Mayıs 2007

Transkript

Mayıs 2007
01.05.2007
01:19
Seite 1
Leilaenali
Opel faciasý
Müslüman toplumlarda aile içi dengeyi
tartýþmaya açan “leilaenali” kampanyasý,
web sitesinde Türkçe
ve Flamanca forum
7’de
düzenliyor.
1400 kiþiyi iþten
çýkaracak olan
Opel Anvers’te
Türkler, gelecekleri konusunda
15’te
tedirgin.
Türk ailenin buruk zaferi
Er cinayeti zanlýsý yakalandý
2002 yýlýnda Faslý kardeþler tarafýndan
kurþun yaðmuruna tutulan Haydar
Er’in katil zanlýsý yakalandý. 5 yýl aradan sonra katil zanlýsýnýn Fas’ta yakalanmasý yüreklere su serperken, saldýrganýn Belçika’ya istenip istenmeye7’de
ceði henüz bilinmiyor.
Anversli Uludað
ailesi, eski polis
komiseri Bart Debie’yi 3 yýla mahkum ettirmeyi ba3’te
þardý.
www.binfikir.be
Sayfa 1.qxp
Okuyun, bir fikir edinin
Sayý 18 - Mayýs 2007
Kaçaklarýn konumu
siyaset gündeminde
Sýðýnma ve Göç Forumu, 6 ay içinde sýðýnma kararý verilemezse geçici
oturma izni verilmesini, üç yýl sonra ise oturma hakký tanýnmasýný istiyor.
elçika’nýn Brugge kentinde
bir yargýçýn Kazakistanlý bir
ailenin sýnýr dýþý edilme kararýný çocuklarýnýn eðitimlerini gerekçe göstererek durdurmasý
Belçika’da kaçaklarýn konumunu tekrardan gündeme taþýdý. Sýðýnma ve Göç
Forumu, Belçika’da kaçak olarak ve
her gün sýnýrdýþý edilmek korkusuyla
yaþayan onbinlerce insanýn yaþamlarýnýn güçlüðüne dikkat çekmek ve “Oturum Lotosu”nu eleþtirmek amacýyla geçen ay sýradýþý ve yaratýcý bir eylem düzenledi. Eylemciler, þimdiki sýðýnma
politikasýnýn rastgele kararlara ve baka-
B
Köþe yazarlarýmýz
Leyla ERTORUN
Erdem RESNE
Güven ÖZALP
Erdinç UTKU
Ýlknur CENGÝZ
Mehmet AYDOÐDU
Haydar ABÝ
Adnan YILDIZ
Nihat DURSUN
4
5
6
8
16
17
18
20
21
nýn niyetine býrakýlmýþ olduðunu dile
getirdiler. Çok açýk olarak yazýlmýþ kriterlerin yasada yer almasýný isteyen örgüt, 6 ay içinde karar verilemezse geçici oturma izni verilmesini, 3 yýl sonra
ise oturma hakký tanýnmasýný öneriyor.
Arkadaþlarýmýz Leyla Ertorun ve Erdem
Resne, Le Forum Asile et Migrations/
het Forum Asiel en Migraties (Sýðýnma
ve Göç Forumu) oluþumunun öncülerinden Frédérique Mawet ile Belçika’daki kaçaklarýn konumunu görüþtüler.
12-13’te
‘Kalplerin yazarý’
Mustafa Kör
Frédérique Mawet
Sýðýnma ve Göç Forumu (FAM) eþbaþkaný ve Mülteciler Koordinasyon Kurulu (CIRE) Genel Müdürü
23 NÝSAN ÇOCUK
BAYRAMI BELÇÝKA’DA
DA COÞKUYLA
KUTLANDI
22’de
Flamanca olarak yazdýðý
“de Lammeren-Kuzular”
adlý ilk romanýný 28 Mart’ta yayýnlayan genç yazar
Mustafa Kör’ün kitabý yok
satýyor. Bir ayda 3. baskýsýný yapan kitabý ve kendisi hakkýnda söyleþtik.
16-17’ de
editör’den
Yine seçimler yaklaþtý, hükümeti bol
Belçika’da. Altý deðiþik hükümeti
olan Belçika’da her 6 yýlda bir yerel
seçimler, her 5 yýlda bir Bölgesel
seçimler ve her 4 yýlda bir de federal
3’te
seçimler yapýlýyor.
Sayfa 2x.qxp
29.01.2007
08:31
Page 1
Sayfa 3.qxp
01.05.2007
00:15
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
Türk ailenin iþkenceci
polise karþý zaferi
Debie’nin mahkum edilmesine
sebep oan kanýtlarý anlattý. “11
polis Bart Debie’nin aleyhine ifade verdi. Benim kulaðýmdaki iþitme kaybý belgelendi, eniþtemin
ambulansla hastaneye götüren
görevli ifade verdi. Tüm bunlar
Bart Debie’nin ceza almasýný saðladý” diyen Bülent Uludoðan eski
komiser Bart Debie’ye verilen cezayý þöyle deðerlendirdi. ” Belçika’da cezalar hafif, buna göre deðerlendirdiðinizde bu sonuç bir
baþarý ama tabii ki yaþadýðýmýz
þiddetin tam cezasý deðil bu.”
Serpil Aygün
elçika’nýn Anvers kentinde bir Türk ailesine þiddet uyguladýðý gerekçesiyle yargýlanan eski polis komiseri Bart Debie, iþlediði diðer suçlarla birlikte toplam 3 yýl hapse
mahkum edildi. Hapis cezasý ertelenen eski komiser, ýrkçý Vlaams Belang(VB) partisinin federal
seçimler listesinde 10. sýradan
adayý.
2003 yýlýnda komiser Bart Debie’nin iþkencesine mazur kalan
Uludoðan kardeþler ve eniþteleri
yaþadýklarý acý olayý anlatýrken,
olayýn etkisini hala taþýdýklarý
gözleniyordu. Küçük kardeþ Kamil Uludoðan, “ 2003 yýlý kurban
bayramýnýn birinci günüydü. Ýþyerlerimizi kapattýktan sonra hepimizin büyüðü olan abim Bülent
Uludoðan’a eþlerimizle birlikte
bayram ziyaretine gittik. Saat Gece 11:30 civarýydý. Abimin evinin
garajýnýn açýk ve etrafta kýrýk dö-
B
kük bir þeyler olduðunu gördük
ve abimin yanýna gittik. O sýrada
polise durumu bildirmek üzereydi ve biz de kaçan 3 Belçikalýyý
yolda görmüþtük. Hemen peþlerine düþtük. Belçikalýlara ulaþtýðýmýzda orada bulunan sonradan
sivil polis olduðunu öðrendiðimiz
kiþiler bize saldýrdý ve ellerimizi
kelepçeleyip, karakola götürdüler. Bizi hiç konuþturmadan tartakladýlar. Daha sonra Komiser
Bart Debie geldi ve þiddetin düzeyi onun geliþinden sonra çok
arttý. Tutuklulara diz çöktürüp,
kafasýna tekme attýðý yöntemden
dolayý kendisine “ Penaltý Vuruþçusu” lakabýnýn takýldýðý Bart Debie, abim Bülent’e de aynýsýný
yaptý. Kafalarýmýzý radyötörlere
vurdular. Eniþtem Menderes Bütüner karakolda aðýrlaþtýðý için
ambulansla hastaneye götürüldü.
Abim Bülent’in ise bir kulaðýnda
%6 iþitme kaybý oluþtu” þeklinde
yaþadýklarý acý þiddeti anlatýrken
gelen Bülent Uludoðan’ da Bart
Bart Debie’ye
ýrkýçý partiden destek
Irkçý parti yöneticilerinden Filip
Dewinter’in desteklediðini açýkladýðý Bart Debie þu anda Anvers
Belediyesi meclis üyesi ve haziran ayýnda yapýlacak olan federal
seçimlerde de Federal parlamentoya aday. 2003 yýlýnda Uludoðan ailesine karþý karakolda uyguladýðý þiddetten ceza alan Bart
Debie’yi Filip Dewinter þu sözlerle savunmuþtu;” þimdi Bart Debie’ye sahip çýkmazsak, suçla
mücadelede sert yöntemler uygulayan tüm polis memurlarýný yüzüstü býrakmak anlamýna gelir”
derken bazen rastgele þiddet uygulayan suçlularý durdurabilmek
için katý yöntemler uygulanabileceðini söyledi.
10 Haziran’daki federal seçimler için listesini açýklayan VB,
Bart Debie’ye 10. sýrada yer verdi.
BADD suçlamalara sert yanýt verdi
Haber Merkezi
eçtiðimiz Þubat ayýnda
organizatörleri içinde
olduðu “Sözde Ermeni
Soykýrýmýna Bakýþ” adlý konferans nedeniyle sýkýntýlardan kurtulamayan Belçika Atatürkçü Düþünce Derneði(BADD), bir elemanýn iþten çýkarýlmasý ve kadrosunun ellerinden alýnmasý ile ilgili bir basýn toplantýsý düzenleyerek açýklamalarda bulundu.
Verilen kararýn siyasi olduðunu
vurgulayan Sönmez, Ermeni Soykýrýmý konusunda resmi görüþe
uymadýklarý için ceza aldýklarýný
söyledi: “Elimize geçen resmi yazýda iki hususa deðiniliyor. Ýlk
olarak ORBEM müfettiþinin raporuna doðrultusunda derneðin politik eylemlerine rezerv konulðu
belirtilirken, “Politik eylem”den
G
kasýtlarý ise Ermeni Soykýrýmýnýn
inkar edilmesiyle ilgili konferans,
imza kampanyasý ve benzeri faaliyetler. Ýkinci olarak ise tüm bu
faaliyetlere aktif olarak katýldýðý
için koordinatörümüzün görevine son verildiði ve koordinatörlük kadromuz elimizden alýndýðý
bildiriliyor.
Bize denmek istenenler açýk.
Politik eylemlere rezerv konarak,
devletle ayný düþünmemiz isteniyor. Eðer farklý düþünürsek, aktivitelerimizi yaptýrmayacaklarýný
belirtiyorlar. Bu kabul edilemez
bir tehdittir. Belçika birçok terör
örgütü barýndýrýrken bize ifade
özgürlüðü tanýmamasý, çifte standarttýr.” Sönmez, koordinatör Pierre Bastin’in hiçbir siyasi eyleme
katýlmadýðýnýn ve sadece uyum
etkinliklerini düzenlediðinin altýný çizdi.
BADD’nin, Türk toplumu içinde Belçika’ya en çok uyum saðlayan dernek profilinde olduðunu belirten Sönmez, ilerici ve laik olmalarýna raðmen hep kendilerinin hedef alýndýðýný savundu:
“bu konferansý biz düzenlemedik, afiþte birçok dernek vardý
ama bize yükleniliyor. Çünkü hedef, Türk toplumu ve onu savunan oluþumlar.”
Yetkililer, konuyla ilgili hukuki
haklarýný arayacaklarýný belirttiler.
3
editör’den
[email protected]
Serpil Aygün
Biz sadece
okurun yanýndayýz
ine seçimler yaklaþtý, hükümeti bol Belçika’da.
Altý deðiþik hükümeti olan Belçika’da her 6 yýlda bir yerel seçimler, her 5 yýlda bir Bölgesel seçimler
ve her 4 yýlda bir de federal seçimler yapýlýyor. Hükümeti bol Belçika’da seçim de bol oluyor yani. Her seçim yaklaþtýðýnda ise seçim oyunlarý hazýrlanýyor, çýkar
gruplarý birleþiyor ve medyasý da bu duruma uyup pozisyonunu belirliyor. Her ülkede olur bunlar. Sadece
Belçika’da biraz sýk yaþanýyor gibi.
Belçika’ya ve Belçika’daki Türkçe yerel
Binfikir kimsenin karmedyaya gelirsek, biz
de Binfikir olarak yeþýsýnda ya da yanýnrimizi doðal olarak
da deðil. Ancak hiç
belirliyoruz. Ancak
kimse bize güvenmeBinfikir, biraz garip(!)
bir yayýn organý oldusin. Hiç kimse, Binfiðu için bizim yerimizi
kir benim propagananlamakta zorluk çekenlerimiz olabiliyor.
damý yapar diye düÖrneðin Binfikir sayþünmesin.
falarýnda bir politikacýnýn baþarýlý çalýþmalarý yer alýrken, hatta bir yazarýmýz o politikacýya iliþkin övücü sözler yazabilirken, bir diðer yazarýmýz
olumsuz yazýlar yazabilir ve hatta ayný politikacýnýn
yaþadýðý skandallar ayný Binfikir’in sayfalarýnda yer
bulabilir. Geçtiðimiz yerel seçimlerde Binfikir bürosu
günlerce adaylarýn akýnýna uðradý. Seçimlere yaklaþýk
iki hafta kala gece onikilere kadar adaylarýn mesajlarýný seçmene aktarabilmek için çalýþtýk. Eskisi ve yenisi
pek çok aday bunu bizzat yaþadý. Hepsi Binfikir’de
kendilerini ifade etme þansý olduðunu ve söylediklerinin çarpýtýlmadan, söyledikleri gibi yayýnlandýðýný
gördüler. Ayrýca Binfikir, sadece reklam gelirleriyle yaþamýný sürdüren bir gazete olarak bile, geçtiðimiz yerel seçimlerde ilkelerinden ödün vermeyip politikacý
reklamý almamýþtýr. Bunu okuyucuya, seçmene karþý
bir sorumluluk olarak görüp, parasý olan adayýn kendini daha fazla tanýtma þansýna katkýda bulunmamýþtýr.
Binfikir web sitesi olarak yayýn hayatýna baþladýðý
2004 yýlýndan beri kendisini tek taraflý olarak evrensel
gazetecilik ilkelerine baðlamýþtýr. Bu evrensel ilkelerin
ýþýðýnda yoluna devam eden Binfikir’in kapýsý, önümüzdeki federal seçimlerde de herkese açýk. Binfikir
kimsenin karþýsýnda ya da yanýnda deðil. Ancak hiç
kimse bize güvenmesin. Hiç kimse, Binfikir benim
propagandamý yapar diye düþünmesin. Hiç kimse ben
yanlýþ yaparsam, Binfikir beni korur, olaylarý su yüzüne çýkarmaz gibi bir beklenti içinde olmasýn. Ama bize, sadece doðrularý yazacaðýmýz konusunda güvenebilirsiniz. Ama bize, medya gücümüzü kullanarak hakkýnýzda karalama kampanyasý yapmayacaðýmýz konusunda güvenebilirsiniz.
Binfikir, olaylarý eleþtirel bir süzgeçten geçirerek
doðruyu bularak onu yazan ve bu doðrunun yorumlanmasýný ise sadece köþelerde özgürleþtiren bir yayýn
organý. Binfikir bir kitele gazetesi ve sadece okurun
yanýnda.
Y
Sayfa 4.qxp
30.04.2007
23:34
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
4
Türk adaylar sýralanýyor
Erdem Resne
[email protected]
Belçika’da ‘Amerika Lotosu’
öç etmek isteyenlerin rüyasý Amerika Birleþik Devletleri, göçün kontrolünü elinde tutmak için bir sistem belirlemiþ. Her yýl düzenlenen
ve belirli bir eðitim seviyesindekilerin özendirildiði
«Green Card Lottery»ye, baþvuru formunuzu doldurup yolluyorsunuz. Daha sonra kura çekiliyor ve
50 bin kiþi Green Card, yani yeþil kart alarak Amerikan rüyasýna kavuþmuþ oluyor. Bu kart Amerika’da süresiz oturma ve çalýþma izni saðlýyor.
Benim bundan haberim
olmadýðýný gören Türk arkadaþlardan biri «kýzým senin
Sadece politik
nasýl haberin olmaz, Türkiistikrarsýzlýk
ye’de bizim ofiste avukatýndeðil, ekonodan, sekreterine hepimiz
baþvuruyoruz» deyince çok
mik belirsizlik
þaþýrmýþtým. «Yahu, ayda 10
de insanlarý
bin dolar maaþ verseler Ýsfýrsat olduðun- tanbul’u býrakýp da buraya
da Batý ülkele- gelmem, üstelik iyi bir iþin
olunca bunu zaten orada da
rinde yerleþkazanýyoruz, diyordun» demeye itiyor.
diðimde ise þöyle cevapladý:
«Türkiye’de yaþýyoruz. Sen
de biliyorsun irtica filan, ne
zaman ne olacaðý belli olmaz. Ýnsanýn kendini saðlama almasý lâzým.»
Haklýydý belki. Sadece politik istikrarsýzlýk deðil,
ekonomik belirsizlik de insanlarý fýrsat olduðunda
Batý ülkelerinde yerleþmeye itiyor. Bazýlarý okumaya geldiklerinde hayatlarýný da yavaþ yavaþ burada
kurduklarý hatta buralardan evlendikleri için doðal
olarak yerleþiyorlar. Bu arada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin görevlisi olarak ya da birtakým lobi
faaliyetleri için gelenlerin de görev bitiminde buradan oturum alma çabalarý, hele bazý kesimlerde
bayaðý yoðun. Yýllar önce, Türkiye, Brüksel’e, NATO’ya gönderdikleri subaylarýn yüksek eðitim seviyeleri sebebiyle NATO’da sürekli çalýþma teklifi aldýklarýnda kalanlar olduðunu farkedince, önlemini
almýþ. Görev süresi bitince Türkiye’ye dönmek zorunluluðu getirilmiþ.
Bu arada, belirli bir süre için yollanan öðretmenler ve özel kurum temsilciliklerinde çalýþanlardan,
çocuklarýnýn okulunu bahane ederek istifa edip,
Belçika vatandaþlýðý için yasal süreyi doldurmaya
çalýþanlar da var. Bu çabayý anlayabiliyorum. Artýk
öyle bir dünyada yaþýyoruz ki çift uyruklu olmak
çok doðal. Ancak bir kesim var ki, -tuzu kuru olan
kesim-, Türkiye’ye üçüncü dünya ülkesi denmesine, geri kalmýþ bir islam ülkesi gibi görülmesine en
çok tepki gösteren, onlarýn bir Batý ülkesi vatandaþlýðýna geçmek için olmayacak þeyler yapmasý
þaþýrtýcý.
Geçenlerde de bir arkadaþým anlattý: Görev süresi biten bir aile, evini boþaltmayarak hala oturuyormuþ gibi Türkiye’ye dönmüþ. Oturumlarýný uzattýklarý için evin anahtarýný bir arkadaþlarýna býrakmýþlar, çiçekleri sulasýn da orada yaþamadýklarý belli
olmasýn diye!
G
ederal seçimlere
az kala partiler
aday listelerini tamamlamak üzere. Türk
toplumundan kimin aday
gösterileceði konusu netleþiyor. Ýþte Binfikir’den
þu ana kadar kesinleþen
adaylarýn listesi: Anvers
Meclis adaylarý: Groen!:
Meyrem Almacý (liste baþý) / Sp.a: Þener Uðurlu
(12. asil), Fatma Akbaþ
(7. yedek). Brüksel-Halle-Vilvoorde Meclis adaylarý: cdH: Halis Kökten
(7. asil) / PS: Emir Kýr (4.
asil), Hediye Yiðit (7. yedek). Hainaut Meclis
adaylarý: cdH: Neþe Açýkgöz (12. asil). Liege Meclis adaylarý: cdH: Nuray
Saðlam (6. yedek) / PS:
Necati Çelik (14. asil).
Limburg Meclis adaylarý:
CD&V: Hilal Yalçýn (2.
yedek) / Open-VLD: Ha-
F
kan Çeliköz (3. yedek) /
Sp.a: Duygu Akdemir (9.
asil). Oost-Vlaanderen
Meclis adaylarý: Groen!:
Meryem Kaçar (3. asil) /
Sp.a: Fatma Pehlivan (liste sonu) Senato adaylarý:
CD&V: Nebahat Acar
Adaylýklarý açýklanmayan ama muhtemel olan
adaylar arasýnda Senato
için Sait Köse (MR) de
var.
