İTÜ - Arıyorum İTÜ Gazetesi - İstanbul Teknik Üniversitesi

Transkript

İTÜ - Arıyorum İTÜ Gazetesi - İstanbul Teknik Üniversitesi
2
arýyorum
kasým 2006
Antalya’daki efendilik ve
“geleceðimiz gençlik”
Antalya’daki “Efendilik”
Keyifli bir geziydi Antalya'daki. Hoþ kent.
Keþfedilmeye açýk pek çok yeri var. Gitmeyenlerin
düþünebileceði kadar pahalý da deðil. Yani öðrenci
olarak 4-5 günlük bir tatili, yol parasý dahil 250
YTL'ye
çýkartmanýz
mümkün.
Doyasýya
eðleneceðinizden emin olun. Fýrsatýnýz olursa
mutlaka gitmelisiniz. Denizi, akarsuyu, kayalarý,
doðasý ile mutlaka görülmeye deðer.
Ancak bu yazýnýn amacý Antalya'yý tanýtmak
deðil. Bir gözlemi ifade etmek. Çarþamba akþamý
Ýstanbul'dan çýkarak baþladýðýmýz geziyi, Pazar
akþamý dönüþe baþlamak üzere bitirmeliydik.
Ancak otobüslerde yer bulamýyorduk. Bir
öðrenciye göre lüks sayýlabilecek Varan
Turizm'de yer bulabildim. Normalde 69 YTL olan
tek kiþilik yol ücreti, öðrenciler için 61 YTL'ye
düþüyordu (Normal bir otobüs firmasý ile 40-45
YTL arasýnda seyahat edebiliyorsunuz). Ücretin
daha fazla olmasý otobüsün daha konforlu ve
servisin daha özenli yapýlmasýný gerektiriyordu.
Nitekim de öyleydi. 2 muavin tarafýndan yapýlan
servis, muavinlerin özel eðitim aldýðýný apaçýk
gösteriyordu. Ancak bu "eðitim"in neleri öðrettiði
konusu biraz düþündürücüydü. Muavinler sürekli
"efendim, efendim" sözcüðünü kullanýyorlardý.
"Bir isteðiniz var mý efendim?", "Sýcak içecek mi
tercih edersiniz efendim?", "Üzülerek servis bitene
kadar ýþýklarý kapatamayacaðýmýzý söylemek
isterim efendim." Efendim, efendim efendim...
Düþündürdü çünkü acaba 20 YTL fark veren
müþterilerin isteði bu muydu? Yani birilerinin
efendisi olmak mýydý? Ya da eðitim verenlerin
amacý insanlarý mutlu etmek miydi efendim
dedirterek,
yoksa
muavinlerle
müþteriler
arasýndaki "uçurum"u arttýrmak mý?
Bazý insani deðerlerin yanlýþ kullanýlmasý
meselesi bu. Kimse kimsenin gururunu, rahatsýz
edici derecede "efendim" diyerek tatmin etmemeli.
Sosyal düzendeki her mesleðe gerek olduðu gibi,
her mesleði icra edenlerin de karþýlýklý saygýya
gereði vardýr. Kibarlýk, nezaket hoþ ve gerekli þey
ancak bunu patron-çýrak iliþkisi gibi yansýtmak hiç
hoþ deðil. Bu durum, sýnýflaþmayý getiriyor; meslek
sýnýflaþmasýný. Kaliteli-kalitesiz insan ayrýmýný
tetikliyor ve temel insani deðerlerle örtüþmüyor. Bu
kadar çok efendim demek yerine bir muavinin
hanýmefendi ve beyefendi sözcüklerini kullanmasý
daha adaletli ve daha yerinde olmaz mýydý?
Köylü Miletin Efendisi midir?
Evet köylü milletin efendisidir. Lise yýllarýnda
Tarih Öðretmenim Mehmet Fahri Duygu bunu çok
iyi anlatmýþtý. Gittikçe daha da aklýma yatmaya
baþlýyor. Köylüyü milletin efendisi yapamadýk
ama "efendi"yi köylü yaptýk; çiftçi Hasan Efendi,
kapýcý Mehmet Efendi, bakkal Mustafa Efendi ve
dahasý...
Peki köylü efendiyse, þehirli ne oldu?
Beyefendi oldu!
Gençlik geleceðimiz midir?
Kavram kargaþasýnýn en nitelikli bir örneðini
görüyoruz. Benzer bir örnek de "Gençlik
Geleceðimizdir" sözü. Eðer gençlik geleceðine
sahip çýkmazsa, gelecek gence sahip çýkar,
geleceðimiz gençleþir, kýsa ömürlü olur. Buna izin
verilmemeli.
Bunun için düþünmek, fikir üretmek, paylaþmak,
görülen aksaklýklara müdahele etmek gerekiyor.
Üniversite gençliðinin her gün görebileceði ve
doðrudan kendisini ilgilendiren olaylar meydana
geliyor. Bunlara kayýtsýz kalýnmamalý. Yapýlan
herþey, gençlik kitlesine yönelik yapýlýyor, gençler
için deniliyor. Ama sahiden öyle mi? Ne kadarýný
biliyoruz ya da ne kadarýnda söz sahibi oluyoruz?
Gençlik geleceðimizdir diyen büyüklerimiz
neden alýnan kararlarda gençlere söz hakký
tanýmýyor?
Neden
öðrencilere
yalnýzca
panellerde salonu doldurmak için gerek
duyuluyor? Neden üniversite öðrencileri kendi
yaþam alanlarýný, onlarý nasýl kullanacaklarýný ya
da gerekiyorsa bunlarýn kurallarýný kendileri
koyamýyorlar? Neden yurtlarda, kantinlerde,
fakülte yönetimlerinde öðrenci yok? Öðrencilerin
ilgisizliði mi?
Hayýr. Bu tür gereklerin ya uygulanmamasý ya
da altýnýn boþaltýlmasý durumudur bu.
Öðrenci Temsilciler Kurulu (ÖTK) örneðini
hatýrlayalým. Her fakültede seçimler olur. Sýnýflara
girip "Temsilciliðe aday olan var mý?" denilerek
yapýlýyor bu seçim. Ne ÖTK'lardan haberi oluyor
öðrencilerin, ne de temsilci olursa ne
yapacaklarýndan? Galiba seçim yapan öðretim
üyelerinin de haberleri yok ki sorulan sorulara
yeterli yanýtý veremiyorlar.
Her yerde gençlik laflarý var ama...
Þöyle bir çevrenize bakýn arkadaþlar, ne
görüyorsunuz? Gazetelere bakýn, hangisi gençliði
hedef kitle olarak görmüyor? Kitaplarý okuyun,
hangisinin sonunda "Bu iþi gençlik üstlenmeli."
yazmýyor. Konferanslara gidin, hangi konuþmacý
"Keþke daha çok genç olsaydý burada..." diye
serzeniþte bulunmuyor?
www.gazete.itu.edu.tr
Biraz daha bakýn çevrenize. YÖK'ün
Türkiye'nin Yükseköðretim Stratejisi Taslak
Raporu'nu gördünüz mü? Neler yazýyor,
üniversitelerin hangi sorunlarýna deðinilmiþ, nasýl
çözümler
üretilmiþ...
ÝTÜ'lüleri
doðrudan
ilgilendiren "Yetkin Mühendislik" yasa taslaðýnýn
nasýl iþleyeceðini biliyor musunuz? Peki bu
konularla ilgili yapabileceðimiz katký var mý?
Daha da yakýn çevremize göz atalým þimdi.
Birkaç ay önce kurulan ARGEM A.Þ.'nin neden
kurulduðunu biliyor muyuz? Saðýmýzdaki
solumuzdaki inþaatlarýn ne olacaðýný tahmin
edebiliyor
muyuz?
Mutlaka
üniversite
öðrencilerine farklý bakýþ açýsý kazandýrmaya
çalýþan öðrenci kulüplerine veya etkinliklerine
katýlýyor muyuz? Kuþaðýmýzýn ne tür üretimlerde
bulunduklarýný seyredecek zaman ayýrabiliyor
muyuz? Dersimize giren hocalarý tanýyor muyuz?
Hobileri var mý diye merak ediyor muyuz, ya da ne
kadar makale yayýnladýklarýný araþtýrýyor muyuz?
Ve dahasý...
En yakýnýmýzdan en uzaðýmýza kadar gençlik
laflarý serpilmiþ ortaya. Bunlarý öðrenmek ve
üzerine gitmek gerekiyor. Çünkü en büyük güç,
aklýn gücüdür, bilginin gücüdür. Kendimize,
kuþaðýmýza, en güzel yýllarýmýza sahip çýkmak
þüphesiz bilinçli bir eðitim süreci ile mümkün
olacaktýr. Bu süreç gençlerin gayreti, giriþkenliði,
akýlcý çözüm önerileri ve yapýcý eleþtirileri ile
geliþecektir.
arýyorum
3
kasým 2006
Arýyorum ÝTÜ Gazetesi olarak bu bakýþla
hareket ediyoruz. Öðrenmemiz gerekenleri açýða
çýkartmaya, eleþtirdiklerimizi yapýcý önerilerle
desteklemeye,
bilgisel
altyapýyý
asla
kapatacaðýmýzý bilerek sürekli araþtýrmaya,
geliþtirmeye, somut üretimler oluþturmaya
çalýþýyoruz. ÝTÜ öðrencisini aramýza davet
ediyoruz, araþtýrmak, öðrenmek, önermek,
aktarmak için... Paylaþým için... ve üretim için.
rehber olacaðý düþünülüyor. Sýkmayan ve önemli
bilgiler içeren ankette, spora yatkýnlýðýnýz, ne
sýklýkta spor yaptýðýnýz veya yapmadýðýnýz,
ÝTÜ’deki hangi spor mekanlarýný kullandýðýnýz, ne
tür yeni alanlara ihtiyaç duyduðunuz gibi sorular
yer alýyor.
Bunlarýn farkýnda olan çok kiþi ve kurum var
ÝTÜ'de. Hocalardan, personelden, öðrenci
kulüplerinden vs. Gençliðin önemine gerçekten
sahip çýkan kiþiler bunlar. Bu kiþilerin fikirleriyle
daha sýk buluþturmayý planlýyoruz sizleri.
Takip ediyoruz, düzeltiyoruz
Tüm ÝTÜ’ye çaðrý
Bütün ÝTÜ'lülerden bizim bu yaklaþýmýmýza
katký saðlamalarýný istiyoruz. Gördüklerini,
görmemizi ve duyurmamýzý istediklerini, projelerini
bizlerle paylaþmalarýný istiyoruz.
[email protected] adresine atacaðýnýz bir epostanýn,
kalýcý
projelere
girmemizi
saðlayacaðýndan kuþkunuz olmasýn.
Bütün ÝTÜ camiasýna açýk olan ankete
www.ituspor.itu.edu.tr adresinden ulaþabilirsiniz.
Bütün arkadaþlarýmýzýn katkýda bulunmasýný
istediðimiz bir projemiz var. Bu projemiz,
gazetemizde bir “ihbar hattý” tadýnda bir çalýþma
düþüncesi. ÝTÜ’de gördüðünüz aksaklýklar,
düzeltilmesini
istediðiniz
uygulamalar,
farkedilmeyenler, duyurulamayanlar gibi her
konuda bilgi verebileceðiniz ya da bilgi
alabileceðiniz bir platform olacak. Bu konudaki
Spor Birliði’nden örnek bir anket
Spor Birliði, yýllardýr ÝTÜ’nün sporla
özdeþleþmesini saðlayan çok önemli etkinlikler
yapýyor. Geçtiðimiz yýl yaptýklarý tüzük deðiþikliði,
öðrenci spor kurullarý oluþturmalarý ve öðrenciye
önemli yetkiler vermeleri, tüm birimlerin örnek
almasý gereken asil bir davranýþ. Yöneticileri,
kulüpleri, spor hocalarý ve takýmlarýyla ÝTÜ’de spor
bilincini geliþtirmeye çalýþýyorlar. Yeni atýlým
projeleri var. Bu konuyla
ilgili
geniþ
haberler
hazýrlayacaðýz.
Duyuracaðýmýz önemli
bir çalýþma ise “ÝTÜ Spor
Yapý ve Teknoloji
Geliþtirme Anketi”.
Konu ile ilgili oluþturulan
komisyon tarafýndan
hazýrlanan bu
anketin, üniversitemizdeki fiziksel
ve spor etkinliklerinin geliþtirilmesi, fiziki þartlarýn
iyileþtirilmesi ve disiplinlerarasý geliþmeler için
ÝTÜ Basýn Yayýn Kulübü Arýyorum ÝTÜ Gazetesi
Süreli Yayýn, ISSN: 1305-4783
Yayýn Kurulu: Fatih Avcý, Ufuk Sevim, Ufuk Çavuþ, M. Bahadýr
Kýlýnç, Sefa Demir, Emrah Deniz, Ufuk Y. Þiþli, Þeyda Hatipoðlu,
Melike Özkan, Ilgýn Yýldýz, Cansev Baydar, Güven Çalýþkan, Gülen
Uncu, Gökhan Onuþ, Oya Ekmekçi, Hatice Gökcan, Gökhan
Gürlen, Perihan Gürbaþ, Ýbrahim Uslu, Esin Ekmekçi, Letafet
Umutlu, Duygu Özkan, Filiz Akkaþ, Necip Duman, Hamza Akýn,
Burak Mungan, Fevzican Abacýoðlu, Beyza Beyazkaya, Damla
Kadýoðlu, Hilal Saraç, F. Ýlke Yazýcýoðlu, Ýrem Yüzeç, Canan
Akyokuþ, Kasim Oktay, Utku G. Borataç, F. Gökçe Önen, Oðuzhan
Ulutaþ, Ezgi Toksoy, Ayþe Alp, Ozan Karahan, F. Ülkü Çelik, Ülken
Kan, Sebahat Zerze, Selen Günce, Bahar Ayhopa, Ece Bekpýnar,
Billur Kayador, Kaan Alaybaþý, Onur Özdemir, Fadýl Tekayak, Umut
Gülbayrak, Kemal Bayrakçý, Cem Varýþlý, Gülsüm Çakýcý
Ýstanbul Teknik Üniversitesi Adýna Yayýn Sahibi Prof. Dr. Erkin Nasuf,
Genel Yayýn Yönetmeni Y. Doç. Dr. Beyza Taþkýn
Yayýn Danýþmaný: Doç. Dr. Yüksel Güvenilir
Baský: Cenkler Matbaa, 0212 264 18 21
ÝTÜ Basýn Yayýn Kulübü
Arýyorum ÝTÜ Gazetesi
Öðrenci Ýþleri Otomasyonu Binasý, Giriþ Katý
ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi
Maslak-Ýstanbul
[email protected]
http://www.gazete.itu.edu.tr
Tel: 0212 285 34 00-151
www.gazete.itu.edu.tr
fikirlerinize de açýðýz. Güvenlik konusunda,
aydýnlatma
konusunda,
mekik
servisleri
konusunda, yurt hizmetleri konusunda, spor
tesislerinin kullanýmý konusunda, fakültelerde
karþýlaþtýðýnýz sýkýntýlar ve diðer konularda bir
havuz oluþturup, etkin çalýþmayla bir denetim
mekanizmasý oluþturmayý planlýyoruz.
Teþekkür
Çalýþmalarýmýzý sürdürmekte önemli sýkýntýlar
yaþýyoruz. Bunlar, oda sorununa kadar dayanýyor.
Zaman zaman paylaþacaðýz bunlarý. Bu
sýkýntýlarýmýz arasýnda önemli destek saðlayan
unutulmaz kiþiler var. Saðlýk Kültür Spor Daire
Baþkaný Zeki Þimþek’e, Dýþiliþkiler ve
Enformasyon Müdürü Sayýn Didem Yücel’e ve
gazetecilik konusundaki önemli katkýlarý için Sayýn
Aslýhan Erkmen’e teþekkürler.
Fatih Avcý
4
arýyorum
kasým 2006
güncel
PETEK KAFE’DE
DÜNYA YEMEKLERÝ
Bilim Cumhuriyeti 83 Yaþýnda
ÝTÜ öðrencilerinin pek bilmediði ama yüksek
standartlarda ve bu kalitesine göre oldukça ucuz
sayýlabilecek bir restoran var Süleyman Demirel
Kültür Merkezi’nde: Petek Kafe. 11.00 ile 15.00
saatleri arasýnda açýk olan Petek Kafe, birçok
yeniliði ile dünya mutfaðýný ÝTÜ’ye seriyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 83. kuruluþ yýldönümü kutlamalarý bu yýl
29 Ekim'in Pazar'a gelmesi dolayýsýyla bir gün ertelenerek 30 Ekim
tarihinde Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleþtirildi.
Saygý duruþu ve Ýstiklal Marþý'yla baþlayan kutlamalar Erol Parlak
Baðlama Beþlisi'nin baðlama resitaliyle devam etti. Etkinliðin
devamýnda yaptýðý konuþmada Rektör Karadoðan; Atatürk'ün bize
akýl ve bilimin rehberliðini miras olarak býraktýðýný belirterek, onun
"Bilim Cumhuriyeti" kurma çabasýndan bahsetti. Ayrýca Ata'nýn
düþlediði Bilim Cumhuriyeti'nin çaðdaþ bir eðitim gören Ýstanbul
Teknik Üniversitesi gençliðinin omuzlarýnda yükseleceðini önemle
vurguladý. "Bilim Cumhuriyeti ÝTÜ'nün kiþiliðidir" sözleriyle
konuþmasýný tamamlayan Karadoðan'ýn ardýndan gazeteci ve
yazar Zeynep Oral'ýn "Ýnsan Olmak" konulu konuþmasý ve ÝTÜ
Türk Musikisi Devlet Konservatuarý'nýn "Türk Halk Oyunlarý Özel"
dans gösterisiyle kutlamalar sona erdi.
Evrim ÝTÜ'de Konuþuldu
28 Ekim Cumartesi günü ÝTÜ Gümüþsuyu kampusü Orhan
Öcalgiray Konferans Salonu'nda gerçekleþen söyleþide
"Neredeyse Bir Balina" kitabýnýn yazarý ve evrimin dünyaca ünlü
savunucularýndan olan Prof. Steve Jones evrime iliþkin bilimsel
kanýtlarýný katýlýmcýlarla paylaþtý.
ÝTÜ Süleyman Demirel Kültür
Merkezi’nin giriþ katýnda
bulunan Petek Kafe, bu yýl
zenginleþtirdiði menüsü ile dikkat
çekiyor. Son derece lezzetli ve
saðlýklý yemek hizmeti yapan
Petek Kafe, profesyonel
çalýþanlarýyla lüks bir restorandan
daha fazlasýný sunuyor sizlere.
Teknik Üniversite Türkçesine Sahip Çýktý
ÝTÜ Dil ve Tarih Kulübü tarafýndan düzenlenen ve 9 Ekim
Pazartesi günü baþlayýp tüm hafta süren 3. ÝTÜ Türkçe Günleri,
baþta Türk Dil Kurumu Baþkaný Prof. Dr. Haluk Þükrü Akalýn
olmak üzere televizyon yapýmcýlarý ve öðretim üyelerinin katýlýmýyla
Türkçe'nin önemini bir kez daha vurguladý. Gençlik ve Türkçe,
Türkçe'nin Politikleþtirilmesi, Dildeki Deðiþimin Yansýmalarý, Teknik
Üniversite ve Türkçe konularýnda gerçekleþen oturumlarla
Türkçe'nin gerek matematiksel, gerekse sosyal özelliklerine de
deðinildi.
Savaþ Çekirge Artýk Uluslararasý
ÝTÜ'de her yýl düzenlenen Savaþ Çekirge Klasik Gitar Günleri ilk
defa dünyaya açýldý. Yerli ve yabancý gitaristlerin dinletileri ve
çalýþtaylarýyla 5 gün süren etkinlik, ÝTÜ mezunu ve ünlü gitarist
merhum Savaþ Çekirge'nin adýný Türkiye dýþýnda da daha uzun
yýllar yaþatacaða benziyor.
Petek Kafe’nin yeni ustasý, seçtiði
yemeklerle yiyenleri adeta
ülkelerarasý lezzet yolculuðuna
çýkartýyor. Pazýda Levrek, Caffe de
Paris, Yengeç Salatasý, Karidesli
Enginar, Rizotto, özgün soslu
makarnalar, kuzu çeþitleri, her gün
bulabileceðiniz balýk ürünleri ve çok daha
fazlasý. Ayný zamanda çorba, ana yemek
ve salatadan oluþan “günün menüsü” uygulamasýný da baþlatmýþ Petek Kafe.
Yýllardan beri hizmet veren Petek Kafe’nin ziyaretçileri çoðunlukla öðretim
üyelerinden oluþuyor. Öðrencilerin büyük çoðunluðunun böyle bir restorandan
haberleri yok.
Petek Kafe’nin önemli özelliklerinden biri ise son derece temiz ve nazik
çalýþanlara sahip olmasý.
Konuklarýnýzý getirebileceðiniz; özel kutlamalar, yemekli toplantýlar
yapabileceðiniz þýk bir mekan.
Petek Kafe’ye yalnýzca yemek için deðil, bol köpüklü bir Türk Kahvesi içmek
için de gidebilirsiniz.
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
5
kasým 2006
Lineer Cebir Çözümlü Problemleri
Mehmet Ali Karaca
Problem kitaplarý, derlenmiþ problemlerin ayrýntýlý bir
þekilde öðrencinin çözüme ulaþma yetisi kazanabilmesi
amacýyla hazýrlanýr. Bu kitaptaki problemlerin sayýca
çokluðu ve bu kitabýn ayrýntýlý çözümler sunmasý
bakýmýndan, öðrenciler için öðretici bir kaynak olabileceði
düþünülmektedir. Çözülmüþ problemlerin üniversitelerin
lisans ve yüksek lisans öðrencileri için yararlý olacaðý ümit
edilmektedir.
Ýçindekiler >
Matrisler
Determinantlar
Lineer Denklem Sistemleri
Vektör Uzaylarý
Lineer Dönüþümler
Özdeðerler ve Özvektörler
2007’nin Trendi Hoþgörü
Gençlerin Dev
Organizasyonu
Trend Show 2007 Dolu
Dolu Geliyor!
Aralýk ayýnýn gençler için
vazgeçilmezlerinden biri haline
gelen Trend Show Gençlik
Festivali, 07-10 Aralýk 2006 tarihleri
arasýnda gerçekleþiyor. Lütfi
Kýrdar'da düzenlenecek olan Trend
Show 2007; konserleri, gösterileri,
etkinlikleri, oyunlarý, imza saatleri,
atölyeleri ve 100 genç markanýn
yenilikleri ile gençlere bir kez daha
unutamayacaklarý dört gün
yaþatmaya hazýrlanýyor.
Son iki yýldýr ortalama 55 bin gencin
doyasýya eðlendiði dört günlük
gençlik etkinliði Trend Show üçüncü
kez düzenleniyor. Ana
sponsorluðunu Türk Telekom'un
üstlendiði Trend Show 2007, 7
Aralýk Perþembe günü baþlayacak
ve 10 Aralýk Pazar akþamý son
bulacak.
ISBN: 975-7463-13-2
Basým Tarihi: Aðustos 2006
Sayfa Sayýsý:356 sayfa
Boyutlar: 16.5 x 23.5
Karton kapak
Trend Show 2007 diðer yýllardan farklý olarak bu sene bir de tema sahipleniyor ve 2007
yýlýný gençlerle beraber "Hoþgörü Yýlý” ilan ediyor.
Bu yýlýn Trendi Hoþgörü
Matematik 1 Çözümlü Problemleri
Ayþe Peker Dobie
Bu kitap, on yýlý aþkýn bir süredir Ýstanbul Teknik
Üniversitesi Fen ve Mühendislik Fakültelerinin birinci sýnýf
öðrencilerine verilen Matematik I dersinin notlarýndan
derlenmiþ bir problem kitabýdýr. Her bölümde, öncelikle
gerekli olan teorik bilgi verilmiþ olup, bu bilgi konu ile ilgili
çok sayýda basitten zora sýralanmýþ çözümlü problemlerle
pekiþtirilmiþtir. Bu problem kitabýnýn, üniversitelerin ilgili
bölümlerinin birinci sýnýfýnda verilen matematik dersiyle
ilgili gereksinimlerini karþýlayacaðýný umarýz.
Ýçeriðini liseli ve üniversitelilerin belirlediði tek gençlik etkinliði olan Trend Show, 2007
yýlýnýn trendini 30 lise ve 15 üniversiteden öðrencilerin oluþturduðu danýþma kurullarýndan
gelen talep doðrultusunda "Hoþgörü" olarak belirledi. Bu doðrultuda "Kýrmadan
taþýyýnýz" temasýný sahiplenen Trend Show 2007 içerisinde, "Hoþgörü" mesajlarý veren
birçok alt etkinlik gerçekleþecek. Sponsorluðunu Samsung'un üstlendiði ve þu anda
baþvurularýn yapýlmakta olduðu "Hoþgörü" temalý fotoðraf yarýþmasý da bu etkinliklerin
arasýnda yer alýyor. Bu sene Trend Show'un içerisinde "Hoþgörü" temasýný yansýtacak
dekorasyon ise uluslararasý üne sahip Türk sanatçýsý Þirin Ýskit tarafýndan yapýlacak.
Trend Show 2007 kapsamýnda sahne alacak olan tüm sanatçýlarýn da sahneden hoþgörü
mesajlarý vermesi bekleniyor.
Trend Show 2007'nin tüm geliþmeleri www.trendshow.com.tr'de
Yaþayan etkinlik Trend Show 2007'deki tüm geliþmelerden anýnda haberdar olmak
isteyenler için sürekli güncellenen www.trendshow.com.tr sitesi, Lütfi Kýrdar Kongre ve
Sergi Sarayý'nda olan biten her þeyi ve daha birçok Trend Show 2007 sürprizini bilgisayar
ekranlarýna taþýyacak. Ýnteraktif bir forum sayfasýnýn da eklendiði sitede Trend Show’cular
þimdiden yerlerini almaya baþladýlar.
Ýçindekiler >
Limit ve süreklilik
Türev
Türev uygulamalarý
Ýntegral
Ýntegral ve uygulamalarý
Transandant fonksiyonlar
Ýntegrasyon teknikleri ve
L'Hospital kuralý
Genelleþtirilmiþ integraller
ISBN: 975-7463-11-6
Basým Tarihi: Mart 2006
Sayfa Sayýsý: 228 sayfa
Boyutlar: 16.5 x 23.5
Karton kapak
itü vakfý yayýnlarý
www.gazete.itu.edu.tr
6
arýyorum
kasým 2006
PROJÝSTÖR'06'da
Þampiyonuz
2006 ÝTÜ mezunlarý Osman Ceylan ve Deniz Sümbüllü,
Doðuþ Üniversitesi tarafýndan düzenlenen
PROJÝSTÖR'06 Proje Yarýþmasýnda, "Telsiz Sensör
Aðlarý ile Konum Belirleme" konulu projeleriyle birinci
oldular.
27 Mayýs 2006'da Doðuþ Üniversitesi Acýbadem Yerleþkesi'nde
sonuçlanan yarýþma, Doðuþ Üniversitesi'nin IEEE Öðrenci Kolu ile
Elektronik ve Haberleþme Mühendisliði Bölümü ortaklaþmasýyla
gerçekleþtirildi.
Kasým 2005'te çalýþmalarýna baþlayan yarýþmanýn, Türkiye'de
Elektronik Mühendisliði ve ilgili bölümlerde lisans eðitimi almakta
olan öðrenciler arasýnda bilgi ve deneyim deðiþimi için fýrsatlar
saðlamak ve öðrencilere yaptýklarý çalýþmalarý baþkalarýna sunma
ve deðerlendirme olanaðý yaratmak amacýnda olduðu belirtiliyor.
Osman Ceylan ve Deniz Sümbüllü'nün hazýrladýðý "Telsiz Sensör
Aðlarý ile Konum Belirleme" adlý proje birinci olurken, ikinciliði
Baþkent Üniversitesi öðrencileri Bilgi Tansu Dönmez ve Kürþat
Yanarateþ, "Sedimantasyon Cihazý Tasarýmý" ile aldý. Üçüncülük ise
"Akýllý Ev - Ev Otomasyonu" projesi ile Yedi Tepe Üniversitesi
öðrencisi Onur Kervancýoðlu'nun oldu.
güncel
Proje yarýþmalarýna
girecek arkadaþlara
tavsiyeler
güzel bir artý. Projenizin çözüm üretmesi ve çözüm
üretirken gerçekçi olmasý projenizin deðerini
arttýrýr. Su seviyesini herkes ölçebilir ama herkes
kablosuz olarak gönderemeyebilir. Böylece kablo
masrafýndan kurtulursunuz, sisteminiz taþýnabilir
örneðin. Trafiði izlemek için her araca cihaz
koymak bir çözümdür ama böyle bir iþ kaðýt
üzerinde kalan bir hayal olur sadece.
Bizim derece aldýðýmýz proje bir bitirme
ödevidir. Proje yarýþmalarý öðrencileri çalýþmaya
teþvik etmekle kalmýyor, ayný zamanda öðrencileri
ödüllendirerek büyük bir manevi haz da saðlýyor.
Birçok mühendislik öðrencisi arkadaþýn bir projeye
dahil olup ya da kendisi bir projenin baþýna geçip
birþeyler öðrenmenin yanýnda yapmanýn,
keþfetmenin, çalýþtýrmanýn hazzýný duymak
istediðine eminiz. Belki de bu emeðin ardýndan bu
çalýþmanýn ödüle layýk görülerek kendimize
güvenimizin pekiþtirilmesi. Biz de ilk tercih olarak
ÝTÜ'yü yazarken bu hayalle gelmiþtik.
Þimdi
katýldýðýmýz
birkaç
yarýþmadan
edindiðimiz izlenimleri sizlerle paylaþarak proje
yarýþmalarýna hazýrlanan ya da hazýrlanmayý
düþünen arkadaþlara yol gösterme anlamýnda
birkaç konuda fikir ve bilgi vermek istiyoruz.
Bunlar proje yarýþmalarýndaki kurallar deðil
elbette. Sadece proje yarýþmalarýna girmeyi
düþünen, bir türlü cesaret edemeyen arkadaþlara
küçük bir tetikleme, zaten gireceðim diyenlere
ipucu mahiyetinde izlenimler.
Öncelikle proje yarýþmalarýnýn ilk maddesi
"Özgün Proje"dir. Elbette çok özgün bir proje
yapmak son derece baþarýlý bir iþtir. Ancak bu
durumdan korkup nice güzel bitirme projelerinin
yarýþmalara katýlmadýðýný gördük. "Benim
projem sýradan, yarýþmada neler vardýr kim
bilir?" diye düþünmemek gerekir. Bir örnek
vermek gerekirse, önceki yýllarda bir kaptaki sývý
seviyesini ölçüp bunu radyo dalgasý ile merkeze
ileten bir proje mansiyon almýþtý bir yarýþmada.
Sývý seviyesi ölçmek, bunu bir yere göndermek
çok sýradan bir olaymýþ gibi görünse de projenin
derinliklerine inildiðinde orada ne gibi sorunlar
çýktýðý, sizin onlara nasýl çözümler ürettiðiniz
önem kazanmaktadýr. Bu nedenle proje yapan
arkadaþlara mutlaka yarýþmalara katýlmalarýný
öneriyoruz.
2.
Sunumlar sýrasýnda jüri üyeleri projenizin
sözlü anlatýmýndan sonra ek olarak yaptýðýnýz iþi
de görmek için size zaman ayýrýyor. Bu da jüriyle
daha çok zaman geçirmek demek oluyor ki
genelde kýsa tutulan sunumda anlatamadýðýnýz
noktalarý ya da daha ayrýntýlý bahsetmek
istediðiniz noktalarý uzun uzun anlatabiliyorsunuz.
Jüri de sizle diyaloða girerek aklýna takýlanlarý
soruyor ve karþýlýklý bilgi iletiþimi sonucunda
jürinin gözünde daha farklý olabiliyorsunuz.
3.
Proje sunumlarýnda genel tanýmlardan
fazla bahsederek hem zamaný harcamamak hem
de jürinin ilgisini daðýtmamak gerek. Proje
sunumlarýnýzý hazýrlarken görsel öðelerin sýk yer
almasýna dikkat edin. Resim, þekil, grafik, analiz
sonucu, formül ve sadece konu baþlýklarýný koyun.
Tüm açýklamalarý sözlü olarak siz aktarýn. Jüriyle
göz temasýndan kaçýnmayýn.
4.
Projenizde
karþýlaþtýðýnýz
önemli
sorunlarý ve bu soruna önerdiðiniz çözümü
anlatýrken cömert olun. Çünkü asýl önemli olan
sizin yaratýcý fikirlerinizdir. Bu sorunu çözmek için
yararlandýðýnýz kaynaklardan bahsedin. Proje
gerçekleþtirilinceye kadar kullandýðýnýz test
cihazlarýndan bile bezen bahsedilmesi gerekebilir.
5.
Projenizi sergilerken çoðu zaman en
önemli anda sorun çýkar. Hiç telaþa kapýlmadan
tekrar baþtan alýn. Sonuçta siz piyasaya
sunulacak bir mal deðil, bir öðrenci projesi
yaptýnýz. Jüri de genelde olumlu karþýlar küçük
sorunlardan doðacak aksilikleri.
6.
Son olarak giyiniþinize özen gösterin. Bir
mühendise yakýþan þýklýkta ve ciddiyette
giyinmeniz çevrenizde güzel bir etki býrakýr.
Proje ödülleri 1500 YTL, 1000 YTL ve 750 YTL olarak belirlendi.
Gelelim yarýþmalarda jürinin dikkat ettiði
noktalara...
Tüm arkadaþlara baþarýlar diler, ÝTÜ'nün adýný
ve kendi adlarýný en güzel yarýþmalarda
duyurmalarýný dileriz.
Yarýþma birincisi projenin sahipleri, gazetemize, “proje
yarýþmalarýna katýlmak isteyen öðrencilere tavsiyeler” konulu
bir yazý hazýrladýlar. Yan taraftaki yazý, proje yapmak isteyen
arkadaþlara ýþýk tutacaktýr.
1. Projenizin gerçeklenebilir olmasý önemlidir.
Örneðin çalýþan bir makineniz, devreniz,
benzetiminiz (simülasyon) varsa bu sizin için
Osman Ceylan ([email protected])
Deniz Sümbüllü
Elektronik Mühendisliði 2006 mezunlarý
GÜLÜMSETMEYE TAM GAZ DEVAM
Geçtiðimiz yýlýn bahar dönemi ÝTÜ Yabancý Diller Yüksekokulu Sosyal
Kültürel Merkez (SKM) asistanlarýnýn ve diðer gönüllülerin yoðun çalýþmasý
sonucu gerçekleþtirilen Gülümsetelim Sosyal Sorumluluk Kampanyasý bu
yýl da olanca hýzýyla devam etmekte. Bu iþe gönül verenler geçen yýl ziyaret
ettikleri hastanelere yenilerini de ekleyerek kampanyayý sürdürüyorlar. Gülen
her bir çocuk, her bir mutluluk belirtisi kampanyanýn devamlýlýðý için temel
oluþturuyor. SKM Koordinatörü sevgili hocamýz Mine Canýtez Özpay ve çiçeði
burnunda asker adayý SKM Yönetici Asistaný Enis Saðol'un eþsiz katkýlarý ile
devam etmekte olan kampanya, geleceðimiz dediðimiz çocuklarýmýzýn
gülümsemesi için, hatta bizlerin gülümsemesi, duyarlýlýðýmýzý gösterebilmemiz
için güzel bir ortam oluþturuyor. Açýlan her bir hediye paketi, yok olan
umutlarýn, gerçekleþmeyen hayallerin bir nebze olsun unutulmasýna; yüzlere
yansýyan mutluluk gülücükleri, kýsa süreli bile olsa “biz de bu hayatýn bir
parçasýyýz” demelerine yardýmcý oluyor. Ýkinci dönem farklý bir sosyal
duyarlýlýk kampanyasý ile bilinçli bireyleri yönlendirmeye devam edecek olan
SKM'yi çalýþmalarýndan dolayý tebrik ediyor ve bu duyarlýlýðýn devamýný
diliyoruz.
www.sosyalkulturelmerkez.com ve www.elele.itu.edu.tr internet
adreslerinden kampanya ile ilgili ayrýntýlý bilgiye ulaþabilirsiniz.
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
7
kasým 2006
ÝTÜ/BÝDB Ýçerik Yönetim Sistemi
BÝDB, ÝTÜ öðrencilerine, akademisyenlere ve
idari personele Mayýs ayýndan itibaren web
tabanlý Ýçerik Yönetim Sistemini (ÝYS) hizmete
sunmuþtur. Hali hazýrda 20'nin üzerinde birim
ÝYS'den yararlanmaktadýr. ÝYS'de yetkilendirilmiþ
kiþiler ÝTÜ kullanýcý hesaplarý ile sisteme
baðlanýp yetkileri çerçevesinde sayfalarýn
içeriðini güncelleyebilmektedirler.
ÝYS, kullanýcýlarýna þu hizmetleri sunmaktadýr;
Her yerden ve her zaman dinamik web sayfasý oluþturma
Sayfalara eriþim haklarýnýn belirlenmesi
Dinamik menü oluþturma
Belge ekleme ve sayfada yayýmlama
Haber ve duyuru yönetimi
Sýkça sorulan sorularýn yönetimi
Ýletiþim sayfasý ve cevaplama iþlevi
Kullanýcý ekleme ve kullanýcý izinleri tanýmlama iþlevi (yetkilendirme)
Otomatik site haritasý oluþturma
Site sayfalarýnda ve ekli belgeler içinde arama
Site oluþturmada yardýmcý videolar
Ayrýca web sitenizi oluþtururken size yol gösterecek yardým videolarýný
izleyerek sistemi daha hýzlý ve daha kolay kullanabilirsiniz.
ÝYS kapsamýnda kullanýcýlar sayfanýn içeriðini, menü yapýsýný web
tabanlý yönetim ara yüzünden belirleyebilmektedirler. Siteyi
düzenlemesi için yetkilendirilen kiþilerin ÝTÜ kullanýcý hesaplarýný
kullanmalarý yeterlidir. Yani ÝYS yi kullanmak için farklý kullanýcý adý ve
þifre kullanmanýz gerekmemektedir. ÝYS otomatik olarak site haritasý
oluþturmaktadýr. Siteye yeni menü baþlýklarý ve alt sayfalar
eklendiðinde site haritasý kendini bu deðiþiklikleri yansýtacak þekilde
güncellemektedir. Sisteme bütünleþmiþ olan arama motoru site
içeriðinde ve siteye eklenebilen belgeler (Word, Excel, Metin(.txt) ve
Power Point) içerisinde arama yapabilmektedir. Siteye eklediðiniz
sayfalarý sisteme bütünleþmiþ olan metin düzenleyicisinden
güncelleyebilirsiniz. Metin düzenleyicisinde baðlantý ekleme, resim
ekleme, tablo ekleme, yazý fontu deðiþtirme iþlevleri bulunmaktadýr.
Birimler site sayfalarýna eriþim seviyelerini belirleyebilirler. Bu seviyeler,
"sadece birim mensuplarýna açýk", "sadece ÝTÜ mensuplarýna açýk" ya
da "herkese açýk" olarak 3 seviyelidir. Bu durumda sayfanýn içeriðine
eriþmek isteyen kiþilerin ÝTÜ kullanýcý adý ve þifrelerini kullanmalarý
gerekmektedir.
Kimler için uygundur?
Web sayfasý ihtiyacý olan ÝTÜ birimleri, az da olsa bilgisayar
kullanýmýna yatkýn olan, site içeriðini bizzat hazýrlayabilecek zaman ve
becerisi olan, belirlenen yapýnýn dýþýnda ihtiyaçlarý olmayan, birimler,
kulüpler, çalýþma gruplarý ve benzeri yapýlar için uygundur.
Ýçerik Yönetim Sistemi temelde birimler, kulüpler, çalýþma gruplarý ve
benzeri yapýlar için tasarlanmýþ olup, kiþisel web sayfasý hizmetinden
yararlanmak isteyenler mevcut kiþisel web sayfasý hizmetini
kullanabilirler.
ÝYS kullanýlarak hazýrlanmýþ bazý sayfalar
Kart Ýþlem Merkezi
http://kim.itu.edu.tr
Avrupa Birliði Merkezi
http://www.eucentre.itu.edu.tr/
Denizcilik Fakültesi
http://www.df.itu.edu.tr
Denizcilik F. Ýngilizce
http://www.maritime.itu.edu.tr
Yurtlar ve Burslar Ofisi
http://www.yurtburs.itu.edu.tr
ÝYS'den yararlanmak isteyen birimlerin BÝDB web sayfasýnda
bulunan dilekçe ile baþvurmalarý yeterli olacaktýr.
Daha fazla bilgi için; www.bidb.itu.edu.tr >> Hizmetler >>
Uygulama Hizmetleri >> Ýçerik Yönetim Sistemi
www.gazete.itu.edu.tr
8
arýyorum
kasým 2006
bilim teknoloji
ANKA KUÞU
ÝTÜ'DE HAYAT BULDU
Anka Helikopteri, her yýl
American Helicopter Society
(AHS) tarafýndan düzenlenen
tasarým yarýþmasýnda "en iyi
ilk kez katýlan" derecesi ve
üçüncülük aldý.
ÝTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Yüksek
Lisans öðrencilerinden oluþan dokuz kiþilik bir ekibin
çalýþmasý olan Anka Helikopteri, yarýþma kriterleri
olan tasarýmda özgünlük, yüksek performans,
düþük maliyet, hafiflik, dayanýklýlýk ve güvenilirlik
konusunda yeterlilik gösterdi. "Genel" ve "ilk kez
katýlanlar" olmak üzere iki alanda deðerlendirilen
yarýþmada; Anka Helikopteri, genel sýralamada
üçüncü olurken ilk defa katýlanlar arasýnda da
birinci oldu. Yarýþmada ilk iki sýrayý geçen yýllarda da
olduðu gibi Georgia Institute of Technology
Üniversitesi ve University of Maryland
Üniversitesi aldý.
ÝTÜ
Uçak
Mühendisliði
Bölümü
öðretim üyelerinden Prof.
Dr. Süleyman Tolun'un
danýþmanlýðý,
motor
tasarýmý kýsmýnda Doç. Dr.
Fýrat Oðuz Edis'in katkýlarý
ile ilk defa ROTAM
(Rotorlu Araçlar Tasarým
ve
Mükemmeliyet
Merkezi)
üzerinden
Takým Lideri Utku Türkyýlmaz
katýldýklarý yarýþma ve
Anka projesi hakkýnda Takým Lideri ve Genel Sistem
Tasarýmý sorumlusu Utku Türkyýlmaz, "Katýlmýþ
olduðumuz yarýþma helikopter tasarýmý yarýþmasý ve
yarýþmaya katýlan takýmlarýn hepsi yüksek lisans ve
lisans öðrencilerinden oluþmuþtu. Tecrübe bu
yarýþmada en çok ön plana çýkan unsur oldu. Ýlk ikiye
giren takýmlarda bu açýkça görüldü. Raporlarýndaki
sunum becerileri; giriþ, geliþme ve sonucu en iyi
þekilde oluþturmalarý baþarýlarýndaki önemli
etkenlerdendi. Kýsacasý raporlarýna baktýðýnýz vakit
bir birikim olduðunu görebiliyordunuz. Bunun
yanýnda çok iyi de organize olmuþlardý. Bizim bu
noktalarda eksiklerimiz oldu. Ancak bizim projenin de
artý taraflarý vardý. Örneðin tasarýmýnýn özgünlüðü
buna örnek verilebilir. Bununla aðýrlýklý olarak Hasan
arkadaþýmýz ilgilendi. Zaten kendisi daha önce
hidrojen arabasýnýn tasarýmýnda da görev almýþtý.
Özellikle uç boyutlu görünümler gayet güzel oldu,"
açýklamalarýnda bulundu.
Kavramsal Motor Tasarýmý
sorumlusu Hakan Yeþilel
ise elde ettikleri baþarýyý
"Hedefimiz
buydu,
bekliyorduk bu baþarýyý.
Yani ilk defa katýlanlar
arasýnda
ilk
sýrayý
alacaðýmýzý düþünüyorduk.
Nitekim
de
genel
sýralamada üçüncü olurken
Kavramsal Motor Tasarýmý
ilk defa katýlanlar arasýnda
Sorumlusu Hakan Yeþilel
da ilk sýrayý aldýk." þeklinde
ANKA HELÝKOPTERÝ TAKIMI
TAKIMI
yorumladý.
Anka Helikopteri, yaklaþýk 2000 metre irtifada iki
saat aský uçuþu yapabilecek iki kiþilik bir eðitim
helikopteri olarak tasarlandý. Bunun için de hem
motor tasarýmý hem de helikopter tasarýmý üzerinde
çalýþýldý. Bu çalýþmalarý Hakan Yeþilel þu þekilde
özetledi: "Baþlangýçta bir ön tasarým yaptýk.
Yarýþmanýn içeriðinde helikopterin yaný sýra motorun
tasarýmý da vardý. Böylece bir yandan helikopter
tasarýmýný bir yandan da motor tasarýmýný yürüttük.
Niye böyle yaptýk; çünkü motor tasarýmý da en az
helikopter tasarýmý kadar yorucu bir iþ. Bu yolla hýzlý
ve dahasý verimli bir çalýþma yapmamýzý saðladýk
diyebilirim. Anka iki kiþilik türbün motorlu bir eðitim
helikopteri olarak tasarlandý. Bu helikopterler
genelde piston motorlu olarak tasarlanýr. Normal
helikopterlerde bu tip motorlar bazý sorunlara yol
açýyor. O yüzden türbün motorlu helikopter yapmak
istedik. Bir motor tasarýmýnda motorun verimi için
hassas dengeler vardýr. Mesela komprasörün
sýkýþtýrma oranýnýn hesaplanmasý ya da motor ne
kadar güç verecek bunun belirlenmesi hep motor
tasarýmý sýrasýnda gözetilmesi gereken unsurlardýr.
