Dikkat eksikliği

Transkript

Dikkat eksikliği
HASTALIKTA VE SAĞLIKTA
Televizyon
SAYI 30
SONBAHAR 2013
Çocukları obez yapıyor
Dikkat
eksikliği
Eğitimi olumsuz etkiliyor
Çarpıntı
Sebebi nasıl teşhis edilir?
Tüp bebek
Tedavisinde başarıyı artıran faktörler
001_KAPAK.indd 1
10/9/13 12:35:29 PM
2
0HGLFDQD+DVWDO×NWD6DùO×NWDLODQODULODSRURVNRSLNFHUUDKLHOPDLQGG
003_EDITO.indd 2
30
10/9/13 12:35:51 PM
Editör
Erken tanının önemi!
U
zmanlar, önümüzdeki 10 yılda, dünyada ve ülkemizde
ölüm nedenlerinin başında kanser hastalığının geleceğini
belirtiyorlar. Dünyada her yıl yaklaşık 7 milyon, ülkemizde
ise her yıl 150 bin kişi kanser hastalığına yakalanıyor. 2025 yılında
dünyada toplam 75 milyon insan, kanserle yaşıyor olacak.
Geçmiş dönemlerde yaşanan tüberküloz, AIDS, sıtma gibi hastalıklar
bile kanser kadar ölüme neden olmadı.
Uzmanlar, kanseri, çok faktörlü bir hastalık olarak tanımlıyorlar.
Genetik faktörler kadar, çevresel ve edinsel etkenler de kanser
oluşumunda rol oynuyor. Bu faktörleri tanıyıp, uzak durarak ya da
erken önlem alarak kanserden büyük ölçüde korunmak mümkün.
Bir başka çok faktörlü hastalık ise diyabet. Genellikle temelini
obeziteden alan bu hastalık, genetik olduğu kadar yine edinsel ve
çevresel etmenlerle tüm yaşamsal sistemimizi etkileyen önemli bir
sağlık sorununa dönüşüyor.
Dergimizde periyodik olarak bir çok hastalığın; ortaya çıkış nedenleri,
modern tıp ile teşhis ve tedavisi konularında siz değerli okurlarımızı
bilgilendirmeye çalışıyoruz. En çok ele aldığımız konular, yukarıda
değindiğimiz kronik hastalıklar… Modern tıp; geçmişteki sağlık
sorunlarından çok daha karmaşık ve çok faktörlü hastalıklarla
uğraşmak zorunda. Diyabeti incelerken çocukluk çağı obeziteyi, stresin
sağlığımıza etkilerini, genetiği, beslenme alışkanlıklarımızı, vb. tek tek
ele almak ve bütününe bakarak sağlığımıza etkilerini ortaya koymak ve
tedavisini yönlendirmek için çalışıyor.
Övünerek söylemeliyiz ki ülkemizdeki tıp insanları son derece
deneyimli ve sağlık sektörümüz dünya çapında gelişmiş durumda.
Dolayısıyla hekime ve hastaneye ulaşmakta güçlük yaşamıyor,
hastalıkların teşhis ve tedavisinde en gelişmiş olanaklara ulaşabiliyoruz.
Tüm hastalıklarda erken tanının önemini artık hepimiz biliyoruz. Geç
kalmanın tek mazereti, sağlığımızı ve sevdiklerimizin sağlığını ihmal
etmek olabilir.
Sağlıklı, kaliteli ve güzel bir yaşam dileğiyle.
MEDICANA AVCILAR
MEDICANA BAHÇELİEVLER
MEDICANA ÇAMLICA
MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL
MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA
MEDICANA DİŞ
MEDICANA SAMSUN
MEDICANA KONYA
MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR
NÖROLOJİK BİLİMLER VE OMURGA MERKEZİ
SONBAHAR 2013
3
30
003_EDITO.indd 3
10/9/13 12:35:52 PM
1
Sağlık Grubu
Dergi Danışma Kurulu
Prof. Dr. Tamer Mungan Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı
Prof. Dr. Ali Erdem Bagatur Ortopedi Uzmanı
Prof. Dr. Erdoğan İlkay Kardiyoloji
Prof. Dr. Kaan Oysul Radyasyon Onkolojisi Prof. Dr. Sait Şirin Beyin Ve Sinir Cerrahisi
Prof. Dr. Barış Diren Radyoloji
Prof. Dr. Cem Sungur Nefrolojı
Prof. Dr. Süha Sönmez Kadın Hastalıkları Ve Doğum (Ivf)
Prof. Dr. Tahir Karadeniz Üroloji
Prof. Dr. Şükrü Tanzer Çokşenim Kadın Hastalıkları Ve Doğum Prof. Dr. Kadir Vehbi Baykal Üroloji Uzmanı
Prof. Dr. Ali Cem Yorgancıoğlu Kalp/Damar Cerrahisi
Prof. Dr. Cazip Üstün Kadın Hastalıkları ve Doğum
Prof. Dr. Fulya Tezok İç Hastalıkları
Prof. Dr. Hasan Taşçı Genel Cerrahi
Prof. Dr. Hidayet Akdemir Beyin ve Sinir Cerrahisi
Prof. Dr. Kaya Kanberoğlu Radyoloji
Prof. Dr. Levent Alımgil Göz Hastalıkları
Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel Cerrahi
Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal Kardiyovasküler Cerrahi
Prof. Dr. Meral Kozakçıoğlu Özekici Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon
Prof. Dr. M. İrfan Sabah Kardiyoloji
Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar Genel Cerrahi Uzmanı (Transplantasyon)
Prof. Dr. Nazlıhan Günal Pediatrik Kardiyoloji
Prof. Dr. Osman Uğur Çalpur Ortopedi ve Travmatoloji
Prof. Dr. Sadık Ers Genel Cerrahi Uzmanı (Transplantasyon)
Prof. Dr. Sebahattin Ateşal Kardiyoloji
Prof. Dr. Selim Aksöyek Çocuk Cerrahisi
Prof. Dr. Sumru Şekerci Anestezi
Prof. Dr. Tamer Türk Ağız Ve Dış Sağ.
Prof. Dr. Tanfer Kunt Kulak Burun Boğaz
Prof. Dr. Teoman Şeşen Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
Prof. Dr. Hasbi Erdem Diker Kardiyoloji
Prof. Dr. Süleyman Bülent Arman Göğüs Cerrahisi
Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu Çocuk Kardiyoloji
Prof. Dr. Necmettin Kutlu Plastik Ve Rekonstruktif Cerrahi
Prof. Dr. Sabri Acar Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları
Prof. Dr. Metin Çapar Kadın Doğum Uzmanı
Prof. Dr. Tunç Cevat Öğün Ortopedi Uzmanı
Prof. Dr. Celalettin Vatansev Genel Cerrahi Uzmanı
Doç. Dr. Abdullah Altıntaş Hematoloji
Doç. Dr. Gamze Sinem Çağlar Kadın Hastalıkları Ve Doğum Uzmanı
Doç. Dr. İsmail Özdemir Perinatoloji Uzmanı
Doç. Dr. Mehmet Ak Psikiyatri
Doç. Dr. Bilge Tunç Gastroenteroloji
Doç. Dr. Ercan Eren Kalp Ve Damar Cerrahisi 4
004_005_ICINDEKILER.indd 4
Doç. Dr. Ahmet Erdil Gastroenteroloji
Doç. Dr. Ali Osman Kaya Onkoloji
Doç. Dr. Cengiz Kayahan Genel Cerrahi
Doç. Dr. Füsun Tokatlı Radyasyon Onkolojisi
Doç. Dr. G. Faik Hobikoğlu Kardiyoloji
Doç. Dr. H. Gürdal İnal Üroloji
Çarpıntı eninde
Doç. Dr. H. İbrahim Uçar Kardiyovasküler Cerrahi
sonunda
Doç. Dr. H. Nedim Arda Kulak Burun Boğaz Hastalıkları
yakalanıyor
Doç. Dr. İbrahim Tek Medikal Onkoloji
Doç. Dr. Meryem Kaya Nükleer Tıp
Doç. Dr. Mesut Y.Atlı Genel Cerrahi
Doç. Dr. Nihat Akbayır Gastroenteroloji
Doç. Dr. Sabire Akın Fiziksel Tıp Ve Rehabilitasyon
Doç. Dr. Selman Laçin Kadın Hastalıkları Ve Doğum (Ivf)
Doç. Dr. Serdar Akgün Kardiyovasküler Cerrahi
Doç. Dr. Şadan Ay Ortopedi Ve Travmotoloji
Doç. Dr. Fatma Laika Karabulut Gastroenteroloji Uzmanı
Doç. Dr. İsmail Özdemir Kadın Hastalıkları, Doğum Ve Perinatoloji Uzmanı
Doç. Dr. Gökhan Çakıroğlu Patoloji
Doç. Dr. Devrim Bektaş Kbb Uzmanı
Doç. Dr. Ahmet Soylu Kardiyoloji Uzmanı
Doç. Dr. Mehmet Özerk Okutan Beyin Cerrahi Uzmanı
Doç. Dr. Murat Başkurt Kardiyoloji
Doç. Dr. Ahmet Kırbaş Kalp ve Damar Cerrahi
Doç. Dr. Tevfik Fikret İlgenli Kardiyoloji Uzmanı
Doç. Dr. Arif Bahar Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Uzmanı
Doç. Dr. Hasan Ulusoy Romatoloji Uzmanı
Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar Kalp Ve Damar Cerrahisi
Yrd. Doç. Dr. Kenan Durna Kardiyoloji
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyoloji
60
Sorumlu Yazı İşleri MÜDÜRÜ
Kurtuluş Okutan
Medicana Kurumsal İletişim Direktörü
Bu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait Tempo
Dergisi tarafından Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için hazırlanmıştır.
Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, harita,
illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek
dahi alıntı yapılamaz.
Adres: Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş.
Eski Londra Asfaltı No: 2 Bahçelievler/İstanbul
[email protected]
Tempo Dergisi: Trump Towers, Kule 2, Kat: 21-24, 34387, Şişli, İstanbul,
[email protected] Tel: +90 212 410 33 10
Baskı: APA / Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Tel: +90 212 798 28 40 - 10 Hat
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:36:23 PM
16
6 Kısa haberler
İçindekiler
12 Veliler ve öğretmenlere uyarı
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, yoğunlaşmayı engelliyor.
Kalp hastalıkları
anne karnında
teşhis ediliyor
15 Hayata yeniden merhaba!
Kosavalı bebek, başarılı bir operasyon geçirdi.
16 Kalp hastalıkları gebelikte teşhis ediliyor
Bebek ölümlerinin ve sakatlıklarının önemli bölümünü
doğuştan gelen kalp hastalıkları oluşturuyor.
19 Sanki dünyaya yeniden geldim
Sibel Bahçetepe, hikâyesini anlattı.
20Nodüler Guatr ile yaşamak
Çoğu tehlikeli değil, ama takip edilmeli.
23HOG'a Medicana desteği
HOG Bosphorus Gazi Sürüşü'ne sağlık sponsoru olduk.
0
24Eyvah duyamıyorum!
İşitme kaybının nedeni bazen çok tetkik gerektiriyor.
27Bebek özlemleri Medicana ile son buldu
Çiğdem-Özkan Çöl ve İngiliz Nelly Christian, bebek
özlemlerini ve yaşadıklarını anlattılar.
eninde
nunda
anıyor
28Safra yollarına taş düşerse
ERCP safra yollarındaki tıkanıklığı gideriyor.
30Elimize gelen tehlike
Lenf nodları, bazen hastalıkların habercisi olabiliyorlar.
34
Uzman ellerde
güzelleşin!
33İç Anadolu ve komşu ülkelere hizmet!
Medicana Konya Hastanesi Yeni Doğan Yoğun Bakım
Ünitesi, sadece Konya’ya değil, İç Anadolu’ya ve komşu
ülkelere de hizmet veriyor.
34Tekrarlayan gebelik kayıpları önlenebilir
Birden fazla düşük yaptıysanız, nedenini araştırın.
36Uzman ellerde güzelleşin!
Botoks dâhil tüm estetik uygulamalar dermatolog ya da
estetik cerrahlar tarafından yapılmalı.
40Abur cubur ve TV obez yapıyor!
Çocukların yeme alışkanlıkları bozuluyor.
42Çağımızın kanseri diyabet
Diyabet, yaşam kalitesini bozuyor.
44Bel ve boyun fıtıklarında tedavi
Artık çok gerekli olmadıkça ameliyat uygulanmıyor.
46Bel ve kalça ağrılarını hafife almayın
Ankilozan spondilit hastalığında erken tanı çok önemli.
48Minikleri bekleyen bulaşıcı tehlike
Bronşiolit iki yaşın altındaki çocuklarda sık görülüyor.
50Tüp bebekte başarıyı artıran faktörler
Çocuk sahibi olma şansı gittikçe artıyor.