Yine
Senato’da
cdH’tan bir Türk adayý
olma ihtimali yüksek,
adaylýk için iki Charleroi’lý Bahtýþen Yarol ve
Muhittin Kýlýç’ýn çekiþtiði
söyleniyor. Ýlginç bir geliþme de Limburg’da yaþandý: Open-VLD’den 4.
aday olmasý beklenen Þadan Yýlmaz, partiyle anlaþamadýðý için adaylýktan
çekildiðini açýkladý. Yedek listedeki Hakan Çeliköz, Yýlmaz’ýn yerini alabilir.
Anvers’te liste baþý Meyrem Almacý, liste
oylarýný toplayýp kesin olarak seçilecek gibi.
Yerel seçimlerde Türklerden çok oy alan
Sp.a’nýn, iki adayý da zor þartlarda seçime
sürmesi, tercih oylarýnýn önemini artýrýyor
ama þanslar az. Brüksel’de Türk rakipleri olmayan Emir Kýr ve Halis Kökten’in þanslarý
yüksek. PS, bakanlýðý çalkantýlý geçen Kýr’a
Meclis üyeliði garantileyip oy toplamak
amacýnda. Kökten’in de seçilmesi tercih oylarýna baðlý. Limburg’da Sp.a listesinde tek
Türk’ün bulunmasý beklenmedik geliþme.
Uygunsuz yerdeki Duygu Akdemir’in sýyrýlmasý için Il Meclis seçimlerindeki oy sayýsýný
aþmasý gerekiyor. VLD adayýnýn þansý düþük.
Yedek olmasýna raðmen Hilal Yalçýn, istifalardan yararlanýp Meclis’e girebilir. Liege
adaylarýndan biri, tüm oylarý toplarsa seçilebilir, iki adayýn da uygunsuz sýrada olduðuna bakýlýrsa, oylar bölünürse çýkma þansý az.
Hainaut’da Neþe Açýkgöz’ün tek þansý, þu
ana kadar rakipsiz olmasý. Fakat Türk adayý
olmayan PS’te yabancýlara yönelik kampanya yapan Alisson De Clercq, Açýkgöz’den oy
çalabilir. Oost-Vlaanderen’da Fatma Pehlivan çok þanslý, Meryem Kaçar’ýn seçilmesi
hem kendi oylarýna, hem Groen’un genel
sonuçlarýna baðlý.
Gent’te ‘Memleket halleri ve bir köpek’
Ankara Tiyatro Fabrikasý oyuncularýnýn oynadýðý “Memleket Halleri
ve bir Köpek” adlý oyun Belçika’nýn
Gent þehrinde De Centrale Kültür
Merkezi’nde izleyici ile buluþtu.
Yýlmaz Demiral’ýn derleyip yazdýðý
ve Nuri Gökaþan’ýn yönettiði oyuna
Belçikalý Türk siyasetçilerimizin de
ilgisi yoðundu.
Buse’ye
sahip çýktýlar
Ertan Güngör
ürkiye’de televizyon patlamasý sonucu çýkan yangýnda yaralanan Buse Kamal’ýn yararýna Music Club Kýzlar Saz Grubu
bir kadýnlar eðlencesi düzenledi.
Beringen Türkgücü tesislerinde
düzenlenen geceye ilgi oldukça
yoðundu. Grup Fýrtýna, Dj Sedife,
kemençeciler Aslan Yýlmaz ve Ýbrahim Bayraktar, sanatçý Mahir
Tezerdi, davul zurna ekibi Yusuf
Çorlu ve Ahmet Çorlu yaptýklarý
çalýþmalarla gecenin müzik ahengini oluþturdular. Ayrýca tüm gelirinin Buse’ye gideceði gecede bir
de tombala çekilisi yapýlarak konuklara çesitli hediyeler daðýtýldý.
Edinilen bilgiye göre Buse’ye 18
yaþýna kadar 30 ameliyat yapýlmasý gerekiyor.
T
Sayfa 5x.qxp
01.05.2007
00:07
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
enk’te bir fabrikanýn, yabancý
dil konuþulmasýna yasak getirmesi, Türkçe medyada büyük yanký
buldu. Yorumlar genellikle hakkýmýzýn yendiði, Türklerin dýþlandýðý yönündeydi. Türkleri konu alan her haberde olduðu gibi maalesef yine olaylara tek taraflý bakýldý, düþünce eksikliði veya kötü niyetten dolayý taraf
olan firmanýn görüþleri neredeyse hiç
yansýtýlmadý.
Öncelikle þunu belirtelim: Türk iþçilerin tepkisi büyük oranda haklýydý.
Dil kullanýmý yüzünden iþten atýlmaya
kadar varacak cezalar kabul edilemez.
Yemekhanede bile yabancý dil yasaðý
getirilmesi, dengesiz bir yaklaþým. Fakat olaylarý “ýrkçýlýk” diye yorumlayan
bazý basýn organlarý, bu kadar aðýr bir
suçlama yönelttikleri firma yöneticilerine söz hakký vermek zorundadýr.
Bu yüzden Binfikir ve Milliyet için
yaptýðýmýz haberlerde yönetici Geert
Vermote’ye söz verdik. Olayýn ters yüzünü öðrenince, iki tarafýn da haklýlýk
payý eþitleniyor. Vermote, kimseyi iþten atmak niyetinde olmadýklarýný, somut olarak da yemekhanede Türkçe
konuþan herkesi cezalandýrmayacaklarýný, sadece gerektiði zaman önlem
alabilmek için ellerinde bir dayanak
olmasý gerektiðini ve en zor þartlarý bi-
5
G
erdem resne
[email protected]
‘Dil’ini tutabilmek
Her olayda yaygara kopararak kendi toplumumuza zarar verdiðimizi artýk anlamamýz gerekiyor. Bunu anlamamakta direnirsek,
dünyaya at gözlüðüyle bakmaya ve toplumsal komplekslerimizle
yaþamaya mahkum oluruz.
le düþünmek zorunda olduklarýný söylüyor.
Þahsen bu açýklamalarýn sadece yarýsý beni tatmin etti. Ama bu bile, olaylara farklý bakmamýz için yeterli. Okuyucunun da kendi fikrini oluþturmasý
için bu açýklamalarý sunmak, bir borçtur. Her olayda yaygara kopararak
kendi toplumumuza zarar verdiðimizi
artýk anlamamýz gerekiyor. Nasýl mý?
Somut bir örnek yine geçtiðimiz ay ya-
þandý.
Yine medyamýzýn isyankar tutumu
ve toplumun galeyana gelmesiyle yapýcý olabilecek bir tartýþma çýðrýndan
çýktý ve T.C. Büyükelçisi Fuat Tanlay,
olayda zarar gördü. Brüksel’deki Kürt
lokali kundaklamasý ve DHKP-C davasý ile ilgili Belçika basýnýnda çýkan makalelere cevaben gazetelere mektup
gönderen Büyükelçinin mektuplarý ve
St-Josse Belediye Baþkaný Deman-
Dil yasaðýnýn perde arkasý
nez’yle ilgili açýklamalarý Türk basýnýnda yayýnlanýnca, Tanlay’a içiþlerine karýþtýðý gerekçesiyle “Sömürge Elçisi”
suçlamalarý geldi. Galeyana gelmek iþte budur. Diplomasi, gazete köþelerinde kabadayý üslubuyla yapýlan, Ahmet’in – Mehmet’in karýþacaðý bir iþ
deðildir. Medyamýz buna kalkýþýrsa,
yarattýðýmýz yaygaranýn yükünü kendimiz taþýmak zorunda kalýrýz. Medya,
hak aranacak yer deðildir. Hakkýný
arayacak olanlara saðlýklý ve kapsamlý
bilginin baðýmsýz olarak sunulduðu
yerdir. Bunu anlamamakta direnirsek,
dünyaya at gözlüðüyle bakmaya ve
toplumsal komplekslerimizle yaþamaya mahkum oluruz.
“Söz”ün ne kadar kuvvetli bir araç
olduðunu her gün kiþisel olaylarda
farkedebiliriz. Sevdiðimiz birinin kötü
sözüne alýndýðýmýz kadar, topluluk
içinde itham edilince elimiz-kolumuz
baðlanýyor. Gazete gibi kitlesel bir
araç kullanýnca bu güç, daha da büyüyor. Bu yüzden dil yasaðýna hemen
ýrkçý damgasýný vurmadan, bizim gibi
düþünmeyenleri damgalamadan önce
elimizdeki verilere iyi bakmak zorundayýz. O zaman “ýrkçý” dediklerimizin
sadece “hatalý”, “haksýz” bulduklarýmýzýn masumca “farklý” olduklarýný anlarýz.
Engelliler yararýna düzenlenen
‘Rumelililer Gecesi’ne yoðun ilgi
Serpil Aygün
elçika’da yaþayan Rumeliler baþkent Brüksel’de
müzikli bir geceyle biraraya geldiler. Brüksel Hükümeti
Devlet Bakaný Emir Kýr ve Senatör Fatma Pehlivan’ýn da eþleriyle
birlikte katýldýklarý gecenin gelirleri istanbul’da faaliyet gösteren
BENDER Engellileri Destekleme
ve Sosyal Yardýmlaþma Derneðine baðýþlanacak.
Çok sayýda Rumelili’nin katýldýðý gecede çocuklardan oluþan bir
B
Genk’teki HP
Pelzer firmasý,
iþyerinde yabancý dil konuþulmasýný yasaklayýnca Belçika ve Türk
basýnýnda
tartýþma çýktý.
Erdem Resne
irket, Flamanca hkonuþmayanlara
iki kez ihtar gönderip, üçüncüsünde
iþçiyi iþten çýkaracak. Þirkette çoðunluk olan Türk iþçiler, yasaðýn kendilerine yönelik olduðunu savunuyor. Sendikalar, kurala tepkili. ABVV yetkilisi Roger
Dessers, Flamancayý teþvik etmenin iyi bir
þey olduðunu ama bunun iþten atýlmaya
kadar gitmesini kabul etmediklerini söyledi. Yönetim, konu hakkýnda iþçilere danýþtýðýný belirtirken iþçiler, “danýþtýlar ama
olumsuz görüþümüze raðmen karar aldýlar”
dedi. Üç Türk iþçinin ihtar aldýðý fabrikada
Türkler, “ekonomik durum kötü, iþten atmak için bahane arýyorlar” diye görüþ bil-
Þ
dirdi. Yönetici Geert Vermote ise “kimseyi
iþten atma niyetimiz yok. Ama kural koyarken en kötü durumlarý bile düþünmek zorundayýz” diye kendini savundu. Yönetici,
“yaklaþan sosyal seçimler için malzeme yapýlýyor. Bu kararý bir ay önce alýnca kimse
sesini çýkarmadý” diye sendikacýlarý suçlarken, iþçilerden sendikacý Aytekin Han, “iþe
alýrken þart koþmadýlar, þimdi güvenliði öne
sürerek dili bahane ediyorlar. Güvenliðimiz
þimdi mi akýllarýna geldi?” diye sitem etti.
“Çeþitlilik planý” dahilinde þirketlerde proje
yürüten ve iþçilerin ilk olarak þikayette bulunduðu Selahattin Koçak (Sp.a), “uyuma
herkes evet diyor ama suyunu çýkardýlar.
Diðer ülke vatandaþlarýna da bu kadar sert
davranýrlar mý diye merak ediyorum” dedi.
grup baðlama çalarken, Brüksel’de yaþayan sanatçý “Pýnar” da
þarkýlarýyla konuklarý coþturdu.
Diðer taraftan Gültekin ve Arif
Þentürk de sahne aldý. Gecenin
politikacý konuklarý Devlet bakaný Emir Kýr ve Senatör Fatma Pehlivan da yaptýklarý konuþmalardaRumelililerin ilk defa düzenlenen bu gecesinde olmaktan duyduklarý memnuniyeti dile getirdiler. Birlikte çiftetelli oynayýp halay çeken Emir Kýr ve Fatma Pehlivan konuþmalarýnda birbirlerine
de övgüler yaðdýrdýlar.
Sayfa 6x.qxp
30.04.2007
22:40
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
6
ürkiye açýsýndan hem içte hem
dýþta, önümüzdeki dönem için
belirleyici niteliðe sahip olacak bir süreçten geçiyoruz. Bu süreç, bir çok alýþýlmýþ ve benimsenmiþ dengeyi bozma
potansiyeline sahip olmasýyla dikkat
çekiyor. Gelecek üzerinde etkili olacak
bu sürecin odaðýnda ise seçimler var.
Özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliði
sürecini etkileme gücüne sahip olan
Fransa’daki seçimlerle, Türkiye’deki
cumhurbaþkanlýðý seçimlerinin birbirlerine çok yakýn tarihlerde yapýlmasý karþýlaþtýrma olanaðý yaratmasý açýsýndan
önem taþýyor. Her ne kadar iki ülkedeki seçim sistemleri birbirinin ayný olmasa da konuya yaklaþým biçimi daha
ilk aþamada kendisini net bir þekilde
hissettiriyor. Fransa’da partilerin son
derece þeffaf bir þekilde belirledikleri
ve son dakikaya kadar pazarlýk yapma
gereði duymadýklarý adaylarý aylardýr
programlarýný anlatmaya çalýþýrken görüyoruz. Bizde ise binlerce dengenin
gözetildiði, kapalý kapýlar ardýnda günlerce süren pazarlýklarýn yaþandýðý, uzlaþýdan uzak ve sadece iktidar partisinin adayýnýn, bir de kendiliðinden aday
olan ancak elle tutulur bir desteðe sahip olmayan bir iktidar partisi milletvekilinin, yer aldýðý bir cumhurbaþkanlýðý
seçimiyle karþý karþýya kalýndý.
T
[email protected]
Özde mi? Sözde mi?
Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecinde yaþananlarýn oluþturduðu
tabloya bakýldýðýnda, sistemin ciddi bir revizyona ihtiyacý olup
olmadýðý sorusu kendiliðinden akýllara takýlýyor.
Ýktidar partisinin, bir uzlaþý adayý
belirlemek için muhalefetle ciddi nitelikte temaslar gerçekleþtirmek yerine
kendi içindeki kamplaþmalarý aþabilmek için uðraþmasý ve belirgin bir aday
üzerinde ancak son dakikada anlaþmaya varabilmesi de dikkate deðer bir unsurdur. Bu adayýn, ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi’ne gitmesi-
ni engelleyecek bir sayýyla seçilememesi durumunda Türk siyaseti yine son
derece gergin günler yaþama riskiyle
karþý karþýya kalacak. Seçim sonucunun, Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini engelleyecek olan 367 sayýsýnýn
bulunmasý durumunda ise Türk siyasetinde, Demokrat Parti iktidarýndan bu
yana görülmeyen bir yapýyla karþý kar-
Lier Camii gençlerin yönetiminde
Haber Merkezi
elçika’nýn Anvers yakýnlarýndaki Lier Belediyesi’nde cami derneðini
gençlerden oluþan bir
grup yönetiyor. Gençlerin enerji ve yeteneklerinden faydalanmayý amaçlayan dernek, 1981
yýlýnda kurulmuþ ve 270
üyesi bulunuyor.
Lier Türk Ýþçileri Yardýmlaþma Derneði olarak
adlandýrýlan camii derneðinin yeni baþkaný 30 yaþýndaki Taner Þentürk.
Rahim Aktepe, Hüseyin
B
Demir, Hakan Durgun,
Yýlmaz Erdem, Adnan
Önder, Naci Saraç, Mansur Þimþek ve Muzaffer
Güneþ’ten oluþan yönetim ekibi ile Baþkan Þen-
türk, ilk olarak cami faaliyetlerini çeþitlendirmeyi
amaçlýyor. Gençlere ve
eðitime önem verdiklerini ileten yeni yönetim,
kadýn ve gençlik kollarý
oluþturarak tüm kesimlere hitap etmeyi de hedefliyor. Baþkan Þentürk,
yönetimde yer almadan
önce zaten büyüklerine
yardým ettiklerini ve caminin iþlerine koþtuklarýný anlatýrken, “Burada yetiþmiþ, dil bilen insanlar
gerekiyor. Sorunlar çýkýnca belediyeyle, yetkililerle birebir konuþabilmek
lazým. Bu iþi zaten biz yapýyorduk, büyüklerimize
tercümanlýk yapýp yardým ediyorduk. Artýk
tümden bu iþlere bakabiliriz” þeklinde göreve geliþlerini açýklýyor.
þýya kalýnacak ve Baþbakan, TBMM
Baþkaný ve Cumhurbaþkaný’nýn iktidar
partisinden çýktýðý bir manzara oluþacak. Cumhurbaþkanlýðý seçim sürecinde yaþananlarýn oluþturduðu tabloya
bakýldýðýnda, sistemin ciddi bir revizyona ihtiyacý olup olmadýðý sorusu
kendiliðinden akýllara takýlýyor.
Cumhurbaþkaný adayý olarak belirlenen Dýþiþleri Bakaný Abdullah
Gül’ün, siyasi geçmiþindeki bazý yaklaþým ve söylemleri, bu olasý görevdeki
tutumunun dikkatle izlenmesine neden
olacak. Tamamen sürecin dýþýnda kalan halkýn ise Gül’ün aday gösterildikten sonra yaptýðý ilk açýklamalardan birindeki þu sözlerine baðlý kalmasýný temenni etmekten baþka yapacaðý çok
da bir þey yok: “Ben milletime þunu
söylemek istiyorum: Bana güvenin.
Mahçup etmem. Ben cumhurbaþkanlýðýnýn nasýl bir sorumluluk gerektirdiðinin bilincindeyim. Cumhuriyet’e, Anayasa’da yazýlý laik, demokratik, sosyal
hukuk devleti ilkelerine -son günlerin
deyimiyle- özde baðlý biriyim. Beni tanýyorsunuz. Benim en büyük hedefim,
Büyük Atatürk’ün gösterdiði gibi ülkemi, milletimi muasýr medeniyetin üzerine çýkarmak, bu yolda var gücümle çalýþmak. Türkiye’yi dünyayla bütünleþtirmek.”
Zambak Bayramý
Brüksel’i þenlendiriyor
5-6 Mayýs tarihlerinde Iris (Zambak) Bayramý
çerçevesinde Brüksel’de “Brüksel þarký söylüyor” etkinliði, Brüksel Parlamentosu’nda
halka açýk gün ve müzikal parkur, farklý alanlarda jazz dinletileri ve sokak þenlikleri
düzenleniyor.
5 Mayýs Cumartesi
Hooverphonic konseri – Saat 21.00,
Grand’ Place/Grote Markt
6 Mayýs Cumartesi
Sokak Þenliði – Saat 11.30-18.30 Sint-Jansplein
Brüksel Parlamentosu – Saat 12.00-19.00
Halka Açýk gün ve müzikal parkur
Brüksel Flarmoni Orkestrasý Konseri
Saat 12-14.00 Grand’ Place/Grote Markt
Credi-plan
Afgelopen 3 maand leenden wij geld voor Acun M uit A., Akbas I. uit M., Akin E. uit
C. , Akpnar M. uit T., Aktepe I. uit L., Alican C. uit A., Altuntas Y. uit H., Anastatiou
P. uit D., Anaz M. uit A., Aydin R. uit D., Baldede Y. uit A., Becene V. uit A., Bilicna R.
uit H., Buyukertas M. uit A., Cakici T. uit A., Cakmak H. uit A., Car C, uit Z, Coban A.
uit A., Coskun S. uit G, Demir A, uit Z, Demir F. uit L, Dogan V. uit H, Diri S uit A.,
Djenrnani H. uit A., Durmus I. uit G., Erbay R. uit H., Ergurbuz uit Z., Erikli uit K.,
Fuga S. uit D, Goksu A. uit A. ... tot Zengin K uit G.
Credi-plan kredieten. Plan bij Credi-plan. Wat kunnen wij voor u doen?