Kýsaca bu ve buna benzer parametreleri belirlemek,
bir anlamda motor tasarýmýdýr.
American Helicopter Society (AHS), havacýlýk
ve helikopter endüstrisinde dünya çapýnda
profesyonel ve teknik anlamda güçlü bir kuruluþtur.
1943'den beri helikopter endüstrisi alanýnda
konferanslar ve yarýþmalar düzenlemekte, bilimsel
dergiler ve kitaplar yayýnlamakta ve çeþitli eðitimler
vermektedir. Bunun yanýnda disiplinlerarasý alanda
yürüttüðü çalýþmalar ile askeri ve sivil anlamda
havacýlýk sektörüne katkýda bulunmaktadýr.
Bu sevindirici baþarýnýn ardýndan Türkiye'deki
havacýlýk ve uzay araþtýrmalarýna yaklaþýmýn ne
düzeyde olduðu konusunda Anka ekibinin
görüþlerini aldýk. Utku Türkyýlmaz: "Türkiye'de
havacýlýk araþtýrma ve geliþtirme alanýnda bir
patlama yaþanýyor diyebiliriz. Sektör bazýnda da
iyileþmeler var, mezun olan herkes iþ bulabiliyor.
Özel havacýlýk þirketleri yatýrýmlar yapýyor, özellikle
araþtýrma ve geliþtirme aðýrlýklý. Ayrýca askeriyenin
havacýlýk üzerine katkýlarý çok fazla. Sonuç olarak
gerek araþtýrma gerekse uygulama alanlarýnda
geliþmeler çok olumlu." diyerek düþüncelerini dile
getirirken; Hakan Yeþilel de "Aslýnda Rotam'da
www.gazete.itu.edu.tr
Utku Türkyýlmaz: Takým lideri ve Genel Sistem Tasarýmý
Hasan Ýbaçoðlu: Yapýsal tasarým ve katý modelleme
Sedat Süsler: Performans ve maliyet analizi
Hakan Yeþilel: Kavramsal motor tasarýmý
Resul Açýkyol: Aerodinamik analiz
Serhat Yýlmaz: Genel tasarýma destek
Evren Öner: Rotor tasarýmý
Ali Özel: Motor tasarýmýna destek
Murat Bronz: Genel tasarýma destek
Danýþman: Prof. Dr. Süleyman Tolun
Tolun
yapýlan sadece helikopter tasarlamak ve üretmek
deðil. Rotam havacýlýk araþtýrma ve geliþtirme
projeleri üretiyor. Bu anlamda da çeþitli projeler
geliþtiriliyor. Bundan dolayý da Rotam bünyesinde
çok fazla proje yapýlýyor. Rotam'da yüksek lisans
öðrencileri yarý zamanlý çalýþýyor. Onun dýþýnda
hocalarýmýz baþýmýzda bulunuyor, çalýþmalarý
yürütüyor." þeklinde konuþarak Rotam'ýn bu konuda
yaptýðý çalýþmalardan ve iþleyiþ biçiminden bahsetti.
Son olarak gelecek sene bu yarýþmaya ekipteki
çoðu arkadaþlarýnýn yüksek lisans tezlerini
hazýrlayacaklarýndan dolayý katýlamayacaklarýný
belirten Anka projesi ekibi, eðer bu yarýþmaya
katýlacak olan arkdaþlar olursa seve seve
tecrübelerini paylaþacaklarýný da eklemeyi ihmal
etmediler.
Sefa Demir
arýyorum
9
kasým 2006
bilim teknoloji
VISION'da üçüncülük
ÝTÜ Gemi Ýnþaatý ve Deniz Bilimleri Fakültesi
öðrencilerinden Yasemin Usal, Hakan Þen
ve Serdar Mete ile hazýrladýðý, "On & Under
Water Yacht" adlý projesiyle, geleceðin
gemilerinin ve yüzer yapýlarýnýn tasarýmý ile
ilgili "NoE VISION STUDENT CONTEST"
yarýþmasýnda üçüncülük aldý.
Avrupa Birliði’nin 6.
Çerçeve Programý
dahilinde “VISION” adýyla
baþlayan proje, deniz
araçlarý ve yüzer yapýlar
için geleceðin tasarýmlarýný
oluþturmayý amaçlýyor. Ýlk
etabýna üniversitelerle
baþlayan projede Avrupa
üniversitelerini, WEGEMT
adý verilen ve ÝTÜ'nün de
içinde bulunduðu 40
Avrupa üniversitesinin
oluþturduðu bir birlik temsil
ediyor.
Geleceðin fikirlerini
oluþturmayý amaçlayan
yarýþmaya, 13 ülke ve 18
farklý üniversiteden 103
öðrenci kaydoldu. Ön
deðerlendirme sonrasý 18
projenin deðerlendirildiði
yarýþmada üçüncülüðü,
ÝTÜ Gemi Ýnþaatý ve Deniz
Bilimleri Fakültesi öðrencisi Yasemin Usal liderliðindeki proje
aldý. Ayný zamanda ÝTÜ’den "200 metrelik trimaran tipli barge
taþýyýcý”, “Yüksek hýzlý Multihull feribot” ve “Açýkdeniz yüzer
kumarhane” projeleri yarýþmaya katýldý.
5 Ekim 2006 Perþembe günü Oslo'da (Norveç) yapýlan
törende konuþma yapan Avrupa Birliði Komisyonu Baþkan
Yardýmcýsý Günter Verheugen, yaptýðý konuþmada Türkiye'ye
atýfta bulunarak Avrupa Birliði'ne grime sürecinde olan
Türkiye'den böyle bir tasarým çýktýðý için memnun olduðunu ifade
etti.
Üçüncülük alan proje, su altýnda denizaltý gibi hareket
ederken su üzerinde motoryat özellikleri gösteriyor.
Yarýþmada birinci, ikinci ve üçüncü olan projelere ise 5.000,
3.000 ve 2.000 Avro ödül verildi.
www.maritime-visions.net adresinde 'Latest News'
kýsmýnda yarýþmanýn diðer kazananlarýný ve yarýþmayla ilgili
diðer detaylarý bulabilirsiniz.
On & Under Water Yacht
Yasemin Usal'ýn ayný zamanda lisans bitirme tezi olan bu projenin amacý lüks megayat
sektöründe bir devrim olarak nitelendirilebilecek özelliklere sahip, hem su altýnda hem su
üstünde seyredebilen bir yat tasarýmý yapmaktýr. 16'sý kaptan ve tayfa olmak üzere toplam
36 kiþiyi aðýrlayabilecek olan bu yat, su altýnda 20 m derinliðe kadar dalabilmektedir.
Projede hayal gücü ve yaratýcýlýk ön planda tutularak "geleceðin rüya yatý" tasarlanmýþtýr.
Yat, su üstündeyken tipik bir motoryata benzemektedir. Su altýna iniþ içinse bazý yer
deðiþimleri ile vatos balýðýný andýran bir denizaltýna dönüþmekte. Bu özellik, hem denizaltý
güzelliklerinin seyredilmesini hem de herhangi bir deniz patlamasý veya fýrtýna anýnda, rota
deðiþtirmeye ya da fýrtýnanýn dinmesini beklemeye gerek kalmadan seyre devam etmeyi
saðlýyor.
Boyu yaklaþýk 70 m, geniþliði 16.5 m, yüksekliði 12 m, draftý da 6 m olan bu yatta, güç
kaynaðý olarak hidrojen yakýt pilleri, sevk sistemi içinse azimut podlar kullanýlmýþtýr.
www.gazete.itu.edu.tr
10
arýyorum
kasým 2006
asýrlardýr çaðdaþ
En iyi Türk üniversitesi ÝTÜ
Geçtiðimiz haftalarda yapýlan ve 2200 akademisyenin görev aldýðý en baþarýlý dünya
üniversiteleri araþtýrmalarý sonucunda 520 üniversitelik liste oluþturdu. Listeye Türkiye’den
dört üniversite girdi. Türk üniversiteleri arasýnda en üstte olan Ýstanbul Teknik Üniversitesi
349. sýrada yer aldý.
www.topuniversities.com sitesinde yayýnlanan listeye göre birinci sýrada “Harvard
University” (Amerika), ikinci sýrada “University Of Cambridge” (Ýngiltere) ve üçüncü
sýrada ise “University of Oxford” (Ýngiltere) bulunuyor.
Liste, üniversitelerdeki araþtýrma kalitesi, mezunlarýn istihdamý, uluslararasý görünüm ve
eðitim kalitesi kriterleri esas alýnarak hazýrlanmýþ. Listeye Türkiye’den giren diðer
üniversiteler ise þöyle: Ýstanbul Üniversitesi - 358, Bilkent Üniversitesi - 401, Sabancý
Üniversitesi - 454.
Öðrencilerin Sýrdaþý:
Yaþar Abi
Vadi yurtlarýnda
geceden sabaha
kadar ýzgara yapan
ve öðrencilerin
dert ortaðý haline
gelen Yaþar Abi
(Yaþar Çeliker), ÝTÜ
yýllarýndan
bahsetti.
Özellikle yurtlarda kalan
öðrenciler onu tanýr. Hele
ki Vadi yurtlarýnda geceleri
uyanýk olan arkadaþlarýn
birincil sohbet yeridir Yaþar
Abi'nin ýzgarasýnýn önü.
Çalýþanlar arasýnda
öðrencilerle samimiyeti en
iyi olan kiþidir diyebiliriz. Bunun nedenini sorduðumuzda ise
gençlerin psikolojisinden iyi anladýðýný söylüyor. Bu yüzden iyi
hizmet verdiðini anlatýyor. Hem yapýsýndan hem de esnaf ruhlu
bir insan olduðundan insan iliþkilerinin iyi olduðundan
bahsediyor. Katýlmamak mümkün deðil.
ÝTÜ Yaþar Abi'ye çok þey öðretmiþ. Öðrencileri iyice tanýmýþ.
Bu yüzden Vadi yurtlarýnda gece ýzgara yapma önerisini de
kendisi getirmiþ. Çok çeþit sunmaya çalýþýyor. Gecenin bir
yarýsýnda, Yaþar Abi'nin ýzgarasýndan sucuk, tavuk, köfte hatta
balýk yiyebiliyorsunuz...
Yaþar Abi ÝTÜ'de olmaktan memnun olduðunu ve bu iþi
severek yaptýðýný söylüyor. Öðrencilerden tek þikayeti ise
masalarý kirli býrakmalarýymýþ. "Biraz etrafý temiz býraksak..."
diye serzeniþte bulunuyor biraz da.
ÝTÜ öðrencilerine de þu mesajý býrakýyor Yaþar Usta: "Mimar
olsun mühendis olsun, faydalý þeyler üretsinler Türkiye için.
Boþ tartýþmalara girmesinler, mesajlarým budur. Sonuçta
ÝTÜ parmakla gösterilen bir üniversite. Ýnþallah bu sonuna
kadar da böyle devam eder."
Firmalar ÝTÜ’lü Ýstiyor
ÝTÜ Mezunlarý Derneði Ayazaða Yerleþkesi’ne taþýndý. Derneðin
genç müdiresi Suzan Karaibrahimoðlu, daha çok öðrenci ve yeni
mezunumuzla iletiþim kurulmasý gerektiðini söylüyor. Bütün öðrencilerin
derneðe uðrayabileceðini, çeþitli projeler için komisyon kurabileceklerini
belirtiyor. Önemli bir konu ise, birçok firmanýn ilk olarak mezunlar
derneðine baþvurarak, yeni mezun talep etmesi.
ÝTÜ Mezunlarý Derneði 1989 yýlýndan beri faaliyet gösteriyor. Geçtiðmiz yýl ortalarýnda dernek müdürü
olarak göreve baþlayan, ÝTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliði mezunu Suzan Karaibrahimoðlu,
derneðin yeni projeleri ile ilgili önemli bilgiler verdi.
ÖZGEÇMÝÞLERÝNÝZÝ GETÝRÝN
Derneðin son zamanlarda üzerinde önemle durduðu
“Kariyer Projesi” var. Bu proje iki ayakta yürütülüyor. Bir ayaðý
yeni mezunlar için, diðer ayaðý ise öðrenciler için. Yeni
mezun ayaðýnda, iþ yaþamýna yönlendirmek, uygun iþ
bulmak veya talepleri sunmak, iþ konusundaki deneyimleri
aktarmak. Bu konuda önemli bir sýkýntýnýn yeni mezunlardan
fazlaca talep gelmemesi olduðunu söyleyen Karaibrahimoðlu,
yeni mezunlarýmýzýn mutlaka özgeçmiþlerini derneðe
býrakmalarýný istiyor. Çok önemli firmalardan iyi pozisyonlar
için iþ teklifleri olduðunu ve firmalarýn pek çoðunun ilk olarak
derneðe baþvurduklarýný belirten Karaibrahimoðlu, “Secret
CV” ile iþ bulma konusunda da bir iþbirliði yaptýklarýný
söylüyor.
Kariyer Projesi’nin diðer ayaðýný ise öðrencilere mezunlar
tarafýndan yapýlan danýþmanlýk oluþturuyor. Öðrenimleri
süren öðrencilerin, kendi bölümlerinden mezunlarý tarafýndan
bire bir danýþmanlýk hizmeti verilmesini öngören proje,
geçtiðimiz yýl “100 Öðrenci 100 Mezun” sloganýyla baþlamýþ
ve olumlu tepkiler almýþtý.
Danýþman mezunlarýn, iþ yaþamýnda çok önemli
pozisyonda olduklarýný belirten Karaibrahimoðlu, bu projeyle
öðrencilerin iþ dünyasýnda karþýlaþabilecekleri ile ilgili önemli
bilgi saðlayacaklarýný ve mezunlarýn bu projeye çok olumlu ve
istekli baktýklarýný belirtiyor.
ÝTÜ Mezunlarý Derneði bu yýl öðrenci-mezun
buluþmalarýna aðýrlýk verecek. Çeþitli kuruluþlarýn,
holdinglerin sahibi, yöneticisi ÝTÜ mezunlarý, sýk aralýklarla
ÝTÜ öðrencileriyle buluþacaklar. Karaibrahimoðlu,
öðrencilerden gelecek her türlü talebe açýk olduklarýný,
öðrencilerin de aralarýnda bulunduðu komisyonlar kurmak
istediklerini ve daha çok eyleme dönük iþler yapmak
gerektiðine deðiniyor.
ÝTÜ Mezunlarý Derneði, ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi,
Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin giriþ katýnda bulunuyor.
www.itumd.org.tr sitesinden bilgi alabilir, özgeçmiþlerinizi
býrakabilirsiniz. Dernek merkezine haftaiçi her gün gelebilir,
fikir paylaþýmýnda bulunabilirsiniz. Ayný zamanda ÝTÜ logolu
ürünleri, özel öðrenci indirimi ile satýn alabilirsiniz.
Tel: 0212 3283454-55-56-57
[email protected]
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
11
kasým 2006
güncel
1. ULUSAL UZAKTAN ALGILAMA-CBS ÇALIÞTAY VE PANELÝ-2006:
UZAKTAN ALGILAMA-CBS ENTEGRASYONU
Uzaktan Algýlama ve Coðrafi Bilgi Sistemi. Çaðýmýzýn önemli teknolojik gereklerinden olan bu alanlar, ÝTÜ
Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý tarafýndan bir çalýþtay ve panel ile buluþuyor. 27-29 Kasým 2006 tarihlerinde ilki
düzenlenecek olan çalýþtay dizisi, bu alanlarda çalýþan mühendis, uygulamacý ve araþtýrmacýlarý biraraya getirip,
ortak bir platformda tartýþmalarý, koordinasyon ve iþbirliði olanaklarýný araþtýrabilmeleri amacýný taþýyor.
Birçok teknik ve bilimsel kaynak incelendiðinde
uzaktan algýlama için, genel anlamda "cisimlerle
fiziksel bir temasta bulunmaksýzýn onlarýn fiziksel
özellikleri hakkýnda bilgi sahibi olabilmek", Coðrafi
Bilgi Sistemi (CBS) için ise "arazi kullanýmýnýn, doðal
kaynaklarýn, çevrenin, ulaþýmýn, kentsel araçlarýn ve
diðer tüm idari belgelerin planlanmasýnda ve
yönetiminde karar vericilere teknik destek saðlamak
amacýyla hazýrlanmýþ, yeryüzü ile ilgili çok geniþ
hacimli coðrafi referanslanmýþ verileri veya mekansal
(geospatial) verileri (dijitalleþtirilmiþ haritalar, hava
fotoðraflarý, uydu görüntüleri, istatistiksel tablolar vb.)
elde eden, depolayan, kontrol eden, entegre eden,
analiz eden ve görüntüleyen programlar" þeklindeki
ifadelerin en açýklayýcý tanýmlar olduðu söylenebilir.
1970'li yýllarda yeryüzünü araþtýrma amaçlý ilk
LANDSAT uydusunun ABD tarafýndan uzaya
fýrlatýlmasýyla uzaklýk kavramýnýn, yüzlerce, binlerce,
hatta onbinlerce km olarak; klasik algýlayýcýlarýn da
uydulara
yerleþtirilmiþ
algýlayýcýlar
olarak
tanýmlanmasý sonucu uzaktan algýlama kavramý daha
spesifik bir anlam kazanmýþtýr. CBS'nin ise, bazý CBS
yazýlýmlarýnýn ilk ortaya çýktýðý 1980'li yýllar ayrý
tutulursa, 1960'lý yýllarda haritalarýn güncellenebilme
olanaðýný da saðlayacak þekilde dijitalleþtirilerek
bilgisayarlara yüklenebilmesi sonucu oluþtuðu
söylenebilir. CBS kavramýnda kritik kelime olan
coðrafya ile verilere yeryüzünde mekansal bir anlam
kazandýrýlmakta, bu verilerle iliþkili verilere ise
öznitelik (attribute) verileri denilmektedir. Örneðin ÝTÜ
Ayazaða Kampüsü'nün bulunduðu coðafi konumun
mekansal veri özelliði taþýdýðý, ancak ÝTÜ'de verilen
eðitimin düzeyi, akademik birim sayýsý, öðrenci ve
öðretim elemaný sayýsý vb. gibi bilgilerin ise öznitelik
verileri olduðu dikkate alýndýðýnda, bu iki deðiþik veri
türünün entegrasyonu ile, oluþturulacak CBS'ne
problem çözücü bir nitelik kazandýrýlmýþ olmaktadýr.
UZAKTAN ALGILAMA VE CBS’NÝN ÖNEMÝ
Baþta uydularýn sinoptik görüþ özelliði (yani belirli
bir görüntüleme çerçevesine geniþ yeryüzü alanlarýný
sýðdýrabilme) olmak üzere, algýlayýcýlarýn spektral ve
mekansal özelliklerinin günümüze kadarki hýzlý
geliþimi uzaktan algýlama uygulamalarýna çok geniþ
bir perspektif kazandýrmýþ ve böylece uydu verilerinin
uygulama alanlarý her geçen gün hýzla artmýþtýr.
Ayrýca, diðer çeþitli yersel verilerle birlikte bu verilerin
de dijital CBS ortamýna kolayca aktarýlabilme ve
analiz
olanaklarýnýn
kullanýcýlarýn
hizmetine
sunulmasý, yani uzaktan algýlama-CBS entegrasyonu,
günümüzün en ilginç ve geniþ kullanýmlý entegre
teknolojilerinden birini oluþturmuþtur.
Dünyadaki çeþitli branþlardaki eðitim kurumlarý,
kamu kurum ve kuruluþlarý, askeri kurumlar, özel
sektör ve sivil toplum örgütleri tarafýndan uzaktan
algýlama ve CBS teknolojilerine büyük önem
verilmektedir. Ayný þekilde, ülkemizde de uzaktan
algýlama-CBS entegrasyonu özellikle son yýllarda
geniþ uygulama alanlarý bulmakta, bunun, geliþime
açýk çok popüler bir teknoloji durumuna geldiði açýkça
gözlenmektedir. Nitekim, örneðin tarým, jeoloji, bölge
planlama, astronomi, haritacýlýk, deniz bilimleri,
hidroloji, arkeoloji vb. gibi uygulama alanlarýnda
yararlanýlan teknolojilerin baþýnda uzaktan algýlamaCBS entegrasyonu gelmektedir. Ancak, üniversitelerin
çeþitli birimlerinde, çok sayýda bakanlýklarda,
belediyelerde ve diðer çeþitli kamu kurum ve
kuruluþlarýnda, özel sektörde yoðun bir biçimde
uygulanan
bu
uzaktan
algýlama-CBS
entegrasyonunun, özel bir eðitim ve bilgi birikimi
gerektirdiðini de asla unutmamak gerekir. Zira, bunun
aksine bir düþünce veya davranýþ, yanlýþ, eksik
ve/veya yeterli doðrulukta olmayan sonuçlar elde
edilmesine, dolayýsýyla karar vericilerin de ciddi bir
biçimde yanýltýlmasýna neden olacaktýr.
ÝTÜ UZAKTAN ALGILAMA ANABÝLÝM DALI
ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý, Ýnþaat
Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliði
(lisans üstü programdaki adý Geomatik Mühendisliði)
bünyesindeki
5
anabilim
dalýndan
biridir
(www.ins.itu.edu.tr/uzak). Bu anabilim dalýnda 4
profesör, 1 doçent, 2 yardýmcý doçent ve 3 araþtýrma
görevlisi görev yapmaktadýr. Öðretim elemanlarý
çeþitli ulusal ve uluslararasý kuruluþlara üye olup, bu
kuruluþlarýn çeþitli alt birimlerinin baþkanlýk, eþ
baþkanlýk, koordinatörlük, uluslararasý hakemli dergi
editörlüðü gibi görevleri yürütmektedir. Öðretim üyeleri
tarafýndan ulusal ve uluslararasý sempozyumlar ve
çalýþtaylar düzenlenmiþ olup, anabilim dalý aktiviteleri
çerçevesinde, uluslararasý platformda saygýn bilim
adamlarý üniversitemizde çeþitli konferanslar
Prof. Dr. Derya Maktav
vermiþler ve önümüzdeki yýl da vermeye devam
edeceklerdir. Bölümde ve bölüm dýþýna, lisans ve
lisans üstü eðitimde, uzaktan algýlama, CBS ve dijital
görüntü iþleme baþta olmak üzere çeþitli dersler
verilmekte olup bugüne kadar 60 ulusal ve
uluslararasý bilimsel ve uygulama projelerine katkýda
bulunulmuþ veya yürütülmüþtür. Bunlardan biri olan
Uluslararasý Akdeniz Projesi, 1998 yýlýnda Council of
Europe, World Heritage, ve Ford tarafýndan verilen
Henry Ford European Conservation Awards 1998,
National Award ödülünü kazanmýþtýr. Uzaktan
Algýlama Laboratuvarý'nda çeþitli görüntü iþleme
yazýlým ve donanýmlarý ve ilgili diðer tüm donanýmlar
mevcuttur.
Ülkemizdeki uzaktan algýlama-CBS çalýþmalarýný,
çeþitli uydu verilerinin elde ediliþi, uzaktan algýlamaCBS entegrasyonu, uygulama alanlarý ve bu
konularda verilen eðitim olmak üzere dört ana baþlýkta
ele almak uygun olacaktýr. Gerek ülkemizdeki
kurumsal (ÝTÜ'de bir yer istasyonu bulunmaktadýr) ve
özel uydu yer istasyonlarý, gerekse uzaktan algýlamaCBS entegrasyonunun çok disiplinli uygulama alanlarý
ve bu konularda ülkemizde verilen eðitimlerin esaslarý
ve kalitesi konusunda saðlýklý bir koordinasyon ve alt
yapý oluþturmak gerekmektedir. Ülke ekonomisinde
verimlilik ve sürdürülebilirlik açýsýndan bu oluþum çok
önemli bir konudur.
1. UZAKTAN ALGILAMA - CBS ÇALIÞTAY ve
PANELÝ
Bu amaçla, ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý
tarafýndan, ülkemizdeki uzaktan algýlama-CBS
konularýnda çalýþan çeþitli jeodezi ve fotogrametri
mühendisleri (lisans üstü eðitimdeki adý geomatik
mühendisliði) ile birlikte, diðer çeþitli disiplinlerden
uygulamacý ve araþtýrmacýlarý bir araya getirip,
çalýþmalarýný sunmalarý, elde ettikleri sonuçlarý ve
karþýlaþtýklarý olasý sorunlarý ortak bir platformda
tartýþmalarý, koordinasyon ve iþbirliði olanaklarýný
araþtýrabilmeleri vb. gibi amaçlarla 27-29 Kasým 2006
tarihlerinde periyodik bir çalýþtay dizisinin ilki olmasý
planlanan 1. Ulusal Uzaktan Algýlama-CBS Çalýþtay
ve Paneli (UZAL-CBS-2006) düzenlenmektedir.
www.ins.itu.edu.tr/uzak/uzal-cbs
Prof.Dr.Derya Maktav
ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý Baþkaný
www.gazete.itu.edu.tr
12
arýyorum
kasým 2006
asýrlardýr çaðdaþ
Camia ÝTÜgenç’te
toplanacak
Mezunlarla öðrenci iletiþimini arttýrmaya yönelik atýlan önemli adýmlardan biri ve sonuncusu
ÝTÜgenç oldu. ÝTÜgenç’ten arkadaþlarla konuþtup haber yapmaya karar verdikten sonra bu metni
gönderdiler. Metni okuyunca samimiyetine kendimizi kaptýrýp, hiçbir düzenleme yapmadan
koymak istedik. Son derece önemli bir konu olan mezun-öðrenci iliþkisinin arttýrýlmasý ve
etkileþim saðlanmasý açýsýndan baþarýlý olabilecek bir oluþum (Arýyorum ÝTÜ Gazetesi)
ÖSS geçmiþ, tercih dönemine girmiþsiniz.
Kafanýz allak bullak her kafadan bir ses çýkýyor.
Sonra birden bir telefon, tatlý bir bayan önce
derecenizden dolayý sizi kutluyor, sonra da sizi
"ÝTÜ'lüler Birliði Derneðinin binasýnda yapýlacak
ÝTÜ tanýtým gününe" davet ediyor.
Þaþýrtýcý deðil mi? Þaþýrtýcý çünkü mezunlar
sizi, üniversitelerini tanýtmaya çaðýrýyor. Dernek
binasýna gidiyorsunuz sizi beyaz saçlý bir amca
karþýlýyor. Hangi bölüm hakkýnda bilgi almak
istediðinizi soruyor ve sizi bir masaya
yönlendiriyor. Masa da sizin gibi üniversite
adaylarýyla dolu. Sizin yaþlarýnýzda biri sorularý
cevaplýyor. Onun da öðrenci olduðunu ve gönüllü
olarak orada olduðunu sonradan öðreniyorsunuz,
okulla ilgili bir þeyler anlatýyor. Bu sýcak ortamdan
ayrýlýrken kafanýzýn bir köþesinde "Ýstanbul Teknik
Üniversitesi" yazýsý belirmeye baþlýyor.
Yerleþtirmeler açýklanýyor ve siz ÝTÜ'desiniz. Bir
iki gün sonra yine bir telefon, ayný tatlý bayan
tarafýndan sizin gibi ÝTÜ'yü kazananlar için
yapýlacak
"Tanýþma
Toplantýsýna"
davet
ediliyorsunuz. Yine gidiyorsunuz ayný dernek
binasýna. Bu sefer daha kalabalýk çünkü aileler de
davet edilmiþ toplantýya.
Toplantý
salonundan
kafanýzdaki
tüm
sorulardan arýnmýþ bir þekilde ayrýlýyorsunuz.
Ýstanbul'a
vardýðýnýzda
yerleþkeye
nasýl
gideceðinizden tutun, yurtlarýn tüm ayrýntýlarýný,
nerede ucuza yemek yiyeceðinizden yerleþkedeki
ortamlar dahil her þeyi öðreniyorsunuz.
Söylenenlerin hepsine yürekten inanýyorsunuz
çünkü bunlarý anlatanlar öðrenciler, anlattýklarýný
bizzat yaþayanlar.
Bu da yetmiyor, iki gün sonra ücretsiz
"Geleneksel Çeþme Tekne Turuna" ailenizle
beraber davet ediliyorsunuz. Tabi bu fýrsat kaçmaz
tatilinizin son günlerini de tekne turuyla
geçiriyorsunuz. Orada sizinle ayný bölümü
kazananlarla tanýþýyorsunuz, hatta yurttaki oda
arkadaþýnýzý belirliyorsunuz.
Tüm bunlarý kim neden yapýyor? Tüm bunlar
hepsi gönüllü olarak çalýþan ÝTÜ öðrencilerinin
kurduðu, merkezi Ýzmir'de bulunan ÝTÜ'lüler Birliði
Derneði Gençlik Kollarý tarafýndan, yani ÝTÜgenç
tarafýndan yapýlýyor.
ÝTÜgenç'in (ÝTÜ'lüler Birliði Gençlik Kollarý)
kurulmasýnýn altýnda yatan sebeplerin baþýnda
ÝTÜ öðrenci ve mezunlarýný ayný çatý altýnda
buluþturmak böylece ÝTÜ mensuplarý arasýndaki
iliþkilerde süreklilik saðlanmasý amacý geliyor.
Bunun dýþýnda ayný þehirden veya ayný okuldan
gelen öðrencilerin birbirleriyle iletiþimlerini
saðlamak böylece okula uyum sürecini en aza
indirmek yola çýkýþýmýzdaki en önemli noktalardan
biri. Bu uyum süreci ne kadar aza indirilirse
öðrencilerin verimliliklerinin o kadar yükseleceðini
düþünüyoruz. Ayrýca öðrencilere maddi manevi
destek saðlamak, ÝTÜ içindeki sosyal hayatý
canlandýrmak ve tüm ÝTÜ mensuplarýnýn teknik ve
kültürel bilgilerini arttýrmalarýna yardýmcý olmak ve
öðrencilerin projelerini hayata geçirebilmeleri için
destek saðlamak da amaçlarýmýz arasýnda.
2003 yýlýndan beri ÝTÜ'lüler Birliði Derneði
Ýzmir Þubesi’nin düzenlediði tanýtým toplantýlarý
Rektörlüðün de desteðiyle Öðrenci Danýþma
Merkezi (ÖDM) ile ortak yürütülmeye baþlandý.
Buradaki amacýmýz ÝTÜ'nün kalitesini ve eðitim
politikasýný en iyi þekilde tanýtmaktýr. Liselerde
yaptýðýmýz tanýtýmlar sonunda Ege bölgesinden
ÝTÜ'ye gelen öðrenci sayýsýnda kayda deðer bir
artýþ oldu. Bu sonuçla ne kadar gurur
duyduðumuzu belirtmek istiyoruz.
Peki
ÝTÜgenç
bu
amaçlarýný
nasýl
gerçekleþtirecek? Üniversitemizle baðlantýmýzý
hiçbir zaman koparmadan, ÝTÜ'lüler birlikleri ile
öðrenciler arasýnda köprü görevi görerek,
mezunlarýmýz ve öðrencilerimiz arasýndaki iletiþim
kopukluklarýný ortadan kaldýrarak en büyük adýmý
atacaðýmýza inanýyoruz. ÝTÜ'yü üniversite
sýnavýna girecek öðrencilere en iyi þekilde tanýtýp,
bu öðrencilerin okulumuzu tercih etmeleri için
çalýþmaya devam edeceðiz. Üniversite içinde
yapacaðýmýz konferans, seminer, kurs, panel,
söyleþi gibi eðitim çalýþmalarýnýn daha bilinçli ÝTÜ
öðrencileri yetiþmesi açýsýndan önemli olduðunu
düþünüyoruz. Öðrencilerin okul içerisinde
yaþadýklarý sýkýntýlara yanlýþ bulduklarý konulara
gerçekçi çözümler üretebilmek için giriþimlerde
bulunacaðýz. Eðlenmeden olmaz deyip yemekli
toplantýlar, konser, balo, tiyatro, sergi, spor, gezi
etkinliklerini düzenleyeceðiz. Belki de en önemlisi
tüm bunlarý yaparken mezunlarýmýzýn desteðini
her zaman arkamýzda göreceðimizi biliyoruz
böylece daha emin adýmlarla
ilerleyeceðiz.
ÝTÜgenç sonunda kuruldu ve
öðrencilerle beraber çalýþma
yapmak için hazýrlýklarýna son
sürat devam ediyor. Kýsa bir süre
içinde
baþlayacak
tanýtým
etkinliklerimizle öðrencilere yani
bizlere
ulaþmak
için
sabýrsýzlanýyoruz. O zamana
kadar bizimle iletiþime geçmek ve
daha fazla bilgi almak için
[email protected] adresine her
türlü iletinizi gönderebilirsiniz.
ÝTÜ Genç Yönetim Kurulu
www.gazete.itu.edu.tr
kulüpler ve kulüp etkinlikleri
DÜNYANIN EN BÜYÜK MÜHENDÝSLÝK KULÜBÜ:
arýyorum
13
kasým 2006
IEEE
Elektrik, elektronik, bilgisayar,
otomasyon, telekomünikasyon ve diðer
birçok alanda mühendislik teori ve
uygulamalarýnýn geliþim için çalýþan ve
kâr amacý olmayan bir teknik
organizasyon olan IEEE (The Institute
of Electrical and Electronics
Engineers); 150 ülkede 365.000'i aþkýn
üyesi, tüm dünyaya yayýlmýþ 10 alt
bölgesi, 300'den fazla yerel bölgesi ve
1000'den fazla öðrenci koluyla
gerçekten de bu unvaný hak ediyor.
1884 yýlýnda Alexander Graham Bell ve
Thomas Edison gibi dönemin büyük
bilim adamlarýnca temelleri atýlan
IEEE, ayrýca dünyada elektrik,
elektronik mühendisliði, bilgisayar ve
otomasyon teknolojilerindeki yayýnlarýn
%30'unu yayýnlýyor.
Ancak kulübün ismine bakýp da sadece Elektrik Elektronik Fakültesi'ne hitap ettiðini sanmayýn. Çünkü
IEEE tüm mühendisliklere açýk; hatta bu yüzden açýlýmýný
Institute of Engineers Everyone Else olarak ifade edenler
de yok deðil.
Türkiye bu organizasyonun 10 alt bölgesinden 8'incisi
içinde Avrupa, Orta Doðu ve Afrika ile birlikte yer alýyor.
1989 yýlýnda faaliyetlerine baþlayan IEEE Türkiye; bugün
38 üniversitede öðrenci kollarýyla çalýþmalarýný
sürdürüyor. ÝTÜ IEEE ise kurulduðu 1992 yýlýndan beri
Türkiye'deki diðer öðrenci kollarýna öncülük etme ve
özellikle son yýllarda hýzla artan birikimleriyle onlara teknik
destek saðlama görevini sürdürüyor.
ÝTÜ IEEE; teknik ve sosyal anlamda her biri kendi
içinde ayrý bir kulüp gibi çalýþan komitelerden oluþuyor.
Biliþim Komitesi: Network ve yazýlým ekipleriyle
çalýþmalarýný sürdüren biliþim komitesinin ana hedefi
verilen eðitimlerle gelecek kuþaklara bilgi birikimlerini
aktarabilmek. Bunu bugüne kadar usta-çýrak iliþkisiyle
yapan komite bu yýl çalýþmalarýný kaðýda dökerek
hedeflerine daha etkili bir biçimde ulaþabilme çabasýnda.
Tek istedikleri ise bu konulara ilgili ve özverili insanlar.
Komitenin eðitimler ve seminerler dýþýnda yapmaya
çalýþtýðý birtakým projelerden bazýlarý ise sunucu
çalýþmasý, kablosuz aðdan mp3 ve video yayýný ve kulüp
otomasyonu.
Oluþturulmasý
düþünülen
biliþim
laboratuarýyla çalýþmalarýný daha etkili biçimde sürdürmek
isteyen komite ayrýca dünya çapýnda düzenlenen
"Robocup" ve "Imagine Cup" gibi yarýþmalara katýlmak
için çalýþmalarýný sürdürüyor.
Laboratuar Komitesi: Özellikle yeni gelenlere ve
elektronik konularýna ilgi duyanlara temel düzeyde verilen
eðitimlerle bir teknik altyapý saðlayarak proje üretilmesini
hedefleyen komite bu yýl yeni bir yol izleyerek
çalýþmalarýný sürdürmekte. "Mühendis her þeyi bilen deðil,
kendi alanýný iyi bilendir" fikriyle; daha önceki senelerde
olduðu gibi herkese açýk eðitimler yerine robotik,
mikroiþlemci, motor kontrol gibi belli baþlý proje gruplarýna
ayrýlan ekip, grubun alanýna yönelik eðitimler ve
çalýþmalar yapýyor. Daha önce yapýlan çalýþmalardan
bazýlarý ise kartezyen robot kolu, yarý otonom kara robotu,
çizgi izleyen araba, merdiven çýkan robot, bilgisayara
girilen yazýyý kaðýda dökebilen"solak" isimli robot kolu.
Ayrýca bu komitedeki ekip içinde ayný zamanda güneþ
arabalarý, güneþ teknesi ve hidrojenli araba gibi ulusal ve
uluslararasý çapta yarýþmalara hazýrlanan büyük projeler
içerisinde yer alanlar da yok deðil. ÝTÜ IEEE Laboratuar
Komitesi teknik altyapýsýyla Türkiye'de bu konuda
çalýþmalarýný sürdüren diðer tüm öðrenci kulüplerine de
teknik açýdan destek saðlamak görevini resmi olarak
üstlenmiþ.
Kariyer Teknik Aktiviteler Komitesi: Bir mühendisin
en azýndan proje yönetimini bilmesinin gerekliliði
düþüncesiyle çalýþmalarýný sürdüren komitenin en büyük
amacý mühendislik yönetimini insanlara öðretmek. Yýl
içerisinde ise insan kaynaklarý ve zaman yönetimi
konularýnda seminerler veren komitenin her yýl yaptýðý
büyük organizasyonlar da var. Bunlardan bir tanesi Ekim
2007'de gerçekleþecek olan, IEEE'nin sanayi anlamýnda
en saygýn 30-50 arasýndaki yetkilisinin her iki senede bir
yaptýklarý toplantýya Boðaziçi ile birlikte ev sahipliði
yapmak. Bir diðeri ise 2005'te de gerçekleþtirilen
"Projekent" organizasyonu olacak. Arý teknokent ile
çalýþýlacak organizasyonun konusu yine "AR-GE".
Ýçeriðinde ise proje fuarý, projelerin þirketlerle
buluþturulmasý ve ayrýca insanlarýn teknik anlamda da
kendilerinin nasýl yönlendireceklerine dair seminerler
olacak. Bunun dýþýnda KTAK sene içinde gerek sanayiyle,
gerek akademik çevrelerle irili ufaklý birçok seminer ve
çalýþtay da düzenlemekte.
EESTEC: Nedir diyenler için en kýsa tanýmý olarak,
elektrik mühendisliði ve alt dallarýndaki öðrencilerin
Avrupa örgütlenmesidir diyebiliriz. Þehirler bazýnda
örgütlenen bu organizasyonun amacý elektrik
mühendisliði ve alt dallarýnda okuyan öðrencilerin birlikte
etkinliklerde bulunmasý, çalýþmasý, birbirlerini tanýmasý ve
sosyal olarak da geliþebilmeleri. Bu amaç doðrultusunda
öðrenciler arasýnda deðiþim programlarý uygulanýyor ve
bu yýl deneme aþamasýnda olan elektrik mühendisliði ve
alt dallarýnda okuyan öðrencilere Avrupa'da paralý ve
www.gazete.itu.edu.tr
uzun süreli staj imkaný da saðlanacak. EESTEC'in sürekli
olarak düzenlediði etkinliklerden ise belli konular üzerinde
Avrupa'nýn çeþitli þehirlerinde gerçekleþtirilen çalýþtaylar.
Ayrýca yýllýk olarak tüm þehirlerin EESTEC temsilcilerinin
bir araya gelerek geleceðe yönelik fikirlerin alýndýðý bir
kongre düzenleniyor. IEEE'nin teknik yönünü sosyal
olarak tamamlamaya çalýþan komite mühendislik
hayatýnda iletiþimin ve sosyal yaþamýn önemini
vurgulayarak, insanlara fýrsatlar yaratma çabasýnda.
Unutmadan; EESTEC uluslararasý saymaný ve yönetim
kurulu üyesi de ayný zamanda kulübün eski saymaný
Alper Kýlýç.
COMSOC: IEEE bünyesinde çalýþan uluslararasý
Telekomünikasyon Mühendisleri birliðidir. Bu birliðin
öðrenci üyeliðini ÝTÜ'ye getirmeye çalýþan ekip geçen yýl
yaptýðý çalýþmalarla bu konuda epey yol almýþ.
Telekomünikasyon mühendislerini bir araya getirerek,
onlarýn teknik ve sosyal anlamda çalýþmalar yapmalarýna
önayak olmak amacýndaki ekip geçen yýl daha çok
öðrencilerin vizyonlarýný geniþletmek için seminerler
düzenlemiþ, ancak bu yýl teknik çalýþmalara da aðýrlýk
verecek.
WIE: IEEE'nin bir teknik alt topluluðu da "Women in
Engineering". Bayanlarýn çalýþmalarýndaki düzenliliðine
ve erkeklerin bayanlarýn olduðu ortamlarda daha dikkatli
çalýþtýðýna dikkat çeken topluluðun amacý tamamen
bayanlarýn mühendisliðe yönelimini artýrmak. Þu anda ise
kulübün alt komitesi olarak kurulma aþamasýnda
çalýþmalarýný sürdürüyor.
Sosyal Aktiviteler Komitesi: Deðiþik komitelerde
çalýþan ve birbiriyle tanýþma olanaðý bulamayan kulüp
üyelerinin tanýþýp kaynaþabilecekleri ortamý saðlýyor.
Birbirini tanýyan insanlarýn daha verimli çalýþabileceðine
inanan ve bunun önemini vurgulayan komite sene içinde
kulüp üyelerine yönelik çeþitli eðlenceler düzenliyor.
IEEE'nin en büyük amacý Türkiye'de konusunda yetkin
ve hangi konu üzerinde çalýþmak istediðini bilen daha
kaliteli mühendisler yetiþtirilmesine katkýda bulunmaktýr.
Bunun için dünya çapýnda saðladýðý aðla birlikte hýzla
büyümeye devam eden dünyanýn en büyük mühendislik
kulübünün bir üyesi olan ÝTÜ IEEE; Türkiye'nin ve ÝTÜ'nün
adýný dünyaya en iyi þekilde duyurmak için çalýþmalarýný
aralýksýz sürdürüyor.
Ufuk Sevim, [email protected]
arýyorum
kasým 2006
Rektör
Rektör Karadoðan Arýyorum’a
Arýyorum konuþtu
Devletine Yük Olmayan
Bir Devlet Üniversitesi - ÝTÜ
Aðustos 2004’te göreve gelen ÝTÜ Rektörü
Prof. Dr. Faruk Karadoðan, görev süresince
yaptýklarý ile ilgili önemli açýklamalarda
bulundu. Aðustos 2004’te geldiði Rektörlük
görevine sýký çalýþmayla baþlayan
Karadoðan önceliði “kurumsallaþmak”
konusuna veriyor. Bu amaçla tüm
mezunlara ulaþmak için giriþimlerde
bulunan Rektör, ÝTÜ’nün yakýn bir zamanda
bu iliþkiden kazançlý çýkacaðý müjdesini de
iletiyor. ÝTÜ’de öðrenci temsiliyetinin önemli
olduðunu düþünen Rektör, ÝTÜ’deki her
iþletmede öðrencilerin yönetim
kademelerinde mutlaka söz sahibi
olmalarýný istiyor. Bu geniþ röportajda
Rektör Karadoðan’ýn üniversite
felsefesinden kantin ücretlerine kadar
birçok konudaki fikirlerini bulacaksýnýz.
Yönetimdeki ilk gününüzden bu yana sürekli
kurumsallaþmaktan bahsettiniz, bunun üzerine
gideceðinizi söylediniz. Bu konuya neden bu kadar
önem verdiniz?
Önce þunu söyleyelim; gidemediðimiz yer bizim
deðildir. Hep kurumsallaþmadan yola çýkýyoruz. Bu
doðru. Yönetime ilk geldiðimiz günlerde karþý karþýya
kaldýðýmýz sorunlarýn bir resmini çizmemiz gerekiyor, ki
hedeflerimiz nasýl konuldu, nereden nereye gelmiþiz
görebilelim. Öncelikle ulaþabilme ve ulaþým problemi
var. ÝMKB tarafýndaki Vadi Yurtlarý'ndan fakültelere
ulaþým, Ayazaða yerleþkesi içinde bir binadan öbürüne
yürümek, binalar arasýndaki baðlantýyý saðlamak,
günün sonunda ya da bir etkinlik sonrasý yerleþkeyi
boþaltmada yaþanan güçlükler (yol, kaldýrým, çýkýþ
kapýsý vb.)...
Bu sosyal kopukluðu da beraberinde getiriyor...
Evet, getiriyordu. Enerji Enstitüsü'nün altýndan geçen
“
Þu anda öðrenci
dinlenme merkezi yahut
öðrenci sosyal tesisi
diyebileceðimiz mekanýn
projelendirilmesi bitti. Bu
tesisi imece usulü
yapmayý düþünüyoruz...
