Eylül-Sayı: 126 - Adalet Bakanlığı
Transkript
Eylül-Sayı: 126 - Adalet Bakanlığı
Seslenis Eylül 2012 Yıl: 11 • Sayı: 126 • Ücretsizdir • Milletimiz davranışlarında ve gayretlerinde sarsılmaz bir bütünlük gösterdiği için başarılı olmuştur. Ayda bir çıkar Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yayınıdır Ceza infaz kurumlarındaki reformlar kesintisiz devam ediyor “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi”nin kapanışı Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in katılımıyla gerçekleştirildi. Proje kapsamında, model olarak belirlenen 90 ceza infaz kurumunda, hükümlü ve tutukluların rehabilitasyonuna yönelik bir çok çalışma yapıldı Kurumlardaki eğitim çalışmaları büyük bir başarıyla sürüyor Ceza infaz kurumlarında, hükümlü ve tutuklulara yönelik eğitim faaliyetleri artarak devam ediyor. Kurumlarda bire bir eğitim anlayışıyla sürdürülen çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Bu yıl gerçekleştirilen YGS’ye 2957, LYS’ye 635 kişi katılırken, sınavların sonucunda 446 hükümlü ve tutuklu üniversitelerin değişik bölümlerine yerleşti. Açık öğretim ve uzaktan eğitim bölümleri en çok tercih edilen programlar arasında yer alırken, 7 hükümlü ve tutuklu ise hukuk fakültesini kazandı. 7’de Sadullah Ergin Adalet Bakanı Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mermerci, ceza infaz kurumları eğitim merkezleri ile ilgili çalışma başlattıklarını söyledi Eğitim merkezleri uluslararası standartlarda hizmet veriyor ADALET Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, “Eğitim merkezlerimizin fizikî kapasitesini ve eğitim ortamlarını güçlendirmek istiyoruz. Bu amaçla Ankara’da 1200 kişi kapasiteli, atış poligonları, sosyal alanları olan, modern bir eğitim merkezinin yapılmasına yönelik çalışmalara başlanmıştır.” dedi. 25.09.2012 tarihinde gerçekleştirilen Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Merkezleri Eğitim Kurulu Toplantısının ardından yaptığı değerlendirmede; ceza infa kurumlarında eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılan hükümlülerin yeniden suç işlemesinin önüne geçilmesinde personele büyük görev düştüğünü hatırlatarak, personelin niteliğinin artırılmasında eğitim merkezlerinin rolüne dikkat çekti. 7’de Polonya heyetinden iş birliği ziyareti Polonya Adalet Bakanlığı heyeti, Türkiye ile Polonya arasında yargı alanında iş birliği imkanlarını değerlendirmek amacıyla 8-12 Ekim 2012 tarihleri arasında Ülkemize ziyarette bulundu. Heyet, 10 Ekim 2012 tarihinde, Adalet Bakanlığı Müşteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat, Tetkik Hâkimi Hakan Umut’un refakatinde Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde incelemelerde bulundu. 2’de Görev şehidi infaz ve koruma memurlarının ailelerine yardım eli Gaziantep’te, 20.08.2012 tarihinde gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında şehit olan infaz ve koruma memurlarının geride bıraktığı aileleri unutulmadı. Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfınca, brüt maaş tutarı esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda; Gaziantep E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz ve Koruma Memuru Davut Azak ile H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz ve Koruma Memuru İsmail Daler’in ailelerine yaklaşık 60.000 TL, Gaziantep H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz ve Koruma Başmemuru Safi Canbaş’ın ailesine ise yaklaşık 75.000 TL ödendi. 2’de ADALET Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’de son 10 yıldır yapılan reformlar sonucu büyük bir dönüşüm ve değişim yaşandığını belirterek, adalet sistemindeki değişikliklerle uluslararası standartların yakalanmasında büyük mesafe alındığını vurguladı. Bakan Ergin, “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi”nin 27.09.2012 tarihindeki kapanış töreninde yaptığı konuşmada; proje sonunda elde edilen en büyük kazanımın; insan onuruna yakışır şartlarda, temel hak ve özgürlüklerin daha çok gözetildiği bir ceza infaz anlayışının yaygınlaştırılması, bu konuda tüm tarafların ve ilgililerin farkındalığının artırılması olduğunu söyledi. Ceza infaz kurumlarının ulusal ve uluslararası kuruluşlar tarafından denetlendiğini vurgulayan Ergin, en ufak hak ihlali iddialarının bile ciddiyetle soruşturulduğunu kaydetti. 8-9’da ‘Uluslararası Çocuklar İçin Adalet Sempozyumu’ 5-7 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilecek Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi ve HSYK’nın işbirliği, UNICEF’in teknik desteği ile yürütülmekte olan “Çocuklar İçin Adalet Projesi”nin 3. Yürütme Kurulu Toplantısı 26 Eylül 2012 tarihinde yapıldı. Toplantıda; ulusal ve uluslararası katılımcıların iştirakiyle 5-7 Aralık 2012 tarihinde, Ankara’da gerçekleştirilecek olan “Uluslararası Çocuklar İçin Adalet Sempozyumu”yla ilgili değerlendirmede bulunuldu. 5’te Genel Müdür Onuk, Erzurum’da incelemelerde bulundu Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Onuk, 21 Eylül 2012 tarihinde, Erzurum Kampüsünda bulunan E Tipi ve H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ile Açık Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret ederken, Erzurum’un Dumlu beldesinde yeni açılacak olan Açık Ceza İnfaz Kurumunda da incelemelerde bulundu. 3’te Batman M Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlülerin mezuniyet sevinci Batman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumumunda 2011-2012 Eğitim ve Öğretim Yılında Açık İlköğretim Okulundan 12, Açık Öğretim Lisesinden 4 ve Açıköğretim Fakültesinden 2 hükümlü mezun olarak diploma sevinci yaşadı. Hükümlülere diplomalarını, Kurumda yapılan törenle dağıtıldı. 6’da Seslenis Sayfa 2 Eylül 2012 Polonya Adalet Bakanlığı heyeti, Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde incelemelerde bulundu Polonya Adalet Bakanlığı heyeti, Türkiye ile Polonya arasında yargı alanında iş birliği imkanlarını değerlendirmek amacıyla 8-12 Ekim 2012 tarihleri arasında Ülkemize resmi ziyaret gerçekleştirdi. Heyet, Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde incelemelerde bulundu ve Türk infaz sistemi ile ilgili çalışmaları yerinde gördü. Polonya Adalet Bakanlığı heyeti, Türkiye ile Polonya arasında yargı alanında iş birliği imkanlarını değerlendirmek amacıyla 8-12 Ekim 2012 tarihleri arasında Ülkemize resmi ziyarette bulundu. Polonya Adalet Bakanlığı Müsteşarı Wojciech Wegrzyn başkanlığındaki üst düzey yetkililerden oluşan heyet; Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve Türkiye Adalet Akademisinde üst düzey yöneticilerle görüşmelerde bulundu. Heyet, 10 Ekim 2012 tarihinde, Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde bulunan Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu, Ankara 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve Ankara Çocuk Eğitimevini ziyaret ederek, incelemelerde bulundu. Heyete, Adalet Bakanlığı Müşteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat, Tetkik Hâkimi Hakan Umut refakat etti. Heyete Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Toplantı Salonunda Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimi Hakan Umut tarafından “Türk İnfaz Sistemi” konulu bir sunum yapılırken, Sincan Açık Ceza İnfaz Kurum Müdürü İsmail Olcar tarafından “Sincan Açık Ceza İnfaz Kurumu Tanıtım” konulu bir sunum gerçekleştirildi. Heyette Polonya Adalet Bakanlığı Müsteşarı Wojciech Wegrzyn, Uluslararası İşbirliği ve İnsan Hakları Bölümü Genel Müdür Yardımcısı Sayın Agnieszka Dabrowiecka, Avrupa Politikaları Koordinasyon Birimi Başkanı Malgor- zata Pawelec, Uluslar arası İşbirliği ve İnsan Hakları Bölümü Aile İçi Şiddetle Mücadele Koordinatörü Michal Lewoc, Uluslararası Hukuk Birimi Uluslararası İşbirliği ve İnsan Hakları Bölümü Uzmanı Michaj Gajdzinski, Cezaevi Hizmetleri Bürosu Müdürü Wlodzimierz Paszkows- ki, Polonya Büyükelçiliği Siyasi İşler Sorumlusu Adnrzej Mojkowski, Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Hasan Söylemezoğlu, Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimi Faruk Alaca, Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Tetkik Hâkimi Ziya Bekir Buğuçam bulundu. Görev şehidi infaz ve koruma memurlarının ailelerine yardım eli uzatıldı Gaziantep’te, 20.08.2012 tarihinde gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında şehit olan İnfaz ve Koruma Memurları Davut Azak ve İsmail Daler’in ailelerine yaklaşık 60.000 TL, İnfaz ve Koruma Başmemuru Safi Canbaş’ın ailesine ise yaklaşık 75.000 TL maddi yardımda bulunuldu. Gaziantep’te, 20.08.2012 tarihinde gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında şehit olan infaz ve koruma memurlarının geride bıraktığı aileleri unutulmadı. Göreve giden infaz ve koru- ma memurlarının içinde olduğu servis aracının geçişi sırasında bir araç içindeki bombanın patlatılmasıyla şehit olan 3 infaz ve koruma memurunun ailesine Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfınca (ATGV) maddi yardımda bulunuldu. Hain saldırıda 3 personelin yaşamını yitirmesi ceza infaz kurumları personeli başta olmak üzere tüm yargı mensuplarınca üzüntüyle karşılanırken, onların geride bıraktığı ailelerinin ise maddî yönden mağduriyetine yol açtı. Şehit personelin mağduriyetin giderilmesi için başlatılan çalışmayla; ATGV Yönetim ve Çalışma Esaslarını Gösterir Yönetmelik’in 7/a maddesi gereğince, brüt maaş tutarı esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda; Gaziantep E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz ve Koruma Memuru Davut Azak’ın ailesine yaklaşık 60.000 TL, Gaziantep H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz ve Koruma Memuru İsmail Daler’in ailesine yaklaşık 60.000 TL ve Gaziantep H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz ve Koruma Başmemuru Safi Canbaş’ın ailesine ise yaklaşık 75.000 TL ödendi. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem, 3 infaz ve koruma memurunun hain bir saldırıyla şehit edilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, şehitlerin kendilerine emanet edilen ailelerine sahip çıkmanın toplumsal bir görev olduğunu ifade etti. Erdem, şunları söyledi: “Gaziantep’te, Ramazan Bayramının ikinci gününde, bomba yüklü bir aracın havaya uçurulmasıyla meydana gelen terör saldırısında 3 infaz ve koruma memurumuz şehit edildi. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Personelimizin vefatından büyük bir üzüntü duydum. Onların geride bıraktığı acılı ailelerinin üzüntüsünü derinden paylaşıyorum. Onlara maddî ve manevi yönden yardımda bulunmak bizim görevimiz. Bu amaçla yargı mensuplarının iştirakiyle kurulan Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfımızca yardım çalışmasında bulunduk. Şehitlerimizin ailelerine maddî yardımda bulunduk. Böylece, ailelerimizin maddî sıkıntılarını gidererek, bir nebze de olsa onları rahatlatmak istedik.” Seslenis Eylül 2012 Sayfa 3 ‘Uluslararası Çocuklar İçin Adalet Sempozyumu’ 5-7 Aralık’ta Ankara’da gerçekleştirilecek Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye Adalet Akademisi ve HSYK’nın işbirliği, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün koordinatörlüğünde UNICEF’in teknik desteği ile yürütülen “Çocuklar İçin Adalet Projesi”nin 3. Yürütme Kurulu Toplantısı 26 Eylül 2012 tarihinde yapıldı. UNICEF’in ev sahipliğini yaptığı toplantıya Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci başkanlık etti. Toplantıya UNICEF Türkiye Temsilcisi Ayman Abulaban’ın yanısıra, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Abdulkadir Kaya, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Cevat Gül, Eğitimden Sorumlu Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreter Yardımcısı Engin Durnagöl ile Türkiye Adalet Akademisi, Eğitim Dairesi Başkanlığı, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı, İdari Mali İşler Daire Başkanlığı, Kanunlar Genel Müdürlüğü, Teknik İşler Daire Başkanlığı, Merkezi Finans ve İhale Birimi ile Avrupa Birliği Genel Müdürlüğünden yöneticiler katıldı. Toplantıda, Projenin AB tarafından yapılan değerlendirmesinden “İYİ” not alması ve yerine getirilen aktivitelerin başarısından duyulan memnuniyet paylaşıldı. Proje Yürütme Kurulu toplantısı neticesinde, Ankara’da ulusal ve uluslararası katılımla 5-7 Aralık 2012 tarihinde, koruma ve önleme, yargılama, infaz boyutlarında sorunlar, çözüm önerileri ve kurumlararası işbirliği konulu “Uluslararası Çocuklar İçin Adalet Sempozyumu” ve planlanan diğer aktivite çalışmalarına hız verilerek sürdürülmesi karara bağlandı. Bilindiği gibi adalet sisteminde çocukların haklarının korunmasını sağlamayı amaçlayan “Çocuklar için Adalet Projesi”, 03.01.2012 tarihinde başladı ve iki yıl devam edecek. Genel Müdür Onuk, Erzurum’da incelemelerde bulundu C eza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Onuk, beraberindeki heyet ile 21 Eylül 2012 tarihinde, Erzurum Kampüsünda bulunan E Tipi ve H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ile Açık Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret ederken, Erzurum’un Dumlu beldesinde yeni açılacak olan Açık Ceza İnfaz Kurumunda incelemelerde bulundu. Genel Müdür Mustafa Onuk, Dış İlişkiler Daire Başkanı İsmail Zararsız, Başbakanlık Merkezi Finans ve İhale Biriminden Ayşegül Özdemir, Avrupa Konseyi proje yetkililerinden Barış Yüncüler ve Şükran İleri, Avrupa Birliği Delegasyonundan Ayşe Nur Önsoy, Didem Bulutlar Ulusoy ve Marcin Braufhoff Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Avrupa Konseyi-Avrupa Komisyonu ortak programı kapsamında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü işbirliğinde yürütülmekte olan “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi” kapsamında gerçekleştirilen eğitim faaliyetleriyle igili bilgi aldılar ve mesleki eğitim atölyelerinde incelemelerde bulundular. Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık, Adli Yargı Adalet Komisyon Başkanı Erol Ofluoğlu, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Radi Akyol, Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi Başkanı Ünal Bingül, Ceza İnfaz Kurumlarından Sorumlu Cumhuriyet Savcısı Mevlüt Yalçın, Açık Ceza İnfaz Kurumu, E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu ve H Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürleri ve ikinci müdürlerinin refakatindeki ziyaretlerinden olumlu izlenimlerle ayrılan yabancı heyetin ardından Genel Müdür Mustafa Onuk ve Daire Başkanı İs- mail Zararsız, ceza infaz kurumları personeli ile bir araya geldi. Genel Müdür Mustafa Onuk; Erzurum Açık, E Tipi Kapalı ve H Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları personeliyle toplantı yaptı. Toplantıda personelle sohbet ederek, onların sorunlarını dinleyen Genel Müdür Onuk, ceza infaz kurumlarındaki örnek çalışmalar için personele teşekkür etti. Erzurum Açık Ceza İnfaz Kurumunu ziyaret ederek, işyurdu çalışmalarını yerinde gören Genel Müdür Onuk, Ceza İnfaz Kurumunun kendi üretimi olan organik elmalardan attı. Genel Müdür Onuk, Erzurum ziyaretinde; Abdurrahman Gazi Türbesi, Yakutiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese gibi tarihi ve turistik yerleri gezdi. ARAMIZDAN AYRILAN PERSONELİMİZ ADI VE SOYADI UNVANI KURUMU Yahya ÇAĞLAR Mehmet ERDEMİR Mehmet ÖZDEN İKM İKM İKM Hatay Açık CİK Ceyhan M Tipi KCİK Giresun E Tipi KCİK VEFAT TARİHİ 01/09/2012 02/09/2012 08/09/2012 Vefat eden personelimize Allah’tan rahmet, ailelerine, yakınlarına ve mesai arkadaşlarına baş sağlığı dileriz. EMEKLİ OLAN PERSONELİMİZ Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlülere yönelik skeç gösterisi gerçekleştirildi Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumunda, 01/09/2012 tarihinde, Bolu Sanat Tiyatrosu Oyuncuları Serkan Yılmaz, Meltem Yıldız ve Merve Alagöz tarafından “Rüya, Hanım... Beni Duyuyor Musun?, Ev Hali, Kılıbık Erkek Dominant Kadın, Köyden İndim Şehre” adlı skeçler sahnelendi. İki perdeden oluşan oyunların birinci perdesinin ardından Kurumda açılan Bağlama Kursuna katılıp bağlama çalmayı öğrenen hükümlüler tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi. Dinletinin ardından oyuncular skeçlerin ikinci perdesi ile izleyicilerle buluştu. Program sonrasında Kurum İkinci Müdürü Zekeriya Küçükçapraz oyunculara teşekkür etti. Küçükçapraz, Ceza İnfaz Kurumunda yapılan sosyal kültürel faaliyetlerin önemine değinerek, Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumunda da sürekli olarak bu tür faaliyetlerin gerçekleştirileceğini ifade etti. ADI VE SOYADI UNVANI KURUMU OSMAN ŞAHİN MEHMET AKBULUT HAKAN İŞTER HASAN MUTLU ERDOĞAN ZORLU ALİ İHSAN KAMA AZMİ COŞKUN MERYEM DUYAR HASAN DEMİRCİ KUDDUSİ HAMURKOPARAN ÖMER SALTAN HACI ALYÜZ MEHMET ŞIVGA ŞERAFETTİN ŞENER OSMAN GEGEKLİ BAYRAM ALPER HAMDİ AÇIKGÖZ NEBAHAT CİDDİ ADİL GÜÇLÜ ŞABAN ATEŞ EKREM CAHİT CEYLAN KAMİL SAĞLAM AHMET YALÇINKAYA CENGİZ ÖZDEMİR ŞEMSİ AKÇAY KAMİL AKTAŞ LÜTFİ ÖZTÜRK HÜSEYİN AKDOĞAN NEVRESTE KESGİN MEHMET ALİ YILDIRIM MUZAFFER ZUBARİ MEHMET MEMİŞ AHMET TÜFENK HÜSEYİN BİLGİLİ YAVUZ UZUN VEZİR YILDIZ MAHMUT PEHLİVAN İBRAHİM ERGENÇ MEHMET ÇAĞLAR SÜLEYMAN GÖKDOĞAN İKM İKM İKM İKM İKM İKM İKM İKM İKBM ŞOFÖR İKBM İKM İKBM İKM İKM 2.MÜD İKBM SAĞ.MEM AŞÇI İKM TEKNİSYEN İKM İKM İKM İKM İKM İKM İKM İKM İKM SOS.ÇAL. İKM İKM İKM İKBM İKBM İKM İKM İKM İKM İNCESU KAPALI ÇOCUK CİK İSTEĞİ ÜZERİNE MALATYA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE BOLU KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ANTALYA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE İVRİNDİ K2 TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE KÜTAHYA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE SİVAS AÇIK CİK İSTEĞİ ÜZERİNE RİZE L TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ANKARA 1 NOLU L TİPİ KCİK İSTEĞİ ÜZERİNE SİNCAN AÇIK CİK İSTEĞİ ÜZERİNE KÜTAHYA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE TOKAT T TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ESKİŞEHİR H TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ZONGULDAK M TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ÇANKIRI E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ANKARA 2 NOLU L TİPİ KCİK İSTEĞİ ÜZERİNE SİLİVRİ AÇIK CİK İSTEĞİ ÜZERİNE BURHANİYE C TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE VİZE K1 TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE SİLİVRİ 3 NOLU L TİPİ KCİK İSTEĞİ ÜZERİNE ALANYA L TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ALANYA L TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE GAZİANTEP E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE DENİZLİ D TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE KÜTAHYA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ORDU E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE PAZARCIK A TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE GEBZE M TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE UŞAK E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE HATAY E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ISPARTA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE KAHRAMANMARAŞ E TİPİ KCİK İSTEĞİ ÜZERİNE SİNOP E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE RİZE L TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE İZMİR 3 NOLU T TİPİ KAPALI İSTEĞİ ÜZERİNE YOZGAT E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE RİZE L TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ANKARA AÇIK CİK İSTEĞİ ÜZERİNE ISPARTA E TİPİ KAPALI CİK İSTEĞİ ÜZERİNE EM. DURUMU TARİHİ 02/08/2012 02/08/2012 02/08/2012 02/08/2012 02/08/2012 07/08/2012 07/08/2012 07/08/2012 07/08/2012 07/08/2012 08/08/2012 08/08/2012 08/08/2012 08/08/2012 08/08/2012 13/08/2012 13/08/2012 13/08/2012 13/08/2012 14/08/2012 14/08/2012 14/08/2012 14/08/2012 16/08/2012 17/08/2012 17/08/2012 17/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 28/08/2012 31/08/2012 31/08/2012 Ceza infaz kurumlarında uzun yıllar hizmet vererek, emekli olan personelimize teşekkür eder, bundan sonraki yaşamında sağlık ve mutluluk dileriz. Sayfa 4 DS Etkinlik Seslenis Eylül 2012 Uşak’ta 12 kursiyere ‘ısı ve ses yalıtımı’ eğitimi verildi Uşak Koruma Kurulunca düzenlenen ‘Isı ve Ses Yalıtımı Kursu’nu başarıyla bitiren 12 eski hükümlüye sertifikaları, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Bayram ve Kurul üyelerince verildi Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı Koruma Kurulu Başkanlığınca sertifika dağıtım töreni düzenlendi. Uşak Koruma Kurulu Başkanlığınca eski hükümlülere yönelik açılan ısı ve ses yalıtım kursu, Uşak Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde 12 kursiyerin katılımı ile toplam 200 saat ve 40 gün süreyle okulun yapı öğretmeni tarafından verildi. Kurs sonunda başarı göstererek sertifika almaya hak kazanan 7 kursiyer için 20/09/2012 tarihinde Uşak Adliyesi Toplantı Salonunda, Uşak Cumhuriyet Başsavcısı Ali Bayram ve Kurul üyelerinin katılımıyla sertifika dağıtım töreni düzenlendi. Tören sonunda sertifika almaya hak kazanan kursiyerlere sertifikaları takdim edilerek, kursa sundukları katkılardan dolayı; Koruma Kurulu Başkanlığı adına Uşak Cumhuriyet Başsavcısı Ali Bayram ve Uşak Denetimli Serbestlik Müdürü Ahmet Güneyli tarafından Çalışma ve İşkur İl Müdürlüğü ile Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Müdürlüğü yetkililerine teşekkür belgesi takdim edildi. Aksaray Ceza İnfaz Kurumunda hükümlere denetimli serbestlik sistemi anlatıldı Aksaray Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan erkek ve bayan hükümlülere yönelik yürütülen eğitim-öğretim ve iyileştirme faaliyetleri kapsamında “Denetimli Serbestlik Sistemi” ile ilgili konferans gerçekleştirildi. 6291 sayılı kanun ile 5275 sayılı CGTİHK’na eklenmiş olan 105/A maddesine ilişkin uygulanmakta olan denetimli serbestlik sistemi hakkında Aksaray Denetimli Serbestlik Müdürü M. Korkmaz Peker ve Aksaray Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde psikolog olarak görev yapan Ayşenurgül Durusoy tarafından verilen konferansta; 5275 sayılı yasanın 105/A maddesinden kimlerin yararlanacağı, tahliye sonrası yapılacak işlemler ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına karar verilen hükümlülere yönelik yapılan çalışmalar, hükümlünün müdürlüğe müracaat etmesi, yükümlülüklerin belirlenmesi, kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma, bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma, belirlenen yer ve bölgelere gitmeme, belirlenen programlara katılma, hükümlünün uyması gereken yükümlülükler, ikametgah değişikliği ve izinler, ihlal ve kapalı ceza infaz kurumuna iade olunması başlıkları altında anlatıldı. Gaziantep’te, ceza infaz kurumundan salıverilen hükümlülere ‘iş arama becerileri’ konulu seminer verildi Gaziantep Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 105/A maddesinden yararlanmak suretiyle Ceza İnfaz Kurumlarından salıverilen hükümlülere yönelik sunulmakta olan iyileştirme çalışmaları kapsamında; Adliye konferans salonunda, “Koruma Kurulu Hizmetleri ile İş Arama ve Bulma Becerileri” konulu seminer düzenlendi. Şube Müdürlüğü Öğretmeni Aydın Ökçüntekle ile Çalışma ve İş Kurumu il Müdürlüğü personeli Şef Mehmet Özcan tarafından sunumu yapılan ilgili seminere, şartla salıverilmiş yaklaşık 100 Denetimli Serbestlik yükümlüsü katıldı. Soru-cevap bölümü ile tamamlanan seminer çalışması sonunda; Koruma Kurulu hizmetlerine yön verecek “ihtiyaç ve ön talep formları” edinildi. Karşıyaka’da madde bağımlılığı ile ilgili eğitim programı gerçekleştirildi Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, 5237 sayılı yasanın 191. maddesi kapsamında uyuşturucu maddeden kurtulmak isteyen, haklarında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen hükümlülerin uyuşturucu maddeden kurtulmalarını sağlamak, dış dünyaya uyumlarına yardımcı olmak, aileleriyle bağlarını sürdürmeleri, güçlendirmeleri ve topluma kazandırılmalarına yönelik eğitim programları gerçekleştirildi. Karşıyaka Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ve Ege Üniversitesi Çocuk ve Ergen Alkol Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi (EGEBAM) işbirliğiyle hazırlanan ve yürütülen çalışmalar; hükümlülerin ihtiyaçları ve risk durumları dikkate alınarak hazırlandı ve uygulandı. Bu kapsamda 26/09/2012 tarihinde korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, çocukların gelişimine yönelik destekleyici tedbirlerin alınmasına yönelik toplantı ve 27/09/2012 tarihinde ise uyuşturucu madde kullanmaktan dolayı haklarında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen hükümlülere Şube Müdürlüğünde “Beyin ve Bağımlılık” konulu grup çalışması gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen çalışmalarda maddenin türü, söz konusu maddenin kullanım şekli ve sıklığı, kullanıcısının genel kişilik özellikleri dikkate alınarak, eğitim programları bu çerçevede oluşturuldu. 27/09/2012 tarihinde ayrıca 5275 sayılı yasanın 105. maddesi kapsamında cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını denetimli serbestlik tedbiri kapsamında cezaevi dışında geçirmeleri için salıverilen hükümlülere “Stresle Başa Çıkma Yolları” konulu seminer verildi. Kişilerin birebir katılımcı olduğu ve karşılıklı etkileşimin gerçekleştiği ve yararlarının görüldüğü çalışmaların önceki aylarda olduğu gibi önümüzdeki aylarda da devam etmesi kararlaştırıldı. Seslenis Eylül 2012 DS Etkinlik Sayfa 5 Kütahya’da eski hükümlülere ‘ARGON Sanayi Kaynakçılığı’ eğitimi verilecek Sanayide önemli bir iş koluna sahip olan “ARGON Sanayi Kaynakçılığı” üzerine yaklaşık üç ay evvel Kütahya Denetimli Serbestlik Müdürlüğünde görevli proje koordinatörlerinden Öğretmen İsmail Özer ile Sosyolog Saffettin Kopuz’un yaptığı proje çalışması, 17/09/2012 tarihinde Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünce onaylandı. Kütahya Denetimli Serbestlik Müdürü Hasan Bıyık, Kütahya İş Kurumu Müdürü Feyzullah Eren Türkmen ile Kütahya Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü İzzet Tarhan’ın katıldığı törenle ARGON Sanayi Kaynakçılık Eğitim Kurs Projesi, 08/10/2012 tarihinde imzalanarak hayata geçmiş oldu. Şartlı salıverilen hükümlüler ile Koruma Kurulu bünyesinde mevcut olan eski hükümlülere yönelik meslek edindirme kursunun ilk dersi 15 Ekim’de başlayacak. 3 ay ve 384 saat sürecek olan eğitim programı süresince kursiyerlere günlük 20 TL katılım ücreti ödenecek olup, sağlık sigortaları da yapılacak. Kurs sonunda başarılı olan kursiyerlere sertifika verilecek. Ayrıca, kursiyerlerin istihdamlarına yönelik olarak işverenlerle iletişime geçileceği ifade edildi. Erzurum’da ailelere yönelik iletişim ve çocuk eğitimi verildi E rzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Koruma Kurulu Başkanlığı Toplumla Kaynaştırma ve İstihdam Projesi (SODES) kapsamında, Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yazar Sıtkı Aslanhan, 26 Eylül 2012 tarihinde, Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kültür Merkezinde, Erzurumlulara ‘Aile içi İletişim ve Çocuk Eğitimi” konulu seminer verdi. Aslanhan, aile içi iletişimle ilgili önemli bilgileri paylaştı. “Aile içinde bireyler birbirleriyle konuşmaz oldular. Anne dizilerle, çocuklar bilgisayar ve telefonlarla, babalar da kahvelerde yaşam sürdürür hale geldi’’ sözleriyle, modern çağa yenik düşmüş örf ve adetlerimizi kazanmada görevin ebeveynlere düştüğünü vurgulamakla beraber başarılı bir hayatın formüllerini sunan Aslanhan, “Başarı için iki madde çok önemlidir. İnanmak ve bedel ödemek. Belirlenen hedefe inanmak, bizi başarı yoluna çıkarır. Bu yolun sonundaki hedefe ulaşmak için ise gerekli emeği harcamalı, yani bedel ödemeliyiz. Bu hedefe yürürken önümüze çıkan bütün engelleri aşacak kadar inanıp inan- madığımızı kendimize sormalıyız. Gecenin saat birinde, ders kitaplarınızın üzerinde alın terinizi akıtmıyorsanız başarı hayaldir. Sihirli dizilerdeki gibi kolay değil hayat. Ders çalışmanın önündeki televizyon, internet, cep telefonu gibi engelleri kaldırmalıyız.” dedi. Gençlere hedefleriniz ve hayallerinizi belirleyin diyen Aslanhan, “Ülke olarak gençlerimizin potansiyelini ve kıymetini bilmeliyiz.” diyerek genç nesile önem verilmesi gerektiğini ifade etti. Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık, Adalet Komisyonu Başkanı Erol Ofluoğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Eyüp Tavlaşoğlu, ERVAK Başkanı Erdal Güzel, Ermeni Araştırmalar Başkanı Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Zeynel Uludüz, Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü İbrahim Arlı, Denetimli Serbestlik Müdür V. Zafer Gün, H Tipi Ceza İnfaz Kurumu Müdür V. Sefer Özen’in izlediği seminere yaklaşık 500 kişi katıldı. Seminer, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık’ın yaptığı teşekkür konuşması ve hediye takdimi ile gelen dinleyicilere verilen ikramlarla sona erdi. Adıyaman’da 228 hükümlü kamu yararına çalıştı Adıyaman Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, 6291 ve 6352 sayılı Kanunlar gereğince ceza infaz kurumundan salıverilen Adıyaman merkez ve 8 ilçede denetim altındaki 228 hükümlü 29,412 saat kamu yararına ücretsiz olarak, kamu-kurum ve kuruluşlarında boya, badana, tamir, onarım ve bahçe düzenlemesi gibi işlerde çalıştırıldı. Hükümlülerin Şube Müdürlüğü denetim ekibince günlük olarak denetlenmesi; yükümlülük ihlallerinin önlenmesinin yanı sıra kamu kurumlarının ve halkın denetimli serbestlik sistemine olan güvenini olumlu yönde etkiliyor. Hatay Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce ‘SAMBA’ programı gerçekleştirildi Hatay Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından; Temmuz 2012’de Sigara Alkol ve Madde Bağımlılığı yaşayan yükümlülere yönelik Farkındalık Eğitim Programı başlatıldı. Sigara Alkol ve Madde Bağımlılığı Farkındalık Eğitim Programı (SAMBA) Sosyal Çalışmacı Şehrazat Aslanyürek Zorlu ile Sosyolog Mahmut Gezer tarafından Hatay Adalet Sarayı toplantı salonunda gerçekleştirildi. Grup çalışmalarına katılan yükümlülerin programı faydalı bulduğu ve programa aktif olarak katıldıkları gözlendi. Sayfa 6 Seslenis Eylül 2012 Yeni eğitim-öğretim yılı açılışı nedeniyle çeşitli etkinlikler yapıldı Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda gerçekleştirilen programda; Açık Öğretim Fakültesinden mezun olan 2 hükümlü ile Bağlam Kursunu başarıyla bitiren 5 hükümlüye belgeleri verildi, ardından TELVİN Sanat Tiyatrosu tarafından tiyatro gösterisi gerçekleştirildi. 14.09.2012 tarihindeki etkinliğe; Sinop Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Uysal, Kurum Müdürü Özer Duman, Kurum İkinci Müdürleri Ahmet Çakmak, Bayram Yüksek ve Duran Arar, İdare Memurları Abdulkadir Özkan, Güler Bora, Kurum Öğretmeni Bülent Yılmaz, Kurum personeli ile 300 tutuklu ve hükümlü katıldı. Sinop Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Uysal diploma ve belge dağıtım töreninde, Sinop E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun insanların zihnindeki cezaevi profilinden uzak, çağdaş bir izlenim uyandırdığına, sistematik işleyiş düzenine, yapılan sosyal kültürel faaliyetlerin tutuklu ve hükümlüler için moral ve motivasyon kaynağı olduğuna değinerek bu özel etkinlik için başta Kurum idaresi olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti. 2011-2012 Öğretim Yılında Açık Öğretim Programından büyük özveri ve azimle başarı göstererek Açık Öğretim Fakültesi İlahiyat Bölümünden mezun olan hükümlü Özhan Yazoğlu ve Açık Öğretim Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümünden mezun olan hükümlü Fatih Çeltik’in diplomaları, ayrıca Kurumdaki eğitim öğretim faaliyetleri çerçevesinde düzenlenen bağlama kursunu başarıyla bitiren 5 hükümlü ve tutukluya belgelerini Sinop Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Uysal tarafından verildi. Kurum Müdürü Özer Duman tarafından Sinop Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Uysal’a Sinop’un simgesi, el işçiliğinin sanata dönüştüğü, tamamen el emeği göz nuru bir kotra hediye edildi. Etkinliğin ikinci bölümünde TELVİN Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve Tiyatro Oyuncusu Gülbahar Karaduman tarafından hazırlanan ve sahnelenen mizah gücü yüksek, günlük yaşantılardan kesintiler şeklinde tüm tutuklu hükümlülerin ve oyuna katılan tüm idari kadro ve personelin kendilerinden bir şeyler bulduğu komedi dalında bir oyun sergilendi. Kurumun Çok Amaçlı Salonunda gerçekleşen tiyatro oyunu, tam katılımın sağlanması için iki seans halinde oynandı. Tüm katılımcılardan tam not alan gösterinin ardından tiyatro ekibine tutuklu ve hükümlülerin yapmış oldukları el işi hediye edildi. BATMAN M TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMUNDA DİPLOMA DAĞITIM TÖRENİ Batman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumumuzda 2011-2012 Eğitim ve Öğretim Yılında Açık İlköğretim Okulundan 12, Açık Öğretim Lisesinden 4 ve Açıköğretim Fakültesinden ise 2 öğrenci mezun olarak diploma almaya hak kazandı. Diploma dağıtım törenine Kurum Müdürü Necmi Azizağaoğlu, Kurum ikinci müdürleri, Kurum öğretmenleri ile çok sayıda personel ile hükümlü ve tutuklular katıldı. Kurum Müdürü Necmi Azizağaoğlu yaptığı konuşmada; “Eğitim-öğretim, insanlığın doğusuyla birlikte doğmuştur. Eğitim-öğretimden yoksun kalmak demek yok olmakla karşı karşıya kalmak demektir. Sağlıklı, mutlu, huzurlu, refah ve güven içinde yaşamak ve yaşama ortamı hazırlayabilmek, ancak ve ancak bilinçli, birikimli ve donanımlı bir eğitim-öğretimle mümkün kılınabilir.” dedi. Azizağaoğlu konuşmasının devamında Kurumda bulunan hükümlü ve tutuklulara yönelik çeşitli mesleki kurslar, sportif etkinlikler ile üniversite ve açık öğretim okullarına yönelik hazırlık kurslarının verildiğini belirtti. Eğitim öğretim hizmetlerini yürüten Kurum öğretmenleri Mehmet Şen ve Adnan Öztürk ile Kurum kütüphanesinden sorumlu Hasan Aydına teşekkür ederek kendilerine birer kalem hediye etti. Diploma almaya kazanan öğrencileri tebrik edip, kendilerine çeşitli giyecek ve kitap takdim etti. ANTALYA E TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMUNDA BELGE DAĞITIM TÖRENİ 8 Eylül Dünya Okuma ve Yazma Günü kutlamaları kapsamında Antalya E Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumunda Belge Töreni düzenlendi. Antalya-Kepez İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüdai Vural, Teomanpaşa Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Yakup Hoplar, Çamlıbel Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Nevzat Durmaz, Kurum Müdürü Mehmet Özer, Kurum Öğretmenleri, Kurum Sosyal Çalışmacısı ve Kurum personelinin katılımıy- la gerçekleştirilen törende Antalya-Kepez Çamlıbel Halk Eğitimi Merkezi İşbirliği ile düzenlenen I. Ve II. Kademe Okuma Yazma Kurslarını başarıyla bitiren 16 hükümlü ve tutukluya kurs belgeleri verildi. Ayrıca Okur Yazarlık Kurslarından mezun olan hükümlü Şahin Sönmez okumanın önemi hakkında bir konuşma yaparken, hükümlü Nazım Parlak da “ Okumak” adlı şiiri seslendirdi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Hüdai Vural da konuşmasında okuma ve yazmanın insan hayatındaki önemine değinerek, Kurumdaki bu faaliyetten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Adana F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, Açık Öğretim Fakültesinin farklı bölümlerini başarıyla tamamlayarak, diploma ve onur belgelerini almaya hak kazanan hükümlü-tutuklu Nusret Argun, İlker Turdan ve Akan Ayçoban ödüllendirildi. Hükümlü ve tutuklulara, Kurumun Eğitim Kurulu kararıyla, örnek davranışları nedeniyle takdir belgesi ve hediye verildi. 14.09.2012 tarihindeki belge dağıtım töreninde Kurum Müdürü Haydar Çalışkan, okumanın yeri, zamanı ve yaşının olmadığını belirterek, caza infaz kurumlarında insanın kendisini geliştirecek faaliyetler içerisinde olması gerektiğinin altını çizdi. Çalışkan, belge almaya hak kazanan hükümlü ve tutuklulara, takdir belgesinin yanı sıra birer adet de kitap hediye etti. Hükümlü ve tutuklular da Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Biriminin kendilerine verdiği destek için teşekkür etti. Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumunda 12.09.2012 tarihinde 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılının başlaması ve İlköğretim Haftası nedeniyle tören düzenlendi. Törene; Kurum Müdür Vekili Mecit Demirci, İkinci Müdür Recep Şen, Kurum Öğretmenleri Recai Yıldız, Mehmet Büker ve Fikri Altuntaş, İnfaz ve Koruma Başmemuru Ramazan Danacı ile birlikte personel ve hükümlüler katıldılar. Kurum Öğretmen Recai Yıldız, açılışta yaptığı konuşmada; Eğitim Birimince hazırlanan yeni eğitim öğretim yılı ile ilgili bilgileri aktardı. Örgün öğretimde; eğitim ve öğretime ara verilmesine rağmen ceza infaz kurumları ile halk eğitim merkezlerinde eğitim ve öğretimin sürekli yapıldığını ifade ettikten sonra; 11 Nisan 2012 tarih ve 28261 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hakkında açıklamalarda bulundu. Yıldız, “4+4+4” olarak belirlenen yeni sistem nedeniyle ilköğretim kavramının kaldırıldığını, ilkokul, ortaokul, imam hatip ortaokulu ve lise şeklindeki yeni sistemin getirdiği yeniliklerden olan söz konusu dönüşümle okulların statüsünün değiştiğini, statü değişince de Açık İlköğretim Okulu öğrenci dosyalarının da ilkokul veya ortaokullara aktarıldığını söyledi. Yıldız, ayrıca Bakanlar Kurulu Kararı ile kaldırılan yüksek öğrenim harçları ve Açık Öğretim Fakültesi (AÖF) ücretleri hakkında yeni oluşan “öğretim gideri” olarak belirtilen 205 TL ücretin kitap vs. giderleri olarak ödeneceği ile ilgili bilgilere hükümlülere aktarıldı. Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumunda düzenlenen 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı açılış programı sonrasında hükümlülerin hoşça vakit geçirmesi ve moral motivasyonlarının yükseltilmesi amacıyla müzik eğlence programı gerçekleştirildi. Konsere Mahalli Sanatçı İbrahim Kutlu ritim ve sözleriyle, Kurum personeli Yakup Evren, hükümlülerden Erdoğan Yetiş, Mustafa Vural Atalay ise bağlama ve türküleriyle renk katarken hükümlüler ve personel coşkulu bir gün yaşadılar. Seslenis Eylül 2012 Sayfa 7 Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mermerci, ceza infaz kurumları eğitim merkezleri ile ilgili çalışma başlattıklarını söyledi Eğitim merkezleri uluslararası standartlarda eğitim veriyor Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, “Eğitim merkezlerimizin fizikî kapasitesini ve eğitim ortamlarını güçlendirmek istiyoruz. Bu amaçla Ankara’da 1200 kişi kapasiteli, atış poligonları, sosyal alanları olan, modern bir eğitim merkezinin yapılmasına yönelik çalışmalara başlanmıştır.” dedi C eza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Eğitim Kurulu Toplantısı, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci’nin Başkanlığında yapıldı. 25 Eylül 2012 tarihinde, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Ankara Eğitim Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya Danıştay Yedinci Dairesi Üyesi Eren Sonbay, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı Cevat Gül, Eğitim Dairesi Başkan V. Metin Tepe, Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Serdar Mutta, Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayhan Mutlu, Türkiye Barolar Birliğinden Avukat Seray Şenfer ve Diyanet İşleri Başkanlığı Sosyal ve Kültürel İçerikli Din Hizmetleri Daire Başkanı Osman Aydın ile Daire Başkanı Vehbi Kadri Kamer katıldı. Atış poligonu ve sosyal alanları olan yeni bir eğitim merkezi Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, “Ceza infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan personelimizin sayısı, bu yıl alınacaklar ile birlikte, yaklaşık 42.000’e ulaşacaktır. Bu personelin hizmet öncesi, aday memurluk, hizmet içi ve görevde yükselme eğitimleri eğitim merkezlerimizde yapılmaktadır. Ancak biz eğitim merkezlerimizin fizikî kapasitesini ve eğitim ortamlarını güçlendirmek istiyoruz. Bu amaçla Ankara’da 1200 kişi kapasiteli, atış poligonları, sosyal alanları olan, modern bir eğitim merkezinin yapılmasına yönelik çalışmalara başlanmıştır “ dedi. Hükümlü- tutuklu birilerinin anası, babası, çocuğu, kocası, bacısı, arkadaşıdır Salıverilmelerinden sonra sosyal alanların tamamında birlikte yaşayacağımız, kaldırımları paylaşacağımız bu insanların işlediği suçun farkına varmasını sağlamadan yeniden suç işlemelerinin önlenmesinin mümkün olmadığınının altını çizen Müsteşar Yar- dımcısı Mermerci, bütün bu eğitim faaliyetleri ile değişim arzusunun filizlenmesini amaçlandığını belirtti. Mermerci, şöyle konuştu: “Hükümlü- tutuklu birilerinin anası, babası, çocuğu, kocası, bacısı, arkadaşıdır; suçun birincil mağduru olmasalar bile hükümlü- tutuklu yakınları da ‘Sevdiklerinden uzak kalarak, onlar için merak ve endişe duyarak, tüm bunların yanında toplum etiketlerine maruz kalarak’ ikincil bir mağduriyet yaşarlar. Çünkü akrabalık- yakınlık demir parmaklıklarla sınırlansa da iki taraf için de önemini asla yitirmez. Bizler suçluluğun dalga dalga etkilerinin farkındayız ve ceza infaz kurumlarındaki yaşamı dış dünyadaki yaşama mümkün olduğunca yaklaştırmak arzusundayız. Bu sayede, kurumlarımızda eğitim ve iyileştirme faaliyetlerine katılan hükümlülerin yeniden suç işlemesinin önüne geçmiş olacağız.” Eğitim Kurulu Toplantısı Toplantıda Eğitimden Sorumlu Tetkik Hâkimi Hasan Saraç tarafından 2012 yılında bugüne kadar gerçekleştirilen eğitim programları hakkında, Kurul üyeleri bilgilendirilirken, önümüzdeki dönemlere ilişkin eğitim programları ele alındı. Kurumlarındaki eğitim çalışmaları büyük başarıyla devam ediyor Ceza infaz kurumlarında, hükümlü ve tutuklulara yönelik eğitim faaliyetleri artarak devam ediyor. Kurumlarda bire bir eğitim anlayışıyla sürdürülen çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Bu yıl gerçekleştirilen YGS’ye 2957 kişi, LYS’ye 635 kişi katılırken, sınavların sonucunda 446 hükümlü ve tutuklu üniversitelerin değişik bölümlerine yerleşti. Açık öğretim ve uzaktan eğitim bölümleri en çok tercih edilen programlar arasında yer alırken, 7 hükümlü ve tutuklu ise hukuk fakültesini kazandı. Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Ali Deniz Kılıç, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanarak, büyük bir başarıya imza attı. 2012 YGS ve LYS’ye Ceza İnfaz Kurumunda hazırlanan hükümlü Kılıç, Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Biriminin desteğiyle böyle bir başarıya imza attığını söyledi. Açık ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler üniversite eğitimlerine örgün olarak devam ediyorlar. Kurumlar, Açık İlköğretim Okulundan üniversite, hatta yüksek lisansa kadar değişik alanlardaki eğitim faaliyetleriyle adından söz ettiriyor. 2012 yılının ilk altı aylık dönemindeki eğitim faaliyetleri sayısal olarak değerlendirildiğinde; kurumlardaki başarılı çalışmaları görmek mümkün. Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle bu yılın ilk altı ayında; Açık İlköğretim Okulu sınavlarına 1.dönemde 4709, 2.dönemde 5070 ve 3.dönemde 4347 kişi; Açık Öğretim Lisesi sınavlarına ise 1. Dönemde 9242, 2.dönemde 10012, Dönem Sonunda 8154 ve Ek Sınavda ise 336 hükümlü ve tutuklu katıldı. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından gerçekleştirilen ALES (İlkbahar)’e 72, KPDS (İlkbahar)’ye 28, TUS (ilkbahar)’a 1, ÜDS (İlkbahar)’a 20, YGS’ye 2957, LYS’ye 635, DGS’ye 94, KPSS (Lisans)’ye 121, TUS (Sonbahar)’a 1 ve KPSS (Orta Öğrenim-Önlisans)’ye 1086 hükümlü ve tutuklu girdi. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi (AÖF)’ye devam eden hükümlü ve tutuklulardan Uzak Eğitim Online Sistemi Ara Sınavlarına (Güz Dönemi) 4, Kredili Sistem Dönem Sonu (Güz Dönemi) Sınavına 559, Uzaktan Eğitim Online Sistemi Dönem Sınavlarına (Güz Dönemi) 3, İktisat-İşletme Fakültesi Yıllık Sistem Ara Sınavına 1363, Kredili Sistem Bahar Dönemi Ara Sınavlarına 505, Uzaktan Eğitim Online Sistem Bahar Dönemi Ara Sınavlarına 3, İktisat-İşletme Fakültesi Yıllık Sistem Yıl Sonu Sınavına 1260, Kredili Sistem Bahar Dönemi Sınavına 477, Uzaktan Eğitim Online Sistem Dönem Sonu (Bahar) Sınavlarına 3, İktisat-İşletme Fakültesi Yıllık Sistem Bütünleme Sınavına 917 ve Kredili Sistem Güz Dönemi Sınavına 179 kişi katıldı. Sayfa 8 Seslenis Eylül 2012 “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılmas Ceza infaz ku reformlar kesintis Mart 2009’da başlayan ve 27 Eylül 2012 tarihindeki kapanış töreniyle sona eren “Türkiye’de Mod kapsamında, model olarak belirlenen 90 ceza infaz kurumu, çağdaş infaz hizmetlerine uygun şekil Sadullah Ergin Adalet Bakanı “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi” Kapanış Töreni 27 Eylül 2012 tarihinde JW Marriott Otel’de Sayın Bakan Sadullah Ergin’in teşrifleriyle gerçekleştirilmiştir. Tüm gün süren kapanış törenine Bakanı Sadullah Ergin’in yanı sıra TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İçişleri Bakanı Müsteşarı Seyfullah Hacımüftüoğlu, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Sefa Mermerci, Bilal Çalışkan ve Mustafa Erol, Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, Ceza İşleri Genel Müdürü Metin Kıratlı, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Onuk, Bilgi İşlem Daire Başkanı Mesut Orta, Strateji Daire Başkanı Akın Çakın ile Başbakanlık Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Muhsin Altun, Avrupa Konseyi Programlar Genel Müdür Vekili Verena Taylor, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Morris Rippert ve Adalet Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü ve ceza infaz kurumlarının personeli katıldı. Tören; Genel Müdür Mustafa Onuk’un açılış konuşmasıyla başlayıp, Başbakanlık Merkezi Finans ve İhale Birimi Başkanı Muhsin Altun, Avrupa Konseyi Programlar Genel Müdür Vekili Verena Taylor, Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Jean Morris Rippert ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in açılış konuşmaları ile devam etti. Genel Müdür Mustafa Onuk, bir ceza infaz sistemi çalışanı olarak ceza infaz kurumlarını, suç davranışı göstermiş kişilerin kapatıldıkları dört duvar arası olarak görmediğini; ceza infaz kurumlarının, tutukluların, insan onuruna uygun koşullarda yargılanmaya hazırlanmalarına olanak vermek; hükümlülerin de cezalarını yine insan onuruna uygun biçimde çekmelerini sağlamak için var kılındıklarını belirterek konuşmasına başladı. Ceza infaz kurumlarının, doğası gereği insanın özgürlüğünü kısıtlayan kurumlar olduğunu, ancak burada kalan kişileri yeniden suç işlemeyen, üretken 90 ceza infaz kurumunda yapılan çalışmalar 1 Mart 2009 tarihinde fiilen başlayan ve 43 ay boyunca ceza infaz sisteminde görev yapan tüm aktörlere ulaşan bu proje, Avrupa Birliği - Avrupa Konseyi Ortak Programı olarak yürütüldı. Proje ile 90 adet orta ve yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda eğitim tesisleri ve meslekî eğitim atölyeleri kuruldu, ceza infaz sisteminin parçası olan tüm personele yönelik yoğun eğitim faaliyetleri yürütüldü. Toplam bütçesi 8.200.000 Avro olan Projenin, Türkiye’deki ceza infaz sisteminin Avrupa Cezaevi Kuralları’nda öngörülen uluslararası standartlara ulaştırılmasında büyük bir rol oynadığı ifade edildi. 90 ceza infaz kurumunun her birinde değişik alanlarda 3’er atölye olmak üzere toplam 270 yeni atölye kuruldu. Böylece orta ve yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarının mesleki eğitim imkanları çeşitlendirildi. Bu çeşitliliğin, mahkumların salıverilmelerinden sonra çalışma hayatında katılmalarını ve bu sayede topluma uyumlarını kolaylaştıracağı vurgulandı. Proje kapsamında 90 ceza infaz kurumunda çalışan toplam 18.000 personel, 850 ceza infaz kurumu idarecisi, 350 ceza infaz kurumu öğretmeni, 350 psiko-sosyal servis görevlisi ve 450 sağlık çalışanına yeni Avrupa Cezaevi Kuralları (2006) ve uluslararası standartlar ile ilgili diğer mevzuat konusunda eğitim veildi. Bunun yanında 200 Genel Müdürlük personeli, 90 cumhuriyet savcısı, 90 jandarma komutanı, 150 infaz hakimi ve 600 izleme kurulu üyelerinin katılımıyla ceza infaz alanına ilişkin uluslararası standartlar, Avrupa standartları ve Türk mevzuatı, ceza infaz kurumlarının iç ve dış denetimi ile izleme konularında seminerler düzenlendi. Ceza infaz kurumlarında sunulan hizmetlerde standardı sağlamak, projenin sürdürülebilirliği ve yerel sahiplenilmesini kuvvetlendirmek ve proje çıktılarını projenin faydalanıcıları ile paylaşabilmek için “Ceza İnfaz Kurumu Yönetimi El Kitabı”; “Avrupa Cezaevi Kuralları Eğitici El Kitabı”, “İyi Ceza İnfaz Kurumu Yönetimi, Liderlik ve İşleyiş Standartları Eğitici El Kitabı”, “Ceza İnfaz Kurumları Öğretmenleri El Kitabı”, “Ceza İnfaz Kurumları Sağlık Hizmetleri El Kitabı”, “İzleme Kurulları El Kitabı”, “İnfaz Hâkimliği El Kitabı”, “Avrupa Konseyi’nin Ceza İnfaz Alanına İlişin Tavsiye Kararları” ile “Suçlu Davranış Program El Kitabı” hazırlanarak, bunlardan yaklaşık 32.000 kopya basılarak tüm ceza infaz kurumlarına ve nihai kullanıcılara ulaştırıldı. Mahpusların topluma yeniden kazandırılmalarında en önemli araçlardan biri olan suçlu davranış programları güncellenirken, 6 yeni suçlu davranış programı en güncel halleriyle Türk ceza infaz sistemine kazandırıldı. Projenin yürütüldüğü 90 ceza infaz kurumunun her birine, yaklaşık 500 kitap gönderilerek, kurum kütüphaneleri en güncel kitaplarla zenginleştirildi. Ayrıca ceza infaz sistemimizdeki değişimi paylaşmak ve sivil toplumla işbirliği imkanlarını geliştirmek amacıyla 50 STK temsilcisinin katılımlarıyla 3 seminer gerçekleştirilerek, toplumsal bilinci artırmak üzere billboardlar, 5 kamu spotu ve 1 tanıtım filmi hazırlandı. Eylül 2012 Seslenis Sayfa 9 sı ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi” tamamlandı urumlarındaki siz devam ediyor del Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi” lde, eğitim ortamları oluşturulup, personeli eğitilirken, Ülkemizin örnek kurumları haline geldi bireyler olarak toplumun içinde görmenin, onlara sunulan ve insan onuruna yakışan koşullarla mümkün olacağının altını çizdi. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün hedefinin, getirdiği uygulamalarla dünya ülkelerine örnek teşkil etmek olduğunu belirterek, Genel Müdürlüğü hedefe taşıyacak anahtarın toplumu korurken, suç işlemiş kişinin ‘doğru temasa ihtiyaç duyan bir insan’ olduğu hakikatini unutmamak olduğunu vurguladı. Genel Müdür Onuk, Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde ceza infaz sisteminde yapılan reformların, yeni atılımların, uygulamaların ve düzenlemelerin önemli yer tuttuğunu belirterek, tüm düzenlemelerin ve değişikliklerin başını çeken ve 2007 yılında tamamlanan ‘Yargının Modernizasyonu ve Ceza Reformu Projesi’ kapsamında Uşak ve Elazığ’da olmak üzere iki model ceza infaz kurumu yapıldığını, personelin uluslararası insan hakları ve cezaevi standartları konusunda eğitildiğini, hükümlü davranış programları ve sistem kitapçıkları basıldığını söyledi. Onuk, bu projenin devamı niteliğinde olan “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi” ile Avrupa Birliği yolunda ilerlemeye devam edildiğinin altını çizdi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye’de son 10 yıldır yapılan reformlar sonucu büyük bir dönüşüm ve değişim yaşandığını, adalet sistemindeki değişikliklerle uluslarara- sı standartların yakalanmasında önemli mesafe alındığını söyledi. Ergin, cezaevlerinin fiziki yapısının iyileştirilmesi amacıyla başlatılan çalışmalar sonucu 2002 yılından bugüne kadar uluslararası standartlara uymayan 210 ceza infaz kurumunun kapatıldığını, bugünden itibaren 2017 yılına kadar 196 ceza infaz kurumunun kapısına daha kilit vurulacağını kaydetti. Kapatılmayan cezaevlerinin uluslararası standartlara uygun hale getirildiğini, standartlara uyan yeni cezaevlerinin inşasının da devam ettiğini anlatan Ergin, “Ceza infaz sistemimizde yaptığımız bu iyileştirmelerdeki amacımız, mahkumların dört duvar arasında cezalarını infaz etmeleri değil, onları rehabilite ederek topluma yeniden kazandırmaktır’’ dedi. Bakan Ergin, proje sonunda elde edilen en büyük kazanımın; insan onuruna yakışır şartlarda, temel hak ve özgürlüklerin daha çok gözetildiği bir ceza infaz anlayışının yaygınlaştırılması, bu konuda tüm tarafların ve ilgililerin farkındalığının artırılması olduğunu vurgulayarak, böylece, ceza infaz kurumlarının sadece cezayı uygulayan değil, kişiyi yeniden topluma kazandırmaya çalışan kamu kurumları olması yolunda hızlı ilerleme sağlandığını kaydetti. Bakan Ergin, projede emeği geçen, AB Türkiye Delegasyonu, Başbakanlık Merkezi Finans ve İhale Birimi, Avrupa Konseyi Program Ofisi ile Bakanlık yetkilileri ve çalışanlarına teşekkür ederek konuşmasını tamamladı. Açılış konuşmalarının ardından Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Mustafa Onuk’un başkanlığında “Türk Ceza İnfaz Reformunun Kaydettiği Başarıların Değerlendirilmesi” konulu panel gerçekleştirildi. Panelde Genel Müdür Yardımcısı Erhan Polat, Proje Uzun Dönem Uzmanı Cornelius Marinus Boeij ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kıraç konuşma yaptı. Panelin ardından “Türk Ceza İnfaz Sistemi ve Reform Faaliyetleri” konusunda 25 dakikalık bir tanıtım filmi gösterildi. Öğleden sonraki oturumda ise “Türkiye’de Model Cezaevi Uygulamalarının Yaygınlaştırılması ve Cezaevi Reformunun Desteklenmesi Projesi Sonuçlarının Değerlendirilmesi” konusu ele alınırken, Proje Uzun Dönem Uzmanı Cornelius Marinus Boeij ve CTE Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanlığında görevli Tetkik Hakimi Hakan Umut konuşmacı olarak yer aldı. Ardından Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi Eski Üyesi Eric Svanidze “Avrupa Cezaevi Kuralları ve Türkiye: Sorunlar, Fırsatlar ve Potansiyel Uluslararası İşbirliği Alanları” konulu bir konuşma yaptı. Son olarak Kısa Dönemli Proje Danışmanı John Teasdale’ın “İyi Ceza İnfaz Kurumu Yönetimi, Eğitim Faaliyetleri ve Personel Eğitimi: Ceza İnfaz Reformunun Temel Unsurları Nasıl Güçlendirilir?” konulu konuşma yaptı. Sayfa 10 Seslenis Eylül 2012 Hükümlü ve tutuklulara yönelik sosyal ve kültürel etkinlikler gerçekleştirildi Gemlik Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlüler için yeniden topluma kazandırma çalışmaları kapsamında eğitim ve iyileştirme çalışmaları devam ediyor. Bu kapsamda 20.09.2012 tarihinde Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosunca “Adını Temaşa Koyduk” adlı tiyatro oyunu sahnelendi. 20 Eylül 2012 tarihinde yapılan etkinlik saat 20:00’de başladı. Kurum Müdürü Orhan Gökçek’in açılış konuşmasının ardından Gemlik Cumhuriyet Başsavcısı Zekeriya Bayazıt da Açık Ceza İnfaz Kurumlarında yapılan meslek edindirme kurslarının ve iyileştirme faaliyetlerinin öneminden bahsederek hükümlülere tavsiyelerde bulundu. 