oytun çölok oytun çölok

Transkript

YIL: 3 SAYI: 43
KADIN GÖZÜYLE
OYTUN ÇÖLOK
EKSTREM SPORLAR DOSYASI
ZORBING
.
RUGBY TÜRKIYE
STORE
auto
.
Türkiye
aylık otomobil ve yaşam dergisi
yıl: 3 sayı: 34
m
o
c
.
e
y
i
k
r
u
t
o
t
u
a
.
w
w
w
Röpörtaj
BARBAROS ŞANSAL
Kadın Gözüyle Test
Değişmeyen tercihiniz...
DACIA LODGY
Okur Test
FIAT PANDA
İMTİYAZ SAHİBİ
MCM TURKUAZ A.Ş.
Ragbi Haberleri - Onur Önal
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Mazhar Mazlum
[email protected]
[email protected]
EDİTÖR
Ebru Şalva
[email protected]
[email protected]
KÜNYE
[email protected]
YAYIN DANIŞMANI
Ahmet Cirit
YAYIN KURULU
Oytun Çölok
Gündüz Saka
Dirim Selim Tan
SANAT YÖNETMENİ
Ayça Ulusoy
[email protected]
Fatoş Sezer
REKLAM VE
HALKA İLİŞKİLER
Ebru Büşra Tunca
[email protected]
BASIN VE MEDYA
KOORDİNATÖRÜ
Ünzile Dirican
Bakış - Mazhar Mazlum
13
IKU Trojans - Egemen Özkan
15
Kadıköy - Julien Treu
18
Sevimli Dev - Sertaç Narbay
23
Kuşadası - Yunus Emre Bilgiç
28
Sevens Dosyası - Sinem Hocaoğlu
29
Female Sharks - Demet Yıldız
33
Kurumsal Bakış - Alper Gerdaneri
36
Spor Haberleri
40
Pota - Cem Şengezer
55
Ekstrem Sporlar - Hande Çobanoğlu
58
Kadın Gözü - Ebru Şalva Devecioğlu
65
Hayallerim, Spor ve Ben - Haluk Gürel
70
Kişisel Gelişim - Gündüz Saka
71
Ajanda
74
Store
84
[email protected]
HUKUK DANIŞMANI
Av. Haluk Doğan
WEB TASARIM
Burak Özcan
TASARIM
MCM TURKUAZ
Grafik Bölümü
www.rugbyturkiye.net
[email protected]
.
RUGBY TÜRKIYE
Türkiye basın meslek
ilkelerine uymayı
taahhüt eder.
İÇİNDEKİLER
HABER KOORDİNATÖRÜ
Nazlı Selin Tan
9
.
..
EDITOR
Umutlar, dilekler, istekler...
B
ir süre sonra yeni bir ragbi sezonuna daha “merhaba“ diyeceğiz. İşte bu noktada “gönül”
kelimesini cümle içinde kullanacağım ve diyeceğim ki: “Gönül isterdi ki ragbi dünyası bu
merhabayı çok daha keyifli olarak ve hevesle söyleyebilsin.” Bu sporun içinde yürekten yer
alan genç arkadaşlarımız ve bu sporun içinde çok daha uzun süredir gayretleri ve özverileri ile yer
almış daha deneyimli arkadaşlarımız var. Beklentiler, umutlar, istekler var. Herkes ragbinin daha iyi
bir noktaya gelmesini istiyor. Gelişmesini, şartların, imkânların düzelmesini istiyor.
Takımların, oyuncuların desteklenmeye ihtiyacı var. En en en basitinden bir ragbi sahasına
ihtiyaç var.
Bir de şu anda ütopik gibi görünen ama hiç de ütopik olmayan bir şey var ki o da ragbinin
daha geniş kitlelere yayılması; Türkiye'de bilinirliğinin artması; dolayısıyla takımların artması,
seyircinin artması...
Bir gün ragbi Türkiye'de futbolun tahtına yerleşir mi
bilmiyorum ama ragbi çok daha nitelikli bir ortamda oynanır
hale gelebilir. Şu andakine kıyasla bilinirliği kat be kat
artabilir ve kesinlikle çok daha fazla popülerleşebilir.
Türkiye'de bir iki spor alanı hariç olmak üzere çok rastlanan
bir durum var. O da popüler hale gelmiş sporların dışında
kalan spor alanlarının, kendi dünyasında varolduğu gerçeği.
Varolan, ama bir türlü yaygınlaşamayan, ihtiyaç duyduğu
desteği alamayan, bitmeyen, ama bir gayretle de öyle ya da
böyle hayatını sürdüren spor alanları...
Ben camianın gittikçe umutsuzlaşmaya başladığını ve
motivasyonunun da düşmekte olduğunu düşünüyorum.
Halbuki ragbi, araştırıldığında kökenleri çok daha
eskilere gitse bile, Türkiye'de henüz genç bir spor. Heves
edilecek ve yapacak çok şey var. Federasyonun üstüne düşen
ve artık hayata geçirmesi gereken çok şey var.
Bu noktada ragbi dünyasının içinde aktif olarak yer
alan kişilerin dinlenmesi gerekiyor. Dergi yazarlarımızın
söylediklerinin kesinlikle dikkate alınması gerekiyor.
Sporun nabzının tutulması için, sporcularımızın sesinin
duyulması için sizi dergi sayfalarımıza davet ediyorum.
Keyifli okumalar dileğiyle...
EBRU ŞALVA DEVECİOĞLU
[email protected]
SEN DE TIKLA...
FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE
YENİLİKLERDEN HABERDAR OL!
.
.
RAGBI HABERLERI
ONUR ÖNAL
[email protected]
O
Uluslararası Ragbi Birliği’nin (IRB) en iyi hakemleri, Paris yakınlarında yeni scrum'ı son bir kez
değerlendirmek için toplandı. Özetle, “eğil, bağlan, başla” (crouch, bind, set) sırasıyla yapılacak
yeni scrum, bu ay dünya çapında denenmeye başlanacak.
Crouch-bind-set
8
ragbi ligini temsil eden, 21 hakem, IRB scrum komitesi ile bir araya geldi. Bu gruba,
antrenörler, basın, IRB hakem seçim heyeti
de katıldı. Tüm bu yoğun hazırlık, Ragbi Şampiyonası ve Kasım'da oynanacak test maçları öncesinde
yeni scrum'ı hazırlamak için…
'Crouch, touch, set' olarak bilinen ve şu an
uygulanan scrum'ın yeni halinde, prop'ların, hakemin “bind” çağrısından sonra kollarının dışını kullanarak birleşecekler. Hakem “set” çağrısı yapana
kadar ön hatlar birleşik kalacak. Set çağrısı ile birlikte iki grup mücadeleye başlayacak.
IRB Konseyi, Mayıs'ta bu yeni tasarıyı onayladı. Tasarıyla birlikte, oyuncu sağlığını koruyan, 5
konu daha onaylandı. Bu yeni scrum ile birlikte karşılaşılan zorlukların %25 azalması hedefleniyor.
Değişikliğin öncelikli nedeni, üst düzey ragbi mücadelelerinde yaşanan scrum'un bozulması
sorununu çözmek değil.
Ancak, bu yeni scrum'ın kabul görüp uygulanması ve hakemlerin kuralları gerektiği gibi uygulamasıyla, scrum'ın dağılması ve yeniden kurulması sahnelerinde azalma olabilir.
IRB Başkanı Brett Gosper: “Bu yeni düzen-
9
lemeler aslında buz dağı'nın görünen ucu… Lig organizasyonları ile birlikte, kapsamlı bir eğitim programı üzerinde çalışıyoruz. Böylece herkesin, özellikle de üst düzey hakemlerimizin hazır olmasını istiyoruz.”
“Bu süreçte temel amacımız, tüm paydaşların konuyu anlaması ve pozitif yaklaşmasını kazan-
mak...
Yeni scrum ve yeni düzenlemeler ile üst düzey ragbinin diğer sorunlarına da çözüm bulmak istiyoruz. Herkesin yeniliklere uyum sağlayabilmesi
için zaman gerektiğinin farkındayız. Ancak burada
amacımız sağlam bir platform inşa etmek. Gerisi
zaten bu platformun üzerinde yükselecektir.”
“Tüm dünyadaki, oyuncu ve antrenörlerden
aldığımız geribildirim, bu değişikliğin oyuncu sağlığını koruyacağı ve daha kolay daha dayanıklı scrumlar oluşturulabileceği yönünde… Hakemler forumu çok pozitif geçti, ve herkes bu yeni scrum'ın
oyuna pozitif katkı sağlayacağı konusunda hem fikir.
Yeni scrum'ı merak eden, oyuncu, hakem
veya ragbi severler , IRB'nin eğitim kaynaklarının
yer aldığı aşağıdaki web sitesinden bilgi alabilirler.
Yeni scrum'un daha sağlıklı ve keyifli bir ragbiye yol
açmasını dilerim.
http://www.irblaws.com/index.php?domain=16
10
Yakından Bakış: ITM Cup
I
TM Cup, Yeni Zelanda'nın en üst seviyede ragbi
oynanan kupası… Yeni Zelanda Ragbi Fedorasyonu'nun organizasyonu ile her yıl Ağustos sonu ile Kasım sonu arası ITM Cup maçları oynanıyor.
Tarihçesine gelince; 1976'da bölgesel kupalarla başlamış ITM Cup. O zamanlar birkaç takımın
kendi arasında oynadığı maçlar iken 2006'da, NPCNational Provincial Championship'in (Ulusal Bölge
Şampiyonaları), ITM ve Heartland Şampiyonası
olarak ikiye bölündü. ITM isminin ise çok ilgi çekici
bir hikayesi yok aslında, Yeni Zelandalı büyük bir inşaat malzemeleri üreticisi bu kupaya sponsor olu-
yor ve ITM'de bu firmanın adı… ITM Yeni Zelanda'ya ait gözükse de aslında tüm dünya ragbisinin merakla takip ettiği bir turnuva… Ne de olsa ragbi'nin
en iyi oynandığı ülke Yeni Zelanda!
Turnuva bölümler arasında oynanıyor. 2006
'dan bu yana her bölümde, yarı final ve finaller oy-
nanıyor. Maçların puanlaması ise şöyle: Kazanan
takımlar 4 puan alıyor, beraberlik 2 puan. Ayrıca,
15’li ragbi ve bonus sistemi de uygulanıyor.4 ya da
daha fazla try yapan veya 7'den daha az bir farkla
kaybeden takımda maçtan puan alıyor. Böylece sadece kazanan değil iyi oynayan takımlar ödüllendi-
11
rilmiş oluyor.
2013'te ITM Cup'ta iki bölüm var. Premiership ve Championship. Her birinde yedişer takım
oynuyor. Her bölümdeki takımlar kendi gruplarındakilerin dışında diğer bölümlerden de 4 takımla
oynuyor. Burada hep aynı takımların değil, herkesin birbiri ile oynaması hedefleniyor.
Yeni Zelenda'nın kuzey ve güneyinden takımlar turnuvaya katılıyor. Başkent Wellington ve
en büyük şehri Auckland'ın yanında, Canterburry,
Manawatu ve diğer şehirler katılıyor. Son 5 yılın
şampiyonu ise Canterburry! Gerçekten şaşılacak
bir başarı kazanmışlar. Turnuva'da milli takımdan
tanıdığımız, Andrew Hore, Kieran Read, Owen
Franks, Richie Mccaw, Sam Cane gib yıldızlar yer
alıyor.
Gelelim son oynan maçlara: Pazar günü oynanan maçlarda, Wellington Northland'i 30-10 geride bıraktı. Northland'ın bir try ve penaltısına, Wellington 5 try ile cevap verince aradaki fark oluştu.
Bir diğer maçta ise Auckland, Taranaki'yi 51-15 ge-
ride bıraktı. Auckland'ın 6 try ve penaltı vuruşları ile
kazandığı maçın, en skorer ismi Visinia oldu.
Bu sayıda bir değişiklik yapıp, maç raporu
yerine turnuvayı detaylı anlatmayı seçtik. Dileriz
severek okursunuz. Önümüzdeki ay görüşmek
üzere…
12
Mazhar mazlum
BAKIS
.
[email protected]
Y
Yaşamın ne kadar tezatlarla dolu olduğunun farkında mısınız... Daha doğrusu insan
denen canlının yaşamı ne kadar tezatlarla doldurduğunun farkında mısınız demek
istemiştim...
Konuştuğumuz dili göklere çıkartır AMA içerisine yabancı kelimelerinde soruştururuz...
Doğayı çok sever AMA onu katledip yerlerine
saçma sapan yapılar yaparız...
Siyaseti çok sever AMA hiç haklarımızı savunmayız...
Liderleri çok sever AMA onları ilah yapıp tapınmaya kalkarız.
İnsanları çok sever AMA cinsiyet ayrımcılığın-
dan geri kalmayız...
Parkları çok sever AMA ikide bir kapatmaktan
zevk alırız...
Hayvanları çok sever AMA onları yok etmek
için elimizden geleni yaparız...
Yemeği çok sever AMA abartıp çoğunu dökeriz...
Gücü çok sever AMA orantısız kullanıp karşımızdakinin gözünü oyarız...
Gençleri sever ve geleceğin teminatı olarak
görür AMA onları sindirip öldürmekten hoşlanırız...
Kısaca tezatları yaşamayı yaşamın bir parçası
yaparız.
Siz siz olun salata yiyeceğiniz zaman ekşisinin
ve tatlısının tam kıvamında olmasına dikkat edin.
Yoksa mideniz yanar, hazmademez ve agresif olup
sevinmezsiniz.
Bu arada unutmadan EFAF (European Federation of American Football - Avrupa Amerikan Futbolu Federasyonu) toplantısında federasyonumuzun
aidatları ödemediği için oy hakkının kalmadığı ile ilgili
söylentiler var. Ne diyelim galiba federasyon da salatanın tadını ayarlayamıyor her zamanki gibi...
13
IKU TROJANS
EGEMEN ÖZKAN
[email protected]
Y
Yaz bitti ve artık sıkı antreman günleri başlıyor. Takımlar oyuncularını toplayıp bu seneki yeni
hedeflerini belirleyecek ve çalışma programlarını yenileyecek.
Y
eni sezonun fikstürleri muhtemelen Kasım ayında açıklanıcağı düşünürsek, takımların 2 aylık
bir hazırlık süreci olacak. Takımlar ne kadar erken antrenmanlara başlarsa, sezon öncesi o kadar hazırlık maçı yapabilir, eksiklerini daha iyi gözlemleyebilirler. Türkiye Ragbi Kulüpler Birliği takımların topar-
lanması ile çalışmalarına hız kazandırmaya başladı.
Tüm kulüplere açık olan TRKB, üye başvurularını almaya başladı. TRKB'ye katılan takım sayısı arttıkça,
üye takımların gücünü arttıracaktır. Türkiye'de ragbinin geleceği için TRKB parlak bir umut ışığı.
Türkiye Ragbi Kulüpler Birliği'nin katkılarıyla,
İzmir'de BESYO öğrencilerinin talebi üstüne ragbinin
tanıtılması ve oyuncuların kişisel teknik gelişimi için 3
haftalık antrenman yapıldı. Dolayısıyla İzmir'de ragbi
takımı sayısının artması beni hiç şaşırtmadı. Ege Bölgesi'nden lige yeni katılacak takımlar ile yakında tanışacağız. TRKB ile bu tarz antrenmanlar zaman zaman
devam edecek ve ülkemizin ragbi merkezi olan İstanbul'dan uzak yerlerinde takım oluşumu ve bu takımlara oyun gelişimlerini arttırmaya yardımcı olacak.
TRKB'nin bu doğrultuda amaçladığı; ragbi sporuna olan merakı ülkemizde arttırıp, yeni takımları ve
oyuncuları liglerimize katmak, ragbinin popüleritesini
15
ülkemize yaymaktır.
Peki, bu güzel haberler sevindirirken, geçen sezonda yaşanan sorunlar bu sene de yaşanmaması için
hazırlıklar yapılıyor mu? Önce geçen sezonda TRF ile
ilgili takımların sıkıntılarını hatırlatmaya çalışacağım,
belki denk gelirde federasyondan biri okur:
1. Takımların lisanslı antrenörü bulamaması.
2. Takımlara maddi sponsor bulunamaması. Özellikle
ulaşım için...
3. İstanbul'da oynanan maçların neredeyse il dışında
oynanması (Sultanbeyli). Ev sahibi takımın deplasmana gider gibi yol kat etmesi...
4. Mesafelere rağmen çim saha ayarlanamaması.
5. Federasyonun hala yayınlanmış bir maç yönetmeliğinin olmaması.
6. Hakem sayısının azlığı ve var olanların niteliğinin zayıf olması.
7. 2.Lig'in bölgesel olması, takımların sadece 3 maç
oynaması...
8. Federasyonun çok sesiz kalması ve güncel, verimli
içeriği olan bir internet sitesine sahip olamaması.
9. Federasyonun asosyalliğinin takımlar arasında huzursuzluk yaratması.
Bu maddelere daha çoğunu eklemek isteyen
16
olacaktır ama yukarıdaki saydıklarım en temel sorunlar ve hepsi federasyon kaynaklı. TRF, bu şikayetleri
değerlendirmeye alırsa, takımların saygısını ve güvenini geri kazanacaktır.
Bu şikayetlere benim ekleyeceğim ise:
TRF, internet sitesinde kandil ve bayram mesajları yayınlarken, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın kutlanmaması ve hakkında herhangi bir duyuru olmamasını KINIYORUM.
Şimdi gelelim yukarıda yazdığım sıkıntıların çözümüne...
Öncelikle ülkemizdeki ragbi seviyesini artırmak
için 3 büyük şehrimiz İstanbul, Ankara ve İzmir'de en
az 12 saatlik hakem ve antrenör kurslarının açılması
ve resmi lisansların dağıtılması gerekmektedir. Hakemler için bir notlandırma sistemi olmalı. Varolan hakemleri küstürmemek için teklif edilen meblâğların
ödenmesi gerekmektedir. Ülke çapında kapsamlı saha
araştırması yapılmalı ve mümkünse ulaşımı takımlar
ve taraftarlar için kolay, oyuncuların güvenliği için uygun; yumuşak ve düzgün zemine sahip sahalar olmalı.
Takımların ulaşımı için lige ana sponsor ve sponsorlar
bulmak bir federasyon için hiç zor olmamalı, sadece
uğraşmak gerek. Özel danışman ve hakemlerin katılımı ile TRF ragbi maçları yönetmeliği hazırlayıp, yayınlamalı. Liglerin düzenlemesini takımların sezonda minimum 7 maç oynayacak şekilde düzenlenmesi 2. Lig
takımları için iyi olacaktır. En önemlisi federasyonun
takımlar ile daha pozitif yönde iletişim kurması gerekmektedir. Bu çözümler uygulanamayacak olsa zaten
dile getirilmezdi.
Artık ragbi ülkemizde gelişmekte olan bir spor
ve hakettiği önemi vermeliyiz.
17
..
Julıen treu
KADIKOY
R
Ragbinin, neredeyse her yerde göze çarptığı bir ülkeden geldiğim için, Türkiye'ye ilk gelişimde,
Türk ragbisi beni hayretler içinde bırakmıştı.
Strateji ve Planlama
G
özüme ilk çarpan ise; ister oyuncu düzeyinde
olsun, isterse kulüpler ve yönetici düzeyinde,
kimsenin strateji ve planlama yapmıyor olmasıydı. Tabii ki bu, ragbinin yeni oynanmaya başlandığı
2006 yılı için normal kabul edilebilir. 6 yıl sonra; 2013'
te ise deneyimli oyuncuların hala ragbi bilgisinde eksikleri olduğunu görmek ise anlaşılamayan bir şey…
Genel tabloya baktığımız zaman tabii ki düzensiz kulüplerin ve derme çatma bir ligin oynandığı dönemlerden, 20 kulüp ve 2 sene ard arda devam eden
ragbi ligiyle çok daha iyi bir konumdayız.
Geçen ay ki yazımda da belirttiğim gibi çok sayıda olumlu olay da yaşıyoruz… Bunların arasında, daha fazla insanın karar verme sürecinde yer alması,
Türk Ragbi Federasyonu'nun FIRA'ya dahil olması, ye-
ni ligin başlaması, kulüplerin daha organize olması ve
