Cenk Demir - Tilkinin Dilinden

Transkript

Cenk Demir - Tilkinin Dilinden
2
Ubuntu Türkiye E-Dergisi
Sudo 15. Sayı
15 Ocak 2010
www.ubuntu.org.tr
[email protected]
Editörden: Yusuf Sansarkan
Vlc Player: Ayhan Aktaş
Açık/Kapalı Kaynak Yazılım Tartışmaları: Cenk Demir
Testdisk: Levent Altunöz
Rail Aliev Röportajı (Debian Gel.): Ayhan Aktaş
Crunchbang Linux: Utku Demir
Bilgisayarın Geçmişi: Ayfer Kaya
Alien Arena: Veli Tezel
Takvimleri Hazırlayan: Hüseyin Sarıgül
Kapak
Mus'ab Sansarkan
Tasarım
Ertan Erbek
Mizanpaj
Yusuf Sansarkan
Sudo, Creative Commons (CC) bync-nd ile lisanslanmıştır.
Sudo, tamamen özgür tasarım
araçları kullanılarak hazırlanmıştır.
Yazılardan yazarları sorumludur.
EDİTÖRDEN
2010'un ilk sayısından merhaba!
Kocaman bir yılı geride bıraktık, yeni bir yıla girdik. Her yıl olduğu gibi
bu yıl da herkes yeni yıldan barış, mutluluk ve huzur diledi. Her
nedense yıllardır dilenen bu dilekler ne dünyaya barış, ne bize mutluluk
ne de evlerimize huzur getirdi. Sakın bunun nedeni, bu dileklerin kuru
bir dudak veya parmak hareketinden ileri geçmemesi olmasın?
Evet değerli özgürlük sevdalıları, dilemek kolay yapmak zordur. Barış
dileyip savaş başlatırsan, mutluluk dileyip kendini bir ekrana
hapsedersen, elinde bir yılbaşı gecesindeki sahte eğlencelerden başkası
kalmayacaktır.
Belki şimdi bunların yerine, Linux alemine bir şeyler dilemeliydim ama
ben gerçekçi olmayı daha uygun görüyorum. Bence dileklerimizi
dilemeden önce şunlara cevap vermeliyiz:
Bir yıl, yani üç yüz altmış ben gün, yani sekiz bin yedi yüz altmış altı
saat... Bu zamanın ne kadarını faydalı bir iş için harcadık? Ne kadarını
gözlerimizin ve beynimizin düşmanı oyunlarla geçirdik? Ne kadarını
ailemize, eşimize, çocuğumuza ayırdık? Ne kadarını özgür yazılım
çorbasına biraz tuz atmak için kullandık?
Eski yıllarda yaptığımız hataları görüp yeni yıllarda bunları
tekrarlamamamız dileğiyle; özgürlük dolu mutlu yıllar dilerim.
Bu ay da yazarlarımız ve okurlarımız sizler için birbirinden güzel yazılar
yazdılar. Yeni yılın bereketinden midir nedir, bu ay bize yayımlamak
istediğimizden daha fazla yazı geldi. Biz de siz değerli okurlarımızı
sıkmamak için tümünü yayımlamadık. Yazılarını yayımlamadığımız
yazarlarımız ve okurlarımız umarım bizi affederler.
Eğer siz de Sudo'ya yazmak isterseniz, en geç ayın onuna kadar
yazılarınızı e-posta adresimize gönderebilirsiniz.
Ayrıca yeni yıl nedeniyle size bir sürprizimiz var:
Değerli arkadaşımız Hüseyin Sarıgül, sizler için birbirinden güzel dört
adet takvim hazırladı. Ayrıca takvim ebatında oldukları için isteyen gidip
bir matbaada bastırabilir.
4
VLC PLAYER
Herkese yeni bir sayıda tekrardan
merhaba!
video dosyası var ise diskten açar. Ağ aç, bir siteden
veya video dosyasını player ile açmak için kullanılır.
televizyonda bir görüntüyü yakalayıp kayıt yapmaya
Kaydet ise video veya ses dosyalarımızın uzantılarını
çevirmek için yardımcı olur. Çıkış, Vlc player'ı kapatır.
Bu yazımızda sizler ile beraber Vlc
Player'ı ve ayarlarını inceleyeceğiz.
İlk önce Vlc Player'ı tanıyalım.
Vlc Player'ın tam adı Video Lan
Client Media Player'dır. Açık
kaynaklı ve bir çok kodeği içinde
barındırmaktadır. Bir çoğumuz,
oynatamadığımız video veya ses
Ayhan Aktaş
[email protected]
dosyalarımızdan yakınırız. Onun için ya kodek yüklemeye çalışırız ya
da ona uygun oynatıcı ararız. Vlc Player bu sorunlarımızı ortadan
kaldıran bir oynatıdır. Basit arayüze sahip ama yapıtığı işler çok büyük
olan bu oynatıcıyı bilgisayarımıza kurmak için “Terminal” e gelip
sudo apt-get install vlc
dememiz yeterli olucaktır. Hem gerekli kodekleri yükleyecektir hem de
oynatıcıyı kuracaktır. Kurulum işlemi bittikten sonra Vlc Player'ı
Uygulamalar > Ses ve Video sekmelerini takip ederek başlatabilirsiniz.
Vlc Player'ı başlattıktan sonra bizi şöyle sade bir görüntü ile
karşılayacaktır.
İlk olarak “Medya” sekmesini inceleyelim:
Medya sekmesinde Dosya Aç, Klasör Aç, Disk Aç, Ağ aç, Yakalama
Aygıtı Aç, Çevir / Kaydet ve Çıkış bölümleri bulunmaktadır. Dosya aç,
müzik ve video dosyalarımızı açmak için kullanılır. Ses veya video
dosyasının yolunu bulup aç dememiz yeterli olucaktır. Klasör aç ise
müzik veya video dosyalarını klasör şeklinde hepsini birden
eklememize yardımcı olur. Disk aç ise eğer cd sürümüzde ses veya
müzik dosyasını
Yakalama aygıtı,
yarıyor. Çevir /
başka uzantılara
Ses sekmesinde ise ses veya video dosyamızın ses ayarlarını yapmak için
kullanılan yerdir.
Geniş bir anlatım yapmaya gerek yok. Ses sekmesi, ses izi sesi açıp
kapatmak için kullanılır, ses aygıtı ile ses çıkışını stereo ve mono seklinde
vermeye yarar, ses kanalları ses çıkışını hangi taraftan vermek istiyorsanız
onu seçmeniz için yardımcı olur, görsel öğeler ise video veya ses
oynatımı yaparken ayrı bir pencerede görsel öğeler oynatmak için
kullanılır.
Video sekmesindeki ilk özellik video izidir. Video izi, video da ki
görüntüyü kapatır ama sesini kapatmaz. Alt yazı izi video'ya alt yazı
ekler. Büyütme, video boyutunu büyütür. Taramasız video görüntüsünün
kalitesini ile oynama yapmak için kullanılır. En- Boy oranı videonun enini
ve boyunu ayarlamak için kullanılır. Krpma videonun boyutunu kırpmaya
yarar. Tam ekran görüntüyü tam ekran yapar, her zaman üstte ise
görüntüyü her zaman üstte tutar.
Oynatımda sadece zamana git özelliği açık olur o da video veya ses
dosyasının hangi dakikasına gitmek istiyorsanız o dakikada oynatmaya
yarar.
Oynatma listesinde ilk özellik ek
kaynaklardır. Bu özellik orada
belirtilmiş kanallardan dinleme
özelliğine yarar. Listeyi göster
özelliği oynatma listesini yani video
ve ses dosyalarımızın olduğu
bölümdür. Listeyi dosyadan yükle,
özelliği daha önceden hazırlanmış
bir playlisti oynatmaya yarar. Listeyi
dosyaya kaydet özelliği ise oynatma
listemizi kaydetmek için kullanılır.
