Vokal Tekniğine Dair Temel Bilgiler... Burcu Yıldız, Deniz

Transkript

Vokal Tekniğine Dair Temel Bilgiler... Burcu Yıldız, Deniz
VOKAL TEKNĐĞĐNE DAĐR TEMEL
BĐLGĐLER
Burcu Yıldız, Deniz Demirtaş, Feride Özdemir
Vokal tekniğine dair temel bilgileri içeren bu yazı aşağıda belirtilen temel kaynaklardan
derlenmiştir:
•
Cavit Mürtezaoğlu’nun Ses Atölyesinde alınmış olan ders notları.
•
Çevik, Suna. 1997. Koro Eğitimi ve Yönetim Teknikleri, Doruk Yayımcılık.
•
Manchester, Arthur L. 1990. “Ses Üretiminin Temelleri Üzerine On iki Ders” Folklora
Doğru. Sayı 60, s. 249-275. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.
•
Peckham, Anne. 2000. The Contemporary Singer : Elements of Vocal Technique (Berklee
Guide), Berklee Press Publications.
•
Riggs, Seth. 1992. Singing for the Stars: A Complete Program for Training Your Voice.
Alfred Publishing Company
•
Ömür, Mehmet. 2001. Sesin Peşinde, Pan Yayıncılık.
•
Vennard, William.1992. “Şarkı Söyleme Mekanizması ve Tekniği” Folklora Doğru. Sayı 61,
s.335-370. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi.
I. Giriş
Müzikal ses üretmek için 3 temel öğe gereklidir:
güç kaynağı (jeneratör)
titreşim (vibratör)
tınlatıcı (rezonatör)
Bu üç önemli öğenin yanında telaffuzu sağlayan ağız, dişler, dil, yanaklar ve damak
(artikülatörler) vokalistlerin sözcüklerle müziği, ezgileri bir araya getirmelerinde önemli
araçlardır.
A- Nefes (jeneratör)
Doğru ve yeterli nefes kullanımı şarkı söylemenin temeli ve ilk aşamasıdır çünkü nefes,
titreşimi gerçekleştiren kuvvetin kaynağıdır. Nefes borusu, akciğer, diyafram, kaburga kemiği ve
ilgili kaslar ve karın kaslarının doğru kullanımı ile nefes alıp verme kontrolü sağlanabilir. Kaslar
uyumlu bir şekilde çalışarak bir körük gibi havayı kontrollü olarak pompalarlar. Ses ile ilgili bir
çok sorun yetersiz nefes kullanımından ve/veya yoğun kas gerginliklerinden kaynaklanır. Nefes
1
kullanımı, vokal çalışmalarının en önemli egzersizlerinden biridir. Đyi nefes kullanımı entonasyon,
güçlü söyleme, volüm, ses genişliği, ifade gibi bir çok noktada belirleyicidir.
B- Ses üretimi (vibratör)
Gırtlak kıkırdak, kaslar, sinirler, mukus zarlar ve bağlardan meydana gelir. Ses telleri de
gırtlakta yer alır ve arytenoid kıkırdaklarından, vokal kaslarından (thyroarytenoid), bağlardan ve
zarlardan oluşur. Ses, akciğerlerin havayı ses tellerine doğru üflemesi ve ses tellerini titreştirerek
hareket ettirmesiyle meydana gelir. Ses telleri, gerçekte tel, telcik ya da tüycüklerden
oluşmamıştır. Birbirine hızla çarpan dudaklar şeklinde hareket eden kıvrımlardır. Arytenoid
kıkırdakların hareketlenmesi ile yere paralel duran ve dudağa benzeyen iki doku kıvrımından
oluşan ses telleri açılıp kapanır. Beyinden yöneltilen şarkı söyleme ya da konuşma emri ile
akciğerlerden pompalanan hava “trake” denen nefes borusundan yukarı doğru çıkar, kapalı
pozisyondaki ses tellerine çarpar ve ses oluşur. Ses telleri gitar telleri gibi titreşmez. Ses,
alkışlarken avuçlarımızın birbirine çarpması gibi ses tellerinin birbirine çarpmasıyla oluşur.
Boğazın üzerinde halk arasında “Adem elması” denilen yere dokunulup “huu!” sesi verildiğinde
ses tellerinin titreşimi hissedilebilir.