yeni koçluk ve hakemlik kurslarının konuşuluyor olması yer alıyor. Şu an Türkiye'de eksikliğini çektiğimiz temel sorun, doğru eğitim almış koç ve antrenörlerin az
sayıda olmasıdır. Koçlarımız ve antrenörlerimiz çok iyi
18
cu, bu kişiler kendilerini yeterince ragbiye vermiyorlar.
İlerleyebilmek için herkes kendine hedef koymalıdır.
Özetle, dışarıdan bir kendinize bakın, neyi doğru neyi yanlış yaptınız, şu an neredesiniz ve nereye gitmek istiyorsunuz, kendinizi nasıl geliştirebilirsiniz?
Antrenmanlarınızı sıkı takip edin. Koçlar ant-
renmanları bir plan dahilinde yapmalılar. Bunların dışında, ragbi maçlarını izlemek de oyunla ilgili vizyonunuzu genişletecektir.
Öte yandan bir başka konu da federasyon ragbiye gönül vermiş ve yukarda konuştuklarımızın en
azından bir bölümünü yapan kişileri de ödüllendirmeli-
dir. Ragbiyi geliştiren kişi aynı zamanda federasyona
da hizmet ediyor sayılır. Bu kapsamda bir başlangıç
olarak, federasyon geçen sene bu kursları tamamlayan kişilere sertifikalarını vermelidir. Ayrıca, bu seneki
kurslar da iki seviyeli olmalıdır. Daha önce kursa katılmış kişiler için Level 2 eğitimleri ve yeni gelenler için
Level 1 eğitimleri olmalıdır. Herkes kötü geçmişi arkasında bırakmak ister ancak tam da bunun için kişi ve
kurumların Türk Ragbisi'nin gelişiminden yana olduklarını göstermeleri gerekir.
19
C
oming from a country where rugby is pretty
much everywhere my first step in Turkish
rugby was going from surprises to surprises.
The first thing that came into my mind when I first
started rugby in Turkey was the lack of strategy and
planning from players, clubs and federation.
Of course this was normal as rugby was just
starting in 2006 and it was a new sport for
everyone. Today after nearly 6 years in Turkish
been many positive things going on such as more
rugby I am still surprise with the lack of rugby
rugby people being involved in decisions, Turkish
knowledge from experience people.
rugby federation being now part of Fira, the
We indeed come from very far since 2006
creation of the league, clubs getting more organized
where we had unstructured club and barely had a
and recently the proposal of coach and referee
league to today where we have over 20 clubs and 2 courses for this coming season.
years of consecutive league being held.
One of the main issue we have today in
As I stated in my previous article there has
Turkey is still the lack of proper coach and referees.
I am not saying today s club coach and referees are
not doing a great job but I do believe we could all
benefit from proper coaching and referee training.
So what's the next step to satisfy the
growing demand of Turkish rugby community?
Today the level of rugby knowledge from
coach to referee is not there yet. If we want to go
forward, coaches and referees need to step up and
20
provide the best to the Turkish rugby community.
If you plan to coach or referee and you are a little
bit ambitious you will have to set yourself some
targets. I do think today if you want to be coaching
and referring you should focus on the following
points:
Learning the rules is the first step to improve
your vision of the game. Rugby is of course a
contact sport but not knowing the rules could make
you lose a game and as a referee players on the
pitch are not going to respect you.
Have a great number of people joining those
course sessions.
Strategy of the game is also really important,
from what I saw last season it seems some basic
rugby rules are missing and not taught properly
such as: gaining the advantage line, properly
setuping your kick off, scrums, line out…
Also the level of Commitment and focus is
not there yet from coaches, referees to players.
Everyone should set themselves targets in order to
move forward. After those years of rugby don't
hesitate to step back and try to look at the big
picture, see where you are and where you want to
be, what you did wrong and what you did right and
how to improve yourself.
Plan your training sessions and follow what
you have been working on in order to step back and
see what you have not been focusing on. It is
obvious when a coach comes to training without
planning is session.
Watch games of rugby is also a great way for
you to improve your vision of the game.
On the other side It is important the federation
start rewarding the person who makes those kind of
efforts because at the end of the day they will
benefit from it. As a first step of good will
federation should give the diplomas to the persons
who did the previous courses and it could also
setup 2 separate sessions, one session for the
experienced persons going to a level 2 and one
session to the new comers.
I am sure everyone is willing to put past
behind them but in order to do so it is time for
everyone to show some good will in the interest of
Turkish rugby.
21
.
.
SEVIMLI DEV
SERTAÇ NARBAY
[email protected]
A
Ağaçlardaki yaprakların şekli bile bize artık ragbiyi hatırlatmaya başlamıştı ki özlediğimiz
sahalara geri döndük ve antremanlara başladık. Henüz lig takvimi netleşmemiş olsa da
önümüzde tarihi belli olan bir Ottomans organizasyonu var. Biri 28 Eylülde ilk kez düzenlenecek
olan Bosphorus Veteran Tournament. Daha önce de ülkemize gelmiş olan Romen takımı Dracula
Old Boys ve Fransadan Rugby Club Du Barreau De LYON takımlarının da katılımıyla düzenlenecek
olan turnuva EVRA (Avrupa Veteran Ragbi Birliği) tarafından da desteklenmekte.
R
agbi emekli olunamayan sosyal bir spor. Ragbinin bu güzel özelliğini ülkemizde henüz çok
genç olan bu branşın temeline yerleştirmekte
bize yardımcı olacak bu tür turnuvaların çoğalması ve
yurt sathına yayılması, başta sporun tanıtımı olmak üzere pek çok açıdan önem taşıyor.
Bir spora bulaşmış pek çok insanın klişe cümlesi olan “ Gençlikte çok sıkı spor yapardık ama, iş güç
derken...” gibi cümleleri hayatımızdan uzaklaştırabilecek bir spor dalı olan ragbiyi, bu tip organizasyonları
daha sık ve daha fazla seyirciye ulaşabilecek şekilde
düzenleyerek çok önemli ilerleme kaydetme şansımız
olacağını düşünüyorum.
Geçtiğimiz günlerde federasyon internet sitesinde bir antrenörlük semineri duyurusu olduğunu sevinerek gördüm. Federasyonun antrenör ve hakem
yetiştirmek konusunda yapacağı her hamlenin sonuna
kadar destekçisi olmamız gerekiyor. Umarım yüksek
katılımlı bir çalışma olur ve ülkenin çok ihtiyacı olan
donanımlı antrenörlere sahip olmaya bir adım daha
yaklaşırız. Tabii daha önceki kurs ve seminerlerde yaşandığına dair duyumlar aldığım akreditasyon ve belge verilmesine dair sorunların aşıldığını da umuyorum. Aksi takdirde bu emeklerin tam karşılığını almak
23
imkansız olur.
Bu arada lig başlamadan özellikle yeni scrum
kuralları da dahil olmak üzere oyunculara eğitim seminerleri düzenlemek gerekliliği hala önemli bir nokta
Umarım federasyonumuz hakem ve antrenör kursları
konusunda gösterdiği hassasiyeti bu konuda da gös-
terir.
Her yazıda üzerime düşen bir görev olarak düşündüğüm için farklı şekillerde yazdığım, belki de sizlerin okumaktan bıktığı bir noktaya tekrar dikkat çekmek istiyorum. Henüz açıklanmış bir lig takvimimiz
yok. Dolayısıyla takımlarımız antrenman programları-
nı yapmakta ve ekiplerini kurmakta zorlanıyorlar. Ülkemizden milli takımımıza düzgün bir altyapı yetiştirmek istiyorsak, sporun takvimini bu kadar muğlak bırakmamamız gerekiyor. Tüm oyuncularımızın en
önemli ihtiyaçlarından biri düzgün maç tecrübesi biriktirmek. Bu özellikle yeni kurulmuş ya da bir iki senelik
geçmişi olan takımlarımızı ilerlemesi için hayati önem
taşıyor. Hal böyle iken lige mümkün olduğu kadar erken ve elbette programlı başlamak gerekiyor. Bu bize
sakatlık ya da başka nedenlerden ertelememiz gerekecek maçları oynayabilecek zamanı kazandıracaktır.
Hazır sakatlık demişken hepimizin ortak şikawww.rugbyturkiye.net
24
yeti olan, sağlığımızı hatta göreceli olarak hayatımızı
tehdit eden saha sorununa da değinmek gerekiyor.
Ben kendi adıma bu durum düzelene kadar her fırsatta
bu konuya değineceğim. Çok büyük fark yaratır diye
düşünmüyorum ama safım belli olsun. En azından
ragbi oynanan her ilde ve büyük şehirlerdeki yüksek
nüfuslu ilçelerde öncelikli olarak ragbi oynanması için
ayrılmış IRB reglamanına uygun, tribünü olan, altyapısı çalışan en az bir saha tahsis edilmesi için durmaksızın çalışmak gerekiyor. Bu federasyon ve kulüplerin
oyuncularına karşı en önemli sorumluluğu bence. Şunu unutmamak gerekir ki olimpiyat düzenlemeye he-
veslenen bir ülke olarak 2020 için düştüğümüz duruma bir daha düşmemek için, her sporun ama başta
olimpik sporların altyapılarını içler acısı durumdan çıkartıp en azından muhayyer hale getirmek gerekiyor.
Kardif Milenyum Stadı’nın büyüğünü her şehire yapalım demiyorum ama en azından düştüğümüzde elimizi
kolumuzu kırmayacağımız zeminlere sahip sahalar
oluşturmak verdiğimiz vergilerle mümkün olmalı. Bunu dahi başaramazsak 2024 Olimpiyatları için de şehir
seçilirken yine saçma sapan bahanelerle kendimizi
avuturuz.
Gelelim Galler’e, şu anda 2015 dünya kupası
25
hazırlıkları sürüyor ve yukarıda bahsi geçen stat Ekim
ve Kasım aylarında ragbi ile dolup taşacak.
26 Ekim’de Milenyum stadında 2013 Dünya
Ragbi League şampiyonası start alacak. A grubunda
bulunan İngiltere ile Avustralya ve C/D grubunda yer
alan Galler ve italya arka arkaya bu sahada kozlarını
paylaşacaklar. Ragbi League sevenler kalan 40 günü
saniye saniye geri sayarak bitirmeye çalışıyorlar. Şampiyona finali 30 kasımda Manchester Old Trafford stadında oynanacak.
Benim de içinde bulunduğum “Ragbi Union biraz daha mı iyi acaba?” diyen ve Galler sevenler ise si-
ze geçen ay yazımda bahsettiğim 2013 Dove Men test
serisi yaklaşıyor. Kasım ayının başında start alacak seri
Galler için hem dünya kupasına hem de Şubat’ta başlayacak olan Altı Uluslar kupasına hazırlık olacak.
Bu sene yeni scrum kuralları ile özellikle proplara çok iş düşecek. Gallerin güçlü propu Paul James
yeni kurallarla darbe anı ve mesafesinin göreceli olarak kısaldığını ancak darbenin önemini azaltmadığını
söylüyor. Scrumda zaten yarım metre için bir mücadele verildiğini söyleyen oyuncu artık o 50 cm için çok
daha fazla çalışmak gerekeceğinin altını çiziyor. Yeni
kuralların hata ve tricklere daha az imkan vermesiyle
26
daha adil ve çekişmeli karşılaşmalar bizleri bekliyor.
Ama tabii front row oyuncularının yükü her zamankinden ağır olacak.
Galler Ragbi Birliği 19 yıllık ragbi kariyerinde 55
kez İngiltere formasını giyen ve London Wasps'ın Full
Back ve kanat pozisyonlarında oynamış olan Josh
Lewsey'i Galler ragbisinin direksiyonuna geçirdi.
Spor, ticaret ve askerlik alanlarından biriktirdiği
tecrübe ve disiplini Galler ragbisinin gelişimi için kulla-
nacak olan Lewsey, yeni görevi nedeniyle oldukça
mutlu olduğunu söylüyor. Galler ragbi birliğinin grup
başkanı Roger Lewis şu anda özellikle uluslararası
platformda oldukça başarılı olan Gallerin ragbi stratejisi ve operasyonunun tamamını teslim alan Lewsey'den beklentilerinin bu başarının sürekliliğini ve gelişimini sağlayacak adımları planlaması ve gerçekleştirmesi olduğunu belirtti.
Lewsey Galler ragbisi için elinden gelenin en
iyisini yapacağının altını çizerken, profesyonel ve amatör müsabakalara verilen önemin dengesini doğru
ayarlayarak Galler ragbisinin gelişimi için ideal zemini
hazırlamaya çalışacağını söyledi.
Son olarak da bu yıl inanılmaz bir başarı grafiği
çizen Leigh Halfpenny'den biraz bahsedelim. Lions turunun menajeri olan Andy Irvine Halfpenny'nin bu seneki grafiği ile IRB dünyada yılın oyuncusu ödülün almasının doğru olacağını düşündüğünü söyledi. Özel-
likle British Irish Lions turundaki performansı ile göz
kamaştıran oyuncunun bu sene bu ödülü de alarak kişisel ödüllerde hat trick yapması beklentisi çok da şaşırtıcı değil.
Bu ay da bu kadar. Gelecek ay senelik iznim dolayısıyla aranızda olamayacağım. Ondan sonraki sayılarda görüşmek üzere...
27
KUSADASI
.
YUNUS EMRE BİLGİÇ
[email protected]
YAZARIMIZ YUNUS EMRE BİLGİÇ BİR DAHAKİ AY SİZLERLE BİRLİKTE
OLMAYA DEVAM EDECEK...
28
SEVENS DOSYASI
SİNEM HOCAOĞLU
[email protected]
K
Kendi adıma çok hızlı ve mutlu geçen bir ayın sonunda, yeni sayımızda yine tüm “Rugby Türkiye”
ekibi olarak sizlerleyiz. Geçtiğimiz sayıda “Ragbi sadece bir erkek sporu değildir” mottosu ile yola
çıkarak 2012- 2013 HSBC Kadın Sevens Serisi'inden bahsetmiştik.
HSBC A7S Malezya Sevens
B
u ayın başı itibariyle ragbi sevens sezonu çok
hareketli bir şekilde başladı ve bu sayıda bölgenin önde gelen turnuvalarından biri olan
HSBC Asya Ragbi Sevens (HSBC A7S) Serisi'nin ilk
ayağı “Malezya Sevens” turnuvasına yer vermek istedik. Asya'nın bölgesel anlamda en önde gelen sevens turnuvası olan “HSBC Asya Ragbi Sevens” serisinin ilk ayağı Malezya Sevens 31 Ağustos-1 Eylül ta-
rihlerinde Kuala Lumpur'daki Petaling Jaya Stadyumu'nda gerçekleşti. Turnuvanın ev sahipliğini Malezya Ragbi Birliği yaptı.
Yedili ragbinin ilk kez 2016 da olimpiyat oyun-
larında yer bulacağı açıklandıktan sonra dünya çapında büyüyen trende seriyi bu yıl 3'ten 4 raunda çıkararak HSBC Asya Ragbi Sevens Serisi'de katıldı.
Turnuvaya katılan esas takımların sayısı da geçen yı-
29
la göre arttı. Turnuvada yer alan takımlar Hong
Kong, Japonya, Çin, Tayvan, Kazakistan, Malezya, Filipinler, Singapur, Kore, Sri Lanka, Tayland ve Birleşik
Arap Emirlikleri.
Geçen yılki seriyi önde tamamlayan ilk 4 takım, Hong Kong, Japonya, Tayvan ve Çin, 4 ayrı havuzda yer alan takımlar arasında ilk sırayı aldılar.
Japonya 14-0 skorla Hong Kong'u mağlup
ederek 2013 HSBC Asya Sevens (HSBC A7S) Serisi'nin ilk ayağından zaferle ayrıldı. Final maçında Hong
Kong takımı, Jamie Hood'un sarı kart görmesiyle 6
kişiye düştü. Oyuncunun yokluğunda lineoutda olu-
şan eksiklikten faydalanan Japon takımından Lemeki, takımına maç puanını getirdi.
Finale, Hong Kong, Tayvan'ı 26- 7 ve Sri Lanka'yı 29- 12 skorlarla mağlup ederek çıkmıştı. Hatta
30
Sri Lanka maçı sırasında çıkan fırtına sebebiyle maça
bir saat ara verildi. Bu arada, Japonya takımı da 49- 0
ve 15- 7 skorlarla Tayland ve Kore takımlarını yenerek finale çıktı.
Öncesinde ev sahibi Malezya'yı 29-10 skorla
yenerek çeyrek finale çıkan Sri Lanka, çeyrek final
maçında 15-10 skorla Kore takımını da yenerek turnuvayı üçüncü sırada bitirdi. Malezya Tayland'ı 10-0
yenerek Plate'in sahibi olurken turnuvayı da 5.sırada
bitirdi. Bowl finalinde Kazakistan, Singapur'u 15-0
yenerek Bowl'un sahibi oldu. Turnuva sonunda Çin
takımı 11. sırada yer aldı. Birleşik Arap Emirlikleri'nin,
Çin karşısında 0-41 skorla aldığı mağlubiyet sonucunda turnuvayı 12. yani son sırada yer aldı.
Hong Kong takımından Tom McQueen 35
puan, 7 try ile turnuvanın en skorer oyuncusu oldu.
31
Ardından Güney Kore takımından Oh Youn Hyung 35
puan, 3 try, 10 conversions ile turnuvada en skorer
ikinci oyuncu oldu. Japonya'ya Hong Kong karşısında
şampiyonluğu getiren Lomano Lemeki, turnuvanın
en değerli oyuncusu ünvanı ile birlikte en skorer 3.
oyuncu oldu. (32 puan, 6 try, 1 conversion)
HSBC Asya Sevens Serisi bu yıl 4 ayrı
rauntdan oluşacak ve bundan sonra sırasıyla Tay-
land, Bombay ve Singapur'da gerçekleşecek turnuvalarda yer alan takımlardan toplamda seriyi önde
bitiren ilk üç takım Asya Bölgesi'nden 2014/15 HSBC
