071 krallar vadisi - Atlantis

Transkript

071 krallar vadisi - Atlantis
KRALLAR VADİSİ
Yazan: Haydar Aksakal
Mısır tarihini izlemek için, uzun süre bu ülkede kalmak gerekiyor. Tapınaklar, devasa
sütunlar, heykeller, anıt mezarlar ve Nil’in her köşesi Mısır’ın gizemli tarihini gözler önüne
seriyor.
Lüksor Kenti’nden Nil’in Batı Yakası’na, Nil Nehri üzerindeki bir köprüden geçerek
ulaşıyoruz. Memnon kolonları, Krallar Vadisi, Habu, Hatshepsut, Ramesseum, Dendera ve
Abydos Tapınakları Batı Teb Bölgesi’nde.
Eski Krallık Döneminde, büyük emek ve masrafla yapılan piramitlerin yerine, Firavun ve
soyluların mezarları Teb yöresindeki vadilerde, kayalık tepelerin içine yapıldı.
Krallar Vadisi, yaklaşık olarak 1x 3km ölçülerinde, Deir El- Bahri olarak bilinen yerde, iki
vadinin kesiştiği yerdir.
XVIII. ve XX. Hanedanlık döneminde (Yeni Krallık zamanı) piramitlerden hazinelerin
çalındığını gören firavunlar, mezarlarını saklamak için Lüksor’un batısındaki vadiyi seçtiler.
Kayaların içine tapınaklarını ve mezar odalarını yaptırdılar. Tutahkamon’un mezarı hariç, tüm
mezarlar gezginler, arkeologlar ve hırsızlar tarafından soyuldu.
Tutahkamon Mezarından çıkan eşyaların, Kahire’deki Mısır Arkeoloji Müzesi’nin bir katını
doldurduğu söyleniyor.
Mumya, ayinlerden sonra, son bölümdeki lahdin içine konuyor. Firavunlar, tüm mal varlığı ve
öbür dünyada ihtiyaç duyacağı tüm eşyalar ile birlikte sonsuz yolculuğa uğurlanıyor ve mezar
kapatılıyor. Firavun beklenenden önce ölürse, onu başkası için hazırlanan bir mezara
gömüyorlardı. Mezarlar aşağıya doğru eğimli koridor ve odalardan oluşuyor.
Duvarların yüzeylerinde kabartmalı renkli resimler, dini tasvirler ve yazıtlar var. Firavunun
tanrılara olan bağlılığı ve dürüst bir yönetici olduğu anlatılıyor. Ölümden sonraki hayata
inandıkları için kutsal kitaplardan bazı pasajlar da duvarlarda yer almış. Firavunlar kendileri
için renkli bir dünya yaratmış.
Daha sonra, buralarda toplu mezar alanları oluştu. 1922’de bulunan Tutahkamon Mezarı
dışındaki tüm mezarlar soyuldu.
Eski Mısırlı rahipler, 40 firavun mumyasını soygunculardan korumak için Deir El Bahri’deki
gizli ve toplu bir mezarlığa nakletti. Mumyaların büyük bir kısmı da 1881 yılında Kahire
Müzesi’ne getirildi.
Krallar vadisinde 64 firavun’un taşa işlenmiş mezarları bulunuyor. 33 tanesi firavunlara ait,
Diğerleri, erkek çocuklar ve önemli devlet adamları için düzenlenmiş.
Krallar Vadisinden başka Kraliçeler, Asiller ve işçiler Vadisi de görülmesi gereken yerler
arasında. Kraliçeler Vadisi, Krallar Vadisi’nin 1,5km güneybatısında Biban El-Harim denilen
yerde.
Krallar Vadisine, arka arkaya sıralanmış küçük taşıyıcılarla ulaşıyoruz. Tüm mezarları bir
günde gezmek olanaksız, son yıllarda turistler ve yeraltı suları yüzünden mezarlar büyük zarar
görmüş. Rehberlerin önerdiği mezarlara giriyoruz.
