pamuktan giysi üretildi. Proje kapsamında Türkiye’de pamuk araştırma enstitüleri tarafından çaprazlama yöntemiyle geliştirilen doğal renkli pamukların tekstil sektörünün kullanımına hazır olup olmadığının incelendiğini ifade eden Prof. Dr. Kireçci, Elde edilen kumaşların fiziksel ve konfor testleri sonrasında gelinen noktanın bu pamukların tekstil sektöründe rahatlıkla kullanılabileceği ve önemli avantajlar sağlayacağı yönünde olduğunu söyledi. Pamuklardan elde edilecek giysilerin üretimi sırasında ağartma, boyama ve yıkama gibi kimyasal işlem uygulanmayacağı için işçilik maliyetleri aşağı çekilerek çevre ve su kirliliğinin önüne geçilebilinecek. • HÜYÜK’TE ORGANİK TARIM VE LOJİSTİK MERKEZİ KURULACAK; Konya İl Genel Meclisi, Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun çalışmalarıyla kadın ve engellilerin istihdamını masaya yatırdı. Kadınların organik çilek yetiştiriciliğinde önemli yol kat ettikleri belirtilen toplantıda, bölgenin Organik Tarım ve Lojistik Merkezi’ne ihtiyaç duyduğu vurgulandı. Kadın istihdamında önemli mesafenin katedildiğinin altı çizilirken, engellilerin istihdamı için yapılması gerekenler ve çözümleri tartışıldı. Toplantıda, KadınErkek Fırsat Eşitliği Komisyonu raporu kabul edilirken, Hüyük’e Organik Tarım ve Lojistik Merkezi kurulması kararı alındı. Bir Mekan / Pera Palace Hotel Jumeirah - Pattiesserie de Pera 118 121 YILLIK EFSANE Pattisserie de Pera’nın dekorasyonu yenilendi 1 9. yüzyıla dayanan zengin tarihiyle 121 yıldır misafirlerine hizmet veren Pera Palace Hotel Jumeirah’nın efsanevi pastanesi Patisserie de Pera, yenilenen dekorasyonuyla göz kamaştırıyor. ‘Dekorasyon Kraliçesi’ olarak bilinen Anouska Hempel tarafından baştan yaratılan pastanenin lezzetleri de yenilendi. Zengin tarihi ve imza attığı ilklerle İstanbul’un en önemli simgelerinden olan ülkemizin ilk uluslararası oteli Pera Palace Hotel Jumeirah’nın içinde, kuruluşundan bu yana hizmet veren Patisserie de Pera, dekorasyon kraliçesi olarak anılan ünlü içmimar Anouska Hempel’in tasarım anlayışıyla yeniden yorumlandı. Anouska Hempel’in; kendisini 100 yılı aşkın süredir pastaneyi ziyaret eden misafirlerin yerine koyarak, köklü tarihini hissederek yaptığı tasarımlar, Patisserie de Pera’yı bozulmayan ancak tazelenen dokusuyla kalbi çok daha sağlıklı atan bir lezzet mekanı haline getirdi. Patisserie de Pera’nın kendisi gibi lezzetleri de baştan yaratıldı. Kahveli, çilekli, vanilyalı makaronlar, ev yapımı çikolatalar; farklı reçetelerle hazırlanan ekler, opera kek, Parist Brest gibi eşsiz Fransız lezzetlerinin hakim olduğu pastalar Fransız geleneğinden gelen 121 yıllık deneyimle servis ediliyor. ‘Dekorasyon Kraliçesi’’ olarak bilinen Anouska Hempel tarafından baştan yaratılan Pera Palace Hotel Jumeirah’ın lezzetleri de yenilendi. Gezi / Urfa Nereye ? m Gideli Medeniyetlerin beşiği Urfa Kale kalıntıları A nadolu, medeniyetlerin beşiğidir derler, Urfa da medeniyet tarihinin