Bel 0495/289080 elke weekdag van 12u00 tot 22u00 of sms
wanneer u maar wil…
Credi-plan is kredietmakelaar gevestigd in Antwerpen, Hardenvoort 20.
Zaakvoerder Verlé Marc. Geen bezoek zonder afspraak.
Sayfa 7x.qxp
30.04.2007
22:49
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
7
‘LEILAENALI’ kampanyasý ailede
kadýn erkek dengesini sorguluyor
Serpil Aygün
Leyla ve Ali (Leila en
Ali) kampanyasý ile Yabancý Kýzlarý ve Kadýnlarý Destekleme Merkezi (SAMV) Belçika’daki
müslüman toplumlarýnda aile içinde kadýn ve
erkeðin rolleri ve dengesini tartýþmaya açan
bir dizi etkinlik düzenliyor. 20 Nisan’da baþlayan kampanya, Aralýk ayýna kadar sürecek.
5 yýldýr yabancý kökenli kadýnlarla kiþisel görüþmeler yapan SAMV çalýþanlarý tabu
olan temalar veya gelenekler
hakkýnda
konuþulduðunda
toplum yargýlarýyla karþýlaþmýþlar. Toplumsal destek olmadan tek baþýna bazý tabularý
yýkmanýn imkansýz olduðunu
düþünen SAMV, bu kampanya
ile yabancý kökenli toplumlarda özellikle de Türk ve Faslýlar
arasýnda ailede kadýn erkek
dengesini tartýþmaya açýyor.
Kadýn ve erkeklerin kendi aralarýnda ve çevrelerinde ev iþle-
ri , ev dýþý iþler, çocuk bakýmý,
genç kýz ve erkeklerin birbirlerinden beklentileri gibi konularý tartýþmalarýný hedefleyen
kampanyanýn soruna bir çözüm önerisi sunmak gibi bir
tavrý yok. Amacý sadece bu konularýn konuþulabilir hale gelmesi ve konuya duyarlýlýðýn
artýrýlmasý.
Leila en Ali projesi’nin Flaman Bölgesi’ndeki Müslüman
toplumlarý hedeflediðini belirten projenin Limburg Bölgesi
sorumlusu Sümbül Karakaya,
bu nedenle hem projenin hem
de projeyle ilgili web sitesinin
adýnýn Leila ve Ali olduðunu
anlattý. Sümbül Karakaya projenin 20 Nisan’da afiþ kampanyasýyla baþladýðýný söylerken,
ilk çalýþmalarý olan psikolog
‘e-konsolosluk’ hizmette
Haber Merkezi
ürk vatandaþlarý
artýk pasaport yenileme ve diðer süre uzatma iþlemlerinin yaný
sýra çeþitli konsolosluk iþlemlerini internet üzerinden yapabilecekler.
E-konsolosluk sayesinde
Konsolosluk hizmetlerinin
yüzde 85'i konsolosluða
uðramadan internet üzerinden yapýlabilecek. Uygulama vatandaþa 7 gün 24
saat iþlemlerini halletme
imkaný veriyor. E-konso-
T
losluk hizmeti ile, yoðun
eleþtirilere neden olan müracaat kuyruðunda beklemeleri en aza indirmek hedefleniyor.
Konsolos muavini Selen
Evcit, konuyla ilgili olarak
yaptýðý açýklamada, Avrupa’da yaþayan vatandaþlar
için Ankara’da ayrýca bir
“Konsolosluk Çaðrý Merkezi” nin 2 Nisan’dan beri
hizmet verdiðini belirtti.
Evcit, bu merkezle vatandaþlarýn telefonla da konsolosluk iþlemleri hakkýnda bilgi alabileceklerini
bildirirken, “vatandaþlarýmýz, iþlem baþvurularýnýn
akibetini soruþturabilir, Avrupa ülkelerindeki ve Türkiye’deki çeþitli kurum ve
kuruluþlarýnýn adres ve telefon numaralarýný öðrenebilir ve konsolosluk
çalýþmalarý hakkýnda istek
ve eleþtirilerini bu merkeze
sunabilirler” dedi.
Üstün Dökmen’in Gent ve
Genk kentlerinde verdiði
“Türk ailelerinde iletiþim” konulu konferansa olan yoðun ilgiden duyduklarý memnuniyeti dile getirdi. 23 Nisan’da
Gent’te gerçekleþen konferansa 300 kiþi katýlýrken, ayný
konferansa Genk’te 400 kiþi
katýldý. Karakaya bu proje için
çok çalýþtýklarýný anlatýrken
þunlarý söyledi: ” Bu projeye
çok güveniyoruz. Amacýmýz
konuyu tartýþmaya açabilmek.
Bu konuda gençlere de ulaþabilmek için bir web sitesi hazýrlattýk ve burada gençlerin
birbirleriyle görüþlerini paylaþabilcekleri hem Türkçe hem
de Flamanca Forum bölümü
açtýk. Ayrýca 18 Mayýs tarihini
aile günü olarak belirledik ve
Flaman bölgesinde yaklaþýk 35
camiide Cuma hutbesinde ailenin öneminden bahsedilmesi
için anlaþtýk” dedi. SAMV’nin
Leila en Ali projesi çerçevesinde belirlenen aile gününde çeþitli film gösterimleri, konuyla
ilgili tartýþama ve grup sohbetleri de düzenlenmiþ.
Afiþ kampanayasýnda ise kadýn ve erkeðin rolleri ile ilgili
karikatürler kullanýlmýþ.
Genk ve Gent’te düzenlenen
psikolog Üstün Dökmen ile
“Türk ailelerinde iletiþim” kon-
feransýndan sonra 8 Mayýs’ta
da Anvers’te Faslý hukukçu ve
filozof Azizah Al Hibri, Müslüman ailelerinde kadýnýn yeri
konusunda bir sunuþ yapacak.
10 ve 24 Kasým tarihlerinde ise
yabancý kökenli stand-up’çýlar
konuyu mizahi bir yaklaþýmla
ele alacaklar. Youssef el Mousaoui ve Öznur Karaca’nýn
sunacaðý stand-up gösterileri
10 Kasým’da Gent’te De Cen-
Üstün
Dökmen
trale Kültür Merkezi’nde sunulurken, 24 Kasým’daki gösteri
de Genk kentinde gerçekleþecek. Daha sonra Anvers, Mechelen, Leuven ve Brugge’de
de gösteriler sunulacak.
BTDB’den Mevlana günleri
UNESCO’nun 2007 yýlýný Mevlana yýlý olarak belirlemesi, Belçika’da çeþitli etkinliklerin yapýlmasýný saðladý. Avrupalý Türk Demokratlar Birliði
UETD ve Belçika Türk Dernekler Birliði, tasavvuf
müzikli ve Semalý gösteriler düzenledi. Konya Belediye Baþkaný Tahir Akyürek de etkinliklere destek verdi.
Haydar Er’in katili yakalandý
Cep telefonu ile uluslararasý
görüþmeler ucuzluyor
Avrupa parlamentosu, cep telefonu ile
uluslararasý görüþmelerin ucuzlatýlmasýný
öngören yasa tasarýsýný onayladý. AB ülkelerinde cep telefonu kullananlar, önümüzdeki günlerde yabancý ülkeye ya da
yabancý ülkeden aramalarýnda %70 daha ucuza görüþme yapacaklar.
Serpil Aygün
Brüksel’in Türk mahallesi
olarak bilinen Schaerbeek
semtinde 2002 yýlý Haziran
ayýnda gerçekleþen ve Haydar Er’in ölümü, Safter Er’in
de aðýr yaralanmasýyla sonuçlanan olayýn faili Ýsmail
Khyar 5 yýl aradan sonra
Fas’ta yakalandý.
Schaerbeek Belediye Baþkaný Bernard Clerfayt ve
Baþkan yardýmcýsý Sait Köse’nin, emniyet görevlilierinin de bulunduðu bir basýn
toplantýsý ile duyurduðu ya-
kalanma sonucu Er ailesinin
yüreðine bir parça da olsa
su serpilirken, acýlý aðabey
Ekber Er, katilin Belçika’da
yargýlanmasýný talep etti.
Olayý soruþturan Schaerbeek
Emniyeti Cinayet Birimi Komiseri Rudy Maes ise yaptýðý
açýklamada olayý sonuna kadar takip ettiklerini anlatýrken, “5 yýl boyunca hemen
hemen her gün bu olayla
meþgul olduk. Tabii ki yurtdýþýna kaçmýþ bir suçluyu
dünya çapýnda aramak biraz
zaman alýyor ama biz elimizden geleni yaptýk” dedi.
Sayfa 8.qxp
30.04.2007
23:40
Seite 1
Speakers
Corner
8
Mayýs 2007
ZOKA
[email protected]
Ruha para bulaþmadan...
en hiç karikatür çizmememe karþýn diðer birçok çizer
ve yazar gibi Oðuz Aral ve Semih Balcýoðlu'nun nefesini hep üzerimde hissettim. Sadece yazý çizi baðlamýnda deðil, hayat çizgimin oluþmasýnda da önemli katkýlarý oldu bu
iki büyük ustanýn. Oðuz Aral bizlerin "kahramaný"ydý. Karikatürü salonlardan sokaklara taþýdý.
Oðuz Aral Gýrgýr’ý bir okul yapmayý baþarmýþtý. Meþru olmayan, Milli Eðitim Bakanlýðý’nda kaydý kuydu olmayan bir
mizah okuluydu. Oðuz Aral her Pazartesi amatör karikatürcüleri odasýna toplar, keyifli sohbetler yapardý. Gençlerle bir
konu üzerinde tartýþmayý severdi. Bilgiliydi. Günümüzde
baþ köþelerdeki mizahçýlar onun torna tesfiyesinden geçmiþtir. Þimdi Aral’ýn öðrencileri usta oldu, yeni gençler kazandýrýyorlar mizah dünyasýna.
Gýrgýr’ýn “Çiceði Burnundakiler” köþesine karikatüre yeni
baþlayanlar çizgilerini yollar Oðuz Aral da gönderilen karikatür hakkýnda görüþlerini yazarak o karikatürü çizen çizeri ve diðerlerini yönlendirirdi.
Oðuz Aðabey’in “gereksiz taramalardan kaçýnýn” önerisi mizahHalk filozofu
çýlarýn atasözü haline gelmiþti
Oðuz abiyi iyi
neredeyse. Gýrgýr’da bu köþede
anladýðýmýzý
birazcýk ýsýnanlar arka sayfaya
terfi ederdi. Orada piþen çizerler
sanýyoruz. Bu
de artýk iç sayfaya çizmeye baþnedenle Binfikir’i
lar, Gýrgýr’ýn genç ustalarý arasýna
bir okul yapmaya
katýlýrdý. Gýrgýr, okuyucusunu yazar çizer yapan bir okuldu. Bu
çalýþýyoruz;
uygulama Gýrgýr geleneðinden
“gereksiz polegelen Leman ve Penguen gibi
dergilerce de benimsendi ve hamiklerden ve
len uygulanmakta. Herhangi bir
abartmalardan
okurun bulduðu bir espri eðer
kaçýnan” düzeyli
cuk oturmuþsa bu dergilerin kapaðýnda deðerlendirilir. Bu okulyazar çizer ve
dan gelen yazar çizerlerin yönettarafsýz gazeteci
tiði dergilerde okurlar kadrolu
yetiþtiren bir
yazar çizerlerle neredeyse ayný
þansa sahiptirler.
okul...
Biz de Binfikir’de baþýndan beri kendimize Gýrgýr ekolunu örnek alýyoruz. Sayfalarýmýz sonuna kadar okurlarýmýza açýk.
Speaker’s Corner’da baþlayan yazma denemeleri okurlarýmýzý diðer sayfalara hatta gazetenin yönetimine bile taþýr. Binfikir okulundan yetiþecek olan yazar çizerleri ve gazetecileri ünlü yazarlara ve gazetecilere tercih ediyoruz.
Biz de zamanýn Gýrgýr’ý gibi gücümüzü okurlarýmýzdan alýyoruz. Ruhuna henüz paranýn bulaþmadýðý genç kadromuz
en büyük güvencemiz. Gýrgýr, medya eþkiyasý bir zata satýldýðý an ruhunu teslim etti ve 400 binlik tirajlardan 5 binin altýna düþtü. Binfikir bunun bilincinde bir oluþum. Halk filozofu Oðuz abiyi iyi anladýðýmýzý sanýyoruz. Bu nedenle Binfikir’i bir okul yapmaya çalýþýyoruz; “gereksiz polemiklerden
ve abartmalardan kaçýnan” düzeyli yazar çizer ve tarafsýz gazeteci yetiþtiren bir okul...
Þimdilik yetenekli gençlere sadece fýrsat veriyoruz, eminim bir gün Oðuz abi gibi para vermeye de baþlayacaðýz.
B
Kaç ülke çiðneyip gurbete geldin
Ýyi ya da kötü þomajý aldýn
Kendine bir de eþ buldun
Yürü be efendi seni kim tutar
Çok iyi bilirsin akla karayý
En yakýnlarýnla açtýn arayý
Kendine ilah etmiþsin parayý
Hin çivisi üzerinde kim yatar
Cuma gelir eve çanta atarsýn
Helalýný gözün görmez itersin
Zevkin için Dansik yolu turtarsýn
Yularsýz develer çok çabuk yiter
Dünya hali anlýyorum ben çabaný
Kama bile delmez böyle çýbaný
CPAS’de dilendirdin babaný
Cakalar üstüne cakalar satar
Nasýl olsa unutmuþsun dününü
Viski bira gün eylesen gününü
Kesen olmaz tekerinin önünü
Yanmýþsýn efendi dumanýn tüter
Bu gidiþle yönün hakka yönelmez
Kendine saygýn yok lafýn dinlenmez
Tuzu kokutmuþsun kokun önlenmez
Uçkur fakirinde çile mi biter
Výy ile No’da yokolmuþ dilin
Masada sohbetin servetin malýn
Evinde huzur yok yamandýr halýn
Bu zokayý senden baþka kim yutar
Ardýna bir baksan neler kaybettin
Avrupa diyerek yok oldun gittin
Ýmanla dinine çok yazýk ettin
Ýslam pazarýnda salyangoz satar
Hava atmak için kafaný taktýn
Gösteriþ budalasý olup çýktýn
Macera peþinde yuvaný yýktýn
Pisliðin içine battýkça batar
Akçýnarým kar mý kalmýþ koyakta
Dövsem bile anlamaz ki dayaktan
Çok aile sapasaðlam ayakta
Namuslu kalana kýymet mi yeter?
Nerde oðlun sokaklarda yetiþtirdin
Eve baðlar diye gelin getirdin
Binbir yalan ile geri götürdün
Düþtüðü kuyuya onu da iter
ÝNTERNET
nternet deyince aklýmýza ne geliyor? Birçoðumuz için büyük bir bilgi bankasýdýr ÝNTERNET,
ulaþýlmasý en zor olan mevcut dokümanlara en kolay
yolla eriþebileceðimiz mükemmel aðlar arasý að! Yani
milyonlarca aðýn ortak bir
protokol çerçevesinde iletiþim kurmasý ve kaynaklarýný
paylaþmasýdýr ÝNTERNET!!!
Bizi kendi alemimizden
alýp baþka alemlere götürebilecek en hýzlý araçtýr
ÝNTERNET. Ýhtiyaç duyduðumuz birçok þey bu iletiþim
aðý sayesinde ayaklarýmýza
kadar gelmektedir. Öyle ki,
insanlar birçok ihtiyacýný bu
alanda karþýlamakta sýnýr tanýmaz hale gelmiþtir. Bankalardan hastanelere, okullardan
büyük küçük iþletmelere,
içinde bulunduðumuz þehre,
hatta dünyamýzda ilgi ve ihtiyaç duyduðumuz birçok alana ulaþmak bir tarafa dursun,
bu alanda mevcut olan her
bir kareye tabiri caizse NÜFUZ ettiðimiz en sosyal aktivitemizdir ÝNTERNET.
Birçok anlamda kendimize
güzergah seçtiðimiz bu alem
güzel ve yararlý olduðu kadar, çirkin ve zararlýdýr da!!!
Ý
Mehmet Ali Akçýnar
Yaptýðýmýz her eylemin ille
de külfetli bir yanýnýn olmasý kadar doðal bir þey yoktur
tabii.
Çýkarlarýmýz için olan her
güzel nesneyi, aracý, veya
araca aracý olan her bir varlýðý, aleyhimize kullanmak
insan zekasý için hiç de zor
bir olay deðildir. Görünürde
bizi cezbeden varlýklarý toplumlarýn zararýna dönüþtürmek birçoðumuz için görev
haline gelmiþtir bile; iþte ÝNTERNET dediðimiz bu að yýðýnlarýnýn içindeki aðlardan
en zehirlisi de ‘CHAT’ tir.
CHAT, yani sohbet etmek.
Bizim için en kýymetli stok
olan zamanýmýzdan, sabýrsýzca ve bilinçsizce yediðimiz
ortamdýr, CHAT. Her yaþ
grubunun farklý kimliklerle
birbirlerinin ahlaki deðerlerini yozlaþtýrdýðý, aþýndýrdýðý
savaþ arenasýdýr bu platform.
Öyle ki evimizde veya internet cafelerde çocuklarýmýzýn,
yetiþkinlerimizin birçok
alanda manevi deðerleri zedelediði hatta kaybettiði sörf
tahtasýdýr CHAT. Ýnsanlarýn
utanmadan sýkýlmadan en
özellerini en mahremlerini
paylaþmaktan çekinmedikleri, kumar masasýdýr CHAT…
Bu vahametin birçok yönü
olduðunu, internetteki ahlaksýz sitelerden örnek verebiliriz, tabii bunlarýn yaný sýra milli duygularýmýzý kont-
rolsüz þekilde galeyana getiren kafatasçý-milliyetçi ruhlarýn sahip olduðu birçok siteden de örnekleyebiliriz.
Lafýn bir noktadan sonra
özüne ulaþmak zor olmasa
gerek…
Bilinçli olarak yapmamýz
gereken birçok iþ var. ÝNTERNET dediðimiz bu ortama karþý hem barýþýk hem de
savaþ halinde, yani her an tetikte olmamýz gerekiyor. 18
yaþ sýnýrýnýn altýndakilere zararlý olanýn, 18 yaþ sýnýrýnýn
üstündekilere zararý olamaz
diyemeyiz hiçbir zaman. Evimizdeki bilgisayarýmýzý çocuklarýmýza teslim ederken
ve teslim alýrken mutlaka
yanlarýnda durmalýyýz. Ýnternet cafelere deðil de, birçok
eðitim kurumumuzda bulunan internetin kullanýlmasý
için onlarý oralara yönlendirmeliyiz. Nefis kemikli bir ete
benzer, kemiðin kokusunu
alan köpek ise bir an önce
etin kemikten sýyrýlmasýný
dört gözle bekler.!!
Ben ÝNTERNET'i okyanuslara benzetirim, sakin ve
durgun olduðu kadar acýmasýz ve tehlikelidir. Önemli
olan okyanusa açýlmak deðil, önemli olan hýrçýn dev
dalgalarýna karþý esir düþmemektir.
Orhan Duman
Sayfa 9xx.qxp
01.05.2007
00:30
Seite 1
Mayýs 2007
SÝZbize
9
‘Türkiye’den evlenmek iyidir,
buradakiler ot gibi yetiþiyor’
Türklerin evlilik stratejileri, çeþitli araþtýrmalara konu olmaya devam ediyor. Belçika Türklerinin %60 oranýnda Türkiye’den eþ seçmesi, farklý yorumlara yol açtý. Binfikir, evlilik konusunda Halkýn Nabzý’ný yokladý. Objektiflerimiz
Baþkent’in Koekelberg ve Berchem-Sainte-Agathe semtlerindeydi. Sokakla yetinmeyen Binfikir, evlere de girdi!