Fotoðraf: Ali Çetin Çetinel
14
bir yolun yapýlmasý çok önemliydi ama o kadar kolay bir
yol deðildi. Giriþildi. Ayný zamanda mali imkansýzlýklar
içerisindeydik. Biliyorsunuz bazý öðrencilerimiz,
yerleþkenin dýþýndan dolaþýp, dýþarýya çýkýp ýssýz
sayýlan kaldýrýmlardan yürüyerek yurtlarýna ulaþýyordu.
Nitekim geçen yýllarda oralarda bazý zabýta olaylarý
cereyan etti. Bunlar ÝTÜ öðrencisine de ÝTÜ camiasýna
da yakýþmayan þeylerdi. Bunlarýn ortadan kaldýrýlmasý
için yerleþke içi ulaþýmýn yenilenmesi veya
iyileþtirilmesi ve yollarýn aydýnlatýlmasý gerekiyordu.
Büyük trafik sýkýntýsýna sebep olduðu için Ýstinye'den
gelen araçlarýn üniversitemize kolay girmesini
saðlamak üzere, Kanlýkavak-Baltalimaný baðlantýsýnýn
yapýlmasý gerekiyordu. Tabi büyük bir para, yolun
saðlýklý ve güvenli hale gelmesi için de zaman
gerekiyordu. Sonuçta bizim ulaþým sorununa rahatlýk
getirecek bir çözümdü.
Bir büyük sorun daha vardý ulaþýmla ilgili.
Çevremizdeki küçük korucuklarýn yangýna karþý
duyarlýlýðý çok fazla. Bilimsel olarak açýlacak bazý
yollarla, itfaiyenin herhangi bir olumsuzluk karþýsýnda
Problemleri devlet yerine
bizim sahiplenmemiz ve
sorunlarý bizim aþmamýz
gerek. O nedenle
kurumsallaþma bir kat
daha önem kazanýyor...
buralara ulaþýmýný kolaylaþtýracak hale getirilmesi
gerekiyordu. Ayrýca, yasal olmayan yerleþim
bölgelerine çok yakýn olmasý da bir risk olarak
karþýmýza çýkýyordu. Yerleþke çevresinde dolaþýmý ve
kolay ulaþýmý saðlayarak bu problemin çözülmesi
gerekiyordu. Daha önce yapýlmýþ bütün çabalara
raðmen itfaiyenin ulaþamadýðý bölgeler olduðu için,
hem ormanýmýzýn önemli bir bölümü yanmýþtý, hem de
lojmanlarýn yangýn tehlikesi yüksekti. Dolayýsýyla beþ
proje ile bu sorunun üstüne gidildi.
Geçtiðimiz dönem çok aðaç kestiniz. Neden?
Hastalýklý olduklarý için mi?
Aðaçlar bilinçli olarak ekilmemiþ durumdaydý. Bilinçsiz
ekilen aðaçlar birbirlerinin geliþmelerine engel
oluyorlardý. Kesilen aðaçlar sadece hastalýklý olanlar
deðil, ayný zamanda çok polen üreten ve artýk çevre
düzenlenlemelerinde kullanýlmayan aðaçlardý. Bunlar
yerine çok daha fazla sayýda aðaç hibe olarak alýnmýþ
ve ekilmiþ durumdadýr. Daha da ekilecektir. Ýstanbul
Þuna güveniyoruz; 60 bin
mezunumuz var bizim.
Her öðrencimize 3-4
mezun düþüyor demektir
bu. Bu mezunlarý
biraraya getirmeye
çalýþýyoruz...
www.gazete.itu.edu.tr
ÝTÜ'nün geliþimini
kesintisiz sürdürebilmesi
için mezunlarýyla sürekli
hale gelmiþ dayanýþmaya;
daha geniþ anlamda
kurumsallaþmaya
gereksinimi var...
”
arýyorum
15
kasým 2006
Rektör
2,5 MÝLYON YTL'LÝK YANGIN SÖNDÜRME
PROJESÝ
Bir de bütün Ayazaða Yerleþkesi için 2.500.000 YTL
bütçeli yangýn söndürme projesi yapýlmýþ durumda. Bu
ancak gelecek senenin bütçesiyle gerçekleþebilecek.
Baþka imkanlar da saðlamaya çalýþacaðýz. Çünkü
mezunlarýmýzla bütünleþtikçe ümit edilen tabana yayýlý
dayanýþma gerçekleþmektedir ve beklenen yardýmlarý
alma þansý da giderek artmaktadýr.
YENÝ ÖÐRENCÝ SOSYAL TESÝSÝ'NDE ÝMECE
USULÜ ÜRETÝM
Nitekim þöyle bir projeye baþlayacaðýz: Burada öðrenci
arkadaþlarýmýzýn çok büyük katkýsý olacaðýný
düþünüyorum. Þu anda öðrenci dinlenme merkezi
yahut öðrenci sosyal tesisi diyebileceðimiz mekanýn
projelendirilmesi bitti. Bu tesisi imece usulü yapmayý
düþünüyoruz. Yani kaba inþaatýný rektörlük yapacak
ama ince inþaat için gereken bütün malzemeyi
mezunlarýmýzdan saðlayacaðýz. 1990 mezunu bir
öðrencimizle görüþtüm. Son derece baþarýlý bir
mezunumuz. "Hocam" dedi, "hangi pencereleri
istiyorsanýz yapalým." Yine BODUR grubundan
Zeynep Bodur haným gelecek, o da bizim mezunumuz
ve destek vereceðini biliyorum.
Þu anda bir barakada (Gölet Pizza Evi) pizza
yiyorsunuz. O size yakýþan birþey deðil. Mutlaka
deðiþecek. Þantiye barakasýndan bozma pizza evi
yerine, baþka bir projeyi hepinizin yardýmý ile
gerçekleþtireceðiz. Buraya malzeme de bulacaðýz.
Öðrenciler yaptýklarý organizasyonlar için gerekli
malzemeleri buradan temin edebilecekler. Nitekim bir
mezunumuz "ne kadar çelik boru istiyorsanýz
verelim size" dedi. Bir diðeri pencere ve kapýlarý, bir
diðeri yer kaplamalarýný, bir diðeri bölme malzemelerini
verelim dedi tereddütsüz. Bu çok önemli birþey ve
bütün dünyada uygulama bu þekilde. Bir
mezunumuzun, sizin ihtiyacýnýzý ayni olarak saðlýyorum
demesi önemli bir dayanýþmadýr. Bunu geliþtireceðiz.
Farklý mezunlarýmýzdan destek buldunuz yani?
Amacýmýz mezunlarla iletiþimimizi arttýrarak çevremizi
kalabalýklaþtýrmak.
Çevremizi
daha
çok
kalabalýklaþtýrmak demek daha çok kurumsallaþmak
demek. Mezunlarýmýz üniversitelerine sahip çýksýnlar
istiyoruz. Ne kadar çok mezunumuza ulaþýrsak o kadar
güven duyacaðýz kanýsýndayým. Bu imece projesinde
öðrencilerimizin de yer almasýný istiyorum. Bizim kadar
onlarýn da çevresi var, güçleri var. En önemlisi istekleri
var.
"ÝTÜ için elele" seferberliði mi baþlattýnýz, herkes
elinden geleni yapmalý diye?
Evet baþlatýyoruz. ÝTÜ'nün geliþimini kesintisiz
sürdürebilmesi, iniþli çýkýþlý yol almamasý için kaynak
yaratan kaynaklara, mezunlarýyla sürekli hale gelmiþ
dayanýþmaya,
yani
daha
geniþ
anlamda
kurumsallaþmaya gereksinimi var. Baþka yolumuz yok.
ÝTÜ'nün güçlü olduðuna inanýyorum çünkü. Yeterki
saðlanan kaynaklarý doðru yerde ve þeffaf þekilde
kullanalým.
Organizasyonda olabilir, boyada olabilir. Bu son derece
önemli. Mesela boyayý Kimya-Metalurji Fakültesi
mezunlarý saðlayacak. Ama bilfiil boya yapacak
arkadaþlarýmýzýn öðrencilerimiz arasýndan gönüllü
olarak çýkmasýný da bekliyoruz. Çünkü o binanýn
yönetim ve çalýþtýrmasýný öðrencilere vermeyi
düþünüyorum. Öðrencinin kendi oturacaðý ve kendi
yöneteceði bir merkez olabilir.
Ýki yýldýr üzerinde çalýþtýðýnýz projelerin meyvelerini
yeni yeni almaya baþlýyorsunuz. Ýlk zamanlar
uðraþtýðýnýz sýkýntýlardan uzak durup kaynak
bulmaya çalýþtýnýz ve projelerin önemli bölümlerini
bu yýl bitireceksiniz. Havuz, kütüphane, çarþý,
öðrenci sosyal merkezi... Bunlardan önemlileri ve
önceliðe alýnanlarý da "havuz" ve "kütüphane".
Genel olarak inþaat yatýrýmlarýna neden önem ve
öncelik verdiniz?
Önce genel olarak söyleyeyim: Yapýlmýþ olan
yatýrýmlarýn, özellikle yarým kalmýþ olanlarýnýn, hýzla
tamamlanmasý ekonomik açýdan çok önemli. Ýþe baþlar
baþlamaz biz bunun her sene hiç olmazsa bir tanesini
bitirelim diye devreye girdik ve elimizdeki imkanlarý o
yönde kullanmaya çalýþtýk. Bunlardan "Uydu Yer
Terminali" binasý geçen senenin programý kapsamýnda
tamamlandý. Yine geçen senenin programý
kapsamýnda Maçka'da yýkýk vaziyette olan "Atölyeler
Binasý" tamamlandý. Maçka'daki projenin ikinci kýsmý
ise ayný zamanda binalarýn güvenliðini de arttýrýcý
önlemleri içeriyor. Ýhalesi yapýldý inþaatý baþlamak
üzere. Gelecek yarýyýla yetiþecek. Bu haliyle onarýlan
ve yenilenen Maçka Atölyeler Binasý kullanýma alýnýyor.
Konservatuvar
binalarý
ile Atölyeler
Binasý
birleþtirildiðinde çok ilginç mekanlar çýkacak ortaya.
Hem mevcut güvenlik sorunlarý ortadan kalkacak, hem
de oralarý etkin biçimde kullanacaðýz.
Yeni kütüphane binamýzýn adý yine Mustafa Ýnan
Kütüphanesi mi olacak?
Evet. Mustafa Ýnan Kütüphanesi’ni þimdiki yerinden
taþýmýz olacaðýz. Mustafa Ýnan Kütüphanesi'nin þimdiki
bulunduðu yer de büyük olasýlýkla "Bilim ve Toplum
Parký" olarak kullanýlacak. Bütün bu bahsettiklerim
büyük projeler.
Yerleþke mimarisi ile ilgili ne tür çalýþmalarýnýz var?
Yerleþke içi ulaþýmýn arttýrýlmasý ve yürüyüþ yollarýnýn
ortaya çýkarýlmasý ile yerleþke içi düzenlemenin
adýmlarýný attýk. Biliyorsunuz, Spor Merkezi ile Fen
Bilimleri Enstitüsü arasýndaki baðlantý yolunu da
yapýyoruz. O baðlantý giderek geliþecek. O baðlantý
bize Bedri Karafakioðlu ana yolunu trafiðe kapatýp
sadece yürüyüþe açma þansý getirecek.
DEVLETÝNE YÜK OLMAYAN BÝR DEVLET
ÜNÝVERSÝTESÝ
Sizin bir sözünüz vardý, "devletine yük olmayan bir
devlet üniversitesi" diye...
Evet bu son derece önemli. "Devletine Yük Olmayan
Bir Devlet Üniversitesi"nden þunu anlýyorum;
Anadolu'nun her köþesinden gelen, okuyabileceðini,
kafasýnýn çalýþtýðýný ýspatlamýþ olan insanlara, aþaðý
yukarý parasýz eðitim veren bir kurum olmaya devam
edecek,
toplamýþ
olduðu
potansiyeli
etkin
kullanabilmesi için de devletine yük olmadan hýzla
hareket edebilecek, devletine her yönü ile destek
vererek hareket edebilecek bir üniversite olsun
istiyoruz. Elinde kendi oluþturduðu parasal kaynaklarý
bulunsun, bu kaynaklarý laboratuvarlardaki bozuk
aletleri hýzla onarmak, onlarý yenilemek, araþtýrmalarý
zaman geciktirmeden desteklemek için kullanabilsin.
ÖÐRENCÝ YÖNETECEK
Projelerde öðrencinin katkýsý ne þekilde olacak?
Stajyer gibi mi yer alacak?
Stajyer
de
olabilirler,
kendi
katkýlarý
da
olur.
Fotoðraflar: Ufuk Sevim
gibi yaðmur alan, bakýmý nispeten kolay olan yerlerde
aðaçlandýrma problem deðil. Ama geliþigüzel
aðaçlandýrma da yanlýþ oluyor. Birkaç metre aralýklarla
ekilen çamlardan oluþan korular var. Bunlarýn yangýn
tehlikesi olduðu gibi büyüme ve topluca hastalanma
tehlikeleri de var. Artýk sadece iðne yapraklý aðaçlardan
oluþan ormanlar yerine karma, yani yapraklarýný döken
ve dökmeyen aðaçlardan oluþan korular tercih ediliyor.
Bizim de gidiþatýmýz öyle olacak.
Peki biraz da devlete yük olsak, daha iyi olmaz mý
ÝTÜ için?
Bence devlet yapabileceðini yapýyor. Elinde imkan olsa
daha fazlasýný da yapar. Ama elinde imkaný sýnýrlý. Bir
www.gazete.itu.edu.tr
cebinden alýp öbürüne koymasý çok önemli deðil.
Problemleri devlet yerine bizim sahiplenmemiz ve
sorunlarý bizim aþmamýz gerek. O nedenle
kurumsallaþma bir kat daha önem kazanýyor.
DAHA ÇOK MEZUNA ULAÞACAÐIZ
Buradaki amaç, devlete baðlý kalmadan farklý
kaynaklar yaratma endiþesi midir?
Evet. Þuna güveniyoruz: Bizim 60 bin mezunumuz var.
Her öðrencimize 3-4 mezun düþüyor demektir bu. Son
derece önemli bir rakam. Mezun olduðunuzda yalnýz
deðilsiniz. Sizden 3-4 misli fazla mezun etrafta var. Bu
çevre yapmak ve birbirini kollamak açýsýndan önemlidir.
Kurumsallaþma açýsýndan önemli olan hususlar var:
Bunlardan biri mezunlarýmýza ulaþmak. Bütün dünya
üniversiteleri bunu belli bir düzeye çýkarmýþ durumda
ve oradan saðlamýþ olduklarý kaynaklarý da, üniversite
için yeniden kaynak üretecek biçimde kullanýyorlar.
Örneðin Harvard Üniversitesi 26 Milyar dolar biriktirmiþ.
Bunu dikkatli olarak iþleterek 1,5 milyar dolarlýk gelir
elde ediyorlar. Bu çok önemli bir rakam üniversiteyi
yaþatmak için. Zaman zaman bir üniversitenin eline
para geçmiþ olabilir. Bir defa bu paranýn çok iyi
kullanýlmýþ olmasý lazým. Ve bunun mevsimsel olduðu
düþünülerek mutlaka bir bölümünün de ileriye
saklanmasý gerekiyor. Bugüne kadar ÝTÜ’de böyle bir
politika
izlenmediði
görülüyor.
Amerikan
üniversitelerine baktýðýmýz zaman, toplamýþ olduklarý
paralarýn üçte birini kenara koyduklarýný görüyoruz ki,
bu son derece önemli. 233 senelik üniversiteyiz diye
övünmekte haklýyýz. Ancak böyle bir üniversitenin uzun
16
arýyorum
kasým 2006
vadeli, 10 yýllýk, 20 yýllýk planlar yapmasý lazým. Bunu
yapmadýðýmýz takdirde, kýsa soluklu oluruz ve baþarýlý
olamayýz. Uzun soluklu giriþimlerden biri daha çok
mezunumuza ulaþmak. Yaklaþýk olarak 60 bin
mezunumuz var demiþtim. Bir mezun yýlda 100 dolar
baðýþ yapsa, yýlda 6 milyon dolar baðýþ toplamýþ oluruz.
Bu 6 milyon dolar parayý sürekli kýldýðýnýz takdirde
Teknik Üniversite için çok önemli bir kaynak saðlamýþ
olursunuz.
Yani büyük baðýþlardan ziyade küçük ama çok ve
düzenli baðýþlar almayý hedefliyorsunuz?
Elbette büyük baðýþlarý da alacaðýz. Ama daha çok
mezuna ulaþmak ve sürekli bir baðýþ döngüsü
saðlayabilmek daha önemlidir. Mezunlara ulaþmak
yolunda öðrenci arkadaþlarýmýzdan yardým istiyorum.
Ne yapalým, hangi yollarla yapalým yahut da yapýlmakta
olan iþlere nasýl katkýda bulunalým? Hedef olarak da
her sýnýftan mezun temsilcimizin ve onun birkaç
yardýmcýsýnýn olmasý lazým. Sadece bizim onlardan
taleplerimiz olmayacak; onlara saðlayacaðýmýz yeni
olanaklar da olacak. ÝTÜ’nün sunduðu her olanaktan,
kütüphaneden, yerleþkelerde serbestçe park edilebilme
gibi. Bitmek üzere olan havuzumuzdan da yararlansýn
mezunlarýmýz, öðrenci sosyal tesislerimizden de...
Sürekli üniversite ile iç içe olsunlar....
Evet. Bunu baþarabilirsek üniversitemiz için son derece
önemli bir aþamayý gerçekleþtirmiþ oluruz. Ayrýca
mezunlarýmýzýn fikirlerine de çok gereksinimimiz var.
Nitekim geçen sene baþlatmýþ olduðumuz stratejik
çalýþmalar kapsamýnda mezunlarýmýzý özel olarak
çaðýrmýþtýk. Bunlarý sýklaþtýrabiliriz. "Mezunlarýmýzla
iliþkilerimiz nasýl olmalý, bizim yaptýðýmýz araþtýrmalar
þu araþtýrmalar, bunlarý nasýl geliþtirebiliriz,
verebildiðimiz burs miktarý þu kadar, bunu nasýl
arttýrabiliriz?" gibi pek çok sorunu tartýþýyoruz,
tartýþabiliriz. Öðrencinin henüz eksik bilgisine raðmen
yaratýcý fikirleri ve enerjisi ile öðretim üyelerimizin bilgi
ve deneyiminin, mezunumuzun parasal desteðinin
biraraya getirilmesi çok önemli ve çok baþarýlý sonuçlar
vermekte. Güneþ arabalarý, hicrojen arabasý, model
uçak vb. baþarýlar bunun çok güzel örnekleri.
ÖÐRENCÝLER ÝTÜ OLGUNLUÐUNU TAÞIMALI
Bahsettiðiniz bu çalýþmalara ÝTÜ öðrencilerinin
öðrencilik yýllarýnda dahil edilmesi gerekiyor. Bu
çok önemli bir konu. Daha hazýrlýk sýnýfýndan
öðrencilerle ÝTÜ'de aile bilinci, üniversitenin
sahiplenilmesi
konularýnda
fikir
paylaþýmý
yapýlmalý. Uzun vadede sonuç alýnabilmesi için
öðrencilere yüksek önem ve deðer verilmeli.
Burada da öðrenci kulüpleri, Öðrenci Konseyi ve
fakültelerin öðrenci temsilcilikleri önemli bir rol
oynuyor. Öðrenci topluluklarýnýn birbirleri ile
eþgüdümlü çalýþmalarý artýrmasý gerekmekte. Bu
baðlamda, gerek yönetimde, gerekse üniversite
politikalarýnýn belirlenmesinde ve ÝTÜ'yü çok
paylaþýmcý anlayýþla geliþtirmekte öðrencilerin yeri
neresidir sizce?
Olabildiðince öðrencilerimizle beraber olmak istiyoruz.
Olabildiðince diyorum çünkü öðrencilerimizin de belli
Rektör
uðraþlarý vardýr ve olmalýdýr. Ömürlerinin en güzel dörtbeþ yýlýný burada geçiriyorlar. Mutlaka sanatla
ilgilenmeleri lazým, mutlaka sosyal olaylarla
ilgilenmeleri lazým. Ancak bir ÝTÜ'lü olarak, ÝTÜ'lü bilinç
ve yaklaþýmýyla ilgilenmeleri lazým. Yani incir
çekirdeðini doldurmayacak olaylar için deðil, ÝTÜ'lüye
yakýþýr olgunlukla, ciddi bir þekilde ülke sorunlarýný
ortaya koyarak tartýþmalý, öðrenmeli ve istediði eylemi
de yapmalý. Ama eðer bu giriþimler, üniversitenin yahut
devletimizin maddi varlýðýna zarar verecek ise; yakýp
yýkacak, vandalizm boyutuna gelecekse buna tabii ki
karþýyýz. Bunu ÝTÜ'lü davranýþ olarak görmüyoruz.
Arkasý boþ, temelsiz birtakým olaylarýn peþinden
koþmalarýný da istemiyoruz. Bütün eylemlerimizi
yapalým; fakat bunlarýn fikir düzeyinde kalmalarý
gerekiyor. Demir sopalarla bir arkadaþýnýn baþýna
vurmayý göze alan bir adamla konuþacak birþeyimizin
olmadýðý kanýsýndayým. Orada güvenlik güçlerinin
devreye girmesi kaçýnýlmazdýr. Genel olarak
söylüyorum. Üniversite öðrencisine yakýþmaz bu
durumlar.
gökdelenler var, bir tarafta yasal olmayan yapýlaþmanýn
yakýnlaþtýðý bir bölge var. ÝTÜ içindeki güvenliði
artýrmak da çok önemli. Çevreyi gözönünde
bulundurarak yapmamýz gerekenler de var. Ýnþaatlarýn
bitmesinden sonra yapýlacak en önemli projemiz
"Bilim-Toplum Parklarý". Bu bilim parklarýndan birini
de bir dönem Taþkýþla'da faaliyet göstermiþ olan
"Deneme-Bilim Merkezi"nde devreye sokacaðýz.
2007 yýlý baþý itibari ile hizmete baþlamýþ olacaðýný
düþünüyoruz.
Yaptýðýnýz çalýþmalarda öðrencilerin fikirlerine
önem verdiðinizi söylüyorsunuz?
Veriyorum ve fikir paylaþýmýnýn sýklaþmasýný istiyorum.
Bilimsel olduðu ve kaynak gösterildiði sürece her türlü
konuyu tartýþabilirim.
Kapalý yüzme havuzumuz Türkiye'de bir tane. Yanýnda
Kültür Sanat Birliði'ne ayrýlmýþ bölümlerle birlikte son
derece güzel bir spor kompleksi olacak. Buradaki
yönetimde de öðrencilerin katkýsýnýn olmasýný arzu
ediyoruz. Skorbordu hariç olmak kaydý ile iki ay
içerisinde bitmesi lazým.
ÖÐRENCÝLERÝMÝZE BURS BULMALIYIZ
Bir yýl önce de iki ay içerisinde bitiriyordunuz?
Kurumsallaþmak konusunda öðrenciye verilen
önem ve desteðin yeri ne olmalý? Öðrenciler
kurumsallýðýn neresinde?
Bu çok önemli bir eleþtiri. Ýhale Kanunu'ndan çýkan
tahmin etmediðimiz güçlükler oldu ama “geç olsun güç
olmasýn” diyoruz. Orada size de çok imkan çýkacaðýný
düþünüyorum, görüþlerinizi alacaðýz. Aslýnda çok güzel
bir haber vereyim: Büyükþehir Belediye Baþkaný
buraya geldiðinde bize stadyum yapma sözü verdi.
Havuza biraz yakýn olacak. Havuz, stadyum, tenis
kortlarý ile "Sporda Kardeþlik Vadisi" diyeceðimiz alaný
oluþturacaðýz. Ayný zamanda bu vadi içine bazý bilim ve
toplum parklarýnýn girmesini de planlýyoruz. ÝTÜ bir
havuza kavuþmakla yakýn gelecekte yüzme konusunda
önemli sporcularý yetiþtirme imkanýna da sahip olacak.
Bu hem bireysel hem de toplu yapýlan yüzme
sporlarýnda olabilir. En azýndan basketbolda elde
ettiðimiz baþarýyý burada da elde edeceðimizi
düþünüyoruz.
Kurumsallaþmanýn ikinci adýmý olarak da þunlarý
söylemeliyim. Biz öðrencimize burs bulmalýyýz. Bu burs
karþýlýksýz da olabilir ama bir miktar bursun düþük faizle
karþýlýklý, bir miktar bursun da yüksek faizli olmasý son
derece önemlidir. Kurumsallaþmak için bunu yapmak
lazým. Þimdiki faiz oranlarý ile bankacýlýk sistemi buna
izin vermiþ durumda. Yakýnda böyle bir uygulamaya
geçeceðiz. Þimdiye kadar üniversite-mezun baðlantýsý
iyi kurulamadýðý için buna cesaret edilememiþ. Ama
buna hemen adým atmak gerekiyor. Mezun olan
öðrencimizle
her
yolu
deneyip
baðlarýmýzý
sürdürmeliyiz. Ýþ bulma, iþindeki durumu, iþinde
karþýlaþtýðý güçlükler ve onlarýn aþýlmasý bizim de
sorunumuzdur. Bu baðlantý ancak kurumsallaþma
bilinci geliþmiþ taraflarýn ortak katkýlarý ile kurulabilir.
Yönetiminiz süresince kurumsallaþmaya ve yasal
çerçevede hareket etmeye önem gösterdiniz. Bir yýl
süre verin dediniz. Bu sürede bütün bunlarý
tamamlayacaðýnýzý düþünüyor musunuz?
Öncelikle inþaatlardan örnek vermek istiyorum. Bir yýl
isteme sebebim þu. Teknik Üniversite yarým kalmýþ
inþaatlarla dolu bir vaziyette. Biz diyoruz ki bir yýl içinde
almýþ olduðumuz önlemlerle bu yarým kalmýþ
inþaatlarýn çoðunu tamamlayacaðýz. ÝTÜ artýk baþka
þeylere bakacak. Zamaný geldiðinda bitenleri ve yeni
baþlayacaðýmýz projeleri anlatacaðým. ÝTÜ'nün
çevresinde güvenliði arttýrýcý önlemler alýyoruz. Bu da
kurumsallaþmanýn bir parçasý, çünkü özellikle Ayazaða
Yerleþkesi son derece ilginç bir bölgede. Bir tarafta
Üniversitemizi ilgilendiren pek çok hukuki problem de
bulunmaktadýr. Bunlarýn çözümünde yasal çerçeveler
içinde kalarak sabýrla hareket etmek zaman alýcý
olabilir; fakat doðru yoldur. Güçlükler bu yolla
aþýlacaktýr.
HAVUZ 2 AYDA BÝTÝYOR, STADYUM TEMEL ATIYOR
Merakla
beklediðimiz
yüzme
havuzumuza
gelirsek... Ne zaman bitecek bu hasret?
PROFESYONEL BASKETBOL, ÝTÜ’NÜN ÝÞÝ DEÐÝL!
Þu an basketbolda çok baþarýlý olduðumuz
söylenemez.
Evet, maalesef bu duruma çok üzülüyoruz. Ben spor
yapmýþ birisi olarak basketbolun eski dönemlerdeki gibi
güzel günler yaþamasýný arzu ediyorum. Ama
basketbol artýk amatör lig deðil. Bilakis profesyonelliðin
çok öne çýktýðý bir lig. Bu lig içinde, bana bazý
arkadaþlarýmýz katýlmayabilir ama, reklam gelirleri çok
yüksek olan takýmlarla, amatör ruhla çalýþan ÝTÜ'nün
yarýþmasýna imkan ihtimal yok. Gerçekçi olmamýz
gerekiyor. Ýnþallah o imkanlara kavuþabilirsek tekrar
böyle birþey olsun. Ama bence kulübün sürekli gelir
kaynaklarýna kavuþmasý lazým. Sürekli gelir
kaynaklarýna sahip olmayan bir kulübün bu vahþi
rekabet arasýnda yer almasýna imkan yok. Yani þu
alýþkanlýðýn yenilmesi lazým: "Aðabey ver 50 bin dolar,
bir transfer yapacaðým." diyerek bu iþin gitmesine
ihtimal yoktur. Bu ÝTÜ'ye yakýþan bir davranýþ deðildir.
Ama ÝTÜ Spor Kulübü'nün sürekli gelir sahibi olabilmesi
için de ÝTÜ Yönetimi'nin düþündükleri vardýr. Amatör
çalýþmalara, yani eleman yetiþtirici çalýþmalara ne
desteði istiyorlarsa vermeye hazýrýz, zaten
verilmektedir. Eskiden baþarýlarýný saðladýðý dönemde
kendi elemanlarýndan yararlanarak bunu yapýyordu.
Yani Hüseyin Alp'ten tutun Cihat'a kadar ÝTÜ'den
yetiþmiþ olan gençlerle... Biz yine o yöne dönmek
durumundayýz.
A. Ç. Ç.
Yani iþler yolunda hocam?
Bana kalýrsa iþler tahmin ettiðinizden daha ileri
düzeyde yolunda. Ama bunlarýn zamanla ortaya
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
17
kasým 2006
A. Ç. Ç.
Rektör
“
Bizim yönetimimizde
hiçbir zaman öðrencinin
sýrtýndan para kazanmak
anlayýþý olmadý. Özellikle
yurt ve yaz okulu
konusunda...
Ben öðrenci
arkadaþlarýmý göreve
davet ediyorum. Bazý
gruplar oluþtursunlar ve
denetlemelerde yardýmcý
olsunlar...
Üniversite bütçesine
hangi yoldan gelirse
gelsin, oluþan tüm
kaynaðýn öðrenciye
yönelik olarak
kullanýlacaðýndan hiç
kuþku olmasýn...
çýkmasý bekleniyor. Þu anda kütüphane binamýzýn
ihalesi yapýlmýþ durumda ve yýl sonu itibari ile bitmesi
planlanýyor. Bu aþaðý yukarý 6.000.000 YTL'lik bir
yatýrým demektir.
Sayýyý belli edebilirsek bu rakam minimum olacaktýr.
YAZ OKULU BURSLARI OLABÝLÝR
Derse baðlý olarak denenebilir. Oradan toplanan parayý
öðretim üyesine veriyorsunuz. Onun minimum bir ücreti
var. Ancak ÝTÜ Vakfý'nýn maddi olarak geliþmesini
bekliyoruz. Bu olduðu sürece, maddi yetersizliði olan
öðrenciye destek olunacaktýr. Ama biraz süreye
ihtiyacýmýz var.
Yaz okulu ve yurtlarla ilgili birkaç sýkýntýmýz var
öðrenciler olarak. Ücretlerinin yüksek olduðu
düþünülüyor. Bu konuda bir uygulama yapacak
mýsýnýz?
Yaz okuluna kaç öðrencinin hangi derse kayýt
yaptýracaðý belli olmadýðý için bazý varsayýmlarla
hareket etmek durumundayýz. Ama bunun yine bir süre
böyle gitmesi kaçýnýlmaz gibi görünüyor. ÝTÜ Vakfý
içinde yapýlanmaya zaman kazandýrýlarak bu vakfýn
maddi açýdan bir kaynak haline dönüþmesini
bekliyorum. Kaynak haline dönüþtürebildiðimiz
takdirde, yaz okuluna katýlmasý gereken ama maddi
imkansýzlýktan dolayý katýlamayacak öðrencilerimize
destek çýkabileceðimizi düþünüyoruz. Üniversite
bütçesine hangi yoldan gelirse gelsin, oluþan tüm
kaynaðýn öðrenciye yönelik olarak kullanýlacaðýndan
hiç kuþku olmasýn. Çok iyi bir eðitim sürdürmek, çok iyi
bir sosyal çevreyi yaratmak kolay deðildir. Bu devlet
bütçesinin kýsýldýðý, vakýf kaynaklarýnýn kurutulmuþ
olduðu dönemlerde daha da zorlaþmaktadýr ve
umulmaz olarak kaynak gerektirmektedir.
Yaz okulunda alýnan paralarýn amacý öðrencilerin
ÝTÜ'ye katký saðlamasý mý?
Hayýr, öyle bir amaç yok. Bizim yönetimimizde hiçbir
zaman öðrencinin sýrtýndan para kazanmak anlayýþý
olmadý. Bazý dönemlerde bu olmuþ olabilir. Özellikle
yurt ve yaz okulu konusunda yok. Yardým yapabilecek
durumda olan öðrencilerimizin katkýda bulunmasýný
bekleriz tabii ama genel olarak öyle bir niyetimiz yok.
Þu ana kadar da bir þekilde birikmiþ olan paralarýn
hepsini, yeni yapýlacak olan Öðrenci Sosyal Tesisi'ne
yatýracaðýz. Yani öðrenciden gelmiþ olan para yine
öðrenciye aktarýlmýþ olacak.
Öðrenciler indirim beklememeli mi diyorsunuz?
Sayý belirsiz olduðu için þu anda bir beklenti olmamalý.
Fiyatý düþürürseniz sayý artar. 10 YTL düþürüp
denemeye baþlasanýz?
YURT ÜCRETLERÝ YÜKSEK, KANTÝNLER ÝÇÝN
KOMÝSYON KURULABÝLÝR
Yurt ücretleri konusunda ne düþünüyorsunuz?
Yurtlar konusunda elimizden geldiði ölçüde indirim
yapmaya çalýþtýk ve önceki bazý deneyimleri dikkate
alarak iþletmeyi hiç tanýnmayan üçüncü kiþilere
býrakmak yerine üniversite yönetimine aldýk. KDV
kalkarak % 18'lik ucuzlama saðlandý. Yine de bu
üniversitenin görevi olmamalý. Vakýflarýn yurtlarý
iþletmesi daha uygun. Vakýflar Kanunu'na göre de
yurtlar, vakýflarýn sermayesine yarýdan az ortak olduðu
þirketlerce yönetilebilmesi mümkün. Þirketin de kar
amacý gütmemesini gerektiriyor bu. Bir süre önceki
durum böyle deðildi. Belli düzeyde bir kar amacý vardý
ki þirkette para birikmiþ ve bu biriken parayý daha
önemsiz iþlerde kullanmýþlar; liseye havuz yapmak
gibi...
Peki sizce yurt ücretleri yüksek mi? Bir de eskiden
daha çok yurt bursu veriliyordu.
Belli oranda yüksek olduðunu düþünüyorum ben de.
Beklenen hizmete göre belirlenmesi lazým tabii. Amaç
pratik olarak kar etmeden bunu yapmýþ olmak ve
ücretleri en aza indirmek. Her sene verilen burslarý bazý
mezunlarýmýz vermemeye baþladý. Burslarý arttýrmaya
çalýþýyoruz. Yapabileceðimizi de yapýyoruz. Bu yýl daha
çok katký toplanacaðýný umuyoruz. Önemli baðýþ
konserleri yapýyoruz, Fazýl Say-Cihat Aþkýn Konseri
gibi.
Ayrýca yemek konusunda, iki senedir zam yapýlmadý
ve kalite de düþürülmedi. Bunun genel bir burs
olduðunu düþünebiliriz. Teker teker fazla yemek bursu
www.gazete.itu.edu.tr
Kapalý yüzme havuzumuz
iki ay içerisinde bitecek.
Ayný zamanda
Büyükþehir Belediyesi,
2007 yýlýnda stadyum
inþaatýna baþlayacak...
”
verilmedi. Ancak zam yapmamýþ olmak yaklaþýk 500
milyarlýk bir bursun üniform olarak daðýtýlmýþ olmasý
demektir.
Ama akþam yemekleri daha pahalý ve her gün
yerleþkede yemek yeme durumunda olan bir
öðrenci için aðýr bir külfet oluyor.
Orada da bir deðiþikliðe gidiyoruz. Vakýf aracýlýðýyla bir
iþletme düzeni kurulduðu takdirde daha farklý imkanlar
çýkabilecek ve yemek daha ucuza mal edilebilecek.
Kantin ücretleri de çok yüksek.
Bunlarý
da
öðrencilerle
tartýþabiliriz.
Bazý
öðrencilerimizden yazýlý bildirimler aldým. Fakat bilimsel
deðildi ve bir kenara koymak zorunda kaldým. Kalite ile
ücret her zaman ters düþüyor. Farklý fiyatlarda poðaça
yiyebilirsiniz. Kaliteden kaynaklanan farklar olabilir.
Standart olarak tarif edebileceðimiz bir takým þeylerin
çok ucuz olmasý lazým.
Mesela tek içimlik hazýr kahve, ÝTÜ Ayazaða
Yerleþkesi’ndeki ÞOK Market'te 20 Kuruþ ama
kantinlerimizde 75 Kuruþ. Neredeyse 4 katý.
Tekrar bir düzenleme olabilir. Ben öðrenci
arkadaþlarýmý göreve davet ediyorum. Bazý gruplar
oluþtursunlar ve denetlemelerde yardýmcý olsunlar.
Fakat gerçekçi olsunlar. Felsefe olarak kaliteli ürün
vermeyi amaçlýyoruz. Farklý bütçelere sahip
öðrencilere mecburen farklý sunmak durumundayýz.
Ben de öðrenciyken "acaba bugün bir poðaça mý yoksa
iki poðaça mý yiyeyim?" diye hesap yapardým. Bizim bu
sorunu da ancak bursla çözmemiz lazým. Biraz vakit
gerekiyor bunun için. Yine söylüyorum, gerçekçi her
türlü öneriye açýðýz ve bir araya gelmek isteriz.
Rektör Karadoðan’la bu röportajdan çok daha
fazlasýný konuþtuk. Her gittiðimde farklý bir projeye
atýlmýþ buldum onu. Dileðimiz baþarýlý olmasýdýr.
Çünkü bu baþarý ÝTÜ’nün baþarýsý olacaktýr. Bize
düþen görevse, farkedilmeyenleri ya da içimize
sinmeyenleri ulaþtýrmak, tartýþmak, paylaþmak,
çözüm bulmak ve üretmek.
Fatih Avcý, [email protected]
arýyorum
kasým 2006
asýrlardýr çaðdaþ
ÝTÜ’nün Mersin Fedaisi:
Mehmet Göre
Tam anlamýyla genç ruhlu bir insan Mehmet Göre. Her an her yerde
görebileceðiniz kadar size yakýn. Üstelik öyle sýcak sohbeti var ki, sizi de alýp
götürüyor hayalleriyle. Ufacýk bir sýkýntýnýzý anlatmaya baþlayýn, sizden daha çok
üzülüyor, hemen çözüm yollarýný aramaya baþlýyor. ÝTÜ Matematik Mühendisliði
mezunumuz. ÝTÜ’yü daha çocukluk yýllarýnda hedef etmiþ. ÝTÜ’ye de öyle
baðlanmýþ ki, hayatýnýn hiçbir anýnda ayrýlmamýþ ÝTÜ’den. Emekli olunca da
tamamen ÝTÜ’ye adamýþ kendini. Mersin’de ÝTÜ Mezunlarý Derneði kurmuþ,
halka açýk panenller, konferanslar düzenlemiþ hatta Süleyman Demirel’i
Mersin’e kadar getirmiþ. Kafa yormasý sadece ÝTÜ için deðil, genel olarak
üniversitelerin sorunlarýna eðiliyor ve gençliðe önem verilmesi gerektiðini
düþünüyor. Mehmet Göre ile ilk tanýþýklýðýmýz oldu bu röportaj. Bundan sonra
çok konuda yardým isteyecek, çok konuda konuþacak ve ortaklaþa pekçok þeyler
yapacaðýz.
Konuþmaya baþlarken eðitimle ilgili görüþlerini
anlatmaya baþladý Mehmet Göre. Teknolojinin
önemi ve teknolojiyi üreten üniversitelerin
gereðinden bahsetti. Bilgi toplumu özleminden dem
vurdu:
“Biliyorsunuz 20. yüzyýl sonunda bilim ve teknolojide
inanýlmaz bir geliþim oldu. 21. yüzyýla girmemizle yeni
bir çað baþlamýþ oldu. Bu yeniçaða baþlarken
devletlerin, kurumlarýn fonksiyonu da deðiþti ve insanlar,
toplumlar da bu deðiþikliðe uymak zorunda kaldý.
Dolayýsýyla 21. yüzyýl beraberinde bilime, teknolojiye,
iletiþime dayalý bir çað getirdi. Bu iletiþim çaðý dünyayý
öyle bir küçülttü ki uzay bir köy haline geldi. Buradan
dünyanýn öbür ucuyla anýnda görüþebiliyor,
düþüncelerinizi ifade edebiliyorsunuz. Atatürk’ün de
dediði gibi laiklik çerçevesi içerisinde Türk toplumunun
muasýr medeniyetler seviyesine ulaþmasý için bir bilgi
toplumu olmasý lazým. Burada en büyük görev eðitime
düþüyor. Burada yüksek öðretimin büyük bir etkisi var.
Yani bilim ve teknolojiyi üreten üniversiteler kendine
düþen görevleri fazlýsýyla yerine getirmek zorundadýr.
Öyleyse üniversite gençliðine önem vermek
zorundayýz.”
Mehmet Göre’nin ÝTÜ yaþamýna ufak bir göz
atýyoruz þimdi...
ÝTÜ'deki öðrencilik yýllarýnýzdan baþlayalým. Nasýl
bir öðrencilik geçirdiniz.
Ben ortaöðretimi Türkiye'nin çeþitli yerlerinde devlet
yatýlý parasýz okulunda okudum ve Ýstanbul'da resmi bir
kuruma sýnavla kazanarak girdim. Ýdealimde de ÝTÜ
vardý çocukluðumdan beri. Çünkü Türkiye'nin,
cumhuriyetin kalkýnma ve geliþme hamlesi bu okulun
mezunlarýyla olmuþtur. Bir de kiþinin yapýsýnda
doðuþtan gelen bir yatkýnlýk vardýr tekniðe karþý. Bu
yatkýnlýk bende vardý. Ben ilkokulda alfabeden önce
toplama çýkarmayý öðrenmiþtim. Bu zamanla geliþti ve
bende matematik üzerine bir heves baþladý ve tek tercih
yaptým. O zamanlar Temel Bilimler Fakültesiydi ve
matematik mühendisliðine girdim. Üniversiteyi akþam
ticaret lisesinde çalýþarak gündüz de okula giderek
bitirdim.
Sonraki yýllar nasýl geçti?
Sonraki yýllar çok rahat geçti hiç aksaklýk olmadan
okulu bitirdim.
Peki, o yýllarda matematik mühendisliðinde staj
zorunluluðu var mýydý? Sizce staj gerçekten de
gerçek yaþama hazýrlýyor mu?
Eðer öðrencinin içinde bir þeyler var ise naylon staj
yerine hakiki staj yapmayý tercih eder. Ben stajlarýmýn
birini bilgisayar diðerini de matematik üzerine yaptým.
Her ikisinde de iki ay gitme zorunluluðu vardý. Ýki ay
gidip, araþtýrýp dokümanlarýmý aldým, defterimi
tamamladým, teslim ettim. Yani o konuya ciddi bir
þekilde eðildim. Teoriyle uygulama tamamen farklý. O
yüzden staj önemli bir þeydir.
Mezun oldunuz…
Mezun olunca bir hocamýz “Okulda kalacaðýna git
devlet kurumunda müdür ol.” dedi. Ben okulda kalmak
istiyordum aslýnda. Bir an önce okulda öðrendiðim
bilgileri kamu kuruluþuna aktarmak istedim. Karayollarý
11. Bölge Müdürlüðü’ne, Atom Enerjisi ve TÜBÝTAK'a
müracaat ettim. Sýnava aldýlar, üçünü de kazandým.
Ama Ýlk olarak karayollarýndan cevap gelince orada iþe
girdim. Ama matematiði nerede kullanacaðým diye
düþünüyorum. Yollar yapýlýrken eðimler, yükseklik,
alçaklýk gibi geometrik hesaplar yapýlýr. Ben buralarda
matematiði kullanýrým derim. Atom enerjisinden de
haber gelince oraya da bakmak istedim. Orada bir
bilgisayar sistemi var. Tüm bilgisayarlar da ona baðlý.
Ben de onun baþýnda duracakmýþým. “Matematik var
mý?” dedim, “Hayýr.” denilince oraya gitmekten
vazgeçtim. TÜBÝTAK'tan cevap gelince oraya da gittim
ama çalýþmaya baþlayýnca karayollarýnda devam ettim.
Ýþ yaþamýnýz nasýl geçti
Türkiye'de karayollarýnýn 17 tane bölge müdürlüðü
var. Çalýþma sahamýz yollardý. Sonra beni karayollarý
planlama birimine verdiler. Planlamada iþe baþladým.
Orada çalýþýyorsunuz ama iþler müteahhitlere
veriliyordu. Ben oranýn iþlerini kendim yapmak isterdim.
Tam olarak masa baþý iþiydi yani. Daha sonra eþimle de
konuþup Mersin'e tayinimi istedim ve Mersin 5. bölge
Müdürlüðü’ne tayin oldum. Devletin mühendisi kontrol
amaçlý çalýþýyor. Esas iþi yapan müteahhit. Yani sen
yine iþin dýþýnda çalýþýyorsun. Bu þekilde
karayollarýndaki hizmetimi doldurdum ve 2003'te kendi
isteðimle emekli oldum. Emekli olmadan 2002 yýlýnýn
Aralýk ayýnda Mersin ÝTÜ MezunlarI Derneði’ni kurdum,
2003 Aðustos'ta da emekli oldum.
Dernek üyelerini nasýl topladýnýz?
Bu iþi kafaya koyduktan sonra Mersin’de araþtýrmaya
baþladým ve 12 arkadaþ buldum. Tüzüðünü de
hazýrlayýp 6 aylýk bir çalýþmayla, 3 Aralýk 2002’de
dernek kuruldu. Derneðin kurulumunun dördüncü
www.gazete.itu.edu.tr
Fotoðraf, Ufuk Sevim
18
ayýnda genel kurula gittik. 75 üyeye ulaþmýþtýk.
