dünya mevduat sigortacıları istanbul`da buluştu

Transkript

dünya mevduat sigortacıları istanbul`da buluştu
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:14 Temmuz-Aðustos-Eylül 2007
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
DÜNYA MEVDUAT SÝGORTACILARI ÝSTANBUL’DA BULUÞTU
Sayfa 3’te
TÜRKÝYE’DE
MEVDUAT
SÝGORTACILIÐI
VE TMSF
ÝDARÝ YARGIDA
GÖREV VE YETKÝ
UYUÞMAZLIÐI
EFDI GENEL
KURULU
ÝSTANBUL’DA
YAPILACAK
Sayfa 8’de
Sayfa 24’te
Sayfa 42’de
TÜRKÝYE’DEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN
TEMEL PARAMETRELER
SORULAR ve CEVAPLAR
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
GENEL EKONOMÝK VERÝLER
FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Temmuz)
Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre
ÜFE
0,06
9,03
2,08
TÜFE
-0,73
9,70
6,90
Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.)
(*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný)
DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ*
31.07.2007
USD
1,2689
EURO
1,7469
GBP
2,6099
Kaynak: REUTERS
30.12.2006
1,4037
1,8650
2,7450
31.07.2006
1,4837
1,8932
2,7500
*Serbest Piyasa
FAÝZ ORANLARI (%)
31.07.2007
30.12.2006 31.07.2006
Gecelik
17,50
17,50
17,50
Mevduat Faizleri* **17,77
18,10
17,19
TRLIBOR (O/N)
17,37
17,97
17,51
Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.05.2007
BORSA ENDEKSÝ
ÝMKB
Sýnai
Mali
Kaynak: ÝMKB
31.07.2007
51.561
40.055
78.840
30.12.2006
39.117
30.896
60.168
YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ
Son Deðer
1 ay öncesine
(31.07.2007)
göre (%)
31.07.2006
36.067
28.732
55.596
1 yýl öncesine
göre (%)
ÝMKB
Dolar
Altýn(YTL/gr)
Altýn (Usd/Ons)
DÝBS Endeksi
51.561
1,2689
27.50
667.50
9,5
-2,1
-0,3
2,0
42,9
-14,4
-9,2
5,4
(3 aylýk)*
829,01
1,2
18,4
DÝBS Endeksi
855,11
Kaynak: ÝMKB,Reuters
1,3
20,1
*ÝMKB DIBS performans endeksi
(12 aylýk)*
GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ)
2007 (1.çeyrek)
2006
2006 (1.çeyrek)
GSMH (milyar YTL)
129.6
575.8
107.5
91.8
399.7
80.7
GSMH (milyar USD)
129.9
576.3
107.8
GSYÝH (milyar YTL)
92.0
400.0
80.8
GSYÝH ( milyar USD)
GSMH (Büyüme)*
%6,7
%6.0
%6,4
GSYIH (Büyüme)*
%6,8
%6,1
%6,7
Kaynak: TÜÝK (Veriler 3’er aylýk dönemlerin sonunda açýklanmaktadýr.)
*Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir.
ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%)
Nisan 2007
2006
Nisan 2006
Ýstihdam Oraný*
43,3
43,2
43,0
Ýþsizlik Oraný
9,8
9,9
9,9
Kaynak: TÜÝK
*Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus
(Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.)
Ýmalat Sanayi Kapasite
Kullaným Oraný
Haziran 2007 Aralýk 2006 Haziran 2006
%84,0
%81,7
%83,1
ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET
(milyon USD)
Mayýs 2007
Cari Ýþlemler Hesabý
-15.833
Dýþ Ticaret Dengesi
-16.452
Mayýs 2006
-16.723
-17.741
2006
-31.896
-40.396
Toplam Ýhracat
42.909
34.005
91.936
Toplam Ýthalat
59.361
51.4661
32.332
Ýhracat/Ýthalat
%72,3
%66,1
%69,5
Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.)
MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ
(milyon USD)
Haziran 2007 Aralýk 2006
Ýç Borç Stoku
194.5
178.9
Dýþ Borç Stoku
67.3
66.6
Toplam
261.7
245.5
Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý
KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyar YTL)
Mayýs 2007
Gelirler
94.79
Harcamalar
100.68
Bütçe Dengesi
-5.88
Faiz Dýþý Denge
21.00
Kaynak: Maliye Bakanlýðý
Mevduat sigortasý nedir?
Haziran 2006
155.4
64.2
219.6
Mayýs 2006
171.30
175.30
-3.99
41.95
2006
84.02
81.60
2.42
25.29
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Mayýs 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
33
4
13
Yurtiçi Þube
7.094
373
39
Yurtdýþý Þube
46
1
1
Yurtiçi Personel 141.692
8.002
5.347
Yurtdýþý Personel
486
4
2
Kaynak: BDDK
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Mayýs 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler
485.093
15.976
16.812
Toplam Krediler
219.953
11.446
7.848
Takipteki Alacaklar 8.616
466
176
Menkul Kýymet
160.322
15
1.986
Mevduat/Kat.Fon. 312.344
12.227
0
Özkaynak
54.779
1.725
7.901
Toplam Bilanço
314.691
14.092
10.545
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi 75.055
11.035
2.099
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
239.636
3.057
8.446
YPNGP*
-1.009
12
48
Kaynak: BDDK *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyar YTL Mayýs 2007 Mayýs 2006
280,37
MEVDUAT HESABI 312,34
%36,9
Dth oraný
%37,7
9,58
KATILIM FONU
12,23
%41,5
Dth oraný
%54,7
289,95
TOPLAM
324,57
%37
Dth oraný
%38,4
milyar YTL
Sigorta kapsamýndaki mevduat
Dth oraný
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu
Dth oraný
TOPLAM
Dth oraný
Mayýs
2007
Toplam
50
7.506
48
155.041
492
Toplam
517.881
239.247
9.258
162.323
324.570
64.405
339.328
88.189
251.139
-949
Hesap Adedi (milyon)
84,2
1,5
85,7
Mayýs Mudi Adeti*
2006
(milyon)
96,11 82,09
%33,6 %33,5
4,06
4,98
%41,0 %34,7
101,09 86,15
%33,9 %33,6
64.50
0.87
65.37
*Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr.
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%)
%
Mayýs 2007
Aralýk 2006
Mayýs 2006
17,3
19,89
19,21
Mevduat Bankalarý
13,57
16,51
16,22
Katýlým Bankalarý
99,18
86,16
82,03
Kalk. ve Yat.Ban.
19,4
21,90
21,08
Bankacýlýk Sektörü
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
YTL
Mart 2007
Mevduat Bankalarý
130.676
Katýlým Bankalarý
5.814
TOPLAM
136.480
Aralýk 2006
484.964
22.378
507.342
Mart 2005
111.212
5.200
116.412
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
Mevduat sigortasý, mevduat toplamaya yetkili
bankalarýn (mevduat bankalarý) faaliyet izninin
kaldýrýlmasý durumunda, mevduat sahiplerinin maruz
kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ
özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen
karþýlanmasýdýr. Türkiye’de mevduatýn sigortalanmasý
yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf
Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF)’na aittir.
Mevduatým sigortalý mý?
Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt
içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan Yeni Türk Lirasý (YTL), döviz ve kýymetli
maden cinsinden tasarruf mevduatý hesaplarýnýn 50.000
YTL’yi aþmayan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Mevduat
sigortasýna iliþkin düzenlemeler; 7 Kasým 2006 tarih
26339 sayýlý Resmi Gazete’de “Sigortaya Tabi Mevduat
ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca
Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmelik” ile yapýlmýþtýr.
Hangi bankalar sigorta sisteminin üyesidir?
Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancý mevduat
bankalarý (yurt içi þubelerindeki tasarruf mevduatý
hesaplarýyla sýnýrlý olarak) sigorta sisteminin üyesidir.
Katýlým bankalarý da sigorta sistemine dahil
midir?
Evet. Katýlým bankalarý nezdinde gerçek kiþiler tarafýndan
açýlmýþ özel cari ve katýlma hesaplarý da sigorta
kapsamýndadýr.
Kýyý bankacýlýðý (off-shore) faaliyetinde
bulunan bankalar nezdindeki tasarruf
mevduatý hesaplarým sigorta kapsamýnda
mýdýr?
Hayýr. Kýyý bankacýlýðý (off-shore) faaliyetinde bulunan
bankalar nezdindeki tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýnda deðildir.
Yurt dýþýnda yerleþik Türk ve yabancýlarýn
Türkiye’de faaliyet
gösteren mevduat
bankalarýnda bulunan tasarruf mevduat
hesaplarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Evet. Yurt dýþýnda yerleþik Türk ve yabancýlarýn Türkiye’de
faaliyet gösteren mevduat bankalarýnda bulunan tasarruf
mevduatý hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye’de kurulu mevduat bankalarýnýn yurt
dýþý þubelerinde bulunan tasarruf mevduat
hesaplarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Hayýr. Türkiye’deki mevduat bankalarýnýn yurt dýþý
þubelerinde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýnda deðildir.
Þirketlerin tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýnda mýdýr?
Ayný mevduat bankasýnda birden fazla
tasarruf mevduatý hesabýmýn bulunmasý
durumunda sigorta sisteminden nasýl
yararlanýrým?
Bir gerçek kiþinin bir mevduat bankasýnýn ayný
þubesinde veya farklý þubelerinde birden fazla tasarruf
mevduatý hesabýnýn bulunmasý durumunda, o kiþiye
ait tüm tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anapara ve
iþlemiþ faiz tutarlarý toplamýnýn 50.000 YTL’yi aþmayan
kýsmý sigorta kapsamýndadýr.
Birden fazla mevduat bankasýnda tasarruf
mevduatý hesabýmýn olmasý durumunda
sigorta sisteminden nasýl yararlanýrým?
Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada bulunan
tasarruf mevduatý hesabý veya hesaplarýnýn anapara
ve iþlemiþ faiz tutarlarý toplamýnýn 50.000 YTL’yi
aþmayan kýsmý her bir banka için ayrý ayrý sigorta
kapsamýndadýr.
Ortak tasarruf mevduatý hesabýmýn olmasý
durumunda sigorta sisteminden nasýl
yararlanýrým?
Tasarruf mevduatý hesaplarýnda sigorta tutarý, hesaba
ortak olan mudilerin her biri için ayrý ayrý geçerlidir
ve her mudinin tasarruf mevduatý hesabýnýn anapara
ve iþlemiþ faiz tutarlarý toplamýnýn 50.000 YTL’yi
aþmayan kýsmý ayrý ayrý sigorta kapsamýndadýr.
TMSF, sigortalý mevduat tutarýmý ne kadar
süre içerisinde öder?
Faaliyet izni kaldýrýlan bir mevduat bankasý nezdinde
yer alan, doðruluðu hiç bir þüpheye yer vermeyecek
þekilde tespit edilen tasarruf mevduatlarýnýn sigorta
kapsamýndaki kýsmýnýn tespiti ve ödeme süresi,
bankanýn faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihten itibaren
3 aydýr. Gerektiðinde bu süre üç ay uzatýlabilir. Zorunlu
nedenlerle üç aylýk uzatma süresinin yetersiz kalmasý
halinde bu süre Fon Kurulunca her biri üç ayý
geçmemek üzere iki kez daha uzatýlabilir.
Sigorta kapsamýndaki mevduatlara iliþkin
ödemeler hangi para cinsinden yapýlýr?
Sigorta kapsamýndaki ödemeler YTL olarak yapýlýr.
Döviz cinsinden hesaplarýn YTL karþýlýklarý, ilgili
bankanýn faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihteki Merkez
Bankasý döviz alýþ kurlarý esas alýnarak belirlenir. Altýn
cinsinden hesaplarýnýn YTL karþýlýklarý ise, bankanýn
faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihteki Ýstanbul Altýn
Borsasý seans kapanýþ fiyatýna ve Merkez Bankasý
döviz alýþ kurlarýna göre belirlenir.
Mevduatýmýn üzerinde uzun süre iþlem
yapmazsam ne olur?
Yatýrým fonu, repo, hazine bonosu ve devlet
tahvili ve hisse senedi gibi yatýrým araçlarý
da TMSF’nin güvencesi altýnda mýdýr ?
Mevduata iliþkin son talep, iþlem veya herhangi bir
þekilde yazýlý bir talimat tarihinden baþlayarak, on
yýl geçtiði halde mevduat sahiplerince aranýlmamýþ
ve/veya hiç bir iþlem yapýlmamýþ mevduatlar
zamanaþýmýna tabidir. Bu tutarlar gelir kaydedilmek
üzere TMSF’ye devredilir. Zaman aþýmýna uðradýðý
gerekçesiyle TMSF’ye devredilerek gelir kaydedilen
tutarlarýn hak sahiplerine iadesi mümkün
bulunmamaktadýr.
Hayýr. Yatýrým fonu, repo, devlet tahvili, hazine bonosu
ve hisse senedi gibi yatýrým araçlarý TMSF’nin güvencesi
kapsamýnda deðildir.
Ergin olmayanlar için zamanaþýmý süresi
ne zaman iþlemeye baþlar?
18 yaþýndan küçük kiþiler adýna açýlmýþ
tasarruf mevduatý hesaplarý da sigorta
kapsamýnda mýdýr ?
Ergin olmayanlar adýna ve yalnýzca bunlara ödeme
yapýlmak kaydýyla açtýrýlan hesaplarda, zamanaþýmý
süresi kiþinin ergin olduðu tarihte iþlemeye baþlar.
Hayýr. Sadece gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýndadýr.
Evet. Bu hesaplar da sigorta kapsamýndadýr.
ÝÇÝNDEKÝLER
EDÝTÖR’DEN
Dr. Yusuf Adýgüzel
2
DÜNYA MEVDUAT SÝGORTACILARI ÝSTANBUL’DA BULUÞTU
Kamil Oðuz
3
TÜRKÝYE’DE MEVDUAT SÝGORTACILIÐI VE TMSF
Ahmet Ertürk
8
MEVDUAT SÝGORTACILIÐI ve FÝNANSAL ÝSTÝKRARDAKÝ YERÝ
Tevfik Bilgin
10
MEVDUAT SÝGORTACILIÐININ KARÞILAÞTIÐI ZORLUKLAR
Jean Pierre Sabourin
13
AB KOMÝSYONU TARAFINDAN PARLAMENTO VE KONSEYE SUNULAN TEBLÝÐ
Çeviren: Hakan Selim SEZER
15
ÝDARÝ YARGIDA GÖREV VE YETKÝ UYUÞMAZLIÐI
Osman Saraç - Ýlhami Öztürk
24
2006 YILI DEÐERLENDÝRMESÝ
Doðan Sami Akçiçek
30
ÝDARÝ ÝÞLEM KAVRAMI ve ÇEÞÝTLERÝ ÝLE ÝDARÝ ÝÞLEMÝN UNSURLARI
Av. Tuðba Yaðcýoðlu ÇOLAK
34
YÜRÜTMENÝN DURDURULMASI
Av. Þule Aslan
39
HABER
42
RÝZE YAYLALARINDA...
Av. Ahmet Yýlmaz
44
KÝTAP
TMSF Adýna Sahibi
: H. Bayram Babacan
Yayýn Yönetmeni
: Dr. Yusuf Adýgüzel
: Kamil Oðuz
Danýþma Kurulu
: Doç. Dr. Cüneyt KOYUNCU - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ERDAL - Adnan Menderes Üniversitesi,
Y A Y I N
Sorumlu Yazýiþleri Müdürü
Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr.
B Ý L Ý M S E L
O R G A N I
48
Selahattin BEKMEZ - Muðla Üniversitesi, Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul
Rahmi Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Dumlupýnar Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli
Üniversitesi, Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr.
Üniversitesi
Yayýn Kurulu
: H. Bayram Babacan, Ahmet Yýlmaz, Rýdvan Çabukel, Ali Göçer, Abdullah Canbek
Yayýn Türü
: Yerel Süreli
Yayýn Periodu
: 3 Aylýk - Temmuz-Aðustos-Eylül 2007
Görsel Tasarým
: 1111 Adam Yapým &Tanýtým
Adres
: Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul
E-posta
: [email protected]
Tel
: 0 212 340 16 11, 23 99, 22 96
Faks
: 0 212 288 53 35
Baský
: FSF Printing House
Baský Tel
: 0 212 690 89 89
TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir.
TMSF
EDÝTÖR’DEN
Merhaba
Haziran ayý sonunda TMSF’nin ev sahipliðinde dünya mevduat sigortacýlarý Ýstanbul’da
düzenlediðimiz konferansta biraraya geldi.
TMSF’nin ilk uluslararasý konferans deneyimi
olmasý açýsýndan taþýdýðý önem bir yana, dünya
finansal sektörünün önde gelen isimlerinin
Ýstanbul’da aðýrlanmasý ve farklý ülkelerdeki
banka çözümleme tecrübelerinin bu konferansta paylaþýlmýþ olmasý ayrý bir önem arzediyordu.
Birinci IADI Bölgelerarasý Konferansý, 32 ülkeden
66 mevduat sigortacýsý uzmaný Ýstanbul’da
buluþturdu.
Ýlerleyen sayfalarýmýzda AB Komisyonu tarafýndan Avrupa Parlamentosu’na sunulan teblið’in
çevirisini, Osman Saraç ve Ýlhami Öztürk tarafýndan kaleme alýnan “Ýdari Yargýda Görev ve
Yetki Uyuþmazlýðý” makalesini, Av. Tuðba
Yaðcýoðlu Çolak’ýn “Ýdari Ýþlem Kavramý ve
Çeþitleriyle Ýdari Ýþlemin Unsurlarý” deðerlendirmesini ve Av. Þule Aslan’ýn “Yürütmenin
Durdurulmasý” yazýlarýný bulacaksýnýz.
TMSF, Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði
IADI’nin (International Association of Deposit
Insurers) kurucu üyelerinden biri. Türkiye’nin
kýsa süre önce yaþamýþ olduðu bankacýlýk krizi
ve ardýndan 2004 yýlýndan sonra hýzlanan banka çözümleme çalýþmalarý IADI üyeleri tarafýndan ilgiyle izlenmekteydi. Özellikle son 3 yýlda
TMSF’nin gerçekleþtirdiði hýzlý çözümleme,
diðer ülkelerdeki mevduat sigortacýlarýnca örnek
gösterilmekteydi. Ancak kurum olarak yapýlan
bu baþarýlý çalýþmalarýnýn dünyadaki diðer
örnek-leri ile karþýlaþtýrýlmasý, farklý
uygulamalarýn da Türkiye gündemine
taþýnbilmesi için böyle bir konferans organize
edildi.
Avukat Ahmet Yýlmaz ise bu sayýdaki gezi
sayfamýz Rize Yaylalarýný birbirinden güzel
fotograflar eþliðinde sundu.
Kurum açýsýndan bir ilk olmasýna raðmen, katýlýmcýlardan gelen geri dönüþlerden anladýðýmýz
kadarýyla uluslararasý standartlarýn da oldukça
üzerinde bir profesyonellikle gerçekleþen konferansa emeði geçenlere konferans hazýrlýk komisyonu ve Fon Baþkanýmýz Sayýn Ahmet Ertürk
adýna teþekkürlerimi sunuyorum.
Dr. Yusuf Adýgüzel
Yayýn Yönetmeni
TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü
2
Bilimsel Yayýn Organý ÇATI’nýn bu sayýdaki kapak konusu doðal olarak Birinci IADI
Bölgelerarasý Konferansý oldu. Ýlk yazýmýz
konferans ile ilgili uzun bir deðerlendirmeyi
içeriyor. Ayrýca TMSF Baþkaný Sayýn Ahmet
Ertürk, BDDK Baþkaný Sayýn Teyfik Bilgin ve
Dünya Mevduat Sigortacýlarý Birliði (IADI)
Baþkaný Sayýn Jean Pierre Sabourin’nun konferanstaki konuþmalarýnýn çözümlerine yer verdik.
Finansman Daire Baþkaný Doðan Sami Akçiçek
Fon finansal varlýklarýnýn deðerlendirilmesi
açýsýndan 2006 yýlýný ÇATI’ya deðerlendirdi.
Gerek kurum içinden, gerekse kurum dýþýndan
araþtýrmacýlarýn makalelerinin yer alacaðý bir
sonraki ÇATI’da buluþmak üzere...
KAPAK
DÜNYA MEVDUAT SÝGORTACILARI
ÝSTANBUL’DA BULUÞTU
Birinci IADI Bölgelerarasý Konferansý, TMSF’nin evsahipliðinde, 26-27 Haziran
tarihlerinde Ýstanbul’da yapýldý. Konferansa 32 ülkeden 66 uzman katýldý. “Farklý
Ülkelerdeki Finansal Ýstikrarýn Güçlendirilmesinde Mevduat Sigortacýlýðýnýn Rolü”
konusunun ele alýndýðý konferans, Avrupa, Avrasya ve MENA (Ortadoðu ve Kuzey
Afrika) bölgesel komiteleri tarafýndan organize edildi.
IADI Bölgelerarasý Komite Toplantýlarý ve
Bölgelerarasý Konferansý 25-27 Haziran 2007
tarihlerinde Ýstanbul’da yapýldý. TMSF’nin ev
sahipliðinde yapýlan konferansýn konusu “Farklý
Ülkelerdeki Finansal Ýstikrarýn
Güçlendirilmesinde Mevduat Sigortacýlýðýnýn
Rolü” oldu.
KOMÝTE TOPLANTILARI – 25 HAZÝRAN
2007
MENA (Ortadoðu ve Kuzey Afrika) ve ERC
(Avrupa) komite toplantýlarý ile Kamuoyu
Bilinçlendirme alt komite toplantýsý 25
Haziran’da TMSF’ de yapýldý. Söz konusu toplantýlara 27 üye katýldý. Toplantýlardan sonra
IADI Ýcra Kurulu Baþkaný ve Malezya Mevduat
Sigorta Kurumu Baþkaný Jean Pierre Sabourin,
Malezyadaki Prim Sistemi Çerçevesi üzerine
TMSF konferans salonunda bir sunum yaptý.
Bu sunuma IADI üyeleri ile birlikte TMSF personeli büyük ilgi gösterdi.
BÖLEGELERARASI KONFERANS (26 – 27
HAZÝRAN 2007)
Avrupa, Mena ve Avrasya komiteleri tarafýndan
bu yýl ilki gerçekleþtirilen IADI Bölgelerarasý
Konferansý “Farklý Ülkelerdeki Finansal Ýstikrarýn
Güçlendirilmesinde Mevduat Sigortacýlýðýnýn
Rolü” baþlýðý altýnda Conrad Hotel’de düzenlendi.
Açýlýþ konuþmalarýný TMSF Baþkaný Ahmet
Ertürk, IADI Ýcra Kurulu Baþkaný ve Malezya
Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný Jean Pierre
Sabourin, Ürdün Mevduat Sigorta Kurumu
Genel Müdürü, MENA Bölge Komitesi Baþkaný
ve Konferans Koordinatörü Dr. Mohammed
Al-Ja'fari ve BDDK Baþkaný Tevfik Bilgin yaptý.
Birinci IADI Bölgelerarasý Konferansý’nýn ilk
gününde, “Ahlaki Risk ve Mevduat Sigortacýlýðý
Fonksiyonu”, “Bilgi Paylaþýmý: Önleyici
Tedbirler”, “Finansal Ýstikrar Saðlamada Tahsilat
ve Mevduat Sigorta Yeterliliði”, “Banka Ýflaslarý:
Kamil Oðuz
Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürlüðü
3
KAPAK
Kim Sorumlu?” konulu 4 oturum yapýldý. Ýkinci
gün ise “Finansal Güvenlik Aðý Aktörleri
Arasýnda Koordinasyon” ve “Garantinin
Kapsam ve Sýnýrý” konularý iþlendi.
Konferansa Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý
Baþkaný Durmus Yilmaz, Sermaye Piyasasý
Kurulu Baþkaný Turan Erol gibi finans sektörü
ve resmi kurumlardan yetkililer ve 32 ülkeden,
66 kiþi katýldý. Konferansta, farklý ülkelerin iþ
tecrübeleri ve kurumlarý, özellikle de ismi geçen
üç bölgede finansal istikrarýn geliþtirilmesi
konularý görüþüldü.
SOSYAL ETKÝNLÝKLER
Ýlk gün yapýlan komite toplantýlarýndan sonra,
komite üyeleri ve personelimizden oluþan bir
grup Galata Kulesi’nde Ýstanbul’un eþsiz manzarasýyla birlikte öðle yemeði yedi. Yemekten
sonra yapýlan Miniaturk turunda katýlýmcýlar
tarihi ve mimari eserlerimizin minyatür kopyalarýný bir arada görme fýrsatý buldular. Kýz
kulesinde düzenlenen akþam yemeðinde boðazda gün batýmýný izleyen misafirler adeta
büyülendiler. Konferansýn ilk günü Boðazda
yapýlan tekne gezisinde akþam yemeði de tüm
konuklarýn etkilendiði bir tur oldu.......
Konferansýn ikinci gününde
öðle yemeði sonrasýnda þehir turu
düzenlendi. Sultanahmet Camii,
Ayasofya ve Hipodrom gezilerek
tarihle iç içe olundu.
Esmasultan’da gala yemeði, tarihi
mekanýn etkileyiciliði ve boðazýn
güzelliðiyle misafirlerin yine
büyülendiði bir sosyal etkinlik oldu.
Konferansýn ikinci gününde öðle yemeði sonrasýnda þehir turu düzenlendi. Sultanahmet
Camii, Ayasofya ve Hipodrom gezilerek tarihle
iç içe olundu. Esmasultan’da gala yemeði,
tarihi mekanýn etkileyiciliði ve boðazýn
güzelliðiyle misafirlerin yine büyülendiði bir
sosyal etkinlik oldu. Akþam yemeði esnasýnda
Çiðdem Kýrömeroðlu ile Göksel Baktagir ve
Ýstanbul sazendeleri Türk sanat müziðimizden
seçkin örnekleriyle katýlýmcýlara çok güzel anlar
yaþattýlar. Ayrýca Hikmet Barutçugil tarafýndan
sah-nede gerçekleþtirilen ebru sanatý gösterisi
tüm izleyicileri hayran býrakan anlardan oldu.
Etkinliðin ilk gününden son gününe kadar
yapýlan video çekiminin gala yemeðinde
konuklara izletilmesi ise gecenin sürprizi olarak
deðerlendirildi.
Ýstanbul Conrad Oteli'nde düzenlenen ve
evsahipliðini TMSF’nin üstlendiði Birinci IADI
(Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði)
Bölgelerarasý Konferansý’na 32 ülkeden 66
uzman katýldý. “Farklý Ülkelerdeki Finansal
Ýstikrarýn Güçlendirilmesinde Mevduat
Sigortacýlýðýnýn Rolü” konusunun ele alýndýðý konferans, Avrupa, Avrasya ve MENA
(Ortadoðu ve Kuzey Afrika) bölgesel komiteleri
tarafýndan organize edildi. Bu bölgeler ve
dünya genelinden katýlýmýn olduðu konferansta, finansal istikrarý güçlendirmek için mevduat
sigortacýlýðýndan nasýl yararlanýldýðý anlatýldý;
bu konuda yapýlan çeþitli uygulama ve programlar tanýtýldý.
Konferansýn ilk gününde sabah 08.30 itibarýyle
kayýtlarýný yaptýran yerli ve yabancý katýlýmcýlar
4
konferans baþlayana kadarsohbet edip fikir
alýþveriþinde bulundular.
Ertürk: “TMSF Olarak Mevduat
Sigortacýlýðý Faaliyetlerine Odaklanmýþ
Durumdayýz”
TMSF Baþkaný Ahmet Ertürk, IADI'nin Birinci
Bölgelerarasý Konferansý’nýn, farklý sistemlere
iliþkin deneyimlerin paylaþýlmasý suretiyle, baþta
mevduat sigortacýlýðýnda yeni açýlýmlar yapmakta olan Türkiye olmak üzere, tüm IADI üye
kuruluþlarýna önemli katkýlar saðlayacaðýna
inandýðýný belirterek, “Özellikle, yakýn geçmiþinde bankacýlýk krizi yaþamýþ olan Türkiye'nin,
kriz yönetimi ve banka çözümleme konusundaki deneyimlerinin katýlýmcýlara farklý yaklaþýmlar kazandýracaðýný düþünüyorum,” dedi.
Ertürk, konuþmasýnda Türkiye'deki mevduat
sigortacýlýðýnýn tarihçesinden bahsederek,
Türkiye'de mevduatýn koruma altýna alýnmasýna
1933 yýlýnda baþlandýðýný ve çeþitli aþamalardan
sonra 1983 yýlýnda Merkez Bankasý bünyesinde
TMSF’nin kurulduðunu, TMSF'nin kuruluþu ile
birlikte mevduat güvencesinde sigorta anlayýþýnýn benimsendiðini ve 2000-2003 yýllarý arasýnda BDDK tarafýndan idare ve temsil edilen
TMSF'nin 2004 yýlý baþýndan itibaren özerk bir
yapýya kavuþtuðunu anlattý.
TMSF'nin ilk kurulduðunda amacýnýn bankalardaki tasarruf mevduatýný sigorta etmek olduðunu dile getiren Ertürk, 1994 ekonomik krizi
sonrasýnda faaliyet izni kaldýrýlan bankalarýn
çözümlemesi görevini de üstlendiðini ve bu
kapsamda, 1994 krizi sonrasýnda 3 adet,
2000'li yýllarýn baþýnda yaþanan ekonomik kriz
sonrasýnda ise 23 adet olmak üzere toplam
26 bankayý çözümlediðini belirtti.
Ertürk, “Türkiye, bankacýlýk krizi alanýnda bütün
dünyaya örnek olacak bir laboratuvar deðerini
haiz bulunmaktadýr. Geçmiþte bankacýlýk alanýnda yapýlabilecek bütün hatalarý yaptýðý için
Türkiye, artýk daha güçlü, iyi iþleyen, risklere
karþý dayanýklý bir yapý kurabilme potansiyelini
elde etmiþtir,” dedi.
Ertürk, geçmiþte yaþanan zaaflarý da “bankacýlýk
otoritesinin siyasi etkilere açýk, hatta siyasilerin
kontrolünde, zayýf, inisiyatif kullanamayan,
sorumluluklarýndan kaçýnan bürokratik organlar
tarafýndan yürütülmesi; gözetim, denetim,
düzenleme fonksiyonlarýnýn saðlýklý biçimde
iþlememesi; mevduat sigortasýnda yüzde yüz
devlet güvencesinin gözetim ve denetim
eksikliðiyle birleþmesinin yüksek ahlaki rizikoya
etkisinin göz ardý edilmesi; bankacýlýk sisteminin
politikacýlar tarafýndan kullanýlmasý” þeklinde
sýraladý.
TMSF'nin özerk hale gelmesiyle, banka otoritesiyle iliþkilerini saðlýklý, verimli hale getirmek,
sektörde daha saðlýklý bir risk yönetiminin ve
KAPAK
banklarýn risk profillerinin daha saðlýklý belirlenmesini saðlayacak verimli bir bilgi paylaþýmý
modelinin kurulmasýný saðlamak gibi yeni bir
mücadeleyle karþý karþýya kaldýklarýný dile getiren
Ertürk, þunlarý kaydetti: “TMSF olarak, asli
fonksiyonumuz olan mevduat sigortacýlýðýnýn
geliþtirilmesi çerçevesinde, sigorta kapsamýnýn
deðerlendirilmesi, optimum fon rezervi ve risk
esaslý prim sistemine iliþkin çalýþmalarýmýzý
BDDK baþta olmak üzere finansal güvenlik aðý
aktörleri ile koordineli bir þekilde sürdürmekteyiz. Yaptýðýmýz çalýþmalarda, baþta AB
mevzuatý olmak üzere dünya uygulamalarýný
da dikkate almaktayýz. Bu kapsamda, mevduat
sigortacýlýðý konusunda uluslararasý geliþmelerin
takip edilmesi ve benzer kuruluþlarla iliþkilerin
geliþtirilmesi amacýyla 2005 yýlýnda Avrupa
Mevduat Sigortacýlarý Forumu'na (EFDI) da üye
olmuþ bulunmaktayýz.”
Sabourin: “Mevduat Sigortacýlýðý Yanlýþ
Anlaþýlýyor”
IADI Ýcra Kurulu Baþkaný ve Malezya Mevduat
Sigortasý Kurumu Baþkaný Jean Pierre Sabourin
ise mevduat sigortacýlýðýnýn güçlü bir bankacýlýk
sisteminin ön koþullarý arasýnda kabul edildiðini
belirterek, günümüzde ilerleme kaydedilmiþ
olsa bile mevduat sigortacýlýðýnýn yanlýþ anlaþýldýðýný dile getirdi. Sabourin, mevduat sigortacýlýðý sisteminde iki önemli unsurdan birinin
“baðýmsýzlýk” olduðunu ifade ederek, kurumun
siyasi etkilerden baðýmsýz olarak varlýðýný
sürdürmesi gerektiðini söyledi. Ýkinci önemli
unsurun ise “uyumluluk” olduðunu, kamuoyu
nezdinde güvenin tesis edilmesi gerektiðini
kaydeden Sauborin, “Eðer kamuoyu ve toplum
bizim oynadýðýmýz rolü anlayamazsa, baþarýlý
olmamýz söz konusu olamaz,” dedi.
Al-Ja'fari: “Ýþbirliði ve Bilgi Paylaþýmý
Önemli”
Ürdün Mevduat Sigortasý Kurumu Genel
Müdürü, MENA Bölge Komitesi Baþkaný ve
Konferans Koordinatörü Dr. Mohammed AlJa'fari de konferansýn temasýnýn “Ülkelerin
finansal istikrarýnýn güçlendirilmesinde mevduat
sigortacýlýðýnýn rolü” olduðunu dile getirerek,
iþbirliði ve bilgi paylaþýmýnýn önemine deðindi.
Al-Ja'fari, bölgesel ve bölgelerarasý iþbirliðinin
ülkelerin yararýna olduðunu, üye olmayan
ülkeleri IADI'ya davet ettiðini ifade ederek,
“Önemli olan deðiþik ülkelerin tecrübelerinden
yararlanmaktýr,” dedi.
Bilgin: “Türk Bankacýlýk Sistemi Son 6
Yýlda Önemli Aþamalar Kaydetti”
Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu
(BDDK) Baþkaný Tevfik Bilgin ise Türk bankacýlýk
sisteminin son 6 yýlda önemli aþamalar kaydettiðini, ancak gidilecek daha çok yol ve yapýlacak
daha çok iþ olduðunu söyledi. Bilgin, kaydedilen
aþamanýn ve sisteme duyulan güvenin bir göstergesinin de bankacýlýða olan küresel sermaye
ilgisi olduðunu vurgulayarak, “Her geçen gün
yeni haberler, mutlu gülümseyen yüzler ve
törenle atýlan imzalar, bu ara sýklýkla gördüðümüz manzaralardýr,” dedi.
Yabancý sermayenin Türkiye’yi, genç nüfusunu,
nispeten yüksek kâr marjýný ve bankacýlýðýn
geliþme potansiyelini göz ardý edemeyeceðini
belirten Bilgin, Türk bankacýlýðýnýn personel
kalitesi, bilgisayar ve BT teknolojisindeki seviyesi,
bankacýlýk ürünlerinin geliþmiþliði ve yaratýcýlýðý
ile AB'ye uyumlu mevzuatýnýn tüm komþu
ülkelerden ve birçok Avrupa ülkesinden daha
geliþtiðini anlattý.
AB’de sigorta tutarýnýn kiþi baþýna milli gelir
civarýnda olduðunu belirten Bilgin, “AB'de
sigorta tutarý genelde kiþi baþýna milli gelirin
civarýndadýr; ama ülkemizde bu tutar kiþi baþýna
milli gelirin yaklaþýk 7-8 katý düzeyindedir.
Elbette ki TMSF, ileride bunlarýn üzerinde de
duracaktýr,” dedi.
TMSF'nin özerk hale
gelmesiyle, banka otoritesiyle
iliþkilerini saðlýklý, verimli hale
getirmek, sektörde daha saðlýklý
bir risk yönetiminin ve banklarýn
risk profillerinin daha saðlýklý
belirlenmesini saðlayacak verimli
bir bilgi paylaþýmý modelinin
kurulmasýný saðlamak gibi yeni
bir mücadeleyle karþý karþýya
kaldýklarýný dile getiren Ertürk,
þunlarý kaydetti: “TMSF olarak,
asli fonksiyonumuz olan mevduat
sigortacýlýðýnýn geliþtirilmesi
çerçevesinde, sigorta kapsamýnýn
deðerlendirilmesi, optimum fon
rezervi ve risk esaslý prim sistemine
iliþkin çalýþmalarýmýzý BDDK baþta
olmak üzere finansal güvenlik aðý
aktörleri ile koordineli bir þekilde
sürdürmekteyiz.
Cornut: “Kriz Yaþandýðýnda Banka
Yönetimi Suçlu Olarak Ön Plana Çýkar”
Konferans kapsamýnda düzenlenen “Banka
Ýflaslarý: Kim Sorumlu?” baþlýklý oturumda konuþan Fransa Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný
Charles Cornut, kriz yaþandýðýnda banka yönetiminin suçlu olarak ön plana çýktýðýný belirterek,
serbest piyasa ekonomisinde bir þirketin ya da
bir bankacýlýk kuruluþunun baþarýsýzlýðý söz
konusu olduðunda, güvenin yok olmasý durumu bulunduðunu, tüketiciler açýsýndan da
bunun güvensizlik olarak kabul edildiðini
söyledi. Cornut, “Daha önce baþkalarý tarafýndan üstlenilen sorumluluk, kriz esnasýnda hiç
kimse tarafýndan üstlenilmek istenmez. Sorumluluðun icra edilmesinde yapýlmasý gereken
þey, bir planýn sürdürülebilir olarak hazýrlanmasý
ve hayata geçirilmesidir. Burada gerekli olmasý
halinde hasarlarýn tanzimi durumu da
bulunabilir,” diye konuþtu.
Sorumluluk düzeylerinin tespit edilebilmesi
açýsýndan yöneticiler, denetçiler ve denetleyici
kuruluþlarýn çok iyi tanýmlanmasý gerektiðini
vurgulayan Cornut, þunlarý kaydetti: “Sistemik
bir þekilde kriz yaþandýðýnda, yönetim suçlu
olarak ön plana çýkmaktadýr. Tabii ki birinin
suçlanmasý gerekiyorsa, bir günah keçisi bulunacaktýr. Bu, yönetici olacaktýr; denetimi elinde
tutan kuruluþ da olabilir. Banka baþarýsýzlýðýnda
sorumluluk incelendiðinde sadece yönetici,
5
KAPAK
baþkan deðil, diðer yöneticilerin de hissedarlarý
temsilen ayný düzeyde sorumluluk sahibi
olduðunun hatýrlanmasý gerekiyor.”
Bankacýlýk sektöründe gelir ve giderlerin kontrol
altýnda tutulmasý gerektiðini ve Merkez Bankasý
ile diðer denetleyici kuruluþlarýn takipten sorumlu olduðunu belirten Cornut, “Kötü yönetim söz konusu olduðunda, denetleyiciler söz
konusu olmaktadýr. Bazen geç, bazen erken
müdahale edebilmektedirler,” dedi.