en önemli şehridir. Tarihi, Paleolotik çağa kadar uzadığı bilinen Urfa bölgesi; Sümer, Akat, Hitit, Babil, Kalde, Hurri, Mitanni, Aram, Asur, Med ve Pers Makedonya, Roma ve Bizans medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Hristiyanlar için Urfa kutsal şehir kabul edilir. Zira, Osroane kralı Abgar Ukomo’nun dünyada Hristiyanlığı kabul eden ilk kral olduğu, Hz. İsa ile mektuplaştığı ve Hz. İsa’nın dinini yapmak üzere Urfa’ya çağırdığı bu davet üzerine Hz. İsa yüzünü sildiği mendile çıkan mucizevi resmini ve Urfa’yı kutsandığı dair mektubunu Abgar Ukomo’ya göndermiştir. Urfa’ya gidip, Urfa Kalesi’ni, müzeleri, camileri mutlaka görün deriz. Fakat, Halepli Bahçe Mozaikleri, Ayn Zeliha Gölü, Mevlid-i Halil Mağarası, Hüseyniye Çarşıları (Bakırcılar Çarşısı), Kazaz Pazarı, Gümrük Hanı, Dabakhane, Meclis Evi, Mevlevihane Camii, Tarihi Urfa Sokakları, Deyr Yakup Manastırı’nı görmeden dönerseniz kendinizi Urfa’yı görmüş saymayın... Bakırcılar Çarşısı Göbeklitepe Höyüğü Şanlıurfa’ya 20 km uzaklıkta, Örencik köyü yakınlarındaki Göbeklitepe Höyüğü bir tepenin üzerine kurulu. Yapılan kazılar sonucu, höyüğün, Cilalı Taş devrinden günümüze kalmış dünyanın bilinen en eski dini yapılar topluluğu olduğu ortaya çıktı. Göbeklitepe, arkeoloji dünyasının en büyük keşiflerinden 120 biri, çünkü daha şehir hayatına geçmemiş olduğu düşünülen avcıtoplayıcı toplumların tapınak inşa etmiş olduğunu gösteren ilk örnek. BBC’de yayınlanan ‘How Art Made The World2’ belgeseline göre, Göbeklitepe’de, yabani buğday ilk kez kullanılmış, tarihin bilinen ilk buğday ekimi ve ilk çiftçilik burada başlamıştır. Tüm bunlar Göbeklitepe’yi görülmesi elzem yerlerden biri yapmaya yeter. Gezi / Urfa Balıklı Göl / Halil’ür Rahman Gölü Balıklıgöl, (Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri) Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alan bu iki göl, İbrahim Peygamberin ateşe atıldığında düştüğü yer olarak bilinir. İbrahim Peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye, tek tanrı fikrini savunmaya başlayınca, Nemrut tarafından bugünkü kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Bu sırada Allah tarafından ateşe "Ey ateş, İbrahim'e karşı serin ve selamet ol” emri verilir. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşür. İbrahim bir gül bahçesinin içerisine sağ olarak düşer. İbrahim'in düştüğü yer Halil-ür Rahman gölüdür. Rivayete göre Nemrut'un kızı Zeliha da İbrahim'e inandığından kendisini onun peşinden ateşe atar. Zeliha'nın düştüğü yerde de Aynzeliha Gölü oluşmuştur. Her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edildiği için korunur ve yenilmez. Amazon Kraliçesi'nin at sırtında resmedildiği Halepli Bahçe mozaiği. Urfa’nın tarihi evleri. Kazancı Bedii’nin bulunduğu sıra gecelerine katılma şansını yitirdiyseniz de bir sıra gecesine mutlaka katılmalısınız... Halil’ür Rahman Gölü (Balıklı göl) 121 Gezi / Urfa - Harran Ovası Harran, yolların