Araçlar sekmesinde uzun bir özellik
listesi bulunmaktadır. İlki oynatma
5
listesidir, bunu anlatmaya gerek yok. Diğer özellik detaylı
ayarlardır, buradan ses dosyasına bazı ince ayarlar yapmak için
kullanılır. Açtığımızda şöyle bir pencere açılacaktır.
Detaylı ayarlar özelliğini bitirdiğimize göre sıradaki arayüz ekle özelliğini kısaca
anlatalım.
Arayüz ekleme özelliği ise oynatıcıya konsol, telnet, web, hata ayıklama, fare
hareketleri arayüzleri ekler. Diğer arayüzler ise basit görünüm ve tam ekran
arayüzleridir.
Gelişmiş denetimler kutucuğunu işaretlediğimiz zaman oynatımız üzerinden iki
tane simge oluşacaktır. İlk simge ses veya video dosyamızın bir noktasında bir
noktasına oynatımı sürekli yapar yani seçtiğimiz a noktası ile b noktası arasında
dosyamız oynatılır. İkinci simge ise izlediğimiz videoda anlık görüntüleri çeker.
Mesajlar özelliği oynatıcıda oluşmuş olan hata mesajlarını ve kullandığı
modülleri gösterir.
Media ve kodek bilgisi dosyamızın genel bilgisini ve kodek bilgisini gösterir.
Yer imlerim özelliği oynattığımız videoyu yer imlerine ekler.
Vlc yapılandırmasının adından da belli olduğu gibi oynatıcıyı yapılandırırmak için
kullanılır.
Ses efektleri sekmesi altında, grafik ekolayzer, ses dosyamızın
ses ayarlarını yapmak içindir bildiğimiz ekoloyzar ayarlarıdır.
Spatializer ise buda bir ekolayzerdır ses ayarlarını yapmak için
kullanılır.
Video efektleri video görüntüsü ayarlarının yapıldığı bölümdür
burada fazla ayrıntıya girmeden anlatım yapıcam. Oynattığınız
videonun görüntüsünü, parlaklığını vs. ayarlarını değiştirmek
için kullanılacak alandır.
Senkronizasyon sekmesinde üç tane güzel bir özellik
bulunmaktadır. Bunlar sesin videoya göre ileride veya geride
kalmsı ayarı, Alt yazının videoya göre ileride veya geride kalsı
ayarı ve alt yazı hızıdır.
V4l2 kontrolleri ise televizyondan görüntü alırken kullanılan
alandır.
Araçlar sekmesindeki en son özellik ise tercihlerdir. Tercihlere tıkladığımızda
şöyle bir görüntü ile karşılaşacağız.
Tercihler bölümü vlc player'ımızın gelişmiş ayarlarını yapmamıza yardımcı olur.
Ayar yapmayı sağlayan bölümler ise resimde görüldüğü gibi Arayüz, Ses, Video,
Altyazı & OSD, Girdi & Kodek'ler ve Kısayollardır.
Arayüz, oynatıcımızın arayüz ayar bölümüdür buradan Vlc Player'ın temasını
değiştirebiliriz.
Temaları vlc'nin veya gnome-look gibi tema üzerine kurulu olan sitelerden
bulabilirsiniz.
Örnek vlc temalarını http://www.videolan.org/vlc/skins.php adresinden
ulaşabilirsiniz.
İndirdiğiniz temayı /usr/share/vlc/skins2 altındaki klasöre gönderip oynatıcıdan
arayüz > dış görünüş bölümünden temayı seçip aktif edebilirsiniz.
Ses bölümünde sesin seviyesini, çıktı türünün ayarı, ses efektleri ve last fm
aboneliği ayarları yapılmaktadır.
6
Video sekmesinde ise video
enstantaneleri ayarı ve ekran
gösterimi
ayarları
bulunmaktadır.
Altyazı ve OSD, videolarımızın
altyazı ayarlarını ve görüntü
ayarlarını yaptığımız yer.
Girdi ve Kodek bölümü, kodek
ayarları, disk aygıtı ayarları, ses
erişim ayarları gibi ayarları
yapmamıza olanak sağlar.
Son bölümümüz oynatıcıda
kullanabileceğimiz
kısayol
tuşlarıdır. Herhangi bir kısa yol
tuşunu değiştirmek istiyorsanız
üzerine çift tıklayıp atamak
istediğiniz harfi tuşlayıp kaydet
demeniz yeterli olucaktır.
Vlc Player o kadar geniş
özelliklere sahip bir program ki,
ayrıntılı bir şekilde anlatmaya
kalksaydım tüm dergiyi işgal
etmek zorunda kalacaktım. Bu
nedenle kısa bir tanıtım yapmayı
uygun gördüm.
7
YAZILIM NASIL OLMALI?
Açık/Kapalı Kaynak
Yazılım Tartışmaları
Özgür yazılım kavramının oluştuğu
dönemden bugünlere değin açık ve
kapalı kaynak yazılımlar arasında
hep bir gerginlik söz konusuydu.
Özgür ve özgür olmayan yazılımlar
birbirlerinden
kalın
çizgilerle
ayrılıyorlar ve her iki tarafın
C e n k De m i r
kullanıcıları hararetli tartışmalar
[email protected]
yürütüyorlardı. Günümüzde ise
yazılımların karşılıklı duruşlarında belirgin bir farklılaşma olduğu
görülüyor. Bu farklılaşmanın nedenlerini ve nasıl bir süreç içinde
geliştiğini görmek için son dönemlerde yaşanan gelişmelere bakmakta
fayda var.
Ekonomi, yaşamın her alanını olduğu gibi yazılım dünyasını da
biçimlendiren unsurlardan biri. Büyük olasılıkla son dönemlerde
duymuş olduğunuz bir kaç habere bakalım:
Microsft, Linux çekirdeği için donanım sürücüleri hazırlıyor. Yine
Microsoft, Suse ile işletim sistemleri pazarında sağlam bir yer edinen
Novell firmasıyla antlaşma yapıyor. Antlaşmanın içeriği bir hayli
kapsamlı; Linux isteyen müşterilere Suse verilmesi, uyum sorunlarının
giderilmesi, patent davalarında karşılıklı antlaşma vd...
Haberler bunlarla da sınırlı değil, sektörel bazda türlü işbirliği
antlaşmaları satır aralarında yakalanabiliyor. Tüm bu gelişmeleri ve
belki ileride yaşanacak süreci şekillendiren, öyle görünüyor ki Linux'un
gelişim sürecinde yakaladığı pazar payı... Her ne kadar farklı
kurumlardan gelen tartışmalı veriler olsa da, bilgiler genel olarak Linux
işletim sistemi ve açık kaynak yazılımların, kullanım oranında %1'i
geçtiğini hatta %2'lik dilimi yakaladığını ve istikrarlı bir şekilde
yükselişte olduğunu gösteriyor. Söz konusu olan ekonomik gelişmeler
ve pazar payı olduğu vakit büyük yazılım firmalarının gelişmelere felsefi
ya da ahlaki boyutta yaklaşmayacağı bir gerçek. Yine tartışmalı veriler
olsa da araştırmalar büyük firmaların özellikle ana makinelerde Linux
işletim sistemlerini tercih ettiğini gösteriyor. Bir çok firma Windows ve
Linux işletim sistemlerini birlikte kullanıyor. Hal böyle olunca
şirketlerin beklentileri her yazılımın birbiriyle uyum içinde çalışması. Her
iki taraf da büyük müşterilerin bu tür beklentilerine kayıtsız
kalamayacağının farkında. Dolayısıyla uyum sorunlarının giderilmesi her
iki tarafın da işbirliği içinde olmasını gerektiriyor. Elbette bu ihtiyaç
Linux'un pazar payı geliştikçe daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Açık
ve kapalı kaynak yazılımlar arasındaki başta bahsettiğimiz gerginlik bu
açıdan değerlendirildiğinde iki tarafın karlılık ya da yaygınlık
stratejilerinde bazı ortak kararlar alması kaçınılmaz görünüyor.