54İçimizdeki tehlike: Böbrek tümörleri
Böbrek tümörleri önceden pek belirti vermiyor.
56Gebelikte kan şekerine dikkat!
İleride şeker hastası olma ihtimaleri yüzde 50-80.
58Çarpıntı eninde sonunda yakalanıyor
Çarpıntı, teşhis konulması en zor durumlardan biri.
42
Çağımızın
kanseri diyabet
60Varis en çok kadınları seviyor
Neredeyse her iki kadından biri varisten şikayetçi.
62Başı ağrıyan nöroloğa gitmeli
Önemsemediğimiz baş ağrısı önemli hastalıkların
habercisi olabilir.
64Küçük kesi, büyük işlem
Laparoskopi ile hastalar konforlu bir cerrahi geçiriyorlar.
SONBAHAR 2013
004_005_ICINDEKILER.indd 5
5
10/9/13 1:13:12 PM
Kısa kısa
Medicana Çamlıca
Hastanesi’nde
medikal pilates
Son yıllarda gündelik
sağlıklı yaşamın
vazgeçilmez bir öğesi olan
pilates, ‘medikal pilates’
adı altında, uzmanlar
eşliğinde Medicana
Çamlıca Hastanesi Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon
Merkezi'nde yapılmaya
başlanıyor. Bu yöntemin
öncülerinden Fizyoterapist
Patricia Medros, fizik
tedavi ve rehabilitasyon
uzmanı Prof. Dr. Meral
Kozakçıoğlu’nun konuğu
olarak İstanbula geldi.
Fizyoterapist Patricia Medros eşliğinde, Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Kozakçıoğlu ve
fizyoterapist ekibi birlikte medikal plates çalışmalarına
başladılar. Medikal pilates; kas, eklem ağrıları, boyun, bel
hastalıkları, kireçlenme ve kemik erimelerinde etkili bir
tedavi yöntemi olarak kullanılacak.
Türkiye’den Somali’ye
uzanan umut ışığı
Medicana Bahçelievler Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Kliniği, Yusuf Barkhadle Mohammed’e kullanamadığı ellerini
geri verdi. Beş yıl önce geçirdiği trafik kazası sonrasında felç
olarak tamamen yatağa bağımlı kalan Somalili Yusuf Barkhadle
Mohammed (52), Medicana Bahçelievler’de uygulanan tedavi
sonrasında yeniden normal yaşantısına döndü. Somali’deki tıbbi
yetersizlikler nedeni ile tedavi olamayan Mohammed, Medicana
Bahçelievler Hastanesi’ne geldiğinde, yaşama umudunu yitirmiş,
ellerini kullanamaz halde ve hareketsizliğe bağlı olarak vücudunda
oluşan yaralar vardı. Medicana Bahçelievler Hastanesi Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon ve Plastik Cerrahi birimleri tarafından uygulanan
tedaviler sonrasında, hastanın kısa sürede yaraları iyileşme
gösterdi ve ellerini rahatlıkla kullanmaya başladı.
Türkiye’yi gezmek ve insanlarını daha yakından tanımak isteyen
Mohammed, Medicana Bahçelievler Hastanesi Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon ve Plastik Cerrahi çalışanları tarafından gördüğü
ilgiden son derece memnun olarak hastaneden ayrıldı.
'En başarılı çalışma' ödülü
İki yılda bir dünyanın değişik ülkelerinde yapılan
ve bu yıl 4-8 Eylül 2013 tarihlerinde Tunus'un
başkentinde gerçekleştirilen 17’nci Dünya Tüp
Bebek Kongresi’nde, Medicana International Istanbul
Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Çalışanlarının emekleri
ödüllendirildi. Kısırlık tedavileri ve tüp bebek alanında
en önemli bilimsel organizasyonlardan biri olan
ve 32 ülkeden gelen yüzlerce uzmanın katıldığı
17’nci Dünya Tüp Bebek Kongresi’nde, Medicana
International İstanbul Hastanesi Tüp Bebek Merkezi
Başkanı Doç. Dr. Selman Laçin ve ekibinin hazırladığı
sunum, ikinci en başarılı çalışma seçildi.
6
006_011_KISA HABER.indd 6
17’nci gebelik eğitimi başlıyor
Medicana International İstanbul Hastanesi, gebelik eğitimlerine
kaldığı yerden devam ediyor. Gebelik ve Sağlık, Gebelikte Beslenme,
Gebelikte Egzersiz, Doğumda Anestezi, Doğuma Hazırlık ve
Doğumda Nefes Egzersizleri, Doğum Sonrası Kadın Sağlığı ve
Gebelikten Korunma Yöntemleri, Bebek Beslenmesi ve Emzirme
Yöntemleri, Bebek Sağlığı konularında, uzman hekim ve hemşireler
tarafından gebeler doğuma ve doğum sonrasına hazır hale getiriliyor.
Dışarıdan ve hastane içinden tüm gebelere kapılarını açan ve
ücretsiz olan eğitimimizin 17’ncisi 3 Ekim Perşembe günü başladı,
21 Kasım’da hastane turu ve sertifika töreni ile son bulacak.
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:37:03 PM
Kısa kısa
Medicana’da resim sergisi
Medicana Hastanesi hizmet vermeye başladığı günden
bu yana sanata ve sanatçıya vermiş olduğu desteğe
bir yenisini daha ekledi. Ressam Rukiye Yüceloğlu’nun
‘Mevlana Felsefesi’ni konu aldığı resim sergisi Medicana
Samsun Hastanesi lobi katında sanatseverlerin
beğenisine sunuldu. Ressam Rukiye Yüceloğlu’nun
eserlerinden oluşan 15 eserlik serginin açılışına Medicana
Samsun Hastanesi Genel Müdürü Vahap Doğan, Genel
Müdür Yardımcısı Dr. Remzi Karşı, Başhekim Yardımcısı
Dr. Deniz Yorgancılar, bölüm yöneticileri, doktorlar,
hasta yakınları ve birçok sanatsever katıldı.
Hasta Okulu
Projesi
başlıyor
MedIcana Sağlık
Grubu 10’uncu Libya
Uluslararası Sağlık
Fuarı’na Katıldı
Medicana Sağlık Grubu; 10 Eylül - 12 Eylül tarihleri arasında
onuncusu düzenlenen Libya’nın başkenti Tripoli şehrinde gerçekleşen
‘Libya Sağlık Fuarı’na katılarak Türkiye’deki Sağlık Turizmi
çalışmalarının tanıtılmasına katkıda bulundu.Kuzey Afrika’nın en
kapsamlı fuarlarından biri olan organizasyona Türkiye dışında Ürdün,
Fransa, Almanya, Tunus, Yunanistan, Kore, Filipinler, İtalya, Amerika,
Mısır'ın da aralarında bulunduğu 32 ülkeden katılım sağlandı.
Medicana Sağlık Grubu standına; Libya Sağlık Bakanı Nureddin
Dughman ve Bakanlık heyetleri, Libya'daki Türk Büyükelçimiz Ali
Kemal Aydın, Parlamento Sağlık Komite Başkanı, Libya Devlet
Televizyonu ve fuar medya danışmanı Abd Alati Al Alami, Algad,
Alliua, Libya Tıp, Febrayer ve Mal Wa Amal gazetelerinden
köşe yazarlarınından ilgi büyüktü.Fuarda yapılan toplantılarda 17
Şubat’taki devrimden sonra Libya halkının ihtiyaç duyduğu sağlık
standartlarına ulaşılması için yapılması gerekenler, gelecekteki sağlık
politikalarına, yetkililerine ve karar vericilere ilişkin bilgiler aktarıldı.
Medicana International
İstanbul Hastanesi, ilkini 29
Eylül Dünya Kalp Sağlığı
Günü kapsamında, 30 Eylül
Pazartesi gerçekleştirdiği
‘Sanat Kalpten Geçer’ etkinliği ile başladı.
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sebahattin
Ateşal’ın önderliğinde yapılan etkinliğe,
Hollywood’da aldığı ödül ile ses getiren Türkücü
Ekin’de katıldı. Sevenleri ile birlikte buluşan Ekin,
bu anlamlı günde sanat ve sağlığın birbiri ile ne
kadar alakalı olduğunu gündeme getirdi. Her
ay farklı konular ile devam edecek olan ‘Hasta
Okulu Projesi’nin bir sonraki eğitimi, ‘10 Ekim
Ruh Sağlığı Günü’nde’, Karadeniz FM’in sevilen
radyocusu Müge’nin Oltası ve Uzman Psikolog
Pınar Önen halk ile buluşacak.
Aile hekimleriyle
obezite söyleşisi
Medicana Samsun Hastanesi, Canik İlçesinde
görev yapan aile hekimlerine yönelik olarak
obezite konulu bir sağlık söyleşisi düzenledi.
Canik İlçe Sağlık Müdürü Dr. Sibel Uyan’ın
katıldığı seminere konuşmacı olarak Genel
Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Salim Gümüş, Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm. Dr.
Selçuk Dündar, Beslenme ve Diyet Uzmanı
Dyt. Demet Sayar katıldı. Obezite ile
mücadelenin dünya çapında bir konu olduğunun
altını çizen konuşmacılar kendi uzmanlık
alanlarında yapmış oldukları çalışmaları, örnek
vaka ve hasta hikayeleri ile paylaştılar.
SONBAHAR 2013
006_011_KISA HABER.indd 7
7
10/9/13 12:37:08 PM
Kısa kısa
gaziler derneği'ne
ziyaret
Özel Medicana Konya Hastanesi Genel Müdürü Lütfi Şimşek,
Kurumsal Pazarlama Müdür Vekili Abdurrahman Köseoğlu
ve Kurumsal İletişim Sorumlusu Nesrin Çakır, ‘Gaziler Günü’
nedeniyle Türk Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler
Derneği Konya Şubesi’ni ziyaret etti. Dernek ikinci Başkanı
Mehmet Yıldırım ile görüşen Lütfü Şimşek, gazi ve şehit
yakınlarıyla yakından ilgilenmenin kendilerinin boyun borcu
olduğunu söyledi. Şimşek, bulunduğumuz coğrafyada
yaşamanın bedeli olarak şehitlerin verildiğini, birçok vatan
evladının da görevi başında gazi unvanı aldığını hatırlattı.
Hastanelerinde gazi ve şehit yakınlarına her türlü kolaylığın
sağlandığını, bütün işlemlerinin sorunsuz tamamlandığını
ifade etti. Dernek ikinci Başkanı Mehmet Yıldırım da ziyaret
nedeniyle teşekkür ederek, birlik ve beraberliğin önemine
dikkat çekti. Ziyaretin sonunda Özel Medicana Konya Hastanesi
yöneticilerine dernek atkısı hediye edilerek fotoğraf çektirildi.
Konya Fenerbahçe
Spor Okulu'nun yeni
sponsoru Medicana
Medicana Konya Hastanesi, Konya Fenerbahçe Spor
Okulu'nun yeni sağlık sponsoru olmasıyla nedeniyle
öğrenci ve velilerle toplantı düzenledi. Toplantıya,
alanında uzman doktorlar ve çok sayıda öğrenci
ile veliler katıldı. Konya Fenerbahçe Spor Okulu
Genel Koordinatörü Özgür Kanyılmaz da, kulübün
yaz okulunu başarıyla tamamlayan öğrencilerine
sertifikalarını verdi. Medicana Konya Hastanesi
ile Konya Fenerbahçe Spor Okulu arasında bir
anlaşmaya imza atıldığını belirten Medicana Konya
Hastanesi Kurumsal Pazarlama Müdürü Zeliha
Savaş, “Bundan sonraki süreçte, Konya Fenerbahçe
Spor Okulu öğrencileri, Medicana Konya Hastanesi
güvencesi altındadır” dedi.
Jazz eşliğinde keyifli
saatler
Medicana
Sağlık Grubu
sponsorluğunda,
14 Eylül 2013
Cumartesi günü,
Harley Davidson
Bağdat Caddesi
şubesi ‘Harley
Davidson The
Avenue'da’ canlı
performans ‘Jazz at the Harley’ etkinliği
gerçekleşti. The CVO Jazz Trio'nun keyifli
melodileri eşliğinde, sürpriz hediyeler,
zengin içecek ikramı ve 110 muhteşem
yılı geride bırakmış, Amerikan efsanesi
Harley-Davidson ile birlikte keyifli bir yaz
günü yaşandı.