Sevens Dünya Serisi'nin esas takımları arasında olma
şansını yakalayacaklar.
Herkese sevgiler, gelecek sayımızda görüşmek üzere…
32
FEMALE SHARKS
Demet Yıldız
[email protected]
M
Merhaba sevgili ragbiseverler ve mutluluğu ragbi oynamakta bulanlar… Sonbahar geldi. Liglerin
başlamasına kısa bir süre kala sezonu sağlıklı kapattığımızı umuyor ve yeni sezona
hazırlıklarına başlamak için zaman kaybetmeyin diyorum.
Ç
oğumuz için yaz sezonu tatil yaparak geçtiği
için, yaklaşan sonbahar ile lig hırsımız da körüklenir. Fakat hazırlık yapmadan gireceğimiz
maçlar, bizim için eğlenceden çok eziyet haline gelebilir; hatta uzun süre spordan uzak kalmamıza
neden olabilir. Dayanıklılık sporları için basit ve anlaşılır bir planlamanın nasıl yapılacağı konusunda
aşağıda belirtilen hususlara göz atmanızı tavsiye
ederim.
Bir çalışma programınız olmadan amacınıza
asla ulaşamazsınız. Maç ve şampiyonluk en son hedef olmalıdır. Antrenman programı ise bu hedefinize ulaşmanızı sağlayacak daha küçük hedeflerinizin toplamıdır. Uygulayacağınız program gerçekçi
olmalıdır. Ulaşamayacağınız hedefler için hayal kur-
mak sadece vakit kaybına ve sonuçta hayal kırıklığına uğramanıza neden olur.
Antrenman dönemleri 5 basamakta planlanır, bunlar;
Temel Hazırlık Dönemi: Bu dönem bi-
33
reysel kondisyon ve kuvvet antrenmanı dönemidir.
Yapılacak temel kuvvet çalışmaları sezon boyunca
sizi sakatlıklardan koruyacaktır. Sportif beceriler
kazanılır ve geliştirilir. Bu becerilere belki sahip olabilirsiniz ama kusursuz hale getirmek bu dönem
içinde gerçekleşir. Bu dönem içinde maç yapmak
yerine teknikleri kusursuz bir hale getirmeye çalışmalısınız. Bu dönem 3-4 hafta kadar uzun tutulmalıdır.
Özel Hazırlık Dönemi: Bu dönem sizin
hazırlık döneminde edindiğiniz becerileri ve kondisyonu geliştirme sürecinizdir. Birim antrenman içerisinde daha fazla ve kaliteli hareketi kesintisiz olarak
yapabilmeye alışmalısınız. Vücudunuz başta direnç
gösterebilir ama alışacaksınız. Laktik asitle tanışa-
caksınız ve biraz da canınız yanacaktır ama aldırmayın ve keyfini çıkarın.
Maç Öncesi Dönem: Vücudunuzun toparlanmasına fırsat verdiğiniz ama çalışma temposunun da yüksek olduğu bir dönemdir. Çalışma za-
34
manınızı azaltın. Temponuzu da bir miktar düşürün
ki yorgun vücudunuz hareket etmeye acıksın. Ama
temel tekniklerden asla ödün vermeyin. Enerji depolarınızı doldurabilmek için beslenmenize özen
gösterin. Bu dönemde artık gelişmeyi kafanıza takmayın ve sadece kazanmış olduğunuz özellikleri
kaybetmemeye bakın.
Maç Dönemi: Dananın kuyruğunun koptuğu dönemdir. Yaptığınız tüm çalışmaların faydasını
göreceğiniz andır. Kafaya takmanın hiç faydası yoktur. Ne kadar hazırlık yaptıysanız o kadar verim alırsınız. İnanmak başarmanın yarısıdır.
Toparlanma dönemi: Tüm sezonun yorgunluğunun atıldığı dönemdir. Hafif olmak koşuluyla dilediğiniz egzersiz ile kendinize zaman ayırın ve
eğlenin. Performans arttırmaya değil, rahatlama ve
hamlamayı önlemek için egzersiz yapın. Yıl içerisinde geçirdiğiniz sakatlıkların tedavisini tamamlamak
ve yeni sezona taptaze girmek için de iyi bir fırsattır.
Ekim sayımızda görüşmek üzere… Verimli
ve bol ragbili günler sizinle olsun…
35
KURUMSAL BAKIS
.
ALPER GERDANERİ
[email protected]
S
Spor her zaman politikacı ve siyasetçiler için geniş kitlere ulaşmak için bir araç olarak
görülmüştür. Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için siyasetçiler spor üzerinde egemenlik kurmaya
çalışmışlardır. Ancak, spor üzerinde kurulmaya çalışılan egemenlik, sporun gelişmesinden ziyade
kişisel çıkarlar ile sporun amacının dışına çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Spor ve Politika
B
unun en güzel örneklerinden birini bizim sporumuzu yöneten federasyonumuzda yaşanmaktadır. Federasyona yakın takımların oyuncuları
milli takıma seçilmekte, federasyon başkanı ile ilişkilerini iyi tutanlar uluslar arası organizasyonlara gönderilmektedir. Sporcuların sporculuk başarılarına bakılmamaktadır. Spora bu şekilde siyasetin karıştırılması,
sporun önünde duran en büyük engeldir.
Bizimki gibi daha gelişmekte olan sporlarda bu
sorunlar fazla sahada hissedilmese de ülkemizin gelişmiş sporlarına etki eden siyasetçi ve politikacılar, bu
sporlara ciddi zararlar vermektedirler. Sporla siyasetin
karışması ülkemizde ile “Güreş” sporunda başlamıştır.
Ata sporumuz ve Olimpiyatlarda tek madalya depomuz olan “Güreş” sporunda son 6-7 yıldır bir siyasi etki
ve takım seçimlerde bu siyasi etkinin kontrolü olduğu
yönde haberler çıkmaktadır.
Yaşanan bu durumun gerçekliği, uzun yıllardan
beri en başarılı olduğumuz ata sporumuzda, son olimpiyatlarda Türkiye Güreş Milli Takımı'nın hiçbir varlık
gösterememesi ile belirtilerini göstermeye başlamıştır.
Gezi Parkı olayları sonrası göstericiler hakkında
tweet'ler atan Rıza Kayaalp'e önce attığı tweet'lerin
ödülü olarak Akdeniz Oyunların'da Türkiye Bayrağının
taşıtılması ve FILA'dan “ırkçı” mesajları sebebi ile 6 ay
ceza alması ile spora siyasetin karışması ilginç bir boyuta geldi. Siyasi mesajları sebebi ile yönetim tarafından ödüllendirilen sporcumuz FIRA tarafından cezalandırılmıştır. Bu arada 2011 yılı Dünya Güreş Şampiyonasında altın madalya, 2012 yılı Avrupa Güreş Şampiyonasında Altın madalya ve 2012 Londra olimpiyatlarında Bronz madalya alan milli sporcumuzun bu ka-
36
dar siyasi tartışma arasında Akdeniz Oyunların başarı
gösterememiş olmasını hatırlatmak gerekir. Bu kadar
başarılı bir sporcu siyasete alet edilerek göz göre göre
başarısızlaştırılmıştır.
Basketbolda ise Gezi parkı olayları sonrası NTV
mikrofonunu yere atan Cenk Akyol çıkan haberlere
göre muhtemelen bu hareketi sonrasında Avrupa Basketbol Şampiyonası'na katılacak kadroya alınmadı. Bu
konuda çıkan birçok haber ve açıklama ile anlaşıldığına göre siyasi bir kararlar ile kurulan Basketbol Milli
Takımımız, Slovenya'da çok ağır yenilgiler alarak kupada 3 yenilgi ile devam etmektedir. Spora bir kere daha karışan siyaset sporun başarısına engel olmuştur.
Olimpiyatların en çok Altın madalya barındıran
sporu olan Yüzme sporunda Türkiye adına Olimpiyatlara 6 kez katılan Derya Büyükuncu, Yüzme Federas-
yonu tarafından ceza almış ve davalık olmuştu. Yüzme
Federasyonu Başkanının isteklerini yerine getirmeyen
Derya Büyükuncu, bu kadar başarılı bir sporcu olmasına ve Türkiye'yi Olimpiyatlarda temsil etmesine rağmen federasyon tarafından aforoz edilmiş, cezalar verilmiş ve davalık olmuştur. Bu kadar değerli bir sporcunun spor yapması değil, spor dışı sorunlar ile uğraşması sağlanmıştır. Sonuçta Büyükuncu Türkiye Yüzme
Federasyonu'nun desteği ile değil, Uluslararası Yüzme
Federasyonu FINA'nın daveti ile 6. defa Olimpiyatlara
katılmıştır. Tabii bu başarı sonrası sporcusunu motive
etmesi gereken federasyon başkanının destek vermek
yerine başarısız olacağına dair açıklamaları konusunda yorum bile yapmak istemiyorum. Çünkü; sporda bizim düşüncemizde olmayan ve biat etmeyen başarısız
olsun mantığı için yorum bile yapılamaz.
37
Futbolda siyasi vesayet spora rahmetli Hasan
Doğan döneminde hakim olmuştur. O dönem tamamı
ile siyasi destek ile seçilen Futbol Federasyonu Yönetimi sonrasında futbolumuzda görünen siyasi etki ile
başarısız sonuçlar başlamış ve 2009 yılından itibaren
futbolumuz hiçbir başarı gösterememiştir.
Futbolumuz zaten Milli alanda başarısız giden
süreçte, takımlar alanında çok ciddi bir 3 Temmuz sü-
reci yaşamıştır. Bu dönemde kriz yönetiminin bir türlü
yapılamaması, siyasilerin sürekli sürece karışması ve
davaların spor amacının dışında, siyasi amaçlarının olduğunun iddiaları ile zamanında verilemeyen, ertelenen ve yanlış gönderilen kararlar ile takımlarımız uzun
vadede çok daha ağır cezalar ile karşı karşıya kalmışlardır.
Amerikan Futbolunda ise 2010 yılında çok ciddi
bir Milli Takım çalışması yapılmış ve kamp programı
hazırlanmıştı. Milli Takım koçlarınca tüm takımlar etüd
edilerek 70 kişilik bir kadro hazırlanmıştı. Kampa gittiğimizde 70 kişilik kadronun Milli Takım koçlarının haberi olmadan 90 kişiye çıkarıldığını ve federasyonla
ilişkileri iyi olan takımlardan oyuncular çağrıldığını
görmüştük. Hatta bir oyuncu yalnızca bir yöneticinin
oğlu olduğu için çağrılmıştı. Tabii yalnızca birilerine iyi
görünmek için kampa oyuncu çağıran zihniyet, sahaya
çıkmaya gelince neler yapabileceğini tahmin etmek
gerekir.
2020 Olimpiyatlarına ev sahipliği için aday olan
İstanbul kafilesi politikacılardan ve Başbakanın ailesinden oluşurken, ev sahipliğine hak kazanan Tokyo'nun kafilesinin ise eski Olimpik sporculardan oluşması bizim halen spora siyaseti alet etmemizin ispatı-
38
dır. Sporu sporcular yerine politikacılara bıraktığımız
Türkiye'de ve bizim sporumuzu temsil eden fesürece sporun hiçbir zaman ilerleme şansı bulunma- derasyonda halen spor sporun bilen kişilerce yönetilmaktadır. Sporun sporcular tarafından tanıtılması ve mediği ve spora siyaset alet edildiği için sporlarımız bir
geliştirilmesi gerekir.
türlü gelişmemektedir. Sporumuz halen düşüncemiz-
de olmayan ve biat etmeyen başarısız olsun mantığı ile sporu yönetmeleri ve sporun önünü açmaları gerekyönetilmektedir. Öncelikle bizim sporlarımızı yönet- mektedir. Yoksa her geçen gün daha kötüye giden
mekte olan federasyonumuz ile tüm spor yöneticileri- sporlarımız, çok daha kötü duruma gelecektir.
nin şahsi düşüncelerinden ve egolarından sıyrılarak
39
SPOR
Nike Halı Saha Ligi’nde final heyecanı yaşandı.
T
ürkiye Futbol Federasyonu ve Nike tarafından
bu sene beşincisi organize edilen Nike Halı Saha Ligi'nde final heyecanı yayaşandı. Lise ve
üniversite kategorisinde düzenlenen turnuva kapsamında 4.300 takım ve 36.250 kişi sahaya hükmetmek için mücadele etti. Finale kalan, il birincilerinden oluşan yaklaşık 1200 futbolcu ise Eyüp Belediyesi Alibeyköy Spor Kompleksi'nde futbolla dopdolu
3 gün geçirdi. Final maçları sonrasında lise kategorisinde Tokat Mehmet Akif Ersoy Lisesi, üniversite kategorisinde ise Bilecik Üniversitesi Nike Halı Saha Ligi'nin şampiyonları oldu. Final elemelerine genç
oyuncu Salih Uçan da katıldı.
Türkiye Futbol Federasyonu ve Nike'ın Türkiye'de spor kültürünün oluşması ve geliştirilmesi adına organize ettikleri Nike Halı Saha Ligi'nin final
maçları Alibeyköy Spor Kompleksi'nde gerçekleşti.
Lise ve Üniversite kategorilerinde düzenlenen turnuvada illerinde birinci olan takımların oyuncularından oluşan yaklaşık 1200 futbol tutkunu, futbolla
dolu günler geçirdi. Finallerde, bölgelerinde şampiyon olan 59 lise takımı ile 35 üniversite takımının
mücadele ettiği ligin şampiyonları lise kategorisinde
Tokat Mehmet Akif Ersoy Lisesi, üniversite kategori-
sinde ise Bilecik Üniversitesi oldu. Şampiyon olan takımlar, Kayseri'de Türkiye ile Andorra arasında oynanacak 2014 Dünya Kupası eleme maçını da yerinde izleme hakkını kazandı. Yetenekli oyuncu Salih
Uçan da final maçlarını izleyerek katılımcılara destek
verdi.
Eleme usulüne göre oynanan Nike Halı Saha
Ligi müsabakalarında organizasyon süresince maçların oynanacağı tesisin çevresi bir şenlik alanına
çevrildi. Playstation, tavla ve langırt turnuvaları düzenleniyor ayrıca kurulan küçük sinema salonunda
film gösterimleri yapıldı.
Lise kategorisinde 15-18 yaş arasındaki lise
öğrencilerinin, üniversite kategorisindeyse 16-35
yaş aralığındaki öğrencilerin katıldığı Nike Halı Saha
Ligi, Türkiye genelince yüzlerce halı sahada gerçekleşti. 6 as 2 yedek oyuncudan oluşacak takımlar, 2
devre halinde oynadı. Nike'ın her zaman her yerde
futbol anlayışı doğrultusunda futbolu gençlere sevdirmek amacıyla düzenlenen 'Nike Halı Saha Ligi' ile
organizasyona katılanlar bu sene de futbola doydu.
40
Dünyanın En Zorlu Ultra Maratonu...
D
ünyanın en zorlu ultra maratonu olarak bilinen Ultra-Trail du Mont-Blanc, 74 ülkenin katılımıyla 31 Ağustos-1 Eylül tarihleri arasında
gerçekleşti. Yarışmaya, birbirinden mükemmel performanslarıyla pek çok isim damgasını vurdu. Bu
isimlerden Xavier Thevenard ve Rory Bosio, daha
önceki Mont-Balanc şampiyonlarının rekorlarını kırarak, bu seneki Mont-Balanc Ultra Maratonu'na damgasını vurdu. Amerika'dan katılım gösteren Rory Bosio'nun başarısını öne çıkaran bir diğer nokta da Bosio'nun en iyi 10 erkek arasına giren ilk kadın maratoncu olarak The North Face® UTMB tarihinde bir il-
ke imza atması oldu.
The North Face® Ultra Trail du Mont Blanc'de
dikkat çeken bir diğer isim ise sakatlığından dolayı
yarışmaya katılmadığı halde koşucuları ve özellikle
rekor kıran Rory Bosio'yu tebrik etmek için rotada
bulunan Lizzy Hawker oldu. Hawker, düşüncelerini
şöyle dile getirdi: “The North Face® takım arkadaşım Rory ile çok gurur duyuyorum. Rory, UTMB yarışında bir kadının başarabilmesinin mümkün olduğuna inandığım şeyi başardı!”
İkinci UTMB® deneyiminden bahseden, yarışmaya damgasını vuran 29 yaşındaki Rory Bosio
ise “Zorlu bir gündü ama benim şanslı günümdü.
Gerçekten iyi hissediyordum ve gerçekten iyi koşullara sahiptik. Rota rekorunu kırmak da tuzu biberi oldu" dedi.
Erkekler klasmanında ise maratonun öne çıkan ismi etkileyici bir rekor kırarak birinci sıraya yerleşen 25 yaşındaki Fransız Xavier Thevenard oldu.
Yarışmayı dördüncü ve beşinci tamamlayan The
North Face® Amerikalı atletler Timothy Olson ve Mike Foote'dan Olson'un maratona ilişkin izlenimleri
“İlk başta eğlenceliydi ama sonra acıttı. Orada kesinlikle birçok kez paramparça hissettim.” şeklinde
olurken Foote ise maratonun ruhunu yansıtan şu
cümleleri sarfetti: “Gün ışığında koşmak çok hoştu.
Gecenin yarısı olsa bile patikada sizi alkışlayan insanlar bana her zaman ilham vermiştir. Dağların kültürü, buraya her sene geri gelmemin sebebidir.”
Yarışmada birçok atlet fiziksel engellerden
ötürü yarışmayı bırakmak durumunda kaldı. Maraton sonunda ortaya çıkan sayısal analize bakıldığında, yarışmaya 2469 kişinin katıldığı, bu sayının 223'ünün kadın olduğu ve toplamda 1686 kişinin yarışı
tamamlandığı dikkat çekiyor.
41
AvivaSA Golf Kupası için geri sayım başladı.
D
ünyanın en büyük altıncı sigorta şirketi Aviva'nın Avrupa'da banka sigortacılığı alanında
önde gelen ülkeleri olan İspanya, İtalya, Polonya ve Fransa'da düzenlediği Golf Cup'ın Türkiye
ayağı “AvivaSA Golf Kupası”, Akbank ve AvivaSA işbirliğiyle 28 Eylül Cumartesi günü Kemer Golf & Country Club'da gerçekleştirilecek.
Turnuvada yarışmacılar, Portekiz'in başkenti
Lizbon'da yapılacak uluslararası büyük finalde Türkiye'yi temsil edecek 8 kişilik takımda yer almak üzere
mücadele edecek.
“Bireysel stableford handikap” modelinde oynanacak oyunda dereceye girenler, Türkiye takımında yer almanın yanı sıra çeşitli ödüllerin de sahibi
olacak. Davetlilerin 1127 Eylül 2013 tarihleri arasında avivagolfcup.com sitesinden kayıt yapabildiği
turnuvaya kayıt önceliğine göre ilk 90 kişi katılabilecek.
Turnuva, AvivaSA Genel Müdür Yardımcısı
Emre Günerman ile Akbank Private Banking'den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Saltık Galatalı'nın ev
sahipliğinde düzenlenecek.
Akbank ve AvivaSA işbirliğiyle geçtiğimiz yıl
düzenlenen Golf Kupası kazananlarından oluşan
Türkiye takımı, İsveç'te yapılan finallerde şampiyon
olarak büyük bir başarıya imza atmıştı.
42
Güreş yeniden olimpiyatlarda...
U
luslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), 2020
Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nda 25