Meselenin diğer bir boyutu özgür yazılım kavramını temel alan ancak
zaman içinde hayli farklılaşan ve daha da farklılaşacağı tahmin edilen açık
kaynak yazılımların gelişim süreci. Çoğumuzun bildiği üzere başlangıçta
açık kaynak yazılımların merkezi konumunda olan Gnu projesinden
zaman içinde bir işletim sistemi orataya çıktı ve tartışmalara bağlı olarak
buna kimi zaman Linux kimi zaman Gnu-Linux dendi. Zaman içinde
kapalı kodlar kullanan farklı Linux dağıtımları çıkmaya başladı ve sizlerin
de tahmin edeceği üzere bu açık kaynak cephesinde de bir tartışma
konusu. Kapalı kaynak yazılımların kullanıldığı sözü geçen dağıtımların
olduğu bir gerçek, dolayısıyla Linux cephesinde yaşanan bu süreci doğru
şekilde analiz etmek önem arz ediyor. Bu hususta söylenecek her
düşüncenin bir şekilde tartışmada taraf olacağı sıkıntısını bir kenara
bırakarak şunu söyleyebiliriz; açık kaynak dünyasını ideal bir düşünce
birliği ya da bir dünya görüşü olarak değerlendirmek tek başına yeterli
olmuyor. Linux tarafında yaşanan gelişmelerin, değişimlerin temel
nedenlerinden birinin pazar payını artırmak olduğu göz önüne alınmalı.
Bu durumda Linux tarafından gelecek ekonomik girişim ve atılımlara
alışmak gerekiyor. Bu değerlendirme haliyle açık ve kapalı kaynak
yazılımlar arasındaki başta belirttiğimiz keskin çizgiyi, farklılığı
değiştiriyor, ortak bir paydaya
taşıyor.
Bu
ortak
payda
olabildiğince fazla kullanıcıya daha
fazla kar ve daha fazla pazar payı
amaçlarıyla ulaşabilmek. Elbette
buradaki değerlendirmede açık
kaynak yazılımın tanıdık yüzü olan
Linux'u göz önüne almak gerek
yoksa tek başına Gnu için aynı
gelişim sürecinden bahsetmek pek
doğru olmayabilir.
Açık ve kapalı kaynak yazılımlar
8
arasındaki gerginliğin beslendiği düşüncelerden bir diğeri müdahale
edilebilir, değiştirilebilir yazılım fikriydi. Tartışmanın taraflarından birini
belirleyen kullanıcı dostu yazılımdan kasıt, herhangi bir değiştirme,
özelleştirmeye gerek duyulmaksızın her ihtiyaca cevap verebilecek
yazılım fikriydi. Diğer tarafı belirleyen değiştirilebilir yazılım
düşüncesinden kasıt ise, temel unsurlarıyla gelen ve kullanıcının
ihtiyaçlarına bağlı olarak kendisinin özelleştirebileceği yazılım
düşüncesiydi. Bu farklılığın da Linux un gelişim süreciyle değiştiği
söylenebilir. Kullanıcı dostu yazılım mı yoksa müdahale edilebilir
yazılım mı sorusuyla belirginleşen tartışmalar aslında büyük oranda
kullanıcıların yazılımdan ne beklediğini de sorguluyor. Bu anlamda
kapalı kaynak yazılım taraflarının beklentileri pratik kullanımla
özetlenebilir, çünkü kapalı kaynak yazılımlar kullanıcılar tarafından
yapılacak herhangi bir değişikliğe müsaade etmiyor. Bu noktada açık
kaynak yazılım kullanıcılarına ait beklentilerin daha detaylı bir cevaba
dönüşmesi gerekirdi. Oysa son kullanıcının yazılıma müdahale
etmekten ziyade pratik olarak faydalanmak istediği açık kaynak
tarafında da dile getiriliyor ve öyle görünüyor ki bu düşünce Linux
cephesinde her geçen gün daha da benimseniyor. Son kullanıcının açık
kaynak yazılımdan beklentim nedir sorusuna verdiği yanıt kapalı kaynak
kullancısının verdiği yanıttan belirgin bir şekilde ayrışmadığından olsa
gerek Linux dağıtımlarında, özellikle Linux'un yenilikçi yüzü olan
Ubuntu'da daha az müdahale edilebilir yazılım düşüncesi ön plana
çıkmaya başlıyor. Bu düşünce kah müdahaleye gerek göstermeyen tüm
ihtiyaçlara cevap verme niyetinde olan yazılımlarda kah müdahale
etmesi giderek zorlaşan yazılımlarda görülebiliyor. Aslında bu hayli
tartışmalı bir konu çünkü açık ve kapalı kaynak yazılımların temel
ayrımını bulanıklaştırıyor. Dolayısıyla başlangıçta belirttiğimiz açık
kaynak, kapalı kaynak yazılımlar arasındaki farklar bu noktada eski
gücünü yitirmeye başlıyor. Ancak son kullanıcının açık kaynak
yazılımdan beklentisi nedir sorusunu sadece bu kadarla sorgulamak
yeterli olmayacaktır; sorgulamamızı farklı bir açıdan daha yapalım.
Yukarıda bahsettiğimiz son kullanıcının açık kaynak yazılımdan
beklentisi nedir sorusunun cevap bulduğu, en çok destek aldığı bir
başka yanıt; herkesin katkısına, desteğine izin vermesi. Bu sayede
yazılım dünyasında hayli önem taşıyan güvenlik daha etkin
sağlanabiliyor, değişen koşullara göre yazılım da değişebiliyor ve en
önemlisi düzeltilebilirlik sayesinde kendi topluluğunu oluşturabiliyor;
etkin, katılımcı ve taraf bir topluluk. Tam bu noktada kapalı kaynak
yazlımın en büyük temsilcisi Micrsoft'ta da bir değişim söz konusu. Pek
çoğunuzun hatırlayacağı üzere Microsoft, dijital ortamda sunulan,
dünyanın en kapsamlı ansiklopedilerinden biri olan Encarte projesini
sonlandırdı. Her ne kadar açıklamalarında “...insanların günümüzde
bilgiyi geçtiğimiz döneme göre çok daha farklı şekillerde yaratması.”
yüzünden projeyi sonlandırdıklarını söyleseler de Wikipedia karşısında
yetersiz kaldıkları söyleniyor. Açık kaynak yazılım taraflarının en sağlam
argümanlarından olan katılımcı yazılım düşüncesi hatırlandığında ve
Wikipedia'nın bu düşünceyle günümüze geldiği akla geldiğinde kapalı
kaynak cephesinde yaşanan bu gelişmenin belirgin bir değişimin
habercisi olabileceği düşünülebilir.
Açık ve kapalı kaynak yazılım tartışmasında çeşitli yönleriyle ele
almaya çalıştığımız gelişmeler öyle gösteriyor ki farklıllıları bir parça da
olsa gidermiş. Doğruluğu tartışılır değerlendirmelerimiz değişen yaşam
ve ekonomik koşullara bağlı olarak yıllar boyu yaşanan tartışmaların da
değiştiğine işaret ediyor. Kim bilir, belki ileride yaşayacağımız gelişmeler
iki taraf arasındaki husumeti daha da belirginleştiren farklılıkları ortaya
çıkarır. Ancak son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız haberler ve
yukarıdaki özetlemeye çalıştığımız tartışmalar farklılaşmadan ziyade
benzeşmelerin ön plana çıkacağını düşündürüyor. Nihayetinde şu bir
gerçek; bundan sonrasında yaşayacağımız süreçte açık-kapalı kaynak
yazılım cephesinde neler olacağını kestirmek zor olsa da her iki tarafın da
yaşamda ve ekonomik koşullarda oluşan değişimlere ne denli adapte
olacağı aynı zamanda ne denli başarılı olacaklarının da ölçütü olacaktır.
