medya okuryazarlığı ve eğitimi - Erciyes Üniversitesi Akademik Bilgi

Transkript

medya okuryazarlığı ve eğitimi - Erciyes Üniversitesi Akademik Bilgi
1. Basım
MEDYA OKURYAZARLIĞI
VE EĞİTİMİ
Dr. İbrahim E. BİLİCİ
•
NDBEL
AKADEMİK
YAYlNCIUK
EGİTİM DANIŞMANLIK TİC. ŞTİ.
LTO.
YAYIN NO.: 936
İletişim No.: 32
ISBN : 978-605-133-839-2
© 1. Basım, Eylül 2014
MEDYA OKURYAZARLIGI VE EGİTİMİ
Dr. İbrahim E. BİLİCİ
Copyright 2014, NOBEL AKADEMİK YAYINCILIK EGİTİM DANIŞMANLIK TİC. LTO. ŞTİ. SERTİFİKA NO.: 20779
Bu baskının biitü11 haklan Nobel Akademik Yayıncılık Eğitim Danışmanlık Tic. Lıd. Şti. ne aittir. Yayıne vinin yazılı. ivıi
olmaksızııı, kitabın tümünün veya bir kısmmm ele ktronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Genel Yayın Yönetmeni: Nevzat Argun [email protected] Editörü: Taliha Aslan [email protected]: Gönül Ekici [email protected] Tasarım: Şerikan Kara [email protected] Tasarım: Sevgi Pınar Özen [email protected]ım Sorumlusu: Halil Yeşil
Basım ve Cilt: Osmanlı Matbaacılık lvedik OSB. Plastik~leı Sil. 1536 Sok. (eski 580) No: 40
Tel: 0312 395 64 47 Sertifika No: 29041
Volkan Kurt [email protected] + 90 312 418 20 1O
Emrah Dursun [email protected]ıtım: Sadık Küçükakman [email protected] Şahin [email protected] Uysal [email protected]Çetin Erdoğa n [email protected] Geçkaldı [email protected]ış: Emre Akkuş [email protected]ş: [email protected]ğıtım:
l(ÜTÜPHANE BİLGİ KARTI
Bilici, İbrahim E.
Medya Okııcyazarlığı ve Eğitimi I İbrahim Ethem Bilici
! . Basını, XXVlll+348 s., 160x235 mm
Kaynakça var, dizin yok.
I SBN 978-605-133 -839-2
l. Medya Okuryaza rlığı, 2. M edya Eğitimi, 3. Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi, 4. Med ya ve Bilgi Oku ryazarlığı
NOBEL AKADEMİK YAYINCILIKEGİTİM DANIŞMANLIK TİC . LTD. ŞTİ.
Ankara Dağıtım Kültür Mah. Milhatpaşa Cad. No.: 74 B·Ol/02 Ku:ıby / AN KARA
Tel: 0312 418 20 10 FaKs: 03 12 418 30 20/ www f)()be!ya'{in.com [email protected]
Mfflez IOSB Abc!UtkadirGeytani Cad. No.: V A OsLm / ANKARA TeVFaks: 0312 386 00 91
•'
l ~~
L..:....!
o o
www.nobelkitap.com
İbrahim E. BİLİCİ
1974 yılında Konya’da doğdu. Konya ve Ankara'da iletişim alanında lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimi aldı. Medya okuryazarlığı serüveni
RTÜK ve MEB işbirliğinde ilköğretim medya okuryazarlığı dersi için müfredat
geliştirme çalışmaları ile başladı. Doktora çalışmasında bu alanda yoğunlaştı.
ABD’de Temple Universitesi’nden Prof. Dr. Renee Hobbs ve ekibinin 2009
medya okuryazarlığı eğitmenlerin eğitimi programına katıldı, burada doktora
tezinin yöntemini alanda otorite olan akademisyenlerin danışmanlığında hazırladı. Alandaki tüm gayretler ve alınan eğitim, bu esere temel oluşturmuştur.
Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yardımcı doçent olarak çalışan Bilici,
evli ve iki çocuk babasıdır.
ÖNSÖZ
Medya okuryazarlığı eğitimi, medyayı kendi yararı için kullanmayı öğrenmekle birlikte zararlı etkilerinden de korunma becerisi geliştirmeyi amaçlar.
Dolayısıyla bu kitap, medyanın zararlı yönlerine dikkat çekmeyi amaçlamakta,
medyayı doğru kullanıp ondan faydalanmak için gerekli yol ve yöntemleri ele
almaktadır.
Metnin yazıldığı yıllarda (2008 - 2010) Türkçe literatür henüz yeterince gelişmemişti, derse yönelik olarak hemen hiç bir şey yoktu, medya okuryazarlığı
alanı ağırlıklı olarak İngilizce dokümanlar üzerinden takip edilebiliyordu, uzun
yıllar boyunca da aradaki farkı kapatmak kolay görünmüyor. Bu yüzden bu
metin ağırlıklı olarak yabancı kaynaklara dayanmak zorunda kaldı. ABD (ve
kısmen Avrupa ülkeleri) akademi ve literatürünün metnin üzerindeki tesiri,
konunun ehli tarafından kolayca fark edilecektir.
Bu çalışmanın, ülkemizde bu alanın literatürünün zenginleşmesi için küçük bir katkı sağlaması amaçlanmıştır. John Locke, Eğitim Üzerine Düşünceler
adlı eserinin İthaf kısmında, "..eğer benden ülkemin ortak çıkarlarına hizmet etmem
istenirse, yaptığım işin küçüklüğü ya da önemsizliğinin utancı beni karınca kararınca
yardım etmekten alıkoymamalı" demiştir. Bu çalışmada da bu yaklaşım içtenlikle
benimsenmiştir. Bugünün çocuklarının, gençlerinin ve gelecek kuşakların medya ile sağlıklı ilişkiler kurmasında bu çalışmanın küçük bir katkısı olursa, verilen emekler boşa gitmemiş olacaktır.
Okuryazarlık; dışarıdan bir gözlemci gibi medya mesajına farklı açılardan
bakabilmeyi, mesajı tersten okuyabilmeyi gerektirir. Medya okuryazarlığında
sık sık vurguda bulunulan, gerçek anlamda demokrasiyi özümseyebilme, fark-
lılıklara tolerans gösterebilme ufuk genişliği; ırk, dil, din, dünya görüşü vb.
farklılıkları hoşgörü ile karşılama becerisi kazanmış olmak, medya okuryazarı
bir bireyin ayırt edici niteliklerindedir.
***
Genel yapısına bakıldığında, bu kitap sekiz bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, medyanın tanımı verilerek, medya türleri, medyada içerik ve biçim
gibi konular açıklanıp medya okuryazarlığı zemininde medyanın nasıl ele alındığı incelenmiştir. Medya okuryazarlığı nedir? sorusuna yanıt aranmış, sık sık
birbirine karıştırılan ve bir diğerinin yerine kullanılan 'medya eğitimi', 'medya
okuryazarlığı' kavramları ve uygulaması açıklanmıştır. Böylece müteakip bölümlerde anlatılan konuların ve medya okuryazarlığı eğitiminin daha iyi anlaşılabilmesi için bir zemin oluşturulmuştur.
İkinci bölümde medya okuryazarlığı eğitiminde temel alınan yaklaşımlar
ele alınmıştır. Medya okuryazarı bireyler yetiştirebilmek için birbirinden farklı
veya birbirine paralel yollar önerip ekoller oluşturan, güçlü yönleriyle alandakiler tarafından kabul gören, günün koşullarına cevap veremediği, uygulanabilirliği zayıf olduğu için reddedilen veya kısmen yararlanılan yaklaşımlar da verilerek farklı yaklaşımların güçlü ve zayıf yönleri ortaya konup, okuyucunun
karşılaştırmaya gidebileceği bir ortam oluşturulmaya çalışılmıştır. Medya
okuryazarlığı alanında ürettiği bilgi birikimine en çok başvurulan, medya
okuryazarlığı eğitimine yön vermiş teorisyenlerin yaklaşımları aktarılmıştır. Bu
teorisyenlerin ürettikleri bilgiler, iletişim ve eğitim akademisinden medya
okuryazarlığına yönelenler için birer başlangıç noktası olarak alınmış, bu yönleriyle önem kazanmıştır.
Üçüncü bölümde ülkeler bazında medya okuryazarlığı eğitimi için akademiye ve derse yönelik bilgi üreterek ön plana çıkmış ülkeler incelenmiştir. ‘Medya okuryazarlığı eğitiminde gelişmiş’ ülkelerde tarihsel gelişim ve ilerleme süreçleri, alanın gelişiminde önemli rolü olan vakıf, dernek gibi sivil toplum çalışmalarıyla, devlet eliyle yürütülen çalışmalar, izlenen politikalar, denenmiş model ve
yaklaşımlar incelenerek, tüm bunların toplamında elde edilen başarı ve başarısızlıklar, başkalarının tecrübelerinden yararlanabilmemiz ve hatalarından ders çıkartabilmemiz1 için birer örnek olarak alınmış ve ana hatlarıyla incelenmiştir.
1
Akıllı insan; yaptığı hatadan ders çıkarıp aynı hatayı tekrar etmeyendir. Bilge (daha akıllı ve bilgili
insan) ise, başkalarının hatalarından da öğrenip ders çıkararak o hataya hiç düşmemeye çalışandır.
vi
İlk üç bölümde tüm bu konuların işlenmesinin nedeni, bütüncül bir yaklaşımla alanı anlama girişimidir. Daha başka bir deyişle, anlamlı parçaları bir
araya getirebilirsek, bütünü doğru ve tam anlayabiliriz.
Dördüncü bölümde genel olarak medya okuryazarlığı derslerinde işlenen
temel konular anlatılmaktadır. Medya okuryazarlığında ne gibi konular işleniyor, hangi konu, nasıl ele alınıyor gibi sorulara cevap oluşturulmuştur. Kitabın
sonunda temel terim ve kısaltmalara yer verilmiştir. Medya okuryazarlığını
doğru anlayabilmek için alanın temel kavramlarını, teknik terim ve kısaltmalarını tam bilmek gereklidir. Aksi halde herhangi bir birey de günlük olarak kullandığı araçlar (medya) hakkında az-çok, doğru-yanlış bilgi ve fikir sahibidir.
Anaakım medyada anlatılanlara, medyanın işlediği başlıca konulara bir de
medya okuryazarlığı penceresinden, 'tersten bakarak' bunlar üzerinde eleştirel
ve analitik düşünme becerileri geliştirmek amaçlanmıştır.
Beşinci bölümde, derste bu eğitimin nasıl yapıldığı, izlenecek yol ve süreçlerin neler olduğu, teorik olarak derste nelerin anlatıldığı verilmiştir. Eğitimciler bu bilgiler ışığında, sınıfa uygun olarak üretilmiş pratik aktiviteleri diğer
kaynaklardan elde edebilirler. Böylece medya okuryazarlığı eğitiminde yaygın
kabul görmüş eğitim metotlarının eğitim faaliyetlerimize örnek oluşturması ve
yol göstermesi amaçlanmıştır.
Altıncı ve yedinci bölümlerde, sadece medya okuryazarlığı alanında değil,
sosyal bilimlerin pek çok alanında hatta (ilgisine göre) sağlık bilimlerinde bile
yoğun ilgi görüp tartışmalara, televizyon programlarına konu olan, üzerinde
akademik araştırmalar yapılan medyanın tartışmalı veya sorunlu yönleri incelenmektedir. Medya mesajlarının birey (ve bireylerden oluşan toplum) üzerindeki
etkileri konusu iki aşamada incelenmektedir: yayından öncesi (medyanın mutfak
boyutu) ve yayından sonra bireylere ulaşıp onları (olumsuz) etkileyenler.
Altıncı bölümde, yayından önce hazırlanan bilginin medyada 'nasıl' yer
bulduğu, bilginin güvenilirliği: doğruluğu, yanlış yönlendiriciliği vb. gibi bilginin kalitesine etki eden olumsuz faktörler (geleneksel medya hastalıkları) ele
alınmıştır. Tıpkı bir buz dağı gibi, medyanın görünen yüzü; gazete sayfasında,
televizyon ekranında zaten görülmektedir. Burada ise, görünenlerle birlikte, görünürlerde bulunmayan -görünenden fazlası- arka plandaki, derinlerdeki manzara incelenmektedir.
Yedinci bölümde, medya mesajlarının birey üzerinde potansiyel etkileri incelenmektedir. Eğrisiyle doğrusuyla üretilip paketlenip sunulan bu bilgilerin
tüketicisine ulaştıktan sonra hedef kitle üzerinde ne gibi (olumsuz) etkide bulunma potansiyeline sahip olduğu, bireyin davranışına yansıyacak ne gibi etki-
vii
ler içerdiğinin bilinmesi için, bunların mahiyetinin ne olduğu, nasıl eleştirel düşünceyle deşifre edilebileceği üzerinde durulmaktadır.
Bilginin kalitesine etki eden sorunları bilmek, bir medya mesajını daha iyi
anlamayı sağlar. Davranışa etki eden sorunları bilmek de, medya mesajlarının bireyleri ne şekilde, nasıl etkilediğini bilerek ona göre tedbir almak açısından
önemlidir. Bu yüzden altıncı ve yedinci bölümde anlatılanlar tıpkı trafik işaretleri
gibidir. Uzun deneyimler ve acı tatlı tecrübeler sonucunda ortaya çıkmıştır. İşaretlere uyan insanların medya yolcuğu daha sorunsuz ve sağlıklı ilerleyecektir.
Medya okuryazarı bireyler yetiştirebilmek, öğrenci, öğretmen ve ailenin
aktif katılımıyla kolektif bir çabanın sonucudur. Bu eğitimin paydaşları olanların üzerine düşen görevi tam olarak yerine getirmemesi, verilen eğitimin istenen başarı düzeyini yakalayamamasına neden olabilmektedir. Bu nedenle sekizinci ve son bölümde medya okuryazarlığı eğitiminin başarıya ulaşmasında rolü ve etkisi olan paydaşlar incelenmiştir.
Eğitim bir işbirliği ve takım çalışması işiyse eğer; bunun en çarpıcı örneği,
teorik bilgiyi pratiğe, gündelik hayata aktarmayı gerektiren medya okuryazarlığı eğitimidir. Medya okuryazarlığı; öğretmen, öğrenci, ebeveyn, akran gibi
paydaşların yardımlaşmasını gerektirir. Bu derste geometri veya tarih dersi gibi, öğretmen ve öğrencinin uyum ve gayreti yeterli değildir.
Sekizinci bölümde, eğitim sistemi içindeki öğretmenden ebeveyn, akran ve
öğrenciye kadar bu çalışmanın paydaşları; yani eğitimin başarıya ulaşmasında
etkili olan f/aktörler ve medya okuryazarlığı eğitiminde rolü olan paydaşlar ayrı ayrı ele alınarak bunların birbirine karşı görev ve konumları incelenmiş, birtakım önerilerde bulunulmuştur. Medyayı okuma becerisinin başlatılabilmesi
için, öğretmenin güncel ve ilginç konularla öğrencinin zihninde iz bırakması,
okul dışındaki medya ilişkilerinde ailenin gözetimi ve birlikteliği şarttır. Müfredatın da iletişim teknolojilerindeki güncel gelişmeler ve gereksinimler doğrultusunda güncellenerek sürekli geliştirilmesi gerekmektedir. Medyayı okuma
becerisi, öğrencinin günlük yaşamına hatta (yaşam boyu öğrenmeyle) eğitim
sonrası yaşamına da taşınması gereken, tüm yönleriyle hayata geçirilirse amacına ulaşan bir kazanımdır.
***
Bir iletişim alan uzmanı tarafından yazılmış olan bu kitap, medya okuryazarlığının tanımını, içeriğini, kapsamını ilgililere tam olarak anlatma, medya
okuryazarlığının doğru anlaşılmasını sağlama, medya okuryazarlığının felsefe-
viii
sine yönelme çabasının bir ürünüdür, doğrudan bir ders kitabı olarak tasarlanmamıştır. Bu yüzden sınıfiçi uygulamalara yer verilmemiştir. Burada yer alan
bilgiler, bu alanda eğitim verecek olan veya alana ilgi duyanların (lisans düzeyi) temel alan bilgisi almasına sağlam bir teorik zemin oluşturup üzerine bir takım detayları ve kendi uygulamalarını ilave etmesine yol açma amaçlıdır.
Bazı konularla ilgili tipik sorular üretilip kutular içinde verilmiştir. Bu soruların amacı, akademik anlamda soru sormak veya sınav sorusu hazırlamak
değil, bu konular üzerinde insanları geniş çaplı düşünmeye sevk etmek, işin
felsefi boyutuna da dikkat çekmek, sadece bu metnin içinde kalmakla yetinmeyip, metnin dışındaki diğer kaynaklardan da yararlanmaya yönlendirmektedir.
Kitap, ortaöğretim (lise) düzeyi başta olmak üzere, ilköğretimden lisans
düzeyine kadar çeşitli kademelerdeki eğitimciler ve medya okuryazarlığı dersleri alan iletişim ve eğitim fakültesi öğrencilerine hitap etmektedir. Bu durumda
doğrudan hedef kitle öğretmenler, alanla ilgili akademisyenler, eğitim programcıları ve medya okuryazarlığı eğitimi ile ilgilenen diğer kişilerden oluşmaktadır. Bu kitleye temel alan bilgisi sunmak amaçlanmıştır. Farklı akademik ilgi
ve birikime sahip kişiler için anlaşılır olabilmek amacıyla kitap dilinin sade tutulmasına özen gösterilmiştir. Kitaptaki sözcük seçimi, alandaki temel birikimin
bilinirliği varsayımı seviye olarak lisans eğitimi almış veya almakta olan kişileri
hedef almaktadır.
Bu kitap, tıpkı medya okuryazarlığı konusu gibi bir bütündür, aradan
cımbızla bir kısmı çıkartıp almak bir anlam ifade etmez, parçaları toplamak bütünü vermez. Konular birbiriyle bağıntılıdır ve hiyerarşik sıra ile gitmektedir.
Önceki kısımda anlatılan bir detay bilinmeden sonraki bir yere atlandığında anlaşılamayabilir. O yüzden okumak isteyen kişi, ya baştan başlayıp sonuna kadar okumalıdır, ya da hiç okumamalıdır :)
Bu kitapta medya okuryazarlığının ele alınışına ve önerilenlere bakıldığında hedefler 'gerçekleştirilebilirin ötesinde' görünebilir. İçeriğinin bir kısmı; zaman, mekan ve imkan açısından çok ‘ideal’, kalabilir. Ancak çıtayı yüksek tuttuğumuzda mümkün olduğunca yükseğe sıçrayabiliriz, eğer çıta düşük kalırsa,
daha iyisini yapma çabasına gerek duyulmaz. Bu kitapta anlatılanlara ve verilen
örneklere bakıldığında medya okuryazarlığının; savunmacı, karşıt, karamsar, negatif bir bakış gibi sunulduğu düşünülebilir. Belki öyle veya değildir ama şu bir
gerçektir: Yediden yetmişe, her gün anaakım medya penceresinden her şeye toz
pembe bakıyoruz. O halde burada da biraz tersinden bakalım, ne olur ki?
ix
Bu kitabın vazifesi, 'olan'ı gözardı etmeksizin 'olması gereken'e bakmaktır.