ana spor branşının yer almasına oybirliğiyle
karar verdi. IOC, 2020 ve 2024 Yaz Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları'nda yer alacak son spor dalı olarak
güreşi seçti.
Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te
gerçekleşen IOC 125. Genel Kurulu'nun ilk toplantısında Tokyo'da düzenlenecek 2020 Yaz Olimpiyat ve
Paralimpik Oyunları'nda 25 ana spor dalının bulunmasına tüm üyelerin onayıyla karar verildi.
IOC İcra Kurulu tarafından Şubat ayında önerilen ve üyelerce kabul edilen 25 spor branşının içinde yer alan dallar şöyle:
Atletizm, kürek, badminton, basketbol, boks,
kano, bisiklet, binicilik, eskrim, futbol, cimnastik,
halter, hentbol, hokey, judo, su sporları, modern
pentatlon, tekvando, tenis, masa tenisi, atıcılık, okçuluk, triatlon, yelken ve voleybol.
IOC Genel Kurulu'nun diğer oturumunda, güreş, squash ve beyzbol-softbol arasından 2020 ve
2024 Olimpiyatları'na katılacak son spor branşı belirledi. IOC üyelerine 3 spor dalına ilişkin yapılan 20'şer
dakikalık sunumların ardından yapılan oylamada
olimpiyatlara katılmaya hak kazanan son spor branşı
güreş oldu.
43
"Güreş göze hitap edecek”
F
ILA Başkanı Nenad Laloviç, "Güreş yeni kurallar sayesinde daha güzel ve göze hitap eder
hale gelecek" dedi. Laloviç, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de 16-22 Eylül tarihleri arasında
gerçekleşecek Dünya Güreş Şampiyonası öncesi
Papp Laszlo Spor Salonu'nda basın açıklaması yaptı.
Laloviç, kurallarında yapılan son değişiklikler saye-
sinde güreş müsabakalarının, daha etkileyici hal alacağını ve savunma yapan değil atak yapan sporcunun lehine olacağını kaydetti. Laloviç, "Güreş yeni
kurallar sayesinde daha güzel ve göze hitap eder hale gelecek" dedi.
Laloviç, yazın yapılan müsabakaların sonuçlarına bakıldığında eskiye oranla teknik puan sayı-
sında yüzde 71 artış görülürken yaralanmalarda ise
düşüş görüldüğünü bildirdi.
FILA Başkanı Laloviç, güreşin 2020 ve 2024
olimpiyatlarında yer almasının kendilerini çok memnun ettiğini ancak bundan sonra olimpiyatlarda erkeklerde 7 sıklet yerine 6 sıkletle temsil edilelebileceğini söyledi.
Macaristan Güreş Federasyonu Başkanı Csaba Hegedüs ise güreşte genel olarak savunma yapan sporcu ile atak yapan sporcu arasında büyük bir
mücadelenin söz konusu olduğunu belirterek, böyle
bir durumda atak yapan sporcunun puanları daha
fazla hakkettiğini ve yapılan değişiklikle bunun hedeflendiğini dile getirdi.
44
Christopher Horner "grand tour" kazanan en yaşlı
bisikletçi oldu.
R
adioShack-Leopard takımından 41 yaşındaki
ABD'li Christopher Horner, yol bisikleti yarışlarının üç büyük turundan biri olan İspanya
Bisiklet Turu'nda zafere ulaşarak, "grand tour" kazanan en yaşlı bisikletçi unvanını aldı.
Galiçya Özerk Bölgesi'ndeki Vilanova de Arousa kentinde 24 Ağustos'ta başlayan 68'inci İspanya
Bisiklet Turu, Leganes ile Madrid arasındaki 109,6
kilometrelik 21'inci etapla tamamlandı. Orica Green
Edge takımının Avustralyalı sprinteri Michael Matthews, 2 saat 44 dakikalık süresiyle son etabı kazanarak, 5. etaptan sonra turdaki ikinci galibiyetini elde etti.
Aviles ile Alto de L'Angliru arasında dün koşulan 20'nci etabın son kilometrelerinde genel klasman şampiyonluğu için önemli bir adım atan RadioShack'in 41 yaşındaki tecrübeli pedalı Chris Horner
ise etabı, liderin 3 saniye arkasında 47'nci bitirmesi-
ne rağmen 1997'de başladığı profesyonel kariyerinin ilk "grand tour" zaferini kutladı.
Vincenzo Nibali'den 18'inci tur sonunda aldığı
"kırmızı mayo"yu yarışın sonuna kadar sırtından çıkarmayan Horner, böylece 1922'deki Fransa Bisiklet
Turu'nu 36 yaşında kazanan Belçikalı Fermin Lambot ve 1994 yılında 33 yaşındayken İspanya Bisiklet
Turu'nu ilk sırada tamamlayan İsviçreli Tony Rominger'i geride bıraktı.
Astana takımından 2010 İspanya Bisiklet Turu ve bu yılın İtalya Bisiklet Turu şampiyonu İtalyan
Vincenzo Nibali'nin, liderin 37 saniye gerisinde ikinci
olduğu turda, Horner'ın 1 dakika 36 saniye arkasındaki Movistar'ın İspanyol bisikletçisi Alejandro Valverde, kürsünün üçüncü basamağına çıktı.
45
"Ülkemize başarıyla dönmek istiyoruz”
Y
ıldız Bayanlar Boks Milli Takımı Sorumlu Antrenörü Ahmet Çınar, 2. AIBA Dünya Yıldız ve
Genç Bayanlar Boks Şampiyonası'ndan başarıyla dönmek istediklerini ifade etti.
Çınar, Genç ve Yıldız Bayanlar milli takımlarının, Çankırı ve Kastamonu'daki kampların ardından,
23 kişilik sporcu kadrosu ile 10 Eylül'den beri Bulgaristan'da şampiyona öncesi son kampı yaptıklarını
belirtti.
Bulgaristan, Cezayir, Azerbeycan, Amerika
Birleşik Devletleri ve Romanya ile kamp yaptıklarını
dile getiren Çınar, sporcularının muhtemel rakipleri
ile şampiyona öncesi antrenman ve maç yapma fırsatını bulduklarını ifade etti.
Çınar, rakiplerini etüt ettiklerini vurgulayarak,
"Bulgaristan'ın Albena şehrinde 20 Eylül'de başlayacak şampiyonaya sporcularımızı en iyi şekilde hazırlıyoruz. Sporcularımızın teknik taktik gelişimini en
üst düzeye ulaştırmayı hedefliyoruz. Sporcularımızın
moralleri yerinde, performansları da oldukça iyi. Ülkemize başarıyla dönmek istiyoruz" diye konuştu.
46
Kupa Almanya’nın...
2
3 Yaş Altı Tekerlekli Sandalye Basketbol Dünya
Şampiyonası'nda kupaya Almanya uzandı. Almanya, final maçında İsveç'i 69-65 mağlup etti. Millilerimiz ise şampiyonayı 7.likle noktaladı.
Yüreğir Serinevler Spor Salonu'ndaki İsveç
ile Almanya'nın karşılaştığı final maçına iki takım da
kontrollü başladı. Maçın ilk dakikaları karşılıklı sayılarla geçilirken, İsveç periyodun son dakikalarında
bulduğu sayılarla çeyreği 18-14 önde kapattı. İkinci
periyotta ise Almanya daha atak oynayarak ilk çeyrekteki farkı kapattı ve devreye 34-34'lük eşitlikle girildi.
İkinci yarıda tekrar maça ağırlığını koyan İsveç, 53-43'lik skorla son periyoda önde girdi. 4'ncü
periyotta ise büyük çekişme yaşandı. 10 sayı geriden gelen Almanlar, maçı 69-65 kazanmayı bildi ve
dünya şampiyonu oldu.
Maçın ardından törenle kupa ve madalyalar
sahiplerine verildi. Almanya ve İsveç'in ardından
Avustralya, şampiyonayı üçüncü sırada tamamladı.
Madalya töreninden sonra konuşan Dünya Bedensel
Engelliler Basketbol Federasyonu Başkanı Maureen
Orchard, turnuvaya katkı veren Adana'daki yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür etti.
Organizasyonda Adana Büyükşehir Belediyesi, valilik ve gönüllülerin büyük emeği olduğunu ifade eden Orchard, "Turnuvaya katılan tüm takımlara
gösterdikleri mücadeleden dolayı teşekkür ediyorum. Adana güzel bir organizasyona evsahipliği yaptı" diye konuştu.
Şampiyonanın son gününde klasman maçları
da yapıldı. Avusturalya, 3'üncülük maçında İngiltere'yi 54-52; İran, 5'incilik maçında karşılaştığı Kanada'yı 67-38 yendi.
İtalya ile 7'ncilik maçına çıkan Türkiye ise rakibini 66-64 yenerek turnuvayı 7'nci tamamladı.
47
Bolt emekli oluyor.
U
sain Bolt, sezonu Brüksel'deki Diamond Lig'in
son ayağıyla kapatacak. Brüksel'de 100 metrede yarışacak Bolt, ilk kez emeklilik planları
hakkında konuştu.
3 yıl daha en üst seviyede yarışabileceğine
inanan Bolt, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları sonrası
pistlere veda etmeyi düşündüğünü söyledi. Rio'da,
kariyerine yeni olimpiyat altınları eklemek için mücadele edeceğini belirten Jamaikalı sprinter; "Rio'da,
fiziksel olarak bir sorun yaşamazsam, yine elimden
gelenin en iyisini yapacağım. Sanırım oyunların ardından, kariyerimi zirvede sonlandırmak için en ide-
al zaman gelmiş olacak" diye konuştu.
Atletizm tarihinin en hızlı sporcusu Usain
Bolt, 100 ve 200 metrelerde, üst üste 2 olimpiyatta
altın madalya kazanmayı başarabilen ilk atlet olmuştu. Büyük şampiyonalarda 14 altın madalya kazanan
Bolt'un, 2016'da, 100 ve 200 metrede çifte olimpiyat
şampiyonluğu unvanını korumayı başarıp başaramayacağı şimdiden merakla bekleniyor. Bolt, 100 ve
200 metrede dünya rekorlarını da elinde tutuyor.
48
“Anadolu'dan şampiyon çıkartacağız”
T
ürkiye Yelken Federasyonu Başkanı Ahmet
Gençtürk, yelkeni Anadolu'da daha da yaygın
hale getirmek için çalışmalarının devam ettiğini belirterek, "Genç sporculardan oluşan milli takım kadromuza, Anadolu'daki yelkencilerimizi de ekleyeceğiz. Anadolu'dan şampiyon çıkartacağız" dedi.
Gençtürk, milli takım sporcularının yoğun
kamp ve yarış programıyla çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Altyapıya ağırlık verip, lisanslı
sporcu sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Makedonya'daki 46. Balkan Şampiyonası'nda sporcularımız, Laser Standart, Laser Radial 4.7, Optimist, 470 ve Finn
sınıflarında yarışıyor. Dublin'de de Laser Radial ve
Laser Standart sınıflarında ülkemizi temsil eden
sporcularımız, Avrupa ve dünya şampiyonalarında
yer alıyor. Bu iki organizasyonun dönüşünde ise
sporcularımızı 2013 Dünya ve Avrupa şampiyonaları
ile 2016 Olimpiyat Oyunları'nın hazırlık kampına alacağız" diye konuştu.
Genç sporculardan oluşan milli takım kadrolarına, Anadolu'daki yelkencileri ekleyeceklerinin altını çizen Gençtürk, "Turgutreis Muğla'da 23-29 Eylül tarihlerinde Optimist ve Laser sınıflarında Türkiye
Şampiyonası düzenleyeceğiz. Bu organizasyona da
Anadolu kulüplerimiz katılacak. Anadolu'dan ileriye
dönük çok başarılı şampiyonlar çıkartacağız. Federasyon olarak bütün planlamalarımızı yaptık. Yelken,
kamuoyunda sadece kıyı beldelerde yapılan bir spor
dalı gibi algılanıyor. Bu çok yanlış bir düşünce. Avru-
pa'da birçok ülkenin gölünde yarışlar düzenleniyor.
Bizde de durum aynı. Örneğin Ankara, Tatvan, Van,
Adıyaman, Şanlıurfa, Adana, Kırşehir, Burdur ve Isparta'daki göllerde yelken faaliyetleri düzenleniyoruz. Belki az gibi görünüyor ama yelkene olan ilgiden
memnunuz. Federasyon olarak bu ilgiye yanıt vermek için yelkeni tüm illerimize, Anadolu'ya yayacağız. Göllerimizde hizmet veren kulüplerimizin gelişmesi için ise her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz"
şeklinde konuştu.
49
Merve Aydın’a altın madalyayı aldı.
A
vrupa 23 Yaş Altı Atletizm Şampiyonası'nda,
bayanlar 800 metrede gümüş madalya kazanan Merve Aydın, birinci olan Rus atlet Yelena
Arzkhakova'nın dopingli çıkmasından dolayı altın
madalyanın sahibi oldu.
Çek Cumhuriyeti'nin Ostrava kentinde, 14-17
Temmuz'da tarihlerinde gerçekleştirilen şampiyonada, bayanlar 800 metrede piste çıkan Rus Atlet Yelena Arzkhakova, 1:59.41'lik derecesiyle birinci, Türk
atlet Merve Aydın ise 2:00.46 ile ikinci olmuştu.
Türkiye Atletizm Federasyonu'ndan yapılan
yazılı açıklamada, Yelena Arzkhakova'nın doping
yaptığının belirlendiği ve bu sporcudan alınan altın
madalyanın, Avrupa Atletizm Federasyonları Birliği
(EAA) tarafından Merve Aydın'a gönderileceği bildirildi.
Bayanlar 800 metredeki yeni sıralamaya göre, 2:00.46'lık derecesiyle Merve Aydın birinci olur-
ken, Büyük Britanyalı atlet Lynsey Sharp 2:00.65 ile
ikinciliği, Rus sporcu Aleksandra Bulanova ise üçüncülüğü elde etti.
Türkiye, Merve Aydın'ın birinciliği ile Avrupa
23 Yaş Altı Atletizm Şampiyonası'nda 2 altın, 2 gümüş ve 1 bronz madalya kazanmış oldu.
50
Merve Aydın’a altın madalyayı aldı.
T
ürkiye Atletizm Federasyonu, doping şüphesiyle daha önce incelemeye aldığı milli atlet
Nevin Yanıt ile ilgili kararını açıkladı. Türkiye
Atletizm Federasyonu Disiplin Kurulu, daha önce doping kullandığı gerekçesiyle 31 sporcuya, 2 yıl müsabakalardan men cezası vermişti. Aslı Çakır Alpte-
kin, Nevin Yanıt ve Pınar Saka'nın dosyalarını ise incelemeye almıştı.
Geçtiğimiz Şubat ayı başında kendisine uygulanan doping testinin sonucu pozitif çıkan Nevin Yanıt, Türkiye Atletizm Federasyonu tarafından disiplin
kuruluna sevk edilmişti. Karara itiraz eden milli atlet,
B numunesinin açılmasını istemişti.
B numesinin de pozitif çıkması sonucu disiplin kurulu, nihai kararını verdi ve milli atleti 2 yıl spor
müsabakalarından men etti. Ceza 2015 yılı şubat
ayına kadar geçerli olacak. Bu yıl İsveç'in Göteborg
kentinde düzelenen Avrupa Salon Atletizm Şampi-
yonası'nda altın madalya kazanan Nevin Yanıt, alınan kararla birlikte ünvanını da kaybedecek.
2007 yılında 23 yaş altı atletizm şampiyonu
olan Nevin Yanıt, 2010 ve 2012 yılllarında Avrupa
şampiyonluğu elde etmişti.
51
Burn Kiteboard World Cup 2013'te muhteşem final...
E
nerji içeceği BURN sponsorluğunda, Playmaker ve PKRA tarafından düzenlenen BURN Kiteboard World Cup 2013, 21-25 Ağustos tarihleri arasında Kilyos Burc Beach'te gerçekleştirildi.
Türkiye'de BURN sponsorluğunda yapılan yarışmada, dünyanın en iyi bayan ve erkek kiteboard
sporcuları Freestyle Kitemasters ve Slalom kategorilerinde yarışarak Türkiye ayağının birincisi olmak
için mücadele ettiler. Birbirinden güzel görüntülerin
ortaya çıktığı final yarışları sonunda kadın ve erkek
kategorilerinde dereceye giren sporcular 22.500
ABD doları tutarındaki toplam para ödülünü paylaştılar.
Heyecanın dorukta yaşandığı hafta boyunca
her gün müzik, güneş, deniz, spor ve sponsorların
gerçekleştireceği sürpriz aktivitelerle izleyicilere unutulmaz anlar yaşadı. BURN Kiteboard World Cup
2013 Istanbul kapsamında düzenlenen partiler ve final yarışları günü öncesinde Koray Candemir ve Duman konserleriyle eğlenen izleyici ve sporcular ke-
yifli saatler yaşadılar.
Dünyaca ünlü yıldızların favorisi olan ve Türkiye sahillerinde de hızla yayılmaya başlayan Kürek
Sörfü (Stand Up Paddel), Burn Kiteboard World Cup
etkinliklerine imzasını attı. Kiteboard yarışçılarının
yanı sıra izleyicilerin de büyük ilgi gösterdiği Kürek
Sörfü yarışları Burn Kiteboard World Cup kapsamında ilk kez Burç Beach'te düzenlendi. Board üzerinde
ayakta durarak ve tek taraflı bir kürek çekilerek yapılan “Kürek Sörfü” yarışlarına toplam 26 kişi katılır-
ken, bayanlarda Merve Ceylan, erkeklerde ise Paul
Serin birinci oldu
Bu yıl ilk ayağı Mart ayında Fas'da, daha sonraki ayakları Fransa, Meksika, İtalya, İspanya, Almanya ve tekrar İspanya'da gerçekleşen şampiyona; ikinci kez Türkiye'ye geldi; daha sonra sırasıyla
Pingtan-Çin, Hainan-Çin ve Kaledonya'da gerçekleşerek Arjantin'de sona erecek.
52
Selahattin Kılıçsallayan Dünya Şampiyonu...
D
ünya Gençler Güreş Şampiyonası'nda serbest stilde Selahattin Kılıçsallayan dünya
şampiyonu oldu. Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da düzenlenen şampiyonada, 66 kiloda Selahat-
tin Kılıçsallayan, yarı finalde Azeri Omanov'u teknik
üstünlükle 12-4 yenerek finale yükseldi. Kılıçsallayan, yarı final mücadelesinde ise Azeri Omanov'u yine teknik üstünlükle 12-4 yenerek adını finale yaz-
dırdı.
Milli sporcu, finalde de Gürcü güreşçi Buziashvili'yi teknik üstünlükle 7-0 yenerek dünya şampiyonu oldu ve altın madalya kazandı.
Selahattin Kılıçsallayan ve dereceye giren
sporculara madalyalarını, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya taktı.
53
AKADEMİ OPTİK & LENS
Kayışdağı Cad. Bağlıklar Sok. No:2-8A Küçükbakkalköy-Ataşehir / İSTANBUL
e-mail: [email protected]
Tel - Fax: 0216 573 00 89
e-mail: [email protected]
www.akademioptik.com
GSM: 0533 777 444 0
Cem şengezer
POTA
[email protected]
D
Değerli bulduklarımızın bir gün değer kaybediyor olması bizi rahatsız eder ama sebebini
düşünmeyiz, sadece sonuçlara odaklanırız.
Milli Takı’mı Tanımak Üzerine...
S
onuçlara bakarak kahroluyoruz veya seviniyoruz. Hamurumuzdaki bu durumun değişmesi
zor, duygusal bir yapımız var. Daha doğrusu
duygusallık belirgin özelliğimiz. Çabuk unutuyoruz.
Futbol'da önemli dereceler eden Milli Takım sonra