8
006_011_KISA HABER.indd 8
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:37:17 PM
Kısa kısa
MedIcana Onkoloji Seminerleri'ne
Bulgar doktorlardan yoğun ilgi
Medicana Sağlık Grubu doktor ve yöneticileri tarafından Bulgaristan’da, 17 ve 18
Eylül tarihlerinde, Onkoloji alanındaki ileri tıp tekniklerinin sunulduğu ‘Onkoloji
Seminerleri ‘ düzenlendi. 17 Eylül tarihinde Plovdiv ve 18 Eylül tarihinde Varna
şehrinde düzenlenen Medicana Onkoloji Seminerleri’ne Bulgar doktorlardan
yoğun ilgi vardı. Bulgaristan’da uygulanamayan tıbbi ve cerrahi yöntemleri
Medicana Sağlık Grubu doktorlarının sunumlarında izleyen Bulgar doktorlar,
uygulanan ileri tıp tekniklerine hayranlıklarını ve düzenlenen bu semineri kendi
gelişimleri için oldukça verimli bulduklarını dile getirdiler. Seminerlerin devamının
yapılması yönündeki isteklerini Medicana Sağlık Grubu yöneticilerine ileten
doktorlar, bu bilgilendirme için Türk meslektaşlarına da teşekkürlerini sundular.
Prof. Dr.
Remzi Sağlam
Prof.Jens
Rassweiler
Oğuz Engiz
Genel Müdür
Robotik
cerrahi
ile
böbrek
taşlarını
yok etti
Prof. Dr. Jens Rasweiler, Türk doktor ve mühendisleri
tarafından böbrek taşlarını yok etmek üzere geliştirilen yeni
robotun kendi kliniğine de kurulmasını istediğini belirtti. Robotu
denemek için Medicana Ankara Hastanesi'ne gelen Rassweiler,
Prof. Dr. Remzi Sağlam ve ekibiyle birlikte robotu kullandı.
Okul korkusu ve kaygılar
semineri düzenlendi
Medicana International İstanbul Hastanesi, 10.09.2013 Salı
günü Uğur Koleji Beykent Anaokulu şubesinde, ‘Okul Korkusu
ve Kaygılar’ konusunda düzenlediği seminer ile velilerle bir
araya geldi. Uzman Psikolog/Pedagog Reyhan Ateş Yücel’in
yönetiminde düzenlenen seminerde, çocuklarda meydana
gelen okul çağında kaygı ve korkular, bu süreçte çocuğa karşı
nasıl davranılmalı ya da davranılmamalı, çocukların okula nasıl
hazırlanması gerektiği, konularında velilerde meydana gelen
sorulara yanıt arandı. Velilerin ve okul yönetiminin teşekkür ve
memnuniyeti ile organizasyon son buldu.
İkinci gebelik
okulu düzenlendi
Özel Medicana Konya Hastanesi’nin, kadınları hamilelik
sürecinde bilgilendirmek amacıyla açtığı Gebelik
Okulu, ücretsiz ‘Gebelik Eğitim Programlarına’
devam ediyor. Medicana Konya Hastanesi Konferans
Salonu’nda düzenlenen programda, hamilelik süreci,
doğum öncesi ve sonrası beslenme, anne sütünün
önemi ve bebek beslenmesi, hamilelikte pilates,
hamilelik ve lohusa döneminde duygusal değişiklikler ve
diyabet gibi konulara yer verildi ve anne-baba adayların
hamilelik süreci sonrası ile ilgili soruları cevaplandırıldı.
Medicana’dan ev ziyareti
Medicana Konya Hastanesi, doğum yapan
ailelere, yaşanacak fiziksel ve psikolojik süreçlerde
yol gösterici olmak amacıyla,
doğumdan sonraki ikinci
ve beşinci gün aralığında ev
ziyaretleri düzenlemeye devam
ediyor. Hemşirelik Hizmetleri
Müdürlüğü’ne bağlı Kadın
Hastalıkları ve Doğum Servisi’nde
görevli ebeler öncülüğünde
gerçekleştirilen ev ziyaretlerinde, anne ve bebek
sağlık kontrolünden geçiriliyor. Ebeveynlerin
bebekle iletişimleri konusunda yol gösteriliyor.
SONBAHAR 2013
006_011_KISA HABER.indd 9
9
10/9/13 12:37:22 PM
Kısa kısa
Medicana Bahçelievler ailesi yaza Boğaz’da veda etti
28 Ekim Cumartesi Medicana Sağlık Grubu Yönetimi ve Bahçelievler Hastanesi çalışanları boğazın eşsiz atmosferinde güzel bir gece
düzenledi. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bozkurt ve Bahçelievler Medicana Genel Müdür’ü Latif Sezgin’in katılımı ile hastane
çalışanları müzik ve dans dolu; Boğaz manzarası eşliğinde keyifli saatler geçirdiler. Çalışanların moral ve motivasyonu için düzenlenen
organizasyonda Medicana Bahçelievler Hastanesi Genel Müdür’ü Latif Sezgin, önümüzdeki günlerde de hastanemizde hizmet veren
arkadaşlarımızın, sağlık sektöründeki stresten bir nebze uzaklaşması amacıyla etkinliklerin devam edeceğini belirtti.
84 yaşında kalp pili alınıp
by-pass ameliyatı oldu
Konya’nın Seydişehir ilçesinde yaşayan
5 çocuk babası 84 yaşındaki Mehmet
Döyen’in kalbine, yavaşlama nedeniyle
önce Medicana Konya Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet
Soylu tarafından geçici olarak kalp pili
takıldı. Daha sonra yapılan tetkiklerin
ardından Döyen’in tüm damarlarında
darlık, bazı damarlarında ise tıkanıklık
tespit edildi. Bunun üzerine Mehmet
10
006_011_KISA HABER.indd 10
Döyen, Kalp ve Damar Cerrahisi
Operatör Dr. Özgür Mart tarafından
By-pass ameliyatına alındı. Yaklaşık iki
saat süren ameliyatın ardından Döyen’in
kalbine takılan kalp pili alındı. Ameliyat
sonrası kalbi eski sağlığına kavuşturulan
Mehmet Döyen, hastane içerisinde
yürümeye bile başladı.
Hastanın 84 yaşındayken ciddi bir kalp
kriziyle hastaneye geldiğini belirten
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Soylu,
“Hasta geldiğinde kalbi ciddi bir şekilde
yavaşlamıştı. Hastaya gerekli tetkiklerin
uygulanmasının ardından, tüm
damarlarında darlık ve bazı damarlarında
tıkanıklık tespit edildi. Hastanın acil
olarak kalp ve damar cerrahisi tarafından
By-pass ameliyatı olmasına karar verildi.
Daha sonra kalp ve damar cerrahı
hastayı ameliyata alıp, birkaç saat
içerisinde gereken tedaviyi yaptı. Hastayı
ameliyata almadan önce, yavaşlama
nedeniyle kalbine geçici kalp pili
takmıştık. Ameliyattan çıktıktan sonra
hastanın kalp piline ihtiyacı kalmadı.
Devam eden süreçte hastanın herhangi
bir problemi görünmüyor” dedi.
Karşılaştığı hastanın riskli bir periyotta
olduğunu ifade eden Operatör Dr. Mart
ise, “Ameliyatımız bittiği andan itibaren
hastanın kalbi normal olarak çalışmaya
başladı. Ameliyattan sonra hastamızın
vücudu takmış olduğu kalp piline ihtiyaç
duymadı” ifadelerini kullandı.
Mehmet Döyen, iki gün sonra sağlıklı bir
şekilde taburcu edildi.
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:37:31 PM
Kısa kısa
Hollanda Samsunlular
Derneği Medicana’da
Medicana Samsun Hastanesi tarafından
Hollanda Samsunlular Derneği üyeleriyle
tanışma toplantısı ve sağlık söyleşisi düzenlendi.
Konferans öncesi Medicana Samsun Hastanesi
Genel Müdürü Vahap Doğan yaptığı
hoşgeldiniz konuşmasında; Medicana Samsun
Hastanesi’nin iki yıl önce hizmet vermeye
başlamasına rağmen, kısa sürede Samsun
halkının güven ve takdirini kazandığını söyledi.
90 uzman hekimle, 220 yatak kapasiteli
Medicana Samsun Hastanesi’nin Samsun’da
özel sağlık hizmetlerine ciddi katkılar
sağladığının altını çizen Doğan, Medicana
Sağlık Grubu’nun kaliteli sağlık hizmeti sunma
misyonunu Karadeniz’e taşıdığını vurguladı.
Medicana Samsun Hastanesi’nin uluslararası
standartlarda projelendirilen ve hayata geçirilen
bir hastane kompleksi olduğunu, gerek bölge
gerekse yurtdışı hastalarına üst düzey sağlık
hizmeti sunma hedef ve arzusunda olduğunu
belirten Vahap Doğan, “Yurtdışından gelen
konuklarımıza hastanemizin kapıları sonuna
kadar açık. Yıllarca yurtdışında yaşayıp, çalışıp
ailelerine yaşam standardı sağlamaya çalışan
konuklarımıza hastanemizin tüm imkanları
seferber edilmektedir” dedi.
Medicana Samsun Hastanesi Konferans
Salonu'nda düzenlenen söyleşiye, konuşmacı
olarak Kardiyoloji Uzmanı Dr. Can Hamsici ‘Kalp
Damar Hastalıkları’, Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayşe
Gül Aydın da ‘Depresyon’ konusuyla katıldı.
Hollanda Samsunlular Derneği Başkanı Cengiz
Yılmaz ve Türkiye Hollanda Tarih Müzesi
Onursal Başkanı Şenol Ocaklı; Medicana
Samsun Hastanesi tarafından gösterilen ilgiye
ve konukseverliğe dikkat çekerek, “Üyelerimize
yönelik bu sağlık söyleşisi çok faydalı oldu, bu
nedenle organizasyonda emeği geçen herkese
teşekkür ederiz ‘’ diyerek, Medicana Samsun
Hastanesi’nin Samsun’un en iyi sağlık kuruluşu
olduğunu vurguladılar.
Hastalıkta, sağlıkta, huzurla…
Medicana Bahçelievler Hastanesi çalışanları, 1 Ekim Dünya
Yaşlılar Günü Haftası’nda İstanbul Huzur Evi’ndeydi… Bahçelievler
Medicana Hastanesi çalışanları 7 Ekim Pazartesi mesaisine
keyifli bir sohbetle kısa bir mola verdi. Ömer Dede’nin futbol
yorumlarıyla gülümserken, Cevriye Nine’nin siyah beyaz
fotoğraflardaki aşkına duyduğu hasretle hüzünlendi. Günlük
hayatın telaşıyla beslenen yaşamlarımızda aslında ihmal ettiğimiz
alçakgönüllü, değerli insanlar olduğunu hatırladı.
Medicana Ankara Hastanesi
plaj voleybolu turnuvasına
sponsor oldu
Base Life Club’ta 8 Eylül 2013'te Medicana Hastanesi ana
sponsorluğunda gerçekleşen ‘Plaj Voleybolu Turnuvası’, üyelerden
gelen yoğun katılım talepleriyle çoşkulu bir şekilde gerçekleşti.
Turnuvaya katılan tüm üyeleri kutluyoruz.
SONBAHAR 2013
006_011_KISA HABER.indd 11
11
10/9/13 12:37:38 PM
Psikiyatri
Veliler ve öğretmenlere uyarı!
Dikkat Eksikliği
Ve Hiperaktivite
Bozukluğu (Dehb)
12
012_015_DIKKAT EKSIKLIGI.indd 12
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:38:15 PM
Velilere ve öğretmenlere
yönelik uyarılarda bulunan
Medicana Samsun Hastanesi
Psikiyatri Uzmanı Dr. Ayşe
Gül Aydın, dikkat eksikliği ve
hiperaktivite konusunda faydalı
bilgiler verdi.
UZM. Dr. Ayşe Gül Aydın
T
emel özelliği, kalıcı ve sürekli olan
dikkat süresinin kısalığı, engellemeye
yönelik denetim eksikliği nedeniyle
davranışlarda ya da bilişte ortaya çıkan ataklık
ve huzursuzlukla giden bir bozukluktur. Başlangıcı genellikle üç yaş dolaylarında olmakla
birlikte, tanı, düzenli öğrenim için gerekli
dikkat süresi ve yoğunlaşmanın gelişmesinin
beklendiği yıllarda, yani ilkokulda konmaktadır. Çocuklarda en sık teşhis edilen psikiyatrik
bozukluktur. Yüzde 3-5 oranında görülür.
Nedeni nedir?
Son 30 yılda yapılan bilimsel araştırmalar DEHB'nin yapısal bir sorun
olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bu araştırmalar beyin kan akımı ve
glikoz (şeker) metabolizmasındaki
bozukluklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Beyindeki bu fonksiyonel
bozulmaya hamilelikte kullanılan
ilaç veya toksik maddeler, annenin
gebelikte geçirdiği enfeksiyonlar,
dönem (3-6 yaş arası) çocuklarında daha belirgin ve fark edilen bir belirtidir. Bu çocuklar
oturmayı sevmezler, ev içinde koşuşturur, “Dur,
yapma” sözlerinden anlamazlar. Oturmaları
gereken durumlarda ise elleri ayakları kıpır
kıpırdır. Zıplamayı, yükseklere tırmanmayı ve
atlamayı çok severler. Ders çalışırken hatta TV
seyrederken dahi şekilden şekile girerler. Çok
konuşur, iki kişi konuşurken sık sık lafa girerler.