Medya okuryazarlığının ‘ne’ olduğu, ‘nasıl’ olduğunu en orijinal ve en doğru
haliyle anlatmaktır. Gerisi alandakilere kalmış...
x
TEŞEKKÜR
Öğrenme hayatım boyunca beni çok değerli bilgilerle donatmak için çaba
göstermiş, ter temiz hatıralarla zihnimden çıkmayan öğretmenlerime, bilimsel
bilgi ve yöntem konusunda beni eğiten, akademik gelişimime katkıda bulunan
hocalarıma minnettarım. Doktora tezi olarak başlayan bu çalışma için beni motive eden, yol gösteren, destek veren ve çeşitli katkılarda bulunan değerli hocalarımdan Prof. Dr. Erkan Yüksel’e, danışmanım Prof. Dr. Murat Özgen’e, Prof.
Dr. Suat Gezgin'e özellikle bu çalışmanın biçimlendirilmesinde bizzat emeği geçen medya okuryazarlığı alanının liderlerinden Prof. Dr. Renee Hobbs’a, teşekkür ederim. Renee Hobbs'un yönlendirmesi olmasaydı, bu çalışma ortaya çıkmazdı. Medya okuryazarlığı alanındaki güncel gelişmeleri anlayıp yorumlayabilmemde değerli katkıları olan Dr. Frank W. Baker’a, Mike Gange'a ve arkadaşlarıma, benden desteğini esirgemeyen eşime ve beni bugünlere getiren, hayattaki en büyük dayanağım anne ve babama içtenlikle teşekkür ederim.
Dr. İbrahim E. Bilici
2014, Kayseri
Kısaltmalar
AAP
ABD
ACMA
American Academy of Pediatrics
Amerika Birleşik Devletleri
The Australian Communications and Media Authority
ACME
AME
AML
AMLA
ATOM
BBC
BECTA
BFI
Bkz.
BM
BTK
CLEMI
CML
Action Coalition for Media Education
Action for Media Education
Association for Media Literacy
Alliance for a Media Literate America
Australian Teachers of Media
The British Broadcasting Corporation
British Educational Communications and Technology Agency
British Film Institude
Bakınız
Birleşmiş Milletler
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
Centre de Liaison de I’Enseignement et des Médias d’Information
Center for Media Literacy (CML denince bu organizasyon anlaşılmaktadır.)
Citizens for Media Literacy (Asıl CML ile karışıklık olmaması için açılımı ile birlikte verilmektedir.)
Collaboration in Teaching and Learning
Çeviren
Education Resources Information Center
Federal Communications Commission
Global Positioning System
Information and Communication Technologies
Instant Messaging
Internet Protocol
International Society for Technology in Education
Internet Technologies
CML
CTL
Çev.
ERIC
FCC
GPS
ICT
IM
IP
ISTE
IT
KİEM
MEB
MIT
ML
MIL :
MLE
MOE
MOY
NAMLE
NBC
NCA
NCTE
MMOG
NASCAR
No.
OFCOM
Ort.
PBS
P2P
RFID
RTÜK
s.
s.y.
T.D.K
TÜİK
T.Y
UK
UN
UNESCO
UNICEF
USA
vb.
vd.
VoIP
vLog
Web 1.0
Web 2.0
Web 3.0
WHO
y.y.
Y.Y.
&
7/24
Türkiye İçin Kamu İnternet Erişim Merkezleri
Milli Eğitim Bakanlığı
Massachusetts Institute of Technology
Media Literacy
Media and Information Literacy
Media Literacy Education
Medya Okuryazarlığı Eğitimi
Medya Okuryazarlığı
National Association for Media Literacy Education
National Broadcasting Company
National Communication Association
The National Council of Teachers of English
Massively Multiplayer Online Games
The National Association for Stock Car Auto Racing
Numara
Office of Communications
Ortalama
Public Broadcasting Service
Peer-to-Peer
Radio-Frequency Identification
Radyo ve Televizyon Üst Kurumu
Sayfa
Sayfa yok, sayfa numarası verilmemiş.
Türk Dil Kurumu
Türkiye İstatistik Kurumu
Tarih yok, eserin yayınladığı tarih belirtilmemiş.
United Kingdom
United Nations
United Nations Educational Scientific and Cultural Organization
United Nations Children's Fund
United States of America
ve benzeri
ve diğerleri
Voice-over Internet Protocol (internet telefonu)
Vidyo günce
Birinci nesil statik internet sayfaları
İkinci nesil dinamik ve interaktif internet uygulamaları
Üçüncü nesil semantik internet uygulamaları
World Health Organization
Yer yok, bir eserin yayınladığı yer belirtilmemiş
Yazar yok, bir eserin yazarı belirtilmemiş veya bir kurum adına yazılmış
Ve, ile
Yedi gün yirmi dört saat kesintisiz
xiv
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ .............................................................................................................................. 1
MEDYA OKURYAZARLIĞI KAVRAMI, KONUMU VE
UYGULAMALARI ....................................................................................................... 5
Medya......................................................................................................................... 5
Basılı Medya .............................................................................................................. 9
Elektronik: Radyo, Televizyon ve Sinema.......................................................... 10
Dijital-Çokluortam: Bilgisayar, İnternet ve Mobil Teknolojiler ....................... 15
Medyada İçerik ....................................................................................................... 21
Yazı ........................................................................................................................... 22
Ses ............................................................................................................................. 23
Fotoğraf-Görüntü-Grafik ....................................................................................... 24
Medyada Biçim ....................................................................................................... 26
MEDYA EĞİTİMİ VE MEDYA OKURYAZARLIĞI .......................................... 27
Medya 'Eğitimi' ....................................................................................................... 28
Medya 'Okuryazarlığı' ........................................................................................... 29
Medyayı Okumak ................................................................................................... 35
Medyayı Yazmak .................................................................................................... 37
MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİNDE TEMEL YAKLAŞIMLAR .......... 41
Aşılamacı Yaklaşım ................................................................................................ 44
Korumacı Yaklaşım ................................................................................................ 45
Güçlendirmeci Yaklaşım ....................................................................................... 47
Eleştirel Yaklaşım ................................................................................................... 49
Çözümlemeci Yaklaşım ......................................................................................... 51
Medya Okuryazarlığı ve Bloom, Bandura, Gerbner ve McLuhan’ın
Yaklaşımları............................................................................................................. 52
Benjamin Bloom ...................................................................................................... 52
Albert Bandura........................................................................................................ 54
George Gerbner....................................................................................................... 56
MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİNDE ÖRNEK ÜLKE
UYGULAMALARI ..................................................................................................... 63
Amerika Birleşik Devletleri ................................................................................... 65
İngiltere .................................................................................................................... 77
Avustralya ............................................................................................................... 87
Kanada ..................................................................................................................... 90
İrlanda ...................................................................................................................... 95
Fransa ....................................................................................................................... 98
Almanya................................................................................................................. 101
İspanya ................................................................................................................... 103
Yunanistan ............................................................................................................. 105
İsrail ........................................................................................................................ 107
Gelişmekte Olan Ülkelerde Medya Okuryazarlığı Dersleri ........................... 111
Güney Afrika......................................................................................................... 111
Latin Amerika Ülkeleri ........................................................................................ 113
Rusya ...................................................................................................................... 114
Finlandiya .............................................................................................................. 117
Medya Okuryazarlığının Türkiye'de Oluşum Süreci ...................................... 119
Medya Okuryazarlığı Dersleri Üzerine Genel Değerlendirme ...................... 121
MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSİ VE TEMEL KONULARI ....................... 127
Medya Mesajı Türleri ........................................................................................... 128
Haber ...................................................................................................................... 130
Reklam ................................................................................................................... 132
Vidyo ...................................................................................................................... 139
Film/Dizi ................................................................................................................ 140
Film Analizi ........................................................................................................... 143
Belgesel .................................................................................................................. 147
Eğitim ..................................................................................................................... 149
Sağlık ...................................................................................................................... 150
xvi
Eğlence ................................................................................................................... 152
Spor......................................................................................................................... 153
Dijital ve Çevrimiçi İçerik .................................................................................... 162
Medya Okuryazarlığında Yoğunlaşılan Kavramlar ......................................... 163
Mesaj....................................................................................................................... 164
Temsil ve Sunum .................................................................................................. 166
Kültür ..................................................................................................................... 169
Dil ........................................................................................................................... 171
Etik ve Sorumluluk............................................................................................... 174
Kurum ve Yazar .................................................................................................... 176
Vatandaşlık ............................................................................................................ 178
Güvenlik ................................................................................................................ 179
Anlam ve Anlama ................................................................................................. 182
MEDYA OKURYAZARLIĞINDA EĞİTİM METOTLARI .............................. 185
İzleme, Okuma, Değerlendirme ve Tartışma.................................................... 188
Soru Sorma ............................................................................................................ 190
Çözümleme ........................................................................................................... 193
Araştırma ............................................................................................................... 194
Değerlerin Tespiti ................................................................................................. 195
Rol ve Simülasyon ................................................................................................ 196
Oyun, Oynamak ................................................................................................... 197
Üretim Aktiviteleri ve Çevrimiçi Uygulamalar................................................ 203
Okul Dışında Eğitim ............................................................................................ 204
Karşılaştırma ......................................................................................................... 205
İşbirliği ................................................................................................................... 206
SORUNLAR ......................................................................................................... 206
BİLGİNİN KALİTESİ ÜZERİNE ETKİ EDEN SORUNLAR ........................... 209
Medyada Yer Verme: Gündem Belirleme ve Çerçeveleme ........................... 210
Taraflar ve Tartışma ............................................................................................. 214
Gerçekliğin Sunumu ............................................................................................ 214
Ön yargı ................................................................................................................. 216
Bilgi Kaynağı - Güvenilirlik: Kime Güven? ...................................................... 219
Sahiplik Yapısı, Çıkarlar ve Bakış Açıları ......................................................... 222
İspat ve İkna .......................................................................................................... 225
Amaç ve Arka Plan............................................................................................... 227
Teknoloji ve Öğrenme .......................................................................................... 229
Küresel Bilgilenme ............................................................................................... 230
Dezenformasyon ve Manipülasyon ................................................................... 232
xvii
DAVRANIŞ ÜZERİNE ETKİ EDEN SORUNLAR ............................................ 235
İzleyici ve Etki ....................................................................................................... 238
Medya Tekrarlarının Bireyler Üzerinde Etkileri .............................................. 240
Kalıplaşmış Yargı.................................................................................................. 242
Dilin Kötü Kullanımı............................................................................................ 244
Cinsellik ve Toplumsal Cinsiyet ......................................................................... 245
Değerler ve Yaşam Tarzı ..................................................................................... 247
Gerçek ve Kurgu ................................................................................................... 249
Şiddet ve Irkçılık ................................................................................................... 251
Beslenme ve Tüketici Davranışı ......................................................................... 255
Güzellik ve Beden İmgesi .................................................................................... 257
Ünlüler ve Örnek Alınan Kişiler ........................................................................ 258
Bağımlılıklar ve Zaman Yönetimi ...................................................................... 261
Medya Kullanımı ve Akademik Performans .................................................... 264
Medya, Aile, Sosyal Ağlar ve Arkadaşlık İlişkileri .......................................... 265
Ebeveynin Güçlendirilmesi ................................................................................. 268
MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSLERİ İÇİN ÖNERİLER ............................ 271
Uygulamaya Dönük Öneriler: Medya Okuryazarlığı
Eğitiminin Paydaşları........................................................................................... 274
Öğretmen ............................................................................................................... 295
Öğrenci ................................................................................................................... 299
Ebeveyn.................................................................................................................. 302
Medya Okuryazarlığı Alanındaki Araştırmalar............................................... 304
SONUÇ ...................................................................................................................... 309
TERMİNOLOJİ......................................................................................................... 313
KAYNAKÇA ............................................................................................................. 323
xviii
GİRİŞ
Bir informal2 öğretici olarak okul ve aile ile rekabet halindeki medya, birincil öğretmen ve öykü anlatıcısı haline gelmiştir. İlköğretimde okuma-yazma öğrenmeden önce çocuklar, medya tarafından öğretilmeye başlamakta, ‘çekirdekten’ (medya bağımlısı olarak) yetiştirilmektedir. Bu durum ortaöğretim ve yüksek öğretim hatta eğitim sonrası dönemlerde de pekişerek devam etmektedir.
Çocuk ve gençlerin, medya bilinci kazanmaksızın medyaya maruz kalmamaları, istenmeyen davranışlar geliştirmemeleri, zararlı yönlerinden korunarak
medyadan faydalanabilmeleri için medya okuryazarı olmaları gerekmektedir.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin değerlendirilmesinde, nüfusun içinde
okur-yazar oranı bir ölçüttür. Okur-yazarlık oranı hâlâ önemli sayılırken, medya okuryazarlığının önemi henüz yeterince kavranmamıştır. Oysa ülkelerin
kendi ulusal çıkarları doğrultusunda eğitim çağındaki vatandaşlarını medya
okuryazarı olarak yetiştirmesi büyük bir öneme sahiptir (Thierer 2008:115).
TÜİK ve MEB tarafından yapılan çeşitli istatistik araştırmaların bulgularında görüldüğü gibi, okuryazarlık oranının ortalama % 97 olduğu, ama kitap
okuma oranının düşük olmasıyla birlikte televizyon başta olmak üzere medya
kullanımının yüksek olduğu Türkiye’de, medya okuryazarlığı dersini alan öğrenci oranının da okuryazarlık düzeyine ulaşması gerektiği açıktır. Okuryazar
oranının yüzde yüzlere yaklaşmasıyla, okuma-yazma bilmek önemini büyük
2
Belirli bir müfredatı, öğretmeni, ders kitabı, eğitim süresi olan, öğrencilerin belirli periyotlarda okul
ortamında bir araya geldiği öğrenme şekli formal öğrenmedir. İnformal öğrenme ise, okul dışında
gerçekleşir, tıpkı televizyonda olduğu gibi plansız, düzensiz ancak çok etkin bir öğrenme yoludur.
Informal learning konusunda internet üzerinde en detaylı açıklamalar, bu konuda öncü çalışmalarıyla
tanınan Jay Cross'dan elde edilebilir.
2
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
oranda kaybetmiştir. Günümüzde insanlar zaten okur-yazar olmak zorundadır.
Mevcut durumda medya ile kuşatılmış insanın, medyanın dilini bilip onu ‘okuyabilmesi’ büyük önem kazanmıştır. Tıpkı basılı materyalin dilini anlamak için
okuryazarlık gerekli olduğu gibi, basılı materyalden çok daha fazla, her zaman
her yerde karşı karşıya kalınan yazılı, sesli ve görsel-işitsel medyanın dilini de
bilmek, medyayı anlamak gerekmektedir.
Kitlelere medya bilinci kazandırmanın en uygulanabilir yolu medya okuryazarlığı eğitimi vermektir. Vatandaşların, birey-toplum ve ülke çıkarlarının bilincinde yetiştirilmeleri, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişim için şarttır.
Kitle iletişim araçları sosyal ilişkilerin önüne, arkadaşlıkların, sohbetlerin yerine geçmeye başlamış, daha da önemlisi, öğrenciler için ders çalışmaya ayrılması
gereken zamanın ve enerjinin medya için kullanılması eğilimi artmaya başlamıştır. Meslek yaşamının temelinin atıldığı, kişiliğin, kimliğin şekillendiği, üniversite
sınavına hazırlık çabalarını da kapsayan ortaöğretim yıllarının verimli geçmesi,
geleceğimizi inşa edecek olan gençlerimiz için son derece önemlidir.
Medya, bireyleri pek çok boyutu ile etkilemektedir. Medya profesyonelleri,
ürettikleri medya mesajlarıyla izler kitle üzerinde daha büyük etki uyandırmak
istemektedir. Muhabir haberini okutmak; reklâmcı, televizyon seyircisini müşteriye dönüştürüp daha fazla ürün satmak ister. Bunun için de hedef kitleyi etkilemelidir (Severin ve Tankard 1994:6). Ancak bu etkiler kimi zaman olumlu
olabildiği gibi kimi zaman da olumsuz örneklerin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Örneğin medya, bireylerin özellikle de gençlerin bilgiye, eğlenceye, eşyaya, markaya, modaya, insana, arkadaşlığa, cinselliğe, evliliğe, yaşam
tarzına... bakışını şekillendirebilmektedir.
Modanın en son trendleriyle, medyanın televizyonun da ötesinde
Facebook, Twitter, YouTube benzeri popüler sosyal medya araçlarıyla gençlerden daha fazla ilgilenen yaş grubu yoktur. Goodman'a göre (2003:27) gençler
(teen=trendsetter) moda akımların belirleyicileridir. Aslında gençler, moda akımları belirlemenin ötesinde yayarlar. Gençlerin ilgi ve desteği olmadan, hiçbir
moda akımı toplumda kabul görmez, ilgili sektörler de sürdürülebilir tüketim
toplumu3 üzerinden aşırı semiremez.
3
Sağlam ve kaliteli bir giysinin alınıp eskiyinceye kadar kullanılması durumunda, insanlar kısa vadede
yenisini almaya gerek duymayacak, sektör hızlı büyüyemeyecektir. Doğal kaynakların israfını ve
ekonomik dengesizlikleri görmezden gelen moda endüstrisi, kendi büyümesine odaklıdır. 'Kullan-at',
'tek kullanımlık' anlayışları (geleceğin büyükleri) çocuk ve gençler tarafından içselleştirilip
pekiştirildikçe; sadece eşya değil, insan da kullan at mantığıyla görülmektedir. Ev döşemesinin üç yıllık
taksiti bittiğinde, çoktan modası geçmiş olmaktadır. Demode eşyaları sokağa atıp, eşyayı yenileyince,
tekrar taksit kısır döngüsüne girilmektedir. Böylece insanlar uzun vadede gelir ve geleceğini mobilya
ve mefruşat sektörüne harcamaktadır.
Giriş
3
Gençler medya mesajlarının en yoğun seyircileridir. Medyanın bir yerde
toplanmasıyla 'n' convergence medyayı, televizyonu, radyoyu, dergiyi ve gazeteyi internetten, akıllı telefondan takip etmektedir. İlk ve ortaöğretim düzeyindeki öğrenciler; bu çevrimiçi ortamlardan televizyon seyretmekte4, televizyondaki mesajlar ve çeşitli etkileşimlerden (en çarpıcı örnek hashtagdır) etkilenmektedir. Medya okuryazarlığı alanında çalışan akademisyenlerin, medyanın etkileri konusunda ağırlıklı olarak işlediği konular; şiddet, cinsellik, uyuşturucu
(Worsnop 1999:124), okuma alışkanlığının yok olması, dilin kötü kullanımı ve
istenmeyen içerik (Clark 2008:22-23), küresel (yanlış/doğru) bilgilenme, tüketim
kültürü ve beslenme bozukluğu, dijital oyunlar, agresiflik ve duyarsızlaşma
(Strasburger ve Wilson:2002) ve isyankârlık (Goodman 2003:26) gibi konulardır.
