Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Transkript

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
K›rsalda Terör,
Kentte Demokratik Hak
Kenan ERTÜRK*
PKK terör örgütü, 1970’li yıllarda öğrenci ve işçi hareketini kentlerde başlatan sol örgütlerden Kompradorluk/ağalık düzenini yıkmak amacıyla, kırsala taşınma kararı alarak ayrıldı,
1984’de Şemdinli ve Eruh baskınları ile kırsalda ilk eylemini başlattı. Bu dönemde Kürt kökenli vatandaşlarımız öldürüldü, (ağalara bir şey olmadı) kaçırıldı ve göçe zorlandı.
Kırsal alanda başlatılan terör ile bir taraftan kendisinin güçlü, devletin zayıf olduğu propagandasını yaparken diğer taraftan da kırsalda güvenlikli alanlar yaratmaya çalışıyordu. Aynı zamanda PKK birincil askeri hedef olarak, Türk güvenlik güçlerini kırsal bölgelerden ve Türk Irak
sınırından geri çekilmeye zorlayarak Türkiye’nin güneydoğusunun bazı bölümlerinde askeri ve
politik denetim kurmayı amaçlamıştı.1 Göçe zorlanan Kürt kökenli vatandaşlarımız, aidiyet duygusu ile büyük şehirlerde akrabalarının veya tanıdıklarının yanlarına gittiler. Adana ve Mersin
başta olmak üzere Diyarbakır, Batman, Gazi Antep, Van, Ş.Urfa gibi şehirlerde çok miktarda
göç mahalleleri oluştu. Bir kısmı ise zaten başka sebeplerle daha önceden oluşmuş İstanbul, İzmir ve Bursa’daki semtlere gittiler. Büyük kentlerdeki bu varoşlar, anomik (çarpık) kentleşmenin bir ürünüydü ve süratle gettolaştılar.
Bu gettolar, PKK terör örgütünün şehirlerdeki siyasi ve lojistik alt yapısını oluşturdu.
HEP/DEP/HADEP/DEHAP gibi partiler il ve ilçe örgütlenmelerinde bu bölgelere öncelik verdiler. Şehirlerdeki serhildan / kalkışma / ayaklanma türü eylemler bu semtlerde, mahallelerde
başlatıldı ve şehir geneline yayılmaya çalışıldı. 1990-2000 yılları arasında şehirlerdeki faaliyetlerin koordinasyonu Bursa, Bayrampaşa, Diyarbakır Cezaevlerinden yürütülüyordu. 1999 yılından
sonra kırsalda güvenlik güçlerinden ağır darbe alan PKK terör örgütü, Türkiye’nin AB sevdasıyla oluşan uydun ortamı da değerlendirerek, mücadeleyi siyasi alana şehirlere hızla kaydırdı.
Şehirlerde Serhildan (Ayaklanma)
Öcalan’ın 16 Şubat 1999’de yakalanmasından sonra terör örgütü Avrupa ve Türkiye’de bazı
eylemler yapmaya çalıştıysa da bu eylemler beklenen etkiyi yaratmadı. Yeni bir düzenlemeye
duyulan ihtiyaç nedeniyle 04-10 Nisan 2002 tarihleri arasında 8. Kongre gerçekleştirildi. Kongresinde kabul edilen tüzüğü göre örgütün adı, Kürdistan Özgürlük ve Demokrasi Kongresi
(Kongreya Azadi ü Demokrasi a Kürdistan-KADEK) oldu. Bu kongrede Başkanlık Konseyinin
altında, Halk Hareketi Merkez Yönetimine bağlı Demokratik Halk İnisiyatifleri2 oluşturulmasına karar verildi.