Her mezarın girişinde mezarla ilgili panolar var. Ziyaretçi çok olduğu için, rehberlerin içeriye
girmesi yasak, onlarda panoların önünde mezarın özelliklerini anlatıyorlar ve insanları içeriye
gönderiyor. Bir biletle üç mezar gezebiliyorsunuz.
İlk ana mezar Ramses IV’ün, çok basit bir yapı. İÖ. 1100’lerde yapıldığı söyleniyor. Mezar
girişinde, kapıdan itibaren rölyefler başlıyor. Mezarın en derin noktası 20m aşağıda. Üç geniş
koridordan sonra lahit odasına ulaşılıyor. Ramses VI’nın lahit odasının tavanı sarı lacivert,
gökyüzünü ve yıldızları anlatıyor. Amennohhis II’nin mezarı daha derin bir galeride.
Tutahkamon’un Mezarındaki lahit Assuan granitinden yapılmış, soyulmayan tek mezar
burası. 12kg ağırlığındaki altın tabut gözleri kamaştırıyor. Duvarlardaki maymun figürleri,
ayları temsil ediyor. Küçük yaşta Firavun olup, tahta çıkan Tutahkamon 18 yasında öldü.
Rahip Eje için hazırlanmış mezara gömüldü. Mezar Ramses VI’nın mezarının altına doğru
kazıldı. Mezar hazırlanırken yuvarlanan taşlar Tutahkamon’un mezar girişini kapattığından
Tutahkamon’un mezarı soygunculardan korundu. 1923 yılında Howard Carter tarafından
bulundu. Aslında Tutahkamon önemli bir firavun değildi. Tek özelliği mezarının soyulmadan
günümüze ulaşması, içinin dolu olması ve yaşadığı döneme ışık tutması.
Galerilere hava tesisatı döşenmiş. Krallar Vadisi’ndeki arkeolojik kazılar hala devam ediyor.
Teb civarında Nil ile Krallar Vadisi arasında ki yol üzerinde Memnon kolonları var. 23 metre
yüksekliğinde, 7m uzunluğunda. Memnon Anıtları Amenhotep III'ün cenaze tapınağının
girişinde yapılmış. Tapınaktan geriye bir şey kalmadığı için, anıtlar önem kazandı.
Heykellerin içindeki deliklerden geçen rüzgâr, melodik sesler çıkarttığı için buraya gelen
Yunanlılar, bunlara Memnon anıtları demiş. (Agememnon, Manisalı Pelops’un torunlarından)
Anıtlar, bir depremde zarar gördü. M.S. 3. yüzyılda Romalı Septimus Severus bu anıtların
çıkarttıkları sesin devamını sağlamak için, anıtları onarınca ses çıkartan delikler kapandı,
anıtlarda sessizliğe gömüldü.
Heykeller yıkılmaması için desteğe ve restorasyona alınmış. Helenistik döneme
tarihlendiriliyor. Dev heykellerin bulunduğu yerde Amenhotep III. Tapınağı İÖ. 1388–1348
tarihleri arasında güçlü ve kuvvetliydi, depremler ve su baskınları yüzünden yok olmuş.
I.Tutmosis öldüğünde, Kraliçe Ahmose’den olan kızı Hatshepsut ile oğlu Tutmosis evlendi.
II. Tutmosis çocuk yaşta firavun ilan edildi. Hatshepsut, II. Tutmosis’ş gölgede bırakarak,
gerçek bir hükümdar gibi davrandı.
Tebli Amon rahipleri, kraliçenin gücünden korktu. II. Tutmosis’e kutsallık verdiler, O’nun
ölümünden sonra, III. Tutmosis firavun oldu. Hatshepsut’un kızı Neferu-Re ile evlendi.
III. Tutmosis çocuk olduğu için, Kraliçe Hatshepsut firavun ilan edildi ve yönetime el koydu.
Ülkede huzurlu bir ortam sağladıktan sonra, büyük imar işleri gerçekleştirdi.
Kayalık bir yamacın eteğinde üç katlı olarak inşa edilen görkemli Hatshepsut Tapınağı
kraliçenin ülkesine kazandırdığı önemli eserlerden birisi.
Deir El Bahri’de bulunan Kraliçe Hatshepsut Tapınağı bütün ihtişamı ile uzaktan gözüküyor.
