Yenilenen lkö ğretim Programının Uygulanması Sürecinde

Transkript

Yenilenen lkö ğretim Programının Uygulanması Sürecinde
77 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Yenilenen İlköğretim Programının Uygulanması Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar
The Problems Encountered During The Application of The New Primary
Education Program
Abdullah ADIGÜZEL*
Özet
Bu çalışmanın amacı, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunları okul
yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin görüşlerine dayalı olarak belirlemektir. Şanlıurfa il merkezindeki 55 ilköğretim
okulu yöneticisi ve 272 sınıf öğretmenine uygulanan anket yoluyla elde edilen verilerin analizi yapılarak
yorumlanmıştır. Araştırma bulguları, okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin, yenilenen ilköğretim programının
uygulanması sürecinde programın tüm öğelerinde nadiren sorunlarla karşılaştıklarını göstermiştir. Katılımcılar en az
programın kazanımlar, içerik ve değerlendirme öğelerinde sorunlarla karşılaşırken, kısmen öğretme-öğrenme
süreci öğesinde daha fazla sorunla karşılaşmışlardır. Okul yöneticileri, programın dört öğesinde de sınıf
öğretmenlerine oranla daha az sorunla karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Yenilenen ilköğretim programı hakkında
bilgilendirilenler, bilgilendirilmeyenlere oranla daha az sorunla karşılaştıkları belirlenmiştir. Bu bulgulara dayalı
olarak, program hakkında tüm yönetici ve öğretmenlerin bilgilendirilmesi, okulların alt yapı ve araç-gereç yönünden
desteklenmesi gibi öneriler geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İlköğretim, Yapılandırmacılık, Yeni İlköğretim Programı, İlköğretim Okulu Yöneticileri, Sınıf
Öğretmenleri
Abstract
The aim of this study is determined by problems encountered during the application of a new program conducted in
the primary school manager and the class teachers’ perception. For this study data was gathered through a
questionnaire that was conducted between 55 primary school managers and 272 class teachers in the city centre of
Şanlı Urfa, where the evidence was both analyzed and interpreted. Findings of this study show that the school
manager and class teachers encountered fewer problems regarding gains, content, and evaluation, than the
teaching and learning process dimension of the program. It was discovered that the manager also encountered
fewer problems than class teachers during the application process of this new program. The manager and class
teachers were briefed about the new program and the research showed that they encountered fewer problems than
the non-briefed managers and class teachers. Because of these findings, suggestions developed which included
the briefing of all managers and class teachers who participated in the new program, thus empowering the basic
facilities and equipment of these schools.
Keywords: Class teachers, constructivism, new primary school program, primary education, primary school
manager
Giriş
Günümüz dünyasında başta üretim ve hizmet alanları olmak üzere, toplumsal yaşamın hemen her
alanında bilişim ve iletişim teknolojilerinin yoğun biçimde kullanılması ve buna dayalı olarak
küreselleşme, bilgi toplumu, bireysel özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı, eşitlik vb. olgular
eğitim sistemlerinden beklentileri de artırmıştır. Bununla birlikte gelişen ve değişen koşullara uyum
sağlayan, bilgiyi doğrudan alan değil, bilgiyi yapılandıran, kullanan, üreten, araştırmacı, eleştirel
düşünebilen, yaratıcı, sorun çözebilen, sorumluluk sahibi bireylerin yetiştirilmesi sorumluluğu da
*Dr. Harran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü, [email protected]
78 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
okullara verilmiştir. Bu sorumluluk, uygulanan eğitim programlarının beklentileri karşılayabilecek nitelikte
olmasını, günün koşullarına uygun olarak geliştirilmesini ve okullardaki öğretme-öğrenme süreçlerinin
yeniden kurgulanmasını gerekli kılmaktadır (Sağlam, Vural ve Adıgüzel, 2007: 505). Bu gereklilikten
hareketle, Milli Eğitim Bakanlığı, 2004–2005 eğitim-öğretim yılından itibaren ilköğretim okullarının eğitim
programını yenileme yoluna gitmiştir. Yenilenen ilköğretim programı esas olarak yapılandırmacı eğitim
felsefesine ve bu felsefe ile ilişkili olarak yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına dayanmaktadır.
Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımı
Yapılandırmacılık, Piaget’in bilişsel gelişim ve bilginin oluşumu ile ilgili çalışmalarına dayalı olarak
geliştirilmiş bir öğrenme yaklaşımı olup, bir öğretim yöntemi ya da öğretim stratejisi anlamını
taşımamaktadır. Bu da yapılandırmacılığın öğretimden çok öğrenme üzerine yoğunlaştığı anlamına
gelmektedir (Yaşar, 1998). Bruner, yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında, bilginin öğrenen tarafından
yeniden yapılandırılması temel alındığından, öğrenmeyi aktif bir süreç olarak tanımlanmakta ve
öğretimin öğrencinin aktif katılımı ile gerçekleşmesini önermektedir. Bu süreçte öğrenci, mevcut
bilgilerinden ve yeni edindiği bilgilerden gerekli olanları seçer, dönüştürür ve kararlar vererek bilgiyi
yeniden yapılandırır. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında bilgi öğrenciye doğrudan sunulmadığı için
bir öğrenme ortamında tek doğru yerine; aynı öğrenme ortamı içinde geçerli olabilecek diğer
seçenekleri, farklı doğruları düşünen bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmaktadır (Özmen, 2004). Çünkü
farklı düşünme biçimleri toplumsal gelişmeyi olumlu yönde etkiler ve gerçek yaşama ilişkin toplumsal ve
bireysel sorunların çözümüne ve farklı önerilerin geliştirilmesine olanak sağlar.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının temelinde bilginin ya da anlamların dış dünyada bireyden
bağımsız olarak var olmadığı ve edilgen olarak dışarıdan bireyin zihnine aktarılmadığı tam tersine birey
tarafından bizzat zihinde yapılandırıldığı görüşü yatmaktadır. Bu görüş yapılandırmacığın, öğretme değil
öğrenme odaklı bir öğrenme yaklaşımı olduğunu vurgulamaktadır (Yaşar, 1998). Bir öğrenme yaklaşımı
olarak yapılandırmacılık; bilişsel yapılandırmacılık, sosyal yapılandırmacılık ve radikal yapılandırmacılık
olmak üzere üç alanda incelenmektedir.
