Ekim - Keskinoğlu

Transkript

Ekim - Keskinoğlu
EKİM 2015 Sayı:216
SEKTÖR SORUNLARI
AŞILMALI
Ülkemizde piliç eti sektörü son beş yılda
hızla ilerleyerek büyük bir gelişme göstermiş ve gıda sanayii içerisinde önemli
bir konuma gelmiştir. Geçtiğimiz beş sene
içinde sektörü olumsuz etkileyen birçok
gelişme yaşansa da bunlar sektör firmaları
tarafından aşılmış ve istikrarlı bir büyüme
sağlanmıştır. 2010 yılında ülkemizde yapılan toplam piliç eti ihracatı 228 milyon
750 bin dolar iken, 2014 yılında bu rakam
682 milyon 770 bin dolara ulaşarak yüzde
200’e yakın bir artış göstermiştir.
Kanatlı sektörü, ülkemizde doğrudan 750
bin, dolaylı olarak da 3 milyon kişiye istihdam sağlamaktadır. Görüldüğü gibi
ülkemizde kanatlı sektörü son yıllarda yarattığı istihdam ve ülke ekonomisine katkıları ile giderek ivme kazanan bir sektör
konumuna gelmiştir. Yaptığı ihracat atakları ile kendini her geçen gün geliştiren ve
hedeflerini arttıran piliç eti sektörünün en
büyük engeli ise Avrupa birliği ülkelerine
piliç eti ihracatının maalesef yapılamıyor
olmasıdır. Hem T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, hem T.C. Ekonomi
Bakanlığımız, hem BESD-BİR, hem Kanatlı
Tanıtım Grubu, hem de sektör firmaları yıllardır AB’ye piliç eti ihracatının başlaması
için özverili bir şekilde çalışmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile AB komisyon üyelerinin katılımı
ile gerçekleşen toplantıda; Türk Kanatlı
ürünlerine karşı uygulanan engeller ve bu
engellerin çözüm yolları ile Türk yetkililerin bölgeselleştirme faaliyetinin gerçekleşmesine yönelik atılan adımlar üzerinde durulmuştur. Sektör firmaları üzerine
düşen görevleri yerine getirdiği takdirde
umuyorum ki çok kısa bir zamanda Avrupa
Birliği ülkeleri, Türk kanatlı sektör firmalarına kapılarını açacaktır. Böylelikle Türk
firmaları uluslararası arenadaki rakipleri
ile rekabet etme şansı yakalayacak ve kısa
bir sürede kaliteli ürünleri ile bu pazarda
üstünlük sağlayarak Türk piliç etinin dünyada bulunduğu konumu daha da güçlendirecektir.
2016 yılının Türk kanatlı sektörü için daha
da iyi bir yıl olacağı inancındayız. Sektörümüz gerek iç pazarda gerekse global pazarda yaptığı başarılı çalışmaları ile ülke
ekonomisine katma değer sağlayan önemli sektörlerin başında gelmektedir. Şirket
olarak bizlerde üzerimize düşen görevleri
layıkıyla yerine getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Şirketler Grubumuz, İstanbul’daki
Kanatlı Ürünleri Sektörü İstişare Toplantısı’na
Geniş Bir Katılımla İştirak Etti
Türk kanatlı sektörünün önde gelen
temsilcileri tarafından düzenlenen istişare toplantısı, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı M. Mehdi Eker’in
katılımıyla gerçekleşti.
Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR), Yumurta
Üreticileri Merkez Birliği (Yum-Bir) ve
Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu (KTG)
tarafından düzenlenen toplantıda tavukçuluk sektörünün geçtiğimiz 10 yıl
içinde kat ettiği yol ve elde ettiği başarıların değerlendirilmesi yapılarak
sektörün gelecek vizyonuna dair fikir
alışverişinde bulunuldu.
Kanatlı ürün alanında faaliyet gösteren
firmaların üst düzey temsilcilerinin katıldığı toplantıya, sektör dinamiklerinin
daha yakından takip edilebilmesi için
pazarlama ekibinden geniş bir katılımla iştirak eden Keskin Keskinoğlu, ko-
nuşmasında sektörün son
10 yıldaki istikrarlı büyümesinden dolayı Sayın M.
Mehdi Eker’e teşekkürlerini arz etti.
Son on yılda kanatlı sektöründe yaşanan gelişmeleri
aktaran T.C. Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Eski Bakanı
M. Mehdi Eker, tavuk eti
ve yumurtada Avrupa’da
birinci sıraya yükselen sektörle ilgili açıklamalarda
bulundu. Eker, “Mevzuat
ile sektörün önünü açtık.
Teşvik ve desteklerle maddi ve manevi olarak sektörün yanında olduk. Eğer
Türkiye’de istikrar olmasaydı son on yılda tavukçuluk sektörü bu gelişmeleri
kaydedemezdi” dedi.
M. Mehdi Eker, “2005 yılında 696 bin olan tavuk
eti üretimini, 1 milyon 900 bin tona;
11 milyar yumurta üretimini ise 17
milyara çıkardık. Aynı şekilde ihracatta
da önemli gelişmeler kaydettik. Kanatlı eti ihracatında 20 bin ton olan ihracatımızı, 431 bin tona çıkarttık” dedi.
Aynı şekilde yumurta ihracatımız da 4
milyon dolardan 400 milyon doların
üzerine çıktı.
Sektörün 2 milyon üzerinde kişiye istihdam sağladığını ve son teknoloji ile
“know how” satabilecek bir konuma
geldiğini belirten Eker, “Bu sektör, çok
dinamik, dünyaya açılan, teknoloji üreten bir sektör” dedi. Türkiye’de istikrar
olduğu zaman uyum ve koordinasyon
ile cesur kararlar alındığını ve beraberinde başarının geldiğini sözlerine
ekleyen Eker, “Tavukçuluk sektörünün
gelecekte çok daha büyük başarılar
yakalayacağına da inanıyorum” dedi.
