FİRAVUNLUK PSİKOZU HAKKINDA Y.N. ÖZTÜRK

Transkript

FİRAVUNLUK PSİKOZU HAKKINDA Y.N. ÖZTÜRK
FİRAVUNLUK PSİKOZU HAKKINDA Y.N. ÖZTÜRK’ÜN İBRETLİK ÜÇ YAZISI BİR ARADA (MKA)
1.Dikta yönetimlerinin Firavunluk
psikozu
Yaşar Nuri Öztürk
[email protected]
08 Ocak 2015, 09:46
Yakında çıkacak olan ‘Firavun’ adlı kitabımın en hayatî bölümlerinden biri de ‘Firavunluk Piskozu’
bölümüdür. Bu bölümün çok kısa bir özetini bu köşeye aktarmak istiyorum.
Psikoz tabiri, kişiliğin bütünlük ve tutarlılığını tahrip eden ruhsal bozukluklar için kullanılır. Psikozlar
genellikle toplumsal sarsıntıların ürünü olarak vücut bulur.
FİRAVUNLUK PSİKOZU NEDİR?
Kur’an, firavunluk psikozunu yaratan ‘toplumsal sarsıntı’nın, zulme teslimiyet ve zalimlere itaat
olduğunu söylüyor.
Firavunluk psikozunun Ortadoğu’yu istila etmesinin arkaplanında da bu var. “Gelen ağam, giden
paşam” veya “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” yaklaşımıyla zalimlere itaati meziyet, hatta
kutsal meziyet gibi gösteren zümreler, toplumları kasıp kavuran firavunluk psikozunun temel
besleyicisi olmuşlardır.
FİRAVUNLUK PSİKOZUNUN BELİRTİLERİ
Dini Politik Araç Olarak Kullanmak:
Kur’an’da Firavun’un adı din baronu Hâman’la daima birlikte anılıyor.
Hâman (Aman, Amen, Amon, Ammon, Amun, Hammon), firavunlar Mısırındaki Amon rahiplerinin
liderlik makamına unvan olarak kullanılan bir sözcüktür.
Firavun, en yakın paraleli olan Hâman’da sembolleşen başrahipliği (din reisliğini, din baron-luğunu)
babadan oğula geçen bir mevki haline getirerek, dinden aldığı desteği sürekli hale getirmiştir.
Politik Araç Yapılan Din Dışında Bir İnanca İzin Vermemek:
Firavunlar Mısır’ı dinsiz değildir; tam aksine, dinin birinci dereceden rol oynadığı bir ülkedir.
Firavun da dinsiz değildir; Musa’nın dinine karşı konan ve savunulan bir dine sahiptir. Ancak o bir
şirk dinidir ve bunun için Musa’nın tevhidinden rahatsız olmaktadır. Kur’an bu gerçeği kendine
özgü kelam güzelliğiyle vermektedir. Firavun’un seçkin danışmanları ona Musa ile ilgili olarak şöyle
diyorlar:
“Musa'yı ve halkını, yeryüzünü fesada verip seni ve ilahlarını terk etsinler diye mi serbest
bırakıyorsun?" (A’raf, 127)
Kur’an bu dinin adını, Yusuf suresinin 76. ayetinde deşifre etmiştir: ‘Dinü’l-melik’ (kralın, sultanın
dini) Bütün firavun egemenler, ya yeni bir ‘sultan dini’ oluştururlar yahut da mevcut dini tahrif
ederek Hâman kadrolar vasıtasıyla ondan bir saltanat dini yaratırlar. Tektanrıcı dinlerin
coğrafyalarında firavunlar zamanından beri yapılan, bu ikincisidir.
Günümüz Türkiyesinde yapılan da bu ikincisidir.
http://www.sanalbasin.com/goster/23864/?href=http://www.yurtgazetesi.com.tr
2.Firavunluk psikozunun temel belirtileri
(1)
Yaşar Nuri Öztürk
[email protected]
11 Ocak 2015, 09:53
Hakkın Güçte Olduğuna İnanmak:
Hakkın güçte olduğuna inanmak, firavun despotların temel özelliklerindendir. Kur’an bu gerçeğe
dikkat çekerken hakkı güçte görmenin sembolü Firavun’u konuşturuyor:
“Firavun, toplumu içinde haykırıp şöyle dedi: ‘Ey toplumum! Mısır'ın mülk ve yönetimi benim değil
mi? İşte şu nehirler benim altımdan akıyor. Görmüyor musunuz? Yoksa ben şu zavallı, şu meramını
anlatamayacak Musa’dan hayırlı değil miyim? Ona altın bilezikler atılmalı, yanında-hizmetinde
melekler bulunmalı değil miydi?’ İşte, toplumunu böyle horladı / aşağıladı, küçümsedi / ezdi; onlar
ise ona itaat ettiler. Onlar, sapmış bir topluluktu.” (Zühruf, 51-54)
Bütün firavun saltanatlar, o arada saltanat dincileri, gücü hakkın göstergesi saydıklarından, servet
ve paraya sahip olmayı ilahlaştırırlar. Ellerine geçen imkânları her şeyden önce para sahibi olmak
için kullanırlar. Allah ile para yan yana geldiğinde parayı tercih ederler. Çünkü Allah, gücün hakta
olmasını ister; oysaki para, hakkın kendisi olduğunu iddia eder.