düşüşe geçti. Basketbol'da dünya ikincisi olduk ve
düşüşe geçtik. Her takımın döngüsü vardır, yükselir
düşer ve sonra tekrar yükselir. Sonuçlarına katlanamayacağımız durumları bu şekilde düşünürsek sindirebiliriz. Hatırlatmakta fayda vardır. Geçmişte fa-
vori olmadığımız durumlar için sürprizler yaşamıştık.
Hatırlayalım: 2006 Japonya Dünya Şampiyonası öncesi Takım'ın geçmişine bakıp şans tanımayan yazarlar çoğunluktaydı. O dönemki yazıda, yanlışa matematik hesapla karşı geldik ve yarı finale
yaklaşacağımızı belirttik. Sebebi de basitti dipten
dönüş yapan ve düşüş döngüsü biten bir takım durumundaydık. Yükseliş için gerekli geçmiş hikayesi
hazırdı.
Grup maçlarında 4 galibiyet 1 mağlubiyetle
55
2. olduğumuzda, fire vermeyen Yunanistan ve 2
mağlubiyetli Litvanya ile gruptan çıkmıştık. İkinci
turda “90-84” ile Slovenya'yı geçtik. Çeyrek finalde
83-58 ile hezimet yaşadığımız Arjantin vardı. Litvanya galibiyeti ve Fransa mağlubiyeti ile Dünya sırala-
masında 6. sırayı almış olduk.
Şampiyona'da başka ilginç durumlar da vardı. Sakatlıklarından dolayı şans verilmeyen İspanya,
şampiyon çıkmıştı. Analizlere derine indikçe de görebiliriz ki: Her takımın yükseliş ve düşüş döngüleri
vardır. O halde biz de buna inanarak mantıksal değerlendirmelere varabiliriz.
Halbuki 2007 Eurobasket döneminde 2 turda
0 galibiyetle kalmıştık. Kötüye giden dönemler ve
Avrupa dışı önemli rakip görmeden finalde yenildiği-
miz ABD karşısında Dünya 2.si olmuştuk. Yükseliş ve
düşüş döngüleri her daim vardı ve olacaktır.
Elenmeyle sonuçlanan 2013 Avrupa şampiyonasında kaybettiklerimizin veya kazandıklarımızın
ne olduğunu bilecek durumda mıyız acaba? Sanmı-
56
yorum, farklı bakışları içeren satırlardan halen uzaktayız.
Yaz dönemindeki maçlarımıza bakınca tedirgin edecek durumlar vardı. Ortalama 4 maçlık serilerde 5 sayı farkla aldığımız dönemi yaşayamamıştık. Halbuki rakiplerimiz bunu sağlamış durumda idi.
Kıyaslamalı takip edince durumun iyi olmadığını fark
etmek gerekirdi. Yine de bilmek lazımdı: Geçmişte
de gruptan çıkamadığımız turnuvalar yaşadık. O dönemde de teknik ekip benzerdi. Eleştiriler olduysa
da teknik ekip değişmedi. Bence bu dönemki başarısızlığımızı daha “mantıklı” görmek gerekir çünkü
geçmişteki başarısız dönemler sonrasında aldığımız
başarılarla doymuşluğumuz arttı ve başarı döngüsünün zirvesine gelmiş olduk. Düşüş döngüsünün başlaması ve toparlanamıyor olmamız daha kaçınılmaz
olacaktı.
Son durunda ise, teknik ekip değişse de de-
ğişmese de dipten dönüş yaşayacağız. Alınan farklı
mağlubiyetler buna götürüyor takımı. Önemli olan
gerçek performansı görmektir. Geçmiş yılların üzerine koyabilecek teknik kadro oluşturulmalıdır. Aksi
durumda gelecek 10 yıl, geçen 10 yıldan daha zor
geçecektir.
57
ZORBING
58
HANDE ÇOBANOĞLU
Y
Yaptığımız sporların hangi kaslarımızı çalıştırdığını düşünmüşümdür hep. Bu ay sizlere
tanıtacağımız “Zorbing”de hangi kaslarımız çalışıyor, güçleniyor dersiniz? İçi görülebilen, genelde
plâstikten yapılma bir topun içinde, yüksek bir noktadan aşağıya doğru yuvarlanırken hangi
kaslarımızı kullanmaya ihtiyacımız olur acaba?
Y
eni Zelanda'da icat edilen Zorbing, “Zorb” olarak adlandırılan, yaklaşık 0,8 mm'lik şeffaf
plastikten yapılmış; iç içe geçmiş ve 100'lerce
ince tel ile birbirine bağlanmış, birisi 3, diğeri 2 metre çapındaki, aralarında hava boşluğu olan toplarla
tepeden aşağıya yuvarlanarak veya su üstünde yürümeye çalışarak yapılıyor. Dıştaki top ile içteki topun arasındaki 50-60 cm'lik hava boşluğu darbeyi
azaltıyor. Böylece ortalama 30 km hızla bir tepeden
yuvarlanırken bir yerinizi kırmıyorsunuz.
2000 yılında patenti alınarak, “Zorb” adında
bir şirket kuran mucitlerden Andrew Akers'e göre bu
sporun Yeni Zelanda'da icat edilmesinin sebepleri şu
şekilde: “Dünyanın her yerine çok uzağız, o yüzden
eğlenceli bir şeyler bulmamız gerekiyordu. Yeni Ze-
landa'da yaralanırsanız, devlet tüm tedavi giderlerini ödemekle kalmıyor, rehabilitasyon imkanı da sağlıyor. Bu yüzden ekstrem sporlar için ideal bir ülkeyiz”.
İcat edilme amacını düşünürsek ürkütücü
59
gelebilir ancak stres atmak için yapılan bu sporda
henüz yaralanan veya tedaviye gereksinim duyan
bir zorbanaut olmadı. Zorbing yapan kişi yani zorbanaut, zorb içinde yuvarlanırken içeriden dışarıya açı-
lan bir delikle nefes alabiliyor ve top içinde bulunan
bir sürü tutunma yeri ve koşumlarla dilerse kendisini
sabitleyebiliyor. Bunu istemiyorsa eğer, zorbun içerisine konan bir miktar su ile de yuvarlanabiliyor. Böy-
lelikle yolculuk hem ıslak hem de daha eğlenceli hale
gelebiliyor.
Düz bir parkurdan aşağıya yuvarlanılabilindiği gibi özel tasarlanmış, dönemeçli, zig zag çizilen
parkurlardan da yuvarlanılabiliniyor. Aynı zorbun
içinde en fazla 3 kişi olabiliyor. En ideali 2 kişilik takımlar halinde olmak. İçeriye monte edilmiş bir kamera ile kendinizi daha sonra izleyebiliyorsunuz.
60
Aslında kürenin tarihi çok eskilere dayanıyor.
1970'lerde küçük kemirgenler için yapılmış sert ve
tek katmanlı küreler olan hamster topları üretilmekte ve satılmaktaydı. Rusça bir makalede, 1973 sene-
sinde “zorb”a benzeyen bir aletten bahsediliyor.
1980'li yılların başında “Tehlikeli Sporlar Kulübü” dev
bir küre oluşturuyor ama istenildiği gibi kullanılmayınca bu cihaz, bir sürü plastik kalıntıyı ve hurda açı-
ğını karşılamak için kesiliyor.
İnsan küreler, 1990'lı yıllarda ilk kez, “Gladyatörler” isimli spor içerikli TV Show programında,
“zorb” benzeri, çelik kafesten topların içerisindeki
yarışmacıların, parkurdaki belirli noktalara topu sürmesi ile görülüyor. 1994 yılında Dwane van der Sluis
ve Andrew Akers isimli iki mucit Aucland, Yeni Zelanda'da yeni bir küre yaratmak için kafa patlatırlaken,
61
“Zorb” ortaya çıkıyor. Daha sonra ise bu küreyi tüm
dünyaya tanıtmak için “Zorb” isimli şirketi kuruyorlar
ve bayilikler vermeye başlıyorlar. 2000 yılında Dwane van der Sluis, yazılım mühendisi olarak kariyerine
devam etmek için şirketten ayrılıyor; Andrew Akers
ise 2006 yılına kadar CEO olarak şirkette görev yapıyor.
Bu esnada Avrupa baş bayisi Michael Stemp
ve Macaristan baş bayisi Attila Csató, ZORB ile ilişkilerini kesiyorlar ve “Downhill Revolution” isimli bir
şirket kurarak, “insan kokteyli yapıcısı” olarak tabir
ettikleri “Spinfizz”i üretmeye başlıyorlar. Spinfizz,
Zorb gibi yuvarlansa da, Zorb'un aksine, yuvarlanmak yerine, bir mekanizmaya bağlı olarak olduğu
yerde de dönebiliyor. Tabii hangisi size daha eğlenceli gelecek, sizin zevkinize kalıyor.
62
Zorbing'in Hindistan'dan İngiltere'ye ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada on binlerce fanatiği olmuş durumda. 750 metreyle dünyanın en uzun Zorb parkuru Amerika'nın Pennsylvania
Eyaleti’nde... Türkiye'de henüz bu sporun yapılabileceği bir parkur veya özel bir alan yok ancak Akdeniz'deki otellerde su sporu olarak veya bazı konserlerde aktivite amaçlı özel dönemlerde kullanılıyor.
Yazının başında da belirttiğim gibi hangi kaslarımızı daha fazla kullanamaya ihtiyacımız var bilmiyorum ama zorbing bitince çok eğlenmiş olacağımız
ve birçok kasımızın ağrıyacağı kesin…
Bir dahaki ay görüşmek üzere...
63
SEN DE TIKLA...
“RUGBY TÜRKİYE”Yİ
TWITTER’DA TAKİP ET!
OYTUN
ÇÖLOK
65
Ebru şalva DEVECİOĞLU
[email protected]
R
Ragbi dünyasında son aylarda çok önemli bir gelişme yaşandı ve Ragbi Kulüpler Derneği kuruldu. Kısaca derneğin kuruluş amacı şu:
Yurtiçi ve yurtdışında, sosyal ve spor alanlarında Türk sporunu ve Türk ragbisini en iyi şekilde temsil edip, bu sporu hakkettiği yere
getirmek.
Derneğin Türkiye'de ragbi kulüplerini biraraya getirmekten, gelişmelerine destek olmaktan, Türk insanına ragbiyi sevdirmekten,
Türkiye'de spor kültürünün geliştirilmesine kadar uzanan pek çok alt amacı da var.
Bu ay özellikle ragbi camiası için önemli olan Ragbi Kulüpler Derneği Başkanı ve “Rugby Türkiye” dergisi eski Genel Yayın
Yönetmeni Oytun Çölok ile sohbet ediyorum ve merak ettiğimiz şeyleri ona soruyorum.
Sizi röportajla başbaşa bırakıyorum, gelecek ay yine burada görüşürüz.
66
RT: Türk ragbisi için dönüm noktası olan RKD
- Ragbi Kulüpler Derneği'nin (Ragbi Kulüpler
Birliği) kurulması bizi çok mutlu etti. Sizde
kurucu başkanısınız. Tebrik ederiz.
OÇ: Teşekkür ederim. Gerçekten sizin de dediğiniz
gibi Türk ragbisi için bir dönüm noktası oluyor RKD.
Gönülden bağlı olduğumuz bu spor dalı için daha
fazla ne yapabiliriz düşüncesi ile kuruldu bu birlik.
Çünkü sizin de bildiğiniz gibi ragbi çok ilginç bir spor.
Bir kere oval top elinize değdi mi, bir daha bırakamıyorsunuz. Öyle veya böyle bu sporun herhangi bir
yerinde oluyorsunuz.
RT: Ragbi Kulüpler Derneği’nin kuruluşunu
duyduğunda camiada heyecanlanmayan kişi
yoktur herhalde. Kuruluş fikri ilk nasıl çıktı?
OÇ: Heyecanlanmayan bir tek kişi bile yok, haklısınız. Ama herkesin aynı yönde heyecanlandığını söyleyemeyeceğim. Bildiğiniz üzere, bu spor gerçek bir
özveri ve gönül bağı istiyor Türkiye'de yapılabilmesi
için. Bırakın Türkiye'yi Dünyanın her yerinde aynı
şey geçerli. 1960'lı yıllara kadar 15'li ragbinin amatör
kalma ısrarları ama devamlı artan bir popülerlikle oynanmaya devam etmesi bunun en büyük göstergesi.
Biz de ragbi kulüpleri olarak, zaten aksak giden federasyonun üzerinden yükü biraz olsun almak ve ragbiyi Türkiye'de hakettiği yere getirmek için bu birliği
kurduk.
RT: Ragbinin Türkiye'de hakettiği yer neresi
sizce?
OÇ: Türkiye'de 1945'de oynanmaya başlayan bir
spor olduğunu üzerinden yola çıkarsak, gerçekten
hakkettiği yere çok uzak bir konumda ragbi. Gerçi
Türkiye'de futbol dışında herhangi bir sporun, hızlı
bir şekilde gelişmesi gerçekten zor olduğu için de,
pek şaşırmamak gerekiyor. Hele spor kültürüne ve
centilmenliğe sonuna kadar ihtiyacı olan ragbinin,
spor kültürü olmayan bir ülkede bunca yıldır çok az
bilinmesi ise gayet normal. Belki bir futbol kadar olmasa bile, en az bir basketbol kadar popüler olması
gerekirdi ragbinin bu zamana kadar.
RT: Kuruluş amacınızı bir cümle ile bize özetler misiniz?
OÇ: Mevcut tüm engellere ve yönetim aksaklıklarına
rağmen, Türkiye'de ragbi sporunun varlığını sürdürmek; gelişimini ve tanınırlığını arttırıp, hakkettiği popülerliğe ulaştırma çabası olarak özetleyebiliriz.
RT: Peki, kulüp resmi olarak hangi tarihte kuruldu?
OÇ: RKD 20 Mayıs 2013 tarihinde TC İstanbul Valiliği, İl Dernek Müdürlüğü tarafından onaylanmış ve
resmen bir dernek haline gelmiştir.
RT: RKD'nin yönetiminde şu anda kimler bulunuyor?
OÇ: As Başkanımız Kadıköy RK'dan Serdar Çam. Ge-
nel Sekreterimiz İKÜ Trojans'dan Egemen Özkan.
Yönetim kurulun diğer üyeleri ise Karamürsel Ragbi'den Kemal Aydın, ODTÜ Ragbi'den Abdullah Güneş, Ordu Spor'dan Ulaş Sarıgül ve Kuşadası Kartalları'ndan Şerafettin Dural.
RT: RKD hangi konularda çalışacak/faaliyet
gösterecek?
OÇ: Ragbi'nin şimdi gözükmese bile ileride ortaya
çıkacak en önemli problemlerinden bir tanesi alt yapı
eksikliği olacak. Bu yüzden RKD olarak Türkiye'deki
ragbi kulüplerinin alt yapıya önem vermelerini destekleyeceğiz ve Türkiye'de ragbi oynanan şehirlerdeki ragbiye başlama yaşının hayli aşağıya çekilmesi
için tavsiye projeleri hazırlanması için çalışacağız.
Bunu ise öncelikle Lise bazında bu sporun yaygınlaşmasını destekleyerek başlayacağız. Daha sonra ilköğretim ve okul öncesi döneme kadar inmek amacımız. Tabii bunlar olurken farklı illere de ragbinin yayılması ve tanınması içinde hem RKD olarak çalışacağız hem de diğer resmi kurumları desteklemeyi
planlıyoruz. Mesela bu yaz İzmir bölgesinde RKD
ragbi takımı sayısını arttırmak için girişimlerde bulundu. Bunun sonucunda İzmir bölgesinde en az 5
ayrı takım bu sene lig için antrenmanlara başlamış
durumda.
RT: Bu takımlar bir kulübe bağlı mı?
OÇ: Evet, hepsi resmi bir spor kulübünün altında
ragbi faaliyetlerine başladı.
RT: Peki, bu takımlar nasıl çalışacaklar?
OÇ: Sadece İzmir bölgesi için değil, tüm bölgelerdeki yeni kurulacak takımlara eğitim ve antrenör desteği vermeyi planlıyoruz. Tabii bu dediğim gönüllülük esasına dayanarak gerçekleşecek. RKD'ye üye
kulüplerimizden deneyimli antrenör veya oyuncularımızdan gönüllü olacak olanlar bu takımlara destek
vermek için organize edilecektir. Ayrıca yurtiçi ve
yurtdışı destekli eğitim faaliyetleri de planlıyoruz.
Oyuncu, antrenör ve hakem arkadaşlarımızın eğitimleri için de elimizden geleni yapacağız.
RT: Antrenör ve Hakem ülkemizdeki en büyük
eksik değil mi?
OÇ: Kesinlikle. Ragbi başlı başına komplike bir oyun.
Bu oyunu basit bir şekilde oyuncularına anlatmak,
taktik geliştirmek ve bu doğrultuda oyuncuları yönlendirmek gerçekten zor. Bu yüzden antrenörlerin
ciddi bir eğitime ihtiyacı var. Bunu öncelikli yapacak
kurum ise Türkiye Ragbi Federasyonu (TRF). 2 yıl
önce Eskişehir'de bir kurs açıldı. IRB 1. Kademe kursu belgelerimizi hala alamadık. Acaba bu kurs FIRAAER'e üye olmak için göstermelik olarak mı düzenlendi, bilemiyorum. Çünkü böyle düşünmeye itecek
67
Kadar uzun bir süre geçti üzerinden. Aynı şeyi 1920-21 Ekim 2011 tarihlerinde Ankara, İstanbul ve İzmir'de yaşanan IRB 1. kademe hakemlik kursunda
da yaşadık. Hala belgelerimizi alamadık. Şimdi federasyonun internet sitesinde yayınlanan antrenörlük
ve hakemlik kursu duyuruları var. Bunlar TRF'nin
gerçekleştirmek zorunda olduğu organizasyonlar.
Fakat önce, daha önce açılmış olan kursların belgelerini ve katılımcılara titrlerini vermeleri gerek. Biz
RKD olarak en kısa sürede TRF'nin gerekli belgeleri
vermesini istiyoruz. Yoksa gerekli yasal işlemleri
başlatmayı düşünüyoruz.
RT: Her ne kadar adınız Ragbi Kulüpler Derneği olarak geçse de aslında dernek olarak
Türk sporunun gelişimine yönelik bir duyarlı-
lığınız da var diye biliyoruz. Biraz bundan
bahseder misiniz?
OÇ: Kesinlikle! Türkiye'nin spor alanındaki en büyük
eksiği, mevcut bir spor kültürünün olmaması… Bu,
“Haydi, öğretelim, olsun” mantığıyla olacak bir şey
değil. Bence 2020 olimpiyatlarını kazanamamamızdaki en büyük nedenlerden biri. Spor kültürü denen
kavram, çocukluk döneminden oturtulması gereken
bir olgu. İlköğretim çağındaki çocuklara verilen beden eğitimi dersleri ile gerçekleşebilecek bir konu da
değil. Bu aileden başlayacak bir eğitim. Ben ilkokulda, beden eğitimi dersleri gereksizdir deyip, yerine
matematik dersi yapan bir öğretmen tarafından yetiştirildim. Düşünsenize bu düşünce yapısında, benim zamanımda kaç eğitmen vardı. Demek istedi-
ğim, benim neslim, sporu mahalle aralarında oynadığı futbol maçlarından ibaret sayıyor. Tabii ki istisnalar da var. Yok sayamayız. Ama insan ister istemez
şunu soruyor. Bizim atletlerimizin birçoğu neden
devşirme? Neden milli masa tenisçilerimizin birçoğu
Çinli? Bizim ülkemizde koşacak, masa tenisi oynayacak, jimnastik yapabilecek çocuk yok mu? Elbette
var ama bu çocukları bulup yetiştirecek bir spor kültürü ve hükümet politikası yok. Olimpiyat komitesine
sunulan raporlarda dahi hayali şeyler var. Belki istenen ama var olmayan şeyler. Mesela; Türkiye nüfusunun %53'ünün tenis oynaması gibi… Türkiye nüfusunun %47'sinin tenis oynamaması ayıp değil ama daha tenisin ne olduğunu bilmeyen birçok insanın olması gerçekten büyük bir ayıp. Böyle bir bilgiyi
olimpiyat komitesine sunmak ise keza yorumu size
bırakıyorum.
RT: RKD çalışmaya başladı mı peki? Yoksa
ragbi sezonunun açılmasını mı bekliyorsunuz?
OÇ: RKD çalışmaya başladı. Demin de bahsettiğim