*
1
2
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Düşük Yoğunluklu Çatışma Araştırmaları Merkezi Başkanı, [email protected]
Ümit ÖZDAĞ, “Askeri Galibiyetten, Siyasi Mağlubiyete”,Kripto Yayınları, Ankara 2010, Sf:19
Demokratik gençlik, Demokratik İşçi, Demokratik esnaf, Demokratik Kadın, Ulusal Barış, Demokratik Etnik ve Dini Komite
Aralık ’10 • Sayı: 24
21. YÜZYIL
[45]
Kenan Ertürk
KADEK terör örgütünün amacı, “Türkiye, İran, Irak ve Suriye’nin bir kısım topraklarında siyasal serhildan olarak adlandırdığı ayaklanma, başkaldırı türündeki eylemlerle öncelikle federasyon temelinde oluşturulacak Demokratik Cumhuriyet’te temsil hakkı elde etmek, bilahare 4 ülkede kurulacak Kürt yönetimlerinin Demokratik Ortadoğu Birliği hedefi temelinde mücadele
ederek bir araya geldiği Birleşik Büyük Kürdistan’ı tesis etmek” olarak belirlendi. Bugünde geçerliliğini muhafaza eden stratejisi ise şöyleydi;
•
Bölücü terör örgütü, güvenlik güçlerine karşı yürüttüğü silahlı mücadelede uğradığı yenilgiden ve terörist başının 16 Şubat 1999 tarihinde Türkiye’ye getirilmesinden sonra, terörizmle mücadelede üstün bir konuma gelen güvenlik güçlerine karşı silahlı alanda bir
üstünlük sağlayamayacağını kabul ederek, güvenlik güçlerini mücadele dışında bırakmayı amaçlayan legal ve siyasal alanda mücadeleyi esas aldı.
•
Terör örgütünün izleyeceği temel strateji, “Meşru Savunma Stratejisi” olarak adlandırıldı. Bu strateji, başta Türkiye olmak üzere, İran, Irak ve Suriye’nin yanı sıra Kürtlerin bulunduğu her ülkede en küçük bir hak aramadan, silahlı direnişe kadar çok geniş eylem biçimlerinden oluşmaktaydı.
•
Terör örgütünün uygulayacağı stratejinin temel mücadele yöntemi; her türlü meşru zemini kullanarak demokratik eylemlerin gerçekleştirilmesini öngören sivil itaatsizlik kapsamındaki “Siyasal Serhildan” olmakla birlikte, “Silahlı Mücadele”de meşru savunmanın
bir gereği olarak gündemdekini yerini korudu. Örgüt bu noktadan hareketle silahlı varlığını muhafaza ederek, bir tehdit unsuru olarak niteliğini ve niceliğini geliştirmeye devam
etti.
Başkanlık Konseyi (eski) üyesi Osman Öcalan "Demokratik serhildan yeni dönemin esas eylem biçimi olacak. Bununla birlikte meşru savunma savaşı pratiğe girecek. Uzun süreli bir savaş veya savaş ile çözüme ulaşma gibi bir hedef yok. Daha önceki savaşımızın yüzde 95'i dağlarda oldu. Dağlarda yine savaş olur, ancak geçmiş süreç gibi olmayacak. Kentler, köyler, Tür[46]
21. YÜZYIL
Aralık ’10 • Sayı: 24
K›rsalda Terör, Kentte Demokratik Hak
kiye ve Kürdistan'ın tüm kesimleri savaş alanı olur. Sadece askeri hedefleri değil, tüm yaşamı
içinde barındıracak bir savaş olur. Sistemin tüm kurumları hedef olur. Siyasi mücadelenin hizmetinde bir savaş olacak. Kürt halkının yeni karara her yönlü destek vermesi gerekiyor. Halkın
bu kararı nasıl pratikleştireceği üzerine tartışmaları gerekir. Gençlerin gerilla saflarına akın etmesi gerektiğini söyledik.”3 İfadeleri ile yeni dönemde izlenecek politikayı Medya TV aracılığı ile
duyurdu.
PKK’nın bu yeni stratejisi, AB’nin üyelik sürecindeki Türkiye’den talepleri ve Irak’ı 2003’te
işgal eden ABD’nin yeni bölge politikaları ile güçlendi, TSK’yı kamuoyunun gözünden düşürmek için yapılan taraflı propagandalarla gelişti.
PKK, 2003 yılından günümüze kadar siyasi alanda önemli kazanımlar elde etti. Terör örgütünün 8. Kongre’de aldığı şu kararlar, TBMM’de, medyada,
Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ve AB ülkeleri tarafından deGettolar, PKK terör
vamlı gündeme getirildi:
- Kürtçe eğitim, yayın ve edebiyatının geliştirilmesi için
gerekli çalışmaların hayata geçirilmesi,
örgütünün flehirlerdeki
siyasi ve lojistik alt
yap›s›n› oluflturdu.