T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu’ya
Hayırlı Olsun Ziyareti
“Şirketler grubumuzun
yönetim kurulu üyesi
Keskin Keskinoğlu, kısa bir
süre önce T.C. Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu’yu makamında
ziyaret etti.”
Şirketler grubumuzun yönetim kurulu üyesi Keskin Keskinoğlu, kısa
bir süre önce T.C. Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Kutbettin Arzu’yu makamında ziyaret etti.
Tarım sektörünün Türkiye’de geldiği noktaya değinen Keskin Keskinoğlu “Türk tarımı son yıllarda
gelişimini hızla arttırmıştır. Tarım
sektörü nüfusun yüzde 25’ini istihdam eden, dolaylı bir şekilde
de tüm toplum katmanlarını
ilgilendiren stratejik bir sektör.
Hem uluslararası boyutta hem
de ulusal boyutta önemli bir
yere sahip. Tarımın ülke ekonomimizdeki payı 62 milyar dolara
ulaşırken, Türkiye tarım alanında
dünyanın en büyük ilk 10 ülkesi
arasında bulunmaktadır. Gıda
alanında 10 milyar TL’yi aşan
hacmiyle Türkiye’nin en büyük
sektörlerinden olan tavukçuluk
üretimine baktığımızda ise, son
5 yıllık perspektifte piliç eti üretiminin toplamda yüzde 60’ın
üzerinde büyüme kaydettiğini ve
yıllık büyüme hızının yüzde 8-10
seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Türkiye global pazarda ise
dünyanın en büyük 10 piliç eti
üreticisinden biri konumunda.
2014 yılında toplam 1,9 milyon
ton üretim yapan Türk piliç eti
sektörü 2023 yılında ise yaklaşık
3 milyon ton piliç eti üretmeyi hedefliyor. Bakanlığımızın da
değerli destekleri ile Türk kanatlı sektörü olarak Türk piliç etinin
dünyaya tanıtılması, ihracat yapılan ülke sayısının arttırılması ve
potansiyel pazarlarda konumumuzun daha da güçlenmesi için
var gücümüzle çalışacağız” dedi.
T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanı Kutbettin Arzu ise ziyaretten son derece mutlu olduğunu
belirtirken, “Diğer sektörlerde
olduğu gibi tavukçuluk sektörüne
de desteklerimizi sürdürecek, hedeflerimize ulaşmak için azimle
birlikte çalışacağız” dedi.
Celal Bayar Üniversi’tesinden Gelen Misafirlere Ravika Köyü Gezdirildi
“Şirketler grubumuz,
Celal Bayar Üniversitesi
Tıp Fakültesi Histoloji
ve Embriyoloji Anabilim
Dalının düzenlediği Uluslararası Kanser ve Kanser
Kök Hücresi Sempozyumu
kapsamında Manisa’ya
gelen misafirlerini Akhisar’da bulunan tesislerinde ağırladı.”
Şirketler grubumuz, Celal
Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji
Anabilim Dalının düzenlediği
Uluslararası Kanser ve Kanser Kök Hücresi Sempozyumu
2
kapsamında Manisa’ya gelen
misafirlerini Akhisar’da bulunan tesislerinde ağırladı.
Gelen ziyaretçilere, grubumuzun kurucusu ve ebedi
başkanı merhum İsmail Kes-
kinoğlu’nun anısını yaşatmak
amacıyla 2005 yılında yapımına başlanan, Ege ve Balkan
mimarisinin özelliklerini taşıyan ve grubumuzun zeytinyağı markasıyla da aynı adı taşıyan Ravika Köyü gezdirildi.
Ravika Köyü’nde bulunan
yağhaneyi, kahveyi, bakkalı,
berberi, camiyi, okulu ve müzeyi gezen misafirlerimize şirket yetkililerimiz tarafından
Merhum İsmail Keskinoğlu’nun hayatı, köyün tarihçesi
ve mimarisi, piliç eti, yumurta
ve zeytinyağının Türkiye ve
dünyadaki üretim ve tüketim
oranları, ürün gamımız ve hedeflerimiz hakkında bilgiler
verildi.
Celal Bayar Üniversitesi yetkilileri Manisa’nın güzelliklerinin görülmesi amacıyla yapılan geziye ev sahipliği yapan
şirketimize sonsuz teşekkürlerini ilettiler.
Ravika Zeytinyağı İle Almanya’daki Anuga Fuarı’na Katılan
Keskinoğlu, İnovatif Ürünleriyle Fuara Dinamizm Getirdi
Global bir marka olma yolunda hızlı adımlarla ilerleyen ve
yurtdışı pazarlama çalışmalarını aralıksız sürdüren şirketler
grubumuz, 10-14 Ekim 2015
tarihleri arasında Almanya’nın
Köln şehrinde düzenlenen ve
dünya gıda devlerinin buluştuğu Anuga Fuarı’na zeytinyağı
markası olan Ravika ile katıldı.
Fuarda Ravika markalı zeytinyağı ürünlerini ziyaretçilere
tanıtan şirketimiz, ürünleri ile
ziyaretçilerden tam not aldı.
Türk zeytinyağını dünyada tanıtmak için her yıl yeni pazarlar
hedeflediklerinin altını çizen
Keskin Keskinoğlu, “Son yıllarda
T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın destekleri ile
Türkiye’de dikilen zeytin ağacı
sayısında ciddi oranda bir artış
görülmektedir. Sektör, dikilen bu
ağaçların meyve vermeye başlamasıyla gelişimini artırmış ve
küresel pazarda iddialı bir nok-
taya ulaşmaya başlamıştı. Ancak
son yıllarda yaşanan küresel iklim değişikliği ve olumsuz hava
koşullarının etkisiyle maalesef
ülkemizde zeytin rekoltesinde istediğimiz verime ulaşamadık. Bu
noktada Türkiye olarak küresel
pazarda yakaladığımız büyüme
trendini korumak için inovatif
adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Bizler, hem iç pazarda hem de dış pazarda mutfaklarda kullanımı kolay, pratik ve