Bilişsel Yapılandırmacılık
Bu yaklaşımın başlangıç noktası, bireyin o ana dek sahip olduğu bilgiler ve bu bilgilerin oluşturduğu
bilişsel yapılardır. Başka bir deyişle, birey yeni öğrenmeleri, mevcut bilgileriyle ilişkilendirerek
gerçekleştirir. Bilişsel yapılandırmacılıkta öğrenme, bilginin içsel olarak yapılandırıldığı, deneyimlerin
yorumlandığı, analiz ve sentez edildiği zihinsel bir süreç olarak açıklanır. Bilişsel yapılandırmacılar,
bilginin nasıl oluşturulduğunu açıklamada Piaget’nin bilişsel gelişim kuramında öne sürdüğü özümleme,
düzenleme ve denge kavramlarını kullanırlar. Bilişsel yapılandırmacılığa göre yeni öğrenilen tüm bilgiler
önceki öğrenilmiş olan bilgilerin ışığında belleğe kaydedilir. Birey yeni bir bilgiyle karşı karşıya
kaldığında hemen öğrenmeyi gerçekleştiremez; önce dengesizlik durumuna gelir. Yeni öğrenilen bilgi
eğer önceki öğrenilmiş bilgilerle çelişmeden ilişkilendirilebiliyor ve aynı şema içerisinde belleğe
79 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
kaydedilebiliyorsa, birey bilgiyi mevcut zihinsel yapısının içinde özümser. Bu durumda bireyin anlık
yaşadığı dengesizlik durumu zihnindeki bilişsel süreçler tarafından giderilir ve birey yeni denge
durumuna kavuşur. Fakat yeni öğrenilen bilgi önceki öğrenilmiş olanlarla çelişiyorsa ya da yetersiz
kalıyorsa kişi yeni bilgiyi var olan bilişsel yapısının içinde özümleyemeyecektir. Birey yaşadığı bu
dengesizlik durumunu bilişsel yapısında bir düzenlemeye giderek gidermeye çalışır. Düzenleme bireyin
zihninde oluşturduğu yeni şemalar yardımıyla gerçekleşir ve birey tekrar yeni bir bilişsel dengeye ulaşır
(Özden, 2003: 59).
Sosyal Yapılandırmacılık
Bu yaklaşım, öğrenmede sosyal etkileşimin ve dilin önemli yer tuttuğunu savunan Vygotsky’nin
görüşlerini temel alır. Vygotsky’e göre sosyal etkileşim Bandura’ya ait “Sosyal Öğrenme Kuramı’nda”
olduğu gibi çocuğun öğrenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Çocuğun öğrenme kapasitesi,
kendisinden daha bilgili bireylerle bir arada olduğu zaman ortaya çıkmaktadır. Bireyler dilin yardımıyla
çalışmalarında
işbirlikçi
bir
yaklaşım
izleyerek
fikir
alış
verişinde
bulunurlarsa
tek
başına
yapabileceklerinden çok daha fazlasını başarabileceklerdir. Sosyal yapılandırmacılık öğrenmeyi, bireyin
yaşadığı toplumsal ve kültürel doku içinde gerçekleştirdiği bilinçli bir etkinlik olarak değerlendirir. Birey
sosyal çevresinde yaşadığı etkileşimler sonucu düşünce ve inançlarını paylaşarak, yeni kazanılan ve
kazanılmış olan bilgilerini yeniden yapılandırabilmektedir (Özden, 2003: 60).
Radikal Yapılandırmacılık
Radikal yapılandırmacılığa göre, sınıftaki her öğrenci farklı yaşantılar geçirmektedir. Çünkü her
öğrencinin kendi kültürüne, sosyal geçmişine ve hâlihazırdaki sosyal çevresine göre yaşantıları oluşur.
Böylece her öğrenci, çevresini ve olayları kendi anladığı biçimde yorumlayarak bir anlam oluşturur.
Sonuçta öğrenci kendi kişisel bilgisinin oluşturucusu olarak etkin bir biçimde öğrenmeyi gerçekleştirir.
Bu yaklaşımda birey kendi zihninde kendi gerçeğini oluşturur. Bireyin kendi gerçeği, dış dünyanın
gerçeğini birebir yansıtmayabilir. Radikal yapılandırmacılığa göre bilgi, bilenin bilgisi olup kesinlikle dış
dünyanın bilgisi değildir (Yaşar, 1998).
Yapılandırmacı Yaklaşımın Öğrenme İlkeleri
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının bilgiye ve öğrenmeye getirdiği farklı bakış açıları, davranışçı
öğrenme kuramının etkisindeki geleneksel eğitim programlarında değişikliğe yol açmıştır. Eğitim
programının merkezinde öğrenenin olması; öğrenme amaçlarının sürece dayalı ve üst düzey
öğrenmelere yönelik olarak belirlenmesini, öğrenme içeriğinin öğrencilerin ilgilerine dayalı ve gerçek
yaşamla bağlantılı olmasını, öğrenme ve değerlendirme etkinliklerinin öğrenenlerle birlikte planlanması,
uygulanması ve değerlendirilmesini gerektirmektedir. Bilindiği gibi yapılandırmacılık, öğrencinin önceki
öğrenmelerinden de yararlanarak öğretmen rehberliğinde karşılaştığı yeni bilgiyi yapılandırması ve
80 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
yorumlanması süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu sürecin temel ilkeleri şöyle sıralanabilir (Saban,
2002:171).
•
Öğrenme edilgen bir süreç değil, etkin bir öğrenme ortamı oluşturma sürecidir.
•
Öğrenme özneldir.
•
Öğrenme durumsal olup çevresel olanaklara göre biçimlenir.
•
Öğrenme sosyaldir.
•
Öğrenme duygusaldır.
•
Öğrenenin nasıl öğrendiği dikkate alınır.
•
Öğrenme gelişimseldir.
•
Öğrenme öğrenci merkezlidir.
•
Öğrenme süreklidir.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında, öğrenme-öğretme süreçleri düzenlenirken bu ilkelerin dikkate
alınması öğrenme etkinliklerinin istenilen düzeyde gerçekleşmesi açısından önemlidir.
Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımında Öğrenme Etkinlikleri
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının uygulandığı eğitim ortamları, bireylerin öğrenme sürecinde daha
fazla sorumluluk almalarını ve öğrenme etkinliklerine aktif katılmalarını gerektirir. Çünkü öğrenilecek
bilgilerle ilgili zihinsel yapılandırmalar, daha öncede belirtildiği gibi, bireyin bizzat kendisi tarafından
gerçekleştirilir. Bu nedenle yapılandırmacı eğitim ortamları, bireyin çevresi ile daha fazla etkileşimde
bulunmasına ve bu zenginliğin öğrenme yaşantılarına olanak sağlayacak biçimde düzenlenmesine
olanak sağlamalıdır (Yaşar, 1998).
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına göre düzenlenen eğitim
ortamlarının temel özellikleri şöyle sıralanabilir (Yaşar, 1998: 596).
•
Öğrencilerin zengin öğrenme yaşantıları geçirmelerine olanak sağlar.
•
Etkin öğrenme, amaçlı öğrenme, özgün öğrenme ve işbirlikli öğrenme olanağı sağlar.
•
Farklı öğrenme etkinliklerinin düzenlenmesine olanak sağlar.
•
Öğrencilere, araçlar ve öğrenme materyalleri ile öğrenmeye kendi istekleri doğrultusunda yön
vermelerine olanaklar sağlar.