Medyada yiğitlik, kahramanlık vurguları, kendini ispat çabasındaki gençleri derinden etkilemektedir. Dizilerdeki karakterler benimsenmekte, replikler
dillerde dolaşmakta, Matrix filminde veya Kurtlar Vadisi5 dizisindeki pardösüler
giyilebilmektedir. Kişiliklerin şekillendiği ve temel eğitimlerin alındığı yaşlarda
öğrencilere, medya okuryazarlığı eğitimi verilerek zararlı olabilecek mesajları
ayırt edilebilmeleri ve kendilerine katkısı olanları seçebilmeleri sağlanmalıdır.
Böylece, gençlerin medyanın pasif izleyicileri olmayıp, maruz kalacağı içeriği
seçen ve seçtiği içeriği aktif olarak sorgulayan; nihai olarak da incelediği mesaja
dışarıdan bağımsız bir gözlemci gibi bakabilen, demokratik yapıda aktif rol6
alan vatandaşlar olarak yetişmeleri sağlanmalıdır. Bu amaçları gerçekleştirmek
üzere medya okuryazarlığı dersleri tüm dünyada giderek yaygınlaşmakta ve
bir gereklilik olarak kabul görmektedir.
Orijinal kaynaklardan elde edilen bilgiler doğrultusunda, bu kitapta genel
olarak şu sorulara yanıt vermek amaçlanmıştır:
 Medya eğitimi ve medya okuryazarlığı nedir?
 Medya okuryazarlığı eğitiminde temel yaklaşımlar nelerdir?
 Medya okuryazarlığı eğitiminde ilerlemiş ülkelerde eğitim politikaları,
gelişim süreçleri ve uygulamaları nelerdir, bu ders nasıl ele alınmaktadır?
4
5
6
'Televizyon izlemek'; 'izleme', 'takip etme' işi gibi aktif bir eylemi gerektirir. Medya okuryazarı bir birey
televizyon izleyebilir. Genellikle televizyon 'izlemesi' değil, pasif olarak televizyon 'seyretme'si
yapılmaktadır. Seyretme, 'seyirci kalma' gibi pasif bir vaziyeti belirtir. Bu metinde kullanım yerine göre
'izleme' veya 'seyretme' kelimeleri tercih edilmektedir.
Öktem (2007, s. 59)'in yaptığı araştırmaya göre, bu dizilerdeki modellerle özdeşim kurulmaktadır.
Aktif vatandaşlık ile siyasete atılmak gibi anlamlar kastedilmemektedir. Ülke sorunlarına ilgili, ülkesinin
ve vatandaşlarının çıkarlarını, değerlerini ve onurunu üstün tutan kişiyi ifade eder. Medya
okuryazarlığının hem bir gereği hem de sonucu olan 'aktif vatandaşlık' konusunda tatmin edici bilgi
almak için, Renee Hobbs'ın Building Citizenship Skills through Media Literacy Education adlı makalesi
okumaya değerdir.
4
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
 Medya okuryazarlığı dersinin içeriği nelerden oluşur, kapsamı nedir,
bunun için nasıl bir çerçeve oluşturulabilir?
 Medya okuryazarlığı eğitiminin paydaşları kimlerdir? Bu derste eğitimcilerin, öğrencilerin ve velilerin rolü nedir?
Bu temel sorular ilgili bölümde yanıtlanmıştır.
I. Bölüm
MEDYA OKURYAZARLIĞI KAVRAMI,
KONUMU VE UYGULAMALARI
Medya okuryazarlığının anlaşılabilmesi için öncelikle ‘medya’nın, ‘medya
eğitimi’ ve ‘medya okuryazarlığı’nın ne olduğunun tam olarak bilinmesi gerekmektedir. Bu bölümde televizyon ve radyo gibi elektronik medya, gazete ve
dergi gibi basılı medya ve 2000’li yıllardan sonra hızla yaygınlaşan yeni iletişim
teknolojileri ve internet uygulamaları gibi dijital medyanın ayırt edici özellikleri
ele alınmaktadır. Böylece medya mesajlarının daha iyi anlaşılabilmesi için medyada içerik ve biçim ilişkileri, medya eğitimi ve medya okuryazarlığı kavramları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.
Medya
Temel eğitim ve akademik eğitimde (ilk-orta ve yüksek öğretim) medya
okuryazarlığı dersi, kitle iletişim araçları olarak medya hakkında temel bilgiler
verilerek başlatılmaktadır. Öğrenciler medya hakkında genel bilgi sahibi olduktan sonra onun üzerine teorik olarak daha detaylı bilgiler konulmakta, medyayı
okuma becerileri kazanılmakta ve en sonunda da bu bilgi birikimi medya mesajı üretimi aşamasında uygulamaya dökülmektedir. Medya okuryazarlığında
‘medya’; radyo, televizyon, dergi, gazete, film, dijital bilgi teknolojileri, internet
ve bilgisayar ağları gibi fiziksel ve/ya sanal varlığı ile inceleme konusu edilen
kitle iletişim araçlarının sunduğu ortamları ifade etmektedir (Baran 1999:6).
Medya; gazete, radyo, televizyon ve internet uygulamaları gibi kitlesel iletişime olanak sağlayan ortamlar başta olmak üzere, kişilerarası iletişime de olanak sağlayan teknoloji ve uygulamaları kapsamaktadır. Organizasyonel olarak
medya, kitle iletişim işletmelerini de ifade etmektedir. Medya okuryazarlığı
6
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
alanında, akademik zeminde yer alan, teknik yönü ağır basan kitle iletişim araçları veya 'kitle medyası’ [mass media] terimi kullanılmamakta; bunun yerine kısaca 'medya' terimi kullanılmaktadır.
Teknolojik gelişimle kapsamı genişleyerek çeşitli araçları içeren; yaygın
olarak ‘medya’ olarak geçen bu kavram, geniş bir kitleye mesaj ulaştıran, sadece
'kitle' iletişim araçlarıyla sınırlı ise, teknik dilde kitle iletişim araçları anlamında
'mass media' olarak (Rosen, Quesada, Summers 1998:29); genel anlamda kitle iletişimi söz konusu olduğunda ise, 'mass communication' olarak adlandırılmaktadır. (www.wisegeek.com/what-is-mass-media.htm) Medya, medium (ortam)
kavramının çoğuludur, ‘medium’; sosyal, kurumsal ve estetik olarak bilgi, fikir,
metin ve imajları taşıyan ve dağıtan her türlü ortamdır (Lister, Dovey, Giddings
et al. 2003:108). Gazete bir medium yani bir tür ortam, New York Times bir vehicle
araç, neticede bir kitle iletişim aracıdır (Potter 2005:17).
Kitle iletişim araçlarındaki 'kitle'nin olabilmesi için, okuyucu/dinleyici/seyircinin kısaca hedef kitlenin şu dört karakteristik özelliği olmalıdır: Birincisi, hedef kitle her çeşit insandan oluşmalı, heterojen olmalıdır. İkincisi, kitleyi oluşturan bireyler anonim olmalıdır. Üçüncüsü de izleyiciler arasında bir etkileşim olmamalıdır. (ki böylece konuşmalarda kulaktan kulağa yayılanlar medyanın yerine geçmiş olmasın). Her bir birey doğrudan mesajı kendisi
alıp değerlendirmelidir. Dördüncüsü de kitlenin bir lideri (kanaat önderi) olmamalıdır (Potter 2005:215-216). Hedef kitle belirli bir sosyal grup değil, tek ortak özelliği aynı medyayı kullanan kişilerden oluşur.
Medya teknolojik araçların doğasına uygun içeriğin kombinasyonudur
(Locksley 2009:1). ‘Medya’ terimi, belirli teknolojileri kullanan, çeşitli mesafelerdeki izler kitlenin metin, görüntü, ses ve/ya bunların bir araya gelmesiyle
oluşan medya mesajlarına gönderme yapar. Bu; gazete, dergi ve diğer geleneksel basılı medyayı kapsadığı gibi, yeni medya olarak da adlandırılan bloklar,
bilgisayar oyunları, vidyo7 paylaşım uygulamaları, internet gazetesi, televizyon
ve sinema ürünleri gibi internet ortamındaki çeşitli görsel-işitsel medyayı da
içermektedir. Bunlara ilave olarak kayıtlı müzik, açık hava reklam panoları ve
diğer reklamlar da medya tanımının içinde yer alır. Sınıfta ise; medya, ders kitapları, poster ve haritalardan çeşitli eğitim teknolojilerine kadar bir dizi mesaj
taşıyıcısını kapsar (Rogow, Scheibe 2008:17).
7
Türk Dil Kurumu her ne kadar ‘video’ olarak bu sözcüğü kabul etse dahi, biz ‘vidyo’ demeyi tercih
ediyoruz. Çünkü iki seslinin art arda geldiği en yakın örnek ‘radio’ sözcüğü de Türkçe’ye ‘radyo’ olarak
geçmiştir. Okunuşunda iki seslinin yerine y harfi konmaktadır. 'Radyo'da olduğu gibi, sesletimi
benzeyen ‘video’ için de aynı durum geçerlidir.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
7
Kitle medyası genel olarak, okuyucunun eline fiziksel varlığı olan bir materyal veren basılı medya ve elektrik enerjisi ile ışık ve ses aktaran teknolojiler
kullanan elektronik medya olarak ikiye ayrılmaktadır. Film üretiminde yakın
zamana kadar kimyasal filmler kullanan Hollywood yapımları düşünülürse,
kimyasal medya olarak adlandırılabilecek bir medya türü daha vardır (Vivian
2001:6), tüm bunların yerini yavaş yavaş dijital teknolojiler almıştır.
Medyanın kullandığı teknolojik altyapının olanaklarına göre içerik, mesaj
kalitesi ve hızı değişmektedir. Teknoloji, içerik ve biçim iç içe geçmiş; araç/ortam
mesajın, mesaj aracın yerini almış, birbiriyle özdeşleşmişlerdir. Genellikle mesaj
ve içeriğini araç belirlemektedir. Örneğin bir cep telefonu mesajı yazılıyorsa, cep telefonu teknolojisinin sınırları doğrultusunda bu mesaj kısa ve özlü olmalıdır (Thoman ve
Jolls 2008:56). Amaç olan mesaj, araç olan medyanın yerine kullanılmaktadır.
Aracın tek başına varlığı bile insanlara bazı mesajlar taşımaktadır.
Medyada format ve içerik yakından ilişkilidir. Medya mesajlarının içeriği
ve içeriği taşıyan radyo programı, televizyon haberi gibi formlar iç içe geçmiştir. Her aracın kendine özgü bilgiyi aktarma yapısı ve estetik kodları vardır.
McLuhan'a göre;
Her aracın, formatın kendi grameri ve gizli gerçekliği vardır. Aynı olay, hakkında
anlayışımız ve yorumumuz doğrudan medya formatı ile bağlantılıdır. Örneğin bir top
oyunu, radyoda dinlendiğinde farklı, televizyonda seyredildiğinde farklı deneyim yaratır.
Çünkü radyoda dinlerken görüntüyü hayâlimizde canladırırken.. (Frechette 2002:28-29),
televizyonda gerçekliği kameranın kadrajıyla (görüntü çerçevesi) sınırlandırırız.
Ancak, multimedya olarak da Türkçeleşen çoklu ortam teknolojilerinin
araçlar arasındaki sınırları zayıflatması, hatta araçların birbirine karışmaya başlaması [convergence] nedeniyle, günden güne bu tasniflerin yetersiz kalması ve
hatta bazılarının geçersiz kalması kaçınılmazdır.
Yeni medya formatları, özellikle de internet teknolojileri esas olarak 'çekme
teknolojileri'dir[pull technologies]. Çekme teknolojileri, bilgiye erişmek için araştırmayı gerektirmektedir. Atom, RRS feeds (abone olunan konuda bir yayın çıkınca haber verme yazılımları) uygulamaları ve uyarılar [alert] (güncel gelişmeleri haber verme eklentileri) gibi kişisel tercihlere göre kodlanmış bazı internet
yazılımları da 'çekme' olarak değerlendirilmektedir. Bunun karşıtı olarak geleneksel gazete ve televizyonda olduğu gibi 'itme' teknolojilerinde ise önceden
belirlenen içerik hedef kitleye bir şekilde tükettirilmektedir (Moody 2009:12).
Örneğin insanlar açık hava panolarındaki reklamları görmek için dolaşmazlar,
sadece ‘geçerken görür’ler. Bazı broşürler istenmeden zorla verilir, televizyonda
film seyretmek isterken reklamlar da seyretmek zorunda kalınır.
8
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
'İtme' ve 'çekme' kavramlarının anlamı, şöyledir: 'İtme' paketlenmiş sabit
bilginin okuyucuya doğru itilmesi; 'çekme' ise okuyucunun gereksinim ve seçimleri doğrultusunda kendi parametrelerine uygun olanı doğrudan almasıdır.
'İtme'de okuyucunun hareket alanı, televizyonda kanal değiştirmek, gazetede
gidip bayiden başka gazete almak gibi seçimler ile sınırlı iken; 'çekme'de kendi
mesleği, hobileri ve diğer ilgi alanları doğrultusunda kişisel tercihlerine uygun
olanları kendisinin seçip alması söz konusudur. Birey tercihlerini 'konu' olarak
belirler ve özellikle semantik web olarak da adlandırılan Web 3.0'da doğrudan
kendi gereksinim duyduğu bilgiye ulaşır. Hatta bilgi gelip kendisini bulur.
Medya okuryazarlığında araçların öncelik kazanmasının nedeni, araçla mesajın
bir biriyle karışmaya başlaması; ünlü 'araç mesajdır' ifadesindeki gibi mesajın
aracın yerini, aracın da mesajın yerini almaya başlamış olmasıdır.
Geleneksel medya, bir yayın kuruluşundan kitlelere ulaşan mesajlarıyla
birden çoğa [one-to-many] mesaj akışına sahip olan araçlardır. İlk ve ortaöğretim
çağında da yoğun olarak kullanılan araçlar televizyon başta olmak üzere, radyo
ve sinemadır.
İnternet ve ona zemin oluşturan bilgisayar teknolojisi, çeşitli yazılımlar ve
mobil teknolojiler dijital teknolojileri oluşturmaktadır. Bilgisayar, internet ve
mobil teknolojilerin ayırt edici ortak özelliği, bu araçlar üzerinden sosyal yazılımların (MSN, facebook, Twitter vb.) ve diğer interaktif uygulamaların (hava durumu, dijital ajanda, oyun, borsa vb.) çalıştırılabilmesidir. Çokluortam özelliğine sahip olan ve sosyal medya çalıştırabilen bu araçlar, çoktan çoğa [many-tomany] mesaj akışına sahiptirler. Dolayısıyla üzerilerinde doğrudan sansür vb.
bilgi kontrol ve kısıtlama mekanizması yoktur.
Kitle iletişim araçlarından gazete, dergi ve radyoya medya okuryazarlığında çok yer verilmemektedir. Medya okuryazarlığında ön plana çıkmış yazarların kitapları incelendiğinde, televizyon ve internet ön plandadır. 2010 yılından itibaren yayınlanan müfredat metinlerinde yeni iletişim teknolojileri
ağırlıklıdır. Dijital ve mobil medyanın ön plana geçmeye başladığı da açıkça görülmektedir.
Medya Türleri: Medya okuryazarlığı derslerinde öncelikle medya ve medyanın türleri ele alınmaktadır. Her bir aracın karakteristik özelliklerinin, benzerlik ve farklılıklarının açıklanmasıyla, okuyucu/seyirciye ulaşan mesaj, mesajın anlam ve etkisini belirleyen faktörler ortaya konmaktadır. Medya okuryazarlığında gazete ve radyo çok fazla yer bulamamakta, dergi kısmi bir yer bulmaktadır. Özellikle gençlere yönelik dergilerin kapakları incelenmektedir. En çok işlenen konular televizyon, internet ve bilgisayar teknolojileridir. Medyayı ‘oku-
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
9
ma’ sürecinde medya ve türleri incelenirken onun teknik boyutu değil içerik
boyutu dikkate alınmakta, ‘yazma’ kısmında ise işin içine teknik boyut da girmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'deki bireylerin yüzde yüze yakını hemen her gün radyo, televizyon, internet, gazete, gibi kitle iletişim araçlarından
en az birine yönelmekte ve haber, bilgi, eğlence ve eğitim gibi gereksinimlerini
karşılamaktadır. Elektronik ve dijital medyaya erişim daha kolay ve ekonomiktir, yaygınlaşma hızı da çok yüksektir. Teknolojik gelişmeler neticesinde medya
okuryazarlığında da elektronik ve dijital medya, televizyonla birlikte başat konuma sahiptir. Bireyin, objektif veya sübjektif olarak, içerisinde kurgu/gerçek,
doğru/yanlış, X taraflı - Y taraflı gibi ikili zıtlıkları; kendisine yararlı/zararlı olabilecek mesajları ayırt edebilmesi için ya uzun yıllar entelektüel medya çevresinde yetişmiş olması ve medya mesajlarının arka planını, çıkar ilişkilerini, üretim süreçlerini... tanıması gerekir ya da doğrudan medya okuryazarlığı eğitimi
alması gerekir.
Basılı Medya
Basılı medyanın makineleşmesi, edebiyat üretimi için de bir devrim olmuştur (Hill ve Fenner 2010:9). Önce kitap, sonra kitle iletişim aracı olarak gazete ve
dergi, ‘basın’ sıfatıyla haber ve bilgiyi topluma yaymıştır.
Medya okuryazarlığı eğitiminde bir materyalin inceleme konusu olabilmesi için ilgili öğrenci grubu için yaygın kullanımı bir kıstastır. Öğrenciler için televizyon ayrıcalıklı bir yere sahiptir. 2000’li yıllarda öğrenciler için prestij ve
sosyalleşme aracı olarak cep telefonu ve internet uygulamaları rağbet görmeye
başlamıştır. Toplumlarda okuma alışkanlığının azalması, bireyde dikkat azalması ve dijital medya tercihinin ağır basmasıyla; medya okuryazarlığı eğitiminde de gazete, dergi ve diğer basılı yayınların kullanımı (okuma oranı yüksek olan gelişmiş ülkelerde bile) günden güne azalmaktadır. 2000’li yıllardan
sonra, özellikle de 2005’ten sonra bunun ivme kazandığı görülmektedir.
Gazete ve Dergi: Basılı materyallerdeki film, kâğıt, baskı, cilt, dağıtım gibi
emek, maliyet ve zaman gerektiren materyal ve süreçler; basılı materyaller yerine elektronik versiyonların tercih edilmesine neden olmaktadır. Ayrıca çevre
açısından kâğıt tüketimi ile doğanın zarar görmesi, elektronik versiyonlara yönelişi teşvik etmektedir. Bu ve diğer nedenler ve teknolojik gelişimin katkısıyla
gazete ve dergiler çevrimiçi versiyonlar üretmiş; zaten elektronik olan radyo ve
televizyon da dijital-çevrimiçi ortama dahil olmuştur.