yenilikçi ürünlerimizin tanıtımına
yoğunlaşacağız. Bu kapsamda
Anuga Fuarı’nda, beyaz üzüm,
kırmızı üzüm ve balzamik sirkeli,
fesleğen, kekik, biber ve limon
aromalı çeşnili ürünlerimiz ile
erken hasat zeytinyağımız Eylül’ü
ön plana çıkardık. Ayrıca ihracat
için hazırladığımız özel ergonomik ambalajlar da oldukça dikkat
çekti. Fuardan olumlu sonuçlar
bekliyor, bu yenilikçi ürünlerle
pazarın genişleyeceğine de inanıyoruz” dedi.
Dünya’nın en büyük fuarlarından
biri olan Anuga Gıda Fuarı’na 108
ülkeden 7000 firma katıldı. Fuara
Türkiye’den katılan firma sayısı
ise 278 oldu.
“Şirketler grubumuz,
10-14 Ekim 2015 tarihleri
arasında Almanya’nın
Köln şehrinde düzenlenen
ve dünya gıda devlerinin
buluştuğu Anuga Fuarı’na
zeytinyağı markası olan
Ravika ile katıldı.”
Şirketimiz, Avisten Kiraladıkları Araç Sayısını Arttırdı
Şirketler grubumuz, dünyanın lider araç kiralama
şirketi Avis’ten, filo kiralama hizmeti almaya devam ediyor. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde,
Türkiye’nin lider ve öncü
araç kiralama şirketi Avis’ten
uzun dönemli kiraladığı araçların sayısını artırdı.
Yönetim kurulu üyemiz İsmail Keskinoğlu, “Şirketimizin binek araç ihtiyacı için
başlayan bu işbirliği her ge-
çen yıl artarak devam edecek. Bilindiği gibi operasyonel kiralama şirketlere hem
kolaylık hem de sabit gider
avantajı sunuyor. Bizlerde
bu anlamda kiraladığımız
araç sayısını artırmayı planlamaktayız” dedi.
Otokoç Avis ve Budget Genel Müdür Yardımcısı İnan
Ekici ise “Türkiye’de Otokoç
Otomotiv çatısı altında faaliyet gösteren Avis, pazara
giriş yaptığı 1974 yılından bu
yana sektörünün öncüsü olmayı başardı. Gıda sektörünün öncü firmalarında olan
Keskinoğlu ile işbirliği yapmaktan son derece memnunuz” dedi.
“Şirketler grubumuz,
dünyanın lider araç kiralama şirketi Avis’ten, filo
kiralama hizmeti almaya
devam ediyor.”
3
Suyun Kalitesi ve Kriterleri
Tavukçulukta sağlıklı üretim ve
verimli sonuçlar elde etmek için
suyun kalitesi büyük önem taşır.
Zira su; yetiştirme yönü ne olursa
olsun, kanatlıların en çok tükettikleri besin ve taşıt maddesidir.
Vücut ısısının ayarlanması, sindirim fonksiyonu, metabolizma
faaliyetleri ve en nihayet vücutta
oluşan yararsız atıkların vücuttan
uzaklaştırılması gibi temel işleve
sahip suyun güvenilir kaynaklardan temin edilmesi bu nedenle
çok önemlidir. Kanatlılar normal
koşullar altında tükettikleri yemin
iki katı kadar su içerler ki; bu miktar, ısı stresinin oluştuğu zamanlarda ve bazı özel koşullarda üç
kata kadar ulaşır.
Etlik piliç yetiştiriciliğinde beklenen performansın elde edilebilmesi için kullanılacak suyun taze
ve temiz olması gerekir. İçme suyunda kullanılacak iyi bir dezenfektan veya sterilize edici madde
hastalık meydana getiren organizmalar ile yosun ve mantarların
kontrolünde yardımcı olacaktır.
Su, normal içme suyu olmalı, mineral ve herhangi bir kirlenme
problemi olup olmadığı analizlerle kontrol edilmelidir. Suda tat ve
kaliteyi etkileyen çeşitli maddeler
solüsyon halinde bulunabilir. Ancak bu maddelerin konsantras-
Cüneyt Ergin
4
yonları yapılacak analizlerle izlenmelidir.
Su, kimyasal veya mekanik olarak
arıtılmadığı sürece doğal kompozisyonu içinde eriyik olarak çeşitli
organik tuzlar, inorganik maddeler,
ağır mineraller, mikroorganizmalar
ihtiva eder. Kanatlı çiftliklerinde
kullanılan içme suyu ister kaynak
(kuyu suyu) isterse de şebeke suyu
olsun, mikroorganizma dışında
kalan diğer olumsuzlukların giderilemeyeceği bilinen bir gerçektir.
Örneğin kanatlıların tüketimine sunulan suyun sakıncalı düzeyde nitrat, nitrit ihtiva etmesi durumunda,
içme suyu kaynağını değiştirmekten başka seçenek yok gibidir.
Kanatlı hayvanlar için içme suyunun kalitesine ilişkin kriterler aşağıda tablo halinde verilmiştir.
Nitratlar Sülfatlar Demir Bakır Kalsiyum Magnezyum Manganez Çinko Flor 20 ppm
125 ppm
0,3 mg
2,5 ppm
60 mg
30 mg
0,05 mg
1,5 mg
0,06 mg
Civa 0,002 mg
Gördes’de bulunan 28 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu
ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini tebrik eder,
başarılarının devamını dileriz.
Kurşun
0,05 mg
Sodyum 35 ppm
Klorit 25 ppm
Fosfat 5 ppm
Ammonium 2 ppm
İçme suyu kaynakları kendi içinde değerlendirildiklerinde, şehir
şebeke sularının yukarda belirtilen kriterleri genellikle aşmadığı
bilinmektedir. Ancak kuyu suları
kuyunun fazla derin olmaması durumunda, yağışlardan veya diğer
yüzey su birikintilerinden etkilenerek, yüksek oranda toprağın
kompozisyonuna bağlı olarak nitrat, nitrit veya ağır metaller veya
bakteriyal kontaminasyona maruz
kalabilmektedirler. Genel bir tavsiye olarak kuyu suyu kullanılan
işletmelerde içme suyu kompozisyonunun özellikle yağış mevsiminde değişebileceği göz önünde bulundurularak, yılda en az iki defa