•
Öğrencileri öğrenmeye motive edecek ve ilgisini çekecek şekilde düzenlenir.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında eğitim ortamları bilgilerin aktarıldığı bir yer değil, öğrenmenin
öğrenci etkinlikleriyle sağlandığı, sorgulamaların ve araştırmaların yapıldığı, düşünme, sorun çözme ve
öğrenme becerilerinin geliştirildiği bir yer olarak tasarlanır. Yapılandırmacı öğrenme ortamları, bireylerin
öğrenmeyle daha fazla etkileşimde bulunmalarına ve zengin öğrenme yaşantıları geçirmelerine olanak
sağlayacak şekilde düzenlenmelidir. Böylece bireyler, daha önceki öğrenmelerini sınama, yanlışlarını
düzeltme ve hatta önceki bilgilerinden vazgeçerek yerine yenilerini koyma fırsatı elde ederler.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına göre düzenlenen eğitim ortamlarında öğretmen ve öğrenci
rollerinde geleneksel öğrenme yaklaşımlarına göre önemli değişiklikler öngörülmektedir. Yapılandırmacı
81 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
öğrenme yaklaşımına göre, öğretme-öğrenme süreçlerinde öğretmen rolleri şöyle sıralanmaktadır
(Yaşar, 1998;Özden, 2003; Brooks ve Brooks, 1999).
Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımında Öğretmen Rolleri
•
Öğrencileri araştırmaya özendirir.
•
Bilgiyi yapılandırma sürecinde öğrencilere rehberlik eder.
•
Öğrenmeye uygun ve kolaylaştırıcı bir ortam hazırlar.
•
Öğrenmede öğrencilerin bireysel farklılıklarını dikkate alır.
•
Çeşitli kavramlarla ilgili yorum yapmadan önce öğrencilerin bu kavramlarla ilgili önbilgi ve
inançlarını öğrenmeye çalışır ve öğrencilerin kendi düşüncelerinin farkında olmalarını sağlar.
•
Öğrencilerin birbirleriyle ve öğretmenlerle iletişime girmesine yardımcı olur.
•
Öğrencilerin birbirlerine açık uçlu sorular sorarak tartışma ve değerlendirme yapmalarına olanak
sağlar.
•
Tartışma etkinliklerini, öğrencilerin bilgiyi kendilerinin yapılandırmasına olanak sağlayacak
şekilde yönetir.
•
Soruyu sorduktan sonra öğrencilere düşünme zamanı tanır.
•
Öğrencilere kavramlar arasında ilişki kurmaları için zaman tanır.
•
Öğrencilerin hipotez kurma ve alternatif yorumlar yapabilme yeteneklerini destekler.
Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına göre, öğretme-öğrenme süreçlerinde öğrenci rolleri ise
aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır (Yaşar, 1998;Özden, 2003; Brooks ve Brooks, 1999).
Yapılandırmacı Öğrenme Yaklaşımında Öğrenci Rolleri
•
Öğrenci öğrenme etkinliklerinde seçici, yapıcı ve etkindir.
•
Öğrenme sorumluluğu öğrencidedir.
•
Öğrencilerin önceki yaşantıları, öğrenme stilleri, bakış açıları ve hazır bulunuşluk düzeyleri
öğrenmelerine yön veren etmenlerdir.
•
Öğrenci, öğrenme sürecinde etkili rol almak için eleştirel ve yapıcı sorular sorar, diğer
öğrencilerle ve öğretmenlerle iletişim kurar, düşünceleri tartışır.
•
Öğrenci, öğrenme ortamlarındaki öğretici sorularıyla diğer öğrencilerin gelişimine de katkıda
bulunur.
•
Öğrenci, zihninde bilgiyle ilgili anlam oluşturmaya ve oluşturduğu anlamı kendisine mal etmeye
çalışır.
•
Öğrenciler bilgiyi araştırıp keşfederek, oluşturarak, yorumlayarak ve çevre ile etkileşim kurarak
yapılandırır.
•
Öğrencilerden girişimci olma, kendini ifade etme, iletişim kurma, eleştirel gözle bakma, plan
yapma, öğrendiklerini gerçek yaşamda kullanma gibi özelliklere sahip olması beklenir.
82 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Görüldüğü gibi geleneksel yaklaşıma göre yapılandırmacı öğrenme yaklaşımında öğretmen ve öğrenci
rolleri tamamen değişmiştir. Öğretmen, öğrenmelerin gerçekleşmesinde öğrenciye rehberlik görevini
üstlenirken, öğrenci öğrenme etkinliklerine daha aktif olarak katılmaktadır.
Günümüz toplumlarının gereksinim duyduğu nitelikli, gelişim ve değişimlere uyum sağlayabilen
bireylerin yetiştirilmesi çağdaş öğrenme yaklaşımlarına uygun eğitim programlarının geliştirilmesi ve
uygulanmasıyla mümkündür. Geleneksel eğitim programlarıyla toplumun gereksinim duyduğu bireyleri
yetiştirmenin mümkün olmadığı düşüncesinden hareketle Milli Eğitim Bakanlığı 2004 yılından itibaren
ilköğretim düzeyinden başlamak üzere eğitim programlarını geliştirme yoluna gitmiştir.
Özellikle
ilköğretim programının yenilenmesini zorunlu kılan çeşitli gerekçeler vardır. Bu gerekçelerden bazı şöyle
sıralanabilir (Yetkin ve Daşcan, 2006)
•
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler,
•
Bilimdeki gelişmelerin eğitim programlarına yansıtılması,
•
Eğitim bilimlerinde öğretme/öğrenme yaklaşımlarındaki gelişmeler,
•
Eğitimde kaliteyi ve eşitliği artırma çabaları,
•
Ekonomiye ve demokrasiye duyarlı bir eğitim gereksinimi,
•
Bireysel ve ulusal değerlerin küresel değerler içinde geliştirilmesi gereksinimi,
•
Üst düzey düşünme becerilerine sahip, kendini ifade edebilen, iletişim kurabilen, girişimci
vatandaşlar yetiştirilmesi,
•
Önceki eğitim programında okul ve gerçek yaşam arasında ilişki kurulamaması,
•
Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulamasının programlara yansıtılmamış olması,
•
Sekiz yıllık temel eğitim için program bütünlüğünün sağlanması gereksinimi,
•
Öğrencilerin akademik olarak beklenen düzeyde başarı gösterememesi,
Bu gerekçelerden hareketle, Milli Eğitim Bakanlığı 2004–2005 eğitim-öğretim yılında ilköğretim
programını yenileyerek uygulamaya koymuştur. Yenilenen ilköğretim programlarının uygulanması
sürecinde karşılaşılan sorunları belirlemeye yönelik yeterli düzeyde çalışma yapılmamıştır. Bu çalışma
yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde sınıf öğretmenlerinin karşılaştıkları sorunları
belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın Amacı
Bu araştırmanın genel amacı, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunlara ilişkin okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin görüşlerini belirlemektir. Bu genel amaç
kapsamında aşağıdaki sorulara yanıt aranmıştır.
1. İlköğretim okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde, programın; kazanım, içerik, öğretme-öğrenme süreci ve sınama durumları öğelerinde
yaşanılan sorunlara ilişkin görüşleri nedir?
83 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
2. Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin okul yöneticileri
ve sınıf öğretmenlerinin görüşleri arasında anlamlı bir fark var mıdır?
3. Grupların, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin
görüşleri; kıdem, eğitim durumu, mezun olunan fakülte, yenilenen program hakkında yeterince
bilgilendirilme durumuna göre anlamlı farklılık göstermekte midir?
Yöntem
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunları okul yöneticileri ve sınıf
öğretmenlerinin görüşlerine dayalı olarak belirlemeyi amaçlayan bu araştırmada tarama modeli
kullanılmıştır.