Adem Döner
ÝÞÇÝ
Bence Türkiye’den eþ seçmek daha mantýklý. Ben tekrar evlenmek
zorunda kalsam hiç tereddüt etmeden Türkiye’den birini seçerdim. Buradaki gençler iki kültür
arasýnda kayboluyorlar, kiþiliksizler. Ne yapacaklarýný bilmiyorlar.
Hatta çoðu zaman kraldan kralcý,
yani Belçikalýdan daha Belçikalý
oluyorlar. Bu yetiþme tarzý göze
alýnýrsa ben yuva kurmak konusunda buradaki gençlere güvenemiyorum.
Speakers
Corner
Neþe Þengezer
ÞÝRKET YÖNETÝCÝSÝ
Nebahat Kumanova
ÝÞÇÝ
Ben Türkiye’den eþ seçmeye karþýyým.
Aþýrý derecede düþünce farklýlýðý var. Buradaki gençlerle oradakiler farklý düþünüyorlar. Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz,
sonuçta insana baðlý. Ama ben çalýþma
hayatýmda Türkiye’den eþ getirenleri çok
tanýdým, saðlýklý iliþkiler olduðunu düþünmüyorum. Oradan gelen dil bilmez, buradakinin eline bakar, ezilir. Hele damat
oradan geliyorsa durum daha da zor. Buradaki gençler daha Avrupalý gibi yetiþiyor ama ayný zamanda aileler daha tutucu. Türkiye’den gelen eþ için bu zor bir
durum.
Türkiye’den biriyle evlenmek
bence çok iyi bir þey. Belçika’daki gençler maalesef ne
tahsil yapýyorlar, ne düzgün
Türkçe öðreniyorlar. Ot gibi yaþýyorlar. Türkiye’den eþ getirmekle kültür farký olacaðýna da
katýlmýyorum, sonuçta nerede
büyürse büyüsün, bir insan hiçbir zaman baþkasýnýn dengi olmaz, aileler arasýnda da büyük
farklar var. Ben burada yetiþtim,
ama Belçika Türklerinin çoðunluðu gibi deðil.
Nevzat Yakýcý
ÝÞÇÝ
Artýk çoðu aile Türkiye’den gelin ve
damat istiyor, bunu çok normal buluyorum. Belçika’daki gençlerin yetiþme tarzý, evliliðe uygun bir tarz
deðil. Aþýrý derecede serbest yetiþen
bir gençlik var. Ben buradaki bir bayanla evliliði düþünemiyorum. Türkiye’den gelen insanlarla buradaki
Türkler arasýnda kültür ve düþünce
farký yok ama davranýþ farký var.
Türkiye’dekiler buradaki yaþamý görünce sorun çýkabileceði doðru.
Erdem Resne
‘Niteliksizlik buranýn sorunu’
Ocak sayýmýzda yayýmlanan Kamil
Gözen imzalý «Gençlerimizi katlediyoruz» adlý yazýya cevap.
Eleþtiri önemlidir ama yapýlan eleþtirinin nereye gittiði daha önemlidir.
Türkiye’den gelenlere ‘NÝTELÝKSÝZ’
diyorsunuz. Ne demektir NÝTELÝKSÝZ?
Bence bu çok büyük bir hakarettir.
Türkiye’den gelen vatandaþlarýmýzýn
birçoðu NÝTELÝKSÝZ deðil, kalifiyesizdir. Çünkü iki ülke arasýnda çok büyük sistem ve teknoloji farký var.
Ama NÝTELÝK kelimesi ile kalifiye
kelimesinin arasýnda büyük fark var.
Bir yorumcu olarak böyle hassas bir
konuda Belçikalýlara ‘Türkler NÝTELÝKSÝZdir’ derseniz sizi okuyanlar size inanýr, ‘Ha bak, Türklerin NÝTELÝKSÝZ olduðunu bir Türk söylüyor’
derler ve hakkýmýzda böyle düþünür-
ler. Bunun hesabýný kim verebilir?
Göç bir tarihsel konudur. Tarih bilimcinin incelemesi gereken ve tüm
faktörler göz önünde tutularak sonuca varýlmasý gereken bir meseledir.
Sadece ‘Türkler damat-gelin getiriyorlar’ demek, gerçekleri yansýtamaz. Bu
kadar yaygýn bir gazetede yazýlan yazýlar, istatistikleriyle, verileriyle, örnekleriyle ve tezleriyle açýklanmak
zorundadýr. Bu bir borçtur. Þu da bir
gerçektir ki Belçika’da Türk milleti
olarak her alanda toplumun çok gerisindeyiz. Eleþtirilerinize tamamen katýdýðým yerler de var ama sorunlarýn
çözümü hiçbir zaman lokal problemlerin üzerine kesin hükümler kurarak
bulunamaz. Mesela vizeye yaþ sýnýrý
getirmek sorunlarýn çözumunu sadece biraz erteler. Ama bu sorunlar varolduðu sürece bizim Belçika’da kal-
kýnmamýz, geliþmemiz ve uygar dünya görüþüne sahip olmamýz mümkün
deðil.
Türk Milleti’nin asýl belini büken iþsizlik ödeneði (DOP) ve sosyal yardýmlardýr. Tabii ki ihtiyaci olan bu
yardýmlarý kullanacak. Ama artýk öyle
deðil. Yardým olma özelliðinden çýkmýþ, Türk toplumunu Belçika'da tembelliðe ve hazýra alýþtýrmýþ. Asýl NÝTELÝKSÝZlik budur. Utanarak söylüyorum ki NÝTELÝKSÝZlik burada doðmus veya uzun süredir burada yaþayan vatandaþlarýmýzýn sorunudur. (Bu
eleþtirim herkesi kapsamaz, kiþiseldir,
bilimsel deðildir.)
Yazýnýzda çocuklarýmýzýn Hollandaca’ya hakim olamadýklarýný belitiyorsunuz. O çocuklar Türkçe de konuþamýyorlar. Dil bilgileri argo kelimelerle dolu. Kendi dilini bilmeyen bir
kiþi nasýl bir yabancý dil öðrenebilir?
Yani Hollandaca bilmek kadar Türkçe bilmek de önemlidir. Bu eðitimin
çocuklara verilmesi gerekir.
Son olarak yaþadýðým bir hikayeyi
aktarayým. Bir akþam üstü tramvaya
bindim. 2-3 durak sonra 15-16 yaþlarýnda beþ kiþilik bir öðrenci grubu
tramvaya bindi. Ortalýðý birbirine kattýlar. Ýnsanlarýn üzerlerine pet þiþeleri
fýrlattýlar. Koltuklarý tekmelediler. Çok
þaþýrdim. Ben sadece üç aydýr Belçika’dayým. Böyle bir þeyi Türkiye’de
ne gördüm, ne de duydum.
Þimdi bütün Belçikalýlar böyledir
dersek sizce hata yapmýþ olmaz mýyýz?
Mustafa Ercik
Sayfa 10x.qxp
30.04.2007
22:54
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
10
Anvers’te Kafkas
rüzgarý esecek
Serpil Aygün
elçika Kuzey Kafkas
Kültür Derneði (BENKAV) öncülüðündeki
Kuzey Kafkas Kültür Festivali,
bu yýl 18-20 Mayýs tarihleri arasýnda gerçekleþecek. Moussem
vzw ile ortaklaþa düzenlenen
festivalle Anvers’in Muhka ve
Zuiderpershuis merkezleri üç
gün boyunca Kuzey Kafkas
kültürüne açýlacak. Programýn
ilk etkinliði, 18 Mayýs akþamý
Muhka’da yapýlacak. Gösterime
girecek olan “Adigey” adlý belgeselde Ürdün Prensi Ali’nin,
Kuzey Kafkasya’da yaptýðý bir
gezi sýrasýnda gördüðü insanlarýn yaþam tarzlarý iþleniyor.
19 Mayýs’ta Zuiderpershu-
B
lendiði bir alan olan müzeye
giriþ yaptýk. Kafkas kültürüne
ait eserleri Muhka Müzesi’nde
19 Mayýs’tan itibaren sergileyeceðiz. Ayrýca TRT’de diziler
yapmýþ, yazar, yönetmen, tiyatro oyunculuðu gibi alanlarda baþarýlý yazar Çetin Öner
bu festivalde bizlerle olacak.
Son olarak 20 Mayýs günü Kafkaslarýn Rusya’dan Türkiye’ye
sürüldüðü 21 Mayýs’ý anma töreni düzenlenecek. Avrupa
Çerkez Federasyonu Baþkaný
Admiral Daþdemir burada olacak. Bunun yanýnda Abazya’dan üst düzey yetkililer ile
Avrupa parlamenteri Cem Özdemir’i de törene bekliyoruz”
dedi.
is’de üç deðiþik müzik ve dans
gösterisi düzenlenecek: Türkiye’den “Blane”, Fransa’dan
“Sible” ve Belçika’dan çocuk
dans grubu “Sine” gösterilerini
sunacaklar. Ayný gün Muhka’da ise Kuzey Kafkas kültürünü tanýtan bir sergi organize
edilecek. 20 Mayýs’ta ise gün
boyunca edebiyat sunumlarý
yer alacak.
BENKAV Baþkaný Adnan Yýldýz festivalle ilgili olarak yaptýðý açýklamada “kültürel bir faaliyetten bahsettiðimizde genelde bir iki konudan ileriye
gidilmiyor. BENKAV olarak
bizler, Kuzey Kafkasya Kültür
Festivali ile folklor ve müzikle
beraber sinema ve kültürel deðerlerin korunduðu ve sergi-
18 Mayýs: 20:00–Muhka
Film: Adigey
19 MayýsS: 20:00
Zuiderpershuis
Dans: Blane, Sible, Sine
19 Mayýs: 20:00 – Muhka
Sergi: Kuzey Kafkas Kültürü
20 Mayýs: 12:30 – Muhka
Edebiyat: Çetin Öner ve
Tahir Baysal
Waalsekaai 47,
2000 Antwerpen
Zuiderpershuis:: Waalsekaai
14 , 2000 Antwerpen
Muhka: Leuvenstraat 32
Bilgi ve bilet: 0484 134 993
Çocuklarýn eðitimine katký için kermes
Paraya mı
ihtiyacınız var ?
Kısa Vadeli Kredi şartları ile deǧerlendirilir1
Sonradan pişmanlık duymadan kredi mi almak istiyorsunuz ? O zaman
doǧru adrestesiniz.Citibanka geldiǧinizde istediǧiniz miktar ne olursa
olsun,kredi sebebiniz ne olursa olsun,her zaman en iyi hizmetle ve
konunun uzmanları ile karşılaşacaksınız.
Detaylı bilgi için ;
• 0800 24 023 numarayı arayın,
• Cep telefonunuzdan 3102’ye ücretsiz olarak (hazırım) mesajınızı
gönderin,
• www.citibank.be internet üzerinden hemen başvurun (Fransızca
veya Flamence),
• Citibank satış noktalarımıza gelin,yetkililerimizle görüşün
Simdi dövizle askerlik hizmeti için
de sizlere 5,5%2 gibi çok uygun
oranla kredi veriyoruz !!! Gurur
duyarak alabileceǧiniz kredi !!!!
1 Kısa Vadeli Kredi, banka kriterlerine göre deǧerlendirildikten sonra,banka ve
müşteri tarafından karşılıklı olarak kabul edildikten sonra, imzalanip onaylanır.
2 Bu oran yıllık maliyet yüzdesi ile hesaplanmış olup, sadece dövizle askerlik
hizmeti için,en fazla 36 ay vade ve en fazla 7.500€ için geçerli olacaktır.
Yetkili Kişi : M. De Bolle – Yetkili Kurum : Citibank Belçika SA, Boulevard General Jacques 263g,1050 Brüksel, Vergi No; BE 0401.517.147 RPM Brüksel, C.B. 954-5462261-42.
Kredilerde en iyi hizmet,
en hızlı hizmet !
Serpil Aygün
elçika Ýslam Federasyonu(BÝF)’na baðlý
Brüksel
Kadýnlar
Kolu, bünyelerinde eðitim
gören çocuklarýn eðitim araç
ve gereç ihtiyacýný karþýlamak amacýyla haftasonu iki
günlük bir kermes düzenlediler.
345 öðrencisi bulunan
BÝF’in Brüksel Chaussée de
Haecht üzerinde bulunan
binasýnda gerçekleþen ker-
B
meste yaklaþýk 4000 Euro’luk
gelir elde edilirken, Brüksel
Kadýn Kollarý Baþkaný Fatma
Aydýn, kermesin baþarýlý geçtiðini söyledi. Fatma Aydýn
yaptýðý açýklamada, “burada
çocuklarýmýza din ve ahlak
dersleri verilirken, onlarýn
kötü arkadaþ ve alýþkanlýklardan uzak durmalarý için
de çaba sarfediyoruz. Bilindiði gibi 12-13 yaþ çocuklar
arasýnda da uyuþturucu kullanýmý gibi kötü alýþkanlýklar
arttý. Biz burada çocuklarýmý-
zý hem din ve ahlak dersleri
ile hem de sosyal bir çevre
saðlayarak bunlardan korumayý amaçlýyoruz. Bu kermes için de satýlan yiyecekler ve el iþi ürünleri, sadece
BÝF Brüksel Kadýn Kollarý’na
baðlý kadýnlar tarafýndan saðlanmadý. Ayný zamanda dýþardan kadýnlarýmýz da katkýda bulundular. Buradan elde
edeceðimiz gelirle, çocuklarýmýzýn eðitim olanaklarýný
artýrmayý planlýyoruz” dedi.
Sayfa 11x.qxp
30.04.2007
22:57
Seite 1
Mayýs 2007
11
Aþýk Erzade Kopan
hem yerdi hem güldürdü
Haber Merkezi
vrupa Turnesi çerçevesinde
Belçika’nýn Chaerleroi kentine
de gelen Aþýk Erzade Kopan,
Charleroi Diyanet Dernegi’nde sazýyla
ve sözüyle katýlýmcýlarý hem taþladý
hem güldürdü.
Aþýk Erzade Kopan, güzelleme, taþlama, doðaçlama, memleketine göre tarif, kýsa serencem söyleyerek, Köroðlu
hikayesi,geçmiþ tarihlerden bazý örnekler, komik romantik ve bazen de
dramatik fýkralar anlattý. Etkinliðe Halk
Þairi Memet Ali Akçýnar da farklý konular içeren deðiþik þiirler ve taþlamalar
okuyarak renk kattý.
A
Charleroi Diyanet Derneði Baþkaný
Fikret Karaman ve Hainaut Bölgesi Koordinator Din Görevlisi Kýyaseddin Ertano birer kýsa konuþma yaparak organizasyonda emeði geçenlere teþekkür
ettiler.
Aþýk Erzade Kopan, Türkiye’de
Kars’ýn Azat köyünde doðmuþ ve o
bölgelerde yetiþmiþ bir halk aþýðýmýzdýr. Kopan, birkaç aydýr bulunduðu
Avrupa’nýn (Fransa, Hollanda, Almanya ve Belçika) çesitli kentlerinde, dernek lokallerinde ve salonlarýnda programlar yapýyor, Anadolu kültürünü, dini, milli duygu ve düþünceleri, örf ve
adetleri sazýyla sözüyle dile getiriyor.
Sayfa 12xx.qxp
01.05.2007
00:31
Seite 1
12
/
SÖYLEÞTÝK
Mayýs 2007
‘Devlet, kaçaklýðý
kendi yaratýyor’
Hoca eþeðe ters binmiyor, oturum hakký için geciken Belçika’ya
sýrt çeviriyor.
Erdem Resne/Leyla Ertorun
“Kim kalsýn?” etkinliðini neden düzenlediniz?
Oturum hakkýyla ilgili yasalarýn mutlaka deðiþmesini, þu an beklemede olan
kaçaklara yapýlan muamelenin iyileþtirilmesini istiyoruz. Yasalarýn muðlaklýðý
yüzünden þu an somut olarak her þey,
Yabancýlar Kurumu ve Ýçiþleri Bakaný’nýn elinde. Keyfi ve tutarsýz kararlar
veriliyor, kararlarýn yasallýðý sorgulanamýyor. Üstelik verilen kararlar gizli olduðu için emsal teþkil etmiyor. Bile bile
kaçaklýk ve yasadýþýlýk teþvik ediliyor.
Yýllarca dosyalar bekletilip, ardýndan
topluca kaçaklar affediliyor. Bu durumun son bulmasýný istiyoruz.
Somut önerileriniz nedir?
4 kriterimiz var. 1.si, 3 yýldan fazla
beklemede olan ve kamu düzenine
uyan herkesin oturum hakký kazanmasýný istiyoruz. Ayrýca dosya iþlemi için 6
ay içinde cevap almayan herkes için geçici oturum istiyoruz, ki bu konuda yasalar 3 ay diyor, biz toleranslý davranýyoruz. 2.si, aðýr hasta olan ve ülkesinde
tedavi olamayacak insanlara oturum
hakký istiyoruz. 3.sü, geri dönüþü imkansýz olan insanlara oturum hakký istiyoruz. Bazý ülkeler bölündü veya rejimi
deðiþti, bu ülke vatandaþlarýnýn bazen
dönüþü imkansýz oluyor. Son olarak en
önemli isteðimiz, Belçika’yla “Kalýcý
bað” oluþturmuþ herkesin oturum alabilmesi. Tabii bu kalýcý bað kavramý yasalara göre belirlenemez. Bu yüzden kalýcý baðý araþtýracak ve karar verecek, yargýç, avukat ve sivil toplum örgüt çalýþanlarýndan oluþan baðýmsýz bir komisyon
kurulmasýný istiyoruz.
“Kalýcý bað”ýn tanýmý yasal olarak zor
diyorsunuz. Peki bu öneri de keyfi kararlara yol açmaz mý?
Tabii o risk var, bu yüzden baðýmsýz
komisyon istiyoruz. En somut þekilde
karar verilmesini saðlamak için. Sorun,
herkesi veya çoðunluðu kaçaklýktan
kurtarmak deðil. Asýl sorun, adaleti saðlamak. Bugün polis bile operasyonlarda
ele geçirdiði kaçaklarý, sorun yaratmýyorlarsa ve dosya iþlemleri sürüyorsa salýveriyor. Çünkü bu insanlar artýk buranýn insaný olmuþ.
Siyasi partileri etkilemeyi baþardýnýz mý?
Belçika’da oturum hakký için karar bekleyen insan sayýsý 100 bin olarak tahmin ediliyor. Ýki gün boyunca
Brüksel’in en iþlek meydanlarýndan Monnaie’de kaçaklarýn “piyango”dan çýkar gibi ele alýnmalarýný protesto eden “Kim Kalsýn?” adlý medyatik þov, kaçaklar
sorununu tekrar gündeme getirdi. Sýðýnma ve Göç Forumu, bu alanda aktif olan 120’den fazla derneði bir
araya getirerek, siyasilere baský uygulamak ve vatandaþlara seslenmek istiyor. Gösteri, amacýna ulaþtý: 15
binden fazla kiþi etkinliðe katýldý, siyasi partiler, oturum yasalarýna eðilmenin gerekli olduðunu kabul etti.
“Kim kalsýn?” etkinliðinin Frankofon sorumlusu, Mülteci ve Yabancýlar Koordinasyon Kurulu Müdürü
Frédérique Mawet, Türk toplumunu da yakýndan ilgilendiren göç ve oturum sorunlarýný Binfikir’e anlattý.
Kendimizi sürgünde hissetmek için sokakta, siyasi sorun yüzünden Belçika’da oturum hakkýný –dikilme iznini! - yýllarca bekleyen ünlü bir simanýn, Nasreddin
Hoca heykelinin yanýnda sohbet ettik.
Frankofon tarafta hazýr olmayan tek
parti, MR. Onlara göre iltica yasasýný
düzeltmek yeterli. Oysa düzeltildi bile.
