PDF SAYI 21 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 21 - Hayat Online
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:53 Uhr
Seite 1
TV5; Int Yayýnýna Hazýrlanýyor
Daha sonra TV5 temsilcileri kendilerini tanýttýlar ve bulunduklarý bölgelerdeki çalýþmalar hakkýnda bilgiler verdiler. Almanya temsilcileri baþta olmak üzere, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika gibi ülkelerde bulunan temsilciler çalýþmalar hakkýnda bilgilendirildi.
TV5 Yayýn Yönetmeni Ýsmail Yetiþ Bey; teknik konularda temsilcilere doyurucu bilgilendirmelerde bulundu.
Daha sonra TV5 Int yayýný baþladýðýnda yayýnlanmasý
düþünülen yaklaþýk 15 program için yapýlan altyapý çalýþmalarý hakkýnda bilgilendirmeler yapýldý. Bu prorgmalarýn yapýmcýlarý hazýrladýklarý demo çalýþmalarýný izletme
fýrsatý buldular.
V 5 televizyonunun Int yayýný için gerçekleþtirilen
istiþare ve tanýtým toplantýsý Mainz`da yapýldý. Avrupa`nýn deðiþik ülkelerindeki TV5 temsilcilerinin katýldýðý toplantý oldukça verimli geçti.
Daha sonra TV5 Avrupa Koordinatörü Mustafa Macit
katýlýmcýlara bir açýlýþ ve selamlama konuþmasý yaptý. Macit; yaklaþýk 2 senedir TV5 televizyonunun Avrupa yayýnlarý ile alakalý çalýþmalarýmýz devam ediyor. Bu çalýþmalarýn neticesi INT yayýnýný þu anda internet üzerinden deneme olarak yapmaya baþladýk. Ýnþallah 2008 Mayýs ayýna
kadar altyapý çalýþmalarýmýz tamamlanýnca uydu üzerinden TV5 Int olarak yeni bir frekanstan yayýnýmýza baþlayacaðýz.dedi.
T
hayat
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Aylýk Ücretsiz Gazete / Kostenlose Monatliche Zeitung . Sayý/Nr.: 21 . Yýl/Jahre: 4 . Haziran-Temmuz / Juni-Juli 2007 . Cemaziye`lahir 1428
Çocuklarýmýzýn tatilde eðitime ihtiyaçlarý olduðu gibi anavatana gidip oralarý tanýmaya da ihtiyaçlarý var...
Çocuklarýmýzýn Yaz Dönemi
Eðitimleri ve Sýla-i Rahm Önemli
ISLAMRAT
Yeni Yönetimini Seçti
lmanya Ýslam Konseyi’nin
(ISLAMRAT) 10 Haziran
2007 günü yaptýðý üye toplantýsýnda Ali Kýzýlkaya tekrar Konsey Baþkanlýðýna seçildi.
Baþkan Yardýmcýlýðýna Gülizar
Keskin, Fuat Mansuroðlu ve Abu
Bakr Rieger seçilirken, Genel Sekreterliðe Burhan Kesici ve Saymanlýða
da Ahmed Mahmoud seçildi. Konseyin Yüksek Din Þûrasý Baþkaný da
deðiþmeyerek Þükrü Bulut oldu.
Tüm seçimlerin oybirliði ile gerçekleþtiði belirtildi.
Konsey Baþkaný Ali Kýzýlkaya
bundan sonraki çalýþmalarýyla ilgili
olarak diðer Ýslami dernekler ile iþbirliðini güçlendirme konusunda daha fazla gayret içerisinde olacaklarýný
açýkladý. Kýzýlkaya ayrýca çalýþmalarýnýn merkezinde toplumun Müslümanlara karþý olan önyargýlarýný ortadan kaldýrmaya çalýþmak ve Ýslam
toplumunun hukuki eþitliðini saðlamak olduðunu belirtti.
Kýzýlkaya son olarak; “Almanya’da Ýslam hakkýnda korkunç derecede bilgisizlik ve önyargý
mevcut. Bu
nedenle daha
fazla akýllara
hitap ederek
bu önyargýlarý
ortadan
kaldýrmalýyýz” dedi.
A
Alýþ-Veriþ Alýþkanlýðýnýzý deðiþtirecek yeni
bir internet sitesi. Mutlaka ziyaret edin.
Yaz Kurslarý;
Eðitim ve
Öðretimin
Önemi
Dr. Yusuf IÞIK
Dosya
Dosya
Sayfa 5`te
Liderlik:
Ýlhamlar,
yönelimler,
deðerler ve
kararlar
Sayfa 7`de
Zirve
sonrasý
zirve
öncesidir!
ÝZÝN ÖNCESÝ
ÖNEMLÝ
UYARILAR!
Oðuz ÜÇÜNCÜ
Asým TOZOÐLU
Sayfa 11`de Bilgilendirme
TOPLUMUN
DENGE
UNSURU
AÝLE
Ramazan BAÞLIK
Dosya
Sayfa 15`te
Almanya
ve
Müslümanlar
Mahmut AÞKAR
Doç. Dr. Oya AKGÖNENÇ
Dosya
Dosya
Sayfa 31`de
www.telpashop.com
Dosya
Sayfa 9`da
Hacarap`ýn
Yeni
Serüvenleri
M.Salih AYDIN
Özel Köþe
Sayfa 35`te
Avrupa Fýkýh
Konseyi
Notlarý
Ýnsan
Hayatýnda
Medyanýn Yeri
ve Önemi
Mustafa
MULLAOÐLU
Osman
ARSLANTÜRK
Sayfa 23`te
Dosya
Sayfa 17`de
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 2
IGMG RAMAZAN UMRES‹ UÇUfi PLANI / FLUGPLAN 2007-1428
Aç›klama
Fiyat
9 13.09.2007 13.10.2007 Strasbourg 4 hafta
direk
1540,-
1360,-
10 29.09.200713.10.2007 Strasbourg 2 hafta
direk
1460,-
direk
1540,-
11 13.09.2007 13.10.2007
Viyana
4 hafta
direk
1540,-
2 hafta
direk
1460,-
12 29.09.200713.10.2007 Viyana
2 hafta
direk
1460,-
5 13.09.2007 13.10.2007 Amsterdam 4 hafta
direk
1540,-
13 13.09.2007 13.10.2007
‹sviçre
4 hafta
direk
1540,-
6 29.09.200713.10.2007 Amsterdam 2 hafta
direk
1460,-
14 29.09.200713.10.2007 ‹sviçre
2 hafta
direk
1460,-
7 13.09.2007 13.10.2007
Lyon
4 hafta
direk
1540,-
13 13.09.2007 13.10.2007 Belçika
4 hafta
direk
1540,-
8 29.09.200713.10.2007
Lyon
2 hafta
direk
1460,-
14 29.09.200713.10.2007 Belçika 2 hafta
direk
1460,-
Kafile No.Gidifl T. Dönüfl T. Uçufl yeri
Aç›klama
Fiyat
13.09.2007 13.10.2007 Frankfurt 4 hafta
direk
1440,-
2 29.09.200713.10.2007 Frankfurt 2 hafta
direk
3 13.09.2007 13.10.2007
Paris
4 hafta
4 29.09.200713.10.2007
Paris
1
Süre
Kafile No.Gidifl T. Dönüfl T. Uçufl yeri
Süre
Uçufl tarihlerinde 1-2 günlük de¤ifliklik olabilir.
Hacc ve Umre ‘Millî Görüfl’ ile bir baflkad›r
Banka Hesap Numaras›: IGMG • SEB AG – Köln • Konto Nr.: 162 888 5602 • BLZ: 370 101 11
Islamische Gemeinschaft Millî Görüfl · ‹slam Toplumu Millî Görüfl · Hac ve Umre Organizasyonu
Boschstr. 61-65 · D-50171 Kerpen · Tel.: +49 (0)2237-656 310/311 · Fax: +49 (0)2237-656 319 · E-Mail: [email protected] · www.igmg.de
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
editörden
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Hayýrlý
Tatiller
Ama ne yazýkki Alman resmi makamlarýnýn bu kuruluþa karþý takýndýklarý tavýr bizleri biraz üzmektedir. Bugüne kadar muhatabsýzlýktan dem vuran resmi makamlar ne
hikmetse karþýlarýna bir muhatab
geldiði zaman tabiri caizse yan çizmeye baþladýlar. Gerçi Alman resmi
makamlarýnýn bu tavrýni eleþtirirken bizi temsil ettiðini söyleyen sözüm ona kuruluþlarýn bazýlarý ve
bunlarýn bazý temsilcileri (kusura
bakmayýn bu tabiri kullanacaðým:
dangalan, ukela, kendini bilmez) de
bu tür tavýrlara karþý çanak tutmaktadýrlar.
Neyse bu tür olumsuz çalýþmalara karþýn Almanya Müslümanlar
Koordinasyon Kurulu KRM`in çalýþmalarý insanýmýz tarafýndan taktirle takip edilmektedir.
Yine Almanya`da yabancýlar yasasýnda yapýlan deðiþiklikler kabul
edildi. Bu deðiþiklikler yabancýlarýn
Almanya`ya entegrasyonuna býrakýn olumlu açýdan katkýyý sýkýntýlarý daha da artýracak gibi görünüyor.
Yurtdýþýndan yapýlan evliliklerin
zorlaþtýrýlmasý ve ne hikmetse bu
evliliklerin özellikle de Türkiye`den
yapýlanlarýna çýkarýlan zorluklar bir
hukuk devleti olma iddiasýnda olan
Almanya`nýn anayasal hak olarak
kabul ettiði niteliklere zarar vermektedir. Ve çifte standart oluþturmaktadýr. Ve zannedilenin aksine
bu ve buna benzer uygulamalar entegrasyona olumsuz yönden katký
saðlamaktadýr. Ama yine de bu tür
olumsuzluklar bizlerin entegrasyon
sürecine olan katkýlarýmýzý ve inancýmýzý etkilemelelidir ve etkileyemeyecektir diye düþünüyorum.
Malumunuz Türkiyemizde 22
Temmuz tarihinde bir erken genel
seçim yapýlacaktýr. Bu seçimlerin
ülkemiz için hayýrlar getirmesini
3
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
diliyoruz.
Burada kýsaca bir þeyler söylemek istiyoruz. Bu seçim Türkiyemiz için diðer seçimlerden farklý bir
ortamda yapýlmaktadýr. Ülkemizin
son 10 yýlda geçirdiði evreler sonucu geldiði durum anlatýlanýn aksine
gerçekten çok vahim bir merhalededir. Þu anda ülkenin verileri incelendiðinde eðer gerçekten tedbirler
alýnmazsa önümüzdeki 1-4 sene
içerisinde ülkenin tüm kontrolü yabancý sermayenin eline geçecektir.
Bakýyorsunuz IMKB dediðimiz
borsanýn % 90`ý yabancý sermayenin elindedir. Yine ülkenin bankalarýnýn çoðu yabancýlarýn eline daha
doðrusu yabancý sermayenin eline
geçmiþ durumdadýr. Ülkenin büyük sanayi kuruluþlarý uluslararasý
kartel sermayesinin eline geçmeye
devam etmektedir. Ama þu an Türkiye`nin iktidar erki bunlarýn farkýna daha varamamýþ; sözde Türkiye`nin globelleþtiðini söylemektedir. Bunun tecrübesini fazla deðil
100 sene önce yaþamýþ bir toplumun insanlarý olarak gelen þu anki
tehlikeyi görmemiz gerekmektedir.
Allah`a þükür ki bu tehlikeyi gören
ve bunun engellenmesi için her türlü çalýþmayý yapan kadrolar Türkiyemizde mevcut durumdadýr. Bunun örneklerini son on yýl içerisinde gösteren çalýþmalara hep beraberce þahit olduk.
T.C 54. Hükümeti Baþbakaný Sayýn Prof. Dr. Necmettin Erbakan`ýn
ve kadrosunun yaptýðý çalýþmalar
hem Türkiyemiz için ve hem de Ýslam ve insanlýk alemi için önemli
çalýþmalardý. Bugün bunun önemini bir kere daha anlamaktayýz.
Yine bugün siyasi yasaklý olsa
bile hem insanýmýz hem de ülkemiz
için gelen tehlikeyi bunca yaþýna
raðmen ideallerinden asla taviz
vermeden ve tecrübesi ile bizlere
haber vermeye devam ediyor. Sayýn
Erbakan son yaptýðý çalýþmalar ile
insanýmýza ve insanlýða yine örnek
olmaya devam ediyor. Bizler Türk
insaný olarak Prof. Dr. Necmettin
Erbakan Hoca gibi bir insana sahip
olmanýn gururunu ne kadar yaþasak azdýr. Sayýn Erbakan bizlere
tüm yaptýklarý ile örnek olmaktadýr.
Ve gelecek kuþaklar Sayýn Erbakan`ýn kýymetini daha da iyi anlayacaklardýr diye düþünüyorum.
Ve Sayýn Erbakan`ýn temsil ettiði
siyasi çizginin ülkemize ve insanlýða yapmýþ olduklarý çalýþmalarý da
gözönüne almanýzý diliyorum.
Son olarak izine gidecek Hessen
Eyaletindeki okuyucularýmýza hayýrlý yolculuklar dilerken; Türkiyemizdeki seçimlerde muhakkak demokratik haklarý olan oylarýný kullanmalarýný tavsiye ediyorum.
Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý
bereketlendirsin, þuurlandýrsýn.
Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr.
Allah`a emanet olun.
hasbihal
Sevgili dostlar!
Yine geldik bir izin sezonuna
daha. Ýzin sezonlarý yaklaþtýðý zaman içim bir hoþ oluyor. Sýla hasreti insaný deðiþik duygulara yönlendiriyor. Sevdiklerimizi görebilmenin verdiði sevinç içimizin coþmasýna vesile oluyor.
Malum izin sezonu yaklaþtýðýnda hepimizde hummalý bir hazýrlýk
telaþý baþlar. Arabalarýmýzdan tutun da kýyafetlerimize, sevdiklerimize alacaðýmýz hediyelere kadar
pekçok hazýrlýk yaparýz.
Hele bir de bizim gibi damat
olarak Almanya`ya gelmiþ iseniz;
bu tür hazýrlýklar daha da bir baþka
olur. Türkiye`de hem aileniz ve
hem de arkadaþ ve ahbaplarýnýzý bir
baþka özlersiniz. Bir an önce izine
gitsek de sevdiklerimizle kucaklaþsak diye içiniz içinize sýðmaz. Allah`a hamdolsun ki bu tür hasletleri yaþama fýrsatýný bizlere verdi. Buralar bizim için artýk ikinci bir vatan
oldu; ama yine de Türkiyemizdeki
sevdiklerimiz ve büyüdüðümüz
yerler bir baþka. Senede bir defa da
olsa ülkemizdeki sevdiklerimizi ve
sevilen mekanlarý ziyaret etmenin
pek çok faydasý oluyor. Bir kere psikolojik açýdan vücut kendini bir nevi yenilemiþ oluyor. Bunun haricinde atalarýmýzýn dediði gibi “tebdili mekanda ferahlýk vardýr” sözü insan fýtratýnýn özelliðini gözönüne
alarak söylenmiþ bir sözdür. Gerçekten insan uzun zaman bulunduðu bir ortamdan baþka bir ortama
girerse vücutta zamanla biriken deðiþik psikolojik sorunlar kendiliðinden ortadan kalkmaktadýr. Bunun
örneklerini deðiþik þekillerde sýralamak mümkün.
Neyse bu giriþten sonra bizler
gelelim diðer gündemlerimize:
Sevgili dostlar!
Geçen sayýmýzda Almanyadaki
Ýslami çatý kuruluþlarýnýn oluþturmuþ olduklarý Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu KRM
ile ilgili yapmýþ olduðumuz kapak
ile alakalý pekçok kardeþimizden
tebrik ve teþekkür mesajlarý aldýk.
Özellikle kullanýlan kapak resmini
beðendiklerini belirttiler. Bizim gibi
aylýk olarak yayýn hayatýný sürdüren gazetelerin bu tür konularý iþlemeleri ve tabiri caiz ise gündemi
yakalamalarý oldukça önemli. Çünkü gündemin býrakýn aylýk, günlük
deðil saatlik olarak deðiþen bir zamanda yaþýyoruz. Ama Allah`a
hamdolsun her sayýmýz için yayýn
kurulumuzdaki kardeþlerimizle yapýlan aylýk mutad istiþarelerde insanýmýzýn gündemini takip etmeye
çalýþýyoruz ve gündemlerini belirlemeyi de baþarýyoruz. Þu ana kadar
ki sayýlarýmýzla alakalý gelen tebrik
ve teþekkürler bunun göstergesidir
diye düþünüyorum.
Almanya Müslümanlar Koordinasyon Kurulu KRM`in çalýþmalarýný þu anda takdir ile takip ediyoruz.
Seite 3
Impresium/Künye
hayat
Aylýk Ücretsiz Gazete
Haziran-Temmuz /Juni-Juli 2007
Cemaziye`lahir 1428
Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni
Sinan AKTÜRK
Yayýn Kurulu
Dr. Yusuf Iþýk, Ýbrahim Gümüþoðlu,
Abdüssamet Temel,
Bilal Demiroðlu, Mahmut Aþkar,
Sinan Aktürk, Ýshak Özen, Saim Ayas,
Sait Yüksel, Ýhsan Güler, M. Salih Aydýn
Bölge Temsilcileri
Münih: Ýshak Özen
0179-8335363 . [email protected]
Nürnberg: Adem Güray
0163-1345948 . [email protected]
Ulm: Cengiz Aslan
0178-5333144 . [email protected]
Merkez
Königsbergerstr. 16 . 61169 Friedberg
Tel: 06031-162411
Fax: 06031-738644
E-Mail: [email protected]
Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve
Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 4
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
ðitim-Öðretim (Talim-Terbiye); insan
yetiþtirme faaliyeti,
düzeni ve süreci demektir. Eskiden eðitime karþýlýk “terbiye”, öðretime
karþýlýk “ta`lim” kelimeleri kullanýlýrdý. Bu kelimeler bugün de kýsmen ve
yer yer kullanýlmaktadýr.
Eski ve yeni kelimelerle
“eðitim-öðretim”, “ta`limterbiye” çoðu zaman bir
arada ve içiçe, eþanlamlý
tekrarlar gibi kulanýlagelmiþtir.
Hedef ve maksadý, çocuklarý ve gençleri yetkin
hale getirmek; ihtiyaç duyan, talep eden her yaþtan
insanlarý geliþtirmek, yetiþtirmek olan bir faaliyeti; bu faaliyet ile ilgili her
türlü tertip ve düzeni; tertipli düzenli veya kendiliðinden, insan þahsiyetinde bir deðiþiklik meydana
getiren, bir tesir, bir iz birakan,
eðitim-öðretim
kavramlarý içinde düþünülebilecek her türlü oluþu ifade eder.
Arapça asýllý olan “terbiye” kelimesi “rab” ve
“riba” köklerinden gelir.
Bunlarýn anlamlarý, “beslenmek, tamamlanmak,
artmak
(ziyadeleþme)
toplanmak, çoðalmak”týr.
Rab kelimesi ayrýca
hem terbiye, hem de terbiye eden (mürebbi) anlamýndadýr.
Rab; -terbiye eden- anlamýyla Kur`an-ý Kerim`de Allah`ýn en çok
kullanýlan isimlerinden
biridir. Terbiye de sözlük
anlamýyla kýsaca, “tamamlatmak, ýslah etmek”
demektir.
Terim olarak ise, bir þeyi derece derece olgunluða eriþtirmek, yetiþtirmektir. Sonucu, terbiye
edilenin seçkinleþmesi,
geliþmesi, olgunlaþmasý
þeklinde görülür.
Eðitim kelimesi ise,
terbiye karþýlýðý olmak
üzere “eðmek” fiilinden
türetilmiþtir. Bu fiilin, daha ziyade aðaç, maden gibi þeyleri eðerek, bükerek
þekillendirmek anlamýna
geldiði bellidir.
Terim olarak, bir nevi
mecazi anlamda kullanýlmakta ve sözlükte; “Bir
kimse veya bir þeyi, üze-
E
20:54 Uhr
Seite 5
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Yaz Kurslarý; Eðitim
ve Öðretimin Önemi
rinde iþleyerek, güdülecek amaca göre geliþtirmek” þeklinde tarif edilmektedir.
Öðrenmek; bilmediði bir þeyi bilgisine
katmak, bellemek, yeni bir bilgi, hüner ve
beceriklilik kazanmak,
bilinebilir birþeyi kafasýna yerleþtirmek demektir.
Öðrenim (tahsil);
bir meslek için, bir dalýn uzmanlýðý için gereken bilgileri edinme,
maharetleri kazanmadýr. Öðretim ise, belli
bir maksat ve hedef için
gerekli bilgileri vermek,
gerekli zihin ve beden
maharetlerini kazandýrma, ders verme iþidir.
Ta`lim de esas itibariyle
bu anlamlarý ifade eder.
Esasý öðrenmek olan bu
kelimelerde öne çýkan anlam; “bilgi alma, bilgi vermedir”.
Görüldüðü gibi, eðitim
ve öðretim birbirine yakýn, birbirini tamamlayan,
biri diðerini içine alabilecek, birbirlerine dönüþtürülebilecek iki kavramdýr.
Eðitim, daha ziyade tavýr,
davranýþ, karakter ve
bunlara esas olan deðerlerle ilgilidir. Bu sebeple
onu: “insan davranýþlarýna tesir etme sanatý” diye
de tarif ederler.
Öðretim ise, bilgi kazandýrma, insanlýðýn sahip olduðu bilgi hazinesini yeni yetiþenlere veya
ihtiyaç duyup isteyen herkese anlatma ve belletmedir. Bununla beraber, çok
yaygýn ve üzerinde ittifak
edilmiþ bir tarife göre:
“Ögrenme, bilginin davranýþ haline gelmesi veya
davranýþlarda bir deðiþiklik meydana getirmesidir.”
Öðrenmenin bu tarifinde, davranýþ haline gelmeyen bilgi, öðrenilmiþ,
öðretilmiþ
sayýlmýyor.
Gerçek öðrenme, eski tabirle “ilmiyle amil olmak”, bilgisini uygula-
Dr. Yusuf IÞIK
Çocuklarýmýz,
yarýnýn büyükleridir. Onlar
bizim geleceðimizdir. Çocuklarýmýzý sadece
bulunduklarý
ortamlara uygun deðil, geleceðe uygun
olacak þekilde
yetiþtirmeliyiz.
mak ve yaþamak oluyor.
Bu durum da öðretim de
bilgi vermek, verilen bilgileri hazmettirip yaþatmak olur.
Sonuç olarak, eðitim ve
öðretim birbirini tamamlayan iki süreçtir. Öðretim, kafayý þekillendiriyor, bilgi hazinesi dolduruyor; eðitim, ruhu ve karakteri yoðuruyor. Biri
bilgiyi, öteki deðerleri,
ahlaki ve doðru olan davranýþý kazandýrýyor.
Allah insaný, diðer varlýklardan üstün olarak yaratýp, akýl nimetini vermiþ
ve bunun karþýlýðýnda
ise insana bir takým
görev ve sorumluluklar yüklemiþtir. Bunlardan birisi de anne
ve babanýn çocuklarýna karþý yerine getirmekle sorumlu olduðu görevlerdir. Allah;
“Bilinki mallarýnýz ve
çocuklarýnýz birer imtihan aracýdýr. Allah
katýnda ise büyük mükafat vardýr” (Enfal:28). Bundan dolayý
Ýslam`da, kiþinin çocuk sahibi olmasý, büyük sorumluluk gerektiren bir durum olarak
deðerlendirilmiþ; ana-baba ile çocuk arasýndaki
iliþkiler ahlaki ve hukuki
belirli birtakým esaslara
baðlanmýþtýr.
Anne-babanýn çocuklarýna karþý olan bir dizi görevleri vardýr:
-Tahnik (yeni doðan
bebeðin tatlý bir besin
maddesiyle damaðýnýn
oðulmasý)
-Kulaðýna ezan okunmasý
- Güzel bir isim koymak
- Akika kurbaný kesmek
- Çocuðu sünnet ettirmek
- Saçýný traþ ettirmek
- Meþruiyet hakký (çocuðun babasýnýn ismiyle
çaðrýlmasý)
- Çocuklarý saðlýklý olarak yetiþtirmek
- Çocuklara helal rýzýk
yedirip içirmek
- Yaþama hakký (saðlýklý bir ortamda yaþamalarýný saðlamak)
- Çocuklar arasýnda
adaletli olmak
- Çocuklara karþý þefkatli ve merhametli davranmak
- Çocuklarý evlendirmek
- Güvenli gelecek hakký
- Ayrý yataklarda uyuyabilme hakký
- Çocuklarýna iyi eðitim ve terbiye ver-dir-mek
5
- Çocuklarýný ahlaklý,
edepli ve dindar olarak
yetiþtirmek
Burada bizim vermek
istediðimiz mesaj þudur:
Yaz tatili dolayýsýyla anavatana gitmeyip Avrupa`da kalacak olan aileler,
çocuklarýný baþýboþ býrakmamalýdýrlar. Çeþitli kültür merkezlerinin ve cemiyetlerin açmýþ olduklarý yatýlý kurslara yönlendirmeleri son derece faydalý olacaktýr.
Anne-babalarýn evlatlarýna karþý görev ve sorumluluklarýný yukarýda
sýraladýk. Son iki madde
son derece önemlidir.
Yani;
- “Çocuklara iyi eðitim
ve terbiye ver-dir-mek”
- “Çocuklarý ahlaklý,
edepli ve dindar olarak
yetiþtirmek”
Bunu gerçekleþtirebilmek için eðitim yuvalarýný araþtýracaðýz, emin, güvenli ve dürüst eðitimcilere çocuklarýmýzý teslim
edeceðiz. Hiçbir þekilde
maddi ve manevi fedakarlýktan kaçýnmayacaðýz. Bir Arap atasözü var
ki, kulaðýnýza küpe olsun:
“Eðitimi pahalý bulanlar,
cehaletin neticesine katlanýrlar.”
Çocuklarýmýz, yarýnýn
büyükleridir. Onlar bizim
geleceðimizdir. Çocuklarýmýzý sadece bulunduklarý ortamlara uygun deðil,
geleceðe uygun olacak þekilde yetiþtirmeliyiz. Çocuklarýmýzýn ailesine, hýsým ve akrabalarýna, kendi milletine, mensubu bulunduðu Ýslam Ümmetine
ve tüm dünya insanlýðýna,
hayýrlý ve faydalý olacak
þekilde yetiþmesine yardýmcý olmalýyýz. Nitekim
Sevgili Peygamberimiz
(s.a.v): “Ýnsanlarýn hayýrlýsý, insanlara faydalý
olandýr” buyurmuþtur.
Bunun da yolu eðitim ve
öðretimden geçmektedir.
Unutmayýn! Bu yaz,
hiçbir þekilde boþa heba
edilmemelidir. Çocuklarýnýzý mutlaka yaz okullarýna göndermek suretiyle
bir nebze olsun anne ve
babalar görev ve sorumluluklarýný yerine getirmiþ olacaklardýr.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
6
Seite 6
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
faaliyet haber
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
IGMG GÜNEY BAVYERA TAM GAZ
Meclis iç komisyonu
göç yasasý
deðiþikliðini onayladý
Yeþiller: “Hükümetin mülteci ve yabancýlarla ilgili yeni yasa tasarýsý AB hukukuna aykýrý”
ederal Meclis iç komisyonu
hükümetin göç yasasýnda deðiþiklik tasarýsýný onayladý.
Birlik partileri ve SPD sonuçtan
memnuniyetlerini ifade ederken
muhalefet partileri AB yönergelerini ülke hukukuna uygun hale getirilmesini öngören yasa tasarýsýna
karþýt oy verdiler. Sözkonusu yeni
kanunla göç yasasý kapsamlý bir
þekilde sertleþtiriliyor. Yeni yasanýn getirdiði deðiþikliklerin bazýlarý þunlar; AB üyesi olmayan ülkelerden eþler 18 yaþýn üzerine olmalarý halinde ve almanca bilmeleri
durumunda Almanya’ya gelebilecekler. Entegrasyon kurslarýna katýlým mecburi oluyor. Almanya’da
kalmalarýna uzun süredir müsamaha gösterilenler geçimlerini temin edebilmeleri, ülkede en azýndan sekiz yýldýr kalýyor olmalarý,
almanca bilmeleri ve önceden ceza
almamýþ olmalarý durumunda oturum hakký alabilecekler. Bu kriteleri yerine getiremiyenlere geçici
oturum izni verilmesi ve 2009’un
sonuna kadar iþ bulma imkaný tanýnmasý öngörülüyor.
Sol politikacýlar koalisyonu AB
yönergelerine uyumu göç yasasýnýn sertleþtirmek için kullanmakla
eleþtirirken, Yeþiller deðiþikliklerin
kýsmen anayasaya ve AB hukukuna aykýrý olduðunu belirttiler.
F
GMG Güney Bavyera Bölgesi
2006-2007 çalýþma yýlýnýn beþinci
þube baþkanlarý toplantýsý Münih’in Schwabing semtinde bulunan
Haus Internatýonal Otel’de yapýldý.
Toplantýya Bölge Baþkaný Abdüssamet Temel ve BYK üyeleri, þube
baþkanlarý ve þube idarecileri, þube
gençlik baþkanlarý ve idarecilerinin
yanýsýra Türkiye’den Saadet Partisi
Adana 1.sýra milletvekili adayý Yakup Budak, Viyana’dan IGMG Avusturya 1 Bölge baþkaný Muhammet
Turhan ve Bölge Gençlik baþkaný Yasin Tecer de katýldý.
Oldukça yoðun bir katýlýmýn gözlendiði programda açýlýþ konuþmasýný yapan bölge baþkaný Abdüssamet
Temel, Avrupa’da ve Türkiye’de son
dönemde yaþanan geliþmeleri deðerlendirerek þube idarecilerine çeþitli
I
tavsiyelerde bulundu.
Toplantýda daha sonra söz alan
Adana eski milletvekili ve 23.dönem
milletvekili adayý Yakup Budak 22
Temmuz seçimlerinin önemini vurguladý.Budak katýlýmcýlar tarafýndan
ilgiyle izlenen konuþmasýnda Avrupa’da yaþayan Türk vatandaþlarýnýn
da sýnýr kapýlarýnda kurulan sandýklarda oylarýný mutlaka kullanarak
vatandaþlýk görevlerini yerine getirmelerini istedi. Toplantýda IGMG
Avusturya 1 Bölge baþkaný Muhammet Turhan da söz alarak teþkilat çalýþmalarýnýn önemine dikkat çekti.Salonda coþku yaratan Turhan’ýn konuþmasý sýrasýnda zaman zaman
duygusal anlar da yaþandý. Toplantýda bazý birim baþkanlarý da söz alarak çalýþmalarý hakkýnda bilgi verdiler.
Özdemir göç yasasý reformunu eleþtirdi
“Göç yasasý reformu
geriye doðru bir adýmdýr”
vrupa Parlamentosu Yeþiller Grubu
Milletvekili
Cem Özdemir “Haziran
2007 Göç forumunda”
yaptýðý bir yorumda, büyük koalisyonun göç yasasýný sertleþtirmeyi hedeflediði tasarýyý eleþtirdi
A
ve ulusal hukukta uygulanmasý gereken Avrupa
Birliði yönergelerinin iltica ve oturum hukukunun
geliþtirilmesi yerine sadece sertleþtirilmeye çalýþýldýðýný söyledi. AB dýþýndaki ülke vatandaþlarýnýn
aile birleþimiyle eþlerini
Almanya’ya getirilmelerine yönelik, eþlerin ülkeye
giriþ yapmadan evvel Al-
manca öðrenmeleri gerekmesi gibi kýsýtlamalarýn
AB’nin aile birleþimi yönergelerine dâhil olan bir
uygulama olmadýðýný dile
getirdi.
Özdemir ayrýca “Böyle
bir düzenlemenin aile kurumunun teminat altýna
alýndýðý Anayasanýn 6.
maddesiyle baðdaþmadýðýný görmezden gelen
Hristiyan Demokratlar, bu
konuyu göz ardý ederek
eþler ve ailenin korunmasý
hakkýnda bitmez tükenmez propaganda yapmaktalar. SPD’de ayný þekilde,
bir yandan vizesiz devletler istisna kabul edilirken
bu durumun eþitlik kanununa aykýrý olmasýna karþýn bu konudan hiç rahatsýz olmuyor gibi görünü-
yor. Bu nedenle özellikle
sadece Türk vatandaþlarýna yönelik bir ayrýmcý uygulama söz konusu” dedi.
Bunun yaný sýra mültecilerin korunmasýyla ilgili
AB yönergelerinin “yetersiz ve hatta neredeyse hiç
uygulanmadýðýndan”
þikâyetçi olan Özdemir,
hükümetin mültecilerin
korunmasý konusunda AB
ile ortak oluþturulan standartlarý göz ardý ettiðini
belirtti.
Avrupa Parlamentosu
milletvekili ayrýca halen
85.000 Euro senelik gelir
göstermesi gereken kalifiye elemanlarýn göç yollarýnýn daha da kolaylaþtýrýlmasý talebinde bulundu.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
ürk tarihi için Mayýs ve
yaz aylarý çok önemli
olaylarýn cereyan ettiði
ve önemli kararlarýn alýndýðý
aylardýr. Özellikle Mayýs bu
konuda baþý çekmektedir. Birkaç önemli örnek vermek icabederse:
- 29 Mayýs 1453, Ýstanbul’un fethedilerek Türklerin
eline geçtiði ve Osmanlýnýn
artýk bir dünya imparatorluðu olmaya doðru hamlesini
baþlattýðý tarihtir.
- Mayýs 1538, Kaptan-ý
Derya(Amiral) Barbaros Hayrettin Paþa idaresinde Türk
donanmasýnýn, Haçlý donanmasýný toptan yenilgiye uðrattýðý meþhur Preveze Deniz
Savaþý için hazýrlýklarýn baþlamasýna karar verildiði aydýr,
- 19 Mayýs 1919, Atatürk’ün Samsun’a çýkýþý ile
Anadolu direniþ hareketinin
organize olmaya baþladýðý ve
böylece modern Türk devletinin kuruluþuna doðru atýlan
ilk adýmýn gerçekleþtirildiði
tarihtir.
Bunlar tarihten verebileceðimiz birçok örnek içinde
en önemli olanlardan bir kaçý
olup, Türk tarihi açýsýndan
önemli dönüm noktalarýdýr.
Dikkatle incelendiðinde,
bu olaylardaki liderlerin ve
aldýklarý kararlarýn belli özellikleri ve benzerlikleri de ortaya çýkmaktadýr.
Liderliðin özellikleri:
Lider, toplumun belli zamanlardaki ihtiyaç ve düþüncelerine cevap verebilme kabiliyetini gösteren bir kiþidir.
Tayin ile iþbaþýna geçen biri
deðildir. Böyle biri ancak idareci olabilir.
Lider için iki esas öge gereklidir. Birincisi, kendisini
takip eden bir grubun bulunmasý, ikincisi de ihtiyaç duyulan iþlemin çalýþmasýný
saðlayan etkili bir sistemi
oluþturabilmesi. Ýyi bir lider,
bu 3 ögenin oluþturduðu bir
saç ayaðý üstünde denge kurandýr.
Liderlik uygulamasý ise
net, anlaþýlýr ve þeffaf olmalýdýr. Alýnacak kararlar zaman
ve zemine uygun olmalýdýr.
Kararlarýn tatbik ve uygulamasýnda süreklilik ve kararlýlýk gerekmektedir. Hepsinden
önemlisi, bu kararlar belli bir
ahlâki ve manevi deðerler sistemi içinde verilmiþ olmalýdýr. Mesela, bazý diktatörlerin
verdiði kararlarda kabul olunabilir ahlaki ve manevi yönler yoktur. Mesela Afganistan
ve Irak’ýn iþgal kararlarý da
karardýr ama, bunlarýn ahlaki, manevi ve adil yönleri
mevcut deðildir.
T
20:54 Uhr
Seite 7
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Liderlik: Ýlhamlar, yönelimler, deðerler ve kararlar
Liderler iç veya dýþ siyasette karar verirken
mutlaka toplumun duyarlýlýklarýna ve mensup
olduklarý grubun hassasiyetlerine ve deðerlerine
uymaya ve saygý göstermeye mecburdurlar. Alacaklarý kararlarýn sýnýrý,
ahlâki ve manevi deðerler, tavaný da sað duyu olmak zorundadýr.