Bankacýlýk sektöründe gelir ve
giderlerin kontrol altýnda tutulmasý
gerektiðini ve Merkez Bankasý ile
diðer denetleyici kuruluþlarýn
takipten sorumlu olduðunu belirten
Cornut, “Kötü yönetim söz konusu
olduðunda, denetleyiciler söz
konusu olmaktadýr. Bazen geç,
bazen erken müdahale
edebilmektedirler,” dedi.
Mazhenova: “Mevduat Sigortacýlarý
Baþarýsýzlýktan Önemli Ölçüde
Sorumludur”
Kazakistan Mevduat Sigorta Fonu Genel
Müdürü Bakhyt Mazhenova da mevduat sigortacýlarýnýn baþarýsýzlýktan önemli ölçüde sorumlu olduðunu belirterek, “Bu, gelecekte ahlaki
risklere neden olabilecektir. Kazakistan'daki
son banka baþarýsýzlýklarý, ahlaki risklerin ne
denli önemli rol oynadýðýný göstermiþtir,” diye
konuþtu.
Mazhenova, pazar veya piyasa ortamýnýn da
bankalarýn baþarýsýzlýklarýna önemli katkýlarda
bulunduðunu ifade ederek, bankalarýn baþarýsýzlýk nedeninin önemli yükünü taþýdýðýný, bankalarýn en önemli sorununun zayýf risk yönetimi
sistemi olduðunu vurguladý.Ülkesinde 2004
ve 2006 yýllarýnda iki bankanýn tasfiye edildiðini
ve her iki bankada en üst düzey yönetim ile
diðer çalýþanlarýn bu baþarýsýzlýktaki katkýlarýnýn
açýklandýðýný, düzenleyicilerin sahtekarlýðý belirlemelerinin güç olduðunu anlatan Mazhenova,
sahtekarlýðýn gerektiði gibi cezalandýrýlmasý
gerektiðini söyledi.
büyük ölçekli mevduat sahiplerinin, orta ölçeklilerin davranýþlarýný takip ettiðini, küçük ölçeklilerin davranýþlarýnýn ise onlarý pek etkilemediðinin ortaya çýktýðýný kaydeden Yýlmaz,
“Türkiye mevduat sigortasýna ihtiyacýmýz var,
ama bunun çok da cömert olmamasý gerekiyor,” dedi.
Hatano: “Mevduat Sigortacýsý Zamanýnda
Uygun Bir Kurtarma Etkinliði
Gerçekleþtirmeli”
Konferans kapsamýnda gerçekleþtirilen
“Finansal Ýstikrar Saðlamada Tahsilat ve
Mevduat Sigorta” oturumunda konuþan
Japonya Mevduat Sigorta Kurumu Baþkan
Yardýmcýsý Mutsuo Hatano, kimi zaman finansal
kuruluþlarýn baþarýsýzlýða uðrayabildiðini,
mevduat sigortacýlýðý kuruluþlarýnýn zamanýnda
uygun bir kurtarma etkinliði gerçekleþtirmesi
gerektiðini söyledi.
Yýlmaz: “Mevduat Sigortasýnýn Çok da
Cömert Olmamasý Gerekiyor”
Dumlupýnar Üniversitesi Ýktisadi ve Ýdari Bilimler
Fakültesi Geliþim Stratejileri Araþtýrma Merkezi
Müdürü Doç. Dr. Rasim Yýlmaz ise Türkiye'de
tam kapsamlý mevduat sigortasýnýn 1994 yýlýnda sunulduðunu hatýrlatarak, tam kapsamlý
mevduat sigortasýnýn olduðu dönemlerde
banka baþarýsýzlýklarýnýn arttýðýný kaydetti.
Yýlmaz, “Türkiye'deki bankalar reel sektöre
kredi vermektense, devlet tahvillerine yöneldi
ve devlet borçlanmasýna yol açtý. Kredilerdeki
bu hýzlý büyüme, temelde uygunsuz, yani
parayla olumsuz fonlarýn verilmesine yol açtý.
YTL tabanlý devlet tahvilleri, kýsa vadeli mevduatlarla, döviz mevduatlarýyla ve uluslararasý
borçlanmalarla karþýlanmaya çalýþýldý,” diye
konuþtu.
10 Þubat 2001'de Ýhlas Finans'ýn, yükümlülüklerini yerine getiremeyeceðini açýkladýðýný ve
kapatýldýðýný anýmsatan Yýlmaz, Ýhlas Finans'ýn
kapanmasýnýn, diðer özel finans kuruluþlarý
arasýnda da sýkýntýya yol açtýðýný söyledi. Yaptýðý
araþtýrmada, banka baþarýsýzlýklarýnýn ardýndan
6
Hatano, Japonya'da bankalara büyük miktarlarda para pompaladýklarýný, enjekte ettikleri
sermayenin bir bölümünün geri ödendiðini
ifade ederek, “Hâlâ geri gelmesini beklediðimiz
çok para var. Ama ekonominin çok güzel
geliþmesinden dolayý bir fazlamýz var. Yüzde
100'den fazla kazaným oldu,” diye konuþtu.
Ogiyenko: “Mevduat Sigortacýlýðýnýn
Geleceði Denetim Faaliyetlerinde”
Ukrayna Mevduat Sigorta Fonu Ýcra Kurulu
Baþkaný Valeriy Ogiyenko ise mevduat sigortacýlýðý sisteminin geleceðinin, denetim faaliyetlerinde olduðunu vurgulayarak, “Mevduat
sigortacýlarý olarak bankalarýn refahýný istiyoruz
ve banka kapatmak istemiyoruz,” dedi.
Ogiyenko, Ukrayna'da yasalarýn hükümetten
kredi alýnmasýný gerektirdiðini, bunun devlet
bütçesiyle yakýndan baðlantýlý olduðunu ve
gerçekleþebilmesi için uzun ve karmaþýk bir
KAPAK
dinasyonun da zorlaþtýðý, oysa bu koordinasyonun etkin ve zamanýnda olmasý gerektiði
belirtildi. Türkiye'de 5411 sayýlý Bankacýlýk
Kanunu ile, Eþgüdüm Komitesi, Finansal Sektör
Komisyonu ve Sistemik Riske Karþý Alýnacak
Önlemler kapsamýnda, birlikte çalýþmaya yönelik
mekanizmalar oluþturulmuþ bulunuyor.
Garantinin Kapsam ve Sýnýrý
prosedür bulunduðunu ifade ederek, politik
nedenlerden dolayý bu yasanýn sýklýkla baþarýlý
olamadýðýný söyledi. Mali istikrarýn saðlanmasýnýn para harcanmasý anlamýna gelmediðini
belirten Ogiyenko, sistemin tesis edilmesi ve
güvenliðinin saðlanmasýnýn daha önemli olduðunu vurguladý.
Choi: “Ekspertizlerden ve Deneyimden
Faydalanýlmalý”
Kore Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný Dr.
Jang Bong Choi, ülkesindeki deneyimlere
deðinerek, esnek bir çözüm geliþtirdiklerini ve
sürekli iyileþtirme çalýþmalarý ile performans
odaklý bir geri kazaným sistemi saðladýklarýný
kaydetti.
Choi, mevduat sigortacýlýðý sisteminde, özellikle
finansal sistemin bir saldýrýya maruz kalmasý
ve belirsizliklerin ortaya çýkmasý halinde ekspertizlerden yararlanýlmasýnýn ve deneyimlerden
faydalanmanýn büyük önem taþýdýðýný kaydederek, Kore Mevduat Sigorta Kurumu'nun Asya
krizinden kaynaklý pek çok mali kurumun durumunu baþarýyla hal ettiðini söyledi.
Finansal Güvenlik Aðý Aktörleri Arasýnda
Koordinasyon
KPMG Türkiye'den Ferruh Tunç'un moderatörlüðünde yapýlan “Finansal Güvenlik Aðý
Aktörleri Arasýnda Koordinasyon” oturumuna,
IADI Ýcra Kurulu Baþkaný ve Malezya Mevduat
Sigorta Kurumu Baþkaný Jean Pierre Sabourin,
CDIC Baþkaný ve IADI Araþtýrma ve Rehberlik
Komitesi Baþkaný Johnson Chen, TMSF Tahsilat
Dairesi'nden Dr. Hicabi Ersoy ve Polonya Banka
Garanti Fonu Mevduat Sigortasý Daire Baþkaný
Tomasz Obal konuþmacý olarak katýldýlar.
Oturumda, kurumlarýn özerk yapýya kavuþmasýnýn bilgi akýþýný güçleþtirdiði, ayný þekilde
Finansal Güvenlik Aðý üyeleri arasýnda koor-
BearingPoint III. Baþkaný James R. Hambric'in
moderatörlüðünde yapýlan “Garantinin
Kapsam ve Sýnýrý” oturumuna, Rusya
Federasyonu Mevduat Sigorta Kurumu,
Planlama ve Strateji Dairesi Makro Ekonomik
Analiz Departmaný Baþkaný Denis S. Chikirev,
Macaristan Milli Mevduat Sigorta Kurumu
Genel Müdür Yardýmcýsý Andras Fekete-Györ,
Meksika Mevduat Sigorta Kurumu Yönetim
Kurulu Üyesi Carlos Isoard ve FDIC Sigorta ve
Araþtýrma Bölümü Müdür Yardýmcýsý Don
Inscoe konuþmacý olarak katýldýlar.
Oturumda, sigortacýlýk ve mevduat sigortacýlýðýnýn ahlaki risk taþýdýðý; bu anlamda, mudilerin korunmasý ve ahlaki risk arasýndaki ince
dengenin kurulmasý gerektiði, kapsam ve tutarlardaki farklý limitlerin, farklý gösterge ve geçerli
dayanaklara sahip bulunduðu vurgulanarak,
farklý ülke deneyimlerini baz alan çeþitli görüþlere ve uygulayýcýlarýn deðerlendirmelerine yer
verildi.
Türk toplumunun kamusal
organizasyonlara bakýþýný olumlu
anlamda deðiþtiren TMSF’nin
baþarýsýnýn sýrrý þu anahtar
sözçüklerde gizlidir: birey, bilgi,
irade. Bugün karþýmýzda
kurumsallaþmasýný tamamlarken
ayný zamanda çok önemli iþlere
imza atmýþ bir TMSF varsa bu
baþarýnýn ilk þartý insandýr. Birey
olarak insanda aranan ilk þart
ahlak ve bilgi ile donanmýþ
olmasýdýr.
Konferansta, Fon Baþkan Yardýmcýsý Vekili
Dr.Rýdvan Çabukel “Finansal Güvenlik Aðý
Üyeleri Arasýnda Bilgi Paylaþýmý: Türkiye Örneði”
baþlýklý bir sunum yapmýþtýr. Dr.Rýdvan Çabukel,
Türkiye’deki mevduat sigortacýlýðý sisteminin
dünya uygulamalarý açýsýndan konumuna ve
sistemin temel özelliklerine deðinerek baþladýðý
sunumunda, Türkiye’deki finansal güvenlik
aðýnýn yapýsý ve iþleyiþi ile TMSF’nin düzenleyici
ve denetleyici kurum olan BDDK ile yaptýðý bilgi paylaþýmýna iliþkin bilgilere yer vermiþtir.
Türkiye’de finansal güvenlik aðýný oluþturan
TMSF, BDDK, TCMB ve Hazine Müsteþarlýðý
arasýndaki iliþkileri, 5411 sayýlý Bankacýlýk
kanununun konuyla ilgili hükümleri çerçevesinde açýklamýþ ve katýlýmcýlarý “Kurumlar arasý
Ýþbirliði”, “Eþgüdüm Komitesi”, “Sistemik Risk”
ve “Finansal Sektör Komisyonu”yla ilgili yasal
altyapý ve uygulamalar hakkýnda bilgilendirmiþtir.
7
KONFERANS
TÜRKÝYE’DE MEVDUAT
SÝGORTACILIÐI VE TMSF
*
Türkiye bankacýlýk krizi alanýnda bütün dünya için deðerli bir model oluþturacak
benzersiz bir deneyime sahiptir. TMSF tüm bu deneyimini arþivlemek, kayýt altýna
almak için kaynak tahsisinde bulunmuþtur ve deyimlerini önümüzdeki aylarda
tüm üyeleriyle paylaþacaktýr.
Deðerli arkadaþlarým, misafirler, meslektaþlarým ve katýlýmcýlar;
Öncelikle hepinize yürekten hoþgeldiniz
diyorum, ayrýca bu iki günlük organizasyonda
tüm IADI üyelerine Ýstanbul’da evsahipliði
yapmaktan dolayý duyduðum heyecan ve
memnuniyeti de sizinle paylaþmak istiyorum.
Konuþmama Türkiye’deki mevduat sigortacýlýðýnýn kýsa tarihçesiyle baþlamak istiyorum.
Mevduatýn sigortalanmasýna 1933 yýlýnda baþlanmýþ ve çeþitli büyüme sancýlarýndan sonra
TMSF, 1983 yýlýnda ilk olarak Merkez Bankasý
bünyesinde kurulmuþtur. TMSF’nin sonraki
organik geliþimi, 2000–2003 yýllarý arasýnda
BDDK tarafýndan yönetilirken gerçekleþmiþ ve
TMSF 2004 yýlýnýn baþýnda özerk bir kurum
haline gelmiþtir.
Ýlk kurulduðunda TMSF’nin amacý, mevduatý
sigorta etmek idi. 1994 yýlýnda yaþanan ekonomik kriz sonrasýnda TMSF, faaliyet izni kaldýrýlan
veya kaldýrýlmayan bankalarýn çözümlemesi
görevini de üstlenmiþtir. Bu üstlenilen yeni rol,
3’ü 1994 yýlýnda, 23’ü 2000–2001 yýllarýnda
yaþanan krizde olmak üzere toplam 26 bankanýn çözümlenmesiyle sonuçlanmýþtýr.
Türkiye bankacýlýk krizi alanýnda bütün dünya
için deðerli bir model oluþturacak benzersiz
bir deneyime sahiptir. TMSF tüm bu deneyimini
arþivlemek, kayýt altýna almak için kaynak tahsisinde bulunmuþtur ve deyimlerini önümüzdeki
aylarda tüm üyeleriyle paylaþacaktýr.
Ahmet Ertürk
TMSF Baþkaný
Çeviren: Anýl ERTANOÐLU
(Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý,
Fon Uzmaný)
* 26–27 Haziran 2007 Tarihlerinde
Ýstanbul’da Gerçekleþtirilen Uluslararasý
Mevduat Sigortacýlarý Birliði’nin (IADI) 1.
Bölgelerarasý Konferansý’nda Sayýn Ahmet
ERTÜRK Tarafýndan Gerçekleþtirilen
Konuþma
8
Genç bankacýlýk sektöründe tecrübesizlikten
kaynaklanan birçok hata yapan Türkiye, hatalarýndan ders almýþ ve güçlü, iyi iþleyen, risklere
karþý dayanýklý bir sistem oluþturmada çok deðerli bir deneyim kazanmýþtýr.
Geçmiþte yaþanan, tecrübesizlikten kaynaklanan
hatalarýn bazýlarýndan bahsetmek isterim.
— Bankacýlýk sektörünün yönetiminin zayýf,
siyasilerin kontrolünde, siyasi etkilere açýk ve
inisiyatif alamamakla birlikte sorumluluklarýný
yerine getiremeyen devlet daireleri tarafýndan
gerçekleþtirilmesi,
—Düzgün iþleyen düzenleme ve denetleme
fonksiyonlarýnýn eksikliði,
—Düzenleme ve denetleme eksikliði olmasý
durumunda, mevduat sigortasýnda yüzde yüz
devlet güvencesi bulunmasýnýn ahlaki riske
etkisini görme ve anlama eksikliði,
—Bankacýlýk sisteminin, “ahbap-çavuþ kapitalizmi”nin en önemli örneðini teþkil edecek þekilde,
kiþisel iliþkilerini hileli iþlemler gerçekleþtirmek
için kullanan politikacýlar tarafýndan suiistimali.
En son yaþanan 2000–2001 krizinde, bankacýlýk
sektörünün kaçýnýlmaz yeniden yapýlandýrma
ve çözümleme süreci son derece sýkýntýlý geçmiþ
ve bu sürecin kamuya maliyeti tahmin edilenin
de üzerinde olmuþtur. Bu yüksek maliyet, 1994
yýlýnda sistemik krizin önlenmesini teminen
getirilen tam güvence uygulamasýndan kaynaklanmaktadýr. On yýllýk bir dönem boyunca
gözden geçirilmemiþ olup, o dönemde hala
yürürlükte bulunan blanket garanti, mevduatýn
sigortalanmasý hakkýnýn bankalar ve mudiler
tarafýndan kötüye kullanýlmasý sonucunda
ahlaki risk konusunu gündeme getirmiþtir.
Fona devredilen bankalarýn çözümlenmesi için
çalýþýlýrken, bu bankalarýn eski sahiplerinden
devralýnan varlýklarýn azami getiriyle satýlmasý
için de çaba sarf edilmiþtir. 2003 yýlý sonunda,
deðiþiklikle yürürlüðe giren yeni Bankalar Kanunuyla, TMSF özerk bir kurum haline gelmiþ,
tahsilât ve çözümlemenin hýzlandýrýlmasý amacýyla özel haklarla donatýlmýþtýr.
TMSF, varlýklarýnýn satýþý, hukuki takip ve bankalarýn hâkim ortaklarýyla yapýlan protokoller vasýtasýyla tahsilât konusunda önemli bir ilerleme
kaydetmiþtir.
KONFERANS
Ancak, bu süreçte TMSF'nin asli fonksiyonu
olan mevduat sigortacýlýðý, Fon bankalarýnýn
çözümlenmesi ve Fon tarafýndan devralýnan
aktiflerin elden çýkarýlmasý çalýþmalarý nedeniyle
hak ettiði ilgiye sahip olamamýþtýr. Dolayýsýyla
mevduatý sigortalayan bir kurum kimliðinden
ziyade, TMSF, bir tahsilât kurumu veya bir tür
aktif yönetim þirketi olarak tanýnýr hale gelmiþtir.
2000 bankacýlýk krizinden sonra, Türkiye’de
bankacýlýk sektörünün yeniden yapýlandýrýlmasý
ihtiyacý doðmuþtur. Bu doðrultuda, baðýmsýz
bir kurum olan BDDK yasal yetkilerle donatýlmýþ
ve
—Bankacýlýk yapma lisansý için baþvuruda bulunan kiþilerde aranan vasýflar,
—Kötü yönetim söz konusu olmasý durumunda
uygulanacak yaptýrýmlar,
—Bankalarýn dâhil olduðu risk grubuna kullandýrýlan kredilere sýnýrlamalar getirilmesi,
—Banka kaynaklarýnýn suiistimali, denetim ve
risk yönetimi
gibi hususlarý düzenleme ve denetleme yetkisini
haiz olmuþtur.
Bankacýlýk sektörünün modernleþtirilmesi ve
daha istikrarlý bir Türk ekonomisiyle birlikte
iþleyen yeni etkin bir kontrol sistemi sonucunda,
bankacýlýk sektörü süratle olgunlaþmýþ ve çok
saðlam bir yapýya kavuþmuþtur. Dýþa açýlma ve
AB’ye katýlým sürecinde yaþanan olumlu deðiþimlere paralel olarak bankacýlýk sektörü yabancý
sermaye için çekici hale gelmiþtir.
Bu noktada biz, TMSF olarak, risk esaslý mevduat sigortacýlýðýna iliþkin yeni fonksiyonlarýn üstlenilmesi ve çözümleme faaaliyetlerinde saðlanan ilerlemenin düzeyi de dikkate alýnarak,
odaðýmýzý mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerine
çevirmiþ bulunmaktayýz. Bununla birlikte, bankacýlýk otoritesiyle saðlýklý ve verimli iliþkiler kurmak, Türk Bankalarýnýn risk profillerinin belirlenmesini teminen etkin bilgi paylaþýmý saðlayacak
bir modelinin geliþtirilmesi gibi yeni hedeflerle
de karþý karþýyayýz.
belirlenmesi ve mudi bilgilendirilmesi gibi konular tartýþýlmakta ve bilgi alýþveriþine konu
olmaktadýr.
Asli fonksiyonumuz olan mevduat sigortacýlýðýnýn geliþtirilmesi amacýyla, biz TMSF olarak,
sigorta kapsamýnýn deðerlendirilmesine, optimum fon rezervi ve risk esaslý prim sistemine
iliþkin araþtýrmalarýmýzý BDDK baþta olmak
üzere finansal güvenlik aðý aktörleri ile koordineli bir þekilde sürdürmekteyiz. Önceliðin AB’ye
iliþkin düzenlemelere verildiði araþtýrmalarýmýzda, mevduat sigortacýlýðý konusunda uluslararasý geliþmelerin takip edilmesi çerçevesinde
dünyadaki farklý uygulamalarý dikkate alýyoruz
ve muadil kuruluþlarla iliþkilerin geliþtirilmesi
çerçevesinde de Avrupa Mevduat Sigortacýlarý
Forumu’na (EFDI) üye olmuþ bulunmaktayýz.
Bankacýlýk sektörünün
modernleþtirilmesi ve daha istikrarlý
bir Türk ekonomisiyle birlikte
iþleyen yeni etkin bir kontrol sistemi
sonucunda, bankacýlýk sektörü
süratle olgunlaþmýþ ve çok saðlam
bir yapýya kavuþmuþtur. Dýþa
açýlma ve AB’ye katýlým sürecinde
yaþanan olumlu deðiþimlere paralel
olarak bankacýlýk sektörü yabancý
sermaye için çekici hale gelmiþtir.
Deðerli misafirler,
Gördüðümüz gibi, ulusal ve küresel anlamda
finansal istikrarýn saðlanmasýnda oldukça önemli olan mevduat sigortacýlýðýna iliþkin tartýþmalar, muadil kuruluþlarla iþbirliði çerçevesinde
ve bu alanda karþýlaþýlan sorunlara çözümler
getirilmesi anlamýnda, çok büyük önem arz
etmektedir.
Sonuç olarak, siz deðerli misafirlerin iþtiraki ile
düzenlenen bu konferansýn, mevduat
sigortacýlýðýna iliþkin hususlarýn tartýþýldýðý en
iyi platformlardan biri olacaðýna ve bizi
aydýnlatacaðýna inanýyorum.
Bu konferansa katýlan herkese teþekkür etmek
isterim.
IADI’nin MENA alt komitesinin Baþkaný Dr.
Mohammed Al-Ja’fari ile TMSF’den Abdullah
CANBEK’e özel olarak teþekkür etmek istiyorum. Kendileri, bu konferansýn düzenlenmesinde büyük çaba sarf etmiþlerdir.
*Sayýn Ahmet ERTÜRK’ün konuþma metninin orijinali Ýngilizce olup,
Ýngilizce konuþma metnine
http://www.tmsf.org.tr/2007conference/sunum/ahmet_erturk.pdf
linkinden ulaþýlabilir.
Günümüzde, bankacýlýkta sýnýr ötesi faaliyetlerin
artmasý ve bankalarýn küresel boyutta faaliyet
göstermesi, bir bankada veya ülkede yaþanan
krizin diðer ülkelerin bankacýlýk sistemini ve
finansal istikrarýný etkileme olasýlýðýný arttýrabilir.
Bu durum, mevduat sigortacýlýðýnýn finansal
istikrara yönelik fonksiyonuna uluslararasý bir
boyut kazandýrmýþtýr. Dünyada mevduat sigortacýlýðý alanýnda, mevduat sigorta sistemlerinin
fonlama mekanizmalarý, risk esaslý fiyatlandýrma
ve rezerv modelleri, en etkin sigorta kapsamýnýn
9
KONFERANS
MEVDUAT SÝGORTACILIÐI ve
FÝNANSAL ÝSTÝKRARDAKÝ YERÝ*
Dünya ülkelerinde olduðu gibi Türkiye’de de mevduat sigortacýlýðýnýn iki temel
oyuncusu vardýr. Bunlardan biri bankalarýn saðlýklý mali yapýya sahip olmasý için
çaba gösteren BDDK, diðeri ise bu saðlýklý yapý içinde tasarruf sahiplerinin
mevduatlarýný sigorta eden TMSF’dir.
Türkiye’de bankacýlýk sistemi diðer tüm
finansal oyuncular üzerinde baskýn bir role
sahiptir
Müsaade ederseniz ben konuþmamý Türkçe
yapmak istiyorum. Çok deðerli konuklar, yabancý otoritelerin çok deðerli yetkilileri, deðerli
baþkanlar, deðerli katýlýmcýlar, deðerli basýn
mensuplarý; bende hepinizi saygýyla selamlýyorum. Bu organizasyonun TMSF’nin bundan
sonraki düzenlemelerinde yapacaðý yönetmelik
ve diðer düzenlemelerde ýþýk tutmasý anlamýnda
yararlý tebliðlere fýrsat vereceðini umuyor tekrar
organizatörlere teþekkür ediyorum.
Konferans konumuz mevduat sigortacýlýðý ve
bunun finansal istikrardaki yeri bende müsaade
ederseniz bizim bakýþ açýmýzdan konuyla ilgili
görüþlerimi sizlere aktarmak istiyorum. Bu arada yeni anlamdaki TMSF biliyorsunuz TMSF
merkez bankasýndan ayrýldýktan sonra deðiþik
bir yapýya kavuþtu ben TMSF’nin kýsa da olsa
2 aylýk da olsa üçüncü baþkanýyým bu arada
BDDK’nýn da üçüncü baþkanýyým. Hem TMSF
hem BDDK bakýþ açýsýndan sizlere kendi penceremden görüþlerimi iletmek istiyorum.
Tevfik BÝLGÝN
Bankacýlýk Denetleme ve
Düzenleme Kurumu Baþkaný
* 26–27 Haziran 2007 Tarihlerinde
Ýstanbul’da Gerçekleþtirilen Uluslararasý
Mevduat Sigortacýlarý Birliði’nin (IADI) 1.
Bölgelerarasý Konferansý’nda Sayýn Tevfik
BÝLGÝN Tarafýndan Gerçekleþtirilen
Konuþma
10
Deðerli konuklar, deðerli katýlýmcýlar, dünya
ülkelerinde olduðu gibi Türkiye’de de mevduat
sigortacýlýðýnýn iki temel oyuncusu vardýr.
Bunlardan biri bankalarýn saðlýklý mali yapýya
sahip olmasý için çaba gösteren BDDK ve bu
saðlýklý yapý içinde tasarruf sahiplerinin mevduatlarýný sigorta eden TMSF. Bunun isimleri farklý
olabilir, farklý ülkelerde farklý þekilde örgütlenmiþ olabilirler farklý yapýlarda olabilirler
ama bu iki yapý daima mevduat sigortacýlýðýnda
kol kola baþ baþa aldýklarý kararlarda ve uygulamalarýnda devamlý beraber olmuþ kurumlardýr. Her ne kadar iki ayrý kurum olarak örgütlense de ülkemizde, esasýnda mevduat sigortacýlýðýnda bu iki yapýnýn farklý davranmasý
düþünülemez. 2004 yýlýnýn baþýna kadar TMSF
ile BDDK yönetimi bilindiði üzere bir arada idi.
Ama 2004 yýlýnda bu iki yapý birbirinden ayrýlmýþtýr. Bu ayrýlýk sadece yapýsal bir ayrýlýktýr.
TMSF ile aramýzda eþgüdüm komitesi finansal
istikrar komisyonu gibi mekanizmalarla ve birebir görüþmelerimizle iþbirliðimiz ve koordinasyonumuz devam etmektedir.
Deðerli konuklar, mevduat sigortasý finansal
sistemlerin güven ve istikrar içinde iþlemesine
yönelik olarak kullanýlan en çaðdaþ ve en yaygýn
araçlardan biridir. Mevduat sigortasý etkin bir
düzenleme ve denetimin alternatifi deðil bilakis
etkin bir düzenleme ve denetimi tamamlayan
bir unsurdur. Ülkemizde BDDK’nýn kuruluþuyla
ilk iþaretleri ortaya çýkan, 2001 yýlýndan itibaren
yeniden yapýlandýrma programý ile hýzlanan
ve son yýllarda özellikle 5411 sayýlý bankacýlýk
kanunu ve ilgili alt düzenlemeler ile perçinlenen
düzenleme ve denetim sistemine yönelik etkinleþtirme çabalarý mevduat sigortasý sisteminin
uluslararasý tecrübeler ve en iyi uygulamalar
ýþýðýnda yeniden yapýlandýrýlmasýyla desteklenmiþtir. Bilindiði üzere 1994 krizinden itibaren
uygulanan mevduat sigortasý 2004 yýlý temmuz
ayýnda deðiþikliðe uðramýþtýr. Bu 10 senelik
11 senelik dönemde aralýklarla tam garantiyle
sýnýrlý garanti arasýnda gidip gelen bir sistemimiz olmuþtur. Ancak 2004 yýlý 5 temmuz
günü yeni bir yapý Türk bankacýlýk sistemine
katýlmýþtýr. Buna göre Türkiye’de faaliyet gösteren ve mevduat kabulüne yetkili bir bankanýn
yurtiçi þubelerinde gerçek kiþilere ait Türk parasý
ya da yabancý para mevduatýn 50 bin YTL’si
sigorta kapsamý dahiline alýnmýþtýr. Bu yaklaþýk
28 bin Euro ya da 35-37 bin Dolar seviyesindedir. Avrupa birliði ülkelerine baktýðýmýz zaman bu sigorta tutarý genelde kiþi baþýna milli
gelirin civarýndadýr ama ülkemizde bu tutar
kiþi baþýna milli gelirin yaklaþýk 7-8 katý düzeyindedir. Elbette ki TMSF ileride bunlar üzerinde
de duracaktýr. Ama deðerli konuklar lütfen
þunu unutmayýnýz sýnýrsýz garantiden sonsuz
garantiden 50 bin YTL’ye geçiþ Türk bankacýlýk
KONFERANS
sistemi için önemli bir dönemeçtir. Bana son
10 yýldýr Türk bankacýlýk sisteminde en önemli
geliþmeler nelerdir diye sorarsanýz herhalde ilk
söyleyeceðim kalemlerden biri budur. Sýnýrlý
sigortaya geçiþtir. Tarihinin en büyük krizini
yaþayan bir ülkede krizin ardýndan mevduatýn
belli bir tutarda sigorta edilmesi bu ortamda
mevduatlarda özelden kamu bankalarýna kayýþ
olmamasý yada küçük yada orta ölçekli bankalardan büyük ölçekli bankalara kayýþ olmamasý
ki Ýngilizce de buna Flight to Quality diyoruz,
oldukça önemlidir. Bu dönemde ilgili otoriteler
kadar bankalarýmýzýn saðduyulu yaklaþýmlarý
ve halkýmýzýn güveni de ayrýca not edilmelidir.
Deðerli konuklar, deðerli katýlýmcýlar, bugün
itibariyle Türk bankacýlýk sisteminde toplam
314 milyar YTL mevduat bulunmaktadýr ve
bunun yüzde 64’ü tasarruf mevduatý niteliðindedir yaklaþýk tutarý 201 milyar YTL dir. Tasarruf
mevduatýnýn yüzde 49’u da yani yaklaþýk 99
milyar YTL si de sigorta kapsamýndadýr. Kiþi
bazýnda bakýldýðýnda mudi bazýnda bakýldýðýnda mudilerin yaklaþýk yüzde 96-97’si sigorta
kapsamýnda bulunmaktadýr.
Deðerli katýlýmcýlar týpký bankacýlýk sektörüne
yönelik düzenleme ve denetleme çerçevesinde
olduðu gibi mevduat sigorta sisteminde de
geliþen ihtiyaçlar ve tecrübeler ýþýðýnda gözden
geçirilmesi ve iyileþtirmeye devam edilmesi
tabidir gayet doðaldýr. Ancak bu yöndeki tüm
geliþimlerde daha çok prim tahsilatý yerine risk
esaslý bir prim siste-minin esas alýnmasý piyasa
disiplinini saðlama gücünün olmasý ve bankalarýn aracýlýk maliyetlerine etkisi iyi analiz edilmelidir. Biz BDDK olarak, bankacýlýk otoritesi
olarak aracýlýk maliyetlerine çok büyük önem
veriyoruz ve bunu her yerde dile getiriyoruz.
Çünkü þu anda aracýlýk maliyeti bankalarýmýz
arasýnda ki rekabetin temel unsuru olmuþtur.
Global oyuncular ile Türk oyuncular arasýnda
kaynak bulmada ve bu kaynaklarý kullandýrmada farklý maliyetlere sahip olmak rekabette
temel unsur haline gelmiþtir. Biz en azýndan
mevcut durumun daha da farklýlaþtýrýlmamasý
gerektiðini düþünüyoruz.
Türkiye de yatýrým yapan ancak dünyanýn her
yerinde bir baðlantýsý olan global bir banka ile
sadece Türkiye içinde fon bulma gayreti içinde
olan bir bankanýn en azýndan ayný rekabet
ortamýnda çalýþmasýný saðlamak kamu gücünü
elinde bulunduranlarýn görevi olmak zorundadýr. Japonya’dan uzun vadeli mevduat bulup
bunu muhtelif enstrumanlarla hec edip Türk
lirasýna çevirip, Türkiye’de kredi veren bir banka
ile zaten tasarruf eðilimi düþük olan Türk
halkýndan bin bir zorlukla mevduat toplayan
ve mevduatýn ortalama vadesi de maalesef 3
ay olan ve bunu da ortalama 2-3 yýl vadeli bir
krediyle aktifte deðerlendiren bir banka arasýnda ayný piyasada kýyasýya rekabet edildiði gerçeði de göz önüne alýndýðýnda en azýndan
sigorta primi gibi banka sigorta muamleleri
vergisi gibi aracýlýk maliyetlerinde dikkat edilmelidir. Amacýmýz Türk bankacýlýk sisteminde
pasifin maliyetini düþürüp vadesini uzatmak
olmalýdýr.
Deðerli konuklar konuþmamýn son bölümünde
müsaade ederseniz bizim asýl konumuz olan
bankacýlýk otoritesinin asýl konusu olan finansal
sistemle ilgili kýsa bilgiler aktarmak istiyorum.
Yabancý konuklarýmýza da kýsa bir tur attýrmak
istiyorum. Türk finansal sistemi finansal sistem
diye bahsettiðimiz zaman bankalar leasing
þirketleri faktoring þirketleri, tüketici finansman
þirketleri, yatýrým fonlarý aracý kurumlar vs.
bunlarýn hepsini alt alta diziyoruz. 2001 yýlýnda
bu sistemin Türkiye deki büyüklüðü 188 milyar
YTL imiþ. 2006 sonunda bu büyüklük 565
milyar YTL’ye ulaþmýþ. Oyuncu sayýsý ise 419.
Þunu sorabilirsiniz diðer ülkelerde özellikle
geliþmiþ ülkelerde bankacýlýk yanýnda sigortacýlýk, yatýrým fonlarý, pension fundlar da güçlüdür. Ama ülkemizde Türkiye de maalesef bankacýlýk diðer tüm finansal oyuncular üzerinde
baskýn bir role sahiptir ve finansal sisteminin
yüzde 90’ýný bankalarýmýz teþkil etmektedir.
Dolayýsýyla ülkemizde bankalarýn saðlýklýlýðý
tüm global finans sistemini ülke finans sistemini
doðrudan ve sert bir biçimde etkileme gücüne
sahiptir. Bankacýlýk sistemimizle ilgili deðiþim
son 6 yýlda çok belirgindir deðerli konuklar.
Türk bankacýlýk sektörü
büyümüþ ve sektörün derinliði
artmýþtýr. Türk bankacýlýk sistemi
ekonomide ki büyümeden daha
hýzlý büyümektedir çarpan etkisiyle.
Ýkinci önemli husus; bankalar
hizmet aðýný geniþletmiþ
organizasyon yapýlarýný
iyileþtirmiþlerdir. Üçüncü önemli
husus; bankacýlýk sektörünün
sunduðu faaliyetler ve
enstrumanlar çeþitlenmiþtir. Dört
aracýlýk iþlevi daha etkin bir þekilde
yerine getirilmeye baþlanmýþtýr.
2001 yýlýnda 2002 yýlýnda
mevduatýn krediye dönüþüm oraný
yüzde 25’ler düzeyindeyken þu
anda bu oran yüzde 76’lar
düzeyine çýkmýþtýr.
Deðiþimin ana hatlarýný baþlýklar halinde size
iletmek istiyorum. En önemli hususlardan biri
Türk bankacýlýk sektörü büyümüþ ve sektörün
derinliði artmýþtýr. Türk bankacýlýk sistemi ekonomide ki büyümeden daha hýzlý büyümektedir
çarpan etkisiyle. Ýkinci önemli husus; bankalar
hizmet aðýný geniþletmiþ organizasyon yapýlarýný
iyileþtirmiþlerdir. Üçüncü önemli husus; bankacýlýk sektörünün sunduðu faaliyetler ve enstrumanlar çeþitlenmiþtir. Dört aracýlýk iþlevi daha
etkin bir þekilde yerine geti-rilmeye baþlanmýþtýr.
2001 yýlýnda 2002 yýlýnda mevduatýn krediye
dönüþüm oraný yüzde 25’ler düzeyindeyken
þu anda bu oran yüzde76’lar düzeyine çýkmýþtýr.
Þunu söylüyorum bankalar 100 liralýk mevduat
toplarken bugün 76 lirasýný kredi olarak verebilmektedir. Bu da aracýlýk iþlevi anlamýnda önemli
bir geliþmedir, diðer önemli bir husustur. Müþteri sayýlarý artmýþtýr, bankalarýmýzýn gerek bireysel kredi kartlarý ve diðer kurumsal kredilerde
müþteri sayýlarý artmýþtýr. Sektör uluslar arasý
finans sistemiyle daha fazla bütünleþmiþtir.
Sektörün performans göstergeleri olumlu seyretmektedir. Özellikle ROA dediðimiz aktif geti-
11
KONFERANS
risi ve öz kaynak verimliliði Avrupa ülkelerinin
oldukça üzerindedir. Piyasa disiplininin en
önemli gereklerinden olan þeffaflýða özel bir
önem verilmiþtir. BDDK tüm çalýþmalarýnda bu
þeffaflýðý esas almýþ ve bunu sektörle ve kamuoyuyla paylaþmaya gayret göstermiþtir ve
kurumumuz tarafýndan istikrarý destekleyici
basiretli müdahaleler zamanýnda yapýlmaya
gayret gösterilmiþtir. Þunu kastediyorum iþ
bittikten sonra deðil sorun tespit edilir edilmez
önleyici hekimlik anlamýnda önlemler alýnmaktadýr ve alýnmaya devam edilecektir. Neticede
Türk bankacýlýk sistemi son 6 yýlda önemli
aþamalar kaydetmiþtir. Ancak daha gidilecek
çok yolumuz yapýlacak daha çok iþimiz var.
Bankacýlýðýmýzýn geldiði
noktada istikrar baþta olmak
üzere tüm parametreler hayati
öneme sahiptir. Ancak ben
bunlarýn hepsinin üstüne müsaade
ederseniz konuþmamýn en
sonunda hepsinin üstüne baþrolde
Türk halkýný koymak istiyorum.
Oldukça yüksek olduðu söylenen
fiyatlara bankalarý satarken
gülümseyen merasimler yapan
gazetelere röportajlar veren deðerli eski banka sahipleri ve
bankacýlarýmýz lütfen baþroldeki
oyuncuyu unutmasýnlar.