10
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Aktüel ve bilimsel dergiler elektronik versiyonlarına
iletişim araçlarından ağırlıklı olarak hangisini
ücretli veya ücretsiz abonelik
tercih edersiniz; hangisini daha doğru ve
almaya başlamıştır. Dergiler
güvenilir bilgi kaynağı kabul edersiniz?
elektronik aboneliği teşvik
Tartışınız.
amacıyla, internet aboneliğini
 İletişim araçlarından gazete, radyo, televizyon,
basılı dergi aboneliğine göre
internet bağlantılı bilgisayar ve cep telefonundan
ucuz
tutmaktadır. Conde Nast
hangisi, kullanım alışkanlıklarınıza göre sizce en
adlı
yayın
dağıtım grubu Paönemlidir, Neden? Bunlar arasında bir öncelik
sıralaması yapmanız gerekse, bu sıralamada ne
per or Plastic? adlı abonelik segibi özellikler belirleyici olur?
çeneğinde kağıt baskılı abonelikle birlikte elektronik versiyonu da özendirmektedir. “Conde Nast her gün yeni müşterilerine yeni yollarla
ulaşmaktadır, en son elektronik aygıtlarla (cep telefonu ve diğer çevrimiçi aygıtlar)
her zaman her yerde elektronik yayınlara ulaşın” diyen Conde Nast
(www.cs.condenet.com), i-phone ve i-pod gibi markalara özel formatta versiyonlar üretmede öncü olmuştur. Dergi yayıncılığında olduğu gibi kitap yayıncılığında da elektronik kitaba olan ilgi artmaktadır.8
 Gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet gibi
2010'larda cep telefonu, avuç içi bilgisayar, elektronik ajanda gibi küçük
elektronik ürünler için üretilen versiyonlar yaygınlaşmaya başlamıştır. Genellikle telif süresi dolmuş klasik kitapların elektronik versiyonlarına internet üzerinden ücretsiz ve kısıtsız erişim sunan Project Gutenberg, çeşitli aygıtlarda çalışacak formatlarda kitap dağıtmaktadır. Teknolojinin baskısıyla ortaya çıkan bu
gelişmeler, zamanla gazete ve kitap dahil birçok basılı yayının ortadan kalkacağı düşüncesinin artık bir ‘öngörü’ olmaktan çıkıp, gerçekleşme yolunda hızla
ilerlediğini göstermektedir.
Elektronik: Radyo, Televizyon ve Sinema
Sinema ve film konusundaki medya eğitimi çalışmaları 20. yüzyılın ortalarına doğru başlamıştır. 1940'lara kadar film yeni bir araçtır ve daha çok eğlence
aracı olarak görülmektedir. Bu tarihlerde henüz televizyon teknolojisi yeterince
gelişmediğinden sinema tek film seyredilecek ortam konumundaydı. Bu dönemlerde filmin tehditlerinden çocukları ve gençleri korumak gerektiği düşünülüyordu. Örneğin Katolik Film Action adlı organizasyon Belçika'da bu konu-
8
Elektronik ve basılı kitap karşılaştırması ve piyasa rakamlarını görmek için, bir arama motorunun
görseller kısmına 'Books vs. e-Books Does one have to win?' yazarsanız, çok iyi hazırlanmış sarı
renkli bir karşılaştırma afişi bulursunuz. Kitap yayıncılığının dünyadaki genel gidişatını görmek
açısından önemlidir.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
11
larda konferanslar düzenleyerek, kamuoyu yaratmaya çalıştı (Süss ve Hart
2002:26). Film ve sinema karşıtı çalışmalar bu dönemde yoğunlaştı.
İlerleyen zaman içinde televizyon teknolojisi olgunlaşıp, televizyon cihazının fiyatı düşerek evlerde yaygınlaşmasıyla birlikte, tüm dünyada sinema salonları birer birer kapanarak sayıları azalmaya başladı. 1975'te de SONY firması
BETAMAX formatında ilk tüketici vidyo oynatıcısını piyasaya sürdü. İnsanlar
film kiralayıp evlerinde izlemeye başladılar.
Zamanla CD, DVD, Blue Ray, hafıza kartları gibi veri kayıt teknolojileri geliştikçe, filmler de bunların içinde yer almaya başlamıştır. İnternet bağlantı hızlarının artması ile de internet üzerinden film indirme, çevrimiçi televizyon veya
film izleme, radyo dinleme imkanı dahil, tüm kitle iletişim araçlarına internet
ortamından erişme olanağı doğmuştur.
Elektrik enerjisinin hızından ve gücünden yararlanan elektronik medya,
özellikle radyo ve televizyon [broadcasting] gibi bir mesajı kaynağından alıp izleyiciye doğrudan ulaştırır. Mesaj, kitap, gazete gibi bir fiziksel varlık ile taşınmadığından, gönderici açısından mesajın kitleye dağıtımı, alıcı açısından da
mesajın erişimi ve elde edilmesi ekonomik, hızlı ve kolaydır.
Televizyon: Televizyon teknolojisinin ucuz ve yaygın olması, kullanımının
kolay olması sayesinde, en çok kullanılan kitle iletişim aracı olarak medya
okuryazarlığı eğitiminde önce Neden televizyon seyredersiniz?
likli ve ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
Bu nedenle medya okurSinemada
film
seyretmek
için
kendimiz
para

öderken, televizyonda film izlediğimizde o
yazarlığı derslerinde televizyon
filmin parasını kim öder?
ayrıntılı olarak işlenir. Tele:
 İnsanlar neden televizyon istasyonu kurma
uzak, vision: görüntü kavramlaihtiyacı hissederler? Amaçları nedir?
rından oluşan televizyon terimi,
uzak mesafelerden zaman ve
mekân engelini aşarak görüntü ve ses taşımasıyla insanların temel bilgi kaynağı
ve ucuz eğlence aracı olmuştur. Televizyon toplumların kültür ve yaşam tarzını
etkileyen önemli bir araç olmuştur. George Comstock'a göre (aktaran Vivian
2001:172-173) televizyon; kesintisiz olarak ve kaçınılamaz bir biçimde ne olduğumuzu
ve ne olacağımızı şekillendirmektedir. Televizyon; mesafe olarak uzak (KonyaKenya), zaman olarak uzak - yakın geçmişteki (1914 I. Dünya Savaşı - 2010
WikiLeaks bilgi savaşı), seyretme açısından tehlikeli yer (Etna Yanardağı) ve
konuları (akreplerin hayatı) insanların ayağına getirmektedir. Bu sayede televizyon insanın kendisini ve çevresini tanıyıp anlamlandırmasında bir aracı rol
üstlenmektedir.
12
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Televizyon bir sosyalizasyon, standardizasyon ve dünyaya uyum aktörüdür. İnsanları rüyalara ve psikolojik telafi mekanizmalarına götürür (Ellul
1998:174). İnsanlar günlük yaşamlarında görmedikleri parlak-şahane yaşantıları, gidemedikleri yerleri (örn. buzulların efsunlu görüntülerini) televizyonda
görür, fikir sahibi olur. Televizyon nesneleri çok inandırıcı bir şekilde sunduğu
için, (görmek inanmaktır) seyirciyi etkileyebilme gücüne sahiptir.
Türkiye’de ilk ve ortaöğretim düzeyindeki öğrencilerin, kitle iletişim araçları arasından en çok televizyonu kullandıkları bilinmektedir. RTÜK’ün Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması – 2’ye göre (2009:41, 54); 15-20 yaş grubu
hafta içinde 4.1 saat, haftasonu ise 4.5 saat televizyon izlemektedir. Televizyon
içeriğinin, hangi yaş ve özelliklere uygun olduğunu, hangileri için sakıncalı olduğunu belirtmek üzere RTÜK ve emsali düzenleyici kurumlar, programlara
etiketleme yapmaktadırlar. Bu Türkiye'de Akıllı İşaretler olarak adlandırılmaktadır. Bu etiketleme sistemi ile sakınılması gereken şiddet, cinsellik, olumsuz
örnek oluşturabilecek davranışlara dikkat çekilmektedir. Sistemin 7, 13 ve 18+
yaş gibi düzeylere uygunluk ve genel izleyici gibi sınıflamaları vardır.
Televizyon, eğlendirici, vakit hırsızı veya bilgi kaynağı her ne sayılırsa sayılsın, bir bütün olarak toplum için kültürel ana akımın başlıca yaygınlaştırıcısıdır (Gitlin 1986:3). Televizyon seyretmenin kültürel yapıya, beslenme ve tüketim alışkanlıklarına ve insan sağlığına olumsuz etkileri üzerine medya okuryazarlığı alanında birçok çalışma bulunmaktadır.
Günlük olarak haber almak, çeşitli yerler, teknolojiler, yaşam tarzları hakkında bilgilenmek, eğlenmek ve hoş/boş vakit geçirmek gibi nedenlerle insanların büyük çoğunluğu televizyon kullanmaktadır. Medya okuryazarlığı derslerinde, televizyonun karakteristik özellikleri, program türleri, kurgu-gerçek ilişkisi, bilgilenme, kültür, yönlendirme ve tüketim kültürü, gün içinde televizyona
ayrılan süre ve diğer işlerle ilişkisi gibi konular işlenmektedir.
Televizyonun ekonomik ve politik güç bağlamında çok önemli bir yeri
vardır. Her ne kadar demokratik sistemlerde televizyon kamuoyunun serbestçe
oluşmasına yardımcı olmak, yönetenlerin aldığı kararlardan halkı haberdar etmek ve halkın beklentilerini, sorunlarını yönetime iletmek, halkı eğlendirmek
gibi bir takım biçimsel (görünüşte) işlevleri olsa da aslında bunların hepsinden
önemli olarak; sahiplik yapısı itibarıyla bir şirketler grubunun ticari faaliyetlerini kolaylaştırmak, medyadan aldığı güçle diğer sektörlerde söz sahibi olmak,
sektörü yönlendirmek, yerel, bölgesel, ulusal veya uluslararası yönetimlerin iktidarlar üzerinde baskı oluşturmak gibi çok çeşitli örtük veya özel amaçları da
barındırmaktadır.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
13
Öğrencilerin televizyon ile ilişkisinde öncelikli olarak üzerinde durulması
gereken konu gerçekliğin nasıl yansıtıldığıdır. Televizyon ve gerçeklik ilişkisini
irdeleyen John Fiske'e göre (1987:5) televizyon, gerçekliği belirli sosyal kodlar
doğrultusunda üç aşamada inşa eder: 'Gerçeklik’in yansıtılmasının birinci aşamasında; görünüm, kostüm, makyaj, ortam, davranış, konuşma, jest ve mimikler, ifade (gücü), ses vb. ögeler yer alır. Bu ögeler, ikinci aşama olan 'temsil'
aşamasında şu teknik kodlarla elektronik olarak kodlanmıştır: Kamera, ışık,
kurgu, müzik, ses. Tüm bunlar, temsili şekillendiren geleneksel temsil kodları
(mesaj formları) ile aktarılır: hikâye, çatışma, karakter, aksiyon, diyalog, dekor,
oyuncular vb. Son aşamada da 'ideoloji' fark edilir. İdeolojik kodlar kendi içinde
tutarlılığı ve sosyal kabul edilebilirliği doğrultusunda inşa edilir: bireyselcilik,
ırk, sınıf, materyalizm ve kapitalizm vb. gerçeklik somut veya soyut göstergelerle değişik argümanlar ve araçlar kullanılarak çok farklı biçimlerde inşa edilebilir ve televizyon üç boyutlu dünyayı iki boyutlu penceresinden kendine göre
yansıtır.
Televizyon çeşitli formlardaki ürünlerini insanlara yayımlar. Eğitim, sağlık, spor gibi farklı türdeki programlarda; programın inandırıcılığını arttırmak
için uzman görüşüne, belgeye ve görüntüye başvurur. Böylece seyirci üzerinde
azami etki uyandırılmaya çalışılır. Televizyon, metalaştırdığı sanatı, siyaseti,
dini ve felsefeyi ticari reklamlarla karıştırıp insanları kendi standardı içinde bir
hizaya getirmeye çalışmaktadır (Avcı 1999:28-29).
Avrupa Komisyonu'nun Avrupa'da medya okuryazarlığının profilini çıkarttığı raporunda televizyon; internet'ten üç kat daha fazla kullanıma sahiptir
(European Commission ML Profile Europe 2010a:3). Avrupa Komisyonu'nun
bu raporunda belirtildiği üzere (European Commission ML Profile Europe
2010a:12), İzleyicilerin İlgileri (çıkarları) için Avrupa İşbirliği [EAVI - European Association for Viewers Interests] adlı sivil toplum örgütü kurulmuştur. Bu örgüt başta
televizyon olmak üzere görsel-işitsel medyada izleyicinin, daha genel olarak vatandaşların çıkarlarını gözetmeyi amaçlamaktadır. Özellikle çocuklar ve gençlere özel ihtimam gösterilerek en iyi televizyon programcılığının yapılması için
faaliyetlerini yürütmektedir. Avrupa Birliği ve alt birimleri, televizyona büyük
önem vermektedir.
Radyo: II. Dünya Savaşı yıllarında en önemli haber ve propaganda aracı
olan radyo, savaş koşullarında en hızlı ve etkin kitle iletişim aracı olarak kitleleri harekete geçirebilme yeteneğini göstermiştir. Televizyonun baskın hale gelmesiyle, haber verme ve fonda müzik ve eğlence aracı haline indirgenen radyo,
14
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
her zaman her yerde insanlara sesini duyuran bir medya olarak varlığını sürdürmektedir. Plak şirketleri piyasaya sürdükleri şarkılarını radyo sayesinde
popülerleştirmektedir (Vivian 2001:145-146).
Bir kitle iletişim aracı olarak radyonun en popüler olduğu 20. yüzyılın ilk
yarısında radyo içeriği dinleyicilerin rahatsızlıklarına da neden olabilmekteydi.
1939 yılında ABD’de Ladies Home Journal’a gelen ve dergide yayınlanan okur
mektuplarından birinde çocuk programları ile ilgili rahatsızlığını dile getiren
bir ebeveyn; Radyonun istenmeyen sözler, ana-babasına karşı isyankârlık, arkadaşlık,
aile ve evliliğe karşı ciddiyetsizlik, yasalara saygısılık, okula ilgisizlik öğreten, suç ve
şiddeti yücelten… yayınlarından duyduğu şikâyeti dile getirmiştir (Davis 1992:1).
Radyo ile ilgili sorunlardan özellikle kültür ve dil sorunları (yabancılaşma, yozlaşma, banallaşma, bayağılaşma), bugün de güncelliğini korumakta, hatta artmaktadır.
İnternet üzerinden radyo yayını ile radyoculuk tam anlamıyla küreselleşmiştir. Dünyanın bir ucundaki canlı yayın ile eş zamanlı radyo dinleme imkânı
doğmuştur. İnternet radyoculuğunun en önemli avantajı, frekans tahsisi gerektirmemesi, kurulum ve işletim maliyetinin düşük olmasıdır. İnternet üzerinden
radyo yayıncılığı her geçen gün daha fazla ilgi görmektedir. Ücretsiz müzik
dinlemek, uzun araç yolculuklarında sıkılmamak, müzik aralarında haberlerle
güncel gelişmelere kulak kabartmak için radyo günlük çalışmalar esnasında
pratik bir araç konumundadır.
Radyonun konumu ve kullanımı ülkeden ülkeye bir takım farklılıklar göstermektedir. Yabancı içeriğin istilasına karşı yerli içeriğin korunması konusunda Kanada iyi bir örnek oluşturmaktadır. Kanada Radyo Televizyon Komisyonunun aldığı bir kararla, 1970'lerden beri Kanada'da radyo istasyonlarının en
azından %30 yerli içerik yayınlamaları yükümlülüğü getirilmiştir. Buna göre,
sanatçı, müzik, üretim ve şarkı sözleri Kanadalı olmalıdır (Vivian 2001:166).
Türkiye’de radyo yayıncılığında yabancı içerik ile birlikte yerli yapımlara yer
verilmesi konusunda, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun önemli sorumlulukları
bulunmaktadır.
Değişik hobiler ve mesleklere göre uzmanlaşmış radyolar, insanları bilgilendirirken aynı zamanda eğitmektedir. Radyo programcılarının sözcük seçimi,
dinleyicilerin sözcük seçimine yansımaktadır. Bu nedenle radyo ve dil ilişkisi
medya okuryazarlığında önem arz etmektedir.
Medya okuryazarlığı sadece radyo, televizyon, film ve basılı materyallerin
içeriği ile ilgilenmemektedir. Kitle medyası ile reklamcılık, pazarlama, popüler
kültür gibi alanlarda kaynağını alan bilginin üretimi, yönetimi ve ekonomik,
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
15
kültürel ve siyasal zeminde medya tüketicisi ile ilişkisine de yoğunlaşmaktadır
(Thoman 1990:2). Medya tüketicisinin medya ile ilişkisi de mesleği, hobileri veya hoşça vakit geçirme aracı olarak farklılaşabilmektedir.
Dijital-Çokluortam: Bilgisayar, İnternet ve Mobil Teknolojiler
Bilgisayar ve ağ teknolojisindeki gelişim, askeri amaçlı başlayan interneti
küresel bir ağ haline getirmiştir. Sadece yetişkinler değil, çocuk ve gençler de
internet kullanıcısı haline
gelmiştir. Son yirmi- otuz
 Boş vaktinizde ders çalışmayı mı, cep
yıldır egemenliğini sürdütelefonundan facebook’a bağlanmayı, oyunlar
ren televizyona, ikinci bin
oynamayı ve yazılı sohbet yapmayı mı tercih
ederdiniz?
yılda güçlü bir rakip gelmiştir: İnternet. Televizyo Ödevlerinizi internetten mi, ansiklopediden mi
yararlanarak hazırlamayı tercih edersiniz?
nun yayın akışına bağımlı
Ansiklopedi ve interneti karşılaştırabilir misiniz?
kalmak yerine internetten
 Cep ‘telefon’unun sesli görüşme dışındaki
film ve diğer içerikleri indideğişik özellikleri, e-mail, bloglar, sosyal ağlar
rerek veya çevrimiçi seyinsanların günlük yaşamına fayda/zarar
retme imkânı doğmuştur.
zemininde
ne
gibi
etkileri
olduğunu
Bu
gidişatta gençler, artık
düşünüyorsunuz?
sinemaya film seyretmeye
 İnternet üzerinden tanıştığınız kişilere güvenir
gitmek yerine kendi filmlemisiniz? Gerçek kimlik bilgilerinizi paylaşır
rini bile çekebilirler (Beach
mısınız, bu konuda sınırların nasıl çizilmesi
2007:11-12).
gerekir?