Masanın başında oturamaz, dolayısıyla derslerini masada çalışmayı sevmezler. Yaşla
birlikte hiperaktivite azalabilir.
• Dikkat eksikliği: Dikkat
eksikliği çocuğun dikkat süresinin yaşına göre kısa olması
ve özellikle okuma, yazma
ve matematik gibi akademik
alanlarda dikkatinin kolay ve
çabuk dağılması anlamına gelir.
Okulun başlamasıyla birlikte
öğrenmeye karşı ilgisizdirler.
Ödev yapmayı sevmez, anne,
baba ya da öğretmenin zo-
Dikkat eksikliği, çocuklarda en sık teşhis edilen psikiyatrik
bozukluktur. Yüzde 3-5 oranında görülür.
zor doğum, düşük doğum ağırlığı ve bebeğin
geçirdiği merkezi sinir sistemi enfeksiyonları
(menenjit, ensefalit gibi) neden olabilmektedir.
DEHB'nin en önde gelen nedeninin ise genetik
geçiş olduğu düşünülmektedir
Belirtileri nelerdir?
Üç temel belirti kümesi vardır:
• Aşırı hareketlilik: Hiperaktivite okul öncesi
ruyla ödev yaparlar. Çeşitli bahanelerle sık sık
masa başından kalkarlar. Üzerlerine aldıkları
işi bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden başka
işe geçerler.
• Dürtüsellik: Sonunu düşünmeden eyleme
geçme olarak tarif edilebilecek olan dürtüsellik, bu çocukların sosyal uyumlarını bozan en
ciddi belirti kümesidir. Sabırsızlıkları, sırasını
beklemekte güçlük çekmeleri ve yönergeleri
SONBAHAR 2013
012_015_DIKKAT EKSIKLIGI.indd 13
13
10/9/13 12:38:20 PM
Psikiyatri
dinlememeleri tipik özellikleridir. Sonuçta kendileri ve çevresindekiler için zararlı olabilecek
fevri hareketleri ve sınır tanımadaki zorlukları
davranış sorunlarının ilk habercileri gibidir.
Yaşıtlarıyla birlikte olduklarında olaylara aşırı
tepki vermeleri ve fiil ve sözle arkadaşlarını
rahatsız etmeleri nedeniyle toplum içinde istenmeyen çocuk ilan edilirler. Bu çocuklar disipline olmadaki zorlukları nedeniyle kuralları
sevmezler ve kurallara ve otoriteye karşı gelirler.
Kendi düşüncelerine göre hareket etmeyi sever
ve yeğlerler. Oldukça cesur davranır, hatalardan
ders çıkaramazlar.
Tanısı nasıl konur?
Halk arasında DEHB belirtileri yanlış bir şekilde üstün zekâlı olma, şımarıklık, terbiyesizlik, tembellik ve huysuzluk gibi terimlerle izah
edilmeye çalışılır. Bu nedenle farklı çözümler
aranır. Başta eğitimciler olmak üzere çocukla
ilgili her kesimin DEHB hakkında temel bilgilere sahip olması gerekir. DEHB tanısı klinik görüşme ile konur. Tanıyı destekleyici
olarak çocuğun dikkat bozukluğu derecesini
ve öğrenme gücünü ölçen testlerden yararlanaılabilir. Ancak uygulanan hiçbir test klinik
görüşmeden daha değerli değildir. Çocuk ve
Ergen Psikiyatri’sine mutlaka başvurulması gerekmektedir.
Tedavisi nasıl yapılır?
DEHB tedavisinin ilk şartı, aile, okul ve hekim
arasında sıkı işbirliği ve doğru bilgilenmedir.
DEHB evde olduğu kadar okulda da sorun
yaşanmasına neden olur. Öğrenmeyle ilgili sorunlar yanında arkadaş ilişkilerinde yaşanan
sorunlar ve kurallara uyma güçlüğü, aile ve
okulun ortak ve sağlıklı yaklaşımlarıyla aşılabilir. Çocukla olan ilişkimizi düzenleyebilmek
için DEHB belirtilerini yanlış yorumlamamak
gerekir. Çocuğun davranışlarını ya da derslerle
ilgili zorluğunu yaramazlık ya da tembellik
olarak yorumlayan anne babalar çocukla iliş-
Çocuklarda en sık görülen psikolojik bozukluk olan dikkat eksikliği ve
hiperaktivite bozukluğu, erken tanı konulup tedavi edilmeli.
kilerini bozacak derecede sürekli ceza verme
eğilimindedirler. Oysa bu çocukların cezalardan pek anlamadıkları kısa süre içinde görülecektir. Tedavide çocukla yeniden sağlıklı ilişki
kurabilmenin yolları aranır. Ailenin çocuğa
yönelik tutumları gözden geçirilerek yanlışlar
ayıklanmaya çalışılır. Anne baba ve eğitimcilerin DEHB konusunda yazılmış bilimsel eserleri
okuması gerekir.
İlaç tedavisinde çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır.
Bunlar dikkat süresini artırır, aşırı hareketlilik
ve yerinde duramamayı azaltır, öğrenmeyi ve
hafıza gücünü arttırır. Bu etkileri ile çocuğun
sınav başarısı artar ve sosyal ilişkileri düzenlenir.
Bu çocuklar için özel eğitim programları ve
davranışçı psikoterapiler de olumlu etkiler yaratmaktadır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu,
çocuklarda en sık görülen psikiyatrik bozukluk
olması, hayatın birçok alanındaki başarıyı etkilemesi bakımından erken tanı konulup tedavi
edilmesi gereken bir bozukluktur. Bu çocukların fark edilmesi ve tedaviye yönlendirilmesi
hem ailenin hem de eğitimcilerin bu konuda
bilgi sahibi olması ile mümkün olmaktadır.
14
012_015_DIKKAT EKSIKLIGI.indd 14
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:38:26 PM
Medicana'dan
haberler
Beş günlük Kosovalı bebek
Hayata yeniden
merhaba dedi
Kosova ve İtalya’da ameliyat edilemeyen ve ölümcül kalp hastalığı
olan beş günlük Kosovalı Bebek Elion Thaqi, Medicana Çamlıca
Hastanesi’nde yapılan operasyonla hayata yeniden “Merhaba” dedi.
T
ek kalp karıncığı ile doğan ve
aynı zamanda kalpten çıkan iki
ana damarı ters olan beş günlük
Kosovalı bebek Elion Thaqi, ameliyat
için Kosova Sağlık Bakanlığı tarafından İtalya’ya gönderilecekti. Ancak çok
riskli olduğu gerekçesiyle İtalya’ya kabul
yatla sağlığına kavuştu.
Kosovalı bebeğin çok nadir görülen
bir vaka olduğunu bildiren Medicana
Çamlıca Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Kırbaş,
“Bebek bize morarmış bir şekilde geldi.
Bebeğin çok kompleks bir anomalisi
Beş günlük olduğu için ameliyat kadar yoğun
bakım süreci de zor geçti ama bebek şimdi çok iyi.
edilmeyen bebek, Medicana Çamlıca
Hastanesi’ne gönderildi. Kosovalı bebek,
Medicana Çamlıca Hastanesi’nde yapılan tetkiklerin ardından, Kalp ve
Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr.
Ahmet Kırbaş, Doç. Dr. Ercan Eren
ve Anestezi Uzmanı Uzm. Dr. Nurşen
Tanrıkulu’nun birlikte yaptıkları ameli-
vardı. Kalpten çıkan iki ana damarın
aort ve pulmoner arterleri (kalpten akciğere kan götüren damar) tersti. Kalbin
iç yapısında da kalbi iki bölüme ayıran
bölümleri yoktu ve kalbinde delik vardı.
Aynı zamanda akciğere giden ana damar
dardı. Ameliyatta ana aort damarıyla
akciğere kan götüren ana damar yerine
SONBAHAR 2013
012_015_DIKKAT EKSIKLIGI.indd 15
şant denilen yapay bir damar koyarak
bebeğin ihtiyacı olan kanın oksijenlendirilmesi sorunu çözüldü. Ayrıca bebeğin
beş günlük olmasından dolayı ameliyat
kadar yoğun bakım süreci de zor geçti
ama bebek şu an çok iyi. Önümüzdeki
günlerde taburcu edilmesini bekliyoruz”
şeklinde konuştu.
Ameliyatın başarılı geçmesinden çok
mutlu olduğunu belirten Kosovalı bebeğin annesi Shqip Thaqi, “Medicana
Hastanesi’ndeki doktorlara ve ekibe
çok teşekkür ederiz. Çocuğumuzun şu
andaki durumu çok iyi ve gün geçtikçe
daha iyiye gidiyor. En büyük hayalimiz,
büyüdüğünde Elion’u Türkiye’ye getirip
gezdirmek” dedi.
15
10/9/13 12:38:30 PM
Perinatoloji
Kalp hastalıkları
anne karnında
teşhis ediliyor
Doç. Dr. İsmail Özdemir
F
etal kardiyografi anne karnındaki bebeğin kalbinin detaylı bir şekilde incelenmesi demektir. Detaylı ultrasonun
bir parçası olarak yapılıyor. Detaylı ultrason, ayrıntılı ultrason, ikinci düzey ultrason
bunların hepsi aynı anlama geliyor. Bunlar
gebeliğin 18-23’üncü haftalarında yapılıyor.
İdeali 20-22’inci haftalarda yapmaktır.
Niçin Fetal EKO yapılması gerekiyor?
Anne karnındaki bebekte görülen doğumsal
bozuklukların en sık nedeni kalbe ait bozukluklardır ve yaklaşık her 100 doğumdan bi-
Bebek ölümlerinin ve sakatlıkların
önemli bir bölümünü doğuştan gelen
kalp hastalıkları oluşturuyor. Henüz anne
karnındayken yapılacak detaylı bir ultrason
incelemesi ile bu sakatlık ve ölümlerin önüne
geçmek mümkün. Medicana Beylikdüzü
Hastanesi Perinatoloji bölümünden Doç.
Dr. İsmail Özdemir, Fetal ekokardiyografi
ile bebeğin kalbindeki bozuklukların nasıl
saptandığını ve tedavisini anlattı.
bazı bebeklerde önem arz edebilir.
Peki bir şüphe durumunda mı yapılıyor?
Ülkemizde genel olarak risk faktörleri varsa
detaylı ultrason yapılıyor. Örneğin, anne ve
babada kalp hastalıklarının olması, daha
önceden anomalili çocuk doğurmuş olmak,
ikili, üçlü, dörtlü testte risk artışı olması, gebelikte diyabet, annede fenilketonüri hastalığı, epilepsi yani sara hastalığı ve buna bağlı
ilaçların kullanılıyor olması, radyasyona
maruz kalma, ileri hamilelik yaşı, kalpte bozukluk yapacak bazı ilaçların kullanılması,
Anne karnındaki bebekte görülen doğumsal bozuklukların
en sık nedeni, kalbe ait bozukluklardır.
rinde görülür. Bunların yarısı hafif düzeyde
olup ameliyat ile kolaylıkla tedavi edilebilir;
geriye kalan yarısı ise çocuklukta görülen
doğuştan bozukluklara bağlı ölümlerin yarıdan fazlasından sorumludur. Kalbe ait bu
bozuklukların daha anne karnında iken tespit edilmesi ve uygun merkezlerde doğumun
planlanarak tedavilerinin geciktirilmemesi,
16
016_019_FETAL EKO.indd 16
gebelikte geçirilen bazı enfeksiyonlar risk
faktörleri arasında sayılabilir. Ayrıca kadın
hastalıkları ve doğum uzmanının ultrason
sırasında bir şeyden şüphelenmiş olması, bize
refere edilen hasta grubunu oluşturuyor.
Her gebeye yapmak gerekir mi?
Aslında sadece yukarıdaki risk faktörü olan
gruba detaylı ultrason ve fetal eko (kalbin
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:39:15 PM
Sakatlıkların
çoğu kalple ilgili
Gebeliklerin yüzde 1’inde
bebeklerde kalp hastalıkları
görülüyor. Bunların da yüzde
50’si hafif, diğer yüzde 50’si ise
ağır kalp hastalıklarını oluşturuyor.
Daha sonraki çocuk ölümlerin
yarısından fazlası bu ağır
gruptan oluyor. Anne karnındaki
bebeklerin sakatlıklarının en sık
sebepleri kalple ilgili olanlardır.
Kalbe ait bozuklukların
anne karnındayken
tespiti tedavilerinin
geciktirilmemesi,
bazı bebeklerde
önem arz ediyor.
SONBAHAR 2013
016_019_FETAL EKO.indd 17
17
10/9/13 12:39:17 PM
Perinatoloji
Ne zaman
yapılmalı?