kesişme noktası Sümerce Kesişen Yollar anlamına gelen Harran’ın tarihi 9000 yıl öncesine dayanıyor. Dönemin en güzel sanat eserlerinin burada yetiştiğini, dünyanın ilk üniversitesinin burada kurulduğunu düşündüğümüzde, medeniyetin beşiği Harran’ın bugün geldiği durum ‘medeniyet’in bir hediyesi olmalı bu topraklara... Kubbeli, Külahlı, Kümbet evler, Arı kovanı, Konik Kubbeli Kare veya kareye yakın taş temel üzerine 40-45 dizi tuğla ile örülü Harran evleriyle ünlüdür. Yanyana getirilen Kubbeler içerden kemelerle birbirine bağlanıyor ve yaşam alanları oluşturuluyor. Yerden yüksekliği 5 metreye varabilen bu evlerin tek penceresi koninin tepesindeki delikten ibaret. Bu delik, hem havalandırma, hem de ışık ve baca görevi görür. Yazın serin, kışın sıcak olan bu evler 150-200 yıl önce yapılmıştır. Harran Kalesi, Bazda Mağaraları, Şuayip Şehri, dünyanın ilk üniversitesi kalıntıları görmeden geçemeyeceğiniz yerlerdir. Harran 122 Nereyi Gezelim? Gezi / Hotel el Ruha Hotel el Ruha T aşların hüküm sürdüğü ve geleneksel mimari dokunun yaşatıldığı Şanlıurfa tarihi kent merkezinde, Balıklıgöl'ün yanında yer alan Hotel ElRuha, 2005 yılından beri hizmet veriyor. Geleneksel Urfa mimarisi tarzında, Urfa taşından yapılan otel taş bezemelerinin yanı sıra, konumu ve mimarisiyle saray görünümünde. Misafirlerin rahatı ve konforu için her türlü ayrıntının düşünüldüğü yatak odalarında Balıklıgöl ve kale manzarasıyla tarihe tanıklık edebiliyorsunuz. Otelin seçkin restoranlarında yöresel ve dünya lezzetlerini bulmanız mümkün. Hotel El-Ruha, Şanlıurfa'ya gelen misafirlere ev sahipliği yaparak, Hz. İbrahim'den gelen ‘tarihi Urfa misafirperverliği’ni en güzel şekilde sunuyor Halepli Bahçe, Balıklıgöl ve Kale manzaralı ter akşam yemekleri için key asları ve Dam Restaurant ifli mekânlar. Ner kala ede lım Doğal ve tarihi 2 mağaranın biri ‘inn kafe’olarak hizmet veriyor. Diğer mağarada ise pastane ve restaurant hizmetinin yanı sıra urfa sıra geceleri yapılıyor. Otelde bedensel engelliler için düzenlenmiş odalar bulunuyor. 123 Gezi / Çardaklı Köşk Çardaklı Köşk Nerede, Ne Yiyelim? B alıklıgöl ve Urfa Kalesi manzarasıyla misafirlerine unutamayacağı anlar yaşatan Çardaklı Köşk’te her gece sırageceleri düzenleniyor. Köşk, yaklaşık 200 yıllık bir geçmişe sahip. Zaman içerisinde farklı amaçlara hizmet eden mekan aslına uygun olarak korunmuş. 1999’dan itibaren restoran olarak hizmet veren köşk, ISO tarafından verilen kalite ve hijyen kapsamındaki belgeye sahip. Dileyen müşteriler, misafirleri için anlaşmalı otelleriyle konaklama hizmeti sunuyor. Profesyonel saz ekibiyle Urfa kültürünü yakından tanıma fırsatı yakalayacağınız mekanda Urfa mutfağının eşsiz lezzetlerini bulmanız mümkün. Tarihi en az Urfa kadar eski olan çiğköfte, mırra, künefe ve Urfa’nın şıllık tatlısı tatlı zevkinizi değiştirecek... 