Geleneksel televizyon
ile karşılaştırıldığında, yeni teknolojinin olanakları tehditkârdır: Televizyon pasif - ağ aktiftir; ağ demokratik, interaktif ve her türlü bakış açısına yer verir - televizyon dünyaya küresel ve tekil bakış açısını verir; ağ topluluklar inşa eder televizyon izole eder… bu karşılaştırma böyle uzayıp gidecektir. Hazır teknolojiyi (televizyon) tüketen, televizyon kuşağı hem daha kilolu hem de daha hiyerarşik, katı ve merkezci iken, ağ kuşağı kendini ifade etmeye susamış, kâşif, yaratıcı, analitik, öz güveni sağlam bireyler olarak ortaya çıkmaktadır (Buckingham 2009:20)
İnternet bağlantısı olan tüm bilgisayar kullanıcıları bilgisayar üzerinden
ürettikleri mesajları internet sayfalarına yüklemeye başlamışlardır. Bağlantıda
bant genişliğinin ve dolayısıyla hızın artmasıyla birlikte, vidyo dosyaları bile internet üzerinden aktarılır, paylaşılır hale gelmiştir.
16
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Dijital teknolojilerin kullanımı günden güne artmakta, öğrencilerin günlük
yaşamlarında ön plana çıkmaktadır. Yeni bilgi ve iletişim ortamı olarak internet; karşılıklı adaptasyon süreciyle9, basılı ve elektronik iletişim araçlarını bünyesine katmaktadır (Lebert 1999:104). Mevcut yapıda dijital teknolojileri öğrenciler kendi kendine öğrenmektedir. Oysa medya okuryazarlığı ile birlikte, bunun okul ortamında, formal eğitim içinde öğrenilmesi, teknolojinin kendisine
olumlu ve olumsuz etkilerinin neler olabileceğini bilmesi gerekmektedir.
Okul ortamındaki formal eğitim ile okul dışındaki informal çevrimiçi öğrenme birbirini desteklemelidir. Formal eğitim genellikle öğrenciye eğlendirici
gelmemektedir. Oysa boş vakitlerin hatta ders çalışmaya ayrılması gereken vakitlerin harcandığı çevrimiçi ortamlar öğrenciye daha çekici gelmekte, hatta kimi zaman bağımlılıklara neden olmaktadır.
Öğrenci için yeni iletişim teknolojileri öğretici olmaktadır. Öğrenciler; çevrimiçi uygulamalar, sosyal yazılımlar, internet sayfaları üzerinden toplumu
özellikle de akranlarını tanımakta; hızlı mesajlaşma servisleri (IM) ve dijital
oyunlarla çeşitli makine ve savaş teknolojilerini tanımakta; Wiki’lerle kavramları ve anlamlarını; Google Maps/Earth, Flickr gibi çevrimiçi yazılımlarla yaşadığı
coğrafyayı, tarihi, turistik, kültürel bölgeleri hatta tüm dünyayı görmekte, keşfetmektedir. ‘Keşfedici öğrenme’ [explorative learning] en önemli araç olan internet sayesinde gerçekleşmektedir (NETS for Teachers 2008:s.y).
Dijital teknolojiler içinde kuşkusuz en önemli yere sahip olan ögelerden biri metin temelli iletişimdir. Metin temelli iletişime, anlık yazışmalar [IM - Instant Messaging] ve çeşitli sanal sohbetler de dahildir. Metin temelli iletişimde; email, anlık yazışma, blog, wikiler, sms veya mikroblog gibi yazışma formları ve
bilgisayar, cep telefonu, avuç içi bilgisayar (PDA) gibi çeşitli araçlar üzerinden
seyyar veya sabit, eş zamanlı (örn. IM) veya eş zamanlı olmayan (örn. e-mail)
haberleşmeler söz konusudur.
Yaygın kullanımı ile e-mail, internet teknolojilerinde önemli bir yere sahiptir. Bilgisayar üzerinden yazılı iletişim olarak başlayan e-mail, artık çevrimiçi
çalışabilen cep telefonu, avuç içi bilgisayar gibi diğer sabit ve seyyar araçlara da
yayılmış durumdadır. Makul seviyelere inen fiyatlarıyla öğrenciler arasında
yoğun bir şekilde kullanılan dijital teknolojiler, aynı zamanda prestij aracı olmaktadır.
9
Bilgisayar ve internet teknolojileri geleneksel medyaya uyum sağlarken, geleneksel medya içeriğinin
de internet ortamında yayınlanmaya elverişli formatları, internet versiyonları oluşturulmakta; böylece
hem karşılıklı adaptasyon hem de popüler gidişatta iç içe geçme [convergency] ve birbirine karışma
durumu gerçekleşmektedir.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
17
E-mail üzerinden gerçek kimlikle ciddi yazışmalar ve görüşmeler hızlı bir
şeklide yapılabilirken, sanal kimlikle kötü amaçlı olarak e-mail kullanımı da
yaygınlaşmaktadır. Örneğin, mail ile virüs dosyaları gönderilmesiyle, mail alıcısının kullandığı yazılımların zarar görmesi, istenmeyen arkadaşlıkların kurulması, kişisel bilgilerin çalınarak kötüye kullanılması ve benzeri birçok olumsuz eyleme mail pratik bir ortam oluşturmaktadır. Sanal ortamda, özellikle de
sosyal ağlardaki hayâli arkadaşlarla, hatta gerçek arkadaşlarla iletişim kurarken, realiteden çok farklı sosyal rol, ırk, etnik köken ve cinsiyet ile (sahte) kimlik inşa edilebilmektedir (Ognyanova 2010:47). Internet sayesinde günlük yaşamda birçok kolaylık sağlanırken, birçok risk ve sorunlar da ortaya çıkmaya
başlamıştır. Internette kimlik hırsızlığı, pornografi, ırkçılık, dilin kötü kullanımı, tacizler ve daha birçok tehdit günden güne artmaktadır (Frechette 2002:43).
İnternet üzerinden yayınlanan, çeşitli mesleki terimler ve özel kavramların
öğrenilmesinde önemli bir yere sahip olan bir diğer internet uygulaması da ‘wiki’lerdir. Hawaii dilinde ‘hızlı’ anlamına gelen wiki ile ansiklopedi sözcüğün
son kısmı olan pedia [encyclopaedia] sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan ‘Wikipedia’, ismi gibi karma bir bilgi ortamı, çevrimiçi veri tabanı olarak inşa edilmiş
internet ansiklopedisidir (http://en.wikipedia.org/wiki/Wiki). Kullanıcıların belirli bir konu/kavram üzerinde kendi bilgileri ve uzmanların yazılarını referans
göstererek yazdıkları açıklamalardan oluşan bu tanımlayıcı [descriptive] ortam,
kullanıcının ürettiği içeriğin bir adım daha ötesine geçerek, işbirliği halinde içerik üretimine [collaborative content creation] iyi bir örnek oluşturmaktadır. Wiki’lere girilen bilgiler, IP kontrollü olarak değiştirilip, güncellenebilmektedir.
Öğrenmede wikilerin önemli bir yeri vardır.
Bireyler, yaşamlarındaki güncel gelişmeleri, gündemdeki konular hakkındaki düşüncelerini ve tartışmaya açmak istediği konuları, fotoğraf veya herhangi bir konudaki güncelerini weblog veya kısaca blog adı verilen internet güncelerine göndererek orada yayınlamaktadır. Youtube benzeri bazı sitelere vidyo
günce gönderilmektedir. Savaş bölgelerindeki askerler elektronik ortamlara
güncelerini yazmaktadır. 2001 Afganistan ve 2003 Irak işgallerinde ilk örneklerine rastlanan bu savaş günceleri warblog veya warlog olarak adlandırılmaktadır
(http://blogsofwar.com). Bu ortamda askerler günlük yaşamlarından kesitler
yazarak kendisini tanıyan - tanımayan tüm dünyaya içinde bulundukları durum hakkında bilgi vermektedir. Basın yayın organları, internet üzerinden blog
sayfaları oluşturarak, okuyucunun, vatandaşın güncel konular hakkında düşüncesini anlayıp nabzını tutabilmekte, müteakip haber seçiminde editörler bu
güncel bilgilerden yararlanmaktadır.
18
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Bloglar öğrencilerin internet teknolojileri kullanımında önemli bir yere sahiptir. İnternet sayfalarına gönderilip orada yayınlanan kısa makaleler olarak
da bilinen blog uygulaması ve Twitter örneğinde olduğu gibi daha kısa (140 karakter ve altı) yazılardan oluşan mikroblog [microblog] öğretmenlerin moderatörlüğünde eğitim amacıyla da kullanılabilmektedir.
Yeni iletişim teknolojileri; öğretmenin yöneticiliğinde, ebeveynin gözetiminde eğitim faaliyetleri ile ilişkili olarak kullanılır ise işbirliği halinde öğrenme
ortamı oluşturur (Collaboration in Teaching and Learning 2009:63-64) İşbirliği
halinde öğrenme, medya okuryazarlığı eğitiminde çok büyük bir katkıya sahiptir (Yoon 2007:16).
Medya okuryazarlığı eğitiminde, tartışma grupları, forumlar ve çeşitli mesleki örgütlerin mail listeleri öncelikle öğretmenlerin birbirlerinden teorik ve
pratik olarak öğrenme yapmalarına yaramaktadır. Öğrenciler için de bu ortamlar bilgi alışverişi, ilgi alanlarına göre işbirliği gibi birçok yarara sahiptir.
Kullanıcının Ürettiği İçerik: Vidyo paylaşımı konusunda en tanınmış site
YouTube olmuştur. 2005 yılında kurulan YouTube, 2006 yılı Kasım ayında da
Google tarafından satın alınınca çok güçlü bir altyapıya sahip olmuş ve aynı yılın Aralık ayında da Time dergisine kapak olmuştur. Her yıl sonunda yılın insanını seçip kapak yapan Time, ilk defa belirli bir kişiyi yılın insanı seçmeyip;
‘2006 Yılın (ın) İnsanı Sizsiniz’ sloganıyla, YouTube’a vidyo yüklemeye başlayan
bu sosyal cesareti gösteren herkesi yılın insanı seçmiştir. Kapakta ‘Evet sizsiniz,
(yanlış duymadınız anlamında) “Siz enformasyon çağını kontrol ediyorsunuz, kendi
dünyanıza hoş geldiniz.” İfadesi10 yer almıştır. Time dergisinin bu sayısında (Cilt
168, No.27/28, Aralık-2006) ilk defa Kullanıcının ürettiği içerik [user-generated content] kavramı duyurulmuştur.
YouTube adıyla ‘yılın kahramanı’ olan internetin gelişimini üç aşamada değerlendirmek gerekmektedir. İnternet sayfalarının ilk hali olan, Web 1.0’da statik sayfalar sadece okunuyor, inceleniyor, tek yönlü bilgi akışı söz konusu oluyordu. Sadece profesyoneller medya içeriği üretirken, diğerleri tüketiyor; amatörler ise kendilerini ifade edemiyorlardı.
Medya dünyasında bir dönüm noktası olan Web 2.0’ın ortaya çıkmasıyla,
statik web sayfaları hareket kazanarak dinamik, interaktif web sayfalarına dönüşmüştür. Amatör kullanıcılar kendi ürettikleri içerikleri internet sayfalarına
yüklemeye, yorumlar, eleştiriler yazmaya başladılar. Böylece daha katılımcı,
10
Güç sende illüzyonu...
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
19
paylaşımcı, yardımlaşmacı bir ortam (sosyal medya) doğdu (Delich, Kelly,
McIntosh 2008:6). Bağlantı hızındaki artış doğrultusunda interaktif uygulamalar, oyunlar, internet sayfası üzerinde çalışan program ve eklentiler, özellikle
gençleri internet uygulamalarına çekmeye başlamıştır. Web 2.0, üretici ve kullanıcının artık birbirine karıştığı bir ortam oluşturmuştur. Bu yeni durum karşısında gençlerin kazanımları ve karşılaştıkları riskler medya okuryazarlığının
inceleme konuları kapsamına girmiştir.
Web 2.0 konusunu da içeren BECTA raporuna göre (aktaran CTL 2009:18)
eğitimde Web 2.0’ın en faydalı yönleri şunlardır: Öğrencilerin sosyal katılım ve
sorumluluk anlayışlarının geliştirilmesi, eğitim ve okul dışı ortamlarda da tartışmalara katılması ve kendini ifade etme ortamı bulmasıdır. Özellikle içe dönük öğrencilerin sınıfta akranları arasında soru sorma kaygısını çevrimiçi ortamda taşımayıp, ilgilendiği bir konuyu her an her yerde hazır bulunan Web
2.0 ile derinlemesine araştırma imkânı bulması ve yaptıkları çalışmanın yayınlanmasıyla sahiplenme ve öz güven duygusunu pekiştirmesidir.
İnternet’teki, bilgisayar dünyasındaki versiyonlarla ifade edilen gelişim
evrelerinde sırada Web 3.0 vardır. 2010’lu yıllarda sadece nasıl olduğu ve ne işe
yarayacağı üzeride tahmin ağırlıklı bilgiler mevcuttur. Anlamsal web veya semantic web olarak da adlandırılan bu sürümde amaçlanan, belirsiz kitlelere yönelik sanal ortamda biriktirilmiş veriler içinden akıllı bilgisayar yazılımları sayesinde her bir bireyin gereksinimlerine uygun verilerin seçilip, ulaştırılmasıdır
(Kuhn 2013:2). Anlam temelli çalışan bu üçüncü kuşak çevrimiçi akıllı bilgisayar uygulamalarının özelliği; navigasyon, cep telefonu, elektronik ajanda, şifrematik, internet uygulamaları gibi çok çeşitli teknolojilerin birlikte çalışarak bireyin günlük tüm ihtiyaçlarına asiste etmesidir. Bu aşamada, internette yer alacak bilgilerin neyle ilgili oldukları detaylı olarak etiketlenecek, aramalarda bu
etiketlerden yararlanılarak, bireyin karakteristik özellikleri ile yazılım üzerinden veri tabanındaki bilgilerle en ilişkilisi eşleştirilerek, bireylerin beklenti ve
gereksinimlerine tam uygun bilgiye doğrudan ulaşması sağlanacaktır.
Web 3.0, Alvin Toffler'in 'Üçüncü Dalga'sına (The Third Wave 1980:182-183)
benzemektedir. Uygarlığın tarihsel gelişiminin üçüncü dalgasınını oluşturan
bilgi toplumu aşamasını yaşayan insanların günden güne daha çok bilgi yoğun
bir dünyada, günlük hatta anlık bilgi tüketimine göbekten bağlanacakları ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Bu öngörü gerçekleşmiş, yeni yetişen kuşaklar bilgi
teknolojilerinin içine doğmuştur. Teknoloji tıpkı bir ağ gibi toplumu kuşatmış,
onsuz olunamamaktadır. Reklamlar, şarkılar, filmler ve fragmanlar ve daha birçok
medya içeriği, ilişkisiz ve zıt olsalar bile art arda insanları bilgi bombardımanına tutmaktadır.
20
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Genel olarak internet teknolojilerinin bu üç sürümüne bakıldığında şu tipoloji ortaya çıkmaktadır (Collaboration in Teaching and Learning 2009:62):
Web 1.0 (show) : Sadece okumak (geri bildirim yok)
Web 2.0 (share) : Okumak ve yazmak, paylaşmak (geri bildirim var,
okuryazarlıktaki gibi)
Web 3.0 (‘live’
: Okumak, yazmak, yapmak, bireysel tercihleri
alone in crowd)
anlamak (medya okuryazarlığında olduğu gibi)
Bu 'yapmak' ile kastedilen evde, işte, tatilde her yerde ve her zaman çevrimiçi teknolojilerle birlikte yaşayıp günlük işlerini (mobil ofis gibi) internet üzerinden yapmaktır. 'Anlamak' ile de kastedilen, tercihleri ile bilgisayar veritabanlarına tanıtılan insanın, dijital teknolojilerde çalışan yazılımlar tarafından önce
tanınması, tutum ve müteakip davranışlarının anlaşılması ve tıpkı bir insan gibi
doğru tepkiler vererek, teknolojinin insanın günlük ve profesyonel yaşamına
(burnunu sokması ya da) yardımcı olmasıdır.
Dijital teknolojilerin artan bir şekilde özellikle genç kuşağın gündelik yaşamına dahil olduğu ve onların yaşam tarzlarını ve iletişim biçimlerini şekillendirdiği, hatta derinden etkilediği11 görülmeye başlanmıştır. Dijital yerliler
olarak gençler, internet teknolojilerine çok yatkındırlar. Günceler, vidyo günceleri yazmakta, wikilerde kolektif bilgi üretmektedirler. Bunlar sınıfta eğitim
amacıyla da kullanılabilmektedir (Beach 2007:12). Bir konuyla ilgili topluluğun
gönüllü katılımlarıyla konuyla ilgili bilgi üretmesi ve bilgi kaynağı olması
[crowdsourcing] dijital medyada yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu da akademik
eğitim, mesleki eğitimi ve temel eğitimlerde kullanılabilecek bir yöntemdir12.
İngiltere’de OFCOM’un liderliğinde yapılan çalışmalarda 17 milyon kişinin bilgisayar ve internet kullanmadığı bunun ise dijital hariç kalmaya neden olduğu OFCOM tarafından açıklanmıştır. Gençlerle birlikte yetişkinlerin de dijital
dahil olmaları [digital inclusion] gerekmektedir (Media Literacy Policy Development 2009:42-43): Böylece demokratik yaşama daha etkin katılım, teknolojinin daha
11
12
Sosyal sitelere kaydedilip paylaşılan bilgiler, sadece arkadaşlar ve iş arkadaşlarına gitmemekte, kimi
zaman kötü niyetli kişilerin eline geçmekte, onlar tarafından hareketler izlenmektedir. Gençlere yönelik
olarak yayınlanan Vertical Thought dergisi; Sigorta şirketlerinin hırsızlık konusunda yaptıkları
araştırmalardan hareketle gençleri uyarmaktadır: Hırsızlar sosyal ağları kullanarak kurbanlarına
sinsice yaklaşıyor başlıklı yazıda (January-March, 2011:23): Hırsızların Facebook ve Twitter gibi
sosyal ağlarda kurbanlarının günlük alışkanlıklarını, tatil/iş planlarını izledikleri ve onların yokluğunda
hırsızlıklarını rahatça yaptıklarını anlatmaktadır. Yazıda şöyle bir ilginç tespit de vardır: Eskiden
hırsızlar postacı veya sütçüye para ödeyerek aldıkları bu bilgileri şimdi internetten bedava
almaktadır...!
Medya farklı amaçlarla istenmeyen sonuçlar elde edilecek şekilde kullanılabileceği gibi, eğitim gibi çok
önemli konularda da rahatlıkla kullanılabilir. Dolayısıyla medya okuryazarlığı medyanın sadece kötü
yönlerini görmez, iyi yönlerini de görüp, ondan faydalanmanın tavsiye ve teşviğini yapar.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
21
etkili ve inovatif kullanımı ve neticede medya okuryazarlığı sağlanacaktır13. Dijital dahil olma ile birlikte dijital uçurumun kapatılması mümkün olacaktır.
Medyada İçerik
Medya mesajları, haber, reklam, vidyo, film, belgesel gibi belirli formlarda
(biçim) üretilmektedir. Mesajların neyi anlattığı, nasıl anlattığı, neleri kapsayıp
neleri kapsamadığı içerik ile ilişkilidir. Bir haberde olay, konu; bir reklamda
ürün; bir eğitim programında öğretilen konular içeriktir. Bir radyo programında sesin aktardığı bilgi ve düşünce içeriktir.