C- Tınlatıcılar (rezonans boşlukları)
Titreşim sonucu oluşan ses, ses tellerinin üst kısmında bulunan boğaz, ağız ve burun boşluğu
(rezonans boşlukları) gibi tınlatıcılarla renklenir ve güçlenir. Konuşma ve şarkı sesi armonikleri
zenginleştirilmiş karmaşık seslerdir. Đnsan sesine dilin tüm inceliklerini ve ifade gücünü
kazandıran rezonansın niteliğidir. Telli enstrümanların ahşap kasaları yada nefesli sazların
boruları da rezonans boşluklarına benzetilebilir.
Yansıtıcıların dikkatli kullanılması ses sağlığı açısından da büyük önem taşır. Eğer rezonatör
bölgeler yeterince kullanılmıyorsa, ses başka büyütme araçları arayacak ve ses tellerine daha
fazla yüklenerek onları zorlayacaktır. Böylece ses tellerinin hasar görmesine ve belki de sesin
tamamen yitmesine neden olacaktır. Bu durum konuşma sesi için de geçerlidir.
II. Nefes Kullanımı / Solunum
A- Gevşeme
Nefes ve ses alıştırmalarına başlamadan önce fiziksel ve zihinsel gerginliği gidermek üzere
gevşeme alıştırmaları yapmak faydalı olacak ve bu alıştırmalar gırtlağın kasılması, dilin,
çenenin sertleşmesi gibi sorunların önüne geçecektir.
yüz kaslarını gevşetme: iki eliniz ile yüzünüze masaj yapın: alından başlayarak
yanaklar, dudaklar ve çenede uygulayın
boyun esnetme: sol/sağ kulağı sol/sağ omzunuza değdirin, başı 180 derece çevirin,
sağ elle başın arkasından sol kola ulaşmaya çalışın ve tersini yapın.
omuz silkme: omuzu yukarı doğru indirip kaldırın
omuz esnetme: sol kolunuz başınızın üzerinde, sağ elinizle sol dirseğinizi sağa doğru
hafif ama düzenli bir biçimde çekin. Belden sağa doğru eğilirken sağ dirseğe sol elle
basınç uygulayarak çekin.
omuz çevirme: kollarınızı giderek büyüyen daireler halinde çevirin.
kol ve beden esnetme: kollarınızı yukarı kaldırıp, önce sağ sonra sol elle tavanı
yakalamaya çalışın ve ardından bedeninizi öne doğru eğip kollarınızı çözülmüş bir
biçimde aşağıya bırakın.
bacak kaslarını gevşetme: bir bacağınız üzerinde dengeyi sağlayıp, diğer
bacağınızı öne-arkaya sallayın.
dil ve çeneye serbestlik kazandırma: dilinizin ucunu üst ve alt dişler üzerinde
gezdirin. Alt çenenizi serbest bırakın ve aşağı doğru düşürün; ardından sağa ve sola
doğru esnetin. Alt çene kemiğinin üst çene kemiğine bağlandığı noktaya
parmaklarınızla dokunarak alt çenenizi aşağı doğru düşürün. Şakaklardan başlayarak
çenenize doğru masaj yapın.
Nefes almak insanların özel bir çaba göstermeden otomatik olarak gerçekleştirdikleri doğal
bir fonksiyondur. Heyecanı azaltıp ses kalitesini yükselten derin ve rahat nefes kullanımı ise
şarkı söylemenin en önemli aşamasıdır ve günlük nefes kullanımından farklıdır. Solunum
mekanizması ve işleyişi üzerine çalışmak kontrollü nefes kullanımını öğrenmeye yardımcı
olacaktır.
B- Solunum Mekanizması
Göğüs kafesi ve akciğerler
Göğüz kafesi kemik ve kıkırdaklardan oluşur. Şarkı söylerken ses tellerine düzenli hava
akışı, göğüs kafesinin açılması ve karın kaslarının kasılmasıyla sağlanır. Göğüs kafesinin
4
açılmasını hissetmek için yumruklarınızı belinizin üzerinde iki yana yerleştirin. Büyük bir nefes
alın, göğüs kafesinin genişlediğini, nefes verirken de tekrar daraldığını hissedeceksiniz..
