DİPLOMATLIK MESLEĞİ VE TERCÜMANLIK Vehbi Esgel Etensel

Transkript

DİPLOMATLIK MESLEĞİ VE TERCÜMANLIK Vehbi Esgel Etensel
DİPLOMATLIK MESLEĞİ VE TERCÜMANLIK
29.03.2011 tarihinde Vehbi Esgel Etensel’in gerçekleştirdiği “Diplomatlık Mesleği ve Tercümanlık”
konulu konferans metnidir.
Konuşmacı:
Vehbi Esgel Etensel (Dışişleri Bakanlığı Tercüme Dairesi Başkanı)
Vehbi Esgel Etensel: Dışişleri Bakanlığının özellikle tercüme dairesi başta olmak
üzere genelde de Dışişleri Bakanlığı memuriyeti hakkında sizlere bilgi vermek üzere
burada bulunuyorum. Bakanlık hakkında birtakım hususlardan bahsedeceğim.
Bakanlığın size sunduğu farklı istihdam ve farklı kulvarlar var. Şimdi onları teker teker
izah edeceğim.
Öncelikle kendimi tanıtayım: Ankara Tevfik Fikret Lisesi mezunuyum. Fransız
hükümetinin bursuyla Fransa’da Grenoble Üniversitesinde yükseköğrenimimi
tamamladım. 1988 yılında da Dışişleri Bakanlığında göreve başladım. Yurt dışında
NATO Daimi Temsilciliğinde görev yaptım, Havana Büyükelçiliğinde, Londra
Büyükelçiliğinde ve Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisinde görev yaptım. Bunların
arasında Havana’yı istisna tutarsanız üç misyonda da uluslararası kuruluşlarla işim
oldu. Londra Büyükelçiliğindeyken Uluslararası Denizcilik Örgütünden sorumluydum.
Hem sefarette olmakla beraber aynı zamanda uluslararası bir kuruluşu izlediğim için
tercümenin ne kadar önemli olduğunu, uluslararası örgütün çalışmasında ne kadar
hayati öneme sahip olduğuna bizzat şahit oldum. NATO tabii daha kolaydı Fransızca,
İngilizce olduğu için, ona göre kabinlerde bir tek Fransızcacı ve İngilizcecileri
görüyorduk ama Londra’ya gittiğimde Uluslararası Denizcilik Örgütü bir Birleşmiş
Milletler örgütü olması nedeniyle İngilizce, Fransızca, Rusça, Çince, Arapça ve
İspanyolca çalışıyordum. Son görevim Cenevre’de yine Birleşmiş Milletler tabiatıyla
bunun da altı dil ile çalışması vardı. Tercümanlarla biraz daha yakın bir çalışmam
oldu; çünkü Cenevre’de bulunduğum son senede “Türkiye Silahsızlanma
Konferansı”nın dönem başkanlığını bir ay süreyle üstlendim. Bir aylık bir sere
içerisinde herhangi bir toplantı düzenlediğiniz zaman çalışma esastır. Yani bir
toplantıyı düzenlediğiniz zaman Birleşmiş Milletler’in kendine özgü birtakım çalışma
kuralları vardır. Toplantılar öğleden önce 3 saat, öğleden sonra üç saat olmak üzere
gibi…
Yaklaşık bir buçuk yıldır Ankara’dayım. İlk olarak Siyaset Planlama Dairesinde görev
yaptım ki aslında resmi olarak hala Siyaset Planlama Dairesinde görünüyorum. Ocak
ayında da Tercüme Dairesini kurmakla görevlendirildim. Dışişleri Bakanlığında bir
Tercüme Dairesi yok, bunu kurmak üzere görevlendirildim. Yeni Teşkilat Yasası yeni
kabul edildi. 1994 yılında bir önceki kabul edilmişti ve onda da bir tercüme dairesi
kurulması öngörülmüştü ama bir türlü yapılmamış. Yeni Teşkilat Yasası temmuz
ayında kabul edildi, eylül ayında da yürürlüğe girdi. O yasada belirlenen birtakım
ilkeler kapsamında da Tercüme Dairesi kuruluyor.
Bu 1979-80 yılı Tevfik Fikret Lisesindeki sınıf
fotoğrafım. Sizler için bugün bazı şeyler çok
değişik olabilir ama 1980 yılının Türkiye’siyle
2011 yılının Türkiye’si arasında dağlar gibi
farklar var. 12 Eylül 1980 öncesi yaşamış
olanlar ve ondan sonra meydana gelen değişimleri tecrübe edenler bunu daha iyi
anlar.
“Osmanlı diploması çok büyük bir geleneğe sahip”
Osmanlı diploması çok büyük ve köklü bir geleneğe sahiptir. Farklı araştırmalara göre
de 1523 yılında kurulduğu var sayılıyor. İlginç olan bir husus da Tercüme Dairesini
kurmakla görevlendirildiğim zaman bana büyüklerimin söylediği, Dışişleri de bugünkü
anlamıyla Osmanlı Hariciyesi 19. yüzyılda kurulduğu zaman ilk müvessi de bir yerde
o zaman ki adıyla Tercüme Odasıyla başlamış. Daha önceden azınlıkların yaptıkları
tercüme işlerini Rum ve Ermeni ağırlıklı olmak üzere Müslüman Türklerin yapması
gündeme geldiği zaman ve yanlış hatırlamıyorsam 1864 yılı o ilk Hariciye’nin
başlangıcı.
Cumhuriyet dönemine geçtiğimiz zaman da 23 Nisan 1920’de TBMM açıldığı zaman,
ilk milli hükümetinin ilk Hariciye Vekilimiz Bekir Sami Kunduh Bey’dir.
Bunlar kabaca kanunlarla
belirlenmiş olan bakanlığın
yaptığı görevler. Bunların her
birinin belirli kademelerinde
görev alabilirsiniz. Mesela
“Dış politikanın belirlenmesi
için
hazırlık
çalışmaları
yapmak” denildiği zaman
somut örnekler vererek bunu
söyleyebilirim.
Cenevre’de
silahsızlanmayla ilgili alana
baktığım için birtakım yeni
uluslararası
sözleşmeler
ortaya çıktığında ve bunların
müzakeresi yapıldığında orada müzakereye katılan veya hazırlıklarını yapan
merkeze birtakım telkinlerde bulunuyor; Türkiye bu sözleşmeye katılabilir, Türkiye’nin
bu sözleşmeye katılması sakıncalı olabilir gibi. Yine somut bir örnek vereyim: Ottawa
Sözleşmesi sanırım çoğunuz biliyor, “Mayınların Yasaklanması Sözleşmesi” bunun
uygulanmasında Türkiye’nin birtakım zamandan kaynaklanan ve yeterince kaynak
ayrılmaması nedeniyle stoktaki mayınların imhası, döşenmiş olan mayınları
sökülmesi falan gibi çalışmalar. Suriye sınırı zaten çok gündeme gelen bir husus,
mesela Cenevre’deyken bu çalışmalara katıldığım için dış politikamızın belirlenmesi
ilgili merkeze birtakım tercihlerde, önerilerde bulunuyorsunuz. Merkez de karar
alıcılar bunlar hakkında gerekli kararı alıyor.
Hükümete önerilerde bulunmak Ankara’daki memurların yaptığı bir iştir. Siz
Cenevre’den Ottawa Sözleşmesi ile ilgili bir şeyler hazırladınız Ankara’ya gönderdiniz
Ankara’daki silahsızlanma dairesindeki arkadaşlar bunu aldılar, incelediler ve
hükümete dediler ki “Türkiye bu sözleşmenin gereğini yerine getirme ve kaynak
ayırmalıdır vs.” Hükümetçe tespit edilecek dış politikayı yürütmek, örnek olarak
Libya’yı verebiliriz. Libya’nın günümüzdeki durumuna bakıldığında müdahale
edilmesi, müdahaleye ne şekilde katılacağı, hangi kuvvetlerle katılacağı, bunu sırf
Dışişleri olarak düşünmememiz lazım, başka kurumlar da devreye giriyor; Milli
Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı gibi.
Dış politikanın yürütülmesinde diğer bakanlıklar ve kurumlarla iş güdüm, bazen en
karmaşık olanlardan birine teşekkül ediyor; çünkü bunu yine somut bir örnekle
vereyim: Cenevre’de size bahsettiğim Ottawa Sözleşmesi’nden hareketle mayınları
temizleyeceğim dediğiniz zaman bir sürü bakanlık bununla ilgileniyor. Mesela Hazine;
çünkü mayınların çıkartılacağı yerin bir kısmı hazine arazisi, o yüzden Hazinenin Bilgi
Evrak Genel Müdürlüğü ilgileniyor. Mayınların döşeli olduğu bazı alanlar askeri
alandır, o zaman Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı devreye giriyor.