Görüntüsü Ankara’da bulunan Anıt-Kabir’e benziyor.
17 Kasım 1987’de Tapınağın etrafındaki tepelerden turistlere ateş açılmış ve 56 Japon ölmüş.
Hatshepsut Tapınağı'nın sol tarafındaki vadide, firavun eşlerinin ve küçük çocuklarının
mezarları var. Bunlardan en önemlisi, Nefertiti'nin mezarı. Ramses II'nin eşlerinin bulunduğu
mezarda bir fetüs mumyası var.
Dendera bölgesi iki köprü ile Nil’in doğu yakasına bağlı. Dendera Tapınağı, Tanrı Horos’un
karısı, güzellik tanrıçası Hator adına Ptolemaios döneminde inşa edildi. Mısır’ın en güzel
eserlerinden birisi, dekorasyonu, tasvirleri ve süslemeleri ile dikkat çekiyor.
Hator, başında örtüsü ve inek kulakları ile tasvir edilmiş. Hator başlıklı görkemli sütunlar da
oldukça ilginç. Orta yerdeki büyük kapıdan, 24 sütunlu hole giriliyor. Tavanda ay, güneş,
yıldızlar ve Mısır Zodyağına ait kompozisyon bulunuyor.
Kutsal odada ise dinsel amaçlı resimler ve kabartmalar duvarlara işlenmiş. Tapınağın 6
sütunlu hipostil holünde, tapınağın kuruluşuna ait hiyeroglif yazıtlar ve tasvirler, dikkat
edilmesi gereken sanat eserleri arasında yerini almış. Ramasseum ve Medinet Habu Tapınağı
da son ziyaret ettiğimiz yerler oluyor.
Mısır gezimizin son durağı için, Kızıldeniz kıyısında bulunan Hurghada’ya yolculuk başlıyor.
Sabahın erken saatlerinde, bu kente gidecek tüm araçlar Lüksor’da toplanıyor. Jandarma ve
polis kontrolünde sıralan araçlarla yola çıkıyoruz. Lüksor, Hurghada arasındaki yolculuk dört
saat sürüyor. Yolculuk sırasında, gurubumuza kentimizi ve Batı Anadolu’yu anlattım. Bazı
vahalardan ve çöllerden geçiyoruz. Sulanan topraklar yeşile doymuş.
Hurghada, yıllar önce küçük bir köydü. Bugün Kızıldeniz kıyısında dünyanın en büyük tatil
köylerinden birisini kurmuşlar. Onlarca otel ve restoran turizmin hizmetine girmiş.
Dünyanın her tarafından gelen binlerce turist, mercan adalarını görmek için, altı camlı
teknelerle kısa yolculuklara çıkıyor. Kızıldeniz 2350km uzunluğunda, 350km genişliğinde,
Süveyş Kanalı ile Akdeniz’den Hint okyanusuna kadar uzanıyor. Oldukça derin kapalı bir
deniz.
Hurgada’ya 30 km uzaklıkta Solymar Madinat Makadi tatil köyüne ulaştık. Adı köy, bir kenti
andıran caddeleri, parkları, havuzları, golf sahaları, kafeleri, agua su parkları, internet kafeleri,
restoranları, surf merkezleri, tenis kortları, işyerleri ve marketleri ile dünyanın en büyük tatil
köylerinden birisi. Çölü damlama sulama ile yeşil bir vahaya, tatil cennetine çevirmişler.
Tatil Köyünde çeşitli animasyonlar var. Arzu ederseniz, sizin için düzenlenen safariye katılır
yahut Hurgada Kenti’nde tura çıkarsınız.
Hurghada, aynı zamanda Sina yarım adasında bulunan El-Sheikh’in karşı kıyısında. Gelecek
yıllarda yıldızı parlayan, turizm merkezi olmaya aday bir tatil yöresi.
Mısır’da bulunan en önemli eserlerden birisi’de Abu Simbel. Assuan’dan hayli uzakta.
Turizm acentemiz, gezi programına orayı koymayınca abu Simbel’i göremedik.