- Ülkelerin mevcut sınırları içerisinde demokratik-özgür
birlik esasında bir çözümün hedef alınması,
- Türkiye’nin idam cezasını kaldırarak, terörist başını da içine alacak genel bir af çıkarması,
OHAL uygulamasının kaldırması, köy koruculuğunu tasfiye etmesi, köye dönüşü sağlaması,
Kürt kimliğini ve anadilde eğitim hakkını tanıması,
Siyasal alanda bu gelişmeler yaşanırken, kırsal alanda karakol baskınları ve mayınlı tuzak eylemleri, şehirlerde ise gösteriler, Güvenlik Güçleri ile sokak çatışmaları, araç yakmalar gibi
ayaklanma tarzı eylemler devam etti.
Siyasi Teşkilatlanmaya Geçiş, KCK
PKK terör örgütünün 16-22 Mayıs 2007’de Kandil’de gerçekleştirilen 5.Genel Kurulu’nda
Koma Komalen Kurdistan’ın (KKK) ismi Koma Civaken Kurdistan (KCK) (Kürdistan Topluluklar Birliği) olarak değiştirilmiş, Zübeyir Aydar Kongra-Gel Başkanlığı’na yeniden seçilirken, KCK Başkanı ise Murat Karayılan olmuştur.4 KCK teşkilatlanmasını yasama, yürütme ve
yargı olarak üçe bölerek, PKK terör örgütünün “askeri kanadı” yürütmenin altında ve Halk Savunma birimin içerisinde yer almıştır. Kamuoyuna sanki PKK terör örgütü ayrı, KCK ayrı gibi
yansıtılmaktadır. Açılım sürecinde İmralı ve BDP ile yapılan görüşmelerde PKK terör örgütünün
ve/veya KCK’nın devre dışı bırakılmaya çalışıldığı izlenimi uyandırılmaya çalışılmıştır. Oysa bu
iki örgüt arasında fark olmadığı aşikardır.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık KCK iddianamesinde,
104'ü tutuklu 152 sanık hakkında “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma”, “terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma”, “terör örgütüne yardım ve yataklık etme” suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları istenmektedir.5 İddianamede yer alan suçlamaların bazıları şöyledir:
3
4
5
“KADEK: Kürtler Serhildana ve Savaşa Hazır Olmalı”, Özgür Politika, 17 şubat 2003
“Kongra-Gel: KCK ve Kongra-Gel’in yeni yönetimi belirlendi”, http://www.rojaciwan.com/haber-25165.html,
01.06.2007
“Savcı; Kck Terör Örgütü Pkk’ya Para Aktarmak İçin Rüşvet Ekibi Kurdu”, Zaman, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1045298&title=savci-kck-teror-orgutu-pkkya-para-aktarmak-icin-rusvet-ekibi-kurdu&haberSayfa=1
Aralık ’10 • Sayı: 24
21. YÜZYIL
[47]
Kenan Ertürk
Sabri Ok’un KCK’nın Türkiye Meclisi yapılanmasının genel sorumlusu olduğu, kapatılan
DTP’den sonra yerine BDP’nin kurulması talimatının Ok tarafından verildiği ve genel başkanını
da kendisinin belirlediği, PKK tarafından kurulan vergilendirme komisyonlarının, belediyelerin
bütün ihalelerinden PKK adına para aldığı, belediyelerin yıllık vergiye tabi tutulduğu, belediyelerden ihale alanlardan para alındığı, para vermeyenlerin de hak edişlerine el konulduğu, örgüt
mensuplarının giderlerini belediye bütçesinden karşılandığı, belediyeye personel alımı, işçilerin
çıkarılması konularına müdahil olunduğu, uymayan belediye başkanları hakkında soruşturma
açıldığı, belediyelerin düzenlediği fuarlara katılanlardan para alındığı, bölgedeki iş adamlarından
“yol vergisi” adı altında ve esnaftan para toplanması için belediye başkanlarına talimatlar verildiği, belediyelerde çalışan ve partili olduğu düşünülen kişilerden yarım maaş destek alarak Avrupa'daki PKK'ya yardım sisteminin Türkiye'de kurmaya çalışıldığı, iş yerlerine ve evlerine ruhsat almak isteyenlerin önce KCK’ya daha sonra belediyeye başvurdukları, ayrıca DTP/BDP’den
TBMM’de Kürtçe konuşmaları yönünde talimat verildiği iddianamede yer almıştır.