Konuþma metnimiz tüm ÝTÜ’lüleri harekete geçirmeyi
planlanýyordu. Kurucu baþkanlýk görevinden sonra
tekrar oybirliði ile baþkanlýða geldim. “Bu dernek sizin
çalýþmalarýnýzla kuruldu, bunu kurumsallaþtýrmak da
size düþer.” dediler ve biz de Adana, Osmaniye, Hatay,
Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraþ ve Niðde illerindeki
mezun üyelerimizle temasa geçtik. Oradaki ÝTÜ’lüleri
üye yaptýk ve çeþitli yerlerde konuþmalar yaparak bunu
halkýmýza duyurmaya çalýþtýk. Duyuldukça gelenler
çoðalmaya baþladý. Bizim tüzüðümüzün amaçlarýndan
birisi de ÝTÜ’lüleri bir araya getirip ÝTÜ ruhunu harekete
geçirmekti. Zannediyorum baþarýyoruz da.
Bu sýrada ÝTÜ Rektörlüðü’yle iliþkileriniz nasýl oldu?
Dernek kurulduktan sonra bunu ÝTÜ Rektörlüðü’ne
bildirdik. O zamanlar rektör Gülsün Saðlamer'di.
Türkiye'de ne kadar mezunlar derneði varsa hepsine
Mersin'de de bu derneðin kurulduðunu bildirdim.
Ankara’daki derneðin gelen kuruluna davetiye aldým,
Ýstanbul'dan davetiye aldým. Ben ayný zamanda Ýstanbul
derneðinin de üyesiyim. Oy kullanmaya çaðýrdýlar beni.
Ben hazýrlýklý gelip orada da bir tanýtým yaptým. Ama
derneði kurduktan sonra bunu duyurmanýz için
konferanslar, organizasyonlar düzenlemeniz gerekir.
2003 yýlýndaki Bingöl depreminden sonra ilk
konferansýmýzý düzenledik. "2003 Bingöl Depremi ve
Kurulacak Yarýnlar" adýnda bir çalýþma baþlattýk ve
Mersin'in en büyük konferans salonunda bu toplantýyý
gerçekleþtirdik. Ýlk kez sesimizi orada duyurduk. Daha
sonra da diðer bilimsel toplantýlar yapýlmaya baþlandý.
Mezunlarý kaynaþtýrmak amacýyla her ayýn ilk salýsý
bizim anlaþtýðýmýz yerlerde kokteyllerimiz olur. Rahat bir
ortamda iþ görüþmeleri yapýlýr, okul yýllarý hatýrlanýr.
Derneðin etkinliklerinden biri de Süleyman Demirel'i
çaðýrmaktý bu nasýl oldu?
Derneði duyurmak amacýyla oldu. Bu fikrimi kurulda
paylaþtým. Karar aldýk ve Sayýn Demirel'i derneðimizin
onursal baþkaný olarak ilan ettiðimizi söyleyip davet
ettim. Basýn yayýn organlarýyla da bu kararýmýzý herkese
duyurduk. 30 Eylül 2004'te Mersin'de en büyük
konferans salonunda “Globalleþme ve Avrupa Birliði”
konulu konferansýmýzý gerçekleþtirdik. Böylece sesimizi
en yüksek þekilde ve birinci aðýzdan duyurmuþ olduk.
Önümüzdeki günler için yapacaðýnýz projeleriniz
nelerdir?
Ýstanbul'da olduðum süre içerisinde rektörümüz ve
dekanlarýmýzla görüþmeler yaptým. Rektörümüz
Türkiye'yi bölgelere ayýrmýþ ve bu bölge merkezlerinde
konuþmalar yaparak, ÝTÜ'de yapýlan projeler için
mezunlarýn desteðini isteyecekmiþ. Bu çerçevede
çalýþmalar yapmayý planlýyoruz biz de. ÝTÜ ile daha çok
içiçe olmaya amaçlýyoruz. Bilimsel konularda halký
bilgilendirici etkinliklerimize de devam edeceðiz. Siz
öðrencilerimize de destek olmayý istiyoruz.
arýyorum
19
kasým 2006
eðitim
Türkiye’de Yüksek Öðretim'de Ar-Ge,
Ar-Ge'de Sanayi ve Öðrencilerin Yeri
Yirmi birinci yüzyýlýn bilim çaðý
olduðu ve bu çaðýn insanýn kol
gücünün deðil, beyin gücünün
ürettiklerinin hakimiyetiyle geçeceði,
geçen yüzyýlýn sonunda ortaya konan
bir gerçekti. Artýk bilgi, sýnýrlarý
sorunsuz aþarak, ýþýk hýzý ile
evlerimize, ceplerimize giriyor. Bu bilgi
çaðýna hazýrlýklý olabilmek için de iki
gerek þart vardýr. Biri buna uygun
altyapýya sahip olacaksýnýz, diðeri de
bu altyapýyý kullanacak yaratýcý genç
nesiller yetiþtireceksiniz.
Ülkemizin en iyi mühendislik okullarýndan birinden
mezun olup, gene ülkemizin en prestijli yüksek lisans
programlarýndan birinde okuyor olmam, çeþitli vesileler
ile de yurtiçinde ve de yurtdýþýnda farklý üniversiteleri
gezme ve inceleme fýrsatlarým olmasý nedeniyle, bazý
karþýlaþtýrmalar yapma olanaðým oldu. Köklü
üniversitelere sahip ülkemiz, yüksek öðretimde Avrupai
bir eðitim felsefesini, Amerikan tipi bir düzen ile
harmanlayýp, gençlerimize sunmaktadýr.
Temeli öðrencilerin farklý ülkelerdeki farklý
üniversitelerde bir ya da iki sömestr okumasý
amacýndaki hareketlilik programý Erasmus'un 1987'de
baþlamasý ile atýlan bir süreçte, Avrupa Birliði 1999'da
Bologna Süreci'ni baþlatmýþtýr. Biz de bu sürece daha
sonra imza koyan ülkelerden biriyiz. Bu süreç, aslýnda
politik bir süreç olmasýna karþýn, bütün AB bölgesi
ülkelerinin üniversitelerini etkilemektedir. Bologna
sürecini Arýyorum'un Mayýs sayýsýnda uzun uzadýya
ayrýntýlarý ile anlatmýþtýk. Hatýrlanacaðý üzere 1999'da
Bologna Deklarasyonundaki en önemli taahhütlerden
biri yüksek öðrenimde "Avrupa Boyutlarý"nýn
desteklenmesidir. (1)
Ülkemiz bu sürece geç dahil olmuþ ve yapýlan onca
çalýþmaya ve de emeðe raðmen hala tam olarak bu
sürecin önemini kavrayamamýþtýr. Bu süreç sadece
üniversitedeki yönetim kadrolarýný ilgilendiren bir süreç
deðildir. Sanayi temsilcileri ve üniversite öðrencileri de
bu süreçte yer almalýdýrlar. AB, çerçeve programlarý
vesilesi ile yüklü miktarda kaynaðý Ar-Ge için ayýrmakta
ve de daðýtmaktadýr. Ülkemizde Avrupa düzeyinde ArGe yapýlamamaktadýr. Buna karþýn, yapýlan Ar-Ge
çalýþmalarý da orta vadede umut vermektedir. Ancak
ülkemiz
AB
fonlarýndan
tam
anlamýyla
yararlanamamaktadýr. Yurtdýþýnda, sanayi-üniversite
iþbirliði ile projeler üretilmekte, bu projeler sayesinde,
akademisyenler bu fonlara baþvurmakta ve bu
fonlardan milyonlarca avro para çekebilmektedirler.
Ancak ülkemiz AB'nin altýncý çerçeve programýna 250
milyon avro gibi bir meblað ile dahil olmasýna karþýn,
bunun çok küçük bir kýsmýný geri alabilmiþtir.(2) Bu
süreçte alýnan destekler sayesinde, AB'yle entegrasyon
sürecine katký saðlanmýþ, yeni teknolojilere eriþim
olanaðýna kavuþan KOBÝ'ler için dýþa açýlma fýrsatlarý
doðmuþtur. Doðru teknolojiyi transfer etme imkanýnýn
yanýnda teknolojide yeni standartlarýn oluþum sürecinde
yer almasý saðlanmýþtýr. (3) Bu noktada bazý hususlara
dikkat çekmek gerekiyor. Ýnsan kaynaðýnýn doðru
yönlendirilmesi ve edinilen bilginin rekabet gücüne
dönüþtürülmesi ile saðlanan katkýnýn
artýrýlmasý
hedeflenmektedir. Sanayi katýlýmýnýn etkinleþtirilmesi
sayesinde de üniversite ve sanayinin ayný projelerde yer
almasý saðlanabilir. (4)
Aslýnda sadece ÝTÜ'yü ele alýrsak, üniversitemiz býrakýn
Türkiye ortalamasýný, Avrupa'da bile önemli bir noktada
bulunmaktadýr. Keza, sadece makina fakültesinde bir
çok lisans ve de yüksek lisans öðrencisi bitirme tezlerini
sanayi kuruluþlarý ile yapmakta, bunlarý yayýn ve patent
olarak kullanmaktadýr. Baþka fakültelerimizde de bu gibi
projelerle
karþýlaþýyoruz.
Diðer
birçok
Türk
üniversitesinden ileri olan bu duruma karþýn, hala
potansiyelimizi tam kullanamamaktayýz. Bu noktada
Avrupa Birliði'nin yedinci çerçeve programý bu
potansiyeli maddi olarak desteklenecek þekilde
kullanmamýzý saðlayabilir.(*)
Bugün sadece Oxford üniversitesinin yýllýk araþtýrma
bütçesi 400 milyon avro civarýnda iken (5), Birleþik
Devletlerdeki bazý üniversiteler için bu rakam komik
denecek kadar azdýr. Baþta savunma teknolojileri
sanayisi olmak üzere, bir çok þirket kendi Ar-Ge'lerinin
yaný sýra üniversitelerle de çalýþmakta ve de
üniversitelerin araþtýrma bütçelerini finanse etmektedir.
Avrupa'nýn çok ilerisindeki bu mantýk, ayný þekilde
Japonya'da da karþýmýza çýkmaktadýr. Avrupa
Üniversiteler Birliði, Avrupa'nýn, yüksek eðitim ve
araþtýrma bütçeleri, geleceðe yatýrým olarak
görülmedikleri ve acilen arttýrýlmadýklarý takdirde,
dünyanýn diðer köþelerindeki yüksek eðitim
sistemleriyle rekabet edebilme umudunun olmadýðýný
belirtmiþtir.(6)
Ülkemiz maalesef hala bu konuya tam eðilmemekte ve
de
üniversitelerdeki
araþtýrmayý
anlamsýzca
küçümsemektedir. Sadece devlet bürokrasisinde deðil,
sanayide de bu görüþün hakim olduðu ülkemizdeki ArGe düzeyinde üniversite-sanayi iþbirliðinin seviyesinden
de açýkça görülebilir. Bu aslýnda geleceðimize kendi
kendimize koyduðumuz bir dinamittir.
Ülkemiz zengin bir dünya ülkesi deðildir, ve de
devletimizin araþtýrmaya, yüksek öðretime ayýracaðý
kaynak da bellidir. Ülkemizde resmi olarak Ar-Ge'ye
2000 yýlýndan beri devlet ve de özel kuruluþlar
tarafýndan ayrýlan meblað 4 milyar Avro'nun biraz
üzerinde olup, bu rakam bazý çokuluslu firmalarýn Ar-Ge
bütçelerine bile yetiþememektedir. Bundan çok deðil iki
yýl önce 10. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda,
Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikalarý Uygulama Planý
2005-2010 kapsamýnda iki karar alýndý. Buna göre,
ülkemizdeki AR-GE harcamalarýnýn GSYÝH içindeki
payýnýn 2010 yýlýna kadar %2'ye yükseltilmesi için
gerekli ek kamu kaynaklarýnýn 2005 Yýlý Bütçesi ile
baþlayarak tahsis edilmesine ve ülkemizdeki tamzaman eþdeðer bilim insaný sayýsýnýn 2010 yýlýna kadar
40.000 kiþiye ulaþmasýnýn ve mesleki ve teknik ara
eleman sayýsýnýn orantýlý olarak artýrýlmasýnýn bir hedef
olarak belirlenmesi ve gerçekleþtirilmesi için gereken
tedbirlerin alýnmasýna karar verilmiþtir.(7) Hükümetimiz
son iki yýlda toplam yaklaþýk 1 Milyar Yeni Türk Lirasý'ný
baþta Tübitak'ýn araþtýrma bütçesi olmak üzere, Ar-Ge
araþtýrmalarýna ayýrmýþtýr. Bu noktada bu meblaðlarýn
üzerine çýkabilmek sanayimizin elindedir. Daha fazla
araþtýrma olanaðýný, projeleri, üniversitelere getirmeleri,
ülkemizin geleceðine yapacaklarý bir yatýrým olacaktýr.
Bu noktada bundan çok deðil 15 sene önce
baðýmsýzlýðýný kazanmýþ eski doðu bloðu ülkeleri bile
bizden daha ileri bir konuma eriþmiþtir. Daha ucuz ve
hýzlý Ýnternet baðlantýsýna sahip bu ülke gençleri, bilgiye
daha çabuk ulaþabilmekte, vize sorunlarý olmamasýnýn
verdiði rahatlýkla Avrupa'yý sorunsuz gezebilmekte, bilgi
birikimlerini artýrabilmektedirler. Ancak, ülkemizde
öðrenciler hýzlý ve ucuz Ýnternet baðlantýsýna ya da
yurtdýþýnda sorunsuz gezebilme þansýna sahip
olmadýklarýndan, eðitim sistemindeki yanlýþlýklar,
mezuniyetlerinde katýlacaklarý iþsizler ordusunun
düþüncesi ve de yukarýda da bahsettiðimiz araþtýrma
merkezli bir ülke olmamamýz nedeniyle, geleceðimize
kendi kendimize dinamit koyduðumuz söylenebilir.
Sonuç olarak, ülkemiz yüksek öðretimi de Avrupa'daki
gibi bir deðiþim içindedir. Bu deðiþim sancýlý ve de yavaþ
bir deðiþimdir. Ülkemiz öðrencisi de, sanayisi de bu
deðiþimde yer almalýdýr. Unutmayalým ki, bu ülke
hepimizin, bu ülkenin geleceði de hepimizin geleceðidir.
Mak. Müh. Ömer Hantal
ÝTÜ Mühendislik Yönetimi Y. L. Programý Öðrencisi
Avrupa Teknoloji Öðrenciler Birliði - BEST
Eðitim Komitesi Koordinatörü (2006-2007)
[email protected]
(*) Gelecek yazý: Yedinci Çerçeve Programý ve Avrupa
Teknoloji Platformlarý (http://www.fp6.org.tr/)
Kaynaklar:
(1) Bologna Deklarasyonu - Avrupa Eðitim Bakanlarý Ortak
Deklarasyonu
(2) Türkiye ve AB Çerçeve programlarý - TÜBÝTAK
(3) Türkiye'nin 6. Çerçeve Programý Performansý - TÜBÝTAK
(4) Türkiye'nin 6. Çerçeve Programý Performansý - TÜBÝTAK
(5) Vahap Munyar - Hürriyet Gazetesi - 18.08.2006
(6) Glascow Deklarasyonu - Avrupa Üniversiteler Birliði
(7) 2004/24 Sayýlý Baþbakanlýk Genelgesi eki
www.gazete.itu.edu.tr
20
arýyorum
kasým 2006
kariyer
“Mühendislik ve mimarlýk
birikimimiz tarihten silinmeyecek!”
2004 yýlýndaki ilk kitapla seriye baþlayan
Mühendislik-Mimarlýk Öyküleri Mayýs
2006’da ikinci kitabýný çýkardý. Koordinatörlüðünü
Mahmut Kiper’in
Kiper üstlendiði kitaplar,
mühendislik ve mimarlýk tarihimizin önemli
ayrýntýlarýna ve bilinmeyen yönlerine deðiniyor.
Oldukça ilginç yaklaþýmlarýn ve verilerin
sunulduðu kitaplar, özellikle ÝTÜ öðrencilerinin
mutlaka okumasý gereken kitaplar arasýnda.
Mahmut Kiper’le kitaplar, mühendislik, mimarlýk
ve Türkiye hakkýnda konuþtuk.
Öncelikle, kitabýn yayýnlanma amacý nedir? Bu
kitapta, Türkiye'deki mühendislik ve mimarlýk
alanlarýyla ilgili neler bekliyor bizleri?
2004 yýlý Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði'nin
kuruluþunun 50. yýlýydý. Bazý numaralar köþe taþý sayýlýr
ve 50. yýl gibi çok önemli köþe taþý da, mühendislikmimarlýk alanýnda geçmiþteki bazý uygulamalarýn bir
deðerlendirilmesi için olduðu kadar, Cumhuriyetimizin
tuðlalarýný örenlerin anýlmasý, onlara gecikmiþ de olsa
vefa borcunun ödenmesi için de önemli bir fýrsat yarattý.
Bu kitaplarýn baþlýca çýkýþ noktasý buydu. Ýlkini 2004
yýlýnda, ikincisini de bu yýl Mayýs'da çýkardýk. Özetle,
Mühendislik-Mimarlýk Öyküleri kitap serisinin baþlýca
amaçlarýný; ülkemiz sanayi geliþiminde baþarýlý
uygulamalarý hatýrlatmak ya da bilinmesini saðlamak,
ülke kalkýnmasýnýn temeli olmasý gereken üretim
süreçlerinde mühendis ve mimarlarýn ne denli önemli
olduðunu vurgulamak, bu süreçlerde yer alan
meslektaþlarýmýza belki de gecikmiþ vefa borcumuzu bir
nebze ödemek olarak belirtebiliriz. Kýsa bir süre önce
hükümetin bir bakaný, Cumhuriyetin geliþiminde
olaðanüstü kazanýmlar saðlamýþ bir kuruluþu 'tarihden
silmek'le övünmüþtü. Ve, bu seriyle ne kadar doðru bir
iþ yaptýðýmýz bir kez daha ortaya çýktý. Çünkü, ilk kitapta
da belirtildiði gibi 'Mühendislik Mimarlýk Öyküleri'
serisinin önemli bir amacý da, tarihden silindiðini iddia
edenlere, üretim ve mühendislik-mimarlýk birikimimizin
önemli yapý taþlarýný oluþturan kuruluþlarýn ne tarihden
ve ne de hafýzalarýmýzdan silinmediðini ve
silinemeyeceðini göstermektir.
Türkiye'nin sanayi ve teknoloji tarihinde, bugün
gelinen noktadaki geliþmemiþ ve yetersiz görüntünün
aksine pek çok ilk ve yenilikler mevcuttur. Ýþte bu kitap
serisiyle ülke mühendislik-mimarlýk tarihinde önemli
olduðunu düþündüðümüz kimi sektörün, kuruluþun,
kiþinin ya da uygulamanýn öyküsünü teknik detaylardan
uzak, herkesin anlayabileceði bir dille sunuyoruz. Bu
nedenle, mühendislik ya da mimarlýk baþarý veya
baþarýsýzlýklarý öykülerde gömülüdür.
"Öyküler
geçmiþi
anýmsatmakla
kalmayýp,
geleceðin aydýnlatýlmasýna da katkýda bulunuyor,."
ifadesi yer alýyor kitabýn tanýtým yazýsýnda.
Mühendislik ve mimarlýk alanýnda geçmiþimiz ve bu
doðrultuda geleceðimiz hakkýnda bir deðerlendirme
yapar mýsýnýz?
Dünya sanayi geliþimine baktýðýmýz zaman, Ýngiltere'nin
demir-çelik üretiminde saðladýðý geliþmelerle öncülük
ettiði sanayi devriminin ardýndan, geliþmiþ ülke diye
adlandýrýlan ülkelerin ulusal politikalarýnda, aðýr sanayi
odaklý ve ulaþýmdan hizmete diðer pek çok alaný
etkileyen lokomotif sektörlerin aðýrlýk kazandýðýný ve
büyük üretim ölçekleriyle bu üstünlüklerini saðladýklarýný
görürüz. Cumhuriyetin ilk yýllarýnda bu gerçek görülür ve
savaþlarda insanýný yitirmiþ, iyice yorgun düþmüþ,
yoksul kalmýþ ancak baðýmsýzlýðýný kazanmýþ bir ülke,
kimseye
baþeðmeden
ayakta
kalabilmek,
baðýmsýzlýðýný koruyabilmek ve medeniyeti yakalamak
için ayný geliþmiþ ülkelerin politikalarýný büyük bir
baþarýyla uygular. Hem de neredeyse sýfýrdan
baþlayarak ve endüstriyel atýlýma paralel olarak halkýný
ileri yaþam olanaklarýyla da tanýþtýrmak gibi iki koldan
atýlýmý gerçekleþtirmek gibi bir hedef peþinde koþarak.
Bu dönemlerdeki öykülerde, inanmýþ bir halk ve
olaðanüstü mücadele örnekleri görürsünüz. Politikalar,
hem sanayi ve hem de tarýmda verimli üretim koþullarýný
oluþturmaya ve bununla ayný zaman diliminde halkýn en
ileri medeniyet imkanlarýyla tanýþmasýna odaklanmýþtýr
ve bu amaç için tüm gücünü seferber eder.
Geliþmeler görüldükçe ulusal sevinç, mutluluk,
kývanç ve inanç artar, yenilerini yapmak gücü böylece
tazelenir. Dünya'da 1960'lara kadar süren üretim
üstünlüðü ile rekabet ortamýnda Türkiye'nin de yeterli
birikim ve altyapý oluþturarak tam yarýþa katýlmaya
baþlayacaðý zaman, 1950'lere doðru ulusal politikalarýn
tersine deðiþmeye baþladýðý görülmektedir.
Özellikle 1950'lerden sonra ülke uzmanlarýnýn birikim
ve yeteneklerinin gözardý edildiði, dýþ yönlendirme ve
danýþmanlýklarýn giderek artan bir þekilde etkili olmaya
baþladýðý gözlenmektedir. Bunlarý ve etkilerini çok iyi
okumamýz ve görmemiz gerekiyor. Bu nedenle,
geleceðimizi planlamada da 'Mühendislik-Mimarlýk
Öyküleri' serisinin önemli bir iþlev göreceðini
düþünüyoruz. Çünkü, kitabýn sunuþunda da belirttiðimiz
gibi,
ülkemizin
günümüzdeki
durumunun
deðerlendirilmesinde ne çeþit politika deðiþikliklerinin ve
hangi deðerlerin yok edilmesinin ya da deðersizliklerin
etkili olduðunu anlamakta olduðu kadar geleceðe iliþkin
politika ve stratejileri oluþtururken neler yapýlmasý
gerektiðinin de çok önemli ipuçlarýný öykülerin satýr
aralarýnda bulmak mümkün.
“Türkiye'nin sanayi ve
teknoloji tarihinde, bugün
gelinen noktadaki geliþmemiþ
ve yetersiz görüntünün
aksine pek çok ilk ve
yenilikler mevcuttur.”
www.gazete.itu.edu.tr
"Türkiye mühendislik-mimarlýk tarihi kimi zaman
ülke dýþýnda bile hayranlýklar uyandýracak kadar
olaðanüstülükler taþýyor." Yine kitabýn tanýtým
yazýsýnda yer alan bu ifadeyi mühendislik ve
mimarlýk bölümleri öðrenci ve mezunlarýna yol
gösterici olmasý açýsýndan bazý somut örneklerle
açýklar mýsýnýz?
Çiller-Karayalçýn hükümeti tarafýndan 5 Nisan 1994'de
açýklanan ünlü ekonomik paket içinden Karabük DemirÇelik Ýþletmeleri'nin (KARDEMÝR) kapatýlma kararý da
çýkmýþtý. Bu karara ilk baþkaldýran Metalurji
Mühendisleri Odasý,gene bu iþletme konusunda o
süreçteki ilk teknik raporu hazýrlayarak, KARDEMÝR'in
iddia edildiði gibi ekonomik ömrünü tamamlamadýðýný
ve alýnacak bazý önlemlerle verimli bir þekilde üretimini
sürdüreceðini açýklamýþtý. Önerilerden biri, çok
öncelerden
beri
gündemde
olan
'Sürekli
DökümTesisi'nin biran önce kurulmasýydý ve bu tesisin
kurulma ve devreye alýnmasý için öngördüðümüz süre
iki yýldý. Türkiye'nin ilk Metalurji Mühendisi olan ve pek
çok iþletmenin kurucusu, yöneticisi ya da isim babasý
olan Selahattin Þanbaþoðlu bu iki yýllýk kurulma süresini
okuyunca raporu yazan bizlere tatlýsert bir þekilde kýzdý
ve þöyle dedi; 'Bilirmisiniz ki, KARDEMÝR temeli
atýldýktan 2.5 yýl sonra üretime baþlamýþtýr. Hafriyatý,
kazma-kürekle kazýlan topraklar, merkep katarlarýyla
taþýnarak yapýlmýþtýr. O günün þartlarýyla bu kadar
sürede iþletmeye alýnan fabrikaya bugün böyle bir
tesisin montajý 14 aydan daha fazla bir süre almaz.'
Gerçektende, KARDEMÝR'in temeli 3 Nisan 1937'de
atýlmýþtý ve 9 Eylül 1939'da iþletmeye alýnan Fatma
adýndaki 1. Yüksek Fýrýn, karnýndaki cevheri
taþkömürünün ateþi ve karbonu ile yoðurdu; uzun
doðum sancýlarý çekti. Cumhuriyetin ilk sývý demiri 10
Eylül 1939'da Fatma'nýn karnýndan akkor halinde gün
ýþýðýna çýktý. Böylece, Türkiye'nin ilk entegre tesisi
üretime baþladý. O gün, Selahattin Þanbaþoðlu'da
Ýþletme Müdürü'nün odasýnda bu mutlu olaya tanýk
olmuþtu. Ve tam 55 yýl sonra 1994 yýlýndaki kapatma
kararýna karþý arkadaþlarýnýn deyimiyle 'ihtiyar demirci'
87 yaþýndaki Þanbaþoðlu en ön safta mücadele etti.
Zaman zaman biraraya geldiði siyasilere 'bu tesis
ülkeye gereklidir, kapatmak cinayettir' dersleri verdi.
Tüm bu süreçte olanlara ben de tanýðým. Bu tesisin hem
de ozamanlar mucize denebilecek kadar kýsa sürede
devreye alýnmasýnda O'na göre en büyük pay, kontrol
mühendisi Azmi Tlabar'ýn dý. Selahattin Bey'in o
inanýlmaz hafýzasý olmasa belki bu öyküyü ve kiþiyi biz
hiç hatýrlamayacak ve aktaramayacaktýk.
arýyorum
21
kasým 2006
kariyer
“Bize öðretilenler, Devrim
otomobilinin benzini bittiði
için yolda kaldýðý
kandýrmacasýdýr.”
Yine ilk kitaptan bir baþka mühendislik mucizesinden
bahsedeyim. Bugün, heryerde otomativ uzmanlarý,
Türkiye'deki ilk yerli otomobil üretimi olarak Anadol
otomobilini söylüyorlar. Oysa ilk üretim, Devrim
otomobilidir. O günün ileri teknolojilerinin kullanýldýðý 4
adet prototip 'Devrim'i 23 mühendis 129 günde imal
etmiþlerdir. Belki, bu mühendisler arasýnda araba
kullanmayý bilmeyenler vardý. Hem de o denli yerlidir ki,
bugün bile tasarým yeteneði olmayan ülkemizde bu
otomobilin tasarýmý da yerliydi, motoru da. Ben son
kalan örneði gördüm ve içine bindim. Ýmal edildiði
yerde, o zamanki adýyla Eskisehir Cer Atelyesi,
bugünkü ismiyle Türkiye Lokomotif ve Motor
Sanayi'nde (TÜLOMSAÞ). Ýçerdeki 'Yað', 'Devir' gibi
Türkçe kadranlar bile insaný heyecanlandýrýyor.
Bize öðretilenler, Devrim otomobilinin benzini bittiði
için yolda kaldýðý kandýrmacasýdýr. Oysa, son kat
boyasý nakledilirken trende atýldýðý ve trenden
sýçrayacak kývýlcým nedeniyle yanma tehlikesine karþý
benzini Ankara'da koyulan, benzin koyulmayan
arabadan,
koyulana
binen
Cumhurbaþkanýný
Cumhuriyet Bayramý törenlerinde gezdiren Devrim'in,
neden hep yarýyolda kaldý diye anýlmasý istenir? Neden
Devrim otomobillerinin 3 adedi presle ezilir?
(sonuncusu üreten fabrika personeli tarafýndan arýzalý
diye gönderilmez ve saklanýr.) Evet, üretilenler
prototiptir. Seri üretim koþullarý neler getirir bilinmez.
Ama, 'Devrim' otomobilinin öyküsü, Türk mühendis
birikiminin neler yapabileceðinin ama bu birikimin nasýl
ve hangi yollarla kullanýlmadýðýnýn hatta yokedildiðinin
en belirgin ipuçlarýný vermektedir. Bu öykü, içinde hem
mucizeleri hem de ülke kaderini etkileyen dramlarý
barýndýrýr. Ne ilginçtir ki, bu birikimi yok edenleri hiç
ortada
göremezsiniz.Oysa
onlar
herzaman
baþköþededirler.
Bugün, Avrupa'da bir ülkedeki bir þehrin en merkezi
yerinden, diðer ülkedeki bir þehrin tam göbeðine
neredeyse uçaktan daha hýzlý ve konforlu bir þekilde
demiryolu ile ulaþýyorsunuz. Demiryolu, Cumhuriyetin
de ilk projelerindendir. Hem de ne denli öngörülü
politikalar olduðunu ikinci kitaptaki öyküden görmek
mümkün. Bu tür örnekler o kadar çok ki ve biz bunlarýn
pekazýný biliyoruz, bildiklerimizi de tam bilmiyoruz.
Cumhuriyetin ilk yýllarýnda neredeyse en küçük bir
sanayi tesisi olmadan çok baþarýlý bir uçak fabrikasý
deneyimini ve bu giriþimin uçaklarýn Amerikan
yardýmýndan alýnacaðý gerekçesiyle sonlandýrýldýðýný
hangimiz biliyoruz? Bizim mühendislik-mimarlýk
tarihimizde de hem de pekçok baþarý öyküsü var. Hem
bunlarý ve hem de baþarýsýzlýklarýmýzý öðrenmemizde
Mühendislik-Mimarlýk öyküleri serisinin önemli bir payý
olacaðýný umuyoruz.
“Türkiye'nin 1950'lerden
sonraki tercihi teknolojiyi
sürekli satýn almak ve dýþa
baðýmlý olmak yönünde
olmuþtur.”
Tarihte, yeterli kaynak ve önem verilmediði için bazý
araþtýrmalarýn sonuçlanamadýðýndan bahsediliyor.
Bu sorun hala devam ediyor mu? Teknoloji ve
araþtýrma konusunda, ülke olarak bazý yetersizlikler
yaþamamýzýn nedenleri nelerdir?
Ýkinci kýsýmda bahsettiðim gibi, talebin arzdan fazla
olmasý nedeniyle 1960'lara kadar üretim ölçeði en
önemli rekabet gücünü oluþturmuþ ama daha sonralarý
yüksek üretim ölçeði yeterli olmamaya baþlamýþdýr.
Onar yýllýk periyotlarla maliyet, kalite, hýz ve bilgi
unsurlarýnýn daha öncekilere ilave olarak en önemli
ülkelerarasý sanayi
rekabet unsuru olduðunu
görüyoruz. Türkiye' de, üretim ölçeði ile rekabete tam
yetiþirken yukarýlarda deðinilen etkilerle bugün çok
gerilerde kalmýþtýr. Evet, bugün üretim kültürü edinmiþ
bir sanayi birikimimiz var ama diðer rekabet unsurlarýný
buna ekleyemediðimiz için ulusal verimlilik ve refahý
saðlayamýyoruz. Evrensel teknoloji üretme çevrimine
baktýðýmýzda baþlýca þu aþamalarý görürüz; gereksinim
duyulan teknoloji tanýmý ve satýn alabilme, kopyalama
ve tekrarlar, yaratýcý kopyalama, tasarým yeteneði
kazanma, teknolojiyi özümseme, teknoloji geliþtirme,
teknoloji üretme, teknoloji satýþý.Tüm bunlarý da uygun
bir zaman dilimine sýðdýrmak gerekir. Oysa, Türkiye'nin
1950'lerden sonraki tercihi teknolojiyi sürekli satýn
almak ve dýþa baðýmlý olmak yönünde olmuþtur. Yani
çevrimin ilk aþamasý. Hatta bu aþamada bile tam
gereksinim duyulan teknolojinin belirlenmesinin bile
doðru yapýldýðý tartýþýlmalýdýr. Özetle, anahtar teslim
tesisler, makina alýmý gibi teknoloji transfer yöntemleri
tercih edilmiþ, teknoloji geliþtirme süreçleri kýsaldýkça
yani yeni makinalar piyasaya çýktýkça eskisi rekabet için
yeterli olmamýþ, eskiler atýlarak büyük paralarla yeniler
alýnmýþ ama kýsa bir süre sonra o da eskimiþ ve bu kýsýr
döngü ve baðýmlýlýk artarak sürmüþtür. Oysa, geliþmiþ
ülkelerle geri kalmýþ ülkeler arasýndaki temel farký iþte
bu teknoloji transfer yöntemleri oluþturmaktadýr.
Geliþmiþ ülkeler, Araþtýrma-Teknoloji Geliþtirme ve
Yenilikçilik, üniversite-sanayi iþbirliði vb. yöntemlerle
teknolojileri üreten, geri kalmýþ ülkeler ise onlarý yüksek
bedellerle satýn alan ve baðýmlý olan ülkelerdir. Aslýnda
geri kalmýþ ülkeler kendi Ar-Ge'sine kaynak ayýrmaz
ama satýn aldýðý ürün/tesis içinde teknoloji geliþtirme
payý fiyatýn çok büyük kýsmýný oluþturduðundan diðer
ülke Ar-Ge çalýþmalarýný finanse eder. Bu baðýmlýlýk
teknolojide giderek artan bilgi yoðunluðu ile doðru
orantýlý olarak artmakta ve maliyet büyümektedir. Tek
çýkar yol ise, bir yerlerden budöngüyü kýrmak ve ulusal
Ar-Ge kaynaklarýný artýrmak,nasýl zamanla üretim
kültürü edindiysek, Ar-Ge kültürünü de edinmektir.
Türkiye, bu konuda önemli parametreler olan gerek ArGe'ye ayrýlan kaynak, gerek kaynaðýn üniversite ve
sanayi arasýndaki kullaným oranlarý ve gerekse de
araþtýrmacý sayýsý olarak çok gerilerde bulunmaktadýr.
Bunlarý mutlaka uygun politika ve araçlarla tersine
çevirmek zorundayýz.
“Yabancý
“Yabancý mühendis-mimarlara
yeterli denetim ve tescil
yapýlmadan çalýþma izni
verilmesi düþünülmektedir ki,
böylesi bir uygulama baþka
hangi ülkede vardýr
bilmiyorum.”
Günümüzde verilen mühendislik ve mimarlýk
eðitiminin eksikliklerinden veya iyi yönlerinden
bahseder misiniz? Ülkemizde verilen eðitimle diðer
bazý ülkelerde verilen eðitim arasýnda bir kýyaslama
yapar mýsýnýz?
Ülkemizde özellikle son zamanlarda altyapý, yeterli
öðretim üyesi gerekleri dikkate alýnmadan çok sayýda
üniversite kuruldu. Üniversitelerin çok büyük
bölümünde
de
mühendislik-mimarlýk
bölümü
bulunmaktadýr. Bu nedenle, kimi üniversitelerimizden
donanýmlý ve yurtiçinde de dýþýnda da tercih edilen
mezunlar verilirken, bir çok üniversiteden mezun olan
meslektaþlarýmýz iþsiz kalmaktadýr. Fýrsat eþitliði yoktur.
Mühendislik disiplinleri arasýnda oran deðiþmekle
birlikte mezunlarýn yarýsýndan çoðu iþsiz ya da alanlarý
dýþýnda bir iþ yapmaktadýrlar. Karar vericiler, bu durumu
iyileþtirici çözümler yerine daha da kötüleþtirici
uygulamalar planlamaktadýrlar. Örneðin, yabancý
mühendis-mimarlara yeterli denetim ve tescil
yapýlmadan çalýþma izni verilmesi düþünülmektedir ki,
böylesi bir uygulama baþka hangi ülkede vardýr
bilmiyorum. Mühendisine, mimarýna bu kadar deðer
veren zihniyetlerle ne bu alanda ne de yukarýda
deðinilen sorunlara kalýcý ve geliþme saðlayýcý yönde
çözüm bulmak olanaksýzdýr.
Dünyada, mühendislik-mimarlýk eðitiminde, yukarýda
bahsedilen bilginin artýþ hýzý ve çeþitliliðine baðlý
www.gazete.itu.edu.tr
olarak, yaþam boyu bir meslek yerine sürekli yenilenen
beceri ve deðiþime paralel þekilde deðiþik iþlerde görev
yapacak mühendislere öðrenmeyi öðrenme ve
geliþmeleri takip ve yeni iþkimliði edinme gibi
becerilerin kazandýrýlmasý gündemde ve Türkiye'nin de
bu geliþmelerden olumlu ve olumsuz þekilde
etkileneceðini düþünüyorum.
“Mühendislerin merkezinde
olduðu öyküler sadece teknik
içerikleri ile deðil, bunun
yanýnda saðladýklarý toplumsal
ve tarihsel etkileri ile de
deðerlendirilmelidir.”
deðerlendirilmelidir.”
Son olarak, bir mühendis kimliðiyle, mühendislik
eðitimi almanýn birey açýsýndan yararlarýndan,
birey üzerinde oluþturduðu etkilerden bahseder
misiniz?
Teknolojiyi en kýsa þekilde; bilimin özellikle endüstri
veya ticari amaç için uygulanmasý olarak
tanýmlayabiliriz. Bilim doðanýn nasýl iþlediðini
anlamayla uðraþýrken, teknoloji insan yapýmý dünyayla
uðraþýr yani doðayý dönüþtürebilmenin ve ona egemen
olabilmenin bilgisidir. Ýngilizce "engineer" (mühendis)
sözcüðünün kökeni de icat eden kiþi anlamýna gelen
Latince "ingeniatorem" sözcüðüymüþ. Bu tanýmlardan
da anlaþýlacaðý gibi teknoloji ile mühendislik hatta bazý
sözlüklerde eþ anlamlandýrýlacak kadar iç içe girmiþ
durumda. Mühendis teknolojiyi yani yaþamý
biçimlendirmekte her zamankinden daha büyük
toplumsal ve evrensel sorumluluk altýnda.
Teknolojinin çok önemli deðiþiklikler geçirdiði bir
gerçek. Bu deðiþim süreci ivmesel bir artýþ da
göstermiþ. Bu deðiþimden, zaman kavramý da
etkilenmiþ. Yaþanan deðiþikliklerin boyut ve
etkilerinden pek çoðunun önceden tahmin edilemediði
biliniyor.
Gelecekte
teknolojinin
yaratacaðý
deðiþiklikleri de þimdiden belki bir miktar tahmin
edebiliyoruz
ama
tümüyle
öngöremiyoruz.
Teknolojideki geliþmeler sadece bizim yaþamýmýzý
deðil, tükettiði kaynaklar, deðiþikliðe uðrattýðý yaþam
tarzý, kültür ve deðerler gibi nedenlerle gelecek
nesillere býrakacaðýmýz mirasý da etkiliyor. Bu sebeple
teknolojiyi farklý boyutlarýyla kavramak daha da önem
kazanýyor.
Bu açýklamalardan þu sonucu çýkarabiliriz.
Mühendislerin merkezinde olduðu öyküler sadece
teknik içerikleri ile deðil, bunun yanýnda saðladýklarý
toplumsal ve tarihsel etkileri ile de deðerlendirilmelidir.
Çünkü, mühendisliðin tanýmýnda zaten, sanayi
yaratarak, sanayinin koþullarýnda sürekli iyileþtirmeyi
ve verimliliði artýrarak toplumsal deðiþim projelerinde
aktif hatta öncü rol almak vardýr.
Dünyada mühendislik programlarý tüm bu bakýþ
açýlarýný içerecek þekilde giderek farklý bir boyut
kazanýyor. Bizim de toplumsal bilinç ve sorumluluklarla
mesleki öncelikleri belirlemek ve ülkemiz koþullarýnýn
tüm olumsuzluk ve zorluklarýna raðmen yýlmadan
mücadele etmek gibi bir sorumluluðumuz olduðunu
düþünüyorum. Tabii ki gücümüz oranýnda. Bu
mücadelede ülkemiz yararýna saðladýðýmýz her türlü
deðiþiklik, baþkalarý tarafýndan farkedilmese ve takdir
edilmese de, çok mutlu eden, mühendis-mimar
kimliðimizden hoþnut kalmamýzý, onur duymamýzý
saðlayan bir motivasyon içeriyor . Böylece, hem
kendimizi daha iyi hissediyoruz,
hem de
çocuklarýmýza, toplumumuza karþý baþýmýz daha dik
duruyor.
Son olarak, bu kitaplarýn tanýtýmýný pek iyi
yapamadýk. Öykülerini yollayarak bizle paylaþanlara,
ya da kitaplarda yer verdiðimiz ama bugün artýk
hayatta olmayan meslektaþlarýmýza karþý bu nedenle
biraz mahcubuz. Tanýtýmda saðladýðýnýz destek
nedeniyle teþekkür ederiz.
Röportaj: Gülen Uncu
22
arýyorum
kasým 2006
kulüpler ve kulüp etkinlikleri
Yetkin Mühendisler
MHK’den Çýkar
Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü Ýstanbul Teknik
Üniversitesi Ýnþaat Fakültesi'nde 1990 yýlýnda kurulmuþ
bir öðrenci organizasyonu. ÝTÜ Ýnþaat Fakültesi
Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü, mühendisliðe hazýrlýk
eðitimi alan öðrencilerin meslek yaþamlarýna yönelik
tecrübe kazanmasýný saðlamak, teorik ve pratik bilgi
edinilmesi için aktiviteler düzenlemek, lisans
öðrencisiyle üyesi olacaðý sektör arasýndaki iletiþimi
hýzlandýrmak ve daha sosyal bir üniversite ortamý
oluþmasýna katkýda bulunmak amacýyla kurulmuþ.
Ýnþaat Fakültesi merkezli kulüp; Türkiye'nin lokomotif
sektörü olan Ýnþaat sektörünün desteðinden ve
gücünden faydalanarak öðrenci kulübü kavramýnýn
önüne geçmiþ. Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü, ÝTÜ'lü
olmanýn ayrýcalýðýný hissettirmek, öðrencilerin
mühendisçe düþünmeyi ve yaþamayý benimsemesine
yardýmcý olmak ve ÝTÜ'nün akademik ve sosyal kimliðini
daha da güçlendirmek için çalýþýyor. Kulüp yaptýðý
çalýþmalar sýrasýnda üniversitemizin akademik ve idari
kadrosu ve özel sektörde faaliyet gösteren firmalarla da
yakýn iliþkiler kurarak üyelerinin profesyonel yaþamý için
çevre edinmesi saðlanýyor.
Öðrenciyken aktif ve giriþimci olmanýn yolunu öðrenmek
isteyen, profesyonel anlamda tüm özelliklerini ortaya
çýkarmak isteyen herkes gibi MHK'de çalýþmýþ olan eski
üyeler de, mezuniyet sonrasý ortaya koyduklarý farkla ve
gösterdikleri baþarýlarla kulübün ismine yakýþýr bir
þekilde görevini yaptýðýný gözler önüne seriyorlar.
MHK, 1992 yýlýnda Uluslararasý Ýnþaat Mühendisliði
Öðrencileri Birliði'ne (IACES) üye olmuþ. 1989 yýlýnda
Delf'te kurulan IACES buradan sonra Reykjavik'ten
Ýstanbul'a, Lizbon'dan Kiev'e Avrupa çapýnda 50
üniversitede aktif bir organizasyon haline gelmiþ. IACES
tarafýndan her yýl kurslar, ACCESS, yurtdýþý stajlarý
baþta olmak üzere çeþitli aktiviteler düzenlenmekte.
Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü IACES'e üye olduktan
sonra kulüp üyeleri Avrupa'nýn çeþitli kentlerinde
düzenlenen aktivitelere katýlma imkaný bulmuþ. Bu
suretle MHK üyeleri hem Avrupa'nýn çeþitli kentlerini
bizzat görerek, buralarda düzenlenen kurslara katýlýp
hayat tecrübesini arttýrmýþ, hem de Avrupa'nýn deðiþik
üniversitelerinde okuyan yüzlerce öðrenciyle tanýþarak
deðiþik kültürleri tanýma fýrsatý bulmuþlar. MHK 2000
yýlýnda ise Amerikan Ýnþaat Mühendisleri Birliðinin
(ASCE) bir üyesi olarak (ASCE International Group) bir
ilke imza atmýþ. MHK Türkiye'deki tek, Avrupa da ise altý
uluslararasý öðrenci grubundan biri.