Kaldý ki kaçaklarýn çoðunluðu ilticacý
deðil, yani siyasi nedenden dolayý burada deðil. Ýkisini ayýrmak lazým. Sosyalistler ve Yeþiller artýk iyice olumlu
bakmaya baþladý, diðer partiler ise en
azýndan sorun olduðunu ve çözüm bulunmasý gerektiðini kabul ediyor. Günümüzde serbest dolaþým var, insanlarýn özgürce istedikleri yerde yaþamasýný engellemek mantýk dýþý. Bu hak, sadece zenginlere tanýnmamalý. Bizim
için en önemli an, seçim akþamý ile hükümet anlaþmasý arasýnda geçecek
olan zaman dilimi. Orada etki yapmamýz lazým.
Bugün kural yok. Yani oturum verilmiyor ama kaçak yaþamaya göz yumuluyor. Kural konunca, olumsuz sonuç
ihtimali de var. Her þey açýk ve kurallara göre olursa, reddedilen kaçaklarýn da
ülkelerine zorla gönderilmesini kabul
edecek misiniz?
Mantýklý olmak gerektiðine göre, evet.
Misal: Saint-Boniface kilisesinde Afgan
ilticacýlar açlýk grevine girdiklerinde
yanlýþ yapýldý. Dosyalara bakýlmadan,
eskiler de yeniler de (bunlarýn arasýnda
1 haftadýr Belçika’da olanlar vardý) affedildi ve oturum aldý. Bunu Bakan Dewael kararlaþtýrdý. Buna da karþýyýz,
çünkü adaletsiz bir durum ortaya çýkýyor. Dýþarýya da kötü mesaj veriliyor.
“Gösteri yapalým, dosyamýzýn önemi
yok” diye düþünenler oluyor. Bu yanlýþ
bir durum. O yüzden evet, kural konunca, kurala göre oynamak gerekecek.
“Kim kalsýn?” etkinliðine ihtiyaç var
mýydý? Ýsteklerinizi, siyasilerle konuþarak elde edemez misiniz?
Amacýmýz sadece siyasi baský deðil.
Partiler sorunun farkýnda ama erteliyorlar. Bizim amacýmýz, partileri harekete
geçirecek kitleleri de etkilemek. Belçikalýlar bu konularý bilmiyor ve gereksiz
korkular taþýyorlar. Oysa bazýlarý her
gün elini sýktýklarý insanlarýn bazen kaçak olduklarýný bilmiyorlar. Yaþamý piyango gibi gösterince, halk da yaþanan
dramýn farkýna varýyor.
Bu kadar aðýr bir konu ilk kez sansasyonel biçimde duyuruluyor. Rahatsýz olmadýnýz mý?
Sayfa 13xx.qxp
01.05.2007
00:34
Seite 1
13
Mayýs 2007
Bizim faaliyet tercihimiz bu deðil. Sosyal çalýþanlar, “reality show” tarzýný sevmezler. Ama kitleye ulaþmak zor. Bugün iletiþime girmek için kurallara uymak zorundasýnýz. Belçika’da bizi destekleyenler %10-15 civarýnda, karþýtlarýmýz da ayný oranda. Kararsýz %70 insanýmýz var. Baþka türlü onlara ulaþamayýz. Bir de kabul etmek gerekir ki Frankofonlar kaçaklara daha olumlu bakýyor, Flaman kamuoyu daha tedirgin.
Flamanlar “reality show” tarzýný daha
çok benimsedikleri ve asýl onlara hitap
ettiðimiz için, bu formatý seçtik. Baþarýlý
da olduk. 15 bin oy atýldý, bu rakama
gösterilerle ulaþmamýz imkansýz. Ama
insan onuruna zarar vermemek için çok
titiz davrandýk. Zor bir iþti fakat etik açýdan hiç hata yapmadýk.
Karþýtlarýmýz da var dediniz. Onlarýn
görüþü nedir? Etkinliðe tepkileri ne oldu?
“Her yerde sorun olduðunu” düþünüyorlar. Kaçaklara öncelik verildiðini,
kendilerinin ihmal edildiðini söylüyorlar. Bir yerde “yeni” olmanýn, hayata
baþtan baþlamanýn ne olduðunu bilmiyorlar. En önemlisi, iki yüzlüler. Kaçaklara kýzýyorlar ama iþverenler, kaçak iþçi
çalýþtýrmaktan kaçýnmýyorlar. Üstelik kaçaklar oturum hakký elde edince onlarý
kovup, yerine daha ucuza baþka kaçak
iþçi alýyorlar!
Biraz da genel bilgi konularýna girelim. Belçika’da oturum alma yollarý nedir? Kaçaklýk durumundan nasýl çýkýlýr?
Önce þunu belirtelim: Belçika’ya öylesine gelip oturum almak diye bir þey
yok. Ýlk olarak iltica olasýlýðý var. Siyasi
bir nedeniniz olur ve acilen geldiðiniz
Belçika’da “iltica” (sýðýnma) dosyasý
açarsýnýz. Cenevre Konvansiyonu’na göre bazý þartlarý doldurmanýz lazým. Görüþ, din, mezhep meselesi yüzünden sorun yaþayýp hayati tehlikeniz varsa iltica
dosyasý açabilirsiniz. Yabancýlar Kurumu ile Mülteci ve Uyruksuzlar Genel
Merkezi, dosyaya bakýyor. Dosyalarýn
%90’ý reddediliyor. Ýkinci seçenek, Yardým Amaçlý Koruma (Protection Subsidiaire – Subsidiaire Bescherming). Kiþisel olarak sorunu olmayan ama savaþ
gibi, genel þiddet gibi durumlarda bulunan insanlara uygulanýyor. Geçici oturum (5 yýl – yenilenebilir) veriliyor. Son
olarak aile birleþimi durumu var. Bu üç
kategoriye girmeyenler, oturum alamýyor. Ama somut durum þu: ya turist vizesiyle, ya baþarýsýz bir iltica dosyasý nedeniyle, ya da geçici oturum veya öðrenci olarak ülkeye giren ve kaçak olarak yaþayanlar var. Ardýndan yasallaþma
(régularisation / regularisatie) için Yabancýlar Kurumuna dosya veriyorlar ve
öylece bekliyorlar. Yasal olarak iþlemleri, kendi ülkelerinden yapmalarý lazým
ama bu da saçma. “Madem ülkende kalabiliyorsun, neden bize gelmek istiyorsun?” derler!
Dosyalar nasýl ve neye göre ele alýnýyor?
Cevap vermem imkansýz. Yasa var
ama muðlak. Her seferinde deðiþik yorumlanýyor. Biz baský yapýp masaya oturuyoruz, Yabancýlar Kurumu ve Bakanla. Bazý konularda görüþ birliðine varýyoruz, mesela þu veya þu þartta böyle
davranýlsýn diyoruz.
Sonra bakýyoruz anlaþtýðýmýz konularda
bile bazý dosyalar bize geri dönüyor. Hadi yasa deðiþikliði
neyse, anlaþtýðýmýz
konularda bakanlýk
genelge de yayýnlamýyor. Keyfi durum
devam ediyor. Ýnsanlar bekletiliyor.
Kaçaklar
CPASOCMW veya kaldýklarý
merkezlerden
yardým alýyor. Hem
kaçaklara hak tanýmamak hem onlara
göz yummak, bazý tepkileri haklý çýkarmaz mý? Aþýrý sað partilere malzeme yaratmak deðil mi bu?
Bu insanlar sanýldýðý kadar pahalýya
mal olmuyor. Ki olsalar da, insanlýk meselesi bu. Her gün “polis beni götürecek
mi?” korkusuyla yaþayan, iþ sektörüne
atýlamayan insanlarýn yerinde kimse olmak istemez. Yardým ve ödenek þekilleri farklý. Bazýlarýna CPAS-OCMW yardým
ediyor, bazen ise merkezlere yollanýyorlar. Çoðu kaçak, özgürlüðünü bile feda
edip merkezleri tercih ediyor, çünkü sadece ödenek ve yardýmla yaþamak imkansýz, hele onlar gibi normal hayata
atýlamazsanýz. Bu ülkede garip þeyler
oluyor: talebi reddedilen kaçaklar, Danýþtay’a itiraz ettiklerinde yasal olarak
“sýnýrdýþý edilebilir” durumda oluyorlar
ama itiraz süresince de yardým alabiliyorlar. Tabii ki bu durumun deðiþmesi-
ni istiyoruz ama deðiþmediði için de
baskýlara boyun eðip “yardýmlar kesilsin” veya “hepsi atýlsýn” diyemeyiz.
Umudunuz var mý? Af çýkacak mý?
Af çýkacaðýný düþünmüyorum. Doðru
yöntem de o deðil. Ama devlet kendi
hatasý ve gecikmesinden dolayý bu sorunu yarattýðý için baþta belirttiðim kriterlere uyanlarý yasallaþtýrmalý.
A nlaþýlan asýl sorununuz, geciken
dosyalar ve bekletilen kaçaklar. Geciken gecikti, yapacak bir þey yok deyip,
en azýndan yeni dosyalara öncelik verilemez mi?
Önerinize FÝLO deniyor. “First Ýn, Last
Out” (Ýlk gelen son çýkar). Pascal Smet
(Sp.a) önermiþti. Bence uygun yöntem
o deðil, artýk bu ülkede dosyalarýn ilerlemesi ve insanca yaþanmasý için imkan
yaratmamýz, karar almamýz lazým.
Oturum lotosunu ‘Ti’ye aldýlar
Serpil Aygün
Daha önce de kaçaklara af çýkarýlmasý
ile ilgili yürüyüþ, okul ve klise iþgali
yapýldý ama hiç biri geçtiðimiz günlerde düzenlenen “oturum lotosu” kadar
ilginç ve yaratýcý deðildi.
e Forum Asile et Migrations/ het Forum Asiel en Migraties (Sýðýnma ve Göç Forumu)
Belçika’da kaçak olarak ve her gün sýnýrdýþý
edileceðim korkusuyla diken üstünde yaþayan onbinlerce insanýn yaþamlarýnýn güçlüðüne dikkat
çekmek ve “Oturum Lotosu”nu eleþtirmek amacýyla
4 ve 5 Nisan tarihlerinde sýradýþý ve yaratýcý bir eylem düzenledi. Eylem kapsamýnda Belçika’da kaçak olarak kalan 5 kiþi Brüksel’in merkezinde Place
de la Monnaie / Muntplein’de kurulan bir cam ev
içinde yaþamaya baþladý. Cam evin açýlýþýna Leuven
Katolik Üniversitesi’nden Profesör Rik Torfs ve Belçikalý film yapýmcýsý Luc Dardenne ev sahipliði yaptýlar.
Cam evdeki tiyatro oyuncularý 3’ü kadýn 5 kaçak,
bir Kongolu, bir Rus ve Kolombiyalý bir anne, Sýrp
bir baba ve bekar bir Faslýyý temsil etti. Onlardan
sadece biri Belçika’da kalabilmek için oturum ala-
L
bildi. Bunun kim olduðunu 2 gün boyunca oturum
loto ile tahmin etmeye çalýþtý Belçikalýlar.
Big Brother ve benzeri reality showlarý andýrýr bir
þekilde “Kim kalabilir?” sloganý altýnda düzenlenen
eylem boyunca cam evin bulunduðu meydandan
geçenler “kimin kalmasýný, kimlerin sýnýrdýþý edilmesini istediklerini” oylarýyla belirlediler. Meydanda
bir konteyner içinde bilgisiyarlar yerleþtirildi. Ýsteyen Tatiana, Bozidar, Marie-José, Samir ve Eva’nýn
dosyalarýný inceledikten sonra 5 adaydan hangisinin
oturum hakký almak için en iyisi olduðunu seçti.
Bunun yanýnda internet üzerinden www.wiemagblijven.be sitesinde de oy kulladý. Ýsteyen de SMS
mesajý gönderdi.
Olasý göçmenlerin haklarýný savunmak amacýyla
mücadele eden ve Aralarýnda uluslararasý NGO ve
sendikalarýn da bulunduðu 130 oluþumu çatýsý altýnda toplayan Sýðýnma ve Göç Forumu bu “oyun”la
sýðýnma ve oturum politikasýndaki rastgeleliði sorguluyor. Sýðýnma ve oturum yasalarý ve sürecinin
karmaþýk olduðunu bu eylemleriyle “oturum lotosu”nu eleþtirmeyi hedeflediklerini açýkladý. Þimdiki
sýðýnma politikasýnýn rastgele kararlara ve idarenin
niyetine býrakýlmýþ olduðunu , kriterlerin saydam olmadýðýný ve idarenin kendi koyduðu kurallarýný bile uygulamadýðýný , son 10 yýlda 7 kez deðiþtirildiðini dile getirdiler. Kurallarýn hukuk devletinde olmasý gerektiði gibi kamuya açýk bir þekilde konulmadýðýný ve bu nedenle de adli saçmalýk olduðunu
belirttiler. Çok açýk olarak yazýlmýþ kriterlerin yasada yer almasýný isteyen örgüt, karma bir komisyonun sýðýnma taleplerini deðerlendirip belirli bir süre içinde ilgili bakana öneride bulunmasýný istiyor.
6 ay içinde karar verilemezse geçici oturma izni verilmesini 3 yýl sonra ise oturma hakký tanýnmasýný
öneriyor.
10 Haziran Federal Seçimlerinden bir hafta sonra, 17 Haziran’da hükümet kuruluþ çalýþmalarý sýrasýnda siyasiler üzerinde baský yaratmak amacýyla
ulusal çapta bir gösteri yapýlacak. Sýðýnma ve Göç
Forumu eylemi ilk meyvesini verdi ve Sosyalist Partiler (SP.A ve PS) seçim sonrasý koalisyon görüþmeleri sýrasýnda kaçaklarýn konumunu mutlaka masaya yatýracaklarýný söylediler.
Sayfa 14x.qxp
30.04.2007
23:01
Seite 1
Mayýs 2007
14
Mehmet Aydoðdu çocuklarý sanatla buluþturdu
Serpil Aygün
elçika Atatürkçü Düþünce Derneði(BADD) bünyesinde bulunan çocuklar, Ressam Mehmet Aydoðdu ile
sanatla buluþtu. 23 Nisan için saz
ve koro çalýþmalarý yapan BADD
çocuklarý, ev ödevlerine yardým
derslerini de tamamladýktan sonra Belçika’da yaþayan ve Avrupa’nýn tanýnmýþ ressamý Mehmet
Aydoðdu ile kolaj çalýþmasý yap-
B
týlar.
Yaklaþýk 20 kadar çocuk ile resim, sanat ve hayallerin gerçekleþtirilmesi üzerine kýsa bir sohbet yapan ressam Aydoðdu, daha sonra çocuklara hayallerini
sanat yoluyla nasýl gerçek yapacaklarýný anlatýrken, bir taraftan
da her zaman gördüðümüz nesnelere sanat yoluyla farklý bir yaþam vermenin yöntemini gösterdi. Çocuklar, en çok sevdikleri
nesneleri, röntgen filmleri üzerine yapýþtýrdýklarý, gazete ve dergi
parçalarý ile farklý bir bakýþ açýsýyla yeniden yaparken, onlara
da baþka bir hikaye ve hayat kazandýrmayý öðrendiler. Böylece
somut anlatýmlarýn dýþýnda kalan
yaratýcý ve daha soyut bir anlatýmý çocuklar bizzat kendileri uygulamýþ oldu. Çocuklar Mehmet
Aydoðdu ile sanata merhaba dediler.
Sayfa 15x.qxp
30.04.2007
23:03
Seite 1
Mayýs 2007
GÜNDEM
Belçika Emirdað Vakfý’na
tazminat cezasý
OPEL’de endiþeli bekleyiþ
Erdem Resne
rüksel Ýþ mahkemesi, eski bir
çalýþaný ile davalýk olan Belçika Emirdað Vakfý’ný yaklaþýk
12.000 Euro’luk tazminatla cezalandýrdý. Resmi kayýtlarda Baþkan olarak gözüken Þeref Vuran’ýn yerine mahkeme,
fiili baþkanlýk görevini sürdüren iþadamý Mesut Yavaþ’ý sorumlu buldu.
Masraflarý Brüksel Bölge Ýþ Kurumu
ORBEM tarafýndan karþýlanan bir iþçi
kontenjaný bulunan Vakýf, bu görev
için iþe aldýðý Rukiye Yüksel’in maaþý
ve çýkýþ tazminatýný ödemediði gerekçesiyle cezaya çarptýrýldý.
Vakýf, Ekim 2004’te iþe aldýðý Yüksel’e Ocak 2005 maaþýný ödemeyip iþine son vermiþ. Çeþitli prim ve tazminatlarý da ödemeyen vakýf yöneticileri,
çalýþanýn sosyal evraklarýný da vermedikleri için eski iþçi Yüksel, vergi beyanýnda bulunamayýp iþsizlik ödeneðinden de yararlanamamýþ.
Kararýn ilginç tarafý ise dernek yönetimiyle ilgili hüküm. Suçlu bulunan
vakfýn resmi kayýtlara göre yönetimi,
Þeref Vuran tarafýndan yürütülüyor. Fakat Eylül 2005’te istifasýný veren Vuran’ýn yerine Baþkan seçilen Mesut Yavaþ’ýn Baþkanlýðý, henüz resmi gazeteye bildirilmemiþ. Telefonla aradýðýmýz
Mesut Yavaþ, konuyla ilgili yorum yapmadý.
B
15
Erdem Resne
eçtiðimiz haftalarda 1.400
kiþinin iþten çýkarýlacaðý
açýklanan Anvers’teki Opel
fabrikasýnda çalýþan Türk iþçiler, kendileri hakkýndaki kararý merak ve endiþeyle bekliyor. Kimi ev kredisi, kimi
evlilikle uðraþýrken bu haberi alan
Türk iþçiler, tüm fabrika’daki çalýþanlar gibi zor durumda.
9 yýllýk iþçi Ýsmail Altun, er ya da
geç fabrikanýn kapanacaðýný düþünüyor: “2010 yýlýndan itibaren sadece
80.000 araba üretecekmiþiz. Bu, þu
demek: 1.500 kiþinin yýllýk üç ay çalýþmasý yetecek. Þu an 5.000 kiþiyiz. Bu
kadar iþçi ne olacak? Artýk çoðu iþçi
düzgün tazminat alýp çýkmak istiyor,
çünkü gençlerin iþ bulma þansý yüksek. 5-6 yýl sonra çýkarýlýrsak durum
zorlaþacak.” Eylül’e kadar 1.400 iþçiyi
çýkaracak olan yönetim, önce kýsa süreli kontratlýlarý ve emekliliðe yaklaþanlarý ikna etmeye çalýþýyor. Ýnterim
olarak çalýþan Hasan ve Sezgin Kara,
þirketteki gelecekleri konusunda
umutsuz. Sezgin Kara, Perþembe günü atýldýklarý açýklanan ve ertesi gün
sendika baskýsýyla süresi uzatýlan iþçiler arasýnda. Hasan Kara ise, yeni girdiði fabrika’dan aldýðý gelirle yeni
kurduðu yuvasýný yaþatmaya çalýþýrken bu haberle sarsýlmýþ.
G
Hasan Kara, Ýsmail Altun, Selman Alagözlü ve Sezgin Kara
Olasý bir kötü haberde tazminatlarý
hesaplayan iþçiler, bu konuda da dertli. Ýþçilerden Selman Alagözlü, “þu an
sendikalardan aldýðýmýz bilgilere göre
en fazla yýllýk 11.000 Euro civarýnda bir
para alabiliiriz. Bunun da yarýsýndan
fazlasý vergiye gidecek. Gerisini siz
düþünün” diyor. Alagözlü, ayný durumdaki bir iþ arkadaþýnýn daha þimdiden baþka bir firmayla anlaþtýðýný ve
kendisine de teklifte bulunduðunu belirtiyor. “Her þeye hazýrlýklý olmalýyýz,
bir yandan iþ arayabiliriz, diðer yandan
da kalmanýn yollarýný arýyoruz çünkü
kabul etmek gerekir ki Opel’deki ekonomik þartlar çok iyi.”