Diyafram
Diyafram göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran yassı bir kastır. Kaburga kemiğinin
en alt bölümüne bağlanır ve göğüs kafesinin zeminidir. Geniş kubbe şeklinde bir kas olan
diyafram, kalp ve akciğerleri üst kısımda bırakarak gövdeyi ikiye böler.
Nefes alırken, hava akciğerlere gider ve diyafram bulunduğu yerden biraz daha aşağıya
düşer. Nefes verirken ise, karın kasları diyaframın yukarıya doğru kavis vermesine neden olur
ve havayı dışarıya verir.
Karın Kasları
Karın bölgesinde her biri çift halinde bulunan dört tane nefes verme kası vardır..Bu güçlü
kaslar, karnınızda dikey hareketlerle çalışır ve karın bölgesinin tümünü kaplarlar. Karın kasları
nefes alırken dışa doğru genişler, nefes verirken ise içe doğru kasılır.
Şarkı söylerken, karın kasları yavaş yavaş içe doğru büzülürken göğüs kafesinin açık
kalması gerekir. Bu duruma destek adı verilir. Bu şekilde diyaframın yukarıda kalması
sağlanır; uzun pasajların söylenmesi ve entonasyon kontrolü kolaylaşır.
C- Nefes alıp-verme biçimleri
Yukarıda açıklanan kas grupları ile ilişkili üç temel nefes alıp verme tekniği vardır, fakat
bunlardan birinin etkili ve doğru yol olduğu genel olarak kabul görür. Diğer kullanımlar zayıf
entonasyon (ton dışı söyleme), güçsüzlük, zayıf ses karakteri ve başka bir çok ses sorununa
neden olabilir. Bu teknikler, aşağıda, şarkı söyleme açısından en elverişsiz olanından
başlayarak sıralanmıştır:
Omuz nefesi
Göğüs nefesi ile nefes alırken göğüs ve omuzlar yukarı kalkar, nefes verirken de aşağıya
iner. Bu yöntem havanın içe ve dışarıya hareketinin oldukça hızlı olmasını sağlar. Vokalistlerin
bu tekniği kullanmamaları gerekir çünkü hava akışının kontrolünü zorlaştırır. Göğsün üst
kısmının hareketi nefesin alınmasıyla ilgilidir ve nefes verirken kontrolün yitimine yol açar.
Göğüs ve omuzların pompalama hareketi gerginlik yaratır.
Göğüs kemiğini kaldıran kaslar boynun üst kısmıyla bağlantılıdır. Boyun ve omuz kasları
gerginken gırtlak kasları da rahat çalışmaz. Dolayısıyla bu kullanım; ses tonunun nefesli,
gergin, zayıf, ton dışı duyulmasına sebep olur.
Kaburganın yukarı doğru hareketi, diyaframın hareketini engeller. Bu durum, vokalist için
en iyi nefes tekniği olan karın kasları nefesinin kullanılamamasına yol açar.
Göğüs kafesi nefesi (karın kaslarının kullanılmadığı nefes alma tekniği)
Bu kullanım göğüs kafesinde ve diyaframda genişleme yaratır fakat daha aşağıda yer alan
karın kasları devrede değildir. Güçsüzlük ve boğazda gerginlik yaratır. Göğüs nefesi
kullanımına geri dönüşe sebep olabilir.
Göğüs kafesi ve karın bölgesi nefesi
Vokalistler için en etkili nefes kullanımı göğüs kafesi bölgesinin ve karın kaslarının birlikte
kullanılmasıyla gerçekleşir. Karın kasları güçlü nefes almayı sağlar ve nefes verirken boyun ve
boğazdaki gerginliği en aza indirir. Aşağı karın kasları, göğüs kafesinin açık kalması ile kontrol
altında tutulan diyaframın tersine, nefes verirken daha yavaş daralır. Göğüs kafesi kasları,
diyafram, ve karın kasları nefes desteğini işler hale getirir. Gırtlak, çevresindeki kasların
müdahalesi olmadan çalışır.
D- Etkili nefes kullanımında dikkat edilmesi gerekenler
Dik durun, ayaklarınızı kalça genişliğiniz kadar açın ve göğsünüzü rahat bir biçimde
yukarıda tutun.
Aşağı karın kaslarınızı rahatlatarak ve bel bölgenizi (diyaframı yanlara ve aşağıya
doğru) genişleterek ağzınızdan veya burnunuzdan nefes alın. Çiçek koklarken ya da
korku veya şaşkınlık anında farkında olmadan alınan nefes buna örnek olarak
gösterilebilir.