Kaydedilen aþamanýn ve sisteme duyulan güvenin en önemli göstergelerinden biri de bankacýlýðýmýza olan küresel sermaye ilgisidir. Her geçen gün yeni haberler mutlu gülümseyen yüzler
ve törenle atýlan imzalar bu ara sýklýkla gördüðümüz manzaralardýr. Bu kadar geliþme ve ilerleme sonrasý elbette ki yabancý sermaye bu
ülkeyi genç nüfusunu nispeten yüksek kar
marjýný bankacýlýðýn geliþme potansiyelini göz
ardý edemezdi. Ben konuþmalarýmda devamlý
bankacýlýðýmýzýn üstün yönlerini aktarýyorum.
Müsaade ederseniz onlarý baþlýklar halinde size
vereyim.
Türk bankacýlýðýnýn personel kalitesi, bilgisayar
ve IT teknolojisindeki seviyesi, bankacýlýk ürünlerinin geliþmiþliði ve yaratýcýlýðý, Avrupa
Birliði’ne uyumlu mevzuatý, tüm komþu ülkelerden bunu iddia ediyorum tüm komþu ülkelerden ve bir çok Avrupa ülkesinden daha geliþmiþ ve birikimli yapýsý, potansiyel ve genç nüfuslu ülkenin tüketen üreten ve yenilikleri kapan
bir nüfus yapýsýna sahip olmasý, ve krizlerden
geçe geçe kazanýlan tecrübesi bizim bankacýlýðýmýzýn üstün yönleridir. Bizde sadece bir þey
yok o da sermaye. Bankalarý daha fazla büyütmek için ya da sistemdeki yerini korumak için
sermayeye ihtiyacý olan Türk bankacýlar yada
banka sahipleri patronlar diðer alternatifleri
zorlamadan en kestirme çözümü bankalarýný
satmakta bulmuþlardýr. Son 3-4 yýldýr bu satýþ
eðilimi devam etmektedir. Satýþlarýn oldukça
uygun bir fiyata yapýldýðý yorumlarý da yapýlmaktadýr ben bu yorumlarý yapmak istemiyorum. BDDK baþkaný olduðum için ama piyasanýn yorumu çarpanlarýn çok yüksek düzeyde
olduðudur.
Deðerli konuklar, geçmiþle karþýlaþtýrýldýðýnda
fiyatlar yükselmiþtir. Müsaade ederseniz kýsa
bir örnek vermek istiyorum. Kamu bankasý
olduðu için ismini verebilirim Vakýflar Bankamýz
2001 yýlýnda Vakýflar Bankasýnýn alýmý için bir
yabancý Avrupa bankasý para ödemek deðil
üstüne para istemiþtir. Ayný bankamýz 2005
12
yýlýnda 5.5 milyar dolar deðer üzerinden yüzde
25’ ini halka arz etmiþtir. Ýsim vermek istemiyorum ama 2001- 2002 yýlýnda 20 milyon dolara
bankasýný satmaya hazýr olan bir grup bugün
ayný bankayý 130 katý fiyata satabilmektedir.
Elbette ki kanunlar yönetmelikler otoriteler
önemli çalýþmalar yapmýþtýr. Bankalarýmýz
bankacýlarýmýz çalýþmýþ ve bankalarýn deðerine
deðer katmýþlardýr. Ama bu dönemde ki en
temel unsur, anahtar sözcük istikrardýr ve temel
parametre ekonomik ve siyasi istikrardýr.
Bankacýlýðýmýzýn geldiði noktada istikrar baþta
olmak üzere tüm parametreler hayati öneme
sahiptir. Ancak ben bunlarýn hepsinin üstüne
müsaade ederseniz konuþmamýn en sonunda
hepsinin üstüne baþrolde Türk halkýný koymak
istiyorum. Oldukça yüksek olduðu söylenen
fiyatlara bankalarý satarken gülümseyen merasimler yapan gazetelere röportajlar veren deðerli eski banka sahipleri ve bankacýlarýmýz lütfen baþroldeki oyuncuyu unutmasýnlar. 2001
krizi gibi tarihimizin en derin krizinden bugünlere gelmemizde halkýn saðduyusu, sabrý, ödediði vergiler, kullandýðý krediler, tüketici kredileri,
kredi kartlarý ve bunlarýn bankalara katkýsýný
hiç kimse göz ardý edemez. O katkýlar ki faiz
dýþý fazla bütçe dengesi borç gayri safi milli
hasýla dengesi mastri kriterleri gibi kriterlerin
tutturulmasýný saðlamýþ ekonomik istikrar ve
dengeler yerine oturmuþ ve finans sistemine
ve özelinde bankalarýmýza cazibe artmýþtýr.
Dolayýsýyla banka satýþlarý sonucunda çok iyi
meblaðlara sahip olduklarý yorumu yapýlan
deðerli eski bankalarýmýzýn ve bankacýlarýmýzýn
bu ülke insanýna borcu; elde ettikleri bu paralarý
yine ülkede yatýrým haline dönüþtürmeleridir.
Sanýrým en büyük teþekkür de ülke halkýna bu
olacaktýr.
Deðerli konuklar, konuþmamý biraz uzattým
ana hatlarýyla Türk finans sistemi ve Türk bankacýlýk sistemi hakkýnda sizlere bilgi vermeye
çalýþtým. Bankacýlýðýmýz son 20-25 yýlýn en
güzel günlerini yaþamaktadýr. Bütün veriler
bunu göstermektedir ve bu nedenledir ki yurt
dýþýndan global dünyadan büyük ilgi görmektedir. Ve bankacýlýðýmýzýn potansiyeli çok fazladýr. Bu istikrar ortamýnda BDDK kadar bankalardaki ana kaynak unsuru olan mevduatý sigorta eden TMSF’nin ve bu iki kurumun birbirleriyle koordineli çalýþmasýnýn da önemi büyüktür. Dolayýsýyla bu konferansýn bizim bundan
sonra alacaðýmýz kararlarda, sunulan tebliðlerin
bize ýþýk tutacaðýna yön vereceðine TMSF ile
çalýþmalarýmýzda bunlarýn dikkate alýnacaðýna
emin olabilirsiniz. Ben tekrar bu organizasyonu
düzenleyen TMSF’nin deðerli yetkililerine ve
sayýn baþkanýma ve yabancý konuklarýmýza
teþekkür ediyor hepinize saygýlar sunuyorum.
KONFERANS
Finansal Ýstikrarý Saðlamada
MEVDUAT SÝGORTACILIÐININ
KARÞILAÞTIÐI ZORLUKLAR
*
Mevduat sigortacýlarýnýn gerçek operasyonel baðýmsýzlýða sahip, baðýmsýz
otoriteler olarak kurulmasý gerekliliðini açýklayan birçok neden bulunmaktadýr. En
önemli neden, finansal sistemin istikrarýdýr. Mevduat sigortasýnýn finansal sistemde
güveni saðlayan bir araç olduðu unutulmamalýdýr.
Mevduat Sigortasý, hükümetlerin halkýn
güvenini kazanmak için kullandýklarý politika
araçlarýndan biridir. Mevduat Sigortasý, bankalara hücumu engellemek ve ödemeler sistemini
korumak suretiyle saðlam bir bankacýlýk sistemi
için gerekli kurumlarý desteklemekte ve bankacýlýk sisteminin panikler karþýsýnda zarar görme
oranýný düþürerek, finansal istikrara destek
olmaktadýr.
Ancak günümüzde, saðlanan önemli ilerlemelere raðmen, mevduat sigorta sisteminin finansal istikrar üzerindeki rolünün doðru deðerlendirilememesi, yanlýþ anlaþýlmasý ve paydaþlarýmýzýn bir bölümü tarafýndan kabul görmemiþ
olmasý talihsizliktir. Bu þekilde düþünen paydaþlarýmýz, mevduat sigortasýný genellikle ahlaki
risklerle iliþkilendirmektedir. Nihai olarak bu
kesimler, mevduat sigortasýnýn ikincil bir sistem
olarak belirli sýnýrlar içerisinde kalmasý gerektiðini ileri sürmektedirler.
Mevduat sigorta sistemi olmayan bir ülke, bankaya hücumlarý engellemek için genellikle örtülü
bir mevduat sigorta sistemine veya sýnýrsýz garanti uygulamasýna sahiptir. Sýnýrsýz garanti
sisteminde risk alma eðilimi yüksek oranda
artmaktadýr. Buna ek olarak, sýnýrsýz garanti
sistemi patlama þeklinde zuhur eden krizlerde
bazen bankalara hücumu da önleyememektedir.
Sýnýrsýz garanti sisteminde, finansal ödemelerin
yükü yanlýþ tarafa yüklenmektedir. Vergi ödeyenler bu durumda masum izleyiciler konumunda kalmaktadýrlar. Bu durumda, vergi ödeyenlerin deðil, finansal kuruluþlar ile bu kuruluþlarýn
müþterilerinin, finansal istikrardan saðladýklarý
faydalarýn karþýlýðýnda gerekli ödemeleri yapmalarý daha mantýklýdýr. Bu ödeme, mevduat sigorta sistemi tarafýndan gerçekleþtirilen operasyonlar ile üstlenilen zararlarý finanse etmek
için prim ödenmesini içermelidir. Bu nedenle
mevduat sigorta sistemi, finansal sektörü
istikrara yöneltme yükünü vergi ödeyenlerden
alýp finansal kuruluþlara aktarmaktadýr. Bu
aktarýmýn temelinde, basit bir ekonomik eþitliðe
dayanan adaletli bir bakýþ açýsý içerisinde doð-
rudan fayda saðlayanlarýn maliyeti de ödemesi
yatmaktadýr.
Ekonominin birçok kesimini, birçok hükümet
programýný ve giriþimlerini etkilemekte olan
ahlaki risklerin her yerde mevcut olduðu bilinen
bir gerçektir. Bankacýlýk sisteminde, mevduat
sigortasý olsa da olmasa da, ahlaki risk her
zaman mevcuttur. Politikalarýn ertelenmesi ve
merkez bankalarýnýn en son borç veren mercii
fonksiyonu ahlaki riskleri ortaya çýkarmaktadýr.
Bir banka battýðýnda, hükümetin bütün ödemeyi yapacaðýna iliþkin beklentiler doðmaktadýr.
Burada iyi olan, etkili bir mevduat sigorta sistemi bulunmasý halinde, ahlaki risklerin sýnýrlandýrabilmesidir. Ancak, böyle bir sistemin
çok iyi tasarlanmasý gerekmektedir. Bu baðlamda, finansal sistemin istikrarýný saðlamaya ve
korumaya yönelik olarak toplumun büyük
beklentiler içinde olduðu mevduat sigortacýsýnýn uygun yetkilerle, baðýmsýzlýk zýrhýyla,
yasal garantilerle ve yeterli kaynaklarla donatýlmasý oldukça kritik bir husustur. Ýkinci olarak,
mevduat sigorta sistemi kesin ve sýnýrlý bir
sigorta saðlamalýdýr. Üçüncü olarak, çabuk
harekete geçilmesi ve erken müdahale edilmesi,
bankalarýn oluþacak maliyetin bir kýsmýndan
sorumlu tutulmasý ve kötü durumda bulunan
bankalarýn iflas etmesine müsaade edilmesi
suretiyle ahlaki problemlerin azaltýlmasý saðlanmalýdýr. Dördüncü olarak, etkili olabilmek için,
iyi tasarlanmýþ bir mevduat sigorta sistemi; iyi
kurumsal yönetiþim, güçlü piyasa disiplini,
güçlü düzenleyici ve denetleyici çevre, etkili
yasal çerçeve ile iyi muhasebe ve denetim standartlarý ile desteklenmelidir. Mevduat sigortacýlarý tarafýndan yapýlan erken müdahaleler ve
çözümlemeler, banka iflasýnýn getirebileceði
karýþýklýklarý ve tüm finansal sisteme sirayet
ederek geniþ anlamda doðuracaðý maliyetleri
önleme açýsýndan hayati önem taþýmaktadýr.
Ýflas etmiþ bankalarý faaliyetlerine devam ettirmek, ahlaki riskleri artýracak, rekabeti bozacak
ve nihai olarak ekonomiye daha fazla zarar
verecektir.
Mevduat sigortacýlarýnýn karþý karþýya olduðu
iki önemli unsur bulunmaktadýr. Ýlk unsur ba-
Jean Pierre Sabourin
Uluslararasý Mevduat
Sigortacýlarý Birliði Ýcra Kurulu ve
Malezya Mevduat Sigorta Kurumu
Baþkaný
* 26–27 Haziran 2007 Tarihlerinde
Ýstanbul’da Gerçekleþtirilen Uluslararasý
Mevduat Sigortacýlarý Birliði’nin (IADI) 1.
Bölgelerarasý Konferansý’nda Sayýn Jean
Pierre Sabourin Tarafýndan Gerçekleþtirilen
Konuþma
13
KONFERANS
Hedeflerimize ulaþmak için
önümüzde yapmamýz gereken
çok fazla iþ olduðu anlaþýlmaktadýr.
Öyleyse, karþýlaþtýðýmýz zorluklarý
aþmak ve paydaþlarýmýzý finansal
sistemin istikrarýný korumada
üstlendiðimiz bütünleþtirici
rolümüz konusunda ikna etmek
için daha sýký bir þekilde ve kolektif
kaynaklarýmýzý bir araya getirerek
çalýþmamýz gerekmektedir. Etkili
bir mevduat sigorta sistemi bir
seçenek deðil bir gerekliliktir.
ðýmsýzlýktýr. Baðýmsýzlýk ile kastedilen, görevlerin
objektif bir þekilde ve finansal sistemin yararýna
olacak þekilde yürütülmesi için gerekli olan
operasyonel baðýmsýzlýktýr. Bu hususun üç yönü
bulunmaktadýr. Birincisi, politik etki ve
baskýlardan yani bir baþka ifadeyle- politik esaretten baðýmsýz bir þekilde hareket edebilme
kabiliyetidir. Ýþ dünyasý ile politika arasýndaki
güçlü iliþki, birçok ülkede sorunlu bankalar ile
ilgili iþlemlerde karþýlaþýlan politik müdahaleler
nedeniyle çeþitli problemler doðurmaktadýr.
Ýkinci nokta, üye bankalardan veya düzenleyici
ve denetleyicilerden baðýmsýz olmaktýr. Birçok
ülkede, ekonomik büyüme saðlamak ve/veya
banka iflaslarýnýn sonucu ortaya çýkan politik
karýþýklýklarý azaltmak için, düzenleyici ve denetleyiciler ulusal bankalara aþýrý müsamaha göstermiþlerdir. Ulusal bankalarýn baþarýlý olmasý
ümidi ile düzenleyiciler, özel ayrýcalýklar saðlamýþ
veya zorunlu düzenlemelerden muafiyetler
vermiþlerdir. Bazý durumlarda, bankalar sadece
çok büyük olduklarý için deðil, ayný zamanda
simgesel deðer taþýmalarýndan dolayý da iflas
ettirilmemiþlerdir.
Üçüncü nokta, diðer sigortacýlarýn etki ve baskýlarýndan baðýmsýzlýktýr. Bu husus, mevduat sigortacýlarýna özgüdür. Merkez bankalarý genellikle mevduat sigortacýlarýnýn yaratýcýlarý olduklarý için, arada var olan tarihi bað dolayýsýyla
bu husus karþýmýza çýkmaktadýr. Mevduat sigortacýlýðýnýn kendisini yaratan otoriteden de baðýmsýz olmasý gerektiði hususunun kabul edilmesinde psikolojik bazý engeller bulunmaktadýr.
Mevduat sigortacýlarýnýn gerçek operasyonel
baðýmsýzlýða sahip, baðýmsýz otoriteler olarak
kurulmasý gerekliliðini açýklayan birçok neden
bulunmaktadýr. En önemli neden, finansal sistemin istikrarýdýr. Mevduat sigortasýnýn finansal
sistemde güveni saðlayan bir araç olduðu unutulmamalýdýr. Mevduat sigortasý, ortak bir hedefi baþarmak için gerekli bir araçtýr. Bu nedenle, kamuoyu önünde mevduat sigortacýsýnýn
kredibilitesi olmalýdýr. Baðýmsýzlýk kredibiliteyi
saðlar. Baðýmsýz bir mevduat sigortacýsýnýn
kredibilitesi, denetleyiciler tarafýndan kuþatýlmýþ,
zararý minimize etmek için gerekli önlemleri
alamayan veya zamanýnda müdahale edemeyen bir sigortacýdan kesinlikle daha yüksektir.
Kredibilite, bütün finansal sistemin bütünlüðü
ve istikrarý için önemlidir.
Tecrübelerime göre baðýmsýz bir mevduat sigortacýsý tüm finansal sistemin iyileþtirilmesi
için diðer sigortacýlar arasýnda saðlýklý bir rekabet ortamý oluþturabilir. Eðer mevduat sigortacýsý en düþük maliyeti saðlama veya risk
azaltma amacýyla faaliyet göstermek üzere
yetkilendirilmiþ ise, bu durum doðal bir kontrol
ve denge ortamý oluþturur. Söz konusu mevduat sigortacýlarý etkinliklerini ve verimliliklerini
artýrýrken finansal sisteme de önemli faydalar
saðlayabilirler. Sonuç olarak baðýmsýzlýk, bütün-
14
lüðü ve kamuoyu güvenini saðlamaya dayanmaktadýr. Mevduat sigortacýlarý aldýklarý kararlarý
güvenilir deðerlendirmelere dayandýrdýklarýný,
kararlarýn kamunun incelemesine açýk olduðunu ve gizli bir politik, taraf ya da düzenleyici
tarafýndan dikte ettirilmediðini ispat etmedikçe,
finansal sistemin istikrarýný saðlamaktaki rolleri
maksimize edilemez ve finansal sistemin istikrarýný saðlama ve katkýda bulunma amaçlarý
gerçekleþemez.
Ýkinci önemli husus; mevduat sigortacýsýnýn
karþý karþýya olduðu yetkilerin yetersiz olmasý
ya da yanlýþ düzenlenmesi problemidir. Bazý
ülkelerde, her ne kadar mevduat sigorta sistemi
kurmaya istekli olsalar da, politikacýlar ve düzenleyiciler mevduat sigortacýlarýna etkili ve
verimli bir þekilde çalýþmalarý için gerekli yetkileri
vermekte isteksiz davranmaktadýr. Mevduat
sigortacýsýný sadece bir ödeme merci olarak
görme, mevduat sigortacýlarýna sorumluluk
verilmemesi ve sistemle ilgili hususlarýn ilgisiz
üçüncü kiþilere býrakýlmasý, mevduat sigortacýsýna ve finansal sisteme olan maliyetleri önemli
ölçüde artýrmaktadýr. Kanada’da CDIC örneðinde, en az maliyetli çözüm metodu uygulandýðýnda daha önce 1 dolarda 54 cent olan geri
kazaným miktarý 85 cente çýkarýlmýþtýr. Bu durum sadece banka iflaslarý karþýsýnda proaktif
davranarak bankacýlýk sisteminde istikrarý saðlama deðil, finansal sistemin milyar dolarlar
düzeyinde tasarruf saðlamasý anlamýna da
gelmektedir.
Belki de, finansal istikrara yapmýþ olduðumuz
katkýlarýn paydaþlarýmýz tarafýndan yeterince
iyi deðerlendirilememesinin nedeni, etkili bir
mevduat sigortacýsýnýn finansal istikrara yapacaðý katkýlarý anlatmakta kullandýðýmýz eðitim
programlarýnýn baþarýsýz olmasýdýr. Eðer kamuoyu ve paydaþlarýmýza finansal mimari içinde
finansal istikrarý yükseltme yönündeki bütünleþtirici rolümüzü tam olarak anlatamadýysak,
yapmýþ olduðumuz yoðun çalýþmalar pek bir
anlam ifade etmeyecektir. Artýk biz her bir
paydaþýmýzýn, tüm þüphelerden arýnarak herhangi bir mazereti kalmayacaðý noktaya kadar
mevduat sigorta sisteminin fonksiyonlarýný,
özelliklerini, faydalarýný ve limitlerini anlatmak
için çok çalýþmalýyýz. Gerçekten, iyi geliþtirilmiþ
bir mevduat sigorta sistemi bütün ülkelerde
saðlam ve etkili bir finansal sistemin ön
koþuludur.
Sonuç
Hedeflerimize ulaþmak için önümüzde yapmamýz gereken çok fazla iþ olduðu anlaþýlmaktadýr. Öyleyse, karþýlaþtýðýmýz zorluklarý
aþmak ve paydaþlarýmýzý finansal sistemin istikrarýný korumada üstlendiðimiz bütünleþtirici
rolümüz konusunda ikna etmek için daha sýký
bir þekilde ve kolektif kaynaklarýmýzý bir araya
getirerek çalýþmamýz gerekmektedir. Etkili bir
mevduat sigorta sistemi bir seçenek deðil bir
gerekliliktir.
ÇEVÝRÝ
AB KOMÝSYONU TARAFINDAN
PARLAMENTO ve KONSEYE SUNULAN TEBLÝÐ
Avrupa’daki artan sýnýr ötesi finansal entegrasyona ayak uydurmamanýn maliyeti
uzun vadede çok daha fazla olabilir. Ekonominin maruz kalacaðý maliyetler ve
tek bir mali piyasaya olan güvensizlik, AB güvenlik aðýnýn tatminkar biçimde
iþlemesinin saðlanmasý için yapýlmasý gereken yatýrým miktarýndan daha fazla
yatýrým yapýlmasýný gerektirebilir.
1. GÝRÝÞ
Mevduat Garanti Programlarý (MGP) bir kredi
kuruluþu temerrüde düþtüðünde mudilere
güvenli aðý sunarak en azýndan mevduatlarýn
bir kýsmýný geri almalarýna olanak tanýmaktadýr.
Direktif 94/19/EC, Üye Ülkeleri sýnýrlarý içerisinde
en az bir veya iki tane koruma programý bulundurmakla yükümlü tutmak suretiyle Avrupa
Birliðindeki mudiler için asgari bir güvence seviyesi oluþturulmasýnda etkili olmuþtur. Direktif
tüm üye ülkelerdeki ulusal yasalara uygulanmýþtýr.1
Direktif, üye ülkelere piyasa koþullarýna en uygun sistemi geliþtirme konusunda göz ardý
edilemeyecek bir imkan tanýmaktadýr. Bununla
birlikte, merkezi Üye Ülkelerden birinde bulunan
bir bankanýn diðer bir üye ülkedeki þubesinin
o ülkedeki yerel bankalar tarafýndan mudilere
verilen güvencenin aynýsýný verebilmesini saðlamak amacýyla ev sahibi ülkenin MGP’sine geçilmesine imkan tanýyan hükümlerin dahil edilmesi biraz tedirginlik yaratmýþtýr.2
Buna raðmen, ulusal kanunlara adapte edilmesinden onbir yýl sonra, Komisyon mevcut
kurallarýn devam eden finansal bütünleþme
eðilimleri ve kredi kuruluþlarýnýn sýnýr ötesi birleþmeleri ýþýðýnda halen amaca uygun olup
olmadýðýnýn deðerlendirmesini yapmak amacýyla Direktifi gözden geçirmektedir. Özellikle,
programlarýn finanse edilme biçimlerindeki
farklýlýklar olduðu, söz konusu programlarýn
bazýlarýnýn sýnýr ötesi konsolidasyona engel
teþkil ettiði ve rekabet açýsýndan haksýzlýða
neden olduðu Komisyon’da belirtilmiþtir. Ayrýca,
Üye Ülkeler arasýnda mudiler için belirlenmiþ
olan garanti tutarlarý arasýnda önemli farklar
bulunduðuna ve sigorta kapsamý ile programlarýn sýnýr ötesindeki iþleyiþlerindeki farklýlýklarla
baðlantýlý olarak çeþitli sorunlarýn varlýðýna
iþaret edilmiþtir.
Bu Tebliðin amacý hak sahiplerince dile getirilen
kaygýlara karþýlýk vermek, Direktifin iþlevinin
iyileþtirilmesi için kýsa vadeli ve hukuka
dayanmayan alternatif yollar tespit etmek ve
Komisyon’un gelecek yýllardaki garanti
programlarýyla ilgili politikasýný belirlemek için
müzakere sürecinden sonuçlar çýkarmaktýr.
1.1 Hak sahipleri ile ilgili mevcut
müzakere çatýsýnýn lehte ve aleyhte
deðiþtirilmesi yönünde yapýlan
tartýþmalar
Müzakere süreci mevcut mevduat garanti düzenlemelerin deðiþip deðiþmemesi gerektiði
konusunda farklý görüþler ortaya çýkmasýna
sebep olmuþtur.
Bazý hak sahipleri (mudiler ile ilgili kredi kuruluþunda hak ve menfaatleri bulunan üçüncü
þahýslar) aþaðýda yer alan sebeplerden dolayý
mevcut çatýsýnýn deðiþmesi gerektiðini iddia
etmektedirler:
• Mudilerin zararlarýný karþýlayan sigorta tutarlarý arasýnda önemli farklýlýklar bulunmasý
(garanti tutarý Litvanya’da 14.481 Euro’dan
baþlayýp, Ýtalya’da 103.291 Euro’ya kadar
çýkmaktadýr)
• Ödeme programlarýyla mudilere yapýlan
ödemelerde gözle görülür farklar bulunmaktadýr. Bu programlar bir banka battýktan sonra
üye kuruluþlardan fon toplanmasýna dayalý
sonradan (ex-post) fonlamalý sistemler ile programa yaptýklarý katký oranýnda üye kuruluþlardan toplanan önceden (ex-ante) fonlamalý
programlardýr (ex-ante büyüklükleri de önemli
farklar arz etmektedir). Bu gibi farklar yüzünden
AB KOMÝSYONU TARAFINDAN
PARLAMENTO ve KONSEYE
SUNULAN TEBLÝÐ
(Mevduat Garanti Programlarýyla alakalý Direktif
94/19/EC’nin gözden geçirilmesi)
Çeviren: Hakan Selim SEZER
Strateji ve Risk Ýzleme Dairesi Uzmaný
1 Direktifte öngörülen 20.000 Euro tutarýndaki asgari koruma seviyesini saðlamak için geçici anlaþmalar yapýlmýþtýr.
2 “topping up” düzenlemeleri olarak anýlýr.
15
ÇEVÝRÝ
Komisyon, hak sahiplerinin
baþvurularýna istinaden mevcut
düzenlemelere ilave olarak
gerçekleþtirilecek kýsa vadeli birçok
iyileþtirmenin yürürlükteki direktifte
deðiþiklik yapmadan
gerçekleþtirilebileceðine
inanmaktadýr.
kriz ortamýnda programlarýn sýnýr ötesinde
iþlevliðini kaybedeceði, düþük maliyetli programlara tabi bankalarýn yaratacaðý dezavantajdan dolayý haksýz rekabet ortamýnýn doðacaðý
þüphelerinin arttýðýna ve bir bankanýn Avrupa
Bankasý Statüsünü kullanarak iþlemlerini konsolide etmeye çalýþan bir bankanýn iþini zorlaþtýracaðýna dikkat çekilmektedir.
Öte yandan, diðer hak sahipleri maliyetin yüksek olmasýndan dolayý mevcut durumun deðiþtirilmesine karþý çýkmaktadýrlar (özellikle expost sisteminden ex-ante sistemine geçmeyi
düþünen ülkeler için). Bu fikri savunanlar sistemin þu an için düzgün iþlediðini savunmakta
ve sistemin yönetimsel açýdan tatminkar olduðunu ve mevcut durumun piyasalar arasýnda
eksik rekabete yol açmayacaðýný düþünmektedirler. Söz konusu kiþiler ayrýca sýnýr ötesi konsolidasyon problemiyle çok az sayýda finansal
kuruluþun karþý karþýya kalacaðýný ve mevcut
sistemi deðiþtirmek için yeterli dayanak olmadýðýný savunmaktadýrlar.
1.2 Hak sahiplerinin baþvurularýna yanýt
Þu an için görüþler aðýrlýklý olarak mevcut durumun devam ettirilmesi ve saðlam temellere
oturtulmuþ bir model olmadýðý sürece bugünkü
çatýnýn deðiþtirilmesi için pahalý yatýrýmlardan
kaçýnýlmasý yönündedir.
Komisyona göre standart kurallarýn mevcut
olmayýþý kriz anýnda yetersiz düzeyde yönetimsel bir finansal güvenlik aðýnýn oluþmasýna
neden olursa, Avrupa’daki artan sýnýr ötesi
finansal entegrasyona ayak uydurmamanýn
maliyeti uzun vadede çok daha fazla olabilir.
Ekonominin maruz kalacaðý maliyetler ve tek
bir mali piyasaya olan güvensizlik, AB güvenlik
aðýnýn tatminkar biçimde iþlemesinin saðlanmasý için yapýlmasý gereken yatýrým miktarýndan
daha fazla yatýrým yapýlmasýný gerektirebilir.
Bunun yaný sýra, bu tip sorunlarýn bazýlarýnýn
ortaya konulmamasý sonuçta tüketicilere zarar
verecektir (dolaysýz sýnýr ötesi mevduatlar göreceli olarak düþük düzeyde olmasýna raðmen
yakýn geçmiþte yapýlan araþtýrmalar artan sayýda
AB vatandaþýnýn AB dýþýndan mali yatýrým
araçlarý satýn almayý düþündüðünü göstermektedir). Bu durum baþka bir Üye Ülkede banka
hesaplarý açma eðiliminin de artmasýna neden
olmaktadýr.3
Bu sebeple Komisyon, gözden geçirme sürecindeki sonuçlara iki farklý þekilde karþýlýk vermiþtir.
Komisyon, öncelikle mevcut düzenleyici çatýnýn
deðiþmesini gerektirmeyecek olan problemlere
pratik ve ulaþabilir yaklaþýmlar getirmeye çalýþacaktýr. Ýkinci adýmda ise MGP’lerle alakalý AB
mevzuatýnýn iyileþtirilmesini gerektirecek daha
temel deðiþiklikleri ele alacaktýr.
2. HUKUKSAL OLMAYAN PRATÝK
ÇÖZÜMLER
Komisyon, hak sahiplerinin baþvurularýna istinaden mevcut düzenlemelere ilave olarak
gerçekleþtirilecek kýsa vadeli birçok iyileþtirmenin
yürürlükteki direktifte deðiþiklik yapmadan
gerçekleþtirilebileceðine inanmaktadýr. Bu tip
bir çözümün tasarýmý ve uygulanmasý Üye
Ülkelerin Komisyon Çalýþma Gruplarý temsilcileri,
Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Formu (EFDI European Forum of Deposit Insurers ), veya
AB’deki bankalar birliði temsilcilerinin iþbirliði
ile gerçekleþtirilebilir. Aþaðýda konuyla açýklama
ve önerilere yer verilmiþtir.
2.1 Mevduat sigortasý ve kapsamýn tanýmý
Madde 1’de ki mevduat tanýmý yeterince geniþ
olup, bugüne kadar hiç bir hak sahibi tarafýndan Direktifin kapsamý dýþýnda kalan ürün olduðuna dair bir kanýt ortaya konmadýðýndan
deðiþikliðe gerek görülmemiþtir.
Üye Ülkelerin Direktifin4 Ek 1’de yer alan istisnalarýna göre hareket etmelerine izin verildiðinden, bazý hak sahipleri kapsamla ilgili söz
konusu istisnalarýn kýsýtlanarak kapsamýn yeknesak ve tutarlý hale getirilmesini önermektedirler.
Komisyon, halen güvence kapsamýnda bulunan
tasarruf ürünlerinden bir tanesinin kapsam dýþýnda býrakýlmasýnýn etkisinin ne olacaðý konusunda bir anket çalýþmasý yapýlmasýný önermektedir. MGP veya EFDI üstünde çalýþan Komisyon
çalýþma grubunun desteðiyle sürdürülen anketin ayný zamanda sektörler arasýnda (ör.,
sigorta5 , yatýrýmlar ve mevduat) eksiksiz bir
kapsamanýn mevcut olup olmadýðýný da araþtýrýlmasý gerekecektir. Finansal ürünlerin farklýlýðý
konusunda ilgili belirsizliðin gittikçe arttýðý göz
3 KISIM (2005), 927 sf.11
4 Üye Ülkeler AB ülkeleri para birimi cinsinden olmayan veya banka müdürleri ve belli büyüklükteki þirketlere ait mevduatlarý kapsam
dýþýna alabilir.
5 AB’deki Mevduat Garanti Programlarýyla ilgi fizibilite çalýþmasý komisyona girecektir.
16
ÇEVÝRÝ
önüne alýndýðýnda böyle bir anketin yapýlmasý
yararlý olabilir.
2.2 “Müþterek Sigorta”
Direktifte yer alan “müþterek sigorta” hükümlerine göre, mudilerin mevduat kayýtlarýna
ulaþýlamadýðý takdirde Üye Devletler oluþacak
zararýn bir kýsmýna mudilerin katlanmasý yönünde karar alabilirler. Bu yüzden bazý Üye Ülkeler
bir bankanýn batmasý halinde garanti sýnýrýna
ulaþýlmadan önce mudilere ödeme yapýlmasýný
kýsýtlayan kurallar koymuþlardýr.6
Bu aþamada müþterek sigorta kurallarýna kýsa
vadeli deðiþiklikler getirilmesi için gerekli destek
saðlanamamýþtýr. Genel olarak hak sahipleri
arasýnda ahlaki tehlike temel prensibinin (ör.,
mevduatlarý sigorta edilmiþ olduðundan mudilerin saðlamlýðýný deðerlendirmeden banka
seçmeleri riski) kendi uygulanmasýný doðrulayýp
doðrulamayacaðý hususunda bir görüþ birliðinin
olmadýðý gözükmektedir. Bazýlarý müþterek
sigortayý ahlaki tehlikeyi önlemede vazgeçilmez
bir unsur olarak görürken, diðerleri, özellikle
tüketici dernekleri, mudilerin kredi kuruluþunun
saðlamlýðýný sorgulamalarýný gerektirecek bir
pozisyona düþürülmemesi gerektiðini
savunmaktadýrlar.
Bu görüþler doðrultusunda, Komisyon müþterek
sigorta kaidelerinin deðiþmesi gerektiði
konusunda ikna olmamýþtýr. Komisyon,
Direktifin diðer kýsýmlarýný diðer olasý deðiþiklikleri göz önüne alarak gözden geçirecektir
(bkz. Kýsým 3).7
2.3. “Minimum” hükmü
Ýstiþare süreci sonucunda bazý hak sahiplerinin
ikame maliyetlerinin geri ödeme maliyetinin
üzerinde olmasý sebebiyle çok küçük tasarruf
sahiplerine tasarruflarýnýn geri ödenmemesi
görüþü ortaya atýlmýþtýr. Ancak, söz konusu
tutarlar (ör. 20 Euro Komisyon tarafýndan
önerilen danýþma formu servis ücretidir)
mudilerin kararlarýný etkileyecek büyüklükte
olmadýðýndan sýnýr ötesi aktivitelere etkisinin
çok az olacaktýr. Diðer taraftan modern biliþim
teknolojisinin idari masraflarý azaltmaya
yardýmcý olmasý beklenmektedir.
Müþterek sigorta ve “minimum” hükmü mudinin korunmasýnýn kýsýtlanmasýyla baðlantýlý
olduðundan , Komisyon bunlarýn ayrý ayrý ele
alýnmasýnýn uygun olmadýðýný düþünmektedir.
2.4. Üstüne koyma anlaþmalarý
Üstüne koyma anlaþmalarýnda baþka bir AB
üyesi ülkede þube açan bir Üye Ülke bankasýnýn
tabi bulunduðu kendi sigorta kapsamýnýn,
þube açmýþ olduðu ülkedeki sigorta kapsamýndan daha dar olmasý durumunda, þube açmýþ
olduðu ülkedeki MGP’ye dahil olma hakkýdýr.
Bu seçim hakký bankaya yerel banklar gibi ayný
oranda mevduat güvencesi sunma olanaðý
saðlar.
Ýstiþare süreci sonucunda bazý
hak sahiplerinin ikame
maliyetlerinin geri ödeme
maliyetinin üzerinde olmasý
sebebiyle çok küçük tasarruf
sahiplerine tasarruflarýnýn geri
ödenmemesi görüþü ortaya
atýlmýþtýr. Ancak, söz konusu
tutarlar (ör. 20 Euro Komisyon
tarafýndan önerilen danýþma formu
servis ücretidir) mudilerin
kararlarýný etkileyecek büyüklükte
olmadýðýndan sýnýr ötesi aktivitelere
etkisinin çok az olacaktýr.
Hak sahiplerinin çoðu tesis edilecek olan bu
tip anlaþmalarýn az olmasý nedeniyle pratikteki
öneminin az olacaðýný iddia etseler de, hak
sahipleri (bu uygulamadan faydalanacak kiþiler)
ve üye ülkeler kapsamlar ayný düzeyde olmadýðý
sürece üstüne koyma anlaþmalarýnýn gerekli
olduðu yönünde fikir birliðine varmýþlardýr.
Mevcut anlaþmalarla ortaya çýkan pürüzleri
gidermek ve MGP ile ilgili anlaþmalarý kolaylaþtýrmak amacýyla düzenleyici niteliði taþýmayan anlaþmalara ihtiyaç duyulmasýna raðmen,
bu aþamada Direktif’te büyük bir deðiþiklik
yapýlmasýna ihtiyaç yoktur. EFDI tarafýndan
geliþtirilen ve MGP’nin ihtiyaçlarýna9 göre
üstüne koyma düzenlemelerine göre uyarlanan
isteðe baðlý “master sözleþme” Kamu Hukukuna uymasý kaydýyla Komisyon tarafýndan desteklenebilir.
Yapýlan kamu yoklamasý MGP’lerin çok azýnýn
yeknesak hale getirilmesinden kaynaklanan
üstüne koyma anlaþmalarý ile alakalý bir çok
engelin ýþýðýnda, “ev sahibi ülke mevzuatýna
göre üstüne koyma anlaþmalarý” yapýlmasý için
yeterli desteðin mevcut olduðuna iþaret etmektedir. Ev sahibi ülke mevzuatý dikkate alýnarak
yapýlan üstüne koymalarda misafir deðil, ev
6 Madde 7.4, ödenecek tutar 20.000 Euro’ya eriþine kadar Üye Ülkelere toplam mevduatlarýn %90’nýna kadar olan kýsmýný güvence altýna
alma imkaný tanýr.
7 Ancak, danýþma süreci sýrasýnda müþterek sigortanýn bir yönü açýða çýkmýþ olduðundan daha fazla açýklama yapýlmasýný gerekmektedir.
Müþterek sigorta, Direktifin alt sýnýrý olan 20.000 Euro üzerinden sigorta yapýlýp yapýlmayacaðý ile ilgilidir. Madde 7 (4)’ün yorumu minimum
kapsamýn mevduatlarýn belli bir yüzdesi kadar olacaðý, fakat ödenecek tutarýn minimum kapsam olan 20.000 Euro’ya ulaþýncaya kadar bu
yüzdenin toplam mevduatýn %90’nýndan az olmayacaðý ve asgari kapsamýn hiç bir zaman bu tutarýn altýna düþmeyeceðidir. Direktifin ile ilgili
olarak yayýnlanan açýklayýcý duyuru asgari kapsamýn ayný düzeyde kalmasý gerektiðini belirtmektedir. %10 oranýnda müþterek sigorta uygulayan
bir Üye Ülke için bunun anlamý asgari sigorta seviyesinin 22.222 Euro olmasý demektir. Komisyon, madde 7(4)’ün üye ülkeler tarafýndan doðru
olarak uygulanmasýný saðlayacaktýr.
8 http://ec.europa.eu/internal_market/bank/docs/guarantee/consultationpaper_en.pdf.