Fetal ekokardiyografinin gebeliğin beşinci
ayında yapılması en ideali. Bebek daha
fazla büyüdüğü zaman, bebeğin göğüs
kafesindeki kemikler ve sırt kemikleri
kalbin incelenmesini zorlaştırabiliyor,
zira ultrason ses dalgalarının kemikten
geçmesi sırasında kalpte istediğimiz
görüntüyü elde etmekte zorlanıyoruz.
Perinatoloji nedir?
Gelişmiş teknolojik
cihazlar, doğru tanı
oranını artırıyor.
Ne yazık ki perinatoloji uzmanı ya da
perinatolog çok bilinmiyor. Bu konuda
hem anne adaylarını hem de toplumu
bilinçlendirmek gerekiyor. Perinatoloji
uzmanının kadın hastalıkları ve doğum
uzmanı olduktan sonra, en az üç yıllık bir
üst ihtisas daha yapması gerekiyor.
detaylı incelenmesi) yaparsanız bu kalp bozukluklarının çok azını yakalarsınız, zira bu tür bozukluklar daha çok riski düşük diğer bir deyişle
her şey normal denilen gebe grubunda ortaya
çıkıyor. Bu nedenle günümüzde, ideal olanı, detaylı ultrasonu her gebeye yapmak elzem oldu.
Yani, sadece riskli gebelere yaparsak çok azını
yakalıyoruz.
Çok maliyetli bir yöntem mi bu?
Aslında maliyetten önce bu işi yapacak deneyimli doktor bulmak çok zor. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları ancak temel ultrason
muayenesini yapabiliyorlar oysa temel ultrasonla
siz anne kanındaki bebekte bu tür sakatlıkları yakalayamazsınız. Bunun için perinatoloji
uzmanı (perinatolog) olmak gerekiyor. Tüm
Türkiye’deki perinatolog sayısı 150’yi geçmiyor.
Detaylı ultrasonu her
gebeye yapmak elzem.
rin büyük bir kısmına detaylı ultrason hizmeti,
maalesef verilememektedir.
Bu yöntem tedaviyi nasıl etkiliyor?
Biz daha anne karnında tanısını koyup hastaya
bilgi verip, pediatrik kardiyoloji ve ameliyatını
yapacak hekimlerle konsüldasyon yaparak hazırlıklı bir şekilde doğuma giriyoruz. Doğum öncesi ilgili branşlarla birlikte değerlendirip gerekli
tedbirleri almış oluyoruz ve hazırlığımızı ona
göre yapıyoruz. Yani şansa bırakmıyoruz, tanıyı
anne karnında koyuyoruz. Saatlerin önemli olduğu bir durumda tanı için bebek doğduktan
sonra birkaç gün kaybetmek, bazı bebekler için
kötü sonuçlar doğurabilir.
Fetal ekokardiyoloji yani kalbin detaylı incelenmesi deneyimli bir hekim yani bir periantoloji uzmanı tarafından yapılmalı. Ayrıca iyi bir
Kalbin detaylı incelenmesi, deneyimli bir hekim, yani bir
periantoloji uzmanı tarafından yapılmalı.
Türkiye’de yaklaşık 1 milyon 400 bin gebenin
olduğu düşünülecek olursa bu uzmanların bu işe
yetişmesi mümkün değil. Şu anda, gebede eğer
risk faktörü varsa veya aile yaptırmak isterse ya
da gebeliğini takip eden doktoru (kadın hastalıkları ve doğum uzmanı) gerekli görüp gebeleri
bize refere ederse, ancak yapabiliyoruz. Gebele-
18
016_019_FETAL EKO.indd 18
ultrason cihazınızın olması gerekiyor. Gelişmiş
teknolojik cihazlarla doğru tanı koyma oranımız
daha da artıyor.
Bunun bebek ya da anneye herhangi bir
zararı var mı?
Hayır, herhangi bir zararı yok; zaman olarak ortalama 30 dakikamızı alıyor.
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:39:21 PM
Hasta
hikayeleri
Medicana’da başarılı bir böbrek nakli ameliyatı geçiren Sibel Bahçetepe:
Sanki dünyaya
yeniden geldim
B
en Sibel Bahçetepe. 23 Mart
1968 İstanbul doğumluyum.
Hareketli bir çocuktum. Hep,
hemşire olmak istemişimdir. Bu istekle
sınavlara girdim ama sonuçlarını öğrenemedim bile. Kısmet olamadı yani…
Hayatımın kahramanını 15 yaşında tanıdım, ilk görüşte aşık oldum ama onun
bu sevgimden hiç haberi yoktu. Çok saf
bir sevgiyle sevdim eşimi, çok istedim
onunla bir hayat geçirmeyi. Allah da dualarımı kabul etti ve ben 18, eşim 23 yaşındayken evlendik (çok azimliyimdim,
kafama koyduğumu başarırım).
Evliliğimiz çok mücadeleli ama mutlu,
bazen inişli çıkışlı ama kararlı gitti.
Çok kavga ettik, ama asla birbirimizden
vazgeçmedik. O zaman bana sorsalardı
kim kimi daha çok seviyor diye “Ben”
derdim, ama benim kahramanım beni
halsizligin kansızlıktan” denildi. Ama sorun olmadığını söyledi. Annemle eşim
benim rahatsızlığım devam ediyordu. vermek istedi böbreklerini. İlk önce anBir gün evde fenalaştım, hastaneye kal- nemi donör seçtiler, ama annemin kaldırdılar. Tahliler yapıldı, serum takıldı, binde sorun çıkınca hayat arkadaşım
eve yolladılar. Gene sonuç alamadım.
Ayhan girdi devreye. Ameliyat günümüz
Aradan iki ay geçti, ben yine çok fenalaş- belirlendi. Hastaneye yattık. Ameliyatmaya başladım. Tansiyonum 19’a çıkmıştı tan önceki gece sabaha kadar Ayhan’la
ve yine hastaneye kaldırıldım. Hemen oturduk. Sabah önce onu aldılar amelibeni ambulansla başka bir hastaneye yolladılar. Teşhis böbrek yetSibel
Bahçetepe
mezliği… Akut olarak gelmiş ama
anlamadıkları için kronikleşmiş.
Benimle 43 sene beraber olan böbreğim artık beni bırakmış. İnsanın
organını kaybetmesi çok kötü bir
duygu. Bu gerçek, yüzümde tokat
gibi patladı. Hiç aklıma gelmezdi
böbreğimi kaybedeceğim. Kanser
olabilirim, kalp krizi, beyin kanaması geçirebilirim demiştim ama
Doktorlarım ne derse harfiyen uyuyorum.
Tahlilerim süper, böbreğim çalışıyor.
benden daha çok seviyormuş bunu anladım.
İki kızımız oldu; Gözde ve Gizem. Çocuklarım okula başladıktan sonra ben
de çalışma hayatına atıldım, kendime
bir kırtasiye dükkanı açtım. Üç sene
işlettim, işler çok istediğim gibi gitmeyince kapatmak zorunda kaldım. Böylelikle ev hayatına geri döndüm.
Böbreğim beni bırakmış
Bu dönemde babam rahatsızlandı. Tedavisi için her gün beraber üniversite
hastanesine gitmeye başladık . İşte o
dönem ben rahatsızlanmaya başladım.
Mide bulantısı, halsizlik derken yolda
yürüyemez hale gelmiştim. Hemen
aynı hastanenin dahiliye bölümünde
muayene oldum, tahliller yapıldı. “Böbrekte biraz kalınlaşma var, bol bol su iç,
böbrek hiç aklıma gelmemişti.
Ben ondan hiç ayrılmak istemedim
ama o beni çok sinsi bir şekilde bıraktı…
21 gün yattım hastanede. “Nakil olursan
kurtulursun” denildi. Diyaliz günlerim
başladı. Diyalizi, yani benim yaşamamı sağlayan o makineyi, seveyim mi nefret
mi edeyim hiç bilemedim.
Dört saat boyunca o yatakta yatmak. Benim gibi hiper aktif bir kadın nasıl
yatar? Öyle bir yatıyorsun ki, o yatakta
hayatınla yüzleşiyorsun… Bayılmalar,
tansiyon düşmeleri, kramplar, çarpıntılar, nefes alamamalar, en kötüsü su
içememek…
Vee büyük gün...
Ailem hemen bir arayış içine girdi ve Alaattin Hoca’yı (Prof. Dr. Alaattin Yıldız)
buldular. Hocam nakil olmamda hiçbir
SONBAHAR 2013
016_019_FETAL EKO.indd 19
yata, beş dakika sonra da beni…
Gözümü ilk açtığımda doktorun elinde
sonda torbam vardı. İçi idrarla dolu.
“Böbreğin çalışıyor” dedi.
Odama çıktığımda dünyaya yeni gelmiş
gibiydim, tarif edemeyeceğim bir duygu
içindeydim. Ameliyat olalı 18 ay oldu. Şimdi herşey
yolunda. Kontrollerime düzenli bir şekilde gidiyor, ilaçlarımı saatinde içiyorum. Günde üç litre suyumu içmeyi hiç
ihmal etmiyorum. Doktorlarım ne derse
harfiyen uyuyorum. Tahlillerim süper,
böbreğim çalışıyor. Bana da sadece şunları demek düşüyor: Çok teşekkür ederim
hocalarıma, Medicana Hastanesi’ne…
Sizleri çok seviyorum…”
Sibel Bahçetepe
19
10/9/13 12:39:22 PM
Genel cerrahi
İyi huylu nodüllerin de
mutlaka takibi gerekiyor.
20
020_023_GUATR.indd 20
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:39:42 PM
Nodüler
guatr
ile yaşamak
Çok sık görülmesine karşın tiroid nodüllerinin
çoğu tehlike teşkil etmiyor. Ama yine de takip
edilmesinde fayda var. Medicana Bahçelievler
Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Op.
Dr. Ali Rıza Birincioğlu, nodüler guatr ile ilgili
bilmemiz gerekenleri anlattı.
N
odüler guatrdan bahsetmeden önce
guatrın ne olduğnu anlıyalım… Guatr
tiroid bezinin büyümesine denir. Büyüme çoğu kez hastalıktan olur. Gençlik çağı,
hamilelik gibi metabolizmanın yüksek olduğu
durumlarda da fizyolojik (hastalık olmadan)
büyüme olabilir. Tiroid bezi boynumuzda, halk
arasında adem elması diye tabir edilen yerle iman
tahtası diye tabir edilen yer arasında yerleşik,
yaklaşık 25 gram ağırlığında, iki loptan oluşan
papyon gibi bir bezdir. Görevi, vücudumuzdaki
metabolizmayı ayarlayan T3 ve T4 hormonlarını
salgılamaktır. Bu hormonları salgılarken hipofiz bezinden emir alır. Hipofiz bezi hormonu
(TSH) bir tarafta , tiroid hormonları bir tarafta
terazinin birer kefesi gibi dengededir. Dengenin
bozulması hastalıktır. Hipofiz bezi, beynimizin
altında küçük bir bezciktir. Vücudumuzdaki
bütün hormon sisteminin ana kumanda merkezidir.
Tiroid bezinin hastalıkları arasında, tiroid dokusunun yapısından ve görevlerinden ortaya çıkan
hastalıklar vardır. Tiroid bezinin görevinde hormon salgısının az olmasına hipotiroid, çok ol-
masına ise hipertiroid diyoruz.
Tiroid dokusunun yapısından
kaynaklanan en sık hastalık nodüler guatr’ dır. Nodüller tiroid
bezi içindeki urcuklardır. İltihabi, kistik ve solid karakterde
olabilir.
İyi huylular, kötü huylular
Gelelim nodüllere… Nodülleri iyi huylu ve kötü
huylu nodüller olarak ikiye ayırıyoruz. Kötü
huylu nodüller, nodüllerin tamamının yüzde 5
ila 10’u kadardır. İyi huylu nodülleri de iki gruba
ayırıyoruz: Kistik ve solid nodüller. Solid nodüller, içi dokuyla dolu olan nodüllerdir. Kanser olasılığı daha yüksektir (yüzde 10). Kistik nodüller
ise yine guatr bezinin görevi dışında salgıladığı
kolloidal bir sıvı ile oluşan kistlerdir. Bunlar nispeten kötü olmayan hastalık grubundandır.
İyi huylu nodüllerin de takibi gerekiyor. İyi
huyludur deyip onları sessiz bırakamayız. İlaç
tedavisi tartışmalı bir konu. Eğer tiroid hormonlarının dengesizlik durumu yoksa hormon
tedavisi gerekmiyor. Sadece takip etmek yeterli.
SONBAHAR 2013
020_023_GUATR.indd 21
Op. Dr. Ali Rıza Birincioğlu
21
10/9/13 12:39:48 PM
Genel cerrahi
Fiziki muayene,
guatrda çok
önemli bir
muayenedir.
Tiroid nodülleri pek belirti vermiyor. Tesadüfen
herhangi bir boyun tomografisi sırasında
anlaşılıyor. Hastaya ağrı yapan özellikleri yok.