2. Kademe Eğitim Başarı Kursu, Kütüphanecilik Kursu ile İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Kurslarından belge alan toplam 71 hükümlü ile 30 personele belgeleri Gemlik Halk Eğitim Merkezi Müdürü Rüveyde Kılıçlar tarafından verildi. Belge töreninin ardından sahnelenen gölge oyunu ve orta oyunu özelliğinden dolayı açık alanda gösterildi. Toplamda 449 hükümlünün izlediği oyun hem hükümlüler tarafından hem de davetliler tarafından beğenildi. Gemlik Cumhuriyet Başsavcısı Zekeriya Bayazıt Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Ekibi adına Ertan Akman’a plaket takdim etti. Oyuncu ve teknik ekibe Kurum Müdürü Orhan Gökçek, teşekkür belgesi verdi. NEVŞEHİR E TİPİ’NDE “SARHOŞUM BİR HOŞUM” ADLI TİYATRO GÖSTERİSİ Nevşehir E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda eğitim ve sosyal faaliyetler kapsamında; komedi içerikli “Sarhoşum Bir Hoşum” isimli tiyatro gösterisi gerçekleştirildi. Kurumun çok amaçlı salonunda sahnelenen ve Ceza İnfaz Kurumundaki hükümlülerin rol aldığı “Sarhoşum Bir Hoşum” isimli tek perdelik tiyatro oyunu izleyenlerden büyük alkış aldı. 5 hükümlünün oynadığı oyunda diyaloglar izleyenleri kahkahaya boğdu. Tiyatro oyununu Cumhuriyet Savcısı Halit Tunç, Kurum Müdürü Hamit Karslıoğlu, Kurum ikinci müdürleri ve öğretmenleri, Kurum personeliyle beraber 120 hükümlü ve tutuklu izledi. Cumhuriyet Savcısı Halit Tunç, tiyatro ekibine gösterdikleri performanslarından dolayı teşekkür belgesi vererek; bu tür faaliyetlerin hükümlü ve tutuklulara hayata bakışında pozitif yönde katkı sağladığını ve hayata daha sıkı bağlandıklarını ifade ederek teşekkür etti. TEKİRDAĞ 2 NO’LU T TİPİ KAPALI CEZA İNFAZ KURUMUNDA HÜKÜMLÜ VE TUTUKLULARA MORAL KONSERİ Tekirdağ 2 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklulara Trakya Bölgesinde yetişmiş bestekar, şair ve söz yazarı sanatçılar tarafından konser ve şiir dinletisi düzenlendi. Ceza infaz kurumundaki hükümlü ve tutukluların moral ve motivasyonlarını artırmak, kuruma uyum sağlamaları ve hayata tutunmaları adına Kurum idaresinin girişimleri sonucu Trakya Bölgesinde yetişmiş olan Vildan Alanat (Bestekar-Sanatçı), Fehmi Altunay (Bestekar-Sanatçı), Hakan Zengin (Sanatçı), Onur Çakır (Bestekar-Sanatçı), Rıfkı Nizam (Sanatçı), Sedai Kavrık (Şair), Fedai Kavrık (Şair) Recep Ümit Nişancı (Şair), Emine Sonal (Şair), Kurum İkinci Müdürü Yusuf Gayır şiir ve şarkılarıyla hükümlü ve tutuklulara keyifli anlar yaşatarak, moral verdiler. Programda hükümlü ve tutukluların istek şarkıları seslendirilirken, istekli olanlar sahnede iken renkli görüntüler yaşandı. Gemlik Açık Ceza İnfaz Kurumu Moral konserine başta Cumhuriyet Savcıları Hasan Çakıcı ve Mehmet Nadir Yağcı olmak üzere Kurum Müdürü Murat Demir, 1 No’lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Müdürü Zeki Yıldırım, 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Osman Demirel, Kurum İkinci Müdürleri Yusuf Gayır, Meltem Babaoğlu, Sami Öztemel, Eyyüp Kabak, İdare Memuru Recep Odabaş, Kurum öğretmeni, sosyal çalışmacı, infaz koruma başmemur ve memurları, katipleri ve teknisyenler katıldı. BİLECİK M TİPİ KAPALI ve AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNDA KONSER COŞKUSU Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun Açık Bölümünde, Erzurumlular Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği işbirliğiyle Türk Halk Müziği konseri düzenlendi. Konser etkinliğine Bayırköy Belediye Başkanı, Vezirhan Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Yaşar katıldı. Konuşmalarında Kurumda böyle bir etkinliğin düzenlenmesinin hükümlü ve tutukluların Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumunda, hükümlülerin Kurumda kaldıkları süreyi en iyi şekilde değerlendirmeleri, hoşça vakit geçirmeleri ve yapılan faaliyetlere katılımlarını artırmak amacıyla müzik eğlence programı düzenlendi. Denizli Belediye Konservatuarı Türk Halk Mü- Konser programı sonunda Cumhuriyet Savcısı Hasan Çakıcı kapanış konuşmasında; programı organize eden ve emeği geçenlere teşekkür ederek programdan herkesin keyif aldığını belirtti ve bu tür programların sık sık tekrarlanması isteğinde bulundu. Konserin sonunda, programına katılan sanatçılara Cumhuriyet Savcısı Hasan Çakıcı tarafından “Teşekkür belgesi” verilerek program sonlandırıldı. topluma kazandırılmasındaki önemine dikkat çeken Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Yaşar hükümlü tutukluların katılımının kendilerini ve Ceza İnfaz Kurumu idarecilerini motive ettiğini ve faaliyetlerin istekler doğrultusunda devam edeceğini belirtti. Cumhuriyet Başsavcı Yaşar, tüm hükümlülerin katılımı ile gerçekleştirilen konser etkinliği, büyük ilgi görürken, katkılarından dolayı Erzurumlular Kültür Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine teşekkür etti. ziği Ekibi tarafından 27/08/2012 tarihinde gerçekleştirilen eğlence programına Çardak Cumhuriyet Savcısı Ramazan Ünal, Kurum İkinci Müdürleri Zekeriya Küçükçapraz ve Filiz Kuru, Kurum İdare Memuru Fatma Övet Koç, Denizli Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi Yürütme Kurulu üyeleri, Ceza İnfaz Kurumu personeli ve hükümlüler katıldı. Konser programı öncesinde Çardak Cumhuriyet Savcısı Ramazan Ünal tarafından “Kuran Okuma ve Bağlama Kursları”ndan belge almaya hak kazanan hükümlülere sertifikaları dağıtıldı. Sertifika töreninin ardından Denizli Belediye Konservatuarı Türk Halk Müziği Ekibi tarafından seslendirilen birbirinden güzel türkülerle dinleyicilere türkü ziyafeti çekildi. Hareketli türkülere alkışlarıyla eşlik eden hükümlüler eğlenceli bir gün yaşadılar. Eylül 2012 Seslenis AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARINDAKİ REHABİLİTASYON ÇALIŞMALARI Ülkeden ülkeye ceza infaz sistemleri ve bu sistem içinde yürütülen çalışmalar değişse de, bütün ülkelerde kapalı ceza infaz kurumları, açık ceza infaz kurumları ve cezanın denetimli serbestlik altında infazı şeklinde bir süreç izlenmektedir. Bu süreç içerisinde hükümlülerin ceza infaz kurumlarından salıverilmesi öncesi son aşama olan “açık ceza infaz kurumlarındaki” eğitim ve iyileştirme çalışmalarının önemi büyüktür. Yazımın başında ifade ettiğim “eğitim” ve iyileştirme” faaliyetlerinin hedefi, hükümlünün ceza infaz kurumundan salıverilmesinden sonra tekrar suç işlemesinin önlenmesidir. Bilindiği gibi kişiyi suça yönelten faktörler statik ve dinamik etkenler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Statik faktörler; yaş, geçmişte işlenen suç gibi değiştirilmesi mümkün olmayan etken- lerdir. Dinamik faktörler ise eğitim, madde bağımlılığı, işsizlik gibi değiştirilmesi mümkün olan etkenlerdir. İşte “eğitim” ve “iyileştirme” faaliyetleri ile, suç işlemeye neden olan dinamik faktörler üzerinde çalışmalar yapılarak, kişinin tekrar suç işlememesi için eğitim seviyesi yükseltilmekte, problem çözme becerileri artırılmakta, başkaları ile iletişim kurma yeteneği güçlendirilmekte, iş ve meslek edindirilmektedir. İngiltere infaz sistemine bakıldığında, ceza infaz kurumlarının ve hükümlülerin sınıflandırıldığı, ikili bir yaklaşımın benimsendiği anlaşılmaktadır. Bunlardan birincisi ceza infaz kurumlarının; yüksek güvenlikli, kapalı ve açık olarak sınıflandırılması, ikincisi hükümlülerin A grubu, B grubu, sınırlandırılmış statü, C grubu, kapalı koşullar, D grubu ve açık koşullar olarak gruplandırıldığı görülmektedir. Bu sistem AÇIK KURUMLARA AYRILMA YÖNETMELİĞİ VE GETİRDİKLERİ Bilindiği üzere, 2 Eylül 2012 tarihli ve 28399 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği” ile 7 yılı aşkın bir süredir ceza infaz kurumlarında uygulanmakta olan 17/06/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılmaları Hakkında Yönetmelik” yürürlükten kaldırılmıştır. Kaldırılan Yönetmelik ile yeni yürürlüğe giren Yönetmelik hükümlerini karşılaştırdığımızda, hükümlülerle ilgili bazı yeni düzenlemelerin yapıldığı ve eski Yönetmeliğe göre farklılılar bulunduğu görülmektedir. Bu düzenlemelerin neler olduğunu karşılaştırmalı olarak ortaya koyacak olursak; 1-Eski Yönetmeliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasında, “İlk kez suç işleyen ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanlar ile adlî para cezası iki yıl veya daha az süre ile hapse çevrilenlerin cezaları, 6 ncı maddenin üçüncü fıkrasının (b) bendinin (1) ve (2) numaralı alt bentlerindeki koşulları taşımaları halinde doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebilir.” denilmişken, Yeni Yönetmeliğin 5 inci maddesinde doğrudan açık kurumlara ayrılma hakkı; “(1) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere; a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, c) Adlî para cezası hapis cezasına çevrilenlerin, ç) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların, cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir.”, şekilde düzenlenmiş ve bu düzenleme sırasında ilgili yasa dikkate alınmıştır. Buna göre; İlk kez suç işleyen ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezası alanlar için mümkün olan doğrudan açığa gidebilme hakkı, terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere, ilgili maddede belirtilen suçlar dikkate alınarak 3 yıl ve 5 yıllık sürelere çıkarılmıştır. 2- Eski Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, koşullu salıverilme tarihlerine üç yıl veya daha az süre kaldığında açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilir.” hükmü, yeni Yönetmeliğin 6 ncı maddesi birinci fıkrasının ( b ) bendinde; “Müebbet hapis cezasına mahkûm olup, koşullu salıverilme tarihine beş yıl veya daha az süre kalanlar,” ayrılabilir şeklinde düzenlenmiş ve Yönetmelikte sayılan diğer şartları da taşımaları koşuluyla, müebbet hapis cezası hükümlülerinin iki yıl daha erken bir zamanda açık kuruma gidebilmelerine imkan yaratılmıştır. 3- Eski Yönetmeliğin 7 nci maddesindeki çocuklarla ilgili düzenlemelerde yer alan sınırlamalar, yeni Yönetmeliğin 7 nci maddesindeki; “Çocuk eğitimevinde cezası infaz edildiği sırada eğitime devam etmeyenler on sekiz yaşını bitirdiklerinde, eğitime devam edenler ise yirmi bir yaşını bitirdiklerinde suç türüne bakılmaksızın açık kuruma gönderilir.” hükmü ile kaldırılmış ve eğitimevinde kalan çocuk hükümlülerin yaşlarını doldurmaları halinde, kapalı kurumlara gönderilmeksizin doğrudan açık kurumlara gidebilmeleri sağlanmıştır. 4- Eski Yönetmeliğin 11 inci maddesinde, bulundukları açık ceza infaz kurumundan kendi istekleri ile başka bir açık ceza infaz kurumuna nakil talebinde bulunan hükümlülerin, en az üç yere ait tercih de bulunabileceği belirtilmişken, bu sayı yeni Yönetmeliğin 11 inci maddesinin birinci fıkrasında, gitmek istedikleri en fazla beş kurumu belirtecekler şeklinde değiştirilmiştir. 5- Eski Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında; “Açık ceza infaz kurumunda cezası infaz edilmekte iken; kınama dışında disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı ceza infaz kurumuna bir defa iade edilenler iade tarihinden itibaren bir yıl, birden fazla iade edilenler her defası için bir yıl altı ay geçtikten sonra, diğer koşulları taşımaları durumunda açık ceza infaz kurumuna ayrılabilir.” hükmü yer alırken, Yeni Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Açık kurumda cezası infaz edilmekte iken; kınama dışında disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı kuruma bir defa iade edilenler disiplin cezasının kaldı- Vehbi Kadri KAMER Daire Başkanı içerisinde açık ceza infaz kurumlarında; düşük risk taşıyan ve kaçma olasılığı bulunmayan erkek hükümlüler, 18-21 yaş erkek hükümlüler ile düşük risk taşıyan ve kaçma olasılığı bulunmayan kadın hükümlülerin cezaları infaz edilmektedir. Ülkemizde açık ceza infaz kurumlarının tarihine baktığımızda bu kurumların Cumhuriyet Döneminde “iş esasına dayanan cezaevleri” adıyla kurulduğunu görmekteyiz. Bu kurumların sayısı 20 olmasına rağmen, ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlülerin üçte birinin cezaları bu tip ceza infaz kurumlarında infaz edilmekteydi. 1930’lu yıllarda iş esasına dayanan cezaevlerinin sayısının artırılması için karar alınmış ve bu kapsamda Bergama ve Nazilli’de 110, Aydın, Çorum ve Malatya’da 300, Artvin’de 200, Bafra’da 100 ve Yalova’da 50 kişilik iş esasına dayalı cezaevi yapılmıştır. 1960’lı Yusuf Kenan ÇAĞLAR Kontrolörler Kurulu Başkanı rılma tarihinden itibaren altı ay, birden fazla iade edilenler ise disiplin cezasının kaldırılma tarihinden itibaren bir yıl geçtikten sonra açık kuruma ayrılabilir.”, şeklinde düzenlenmiştir. 6 – Yeni yürürlüğe giren “Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği” ile uygulamaya konulan en önemli değişikliklerden birisi de Yönetmeliğin 9 ve 10 uncu maddelerinde yapılan düzenlemelerdir. Bu düzenlemeleri kısaca açıklayacak olursak; Eski Yönetmelik hükümlerine göre, kapalı kurumlardan açık kurumlara gönderilecek hükümlülerin nakil emirleri, hükümlülerin talepleri de dikkate alınmak suretiyle Bakanlık tarafından verilmekteydi. Ancak; Yeni Yönetmelik ile bu durum değiştirilmiş ve “Doğrudan açık kuruma gönderme kararı” başlıklı 9 uncu maddesi ile “Kapalı kurumdan açık kuruma ayırma kararı” başlıklı 10 uncu maddesinde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre; Adı geçen Yönetmeliğin 9 uncu maddesinde yer alan “doğrudan açık kurumlara gönderme” sırasında, ağır ceza merkez veya mülhakat Cumhuriyet başsavcılıkları, bağlı bulundukları ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunması hâlinde, 5 inci madde kapsamında kalan hükümlülerin doğrudan o yerde bulunan açık kurumlara gönderilmesine karar verirken, ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunmayan merkez veya mülhakat Cumhuriyet başsavcılıkları ise 5 inci madde kapsamında kalan hükümlülerin Bakanlıkça belirlenen listedeki açık kurumlardan birine gönderilmesine karar verecektir. Adı geçen Yönetmeliğin 10 uncu maddesinde yer alan “kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerin açık kurumlara gitme talepleri” ise, öncelikli olarak; idare ve gözlem kurulu tarafından koşulları taşıyıp taşımadıkları yönünden değerlendirilecek ve koşulları taşımadığının anlaşılması halinde, talebin reddine dair verilen gerekçeli karar ilgiliye tebliğ edilecek, koşulları taşıdıklarının anlaşılması hâlinde ise açık kurumlara Sayfa 11 yıllarda bu kurumların ismi “açık cezaevi” olarak değiştirilmiştir. Bu genel açıklamalardan sonra, hükümlülerin ceza infaz kurumlarından salıverilme öncesi rehabilitasyon çalışmalarının yürütüldüğü kurum olan açık ceza infaz kurumlarında eğitim ve iyileştirme çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürülmektedir. Bu çalışmalar başta Bakanlığımızın 46/1 sayılı Genelgesinde belirlenen ilkeler doğrultusunda ilgili kurumlar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte yürütülmektedir. Bu kurumlarda yürütülen çalışmalar iki başlık altında sürdürülmektedir. Bunlardan birincisi eğitim çalışmalarıdır. Bu kapsamda hükümlülerin birinci ve ikinci kademe eğitimini tamamlamakta, açık ilköğretim okuluna veya açık öğretim lisesine devam etmektedir. Yine bu okullar için “hazırlık kursları” açılmaktadır. Yine eğitim çalışmaları kapsamında meslek eğitimine ayrıca önem verilmektedir. İkinci başlık altında psiko-sosyal çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda öfke kontrol, madde bağımlılığı, salıverme öncesi tahliye programları uygulanmaktadır. ayrılmalarına karar verilerek, Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin iki ve üçüncü fıkrasında belirtilen evrak ile birlikte Cumhuriyet başsavcılığına gönderilecektir. Kapalı kurumun bağlı olduğu Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yapılan inceleme sonucunda, hükümlünün açık kuruma ayrılma şartlarını taşıdığının belirlenmesi halinde; a) Bağlı olduğu ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunuyor ise hükümlünün o kurumlardan birine, b) Açık kurum bulunmuyor ise hükümlünün talebi ve kapasite durumu dikkate alınarak Bakanlıkça belirlenen listedeki açık kurumlardan birine, c) Yabancı uyruklular ile kadın hükümlülerin, Bakanlıkça belirlenen listedeki açık kurumlardan birine, gönderilmesine ilgili yer Cumhuriyet başsavcılığı tarafından karar verilecektir. Bu düzenlemeleri daha açık olarak ifade edecek olursak; Gerek 9 uncu madde uyarınca “doğrudan açık kuruma gönderme kararı” verilmesi sırasında, gerekse 10 uncu madde uyarınca “kapalı kurumdan açık kuruma ayırma kararı” verilmesi sırasında, gidilecek açık kurumlar; eskiden olduğu gibi Bakanlık tarafından değil, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından belirlenecektir. Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yapılacak bu belirlemeler sırasındaki önemli bir husus ise; bağlı bulundukları ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunması hâlinde o yerde bulunan açık kurumlara, ağır ceza merkezi yargı çevresinde açık kurum bulunmayan merkez veya mülhakat Cumhuriyet başsavcılıkları ise kendileri için Bakanlıkça belirlenmiş ve liste şeklinde yayınlanmış açık kurumlardan birisine gönderilmesine karar verecek olmasıdır. Dolayısıyla, her hangi bir Cumhuriyet başsavcılığının, kendisi için ayrılarak listede belirtilen açık kurumlar dışındaki başkaca bir kuruma nakil yapabilme imkanı bulunmamaktadır. Bu açıklamalardan sonra bir konuyu da tekrar hatırlatmakta yarar görülmektedir. Cumhuriyet başsavcılığı tarafından talepleri uygun bulunarak açık kuruma gönderilen hükümlüler, başka bir açık kuruma gitmek istemeleri halinde, bu talepleri “Açık kurumlar arası nakil kararı” başlıklı Yönetmeliğin 11 inci maddesi kapsamında değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilecek ve Bakanlığın vereceği nakil emrine göre işlem yapılacaktır. Seslenis Sayfa 12 KAYBOLAN HAYATLAR Ali Suat ERTOSUN Ayşe’yi alarak eve getirmişti. Hasan’ı aramış, bulamamıştı. Ayşe’nin yüzü, elleri mosmordu. Reşat’ın karakola başvurup, rapor alalım önerisini, Ayşe kabul etmemişti. Onbeş-yirmi gün kadar yanlarında kaldığı sürede Ayşe, geçmişteki şikâyetlerini sıralamış, eşinin kıskançlığının hastalık derecesinde olduğunu tekrarlamıştı. Yuvalarının yıkılmasını istemeyen Reşat, Hasan’la görüşmüş, ona nasihatlarda bulunmuş, Hasan da tövbe istiğfar edip, “Eski alışkanlıklarını bırakacağını, çalışacağını” yeminler yaparak söylemesi üzerine onları barıştırmışlardı. Bu arada Ayşe’nin yanında bulunması, gerektiğinde yardımcı olması için babası öldüğünden, Atiye teyzeyi çağırmışlar, o da kızının yanına gelmişti. Ancak “Huylu huyundan, can çıkmayınca vaz geçmez” sözünü haklı çıkarırcasına, Hasan, alışkanlıklarını değiştirmemişti. İki ay kadar sonra bir akşam, adliyeden eve gelen Reşat, Ayşe’yi ve annesini evde bulmuştu. Yine eli, yüzü mosmordu ve morali bozuktu. Nurten, onu teskin etmeye çalışıyordu. Reşat “Ne oldu?” diye sorduğunda da önceleri konuşmayan Ayşe sonunda patlamış, “Artık çekemiyorum, bıktım ben bu adamdan” demiş, biraz deşince de gözlerini yerden kaldırmadan “Ağabey, çok utanıyorum, beni sana yakıştırıyor” diye konuşmuş ve ağlamaya başlamıştı. Aynı akşam karakola başvurmuş, rapor almış, ertesi gün boşanma davası açmış; bir hafta sonra da onu ve annesini, buldukları kiralık bir eve yerleştirmişler; boşanma davasının görüleceği günü beklemeye başlamışlardı. * * * Aradan on gün geçmişti. Mesainin bitimine yakın telefonla arayan oğlu Emir ağlayarak, “Baba, Ayşe ablayı öldürmüşler, annesi ağır yaralıymış” deyince, beyninden vurulmuşa dönmüştü. Aradığı nöbetçi Cumhuriyet savcısı “Eşinden şüpheleniyoruz” demiş, hemen Ayşe’nin evine gitmiş, üç saat sonra otogarda yakalanan ve suçunu kabul eden Hasan “Barışmak istedim, karşı çıkınca Ayşe’yi ve onu korumaya çalışan annesini bıçakladım” diye konuşunca olay aydınlanmıştı. Evde herkes perişandı. Nurten ve Ceren devamlı ağlıyordu. Atiye teyzenin kaldırıldığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine gittiklerinde, durumunun çok ağır olduğunu öğrenince, Allah’a dua ederek beklemeye Hâkim Reşat ve ilkokul öğretmeni olan eşi Nurten, Erzincan’da görev yaptıkları sırada, çocukları Emir ve Ceren’e bakan Ayşe’yi çok sevmişlerdi. O yıllarda Ayşe 1213 yaşlarındaydı. İki-üç bakıcı değiştirdikten sonra onu, adliyede mübaşirlik yapan Ali Efendi’nin tavsiyesi üzerine yanlarına almışlardı. Ali Efendi, adliyenin maskotu gibiydi. Hâkim ve savcıların her türlü işine erinmeden koşar, onlara yardımcı olurdu. Ayşe’nin dayısıydı. Anlatımına göre, “Ayşe’nin babası ve ondan büyük olan üç ağabeyi hayırsızdılar. Evle ilgileri yoktu. Ayşe, çok iyi bir kızdı. Onu işe alırlarsa, hem çocuklarına iyi bakılacak, hem de hayır işlemiş olacaklardı.” Gerçekten de Ayşe çok iyi, terbiyeli, zeki ve akıllı bir kızdı. Sabahları onlar evden çıkmadan geliyor, akşama doğru ayrılıyor, bazı geceler gezmeye giderlerse çocuklarına bakıyor, misafir geldiğinde de yardımcı olmak için kalıyordu. Nurten’le çok iyi anlaşmışlardı. Kavrayışı mükemmeldi. Ne söylenirse anlıyor, fazlasıyla yerine getiriyordu. Onların kardeşi gibi olmuştu. Bundan da en fazla memnuniyet duyan annesi Atiye teyzeydi. Atiye teyze, ezik birisiydi. Kızının üzerine titrer, ona bir zarar gelmemesi için gözünden bile sakınırdı. Reşat ve Nurten, Ayşe’yi o kadar çok sevmişlerdi ki yaz tatillerinde onu memleketleri Manisa’ya ve yazlıklarının bulunduğu Dikili’ye de götürmüşlerdi. Beş yıl kaldıkları Erzincan’daki görev süreleri dolmuş, tayinleri Afyon’a çıkmıştı. Tayinlerinin çıkmasına hem sevinmişler, hem de Ayşe’den ayrılacakları için üzülmüşlerdi. Hatta Nurten bir ara “Ayşe’yi de yanımızda götürelim, çocuklar da onu çok seviyor, ailesi karşı çıkmaz, bizimle kalır, evlendiririz” diye tutturmuş; Reşat, “Yapma Nurten, biz Afyon’da üç dört yıl kalacağız. Sonra yine tayin olacağız. Bu kızı nerede evlendireceğiz? Mutlu olacak mı? Çok büyük sorumluluk alırız” diyerek, fikrinden caydırıp ikna etmişti. Ayrılmaları çok zor olmuş, çocukları Emir ve Ceren, günlerce ağlamıştı. Birbirlerinden kopmamışlar; devamlı görüşmüş; Ayşe, iki kez Afyon’a gelmiş, bir yaz tatilini de beraber geçirmişlerdi. Afyon’da üçüncü yıllarında iken bir gece Nurten, “Bugün Ayşe ile görüştüm. Nişanlanıyormuş. Konuşmalarından pek istekli olmadığını anladım. Ancak babası ve ağabeyleri baskı yapıyorlarmış” demiş, beş-altı ay sonra da yapılan düğününe katılmışlardı. Reşat, nikahta tanıklık yapmış, Erzincan’da kaldıkları üç günlük sürede az da olsa tanıdıkları Ayşe’nin eşi Hasan’ı gözleri tutmamıştı. * * * Ayşe’nin evlenmesinden sonra da bağlantıları sürmüş, mektuplarından ve telefonlarından mutlu olmadığı, eşinin çok kıskanç olduğu, tembellik yaptığı, çalışmadığı haberlerini almışlar; Hasan, bir akrabalarının fabrikasında iş bulunca İzmir’de Çiğli’ye yerleştiklerini öğrenmişler; üç yıl sonra onlar da Karşıyaka’ya atanınca görüşmeleri artmıştı. Hasan’da bir değişiklik yoktu. Akrabalarının fabrikasındaki işi beğenmediğinden, ağır olduğunu söyleyerek kısa bir süre sonra bırakmış, geçici işlerde çalışmaya başlamıştı. Evin yükü, Ayşe’nin sırtındaydı. Evlere temizliğe giderek, geçimlerini sağlıyordu. Çocukları yoktu. Reşat ve Nurten, Ayşe’nin çektiklerine çok üzülüyorlardı. Nurten, karşı çıkmasına rağmen Ayşe’ye yardım ediyor, onunla yakından ilgileniyordu. Bir keresinde Ayşe’ye “Niye çocuklarının olmadığını?” sormuş, “Abla, doktora gittim, hiçbir sorunum yok. Hasan’ın da yok. Ben çocuk istemiyorum. Korunuyorum. Bizim sonumuz yok” cevabını almıştı. Reşat, birkaç kez Hasan’la görüşmüş, ona iş bulmuş, ancak sonuç alamamıştı. Hasan, eski alışkanlıklarını sürdürmüş, çalışmamıştı. Ayşe’nin söylediğine göre kumar oynuyor, kendisine de kötü davranıyordu. Bir kış gecesi, Ayşe’nin telefonu ile uyanmışlardı. Ayşe, telefonda ağlıyor, eşinin kendisini dövdüğünü söylüyordu. Olağanüstü bir durum olmasa Ayşe o saatte aramazdı. Çünkü o, herşeye rağmen evliliğini yürütmeye çalışıyor, eşinin düzelmesini bekliyordu. Reşat hemen, Çiğli’ye gidip, BU GECE HAYIR MI? Gönlüm üzüntüden hasta bu gece, Aşkım hasretinden yasta bu gece, Bülbülleri sustur coş da bu gece, Gönülden sev beni vakit geçmeden. Sen misin benim yüreğimi yakan, mahpusluk mu, hasret mi? Radyoda dinlediğim şarkılarla avuturum kendimi. Çocuk aşkı dersin sana anlatsam sevdamı; Çocuksam ne işim var benim burada gülüm, hayır mı? Uyuyan gözleri uyku tutmadı, Sevgiyi aradı yâri bulamadı. Sonunda gönülde sabah olmadı, Gönülden sev beni vakit geçmeden. Dermanı dinledim Rab’ba uzandım, Sevda yollarında umut aradım. Ben senden her zaman aşkı sorandım, Gönülden sev beni vakit geçmeden. Kamil Keskin Maltepe 2 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Özlü Söz Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın. Mevlana Yargıtay Üyesi Anamı da anlatmadın çoktandır, Göndermedin bir selam, içimde ahtır. Ellerin görüşüne gelenlerde gözüm kalır, Anamı da alıp gelmedin gülüm, hayır mı? Ne zaman ağlasam sorsalar duman kaçtı derim; Derim ama derdim çok derin. Anlamazsın halimi yarim, Eskiden anlardın ne oldu gülüm, hayır mı? Ne yapayım ayrılık varmış bahtımda Şöyle düşünüp geriye dönüp baktığımda. Belli ki müstehakmış bu bana alın yazımda; Gelirsin diye beklerim gelmezsin gülüm, hayır mı? Ahmet Erol Ankara 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Eylül 2012 başlamışlar, ancak kötü haber gecikmemiş, aynı gece o da ölmüş; bir gün sonra sorguya sevk edilen Hasan tutuklanmıştı. Reşat, Ayşe’nin kardeşlerini ve dayısı Ali efendiyi aramış, ertesi gün geldiklerinde, ölü muayene ve otopsileri yapılıp morgda bekletilen cenazeleri Karşıyaka’da defnetmişlerdi. * * * Duruşmaları Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Hasan, iki kez Reşat’a mektup yazarak yardımını istemiş, cevap alamayınca kinini kusarak duruşmada “Eşimin Hâkim Reşat beyle ilişkisi vardı. Bu nedenle öldürdüm” demiş, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gönderdiği şikâyet dilekçesi üzerine, yaptırılan inceleme sonunda Hâkim Reşat hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına karar verilmişti. Yargılama sonunda biri ağırlaştırılmış, iki müebbet hapis cezası alan Hasan, cezaevinde kendini asarak intihar etmişti. * * * Yaşadıkları, Reşat, Nurten ve çocukları için hoş yönleri itibarıyla hep hatırladıkları, kötü yanları itibarıyla ise unutmak istedikleri anılar olarak kalmıştı. Ayşe, kaderini zorlamış, aşamamış; Atiye teyze, her anne gibi kızının mutluluğu için elinden geleni yapmış, başaramamış; Hasan ise, kafasında büyüttüğü şüphelerinin esiri olmuş, kötülük timsali birisi olarak hafızalarında yer almıştı. Nurten ve Reşat, zaman zaman da “Acaba, Ayşe’yi yanımıza alsaydık, kaderi değişir miydi?” diyerek düşünmüş, üzülmüş, pişmanlık duymuş ve varsayımlar yürütmüşlerdi. Ayşe, bu topraklarda yok yere kaybedilen binlerce yaşamdan biriydi ve onu çok özleyeceklerdi. Güzel Sözler Tavus kuşu gibi sadece kanadını görme, ayağını da gör. Mevlana Kendi acımız, bize başkalarınınkini bölüşmeyi öğretir. Goethe Hayatta en çekilmez şey, amaçsız insanlarla yaşama zorunluluğudur. Cenap Şahabettin Hiçbir zaman gökten gül yağmaz; daha çok gül istersek, daha çok fidan dikmemiz gerekir. George Eliot Seslenis Eylül 2012 Yıl: 11 Sayı: 126 YAYIN KURULU Cevat GÜL Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcısı (Yayın Kurulu Başkanı) V. Kadri KAMER Eğitimden Sorumlu Daire Başkanı Fatih GÜNGÖR Tetkik Hâkimi Tülay ÇELEBİ Şube Md. (Psikolog) Habil KANOĞLU Şube Md. (Psikolog) Özlem ŞAHİNKOL Şube Md. (Sos. Hiz. Uzm.) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Yayın Koordinatörü Recai YILDIZ Naci BİLMEZ Öğretmen Öğretmen Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Adına Sahibi Ali Turan KARADAĞ Kurum Müdürü Matbaa-Baskı Şefi: Salim KILIÇ - Montaj: Zafer KARAKAYA Dizgi: Hasan KORKMAZ - İsa KİBAROĞLU Baskı: Şeref KARAAĞAÇ - İsmail NERGİZ İdare Yeri: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu İstanbul Yolu 15. Km Hava Müzesi Karşısı Şaşmaz Ankara Tel: (0312) 278 76 10 Faks: 278 25 68 Baskı: Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu Matbaası Yayın Türü: Yerel Süreli Yayın Basım Tarihi: 15 Eylül 2012 www.cte-seslenis.adalet.gov.tr Seslenis Eylül 2012 L okanta işletmecisi bir arkadaşım mektupların birinde bana şunu anlatmıştı: “Bir sabah iş yerinde otururken balıkçının biri çıkageldi. Balığı satmak istedi bana. Pazarlık yapmayıp istediği parayı ödedim. Teşekkür edip gülerek aldı parayı ve ekledi: İlk defa istediğim ücreti alıyorum. Sen bana iyilik ettin, Allah da sana iyilik etsin. Mal mutluluğu verdiği gibi gönül mutluluğu da versin sana. Bu duaya çok sevindim ve bana kapalı olan gökyüzü kapılarının açılmasını istedim. Doğrusu sıradan bir ihtiyarın, çok az seçkinin bildiği; gönül zenginliğinin paradan daha değerli olduğu gerçeğini idrak etmesine şaşırdım. Bu nedenle ihtiyara şöyle dedim: Paradan başka mutluluk olabilir mi? Sakin ve etkileyici bir tebessümle şöyle dedi: Eğer parayla saadet olsaydı dünyanın en mutsuz insanı ben olurdum. Çünkü, bu dünyada benden fakiri yok. - Sen kendini mutlu mu sanıyorsun? - Evet, çünkü rızkıma kanaat ediyor, yaşamdan zevk alıyorum. Hayatta kaçan hiç bir şeye üzülmüyor, nefsim hiçbir beklentinin ardından tasalanmıyor. Bu durumda gönlüme mutsuzluk hangi kapıdan girebilir ki? - Bu gönül seni nereye kadar götürür. Bunamış bir ihtiyarsın sen! Nasıl olur da eski ve yırtık elbiselerinle mutlu olabilirsin? - Nefsin haz duyması ve rahat etmesi mutluluk ise acı çekmesi mutsuzluktur. Elbiselerimin eskiliği ve geçim sıkıntısı acı verip üzmüyor beni. Siz mutluluktan başka bir şey anlayabilirsiniz ama ben böyle düşünmüyorum. - Zenginlerin mobilyaları, villaları, arabaları, hizmetçileri, yeme içmelerini görmen seni üzmüyor mu? Onlarla arandaki bu büyük fark rahatsız etmiyor mu seni? - Bütün bu varlığa sahip olmaları, onları benim benzerine sahip olmamdan daha fazla mutlu etmediğinden, sözünü ettiğiniz görüntüler gözümde küçülüyor. Bütün bunlar gözümde bir hiçtir. Onlara sahip olanlar benden daha fazla mutlu değil ki! Sözünü ettiğiniz yemeklerden kasıt; karnının doyması ise hiçbir gece aç uyuduğumu hatırlamıyorum. Yok eğer nefsin arzusunu gidermek ise, ben ancak acıkınca yerim. Bu nedenle ağzıma aldığım her lokmadan en lezzetli yemeklerden daha fazla tad alırım. Villalara gelince, bana, eşime ve çocuğuma dar gelmeyen küçük bir evde yaşıyorum. Oranın büyük bir villa olmamasına üzül- BA L I K Ç I müyorum. Güzel görüntülerden zevk almam gerektiğinde, ağımı sırtıma alıp balık tutmaya gitmem benim için yeterli oluyor. Orada gökyüzü, su, güneş ışınları ve yemyeşil çayır manzaraları seyrediyorum. Doğu tarafından güneş; altın bir kalkan ya da bir ateş parçası gibi görününce kafamı o tarafa çeviririm. Güneş ufuktan bir iki mil uzaklaşınca nehrin üzerine kırılmış takıları ve süzülen incileri düşer. Tabiatın sessizliğiyle birlikte bir manzara gözümüzün önünde oluşunca, duygularımı etkisi altına alır; uykuda güzel hayaller içerisinde yüzen insan gibi bu manzaraya kendimi kaptırır ve kıyamet gününe kadar bir daha uyanmak istemem. Tam o sırada güçlü bir şeyin elimi çekmesiyle kendime gelirim. Bakarım ki, ağda bir balık çırpınıyor. Doğrusu balık, son derece serbestçe dolaştığı bir ortamdan ayrılıp keyfince hareket edemeyeceği bir hapishaneye düşmesi nedeniyle çırpınmaktadır. Balığın bu iki farklı ortamdaki durumu; fakirlerle zenginlerin halini andırır. Fakir, yalnızca ötmek ve gagalamaktan hoşlandığı yere konan bir kuş misali canının istediği yerde yürür, istediği yerde dolaşır. Aslında insanların itici bakışları olmasa oradan oraya uçmazdı o kuş. Zenginin ise, yürüdüğü ve durduğu her yerde etrafında insanların bakışlarından halkalar, kendisini izleyenlerden daireler oluşur. Ayna karşısında bir saat durmadan evinden çıkmazdı hiç. Bu süre zarfında gerçeğinden ve hayalinden bir bakan ve görünen oluşturur. Sonrada uzun uzun: “Acaba görünen bakanın hoşuna gidiyor mu? diye düşünür. Bundan emin olursa insanların arasına çıkar. Kendisini görmek istediği şekilde yürümeye özen gösterir. Kafasında tasarladığı görüntüyü bozmamak için kendini sıkar ve vücuduna rahat hareket etme fırsatı vermez. Tek endişesi, verilen selamları ve saygı görüntülerini kaçırmamaktadır. Bu nedenle olacak ki, kainata bakıp ondan ibret almak için düşüncesini bile serbest bırakmaz. Her gün bana yetecek kadar balık tuttuktan sonra döner, çarşıda ya da sokaklarda onları satarım. Akşam olunca evime dönerim. Çocuğum boynuma atılır, eşim güler yüzle karşılar beni. Çalışarak çocuklarımın hakkını; namaz kılarak da Rabbimin hakkını ödedikten sonra rahat ve huzurlu bir uykuya dalarım. Ne ipek ne de yumuşak bir döşek ararım. Her ne kadar mal bakımından fakir olsam da, kafası çok rahat bir insan olduğumdan, kendimi mutsuz sayamam asla!” PAYLAŞMAK, İYİLİK VE MERHAMET Hepimiz bulunduğumuz ortamda birtakım sorunlar yaşarız. Hepimizin etrafında, toplu yaşanılan yerlerde, özellikle birlikte yaşadığımız insanların bir çok ihtiyaçları ve sorunları vardır. Normal hayatta da iş arkadaşlarımız, komşularımız vardır. Etrafımızdaki insanları ne kadar düşünüyoruz? Etrafımızdaki insanlar ne durumdalar, maddi durumları en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde mi? Dertleşecek bir arkadaşı var mıdır? Çoğu kez aklımıza bile gelmez. Bizler sadece kendimizi, ailemizi, yakınlarımızı düşünürken diğer insanların ihtiyaçlarını görsek de görmezden geliriz. En son kime bir iyilik yaptık? Kiminle bir şeyları paylaştık? Hangi arkadaşımızın derdini veya sevincini paylaştık? Belki bir gün biz de ihtiyaç sahibi olabiliriz diye empati yaptık mı? Bu durumdan bugün olmazsa yarın biz de şikayetçi olabiliriz. Ancak bahane üretmek yerine çözüm aramamız gerekir. Zor durumda olan bir çok insanımız var. İyilik yaparsak iyilik buluruz. Hz. Ali (r.a.) şöyle der: “Ben hiç kimseye iyilik ve kötülük etmedim.” Allah (c.c), “İyilik eden kendine, kötülük eden de Sayfa 13 kendine etmiş olur.” diyor. Kısaca iyilik yaparsak, kötülük yaparsak kendimize yapmış oluruz. Kimbilir, belki de kurtuluşumuz elimizi uzattığımız bir ihtiyaç sahibinin gönülden ettiği duada saklıdır. Belki bir insana, bir canlıya gösterdiğimiz merhamette saklıdır. Bu yüzden hayrın küçüğünü, büyüğünü düşünmeden insanlara yardımcı olmaya çalışalım. İhtiyaçlarını gidermek için çaba gösterelim. Hayır dua almaya gayret edelim. Nisa Suresi 40. ayette; “Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat artırır ve yapana büyük ecir verir.” denilmektedir. “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.” Hadisi Şerifi (Tirmizi-1845) de bunu doğrulamaktadır. Rabbimden dileğim; bir an evvel bencillikten kurtulmamızdır. Sevgili arkadaşlar; sevinçler paylaştıkça çoğalır, dertler-kederler paylaştıkça azalır. İyilik yapalım, merhamet edelim. Hepimizi Allah kurtarsın! Muharrem Seren Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Mektubu yazan arkadaşım şunu belirtmiş: “Adamı gözümde çok büyüttüm. Saflığına ve zekasına şaştım. Kanaatkarlığını ve kendisinin mutluluğuyla yetinmesini kıskandım ve ona şöyle dedim: İhtiyar! İnsanların hepsi mutluluk için ağlıyor ve onu her yerde arıyor ancak bulamıyorlar. Artık onlar, mutsuzluğun hayatın bir parçası olduğuna inanıyorlar. Siz nasıl olur da mutsuzluğuna rağmen dünyayı mutlu kabul edersiniz - Hayır insan yaradılışı gereği mutludur. Fakat o, kendi kendini mutsuz yapar. Mala olan hırsı artar ama elde edemez onu. Böylece ağlaması ve sızlaması devam eder gider. Bu dünyada arzularını elde etmeyi kendisinin bir hakkı görür. Oku ıskalayıp, emellerini elde edemeyince başlar sızlanmaya ve bir zalimden şikayet eder gibi dert yanar. Günlere çok iyi gözle bakar. Bu nedenle servet ve evlat gibi kendisince sevilen bir şey elinden alındığında beklemediği bir durumla karşılaşmışcasına şasışır. Zamanı önceden bildirilmiş ve günlerini bilerek ve tecrübeyle öldürmüş olsa; insan elinde bulundurduğu her şeyin geri alınacak bir emanet, sahiplendiği şeylerin zayıf nefislerin bir aldatmacası ve kuruntusu olduğunu bilse bu kadar üzülür ve acı çekermiydi hiç? İnsanların çektiği sıkıntıların pek çoğu gerçekleşen olaylardan değil iç dünyaları yoluyla gelir. Haset eden kimse, haset edileni gördüğü; kin besleyen, düşmanından intikam alamadığı; tamahkar, arzusu boşa gittiği; sarhoş, aklı başına geldiği, hayat kadını, içinden tövbe ettiği, zalim, mazlumun kendisine beddua ettiği ya da zulmünün sonunu gördüğü zaman her defasında acı çeker. Yalancı, dedikoducu, gıybetçi ve nefsinde benzer bir kötülük bulunan her kimse aynı şekilde acı çeker. Saadet arayan onu erdemli bir nefiste arasın. Aksi takdirde yerin zenginliklerini, göğün hazinelerini elde etse bile, dünya ve ahiretin en bahtsızı olur.” Arkadaş mektubun sonunda ise “Sözün burasında avcı ayağa kalktı, bastonunu aldı ve senin kendin için benim de senin için istediğim şu duayla seni Allah’a emanet ederim, dedi: ‘Allah mal mutluluğu verdiği gibi, gönül mutluluğu da versin.’ Hoşça kal!...” Özgür Şahin İnebolu M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu AFFET GİTSİN YOKSA HEP KALIR İçinizden bir şey yapmak gelmiyorsa; Boğulmuşsanız, daralmışsanız; koca dünya dar geliyorsa, Herkes ve her şey anlamsızca ve tüm keyifli dost sohbetleri en ufak bir tebessüm bile düşüremiyorsa solgun yüzünüze Sizin ruh dünyanız arıza sinyalleri veriyor demektir. Bu sinyallerin en belirgin yanı ise içe kapanmak ve yüreğinizi kimseyle paylaşmamak, yalnızlığı benimseyip “bu benim kaderim” demekle gösterirsin kendini kör bir kuyuya ittiğini. Kapandıkça ve kapattıkça büyüyor aslında travmalarımız. Derin derin çektikçe nefeslerimizi, derin derin de boşaltmamız gerekiyor. Bozulan mide nasıl kusarak boşalıyorsa, acılar da kusmadıkça boşalmıyor. Hafif acılar konuşulabilir ama derin acılar ise dilsizdir. Aslında dilsizleşen o derin acıları daha da derinleşmeden atmalısın bu ifrazatları... Birileri ya da bir şeyler tadınızı, neşenizi kaçırmış olabilir. Hatta o kişi şu an çok yakınınızda dahi olabilir. Görmek istemezsiniz onu, ancak kaçamazsınız alıp başınızı gidemezsiniz eskisi gibi... Ama unutmayın ki siz önemlisiniz, Önemsediğiniz kişiler için önemlisiniz. Bu yüzden biraz gevşeyin ve kendinize yeni bir enerji depolayın. Bu duyguyu ve tadınızı kaçıran, sizi içinize kapattıran kişi ya da olayları çözemiyorsanız, yüreğinizde zor da olsa affedin onları. Çünkü; affetmek rahatlatır... İnanmıyorsanız deneyin; ne kaybedebilirsiniz ki? Kafanızda canınızı sıkan şeyleri kurup kurup boşaltmayın gece gündüz Bu “sizi üzenleri”değil sadece sizi ve önemsediklerinizi üzmeye yarayacaktır. Unutmayın; her yaratılmış önemli ve özeldir. Ve unutmayalım; hiç bir kimseye kaldıramayacağı yük yüklenmemiştir. Doğan Baypınar Karaman M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Seslenis Sayfa 14 USTALARDAN SEÇMELER USTALARDAN SEÇMELER ÇOK ÖZLEDİM ATAOL BEHRAMOĞLU ÖĞRENDİM Kİ... Yıllar sonra öğrendim ki... Öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız. Öğrendim ki... Güveni geliştirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika. Öğrendim ki... Hayatında nelere sahip olduğun değil Kiminle olduğun önemli. Öğrendim ki... Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek. Öğrendim ki... Kendini en iyilerle kıyaslamak değil Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir. Öğrendim ki... İnsanların başına ne geldiği değil O durumda ne yaptıkları önemli. Öğrendim ki... Ne kadar küçük dilimlersen dilimle Her işin iki yüzü var. Öğrendim ki... Olmak istediğim insan olabilmem Çok vakit alıyor. Öğrendim ki... Karşılık vermek Düşünmekten çok daha basit. Öğrendim ki... Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun. Öğrendim ki... “Bittim” dediğin andan itibaren Pilinin bitmesine daha çok var. Eylül 2012 Son günlerde hayata karşı yenilgi, bir boşvermişlik içerisindeyim. Nicedir gece yarılarında sıçrayarak uyanıyorum. Tatlı bir uykuya, güzel bir söze hasret kaldım. Dışarıda her an aynı çatı altında kaldığım aileme, zaman ayıramamak şimdi o kadar soruma gidiyor ki anlatamam. Onlardan bir an ayrı kalmak bana her gün acı bir azaptan ötesi... Aslında bir çocuk gibiyim; her şeyden alınır oldum. Yaşadığım her anı satırlara döküp, bir an olsun acılarımı hafifletmeye çalışmak iyi olsa gerek diye düşünüyorum. Sanki mutsuzluk gemisinde yolculuğa çıktım da kendime sığınacak bir liman arıyorum. İçinde bulunduğumuz kapalı ortam, mantıklı düşündüğümüzde hayatın gerçeklerini yansıtıyor. En azından baştan sona kadar her şeyi gözümüzde canlandırabiliyoruz. Acaba nerede yanlış yaptım, neler kazandım ve neler kaybettim... Sevgili arkadaşlar hepimiz insanoğluyuz, ister istemez hatalarımız olur; önemli olan doğru bir çizgide ilerleyerek ulaşmak istediğimiz hedefe varabilmeyi başarmaktır. Örneğin rüyamızda özgür olduğumuzu görüyoruz ve bir de bakmışız ki ansızın uyanmışız ve etrafımıza baktığımızda parmaklıklar ardında sessizlik... Ve paslı ranzamızda özgürlüğümüzün kısıtlı olduğunu görmek, hayatımızdaki çoğu şeyleri alıp götürüyor ve anlıyoruz ki özgürlük ne kadar güzel olurdu; keşke, hep özgür kalmayı başarabilseydik. Ne olursa olsun içinde bulunduğumuz şartlara şükretmekten başka yapacak bir şey yok. Acısıyla tatlısıyla günlerimizi geçirmeye alışmak zorundayız. Sevgili arkadaşlar umarım düşüncelerimle beyninizi yormamışımdır. Paylaşımımı okuduğunuz için sizlere teşekkür ederim. Ayrıca sevgilerini bana her daim gösteren, beni Yalnız bırakmayan canım aileme de sevgi ve saygıyla sonsuz şükranlar dilerim. Bütün kader mahkumları arkadaşlarım yaşamın deryasında boğulmamak dileğiyle... Allah hepimizin yardımcısı olsun. Mustafa Kılınç Konya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Öğrendim ki... Sen tepkilerini kontrol edemezsen Tepkilerin hayatını kontrol eder. (...) BULMACA Öğrendim ki... Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor. Öğrendim ki... Bazı insanlar sizi çok seviyor Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor. Öğrendim ki... Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz Bazıları hiç karşılık vermiyor. Öğrendim ki... Para ucuz bir başarı. Öğrendim ki... En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz. Öğrendim ki... Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları Kaldırmak için elini uzatır. Öğrendim ki... İki insan aynı şeye bakıp Tamamen farklı şeyler görebilir. Öğrendim ki... Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır. Öğrendim ki... Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar Daha uzun yol yürüyor. (...) Öğrendim ki... Duvarda asılı diplomalar İnsanı insan yapmaya yetmez. Öğrendim ki... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. Öğrendim ki... Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor. Öğrendim ki... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da! Öğrendim ki... Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, Ne tür deneyimler yaşadığınızla var. (...) Öğrendim ki... Ne kadar yakın olursa olsunlar En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir. SOLDAN SAĞA 1) Gece denizde olan pırıltı-sicim. 