Karar Mekanizmasý:
Karar, olayýn merkezi, bir hareketin baþlangýç
ve yürütme noktasýdýr.
Karar ayný zamanda, sonucun da yapýcýsý ve
Doç. Dr. Oya AKGÖNENÇ
duyu ve milletin ahlâk ve
manevi deðerleri sistemi
içinde yapýlan sonsuz
gayretin, zaferde büyük
rol oynadýðý kesindir. Sonuçta hepsinin birleþimi
bu muhteþem kararýn
Milli Zaferi oluþturmasý
ile sonuçlanmýþ ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasý ile de olaylar taçlanmýþtýr.
Yukarýda analiz edilen
olaylarda, ortak noktalarýn, akýl kadar, o toplumun manevi deðerleri,
ahlâk ve manevi ölçüleri
ve yapýsý ile toplum ve li-
Özünden kopan, sadece kendi cazibesine kapýlan, kendilerini tüm diðer faktörlerden daha önemli gören ve ait
olduklarý toplum veya topluluklarýn deðerlerini hiçe
sayan liderler, dün olduðu gibi bugün de sadece birer
saman alevi olurlar.
yönlendiricisidir. Kararlar bir
deðerler çerçevesi içinde verilmelidir. Deðerlerden yoksun karar, pusulasýz gemiye
benzer ve genelde yönünü þaþýrýr.
Karar verilirken akýl kullanýlýr ama akýl belli ölçüler
ve belli çerçeveler içerisinde
bu iþlemi gerçekleþtirir. Karar
da bir izan yani saðduyu denilen doðru ve yanlýþý ölçme
kabiliyeti ve bir de sýnýrlarý
belirleyen ahlak ve manevi
deðerler sistemi gereklidir.
Kýsacasý bu özellikler hem liderlerde ve hem de kararlarýnda bulunmasý gereken
özelliklerdir.
Tarihi olaylara bakacak
olursak, 1453 Ýstanbul’un fethi tarihlere sýðmaz bir karardý. Fatih Sultan Mehmet, bilgi, iman, inanç ve idealle dolu, hem misyonu, hem de
vizyonu olan bir padiþahtý.
Hükümdar olduðu devleti ve
milleti, bulunduðu yerden
çok daha yüksek yerlere taþýmaya azimli bir liderdi. Mantýk, bilgi ve manevi deðerler
çerçevesinde kararlar veriyordu. Ardýndan da bu kararlarý sonuna kadar azim,
inanç ve kararlýlýkla yürütüyordu. Ýþte, Ýstanbul’un Fethi
böyle yüce deðerlerin birleþtiði ve bu çerçeve içinde yapýlan bir liderliðin elde ettiði
bir “zafer”di.
1538 Preveze Zaferi ise
Kaptan-ý Derya Barbaros
Hayrettin Paþa’nýn idaresindeki Türk donanmasýnýn,
Andre Dorya idaresindeki
Haçlý donanmasýný tamamen
periþan ettiði bir savaþtýr. Bizzat Osmanlý amiral gemisinin, Andre Dorya’nýn amiral
gemisini alabora edip, denize
gömerek, kesin maðlubiyete
uðrattýðý bir deniz zaferidir.
Bunlarýn hazýrlýklarý aylarca
önce baþlarken her türlü hesap dikkatle yapýlmýþ, hazýrlýklarda detaylý bir ön çalýþma, planlama uygulanmýþ ve
savaþacak deniz askerleri de
çok sýký ve iyi eðitim görmüþlerdi. Kaptan-ý Derya
(Amiral) ise zafer için kararlý
ve azimli bir denizci olan
Barbaros Hayrettin Paþa idi.
Osmanlý’ya, karada kazandýðý zaferlerden geri kalmayacak, muhteþem bir deniz zaferi de sunmak kararlýlýðýnda
idi. Bu muhteþem baþarý tüm
bu faktörlerin birleþimi ile
gerçekleþmiþti.
19 Mayýs 1919, Mustafa
Kemal Atatürk’ün Samsun’a
çýkýþý, vatanýn baðrýna bir çýkýþtýr. Düþmanýn, yurdun
dört tarafýndan saldýrdýðý,
tüm kýyýlarýn tutulduðu, istilacý düþman güçlerinin, her
yönden vataný iþgal etmeye
baþladýðý son derece kritik bir
dönemde alýnmýþ ve uygulanmaya konmuþ bir karardýr.
Milli bir liderin, Milli Direniþ Hareketini yönetmek
üzere, vatanýn baðrýna ve korumasýna gidiþi, milletin
özünden ve maneviyatýndan
alýnacak olan gücün, kazanýlacak zaferler için gerekli hedeflere ve mecralara doðru
yönlendirilmeye baþlamasý
demekti. Burada, akýl ve bilgi kadar, halka güven, sað
derdeki saðduyunun varlýðý
olduðu ortaya çýkmýþtýr. Halkýn ihtiyaçlarýný iyi belirleyip,
topluma ait ölçüler içinde en
iyi ifade eden liderler de doðru zamanlarda adeta mucizeler meydana gelmiþtir.
Yaklaþmakta olan
Seçimler:
Bu anlatýlanlar, her yönü
ile bugün için de geçerlidir.
Bu deðerler sadece liderler ve
karar mekanizmasý için deðil, ayný zamanda günümüzün seçmenleri için de geçerlidir. Seçmenlerin, karar verirken kullanmalarý icap
eden prensipler paketini
meydana
getirmektedir.
Hangi durumda olurlarsa olsunlar, önemli olan, kiþilerin
þahsi çýkarlarý yerine daha ulvi ve yüksek deðerler için karar vermeleri gerektiði hususudur.
Özünden kopan, sadece
kendi cazibesine kapýlan,
kendilerini tüm diðer faktörlerden daha önemli gören ve
ait olduklarý toplum veya
topluluklarýn deðerlerini hiçe
sayan liderler, dün olduðu
gibi bugün de sadece birer
saman alevi olurlar.
Seçim yaklaþýrken, belli
zamanlarda liderlere ve takipçilerine, olaylardan baþka
çýkarlarý olan kiþi ve kurumlar tarafýndan çeþitli kazançlar ve þerefler vaad edilebilir.
Onlardan iþbirlikçi olmalarý
istenebilir. Ama hakiki lider
ve hakiki dürüst seçici kendi
menfaatýný deðil, toplumun
ve ülke gibi daha yüce kazançlarý kendi menfaatýnýn
önünde tutandýr.
7
Seçim yaklaþýrken her
parti ve grup içinde liderlik
hayali ve isteði olanlar olabilir. Lakin, herkesin iyi düþünüp, olaylarý doðru deðerlendirmesi gerekmektedir.
Seçim çekiþmelerinin kýzýþmaya baþladýðý þu günlerde, Milli Görüþ tabanýna seslenmek gerekmektedir:
- Þimdiye kadar giden gitmiþtir. Ama gidenlerin þimdi
de dönüp, “bir bozan olmayýn” gibisinden serzeniþte
bulunmaya asla haklarý yoktur. Vicdanlarýný rahatlatmak
istiyorlarsa doðru karardan
ve doðru liderlerden ayrýlmayan Saadet Partisi’ne oy
vermeleri gerekmektedir.
- Milli Görüþ, hakiki anlamda milli çýkarlarý ve milletin çýkarýný göz önüne alarak
çare üreten bir ideolojidir.
Hiç bir dýþ güçten, IMF, DB,
AB gibi kurumdan emir almadan yoluna devam etmektedir.
- “Sanal ‘Milli Görüþçüler’
veya “MG gömleðini çýkartanlar”, 4,5 yýldýr kendi çýkarlarýna çalýþmayý örtmek için
kýlýf olarak “biz de Milli Görüþcüyüz” lafýný kullanmýþlardýr. Ama bununla ancak
kendilerini kandýrmaktadýrlar. Veya ülkenin, vatan topraklarýnýn, bankalarýn, portlarýn, limanlarýn velhasýlý
herþeyin nasýl satýldýðýný ve
milletin elinden tek tek çýktýðýný görmemek için çok büyük bir gayret göstermektedirler. Bu da herhalde yine
kendi vicdanlarýnýn sesini
bastýrmak için yaptýklarý bir
gayrettir. O halde onlara söylenecek söz, ”uyanýn, etrafýnýza bakýn, ne olduðunu yani
gerçeði görün ve sonra nerede olmak istediðinizin kararýný verin” demek gerekir.
Hakikati görenin mutlaka
prensiplerinden þaþmayan,
“Saadet Partisi’ne oy vermesi
ve yaptýðý yanlýþý düzeltmesi
gerekmektedir.”
- Kýsacasý sýrf iktidar ve
mevkii hýrsý ile yapýlan tekliflere kulak açmak, sýrf þahsi
kazanç için prensiplerden
caymak en büyük hatalardan
birisidir. Sýrf kendi þahsi kiþiliðini tatmin için daha büyük
deðerleri unutmak ve kaybetmek, kiþiliði yok etmek
demektir.
- Büyük zaferler ve hakiki
baþarýlarýn anahtarý: Doðru
prensipler, sadakat, dürüstük
ve ilkeli olmaktýr.
- Zafer, ancak insanýn kendine ve gayesine olan inancý
ve kararlýlýðý ile gerçekleþebilir.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
8
Seite 8
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
faaliyet haber
Hessen`de Hutbe ve Hadis Okuma Yarýþmasý
Haiger / Özel
GMG Hessen Bölgesi tarafýndan
organize edilen “Hutbe ve Hadisi Þerif Okuma Yarýþmasý” Haiger
Camiyeti`nde yapýldý.
Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile
baþladý. Daha sonra program hakkýnda kýsa bir bilgilendirme yapýldý.
IGMG Hessen Bölgesi Ýrþad Baþkaný Þerif Aslan hoca katýlýmcýlara
bir selamlama ve hoþgeldiniz konuþmasý yaptý.
Daha sonra yarýþmanýn birinci
kýsmý olan Hutbe Okuma Yarýþmasýna geçildi. Ýlk olarak hutbeye çýkacak
yarýþmacýlarýn sýralamasý yapýldý.
I
Daha sonra yarýþmacýlar tek tek minbere çýkarak hutbelerini i`rad ettiler.
Hutbe Okuma Yarýþmasýna 10 yarýþmacý katýldý. Hutbelerin okunmasýndan sonra kýsa bir mola verildi ve
yarýþmacýlarýn puanlarý hesaplandý.
Kýsa moladan sonra IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet Ateþ bir
selamlama konuþmasý yaptý. Ateþ; bu
tür yarýþmalarýn önemine deðindi.
Evlatlarýmýzýn bu tür yarýþmalarda
bulunmalarýnýn geleceðimiz açýsýndan çok önemli olduðunu ve milli ve
manevi deðerlerimizin güçlenmesindeki önemini vurguladý.
Daha sonra Hadis-i Þerif Okuma
yarýþmasý bölümüne geçildi. Bu bölümde 12 yarýþmacý katýlým yaptý.
Yarýþmacýlara önceden verilen 40
hadis arasýndan sorular soruldu. Yarýþmacýlar ilk olarak hadisin orijinal
metnini ve sonra da türkçesini okudular. Yarýþmacýlar arasýnda zaman
zaman heyecanlananlar oldu. Bu heyecanlarýný jürinin desteði ile aþmaya
çalýþtýlar.
Yarýþma sonunda yine kýsa bir
mola verildi ve puanlama yapýldý.
Her iki yarýþmanýn puanlamasýndan çýkan sonuca göre Hutbe Okuma
Yarýþmasýnda 1.Muhammet Duyar
488 puan Hanau, 2.Yahya Fýrat 480
puan Lollar, 3.Ömer Faruk Büyükyüz, 476 puan Offenbach, 4.Furkan
Polat 456 puan Wetzlar oldular.
Hadis-i Þerif Okuma Yarýþmasýnda ise iki adet birinci çýktý. Bunlar
1.Ahmet Özdemir 496 puan Lollar,
1.Enes Deðer 496 puan Wetzlar,
2.Muhammed Dalkýlýç 493 puan Lollar, 3.Yahya Öztürk 485 puan Wetzlar
oldu.
Yarýþmalara katýlan tüm yarýþmacýlara hediyeler verildi. Dereceye girenlere hediyelerinin verilmesinden
sonra toplu resim çektirilmesi ve
ikindi namazýnýn beraberce kýlýnmasýndan sonra program sona erdi.
Ýslam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen
Tefekkür Konferanslarýnýn üçüncüsü yapýldý
Bad Homburg / Özel
GMG Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen
“Tefekkür Konferanslarý”nýn üçüncüsü Bad Homburg`daki Bürgerhaus salonunda yapýldý.
Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþladý. Daha
sonra program hakkýnda kýsa bir bilgilendirme yapýldý.
Bu bilgilendirmeden sonra IGMG Hessen Bölge
I
Baþkaný Mehmet Ateþ mikrofona gelerek bir selamlama
konuþmasý yaptý. Ateþ; bu konferanslar dizisinin insanýmýz tarafýndan beðeni ile izlendiðini söyledi. 4. konferansýn 16 Haziran`da yapýlacaðýný hatýrlatan Ateþ; yeni
konferanslarýn yaz tatili sonrasý Ekim ayý itibariyle
devam edeceðini belirtti.
Daha sonra Tefekkür Konferanslarýnýn 3.sünün mi-
safir hatibi olan Doç. Dr. Mustafa Aðýrman Bey sahneye gelerek konferansýnýn sunumunu yaptý. Peygamber
Efendimizin hayatýndan kesitler vererek Ýslam Teblið
Metodlarý hakkýnda bilgiler verdi.
Ýzleyicilerin pür dikkat takip ettiði program yaklaþýk
90 dakika kesintisiz devam etti. Doç. Dr. Mustafa
Aðýrman kendine has uslubu ile izleyicilere çok güzel
bir konferans verdi.
Daha sonra IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet
Ateþ ikinci defa sahneye gelerek bir deðerlendirme konuþmasý yaptý.
Bu deðerlendirme konuþmasýndan sonra programýn
kapanýþ Kur`an-ý Kerimi Fatihhan Pekdemir tarafýndan
okundu.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 9
dosya
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
afý eveleyip geveleyene, “Çýkar dilinin
altýndaki baklayý!”
derler ya bizde... Þimdiye
kadar anayasanýn azýnlýklara veya dini cemaatlara
tanýdýðý hakký istediðimizde, hep eveleyip geveleyenler bugünlerde biz demeden kendileri baklayý
aðýzlarýndan çýkardýlar.
Meðer bir taraftan birleþin
diyenler, diðer taraftan
müslümanlarýn biraraya
gelmemesi için hem dua
ediyor, hem de oyunbozanlýk
yapýyorlarmýþ.
Kimsenin dindarlýk derecesini sorgulamak hatta
sormak gibi bir selahiyetimiz de niyetimiz de yoktur. Fakat mesele ferdilikten çýkýp toplumu ilgilendiren bir konu haline gelince, o zaman karþýlýklý
sorma ve sorgulama hakký
da doðar. Müslüman bir
ana-babadan doðmanýn
ötesinde Ýslam’la hiçbir
baðý olmayan, hatta asýl
mesleklerinde belli bir yere gelemeyen bazýlarý,
müslümanlarý gammazlamayý ve Ýslam’a hakaretler
yaðdýrmayý meslek haline
getirerek hem efendilerine
karþý kulluk görevlerini
yerine getiriyor, hem de
bu yolla kariyer yapýyorlar. Türke ve müslümana
hakaretler yaðdýran yazarçizerlerimizin kitaplarý
bundan dolayý satar, makalelerine büyük gazeteler
bu özelliklerinden ötürü
sayfalarýnda yer verir. Bildiðiniz gibi, Türk aleytarlýðý Batý’da eskiden olduðu gibi prim yapmaya devam ediyor.
Bizi endiþelendiren ve
hatta ümitlerimizi suya
düþüren sebep ise, “Ýslam
Zirvesi” gibi beklentilerin
L
hayat
Almanya ve Müslümanlar
yüksek olduðu bir toplantýya sýrf denge unsuru olsun ve “Kordinasyon Konseyi”nin
direncini kýrsýn diye,
Ýslam’a ve Almanya
Türk azýnlýðýna neredeyse savaþ ilan etmiþ
müslüman kimlikli þahýslarýn koz olarak
kullanýlmasýdýr. Onyýllardan beri, “birleþin
gelin, sizi muhatap
olarak kabul edelim”
diyen siyasi irade, þimdi de asýl muhatabýn
(Kordinasyon Konseyi) karþýsýna bir muhatap da kendisi çýkardý.
Baþka bir ifadeyle, þimdiye kadar, müslümanlarýn
çok baþlý olmasýndan dolayý karþýlýklý görüþme ortamý doðmadý, diyenlerin
kendileri daha yeni oluþan
birliði, en azýndan ikilemeði kafalarýna koymuþlar.
Sizin
anlayacaðýnýz,
oyun bozuculuk devam
ediyor ve ilk baþlarda,
“birleþin de görüþelim”
þartýnýn, þimdi þarttan ziyade bahane olduðunu
görmüþ olduk.
Mesleði siyaset ve arkasýnda devlet desteði
olanlarýn karþýsýna, dünün
“misafir iþçileri”nin desteði ve amatör bir ruhla
müslüman azýnlýðýn temsilcileri olarak çýkanlarýn
iþi elbetteki zordur. Aslýnda müslüman azýnlýktan
ziyade Türk azýnlýk olarak
meseleye yaklaþsak, çözüm bulmada iþimiz biraz
daha kolaylaþacaktýr. Sözkonusu çokbaþlýlýk da, birlik de, Almanya Türk
Mahmut AÞKAR
azýnlýðýn tutumuyla bire
bir alakalýdýr. Türklerin
birliði eþittir Almanya
müslüman azýnlýðýn birliði veya Türklerin bölünmüþlüðü demek, müslümanlarýn da daðýnýklýlýðý
demektir.
Türkiye’de olduðu gibi, Almanya’da da heterojen bir yapýya sahip olan
Türklerin bu özelliði gözönünde tutularak iþe baþlanmalýdýr. Aksi durum,
hayal kýrýklýðý ve baþarýsýzlýk sebebidir. Gerek
Ýslâm dairesinde inanç
farklýlýðýndan ve gerekse
Türkiye kaynaklý siyasî
görüþün aðýrlýk basmasýndan dolayý, Almanya
Türk/Türkiye
kökenli
azýnlýk içinde çok seslilik
her zaman olacaktýr.
Bir taraftan kendi içindeki muhalefet, diðer taraftan Alman siyasî iradesinin öne sürdüðü þartlar
ve engeller, Almanya’daki
müslüman azýnlýk temsilcilerinin manevra sahasýný
Lohnsteuerhilfeverein
SELAM
Hilfe in Lohnsteuerfragen e.V
Ýzzet Uzun
Neue Strasse 3 . 89077 Ulm
Tel. 0731 64656 . Handy: 0177 7169003
9
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
daraltacak, onlarý psikolojik baský altýna almaya gayret edecektir.
Bu böyle bilinmeli ve
ona göre de tedbir
alýnmalýdýr.
Bütün
bunlara ilaveten; Kordinasyon Konseyi’ni
oluþturan veya onlarýn
çatýlarý altýndaki üye
kuruluþ temsilcilerini
birbirine
düþürme
gayretleri de bundan
sonra biraz daha hýz
kazanacaktýr. Aman
dikkat!....
Mevcut
durumu
okuyabilmek için aranan özellik, okur-yazarlýktan öte bir meziyettir ki,
bu donanýmda olanlara
bugünlerde þiddetle ihtiyacýmýz olduðu kanaatini
taþýyorum. Almanya müslüman azýnlýk (özellikle de
Türkler) için bugünler bir
dönüm noktasý olarak göç
tarihine geçecektir. Bizden
sonraki nesillerin kaderi
adeta bugünlerde tayin
edilmektedir.
Hükümet temsilcileri
dersine iyi hazýrlanmýþ,
neyi ne zaman ve nasýl isteyeceðini, daha doðrusu
kabul ettireceðini bilen bir
profesyonel ekip tarafýndan masaya otururken
biz, kafamýz karýþýk halde
ve ekibimiz zayýf olduðu
kadar da hazýrlýksýz bir
vaziyette masaya oturuyoruz. Toplantýnýn birinden diðerine koþturmaktan uyumaya bile zaman
bulamayan (uykusuz kafanýn düþünce üretmesini
de varýn siz düþünün) insanlardan mevcut duru-
mu okumalarýný beklemek, mucize kabilinden
birþey gibidir.
Kavganýn içinde olanlar kavgayý kuþbakýþý görmeleri (objektif olarak)
mümkün deðildir. Bu karþýlaþmayý ancak dýþarýdan
seyreden ve ayný zamanda
oyunun kurallarýný bilenler okuyabilir, anlatabilirler. Demek istediðim þudur: Bugünden tezi yok,
buradaki toplumuna hizmet etmek, onun sözcülüðünü yapmak gibi bir misyonu, iddiasý olan kuruluþlar, ortaklaþa düþünce
üretme merkezi (vakýf)
kurmalýdýrlar. Kendi sahasýnda bilgi ve tecrübe birikimi olan elitimizden teþekkül edecek bir oluþum,
hem Türk hem de müslüman azýnlýðýn hayatî meselelerine kalýcý çözümler
üretecek yegane adres olabilir. Bu aydýn kadrosuyla
müslüman azýnlýk temsilcileri, her zirveye donanýmlý ve kendinden emin
bir ruh haliyle katýlabilirler.
Doðrusu, bu saatten
sonra, çatý kuruluþ temsilcilerimizin insan unsurundan, yani yetiþmiþ insan
kýtlýðýndan çok þeyler kaybettiðimizi, birçok fýrsatlarý deðerlendiremediðimizi
artýk
görebildiklerine
inanmak istiyorum. Hakkýyla temsil edilemedikten
sonra, yüzlerce cami derneðiniz, binlerce üyeniz
olsa ne yazar... Kök kültüründen kopmuþ yeni
(müslüman kimlikli) nesilleri tarif edecek, onlar
adýna onlarý ifade edecek
entellektüel açýlýmlara þiddetle ve acilen ihtiyaç
var!...
ULM`da
Satýlýk Daire
Zingler Str.
4 oda 125 m2
Einbauküche, Laminat, heizung
125.000 Euro Fest.
Tel: 0731-64656 . Handy: 0177-7169003
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
10
Seite 10
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
faaliyet haber
ARENA’DA ONBÝNLER HAYKIRDI
“GEL NE OLURSAN OL YÝNE GEL..!”
Diyanet Ýþleri Türk Ýslam Birliði tarafýndan (DÝTÝB), Mevlana’nýn 800. Yýldönümü
münasebetiyle Oberhausen Arena’da düzenlenen, 2007 MEVLANA’YI ANMA VE
ANLAMA þenliði binlerce Mevlana dostunu bir araya getirdi.
rograma; T.C. Berlin
Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve
DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi
Arslan, T.C. Düsseldorf Baþkonsolosu Hakan Olcay,
Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahmut
Erol Kýlýç, T.C. Köln Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri
Ataþesi Hasan Çýnar, T.C.
Düsseldorf Baþkonsolosluðu
Din Hizmetleri Ataþesi Mustafa Üstün, T.C. Essen Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri
Ataþesi Ýbrahim Gündüz,
T.C. Münster Baþkonsolosluðu Din Hizmetleri Ataþesi
Þaban Özbudak, DÝTÝB Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Ýhsan Ünlü, Ayten Kýlýçarslan,
sivil toplum kuruluþlarýnýn
temsilcileri, DÝTÝB birim müdürleri, DÝTÝB derneklerinin
baþkan ve yöneticileri, din
görevlileri ile çok sayýda davetli iþtirak etti.
Sanatçý Ahmet Baydaroðlu ile DÝTÝB Eðitim ve Kültür
Müdürlüðü’nden Cevriye
Güler’in sunuculuðunu yaptýklarý, 2007 Mevlana’yý Anma ve Anlama programýnda
bir konuþma yapan, T.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve DÝTÝB
Genel Baþkaný Sadi Arslan:
“Diyanet Ýþleri Türk Ýslam
Birliði (DÝTÝB) olarak, Hz
Mevlana’nýn doðumunun
800. yýl dönümü münasebetiyle hazýrlamýþ olduðumuz
2007 MEVLANA YILI KÜLTÜR ÞÖLENÝ programýmýza,
P
vermiþ olduðunuz onurdan
dolayý, þahsým ve teþkilatým
adýna hepinize saygýlarýmla
selamlýyorum.
Hazreti Mevlâna, Yaratan’a gönül veren, bütün
dünyadaki yaratýklarý Yaratan’dan ötürü sevmeyi ve
bizlere sevgiden söz etmeyi
öðreten, bütün düþüncesini
sevgi ve hoþgörü üzerine
kurmuþ olan bir düþünürdür. O, semazenin dönüþünde bile, kendi varlýðýndan
geçerek, Yaratan’a tam bir
gönül baðýyla baðlanan bir
Allah dostunu bizlere anlatmaya çalýþan gönül adamýdýr.
Muhterem Davetliler, konuþmamý
Mevlana’nýn,
Kur’an’a, Ýslam’a ve Hz Peygamberimiz’e olan aþkýný dile getiren þu veciz dörtlüðüyle bitirmek istiyorum.
Men, Bende-i Kur’anem,
Eger Can Darem
Men; Hak-i Reh-i Muhamed Muhtarem
Eger, Nakl Kuned Cüz in
Kes ez Güftarem
Bizarem, Ez u, Vez an, Suher Bizarem
Bu caným var oldukça ben
Kur’ana tutsaðým
Muhammed Mustafa’nýn
yolundaki topraðým
Benden baþkaca bir söz
nakledenler olursa
Hem onu söyleyenden,
hem o sözden uzaðým
Teþriflerinizden dolayý
tekrar teþekkür eder, saðlýk
ve mutluluk dileklerimle hepinize saygýlar sunarým.
Marmara Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Öðretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahmut
Erol Kýlýç, Mevlana sevgisi
ve hoþgörü üzerine yaptýðý
konuþmasýnda: “Ruh mimarlarý ve ruhu ilmek ilmek iþlemiþ bilginler, Ýslam Dini’nin
içerisinden gelen o latif ve o
ince duygularla, dokuzyüz
yýllýk, bin yýllýk bir medeniyetin mimarlarý oldular. Her
dinde olduðu gibi, Ýslam Dini’nde de tek bir boyut yoktur. Her din de olduðu gibi,
Ýslam Dini’nin de katmanlarý
ve boyutlarý vardýr. Ýslam Dini’nin içerisinde hukuki ve
kanuni diyebileceðimiz, formel diyebileceðimiz bazý
yönleri vardýr. Hz. Mevlana’nýn hayatýna baktýðýmýz
zaman, týpký diðer Ýslam bilgeleri gibi, ayný merhaleleri
onda da görmekteyiz.
O zaman, aradýðýný geldiðin yer olarak ara. O da
“Þüphesiz Allah’tan geldik
ve tekrar ona döneceðiz” dedi
Mevlana Þöleninde, Ahmet Baydaroðlu’nun okuduðu ve onbinlerin birlikte söyledikleri, “Ölürüm Türkiyem” türküsüyle heyecan ve
coþkunun zirveye çýktýðý
programda, sahne alan Uður
Iþýlak, okuduðu birbirinden
güzel türkülerle ve yaptýðý
konuþmalarla, binlerce davetlinin gönlünü fethetti.
Mevlana’yý Anma ve Anlama Þenliðinde en son olarak sanatçý Zara sahne aldý.
Yaklaþýk iki saat sahnede kalan Zara, okuduðuý þarký ve
türkülerle Mevlana dostlarýnýn coþkulu. Coþkulu olduðu
kadar da heyecanlý saatler
geçirmesine vesile oldu. Bilhassa Zara’nýn okuduðu Bülbül ilahisini, binlerce davetli
göz yaþlarýyla eþlik etti.
Sponsor firmalarýnýn sýtandlarýnýn da yer aldýðý
2007 Mevlana’yý Anma ve
Anlama Þenliði, DÝTÝB’in organize edeceði bir baþka etkinlikte buluþmak dileðiyle
sona erdi.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
allery Giscard D´estaing, ilk “küresel”
petrol krizinin ortaya çýkardýðý ekonomik durgunluk sonrasýnda 1975 yýlýnýn 5 büyük ekonomisine
sahip ülkelerin devlet ve
hükümet baþkanlarýný Fransa’nýn Rambouillet kentine
davet ettiðinde, aslýnda sadece “sakin” bir atmosferde
ve “gayrý resmi” olarak o
zamanýn önemli problemleri hakkýnda görüþmelerde
bulunmak istemiþti. O zamanlar öncelikle, Batý sanayi ülkelerinin enerji ithalatýna baðlýlýðýnýn azaltýlmasý,
dünya ticaretinin uyumu ve
kalkýnmakta olan ülkelerin
istekleri gündemde idi.
O sýralarda zirveye katýlan “grup”un bir adý da
yoktu. Sonralarý ise, bu grup
G8 grubu olarak ortaya çýktý
ve bir yandan her yýl toplandýðýnda küreselleþme karþýtlarýnýn ritüel haline gelecek
olan protestolarýna muhatap olmaya baþlarken, diðer
yandan da histerik güvenlik
önlemleri ile gündeme geldi. Zirvenin gündemine bakýldýðýnda ise, son 30 yýldaki dramatik siyasal deðiþimlere raðmen, büyük deðiþiklikler görülmüyor. Daha ilk
V
ls Vallery Giscard
D´estaing unter dem
Eindruck der durch
die erste „globale“ Ölkrise
ausgelösten Wirtschaftsrezession die Staats- und Regierungschef der fünf größten
Volkswirtschaften 1976 nach
Rambouillet in Frankreich
lud, wollte er eigentlich nur
in „entspannter“ Atmosphäre
und vor allem „informell“
über die brennenden Fragen
der damaligen Zeit beraten.
Dabei ging es zuvorderst um
die
Eindämmung
der
Abhängigkeit westlicher Industrienationen von Energieimporten, die Harmonisierung des Welthandels und
die Förderung von Entwicklungsländern. Damals hatte
die „Gruppe“ noch keinen
Namen. Inzwischen firmiert
sie als G8 und löst mit ihren
jährlichen Treffen inzwischen
schon ritualisierte Proteste
von Globalisierungsgegnern
auf der einen Seite und hysterische Sicherheitsmaßnahmen von den zuständigen Behörden auf der anderen Seite
aus. An den Themenstellungen hat sich trotz der teils
dramatischen
politischen
Umbrüche in den letzten 30
Jahren eigentlich nicht viel
geändert. Und wie schon bei
A
20:54 Uhr
Seite 11
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Zirve sonrasý zirve öncesidir!
buluþmadan itibaren,
zirveyi organize edenlerin her bir araya geliþinde sadece niyetler açýklanmýþ, çoðunlukla uygulanmayan ve uygulanmayacak olan bulanýk vaatler dile getirilmiþtir. Meselâ burada
bir
örnek
olarak,
ABD’nin 1978 yýlýnda
Bonn’da yapýlan G7 Zirvesi’ndeki açýklamasýna
bir bakalým. Amerika bu
zirvede, yýllýk petrol ithalatýný önemli ölçüde
azaltacaðýný bildirmiþti.
Ne var ki, ABD ithalat istatistiði bunun tam
da aksinin gerçekleþtiðini
gösteriyor. Listeyi böyle daha da uzatabiliriz. Kalkýnmakta olan ülkelerle olan ticaret basitleþtirilecek, enerji
ithalatýna baðýmlýlýk azaltýlacak, salgýn hastalýklar ve
eðitim problemleri ile mücadele edilecek idi. Sonra,
en fakir ülkelerin borçlarý silinecek, kalkýnma yardýmlarý ikiye katlanacak ve iklim
deðiþikliklerine karþý tedbirler alýnacaktý... Ýþte bu konularýn büyük çoðunluðu bir
Oðuz ÜÇÜNCÜ
iyi niyet açýklamasý olarak
kaldý. Kalkýnmakta olan ülkeler ile ilgili vaatler ise hiç
tutulmadý. Bu yüzdendir ki,
“Keep your promise!” Yani
“Vaadinizi yerine getirin”
zirvelere ortaklýk eden protesto toplantýlarýnýn da sloganý oldu.
Aslýnda dünya problemleri, 70’li ve 80’li yýllarda bulunulan vaatler karþýlýklý
olarak yerine getirilse idi,
farklý bir durumda olurdu.
Vaatlerin aksine, dünya iklimi bir çöküþ öncesinde bu-
lunurken, dünyanýn en
fakir ülkelerini açlýk ve
tabiî afetler tehdit ediyor. Vahþi kapitalizm giderek dünya ekonomisini boðazlarken, uydumuzun tabiî kaynaklarý
üzerinde çatýþmacý bir
yaklaþým tehdidi bulunuyor. Aids, sýtma ve
verem, endiþe verici bir
hýzda, bütün kýtalarda
yayýlýyor. Ve sanki bütün bunlar yetmiyormuþ gibi, bu dünya ülkeleri, yýllýk askerî harcamalarýný 900 milyar
dolara yükseltmeyi becerebiliyorlar. Bu durumda, niyetlerle tamamen
zýt geliþmeler göz önünde
tutulduðunda, bu yýl düzenlenen dev buluþmanýn
ruhu haklý olarak tartýþmaya açýktýr. Bugüne kadar bu
zirveye katýlanlar, baðlayýcý
yükümlülükleri kararlaþtýramamýþ, iklim deðiþikliklerine, ticarî sübvansiyonlara
ve engellere karþý veya malî
piyasalarý düzenleyen küresel anlaþmalara varamamýþlardýr.
Þimdi, son Heiligendamm zirvesinde, sera etki-
Nach dem Gipfel ist vor dem Gipfel!
den ersten Treffen können die
Organisatoren der jeweiligen
Zusammenkünfte nur mit
Absichtserklärungen und vagen Versprechen aufwarten,
die zudem in den allermeisten Fällen nicht umgesetzt
wurden und nach wie vor
auch nicht umgesetzt werden. Beispielweise sei hier
nur aufgeführt, dass die USA
bereits beim G7-Gipfel in
Bonn 1978 erklärten, ihre
jährlichen Öleinfuhren drastisch einschränken zu wollen.
Ein Blick in die Importstatistik der USA verrät, dass das
genaue Gegenteil eingetreten
ist. So lässt sich diese Liste
beliebig lang fortführen. Man
wollte den Handel mit den
Entwicklungsländern vereinfachen, die Abhängigkeit von
Energielieferanten begrenzen, Epidemien und Bildungsnotstand wirksam bekämpfen, den Ärmsten der Armen
die Schulden streichen, die
Entwicklungshilfe verdoppeln, den drohenden Klimawandel entgegenwirken…Bei
den meisten dieser Themenbereiche ist es bei den Absichtserklärungen geblieben. Viele von den insbesondere in
Richtung
Entwicklungsländer gemachten Versprechungen sind nicht eingelöst worden. „Keep your promise!“ also „Haltet eure Versprechen!“ ist deswegen auch
folgerichtig das Motto der
(Protest)-Veranstaltungen,
die den Gipfel begleiten.
Tatsächlich wären die
Probleme dieser Welt wahrscheinlich anderer Natur,
wenn man sich gegenseitig in
den 70er und 80er Jahren
konsequent die Einhaltung
der selbstgesteckten Ziele abverlangt hätte. Stattdessen
steht unser Weltklima vor
dem Kollaps, drohen in den
ärmsten Ländern dieser Welt
Hunger- und Naturkatastrophen, nimmt ein enthemmter Raubtierkapitalismus immer mehr Volkswirtschaften in den Würgegriff
und droht eine gewaltsame
Auseinandersetzung um die
natürlichen Ressourcen unseres Planeten. Aids und Malaria verbreiten sich mit
beängstigender Geschwindigkeit auf allen Kontinenten.
Und als ob das alles noch
nicht reichen würde, haben es
die Nationen dieser Welt tat-
sächlich geschafft, die jährlichen Ausgaben für militärische Zwecke auf 900 Milliarden
Dollar hochzutreiben.
Angesichts dieser den
geäußerten Absichten diametral Entgegengesetzten
Entwicklungen wird der Sinn
dieser jährlichen „Mammutveranstaltungen“ zurecht in
Frage gestellt Es ist den Teilnehmern der Gipfelkonferenzen ja bis heute noch nicht
einmal gelungen, verbindliche Selbstverpflichtungen zu
verabschieden,
die
die
Grundlage für globale Vereinbarungen in punkto Klimawandel, Entwicklungshilfe,
Abbau von Subventionen
und Handelsschranken oder
Regulierung
der
Finanzmärkte bilden könnten.