Takipler risk değerlendirmesine göre 3-6-12 ayda
bir ultrason ve hormonlarla yapılır. Kötü huylu
nodüller ise kanser olanlardır. Kanserlerde papiler ve folliküler kanser en sık rastladığımız türler.
Tiroid kanserleri içinde papiler kanserin görülme
oranı yüzde 85 tir.
Yüzde 90 başarı oranı
Sebep
İyot
eksikliği
Tiroid, iyotla
çalışan bir organdır.
Yani, genelde
iyot yetmezliği
olan bölgelerde
daha çok tiroid
hastalıkları olur.
Özellikle Karadeniz,
Sivas iyot eksikliği
olan bölgelerdir.
22
020_023_GUATR.indd 22
Tiroid nodülerinin şüpheli olanları cerrahi
tedavi olarak son 15-20 yıldır kansermiş gibi
yaklaşımla tedavi edilmektedir. Yani tiroid
dokusunun tamamı, tek taraflı veya iki taraflı
komple çıkarılması şeklindedir. Tiroid kanseri
tanısı kesinleşmiş hastalarda iki taraflı tiroid
dokusunun tamamı çıkarılır.
Tiroid kanserlerinin tedavisinde diğer kanser
türlerinde olduğu gibi kemoterapi, radyoterapi
gerekmiyor. Sıçramış bile olsa radyoaktif iyotla
tedavi edilebiliyor. Bu bakımdan çok korkunç bir
kanser türü değil. Ama tabii iş işten geçmeden,
uzak yerlere sıçramalar olmadan böyle bir teşhis ve tedavi uygulanmalı. Zaten cerrahi tedavi
yüzde 90’ın üzerinde bir oranla şifaya kavuşturuyor.
Tiroid nodülleri ağrı vermiyor
Tiroid nodülleri belli bir büyüklüğe ulaşmadıkça
pek belirti vermiyor. Tesadüfen herhangi bir
boyun tomografisi sırasında anlaşılıyor. Hastaya
ağrı yapan özellikleri yok.
Büyük nodülleri olanlar boyunda şişlikten şikayetçi olurlar. İnsanların ultrasonla yüzde 3060’ında nodül olduğu saptanmış. Ama iyi tarafı
iyi huylu olması. Yine de ‘iyi huylu’ deyip üstüne
yatmamak, takip etmek gerekiyor. Hastalık or-
taya çıkınca mutlaka bir hekime başvurmak gerekiyor.
Fizik muayene, guatrda çok önemli bir muayenedir. Gözle, elle, bir takım aletlerle yapılan fiziki
muayeneler vardır. Hastayı görmeniz bile bir muayenedir. Bir santimin altında olan nodülleri elinizle hissedemeyebilirsiniz. Elinizle yapacağınız
muayene sırasında hastayı yutkunduruyorsunuz.
O zaman nodüllerin elinize gelme şansı daha çok
oluyor. Elinize gelen nodülün sertliği, hareketliliği, ağrısı, yanında bir lenf bezi olup olmadığı
çok önemli. Ardından mutlaka bir ultrason çekilmeli.
Ultrasonda nodülün büyüklüğünü, kistik ya da
solid oluşunu, kist ya da nodülün iç yapısında bozulma ve kireçleme bilgisini verir, yine USG'de
dobler sistemiyle nodülün etrafında aşırı bir damarlanma, kanlanma varsa bu bizi kötü yönden
uyarır.
Nodül aktif mi, değil mi?
Nodülün yapısını, aktif olup olmadığını ise sintigrafi ile test ediyoruz. Sintigrafi vücuda bir iyot
verilerek çekilen özel bir filmdir. Bununla guatrın
tümünü ve içindeki nodülü görürüz. Bu nodül,
eğer verdiğimiz iyotu çok aşırı tutuyorsa buna
sıcak nodül diyoruz. Sıcak nodüllerin kanser olma
olasılığı yok denecek kadar azdır. Soğuk nodüllerde ise bu oran yüzde 5-10 civarındadır. Fizik
muayene, ultrason ve sintigrafi bulguları laboratuvar (TSH,T3,T4,TG, anti TİPO vs..) testleri ve
şüpheli nodülden yapılan (İİAB) biyopsi sonuçları
ile değerlendirilir.
Ailede tiroid kanseri hikayesi varsa, tiroid nodüllerinde cerrahi girişim ön plana alınmalıdır. Nodül
çok sert olarak ele geliyor ve etrafında bir takım
lenf bezeleri varsa yine cerrahi ağırlıklı bakıyoruz.
Ayrıca dört santimden büyük kistlere de biraz
şüpheli bakıyoruz. Kanser olmaz deyip bir kenara
atamıyoruz.
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:39:48 PM
Medicana'dan
haberler
‘HOG Bosphorus Gazi Sürüşü’ne
MedIcana desteği
Medicana Sağlık Grubu, Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen Harley Davidson
tutkunlarını birleştiren 'HOG Bosphorus Gazi Sürüşü' etkinliğinin sağlık
sponsoru oldu. İstanbul'dan yola çıkan HOG Bosphorus üyelerinin ilk durağı
Medicana Ankara International Hastanesi'ydi.
H
OG Bosphorus İstanbul üyesi yaklaşık 100 Harley Davidson kullanıcısı, Medicana Sağlık Grubu
sponsorluğunda ‘Gazi sürüşü’ne katılmak için
İstanbul’dan Ankara’ ya gitti. Bu anlamlı sürüş
öncesi; İstanbul, İzmir, Samsun ve Türkiye'nin
tüm diğer illerinden gelen Harley tutkunları Medicana Ankara International Hastanesi önünde
düzenlenen kokteylde bir araya geldi. Gaziler
Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen ve Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen Harley
Davidson tutkunlarını buluşturan etkinlik için
İstanbul’dan yola çıkan HOG Bosphorus üyelerinin ilk durağı Medicana Ankara International
Hastanesi oldu. HOG Bosphorus yol ve konaklama sponsoru olan Medicana Sağlık Grubu
Genel Koordinatörü Reha Özkaya; "Harley
tutkusuyla sosyal sorumluluğu birleştirerek gazilerin hatırlanmasına, sorunlarına dikkat çeken
bu organizasyona destek vermekten son derece
mutluyuz"dedi. HOG Bosphorus üyesi Harley
kullanıcıları, İstanbul’dan Ankara’ya aldıkları
yol boyunca ve Ankara sokaklarında görkemli
motorlarıyla renkli görüntüler sergilediler.
SONBAHAR 2013
020_023_GUATR.indd 23
23
10/9/13 12:39:58 PM
KBB
Eyvah
duyamıyorum!
Dr. Ahmet Kızılağaçlı
İşitme kaybı, çok sık rastlanan
bir şikâyet. Bazen sebebi hemen
tespit edilip kolayca tedavi
ediliyor, bazen de sebebinin
anlaşılması için pek çok tetkik
yapılması gerekiyor… Medicana
Avcılar Hastanesi Kulak Burun
Boğaz bölümünden Dr. Ahmet
Kızılağaçlı, işitme kaybının
nedenlerini ve tedavisini
hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
İşitme nasıl oluşur?
Dış ortamdan gelen ses dalgaları kulak kepçesi
tarafından toplanarak dış kulak yolu boyunca
kulak zarına iletilir. Kulak zarı; dış kulak ve
orta kulağı birbirinden ayırır. Ses dalgalarının
kulak zarında yaptığı titreşimler orta kulakta
bulunan ve sırasıyla çekiç, örs ve üzengi olarak
isimlendirilen kemikçiklerde hareket oluşturur.
Bu kemikçikler kulak zarı ile iç kulak arasında
irtibat oluştururlar. Yani kulak zarında oluşan
titreşimleri iç kulağa iletirler. İç kulakta labirent adı verilen ve işitme ve dengeden sorumlu
organ tarafından alınan ses dalgaları işitme
• Sensörinöral (alım tipi) işitme kaybı
• Mikst (karışık) işitme kaybı
Dış kulak ve orta kulakla ilgili hastalıklar
genel olarak iletim tipi işitme kaybı yaparken, iç kulak, işitme siniri ve beyinle ilgili
hastalıklar sensörinöral tip işitme kaybı yaparlar. Eğer işitme yollarının sadece bir yerinde
değil, birden fazla bölgesinde hastalık varsa,
mikst (karışık) tip işitme kaybı ortaya çıkar.
İşitme kaybı sebeplerini, hastalığın hangi bölgede görüldüğüne göre sınıflamak gerekir.
Dış kulak ile ilgili sebepler:
• Kulak kiri (buşon)
Odiometri denilen işitme ölçümleri bize işitme kaybının
tipini, dereceseini ve hangi frekansların tutulduğunu gösterir.
siniri boyunca beyne iletilir. Beyin, gelen ses
dalgalarını analiz eder ve işitme fonksiyonu
gerçekleşmiş olur.
İşitme kaybı neden olur?
Yukarıda anlatılan işitme fonksiyonunu bozacak herhangi bir sebep işitme kaybı şeklinde
ortaya çıkar. İşitme kayıpları genel olarak üçe
ayrılarak incelenirler:
• İletim tipi işitme kaybı
24
024_027_ISITME KAYBI.indd 24
• Dış kulak yolunda yabancı cisim
• Kulak kepçesi yokluğu ya da doğuştan şekil
bozukluğu
• Dış kulak yolunun doğumsal kapalı olması
• Dış kulak iltihapları
• Dış kulak tümörleri
Orta kulak ile ilgili sebepler:
• Kulak zarı delinmesi
• Orta kulak iltihabı
• Orta kulakta basınç düşüklüğü (östaki tüpü
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:40:28 PM
İşitme kaybı bir
hastalık değil, başka
hastalıkların belirtisi
olarak ortaya çıkıyor.
SONBAHAR 2013
024_027_ISITME KAYBI.indd 25
25
10/9/13 12:40:32 PM
KBB
Orta kulak iltihapları
genellikle antibiyotik
ya da diğer ilaçlarla
tedavi ediliyor.
tıkanıklığına bağlı)
• Orta kulak kemikçiklerinde kireçlenme
• Orta kulak tümörleri
İç kulak ve işitme sinirleri ile ilgili sebepler:
• İç kulaktaki duyma hücrelerinin hasar görmesi
• Ani işitme kaybı
• Gürültüye bağlı işitme kaybı
• Yaşlılığa bağlı işitme kaybı
• Meniere hastalığı (iç kulak sıvılarında basınç
artışı)
• İşitme sinirini ilgilendiren tümörler
Hangi tetkikler yapılır?
sensörinöral veya mikst), dereceseini, hangi frekansların tutulduğunu gösterir. Buradan elde
edilen bilgilere göre diğer tetkiklerden hangilerinin yapılacağına karar verilir. Orta kulak
basıncını ölçmek için timpanometri, kulak kemikçiklerindeki kireçlenmeleri gösterebilmek
için stapes refleksi, özellikle iç kulakla ilgili
işitme kaybının sebebini belirlemek için bilgisayarlı tomografi (CT) veya manyetik resonans
(MR) tetkikleri yapılması gerekebilir.
Nasıl tedavi edilir?
İşitme kaybı bir hastalık olmayıp başka hastalıkların bir belirtisidir. Bu nedenle işitme kaybının tedavisi de altta yatan hastalığın tedavisiyle
olmaktadır. Dış kulak yolundaki kulak kiri ya
da yabancı cisimlerin tedavisi bunların çıkarılmasıdır. Orta kulak
iltihapları genellikle
İşitme kaybı bir hastalık olmayıp, başka hastalıkların belirtisidir.
antibiyotik ya da diğer
ilaçlarla tedavi edilir.
özellikle orta kulak iltihaplarında olduğu gibi, Kronik orta kulak iltihaplarında tedavi bazen
orta kulağın durumu hakkında da bilgi verir. ameliyattır. Orta kulaktaki üzengi kemikçiğiMuayenenin normal olduğu durumlarda , nin kireçlenmesine bağlı gelişen otoskleroz adı
işitme kaybı sebebinin daha çok iç kulakla il- verilen hastalıkla üzengi kemiği çıkarılarak yegili olabileceği düşünülür ancak bunu belirle- rine protez takılır. İç kulakla ilgili işitme kayıpmek için bazı tetkikler yapılır. Bu tetkiklerin en larında, işitme kaybı genellikle kalıcıdır. Ancak
önemlisi odiometri denilen işitme ölçümleridir. tümörlere bağlı işitme kayıplarında işitme feda
Bu ölçümler bize işitme kaybının tipini (iletim, edilerek tümörün çıkarılması gerekir.