Makalede geçen bazı haber ve verilerin kaynakları:
http://www.ntvmsnbc.com/id/24952582/
http://www.microsoft.com/turkiye/basinodasi/2009/pr0727001.mspx
http://www.novell.com/fr-fr/news/press/microsoft-and-novell-providerenault-with-interoperability
http://www.redhat.com/promo/svvp/
9
TESTDİSK
Testdisk ile Veri
Kurtarma
Bu yazıda Testdisk ile, bölümleme
tablosu bozulmuş bir dahili diskin
nasıl eski haline getirileceğine
bakacağız.
Terminalde testdisk komutunu
vererek programı çalıştırdığımızda
şöyle bir ekranla karşılaşıyoruz.
L e v e n t A l t u n öz
[email protected]
Ben bu safhada canlı cd ile çalıştığım için /dev/sr0 ismiyle bağlı
görünüyor sisteme. /dev/sdb ise testdisk işlemleri sırasında çektiğim
resimlerin kaydedilmesi için bağladığım usb belleğe ait. Burada hedef
bölüm /dev/sda olan harddisk. Onun bölüm tablosu şu an için bozulmuş
durumda ve Gparted ile tek bir ayrılmamış disk olarak görünüyor. Oysa
ki içinde Linux, Windows ve ntfs depo bölümleri olan bir diskti. Yukarı
aşağı ok tuşlarını seçerek bu bölüm üzerine geliyorum ve aşağı menüde
Proceed ve Quit arasından Proceed'i seçiyorum ve devam ediyorum.
Bu ekranda Create seçeneğini seçerek geçiyoruz. Bu bir log dosyası
oluşturuyor. Bu adımda karşımıza sisteme bağlı diskler çıkıyor.
10
Bu aşamada makine sistemiyle ilgili bir seçim yapıyoruz. Genellikle bu
Intel'dir. Diğer seçenekler tanıdık değilse Intel ile devam ediyoruz.
Bu aşamanın sonuna kadar bekliyorum ama yukarıdakilerden başka bir
bölüm bulamıyor. Yani detaylı bir aramaya ihtiyacım var. Stop ile arama
sonlandırılabilir ama bunu istemiyorum.
Bu aşamada bölümleme yapısını incelemesi ve kayıp bölümleri
bulmasını sağlamak için Analyse seçeneğini seçiyorum ki zaten
varsayılan olarak geliyor ve devam ediyorum.
Görüldüğü izere sonuç pek umduğum gibi çıkmadı. Sadece bir Linux
bölümü gösteriliyor. Aşağıdaki Quick search ile hızlı ve baştan savma
bir arama yapacağını söylüyor. Ne yazık ki burada detaylı arama
seçeneği aktif değil şu anda. Bu aşamada Vista altında yaratılan diskleri
de arasın mı Testdisk diye bir soru soruyor. “Y” ile devam ediyorum.
Quick search seçeneğini seçtiğimde de olumlu bir sonuç çıkmıyor ve
halen kayıp bölümler var. Sizde sonuç olumlu çıkarsa Birkaç adım
sonrasına, yani deeper search yaptığımız kısımdan sonraki işleme
devam edebilirsiniz.
“Q” tuşu ile çıkıyorum bu ekrandan. Dediğim gibi sizde sonuç
istediğiniz gibi çıkarsa birkaç adım sonrasına atlayabilirsiniz. Çıkış
yapınca karşımıza gelen ekrandan “Deeper Search” seçeneğini seçip
derin bir arama yaptırıyorum.
11
Bu aşamada resimde sadece Linux bölümü görünüyor çünkü ben
Quich Search kısmında Stop ile durdurup çıktım. Daha önce bu arama
sonuç vermemişti. Neyse derin araştırmanın sonucunda şu şekilde bir
disk yapısıyla karşı karşıyayım.
Sağ ve sol ok tuşlarını kullanarak bu harfi ya “P” (primary=birincil) ya “L”
(logical=mantıksal) Ya da “*” (Bootable ) haline getiriyoruz. Burada
önemli olan nokta seçtiğimiz simgenin kırmızı bir hata mesajı vermemesi
ve 4 ten fazla birincil diske sahip olamayacağımızı hatırlamamız olacak.
Bende sonuç şu şekilde oluyor:
Görüldüğü gibi durum pek iç açıcı değil. Tüm disk bölümleri silinmiş.
Başlarındaki “D” harfi “Deleted” kelimesini simgeliyor. Her bir diskin
üstünde iken “P” tuşuna basarsak diskin içindeki dosyaları listelemiş
oluruz. Eğer listelemiyorsa disk başka bir satırdakiyle çakışıyor olabilir.
Bu disklere hiç dokunmaya gerek yok. Listelenen diskler bizim işimize
yarayacak. Listelenen dosyaları “c” tuşu ile kopyalayabiliriz.
Listelendiğini görünce “q” ile çıkış yapabiliriz bir önceki ekrana.
Bir ntfs diski “P” ile listeliyorum ve şu şekilde görünüyor:
Bu şekilde disklerimin bir kısmını kurtardım. Enter ile devam ediyorum.
Eğer hatasız yaptıysanız bu aşamada disk tablosunu yazıp
yazmayacağını soruyor. “write” seçeneğini seçerek yazdırıyoruz ve
diskimiz eski haline dönüyor. Bu aşamada yeniden grub kurulumuyla
sistemi boot ediyorum ve cd olmadan disk içinden Ubuntu'yu
çalıştırıyorum. Cd üzerinden geri kazanamadığım depo alanını da
sistem içinden çalıştırdığım Testdisk ile benzer adımlarla kurtarıyorum
ve sorunsuz bir geri dönüşüm yapmış oluyorum.
12
RÖPORTAJ
Debian Geliştiricisi Rail
Aliev ile Röportaj
Bizlere kısaca kendinizi mısınız?
tanıtır
35 yaşındayım. Şu anda özgür
yazılım bazlı danışmanlık hizmetleri
sunan bir şirkette çalışıyorum. En
çok karşılaştığım konular arasında
Ayhan Aktaş
platformlar arası çalışan yazılım ve
[email protected]
Linux bazlı çözümler oluyor.
Katkıda bulunduğum projeler arasında OpenOffice.org, Mozilla,
Translate Toolkit, Debian, Ubuntu, Zemberek...
İş hayatınızda da bir Linux dağıtımı kullanıyor musunuz?
İş yerimizde çalışanların %80'i Linux kullanıyor. Maalesef iş bir
dağıtımla bitmiyor, özellikle iş testlere gelince... Sanallaştırmanın
getirdiği kolaylıklarından yaralanarak 20'den fazla platformda test
yapma olanağımız var.
Linux ile ilk tanışmanız nasıl oldu, anlatır mısınız?
Yanlış hatırlamıyorsam ilk Linux deneyimim bir dergi ile birlikte gelen
Slackware 3.5 ile başlamıştı. Daha sonra uzun bir süre RPM bazlı
dağıtımlar kullandım (RedHat ve Mandrake). Bir zamanlar Gelecek
Linux projesinde görev aldım (en çok apt-rpm entegrasyonu ile
ilgilendim). 2003 yılından itibaren Debian kullanıcı ordusuna geçtim.
Ubuntu çıktığında sıcak karşıladım ve masaüstü ortamlarda en çok
kullandığım dağıtım oldu.
Ubuntu ve Debian için hangi projelerde görev aldınız?
Ubuntu ve Debian projelerine daha çok paketleme yolu ile katkıda
bulunuyorum. İlk başta gelen görevler arasında Türkçe imlâ denetimi
desteği idi. Zemberek ve Pardüs projeleri sayesinde KDE, GNOME ve
OpenOffice.org gibi uygulamalar zaten destekleniyordu. Sadece
Firefox eklentisi ve Debian kalitesine uygun paketler hazırlamak
kalıyordu. Debian geliştiricisi olan arkadaşımız Recai Oktaş sayesinde
bu iş bayağı hızlandı ve ilgili paketler Debian üzerinden Ubuntu'ya da
girmiş oldu.
Paketlerin Ubuntu'ya Debian üzerinden girmesinde birkaç avantajı var.
Birinci avantaj, paket Debian'da varsa Ubuntu'da da otomatik olacaktır.