gibi İzmir'de takımların kurulma aşamalarında ve
antrenman programlarında RKD gerekli desteği verdi. Fakat şu an üyelerimizin kayıt sürecindeyiz. 1.
olağan genel kuruldan sonra RKD tam olarak faaliyetlerine başlayacaktır.
RT: Merak edilen konulardan biri de TRF ile
aranızda var olduğundan bahsedilen problemler. Bunları açıklayabilir misiniz?
OÇ: RKD olarak bizim TRF ile bir sıkıntımız yoz. Biz
biliyoruz ki, Türkiye'de ve Dünya'da Türk ragbisinin
bir yere gelebilmesi için TRF'ye ihtiyacı var. Akla ilk
gelen şey, RKD'nin TRF'ye karşı bir oluşum olarak
kurulduğuydu. Tam tersine RKD tüzüğüne göre biz,
devlet kurumları ile birlikte çalışıp, gelişmelere ve
problemlere dair tavsiye raporları sunabiliriz. Kısacası RKD'nin özünde bu kurumlarla birlikte çalışmak
yatar. Ayırca “herşeyi devletten beklememek gerekir” mantığıyla da kendi imkanlarımızı yaratmak ve
bu sporu daha hızlı gelişmesini sağlamak amacımız.
RT: Peki, Türkiye'nin FIRA'ya tam üyeliği ve
buna rağmen hala aynı çatı altında dört branşın olması hakkında ne diyeceksiniz?
OÇ: FIRA-AER tam üyeliğimiz gerçekten gurur verici
bir durum. Çok kısa bir sürede nereden nereye geldik. Türkiye Ragbi Federasyonunun çatısı altında
dört ayrı branş da olsa, Türkiye'nin ragbinin Dünyadaki gelişimi için çok önemli bir ülke olduğunu düşünüyorum. Gerek nüfus yoğunluğu, gerek oyuncu potansiyeli ve gerekse konumu itibariyle Türkiye ragbinin gelişim ivmesini yukarı doğru yükseltecektir. Bu
yüzden FIRA'nın Türkiye'ye toleranslı davrandığını
düşünüyorum. Gayrı resmi kaynaklardan aldığımız
duyumlara göre TRF - FIRA ve IRB arasında yaşanan
problemler ayyuka çıkmış fakat buna rağmen FIRA
olimpiyat adaylığımızı da göz önünde bulundurarak,
TRF'nin tam üyeliğini kabul etti. Tabii ki işin içinde
had safhada politika da var. FIRA Başkanının değişimi, IRB ve FIRA arasındaki gerilim dedikoduları, yeni
taşların, yeni yerlerine oturması ve bu süreçte, FIRA
köklü plan değişikliklerini kaldıramayabilirdi. Fakat
FIRA-AER'in TRF'ye dört branşı ayırması için bir zaman tanıdığına inanıyorum. Bu süre bitiminde, olimpiyat adaylığımız da düştüğünden, FIRA ve IRB'nin
Türkiye'ye daha az toleranslı davranabileceği inancındayım. Umarım TRF gerekli adımları atmıştır. Yoksa bu kadar emeğin boşa gitmesi üzücü olacaktır.
RT: Aslında ragbi camiası ve özellikle de dergi
okurları Rugby Türkiye Dergisi Eski Genel
Yayın Yönetmeni ve Köşe Yazarı olarak sizi
tanıyor. Ama ilk kez şimdi sizinle tanışanlar
için kısaca özgeçmişinizi ve ragbi alanında
bugüne değin yaptıklarınızı bizimle paylaşır
mısınız?
OÇ: Geriye baktığımda ben de şaşırıyorum aslında.
5 sene önce IRC'nin kurucusu ve koçu olan arkadaşım Luis Ernesto Gomez başlattı beni ragbiye. Çok
korktum ilk başta. Vaz geçtim ama bir şekilde hep
geri döndüm. Birçok takımda oynadım. Hakem oldum. Henüz belgemi alamasam da… Birçok maç yönettim. Her ne kadar geçen sezon, büyük ihtimalle
Sayın Şahin Kömürcü tarafından yasaklı olsam da…
Avrupa Uluslar Kupası 3. Grup maçlarında Antalya'da asistan hakemlik yaptım. Antrenör oldum galiba,
her ne kadar belgemi alamasam da… Kısaca ragbi
hayatımın bir parçası oldu ve ben bundan çok memnunum.
RT: Peki, başkanlığınız döneminde RKD spor
müsabakaları düzenleyecek mi?
OÇ: Böyle bir planımız var. Olağan genel kuruldan
sonra RKD ragbi üzerine turnuvalar ve etkinlikler düzenlemeyi planlıyor. Ayrıntılar ise sürpriz olsun.
RT: Son olarak buradan ragbi camiasına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
OÇ: Hepimiz aynı fikirde ve görüşte olmak zorunda
değiliz. Birbirimizden haz etmek zorunda da değiliz.
Ama bir amaç doğrultusunda, bizi bir arada tutan bir
güç var ki, bu da ragbi. Çok daha kalabalık olmak,
ragbiyi daha da geliştirmek ve problemleri hep birlikte daha kolay çözmek için, şimdi birlik zamanı. Gelin
siz de elinizi taşın altına koyun ve hep birlikte çok daha iyiyi başaralım…
68
SEN DE TIKLA...
FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE
YENİLİKLERDEN HABERDAR OL!
HAYALLERIM SPOR VE BEN
Ç
HALUK GÜREL
Çıplak geldik bu dünyaya..! Bizi aylarca
taşıyan annemiz ile aramızdaki fiziki
bağ kesildiği an itibariyle, etten
kemikten bir kostüm vardı sadece
üzerimizde, bizim olan.
Aşksa Eğer
Haluk Gürel
[email protected]
Çıplak Geldik Bu Dünyaya!
K
ıyafetlerimiz oldu, bisikletimiz oldu, kalemlerimiz oldu, arabamız oldu belki, belki bir evimiz.
Paramız oldu az ya da çok. İyi kötü, bizim diyebileceğimiz bir dolu eşya. Hangisini kullandık en uzun
acaba? Hangisini taşıdık hiç bıkmadan, sıkılmadan yanımızda? Hangi varlığımız bize en güzel tatları tattırdı,
en görkemli manzaraları gösterdi, en muhteşem kokularla başımızın dönmesini sağladı? Hangi varlığımızla durduk ayakta, en mühim olana ulaştık, dokunmanın hazzına eriştik..?
Sadece bedenimizle.
Unutuyoruz bazen en kıymetli ve uzun soluklu
hazinemizin, emanetimizin bedenimiz olduğunu.
Doğduğumuz andan, son nefesimize kadar bize eşlik
edenin bir tek o olduğunu unutuyoruz bu hayatta.
Peki, ona ne kadar iyi bakıyoruz? Ona, dolayısıyla kendimize neleri reva görüyoruz? Hiç durmadan
çalışan kalbimize, yediklerimizi sindiren midemize,
üzerinde saatlerce durduğumuz ayaklarımıza teşekkür için ne yapıyoruz?
Bırakın bir ömrü, bir gün içerisinde kaç kez yutkunuyor, gözlerimizi kırpıyor, nefes alıp veriyor, bir
şeyleri tutup bırakıyoruz bir düşünün. Daha doğrusu
bu saydıklarımdan bir tanesinin sadece 1 gün içerisinde gerçekleşemediğini düşünün.
Bu kadar baskı yeter!
Amaç bir suçluluk hissi değil, farkındalık, şükür
hissi uyandırmak ve sahip olduğumuz yegane emanet
için, kendimiz için hak ettiğimizi düşündüğüm koşulları biraz daha bilinçli olarak oluşturmanın gereksinimini
vurgulamak.
Var olanın kıymetini bilemedikten sonra, ne
başkalarından kendi kıymetimizi bilmelerini beklemenin imkanı var, ne de yokluğunda yakınmanın faydası.
Kıymet bilmek derken parayla pulla, ekstra çabayla bir şeyler yapmaktan bahsetmiyorum. Yoğun
bir günün sonunda ayaklarımızı biraz yükseğe kaldırıp
dinlenmek, midemize yüklenmeyecek bir yeme alışkanlığına sahip olmak, alkolü dozunda tüketip, mümkünse hiç sigara kullanmamak, bedenimize iyi gelecek kozmetik vb ürünleri kullanmak, bol su içmek, bilgisayar ve tv karşısında gereksiz zaman öldürmemek
gibi şeyler kastettiğim. Ve tabii imkanlar dahilinde
spor yapmak. İlle bir spor merkezine gitmek şart değil, asansör yerine merdiven kullanmak, açık havada
yürüyüş yapmak, sabahları kısa süreli boyun, bel ve
eklemler için egzersizler yapmak da bedeni zinde tutup, kafayı rahatlatmaya yeter.
Biliyorum ki pek çoğumuz değerimizin bilinmediğinden yakınıyor. Yukarıda saydıklarımdan bir tanesini bile yapmıyorsak, biz kendi değerimizi yeterince
bilmiyoruz demektir. Bu durumda başkalarından beklemek, sadece yakınmaya ve bir şeylerden kendimizi
alıkoymaya bahane haline dönüşüyor.
Gelin biz önce kendimize sahip çıkıp, kendimiz
için iyi bir şeyler yapmaya bedenimizden başlayalım.
Bakalım hayatımızda neler değişiyor bunu yapınca?
Sipariş için:
[email protected]
70
GÜNDÜZ SAKA
[email protected]
K
Kişisel gelişim üzerine düşüncelerimi ve yazılarımı özetleyen notları yayınlamaya devam
ediyorum…
Kişisel Gelişim Üzerine Notlar...
B
izi üzen insanları bağışlamayı istemekle birlikte
bunu yapmakta zorlanırız. Hatta bağışlamak istemeyiz. Eğer ruhumuzu yaralayan ve boşluklar oluşturan hayal kırıklıklarının yerlerini sevgi ile doldurabilirsek bağışlamak bizim için çok kolay olur. Tüm
sıkıntılarımız sevgisizlikten kaynaklanmaktadır.
Bu evrenin var oluşu sırasında ki tek gerçeklik
sevgidir. Bu durumda, yaşamla ters düşmemek ve güzelliklerini elde edebilmek için "sevginin" bizim benliğimizi oluşturması gerekiyor. "O halde sev ve kur-
tul..."
Dengede kalmak ve sakin olmak sorunlarımızı
çözmekte ve hayatı mutlu yaşamakta çok önemli bir
aşamadır. Sorunun içinde kalmak yerine, 'ben bunu
neden yaşadım' diye düşünmek hayatımızda olumlu
gelişmelere yol açacaktır.
Bilge insanların en büyük özelliği sorunlarını
avantaja çevirme becerileridir. Bunu yapmak da kişiyi
daha bilge yapar. Sorunları birer ders olarak görmek,
bunları yaratan bilinçaltı sebepleri bulmak ve arınmak
71
bilgeliğin ve mutluluğun kapılarını bize açacaktır.
Sırf bir şey size doğru olduğu söylendi diye
inanma, düşün...
Mücadele etmek ve çözüm üretmek yerine
olaylardan ve sorunlardan kaçmak yönünde var olan
tüm düşünce ve davranış kalıplarımızdan bir an evvel
kurtulmakta fayda bulunmaktadır.
Mükemmel, güçlü ve sevgi dolu olduğumuzu
anlamamız değil, hatırlamamız gerekiyor...
Yaşam, kişiliğin ispatı çabası haline gelmemeli.
Kendimizi, kime ve neden ispatlamaya çalıştığımızı
farketmekte fayda bulunmaktadır.
Her insanın en az olumlu bir özelliği vardır.
Bunları bulun, ortaya çıkartın ve destekleyin ki bu
olumluluk büyüyerek her alanı doldursun...
Kendini seven, onaylayan, barışık ve değerli
olduğunun bilincinde olan bir kimse hiçbir şeyi kişilik
sorunu haline getirmez.
“Yaşadığım hayatı içime sindirebiliyor muyum?” diye düşünmek gerekli. Sindiremiyorsak düşüncelerimizde ve tarzımızda bazı değişiklikler yapıl-
ması gerekiyor.
Her insan düşünceleri ile KENDİ GERÇEKLİĞİNİ oluşturabilecek güce ve özelliklere sahiptir. Bu gücü başkalarına veya toplum bilincine bırakırsanız,
başkalarının gerçekliği sizin hayatınız olur.
72
Sinema
AJANDA
Diana
Alex Cross
Yapım: 2012 - ABD
Tür: Gerilim, Macera
Süre: 101 Dak.
Yönetmen: Rob Cohen
Oyuncular: Tyler Perry, Edward Burns, Matthew
Fox, Carmen Ejogo, Cicely Tyson
Senaryo: Marc Moss, Kerry Williamson
Yapımcı: George Furla, Leopoldo Gout
20 Eylül 2013
P
sikoloji eğitimi almış cinayet masası detektifi
Dr. Alex Cross, bir yakının öldürülmesi üzerine bir katilin peşine düşer ve Picasso olarak
anılan bu suçlunun ilk cinayeti olmadığını öğrenir.
Kedi fare oyununa dönen kovalamacada, işler kişisel boyut alınca Cross kendi ahlaki ve psikolojik sınırlarını da zorlayacaktır.
Yapım: 2013 - ABD
Tür: Biyografi, Dram
Süre: 108 Dak.
Yönetmen: Oliver Hirschbiegel
Oyuncular: Naomi Watts, Naveen Andrews, Cas
Anvar, Juliet Stevenson, Geraldine James
Senaryo: Stephen Jeffreys
Yapımcı: Robert Bernstein, Douglas Rae
20 Eylül 2013
T
üm dünyanın tanıdığı ve sevdiği Galler Prensesi Diana'nın hayatının son iki yılına ışık tutan bir film “Diana”. Akademi ödüllü güzel
oyuncu Naomi Watts'ın canlandırdığı Prenses Diana rolü, içinde çok naif ve tutkulu bir kadını barındıran bir aşkın hikâyesi. Naveen Andrews (The English Patent) Naomi Watts'a Dr. Hasnat Khan rolünü
canlandırarak eşlik ediyor. Oliver Hirschbiegel'in
yönetmen koltuğuna oturduğu Diana'da gerçek
aşkın bir kadının her kim olursa olsun, hayatını nasıl değiştirebileceği tüm duygusallığıyla işleniyor.
Malavita:
Belalı
Tanık
Mavi Jasmine
Yapım: 2013 - ABD
Tür: Komedi
Süre: 98 Dak.
Yönetmen: Woody Allen
Oyuncular: Cate Blanchett, Alec Baldwin, Peter
Sarsgaard, Charlie Tahan, Sally Hawkins
Senaryo: Woody Allen
Yapımcı: Letty Aronson, Stephen Tenenbaum
20 Eylül 2013
N
ew York'lu çekici ve göz alıcı bir ev kadını,
son derece gösterişli bir yaşam sürmektedir. Ancak parasını bu denli cömertçe harcaması nedeniyle büyük bir mali krizin içine sürüklenir ve iflas etmenin eşiğine gelir. Tek çıkış yolu ise
San Francisco'da tanıştığı ve kendisine finansal anlamda yardım edeceğini düşündüğü adamı bulmak
için San Francisco'ya gitmektir...
Yapım: 2013 - ABD, Fransa
Tür: Dram, Gerilim
Yönetmen: Luc Besson
Oyuncular: Robert De Niro, Michelle Pfeiffer,
Tommy Lee Jones, Dianna Agron, David Belle
Senaryo: Luc Besson
Yapımcı: Luc Besson, Virginie Silla
27 Eylül 2013
M
anzoni ailesi diğer aileler tarafından ölüm
tehditleri aldıktan sonra koruma programına katılırlar ve Fransaya yerleştirilirler...
74
Sinema
Paranoya
Son Durak
Kalbim Sende
Zamanda Aşk
Yapım: 2013 - İngiltere
Tür: Bilim Kurgu
Süre: 100 Dak.
Yönetmen: Richard Curtis
Oyuncular: Rachel McAdams, Bill Nighy, Lee
Asquith-Coe, Domhnall Gleeson, Catherine
Steadman
Senaryo: Richard Curtis
Yapımcı: Tim Bevan, Eric Fellner
4 Ekim 2013
G
enç yaştaki Tim Lake, ailesiyle birlikte sıra
dışı bir yeteneğe sahiptir:Tim hayatının
farklı yönlerini değiştirmek için bu özelliğini
kullanmaya başlar. Mary adında bir kıza aşık olur
çalışmak için Londra'ya taşınır. Tim gizli yeteneği
ilişkilerine de yeni bir 'boyut' getirir ama genç
adam yakın zamanda her sorunu bu şekilde çözemeyeceğini fark edecektir.
Yapım: 2013 - ABD
Tür: Komedi
Süre: 90 Dak.
Yönetmen: Joseph Gordon-Levitt
Oyuncular: Joseph Gordon-Levitt, Scarlett
Johansson, Julianne Moore, Tony Danza, Brie
Larson
Senaryo: Joseph Gordon-Levitt
Yapımcı: Nicolas Chartier, Ram Bergman
Yapım: 2013 - ABD
Tür: Dram
Süre: 90 Dak.
Yönetmen: Ryan Coogler
Oyuncular: Chad Michael Murray, Kevin
Durand, Octavia Spencer, Melonie Diaz, Michael
B. Jordan
Senaryo: Ryan Coogler
Yapımcı: Michael P. Shawver, Claudia Castello
11 Ekim 2013
11 Ekim 2013
on Martello, porno bağımlılığı olan ve kadınlar
konusunda türlü takıntılara sahip olan bir
adamdır. Arkadaşları arasında Don Juan olarak
mimlenen Jon, kadınları elde etme konusunda da
bir hayli başarılıdır. Bir gece kulübünde tanıştığı
Barbara ise daha önce karşılaştığı hiçkimseye benzememektedir. Bir hayli çekici bir görünüme sahip
olan Barbara, doğru erkeğin peşinde olan son derece idealist bir kadındır. Ve sırf bu nedenle bile Jon
için önemli bir cazibe merkezi haline gelmesi kaçınılmaz olur. Jon bir yanda her daim yanında olan
Esther'le ilişkisinin karmaşasını yaşarken diğer
yanda Barbara'yı elde etmeye çalışacaktır.
irkaç genç, siyah adam San Francisco kentinin Oakland-bölgesinde yer alan Fruitvale
adlı BART geçiş istasyonunda protesto eylemi yaparlar. Polisler tarafından geri püskürtülmeye
çalışılan eylemcilerin sesi, duyulan birkaç el silah
atışıyla kesilir. Sonraki sahnelerdeyse 22 yaşında
olan ve Area Körfezi bölgesinde yaşayan Oscar adlı
delikanlıyı görürüz. Dünya henüz Noel arifesindedir. Fakat Oscar Hayward'da işleri yoluna koymakla
mücadele etmektedir. 2008'in son gününde yanında ailesi, arkadaşları, düşmanları ve hatta tanımadığı yabancıları alarak 'sınırları' geçecektir...
J
B
Yapım: 2013 - ABD , Fransa
Tür: Dram, Gerilim
Yönetmen: Robert Luketic
Oyuncular: Gary Oldman, Josh Holloway,
Amber Heard, Harrison Ford, Liam Hemsworth
Senaryo: Barry Levy, Jason Dean Hall, Joseph
Finder
Yapımcı: Alexandra Milchan, William D. Johnson
11 Ekim 2013
A
dam Cassidy haberleşme devi Wyatt Corporation'da yükselmeye çalışan hırslı bir teknoloji uzmanıdır. Ancak büyük bir hatadan
sonra, Adam'a acımasız CEO Nicholas Wyatt şantaj
yapar. Adam'dan firmanın en büyük rakibi olan ve
Wyatt'ın eski akıl hocası Jock Goddard tarafından
yönetilen başka bir firmaya giderek casusluk yapması istenmektedir. Adam kısa sure sonra kendisini
hayalindeki hayatı yaşarken bulur; özel kulüplere
girebilen Adam, lüks arabalara, Manhattan bekar
hayatının tüm güzelliklerine sahiptir. Ancak bu görüntünün arkasında Wyatt'ın güç oyununda sadece bir piyondur ve milyar dolarlık avantajını kazanabilmek için asla durmayacak olan patronundan
kurtulmanın bir yolunu bulmak zorundadır.
75
Tiyatro
Aşk Kokusu
Bebek "Tüpe Sıkışmış
Umutlar”
24 Eylül 2013 20:30
KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan
Sahnesi, İstanbul
Mahşer-i
Cümbüş
1. Kategori - 45.00 TL Tam 35,00 TL