İşitme kaybı sebebini belirlemede ilk yapılan
işlem kulağın muayenesidir. Bu muayene sırasında dış kulak veya kulak zarındaki bir hastalık kolayca görülebilir. Kulak zarının görüntüsü
26
024_027_ISITME KAYBI.indd 26
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:40:36 PM
Hasta
hikayeleri
Bebek özlemimiz Medicana'da
tüp bebekle bitti
“Eşimle birlikte çocuk sahibi olmaya karar verdiğimizde iki
yıllık evliydik. İlk doğal yolla denememizde hamile kalacağımı
düşünüyorduk. Ne var ki, yaklaşık bir sene doğal yolla
denememize rağmen, çocuk sahibi olamadık. İnsan çocuk
sahibi olmak isteyince, birincisi hemen olsun istiyor; ikincisi de
kendisinde herhangi bir olumsuzluğu kabul etmek zor geliyor.
Biz bu kaygıları yaşarken, aşılama denemelerimiz olumsuz
sonuçlanıyordu. Şaşkındık ve bizi zor bir dönemin beklediğini
anlayarak, yavaş yavaş durumu kabullenip tüp bebek sürecine
girmeye başlamıştık.
İşte tam bu süreçte, eşim internette gezinirken, Dr. Selman
Laçin’in yazılarına rastladı. Okuduk ve eşim hastanenin çağrı
merkezini arayıp randevu aldı. Aslında Medicana International
Tüp Bebek Merkezi ile hikâyemiz de burada başladı. Şimdi
ikiz bebeklerimizi kucağımıza aldık ve eşimle ben dünyanın en
mutlu çiftlerinden biriyiz. Yaşadığımız tüm bu süreçte eşim de
ben de şunu anladık ki; bir doktorun hastasına her anlamda
güven verebilmesi çok önemliymiş. Biz Medicana Tüp Bebek
Merkezi’nde bunu gördük; doktorumuzun işini büyük bir
titizlikle yaptığını ve doğru kararlar verdiğini gördük. Bu bizde
inanılmaz bir güven ve huzur yarattı.Lütfen, olumsuz sonuç
alsanız da, bizim gibi mücadeleye devam edin, yılmayın, öyle ya
da böyle bu iş olacaktır...”
Çidem & Özkan Çöl
İngilterede başarısız olduk
MedIcana'da bebeği bulduk
“Sevgili Doktor Selman Laçin,
Herşey için teşekkür ederim. Benim bir küçük oğlum vardı, küçük
kızıma ise sayenizde çok yakında kavuşacağız.
Medicana olarak ağırlama hizmetiniz inanılmazdı. Sizin yardımınızla
bulduğum otelimin yanında oğlumun oynayabileceği bir park vardı ve
oradaki çocuklar oğlumla kendi oyuncaklarını bile paylaştılar.
İngiltere'ye göre tedavi ücretleri gerçekten çok ucuz ve çok kaliteliydi.
Tüm tetkikler, uçak, otel konaklaması, hastane masrafları İngiltere’ye
göre çok uygundu. Hasta İlişkileri Sorumlusu her zaman yanımızdaydı
ve gerçekten muhteşemdi. Deneyimli doktorlar ve ekipleri inanılmazdı.
İngiltere ile karşılaştırdığımızda tedavi açısından da benim için gerçekten
çok büyük farklar vardı; düzenli kan testleri ve taramaları (İngiltere’den
çok daha fazla ve sıkıydı), 5’inci gün embriyo seçimi ile İngiltere’deki
3’üncü gün seçiminden daha iyi sonuçlar elde ediliyor, dondurulmuş
embriyoda aynı prosedürlerle sadece yüzde 10 şans veriliyor.
İngiltere’de yaşamış olduğum düşük ve başarısız deneyimlerden sonra
hastaneniz bana küçük bir kız hediye etti.
Göstermiş olduğunuz hizmet ve tedavi için çok teşekkür ederim.”
Nelly Christian
SONBAHAR 2013
024_027_ISITME KAYBI.indd 27
27
10/9/13 12:40:38 PM
Gastroenteroloji
En sık ERCP yapılma
nedeni, safra yollarında
taş bulunmasıdır.
28
028_029_ERCP.indd 28
10/9/13 12:41:01 PM
Safra yollarına
taş düşerse!
ERCP safra yollarındaki taş nedeniyle oluşan tıkanıklığı
gidermek için uygulanan etkili bir yöntem. Ayrıca,
safra yolları ve pankreasla ilgili pek çok hastalığın tanı
ve tedavisinde de ERCP yöntemine başvuruluyor.
Yöntemin detayını, Medicana Beylikdüzü Hastanesi
Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Arif Acar anlattı.
E
RCP (Endoskopik Retrograd Kolanjiyo
Pankreatografi) özel üretilmiş bir endoskop ile dodenuma (onikiparmak bağırsağı) açılan safra yollarına yapılan müdahaledir.
Bu müdahale tanı ya da tedavi amacı ile uygulanabilir.
ERCP nasıl yapılır?
Endoskopi ile ağız yolundan girilerek yemek borusu ve mide geçilir ve dodenuma ulaşılır. Duodenumda bulunan milimetrik safra yolu ağzına
endoskop içinden geçirilen ince bir kanülle girilir ve safra yollarının içine röntgen cihazından
görülebilen kontrast madde verilir. Bu sırada
röntgen cihazı ile elde edilen görüntü sayesinde
safra yollarında bulunan taş, tümör, darlık gibi
anormallikler tanınır. Safra yollarına müdahale
düşünülüyorsa, ucunda tel bulunan bir başka
kanül ile safra yolları girişi elektrokoter aracılığıyla elektriksel olarak kesilerek genişletilir. Örneğin safra taşı varsa, basket ya da balon kateter
endoskopun içinden geçirilir ve taş yakalanarak
ya da çekilerek çıkartılır. Safra akımını engelleyen tümör ya da darlık gibi durumlarda bir balon
ile bu darlık giderilebilir, ya da darlık bölgesine
bir stent yerleştirilerek safra akışı sağlanır. İşlem
süresi sıklıkla 20-30 dakika kadardır. Başarılı bir
işlem sonrası hasta aynı gün ya da sonraki gün
normal yaşamına döner.
ERCP hangi durumlarda yapılır?
En sık ERCP yapılma nedeni safra yollarında taş
bulunmasıdır. Safra kesesinde oluşan taşın buradan ana safra kanalına düşmesi sonucu ortaya
çıkan tıkanıklığı gidermek için yapılır. Bunun
dışında safra yolları ve pankreas tümörleri, safra
yolları darlığı, safra yollarında kaçak olması
(özellikle cerrahi girişimler sonrası),
bazı pankreas hastalıkları ERCP endikasyonlarını oluşturur.
ERCP'nin alternatif leri var
mıdır?
Yukarıda sayılan hastalıklarda cerDr. Arif Acar
rahi girişim de bir tedavi yöntemi
olarak uygulanır. Ancak bu bölge,
cerrahi girişim açısından zorluklar içerir, açık
cerrahi girişim sonrası komplikasyon riski
ERCP’ye göre çok daha yüksektir ve hastanın
günlerce hastanede yatışı gerekir.
ERCP'nin komplikasyonları nelerdir?
İşlem genel olarak güvenli olmakla birlikte,
ERCP’nin de bazı komplikasyonları vardır. Bu
komplikasyonların en önemlileri pankreas be-
ERCP çoğunlukla safra kesesinde oluşan taşın
buradan ana safra kanalına düşmesi sonucu
ortaya çıkan tıkanıklığı gidermek için yapılır.
zinin iltihaplanması (pankreatit), eletriksel kesi
sırasında ortaya çıkan kanama ya da barsak delinmesidir. Çogu kez bu komplikasyonlar endoskopik müdahale ile giderilebilse de, seyrek olarak
cerrahi girişim gerekebilir ve hastanede yatarak
tedavi uygulanabilir. Bazen anatomik ya da teknik nedenlerle işlem başarısız kalabilir. Deneyimli ellerde ERCP işlemi yüzde 95'in üzerinde
başarılı ve güvenlidir.
Bütün bu risklere karşın ERCP yukarıda sayılan
hastalıklarda ve özellikle safra yollarına düşen taş
durumlarında en güvenli girişimdir ve safra yollarına yapılacak müdahalelerde ilk seçenektir.
SONBAHAR 2013
028_029_ERCP.indd 29
29
10/9/13 12:41:04 PM
İç hastalıkları
30
030_033_LENF - ABD.indd 30
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:41:29 PM
Elimize gelen tehlike
Lenf nodu
Lenf nodları, dış ortamdan vücudumuza giren
mikroorganizmalara karşı vücudun savaştığı,
savunma organlarıdır. Bizi hastalıklara karşı
savunurken bazen de ciddi hastalıkların habercisi
olabilirler. Medicana Bahçelievler Hastanesi İç
Hastalıkları bölümünden İç Hastalıkları ve
Hematoloji uzmanı Doçent Doktor Abdullah
Altıntaş, Lenf nodu büyümelerini anlattı.
L
enf nodları, insan vücudunda savunma
sistemi hücrelerinin gelişip kana geçtiği
ve çeşitli mikroorganizmalara, enfeksiyonlara karşı savunmanın ilk olarak yapıldığı
bölgelerdir. Bunlar fasulye şeklinde organlardır
ve vücudun her tarafında yaygındır.
Normalde vücudumuzda dalak nasıl bir kan
filtresi olarak görev yapıyorsa, lenf düğümleri
de dokulara sızan sıvıyı toplayan lenf damarlarının filtresidir. Lenf sıvısı lenf düğümünün
içinden geçerken, içerdiği yabancı maddeler lenf
düğümlerindeki savunma hücreleri tarafından
incelenirler. Tipik olarak vücudumuzun herhangi bir yerinde bölgesel bir zedelenme veya
enfeksiyon olduğunda o bölgeyi kontrol eden lenf
bezlerinde büyüme
ile karşılaşılır. Lenf
düğümlerindeki
büyümeler çoğu
zaman mikrobik hastalıklara
bağlı olmasına karşın, pek çok
Doç. DR. Abdullah Altıntaş
kanserin seyrinde ilk bulgu
olarak karşımıza çıkabilirler.
Dolayısıyla hekimler lenf düğümü büyümeleri ile karşılaştıklarında gerçek
nedenini, iyi veya kötü huylu olup olmadığını
tanımlamak zorundadır.
Vücudun her yerinde var
Lenf bezleri vücudun her tarafında yaygın olarak bulunuyor. Boyunda, çene altında, kulak
arkasında, boyun kaslarının etrafında, akciğer
damarlarının girdiği bölgelerde, her iki koltuk
altında ve kasıklarda, karnın içerisinde yaygın
olarak bulunur. Bu lenf bezleri bahsettiğimiz
fonksiyonları bulundukları bölgeye göre yaparlar. Her lenf bezi bulunduğu bölgedeki doku
sıvısını filtre eden süzgeçtir.
Bir lenf düğümü büyümesi (lenfadenopati) ile
SONBAHAR 2013
030_033_LENF - ABD.indd 31
31
10/9/13 12:41:31 PM
İç hastalıkları
Vücudunda
her lenf bezi
büyümesi
görenin paniğe
kapılmasına
gerek yok.
karşılaştığımız zaman bizim için önemli bazı
noktalar vardır. Klinisyenin büyümüş olan lenf
düğümüne nasıl bir yaklaşımda bulunacağına
karar vermesi gereklidir. Özellikle büyümüş
lenf düğümünün iyi huylu mu yoksa kötü huylu
mu olduğu hastaları en çok endişelendiren
durumdur. Hekimler altta yatabilecek
kötü huylu bir hastalığın ipuçlarını ilk
muayenede değerlendirebilmeli, lenf
bezi büyümesinin gerçek nedenini tanımlamalıdır. Karşılaşılan lenf bezi
büyümelerinin büyük çoğunluğu
enfeksiyonlara bağlı olup çoğu olgu
hızlı bir şekilde kendiliğinden iyileşir. Özellikle çocukluk çağında
karşılaşılan lenf bezi büyümeleri çoğunlukla iyi huyludur. Sağlıklı çocuklarda
basit gribal enfeksiyonları takiben veya hiçbir
neden yokken boyun
bölgesinde lenf düğümü
büyümeleri ile karşılaşılabilir. Buna karşın
tüm lenf bezi büyümeleri öncelikle ayrıntılı öykü ve fizik
muayene ile değerlendirilmeli, gerek
görülürse laboratuvar
ve radyolojik inceleme
büyür ve kapsüllerinin gerilmesine bağlı olarak
ağrılıdırlar. Kullandığımız bazı ilaçlar da lenf
bezi büyümelerinden sorumlu olabilir. Ateş, kilo
kaybı ve gece terlemeleri çok önemli özelliklerdir. Ancak bu şikayet veya bulgular enfeksiyöz
nedenlere bağlı olabileceği gibi çeşitli kanserlerin
de bulguları olabilir. Dolayısıyla ayrıntılı öykü
ve fizik muayene ile ayrıntılı bir değerlendirme
yapılması gereklidir.