Evren ve Örneklem
Araştırmanın çalışma evrenini, Şanlıurfa merkez ilçedeki ilköğretim okullarında 2008–2009 eğitimöğretim yılı bahar döneminde görevli tüm okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri oluşturmaktadır.
Şanlıurfa merkez ilçede bulunan 65 ilköğretim okulunda yaklaşık olarak 2400 sınıf öğretmeni ve 260
yönetici bulunmaktadır. Ancak ilköğretim okullarındaki yönetici ve sınıf öğretmeni sayısının fazla olması
nedeniyle örnekleme alma yoluna gidilmiştir. Oranlı örnekleme yaklaşımı benimsenerek her okuldaki
yönetici ve sınıf öğretmenlerinin %20’ne ulaşılması amaçlanmıştır. Oranlı eleman örnekleme, alt
evrendeki tüm elemanların birbirine eşit seçilme şansına sahip oldukları örnekleme türüdür (Karasar,
2002, s. 113). Şanlıurfa merkez ilçedeki her ilköğretim okulundaki yöneticilerin %20’si toplam 55
yönetici ve sınıf öğretmenlerinin %20’si toplam 480 sınıf öğretmeni araştırmanın örneklemi olarak
belirlenmiştir. Böylece merkezdeki ilköğretim okullarına; yöneticiler için 55, sınıf öğretmenleri için ise
480 anket gönderilmiştir. Gönderilen yönetici anketlerinin tamamı (%100) geri dönerken, sınıf
öğretmenlerine gönderilen anketlerin 285’i (%60) geri dönmüştür. Geri dönen sınıf öğretmeni
anketlerinden 13 tanesi hatalı olduğundan değerlendirilme dışı bırakılmıştır. 55’i yönetici, 272’si sınıf
öğretmeni olmak üzere toplam 327 anket değerlendirmeye alınmıştır. Araştırmaya katılanların kişisel
özelliklerine göre dağılımı Tablo 1’de verilmiştir.
84 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Tablo 1. Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kişisel Özellikleri
Özellik
Görev Durumu
• Öğretmen
• Yönetici
Cinsiyet
• Kadın
• Erkek
Mesleki Kıdem
• 1–10
• 11–15
• 16–20
• 20 ve üzeri
Eğitim Durumunuz
• Önlisans
• Lisans
• Lisansüstü
Sayı (f)
Yüzde (%)
272
55
83.2
16.8
128
199
39.1
60.9
144
91
22
70
44.0
27.8
6.7
21.4
50
262
15
15.3
80.1
4.6
Mezun Olunan Fakülte
• Eğitim Fakültesi
• Diğer
210
117
64.2
35.8
Yenilenen Program Hakkında Bilgilendirilme Durumu
• Evet, bilgilendirildim
• Hayır, bilgilendirilmedim
242
85
74.0
26.0
Tablo 1’de görüldüğü gibi araştırmaya katılan öğretmenlerin
%16,8’i yönetici, %83,2’si ise sınıf
öğretmenlerinden oluşmaktadır. Yönetici ve öğretmenlerin %39,1’i kadın, %60,9’ü erkektir. Kıdemlerine
göre yönetici ve öğretmenlerin dağılımına baktığımızda; öğretmenlerin %44,0’ü 1–10 yıl arası, %27,8’i
11–15 yıl arası, %6,7’si 16–20 yıl arası ve %21,4’ü 21 ve üzeri yıl mesleki kıdeme sahip oldukları
görülmektedir. Yönetici ve öğretmenlerin %15,3’ü önlisans, %80,1’i lisans ve 4,6’sı lisansüstü eğitim
mezunudur. Yönetici ve öğretmenlerin %64,2’ü eğitim fakültesi, %35,8’i ise diğer fakültelerden mezun
olmuşlardır.
Yenilenen
ilköğretim
programı
hakkında
yönetici
ve
öğretmenlerin
%74’ü
bilgilendirildiklerini, %26’sı ise yeterince bilgilendirilmediklerini belirtmişlerdir.
Veri Toplama Aracı
Bu çalışmada veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen “Yenilenen İlköğretim Programının Uygulanması
Sürecinde Karşılaşılan Sorunlara İlişkin Yönetici ve Öğretmen Görüşleri Anketi” ile toplanmıştır. Veri
toplama aracının kapsam geçerliğinin sağlanması için uzman görüşüne sunulmuştur. Harran
Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim ve Eğitim Bilimleri bölümlerinde toplam altı uzmanın görüşü
alınmıştır. Uzmanlar tarafından getirilen öneri ve eleştiriler doğrultusunda gerekli düzenlemeler
yapılmıştır. Veri toplama aracının güvenirliğini belirlemek için ise veri toplama aracını oluşturan dört
bölümün ayrı ayrı ve veri toplama aracının bir bütün olarak güvenirlik katsayıları (crombach alfa)
hesaplanmıştır. Buna göre; veri toplama aracının “kazanımlar” alt başlığını oluşturan boyutun güvenirlik
katsayısı (crombach alfa) 0,890, “içerik” alt başlığını oluşturan boyutun güvenirlik katsayısı (crombach
alfa) 0,854, “öğretme-öğrenme süreci” alt başlığını oluşturan boyutun güvenirlik katsayısı (crombach
alfa) 0,906 ve “değerlendirme” alt başlığı oluşturan boyutun güvenirlik katsayısı (crombach alfa) 0,857
olarak hesaplanmıştır. Veri toplama aracının genel olarak güvenirlik katsayısı (crombach alfa) ise 0,956
85 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
olarak hesaplanmıştır. Bulunan bu değerleler hem alt boyutlar bazında hem de genel olarak veri
toplama aracının güvenirliği için yüksek bir değer olarak kabul edilmiş ve uygulanmasına karar
verilmiştir. Veri toplama aracı iki bölümden oluşmakta olup birinci bölümde sınıf öğretmenleri ve okul
yöneticilerine ilişkin kişisel bilgiler, ikinci bölümde ise yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin ifadeler yer almaktadır. Ankette yenilenen ilköğretim
programında karşılaşılan sorunlar eğitim programının “kazanımlar”, “içerik”, “öğretme-öğrenme süreci”
ve “değerlendirme” öğelerinde ele alınmıştır.
Toplanan Verilerin Çözümlenmesi
Araştırmada elde edilen sonuçlar, anketi oluşturan dört alt alana göre değerlendirilmiştir. Araştırma
bulgularının değerlendirilmesinde SPSS 16.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. Elde edilen veriler
araştırmanın alt amaçları doğrultusunda, okul yöneticileri ve sınıf öğretmeni görüşlerine göre; yenilenen
ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunları belirlemede “aritmetik ortalama ve
standart sapmalardan” okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin görüşleri arasında fark olup olmadığını
belirlemede “Aritmetik ortalama, standart sapma ve t-testinden yararlanılmıştır. Yenilenen ilköğretim
programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin yönetici ve sınıf öğretmeni görüşlerinin
kişisel özelliklerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğini belirlemede; aritmetik ortalama,
standart sapma, t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve tukey testlerinden” yararlanılmıştır.