içme suyunun gerek bakteriyolojik
gerekse de kimyasal muayenesinin yapılması yaralı olacaktır.
İçme sularını mikroorganizmalardan arındırmada en çok tercih
edilen dezenfektanlar, klor, iyot ve
Quaternary ammonium bileşikleridir.
Akhisar’da bulunan 55 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu
ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı
çalışmalarının devamını dileriz.
Yeşil Akhisar
Narenciye Aromalı Tavuk
Hazırlanışı:
Meksika biberini dilimleyin, zencefili ince ince
kıyın. Tavada zencefili soteleyin daha sonra
tüm malzemeleri ekleyin. Şekeri eritin ve kıvam alana kadar pişirip sosunu hazırlayın. Tencereye limon kabuğu, portakal kabuğu, defne
yaprağı, tane karabiber, kuru soğan, ve kereviz
yaprağını koyun ve su ile doldurun, kaynamaya bırakın. Tavuk göğüs etlerini kaynayan suya
atıp, yumuşayıncaya kadar pişirin. Sudan çıkardığınız göğüs etlerini kağıt havlu üzerine alın.
Dilimleyerek sos ile birlikte servis edin.
Malzemeler:
1 paket Keskinoğlu piliç göğüs eti
1 adet limon kabuğu
1 adet portakal kabuğu
1 adet defne yaprağı
1 tatlı kaşığı tane karabiber
1 dilim kuru soğan
1 adet kereviz yaprağı
Sosu için;
1 adet Meksika biberi
3 adet lime suyu
1 yemek kaşığı toz şeker
1 yemek kaşığı zencefil
1 çay bardağı su
Arpa Şehriyeli
Tavuk Suyu Çorba
Hazırlanışı:
Malzemeler:
8 su bardağı tavuk suyu
1 su bardağı arpa şehriye
250 g ıspanak
250 g Keskinoğlu tavuk göğsü
1 su bardağı mantar
1 orta boy kırmızı biber
1 çay kaşığı nane
Karabiber
Tuz
Tencerede tavuk suyunu kaynatın.
Arpa şehriyeyi ekleyip kısık ateşte
kapağı açık olarak 6 dakika kaynatın.
Ispanak, tavuk, mantar, biber ilave
ettikten sonra kaynamaya bırakın.
Kaynamaya başladıktan sonra
ateşi kısıp 10 dakika daha (tavuk
parçaları pişene kadar) orta ateşte
pişirin. Arzu ederseniz üzerine
rendelenmiş tulum veya parmesan
peyniri serpin.
5
Cihat
Arslan
Süper ligde mücadele veren Akhisar
Belediyespor teknik direktörü Cihat
Arslan İle, futbola başlama hikayesi,
Akhisar Belediyespor’un ligdeki durumu, hedefleri ve Türk futbolu hakkında sizlerin de keyifle okuyacağı bir
sohbet gerçekleştirdik.
“Takımın bütünlüğüne ve ekip
işine önem veriyorum. Burada
bireysellikler var ama bu bireysellik bütüne hizmet etmeli,
tenis oynamıyoruz sonuçta,
kocaman bir kulüp, 11 kişiyi
sahaya çıkarıyoruz, kocaman
bir organizasyonda bütünlük
var. Bu bütünlüğün yansıması
11 kişiye düşüyor. O yüzden ekip
ruhuna ve başarısına inanıyorum.”
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1970 Gömeç Balıkesir doğumluyum. Rahmetli babam belediyeden emekliydi. Annem
ev hanımı. 5 erkek kardeşiz. Aslımız Yugoslav
göçmeniyiz. Balkan savaşları sırasında Balıkesir’ e göç etmişiz. Uzun yılar futbol oynadım.
Yaklaşık 25 yıldır futbol hayatının içerisindeyim. Evli ve 2 çocuk sahibiyim.
Futbola oynamaya nasıl başladınız? Hangi
takımlarda oynadınız?
Hikaye biraz uzun. Rahmetli babam çok uzun
yıllar futbol oynamış, sonrasında yöresel de
olsa teknik direktörlük yapmış. Amcam profesyonel ligde, süper ligde, şu anki adı ile
PTT ligde, olimpik milli takımda uzun yıllar
oynadı. Ailemin geçmişten kalan futbolla bir
tanışıklığı var. Bende doğal olarak erken başladım. İlkokul, orta okul çağlarımda futbol
oynuyordum. Babam ortaokulda beni kulübe
yazdırıp, lisansımın çıkmasını sağladı. Ben
kendimi bildim bileli futbol oynuyorum diyebilirim.
Peki teknik direktör olmaya nasıl karar verdiniz ya da neden tercih ettiniz?
Aslında ben çok tercih etmedim. Hayalimde hep bir gün teknik direktör olmak vardı.
6
Kasımpaşa kulübünde takım kaptanı iken, hocamız görevini bıraktı. Hocamız istifa edince,
yönetim kurulu takıma benim önderlik etmemi
istedi. Benim teknik direktörlüğe geçiş hikayem
bu diyebiliriz. Daha sonra da kurslara gidip, belgelerimi tamamladım.
Akhisar Belediyespor lige iyi bir başlangıç yaptı? Sizin Akhisar Belediyespor olarak hedefiniz
nedir? Bu yıl nasıl bir sonuçla biter?
Şükürler olsun ki lige iyi başladık. Akhisar Belediyespor lig içinde önemli bir takım. Bir örnek bence. Kendi sahası henüz bitmemiş ve
en önemlisi de ilçe takımı olması ile örnek bir
takım. Çok iyi yönetiliyor, maddi açıdan doğru
yönetiliyor, manevi açıdan ise çok vefalı bir kulüp. Böyle kulüplerin ayakta kalması için önemli
bir misyon üstleniyor. Bizlerde buna katkı sağlamak için geçmişte de bu takımda 1 yıl oynadığım için bu camiaya yabancı değilim. İşin
gerçeği bizim kalıcı olmamız, bizim en büyük
başarımızdır. Ama istiyoruz ki her sene bir üste
çıkalım. Yani 12. sırada bittiğiyse bir sonraki
sene ilk 8’e girelim, bir sene sonra UEFA kupasına gidelim gibi. Çünkü bir şeyleri başaran kulüp
onu da başarır. Ama ligde kalıcı olmak bizim en