Ubuntu takımının işi azalıyor. İkincisi, paketin her iki dağıtımda da
olması. Üçüncüsü de, paketler daha çok platformda test ediliyor,
dolayısıyla paket kalitesi de bundan yararlanıyor.
Debian'da olan son gelişmeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bütün gelişmeleri bir söyleşide özetlemek zor olacaktır. Sadece en çok
sevindiğim konuyu ele alayım. Kısa bir süre önce dak (Debian paket
arşivi yazılımı) artık kaynak paketlerinin 3.0 sürümünü destekliyor. Bu
gelişme sayesinde paketlerin desteği, sürümden sürüme geçişi, bazı
işlemleri otomatik hale sokmak çok daha kolay olacaktır.
En sevdiğiniz İlk 5 Linux dağıtımı hangileridir?
Sevdiğim dağıtımları saymak yerine en önemli dağıtımları ve nedenlerini
saymak daha anlamlı olacaktır. Bir dağıtımla bütün istekleri kapatmak çok
zor oluyor, bu yüzden kullanım şartlarına göre dağıtım seçimi de
değişecektir.
1.Ubuntu, kullanıcı dostu olduğu için
2.Debian, sunduğu paket kalitesi için
3.RedHat, sunduğu kurumsal güven için
4.Gentoo, sunduğu esneklik için
5.Pardus, sunduğu Türkçe desteği için
Dergimiz hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Her sayıyı büyük bir zevkle okuyorum, özellikle “Güldürü” kısmını.
Öneriler arasında: “Olmazsa olmaz” tarzı, ufak tefek tüyoları ve
programları anlatan bir konunun her sayıda olması beni çok mutlu
ederdi.
13
CRUNCHBANG LINUX
Crunchbang Linux
Dağıtım İncelemesi
Merhaba SUDO okuyucuları. Bu ay
dağıtım incelemesi olarak bir
Ubuntu türevi olan Crunchbang
Linux'u tanıtacağız:
Crunchbang Linux, Ubuntu tabanlı
hafif bir dağıtımdır. Sitesine göre
Ut k u D e m i r
tam olarak: "Crunchbang Linux
[email protected]
hızın,
tarzın
ve
sağlamlığın
mükemmel bir birleşimini sunan Ubuntu tabanlı bir dağıtımdır. Hızlı
Openbox pencere yöneticisini kullanarak performanstan ödün
vermeden; yüksek derecede kişiselleştirilebilir, modern ve özellikleri
tam bir GNU/Linux sistemi sağlar." Sistemi büyük masaüstü
ortamlarının ağırlığını çekemeyen veya hız isteyen kullanıcılara bire
birdir.
Crunchbang Linux, aynı Ubuntu gibi i686 ve amd64 işlemci mimarileri
için kurulabilir Live CD halinde dağıtılmaktadır. Ayrıca Standart ve Lite
olmak üzere iki sürümü vardır. İki sürüm de Openbox ile gelmesine
rağmen, Lite sürümde sadece terminal programları ve internet tarayıcı,
dosya tarayıcı, belge görüntüleyici gibi temel bir sistem için gereken
paketler gelmekte iken, Standart sürümde torrent istemcisi, anlık
mesajlaşma programları, mail ve haber okuyucuları gibi ekstra
programlar da gelmektedir. Kurulumdan sonra her şeyiyle tam bir
sistem isteyenler Standart sürüm kurmalıdır, ancak sistemini
ağırlaştırmak istemeyen veya sadece kendi istediği programların kurulu
olmasını isteyen kullanıcılar için Lite sürümü idealdir. Sitesinden
(www.crunchbanglinux.org) size uygun sürümü indirebiliirsiniz.
İmajı indirip güvenli bir hızda yazdığınız CD ile sistemi başlattığınızda
Ubuntu kurulumundan farklı olarak ne yapmanız gerektiğini
söylemenizi isteyen bir ekranla karşılaşırsınız. Ekranda da yazdığı gibi,
eğer Live CD ile CD'yi açmak istiyorsanız boşluğa "live" girip basmanız
yeterlidir. Kısa sürede masaüstünüzde olacaksınız.
LiveCD kullanarak Openbox masaüstünü deneyebilirsiniz. Bu halde bile
size hızlı gelen bir sistem, bilgisayarınıza kurulunca çok daha
hızlanacaktır. Bilgisayarınıza kurmak için, masaüstünün herhangi bir
kısmına sağ tıklayıp "Install" yolunu izleyerek aşina olduğunuz Ubuntu
kurulumunu aynen kullanabilirsiniz.
Crunchbang'te, başlangıçta varsayılan olarak Openbox üzerinde tint2
paneli, ve conky yazılımı gelir. Ekranda programların olduğu bir menü
görmemek sizi şaşırtmasın, Openbox üzerinde masaüstünün herhangi bir
yerine sağ tıklayarak ana Openbox menünüze ulaşabilirsiniz. Üstelik
menüde bulacağınız "GUI menu editor" sayesinde menünüzü grafik
arayüzde düzenleyebilir veya "~/.config/openbox/menu.xml" dosyasını
herhangi bir metin düzenleyici kullanarak düzenleyebilirsiniz. Buradan da
anladığınız gibi, ayar dosyaları menüden "Preferances" yolu ile veya
doğrudan ulaşılabilmektedir. Openbox ile ilgili bir ayarı değiştirdikten
sonra menüden "Openbox Config/Reconfigure" ile ayarlarınızı anında
geçerli kılabilirsiniz. Masaüstünüzle ilgili en sık kullancağınız ayar
dosyaları
aşağıdadır,
herhangi
bir
metin
düzenleyici
ile
düzenleyebilirsiniz:
14
Openbox menüsü "~/.config/openbox/menu.xml"
Openbox ayarları "~/.config/openbox/rc.xml"
Başlangıç betiği "~/.config/openbox/autostart.sh"
Tint2 panel ayarları "~/.config/tint2/tint2rc"
Conky ayarları "~/.conkyrc"
İpucu: "tint2rc" dosyasının sonunda bulacağınız "MOUSE ACTION ON
TASK" kısmını düzenleyerek görev çubuğundaki düğmelere belirli
davranışlar atayabilirsiniz.
Örneğin:
#---------------------------------------------
# MOUSE ACTION ON TASK
#--------------------------------------------mouse_middle = none
mouse_right = close
mouse_scroll_up = toggle
mouse_scroll_down = iconify
İpucu: Crunchbang Linux varsayılan olarak masaüstünde bir klasör
içeriği göstermemektedir. Eğer bu özelliği arıyorsanız, varsayılan dosya
yöneticisi olan PCManFM'e bu işi verebilirsiniz. Bunun için dosya
yöneticisini açtıktan sonra "Düzen > Tercihler > Masaüstü" yolunu
izleyerek "Manage the desktop and show file icons" seçeneğini
işaretleyebilirsiniz. "Show menus provided by WM when desktop is
clicked" seçeneği de masaüstünüzden Openbox menüsüne ulaşmanızı
sağlar. Aynı zamanda buradan duvar kağıdınızı da seçebilirsiniz.
Dosya yöneticisinin başlangıçta çalışması için "autostart.sh" dosyasına
"pcmanfm &" içeren bir satır eklemeniz gerekmektedir.
Crunchbang Linux'u CD imajı halinde indirip kurabileceğiniz gibi CD
indirmeden minimal Ubuntu CLI kurulumu üzerine de kurmanız
mümkündür. Bunu yapmak için, öncelikle Ubuntu Minimal CD
https://help.ubuntu.com/community/Installation/MinimalCD
Jaunty
sürümünü indirip sadece temel paketleri kuruyoruz.
Ardından sırayla aşağıdaki komutları veriyoruz:
wget http://crunchbanglinux.org/build-scripts/crunchbanginstaller-9.04.01.sh
chmod +x crunchbang-installer-9.04.01.sh
sudo ./crunchbang-installer-9.04.01.sh
Ardından ekrana gelen talimatlara göre kurulumu tamamlıyoruz. Sonunda
kurulumumuz Crunchbang'e dönüyor.