Bu mayınların temizlenmesi için sizlerin verdiği vergilerle yapılacak olan çalışmaların
giderlerinin karşılanması Maliye Bakanlığı, ilkelerin belirlenmesi de Dışişleri
Bakanlığı. Şimdi bu saydığım bakanlıklar, bahsettiğim toplantılar ele alındığı zaman
bu bakanlıkların temsilcileri de gelirdi. Onlarla da bazı konularda zaten alınmış bir
karar uygulanmasında sıkıntı var. Mesela mayın temizlenmesi de belli bir takvim
gerektiriyor, kolay bir iş değil tehlikeli bir iş, bir sürü ayrıntıları var.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yabancı devletler ve uluslararası kuruluşlarla ilişkilerini
yürütmekle Dışişleri Bakanlığını sorumluluğunda olan bir konu. Cenevre özellikle
tercümanlar açısından çok ilginç bir şehir, birçok uluslararası kuruluş var; Dünya
Ticaret Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası
Telekomünikasyon Birliği, HIV/AİDS, Dünya Göç Örgütü var. Yaklaşık olarak on tane
uluslararası örgüt var ve bunların her birinin kendi tercüman kadroları var. Bunun
neticesinde de Cenevre küçük bir şehir, hafta sonu şehirde yürüdüğünüz zaman
Rusça, Çince ve Arapça konuşan insanlara rastlıyorsunuz, bunların hepsi tercüman.
Çünkü bir kuruluşun eğer resmi dili Çince ise bütün belgelerin Çince yayınlanması
gerekiyor ve onların her birinin tercümelerinin hazırlanması gerekiyor. Ve siz bir
toplantıyı hazırladığınız zaman müzakere edecekseniz bu belgeleri hazırlatmanız
gerekiyor. Gerektiğinde diğer bakanlarla iş birliğinde anlaşmalar imzalamak, bu
bakanlığına verilmiş bir sorumluluk ama bu diğer bakanlıkla anlaşma yapılmaz
anlamına gelmiyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nden söyleyeyim sağlık bakanımız
geldiği zaman sağlık işleri anlaşması, çalışma bakanımız geldiği zaman Uluslararası
İş Örgütü’nde çalışma alanında sosyal sigortaların denkliği, hanımların çalışması gibi
çeşitli anlaşmalar.
“Vatandaşlara yönelik faaliyetler Dışişleri Bakanlığının önemli bir ilgi alanı”
“Türk uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin devletler ve uluslararası hak ve menfaatlerini
kurmak, geliştirme bu alanlarda konsolosluk himayesi sağlamak.” Şimdi burayı biraz
daha fazla açmak istiyorum; çünkü bu aynı zamanda kariyer koridorlarıyla da
bağlantılı. Bazı ülkelerde yoğun olmak üzere yurt dışında yaşayan çok vatandaşımız
var. Vatandaşlara yönelik faaliyetler Dışişleri Bakanlığının önemli bir ilgi alanı. Benim
kariyerin öyle bir şekillendi ki ben bu konularla Havana’dayken ilgilendim; çünkü
Havana’dayken konsolosluk şubesi vardı. Bu dediğim 1994-1996’lı yılları arasında,
şimdi daha büyük. Orada vatandaşımız çok az vardı, hastanede bir iki tane
vatandaşımız vardı, onları ziyaret ederdik, ara sıra pasaportlarını yenilerdim, nüfus
cüzdanı verirdim. Baktığınız zaman son derece küçük bir işlemdi ama benimkisi
istisna; çünkü normalde Almanya, Fransa, Belçika ya da İsviçre buralar çok yoğun bir
faaliyet alanı. Bakanlıkta da genelde yeni Teşkilat Yasası’ndan önce bakanlığa
meslek memurları olarak girenlerin konsolosluk işleriyle de ilgilenmesi ağırlıklıydı
ama ayrım yoktu. Ama konsolosluk ayrı bir koridor olarak düşünülmeli. Yeni Teşkilat
Yasası bunu farklı bir şekilde tasarladı ve “Konsolosluk İhtisas Memuru” adı altında
yeni bir kategori düzenledi. Amaç da bakanlığa girenlerin bakanlığa girdikten sonra
konsolosluktan belki de hiç geçmeden kariyerlerini bitirebilme olanağı ama kesin
değil tabii başkonsolos olabiliyor.
Siz yurt dışında pasaportunuzu kaybettiğinizde, konsolosluğa gittiğinizde
görüşeceğiniz kişi konsolosluk ihtisas memurudur. Konsolosluk ihtisas memuru da
işin içinden çıkamazsa başkonsolosa sorabilir. Siz pasaportunuzu kaybettiniz, nüfus
cüzdanınız lazım, bayansınız pasaportunuzu alırsınız, erkekseniz askerlikten yana bir
sıkıntınız var mı kontrolü yapılır alırsınız. Ama daha çetrefilli şeyler çıkıyor. Mesela
Türkiye’de suç işlemiş birisidir, vergi borcu vardır, aranmaktadır ona pasaport
veremezsiniz. Bunun gibi birtakım şeyler, iş daha karmaşık hale gelebilir.
“Konsolosluk işlemlerini teknolojinin sağladığı imkânlarla çok değişti”
Konsolosluk işlemleri teknolojinin sağladığı imkânlarla çok değişti. Eskiden ben
bakanlığa girdiğim zaman internet yoktu, şimdi internet üzerinden pek çok işlemi
yapabildiğimiz için “e-konsolosluk” diye yeni bir şey var, o da konsolosluklara gelen
kişilerin işlerinin azalmasını sağlıyor. Bakanlığın yapmakta oldukları ana hatlarıyla
bunlar, ama tabii ayrıntıları artırmak mümkün. Mesela burada yer almayan ne var?
Ziyaret Hazırlıkları. Ziyaret Hazırlıkları bir konsolosluğun, büyük elçiliğin önemli bir
alanıdır. Bunların çeşitli boyutları var; ziyaretlerin programlanması, hazırlanması,
ayrıntılarının belirlenmesi, tercüme hizmeti gerekiyorsa sağlanması, güvenlik
önlemlerinin alınması, otel rezervasyonlarının yapılması, uçağın iniş, kalkış ve geçiş
izni hazırlanması, yani kapalı kapılar ardından veya ziyaret yapmakta olanın bilmediği
çok büyük iş bunlar. Ben kendimden örnek vereyim yine: Havana’da görev yaptığım
zaman Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel idi. Sayın Demirel’in ilk Latin Amerika
ziyaretine tercüman olarak katıldım, o zaman 1995’te bakanlıkta İspanyolca bilen
azdı ve büyükelçi ziyaretten bir hafta önce oraya gelmemi istedi. Bir hafta boyunca
size bahsettiğim hazırlıklara naklen katılmış oldum.
Bu önemli bir kanun, 1969 yılında
Milletlerarası
Münasebetlerin
Yürütülmesi ve Koordinasyonu
Hakkında
Kanun’a
göre
“Bakanlığımıza verilen yetkiler ilgili
diğer bakanlık ve kurumlarla iş
birliği yapmak suretiyle, Türkiye
Cumhuriyeti’nin yabancı devletler
ve uluslararası kuruluşlarla temas
ve müzakerelerinin yürütülmesi ile
uluslararası anlaşmaların yapılması
konusunda
Dışişleri
Bakanlığı
yetkilidir.” Biraz önce size diğer
bakanlıklar da anlaşma yapabilir demiştim; fakat o anlaşmayı yapabilmesi için yetki
çıkarılması gerekiyor. Yetkinin çıkarılması da Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla oluyor,
yani bir bakanımız gittiği zaman kafasına estiği anlaşmayı imzalayamaz. Daha
önceden Bakanlar Kurulu’ndan yetki alması gerekiyor, onun işlemleri de Dışişleri
Bakanlığı aracılıyla yapılıyor.
İnternet
sitemizden
“Bakanlık”
bölümümüze geldiğinizde bir alt bölüm
insan kaynakları çıkacak. Bu bölümüne
girdiğinizde size anlattıklarının bazıları
daha uzun bazıları daha kısa pek çok ön
bilgiler var; bakanlığın çalışma ilkeleri,
görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı,
bakanlıktaki temel memuriyet kategorileri,
unvanlar, Dışişleri Bakanlığından neler
bekleyebilirsiniz, bakanlıktaki kariyer memuriyetleri hakkında en çok merak edilenler
hakkında birtakım soruların cevapları var.