9 Bkz. Direktif Ek-2; yapýlacak olan ilave çalýþma farklý sistemlerin etkilerinin azaltýlmasý ve ev sahibi ülkede, ev sahibi ve diðer MGP’lerin tasfiye
sürecinde üstleneceði farklý roller gibi anlaþmayla ilgili pazarlýklar sýrasýnda ortaya çýkan zorluklar gibi konularý içine alabilir.
17
ÇEVÝRÝ
MGP’leri standart hale
getirmenin Direktifin
deðiþtirilmesini gerektireceði ve
bununun da kýsa vadeli bir proje
olmayacaðý açýktýr. Bununla birlikte
Komisyon risk tabanlý temel
unsurlarýn gündeme getirilmesini
destek-lemekte ve riskin
azaltýlmasýnýn mevcut düzenleyici
unsurlarla (ör. Direktif Sermaye
Gerek-sinimleri çatýsý altýnda
olanlar gibi) yapýlmasýný
önermektedir. Komisyon, EFDI
tarafýndan ya-pýlan hazýrlýk amaçlý
çalýþmalarý ve/veya daha sonra
gönüllü olarak baþvuruda bulunan
MGP çalýþma grubunu
desteklemektedir.
sahibinin mevduat programý kapsamdan doðan farklarý karþýlar. Komisyon, Direktife göre
Üye Ülkelerin bu tip düzenlemelere gitmekte
serbest olduðunu belirtmekte yarar görmektedir.10
Ayrýca, mevcut “üstüne koyma” ile ilgili hükümler sadece þubeler aracýlýðý ile hizmetlere onay
verilmesiyle ilgilenmektedir. Ancak, þubeler
açýlmadan ve baðlý ortaklýklar tesis edilmeksizin
hizmetler direkt olarak ve artan oranda diðer
Üye Ülkelerde sunulmaktadýr. Uzun vadede
diðer bir üye ülkenin sunduðu ve halen
yürürlükte olan hizmetlerin daha etraflýca direkt
kapsama içine alýnmasý faydalý olabilir. 11
Direktifin MGP’yi bu þekilde faaliyet gösteren
kredi kuruluþlarýna ulaþmaktan alýkoymamasý,
bu aþamada hukuksal deðiþimin önceliði
olmadýðý kanaatini doðmaktadýr.
2.5. Bilgi alýþveriþi koþullarý
Hak sahiplercinin çoðu þubelerin üyeliðinin ve
üyelik þartlarýnýn desteklenmesi amacýyla
Direktifte ev sahibi ve misafir MGP arasýndaki
bilgi alýþveriþini düzenleyen mevcut hükümlere
daha fazla sayýda hükmün ilave edilmesinden
yana deðillerdir. Ancak, MPG’ler arasýndaki
bilgi alýþveriþinin iyileþtirilmesi amacýný güden
ve düzenleyici olmayan yaklaþým (özellikle
üstüne koyma düzenlemeleriyle alakalý olanlar)
bu alandaki gereksiz belirginsizliði gidermek
maksadýyla incelenebilir. Komisyon, EFDI tarafýndan baðlayýcý olmayan anlaþma modellerinin
geliþtirilmesi için yürütülen çalýþmalara destek
vermekle birlikte kriz yönetimi (bilgi alýþveriþini
içeren, farklý sorumluluklarý ve gündemi bulunan yetkililerin dahil olduðu) konusunda yürütülen çalýþmalara müdahalede bulunmamalýdýr.
2.6. MGP’ye risk tabanlý katkýlar
Bazý MGP’ler G10 Mali Ýstikrar Forumunun
önerilerine paralel olarak her bir kredi kuruluþu
bazýndaki riske göre kendi programlarýna katkýda bulunmuþlardýr .12 MGP’ye risk bazlý ilavelerin yapýlmasý mevcut çatý için arzulanan bir
iyileþtirme saðlayarak programlar arasýndaki
bilgi alýþveriþini kolaylaþtýrabilir (ex-post sistemi
için geçerli olmamasýna raðmen). Ex-ante
programý benimseyen hak sahiplerinin çoðu
adil olmasý açýsýndan risk tabanlý katýlým siste-
mini benimsemekte, bu sistemin etkin bir
yönetimi teþvik etmesinden ve daha az risk
taþýyan kredi kuruluþlarýn daha az katkýda (fazla
risk taþýyanlarýn daha çok katkýda bulunacaklardýr) bulunacak olmasýndan dolayý risk tabanlý
katýlýmlarý desteklemektedirler. Diðerleri ise,
mali sistemdeki zayýflýk sonucunda oluþabilecek
olan banka krizlerinde risk tabanlý sistemlerin
MGP’nin etkinliðini arttýracaðýný vurgulamaktadýr. MGP’ler risk tabanlý temel unsurlarý gündeme getirmede Direktifin sýnýrlarý içerisinde
özgürken, Direktifin karmaþýk yapýsý göz önüne
alýndýðýnda MGP’leri standart hale getirmenin
Direktifin deðiþtirilmesini gerektireceði ve
bununun da kýsa vadeli bir proje olmayacaðý
açýktýr. Bununla birlikte Komisyon risk tabanlý
temel unsurlarýn gündeme getirilmesini desteklemekte ve riskin azaltýlmasýnýn mevcut düzenleyici unsurlarla (ör. Direktif Sermaye Gereksinimleri çatýsý altýnda olanlar gibi13 ) yapýlmasýný
önermektedir. Komisyon, EFDI tarafýndan yapýlan hazýrlýk amaçlý çalýþmalarý ve/veya daha
sonra gönüllü olarak baþvuruda bulunan MGP
çalýþma grubunu desteklemektedir. Eðer mümkün olursa bu çalýþmalar uzun vadede eþit
yaklaþýmlar için bir temel oluþturabilir.
2.7. MGP’lerin transfer edilebilmesi ve
yeniden fonlanmasý
Bir banka grubu tarafýndan farklý sigorta programlarýna yapýlan ödemelerin konsolide edilerek
tek bir MGP’de altýnda toplanmasýnda yaþanan
güçlüklerin ýþýðýnda, Direktifin deðiþtirilip
MGP’na iliþkin ödemelerin transferi ve yeniden
fonlanmasý ile ilgili kuralarýn getirilip getirilmemesi konusunda hak sahiplerinin (mudilerin) görüþleri farklýlýk göstermektedir. Bazýlarý
baþka bir programa dahil olurken þirketler
üzerindeki mali yýkýmý azaltmak için bir takým
kurallarýn gerekli olduðunu öngörürken, diðerleri MGP (program) ödemelerini geri alýnmayan
“sigorta primi” olarak görmekte ve fonlarýn
azaltýlmasýnýn programlarý zayýflatacaðýný düþünmektedirler. Eðer bir banka genel müdürlüðü baþka bir Üye Ülkeyi kaydýrmaya karar
verirse veya iþlemleri Avrupa Þirketler Tüzüðüne
uygun olarak konsolide ederse, Direktif ne
ödenen primlerin iadesine, ne de transferine
mani olmakta ve yapýlan ödemeleri “sigorta
primi” olarak nitelendirmektedir. Bununla bir-
10 “Ev sahibi ülke üstüne koyma” yerel ve yabancý yatýrýmcýlarýn eþitsiz þekilde muamele görmesine neden olabilir, çünkü yani yerel ülkeye ait
mevduat garantisi daha düþük olabilir. Ancak, bu durumun AB Hukukuna aykýrý deðildir.
11 Kanuni açýdan yürürlükteki hükümler misafir ülkenin MGP’sinin diðer bir üye ülke merkez olmak üzere misafir ülkede faaliyet gösteren bir
kredi kuruluþunun üyeliðine onay verileceði þeklinde yorumlanmamalýdýr.
12 http://www.fsforum.org/publications/Guidance_deposit.pdf
13 Direktif 2006/48/EC, OJ L 177, 30 Haziran 2006, sf. 1, ve Direktif 2006/49/EC, OJ 177 30 Haziran 2006, sf. 201
18
ÇEVÝRÝ
likte Komisyon, fon transferi yapýlmasýna izin
veren veya MGP çerçevesinde yapýlan prim
ödemelerinin iade edilmesine imkan tanýyacak
olan yeni bir düzenlemenin, hem fonun iþlevini
sekteye uðratmamasý hem de ilave bir risk
doðurmayacak þekilde oluþturulmasý gerektiði
görüþündedir
2.8. Tüketici bilgilendirmesi ve duyurular
Tüketici dernekleri mudilerin MGP ile ilgili olarak yetersiz düzeyde bilgilendirildiklerini ve
mudilerin hangi tür mevduatlarýn ne kadarýnýn
sigorta kapsamýnda olduðunu bilmediklerine
iþaret etmiþlerdir. Bazý hak sahipleri ise duyuru
yapýlmak suretiyle MGP’lerle ilgili kamuoyuna
duyurulan bilgilerin kullanýmýný kýsýtlayan
Direktifteki14 maddenin çýkarýlmasýný önermilerdir. Direktifin diðer maddeleri15 , halihazýrda
MGP kapsamý ve bu kapsamýn büyüklük olarak
önem taþýmayan sýnýr ötesi faaliyetlerin etkisi
konusunda “kapsamlý bilginin” mevcudiyetini
þart koþtuðundan, Direktifte deðiþiklik yapýlmasý
gerekli gözükmemektedir. Bu aþamada ulusal
bazda tüketici bilgilendirmesini iyileþtirici yönde
çabalar sarf etmeye odaklanmanýn daha doðru
olacaðý düþünülmektedir. Komisyon, Üye
Ülkeleri bu alanda daha çok çaba sarf etmeleri
ve ilgili hükümlerin doðru olarak uygulanmasýný
takip etmeleri yönünde desteklemektedir.
2.9. Geri ödemelerde zaman sýnýrý/mudiler
üzerindeki olumsuz etkinin azaltýlmasý
Direktifte yer alan Madde 1(3) ve 10’a göre,
ilgili merciler bir bankanýn temerrüde düþmesinden sonra MGP kapsamýnda maðdur mudilere yapýlacak olan ödemeler için son ödeme
tarihi olan üç aylýk sürenin dolmasýný müteakip
21 gün içerisinde ödenmesi mümkün olmayan
mevduat tutarýný belirlemekle yükümlüdürler.
Son ödeme süresi olaðanüstü þartlarda iki defa
(her bir uzatma üç ay olmak üzere) uzatýlabilir.
Biliþim teknolojisinin geliþerek Direktin hazýrlanmýþ olduðu tarihten sonra MGP’lere mudiler
ile ilgili süratli araþtýrma yapma ve ödenecek
tutarlarý daha çabuk hesap edebilme imkaný
sunmasý ”normal” addedilen 4 aylýk bekleme
süresinin makul olup olmadýðý sorusunu
gündeme getirmektedir.
Makul ödeme sürelerinin ne olmasý gerektiðinin
tespit edebilmesi için gerekli olan veriler þu an
elde bulunmadýðýndan, bu konu müzakerelerde
gündeme getirilmemiþtir. Komisyon, üye
ülkelerin hukuk sistemini gözeterek ve farklý
garanti programlarýnda yer alan uygulamalardan en etkin olanlarýn üye ülkelerce benimsenmesini teþvik etmek suretiyle, örneðin avans
ödemeleri yaparak veya kullandýrýlacak olan
kredilere kefil olarak, temerrüde düþmüþ olan
bir bankanýn mudiler üzerinde yaratacaðý
olumsuz etkiyi azaltmak için bir araþtýrma
baþlatmayý düþünmektedir (avans ödemesinin
ilgili AB ülkesinin mevzuatýyla uyumlu olmasý
þartýyla 16).
2.10. Avrupa ülkelerine ait/bölgesel MGP
Avrupa ülkelerinin tamamýnýn kullanacaðý tek
bir MGP oluþturulmasý fikrini hak sahiplerinin
büyük çoðunluðu kabul etmemiþtir: þu an için
bu konuda daha fazla araþtýrma yapýlmasý
uygun gözükmemektedir. Hak sahipleri birden
fazla sayýda Üye Ülkede geçerli olan bölgesel
MGP modeline daha sýcak bakmaktadýrlar. Bu
yaklaþým benzer sisteme (fonlama sistemleri
gibi) sahip Üye Ülkeler için iyi bir seçenek
olabilir ve bazý konularýn (kapsam ve sigorta
gibi) açýklýða kavuþturulmasýna ve en önemlisi
fonlarýn transferine olanak verecektir. Komisyon, mevcut Direktife göre Üye Ülkelerin bu
tip anlaþmalar yapmasýnda hukuki bir engel
görmemektedir. Bu yaklaþým merkezlerini diðer
Üye Ülkelere taþýmayý veya Avrupa Þirketi
statüsüne geçmeyi düþünen bankalar için
gerçek anlamda bir çözüm olabilir (SE-ÜA,
Avrupa Statüsü).
Ulusal bazda tüketici
bilgilendirmesini iyileþtirici yönde
çabalar sarf etmeye odaklanmanýn
daha doðru olacaðý
düþünülmektedir. Komisyon, Üye
Ülkeleri bu alanda daha çok çaba
sarf etmeleri ve ilgili hükümlerin
doðru olarak uygulanmasýný takip
etmeleri yönünde
desteklemektedir.
2.11. Ýstatistiksel yükümlülükler
EFDI’nin desteðiyle MGP’ler ile ilgili sýký bir
bilgi alýþveriþi gerçekleþtirilmesine ve verileri
paylaþýlabilir hale getirmek için büyük çabalar
sarf edilmesine raðmen, Ortak Araþtýrma
Merkezi (JRC - Joint Research Centre) raporlarý
mevduata iliþkin verilerin elde edilmesinin çok
güç olduðunu ortaya koymaktadýr. Önümüzdeki yýllarda oluþturulacak yeni politikalarýn
verilerle desteklenebilmesi için halihazýrdaki
çalýþmalar geniþletilerek yeterli veri temini
yoluna gidilmelidir. MGP’ler için ortak istatistiksel yükümlülükler getirilmesi uzun vadede
göz önünde bulundurulmasý gereken bir
konudur.
3. Mevcut AB yasasýnda MGP ile ilgili deðiþiklik
yapýlmalýmýdýr?
14 Madde 9(3).
15 Ör. Madde 6(2) ve 9(1)
16 Bkz. COM 2004/C 244/02.
19
ÇEVÝRÝ
Mali istikrar açýsýndan
bakýldýðýnda özellikle sýnýr ötesi
bankalarý içine alan bir krizi en
az zararla atlatmada MGP’nin
rolünün çok büyük olduðu
görülmektedir. Fonlama aracý olan
MGP’ler arasýndaki kapsam, tutar
ve mudilere yapýlan ödemelerde
benimsenen kurallardaki gibi
mevcut farklýlýklar sýnýr ötesinde
meydana gelebilecek bir krizle
baþa çýkmayý ve etkin çözümleme
yapmayý güçleþtirmektedir.
Mali istikrar açýsýndan bakýldýðýnda özellikle
sýnýr ötesi bankalarý içine alan bir krizi en az
zararla atlatmada MGP’nin rolünün çok büyük
olduðu görülmektedir. Fonlama aracý olan
MGP’ler arasýndaki kapsam, tutar ve mudilere
yapýlan ödemelerde benimsenen kurallardaki
gibi mevcut farklýlýklar sýnýr ötesinde meydana
gelebilecek bir krizle baþa çýkmayý ve etkin
çözümleme yapmayý güçleþtirmektedir. Ayrýca,
MGP’nin iþleyiþindeki herhangi bir aksaklýk AB
finansal sitemine karþý güvenin azalmasýna yol
açabilir. Ancak, MGP’lerle alakalý mevcut AB
kurallarýnýn gözden geçirilmesinin nasýl yapýlacaðýna veya yapýlýp yapýlmayacaðýna ve konuyla
ilgili önemli kararlar alýnýp alýnmayacaðýna
karar vermeden önce, karþýlaþýlabilecek bir
krizle baþa çýkabilmek için ilgili kurumlar arasýnda idari sorumluk ve mali yükümlülüklerin
paylaþýmýnýn açýk ve net biçimde ortay konmuþ
olmasý gerekir. Diðer bir deyiþle Üye Ülkeler
arasýnda “mali yükü paylaþma anlaþmalarý”
düzenlenmesidir. Çünkü:
• Bazý MGP’ler kredi kuruluþuna kendi baþlarýna
veya merkez bankasýnýn yapmýþ olduðu likidite
takviyesi haricinde ilave likidite saðlayarak kriz
yönetiminde önemli bir rol oynayabilirler (Eðer
bu MGP bir kamu kuruluþu ise AB ülkeleri yardým kurallarýna uymak zorundadýr17).
• Bir bankaya yardým etmeyip batmasýna ve
mudilere MGP vasýtasýyla ödeme yapýlmasýna
karar verilirse, böyle bir yöntem izlenmesine
hangi merciin karar vereceði belirlenmiþ olmalýdýr. Eðer mudilere yapýlacak ödeme sýnýr ötesinde gerçekleþecekse bu takdirde birden fazla
MPG devreye girebilir. Burada önemli olan gelen taleplerin ne ölçüde karþýlanabileceðini
bilmektir.
Düzenleyici ve yönetici merciler bu sorunlarýn
farkýnda olup, maliye bakanlýklarý (mali sorumluluklarýn paylaþýmý), Avrupa Merkez Bankasý
(ECB - European Central Bank) ve merkez
bankalarý, diðer gözetim kurumlarý ve Komisyon
deðiþik platformlarda çalýþmalarýný sürdürmektedirler.
Mali yükü paylaþma anlaþmalarý netleþtirildiðinde daha uzun vadeli konulara üzerine eðilinebilir:
(a) MGP amaçlarý:
MGP’lerin oynamalarý beklenen rollerinin yaný
sýra tüketici koruma amaçlarý ile zaman zaman
çeliþen bir MGP ve onun finansal sisteme
yapmasý beklenen katkýlar mudilere yapýlacak
ödemelerde farklýlýklara neden olduðundan,
bu tür konu-larýn açýklýða kavuþturulmasýna
ihtiyaç vardýr.
(b) MGP fonlama mekanizmalarý:
MGP’ler genellikle kredi kuruþlarýnca önceden
veya sonradan ödemeli veya ikisinin karýþýmý
þeklinde prim ödemeleriyle fonlanmaktadýr.
Yapýlan müzakerelerde görüldüðü üzere
çoðunluðun oluþacak maliyetlerin elde edilecek
faydayý aþacaðýna inanýyor olmasý sebebiyle
þimdilik fonlama mekanizmalarýnýn benzer
hale getirilmesi arzu edilmemektedir. Komisyonun Daha Ýyi Düzenleme (Beter Regulation)
yaklaþýmýyla paralel olarak fonlama mekanizmalarýnýn deðiþtirilmesinin yaratacaðý maliyetin
boyutu deðerlendirilmiþtir.
(c) MGP’lerin Faydalarý
JRC tarafýndan hazýrlanan ara dönem raporu
yayýnlamýþ18 olup Ek III’de kýsa bir özeti verilmiþtir. Yapýlan araþtýrmalar MGP sisteminin
daha da benzer hale getirilmesinin halihazýrda
sonradan ödemeli sistemi benimsemiþ olan
altý üye devletin bankacýlýk sektörlerinde 10
yýllýk bir zaman sürecinde 2,5 ila 4,3 milyar19
Euro tutarýnda aðýr bir maliyet doðuracaðýný
göster-mektedir (bkz. Ek III). Sonradan ödemeli
MGP’lerin faydalarý henüz analiz edilmemiþ
olup rakamlarla ortaya konmasý da çok zordur
(finansal istikrar açýsýndan bu sistemin faydalý
olup olmadýðý AB bankacýlýk sistemi þayet sýnýr
ötesi boyutta bir krizle karþý karþýya kalýrsa
ortaya çýkacaktýr). Ticari bakýþ açýsýyla fayda,
etkin ve düzeyli bir hareket sahasýnýn oluþturulmasýnýn teþvik edilmesini içerir. Bu aþamada
mali kayýplarýn paylaþýmý ve kriz yönetimi konusunda sürdürülen çalýþmalar uzun vadede gerçekleþtirilecek deðiþim için güçlü bir argüman
oluþtursa da, Komisyon ticari açýdan meselenin
henüz çözülmediðini kabul etmiþtir.
(d) Risk bazlý ödemeler:
Kýsým 2.6.’da belirtildiði gibi Komisyon risk
17 Bkz. COM 2004/C 244/02.
18 http://ec.europa.eu/internal_market/bank/guarantee/index_en.htm
19 Güvence altýndaki mevduatlar (mevduat tutarlarý kýsmen tahmine dayanarak hazýrlanmýþtýr) için ödenecek prim tutarlarý Ek III ve OAM
raporunda (tablo 10) gösterilmiþtir. Kayýtlý mevduatlar için ödenen primler (bkz. Tablo 9) daha yüksek olabilir.
20
ÇEVÝRÝ
bazlý yöntemleri benimsemektedir. Eðer
fonlama yöntemleri konusunda bir ilerleme
saðlanýrsa, bunu ödemelerin standart hale
getirilmesi izleyebilir.
(e) Asgari kapsam ve tutar seviyesi:
Üye Ülkelerde bulunan mevduatlarýn yapýlarýnýn
farklý olmasý ve bu ülkelerin ekonomilerinin
farklý büyüklüklerde olmasý sebebiyle sadece
tek bir garanti seviyesi belirleyerek tüm Üye
Ülkeler için yeknesak bir mevduat güvence
sistemi oluþturmak mümkün olmayabilir. Asgari
tutarýn deðiþtirilmesi olasýlýðý ise ancak uzun
vadede düþünülmelidir.
(f)MGP fonlarýnýn kullanýmý:
MGP’deki fonlarýn kullanýlarak bankalara likidite
saðlanmasý seçeneði üzerinde düþünmeye deðer bir konu olmakla birlikte bu yöntemin yerli
yerinde kullanýlabilmesi kriz yönetimi konusunda yürütülen geniþ tabanlý çalýþmalardaki ilerlemeye baðlýdýr.
(g) MGP, gözetim kurumlarý, merkez banklarý
ve hükümetler arasýndaki iþbirliði:
Geliþtirilmiþ iþbirliði ihtiyacýný ortaya koyan
kanuni zorunluluklar mali istikrar konusunda
sürdürülen geniþ tabanlý çalýþmalar ve gözetimin deðerlendirilmesi sürecini izleyebilir.
(h) Yeniden organizasyon ve kredi
kuruluþlarýnýn tasfiye edilmesi:
Direktif 2001/24/EC 20 yakýnda Komisyon tarafýndan gözden geçirilecektir. Birden fazla Üye
Ülkede MGP’leri etkileyen banka batýþlarýnýn
ile ilgili iki önemli husus bulunmakta olup,
bunlar gözden geçirme sürecinde ele alýnacaktýr.
- Bir bankanýn temerrüde düþmesinden sonra
MGP’ler de gözetim mercilerinin taleplerini
karþýlayabilmek için onlarýn elinde olan bilgilere
ulaþabilme ayrýcalýðýna sahip olmalýdýr.
- Özellikle taleplerin önceliði ile alakalý olarak
tüm MGP’lere benzer þekilde yaklaþýlmalý ve
onlara karþý eþit ve tutarlý olunmasýna özen
gösterilmelidir.
4. Sonuçlar
Direktifin gözden geçirilmesi bir çok noktayý
açýklýða kavuþtururken, ayný zamanda AB’de
kullanýlmakta olan MGP’lerde bazý aksaklýklar
olduðunu ortaya koymuþtur.
Komisyon, mevcut Direktifi deðiþtirmeden
MGP’lerde iyileþtirmenin en iyi kýsa vadede
saðlanabileceðini görüþümde olup, bu konuya
zaman geçirilmeden eðinilmesini önermektedir.
Önerilen aksiyonlarla ilgili özeti bilgi Ek II A’da
yer almakta olup, bu konular kýsým 2’de ele
alýnmýþtýr.
Uzun vadede mevcut yasal düzenlemeyle ilgili
daha temel bir deðiþikliye gerek olup olmadýðý
ve beklenen getirilerin maliyetleri aþýp aþmayacaðýný anlamak için konuyla ilgili ikna edici
bir vakanýn gündeme gelmesi gerekir. Direktifteki temel ve belirgin eksikliklerden bazýlarýna
deðinmeyi amaçlayan Komisyon, þu an bu
konuda yapýlmasý gereken deðiþiklikleri gerçekleþtirebilmek için elinde daha geniþ kapsamlý
bir güvenlik aðýna iliþkin somut bir kanýt olmadýðýný kabul etmektedir. Mevcut aksaklýklarýn
ortaya konabilmesi için bir çok ülkenin bankacýlýk sektörü için hazýrlanmýþ ve kýsa vadede
çok azýnýn getiri saðladýðý ulusal programlarýn
fonlanmasýnýn yeknesak hale getirilmesi için
hukuksal anlamda ciddi bir çaba sarf edilmesi
gerekmektedir. Daha kapsamlý bir yasal deðiþiklik hem konuyla baðlantýlý diðer alanlarda
(bkz Ek II B) yürütülmekte olan çalýþmalara
hem de Üye Ülkeler ve hak sahiplerinden gelen
desteðe baðlý olacak, ancak bunun öncesinde
ortaya çýkacak olan etkiler deðerlendirilecektir.
Sýnýr ötesi bir AB bankacýlýk krizinde baþta
yönetimsel sorumluluklarýn paylaþýmý olmak
üzere “kriz maliyetinin paylaþýmý” için daha
belirgin ve tutarlý bir yaklaþýmýn tesis edilmesi
gerekmektedir.
Mevcut aksaklýklarýn ortaya
konabilmesi için bir çok ülkenin
bankacýlýk sektörü için hazýrlanmýþ
ve kýsa vadede çok azýnýn getiri
saðladýðý ulusal programlarýn
fonlanmasýnýn yeknesak hale
getirilmesi için hukuksal anlamda
ciddi bir çaba sarf edilmesi
gerekmektedir. Daha kapsamlý
bir yasal deðiþiklik hem konuyla
baðlantýlý diðer alanlarda
yürütülmekte olan çalýþmalara
hem de Üye Ülkeler ve hak
sahiplerinden gelen desteðe baðlý
olacak, ancak bunun öncesinde
ortaya çýkacak olan etkiler
deðerlendirilecektir.
EK I
Usul ile alakalý konular ve ilgili taraflarýn
baþvurusu
Teblið Komisyonun aþaðýda yer alan “daha iyi
düzenleme” politikasý unsurlarýndan oluþmaktadýr.21 .
Üye ülkelerin maliye bakanlarý Avrupa Bankacýlýk
Komitesi (European Banking Commitee-EBC)
ve Bankacýlýk Danýþma Komitesi (Banking
Advisory Committee-BAC) ile görüþmelerde
bulunmuþlardýr. Temmuz 2006 tarihinde
gerçekleþen toplantýda EBC, bu Tebliðin büyük
kýsmýný içine alan politika metnini onaylamýþtýr.
Üye Ülkelerin Avrupa Bankacýlýk Yöneticileri
20 Direktif 2001/24/EC, OJL 125, 5.5 201,p.15
21 COM(2002) 275 son.
21
ÇEVÝRÝ
MGP’ler genellikle ya düzenli
olarak (önceden ödemeli) ya da
her banka batýþýndan sonra
vakaya göre (sonradan ödemeli)
ya da ikisinin karýþýmý þeklinde
kredi kuruluþlarýnca fonlanýr.
Deðiþen fonlama mekanizmalarý
katýlýmcýlara farklý maliyetler
yüklenmesine neden olur. Örneðin,
tamamen sonradan ödemeli bir
sistemin maliyeti sýfýra yakýn olup
(temerrüde düþen banka olmadýðý
sürece tek masraf idari giderlerdir), sadece kriz anýnda
kullanýlmak üzere yýllýk ücretler
önceden ödenir.
Komitesindeki (Committee of European
Banking Supervisors-CEBS) gözetim mercileri
MGP ile ilgili teknik destek vermiþ olup, ECB
de arka planda bu konuda göz ardý edilmeyecek önemli katkýda bulunmuþtur. Üye Ülkelere
yazýlý olarak danýþýlmýþ olup, 2005 ve 2006
yýllarýnda teknik düzeyde MGP ile ilgili çalýþma
yürüten guruplarla iki adet toplantý düzenlenmiþtir.
Temmuz 2005 tarihinde hak sahipleri için bir
forum düzenlenmiþtir. Ýç Piyasa Genel
Müdürlüðü web sayfasýnda bu konuyla ilgi
40’dan fazla sentez bulunmaktadýr 22 .
Komisyon iki tane nicel çalýþma yürütmüþtür.
Öncelikle JRC, tarafýndan asgari kapsam tutarý
ile ilgili bir çalýþma yapýlmýþ23 , sonrasýnda JRC
MGP’deki fonlama yöntemlerindeki (JRC’nin
ara dönem raporu Ek III’te verilmiþtir) deðiþikliklerin maliyete olan etkileriyle ilgili ek bir
araþtýrmaya baþlamýþtýr.
EK II
A. Tebliðde yer alan kýsa vadeli ve
düzenleyici olmayan icraatlarýn listesi
Ulusal MGP’ler kapsamýnda olan tasarruf ürünleri MGP veya EFDI üzerine çalýþmalarýný
sürdüren Komisyon çalýþma grubu
ile ilgili araþtýrma
Üstüne koyma anlaþmalarýnda baðlayýcý olmayan EFDI
temel anlaþma
MGP’ler arasýndaki bilgi alýþveriþi ile ilgi baðlayýcý EFDI
olmayan bir modelin geliþtirilmesi
MGP’lere riske dayalý unsurlarýn dahil edilmesi MGP veya EFDI üzerine çalýþmalarýný
için gönüllü ve ortak yaklaþýmlarýn geliþtirilmesi sürdüren Komisyon çalýþma grubu
MGP kapsamý ile ilgili bilgi aktarýmýnýn
iyileþtirilmesi, aksaklýklarýn tespiti, anlaþma
saðlanmasý ve etkin uygulamanýn tanýtýmý
Bankacýlýk sektörünün de görüþünü
alarak Komisyon Çalýþma Grubunun
MGP ile ilgili çalýþmasý
Mudilere yapýlan ödemelerdeki gecikme süresinin Komisyonun EFDI ile birlikte
azaltýlmasý, MGP’lerle ilgili araþtýrma yapýlmasý çalýþmasý
ve etkin uygulamalar
B. Mevduat Garanti Programlarý
hakkýnda ipucu veren geniþ
Komisyon inisiyatifine dair zaman
çizelgesi
MGP ile ilgili Tebliðin Yayýnlanmasý
Komisyon
2006 Sonbaharý
ECB ve Basel Komitesi likidite projesi ve
Komisyonun hizmetlerine iliþkin çalýþmalardaki
geliþmeyle ilgili olarak EBC’ya rapor sunulmasý
Komisyon
hizmetleri
Kasým 2006
Ortak sonradan ödemeli programlarýn hayata
geçirilmesi halinde oluþacak maliyetlerin etkisinin
deðerlendirilmesi maksadýyla nihai bir rapor
düzenlenmesi
Komisyon
hizmetleri
2006 sonu
Üçüncü ülkelerle kriz yönetimi konusunda iþbirliði
yapýlmasý ve yardýmlaþma kurallarýyla ilgili olarak
EBC’ye rapor sunulmasý
Komisyon
hizmetleri
Mart/Nisan 2007
EBC’ye son ödeme kurumu (Merkez Bankasý)
düzenlemelerin raporlanmasý.
Komisyon
hizmetleri
Haziran/Temmuz
2007
Gözetimim deðerlendirilmesi ile ilgili ilave
çalýþmanýn EBC’ye raporlanmasý
Komisyon
hizmetleri
Ekim/Kasým 2007
Yeniden organizasyon ve tasfiye Direktifinin gözden
geçirilmesi ile ilgili EBC’ye rapor sunulmasý.
Komisyon
hizmetleri
Ekim/Kasým 2007
Problemleri analiz eden, deðerleme seçenekleri
ve onlarýn fizibilitesini deðerlendiren AB’deki
Garanti Programlarý ile ilgili çalýþmalarýnýn
yayýnlanmasý
Komisyon
2007 sonu
hizm./harici
danýþmanlar
Komisyon hizmetleri likidite çalýþmasýnýn
tamamlanmasý ile ilgili EBC’ye rapor sunulmasý
Komisyon
hizmetleri
2007 sonu
Sigorta Garanti Programlarýný incelemek için
izleme konusunda karar verilmesi
Komisyon
2008
Komisyon Araþtýrma Merkezinde bir araya
getirilmiþ olan yönetimsel düzenlemelerin etkinliði
ve deðiþim yönünde bir teklif önerilmesi
konularýnda Konsey ve AB’ye yönetimsel
düzenlemelerle (2006/48/AK, madde 156,
paragraf 3) ilgili Komisyon raporunun sunulmasý.
Komisyon
2012
EK III
AB mevduat Garanti Programlarýnýn fonlanma
mekanizmasýnýn deðiþtirilmesinin etkisi ile ilgili
olarak JRC tarafýndan yapýlan ilave çalýþma24.
MGP’ler genellikle ya düzenli olarak (önceden
ödemeli) ya da her banka batýþýndan sonra
vakaya göre (sonradan ödemeli) ya da ikisinin
karýþýmý þeklinde kredi kuruluþlarýnca fonlanýr.
Deðiþen fonlama mekanizmalarý katýlýmcýlara
farklý maliyetler yüklenmesine neden olur. Örneðin, tamamen sonradan ödemeli bir sistemin
maliyeti sýfýra yakýn olup (temerrüde düþen
banka olmadýðý sürece tek masraf idari giderlerdir), sadece kriz anýnda kullanýlmak üzere
yýllýk ücretler önceden ödenir. Halen 6 Üye ülke
sonradan ödemeli sistem kullanýrken, 19 Üye
Ülke önceden ödemeli sistemi kullanmaktadýr.25
Yapýlan kamu yoklamasý çoðunluðun faydasýndan çok maliyet yaratacaðý endiþesiyle finansman yöntemlerinin deðiþtirilmesini arzu etmediðini ortaya çýkarmýþtýr. Benzer sigorta programýnýn kullanýlmasýný destekleyenler (özellikle
Kuzey ülkelerindeki hak sahipleri) sadece böyle
bir uygulamanýn þubeler ve yerel bankalarýn
MP’ye farklý prim ödemesinden kaynaklanan
haksýz rekabeti önleyeceðini düþünmektedirler.
22 http://ec.europa.eu/internal_market/bank/guarantee/index_en.htm
23 yukarýdaki dip notla ayný (ibid)
24 http://ec.europa.eu/internal_market/bank/guarantee/index_en.htm
25 Halen Avustutya, Ýtalya, Lüksemburg, Hollanda, Slovakya ve Ýngiltre sonradan ödemeli MGP’ýný uygulamaktadýr.
22
ÇEVÝRÝ
Bu nedenle Komisyon JRC’ye MGP’lerin
fonlanma biçiminin deðiþtirilmesinin maliyete
olan etkisi ile ilgili bir çalýþma baþlatmasýný
talep etmiþtir. Ýliþikteki ara dönem raporu
mevcut MGP fonlama metodlarýný yeknesak
hale getirilmesinin maliyetini gösteren sayýsal
bir deðerleme içermektedir. Sonradan ödemeli
fonlamadan, kapsamdaki mevduatlarýn
%0,84’ünü içine alan kapsama oraný ile
“yüksek” oranda önceden ödemeli fonlama
oranýna kadar deðiþen dört farklý senaryoyu
ele almaktadýr26
Raporun önemli bulgularýndan birisi Üye
Ülkelerin halen ödemekte olduðu prim tutarlarýnýn senaryolarda tespit edilen kapsama
oranýna ulaþmasý için en az þimdi ödemekte
olduklarý tutar kadar veya daha fazla ödemeleri
gerektiðidir. En az önceden ödemeli (%0,16
kapsama oraný) fonlama seçeneðini uygulayabilmek için sadece 9 Üye Ülkenin prim ödemelerinin arttýrýlmasýna ihtiyaç vardýr. En yüksek
kapsama oraný (%0,84) seçeneðini uygulayabilmek için ise 14 Üye Ülkenin prim ödemelerinin arttýrýlmasý gerekmektedir27. Halihazýrda
üçüncü senaryoya (%0,16 kapsama oraný) göre
düþük prim ödemeli sonradan ödeme (bkz.
Tablo) sistemi kullanmakta olan Üye Ülkelerin
maliyetinin, 10 yýllýk bir zaman dilimi içerisinde
ulaþtýklarý risk seviyesi göz önüne alýnarak 2,5
milyar ile 4 milyar Euro28 arasýnda deðiþeceði
tahmin edilmektedir.
Ýtalya
Lüksenburg
Hollanda
Avusturya
Ýsviçre
Ýngiltere
Toplam
Düþük kapsam,
düþük riskli fon
Düþük kapsam,
orta riskli fon
Düþük kapsam,
yüksek riskli fon
512.640.000
1.670.000
268.580.000
90.820.000
8.620.000
1.700.393.000
2.586.260.000
683.520000
22.300.000
358.110.00
268.580.00
11.500.000
2.271.910.000
3.615.920.000
854.390.000
27.880.000
447.640.000
121.100.000
14.370.000
2.839.880.000
4.305.260.000
çabasýnda deðildir. Yeknesak hale getirmeye
baðlý bu tip maliyetlerin göz ardý edilmesi
gerektiði düþünülmektedir. Halihazýrda bir Üye
Ülke bankasýnýn diðer bir Üye Ülkede faaliyet
gösteren þubelerinin faaliyet gösterdiði ilgili
ülkedeki sistemi benimseyerek tabi olduðu
güvence sýnýrýndaki farklýlýk sebebiyle ortaya
çýkan göreceli fýrsat eþitsizliðinin devam etmesinde bir sakýnca görülmemektedir. Üye ülkelerin MGP finansman yöntemleri benzer hale
getirildiði takdirde bazý kredi kuruluþlarýnýn
sýnýr ötesi üye ülkelerdeki iþtiraklerini banka
þubesine dönüþtürmeleri sebebiyle ortaya çýkan
prim farklýlýklarý ortadan kaldýrýlabilir.
Komisyon, bu çalýþmanýn
fonlama yöntemlerinin
deðiþtirilmesinin maliyet ve
faydalarýnýn tüm çýplaklýðýyla
ortaya konmasýnýn gerekli
olduðunun farkýna varmýþtýr.
Komisyon, diðer taraftan da
bankalarýn elinde bulunan ve
baþka amaçlar için kullanýlamayan
atýl fonlarý göz önünde
bulundurmaktadýr.
Yapýlan araþtýrma ayrýca mevcut sistemlerin
deðiþtirilmesinin getireceði faydalarý dikkate
almamaktadýr. Daha standart hale getirilmiþ
önceden ödemeli bir MGP fonlama sisteminin
sýnýr ötesi etkiler yaratacak bir banka kriziyle
hangi ölçüde baþa çýkabileceði henüz deðerlendirilmemiþ olup, etkilerinin ne büyüklükte
olacaðýn da nicel olarak belirlenmesi güçtür.
Bazý Üye Ülkelerde sektördeki maliyetler belirgin
olmasýna raðmen, yapýlan çalýþma fonlamada
finansman açýsýndan yeknesaklýðýn saðlanmasýnýn imkansýz olmadýðýný göstermektedir. Burada cevaplanmasý gereken kritik soru önceden
fonlamalý sistemlerin getirdiði avantajýn ortaya
çýkacak olan maliyetlerden daha fazla olup
olmayacaðýdýr. Bu aþamada Komisyon üstünde
durulmasý gereken konunun bu olduðu konusunda ikna olmamýþtýr. Konuyla ilgili daha fazla
araþtýrma yapýlmasýna ihtiyaç duyulmaktadýr.