ilk hedefimizdir. Ama ligin gidişinde daha iyi konuma sahip olursak, bunun içinde gerekli hamleleri yönetim kurulu ile birlikte yaparız.
Çalıştığınız takımlarda en çok hangi noktalara önem veriyorsunuz? Nelere dikkat
ediyorsunuz?
Ben insan ilişkilerine önem veriyorum. Takımın bütünlüğüne ve ekip işine önem veriyorum. Burada bireysellikler var ama bu
bireysellik bütüne hizmet etmeli, tenis oynamıyoruz sonuçta, kocaman bir kulüp, 11
kişiyi sahaya çıkarıyoruz, kocaman bir organizasyonda bütünlük var. Bu bütünlüğün
yansıması 11 kişiye düşüyor. O yüzden ekip
ruhuna ve başarısına inanıyorum. Her gittiğim kulüpte de o aile yapısını oluşturmaya
gayret ediyorum. Çünkü başarının oradan
gelip, geçtiğine inanıyorum.
Peki kendinizi nasıl bir teknik direktör olarak tanımlarsınız?
Eksiği olan ama deneyimi de olan bir teknik
direktör olarak görüyorum. Akhisar Belediyespor 10. kulübüm ve Türkiye’de bu kadar
fazla kulüp çalıştırmış teknik direktör yok İyi
olduğumu düşünüyorum, lider özelliklerimin olduğunu, insanlara sevgi ile yaklaştığımı, futbolcuları anlayabildiğimi düşünüyorum. İdealleri olan, yetinmeyen, gelişmeye
çalışan, gelişmekte olan bir teknik direktörüm.
Genç futbolculara, futbolcu adaylarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Bizim gençlik zamanımız da şartlar ailelerin
futbola bakış açısı, toplumun futbola bakış
açısı zordu, desteklenmiyordu. Ama şu an
her şey destekleniyor, sadece gençlerimiz
sabretmekte ve çalışmak da o kararlılığı
göstermiyorlar. Orada mücadeleyi bırakmamak gerekir, idealler uğrana daha fazla
fedakarlık yapmaları gerekir. küçük yaşlarda
benim her şeyim olsun, her şeyi yaşıyım bi
de bunun yanında mesleğimde başarılı olayım derlerse bu yanlış bir planlama. Çünkü
insanlar fedakarlık yapmadan hiçbir yere
gelemezler. Geçlerimiz maalesef fedakarlık
yapmadan bir yerlere gelmek istiyorlar bence bu çok yanlış bir düşünce.
Türk futbolunu ve süper ligi nasıl buluyorsunuz?
Türk futbolunun herkesin aksine ben gerilediğini düşünüyorum. Gelişmekte olduğuna
inanmıyor, doğru projelerle geliştirilebilir
olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye, futbolda Avrupa’ya baktığınız zaman 5. veya 6.
büyük ekonomi futbol endüstrisi olarak. Bu
yatırımın karşılığında futbol kulüpleri, oynanan futbol, oluşan futbol yapısını çok doğru
bir organizasyon olarak görmüyorum. Hala
bir ekolümüz yok, hala dünyada söz sahibi
değiliz, bu eksiklerimiz var bunu gidermek
için de bir çabamız yok. Bizler başarıyı fiyat
ve maddiyat olarak görüyoruz. Bu değerin
karşılığında futbol kulüplerimiz çok vasat
sıradan takımlara bile yeniliyor, Avrupa’da
“Akhisar Belediyespor 10. kulübüm ve Türkiye’de bu kadar fazla kulüp çalıştırmış teknik
direktör yok İyi olduğumu düşünüyorum, lider özelliklerimin olduğunu, insanlara sevgi ile
yaklaştığımı, futbolcuları anlayabildiğimi düşünüyorum. İdealleri olan, yetinmeyen, gelişmeye çalışan, gelişmekte olan bir teknik direktörüm.”
yokuz, Dünya’da yokuz. O zaman Türk
futbolunun değişmekte olduğunu iddia
edemeyiz.
Teknik direktörlüğünüz süresince maç
esnasında en başarılı hamle, ya da başka bir değişle en iyi sergilediğiniz hamle
var mı?
Aslında çok sayıda var. Çok doğru aldığım kararlar da oldu, çok yanlış aldığım
kararlar da oldu. Siz bir öngörüde bulunuyorsunuz, bir oyuncuyu oyuna sokacaksınız, taktik değiştireceksiniz, oyunun
gidişatını etkileyeceksiniz. İşte bu bazen
oyunu sizin kazanmanıza neden olabilir,
bazen de kaybetme nedeniniz olabilir. O
yüzden oynayan oyuncunun performansından çok, giren oyuncunun performansı önemlidir. Ortak akılla doğru kararlar
verdiğimize inanıyorum.
Bir sporcu, spor adamı olarak beslenmenize dikkat ediyor musunuz? Neler tüketiyorsunuz?
Beslenmemizde kulüp doktorumuz belirleyici oluyor. Belirleyici doktor olduğu
için bizler işin lezzetinden çok kalori, denge unsurlarına bakıyoruz.
Futbol dışında bir gününüzü nasıl değerlendirirsiniz, neler yaparsınız??
Maç bittikten sonra 1 gün bizim toparlanmamız sürüyor. Aşırı gerginliklerden,
streslerden çıktığımız için o bir günü doğaya gidersiniz yürüyüş yaparsınız, deniz
kenarına gidersiniz, sevdiklerinizle çay
içersiniz ama yine de tam bir enerjiniz
olmaz. Çünkü o yorgunluğu bir günde
atamazsınız. Kendimize az vakit ayırırız,
kendimize ait bir zamanımız olmaz.
Yemek yapmaktan ve yemekten hoşlanır mısınız?
Boşnak kökenli olduğum için maalesef
hamur işlerini seviyorum. Eşim Trabzonlu o mutfağı da çok seviyorum. Ege
mutfağı ise vazgeçilmezim.
Ege denince akla zeytinyağlılar geliyor.
Zeytinyağlı yemeklerden en çok hangi
yemeği seversiniz?
Taze fasulye ve patlıcanlı yemekleri seviyorum.
Peki Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz?
Keskinoğlu sadece Akhisar değil, yani
çok büyük bir marka. Akhisar’a çok