Meslek memurluğu giriş sınavı, geçmiş yıllara ait yazılı sınav soruları, konsolosluk ve
ihtisas memurluğuna giriş sınavının geçmiş
yıllara ait yazılı sınav soruları var.
Tercümanlık
maalesef
yok;
çünkü
tercümanlık bölümü hiç sınav yapmadığı
için
onun
örneklerini
koyamıyoruz.
Hâlihazırdaki sistem de zaten bunun gibi
karmaşık bir sınav sistemi değil. Yani
burada ordudan kabaca örnek verecek
olursam; meslek memurluğu, subaylık,
konsolosluk, ihtisas memurluğu astsubaylık
diyemeyeceğim
aslında;
çünkü
astsubaylığın
daha
ötesinde
yani
özetleyecek olursak Türk Silahlı Kuvvetlerine giren bir subay başarılı giderse general
olabilme şansı ona verilebiliyordu, ama bir astsubaya bu hiçbir zaman verilmiyor.
Bizdeki uygulama ise büyükelçilik olarak düşünürseniz konsolos ve ihtisas
memurluğundaki arkadaşlara da başkonsolos olma imkânı veriliyor. Birtakım kuralları
var; eğer başarılıysa sicilleri iyiyse gibi.
“Merkez bina artık ihtiyacı tam olarak karşılamıyor”
Teşkilatımız
Balgat’taki
merkez
binasını
burada
görüyorsunuz.
Bakanlığımız da yeni bir yere
taşınacak inşaatı henüz başlamadı
ama arsası hazır, şu an boş ama
projesi hazır, tahmini olarak 20142015 tarihleri öngörülüyor. Çünkü
merkez bina artık ihtiyacı tam olarak
karşılamıyor. Tarihçesini de şöyle
söyleyeyim bu gördünüz kule Devlet
Sanayi İşçi Yatırım Bankası olarak
1985-86 yıllarında inşa edildi. O
zaman ki başbakan rahmetli Turgut Özal, başbakanlık binasındaki eski merkez
binadaydı. Oradaki alan ihtiyacını karşılayınca bakandan yeni yer gereği ortaya
çıkmış ve DSİ binasına bakanlık el koyup DSİ’ya başka bir yerde bina yaptırmak
üzere parasını karşılamış.
Yurt
dışı
teşkilatında
da
konsolosluk ihtisas memurları için
otomatik görev yapma seçeneği
var. Zaten işin tabiatı itibariyle
meslek hayatının yaklaşık 3/2’si
yurt dışında 3/1 merkezde geçiyor.
Mütercim tercümanlar için durum
biraz farklı.
Bakanlık
merkez
teşkilatına
baktığımız zaman bakanımız Sayın
Ahmet Davutoğlu, müsteşarımız
Feridun Sinirlioğlu ve yedi tane
müsteşar yardımcımız var. Yirmi beş tane genel müdürlükler var, elli tane genel
müdür yardımcıları, bir de beş tane Müstakil daire başkanlıkları var. Benim kurmakta
olduğum bu müstakil daire başkanlıklarından bir tanesi diğeri de idari mali işler
bölümü, arşiv bölümü hizmet birimleri diyelim.
“Yeni yeni büyükelçilikler oluşturuyoruz”
Yeni yeni büyükelçilikler oluşturuyoruz.
Hâlihazırda 204 tane dış temsilciliğimiz
var, 115 tanesi büyükelçilik, 11 tanesi
daimi
temsilcilik,
78
tanesi
de
başkonsolosluk. Önümüzdeki dönemde
biraz daha artacak. Afrika’ya çok sayıda
yeni büyükelçilik açıyoruz ve birkaç tane
daha büyükelçilik açılacak. Bunların
sayısı giderek azalıyor ama var ve dil
olarak da bakıldığı zaman Afrika için
konuşuyorum
çoğu
Fransızca
Büyükelçiliği. Asya’da, Çin’de, Hindistan’da, Irak’ta da birkaç tane yeni konsolosluklar
açılıyor. Bahsettiğim unvanlar meslek memurları büyükelçi, başkonsolos, daimi
temsilci olabiliyor. Konsolosluk ve ihtisas memurları başkonsolosluğa kadar
yükselebiliyor. Hukuk müşavirlerimiz, danışmanlarımız var bunlar belli alanlarda
silahsızlanma, merkez memurlarımız var bir de bölge uzmanları vardı onu artık yavaş
yavaş kaldırıyorlar.
“Mütercim tercümanlarda hâlihazırda sekreterlik işi yapıyor”
Merkez memurları dediğimiz zaman mütercim tercümanların yurt dışına inişlerinin
çok katı kuralları var, yani bakanlığa mütercim tercüman olarak giren birisi otomatik
olarak meslek memuru, konsolosluk ihtisas memuru gibi tayin olup bekliyor ama
mütercim tercümanlar pekâlâ konsolosluk ihtisas memurları gibi konsolosluk ihtisas
memuru olarak bakanlıkta çalışabiliyor. Ana hatlarıyla meslek memurları, konsolosluk
ihtisas memurları en büyük kadroyu oluşturuyorlar. Yani birinci sırada meslek
memurları, ikinci sırada konsolosluk ve ihtisas memurları, hukuk müşavirleri ama
hukuk müşavirleri sayıca çok az, danışmanlar da küçük, merkez memurları sayı
olarak büyük. Bakanlığa gittiğiniz zaman etrafınızda gördüğünüz sekreterler,
daktilolar, şoförler var. Mütercim tercümanlarda hâlihazırda sekreterlik işi yapıyor.
Bakanlığa mütercim tercüme olarak giren tercüme yapan çok az maalesef ama
bundan sonra değişecek. Tercüme dairesi kurulduğu için değişecek.
Şimdi
meslek
memurluğuyla
başlayacağım. Aslına bakarsanız bu
anlattıklarım çoğu internet sitemizde
zaten yer alıyor. Bunlarda yaş
sınırlaması var. Bir de KPSS’den 80
almış olması gerekiyor. Her sene belli
bir
sayıda
eleman
alınacağı
duyuruluyor, bakanlığın belli bir
memura ihtiyacı var ve yönetmeliğin
belirlediği bir katsayı var. Yani siz 100
memur alacaksanız 10 katı memuru
sınava tabii tutmak zorundasınız. Dil
olarak da İngilizce, Fransızca veya Almanca. Önceden Fransızcadan giren otomatik
olarak girebiliyordu, artık öyle değil Almanca ve Fransızcadan girenlerin ayrıca
İngilizce ve Fransızcadan da sınav girmeleri gerekiyor. Çünkü Fransızca giderek
değerini kaybediyor. Başka dilleri olanların da belirli koşulları yerine getirmek
suretiyle bakanlığa girmeleri mümkün.
Üniversitelerin uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi, hukuk, iktisat, işletme, halkla
ilişkiler, tarih eskiden bu bölümler yoktu, daha sınırlıydı o zaman ne oluyordu mesela
siz çok iyi tarih, okumuşsunuzdur çok güzel Arapça, Rusça ya da Farsça, Yunanca
biliyor olabilirsiniz bakanlığa giremiyordunuz. Şimdi onun belli koşulları var. Mesela
uluslararası ilişkiler bölümü okudunuz lisansüstü bir eğitim almanız gerekiyor ona da
imkân tanıyor ama birtakım kuralları var. Bizdeki uygulamalarla yurt dışındaki
uygulama çok farklı. Mesela İngiltere’de tarih bölümü bitiren birisi çok iyi Arapça,
Farsça bilen bakanlığa girebiliyor, bizde giremiyordu ama şimdi girebiliyor.
Sınav yılda bir kere yapılıyor artık, eskiden 2 kere olurdu. Yeni sistem KPSS’ye
endeksli olduğu için yılda bir kere yapılıyor. Sınav aşamalarında önce KPSS’yi
geçmeniz gerekiyor, ardından bakanlık yine çok seçmeli sınav yapıyor. Amaç sınava
çok talep oluyor, sınav sadece Ankara’da olmuyor belirli seçilmiş yerlerde ve eş
zamanlı oluyor. Çoktan seçmeli olması da oradan gelecek olanların önceden elenip
daha az kişinin yazılı sınava kalması için. Çünkü yazılı sınav yabancı dilde
kompozisyon Türkçe’den yabancı dile çeviri, Türkçe kompozisyon, yabancı dilden
Türkçe’ye çeviri olmak üzere uzun bir sınav. Ve bu kâğıtların teker teker okunması
gerekiyor. Bu kâğıtların okunmasıyla ilgili gerekli ilkeler var, belli sayıda kişinin
kâğıtları okuması gerekiyor. Verilen notların arasında belli bir eşliğin üzerinde olması
gerekiyor, değişiklik olduğu zaman kâğıdın tekrar okunması gerekiyor. Yani uzun bir
süreç, zaman alıyor ve işlemi yapanlar da bakanlıktaki belli bir kıdeme gelmiş meslek
memurları. Mesela ben hiç kâğıt okumadım, genelde büyükelçiler bunu yapar.