Man kann nur hoffen,
dass die Entscheidung des
jüngsten Gipfels in Heiligendamm, die Verhandlungen
über die Reduzierung der
Treibhausgase zurück in die
Verantwortung der Vereinten
Nationen zu legen, einem
grundlegenden Sinneswandel bei den Verantwortlichen
der „G8“ entsprungen ist. Es
kann nicht länger angehen,
11
si yapan gazlarýn azaltýlmasý görevinin Birleþmiþ Milletler’in sorumluluðuna verilmesi yönündeki kararýn,
G8 sorumlularýnda temel
bir ruh deðiþimi meydana
getirmiþ olmasýný umuyoruz.
Tüm dünyayý ilgilendiren konularýn, dünya nüfusunun yüzde 85’i gibi büyük bir çoðunluðun hiç bir
etkisi olamamaksýzýn özel
görüþmelerde ele alýnmasýnýn artýk kabul edilmemesi
gerekir. Bu yüzdendir ki,
BM ve Dünya Ticaret Örgütü gibi mevcut uluslararasý
yapýlanmalar, tekrar karar
mekanizmalarýnýn merkezinde olmalý ve ortak, adil
bir iþbirliði yapýlanmasý ortaya konulmalýdýr.
Küreselleþmenin orantý
üstü faydalanýcýlarý olarak
G8 üyeleri, devlet ve hükümet baþkanlarý tarafýndan
sürekli olarak dillendirdikleri sorumluluklarýnýn gereðini yapmak istiyorlarsa,
uluslararasý düzlemde kendilerine ayýrdýklarý imtiyaz
ve ayrýcalýklarýndan ve tek
yönlü kýsýtlamalardan vazgeçmeleri yetecektir. Ýþte o
zaman G “Grup”un deðil,
“Güvenilirlik”in kýsaltmasý
olacaktýr.
dass Themenstellungen, die
die gesamte Weltgemeinschaft betreffen, in informellen
Zirkeln behandelt werden,
ohne das die überwältigende
Mehrheit der Weltbevölkerung - immerhin 85 % - Einfluss auf die Ergebnisse hat.
Deshalb müssen die bestehenden
internationalen
Strukturen von Vereinten Nationen bis hin zur Welthandelsorganisation wieder in
den Mittelpunkt des Geschehens rücken und im Sinne einer partnerschaftlichen und
damit naturgemäß fairen Kooperation, strukturell auf den
Prüfstand gestellt werden.
Wenn die Mitglieder der
G8, als überproportionaler
Nutznießer der Globalisierung, tatsächlich ihrer von
den Staats- und Regierungschefs immer wieder skandierten besonderen Verantwortung gerecht werden wollen,
würde es schon reichen, dass
sie auf internationalem Parkett auf ihre Privilegien, Sonderrechte und einseitigen
Beschränkungen verzichten
würden. Dann würde auch
das G im Namen nicht länger
für „Gruppe“ sondern für
„Glaubwürdig“ stehen.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
12
yelerin yoðun ilgi
gösterdiði ve tamamýna yakýnýnýn katýldýðý Genel kurul toplantýsýnda Yönetim Kurulu
üyesi ve Sosyal Hizmetler
baþkaný Abbas Filiz baþkanlýk görevine getirildi.
Oldukça sýcak ve samimi
bir atmosferde geçen genel
kurul toplantýsýna þube yürütme kurulu üyelerinin
yanýsýra IGMG Güney Bavyera Bölge yürütme kurulu
üyelerinden disiplin ve teftiþ baþkaný Ergün Kökten,
Tanýtma baþkan yardýmcýsý
Mahmut Karali ve Bölge
baþkaný Abdüssamet Temel
de katýldý.
Programýn açýlýþ konuþ-
Ü
Seite 12
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Rosenheim`da Nöbet Deðiþimi
IGMG Güney Bavyera Bölgesine baðlý olarak faaliyetlerini
sürdüren Rosenheim þubesi yeni baþkanýný seçti.
masýný yapan þube baþkaný
Bekir Ekici, yaklaþýk yedi
yýldýr sürdürdüðü görevi
sýrasýnda yaptýklarý hizmetleri anlattý. Bir kaç sene
öncesine kadar cami alým
projesinin hayal dahi edilemediðini anlatan Ekici,
gerçekleþtirdikleri ihlaslý,
samimi ve özverili çalýþmalar neticesinde Allah’ýn
kendilerine yýllardýr kiracý
olarak bulunulan dev külliyenin tamamýný nasip ettiðini söyledi. Ekici son iki
aydýr da caminin içinde
gerçekleþtirilen onarýmla
þubenin Güney Bavyera
Bölgesinde örnek teþkilat
haline geldiðini hatýrlatarak kendilerinden sonraki
yönetime emaneti en güzel
þekilde manýn mutluluðunu yaþadýklarýný anlattý.
Konuþmasýnýn sonunda
tüm üyelerden helallik isteyen Ekici, yeni seçilecek
yönetime baþarýlar diledi.
Üyelerden yeni oluþacak
yönetimi desteklemelerini
de isteyen Ekici, kendisinin
de her zaman her türlü hizmete hazýr olduðunu hatýrlattý.
Bekir Ekici’nin konuþmasýnýn ardýndan caminin
tamirat
çalýþmalarýnda
emekleri geçen baþta cami
alým komisyonu baþkaný
Nejat Demir ve üyelerden
Mehmet Ýlhan olmak üzere
yaklaþýk 25 kiþiye de teþekkür plaketi takdim edildi.
Daha sonra kürsüye gelen Bölge baþkaný Abdüssa-
faaliyet haber
met Temel de Türkiye’de
yaþanan son geliþmeleri
deðerlendirdi. Yapýlan konuþmalarýn ardýndan seçime geçildi. Seçim sonucunda Yönetim Kurulu üyesi
ve Sosyal Hizmetler baþkaný Abbas Filiz baþkanlýk
görevine getirildi. Sonucun
açýklanmasýný ardýndan kýsa bir teþekkür konuþmasý
yapan Filiz, üyelere, kendisinden önceki baþkana ve
yönetime yaptýklarý hizmetlerden dolayý teþekkür
etti. Filiz, Rosenheim’ý daha iyi noktalara taþýmak
için çalýþacaklarýný, bunun
için üyelerin kendilerine
her zaman destek olmasýný
beklediklerini söyledi.
Müslümanlarýn dinlerini yaþama özgürlüðü ve
ibadethanelerini yapabilmelerine destek
Yahudi Sosyal Demokratlar
Müslümanlara yönelik tavýrlardan endiþeli
ahudi Sosyal Demokratlar Çalýþma Birliði’nden yapýlan
açýklamada Müslümanlarýn
Almanya’nýn çeþitli bölgelerinde ibadethane inþa etme istemeleri nedeniyle oluþan havanýn endiþe verici olduðu kaydedildi. Birliði Sözcüsü
Sergey Lagodinsyk yayýnlanan açýklamada Almanya’da dinin özgürce
yaþanma hakkýna Müslümanlarýn da
sahip olduðunu vurguladý ve “Buna
genel inþa talimatnamelerin çerçevesinde ibadethanelerin yapýlabilmesi
de dahildir. Bu hakkýn belli bir din
cemaate yönelik olarak kategorik veya zýmnen reddedilmesi devletimizin özgürlükçü demokrat anlayýþýný
ihlal etmekte ve bu ülkenin vatandaþý olan bizler tarafýndan yadýrganmaktadýr” dedi.
Müslümanlar arasýnda ki “antise-
Y
mitist” tavýrlar konusunda endiþe
duyulduðu belirtilen açýklamada,
ancak bunun ne ibadethane yapýmýnýn hemen reddedilmesini ne de
Müslüman vatandaþlara yönelik populist tahrikleri haklý çýkaramayacaðý kaydedildi. Açýklamada ayrýca þu
ifadeler yer aldý: “Karþýlýklý güvensizlik ve hoþgörüsüzlük daha fazla
þeffaflýk ile saðlanabilir, sýnýrlandýrma ve önyargýlar ile deðil. Bodrumlarda veya avlularda ibadetlerin yapan Müslümanlara ibadet için uygun yer imkanlarý saðlanmalý. Dinlerarasý ve toplumsal hoþgörüsü noktasýnda gecikmiþ olan diyalog tüm
vatandaþlarýnýn özgürlüklerinin istisnasýz bir þekilde tanýndýðý ve saygý duyulduðu bir ortamda saðlanabilir”.
klein und fein...
Ƈ Geschenkartikel
Ƈ Modeaccessories
Ƈ Parfüm
Ƈ Schreibwaren
Ƈ Textilien
Ƈ Werkzeug
Ƈ Haushaltswaren
Ƈ Uhren
Ƈ Elektroartikel
Ƈ Spielzeug
Ƈ Handtaschen
Ƈ Saisonartikel
Uhrenbatterie wechsel nur 2,50 €
Bayreuther Straße 23, 90409 Nürnberg
Montag-Freitag 09:00 Uhr – 18:00 Uhr
Samstag
09:30 Uhr – 15:00 Uhr
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
aðlýk bir bölgede,
adam küçük oðluyla yürürken
çocuðun ayaðý taþa çarpar
ve can acýsýyla AHH diye
baðýrýr. Daðdan AHH diye bir ses gelir. Bu sesi
duyan çocuk hayret eder.
Merakla sen kimsin diye
baðýrýr. Aldýðý tek yanýt
sen kimsin olur. Çocuk bu
yanýta kýzar ve sen bir
korkaksýn diye baðýrýr
daðdan aldýðý yanýt sen
bir korkaksýndýr. Babasýna bakar. Baba ne oluyor
diye sorar. Oðlum dikkat
et der ve daða doðru baðýrýr. Sana hayraným. Ses
sana hayraným diye yanýtlar. Baba sen harikasýn
diye baðýrdýðýnda bu kez
daðdan sen harikasýn yanýtý gelir.
Çocuk þaþýrmýþtýr ve
ne olduðunu anlayamamýþtýr. Baba oðluna durumu açýklar. Buna yanký
denir. Ama gerçekte hayatýn ta kendisidir. Hayata ne verirsen sana onu
yansýtýr. Senin davranýþlarýnýn bir aynasýdýr. Eðer
hayatýnda daha çok sevgi
istiyorsan, insanlarý daha
çok sev. Oðlum hayata ne
D
ükümetin verdiði
bilgilere göre yakýnda göçmenlerin vize baþvurularýnda bulunan bilgilerin Federal Ýstihbarat Servisi, Askeri Güvenlik Servisi, Sýnýr Koruma Dairesi ve Federal Anayasayý Koruma Teþkilatý’na
iletileceði belirtildi. Yasa
paketinin hükümet tarafýndan esas olarak AB yönergelerini gerçekleþtirmek
üzere hazýrlandýðý kaydedildi. Ayný zamanda 2006
Kasým ayýnda yapýlan Ýçiþleri Bakanlarý Konferansý’nda öne sürülen güvenlik politikalarý nedeniyle
sözde gerekli olan tekliflerin de gerçekleþtirilmesinin
istenildiði belirtildi.
Yasa tasarýsý “kimlik güvenliði ve elektronik yüz
tanýma sistemine yardýmcý” olmasý açýsýndan göçmenlerin fotoðraflarýnýn
yabancýlar kayýt merkezinin veri bankasýnda kayýtlý
olmasýný öngörüyor. Bunun yaný sýra polis ve yargý
H
20:54 Uhr
Seite 13
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Hayata ne verirseniz
onu alýrsýnýz
ekersen onu biçersin.
Sevgili Dostlar, Ailemizin, çocuklarýmýzýn, iþyerimizdeki arkadaþlarýmýzýn, patronumuzun, sevdiðimiz
ve önem verdiðimiz
insanlarýn bize karþý
nasýl olmalarýný, en
çok neler yapmasýný
istiyorsak bir listesini
yapalým.
Sonra dönüp kendimize þöyle bir bakalým. Biz baþkalarýndan, bunlarý isterken,
acaba istediklerimizin
ne kadarýný onlara veriyoruz. Ancak verdiðimiz
oranda alabiliriz dostlar.
Unutma sevgili dost
karýnca senin ayaðýn altýnda ne ise sen de filin
ayaðýnýn altýnda osun. Sadinin dediði gibi: “sahrayý okþayan rüzgar gibi bu
hayat. Bu varlýkta eser,
geçer, gider. Açlýk, tatlýlýk,
hoþluk, iyilik, kötülük,
güzellik ve çirkinlik hepsi
Sýtký ASLANHAN
geçer. Geçer gider de bir
þey kalmaz. Zalim bize
zülmettiðini sandý, halbüki bu zülüm, geçer gider
ama bu zülüm yükü zalimin boynunda ve omuzunda ebediyyen kalýr.”
Baþýmýza bir bela geldiðinde bir problemle
karþýlaþtýðýmýzda “bu bela beni nereden buldu, sebeb neydi, ben ne yaptým,
ne günah iþledim!” deriz
ama sakin bir kafayla,
o baþýmýza gelen olayý
þöyle derinlemesine
incelediðimizde bir
bakarýz ki, belki yýllar
önce, belki yakýn zamanda benzer bir hatayý biz de yapmýþýzdýr.
Fare bir fidanýn dibini testere gibi diþleri
ile kesmektedir. Fidan
hal dili ile, “ah o kestiðin lifler sinir ve damarlarýmdýr. Neden
bu zülmü bana reva
görüyorsun” diye yalvarsa da fare bu sözlere
kulak asmayarak iþne devam eder. Fidaný tamamen devirdiði anda yandaki bir delikten bir yýlan
çýkarak fareyi yutarak cezasýný verir. Bir süre sonra
kirpi gelir evvela yýlanýn
kuyruðunu tutar, büzülür
tortap olduktan sonrada
yýlanýn üzerine doðru yuvarlar. Yýlaný vucudu
boydan boya delik deþik
Ýçiþleri Komisyonundan yabancýlar ve
vatandaþlýk yasasýnýn sertleþtirilmesi tavsiyesi
Hükümet yaptýrýmlarýn
artýrýlmasýný istiyor
organlarýnýn bu veri bankasýna giriþlerinin kolaylaþtýrýlmasý, “yabancýlar hukukuyla ilgili karar” vermesi
gereken yüksel eyalet dairelerinin internet üzerinden sisteme girebilmeleri
öngörülüyor. Hükümet tasarýnýn gerçekleþmesiyle
“30 milyon kadar fotoðrafýn yabancýlar kayýt merkezinin veri bankasýnda” kayýt altýna alýnmasýný bekliyor. Merkezi kayýt sisteminin tamamlanmasýnýn ise
iki milyon Euro dan daha
yüksek bir meblaða mal
olacaðý ifade ediliyor.
Tasarý ayrýca sadece
merkezi kayýt sistemi düzenlemelerini içermiyor.
Ayný zamanda eþlerin Almanya’ya getirilmelerine
de kýsýtlamalar getiriyor.
Aile birleþiminde eþlerin
Almanya’ya getirilmeleri
konusunda zoraki evliliði
engellemek amacýyla 18
yaþ sýnýrý uygulamasý planlanýyor. Ayrýca gelecek eþin
“en azýndan basit derecede
almanca anlaþabilmesi” gerekiyor. Entegrasyon kurslarýna katýlýmýn mecbur tutulmasýnýn yaný sýra katýlmama durumunda da sosyal haklardan kesinti ve
oturum müsaadesi uzatýlmasýnýn reddedilmesi gibi
yaptýrýmlar uygulanacaðý
belirtiliyor.
Öte yandan vatandaþlýða kabul þartlarý da tasarý
ile geniþletiliyor. “Yeterli
Almanca bilgisi” þartýnýn
muhtemelen ayný þekilde
vatandaþlýk testinde olduðu gibi vatandaþlýk yasasýna da yer alacaðý belirtiliyor. Geçtiðimiz yýl yapýlan
tartýþmalarýn da sonuçsuz
kalmayarak bundan böyle
vatandaþ olmak isteyenlerin “hukuk ve toplum düzeni, Almanya’da yaþam
hakkýnda bilgi sahibi” olduðunu ispatlamasý gere-
13
olmuþtur. Bir yandan yýlan can vermekteyken
tam o sýrada bir tilki gözükür. Kirpi onu görünce
korkusundan büzüþüp
tekrar top þeklini alýr. Tilki gelip tam burun hizasýna küçük abdestini yapýnca kirpi açýlýr ve tilki boðazýndan
yakalayarak
kirpiyi haklar. Kurt gelir
ve tilkiyi haklar. Sonra
avcý gelir elindeki oku
kaplana atarak öldürür.
Avcý koþarak kaplanýn derisini yüzmeye koyulur.
O sýrada bir süvari gelir
ve postu ister, avcý kimseye parasýz post vermeyeceðini söyler. Atlý avcýnýn
üzerine kýlýcý ile saldýrarak adamý öldürür. Fakat
atlýda postu alýp atýný
dörtnala koþturup giderken hayvanýn ayaðý tökezler tepe taklak düþürek beyni parçalanarak
ölür.
Yaþanan her sýkýntý
þüphesizki
kusurlarýn
karþýlýðý deðildir. Ama
pekçoðu böyledir ve böyle düþünmek bunu farketmek insana pek çok þey
kazandýrýr.
keceði, bunun için de zorunlu olmayan vatandaþlýk
kurslarý hazýrlýklarýnýn olduðu belirtildi.
Ýnsan haklarý savunucularý ise tasarýya karþý eleþtirilerini yönelttiler. “Tageszeitung”a “Kitleler halinde
suçsuz insanlarýn kiþisel
bilgilerini depolamak, kiþisel bilgilerin korunmasý
hakký açýsýndan endiþe vericidir” þeklinde konuþan
Ýnsan Haklarý Enstitüsü’nden Ruth Weinzierl,
sorumsuz ve kontrol edilemez önlemlerin alýnmamasý ve kayýt altýna alýnan bilgilerin ayrýmcý uygulamalarda kullanýlma tehlikesine iþaret ederek uyarýda
bulundu.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 14
14
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
faaliyet haber
Ingolstadt Gençlik Teþkilatýnda 40 Hadis Yarýþmasý
Ingolstadt Gençlik Teþkilatý 40 Hadis Yarýþmasý’nda birbirinden azimli gençler yarýþtý!
Ýdris Mete-Ingolstadt
GMG Gençlik Teþkilatý, Güney
Bavyera Bölgesi, Ingolstadt Þubesi, 2006/07 çalýþma yýlýnda
ikincisini organize ettiði 40 Hadis
Yarýþmasý’ný geçtiðimiz günlerde
düzenledi.
„Kim ümmetimin dinine ait 40
Hadis ezberlerse, ALLAH (cc) onu
I
fakih (anlayýþlý, bilgin) olarak diriltir. Bende kýyamet günü ona hem þefaat ederim, hemde þahidi olurum!“
Hadis-i Þerif’inden hareketle, IGMG
Ingolstadt -Gençlik Teþkilatý Eðitim
Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen
yarýþmaya birbirinden azimli gençler katýldý.
Yarýþma için hadis kitapcýklarý
önceden tesbit edilen yarýþmacýlara
teslim edilmiþti.
Yarýþmada;
40 adet türkçe ve 15 adet arapça
Hadis-i Þerif ezberleyen Fatih Çelik
birinci,
33 adet türkçe Hadis-i Þerif ezberleyen Abdullatif Kalabalýk ikinci
ve
30 adet türkçe Hadis-i Þerif ezberleyen Bünyamin Zengin üçüncü
oldu.
IGMG Ingolstadt-Gençlik Teþkilatý Baþkaný Yasin Altýntaç, dereceye
girmeyi baþaran gençleri tebrik ederek hediye çekleriyle ödüllendirdi
ve ekibinden Eðitim Baþkanlarýna
organizasyon için teþekkür etti.
IGMG Hessen Gross Gerau Cemiyetinde kermes
Rafet Þener/Groß-Gerau
GMG Groß-Gerau Þubesinin Kadýn Kollarýnýn gerçekleþtirmiþ olduðu kermese yoðun bir katýlým oldu. Açýlýþ Gross Gerau
Cemiyet imam hatibinin Kur`an-ý Kerim tilavetiyle yapýldý. 19-20 Mayýs tarihlerinde yapýlan kermes faaliyetine IGMG Hessen Bölge
I
Baþkaný Mehmet Ateþ de katýldý. Mehmet
Ateþ`in selamlama konuþmasý ayrý bir renk
kattý. Cemiyet Baþkaný Vahdeddin Cavaþ da
günün anlam ve önemini belirten bir açýlýþ
konuþmasý ile davetlilere hitab etti.
Bölge halkýnýn, dost ve kardeþ cemiyetlerinin ziyareti kermesteki manevi havayý daha
bir arttýrdý. Kermeste Türk mutfaðýnýn özgün
yemekleri, çocuklara yönelik ilahiler, yarýþmalar cemiyet bahçesine çiçek dikme eylemi
ve hediyelik eþyalarýn gösterime konulmasý
etkinlikleri programýn dolu dolu geçmesini
saðladý.
ATB Fechenheim Eyüp Sultan Camii`nde Masa Tenisi Turnuvasý
ATB/Avrupa Türk Birliði´ne Baðlý
derneklerden Fechenheim Eyüp
Sultan Cami herzamanki gibi gençlere yönelik eðlencelere devam ediyor.
Bu seferki aktivite PING PONG, yani
halk arasýnda tabir ettiðimiz Masa Tenisi
Turnuvasý.
Avrupa Türk Birliði Genel Baþkaný Sayýn Recep YILDIRIM´ýnda katýlarak þenlendirdiei Turnuva´ya 32 yarýþmacý katýldý. Çekiþmeli geçen Turnuva´nýn finaline
iki kardeþ olan Ýbrahim ve Ömer Kuþaksýz kalarak bir ilke imza attýlar. Bu çok çekiþmeli Abi-Kardeþ Finalinin galibi, Abi
olan Ýbrahim Kuþaksýz kazanarak Birincilik Kupasýnýn sahibi oldu.
1. Ýbrahim Kuþaksýz, 2. Ömer Kuþaksýz
ve 3. Ferhat Kartal Kupalarýný Avrupa
Türk Birliði Genel Baþkaný Sayýn Recep
YILDIRIM ve Fechenheim Eyüp Sultan
Cami Baþkaný Sayýn Habip ALKAN´dan
aldýlar.
P
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
ilenin tarifi yapýlýrken „anne, baba ve
çocuklardan oluþan en küçük insan topluluðudur“ deniliyor. Halbuki bir zamanlar ailenin tarifi yapýlýrken „anne-baba,
büyükanne-büyükbaba ve
çocuklardan oluþan en küçük insan topluluðudur“
diye bilirlerdi bizden büyükler. Ýnsan neyi bilir ve
düþünürse hayatýný da ona
göre tanzim ediyor. Ýnsanlara yaþamalarý gereken olgularý nasýl tarif ederseniz
ona göre yaþýyorlar. Ýþte
bundan dolayý artýk büyük
anne ve büyükbabalarýn
aile içinde yeri kalmadý
maalesef. Býrakýn aile içindeki yerini neredeyse çocuklarýnýn evine misafir
olarak bile gelmeleri yadýrganmaya, göze batmaya
baþladý.
Peki bunun neticelerini
hiç hesap ettik mi? Hayata
yeni baþlayan gençlerin
baþbaþa kuracaklarý bir aile
ortamý insana çok cazip geliyor. Karýþan yok, söz söyleyen yok, nasihat eden
yok. Hayat ne kadar güzel
deðil mi? Ýþte þimdi karý
koca evliliðin tadýný çýkarmanýn tam zamaný. Bundan sonra anlaþamamak
için bir sebep var mý? Aralarýnda çýkacak ufak tefek
tatsýzlýklarý kendi aralarýnda anlayýþ içinde halledip
hayatlarýna huzur içinde
devam edebilirler.
Normal þartlarda olmasý gereken netice bu. Ama
gerçekten öyle mi? Günümüzde evlenen gençlerin
bu çerçevede huzur ve
mutluluk dolu bir hayatlarý mý var? Bütün bunlar
görmek için aslýnda çok da
araþtýrma yapmaya gerek
yok. Þöyle baþýmýzý çevirip
etrafa bir baktýðýmýzda günümüzün aile yapýsýnýn ne
durumda olduðunu rahatlýkla görebilirsiniz.
Almanya’nýn Ulm þehrinde belediyeye baðlý
Gençlik Araþtýrma Merkezinde çalýþan bir dostum
þunlarý söylüyor:
“Son bir yýl içinde evlenen ve boþanan gençlerin
ne durumda olduklarýný
araþtýrdýðýmda yapýlan evliliklerin % 60’nýn aradan
bir yýl geçmeden boþanmayla sonuçlandýðýný gördüm. Bu rakam genelde
böyle iken özelde Türk
toplumu için de çok farklý
A
20:54 Uhr
Seite 15
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
TOPLUMUN DENGE UNSURU AÝLE
deðil.”
Bu sözler gerçekten
dehþet verici. Nasýl geldik biz bu duruma?
Her geçen gün neden
bozulan bir toplum haline
dönüþüverdik?
Nerede hata yaptýk
acaba? Biz ki, müslüman bir toplum olarak
Allah’ýn emirlerini ve
Peygamberimizin hayatýný kendisine þiar
edinen insanlarýz. Allah’ýn helal saydýðý
ama en çok hoþlanmadýðý fiilin eþlerin ayrýlmasý olduðunu bilen,
Peygamberinin ailesine
karþý gösterdiði þefkat ve
anlayýþý uygulamaya çalýþan insanlarýz. Hem kadýnýn hem de erkeðin haklarýný daha dünyada “Ýnsan
Haklarý” kavramý yok iken
Peygamberleri tarafýndan
Veda Hutbesinde ilan edilen bir topluluðun mensuplarýyýz.
Ne oldu bize? Bütün bu
deðerlerimizi unuttuk mu,
yoksa hiç öðrenmedik mi?
Ýnsanýn ilk eðitim müessesesi ailedir. Anne ilk
öðretmen olarak tanýnmýþtýr tarih boyunca. Ýnsanýn
kiþiliði 0-6 yaþ grubunda
oluþur. Bundan sonraki hayatýnda öðrendiði bilgiler
yapýlanmýþ kiþiliðinin üzerinde ilave edilen bilgi ve
tecrübelerdir. Bunun için
de çocuklarýn okul hayatýna baþladýðý yýllara kadar
geçen aile içindeki eðitimi
çok önemlidir. Çocuk sahibi olan herkes bilir ki, ilk
çocuklar anne babanýn deneyimsiz çocuk yetiþtirme
bilgisizliðinden dolayý genellikle ezilirler. Aileler bu
çocuklarýn kendi düþüncelerindeki gibi yetiþmesi
için çaba sarfederken genellikle çocuklarýnýn bir insan olduðunu unutup adeta ne isterlerse onu yapacak bir robot olduðunu
zannederler. Ama ne yazýk
ki, böyle zannettiklerini de
bilmeden hareket ederler.
Çünkü, anne babalýk bir
tecrübe iþidir. Ne kitapta
okumakla kazanýlýr, ne de
baþkasýndan görmekle. Ýlk
çocuktan sonraki çocuklar
biraz daha rahat olsalar da
ilk çocukta görülen baþarýsýzlýk sonraki çocuklara da
ister istemez etki edecektir.
Ramazan BAÞLIK
Ýþte tam bu esnada büyük
anne babalara o kadar ihtiyaç vardýr ki. Bu bilinebilse
aslýnda iþler çok daha basit
olacak ve çocuklarýn anne
babalarý ile ünsiyetleri çok
daha fazla olacaktýr. Fakat
günümüzde artýk bu tecrübelerin sonraki kuþaklara
aktarýlamadýðýný görüyoruz. Bundan dolayý da bir
çok problemle karþý karþýya kalýp psikologlarýn kapýsýný çalanlarýmýzýn sayýsý
az deðil.
Bir de aile kurmanýn ahlaki boyutu var.
Peygamberimiz (s.a.v.):
“Evlenecek gençler seçecekleri eþleri 4 özelliði için
tercih ederler. Güzelliði,
soyluluðu, zenginliði ve
dindarlýðý. Siz dindar olanýný tercih edin.” buyuruyor.
Bugün kaçýmýz bu hadis ýþýðýnda hareket ediyoruz dersiniz. Ben bu konuda pek iyimser deðilim
doðrusu. Anne babalarýn
tercihi aile soyaðacý ve
maddi gelecekleri olurken,
gençler genellikle güzellik
ve yakýþýklýlýk gibi özelliklere daha fazla yer veriyorlar düþüncelerinde. Peki ya
sonrasý... Ne soy sop, ne
para pul, ne de güzellik
mutluluða katýk olmuyor
maalesef. Niçin boþanmalarýn sayýsý artýyor dersiniz. Bütün bunlar sebepsiz
olabilir mi?
Ailenin temeli ve temiz
nesillerin yetiþmesi eþlerin
seçiminden itibaren baþlar.
Aileyi oluþturacak gençlerin her ikisinin de kendilerini o zamana kadar hayatlarýný birleþtirecekleri eþlerine tertemiz hazýrlamalarý
gerekir. Ýþte o zaman evli-
likler gerçek anlamda
huzur ve mutluluk dolu olacaktýr. Ýþte o zaman onlardan doðacak
çocuklar özlenen tertemiz nesilleri oluþturacaktýr. Ama bu bile
“Görücü Usulü Evlilik” gibi bir takým saptýrýlmýþ kavramlarla insanlarýmýza kötü gösterilmeye çalýþýlmaktadýr. Gençler bu temizliðin nasýl olmasý gerektiðini
düþünmeden
“Tabi tanýdýðým, sevdiðim, konuþtuðum ve
anlaþtýðým birisi ile evleneceðim, kimse beni görücü usulü ile evlendiremez” diye itirazlarda bulunmaktadýr. Halbuki görücü usulünün tertemiz bir
hayat yaþayan gençlerin
çevresindeki insanlar tarafýndan kendisi gibi tertemiz bir insanla hayatlarýný
birleþtirmelerinde bir tanýþtýrma usulü olduðunu
bilmezler. Çünkü, bunu aslýnda aileler de bilmediklerinden baskýcý bir usulle
çocuklarýný evlendirmeye
kalktýklarýndan bu problem ortaya çýkmaktadýr.
Halbuki inancýmýzda eþlerin rýzasý alýnmadan evlilik
yapýlmasýna müsaade edilmez.
Ah þu yanlýþ uygulamalar! Beni en çok çileden çýkaran bu yanlýþ uygulamalardýr. Sadece evlilik hususunda deðil, bir çok konuda iyi müslüman olarak tanýnan bir takým insanlarýn
aslýnda Ýslam’a uygun olmayan davranýþlarý sanki
Ýslam’danmýþ gibi gösterilip insanlara tanýtýlmaya
çalýþýlmaktadýr. Ne yazýk
ki, bu da toplumda kabul
görmektedir. Kimse iþin
aslýný merak edip de; “gerçekten bu Kur’an ve Sünnet ölçüsüne uyuyor mu?”
diye sormamaktadýr.
Eþler evlenirken birbirlerine et ve kemikten oluþan nefsi mahluklar gibi
bakmadýðý, ailenin, toplumun ve dünya insanlýðýnýn
en küçük önemli bir parçasý olduðunu gördüðü zaman problemler düzelmeye baþlayacaktýr. Halbuki
bugün görülen manzara
oldukça korkutucudur.
Sokaklar gençlerin pervasýzca hareket ettiði bir
15
pazar haline gelmiþtir.
Utanma duygularý nerdeyse tamamen ortadan kalkmýþ, gençler kendi anne
babasýndan dahi utanmaz
bir konuma getirilmiþtir.
Bunun bütün suçunu gençlere atmak oldukça adaletsiz olur. Görsel ve yazýlý
medya, film ve video dünyasý, sanat ve müzik dünyasý her biri bir taraftan
adeta nesilleri bugünlere
getirmek için yarýþ yapmaktadýr. Bütün bu olumsuzluklar bizim gençlerimizi de maalesef derinden
etkilemekte, artýk benim
diyen dindar aileler bile
çocuklarýnýn gelecekleri ile
ilgili olumlu þeyler düþünmekten korkmaktadýrlar.
Kimin çocuðunun ne zaman nasýl bir hareketle ortaya çýkacaðýnýn belli olmadýðý bir zaman diliminde yaþamaktayýz hep birlikte.
Bütün bunlar aile yapýsýný bozmuþtur. Evlenecek
gençler birbirine güvenmeyen gözlerle bakmakta, nasýl olsa anlaþamazsak ayrýlýrýz diyerek hayata ilk adýmý atmaktadýr. Çocuklarýný
evlendirecek aileler kendi
çocuklarýnýn kötü yetiþme
tarzýný gözardý ederek çocuðuna temiz eþler aramaktadýr. Bunun sonu yine
ayrýlýklara
gitmektedir.
Halen ayrýlýkla sonuçlanmýþ evliliklerden geri kalan binlerce çocuk vardýr
toplumda. Peki bunlarýn
gelecekleri ne olacak? Onlar yarýnlarda aile olacaklarý zaman ne düþünmeye
baþlayacaklar acaba? Bugün nasýl olsa anlaþamazsak ayrýlýrýz diyen gençler
varken yarýn “evlenmeye
ne lüzum var ki?” diyen
gençler mi türeyecek?
Atasýný tanýmayan bir
yeni kuþak, çocuðunu yük
olarak gören bir eski kuþak. Ne korkunç bir manzara deðil mi? Ama gerçekler bunlar maalesef. Almanya’nýn Bremen Eyaletinde yaþlý evinde çalýþan
bir dostum baþýndan geçen
bir olayý anlatmýþtý, çok etkilendim.
“Yaþlý evinde bir kadýn
vardý. Artýk son zamanlarýna geldiði belliydi. Ölmesine az bir zaman kala kendisi ile hiç kimsenin ilgilenmediðini görünce yanýna gittim. Sizin yakýnlarýnýz yok mu, onlarý çaðýra-
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
16
lým dedim. Bir kýzýnýn olduðunu ama çaðrýlsa da
gelmeyeceðini
söyledi.
Olur mu öyle þey, insan annesinin son zamanýnda baþýnda olmak istemez mi hiç
dedim. Hemen kýzýnýn telefon numarasýný alarak
kendisini aradým ve durumu haber verdim. Aldýðým
cevap tüyler ürpertici idi.
Býrak gebersin mo..., þimdiye kadar neyini gördük
ki, bir iðnesi bile nasip olmadý.”
Ýþte aile yapýsýnýn bozulmasýnýn getireceði netice bu deðil mi... Toplum
neden böyle dersiniz?
Birbirine sadece cinsel
lman hükümeti,
Yeþillerin sunduðu
Ýslam’ýn Almanya’daki hukuki konumu
ile ilgili soru önergesine
cevap vererek, Almanya’da yaþayan takriben 3,4
Milyon Müslümanýn entegrasyonunun ve barýþ
içerisinde toplumsal bir
yaþamýn saðlanmasýnýn
geleceðe yönelik en önemli politik hedefleri içerisinde olduðunu, 27 Eylül
2006 tarihinde Berlin’de
Alman Ýslam Konferansý’nýn da bu sebeplerle kurulduðunu açýkladý.
Hükümetin verdiði bilgilere göre Almanya’da bir
milyonu Alman vatandaþý
olmak üzere takriben 3,4
milyon Müslüman yaþýyor. Müslümanlarýn çoðunluðunun düzenli veya
düzensiz olarak camiye
gittiðinden ve ancak bunlarýn sadece yüzde 10 veya
15’inin hukuki olarak bir
A
Seite 16
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
gözle bakan eþler. Her fýrsatta tahsilini, parasýný,
makamýný, aile soyaðacýný,
güzelliðini ortaya koyan
karý kocalar. Doðacak çocuðunu yük olarak gören
bir anne baba. Anne babasýna malý oranýnda yaklaþan çocuklar. Her kýzdýðýnda gücünü kullanýp büyüklerine sadece dil deðil
el kaldýran yeni nesil. Kanunlarýn verdiði yetkiyi aile ortamýný bozmak için
kullanan insanlar... Ve gün
geçtikçe bozulan bir toplum, yýpranan bir dünya.
Çözüm ne?
Çözüm, materyalist düþünceden maneviyatçý bir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
düþünceye geçiþtir. Birbirimizi meta olarak görmekten vazgeçmeliyiz. Birbirimize Allah’ýn bir emaneti
gözü ile bakmadýkça ve aile yapýsýnýn nasýl olmasý
gerektiðinin kurallarýný koyan Allah’ýn kurallarýna
uymadýkça, Peygamberimizin uygulamalarýný kendimize yol edinmedikçe
düzelmemiz mümkün görünmüyor. Bunlarý bizler
ne kadar biliyoruz? Yeni
nesillerimize ne kadar aktarabiliyoruz? Onlara ne
kadar örnek olabiliyoruz?