şey kattı. Akhisarspor’a çok şey kattı.
Her zaman destek oldular. Akhisar’daki
çok sayıda insanın çalışıp evine ekmek
götürmesinde önemli istihdam sağlıyor. Başarılarının devamını diliyorum.
Lezzetli yemeklerini yiyoruz. Özellikle
Tavvuk Restoran’da şu aralar yapılan
ve special olan Pideli tavuk paçayı çok
beğendik. Ben yapı hakkında Tavuk Schnitzeli de ayrıca çok seviyorum. Keskinoğlu’nu ayrıca tebrik ediyorum çünkü
marka değeri çok büyük.
7
Anemi - Kansızlık Nedir?
HAZİNEYE GİDEN YOL
Kana kırmızı rengini veren ve dokulara oksijen taşıyan alyuvarların içinde bulunan hemoglobin adlı proteindir. Demir bu
proteinin en önemli yapı taşıdır. Sağlıklı bir kişinin bir desilitre
kanında yaklaşık 12 - 16,5 gram hemoglobin bulunur. Kabaca,
hemoglobin 12 gr/dl’nin altına düştüğünde kansızlıktan söz
edilebilir.
Anemi bazı kalıtsal nedenlere bağlı olabildiği gibi, başka sebeplere bağlı olarak da gelişebilir. Dengeli ve yeterli beslenilmemesi sonucu hemoglobin ve hücre yapımı için gerekli olan maddeler yeterli oranda alınmıyorsa veya farkına varılmadan kan
kaybının artmasıyla anemi gelişebilir. Kan kaybı demir kaybedilmesine yol açar eğer dengeli beslenme ile kaybedilen demir
yerine koyamıyorsak demir eksikliğine bağlı anemi gelişir. Bayanlarda görülen demir eksikliği anemisinin en önemli nedeni
adetler ile kan kaybıdır. Kansızlık insan sağlığı açısından zaman
içinde hayati önem taşıyan riskler oluşturabilir. Demir eksikliği
dışında B12 vitamini, folik asit eksikliği, kan hücrelerinin hızla
yok olması ile ve kemik iliğinin her hangi bir nedenle iyi çalışmaması aneminin diğer sebepleri arasında yer alır.”
Bir zamanlar, ticarette çok başarılı bir adam vardı. Adam
yaşlandığında işini çok büyütmüş ve büyük bir servet kazanmıştı. Bu adam fakirlere hep yardım eder, zorda kalanların
imdadına koşardı. O muhtaçlara sadaka verdikçe serveti daha da artardı. Ancak, oğulları ne ticarette onun kadar
hünerli ve başarılıydı, ne de yürekleri onunki kadar şefkatle
doluydu. Onların kötü yönetimi çoğu kez büyük zararlara yol
açıyordu. Yaşlı adam, bir gün büyük miktarda bir parayı sadece kendisinin bildiği gizli bir yere koydu. Kendisi öldükten
sonra çocuklarının elleriyle büyüttüğü işinin başına geleceklerini, mirasını har vurup harman savuracaklarını biliyordu.
Ölmeden önce de, parayı gizlediği yeri defterine yazdı.
O öldükten sonra, gerçekten de oğulları kendilerine kalan
mirası kısa sürede tükettiler. Babalarından kalan iş de kapandı. Şimdi meteliksiz kalmışlardı ve para bulabilecekleri
yolları arıyorlardı. Son bir ümitle babalarından kalan defterleri karıştırdılar, belki birilerinden alacakları vardır diye.
Bu sırada, babalarının yüklüce bir parayı bir yere gizlediğini
anladılar. Defterde paranın yeri de yazıyordu: “Üçüncü ayın
10. gününde, sabah saat 10’da, altınlar caminin kubbesine
gömüldü.” Bu ipucu oldukça açık ve net görünüyordu. Evlerinin yanıbaşında küçük kubbeli bir cami vardı. Gençler
hemen birkaç işçi tutup gece vakti caminin kubbesini yıktırdılar. Fakat, bu hiçbir işe yaramadı. Ellerine sadece toz ve
toprak geçti. Üstelik kubbe de boş yere yıkılmıştı. Ya defterde yanlış yazıyordu, ya da babaları yalan söylüyordu. Fakat,
o paraya çok ihtiyaçları vardı. Belki bu sözlerde gizli bir mesaj vardır diyerek defteri bir bilgeye götürdüler. Bilge onlara:
“Siz kendi kendinizi kandırmışsınız. Defterde yazılanları da
anlamamışsınız. Şimdi evime gelin, size 50 altın borç vereceğim, onunla caminin kubbesini eski haline getireceksiniz.
Sonra, üçüncü ayın 10. gününde beni çağırın. O gün geldiğinde, size hazinenin yerini göstereceğim.” dedi. Mirasyedi
gençler büyük bir gayretle yıkmış oldukları kubbeyi yeniden
inşa ettiler. Sonra da, sabırsızlıkla o günü beklemeye başladılar. Nihayet, beklenen gün gelince, bilgeyi çağırdılar. Birlikte
caminin kubbesine çıktılar. “Haydi, bize altınların nerede gömülü olduğunu göster” diye sızlandı gençler. “Saat ona kadar bekleyeceksiniz” diye sakince cevapladı bilge. Beklenen
saat gelince, bilge kubbenin üzerinde durarak minarenin
uzun gölgesini izledi ve sonra gölgenin düştüğü bir tepeyi
gösterip: “Orayı kazın!” dedi. Gençler gösterilen yere gidip
hızla kazmaya başladılar. Birkaç dakika geçmeden hazine
sandığına ulaştılar. Tam 20 bin altın gömülmüştü toprağın
altına. Bilge, sükunet dolu bir sesle gençlere şunları söyledi:
“Bakın, babanız bu yolla size sadece altın değil, başka bir
şey daha miras bıraktı. Bu altınlar, ebedi hayatın hazinelerini
temsil ediyor. Cami kubbesi de bu dünyayı. Tıpkı hazineye
ancak kubbeden ulaşılabilmesi gibi, ebedi hayattaki sonsuz
hazinelere de ancak bu dünyadan ulaşılabilir. Ama dünyayı
yanlış anlarsanız, kubbeyi yıktığınız gibi, dünyanızı da harap