Yazılıyı kazananlar sözlüye çağırılıyor ve 3 kere başarısızca bir daha sınava
giremiyor.
“Konsolosluk ihtisas memurunun avantajı yurt dışı tayini”
Konsolosluk
ve
ihtisas
memurluğuna değinmek istiyorum;
çünkü
mütercim
tercüman
bölümündeki arkadaşlar pekâlâ
konsolosluk ihtisas memurluğuna
girebilirler. Yalnız konsolos ihtisas
memuru olarak bakanlığa giren bir
mütercim
tercüman
bölümü
mezunu tercümanlık yapmayabilir.
Eğer tercüme dairesinde görev
yaparsa tercüme yapabilir, onun
dışında gördüğünüz gibi çok geniş
bir görev alanı var. Tabi kimisi der
ki “Ben tercümanlık yapmak
istiyorum” o zaman KİM (Konsolosluk İhtisas Memuru) olmayabilir. Konsolosluk
ihtisas memurunun avantajı yurt dışı tayini otomatik, yani konsolosluk ihtisas memuru
olan bir memur belli bir zaman geçtikten sonra yurt dışına geçecek. Hayatının
3/2’sini yurt dışında geçirecek, 3/1’ni Ankara’da geçirecek. Tabi yurt dışına gitmek
cazip gelebiliyor ama zorlukları da var. Ana hatlarıyla benim düşüncem ikisini de
deneyin, birisi çok daha kolay. Bakanlığa mütercim tercüman olarak girip de ve
hâlihazırda sekreterlik görevi yapmakta oldukları için memnun olmayıp KİM’e
(Konsolosluk İhtisas Memuru) geçen bir memur var. Mütercim tercüman olmak için
illa tercüme okulunu bitirmeniz de gerekli değil. Edebiyat bölümünü de bitirmiş
olabilirsiniz, edebiyat mezunları da alınabilir. Aranan şartlar belli bir yaşı geçmemiş
olmak, belirli üniversiteden eğitilmiş olmak. Sınav nedir? KİM’ler de (Konsolosluk
İhtisas Memuru) meslek memurlarındaki gibi KPSS’ye girdiklerinde bir ön eleme
olmuyor, zamanla değişebilir tabii ama hâlihazırdaki uygulama bu şekilde. Genelde
meslek memurluğu en rövanşta olan ama meslek memurluğuna girerken buna da
girenler oluyor.
Bu size az önce bahsettiğim 23
Eylül tarihinde yayınlanan kanun,
internette duyuruluyor. Mesela
atama yapılacak kişi sayısı 200.
Diğer istenilen şartları da ilan
ediyor. Tabii bunları ilan ediyor
bakanlık ama memur geliyor mu
her dilde çıkmıyor. Çincede var
mesela. Çince bildiğiniz takdirde
özel sektörde çok rahat iş bulma
imkânlarınız var. Sınav katılım
şartlarında birtakım kurallar var.
657 Sayılı Devlet Memurları
Kanunun 48. Maddesi’nde sayılan
genel şartları taşımak, en az dört yıllık fakülte mezunu olmak ve belli bir yaşı
aşmamak. Bu da dil için gerekli olanlar. Bu gördüğünüzü ilan aralık ayında
yayımlandı, yeni kurulan birim düşünülerek yayımlanmadı bakanlığın sekreter
ihtiyacını karşılamak için yayımlandı ve sınav bitti, birtakım kişiler göreve başladılar.
Burada mesela 13 adet İngilizce, 4 adet Almanca, 4 adet Fransızca, 2 adet Arapça
ve 2 adet Farsça bilen istenmiş ama Arapça ve Farsça’dan hiç kimse başvurmamış.
Adaylarda aranan nitelikler nelerdir; yaş kriterleri, erkek adaylar için askerlik adayını
yapmış veya tecilli olmak Dışişleri Bakanlığına personel olmaya engel hali
bulunmamak, üniversitelerin en az dört yıllık eğitim veren İngilizce, Fransızca,
Almanca, Arapça, Farsça dil eğitimi, edebiyat, mütercim tercümanlık, çeviri bilim
bölümlerinden veya eğitim fakültesinin İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Farsça
bunları desteklediği yetkili makamlarca kabul edilen yurt içi ve yurt dışındaki
yükseköğrenim kurumlarından mezun olmak. Daha sonra KPSS ve KPDS ile ilgili
hususlar var. Sınavla ilgili olarak bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Bu bakanlığın
genel uygulaması. Önümüzdeki son bahar faaliyete geçeceği düşünülerek sözleşmeli
mütercim, yani sözleşmesi yıllık olan, hayatı boyunca bakanlıkta çalışmak zorunda
olmayan. Arada şöyle bir fark var, sözleşmeli mütercimlerin yurt dışına tayin olma
hakları yok, ama mütercim kadrosundan gelenlerin hakkı olacak.
“Tercüme Dairesi Başkanlığı ne yapmakla görevlendirildi?”
Tercüme Dairesi Başkanlığı
ne yapmakla görevlendirildi?
Tercüme Dairesi Başkanlığı
Yabancı
Devletler
ve
Uluslararası Kuruluşlar ile
akdedilen antlaşmalar başta
olmak üzere dış politikanın
yürütülmesi
çerçevesinde
bakanlıkça ihtiyaç duyulan
belge ve metinlerin tercüme
edilmesi veya yapılmış olan
tercümelerin
gözden
geçirilmesini sağlamakla görevlidir. Tabii uygulamaya geçilmediği için nasıl olacağını
ben de tam olarak kestiremiyorum. Hâlihazırda burada gördüğünüz çalışmaları yapan
birimler var. Mesela yabancı devletler ve uluslararası kuruluşlar ile akdedilen
anlaşmaların bir çalışması hukuk müşavirleri yapıyor. Hukuk müşavirliğini zaten
yönetim geldiği zaman onu inceliyorlar hem hukuk açısından inceliyorlar hem dil
açısından inceliyorlar. Çeşitli aşamaları var. Metin müzakere edildiği aşamada
olabilir, imza aşaması geldiği zaman Bakanlar Kurulu’ndan yetki alınmak üzere
olabilir. Bir de metin müzakerede imzalandı, onaya sevk edilecek ve yürürlüğe
girecek. Üç tane ayrı aşaması var. Bir hayli de yoğun bir iş. Diğer ülkelerin mesela
birimlerinden bağımsız olarak tercüme dairelerinde hukuk tercüme birimi var, bizde
yok maalesef ama olabilecek olan bir çalışma.
Dış politikanın yürütülmesi çerçevesinde bakanlıkça ihtiyaç duyulan belge ve
metinlerin tercüme edilmesini biz Siyaset Planlama Dairesi olarak zaman zaman
yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Meclisi 1 Ekim tarihinde açtığı zaman yaptığı
konuşmayı Siyaset Planlama Dairesi personeli görev dağılımı yapıyor, tercümesi
yapılıyor. Kıbrıs 2002 referanduma sunulan ana hatlarının tercümesini de bakanlık
kendi yaptı. Bir gün mecliste bir milletvekili “Bunun Türkçesi yok mu? Görmek
istiyoruz.” diye sitem etti. Ondan sonra da bakanlık çok kısa bir süre içinde bir
tercüme ortaya çıkardı. Irak’la ilgili bir teskerenin tercümesi vardı, onda ben de yer
almıştım. Bakanlıkta çok tercüme işi oluyor, Arjantin’e gittiğim zaman saatlerce
sayfalarca tercüme yaptım tercüman olmamama rağmen; çünkü işimin bir parçası.
Gidersiniz profesyonel tercüman işe alırsınız ama onun getirdiği ilave bir maliyet var,
bir de bazı tercümelerin gizliliği var, mahremiyeti olan birtakım şeyler olabilir. Ona da
örnek vereceğim, bir keresinde öyle bir tercümanlık görevim oldu. 1991 yılında 1. Irak
Savaşı sırasında o zaman Cumhurbaşkanı rahmetli Özal, Başbakan Yıldırım
Akbulut’tu. Amerika’dan tarikatla ilgili bilgi vermek üzere pembe köşke bir grup geldi.
Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, Başbakan,
Cumhurbaşkanı’nın katılımıyla bir toplantı yapıldı. Daha önceden yaptığım
tercümelerden dolayı bakanlık beni görevlendirdi, Yıldırım Akbulut’a tercümanlık
yaptım ve Amerikalıların verdiği bilgi çok etkileyiciydi. Pekâlâ, profesyonel bir
tercümanda getirseydiler ama belki de o zaman daha zordu.
Merkez memurları, 11. madde yurt dışı
görevlere ilişkin olarak yer verilen hüküm
saklı kalmak üzere, merkez teşkilatında
sürekli görev yapan ve genel hizmetleri
teknik hizmetleri ve sağlık hizmetleri
sınıflarına mensup olan memurlardır.
Bu şu anlama geliyor: Bakanlığa giren bir
mütercim tercüman daimi kadroyla 7 yıl
Ankara’da görev yaptıktan sonra bir
kereye mahsus olmak üzere yurt dışına
dört yıllığına gidebilir. Geldikten sonra
eğer lisans yaparsa bir kere daha gitmeye hak kazanıyor. Çok sınırlamaları olan bir
uygulama ama şunu da söylemem lazım gidecek olanlara teşvik amacıyla bizim
merkez memurlarına yönelik olarak personel dairemizin insan kaynaklarının şöyle bir
uygulaması var: Yılda bir kere bir büyükelçiliğe oradaki personelin çalışmalarına
yardımcı olmak üzere gönderiliyor. Bunun getirisi çok yüksek değil, kabaca 3-4 bin
liralık ek bir gelir. Her sene gitmek üzere yılda bir ama daimi değil geçici. Ama
mesela başbakan Irak’a gitti, ziyareti sırasında tercüme dairesinde çok iyi bir
Arapçası olan bir arkadaş var, bunun gibi görevlendirmeler de olabilir tabii. Sayın
Cumhurbaşkanımız veya Sayın Başbakanımız birtakım görüşmeleri yaptığı zaman
devamlı kullandı, hep seçilmiş tercümanlar olur. Bunlar kabaca tercüme dairesiyle
ilgili aklıma gelen hususlar. Bir iki şeye daha değinmek istiyorum. Bu konudaki
örgütlenmeye bakınca iki tane örgüt çıkıyor: Bir tanesi JIAMCATT, diğeri de
COTSOES.
COTSOES, Avrupa Devletleri Tercüme
Bilimleri
Konferansları
altında
bir
yapılanma, iki yılda bir konferans
düzenliyorlar ve dönem başkanlığını
Fransa üstleniyor. Bunun üyeleri 17 tane
ülke: Almanya Avursturya, Belçika,
Estonya, Finlandiye, Fransa, İngiltere,
İzlanda, İrlanda, ,İtalya, Hollanda, Norveç,
Polonya, Portekiz, İsveç, İsviçre, ispanya.
Dikkat ederseniz İzlanda da İsviçre de Avrupa Birliği üyesi değil, yani bu bir Avrupa
Birliği örgütlenmesi değil. Türkiye de buna başvurdu. Başvuruyu not ettiler, iki yılda
bir toplanıyorlar. Bu toplantıda Türkiye’nin buna üyeliği onaylanacak. Bunların
aralarında birtakım iş birliği faaliyetleri var. İnternet sitesine girdiğiniz zaman sadece
açık olan bilgiler var. Siteye üye olduğunuzda ne gibi faaliyetlerde bulunmuşlar nasıl
bir iş birliği modeli tespit etmişler, çeşitli çalışma grupları var ve tercüman Mesela iş
yükünün daha etkin hale getirilmesi, ülkeler arası birtakım değişim programları gibi
hususlar. Fransızlar ve Almanlarla böyle bir diyalog tesis etmedim ama en azından
ilke olarak sorduğumda onlar da neden olmasın dediler. Yani amaç tercüme
dairesinde çalışacak olan arkadaşların Fransızca ise Fransa’ya Almancası var ise
Almanya’ya staj imkânı ve inceleme ziyaret olabilir. Yani COTSOES Türkiye’de de
olacak bunun çalışmaları var.
“COTSOES Ne Yapar?”
COTSOES ne yapar? Bilgi
gelişimi, karşılıklı olarak yardım.
Terminoloji çok karşıma çıkan bir
şey ama bizde bu tür bir
yapılanma yapılmadı, zamanla
yapılacaktır; çünkü yapılmasının
gerekli olduğu ortaya çıkıyor.
Diğeri bilgisayar destekli tercüme
konusunda JIAMCATT. Bu senede bir
toplanıyor. Bunun farkı çok daha geniş
bir aileye sahip, çok daha büyük bir
örgütlenme. Yılda bir toplantılar
düzenliyorlar. Bu toplantılarda da belli
konularda bilgi değişimi sunuluyor.
Daha ziyade bilgisayar destekli
programlar olarak düşünebilirsiniz.
Burada çok uluslar arası kuruluş var,
ülke Dışişleri Bakanlıkları da var ama
bunun haricinde de Cenevre’deki
bütün örgütler ve başka örgütler de
var; Dünya Bankası, İslam Konferans Örgütü… vs. Her birinin bir tercüme birimi var.
Katılımcıları da ilgili ülkelerin tercüme memurları yetkilileri.
JIAMCATT’a üyelik çok kolay. COTSOES’e üye olabilmeniz için üyelik başvurusunu
yapıyorsunuz, iki yılda bir toplanan genel kurul konferans sırasında onaylanması
gerekiyor ama JIAMCATT’a Türkiye girdi. JIAMCATT’ın da sitesi var henüz faaliyete
geçmese bile faaliyete geçecek olan tercüme dairesiyle ilgili olarak form
dolduruyorsunuz.
Tercüme dairesi bulunmadığı için
size ayrıntılarıyla ne gibi işler
yapıldığı söyleyemiyorum ama ne
gibi işler yapılacağını iyi kötü
görebiliyorum. İnternet sitemize
baktığınız
zaman
İngilizce,
Fransızca ve Arapça var. Bu
sitenin İngilizcesi içerik olarak
fena değil ama Fransızcasına
geçtiğimiz zaman çok çok daha
az, Arapçası daha da az. Amaç
tercüme dairesi kurulduktan sonra
bu sitenin içindekileri hızlı bir
şekilde tercüme etmek, kontrol
etmek, sonra büyükelçiliklerin sitelerine el atmak; çünkü bakanlık sitesine girdiğiniz
zaman her büyükelçiliğin kendi sitesi var, yani Paris Büyükelçiliği Fransızca,
Washington Büyükelçiliği İngilizce. Büyükelçilikler bunu kendileri yapıyorlar ve
genelde bakanlığa link veriyorlar.
Bunun haricinde bakanlığın birtakım yayınları var. Adaylık kampanyaları oluyor.
Mesela onlarla ilgili hazırlıkların yapılması, adayların geçmişlerinin tercümesi
edilmesi, destek talepleri vs. Somut bir örnek vereceğim: Türkiye güvenlik konseyine
aday olduğunda ve BM dediğiniz zamanda altı dilde (İngilizce, Fransızca, Arapça,
Farsça, Almanca, Çince) çalışmanız gerekiyordu, o kampanya kapsamında
broşürlerin hazırlanması dağıtılması gibi bayağı bir tercüme yapılır. Bakanlıkta
yapılmadı bunlar mesela Turizm Bakanlığına sorduk, Turizm Bakanlığının çeşitli
dillerde bir sürü broşürü var.
Sözlü tercümeyi çok düşünmüyorum; çünkü sözlü tercüme ayrı bir ihtisas ama ilerde
niye olmasın. Kabaca mezun olduğunuz birimine bağlı olarak konsolosluk ihtisas
memurluğu ve mütercim. Ama konsolosluk ihtisas memurluğuna mütercimi, tercüme
bölümünden mezun olanlar aynı anda koşulları yerine getirdiğiniz için ikisine birden
girebilirsiniz.
“Dışişleri Bakanlığından Neler Bekleyebilirsiniz?”
“Bakanlıktan neler beklersiniz?” bölümünden
internette yer alan hususlar, yani bakanlığa
neden girersiniz? Girdiğiniz zaman ne gibi
imkânlara sahipsiniz? Devlete giriyorsunuz
belli bir iş kanadınız var, bir suç işlemediğiniz
sürece işten çıkarılmanız çok küçük bir
ihtimal. Bakanlığa girip de bakanlıktan atılan
memur sayısı çok azdır. Bir garantiniz var ve
yurt dışı tayinleri var. Bakanlığa girerken 25
yaşındaysanız 65 yaşında emekli olacağınıza
göre 40 yıllık meslek hayatınızın 3/2’si yurt
dışında 3/1’i Ankara’da geçecektir.