Ýþçiler, sendikalardan da þikayetçi.
Gereðinden çok üretim yapýldýðý için
bu durumda olduklarýný düþünen Ýsmail Altun, sendikalarýn buna göz
yumduðunu iddia etti: “ek mesai yapýlýyordu, stok olduðunu bildiðimiz
halde. Þimdi firmanýn elinde 100.000
hazýr araba var, biz grev yapsak da
umurlarýnda deðil, zaten mal hazýr.
Sanki sendikalar da seçim derdine
düþmüþ gibi þimdi baðýrýyorlar ama
çok geç.”
Sayfa 16x.qxp
30.04.2007
23:08
Seite 1
Mayýs 2007
ARTfikir
16
ACILARDAN UMUDUN VE KALPLERÝN YAZARLIGINA
EDEBÝYAT DÜNYASININ ÝLGÝ ODAÐI
MUSTAFA KÖR
[email protected]
Zamana uymak
‘Þimdi bacaklarým yok ama
edebiyatla uçabiliyorum’
Serpil Aygün/Erdinç Utku
ünlerden bir aðustos sýcaðýnda saatin hayatýmýzý nasýl yönlendirdiðini ve bu hakký nereden
aldýðýný merak ederken beni rahatsýz eden bu düþünceden kurtulmak için o günden itibaren saat takmamaya karar vermiþtim…
Hayat, saati baþkalarýna sorarak tükeniyorken, akýp
giden zamanýn yalnýzca geçen saatlerden deðil, mevsimlerden, mutluluk ve hüzünlerden ve bizden de
ibaret olduðunu keþfetmeye baþladým.
Günler geçtikçe biz büyür, mevsimleri deviririz, yýllarýn delikanlýlaþtýrdýðý benliðimizle. Mevsimler geçer,
geceler bize karýþýr, biz kýzdýðýmýz dünyaya. Bir de
bakarýz ki kocaman adam olmuþuz, okuduðumuz kitaplarýn ve yaþadýðýmýz anlarýn karýþýmý koca bir
adam…
Ertelediðimiz ‘an’lar zamaný geldiðinde olur diye,
Vakit kazanmak
avutmuþuz kendimizi. Zauðruna bindiðimiz
man her þeyin ilacýdýr ditrenin ters istikamete
yerek geçirmiþiz vaktimizi.
gittiðini fark ettiðimizVakit kazanmak uðruna
de, yanlýþ yollara düþbindiðimiz trenin ters istimekten dolayý zaman
kamete gittiðini fark ettiðimizde, yanlýþ yollara düþkaybettiðimizin farkýmekten dolayý zaman kayna varýr, zararýn
bettiðimizin farkýna varýr,
neresinden dönersek
zararýn neresinden dönerkar olacaðýna inanýsek kar olacaðýna inanýrýz,
rýz, geç olsa da.
geç olsa da.
Güneþ ufukta alçaldýðý
zaman, farklý bir dilimindeyizdir ömrümüzün. Güneþ
ýþýnlarý ona bakanlara çok yol kat ederek ulaþmýþtýr.
Bizler de bu zaman içerisinde kat ettiðimiz yollarýn
yýllardan ibaret olduðunu bilsek de, o ýþýnlarýn kýymetini bilemeden, saniyelerden þikayet ederiz.
Eskiden duvarda asýlý bir takvimimiz olurdu. Ve tek
tek kopan takvim yapraklarýnýn arkasýný okumayý ihmal etmezdi annem. Her günde farklý bir fýkra, farklý
bir hayat dersi vardý, bizi büyüten: ‘Zaman sana uymazsa sen zamana uy’ gibi.
Hayatýn takvim yapraklarýndan ibaret olduðunu
keþfettiðimde küçüktüm. Zaman akýyor, aktýkça da
getirdiði güzellikler yanýnda birçok güzelliði de beraberinde alýp gidiyordu.
Büyümekten vazgeçmeyi bile düþünmüþtüm, zamanýn sevdiklerimi akýntýsýnda alýp götürdüðünü fark ettiðimde. Hayat her saate bakýþta seni saniyelere þahit
yazýyor. Ve çekmecelerde birikiyor þahidi olduðun
‘an’lar. Ýþte zaman algýladýðýmýz ‘tek an’dýr.
Nitekim, "bizim evrenimizin baþlangýcý" diye kabul
edilen big-bang anýndan þimdiye dek geçen zamaný
kapsayan "kozmik yýl'a" nisbetle bir insan ömrünün
10 saliselik bir anlam ifade etmekte olduðunu okumuþtum bir gazetede.
Acý tatlý yýllarla geçen bir ömrün tamamý, ak saçlý
anneanneme göre sanki uykuda yaþanmýþ bir rüya gibi gelip geçmiþti.
Yaþadýklarýmýz rüya mý deðil mi bilemem, fakat bildiðim bir þey var, evrenimizde ortaya çýkacak her þey
"evrensel tek an'ýn" kapsamýnda olup, bitmiþtir. Ve
neyin gerçek neyin rüya olduðunu tabii ki bize yine
zaman gösterecektir.
G
ustafa Kör, altý kardeþin
en küçüðü olarak Konya’nýn (Karaman) Yollarbaþý Köyü’nde doðmuþ. Babasý 1963 yýlýnda Charleroi’ya maden iþçisi olarak gelmiþ.
1974 yýlýnda Winterslag’a taþýnmýþ.
1979 yýlýnda eþini ve altý çocuðunu
da Belçika’ya getirmiþ. Eisden madenine transfer olur ve Kör ailesi Opgrimbie’de “Küçük Ýspanya” diye adlandýrýlan semtte bir evde oturmaya
baþlamýþ. 3 yaþýnda Türkiye’ye geri
dönen Mustafa, 13 yaþýnda tekrar
Belçika’ya gelir. Mustafa halen OpMustafa Kör
grimbie’de oturuyor. 1994 yýlýnda
kendisine örnek aldýðý aðabeyinin intiharý onu çok yaralar. 1998 yýlýnda geçirdiði trafik kazasý nedeniyle tekerlekli sandalyeye
mahkum olmuþ Mustafa. Ancak tüm bu acýlar edebiyat dünyasýnda koþmasýna engel olamamýþ. Geçirdiði kazadan sonra yazar olmaya karar vermiþ Mustafa. Umuttan yazmak,
yazmaktan umut, tüm bunlardan da þimdi Flamanca edebiyat dünyasýnýn konuþtuðu ‘Mustafa Kör’ doðmuþ. “Yazarken sanki kafamda birileri bana ne yazacaðýmý söylüyor, ben de
onlarý kaðýda döküyorum. Bunu da çok seviyorum” diyor. 28 Mart’ta çýkan ilk romaný “De
lammeren” (Kuzular) kendisiyle görüþtüðümüzde 3. baskýsýný yapmaya hazýrlanýyordu.
Yazma yeteneði anne ya da babasýndan miras deðil. Belki anne tarafýndan dedesinden kalan kitaplar etkili olmuþ olabilir. Köyün filozofuymuþ ve öldüðünde evinden çýkan kitaplarýn sayýsý herkesi þaþýrtmýþ. Annesi de Mustafa’ya sýk sýk ‘sen farklýsýn, dedene benziyorsun’
diyormuþ zaten.
Daha önce öykü ve masal yazan Mustafa, 2004 yýlýnda “Anamýn bahçesindeki menekþeler” öyküsüyle El Hicre edebiyat ödülünü kazandý. Bu ödül edebiyat dünyasýna kapý açtý.
Hollanda’da Van Gennep ve Belçika’da Van Halewyck yayýnevi ilk romanýný yayýnladý.
M
Hasselt Kültür Merkezi’nde Limburg Valisi Steve Stevaert ile
politika, edebiyat, sanat ve toplumsal sorunlar hakkýnda yaptýðý sohbet sonrasýnda görüþtük
yazar Mustafa Kör ile.
TÜRKÇE KONUÞUYOR,
FLAMANCA YAZIYORUM
“Türkçe konuþan bir ailede
büyüdüm, konuþurken de Türkçe konuþuyorum doðal olarak.
Ancak yazarken Flamanca olarak yazýyorum. Düþünceye Flamanca’da dalýyorum. Yazarken
Türk unsurlar da ekliyorum. Flamanca ve Türkçe’yi harmanlýyorum. Kendimi anadili ve büyüdüðü ülkenin dilinden anlatmak
istediði durumu en etkili ve güçlü bir biçimde verebilecek sözcükleri ve deyimleri ayrýþtýran
bir simyacý olarak görüyorum.”
Türkçe ve Flamanca sinerji yara-
týyor. Anadolu kökenini Hollandaca’ya aþýlýyorum. Türkçemiz
zengin ama yeterince sahip çýkmýyoruz.
“Flamanca edebiyatýn uzun
süredir içindeyim ama Türk
edebiyatýyla yeni yeni ilgilenmeye baþladým. Necip Fazýl Kýsakürek, Oðuz Atay gibi isimleri okuyorum. Orhan Pamuk’un Kar romanýný iki dilde birden okuyorum. Flamanca ve Türkçe versiyonlarýný yanyana koyarak.”
YAÞADIKLARIM VE
BANA ANLATILANLARDAN
“Ýlk romaným otobiyografik bir
çalýþma. Kiþilerin ve yerlerin adýný deðiþtirdim. Yazdýklarýmýn
özünü yaþadýklarým ve bana anlatýlanlar oluþturuyor” diyor
Mustafa Kör. Ancak Kör roman
tekniðine uygun bir þekilde kaleme almýþ anlatmak istedikleri-
ni. Kör’ün ilk romaný Limburg’daki bir Flaman köyü ile
Konya’daki bir Türk köyünün,
yani iki ayrý dünyanýn ayný kiþiler üzerinden anlatýmý. Romanýn
kahramanýnýn adýnýn Umut olarak seçilmesi de raslantý deðil
zaten. Kitapta hemen hemen
tüm Türklerin yaþadýðý vatana
geri dönüþ özlemi de konu ediliyor. Batýnýn kapitalist sanayi
dünyasý ve Anadolu’nun mistik
gizemli ve duygusal imgelenmesi dikkat çekiyor.
“Annem bana sürekli kuzum
diye hitap ederdi. Hala da öyle
seslenir bana. Kuzu saf. Umut,
ahenk ve hoþgörüyü simgeliyor”
diyerek kitabýnýn adýnýn neden
“kuzular” olduðunu açýklýyor,
genç yazar Kör. “2007 yýlýnýn
Mevlana yýlý olduðunu bilmiyordum ama kitabýmda Mevlana etkisi hissediliyor” diye de ekliyor.
Sayfa 17x.qxp
30.04.2007
23:11
Seite 1
Mayýs 2007
YABANCI KÖKENLÝLERE
ÖRNEK
“Eðer Belçika’da yaþayan yabancý kökenlilere bakarsak çok
az sayýda yazar, filozof veya müzisyen görüyoruz. Bu grup toplumun önemli bir kesimi. Umarým
gençler beni bir örnek olarak algýlarlar. Ancak diðer taraftan sanat yapabilen bir yabancý kökenli olarak belirli aralýklarla konuþan biri durumuna düþmek de istemiyorum.”
IRKÇILIÐIN EN KORKUNCU
Her yabancý gibi çocukluðundan bu yana ufak tefek ýrkçýlýða
maruz kaldýðý olmuþ, ama Mustafa’nýn baþýna gelen en korkunç
ýrkçýlýk ise Hasselt’te kontrol
doktorunun yürüyemez halde olduðuna inanmamasý ve ‘iþte sosyal sigortadan para koparmaya
çalýþan bir Türk daha’ gözüyle
bakmasý olmuþ.
BURADA BENÝ DÝNLEYEN
BÝR NEHÝR VAR
“Türkiye’ye dönmeyi düþünmüyorum. Bir engelli olarak orada yaþamýmý sürdürmem çok
zor. Türkiye sadece bir nostalji.
Geçmiþ devamlý özlenir. Bu beynin aldatýcý bir özelliði. Nostalji
ve geçmiþe özlem güzel ama ona
takýlmamak lazým. Geçmiþ, bitmiþ, tarih olmuþ. Onu býrak, büyük dolabýn çekmecesine koy,
orada kalsýn. Sürekli açýp kapa-
ARTfikir
ma. Doðduðun yer deðil, doyduðun yer vatanýn. Beni, acýlarýmý
Maas Nehri dinliyor.
KÜLLERDEN
BÝR YAZAR DOÐDU
“Meþhur bir söz vardýr. ‘Her insan doðuþtan yeteneklidir.’ Ýþ
güç koþuþturmasýnda bu ortaya
çýkamaz. Sanatla aþkla kavrulduðun zaman billur su olursun. Farkýnda olmadan bu dünyada cenneti bulursun. Þimdi bacaklarým
yok ama edebiyatla uçabiliyorum. Kazada öldüm ama bu küllerin içinden bir yazar doðdu.
Gece 12.00’den, el ayak çekildikten sonra yazmaya baþlýyorum;
koruma meleklerim gelince. Elmas topraktan çýkýnca sadece bir
taþ. Ýþlenince pýrlanta oluyor. Kaba bir elmastým, edebiyatýn derinliklerince ruhumun inceliklerine ulaþtým.
ÇANAK BAÐIMLISI BÝR
TOPLUM OLDUK
“40-50 yýldýr Belçika’da yaþýyoruz ama hala çanaktan paparazzi
ve televole izliyoruz. Çocuklarýmýzý sanat ve edebiyata yönlendirmeliyiz. Þöyle ortalama bir
Türk ailesine akþama konuk
olun görürsünüz; ortaya kuruyemiþ ve cips konmuþ. Çaylar yudumlanýrken herkes çanak izliyor. O ortamda büyüyen bir çocuðun kültür-sanata ilgi duymasý
zor. Kapasitemiz var ama kendi-
mizi ifade edemiyoruz. Dil öðrenmek bu anlamda çok önemli.
TÜRKÝYE’DE SAÐCI
BELÇÝKA’DA SOLCUYUZ
“Çýkarlarýmýz için hemen ‘U
dönüþü’ yapýyoruz. Türkiye’de
sað partileri destekleyenler burada solcu oluyor. Siyasete atýlanlar
politikanýn ‘P’sinden anlamýyorlar. Hayatýmýzý politika belirliyor.
Politika her þeydir. Seçeceðin kiþiler senin geleceðini belirliyor.
Ýyi araþtýrýp oy kullanmak gerek.”
KOEN PETERS:
‘KALBÝMÝN YAZARI’
Mustafa Kör Belçika yazýn dünyasýnda hemen kabul görmüþ.
Edebi ve felsefi konularý tartýþtýðý
yakýn arkadaþlarý var. Bunlardan
biri de Koen Peters. Yazdýðý “Büyük Avrupa Romaný” adlý kitabýnda Ankara adlý bir bölümün olmasýnda Mustafa Kör ile muhabbeti etkili olmuþ. Peters kitabýný
Kör’e, ‘Kalbimin Yazarý’na diye
baþlayan cümlelerle imzalamýþ.
HEDEFÝM 35-36 YAÞLARINDA
“GOUDEN UIL” EDEBÝYAT
ÖDÜLÜNÜ ALMAK
“Ýkinci romaným “Tahsildar”
yolda. Bu kitap için altý ay Anadolu’yu dolaþtým. Ege ve Akdeniz Bölgelerini. Ýstanbul’a hayraným. Doðu da ilgimi çekiyor ama
tekerlekli sandalye o bölgeleri
gezmeme engel.
Yazar Mustafa Kör, Limburg Valisi Steve Stevaert’a karþý
laman Bölgesi’nde 16 Nisan’da baþlayan
ve 12 Mayýs’a kadar sürecek olan Felsefe
Günleri çerçevesinde Hasselt Kültür Merkezi’nde 26 Nisan’da yazar Mustafa Kör ile Limburg Valisi Steve Stevaert; politika, edebiyat, sanat ve toplumsal sorunlar hakkýnda hoþ bir sohbet gerçekleþtirdi.
Flaman Radyo ve Televizyonu VRT’de yayýnlanan ‘De Zevende Dag’ programýnýn sunucularýndan olan Annelies Beck’in sorularýný cevaplayan Limburg Valisi Steve Stevaert ve yazar
Mustafa Kör’e yaklaþýk 40 kiþilik bir izleyici top-
F
17
luluðu da katýldý. Bu yýlki sloganý “de andere
kant- diðer taraf” olan tartýþma programýnýn
amacý politikacýlarla edebiyatçýlarý karþý karþýya
getirerek iki tarafýn da diðerinin alaný ile olan ilgisini ve düþüncelerini paylaþmak.
Program sonrasý görüþtüðümüz Steve Stevaert
Mustafa Kör’e övgüler yaðdýrarak, “Mustafa Flamanca’yý Limburg Valisi’nden bile daha iyi kullanýyor. Son derece zengin bir ifade biçimi var.
Çok hoþ bir tartýþma oldu” derken, Mustafa Kör
ise Steve Stevaert’ýn çok kültürlülüðe verdiði
önemden bahsetti.
[email protected]
Fiyatlarda gevþeme
sebzelerde düþüþ
eçenlerde bir gazetede Belçika’daki fal ortamýyla ilgili bir haber okudum. Öyle görünüyor
ki, fal ve büyücülüðün yýllýk bütçesi 80 milyon Avro
civarýndaymýþ. Bunu daha iyi algýlýyabilmek için gazete ve dergileri okumak, tv kanallarýnda gezinmek,
radyo dinlemek veya internet sitelerini týklamak yeter. Beklentilerinizin aksine hiçbir umudu, hiçbir düþ
dünyasýný bulamayýz burada. Fal ve büyücülük yaþamýmýz içinde cereyan eden ve bildiðimiz, ama bir
baþkasý tarafýndan söylenmesinden boþ zevk aldýðýmýz salt aynamýz, salt gerçeðimizden baþka bir þey
deðildir.
Bu yazdýklarým sizlere herhangi bir karþýlýk getirmez göründüðüne göre, bu
tür kuru betimlemeler ne
Fiyatlarda gevþe- iþe yarýyor diyebilirsiniz.
“Gerçeði adlandýrarak komeler baþladýðý
valamak”, tek hedefim geriçin çürüyen sebçeði veya gerçek diye adzelere benzemelandýrdýðýmýz þeyleri aldatýyelim. Çünkü, bir cý yönleriyle ortaya çýkarmaya çalýþmaktýr. Bir bakgün tüm eski elsanýza aramýzdaki köþeyi
dönmüþler, zýr cahil ama
biselerimizi çýkartarak yaþamýn çok az ve yanlýþ bildikleriyle kulaklarýmýzý eskitenler
doðduðu yere
veya yaþamý çözmeyi baþardýðýna inanan yobazlar,
geri döneceðiz.
yani yazgýnýn bile belli baþlý deðerlerini çiðnemeyi önsezi diyerek savunanlarýn sayýsý çok olmasýna raðmen
Belçika üniversitelerindeki talebe sayýmýz ancak iki
binlerde çakýlýp kalmaktadýr. Yaþýmýz ve durumumuz
ne olursa olsun, öðrenme arzumuz nerede biterse hayatýmýz orada tamamlanýr. Hayatýn deðerinin, uzun
yaþanmasýnda deðil, iyi ve bilinçli yaþanmasýnda olduðunu hepimize hatýrlatmak isterim.
Ýnsanýn bir canlý olarak saygýnca yaþayabilmesi için
açlýklarýnýn, susuzluklarýnýn ve diðer gereksinimlerinin karþýlanmasý gereklidir. Burada en önemli noktalardan biri de eðitimdir. Her birimiz, özellikle de çocuklarýmýz bireysel olarak aile ve yakýn çevremizden,
toplumsal olarak da eðitim çarkýndan nasibini almalýdýr. Böylece çok kültürlü bir ortam içinde yaþarken
kültürümüzü ve ayrýcalýðýmýzý koruyabiliriz.