124 Mesleki Yayın / Kitap Mesleki Yayınlar SANAT OKULUNDA ÖĞRENİLECEK 101 ŞEY BİR GÖRSEL İLETİŞİM PLATFORMU OLARAK MEKAN SANATA ilgi duyan okurların elinden GRAFİK tasarım, doğasında barındırdığı düşüremeyeceği kitap, tüm sanat dallarını kuşatan ortak bir duyguyla, sanatın disiplinleri bir araya getiren yapısıyla, görsel yapılabilirliğine ve bir sanatçı gibi düşünmenin iletişime olan gereksinimin artmasına ve buna ince ayrımlarına dair yazılmış özlü yönelik teknolojilerin gelişmesine paralel olarak açıklamalardan oluşuyor. Yazarın imzasını taşıyan ve sol sayfalara yerleştirilmiş tarihsel ve güncel sanat yapıtlarından illüstrasyonlardan oluşan kitap, soyut ilkeler ve hazır çözümler YEM Yayın Yazar: Kit White Çeviren: Volkan Atmaca 224 sf. oluşturmuştur. Mekân ve grafik tasarım ilişkisi de Yayınevi:YEM Yayın bu oluşumlardan biridir. Kitap, bütün bu Yazar: Melike Taşçıoğlu alanların görsel iletişimde oluşturduğu ortak yerine, öğrencilerin sanat öğrenimleri süresince zemini grafik dil üzerinden sorguluyor; tasarımın yaşadıkları sorunları göğüslemelerine yardımcı yaratıcı ve farklılaştırıcı rolünü, mekân çatısı olacak basit ve pratik öneriler yer alıyor. altında, grafik tasarımcı gözüyle ortaya koyuyor. PROJELER / YAPILAR 2 OFİSLER ‘PROJELER/YAPILAR” dizisinin ikinci kitabı Yayınevi: YEM Yayın Baskı Tarihi: Mart 2013 Dil: Türkçe 176 sf. 500’e yakın çizim ve renkli fotoğraf. 126 dallanmış ve yepyeni açılımlara temel Dil: Türkçe 184 sf. ÇAĞDAŞ KONUT MİMARİSİNDEN DETAYLAR ÇAĞDAŞ Konut Mimarisinden Detaylar, son “Ofisler”, Türkiye’den ve dünyadan önemli yıllarda detaylarla ilgili ön plana çıkan eğilimlerin mimarların seçkin ofis ve yönetim yapısı bir derlemesini sunarak, konut mimarisinin projelerinden oluşan bir derlemedir. Kitapta, son 4 gelişimindeki detayların teknik ve estetik önemi yılda, 26 mimar/mimarlık grubu tarafından hakkında değerlendirme olanağı sağlıyor. Türkiye’nin ve dünyanın 11 şehrinde Dünyanın önde gelen mimarlarından gerçekleştirilen 32 yönetim yapısı ile ofisin birçoğunun ürünlerini içeren kitap, yakın tasarımları sunuluyor. Kitapta bulunan yapılar ve iç dönemde inşa edilmiş ellinin üzerinde evi, temel mekân tasarımları, özel çekilmiş renkli fotoğraflar, yapı malzemelerine göre ayrılmış olan altı vaziyet ve kat planları, kesitler, görünüşler ile bölümde inceleniyor: beton, cam, taş, çelik, aksonometrik çizimlerin yanısıra projeyi anlatan ahşap ve alternatif malzemeler. 200'ün üzerinde açıklama metinleriyle veriliyor. renkli fotoğraf, 800'ün üzerinde çizim. Yayınevi: YEM Yayın Yazar: Virginia Mcleod Çev: Tuğçe Selin Tağmat 240 sf. Yurt içi fuarlar Yurt dışı fuarlar Kapı İstanbul 8. Uluslararası Kapı Fuarı Ülke – Şehir: Türkiye – İstanbul – IFM Fuar Tarihleri: 16.1.2014 – 19.1.2014 Organizatör: Demos Fuarcılık Web: www.demosfuar.com.tr DelhiInteriors 2013 Mobilya, Dekorasyon, Mutfak banyo, Ahşap ve Kaplama Fuarı Ülke – Şehir: Hindistan- Yeni Delhi Fuar Tarihleri: 5.12.2013 - 8.12.2013 Organizatör: ITEI Web: www.delhi-interiors.com Kapı İstanbul 3. Kapak, Profil