Bu sorulara, “yeteri kadar”
diye cevap vermemiz
mümkün mü?
Öyleyse elele vermenin
tam zamaný. Ýþ iþten geçmeden, nesillerimiz dünyanýn bu düzensizliðini
düzen olarak kabul etmeden önce hareket etmeliyiz. Zamanýmýzý boþ yere
harcamamalý, maneviyatýmýzý artýrmak için yollar
aramalýyýz. Çocuklarýmýza
küçük yaþlardan itibaren
Allah yolunu öðretmek
için çaba sarfetmeli, bunun
için maddi manevi bütün
gücümüzü ortaya koymalýyýz. Dünya ve ahiret saadetleri için onlara Allah’ýn
emir ve yasaklarýný öðretmeli, uygulatmalýyýz. Herkes kendi evinin önünü te-
Hükümetten Yeþillerin sunduðu Ýslam’ýn Almanya’daki
hukuki konumu ile ilgili soru önergesine cevap
“Müslümanlarýn entegrasyonu ve
barýþ içerisinde toplumsal bir yaþamýn saðlanmasý geleceðe yönelik en
önemli politik hedeflerimizdendir”
derneðe üyeliðinin söz konusu olduðundan yola çýkan hükümetin, Müslüman organizasyonlarýn Almanya’daki Müslümanlarýn yalnýzca yüzde 10 veya
15’ini temsil ettiði görüþünde olduðu kaydedildi.
Hükümet Almanya’da
Müslümanlarýn
ibadet
edebilecekleri mekânlarýn
sayýsýný 2600 olarak verirken, bunlardan yalnýzca
150’sinin kubbeli ve minareli olan klasik cami þeklinde olduðu belirtildi. 100
kadarýnýn da proje aþamasýnda olduðu belirtilirken,
120’nin üzerinde de dershanenin olduðu kaydedildi.
Camiye giden ve ibadetini yapan Müslümanlarýn
ortalama
rakamlarýnýn
tahmini veya istatistik verilerinin sorulmasý üzerine
hükümet, bu konuda kendi istatistik verileri olmamasý nedeniyle Almanya
Ýslam Arþivi Merkezi’nin
verilerini aktardý. Buna
göre günlük ibadetini yap-
mak üzere 200.000, haftada bir Cuma namazýna ise
493.000 kiþinin camiye gittiði belirtilirken, bu sayýnýn bayram günlerinde
904.000’e kadar yükseldiði
ifade edildi.
Ayrýca Alman Anayasa
hukukunda dini cemaatlerin diðerlerinden soyutlanarak tanýnmadýðý ifade
edilirken, bu nedenle Ýslami veya baþka dini gruplarýn devlet tarafýndan tanýnmasýnýn veya tanýnmamasýnýn söz konusu ola-
dosya
miz tutarsa sokak temiz
olur. Biz de fert fert kendimizi ve ailemizi koruma
yarýþý içinde olmalýyýz.
Ama unutmamalýyýz ki,
fert fert yapacaðýmýz bu
çalýþma komþumuzun yapmamasý durumunda hiç
bir iþe yaramayacaktýr. Çocuklarýmýzýn iyi arkadaþlara, gerçek dostlara, zamaný
geldiðinde evlenecek kendisi gibi temiz eþlere ihtiyacý vardýr. Öyleyse hep
birlikte cemaat olarak çalýþmalýyýz. Birbirimize destek vermeliyiz. Bu hengamenin altýndan ancak bu
þekilde çýkabiliriz.
mayacaðý belirtildi. Ayný
þekilde din ve dünya görüþü açýsýndan tarafsýz olmakla yükümlü devletin
anayasal olarak dinleri tanýyamayacaðý ifade edilirken, diðer yandan ise dini
karakteristik olarak Ýslam’ýn dünya dini olduðunun tartýþmasýz olduðu
kaydedildi.
Öte yandan hükümet,
“sürekli olarak ortaya atýlan yanlýþ bir düþünce de,
sadece kamu hukukuna
uygun bir yapýlanma içerisinde olduðu takdirde dini
cemaatlerin tanýndýðý veya
hukuki olarak fiil ehliyeti
sahibi olduðudur” açýklamasýnda bulundu.
Hükümetin bazý meselelerde muhatap olarak kabul edebileceði Müslümanlarý temsil eden kurumlarýn oluþturulmasýný
memnuniyetle karþýladýðý
belirtildi.
Hukukçulara göre hukuk devleti tehdit altýnda
lmanya Avukatlar Birliði
ve Federal Avukatlar
Odasý, Ýçiþleri Bakaný
Wolfgang Schäuble’nin güvenlik
kanunlarýný sertleþtirme planýnýn
uygulamaya geçirilmemesi konusunda uyardýlar. Almanya
Avukatlar Birliði Baþkaný Hartmut Kilger “Neuen Osnabrücker
Zeitung”a yaptýða açýklamada,
“Güvenlik politikalarý ölçüyü tamamen kaçýrmak üzere. Schäuble’nin planýnýn uygulanmasý durumunda Almanya özgürlükçü
hukuk devleti olmaya veda
eder” dedi. Kilger ayrýca, Adalet
Bakaný Brigitte Zypries’i (SPD)
A
“Schäuble’nin planýnýn uygulanmasý
durumunda Almanya özgürlükçü hukuk
devleti olmaya veda eder”
Ýçiþleri Bakaný’nýn planlarýna þiddetle karþý çýkmaya çaðýrdý.
Anayasa’daki temel haklarýn
güvenlik politikalarýna feda edildiði uyarýsýnda bulunan Federal
Avukatlar Odasý Baþkan Yardýmcýsý Ulrich Scharf, “Güvenlik birimlerine kapsamlý yetkinin toplumda kabul görmesini saðlamak için toplumdaki korkular
körükleniyor ve kullanýlýyor” dedi.
Dinlemelerin ve kovuþturmalarýn kolaylaþtýrýlmasýnýn “Anayasa’ya cephe savaþý” anlamýna
geldiðini kaydeden Kilger, þahýslara ait bilgisayarlara online soruþturma izninin vatandaþýn
mahremiyeti ve þerefi noktasýnda onarýlamaz sonuçlar doðurabileceðini belirtti.
Bunun yanýsýra Avukatlar Birliði’nin Mannheim’daki avukatlar gününde Schäuble’nin gü-
venlik paketine karþý açýklama
yayýnlayacaklarý kaydedildi.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
unu çok iyi biliyoruz
ki günümüzde kamuoyu, medya ile beslenmektedir. Ýnsanlarýn görüþleri, kamuoyu deðerleri,
negatif ve pozitif olgunlaþmalarý medya ile þekillenmektedir.
Ve yine þunu çok iyi biliyoruz ki, bilginin araþtýrýlmasýnda, toplumlarýn yönlendirilmesinde, örf ve
adetlerimizin kültürümüzün, nesillere ve geleceðe
aktarýlmasýnda medyanýn
çok büyük önemi vardýr.
Bu önemi Kur’an-ý Kerim þöyle haber veriyor.
Nahl suresinin 125. Ayeti
Kerimesinde: “(Resülüm)
Sen, Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öðütle çaðýr
ve onlarla en güzel þekilde
mücadele et! Rabbin kendi
yolundan sapanlarý en iyi
bilendir ve O, hidayete
erenleri çok iyi bilendir.
Dinimizde kadýn ve erkeðin üzerinde farz olan
teblið ve mücadele sorumluluðu, yerini ve þeklini,
çoðunlukla yazýlý iþitsel ve
görsel yayýnlara býrakmýþtýr. Hemen üzülerek ifade
edelimki biz müslümanlar
geliþen bu yeni mücadelede arzu edilen yerde ve etkili deðiliz. Bugün teblið ve
mücadelede etkili olan, kaleme, gazeteye, dergiye,
radyo ve televizyona daha
da önemlisi internet sitelerine sahip deðiliz.
Sahip olamadýðýmýz için
dünyada ülkemizde ve yaþadýðýmýz ülkelerde evlerimize çeþitli yollarla ahlaksýzlýklar
akýtýlmaktadýr.
Gayri Ýslami yayýnlarla ve
proglamlarla insanlarýmýz
özellikle gençlerimiz ve nesillerimiz etkilenip morfinleþtirilmektedir.
Medya gücünün yanýnda yer almakla, taraflý, haksýz,
yalan,
yayýnlarla
komplolarla masa baþýnda
oluþturulan haberlerle bütün dünya etkilenmektedir.
Bu olumsuz yönde bütün
dünya etkilenmektedir. Bu
olumsuz gidiþat karþýsýnda
Kur`an-ý Kerim güzel bir
þekilde mücadele etmeye
bizleri davet etmektedir.
Bugün mücadele bilimle, teknolojiyle ve basýn yayýnla birlikte yapýlmaktadýr. Ayetin iþaret ettiði hikmeti elinde tutanlar dünyayý istedikleri gibi yönetmektedirler. Emperyalizm
topla tüfekle, göðüs göðüse
mücadele edemeyince, þek-
Þ
20:54 Uhr
Seite 17
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Ýnsan Hayatýnda
Medyanýn Yeri ve Önemi
gibi kamuoyu medya
lini teknolojiye, en son
ile beslenmekte, oluþmodel basýn yayýn
makta þekillenmekte ve
araçlarýna, medyaya ve
o l g u n l a þ m a k t a d ý r.
medya aracýlýðýyla ÝsÖzellikle yaþadýðýmýz
lam ülkelerinde fitne
þu hassas ve kritik ilkefesat çýkartarak oyunlar
miz, insanlarýmýz hatta
oynayarak, çeþitli mobütün dünya insanlarý
da kanunlarýný yayarak
için önem arz eden bükýsacasý medya gücünü
yük karar arefesinde
kullanarak daha etkili
görüldüðü gibi þu an
olmuþtur.
medya gücünü elinde
Yine bu yöntemle
bulunduranlar þuurlu
insanlarý Kur’an ve
müslümanlarý negatif
sünnetten uzaklaþtýrve pozitif yönden kale
mýþ, ceþitli oyunlarla
bile almýyorlar.
cahil býrakmýþ, zevk ve
Dinimiz için vatan
þehvetlerine düþkün
Osman ARSLANTÜRK
ve milletimiz için özelhale getirmiþ sürekli Ýslikle gençlerimiz için verilam`ýn ve müslümanýn getirir.
Biz müslümanlar dün- len hizmetlere yapýlan faaleyhine kötü propaganda
yaparak heryönüyle ya- yaya model olarak çýkarcý- aliyetlere kasýtlý olarak yer
bancý taklitçiliðine sürükle- lýktan, bölücülükten, yýkýcý bile vermiyorlar.
Bu büyük hizmetlere
ve bozgunculuktan uzak,
miþtir.
Bunun için en son geliþ- objektif, yapýcý, bilgilendi- halkýmýzýn yoðun teveccümiþ imkanlara ve yayýn or- rici, Kur’an ve sünnet he- hünü takdirini kazanan keganlarýna sahip olarak iyi- definden sapmayan, hak- simlere yine medya gücülikleri tavsiye etmek, güze- kýn, adaletin iyiliðin güze- nü elinde bulunduran araþli ve doðrularý yaymak, kö- lin ve doðrularýn savunu- týrmacýlara yaptýrdýklarý
tülükleri kaldýrmak biz cusu örnek programlar anketlerde ülkesini ve milletini herkesten çok seven
müslümanlarýn üzerinde yapmalýyýz.
Bu günün basýn yayýnýn insanlar hesaba bile katmaen büyük görevdir. Toplumlarýn selameti, refahý, traj uðruna batýl emeller yanlar var.
Burada beni üzen ve düfazileti, saadet ve mutlulu- uðruna düþtüðü hataya
ðu, insani deðerlerin yer- düþmeden, sansasyon yap- þündüren, hali malum uþak
leþmesi ve yükseltilmesi madan, abur-cubur yazýla- satýlmýþ gazeteler neyse,
için biz müslümanlar da ra ve resimlere yer verme- müslüman olarak bilinen,
enaz rakiplerimiz kadar bu den vakar bir medya haki- hesaba katýlmadýklarý kiþiler sayesinde kurulan ve
sahaya önem ve destek ver- miyeti kurmalýyýz.
Þahýslarý müesseseleri, var olan gazetelere televizmek mecburiyetindeyiz.
yonlara medya organlarýna
Ýslam dünyasý bu hýzlý þeref ve haysiyetleri hedef
ne demeli. Ýnsan nasýl bu
geliþimi ve deðiþimi fark alarak sevgi ve küçük dükadar deðiþebiliyor nanedemezse bunu dinin ve þürücü hareketlerden mukörlük yapa biliyor aslýný
müslümanlarýn hizmetine hakkak kaçýlýnmalýdýr. Bu- inkar edebiliyor. Ama olsunamazsa, buna uygun na karþýlýk bütün dünya sun bu fedakar millet bir
davet ve teblið metodu ge- müslümanlarýný ve insanlý- taraftan hakkýný haram
ðý göz önünde bulunduruliþtiremezse Ýslam`ýn ve
rarak basýn yayýn ve med- ederken diðer taraftan onmüslümanýn aleyhine fitne
larýn gizleyip vermedikleriya hizmetleri verilmelidir.
ve fesatlar artacak, insanlýÇünkü kalabalýklaþan, ni þuurlu müslümanlarý kaðýn Ýslam`a olan yoðun te- dünyaya daðýlarak yaþa- pý kapý dolaþýp aile aile
veccühü sevgi ve muhab- mak zorunda kalan müslü- izah edip anlýnýn akýyla
beti, yerini daha çok batýla, manlara ve insanlara eski kimseye uþak ve köle olmataklite ve hataya düþmesi- klasik metodlarla Ýslamýn dan izah ederler.
Ýþte basýn yayýn bu þene sebeb olacaktýr.
mesajýný ulaþtýrmak mümkilde kör ve batýl menfaatBu günaha ortak olma- kün deðildir.
mak için biz müslümanlar
Bu nedenle, gündemi lere, hýrslara alet olduðu
farz olan irþad ve teblið va- oluþturan insanlarý yönlen- zaman son derece tehlikeli
zifemizi ifa ederken çaðý- diren, yazýlý, iþitsel ve gör- durumlar, yönlendirmeler,
mýzýn en son teknolojik ile- sel organlardan özellikle adaletsizlikler meydana
tiþim araçlarýný en iyi þekil- radyo, televizyon bilgisa- gelmektedir. Savaþ zehirli
de kullanmalýyýz. Eðer iyi yar ve internetten istifade bomba etkisi yapýyor, milkullanamazsak
medya, etmek suretiyle, geniþ halk letimizi yakýp kavuruyor.
toplumumuzu ve toplum- kitlelerine yönelik irþad ve Bu tehlikeli etki sayesinde
larý uyutan, ülke sorumlu- teblið programlarý düzen- medya, bütün güçlerin, siluðundan
uzaklaþtýran, lenmesi ve desteklenmesi vil ve siyasal organizelerin,
hatta ordularýn yanýnda
milli, manevi ve kültürel kaçýnýlmazdýr.
Önce de ifade ettiðimiz kendi yerini ilk sýraya koydeðerlerine küfreden hale
17
mayý baþarmýþtýr. Adeta
bugün kanunlarý çýkaran,
hükümetleri kuran, istediðini istediði yere getiren ya
da alaþaðý eden güç haline
gelmiþtir. Daha da önemlisi
devletleri yýkýp, dünyaya
adalet getiriyorum diye
yutturan, ayný anda ayný
yerden düðmeye basýlarak
dünya gündemini oluþturan haksýz, adaletsiz, acýmasýz kuvvet halini almýþtýr.
Bu güçlü kuvvet karþýsýnda, haktan yana olup
adaletle, doðru dürüst bütün dünya müslümanlarýnýn sesi olan TV 5, Milli Gazeteyi ve Hayat Gazetesine,
kuruluþundan günümüze
kadar destek verenlere teþekkür ediyorum. Allah razý olsun diyorum.
Yine o fedakar ve cefakar insanlardan, bu kritik
dönemde TV5 izlemeyi,
Milli Gazeteyi okumayý yerel basýný takip etmelerini
ve medya gücünü kullanarak yakýnlarýný, ülkemiz ve
bütün dünya müslümanlarýný duyarlý hale getirmelerini Allah rýzasý için istirham ediyorum.
Bu mücadelede de hiç
bir müslüman maddi ve
manevi geri kalamaz. En
son model araçlarý, gereçleri medya ve basýn organlarýný ve en önemlisi bir fiil
canla baþla katýlarak bu
mücadelede haktan yana
olduðunu isbat etmelidir.
Bu hassasiyetimizden
dolayý sizi, sizin gibi düþünenleri baþýmýzda görme
arzunuzdan dolayý gayretlerinizi, þimdiden tebrik
ediyorum. Köþe yazýlarýnda sizi ifade edenleri, ekranlarýnda sizi yayýnlayanlarý, hakký ve adaleti üstün
tuttuklarý için bu kuruluþlarý daha büyük desteklerle
þaha kaldýrmanýzý rica ediyorum. Bu kritik dönemde
bütün müslümanlarý, suurlu ve bilincli olmaya, beyinlerimizi, imanlarýmýzý
ve neslimizi bu büyük saldýrýlar karþýsýnda muhafaza etmeye davet ediyorum.
Geleceðimizin þekilleneceði önümüzdeki bu büyük imtihanla, bütün müslümanlarý ahlak, fazilet ve
saadet yarýþýnda kendilerine düþen görev ve sorumlulugu yerine getirmek
üzere Allah’a emanet ediyorum.
Uðraþ bizden muvaffakiyet Allah’tandýr.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
18
Seite 18
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Yaz okullar⁄
neden gerekli ?
Mehmet Gedik
IGMG E©itim Ba‚kan⁄
990”lı yıllardan beri Avrupa’da kalıcı oldu©unu kabul eden insanımız özellikle son
yıllarda nesillerini yeti‚tirme çabası içine girmi‚lerdir. Avrupa’ya geldikten sonra 40 yılı a‚kın
bir zaman geçmi‚ olmasına ra©men geç kalmanın nedeni, misafir i‚çi statüsünde Avrupa’ya gelen insanımızın 1977’li yılllara kadar hükümetler
politikasında yabancı i‚çiler olarak kabul edilmeleri ve henüz göçmen olarak kabul görmemeleridir.
Íimdilerde bu süreç yine böyle devam ederken
"Yabancı Û‚çiler” kavramının yerini, bu ülkelere
getirilmi‚ insanların, bu ülkelerde do©mu‚ olan
çocukları da dikkate alınarak "Göçmen” kavramı almaya ba‚lamı‚tır.
1
Avrupa’ya gelen birinci nesil insanlarımızın bazıları emekli olmu‚, bazıları ana vatana geri
dönmü‚ bazıları da Hakk’ın rahmetine kavu‚mu‚tur. Hemen onlardan sonraki ikinci nesil, çocukları genç ya‚ta olan babalar
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
konumundadır. Íimdi üçüncü neslin ça©ı ba‚lamı‚tır. Bugüne kadar birlikte ya‚ama ve hareket etme yolunda çalı‚malar yapan insanımız,
bunun için mekanlar açarak ve aydınlatıcı programlar düzenleyerek öz benli©ini koruma ve entegre halinde ya‚amanın önemini anlatmaya
çalı‚mı‚lardır. Bütün bunların yanında insanımız
artık Avrupa’da kalıcı oldu©umuzu görmü‚tür.
Bu durum yapılması gereken bir di©er önemli
çalı‚mayı ön plana almı‚tır:
"YENÛ
NESÛLLERÛN EÌÛTÛMÛ“
Ûnsanlarımızın bu tür sosyal ihtiyaçlarını kar‚ılamak için kurulan ve 35 yılı a‚kın bir süredir Avrupa’da faaliyetlerini sürdüren Milli Görü‚
Te‚kilatları E©itim Ba‚kanlı©ı, yeni nesillerin e©itimi hususunda gereken çalı‚maları yaparak, çocuklarımızın e©itimi için plan ve projeler hazırlayıp
bunları uygulamaya koymaktadır. Bunlardan bir
tanesi de "YAZ KURSLARI” çalı‚masıdır.
Milli Görü‚ Te‚kilatları 2007 yılı Yaz Okulları ile
faaliyet haber
ilgili Genel Ba‚kan Yardımcısı ve E©itim Ba‚kanı Sayın Mehmet Gedik’ten almı‚ oldu©umuz
bilgileri özet olarak okurlarımıza aktarıyor ve bir
kez daha ”TATÛL KURSLARI” nın çocuklarımız
için ne kadar önemli oldu©unu velilere bir uyarı
olarak hatırlatmakta fayda görüyoruz.
“Avrupa’da ya‚ayan çocuklarımızın kimlik bunalımları her geçen gün daha da derin tartı‚malara sebebiyet verirken, gerek ana hükümetlerin
gerekse eyalet hükümetlerinin ortaya koydukları çözüm önerileri müslümanlar açısından hiç de
içaçıcı de©ildir. Yıllardır bir çok sivil toplum kurulu‚ları çocuklarımızın kimlik sorunlarını ortadan kaldırmak için çalı‚malar yapmı‚ ve netice
olarak istenilen seviyeye ula‚ılamamı‚tır. Çünkü istenilen seviyede ba‚arı elde edilmesinin
vazgeçilmez tek faktörü “çocukların müslüman olduklarını unutmamaları” dır. Avrupa’da çok kültürlü toplumlarda ya‚ayan çocuklarımızın kimlik
sorunlarının olması yapısal olarak çok do©aldır.
Önemli olan bu toplumsal yapı içerisinde müslümanların nasıl yer alması gerekti©i hususlarıdır. Ûnançları yönünde Ûslami kimlik sorunlarının
halledilme noktasında çocuklarımıza olan yakla‚ımımız, kendi ait oldu©u dini ve kültürel yapıyı muhafaza ederek, çok kültürlü toplumlarda
ya‚amasını ö©retmektir. Çocuklarımıza bu
e©itimler verilirken, pedagojik ve didaktik metodlar dahilinde, bilgi ufkunun ‚effaf ı‚ıkları
inançlarından aldıkları ilahi kaynaklarla donatılmalıdır.
Yaz sezonu e©itimlerine ba‚lamadan önce kurslara katılacak olan bay ve bayan e©itimcilerle,
hizmet içi e©itimler yapılarak daha ba‚arılı bir
yaz e©itim programının dersleri verilmi‚tir. Aynı zamanda Mayıs
Mayýs 2005’de
2007 yapmı‚ oldu©umuz
hizmet içi e©itim programlarında müfredatımıza ba©lı yoklama ve sınıf defterlerinin kullanımı ile ilgili çalı‚malar yapılmı‚tır.
Sa©lıklı bir e©itim, ciddiyet, süreklilik ve özveri
ister. Ûnsan hayatının önemli bir kısmı e©itim
kurumlarında geçmektedir. Dolayısıyla insanın
ruh ve inanç yapısı, e©itim kurumlarında almı‚
oldu©u bilgiler do©rultusunda ‚ekillenmektedir.
BÖLGE
IGMG
G Bölge
e
IGMG
BÖLGE
YazzYAZ
Okullar⁄
⁄
OKULLARI
Kurss tarihlerii
‹RT‹BAT
ve
e Ûrtibatt
ADRESLERI
telefonlar⁄
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
KURS TARÛHÛ
ÛRTÛBAT TEL.
ÛRTÛBAT MOBÛL
Berlin:
75, -D/ 21 Mobil:0179
0179-9211976
Berlin Kottbusser16Damm
Temmuz
1710967
A©ustosBerlin
2007 Tel: 030-69807820
030 / 69807820-21
/ 9211976
Hamburg:
40- 13
D- 20099
Tel: 040
040-245629
Hamburg Böckmannstraße
16 Temmuz
A©ustosHamburg
2007
/ 245629 Mobil: 0173-2464877
0173 / 2464877
Bremen
9 D- 28309
Bremen2007
Tel: 0421-6100604
Mobil: 0177-5286856
Bremen Stapelfeldstr.
31 Temmuz
- 26 A©ustos
0421 / 6100604
0177 / 5286856
Hannover
Str.17
D- 30167
Hannover
0171-8184256
Hannover Scheffel19
Temmuz
- 17 A©ustos
2007Tel: 0511-14887
0511 / 148
87
0171 / 8184256
Kuzey
66 D- -33803
Steinhagen
Kuzey Ruhr
Ruhr Hallestr.
24 Haziran
24 Temmuz
2007 Tel: 0521-9687236
0521 / 96872360178-8618606
0178 / 8618606
Ruhr
4 D44147
Dortmund
Mobil: 0163-6799114
Ruhr AA Arnold Str.24
Haziran
- 22
TemmuzTel:
20070231-88084510
0231 / 88084510
0163 / 6799114
Düsseldorf
D- 47916
Duisburg-Marxloh
Tel:
0174-3315353
Düsseldorf Wolfstr.9-11
24 Haziran
- 14 Temmuz
2007
0203
/ 8077710
177/4639260
Köln Merheimerstr 229 D- 50733 Köln Tel: 0221-97304525/16 Mobil: 0177-4284992
Köln
24 Haziran - 10 A©ustos 2007
0221 / 97304525
0177 / 4284992
Hessen Gutenbergstr. 9 D- 65428 Rüsselsheim Tel: 0614217455149-51 Mobil: 0178-5336389
Hessen
09 Temmuz - 28 Temmuz 2007
06142 / 17455149-51
0178 / 5336389
Stuttgart Ulmer Str. 172 D- 70188 Stuttgart Tel: 0711-4149954 Mobil: 0163-7965247
Stuttgart
30 Temmuz - 02 Eylül 2007
0711 / 4149954
0171 / 3830483
G.Bavyera Landwehrstr. 25 /4 D- 80336 München Tel: 089-51514967 Mobil: 0176-23259440
G.Bavyera
29 Temmuz - 26 A©ustos 2007
089 / 51514967
0178 / 2028656
K.Bavyera Holbeinstr. 25 D- 90441 Nürnberg Tel: 0911-663002 Mobil: 0177-7882584
K.BavyeraSeemühle0412
A©ustos
- 02 Hüfingen
Eylül 2007Tel: 0771-8968731
0911 / 663002
0177 / 7882584
Freiburg
D- 78183
Mobil: 0173-5916891
Freiburg Schillerstr.
26 Temmuz
- 08 Eylül
/ 8968731
0172 / 7332238
Schwaben
29 D- 89077
Ulm2007
Tel: 073161980771
19 Mobil:
0172-7285153
Schwaben
30 Temmuz
A©ustos
2007
07310621-628506
/ 36080765 Mobil:
0172
/ 7285153
Rhein
Saar Brunhildenstr.
10 -D-2567059
Ludwigshafen
Tel:
0170-1038238
Rhein Saar1 Rauchfangkehrergasse
30 Temmuz - 31 A©ustos
0621
628506
0176-21624187
Avusturya
36/10 2007
A- 1150 Wien
Tel:/ 01-961912111
Mobil:
06765709432
Avusturya 12 Neu Amerika
22 Temmuz
A©ustos
2007Tel: 0557479483
0043 / 1961912111
0043 / 6606571228
Avusturya
4 A-- 18
6900
Bregenz
mobil: 06767243695
Avusturya
Temmuz
- 18 A_ustos
2007
0043 / 557482782
0043 / 6767243695
‹sviçre
Hof2Str. 9822
CH8620 Wetzik321
01-786989574
Ûsviçre Chaussee14
04 A©ustos
2007Brüxelles0041
1449321569 Mobil:
0041
/ 786989574
Belçika
deTemmuz
Haecht -124/A
B- 1030
Tel:/ 02-2198079
0474988954
Belçika
01 Temmuz - 04
A©ustos
2007 CE Amsterdam
0032 / 22198079
0032
/ 474988954
K.Hollanda
Zuidermolenwegweg
25-a
NL- 1069
Tel: 020-6182986
Mobil:
0625596985
K.Hollanda Voreseweg
09 Temmuz
- 17
A©ustos
2007 Tel: 010-4716
0031206182986
0031 / 649935947
G.Hollanda
123 NL3047
Rotterdam
847 Mobil: 0643751669
Paris
29, Rue des01
Petit
Ecuruit- 01
F- 75010
Paris Tel: 01-45235512
Mobil:
G.Hollanda
Temmuz
Eylül 2007
0031 / 104716
8470613361565
0031 / 643751669
Lyon
Thorez -F-19
69200
Venissieux
Tel:00331
04-78701083
Mobil: 0633322231
Paris 19, Av. Maurice
09 Temmuz
A©ustos
2007
/ 45235512
0033 / 6786422926
Alpes
Nantua
Tel: 04-74751233
Mobil: 0684403941
Lyon 26, Route de
15Genéve
TemmuzF--1130
19 A©ustos
2007
0033 / 478701083
0033 / 667928746
Strasbourg
29, Rue
Federatione
F- 67100
Tel:
03-870647586 Mobil:
Alpes
09 de
Temmuz
- 19 A©ustos
2007Strasbourg
0033
/ 474751233
0033 / 0614441620
628190062
Danimarka
171
DK1665 2007
Köbenhavn Tel:
03-8111830
Strasbourg Valdemarsgade
08 Temmuz
- 12
A©ustos
0033
/ 388791126Mobil: 060706356
0033 / 613733458
‹sveç
Gardebyplan0120Temmuz
box 5051
163052007
Spanga Tel:0045
07-04444008
Danimarka
- 15S-A©ustos
/ 38111830Mobil: 0739840511
0045 / 61652298
Norveç
12 N- 561
Oslo
Tel: 02-2670086
Mobil:/ 704444008
022304525
Ûsveç Herslebsgate
01 Temmuz
- 15
A©ustos
2007
0046
0046 / 739840511
‹ngiltere
New Park
E10SHR
N5 2/ lH
Tel: 07908502948-07881863937
Norveç 272 Highbury
01 Temmuz
- 15 GBA©ustos
2007 London 0047
22670086
0047 / 22304525
‹talya
Viale Marche0140
I- 20159
Tel:2007
0289695131
Mobil:
034829207390044 / 7958774612
Ûngiltere
Temmuz
- 15Milano
A©ustos
0044
/ 2073590494
Ûtalya
01 Temmuz - 15 A©ustos 2007
0039 / 0289695131
0039 / 3287362941
E¤itim
· 5D-50171
Kerpen
Tel.:n+49
(0)2237-656
2716•270
[email protected]
· www.igmg.de
E©itim
mBaflkanl›¤›
Ba‚kanl⁄©⁄•⁄ •Boschstr.
Boschstr.61-65
. 61-65
• D-50171
1 Kerpen
• Tel
l : 02237
7 / 656
0 - 272
2 • [email protected]
e • ww.igmg.de
Ayrıca Tatil Dönemi içerisinde
Dinlenme ve E©lenme Projeleri:
IGMG Yaz okulları projesinin ana gayelerinden
birisi de, ö©rencilerin uygun ortamlarda dinlenmeleri ve e©lenmelerinin sa©lanmasıdır. Kendi örf, adet ve kültürüne dayalı e©lenme ve
dinlenme sanatı talebelere kurs dönemi içerisinde ö©retilmektedir. Dinlenme ve e©lenme programlarının tertip edilmesinde IGMG Bölge
Gençlik Te‚kilat⁄ birimlerinden görevlendirilen
arkada‚lar tarafından organize edilerek talebelerin en iyi ‚ekilde memnun edilmeleri için gayret gösterilmektedir. Talebelerin yaz kurslarına
i‚tirakleri esnasında yeni arkada‚ çevresinin
geli‚tirilmesi sa©lanmakta ve birbirleri ile kayna‚maları ve payla‚maları ö©retilmektedir. On
ay boyunca bulundukları bölgelerde okullara
gitmi‚ olan çocuklarımızın dinlenmek ve e©lenmek en do©al hakları oldu©u için, çe‚itli sportif çalı‚malar (futbol, voleybol, basket, yüzme,
tenis) düzenlenerek turnuvalar organize edilmektedir.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 19
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 20
Einbauküchen&
Elektrogeräte
Küche
Marktstraße. 6-8 · D-65428 Rüsselsheim
Inhaber: Tefik ‹zci
Tel: 06142-797793 · Tel: 06142-798627
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 21
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 22
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
20:54 Uhr
Seite 23
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
23
Bu yazý Mustafa Mullaoðlu Hocanýn tutmuþ olduðu notlardan faydalanýlarak makale haline getirilmiþtir. Faydalý olacaðý kanaatindeyiz.
BÝRÝNCÝ BÖLÜM:
AÇILIÞ TÖRENLERÝ:
1.GÜN:
AÇILIÞ PROÐRAMI VE
10. KURULUÞ YILDÖNÜMÜ KUTLAMALARI:
YER: Kral Fahd Saray
Bosna Kültür Merkezi.
1-Açýlýþ Kur’ an’ý Kerimi.
2-Kral Fahd Saraybosna
Kültür Merkezi Müdürü
Þeyh Abdulaziz el-Akilinin
selamlama konuþmasý.
3-Bosna ilahi gurubundan ilahiler.
4-Bosna Hersek Hükümeti adýna Ýnsan Haklarý
ve Göçmenlerden Sorumlu
Devlet Bakaný Saffet Haliloviçin konuþmasý.
5-Bosna Hersek Yahudi
cemaati temsilcisi Yakop
Fentsy’nin selamlama konuþmasý.
6-Bosna Hersek Katolik
cemaati temsilcisi Dr. Niko
Ýkiç’in selamlama konuþmasý.
7-Bosna Hersek Protestanlarýnýn temsilcisi Vanja
Jovanoviç’in selamlama
konuþmasý.
8-Bosna ilahi gurubundan ilahiler.
9-El-Ezher Üniversitesi
Fýkýh Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Abdulbakinin konuþmasý.
10-Avrupa Ýslam Federasyonlarý Genel Baþkaný
Þekip b. Mahluf’un konuþmasý.
11-Suud Arabistan Fýkýh
Konseyi Genel Sekreteri
Prof. Ahmet el-Assal’ýn konuþmasý.
12-Bosna ilahi grubundan ilahiler.
13-Bosna Hersek Reisi
Ulemasý Dr. Mustafa Seriç’in konuþmasý.
14-Avrupa Fýkh ve Araþtýrma Konseyi Genel Baþkaný Prof. Dr. Yusuf el-Kardavinin konuþmasý.
15-Kapanýþ.
ÝKÝNCÝ BÖLÜM:
ÝLMÝ BÖLÜM:
2.GÜN: 16 Mayýs 2007
Çarþamba: Ýlmi Müzakereler: Saat: 09-11.00
1-Açýlýþ Kur’aný Kerimi.
2-Açýlýþ
Konuþmasý:
Prof. Dr. Yusuf el-Kardavi.
(Gnl.Bþk.Katar)
3-Genel sekreterliðin
açýklamalarý. Þeyh Hüseyin
Halava. (üye-gnl.skr.Ýrlanda)
Ýlmi konular ve müzakereleri:
AVRUPA FIKIH VE
ARAÞTIRMA KONSEYÝ
17. OLAÐAN TOPLANTISI
15-20 MAYIS 2007 SARAYBOSNA
1.Ýlmi konu: Þer’i
açýdan, Vatandaþlýk ve
Entegrasyon:
1. Oturum:
Oturum
Baþkaný:
Þeyh Faysal el Mevlevi.(Üye.Bþk.yrd.Lübnan)
Araþtýrma konularý
ve takdimciler:
1-Ýnanç ve maksadlar açýsýndan Vatandaþlýk ve Entegrasyon.
Prof. Dr. Yusuf elKardavi.(Üye-BaþkanKatar)
2-Din ve vatandaþMustafa MULLAOÐLU
lýk arasýnda velayet.
(Bir topluluðun emrine
Hüsrev Medresesinin Engirme)
tegrasyona katkýlarý.
Prof. Dr. Abdullah b.
Dr. Mustafa Seriç.(üyeBayyah Yupkiha.(üye-Mo- Bosna)
ritanya)
3-Avrupada Ýslam ger3-Müzakere ve münaka- çeði.
þa:
Dr. Muhammed el-HevÞeyh el-Arabi el-Biþ- vari.(üye-Almanya)
ri.(üye-Fransa-Fas)
4-Konularýn müzakere
2. Ýlmi konu: Vatandaþ- ve münakaþalarý.
lýkta Avrupa Gerçeði:
3.Ýlmi konu: Geleceðe
2. Oturum:
yönelik Entegrasyon hedefOturum Baþkaný: Dr. leri.