Fal gibi, boþ nasihatlar gibi vesaire þeyler insanlýðý
günlük ücretle geçinip gitmeye zorlayarak, yaþamýmýzý alýp götürür. Verimsiz bir yaþam daima tehlike içerir. Bu düþüncelerimin arkasýnda, bilgilendirmekten
baþka bir amaç yoktur. Zaten gizli olan bir þey etkili
olamaz, paylaþýlamaz. Öyle deðil mi?
Siyaset ortamýnda, derneklerde, cemiyetlerde bizleri sorumsuzca temsil edenlere, orada bulunabilmek
için feryat edenlere sesleniyorum. Eðitim, yaþamýn iyi
bir yaþam olmasýnýn nasýl mümkün olabileceðini sorgulamak da deðil midir? Fiyatlarda gevþemeler baþladýðý için çürüyen sebzelere benzemeyelim. Çünkü,
bir gün tüm eski elbiselerimizi çýkartarak yaþamýn
doðduðu yere geri döneceðiz. Ve yumuþak ve yorgun
yaðmur düþecek doðamýza dalgýn damlalarla.
G
Sayfa 18x.qxp
30.04.2007
23:54
Seite 1
Mayýs 2007
18
Hayt Huyt
Park Haydar
Abi
“Delikanlý adamýn köþesi...
Lightlar ve yumuþaklar okumasýn!”
Ben tüm Türk adaylarýn
milli danýþmanýyým
Halisciðim de 7. sýradan milletvekili adayý oldu. Çocuða bir
yamuk yapmazlarsa Sait’in de Senato’ya aday gösterilmesi bekleniyor. Fatma Pehlivan, Meryem Kaçar, Nebahat Acar... Hepsi
bizim kýzlar. Yýllarýn Haydar Abisi bu durumda çýkýp da taraf
tutamaz. Emirciðimi bile istesem de destekleyemem. Ben bugüne
bugün topluma malolmuþ biriyim. Belçika’daki tüm Türklerim
Milli abisiyim. Beni deyip gelene, Haydar Abi’sinden danýþmanlýk
isteyene hayýr diyemem. Yamuk çizer Ýsmail Doðan’ý sevmem
ama köþeme aldýðým fotomontajlarýný sevdim.
Sayfa 19x.qxp
30.04.2007
23:16
Seite 1
Mayýs 2007
EÐÝTÝM
19
Ölümü çocuklara nasýl anlatacaðýz?
Emel Kýlýç
eçtiðimiz günlerde Anvers'de çok sevdiðim arkadaþým ailesinden bir yakýný kaybetti. Ölen kiþi anneannesiydi, altmýþ yýl birlikte yaþadýðý dedesi ve ailesi periþan durumdaydý.
Dedesi ve anneannnesi, uzun yýllar
içinde birbirlerine olan sevgileri, arkadaþlýk ve dostluða dönüþmüþ,
seksenine yaklaþan bu sevimli iki
ihtiyar artýk iki bedende yaþayan
tek bir canlý gibi olmuþlardý. Arkadaþým, bu olayýn ardýndan günlerce aðladý, içine kapandý ve daha
sonra yaþamýndaki eksikliði kabullenip gündelik yaþamýna devam etmeye çalýþtý. Dedesi ise yaþadýðý yas
durumunun yaný sýra; kendi içinde
sessizliðe bürünüp, eþinin varlýðýnda da her sabah yedide yaptýðý
uzun yürüþlerine devam ederek bu
durumu aþmak için çabaladý. Yaþamýmýzda ölümün olduðu bir gerçek. Peki yetiþkinleri bu denli etkileyen ölümü miniklere nasýl anlatacaðýz? Onlara, bir yakýnýný yitirmenin verdiði acý karþýsýnda nasýl destek olacaðýz? Uzmanlar, çocuklarýn
ve yetiþkinlerin 'ölüm' kavramýna
bakýþ açýlarýnýn birbirinden farklý
olduðunu dile getiriyorlar. Uzmanlar, yas süresinin kiþiden kiþiye deðiþebildiði gibi çocuklarýn yaþlarýna
göre de farklýlýk gösterdiðini belirtirken, yas süresince aðlamanýn,
üzülmenin, suçlamanýn, kaybedilen
kiþi ile geçirilen anýlarý hatýrlamanýn
son derece normal tepkiler olduðunu söylüyorlar. Ancak yas döneminin sonrasýnda, kiþinin normal yaþama dönmesi bu konuda gerekiyorsa uzman desteði almasý son derece önemli.
Uzman psikolog Alanur Özalp,
okul öncesi çocuklarýn ölümü ''misafire gitmek'' gibi algýladýklarýný
söyleyerek, ''Çocuklar, ölüm kavramýný anlamakta zorlandýklarý için;
hemen tepki göstermeleri beklenmemeli, yedi yaþýn altýndaki çocuk-
G
Uzmanlar ölüm sonrasý yas durumunun çocuklarýn yaþlarýna baðlý deðiþtiðini söylerken, çocuklarýn kendilerini suçlu hissedecekleri ifadelerin yetiþkinler tarafýndan kullanmamasý gerektiðini kaydediyorlar.
lar ölen kiþinin ardýndan ‘Neden
gelmiyor' diye sorular sormaya baþlýyorlar. Çocuða, ''Öldü, bitti. Artýk
gelmeyecek'' gibi deðil; ayrýntýlý
ama onu korkutmadan yaþananýn
mutlu olmaný isterdi'' gibi cümlelerle çocuklarýn kendilerini iyi hissetmeleri saðlanabilir. Ölen kiþinin fotoðraflarý ve bir takým eþyalarýnýn da
saklanmasý uygun olabilir. Okul öncesi çocuklar için ölen kiþi ile ilgili
minik hikayeler de anlatýlabilir'' diyor.
‘Ben ne olacaðým?'
anlatýlmasý gerekiyor'' dedi. Özalp,
çocuða kendine güven verecek, güzel anýlar ve yaþanmýþlýklarýn anlatýlabileceðini, ayrýca mezarlýk ziyaretinin yakýn tarihte bir kaç kez yapýlabileceðini, aile içinde yakýnýný
yitiren baþka kiþiler varsa; onlarýn
da çocuða örnek olarak gösterilebileceðini vurguluyor.
Çocuklarýn,
''Ben yaramazlýk yaptým onun için
öldü'' gibi kendilerini suçlu hissetmelerini saðlayacak düþüncelerden
kaçýnmalarý için yetiþkinlerin çocuða destek olmasý gerektiðini anlatan Özalp, ''Çocuklara ''Bundan
sonra daha yakýn olacaðýz'' mesajý
vermek önem kazanýyor. ''O da
Çocuðun ilkokula baþladýðýnda
ölümün ne demek olduðunu anlamaya baþladýðýný ve ölen kiþinin
geri gelmeyeceðini farkedebildiðini
beliten Özalp, bu yaþ dönemi çocuklarýn, yakýnýný kaybettiðinde
''Ben ne olacaðým'' diye sorular sormaya baþladýðýna iþaret ediyor.
Özalp, bu konuda çocuklara yaklaþýmýn son derece önemli olduðunu,
çocuklarýn yaþamlarýnda bundan
sonra ne gibi deðiþiklikler olacaðýný
ve kimlerden destek alacaðý konusunda bilgilendirilmelerinin gerektiðini söylüyor. Ergenlik dönemindeki çocuðun, ölümü kendisiyle ilgili
olumsuz algýlayabileceðini, bunun
için aþýrý tepki verebileceðini söyleyen Özalp, çocuklara nasýl destek
olunabileceði konusunda þunlarý
söylüyor: “Çocuðun bir yardýma ihtiyacý olduðu durumlarda bir uzman desteði almak gerekiyor. Ölen
bir kiþinin ardýndan ailelerin en kýsa zamanda çocuða bu durumu
söylemeleri, durumu saklamamalarý gerekiyor. Çocuk, cenaze törenine katýlabilir. Yanýnda bir yakýný ile
mezar ziyaretlerinde bulunabilir ve
ölüm konusu çocuða anlatýlabilir.
Anlatýrken, bir uzmandan yardým
alýnabilir ama çocukla konuþulan
ifadeler net olmalý. Bunun yaný sýra,
çocuðun yaþýna ve sorularýna göre
yaþanan olay bir kaç kere daha anlatýlabilir.”
Uzman Psikolog Alanur Özalp
yas durumundan çýkmak için
yetiþkinlere önerilerini özetle
þöyle sýralýyor:
-Dostlarýnýzla birlikte olun. Onlarýn size yardýmcý olmasýna izin verin.
-Saðlýðýnýza dikkat edin. Yas dönemi
sizi uykusuz ve iþtahsýz býrakýr.
-Önemli kararlarý erteleyin. Bu dönemde daha sonra piþman olacaðýnýz
kararlar verebilirsiniz.
-Sabýrlý olun. Zaman her þeyin ilacý
olacaktýr. Aceleci olmayýn, zamana güvenin kendinize ve hayatta kalan dostlarýnýza haksýzlýk etmeyin.
-Kaybettiðiniz kiþi ile olan anýlarýnýzý
hatýrlayacaksýnýz. Bu durum bazen sizi
üzecek, aðlatacak bazen de bu yaþanmýþ anýlarý hatýrlamak, yeniden yaþamak sizi rahatlatacaktýr.
-Hoþgörülü olun. Çevrenizdeki kiþiler
ne diyeceklerini bilemeyebilirler. Böyle
bir durumun onlar için de zor olabileceðini düþünün.
-Zararlý alýþkanlýklarýnýz artabilir. Kederli olduðunuz için sigarayý arttýrmýþ
olabilirsiniz. Bu konuda gerekiyorsa
profesyonel yardým alýn.
-Doktora sormadan ilaç almayýn. Yakýnlarýnýz acýnýzý azaltmak için kendileri
için iyi gelmiþ ilaçlarý size verebilir,
önerebilirler. Herkesin bünyesi farklýdýr.
-Günlük yaþamýnýza geri dönün. Ýþe
gidin, alýþveriþlerinizi yapmaya baþlayýn. Ev için de sorumluluklarýnýzý üstlenin.
-Acýnýzýn zamanla azalmasý kaybettiðiniz kiþiye haksýzlýk etmek anlamýna
gelmez. Acýya son vermekten korkmayýn.
-Gelecekle ilgili olumsuz senaryolar
kurmayýn. Bu tür senaryolar sizi geriye
götürecek, depresyona sokabilecektir.
-Eðer yukarýda saydýðýmýz þeyleri yapamayacaðýnýzý düþünüyorsanýz, bir uzman psikologdan beklemeden yardým
alýn.
Sayfa 20.qxp
01.05.2007
00:04
Seite 1
20
Mayýs 2007
Sivil Toplum
Belçika Türk Kadýnlar
Derneði on yýldýr faaliyette
[email protected]
Serpil Aygün
Belçika eski
çaðlara geri gidiyor
emokrasi insan haklarý diyen Belçika Devleti
Anvers ve diðer belediyelerin aldýðý baþörtü
yasaðý kararý ile Belçika’yý eski çaðlara götürüyor.
Seçimlerde özelikle Spa (Flaman sosyalist partisi)
ve Belediye Baþkaný Patrick Janssens; biz demokratýz, insan haklarýna saygýlýyýz, çok kültürlü (diversiteit), çeþitlilikten yana topluma inanýyoruz diye bir
çok yabancý kökenli Müslümaný listesine aldý. Seçim
kampanyalarýnda cami cami, dernek dernek gezdi
ve yabancýlara “biz sizin kimliðinize saygýlýyýz çok
çeþitli kültüre inanýyoruz” diyerek Müslümanlarýn
oyunu aldý.
Belediye Baþkaný olduðunda da ilk kararlarýdan biDin özgürlüðü
ri olarak baþörtü yasaðýný
varsa, çeþitliliðe getirdi.
Yasak kararýný yalnýz Spa
inanýyorsan ve
almadý. Bunu CD&V(Flaman
bu toplumda
Hristiyan Demokratlar), VLD
(Flaman Liberaller) ve NVA
baþörtüsü takan
(Flaman milliyetçileri) da
bir toplum da
bastýrdý. Bu kararý
Yeþiller Groen! Partisi ve
varsa, nasýl
kýsmen
de SPRIT hariç tüm
baþörtüsünü
partiler desteklediler.
yasaklarsýn?
Bir kiþinin yaþantýsýnda en
önemli þeylerden biri kimliði ve dinidir. Baþörtüsünü dininden dolayý takan biri
için bu ayný zamanda kimliðinin bir parçasý olur. Baþörtüsü yasaðý ile hem din hürriyetini hem de kimliðini elinden almýþ olursun. Demokrat olan, insan
haklarý ve din hürriyetine inananlar, nasýl bu yasak
kararýný alýrlar? Böyle kararlar dikte ile eski çaðlarda
olurdu. Öyleyse eski çaðlara mý dönüyoruz?
Din özgürlüðü varsa, çeþitliliðe inanýyorsan ve bu
toplumda baþörtüsü takan bir toplum da varsa, nasýl
baþörtüsünü yasaklarsýn?
Bazýlarýnýz diyecek ki, yasak sadece belediyede
halkýn önüne çýkanlar için geçerli. Hayýr tam öyle deðil. Öyle olsa dahi bu çað dýþý bir karardýr. Bir örnek
vereyim: 10 yýl belediyede o görevi en iyi þekilde yapan biri bu karardan sonra neden halkýn önüne çýkamasýn? Bu kararla ne demek istiyorsun? Baþörtüsü takanlar bu toplumdan deðil mi? Tehlikeli midir bu kiþiler? Mesajýn nedir?
Sadece danýþmalarda yasak olacak denmiþti. Yönetmelik çocuk bakýmý, okular, yardým kurumlarý vs. de
kapsadý.
Kulislerde kimlik kartlarýna da baþörtüsü yasaðýnýn
tartýþýldýðýný biliyor musunuz?
Bizim oy verdiðimiz, Müslüman seçilenler neredeler? Nasýl bu kararý geçirdiler? Þimdi ne yapýyorlar?
Bunlar önümüzdeki seçimlerde halkýn karþýsýna nasýl
çýkacaklar?
Bizi temsil eden dernekler neredeler? Seslerini neden çýkarmadýlar ve halen çýkarmýyorlar?
Camiler neden sesiz kalýyorlar?
Belçika Devleti Anayasasý’nda din hürriyeti olduðu
halde bu kararý engellemediðinden, eski çaðlara gidiyoruz diyorum ve bu karardan vaz geçmelerini umarak hepinizi duyarlýlýða davet ediyorum.
D
elçika Türk Kadýnlar
Derneði, Brüksel’de 12
yýldýr faaliyet gösteren
bir kuruluþ. 50’ye yakýn üyesi
bulunan dernek, Belçika’da yaþayan Türk kadýnlarý arasýndaki
kültürel dayanýþmayý saðlamak,
Türk gençlerinin eðitim sorunlarýný gidermeye yardýmcý olmak
ve Türk kadýnýnýn kendi kimliðini koruyarak Avrupa’da tanýnmasýný hedefleyen bir oluþum.
Baþkan Nihal Akyýldýrým ile derneðin çalýþmalarý hakkýnda sohbet ettik.
2000 yýlýnda derneðin yönetiminde bulunan Baþkan Nihal
Akyýldýrým yaklaþýk 2 yýldýr da
dernekte baþkanlýk görevini yürütüyor. 7 kiþilik bir yönetim kuruluyla yönetilen Belçika Türk
Kadýnlar Birliði özellikle Ana-Çocuk Eðitimi Programý (AÇEP) ile
tanýnýyor. Hatta kendilerinin
Açep kadýnlarý olarak bilindiðini
söyleyen Baþkan Nihal Akyýldýrým, “Türk Kadýnlar Birliði olarak
10 yýldýr baþarýlý bir þekilde ana
çocuk saðlýðý programýný yürütüyoruz. Ancak yaptýðýmýz çalýþmalar sadece bununla sýnýrlý deðil.
Çocuklar için Türkçe derslerinin
yanýnda folklor ve koro çalýþmalarýmýz da var. Ayrýca sohbet annelerimiz var ki orada da Açep
dersleri sonrasý yine bir program
dahilinde aile, çocuk ve kadýn
olarak yaþadýklarý sorunlarý bu
sohbetlerde paylaþma imkaný
buluyorlar” derken her yýl düzenledikleri kermesten de bahsetti. Her yýl geleneksel olarak
Türk kültür ve el sanatlarýný tanýtmak amacýyla Nato binasýnda
düzenlenen Türk kermesine katýlýyoruz. Burada da yine kendi
üyelerimizin hazýrlamýþ olduðu
Türk mutfaðýndan yiyeceklerin
B
Nihal Akyýldýrým
yanýsýra Türkiye’den getirdiðimiz
el sanatlarý ürünlerini satarak
hem kültürümüzü tanýtýyor hem
de derneðimize ufak katkýlar
saðlýyoruz” dedi.
Program hakkýnda Baþkan Akyýldýrým, “ annelerin eðitimi ve
bilinçlendirilmesi yakýn aile çevresine de olumlu yansýyor. Anne, baba ve çocuklarýn birbirleri
ile olan aile içi iliþkileri, büyükananne ve büyükbabalarla olan
iliþkilerinde çok olumlu geliþmeler görmekteyiz. Bütün bunlar
Türk ailelerinin yaþadýklarý
memlekete olan uyumlarýný kolaþtýrmakta, çocuklarýn okulda
baþarýlarýný artýrmaktadýr” derken programýn Schaerbeek’te
haftada bir kez Salý günleri ve
Anderlecht’te de Perþembe günleri üçer saat olarak verildiðini
söyledi. Her yýl programý tamamlayan annelere bir de diploma veren Dernek, özel bir diploma töreni de organize ediyor.
Bu yýl diploma töreninin 23 Ha-
ziran’da yapýlacaðýný belirten
Baþkan, “önümüzdeki dönem
kayýtlarýmýz da þimdiden baþladý” dedi.
Büyükelçilik Eðitim Müþavirliði’nden ve Büyükleçi’nin eþi Yelda Tanlay hanýmdan da çok destek gördüklerini belirten Baþkan
Nihal Akyýldýrým, çocuklara
Türkçe derslerini de yine Büyükelçilik Eðitim Müþavirliði’nin
katkýlarýyla Türkçe dil dersi öðretmenleri aracýlýðýyla verdiklerini anlatýyor. Þu anda yaklaþýk 20
çocuðun Türkçe dil derslerine
katýldýðýný belirten Baþkan Akyýldýrým, folklor ve koro için ilgisizlikten yakýnýyor. Akyýldýrým,
“Türkçe dil derslerini veren hocamýz hem folklor hem de koro
çalýþmalarýný yürütebiliyor ancak
maalesef yeterince ilgi olmadýðý
için bu alanlarda henüz sýnýf açamadýk. Kayýt olduðu takdirde þu
anda bu dersleri hemen verebilecek durumdayýz” diyerek, çocuklarýný bu alanlarda kursa
göndermek isteyen ailelere Belçika Türk Kadýnlarý Derneði olarak bu çalýþmalarý düzenlediklerini duyurdu.
Bu yýl Belçikalý bir baþka dernek ile iþbirliði yaparak annelere
Fransýzca dil kurslarý vereceklerini de belirten baþkan Akyýldýrým,
kendilerine gelen annelerin bir
çoðunun iþsizlik yardýmý aldýklarýný, bu kurslarýn da ORBEM tarafýndan eðitim olarak kabul
edildiðini ifade etti. Böylece annelerin kurslara katýlýmý kolaylaþacak. Diðer taraftan annelerin
kurslar süresince çocuklarýnýn
bakýmýný gerçekleþtirmek üzere
yine Belçikalý bir dernek ile iþbirliði yaptýklarýný ifade eden
Baþkan, “ böylece anneler “çocuklarýmý nereye býrakacaðým”
sýkýntýsýný yaþamadan kurslarýmýza katýlabilecekler” dedi. Son
olarak Belçika’da yaþayan Türk
kadýnlarýnýn sorunlarýna deðinen
Baþkan Nihal Akyýldýrým, dil sorunu çok büyük. Hem Türkçe’nin kullanýmý hem de buranýn
yerel dillerinin öðrenilmesi büyük bir sorun. Bunun yanýnda
hanýmlar çok fazla dýþa açýlmýyor. Bu kurslar onlar için birer
sosyal faaliyet anlamý taþýyor.