Verilerin çözümlenmesinde yönetici ve öğretmenlerin verdikleri yanıtların puanlarını hesaplamak
amacıyla ankette yer alan maddelere “ tamamen katılıyorum” için 5, “oldukça katılıyorum” için 4,
“kısmen katılıyorum” için 3, “çok az katılıyorum “ için 2 ve “hiç katılmıyorum” için 1 puan verilmiştir.
Anketteki her bir maddeye verilecek yanıt kodları bu derecelere uygun olarak olumsuzdan olumluya
doğru 1.00 ile 5.00 arasında değişmektedir. Ölçme aracında yer alan aralıkların eşit olduğu (4/5)
varsayımından hareketle seçeneklere ilişkin alt ve üst sınırlar belirlenmiştir. Ölçme aracındaki her bir
maddeye ilişkin derecelendirme sınırları “Her zaman 4,20–5.00”, “Çoğu zaman 3.40–4.19”, “Ara sıra
2.60–3.39”, Nadiren 1.80–2.59” ve Hiçbir zaman 1.00–1.79” olarak belirlenmiştir. Yenilenen ilköğretim
programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin yönetici ve öğretmen görüşlerinden
elde edilen veriler bu sınırlarından yararlanılarak yorumlanmıştır.
Bulgular ve Yorum
Araştırmanın bu bölümünde, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2004–2005 eğitim-öğretim yılından
itibaren uygulamaya konan yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunların belirlenmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada elde edilen veriler araştırmanın alt amaçlarını
oluşturan soruların sırasına göre ele alınmış ve yorumlanmıştır.
86 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Yenilenen İlköğretim Programının Uygulanması Sürecinde Karşılaşılan Sorunlar
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlar, eğitim programının
temel öğelerine göre okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin görüşlerine dayalı olarak belirlenmeye
çalışılmıştır. Yenilenen ilköğretim programının “kazanımlar” öğesi kapsamında karşılaşılan sorunlara
ilişkin okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin görüşlerinden elde edilen sayısal veriler Tablo 2’de
verilmiştir.
Tablo 2. Yenilenen ilköğretim programının “kazanımlar” öğesine yönelik yaşanılan sorunlara ilişkin
görüşler
2.35
2.44
2.41
ss
1.17
0.91
0.93
2.41
1.02
2.42
2.42
0.91
0.93
X
1. Kazanımlar yeterince açık ve anlaşılır olarak ifade edilmemiştir.
2. Kazanımlar öğrencilerde üst düzey düşünme geliştirmeye yönelik değildir.
3. Her bir kazanımın birden çok davranıştan oluşması kazanımların gerçekleşme
oranını düşürmektedir.
4. Kazanımlar öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve beklentilerine uygun olarak
belirlenmemiştir.
5. Kazanımlar öğrencilerin gelişim düzeylerine uygun olarak hazırlanmamış.
6. Araç-gereç eksikliği programdaki kazanımlara ulaşılmasını güçleştirmektedir.
Tablo 2’de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan yönetici ve öğretmenlerin yenilenen ilköğretim
programının kazanımlar öğesinde karşılaşılan sorunlara ilişkin görüşlerinden elde edilen puanların
aritmetik ortalamaları ( X
=2.35) ile ( X =2.44) arasında değişmektedir. Bu ortalamalar arası tüm
değerler, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde “kazanımlar” öğesinde nadiren
sorunlarla karşılaşıldığını göstermektedir. Bu verilere dayanarak yenilenen ilköğretim programının
uygulanması sürecinde programın “kazanımlar” öğesine ilişkin olarak, okul yöneticileri ve sınıf
öğretmenlerinin az da olsa sorunla karşılaşmadıkları söylenebilir. Bu durum, yenilenen ilköğretim
programının “kazanımlar” boyutunun öğrenci düzeylerine büyük oranda uygun olduğu şeklinde
açıklanabilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde, “içerik” öğesi kapsamında karşılaşılan
sorunlara ilişkin yönetici ve sınıf öğretmeni görüşlerinden elde edilen sayısal veriler Tablo 3’te
verilmiştir.
Tablo 3. Yenilenen ilköğretim programının “içerik” öğesine yönelik yaşanılan sorunlara ilişkin görüşler
ss
X
1. Ders içerikleri ile kazanımlar arasında yeterli düzeyde uyum sağlanamamıştır.
2.40
.91
2. Ders kitaplarında yeterli bilgi ve tanımların olmaması öğretim etkinliklerinin
2.18
.92
düzenlenmesinde sorunlara neden olmaktadır.
3. Ders kitaplarında yeterli bilgi ve tanımların olmaması öğrencilerin öğrenmesini
2.16
.95
zorlaştırmaktadır.
4. Ders içeriklerinde belirtilen etkinliklerin nasıl yapılacağı yeterince açık ve anlaşılır
2.18
.95
değildir.
5. Ders içeriklerinde yer alan öğretim etkinlikleri öğrenci gelişim düzeylerine uygun
2.41
.99
değildir.
6. Derslerin yürütülmesinde sadece ders kitapları ve çalışma kitaplarının
2.44
.98
kullanılması çoğu zaman yeterli olmamaktadır
87 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Tablo 3 incelendiğinde, araştırmaya katılan yönetici ve sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilköğretim
programının “içerik” öğesinde karşılaşılan sorunlara ilişkin görüşlerinden elde edilen puanların aritmetik
ortalamaları ( X =2.16) ile ( X
=2.44) arasında değişmektedir. Bu ortalamalar arası tüm değerler,
yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde “içerik” öğesine ilişkin nadiren sorunlarla
karşılaşıldığını göstermektedir. Bu verilere dayanarak, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinin, programın “içerik” öğesine ilişkin olarak okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin çok az
sorunla karşılaştıkları söylenebilir. Bu sonuçlara göre, yenilenen ilköğretim programının “içerik”
boyutunun büyük oranda öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerine ve kazanımlarla uyumlu olduğu
söylenebilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde, programın “öğretme-öğrenme süreci” öğesi
kapsamında karşılaşılan sorunlara ilişkin yönetici ve sınıf öğretmeni görüşlerinden elde edilen sayısal
veriler Tablo 4’te verilmiştir.
Tablo 4. Yenilenen ilköğretim programının “öğretme-öğrenme sürecine” yönelik yaşanılan sorunlara
ilişkin görüşler
ss
X
1. Ara disiplinlerin nasıl uygulanacağı hakkında ayrıntılı bilgiye yer verilmemiştir.
2.38
.94
2. Öğretim etkinliklerinin nasıl yapılacağı sistematik olarak planlanmamıştır.
2.17
97
3. Yapılacak etkinliğin türüne ve özelliğine göre öğrenme ortamlarını düzenlemek
2.36
.91
güçtür.
4. Yapılacak etkinliğin türüne ve özelliğine uygun öğretim araç ve gereçlerini bulmak
2.33
99
güçtür.
5. Öğretmenin sınıfa olan hâkimiyeti zayıflamıştır.
2.27
.95
6. Sınıfların aşırı kalabalık olması yenilenen ilköğretim programlarının
2.61
.97
uygulanmasını güçleştirmektedir.
7. Öğrencinin bilgiyi yapılandıramaya yönelik etkinlikleri gerçekleştirememesi
2.60
.98
özgüvenini yitirmesine neden olmaktadır.