Konsolosluk ihtisas memurları, meslek memurları bakanlıkta 3 aylık bir eğitime tabii
tutulurlar, dersler alırlar, ziyaretlerde bulunurlar, sınavı da vardır ama sınav sadece
devamsızlık olmasın ciddiye alınsın diye yapılır. Aile yardımı var, eğitim yardımı yeni
geldi. Çocuğunuz olduğunda yurt dışına gittiğiniz zaman eğitim masrafları bir hayli
yüksek oluyor. Bir de çok uzak olan yerlerde mağduriyet koşullarına bağlı olarak
birtakım Türkiye gidiş geliş masrafları da iki yılda bir olmak üzere karşılıyor. Bazı
yerlere gidip gelmek çok pahalı. Mesela ben Kabala’dayken hatırlıyorum, o zamanlar
Kabala’dan Türkiye’ye gidip gelmek benim bir aylık maaşımdı. Olağanüstü
durumlarda tazminat hakları var. Rahmetli babam devlet memuruydu, Paris ve
Madrid’de ticaret müşavirliği yaptı. Ben İspanyolcamı ve Fransızcamı ona borçluyum.
Onun sayesinde öğrendim. Bir yerde de aile görevini devam ettirmiş oldum. Çok iyi
hatırlıyorum benim bugün ki halime bak sen bu işte emekli olduğun zaman böyle bir
refah seviyesine böyle bir hayat düzenine sahip olacaksın demişti. Ama özel sektöre
gittiğinde ayrı bir hayat tarzına sahip olabilirsin, bu zor bir karar. Memuriyete
gireceksen Dışişleri Bakanlığının sunduğu birtakım imkânlar var onunla
uyuşmayabilirsin demişti, o zaman bugünkü gibi değildi. Hazine Müsteşarlığı
imkânları farklıydı, Dış ticaret müsteşarlığı imkânı farklıydı. Dürüst olmak açısından
bakanlığın size sunduğu olanakları söyledim ama olanaklar farklı şekilde de olabilir.
Bazılarının dengesini kurmak çok zor; çünkü hesaplamayı yaptığınız zaman
bakanlığa giren bir mütercim tercümanın alacağı maaş kabaca 1400 TL. Meslek
memurlarına baktığımız zaman 2000’i geçmez ama yurt dışına gittiğiniz zaman
gittiğiniz ülkeye bağlı olarak değişiyor. Yurt dışında da maaşı iyi olan yer var, düşük
olan yer var ama Cenevre maaşı yüksektir onu söyleyeyim size. Cenevre maaşını
düşünerek şu kadar alacağım diye düşünmeyin. Emsalleri vardır, hayat koşullarına
bağlı olarak, hayati tehlike olup olmadığı, Mesela Libya, Irak, Afganistan mesela o
gibi yerlerde izin hakları daha yüksek. Normalde 30 gün izin hakkınız var, izin
hakkınıza gidiş geliş biletlerinize katkıda bulunuyorlar, çocuklarınızın eğitimine
birtakım katkıda bulunuyorlar.
Bir de form dolduruyorsunuz kriterlerinizi söylüyorsunuz, niteliklerinizi dikkate
alıyorlar. Mesela Fransızca biliyorsanız Fransa’ya gitme şansınız yüksek, İspanyolca
biliyorsanız İspanya’ya gitme şansınız var. Özel durumlarınız olabilir, nişanlınız dış
ticaret müsteşarlığında çalışıyordur dış ticaret müsteşarlığından bir yere tayin
olmuştur, onun yanına gitmek istersiniz ya da karı koca vasat bir yere gitmek
istersiniz. Herkes Washington, New York’a, Paris’e, Londra’ya gitmek istiyor ama
herkes gidemiyor. Daha önce gitmiş olduğunuz yerler bir sonra gideceğiniz yere de
tesir olabiliyor. Mesela Bağdat’a gittiniz hayati tehlikeyi 2-3 yıl boyunca yaşadınız
merkeze geldiniz daha önce Bağdat’taydı şimdi onu iyi bir yere göndereyim derler.
Terazi gibi bunun dengesini tutturmanız mümkün değil ama şöyle bir ifade kullanırız
bakanlıkta kamu vicdanını sızlatmayacak birtakım tayinlerin yapılmasına genelde
gayret ediliyor.
Soru: Siz iki tane tercümanlık kadrosu belirlediniz. Biri mütercim tercümanlık,
biri de
sözleşmeli dediniz. Bunun birisi Tercüme Dairesinde de diğeri farklı biri yerde mi?
Vehbi Esgel Etensel: Değil. Bugün Tercüme Dairesi kurulmadığı için ama olduğu
zaman sözleşmeli mütercimler de tabii ki çalışabilecek, aynı zamanda mütercimler de
çalışabilecek. Konsolosluk ihtisas memurunun yaptığı işler belli. Bakanlığa sözleşmeli
olarak gelen mütercim tercüman arkadaşlar bir genel müdürün, bir müsteşar
yardımcısının, bir müsteşarın makamına atanır. Tanıdıklarım var, mesela müsteşar
yardımcısının kaleminde oturan Filiz Hanım, edebiyat mezunu mütercim tercüman
olarak bakanlığa giriyor, müsteşar yardımcısının gündelik olarak telefonlarını
bağlamak bir yere gideceği zaman uçak biletlerini almak nitekim sekreteri gibi
düşünebilirsiniz. Dilini kullanıyor mu, kullanmıyor. Bu kişilere verilen maaşlar çok da
yüksek olmadığı için bakanlıkta tutmak her zaman kolay olmuyor. Mütercim tercüman
olarak girenlerin birçoğu eğer tercümanlık değil de başka bir şey yapmak istiyorlarsa
idari memurluğa geçiyorlar.
Bakanlıkta çalışan personele gittiğiniz zaman odanın kayıtlarından nerenin mezunu,
ne dili biliyor, hangi liseyi bitirmiş bütün kıstasları girmek suretiyle bilgisayar
ortamında görebiliyorsunuz. Mütercim tercümanlar var ama tercüme işi yapmıyor.
Mesela bir tane yeni girmiş bir arkadaş AB dairesinde çalışıyor ama İngilizcesi var
Fransızcası var, orada da İngilizcesini ve Fransızcasını kullanabileceği bir iş
veriyorlar. Bakanlığımızın bir makalesini yayınladılar hemen beni aradılar bunun
hemen Türkçesine ihtiyacımız var diye oturdum, ben tercüme ettim. Sözlü tercüme
yapmak herkesin yapabileceği bir şey, bakanlığa girdiğiniz zaman da her zaman
bunu yapıyorsunuz. Amaç kurumu daha profesyonel hale getirmektir.
Soru: Siz sürekli yazılı metinler ve çeviri üzerinde durdunuz ama bunun yanı sıra Dışişleri
başka bakanlıklarla bağlantı kuramaz mı? Mesela Çevre Orman Bakanlığının ve Ulaşım
Bakanlığının uluslararası konferansları oluyor kendi içlerinde acaba bu kurulan mütercim
tercümanlık buralarda sözlü çeviri yapamaz mı?
Vehbi Esgel Etensel: Yapamaz. Neden yapamaz onu da söyleyeyim. Bizim belirli
bir dilimiz belirli bir uzmanlık alanımız var. Ulaştırma dediğiniz için ulaştırma
üzerinden devam edeyim enerji boru hatlarının görüşüleceği son derece ihtisas
gerektiren ve terminolojisine vakıf olmayan birisine bu işi yaptırırsanız kalp cerrahına
beyin ameliyatı yaptırmak gibi olur. O itibarla bakanlığın zaten amacı sınav açmak
belirli sayıda tercüman almak ve o tercümanlara da yazılı birtakım metinlerin
tercümesinin yapılması zamanla belki büyürüz ama spesifik olarak bu tür çalışmalar
yapılıyor. Çünkü tercüme ihtiyacı o kadar büyük bir ihtiyaç ki. Mesela AP Genel
Sekreterliğinden bilerek bahsetmedim; çünkü AP Genel Sekreterliği belki de geri
gelmişlerdir, onların yaptıkları AP müktesebatının İngilizceden Türkçeye tercüme
etmektir. Bir metin var ellerinde sayfalarca onu tercüme ediyorlar. Biz o değiliz ki, biz
yabancı dilden de tercüme edeceğiz Türkçeden de tercüme edeceğiz. Mesela
kafamdaki proje Türkçeyi İngilizceye çevirdikten sonra Arapça, Farsça, Rusça o gibi
dillere çevirmek. Geçenlerde benden bir tercüme istediler İngilizce ve Fransızcası
gerekiyor dediler. Oturdum Türkçeden İngilizceye tercüme ettim, ondan sonra
İngilizceden Fransızcaya tercüme ederken çok rahat gitti, zorlanmıyorsunuz.