Yöneten: Serap Uluyol Karanfilci
Yazan: İbrahim Altun
Beste ve Müzik Direktörü: Ozan Çoban
Koreografi: Utku Demirkaya
Oyuncular: Somer Karvan, Mevra Ustaoğlu,
Merve Sevi, Vahit Atan, Berivan Karaman, Serkan
Genç
A
bdülkadir ve Mercan, Şanlıurfa'nın bir köyünde, Yozgat'lı Osman Sami ve Zeliha ise
İstanbul'un gecekondu semtinde, zor yaşam koşulları altında ayakta kalma mücadelesi vermektedirler. Birbirlerinden uzakta yaşayan bu iki
çiftin ortak noktaları ise yıllardır çocuk sahibi olamamalarıdır. Eğer, Mercan bu sefer de gebe kalamazsa, Abdülkadir üzerine kuma getirecektir.
Osman Sami ve Zeliha ise kıt kanaat yaşadıkları koca şehirde yıllardır para biriktirmekte ve
bir çocuk özlemi ile yanıp tutuşmaktadırlar. Her iki
çiftin amacı da tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi
olmaktır. Bu amaç doğrultusunda kader onları bir
araya getirecek ve her iki çiftimiz de çocuk sahibi
olmak yolunda ilk adımı atacaklardır.
Eğitirken eğlendiren, güldürürken düşündüren ve nihayetinde bir sosyal sorumluluk projesi
olan bu oyunu izlerken kimi zaman gülmekten kimi
zaman duygulanmaktan gözyaşlarınıza engel olamayacaksınız.
03 Ekim 2013 20:30
Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu,
İzmir
1. Kategori - 45.00 TL
T
ürkiye'de Modern Doğaçlama Tiyatro'nun
öncüsü olan Mahşer-i Cümbüş, 3 Ekim'de
Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu'nda
sahnede olacak. 2001 yılı Mayıs ayında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro
Bölümü öğrencileri tarafından kurulan Mahşer-i
Cümbüş, aynı yıl Eylül ayında Ankara Tenedos Kafe'de “Tiyatro Sporu” gösterilerine başladı. Mahşer-i Cümbüş 2003 yılının Ağustos ayında İstanbul'a taşınarak faaliyetlerini İstanbul'da sürdürdü.
Mahşer-i Cümbüş kurulduğu günden bu yana Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bir çok ilde
gösteriler sergiledi ve festivallere katıldı. Türkiye'de Modern Doğaçlama Tiyatro'nun öncüsü olan
Mahşer-i Cümbüş, Doğaçlama Tiyatronun gösteri
biçimlerinden biri olan “Tiyatro Sporu”nu Türkiye'de ilk defa seyirci ile buluşturdu.
Kuruluşunun 5. yılında kendi sahnesi "Mahşer-i Cümbüş Hayalhanesi"ni açtı. Ekip bugüne kadar 500'ün üzerinde “Tiyatro Sporu”, 200'ün üzerinde “Beyin Fırtınası” gösterisi yaptı.
12 Ekim 2013 20:30
Trump Towers Mall, İstanbul
Küçük
07 Ekim 2013 20:30 - 29 Ekim 2013 20:30
İkinci Kat, İstanbul
34 TL
Yazan: Sami Berat Marçalı
Yöneten: Eyüp Emre Uçaray
Yardımcı Yönetmen: Neslihan Arslan
Dramaturgi: Meltem Özkeklik
Reji Asistanı: Merve Erşin, İnci Sefa Cingöz
Müzik: Doğacan Oflas, Onur Antik, Deniz Özen
Efekt: Güney Zeki Göker
Dekor - kostüm: Arzu Koç
Işık: Erkan Kolçak Köstendil
Afiş- fotoğraf: Gizem Bentürk
Video: Ali Tansu Turhan
Süre: 90 dk
Oynayanlar: Barış Gönenen, Veda Yurtsever
İpek, Memetcan Diper, Esme Madra, Tuğçe Altuğ
7
Ekim 2013'de ilk gösterimini sergileyen Küçük, Ekim ayında da İkinci Kat'ta tiyatroseverlerin karşısına çıkıyor.
“Yapacak mıyız?
Ay hayır yapmayalım.
Ben çok heyecanlandım.
Acaba yapmasak mı?
Olmaz, hadi yapıyoruz!
Pampa biz burada n'apıyoruz?
Ben yapamayacağım.
Başlama gene!
Çok merak ediyorum, ben başlayayım mı?
Sus dedim kız sus!
Biz hiçbir şey yapmadık, yaptık mı?”
Tam 45.00 TL-Öğrenci 35.00 TL
Oyuncular: Cemal Hünal, Aslı Şahin ve Onur
Şenay
Yönetmen: Özdemir Çiftçioğlu
Tür: Romantik Komedi
O
yunun iki erkek karakteri, Devrim ve İlker...
Devrim 28 yaşında, yaş ve kafa itibariyle bir
ergen, duygusal olarak daha yumurtadan
çıkamamış bir ipek böceği... Aşırı duygusal, ani kararlar veren, anarşist ve biraz da adı gibi devrimci,
daha doğrusu muhalif... İlker, o da Devrim'le aynı
yaşlarda, hayata daha gerçekçi bakan, amaçlarını
gerçekleştirmek için fazla kural tanımayan, ama
aynı zamanda kurallara Devrim'den daha bağlı bir
karakter... Devrim yazar, İlker onun yazması için
gerekli ortamı sağlamaya çalışmaktadır. Aç kalsalar
da, kız arkadaşları olmasa da, yazmak, muhalif olmak ve dünyayı değiştirmek hayalleri onların mutlu
olmasına yetmektedir... Ve bir gün hayatlarına Özgür girer. Özgür adeta kurallardan yaratılmış bir
kızdır. Hayattaki her şeyin, kendisinin ve toplumun
çizdiği çizgiler dahilinde olması gerektiğini savunan, ve bu yüzden de hem hayat, hem de siyasi
açıdan muhafazakar bir tiptir. Bu Ankara'lı kızın hayatı, Kurtuluş'ta yaşayan, bekar, sevimli ve aşık
olacağının rüyasını bile görmüş Devrim ve de kızlar
açısından oldukça popüler bir konumu olan İlker'le
kesişiveriyor... Oyun, bu üç karakterin içinde olduğu bir romantik komedi.
76
Konser
Date With
Richard Bona
20 Eylül 2013 23:00
Date Istanbul, İstanbul
Yalın
18 Eylül 2013 21:00
Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi,
İstanbul
A
şk şarkılarının vazgeçilmez ismi Yalın; BKM
organizasyonu ile 18 Eylül'de İstanbul'da
hayranlarıyla buluşuyor. Yalın, 'Kasma', 'Olmasa da Olur', 'Dadadan' şarkılarının yer aldığı son
albümü 'Sen En Güzelsin'in en sevilen şarkılarının
yanı sıra yıllardır dillerden düşmeyen 'Zalim', 'Cumhuriyet', 'Küçücüğüm', 'Meleklerin Sözü Var', 'Sonsuz Ol' şarkılarının da bulunduğu özel repertuarı ile
sahne alacak.
Lana Del Rey
21 Eylül 2013 16:00
Life Park, İstanbul
20 Eylül 2013 18:00
KüçükÇiftlik Park, İstanbul
K
amerun'da müzisyen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Bona, 4 yaşında 'Balafon'
çalarak müziğe başladı. Ekonomik sıkıntılar
yüzünden o yaşlarda kendi müzik aletlerini de yine
kendisi üreten Bona'nın yeteneğinin keşfedilmesi
fazla uzun sürmedi. İlk olarak 13 yaşında Douala'da sahne almaya başladı, daha sonra 22 yaşında
müzik eğitimi için Almanya'ya göç etti. Eğitimini tamamladıktan sonra Fransa'da birçok caz sanatçısıyla seçkin caz kulüplerinde sahne alan Bona,
1995'te New York'a taşındı ve burada da çok ünlü
isimlere bas gitar çalarak eşlik etti. 1999'da ilk solo
çalışması Scenes from My Life'i yayınladı ve günümüze değin birçok dünya turnesi ve albüm çalışması yaptı. Kendisi hala New York Üniversitesi'nde
caz profesörüdür.
Richard Bona - Bas Gitar / Vokal
Ludwig Afonso - Davul
Etienne Stadwijk - Klavye
Adam Stoller Gitar
Tatum Greenblatt Trompet
Carnaval Latino
Deluxe Lounge - 165.00 TL
Tribün C - 100.00 TL
Tribün B - 75.00 TL
Ayakta - 60.00 TL
Deluxe Lounge - 550.00 TL
Sahne Önü - 325.00 TL
Normal - 135.00 TL
2
012'nin en çok satan ve en çok ödül alan albümlerinden birine sahip olan ve kendini film
yazarı olmak isterken dünyanın en ünlü söz
yazarları arasında bulan, internet fenomeni Lana
Del Rey, 20 Eylül'de KüçükÇiftlik Park sahnesinde
olacak. Kendi deyimiyle “karanlık aşk hikayeleri”
anlattığı şarkı sözleri kadar sesiyle de dinleyenleri
kendine hayran bırakıyor. 2012'nin en çok satan ve
en çok ödül alan Lana Del Rey'in “Born to Die” albümü bağımlılık yaratıyor.
1950'lere ve 60'lara olan hayranlığını müziğine yansıtan Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı Lana
Del Rey, Unilife ve Uru Group'un organizasyonuyla
20 Eylül Cuma akşamı KüçükÇiftlik Park'ta! Şimdiden yerinizi ayırtın!
G
eçen sene 8000 kişinin katıldığı Carnaval
Latino, birbirinden eğlenceli ve iyi isimlere
ev sahipliği yapıyor. Salsa, cha cha ritimleri
ve Porto Riko'nun esintileriyle tarzını şekillendiren
herkesi kendine hayran bırakan Mercadonegro Orkestrası, renkli karakterleri ve durmadan dans ettiren temposuyla Rodrigo ve dansçıları, Latin müziğinin Grammy ödüllü vokali Frankie Morales ve
Türkiye'ye Latin müziği sevdiren neşeli müzik insanı Ayhan Sicimoglu & Latin All Stars, Carnaval Latino'da sahne alacak isimler arasında.
Siz de Latin müziğinin neşeli dünyasına katılmak ve gün boyu dans etmek istiyorsanız Carnaval Latino'da yerinizi alın.
77
Konser
Orphaned Land
10 Ekim 2013 19:00
KüçükÇiftlik Park, İstanbul
Pink Martini
Kenan Doğulu
27 Eylül 2013 21:00
İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu,
İstanbul
Mirkelam
2
011 yılında grup, '1969' albümü ile aynı anda
17 yıllık kariyerlerini özetledikleri 8 yepyeni
şarkı ile destekledikleri en iyiler - best of çalışması 'A Retrospective' piyasaya çıkardı. Türkiye
satışları ile birçok kez altın ve platin plak kazanan
topluluk Türkiye'yi Monica Molina, Buika, Mariza
gibi birçok dünya starını ile ilk kez buluşturan Pasion Turca'nın himayesinde iki dev konserle Ankara
ve İstanbul'da.
02 Ekim 2013 21:00
Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi,
İstanbul
Protokol - 375.00 TL
28 Eylül 2013 23:00
Ghetto, İstanbul
Tam 44.00 TL
Öğrenci 34.00 TL
D
eniz’in Arka Yüzü ile sı kı bir dönüş yapan
Mirkelam, 28 Eylül'de Ghetto'da...Altıncı
solo albümünün ilk konserinde hayranlarıyla buluşan Mirkelam, eski ve yeni şarkılarından oluşan bir repertuvarla unutulmayacak bir performans için Ghetto’da sizleri bekliyor.
H
arbiye Açıkhava'da Büyük Buluşma: Kenan
Doğulu, 2 Ekim'de Harbiye Cemil Topuzlu
Açıkhava Sahnesi'nde sevenleriyle buluşacak. Harbiye Açıkhava'nın büyülü ortamında Kenan
Doğulu en sevilen şarkıları, en yeni ve sürpriz sahne şovlarıyla sahne alacak.
52.00 TL
D
oğu ve Batı'nın, geçmiş ve geleceğin, ışık ve
karanlığın buluşmasını betimleyen şarkı
sözleri ve üç semavi dinin simgelerini birleştiren görselleriyle tanınan Orphaned Land, bu
özellikleriyle son yılların en farklı grupları arasında
nitelendiriliyor.
Son alümleri "All is One" İsveçli ünlü Jens
Borgen (Kreator, Amon Amarth, James LaBrie, Devin Townsend Project, Opeth) tarafından mikslendi
ve 3 farklı ülkede kaydedildi. Türkiye, İsrail ve İsveç'te gerçekleşen kayıtlar, nüfusu Müslüman, Yahudi ve Hristiyan yoğunlukta olan 3 ülkede kaydedilmesi Orphaned Land'in müzik aracılığıyla birlik
olma mesajıyla da örtüştü.
Albümde, İsrail'den 25 kişilik koro, Türkiye'den 8 klasik keman, viyola ve çello sanatçısı, bayan
vokal ile toplamda 40'tan fazla müzisyen yer aldı.
Grubun solisti Kobi Farhi; "All is one şu ana kadar
yaptığımız en harika albüm oldu" diyor.
78
Bİ
C
N
’
K
C
O
R
R
A
H
D
A
B
İ
T
T
İ
!
E
K
O
79
T
ürkiye'nin en büyük açık hava müzik etkinliği
Rock'n Coke, 6-7-8 Eylül'de tarihi bir rekora
imza atarak 60 bin katılımcıyı ağırladı. 3 gün
boyunca dopdolu bir müzik programı ve çok sayıda
müzik dışı etkinlik sunan Rock'n Coke'ta 10 bin kişilik kamp alanı, festivalin ilk günü doldu. Daha geniş
ve eğlenceli aktivitelerle dolu Festival alanında 5
farklı sahnede, The Prodigy, Jamiroquai, Arctic
Monkeys, Hurts, Editors, Ellie Goulding, Primal Scream, Within Temptation, Triggerfinger, La Roux,
Shantel, Selah Sue ve Netsky Live gibi dünya müziğine damga vuran müzisyenler yer aldı. Teoman,
Aylin Aslım, Duman, maNga, Can Bonomo, Büyük
Ev Ablukada ve daha birçok Türk sanatçı ve grup,
festival katılımcılarına doyasıya müzik keyfi yaşattı.
Coca-Cola Türkiye tarafından, 6-7-8 Eylül tarihlerinde, showhow organizasyonuyla ve Sziget
danışmanlığında düzenlenen Rock'n Coke Festivali, 60 bin kişiyi ağırlayarak, kendi tarihinin rekorunu
kırdı. Bu sene 10. yaşını daha geniş bir festival alanında 100'den fazla sanatçı ve grubun performansıyla kutlayan Rock'n Coke, katılımcılara 24 saat
kesintisiz müzik ve eğlenceli aktivitelerle yepyeni bir
festival deneyimi yaşattı.
İngiliz gruplar Hurts ve Arctic Monkeys, ilk
defa Rock'n Coke festivaliyle Türk müzikseverlerle
buluştu ve seyircilerle kurdukları iletişimle festival
coşkusunu doruklara taşıdı. Kapanış gününün son
iki performansı ise sırasıyla Grammy ödüllü Jamiroquai ve The Prodigy'e aitti.
Festivalin finalini yapan İngiliz grup The Prodigy hipnotize edici ışık gösterisinin eşlik ettiği müziğiyle, festival katılımcılarına unutulmaz bir konser
yaşattı.
Rock'n Coke 2013 Twitter TT'de ilk sırada
6-7-8 Eylül tarihlerinde 8. Etkinliğiyle 10. Ya-
şına özel bir festival deneyimi sunan Rock'n Coke
Festivali'nin kamp biletleri ise festivale sayılı günler
kala tükendi. 7 Eylül Cumartesi günü ise, festival
kombine ve ilk gün biletleri tükendi. Festival katılımcıları, Rock'n Coke'taki eğlenceli dakikalarını sosyal
medyada yoğun bir şekilde paylaştı. Böylece Rock'n Coke, twitter'da trendtopic listesinde bir numara
oldu.
Festivalde Türk sanatçı ve grupların sahne
performansları büyük beğeni topladı. Teoman ve
Aylin Aslım müziklerinin yanında sahne şovlarıyla
da dikkat çekerken, Duman, maNga, Melis Daniş-
80
mend, Büyük Ev Ablukada, Rebel Moves, The Ringo Jets ve Can Bonomo başta olmak üzere Türk
müzisyenlerin performansları göz doldurdu.
“Rock'n Coke'ta Ben Niye Yokum” şarkısı ile
bir anda internet fenomenine dönüşen Tarık Mengüç ise Festivalin sürprizi oldu. Keşif Sahnesi'nde
festival severlerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Mengüç, rockçıları dokuz sekizlik ritimlerle coşturdu.
Festival, kültürle buluştu...
Rock'n Coke Festivali'nde bu sene geniş bir
kültürel alanı kuruldu ve çok sayıda atölye, kültürel
etkinlikler ve çeşitli oyunlarla katılımcılara yepyeni
bir deneyim yaşattı. Kültürel alandaki davul atölyeleri, atıklardan dönüştürülen malzemelerle tasarım
çalışmaları, beyin dalgalarıyla oynanan oyunların
yer aldığı teknolojik kurgulardan, yoga ve pilates'e
kadar, festival katılımcıları eğlenceli bir hafta sonu
geçirdi.
Rock'n Coke Festivalinden ilginç anlar
* Rock'n Coke Festivali'nde bu sene 5 farklı sahnede 100'den fazla sanatçı ve grup sahne aldı.
* 7 Eylül akşamı Rock'n Coke sahnesindeki Hurts,
on binlerce hayranına “Çok uzun zamandır Türkiye'ye gelmek istiyorduk, şu anda İstanbul'da Rock'n
Coke Festivalinde olmaktan çok mutluyuz” diye seslenirken, mikrofon ayaklığını kırması, coşkuyu doruklara taşıdı.
* İngiliz rock grubu Arctic Monkeys'in solisti Alex Turner dinleyicilere “Merhaba Türkiye, harika insanlarsınız” diyerek başladı ve konserini penasını seyircilere fırlatarak tamamladı.
* 8 Eylül akşamı sahneye adım atmasıyla müthiş bir
enerji yaratan Jamiroquai, Türkiye'de olmayı her zaman çok sevdiğini söyledi. Şarkılarını on binlerce
Rock'n Coke katılımcısıyla birlikte söyleyen Jamiroquai, seyircilerin arasına atladı ve festivalin en bü-
yüleyici performanslarından birini sergiledi. Seyirciler dansları ve alkışlarıyla eşlik ederken, Jay Jay,
konserini muhteşem havai fişek gösterisi ile tamamladı.
* The Prodigy sahnede muhteşem bir görsel ve müzik performansı sergiledi. Şarkıları arasında sürekli
olarak “İstanbul burada” diye seslenmesi, seyircilerin çığlıklarıyla karşılık buldu.
* Keşif Sahnesi'nde “Rock'n Coke'ta Ben Niye Yokum” şarkısıyla festivalcileri coşturan Tarık Mengüç
parmaklarıyla rock işareti yaparak seyircileri selamladı ve bu hareketi alkış fırtınası ile karşılık buldu.
81
* Yepyeni albümlerinden şarkılarla konserine başlayan yılların gözde grubu Editors, izleyicilerin büyük
beğenisini kazandı. Grup, konserini davulcusu Ed
Lay'in bagetlerini seyircilere fırlatmasıyla noktaladı.
* Güney Amerika'dan Balkanlara ve Ortadoğu'ya
kadar birçok müziği biraraya getiren Keşif Sahnesi,
festival katılımcıları tarafından yoğun ilgi gördü. Keşif Sahnesi'nin önü sürekli bir dans pistine dönüştü.
* Festival alanındaki sessiz disko, 5 sahneden gelen
müziğin arasında kulaklıklarıyla sessiz diskoda eğlenenler ilginç bir görüntü oluşturdu.
Rock'n Coke 2013'te Rekorlara İmza Attı
Türkiye'nin tek kamplı festivali olan Rock'n
Coke üç gün boyunca müzikseverleri ağırlarken,
Avrupa müzik festivalleri haritasında edindiği seçkin
konumu perçinledi. Dev organizasyonun sayıları
Rock'n Coke'un büyüklüğünü göstermeye yetiyor:

Festival, 100'den fazla yerli ve yabancı grup,
550'den fazla müzisyeni ağırladı.

Üç gün süren festivali Türkiye ve çevre ülkelerden toplam 60 bin kişi izledi.

Festival, Hezarfen Havaalanı'nda toplam
400 bin m2/400 dönümlük bir alanda kurulan 130
bin m2'lik Rock'n Coke Kasabası'nda gerçekleşti.
Bu sene açık ve kapalı alan toplam 55.000 m2 arttı.

90 dönüm alan özel olarak çimlendirildi.

3.000 metresi telefon, internet ve bankacılık
hizmetleri, 5.400 metresi güvenlik kameraları için olmak üzere toplam 8.400 metre kablo döşendi.

Prodüksiyon ekibinin kullanımı için 40 Mbps
hızında internet altyapısı kuruldu

Festival alanında gerçekleştirilecek farklı etkinlikler için en küçüğü 10 metrekare en büyüğü
1.000 metrekare olmak üzere yaklaşık 100 adet
özel çadır kuruldu.

Festival süresince tüm katılımcıların iyi vakit
geçirebilmeleri ve tüm ihtiyaçlarını rahatlıkla gidermeleri için 80 noktada, mağaza ve yiyecek içecek
noktası kuruldu. Bu noktaların yanı sıra, eğlence ve
çarşı alanı, yiyecek ve içecek standları, otopark, ilk
yardım çadırları, tam donanımlı bir sağlık merkezi
ve lunapark festival alanındaki yerlerini aldılar.

3 yiyecek-içecek alanında, hamburgerden
köfteye, simitten waffle'a, taze meyve, atıştırmalıklar ve organik yemeklere kadar çok geniş bir yiyecek-içecek seçeneği 27 farklı yiyecek noktasından
sunuldu.

350 mobil tuvalet ile birlikte 96 el-yüz yıkama
82
ünitesi kullanıldı.

Engelliler için dört adet tuvalet, bir özel platform hazırlandı.

Aynı anda 10 bin kişi kamp yaptı.

Kampçılara 100 kişilik gönüllü ekibi yardımcı
oldu.

Otoparka 7100 araç giriş yaptı.

Festival boyunca 103 ton buz kullanıldı.

Festival boyunca 327 bin litre içecek tüketildi.

Festival ana sahnesi olan Rock'n Coke Sahnesi, 720 metrekare büyüklüğünde ve 25 bin kişi
kapasiteliydi.

Toplam 210 araç 450 sefer ile festivalseverlere hizmet verdi.

Kasaba'da her vardiyada özel ve resmi olmak üzere 2000 güvenlik; 150 sağlık, 500 temizlik
görevlisi olmak üzere toplam 8000 kişi çalıştı.

Rock'n Coke kasabası, 250 kişilik bir ekibin,
1 aylık çalışması sonucu inşa edildi.

12 yataklı ilk müdahale alanında, tam teşekküllü bir laboratuvar, bir dijital röntgen otobüsü ve
dört ambulans sağlık hizmeti sağlandı.

Kuliste görevli ekip 21 kişiydi.

Festivale katılan gruplara 33 kişi rehberlik
yaptı.
83
STORE
[email protected]
682 - 3D kask - IRB onaylı
3D helm - IRB approved
RUGBY TÜRKIYE STORE
SATISLARINA DEVAM EDIYOR!
Kafa ölçüleri
S 55 cm
M 57 cm
L 58,5 cm
XL 60 cm
!
“Rugby Türkiye Store” satışlarına McDavid ürünleri ile devam ediyor! İstediğiniz
spor malzemelerini uygun fiyatlar ile bulabileceğiniz sanal mağazamızdan
siparişlerinizi sadece bir mail ile verebilirsiniz. Maile; adınızı, soyadınızı, açık
adresinizi, telefon numaranızı, istediğiniz ürünün kodu ve bedenini yazmanız
yetecektir. Sipariş ettiğiniz ürün Aras Kargo ile adresinize getirilecek ve kapıda
hem ürün bedelini hem de kargo bedelini, ister nakit, ister kredi kartı ile
ödeyebileceksiniz. Yalnız sipariş mailine ödemeyi NAKİT Mİ YOKSA KREDİ KARTI
İLE Mİ YAPACAĞINIZI EKLEMEYİ UNUTMAYIN! Ürünler, sipariş günündeki avro
kuru üzerinden TL ye çevrilecektir.
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
681 - Ragbi 2D kask - IRB onaylı
Rugby 2D helm - IRB approved
Kafa ölçüleri
S 55 cm
M 57 cm
L 58,5 cm
XL 60 cm
52,53 €
Stoklar için danışınız.
Daha iyi oturuş için tüm panellerin biçimlendirilmiş olmasını
sağlamak amacıyla 3D teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir.
3D tasarımı ile mükemmel görüş ve işitme
Antimikrobiyal fırçalanmış bitiş
Havalandırma sizi serin tutar
Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı
Oturması için uzayan elastik arka paneller
Emilim sizi kuru tutar
Developed using 3D technology to ensure all panels contoured for
better fit.
Excellent visibility and hearing due to 3D design
Antimicrobial brushed finish
Ventilation keeps you cool
Fully elasticated “fit and forget” chin strap
Elasticated back panels stretch to fit
Absorption keeps you dry
653 - Ragbi eldivenleri
Rugby gloves
34,15 €
21,68 €
S - XL
!
!
!
!
Mükemmel kalite ve fayda sağlayan tam girişli bir kask
Havalandırma sizi serin tutar
Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı
IRB onaylı
!
!
!
!
A perfect entry helmet providing excellent quality and value
Ventilation keeps you cool
Fully elasticated “fit and forget” chin strap
IRB Approved
!
Mükemmel tutuş ve kolay oturuş
!
With excellent grip and easy fit
84
766 - HexPad MAX hDc koruma
HexPad MAX hDc Shirt
651 - HexPad ön kol koruması
HexPad forearm pad
Göğüs ölçüleri
S 86 - 94 cm
M 97 - 104 cm
L 107 - 114 cm
XL 114 - 122 cm
XXL + 124 cm
Dirsek ölçüleri
S 20 - 22 cm
M 22 - 26 cm
L 28 - 30 cm
XL 30 - 35 cm
XXL 38 - 40 cm
!
!
!
!
!
!
!
!
83,28 €
Ragbi için en üstün koruma
Omuzlar, köprücük kemiği, üst kol, kaburga, omurga ve döş kemiği
için Hexpad koruma
hDc nem yönetimi
IRB onaylı
The ultimate in rugby protection
HexPad protection for the shoulders, clavicle, upper arms, ribs, spine
and sternum
hDc moisture management
IRB approved
23,59 €
!
!
!
Kolay oturuşlu HexPad önkol koruması
hDc nem yönetimi
1 çift
!
!
!
HexPad forearm protection with an easy fit
HDc moisture management
1 pair
6440 - HexPad dizlik/dirseklik
HexPad knee/elbow/calf
Diz ölçüleri
S 30 - 35 cm
M 35 - 40 cm
L 40 - 45 cm
XL 45 - 50 cm
767 - HexPad PRO hDc koruma
HexPad PRO hDc Shirt
Göğüs ölçüleri
S 86 - 94 cm
M 97 - 104 cm
L 107 - 114 cm
XL 114 - 122 cm
XXL + 124 cm
Dirsek ölçüleri
20 - 25 cm
25 - 28 cm
28 - 30 cm
30 - 35 cm
Baldır ölçüleri
20 - 25 cm
25 - 30 cm
30 - 35 cm
36 40 cm
25,37 €
58,38 €
!
!
!
Omuzlar ve köprücük kemiği için HexPad koruma
hDc nem yönetimi
IRB onaylı
!
!
!
HexPad protection for the shoulders and clavicle
IRB approved
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
Çok yönlü bir diz/dirsek pedinde devrimci HexPads
Hafif, nefes alan, rahat ve koruyucu
Isı kontrolu, rahatlık ve performans sağlayan Ultra hDc nem yönetimi
teknolojisi
Kort sporları için önerilmez.
Çift olarak satılır.
Revolutionary HexPads in a versatile knee/elbow pad
Lightweight, breathable, confortable and protective
Ultra hDc moisture management technology for heat control, comfort
and performance
Not recommended for court sports
Sold in pairs
85
6448 - İncik ve baldır koruması
Shin/calf guard
310 - Suspansuar
Adult supporter without cup
Baldır ölçüleri
XS 20 - 28 cm
S 28 - 30 cm
M 30 - 33 cm
L 33 - 35 cm
XL 35 - 38 cm
XXL 38 + cm
Bel ölçüleri
S 65 - 80 cm
M 80 - 95 cm
L 95 - 110 cm
XL 110 - 125 cm
24,64 €
!
!
!
İncik kemiği ve baldırı koruyan devrim niteliğindeki HexPad incik
kemiği koruma
hDc nem yönetimi
Çift olarak satılır
Çıkarılabilir sert plaka
!
!
!
!
Revolutionary HexPad shin guard protecting shin and calf
Sold in pairs
Removable hard plate
!
7740 - hDc korumalı şort
Padded hDc short (guard)
Bel ölçüleri
S 71 - 76 cm
M 81 - 86 cm
L 91 - 97 cm
XL 101 - 107 cm
XXL 112 - 117 cm
!
!
!
!
!
!
56,48 €
Pro style compression short
HexPad protection for hips and thighs that conform and stretch for
continuous protection
!
!
!
Çabuk kuruma ve serinlik için Intera'lı güçlü-örgü kesesi içerir
Bakteri ve küf gelişmesini engeller
Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar
!
Features a power-knit pouch with Intera for rapid drying and
cooling.
Provides greater resistance to bacteria and mildew growth.
High rubber content assures maximum support and durability.
!
!
323 - Suspansuar ve koruma aparatı
Contour cup and supporter unit
Bel ölçüleri
S 66 - 81 cm
M 81 - 96 cm
L 96 - 112 cm
XL 112 - 127 cm
Profesyonel sitil sıkıştırma şortu
Sürekli koruma için uyan ve genişleyen kalça ve baldır HexPad
koruması
hDc nem yönetimi
5,35 €
13,17 €
!
!
Derin ve biçimlendirilmiş sert koruyucu ve destekleyici
7,7 cm Plush kemer ve pamuk/polyester örgü yapı özelliği vardır
!
!
Deeper and contoured hard cup and supporter.
Features a 7,7 cm Plush waist band and cotton/polyester knit
construction.
86
325 - Suspansuar ve Flexcup koruma aparatı
Flexcup and supporter
Bel ölçüleri
S 65 - 80 cm
M 80 - 95 cm
L 95 - 110 cm
XL 110 - 125 cm
13,90 €
!
!
!
!
Pouch to hold cup
7,5 cm waistband
7,5 cm leg straps
High rubber content assures
maximum support and durability
3300 - Performans hexMesh Suspansuar
ve FlexCup koruma
Performance hexMesh Supporter
with FlexCup Ultralite
Bel ölçüleri
S 65 - 80 cm
M 80 - 95 cm
L 95 - 110 cm
XL 110 - 125 cm
!
!
!
!
!
!
5,71 €
Koruyucu tutucu kese
7,5 cm kemer
7,5 cm bacak kayışı
Yüksek kauçuk içeriği maksimum
destek ve sağlamlık sağlar
!
!
!
!
3010 - Suspansuar koruma aparatı
Contour cup lite
!
!
!
Tam kapsamlı geleneksel, hafif tasarım
Darbe sporları için ideal
Yumuşak kontur kenarlı şok emici sert koruma
!
!
!
Traditional, lightweight desing with full coverage
Ideal for impact sports
Shock absorbent hard cup, with soft contour edge
3020 - Flexcup koruma aparatı
Flexcup Ultralite
15,36 €
6,44 €
Performans tasarımı. Fazla kumaş olmadan maksimum destek sağlar.
hDc nem yönetimi
Yeni FlexCup tasarımı maksimum koruma ve olağanüstü hafiflikle
beraber yeni hava akımı çıkışları ile oyuncuları serin tutmak için
benzersiz bir havalandırma sağlar
Performance design provides maximum support without excess
fabric
New FlexCup design provides maximum protection and extreme light
weight with new air flow ports for unmatched ventilation to keep
players cool
!
!
!
!
!
!
Yeni tasarım maksimum koruma ve olağanüstü hafiflik sağlar
Gelişmiş hava akımı çıkışları oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir
havalandırma sağlar.
Yumuşak esnek kenar en üstün oyuncu rahatlığı için vücuda uyum
sağlar.
New design provides maximum protection and extrem light weight
Advanced air flow ports provides unmatched ventilation to keep
players cool
Soft flexible edge conforms to the body for the ultimate in player
comfort
87
YARATICI
PERFORMANS...

oytun çölok oytun çölok

Transkript

Benzer belgeler

YIL: 3 SAYI: 44

www . rugbyturkiye . net

metin tekin metin tekin

www . rugbyturkiye . net

rugby türkıye - Rugby Türkiye

ATATÜRK`ÜN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR İLE İLGİLİ SÖZLERİ

THE GREEN PARK KARTEPE SPOR KÖYÜ

2014-2015 sezonu Mersin Basketbol ERKEKLER ligleri ile ilgili

7 SM58 - Spormeydani.org

Günlük geziler ve turlar Okul ihtiyacı Yol masrafları

Sports Life Türkiye - Sayı 2