8. Öğretmenlerin yenilenen programın dayandığı öğrenme yaklaşımı hakkında
2.43
.96
yeterince bilgilendirilmemeleri uygulamada çeşitli sorunlara neden olmaktadır.
9. Öğretme-öğrenme süreçlerinde öğretmenlerin rollerinde değişiklik meydana
2.30
.89
geldiği için yenilenen programı benimsemeleri güçleşmiştir.
10. Sınıflarda öğrencilere tanınan aşırı özgürlük sınıf yönetimini ve kontrolünü
2.60
.98
zorlaştırmıştır.
11. Yenilenen programında ailelere, çocuklarına destek olma noktasında daha fazla
2.87
1.52
görev ve sorumlulukların verilmesi ailelerin şikâyetlerine neden olmuştur.
12. Yenilenen programın uygulanmasını sağlayacak okullar, yeterli düzeyde derslik,
2.54
.99
kütüphane, laboratuar ve teknoloji merkezlerine sahip değildir.
13. Okulların altyapısı ve sahip olduğu olanaklar, yenilenen ilköğretim programın
2.33
.99
yürütülmesi için yeterli değildir.
14. Yenilenen programın uygulanması sürecinde öğrencilere verilen performans ve
2.53
.94
proje ödevleri öğrencilerin çok zamanını almaktadır.
Tablo 4’te görüldüğü gibi, araştırmaya katılan yönetici ve sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilköğretim
programının “öğretme-öğrenme süreci” öğesinde karşılaşılan sorunlara ilişkin görüşlerinden elde edilen
puanların aritmetik ortalamaları ( X
=2.17) ile ( X =2.87) arasında değişmektedir. Bu verilere göre;
yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinin “öğretme-öğrenme süreci” öğesinde; 1., 2., 3.,
4., 5., 7., 8., 9., 12., 13. ve 14. sorunlarla nadiren karşılaşıldığı, 6., 7., 10. ve 11. sorunlarla ise ara sıra
karşılaşıldığı görülmektedir. Bu sonuçlara dayanarak; yenilenen ilköğretim programında; ailelere,
88 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
çocuklarına destek olma noktasında daha fazla görev ve sorumluluğun verilmesi, ailelerde çeşitli
şikâyetlere neden olurken, sınıfların aşırı kalabalık olması ve sınıflarda öğrencilere aşırı özgürlüğün
tanınması öğretme-öğrenme süreçlerinde çeşitli disiplin sorunlarına yol açtığı söylenebilir. Ayrıca
öğrenmeyi, öğrencinin bilgiyi yeniden yapılandırmasına dayalı olarak açıklayan bu programın öğretmeöğrenme sürecinde, “öğrencinin bilgiyi yapılandıramaya yönelik etkinlikleri gerçekleştirememesi
özgüvenini yitirmesine neden olmaktadır” görüşü okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri tarafından
kısmen de olsa anlamlı bulunduğu ve kabul edildiği görülmektedir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde, “değerlendirme” öğesi kapsamında
karşılaşılan sorunlara ilişkin yönetici ve sınıf öğretmeni görüşlerinden elde edilen sayısal veriler Tablo
5’de verilmiştir.
Tablo 5. Yenilenen ilköğretim programının “değerlendirme” öğesine yönelik yaşanılan sorunlara ilişkin
görüşler
ss
X
1. Yenilenen programda benimsenen öğrenci değerlendirme yaklaşımı öğrenci
2.27
.9
aleyhine olmuştur.
4
2. Öğrenci değerlendirmelerinde süreç değerlendirmenin esas alınması çeşitli
2.27
.9
şüphelere yol açmaktadır.
3
3. Öğrencilere verilen performans ve proje ödevleri öğrenci aileleri tarafından
2.28
.9
yapılmakta bu da çalışmaların notlandırma işlemlerini zorlaştırmaktadır.
1
4. Ölçme ve değerlendirme çalışmalarında sözlü ve yazılı yoklamalar ağırlıklı olarak 2.38
1.
yerini korumaktadır.
02
Tablo 5’de görüldüğü gibi, araştırmaya katılan yönetici ve sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilköğretim
programının uygulanması sürecinde, programın “değerlendirme” öğesinde karşılaşılan sorunlara ilişkin
görüşlerinden elde edilen puanların aritmetik ortalamaları ( X
=2.27) ile ( X =2.38) arasında
değişmektedir. Bu ortalamalar arası tüm değerler, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde programın “değerlendirme” öğesinde nadiren sorunlarla karşılaşıldığını göstermektedir. Bu
verilere dayalı olarak, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinin “değerlendirme”
öğesinde, okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin önemli sayılabilecek bir sorunla karşılaşmadıkları
söylenebilir. Bu sonuç, yenilenen ilköğretim programının öngördüğü “değerlendirme” yaklaşımlarının
okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri tarafından benimsenmiş olduğunu göstermektedir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde programın dört öğesine genel olarak
bakıldığında, nadiren sorunlarla karşılaşıldığı, genel olarak programın başarılı bir şekilde uygulandığı
söylemek olanaklıdır. Bu durum program paydaşlarının özellikle öğretmen, yönetici ve müfettişlerin
program hakkında yeterince bilgilendirilmiş olmalarının bir sonucu olduğu söylenebilir. Ancak nadiren de
olsa programın uygulanması sürecinde sorunlarla karşılaşılması, öğretme-öğrenme süreçlerini olumsuz
etkileyip, öğrenci öğrenmelerinde engel oluşturabilir.
89 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Yenilenen İlköğretim Programının Uygulanması Sürecinde Karşılaşılan Sorunlara İlişkin Grup
Görüşleri Arasındaki İlişki
Araştırmanın bu bölümünde, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunlara ilişkin grup görüşlerinin kişisel özelliklerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğine
bakılmıştır.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin öğretmen
görüşlerinin üstlendikleri göreve göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği ile ilgili sayısal veriler Tablo
6’da verilmiştir.
Tablo 6. Grup görüşlerine uygulanan t-testi sonuçları
Görev
N
X
Öğretmen
271
2.43
Yönetici
55
2.17
ss
.66
.61
Sd
t
P
324
2.681
.008
Tablo 6’da görüldüğü gibi, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunları belirlemeye yönelik, yönetici ve sınıf öğretmeni görüşlerinin anlamlı farklılık gösterip
göstermediğine bakılmıştır. Grup görüşlerinden elde edilen puanların aritmetik ortalamalarının
(X
=2.17) ile ( X =2.43) arasında değiştiği görülmektedir. Bu farka göre, sınıf öğretmenlerinin
X
=2.43
aritmetik ortama ile yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde daha fazla sorunla
karşılaştıkları, okul yöneticileri ise X
=2.17 aritmetik ortalama ile kısmen daha az sorunla karşılaştıkları
söylenebilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunları belirlemeye ilişkin görüş
puanları, görev değişkenine göre anlamlı farklılık göstermektedir [t(324) = -2.681, P<.05]. Buna göre,
yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde, sınıf öğretmenleri okul yöneticilerine göre
daha fazla sorunla karşılaştıkları söylenebilir. Bu durum, sınıf öğretmenlerinin okul yöneticilerine göre
öğretme-öğrenme süreçleri ile daha çok ilgili olmalarının bir sonucu olarak açıklanabilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin grup görüşlerinin
mesleki kıdemlerine göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği ile ilgili sayısal veriler Tablo 7’de
verilmiştir.