Herkesin verdiği birtakım öneriler var, mesela büyükelçilerde çalışan yerel
personellerimiz var, her büyükelçiliğin mutlaka bir yerel personeli var ama o yerel
personel sizin ona emanet edeceğiniz dil editörlüğünü ne derece iyi yapar? Bizim iki
tane İngiliz sekreterimiz vardı bir tanesinin babası akademisyendi ve Türkiye ile
yakından çalışan bir akademisyendi, sırf Türkleri sevdiği için kızının sefarette
çalışmasını istemişti. Biz ona tercüme yaptırırdık ana dili İngilizce; çünkü o zaman ki
başbakan rahmetli Ecevit’in tercümesini yapıyordu. Ama sizin kastettiğiniz
profesyonel tercüme onlara bizim girme imkânımız biraz zayıf. Yapamayız ama
yapabildiğimiz takdirde profesyonel şirketlere girersiniz, çalıştığı zaman size verdiği
iki günlük yevmiye benim size bir ayda vereceğim paradır. Oraya gitmek ayrı bir iş,
bizimkisi farklı tabii, farklı olduğunun ben de farkındayım ve ona göre de bir birim
kurmaya çalışıyoruz.
Soru: Açılan bu mütercim tercümanlık bölümü ihtisas memurlarının yaptığı çevirileri direk
size gelmeden bu bölüme girecek ve bunlara bu çevirileri yapacak. Öyle mi? Peki bunların
çalışma süresi ne kadar? Dediniz ki ihtisas memurları 65 yaşına kadar çalışacak.
Vehbi Esgel Etensel: Bakanlıkta fabrikaya girer gibi kapıda kontrol yok. Saat 9.00’da
mesai başlıyor, akşam saat 18.00’de çıkabilen merkez memurları var. Tercümanların
da bu saatte çıkabileceğini düşünüyorum. Dışişleri Bakanlığındaki memuriyetlerin
çoğu öyledir, fazla mesai diye bir şey yok. Fazla çalışan memur da mesela çok
yorulduğu, atıyorum başbakan Çin’e gidecek bu ziyaretine çok katkı sağladı bu
heyetin içerisine bir kişiyi daha ekledi, ön heyet olarak gönderiyorsunuz başbakana
yardımcı oluyor. Birtakım telafi yolları var ama gizli kararlar bunlar. Aldığınız maaş
biliyorsunuz, bir zaman sonra artacağını da biliyorsunuz. Yurt dışına giden bir
konsolosluk ihtisas memuruyla meslek memurunun aldığı maaş arasında çok büyük
bir fark yok, ileride büyükelçi olduğu zaman artıyor. Büyükelçinin ayrı bir tazminatı
var. Ayrıca büyükelçi devleti temsil ediyor, devletin ona tahsis ettiği evi var, hizmetçisi
var, makam arabası var. Bakanlığa giren memurunda o kademeye girmesi kabaca
25-30 yıl arasında ama şimdi değişti.
Soru: Bir sekreterlerden mutlaka bir farkımızı olacak mı, mesela bakan Çin’e gittiği zaman
yanında mütercim tercüman olarak çalışabilecek miyiz?
Vehbi Esgel Etensel: Kesin olarak söyleyeceğim bir uygulaması yok ama başka bir
örnek vereceğim size: Benim görev yaptığım Siyaset Planlama Dairesinde ocak
ayına kadar görevlerimiz vardır. Bir tanesi de konuşma yazmaktı mesela başbakan
gidiyor konferans ile bir etkinlikle konuşma yapıyor, hepsini biz yazmıyoruz. Bir kaç
daireyle yoğun bir trafiğimiz oldu. Milli Güvenlik Kurulu toplantısında toplantıdan önce
Milli Güvenlik Kuruluyla ilgili hazırlıklar oradaki sunuşların dış politika anlamında
hazırlanması. Bakanlar Kurulu toplandığı zaman Bakanlar Kurulu bittikten sonra
gazetecilerin sorularına cevaben yine dış politikayla ona yöneltilebilecek sorular,
çeşitli üniversitelerde çeşitli kuruluşlara gidip bakanlığı tanıtan konuşmalar.
Güneydoğu Asya’da bir ülkeydi arkadaşı da iyi tanıyordum, siz sekiz tane konuşma
yazdınız, bizim çocuklardan birini de al dedim. Tamam dedi, hangisini alayım hangi
ülkeye gideyim dedi. Pakistan’a gitti ama boş duramadı. Ziyareti siz televizyonda
seyrediyorsunuz, sayın başbakanımız Afrika’yı ziyaret ettiği zaman onun kırmızı
halıları, kiminle görüşecek, hangi kapıdan girecek, kim çiçeği verecek, yemek
sırasında arkasına kim oturacak, bunlar protokol düzenlemeler. Ama onun bir de alt
yapısında hazırlanmalar var.
Bir ziyaret korkunç bir hazırlık demek. Ben
Cenevre’deyken hatırlıyorum Sayın Başbakanımız geldi Medeniyetler İttifak
Salonunun açılışını yaptı, herkese bir iş düştü. Birisi uçağın bilmem nesiyle ilgilendi,
birisi koruma görevlilerin tabanca izniyle, tabancaların havaalanında uçaktan
sorunsuz bir şeklide indirilmesi, silahı beyan ediyorsunuz silahları alıyorlar size
ruhsatını veriyorlar, arabaların kiralanması, sıralanması hangi arabaya kimin
bineceğinin belirlenmesi gibi bir sürü ayrıntıları var.
Bir de görüşmeler var, kiminle görüşülecek, karşı taraf bunlara nasıl cevap verecek,
bunlar gibi şeyler. Her ziyarette tercüme olmaması ihtimali bizde zayıftır. İngiltere
Dışişleri Bakanlığında olsaydık çoğunluk karşı taraf İngilizce konuşacağı için ihtiyaç
olmazdı ama bizde oluyor. Sayın Cumhurbaşkanımız İngilizce biliyor ama genelde
Türkçe konuşmayı tercih ediyor. Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun tercümana ihtiyacı
yok, zaten Dışişleri Bakanlığı dil bilen biri seçilir, dil bilmeyen Dışişleri Bakanı
düşünemiyorum. Mesela bakanımız Çin’e gitti onun hazırlıklarını da genelde sefaret
yapıyor ama bilinmiş tanınmış bir tercüman varsa görevlendirilebilir.
Soru: Başka bir kamu kuruluşunda çalışan personel Dışişleri Bakanlığına kadrolu
tercümanlıkla yatay geçişle geçebilir mi?
Vehbi Esgel Etensel: Geçebilir, bu mümkündür. Size Teşkilat Yasası’ndan
göstereceğim “Mütercim kadrosunda görev yapacak memurların merkezi sınava ilave
olarak hizmetin gereklerine uygun olarak seçilebilmesi için usul ve esasları
yönetmelikle belirlenen yarışma sınavında da başarılı olmaları gerekir.” Yatay geçiş
mümkün ama yanıltmayayım sizi, daha önce tam olarak yapmadık ama diğer
tercüme birimleri olan yerlerle görüştüm, oradakiler olma imkânı var dediler.
Soru: Ben meslek memurluğu sınavı ile ilgili bir soru sormak istiyorum.
Bu sene
tercümanlıktan mezun oluyorum, seneye de uluslararası ilişkilerden mezun oluyorum. Bu
sene tercümanlık diplomamla konsolosluk ve ihtisas memurluğu sınavına girip onu
kazanmam durumunda seneye de uluslararası ön lisans diplomamı alıp onu dışarıdan dört
yıllığa tamamlarsam yine meslek memurluğu sınavına girmeye hak kazanıyor muyum yoksa
dışarıdan tamamlamam sorun oluyor mu?
Vehbi Esgel Etensel: Zor bir soru sordunuz. Konsolosluk ihtisas memurluğu
sınavına mütercim tercüman bölümüne yanlış hatırlamıyorsam girebiliyor, ondan
sonra lisansınızı yapabilmeniz için mesainizin önemli bir bölümünü odanıza
ayırmanız gerekiyor, o olabilir olmaz ona bir şey diyemem; çünkü bakanlıkta ilk
memuriyete girenler bayağı çalışıyor.