Görüşme mi? Müzakere mi?
Kandil'deki PKK yöneticilerinden KCK Yürütme Konseyi Üyesi Duran Kalkan, 13 Ağustos'ta ilan edilen ateşkes öncesi BDP aracılığı ile AKP ile 6 konuda anlaşmaya vardıklarını, kendilerine düşeni yerine getirdiklerini ancak AKP’nin taahhütlerini yerine getirmediğini iddia etmiştir. Duran Kalkan'ın açıklamasına göre AKP'nin 6 taahhüdü şunlardır:6
1- Askeri operasyonların durdurulması,
6
[48]
“AKP Bize Taahhütlerde Bulundu”, OdaTV, http://www.odatv.com/n.php?n=akp-bize-taahhutlerde-bulundu-2410101200 , 24 Ekim 2010.
21. YÜZYIL
Aralık ’10 • Sayı: 24
K›rsalda Terör, Kentte Demokratik Hak
2- Yeni bir anayasa için çalışmaların derhal başlatılması,
3- PKK ve KCK ile olası bir çözümde "güvenlik" sorununun halledilmesi,
4- Abdullah Öcalan tarafından gündeme getirilen "Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulması,
5- Öcalan'ın daha aktif rol alabilmesi için koşullarının gözden geçirilmesi,
6- KCK operasyonlarının sonlandırılması, yargılamalarda tahliyelerin olması.
Benzer talepler BDP'ye yakınlığıyla bilinen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) öncülüğünde toplanan 21 ilden 693 sivil toplum örgütü tarafından basın açıklaması ile duyurulmuştur7.
Talep edilen, yapılacağı taahhüt edilen konular içerisinde KCK operasyonlarının sonlandırılması
ve yargılananların tahliye edilmesi de vardır. 1 Kasım 2010’da PKK terör örgütü yaptığı açıklama ile “eylemsizliği” Haziran 2011’de yapılacak seçimlere
kadar uzatma kararı almıştır. Şimdi yargıyı zor bir süreç bekTerör örgütü, terörizmle
lemektedir. “Yargının siyasallaştığı” iddialarının fazlaca günmücadelede üstün bir
deme geldiği bir ortamda KCK duruşmalarının akıbeti mekonuma gelen güvenlik
rakla beklenmektedir.
güçlerine karfl› silahl›
KCK operasyonları ve duruşmaları sürerken, 12 Eylül
alanda bir üstünlük
2010’da yapılan Referandum sonrası ”terörü bitirmek” maksa¤layamayaca¤›n› kabul
sadı ile “ilgili taraflarla” görüşmeler yoğunlaşmıştır. MİT
ederek, siyasal alanda
Müsteşarı ABD’de, Aysel Tuğluk İmralı’da, İçişleri Bakanı
mücadeleyi esas ald›.
Irak’ta, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) heyetinin bir kısmı K.Irak’ta, bir kısmı da Başbakanlıkta görüşmeler yapmışlardır. Bir yandan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyeleri, diğer yandan Leyla Zana liderliğindeki Kürt Kadın Girişim Grubu Kuzey Irak’ta Barzani ve diğer Kürt Bölgesel Yönetimi liderleri ile görüştüler. ABD’nin Genelkurmay Başkanı ve Irak’taki birliklerden sorumlu komutanı Ankara’da görüşmelerde bulunmuştur.