2004 GAP Teknik Gezisi, 2005 Karadeniz Teknik
Gezisi ve 2006 Batý Anadolu Teknik gezisi ile 12.000 km
yol alan MHK, bir kýsým þanslý öðrencimize tüm
Türkiye'yi gezme imkanýný yarattý. Mayýs 2006'da
"Ýnþaat Mühendisliði Seminerleri'06" ile büyük ilgi
toplayan kulüp, Temmuz ayýnda Hollanda'nýn Delft
þehrinde, Delft Teknik Üniversitesi'nde bir haftalýk
IACES Exchange'inde ülkemizi ODTÜ ile birlikte temsil
etti. Kulüp bu çalýþmalarýna dayanarak 2006-2007
öðretim yýlýna büyük hedeflerle giriyor. Çalýþmalarýnda
etkin rol alan öðrenci sayýsýný arttýrmak amacýyla farklý
"düzenleme komiteleri" oluþturan kulüp, tüm Ýnþaat
Mühendisliði öðrencilerini bu yoðun tempoda birlikte
çalýþmaya davet ediyor. Teknik Gezi '07 Düzenleme
Komitesi, Ýnþaat Mühendisliði Seminerleri '07
Düzenleme Komitesi, IACES Exchange Ýstanbul '07
Düzenleme Komitesi ve Sosyal Etkinlikler Düzenleme
Komitesi ile üyelerine kulübün organizasyonlarýný
birlikte yapýlandýrma imkaný veriyor.
Mühendisliðe hazýrlýk kulübü baþkan yardýmcýsý
Burak Küçükkeleþ MHK'nýn bu yýl içerisindeki
Seminer Ýçeriði
Yurtdýþý Eðitim ve Staj
Seminerleri Baþlýyor!
Üniaktivite - Üniversite Kampüs Rehberi, Global
Vizyon Yurtdýþý Eðitim Danýþmanlýðý, üniversite
kulüpleri ve temsilcilerinin desteðiyle bu yýl ikincisi
gerçekleþtirilecek olan "Yurtdýþý Eðitim ve Staj
Seminerleri" Kasým 2006 - Nisan 2007 aylarý arasýnda
Türkiye'nin 17 ilinde, 36 kampüse konuk olacak.
Seminerlerde yurtdýþý eðitim, staj olanaklarý, sertifika
programlarý ve daha bir çok yurtdýþý eðitim fýrsatý yer
alacak.
Yurtdýþý Eðitim ve Staj Seminerleri'nde aðýrlýklý olarak
yurtdýþýnda yüksek lisans ve staj programlarýyla birlikte,
aþaðýdaki konular yer alacaktýr:
Dil Eðitimi
Yaz Okullarý
Kýsa Dönem Sertifika ve Diploma Programlarý
Üniversite Transfer Programlarý
Work & Travel
Yurtdýþý Burs Olanaklarý
Ayrýca seminerlere katýlanlar arasýndan kayýt
yaptýranlara çekiliþle Uluslararasý Öðrenci Kartý (ISIC)
verilecektir.
www.gazete.itu.edu.tr
çalýþmalarý hakkýnda bizleri bilgilendirdi:
"Bu yýl içinde yapýlacak çalýþmalarýmýzý yaz aylarýnda
yaptýðýmýz toplantýlarla planladýk, þimdi uygulamaya
koymak için sabýrsýzlanýyoruz. Düzenli olarak 3-4
haftada bir kez, tecrübeli þantiyeci ve yöneticileri fakülte
seminer salonumuza getirerek yaþadýklarýný bizimle
paylaþmalarýný saðlayacaðýz. Yurtdýþýnda veya
yurtiçinde çeþitli kurumlarca gerçekleþtirilen, çok
eðlenceli, teknik beceriyi geliþtiren yarýþmalar var. Bu
yarýþmalarý
düzenleyerek
üyelerimize
"Ýnþaat
Mühendisliði'nin Modellemesi" konusunda tecrübe
kazandýrmayý hedefliyoruz. Bunun yaný sýra kýþ
aylarýnda gerçekleþtirmeyi planladýðýmýz güzel bir
çalýþma var; fakat þimdilik sürpriz olarak kalmasýný
istiyoruz. Burada amaçladýðýmýz daha çok üye olmasý
deðil; daha çok aktif üyenin kulübümüzde yer almasý,
hem sosyal hem de teknik etkinliklerle, gerçek
mühendisliðe, mühendisçe düþünebilmeye daha da
yaklaþmak. Hatýrlatmak isterim ki bu dönem üyeliklerin
yenilenmesi
konusunda
farklý
bir
yöntem
uygulayacaðýz. Bu yüzden tüm öðrencilerimizin Þarýk
Tara Öðrenci Sosyal Merkezindeki odamýza gelip yeni
formlarý doldurmalarýný rica ediyoruz. Bu sayede
bireysel eðilimlerine göre çalýþmalar yürütebilecekleri
ortamlar oluþturmaya çalýþacaðýz. Ayrýca Autocad ve
Sap2000 kurslarýmýz devam ediyor. Buna ilaveten
internet sitemizi aktif bir þekilde kullanýlabilmesi için
yeniledik, öðrencilerimiz tüm aktiviteleri buradan takip
edebilirler (www.mhk.itu.edu.tr). Ayrýca 2007 Eylül
ayýnda Almanya'nýn Darmstad Üniversitesi'nden
öðretim üyeleri aðýrlýklý misafirlerimiz olacak, kendileri
için bir program hazýrlýyoruz. Tüm etkinliklerimize
öðrencilerimizi davet ediyoruz; sohbet etmek fikirlerini
paylaþmalarý için odamýza bekliyoruz."
Ufuk Çavuþ
Seminer takvimini online olarak www.uniaktivite.net
adresinden takip edebilirsiniz.
Üniversitenizde Bu Semineri Düzenlemek Ýster
misiniz?
Siz de okulunuzda yurtdýþý eðitim ve staj seminerini
düzenlemek, düzenlenecek seminerlere destek olmak
veya topluluk olarak seminerlere katýlýp avantajlardan
faydalanmak istiyorsanýz, hemen Üniaktivite ile
iletiþime geçin!
Telefon: (212) 241 43 71
Ýletiþim Formu: www.uniaktivite.net/iletisim
arýyorum
23
kasým 2006
kulüpler ve kulüp etkinlikleri
“Sadece mühendis olmayalým”
Fotoðraf, Ufuk Çavuþ
ÝTÜ Yatýrým Kulübü'nün kurucu üyelerinden Burcu
Erþan ve Nazmi Cihan Okudur.
Okudur. Eðitim aldýðýmýz
alanlarýn ekonomik boyutlarýnýn önemini anlatýyorlar.
Üniversiteden sadece "mühendis, mimar" olarak
çýkýlmamasý gerektiðini, yatýrým kültürüne sahip
olunmasýnýn önemli olduðunu söylüyorlar. Ýþletme
Fakültesi öðrencileri olarak, þirket kurmanýn, marka
oluþturmanýn ve yenilikçi fikir üretiminin önemine
deðiniyorlar. Sadece bir dünya markasý çýkarmamýz
durumunda bile kiþi baþýna düþen yýllýk gelirimizin
artabileceðinden bahsediyorlar. Nitekim, farklý bir bakýþ
açýsý sunuyorlar iþ yaþamýna atýlmakla ilgili. "ÝTÜ
öðrencisi potansiyelini bilsin, sadece mühendis
olarak çýkmasýn!" diye son noktayý koyuyorlar.
Ýþte Yatýrým Kulübü...
Yatýrým Kulübü'nün amacý nedir? Farklý projeleriniz
mi var?
Nazmi Cihan Okudur: Biz ilk organizasyonumuzu
ÝMKB seminerleri olarak düþünüyoruz. Ama daha farklý
düþüncelerimiz de var. Biz Yatýrým Kulübü'nde yenilikçi
fikirlerin de yer almasýný istiyoruz. Ýlk önce öðrenciler
ekonomi borsacýlýðý konusunda birþeyler öðrenip
kendisini geliþtirecek. Sonrasýnda kendisini ifade
edebilecekleri, fikirlerini sunabilecekleri, akademik
olarak çalýþmalarýný yansýtabilecekleri bir ortam
sunmaya, þirket kurma konusunda ve diðer konularda
olsun yardýmcý olmaya çalýþacaðýz.
Hukuksal olarak da izlenmesi gereken prosedürler var.
Yatýrýmýn en önemli konusu ekonomi. 3 saatlik ekonomi
dersimiz var fakat yeterli olmuyor. Biz bunu biraz daha
geniþletmek istiyoruz.
N: Þirket kurma sürecinde üç aþama var. Fikir, proje,
ürün aþamalarý. Fikir; araþtýrarak, hangi konuda yeterli
bilgi sahibiyim, piyasada nerede açýk var, hangi konuda
iddaalýyým diyerek olacak. Daha sonra bu fiki iþ planý ve
birikimiyle proje yürütme aþamasýna gireceksin, maliyet
çýkaracaksýn, fabrika ya da iþletmeyi kuracaðýn yerde
projeye çevireceksin. En son ürün vermeye
baþlayacaksýn, pazara çýkacaksýn, ürün satacaksýn.
Þirket kurmadaki eylemler bunlar. Öðrencilere
vereceðimiz seminerler ve daha sonra internet
üzerinden sunacaðýmýz yatýrým oyunu (sanal borsa
oyunu), þirketleri takip etmek açýsýndan, borsa
konusunda bilgileri olmasý açýsýndan faydalý
olacak.
Yatýrým Kulübü deyince bir öðrencinin aklýna ilk
olarak ne gelmeli? Neden bu kulübe girmeliler?
Burcu Erþan: ÝTÜ mezunlarý altý ila yedi yýlda kendi
þirketlerini kuruyorlar. ÝTÜ Türkiye'nin
önde gelen üniversitelerinden biri.
Burcu Erþan, Ýþletme
Türkiye'nin ekonomisi belli. Türkiye'nin Mühendisliði 2. sýnýf öðrencisi
kalkýnabilmesi
için
bizim
yatýrým
yapmamýz
gerekiyor.
Üniversiteden
mezun olan öðrenciler, özellikle ÝTÜ
mezunlarý, teknik olarak her türlü bilgiye
sahip oluyorlar fakat ekonomi bilgileri
yeterli düzeyde olmadýðý için bazý
düþüncelerini veya hayallerini hayata
geçiremiyorlar ya da çok uzun yýllar
uðraþýyorlar bunlar için. Biz bu zaman
kaybýný azaltmaya çalýþýyoruz ve daha
saðlam bir altyapý ile, daha baþarýlý iþler
yapabileceklerini söylüyoruz.
N: "Ben elektronik mühendisiyim,
elektronik mühendislerinin yaptýðý iþi
yapýyým, baþka bir alanda çalýþmayayým."
Yaklaþýmýnda olmamamýz gerekiyor.
ÝTÜ'de okuyoruz ve bunun deðerini bilmeli
ayný zamanda farklýlýðýnýda yansýtmalýyýz.
Farkýmýzý ortaya koymalýyýz.
Kurulan þirketin baþarýlý olmasýnda
neler önemli? birkaç ipucu verebilir
misiniz?
B: Bir þirketin kuruluþ aþamasýnda,
mühendis mimar ya da herhangi bir
insanýn yatýrýmýn genel anlamda ne
olduðunu bilmesi gerekiyor. Çoðunlukla
þirket kurulduðunda "Maliyeti kurtarýyor
muyum?" diye bakýlýyor fakat fýrsat
maliyeti denen birþey var, bu bilinmiyor.
Nazmi Cihan Okudur, Endüstri
Mühendisliði 2. sýnýf öðrencisi
Þirket kurmak istemeyenler kulüpten
faydalanabilir mi?
B: Elbette. Þirket kurmayabilir ama
þirketin nasýl kurulduðunu bilir. Kulübe þirket
kurmak isteyenler katýlsýn da demiyoruz.
Öðrencilerin sadece aldýðý teknik bilgi ile
kalmamasýný, buraya gelip yatýrým kýsmýný
da görmelerini istiyoruz. Aslýnda geleceðe
yatýrým yapacaklarýnýn farkýnda olmalarýný
istiyoruz.
Türkiye'nin bu tür þirketlerde yeterli
olmadýðýný mý düþünüyorsunuz ki þirket
kurmaya teþvik ediyorsunuz?
N: Uluslarasý alanda markamýz
olmasý lazým. Finlandiya'yý örnek vermek
gerekirse, Nokia'nýn piyasaya girmesi ile kiþi
baþý yýllýk gelir 4 katýna çýktý. Tek bir firma ile
bu gerçekleþti. Bu tarz bir markaya
ihtiyacýmýz var. Markalaþma bir anda olacak
birþey deðil elbette. Markalaþma olmasý için
yenilikçi fikir üretmemiz, yeni fikirlere açýk
olmamýz, kültür sahibi olmamýz lazým.
Düþünce yapýmýzýn deðiþmesi, ciddi bir
düþünce devrimi olmasý lazým aslýnda.
Bizim
düþündüðümüz
eðitimler
de
insanlarýn kafasýndaki düþünce duvarlarýný
yýkmak amaçlý.
B: Kendisi kalkýnamayýp dýþarýdan
yatýrým kabul eden ülkeler ekonomik olarak
www.gazete.itu.edu.tr
zayýftýr. Kendimiz ihtisas saðlayamadýðýmýz için biz de
ekonomik olarak zayýfýz. Biz de yurtdýþýna yatýrým
yapýyoruz. Fakat Türkiye'de çok fazla dýþ sermaye
yatýrýmý var. Bu kendi kendimize kalkýnamadýðýmýz ve
kendi iþ gücümüzü belirleyemediðimizi gösteriyor. Bizim
kendi ülkemize yatýrým yapmamýz gerekiyor. Herhangi
bir alýþveriþte markalarý kontrol ederiz ve mesela Alman
malýysa alýrýz, "Almanlar kaliteli mal yapar." diyerek.
Böyle bir marka olmamýz lazým.
Peki
öðrencilerin
size
nasýl
ulaþmasýný
bekliyorsunuz? Öðrenci size geldiðinde ne
bulabilir?
N: Daha önce söylediðimiz gibi seminerlerimiz
olacak. Biz bir öðrenci kulübüyüz, yapabileceðimiz
þeyler belli. En önemlisi öðrencinin kiþisel geliþimine
katkýda bulunuyoruz. Bir sosyal ortam oluþuyor.
Organizasyonlar, seminerler, bir öðrencinin fikri olmasa
bile en azýndan faydalanacaðý þeyler. Seminerler
vasýtasý ile kiþi kendisine biþeyler katabilir, sonra zaten
bir fikri oluþacaktýr, o fikri nasýl hayata geçireceðini de
öðrenecektir.
B: Bizim yaptýðýmýz seminerlerin isimlerini
duyduklarýnda, ön bilgi gerektiðini düþünebilirler. Fakat
bizim seminerlerimizde herþey sýfýrdan anlatýlacak ve
en ufak gereksinimlerinde biz ve hocalarýmýz yardýmcý
olacaðýz.
Peki önümüzdeki günlerde yapmayý planladýðýnýz
önemli projeler neler?
B: ÝMKB seminerlerimizi yapýyoruz. ÝMKB uzmanlarý
geliyorlar. Avrupa Birliði Merkezi'nden katýlacak
konuþmacýlarla Avrupa'da yatýrým ve serbest piyasa
üzerine konferanslar gerçekleþtireceðiz. Biz teorik
bilginin yanýsýra, birþeyler öðrenen arkadaþlarýmýzýn
pratiðe dökmeleri içinde çalýþmalar yapmayý
düþünüyoruz. Daha önce bahsettiðimiz online borsa
oyunu, sanal bir ortamda da olsa hayata öðrendikerini
uygulayabilecekleri
bir ortam yaratacak. Neler
yapabildiklerini, nerelerde eksik kaldýklarýný görebilsinler
istiyoruz.
Son söz?
B ve N: ÝTÜ öðrencisi potansiyelinin farkýna varmalý
diyoruz ve sadece mühendis olarak iþ hayatýnda
baþarýlý olunamayacaðýný düþünüyoruz.
Röportaj, Fatih Avcý
24
arýyorum
kasým 2006
eðitim
EÐÝTÝM MÝSYONU OLAN TEK PROGRAM
KAMPÜS YOLU
Geçtiðimiz yýl TV8 ekranlarýnda bir eðitim
programý baþlamýþtý. “Kampüs Yolu” adýyla
baþlayan programý bir eðitim programýydý.
Üniversitelere gidiyorlar, tanýtýyorlar diye
düþünüyorduk. Fakat programý seyredenler
farketmiþtir ki diðer eðitim programlarýndan çok
daha farklý konulara deðiniyorlardý.
13 devlet üniversitesini dolaþtýlar. Üniversiteleri
gezerek öðrencilerle eðitim üzerine sohbet
ettiler. Okulu tanýtýrlarken özellikle sosyal
olaylara dikkat çektiler. Sunucularýn sempatik
tavýrlarý da ayrý bir tat kattý programa.
Eðitim gönüllüsü Þifo Mehmet de destek oldu,
her üniversiteye beraber gittiler. Sýnav Dergisi
ve Stork’s’un sponsorluðunda, gittikleri
üniversitelerdeki kaynaða ihtiyaç duyulan
öðrenci projelerine toplam 60 bin YTL destek
oldular. Bugüne kadar yapýlmayan birþeydi bu.
Birçok açýdan farklýlar. Gençler, genç
düþünüyorlar, gençliðin sorunlarýna çözüm
arýyorlar.
PH Yapým ve Ýletiþim tarafýndan hazýrlanan
“Kampüs Yolu” programýnýn ekibiyle konuþtuk.
ÝTÜ’ye geldiklerinde tanýþmýþtýk. Sýcacýk
tavýrlarý, dostcanlýlýklarý mestetmiþti bizi.
Üstelik geldiklerinde destek olacaklarý proje
olarak, geçtiðimiz yýl baþlattýðýmýz ve
Türkiye’de ilk olan “Gazete Arabasý Projesi”ni
seçmiþlerdi.
Gümüþsuyu’ndaki samimi ofislerinde,
program sunucularý Özge Özgen ve Ozan
Konak ’la Kampüs Yolu, üniversite ve
gençlik üzerine konuþtuk.
Nasýl baþladýnýz bu programa? Program
kurgusunu nasýl yaptýnýz?
Ozan Konak: PH Yapým ve Ýletiþim'ýn
sahiplerinden bir tanesi yýllarca eðitim
sektöründe çalýþmýþ. Hep böyle bir hayali
vardý. Birlikte oturup þekillendirdik. Daha
sonra sponsorluk arayýþýna baþladýk. Birçok
kanalla görüþtük ve TV8'i, hedef kitlemize
çok uygun olduðu için tercih ettik. Projeyi
duyunca
çok
heyecanlandýlar.
Sponsorumuzu temsilen de Þifo Mehmet
bize dahil oldu.
Programa
baþlarken
korktuðunuz,
"acaba baþarýzý olur muyuz?" dediðiniz
durumlar oldu mu?
Özen Özgen: Bir yapým þirketi eðitimle
ilgili program yapacaðý zaman çok düþünür.
Çünkü yapým þirketi ticari yönden de bakar
iþe. Ama bu o þekilde yapýlan bir iþ deðil.
Tamamiyle Türkiye'de bir eðitim programýna
ihtiyaç olunduðu için böyle bir ilki yapalým
diye kalkýþtýk. Biz biliyorduk bundan bir
kazancýmýz olmayacaðýný. Olmasýn da
dedik. Sadece bir ilk yapýlsýn, bunun devamý
gelsin diye düþündük. Bizim hedefimiz
buydu ve hedefimize ulaþtýk. Ancak baþka
bir yapým þirketi olsaydý kaygýlarý fazla
olabilirdi ve böyle bir projenin altýna elini
koymayabilirdi.
Eðitime bakýþýnýz nedir? Türkiye'deki
eðitim sistemini nerede görüyorsunuz?
O. K. : Eðitime büyük önem veriyoruz.
Bunu severek yaptýk. Birçok þeyden ödün
vererek bu iþe giriþtik. Ama eðitim çok
önemli. Benim korkum vardý, arkamýzdan
çok kötü bir gençlik geliyor diye. Fakat
üniversiteleri gezdiðimizde bu korkumun
yersiz olduðunu gördüm. Çok iyi beyinler
yetiþiyor. Aile baskýsýyla da karþýlaþýyor bir
çoðu. Aileler popüler üniversiteleri ve
bölümlere yönlendiriyor öðrencileri, ilgilerine
göre deðil.
Ö. Ö. : Biz de üniversite sýnavýna
hazýrlanýrken, tercih yaparken çok zorluk
çektik. Bu zorluklarýn baþýnda da okullarý
tanýmýyor olmamýz geliyordu. Okullarý teker
teker dolaþmamýz, konuþmamýz, görmemiz
gerekiyordu. Bu yüzden de Kampüs
Yolu'nun bu zorlukta bir ýþýk açtýðýný
düþünüyorum. En önemlilerinden biri de biz
okullarda, öðrencilerin neden o okullarý
seçtiklerini sorduk. Bunu yapmamýzdaki
amaç da þuydu: Acaba eðitim sistemi ile ilgili
gerçekten ciddi bir problem var mý?
Öðrencilerin çoðu "çünkü puaným buraya
yetti" diyor. Birçok öðrencinin bölüm deðil,
okul tercih ettiðini gördük. Ailenin etkisi
büyük. Özellikle sýnav sisteminin kesinlikle
kalkmasý gerektiðini düþünüyoruz. Benim hiç
anlamadýðým þeylerden biri de Amerikan
özentiliði. Onlarýn markalarý, yaþam þekilleri,
konuþma þekilleri gençlerimize bulaþýyor.
www.gazete.itu.edu.tr
Biz hep böyle insanlarla karþýlaþacaðýmýzý
düþündük ama üniversitedekilerin çoðu aklý
baþýnda çocuklardý.
Beklentilerinizle gördükleriniz farklýydý.
Peki sizi en çok þaþýrtan neler oldu?
Mesela Ýstanbul'daki bir üniversiteyle
Akdeniz'deki arasýnda uçuk farklarla
karþýlaþtýnýz mý?
Ö. Ö. : Bence eðitim sistemi olarak hiç
fark yok. Anadolu’daki üniversitelerde
yaptýðýmýz röportajlarda, öðrencilerden
sýkca þunlarý duyduk: "insanlar isme
takýlýyor, oysa ki bu okul onlardan çok daha
iyi." Küçük beldelerde yaþayan çocuklar
ünversitede büyük þehirde olmanýn daha
avantajlý olduðunu düþünüyorlar ama
alakasý
yok.
Eskiþehir
Anadolu
Üniversitesi'nde aðzýmýz açýk kaldý.
Peki üniversitelerin olanaklarý ile ilgili ne
düþünüyorsunuz?
Ö. Ö. : Mesela Anadolu Üniversitesi'nin
Ýletiþim Fakültesi'nin iyi olduðunu biliyorduk
giderken ama bu kadar imkan sunulduðunu
tahmin bile edemezdik.
Ö. K. : Her girdiðimiz yerde gerçekten
aðzýmýz açýk kaldý. Mezunlar hakikaten iþsiz
kalmýyorlar. Pratik olarak üst düzeyde eðitim
veriyorlar.
Ö. Ö. : Rektörün söylediði birþey vardý,
"bu okuldan mezun olanlar buradan
ayrýlamazlar" diye. Gerçekten de mezunlar
okullarýnda
kalýyor
genelde.
Hem
araþtýrmalarýný yapýyorlar, hem çalýþýyorlar,
hem okuyorlar. Samsun 19 Mayýs
Üniversitesi'nin Týp Fakültesi de çok iyi. Çok
iyi olanaklar var orada da. Hikayelerle eðitim
veriyorlar. Anlatýlan bir hikayeye göre
hastaya taný koymaya çalýþýyorlar.
Sizce üniversiteler "Ýþ ve Ýþçi Bulma
Kurumu" olarak mý düþünülmeli?
Üniversiteyi nasýl deðerlendirmeli?
Ö. Ö. : Bizim programýn da yaptýðý hem
sosyal hem akademik açýdan okulu
anlatmak. Bazý aileler sosyalliðe bakmaz,
okulun popülerliðine bakar. Bazý aileler de
sadece sosyalliðe önem veriyor. Bugüne
kadar gezdiðimiz bütün üniversitelerde
öðrenciler gayet sosyaldi. O açýdan
ünversiteler ataða geçmiþ. Bir çok kulüp var
her üniversitede, çokça etkinliðe katýldýk.
Sosyallik olmadan iþ yaþamýnda da baþarýlý
olunamaz bence. Bu yüzden programda
buna da çok önem verdik, teþvik etmeye
gayret ettik.
Sosyal
yaþam
üniversitelerin
vazgeçilmez parçasý olmalý yani?
Ö. Ö. : Kesinlikle öyle olmalý. Çünkü farklý
pencerelerden bakmayý saðlýyor soyal
yaþam. Ve bana göre sosyal öðrenciler iþ
yaþamýnda daha çok baþarýlý olacaklar.
arýyorum
25
kasým 2006
eðitim
olsa katký saðlamaya çalýþtýk. Formatý da
oturttuk. Kafamýzda kurgusunu da yaptýk.
Eðitim programý yaptýk ama, düþünüyoruz,
gençler bunu nasýl daha benimseyebilirler?
Özen'le Ozan gibi iki karakter oluþturuldu.
Özen daha çalýþkan, daha atik bir karakter
oldu, Ozan daha üþengeç, geç kalan bir
karakter...
Mesela çýkarttýðýnýz gazete. Çok ciddi bir þey
yapýyorsunuz.
Bir
taraftan
sponsor
arýyorsunuz,
bir
taraftan
dizaynýný
yapýyorsunuz falan... Okullara bütçe
verilmeli bu tür çalýþmalar için.
O. K. : Ayný zamanda derslerden bazen
uzaklaþýp daha iyi verim alabilmek için de
gerekli. Sürekli ders çalýþmak olmaz.
Tekrar programa dönersek, belki de ilk
kez yapýlan, öðrenci projelerine destek
verilmesi konusu var. Gittiðiniz her
üniversitede ihtiyacý olan kulüplere,
belirli oranlarda maddi destek saðladýnýz.
Bu önemli birþey. Türk öðrencisinin proje
üretme kapasiteleri bence çok yüksek.
Yeterki destek bulabilsinler. Bu destek
arayýþýnda ilk adým attýrmak son derece
anlamlý. Yapýlan her proje
baþka
projelerin oluþmasý için etkin bir kývýlcým
yaratýyor. Bu açýdan programýnýzýn çok
önemli bir sosyal sorumluluðu yerine
getirdiðini düþünüyorum. Programý
yapmaya baþladýðýnýzda, genel olarak ilk
tepkiler neydi?
Ö. Ö. : Açýkçasý olumsuz tepkiler almadýk.
Eðitim programlarý birçok kanallarda da
yapýlýyor. Ama bizim farkýmýz misyonumuzun
olmasýydý. Biz o öðrencilerin yanýnda
birilerinin olduðunu hissettirmek için
oradaydýk ve üniversite hayatýnýn ne kadar
önemli olduðunu anlatmak ve ÖSS sýnavýna
giren arkadaþlarýn sýkýntýlarýna bir nebze de
Bunlar kurgu muydu?
Ö. Ö. : Tabii ki ama normalde de böyle.
Doðaçlama yapýyoruz. Benzer karakterler
olmasaydý yapamazdýk bunu da. Özen
fakülteye girdiðinde daha farklý konulara ilgiyi
yönlendiriyor, Ozan daha baþka konuya.
Okuldan bir öðrenci gibiydik. Kameralar
olmadýðýnda öðrenci zannediyorlar bizi.
Bence çok baþarýlý oldu. Düþünüyorum
da araba daðýtan, ev daðýtan programlar
var. Keþke bu programlar eðitime de
destek olsa. Ama sizin attýðýnýz ilk adýmýn
daha da geniþleyeceðini düþünüyorum.
O. K. : Gerçekten bir cesaret örneði
aslýnda. Yüzümüz de kara çýkmadý. Hem þýk
bir program oldu, hem de hedef kitleye
ulaþabildik.
Ö. Ö. : Ülkemizde herkes ahkam keser,
eðitim nereye gidiyor, müzik nereye gidiyor
falan. Ama ne yazýk ki iyi eðitim programý
yapan adamlarýn arkasýnda duran da yok.
Ancak ekip buna inanacak, idealist olacak...
Biz öyle bir ekiptik.
Peki ileriye dönük projeleriniz var mý bu
konuyla ilgili?
Ö. Ö. : Kampüs Yolu devam edecek.
Onun dýþýnda PH Yapým ve Ýletiþim'in
projelendirdiði iþler var, onlar üzerine
çalýþýyoruz.
Program size ne kattý?
Ö. Ö. : Çok heyecanlandýk. Farklý bir
bakýþ açýsý kattý. En önemlisi bu bence. Ýl il
dolaþtýk. Büyük ilgiyle karþýlandýk. Bir de
Türk insanýnýn, farklý takýmlardan olan
insanlarýn Þifo Mehmet'i bu kadar sevdiðini
düþünemezdim. Çok büyük bir ilgi vardý
Mehmet Bey'e de. Eðitim gönüllümüz,
yardým meleðimiz Þifo Mehmet. Jubilesinden
kalan
paranýn
tamamýný
Eðitim
Gönüllüleri'ne baðýþlayan tek sporcudur Þifo
Mehmet. Bu açýdan aramýzda olmasý ayrýca
bir gurur bizim için. PH Yapým ve Ýletiþim
olarak bu iþe imza atmaktan, böyle bir ekiple
çalýþmaktan çok gururluyum...
O. K. : O kadar üniversiteyi tanýdýktan,
insanlara "Bakýn burada neler var." Dedikten
sonra yaptýðnýz iþin önemini anlýyorsunuz.
Ben de acayip gurur duyuyorum bununla.
Söyleþi Fatih Avcý,
Söyleþi Fotoðraflarý Ufuk Sevim
Mehmet Özdilek (Þifo Mehmet):
“Ayakta
“Ayakta kaldýðým
sürece eðitime destek
olacaðým”
Kampüs Yolu'ndaki maceranýzý
nasýl özetlersiniz?
Harikaydý bana göre. Ben þunu
söyleyeyim,
Türkiye'de
12
üniversiteye gittik. Daha önce de çok
kez Anadolu'ya gittim meslek gereði.
Bu sefer gittiðimde hem kenti gezdik,
hem üniversiteleri gezdik, bana çok
katkýsý oldu. Bundan önce fazla bilgim
yoktu açýkçasý. Bu programýn amacý
da
oydu
zaten.
Üniversiteye
hazýrlanan gençlere fikir vermek.
Üniversite tercihlerinde alternatifler sunmak. Bu açýdan bu program
baþarýlý oldu diye düþünüyorum.
Sizin eðitime verdiðiniz destekleri biliyoruz. Eðitime ilginiz
neden? Eðitime bakýþ açýnýz nedir?
Türkiye'deki eðitimle ilgili bütün bireylerin bir fikri var. Ortak fikir de
eðitimde eksiklik olduðu. Eðitimle ilgili verdiðim kararlarýn ana temeli
de lise yýllarýma dayanýyor. Lisede tercih yapmam gerekiyordu, ya
futbol ya üniversite. Futbolu tercih ettim ama üniversite içimde ukte
olarak kaldý. Dolayýsýyla daha sonraki yaþamýmda, belki de
mevkiimden dolayý birþeyler yapmak gerektiðine inandým.
Profesyonel yaþamýmda maddi ve manevi birçok eðitim projesinin
içinde oldum. Eðitim Gönüllüleri ile ortaklaþa bir Jubile projesi de
büyük bir eðitim projesiydi ve Türkiye'de ses getirdiðine inanýyorum.
Dolayýsyla bu misyon bizle bütünleþti. Bu bütünleþme de ben ayakta
olduðum sürece devam edecek. Bu proje tabii Eðitim
Gönüllüleri'nden daha farklý, üniversite gençliðine hitap ediyor.
Peki beklentiniz dýþýnda bir olay gerçekleþti mi? Þöyle olmalý
dediðiniz bir durum oldu mu?
Üniversite eðitimi ile ilgili hemfikir olunan konular var. Bence
büyük kuruluþlarýn gençlerin ortaya koyduðu projelerde daha aktif rol
almasý gerekiyor. Proje yapan öðrencilerin ortak sýkýntýsý buydu. Bir
de eðitim konusu bir seferberliktir. Üç beþ kiþinin deðil, herkesin
sahip çýkmasý gereken bir konudur.
Yönetmen Hülya Sepken:
Sepken
“Ýlkokullar için yeni
projelerimiz var”
Eðitime büyük önem veriyoruz.
Ýlkokullarla ilgili projelerimiz de var. Bu
konuda üniversite öðrencileri arasýnda
bir koordinasyon oluþturmayý
planlýyoruz. Kitap toplama kampanyasý
olabilir. Bilgisayar kampanyasý olabilir
vs. Üniversite öðrencilerini bu eðitim
projelerine sokmayý planlýyoruz. Biz,
PH Yapým ve Ýletiþim olarak, hiçbir
gelirimizin olmadýðý ve olamayacaðý
eðitim konusunda ýsrar edeceðiz.
Batsak da devam edeceðiz. Ýnþallah
ileride daha baþka projelerde
buluþabiliriz sizinle de.
Ýletiþim Koordinatörü Sevilay Kunt:
Kunt
“Hala arayýp okullara
çaðýrýyorlar”
Kampüs Yolu ekibi ve Þifo Mehmet, ÝTÜ gezisinde gazetemizin
baþlatmýþ olduðu “Gazete Arabasý Projesi”ne ilk desteði verdi
Kampüs Yolu ekibi, ÝTÜ Gölet Yurtlarý’ndaki çekimde...
www.gazete.itu.edu.tr
Üniversitelerden güzel tepkiler aldýk.
Hala arayýp üniversitelerine
çaðýrýyorlar. Çok güzel iþ yaptýðýmýzý
düþünüyorum ve çok mutluyum. Eðitim
çok önemli ve çok hassas bir konu.
Keþke daha çok kanal buna destek
olabilse. Devlet üniversitelerine
gidiyoruz, destek oluyoruz. Ama basýn
yayýndan da tanýtýmla ilgili önemli
destek aldýk. Yerel gazeteler çok ilgi
gösterdiler.
26
arýyorum
kasým 2006
fotoðraf
“KAMPÜS”
Ýstanbul Teknik
Üniversitesi Fotoðraf
Kulübü, Kültür ve
Sanat Birliði çatýsý
altýnda yaklaþýk 15
senedir faaliyet
göstermektedir.
Bizler, fotoðraf kulübü
üyeleri olarak, fotoðrafý
hayata dair bir anlatým
aracý olarak görmekte
ve fotoðrafýn emek
isteyen bir uðraþ olmasý
bilinciyle çeþitli projeler
üretip bunlarý paylaþýma
sunmak için
çabalamaktayýz.
ÝTÜ Fotoðraf Kulübü
olarak hayatýmýzýn
büyük bir kýsmýný
geçirdiðimiz ve bir
parçasý olduðumuz
kampüslerimizin görsel
bir belgeselini yapmak
için çýktýðýmýz bu yolda,
karar aþamasýnda
öngördüklerimizden çok
daha farklý bir zorlukla
karþýlaþtýk. Yoðun
üniversite temposu,
giderek alýþtýðýmýz ve
ister istemez bize
sýradan gelen
kampüsler, iki poðaça
ve bir çay kahvaltýlar,
not daðýlýmlarý üzerine
kurulu sohbetler… Ýþte
bu alýþýlmýþlýklar çoðu
zaman kampüs
yaþamýna farklý bir
yerden; yani vizörden
bakmayý zorlaþtýrdý.
Ancak zamanla kampüs
yaþamýný bize
tekdüzeymiþ gibi
gösteren bu durumdan
yine vizörün o sýnýrlý
ama bir o kadar da
sýnýrsýz aralýðýndan
baktýkça uzaklaþtýk.
Kadraja sýðdýrdýklarýmýz
ve sýðdýramadýklarýmýz
bize kampüslerin
unutmaya baþladýðýmýz
farklý tatlarýný ve
dokularýný yeniden
yaþattý.
Bizler, bu sergimizle*,
Ýstanbul Teknik
Üniversitesi'nin
kampüslerindeki
yaþamý fotoðraf ile
birleþtirerek gelecek için
bugünlere dair farklý
hikayeler
býrakmayý ummaktayýz.
......................
*ÝTÜ Fotoðraf Kulübü’nün 41
fotoðrafýndan oluþan sergisi,
Kültür ve Sanat Birliði
binasýnda sergilenmektedir.
ÝTÜ Mimarlýk Fakültesi, Taþkýþla
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
27
kasým 2006
fotoðraf
ÝTÜ 75. Yýl Öðrenci Sosyal Merkezi, Ayazaða
ÝTÜ Vadi Yurtlarý, Ay a z a ð a
www.gazete.itu.edu.tr
28
arýyorum
kasým 2006
müzik
Anathema’dan
Anathema
ÝTÜ’ye Özel...
Aslýnda onlarýn bu sene de geleceðini duyduðunda pek þaþýrmamýþtý hiç
kimse, asýl gelmeselerdi "ne oldu acaba" diye düþünecektik. Küçük çaplý
bir Türkiye turnesine çýkmalarý da o kadar enterasan deðildi, nasýlsa
onlar her konserlerinde bize olan sevgilerini dile getiriyorlardý ve biz
onlara inanýrdýk. Biz onlara inanýrdýk, çünkü onlar yýllardan beri bizi en iyi
anlayan ve en iyi anlatanlardan olmuþlardý. Hani bazen insanlarýn özel
zamanlarý olur ve o zaman çok da fazla nefes istemez kiþi yanýnda, iþte
o zamanlarda belki bir kaðýt kalem alýrýz yanýmýza ve onlarý da davet
ederiz hissettiklerimizi paylaþmaya. Paylaþmaya; aþkýmýzý, acýmýzý,
umudumuzu, umutsuzluðumuzu... Ya da bazen dalar gideriz, onlarýn
müzikleri kulaklarda. Onlarýn müzikleri, aslýnda kalplerde.
Anathema... Fazla söze gerek yok, pek çok kiþi için artýk efsane
statüsüne yerleþmiþ bu grubun Turkiye'ye geleceðini duyduðumda
þaþýrmamýþtým evet, ancak ne yalan söyleyeyim, ropörtaj teklifimi kabul
ettiklerini duyunca þaþkýnlýðýmdan ve sevincimden Maslak'ýn ortasýnda
havalara uçmuþtum. Ýstanbul konserlerinden bir önceki gün, 24 Mayýs
akþamý, Host Productions'ýn da katkýlarýyla Anathema ile Taksim'de
buluþtuk ve gece yarýsýna kadar çok keyifli, unutulmayacak bir sohbet
gerçekleþtirdik. Hep beraber þarký söyledik, gevezelik ettik, hatta ayný
bardaktan bira bile içtik. Ropörtajýn çoðunu grubun basçýsý Jamie ile
gerçekleþtirmiþ olsak da, geceyi tüm grup üyelerinden bizlere özel bir
mesajla bitirdik.
Öncelikle Türkiye'ye yeniden hoþgeldiniz. Sizleri
burada görmeye alýþtýk, sizi Türkiye'ye baðlayan
özel bir sebep var mý?
Bizimle Türkiye arasýndaki özel iliþkinin sebebi
insanlar. Ne ülke, ne þehirler, ne iklim... Hiç bir þey bu
baðýn sebebi deðil, aramýzdaki bu iliþkinin sebebi
sadece insanlar. Sizler, en iyi dinleyici kitlemizden
birisiniz ve biz de yeniden burada olmaktan dolayý çok
mutluyuz.
Bu sene daha önceki yýllara göre daha fazla þehir
gezeceksiniz, aslýnda bununla ilgili geçen sene bir
þeyler söylediðinizi hatýrlýyorum. Her yýl daha çok
yerde çýkýyorsunuz Türkiye'de...
Aslýnda biz buraya gelmeden on günlük bir Türkiye
turnesi konuþuluyordu fakat olmadý, ancak belki de bir
sonraki kaydýmýzdan sonra bunu gerçekleþtirebiliriz.
Bildiðiniz gibi bir þeyler ayarlamasý gerçekten zor
oluyor; Ýstanbul, Ankara ve Eskiþehir için her þey tamam
fakat daha doðudaki yerlerde Anathema çalacak bir
yerler bulmak daha zor. Doðudaki þehirlerde kaç kiþinin
Anathema dinleyeceðinden emin deðiliz, ama açýkçasý
biz grup olarak her zaman her yerde çalmaya açýðýz.
Geçen yýl Harbiye Açýk Hava Tiyatrosu'nda
gerçekleþen konserden konuþalým: Bence çok
duygusal bir konserdi, atmosfer de Anathema
dinlemek için çok uygundu ve tahmin ediyorum ki
çalmak için de çok uygun olmuþtur. Aslýnda bu
konserin kaydedilip DVD olarak yayýnlanacaðý
þeklinde dedikodular da vardý ancak biz DVD'yi
göremedik. Ýþin gerçeði neydi?
Evet evet.. Bize "kaydedebilir miyiz" diye sordular,
biz de "tabii ki kaydedebilirsiniz fakat biz kayýt haklarýný
istiyoruz ve çekimi bize yollarsanýz DVD olarak
www.gazete.itu.edu.tr
kullanabiliriz" dedik, anlaþma buydu. Ancak biz yapýmcý
firmadan çekimi bir türlü alamadýk. E-postalar attýk,
telefonlar ettik fakat bir türlü çekimi alamadýk. Bu çekimi
Türkiye'de korsan biçimde yayýnladýlar mý? Herhangi bir
resmi olmayan DVD, bir Türk firmasý tarafýndan
yayýnlandý mý?
Hayýr, biz de DVD’nin çýkmýþ olabileceðini düþünüp
aradýk fakat bir türlü bulamadýk.
Peki o zaman bu çekim nereye gitti, biz de onu
görmek istiyoruz çünkü mükemmel bir konser olmuþtu,
harika bir geceydi. Ama artýk DVD için çok geç...
Biliyorum, bu utanç verici bir durum ve çok üzgünüz
fakat gerçekten bizim hatamýz yok. Kýsa kesmek
gerekirse, bizim þu an bir Ýstanbul DVD'miz
olmamasýnýn sebebi þirketlerin olayý berbat etmesidir;
fakat eninde sonuda yeni bir DVD'miz olacak ve belki de
bir sonraki canlý performans DVD'miz Türkiye'de
kaydedilir. Ancak bunlar bizi aþan konular, bizim için en
önemli þey yeni müziðimize konsantre olabilmek.
Yeni müzikle ilgili kesinlikle konuþmalýyýz. Web
sayfanýzda "everything" isimli yeni bir þarký var ve
görünen o ki yapýmcý þirketle anlaþmanýzý iptal
etmiþsiniz, "bu þarkýyý isterseniz bilgisayarýnýza
ücretsiz olarak indirebilirsiniz ve dileyen maddi
olarak da katkýda bulunabilir" demiþsiniz. Bu yeni
bir þey, bunun hikayesi nedir ve ileride neler
olacak?
Dinleyicilerimizden "Sizi dinlemek istiyoruz ama kredi
kartýmýz yok, paramýz yok, satýn almak istiyorum fakat
nasýl yapayým?" þeklinde pek çok geri bildirim aldýk.
Daha sonra þarkýyý paypal üzerinden satýn alýnabilecek
þekilde yayýnladýk fakat bu sefer de "Dinlemek istiyorum
ama paypal hesabým yok." þeklinde mesajlar gelmeye
arýyorum
29
kasým 2006
müzik
KENTTE M
K E N T T EZ M
iK
baþladý. Biz de sonunda dedik ki, "Bakýn, iþte ücretsiz,
eðer paypal ile katkýda bulunmak istiyorsanýz
yapabilirsiniz." Ve bu çok olumlu bir þarký ve çok olumlu
bir mesaj bizden dinleyicilerimize, "Bakýn buradayýz." der
gibi. Bunu yaptýk ve tüm bu "Þarký baþýna 99 cent" gibi
saçmalýklarý da boþverin dedik.
Konser: Bengi Baðlama Üçlüsü
Tarih/Saat: 15.11.2006 / 20:00
Yer: CRR Konser Salonu
Ücret: 10 YTL
Aslýnda olmasý gereken de bu deðil mi?
Evet kesinlikle, bu çok dürüst bir þey. Bizler de çok
dürüstüz ve umuyoruz ki bundan sonra çok daha fazla
yeni müzik gelecek, bundan iyi olan.
Biraz da Anathema'nýn müzikal öyküsüne bakalým,
eski günlerde daha karanlýk, daha sert bir müzik
vardý; þimdilerde hala eskisi kadar derin fakat daha
elektronik öðeler aðýrlýklý. Bu yolculuk hakkýnda ne
söylemek istersiniz?
Tüm söyleyebileceðim, biz her zaman ileriye
bakýyoruz ve geriye dönüp bakmanýn hiç bir anlamý yok.
Bir yolculukta nerede olduðunuz önemlidir fakat esas
olan nerede olacaðýnýzdýr ve biz de kendi
yolculuðumuzda bunu esas alarak ileriye bakýyoruz.
Bugün "The Silent Enigma" hakkýnda konuþmanýn bize
göre bir anlamý yok. Geçmiþte yaptýklarýmýz da tabii ki
doðrudan kalplerimizden, doðrudan duygularýmýzdan
geliyordu fakat bu yeni müzikte bizler geleceðe
bakýyoruz, ve bu müzik de karanlýk, bu da aðýr ve derin.
Tabii ki pek çok farklý yönü var ama kesinlikle Anathema
müziði. Bu müzik her zaman aðýr olacak, ancak aðýrlýk
her zaman aðýr gitarlarla olmaz, sözlerle ve duygularla
da olur. Ancak tabii ki biz aðýr gitarlarýmýzý da
kullanacaðýz, ve bizler her zaman bir rock grubu
olacaðýz, her zaman doom... Hayýr, biz doom grubu
deðiliz, sürekli bunalýmlarda ve sürekli diplerde deðiliz.