26 “Kapsamdaki Mevduat” tanýmý için rapora bazýnýz.
27 Üye Ülkelerin tümünden ayrýntýlý veri temin edilemediðinden
sonuçlarýn 24 ülke için kullanýlabilir.
28 Güvencedeki mevduat tutarý (bu tutarýn bir kýsmý tahmine
dayanarak hesaplanmýþtýr) baz alýnarak hesaplanmýþ olan prim
tutarlarýný için bkz, Ek II, Tablo 10. Eriþilebilir mevduatlar (bkz. Tablo
9) dikkate alýnarak hesaplanan prim ödeme tutarý daha fazla olabilir
Komisyon, bu çalýþmanýn fonlama yöntemlerinin deðiþtirilmesinin maliyet ve faydalarýnýn
tüm çýplaklýðýyla ortaya konmasýnýn gerekli
olduðunun farkýna varmýþtýr. Komisyon, diðer
taraftan da bankalarýn elinde bulunan ve baþka
amaçlar için kullanýlamayan atýl fonlarý göz
önünde bulundurmaktadýr.
Diðer taraftan, bu çalýþma fonlama yöntemlerinin yeknesak hale getirilmesini (örneðin
mevcut durumun korunmasý) deðerlendirme
23
MAKALE
ÝDARÝ YARGIDA
GÖREV VE YETKÝ UYUÞMAZLIÐI
Çözüme kavuþturulmayan uyuþmazlýklar, toplum huzurunu ve barýþýný olumsuz
etkiler. Bir uyuþmazlýðýn ortadan kaldýrýlmasý yargýnýn karara baðlamasýyla deðil,
yargý tarafýndan verilen kararlarýn sonuçlarýnýn yerine getirilmesi ile mümkündür.
Bu itibarla uygulanmayan bir yargý kararý bireylerin adalet duygusunu ve hukuk
devletine inançlarýný zedeler.
I. GÝRÝÞ
Bir ülkede birden çok yargý çeþidinin olmasý ya
da ayný yargý kolu içinde birden çok mahkemenin bulunmasý gibi hallerde yargý yolu ve görev,
coðrafi bakýmýndan birden çok yargý çevresine
sahip ülkelerde ise ayný türden ilk derece mahkemeleri arasýnda yetki daðýlýmý bakýmýndan
sorunlar yaþanmasý muhtemeldir. Bu çalýþma
ile idarî mahkemelerce yaþanabilecek görev ve
yetkiye iliþkin sorunlara deðinilecek, bu tür
sorunlarýn tespiti halinde verilecek kararlar, bu
kararlar üzerine yapýlacak iþlemler, görevli ya
da yetkili görülerek dava dosyasý kendisine
gönderilen mahkemenin de kendisini görevsiz
ya da yetkisiz görmesi halinde verilecek kararlar
ile oluþabilecek yetki veya görev uyuþmazlýklarýnýn çözümü konusunda genel bir deðerlendirme yapýlarak uygulamaya ýþýk tutulmaya
çalýþýlacaktýr.
II. YARGI YOLU, GÖREV VE YETKÝ
KAVRAMLARI
Osman SARAÇ – Ýstanbul Altýn
Borsasý Baþkaný, E. Maliye Müfettiþi
Ýlhami ÖZTÜRK – ÝMKB Müfettiþi,
TAKASBANK Yönetim Kurulu Üyesi
24
Maddi yargý bakýmýndan yapýlan tasnif sonucunda anayasa yargýsý, askerî yargý, adli yargý,
askerî ceza yargýsý ve idarî yargý ( idarî yargý
da kendi içinde askerî idarî yargý ve genel idarî
yargý olarak ikiye ayrýlmaktadýr) olarak dört
ana yargý kolundan oluþan Türk hukuk sisteminde bir uyuþmazlýða bu yargý çeþitlerinden hangisi tarafýndan bakýlacaðý “yargý yolu” iliþkisini,
buna karþýlýk ayný yargý çeþidine dahil olan
mahkemelerden hangisi tarafýndan bakýlacaðý
ise “görev” iliþkisini ifade etmektedir1. Öðretide
yargý yolu ve görevin yaný sýra bu kavramlar
yerine “görev yönünden yetki”, “fonksiyonel
selahiyet”, “geniþ anlamda görev”, “dar
anlamda görev”, “görevsel yetki”, “iþbölümü
yönünden yetki” gibi çok çeþitli terimler
kullanýlmaktadýr2.
Bir uyuþmazlýða ayný yargý yoluna mensup ilk
derece mahkemelerden hangi yer mahkemesince bakýlacaðýný ifade eden ve “yer yönünden
görev” olarak da adlandýrýlan bir diðer usul
hukuku kurumu ise yetkidir3. Yetkili mahkeme
her halükarda o davayý çözmekle görevli mahkeme olmak zorundadýr. Baþka bir deyiþle farklý
türden iki mahkeme arasýnda yetki uyuþmazlýðý
doðmasý olanaðý bulunmamaktadýr. Bu nedenle, idari yargýda yetki, iki idare veya iki vergi
mahkemesi arasýnda söz konusu olabilir.
Danýþtay ile idare veya vergi mahkemeleri
arasýnda veya bir idare mahkemesi ile bir vergi
mahkemesi arasýnda yetki sorunu bulunmamaktadýr. Yetkiden söz edildiðinde; karþýmýza
çýkan bir diðer kavramsa yargý çevresidir. 2576
sayýlý Kanunun 2 inci maddesinde detaylý olarak
bahsi geçen yargý çevresi bir mahkemenin
görev alanýnda bulunan iþlere hangi coðrafi
sýnýrlar dahilinde bakabileceðini ifade eden
teknik bir terimdir. Anayasa’nýn 142’inci
maddesi uyarýnca mahkemelerin yetki ve
görevleri (yargý yolunu kapsayacak þekilde
anlaþýlmalýdýr) kanunla düzenlenmelidir. Bu
kural ayný zamanda Anayasal tabii hakim
ilkesinin de bir gereði ve sonucu olarak ortaya
çýkmaktadýr.
III. ÝDARÝ YARGI MERCÝLERÝNÝN GÖREVLERÝ
2577 sayýlý kanunun 2’nci maddesine göre
idari dava türleri; Ýdari iþlemler hakkýnda yetki,
þekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri
ile hukuka aykýrý olduklarýndan dolayý iptalleri
için menfaatleri ihlal edilenler tarafýndan açýlan
iptal davalarý, idari eylem ve iþlemlerden dolayý
kiþisel haklarý doðrudan muhtel olanlar tarafýndan açýlan tam yargý davalarý, tahkim yolu
öngörülen imtiyaz þartlaþma ve sözleþmelerinden doðan uyuþmazlýklar hariç, kamu hizmetle-
1 KURU, Baki,Hukuk Muhakemeleri Usulü, , 6. Baský, Cilt.1, Demir, Ýstanbul, 2001, s.722, ÜSTÜNDAÐ, Saim, Medeni Yargýlama Hukuku, 5. Baský,
Cilt: 2, Ýstanbul, 1992, s.168,PEKCANTEZ, Hakan, ATALAY,Oðuz, ÖZEKES, Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 5. Baský, Yetkin, Ankara, 2006, s.87
2 Bu terimler için bkz. KUNTER, Nurullah, Muhakeme Hukuku Dalý Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. Baský, Beta, 1989, Ýstanbul, s.403.
3 GÖZÜBÜYÜK, Þeref, DÝNÇER, Güven, Ýdari Yargýlama Usulü, Turhan Kitabevi, Ankara, 1996, s.541
MAKALE
rinden birinin yürütülmesi için yapýlan her türlü
idari sözleþmelerden dolayý taraflar arasýnda
çýkan uyuþmazlýklara iliþkin davalar olarak
sayýlmýþtýr. Bu davalara Danýþtay, idare ve vergi
mahkemelerinden hangisi tarafýndan bakýlacaðý
ise adý geçen mahkemelerin kuruluþ ve görev
kanunlarý olan 2575 ve 2576 sayýlý Kanunlarda
gösterilmiþtir.
Danýþtay, 2575 sayýlý Danýþtay Kanunu’nun
24’üncü maddesinde sayýlan sýnýrlý hallere ilk
ve son derece mahkemesi olarak bakan, yüksek
idare mahkemesi, danýþma ve inceleme
merciidir. Ýlk derece mahkemesi olarak baktýðý
davalar bakýmýndan özel görevli bir mahkeme
olan Danýþtay, idare mahkemeleri ile vergi
mahkemelerince verilen nihai kararlar ile ilk
derece mahkemesi olarak Danýþtay’da görülen
davalarla ilgili nihai kararlarý temyiz yoluyla
inceleyerek karara baðlamaktadýr.
Danýþtay, 2575 sayýlý Danýþtay Kanunu’nun
24’üncü maddesine göre; Bakanlar Kurulu
kararlarýna, Baþbakanlýk, bakanlýklar ve diðer
kamu kurum ve kuruluþlarýnýn müsteþarlarýyla
ilgili müþterek kararnamelere, Bakanlýklarýn
düzenleyici iþlemleri ile kamu kuruluþlarý veya
kamu kurumu niteliðindeki meslek kuruluþlarýnca çýkarýlan ve ülke çapýnda uygulanacak
düzenleyici iþlemlere, Danýþtay Ýdari Dairesince
veya Ýdari Ýþler Kurulunca verilen kararlar üzerine
uygulanan eylem ve iþlemlere, birden çok idare
veya vergi mahkemesinin yetki alanýna giren
iþlere, Danýþtay Yüksek Disiplin Kurulu kararlarý
ile bu Kurulun görev alaný ile ilgili Danýþtay
Baþkanlýðý iþlemlerine karþý açýlacak iptal ve
tam yargý davalarý ile tahkim yolu öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz þartlaþma
ve sözleþmelerinden doðan idari davalarý ilk
derece mahkemesi olarak karara baðlamaktadýr.
Ýdari yargý yolunda yer alan ilk derece mahkemeler ise idare ve vergi mahkemeleridir. Bu
mahkemelerin görevleri 2576 sayýlý Bölge Ýdare
Mahkemeleri, Ýdare Mahkemeleri Ve Vergi
Mahkemelerinin Kuruluþu Ve Görevleri
Hakkýnda Kanun’un 5 ve 6’ýncý maddeleri ile
düzenlenmiþtir. Bu Kanunun 6’ýncý maddesi
uyarýnca, vergi mahkemeleri, genel bütçeye,
il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi,
resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve
bunlarýn zam ve cezalarý ile tarifelere iliþkin
davalarý, bu sayýlan konularla sýnýrlý olmak
kaydýyla 6183 sayýlý Amme Alacaklarýnýn Tahsil
Usulü Hakkýnda Kanunun uygulanmasýna iliþkin
davalarý ve diðer kanunlarla verilen iþleri
çözümlemektedir.
Ayný Kanunun 5’inci maddesine göre de genel
görevli ilk derece mahkemeler olan idare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren
davalarla ilk derecede Danýþtayda çözümlenecek olanlar dýþýnda kalan iptal ve tam yargý
davalarý ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz
þartlaþma ve sözleþmelerinden doðan uyuþmazlýklar hariç kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapýlan idari sözleþmelerden dolayý
taraflar arasýnda çýkan uyuþmazlýklara iliþkin
davalarý ve diðer kanunlarla verilen iþleri ve
özel Kanunlarda Danýþtay’ýn görevli olduðu
belirtilen ve Ýdari Yargýlama Usulü Kanunu ile
idare mahkemelerinin görevli kýlýnmýþ bulunduðu davalarý çözümlemektedir.
Gerek bir yargý yolunun gerekse o yargý yolu
içinde yer alan mahkemelerin görev alanýnýn
belirtilmesi, kamu düzeni ile ilgili olup her iki
alan da taraf tasarruflarýna kapalýdýr. Bu konudaki incelemeler mahkemelerce re’sen yapýlmakta, taraflarýn bir yargý yolunun veya mahkemenin görev alanýný anlaþarak deðiþtirmelerine
olanak bulunmamaktadýr4. Ayný nedenle bu
hususlar mahkemelerce re’sen ve davanýn her
aþamasýnda göz önünde bulundurulmak zorundadýr, ayrýca ilgililerce herhangi bir itirazda
bulunulmasýna gerek bulunmamaktadýr.
Danýþtay, 2575 sayýlý Danýþtay
Kanunu’nun 24’üncü maddesinde
sayýlan sýnýrlý hallere ilk ve son
derece mahkemesi olarak bakan,
yüksek idare mahkemesi, danýþma
ve inceleme merciidir. Ýlk derece
mahkemesi olarak baktýðý davalar
bakýmýndan özel görevli bir
mahkeme olan Danýþtay, idare
mahkemeleri ile vergi
mahkemelerince verilen nihai
kararlar ile ilk derece mahkemesi
olarak Danýþtay’da görülen
davalarla ilgili nihai kararlarý
temyiz yoluyla inceleyerek karara
baðlamaktadýr.
IV. ÝDARÝ YARGI MERCÝLERÝNÝN YETKÝLERÝ
Ýdari yargý alanýna iliþkin yetki kurallarý 2577
sayýlý Ýdarî Yargýlama Usulü Kanununun 32 ile
37 inci maddeleri arasýnda yer almaktadýr.
Kanunun 32 inci maddesinde genel yetki kuralý
düzenlenmiþtir. Buna göre; ayrýca ve açýkça
baþka bir mahkemenin yetkili olduðuna iliþkin
özel bir yetki kuralýnýn bulunmadýðý tüm hallerde idarî davalarda yetkili mahkeme dava konusu idarî iþlemi veya idarî sözleþmeyi yapan yer
idare mahkemesidir. Özel yetki kuralý ÝYUK’da
düzenlenen ve 33-37 inci maddelerde yer alan
kurallar olabileceði gibi diðer Kanunlarda da
yer alabilir. Madde baþlýðýnda da belirtildiði
üzere düzenleme idarî davalarýn tümü göz
önüne alýnarak yapýlmýþ olduðundan vergi
davalarýný da kapsayacak þekilde deðerlendirilmelidir5.
ÝYUK’da yer alan özel yetki kurallarý ise; kamu
görevlileri ile ilgili davalarda yetki konusunu
düzenleyen 33, taþýnmaz mallara ve kamu
idarelerine iliþkin idarî davalarda yetkiyi düzenleyen 34, taþýnmaz mallara iliþkin idarî davalarda yetkiyi düzenleyen 35, tam yargý davalarýnda
yetkiyi düzenleyen 36 ve vergi uyuþmazlýklarýnda yetkiyi düzenleyen 37 inci maddelerdir.
4 GÖZÜBÜYÜK, Þeref, DÝNÇER, Güven, Ýdari Yargýlama Usulü, Turhan Kitabevi, Ankara, 1996, s.260, YURTCAN, Erdener, Ceza Yargýlamasý
Hukuku, 11. Baský,Vedat Kitapçýlýk, Ýstanbul, 2005, s.86.
5 GÖZÜBÜYÜK, DÝNÇER, Ýdari Yargýlama Usulü, s.546
25
MAKALE
Ýdare veya vergi mahkemeleri
tarafýndan uyuþmazlýðýn baþka bir
idare veya vergi mahkemesinin
yetki alanýnda kaldýðý sonucuna
varýlmasý halinde, yetki ret kararý
ile birlikte dosyanýn yetkili olduðu
belirlenen mahkemeye
gönderilmesine de karar verilecek,
yetki ret kararýyla birlikte dosya
kendisine gönderilen mahkeme
de uyuþmazlýðý ayný dosya
üzerinden sonuçlandýracaktýr.
Bu kurallar da týpký görev kurallarý gibi kamu
düzenine iliþkindir. Baþka bir deyiþle idarî yargý
alanýndaki tüm yetki kurallarý taraf tasarruflarýna
kapalý olup sözleþme ile aksi kararlaþtýrýlamaz.
Yetki kurallarý, mahkemelerce re’sen ve davanýn
her aþamasýnda göz önünde bulundurulmak
zorunda olup ayrýca ilgililerce herhangi bir
itirazda bulunulmasýna gerek yoktur.
yerinin uyguladýðý usul kurallarýna uygun olarak
yeni bir dava açýlmasýnýn zorunlu olmasýdýr8.
Baþka bir deyiþle dava dosyasýnýn bu yargý
merciine re’sen veya ilgililerin baþvurusu üzerine
gönderilmesine ve bu merciin de uyuþmazlýðý
kendisine görevsizlik kararýyla gönderilen dava
dosyasý üzerinden sonuçlandýrýlmasýna olanak
bulunmamaktadýr.
Ýdari sözleþmelerde, yetki sözleþmesi yapýlarak
yetkili mahkemenin belirlenebileceðine iliþkin
2577 sayýlý Kanunun 32inci maddesinde yer
alan düzenleme 1994 yýlýnda çýkarýlan 4001
sayýlý Kanun ile idare ve vergi mahkemelerinde
yetkisizlik itirazý yapýlmadýðý takdirde temyiz
ve itiraz aþamasýnda yetki itirazýnda bulunulamayacaðýna iliþkin 43 üncü maddenin 5 inci
fýkrasýnda yer alan düzenlemenin ise 1990 yýlýnda çýkarýlan 3622 sayýlý Kanun ile kaldýrýlmasýndan sonra bu konudaki iki istisnai düzenleme
de ortadan kalkmýþ6 ve söz konusu düzenleme
mutlak hale gelmiþtir.
Dolayýsýyla, idari yargý mercilerinden biri tarafýndan adli veya askerî yargý yerlerinden birinin
görevli olduðu sonucuna varýlmasý halinde davanýn reddine karar verilecek, bu kararýn kanun
yollarýna baþvurulmaksýzýn kanun yoluna baþvuru süresinin sonunda veya bu yollara baþvurulup baþvurunun reddedilmesi üzerine kesinleþmesi halinde görevli yargý yerinde (adli veya
askerî) bu yargý düzeninin tabi olduðu usul
hukuku kurallarý uyarýnca düzenlenecek dilekçe
ile ve belli süreler dahilinde yeni bir dava
açýlacaktýr.
V. ÝDARÝ YARGI MERCÝLERÝNCE
GÖREVSÝZLÝK VEYA YETKÝSÝZLÝK
HALLERÝNDE VERÝLECEK KARARLAR
2577 sayýlý ÝYUK’un 14’üncü maddesinin 3/a
bendine göre dava dilekçeleri üzerine yapýlacak
ilk incelemede öncelikle görev ve yetki hususlarýna bakýlacak, 15’inci maddenin 1/a bendine
göre de; yapýlacak bu inceleme sonucunda
uyuþmazlýðýn görüm ve çözümünde adli veya
askeri yargý yollarýndan birinin görevli olduðu
sonucuna varýlmasý halinde bu davalarýn reddine; idari yargý çeþidinde yer alan bir baþka
mahkemenin görevli veya yetkili olduðu sonucuna varýlmasý halinde ise görevli veya açýlan
davanýn görev veya yetki yönünden reddine
ve dava dosyasýnýn görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilecektir.
Bu maddenin de açýkça otaya koyduðu üzere
ayný yargý koluna dahil bir mahkemenin görevli
olduðundan bahisle verilen görevsizlik kararlarý
ve bunlarýn dayanaðýný oluþturan usul hukuku
normlarý “iþbölümü” esasýna iliþkindir. Bu esas
dahilinde verilen görevsizlik kararlarý, yargý yolunun deðiþmesi sonucunu doðuran görevsizlik
kararlarýndan hem niteliði hem de sonuçlarý
bakýmýndan önemli farklýlýklar taþýmaktadýr7.
Bunlardan en önemlisi ise yargý yolunu deðiþtiren görevsizlik kararý verilmesi durumunda
görevli olduðu belirlenen yargý yerine, bu yargý
Danýþtay, idare veya vergi mahkemelerinden
biri tarafýndan diðerinin görevsiz olduðundan
bahisle verilen görev ret kararlarý ise iþbölümü
esasýna dayalýdýr9. Bu nedenle ilgili Kanunda
bu tür davalarýn görev noktasýndan reddi halinde dosyanýn görevli olduðu belirlenen ayný
yargý kolu içindeki diðer mahkemeye gönderilmesi esasý benimsenmiþtir. Baþka bir deyiþle
bu durumda ilgililerce yeni bir dava açýlmasýna
gerek bulunmamaktadýr. Daha da ötesi adli
yargýda belirlenmiþ bulunan usulden farklý
olarak ilgililerce dosyanýn görevli mahkemeye
gönderilmesi yönünde herhangi bir talepte
bulunulmasýna da gerek yoktur. Yukarýda anýlan
idarî yargý mercileri bir diðer idarî yargý merciinin görevli olduðu sonucuna ulaþýrsa görev
ret kararý ile birlikte dava dosyasýnýn bu mercie
gönderilmesine de karar verecek ve görevsizlik
kararý ile dosya kendisine gönderilen mahkeme
uyuþmazlýðý ayný dosya üzerinden sonuçlandýracaktýr.
Ýdare veya vergi mahkemeleri tarafýndan uyuþmazlýðýn baþka bir idare veya vergi mahkemesinin yetki alanýnda kaldýðý sonucuna varýlmasý
halinde de benzer bir yol izlenecek, yetki ret
kararý ile birlikte dosyanýn yetkili olduðu belirlenen mahkemeye gönderilmesine de karar
verilecek, yetki ret kararýyla birlikte dosya kendisine gönderilen mahkeme de uyuþmazlýðý ayný
dosya üzerinden sonuçlandýracaktýr. Dosyanýn
6 GÖZÜBÜYÜK, DÝNÇER, Ýdari Yargýlama Usulü, s.546
7 ÖZTÜRK, Zülal- AZAPAÐASI, Alpaslan, “Yargý Yolunu Deðiþtiren Görevsizlik Kararlarý Nedeniyle Adli Ve Ýdari Yargý Mercileri Arasýnda Yaþanan
Sorunlar Ve Çözüm Önerileri”, Terazi Aylýk Hukuk Dergisi, Yýl:2, Sayý:5, Ocak, 2007, s. 48, Bkz. Uyuþmazlýk Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün
6/12/2004 gün ve E. 2004/110, K.2004/97 sayýlý kararý RG. Tarih: 28/2/2005, Sayý: 25741
8 Bkz.Uyuþmazlýk Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 11.6.2001 gün ve E. 2001/34, K. 2001/40 sayýlý kararý kararý (RG. Tarih: 14/10/2001, Sayý:
24553). Ayný mahiyette bir karar için bkz. Uyuþmazlýk Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 6/12/2004 gün ve E. 2004/110, K.2004/97 sayýlý kararý.
9 Bkz. Uyuþmazlýk Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 6/12/2004 gün ve E. 2004/110, K.2004/97 sayýlý kararý RG. Tarih: 28/2/2005, Sayý: 25741
26
MAKALE
gönderilmesi konusunda ilgililerce herhangi
bir talep de bulunulmasýna veya iþlem yapýlmasýna gerek yoktur, dosya mahkemece re’sen
ilgili mercie gönderilecektir.
ÝYUK’un 15’inci maddesinin 4’üncü bendi uyarýnca idarî yargýnýn görevli olduðu konularda
verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararlarýnýn
temyizi mümkün deðildir. Baþka bir deyiþle
Danýþtay, idare veya vergi mahkemelerinden
biri tarafýndan diðerinin görevli veya baþka bir
yer mahkemesinin yetkili olduðu gerekçesi ile
verilen kararlar kesin olup temyiz edilememektedir. Bu nedenle de iþbölümü esasýna dayalý
görev ret kararlarý ile yetki ret kararlarýndan
sonra dava dosyasýnýn görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi için belli bir süre beklenmesine veya kararýn ilgililere teblið iþleminin
tamamlanmasýna gerek bulunmamaktadýr.
Buna raðmen temyiz talebinde bulunulmasý
halinde Danýþtay’ca temyiz talebinin incelenBu tür kararlar gönderildiði mahkemenin nihai
kararý ile birlikte temyiz edilebilir11.
VI. ÝDARÝ YARGI MERCÝLERÝ ÝLE ADLÝ VE
ASKERÝ YARGI MERCÝLERÝ ARASINDA
GÖREV UYUÞMAZLIÐININ DOÐACAÐI
HALLER VE ÇÖZÜMÜ
Ýdari yargýnýn kendisi görevsiz saymasý gibi
görevli saymasý da bu yargý düzenleri arasýnda
görev uyuþmazlýðý doðmasýna neden olabilir.
Bu tür uyuþmazlýklar olumlu ve olumsuz görev
uyuþmazlýðý olarak iki þekilde karþýmýza
çýkmaktadýr. Farklý yargý kollarý arasýnda oluþan
bu tür uyuþmazlýklarýn çözümü Uyuþmazlýk
Mahkemesi’nin görev alanýnda kalmakta olup
adý geçen mahkemenin kararlarý baðlayýcýdýr.
a) Olumsuz Görev Uyuþmazlýðý
Adli, askerî ya da idarî yargý yerlerinden birine
açýlmýþ bulunan taraflarý, konusu ve sebebi ile
tamamen ayný davalarda, bu yargý kollarýnýn
karþýlýklý olarak birbirlerini görevli ve kendilerini
görevsiz saymalarý ve bu doðrultuda verilmiþ
bulunan kararlarýnýn kesinleþmiþ olmasý halinde
tipik bir görev uyuþmazlýðý ile karþýlaþýlmaktadýr.
Bu þekilde doðmuþ bulunan bir görev uyuþmazlýðýnýn giderilebilmesi için davanýn taraflarýndan
birinin genellikle davacýnýn baþvurusu gerekmektedir. Davasýnýn esasý yargý mercilerinin
kendilerini görevsiz saymasý nedeniyle incelenemeyerek ortada býrakýlan davacý bir dilekçe
ile son görevsizlik kararýný vermiþ bulunan mah10 Bkz. Danýþtay Sekizinci Dairesi’nin 8/4/2005 gün ve E. 2005/1215,
K. 2005/1637 sayýlý karar.
11 GÖZÜBÜYÜK, DÝNÇER, Ýdari Yargýlama Usulü, s. 593
12 GÖZÜBÜYÜK, DÝNÇER, Ýdari Yargýlama Usulü, s. 267
kemeye baþvurarak olumsuz görev uyuþmazlýðýnýn giderilmesi isteminde bulunacaktýr. Bu
baþvuru ikinci görevsizlik kararýnýn kesinleþmesini izleyen ilk günden itibaren yapýlabilir.
Baþvurunun yapýlabileceði sürenin son günü
ise belirtilmemiþtir. Bu sürenin hukuk davalarý
bakýmýndan on yýllýk genel zamanaþýmý süresine
tabi olduðu kabul edilebilir. Sürenin sonu ile
ilgili deðerlendirmeyi de Uyuþmazlýk Mahkemesi yapacaktýr. Bu konunun net olmamasý nedeniyle yapýlacak baþvurunun dava zamanaþýmý,
idarî davalar bakýmýndan ise dava süresi içinde
yapýlmasýnda yarar bulunmaktadýr12.
Uyuþmazlýk Mahkemesi bu yolla önüne gelen
dava dosyalarýnda, öncelikle görevsizlik kararý
vermiþ olan yargý düzeninin yüksek mahkeme
baþsavcýlýklarýndan (AYÝM, Yargýtay ve Danýþtay)
konu ile ilgili görüþlerini alýr ve görevli olduðu
sonucuna varýlan mahkemenin görevsizlik
kararýný kaldýrýr ve kararýný mahkemelere bildirir.
Bu kararý alan mahkeme baþkaca bir iþleme
gerek kalmaksýzýn davayý görmeye baþlar. Ancak
Uyuþmazlýk Mahkemesi görevsizlik kararý vermiþ
bulunan iki yargý kolu dýþýnda üçüncü bir yargý
kolunda yer alan bir mahkemenin görevli
olduðu sonucuna varmýþsa bu karar üzerine
davacýnýn görevli olduðu belirlenen yargý
yerinde yeni bir dava açmasý gerekmektedir.
Ýdari yargýnýn kendisi görevsiz
saymasý gibi görevli saymasý da
bu yargý düzenleri arasýnda görev
uyuþmazlýðý doðmasýna neden
olabilir. Bu tür uyuþmazlýklar
olumlu ve olumsuz görev
uyuþmazlýðý olarak iki þekilde
karþýmýza çýkmaktadýr. Farklý yargý
kollarý arasýnda oluþan bu tür
uyuþmazlýklarýn çözümü
Uyuþmazlýk Mahkemesi’nin görev
alanýnda kalmakta olup adý geçen
mahkemenin kararlarý baðlayýcýdýr.
Teknik açýdan yukarýda belirlenen olumsuz
görev uyuþmazlýðýnýn koþullarý bulunmamakla
birlikte çözümünde olumsuz görev uyuþmazlýðýna iliþkin yöntemin uygulandýðý bir diðer
durum ise 2247 sayýlý Kanunun 19 uncu maddesinde düzenlenmiþ olup yargý yerlerinin
görevli yargý yerinin belirlenmesi için Uyuþmazlýk
Mahkemesine baþvurmasý haline de bu kapsamda deðinilmesinde yarar bulunmaktadýr.
Buna göre adli, idari, askeri yargý mercilerinden
birisinin kesin veya kesinleþmiþ görevsizlik kararý
üzerine kendisine gelen bir davayý incelemeye
baþlayan veya incelemekte olan bir yargý mercii
davada görevsizlik kararý veren merciin görevli
olduðu kanýsýna varýrsa, gerekçeli bir karar ile
görevli merciin belirtilmesi için Uyuþmazlýk
Mahkemesine baþvurur ve elindeki iþin incelenmesini Uyuþmazlýk Mahkemesinin karar vermesine deðin erteler. Mahkemenin gerekçeli kararý,
dava dosyasý ile birlikte Uyuþmazlýk Mahkemesine gönderilir.
b) Olumlu Görev Uyuþmazlýðý
Olumlu görev uyuþmazlýðý çýkarma 2247 sayýlý
Uyuþmazlýk Mahkemesinin Kuruluþ ve Ýþleyiþi
Hakkýnda Kanunun 10 uncu maddesine göre;
görev uyuþmazlýðý çýkarma; adli, idari ve askeri
bir yargý merciinde açýlmýþ olan davada ileri
27
MAKALE
Uyuþmazlýk Mahkemesi davayý
gören yani görevlilik kararý alan
mahkemenin görevli olduðu
sonucuna ulaþýrsa ilgili baþsavcýnýn
talebinin reddine aksi halde
kabulüne karar verir ve yargý
yerinin görevlilik kararýný kaldýrýr.
Bu kararý alan mahkeme davayý
görevsizlik kararý ile sonlandýrýr.
sürülen görev itirazýnýn reddi üzerine ilgili
Baþsavcý tarafýndan görev konusunun incelenmesinin Uyuþmazlýk Mahkemesinden istenmesidir.
karar verir. Bu karar, ilgili kiþilere veya makama
ve ilgili yargý merciine, hemen teblið olunur.
Bu karara karþý hiç bir yargý merciine baþvurulamaz.
Ayný Kanunun 17 inci maddesinde ise olumlu
görev uyuþmazlýðý adli, idarî ve askerî yargý
yerlerinden her ikisinin kendilerini görevli sayan
kararlar vermiþ olmalarý durumunda ortaya
çýkacaðý belirtilmektedir. Bu ikinci hale uygulamada pek rastlanmadýðý belirtilmelidir. Yetkili
Baþsavcýnýn Uyuþmazlýk Mahkemesinden istekte
bulunabilmesi için, görev itirazýnýn, hukuk
mahkemelerinde en geç birinci oturumda,
ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine
baþlamadan önce; idari yargý yerlerinde de
dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan
yapýlmýþ olmasý ve yargý yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarýna karar vermiþ bulunmalarý þarttýr.
Uyuþmazlýk çýkarýlmasýný gerekli gördüðü durumlarda yetkili makam, dilekçe ve eklerinin
kendisine ulaþtýðý tarihten, þayet eksiklikleri
tamamlatmak yoluna gitmiþ ve bu erekle gönderdiði yazýlarý on gün geçmeden postaya
vermiþ ise eksikliklerin tamamlandýðý tarihten
baþlayarak en geç on gün içinde düzenleyeceði
gerekçeli düþünce yazýsýný, kendisine gönderilen
dilekçe ve ekleri ile birlikte Uyuþmazlýk Mahkemesine yollar ve ayrýca Uyuþmazlýk Mahkemesine baþvurduðunu ilgili yargý merciine hemen
bildirir.
2247 sayýlý kanunun 12 inci maddesi uyarýnca
görev itirazýnda bulunan kiþi veya makam,
itirazýn reddine iliþkin kararýn verildiði tarihten,
þayet bu kararýn tebliði gerekiyorsa teblið tarihinden, itiraz yolu açýk bulunan ceza davalarýnda ise ret kararýnýn kesinleþtiði tarihten baþlayarak onbeþ gün içinde, uyuþmazlýk çýkarýlmasýný istemeye yetkili makama sunulmak
üzere iki nüsha dilekçeyi itirazý reddeden yargý
merciine verir. Bu yargý mercii, dilekçenin bir
nüshasýný ve varsa eklerini yedi gün içinde
cevabýný bildirmesi için diðer tarafa teblið eder.
Tebligat yapýlan taraf, süresi içinde bu yargý
merciine cevabýný bildirmezse, cevap vermekten
vazgeçmiþ sayýlýr.
Yargý mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiði itirazý ret kararýný kaldýrarak görevsizlik kararý
vermediði takdirde kendisine verilen dilekçeyi,
alýnan cevabý ve varsa belgeleriyle birlikte görevsizlik itirazýnýn reddine iliþkin karar ile dayanaðý belgenin asýl veya örneklerini uyuþmazlýk
çýkarmak isteminde bulunmaya yetkili makama
gönderir.
Kanunun 10 uncu maddesine göre; uyuþmazlýk
çýkarma isteminde bulunmaya yetkili makam;
reddedilen görevsizlik itirazý adli yargý yararýna
ileri sürülmüþ ise Cumhuriyet Baþsavcýsý, idari
yargý yararýna ileri sürülmüþ ise Danýþtay Baþsavcýsý, askeri ceza yargýsý yararýna ileri sürülmüþ
ise Askeri Yargýtay Baþsavcýsý, Askeri Ýdari Yargý
yararýna ileri sürülmüþ ise AYÝM Baþsavcýsýdýr.
Uyuþmazlýk çýkarma konusundaki dilekçe ile
ekleri kendisine olaþan yetkili makam, gerekirse
gelen dilekçedeki veya eklerindeki eksiklikleri
tamamlattýktan sonra, uyuþmazlýk çýkarmaya
yer olmadýðý sonucuna varýrsa, istemin reddine
28
Uyuþmazlýk Mahkemesi Baþkaný, düþünce yazýsýyla eklerini, görevsizlik itirazýný reddeden yargý merciine göre ilgili bulunan Baþsavcý veya
Baþkanunsözcüsüne teblið edebilir. Tebliði alan
makam karþýlýk vermek isterse, yedi gün içinde
yazýlý karþýlýðýný vermekle görevlidir.
Uyuþmazlýk mahkemesine baþvurulmasý halinde
yargý yeri yargýlamayý Uyuþmazlýk Mahkemesi
kararýna kadar geri býrakýr. Buna karþýlýk altý ay
içinde karar gelmezse duran davayý yeniden
görmeye baþlar.
Uyuþmazlýk Mahkemesi davayý gören yani
görevlilik kararý alan mahkemenin görevli
olduðu sonucuna ulaþýrsa ilgili baþsavcýnýn
talebinin reddine aksi halde kabulüne karar
verir ve yargý yerinin görevlilik kararýný kaldýrýr.
Bu kararý alan mahkeme davayý görevsizlik
kararý ile sonlandýrýr.
VII. ÝDARÝ YARGI MERCÝLERÝ ARASINDA
GÖREV VE YETKÝ UYUÞMAZLIÐININ
DOÐACAÐI HALLER ve ÇÖZÜMÜ
Ýdari yargý mercilerinden birinin diðerinin görevli
ya da yetkili olduðundan bahisle verdikleri
görev ve yetki ret kararlarýnda, görevli veya
yetkili olduðu sonucuna varýlarak dosya kendisine gönderilen mahkeme de bu kararý uygun
görürse herhangi bir sorun yaþanmaz. Ancak
bu mahkemenin de kendisini görevli ya da
yetkili görmemesi halinde ortaya çözülmesi
gereken bir görev ya da yetki sorunu çýkar. Bu
durum 2577 sayýlý ÝYUK’un 43 üncü maddesinde çeþitli haller için ayrý ayrý düzenlenmiþtir.
Buna göre;
• Ýdare veya vergi mahkemesi bir dava dosyasýný
Danýþtay’a görevsizlik sebebiyle göndermiþ ise
ve Danýþtay da davayý kendi görevi içinde
görmezse dosyayý görevli ve yetkili olduðuna
MAKALE
karar verdiði mahkemeye gönderecektir. Bu
konudaki Danýþtay kararý kesindir.
• Ýdare veya vergi mahkemesinin görevsizlik
veya yetkisizlik sebebiyle dava dosyasýný gönderdiði mahkeme de kendini görevsiz ya da yetkisiz
görürse o takdirde bu mahkemelerin ayný ya
da farklý bölge idare mahkemelerinin yargý
çevrelerinde olmalarýna göre dosya uyuþmazlýðýn çözümü için bölge idare mahkemesine
veya Danýþtay’a gönderilecektir. Ýlk ve ikinci
görevsizlik kararý veren mahkemeler ayný bölge
idare mahkemesinin yargý çevresinde ise
uyuþmazlýðý bölge idare mahkemesi, farklý
yargý çevresinde ise Danýþtay çözecektir. Bu
kararlar verildikten sonra ilgili mahkemelere
ve taraflara duyurulacaktýr. Danýþtay ve bölge
idare mahkemelerince görev ve yetki uyuþmazlýklarýna iliþkin olarak verilen kararlar kesindir.
VIII. SONUÇ
Ýdari yargýnýn görevli ve yetkili olduðu konularda
idarî yargý mercilerince verilecek görev ve yetki
ret kararlarý ile birlikte dava dosyasýnýn görevli
ve yetkili idarî mahkemeye gönderilmesine de
karar verilmesi gerekmekte olup bu kararlara
karþý temyiz yolu kapalýdýr. Bir idarî yargý merciince görevli ve yetkili görülerek dava dosyasý
kendisine gönderilen ikinci idarî yargý mercii
de kendisini görevsiz ve yetkisiz ve dosyayý
gönderen mahkemeyi görevli ya da yetkili görürse ortaya idarî yargý düzeni içinde görev ve
yetki uyuþmazlýðý çýkmýþ olur. Bu tür uyuþmazlýklar 2577 sayýlý Kanun sistemi içinde görevsizlik
ya da yetkisizlik kararý veren mahkemelerin
ayný veya farklý bölge idare mahkemesinin yargý
çevresinde olmasý hallerine göre bölge idare
mahkemeleri veya Danýþtay tarafýndan çözülür.
Bu tür uyuþmazlýklarýn çözümü taraflarca
herhangi bir baþvuruya gerek olmaksýzýn idarî
yargý yerlerince re’sen saðlanýr.