ve Raydolap Fuarı Ülke – Şehir: Türkiye – İstanbul – IFM Fuar Tarihleri: 16.1.2014 – 19.1.2014 Organizatör: Demos Fuarcılık Web: www.demosfuar.com.tr HEIMTEXTIL Uluslararası Ev Tekstil Fuarı Ülke – Şehir: Almanya - Frankfurt Fuar Tarihleri: 8.1.2014 - 11.1.2014 Organizatör: Messe Frankfurt Web: www.heimtextil.messefrankfurt.com/frankfurt/en/home.html Yenilenebilir Enerji 2013 Yenilenebilir Enerji Fuarı Ülke – Şehir: Türkiye – Yeşilköy – IFM Fuar Tarihleri: 5.12.2013 – 8.12.2013 Organizatör: CNR Expo Web: www.yenilenebilirenerjifuari.com IMM / Möbelmesse Uluslararası Mobilya Fuarı, Döşenmiş Mobilyalar Ülke – Şehir: Almanya- Köln Fuar Tarihleri: 13.1.2014 – 19.1.2014 Organizatör: Koeln Messe Web: www.imm-cologne.de Enerji Verimliliği 5. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı Ülke – Şehir: Türkiye – Yeşilköy – WOW Fuar Tarihleri: 8.1.2014 – 11.1.2014 Organizatör: Expotim Web: www.expotim.com Meuble Paris Mobilya Fuarı Ülke – Şehir: Fransa - Paris Fuar Tarihleri: 24.1. 2014 – 28.1. 2014 Organizatör: Salondumeuble Web: www.salondumeuble.com 5. Dossodossi Moda Gösteri Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri ve Kumaş Fuarı Ülke – Şehir: Türkiye – Antalya Fuar Tarihleri: 8.1.2014 – 13.1.2014 Organizatör: Dossodossi Fuar Web: www.dossidossi.com.tr StonExpo/Mamomacc Americas Mermer ve Doğal Taş Fuarı Ülke – Şehir: ABD- Las Vegas Fuar Tarihleri: 27.1. 2014 – 30.1. 2014 Organizatör: Hanley Wood Web: www.stonexpo.com/attendee/show-info.aspx Fuar Takvimi / Yurt içi - Yurt dışı Fuar Takvimi 127 Kültür Sanat / Tiyatro Müzikalin ‘direniş’ hali Talimhane sahnesinde Sevda ŞANLI G eçen sayımızda yeni sezon tanıtımları arasında yer verdiğimiz Talimhane Tiyatrosu’nun gezi direnişini anlatan Taksim Meydanı Müzikali’ni seyretme imkanı bulduk. Her ne kadar çıkış noktası gezi direnişi olsa da müzikal, birçok hikayeyi direniş paydasında birleştiriyor. Müzikalin merkezine daha başında tanışma fırsatı bulduğumuz bir seks işçisi ve sendika başkanı yerleşiyor. Gözaltına alınan bu ikilinin yanı sıra yine yanlışlıkla içeri alınan; imam, doktor ve ressam karakterleri de ekleniyor. Her biri kendi bakış açılarından Direnişçinin sahneye girdiği andan versiyonunun epey eğlenceli olduğunu dertlerini polise anlatmaya çalışırlarken, itibaren adeta gezi ruhu talimhane söylemek mümkün; keza Nazan Öncel aynı zamanda ülkede gezi öncesi ve gezi sahnesinde yeniden canlanıyor. Gezi tarafından bestelenen ‘Güya’ şarkısında da devamında yaşananların ‘siyasi portesi’ de tweet’lerinden, Çarşı’ya, Vali’nin ve oyuncular başarılı bir performans birkez daha çizilmiş oluyor. Başbakan’ın sözlerinden, sloganlara kadar sergiliyorlar. Müzikalin özgün şarkıları da gezi direnişinde yaşananlar tekrar seyirciyi etkisi altına alıyor. Mehmet Ergen, hatırlanıyor. her zaman olduğu gibi yine cesur Gezi ruhu Talimhane sahnesinde 128 Zaman zaman geçişler arasında tempo Müzikalin şarkıları da metni gibi