Film, belgesel ve (belirli bir ürün için) reklam gibi hangi formda olursa olsun veya hangi araçla hedef kitleye aktarılırsa aktarılsın, içerik mesajın nasıl ve
ne ile aktarıldığından daha önemlidir (Potter 2005:224). Medya mesajları, taşıdıkları içerik ile değerlendirilmektedir. Geleneksel medyada içerik, medya profesyonelleri tarafından belirlenirken; kullanıcının ürettiği içerikte ise amatörler
de kurumsal düzenleme, etki ve sansüre takılmaksızın (varsa site yöneticisinin
müdahalesi hariç) içerik üretip yayınlamaktadır.
Aracın yapısı üretilecek mesajı etkilemekte, cihaz ön plana çıkmaktadır.
Cep telefonunda fotoğrafın kalitesini cihazın çözünürlüğü belirlerken, mesajın
uzunluğunu da harf kotası belirlemektedir. Aynı şekilde televizyonda görüntü
ve ses kalitesi, yayıncılık ve son kullanıcı teknolojisi ile orantılıdır. Türkiye’de
her ne kadar ekipmanlar bir prestij aracı olarak görülmeye devam edilse de
modern dünyada Türkiye’de olduğu kadar yeni teknoloji tüketme merakı yoğun değildir. Örneğin i-phone gibi karmaşık telefonlar, plazma televizyonlar
vb. ürünler ABD ve Avrupa’da Türkiye’de olduğu kadar büyük prestij aracı
olarak önem görmemekte, işlevselliğe itibar edilmektedir.
Chadwick Martin Bailey adlı araştırma şirketinin ABD’de 1200 kişi üzerinde yaptığı bir araştırmaya göre (PRWeb www.prweb.com), insanlar i-phone ve
benzeri taşınır cihazlarda pahalı ekipmanlarda medya tüketmek yerine, internet'ten film kiralayıp, bir diğer kullanıcıyla film, vidyo paylaşıp [massive peer-topeer video sharing] izleyebilmektedir. Taşınır cihaz üzerinden geleneksel medya
kullanımı %15’lerde iken internet üzerinden film seyretmenin oranı, bunun ortalama iki katıdır. Yine aynı PRWeb araştırmasında şu sonuca ulaşılmıştır: (Bilinçli) tüketici için içeriğe erişimin sağlanması, cihazdan daha önemlidir. Medya
13
Aslında öyle değil! Dijital teknolojileri kullanmayı bilip kullanmak başka, medya okuryazarı olmak
bambaşkadır. Bazı önemli birimler tarafından hazırlanan metinlerde dahi medya okuryazarlığı, dijital
teknolojilerin kullanımı olarak alınabilmektedir!
22
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
okuryazarlığı eğitiminde de biçim ikinci planda gelmekte, içerik inceleme ve
içerik üretme üzerinde durulmaktadır.
Dijital dünyaya doğan gençler; sabit telefon almayı, kol saati kullanmayı
düşünmezken, cep telefonsuz bir hayat da düşünememektedir. Artık insanlar
uzun metinler okumak istememektedir. Yeni nesil gençler hemen hiç gazete
okumamakta, interneti, cep telefonuna gelen (kısa) haberleri okumayı tercih
etmektedir (Adler 2008:49-55). Gençler gazete okumadıkları gibi, artık televizyondan da uzaklaşmaya başlamış, televizyonla başarılı bir rekabete girmiş olan
internetten tatmin bulmaya başlamışlardır (Clark 2008:9-10). Gençlerin internette akranları vardır. Aynı anda çevrimiçi görüşme ve bilgi alış verişinde bulunma imkânı vardır. Televizyonda ise kendi bildiğini dikte eden profesyoneller
vardır. Gençler kendilerini ifade edebilecekleri ortamı seçmektedirler. Yeni iletişim teknolojileri ile birlikte daha kısa (örneğin twitter gibi microbloglarda ortalama 150 kelimelik yazılar) ve özlü metinler yazmaktadırlar.
Medya teknolojileri hızla gelişse ve geleneksel kitle iletişim araçları gerileme sürecine girse de içerik varlığını güçlenerek sürdürmektedir. Walt Disney
Şirketi'nin uzun süre başkanlığını yürüten Michael Eisner, iletişim teknolojilerinden hızlı gelişim ve dönüşümden rahatsız değildir. Ona göre (Clark 2008:15);
Eski de yeni de olsa hepsi bir medyadır. 'Web 3.0 dünyası dahil, içerik hâlâ kraldır. Zaten sorun büyük oranda içerikledir, biçimle değil. Medya okuryazarlığında ise
içeriğin potansiyel olarak bireyleri olumsuz yönde etkilemesi en büyük endişe
kaynağıdır.
Yazı
Medya mesajları öncelikle yazı ile inşa edilmektedir. Haberler, senaryolar,
konuşma metinleri öncelikle yazıya dökülmekte, sonra da görüntü ve sesle bütünleşmektedir. O nedenle içeriğin ve eğitimin özü yazı ve metindir (Jensen
2002:285). Yazının ise bebeklik dönemi de yine resimdir (Ellul 1998:62). Bu yüzden
iletişimin gelişim sürecinde görselden (mağara resimleri) yazıya (sembol), yazıdan da tekrar görsele (fotoğraf, vidyo) dönüş vardır. Yazı, ses, fotoğraf, görüntü
ve grafik medya mesajlarını oluşturmakta, medya mesajlarına medya metinleri
de denmektedir.
Geçmişten geleceğe kültür taşıyıcısı ve güç göstergesi olarak metin; Foucault'ya göre; Medya metinlerini yorumlamada mihenk taşı olan ne bildiğimiz, nasıl bildiğimiz ve bildiğimiz şeyleri neden kabul ettiğimizi belirleyicidir (aktaran Hill ve
Fenner 2010:70). Foucault'nun en önemli yapıtlarından Bilginin Arkeolojisi'nin
özü de, geçmişten gelen orijinal bilgiye ulaşmak için tıpkı bir arkeoloğun bir
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
23
kazı bölgesindeki kalıntıları örselemeksizin üzerindeki tozu toprağı arındırmaya çalıştığı gibi, bilginin de kaydedildiği (metin) gündeki, kaydedenin zihnindeki anlamı, bağlamından soyutlamaksızın anlama çalışmasıdır. Bu durumda
metin, bilgiyi değiştirmeksizin saklayabilme özelliğine sahiptir ve metni önemli
kılan özelliği de budur (Bilici 2007:18-22).
Photo ve graph sözcüklerinin birleşimiyle oluşan ve ‘ışıkla yazmak’ anlamına
gelen fotoğraf da bir yazma sanatı olarak kabul edilebilir. Fotoğraf geçmişteki bir
görsel anı kaydederek, iki boyutlu bir yüzeye yazarak geleceğe taşımaktadır.
Yazı, bütünlük içinde bir metin oluşturduğunda bu metin kimi zaman ilgili, paralel diğer metinler ile de ilişkilidir. Bir metin başka bir metne göndermede
bulunur, diğer metinlerle de ilişkili olursa buna ‘metinlerarasılık’ [intertextuality] denmektedir. Bir kitap başka bir kitaba göndermede bulunabilir, bir film
doğrudan bir romandan uyarlanmıştır veya II. Dünya Savaşı ile ilgili ise, kendisinden önce yazılmış II. Dünya Savaşı ile ilgili literatüre göndermelerde bulunabilir. Birbiriyle ilişkili metinler okundukça konunun arka planı ve geçmişi
daha iyi anlaşılır.
Metinlerarasılık çağdaş medyanın en belirgin karakteristiğidir. Çeşitli
medya formları karşılıklı etkileşim ile karakterize edilmiştir. Film ve televizyon
gibi lineer medyanın yerini, karşılıklı etkileşimli hypertext; bilgisayar oyunları
gibi 'yazan' ile 'okuyan' arasındaki ayrımı ortadan kaldıran medyalar almıştır
(Buckingham 2009:27). Metinlerarasılık kavramının kapsamı daha geniş tutulduğunda, konu ile ilgili farklı formlardaki metinlerin tümünde metinlerin birbiriyle ilişkisi görülür. Bir araştırmada veya herhangi bir yayında, atıfta bulunulan metinlerin kaynakçada verilmesi de metinlerarasılık kavramı ile açıklanır.
Kaynakçadan hareketle o konuda yazılmış eski-yeni, yakından ilgili veya uzaktan ilgili birçok metne ulaşma imkânı vardır. Geniş anlamda bir metinde (yazı,
vidyo, ses) ‘bahsedilen’ her şey (fikir, ürün, konu) ona gönderme yapıldığı için
metinlerarası bir konumda yer alacaktır.
Ses
Medya ve yayıncılık teknolojilerinin gelişiminde görüntüden önce ses
kaydı yapılmaya başlanmıştır. Elektronik yayıncılıkta önce plaklara kaydedilmiş şarkılar radyolarda çalınmıştır. Görüntü ve sesi birlikte kaydeden teknolojik gelişimin öncesinde sessiz filmler yapılmış; daha sonra da ses ile görüntü eş
zamanlı olarak kaydedilerek bugünkü filmler yapılmaya başlanmıştır. Bu gelişimle birlikte eş zamanlı ses ve görüntü tam olarak birbirini tamamlayarak vidyo gerçek dünyada yaşanırmış izlenimi vermeye başlamıştır.
24
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Mesaj aktarma ve kitle iletişim aracı olarak salt sesin kullanıldığı araç radyodur. Dinleyici için ses, günlük işler yürütülürken, özel efor sarf etmeksizin,
fonda dinlenebildiği için radyo kullanışlılığını hiçbir zaman kaybetmeyecek gibi görülmektedir.
Medya mesajlarında kullanılan sesler doğal, efekt, dublaj gibi çeşitlere ayrılmaktadır. Bir filmde ses, görüntünün tamamlayıcı ögesi olarak ikiye ayrılmaktadır: Doğal ve yapay sesler. Oyuncuların sesi, nesnelerden çıkan sesler,
sahnede çalınan enstrümanın sesi doğal seslerdir. Oynanan sahnelerin dışından
gelen, modu güçlendirmek için eklenen film müziği, ses efektleri gibi harici veya yapay seslerdir (Krueger ve Christel 2001:47). Seslerin orijinalliği ve ne kadar
orijinaline çok benzediği, doğallığı inandırıcılığını ve duygusal etkisini arttırmaktadır. Bir medya mesajında sesin birey üzerinde etkisinin ne denli büyük
olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Birey üzerindeki etki ve ikna açısından, mesajın anlamını güçlendirmesi açısından sesin (nasıl) kullanıldığı medya okuryazarlığında önemli detaylar sağlamaktadır. Bu yüzden doğal sesleri, yapay sesler
ve çeşitli ses efektlerini, sesin görüntü ile ilişkisini bilmek önemlidir.
Fotoğraf-Görüntü-Grafik
Fotoğraf, nesneler üzerinden yansıyan ışığı iki boyutlu duyar katmana veya kâğıda yazan böylece nesneler veya ortamı görsel temsil eden bir teknolojidir. Medya okuryazarlığında foFotoğraf sanatı bizim için bir 'cin kovma'dır.
toğraf ve görüntü analizleri yaİlkel toplumun maskları vardı, burjuva
pılmaktadır. Yeterli arka plan
toplumunun aynaları, bizim ise
bilgisi varsa, bir fotoğraf karegörüntülerimiz var.
sinden veya görüntüden alınan
Jean Baudrillard
kesitlerden çok detaylı bilgiler
----------------------------------çıkartılabilir. Ses ile birleşmiş foYukarıdaki sözünde Baudrillard mask, ayna ve
toğraflar silsilesi olan görüntü ve
görüntü ile neden bahsetmektedir?
tek kare fotoğraf medyada gerçekliği temsil etmede çok önemli
bir yere sahiptir. İmajları incelerken öncelikle onların doğal sınırları olan karelere (hem kadraj hem de bir görüntüdeki tek bir kare) bakılmaktadır. Daha sonra kameranın konumu, ışık, kompozisyon gibi diğer ögeler gelmektedir. Fotoğraf ve tüm görüntülerin temeli, görüntünün sınırlı bir kısmını kapsayan tek bir
karedir (Krueger ve Christel 2001:1-2).
Medya okuryazarlığında görsel materyallerin çok önemli bir yeri vardır.
Bunlar kolay tüketilen, çok etkili ve inandırıcı materyallerdir ki kolaycılığa yatkın yeni kuşaklar için idealdirler. İmajların duygu ve düşünceler üzerindeki et-
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
25
kililiği, inandırıcılığı güçlüdür (Montana Office of Public Instruction 1999:1).
Medya tarafından belirli bir yer hakkında zihinde sabit imajlar oluşturulmaktadır. Uzaktaki görüntüyü getiren televizyon tele-vision; kendine bağımlı hale getirdiği insanlara, özellikle gençlere imajlarının nasıl olması gerektiğini anlatmakta, (tell-a-vision) imajlarını şekillendirmektedir (www.newswithviews.com/
Levant/ nancy77.htm).
İmajlar belirli bir yer ve zamandaki durumu yansıtırlar. Zaman ve yer değiştikçe imajlar değişir. Politik konularda mizah, hiciv ve eleştiri amaçlı karikatürler medyada yayınlanmaktadır. Karikatürlerde ülkeleri veya toplumları temsil eden klişeleşmiş pozitif ve negatif çağrışımlı imajlar çizilmektedir. Birey, toplum ve ülkeler arasındaki ilişkilere göre pozitif veya negatif anlamlı imajlar
medyada yayınlanmaktadır (Yüksel 2007:109-117).
İmajlarda ırkçılık, kötü temsil, hatta bireyi istismar edebilme potansiyeli
önemli bir inceleme konusudur. Çocuk ve gençlerin istenmeyen görüntülerinin
kaydedilmesi ve yayınlanması medya okuryazarlığında üzerinde durulan hassas konulardandır (European Commission ML Profile Europe 2010a:7).
Dijital teknolojilerin gelişimi ile birlikte, medyada imajların egemenliği de
artmaktadır. Fotoğraflar, filmler, reklam panoları, resim ve grafiklerle dolu bir
imajlar evreninde insan imajlarla kuşatılmış (imaj banyosu) durumdadır (Ellul
1998:145). Eskiden sadece büyük profesyonel kameraları kullanan kameramanların görüntüleri ulusal televizyon kanalının ekranına yansırken, artık bir amatörün
cep telefonu veya Flip kamera ile çektiği görüntü de (eğer önemli ise) büyük kanallarda yayına girebilmekte, internette milyonlarca kez seyredilmektedir.
Alandaki akademisyenlerin ortak kanaati (Örn. hemen hemen tüm eserlerinde Frank W. Baker), medya tüketiminde imaj çağının yaşanmakta olduğudur. İmaj yoğun ve tüketimi kolay olduğu için, inandırıcılığı daha fazladır bu
yüzden ‘görmek inanmaktır’ [seing is believing] deyimi medya okuryazarlığında
ironik olarak çok kullanılmaktadır. Medya okuryazarlığında bu deyiş tersten
okunur: 'Her gördüğüne' inanılmaz.
Özellikle lise çağı başta olmak üzere gençler arasında tüketimi en yoğun
olan medya içeriğini imajlar oluşturur. Günlerce bir romanı okumak yerine,
filme uyarlanmış [transmedia] halini birkaç saatte seyretmek insanların kolayına
gelmektedir. Ancak, kolaylık beraberinde zorluk getirmekte, daha önce insanların sadece hazır yazılı metinleri okuması beklenirken, şimdi hızlı, güçlü, karmaşık imajları okuması, yığınla mesajı saniyelere sığdıran özlü vidyoları okuması,
çoklu ortam kültüründe yaşamayı öğrenmesi gerekmektedir (Thoman, Jolls
2008:6).
26
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Görüntüler çok özlü ve kısa süreli anlatım araçlarıdır. Zihinde kalıcılığı da
yüksektir. Bir saniyede belirli sayıda karenin art arda akmasıyla oluşan görüntüler, gerçek hareket illüzyonu yaratırlar. Görüntüdeki inandırıcılığı belirleyen
ögelerden ilki, her bir karenin çözünürlüğünün (en ve boydaki nokta sayısı)
yüksekliği ve saniyede geçen kare sayısının çokluğudur. Görüntü ve gerçeklik
ilişkisini belirleyen daha başka birçok faktör vardır. Örneğin kamera objektiflerinde ve yazılımlarında kullanılan filtreler, görüntü üzerindeki düzenlemeler ve
oynamalar, kompozisyon gibi. Görüntü; ses, grafik ve efektlerle desteklendiğinde inandırıcılığı artmaktadır.
Medya okuryazarlığı derslerinde öğrenciler için pratik bir uygulama olarak, görsel materyal üzerinde görsel çözümlemeler yapılabilir. Rastgele seçilen
bir fotoğrafa, öğrencinin kendi değerlendirme ve tahmini doğrultusunda fotoğraf altı yazısı yazdırılarak, medyadan veya bir katalogdan başlık ve metinleri
kapatılmış fotoğraf ve resimlerin öyküsünü bulma, öyküsünü yazma, çerçevenin içindeki 'o an'ı hissedebilme gibi çalışmalar, öğrencilerin düşünme ve yorumlama becerilerini geliştirmektedir (Catalogue of Digital Curriculum Resources 2010: 29). Bu uygulama öğrencilerin kavrayış, anlama, empati kurma becerilerini geliştirme ve hayâl gücünü derinleştirme kazanımı sağlamaktadır.
Medyada Biçim
Çeşitli kaynaklardan toplanmış yazı, ses, görüntü, grafik gibi çeşitli bilgiler, belirli işleme süreçlerinden geçerek kurgulanıp paketlenir ve medya mesajı
oluşturulur. Biçim, medya mesajının nasıl paketlendiği ile ilgilidir. Mesajın anlaşılabilmesi, biçim ve kapsam ile ilişkilidir (Lewis ve Jhally 1998:2).
Bir ses dosyası, hangi formatta kaydedilmiştir? Bu eğer çok özel bir formatsa çoğu yazılım bunu okuyamayacaktır. Gizli bilgilerin korunması, dosyanın okunmasının sağlanması veya önlenmesi, eserin telifini koruyup ticari
olarak para kazanmak gibi amaçlarla çok farklı formatlar kullanılmaktadır.
Biçim/format ve tasarım içeriğe kısıtlama getirmede, içeriği ve ürünü çekici
hale getirmede önemli faktörlerdir. Medya okuryazarlığı incelemelerinde içerik biçimle bir bütün oluşturur, ikisi birlikte ele alınmalıdır (Frechette
2002:87).