Mustafa Seriç.(üye-Bosna)
3.Ýlmi oturum:
Araþtýrma konularý ve
Oturum Baþkaný: Þeyh
Takdimciler:
Abdullah b. Ali Salim.(üye1-Osmanlý Devletinde Pkistan-Londra)
Gayrimüslim azýnlýklarýn
Araþtýrma konularý ve
haklarý ve bugünün Avru- takdimciler:
pasýnda Entegrasyon prop1-Savunanlarla
karþý
lemleri.
olanlar arasýnda GayrimüsMustafa
Mullaoð- lim ülkede vatandaþlýk.
lu.(üye-Avusturya-AlmanDr. Salah Sultan.(üyeya)
A.B.D.)
2-Tarih boyunca Gazi
2-Müslüman vatandaþÞEYH EFENDÝ BÜYÜK ALÝM,
KONSEY ÜYESÝ
YUSUF el-KARDAVI
larýn Batýlý toplumlara
etkileri.
Prof. Dr. Cemal elBedevi.(üye-A.B.D)
3-Medeniyetlerin
ortak paydalarý ve Entegrasyona giriþ.
Prof. Dr. Abdulmecid
en-Neccar.(üye
Fransa-Tunus)
4-Konularýn müzakeresi ve munakaþalar.
4. KONU: VATANDAÞLIK VE ENTEGRASYONDA: ÝLKE VE
KAÝDELER:
4. Ýlmi oturum:
Oturum Baþkaný: Dr.
Abdullah
el-Cüdey’a(üye-Cezair-Londra)
1-Müsbet Entegrasyonun temel ilkeleri.
Þeyh Hüseyin Halava.(üye-Ýrlanda-Mýsýr)
2-Avrupa`da Müslüman
vatandaþ olmak.
Þeyh Faysal el-Mevlevi.(Üye-Lübnan)
3-Avrupalýlarýn, Müslümanlarýn Entegrasyonuna
bakýþý.
Prof. Dr. Matjuts Berger.(Misafir-Hollanda
4-Konularýn müzakeresi
ve münakaþalar.
3.GÜN: 17 Mayýs 2007
Perþembe:
5. Ýlmi oturum:
Oturum Baþkaný: Mustafa
Mullaoðlu(Üye-Almanya-Avusturya)
Ýlmi araþtýrma konularý
ve takdimciler:
ÞEYH EFENDÝ BÜYÜK ALÝM
ESKÝ MORÝTANYA ADALET BAKANI:ÞEYH
ABDULLAH B.BAYYAH.KONSEY ÜYESÝ
1-Vatandaþlýðýn icaplarý
ve kimliðin muhafazasý
arasýnda Avrupa Müslümanlarý.
Dr. Ahmed Caballa.(Üye-Fransa)
2-Müslümanlarýn Gayri
müslimlerin faaliyetlerine
katýlmalarýnýn hükmü.
Prof. Dr. Hamza Þerif.
(Üye-Suud Arabistan)
3-Araþtýrma konularýnda takip edilecek metod ve
kurallar.
Þeyh El-Arabi el-Biþri.(Fransa-Þatuþino)
4-Konularýn müzakeresi
ve münakaþalar.
5.ÝLMÝ KONU: ENTEGRASYONDA YÖNTEM VE
VASITALAR:
6. ÝLMÝ OTURUM:
OTURUM BAÞKANI:
Dr. Muhammed el-Mansuri.(Üye-Birleþik Arap Amirlikleri)
Araþtýrma konularý ve
takdimciler:
1-Vatandaþlýkta Ýslam’i
davetin rolü.
Dr. Mütevelli Musa.(misafir-Almanya-Mýsýr)
2-Vatandaþlýk ve Entegrasyonda Diyaloðun rolü.
Þeyh Raþid el-Ðannuþi.(Üye-Londra-Tunus)
3-Konulara ilave tez.
Þeyh Abdullah el-Cüdey’a.(Üye-Londra)
4-Konularýn müzakere
ve münakaþalarý.
7. ÝLMÝ OTURUM:
OTURUM BAÞKANI:
Muhammed
es-Sýddýk.(üye-Almanya)
Araþtýrma konularý ve
takdimciler:
1-Müslüman ailenin Entegrasyondaki rolü.
Þeyh Salim eþ-Þeyhi.(Üye-Londra-Libya)
2-Eðitim ve ýslah temeli
üzerine kurulan vatandaþlýk.
Prof. Dr. Ahmed Ali elÝmam(Üye-Sudan)
3-Ýslam’i kuruluþlarýn
Entegrasyondaki rolü.
Þekip b. Mahluf.(Misafir-Fransa)
4-Konular üzerinde Müzakere ve munakaþalar.
8. ÝLMÝ OTURUM:
OTURUM BAÞKANI:
Raþid
el-Ðannuþi.(ÜyeLondra-Tunus)
1-Takdim edilen tüm
araþtýrma konularýnýn deðerlendirilmesi.
Prof. Dr. Abdulmecid
en-Neccar.(Üye.Genel sekreter yrd.)
21. sayi sayfalar
29.04.2009
24
2-Tüm konularýn müzakere ve munakaþalarý.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM:
FETVALAR BÖLÜMÜ:
1.OTURUM: 18.05.2007.
CUMA.
1-Ýdari toplantý. Þeyh
Faysal el-Mevlevinin baþkanlýðýnda.
2-Cuma namazý proðramý: Gazi Hüsrev camii.
2.OTURUM:
Oturum baþkaný: Þeyh
el-Arabi EL-BÝÞRÝ.
Konu: Hilal-Ramazanýn
baþlangýcýnýn ve bitiþinin
tesbiti ile ilgili çalýþmalar.
Takdimciler:
1-Dr. Muhammed elHevvari-Seminer.
2-Þeyh Abdullah el-Cüdeya-Seminer.
3-Þeyh Faysal el-Mevlevi-Seminer.
3.OTURUM:
Hilal konusunun müzakere ve munakaþalarý.
4.OTURUM: 19.05.2007
CUMARTESÝ:
-FETVALAR.
-Oturum baþkaný: Þeyh
Sali eþ-Þeyhi.
5.OTURUM:
-FETVALAR.
Oturum baþkaný: Prof.
Dr. Hamza eþ-Þerif.
6.OTURUM:
Oturum baþkaný: Prof.
Dr. Abdulmecid en-Neccar.
7.OTURUM:
-OTURUM BAÞKANI:
PROF. DR. YUSUF ELKARDAVÝ.
-KONULAR:
-KARARLARIN AÇIKLANMASI-SONUÇ BÝLDÝRGESÝ.
-KAPANIÞ.
DEÐERLENDÝRME:
Avrupa fýkýh ve araþtýrma konseyinin 17.olaðan
toplantýsýnýn kýsa deðerlendirmesi:
1-Toplantýda 25 adet bilimsel ve ilmi araþtýrma konusu takdim edildi.
2-Takdim edilen konularýn tamamýnýn tartýþma
ve müzakeresi 5 günlük bir
süre içerisinde yeterince
rlangen-Nürnberg
Üviversitesi’nden
Prof. Dr. Johannes
Lähnemann, Rostock Üniversitesi’nden Prof. Dr. Klaus Hock, Patrick Bartsch ve
Dr. Wolfram Reiss tarafýndan Müslüman ülkelerdeki
öðrencilere Hristiyanlýðýn
nasýl öðretildiði üzerine yapýlan araþtýrmadan Müslüman ülkelerdeki ders kitap-
E
20:54 Uhr
Seite 24
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
yapýldý.
3-Toplantý gayet verimli
ve bereketli geçti.
4-Özellikle Bosnalý yetkililer ve halk, böyle bir
toplantýnýn kendi ülkelerinde yapýlmasýndan dolayý memnuniyetlerini ifade
ettiler. Hatta onure edildiklerini söylediler.
5-Toplantýda kararlarý
alýnan konular:
1-Hilal ile ilgili,
2-Vatandaþlýk ve gereklilikleri ile ilgili,
3-Ve Entegrasyon kavramý ve gereklilikleri ile ilgili olmak üzere bu üç konuda karar alýndý.
6- 11 konuda fetva verildi.
7-Toplantýya 26 ülkeden
40 ilim adamý katýldý.
8-Bütün araþtýrma konularý çok faydalý, seviyeli,
ilmi ve bilimseldi.
9-Böyle bir kuruluþun
özellikle Avrupa da yaþayan Müslümanlar için ne
kadar önemli olduðu bir
kez daha kendisini göstermiþtir.
10-Bendenizin araþtýrma konum daha önce de
adý geçtiði gibi: ((Osmanlý
Devletinde Gayrimüslim
Azýnlýklarýn Haklarý))idi.
Bu araþtýrma konusunun içeriðinin baþlýklarý kýsaca þöyle idi:
-Ýslam’da gayrimüslim
azýnlýk haklarý.
-Müslüman toplumlarýn
gayrimüslim azýnlýklara
bakýþý.
-Müslümanlarla gayrimüslimlerin bir arada yaþamalarýnýn tarihçesi.
-Hz. Peygamber(s.a.v)
döneminde gayrimüslim
azýnlýk haklarý.
-Hulefa-i Raþidin döneminde gayrimüslim azýnlýk
haklarý.
-Emeviler döneminde
gayrimüslim azýnlýk haklarý.
-Abbasiler döneminde
gayrimüslim azýnlýk haklarý.
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
-Osmanlý
devletinde
gayrimüslim azýnlýk haklarý.
-Konuyla ilgili yaþanmýþ
olaylar.
-Tarihi belgeler.
-Bu günkü Avrupa da
entegrasyon sorunlarý.
-Gerçek entegrasyonun
önündeki engeller.
-Ýslam’i kuruluþlarýn ve
ve camilerin entegrasyona
katkýlarý.
-Ve Avrupalý yetkililerin
entegrasyon konusundaki
yanlýþ politikalarý.
Konumuz baþlýklar halinde böyle idi.
Bendeniz konumu takdim ederken özellikle de
Hollanda`dan iþtirak eden
iki Profösöre yönelerek dedim ki: Beþ gündür toplantýyý izlediniz, gündemin tamamý da önünüzde, Allah
için söyleyin, gerçek anlamda entegrasyon için bu
kadar ciddi çalýþan ve bu
kadar ilmi ve bilimsel araþtýrma yapan ikinci bir kuruluþ gösterebilir misiniz?
dedim. Dolayýsýyla, entegrasyon için bu kadar kafa
yoran, maddi ve manevi fedakarlýk yapan Ýslami kuruluþlar nasýl entegrasyonun önünde engel olarak
gösterilebilirler? Ama maalesef birçok Avrupa ülkesinin entegrasyon söylemlerinin arkasýnda asimilasyon politikasý yattýðý için,
Ýslami kuruluþlar da asimilasyona karþý olduklarý için
tabii olarak, bundan dolayý
hedef noktasý haline geliyorlar. Haliyle Hollandalý
dostlar tarafýndan haklý bulunduk.
Acizane bu vesileyle bir
kez daha þunu açýkça ifade
edebilirim ki, Müslüman
kuruluþlarýn yapmýþ olduklarý çalýþmalarýn tamamý sadece Müslümanlarýn
yararýna olan çalýþmalar
deðildir. Bilakis en baþta ve
bizzat Avrupa ülkeleri ve
Avrupa vatandaþlarý içindir de.
Bundan dolayý Avrupalý
yetkililer bu kuruluþlarý
maddi ve manevi olarak
daima desteklemelidirler.
TAVSÝYELER:
Konsey, Avrupa da yaþayan Müslümanlara bir
takým tavsiyelerde de bulundu.
Birinci olarak: Yetkili kiþiler ve sivil kuruluþlarýn
yöneticilerine yönelik tavsiyeler:
1-Irkçýlýðýn bitin çeþitlerini yok etmek. Müslümanlarýn bazýlarýnda görülen,
birtakým tavýr ve davranýþlarýnda hissedilen ýrkçýlýk
hastalýðýndan onlarý arýndýrmak.
2-Müslüman azýnlýklara
yönelik her türlü iletiþim
kanallarý kurmak.
3-Bulunduklarý ülkelerde yürürlükte olan kanunlar konusunda bilinçlendirmek için kurslar ve proðramlar düzenlemek.
4-Müslümanlara iþ ve
okuma imkanlarý sunmak
ve diðer azýnlýklardan ayýrt
edilmeden ilgilenmek.
5-Diðerlerinin
farklý
kültürlerini ve kimliklerini
yok etmeye çalýþmayýp dini
ve kültürel farklýlýklara
saygý duymak,
6-Görsel, yazýlý ve diðer
yayýn organlarý, Ýslam ve
Müslümanlara yönelik yayýn politikalarýný deðiþtirmeli, Müslümanlarýn milli
ve manevi deðerlerine ve
mukaddesatýna saygý göstermeli.
Ýkinci olarak: Avrupada
yaþayan Müslüman azýnlýklara tavsiyeler:
1-Vatandaþlýk haklarýyla
ilgili kanunlarý ve sorumluluklarýný çok iyi bilmek.
2-Resmi makamlarca
konulan kanun ve talimatlara baðlý kalmak.
3-Ýslam’ýn deðerlerine
ve yüce ahlak prensiplerine
baðlý kalarak, Ýslam’ý ve
medeniyet deðerlerini tanýtýcý programlar düzenleyerek Ýslam’ýn bütün güzel-
Müslüman ülkelerdeki ders kitaplarýnda Hristiyanlýk imajý üzerine araþtýrma
Müslüman ülkelerin ders kitaplarýnda dini hoþgörü öðretiliyor
larýnda dini hoþgörünün öðrencilere aktarýldýðý ortaya
çýktý. Türkiye, Ýran, Mýsýr, Filistin, Suriye, Lübnan, Ür-
dün ve Cezayir gibi ülkelerde yapýlan araþtýrma bu ülkelerdeki ders kitaplarýnda
dini hoþgörünün önemli bir
oynadýðýný ortaya koydu.
Hristiyanlýðýn kitap ehli
olmasýndan dolayý tanýndýðýný ancak fazla deðinilme-
dosya
liklerini (ve Avrupalýlarýn
ön yargýlarýný) düzeltmeye
çalýþmak.
4-Ýslam’dan olmayan
adet ve geleneklerden kaçýnmak.
5-Olumlu Entegrasyonun saðlanmasý ve faydalý
iliþkilerin gerçekleþmesi
için programlar ve kurslar
düzenlemek.
6-Müslüman azýnlýklarýn arasýndan davetçiler ve
ehil insanlar yetiþtirip,
olumlu ortak yaþamýn gerçekleþmesi için merci konuma gelmelerini saðlamak
ve batýlýlarla diyalogun alt
yapýsýný oluþturarak Ýslam’ý anlatýp onun aydýnlýk
yüzünü takdim etmek.
7-Tam teþekküllü Ýslam
merkezleri inþa edip, cami
etrafýnda, kütüphane, lokanta, kültür, sosyal, spor
ve diðer etkinliklerin yapýlacaðý kýsýmlar ilave ederek, davetsel, kültürel, sosyal ve sportif etkinlikler icra etmek.
8-Entegrasyona yönelik
etkinliklere önem vermek,
Müslüman gençlere herkese açýk organizasyonlar ve
Ýslam haftalarý düzenlemek.
9-Mahalle, þehir ve devlet düzeyinde sivil toplumlara, çevresel ve sosyal faaliyetlere olumlu ve etkin
katkýlarda bulunmak.
10-Kurumsallaþmayý
saðlamak, ýrkçýlýk, mezhepçilik, kabilecilik ve hizipçilik taasubundan uzak
durmak.
11-Müslüman azýnlýklarýn haklarýný savunacak ve
ýrkçý ayýrýmlýða karþý mücadele verecek hukuk bürolarý ve komisyonlarý oluþturmak.
12-Ýslam dininin resmen
tanýnmasý, anayasalarýn,
kanunlarýn ve antlaþmalarýn bütün azýnlýklara verdiði haklarýn Müslüman
azýnlýklara da tanýnmasý
için gayret sarfetmek.
diðini kaydeden uzmanlar,
Hristiyanlýk imajýnýn hiçbir
yerde kesin olarak olumsuz
olmadýðýný, öte yandan kutsal kitapta tahrif gibi problemler veya örneðin teslis
inancý nedeni ile Ýslam’dan
önce tamamlanmamýþ bir
din olarak görüldüðünü belirttiler.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
ir önceki yazýmýzda
kýsaca çocuðun kiþilik geliþimi hakkýnda
bilgi vermiþtik. Kiþilikleri
üzerinde en önemli etkiyi
aile ve çevrenin býraktýðýný
tespit etmiþtik. Lakin çocuðun temel kiþilik modelinin oluþtuðu okul öncesi
dönemde ailenin çocuða
karþý olan tutum ve davranýþlarý çok büyük önem taþýmaktadýr. Bugünkü yazýmýzda ise, anne ve babanýn
bu evre içerisinde en sýk
yaptýðý hatalardan bir kaçýna deðineceðiz…
Unutmamalýyýz ki, anne ve babanýn sadece çocuða karþý deðil, birbirine
karþý davranýþlarý da çocuðun dýþ dünya ile kuracaðý
iliþki için bir model oluþturmaktadýr. Ana-babanýn
tutumu çocuða model olur
ve çocuk gördüðü bu modeli taklit ederek ve bu
davranýþlarý özümseyerek
kiþiliðini yavaþ yavaþ oluþturmaya baþlar. Bu sebeple
ebeveynler güzel poz vermeliler, çünkü çocuklarý iyi
birer fotoðrafçýdýr. Anne ve
babanýn çocuklarýna karþý
tutumlarýnýn saðlýklý olabilmesi, anne ve babanýn
kendiyle barýþýk, dengeli,
huzurlu ve birbirlerine
karþý sevgi ve saygýlý olmalarýna baðlýdýr.
Çocuk büyürken doðru
ve güzel olan davranýþlarý
yaptýðý gibi, zaman zaman
yanlýþ ve hatalý davranýþlarda da bulunabilir. Böyle
durumlarda çok sabýrsýz ve
suçlayýcý davranabiliyoruz.
Bunun ötesinde, kimi
anne baba çocuða davranma tarzý, çocuðunun kiþiliðinde ne gibi izler býrakýr
acaba diye düþünmeksizin,
çocuklarýna hakaret yaðdýrdýklarý görülüyor. Sürekli aptal, beceriksiz, geri
zekâlý denilerek ve belki de
bundan daha aðýr hakaretler duyarak yetiþen çocuk
ileride nasýl kendine güvenen, atik, giriþimci ve hepsinden önemlisi ruhen saðlýklý bir insan olabilir ki?
Hâlbuki alay eden, kýzgýn
ve sinirli bir dil yerine, çocuðun yanlýþ yapabileceðini göz önünde bulundurarak, biz ona sabýrla doðrusunu anlatýrsak ona çok
þey kazandýrabilir, yanlýþ
zamanlarýný doðrularý öðrenebilmesi için birer fýrsat
olarak kullanabileceðini
göstermiþ oluruz.
B
20:54 Uhr
Seite 25
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Anne ve Babalarýn “Çocuk Eðitimi”nde yaptýklarý HATALAR
Ýkbal NUR - Pedagog
Geleneksel aile yapýsýnda baskýcý ve otoriter tutumlu ailelere rastlanmaktadýr. Bu tutumdaki ebeveynler çocuða katý bir disiplin uygular. Bu tür baský
altýnda olan çocuk sessiz,
uslu, dikkatli olmasýna
karþýn çekingen, silik, baþkalarýnýn etkisinde kolayca
kalabilen, aþýrý hassas bir
yapýya sahip olabilmektedir. Ýlgisiz ve kayýtsýz bir
tutum sergileyen anne ve
baba ise, çocuða gösterdikleri sevgi ve ilgi payý azdýr.
Bu tutumla büyüyen çocuklarýn pasif ve donuk olduklarý görülür. Disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliðin nedeni
sorumsuzluk ve ilgisizliktir.
Birçok anne ve baba hala çocuklarýna korkutarak
ya da zorlayarak bir þey
yaptýrabileceklerini sanýyorlar. Belirli bir yaþa kadar çocuk bu oyunu oynar.
Yalnýz ne zaman büyür, bilgi sahibi olur ve kendisini
güçlü hissedip kendini savunur hale gelirse, o zaman bu oyun biter. Çocuða
ne denirse densin, daima
aksi ve zýt tepkilerle cevap
verecektir. Çocuklarýn muhakemelerini ve mantýklarýný güçlendirmek en iyi alternatif yöntemdir. Çocuklarýmýza yaptýrmak istediðimiz þeyi zorlayarak, korkutarak deðil de mantýk ve
muhakemesini geliþtirip
inandýrarak yaptýrmalýyýz.
Otoriter ve ilgisiz tutumlarýn yaný sýra, birçok anne
ve babanýn dengesiz ve kararsýz davranýþlarýna sýk
sýk rastlamaktayýz. Bu dengesizlik anne ve baba arasýndaki görüþ ayrýlýklarýndan kaynaklanabileceði gibi, anne ya da babanýn gösterdikleri deðiþken davranýþ biçimlerinden de kaynaklanabilmektedir. Dolayýsýyla Yunus Emre’nin de
iþaret ettiði gibi “Ýlim ilim
bilmektir, Ýlim kendin bilmekti.”r düsturuyla anne
baba olan bireyler evvela
kendi karakter yapýlarýný
ve ardýndan eþlerinin kiþisel yapýsýný bilmeliler. Ço-
cuk, nerede ve ne zaman
hangi davranýþý cezalandýrýldýðýný ve hangi davranýþýn hoþ görüldüðünü bilmesi için, anne ve baba
hemfikir ve eylem birliði
içerisinde hareket etmeliler. Böylece çocuk hangi
davranýþýnýn yanlýþ davranýþ, hangi davranýþýn doðru davranýþ kategorisine
girdiðini daha rahat fark
edecektir.
Globalleþen bir dünyada çocuðumuzun da bizim
gibi yoðun olmasý gereðine
inanan anne babalar, çocuklarýnýn okul, ev ve sosyal hayattaki plan ve programlarýný doldurmaktadýrlar. Aktivitelerin sürelerini
ve miktarýný ayarlayamadýðýmýz gibi dengeleyemiyoruz da. Hatta bazý çocuklarýn, ebeveynlerinden
daha meþgul olduklarý görülüyor. Yüzmeden futbola, karateye, basketbola
hafta sonu Camii de dini
derslere ve özel okul derslerine yetiþmeye çalýþýyorlar. Bu hengameden, ne çocuk ne aile tatmin oluyor.
Bu tempoda anne babayla
beraber çocuklar da çok
yoruluyor; bir nevi çocukluklarýn yaþama hakký ellerinden alýnmýþ oluyor.
Dengeli bir sosyal etkinlik
saðlamýz gerekirken, biz
bir sosyal bezginliðe sürüklüyoruz çocuklarýmýzý.
Gelelim en son deðinmek istediðimiz hataya:
Çocuk istismarý, halk dilin-
de dayak ve dövme diye
nitelendirdiðimiz.
Çocuklar iliþki kurma
biçimlerini ailelerden öðrenirler. Þiddet yaþanan ailelerde çocuklar þiddet kullanarak iliþki kuran aile üyelerini gözlemledikleri için
dýþarýda iliþki kurma biçimleri de bu þekilde olur.
Bazý çocuklar agresif, yýkýcý, kaba ve uygunsuz davranýþlar sergileyebilirler.
Kendilerini ifade etmekte
zorlanýrlar ve problem çözme becerileri yoktur. Þiddetle iç içe yaþayan ebeveynler çocuklarýna kendi
çaresizlik ve umutsuzluk
duygularýný geçirirler ve
çocuklarýna güven hislerini veremezler. Þiddete maruz kalmýþ, dövülen çocuklarda aþaðýda sýraladýðýmýz
psikolojik ve fiziksel belirtiler meydana gelebilmekte:
- Okulda baþarýsýzlýk
- Okula gitmeyi reddetme
- Baþkalarýný memnun
etmek için aþýrý çaba gösterme
- Saldýrganlýk ya da aþýrý pasiflik
- Bahaneler bulma, kendini savunma gayretleri,
alaycý yaklaþýmlar, duygusuz davranma
-Donukluk
- Aþýrý ilgi çekme davranýþlarý
- Yalan söyleme
- Uyku sorunlarý, kabuslar
25
- Altýný ýslatma
-Kontrol edilememe, sýnýrlarýný bilmeme
-Dil geliþiminde gerileme
-Yeme problemleri
-Özgüven azalmasý
- Karýn aðrýsý, mide bulantýsý, baþ aðrýsý gibi psikosomatik belirtiler,
Dövmenin býraktýðý diðer bir etken, sosyal alandadýr:
- Arkadaþlarýndan ve
akrabalarýndan uzak durma
- Ýliþkilerinde genellikle
kavgacý olma, çok çabuk
arkadaþ olup arkadaþlýklarýný aniden bitirme
- Baþkalarýna güvenmekte (özellikle yetiþkinlere) zorluk çekme
- Uzlaþma becerileri
gösterememe
- Evden uzaklaþma, aþýrý sosyal yaþantý
- Arkadaþlarýna zorbalýk yapma ya da kendini
ezdirme.
Hiç bir hiyerarþik sýralama yapmak istemiyoruz.
Gördüðünüz gibi her hatanýn beraberinde getirdiði
etkiler çok büyük. Gelecek
yazýmýzda çocuklarýnýzý
olumlu
etkileyeceðini
umut ettiðimiz önerileri
sunacaðýz. Bu noktada yazýmýzý þu istirham ile sonlandýrmak istiyoruz:
Çocuðunuzun kendi
þahsýna özgü duygularý,
hayatý, fikirleri, hayalleri
ve istekleri olduðunu göz
önünde bulundurun ve onlara saygý duyun. Onlarý
her daim sevdiðinizi gösterin ve söyleyin. Unutmayýn ki, Merhamet etmeyen,
merhamet göremez.
Göçmen ailelerinin çocuklarý daha sýk hastalanýyor
Muayene edilen çocuklarýn bir kýsmýnda korku ve depresyon gibi
psikolojik rahatsýzlýklar mevcut
obert-Koch Enstitüsü’nün (RKI) Almanya çapýnda yaptýðý ve Çarþamba günü
Saðlýk Bakaný Schmidt tarafýndan kamuoyuna duyurulan araþtýrma, göçmen ailelerin ve sosyal açýdan düþük seviyede olan ailelerin çocuklarýnýn daha sýk hastalandýklarýný
ortaya çýkardý. RKI’nýn çocuklara ve gençlere
yönelik yaptýðý saðlýk araþtýrmasýna göre 7 ve
17 yaþ arasý çocuklarýn beþte birinden fazlasýnda korku ve depresyon gibi psikolojik rahatsýzlýklar olduðu ortaya çýktý. Gençlerin yüzde
15’inin fazla kilolu olduðu, en sýk karþýlaþýlan
hastalýklarýn bronþit ve nezle olduðu belirtilen
araþtýrmada, her beþ çocuktan birinin sigara içtiði 11 ila 17 yaþ arasý gençlerin yüzde 22’sinin
de yemek problemi olduðu belirtildi.
R
Araþtýrma sonuçlarýnda göçmen ailelerin çocuklarýnýn daha az muayene edildikleri, daha
sýk hastalandýklarý belirtilirken, bunun yanýnda
az aþý vurulduklarý ve doktorda daha nadir getirildikleri kaydedildi. Araþtýrmadan çýkan diðer bazý sonuçlar ise þöyle: Göçmen çocuklarýnda kaza riski daha fazla, sigara içme oraný yüksek. Göçmen çocuklardaki aþýrý kilo sorunu toplumun diðer tabakalarýna oranla da daha yüksek.
Sözkonusu araþtýrmanýn Almanya’da þimdiye kadar bu alanda en geniþ kapsamlý saðlýk
araþtýrmasý olduðu ve Federal hükümet tarafýndan Robert Koch Enstitüsü’ne yaptýrýldýðý belirtiliken, araþtýrma için 2003 yýlýndan 2006’ya kadar 0 ila 17 yaþ arasý 18 000 çocuðun muayene
edildiði kaydedildi.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
26
20:54 Uhr
Seite 26
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Osman Arslantürk
GMG Güney Bavyera bölgesi bütün cemiyetlerin katýlýmýyla mükemmel bir Türkiye gezisi yaptý. Yetmiþüç kiþilik
ekibe Bölge Baþkaný Abdussamet Temel refakat etti.
Mükemmel
hazýrlanan
program, Ankara`da herkesin
takdirini kazanan eðitimle baþladý. Bu esnada Ankara’nýn çeþitli yerleri ve özellikle Hacý
Bayram Veli hazretleri ve “çilehanesi” özel olarak kafileye ziyaret ettirildi. Hacý Bayram`da
kýlýnan yatsý namazýndan sonra
her tarafý buram buram tarih
kokan Bursa’ya doðru yola koyulduk. Bursa Ulu camide kýlýnan sabah namazýndan sonra
þark usulü kahvaltý salonunda
kýzarmýþ simitleriyle süper bir
kahvaltý yapýldý. Kahvaltýdan
sonra 700 sene dünyayý adaletle hükmeden Osmanlýnýn kurucularý Orhan Gazi ve Osman
I
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Güney Bavyera`nýn Türkiye Gezisi
Gazi’nin Kabri þerifleri ve Emir
Sultan hazretleri ziyaret edildi.
Fatihalar okunuldu ve dualar
yapýldý. Yeþil Caminin ziyareti
ve hayranlýðý ile Bursa’dan Çanakkale’ye ve Çanakklae þehitliðine doðru hareket edildi.
Bize ayrýlan birinci sýnýf
otelde herkes yerleþtikten sonra, sabah dinlenmiþ bir þekilde
þehitliði gezmek, ders çýkarmak, nasýl bir tarih’in evlatlarý
olduðumuzu hatýrlamak üzere
iskelenin önünde gemiye binip
karþýya geçmek üzere hazýr bulunduk. Geminin yaklaþmasýyla þehitliði çok iyi bilen Bilal
kardeþimizin mana dolu anlatýmýyla adým adým savaþýn yapýldýðý ve þehitlerin bulunduðu
yerlerde bilgiler verdi. Tek mücahidin bile kalmayýp herkesin
þehid edildiði 57. Tugayýn yanýnda daha önce okunan Hatimlerin, Yasinlerin ve Fatihalarýn toplu olarak duasý yapýldý.
Ýlahiyatçý-Eðitimci Osman Arslantürk’ün yaptýðý duayla etraftakilerinde toplanmasýyla büyük bir kalabalýk oluþtu. Amin
diyenlerin gözyaþlarýný tutamadýklarý duanýn ardýndan çok
daha duygulu bir an yaþandý. O
da Atalar ailesinin þehit olan
dedelerinin kabrini bulmasýydý. Bu anlamlý ve ibret dolu ziyaretten sonra bir baþka anlamlý ve tarih dolu þehre, Ýslambol’a Türkiye’nin ve dünyanýn
gözbebeði þehre Ýstanbul’a hareket edildi. Ýstanbul’da Eyup
Sultan’da kýlýnan sabah namazýyla yapýlan dualarla baþlayan
gezi Milli Gazete’nin açtýðý,
dünyanýn en iyi matbaasý ve en
doðru yayýn yapan TV 5 ziyaretiyle etti ve yenilen öðle yemeði ve kýlýnan öðle namazýnýn
ardýndan SP Ýstanbul Ýl Binasýnda Ýl Baþkaný Osman Yumakoðullarý ve ekibiye birlikte çaylar
içildi. Yapýlan sýcak karþýlaþma
ardýndan SP Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý tarafýndan mükemmel bir
konferans verildi. Herkesin
takdirini kazanan konuþmanýn
ardýndan katýlýmcýlar yakýnlarýyla görüþmek ve diðer tarihi
ve mukaddes yerleri ziyaret etmek üzere sabah yapýlacak olan
boðaz turunda buluþmak üzere
serbest býrakýldý.
Kiralanan gemiyle baþtan
sona gezilen boðazýn ardýndan
Çamlýca tepesine çýkýldý. Herkesin Ýstanbul’u doya doya sey-
faaliyet haber
rettiði Çamlýca tepesinden Bölgemizin ikram ettiði kebaplar
yenildi. Ýniþte Aziz Mahmut
Hudayi Hazretleri ziyaret edildikten sonra katýlýmcýlara gezi
hakkýnda görüþleri soruldu.
Bölgemize yapýlan teþekkür’ün
ardýndan katýlýmcýlar Ankara’da yeni bir çok þeyi öðrendiklerini Bursa’da tarihimizle
bütünleþtiklerini Çanakkale’de
vatanýmýzýn, dinimizin ve özümüzün ne olduðunu anladýklarýný ifade ettiler.
Ýstanbul’da kendilerinden
geçtiklerini ve hayran kaldýklarýný ifade ettikten sonra hep beraber döner dönmez aldýðýmýz
bu eðitimle çok daha fazla hizmet edeceklerinin, mücadele
vereceklerinin sözünü verdiler.
Herkesin memnun olduðu
ve bu tür programlarýn daha
sýk sýk yapýlmasý temennisiyle
büyük bir hasretle ailelerine kavuþtular.
Ýslam Toplumu Milli Görüþ Teþkilatlarý Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen
Aile Eðitim Semineri yapýldý
Gross Gerau / Özel
GMG Hessen Bölgesi tarafýndan organize edilen
“Aile Eðitim Semineri” Gross Gerau`daki Global
Düðün salonunda yapýldý.
Program açýlýþ Kur`an-ý Kerimi ile baþladý. Açýlýþ
Kur`an-ý Kerimini Hattersheim Cemiyet Ýmam Hatibi okudu.
Daha sonra program hakkýnda kýsa bir bilgilendirme yapýldý.
Bu bilgilendirmeden sonra IGMG Ýrþad Baþkan
Yardýmcýsý Mustafa Mullaoðlu gelerek nefis bir konuþma yaptý. Mullaoðlu; aile hakkýnda güzel örnekler vererek önemine deðindi. Müslüman toplumlarýn
en önemli mefhumlarýndan olan aileyi yýkmak için
yapýlan çalýþmalardan örnekler veren Mullaoðlu
I
programa katýlan herkese teþekkür etti.
IGMG Ýrþad Baþkan Yardýmcýsý Mustafa Mullaoðlu`ndan sonra sahneye IGMG Hessen Bölge
Baþkaný Mehmet Ateþ gelerek bir selamlama konuþmasý yaptý. Ateþ; tüm katýlýmcýlara teþekkür etti. Ve
bu tür eðitim seminerlerinin önemine deðindi.
Daha sonra Aile Eðitim Seminerinin diðer hatiplerinden Prof. Dr. Ýhsan Süreyya Sýrma Bey sahneye
gelerek aile ile alakalý Ýslam Tarihinden örnekler vererek sunumunu yaptý. Prof. Sýrma kendine has uslubu ile salonda bulunanlara hem eðitim verdi ve hem
de hoþ anlar yaþanmasýna vesile oldu.
Daha sonra Türkiye`den Kiþisel Geliþim Uzmaný
Sýtký Aslanhan geldi. Aslanhan sunumunun ilk bölümünde kendi alaný ile alakalý örneklerdirmelerde bu-
lundu. Bu örneklendirmeleri esprileri ile süsleyen
Aslanhan`ýn sunumunun ilk bölümünden sonra neyzen tarafýndan sunulan ney ziyafetine geçildi. Salondakilere hoþ bir ortam sunan ney taksimi ilgi ile dinlendi. Daha sonra ikindi namazi için mola verildi.
Moladan sonra Sýtký Aslanhan sunumunun ikinci
bölümünü gerçekleþtirdi. Yaklaþýk 90 dakika süren
bu ikinci bölüm de izleyiciler tarafýndan ilgi ile izlendi.
Son olarak IGMG Hessen Bölge Baþkaný Mehmet Ateþ sahneye gelerek bir deðerlendirme konuþmasý yaptý ve katýlan hatiplere hediye takdiminde bulundu.
Programýn sonunda Prof.Dr. Ýhsan Süreyya Sýrma
ve Sýtký Aslanhan kitaplarýný imzaladýlar.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
osyal bir varlýk olan
insanýn çevresi ile
uyum içerisinde olmasý, akýl ve zihin saðlýðý ile
mümkündür. Akýl ve zihin
saðlýðýnýn en büyük düþmaný olan uyuþturucu, insanýn uyum gücünü zaafa
ve iflasa götürmekle, onu
aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak yalnýzlýða, bunalýma ve akabinde
de sorumsuz bir hayata
mahkum eder. Bu yüzden
özellikle çocuk ve gençlerde uyuþturucu baðýmlýlýðýný durdurmak için çeþitli
tedbirler alýnmaktadýr.