Kaynakça:
- GÖZÜBÜYÜK, Þeref, DÝNÇER, Güven, Ýdari
Yargýlama Usulü, Turhan Kitabevi, Ankara, 1996,
- KUNTER, Nurullah, Muhakeme Hukuku Dalý Olarak
Ceza Muhakemesi Hukuku, 9. Baský, Beta, 1989,
Ýstanbul
- KURU, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, , 6. Baský,
Cilt.1, Demir, Ýstanbul, 2001
- PEKCANTEZ, Hakan, ATALAY,Oðuz, ÖZEKES,
Muhammet, Medeni Usul Hukuku, 5. Baský, Yetkin,
Ankara, 2006
- ÖZTÜRK, Zülal- AZAPAÐASI, Alpaslan, “Yargý
Yolunu Deðiþtiren Görevsizlik Kararlarý Nedeniyle
Adli Ve Ýdari Yargý Mercileri Arasýnda Yaþanan
Sorunlar Ve Çözüm Önerileri”, Terazi Aylýk Hukuk
Dergisi, Yýl:2, Sayý:5, Ocak, 2007
- ÜSTÜNDAÐ, Saim, Medeni Yargýlama Hukuku, 5.
Baský, Cilt: 2, Ýstanbul, 1992
Adli veya askerî yargý ile idarî yargý arasýnda
doðabilecek görev veya yargý yolu uyuþmazlýklarýnýn çözümü ise 2247 sayýlý Uyuþmazlýk
Mahkemesinin Kuruluþ ve Ýþleyiþi Hakkýnda
Kanun sistemi içinde ve tamamen bu kanuna
özgü usuller çerçevesinde çözülür. Çoðu zaman
ilgililer tarafýndan baþlatýlan bu süreç sonunda
Uyuþmazlýk Mahkemesince verilen karar tüm
yargý kollarý açýsýndan baðlayýcýdýr.
Uygulamacýlarýn hak kayýplarýna uðramamalarý
bakýmýndan söz konusu usul ve iþleyiþ farklýlýklarýna yeterince vakýf olmalarý gerekmektedir.
29
SUNUM
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu’nda Finansal Varlýklarýn Yönetimi ve
2006 YILI DEÐERLENDÝRMESÝ
Fona üstlendiði görevleri açýsýndan bakýldýðýnda; mevduat sigortacýlýðý ve çözümleme
faaliyetleri olmak üzere 2 asli görevi bulunduðu ortaya çýkmaktadýr. Söz konusu
faaliyetlere yönelik olarak gelir kalemleri (kaynaklar), gider kalemleri (kullanýmlar),
rezerv çeþitleri, rezerv yönetimi, yatýrým araçlarý ve yatýrým sýnýrlarý da farklýlýklar
gösterebilmektedir.
I- Giriþ
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF-Fon)
Kanun2 ile kendisine verilen görevleri yerine
getirirken nakit ve benzeri kaynaklarý, kullanýmý
gerçekleþinceye kadar bünyesinde tutmaktadýr.
Dolayýsýyla, elde edilen gelirler ya da tahsilatlar,
giderleþinceye, yükümlülükler yerine getirilinceye, sigorta kapsamýndaki tasarruf mevduatý
veya katýlým fonu geri ödemeleri ya da Fona
devredilen bankalarýn rehabilitasyonunda kullanýlýncaya kadar amaçlarýna uygun olarak yönetilme3 gereði doðmaktadýr. Bu kapsamdaki
görevlerin yürütülmesi ise Finansman Daire
Baþkanlýðýna4 verilmiþ bulunmaktadýr. Fonun
gelir kalemleri ve bu gelir kalemlerinden hangi
tür gider ya da harcamalarýn yapýlacaðý ayrý
bir yönetmelikle5 düzenlenmiþtir.
Fona üstlendiði görevleri açýsýndan bakýldýðýnda;
mevduat sigortacýlýðý ve çözümleme faaliyetleri
olmak üzere 2 asli görevi6 bulunduðu ortaya
çýkmaktadýr. Söz konusu faaliyetlere yönelik
olarak gelir kalemleri (kaynaklar), gider kalemleri
(kullanýmlar), rezerv çeþitleri, rezerv yönetimi,
yatýrým araçlarý ve yatýrým sýnýrlarý da farklýlýklar
gösterebilmektedir.
Bu çalýþma, yasal ve alt düzenlemelerle belirlenen çerçeve dahilinde Fonda finansal varlýklarýn
nasýl yönetildiði hakkýnda bilgi vermeye yönelik
olup, konu finansal varlýklarýn yönetiminin yasal dayanaklarý, uygulamaya yansýmasý ve 2006
yýlýnda elde edilen sonuçlar verilerek tamamlanacaktýr.
II- Fon Kaynaklarý
Fonun mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerine iliþkin
Doðan Sami AKÇÝÇEK1
TMSF Finansman Dairesi Baþkaný
30
görevlerini yerine getirebilmesine yönelik temel
kaynaklarý7;
1) Sigorta kapsamýndaki tasarruf mevduatý
ve katýlým fonuna ait sigorta primleri,
2) Zamanaþýmýna uðrayan mevduat, katýlým
fonu, emanet ve alacaklar,
3) Kuruluþ izni verilen banka kurucularýnýn sisteme giriþ paylarý,
4) Pay edinim ve pay devri izinlerinde devralan
tarafýndan devralýnan hisselere iliþkin hisse
devir paylarý,
5) Kanunun hükümlerine aykýrýlýk dolayýsýyla
hükmolunacak adli para cezalarýnýn yüzde
ellisi ile verilecek idari para cezalarýnýn yüzde
doksaný,
6) Kanunun 20 nci maddesi gereðince gerçekleþen tasfiye süreci sonunda Fona irat kaydedilen miktarlar,
7) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasýnca
(TCMB-Merkez Bankasý) uygulanan zorunlu
karþýlýk ve umumi disponibilite cezai faizleri,
8) Kuruluþ Birliklerinin yönetim kurullarýnca
uygulanan idari para cezalarýnýn yüzde doksaný,
9) Fon mevcudunun gelirleri ve sair gelirlerdir.
Fonun çözümleme faaliyetlerine yönelik olarak
temel gelirlerinin yeterli olmamasý durumunda
borçlanma ve avans alma suretiyle elde edeceði
kaynaklarý8 ise;
1) Hazine Müsteþarlýðýndan izin alýnmak kaydýyla borçlanabileceði gibi Fona ikrazen veril-
1 Marmara Üniversitesi Ý.Ý.B.F. Ýþetme Bölümü, M.Ü. Muhasebe-Finansman Yüksek Lisans.
2 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu, 5472 sayýlý Kanun ile Deðiþik, 01/11/2005 tarihli ve 25983 sayýlý Resmi Gazete.
3 Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunun Kaynaklarý ve Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik, md. 6, 02/09/2006 tarihli ve 26277 sayýlý Resmi Gazete.
4 Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Teþkilat Yönetmeliði, md. 14, 13/02/2006 tarihli ve 2006/10169 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý.
5 A.g. Kaynaklar ve Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik.
6 Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2006 yýlý Faaliyet Raporu, Yayýnlanacak.
7 A.g. Kaynaklar ve Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik, md. 4.
8 A.g. Kaynaklar ve Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik, md. 5.
SUNUM
mek üzere Hazine Müsteþarlýðýnca ihraç edilen
özel tertip Devlet iç borçlanma senetlerinden,
2) BDDK’nýn görüþü alýnmak suretiyle Kurul
kararý ile bankalardan ileride doðacak prim
yükümlülüklerine mahsuben bir önceki yýlda
ödedikleri sigorta primi toplamýna kadar
alabileceði avanslardan,
3) Fon gelirlerinin ihtiyacý karþýlamamasý durumunda Fonun talebi üzerine Merkez Bankasýndan kullanýlan avanslardan oluþmaktadýr.
Bu kaynaklarýn yanýsýra çözümleme sürecine
tabi banka ve iliþkili taraflardan elde ettiði tahsilatlar da9 Fonun diðer bir kaynaðýný oluþturmaktadýr.
III- Fon Kullanýmlarý
Fonun mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerine yönelik harcamalarý10;
1) Yýllýk gider bütçesi ile belirlenen ödeneklerin
kullanýmý,
2) Sigortalý mevduat ve sigortalý katýlým fonu
hak sahiplerine yapýlan ödemelerdir.
Fonun çözümleme faaliyetlerine yönelik harcamalarý ise11;
1) Ortaklarýnýn temettü hariç ortaklýk haklarý
ile yönetim ve denetimi Fona devredilen bankalara iliþkin kullanýmlar,
2) Ýþtirak ve þirketler ile ilgili kullanýmlar,
3) Çözümleme iþlemleri ile ilgili diðer kullanýmlardan oluþmaktadýr.
IV- Rezerv Çeþitleri
Fonun kaynaklarý ve kullanýmlarý yukarýdaki gibi tasniflendikten sonra mevduat sigortacýlýðýna
iliþkin kaynak ve kullanýmlar sonrasýnda oluþan
bakiye mevduat sigortacýlýðý rezervi, çözümleme
faaliyetlerine iliþkin kaynak ve kullanýmlar sonrasýnda oluþan bakiye ise çözümleme faaliyeti
rezervi olarak adlandýrýlabilmektedir12.
V- Rezerv Yönetimi
Fonda ister mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerine
iliþkin isterse çözümleme faaliyetlerine yönelik
rezervlerin deðerlendirilmesinde güvenlilik ve
likidite esastýr. Bu esaslara baðlý kalýnarak finan-
sal varlýklarýn karlý ve verimli bir þekilde yönetilmesi ilke edinilmiþtir13. Finansal varlýklara yapýlacak yatýrýmlara karar verilirken Fon mevcutlarý, ülke ekonomisi, dünya ekonomisi, diðer
geliþme ve beklentiler dikkate alýnmaktadýr.
Bu kapsamda yapýlacak yatýrýmlarda, Fon
Kurulu Kararý ile belirlenen yatýrým araçlarý
ve yatýrým sýnýrlarýna baðlý kalýnmak koþuluyla,
hýzlý hareket ve karar alýnabilmesini teminen
Baþkanlýk Makamý ve alýnan kararlarýn uygulanmasý için de Finansman Daire Baþkanlýðý yetkili
kýlýnmýþtýr14.
VI- Yatýrým Araçlarý
Fonda mevduat sigortacýlýðý ve
çözümleme faaliyetlerine yönelik
rezervlerin deðerlendirilmesinde
güvenlilik ve likidite esastýr. Bu
esaslara baðlý kalýnarak finansal
varlýklarýn karlý ve verimli bir
þekilde yönetilmesi ilke edinilmiþtir.
Finansal varlýklara yapýlacak
yatýrýmlara karar verilirken Fon
mevcutlarý, ülke ekonomisi, dünya
ekonomisi, diðer geliþme ve
beklentiler dikkate alýnmaktadýr.
Fon mevcutlarýnýn deðerlendirilmesinde halihazýrda mevduat, katýlým fonu ve menkul kýymetlere yatýrým yapýlabilmektedir. Bu yatýrým araçlarý
üzerinde YTL ve döviz cinsinden iþlemler gerçekleþtirilebilmektedir15.
Menkul kýymet seçeneði halihazýrda Hazine
Müsteþarlýðýnýn ihraç etmiþ olduðu Devlet iç
borçlanma senetleri ile sýnýrlý olup, mevduat
sigortacýlýðý rezervlerinin azami % 20’sine16
kadar yatýrým yapýlabilmesine imkan vermektedir.
VII- Yatýrým Sýnýrlarý
Fonda, belirlenen yatýrým araçlarýna güvenlilik,
likidite, karlýlýk ve verimlilik temel ilkeleri dikkate
alýnarak aþaðýda açýklanan sýnýrlar dahilinde
yatýrým yapýlmaktadýr. Söz konusu sýnýrlar ise
yatýrým araçlarý ve yatýrým yerleri olmak üzere
iki ana baþlýkta toplanabilmektedir.
a) Yatýrým Araçlarýnda Sýnýrlar;
Fonun mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerinden
kaynaklanan rezervlerinin;
• Azami % 20’lik kýsmý Devlet iç borçlanma
senetlerinde (DÝBS),
• DÝBS yatýrýmý sonrasýnda kalan nakit
mevcudunun azami % 90’ý vadeli deðerleme
hesaplarýnda,
• Bu yatýrýmlar sonrasýnda kalan kýsým ise
vadesiz deðerleme hesaplarýnda YTL için TCMB
günlük borç alma oraný (O/N), USD için Libor,
Euro için Euribor oranlarý temel alýnarak
deðerlendirilmektedir17.
Bu daðýlým, mevduat sigortacýlýðýna yönelik
9 A.g. Bankacýlýk Kanunu, md. 132, 134, 135, 136.
10 A.g. Kaynaklar ve Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik md. 7, 11.
11 A.g. Kaynaklar ve Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik, md. 8, 9, 10.
12 Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Kurumsal Geliþim Planý 2006 Yýlý Deðerlendirmesi , A.g. Faaliyet Raporu.
13 Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Finansal Varlýk Yönetimine Dair Esaslar, md. 8, 07/12/2006 tarihli ve 601 sayýlý Fon Kurulu Kararý.
14 A.g. Finansal Varlýk Yönetimine Dair Esaslar, md . 9.
15 A.g. Finansal Varlýk Yönetimine Dair Esaslar, md . 7.
16 Baþkanlýk Oluru, Fon Mevcudunun Deðerlendirilmesi, 28/12/2006 tarihli ve 440 sayýlý.
17 A.g. Baþkanlýk Oluru.
31
SUNUM
Çözümleme faaliyetlerine iliþkin
rezerv yönetiminde; Fon,
çözümleme iþlemleri için
borçlanma yoluna gitmiþ ise
borçlarýný en erken dönemde
ödeme prensibiyle hareket etmeyi
benimsemektedir. Eðer
çözümleme faaliyetlerinde Fon
kendi kaynaklarýný kullanmýþ ise
tahsil ettiði tutarlarý mevduat
sigortacýlýðý rezervlerine aktarmak
suretiyle deðerlendirmeye devam
edeceði doðaldýr.
yükümlülükler yerine getirilirken planlý olmayý
gerektirmektedir. Rezervlerin daha büyük kýsmýnýn vadesiz deðerleme hesaplarýnda tutulmasý,
normal koþullar altýnda vadeli yatýrýmýn daha
yüksek getirisinden feragat etmeyi beraberinde
getirmektedir. Vadeli deðerleme hesaplarý halihazýrda inisiyatif Fon yöneticilerine býrakýlmak
suretiyle 1 yýla18 kadar açýlabilmektedir.
Çözümleme faaliyetlerine iliþkin rezerv yönetiminde; Fon, çözümleme iþlemleri için borçlanma yoluna gitmiþ ise borçlarýný en erken
dönemde ödeme prensibiyle hareket etmeyi
benimsemektedir19. Eðer çözümleme faaliyetlerinde Fon kendi kaynaklarýný kullanmýþ ise
tahsil ettiði tutarlarý mevduat sigortacýlýðý
rezervlerine aktarmak suretiyle deðerlendirmeye
devam edeceði doðaldýr.
b) Yatýrým Yerlerinde Sýnýrlar;
Fon finansal varlýklarýný Banka ve finansal kuruluþlar nezdinde açtýrdýðý hesaplarda tutabilmektedir20. Merkez Bankasý, ÝMKB Takas ve
Saklama Bankasý ve Fon Bankalarý hariç olmak
üzere Fonun idari, tahsilat, ihale teminatý,
bloke, deðerleme, özel cari, menkul kýymet
hesaplarýný açabileceði bankalara ve bu bankalarda bulundurabileceði tutarlara iliþkin sýnýrlamalar aþaðýda sýralanmaktadýr21;
• Fona sigorta primi ödeyen bir banka olmasý,
• Sermaye yeterliliði standart rasyosunu asgari
yasal oranda tesis etmiþ olmasý,
• Her yýlýn Mart, Haziran, Eylül ve Aralýk ayý
bilançolarý dikkate alýnmak suretiyle belirlenen
tasarruf mevduatý ve katýlým fonu büyüklüðü
en yüksek 20 banka arasýnda olmasý,
• Seçilen bankalarda bulundurulabilecek azami
tutarýn banka özkaynak tutarýnýn % 20’sini
aþmamasý,
• Herhalükarda Fonun bankalarda bulundurduðu nakit mevcutlarýnýn azami % 35’ini aþmamasý gerekmektedir.
VIII- 2006 Yýlý Finansal Varlýk Gelirleri
Fonun 2006 yýlý mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerine iliþkin ana kalemleri ve rezervi Tablo
TABLO 1
Mevduat Sigortacýlýðý rezervi.
2006 Yýlý Mevduat Sigortacýlýðý Faaliyetleri (Milyon USD)
Rezerv (Dönem Baþý)
Mevduat Sigortacýlýðý Faaliyet Gelirleri
Finansal Gelirler (Faiz, kar payý) (Net)
Bütçe ve Mevduat Sigortacýlýðýna Ýliþkin Giderler
Evalüasyon ve Deðerleme Farký
Rezerv (Dönem Sonu)
1,657
360
174
-34
-18
2,139
1’deki gibi gerçekleþmiþtir22.Mevduat sigortacýlýðý faaliyetlerine iliþkin olarak Tablo 1’e
bakýldýðýnda; 2006 yýlý baþýnda rezerv 1,657
milyon USD iken, yýl içinde bu kapsamdaki
faaliyetlerden 360 milyon USD gelir elde edildiði, bütçe ve mevduat sigortacýlýðýna iliþkin giderler için 34 milyon USD harcandýðý, rezerv
ve döneme ait net giriþlerin deðerlemesinden
174 milyon USD net faiz ve kar payý elde edildiði anlaþýlmaktadýr. Rezervin ve yýl içindeki
gelir ve giderlerin tamamýnýn USD cinsinden
olmamasý nedeniyle evalüasyon ve deðerleme
farký olan –18 milyon USD düþüldükten sonra
mevduat sigortacýlýðý rezervinin yýl sonunda
2,139 milyon USD olarak gerçekleþtiði görülmektedir. 2006 yýlýnda elde edilen 174 milyon
USD’lik net finansal gelir, ortalama mevduat
sigotacýlýðý rezervi dikkate alýndýðýnda USD
bazýnda net % 9,2 (Brüt % 10,8) oranýnda
deðerlendirildiðini göstermektedir.
Fonun 2006 yýlý çözümleme faaliyetlerine iliþkin
ana kalemleri ve rezervi Tablo 2’deki gibi
gerçekleþmiþtir23.
TABLO 2
2006 Yýlý Çözümleme Faaliyetleri
Rezerv (Dönem Baþý)
Çözümleme Gelirleri
Finansal Gelirler (Faiz, kar payý ) (Net)
Çözümleme Giderleri
Hazine Borç Ödemesi
Diðer Kurum/Kuruluþ Ödemeleri
Evalüasyon ve Deðerleme Farký
Rezerv (Dönem Sonu)
(Milyon USD)
702
6,890
85
-648
-600
-5,249
+60
1,240
Çözümleme faaliyetlerine iliþkin olarak Tablo
2’ye bakýldýðýnda; 2006 yýlý baþýnda rezerv 702
milyon USD iken, yýl içinde bu kapsamdaki
faaliyetlerden 6,890 milyon USD gelir elde
edildiði, çözümleme giderleri için 648 milyon
USD harcandýðý, Hazineye 600 milyon USD
borç ödemesi gerçekleþtirildiði, Kanun kapsamýnda diðer kurum ve kuruluþlara 5,249 milyon
USD’lýk ödeme yapýldýðý, rezerv ve döneme ait
giriþlerin deðerlemesinden 85 milyon USD net
faiz ve kar payý elde edildiði gözlenmektedir.
Rezervin ve yýl içindeki gelir ve giderlerin tamamýnýn USD cinsinden olmamasý nedeniyle evalüasyon ve deðerleme farkýnýn 60 milyon USD
olarak gerçekleþmesi nedeniyle 2006 yýl sonu
çözümleme faaliyetlerine iliþkin rezerv 1,240
milyon USD’ye ulaþmýþtýr. Ancak bu rezervin
919 milyon USD’lik kýsmý çözümleme iþlemleri
sonuçlanmadýðý gerekçesiyle 2006 sonu itibarýyla bloke hesaplarda tutulmaktadýr24. Fonun
18 A.g. Baþkanlýk Oluru.
19 TMSF-Hazine Ýkrazen Borçlanma Sözleþmeleri.
20 A.g. Finansal Varlýk Yönetimine Dair Esaslar, md. 4.
21 A.g. Finansal Varlýk Yönetimine Dair Esaslar, md . 5, 8.
22 A.g. Faaliyet Raporu, TMSF Ekim-Aralýk 2006 Üç Aylýk Faaliyet Raporu, s. 3, TMSF web sitesi Üç Aylýk Raporlar
23 A.g. Faaliyet Raporu,, A.g. Ekim-Aralýk 2006 Üç Aylýk Faaliyet Raporu, s. 3.
24 A.g. Ekim-Aralýk 2006 Üç Aylýk Faaliyet Raporu, s. 29
32
Çözümleme rezervi.
SUNUM
kaynaklarýnýn yeterli olmamasý nedeniyle Hazine
kaynaklarýnýn kullanýlmýþ olmasýndan dolayý,
çözümleme faaliyetlerinden elde edilen gelir
ve tahsilatlardan Fonda tutulmasý gerekli görülenler dýþýndaki tutarlarýn Hazineye geri ödemelerde kullanýlmasý gerekliliði25 bulunmaktadýr.
Dolayýsýyla bu tür faaliyetlere iliþkin elde edilen
faiz ve kar payý gelirleri, zorunlu ya da planlanan
harcamalar için gerekli tutarlar çözümleme
rezervi olarak Fon bünyesinde bulunduðu
sürece elde edilebilmektedir. 2006 yýlý ortalama
çözümleme rezervi dikkate alýndýðýnda USD
bazýnda net % 8,8 (Brüt 10,3) oranýnda finansal
gelir elde edilmiþtir.
IX- Sonuç
Fon, kendisine verilen görev ve yükümlülükleri
yerine getirirken finansal varlýklarýný belirlediði
güvenlilik, likidite, karlýlýk ve verimlilik esaslarý
dahilinde nakit planlamasý yaparak;
• Mevduat sigortacýlýðý rezervlerinin deðerlemesinden 174 milyon USD,
• Çözümleme faaliyetleri rezervlerinin deðerlemesinden 85 milyon USD
olmak üzere 2006 yýlýnda toplam 259 milyon
USD net finansal gelir diðer bir ifadeyle faiz
ve kar payý elde edip, rezervlerini güçlendirerek
yýlý tamamlamýþ bulunmaktadýr.
25 TMSF-Hazine Müsteþarlýðý ikraz sözleþmeleri
Kaynakça:
• 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu, 5472 sayýlý Kanun
ile Deðiþik, 01/11/2005 tarihli ve 25983 sayýlý Resmi
Gazete.
• Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunun Kaynaklarý ve
Kaynaklarýn Kullanýmýna Dair Yönetmelik,
02/09/2006 tarihli ve 26277 sayýlý Resmi Gazete.
• Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Teþkilat
Yönetmeliði, 13/02/2006 tarihli 2006/10169 sayýlý
Bakanlar Kurulu Kararý.
• Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu 2006 Yýlý Faaliyet
Raporu, Yayýnlanacak.
• Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Kurumsal Geliþim
Planý 2006 Yýlý Deðerlendirmesi.
• Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu Finansal Varlýk
Yönetimine Dair Esaslar, 07/12/2006 tarihli ve 601
sayýlý Fon Kurulu Kararý.
Fon, kendisine verilen görev
ve yükümlülükleri yerine getirirken
finansal varlýklarýný belirlediði
güvenlilik, likidite, karlýlýk ve
verimlilik esaslarý dahilinde nakit
planlamasý yaparak;
• Mevduat sigortacýlýðý
rezervlerinin deðerlemesinden 174
milyon USD,
• Çözümleme faaliyetleri
rezervlerinin deðerlemesinden 85
milyon USD
olmak üzere 2006 yýlýnda toplam
259 milyon USD net finansal gelir
diðer bir ifadeyle faiz ve kar payý
elde edip, rezervlerini
güçlendirerek yýlý tamamlamýþ
bulunmaktadýr.
• Fon Mevcudunun Deðerlendirilmesi, 28/12/2006
tarih ve 440 sayýlý Baþkanlýk Oluru.
• TMSF-Hazine Ýkrazen Borçlanma Sözleþmeleri.
• TMSF Ekim-Aralýk 2006 Üç Aylýk Faaliyet Raporu,
TMSF web sitesi Üç Aylýk Raporlar.
33
HUKUK
ÝDARÝ ÝÞLEM KAVRAMI ve ÇEÞÝTLERÝ
ÝLE ÝDARÝ ÝÞLEMÝN UNSURLARI
Ýdari iþlemler, tek yanlý ve idarenin kamu kudretini kullanarak tesis ettiði hukuksal
iþlemlerdir; bunlar, idarenin iradesini açýklamasý ile hukuksal sonuçlarýný idare hukuku
alanýnda doðururlar; idari iþleme muhatap olan karþý tarafýn bu konuda iradesini açýklamasýna
gerek yoktur. Ýdari iþlemler birel olabileceði gibi, genel nitelikte düzenleyici bir iþlem de
olabilirler. Bir idari iþlemin içeriði kuralsaldýr, önceden yasalarla, ya da idari kurallarla
düzenlenmiþtir. Ýþlemle ilgili kiþiler, iþlemin içeriði üzerinde oynama yetkisine sahip deðildirler.
ÝDARÝ ÝÞLEM KAVRAMI:
Ýdari iþlemler, Anayasal sýnýrlar içinde “görev
ve yetki”leri haiz olan idarenin, yükümlülüklerini
yerine getirme ve özellikle kamu hizmetlerini
görebilmede sahip olduðu baþlýca vasýtalardan
biridir. Ýdari iþlem, idarenin tek yanlý hukuki
sonuç doðurmaya yönelik irade açýklamasýdýr.
Ancak belirtmek gerekir ki idarenin her iþlemi
idari iþlem deðildir. Çünkü idarelerin özel hukuka tabi iþlemleri de bulunmakta olup bu tür
iþlemler adli yargýda görülebilecek iþlemlerdir.
Ýdarenin özel hukuk hükümlerine tabi bir iþleminden sözedilebilmesi, ancak ortada özel hukuk alanýna giren yazýlý bir sözleþmenin bulunmasý halinde mümkün olup, idarenin sözleþme
aþamasýna kadar tesis ettiði, tek taraflý tasarruflarý idari iþlem niteliðindedir. (YARGITAY HUKUK
GENEL KURULU E. 2001/19-257 K. 2001/285 T. 21.3.2001)
Ýdari iþlemler, tek yanlý ve idarenin kamu kudretini kullanarak tesis ettiði hukuksal iþlemlerdir;
bunlar, idarenin iradesini açýklamasý ile hukuksal
sonuçlarýný idare hukuku alanýnda doðururlar;
idari iþleme muhatap olan karþý tarafýn bu konuda iradesini açýklamasýna gerek yoktur. Ýdari
iþlemler birel olabileceði gibi, genel nitelikte
düzenleyici bir iþlem de olabilirler. Bir idari
iþlemin içeriði kuralsaldýr, önceden yasalarla,
ya da idari kurallarla düzenlenmiþtir. Ýþlemle
ilgili kiþiler, iþlemin içeriði üzerinde oynama
yetkisine sahip deðildirler. Bir kimsenin memur
olmasý, bir kimseye vergi tahakkuk ettirilmesi,
bir memurun emekli olmasýnda olduðu gibi.
Yapýlan bu idari iþlemlerin amacý bir kamu hizmetinin görülmesine yönelik olmalý ve bunlarýn
tesislerinde kamu yararý gözetilmelidir.
Av. Tuðba Yaðcýoðlu ÇOLAK
Hukuk Ýþleri Daire Baþkanlýðý
Mütalaa Birimi
34
Görüldüðü üzere, idari iþlemin, kanuni bir tanýmý mevcut olmamakla birlikte, içtihatlar ve
doktrin vasýtasýyla idari iþlemin, tek yanlýlýk,
kanunilik, icrailik, kamu hukuku esaslarýna dayanýlarak yapýlma, hukuk aleminde deðiþiklik
meydana getirme, bir kamu hizmeti yükümlü-
lüðünün ifasý için ve idare örgütü içinde yer
alan bir makam tarafýndan yapýlma, idare hukuku alanýnda sonuç doðurma gibi nitelikleri
haiz olmasý gerektiði sonucuna ulaþýlmýþtýr.
Buna göre bir tasarruf veya kararýn idari iþlem
sayýlabilmesi için, bunun bir kamu kurumunca
ya da idare örgütü içinde yer alan bir idari
makamca verilmiþ olmasý ve idarenin idare
hukuku alanýnda gördüðü idari faaliyetlerle
ilgili bulunmasý gerekir. Diðer bir deyiþle, idarece
kullanýlan yetki ile donatýlan kamusal irade,
etki ve sonuçlarýný idare hukuku alanýnda
göstermelidir.
Ýdari iþlemlerin temel nitelik ve özelliklerinin
tek yanlýlýk, kanunilik ve uygulanabilirlik þeklinde
sýralanmasý, genel kabul görmüþ bir tasnif biçimidir. Ýnceleme konusu bakýmýndan önem
taþýyan, bu özelliklerden “uygulanabilirlik” niteliðidir. Tek yanlýlýk ve kanuniliðin doðal uzantýsý olarak, idarenin bir irade açýklamasý þeklinde
ortaya çýkan iþlemi, “uygulanabilir” olma yeteneðini içinde saklamaktadýr. Eski deyimle,
“icrai” olan idari iþlem, tek yanlý “yürütülebilir”
olma üstünlük ve ayrýcalýðýna sahiptir. Öte yandan, idarenin bilgi veren, uyaran ve iç yazýþma
niteliðindeki iþlemlerinin, yukarýda iþaret edilen
“idari iþlem” sayýlamayacaðý ve bir iptal davasýna konu yapýlamayacaðý hususunda öðreti ve
idari yargý kararlarýnda tam bir ittifak bulunmaktadýr.
2577 sayýlý Ýdari Yargýlama Usulü Kanunu,
öðretide “zýmni red” olarak nitelenen bir idari
davranýþ biçiminin de idari iþlem sayýlacaðýný
öngörmektedir. Anýlan kanunun “Ýdari Makamlarýn Sükûtu” baþlýklý 10 uncu maddesinin ikinci fýkrasýna göre, ilgililerin, haklarýnda idari
davaya konu olabilecek bir iþlem yapýlmasý için
idari makamlara baþvurmasý ve bu makamlarýn
altmýþ gün içinde sözkonusu talepler konusunda bir cevap vermemeleri durumunda, istek
reddedilmiþ sayýlacaktýr. Diðer bir deyiþle, idare-
HUKUK
nin altmýþ günlük bekleme süresi sonunda hâlâ
suskun kalmasý, talebi red doðrultusunda bir
iþlem tesis edildiði þeklinde kabul edilecektir.
Bu durumda, ilgililer, müteakip altmýþ gün
içinde idari yargý yerlerinde iptal davasý açacaklardýr. Kuþkusuz ki, bu maddede temas edilen
“zýmni red” iþleminin varlýðýndan söz edilebilmesi için, iptal davasýna konu yapýlabilecek,
kesin ve yürütülmesi gereken bir talebin de
bulunmasý, yani “zýmni red” sayýlabilecek iþlemin oluþumu için, yapýlacak baþvurularýn bu
sonucu doðurabilecek özellikleri taþýmasý gerekir. Ýnceleme konusunda olduðu gibi, salt kendisi hakkýnda daha önce idare tarafýndan tesis
edilen bir idari iþlemin gerekçesini öðrenme
istemini içeren bir yazýlý baþvurunun, idari davaya konu yapýlabilecek, kesin ve yürütülmesi
gereken bir idari iþlem olarak kabulü mümkün
deðildir. Söz konusu baþvurunun, 2577 sayýlý
Kanun’un 11 inci maddesi kapsamýnda idari
iþlemin kaldýrýlmasý, geri alýnmasý, deðiþtirilmesi
veya yeni bir iþlem yapýlmasý için üst makama
ya da iþlemi yapmýþ olan makama yapýlmýþ bir
baþvuru niteliðinde olmamasý nedeniyle; idarece
altmýþ gün içinde cevap verilmemesi sonucu,
iptal davasýna konu bir “zýmni red” iþleminin
oluþtuðundan söz edilemez.(Anayasa Mahkemesi
2004/26 E.-2004/52 K. Sayý ve 14.05.2004 tarih)
Bazý hallerde ise özel hukuk tüzel kiþilerinin
tek yanlý irade açýklamalarý idari iþlem olabilir.
Özel hukuk tüzel kiþileri bazý iþlemlerinde kamu
ayrýcalýðýný kullanýrlar.
Bir iþlemin idari iþlem olarak nitelendirilmesi
halinde hukuk düzeni bu duruma iki sonuç
baðlamaktadýr. Birincisi idare hukukuna tabi
olma diðeri ise idari yargýya tabi olmadýr.
ÝDARÝ ÝÞLEMLERÝN ÖZELLÝKLERÝ
(ÝCRAÝLÝK-RESEN ÝCRA EDÝLEBÝLÝRLÝK-HUKUKA
UYGUNLUK KARÝNESÝNDEN YARARLANMA)
Ýdareye yapýlan baþvurulara verilen cevaplar
icarilik ve tek taraflý olma özelliði taþýmamaktadýr. Danýþtay 7 nci Dairesi’nin E. 1997/2574
- K. 1998/2036 Sayýlý ve 26.5.1998 tarihli
kararýnda “Bilindiði üzere, idari davaya konu
olabilecek iþlemler idarenin tek yanlý, kesin ve
yürütülmesi zorunlu iþlemleridir. Belirli konularda bilgi edinmek için idareye sorulan sorular
ve yapýlan baþvurulara karþýlýk olarak idarenin
verdiði cevap ve açýklamalar, belirli bir hukuki
durumu ya da olguyu belirtmekle yetinen
"icrailik" niteliðinden yoksun iþlemlerdir. Bu
itibarla bu türden bir iþlemin idari bir davaya
konu edilmesi mümkün deðildir.” denilmektedir.
Bir iþlemin idari iþlem olarak
nitelendirilmesi halinde hukuk
düzeni bu duruma iki sonuç
baðlamaktadýr. Birincisi idare
hukukuna tabi olma diðeri ise
idari yargýya tabi olmadýr.
Bir idari iþlem mahkeme kararý
ile iptal edilene kadar hukuka
uygun olarak kabul edilmektedir.
Buna hukuka uygunluk karinesi
denir. Hukuka uygunluk
karinesinin bazý sonuçlarý vardýr.
Resen icra edilebilirlik: Ýdarenin bir tür ihkaký hak yetkisine sahip olmasý anlamýna gelir.
Ýdare aldýðý bir kararý icra edebilmek için mahkeme kararý alma veya icra dairesine baþvurma
ihtiyacý duymamaktadýr. Alýnan kararý bizzat
icra etmektedir. Ýdarenin resen icra yetkisi anayasal hak ve hürriyetler ile sýnýrlanmýþtýr. Ancak
kamulaþtýrma gibi istisnai bazý iþlemler konunun mahkemeye intikalini gerektirebilmektedir.
Hukuka Uygunluk Karinesinden Yararlanma:
Bir idari iþlem mahkeme kararý ile iptal edilene
kadar hukuka uygun olarak kabul edilmektedir.
Buna hukuka uygunluk karinesi denir. Hukuka
uygunluk karinesinin bazý sonuçlarý vardýr.
Bunlar:
1- Ýdari kararýn, hukuki sonuçlarý hakim kararýna
ihtiyaç duymaksýzýn, yargýsal denetimden
geçmeden, derhal ve kendiliðinden gerçekleþir.
2- Bir idari iþleme karþý -idari iþlem hukuka
uygunluk karinesinden faydalanacaðý içiniþlemin hukuka aykýrý olduðunu iddia eden
ispat mükellefiyetindedir.
Danýþtay 7 nci Dairesi’nin, E. 2002/4300- K.
2005/2763 sayýlý ve 16.11.2005 tarihli kararýnda idari iþlemin özellikleri sýralanmak suretiyle
“Ýdari rejimde, idari iþlemlerin, tesis edildikleri
anda kesin ve icrai nitelikte olduðu ve hukuka
uygunluk karinesinden yararlandýklarý; idari
yargý yerinin onamasýna baðlý olmaksýzýn
hüküm ve sonuçlarýný doðurduklarý” ifade
edilmiþtir.
3- Ýdare ile idari iþleme muhatap olan arasýnda
uyuþmazlýk çýkmasý halinde dava idareye karþý
açýlýr. Yani idare tüm idari davalarda davalýdýr.
Danýþtay 10 uncu Dairesi’nin E. 2002/5500K. 2003/1119 sayýlý ve 26.3.2003 tarihli kararýnda “..tek yanlý, kesin ve yürütülmesi zorunlu
idari iþleme karþý açýlan davada idari yargý
görevli iken, uyuþmazlýkta adli yargýnýn görevli
olduðundan bahisle verilen görev ret kararýnda
hukuki isabet bulunmamaktadýr. “ denilmektedir.
Ýcrailik: Ýdarenin iþlemlerinde muhataplarýn
rýzasýnýn alýnmasý gerekmediðini daha önce
ifade etmiþtik. Ýdare, iþlemlerini tek yanlý olarak
açýklar ve iradesini empoze eder. Bu güç kamu
yararýna dayanmaktadýr. Ancak her tek yanlý
iþlem icrailik özelliði arzetmeyebilir. Örneðin
teyit yazýlarý, hazýrlýk iþlemleri bu iþlemlerdendir.
4- Bir idari iþleme karþý dava açýlmasý o iþlemin
yürütmesini durdurmaz. Bu sonuç idari iþlemlerin icrailiði ilkesinin de bir sonucudur. Zira
dava açýlmakla idari iþlemin yürütmesinin kendiliðinden durmasý o iþlemin icrailiðinin önünde
büyük bir engel teþkil edecektir. Ancak idari
iþleme karþý dava açýlmasý halinde yürütmenin
35
HUKUK
Tespit edici idari iþlemler, takdir
yetkisinin kullanýlmasýný
gerektirmeyen ve hukuk
düzeninde deðiþiklik yaratmayan
iþlemlerdir. Hukuk düzenindeki
deðiþiklik idari iþlemin
yapýlmasýndan önce meydana
gelmiþtir. Bu tür idari iþlemler
mevcut durumu ortaya koyarlar.
durdurulmasýnýn talep edilmesi ve bu talebin
kabulü ile durdurulma imkaný bulunduðu gibi
vergi tarhý ile ilgili iþlemler istisna teþkil etmektedir.
ÝDARÝ ÝÞLEM TÜRLERÝ
- Tek yanlý ve Ýki yanlý iþlemler
- karma iþlem ve iþlemler dizisi olarak
gruplandýrýlabilir.
Sübjektif Ýþlemler ise belirli bir kiþi veya nesneyi
kendisi tarafýndan belirlenen bir hukuki duruma
sokmaktadýr. Ör:Yarýþma sýnavý sonuçlarý
Tek Yanlý ve Ýki Yanlý Ýþlemler:
2- Ýçeriklerine Göre: Emredici-Ýnþai-Tespit Edici
Ýdari Ýþlemler
Tek yanlý idari iþlemler idarenin tek taraflý irade
açýklamasý ile ve ilgililerin rýza ve muvafakatine
baðlý olmaksýzýn yaptýðý iþlemlerdir.
Tek yanlý idari iþlemler düzenleyici ve bireysel
idari iþlemler olmak üzere iki kategoriye ayrýlýrlar.