Crunchbang Linux, Ubuntu tabanından hiç bir şey kaybetmemiştir.
Gnome
spesifik
olmayan
bütün
komutları
kullanabilirsiniz
Crunchbang'de. Ubuntu'nun yüksek donanım tanıma gücü, apt-get ile
geniş bir program desteği bulunmaktadır. Sonuç olarak Crunchbang size hızlı, kullanışlı ve şık bir masaüstü ortamı
sunuyor. Linux'e ilk başlamak için pek uygun olmasa da, biraz deneyim
kazandıktan sonra çok rahat kullanılabilir.
Tabii ki dezavantajları da var. Dezavantajlarına, belge ve destek eksikliği
(bağımsız bir forumu yok, ama Openbox ve Ubuntu forumları yardımcı
oluyor) ve Türkçe çevirilerinin tam olmaması söylenebilir. Ancak,
getirdiklerinin yanında küçük eksiklikler bunlar, en azından denenmesi
gereken bir dağıtım. İyi eğlenceler.
Ubuntu'dan farkları
Aşağıda, Crunchbang'in varsayılan masaüstü dışında Ubuntu'dan
değiştirdikleri bulunmaktadır.
15
BİLGİSAYARIN GEÇMİŞİ
Bilgisayar Tarihi
Bilgisayar tarihinin derinliklerine
yelken açmadan evvel dilerseniz
önce bu kelimenin dilimize nasıl
girdiğine
bakalım.
Bilgisayar
kelimesinin fikir babası Aydın
Köksal; Türkiye'deki ilk bilgisayar
mühendislerinden. O zamanlar
Türkiye'de en fazla 50 bilgisayar
bulunmakta. Bilgisayara elektronik
beyin,
kompütır,
kompüter,
Ayfer Kaya
gompütür, elektronik hesap makinesi ve hatta elektronik dimağ
diyenlerin bulunduğunu belirten Köksal, Türkçe konuşulan bir ülkede
Türkçe isim kullanılması gerektiğini düşünerek, dilimize aslı
Fransızca'dan gelen ve ordinatör (düzenleyici) anlamındaki computer'e;
saymanın bir çok anlam barındırabileceğini düşünerek, 'bilgi + sayar'
kelimesini türetir. Tabii kelime hemen kullanılmaya başlanmaz hatta
birçok yerden tepkiler alır. 1980'den sonra IBM'in kişisel bilgisayar
fabrikası açmasıyla da hızlıca bir gelişim gösterir. Yine işletim, yazılım,
donanım, bilişim, günlemek, bellek de Aydın Köksal'ın dilimize
kazandırdığı kelimelerdendir.
İlk Bilgisayarlar, Abaküs:
Bilgisayar tarihi yaklaşık olarak M.Ö 2500 yıllarında abaküsün icadı ile
uzun serüvenine başlar. Abaküs basit toplama, çıkarma daha sonra da
bölme ve çarpma işlemleri için kullanılan, boncuklardan ya da çakıl
taşlarından yapılan bir hesaplama aracıdır. Çin'de geliştirilen abaküs kısa
sürede bütün medeniyetlerde, medeniyetlerin kendi sayı sistemlerine
göre yerini alır. Hâlen okullarda çocukların Matematik zekasını
geliştirmek amacıyla kullanılan abaküs; İngilizlerin İndependent
gazetesinin gerçekleştirdiği hayatımızı değiştiren 101 icat araştırmasında
birinci sıradaki yerini alan ilk bilgisayardır.
Buradan hareketle bilgisayarın basit olarak 'matematik işlemleri' temeline
dayandığını söyleyebiliriz, tabii aynı zamanda matematik'in gelişmesiyle
birlikte geliştiğini söylemek de yanlış olmayacaktır. Bu tanımı günümüze;
kullanıcının girdiği bilgilere göre aritmetik ve mantıksal işlemleri yapıp,
elde ettiği sonuçları saklayarak; istediğimizde, çok büyük bir hızla bize
sunması olarak çevirebiliriz.
Geçmişte Bilgisayar Tarihi
Bilgisayarlar çok kısa bir sürede büyük değişikliklerle hızlı bir gelişim
geçirdiler. Kısaca değinirsek;
-1642 yıllarında, Fransız bir vergi tahsildarının 18 yaşındaki oğlu Blaise
Pascal (1623-1662), babasına işine yarayacak Pascalin adında bir tip
hesap makinası geliştirir. Bu araç 10'luk tabanına göre işlemlerde başarı
ile kullanılır yalnız Pascalin sadece toplama yapabilmektedir.
-1694 yılında Alman matematikçisi ve filozofu Gottfried Wilhem von
Leibniz (1646-1716), çarpma ve bölme işlemlerinde de kullanılabilecek
Pascalin'i yapmayı başarır. Wilhelm'e göre değerli insanlar, tıpkı esirler
gibi hesaplama işinde saatler kaybetmeye layık değillerdir.
-1830'larda Charles Babbage, başarılı sonuçlar elde edememesine
rağmen bilgisayara temel teşkil eden fark makinesi ve analitik makineyi
yaparak hesaplama işlerini elektro mekanik araçlara yaptıracak sonuçların
elde edilmesi fikrini açığa çıkarır.
-1850 yılında George Boole kendi adıyla anılan, 0 ve 1 rakamlarının
kullanıldığı Boole Cebiri sistemini bularak, bilgisayarların gelişimi
üzerinde çok önemli rol oynar.
16
-1890'da Herman Hollerith delikli kartlara bilgilerin yüklenilip üzerinde toplama işlemlerinin
yapılabildiği elektro-mekanik araç geliştirir. Mark I adı verilen ve saniyede 5 işlem yapabilen bu
makine, 18 m uzunluğunda ve 2,5 m yüksekliğindedir. Mark I insan müdahalesi olmadan sürekli
olarak, hazırlanan programı yürütebilen ilk bilgisayar olmasına karşın elektronik bir bilgisayar
değildir.
-1931 yılında İlk analog bilgisayar Vannevar Bush tarafından gerçekleştirilir.
-1939'da ilk sayısal bilgisayarı George Stibiz New York’taki Bell Laboratuvarında üretir. Stibiz ikili
sistemi bu makinaya uygulayarak komplex sayılarla aritmetik işlemler yapılmasını sağlar.
Bilgisayar konusundaki gelişmelerin çok hızlı yaşandığı bir başka dönem II. Dünya Savaşı
zamanlarıdır. Bu, tabii ki bir tesadüf değildir. II.
Dünya
Savaşı'nın
gelmesiyle
devletler
bilgisayarın potansiyel-stratejik önemi nedeniyle
bu alandaki çalışmalarına hız verirler.
-1941'de Alman mühendis Konrad Zuse uçak ve
roketler için Z3 olarak adlandırılan bir bilgisayar
geliştirir. Buna karşın, diğer devletler de bu
yöndeki çalışmalarını arttırırlar.
-1944'te ingilizler Almanların mesajlarını
çözmek için Colossus adlı gizli kodları kırmayı
başaran bir bilgisayar üretirler. II. Dünya Savaşı
sırasında ABD'li bilimadamları tarafından inşa
edilen ve elektronik verileri işleyebilen ilk
bilgisayar ENIAC, yaklaşık olarak 167 m²'lik bir
alan işgal edip ağırlığı 30 tondur.
Mühendisler herhangi bir problem için tam
6000 kabloyu fişe elle takarak ENIAC'ı
çalıştırırlar.
ENIAC'ın yapım amacı daha az isabet hatalı
uzun menzilli top ve füzelerin hesaplamalarında
kullanılmasıdır. Bilim adamları tarafından 4 yılda
tamamlanmış olup maliyeti 500.000 dolardır. En
büyük özelliği; elektron tüpleri (yani bugünkü
çiplerin atası) ve RAM bellek kullanılmasıdır.