Ses aralığınızdaki orta tonlarda uzun ses tutarken aşağı karın kaslarınızın çok
zorlanmadan kasılmasına (daralmasına ve büzülmesine) izin verin.
Göğsünüzü rahat bir biçimde yukarıda tutmayı sürdürün, şarkı söylerken göğüs
kafesinizi (kaburga kemiklerinizi) açık tutmaya çalışın. Göğsünüzün düşmesine izin
vermeyin.
Nefes alırken omuzları kaldırmamaya dikkat edin ve akciğerlerinizi gereğinden fazla
doldurmayın. Akciğerleri sonuna kadar nefesle doldurmak ses çıkarmadan önce
boğazda ve çenede gerginlik yaratır. Bazı vokalistler, nefes alırken büyük bir çaba
harcayıp göğüslerini şişirebildikleri kadar şişirirler ve bunun sonucunda, daha ilk
sözcükte göğüs çöker ve nefesin önemli bir kısmı harcanmış olur. Diyafram ve karın
kaslarının kontrolü sağlanamaz. Oysa doğru nefes alınırsa, karın kasları, hava dışarı
çıkana kadar basıncı ayarlayacak ve herhangi bir çökme ya da kasılma ortaya
çıkmadan cümle sonuna kadar gelinecektir. Göğüs kafesi ancak cümle sonuna
gelindiğinde aşağıya inecektir. Bu da nefesin düzenli bir biçimde tamamen harcanması
anlamına gelir.
Nefesin yavaş ve kontrollü bir şekilde dışarı verilebilmesi için interkostaller ve
diyaframın karın kaslarına direnç göstermesi gerekir. Kaslardaki bu hareket bilinçli
olarak yapılabilir.
Nefesin gırtlak tarafında değil, diyafram ve interkostaller aracılığıyla tutulmasına dikkat
edilmelidir. Nefesin gırtlakta tutulması gırtlağın kasılmasına yol açar; bu da temiz sesler elde
etmeyi olanaksız kılar. Nefes tutulurken gırtlakta hiçbir gerginlik hissedilmemelidir.
E- Nefes kullanımını geliştirmek
Çok hızlı nefes almayın ve nefes alırken omuzlarınızı kaldırmayın. 80 metronomla çalışın. 3
aşamayı da rahat uygulayabildiğinizde nefes verme süresini 30 sayıya çıkarın.
1. Aşama
1. Her metronom vuruşunda kesik kesik 2 nefesle aşağı karın kaslarını ve kaburga
kemiğini genişleterek 10 sayıda nefes alın.
Her vuruşta 2 sss sesi ile 20 vuruşta nefesi verin. Bu alıştırmayı tekrarlayın.
2. Tekrar bir önceki aşamadaki gibi nefes alın. Yine 20 sayıda fakat bu kez kesintisiz,
uzun sss sesi verin.
3. Nefes alın ve bu kez 20 sayıda aaa sesi verin. Nefes verirken de kaburga
kemiklerinizdeki açıklık hissiyatını sürdürün.
2. Aşama
4. Bu kez 10 sayıda kesintisiz, ağır ve uzun bir nefes alın. Her vuruşta 2 sss sesi ile 20
vuruşta nefesi verin.
5. Yine 10 sayıda kesintisiz, ağır ve uzun bir nefes alın ve 20 sayıda kesintisiz sss sesi ile
verin.
6. 10 sayıda kesintisiz, ağır ve uzun bir nefes alın ve 20 sayıda kesintisiz aaa sesi ile
verin. Nefes verirken de kaburga kemiklerinizdeki açıklık hissiyatını sürdürün.
3.Aşama
1. Tek seferde çabuk nefes alın. Her vuruşta 2 sss sesi ile 20 vuruşta nefesi verin
2. Tek seferde çabuk nefes alın ve 20 sayıda kesintisiz sss sesi verin.
3. Tek seferde çabuk nefes alın ve 20 sayıda kesintisiz aaa sesi verin.
4. Aşama
Tek seferde çabuk nefes alın ve nefesinizi aşağı belirtildiği gibi kesik kesik farklı
kuvvetlerde verin;
mf
f
p
(s s s s s) (s s s s s) (s s s s s)
ya da
Mf
f
p
(s s s s s ) (s-------) (s s s s s)
5. Aşama
Belirli ritim kalıpları halinde hazırlanan soluk alıştırmalarını tekrarlayın.