Çocuk ve gençlerde
madde baðýmlýlýðýnýn baþlangýcýný gösteren kesin bir
iþaret yoktur. Yetiþmekte
olan bir çocuðun duygusal
sorunlarý, veya ruhsal bozukluklarý doðal olarak bazý davranýþ deðiþikliklerine
yol açabilir. Ancak bazý ciddi sayýlabilecek davranýþ
deðiþiklikleri, çocuklarda
madde kullanýmý kuþkusunu akla getirmeli ve gözden
kaçýrýlmamalýdýr. Örneðin,
çocuklarýn derslerindeki
baþarý oranlarýnýn tamamen
ve her derste bir anda düþmesi, çocuðun madde kullanýyor olabilme kuþkusunu oluþturacak belirtiler
arasýndadýr. Çocuðun ailesi
ile olan iliþkisini azaltmasý
ve evde daha az vakit geçirmesi, her zamankinden daha fazla para harcamaya
baþlamasý, sýkca uykulu ve
yorgun gözükmesi ve hiç
tanýmadýðýnýz yeni arkadaþlar edinmeye baþlamasý
gibi aniden geliþen davranýþ deðiþiklikleri de gözden
kaçýrýlmamalýdýr.
Þayet çocuðun uyuþturucu kullandýðý tesbit edilmiþ ise, anne ve baba cocuðuyla konuþmalý, fakat aþýrý
tepki göstermekten kaçýnmalýdýr. Anne ve babalarýn,
uyuþturucu baðýmlýsý olan
çocuk veya genci yalnýz
baþlarýna kurtaramayacaklarýný bilmeleri gerekmektedir. Bu yüzden bu gibi
durumlarda en kýsa zamanda bir psiko-sosyal danýþma bürosu ile iliþki kurmalýlardýr. Örneðin okullarýn
rehberlik servisleri ilk müracaat edilebilecek yerler
olabilir. Ancak unutulmamalýdýr ki, madde baðýmlýlýðýný önleme konusunda
yapýlmasý gereken en
önemli þey, çocuk veya gencin henüz madde kullanýmýna baþlamadan önce ge-
S
20:54 Uhr
Seite 27
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Uyuþturucu ve Aile
Özlem ATSIZ . [email protected]
rekli tedbirleri almaktýr.
Aileye düþen görevler
Bilindiði gibi, yasal önlemler ve polisiye tedbirler
þeklinde verilen mücadele
ancak bir yere kadar mümkün olmaktadýr. Mücadelede esas görev ailelere düþmektedir.
1. Rol Modeli
Anne ve babalarýn birbirlerine ve çocuklarýna
karþý olan iliþki biçimleri,
çocuklarýn eðitiminde çok
önemli bir rol oynamaktadýr. Anne ve babalar, her ne
kadar çocuk ve gençleri baðýmlýlýk yapan maddeler
konusunda uyarsa da, kendi sergiledikleri davranýþ
modelleri, mantýklý uyarýlarýndan çok daha etkin olmaktadýr. Ayrýca anne ve
babalarýn uyuþturucu maddelere karþý sergilediði tutum, çocuklarýn davranýþlarýný belirlemede büyük
önem arzetmektedir. Örneðin, anne ve babanýn alkol
ve çeþitli ilaçlarý kullanma
alýþkanlýklarý, karþýlaþtýklarý sorunlarý çözme metodlarý, çocuklarýn ilerleyen yaþlarýnda anne ve babalarýnýn
davranýþlarýný taklit etmelerine veya tekrarlamalarýna
imkan saðlamaktadýr.
Aileler davranýþlarýnýn
çocuklarýna model olacaðý
bilincini taþýmalý, çocuklarý
ve gençleri madde baðýmlýlýðýna götüren sebepler konusunda yeterli bilgiye sahip olmalarý ve cocuklarýnýn eðitiminin her safhasýnda bu bilgiler dahilinde hareket etmeleri gerekmektedir.
Ancak bu rolün niteliðinin ve biçiminin farkýnda
olmalarý ve sýnýrlarýný bilmeleri gerekmektedir.
2. Ýlgi ve Sevgi
Çocuklarý ve gençleri
uyuþturucu alýþkanlýðýna
götüren sebeplerden bir
baþkasý ise, ailelerin çocuklarýna karþý olan ilgisizliðidir. Çocuklara muhtaç olduklarý sevgi ve þefkatin
gösterilmemesinin yaný sýra, ailenin parçalanmýþ olmasý, aile içerisinde þiddet
uygulanmasý, annenin ezilmiþliði, babanýn katý otoritesi ve anne babalarýn çocuklarýna sürekli ceza vermesi, çocuðu uyuþturucu
baðýmlýlýðýna götürebilecek
sebepler arasýnda sayýlmaktadýr. Ailesi ile saðlýklý
iliþki kuramayan, yaþadýðý
sýkýntýlarý ailesi ile paylaþamayan çocuk, dolayýsý ile
kendisini kabul ettirebilmek için dýþ çevreyi tercih
etmektedir. Aileler, çocuklarýnýn sorunlarýný çözümlemede olumlu bir yaklaþým sergilemeli, onlara þefkatle yaklaþmalýdýrlar. Sorunlarýnýn çözümlenmesinde destek görmeyen, sevgi
ve þefkat hissetmeyen çocuklarýn hoþ olmayan ortamlara girdiði, ve bir süre
sonra da uyuþturucu baðýmlýsý olmaya varan yalnýzlýða ve mahvoluþa doðru sürüklendiði bilinmektedir.
Ailenin herhangi bir nedenle bütünlüðünün bozulmasý ya da aile içindeki etkileþimin yetersiz olmasý,
çocuðun toplumsallaþma
sürecini önemli ölçüde etkilemekte ve çocuðun hatalý
ya da yetersiz toplumsallaþmasýna ve böylece madde baðýmlýlýðýna neden olabilmektedir. Anne ve babalar, çocuklarýna tatbik ettikleri eðitimi tekrardan titizlikle gözden geçirmeli ve
çocuklarý üzerinde telafisi
imkansýz sonuçlar doðuracak davranýþlar sergilememelidirler. Aileler ayný zamanda çocuklarýnýn davranýþlarýný da onlara rahatsýzlýk vermeden takip etmelidirler. Çocuklarý ile kuvvetli sevgi iliþkisi olan, doðru
ve yanlýþlarý öðreten, davranýþlarý için uygulanabilir
kurallar koyan, bunlarýn
uygulanmasýný saðlayan ve
çocuklarýný gerçekten dinleyen ebeveynler, çocuklarýnýn uygun bir aile ortamýnda yetiþmesini saðlanmýþ olurlar.
3. Sorumluluk Bilinci
Çocuklarý ve gençleri,
baðýmlý olmamalarý için baðýmsýz olarak sorumluluk
bilinci içerisinde yetiþtirmek, onlarý uyuþturucu baðýmlýlýðýndan uzak tutabilecek en önemli etkenlerden birisidir. Çocuklar, belirli konularda yaþlarýna
uygun olarak ve kendi baþlarýna serbest hareket edebilmelidirler. Bu serbestlik,
çocuklarýn kendilerine güvenebilmeleri ve kiþilik sahibi olabilmeleri için çok
önemlidir. Bu sayede kendi
davranýþlarýný da daha kolay kontrol edebilirler. Mesela çocuk kendi baþýna bir
karar verdiðinde, bu kararýn hayatýný etkileyeceðinden, belli sorumluluklar
alacak ve riske girecektir.
Bu sorumluluk ve risk, aðýr
dahi gelse, çocuða belli deneyimler kazandýracaktýr.
Verdiði kararlar sonucu
olumlu sonuçlar elde eden
çocuk, kararýnýn doðru olduðunu anlayacak; olumsuz sonuçlar elde eden çocuk ise, yaþadýðý bu tecrübeden gerekli dersi alacak
ve daha sonra vereceði kararlarýnda yaþadýklarýný hatýrlayacaktýr. Unutulmamalýdýr ki, ailelerin getirdiði
gereksiz sýnýrlama ve yasaklar, çocuklarýn yaþamýnda gerekli olan bazý konularda beceriksiz kalmalarýný
saðlamakta ve problem yaratmaktadýr. Bu yüzden anne ve babalar, çocuklarýn ve
gençlerin yaþlarýna uygun
baðýmsýzlýklara
ihtiyaç
duyduklarýný ve bu tür baðýmsýzlýklarýn çocuklarýn
geliþmesinde önemli bir rol
oynadýðýný unutmamalý ve
çocuklarýna bu yönde fýrsat
vermelidirler.
Sonuç olarak...
Uyuþturucularýn tümünü ortadan kaldýrmanýn
mümkün olmayacaðýndan,
kendisiyle ilgili sorumluluk
duygusu geliþmiþ çocuklar
ve gençler, maddeye hayýr
diyebilecek ve böylelikle
uyuþturucu baðýmlýsý olmalarý imkansýzlaþacaktýr. Burada anne ve babalara düþen görev ise, çocuklarýna
bu serbest alanda yol göstermek ve bu serbestliðin
sýnýrlarýný da açýk ve net
olarak belirlemektir.
Anne ve babalar ayrýca
çocuklarýnýn arkadaþlarýný
ve onlarýn ailelerini tanýmalý, arkadaþlýklar kurmalýdýrlar. Bu sayede çocuklarýnýn
kimlerle nasýl vakit geçirdiðini de öðrenmiþ olacaklardýr. Bunun yanýnda çocuklarýna uyuþturucunun saðlýk, görünüþ, spor ve diðer
aktiviteler üzerinde ne tür
etkiler yarattýðýný anlatma-
27
lýdýrlar. Çocuðun kendi bedenine ve saðlýðýna yönelik
giriþimlerini ise övmeli ve
desteklemelidirler. Anne ve
babalarýn bu tür yaklaþýmlarý, çocuklarýnýn sorumluluklarýnýn bilincinde yetiþmelerini saðlayacaktýr.
Aileler en kötü þartlarda
bile çocuklarýna ilgi, sevgi
ve þefkat göstermekten kaçýnmamalýdýrlar. Her zaman çocuklarý ile doðrudan
iletiþim kurma yoluna gitmeli, her türlü zorluk ve
güçlükte çocuklarýnýn yanýnda yer alacaklarýný hissettirmelidirler. Zorluklarla, güçlüklerle karþýlaþan
çocuklar, sýkýntýlarýný anne
ve babalarý ile paylaþarak
çözebileceklerine inandýklarý zaman, kendilerini huzurlu hissedecek ve kötü
arkadaþ ortamlarýna kapýlmaktan uzak duracaklardýr.
Kýsaca, bundan yüz yýl
sonra banka hesabýnýzda ne
kadar paranýzýn olduðunun, hangi tür bir evde
oturduðunuzun ya da ne
çeþit araba kullandýðýnýzýn
hiç önemi kalmayacaktýr.
Ancak, bir çocuðun hayatýnda etkili olabildiyseniz,
dünya daha farklý olacaktýr.
Kaynakça:
Çocuklarý Madde Baðýmlýlýðýndan Koruma; http://gridergi.8k.com/sosyoloji/uyusturucu.htm
Doç. Dr. Kültegin Ögel; Baðýmlýlýk Bilgi Merkezi: Anne ve
Babalar için Bilgiler;
http://www.yeniden.org.tr/bilgiler/yenidenozgurluk.asp
Dr. Fikret Çerçi;
http://www.kinderärztelippe.de/
Madde Baðýmlýlýðý: Uyuþturucunun Etkileri; http://pdrhizmetleri.sitemynet.com/c5.html
M. Beyazyürek; Ergenlik ve
Baðýmlýlýk: Önlemenin Esaslari,
Alkol ve Alkol Dýþý Madde Baðýmlýlýgý (Ed. N. Dilbaz), 1998, S.
85-891.
Uyuþturucu: Anne ve Babalar Çocuklarýný Uyuþturucu Baðýmlýlýðýndan Korumak Ýçin Neler Yapabilirler;
http://www.malatyaemniyet.gov.tr/kacakcilik/uyusturucu/01ana.asp
Uyuþturucu Madde Kullananýmýný Önlemek Ýçin Anne ve Babalarýn Dikkatine;
http://www.hastarehber i . c o m / c o c u k / c o cuk5/uyusturucumaddekullanimicocuklardanonleme.htm.
Yrd. Doç. Durmuþ Tatlýlýoðlu; Günümüz Gençliðinin Temel
Problemleri ve Dinimizin Ortaya
Koyduðu
Çözüm
Yollarý;
http://www.yeniumit.com.tr
Kullanýmla Mücadele;
h t t p : / / n a r k o tik.iem.gov.tr/kmucadele.html
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 28
28
dosya
slam toplumu Millî Görüfl ‹rflad Baflkanl›¤› taraf›ndan her y›l düzenlenen Avrupa 19. Kur’an-›
Kerim Tilavet Yar›flmas›
yap›ld›. Jüri baflkanl›¤›n›
Bursa Uluda¤ Üniversitesi
‹lâhiyat Fakültesi ö¤retim
üyelerinden Dr. Mehmet
Emin Maflal›’n›n yapt›¤› ve
büyük bir heyecan içinde
geçen yar›flmada Abdulkadir Akargöl ile Muhammed
Musab Özden gruplar›nda
birincili¤i elde ettiler. Rhein Saar bölgesinden Abdulkadir Akargöl 10–13 yafl
grubunda birinci olurken,
Bremen bölgesinden Muhammed Musab Özden de
14–18 yafl grubunda birinci
‹
14-18 yafl grup 1.si
Musab Özden
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
27
faaliyet haber
Uyuþturucu ve Aile
Özlem ATSIZ . [email protected]
Aileye düþen görevler
Avrupa 19. Kur’an
Tilavet Yar›flmas› yap›ld›
1. Rol Modeli
oldu.
Yar›flman›n jüri üyeleri
aras›nda Doç. Dr. Mustafa
Öztürk, ‹brahim Y›lmaz ve
Necati Sezgin ile Ahmet
Akgül de yer ald›. Yap›lan
de¤erlendirmeler sonucunda yar›flmac›lar flu puanlar›
ald›lar:
10–13 yafl grubunda
Rhein Saar bölgesinden
Abdulkadir Akargöl 270
puan ile birinci s›rada yer
al›rken, Kuzey Bavyera bölgesinden Muhammed Ahmedo¤lu 244 puan ile ikinci
s›rada, Ruhr A bölgesinden
Yunus Emre Yanaz da 242
puan ile üçüncü s›rada yer
al›rken, Kuzey Ruhr bölgesinden Faruk Kaplan da 236
puan alarak dördüncü s›rada yer ald›.
14–18 yafl grubunda ise,
Bremen bölgesinden Muhammed Musab Özden 268
puan ile puan ile birinci s›rada yer al›rken, Schwaben
bölgesinden Abdulkerim
Erdo¤an 262 puan ile ikinci
s›rada, Rhein Saar bölgesinden Mücahid Akargöl 259
puan ile üçüncü s›rada yer
al›rken, Köln bölgesinden
Macid Bozkurt 253 puan
alarak dördüncü s›rada yer
ald›.
IGMG FM radyosu sunucu ve programc›lar›ndan
Murat Gencer’in takdim etti¤i programda, Jüri üyelerinden Doç. Dr. Mustafa Öztürk ile Jüri Baflkan› Dr.
Mehmet Emin Maflal› ve
Türkiye’den Haf›z ‹shak Dan›fl, M›s›r’dan da dünyaca
ünlü meflhur karilerden Dr.
Ahmed Nuayna da Kur’an-›
Kerim okuyarak yar›flmaya
heyecan ve manevî bir hava
katt›lar.
Yar›flmada ödül olarak
birincilere 1.000, ikincilere
700, üçüncülere 500 Euro
ödül verilirken, dördüncü
gelenlere de 300 Euro ödül
verildi. Yar›flma IGMG ‹rflad
baflkan› yard›mc›lar›ndan
Hulusi Ünye’nin yapt›¤› dua ile son erdi.
10-13 yafl grup 1.si
A.Kadir Akargöl
Gençlik Teflkilat› Bilgi Yar›flmas› sonuçland›
slam Toplumu Millî Görüfl Gençlik Teflkilat›’n›n
her y›l geleneksel olarak
gerçeklefltirdi¤i
e¤itim
amaçl› Bilgi Yar›flmas› sonuçland›. Yar›flma 13–17 ve
18–25 yafl gruplar› olmak
üzere iki ayr› yafl grubunda
gerçeklefltirildi.
Yar›flma sonucunda ferdî
olarak 13–17 yafl grubunda,
Berlin’den Yalç›n Delikaya
396 puan ile birinci olurken,
Stuttgart bölgesinden Fatih
Sönmez de 390 puan ile ikinci, Belçika bölgesinden Kemal Altuntafl ise 387 puan ile
üçüncü oldu.
18–25 yafl grubunda ise,
Kuzey Ruhr bölgesinden
Muhammed Reçber 390 puan ile birinci olurken, Güney
Hollanda bölgesinden 368
puan ile Sinan Özgen ikinci,
Hessen bölgesinden Osman
‹
Sonuç olarak...
Kutlucan
iseSevgi
355 puan ile
2. Ýlgi ve
üçüncü oldu.
Bölgelerden kat›lanlar›n
ald›klar› toplam puanlara
göre ise yar›flma sonuçlar›
flöyle gerçekleflti. 13–17 yafl
grubu: Belçika 1151 puan ile
birinci s›rada, Stuttgart bölgesi 1135 puan ile ikinci ve
Berlin bölgesi ise 1126 puan
ile üçüncü s›rada yer ald›.
18–25 yafl grubu: Güney
Hollanda 1021,5 puan ile birinci s›rada, Hessen bölgesi
1018 puan ile ikinci ve Ruhr
A bölgesi ise 972 puan ile
üçüncü s›rada yer ald›.
3. Sorumluluk
IGMG
GençlikBilinci
Teflkilat›
Bilgi Yar›flmas›’nda sorular
din ve ahlâk bilgisi, f›k›h, ‹slam tarihi, genel kültür ve
güncel konular alanlar›ndan
seçildi. 60 dakika süren yar›flma, test usulüne göre yap›ld›. Puanlamalar ise, hem
ferdî alanda ve hem de ayn›
bölgeden kat›lan üç kiflinin
toplam puan› ile bölgeler
aras› puanlamalar fleklinde
gerçeklefltirildi.
13–17 yafl grubunun sorular› daha çok IGMG E¤itim Baflkanl›¤›n›n haz›rlad›¤› Temel Bilgiler 1, 2 ve 3 kitaplar›ndan haz›rlan›rken,
18–25 yafl grubunun sorular› ise bilgi yar›flmas› kitapç›klar›ndan ve genel kültür
bilgilerden oluflturuldu.
IGMG Gençlik Teflkilat›,
gençler aras›nda yap›lan bu
yar›flman›n genel amac›n›,
Allah’a kulluk bilinci kazand›rmay›, Kur’an-› Kerim ile
Peygamberimizin sünnetini
sevdirerek hayata yans›mas›n› sa¤lamak olarak de¤erlendiririyor. Bununla birlikte, gençlerin kifliliklerininin
geliflmesi ve birlikte çal›flma
kabiliyeti kazanmalar› ile
plânl› yaflamay› ö¤retmeleri
de bu yar›flman›n amaçlar›n›
teflkil ediyor.
Bilgi yar›flmas›nda birinci
gelen gençlere diz üstü bilgisayar, ikincilere ise video kamera hediye edilirken, üçüncülere de dijital foto¤raf makinas› hediye edildi.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
vrupa Birli¤i adalet
bakanlar›, birli¤in 27
ülkesinde genel anlam›yla
›rkç›l›¤›n cezaland›r›lmas›na iliflkin ortak tav›r alma
karar› ald›. Dönem baflkan› Almanya’n›n üzerinde
durmas› ile al›nan ortak
karar, ›rkç›l›¤›n, yabanc›
düflmanl›¤›n›n, dinî ay›r›mc›l›¤›n ve uluslararas›
adalet divan›n›n soy k›r›m
olarak tan›mlad›¤› olaylar›n inkâr edilmesinin cezaland›r›lmas›n› öngörüyor.
“Avrupa, ortak de¤erlerini zor kullanarak korumaya ve bu de¤erleri
ayaklar alt›na alarak çi¤neyenleri cezaland›rmaya
kararl›d›r” denilerek kamuoyuna duyurulan bu
karar olumlu bir geliflme
olarak de¤erlendirilebilir.
Ancak bu ortak karar da
gösteriyor ki, Avrupa, her
ne kadar tehlikeyi görüp
ciddîye alsa da, ›rkç›l›¤›n
ve yabanc› düflmanl›¤›n›n
önüne geçememifl olmay›
da itiraf ediyor.
Irkç›l›k ve yabanc› düflmanl›¤› sorununa karfl› yasal tebdir almak bir görev
ve sorumluluktur. Bu görev ve sorumluluk sadece
yasal önlemlerle yerine getirilmeye çal›fl›l›rsa, eksik
yerine getirilmifl olur. Sorunun temeli tart›fl›l›p toplumsal fluur gelifltirilmeden al›nacak önlemler yetersiz kalmaya mahkûm
olacakt›r.
Yabanc›lara,
Müslümanlara, Yahudilere
karfl› siyasetçilerin ve kamuoyunu
yönlendiren
güçlerin kulland›klar› dil
ve tan›mlamalar›n, ilerleyen zaman sürecinde nas›l
bir kin, öfke ve düflmanl›k
ortaya ç›kard›¤›n›, Avrupa
ne yaz›k ki, ac›yla, gözyafl›yla ve kanla tecrübe etmifltir. Bu tecrübeler ›fl›¤›nda, bu flekilde yasal önlemler al›nmas› tabiî bir mecburiyet haline gelmifltir.
Sorunun temeli, Xenep-
A
20:54 Uhr
Seite 29
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Irkç›l›k, ‹slâm veve
Yahudi
Uyuþturucu
Aile
düflmanl›¤›
yasayla
önlenebilir mi?
Özlem ATSIZ
. [email protected]
‹lhan B‹LGÜ · [email protected]
Aileye düþen görevler
hobia terimi ile ifade edilebilecek olan “baflka, öteki,
ayr›, farkl› olan”a karfl›
düflmanl›¤›n haf›zalara kaz›nm›fl olmas›nda yat›yor.
1. Rol Modeli
Avrupa,
haf›zalara kaz›nm›fl olan bu izleri nas›l silece¤inin önlemlerini de
bulmak zorundad›r. Her
seçim döneminin, göçmenler, yabanc›lar, Müslümanlar, Yahudiler ve teninin
rengi koyu olanlar için nas›l bir süreç oldu¤unu görmezlikten gelerek tebdirler
al›nd›¤›n› söylemek, sorunun hal› alt›na saklanm›fl
olmas›ndan baflka bir fley
ifade etmez.
Avrupa adalet bakanlar›, bir kiflinin ya da grubun, din veya etnik kökeni
sebebiyle afla¤›lanmas›na,
bu kifli ya da gruplara karfl› kin, öfke ve fliddet kullanmay› k›flk›rtan söylem
ve eylemlere ceza getirmeyi planlad›¤› gibi, düflünce
özgürlü¤ü s›n›rlar›n› da
muhafaza etmeyi planl›yor. Kararda “dinî köken”e vurgu yap›lmas›na
ra¤men aç›k bir ifade kullan›lm›yor. Hangi sözün,
hangi afla¤›laman›n suç
teflkil edece¤ine ilgili ülkeler kendi yasalar›nda bir
tan›mlama getirecek. Ama
bu tan›mlama yap›l›rken,
2. Ýlgi ve
Sevgi
düflünce
özgürlü¤ünü
zedeleyecek olan tan›mlamalardan da kaç›n›lacak.
Dolay›s›yla burada, ›rkç›l›¤a karfl› dolayl› bir önlem al›nm›fl oluyor. Önlemin, aç›k bir sald›r›y› öngörmemesi, meselâ, flu
dükkâna veya flu eve sald›r› fleklinde olmamas› durumunda cezaland›r›lamayaca¤›n› öngörmesi de tehlikenin sadece kriminal
olan k›sm›na karfl› yap›lm›fl olmas› da dikkat çekicidir. Bir dinî veya etnik
grubun, “parizitler” veya
“yok edilmesi gerekenler”
olarak tan›mlanarak sald›r›ya hedef gösterilmesi cezaland›rma sebebi say›labilecek. Bunlar›n haricinde
yap›lacak olan tüm tan›mlamalar ve hakaret içerikleri ise genel yasaklaman›n
d›fl›nda tutuluyor.
Örne¤in Danimarka’da
Peygamber
Efendimiz
(s.a.v.) ile ilgili olarak yay›nlanan çirkin karikatür
olay› benzeri afla¤›lamalar›n Müslümanlar aleyhine
bir afla¤›lama ve karalama
kampanyas› olup olmayaca¤› yönündeki kanaatlere
iliflkin bir tan›mlamay›
bulmak mümkün de¤il.
Aksine, bu ve buna benzer
afla¤›lamaya ve karalama
kampanyalar›na neredeyse cesaret verilmifl oluyor.
Görülüyor ki, Avrupa
Birli¤i ayak seslerini ve zaman zaman da ac› sonuçlar›n› tatt›¤› ›rkç›l›k olaylar›na karfl› gerçekçi bir önlem
almaktan uzakta görülüyor. Irkç›l›¤›, baflkalar›n›
afla¤›lamay›, dinleri ve dinî hükümleri ile alay etmeyi ve bu yüzdende bu dinlere mensup insanlar›n
“normal muamele”yi haketmeyecekleri yönündeki
genel
kanaatlerin yanl›fll›3. Sorumluluk Bilinci
¤›n› vurgulayan bir anlay›fl› ortaya koyamayan Avrupa Birli¤i bu karar›yla,
yabanc› düflmanl›¤›n›n
önüne geçemeyecektir.
Almanya örne¤inden
yola ç›karsak, Müslümanlar›n nas›l bir dine inanmalar› gerekti¤i yönündeki
imalar›n bizzat bir bakan-
l›k taraf›ndan gündeme
getirilmesi gibi, bir baflka
dinî inanca müdahalenin,
halk katmanlar›nda nas›l
bir kini, öfkeyi ve fiilî ay›r›mc›l›¤› ortaya koyaca¤›n›
düflünmek gerekiyor. Avrupa bu anlamda, kendi
“ortak de¤erleri”ni “zor
kullanarak” da olsa koruyamaz. Zira öfkenin kayna¤›n› sadece siyasetçiler,
medya ya da kamuoyunu
yönlendiren güçler de¤il,
do¤rudan “idare” besliyor. Böylesi bir ortamda
sald›r› yapmaya haz›r, ya
da sald›r›y› hak olarak gören afl›r› ›rkç› bir grubun
tahrik olup olmayaca¤›n›
kestirmek hiç te kolay olmaz.
Adalet bakanlar› karar›nda, Nazi Swastikas›n›n
kullan›lmas›n›n yasak olmayaca¤›na da ayr›ca vurgu yap›l›yor. Böylesi bir
vurgunun yap›ld›¤› günlerde, Almanya’n›n Ludwigshafen kentinde bir
Sonuç olarak...
Cami’ye ve Fransa’n›n
ulusal mezarl›¤› olan Notre-Dame de Lorette’de bulunan Müslümanlara ait
kabirlere Nazi Swastikas›n›n çizilmesinin suç olup
olmayaca¤› ancak yerel
mahkemelere b›rak›l›yor.
Yasak olmayan bir fleyin,
yerel mahkemelerce nas›l
cezaland›r›laca¤› da her
halde hukukçular›n ictihadlar›na kalm›fl olacak.
AB’nin ›rkç›l›kla mücadele karar›nda en uzun bölümü, insanl›¤a karfl› suçlar ile soy k›r›m iddialar›n›n inkâr›na ait bölüm
oluflturuyor, Uluslararas›
bir mahkemenin onaylad›¤› insanl›¤a karfl› ifllenen
suçlar› ve soyk›r›m olayla-
27
29
r›n›n inkâr edilmesi, bu
olaylar›n tazminat almak
için istismar edildi¤inin
iddia edilmesini de suç
kapsam› içine al›yor. Buradaki soy k›r›m tan›mlamas› ise ancak, Uluslararas›
Adalet Divan›’n›n kuruluflunda ve Nürnberg Askerî
Divan›’n›n tan›mlad›¤› flekilde olmas› halinde suç
kapsam›na giriyor. Bu flekilde tan›mlan›p karara
ba¤lanm›fl olan bir soyk›r›m ile ilgili yap›lacak olan
her türlü inkâr veya bu
olaylar›n önemli olmad›¤›
yönündeki ifadeleri gündeme getirmek 1 y›l ila 3
y›l aras›nda bir hapis cezas› ile cezaland›r›lacak. Soy
k›r›m› inkâr edenlere karfl›
özellikle Yahudilere karfl›
yap›lan soyk›r›m› inkâr
edenlerin cezaland›r›lmas›n› öngören yasalar AB
ülkelerinin sadece dokuzunda mevcut. Bu ülkeler
ise flunlar: Belçika, Almanya, Fransa, Litvanya,
Avusturya, Polonya, Romanya, Slovakya ve Çek
Cumhuriyeti. Hollanda ve
Yunanistan’da ise ilgili kifliler, hakarete u¤rad›klar›n› veya ay›r›mc›l›k gördüklerini iddia ederek dava açabiliyorlar.
Her ne kadar karar sonras›nda Almanya Adalet
Bakan› Brigitte Zypries:
“Yabanc›lar›n ne ay›r›mc›l›¤a u¤ramas›na ne de her
hangi bir fliddete maruz
kalmas›na izin vermeyece¤iz“ diyerek, görevini yapm›fl olman›n huzurunu yaflasa ve AB Adalet Komiseri Franco Frattini de “Irç›l›k ve yabanc›lara karfl›
olan nefret, Avrupa demokrasisinin temellerini
sars›yor,” sözleriyle tehlikenin ciddiyetini gördüklerini ortaya koysa da, Avrupa hâlâ yabanc› düflmanl›¤›na karfl› yeterli ve
gerekli önlemi alm›fl gözükmüyor.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
30
slam Toplumu Milli Görüþ Genel Sekreteri Oðuz
Üçüncü Mülteci ve Yabancýlar Yasasý’nda yapýlan
deðiþiklikleri sert bir dille
eleþtirdi.14 Haziran 2007 tarihinde koalisyon hükümetinin oylarý ile kabul edilen
kanun deðiþikliðinin büyük
ölçüde yabancýlarýn Almanya’ya geliþini zorlaþtýrdýðýný
belirten Üçüncü, kanunun
asýl hedefi olan ülke kanunlarýnýn AB yönergeleriyle
uyumlu hale getirilmesi hedefini aþtýðýný ve “bir hukuk
devletine yakýþmayacak”
çifte standart oluþturduðunu kaydetti.
Özellikle AB ülkelerinden olmayan eþlerin ülkeye
giriþlerini basit düzeyde bir
Almanca bilgisine baðlayan
yeni kanunun “açýk þekilde
anayasaya aykýrý” olduðunu
ve kanunun esas amacý olan
zoraki evlendirmelerin engellenmesinin çok uzaðýna
düþtüðünü ifade eden
Üçüncü,
“Japonya
ve
ABD’den gelen eþlerin bu
kanunun dýþýnda býrakýlýp,
özellikle Türkiye’den gelenlerin kapsama alýnmasý çifte
standart uygulandýðýný açýk
bir biçimde gösteriyor” de-
Ý
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
basýn açýklamalarý
IGMG BASIN AÇIKLAMASI
Yabancýlar Yasasý’ndaki deðiþiklerle
göçmenlere verilen mesaj:
“Sizi istemiyoruz”
IGMG Yabancýlar Yasasý’nda yapýlan kanun
deðiþikliklerini sert þekilde eleþtirdi – Hükümet
göçmenlere karþý inandýrýcýlýðýný yitiriyor.
di. Bu tavýrlarýn göçmenlerin hukuk devletine olan güvenlerinin güçlenmesine ve
entegrasyonu desteklemelerine neden olmasýnýn beklenemeyeceðini ifade eden
Üçüncü, “Hükümet þu anda
zoraki evlilikler sorununun
ne düzeyde olduðunu ortaya koyacak durumda bile
deðil” dedi. Diðer yandan,
sözkonusu sertleþtirmenin,
binlerce insaný ve çoðunlukla genç Türk ailelerini maðdur edeceðini, bunun da ayný þekilde anayasa aykýrý olduðunu belirtti. “Maddi
imkânsýzlýklar biryana, söz-
Yine unutulduk
Sayýn Genel Baþkan;
22 Temmuz’da yapýlacak genel seçimler de siyasi partilerin Türkiye dýþýndaki ülkelerde yaþayan ve aday
adayý olarak müracaatta bulunanlara
listelerinde yer verilmemesini tepki
ile karþýladýðýmýzý belirtiriz.
Bizi “ Sandýk kurulmasý þeklinde
oy kullanmayý yetiþtiremeyiz.. “ gerekçesi ile anayasal hakkýmýz olan
seçme hakkýndan mahrum ettiðiniz
gibi, çeþitli siyasi partilerden aday
adayý olan arkadaþlarýmýzýn da hiç
bir listede yer almamasý bizlerin yine
unutulduðu veya görmezlikten gelindiðimiz anlamýný taþýyor.
Baþta siz olmak üzere yurt dýþý ge-
4 Haziran 2007 tarihinde Federal Meclis’te kabul edilen
Göç Yasa tasarýsýnda, sivil
kitle kuruluþlarýnýn, bilirkiþilerin,
kilise ve sendika temcilcilerinin
önerilerinin dikkate alýnmamasý,
toplumumuzu büyük bir hayal
kýrýklýðýna uðratmýþtýr.
Göç Yasasý’nda göçmenlerin
uyumunu kolaylaþtýrmak için deðiþiklik yapýldýðý ileri sürüldüðü
halde, deðiþikliklerin Uyum Zirvesi’nde ele alýnmamasý ve göçmenleri ilgilendiren konularda
kararlarýn göçmenlerle deðil, eski
alýþkanlýklar sürdürülerek göç-
1
Seite 30
konusu yasa öncelikle dünyanýn fakir ve çoðunlukla
dil kursu imkâný olmayan
bölgelerindeki aileleri maðdur edecek” diyen Üçüncü,
yeni kanunda zorla evlendirmelerin nasýl engelleneceði konusunda da yeterli
argümanlarýn bulunmadýðýný ifade etti.
“Eðer hükümet zoraki
evliliklere karþý gerçek anlamda bir koruma saðlamak
istediyse, muhalefet tarafýndan yapýlan ve zoraki evlilik
maðduru kiþilerin evlilik süresinden baðýmsýz olarak
oturum almalarýnýn kolay-
laþtýrýlmasý teklifinin kanunda niye karþýlýðýný bulamadýðý sorusu akla geliyor” diyen Üçüncü, hükümetin,
maðdurlarýn korunmasýndan daha çok göçün engellenmesi ile ilgili kaygýlarýnýn
güçlendiðini kaydetti. Bu
anlamda, basit düzeyde Almanca bilgisi olduðunu ispat eden eþlerin hiçbir entegrasyon kursuna, hukuk
devleti, demokrasi ve kadýn
eþitliði gibi konularýn anlatýldýðý yönlendirme kurslarýna katýlamayacaklarýný belirten Üçüncü, böyle bir uygulamanýn maðdurlarýn ko-
ATB/Avrupa Türk Birliði Genel Baþkaný Sayýn Recep YILDIRIM 22
Temmuz´da Türkiye´deki Milletvekilliði Genel Seçimlerinde Seçime
katýlan Siyasi Partilerin Yurtdýþýnda yaþayan Türklere yönelik
listelerinde yer vermedikleri için Siyasi Parti Genel Baþkanlarýna
Protesto Mektubu gönderdi. Mektubun metni aþaðýdadýr.
zilerine gelen birçok siyasi parti genel
baþkanýnýn yurtdýþýnda yaþayan vatandaþlarýmýza hitap ederken verdiðiniz sözleri maalesef ortaya çýkan
listelerle birlikte unuttuðunuzu göstermektedir. Oysa biz, yarým asýrdýr
Türkiye dýþýnda yaþayan vatandaþlar
olarak verdiðiniz sözleri unutmuyor
ve zamaný gelince de bu sözleri sizlere hatýrlatacaðýmýzý bildiriyoruz.