bir düşüklüğü olmasına rağmen karakterler hafta sonunda Mehmet Ergen tarafından oyuncular tarafından titizlikle işlenmiş ve yazılmış, sadece iki tanesi direniş sırasında sahneye aktarılmış. Özellikle direnişçi ve sonrasında ortaya çıkan şarkılardan birlikte duygusal bir finale imza atan karakteri müzikale dinamizm katıyor; oluşuyor. Bunlardan birtanesi Boğaziçi Caz oyunu, önümüzdeki sezon boyunca gözlemlediğimiz kadarıyla en yoğun Korosu tarafından uyarlanan ‘Çapulcu Talimhane Tiyatrosu Blackout sahnesinde reaksiyonlar da bu andan itibaren başlıyor. Musun Vay Vay’ şarkısı. Şarkının Talimhane seyretmeniz mümkün. söylemlerle eleştiri oklarını hedefine doğrultuyor. Gezi direnişinde ölenlerin anılmasıyla Kültür Sanat / Müzik Hazırlayan: Sevda ŞANLI Çello’nun starları PSM sahnesinde K ısa sürede ünleri dünyaya yayılan genç Hırvat çellistler Luka Sulic ve Stjepan Hauser 27 Aralık’ta ilk kez Türkiye’deki dinleyicileriyle buluşacak. Çelloyu yeni bir seviyeye taşımak ve müziğin farklı tarzları arasındaki sınırları ortadan kaldırmak için alışılmışın dışında bir şey yapmaya karar vererek çocukluklarından beri hayranlık duydukları Michael Jackson'ın "Smooth Criminal" şarkısını çellolarıyla çalan müzisyenler, kendilerini bile hayrete düşüren bu muhteşem performansı tüm dünyayla paylaşmak ister, videoya kaydedip internette yayınlarlar. İşte ne olursa o andan sonra olur. Bu dahi ikili yani 2CELLOS kısa süre içinde milyonlarca hayran kazanır. Sony Masterworks 2CELLOS ile sözleşme yapar ve Elton John'un dünya turnesine katılmaları için onlara davetiye gönderir. Yaptıkları müzik o kadar beğenilir ve ilgi görür ki dünyada izlenme rekorları kıran TV şovlarına konuk olurlar. Son olarak Red Hot Chili Peppers ile benzersiz bir şova imza atan 2CELLOS, ilk kez Aralık ayında İstanbul'da Zorlu Center Performans Sanatları Merkezi’nin konuğu olacak. "Welcome to the Jungle", "Hurt", "Highway to Hell" ve "Viva la Vida" gibi şarkıları bir de onlardan dinlemek için, biletlerinizi zolucenterpsm.com adresinden temin edebilirsiniz. 2CELLOS 27 ARALIK 2013 / 21.00 ZORLU CENTER PSM Borusan’la klasik müziğe devam K ariyeri boyunca Benjamin Britten, Peter Sears, Rudolf Serkin ve Pablo Casals gibi dev isimlerle çalışmış olan efsanevi piyanist Murray Perahia, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde bir kez daha İstanbullu dinleyenleri ile buluşacak. BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI 16 OCAK 2014 / 20.00 LÜTFİ KIRDAR ANADOLU AUDİTORİUM Sascha Goetzel: Şef Murray Perahia: Piyano Schumann: Piyano Konçertosu, La minör, Op. 54 Schreker: Vorspiel zu einem Drama Tüzün: Çeşmebaşı Erkin: Senfonik Bölüm Saint-Saëns: Samson ve Delilah’dan “Bacchanalle” Deneyimi ve müzikalitesini özenle seçtiği repertuarı ile birleştiren sanatçı, Schumann’ın piyano edebiyatına kattığı tek konçertosunu seslendirecek. Programda aynı zamanda Ferit Tüzün ve Ulvi Cemal Erkin’in bestelerinin de yer alacağı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, böylelikle Türk bestecilerin yapıtlarını dünyaya duyurma misyonunu sürdürmeye de devam edecek. 