edersiniz. Üstelik sonsuz hazineye de ulaşamazsınız. Ümit
ederim, bundan sonra hem dünyanıza, hem de sonsuz hayatınıza gerekli özeni gösterirsiniz.
Anemi-kansızlık belirtileri nelerdir?
Aneminin en sık görülen belirtileri halsizlik, çabuk yorulma,
uyku isteği, baş dönmesi; daha ileri durumlarda ise yol yürürken, merdiven-yokuş çıkarken çarpıntı, nefes darlığıdır. Anemide halsizlik, çarpıntı gibi belirtilerin yanı sıra; hafıza problemleri,
konsantrasyon bozuklukları, iç sıkıntısı, üşüme, saç dökülmesi
ve tırnaklarda kolay kırılma, dil ve dudak kenarlarında yara gibi
fiziksel etkiler de görülebilmektedir. Bunları emosyonel ve fiziksel performans bozukluğu olarak tanımlayabiliriz. Anemi nedeniyle kişinin aile ve sosyal yaşamı olumsuz etkilenir. Anemi zaman zaman hafif belirtilerle ortaya çıksa dahi, mutlaka detaylı
olarak araştırılmalı ve düzenli olarak takibi yapılmalıdır.
Anemi tanısı nasıl konulur?
Anemi bir hastalık olmayıp başka bozukluk/hastalıkların yansımasıdır. Öncelikle bu bozukluk/hastalıkların araştırılması ve
bulunması gerekmektedir.
Anemi tanısını koymak için öncelikle uzman bir hekim tarafından muayene yapılır, sonrasında hasta hikayesi de dikkate alınarak, kan tahlilleri yapılır. Mutlak surette deneyimli hekimler
tarafından alyuvarlar ve diğer kan hücrelerinin mikroskobik incelemesi yapılmalıdır. Bu tetkikler sonucunda da tanı konulur.
Anemi tedavisi nasıl yapılır?
Anemi nedenine göre tedavi edilir. Bundan dolayı aneminin neden geliştiği araştırılmalıdır.
Demir eksikliği tedavisinde bebeklerde şurup veya damla kullanılırken, yetişkinlerde ağızdan demir ilacı alınması sağlanır.
Erişkin hasta da kan kaybı olup olmadığı araştırılmalı ve kanayan yer tespit edildiğinde tedavisi yapılmalıdır. Aksi takdirde
tedavi ile düzeltseniz bile anemi kısa süre içinde tekrarlar. Hemoglobin düzeyinin normale gelmesinden sonra demir depolarının doldurulması sağlanana kadar tedavi sürdürülür. Tedavi
süresine uzman bir hekim, hastanın durumu göz önüne alarak
karar verir. Bu süre yaklaşık olarak 4-6 ay arasında değişebilir.
Anemi (kansızlık) kişinin genel sağlık durumu açısından hayati
bir öneme sahiptir. Yaz aylarında kış aylarındaki kadar şiddetli
olmasa da üşüme, ayrıca halsizlik, çarpıntı gibi belirtilerin kansızlık nedeniyle olabileceği unutulmamalı, mutlaka uzman bir
hekime danışılmalıdır.
Kaynak: İnternet
8
Kaynak: İnternet
İki Bilet
Temel ile Fadime biraz kültür ve sanatla ilgilenmeye
karar vermişler. Bunun üzerine tiyatroya gitmiş ve bilet
kuyruğuna girmişler. Arada hangi oyuna bilet alacakları konusunda da fikir edinmek için etraflarına bakınıyor, kulak kabartıyorlarmış:
-Kerem ile Aslı’ya iki bilet.
-Romeo ve Juliet’e iki bilet.
-Yusuf ile Züleyha’ya iki bilet.
Sıra bizimkilere gelmiş:
-Temel ile Fadime’ye iki bilet.
Mucizeler Yağarken
Yazar:
Kristin Hannah
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
İstanbul
Yayın Yılı:
2015
Hayat Öpücüğü
Yönetmen:
Şenol Sönmez
Oyuncular:
Ali Sunal,
Janset Paçal,
Mehmetcan Mincinozlu,
Ayda Aksel,
Hatice Şendil
Tür:
Komedi, Romantik
Süre: 106 Dakika
Yapım: 2015
Türlü takıntıları bulunan, hastalık hastası Metin (Ali
Sunal) bir gün yaşam dolu Hayat’a rastlar. Kavgalarla
başlayan ilişkileri bir hayat öpücüğü gibi ikisinin de
hayatını değiştirir ve Metin bu aşk sayesinde yaşamanın hayatta kalmaktan fazlası olduğunu öğrenir.
Yaşamı böylesine seven ve yaşamdan böylesine korkan bu iki insan bütün imkansızlıklara rağmen birlikte mutlu olmayı becerebilecek midir?
Bazen bağışlamak, umut etmek ve mucizelere inanmak
gerekir… Hayatının en büyük ihanetine uğrayan, terk edilen ve çok zor bir yıl geçiren Joy Candellaro, Noel yaklaşırken hep hayalini kurduğu maceraya atılmaya karar
verir. Kimseye haber vermeden bir uçak bileti satın alır
ve hiç tanımadığı bir şehre doğru yola çıkar. Fakat beklenmedik bir şey olur ve Joy kendini bir anda büyülü yağmur
ormanlarının yakınlarında, muhteşem bir gölün kıyısında yer alan bir balıkçı kulübesinde bulur. Kulübede yaşayan küçük Bobby, yakın zamanda kaybettiği annesinin
acısıyla başa çıkamamaktadır. Yalnızca hayalî arkadaşıyla
konuşan küçük çocuğun babası Daniel da oğluna yardım
edemediği için acı çekmektedir. Joy ikilinin hayatına tesadüfen girerek onlara yollarını bulmalarında yardımcı olur
ve böylece aralarında güçlü bir bağ kurulur. Joy eski hayatını geride bırakıp bu yeni dünyanın bir parçası olmak
istediğini fark eder. Fakat bu gerçek olamayacak kadar
güzel atmosferde yanlış bir şeyler vardır. Joy hayallerle
gerçeğin arasında bocalarken umudun peşinden gitmeyi
seçer ve bir mucizeye tanıklık eder.
9
Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor
17
216
10
Yanlış Bilinen Doğrular
11