♫ ♪ ‫ا ♪ ♫ ا♪♫ا♪♪ ا‬
s.s s.
s.
s.
s.s. s. s.s. s.
6. Aşama
Şarkı solunumu yerleştikçe soluk fırlatma çalışmalarına başlanabilir. Soluk fırlatma
alıştırması “huk” hecesiyle, alt göğüs ve diyaframla desteklenen basınçlı havanın rezonans
boşlukları düşünülerek dışarı atılmasıyla yapılır. “k” sesi bilinçli olarak gırtlaktan
verilmemelidir, diyaframın dışa doğru atılması sonucu oluşan basınçla kendiliğinden oluşur.
III. Larenks
Akciğerlerden gelen havanın harekete geçmesiyle titreşen ses tellerini içine alan bu ses
kutucuğu trakenin ucunda, kıkırdak ve kas dokularından oluşan boru şeklinde bir organdır.
Ses kutusunda ayrıca ses kasları bulunmaktadır.
11
IV. Rezonans
Larenks tarafından üretilmiş sesler yansıtılmaya hazırdır. Ses, kaynağından çıktıktan sonra
çevrenin akustik özellikleriyle de şekillenerek nitelik kazanır. Buna rezonans denir. Konuşma
ve şarkı sesi armonikleri zenginleştirilmiş karmaşık seslerdir. Đnsan sesine dilin tüm
inceliklerini ve ifade gücünü kazandıran rezonansın niteliğidir. Đnsan sesinin rezonans sistemi,
kafada ve boyunda vokal bölgesi adı verilen, hava içeren boşluklardan meydana gelir. Her
rezonatörün yapısı ve kişilerin rezonans boşluklarının şekli, boyutları ton özelliklerini etkiler.
Rezonans sisteminin işleyişini anlamak ses renginin alanının genişlemesine ve ifade
olanaklarının zenginleşmesine imkan sağlar. Rezonans mekanizmasında özellikle ağız ve
burun boşlukları, sert ve yumuşak damak, farenks ve göğüsün işlevleri çok önemlidir.
A-Rezonatörler (tınlatıcılar)
Rezonatör bölgeler trakeadan başlayarak yüzün ön kısmındaki sinüslere kadar uzanan
göğüs, gırtlak, yutak (farenks), ağız ve burun boşluklarını içine almaktadır. Her kişinin larenks
ve vokal bölgesinin şekli, boyutları gibi fiziksel özelliklerinin farklı olması, yaşadığı ortamın
bölgesel, toplumsal ve ailevi farklılıklar içermesi nedeniyle kendine has bir ses rengi vardır.
Tınlatıcılar, kişilerin ses renginde en önemli belirleyendir. Her rezonatörün ayrı bir işlevi vardır
Göğüs boşlukları özellikle pes seslerde armoniklerin zenginleşmesine ve dolayısıyla
seslerin kuvvetlendirilmesine yardım eder.
Gırtlak bölgesi, sesin üretildiği kaynaktan (larenks) ağız boşluğuna kadar uzanır ve
tınının oluşmasında önemli bir etkendir.
Genelde boğaz bölgesi olduğu düşünülen farenks, burun boşluğu, ağız ve larenksin
arkasındaki bölgeyi kapsar. Farenks ve ağız esnektir ve birlikte en geniş tınlatıcı
boşluğunu oluştururlar. Çene, yanaklar, dudaklar ve dilin kullanımıyla ağzınızın şeklini
ve boyutlarını değiştirerek ses özelliklerinizi belirleyebilirsiniz. Farenks kassal ve esnek
olduğundan tonu da etkiler. Farenks (yutak) arka duvarı, farenksin bütün bölgeleri
için bir duvar oluştururken, yumuşak damak ve dil kökü ile ve ayrıca üst rezonans
bölgeleri (burun boşluğu, ön sinüsler, östaki borusu ve kemik kıvrımları) ile
bağlantılıdır. Özellikle burundaki kemik kıvrımları arasındaki bölgeler önemli rezonans
bölgeleridir.
Ağız boşluğunu dolduran dil özellikle telaffuzun (artikülasyon) gerçekleşmesinde
etkilidir.