Basında, Ankara’nın Öcalan ile sınırlı tutulan görüşmelerin tek başına yeterli olmadığını fark
ederek Kandil’le de dolaylı temas kurduğu, bu kapsamda PKK’nın 31 Ekim’de bitireceğini ilan
ettiği ateşkesten bir hafta önce Ankara’nın, konuk ettiği Irak Kürdistan Demokrat Partisi Başkan Yardımcısı ve Bölgesel Kürt Yönetimi eski Başbakanı Neçirvan Barzani aracılığıyla KCK’ya
önemli mesajlar iletildiği ve yedi başlıktan oluşan mesajda devletin Kürt sorununun çözümü için
atacağı adımlar özetlendiği bilgileri yer aldı. Söz konusu başlıklar şöyledir:
1- Yeni demokratik bir anayasa hazırlanacak,
2- Yerel yönetimler reformuyla ilgili yasa çıkarılacak,
3- Katliamlara karışmamış olanlara siyasi af çıkarılacak,
4- 1990’lı yıllarda işlenen binlerce faili meçhul cinayet aydınlatılacak,
5- İsimleri sonradan değiştirilen Kürtçe köy, ilçe ve şehirlere eski adları verilecek,
6- İstanbul, Ankara, İzmir, Diyarbakır ve Mardin’deki üniversitelerde Kürtçe bölüm oluşturulacak,
7- Andımız değiştirilecek.
7
“693 STK'dan Diyarbakır'da ortak açıklama”, Haber Türk, http://www.haberturk.com/gundem/haber/ 569982-693stkdan-diyarbakirda-ortak-aciklama, 09 Kasım 2010
Aralık ’10 • Sayı: 24
21. YÜZYIL
[49]
Kenan Ertürk
Ayrıca mesajda, bu adımlardan bazılarının Kurban Bayramı’ndan sonra, bazılarının ise 2011
Haziran seçimlerinden sonra süratle hayata geçirileceğinin belirtildiği, Kandil’den de ateşkesi
süresize dönüştürmesi ve silahlı güçlerini Türkiye sınırlarının dışına çıkarmasının istendiği,8 iddia edilmiştir.
Basında İmralı/Kandil ve Hükümet arasında “arabulucu” olduğunu iddia eden “balıkçı” kod
adlı şahıs ile yapılan bir röportaj yer almıştır. 9 Sorulan sorulardan bazıları ve verilen cevaplar
şöyledir;
Öcalan’a ne tür bir güvence verildi? “Dünyada bu tür sosyal olayların ve çatışmaların
seyri, ömür boyu kin ve nefretle olmuyor. Karşılıklı konuşma, diyalog ve müzakereler sonuçlandıktan sonra bir affediş oluyor. Eğer bizdeki süreçte de Öcalan, barışı birincil elden savunan en önemli aktör ise, onun hukuki sisteminde ve hukuki duruşunda doğal olarak bir düzelmenin, bir iyileşmenin olacağı açıktır.”
Öcalan’ın mahpusluğunda bir düzelme mi olacak? “Bu kesin. Barışın toplumda yaratacağı vicdan, çatışmalarda yaşanan mağduriyet vicdanını aşarsa, Öcalan açısından iyileşme, İmralı’dan çıkarılıp ev hapsinde tutulmasıdır.”
PKK’n›n yeni stratejisi,
AB’nin üyelik sürecindeki
Türkiye’den talepleri ve
Irak’› 2003’te iflgal eden
ABD’nin yeni bölge
politikalar› ile güçlendi,
TSK’y› kamuoyunun
gözünden düflürmek
için yap›lan tarafl›
propagandalarla geliflti.
Devlete göre taleplerin sıralaması ne olmalı? “Şu anda en
önemli talep, karşılıklı konuşabilme, birbirini anlayabilme
ve tartışabilmedir. İkincisi, yeni anayasada vatandaşlığın
Kürtleri de, Türkleri de rencide etmeyen makul bir biçimde tanımlanmasıdır. Kürtler kendilerini yeni anayasada vatandaş olarak hissetmek istiyor. Bunun da yolu seçimden
sonra başlayacak olan yeni anayasa yapma sürecinde karşılıklı olarak tartışıp, konuşmaktır. Üçüncüsü, anadille ilgili tartışmanın derinleştirilmesi ve makul kabullerin oluşmasıdır.”
Peki şimdi KCK ile ilgili ne düşünülüyor? “Türkiye’deki
ortak akıl böyle bir operasyonun anlamsızlığı konusunda hemfikir oldu ama işi hukuka
yükledikleri için hukuk şu anda işin içinden çıkamıyor. Çünkü PKK’liyle görüşmek hukuka göre suç. Ama hukuk bir formül bulmalı. Burada bir sıkıntı var. KCK aslında sivilleşmenin bir aracıdır. PKK’nin BDP’lileşmesinin, bir ara noktasıdır KCK Bir geçiştir
yani... PKK’ye diyorsun ki sivilleş. Nasıl sivilleşecek? KCK gibi bir ara dönem lazımdı.