90 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Tablo 7.Kıdemlerine göre grup görüşlerinin tek yönlü varyans çözümlemesi sonuçları
Varyansın
Kareler
Kareler
Kıdem
N
ss
sd
X
Kaynağı
Top.
Ort.
0–10
144
2.41
.60
.575
3
.192
11–15
91
2.38
.69 Gruplar arası
142.917
323
.442
16–20
22
2.49
.78 Grup içi
Toplam
143.492
326
21 ve üzeri
70
2.32
.73
Toplam
327
2.39
.66
F
P
433
.729
Tablo 7’de görüldüğü gibi, yenilenen ilköğretim programlarının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunlara ilişkin öğretmenlerin kıdemlerine göre görüşlerinin aritmetik ortalama değerleri ( X
(X
=2.32) ile
=2.49) arasında değişmektedir. Bu değerlere göre, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde X =2.49 aritmetik ortalama ile 16–20 yıl arası mesleki kıdeme sahip olan okul yöneticileri ve
sınıf öğretmenleri en fazla sorunla karşılaşırken bunu, X =2.41 aritmetik ortalama ile 0–10 yıl arası
mesleki kıdeme sahip okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri, X =2.38 aritmetik ortalama ile 11–16 yıl
arası mesleki kıdeme sahip okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri ve X
=2.32 aritmetik ortalama ile 21
ve üzeri yıl mesleki kıdeme sahip okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri izlemektedir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin görüş
puanlarının aritmetik ortalamaları, “mesleki kıdem” değişkenine göre anlamlı farklılık göstermediği
görülmektedir
[f(323) = 433, P>.05]. Buna göre, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde sorunlarla karşılaşma düzeyi okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin mesleki kıdemlerine
göre anlamlı farklılık göstermediğini söylemek olanaklıdır.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin grup görüşlerinin
eğitim durumlarına göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği ile ilgili sayısal veriler Tablo 8’de
verilmiştir.
Tablo 8. Eğitim durumlarına göre grup görüşlerinin tek yönlü varyans çözümlemesi sonuçları
Eğitim
Varyansın
Kareler
Kareler
N
Ss
sd
F
X
Durumu
Kaynağı
Top.
Ort.
Önlisans
50
2.33
.66
1.224
2
.612
Lisans
262
2.38
.66 Gruplar arası
1.393
142.269
324
.439
Lisansüstü
15
2.65
.74 Grup içi
143.492
326
Toplam
327 2.38
.66
P
.250
Tablo 8 incelendiğinde, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara
ilişkin grup görüşlerinden elde edilen puanların aritmetik ortalama değerlerinin ( X =2.33) ile ( X =2.65)
arasında değiştiği görülmektedir. Bu değerlere göre, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde X =2.65 aritmetik ortalama ile lisansüstü eğitim mezunu olan okul yöneticileri ve sınıf
öğretmenleri en fazla sorunla karşılaşırken bunu, X =2.38 aritmetik ortalama ile lisans mezunu olan okul
yöneticileri ve sınıf öğretmenleri ve X =2.33 aritmetik ortalama ile önlisans mezunu olan okul yöneticileri
ve sınıf öğretmenleri izlemektedir.
91 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin görüş
puanlarının aritmetik ortalamaları arasında görülen bu fark “eğitim durumu” değişkenine göre anlamlı
farklılık göstermemektedir
[f(324) = 1.393, P>.05]. Buna göre, yenilenen ilköğretim programının
uygulanması sürecinde sorunlarla karşılaşma düzeyi okul yöneticileri ve sınıf öğretmeni görüşleri eğitim
durumlarına göre anlamlı farklılık göstermediğini söylemek olanaklıdır. Bu durum, yenilenen ilköğretim
programının dayandığı yapılandırmacı öğrenme yaklaşımının, öğretmen yetiştiren kurumlarda ders
olarak okutulmamasının bir sonuç olarak değerlendirilebilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin grup görüşlerinin
mezun olunan fakülteye göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği ile ilgili sayısal veriler Tablo 9’da
verilmiştir.
Tablo 9. Mezun olunan fakülteye göre grup görüşlerinin t-testi sonuçları
Mezuniyet
N
ss
Sd
X
Eğitim Fakültesi
210
2.39
.66
325
Diğer
117
2.39
.66
t
P
-.022
.983
Tablo 9’daki verilere göre, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunlara ilişkin grup görüşleri “mezun oldukları fakülte” değişkenine göre anlamlı farklılık
göstermemiştir [t(325) = -.022, P>.05].
Buna göre, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin mezun oldukları
fakülteye göre görüşlerinin anlamlı farklılık göstermediği söylenebilir. Bu durum, yenilenen ilköğretim
programının dayandığı yapılandırmacı öğrenme yaklaşımını öğretmen adaylarına tanıtma konusunda
eğitim fakültelerinin diğer fakültelerden farklı olmadığının bir sonucu olarak açıklanabilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunlara ilişkin grup görüşlerinin
program hakkında bilgilendirilme durumuna göre anlamlı farklılık gösterip göstermediği ile ilgili sayısal
veriler Tablo 10’da verilmiştir.
Tablo 10. Bilgilendirilme durumuna göre grup görüşlerinin t-testi sonuçları
Bilgilendirilme Durumu
N
ss
Sd
X
Evet Bilgilendirildim
240
2.29
.60
325
Hayır Bilgilendirilmedim
87
2.64
.75
t
-4.334
P
.000
Tablo 10’da görüldüğü gibi, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan
sorunları belirlemeye yönelik, yönetici ve sınıf öğretmeni görüşlerinin, “program hakkında bilgilendirilme
durumuna” ilişkin görüşlerinden elde edilen puanların aritmetik ortalamalarının X =2.29 ile X =2.64
arasında değişmektedir. Bu farka göre, yenilenen ilköğretim programı hakkında bilgilendirilmeyen
yönetici ve sınıf öğretmenleri X =2.64 aritmetik ortama ile programın uygulanması sürecinde daha fazla
sorunla karşılaşırken,
yenilenen ilköğretim programı hakkında bilgilendirilen yönetici ve sınıf
92 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
öğretmenleri X =2.29 aritmetik ortalama ile programın uygulanması sürecinde anlamlı düzeyde daha az
sorunla karşılaştıkları söylenebilir.
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunları belirlemeye ilişkin
görüşlerin, “program hakkında bilgilendirilme durumuna” göre anlamlı farklılık gösterip göstermediğine
ilişkin görüş puanlarının aritmetik ortalamaları arasında görülen bu farkın istatistiksel olarak anlamlı
olduğu görülmektedir [t(325)= -4.334, P<.05]. Buna göre,
yenilenen ilköğretim programının
uygulanması sürecinde, program hakkında bilgilendirilenler, bilgilendirilmeyenlere göre daha az sorunla
karşılaştıkları söylenebilir. Bu durum, yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde, program
hakkında bilgilendirilen okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin daha uygun ve bilinçli davrandıklarının
bir sonucu olarak açıklamak olanaklıdır
Sonuçlar ve Öneriler
Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde karşılaşılan sorunları okul yöneticileri ve sınıf
öğretmenlerinin görüşlerine dayalı olarak belirlemeyi amaçlayan bu çalışmada elde edilen sonuçlar
şöyle özetlenebilir:
1-
Araştırmaya katılan okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri, yenilenen ilköğretim programının
uygulanması sürecinde; “kazanımlar”, “içerik” ve “değerlendirme” öğelerine ilişkin olarak nadiren
sorunlarla
karşılaştıklarını
belirtmişlerdir.