2) Kırmızı-saygı, sevgi anlamında 3) Askerin bıçağı 4) İsimden sıfat türeten ek-danslı, içkili yer-kuranda bir sure adı. 5) Tersi(yemek)-iki tarla arasındaki sınır-iskambilde birli. 6) Ud çalan. 7)Tersi(elbise asılır)-yemeklere katılan ekşi. 8) Karışık, perişan. 9) Bir nota-yad etme. 10) Beyaz-başka, öteki,diğer-kırmızı. 11) Bir bağlaç-son karşıtı-tersi(davranış, tavır) 12) Neon’un simgesi-aşırı olmama durumu. 13) İsim-gelecek - köyde varlıklı kimse. 14) Lityum’un simgesi-hamam malzemesi-sıfat türeten ek. 15) Uzaklığı ifade edergelenek. 16) Gelir getiren-keçi tüyü. 17) Küçük tane-ilave. 18) Muz’un sessizleribir cetvel-birli 19) Tersi(dolaylı anlatma)-proje. 20) Damga,mühür-çukurca kap. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1)Yaraştırma-beklenmedik bir davranışla yanıltmak. 2) Çok renkli-öğle ile akşam arası-kazmak işi. 3) Alt’ın zıttı-Güneş doğmadan önceki alaca karanlık-etkinlik, çalışma. 4)Kararsızlık veya kuşku anlatır-bir haber ajansı-bir nota-kiraya verilerek gelir getiren ev, arsa gibi. 5)Bataklık gazı-gerçek, gerçeklik-ata. 6)Şeref-bir bayan ismi-ekonomist-tok karşıtı. 7) Tavla malzemesi-çare-genişlik-para saklama dolabı. 8) Yara temizliği bakımı-etrafı su ile çevrili kara parçasıbeyaz-ün, şan, şöhret. 9) Karışık, taruman-tersi(namus) 10) Biçim verilmeye elverişli-çarçabuk, ivedilikle fiilden sıfat üreten ek. Oğuz Alıcı - Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Geçen Sayıdaki Bulmacanın Çözümü Fıkra FALCI DEĞİLİM - Temel bir gün yolda giderken kafeteryada bir fincan kahve içmek istemiş. Garson bir fincan kahve getirip uzaklaşırken Temel fincanın içindeki sineği fark etmiş. Hemen garsonu geri çağırmış. - Garson. Kahve fincanındaki bu sineğin anlamı nedir? Garson cevap verir: - Ben garsonum efendim. Falcı değilim... SANA HASRETİM KÖYÜM Sana öyle hasretim ki, Sevdalıyım, sana köyüm, Ayrılalı yıllar oldu, Sana hastayım ben köyüm. Hapis acı, dertler hüzün, Canım köyüm, iki gözüm, Sana vardır bir kaç sözüm, Gelirsem sana söylerim köyüm ... Adı güzel almalıdır. Sırların bende gizlidir. Ömrüm yoluna fedadır. Seni çok özledim köyüm. Dağlarında çamlıbelin, Bazen sert eser yelin. Boyberler diyarı köyüm, Sana sevdalıyım güzel köyüm. Abdullah Yılmaz’ım ben yaralı. İçimde dertler sıralı. Köylülere, meydan kaldı. Köyümden ayrı kalalı. Abdullah Yılmaz Ankara Açık Ceza İnfaz Kurumu ÖZLÜ SÖZ Gerek yok her sözü laf ile beyana, Bir bakış bin söz eder bakıştan anlayana. (Mevlana) Gerçek cimri, selam vermekte cimrilik yapan kimsedir. Hz. Hüseyin Öğrendim ki... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. Aslında her insan bir romandır ve biraz kahramandır. Gün gelir anlar ki, harcadığı tek şey hayalleri değil, zamandır. Cengiz Aytmatov Öğrendim ki... Şartlar ve olaylar, Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz. YÜmit, benim ruhumun vazgeçilmez ihtiyaçlarındandır. Ziya Gökalp Öğrendim ki... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor. Öğrendim ki... İki kişi münakaşa ediyorsa, Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez. (...) Ataol BEHRAMOĞLU Kimin düşündüğü ile söylediği bir olursa. İşte doğru insan odur. Yusuf Has Hacib Benim kudretimin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz. Fatih Sultan Mehmet Seslenis Eylül 2012 ÖYLE BİR SEVERİM Kİ ONU Gökten bir çiçek düşse; O çiçek en kıymetlim olur. Onu korurum türlü kötülükten, Göğsümde taşırım dimdik alnımla. Karşıma çıktığı gün aşkım, Öyle sarsılırım ki etkilenmeden; Gözlerine dalarım hemen Onunla bir kelime etmeden. Her şeyimi paylaşırım gönülden Kalbimin içini ona açarken. El ele olurum göz göze severken İşte o an çiçeği veririm kalbimden. İ. D. Fikret Oran Ümraniye E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN Yine bayram geldi, Rabbim, sabır versin bizlere! Hz.Yusuf (a.s.) dergahından, Selam olsun sizlere. Ben unuttum zamanı; Kaç gün, kaç ay, kaç sene? Ama; sabır ve şükür’le Çilemin dolmasını beklerim. Biliriz Amentü’nün mealini; Başa gelen alın yazımız. Hak’tan gelene ne denir? Kime olsun nazımız Unutsa da İsra Suresini; Oğul ile kızımız? Kırgın üzgün olsan da, Sabrla çilemin dolmasını beklerim. Hangi ilaç deva olabilir Gönüldeki yaraya? Ömrümün yarısını verdim, Sorarsanız buraya? Tüm dertlerim saf tutup, Dizilseler de sıraya; İsyan etmem; sabırla, Çilemin dolmasını beklerim. Yarın nasıl olacak? Ortada dünüm. Bilirim sınav içindir, Günümde dönem. Ellerim havada, Rabbime yönüm. Niyaz edip sabırla Çilemin dolmasını beklerim. Yaşanılan an gerçek, Bir saniye sonrası gaip. Beden, et ve kemikten; Ruh’a ise Rabbimdir sahip. Bir tek kapımız var dostlar, Niyaz ile beş vakit. Affı mağrifet edip; sabırla, Çilemin dolmasını beklerim. Yine bir bayram geldi; Mevlam sabır versin bizlere. HZ.Yusuf (a.s.) dergahından, Selam olsun sizlere. Dilek ve temennim, Özgür aydınlık günlere. Kavuşturması için Hak’ka niyazla. Çilemin dolmasını beklerim. GÖNÜL KAPTANIM Kağıttan gemiler yaptım, Saldım aşk denizine; Yüzdürürüm hayalimde, Her gece salarım, yıldızlara, Sevdamdır, gemimde yüküm, Kaptanım sensin... Gönlündür tek limanım, Yakamozları boynuna gerdan yaptım, Her gün el sallarım, uzaklara, Girdaplarda boğma beni... Resifler misali parlat hep sevgimizi, Sal aşk denizine ağları, Sevdamı çek ağlarından... Gönül dalgalarıma yazdım aşkımızı, Vursun gönül sahiline aşkımızı fısıldasın... Essin imbat rüzgârları, Dolsun aşk yelkenimiz sevdayla... Martılar uçsun başmızda, Aşkımızı söylesin hep bir ağızdan... Sahil, yıldız, ay Şahit olsun aşkımıza... Kumsalda yaptım aşk kalemizi, Dalgalar yıksa da, Kalbimde hiç yıkılmayacak... Rıhtımdayım, demir attım aşk limanına, Salma korsanları ne olur üzerime! Ben aşk denizinin yalnız denizcisi, Sen benim sığındığım limanım... Sen benim gönül kaptanımsın .. Fatih Erdem Niğde E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu DÜŞÜN AYIP EDER Bu aşka son edip veda etmeden, Maziye şöyle bir dalıp da düşün; Bir yabancı gibi çekip gitmeden, Gerçeği kendine sorup da düşün; Yoluna yolları seren olur mu? Sultanım methini eylerim amma; Hakkını vermezse dil ayıp eder. Sevdanı bülbüle söylerim amma; Serini sermezse gül ayıp eder. Vallahi billahi yoktur emsalin, Rabıtamı sardı o nurlu halin. Yıldız mı güneş mi ay mı cemalin? Sırrına ermezse kul ayıp eder. Lütfedip sahiplen sadakat olsun, Talebim tek sensin gerisi kalsın. Yalanım var ise yaradan alsın, Gönülden görmezse yol ayıp eder. Ruhumu dondurup yaktıktan sonra, Bağrımı yırtarak çıktıktan sonra, Hışm ile etrafın yıktıktan sonra Bendine girmezse sel ayıp eder. Kul Ümit’i türlü derde yetirip, Behlül gibi benliğinde yitirip, Misk-i amber olan kokun getirip Yüzüme sürmezse yel ayıp eder. Ümit Bilgin Bilecik M Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumu YAZ VE UYU Üşenme kalk, Bir ışık yak bu karanlığa! Yaz durmadan yaz; Son kez değil, Her gün yaz bu gece gibi. Saç saç Saç yazdıklarını önüne. Git bir mum yak ve oku; Sonra tekrar yaz. Her yazdığın ilk olsun bu gece. Yaz yaz; Sevgini hüznünü her şeyi yaz. Geceyi aydınlatmak için Bir kibrit yak. Sönmeden son cümleni de yaz; Bu mutlulukla uyu Bu gece. Cihat Abay Ali Rıza Çağlar Denizli D Tipi Kapalı Ceza Kartal H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnfaz Kurumu Aşkına ömrünü veren olur mu? Seni benim gibi seven olur mu? Ellerine kalbine koy öyle düşün. Kalbinin sesini okuyup da düşün. Bu aşkın ateşi söner mi dersin? Gönlümüzde hasret diner mi dersin? Ayrılık her şeyi siler mi dersin? Eski resimlere bakıp da düşün. Durak Kaplan Sivas E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu SENSİN TÜRKİYE Ayyıldızlı bayrağım, gönüllerden sultan; Şehit kanıyla yoğrulmuş bu cennet vatan. Türk’ü, Kürd’ü, Arap’ı toprak altında yatan. Kültür zengini ülke sensin TÜRKIYEM! Alevisi, sünnisi, Türk’ü, Kürd’ü, Arap’ı, Çekez’i, Laz’ı, Baba-oğul, kardeş-bacı, ana ve kızı... Senin uğruna oldular şehid ve gazi... Ebediyyen göklerden inmeyecek hilali ve yıldızı, Bayrağı şehit kanıyla boyanan ülke sensin TÜRKIYEM! Dinin, dilin ne olursa olsun olalım kardeş, Dünyada ülkeme benzeyen bulunmaz bir eş. Dört mevsimde güzel yüzünü gösterir güneş, Toprağından dört mevsim mahsul alınan ülke sensin TÜRKIYEM! Kim istemez dünyada barış, ülkede barış, Ülkemin kalkınması için her dalda yarış, Din dil ırk ve mezhep gözetmeden topluma karış, Değil mi hepimizin sonu Hak’ın divanına varış? Yetmiş iki milleti barındıran ülke sensin TÜRKIYEM! Kıtlık yıllarında bölüştüler bir tabak aşı, Hep birlikte kazandılar Milli Savaşı, Sevinçte ve hüzünde beraberce döktüler gözyaşı, Üç kıtayı birbirine bağlayan ülke sensin TÜRKIYEM! Ülkemin selameti için inci dökerim dilimden, Garip aziz, Hatay-Altınözü-Kar Beyaz köyünden, Milli birlik ve beraberlik için, şiir yazmak gelir elimden. Dünyanın cenneti ülke sensin TÜRKIYEM! Aziz Çaparoğlu Hatay E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Sayfa 15 SAYFA 16 Seslenis Alaşehir M Tipi Ceza İnfaz Kurumunda olağanüstü hal tatbikatı yapıldı Alaşehir M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 07/09/2012 tarihinde olağanüstü hal tatbikatı yapıldı. Alaşehir Belediyesi İtfaiye ekibinin katıldığı tatbikat sırasında 112 Acil’den bir ambulans hazırda bekledi. Tatbikat gereği çıkan yangın için çağrılan itfaiye ekibi ve ambulans zamanında Kuruma geldi. Tatbikatta Kurum tarafından yeni alınan yangın elbiseleri ilk defa kullanıldı ve beğeni topladı. Sakarya L Tipi Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ve tutuklular arasında bilardo turnuvası gerçekleştirildi Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bilardo turnuvası düzenlendi. Hükümlü ve tutuklular ile personelin katıldığı turnuvada 74 kişi yarıştı. Ceza İnfaz Kurumunun bilardo salonunda gerçekleştirilen ve yoğun ilgiyle karşılanan turnuvada müsabakalar eleme usulüyle yapıldı. Çekişmeli müsabakalara sahne olan turnuvada finale İnfaz ve Koruma Memuru Ercan Arıkan ile hükümlü Olgun Budakoğlu kaldı. Şampiyonu belirlemek için 7 Eylül 2012 tarihinde, final maçı yapıldı. Her iki sporcunun da sonuna kadar başa baş götürdükleri karşılaşmayı İnfaz ve Koruma Memuru Ercan Arıkan kazanarak şampiyonluğa ulaştı. Final maçını Sakarya Cumhuriyet Savcısı Yakup Özdemir, Kurum Müdürü Metin Sönmez, Kurum ikinci müdürleri, Kurum öğretmenleri ve personel ile hükümlü ve tutuklular izledi. Finale kalan sporculara turnuva anısına Kurum Müdürü Metin Sönmez ve Cumhuriyet Savcısı Yakup Özdemir tarafından birer plaket verildi. Cumhuriyet Savcısı Yakup Özdemir, personel ile hükümlü ve tutukluların katıldıkları turnuva ile güzel bir atmosfer oluşturulduğunu belirterek, hükümlü ve tutukluların ilgi ve yeteneklerine göre çeşitli spor etkinliklerinde yer almasının önemini vurguladı. Kurum Müdürü Metin Sönmez, Kurumda çeşitli branşlarda spor etkinlikleri düzenlediklerini söyleyerek, “Hükümlü ve tutuklular yetenekli oldukları spor etkinliklerine daha istekli katılıyorlar. Biz spor etkinliklerini çeşitlendirerek hükümlü ve tutukluların tamamının bu tür etkinliklerde yer almasını amaçlıyoruz.” dedi. Final maçından sonra Cumhuriyet Savcısı Yakup Özdemir ile Kurum Müdürü Metin Sönmez kısa bir karşılaşma yaparak, turnuvaya katılanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi. Malatya E Tipi Ceza İnfaz Kurumunda 25 hüküm ve tutukluya meslek kursu belgeleri ile diplomaları törenle verildi Malatya E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, 07/09/2012 tarihinde mahalli sanatçılar tarafından verilen muhteşem konser sonrasında, Kurumda 01/01/201214/09/2012 tarihleri arasında düzenlenen “Giyim Aksesuar, Saç Sakal Kesim, Bilgisayar İşletmenliği Kursları”nın belgeleri ile Açık İlköğretim Okulu bitirerek, diplomasını almaya hak kazanan toplam 25 hükümlü ve tutukluya diplomaları törenle verildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde yapılan bu programlarla; hükümlü ve tutukluların psiko-sosyal durumlarını en üst düzeyde tutmaları, tahliye olduklarında kendi özgüvenlerini kazanmaları, kişisel gelişim açısından kendilerini güçlendirmeleri, sanat öğrenmeleri ve topluma uyumlarını kolaylaştırması hedeflenirken, ayrıca Ceza İnfaz Kuru- munda, iş yaşamında ve hayatın her alanında kullanılabilecek çok yararlı bilgiler içerdiği ve hükümlü ve tutuklular için çok önem arz ettiği vurgulandı. Kurum Müdürü Şerafettin Güngör konuşmasında; Ceza İnfaz Kurumundaki bu tür etkinliklerin önemine dikkat çekerek, Kurumdaki kaynaşmayı pekiştirdiğini, moral ve motivasyonu en üst düzeyde tutmasında önemli etken olduğunu belirtti. Ayrıca bu tür organizasyonların sürekli hale gelmesini temenni ettiğini belirterek emeği geçenlere teşekkür etti. Mahalli sanatçılara Ceza İnfaz Kurumunda üretilen ebru çalışması takdim edildi. Belge dağıtım töreni ve konsere Malatya Cumhuriyet Başsavcı Vekili Şehmuz Şat, Cumhuriyet Savcısı Abdulkadir Gündem, Kurum Müdürü Şerafettin Güngör, Kurum ikinci müdürleri, öğretmenleri, psikolog ve sosyal çalışmacı, Eğitim Birimi ve Psiko-sosyal Servisinde görevli personel ile 189 hükümlü ve tutuklu katıldı. Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumu Sivas Kongresinin 93. yıl dönümünde el sanatları sergisi düzenledi Sivas Kongresinin 93. yıl dönümü (4 Eylül) kutlamaları çerçevesinde, Şifahiye Medresesi fuar alanında düzenlenen Sivas merkez ve 16 ilçenin tanıtımlarının yapıldığı serginin açılışı 3 Eylül 2012 tarihinde Sivas Valisi Zübeyr Kemelek tarafından gerçekleştirildi. 3-4 Eylül 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen sergide Sivas Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlüler tarafında üretilen Sivas halısı, bakır işi tablolar, takı, el işi, nevresim takımları ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın da ziyaret ettiği Ceza İnfaz Kurumu standına, protokol üyeleri, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.