KCK’dan tutuklananların serbest bırakılması lazım”
‘Makul kabul’ ile kastedilen okullarda anadil öğretimi mi yoksa okullarda anadilde
eğitim mi? “Başlangıç olarak öğretilmesi düşünülüyor. Çünkü bir kırılmaya neden olmamak gerekir. Dil konusu biraz zaman alacaktır.”
Bu Öcalan’ı tanımak olmuyor mu? “Tabii. Onu görüşülecek, konuşulacak bir lider olarak, Kürtlerin âkil adamı olarak kabul etti. Kürtlerin de, “devlet bir şey vermiyor, yapmıyor” anlayışından artık vazgeçmeleri lazım. Devlet için bu büyük bir psikolojik eşikti.
Hele Türkiye Cumhuriyeti Devleti gibi bir devlet için çok önemli bir eşikti bu. O eşik
aşıldı.”
8
9
[50]
Kurtuluş Tayiz, “Ankara’dan Kandil’e Yedi Maddelik Mesaj”, Taraf, 9 Kasım 2011. http://www.taraf.com.tr/kurtulus-tayiz/makale-ankara-dan-kandil-e-yedi-maddelik-mesaj.htm
Pazartesi Konuşmaları, Balıkçı: ‘Apo’yla görüşenler tam yetkili’, Neşe Düzel, http://www.taraf.com.tr/nese-duzel/makale-balikci-apo-yla-gorusenler-tam-yetkili.htm
21. YÜZYIL
Aralık ’10 • Sayı: 24
K›rsalda Terör, Kentte Demokratik Hak
Neler konuşulacak? “Anayasa konuşulacak. Şu anda Türkiye’de Kürt meselesiyle ilgili
konuşulmadık ne kaldı ki zaten. Anadilde eğitim, seçim barajının düşürülmesi, demokratik özerklik her şey konuşuldu.”
Erdoğan nasıl bir anlaşma istiyor? “Başbakan’ın, Kürtlerin temel haklarının verilmesi
konusunda hiçbir endişesi ve kaygısı olduğunu sanmıyorum. Şiddetin son bulması konusunda çok net Erdoğan. PKK’yi dağdan indirme konusunda da çok samimi. Böylesine
riskli bir ortamda, Öcalan’la görüşmeyi savunan bir insanın, Kürt meselesinin çözümünde samimi olmaması mümkün mü?”
Sizi kim Öcalan’la temasa geçirdi? “Devlet istedi.”
Görüşmeler sürerken KCK sorumlusu Murat Karayılan, örgüt mensuplarını Türkiye sınırları
dışına çıkarmanın gündemlerinde olmadığını belirterek, “Böyle bir durum söz konusu değildir ve
herhangi bir biçimde gündemimize de gelmiş değildir. Çünkü olamayacak bir şeydir. Bunu dayatmak aslında süreci çözmemek, ertelemek, zamana yaymak ve belki de başka niyetleri taşımak anlamına gelir. Biz bunu imha planları çerçevesinde yapılmış bir öneri olarak algılarız” 10
şeklindeki ifadesi ile PKK terör örgütünün görüşmelerdeki tutumunu göstermiştir.
Bu bilgiler kapsamında, terör örgütünün siyasi alandaki başarısının ulaştığı boyut çok açık görülmektedir. Sürdürülen görüşmelerin “insani” bir amaç için gerçekleştirildiği düşüncesi akılları karıştırsa da, yirmi altı yıldan beri süren terörle mücadelede, insanlık dışı katliamları gerçekleştirmiş terör örgütünün bu duyguyu (insaniyet) hala taşıyabildiğini varsayarak yola çıkmak en
iyimser tabirle “saflık” olacaktır.