Alt çene aşağı yukarı ve yana doğru hareket edebilme becerisiyle ağız boşluğunun
genişletilmesi, rezonansın güçlendirilmesinde, konuşma ve şarkı söylemede sesli ve
sessizlerin oluşumunda işlevseldir.
Sert ve yumuşak damak, sesin tını ve renginin oluşumunda son derece etkin bir
rezonans bölgesidir.
Burun boşluğu, bir kıkırdak kemikle ortadan iki bölmeye ayrılır. Bunlar kemik
kıvrımları, ağız boşluğu ve sinüsler ile bağlantılıdır.
12
B-Rezonansı (Tınlamayı) Keşfetmek
Ses titreşimleri rezonans bölgelerinde tınladığında, yüzde (maskede)güçlü bir tınlama
(yankı) hissedilir. Titreşimin yoğunluğu söylediğiniz sesli harfe ve sesin tizliğine veya pesliğine
göre değişiklik gösterir. Z, M, N gibi sürekli sessiz harfler yada Đ ve E gibi kapalı sesli harfler
dudaklarda, burun ve yüz maskesinde yoğun bir titreşim yaratır. Bu harfleri tınlatırken gırtlak
kaslarının desteği sesin güçlenmesi açısından önemlidir. A ve O gibi sürekli seslilerde doğru
rezonans bölgelerini bulmak görece daha zordur. A harfi özel kullanımlar dışında, üst dişlerin
üzerindeki sert damakta tınlar. O, daha arkada, damağın kubbeye benzeyen bölümünde
tınlar. Kapalı ea sesi (black) ise daha da arkada, yumuşak damakta tınlar.
Đnsan sesi diğer müzik enstrümanlarında olduğu gibi görsel anlamda tanıma, inceleme
imkanı sunamadığı için rezonans bölgelerinin keşfi hayal gücüyle desteklenmelidir.
1. Sesinizin sürekli bir şekilde ön dişlerin arkasında tınladığını hissetmeye çalışın.
2. E ve Đ seslerini verirken gırtlağınızdan yardım alın ve vibrasyonu artırarak sesin
güçlendiğini hissedin
3. Gizli gülüş (iç gülüş): Ağzınızın içerisinde gizli bir gülüş ifadesi yakalayın. Gizli gülüş,
göz altı bezlerinin altındaki kasların yardımıyla yumuşak damağı yukarı kaldırarak
sesin tınladığı farenkste daha geniş bir boşluk yaratır. Gizli gülüşün uygulanışı:
a. Ağzınızı kapalı, dişlerinizi kapalı ya da mesafeli tutun.
b. Damağınızı, esnerken olduğu gibi, yukarı kaldırın.
c. Gözün altındaki kasları yukarı, aynı zamanda dışa doğru ittirin.
4. Gizli gülüş damak ve gırtlak kaslarını serbestleştirir, dilin teknik kullanılmasının
imkanlarını artırır ve seslileri okumak için dilin iyi çalışmasını sağlar. Gizli gülüş, yüz
maskesinin kaslarını güçlendirirken, üst dudağın uygun pozisyon almasını
sağlayacaktır.
V. Vokal Registerları ve Registerlar Arası
Geçişler (Harmanlama)
Vokal Register: ses tellerinin değişik titreşim hareketlerini tanımlayabilmek için kullanılan
bir terimdir.
Erkek Sesleri: göğüs- kafa- falsetto( kafa registerinin hafif gürlükte kullanılmasıyla elde
edilir.)
Kadın Sesleri: göğüs- orta (karışık)- kafa (do5ten sonra duyulalan flageolet-ıslık sesi)
Baslar ses alanlarının büyük bir bölümünde göğüs sesi, çok tizlerde kafa sesi kullanır.
Tenorlar fa# e kadar göğüs fa# la arası kafa, daha tizlerde falsetto kullanırlar. Baritonlar
baslara benzer.
Kadın seslerinde genel eğilim sopranolarda kafa, altolarda göğüs şeklindedir.
Mezzosopranolar ve dramatik sopranolar üç registeri de geniş alanda başarıyla
kullanabilirler.
Vokal register, benzer ton özellikleri gösteren ve vokal mekanizmasının aynı kas hareketi
ile üretilüen ardışık ses perdelerinin oluşturduğu dizidir. Bazı vokalistler register geçişlerini
fark ettirmeden yaparlar. Bazıları ise her registerda değişen ses özelliklerine sahiptir.