Deneme çalışmalarına 1945'te başlayan ENIAC,
gerçek
anlamda
1947'de
kullanılmaya
başlanılmış, basına da bu tarihten sonra
tanıtılmıştır. 8 yıl boyunca çalıştırılan ENIAC'ın
masraflarının fazla olmasından dolayı 1955'te
çalışmasına son verilir.
EDVAC, ENIAC'tan sonra imâl edilen ilk
elektronik bilgisayardır. Bu bilgisayarlarda
veriler de program gibi hafızada tutulur. Bu
önemli bir gelişmedir zira hafızaya depolama
olayının doğmasına neden olur ve bilgisayarın
belli bir noktada durdurulduktan sonra devam
etmesi sağlanır. Bilgisayar programlamada çok
17
yönlülüğün artmasına neden olması da diğer
bir önemli noktadır. ENIAC’tan ayıran özelliği,
ondalık taban sistemini değil ikilik taban
sistemini kullanmasıdır. EDVAC imâl edilirken
dikkat edilen nokta; ENIAC’ın tasarımında
ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi üzerine
çalışılmasıdır. EDVAC 45.5m²’lik taban alanına
ve 7850kg ağırlığa sahiptir.
UNIVAC 1: iş dünyasının gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanır.
ilk genel amaçlı ticari bilgisayar kabul edilen Univac 1, matematik
işlemleri yapabilir, yazıcıdan çıktı alabilir, müşterileri sıralayabilir ve
seçim sonuçlarını bile tahmin edebilen bir bilgisayardır.
Birinci kuşak bilgisayarlarda (1945-1950) vakumlu tüpler kullanıldı.
İkinci kuşak bilgisayarlarda (1960-1965) vakumların yerini transistörler
aldı. 1948'de transistörlerin gelişmesi ile bilgisayarın gelişmesindeki
artış da büyük ölçüde hızlanır. IBM 1401 ikinci kuşak bilgisayarlar için
önemli bir örnektir.
COBOL ve FORTRAN gibi yüksek seviye dillerin kullanılmaya
başlanması da yine ikincil kuşak bilgisayar zamanlarında olur.
Üçüncü kuşak bilgisayarlarda (1965-1970) artık entegre devreler
kullanılmaya başlanır.
Dördüncü
Kuşak
Bilgisayarlar:
1980'den sonra transistörlerin yerine
mikrochiplerin
kullanıldığı
bilgisayarlardır. Bugün kullandığımız
bilgisayarlar
dördücü
kuşak
bilgisayarlara aittir. Yine ev bilgisayarı
bu yıllarda ortaya çıkar.
Beşinci
Kuşak
Bilgisayarın
kullanılmasına henüz başlanmamasına
rağmen çalışmalar büyük hızlarla devam etmektedir. Kullanılmaya
başlandığında da birçok yeniliği ve değişikliği beraberinde getirilmesi
beklenmektedir.
İşte can alıcı birkaç nokta: gelecekte bizi neler bekliyor?
PC'ye ve yazıcıya insan vücudu aracılığıyla bağlanılması yakında mümkün
olacak.
Klavye ve fare tarihin paslı sayfalarında yerini alacak. Bunun yerine
PC'mizi el hareketleri ile kullanacağız.
Artık bilgisayarlar sadece masaüstlerinde olmayacak: masanın içinde,
mobilyalarda, ev eşyalarında ve aklınıza gelebilecek her yerde bilgisayar
ile karşılaşmanız mümkün olacak.
Gelecekte PC'lerin tasarımı da büyük ölçüde değişecek: Ele avuca
sığmayan E-ball'lar bilgisayar tasarımlarını çok büyük ölçüde değiştirecek
gibi gözüküyor.
Bilgisayarı tamamen çevre dostu yapmaya dair çalışmalar beşinci kuşak
bilgisayarlarda devam ediyor. Alınacak önlemlerden bir kaçı:
-Düşük güçte geniş görüş açısı sağlayan OLED teknolojisi ile bilgisayarlar
artık eskisi kadar güç
harcamayacak.
-Elektrikli şarj aletleri
yerini güneş enerjisiyle
çalışan şarj aletlerine
bırakacak.
-Çok güç tüketen ve
gürültülü sabit diskler
yerine hızlı, sessiz ve
daha az güç tüketecek
harici
bellekler
kullanılacak.
Beşinci
kuşak
bilgisayarlarda
en
önemli değişiklik belki
de Web 3.0 olacak.
Bilgisayarlar yakın bir
H a z ı r o l u n e- b a l l ' l a r g el i y o r
zaman içinde kelimelerin ne anlama geldiğini bilecekler. Yani evet
bilgisayarlar sizi anlayacaklar. Örneğin bir arama yaptığınızda sadece
18
sizin istediğiniz konuların
sonuçlarıyla
karşılaşabileceksiniz. Nasıl
mı? Tabii semantik anlam
kartlarıyla, yetkililer bu
kartın oluşturulmasının 30
yılı aldığını söylüyor bu da
demektir ki bu çalışmalara
30
yıl
önceden
başlanılmış!?
Peki bilgisayarların bu
kadar ileri gidebileceği
düşünebilir bir gerçek
miydi?
Geçmiş
tarihe
baktığımızda
aslında
gelinen
noktaların
hayallerden
bile
geçmesinin zor olduğunu
belirten
örneklerle
karşılaşmak içten değil:
Charles
H.
Duell,
Amerikan Patent Dairesi
Başkanı: Artık yeni hiçbir
şey yok. İcat edilebilecek
her şey icat edildi (1899),
dedi.
IBM
başkanı
Thomas
Watson: Dünya piyasası, 5
bilgisayardan
fazlasını
kaldıramaz (1943), dedi.
Popular
Mechanics
Dergisi:
Bilgisayarlar
gelecekte belki sadece 1,5
ton ağırlığında olacaklar
(1949), diye yazdı.
Kenneth Olsen, bir bilgisayar firması başkanı: İnsanların evlerinde
bilgisayar bulundurmaları için herhangi bir neden göremiyorum (1977),
dedi.
Hangi şartlar altında olursak olalım kendimizi sınırlayan bizden başkası
değil aslında. Hayat var olduğu sürece yenilikler devam edecek ve
hayallerden geçmesi mümkün olan her şey gerçekleşecek. Hayallerinize
sınır koymayın, gerçekçi olun, mutlu kalın.
ALIEN ARENA
Veli Tezel
[email protected]
Genel Bakış
Uzaylı temasının hakim olduğu,
Quake III ve Unreal Tournament
oyunlarının en iyi özeliklerini
içeren çok güzel bir FPS oyunu...
Oyun 35 harita, 8 silah, 11
karekter ve 6 oyun modundan
oluşmakta. Oyunun grafik ve ses
kalitesi oldukça iyi. Oyun yerel ağ
veya
internet
te
bulunan
sunuculara
bağlanarak
oynanabiliyor.
Oyunun Kontrolleri
CTRL veya Fare Sol Tıklama:
Ateş.
Fare Sağ Tıklama: İkincil Ateş.
/ Tuşu: Sonraki islah.
??? (Sizin tanımlama yapmanız
gerekiyor): Önceki silah.
W tuşu veya Yukarı Ok tuşu: İleri
hareket.
19
20
S tuşu veya Aşağı Ok tuşu: Geri
hareket.
Sola Ok tuşu: Sola dönüş.
Sağa Ok tuşu: Sağa dönüş.
Shift tuşu: Koşmak.
, veya A tuşu: Sola adım atma.
. veya D tuşu: Sağa adım atma.
ALT tuşu: Yam adım atma.
Page Down tuşu: Yukarıya bakma.
DEL tuş: Aşağıya bakma.
END
tuşu:
Bakış
açısını
ortalamak.
\ tuşu: Mouse ile bakış.
INSERT tuşu: Klavye ile bakış.
Boşluk tuşu: Yukarı / Zıplama.
C tuşu: Aşağı / Çökme.
???
(Sizin
tanımlamanız
gerekiyor): Malzeme envanter
durumu.
Enter tuşu: Malzemeyi kullan.
‘ veya Silme tuşu: Malzemeyi yere
bırakma.