Düzenleyici (genel) idari iþlemlere "kural iþlem"
ya da "genel düzenleyici iþlem" de denir. Genel
iþlemlerle sürekli, soyut, nesnel ve genel durumlar belirlenir. Bunlar, hukuk düzenine yeni kural
getiren, ya da olan bir kuralý deðiþtiren veya
kaldýran iþlemlerdir. Bunlara en güzel örnek
yönetmeliklerdir. Kural iþlem bir kez uygulanmakla tükenmez, kiþisel deðildir, kapsamýna
giren kiþi, nesne ve olaylara sürekli olarak
uygulanýr.
Bireysel (Birel) idari iþlemlere gelince, bunlar
genel düzenleyici iþlemlerin, belli bir kiþiye ya
da olaya uygulanmasý sonucu ve yalnýz bunlar
için geçerli bir durum yaratan iþlemlerdir. Bunlara bireysel iþlemler de denir. Nesnel olan genel iþlemlere karþýn, birel iþlemlerin tümü özel
niteliktedir; hem öznesi, hem de özne için yarattýðý durum bellidir. Ör: Geçici görevlendirme
Bu iki iþlem türü arasýndaki farklýlýklara gelince;
• Genel düzenleyici iþlemlerin Anayasa ve
yasalarda belirlenen organ ve makamlarca
yapýlabilmelerine karþýn, bireysel idari iþlemi,
her idari makam yapabilir.
• Genel düzenleyici iþlemler yayýn veya ilan,
bireysel iþlemler ise bildirim veya teblið yolu
ile ilgililere duyurulur.
• Genel düzenleyici iþlemler, kural olarak devamlýlýk arzetmekle beraber her zaman deðiþtirilip kaldýrýlabildiði halde; bireysel iþlemler, ilga
edilinceye kadar geçerli olup kaldýrýlmasý ve
geri alýnmasý bazý koþullara baðlanmýþtýr.
• Bireysel iþlemlere karþý dava belirli süre ile
sýnýrlý olduðu halde, genel düzenleyici iþlemlere
karþý her zaman hukuka aykýrýlýk itirazýnda bulunulabilmektedir.
Bireysel Ýþlemler 7 ayrý açýdan tasnif edilirler:
1- Maddi Açýdan: Þart Ýþlemler- Sübjektif
Ýþlemler: Þart iþlemler bir kiþiyi önceden hukuki
36
yapýsý belirlenmiþ bir statüye sokan genel
nitelikli ve kiþilik dýþý iþlemlerdir.Yaratýlan mevcut
sta-tünün içine giren herkes için ayný sonucu
do-ðuran iþlemdir. Ör: bir göreve atama, Yurt
dýþý çýkýþ yasaðý konulan kiþinin durumu
Bu ayrým idari iþlemleri meydana getirecekleri
hukuki sonuç açýsýndan tasnif etmektedir. Emredici idari iþlemler muhatabýna bir þeyi yapma
veya yapmama konusunda olumlu veya olumsuz davranma yükümü getirmektedir. Kamu
düzenini saðlamaya yönelik her türlü iþlem bu
gruba girer.
Ýnþai Ýdari Ýþlemler, belli bir hakký veya hukuki
iliþkiyi kuran, deðiþtiren veya ortadan kaldýran
iþlemlerdir. Ör: azil, onay
Tespit edici idari iþlemler, takdir yetkisinin kullanýlmasýný gerektirmeyen ve hukuk düzeninde
deðiþiklik yaratmayan iþlemlerdir. Hukuk düzenindeki deðiþiklik idari iþlemin yapýlmasýndan
önce meydana gelmiþtir. Bu tür idari iþlemler
mevcut durumu ortaya koyarlar. Ör: maaþ
bordro dökümü verilmesi gibi
3- Muhataplarý Üzerindeki Etkilerine Göre:
Yararlandýrýcý-Yükümlendirici idari iþlemler
Yararlandýrýcý idari iþlemler:
Kiþinin hukuki an-lamda hareket alanýný
geniþleten, bir hak sað-layan, yükümlülüðü
kaldýran veya hak kuvvet-lendiren iþlemlerdir.
Ör: memur atanmasý
Yükümlendirici idari iþlemler: Kiþinin hareket
alanýný daraltan ve lehe olan iþlemlerden yararlanmasýna engel teþkil eden iþlemlerdir.
Ör: Memurun görevden azli
4- Açýklanan Ýradenin Sayýsý ve Usulü
Bakýmýndan: Basit- Kollektif -Karma
Basit Ýdari þlemler:
Ýdari makamýn tek irade açýklamasýyla
gerçekleþir. Ör: disiplin cezasý verilmesi
Kollektif þlemler: Birden fazla iradenin ayný
anda ve ayný yönde açýklanmasý ile meydana
gelir. Ör: Fon Kurulu kararlarý
Karma Ýdari Ýþlemler: Ayný yönde ayný konuda
ve ayný amaca yönelik olarak birden fazla
iradenin belli bir sýra izlenerek açýklanmasýdýr.
Ör: Baþkanlýk onayý
HUKUK
5- Açýklanan Ýradenin Þekline Göre Tasnif:
Sarih kararlar- Zýmni Kararlar
Sarih kararlar:
Anlamý ve konusu açýkça anlaþýlan ve genellikle
yazýlý olan kararlardýr.
Zýmni kararlar: Ýdarenin susmasý ve hiçbir irade
beyanýnda bulunmamasý halinde zýmni red
veya zýmni kabul gibi sonuçlar doðmaktadýr.
ÝYUK madde 10 ile getirilen düzenleme idarenin
knedisine baþvurulmasý halinde 60 gün süre
ile sessiz kalmasý durumunda zýmnen kabul
etmiþ olacaktýr. Zýmni kabul çeþitli yasalarda
ve belli hallerde düzenlenmiþtir. Belediye
Kanununa göre mahalli en büyük mülki amir
tarafýndan onaylanmasý gereken belediye
bütçesi bir hafta içinde onaylanmazsa artýk
onaylanmýþ sayýlmaktadýr.
6- Ýsteðe Baðlý Olup Olmama Bakýmýndan
Tasnif: Ýsteðe Baðlý -Ýsteðe Baðlý Olmayan
Ýþlemler
Bu kriter idari iþlem ve kararýn ilgilisi açýsýndan
getirilmiþ olup ilgilisinin isteðine baðlý olmayan
iþlemler tek yanlý icra edilebilir iþlemlerdir. Ýsteðe
baðlý olan iþlemler ilgilinin talebi üzerine gerçekleþen ve kendiliðinden düzenlenmesi mümkün
olmayan iþlemlerdir.
7- Ýcrai Olup Olmamalarýna Göre: Ýcrai ÝþlemlerÝcrai Omayan Ýþlemler
Ýcrai iþlemler ilgilinin kabulüne ve iradesine
ihtiyaç olmaksýzýn idarenin tek yanlý iradesi ile
doðan ve ilgili hakkýnda kurucu deðiþtirici ve
ortadan kaldýrýcý hukuki deðiþiklikler yaratan
idari iþlemlerdir.
Ýcrai olmayan idari iþlemler ise, idarenin belli
konu ve sorunlara iliþkin açýklayýcý olan, tavsiye
niteliði taþýyan iþlemleridir. Bu iþlemler icrai
özellik arzetmeyip, hazýrlayýcý iþlemler ve bilgilendirme amaçlý, teyit edici iþlemler ile enformel
iþlemlerdir. Ör: Kurum içi duyurular, tutanaklar,
görüþler, raporlar v.s.
Ýki Yanlý Ýdari iþlemlerin hukuksal sonuç doðurabilmesi için ise bir tarafýn irade açýklamasý
yeterli deðildir; birden çok iradenin açýklanmasý
ve ortak hukuki sonuç için uyuþmasý gerekir.
Ýdari sözleþmeler iki yanlý iradi iþlemlerdir. Ör:
yemek veya taþýma firmasý ile yapýlan anlaþma
Ýki yanlý iþlemler ortaklaþa iþlem veya birleþme
iþlem þeklinde de belirebilir.
- Ortaklaþa iþlemlerden bahsedebilmek için;
bir kurulun karar alabilmesi maksadýyla, kurul
üyelerinin karar alma yeter sayýsý kadar, ayný
doðrultuda iradelerini açýklamýþ olmalarý gerekir.Ör: Fon Kurulu Kararlarý
- Birleþme iþlemler ise, birbirinden ayrý, fakat
birbirini tamamlayan ve sonradan birleþerek,
hukuk düzeninde tek bir iþlem olarak görünen
iþlemlerdir. Örneðin, yerel yönetimlerin bazý
iþlemlerinin ancak vesayet makamýnýn bunlarý
onaylamasýyla hayatiyet kazanabilmesi gibi.
Bu tür iþlemlere zincir iþlemler de denir.
Yetki, Ýdari makamlarýn
görevlendirdikleri alanlarda,
görevleriyle ilgili olarak, devlet
adýna tasarrufta bulunma yetenek
ve iktidarýdýr. Ýdari iþlemin yetki
unsuru kiþi, yer, konu, yetki ve
zaman yönünden belirli bir bir
iþlemi yapabilme ehliyetidir.
Karma Ýþlemler, Ýþlemler Dizisi:
Ýdari iþlem genellikle birden çok faaliyet ve iþlemden oluþan bir bütündür. Yönetsel iþlemi
oluþturan irade zaman içinde hazýrlanýr, tamamlanýr ve uygulamaya konur. Ýdari kararlar,
bir zaman dilimi içinde yer alýr. Buna süreç de
denir. Yönetsel iþlemlerin baþlangýç, tamamlanma ve uygulama evrelerinden söz edilir.
Kimi idari iþlemlerde, ayný süreç içerisinde birden çok karar organýnýn iþbirliði söz konusudur.
Yerel yönetim organlarý kararlarýnýn vesayet
otoritesinin onayýndan sonra yürürlüðe girmesi
biçiminde tanýmlanabilecek bir süreçte, iki ayrý
fakat birbirini tamamlayan bir iþlem, söz konusudur. Bu süreçte yer alan iþlemleri farklý nitelikte organlar yaptýklarýndan, bu tür iþlemlere
karma iþlemler denir.
Birbirini takip eden bir dizi idari iþlem yapýldýðýnda bunlarýn bir kýsmý asýl iþlem, bir kýsmý
ise ara iþlem veya yardýmcý iþlem olarak nitelendirilir. Bu tür iþlemler arasýnda iþbirliðinin
sonucu olarak, dizide yer alan iþlemlerden
birindeki hukuka aykýrýlýk, sonra gelen iþlemi
de etkiler. Bir önceki iþlem bir sonraki iþlemin
hukuksal nedenidir. Ayný zamanda iþlemler
arasýndaki sýralamadan oluþan bir deðiþiklik
ya da sýranýn atlanmasý da önemli yöntem
bozukluðu anlamýna gelir. Örneðin "belediye
kurulmasý, baþka bir belediye ile birleþilmesi
ya da bir beldenin bir kýsmýnýn komþu belediyeye katýlmasý gibi iþlemler kuramda ve uygulamada zincir iþlemler diye adlandýrýlan ve amaç
iþlemin oluþumuna kadar ayný ya da deðiþik
merci ve organlarýn irade açýklamalarýný gerektiren iþlemlerdir. Ýþlemler dizisinde yer alan "
ara iþlemler" kural olarak baðýmsýz sayýlmazlar.
Bunlara karþý asýl iþlemden önce ve ayrý iptal
davasý açýlamaz.
ÝDARÝ ÝÞLEMÝN UNSURLARI
Yetki Unsuru:
Yetki, Ýdari makamlarýn görevlendirdikleri
alanlarda, görevleriyle ilgili olarak, devlet adýna
tasarrufta bulunma yetenek ve iktidarýdýr. Ýdari
iþlemin yetki unsuru kiþi, yer, konu, yetki ve
zaman yönünden belirli bir bir iþlemi yapabilme
ehliyetidir. Ýdari iþlemin irade açýklamaya yetkili
37
HUKUK
Kiþi, konu, yer ve zaman
bakýmýndan yetki kurallarýna riayet
edilmeksizin gerçekleþtirilen idari
iþlem, yetki yönünden geçersiz bir
idari iþlemdir. Yetki yönünden
geçersiz idari iþlemler fonksiyon
gaspý, yetki gaspý, yetki tecavüzü
olarak sayýlabilir. Bu hallerde idari
iþlemin yokluðunun tespiti veya
iptali yönünde dava açýlmasý
olanaðý bulunmaktadýr.
kiþi tarafýndan yetkili olduðu dönemde ve
alanda yapýlmasý gerekmektedir. Anayasamýzýn
123 üncü maddesinin birinci fýkrasýna göre
idarenin görevleri kanunla düzenlendiðinden,
idare ancak Anayasa ve kanunlarýn kendisine
býraktýðý alanlarda faaliyet gösterebilecektir.
Kiþi yönünden yetki; yetkiyi kullanacak olan
idari makamý ya da organý, konu yönünden
yetki; belli konulara iliþkin kararlarýn belli makamlar tarafýndan alýnacaðýný, zaman yönünden yetki; yetkinin kullanýlabileceði zaman dilimini, yer yönünden yetki ise yetkinin kullanýlabileceði coðrafi alaný ifade eder.
Kiþi, konu, yer ve zaman bakýmýndan yetki
kurallarýna riayet edilmeksizin gerçekleþtirilen
idari iþlem, yetki yönünden geçersiz bir idari
iþlemdir. Yetki yönünden geçersiz idari iþlemler
fonksiyon gaspý, yetki gaspý, yetki tecavüzü
olarak sayýlabilir. Bu hallerde idari iþlemin
yokluðunun tespiti veya iptali yönünde dava
açýlmasý olanaðý bulunmaktadýr.
Þekil Unsuru:
Þekil unsuru idari iþlemin esaslý unsurudur. Þekil ile ilgili olarak bir düzenleme bulunmamakla
beraber bazý idari tasarruflarýn þekil þartý özel
olarak düzenlenmiþtir. (Ör: Ýhaleler ile ilgili þekil
þartlarý açýkça düzenlenmiþtir.) Özel hukuktakinin aksine idare hukukunda þekil serbestisi
ilkesi geçerli deðildir.
Kaynakça:
1- KALABALIK, Halil, Ýdare Hukuku
Dersleri, Deðiþim Yayýnlarý, 2004
2- GÖZÜBÜYÜK-DÝNÇER, Ýdari
yargýlama Usulü, Turhan Kitabevi,
1996
3- GÖZLER, Kemal, Ýdare Hukukuna
Giriþ, Ekin Kitabevi Yayýnlarý, 2002
4- GÜNDAY, Metin, Ýdare Hukuku,
Ýmaj Yayýncýlýk, 2002
5- AKYILMAZ, Bahtiyar, Ýdari Ýþlemin
Yapýlýþ Usulü, Ankara 2000
6- ONAR, Sýddýk Sami, Ýdare
Hukukunun Umumi Esaslarý, Ýstanbul
1966
7- GÖZÜBÜYÜK, Þeref- AKILLIOÐLU,
Tekin, Yönetim Hukuku, Turhan
Kitabevi, Ankara 1996
8- ÖZAY, Ýl Han, Günýþýðýnda
Yönetim, Alfa Yayýnlarý, Ýstanbul 1994
38
Ýdari iþlemlerde yazýlý olmak ve yetkili tarafýndan
imza edilmiþ olmak kuraldýr. Zýmni red ( ÝYUK
madde 10) istisna teþkil eder. Bazý idari iþlemlerde ise þekil þartlarý iþlemin uygulanabilirliðini
doðrudan etkilemektedir. Örneðin ilaný gereken
idari iþlemlerin ilan edilmemesi halinde o iþleme
baðlý tüm diðer iþlemler geçersiz hale geleceði
gibi uygulama açýsýndan yok olma sonucu da
doðacaktýr.
Usul Unsuru:
Ýdari iþlemin özünü oluþturan iradenin, idari
iþlemi oluþtururken izleyeceði yollar usul unsurunu oluþturmaktadýr. Bazý idari iþlemler teklif
alýmýyla (Valinin, Ýçiþleri Bakanlýðý teklifi ile
atanmasý gibi), bazý iþlemler savunma alýnmasýyla (disiplin tasarruflarý gibi), bazýlarý baþka
bir makama danýþýlarak görüþ alýnmasý suretiyle
alýnacaktýr. Usul kurallarý idari iþlemin doðruluðunu saðlamakla birlikte, idareyi objektif davranmaya yöneltmektedir. Ancak, usul kurallarý
idari iþlemlerin daha aðýr gerçekleþmesine yol
açmakta ve bürokrasi yaratmaktadýr.
Usul kurallarýna aykýrý iþlem tesisi halinde idari
iþlem usul yönünden geçersiz olacak ve bahse
konu iþleme karþý iptal yaptýrýmý uygulanmasý
imkaný bulunmaktadýr.
Sebep Unsuru:
Ýdari iþlemden önce mevcut bulunan, idareyi
o iþlemi yapmaya sevk eden kamu yararýnýn
saðlanmasýný hedefleyen etken ve nedenlerdir.
Ýdari iþlemin sebep unsuru, maddi bir olay olabileceði gibi hukuki bir iþlem de olabilir. Bazý
idari iþlemlerin sebep unsurlarý “kamu düzeni”,
“kamu yararý”, “ihtiyaç” gibi ifadelere baðlanmýþ olup geniþ bir takdir yetkisi getirir. Ýdarenin
gösterdiði sebep geçersiz bir sebep ise, sebebin
hukuki tavsifinde yanýlma söz konusu olmuþ
ise veya sebep unsuru ile konu unsuru arasýnda
ölçülülük söz konusu deðilse idari iþlemin içeriðine göre yokluk ve iptal yaptýrýmý açýsýndan
deðerlendirme yapýlmasý gerekecektir.
Konu Unsuru:
Ýdari iþlemin konu unsuru, o iþlemin hukuk
düzeninde meydana getirdiði deðiþikliði ifade
eder. Örneðin memur atama iþleminin konusu
kiþinin memur statüsüne sokulmasýdýr. Ýdari
iþlemlerin konu unsuru bakýmýndan geçerli
olabilmesi konunun mümkün ve yasal olmasýna
baðlýdýr. Ýdare hukukunda sözleþme serbestisi
ilkesi söz konusu olmadýðý için idari iþlemlerde
konu genellikle yasa ile tespit edilmiþtir.
Ýdarenin belli þart ve durumlarýn meydana
gelmesi halinde belli bir kararý alýp almamak
veya kanunda öngörülen deðiþik çözümler
arasýnda bir seçim yapmak konusunda tanýnan
serbestiye ya da belirli bir konuda karar alabilmek için hangi þart ve durumlarýn ortaya çýkmasý gerektiðini tespit imkanýna sahip olmasýdýr.
Devlet hayatýnýn pratik zorluklarý, kamu hizmetinin sürekliliði, idarede etkinlik ve verimliliðin
saðlanmasý idareye takdir yetkisi tanýnmasýný
zorunlu kýlar.
Maksat Unsuru:
Tüm idari iþlemlerin yönelmesi gereken amaç
yani idari iþlemin nihai sonucu, kamu yararýnýn
saðlanmasýdýr. Maksat unsurunun hukuka uygunluðu, meydana getirdiði sonucun hukuka
uygunluðuna baðlýdýr. Þahsi veya siyasi amaç
güdülmüþ olan idari iþlemler ile amacýn aþýldýðý
idari iþlemler hukuka aykýrý olacaktýr.
Ýdari iþleme karþý iptal istemiyle dava açýlabilmesi
sayýlan unsurlardan birinin sakatlýðý yanýnda
Danýþtay 4 üncü Dairesi’nin E. 1998/4054- K.
1998/3514 sayýlý ve 8.10.1998 tarihli kararýnda
da ifade edildiði üzere “genel düzenleyici idari
iþlemlere karþý dava açma ehliyetinin bulunmasý
için davacýnýn hukukunun etkilendiði ve zarara
uðradýðý þeklinde belirlenen bir menfaat alakasýnýn tespiti” ne baðlýdýr.
HUKUK
YÜRÜTMENÝN DURDURULMASI
Yürütmenin durdurulmasý kararý, sadece iþlemin yürütmesini durdurmakla beraber, aynen
iptal kararýnda olduðu gibi, iþlemin yapýlmasýndan önceki durumu geri getirir. Fakat iþlem
hukuken varlýðýný devam ettirmektedir. Ýptal kararlarý, iptal konusu tasarrufun unsurlarýndaki
sakatlýklarýn tasarrufun doðuþunda mevcut olmasý dolayýsýyla hukuki bir durum yaratmadýðýný,
hukuk aleminde bir deðiþiklik meydana getirmediðini gösterirler.
Ýdare, idare edilenlere nazaran üstün hak ve
yetkilere sahiptir, kamu hizmetlerini de bu üstün
hak ve yetkilerini kullanarak aldýðý kararlarla yürütmektedir.
Ýdarenin almýþ olduðu hukuk dilinde “idari iþlem”
adý verilen bu kararlar hiçbir makam ve kuruluþun
iznine, aracýlýðýna ya da onayýna gerek olmaksýzýn,
kendiliðinden yürütülme özelliðine sahiptirler.
Ýdari iþlemlerin bu özelliðe sahip olabilmeleri
için hukuka uygun olmalarý gerekmemekte, idare
tarafýndan geri alýnýncaya veya yargý yerlerince
iptal edilinceye kadar yürütülmesi zorunlu (icrai)
olma özelliklerini sürdürmektedirler.
Bu sebeple unsurlarýndan biri ya da birkaçý ile
hukuka aykýrý olduklarý ileri sürülerek bir idari
davaya konu edilen idari iþlemler, dava sonuçlanýncaya kadar idare tarafýndan uygulanmakta
ve tüm hukuki sonuçlarýný doðurmaktadýr. Böyle
bir durumda idari iþlemlerin ileride telafisi güç
veya imkansýz sonuçlar doðurmasýna engel olabilmek için idari yargýya bazý koþullarýn gerçekleþmesine baðlý olarak, idari davaya konu edilen
iþlemin yürütülmesinin durdurulmasýna karar
verme yetkisi tanýnmýþtýr.
Yürütmenin durdurulmasý kararý, hukuka aykýrýlýk
iddiasý ile iptal davasýna konu edilmiþ bir idari
iþlem hakkýnda yetkili yargý mercinin “kanunilik
karinesini” geçici olarak askýya alan, iþlemin uygulanmasýný erteleyen, koruyucu tedbir niteliðinde bir yargýsal iþlemdir.
Yürütmenin durdurulmasý kararý, sadece iþlemin
yürütmesini durdurmakla beraber, aynen iptal
kararýnda olduðu gibi, iþlemin yapýlmasýndan
önceki durumu geri getirir. Fakat iþlem hukuken
varlýðýný devam ettirmektedir. Ýptal kararlarý, iptal
konusu tasarrufun unsurlarýndaki sakatlýklarýn
tasarrufun doðuþunda mevcut olmasý dolayýsýyla
hukuki bir durum yaratmadýðýný, hukuk aleminde
bir deðiþiklik meydana getirmediðini gösterirler.
Ýptal davasýnda idari kararýn iptal edilmesi halinde
bu karar ve bu kararda doðmuþ olan hukuki
durum ortadan kalkmýþ olur.
Ýdare Hukukundaki yürütmenin durdurulmasý
müessesesi 2577 Sayýlý Ýdari Yargýlama Usulü
Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenmiþtir.
27. Madde; “1. Danýþtayda veya idari mahkemelerde dava açýlmasý dava edilen idari iþlemin yürütülmesini durdurmaz.
2. Danýþtay veya idari mahkemeler, idari iþlemin
uygulanmasý halinde telafisi güç veya imkansýz
zararlarýn doðmasý ve idari iþlemin açýkça hukuka
aykýrý olmasý þartlarýnýn birlikte gerçekleþmesi
durumunda gerekçe göstererek yürütmenin
durdurulmasýna karar verebilirler.
3. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuþmazlýklardan
doðan davalarýn açýlmasý, tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve
bunlarýn zam ve cezalarýnýn dava konusu edilen
bölümünün tahsil iþlemlerini durdurur. Ancak,
26’ ncý maddenin 3’üncü fýkrasýna göre iþlemden
kaldýrýlan vergi davasý dosyalarýnda tahsil iþlemi
devam eder. Bu þekilde iþlemden kaldýrýlan dosyanýn yeniden iþleme konulmasý ile ihtirazi kayýtla
verilen beyannameler üzerine yapýlan iþlemlerle
tahsilat iþlemlerinden dolayý açýlan davalar, tahsil
iþlemini durdurmaz. Bunlar hakkýnda yürütmenin
durdurulmasý istenebilir.
4. Yürütmenin durdurulmasý istemli davalarda
16’ncý maddede yazýlý süreler kýsaltýlabileceði
gibi, tebliðin memur eliyle yapýlmasýna da karar
verilebilir.
5. Yürütmenin durdurulmasý kararlarý teminat
karþýlýðýnda verilir; ancak, durumun gereklerine
göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasýnda
teminata iliþkin olarak çýkan anlaþmazlýklar, yürütmenin durdurulmasý hakkýnda karar veren
daire, mahkeme veya hakim tarafýndan çözümlenir. Ýdareden ve adli yardýmdan faydalanan
kimselerden teminat alýnmaz.
6. Yürütmenin durdurulmasý istemleri hakkýnda
verilen kararlar; Danýþtay dava dairelerince verilmiþse konusuna göre Ýdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarýna, bölge idare mahkemesi kararlarýna karþý en yakýn bölge idare mahkemesine,
Avukat Þule ASLAN
Hukuk Ýþleri Dairesi Mütalaa Grubu
39
HUKUK
Yürütmenin durdurulmasý
kararlarý kural olarak teminat
karþýlýðýnda verilmektedir. Ancak
27. maddenin 5 nci fýkrasýyla,
yürütmenin durdurulmasý için
teminat istenmesi “durumun
gereklerine” baðlý tutulduðundan,
yargý yeri, davanýn durumuna ve
niteliðine göre teminat
istemeksizin de yürütmenin
durdurulmasýna karar
verebilmektedir.
idare ve vergi mahkemeleri ile tek hakim tarafýndan verilen kararlara karþý bölge idare mahkemesine, çalýþmaya ara verme süresi içinde ise idare
ve vergi mahkemeleri tarafýndan verilen kararlara
en yakýn nöbetçi mahkemeye veya kararý veren
hakimin katýlmadýðý nöbetçi mahkemeye kararýn
tebliðini izleyen günden itibaren yedi gün içinde
bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir.
Ýtiraz edilen merciler dosyanýn kendisine geliþinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadýr. Ýtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
7. Yürütmenin durdurulmasý kararý verilen dava
dosyalarý öncelikle incelenir ve karara baðlanýr.”
düzenlemesini getirmektedir.
Danýþtay’ýn yerleþmiþ içtihatlarýna göre, yürütmenin durdurulmasý kararlarý dava konusu idari
iþlemin uygulanmasýný durduran, baþka bir deyimle onun icrailik niteliðini askýya alan ve söz
konusu iþlemin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini saðlayan geçici nitelikte kararlardýr. Eðer bireysel bir idari iþlemin yürütülmesi
durdurulmuþ ise idare bireyin eski hukuki durumunu kazanmasý için gereken iþlemleri yapmakla
yükümlüdür.
Anayasanýn 138/sonuncu ve 2577 sayýlý Kanunun
28’nci maddelerine göre yürütmenin durdurulmasýna iliþkin kararlar iptal kararlarý gibi idarece
uyulmasý ve bu kararlarýn gereklerine göre iþlemde veya eylemde bulunulmasý gereken yargýsal
kararlardýr, aþaðýda belirtilen iki Danýþtay kararý
da bu hususu teyit eder niteliktedir.
Danýþtay 6. Dairesinin 17.03.1998 gün ve
E:1997/1142, K:1998/1566 sayýlý kararýnda
“Parselasyon iþlemine karþý açýlan davada, mahkemece yürütmenin durdurulmasýna karar verilmesine karþýn, karar gereðinin yerine getirilmemesi,
idare yönünden hizmet kusuru olup, bu durum
onun sorumluluðunu gerektirir” denilmekte,
Danýþtay 10. Dairesinin 05.05.1997 gün ve
E:1995/216, K:1997/1560 sayýlý kararýnda da
“Ýdare mahkemesince verilen yürütmenin durdurulmasýna iliþkin kararlar, dava konusu iþlemi,
tesis edildiði tarihten itibaren hukuk aleminden
kaldýrýr. Bu durumda, iþlem öncesi hukuksal durum yeniden geri gelir.” denilmektedir.
Yürütmenin durdurulmasý ancak açýlan bir iptal
davasý içerisinde istenebilmekte, dava açýlmadan
herhangi bir iþlemin doðrudan doðruya yürütmesinin durdurulmasý talebiyle yargý yerlerine
müracaat edilememektedir. Yargý yerleri de yürütmenin durdurulmasý konusunda kendilerinden
bir talepte bulunulmamýþ ise bu konuyu re’sen
inceleyememektedir.
Kanun, yürütmenin durdurulmasý isteminde bulunmanýn sayýsý konusunda herhangi bir kýsýtlama
getirmemiþtir. Bu nedenle de dava sonuçlanýncaya kadar her zaman ve tekrardan yürütmenin
40
durdurulmasý talep edilebilmektedir.
2577 Sayýlý Kanunun 27’nci maddesinin 2’nci
fýkrasý, bir idari iþlemin yürütmesinin durdurulabilmesini iki þarta baðlý tutmuþ olup, bunlar;
- idari iþlemin uygulanmasý halinde telafisi güç
veya imkansýz zararlarýn doðmasý,
- idari iþlemin açýkça hukuka aykýrý olmasý
halleridir.
Ancak bu þartlardan yalnýzca birinin varlýðý yürütmenin durdurulmasý kararý verebilmek için yeterli
olmamakta, bu iki þartýn birlikte gerçekleþmesi
gerekmektedir. Ýdari yargý yeri idari iþlemin uygulanmasý halinde telafisi güç veya imkansýz zararlarýn doðma olasýlýðýnýn bulunup bulunmadýðýný,
dava konusu iþlemin davacýnýn hukukunda meydana getireceði deðiþiklikleri, bu deðiþikliklerin
etki ve sonuçlarýný araþtýrarak saptamaya çalýþmaktadýr. Yürütmenin durdurulmasýna karar
verebilmesi için, bu olasý zararýn giderilmesinin
imkansýz olmasý gerekmemekte, olaðan koþullarla saðlanamayacak olmasý yani güç olmasý
da yeterli olmaktadýr.
Ýþlemin uygulanmasý halinde, muhatabýnýn maddi veya manevi yönden “zor durumda” kalmasý
ve bu zor durumun “tahammül edilmesi güç
aðýrlýkta olmasý” Kanunun kabul ettiði “giderilmesi güç veya imkansýz zarar” deyiminin objektif
niteliðini belirlemektedir. Hukuka aykýrýlýk ise
yalnýzca kanuna ve mevzuata aykýrýlýk hali deðil,
daha geniþ ve genel bir kavram olup eþitlik,
adalet, hak ve nasafet kurallarýný da içine alan
bir kavramdýr.
Yürütmenin durdurulmasý kararlarý kural olarak
teminat karþýlýðýnda verilmektedir. Ancak 27.
maddenin 5 nci fýkrasýyla, yürütmenin durdurulmasý için teminat istenmesi “durumun gereklerine” baðlý tutulduðundan, yargý yeri, davanýn
durumuna ve niteliðine göre teminat istemeksizin de yürütmenin durdurulmasýna karar verebilmektedir.
Kanunun 3 üncü fýkrasý 1 inci fýkradaki “idari
davanýn açýlmasý veya kanun yollarýna baþvurulmasý idari iþlemin yürütülmesini durdurmaz”
yolundaki genel kurala bir istisna getirmekte
olup, bu istisna, vergi mahkemelerinde vergi
uyuþmazlýklarýndan doðan davalarýn açýlmasýyla,
tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri
mali yükümlülüklerin ve bunlarýn zam ve
cezalarýnýn dava konusu edilen bölümünün
tahsil iþlemlerinin otomatik olarak durmasýdýr.
2577 Sayýlý Kanunun 27 inci maddesinin ilk düzenlemesinde yürütmenin durdurulmasý kararlarýna karþý baþka bir yargý yerine itiraz yolu kapalýydý. Ancak taraflarýn yürütmenin durdurulmasý
kararlarýna karþý, kararý veren yargý yerlerine
müracaatla, eðer ki yürütmenin durdurulmasý
isteminin kabulü yolunda bir karar var ise bu
HUKUK
yoldaki kararýn kaldýrýlmasýný, eðer ki yürütmenin
durdurulmasý isteminin reddi yolunda bir karar
var ise, istemin yeniden incelenmesini talep etmeleri mümkün bulunmaktaydý. Bu durum yine
devam etmekle birlikte, 27 inci maddeye ek bir
fýkra eklenmesine dair 10.04.1990 gün ve 3622
sayýlý Kanunun 10 uncu maddesiyle olaya yeni
bir boyut getirilmiþ ve yürütmenin durdurulmasý
istemlerine iliþkin olarak verilen “red” ya da
“kabul” yolundaki kararlara karþý baþka bir yargý
yerinde itiraz yolu açýlmýþtýr.
Yapýlan yeni düzenlemeyle; yürütmenin durdurulmasý istemleri hakkýnda verilen kararlar, Danýþtay
dava dairelerince verilmiþse konusuna göre Ýdarî
veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarýna, bölge idare mahkemesi kararlarýna karþý en yakýn
bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafýndan verilen kararlara
karþý bölge idare mahkemesine, çalýþmaya ara
verme süresi içinde ise idare ve vergi mahkemeleri
tarafýndan verilen kararlara en yakýn nöbetçi
mahkemeye veya kararý veren hâkimin katýlmadýðý
nöbetçi mahkemeye itiraz edilebilmektedir.
Davanýn açýldýðý yargý yerince yürütmenin durdurulmasý istemi hakkýnda verilen red ya da kabul
yolundaki kararlara karþý yapýlacak itirazýn süresi
kararýn taraflara tebliðini izleyen günden baþlamak üzere yedi gündür. Ýtiraz ancak bir defa
yapýlabilmektedir. Danýþtay Ýdari Dava Daireleri
Genel Kurulunun 17.10.1997 günlü YD. Ýtiraz
no:1997/612 sayýlý “Yürütmenin durdurulmasý
istemleri hakkýnda verilen kararlara karþý yapýlan
itiraz üzerine verilen kararlar kesindir.” kararýnda
da belirtildiði gibi itiraz üzerine verilen kararlar
kesin olup, bu kararlara karþý tekrardan itiraz
mümkün bulunmamaktadýr. Ayrýca itiraz edilen
merciler, dosyalarýn kendilerine geliþinden itibaren
yedi gün içinde itirazý sonuçlandýrmak zorundadýrlar.
Yargý yerince verilen yürütmenin durdurulmasý
kararý, uyuþmazlýðýn çözümüne iliþkin nihai karar
verilinceye kadar geçerli olmaktadýr. Ancak yürütmenin durdurulmasý isteminin “ara karar cevabý
ve savunma alýndýktan sonra bu konuda yeniden
bir karar verilmek üzere kabulü” yolundaki kararlar bu kuralýn dýþýnda bulunmaktadýr.
Anayasanýn 138’inci maddesinde; yasama ve
yürütme organlarý ile idarenin, mahkeme kararlarýna uymak zorunda olduklarý ve bu organlar
ile idarenin, mahkeme kararlarýný hiçbir suretle
deðiþtiremeyecekleri ve bunlarýn yerine getirilmesini geciktiremeyecekleri yolundaki hükme
yer verilmiþ, bu hükme parelel olarak da ÝYUK’nun
28’inci maddesinin 1’inci fýkrasýndaki “Danýþtay,
bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasýna
iliþkin kararlarýnýn icaplarýna göre idarenin, en
çok otuz gün içinde iþlem tesis etmeye veya
eylemde bulunmaya mecbur olduðu.” yolundaki
kural getirilmiþtir.
Mahkeme kararlarýnýn Anayasa ve Yasaca teminat
altýna alýnan bu denli baðlayýcýlýðý hem devletin,
hukuk devleti tercihini yapmýþ olmasýndan ve
hem de mahkemelerin Türk Milleti adýna karar
vermesinden kaynaklanmaktadýr.
Ýdari yargý yerlerince verilen yürütmenin durdurulmasý veya iptal kararlarýnýn uygulanmamasý,
bu kararlarý uygulamayan kamu görevlilerinin
sorumlu tutulmalarý için yeterli olup, sorumluluk
için bu kiþilerin ayrýca kin, garaz, husumet ve
benzeri duygularýn etkisi altýnda hareket edip
etmediklerinin araþtýrýlmasýna gerek bulunmamaktadýr.
Yargý yerince verilen
yürütmenin durdurulmasý kararý,
uyuþmazlýðýn çözümüne iliþkin
nihai karar verilinceye kadar
geçerli olmaktadýr. Ancak
yürütmenin durdurulmasý isteminin
“ara karar cevabý ve savunma
alýndýktan sonra bu konuda
yeniden bir karar verilmek üzere
kabulü” yolundaki kararlar bu
kuralýn dýþýnda bulunmaktadýr.
Kararlarýn uygulanmamasý ya da geç uygulanmasý halinde idare ve ajanlarýnýn mali sorumluluðunun yaný sýra, Anayasanýn 138’inci ve Ýdari
Yargýlama Usulü Kanunu’nun 28 inci maddesinin
1’inci fýkrasýndaki hüküm ile idare hukukunun
genel ilkelerine göre idare ajanlarýnýn cezai
sorumluluðu da doðmaktadýr. Gerek Anayasa
ve gerekse ÝYUK’un yukarýda belirtilen maddeleri
çok açýktýr. Deðil mahkeme kararýnýn yerine
getirilmemesi yerine getirilmesinin geciktirilmesi
bile hukuken imkansýzdýr.
Nitekim Danýþtay 2’nci Dairesinin de, önceki
Türk Ceza Kanunu’nun yürürlükte olduðu dönemde, karar gereðinin yerine getirilmemesinin
Kanunun 240’ncý maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçunu oluþturduðu yolunda pek çok kararlarý bulunmaktadýr.
Yürürlükte olan 5237 sayýlý (Yeni) Türk Ceza
Kanunu’nun 257’nci maddesi, önceki Türk Ceza
Kanunu’nun 240’ncý maddesine karþýlýk geldiðinden yeni düzenlemede de karar gereðinin
yerine getirilmemesi görevi kötüye kullanma
suçunu oluþturmaktadýr.
Kaynakça:
-ASLAN , Zehredin, Ýdari Yargýda Yürütmenin
Durdurulmasý, Ýstanbul, 1994,
-CANDAN, Turgut, Ýdari Yargýlama Usulü Kanunu,
Ankara, 2005,
-KARAVELÝOÐLU, Celal, Ýdari Yargýlama Usulü
Kanunu, Ankara, 2006
-GÖZÜBÜYÜK, Þeref, GÜVEN, Dinçer, Ýdari Yargýlama
Usulü, Ankara, 1996,
41
HABER
EFDI-TMSF ÝSTANBUL’DA
KONFERANS DÜZENLÝYOR
EFDI ve TMSF Bankacýlýk Ýflas Hukuku
üzerine Ýstanbul’da 26-27 Kasým 2007
tarihinde konferans düzenleyecek
EFDI’nin bu yýlki genel kurul toplantýsý 26
Kasým 2007 tarihinde Ýstanbul’da yapýlacak.