Registerlar değiştirilen araba viteslerine benzetilebilir. Birinci vites sizin en düşük
registerınızdır. Çıkıcı bir dizi seslendirirken registerı ya da vitesi değiştirmeniz gereken bir
noktaya geleceksiniz. Seste vites değiştirme, kas hareketlerinde zorlanılmazsa otomatik
olarak sağlanabilecek bir düzenlemedir. Register değiştirirken ses tonunuzda farklılıkların
meydana geldiğini fark edeceksiniz. Şarkı söylemede pürüzsüz register değişikliği kas
koordinasyonunu ve pratiği gerektirir. Ses kalitesinin arttırılması için ses geçişlerini dinamik
bir şekilde düzenlenebilmesi, register geçişlerinin hissettirilmemesi ve homojen bir duyuşun
yakalanması gerekir.
Harmanlama, geçiş yerlerindeki farklı duyuşları önlemek ve geçişleri dinleyicinin fark
edemeyeceği bir şekilde yapabilmeyi sağlamak üzere kas hareketlerini düzenleme yöntemidir.
Geçişlerin pürüzsüz duyulması üst registerların aşağıya doğru genişletilmesiyle daha kolay
sağlanır. Kas gerilmelerine sebep vermeden alt seslerden yukarıya doğru harmanlama daha
fazla dikkat gerektirmektedir.
Geçiş bölgelerinde gereğinden fazla güçlü söylemek geçişi zorlayabilir.
zorlandığında nefes kullanımında yetersizlik görülür ya da düzenli kas hareketlerinde
olur. Ses tellerinin kontrol edilemeyen, ani ses kırılmaları ürettiği de görülebilir.
değiştirirken ses kırılmalarını önlemek için boğaz, boyun, yüz ve omuzlardaki
gevşemesini sağlamak ve nefes desteğini dengelemek gerekir. Aynada kendinizi
gergin olan kasları tespit etmeye yarayabilir.
Sesiniz
sorunlar
Register
kasların
izlemek
Vokal registerları konusunda pek çok teori öne sürülmüştür. Bazıları tek bir register
olduğunu kabul edip, bu kabulün öğrencilerin kafalarını karıştırmayarak tek register
kullanıyormuş gibi söylemelerini sağladığını belirtirken; ikinci bir yaklaşım ise kafa ve göğüs
sesinden oluşan iki register olduğunu söylemektedir. Üç register teorisi (göğüs, orta, kafa
registerlar) ise göğüs ve kafa sesinin karıştırılarak bir arada kullanılmasıyla pürüzsüz bir ses
elde edilebileceğini öne sürer. Kadın ve erkek seslerinde bu üç registera ek olarak bir yüksek
register daha vardır: erkekler için kafa sesinin de üzerinde falsetto, kadınlar için de yine kafa
sesinin üzerinde flute (flageolet) sesi denilen register.
Kafa sesinin de kullanımıyla birlikte en az iki oktavlık bir range vokalistler için ifadeyi
rahatlatmaktadır. Kafa sesinden hoşlanmasanız da, kafa sesi üzerine pratik yapmak sesi
güçlendirecektir.
A-Register Çalışması için tavsiyeler:
1. Geçiş pürüzsüz olmasa da kafa sesi kullanın. Geçişler pratikle pürüzsüz olabilir. Kafa
sesi çoğu kadının ses aralığının en geniş bölümünü oluşturur, erkekler için daha
sınırlıdır fakat eşit önemdedir. Kafa sesi kullanımı ve gelişimi ses aralığının
genişlemesinde ve ses renginde belirleyicidir.
2. Đnici perdelerde alıştırma yapmak registerlar arası geçişleri belirsizleştirmeye yardımcı
olup alt registera geçişi de rahatlatır.
3. Kayan sesler ile yapılan alıştırmalar register geçişlerini kolaylaştırarak gırtlağın
rahatlamasını sağlar.
4. Herhangi bir fiziksel aktivite gibi tiz sesleri de düzenli olarak çalıştırmak gerekir. Bütün
ses aralığını çalıştırmadıkça sesler aşağıya düşmeye eğilimli olacaktır.