Film ve vidyoda kurgu, basılı materyallerde tasarım, modeller için imaj tasarımı biçim kavramı içinde incelenmektedir. Geniş anlamda biçim, beden dilini de kapsamaktadır. Medya mesajlarında görülen insanların imajları, yüz ifadeleri ve bunların sunuluş şekli, anlatım ve anlamı etkilemektedir. Biçim ve anlam içiçedir. Örneğin bir fotoğraf veya görüntüde açı, ışık, yakın plan çekim,
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
27
görüntüde bazı ögelere vurgu ve sunum, anlamı etkilemektedir. Masterman’a
göre (aktaran Johnson 2001:1) bugünün kültürel dünyasında iletişim çoğunlukla
görsel modadır. Hatta basılı medya bile tasarım, mizanpaj ve tipografi bileşenleriyle
görsel medyadır. İçerik, tüketimi görsel öğelere göre daha zor olan yazı ve ses gibi mesaj taşıyıcılardan; etkileyici tasarım, fotoğraf ve grafik gibi görsel ögelere
kaymaktadır. Medya okuryazarlığında biçim ve/ya görsel tasarım; görsel okuryazarlık [visual literacy] başlığı altında yer almaktadır (Messaris 1997:146-147).
Biçim veya İngilizce karşılığı ile form, belirli normlara göre şekillendirilir.
Kurallar konulmuştur, bu kuralların oluşturduğu standartlar doğrultusunda
yapılan işler (önceden belirlenmiş) forma girer. Normlar yapılan işler üzerinde
doğru uygulanmaz ise, yapılan iş deforme olur. Geleneksel medyada ticari ve
etik normlar başta olmak üzere çeşitli normlar vardır, üretim kurallarını belirler. Yeni iletişim teknolojileri ile birlikte, kullanıcının ürettiği içerikte bu normlar zaten amatörler tarafından bilinmediği için çoğu zaman deforme bilgiler ortaya çıkmaktadır.
MEDYA EĞİTİMİ VE MEDYA OKURYAZARLIĞI
Medya okuryazarlığının kökenleri, 17. yüzyılın sonlarından itibaren modern medyanın gelişimiyle birlikte Batı toplumlarında (bilinçli) vatandaşlık çatısı altında 'ulusal uyanma', 'faydacılık'14ve işçi hareketlerine kadar gitmektedir
(Kotilainen 2009:144). Ulusal kaynaştırıcı-bölücü, iktidar veya toplum üzerinde
baskı aracı, propaganda aracı kazanç sağlama aracı veya toplumun sesini yöneticilere duyurma aracı olarak ve daha birçok yönleriyle ‘medya’nın dilini okuma gereksinimi her dönemde büyük önem taşımıştır.
Geleneksel anlamda ve basılı kültürde 'okuryazarlık', pratik olarak bir
metni okuyabilmek ve bir metin yazabilmek anlamındadır. Dijital teknolojilerin
gelişimi ile birlikte dijital kültür kavramı doğmuş, 'okuryazarlık' kavramının
anlamı basılıdan elektroniğe oradan da dijitale kadar genişlemiş ve dijital ürünler de okunup yazılması gereken materyaller olarak medya mesajlarına eklenmiştir (Ognyanova 2010:44). Dijital medya teknolojilerinde ses, görüntü, görüntü-ses, sanal ortama hatta çokluortama kadar okuryazarlığın anlamı ve alanı
genişlemiş15, materyaller arasındaki sınırlar belirsizleşmiştir.
14
15
Burada kullanılan 'faydacılık' kavramının orijini; utilitarianismdir, pragmatism değil.
Birçok okuryazarlık türleri ortaya çıkmıştır: Medya okuryazarlığı, bilgi okuryazarlığı, dijital okuryazarlık,
bilgisayar okuryazarlığı, teknoloji okuryazarlığı gibi. Bunlardan en geniş kapsamlı olanı bilgi
okuryazarlığı olmakla birlikte, bilgi eğer bir medya ortamından geçmiyorsa kişilerarası iletişimin
konusudur, çok sınırlı (özel) bir okumaya tabidir; alt türlerinin karakteristiğine göre üretilmiş genel
geçer okuma teknik ve stratejileri yoktur. Bu durumda bilgiyi büyük kitlelere yayan medyanın
okuryazarlığı, tüm okuryazarlıkları kapsar.
28
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Kuzey İrlanda Ekran Eğitim Politikası Çalışma Grubu’nun tanımlamasına
göre (Media Literacy Policy Development 2009:31): "Okuryazarlık basılı bir
metnin okunması ve yazmak eylemlerini ifade eder. ‘Okuryazarlık’ tanımının arkasındaki varsayım, basılı metin temellidir. Çocukların ses, hareketli görüntü ve diğer
medyayı okuyabilir olması gerektiğini savunuyoruz. Kuzey İrlanda’da öğretmenlerin
daha geniş anlamda (diğer medya metinleri) okuryazarlık öğretmeleri için cesaretlendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir.” Bu tanımlamaya ilave olarak, okuryazarlık
öğretiminde çeşitli metinlerin öğretmen tarafından öğrencinin gelişimi için işlenmesiyle, öğrencilerin kullanacağı bir öyküyü, zaman ve ortamı, karakteri yorumlama yetilerinin geliştirilmesi üzerinde durulması da gereklidir.
Medya 'Eğitimi'
Genel olarak medya eğitimi, medyanın doğasını, pratiklerini öğretmek
üzere, belirli bir planı ve amacı olan faaliyetlerin tümüdür. Özel olarak medya
okuryazarlığı eğitimi ise, medyanın doğru kullanımıyla zararlı etkilerini azaltma amaçlıdır. Kitle medyası çocuklar ve gençler için kazanımlarla birlikte riskler barındırmaktadır. Bu doğrultuda medyanın doğası ve medya okuryazarlığı
eğitiminin doğru olarak anlaşılması ve desteklenmesi gerekmektedir (American
Academy of Pediatrics 1999:341).
Medyadan öğrenme, hayat boyu devam eden bir süreç olduğu için, tüm
çocuklar, gençler ve yetişkinlerin medya eğitimine gereksinimleri vardır. Kanadalı medya eğitimcisi Mike Gange’e göre (e-mail görüşmesi 26 Şubat 2011) “bir
yaşam becerisi olarak medya eğitimi; tıpkı bir sürücü ehliyeti gibi gereklidir. Çünkü insanlar televizyon izliyor, bilgisayar kullanıyor, film izliyor ve müzik dinliyorlar.”
Medya ortamı sürekli olarak değişip gelişmektedir. Yeni iletişim teknolojileri, yayımcılık sektörü tarafından çok kazandıran bir alan olarak görülmekte
ve üretilen dijital teknolojilere en çok gençler rağbet etmektedir. Dolayısıyla bu
gelişimlerle gündelik hayata giren, dönüşen medya ortamına hazırlıklı olmak
gereksinimi süreklilik arz etmektedir. Bundan böyle, 'saf' (standart) teknolojik
beceriler yeterli değildir. Özellikle gençler yetişkinlere ve akranlarına 'sesini
duyurmada' medya mesajlarını kullanmaktadır (Kotilainen 2009:145).
Medya okuryazarlığı için öncelikle teorik ve pratik olarak belirli bir temel
medya eğitimine ihtiyaç vardır. Medya eğitimi müfredat standartlarının belirlenmesinde kullanılacak kıstasların doğrudan iletişim disiplini içinde temellendirilmesi gerekmektedir (NCA 1998:60-61). Çünkü iletişim alanındaki gelişmeleri iletişim disiplini daha yakından takip edecektir.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
29
İletişim fakültesi ve medya alanında eğitim veren benzeri okullardan mezun olan kişiler medya eğitimi alarak medya okuryazarlığı için önemli bir altyapıya sahip olmakta, kimi zaman medya okuryazarı sayılmaktadır. Bazı yerlerde medya eğitimi, medya okuryazarlığı ve bilgi ve iletişim teknolojileri (ICT)
aynı kabul edilerek, birbirinin yerine kullanıldığına da rastlanmaktadır. Medya
eğitimi, medya okuryazarlığı için gerekli temel bakış açısını kazandırmaktadır,
ancak medya okuryazarlığı değildir, hiçbir zaman medya okuryazarlığının
kendine özgü tekniklerini içermez. Dolayısıyla medya okuryazarı olmak için,
medya okuryazarlığı eğitiminden geçmek gerekmektedir.
Medya 'Okuryazarlığı'
Hareketli harflerin icadından itibaren 500 yıldır güncel haberleri, politik
gelişmeleri, kıtlıkları ve bollukları öğrenmek ve başlıca iletişim araçları ile iletişim kurmak için yazı ve okuryazarlık becerisi büyük öneme sahipti. Bugün ise
güçlü imajların, sözcüklerin ve seslerin egemen olduğu çoklu ortamda, insanlar
birbirleriyle bağlantı içinde öğreniyor ve yaşıyorlar. Çağın şartlarına ayak uydurabilmek için aile, okul ve sivil toplum örgütlerinin çocukları global kültür içinde
öğrenme ve yaşama hazırlamak gibi ortak sorumlulukları vardır (Thoman ve
Jolls 2008:85). Bu sorumlulukta en önemli pay, formal eğitim veren okula aittir.
Medya üzerinden kitlelere çeşitli formlarda mesajlar aktarılır. Bu aktarılan
mesajlar bireylere ulaştıktan sonra onun işlenmesi ise ‘okuryazarlık’ olarak adlandırılır. Okuma yazma becerisini kazanan bireyin yazı okuyup yazması gibi
medya metinlerini okuması, medya mesajlarını pasif olarak absorbe etmek yerine, aktif olarak onun arka planını, sunulan değerleri, ikna edilmeye çalışılan
düşünce ve ürünleri çözümleyip, onu anlaması ‘okumak’ olarak değerlendirilir
(Yoon 2007:7). ‘Yazmak’ ise, alternatif medya içeriği üretmek ve imkân varsa
amatör veya profesyonel ortamlarda yayınlamaktır.
Medya okuryazarlığı eğitiminde somut olarak bu kavram şöyle açımlanabilir: Medya üzerinden sunulan fotoğraf, görüntü, yazı (gazete, dergi yazı türleri), film (sinema yapımları, çizgi film, reklam filmi, tanıtım filmi, vd.), ikonlar
gibi çok çeşitli form ve formatlardaki medya mesajları (materyaller) bu eğitimin
konusunu oluşturmaktadır. Öğrencilerin medya üzerinden sunulan tüm materyallerin hazırlanış süreçlerini ve amaçlarını tanıyıp seçicilikle, eleştirel bir gözle
tüketmesi medyayı ‘okuma’sı; kendi çevresinden topladığı bilgileri alternatif bir
format ve ortamda sunması, imkân varsa yayınlanması ise, ‘yazma’ olarak kabul edilmektedir. Medya okuryazarlığı bunları yapabilme yetisidir.
30
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Medya okuryazarlığı kavramının ne olduğu ve ‘medya okuryazarı bir birey’in nasıl bir öğrenme süreci sonucunda bu yetiyi kazandığı konusunda kafa
karışıklığı vardır. Medya okuryazarlığı alanının duayenlerinden Renee Hobbs'a
göre medya okuryazarlığı bin ismi olan çocuk gibidir (Hobbs'tan aktaran Chen
2007:89). Medya okuryazarlığı, görsel okuryazarlık, teknoloji eğitimi, eleştirel izleme,
dijital okuryazarlık ve daha niceleri... Bunların hepsi de geniş kapsamda medya
eğitimi şemsiyesi altında toplanmaktadır.
Medya okuryazarlığının tanımında -özü aynı olmakla birlikte- farklılaşmalar ve eğitimin nasıl yapılması gerektiği konusunda çeşitli teorik yaklaşımlar16
bulunduğu da bir gerçektir. Ayrıca okuryazarlık kavramında ‘okuma’ ve ‘yazma’ ile nelerin kastedildiği, bu eylemlerin nasıl yapıldığı ise mutabakatsızlıkları
da barındırmaktadır. Bu mutabakatsızlıkların temelinde, medya okuryazarlığı
alanına farklı alanlardan müdahil olan kişilerin, medya okuryazarlığını kendi
ilgi alanlarına yaklaştırma çabası yatmaktadır (Hobbs 1998:16). Aksi halde alanın özü birdir.
Avrupa Komisyonu çatısı altındaki Media Literacy Expert Group araştırmaları sonucu ortaya çıkan tanımlamaya göre (European Commission 2007:3)
medya okuryazarlığı; geniş iletişim alanında içerik ve bağlamlarından koparmadan
medyayı kullanmak, medyayı anlamak ve onu eleştirel gözle değerlendirmektir.
Medya okuryazarı bir birey; medya mesajlarının fikir, bilgi ve haberleri taşımak üzere inşa edilmiş olduğunun bilincindedir. Medyanın belirli bir sahiplik
yapısı vardır ve bu yapı içinde çıkar ilişkileri söz konusudur. Medyada duygusal ve edimsel etkiler oluşturulmak üzere özel tekniklerin kullanıldığının bilincindedir. Medya okuryazarı bir birey, medyada amaçlanan ve gerçekleşen etkileri ayırt etme yetisi kazanmıştır. Mesajlardaki açık anlam ile birlikte örtük anlamı da okuma imkânına sahiptir (Volcic 2003:54-55).
Medya okuryazarlığının amaçları ile ilgili olarak akademisyen ve uzmanlar demokrasi ve vatandaşlık sözcüklerine sık sık başvurmaktadırlar. Demokratik sistemlerde medya okuryazarı birey ideal vatandaştır. Medya okuryazarlığı
eğitimi, vatandaşlık bilincinin geliştirilmesini de hedefler.
Medya okuryazarlığında öncü uluslararası örgütlerden biri olan
NAMLE’ye göre medya okuryazarlığının amacı; bugünün dünyasında aktif vatandaşlar ve etkili iletişimciler olarak öğrencilerin, eleştirel düşünce yetisine sahip, sorgulama ve ifade etme alışkanlıkları kazanmış bireyler olarak yetişmelerine yardımcı olmaktır (Rogow ve Scheibe 2008:3).
16
Bkz. II. Bölüm: Medya Okuryazarlığı Eğitiminde Temel Yaklaşımlar
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
31
Medya doygunu [media saturated] dünyada öğrencinin medya metinlerinin
dilini öğrenerek hem gelecek mesajlara hem de okul sonrası yaşama hazırlanması açısından da medya okuryazarlığı eğitimi proaktiftir, gelecek yaşama hazırlık niteliğindedir. Medya mesajlarına karşı eleştirel ve analitik yaklaşabilmek
için iyi donanımlanmak, medya mesajlarından (yanlış, gereğinden fazla) etkilenmemek için önemlidir. Medya mesajlarının birey üzerindeki etkisine izin
vermek yerine, proaktif hazırlıkla17 medyaya karşı kontrolü ele geçirmek,
(medyanın birey üzerindeki gücü yerine) medya üzerinde gücü olmak anlamına da gelmektedir (Volcic 2003:55).
Medya okuryazarlığı eğitimine alanında son derece değerli çalışmalar yapan, sadece Center for Media Literacy'nin değil, medya okuryazarlığı alanının da
liderlerinden olan Elisabeth Thoman ve Tessa Jolls, “Literacy for the 21st. Century an Overview & Orientation Guide to Media Literacy Education” adlı çalışmalarında medya okuryazarlığı eğitiminin gerekçesini şöyle açıklamaktadır
(2008:12-13):
"Global medya kültüründe (toplum ve ülke meselelerine) ilgili vatandaşlar
olarak yetişecek öğrencilerin, eleştirel düşünme, kendini ifade etme ve katılım
becerilerini geliştirmek gerekmektedir. Yeni iletişim teknolojileri profesyonel
olarak birbirini besleyen, bireyi kuşatan bir yapıya sahiptir. İmaj ve mesaj denizinde güvenli olarak seyahat etmek gerekmektedir.” Artık insanlar eğitimini okulda tamamlamamakta, medya ile yaşam boyu öğrenmeye devam etmektedir.
Medya okuryazarlığı, öğretmekten ziyade öğrenme ve uygulama gerektiren bir alandır. Dersin başarısı, öğrencinin ilgisi, motivasyonu ve çabası ile doğrudan ilişkilidir. Ulusal değerler çerçevesinde bakıldığında medya okuryazarlığı; ‘okuryazar’ vatandaşların sahip olması gereken (entelektüel meselelerle ilgilenebilecek düzeyde) temel yeterliliklerdir.
Medya Okuryazarı Olmak: Eleştirel ve analitik düşünebilmek, medyayı akıllıca ve etkili kullanabilmek, çeşitli kaynaklardan gelen mesajın güvenilirliğini
tartabilmektir. Tıpkı okuryazarlık gibi medya okuryazarlığı da belirli bir eğitim
sonucunda kazanılan bir yetidir (Rogow ve Scheibe 2008:17). Medya okuryazarı
17
Fiili olarak medya okuryazarlığının amacı, mevcut olanı yansıtan (reflektif) veya mevcut olana karşı
(reaktif) bir tepki sergilemek değil, ileride karşılaşılacak sorunlara cevap sağlayacak, geleceğe dönük
(proaktif) bir beceri kazandırmaktır. Ayrıca bilgi olarak (varoluşsal iddiasıyla) medya; yansıtıcıdır. Tıpkı
bir ayna gibi toplumdan aldığını yine topluma doğru düzgün (objektiflik) bir şekilde yansıtır. Belirli
görüşleri yayma (radiate) eylemi ise, propaganda terminolojisinde yer alır. Medya okuryazarlığı eğitimi,
en başta bilginin türünü iyi ayırt edebilme becerisini geliştirmeyi hedefler.
32
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
bir birey; kelimelerin, imajların, seslerin nasıl (detaylı, yoğun ve akıllıca) üretildiği ve sunulduğunu (yayınlanması) çözümleyebilme ve mesajın anlamının
üretim sürecinden nasıl etkilendiğinin farkına varma becerisi kazanmıştır (NCA
1998:11).
Medya okuryazarlığında, medyanın okunması, anlaşılması ve neticede (alternatif) medya üretimi aşamaları için belirlenmiş ve geleneksel olarak alandaki
otoriteler tarafından tartışmasız kabul görmüş temel kavramlar ya da anahtar
yeterlilikler [key competencies] vardır. Bunlar (Media Literacy Policy Development 2009, Queensland Studies Authority 2005): erişim, analiz, farkına varma,
değerlendirme ve (alternatif) medya mesajı üretmektir. Bu aşamalar hemen
hemen tüm kaynaklarda nüanslarla birlikte aynıdır (Potter 2005:16; Hobbs
2010b:vii; Buckingham T.Y.:6-24; Johnson 2001:1).
Erişim [Access]: Bilgiyi bulmak, bilgiye erişmektir. Medya içeriğini kullanmaktır. Medyaya erişmek için belirli bir teknoloji teknoloji bilgisi gerek gerekmektedir. Bu kavram dijital bölünmüşlük kavramı ile ilişkilidir. Bilgiye bilgi
teknolojileri üzerinden erişenler ile erişemeyenler arasındaki ayrılığı ifade eder.
Bu durumda öncelikle bilgiye erişecek bir araca ihtiyaç vardır. Bunlar: Televizyon, radyo, gazete ve internet bağlantısı olan bir bilgisayar gibi araçlardır. Bunlardan biri varsa, o araç üzerinden bilgiye erişip onu kullanmak, etkili bir şekilde içerik araştırmak ve depolamak; access kavramı içinde yer almaktadır.