129 Kültür Sanat / Kitap Esra KARATAŞ S evgili dostum Marcel Proust, ruhu da bedeni kadar naif dostum benim. O’na dostum Yeni çıkan kitaplar Kızın İtirafı’bölümlerinde anlattığı tam da budur. Hazlar ve Günler “Hiç kuşkusuz, bireyler arasındaki dostluk hava diyeceğim çünkü Marcel, okuyanın ya en yakın cıvadır ve okumak en iyi dostluk biçimidir” diyen dostu olur, ya da hiçbir şeyi... Dolayısıyla, Roza Marcel’in ‘Hazlar ve Günler’de Olivian’a verdiği Hakmen çevirisiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan öğütler onun yaşam biçiminin açık bir tarifidir. “...Seyahatte arabalar sizi hayalinizin çabucak ‘Hazlar ve Günler’i raflarda eski bir dostumu görmek kadar heyecanlandırdı beni. Kitap, götürebileceği yerlere daha yavaş götürür. Deniz Marcel’in 20’li yaşlarında yazdığı denemelerden kıyısında olmak için gözlerinizi kapamanız yeterli...” Hayatı yaşamaktansa onun hayalini oluşuyor.‘Hazlar ve Günler’de Marcel’in resmini çizdiği karakterlerin hepsi Kayıp Zamanın İzinde’nin bahsettiği kitap, mensup olduğu kurmayı tercih eden Porust, yaşamının önemli habercisi gibi... ‘sosyete hayatı’na getirilmiş, bir bölümünü yatağa bağlı olarak geçirdi. 23 eleştirel bir bakıştır. Marcel’in yaşında yazdığı ‘Hazlar ve Günler’de genç tasvir ettim. Dolayısıyla iyiliği hedeflemeyecek Hazlar ve Günler’de çizdiği Marcel’in müthiş gözlem gücü, insan ruhunu kadar zayıf, kötülüğü tam tadına varamayacak karakterler sosyeteye dahil kadar asil olan ve ızdıraptan başka şey tanımayan olduklarında silikleşirler. Doğadan bu insanlardan bu küçük denemeleri arıtacak kadar kopan insan şehir ve sosyete samimi bir merhametle söz ettim”diyerek hayatına girdiğinde kaçınılmaz bir Önsözde,“Vicdanı hassas kişilerde ahlaksızlığı çözümlemedeki ustalığını görürsünüz. Proust dostunuz olabilir mi bilemiyoruz Hazlar ve Günler st ou Pr l ce ar M Yazar: ama ‘Hazlar ve Günler’onunla arkadaş Hakmen Çeviren: Roza s. 7 olabilmeniz için iyi bir başlangıç olabilir... , 16 Yapı Kredi Yay. Venüs Bir Aile Tarihçesi, Bir Yaşamöyküsü Goethe Öleyazıyor E Ü Şebnem İşigüzel İletişim Yay., 240 sf. 130 şekilde bayağılaşır. Kitabın,‘Violante’ya da‘Bir Genç zerine II. Abdülhamit’in gölgesi düşmüş, tedirginlikle dalgalanan İstanbul’da karşılıyor bizi Venüs. Önce doğuyla batının tam ortasında, Boğaz suları üzerindeki bir sandalda gözlerini dünyaya açan kahramanımızla tanışıyoruz. Köle avcılarının kol gezdiği Mısır’dan 1589’ın büyülü İstanbul’una ve esrarlı saray hayatına duman gibi süzülüyoruz. Kahramanların kendi kafalarına göre çalıp oynadıkları, coşku dolu, müzikal bir roman bu. İşigüzel en iyimser romanını kaleme alarak okurunu bir kez daha şaşırtıyor. Thomas Bernhard Çeviri: Fatih Özgüven YKY, 64 sf. debi öfkenin çocuksuz babalarından Thomas Bernhard, yapıtında ana izleği