Türkiye’nin döviz rezervlerinin
büyük bir bölümünü saðlayan Batý
Avrupa Türklerinin 22 Temmuz seçimlerinde de unutulmasýný adam kayýrma ve partizanca hareket tezahürü
olarak görüyoruz. Bizleri seçme ve
seçilme hakkýndan mahrum býrakanlara ve aday olmamýzý engelleyen
zihniyete, gümrüklere koyduðunuz
sandýklarda son sözümüzü söyleyeceðimiz muhakkaktýr.
Yaptýðýnýz bu dýþlama demokratik
haklarýmýzýn TBMM’de seslendirilmesini engellemekle kalmadýðý gibi
DÝTÝB BASIN AÇIKLAMASI
UYUM, HER ALANDA EÞÝTLÝK
VE KATILIM ÝLE SAÐLANIR
menler adýna alýnmasý, göçmenlerin uyum politikasýnýn hâlâ
saðlam temellere oturtulamadýðýný göstermektedir.
Göç Yasasý’nýn, örneðin özellikle aile birleþimini zorlaþtýran,
16-23 yaþlarý arasýndaki gençlerin
Alman vatandaþlýðýna geçiþini
güçleþtiren, sýnýrdýþýný kolaylaþtýran maddelerin Federal Anayasa
ve Genel Eþit Muamele Yasasý ile
baðdaþmadýðý bilinen bir gerçektir.
6 Temmuz’da Eyaletler Meclisi’nde görüþülecek Göç Yasasý’nýn, Federal Almanya Anayasa’nýn, Genel Eþit Muamele Yasasý’nýn ve özellikle AB’nin ve Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirgesi’nin ruhuna aykýrý maddeleri-
runmasýna hizmet edip etmeyeceðinin “çok þüpheli”
olacaðýný belirtti ve ekledi:
“Vatandaþlýk Yasasý’nda geçimini temin etme þartýnýn
23 yaþýn altýndaki yabancý
gençlerden istenmesi yönündeki sertleþtirmeler de
sonuca götürecek nitelikte
olmayýp, entegrasyonada
hizmet etmemektedir”.
Üçüncü ayrýca bu tür yasalar ýþýðýnda taleplerden ve
desteklerden söz etmenin
anlamsýz olacaðýný, hükümetin bu þekilde inanýlýrlýðýný yitirdiðini ve “Sizi istemiyoruz” þeklinde açýk bir sinyal verdiðini ifade etti.
Kalmalarýna uzun süredir müsamaha gösterilenler
için kalma hakký düzenlemesinin doðru yöne atýlmýþ
bir adým olduðunu, ancak
kötünün iyiyi büyük ölçüde
aþarak gölgede býraktýðýný
belirten Üçüncü, tüm göçmenleri Yabancýlar Yasasý’ndaki kabul edilemez
sertleþtirmeler nedeniyle
yýlmamaya çaðýrdý ve “Kimse bizim entegrasyon konusundaki çabalarýmýzýn önünü kesemez” dedi.
yarým asra yakýndýr Türkiye dýþýnda
yaþayan vatandaþlarýmýzýn Türkiye
ile olan baðlarýnýn bilinçli bir þekilde
kesildiðinin de anlamýný taþýyor.
Yýllar yýlý yurtdýþýndaki vatandaþlarýmýzýn sorunlarýna Ankara’dan çözüm bulmaya gayret eden ve dayatma uygulamalarla yurtdýþýnda yaþayan vatandaþlarýna yön vermeye çalýþan zihniyetin maalesef bu seçimde
de kendisini göstermesi Türk siyasi
tarihi açýsýndan esef vericidir.
Vatandaþlarý arasýnda ayrým yapmayan ve her vatandaþýna eþit mesafede olan siyasi partilerin Türk siyasi
hayatýnda yer almasý dileðiyle.
Saygýlarýmla,
ATB Genel Baþkaný
Recep Yýldýrým
nin yeniden gözden geçirilerek
insan temel hak ve hürriyetleriyle baðdaþýr hale getirilmesini talep ediyoruz.
Yasalarýn sertleþtirilmesiyle,
en önemlisi, göçmenlerin geldikleri ülkelere göre bir kýsmýný kollayan bir kýsmýný da dýþlayan yasalarla uyum saðlanacaðýna inanmýyoruz.
Bir toplumda yaþayan farklý
etnik köken ve kültürlere mensup insanlarýn uyumunun, sadece her alanda eþitlik ve katýlým ile
saðlanacaðýna inanýyoruz.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
bilgilendirme
(Bilhassa Türkiye`de evlenecekler ve emekli olanlar
için dikkat)
Okuyucularýmýzý izin öncesi bazý önemli konularda
uyarmak istiyorum.
Bu konulardan en önemlisi de geçen altý ayýn bir
muhasebesini yapmak ve
bundan sonra da neler yapacaðýmýza dikkat etmektir.
Örneðin çoðumuzu yakýndan ilgilendiren Türkiyedeki akrabalaýrýmýza gönderdiðimiz bakým paralarýný
zamanýnda ve yeterince gerçekleþtirildi mi?
Ocak ayýndan baþlamak
kaydýyla muntazam aralýklarla havaleleri gönderip,
Türkiye`den alýndýðýna dair
alýndý belgesini evimizde
saklýyor muyuz?
Yeni yýldan itibaren çok
büyük deðiþiklik yapýlacaðý
için, þimdiden gerekli çalýþmalarý baþlattýk mý? Örneðin
SSK`dan bakým yapýlan
kimseler için gerekli belgeler istendi mi?
Eðer yukardaki sorularýmýza cevabýnýz ‘evet’ ise
problem yok demektir. Aksi
halde, daha önceki yazýlarýmýzda da deðindiðimiz gibi,
bilhassa bakým konusunda
gerekli titizliði göstererek
maliyeden hakkýmýzý almak
zorundayýz.
Ne demiþtik daha önceki
yazýmýzda? Kýsaca özetlemekte yarar görüyorum;
Federal Maliye Bakanlýðý, 2007 yýlý için kullanýlmak
üzere, dünyadaki tüm yabancý ülkeler için 4 sayfalýk
bakým belgeleri hazýrlattý ve
bu yýl iþlemlerini yaptýranlara gelecek yýl geçerli olacak
kurallarý hatýrlatýyor.
Otobüs þoförleri yoluyla
(örneðin eski Yugoslavya
vatandaþlarý) veya bir arkadaþ veya akraba elden verme olayý tarihe karýþýyor.
Bakýmlarýn tam kabul
Seite 31
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
ÝZÝN ÖNCESÝ ÖNEMLÝ UYARILAR!
edilmesi için ilk ödemenin (havalenin) ocak
ayýnda baþlamasý þarttýr.
Aksi halde, ilk havale ne
zaman gitmiþse, bakým
miktarý ona göre hesaplanýyor.
Bilhassa
Bavyera
eyalatindeki maliyeler
Türkiye`de bakým yapýlan kimselerin mutlaka
Türkiye´deki mal varlýklarý olup olmadýðýna dair açýklama ve SSK`dan
(Sosyal Sigortalar Kurumu) emekli maaþý alýnýp
alýnmadýðýna dair belgeyi istemektedirler.
Maliye
dairesinin
vergi iþlemlerinde bakým
yapanlara gönderdiði uyarý
açýklamasýnda kýsaca, ‘size
2007 yýlýndan itibaren geçerli olacak yeni deðiþiklikler
hakýnda bilgi veriyoruz’ deniyor ve aslýnda sadece 65
yaþýn üzerinde olan muhtaç
insanlara bakým yapýlabileceði dile getirildikten sonra,
bazý istisnalara yer veriliyor:
Sakatlýk durumu,
Saðlýk durumu çok bozuk olanlar,
6 yaþýndan küçük çocuklara bakmak ve yetiþtirmek
zorunluluðu,
Sakat olan bir yakýna
bakma durumu,
Sonradan ve ciddi bir
tahsil durumu
Meslek eðitiminde olanlar...
Meslek sahibi olamayan
veya çok az para kazananlara bakým yapýlacaðý dile getiriliyor.
Her ülkenin kendi dilinde bakým belgelerini bilgisayar kanalýyla internetten
alabileceði adres(www.bundesfinanzministerium.de)
Bu belgelerden de anlaþýlacaðý gibi, bakým yapýlan kiþi-
Asým TOZOÐLU
lerin sadece gelirleri deðil,
gider ve harcamalarý da soruluyor.
Bakým yapýlan kiþilerin
ne zamandan beri bakýma
muhtaç olduðu, neden para
kazanmadýðý veya bakýmlarýn kim veya kimler tarafýnfan yapýldýðý gibi çok sayýda
sorunun cevaplandýrýlmasý
gerekiyor yeni bakým belegelerinde...
Bakým yapýlan her kiþi
için ayrý bir bakým belgesi
doldurulmak zorunludur.
Bakým yapýlan kiþilerin bizzat imzalamasý gereken belgeler, nüfus dairesince de
tasdik edilmek zorunda.
Bakýmlarýn tam kabul
edilmesi içim ilk ödemenin
(havalenin) ocak ayýnda baþlamasý þarttýr. Aksi halde,
ilk havale ne zaman gitmiþse, bakým miktarý ona göre
hesaplanýyor.
Elden para verme sadece
bizzat kendinizin izine gitmesi halinde ve izinden önce iki hafta önceden fazla olmamak þartýyla para çekme
ve parayý alan tarafýndan
bizzat tasdik edilmek kaydýyla ve izine gittiðinizin
pasaport kopyesi, bilet
vb. ispatlanmasý gereklidir.
Eþi Türkiye`de yaþayan kimseler, Türkiye`ye gidiþlerini ispatladýklarý takdirde, her gidiþ için þimdiye kadar
olduðu gibi, bir net maaþ bakým için kabul edilecek. ( Eþi Türkiye`de
olanlarýn çift ev masraflarý konusunda da dikkatli olmalarý gerektiðini burda hatýrlatmakta
fayda görüyorum)
Bakým parasý miktarýnda bir deðiþiklik söz
konusu deðildir. 2007
yýlýnda Türkiye`de yaþayan
her kimse için 3840 Euro bakým miktarý öyle kalmýþtýr.
Sonuç olarak mutlaka
izin öncesi þimdiye kadar
gönderilmemiþse paralarýn
gönderilmesi gereklidir. Aksi halde maliye ancak paralarýn gönderildiði aydan itibaren bakýmý kabul edecektir veya daha önceki aylarda
havale yoksa, bakým yapýlan
kimselerin muhtaç olmadýðý
kanaatini benimseyerek tüm
bakýmlarý reddedecektir.
TÜRKÝYE`DE EMEKLÝ
OLAN VEYA
OLACAKLARIN
DÝKKATÝNE
Son yýllarda çok sayýda
gurbetçimizin, bilhassa ev
hanýmlarýnýn borçlanarak
emekli olmalarý söz konusudur. Bu vatandaþlarýmýzýn
Türkiye`de ödedikleri paralar, Alman maliyesinde vergi denkleþtirilirken düþülmektedir. Yani oldukça fazla para maliyeden alýnacaktýr. Bunun için Türkiye
SSK`dan yatýrýlan paranýn
belgesi ve bu paranýn emeklililik gayesiyle yatýrýldýðýna
dair bir yazý alýnmalýdýr. Bu
31
yazýnýn Almanca olarak
alýnmasý halinde hem burda
iþlemler daha hýzlý yapýlmaktadýr hem de tercüme
ücretinden tasarruf saðlanmaktadýr.
Bu konuda devletimizden de gerekli desteði beklemekteyiz.
Türkiye`den
evlenenler dikkat!!!
FederalAlmanya`da yaþayan çok sayýda gurbetçimiz, izinde Türkiye`de evleniyorlar. Resmi iþlemler
yaptýrýlýyor ve genellikle sene sonuna doðru Türkiyedeki eþ ‘’Familienzusammenführung’ kanunundan yararlanarak Almanya`ya geliyor. Ne var ki, Türkiyedeki
eþin Almanya`ya geliþi bazan ikinci seneye kalýyor.
Bu ise, ailenin 3 veya 4000
Euroya varan zarara uðramasýna yolaçýyor. Kýsacasý,
Türkiyedeki eþin 31 aralýktan önce Almanya`ya girmiþ
olmasý gerekmektedir.
Eðer aile birleþimi çeþitli
nedenlerden dolayý bu yýl
içinde mümkün olmayacaksa, Federal Almanya`da çalýþan eþ, Türkiyedeki eþi için
kaymakamlýktan bakým belgesi çýkartarak bakým yapabilir ve bakým yaptýðý aylarla oranlý olarak vergi iadesi
alýr. Evlendiði aydan itibaren yukarda belirtilen aylýk
340 euroyu göndermiþ olmasý gereklidir.
Aile birleþimini hýzlandýrmak için tüm gerekli evrakýn birlikte götürülmesinde büyük yarar vardýr. Böylelikle vize iþlemlerini hýzlý
bir þekilde yapýlabilir. Bazan, bir avukat yardýmýyla
eþin ayný yýl içinde Almanyaya getirilmesi çok daha
avantajlý olmaktadýr.
Daha geniþ bilgi için:
069/731919
Veya [email protected]
21. sayi sayfalar
29.04.2009
32
essen Kültür Bakanlýðýndan Müsteþar Werner Klein, “Islam Din
Derslerinde Hessen nerede?”
konusunu iþledi. Anayasa`nýn 7.
maddesi 3. fýkrasý gereði Almamya`da yaþayan her insanýn
dinini öðrenme hakký olduðunu
belirten Klein, kendilerine bir
muhatap bulamadýklarýndan
dolayý din derslerini okullarda
veremediklerinden yakýndý.
Frankfurt Yabancýlar Meclisi
Yönetim Kurulu üyesi Asým Tozoðlu`nun‚ “bir yandan muhatabýnýzýn olmadýðýný söylüyorsunuz, diðer yandan IRH`yý
(Hessen Ýslam Cemaati) kabul
etmediniz neden?” sorusuna,
IRH`nýn yasalara uygun ve istenilen nitelikte ve statüde olmadýðýndan ve durumun mahkeme kararýyla da teyit edildiðinden muhatap olarak kabul edemiyoruz! cevabýný verdi. Dr.
Klein Hessen Eyaletinde Ýslam
aðýrlýklý ahlak dersleriyle yetinildiðini açýkladý.
Düsseldorf`tan katýlan ilim
adamý Dr. Michael Kiefer Kuzey
Ren Westfalya Eyaletinde Ýslam
dindersleri konusunu tartýþmaya açtý. Dr. Michael Kiefere‚ Ýslam dindersi okuyan çocuklarla
okumayan çocuklarýn veya
gençlerin davranýþ biçimlerinde
H
20:54 Uhr
Seite 32
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Hessen Okullarýnda Ýslam Din Dersleri
Frankfurt Yabancýlar Meclisi tarafýndan düzenlenen ve Frankfurt Belediyesi Meclis Salonunda gerçekleþen “Hessen Okullarýnda Ýslam Din Dersleri” konulu panel büyük ilgi gördü.
veya hal ve hareketlerine hatta
derslerindeki baþarýlarýnda bir
araþtýrma yapýlýp yapýlmadýðýný
soran Asým Tozoðlu`na‚ “malesef bu konuda bir araþtýrma
yok” cevabýný verdi.
Ýslam din derslerinin verilebilmesi için Ýslami fakültelere ve
hocalara ihtiyaç olduðunu söyleyen Dr. Kiefer, þu anda 150 öðretmenin görev yaptýðýný ve Islam din dersleri için en az 1500
öðretmene ihtiyaç duyulduðunu belirtti ve bundan dolayý ancak 20 yýl sonra Almanya`da
tam anlamýyla din dersleri okutulur dedi.
Dr. Kiefer, Milli Görüþ veya
bir baþka dini kuruluþla Kuzey
Ren Vestfalya`da hiç bir sorun
yaþanmadýðýný da ayrýca vurguladý.
Frankfurt Üniversitesinden
sosyolog Dr Yýlmaz Bulut Federal Almanya`daki tüm eyaletlerde Ýslam dinderslerinin durumunu karþýlaþtýrmalý ve çarpýcý
örneklerle dile getirdi. Kuzey
Ren Vetfalya Eyaletinde 260 bin
müslüman çocuða din dersi verilirken, bu sayýnýn Bavyera
Eyaletinde 96.000 olduðunu belirtti. Berlindeki Ýslam Federasyonun verdiði din derslerinin
statüsünün çok farklý olduðuna
dikkat çeken Dr. Yýlmaz Bulut,
Federal Almanya`nýn her eyaletinde çok deðiþik uygulamanýn
olmasý bu konuda kimsenin çok
ciddi çalýþmalar yapmadýðýný
vurguladý.
Hessen Katolik Kilisesinden
hukukçu Dr. Guido Amend
okullarda din derslerinin hukukla baðlantýsýný dile getirdi.
Din derslerinin anayasal hak
olduðunu belirten Amend, herkesi hakkýna sahip çýkmaya davet etti.
Yabancýlarýn hemen her konusunu iþleyen Prof. Dr. Ingrid
Haller de katolik ve hristiyan
din dersleri uygulamalarý Ýslam
din derslerinde de tatbik edile-
TAZÝYE
KUZEY YILDIZI GAZETESÝ Genel Yayýn
Þönetmeni Erol GÜRAY Hakk`ýn rahmetine
kavuþmuþtur. Merhuma Cenab-ý Allah`tan rahmet diler; sevenleri ve yakýnlarýna baþsaðlýðý
dilerim.
Adem Güray
-----
TEBRÝK
Vedat Ýlgin /Tülay Ýlgin çiftinin çocuklarý
Abidin-Furkan & Muhammed-Melih
sünnet olmuþlardýr.
Yavrularýmýza Cenab-ý Allah`tan hayýrlý uzun
ömürler diler; Ýlgin Ailesini tebrik ederiz.
----IGMG Kuzey Bavyera Bölge Baþkanlýðý
Yönetim Kurulu Üyelerinden Teþkilatlanma
Baþkanýmýz Sayýn Ahmet Turan Bilir`in bir oðlu
dünyaya gelmiþtir.
Yavruya Cenab-ý Allah`tan hayýrlý uzun ömürler diler; Bilir ailesini tebrik ederiz.
Aladin
bilgilendirme
bilinir mi konusunu iþledi.
Ýslam din derslerinin okullarda verilmesi halinde teknik
ve pedagojik olarak diðer din
derslerinden yararlanýlabileceðini söyledi.
Frankfurt Yabancýlar Meclisi üyesi ve DÝTÝB sözcüsü Dr
Hüseyin Kurt: “Kur`an Kurslarýndan Ýslam dinderslerine konulu araþtýrmasýný izleyicilerle
tartýþtý. Kur`an kurslarýnýn Alman ve Türk basýnýnda kötü
tanýtýldýðýný çarpýcý örneklerle
anlatan Dr. Kurt, hiç yoktan iyidir düþüncesiyle ve bir zarurete
dayanýlarak camilerde din
Kur`an Kurslarý açýldýðýný belirtti. Kur`an kurslarýnýn, okullarda din dersleri verilse bile
devam etmesi gerekliliðini anlatan Kurt, bazý Ýslami teþkilatlarýn çalýþmalarýný anlattý ve bu
kuruluþlarýn güzel kitaplar hazýrlayýp çocuklara doyurucu
bilgiler verildiðini dile getirdi.
Kur`an kurslarýndan yetiþen yüzlerce akademisyen olduðunu da iddia etti.
Yabancýlar Meclisi Baþkaný
Enis Gülegen`in açýlýþ konuþmasýný yaptýðý ve yönettiði panel dýþardaki güzel havaya raðmen ilgiyle izlendi ve davetliler
memnun ayrýldýlar.
IGMG Kuzey Bavyera Gençlik Bölge Baþkanlýðý
Yönetim Kurulu Üyelerinden Teþkilatlanma
Baþkanýmýz sayýn Mustafa Aslan kardeþimizin
bir kýzý dünyaya gelmiþtir.
Yavruya Cenab-ý Allah`tan hayýrlý uzun ömürler diler; Aslan ailesini tebrik ederiz.
----Nadide - Mehmet Usta / Zeynep - Musa Tamer
ailelerinin evlatlarý Funda&Enes evlenmiþlerdir.
Yeni çifte iki cihan saadeti diler;
aileleri tebrik ederiz.
-----
GEÇMÝÞ OLSUN
Nürnberg Merkez Cami Üyelerimizden Sayýn
Hasan Aslan geçirmiþ olduðu burun ameliyatýndan dolayý kendilerine Cenab-ý ALLAH`tan
acil þifalar diliyoruz.
IGMG Kuzey Bavyera
Bölge Baþkanlýðý Adýna
Bilal DEMÝROÐLU
Frische Grillhänchen & Döner Kebap
Murat Ýbrahim
Her Türlü Düðün, Sünnet ve Özel
Günlerinize Helal Kesilmiþ Tavuk Servisi Yapýlýr
Tel: 0911-597 18 85 . Fax: 0911-597 18 86
Mobil : 0179-676 38 00 . Am Plärrer Nürnberg
21. sayi sayfalar
29.04.2009
dosya
eride b›rakt›¤›m›z binlerce y›ll›k dünya tarihini flekillendiren faktörlerden birisi, flüphesiz ki
göç hareketleridir. Bu kanaati
do¤rulamak için bilinen imparatorluklar›n tarihine k›saca bir göz atmak yeterlidir.
Roma imparatorlu¤unun çöküflünün gerekçelerinden biri
kuzeyden güneye cereyan
eden Cermen göçüne dayand›r›l›rken, Osmanl› ‹mparatorlu¤unun tarihsel arkaplan›nda da Orta Asya'dan Küçük Asya'ya do¤ru yap›lan
kitlesel göçün yer ald›¤› görülür. Göç, baz› dini-kültürel
yap›larda ayn› zamanda yeni
bir bafllang›c›n ad›d›r. Bize
hiç de yabanc› gelmeyen bu
tespit, hicret kavram› ekseninde belirginleflmekte, ‹slam
kültürü çerçevesinde yeni y›l,
bir göç olgusundan hareketle
kutlan›lmaktad›r.
Tarihsel etkilerini derin
bir flekilde göstermifl olan göç
gerçe¤i, yaflad›¤›m›z as›rda
da etkinli¤ini sürdürmektedir. Öyleki günümüzdeki küresel göç hareketleri, dünyan›n gelecekteki çehresini de¤ifltirecek düzeyde cereyan
etmektedir. Birleflmifl Milletlerin 2005 y›l›nda yay›nlad›¤›
rapora göre 200 Milyon civar›nda insan, yaflam›n› misafir
iflci veya mülteci olarak sürdürmektedir. 7 Milyarl›k
dünya nüfüsu göz önünde
bulunduruldu¤unda bu say›
fazla gözükmeyebilir. Fakat
bir ülke s›n›rlar› içerisinde
vuku bulan göç ile illegal göçleri göz önünde bulundurdurdu¤umuzda ve mülteci,
iflci veya s›¤›nmac› olarak
baflka ülkede kalan kiflilerin
ailelerinide hesaba katt›¤›m›zda karfl›m›za bu sorundan etkilenen hiçde az›msanm›yacak bir kitle ç›kmaktad›r. Öte taraftan Uluslararas›
Göç Raporunda da belirtildi¤i gibi göç, sadece belirli baz›
ülke ve bölgelerde cereyan
eden bir geliflme de¤il, tüm
dünyay› kapsayan ve tüm
devletlerin göz önünde bulundurmas› gereken bir sorundur. Bu sebepten dolay›
özelliklede Avrupa ülkeleri
ulusal göç ve entegrasyon politikalar›n› belirlerken dünya
G
20:54 Uhr
Seite 33
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Uyuþturucu
ve Aile
Dünya
yeni kavimler
Özlem ATSIZ . [email protected]
göçüne sahne oluyor
Aileye düþen görevler
Ünal KOYUNCU · [email protected]
çap›nda vuku bulan göç hareketlerine dikkat etmek zorundad›rlar.
1. Rol Modeli
‹nsan niçin göç eder?
Basit gözüken ancak cevab› pekde kolay olmayan bir
soru. ‹nsan›n do¤du¤u ve belirli bir yafla geldi¤i çevreyi
b›rak›p yabanc› bir çevreye
gitmesi kolay olmasa gerek.
Ancak hayat koflullar›nda
egemen olan baz› nedenlerin
kifliyi bir baflka yere gitmeye
zorlad›¤› da bilinen bir gerçek. Bu gerçekten yola ç›karak insan›n, öncelikle siyasi
ve ekonomik sebeplerden dolay› hayat›n›, do¤du¤u yerden baflka bir yerde sürdürdü¤ünü söyleyebiliriz. Siyasi
çat›flman›n doruk noktas›n›
teflkil eden savafl, bir ülkenin
iç yap›s›n› bozguna u¤ratarak
o ülke insanlar›n›n yeni yaflam yeri aramalar›na neden
olur ve göç nedenlerinin ilk
s›ras›nda yer al›r. Savafl kelimesi ile Irak kelimesinin
eflanlaml› oldu¤u flu günlerde
göç ile savafl aras›ndaki yak›n
iliflkinin canl› flahitleriyiz.
Bu felaketin sonucunda
insanlar, aileleriyle birlikte
savafl›n katletti¤i co¤rafyadan savafl›n dokunmad›¤›
çevre ülkelere s›¤›nmaktad›rlar. Irakla birlikte Afganistan,
Filistin, Somali, Sri Lanka ve
Kongo gibi savafl›n hüküm
sürdü¤ü ülkelerde göç, fela2. Ýlgi
ve Sevgiiçin baflvuketten
kurtulmak
rulan önemli bir yöntemdir.
‹ktisadi geliflmiflli¤in göstergesi olan yaflam koflullar›,
dünyan›n de¤iflik bölgelerinde farkl› seviyededir. Almanya ve ‹ngiltere gibi ülkelerde
yaflam flartlar›n›n Kongo ve
Eritre gibi ülkelere k›yasla
çok üst düzeylerde oldu¤u
herkesin bildi¤i bir gerçektir.
Böyle bir durumda kuzeyden
güneye yönelik göçün vuku
bulmas› kaç›n›lmazd›r. Sonuç
olarak savafl faktörüne ek olarak elveriflsiz yaflam koflullar›
nedeni, insanlar› yeni ve elveriflli koflullar aramaya sevkeden bir di¤er etkendir. Bu sebepten dolay› Filipinli hemflireler Körfez ülkelerine, Japonya veya ABD’ne iflci olarak gitmektedirler. Yeni ülkede çal›flarak kazand›klar› bir
ayl›k maafl, kendi ülkelerindeki y›ll›k ihtiyaçlar›n› giderecek düzeydedir. Ayn› flekilde ekonomik sebeplerden dolay› ABD, Almanya ve Rusya’da ifl gücü olarak yer arayan Çinli veya Hintli iflciler,
kazand›klar› birikimle sadece
kendilerinin de¤il ayn› zamanda ailelerinin hayat flartlar›na da katk›da bulunmaktad›rlar. Bu yeni yer aray›fl,
baz› co¤rafyalarda hayati tehlikeyi içeren yöntemlerle gerçekleflmektedir. Kuzey Afrika’dan ‹spanya sahillerine
yap›lan kaçak gemi yolculuklar› bu ba¤lamda zikredilebilinecek bir örnektir. Büyük
bir bedel ödenerek gerçeklefltirilen bu yolculuklar, ölüm
tehlikesine ra¤men elveriflli
yaflam koflullar› ümidiyle yap›lmaktad›r. ‹llegal göç hareketlerine ve insan ticaretine
götüren bu olaylar göçün görünmeyen yüzüne ›fl›k tutmaktad›r.
‹klim de¤iflimi ile gün yüzüne ç›kan do¤al afetler, insan›n çözüm aray›fl›na girmesine neden oldu. Küresel çapta
her co¤rafyada hissedilemek3. Sorumluluk Bilinci
te olan de¤iflim, bölgesel boyutta kitlesel göçün yeni bir
nedeni olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bu geliflme ile ilgili
canl› örnek Bangladefl’de yaflanmaktad›r. Bangladefl k›y›lar›nda küresel ›s›nma nedeniyle su seviyesinin yükselmesi, bölgede yaflayan insanlar› yeni yurt aramaya zorlamaktad›r.
Bangladefl k›y›lar›nda yer
alan yerleflim yerlerinin suyun alt›nda kalma riski gün
geçtikçe daha da artmaktad›r.
Ayn› flekilde f›rt›na ve sel gibi
do¤al afetler, Güney Asya
halk›n› göçe zorlayan geliflmeler olarak bu co¤rafyay›
etkilemektedir.
Göçün etkileri nelerdir?
‹spanya’da sahil güvenli¤i, ABD’de Latinamerika unsuru ve Almanya’da kimlik
tart›flmalar›n›n arka plan›nda
uluslararas› göç bask›s› yatmaktad›r. Bunu ifade ederken göçün etkiledi¤i bir alana
dikkat çekmifl bulunmaktay›z. Zira göç, sadece göç eden
kifliyi veya kitleyi de¤il, ülkesini ve göç edilen ülkeyi sosyal, siyasal ve ekonomik boyutlar›yla etkileyen bir geliflmedir. Beyin ve iflgücü göçü
ile göç alan ülkeler her ne kadar da iktisadi aç›dan göçün
faydas›n› görselerde, sosyal
alanda kimlik, uyum ve ayr›mc›l›k konular›nda yaflanan
Sonuç olarak...
gerginlikler
bu kazan›lan
zenginli¤in üzerine gölge düflürmektedir. Demografik küçülme ile sosyoekonomik yap›y› devam ettirememe tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalan geliflmifl ülkeler, göç imkan›n›,
ço¤ulcu anlay›fl çerçevesinde
ülkenin zenginli¤i için gelifltirmek yerine ulusalc› söylemler ekseninde k›s›tlamaktad›rlar. Almanya örne¤inde
görüldü¤ü gibi, 40 y›l› aflk›n
süredir göç tecrübesi yaflayan
bir ülke, göç politikas›n› hala
40 y›l önceki mentalite ile yürütmektedir. Her ne kadar da
''göç'' kavram› ilgili yasalar›
nitelendirmede kullan›lsada,
yasalar›n içeri¤i, y›llar önce
yürürlü¤e giren yabanc›lar
yasas›n›n yeni versiyonu olarak gündemde yerini almaktad›r.
27
33
‹flgücü göçü, geliflmemifl
ülkelerin ekonomik kalk›nmas› için yeni kaynaklar›n
oluflumunu sa¤lamaktad›r.
Bu aç›dan ele al›nmas› gereken husus, aile ve yak›n akrabalar için havale edilen döviz
miktarlar›d›r. ‹lgili ülkelerde
fakirli¤in azalmas›na katk›da
bulunan döviz transferi, sa¤l›k ve e¤itim alanlar›nda da
ailelerin temel ihtiyac›n› gidermede önemli bir kaynakt›r. Bu ba¤lamda Meksika'da
bir milyonu aflk›n aile,
ABD'de çal›flan aile fertlerinin havale ettikleri dövizlerle
aile masraflar›n› karfl›lamaktad›r. Yabanc› ülkede çal›flan
göçmen iflciler ayr›ca kendi
ülkeleri ile çal›flt›klar› ülke
aras›nda bir köprü ifllevi görmektedirler. Bu durumun sonucunda iki ülke aras›ndaki
ticari iliflki geliflmekte, teknoloji ve sermaye transferi sa¤lanmaktad›r.
Döviz transferinin ifade
edilen faydalar›n›n yan›s›ra
ülke ekonomisi için uzun vadeli negatif etkileride sözkonusudur. D›flar›dan gelecek
olan dövize karfl› ba¤›ml›l›¤›n
oluflmas›, iç yap›da yat›r›m›
engelleyici bir faktördür. Yat›r›ma dönüfltürülmeyen sermaye zincirleme bir etki gösterecek iflsizli¤in ve enflasyonun artmas›na neden olacakt›r.
Birleflmifl Milletler taraf›ndan oluflturulan Uluslararas›
Göç Komisyonu üyeli¤ini
yapm›fl olan ve Almanya kamuoyunun yak›ndan tan›d›¤›
Rita Süssmuth yeryüzünde
cereyan eden göç hareketlerini yeni kavimler göçü olarak
nitelendirirken geliflmenin
dünyan›n fleklini etkileyecek
dinamizmine dikkat çekmektedir. Bat› Antik Ça¤› sonras›nda Avrupa'n›n kuzeyinden güneyine do¤ru gerçekleflen eski kavimler göçü Bat›
Ortaça¤›'n›n flekilenmesinde
belirleyici bir mihenk tafl›d›r.
Güneyden kuzeye do¤ru yol
alan 21. yüzy›l kavimler göçüde gelecek y›llar› ve as›rlar›
etkileyecek düzeydedir. Gerek kuzeyde ve gereksede güneyde yap›lan tart›flmalar buna iflaret etmektedir.
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 34
34
ÝÞTE ÖLMEDEN
ÖNCE SÖYLENEN
SON SÖZLER...
- Lan olum Rus ruleti
öyle mi oynanýr dur da
göstereyim.
- Teker teker gelin
layn...
- Korkma, bu tünelden
yýllardýr tren geçmiyor...
- Abi çevremizde fazla
polis yok, teslim olmayalým, kaçalým abi...
- Geeel, geeel, sað yap
gel.
- Abi çok seri bi araba
bu yaaa...
- Demek piranha dedikleri þey bu. Hiho, bak Hulusi abi býyýklarý ile oynuyom bi þey olmuyo.
- O irmikleri neden aldýn Nurhan, helva mý yapýcan? Niye?
- Burasý Fener tribünü
deðil mi?
- Bah bah bah hala
uzunlarla geliyo...
- Kim bekler lan yeþilin
yanmasýný?!
- Bekle Cemþit abi ben
bi dalýp çýkýcam.
- Hala karlý gösteriyor
mu haným?
- Elektrikçiye ne gerek
var caným, ben hallederim.
- Gel abi burasý boyu
geçmiyo.
- Hihoha... Bak gelen
þey köpekbalýðýna ne kadar da benziyor.
- Rasim abi, kafesin kapýsý kapalý deðil mi?
- Yapma Satýlmýþ abi,
þeytan doldurur.
- Bu külüstür essahtan
200 yapýyor mu?
- Semra'cýðým bak arabanýn ibresi 200'ü gösteriyor.
- Ben öldükten sonra
tablolarým çok para edecek
Ayþegül..
- Boðaza gelip temiz hava almayý iyi akýl ettik...
Çocuðum oynama þu arabanýn el freniyle...
- Ohooo doktorun her
dediðini yapsak açlýktan
ölürüz birader. Hadi yeyin
yeyin afiyet olsun...
- Ulan, biz bugüne kadar kaç bomba imha ettik
be! Ýþimi bana mi öðretiyon, lavuk! Kes þu mavi teli!
- Sayýn seyirciler! Þimdi
en büyük numaraya geldik. Aslanýn aðzýný açýp,
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
baþýmý içine sokuyorum.
- Burasý eskiden mayýn
tarlasýymýþ ama artýk bi tane bile kalma...
- Havlayarak üzerimize
geliyor, çünkü bu cinsler
çok insan canlýsýdýr.
- Paraþütü en aþaðýda
ben açacaðým.
- Komutaným, pimini
çektikten sonra kaça kadar
sayýcaktýk?
- Olum bu mantarlar zehirli deðil, bak ben nasýl yiyorum.
- Amma keskin virajmýþ
yav!!
- Dikkat kaptanýnýz konuþuyor: - Eþhedü en la ilahe illallah... (Pilot Temel)
- Bu kadar korkma caným! Bu yýlanlarýn hepsinin zehirleri alýnmýþ.
- Kaplanlar da ayný kedi
yavrularý gibidir. Bak böyle
gýdýþýndan sevicen bak iyi
bak...
DELÝKANLI
ADAM
RACONLARI
1. Delikanlý adam Scooter tipi motorlara binmez.
2. Delikanlý adam sözünden dönmez. Özü sözü
birdir.
3. Delikanlý adam Light
Cola içmez.
4. Delikanlý adam More
ve benzeri sigaralarý içmez.
En delikanlý olaný Camel
içer.
5. Delikanlý adam sahte
isimle veya isimsiz yapmaz.
6. Delikanlý adam lagaluga yapmaz.
7. Delikanlý adam kaypaklýk yapmaz.
8. Delikanlý adam dedikodu yapmaz.
9. Delikanlý adam ayaðýný yorganýna göre uzatmaz. Uygun yorganý yoksa
yorgansýz yatar.
10. Delikanlý adam görevden kaçmaz.
11. Delikanlý adam rejim yapmaz. Yapana da iyi
gözle bakmaz. Diyet yoðurt, peynir vs yemez.