Analiz [Analyse]: Medya metinlerini okumak, seyretmek, bağlamı anlamak, eleştirmek, yapıçözümü yapmaktır. Bazen 'inceleme' yerine 'anlama' da
kullanılmaktadır. Çeşitli medya formlarından gelen medya metinlerinin karakteristik özelliklerini tanıyarak, içerik, biçem ve form olarak nasıl inşa edildiğini
inceleyip, eleştirel bir perspektifle bakabilmektir. Medya okuryazarlığı becerisi
kazanabilmek için medya metinlerini incelemeyi öğrenmek ve eğitim sonrasında da yaşam boyu medya tüketiminde bu inceleme yöntemlerini kullanmaktır.
Analiz veya çözümlemede; gerçek-kurgu, neden-sonuç gibi zıtlıkları ve
ayırt edici özellikleri tespit edilir ve karşılaştırmalar yapılır (Thoman ve Jolls
2008:60). Bir mesajın arka planının ve amacının bilinmesi ve ona göre tüketilmesi için; Bu metin ne için hazırlanmış? Bundan kim kazançlı çıkar? Bu medya
mesajı bana hangi görüşü veya ürünü satmaya çalışıyor? gibi bir dizi soru ile
onun anlaşılması ve tanınması sağlanır. Medya mesajlarının nasıl bir araya getirildiği ve mesajlardan çıkartılabilecek farklı yorumlar detaylarıyla incelenir.
Reklam gibi imaj ve mesaj yoğun kısa ve özlü yapımlar üzerinden detay analizi
[close analysis] yapılır.
34
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
ken, başkalarının da düşüncelerini öğrenebilmekte, böylece demokratik sisteme
daha çok katılım sağlanmaktadır (Fuchs 2009:31).
Queensland Studies Authority (2005:6)’ye göre ders organize edilirken
üzerinde durulması gereken anahtar kavramlar:
Teknoloji: Hareketli görüntü üretme ve kullanmada anlam üretme sürecinde kullanılan araçlardır.
Temsil: Hareketli görüntü üretme ve kullanmada fikirlerin inşası ve anlam
üretimi; ön yargılar, olaylar, yerler, duygular ve insanların sunumu ile doğru
orantılıdır.
Seyirci: Hareketli görüntü ürünlerinden anlam çıkaran bireyler ve gruplardır.
Kurumlar: Hareketli görüntü üretme ve uygulama süreçlerini yürüten kurumlardır.
Dil: Hareketli görüntü ürünlerinde anlamı taşıyan, belirli kodlar ve kurallar üzerinden işaret ve semboller ile oluşturulmuş sistemdir.
Bunlara ilave olarak yorumlama üzerinde de durulmaktadır. Her ne şekilde sınıflandırma yapılırsa yapılsın, temel olarak farklı medya mesajlarında,
farklı bağlamlarda ele alınan bir konunun neden o şekilde işlendiği, tasarlandığı incelenerek bir yoruma ulaşılmalıdır. Bunun neticesinde bir tartışma ortamı
yaratılmalıdır. Örneğin sinema eleştirilerinde olduğu gibi bir eseri çeşitli açılardan değerlendirebilmek gerekmektedir.
Üretimden kastedilen; mesajın nerede, ne zaman, nasıl ve neden hazırlandığına bakarak kurum üzerinden incelenmesidir. Kullanım ile de mesajın kimin
için üretildiği, müşteri/tüketici olarak sınıflandırılmış insanlara göre nasıl şekillendirildiği araştırılmaktadır.
Önkabul Olarak Medya Analizinde Temel Varsayımlar: Etkili medya analizi süreci şu anahtar varsayımlara dayanmaktadır (Rogow ve Scheibe 2008:17, Jolls
2008:23, Bergsma, Considine, Culver et. al. 2007:4):
1. Tüm medya mesajları kurgudur.
2. Dil inşasında her bir medyanın farklı karakteristiği, güçlü/zayıf yanları
ve eşsiz bir dili vardır.
3. Medya mesajları belirli amaçlar için üretilir.
4. Tüm araçlar ve mesajlar gömülü değerler ve bakış açıları barındırır.
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
35
5. İnsanlar medya mesajlarından anlam çıkarmak için kendi bilgi birikimi,
deneyim, yetenek ve inanışlarını kullanır.
6. Medya ve medya mesajları; inanışları, tutumları, davranışları, değerleri
ve demokratik süreci etkiler.
Medya ile ilişkilerde daima akıldan çıkartılmaması gereken bu temel varsayımlar, medya okuryazarı bir birey için medyayı okuma kılavuzu yerine
geçmektedir.
Medyayı Okumak
İlköğretim düzeyinde okuma-yazma becerisi kazanılır, okuma eylemi, bir
metni okuyup ilk anlamıyla anlamayla sınırlıdır. Örneğin ilköğretim birinci sınıf öğrencisi okumayı öğrenmiştir ve bir gazeteyi okuyabilir ancak; politika, tarih, ekonomi ile ilgili konularda okuduğu metinden fazla bir anlam çıkaramaz.
Oysa bir ortaöğretim öğrencisi okuduğunu anlayıp, bahsi geçen konu üzerinde
(mevcut gelişim düzeyi itibarıyla yüzeysel de olsa) kavramsal olarak düşünüp
yorum yapabilir.
Medyayı okuma, bir metni okumadan öte; analitik düşünme, anlama, ilişkilendirme, sınıflandırma, karşılaştırma, çözümleme, yorumlama, değerlendirme, tartışma ve ifade etme gibi bir dizi eylemi gerçekleştirme becerisini içermektedir. Medyayı okuyabilen bir öğrenci, aynı zamanda eleştirel okuma yapmaktadır (Potter
2005:36-37; European Commission 2010b:56).
'Okuryazarlık'ın zamanla olgunlaştırıldığı gibi; medyayı okuma becerisi de
olgunlaştırılır. 'Medyayı yazma' (alternatif medya mesajları üretmek) becerisinin de geliştirilmesi olanaklı hale gelir, hatta ortaöğretimde medya okuryazarlığı eğitiminin 'yazması' esnasında yazma işini seven öğrenciler, profesyonel
mesleki yaşamları için de onu seçip o doğrultuda eğitim almaya devam edebilirler.
Medya okuryazarlığında 'okuma' ile kastedilen; medya mesajlarının yüzeysel anlamı ile birlikte derin anlamı, görünen amacı ile birlikte arka plandaki
diğer amaçları (örneğin ticari çıkarları gerçekleştirmek) görebilmek, kurgulanmış olan ile gerçek olanı görüp ayırt edebilmek gibi bir dizi çalışmayı içerir.
Medya okuryazarlığı sadece medyayı iyi okuma işi değil, iyi ile kötüyü ayırt
edebilme ve yazınsal stratejileri, olasılıkları ve bağlamı çözümleyebilmektir
(Lewis ve Jhally 1998:2). Medyayı okumak; kitleleri kontrol eden enformasyonu kontrol etmektir (Johnson 2001:2).
36
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Medya seyircisi değil, ‘okuru’ bir birey; medyanın kuralları ve adetlerini
analiz edebilir, medyanın kalıplaşmış yargılar, değerler ve ideolojisini eleştirel
bir gözle okuyabilir (Kellner 2001:70). Medya okuru birey; medyada temsil edilen toplumsal sınıf, toplumsal cinsiyet, yaş, ırk… gibi farklılıkları aktif olarak
mesajlarda sorgulayabilir (Kellner 2001:4).
Medyanın illüzyon dünyasından sıyrılıp, kültürel değerler ve kişisel inanış
sistemleri ile illüzyonları ayırt etmeye 'illüzyondan arınmak' olarak Türkçeleştirilebilecek 'dis-illusion' kavramını üreten Galician'a göre illüzyondan arınmak,
medya analizi veya eleştirisi kavramlarının yerine kullanılabilecek bir kavramdır. Medya illüzyonlarını inceleyip değerlendirmek, herhangi bir formal eğitim
almaksızın, kendi kendine yapılacak bir iş değildir (Galician 2008:9).
Düzenli bir medya okuryazarlığı eğitimi neticesinde medyayı okuma becerisi, bireyin sosyal, kültüre ve mesleki yaşamında birçok kazanımlar sağlayacak, aynı zamanda bir kişisel gelişim aracı olacaktır. Thoman ve Jolls'a göremedyayı okumak (2008:40);
 Gözlem ve yorumlama yeteneğini geliştirir,
 Anlama ve değerlendirme yeteneğini derinleştirir,
 Kalıplaşmış yargı, yanlış sunum ve kısıtlı sunumu tespit etmeyi
sağlar,
 Ön yargı ve bakış açısını aydınlatır, belli belirsiz ve örtük mesajları
açığa çıkartır,
 Medya üreticilerine bakış açısı ve anlam verir,
 Mesajların etkileri ve ima ettikleri hakkında toplumu aydınlatmayı
sağlar.
Medya mesajlarını okuma işinde, belirli sorular belirli konular hakkında
bilgi vermektedir. Örneğin, Bu mesaj neden (böyle) üretilmiş? Sorusu medya kurumu hakkında; Bu mesaj nasıl üretilmiş? Sorusu teknoloji hakkında; Bu hangi tür
mesajdır? Sorusu mesajın içinde bulunduğu kategori hakkında; Bunun ne anlama
geldiğini nasıl biliyoruz? Sorusu mesajın üretiminde kullanılan dil hakkında; Bu
mesajın kime ulaşması bekleniyor, ulaştığı yerde nasıl anlaşılabilir? Sorusu izleyici
hakkında; Konu nasıl sunuluyor? Sorusu da temsil hakkında bilgi vermektedir
(Hart ve Hicks 2002:32). Ancak, salt sorular ile soruların cevapları, çözümleme
için yeterli değildir. Bu cevapların ilgili olduğu kurum, teknoloji, mesaj kategorileri, dil, izleyici gibi konularda belirli bir arka plan bilgisi gerekmektedir. Arka
plan bilgisi ile birlikte bilginin kaynağını bilmek, kalıplaşmış yargıları çözüm-
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
37
leyebilmek, bilgiyi yorumlayabilmek medyayı okuyabilmek için gereklidir
(Johnson 2001:34).
Medya okuru bir insan; medyanın günlük konuları haberleştirirken belirli
konuları ön plana çıkarma ölçütlerini bilir, medya mesajlarının anlamlarını kavrar ve etkili bir şekilde yorumlama yapar, medya endüstrisine etki eden yasal,
finansal konular ve sahiplik yapısının bilincindedir, medya ile günlük ilişkileri
doğrultusunda medyanın yaşam tarzına, tutum ve değerlerine yapabileceği etkinin farkındadır, bireysel karar alımlarında medyanın rolünün bilincindedir
(Baran 1999:57).
Medyayı ‘okuyabilmek’ için medya mesajlarına bir perspektiften bakmak
değil çeşitli açılardan bakmak gerekmektedir. Medya okuryazarlığı; 'seyretmek'
değil, 'dikkatli izleyerek, eleştirel düşünerek aktif olarak katılmak' demektir (Thoman
ve Jolls 2008:43).
Genel olarak medyayı okumak bilinçli medya tüketicisi olarak, arka plan
bilgisi itibarıyla medya mesajlarına hazırlıklı olmak ve medyayı doğru kullanmaktır. Medya okuryazarlığı eğitiminin de temel amacı medyayı okuma becerisi kazandırmaktır. Öz olarak belirtmek gerekirse, medya enformasyondur,
medya okuryazarlığı ise o enformasyonun içinden bilgiyi (knowledge olarak) çıkartma becerisidir. Bu kitap içeriğinin büyük çoğunluğu da 'medyayı okuma'
ile ilgilidir. 'Medyayı yazma' becerisi ise ikincil planda kalmaktadır.
Medyayı Yazmak
Medya mesajlarını 'okuyabilen' bir öğrencinin, mevcut medya mesajlarına
alternatif medya mesajı hazırlaması 'yazmak' olarak kabul edilmektedir. Öğrencinin amatör girişimle günlük yaşamından ve çevresinden vidyolar çekmesi,
yazı yazması ve yazdığını duvar gazetesinde veya internette yayınlaması, internet radyosunda program yapması medyayı 'yazmak'tır. Böylece öğrenci çeşitli medya metinlerini bizzat kendisi hazırlayıp deneyimler, hazırlanış sürecini
ve bu işin nasıl yapıldığını yaşayarak öğrenme ortamı bulur, hem de medya
profesyonelleriyle empati kurar.
Geleneksel eğitimde öğretmen, aracı [medium] konumundadır. Ders kitapları da başlıca içerik kaynağıdır. Web 2.0'da ise kullanıcının sadece içerik tüketmesi için değil, aynı zamanda içerik üretmesi için bir ortam oluşmuştur.
Tıpkı kullanıcının ürettiği içerik gibi, yeni iletişim teknolojileri ile zenginleştirilmiş çağdaş medya okuryazarlığı eğitiminde öğrencinin işbirliği halinde ürettiği içerik [student-generated content], büyük bir önem kazanmıştır. Medya
okuryazarlığında yazma işi, işbirliği halinde çalışma ve takım çalışması becerisini geliştirmede ciddi bir anlayış kazandıracak niteliktedir (Collaboration in
38
Medya Okuryazarlığı ve Eğitimi
Teaching ve Learning 2009:36-52). Artık öğrenciler ürettikleri içerikleri ile hem
derse hem de sosyal hayata katılabileceklerdir. Öğrencinin ürettiği içeriğin başarı ve kalitesinde en önemli faktör, öğrencinin 'üretebilecek' bilgi birikimi
(yazma, kaydetme becerisi, bilgisayar bilgisi vb.) ve yeterli öz güveninin olmasıdır.
Basılı materyallerde olduğu gibi imkânlar dahilinde vidyo, televizyon ve
internet gibi bilgi aktaran ortamlardaki bilgi, çoklu ortam materyali üretmek
için bir araya getirilebilirler (Sener 2007:5). Web 2.0 ve Web 3.0 ortamında öğrencinin ürettiği içerik, kendi üretip kendi tüketen [prosumer] birey ya da gruplara benzemektedir (Toffler'dan aktaran Sener 2007:7).
Medyayı yazmanın anlamı genişletilebilir. Örneğin, Kalemle okumak başlıklı
ders planında Ryan Goble (2010:6-11); okunan bir metin üzerinde yazılar yazmak ve işaretlemeler yapmak gibi bazı çalışmalar yaparak okuma eylemini, aktif okumaya dönüştürmektedir.
Goble’a göre okuma hatırlatıcı işaretler (kalem vuruşları) ile gerçekleşirken;
bazıları da yorumlara, düşüncelere katılma veya reddetme temelinde hatırlama
notları şeklinde olmaktadır. Bu okuma şu şekilde yapılmaktadır: Yazının kenar
boşluklarına, sayfada okunan ile ilgili yorumlar, hatırlama notları alınır, metnin ilişkili
kısmına çizgiyle bağlanır. Yanlış bulunan cümlelerin üzeri, önemli cümlelerin altı çizilir, metnin ana fikri kutu içine alınır. Anlaşılmayan cümlelerin yanına soru işareti, şaşırtıcı bulunan cümlelerin yanına ünlem işareti konur (Goble 2010:9). Böylece metindeki imajlar ile zihindeki imajlar birbirine bağlanır ve bu uygulama ile, daha
sonraki okumalarda ilk okumadaki bağlam daha kolay hatırlanır.
Bu uygulama, metin ile okuyucu arasındaki bağı güçlendirmekte, okuyucuya bağımsız ve aktif okuma olanağı tanımaktadır. Okuyucunun konu ile ilgili
düşüncesi ve öğrenmesini metnin üzerine yazması, işaretlemesi okuma sürecinin kalıcılığını, içeriğin hatırlanırlığını, yeni okumalarda tekrar düşünce üretme
sürecini sağlamaktadır. Böylece okuma neticesinde hemfikir olunan veya reddedilen hususlar, düşünceler ve hatırlanması gerekenler yazılarak, orijinal metine alternatif yeni bir metin ortaya çıkar. Bu durumda okuma ve yazma işi bir
araya gelmiş olmaktadır.
Medyayı okuma konusunda hiç bir uzmanın itirazı olmazken, iş 'yazma'
konusuna (fotoğraf ve/ya vidyo çekip kurgulamak, gazete veya internet sayfası
hazırlamak vb.) gelince eğitimcilerde bir takım endişeler ortaya çıkmaktadır:
Öğrencilerin medya mesajı hazırlamadaki hevesleri, örneğin bir film üretmenin
ne kadar çok ekipman, yetişmiş eleman ve maddi imkân gerektirdiğini görünce,
aniden sönmektedir. Medya mesajı ürettikten sonra da kendi küçük ve basit ça-
Medya Okuryazarlığı Kavramı, Konumu ve Uygulamaları
39
lışmalarını, ticari medyada profesyonel olarak üretilen yapımlarla karşılaştırarak aşağılık kompleksine girmektedirler.
Bu sorunu aşmak için; öğrenciye yapılan işin mahiyeti tam olarak anlatılmalı ve profesyonel medyada üretilenlerle kendi çalışmalarını karşılaştırmaya
kalkışmanın ne kadar yanlış olduğu anlatılmalıdır. Eğitimci tıpkı bir teknokrat,
bir medya teknolojileri uzmanıymış gibi bir izlenim uyandırmadan, medya
okuryazarlığı eğitimini sanki teknik bir operasyonmuş gibi tanıtmaksızın, basitleştirici bir yaklaşımla sınıfta öğrencileriyle birlikte amatör teknolojiyi kullanmalıdır (Hobbs ve Jensen 2009:3).
Thoman and Jolls’a göre medya okuryazarlığının üretim aşamasını oluşturan 'medyayı yazmak' şu kazanımları sağlar (2008:40):
 Görsel, işitsel ve diğer iletişim araçlarının çoklu kavrayışını içerir,
 Öğrenmede aktif katılımı gerektirir,
 Öğrenmeden keyif almayı sağlar ve motivasyonu arttırır,
 Alternatif temsiller için ortam yaratır,
 Başkalarıyla etkileşim ve sınıfın ötesinde iletişim için çıkış noktası
oluşturur,
 Öz güveni ve kendini ifade etme becerisini pekiştirir,
 Teorik kavramların 'gerçek dünyada' uygulanması için ortam
sunar.
Öğrencinin gelişiminde çok ciddi katkılar sağlayacak bu kazanımları gözardı etmek mümkün değildir.
Beş duyu organının öğrenme ve hatırlamadaki rolü, medyayı yazma işinde
ön plana çıkmaktadır. Edgar Dale'in Deneyim Piramidi'ne göre (Dale 1946:37-39)
insanlar, medyadan örnek verilirse en azdan en çoğa doğru şu sıralamaya göre
öğrenme ve hatırlama yapmaktadır: Okunan (kitap), duyulan (radyo), görülen
(gazete), görülüp duyulan (vidyo), söylenen ve yazılan (kısmi olarak medyayı
yazmak), yapılan (medyayı yazmak). Bu formülasyona göre, görme ve duyma
organlarını birlikte kullanan vidyo ve film öğrenmede önemli bir yeri vardır.
Ayrıca, 'yazma' boyutunda medya mesajları hazırlamak da öğrenme ve hatırlama açısından en etkin eylemlerdir.

Benzer belgeler