[ tuşu: Önceki malzeme.
] tuşu: Sonraki malzeme.
F1 ve TAB tuşu: Skor durumu.
1 tuşu: Blaster silahı.
2 tuşu: Alien Disruptor silahı.
3 tuşu: Chaingun silahı.
4 tuşu: Flame Thrower siahı.
5 tuşu: Rocket Louncher silahı.
6 tuşu: Alien Smartgun silahı.
7 tuşu: Alien Beamgun silahı.
8 tuşu: Alien Vaporizer silahı.
F tuşu: aydınlatma feneri.
???
(Sizin
tanımlamanız
21
gerekiyor): Kanca ile yakalamak.
T tuşu: Mesaj atma.
Y tuşu: Sadece kendi takımına
mesaj atma.
F4 tuşu: Kontrol ayarları.
F5 tuşu: Harita ayarları.
F10 tuşu: Hızlı bir şekilde
oyundan çıkış.
Oyun Modları
DEATHMATCH:
CTF:
ALL OUT ASSAULT:
DEATHBALL:
TEAM CORE ASSAULT:
CATTLE PROD:
Silahlar
Blaster: Oyuna bu silah ile
başlıyorsunuz. Atış gücü zayıf.
Plazma topları atar. İkincil atışı:
Güçlü ışın atışı.
Rocket Launcher: En popüler ve
kullanışlı silah. Roket atar. İkincil
atış: Cell malzemesi ile hedefe
kilitlenerek atış yapar.
Alien Smartgun: Bu tip bir silahı
başka
Bir
FPS
oyununda
göremezsiniz. Sonunuz geldiğini
düşündüğünüzde
bu
silahı
düşmana karşı kullanın ve
düşmanın elektrik çarpılmaları
22
içinde kıvranmasını
İkincil atış: Trip mines.
seyredin.
Chaingun: Oyundaki atış gücü en
yüksek silahlardan. Onsuz oyun
bitirmek imkansız gibi. Makineli
tüfek. Quad Damage malzemesi
ile şideti en öldürücü silahlardan
biri oluyor. İkincil atış: Bir varili
paramparça edecek kadar çok
mermiyi tek atışta atıyor.
Flame Thrower: Çılgınca bir
saldırı için idealdir. Alev silahı.
Dar alnlarda ve karanlıklarda
kullanmak için idealdir. İkincil
Atış: alev topları.
Alien Disruptor: Keskin nişancı
suikast silahıdır. Atış gücü yüksek
değildir ancak seri atış yapar.
Quad Damage ileşideti oldukça
güçlenir. İkincil Atış: Dürbünden
bakış ile atış yapasınız. Ancak
gerçek gücünde atış için 3 defa
şarj olabilir.
Alien Beamgun: Seri atış ile
düşmanı eriterek yok eder. İlk
atıştan sonraki şarj süresi oldukça
yavaştır. İkincil atış: Patlayıcı
toplar atar.
Alien Vaporizer: En güçlü silahtır.
Düşmanın zırh veya sağlık
durumu ne olursa olsun yok eder.
23
Şarj süresi uzundur.
Ball Shooter / Grapple Hook: DeathBall
modunda, oyuncu topu aldığı zaman şarj
oluyor. Bu bir silah değil aslında. Doğru yere
topu atarsanız 10 luk bir skor kazanırsınız.
Malzemeler
Quad Damage: Tüm silahların gücünü arttırır.
Haste: İleriye hızlı atlayış gücünüzü artırır.
Invulnerability: En büyük yaralanmamazlık
gücü. Bunu aldığınızda hiç bir atıştan zarar
görmezsiniz, ayrıca ateş ettiğiniz kişiyi
buharlaştırırsınız.
Oyunda
seyrek
bulunduğundan akıllıca kullanılması gerekir.
Sproing: Havada çok yükseklere zıplamanıza
yarar. Her haritada bulunmaz.
Armor: Zırh. Seviye seviye harita üzerinde
dağınık haldedir. Tek tek toplarsınız.
Adrenaline: Sağlınızın durumu ne olursa olsun
%100 e tamamlar.
Small Health: Sağlınızı 2 puan artırır.
Medium Health: Sağlınızı 10 puan artırır.
Large Health: Sağlınızı 25 puan artırır.
Ammo Box: Cephane kutuları. Renk renktir.
Bunlar: mermi, pil, napalm bombası, roket ve
bombalardır.
Bomber: Uçan bir araçtır. Tesiri yüksek
plazma bombası taşır. Cephanesi sınırsızdır.
Strafer: Uçan bir araçtır. Cephane yine sınırsız
ancak yakıt sınırlıdır.
Hover: Nakil aracıdır.Yerden alevler saçarak
harakter eder.
Savaş Alanları
Dynamo (DM): Oyuna başladığınız ilk
haritadır. Unreal Tournament teki haritalara
benzer. Silahlar: Rocket Launcher, Flame
Thrower ve Cahingun. Enerji Malzemeleri:
Quad Damage, Adrenealine.
Chasmatic (DM): Alian Arena nın klasik
haritalarından. Silahlar: Rocket Launcher,
Alien
Beamgun,
Chaingun.
Enerji
Malzemeleri: Adrenalin.
Omega (DM): Orta büyüklükte düzenli
koridorlardan oluşan bir harita. Silahlar:
Rocket Launcher, Chaingun, Alien Smartgun,
Flame Thrower, Alien Vaporizer. Enerji
Malzemeleri: Quad Damage, Adrenaline,
Haste.
Violator
(DM):
Teknolojik
detayların
bulunduğu büyük bir harita. Takım oyunları
için ideal. Silahlar: Rocket Launcher,
Chaingun, Alien Smartgun, Alien Beamgun,
Flame Thrower. Enerji Malzemeleri: Quad
Damage, Sproing.
Vesuvius (DM, CTF, DB): Dolambaçlı gotik
temalı bir harita. Silahlar: Rocket Launcher,
Alien Beamgun (CTF, DB), Alien Disrupter,
Chaingun. Enerji Malzemeleri: Quad Damage,
Sproing (DM).
Crucible (DM): Korku teması olan klasik bir
Alien Arena haritası. Silahlar: Rocket Launcher,
Chaingun, Alien Smartgun. Enerji Malzemleri:
Quad Damage.
Babel (DM): Lavların içinde 4 tane babil
kulesinin bulunduğu bir harita. Silahlar: Rocket
Launcher, Allien Vaporizer, Chaingun, Alien
Bemagun. Enerji Malzemeleri: Quad Damage.
Chromium (CTF, DB): Yüksek teknoloji temalı
en zor harita. Silahlar: Rocket Launcher, Alien
Disruptor, Chaingun, Alien Smartgun. Enerji
Malzemeleri: Quad Damage, Haster.
Icarus (CTF, DB): Zıplama padlerinin bol
bulunduğu çok fazla hız ve mücadele gerektiren
bir harita. Silahlar: Rocket Launcher, Alien
Disruptor, Chaingun, Flame Thrower(CTF).
Enerji Malzemeleri: Adrenaline.
Morpheus (AOA): Uzayta savaştığınız son
harita. Silahlar: Rocket Launcher, Chaingun,
Strafer, Bomber. Enerji Malzemeleri: Quad
Damage.

Benzer belgeler

Özgürlüğün sınırlarını sen belirle

Özgürlüğün sınırlarını sen belirle Ltd. tarafından sağlanan ücretsiz CD desteği bulunmaktadır. Türkiye'de Ubuntu kullanıcılarına destek olarak günde yaklaşık 15 bin kişinin ziyaret ettiği, büyük ve seviyeli bir destek platformu olan...

Detaylı

Ayfer KAYA - Tilkinin Dilinden

Ayfer KAYA - Tilkinin Dilinden şaşırtıcı ve üzücü." "Görünüşe göre Matt ile geliştiriciler aynı fikirde değil." ".NET platformunda özgür yazılım geliştirmek büyük bir risk. Matt'in de bu tehdidin farkında olması sevindirici." "M...

Detaylı