Benzer belgeler

Şirketler Grubumuz, Rusya`nın En Büyük Market

Şirketler Grubumuz, Rusya`nın En Büyük Market pazarın genişleyeceğine de inanıyoruz” dedi. Dünya’nın en büyük fuarlarından biri olan Anuga Gıda Fuarı’na 108 ülkeden 7000 firma katıldı. Fuara Türkiye’den katılan firma sayısı ise 278 oldu.

Detaylı

Mart - Keskinoğlu

Mart - Keskinoğlu Ülkemizde piliç eti sektörü son beş yılda hızla ilerleyerek büyük bir gelişme göstermiş ve gıda sanayii içerisinde önemli bir konuma gelmiştir. Geçtiğimiz beş sene içinde sektörü olumsuz etkileyen ...

Detaylı

Ekim - Keskinoğlu

Ekim - Keskinoğlu Celal Bayar Üniversitesi yetkilileri Manisa’nın güzelliklerinin görülmesi amacıyla yapılan geziye ev sahipliği yapan şirketimize sonsuz teşekkürlerini ilettiler.

Detaylı

Nisan - Keskinoğlu

Nisan - Keskinoğlu kanatlı sektörü olmuştur. 2008 yılında ülkemizde, 1 milyon 150 bin ton piliç eti üretimi gerçekleştirilirken, bu rakam 2012 yılında 1 milyon 771 bin ton seviyelerine ulaşmıştır. Görüldüğü gibi sekt...

Detaylı

Ocak - Keskinoğlu

Ocak - Keskinoğlu için hayati önem taşıyan bu ve bunun gibi sorunların devletimizin özverili çalışmaları ile çözülmesi sektör firmalarının global pazarda rekabet etme şansını arttıracaktır. Amacımız piliç eti tüketi...

Detaylı

Ocak - Keskinoğlu

Ocak - Keskinoğlu mimarisinin özelliklerini taşıyan ve grubumuzun zeytinyağı markasıyla da aynı adı taşıyan Ravika Köyü gezdirildi. Ravika Köyü’nde bulunan yağhaneyi, kahveyi, bakkalı, berberi, camiyi, okulu ve müze...

Detaylı

Mayıs - Keskinoğlu

Mayıs - Keskinoğlu bir sürede kaliteli ürünleri ile bu pazarda üstünlük sağlayarak Türk piliç etinin dünyada bulunduğu konumu daha da güçlendirecektir. 2016 yılının Türk kanatlı sektörü için daha da iyi bir yıl olaca...

Detaylı

Şirketler Grubumuz Filipinler`e İhracata Hazırlanıyor Yumurtadan

Şirketler Grubumuz Filipinler`e İhracata Hazırlanıyor Yumurtadan tarihleri arasında Almanya’nın Köln şehrinde düzenlenen ve dünya gıda devlerinin buluştuğu Anuga Fuarı’na zeytinyağı markası olan Ravika ile katıldı. Fuarda Ravika markalı zeytinyağı ürünlerini ziy...

Detaylı

Şubat - Keskinoğlu

Şubat - Keskinoğlu Sektörde 53. yılına giren şirketler grubumuz, Yağ Bilimi ve Teknolojisi Derneği’nden gelen misafirlerini grubumuzun kurucusu ve ebedi başkanı merhum İsmail Keskinoğlu’nun anısını yaşatmak amacıyla ...

Detaylı

Ağustos - Keskinoğlu

Ağustos - Keskinoğlu kapsamında Manisa’ya gelen misafirlerini Akhisar’da bulunan tesislerinde ağırladı. Gelen ziyaretçilere, grubumuzun kurucusu ve ebedi başkanı merhum İsmail Kes-

Detaylı

Haziran - Keskinoğlu

Haziran - Keskinoğlu ile rekabet etme şansı yakalayacak ve kısa bir sürede kaliteli ürünleri ile bu pazarda üstünlük sağlayarak Türk piliç etinin dünyada bulunduğu konumu daha da güçlendirecektir. 2016 yılının Türk kan...

Detaylı

Nisan - Keskinoğlu

Nisan - Keskinoğlu ile rekabet etme şansı yakalayacak ve kısa bir sürede kaliteli ürünleri ile bu pazarda üstünlük sağlayarak Türk piliç etinin dünyada bulunduğu konumu daha da güçlendirecektir. 2016 yılının Türk kan...

Detaylı