Bizim aþký ya da acýyý seçmemiz gerekiyordu ve biz aþký
seçtik. Biz iyimseriz ve bu yeni tarzýmýz da iyimser bir
tarz ancak çok karýþýk ve çok gizemli bir biçimde... Bu
yeni müziðimiz kesinlikle uydurma bir þey deðil, dinleyeni
etklieyen bir þey; yeni müzigimiz bize göre gerçekten
harika.
Söylediðiniz þeylerle ilgili iki þeyi baðlamak
istiyorum. Müziðinizin güçlü olduðunu söylediniz;
evet kesinlikle, çok güçlü ve etkileyici sözleri var ve
pek çok kiþinin hissetmesini saðlayan sözler. Pek
çok kiþi aþk yüzünden ya da farklý konulardan acý
çekebilir...
Böldüðüm için özür dilerim fakat aþk yüzünden acý
çekemezsin...
Bence insanlar gün geçtikçe yalnýzlaþýyor ve çareyi
müzikte arýyor. Herkes sürekli yanlarýnda i-pod,
discman vs. taþýyor ve müziðin rolü gün geçtikçe
artýyor. Ve bu yalnýz dünyada müzik insanlar için bir
umut, bir kaçýþ oluyor; kendilerinde olan ve olmayan
her þey oluyor...
Aslýna bakarsanýz bizler, müzik yapanlar da müzik
hayranlarýyýz. Ben bir insanin kalbinin içinde ne
olduðunu bilemem ama ben müziðin ne demek olduðunu
bilirim... Ve müzik dinleyen bir insan yalnýz olmadýðýný,
bir baþkasýnýn da kendisi gibi hissettiðini anlýyor. Zaten
müziðin özelliði de bu, bahsettiðin yalnýz dünyada
insanlarý birleþtiren þey olmasý. Beraber yaratýyoruz ve
beraber ifade ediyoruz ve bu harika bir þey!
Müziði bu kadar özel kýlan ne, 26 harfi ve 8 notayý ne
bu kadar güçlü kýlýyor?
Çünkü müzik evrensel, müzik duygusal, müzik
hissetmek demek, müzik bir gözyaþý akýtmak ya da bir
parça
kanamak
demek...
Aslýnda
müziði
tanýmlayamazsýn.
Müzik
hakkýnda
saatlerce
konuþabilirim fakat kýsaca söylemek gerekirse, müzik
doðanýn temelindedir zaten. Doðada bir ritim vardýr,
doðada bir melodi vardýr ve bizler de bunlardan ilham
alýp yaratmak için buradayýz. Müzik her yerdedir;
okyanuslarda, aðaçlarda... Ve müzik bizi birbirimize
baðlayan þeydir, burada ben, bir Ýngiliz ve sen, bir Türk
sohbet ediyorsak bu müzik yüzündendir. Önemli olan da
sadece müziktir, rock yýldýzlarý ya da görkemli sahne
þovlarý deðil.
Müziðinizi yaratýrken nelerden ilham alýyorsunuz?
Bazý müzisyenlerden, eski gruplardan; aslýnda her
þey ilham verebilir ve seni etkileyebilir. Ýkinci dünya
savaþýný biliyorsunuzdur, bizim dedelerimiz orada
M Zi
Konser: Almora
Tarih/Saat: 17.11.2006
Yer: Studio Live
Ücret: 10 YTL
Konser: Teoman/Aylin Aslým
Tarih/Saat: 18.11.2006 - 25.11.2006 / 22:00
Yer: Balans Performance & Music Hall
Ücret: 30 YTL
savaþtýlar ve kahramandýlar, onlar da bizim için birer
ilhamdýr. Þu anki bozuk sisteme, insanlýðýn yarattýðý
savaþ makinelerine karþý isyan eden ve bir þeyler
yapmaya calýþan herkes bizim için ilhamdýr. Zaten bizim
yapmaya calýþtýðýmýz da budur. Dünyanýn kaos içinde
olduðuna ve kötü bir Karma'nýn etkili olduðuna
inanýyoruz, olumsuz bir hava var fakat bunca þeyin
içinde bir çok olumlu þey de var ve biz de bunlarý
yakalamaya, bunlarý göstermeye calýþýyoruz. Þu anki
durum icin ne bir soru sorabilirim ne de bir þey
cevaplayabilirim, fakat tek bildiðim ve tek yapabileceðim
kendime, kýz arkadaþýma, çocuklarýma, dostlarýma;
kimim varsa onlara bakabilmek, onlar için iyi bir þeyler
yapabilmektir. Senin yapabileceðin de budur, sen de
kendine, ailene, kýz arkadaþýna, dostlarýna bakmalýsýn
ve onlar da aynen bu þekilde... Ýyi birer insan olmalý,
pozitif bakmalý ve elimizden geleni yapmalýyýz. Çünkü
kimseye doðmak isteyip istemediði sorulmadý fakat
yaþadýðýmýza göre elimizden gelenin en iyisini
yapmalýyýz.
Tüm bunlardan sonra, biraz daha güncel ve neþeli
bir konuya gelelim; Eurovision'u izlediniz mi, neler
düþünüyorsunuz?
Evet, izledik ve Lordi kazandýktan sonra hepimiz
"Evet, sonunda!" dedik. Yarýþmadan sonra onlarý tebrik
etmek için aradým ve onlar bana bunun sadece
Finlandiya'nýn zaferi olmadýðýný, bunun metal müziðin
zaferi olduðunu söylediler. Lordi'nin kazanmasý
gerçekten muhteþem oldu. Yari finali ve finalleri izledik
ve Lordi'den baþka çýkan herkes midemizi bulandýrdý,
neredeyse tüm ülkeler sarýþýn mini etekli yarý çýplak
kadýnlar çýkartýp yarýþmayý kazanacaðýný düþünüyor; bu
yüzden Lordi'nin kazanmasý harika oldu. Umalým ki
ilerleyen yýllarda Eurovision'da daha fazla metal, daha
fazla drum&bass, daha fazla blues, daha fazla yerel
müzik görürüz. Soyunup da kazanmaya çalýþan kadýnlarý
ve ülkeleri görmek istemiyoruz.
Peki, sanýrým söyleþinin sonuna geldik. Eklemek
istediðiniz bir þeyler var mý?
Evet, var; bu gazete sadece üniversiteniz için mi
yoksa ulusal bir yayýn mý?
Aslýna bakarsanýz sadece bizim için, ulusal deðil.
Tamam, Ýstanbullular, bu sizin icin Anathema'dan
özel: Sizin de söylediðiniz gibi, aramýzda çok derin ve
duygusal bir bað var ve siz Ýstanbullulara teþekkür etmek
istiyoruz... Son iki yýldaki atmosfer inanýlmazdý ve asla
unutmayacaðýmýza emin olabilirsiniz, bu yüzden Yeni
Melek'te "Regret! Regret!" diye baðýrdýðýnýzý unutmadýk,
o zamanlar þarký için hazýr deðildik fakat yarýnki
konserimizde bunu çalacaðýz. Bu þarkýyý daha once hiç
canlý çalmamýþtýk, ilk defa sizler için çalacaðýz... Siz
bizim için çok þey ifade ediyorsunuz, gerçekten...
Hepinize çok çok teþekkür ediyoruz ve bunlarý içimizden
gelerek, hissederek söylüyoruz. Teþekkürler.
Yusuf Güngör, [email protected]
Fotoðraflar, Ilgýn Yýldýz
www.gazete.itu.edu.tr
Konser: Bulutsuzluk Özlemi
Tarih/Saat: 22.11.2006 / 22:00
Yer: Beyoðlu Hayal Kahvesi
Ücret: 17 YTL
Konser: Direc-t
Tarih/Saat: 22.11.2006 / 21:00
Yer: Balans Performance & Music Hall
Ücret: 10 YTL
Konser: Sertab Erener
Tarih/Saat: 24.11.2006 / 22:00
Yer: Balans Performance & Music Hall
Ücret: 25 YTL
Konser: Göksel
Tarih/Saat: 25.11.2006 / 22:00
Yer: Studio Live
Ücret: 20 YTL
Konser: Athena
Tarih/Saat: 25.11.2006 / 23:00
Yer: Babylon
Ücret: 20 YTL
Konser: Ezginin Günlüðü
Tarih/Saat: 26.11.2006 / 17:00
Yer: Maltepe Yayla Sanat Merkezi
Ücret: 22,50 YTL
Konser: Buena Vista Social Club Presents Omara
Portuondo
Tarih/Saat: 26.11.2006 / 21:00
Yer: Hilton Convention Center
Ücret: 120 YTL - 88 YTL - 66 YTL
Konser: Erkan Oður - Ýsmail Hakký Femircioðlu
Tarih/Saat: 29.11.2006 / 20:00
Yer: CRR Konser Salonu
Ücret: 15 YTL - 12 YTL
Konser: Yeni Türkü
Tarih/Saat: 30.11.2006 / 22:00
Yer: Beyoðlu Hayal Kahvesi
Ücret: 17 YTL
Konser: Kýraç
Tarih/Saat: 01.12.2006
Yer: Bostancý Gösteri Merkezi
Ücret: 55 YTL - 45 YTL - 33.50 YTL
Konser: More Than Ever
Tarih/Saat: 02.12.2006 / 21:00
Yer: Bronx
Ücret: 17 YTL
Konser: Vega
Tarih/Saat: 08.12.2006 / 23:00
Yer: Bronx
Ücret: 20 YTL
Konser: Haggard
Tarih/Saat: 8.12.2006 / 21:30
Yer: Yeni Melek Gösteri Merkezi
Ücret: 35 YTL
30
arýyorum
kasým 2006
Nerde o eski
radyolar!
Yayýn yapmaktan çok farkýna varmadan kendi
listenizi oluþturup "neler dinlemiþim, komþularým
neler dinlemiþ, keþfetmediðim neler varmýþ"
diyeceðiniz bir site "Last FM". Öncelikle üye olup,
istedikleri programý yüklemeniz gerekiyor.
Programý yükledikten sonra çevrimdýþýyken de
müzik dinleyebiliyorsunuz. Çevrimiçiyken ise
adrese tekrar girdiðinizde karþýnýza çýkan sayfada
6 ana tuþ var. Tuþlar sýrasýyla "users", "music",
"listen", "chart", "tools" ve "help"den oluþuyor.
Önemli Not: Siteyi açtýktan sonra aþaðýdaki
yönlendirmeleri okumanýz tavsiye edilir.
Adres: http://www.last.fm/
"Users" tuþundan kendinize arkadaþ
oluþturabiliyor, arama yapýp gruplara üye
olabiliyor,
arkadaþlarýnýza
ya
da
komþularýnýza -ki komþularýnýz belirli sayýda þarký
dinledikten sonra, müzik zevkinize uygun
kiþilerden seçilerek oluþturulmaya baþlýyoristediðiniz þarkýlarý tavsiye olarak atabiliyorsunuz
ve onlarýn size attýðý þarkýlarla üyesi olduðunuz
gruplara yapýlan tavsiyeler de "recommendation
radyo"da çalýnýyor.
"Music"
tuþundan
"tag"
olarak
adlandýrýlmýþ
sýnýflandýrmalar
var.
"Experimental"dan "emo"ya, 80ler'den
bayan vokalistli þarkýlara kadar oldukça fazla
seçenekten birine týklayarak o türde en çok
dinlenen albümleri, sanatçý ya da gruplarý ve
þarkýlarý görüp, yine seçtiðinize týklayarak dinleme
þansýna sahip olabiliyorsunuz. Bu bölümde
verilmiþ seçeneklerden yararlanabileceðiniz gibi
arama
yaparak
da
istediðiniz
þarkýlara
ulaþabilirsiniz
"Listen" tuþundansa, yine hem müzik
türü seçerek sizin için oluþturulan radyodaki
þarkýlarý dinleyebiliyor, hem de istediðiniz
anahtar kelimeleri girerek, aradýðýnýzla benzerlik
taþýyan þarkýlarý, þarkýcýlarý veya gruplarý
dinleyebiliyorsunuz.
"Charts" tuþunda, her hafta güncellenen
ve radyonun kurulumundan itibaren her
ayýn verilerini görebileceðiniz istatistikler
var.
"Tools" tuþu, aslýnda yalnýzca radyoyu
dinleyebilmenizi
ve
kullanabilmenizi
saðlayan programý indirmenizi saðlýyor
"Help" tuþu da her programda olduðu
gibi, sorunlarýnýz için öneriler barýndýran bir
bölüme girmenizi saðlýyor.
Üye olduktan sonra sitenin sað üst kýsmýnda
size
ait
bilgilerin
bulunduðu
kýsma
yönlendirilmenizi saðlayacak kýsýmlar bulunuyor.
"My dashboard"dan mesajlarýnýzý okuyabiliyor,
"recommendation"larý gözden geçirebiliyorsunuz.
Þarkýlarý dinleyeceðiniz zaman çýkan minik
pencerede de dört ana tuþ var: "Recommend-taglove" ve "Ban recommend" ile þarkýyý grup,
arkadaþ ya da komþularýnýza tavsiye edebilirken,
"lovela" ile seçtiðiniz þarkýyý "recently loved"
listenize koyabiliyorsunuz. "Ban" ise þarkýnýn bir
daha karþýnýza çýkmamasýný saðlýyor. "Tag" ile de
þarkýyý etiketliyorsunuz.
Beyza Beyazkaya
M
müzik
ü
No zi
ka
ya s t
zý
a l
di
zi l j i
s
Kasetlerden MP3'lere...
Hepimiz görüyoruz onlarý. Etrafýmýzda bir dolusu
var çünkü. Halk otobüsünde, okul kantininde, yürüyen
merdivende, sokakta, metroda... Her yerledeler!
Kulaklarýnda kulaklýklar, kimseyi duymadan, þehrin
gürültüsüne takýlmadan, yalnýzlýktan bunalmadan
yaþayýp gidiyorlar. Onlar, hayatýný müziksiz
geçiremeyen, müziklerini her daim yanlarýnda taþýyan
müzikkolikler! Hatta bir çoðumuz da onlardan biri deðil
miyiz? Baðýmlýlýk derecesinde dinlemesek bile,
yaptýðýmýz bir çok iþe dinlediðimiz müzikler eþlik
etmiyor mu? Ýnkar edemeyiz, müzik artýk hemen
hepimiz için bir vazgeçilmez!
Uzun seyahatlerde yolculuk ederken... Yolda tek
baþýna yürürken... Saðlýklý yaþam için koþarken...
Bulaþýk yýkarken... Bir çoðumuzun cebinde mp3
çalarlar, bazýlarýnda i-pod'lar, kimisinde CD çalarlar ve
hepimizin kulaðýnda kulaklýklar var. Minicik
kutucuklara dünyanýn müziði sýðýyor artýk. Üstelik o
kadar da benimsedik ki bu durumu. Peki ya her zaman
böyle miydi?
90'lý
yýllarýn
ortalarýna
dönersek
mesela...
Okul
çýkýþlarýnda
gidilen
kasetçiler gelmiyor mu
sizin
de
aklýnýza?
Dükkanýn orta yerinde
bir sepet ve üstünde
koca bir tabela: Ýndirimli
Kasetler! Geçmiþ yýllardan kalma, popüleritesini
yitirmiþ bir dolu ucuz kasete, koca bir havuza atlar gibi
atlamaz mýydýnýz siz de? Rafa, diðerlerinin yanýna
koyulan her bir kasete dakikalarca gururla bakardýk.
Alýnan her bir kaset, içinden ne çýkacaðýný bilemediðin,
sürprizlerle dolu bir hediye paketi gibiydi. Harçlýklardan
biriktirilen paralarla, en sevilen gruplarýn yeni çýkan
albümlerini almak için müzik marketlere koþturulurdu
hoplaya zýplaya. Bir çoðunuz ilk "walkman"inizi
hatýrlamýþsýnýzdýr þimdi. Hayatýnýzda aldýðýnýz en
büyük ödül gibiydi öyle deðil mi? O zamanlar nasýl
hayal edebilirdik ki mp3'leri ve hatta CD'leri bile.
Þimdilerde gözümüze aðýr ve hantal görünen
walkmanler o günlerde en sevgili yoldaþýmýzdý.
Çantamýzda bir dolu kaset taþýmaksa hamallýk deðil,
zevkti. Nasýl severdik o kasetleri! Hangimiz kasedin
deliklerine bir kurþun kalem sokup çevire çevire
dolaþan þeridi çözmemiþizdir ki?
Hangimiz kuzenimiz, kardeþimiz
ya da ablamýzla oturup þarkýlar
söylerken sesimizi kasetlere
kaydetmemiþizdir
ki?
Hangimizin en sevdiði þarkýlar
cýzýrtýlý radyo kayýtlarý halinde
kendi çektiðimiz kasetlerde
durmuyordur ki? Hangimizin,
çekmek için aldýðý kasedimizi
geri getirmediði için kýzdýðýmýz
bir arkadaþý yoktur ki? Hani
yýlbaþlarýnda sýnýf içinde kuralar
çekilirdi ya, hiç mi biriniz kaset
hediye etmediniz kurada size çýkan sýnýf
arkadaþýnýza?
Unutmuþ da olsak, tamamen vazgeçmiþ de
görünsek, kasetlerin hepimiz için ayrý bir yeri var.
Dönüp düþününce eski günleri ve hatýrlayýnca tüm bu
kasetli günleri, þöyle bir gülümsememek elde deðil.
Fakat, zaman geçiyor, devran dönüyor ve kasetler de
bundan
payýný
alýp,
tedavülden
kalkýyor.
Þimdilerdeyse, müzik teknolijisi artýk bambaþka
yerlerde.
Bir sonraki sayýda: CD'lerin yaþantýmýzdaki yeri.
Duygu Özkan
Bir derin nefes:
Shakuhachi
Shakuhachi, tarihin derinliklerinden gelen ve içinize iþleyecek olan derin ve
felsefi bir sestir.
Çoðumuzun, belki de hepimizin, ilk defa adýný duyduðu bu enstrüman, eskiden
ruhu, zihni ve bedeni rahatlatma amaçlý çalýnýrmýþ,yani bir nevi tedavi yöntemi
imiþ. Bugün, modern müziðe farklý þekillerde adapte edilmiþ olsa da,
dinlediðinizde
içinizde
mistik
bir
esinti
hissedeceksiniz.
Enstrümanýn ismi ayný zamanda onun
boyutudur. Kelime anlamý olarak "shaku" bir uzunluk
birimi olan "foot" (1 foot) anlamýnda, "hachi" ise
"sekiz" anlamýndadýr. Yani enstrüman 1,8 foot
(yaklaþýk 55cm) boyundadýr.
Beþ delikli bir enstrüman olmasýna raðmen
shakuhachi, iki oktavlýk bir ses aralýðýna sahiptir
(bazý türleri üç oktav da olabilir). Form olarak "ney"e
benzer. Hattabu enstrüman "Japon neyi" olarak da
isimlendirilir.
Her ne kadar plastik malzemeden
yapýlanlarý olsa da shakuhachi, aslen bambu
aðacýndan yapýlýr. Bambu aðacýnýn az bulunur
olmasý, enstrümanýn maliyetini artýran etkenlerden
birisi. Bir diðeri ise doðru þekil ve hassasiyetteki
malzemeyi tespit edip iþlemek. Bu sebeplerle
shakuhachi, uzun zamanda üretilen, el yapýmý ve
dolayýsý ile pahalý bir enstrüman.
Ilgýn Yýldýz
www.gazete.itu.edu.tr
i
Müzikte Terimler
Akor ve Akort ne
demek?
Hepimizin kullandýðý,
ama kullanýrken asýl
olarak ne olduðunu
bilmediði terimler vardýr.
Ya isimleri karýþýr ya da
anlamlarý...
Bilenlerin bilmeyenlerle
dalga geçtiði þu zamanda
"bilmeyen" olmayýn diye...
En çok karýþtýrýldýðýný
düþündüðümüz ve ýsrarla
yanlýþ kullanýlan iki terim
var:
Akor: Belirli bir
armonik düzen içerisinde
porteye dikey olarak
yazýlmýþ üç veya daha
fazla sesin birarada
týnlamasý.
Akort: Bir çalgýda
doðru ses vermesi için
yapýlan ayar, düzen.
Demek ki neymiþ,
"Aletin akoru bozuk"
denmezmiþ.
Sonraki sayýda:
Legato, Vibrato.
arýyorum
31
kasým 2006
kültür sanat hayat
Dört Yüz Yýllýk Rembrandt
ve Yüz Yýllýk Ýstanbul
Geleceðin
Mühendislerine
Özel Bir Sergi
Þifresi ve dünyaca ünlü
tablolarýyla belleklerimize
kazýnmýþ Leonardo da
Vinci'nin, daha az bilinen
mucitlik yönünden ortaya
çýkmýþ mühendislik eserleri
Ýstanbullularla buluþmaya
hazýrlanýyor. Arçelik
sponsorluðunda Rahmi M.
Koç Müzesinde
düzenlenecek olan sergi
Leonardo'nun 1478 -1513
yýllarý arasýnda verdiði
eserlerin orijinal çizimlerine
sadýk kalýnarak yapýlmýþ 40
makinenin gerçek
boyutlardaki
reprodüksüyonlarýndan
oluþmaktadýr. Sergi birimleri
genel olarak beþ ana
kategoriye ayrýlmýþtýr. Mekanizmalar ve doðanýn dört ana üyesi:
Ateþ, su, toprak ve hava. Serginin en büyük özelliklerinden biri
de bu makinelerin kullanýlabilir þekilde üretilmesi ve ayrýca
ziyaretçilerin kullanýmýna da açýk olmasýdýr. Taþýdýðý bu interaktif
özellikle sergi hem kültürel hem de eðitici bir rol oynamaktadýr.
1 Kasým - 31 Aralýk 2006 tarihleri arasýnda sürecek olan sergiye
paralel olarak Müze, eðitim ve hayýr kurumlarý ile iþbirliði
yaparak Leonardo da Vinci'nin hayatý ve baþarýlarý hakkýnda
projeler ve yarýþmalar düzenleyecektir.
Mühendis adaylarý tarafýndan mutlaka görülmesi gereken bu
eþsiz eserlerin sergilendiði, Haliç sahilinde yer alan Rahmi M.
Koç Müzesinin adres, telefon ve ulaþým bilgileri aþaðýda
verilmiþtir.
17. yy. ressamý Rembrandt
Van Rijn, doðumunun 400.
yýlýnda Ýstanbul'da, Pera
Müzesi'ne konuk oluyor.
20 Ekim'de baþlayan etkinlik uzun
süredir açýða çýkmayan Rembrandt
eserlerinin yeniden sergilenmeye
baþlanmasý bakýmýndan önemli bir
olaydýr. 99 eserden oluþan Rembrandt
ve Çevresi/ Desenler Koleksiyonu, 65'i
Rembrandt'ýn olmak üzere, öðrencileri,
takipçileri ve taklitçilerinin eserlerinin
de yer aldýðý deðerli bir koleksiyon.
1606 yýlýnda Lieden'de doðan
Rembrandt, üniversite yýllarýnda Jacob
Isaacsz Van Beuningen ve Pieter
Lastman'ýn öðrencisi oldu.
Portre
çalýþmalarýyla
anýlan
Rembrandt, tarihsel konulara da aðýrlýk
Açýlýþ-Kapanýþ Saatleri
Salý-Cuma: 10.00-17.00
Cumartesi-Pazar: 10.00-19.00
(Müze Pazartesi günleri kapalýdýr.)
Giriþ Ücretleri:
Yetiþkin: 7 ytl
Öðrenci: 3.5 ytl
Adres: Rahmi M. Koç Müzesi
Hasköy Cad. No:27
Hasköy 34445 - Ýstanbul
Tel: (0212) 369 66 00 - 01 - 02
Faks: (0212) 369 66 06
Web: http://www.rmk-museum.org.tr
Otobüsler:
47 Eminönü - Alibeyköy Hattý
54 HM Hasköy - Mecidiyeköy Hattý
54 HT Hasköy- Taksim Hattý
Minübüs:
Þiþhane - Alibeyköy Hattý
Ayrýntýlý bilgi için serginin web sitesini ziyaret edebilirsiniz:
http://www.the-genius-of-leonardo.com/main.asp
vermiþtir. Döneminin akýmý olan Barok
Akýmý'nýn etkilerini tablolarýnda ýþýk ve
gölgenin
abartýlý
kullanýmýyla
yakalamýþtýr. Ýnce fýrça darbeleri yerine
kalýn ve daha özgür fýrça darbelerini
kullanarak uzaktan algýlanabilen ve
eskiz özelliði taþýyan eserler yaratmýþ
ve kendi üslubunu oluþturmuþtur.
Döneminde kaðýt elle yapýlan deðerli
bir malzemeydi. Bu nedenle kaðýdý çift
taraflý kullandý ve desenler üzerinde sýk
sýk düzeltmelere gitti. Sergide çift yönlü
çalýþmalarý da iki yönü de sergiye açýk
bir duvara asýlarak sergilendi.
Salonda Rembrandt taklitçilerinin
eserleri
de
sergilendi.
Desen
çalýþmalarýndaki yüzlerce taklidinin bu
güne dek Rembrandt adý altýnda
sergilenmiþ olmasýna raðmen, uzmanlar
günümüzde bu desenleri ayrýþtýrmaya
ve çözümlemeye çalýþmaktadýrlar.
Müzenin üçüncü katýnda ayný
tarihlerde
"Konstantiniye'den
Ýstanbul'a
XIX.
Yüzyýl
Ortalarýndan
XX.
Yüzyýla
Boðaziçi'nin
Rumeli
Yakasý
Fotoðraflarý" sergisi yer alýyor.
Caranza, Robertson, Kargopulo;
Sebah&Joaillier,
Abdullah
Biraderler, Gülmez Biraderler gibi
fotoðrafçýlarýn yapýtlarýný içeren
sergi, Suna ve Ýnan Kýraç Eski
Ýstanbul
Fotoðraflarý
Koleksiyonun'dan bir parça.
Rembrandt
ve
Konstantiniye'den Ýstanbul'a, 7
Ocak 2007 tarihine kadar Pera
Müzesi'nde
sergiye
açýk
kalacaktýr. Kaçýrýlmamasý gereken
bu iki deðerli sergi, müzenin 3., 4.
ve 5. katlarýnda sanatseverlerle
buluþmaya devam edecek.
Melike Özkan
UZEL AMETÝST KLARNET 5'LÝSÝ
Uzel Ametist Klanet 5'lisi Ýstanbul
Üniversitesi Konservatuar Öðrencilerinin
kurduðu bir grup. Çaldýklarý 5 klarnete
(Hande Sarýcý: Si Bemol Klarnet, Gürhan
Eteke: Si Bemol Klarnet, Yasemin Salman:
Si Bemol Klarnet, Özlem Kolat: Alto
Klarnet ve Öykü Karadað: Bas Klarnet)
kontrbas (Erdal Akyol), davul (Berke
Özgümüþ) ve piyanonun (Baki Duyarlar)
eþlik ettiði bir konserle 16. Akbank Caz
Festivali'nde sahne aldýlar. Çaldýklarý
blues ve caz þarkýlar haricinde horondan
Romen Halk Danslarýna, Beatles'dan Baki
Duyarlar'ýn bestelemiþ olduðu þarkýlara
uzanan hoþ bir çeþit sundular. 2000
yýlýnda ANAÇEV'in Genç Yorumcular Oda
Müziði Yarýþmasý'nda 3. Olan grup, yurt
dýþýndada pek çok konser vermiþ ve
programýnda da pek çok ülke var.
www.gazete.itu.edu.tr
Konser
sonrasýnda
"Acaba
caz
konserlerinde bis yapýlýr mý? Nasýl
yapýlýr?" diye merak ederken, grubun
iniþinden sonra kesilmeyen alkýþlar
üzerine grup tekrar sahneye çýkýp bir þarký
daha çalýp veda etti.
Fevzican Abacýoðlu
32
arýyorum
kasým 2006
kuþ gözlemciliði
k
a
l
s
a
m
Yerleþkemizd
e görülen 78
farklý tür kuþ
ÝTÜ Moleküle
u
r Biyoloji ve
Genetik Bölü
Ar. Gör. K o ra
m
ü,
y Ye þ il a d a lý
’nýn fotoðraf
tanýtýmlarý ile
v
e
sunmaya de
vam ediyoru
Bu sayýmýzd
z.
a Gümüþ M
a rt ý, A la c a
B a lý k ç ýl , G ri
B a lý k ç ýl , B a
h ri , K a ra b a
M a rt ý, K a ra
þ
b a ta k ve S a
k a rm e k e ’yi
tanýyacaksýn
ýz.
Gümüþ Martý
Larus cachinnans - Yellow-legged Gull
Beyaz baþlý, gri sýrtlý, kanat uçlarý siyah beyaz, iri bir martýdýr. Genellikle deniz kýyýsýnda
bulunur. Gagasý kalýndýr, uzun kanatlarýný sýklýkla düz tutar. Eriþkinin üst tarafý lekesiz gridir.
Açýk gri çizgili olduðu yaz sonu ve sonbahar dýþýnda baþý beyazdýr. Kanat uçlarýnda yoðun
bir siyahlýk vardýr. Gagasý parlak sarýdýr ve ucunda kýrmýzý büyük bir benek vardýr, bacaklarý
parlak sarýdýr. Ýlk yýl üst tarafý koyu kahverengidir çok hafif kýzýla çalar, baþý daha beyazdýr
ve koyu bir maskesi vardýr, gagasý kalýn ve siyah, primerleri koyu, kuyruk bandý lekesiz ve
siyahýmsýdýr, yukarýya doðru yavaþ yavaþ grileþir. Tüm kýyýlarýmýzda görülen en yaygýn martý
türüdür. Denizin yaný sýra çöplüklerde ve açýk arazide de beslenir. Genelde kayalýklar,
adakar ve bazý göllerde koloni halinde yuva yapar. Þehirlerde de çatý ve bacalarda yaygýn
olarak üremektedir.
Boy: 52-58 cm
Alaca Balýkçýl
Ardeola ralloides - Squacco Heron
Küçük ve týknaz bir balýkçýldýr. Ýlkbaharda rengi parlak
pembemsi-sarýmsý kahverengidir ve baþýndaki açýk renk
tüyler sýrtýna kadar uzanýr. Diðer zamanlarda rengi mat, açýk
kahverengi-kremdir ancak uçarken dikkat çekici beyaz
kanatlarýný gözler önüne serer. Gençlerinin sýrtý daha
koyudur ve boyunlarýnýn ön tarafý çizgilidir. Yoðun bitki
örtüsünün bulunduðu su kenarlarýnda ya da su üzerindeki
yabani otlarýn üstünde tipik bir þekilde öne eðik vaziyette ve
hareketsiz dururlar. Parlayan beyaz kanatlarý ile telaþlý bir
biçimde uçarlar.
Boy: 40-49 cm
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
33
kasým 2006
kuþ gözlemciliði
Gri Balýkçýl
Bahri
Ardea cinerea - Gray Heron
Podiceps cristatus - Grebe
Büyük, soluk renkli olan gri balýkçýllarýn kalýn ve
kama þeklinde gagalarý ve dik durduklarý zaman
genellikle geriye çektikleri kambur ve uzun boyunlarý
vardýr. Genellikle sudan uzak kuru toprak üzerinde
ve bazen de gruplar halinde dururlar. Eriþkinler
lekesiz soluk gri, beyaz ve gri-siyahtýrlar, siyah
sürmesinin kestiði beyaz baþý ve baþýnýn her iki
yanýndaki siyah süs tüyleri oldukça dikkat çekicidir.
Boynu ve göðsü beyaz, boynunun ön alt tarafý siyah
benekli, böðrü siyahtýr. Gagasý yeþile çalan sarýdýr ve
ilkbaharda pembe ya da turuncuya döner. Çok yavaþ
uçar ve uçarken kanatlarýný aþaðýya doðru büker,
baþýný geriye doðru çeker ve bacaklarýný arkaya
uzatýr. Bazen baþýný öne doðru uzatarak kýsa
mesafeler uçabilir. Aðaç tepelerinde kolonileþip çalý
çýrpýdan yapmýþ olduklarý büyük yuvalarýna doðru
alçalýrlarken daha akrobatiktirler. Uçuþ esnasýnda
sesi sert bir çýðlýktýr "kraank"; gaga takýrdamasý ve
koloniden gelen diðer sesler de duyulur. Tüm Türkiye'de yaygýn olarak gözlemlenebilir. Þanslý
bir gününüzde ÝTÜ Maslak Yerleþkesi'nde gölet kenarýnda balýk avlarken ya da gölet etrafýndaki
aðaçlarýn üzerine tünemiþ bir þekilde görebilirsiniz.
Tümüyle suya baðýmlý, uzun boyunlu ve sivri gagalý bir
kuþtur. Boynunun önü ve göðsü parlak beyazdýr. Yazýn
üzerinde tüy demetleri bulunan eþsiz siyah bir tepesi ve
kestane kýzýlý ve siyah geniþ süs tüylerine sahip beyaz bir
yüzü vardýr. Kýþýn süssüz gri-kahverengi ve beyaz
renklidir. Siyah baþlýðý ile sürmesi arasýnda beyaz bir çizgi
bulunur. Alçaktan ve hýzlý uçar, uçarken baþý ve boynu
kanatlarýndaki büyük beyaz lekeleri gösterecek þekilde
uzatýr ve aþaðý doðru sarkar ve ayaklarýný geriye uzatýr.
Boy: 46-51 cm
Boy: 84-92 cm
Karabatak
Karabaþ Martý
Phalacrocorax carbo - Cormorant
Larus ridibundus - Black Headed Gull
Kaz büyüklüðünde, uzun gövdeli, geniþ
kuyruklu bir su kuþudur. Gagasý kalýn ve
kanca biçiminde, alný kýsa ve düzdür.
Eriþkini siyahýmsýdýr, aðýz kenarý sarý,
yanaklarý ve boðazý beyazýmsýdýr.
Ýlkbaharda baþý deðiþken biçimde beyaz
çizgili, boðazý ise belirgin beyazdýr; yüz
derisi sarý-kahverengidir, uyluðunda büyük
beyaz bir leke belirgin hale gelir. Baþlarýný
yukarý kaldýrarak gagalarý yukarýda ve
yavaþ yüzerler, suya çoðunlukla yüzeyden
dalarlar.
Þamandýralarýn,
direklerin,
iskelelerin, aðaçlarýn, kayalarýn üzerinde
dik dururlar: sýklýkla kanatlarý açýk biçimde
tünerler. Güçlü uçuþlarý vardýr, sürüler
deniz ya da sazlýklar üzerinde çoðunlukla
uzun sýralar halinde ya da V-þeklinde ve
yüksekten uçarlar. Uçuþta boynunu ileri
uzatýr ve sürekli kanat çýrpar. Gýrtlaktan
gelen tahta gýcýrtýsýna benzer bir sesi
vardýr. Deniz kenarlarýndaki yarlarda ya da
iç taraflardaki aðaçlarýn üzerinde ürerler ve
kendilerine dallardan büyük yuvalar
yaparlar. Yuva yakýnlarýnda derin,
homurtulu, výraklama benzeri sesler
çýkartýrlar. Türkiye' de yaygýn bir türdür.
Kýþýn çoðunlukla deniz kýyýlarýnda olmakla
beraber tüm sulak alanlarda görülür. ÝTÜ'
de Maslak Yerleþkesi'nde gölette görmek
mümkündür.
Boy: 77-94 cm
Küçük, gürültücü, açýk renkli ve genellikle bol bulunan bir martýdýr. Kanat altý oldukça koyudur, kanat örtüsünde
beyaz parýltý vardýr. Üst tarafý gümüþ grisi, boynu, gövdesi ve kuyruðu beyazdýr. Dýþ kanadýnda siyah ve dar
firar hattý, ön tarafta ise beyaz büyük bir üçgen vardýr. Kanat altý koyu gridir ve dýþ primerleri boyunca beyaz
dar bir þerit vardýr. Yazýn baþý gagasýndan boðazýnýn alt tarafý ve ense hizasýna kadar koyu kahverengidir, koyu
kýrmýzý gagasý ve koyu erik kýrmýzýsý bacaklarý vardýr. Kýþýn baþý beyaz, ensesi grimsi, kulak lekesi siyah, koyu
uçlu gagasý parlak kýrmýzý ve bacaklarý kýrmýzýdýr.
Ýlkbahar ve sonbaharda baþlýðý tam geliþmez.
Ergeninin kuyruk bandý koyu, örtü tüyleri koyu
kahverengi, kanat altý daha açýk gri, bacaklarý ve
gaga dibi açýk ve daha turuncudur, kanat
üstündeki beyaz parýltý daha az belirgin, yazýn
baþlýðý kahverengidir. Ötüþü gür ve cýrtlak bir 'kriiiarr, kik, kikiki'.Yaz aylarýnda bataklýklar, sazlýklar
ve göllerde ürer. Beslendiði sýrada tarlalarda ve
açýk arazilerde de gözlemlenebilir. Türkiye'nin kýyý
ve iç bölgelerinde oldukça yaygýn bir martý türüdür.
Boy: 38-44 cm
Sakarmeke
Fulica atra - Coot
Siyah gövdesi beyaz alný ve gagasý ile
kolaylýkla tanýmlanabilen bir su kuþudur. Ýyi
yüzücü ve dalýcý kuþlardýr. Zamanýnýn çoðunu
açýk suda geçirir ve yüzerken baþýný güvercin
gibi öne arkaya sallar. Ürktüðü zaman su
üzerinde koþarak havalanýr ve binlercesinin
birden havalanmasý tam seyirlik bir manzara
oluþturur. Kýþ aylarýnda ülkemizdeki sulak
alanlarda kýþlar, yaz aylarýnda ise tatlý sularda
ürerler.
Kýyýlarýnda
yuvalayabilecekleri
sazlýklarý bulunan sýð ve su bitkilerince zengin
su kaynaklarýný tercih ederler. Kaz sesine
benzeyen ötüþleri ile oldukça gürültücüdürler.
Tüm
Türkiye'de
yaygýn
olarak
gözlemlenebilirler. ÝTÜ Maslak kampusünde
gölet civarýnda rahatlýkla görülebilirler.
Boy: 36-42 cm
www.gazete.itu.edu.tr
34
arýyorum
kasým 2006
gezi
SOKAK SOKAK
ÝSTANBUL
sultanahmet
Bir þehrin kalbinin çarptýðý
yer…
Pastýrma yazýný iliklerime kadar hissettiðim güneþli bir ekim
sabahý Divanyolu Caddesi üzerinden Sultanahmet Meydaný'na
doðru yürüyorum. Tarihî yarýmada, her köþesine sinmiþ yaz
kýrýntýsýyla ve yüzyýllardýr hiç eksilmeyen kalabalýðý ile yorgun ama
her haliyle kurulduðundan beri dünyaya hükmetmiþ bir kent
görünümüyle yükseliyor önümde.
Meydana yaklaþýrken hýzla birileri geçiyor yanýmdan. Neden
sonra þatýrlar ve peyklerin* "Savulun!" çýðlýklarýný duyuyorum.
Ardýndan ak atýnýn üstünde heybetle geçiyor Fatih. Daha
þaþkýnlýðým geçmemiþken Bâb-ý Âlî baskýný için Enver Paþa yaðýz
atýyla hýzla iniyor Divanyolu Caddesi'ni. O anda etrafýmda
bambaþka bir yaþamýn aktýðýný duyumsuyorum. Üstü bembeyaz
toz olmuþ taþ yontucularý, ayaðý zincirli esirler, kafesleri içinde
vahþi hayvanlar, Osmanlý ileri gelenleri, Roma ve Bizans devlet
adamlarý ile At Meydaný (Sultanahmet Meydaný) kalabalýðý içinde
buluyorum kendimi. Artýk hayal ile gerçeði idrak edemeyeceðim bir
sarhoþluk içerisinde Ayasofya'ya yöneliyorum. Bütün heybetiyle
insanda hayret duygularý uyandýran bu efsane yapýdan gözlerimi
alamýyorum. Mabet önünde mahþerî bir kalabalýk ve bir haykýrýþ
dalgalandýrýyor bu insan denizini. "Seni geçtim, Süleyman!"
Baþýmý sesin geldiði yöne çevirince Ýmparator Ýustinianos'un
haykýrmaktan kýzarmýþ gururlu yüzünü görüyorum. Ýmparator aðýr
aðýr yürüyor az önce açýlýþýný yaptýðý görkemli mabedin içine,
peþinden binlerce Romalý akýyor zamanýn mimarî dehasý olarak
dört köþe üzerine oturtulmuþ kubbesi ile yükselen mabede.
Zaman yolunu þaþýrmýþ serseri gibi oradan oraya sürükleniyor.
Az önce Romalýlarýn heyecanla girdikleri kapýdan yüzünde
muzaffer bir komutanýn aydýnlýðý ve gözlerinde uhrevi bir ýþýkla
Fatih Sultan Mehmet giriyor. Bu kez dua sesleri yankýlanýyor
Ayasofya'nýn muhteþem kubbelerinde. Bütün bu manzaranýn
görkemi karþýsýnda titreyerek arkamý dönünce zarafetiyle yükselen
Ahmedîye Camiî'ni (Sultanahmet Camiî) görüyorum. Dünyanýn tek
altý minareli ve eþsiz çinileri ile süslü yapýsý önüne Sancak-ý Þerif*
getirilmiþ. Ýnanýlmaz bir kalabalýk sancaðýn etrafýnda toplanmýþ ve
bir ferman okunuyor. Yeniçeri ocaðýnýn kaldýrýldýðýný anlýyorum. Bu
tarihi kalabalýðý geçerek At Meydaný'nýn ortasýna yöneliyorum.
Meydan bir yaðma kargaþasý altýnda. Delphi Apollo
Tapýnaðý'ndan getirilmiþ Burmalý Sütun'un (Yýlanlý Sütun) üzerine
iþlenen birbirine dolanmýþ üç yýlanýn taþýdýðý altýn kazan sökülüyor
Latin yaðmacýlar tarafýndan. Hemen yaný baþýndaki 32 metrelik
Örmeli Sütun (Porfirogennetos Sütunu) da üzerindeki tunç
kaplamanýn sikke basmak için sökülmesiyle bu yaðmadan nasibini
alýyor.
Ne tarih duruyor bu meydanda ne olaylar eksiliyor akan zamana
raðmen. Her tarafta baþka bir hayat, baþka bir medeniyet ve
bambaþka bir zaman olgusu karþýlýyor insaný. Her an baþka bir
tarih yazýlýyor bu küçücük meydanda. Ýþte hemen önümde
yükselen Mýsýr Dikilitaþý (Obelisk Dikilitaþý). Büyük Theodosius, 31
günlük bir uðraþýn sonunda dikilen ve artýk Romanýn dünya
egemenliðini eline geçirdiðini simgeleyen taþýn önümde ihtiþamla
duruyor. Biraz ilerisinde Muhteþem Süleyman çocuklarý için
dillerden düþmeyecek bir sünnet þöleni yaptýrýyor. Cirit oynayan
Türk cengaverler ile 1185 isyanýn sonunda kanlý bir þekilde
katledilen Ýmparator Andronileos Kemnemos nâralarý birbirine
karýþýyor At Meydaný'nda.
Meydanda yükselen Hipodromun o devasa sutünlarýndan içeri
giriyorum. Ýçerdeki seyircilerin coþku seline, gladyatörlerin
ölümüne savaþýna ve amansýzca yarýþan arabalara büyülenerek
bakýyorum. Bu büyü Nika Ýhtilali ile dehþete dönüþüyor. Otuz bine
yakýn insan Hipodrom'da general Belisarios tarafýndan isyaný
bastýrmak için katlediliyor. Bu kan ve ölüm arenasýndan dýþarýya
güçlükle kaçýyorum.
At Meydaný'ndan Topkapý Sarayý'na ilerliyorum. Gördüklerimin
þoku belleðimi uyuþtururken bedenimde bambaþka bir direnç
duyumsuyorum. Bu bedeni irkilten Million Taþý* çevresinden At
Meydaný'na akan kalabalýk. Al bayraklar ve haykýrýþlar ile
Anadolu'nun haksýz iþgalini protesto ediyor kadýnlý erkekli Türk
Milleti. Tarihimizin en kalabalýk toplu gösterisinde Halide Edip'in
söylevi inliyor At Meydanýnda. Kurtuluþ coþkusu sel olup At
Meydanýna akarken ben de Topkapý Sarayý'nýn ana kapýsý Bab-ý
Hümayun'a doðru yürüyoum.
Solumda Ayasofya karþýmda Topkapý Sarayý ve her yanýmdan
akýp giden tarihin bilmem hangi zamanýnda yaþamýþ âlimler,
imparatorlar, askerler ile baþka bir âleme yürüyorum. Bab-ý
Hümayun kapýsýnýn hemen saðýnda ki III. Ahmet Çeþmesi ve
Sebili'nde durmuþ su içen Dede Efendi aþaðý yoldan evine doðru
yollanýyor. Bu güzel manzaranýn tadýný býçak gibi kesen Bab-ý
Hümayun kapýsýnýn derinlerinde gelen çýðlýklar oluyor. O an Necip
Fazýl'ýn bir dizesi beliriyor anlaðýmda 'Hala çýðlýklar gelir Topkapý
Sarayý'ndan'.Bu heyecan içinde dört yüz sene üç kýtanýn
yönetildiði bu tarihî yapýya hayranlýkla bakýyorum. Ana kapýnýn
solundan Topkapý Sarayý surlarý ile Ayasofya Camiî arasýnda
kalmýþ Soðuk Çeþme Sokaðý'na giriyorum. Zaman beni alýp
bugüne getiriyor. Soluðumun sýklaþtýðýný ve elimin ayaðýmýn
terlediðini fark ediyorum. Divanyolu Caddesi'nde baþlayan ve bu
sokakta son bulan yürüyüþüm iki bin yýllýk bir yolculuk oluyor
benim için. Bu yolculukta gördüðüm her taþ, her yapý, her iz bir
olay anlatýyor. Bu zaman tünelinin etkisi öyle iþliyor ki kimi zaman
bir yeniçeri isyaný içinde kimi zaman ise bir Bizans eðlencesinde
buluveriyor insan kendini. Saatin, saniyenin soyutlaþtýðý; olaylarýn
ve mekânýn ise zamanýn önüne geçtiði bu eþsiz meydan, bu
görkemli yarýmada sözcüklerle betimlenemiyor. Ýnsan bu taþlara
dokunmadýkça, meydanda yürüyerek bir zamanlarýn nice
olaylarýnýn yaþandýðý yerleri dolaþmadýkça Sultanahmet
Meydaný'nýn hazzýný duyamýyor. Çünkü her nesnenin anlatacak bir
þeyleri var bu tarihî meydanda.