5. Normalde icralarda kullandığınız en tiz sesin en az bir tam ses üstünü de
söyleyebilmek gerekir. Böylece psikolojik olarak da güven hissi yaratılmış olur ve
zorunda kaldığınızda bir ses daha tizini kullanacağını bilerek rahatlarsınız.
B-Ses aralığı ve ses türleri
kadın sesleri:
soprano (lirik, dramatik, spinto, leger, subret, koloratür, dramatik koloratür): genelde
ezgiyi seslendirdikleri için tınılarının güzel, tizlerinin parlak ve rahat olması gerekir. Tiz ve orta
tonları parlak ve dolgun olmalıdır.
kontralto (oratoryo kontraltosu, sahne kontraltosu): alt ve orta tonlar dolgun, koyu ve
tınılı olmalıdır.
mezzosoprano (lirik, dramatik): referans bölgeleri orta tonlardır.
erkek sesleri:
tenor (dramatik, lirik, leger, buffa): tiz seslere kolaylıkla çıkabilen, üst registerda mi sesi
çevresinde yorulmadan dolaşabilen parlak seslerdir.
bariton (dramatik, lirik)
bas ( basprofondo, bashantant, basbuffa, basbariton) : alt registerdaki fa sesine kadar
rahatça inebilen, koyu, dolgun ve titreşimli seslerdir.
VI. Ses Sağlığı Ve Bakımı
A- Duruş
Vücuttaki sinirlerin görevi, beyinden aldığı sinyalleri, vücudun diğer bölgelerine iletmektir.
Duruş doğru olmadığı zaman, sinirlerin ilettiği sinyaller zayıflar çünkü sinirlere uygulanan
baskı artar. Yanlış duruş sadece vokal yaparken nefes almamızı sağlayan kasları değil, aynı
zamanda beyinden gelen sinyalleri de kötü yönde etkiler. Doğru duruş için başınızı ve
göğsünüzü herzaman rahat ve yukarda tutmalısınız. Gergin değil, şarkı söylemeye hazır ve
rahat bir şekilde durmalısınız. Ancak duruşunuza çok fazla odaklanırsanız, söyleyişiniz
olumsuz yönde etkilenebilir.
B- Alkol Kullanımı
Alkol kullanımı nöromasküler sisteminizi olumsuz etkilediği için ses telleri normal
işleyişlerinden çok daha azını yerine getirebilirler.
C- Sigara Kullanımı
Kas ve sinir problemlerine yol açmanın yanı sıra sigara (ister kendiniz için, ister içen
birisinin yanında durun), ses tellerindeki mukus tabakasını kurutur. Bu doğal tabaka olmadan
ses tellerinin kenarları şişer, vibrasyon yapmak çok zorlaşır ve havanın kullanılamadan
kaybına yol açar.
D- Şarkı Söylemeden Önce Yemek Yemek
Şarkı söylemeden önce yemek yenilmemesi önerilir çünkü vücut tüm enerjisini sindirime
yoğunlaştırdığı için diğer fonksiyonları yavaşlar. Bu, zihninizin uyanıklığını engeller ve şarkı
söylerken ihtiyacınız olan vokal koordinasyonunu yavaşlatır. Aynı zamanda büyük miktarda
mukus ses tellerinden mideye taşındığı için vibrasyon da engellenir.
E- Đşe Yaramayan Đlaçlar
Spreyler, sıcak çaylar vs. daha iyi şarkı söylemenize yardımcı olmaz. Sadece tahriş olan
kasları yumuşatır. Bu ilaçların çoğu ses telleri üzerinde hiçbir etkiye sahip değildir çünkü ses
telleri, bu ilaçların ulaşabileceği yerden çok daha aşağıdadır.
F- Stres ve Yorgunluk
Yorgun olduğunuzda ya da stres altındayken nöromasküler sistem düzgün biçimde
çalışamaz. Bu şartlar altında da kaslarınıza aşırı yüklenme riski ortaya çıkar.
G- Çevresel Faktörler
Sesinizi etkileyecek bir çok çevresel faktör vardır. Toz, duman, is vs. gibi soluduğunuz bir
çok madde ya kas yüzeyinizi tahriş eder ya da nöromasküler sisteminize zarar verir. Ayrıca
aşırı şekilde öksürmek, hapşurmak ya da sert bir şekilde boğaz temizlemek ani bir hava
akımına yola açar ve ses tellerindeki kas yüzeyine zarar verir.