Mümkün olduðunca kendilerini
her alanda geliþtirsinler. Kah bu
kurslar kah dil kurslarýna katýlarak hem kendi iþlerini kendileri
halledebilir hem de çocuklarýnýn
eðitimine katkýda bulabilirler.
Ayrýca yaþadýklarý topluma uyum
saðlamalarý için de bunlar gerekiyor” dedi.
Sayfa 21x.qxp
30.04.2007
23:52
Seite 1
Mayýs 2007
YAÞAM
Belçika Fransýz toplumunda
EÐÝTÝM BURSU
KÝMLER BAÞVURABÝLÝR VE
ÝSTENÝLEN PROSEDÜR
ayýn okurlar, yaz tatili dönemini
hesaplamazsak, 2007-2008 eðitim yýlý birinci dönemine iki aydan az bir süre kaldý. Göçmen kökenli
birçok vatandaþ eðitim bursundan bihaber iken, yine birçok vatandaþ da
eðitim yýlý ortasýnda eðitim bursuna
baþvurmaktadýr. Oysa, müracaatýn kabulü için istenilen müracaat formunun
doldurulup, en geç 31 Ekim’de ilgili
servise gönderilmesi gerekmektedir.
Aile bütçesinin gitgide kýsýtlandýðý
günümüz þartlarýnda, çocuk okutmanýn, özellikle yüksek eðitimde, maddi
açýdan ne kadar zorlaþtýðý bilinmektedir. Bu zorluklar karþýsýnda, çocuklarýnýzýn eðitimi için ayýrmýþ olduðunuz
bütçeye ek olarak eðitim bursuna veya, eðitim kredisine baþvurabilirsiniz.
S
Öðrenciden istenilen þartlar:
a) 2006-2007 eðitim yýlýnda derslerine düzenli olarak katýlma,
b) Gün boyu eðitim veren resmi bir
okula kayýtlý olma,
c) Ayný eðitim yýlýný ikinci defa tekrarlamama. (*) - Eðitim süresince bölüm deðiþtiren öðrenciler (ör.: teknik
bölümden meslek bölümüne geçiþ )
burs alma hakkýný kaybetmezler.
Öðrenciden yükümlü aileden
Eðitim bursu nedir?
Eðitim bursu veya eðitim yardýmý,
eðitimlerinde maddi sýkýntý çeken
öðrenciler için, karþýlýk alýnmadan, bazý þartlara baðlý olarak, Communauté
Française (Fransýz Toplumu Hükümeti)
tarafýndan verilen parasal yardýmdýr.
Bu bursa baþvuru þartlarý:
Eðitim bursuna ve eðitim kredisine
hak kazanabilmek için öðrenciden ve
öðrenciden yükümlü olan ailesinden
birtakým þartlarýn yerine getirilmesi istenilmektedir:
istenilen þartlar:
a) Öðrencinin ailesiyle birlikte müracaat tarihinden evvel en az 5 yýl Belçika’da resmi olarak ikamet etme þartý;
b) “Aile reisinin” (anne veya baba)
yükümlülüðünde olan çocuk sayýsýna
göre, gelir durumunun bakanlýkça belirtilen “tavan gelir”i aþmamasý; (örneðin: iki çocuklu bir ailenin gelirinin
yýllýk 20.961.54 Euro’yu aþmamasý gerekmektedir) (**)
21
SOSYAL
REHBER
Nihat Dursun
Yýllýk gelir durumu önceki yýlýn vergi
beyannamesinde belirtilen yýllýk gelir
miktarýna göre deðerlendirilmektedir.
Belirtilen esas þartlarý yerine getiren
her aile reisi eðitim alan çocuklarý için
eðitim bursu alma hakkýna sahiptir.
Müracaat:
Müracaat için gerekli dökümanlarý orta dereceli eðitim için ve yüksek eðitim için farklý renklerde ayrý ayrý dökümanlar bulunmaktadýr. Öðrencinin eðitim aldýðý okul idaresi sekreterliðinden
temin etmek mümkündür.
Bu dokümanlar, ailenin mali durumunu, öðrencinin ve ailenin genel durumu hakkýnda bilgileri yetkili mercilere aktaran belgeler olup öðrenciden
sorumlu veli (anne veya baba) tarafýndan doldurulmasý gerekmektedir. Ayrýca, öðrencinin eðitim durumuyla ilgili
genel bilgilerin ayný okul idaresi tarafýndan doldurmasý gerekmektedir.
Hazýrlanan tüm dökümanlar ve gerekli bilgileri, en geç 31 Ekim 2007 tarihinde, iadeli taahhütlü olarak (iadeli
taahhütlü olarak gönderilmeyen müracaatlar kabul edilmemektedir) belgelerin üzerinde bulunan okulun bulunduðu eyalet “bölge adresine” göndermeniz gerekmektedir.
Eðitim bursuna baþvuran öðrencinin
veya öðrenciden sorumlu kiþinin hastaneye yatmasý, öðrenciden sorumlu
kiþinin iþini kaybetmesi gibi önemli
mazeretler karþýsýnda, gecikmenin nedeni belirtilerek müracaat 1 Mart 2008
yýlýndan önce ilgili servise gönderilme-
lidir.
Ayrýca, eðitim bursuna hak kazanýp
da eðitim yýlý ortasýnda, düzensiz olarak derslerini takip eden veya okulu
terk eden öðrencilerin, eðitim bursunu
yasal olmayan yoldan alan öðrencilerin, ailelerinden ödenen burs miktarý,
%12 faizle geri tahsil edilmektedir.
Burs için istenilen þartlarý yerine getirip de yardýmý alamayan veya yardýmýn bir kýsmýný ancak alabilen veliler,
itiraz etmelerine raðmen bir sonuç alamazlarsa, iadeli tahhütlü bir mektupla
Ministère de la Communauté francaise
Monsieur le Président du Conseil
d’Appel des Allocations d’étude Espace 27 Septembre, 6ème étage Bureau
6.E.606 Boulevard Léopold I, 44 1080
Bruxelles adresine baþvurabilirler.
***
(*) Eðitim bursunun devamý öðrencinin baþarýsýna baðlýdýr. Yani sýnýfta
kalan öðrenci bir sonraki yýl eðitim
bursu hakkýný kaybetmektedir. Ancak
Bakanlýðýn 2005 yýlýnda aldýðý yeni karar öðrenciye bir defa olmak þartýyla
yeni bir hak vermektedir: yani orta dereceli eðitimde 1,2,3 ve 4. sýnýfa kadar
öðrenci bir yýl sýnýfta kalmýþ ise burs
hakkýný kaybetmemektedir.
(**) Þart koþulan “tavan gelir”, aile
içindeki çocuk sayýsýna ve öðrencinin
yapacaðý eðitim düzeyine (meslek eðitimi, fen veya matematik bilimler) göre
deðiþmektedir.
KASIM 2005
BÝNFÝKÝR’ÝN ÝLK SAYISI
10 bin adet basýlýp
tüm Belçika’ya daðýtýldý
MAYIS 2007...
18 sayýdýr yine ayný
heyecanla 10 BÝN ADET
Binfikir’i tam zamanýnda
çýkartýp tüm Belçika’ya
daðýtýyoruz
Reklam vermek için:
0484 / 528 902
Ýmtiyaz Sahibi OPEN WINGS BVBA Genel Yayýn Yönetmeni Serpil Aygün Genel Koordinatör Erdinç Utku
Haber Koordinatörü Erdem Resne Yayýn Kurulu Ýlknur Cengiz, Leyla Ertorun, Serpil Aygün, Erdem Resne, Erdinç Utku,
TASARIM Openwings REKLAM 0484 528 902 [email protected] ADRES 44, rue des Palais bte 1, 1030 Bruxelles
TEL 0032 2 242 01 53 e-mail [email protected] WEB www.binfikir.be
Sayfa 22x.qxp
30.04.2007
23:43
Seite 1
GÜLEN FÝKÝR GÜLEN ÇOCUK
22
Filiz
TOSYALI
Ailede
yemek saatleri
küren bir ufaklýk aile fertlerinin tartýþmasýna neden olmamalý. Zevkle
yenmesi beklenen bir yemeðin sýkýcý
bir hal almamasý için; yemek saatlerini çok erkene alýp, çocuklarýna baba
gelmeden yemek yediren anneler de
biliyorum.
Biz çocuklarýn yemek yeme davranýþý edinmeleriyle ilgili bilgilerden az
çok haberdar olursak, çocuklarýmýzdan rahatsýz olmayýz. Onlar masamýzda yaþlarýna uygun davranýþlar
sergilerken; neþemizi kaçýrýp da, güzel bir akþam yemeðini bozmayýz.
Týpký yürümesini bekler gibi sabýrla
bekleyebiliriz.
Çocuðumuzun
yemek yeme geliþimi
ilecek birlikte yenilen hiç
deðilse bir öðün yemeðin
çocuklarýmýzýn davranýþlarýnýn olumlu geliþiminde katkýsý büyüktür. Güzel bir örtü, masaya konan temiz ve iþtah açan tabaklar da
onu çok etkiler. Masaya temiz giysilerle oturmak onu geleceðe hazýrlar.
Çocuklarýmýzýn yemek yeme davranýþlarý yaþlarýna göre deðiþecektir.
Týpký gülücüklere baþlamalarý, emeklemeleri, yürümeleri gibidir.
Sürekli ayaklarýyla masaya vuran
bir çocuk, aðzýndakini durmadan tü-
A
Dokuz yaþýna gelen bir çocuðun
yemeðinin miktarýný belirlerken isteðini göz ardý edemeyiz. Az veya çok
yemesi kendi tercihi olabilir. O çatal
býçak kullanabilir. Yemek aralarýný
sokak etkinlikleri ve oyun nedeniyle
tercih edebilir.
Bebeðimizin ya da çocuðumuzun
beslenmesi her dönemde farklýlýklar
gösterir. 12 ay çocuðun oyun ayýdýr.
Yemekle oyun oynamak ister. Yemeðe avucuyla saldýrmak, vurmak, dökmek ona daha çok zevk verir. Zamanla geçer. 16da. ayýn yemeðini
kendi yemek isteyebilir. Ýzin verin
yemeye çalýþsýn. Tanýmadýðý yiyecekleri geri çevirir, anne þýmarýklýk yapýyor zanneder. Lütfen siz anne babalar; yemesi gerekiyorsa çok aç olduðu zaman verebilirsiniz. Onun durumuna saygý duymalýsýnýz. 2.5 yaþýna
doðru biraz düzelir. Üç yaþ güzel bir
yaþtýr. Meyveler, tatlýlar, süt, yoðurt
onun tercihleri arasýna girer. Bu yaþýn en büyük tehlikesi ailenin bazý
fertleri tarafýndan azarlanmasýdýr. Sert
kurallarý olan anne baba, çocuðun
tercihlerini kendisine göre alýnmýþ
bir davranýþ gibi görür. Oysa davranýþý yaþýndan dolayýdýr.
Beþ yaþýnda býçak kullanmaktan
büyük zevk alýr. Ekmeðine yað sürmeyi çok sever. Ona zarar vermeyecek keskin olmayan plastik býçaklar
verilebilir. Bazý plastik býçaklarýn çok
keskin olduðu gözden kaçmamalý.
Çocuk sakin bir þekilde kontrol edilmeli. Çocuk bu yaþta, ilgisini çeken
bir þey olursa masadan kalkar gider… Sakýn kýzmayýn, gelecek. Merakýný giderir tekrar döner.
Altý yaþýndaki çocuðun iþtahý sizi
þaþýrtmasýn. Köfteler, patatesler onun
baþ yemeði olur. Çikolata, þekerleme
en sevdiði yiyeceklerdir. Yemeði
uzun uzun çiðner, aðzýný açar… Sakýn telaþlanmayýn, rencide etmeyin;
Mayýs 2007
bireysellik kazanýyor. Yerinde sallanýr durur. Masaya tekme de atabilir.
Süt diþleri olsa da dikkat etmelisiniz
Yedi yaþ; daha önce sevilmeyen
yiyeceklerin de yenmeye baþlandýðý
bir yaþtýr. Yemek yerken kurallara
uyduðunu görürsünüz. Masa sohbetlerini çok sever. Siz aðzýnýzda lokma
ile kalkýp televizyonda dizide neler
olduðuna bakarsanýz; o da masadan
kalkabilir, kural bu zanneder. Onun
davranýþ kurallarýna uymasýný istiyorsanýz, çocuðunuzu býrakýp kendi kurallarýnýzla ilgilenmelisiniz.
Sekiz yaþ iþtah yaþýdýr. Sana ne oldu dedirtecek kadar zevkle yemek
yer. Kokularý alýr, güzel yemekleri
sever. Sevmediði yiyecekler azalýr.
Çocuðumuza olumsuzluk
yüklemeyelim
Siz çocuðunuzun olduðu ortamlarda, hangi yaþta olursa olsun; “çocuðum çok iþtahsýz, yemez” demeyin.
Farkýnda deðilmiþ gibi davranýn. Sevmediði yiyecekleri bilin, az verin.
Çocuðunuza baþkalarý tarafýndan ikram edildiðinde, “katiyen yemez.
Sevmez onu. Ben ne yapacaðým ”
demeyin. Söylerseniz, o da yememekte ýsrar eder. Güzel masalarda
güzel sohbetlerle sevgiyi yaþatýn.
FÝKÝRCÝKLER
Çocuk bayramý
coþkuyla kutlandý
GENT
Belçika’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý baþta BrükTürk kökenli yerel siyasetçilerin
sel, Charleroi, Genk, Gent, Liege, Verviers, Mol, Temse olmak üzere katkýlarýyla hazýrlanan 23 Nisan
Ulusal Egemenlik ve çoTürklerin yoðun yaþadýðý yerleþim birimlerinde çoþkuyla kutlandý.
cuk Bayra-
Öðrenci ve öðretmenler
Büyükelçi Fuat Tanlay,
Baþkonsolos Mehmet Özyýldýz ve Eðitim Müþaviri
Tolga Yaðýzatlý’yý makamýnda ziyaret etti. Öðrencilerden Eda Çelikcan büyükelçilik, Asena Kavak GENK
baþkonsolosluk ve Defne
Þendil ise Eðitim Müþavirliði koltuklarýna oturdular.
Brüksel’de Salle Maringnan´da
(Sint-Josse) Eðitim Müþavirliði organizasyonu olarak düzenlenen 23 Nisan Þenliði T.C. Brüksel Büyükelçisi
Fuat Tanlay, Brüksel Hükümeti Bakaný Emir Kýr, resmi temsilciler, yerel siyasetçiler ve sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaþlar katýldý.
Anderlecht Mozaik düðün BRÜKSEL
salonunda yapýlan diðer 23
mý törenlerini,
Nisan kutlamasýna Brüksel
Belçika Ýçiþleri Bakaný Patrick
Hükümeti Kültür Bakaný Fadila Laa- Dewael, CD&V Genel Baþkaný Jo
nan katýldý.
Vandeurzen, Flaman Uyum Bakaný
Genk’te Genk Eðitim Vakfý ve
Marino Keulen, Genk Belediye BaþOkul Aile Derneði, BTDB (Belçika
kan yardýmcýlarý Wim Dries, AnTürk Dernekler Birliði), Türkçe ve
vers Baþkonsolosu Gürol SökmenTürk kültürü öðretmenleri, yerel ca- süer, Türk kökenli siyasetciler ve
mi ve kültür ve spor dernekleri ve
vatandaþlar izledi. Ýspanyol, Polan-
yalý, Belçikalý, Ýtalyan gruplar ve
yabancý konuklar dikkat çekti.
Genk Halk Eðitim ve Aktivite Merkezi Derneði ise, FC Türkse Rangers
Tesisleri’nde dernek üyeleri, öðrenciler ve velilerin katýlýmý ile 23 Nisan’ý kutladý.
Charleroi Bölgesi Türkçe ve Türk
kültürü öðretmenlerinin öncülüðünde çeþitli örgütlerin katkýlarýyla düzenlenen 23 Nisan kutlamasý coþkulu geçti.
23 Nisan Gent´te De Centrale
Kültür merkezinde yoðun bir katýlýmla kutlandý. Senatör Fatma PEHLÝVAN, Milletvekili Cemal ÇAVDARLI ve sivil toplum örgütü temsilcileri
ve veliler katýldýlar. Tunus, Belçika,
Sudan, Filipinler, Slovakya ekipleri
de gösteri yaptýlar.
Anvers’teki tören ise her yýl olduðu gibi bu yýl da Harmonie salonunda yapýldý.
Sayfa 24.qxp
29.01.2007
08:36
Page 1
Belçika’daki telekom çözümünüz
30 Haziran’a
kadar geçici
kampanya
30 Haziran’a kadar
Faturalı Hat abonesi olun
ve fatura ödemelerinizi ister banka otomatik ödeme talimatı ile, ister kredi
kartınızla, ister banka havalesiyle ödeyin. Hemen size en yakın satış noktalarımızdan birine gidin ve seçiminizi yapın.
Seçenek 1 : 24 aylık Faturalı Hat kontratı imzalıyorsunuz ve faturalarınızı banka otomatik ödeme
talimatı ile ödüyorsunuz
Seçenek 2 : 24 aylık Faturalı Hat kontratı imzalıyorsunuz ve faturalarınızı banka otomatik ödeme
talimatı harici bir yöntemle ödüyorsunuz
Aylık arama kredisi*
Seçenek 1
Seçenek 2
10 €
20 €
30 €
50 €
90 €
60
90
150
210
420
dakika
dakika
dakika
dakika
dakika
45
60
120
180
240
dakika
dakika
dakika
dakika
dakika
*Seçtiğiniz aylık arama kredisi ne kadar çok olursa, alacağınız bedava dakikalar da o kadar artmaktadır. BEDAVA arama dakikaları, yurt içinden tüm Ay Yıldız ve BASE numaralarına yapılan aramalar için
geçerlidir (özel numaralar hariç). 30 gün süreyle geçerli olan BEDAVA arama dakikaları kontrat imzalandıktan itibaren 24 ay boyunca gönderilir. Ay içinde kullanılmayan bedava dakikalar bir sonraki aya
aktarılamaz. Müşteri ancak faturalarını otomatik ödeme talimatı ile ödemeye devam ettiği sürece seçenek 1 ile öngörülen bedava dakikaları almaya hak kazanır. Bu koşula uyulmadığı takdirde bedava
dakikaların gönderilmesi durdurulur. Bu kampanyayla verilen bedava dakikalar özel kullanımla sınırlı olup diğer kampanyalarla birlikte kullanılamaz. Ayrıntılı bilgi ve koşullar için www.ayyildiz.be’yi ziyaret ediniz.
Ayrıntılı bilgi ve koşullar için
www.ayyildiz.be

Benzer belgeler

Şubat 2007

Şubat 2007 “öbür dünya” arasýnda yaþadýðý gelgit olsa gerek. Gidip- gitmemek, ya da kalýp- kalmamakla...

Detaylı

Eylül 2008

Eylül 2008 Frankofon Hýristiyan Demokratlarý CDH ve Frankofon Sosyalisleri PS diðer koalisyon partilerinden farklý bir çizgide. CDH ve PS sýðýnma konusunda genel bir düzenlemeden yanalar. Belçika’daki kaçakla...

Detaylı

Nisan 2006

Nisan 2006 ABD'nin 2005 Ýnsan Haklarý Raporu açýklandý. Irak iþgali ise 3. yýlýný doldurdu.

Detaylı