12. Delikanlý adam büyüklerine hürmet eder, küçüklerini korur.
13. Delikanlý adam ana
babasýna ekstradan hürmet
eder.
14. Delikanlý adam hayvanlara iyi davranýr.
15. Delikanlý adam fino
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
vb köpekleri gezdirmez.
16. Delikanlý adam köpekten korkmaz.
17. Delikanlý adam kýsa
pantolon giymez. Zorunlu
hallerde þort giyer.
18. Delikanlý adam saçýný boyatmaz, saç ektirmez.
19. Delikanlý adam az
konuþur öz konuþur.
20. Delikanlý adam kodu mu oturtur.
21. Delikanlý adam fanatik olmaz.
22. Delikanlý adam Televole ve benzeri programlarý seyretmez.
23. Delikanlý adam Labunyalardan haz etmez.
24. Delikanlý adam silahýný sadece temizlik için
kullanýr, süs için taþýmaz,
kullanmayacaksa çýkarmaz
ve göstermez.
25. Delikanlý adam gaza
gelmez. Gerektiðinde 20.
maddeyi uygular.
26. Delikanlý adam tavuk gibi erkenden yatmaz.
Gerektiðinde hemen uyanýr.
27. Delikanlý adam borcunu öder. Sadece diðer
Delikanlýlardan borç alabilir. Labunyalardan borç
alamaz.
28. Delikanlý adam avucunu yalamaz.
29. Delikanlý adam açgözlülük yapmaz.
30. Delikanlý adam haraç vermez.
31. Delikanlý adam sallama çay içmez.
32. Delikanlý adam sadece Delikanlýlarýn müziðini dinler, Labunya müziði dinlemez (Tekno, Acid
vb).
33. Delikanlý adam eroin ve kokain kullanmaz,
satmaz satanlardan nefret
eder.
34. Delikanlý adam Delikanlý gibi giyinir.
35. Delikanlý adam ýrk,
dil, din ayrýmý yapmaz.
36. Delikanlý adam diðer insanlarý sömürmez,
Labunyalarý bile. Sömürenden nefret eder.
37. Delikanlý adam cömerttir, yardýmseverdir,
þefkatlidir.
38. Delikanlý adam modayý takip etmez.
39. Delikanlý adam taksici ve minibüsçü kültürünü sevmez.
40. Delikanlý adam kor-
komik yazýlar
kabilir ama korktuðunu
belli etmez.
41. Delikanlý adam Labunyalar gibi kasýntýlýk ve
kibirlilik yapmaz.
42. Delikanlý adam Delikanlý adamý kollar.
43. Delikanlý adam
Haydar Dümen ve Güzin
Abla gibi þahsiyetlerle muhatap olmaz.
44. Delikanlý adam aðzý
açýk cak-cuk sakýz çiðnemez.
45. Delikanlý adam röntgencilik ve teþhircilik yapmaz.
46. Delikanlý adam Delikanlý arkadaþlarýna servis
yapabilir. Labunyalara kesinlikle servis yapmaz.
47. Delikanlý adam yaðcýlýk ve yalakalýk yapmaz.
48. Delikanlý adam papyon takmaz, zorunlu hallerde kravat takabilir.
49. Delikanlý adam bilerek hata yapmaz, yaptýðý
hatalarý kabul eder ve düzeltir.
50. Delikanlý adam ser
verir sýr vermez.
51. Delikanlý adam kimseyi ispiyon etmez, Labunyalarý bile.
52. Delikanlý adam ispiyoncularý sevmez.
53. Delikanlý adam baþkasýnýn iþine burnunu sokmaz.
54. Delikanlý adam laf
atmaz, sarkýntýlýk yapmaz.
55. Delikanlý adam el
þakasý yapmaz. Yapandan
da hoþlanmaz.
56. Delikanlý adam konuþurken el kol hareketi
yapmaz.
57. Delikanlý adam emanete hýyanet etmez.
58. Delikanlý adam hasta numarasý yapmaz.
59. Delikanlý adam artistlik yapmaz.
60. Delikanlý adam acil
durumlar dýþýnda koþmaz.
61. Delikanlý adam iftira
atmaz.
62. Delikanlý adam
Light sigara içmez.
63. Delikanlý adam alçak gönüllüdür.
64. Delikanlý adam
övülmekten hoþlaþmaz.
TEPKÝ ÞEKÝLLERÝ
KLASÝK TEPKÝ:
"Sýraya geç kardeþim"
NEOKLASÝK TEPKÝ:
"Þeker kardeþim sýraya
geçiver"
REALÝST TEPKÝ:
"Sýra var"
SURREALÝST TEPKÝ:
"Sallandýracaksýn bunlardan ikisini Kýzýlay’da
bak bir daha yapabiliyorlar
mý?"
ROMANTÝK TEPKÝ:
"Beyefendi galiba sýrayý
görmediniz"
NATURALÝST TEPKÝ:
"Sýrana geç"
MODERN TEPKÝ:
"Efendim insanýmýz eðitimsiz. Halbuki Avrupa
da"
POST-MODERN:
"Sýrana geç lan ayý!"
UZLAÞIMCI:
"Acelesi olmasa öne
geçmezdi; üzmeyin garibi"
DEVRÝMCÝ:
"Alt yapý sorunlarý çözülmeden halkýmýz sýraya
geçmez. Devrim olunca
herkes hizaya gelecek"
KADERCÝ:
"iki dakika fazla beklesek kýyamet mi kopar? Kýsmetse hepimizin iþi görülür"
FELSEFECÝ (septik-kuþkucu):
"Ön ve arka kavramlarý
görecelidir. O tarafýn ön taraf olduðuna kim karar
verdi? Öne geçtiðini zanneden, aslýnda arkaya geçmiþ olabilir"
KANT'CI:
"Efendim algýlanmayan
þeyler yok demektir. Bakmayýn o tarafa, adam yok
olur"
KOTÜMSER
VAROLUÞCU:
"Herkes bir gün ölecek.
Onurlu bir þekilde bekleyin. Bir gün o adamda ölecek"
ÝYÝMSER
VAROLUÞCU:
"Sýkmayýn canýnýzý, þu
anýn tadýný çýkarmaya çalýþýn. Bakýn ne güzel hayattasýnýz ve birileri önünüze
geçebiliyor"
HUMANÝST:
"Ýnsanlýk bir bütündür.
Birimiz hepimiz hepimiz
birimiz için. Dolayýsýyla birimiz öne geçince, aslýnda
hepimiz öne geçmiþ oluyoruz."
21. sayi sayfalar
29.04.2009
özel köþe
BiZiM FINDIK HOCA
Zamanýn birinde rahmetli olan bir hemþehrimiz
vardý. Siegen taraflarýnda
kalýyordu babamý sevdiðinden sýk sýk gelirdi. Birgün sen tut babamý fýndýk
hoca yap herkese anlat.
Þöyle anlatýyormuþ: Bizim
bir hemþehri var fýndýk hoca; deriyi bile yürütür. Cinleri bile baðlar. Bunu duyan herkes hemen bizim
hemþehriden telefon numarasý alýrlar. Babama telefon yaðar tabii babamýn bir
þeyden haberi yok. Bizim
hemþehri babama bir ara
telefon eder: Aman hacý bu
fýrsatý kaçýrma adam baþý
1500 al 500`ü benim. Babam da derki: Sen kafayý
mý yedin baþýma bela mýsýn benim doðru dürüst
okumam yazmam bile yok
deyince. Bizim hemþehride: Aman hacým yazarsýn
hallaçi mallaçi alýrsýn parayý. Ertesi gün bir telefon
genç bir bayan aman fýndýk
hoca yuvam yýkýlýyor ne
kadar para istersen veririm. Arkasýndan baþka bir
bayan filaný çok seviyorum
aman bir muska. Öbürü
baþka bir problem. Babam:
Aldýk baþýmýza belayý diye
söyleniyor. Telefondaki hatunlarýn hepsine: Kýzým
ben namazlýðýmý zor biliyorum hoca filan deðilim
cinci de deðilim diyor ama
anlamýyorlar. Bir de bakýyor arabaya binen bizim
bahçenin orda babam ne
derse inanmýyorlar. Annem artýk dayanamýyor
diyneði çekince babam o
gün kurtuluyor. Yine bir
gün Hollanda`ya gidiyor
Karaman kahvehanesine
girince herkes ayaða kalkýyor ve hep bir aðýzdan fýndýk hoca geldi. Babam bizim hemþehriye kýzýyor ve
997 yýlýndan bu yana
her yýl yayýnlanan ve
devlet tarafýndan gerçekleþen anayasa ve temel
hak ihlallerini içeren Temel
Haklar Raporu yayýnlandý.
Hazýrlanmasýnda Pro Asyl,
Humanist Birliði, Anayasal
Haklar ve Demokrasi Komitesi vb. birçok insan ve vatandaþ haklarý organizasyonunun katkýda bulunduðu
rapor, Anayasa Mahkemesi
Hâkimi Prof. Dr. Jürgen
Kühling tarafýndan Karlsruhe þehrinde kamuoyuna sunuldu.
1
20:54 Uhr
Seite 35
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Hacarap`ýn Yeni Serüvenleri
iþ kapanýyor.
BANANE
Almanya`ya
yeni
geldiði yýllarda babam
bakkala gider. Bakkaldaki satýcý kýza: Bir kilo
muz der. Satýcý kýz:
Nicht muss banane deyince babam: Sana ne ise
bu önlüðü takmýþ burda
ne duruyorsun der. Tabii
satýcý kýz þaþkýnca bakar
ve o anda bir Türk gelir
iþ hallolur.
HOLLANDA
ZÝYARETÝ
Babam birgün Hollanda`da çalýþan bir
hemþehriyi
ziyaret
amacý ile yola çýkar. Almanya, Hollanda sýnýrýna
varýnca arabayý park eder
ve Amsterdam`daki hemþehriye telefon eder gel beni al. Tabi bizim hemþehri
þaþýrýr: Hacým daha 100 km
var biraz gelseydin. Babam: Gel sartavul geyiði
bekliyorum deyince bizim
hemþehri 100 km gazlar
babamý alýr Amsterdam`a
götürür.
BABAMI KOYUN
GÖTÜRDÜ
Babam zamanýn birinde
koyun kesmeye gider koyunlarýn sahibesi bir kadýn. Pazarlýktan sonra iþ
kesime gelir kadýn koyunu
yatýrýr ve haydi kes der
baþka müþterilere gider.
Tam kesim yapacakken koyun kalktýðý gibi babamý
da yere yatýrýr gider. Sonra
kadýn tekrar tutar yatýrýr
da kesim gerçekleþir.
KAYMAK NASIL
YENÝR!!!
Babam okumayýnca dedem tutar Karaman`da
meþhur altýn çizme namýyla meþhur ayakkabýcýnýn
M.Salih AYDIN
yanýna çýrak olarak verir.
Tabii o zamanlarda Karamanda camýz besleyenler
hayli var. Biri de babamýn
ustasý. Birgün bir subay gelir ve konuþurlarken;
- Usta hani benim kaymak nerde kaldý der. Usta;
- Tamam der evde hazýr
çýraðýn birini gönderirim
alýr gelir.
Ustasý babama;
-Hacarap eve git aplan
kaymaðý versin al gel.
Babam;
- Tamam usta der fýrlar.
Eve varýr;
- Apla usta gönderdi
Kaymaðý vereceksin der.
Apla kaymaðý verir;
- Dikkat et düþürme
der.
Yolda gelirken tabii
þeytan dürter hayatýnda
hiç kaymak görmemiþ.
Kaymaðýn üstünü açar ve
bakar dayanamaz tadýna
bakar. Birinci katýný götürür, ikinci katýný götürür
artýk dayanamaz ücüncü
katýda götürünce dördüncü katý lap sütün içine düþünce þaþýrýr. Tabi tutar ka-
laný üstüne baþýna döker aðlayarak dükkana
doðru yol alýr. Ama babam kaymaðý yerken
Kalaycý Kel Ýsmail amca görmüþ ve usta ile
dost olduðu için hemen dükkana gider;
- Usta hacarabý kaymak almaya göndermiþsin ama hacarab
kaymaðý yiyordu der.
Biraz sonra babam
aðlayarak dükkana gelir;
-Usta yolda gelirken
düþtüm hepsi mahvoldu der.
Ustada babama döner ve,
-Aðlama oðlum canýn
saðolsun arkaya geç ordan
meþin getir der.
Tabii babam olacaklardan haberi yok öbür büyük
çýraklar arkada bekliyormuþ. Babam arka odaya girince babama giriþirler bir
araba sopa yer ondan sonrada kovulur. Babam diyorki;
-Olsun kaymak da dayaða deðdi….
ESKÝÞEHÝR
MACERASI
Babam gençlik zamanýnda mahallemizde bir kýza aþýk olur. Bir zaman
sonra bu kýzýn ailesi Eskiþehire göçer. Fakat babamýn bu zaafýný bilen arkadaþlarý Ýsmail, Vahit, Reþat,
Ali amcalar babama güzel
bir oyun hazýrlarlar. Kýzýn
aðzýndan bir mektup yazarlar;
-Hacarap gel beni kaçýr
yoksa babam beni baþkasýna verecek. Zarfýný da patatesle mühürlerler babam
mektubu okuyunca durur-
2007 Temel Haklar Raporu kamuoyuna sunuldu
Yüksek mahkeme kararlarýnýn hiçe sayýlmasýna eleþtiri
Ýçinde bulunulan durumu “rahatsýz edici” olarak
niteleyen Kühling, devletin
yabancýlar ve özellikle illegal göçmenlerle olan iliþkilerinde bu insanlarýnda anayasal haklarý olduðu ve
devletin korumasýna muhtaç olduklarýnýn unutulduðunu kaydetti.
Anayasa Mahkemesi ve
Avrupa Ýnsan Haklarý Mah-
kemesi’nin
kararlarýný
olumlu olarak deðerlendiren Kühling, sözkonusu kararlarýn devlet daireleri ve
mahkemelerin
anayasal
haklar noktasýnda ihmalkâr
tavýrlarýna karþý geldiðini
bildirdi.
Ancak rapora göre yüksek mahkeme kararlarý da
anayasal haklarýn hiçe sayýlmasýný engelleyemiyor. Bu-
na göre raporda eyaletlerin
özelikle insanlýk onurunu
korunmasýnýn düzenleyen
polis kanunlarýnda iletiþim
araçlarýnýn takip edilmesi
konusunda ki Anayasa
Mahkemesinin taleplerinin
yerine getirilmediði yer alýyor. Ayný yönde bir geliþme
de gündemdeki “Ýnternet
Soruþturmalarý” tartýþmasýna da yansýyor.
35
mu. Boya sandýðýný satar
dedeme gider;
-Baba ben Eskiþehir`e
gidiyorum R……den mektup geldi beni çaðýrýyor
der. Otobüse bindiði gibi
soluðu Eskiþehir`de alýr.
Adres filan hepsi doðru
çünkü bu oyunu oynayanlardan biri de kýzýn akrabasý. Eskiþehir Taþkýr Bey sokaða varýr. Köþede beklemeye baþlar. Birþeyden haberi olmayan kýz pazardan
gelirken bir de bakar hacarap köþede;
- Hacý abi sen ne arýyorsun burda deyince babam
þok olduyor.
Babam hemen;
-Ne demek hacý abi ne
arýyorsun iþte mektup demiþ.
Mektubu kýz okuyor ve;
Hacý abi seni kandýrmýþlar sana bir oyun oynamýþlar. Benim yakýnda düðünüm var burda fazla
durma gören olur demiþ.
Babam;
- Benim gidecek param
bile yok deyince.
Kýz;
- Hacý abi bekle ben birazdan gelirim deyip gidiyor ve az sonra Bir takým
elbise ve 25 lira ile geliyor;
- Hacý abi bunlarý al ve
git sen benim abimsin diyor.
Babam tabi Karaman`a
dönüyor o kýzgýnlýkla kahvehaneye gidiyor. Ama arkadaþlarý da boþ durmamýþlar yeni bir boya sandýðý almýþlar yanlarýnda saklý. Babam tam yanlarýna
gelince boya sandýðýný açýveriyorlar tabii babam da
yumþuyor ve bu þaka da
tatlýlýkta bitiyor.
Gelecek sayýya kadar
ALLAH’a emanet olun
saðlýcakla esen kalýn efendim.
Raporda yer alan diðer
bir konu ise “Terörle mücadele” adý altýnda körüklenen güvenlik tartýþmalarý.
Konuyla ilgili olarak kendisinin de Berlin Sosyal Forum’una katkýsý nedeniyle
Anayasa Koruma Dairesi tarafýndan maðdur edildiðini
anlatan Siyaset Bilimci Prof.
Dr. Peter Grottian, yakýn zaman G8 zirvesi karþýtlarýna
yönelik geniþ çaplý polis
müdahalesine atýfta bulunarak güvenlik baðlamýnda
gerçekleþen bu tavýrlarý
eleþtirdi.
21. sayi sayfalar
36
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 36
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
bulmaca
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 37
dosya
u yaz›y› kaleme almay›, özellikle yaz
tatilini de¤erlendirmek üzere kara, hava ve
deniz yollar›n› kullanarak
Türkiye’ye veya baflka herhangi bir ülkeye sefere ç›kan kardefllerimiz için düflündük. Gerçi irdeleyece¤imiz konular, az-çok de¤iflmeyen f›khi mevzular
oldu¤u için, f›khen sefer
mesafesine yola ç›kan ve
müsafirli¤i devam eden
bütün kardefllerimizin yararlanaca¤› konulardan
oluflmaktad›r.
Dinimiz yolculuk halinde müslümanlara bir tak›m
kolayl›klar
getirmifltir.
Müslümanlar bu ad›na
ruhsat dedi¤imiz kolayl›klar› tatbik ettikleri zaman,
dinin emirlerini yolculu¤un o zor ve meflakkatli
günlerinde bile rahatl›kla
yerine getirebilme imkân›n› bulabilirler.
Kullar›na karfl› son derece merhametli olan Rabbimiz Teala Hz.leri, yola
ç›kan veya baz› zorluklarla
karfl›laflan Müslümanlara
önce kolayl›¤› namaz hususunda sa¤lam›flt›r. Nisa
Suresi 101. ayette bu duruma flöyle iflaret buyurulmufltur: "E¤er kâfirlerin size fitne vermesinden korkarsan›z, yeryüzünde sefere ç›kt›¤›n›z zaman namazlar› k›saltarak k›lman›zda bir sak›nca yoktur."
Bu ayette k›saltman›n korku flart›na ba¤lanmas› o
günkü flartlar› tesbit aç›s›ndand›r. Çünkü Peygamber
efendimiz (as)’›n yapt›¤›
yolculuklar›n ço¤u o gün
korkudan hali de¤ildi. Ashab-› Kiram'dan Ya'la b.
Ümeyye (ra) Hz. Ömer'e
flöyle demifltir: Biz neden
namazlar› k›saltarak k›l›yoruz? Halbuki güven içindeyiz. Hz. Ömer de buna cevap
olmak üzere flöyle buyurmufltur: Ben de ayn› durumu Hz..
Peygamber'e sormufltum;
B
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
Uyuþturucu
ve Aile
Yolculukta
dinî kolayl›klar
ÖzlemÜNYE
ATSIZ· [email protected]
. [email protected]
M.Hulusi
flöyle
buyurmufltu:
"Bu, AlAileye
düþen görevler
lah'›n size verdi¤i bir ba¤›flt›r, Allah›n sadakas›n› kabul
edin." 1
Hz. Peygamber'in umre, hac ve di¤er yolculuklar›nda namazlar› k›saltarak
1. Rol Modeli
k›lm›fl olmas› tevatür derecesinde sabittir. Abdullah
ibn Ömer (r.a) flöyle demifltir: "Hz. Peygamber (s.a.s)'e
yolda arkadafll›k ettim. O,
yolculuklar›nda iki rekattan
fazla k›lmazd›. Hz. Ebu Bekir,
Hz. Ömer ve Hz. Osman da
böyle yaparlard›." Hz. Ömer
(ra)'in flöyle dedi¤i rivayet
edilmifltir: "Yolcunun namaz›, Nebiniz (as)’›n lisan›
üzere k›salt›lmaks›z›n tam iki
rekatt›r." 3
Yolculuk halinde dört
rek’atl› farz namazlar, iki
rek’at; üç ve iki rek’atl› farz
namazlar ise üç ve iki rek’at olarak k›l›n›r. Hanefîlerde vacip olan vitir namaz›
üç rek’at olarak, k›l›n›rsa
sünnet olan namazlar da
mukim olundu¤u zamanda k›l›nd›¤› gibi tam olarak
k›l›n›r.
Yolcunun dört rekatl›
farz namazlar› k›saltmas›
zorunlu mudur; yoksa k›saltmakla tam k›lmak aras›nda serbest midir? Bu husus mezhepler aras›nda ihtilafl›d›r. Hanefî mezhebi
alimlerine göre, yolcunun
2. Ýlgi ve k›saltarak
Sevgi
namazlar›
k›lmas› vacib ve ayn› zamanda azimettir. Yolcunun bilerek iki rekattan fazla k›lmas› mekruhtur. Hz. Aifle
(ra)'›n flöyle dedi¤i rivayet
edilmifltir: Namaz ikifler
rekat olarak farz k›l›nd›,
sonra hazarda (yani müsafir olunmad›¤› zaman) art›r›ld›, seferde ise oldu¤u gibi b›rak›ld›„4 Malikîlere göre, seferde namaz› k›salta2
rak k›lmak müekked sünnet, fiafiî ve Hanbelîlere
göre ise yolculukta namazlar› k›saltarak k›lmak, muhayyer olmak üzere ruhsatt›r. Müsafir kifli namazlar›n› k›saltarak da, tam
olarak da k›labilir. Ancak
Hanbelîlere göre k›saltmak
mutlak olarak tam k›lmaktan daha faziletlidir. Yolculuk hangi gaye için olursa
olsun namazlar› k›saltarak
k›lmak caizdir.
Yolculuk halinde bir di¤er ruhsat ise, Ramazan
ay› orucu da olsa tutulmayarak tehir edilmesidir.
Ancak gücü yeter de tutabilirse elbette tutulan oruç
yerini bulmufl olur.
Bu gün modern ça¤da
yolculuk vas›talar› ço¤alm›fl ve haliyle yolculuk kolaylaflm›fl ta olsa, yine de
bir çok zorlukla karfl›laflma
imkan› her zaman söz konusudur. Onun için de
dinde tan›nm›fl olan bu kolayl›klardan yararlanmak
laz›md›r. ‹flte bu ruhsat ve
kolayl›klardan birisi de her
ne kadar Hanefî mezhebinde cevaz verilmese de yolculuk veya ya¤mur, kar ve
korku gibi bir mazeretle iki
vakit namaz›n bir vakitte
k›l›nmas› meselesidir. Hanefîler sadece Arafat'ta ö¤le ile ikindi, Müzdelife'de
akflam ile yats› namazlar›n›
birlefltirip cemaatle k›lmay› caiz
görmüfllerdir.
3. Sorumluluk
Bilinci
Hanefî mezhebine mensup imam ve âlimlerin d›fl›nda di¤er üç mezhebin
imam ve âlimlerine göre
bir mazeret bulununca ö¤le ve ikindi veya akflam ile
yats› namazlar›n› takdim
veya tehir flekliyle bir vakitte birlefltirmek caizdir.
Meselâ; ö¤le namaz› ile
ikindi namaz› ö¤le vaktinde k›l›nabilece¤i gibi, ikindi vaktinde akflam ile yats›
birlefltirilerek iki vakitten
birinde yani takdim veya
te'hirle k›l›nabilir.
Hanefîlerin d›fl›nda kalan âlimler takdim ve te'hir'in caiz oldu¤u kanaatindedirler. Yani cumhur-u
ulema dedi¤imiz ve ‹slam
âlimlerinin ço¤unlu¤unu
teflkil eden âlimlerin kanaat›nda oldu¤u gibi, iki vakit namaz› birlefltirerek k›lman›n duruma göre caiz
oldu¤u
kanaatindeyiz.
Çünkü bu durum sünnetle
sabittir. Ancak namazlar›n
tam vakitlerinde k›l›nmas›nda hiçbir âlim aras›nda
ihtilaf yoktur. Onun için de
misafirlikte de olsa namazlar›n vakitlerinde k›l›nmas›
en uygun olan›d›r. Fakat
bilhassa kara veya deniz
yolu ile izine giden Müslümanlar›n yol güzergahlar›nda her vakit için her zaman durma imkanlar› yoktur.Sonuç olarak...
Yol emniyeti veya iklim
flartlar› aç›s›ndan ço¤u zaman zaruri hallerle karfl›lafl›labiliyor. Bu itibarla namazlar›n bir vaktini di¤erine tehir ederek veya bir
sonraki namaz› öne çekerek k›lmalar› caizdir. Böyle
yap›lmas› namaz›n kazaya
b›rak›lmas› manas›na da
gelmez. Mesela ö¤le namaz›n›n vaktinde ikindi namaz›n›, yats› namaz›n›n
vaktinde akflam namaz›n›
k›lmak gibi. Her vakit için
ayr› kamet getirilerek iki
vakit namaz bir vakit içinde k›l›nabilir. Bu bir kolayl›kt›r ve bundan Müslümanlar›n istifade etmeleri
namazlar› kazaya b›rakmalar›ndan daha efdaldir.
27
37
Namazlar›n hepsinde bu
takdim veya tehirleri yaparak cemetmek suretiyle namazlar k›l›nabilir.
Cenab-› Hakk`›n dinini
yaflamakta bir di¤er kolayl›k ve ruhsat ise mestler
üzerine veya mest anlam›nda aya¤a giyilen bir
giysi üzerine meshetmektir. Bilindi¤i gibi misafir
olan insanlar›n mestler
üzerine meshedecekleri
müddet yetmifl iki saat, yani üç günlük bir süredir.
Ayaklar y›kanarak abdest
al›nd›ktan sonra aya¤a giyilecek mest veya mest manas›nda olan ayakkab›, potin, çar›k ve benzeri giysiler üzerine üç gün boyunca
bu giysiler ayaktan ç›kar›lmad›¤› müddetçe meshedilir ve ayaklar›n y›kanmas› gerekmez.
Mestler üzerine meshedilmesi konusunda âlimlerimiz aras›nda yap›lan tart›flmalardan birisi de çoraplar üzerine de meshedilip-edilemiyece¤i konusudur. Genel olarak F›k›h kitaplar›m›zda çoraplar üzerine meshedilmesinin caiz
oldu¤u bilgisi mevcuttur.
Tart›flma konusu olan fley
ise, meshedilmeye uygun
olan çoraplarda bulunmas›
gerekli olan özelliklerdir.
Nas›l bir çorap olmal›; kal›nl›¤› ve dayan›kl›l›¤› vs
özellikleri neler olmal› gibi
konular müzakere edilmifltir. Bütün bu tart›flmalar›n
sonunda var›lan nokta flu
olmufltur: Ayak derisini
göstermeyen, giyildi¤inde
ayakta kendili¤inden durabilen ve kendisi ile üçdört kilometre yürünmesi
mümkün olan çoraplar
üzerine meshedilmesi caizdir. Hanefî mezhebi müctehidlerinden ‹mam Ebu
Yusuf ve ‹mam Muhammed Hz.leri öteden beri bu
düflüncede idiler. ‹mam
Ebu Hanife Hz.lerinin de
ömrünün sonuna do¤ru
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 38
38
dosya
ayn› görüflü benimsedi¤i
ve “Eski fetvama muhalefet ediyor ve ben de çoraplar›ma meshediyor, ben de
çorap üzerine meshediyorum? mealinde görüfl beyan etti¤i rivayet edilmifltir.5
Buna göre yol güzergahlar›nda veya kimi toplant›larda çok kalabal›k ortamlarda veyahut örf-adet
itibariyle el y›kan›lan lavaboda ayak y›kanmas› gerçekten zor ve edep d›fl› görülen yerlerde, çoraplar
üzerine meshederek, bilhassa ‹slam’› ve Müslüman› küçük ve görgüsüz seviyeye düflürecek yerlerde illa da aya¤›m› y›kayaca¤›m
diyerek elektrikli ve h›fl›ml› bak›fllara muhatap olmamak daha güzeldir. Avrupa insan› genelde lavaboda
ayaklar›n› y›kam›yor. Biz
petrol istasyonlar›nda ab-
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
dest al›rken sa¤a-sola su
s›çratarak ve insanlar› rahats›z edecek davran›fllar
yerine, ayaklar›m›z› y›kayarak abdest ald›ktan sonra aya¤›m›za giydi¤imiz
Aileye düþen görevler
çoraplar›m›z›n
üzerine
meshederek namazlar›m›z›
k›labiliriz. Ço¤u zaman
toplant› ve kongre yapt›¤›m›z büyük salonlar›n s›n›rl› lavabo imkanlar›n›n ol1. Rol
Modeli
du¤u
yerlerde
bilhassa han›mlar›n uzun ve külotlu
çoraplar›n› ç›kararak ayaklar›n› y›kamalar› son derece meflakkatlidir ve hatta
bazan imkans›zd›r. Halbuki çoraplar›n›n üzerine
meshederek abdestlerini
alabilir ve dinimizin bu
ruhsat›ndan yararlanm›fl
olur, namazlar›n› kazaya
b›rakmadan vaktinde eda
etmifl olurlar.
Son olarak yolculuk esnas›nda pratik bir öneri de
hayat
Haziran-Temmuz-Juni-Juli 2007 Cemaziye`lahir 1428
k›blenin tesbiti konusunda
sunmak istiyorum. Evet bu
gün teknoloji çok ileri bir
seviyeye ulaflm›fl, yön tayin edecek pusulalar icat
edilmifl; hatta seccadeler
üzerine bile monteleri yap›lm›flt›r. Ama böyle bir
imkan› her zaman ve herkes
kullanamayabilir.
Onun için de devreye baba-dede ifli modelleri girdirmek daha pratik olur.
Gündüz yolculuk yap›yor
ve bir ormanl›k m›nt›kada
ilerliyorsak, durdu¤umuz
yerdeki a¤açlara bakarak
yönümüzü tayin edebiliriz. Burada bir küçük pratik bilgi bizim iflimizi kolaylaflt›r›r. O da a¤aç gövdelerinin yosunlu taraf›
her zaman kuzey yönünü
gösterir. Kuzey yönünü
tesbit eder de yönümüzü
kuzeye do¤ru döndürürsek, arkam›zda kalan k›s›m
güney yönünü, sa¤›m›z
do¤u, solumuz bat›y› gösterir. Burada bir fleyi daha
bilmemiz gerekir; o da K›blenin hangi yönde oldu¤udur. Bat› Avrupa k›tas›ndan Türkiye’ye do¤ru giden hemen bütün yollar
genel olarak güney ve güney-do¤uya do¤ru seyreder. K›ble ise Bat› Avrupa
ülekelerine göre yine güney-do¤u istikametinde
yer al›r. Öyleyse biz güney-do¤u yönünü keflfedersek K›ble cihetini tesbit
etmifl oluruz. Gece ise kuzey yönünün iflareti kutup
y›ld›z›d›r. Kutup y›ld›z›na
göre yönler belirlenerek,
K›ble yönü tesbit edilmifl
olur. Tabi bunlar K›ble yönünü soracak o bölgeyi tan›yan bir insan›n bulunmad›¤› zamanlarda yap›lacak
ifllemlerdir. K›ble yönünü
tarif edece¤ini umdu¤u-
Uyuþturucu ve Aile
Özlem ATSIZ . [email protected]
27
dosya
muz birisi varsa ona sormam›z gerekir. Bunlar›n
hiç birisini yapam›yor isek,
telafl ve pani¤e gerek yok.
K›ble yönü bu taraft›r diye
ictihat ederek namazlar›m›z› k›lar›z. Cenab-› Hak
ta inflaallah kabul eder..
Bütün izine gidecek
kardefllerime hay›rl› yolculuklar diliyorum. Cenab-›
Hak kaza ve belalardan beri ve muhafaza buyursun;
herkese s›la-i rahim yapm›fl olma sevap ve mükafat› versin.. Sa¤l›k, s›hhat ve
afiyetler ihsan eylesin..
1 Müslim, Misafir, 4; Tirmizi, Tahare, 4, 20; Nesâi, Taksir, I
2 ‹bn Mâce, Ikâme, 75
3 Buhârî, Taksîr, 11; Küsûf,
4; Ibn Mâce, Ikâme, 73, 124
4 Buhari, Salat,1; Müslim,
Misafirin,1; Ebû Davud, II, 3
5 ‹bn Abidin, c.1, shf. 248;
Mezahibu’l Erbaa, c.1, shf. 38)
HESSEN GENÇL‹K fiÖLEN‹ MUHTEfiEMD‹!
IGMG Hessen Bölgesi Gençlik Teflkilatı’nın düzenledi¤i Gençlik fiöleni coflkulu ve bir o kadar da heyacanlı geçti!
Sonuç olarak...
çılıfl Kuran-ı Kerim`ini Herborn gençli¤inden Bünyamin Akda¤’ın okudu¤u pro¤ram
duygulu bir atmosferle start aldı. Açılıfl konuflmasını Hessen Bölge Gençlik Bflk. Hakan Bayhan yaptı. Bayhan konuflmasında misafirleri selam2. Ýlgi ve Sevgi
lamas›nda, gayesi u¤runda çalıflanlar ve yaflayanlar
ile gününü gün edenler olmak üzere dünyada iki s›n›f insan tipinden bahisle; “‹flte bizler Milli Görüfl
gençli¤i olarak günümüzü gün etmiyor, ideallerimiz için fedakarlık yap›yor ve bu u¤urda gayret
sarfediyoruz. ‹nsanlı¤ın mutlulu¤u ve barıflı için çalıflıyoruz, Rabbim muvaffak eylesin’’ dedi. Daha
A
sonra Hessen Bölgesi Gençlik Teflkilat›nda dereceye
giren 5 fiubeye plaket takdimi yapıldı, bunlar sırasıyla flunlar. 1.Kassel, 2.Hanau, 3.Haiger, 4.Lollar, 5.
Darmstadt. Sami Yusuf turnesini baflarıyla yürüten
Avusturya 2 Bölge Gençlik Baflkanı Abdi Tafldö¤en ve yine Gençlik fiöleni Komisyon Baflkanı Teflkilatlanma Baflkan› A. Hatip’e de Bölge Gençlik Baflkanı Hakan Bayhan birer plaket takdim etti. Ardın3. Sorumluluk Bilinci
dan Hessen Bölge Baflkanı Mehmet Atefl kürsüye
gelerek veciz bir konuflma yaptı.
Daha sonra Genel Merkezden katılan Genel Baflkan Danıflmanı Hasan Damar kürsüye gelerek ken-
dine has üslübuyla de¤erlendirmelerde bulundu.
Ardından Hamza Robertson sahne aldı. Hamza
Robertson yeni müslüman olanlan ‹ngiliz sanatç›.
Sahneye gelmesiyle salonda coflku arttı, ingilizce 5
parça söyledikten sonra özlenen ses Sami Yusuf´un
sahne ald›. 1,5 saat süren konserinde muhteflem bir
tablo vardı, bütün salon topluca söylenilen ezgi ve
ilahilere efllik ettiler, gençlerin gözlerindeki mutluluk ve heyacan görmeye de¤erdi.
Sunuculu¤unu M. I. Köse’nin yaptı¤ı Hessen
Bölgesi Gençlik fiöleni, farklı yorumlarıyla ilahiler
söyleyen Ammar 114´ün iki güzel eseriyle sona erdi.
Seite 39
20:54 Uhr
29.04.2009
21. sayi sayfalar
‹slam Toplumu Milli Görüfl
E¤itim Baflkanl›¤›
Boschstr.61-65 · 50171 Kerpen
Tel:0 22 37-656 270/275 · Fax:0 22 37-656 555
‹nternet:www.igmg.de · E-mail:[email protected]
Elif-Be · Kur’an-ı Kerim · Tecvid · Ezber Dersleri
Akaid · Kelam · Siyer · Hadis · ‹lmihal · Türkçe
Dini Müziki · Hat Sanatları · Resim ve Elifli
Yerel lisanlarda Din Dersleri · ‹nsan Hakları ve
Diyalog · Ahlak ve Adab-ı Muafleret
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Bölgesi
E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . fiubesi
E¤itim Baflkanı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Adı Soyadı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Bölge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon Özel: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Telefon GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
21. sayi sayfalar
29.04.2009
20:54 Uhr
Seite 40

Benzer belgeler