Yenilenen
ilköğretim
programının
uygulanması
sürecinde “öğretme-öğrenme süreçleri” öğesi kapsamında ise okul yöneticileri ve sınıf
öğretmenleri bazı sorunlara dikkat çekerek, uygulamada bu sorunlarla ara sıra karşılaştıklarını
belirtmişlerdir. Grup görüşlerine göre, bu sorunlar şöyle sıralanabilir.
Ailelere, çocuklarına destek olma noktasında daha fazla görev ve sorumluluğun verilmesi,
program hakkında yeterince bilgi sahibi olamayan ailelerin çeşitli şikâyetlerde bulunmalarına
neden olurken, sınıfların aşırı kalabalık olması ve sınıflarda öğrencilere aşırı özgürlüğün
tanınması öğretme-öğrenme süreçlerinde çeşitli disiplin sorunlarına yol açmaktadır. Bununla
birlikte, öğrencinin bilgiyi yapılandıramaya yönelik etkinlikleri gerçekleştirememesi öğrencinin
kendine olan özgüvenini yitirmesine de neden olduğu araştırmada ulaşılan önemli sonuçlar
olmuştur.
2-
Öğretmenlerin üstlendikleri göreve göre, görüşlerinin incelenmesi sonucu, yenilenen ilköğretim
programının uygulanması sürecinde, sınıf öğretmenlerinin okul yöneticilerine göre daha fazla
sorunla karşılaştıkları belirlenmiştir. Aynı şekilde, yenilenen ilköğretim programının uygulanması
sürecinde,
program
hakkında
bilgilendirilen
okul
yöneticileri
ve
sınıf
öğretmenleri,
bilgilendirilmeyen okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerine göre daha az sorunla karşılaştıkları
ortaya çıkmıştır. Öte yandan yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde
karşılaştıkları sorunlara ilişkin olarak okul yöneticileri ve sınıf öğretmeni görüşlerinin;
sahip
oldukları mesleki kıdeme, eğitim durumlarına ve mezun oldukları fakültelere göre anlamlı farklılık
93 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
göstermediği belirlenmiştir. Ancak görece bir farkla; 21 ve üzeri mesleki kıdeme sahip, önlisans
düzeyinde eğitim almış okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin yenilenen ilköğretim programının
uygulanması sürecinde daha az sorunla karşılaştıkları belirlenmiştir.
Öneriler
Araştırmanın sonuçlarına dayalı olarak aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.
1. Yenilenen ilköğretim programının uygulanması sürecinde programın dört öğesine genel olarak
bakıldığında, okul yöneticileri ve sınıf öğretmenlerinin nadiren sorunlarla karşılaştıkları
belirlenmiştir.
Ancak
nadiren
de
olsa
programın
uygulanması
sürecinde
sorunlarla
karşılaşılması, öğretme-öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyip, öğrenci öğrenmelerinde engel
oluşturabilir. Bu nedenle, okul olanaklarının programın sorunsuz olarak uygulamasını
sağlayacak yeterlikte olması sağlanmalıdır. Bununla birlikte program paydaşları, programda
meydana gelen yeni değişim ve gelişmeler konusunda çeşitli hizmetiçi eğitim programları ile
sürekli olarak bilgilendirilmelidir.
2. Yenilenen ilköğretim programında ailelere, çocuklarına destek olma noktasında daha fazla
görev ve sorumluluğun verilmesi ailelerin şikâyetlerine neden olmuştur. Bu sorunun giderilmesi
için ailelere, çocuklarına katkılarının ne ve nasıl olacağı, buna ilişkin sınırların nasıl
belirleneceğine yönelik okullarda aile bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır.
3. Okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri, sınıflarda öğrencilere tanınan aşırı özgürlüğün sınıf
yönetimini
ve
kontrolünü
zorlaştırdığını
belirtmişlerdir.
Öğrenci
özgürlüğünün
bilgiyi
yapılandırma ve öğrenme etkinliklerine etkin katılımla ilgili olduğu bu süreci olumsuz etkileyecek
öğrenci davranışlarının kontrol altına alınması gereği konusunda öğretmenler bilgilendirilmelidir.
4.
Sınıf mevcutları, yenilenen ilköğretim programının uygulanmasını kolaylaştıracak düzeyde
olmalıdır. Bunun için okullarda yeterli sayıda derslik ve öğretmen olmalıdır.
5. Okul yöneticileri ve sınıf öğretmenleri, öğrencinin bilgiyi yapılandıramaya yönelik etkinlikleri
gerçekleştirememesi
durumunun
öğrencinin
özgüvenini
yitirmesine
neden
olduğunu
belirtmişlerdir. Bilginin yapılandırılması aşamasında öğretmenin öğrenciye nasıl bir katkı
sağlayacağı ve nasıl rehberlik edeceği öğretmen tarafından çok iyi bilinmelidir. Bu nedenle, sınıf
öğretmenlerinin bilginin yapılandırılması konusunda öğrenciye nasıl rehberlik yapacağı
konusunda çeşitli etkinliklerle bilgilendirilmeleri gerekmektedir.
Kaynaklar
94 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 17, Haziran 2009, 77- 94
Brooks G. and M G. Books. (1999). “The Courage to be Constructivist.” Educational Leadership,
November, 18–24.
Karasar, N. (2002). Bilimsel Araştırma Yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Ev, Onbirinci Baskı.
Özden, Y. (2003). Öğrenme ve Öğretme. PegemA Yayıncılık.
Özmen, H. (2004). “Fen Öğretiminde Öğrenme Teorileri ve Teknoloji Destekli Yapılandırmacı Öğrenme”
TOJET, ISSN:1303–65421, 3:1
Perkins D. N. (1999). “The Many Faces of Constructivism.” Educational Leadership, November, 6–11.
Sağlam, M., L. Vural ve A. Adıgüzel. (2007). “Yeni İlköğretim Programının Uygulanması Sürecinde
Önceki Programa Göre İstenmeyen Öğrenci Davranışlarının Görülme Sıklığı”, VI. Ulusal Sınıf
Öğretmenliği Sempozyumu’nda (27–29 Nisan 2007) Sunulan Bildiri. Eskişehir.
Saban, A. (2002). Öğrenme-Öğretme Süreci. Anakara: Nobel Yayınlar.
Yaşar, Ş. (1998). “Yapısalcı Kuram ve Öğrenme-öğretme Süreci.” Vll. Ulusal Eğitim Bilimleri Kongresi
Konya: Selçuk Üniversitesi, 9–11 Eylül 1998: 695–701.
Yetkin, D. Ö. Daşcan. (2006). Son Değişikliklerle İlköğretim Programı (1–5 Sınıflar). Ankara: Anı
Yayıncılık.

Benzer belgeler