olan yalnızlık, anne babaya duyulan nefret ve ülkesi Avusturya ile aşk-nefret ilişkisini Goethe Öleyazıyor'da da aynı ısrar, dirençle işliyor. Kitapta, Bernhard'ın belirli bir dönemde yazdığı (İlk olarak seksenli yılların başında gazetelerde yayımlanan), eskiyi ve yeniyi buluşturan, bize epey tanıdık gelen dört öykü, başka bir deyişle bildik hikâyeler yer alıyor. Kültür Sanat / Sinema SİNEMA TARİHİNE ADINI YAZDIRAN FİLMLER Rebecca / Alfred Hitchcock Yönetmen:Alfred Hitchcock, Oyuncular : Laurence Olivier, Joan Fontaine, Judith Anderson, George Sanders. Senaryo: Joan Harrison, Robert E. Sherwood Müzik:Franz Waxman Soğuk Bir huzursuzluk filmi: Rebecca G üney Fransa, güneş içimizi ısıtıyor. Yüksek sosyete mensubu bir hanımın hizmetçiliğini yapan ‘genç kız’, film boyunca ‘genç kız’ın adı olmayacaktır, kaderinin burada değişeceğinden habersiz sosyetenin tanınmış simalarından Mr. de Winter’la tanışır. Winter’ın, trajik bir bot kazasında boğularak ölen eşi Rebecca’nın hikayesini yanında çalıştığı hanımdan dinleyen ‘genç kız’ kısa sürede şakaklarına ak düşmüş, hüzünlü ve gizemli Mr. de Winter’ı tanımaya başladıkça, filmin psikolojik ekseni polisiye bir hal alır. Manderley, yeni hanımına kucak açmayacağı gibi, Rebecca’nın hayaleti ve onun sadık hizmetkarı Ms. Danver film boyunca ‘genç kız’ı huzursuz edecektir. Yönetmenin François Truffaut ile söyleşisinden edindiğimiz bilgiye göre, genç kızın Ms. Danver’la olan huzursuz ilişkisi, Hitchcock’un çalışmalarına getirdiği bir havasıyla Mr. de Winter’e aşık olur. Winter ise kendisini yeniliktir ve yönetmen bu yeniliği sonraki güneşli günlere taşıyacağını hissettiği bu gencecik insana çalışmalarında kullanmayı ihmal etmez. kapılmakta geç kalmaz. Klasik bir aşk hikayesinin parçası Hitchcock, ilk kez bu filminde gerilim unsurunu kişiliklerin olduğunu sanan bu aşkın aktörleri yanıldıklarını fena halde çatışmaları içine rastgele serpiştirerek verdiğini söyler. anlayacaktır. Hitchcock filmlerinin usta izleyicileri ise hiçbir Hitchcock, filmlerinin çoğunu Daphne du Maurier’in şeyin göründüğü gibi olmayacağını bildiği için, kimlerin işin romanında keşfettiği psikolojik katkılarla zenginleştirir. içinde olduğunu bulmaya çalışacaktır şüphesiz. Güney Klasik Hitchcock filmlerinden farklı olarak içinde mizahı Fransa’yı arkamızda bırakıp karanlık, kasvetli Manderley barındırmayan, uzun ve dramatik bir öyküsü olan film izlenmeyi hakeden başyapıtlardan biri. Esra KARATAŞ Şatosu’na doğru kahramanlarımızla birlikte yola çıkarız. Yönetmen-Senaryo: Uğur Yücel Oyuncular: Cenk Medet Alibeyoğlu, Rıfat Şungar, Valeria Skorokhodova, Yulia Vanyukova, Yulia Erenler, Şebnem Bozoklu, Ezgi Mola, Rıza Sönmez, Doğan Alibeyoğlu Gösterim Tarihi: 13 Aralık 2014 Kusursuzlar Yönetmen: Ramin Matin Senaryo: Emine Yıldırım Oyuncular: Esra Bezen Bilgin, İpek Türktan Kaynak, İbrahim Selim, Mehmet Ali Nuroğlu, Suna Selen, Bertrand Glosset Gösterim Tarihi: 3 Ocak 2014 131