10 Kandil'deki Elebaşı Kan Dökmeye Kararlı, http://www.internethaber.com/kandildeki-ele-basindan-tehdit-sozler308761h.htm#ixzz150d164Uv
Aralık ’10 • Sayı: 24
21. YÜZYIL
[51]
Kenan Ertürk
Sonuç
Yirmi alt› y›ldan beri
süren terörle mücadelede,
insanl›k d›fl› katliamlar›
gerçeklefltirmifl terör
örgütünün görüflmeleri
“insani” amaçla
gerçeklefltirdi¤ine
inanmak mümkün
de¤ildir.
Özellikle Güneydoğu Anadolu’da sorun olduğu doğru
bir tespittir. Ancak bunu bir “Kürt sorunu” olarak adlandırmak doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Bölgenin sosyal, ekonomik sorunları bilinmektedir, yıllarca ihmal edilmiştir ve
şimdi de istismar edilmektedir. Bölgenin sorununu etnik bir
kimlik üzerine oturtmak, Türkiye’nin her tarafına dağılmış
Kürt kökenli vatandaşlarımızın da aynı sorunlarının olduğu
anlamına gelir fakat bu doğru değildir. Bu tür yaklaşım bütünleştirici değil ayrıştırıcıdır.
Sorun bir terör sorunudur. Terörün amacı, baskı, yıldırma
ve zorla taleplerin gerçekleştirilmesidir. PKK bir terör örgütüdür. AB ve ABD’de halen terör örgütü listesindedir. Uluslararası hukuk ve hukuk devleti yasaları böylesi bir anlaşmayı “yasal”,
sosyal devlet ise “vicdanlı” olarak göremez.
PKK ve siyasi uzanımları bölgenin sorunlarını, devamlı ve kasıtlı olarak “Kürt sorunu” olarak gösterme gayreti içerisindedir. Bu inatçı çabanın arkasındaki nedenlerin başında uluslararası
kamuoyunu ilgisini “demokratik haklar” kapsamında bölgenin üzerinde tutmak ve gelecekte
uluslararası “yasal” gerekçelere/bahanelere ortam yaratmaktır.
KCK, PKK’yı da içine alan yasa dışı bir örgütlenmedir. PKK terör örgütünün siyasallaşmasının organlarını ve ortamlarını yaratmak amacıyla oluşturulmuştur. KCK operasyonları
PKK’dan ayrı düşünülmemeli beraber yürütülmelidir. Terörle mücadele kararlılıkla, ısrarla sürdürülmeli ve bu konuda güvenlik güçleri desteklenmelidir.
Terör örgütü gelişmelere göre dönemsel taktikler uygulamayı meşru savunmanın bir gereği
olarak görmektedir. Dolayısıyla geçmişten beri sıkıştığı her dönemde değişik taktikleri uygulamaya sokan örgütün bugün de söylemlerinde inandırıcı olması beklenmemelidir. Özellikle silahlı varlığını korumada ısrarlı olan terör örgütünün kısa vadede yaygın şiddet eylemlerini başlatması mümkün görülmemekle birlikte örgüt adına üstlenmeyeceği, gözdağı vermeyi amaçlayan bireysel nitelikte sansasyonel eylemler düzenleyebileceği ihtimal dahilindedir.
21. YÜZYIL
[52]
21. YÜZYIL
Aralık ’10 • Sayı: 24

Benzer belgeler

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız. da bu kapsamda sürdürülen bir dizi görüşmenin sonrasında, İmralı, Kandil ve BDP’den açıklama gelmiştir. Hükümetle anlaştıklarını ifade eden bu kesimin “Askeri operasyonların durdurulması - Yeni bir...

Detaylı

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız. Türkiye PKK terör örgütü ile mücadele ederken bütün bu karmaşık ilişkilerin etkisini dikkate almak zorunda kalmıştır. PKK Terör Örgütünün Suriye macerası Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan, 1979 ...

Detaylı

terör - hikmetyavas

terör - hikmetyavas Demokratik gençlik, Demokratik İşçi, Demokratik esnaf, Demokratik Kadın, Ulusal Barış, Demokratik Etnik ve Dini Komite

Detaylı

PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TÜRKİYE`DEKİ EYLEM PROFİLİ

PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜNÜN TÜRKİYE`DEKİ EYLEM PROFİLİ Demokratik gençlik, Demokratik İşçi, Demokratik esnaf, Demokratik Kadın, Ulusal Barış, Demokratik Etnik ve Dini Komite

Detaylı