Soðuk Çeþme Sokaðý'ndaki þirin ve yenilenmiþ Osmanlý
evlerinin önünden geçerek Gülhane Parký'na aþaðý inerken dönüp
arkama bir kez daha bakýyorum. Ve bir kez daha fark ediyorum ki
Sultanahmet Meydaný'nda zaman tek boyutta akmýyor…
Sefa Demir, [email protected]
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
35
kasým 2006
edebiyat
KURSUN KALEM
Haydi Eyvallah
Çocukluktan baþlayan bir tutku
yazmak. Çoðumuzun hikayesi bir
þeyler karalamakla baþladý belki
de, elimize ne geçtiyse karaladýk
etrafýmýzý. Kelimeler kuramýyorken
bile hayatýn anlayamadýðýmýz
boyutunu karalayarak dile
getirmeye çalýþtýk. Bazen bize
yardýmcý olan kýrmýzý bir tuðla
parçasý oldu ya da yaþ bir dal
parçasý. Ortak noktamýz ise bir
þeyler anlatma çabasý idi. Gün
geçti, balta dalý kesti, inek daða
kaçtý ve derken kelimeleri ve
cümleleri öðrendik. En yalýn, en
temiz ve hayattan baðýmsýz bir
þekilde meydan okurcasýna
anlatmaya baþladýk dertlerimizi. Bu
bir haykýrýþtý bizim için, yaþam
denilen kesiþme kümesinin
anlamlandýramadýðýmýz kýsýmlarýný
irdelemeye baþladýk. Her bir kelime
her bir cümle diðerini doðurdu,
durmuyordu kelimeler ve
ellerimizde. Sonuna kadar da
durmayacaktý. Tebessümler,
kýskançlýklar, mutluluklar,
yalnýzlýklar, ýzdýraplar birbirini
kovalayacaktý. Bize hediye edilen
bu hayatýn beðenmediðimiz
yönlerini karalayacaktýk,
kalemimizin ucu kýrýlana ya da
açacaðýmýz bozulana kadar.
Baþladým.
Ne de açýk deðil mi önümüzdeki? Yürü hadi sen de. Yolumuz diyorum. Baksana bir önüne.
Upuzun.
Ha evet haklýsýn orda bir ayrým var, ikiye ayrýlmýþ yol. Hangisinden gideceðini nereden bileceksin
caným þimdiden? Bir gelelim bakalým oraya… Sen bir önüne bak diyorum þimdi. Sonu yokmuþ gibi.
Ýyi tamam bir de karaltý gözüküyor ilerde, çukur olsa gerek, bilmem. E daha var oraya iþte! Bir
baþla yürümeye. Önce tek yol olduðuna göre biraz beraber yürürüz, ha sonrasýný da bilemem.
Önce çukura git haydi, geçmeyi o zaman düþünürsün. Evet evet baþladýn iþte. Korkak basýyorsun
ama olsun, hýzýný alýrsýn birazdan, yola alýþtýkça. Zeminin yumuþaklýðýna batmamayý, taþlýklarýna
çarpmamayý öðrenir birazdan ayaklarýn kendiliðinden, senin yapman gereken sadece onlara izin
vermek. Düþündükçe, yapabileceklerini engeller bazen insanlar. Bak, ne kadar açýk önündeki. Çok
düþünmekle düþünmemek arasýndaki farký bile anlamýyor bazen insan. Atlasana haydi! Seni
bekliyorum, büyük deðil o kadar bu çukur. Yanýmýzdakilere ne mi oldu? Biraz önce geri döndüler
onlar, biri atlamak istemedi, diðeri de onu yalnýz býrakmak. Haydi yola devam. Fark diyordum.
Fazla düþününce düþünmemen gerektiðini anlýyorsun çünkü. Yeteri kadar düþünmen gerektiðini
yani. Çünkü sen düþündükçe korkuyorsun. Korktukça daha iyi düþündüðünü düþünüyorsun,
olabilecekleri önceden gördüðünü. Kendini düþünerek kandýran, kendi koyduðu sýnýrlar kadar
düþündüðü için düþlerinden korkan bir tek sen deðilsin elbet. Bak ne kadar az insan kaldýk yolda.
Arkana baksana! Koca bir insan sürüsü… Dönmüþler geri, geldikleri yoldan aynen geri gidiyorlar.
Sil baþtan… Sýkýcý olsa gerek gördüklerini tekrar görmek, buraya kadar boþuna gelmiþ olmak.
Haklýsýn, daha kolay tabii. Evet hem de herkesle beraber gidiyorken. Yaklaþtýk ayrýma. Ne bileyim
hangisini seçeceðini ben!? Sadece kendiminkini biliyorum iþte. Issýz gözüküyor baþlarý, fark ettim.
Yok, korkacak kadar düþünmedim henüz. Ya da yeteri kadar çok düþündüðüm için korkmuyorum.
O yol benim yolum sadece zaten, yeteri kadar beraber yürüdüm diðerleriyle. Benim de hayallerim
burada ayrýlýyor iþte…
Ýyi de sen zaten þu iki çukuru da geçemiyordun güya, geçtin oysa ki… Neyse, senin yoluna ben
karýþmayayým. Diðerleriyle karþýlaþtýrmasaydýn ama keþke kendini, onlarýn istediði belki de senin
istediklerinden farklýdýr da onun için vazgeçmiþlerdir. E peki, ne diyebilirim ki… Senin yolun, senin
hayalin ilerdeki ya da gerideki… Dönüþte dikkatli ol hadi. Yolu biliyorsundur artýk, beraber
geldiðimiz için aklýnda kalmýþ mýdýr bilmiyorum gerçi. O zaman koþ haydi yetiþ gerideki gruba, bu
sefer de onlar yardým etsinler sana. Bu sefer daha da kalabalýk olacaðý için çevrende, bu sefer de
öðrenemezsin yolu ama, olsun ne olacak ki, bu önemli deðil nasýl olsa senin için. Bir onun
yolundan, bir diðerlerinin yolundan gider durursun, dolanýr durursun iþte… Kolay yani, daha ne
istiyorsun? Ben seni bekletmeyeyim, yetiþ diðerlerine, kaybolursun yoksa. Haydi eyvallah!
Tek baþýma yola devam. Daha çok var, görünmüyor bile önüm. Uzadýkça uzuyor yol. Hýzýmý iyi
ayarlamalýyým sadece. Olmadýk bir yerde yorulup geri dönmemek için, ilersinin gözümü
korkutmamasý için. Yön kadar hýz da önemliymiþ meðer, geçen yolda karþýlaþtýðým biriyle fark ettik
onu da. Ya yordu bizi olmadýk yerde, ya da nerden geçtiðimizi bile göremedik. Neyse iþte ama
sevmedik, bir daha oralarý görmek istemeyiz sanýrým. Hýz, býktýrýyor insaný.
Ne uzun yollar býrakýldý geride, nerelere gelindi. Kaç dönüþ gerekmiþ meðer, tekrar ileri gidebilmek
için. Kaç çukura batmak gerekmiþ sonra daha yükseðe atlayabilmek için. Ne zaman ki hareket
etmem gerektiðini düþünürüm, artýk hiçbir bekleyiþ rahat býrakmaz beni. Hiçbir þey sabitleyemez
olduðum yere. Bir yerde "olmak" isterim sonunda. Beklemek ya da durmuþ olmak deðil. Ait
olabileceðim, beni olduðum gibi býrakabilip yanýnda, içinde barýndýrabileceðini düþündüðüm
herhangi bir yerde, herhangi bir kiþide "olmak". Tüm gidiþler, dönüþler bir adým ileri iki adým geriler
hep de bu yüzdendir zaten. Olabilmek için. Olduðunu hissedebilmek için. Bir þeyde de tutunmak
istiyor insan artýk, ardýna bakmayacak ve önündekilerden korkmayacak kadar yoluna
güvenebilmek.
Görebildiðin kadarýný görmek gerek. Bu kadar düþe kalka yürüyorken, bu kadar çalý çýrpý takýlýp
duruyorken elime koluma, kabuk baðlamýþ, açýlmýþ çeþit çeþit yara bere taþýyorken bedenimde
niye hala yürüyüp duruyorum, onu düþündüm de geçen… Bir son istiyorum herhalde. Sonunda ait
olacaðým yerin tam da istediðim yer olmasý için her yeri her þekli görmeye çalýþýyorum. Bu kadar
gidiþin tek amacý bir yerde kalmak istemek. Hiç olmazsa kalmak isteyecek kadar sevebilmek, ona
sevgine güvenebilmek.
Burcu Albayrak
www.gazete.itu.edu.tr
36
arýyorum
kasým 2006
edebiyat
Hiç Kimse
Ordasýn biliyorum.
Sana yollar kýsalýyor merak etme demek istiyorum
Ümit büyütmek istiyorum salakça.
Ümidin olduðunu biliyorum
Ama sonsuzlukta yitip gitmek de var
Bunu da biliyor çok kývrýmlý beynim benim.
Düþünmeden edemiyor.
Öyle, sesiz duruyorsun
Hatta ben bu satýrlarý yazarken
Sen de denize nazýr bir bankta oturmuþ beni çaðýrýyorsun
Ayný ümidi bana yollamak istiyorsun.
Eksik bir þey var içinde,
Tanýmlayamýyorsun.
Benim gibisin
Heyecanlý, yaþarken gülümseten, renkli ve ýþýklý bir hayatýn var.
Çok iþin var, baþýný kaldýramýyorsun
Çok heveslisin, sonuna dek yaþamak istiyorsun
Tatmadýðýn tek damla heyecan kalmasýn istiyorsun.
Ama eksik bir þey var hayatýnda,
Hayatýmýzda.
Beni duyuyor musun?
Ordasýn biliyorum.
Duymasan da düþündüðünü biliyorum.
Senin de hiç kimse için böyle yazýlar yazdýðýný biliyorum
Hiç kimseye verilecek olan mektuplar, hiç kimseye kimsesiz mesajlar…
Peki, sen de saklýyor musun
Kimseye söylemediðin sevgi sözcüklerini benim gibi?
Kimseye dokundurtmadýðýn,
Kimseye benzemesini istemediðin, kimseye adamadýðýn,
Sýcacýk…
Ben açtýðýmda yepyeni olsunlar diye
Sen açtýðýnda seni sevindirdikleri gibi
Beni de sevindirsinler diye
Ellerimi o gün için ýsýtýyorum sana vermek istediðim ümitle
Ya sen?
Bu zaman þimdi çok dar geliyor bana
Sýðmamaya baþladým içine
Bunaltýyor, çok sýkýyor içimi, çok.
Kendi kendime kalýp hiçbir þey düþünmemek için bahane arar oldum.
Yataðýmda saatlerce yatýp
Gözlerim tavanda ipe sapa gelmez þeyleri
Düþünmeyi sever oldum.
Geçmiþi düþünüp kendime masallar uydurmak için
Gecelerin gelmesini bekler oldum.
Yaþananlarý deðiþtirmek meraklýsý oldum
Ama adým atmak ölüm gibi geliyor
Bu kadar da üþengeç oldum.
Keþke ben hep burada sarý çarþafýmýn üzerinde pijamalarýmla otursam
Sarý yastýðýma sarýlsam
Bir yere gitmesem de hayat bana gelse
Keþke hiç uðraþmadan büyüsek
Keþke hiç yürümeden kýsalsa aradaki yollar
Ne güzel olurdu…
Ýþte böyle masallardan bahsediyorum
Sana somut dünyada metelik kazandýrmayacak
Deli saçmasý þeyler yani
Sadece kaðýt üzerinde varlýk gösterebilen
Zavallý hayalcikler.
Belki sen de içiyorsundur þimdi
Sessiz sessiz, yavaþ yavaþ
Sarhoþ numarasý yapýp eðlenmeyi istemeyecek kadar yalnýzsýndýr
Ya da masanýn baþýnda elinde en sevdiðin fincanýnla yazýlarýný yazýyorsundur.
Yazýyor musun?
Seni hissetmek ne güzel…
Dünyada varsýn
Kaleminin kaðýtta çýkardýðý bir ses var.
Dans ederken çýplak ayaklarýnýn yerde çýkardýðý sesler var.
Senin gözlerin var, kocaman.
Benim gördüklerimi görebilen,
Ayný bulutlarý görüyoruz, ayný güneþi.
Bunu bilmek ne güzel.
Yaþýyorsun ya sen! Nefes alýyorsun bir yerlerde, varsýn!
Ýyi ki varsýn!
Beni duyuyor musun?
"Hiç kimseyi özleyecek kadar çok sevmiyorum kendimi" dediðin bir anda,
Aynada kimsecikleri bulamadýðýnda yine
Yaný baþýnda bitivermek istiyorum yollar izin verirse.
Kendini de benimle beraber sevmeyi öðretmek istiyorum sana.
Senden bir þeyler öðrenmek istiyorum
Þöyle sýcak bir þeyler olsun,
Þekerli, kremasýz, sade, mis kokulu.
Zoraki bir þey olmasýn içinde.
Sen sen olduðun için, ben ben olduðum için ortaya çýkmýþ bir þey mesela.
Öyle doðal olsun.
Aþk gibi.
Baþka þeyden deðil, gayet basit.
Sadece sen olmandan ve ben olmamdan doðsun.
Aþk iþte, aslý bu.
Birilerini sevmiþsindir, hýrpalanmýþsýndýr, acýmýþtýr bir yanýn çok.
Olsun…
Yollar azaldýkça ben geliyorum,
Yaralarýmla hem de
Bakalým ne olacak,
Çivi çiviyi söksün istiyorum.
Diþli zorlu bir þeyler de olsun ama
Artýk sýcak olsun, içten olsun.
Beni anlýyor musun?
Melike Özkan
Görüs Günü
Cigaramýn ucundaki alevden
Daha yakýn olmalýsýn bana
Aramýzda gardiyanlardan daha soðuk, kalpsiz
Parmaklýklar olsa dahi!
Öyle ya!
Gardiyanlarýn da kalbi vardýr.
Görüþ günümüze az kaldý yarim
Görüþlerimizi kabul ettireceðimiz
El ele, baðýra çaðýra
Cigara alevini bir ateþe
Döndürme gününe az kaldý!
Yarim þimdi yek olsun bedenlerimiz
Senin soðuðun benimkine bileþsin
Buz olalým ki;
Ateþten yanmadan, elin elimde
Benliðin bende çýkýp gidelim güzel günlere!
Görüþ günümüze az kaldý
Hazýr ettim beyaz sabun kokulu çamaþýrlarýný
Az kýymalý çok soðanlý böreðin kokusu gibi
Onlarýn da kokusunu çek içine.
Bir de lavanta koydum bohçana
Bahar dolsun hayaline...
Bir bahar akþamý zorla götürüldün benden
Ama bu deðil hayal etmeni istediðim
Kavuþtuðumuz bahar akþamýnýn özlemiyle
Tütsün buram buram o lavanta
Yarim, görüþ günümüze az kaldý
Sana bu satýrlarý kat be kat topraðýn altýndan yazýyorum
Yazýmýn özensizliði bundandýr
Sen yine de aldýrma
Çek içine beyaz sabunun, lavantanýn, kýymalý böreðin kokusunu
Bir tek isteðim var senden
Görüþ günümüz geldiðinde
Seni görmeye gelemezsem üzülme olur mu?
Kollarýmda mecal kalmamýþ
Kaldýramýyorum üstümdeki ölü topraðýný!
Yarim korkuyorum gün olur o lavanta kokusunu unuturum diye
Kavuþtuðunda dünyaya mezarýma bir lavanta dik
Tütsün dursun bahar rüzgarlarýyla!
Görüþ günümüze az kaldý...
Ýliklerim çekiliyor ama ben mutluyum
Az önce yanýmda baharýn müjdecisi bir tohum çimlenmeye baþladý
Bahar, lavantalar, toprak, sen, ben, görüþlerimiz
Ve görüþ günümüz!
Ýþte kýsacýk hayatýmýn kýsacýk özeti!
Ezgi Toksoy
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
37
kasým 2006
edebiyat
Yol
Vazgeçtin yollardan. Neden? Neden peki? Biliyor musun gerçeði? Sorabiliyor musun
nedenini kendine? Kopmuþ gitmiþsin o yollardan çok uzaklara sen. Bambaþka
yollara... Kimsenin sana eriþemeyeceði yerlere soyutlamýþsýn kendini. Kimsenin sana
yaklaþamayacaðý bir yerde durmuþsun. Ne uzanabiliyorlar sana ne de yardým
edebiliyorlar. Çünkü izin vermiyorsun sana yaklaþýlmasýna ya da yardým edilmesine.
Neden böyle yaptýðýný bazen kendin bile bilmiyorsun, kendin bile anlamýyorsun ya da
sonra birden boþ verip gidiyorsun. Hayatýnda yapmaktan korktuðun þeylerden anýnda
vazgeçip kaçman gibi. Biliyorum özlemlerin var senin de kalbinin bir köþesinde
unutmaya çalýþýp da unutamadýklarýn, sevmeye çalýþýp da sevemediklerin var.
Vazgeçilmezlerin, hayallerin var. "Hayýr!" diyorsun kendine, yapacaðým. Derken sonra
yine "Hayýr!" diyorsun "Ama bu sefer kaçacaðým". Anlamýyor insanlar seni sana göre
ama acaba sen kendini anlayabildin mi þimdiye kadar? Ýzin verdin mi kendine bir gün
bile? Bir kuþ kadar özgür kalabildin mi? Býraktýn mý düþüncelerini bir denizin sularýna
ya da bir kalyonun yelkenlerine. Yaptým diyorsun ama hayýr yapmadýn. Dinlemedin
kendini bir gün bile. Dinledin belki de... Bir þeyleri dinledin durmadan ama neyi?
Baþkalarýný dinledin. Öyle yapmak gerekliydi belki bazen. Ne dersin? Kendin sanýp da
aldandýðýn korkularýný dinledin sen. Korkup da kaçtýðýn ama hep aklýnýn bir köþesinde
olan korkularýný dinledin. Farklý bir yol mu seninkisi? Deðil tabii ki...Deðil...
Gel bir kez!
Gelsen ne olur ki?
Kaç o yollardan
Anlamayýz seni belki
Ya da onlar anlamaz
Ama lütfen sen kendini anla bir kez
Biz seni anlayana kadar
Tükendin mi? Hayýr!
Ya da artýk sýkýldýn "yýlmamaya çalýþmak" oyunundan
Hayýr, sana yakýþmazdý yýlmak,
Sana yakýþmazdý kaçmak, soyutlanmak.
Yoksa bu mu kolaydý?
Bu mu adildi senin için?
Bu mu gerçekti?
Bu muydu asýl olan?
Bu mu refahtý ya da bu mu mutluluk?
Yalnýz ve düþünceli...
Hep böyle mi kalacaksýn?
Gelmeyecek misin aramýza?
Bir gün bile düþünmeden yaþamayacak mýsýn?
On gün sonra ya da on yýl sonra...
Býkmadýn mý artýk düþünmekten ne olacaðýný?
Kaptýrmýþsýn kendini yarýna
Bugününü unutuyorsun
Onca yýlý nasýl taþýrsýn ki sen sýrtýnda?
Bir gününü, bu gününü bile yaþamaya alýþmadan?
Hadi kop gel artýk o yollardan
Düþün elbet hayatý, sevgiyi, hayalleri, umudu.
Vazgeçme elbet
Ama vazgeç artýk o yollardan, vazgeç!
Vazgeç artýk sana umutsuzluk veren o yollardan
Kop gel oralardan bu diyarlara
Bak buradayýz iþte
Yanýndayýz senin
Yeter ki sen iste bir kere
Yeter ki sen vazgeç artýk o yollarýn yolcusu olmaktan
Açýl denize bir kere
Rüzgar doldursun yelkenlerini
Kapat gözlerini
Güven. Evet, güven
Bize mi?
Hayýr.
Kendine ya da rüzgâra kim bilir?
Ama ne olur gitme artýk o yollara
Vazgeç artýk o hanlarý hancýsý olmaktan
Sen de farkýndasýn deðil mi?
Öyledir mutlaka
Vazgeç öyleyse o yollardan. Vazgeç.
Cansev Baydar
Ask
Yavaþ yavaþ uyanýr bedenin yeni güne. Her þeyi aðýrdan almak ister gibi, hayatý
aðýrdan almak ister gibi, sanki böylece daha çok yasayabilirmiþsin gibi, sanki her güzel
þey için mutlak olan son, ancak böyle geciktirilebilirmiþ gibi. En sonunda bin bir nazla,
rüyandan uyanmak istemezcesine açarsýn gözlerini. Sonra aklýna yaþamakta olduðun
þeyin, gece gördüðün rüyalardan kat be kat daha yaþanýlasý güzellikte olduðu gelir ve
böylece þevklerin en þiddetlisi hakim olur açýlan gözkapaklarýna. Böylece sarý bir ýlýklýk
dolar gözbebeklerinden içine. Güneþ sýrf sana jest olsun diye doðmuþtur sanki o
sabah, týpký dün de olduðu gibi. Eminsindir, yarýn da böyle olacaktýr! Ve hatta diðer
gün de... Ve diðer gün de... Hatta bir ömür... Onunla geçireceðin bir ömür...
"Kahvaltý günün en önemli öðünüdür" diye öðretmiþti ya hani annen sana, kapanan
iþtahýn bir kez daha ihmal etmene yol açar annenin tembihini. Sanki anneler her þeyi
ve her þeyin en doðrusunu bilmezmiþ gibi, sanki anneler hep haklý çýkmazmýþ ve anne
sözü dinlememek daima en büyük piþmanlýklarýndan olmazmýþ gibi... Annen görse,
kahvaltý edeceðin vakti aynanýn karþýsýnda bin bir zorlukla kýyafet seçmeye, hiçbir
þeyin içinde kendini yeterince beðenilesi bulmamaya ve bu yüzden tüm gardýrobu alt
üst etmeye harcadýðýný, çok üzülürdü kesin! Anlardý gerçi seni, dudaðýnýn kenarýnda
minik bir tebessümle izlerdi halini büyük ihtimalle ama üzülürdü de. Hele öðle yemeði
de yemeyeceðini bilse... Öðlenin geliþinin senin iþtahýnýn açýlmasý için gereken vakti
yaratamayacaðýný... Ýþtahýnýn geri dönüþüyle onun gözleri arasýndaki baðý bilse
annen... Onun gözlerine bakmanýn, suretini görmenin, sesini duymanýn, o sesten bir
þeyler dinliyor olmanýn iþtahýn üzerindeki akýl almaz etkilerinden haberdar olsa
anneciðin, almaz mýydý ki eve ondan bir tane? Açýlan iþtahýn, kapanan iþtahýn,
gereðinden çok açýlan iþtahýn... Ýþtahýn; iletiþiminin tamamen koptuðu, artýk hakkýnda
en ufak bir fikir sahibi olmadýðýn iþtahýn...
Akþamlar gelir sonra. Günler sizin için giyinir en lacivert tuvaletlerini, sizin için süslenir
ve dönüþür sahneye. Tüm doða elbirliði edip taþýr sizi sahneye. Iþýklar yanar, gece
susar, nefesler tutulur, perdeyi açar yýldýzlar... Tüm dünya pür dikkat kesilmiþ sahneye;
boþ sahne üzerinde parýldayan "Siz"e bakmaktadýr. Oysa siz evreni unutalý çok
olmuþtur. Gecenin en parlak yýldýzý olma hissi böyle gerektirmektedir çünkü. Oda
boyutsuzdur, yatak boyutsuzdur, hatta hiçbiri aslýnda zaten yoktur. Huzurdur var olan
sadece ve bir de sizi böðrüne çekip orada eriyip birbirine karýþýp adeta lehimlenmeye
davet eden bir hafiflik! Us mu reddeder düþünmeyi, aþýrý þefkat ve huzur mu felç eder
beyni bilinmez ama bir þekil yok olur iste düþünme iþlevi. Kollar vardýr sadece arasýna
kývrýlacak ve bir de boyun, kafaný bir daha asla dýþarý çýkarmamak üzere içine gömüp,
hayatin her çeþit ürkünçlüðünden kaçýp, sýðýnýlacak. Tabi bir de ciðerlere çekilecek bir
koku; ömür boyu içinden söküp atamayacaðýn ve önceleri sýk sýk sonralarý da ara ara
durduk yere burnunun ucunda duymaný engelleyemeyeceðin. Dudaklarýnsa
varlýðýndan bahsetmek bile gereksiz! Somutlaþýp maddeye dönüþmüþ sevgini
aktarmak için, öpücüklerden daha kullanýþlý bir aracýn yokken...
Ýþte böylece edersin sabahý, her seferinde ah etsen de, gene geçmiþtir lanet zaman!
Yataðýn ve odanýn boyut kazanacaðý; fakat gecenin huzurunu kaybedeceði; bu
nedenle uykularýn seni terk edeceði; kollarýndan, boynundan, sýcaklýðýndan, yoksun;
sýradan, "Siz" siz, "Sen"li geceler de olacaðý gerçeðini sokar bu kez güneþ gözüne. Bu
kez o gecelerin geliþini geciktirmektir, yataktan kalkýþýný aðýrdan almana sebep.
Tüm o aþklý günler boyunca gülücükler senindir.
Hatta kahkahalar da senindir.
Huzur senindir.
Huzur seninledir. Týpký mutluluk gibi...
Hayat gözbebeðinde parlayan günýþýðýdýr.
Hayat andýr.
Hayat anýdir.
Biteceði ihtimalinden uzak yaþadýðýn her dakikadýr.
Ölmekte olan bir dileðin dirilmeye baþlamasýdýr.
Aþk...
Sana bitiremediðin yazýlar yazdýrandýr...
www.gazete.itu.edu.tr
Duygu Özkan
38
arýyorum
kasým 2006
edebiyat
Yolcu
Dünyanýn o en güzeli, dünyanýn o en kusursuzu, eþdeðeri olmayaný…
Karanlýk, ýslak; hiçbir þey göremiyorum
Neredesin, "burada"; kayýp düþtüm
Bir çukur, bir çukur daha,
Neredesin, "burada, ha ha ha", üzerime toprak atýyorlar
Koþuyorum, durmamalýyým, yardým edin!
Bana yardým et, "buraya gel", tamam geliyorum,
Uçurum, yüzümü okþayan hava akýmý, aðlýyor muyum?
Uyan, uyan, uyan…
Uyandým, bir haftadýr ayný kâbus. Yine terlemiþim boncuk boncuk, yastýk sýrýlsýklam.
Yüzümü yýkamalýyým, hala titriyorum.
Gözlerim, beni iki kat yaþlý gösteriyor, morluklar ve çizgilerle. Hayatla yüzleþmenin yan
etkileri bunlar. Yataða uzanalý daha bir saat olmamýþ, "Deli gibi uykum var". Ruhum
bedenimden çýkacak gibi haykýrýyor, fakat uyumamalýyým. Saatin tik taklarý arasýndaki
zaman dilimi giderek büyüyor, bedenimi saran inanýlmaz bir bahar rahatlýðý, "Hayýrrrr!",
uyumamalýyým. En iyisi bir kahve yapmalý, Türk kahvesi olmalý en acýsýndan. Þeker
neredeydi? Hayýr, þeker de olmamalý, acý olmalý hayatýn götürdükleri kadar acý. Sonra
da çýkýp gezmeli, uzun zamandýr güneþ görmeyen bedenime bir bayram mesela.
"Hayýr, ne yapýyorsun?", ne olur bu defa son, çok özledim, çaresizim. "Kendini
kandýrma", kendimi mi kandýrýyorum? Hayýr, sen beni kandýrýyorsun, hep ayný
hikâyede kaybolup gidiyorum, benimle bu þekilde konuþma. Bir haftadýr göz
hapsindeyim, ne güneþ yüzü gördüm ne de baharý koklayabildim, nergis kokularý,
deniz kokusu, bunu neden yapýyorsun? "Bunu kendin istedin" … "Yine mi aðlýyorsun"
…
Bir duþ almalýyým, sinirlerim boþaldý yine, bir de þu titreme yok mu, bir sigara çekmeli
yine en derinlerine ciðerimin, iþte böyle, rahatlamalý, gevþemeliyim. Yarýn son günüm
buralarda, bir þeyler yapmalýyým, bir þeyler, ama ne yapmalý. Son günüm, son
günüm…
Bir veda mektubu hazýrlamalý, evet evet, en güzelinden çiçeklerle donatmalý,
rengârenk olmalý ona yaraþýr þekilde. Þimdi kafam çok karýþýk ama sonra yazmalý
sonra. "Evet, uyumalýsýn" , evet uyumalýyým, bu þekilde karþýsýna çýkamam, azimli ve
vazgeçmemiþ gözükmeliyim, ilk tanýþtýðýmýz günkü kadar masum ve temiz olmalýyým.
Tik tak, tik… tak
Uzaklardan damlayan bir su sesi
Ne oldu, bana mý seslendin?
Aðlýyor musun? " … "
Koþmalýyým, çabuk olmalýyým
Neredesin geliyorum, "Gel bekliyorum"
Dört bir yanýmda su sesleri
Biri ýþýklarý mý kapattý? "Hayýr"
Bekle beni, kýpýrdama
Bir çýðlýk, hayýr, hayýr…
Neden böyle yapýyorsun?
Benden ne istiyorsun?
" trrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr "
Uyandým, baba yadigârý saatimin beyin týrmalayan alarmý. Uzun süredir bu kadar
uyuyamamýþtým. Güneþ olanca güzelliði ile gökyüzüne serilmiþ, bana nispet
yaparcasýna, fakat bugün öyle olmayacak. "En güzel kýyafetlerini giy" , hayret bugün
bana karþý çýkmayacak mýsýn? " … " . Ve en güzel kýyafetlerimi giyindim, saçlarýmý
taradým, güzel kokular süründüm.
Nergis kokularý sarmýþ dört bir yaný, martý sesleri, yosun kokusu, vapur sesleri.
Sarýyer, Ýstinye, Emirgan, Rumeli, Ortaköy; Boðaz'ýn eþsiz kývrýmlarý. Kendimi kaptýrýp
rüzgâra bir martý edasý ile uçmak isterdim bu diyarlarda ve hayatýmý bir martý olarak
sürdürebilirdim, "Saçmalama". Kanlýca ve Çengelköy'e de uðrardým belki, sen de
istemez miydin? , " … " .
Dolaþmalý, dolaþmalýyým. Tüm hatýralar canlanmalý yeniden, hatýrlanmaya deysin
deymesin hepsi. Adalar'da bisiklete binmeli, Çamlýca'da uçurtma uçurmalýyým ve son
sigaramý Ortaköy'de bir banka uzanýp Boðaz'a karþý tüttürmeliyim.
Yoruldum… Ortaköy'de bir banka uzanmýþ son sigaramý çekiyorum, her nefes alýþ
daha bir yakýnlaþtýrýyor veda saatini. Bu kadar zor olmamalýydý, bu kadar
baðlanmamalýydým, bilinmeyen ve tadýlmayan acýlarýn en insafsýzý bu, çaresizim.
Martý sesleri, "Uyan", "Uyan",
Neredeyiz, baþým aðrýyor
Hayýr, hayýr bu olamaz,
Buraya nasýl geldim?
Gitmek istemiyorum, "Mecbursun"
Ama veda bile edemedim,
"On yýldýr her gün veda etmiyor musun?"
Beni yalnýz býrak
Ne olur yalnýz býrak
"…"
Yüzümü okþayan hava akýmý, aðlýyor muyum?, "Evet aðlýyorum". Düþüyorum, bu defa
korku yok, hýçkýrýk yok, kaçýþ yok, sonunu bildiðim bir yolculuk, geri dönüþün olmadýðý.
Bir kadýn misali saçýnýn savruluþunu, belinin kývrýmlarýný, yüzünün narin hatlarýný
ruhumda hissediyorum. Koparýp bedenimden ruhumu ona teslim etmek isterdim, zaten
bir yarýmý býrakýp gitmiyor muyum? Artýk ne bir bütün olabileceðim tamamý ile ne de
tam bir yarým. Bir parçamý Ortaköy'de diðerini Ýstinye'de býrakacaðým. Sýrtýmý rüzgâra
çevirip, martýlarýn beni alýp götürmesini bekleyeceðim.
Elveda,
"Ýstanbul"
Ufuk Çavuþ
Sehr-ii Istanbul
Bir peri geldiðinde ve nida ettiðinde dile benden ne dilersen diye o güzel sesiyle isteyeceðim ondan bir eski
Ýstanbul…
Bir sufinin ruhu kadar temiz, neyinin sesi kadar yumuþak ve her dakika artýk o eski Ýstanbul kalmadý dedirtecek
kadar güzel Ýstanbul'u. Kandil ýþýðý gibi kutsal bir günde gelecek güzeller güzeli peri kýzý ve soracak neden istersin
Þehr-i Ýstanbul'u yok mu hayalinde para, pul, avrat, ab-ý hayat ya da dillere destan bir rahat?
Hayýr diyeceðim ey güzel peri kýzý bana sadece ver Þehr-i Ýstanbulumu et beni Leyla'sýna kavuþmuþ Mecnun
kadar memnun...
Fevzican Abacýoðlu
Biz Neredeyiz?
Biz neredeyiz? Þehirlerarasý yol haritasý gibiyiz. Sürekli bir
yerlerimizde kazalar oluyor, çukurlar kazýlýyor. Biz bir
diðerinin yolundan geçmedikçe, bihaber kalýyoruz. Her gün
üzerimizdeki yollar uzuyor; bir güzergâh daha tadilat için
kapanýyor. Yani gitmek istesek ya varlýðýndan haberdar
olmadýðýmýz hendeklere düþeceðiz, ya da artýk kapalý olan
bildik yollarýn yokluðunda kaybolacaðýz. Ýþte biz artýk
buyuz. Hayatlarýmýz þehirlerarasý bir yol haritasý. Sadece
kavþaklarda buluþuyoruz orada da bekleme yapmak
yasak.
Filiz Akkaþ
Beklentisiz Acele
Yaþamýn kýsalýðýna inatça gidilen hýzlý ve uzun bir yolda
Ne için, kimin için diye sormadan adanýlan bir meþgaleyle
Poyraz taraflardan uyanýp lodosa yatmak boylu boyunca
Tanýmsýz zevk, hissiyatsýz sevgi, beklentisiz bir aceleyle
Fatih Avcý
www.gazete.itu.edu.tr
tiyatro
3in1 Stand-up
Meddahý, mankeni ve müziðiyle
dört baþý, pardon üç baþý mamur
bir stand-up izlemeye ne
dersiniz? Uzun süre "Yurdum
Ýnsaný" isminde bir oyun
oynayan Mehmet Ýmal ve
podyum dünyasýndan
tanýdýðýmýz Nilay Dorsa'yla yeni
projeleri hakkýnda konuþtuk.
Proje nasýl baþladý? Fikir aþamasýndan bu noktaya
gelene kadar neler yapýldý?
Mehmet Ýmal: Projemiz stand-up ama bildiðimiz
stand-up'lardan deðil bir farkýmýz var. Ýnsanlar bir
tiyatroya gittiðinde tek kiþilik mizahýn güldürü olan
bölümünü eksik görürler, onu ararlar. Bir stand-up'a
gittiklerinde teatral bir eksiklik hissederler, tüm bu
ikisinde müzikal bir eksiklik hissederler. Þimdiye kadar
bu üçünün ayný sahnede toplandýðý bir proje yok. Biz bu
üçünü birleþtirerek tam anlamýyla daha önce
yapýlmamýþ bir sahne þovu tasarladýk kafamýzda.
Ýnþallah 4 Kasýmda da ilk gösterimiz olacak
Sizin bu projeye katýlmanýz nasýl gerçekleþti?
Nihal Dorsay: Mehmet Ýmal'le tanýþmamýza neden
olan Kaan Erkam'dýr. Benim tiyatro alanýnda ufak da
olsa bir geçmiþim var. Kendimi farklý alanlarda
göstermeyi seviyorum. Çünkü mankenleri beyni
çalýþmayan, aptalmýþ gibi göstermeye çalýþan bir kesim
var. Ben de tam tersini savunuyorum. Hayýr, mankenler
oyuncu da olabilir, þarkýcý da olabilir, tiyatroda da
oynayabilir. Ben de kendime bu anlamda güveniyorum.
Bir de en önemlisi, inandýðým projelerde yer alýyorum.
Projedeki tekstin kaynaðý nedir? Belli bir konuya
hiciv ya da eðlendirirken düþündürelim kaygýsý var
mý?
MÝ: Hiç böyle bir kaygým olmadý zaten. Biraz da
ayrýlan noktasý o aslýnda, yani genç bir oyun. Günlük
olaylarý çok fazla ele alan, televizyonda karþýlaþtýðýmýz
olaylarý bizzat iþleyen, doðaçlamasý yoðun bir oyun. Her
oyun birbirinden farklý.
Doðaçlama yapmanýn tecrübeye dayalý bir þey
olduðunu düþünerek soruyorum, bu oyunda
doðaçlamanýn olmasý sizi biraz korkuttu mu?
ND: Korkutmadý çünkü doðaçlama olan þeylerin
daha doðal, insanlarý daha cezbeden bir þey olduðuna
inanýyorum. Bilindik bir hikâyeyi anlatmaktansa
insanlara farklý tatlardan bir þeyler sunmak daha güzel
arýyorum
39
kasým 2006
geliyor bana. Ben de merak ediyorum çünkü hala
yazýlmaya devam ediyor. Ben orada çatlak bir
öðretmeni canlandýracaðým ama kýsa skeçlerdeki
rollerimi ben de tam olarak bilmiyorum ve bu beni
heyecanlandýrýyor. Mehmet'le çok kýsa zaman oldu
tanýþalý ama çok iyi bir uyum saðladýðýmýza inanýyorum.
Ýnsanlar da artýk sýkýldýlar hep ayný yüzleri görmekten,
ayný isimleri duymaktan. Birilerinin önünü açmak
gerektiðine inanýyorum. Þimdi dersen ki birilerinin
önünü açmak gerekirken neden bir manken kullanýlýyor
oyunda, onu da Mehmet'e sor derim.
Neden
bir
manken
(Gülüþmeler)
ND: Niye ben kardeþim!
kullanýlýyor
oyunda?
Daha doðrusu mankenler bu tip projelerde
kullanýlýyor mu?
MÝ: Güzel bir oyun istedik o bakýmdan. Evet, Nilay
Dorsa'nýn bir mankenlik apoleti var ve bence mankenlik
bir duruþ sanatýdýr. Sahne de zaten böyledir. Nilay daha
önce repliklerle bu duruþa çok güzel destek verdi. 24
saat sahnede kaldýlar. Guinness denemesi yaptýlar.
Girdiler…
ND: Giremedik! Orhan Kural uyudu, uyuya kaldý!
(gülüþmeler)
MÝ: Giriyorlardý, noter uyuyunca giremediler! Bizim
bu projede onu kullanmamýz diye bir þey yok; birlikte bir
proje yapma durumumuz var. Manken her þeyi yapar
ama mankenin manken olmasý lazým. Tamam, manken
askýlýktýr ama askýlýk var askýlýk var. Hakikaten askýlýktýr
ama oraya asarsýnýz, kalýr kimileri. Bir daha da bir þey
asmak istemezsiniz. Nilay'ýn "mankenler" diye tabir
edilip aþaðýlanmak istenen camianýn dýþýnda farklý bir
imajý var. O yüzden Nilay Dorsa.
ND: Tiyatroda mankeni ya soyuyorlar ya da striptiz
yaptýrýyorlar. Bir dönem Billur Kalkavan oynadý, Þebnem
Özinal oynadý. Bizde öyle þeyler yok. Mankeni kullanma
asýl orada yaþanýyor. Yani burada mankeni kullanma
durumu yok çünkü Mehmet son derece kendine güveni
olan bir insan. Benim ona ne derece katkým olabilir?
Belki birkaç tane gazeteci ya da kamera daha fazla
gelir. Bu arada biraz iddialý þeyler söyledin mi, biliyorsun
birilerine saldýrdýðýn zaman daha fazla prim getiriyor.
Okan'dan
iyiyim,
Engin
Günaydýn'ý
silip
geçerim…(gülüþmeler) Bu ülkede maalesef böyle.
Mehmet çok mütevazý. Mütevazýlýk çok önemli bir þey.
Bence mütevazý olduðunuz sürece her zaman
baþarýrsýnýz, her zaman kalýcý olursunuz.
MÝ: Burada þöyle ince bir ayrýntý var zaten. Biz
hâlihazýrda oyunlarýmýzý oynuyorduk, gelip izliyorlardý.
Benim hayatým sonuna kadar böyle rutin devam
edebilirdi ama bazý noktalar da isyan noktasý oluyor.
Ýddianýn ötesinde böyle isyankâr bir tavýr var bende.
Evet, Ata Demirer, Cem Yýlmaz, biz bunlara güldük,
eðlendik ama kamuoyunun bilmediði þeyler
var. Ata Demirer'in en bilindik "geyik aslaný"
bile Ýngiliz komedyen Billy Connolly'den
birebir alýntý. Yani ben alýntý diyorum ama…
O bile bunu yapýyorsa... Cem Yýlmaz'ýn
röportajlarýný izleyin, bir þey söylemeden
sürekli gülüyor. Birbirlerini tekrar etmeye
baþladýlar. Sahneyi artýk býraktýlar çünkü
ekrandan daha iyi para kazanýyor insanlar.
Sahneler artýk boþ. Sadece Engin Günaydýn
var. Onunla ilgili baþka söyleyeceklerim de
var ya. Yani severim, çok iyi bir ekraný var
ama bir karakterde kaldý. Biraz anadoluvari,
hoþ, sempatik ama ayný.
Peki, bu interaktif yapýnýn içinde
seyircinin birebir katýlýmý var mý? Yani
oyunun bir yerinde seyirciye dönüp
onlardan bir geri-besleme alýp devam
etmek gibi bir þey var mý?
www.gazete.itu.edu.tr
MÝ: Benim programlý enteraktif bölümlerim var.
Kendimi her oyunda zorlarým, doðaçlamaya iterim
çünkü o doðaçlama tarafýmý biraz daha severim. O
anda çýkan bir espriye seyircinin iyi bir reaksiyon
vermesi oyunu coþturur zaten. Benim þu bölüm
enteraktif olmalý dediðim yerler de var, programsýz
olanlar olduðu gibi. Mesela çizgi film anlatýrým ben,
aklýnýza gelen var mý derim. Ýlla ki birinden bir cevap
gelir. Onun üzerine düþünürüz biz ama mizah benim
elimde olduðu için eðlenceli bir þey çýkar ortaya. Bu
programlý olaný ama her þey bir yana ben anlatýrken hiç
beklemediðim anda oradan birinin bir þey söyleme
durumu da var.
ND: Ýnsan istedikten sonra her yerden her an
malzeme çýkarabilir. Siz bir pazara gittiðinizde,
pazardaki insanlarýn hal, tavýrlarýndan bile bir espri
yaratabilirsiniz. Bu tamamýyla sizin hayal gücünüz ve
kabiliyetinizle orantýlý bir þey. Türkiye'de malzemeden
çok ne var?
MÝ: Marjinal noktalar aslýnda mizaha çevirmesi çok
kolay noktalardýr. O da toplumun her kesiminde
gözünüze çarpýyor. Nilay'ýn da dediði gibi en alt
tabakadan en üst tabakaya kadar sýra dýþý her noktada
olur. En alt tabakanýn da sýra dýþýlýðý var. O yüzden
dediðim gibi malzemede problem yok, iþleyende de
problem yoksa 4 Kasýmda iyi bir iþ çýkacak diye
umuyorum.
Ben de son sözleri isteyecektim, iyi oldu.
ND: Ýstanbul Teknik Üniversitesi'ne sevgilerimi
iletiyorum, hepinizi çok öpüyorum (gülüþmeler). En kýsa
zamanda da inþallah Mehmet'le beraber söyleþiye
gelmek istiyoruz.
Arýyorum'a verdikleri özel pozlar ve güzel
sohbetleri için Mehmet Ýmal ve Nilay Dorsa'ya
teþekkür ederim. Stand-up'ý yalýn kýlýþ sahne
gösterisinden teatral bir yapýya sokmak isteyen
oyun, 4 Kasýmdaki ön gösteriminden sonra baþta
Ýstanbul olmak üzere birçok þehirdeki üniversiteyi
kapsayan bir turneye çýkacak. Takip etmeye
deðer!
Emrah Deniz, [email protected]
arýyorum
kasým 2006
40
tiyatro
Fotoðraflar, Banu Kaplancalý
Düþünce suçu
ve insanlýk
dramý üzerine
iki oyun:
küller küllere
bir de yolluk
Bu sayýda, Nobel Edebiyat ödüllü yazar
Harold Pinter'in Akbank Sanat'ta Yeni Kuþak
Tiyatro tarafýndan gösterilen iki oyununu
sizlerle paylaþmak istedim. Yönetmenliðini
Mehmet Ergen'in yaptýðý oyunlardan ilki "Bir
de Yolluk". "Bir de Yolluk'u oldukça çekici ve
akýllý iki Türk kadýnla bir partide tanýþtýktan
sonra yazdým. Ülkelerinde uygulanan
iþkenceye olan ilgisizlikleri sonucunda onlarý
boðazlamak yerine oturup o kýzgýnlýkla Bir
de Yolluk'a baþladým" diyor Harold Pinter.