Boşta duracak zamanı zaten fazla olmuyor, yerine bağlı, mesela Ortadoğu Dairesi
Libya’daki krizlerden başını kaldıramıyor, gece gündüz çalışıyorlar, hafta sonları da
çalışıyorlar. Öyle bir birimde yeni gelen bir memur ben lisans yapacağım dediği
zaman seni başka yere gönderelim diyebilirler. Daha az mesaisi olan bir yere mesela
daha az rövanşta olan bir yere gönderirler ve izin vermeyebilirler de. Bakanlığa
girdikten sonra bu tür çalışmaları yapanlar oldu, mesela mastırını yapmıştı doktora
dersini alabilmesine izin verilmedi ama tezini yazmasına izin verildi. Sıfırdan bir
program zorluk olabilir.
Soru: Çift ana dal yapan çok sayıda bir grup öğrencimiz var. Diyelim ki her ikisinden de
mezun oldular ve diplomalarına sahip oldular. Sizin birimde mütercim tercüman kadrosuyla
başladılar, meslek memurluğuna geçişte tekrar o sınavdan geçmek yerine içeriden geçiş
sağlanabilir mi?
Vehbi Esgel Etensel: Evet, tekrar bir sınav olurlar ama şöyle bir durum olacak.
Bakanlığa sizin dediğiniz türden geçiş yapan memur oluyor. Bir yerde çalışıyor
biliniyor, tanınıyor, amiri yaptıklarından memnun, sözlü sınava girdikten sonra yazılıyı
geçtikten sonra sınavlar okunacak. O kişi illa geçecek anlamına gelmez ama yazılı
geçtikten sonra sözlü de vermesi için bir memurun birtakım şekil hatası olabilir, tanım
hatası olabilir, birtakım yapılmaması gereken bir şeyler var. Mesela size bir soru
sordular, bana “Türkiye’nin Libya’ya neden müdahale ettiği konusunda veya neden
müdahale etmemesi konusunda izahatta bulunur musunuz?”, dendiğinde hiç
bilmediğim bir konu derseniz bilmiyor derler ya da kıyısından köşesinden bir şeyler
anlatmaya çalışırsanız o zaman farklı olabilir. Mesela bakanlıkta kalanların bir
bölümü yazılıyı verdikten sonra sözlüde böyle birtakım hatalar yaparsa, fevri
davranırsa; çünkü sözlü sınav sırasında şunu da ölçüyorlar: Memur kendini kontrol
ediyor mu edemiyor mu, onu da ölçüyorlar. Amaç belli sayıda eleman almak
başvuruları arttırmak için bunu geliştirdiler; çünkü perspektif görmüyor memurlar yani
giriyordu bir yere gelemiyordu.
Soru: Mütercim tercümanlıktan mezunum. Açıkçası Dışişleri Bakanlığında mütercim
tercüman olarak girmek hepimizin hayaliydi belki de bu bölüme başladığımızda. Ben daha
sonra o kadar da cezp edici bir şey değil diye duymuştum. Genelde sekreter olarak çalışılıyor
dediniz, o yorumu da duyduktan sonra bakış açım biraz değişti. Mütercim tercümanlık
kadrosuyla giren ya da sözleşmeli kadroyla girenler zaten hâlihazırda var. Siz Tercüme
Dairesini kuruyorsunuz dediniz ya sınavlarla mütercim tercüman alınacak diye zaten kadro
var neden alınması gibi bir durum ortaya çıksın? İnsanlar köreliyor orada kadrodan aktarma
yapması daha kolay olabilir.
Vehbi Esgel Etensel: Bahsettiğiniz kişiler zaten bir yerde çalışıyor. Mesela Filiz
Hanım örneğini vereyim. Filiz Hanım zaten belli bir süredir müsteşar yardımcısıyla
çalışıyor. Ben gidip müsteşar yardımcısına Filiz Hanım’ı bana verin desem belki de
evet diyecektir, böyle birtakım diyaloglara girilebilir. Biz zaten bir yerde çalışıyorsak
onun hizmetlerinden de memnunsak, memur da beni alın buradan demezse orada
çalışmaya devam eder. Bakın 27 tane müsteşar yardımcımız var, 25 tane genel
müdürümüz var, 50 tane genel müdürümüz var. Bu 82 kişinin her birinin kaleminde
ya da yönetici sekreteri diye nitelendirebileceğimiz kişiler mütercim tercüman değil.
Mesela benim eski genel müdür yardımcım siyaset planlamadaki merkez memuru bir
hanım, onun dil bilgisi de yoktu. Şöyle sıkıntılar oluyor, yurt dışından biri aradığı
zaman sizi İngiltere’den arıyorlar, anlamıyor genç memurlardan bir tanesine veriyor
telefonu. Bunların belli sayıdakileri zaten bir yerde çalışıyor vaziyette. Dediğinizde
haklılık payı var, bazı kişiler beni ziyaret ediyor Tercüme Dairesi kuruyormuşsunuz
ilgileniyorum beni lütfen alın diyorlar. Daha kurulmadı ama kurulduğu anda birkaç
kişilik listem var. Ama tabi bakanlıkta birinin elinden memurunu almak çok kolay
değil. Birinin memurunu aldığınız zaman yerine birini koymanız lazım. 90 kişilik bir
ekmek kapısı. Bazılarının yabancı dile ihtiyacı oluyor; çünkü mesela AB’den sorumlu
müsteşar yardımcısı, Büyükelçi Ayşe Sezgin kocası da bakanlıkta Moskova
Büyükelçimiz, kadının bütün telefonla arananları AB üyesi ülkeler. Arayanlarının bazı
sefaretlerde görevli Türkçe konuşan Türk sekreterler de var ama olmuyor. Çin
sefaretini arayın Çin’den getirdikleri Türkçe bilen elemanlar oluyor.
Soru: Tercümanlık kadrosuna siz edebiyat mezunlarının da alınabileceğini söylemiştiniz;
fakat vermiş olduğunuz örnek vardı kalp cerrahına beyin ameliyatı yaptırmak gibi, bu da
böyle bir örnek değil mi?
Vehbi Esgel Etensel: Onun yanıtı da var. Arapça, Farsça, Rusça Okan Üniversitesi
dışında yok, mecbursunuz. Sınav yönetmeliğimiz sadece mütercim tercüman
bölümünden alınacak derseniz Arapça, Farsça, Rusça bunlara mecburuz. Sinoloji
bölümünden gelen ancak Çince bilen elemanlar oluyor. Ben size bin karakterli bir
tercüme verdiğimde yapın dediğimde siz 10 dakikada yapacaksınız, ben belki biraz
daha fazla uğraşacağım. Ben size Ottawa Sözleşmesi’nin tercümesini verdiğimde siz
belki benim iki katım zaman harcayacaksınız ama bir kere yapınca bilgi dağarcığınıza
atacaksınız. Kendimden basit bir örnek vereyim: Silahsızlanma Dairesinde
memuriyete başladım, çalışırken Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’nın
sözleşmesinin tercümesini ben yakın arkadaşım askerliğini yaparken Genelkurmay
Başkanlığında kurduğu dil bilen bir grupla yaptı. Ben o zamanlar askerliğimi
yapmıştım, bakanlıkta güven ve güven artırıcı önlemler Viyana belgesini ben tercüme
ettim. Metnin zaten %70’i aynıydı, yeni hükümler getirilmişti. Kimyasal Silahlar
Sözleşmesi çok kalın bir protokolü var, ben Silahsızlanma Dairesinden ayrıldım,
ondan sonra Brüksel’de görev yaparken bir tercüme bürosuna verdiler; çünkü kalındı.
Bakanlıktaki mesai için onu yapmanız çok zor, başka hiçbir iş verilmeyecek size
oturup tercümesini yapacaksınız. Kimyasal Silahlar Sözleşmesini Tercüme Dairesine
yaptırdığınızda bakanlığa geldiği zaman haftalarca üzerinde çalışıldı. Her gün bu tür
şeyler tercüme edilmiyor, tercümesi gerektiği zaman ona göre yapılıyor.
Meslektaşlarımın arasında tercüme yapmamış yoktur, ilk girdiğimizde biz yaptık
birilerine düzelttirdik yükselince de birisi yaptı bize getirdi, biz onun üzerinde çalıştık.
Farklı farklı şeyler oluyor ama iş her zaman var.

Benzer belgeler

TC DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DİPLOMATLIK

TC DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI DİPLOMATLIK tarihlerinde yapılmıĢ olan Kamu Personeli Seçme Sınavlarından birinden (2009-KPSS ve 2010-KPSS ) Ġngilizce, Almanca ve Fransızca dilleri için en az “80” Arapça ve Farsça için ise en az

Detaylı