Firavun psikozuna tutulanlar, ülkelerinin malî durumu ne olursa olsun, iman babaları firavunun
yukarıdaki sözlerini tekrarlamak için güç gösterisinde kullanacakları mülklere, köşklere, saraylara
sahip olmak ihtiyacını derinden hissederler. Bu gösteri metaına sahip olmayanları küçümser,
onlarla alay ederler.
Ekonominin Kontrolünü Elde Tutmak:
Şöyle diyordu Firavun:
“Ey toplumum! Mısır'ın mülk ve yönetimi benim değil mi? İşte şu nehirler benim altımdan akıyor.
Görmüyor musunuz?" (Zühruf, 51)
Firavun’un şu sözünün altına herhangi bir Osmanlı padişahının imzasını atsanız, ne tarih yadırgar ne
de Osmanlı düzenini tanıyan bir araştırıcı.
Ekonominin egemen güç tarafından kontrolü eski Mısır’da nasıl idiyse Osmanlı’da da aynıydı.
Orada da bütün ülke toprakları ‘memâlik-i şahane’ yani padişahın mülküydü.
Halkı Fırkalara Bölmek veya Ayrıştırıcılık:
“Gerçek şu: Firavun o yerde egemenlik kurmuş ve ora halkını fırkalara ayırmıştı. Onlardan bir
topluluğu horlayıp eziyordu. O, gerçekten fesadı yayanlardandı.” (Kasas suresi, 4)
Eleştirenleri Fitne ve Fesatla Suçlamak:
Bu işte firavunun yakın çevresi, özellikle Hâman kotarımındaki din temsilcileri öncülük eder:
“Firavun’un yakın çevresi ona şöyle dedi: ‘Musa'yı ve toplumunu, yeryüzünü fesada verip seni ve
ilahlarını terk etsinler diye mi serbest bırakıyorsun?" (A’raf, 127)
http://www.sanalbasin.com/goster/23864/?href=http://www.yurtgazetesi.com.tr
3.Firavunluk psikozunun temel belirtileri
(2)
Yaşar Nuri Öztürk
[email protected]
13 Ocak 2015, 09:00
Başkalarının Malından Azgınca Harcama Yapmak:
Bunun Kur’an dilindeki adı israftır. Bu azgın harcamayı yapana müsrif denir. Kur’an, bütün zalim
yöneticilerin aynı zamanda birer müsrif (yani başkalarının alın terinden kudurmuşca-sına harcama
yapan kişi) olduğunu bildiriyor.
“Firavun, o toprakta gerçekten çok üstündü ve gerçekten onun bunun malından savurganlık yapan
tam azgınlardan biriydi.” (Yunus, 83)
Vehimleri Zulüm Gerekçesi Yapmak:
Rüyaları, kehanetleri, ihbarları, hatta dedikoduları takip, baskı ve zulüm gerekçesi yapmak firavun
ruhlu diktatörlerin belirgin niteliklerinden biridir. Kur’an bu gerçeğin tarihsel-kozmik belgelerini de
bize vermektedir.
İsrailoğulları’nın bütün erkek çocuklarının katledilmesinin gerekçesi, kâhinlerin o çocuklar içinden
birinin Firavun’a darbe yapacağını söylemesi idi. Binlerce çocuk işte bu kâhin dedikodusuna
dayanılarak katledildi. Firavun bir ruha göre, doğmamış çocuklar bile ‘darbeci’ sayılabilir.
Dayatmacılık:
Firavunluk psikozunun belirgin niteliği, dayatmacılıktır. Bu psikozu, insanlık tarihindeki baş
temsilcisi firavunu izleyerek tanıyalım.
Musa’nın tanrısı ile Firavun’un belirleyici farkı, birincisinin teklif götürdüğü insana seçme
özgürlüğü vermesi, ikincinin ise vermemesidir. Firavunluk psikozu kendi görüş ve anlayışını dayatır,
seçme ve tercih şansı tanımaz. Bununla da yetinmiyor firavun psikozu: Musa’yı yani karşı fikrin
temsilcisini öldürmek, yok etmek istiyor:
“Firavun dedi: ‘Bırakın beni, şu Musa'yı öldüreyim de Rabbine yalvarsın. Çünkü onun, dininizi
değiştirmesinden yahut yeryüzünde fesat çıkarmasından korkuyorum." (Ğâfir, 26)
Bu beyyinede, firavunluk psikozunun dehşet verici bir zihniyet kodu daha deşifre edilmektedir:
Öldürülmek istenen Musa, toplumda bozgun çıkarmak ve toplumun dinini değiştirmek gibi ağır
ithamlarla suçlanmaktadır. Yani firavun psikozunun mümessili olan despot, hesabına uymayan
fikirler öne çıkaranları ihtilalcilik, bozgunculuk, darbecilik, fitnecilik, dini bozmak gibi, aldatılmış
kitleleri kudurtan suçlamalarla itham etmektedir.
Günümüz dünyasında, kol kola girerek protesto yürüyüşü yapmaktan başka eylemleri olmayan
özgürlük direnişçilerini ‘darbecilik, hükûmeti yıkmak’ gibi ithamlarla bastırıp ölüm ve yaralamalara
maruz bırakan dikta yönetimlerinin sergiledikleri psikoz bu firavunluk psikozunun çağdaş bir
görünümüdür.
http://www.sanalbasin.com/goster/23864/?href=http://www.yurtgazetesi.com.tr