Oyun anne (Gilda), baba (Victor) ve
çocuktan (Nicky) oluþan bir ailenin bir polis
(Nicholas) tarafýndan sýrayla sorgulanmasý
ve sorgu altýnda gördükleri fiziksel ve
psikolojik iþkenceyi konu alýyor. Nicholas
rolünde Cengiz Bozkurt var. Sorgu
altýndakilere uyguladýðý baskýyý o kadar
güzel yansýtýyor ki oyunun sonunda
Nicholas'a nefret duymaktan kendinizi
alamýyorsunuz. Aðýr iþkence sonucu
konuþamaz hale gelen Victor'un çaresizliði
Serhat Tutumluer'in mimikleri ve vücut diliyle
hayat buluyor ve adeta içinize iþliyor.
Defalarca uðradýðý tecavüze raðmen hala
dimdik durmaya çalýþan Gilda rolündeki
Evren Kardeþ tüm isyanýný ummadýðýnýz
anda bir çýðlýkla anlatýp sizi koltuðunuza
mýhlýyor. Çocuk rolünü deðiþimli olarak
oynayan Ali Özkul ve Yiðit Yýlmaz, sorgu
sýrasýnda ailesine ne olduðunu anlamaya
çalýþan ürkek gözlerle Nicholas'a bakarken
küçük yaþlarýna raðmen büyük bir rolü
göðüslüyorlar.
Ýkinci oyun ise "Küller Küllere". Oyun 20.
yüzyýlda yaþanan soykýrým, zorla sýnýr dýþý
edilme gibi insanlýk dramlarýndan etkilenen
bir kadýn (Rebecca) ile onu bu
düþüncelerden uzaklaþtýrmak isteyen
kocasýnýn (Davlin) konuþmalarýný konu alýyor.
Davlin'i Serhat Tutumluer oynuyor. Hiç birini
yaþamamamsýna raðmen toplama kampýna
götürülen insanlarýn, bebekleri ellerinden
alýnan annelerin halini yaþamýþçasýna
anlatan Rebecca rolünde ise Esra Bezen
Bilgin'i görüyoruz yansýttýðý hüznün
tartýþýlmaz baþarýsýyla.
Siz bu kadroya bu oyunla katýldýnýz. Kendinizi
kýsaca tanýtýr mýsýnýz?
EK: Evren Kardeþ. 1979 Ankara doðumluyum.
Hacettepe Üniversitesi'nin önce bale bölümü ön
lisansýný daha sonra da 2002'de tiyatro bölümünü
bitirdim. 2002'de Semaver Kumpanya'ya katýldým
ve 3 sezon orda oynadým. Bu sene de Yeni
Kuþak'tayým.
Bir de Yolluk, Harold Pinter'in 84'te yazarlar
kulübünün
daveti
üzerine
Türkiye'ye
geldiðinde
aydýn
kiþilerin
çoðunun
www.gazete.itu.edu.tr
hapishanelerde
olmasýndan
etkilenmesi
sonucu yazýlmýþ bir oyun. Daha sonraki bir
ziyareti sonucunda da Kürtlere, kendi dillerini
konuþmalarý ve kendi hayatlarýný yaþamalarý
konusunda baskýlar yapýldýðýný gözlemleyerek
Dað Dili'ni yazmýþ. Türkiye'yle ilgili konularý bu
denli sýk ele almasýnýn bir nedeni var mý sizce?
EK: Sonuçta o dönemde (80 dönemi) ters giden
bir þeyler vardýysa ve bunu gösterdiyse Pinter, bu
o ülkeye takmak anlamýna gelmiyor bence. Zaten
Harold Pinter gibi aydýn birinin sorumluluðudur
ters giden bir þeyi göstermek ve çözüm önermek.
EBB: Ben pek de haksýz görmüyorum. Nerde
yasaklar varsa orda düþünülmesi gereken bir
þeyler vardýr. Ýnsanlar düþüncelerinin ifade
edebilmeli. Daha doðrusu düþünceler kendinde
ifade edebilecek cesareti bulan insanlar tarafýndan
ifade edilmeli.
CB: Harold Pinter çok politik biri zaten. Sadece bu
oyunlarýna deðil tüm oyunlarýna bakýldýðýnda
politik bilicin alttan atla aktýðýný görebiliriz. Ýkinci
Dünya Savaþýný görmüþ ve Hartney gibi iþçi
sýnýfýnýn yoðun olarak sol mücadele verdiði bir
mahallede büyümüþ bir insan. O yüzden dünyanýn
herhangi bir yerinde yapýlan haksýzlýðý kendine
yapýlmýþ sayýp bir aydýn tutumuyla bunu sanatýna
aktarabilen bir sanatçý. Nobel'i aldýðýnda yaptýðý
konuþma da hayli politik bir konuþma mesela.
EK: Türkiye'nin 80'deki halini Dünya'ya tanýttý ve
arýyorum
41
kasým 2006
tiyatro
Neden Pinter'ý seçtiniz?
ST: Çünkü Yeni Kuþak Tiyatro'nun amaçlarýndan
biri bu; çaðdaþ konulu oyunlarý ele alýyor. Pinter da
bunu yapýyor. Dünya'nýn her yerinde bu oyun her
gün oynanabilir. Çok çaðdaþ. Oyuncu için de çok
lezzetli þeyler var ve çok gerçekçi.
O lezzetlerden biri de oyunda Victor karakteri
için neredeyse hiç repliðin olmamasý,
oyuncuyu hep mimik ve vücut hareketleriyle
oynamak zorunda býrakmasý olabilir mi? Sýrf
mimik ve vücut hareketleriyle oynamak daha
mý zor?
Türkiye'yi o haliyle tanýdýlar, sorun burada
diyorsan insanlar bunun bir döneme ait bir þey
olduðunu takip etmiþtir mutlaka. Eðer iyiye giden
bir þeyler olmuþsa sonradan, onlarý da takip
etmiþlerdir. O yüzden o dönemi aktarmakla bence
doðru yapmýþ ama mesela 2020'de Türkiye'nin
imajý o döneme bakýlarak çýkarýlmayacaktýr.
Peki, bu oyunu oynamadan önce aðýr
tepkilerin gelebileceðini düþünüyordunuz.
Ama benim takip ettiðim kadarýyla genelde
olumlu eleþtiriler geldi. Olumsuz tepkiler oldu
mu hiç?
ST: Tabii geldi. Kimisi oyunu terk etti mesela. Aðýr
geldi, sýkýldýk diyen var mesela. Ama bizim
düþüncelerine önem verdiðimiz kiþilerden gelen iyi
övgüler de var. Biz yaptýðýmýz iþin vasatýn üstünde
olduðunu biliyoruz. Halkýn tiyatrodan uzak
olmasýnýn belli bazý nedenleri vardýr. Bunlardan
biri sahnedeki konuþma dili, diðeri reji anlayýþý bir
diðeri de oyuncularýn oyuna yaklaþým biçimleridir.
EBB: Bir de bu oyunu izlemek, düþünmeyi bilen
insana bir þeyler anlattýðý için, biraz cesaret
gerektiriyor. Oyundaki her hareket, kullanýlan her
efekt bunu amaçlýyor. Keman, tren, dalga, insan
sesi ve kapý sesi. Bunlarýn hepsi Mehmet Ergen
(yönetmen) tarafýndan büyük bir titizlikle seçildi.
Bu amaçta baþarýlý olundu ki bu seneki Afife
Jale'de aday gösterildi.
Oyunda Victor'un suçu açýkça söylenmiyor
ama o da bir aydýn deðil mi?
ST: "Üst düzeyde, aydýn, akýllý bir adamsýn." lafý
geçiyor, sonuçta bir aydýn. Bir de bir akademisyen
olduðu sonucu çýkarýlýyor. "…bir bakýma
akademik. Deðil mi siz öyle düþünüyorsunuz." lafý
geçiyor mesela ama bunlarýn hepsi imgelem
dünyasýndaki þeyler. Pinter'ýn en güzel tarafý bu
zaten. Bir cümle kuruyor, cümlenin içinde geçen
nesne sana bambaþka bir imge yaratýyor. Onun
üstüne gidiyorsun. Demek istediði þeyi direkt
söylemeyen, bunu düþündürüp bulduran,
hissettiren bir yazar. Yüceliði de burada bence.
EBB: Bir oyuncu için en zor olan þey de bu. Çünkü
ne
demek
istediðini
bilmeyince
nasýl
oynayacaðýnýzý da bilmiyorsunuz. Bunlarla ilgili
ipuçlarý varsa ama derinlerdeyse, baþta hiçbir þey
yapamýyorsunuz. Pinter, oyun önerisi, sinir
belirtisi, kýzgýnlýk, bunlarýn hiç birisini parantez
içinde kullanmayan bir yazar. Direkt oyuncuya sen
ne anladýysan, ne hissediyorsan onu oyna diyen
biri.
Nicholas'ýn o sinir bozucu sözleriyle ortam
iyice geriliyor ve seyirciler birden Gila'nýn
çýðlýðýyla kendine geliyor. Baðýrmayý bilmek ne
demek?
EK: Sanýyorum Üstün Akmen böyle bir þey
yazmýþtý. Kastettiði þey hakkýný vererek baðýrmak
galiba ama o baðýrmayý bildiðim için deðil. Orda
yaþadýðým duygu doðruysa o ses çýkabilir bence.
Genelde de bu vardýr; insan inanarak baðýrdýðýnda
sesi kýsýlmaz. Yani duygu doðruysa o ses
çýkýyordur, teknik olarak yaptýðým bir þey yok
aslýnda.
www.gazete.itu.edu.tr
ST: Tabii ki çok zor. Sadece o duyguyu yaþamanýz
gerekiyor. Bütün duygularýnýzla gerçekçi olmanýz
gerekiyor. Ben her defasýnda bambaþka bir
cümlesine takýlýyorum mesela. Sorguda, hiç
alakasý yokken "…hastane, hiç hastanede
yatmadýn mý?" diyor mesela. Hiç alakasý yok ama
sende bir hastane imgesi yaratýyor. Ya da
"…yukarýda rahibeler mi var?" Buradan þu sonucu
çýkarabiliriz. Eðer düþünen insaný hastalýklý kabul
edersen, hastaneler de sorgu merkezlerin olur. Bir
tek cümleden geçiyor bu anlam. Düþünebilene ve
anlayabilene geçiyor tabii ki. O yüzden çok
lezzetli.
EBB: Küller Küllere'de de insanýn beyninin
köþesindeki düþüncelerini sýnýyor. "Sen kimsin,
insan nedir?" sorusunu soruyor sürekli ve bunlarý
öyle bir platformda sunuyor ki en uçtaki örnekleri
görüyorsun. Her iliþkide olan þeyleri sana en uç
noktalarda sunuyor.
Son olarak teknik ekibin oyunun baþarýsýndaki
katkýsýný da unutmamak gerekir. Dekor ve
kostümün Barýþ Dinçel, müziðin Çiðdem
Borucu, ýþýk tasarýmýnýn Yakup Çartýk, ses
tasarýmýnýn da Emre Ergen tarafýndan yapýldýðý
"Küller Küllere- Bir de Yolluk", bence farklý
konusuyla seyredilmeyi hak eden bir oyun.
Emrah Deniz, [email protected]
arýyorum
kasým 2006
ýsa
ýsa k
sa kýsa
a
sa
kýs
kýsa k
ý
sa ýsa kýs
k
kýsa ký
k ý sa k
a
kýs
a
ký sa
sa
ký
sa k
sa
ký
sa kýsa
ký
ý sa
sa ký
sa ký
k
kýsa kýs
kýsa
a ký
kýs
a kýsa ký
sa kýsa ký
ký
a k ýs
ýsa ký sa
kültür sanat hayat
sa ký
sa
42
Edebiyattan Kýsa Kýsa
New York çýkýþlý aykýrý
grup Yeah Yeah
Yeahs ilk albümleri
Fever To Tell'den üç
yýl sonra, merakla
beklenen ikinci
albümleri "Show Your
Bones"u geçtiðimiz ay
yayýmladý. Bikini Kill,
Sonic Youth ve
Blondie etkileri hissedilen garaj-punk tarzýndaki
ilk albümlerinden sonra oldukça yumuþatýlmýþ
bir tarzla karþýmýza çýkan grup ben dahil birçok
hayranýný hafiften üzmüþe benziyor. Albümün
dikkat çeken iki parçasý Turn Into ve Gold Lion
þimdiden raflarda yerini almýþ kýsa çalarlar.
Otoritelerce rüküþlük abidesi ilan edilen grubun
solisti Karen O'nun saçýný küt kestirmiþ, yani
biraz daha uslanmýþ olmasý, sanýrým albümde
esen yeni yumuþak rüzgarýn nedeni. Ýlk
albümde Maps, Date with a Night, Rich, Pin, YControl gibi oldukça baþarýlý eserlere imza atan
grubun duraklama dönemi umarýz kýsa sürer.
Müzikten Kýsa Kýsa
Yeah Yeah Yeahs
"SHOW YOUR BONES"
Fedailerin Kalesi: ALAMUT, Vladimir Bartol
Yazar Vladimir Bartol'un 1938 senesinde yazmýþ olduðu, ancak hem savaþ
yýllarý sebebiyle hem de kitabýn "tehlikeli" bulunuþu sebebiyle, ilk baskýsý 1980
yýlýný bulmuþ bir kitaptýr "Fedailer Kalesi ALAMUT".
Ayný dönemlerde yaþamýþ olan Ömer Hayyam, Nizam'ül Mülk, Hasan Ýbn'i
Ali ve Hasan Sabbah'ýn çeþitli konular üstüne kafa yormalarý ve kendilerini
görmek istedikleri yerde görmek için verdikleri çabalarla baþlayan kitap; Hasan
Sabbah'ýn Alamut Kalesi’ni nasýl ele geçirip, onu nasýl aþýlmaz, ulaþýlmaz,
efsanevi bir hale getirdiðini; kurulmaya çalýþýlan tuzaklarý; akýllýca oyunlarý
anlatýyor. Kitapta anlatýlanlar günümüzde halen tartýþma niteliðinde: Cennet
bahçeleri vaatleri, fedailerin uyuþturucuyla uyutulmasý, Hasan Sabbah'ýn tarihin
en büyük teröristi mi yoksa en güçlü lideri mi olduðu sorgulamalarý,...
Hangisine inanýlýrsa inanýlsýn; bu kitapta yüksek hayal gücü ve zekaya sahip
birinin büyük kitleleri nasýl da kolayca etkileyebildiðini, isteklerine göre
kullanabildiðini, daha da ötesi kitlelerin böyle biri tarafýndan kullanýlmaya nasýl
açýk olduðunu, tek amaçlarýnýn "bir insana ölümüne hizmet" haline nasýl kolayca
gelebildiðini göreceksiniz.
Burcu Albayrak
Uygarlýk Tarihi, Server Tanilli
Batý uygarlýk tarihinin doðuþundan günümüze kadarki
geliþimini, bu geliþimin içinde Türk uygarlýðýnýn yerini ve bu deðiþimin
sancýlarýný ele alan bir eser. Sorgulamaya ve öðretmeye dayalý bir
anlatým biçimi üzerine kurulmuþ. Bundan dolayý kitap içerisinde
sorgulamaya teþvik eden sorular yer almakta. Ayrýca daha geniþ bir
çerçeveden olaylara bakabilmemiz içinde deðiþik kaynaklardan kýsa
alýntýlarla faydalanýlmýþ. En önemlisi de günümüzde öðretim
kurumlarýnda öðretilen tarihin ne kadar yüzeysel olduðunu da göz
önüne seren bir yapýt. Keyifli okumalar...
Sefa Demir
Murat Özgür Doðan
Ekrandan Kýsa Kýsa
YERLÝ PLAKA OTOBANDA
Adýndan her geçen
gün daha fazla söz
ettiren Ceza (Bilgin
Özçalkan) artýk sol
þeride geçti ve
arkasýndakilere yol
açýyor.
Erkin Koray ya da
Zeki Müren gibi
baþta zorluklar
çekse de amacýna ulaþmak için elinden geleni
yapýyor.
Ekim 2006 - Yerli Plaka, Hammer Müzik
etiketiyle satýþa sunuldu. Türkiye'de Sezen
Aksu'nun konuk olduðu "Gelsin Hayat Bildiði
Gibi" büyük ilgi çekerken, dünyada ise Tech
N9ne, Samy Deluxe ve Afrob'un konuk olduðu
parçalar ses getireceðe benziyor. Ayrýca "Fark
Var" ve "Gene Elde Mendil" isimli parçalarda
bulunan elektro gitar esintileri de rap-rock
sentezi için bir ýþýk olacak gibi görünüyor. Bu
arada Yerli Plaka klibi de MTV, Viva gibi
uluslararasý müzik kanallarýnda dönmeye
baþladý, darýsý diðerlerinin baþýna.
Kürþat Arslan
Trainspotting
Yönetmeni Danny Boyle, 1996 yapýmý film olan Trainspotting,
dönemin gençlerinin gönüllerinde taht kurmuþ bir film. Kadrosunda
Ewan McGregor, Jonny Lee Miller gibi önemli oyuncular barýndýran
filmin en önemliði özelliði; çarpýcý konusuyla doksanlý yýllarda en çok
satanlar listesinde bulunan kitaptan uyarlanmýþ bir film olmasý.
Romanda olduðu gibi film de Edinburg'te yaþayan bir grup genci
anlatmaktadýr. Mark Renton'ýn (Ewan McGregor) etrafýnda dönen
uyuþturucu olayýný ele alan film, toplumun gençlere dayattýðý seçim
özgürlüðünü reddeden gençlerin arasýndan Renton'ýn kendi
geleceðine sahip çýkmasýný anlatýyor.
Ömer Elmasri
Star Gate
1997'de yayýnlanmaya baþlayan, þu anda 11. sezonu yayýnlanan
bilim kurgu dizisi. Dizi, bilim kurgu meraklýlarýnýn belki birçoðunun
bildiði, bilmeyenlerin ise mutlaka izlemesi gerektiði dizi Uzay Yolu'nun
(Star Trek) varisi olarak görülüyor. Kýsaca konu þöyle: dünyada
bulunan birkaç metre çapýndaki halkanýn uzaydaki baþka kapýlarla
baðlantý kuran bir kapý olduðunun anlaþýlmasý ile bu kapýdan galaksiyi
ve uzayý keþfeden takýmlarýn kurulmasý ve beraberinde gelen
maceralar. Baþrollerden birinde "toplu iðneden telsiz yapan"
MacGyver karakterinin oyuncusu Richard Dean Anderson bulunuyor.
Dizide firavunlarýn insanüstü güçleri, piramitlerin yapýlýþý gibi
günümüzde merak konusu ayrýntýlar uzaylýlarla açýklanýyor. Dizinin bir
de filmi çekilmiþ. Türkiye'de þu anda herhangi bir kanalda
yayýnlanmayan dizi internetten bulunabilir.
Ufuk Y. Þiþli
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
43
kasým 2006
spor
ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü
Coþturuyor
ÝTÜ'de ilk defa bir dans festivali düzenlendi. Festivale Doðuþ Üniversitesi,
Marmara Üniversitesi, Yýldýz Teknik Üniversitesi ile ÝTÜ Dans ve Cimnastik
Kulübü katýldý. ÝTÜ öðrencileri ve konuk üniversite öðrencilerinin çok güzel
gösteriler sunduðu festivalde Marmara Üniversitesi Estetik Cimnastik Grubu'nun
Dumlupýnar denizaltýsý konulu gösterisi, Marmara Üniversitesi Sýnýf Öðretmenliði
Dans Tiyatrosu Topluluðu'nun gösterisi gibi özgün gösteriler yer aldý.
Gösterilerin sonunda kulüp eski baþkaný ve þu anki dans eðitmeni Kutsal
Zeren'in herkesi sahneye davet etmesi ile gece dans gecesine dönüþtü.
Böylece ilk dans festivali ile birlikte ÝTÜ muhteþem bir açýk hava dans gecesini
de ayný gün içinde bir diðer ilk olarak yaþadý. Festivalden sonra gösteriye çýkan
ÝTÜ'lü dansçýlarýn sandalyeleri spor salonuna taþýmalarý, yerleri temizlemeleri
dansçýlarýmýzýn özverisinin kanýtý olarak aklýmýzda kaldý. Ayrýca festivalin
sonunda ücretsiz ve sýnýrsýz olarak daðýtýlan dondurmalar da bizi mutlu etti.
Organizasyonun hikayesini eski baþkan Kutsal Zeren ve þimdiki kulüp baþkaný
Ömürden Cengiz'e sorduk.
ÝTÜ'de ilk defa bir dans festivali düzenlendi,
öncelikle sizi tebrik ederiz. Bu organizasyonun
hazýrlanmasýnda ne gibi zorluklarla karþýlaþtýnýz?
Kutsal: Öncelikle festivalin yapýlmasý bir önceki
seneden düþünülmüþtü. Tarih olarak derslerin bittiði 12
Mayýs Cuma gününü düþünmüþtük. Ancak ÝTÜ Fest
konserlerinin ayný gün olduðunu öðrenince,
organizasyonlar çakýþmasýn diye tarihi erteledik. Final
sýnavlarýnýn son günü, 2 haziran cuma olsun dedik
yoðun tartýþmalar eþliðinde.
Ömürden: Sonradan aldýðýmýz eleþtirilere baktýðýmýzda
iyi bir tarih seçtiðimizi anladýk. Ýnsanlara finalleri
bittiðinde eðlenebilecekleri bir ortam sunduk. Organize
olmakta biraz zorlandýk, çünkü çalýþacak kadro ayný
zamanda gösteri yapacak kadroydu. Her ikisine de
zaman ayýrmak gerekiyordu. Bir yandan koþuþturma, bir
yandan provalar... Festival günü çýkan rüzgar sahne
arkasýndaki perdeyi yýktý. Bu biraz stres yaþattý haliyle.
Ayrýca yaðan yaðmur da bizi epey korkuttu. Neyse ki
gece her þey yoluna girdi.
Kutsal: Gündüz sýcaðýný da unutmamak lazým.
Kavrulduk güneþin altýnda bütün gün.
Gece gerçekten çok güzeldi, bunlar ilerisi için
tecrübe olacak tabii, sonuçta ilk defa yapýldý bu
organizasyon, birçok ders alýnmýþ olmalý.
Kutsal: Hem de ne dersler… Bir de nerede yapsak diye
düþündük, Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Maçka
Mustafa Kemal Amfisi, Spor Salonu.. Ana yerleþke
Maslak'ta olduðu için spor salonunda olsun dedik.
Seyirciler de sahanýn içinde olacaktý. Sýcak bir ortam
yaratýp gösterilerden sonra da beraber dans edecektik
salonda, hatta gösteri öncesi "workshop"lar ve kokteyl
olacaktý. Salona bir gittik, hamam gibi, sauna gibi. Dans
etmeden terleyebiliyorsunuz. Baþladýk yine kara kara
düþünmeye. Açýk havada yaparsak sahne, ýþýk, ses
sistemi için daha fazla ödenek ayýrmamýz gerekecekti.
Bir de olumsuz hava koþulu riski vardý. Hava kötü olursa
diye spor salonu için de izin aldýk. Neyse ki hava güzel
oldu.
Zor tabi bu kararlarý almak bütün o iþlerin içinde.
Biraz kulübünüzden bahseder misiniz?
Etkinlikleriniz ilerisi için planlarýnýz neler?
Kutsal: ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü 1990 yýlýnda
kurulmuþ. 1990 - 1995 yýllarý arasýnda üst üste 5 kez
Türkiye þampiyonu olmuþlar. Ancak 2000 yýlýndan sonra
yaþanan olumsuz geliþmeler nedeniyle dans salonu
olarak kullanýlan spor salonundaki bölüm fitness salonu
olmuþ. Daha sonra kullanýlmaya baþlanan spor
salonundaki þu anda kafeterya olarak kullanýlan oda da
2004 yýlýnda dans ve spor faaliyetlerine kapatýlýnca ders
eðitimleri yine durma noktasýna geldi. Dans derslerini
fakültelere taþýmamýzla birlikte çalýþmalara devam
edebildik. Ýnþaat Fakültesi ve Maden Fakültesi'ne çok
teþekkür ederiz. 2005 - 2006 Güz Döneminden itibaren
ÝTÜ'lüler dansla buluþtu. Hip Hop, Sirtaki, Tango,
"International Latin" ve "Club Latin" derslerine 250 kiþi
baþladý. Bu sayý bahar döneminde 550 kiþiye yükseldi.
Bahar döneminde ders verdiðimiz yerleri artýrarak
Gümüþsuyu ve Taþkýþla'yý da dansla buluþturduk.
Gümüþsuyu yerleþkesi, Taþkýþla yerleþkesi, Ayazaða
yerleþkesi ve Maçka'da kardeþ kulübümüz olan Sosyal
Kültürel Merkez’in dans grubu ile tüm ÝTÜ'ye ulaþtýk.
www.gazete.itu.edu.tr
Kutsal Zeren, Ömürden Cengiz
Gerçekten tebrik etmek lazým, ciddi iþler yapýlmýþ.
Önümüzdeki
yýllarda
da
dans
festivali
düzenlenmesi,
bunun
gelenekselleþmesi
düþünülüyor mu?
Ömürden: Önümüzdeki sene yapýlacak olan festival
için þimdiden çalýþmaya baþladýk. Akademik seminerler
ile gösterilerin, "workshop"larla eðlencenin iç içe olacaðý
bir festival düþünüyoruz. Tek günlük deðil, üç günlük bir
organizasyon olacak. Türkiye'de ismi duyulacak bir
festival olacaðýný düþünüyoruz.
Çok güzel gözüküyor. Organizasyonda yaþadýðýnýz
komik veya ilginç bir olay var mý? Bunu bizimle
paylaþýr mýsýnýz?
Ömürden: Komik deðil ama, daha önce bahsettiðim
gibi sahne kurulduktan sonra rüzgarýn da etkisiyle
sahne arkasýndaki perde devrildi. Görevli tüm
arkadaþlarla birlikte sahneyi ayakta tutmaya çalýþtýk.
Etraftan topladýðýmýz taþlarla o perde tüm gece ayakta
durdu. Perde için harcanan bir saatlik koþuþturma hayli
ilginçti bence.
Kutsal: 2 haziranda sýcaktan asfalt eridi, sahnenin
ayaklarý asfaltýn içine girdi. Hatta gösteriler sýrasýnda
sahne biraz eðikti.
Yeni organizasyonlar için baþarýlar diliyoruz.
> ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü'nün internet sitesi
adresi: www.dans.itu.edu.tr
Ufuk Þiþli, [email protected]
44
arýyorum
kasým 2006
spor
DAÐCILIK
Kötü havalarda yerleþke içinde garip
giysileriyle, büyük sýrt çantalarýyla ya da
ellerinde eðitimde kullanýlmak üzere daðýtýlmýþ
malzemeleriyle gördüðünüz, bazen bir haberde
-yollarýný kaybetmiþ olsalar dahi- ölümlerden
dönen insanlar olarak anlatýlan insanlardan
bahsedeceðim. Onlar ne olursa olsun hep
daðlarda olmak isteyen ve sýkýlsanýz da hep
daðlardan konuþan insanlar. Ve onlarýn hepsi
ÝTÜDAK (uzunca adýyla ÝTÜ Daðcýlýk Kulübü)
üyesi…
Teknik kaya ve buz týrmanýþý içeren, aletli týrmanýþ antremaný.
Arkada zirvesiyle Kýzýlkaya.
Sürekli sorulan, o mutlak ve deðiþmez "neden daðlar abi?"
sorusunu, yazýnýn en sonuna saklayalým. Çünkü öncelikle
ÝTÜDAK'ý anlatmak gerekiyor. 10. yýlýný kutlayan kulübümüz tüzükten bir alýntý yaparsak- " daðcýlýk sporunu bilimsel bir
çerçeve içerisinde algýlayýp, daðcýlýk kültürünün oluþturulmasý
ve yayýlmasý için çaba göstermeyi, etkinliklerini güvenli bir
þekilde gerçekleþtirmek için daðcýlýðýn gerektirdiði kar, kaya ve
buz tekniklerinin öðretilmesini ve uygulanmasýný saðlamayý,
daðcýlar arasýnda yakýnlaþma ve dayanýþma oluþturmayý
amaçlar." Yani, güvenliði ön planda tutan, eðitime önem
veren, daðcýlýðýn malzeme sporu olmadýðýný savunan, en
önemlisi daðcýlýðý geniþ kitlelere tanýtmak için çaba harcayan
bir kulüp. Daðcýlýk en yalýn haliyle bir doða sporudur. Ýlk
yýllarýnda bilimsel merakla yükseklere gidilmiþ daha sonra
kiþisel meraklarýn iþin içine girmesiyle zamanla bir spor halini
almýþtýr (daha detaylý olarak daðcýlýk tarihi dersine bekliyoruz).
Risk içerir, bu riskler size baðlý da olabilir doða koþullarýna da.
Sýk sýk tekrarladýðýmýz miras özdeyiþlerden birinde söylediði
gibi "daðcýlýk tehlikeli deðil, tehlikeli yapýlmaya elveriþli bir
spordur". Yani dikkatli, bilgili olmak ve bilgiyi kullanabilme
becerisine sahip olmak gerekir. Sanýldýðý gibi bol adrenalin,
inanýlmaz heyecanlarýn sporu deðildir (böyle bir arayýþ içinde
olanlara Bungee Jumping tavsiye ederim). "Mühendislik bu
ama" der gibi oluyorsanýz, rahatlýkla diyebilirsiniz. Bizim bakýþ
açýmýz da bu zaten. Daðda ya da doðada zihniniz sürekli
yaptýðýnýz iþe odaklý olmalýdýr. Önünüzde duran riskleri
öngörüp çözüm bulmak zorunda kalýrsýnýz. Yeni emniyet
sistemleri, iþlevsel düðümler yaratmak ya da olaðandýþý bir
durumda satýr satýr bütün bilginizi kullanmak zorundasýnýzdýr.
Daðcýlýk mühendislik becerinizi kullanabilme/geliþtirebilme
olanaðý sunar size.
Daðcý dendiðinde zihinde, üzerinde bir yýðýn karmakarýþýk
malzemeleri, elinde kazmasý baþýnda kaský vardýr, hava
soðuktur, kar yaðýyordur, yüzünden yorgunluk damlar,
doðrudur. Ancak yanlýþ olan, bu görüntüdeki malzemelerin en
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
45
kasým 2006
spor
pahalýlarý, birçok pazarlama stratejisinin ve ticari
bakýþ açýsýnýn sonucu üretilmiþ olmasý, bu sporun
çok pahalý bir spor olduðudur. Bu spor bundan
200 yýl önce bu malzemeler yok iken de
yapýlabiliyordu ve bundan 70 sene önceki
baþarýlar þimdikilere hala kafa tutuyor. Yine bir
özdeyiþ; "malzeme ihtiyaçla baþlar, lüksle biter".
Kimse sizden o aklýnýza gelen malzemeleri
istemiyor, hepsi bizde zaten var (siz gelin yeter
ki). Kiþisel malzemeler olan sýrt çantasý, uyku
tulumu çok çok ucuz fiyata bulunabiliyor. Ancak
bunlarý dahi almadan -yani kulüpteki eski
arkadaþlarýn yardýmý sayesinde- eðitime devam
edebiliyorsunuz. Bu sporu yapmaya kesinlikle
karar verdiðiniz anda zaten bu kiþisel
malzemeleri alacaksýnýzdýr . Su geçirmez,
rüzgara dirençli, süper nefes alan montlarpantolonlar gerekli deðildir, dedelerimizin yün
içlikleri, eþofmanlarýnýz, yaðmurluðunuz bu iþ için
yeterlidir. 10 yýllýk tecrübeyle sabittir. Emniyet
malzemeleri (ör: kask, teknik týrmanýþ
malzemeleri vs) güvenlik açýsýndan yeni, zarar
görmemiþ ve sertifikalý ürünler olmalýdýr. Buna
çok dikkat ediyoruz, etmek zorundayýz da. Kulüp
içindeki malzemeler de zamaný geldikçe ya da
zarar görmüþse yenileniyor.
ÝTÜDAK temel daðcýlýk eðitimi 10 haftalýk iki
dönemden oluþur. Bu eðitim teorik ve pratik
eðitimler olarak yürütülür. Teorik eðitimler her
hafta geleneksel gün olan Perþembe akþamý
18.30'da (ve bazen daha geç) baþlar. ÝTÜ
refleksimiz olan devam þartýmýz da var tabii ki. Bir
dönemde 4 derse gelmeyen arkadaþlar temel
eðitimini tamamlayamýyor. Ama eðitime devam
edebiliyor ve kalan derslerini bir sonraki yýl
tamamladýktan sonra eðitimini bitirmiþ oluyor. Bu
dersler arasýnda yürüyüþ kampçýlýk, kýþ teknik,
çýð bilgisi, beslenme,ilk yardým, kaya týrmanýþý
gibi dersler bulunuyor. Pratik eðitimler ise ilk
dönem 4, ikinci dönem ise duruma göre bir ya da
iki tane. Bunlar da sýrasýyla yürüyüþ, yaz
kampçýlýðý, kýþ kampçýlýðý, kýþ teknik ve kaya
týrmanýþý eðitimleri. Ýlk üçü haftasonlarý yapýlan ve
sýnavlara denk getirilmeyen eðitimler. Diðerleri
ise finallerden sonra yapýlýyor. Eðitim konusunda
her sene karþýlaþtýðýmýz bir sorun ise sadece
kaya týrmanýþý yapmak isteyenlerle ilgili. Kaya
týrmanýþý daðcýlýk sporuyla birlikte yýllarca
geliþmiþ ve daha sonra ayrý bir dal olarak da
yapýlmaya baþlanmýþ bir spor. "Sadece kaya
týrmanýþý eðitimi almak istiyorum ben, bütün
eðitime gerek yok yaa" diyenlerdenseniz:
ÝTÜDAK'ýn daðcýlýk eðitimine yaklaþýmý, onun bir
bütün olup bozulamayacaðýdýr. Sadece bu sporu
yapmak isteseniz bile temel daðcýlýk bilgisine
sahip olmanýz gerekir ya da bu eðitime ihtiyaç
duyacaðýnýz durumlarla karþýlaþabilirsiniz. O
nedenle temel eðitim tamamlandýktan sonra
herkes istediðini yapabilir. Kendini kaya
týrmanýþýna adamak isteyenler bunu yapar,
sadece kamp yapmak isteyen kampýný yapar,
doðayý seyreder gelir. Bu soruna da açýklýk
kazandýrmýþ oldum sanýrým.
Yukarýdaki paragraflarý tek bir maddeye
indirgemek istersek eðer, sonuç "etik" olacaktýr.
Daðcýlýk birçok deðiþik yaklaþýmý olan ve farklý
gelenekler geliþtirmiþ bir spordur. Bir gelenek ve
farklý bir etik yaklaþým geliþtirebilmiþ olmak bir
kulüp için önemlidir. 10 yýllýk kýsa bir sürede,
ÝTÜDAK etik yaklaþýmýný ve geleneðini baþarýyla
oluþturmuþ ve dikkat çekmiþtir. Yapýlan bireysel
týrmanýþlarda bu farký göstermiþ, eðitimlerinde
kendi etiðini iyi anlatmýþ ve amaçlarýndan
sapmamýþtýr. Kýsa sürede birçok yurtdýþý ve
yurtiçi faaliyetle de bu baþarýsýný pekiþtirmiþtir.
Yaptýðý daðcýlýk seminerleri, fotoðraf gösterimleri,
gazete haberleri ve yayýnlanan makaleler yoluyla
daðcýlýk sporunu ve karþýlaþtýðý farklý kültürleri
kitlelere ulaþtýrma arzusunu gerçekleþtirmiþtir.
Kýsa bilgilerle kulübü az çok anlatmaya
çalýþtým, bundan sonra da daðcýlýk üzerine ve
týrmanýþlar üzerine yazýlar umarým devam
edecek. Gazete tanýþma toplantýsý tarihlerine
yetiþemeyecek ancak ilk dersimiz olan Yürüyüþ,
5 Ekim saat 18.30'da Mimarlýk Fakültesi D215
numaralý derslikte olacak.
Yine gazete
basýmdayken birkaç üye bireysel zirve
denemelerinde ve sonrasýnda da kalabalýk bir
grupla ileri daðcýlýk eðitiminde olacak. Boþ duraný
kimse sevmez.
Sematepe'ye (3625 m.) doðru, zirvenin öncesindeki yürüyüþ etabý
Aladaðlar Kýþ eðitim kampý
15 yýl sonra kuzeyden Aðrý'ya týrmanan ilk ekipti ÝTÜDAK. Kuzey
buzulunun üzerinde yalnýz bir dað keçisi
Baþa dönecek olursak. "Neden?" sorusuna
cevabý hiç kimse tam anlamýyla veremedi bu
zamana kadar. Bu bazen "çünkü o, orada" oldu,
bazen "þehirden kaçmak için ya da sadece huzur
için" oldu. Ancak her cevap çok kiþisel kaldý ve
daðlarda yaþananlar -güzel dostluklar dýþýndasadece kendi içimizde yaþayýp hissettiklerimiz.
Bana bu soruyu soranlara verdiðim tek cevap,
"sen de gel ve kendi cevabýný bul" oluyor.
Derslerde ve gelecek yazýlarda buluþmak üzere.
Gökay Býyýk
Ýletiþim: www.itudak.org
[email protected]
2002 yýlýnda, terör nedeniyle kapalý olan Cilo daðlarýna 18
yýl aradan sonra ÝTÜDAK ayak bastý.. Aþaðýda Ýzbýrak buzulu
ve adýmlar en yüksek 2. zirve olan Reþko'ya (Uludoruk)
(4135 m.)
Emler zirvesinde bir sabah.Solda Türkiye'nin en yüksek 7. daðý
Demirkazýk (3756 m.) ve ufukta en yüksek 5. dað Erciyes (3917 m.) ve
eteklerinde bulut denizi
2002 Cilo
ekspedisyonu,Hakkari.
Ufukta Reþko batý yüzü
va Avaspi buzulu
Solda Emler (3723 m.), sað tarafta ise Kýzýlkaya (3725 m.) daðlarý.
Ocak soðuðuna direnen bir akþamüstü týrmanýþtan yeni gelmiþ
ÝTÜDAK’lýlar. Bir kaç gün sonra Kýzýlkaya'da yeni bir rota açýlacaktý
www.gazete.itu.edu.tr
Ý
46
arýyorum
kasým 2006
spor
1924’ten 2006’ya
ÝTÜ Voleybol Kulübü
Ülkemizde oynanan takým sporlarý içinde futbol
ve basketboldan sonra yerini alan voleybolun
ÝTÜ'deki durumu nedir hiç düþündünüz mü? Kýsa
bir tarih turu yapalým; Bu gün bir basketbol yuvasý
olarak bilinen Ýstanbul Teknik Üniversitesi, eski
adýyla Yüksek Mühendis Mektebi, 1924-1944
yýllarý arasýnda voleybolun beþiðiydi. Daha lise
çaðlarýndayken tanýþtýklarý bu spor dalýnda
kendilerini geliþtiren ve dönemin ilklerinden olan
öðrenciler gittikleri üniversitelere voleybolu da
götürüp milli takýma kadar yükselmiþti. ÝTÜ Spor
Kulübü’nde 1953'ten itibaren hem üniversite
takýmý hem de okul takýmý olarak faaliyetler devam
etti ve 68 yýlýnda ÝTÜ mensuplarýnýn kulüpte
oynamasý ilkesine dayanarak takýmlar oluþturuldu.
Kulüp takýmýmýz 1970 yýlýnda Enver Göçener ile
baþarýyý yakaladý, 1986 yýlýnda da okul takýmýmýz
Türkiye üçüncüsü oldu. Bu tarihten itibaren ÝTÜ
senatosu sporcu öðrencilere sýnavsýz yüksek
lisans hakký tanýdý ve öðrencilerin puanlamasý ÝTÜ
Beden Eðitimi Bölümü hocalarý tarafýndan yapýldý.
Ne yazýk ki bu uygulama 1996 yýlýnda kaldýrýldý.
Okulumuzda
voleybolun
yeterince
ilgi
görmediði, bu ilgisizlikte antrenörlerin ve
sporcularýn
bireysel
çabalarýnýn
yetersiz
kalmasýnýn da payý olduðu düþünülüyor.
Geçtiðimiz yýllarda düzenlenen turnuvalara
katýlýmýn oldukça düþük olmasý da bu konuyu
düþünmeye itiyor sporsever ÝTÜ’lüleri.
2002007 Eðitim Öðretim Yýlý’nda hýzlý bir
þekilde çalýþmalarýna baþlayan Voleybol Kulübü,
voleybol sporu ile ilgili sorunlara sessiz
kalmamaya kararlý görünüyor.
Kulübün öncelikli hedefi okul ve kulüp voleybol
takýmlarýna destek olmak. Kulüp, fakülte
takýmlarýný canlandýrarak, etkin þekilde voleybol
oynamak isteyenlere olanak saðlamak için
çalýþmalar sürdürüyor. Uzun vadeli projelerin
içinde de Voleybol Federasyonu’yla ortak
çalýþmalar yaparak antrenörlük ve hakemlik için
kurslar düzenlemek, 1. lig maçlarýna topluca
gitmek ve diðer üniversitelerle turnuvalar
düzenlemek gibi etkinlikler yer alýyor.
Kulübün çalýþmalarýna katýlmak, spora destek
olmak ve voleybol oynamak isteyenler, her Salý
17:30’da ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi Spor
merkezinde bulunan seminer salonuna gelebilirler.
2006-2007 VOLEYBOL SEZONU 3.LÝG ERKEKLER FÝKSTÜRÜ
I. DEVRE
Tarih
Saat
29.Eki 16:00
05.Kas 14:00
12.Kas 14:00
19.Kas 15:00
03.Ara 13:30
10.Ara 14:00
16.Ara 15:00
24.Ara 13:00
Yer
Burhan Felek (ÝST)
Tozkoparan (ÝST)
Burhan Felek (ÝST)
TOKAT
Burhan Felek (ÝST)
KAYSERÝ
Burhan Felek (ÝST)
MERZÝFON
Maç
ÝTÜ-Karagücü
Okmeydaný E A Hast-ÝTÜ
ÝTÜ-Anadolu Üni.
Erbaa-ÝTÜ
ÝTÜ-Altay
Erciyes Üni-ÝTÜ
ÝTÜ-SHÇEK
Merzifon Bld.-ÝTÜ
2006-2007 VOLEYBOL SEZONU 3.LÝG BAYANLAR FÝKSTÜRÜ
I.DEVRE
Tarih
Saat
12.Kas 16:00
19.Kas 14:00
25.Kas 13:30
03.Ara 11:00
10.Ara 15:00
16.Ara 17:00
24.Ara 13:00
ÝTÜ SAS’tan yeni bir takým:
ZIPKINLA BALIK AVI
Su altý sporlarýný ilk kez
Türkiye’ye getiren ÝTÜ Sualtý
Sporlarý Kulübü (ÝTÜ SAS), daha
önceleri yýllardýr müsabakalarýna
katýldýðý zýpkýnla balýk avý sporu
için, yeni takým kurdu. 2006
Türkiye Zýpkýnla Balýk Avý
Þampiyonasý’na katýlan takým,
aylardan beri 2007 müsabakalarýna
hazýrlanýyor.
Zýpkýnla balýk avý, nefes tutmaya
(apnea) dayalý bir spor.
Haftasonlarý çalýþma kamplarý
yapan takým, yeni üyelerini
bekliyor. Takým kaptaný Koray
Akyol, antrenmanlarýn sýkýcý
kondisyon çalýþmalarýndan daha
farklý ve çok daha eðlenceli
olduðunu belirterek, Akdeniz
ülkelerinin bir çoðunda yaygýn olan
bu sporun en önemli þartýnýn bilinçli
olmak ve sýnýrlarý bilmek olduðunu
vurguluyor.
ÝTÜ SAS, 1981 yýlýnda kuruluyor.
Bugüne kadar pekçok Teknik
Üniversiteliyi dalgýç olarak
yetiþtiren ÝTÜ SAS, Türkiye’ye ilk
kez sualtý ragbi, sualtý navigasyon,
sualtý hokey gibi pek çok sporu
getirmiþtir.
Ýletiþim:
[email protected]
www.itu-sas.itu.edu.tr
www.gazete.itu.edu.tr
Yer
Burhan Felek (ÝST)
Büyükçekmece (ÝST)
Burhan Felek (ÝST)
Burhan Felek (ÝST)
BARTIN
Burhan Felek (ÝST)
ANKARA
Maç
Samanyolu-ÝTÜ
Beylikdüzü-ÝTÜ
ÝTÜ-BÞB Kaðýt S
ÝTÜ-Ýst. Üni.
Polisgücü-ÝTÜ
ÝTÜ-Karamürsel Ýdman Y.
Nm. Özcan Gençlik-ÝTÜ
arýyorum
47
kasým 2006
çizgitü
bölüm
www.gazete.itu.edu.tr
arýyorum
kasým 2006
48 arýyorum
kasým 2006
çizgitü
bölüm
www.gazete.itu.edu.tr
www.gazete.itu.edu.tr
Karikatür sayfalarýndaki renklendirmeler Filiz Akkaþ tarafýndan yapýlmýþtýr.
çizgitü
bölüm
arýyorum
49
kasým 2006
www.gazete.itu.edu.tr
www.gazete.itu.edu.tr

Benzer belgeler