Toplantýnýn ertesi günü olan 27 Kasým 2007
tarihinde ise bankacýlýktaki sýnýr ötesi faaliyetlerin giderek artmasý ve EFDI ile Avrupa Birliði
Komisyonunun birlikte yapacaðý çalýþmalara
katký saðlanmasý amacýyla sýnýr ötesi iþlemlerde
çözümleme ve buna iliþkin tasfiye yönetmeliði
üzerine bir konferans düzenlenmesi kararlaþtýrýldý.
Söz konusu konferans Avrupa Birliðinin 4 Nisan
2001 tarih ve 2001/24/AT sayýlý Kredi
Kuruluþlarýnýn Yeniden Yapýlandýrýlmasý ve
Tasfiyesine iliþkin Direktifi ile iliþkilendirilecek
olup konferansta Birliðe üye ülkelerde kurulmuþ
olan kredi kuruluþlarý ile bunlarýn diðer üye
kuruluþ sýnýrlarý içinde yer alan þubelerinin tasfiyesine iliþkin hususlar iþlenecektir.........
Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu
(European Forum of Deposit Insurers – EFDI),
Avrupa’daki mevduat sigorta kuruluþlarýnýn
biraraya gelerek bilgi ve deneyimlerini paylaþ-
malarý ve bu sayede finansal istikrarýn saðlanmasýna katkýda bulunmalarý amacýyla 11 Ekim
2002 tarihinde kurulmuþ olup anýlan amaç
doðrultusunda çalýþmalarýný yürütüyor. 37
Avrupa ülkesinden oluþan 50 üyesi bulunan
EFDI’ye TMSF 25 Aðustos 2005 tarihinde üye
olmuþ ve bu tarihten itibaren de aktif katýlým
saðlamayý sürdürdü.
EFDI bünyesinde yapýlan çalýþmalarýn ürünü
olarak çeþitli yayýnlar yapýlmýþ, bilgi paylaþýmý
ve iþbirliðine yönelik toplantýlar düzenlenmiþtir.
Buna ek olarak Avrupa Birliði Komisyonu tarafýndan 1994/19/EC kapsamýnda yapýlacak
deðiþiklikler için EFDI’den mevduat sigortacýlýðýna iliþkin çeþitli konularda araþtýrma yapýlmasý
talep edilmiþtir. Bu çalýþmalara TMSF tarafýndan
da destek verilmekte olup sahip olunan bilgi
ve deneyimler aktarýlmaktadýr.
Avrupa Birliði Komisyonunun mevduat sigortacýlýðýndaki EFDI deneyimlerinden yararlanmasý
ve EFDI’ye verdiði görevin yerine getirilmesi,
EFDI’nin yasal bir statüye kavuþmasý ihtiyacýný
artýrmýþtýr. Bu amaçla 22 Haziran 2007 tarihinde EFDI Belçika Kanunlarýna göre kar amacý
gütmeyen bir kuruluþ olarak tüzel kiþilik kazanmýþ, yapýlan toplantýda Fon Baþkan Yardýmcýsý
Vekili ve Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Baþkaný
Dr. Rýdvan Çabukel Yönetim Kurulu üyeliðine
seçildi.
KOCAELÝ ÜNÝVERSÝTESÝ TMSF ZÝYARETÝ
TMSF kamuoyunun dikkatini çekmeye devam
ediyor. Bu doðrultuda, Kocaeli Üniversitesi ÝÝBF
Ekonomi Kulübü’nden 70 öðrenci kurumumuzu
ziyaret ederek, TMSF’nin iþleyiþi, iþlevi,
organizasyon yapýsý, tahsilat prosedürleri ve
mevduat sigortacýlýðý konularýnda bilgi aldýlar.
1983 yýlýnda kurulup, merkez bankasýnca
yönetilen daha sonra, 1999 yýlýnda çýkarýlan
4389 sayýlý Bankalar Kanunu ile kurulan BBDK’ya
devredilen Fon’un idare ve temsili 2003 yýlýnda
çýkarýlan kanunla Fon Kuruluna býrakýlmýþtý.
Ülkemizde 2000 ve 2001 krizleri yaþanan büyük
bankacýlýk buhraný neticesinde, batýk bankalardan
tahsilatýn daha etkin bir þekilde yürütülmesi
amacýyla özerk bir yapýya kavuþan ve bu tarihten
sonra büyük bir baþarý göstererek 2006 sonu
itibariyle 14 milyar dolar civarýnda tahsilat yapan
TMSF ilgi odaðý olmaya devam etmektedir. 09
Mayýs 2007 tarihinde kurumumuzu ziyaret eden
Kocaeli Üniversitesi ÝÝBF Ekonomi Kulübü
öðrencisi 70 kiþi, TMSF hakkýnda bilgilendirilmiþtir. Ýktisat bölümü öðretim üyesi Yrd.
Doç. Dr. Yaþar Bülbül koordinasyonunda yapýlan
ziyarette, Fon Uzmaný Nizamülmülk Güneþ ve
42
Fon Uzmaný Mehmet Pazvantoðlu TMSF’nin
yapýsý, iþleyiþi, görevleri, organizasayon yapýsý,
tahsilat prosedürleri ve mevduat sigortacýlýðý
hakkýnda sunum yaparak ziyaretçileri
bilgilendirdi.
TMSF Basýn ve Halka Ýliþkiler Müdürü Dr. Yusuf
Adýgüzel’in kýsa açýlýþ konuþmasý yaptýðý ziyarette,
Fon Uzmaný Nizamülmülk Güneþ; banka,
bankalarda oluþabilecek sorun nedenleri,
mevduat ve türleri, mevduat sigortacýlýðý ve
amacý, özellikleri, sigortada kapsam ve tutar,
AB ülkeleri ile kýyaslama, riske dayalý prim,
dünyada mevduat sigortacýlýðý uygulamalarý ve
Türkiye örneði, TMSF’nin tarihsel geliþimi,
faaliyetleri, kaynaklarý, mevduat ve mudi bilgileri,
mevduata güvence konularýnda sunum yapmýþtýr.
Daha sonra Fon Uzmaný Mehmet Pazvantoðlu;
Fona devrolan banklardan nasýl dosya alýndýðý,
takip yollarý, el koyma süreçleri, imzalanan
protokoller, alacak satýþý, gayrimenkul, menkul
ve varlýk satýþý konularýnda bilgi ve tecrübelerini
ziyaretçilerle paylaþtýlar.
HABER
TMSF GELÝÞÝM KONFERANSLARI’NA
DEVAM EDÝLÝYOR
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF)
perso-neline yönelik, kiþisel geliþim amaçlý
TMSF Geliþim Konferanslarýnýn 7, 8 ve 9’uncusu
yapýldý. Her ay farklý bir konunun iþlendiði
TMSF Geliþim Konferanslarý’nda, TMSF personelinin bilgi birikimine ve sosyal geliþimine katkýda
bulunulmasý hedefleniyor.
Bu kapsamda, 18 Nisan 2007 tarihinde AKUT
üyesi Yaþar Özen “Acil Durumlar ve Depreme
Karþý Bilinçlendirme” konulu bir konferans
verdi. Serinin yedincisi olan konferansta özellikle
deprem konusunu iþleyen Özen, deprem gerçeðini bir kez daha kurumumuz personeli ile
paylaþtý. AKUT’un kuruluþ amacý, misyonu ve
faaliyetleri hakkýnda bilgi veren Özen, depremden korunmak için alýnmasý gerek önlemler,
kurumsal ve bireysel sorumluluklarýmýz konularýný slayt gösterileri ile tamamladý.
TMSF Geliþim Konferanslarýnýn sekizincisi, 31
Mayýs 2007 tarihinde “657 Sayýlý Devlet
Memurlarý Kanunu ve Fon Personeli” konulu
Devlet Personel Baþkanlýðý eski uzmaný kurumumuz Fon Uzmaný Erdal Aydýn tarafýndan verildi.
657 sayýlý devlet memurlarý kanunu hakkýnda
ana hatlarýyla bilgi veren Aydýn, daha sonra
devlet memurlarý ve 5411 sayýlý bankacýlýk
kanunu ile devlet memuru olan fon personelinin uymasý gereken kurallar, yasaklar, haklarý,
çalýþma usul ve esaslara deðindi. Soru ve cevap
þeklinde geçen konferans Kurumumuz
personelinin yoðun ilgisini gördü.
TMSF Geliþim Konferanslarý’nýn dokuzuncusu
ise Hazine Eski Müsteþarý Dr. Mahfi Eðilmez’in
katýlýmlarýyla 11 Haziran 2007 tarihinde gerçekleþtirildi. “Dünya ve Türkiye Ekonomisi” konulu
konferansta Dr. Mahfi Eðilmez, dünya ekonomisi ve finans piyasalarýndaki geliþmeler ve
Türkiye ekonomisi üzerinde durdu. Dünyadaki
ekonomik geliþmeler, büyüme oranlarý, nüfus,
gelir düzeyi ve ticaret konularýndaki geliþmeleri
rakamlarla anlattý. Dünyadaki sýcak para
hareketlerinin durumu ve bunun Türkiye’ye
yansýmalarý ile Türkiye’nin ayný kategoride
bulunduðu ülkelerin bazý deðerlerini örneklerle
deðerlendirdi.
Tebliðinin Türkiye ile ilgili kýsmýnda ise Dr. Mahfi
Eðilmez, Türkiye ekonomisinin 2000 yýlýndaki
sonraki bütçe, büyüme, dýþ ticaret, GSMH’deki
sektörlerin aðýrlýðý gibi konulardan bahsederek,
son dönemde ülkemizde en büyük tartýþmalara
sebep olan cari açýk konusunu ele aldý. Cari
açýðýn kýsa vadede sorun olmayacaðýný, ekonominin soðumaya baþlamasýyla birlikte cari
açýðýnda azalacaðýný belirten Dr. Eðilmez,
Türkiye’nin en büyük sorunlarýnýn iþsizlik, yüksek
reel faiz, kamu kesimi borç yükü ve fakirlik
olduðundan bahsetti. Türkiye ekonomisinin
sorun olarak gösterilen bu yapýsýnýn azaltýlmasý
için Avrupa Birliði sürecinin devam ettirilmesi,
IMF programýnýn sürdürülmesi, yapýsal reformlarýn yapýlarak daha fazla doðrudan yabancý
sermaye çekilmesi gerekliliðine de deðindi.
Dr. Mahfi Eðilmez tebliðini, Türkiye’nin üst
düzey ülkeler seviyesine çýkmasý þartý için yapýlmasý gerekenlerin; kayýt dýþý ekonominin önlenmesi, fikri mülkiyet haklarýna saygý, marka
yaratmak, ar-ge yatýrýmlarýnýn artýrýlmasý, Basel
2’yi ciddiye almak ve eðitime aðýrlýk vermek
olduðunu belirterek bitirdi.
Tasarruf Mevduatý Sigorta
Fonu (TMSF) personeline yönelik,
kiþisel geliþim amaçlý TMSF Geliþim
Konferanslarý yapýldý. Her ay farklý
bir konunun iþlendiði TMSF
Geliþim Konferanslarý’nda, TMSF
personelinin bilgi birikimine ve
sosyal geliþimine katkýda
bulunulmasý hedefleniyor.
43
GEZÝ
RÝZE YAYLALARINDA...
Çaðýrankaya, Palovit, Elevit, Ovit, Amlakit, Hodeçur, Samisdal, Pokut, Çat, Haçivanak,
Karmik, Hemþin, Baþyayla, Ortayayla, Verçenik, Avusor, Kaçkar, Aþaðý Kavron, Yukarý
Kavron, Hazindak, Çiçekli, Çaymaçakur, Sal, Varda, Gölyayla, Cimil, Hazindað, Ambarlý,
Çahperik, Kito, Karap, Kale, Gürmanuman, Varoþ, Çermeþk, Dahter, Anzer, Aþaðý Faso,
Yukarý Faso. ...ve sayamadýðýmýz birçok irili ufaklý yayla..
Baharýn yaza yol verdiði günlerde yayla
turizminin en büyük alternatifi olarak sizi davet
eder Doðu Karadeniz yaylalarý.
Yeþilin tonlarý arasýnda bahar çiçekleri ev
sahipliði yapar size Kaçkar Daðlarý Milli
Parký’nda. Milli Parkýn Büyük bir bölümü Rize
Ýli Çamlýhemþin Ýlçesi ve bir kýsmý da Artvin Ýli
Yusufeli Ýlçesi sýnýrlarý dahilinde kalmaktadýr.
Kaçkar Daðlarý Milli Park sahasýnda bulunan
ve ismini söylemeye bile zorlandýðýnýz onlarca
yaylaya dolmuþlarla ulaþým Rize Ýli Pazar
Ýlçesinden ya da Çamlýhemþin’den saðlanýr.
Çaðýrankaya, Palovit, Elevit, Ovit, Amlakit,
Hodeçur, Samisdal, Pokut, Çat, Haçivanak,
Karmik, Hemþin, Baþyayla, Ortayayla, Verçenik,
Avusor, Kaçkar, Aþaðý Kavron, Yukarý Kavron,
Hazindak, Çiçekli, Çaymaçakur, Sal, Varda,
Gölyayla, Cimil, Hazindað, Ambarlý, Çahperik,
Kito, Karap, Kale, Gürmanuman, Varoþ,
Çermeþk, Dahter, Anzer, Aþaðý Faso, Yukarý
Faso. ...ve sayamadýðýmýz birçok irili ufaklý
yayla.
Av. Ahmet Yýlmaz
Hukuk Dairesi Baþkanlýðý
Grup Koordinatörü
44
Karadenize ulaþmak için hiçbir engel tanýmayan
ve vadilerden yol bularak coþkunlukla çaðlayan
dereler, derelerle birleþmek için çaðýltýlarla
daðlardan inen küçük þelaleler, yamacýn en
sarp yerine tutunan ve oraya nasýl yapýldýðýný
size düþündüren yöresel evler, bu evlere doðru
uzanan teleferikler ve derelerin üzerinde size
yol veren tarihi kemer köprüler ile manzaranýz
tamamlanýr.
Ardeþen'den sonra, Karadeniz kýyýsýndan
ayrýlarak içerilere doðru yol aldýðýnýzda doðuya
doðru tipik Rize kasabalarýnda ve ilçelerinde
olduðu gibi bir ýrmak kenarýnda kendine yer
bulmuþ Çamlýhemþin karþýlar sizi.
GEZÝ
Fýrtýna Vadisine, Zil Kalesine ve kimi Bizans
kimi Osmanlý döneminden kalma taþ köprülere
ulaþým için en uygun konaklama yeridir
Çamlýhemþin. Karadeniz kýyýsýyla Ayder yaylasý
arasýnda tek yerleþim yeridir ayný zamanda.
Güney-doðusunda yer alan Ayder yaylasý 19
km mesafededir.
1358 m. yükseklikteki Ayder yaylasý, yabancý
turistlerin de ilgi odaðý haline gelmiþ Karadeniz
yaylalarýnýn en meþhurlarýndandýr. Karadeniz
yaylalarýnda görülen tipik bozulmanýn iki
unsuru olan asfalt ve elektrik bu yaylaya ulaþalý
çok olmuþ. Çok katlý oteller yaylanýn doðal
dokusunu bozmaya baþlamýþsa da hala görülmeye deðer güzellikler var.
Ayder, yamaçlarýndaki eski ahþap evleri, astým
hastalarýna iyi geldiði billinen havasý, suyu,
baþta romatizma, kireçlenme olmak üzere pek
çok hastalýða iyi geldiði bilinen 50 derecelik
kaplýcasý ve meþhur balý ile þifa yaylasý olarak
ünlenmiþtir.
Doðu Karadeniz Sýradaðlarýnýn zirvesindeki
3932 metreyi bulan yüksekliði ile Kaçkarlara
en kolay ulaþým da Ayder’den saðlanýr.
Ayder’den daha yüksekte yer alan ve doðallýðý
henüz bozulmamýþ tabiatý ve pansiyonlarý ile
yukarý Kavron yaylasýndan Kaçkar týrmanýþý
yapabilirsiniz.
Kaçkar eteklerinde yer alan
buzul göller, týrmandýðýnýz her
adýmda size baþka bir güzellik ve
renk cümbüþü sunan sümbüller,
çiðdemler, dað gülleri, papatyalar,
kelebekler cümbüþe davet eder
sizi.
Kaçkar eteklerinde yer alan buzul göller, týrmandýðýnýz her adýmda size baþka bir güzellik
ve renk cümbüþü sunan sümbüller, çiðdemler,
dað gülleri, papatyalar, kelebekler cümbüþe
davet eder sizi.
Rize-Hemþin yolundan ulaþýlan 2600 m rakýmlý
Gito yaylasýndan bulutlar ülkesi Kaçkarlarý
gündoðumunda ve güneþin denize düþüþünü
günbatýmýnda seyretmek, yaylanýn tek pansiyonu Koçira’da konaklamak ve misafirperverliðin güzelliðini tatmak gezinize renk katar.
Gito yaylasýndan, Çat vadisini takip ederek bir
dere kenarýnda kurulu Elevit yaylasýna
ulaþtýðýnýzda vadilerden süzülerek gelen ve
yüzünüzde tatlý bir serinlik býrakarak akýp giden
sisin manzaranýza kattýðý doyumsuz güzellikleri
seyredersiniz.
45
GEZÝ
Karadenize ulaþmak için hiçbir
engel tanýmayan ve vadilerden yol
bularak coþkunlukla çaðlayan
dereler, derelerle birleþmek için
çaðýltýlarla daðlardan inen küçük
þelaleler, yamacýn en sarp yerine
tutunan ve oraya nasýl yapýldýðýný
size düþündüren yöresel evler, bu
evlere doðru uzanan teleferikler
ve derelerin üzerinde size yol veren
tarihi kemer köprüler ile
manzaranýz tamamlanýr.
46
GEZÝ
1358 m. yükseklikteki Ayder
yaylasý, yabancý turistlerin de ilgi
odaðý haline gelmiþ Karadeniz
yaylalarýnýn en meþhurlarýndandýr.
Karadeniz yaylalarýnda görülen
tipik bozulmanýn iki unsuru olan
asfalt ve elektrik bu yaylaya ulaþalý
çok olmuþ. Çok katlý oteller
yaylanýn doðal dokusunu bozmaya
baþlamýþsa da hala görülmeye
deðer güzellikler var.
Trovit yaylasýndan Karmik gölüne uzanan
patikalarda sabah mahmurluðunu ve sisin
taþýdýðý nemi üzerlerinden atamamýþ kelebekler,
üzerlerinde çiðden damlalarla çiçekler, palovit
þelalesi ve yüzyýllardan bu güne taþýdýðý heybeti
ile Zil Kale gezinize renk katar.
Karadenize gelmiþken yöresel yiyecekler de aðzýnýzý tatlandýrýr. Yöresel yiyeceklerin temelinde genellikle mýsýr ve mýsýr unu bulunur.
Sýcak mýsýr ekmeði, tereyaðý ve peyniri, turþu
kavurmasý, muhlama ve bunlarýn deðiþik
çeþitleri, kuru fasulye sizi lezzetin doruklarýna
götürür
Hepsinin üstüne ince zeka ürünü espirileri,
þiveleri ve misafirperverlikleri ile yöre insaný sizi
büyük þehrin karmaþasýndan ve çýkar iliþkileri
ile örülmüþ havasýndan kurtarýr ve güzelliklere
güzellik katar...
47
KÝTAP
BASEL II UYGULAMASI
Ülkemizde Basel-II düzenlemeleri 2008 baþýnda
uygulanmasý planlanýrken BDDK tarafýndan bu uygulama 2009 yýlý baþýna ertelenmiþtir. Basel-II geçiþ
için bankalarýn ve dolaylý olarak etkilenecek diðer
sektörlerin hazýrlýk yapmasý gerekmektedir. BaselII’nin kurumsal krediler açýsýndan uygulanmasý ve
etkisinin görülmesi açýsýndan ilk kapsamlý eser, Dr.
Rýdvan Çabukel tarafýndan Gazi Üniversitesi’nde
doktora tezi olarak sunulmuþ ve Türkiye Bankalar
Birliði tarafýndan basýlmýþtýr. Kitapta Merton Modeli
ile kredi riski modelle-mesi yapýlmakta ve kurumsal
krediler açýsýndan bankalarýn sermaye yükümlülüklerinde ciddi düþüþler olabileceði gösterilmektedir.
Ancak bankalarýn böyle bir sermaye avantajýnýn yararlanmasý için veri kaynaklarýný iyileþtirmeleri, ileri
yöntemleri uygulamaya yönelik kredi riski modellerini
geliþtirmeleri, bunlarýn doðruluklarýný Kümülatif
Doðruluk Profili (CAP) gibi yöntemler ile test etmeleri
ve denetim otoritesini kredi riski modellinin doðruluðu ve uygulanabilirliði konusunda ikna etmeleri
gerekmektedir.
Kitap kredi riski modellerinin iþleyiþinin ve bankalarýn
sermaye yeterliliklerine etkisinin görülmesi açýsýndan
önemli bir kaynak olacaktýr.
Kitabýn adý: Bankalarýn Kurumsal Kredileri Açýsýndan
Kredi Riski Yönetimi Ve Basel-II Uygulamasý
Yazar: Dr. Rýdvan Çabukel (TMSF Baþkan YardýmcýsýSigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkaný)
Yayýn: Türkiye Bankalar Birliði (212-282 09 73 )
ISBN: 978-975-8564-38-5
Basým Yeri / Tarihi : Ýstanbul / 2007-Mart
Devlet Memurlarý
Kanunu
657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu,
Devletimizin temel personel Kanunu
olma niteliði taþýmaktadýr. Bu
önemine karþýlýk, maalesef 657 sayýlý
Kanun günümüze kadar pek çok
deðiþikliðe uðramýþ, söylendiði gibi
yamalý bohçaya dönüþmüþtür. Bu
kadar çok deðiþen bir Kanun
hükümlerinin de doðru ve
tereddüde yer vermeyecek þekilde
uygulanmasýnda çoðu kez
zorluklarla karþýlaþýlmaktadýr.
Bununla birlikte; söz konusu
Kanun hükümlerinin doðru uygulanmayýþý, personelin
hukuki, mali, sosyal ve diðer haklarýnda maðduriyetler
yaþanmasýna sebep olmaktadýr. Bu kitap ile 657 sayýlý Kanun uygulanmasýyla ilgili olarak en sýk karþýlaþýlan sorularýn çözümü amaçlýyor.
Kitabýn adý:
Sorulu Cevaplý Devlet Memurlarý Kanunu
Yazar: Erdal Aydýn (TMSF Destek Hizmetleri Daire
Baþkanlýðý. Ýnsan Kaynaklarý Uzmaný)
Yayýnevi: Yargý Yayýnevi (312 433 03 27)
ISBN: 978-9944-177-00-9
Basým Yeri - Tarihi : Ankara / 2006
48
Cumhuriyet Tehlikede mi?
Kuruluþundan 84 yýl
sonra Cumhuriyet’in
geldiði nokta neresi?
Cumhuriyet’in dinamikleri
yükselen mi, yoksa hýzla
çöküþe geçen bir grafik
mi izliyor? Cumhuriyet
emin ellere mi emanet,
yoksa tehlikenin tam
ortasýnda olduðumuzdan
habersiz miyiz?
Cumhuriyet’in ne kadar
ömrü kaldý dersiniz? Tüm
bu sorularýn cevaplarý
Cumhuriyet’in dünü,
bugünü ve geleceðini
hem iç hem de dýþ
çevreleri mercek altýna
alan ayrýntýlý bir analizle
bu kitapta ele alýnýyor.
Kitabýn adý:Cumhuriyet Tehlikede Mi?
Yazar: Erol Koç (TMSF Baþkan Danýþmaný)
Yayýnevi: Akis Kitap (212 243 61 82)
ISBN: 978-9944-411-93-6
Basým Yeri - Tarihi: Ýstanbul / 2007 - Nisan
Anti-Damping
Uluslararasý ticaretin en önemli konularýndan ve
sorunlarýndan biri anti-dampingtir. Hemen her
hükümet anti-damping kanunlarý yoluyla kendi
üreticilerini korur. Geliþmiþ ülkeler anti-damping
uygulamalarýný, geliþmekte olan ülkelere göre daha
yoðun þekilde kullanmaktadýrlar.
Türkiye de anti-damping davalarýndan nasibini
almakta, zaman zaman kendisi de anti-damping
soruþturmalarý açmaktadýr. Ancak, ülkemizde bu
konuda yapýlmýþ çalýþmalarý bulmak güçtür. Bu
konuda yazýlmýþ ilk kapsamlý eser, Serpil Oðuz
tarafýndan yazýlmýþ ve Orion Yayýnlarý (312 418 54
74) tarafýndan basýlmýþtýr. ANTÝ-DAMPÝNG isimli
eser, ilk baþta anti-dampingin ekonomik temellerini
tartýþmaktadýr. Hükümetlerin niçin anti-dampingi
tercih ettiði incelenmektedir. Kitap,daha sonra,
ABD’nin anti-damping hukuku ve uygulamalarýný
ayrýntýlý olarak tartýþmaktadýr. Amerika’da baþta çelik
sanayi olmak üzere anti-dampingin nasýl korumacýlýk
amacýyla kullanýldýðý ve hukuki süreçler eleþtirel bir
gözle ele alýnmaktadýr.
Dýþ ticaret politikasý olarak anti-damping kanunlarýnýn
nasýl kullanýldýðýný göstermesi açýsýndan oldukça
öðretici olan kitap, uluslararasý ticaret politikalarýnýn
anlaþýlmasýnda önemli bir kaynak olacaktýr.
Kitabýn adý: Anti-Damping
Yazar: Serpil Oðuz
(Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý)
Yayýnevi:Orion Yayýnlarý
(312 418 54 74)
ISBN: 978-975-6043-15-8
Basým Yeri - Tarihi :
Orion Yayýnlarý / 2007
TÜRKÝYE’DEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN
TEMEL PARAMETRELER
SORULAR ve CEVAPLAR
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
GENEL EKONOMÝK VERÝLER
FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Temmuz)
Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre
ÜFE
0,06
9,03
2,08
TÜFE
-0,73
9,70
6,90
Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.)
(*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný)
DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ*
31.07.2007
USD
1,2689
EURO
1,7469
GBP
2,6099
Kaynak: REUTERS
30.12.2006
1,4037
1,8650
2,7450
31.07.2006
1,4837
1,8932
2,7500
*Serbest Piyasa
FAÝZ ORANLARI (%)
31.07.2007
30.12.2006 31.07.2006
Gecelik
17,50
17,50
17,50
Mevduat Faizleri* **17,77
18,10
17,19
TRLIBOR (O/N)
17,37
17,97
17,51
Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.05.2007
BORSA ENDEKSÝ
ÝMKB
Sýnai
Mali
Kaynak: ÝMKB
31.07.2007
51.561
40.055
78.840
30.12.2006
39.117
30.896
60.168
YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ
Son Deðer
1 ay öncesine
(31.07.2007)
göre (%)
31.07.2006
36.067
28.732
55.596
1 yýl öncesine
göre (%)
ÝMKB
Dolar
Altýn(YTL/gr)
Altýn (Usd/Ons)
DÝBS Endeksi
51.561
1,2689
27.50
667.50
9,5
-2,1
-0,3
2,0
42,9
-14,4
-9,2
5,4
(3 aylýk)*
829,01
1,2
18,4
DÝBS Endeksi
855,11
Kaynak: ÝMKB,Reuters
1,3
20,1
*ÝMKB DIBS performans endeksi
(12 aylýk)*
GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ)
2007 (1.çeyrek)
2006
2006 (1.çeyrek)
GSMH (milyar YTL)
129.6
575.8
107.5
91.8
399.7
80.7
GSMH (milyar USD)
129.9
576.3
107.8
GSYÝH (milyar YTL)
92.0
400.0
80.8
GSYÝH ( milyar USD)
GSMH (Büyüme)*
%6,7
%6.0
%6,4
GSYIH (Büyüme)*
%6,8
%6,1
%6,7
Kaynak: TÜÝK (Veriler 3’er aylýk dönemlerin sonunda açýklanmaktadýr.)
*Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir.
ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%)
Nisan 2007
2006
Nisan 2006
Ýstihdam Oraný*
43,3
43,2
43,0
Ýþsizlik Oraný
9,8
9,9
9,9
Kaynak: TÜÝK
*Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus
(Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.)
Ýmalat Sanayi Kapasite
Kullaným Oraný
Haziran 2007 Aralýk 2006 Haziran 2006
%84,0
%81,7
%83,1
ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET
(milyon USD)
Mayýs 2007
Cari Ýþlemler Hesabý
-15.833
Dýþ Ticaret Dengesi
-16.452
Mayýs 2006
-16.723
-17.741
2006
-31.896
-40.396
Toplam Ýhracat
42.909
34.005
91.936
Toplam Ýthalat
59.361
51.4661
32.332
Ýhracat/Ýthalat
%72,3
%66,1
%69,5
Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.)
MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ
(milyon USD)
Haziran 2007 Aralýk 2006
Ýç Borç Stoku
194.5
178.9
Dýþ Borç Stoku
67.3
66.6
Toplam
261.7
245.5
Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý
KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyar YTL)
Mayýs 2007
Gelirler
94.79
Harcamalar
100.68
Bütçe Dengesi
-5.88
Faiz Dýþý Denge
21.00
Kaynak: Maliye Bakanlýðý
Mevduat sigortasý nedir?
Haziran 2006
155.4
64.2
219.6
Mayýs 2006
171.30
175.30
-3.99
41.95
2006
84.02
81.60
2.42
25.29
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Mayýs 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
33
4
13
Yurtiçi Þube
7.094
373
39
Yurtdýþý Þube
46
1
1
Yurtiçi Personel 141.692
8.002
5.347
Yurtdýþý Personel
486
4
2
Kaynak: BDDK
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Mayýs 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler
485.093
15.976
16.812
Toplam Krediler
219.953
11.446
7.848
Takipteki Alacaklar 8.616
466
176
Menkul Kýymet
160.322
15
1.986
Mevduat/Kat.Fon. 312.344
12.227
0
Özkaynak
54.779
1.725
7.901
Toplam Bilanço
314.691
14.092
10.545
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi 75.055
11.035
2.099
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
239.636
3.057
8.446
YPNGP*
-1.009
12
48
Kaynak: BDDK *Yabancý Para Net Genel Pozisyonu
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyar YTL Mayýs 2007 Mayýs 2006
280,37
MEVDUAT HESABI 312,34
%36,9
Dth oraný
%37,7
9,58
KATILIM FONU
12,23
%41,5
Dth oraný
%54,7
289,95
TOPLAM
324,57
%37
Dth oraný
%38,4
milyar YTL
Sigorta kapsamýndaki mevduat
Dth oraný
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu
Dth oraný
TOPLAM
Dth oraný
Mayýs
2007
Toplam
50
7.506
48
155.041
492
Toplam
517.881
239.247
9.258
162.323
324.570
64.405
339.328
88.189
251.139
-949
Hesap Adedi (milyon)
84,2
1,5
85,7
Mayýs Mudi Adeti*
2006
(milyon)
96,11 82,09
%33,6 %33,5
4,06
4,98
%41,0 %34,7
101,09 86,15
%33,9 %33,6
64.50
0.87
65.37
*Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr.
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%)
%
Mayýs 2007
Aralýk 2006
Mayýs 2006
17,3
19,89
19,21
Mevduat Bankalarý
13,57
16,51
16,22
Katýlým Bankalarý
99,18
86,16
82,03
Kalk. ve Yat.Ban.
19,4
21,90
21,08
Bankacýlýk Sektörü
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
YTL
Mart 2007
Mevduat Bankalarý
130.676
Katýlým Bankalarý
5.814
TOPLAM
136.480
Aralýk 2006
484.964
22.378
507.342
Mart 2005
111.212
5.200
116.412
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
Mevduat sigortasý, mevduat toplamaya yetkili
bankalarýn (mevduat bankalarý) faaliyet izninin
kaldýrýlmasý durumunda, mevduat sahiplerinin maruz
kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ
özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya da tamamen
karþýlanmasýdýr. Türkiye’de mevduatýn sigortalanmasý
yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz Tasarruf
Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF)’na aittir.
Mevduatým sigortalý mý?
Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt
içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan Yeni Türk Lirasý (YTL), döviz ve kýymetli
maden cinsinden tasarruf mevduatý hesaplarýnýn 50.000
YTL’yi aþmayan kýsmý sigorta kapsamýndadýr. Mevduat
sigortasýna iliþkin düzenlemeler; 7 Kasým 2006 tarih
26339 sayýlý Resmi Gazete’de “Sigortaya Tabi Mevduat
ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca
Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmelik” ile yapýlmýþtýr.
Hangi bankalar sigorta sisteminin üyesidir?
Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve yabancý mevduat
bankalarý (yurt içi þubelerindeki tasarruf mevduatý
hesaplarýyla sýnýrlý olarak) sigorta sisteminin üyesidir.
Katýlým bankalarý da sigorta sistemine dahil
midir?
Evet. Katýlým bankalarý nezdinde gerçek kiþiler tarafýndan
açýlmýþ özel cari ve katýlma hesaplarý da sigorta
kapsamýndadýr.
Kýyý bankacýlýðý (off-shore) faaliyetinde
bulunan bankalar nezdindeki tasarruf
mevduatý hesaplarým sigorta kapsamýnda
mýdýr?
Hayýr. Kýyý bankacýlýðý (off-shore) faaliyetinde bulunan
bankalar nezdindeki tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýnda deðildir.
Yurt dýþýnda yerleþik Türk ve yabancýlarýn
Türkiye’de faaliyet
gösteren mevduat
bankalarýnda bulunan tasarruf mevduat
hesaplarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Evet. Yurt dýþýnda yerleþik Türk ve yabancýlarýn Türkiye’de
faaliyet gösteren mevduat bankalarýnda bulunan tasarruf
mevduatý hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye’de kurulu mevduat bankalarýnýn yurt
dýþý þubelerinde bulunan tasarruf mevduat
hesaplarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Hayýr. Türkiye’deki mevduat bankalarýnýn yurt dýþý
þubelerinde bulunan tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýnda deðildir.
Þirketlerin tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýnda mýdýr?
Ayný mevduat bankasýnda birden fazla
tasarruf mevduatý hesabýmýn bulunmasý
durumunda sigorta sisteminden nasýl
yararlanýrým?
Bir gerçek kiþinin bir mevduat bankasýnýn ayný
þubesinde veya farklý þubelerinde birden fazla tasarruf
mevduatý hesabýnýn bulunmasý durumunda, o kiþiye
ait tüm tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anapara ve
iþlemiþ faiz tutarlarý toplamýnýn 50.000 YTL’yi aþmayan
kýsmý sigorta kapsamýndadýr.
Birden fazla mevduat bankasýnda tasarruf
mevduatý hesabýmýn olmasý durumunda
sigorta sisteminden nasýl yararlanýrým?
Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada bulunan
tasarruf mevduatý hesabý veya hesaplarýnýn anapara
ve iþlemiþ faiz tutarlarý toplamýnýn 50.000 YTL’yi
aþmayan kýsmý her bir banka için ayrý ayrý sigorta
kapsamýndadýr.
Ortak tasarruf mevduatý hesabýmýn olmasý
durumunda sigorta sisteminden nasýl
yararlanýrým?
Tasarruf mevduatý hesaplarýnda sigorta tutarý, hesaba
ortak olan mudilerin her biri için ayrý ayrý geçerlidir
ve her mudinin tasarruf mevduatý hesabýnýn anapara
ve iþlemiþ faiz tutarlarý toplamýnýn 50.000 YTL’yi
aþmayan kýsmý ayrý ayrý sigorta kapsamýndadýr.
TMSF, sigortalý mevduat tutarýmý ne kadar
süre içerisinde öder?
Faaliyet izni kaldýrýlan bir mevduat bankasý nezdinde
yer alan, doðruluðu hiç bir þüpheye yer vermeyecek
þekilde tespit edilen tasarruf mevduatlarýnýn sigorta
kapsamýndaki kýsmýnýn tespiti ve ödeme süresi,
bankanýn faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihten itibaren
3 aydýr. Gerektiðinde bu süre üç ay uzatýlabilir. Zorunlu
nedenlerle üç aylýk uzatma süresinin yetersiz kalmasý
halinde bu süre Fon Kurulunca her biri üç ayý
geçmemek üzere iki kez daha uzatýlabilir.
Sigorta kapsamýndaki mevduatlara iliþkin
ödemeler hangi para cinsinden yapýlýr?
Sigorta kapsamýndaki ödemeler YTL olarak yapýlýr.
Döviz cinsinden hesaplarýn YTL karþýlýklarý, ilgili
bankanýn faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihteki Merkez
Bankasý döviz alýþ kurlarý esas alýnarak belirlenir. Altýn
cinsinden hesaplarýnýn YTL karþýlýklarý ise, bankanýn
faaliyet izninin kaldýrýldýðý tarihteki Ýstanbul Altýn
Borsasý seans kapanýþ fiyatýna ve Merkez Bankasý
döviz alýþ kurlarýna göre belirlenir.
Mevduatýmýn üzerinde uzun süre iþlem
yapmazsam ne olur?
Yatýrým fonu, repo, hazine bonosu ve devlet
tahvili ve hisse senedi gibi yatýrým araçlarý
da TMSF’nin güvencesi altýnda mýdýr ?
Mevduata iliþkin son talep, iþlem veya herhangi bir
þekilde yazýlý bir talimat tarihinden baþlayarak, on
yýl geçtiði halde mevduat sahiplerince aranýlmamýþ
ve/veya hiç bir iþlem yapýlmamýþ mevduatlar
zamanaþýmýna tabidir. Bu tutarlar gelir kaydedilmek
üzere TMSF’ye devredilir. Zaman aþýmýna uðradýðý
gerekçesiyle TMSF’ye devredilerek gelir kaydedilen
tutarlarýn hak sahiplerine iadesi mümkün
bulunmamaktadýr.
Hayýr. Yatýrým fonu, repo, devlet tahvili, hazine bonosu
ve hisse senedi gibi yatýrým araçlarý TMSF’nin güvencesi
kapsamýnda deðildir.
Ergin olmayanlar için zamanaþýmý süresi
ne zaman iþlemeye baþlar?
18 yaþýndan küçük kiþiler adýna açýlmýþ
tasarruf mevduatý hesaplarý da sigorta
kapsamýnda mýdýr ?
Ergin olmayanlar adýna ve yalnýzca bunlara ödeme
yapýlmak kaydýyla açtýrýlan hesaplarda, zamanaþýmý
süresi kiþinin ergin olduðu tarihte iþlemeye baþlar.
Hayýr. Sadece gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan tasarruf mevduatý hesaplarý sigorta
kapsamýndadýr.
Evet. Bu hesaplar da sigorta kapsamýndadýr.
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:14 Temmuz-Aðustos-Eylül 2007
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
DÜNYA MEVDUAT SÝGORTACILARI ÝSTANBUL’DA BULUÞTU
Sayfa 3’te
TÜRKÝYE’DE
MEVDUAT
SÝGORTACILIÐI
VE TMSF
ÝDARÝ YARGIDA
GÖREV VE YETKÝ
UYUÞMAZLIÐI
EFDI GENEL
KURULU
ÝSTANBUL’DA
YAPILACAK
Sayfa 8’de
Sayfa 24’te
Sayfa 42’de

Benzer belgeler

KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ve

KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ve Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP*

Detaylı

krizin çözümü anlamaktan geçiyor

krizin çözümü anlamaktan geçiyor Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir?

Detaylı