Lenfoma dediğimiz lenf bezlerinden çıkan kötü
huylu tümörlerde genellikle ağrısız, lastik kıvamında ve hareketi lenf bezi büyümeleri ile karşılaşılır. Taş gibi sert, deriye veya çevresindeki
organlara yapışık lenf bezi büyümelerinde ise
farklı organ kanserlerinin yayılımında karşılaşılır.
Tüm bu özellikler ışığında lenf düğümü büyümeleri dikkatlice değerlendirilmelidir. Açıklanamayan lenf bezi büyümelerinin ne kadar süreyle
takip edileceği konusunda tam bir fikir birliği
yoktur. Bu noktada hekimin tecrübesi belki de
en önemli noktadır. Bazen iyi bir öykü ve fizik
muayene sonrası hekim hiç zaman kaybetmeden
lenf bezi biyopsisi yapılmasını talep edebilir.
Kesim tanı için biyopsi şart
Vücudunda her lenf bezi büyümesi görenin paniğe kapılmasına gerek yoktur. Ama mutlaka
bunun için kontrol yaptırmalıdır. Hekime düşen
önemli görev hangi lenf bezi büyümelerine ne
zaman biyopsi yaptıracağına karar vermesidir.
Lenf bezi büyümelerinin önemli nedenleri olan
lenfomaların, metastatik kanserVücudunda her şişlik görenin paniğe kapılmasına gerek lerin, tüberküloz gibi enfeksiyon
hastalıklarının tanıları lenf bezi biyoktur. Ama mutlaka bunun için bir kontrol yaptırmalı.
yopsisi ile konmaktadır. Bazen esas
yöntemlerine başvurulmalıdır.
tümörün yeri saptanamadan sadece lenf bezi
Lenf beziyle karşılaştığımız zaman biz bunun biyopsisi ile tanı konabilir. Bazı bilinen kanserlenf bezinin tümörü mü, ayrı bir kanserden mi lerin yaygınlığının saptanmasında da lenf bezi
yayılma, yoksa bir mikrobun neticesinde mi ol- biyopsilerine gereksinim duyulmaktadır.
duğunu nasıl anlarız?
Hekimin biyopsinin gerekliliğine karar vermesi
Bu ayırıcı tanıyı yaparken hastanın yaşı, lenf be- gibi hangi lenf bezinden biyopsi yapılacağına
zindeki büyümenin ne zamandır devam ettiği, da karar vermesi önemlidir. Günlük pratiklerde
boyu, ağrılı olup olmadığı, eşlik eden şikayetle- kesin kötü huylu hastalığı olan hastalarda bile
rin neler olduğu, hastanın mesleği ve kullandığı doğru lenf bezleri seçilemediğinden tekrarlayan
ilaçlar, ateş yüksekliği, kilo kaybı, gece terlemesi, biyopsilerin yapılması zorunluluğu nadir rastlaeklem ağrılarının olup olmadığı, yakın zamanda nır bir durum değildir. Yani en kolay çıkarılasolunum yolu enfeksiyonları geçirip geçirmediği bilecek lenf nodunun çıkarılması her zaman en
ayrıntılı olarak sorgulanmalıdır. Yaş küçüldükçe doğru olan değildir. Ayrıca biyopside büyümüş
iyi huylu olma oranı artar. İleri yaştaki hasta- nodun tüm olarak çıkarılması da çok önemlidir.
larda ise kötü huylu hastalıkların oranı nispeten Karın içinde ve göğüs kafesinde lenf nodu büyüdaha yüksektir. Lenf bezi büyümesinin boyutu meleri olan hastalarda da ilgili cerrahlar tarafınve süresi de önemlidir.
dan yapılan kapalı veya açık cerrahi yöntemlerle
Lenf nodunun ağrılı hassas ve kızarık olması lenf nodlarının patolojik örnekleri alınmaktadır.
çoğu zaman enfeksiyonlarla ilişkili nedenlere İnce iğneler aracılığıyla da lenf bezinden örnekişaret eder. Enfeksiyon nedenli olanlar hızlı ler alınması mümkündür.
32
030_033_LENF - ABD.indd 32
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:41:33 PM
Medicana'dan
haberler
MedIcana yenidoğan ünitesi ile
İç Anadolu’ya
hizmet veriyor
DR. M. FATİH ŞANLI
İç Anadolu bölgesinin en kapsamlı özel hastanesi
olan Medicana Konya Hastanesi, Yenidoğan
Yoğun Bakım Ünitesi ile sadece İç Anadolu’da
değil, Türkiye ve komşu ülkelerde ihtiyaç duyan
tüm yeni doğan bebeklere sağlık hizmeti sağlıyor.
İ
ç Anadolu Bölgesi'nin en büyük ve en kapsamlı özel hastanesi Medicana Konya Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi, yoğun
bakım ihtiyacı olan tüm bebeklere gerekli desteği
sağlıyor. Güncel bilgiler ışığında, modern tıbbi donanımıyla bebekleri sağlıklı olarak ailelerine kavuşturmak için en üst düzeyde gayret gösteriyor.
Medicana Konya Hastanesi, sadece hastanede do-
Türkiye'nin her yerinden hava ve kara amulans
sistemleri ile işbirliği içinde hizmet sunuluyor.
ğumu gerçekleşen yenidoğan bebeklere değil başta
Konya, Karaman ve Aksaray illeri olmak üzere
112’ye ait ambulans helikopter ve aracı ile tüm
Türkiye’ye hizmet veriyor. Üst düzey teknolojik
olanaklara ve son derece tecrübeli bir ekibe sahip
olan Medicana Yenidoğan Yoğun Bakım ünitesinde 44 yenidoğan yatağı bulunuyor.
Medicana Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde
her hastaya; küvöz, ventilatör ve tam monitörizasyon olanağı, modern yöntemler kullanabilen
solunum cihazları, kan gazı ölçümü, kranial ultra-
sonografi cihazları ile konusunda tecrübeli doktor
ve hemşire kadrosu ile 24 saat yakın takip olanağı
sunuluyor.
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi, 24’üncü gebelik
haftasından itibaren erken doğum, çoğul gebelik,
diabetik anne bebeği, iri bebek, anne karnında mekonyum yutmuş bebek, zor doğum sonucu oluşan
beyin ve diğer organ hasarı gibi yüksek risk taşıyan
yenidoğanlara üst düzeyde bakım sağlıyor. Küçük
hastalarına gerekli olan tüm tıbbi ve cerrahi hizmetleri sunan Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi,
hastanenin yanı sıra Türkiye’de ve komşu ülkelerde yoğun bakım ihtiyacı duyan tüm yeni
doğan bebeklere sağlık hizmeti veriyor. Bu amaçla
Türkiye’nin her yerinden hava ve kara ambulans
sistemleri ile işbirliği içinde hizmet sunuyor.
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde; solunum
desteği (ventilatör tedavisi), kan değişimi, fototerapi (ışık tedavisi), total parenteral nutrisyon (tamamen damar yolu ile beslenme) uygulamaları,
toraks tüpü takılması (akciğer hava kaçağı tedavisi) gibi ileri üçüncü basamak yeni doğan uygulamaları rahatlıkla yapılabiliyor.
SONBAHAR 2013
030_033_LENF - ABD.indd 33
33
10/9/13 12:41:41 PM
Kadın hastalıkları
ve doğum
Tekrarlayan
GEBELİK KAYIPLARI
önlenebilir
Tekrarlayan düşüklerde risk faktörleri ve tedavi
hakkında bilgi veren Medicana Bahçelievler
Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Op. Dr. Betül Görgen, çiftleri uyarıyor: Ardışık
iki ya da daha fazla düşük yaptıysanız, sebebi
araştırılmadan asla yeniden gebe kalmayın!
T
ekrarlayan gebelik kayıplarının toplumda
görülme sıklığı % 1-2 civarındadır. Ancak
bu kayıpların yüzde 50 gibi büyük bölümünün sebebi bilinemiyor. Geri kalan yüzde 50’si
genetik, anatomik, endokrin, immunolojik ve enfeksiyöz sebeplere bağlı olabilir. Sebeplerin dağılımı gebelik haftasına göre farklılık gösterdiği için
düşükleri erken ve geç düşükler olarak ayırmak gerekir. Yani 12’inci haftaya kadar olanlar ve 12-20
hafta arası olanlar.
Erken olan gebelik kayıplarında en önemli faktör
genetiktir. Belki bir daha hiç karşılaşılmayacak bir
kromozomal problem olabileceği gibi,anne ya da
babadan kalıtılan bir takım kromozomal problemlere de rastlanabilir (yüzde 2-4). Ayrıca günümüzde anne olma yaşının ilerlemesi de düşük
yapma olasılığını arttırıyor. Bir diğer faktör de günümüzde kadınların üreme fonksiyonlarında azalmanın erken yaşlarda başlaması. Başka bir deyişle
dönemlerde en çok üstünde durulan sebeplerden biri de obezite.
Önlem alınması mümkün mü?
Eğer kişi daha önce farklı sebeplerden ötürü ilaçlı rahim filmi çektirmişse, anatomik problemlerin
farkına gebe kalmadan varılabilir.
Ya da henüz gebelik öncesi yapılan
vajinal ultrasonografi ile de yakalanabilir. Eğer bu şekilde ortaya
Op. Dr. Betül Görgen
çıkmadıysa daha çok gebeliğin
kaybıyla öğreniliyor ne yazık ki.
Bu nedenlerle hamile kalmadan önce genel bir
sağlık kontrolü yaptırmak şart. Kişinin tiroid
hormonlarını, kan şekerini, tansiyonunu, vücut
ağırlığını kontrol ettirmesi gereklidir. Gebelikte
beslenme tabii ki önemli ama gebeliğin kaderini
değiştirecek öneme sahip değildir. Asıl önemli olan
gebelik öncesi sağlık kontrolü.
Özellikle 12 haftanın altında tekrarlayan iki ya da üç kez düşük
yapan anne adayları mutlaka genetik açıdan değerlendirmeli.
günümüzde erken menopoz daha sık görüldüğü
için, kadının gebe kalabilme kapasitesi azalıyor,
ayrıca azalan yumurta kalitesi de düşük yapma
olasılığını arttırıyor. Genetik sebepler ağırlıklı
olarak erken düşüklerle alakalı. Bunun yanında
anatomik sebepler de önemli. Yani rahmin şekilsel bozuklukları; rahim boşluğunda, bu boşluğu
daraltan bir bölme bulunması, yapışıklıklar veya
rahim duvarına bası yapan myom dediğimiz iyi
huylu urlar… Bunlar da rahim içindeki yerleşim
yerine bağlı olarak etkili oluyor.
Bir de endokrin sebepler var. Bunlara örnek olarak tiroid hormonlarıyla ilgili anormallikler, son
zamanlarda çok sık rastladığımız polikistik over
ve şeker hastalığını verebiliriz. Özellikle kontrol
altına alınmayan şeker hastalığı söz konusuysa,
yaklaşık üç katı daha düşük riski arttırıyor. Ve son
34
034_035_GEBELIK KAYIPLARI.indd 34
En tehlikeli dönem hangisi bu anlamda?
Özellikle ilk 12 hafta. Çünkü genetik sebepler ilk
12’inci haftada kendini gösteriyor. Özellikle 12
haftanın altında tekrarlayan iki ya da üç kez düşük
yapan anne adayları mutlaka genetik açıdan değerlendirmeli. Bu çok ucuz bir test değil ama çok
önemli çünkü anne ya da babadan gelen kromozomal bir sorun varsa gebelik kayıplarına yaklaşık
yüzde 50-75’e varan oranlarda rastlanabilir.
Neler öneriyorsunuz anne adaylarına?
Öncelikle folik asit takviyesi çok önemli, tercihen
gebelik öncesinde başlanabilir. Diyabet ve şeker
hastalığı taranması (aile hikayesi olanlarda) çok
önemli. Gebe kalmadan önce ultrason yapılması
da çok önemli. Çünkü herhangi bir sorun varsa,
önceden tespit edip gebelik için sağlıklı bir ortam
oluşturmak gerekiyor.
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:41:59 PM
ARI
nebilir
Psikolojik
etkilenme
çok fazla
Tekrarlayan gebelik
kayıplarında her şeyden
önce psikolojik etkilenme
çok fazla oluyor.
Sonrasında da hasta
kendini “Yine düşük
olacak” diye şartlıyor.
Çiftlere özellikle söylemek
istediğim şu; iki ya da
daha fazla sayıda düşük
yaptıysanız sebebe yönelik
araştırma yapılmadan asla
yeniden gebe kalmayın.
Ne yazık ki etkin korunma
uygulanmadığı, geleneksel
yöntemler kullanıldığı için
sıklıkla gebelik oluyor.
SONBAHAR 2013
034_035_GEBELIK KAYIPLARI.indd 35
35
10/9/13 12:42:00 PM
Estetik ve
plastik cerrahi
güz
36
036_039_ESTETIK.indd 36
SONBAHAR
kış 20132013
10/9/13 12:42:18 PM
Uzman ellerde
üzelleşin!
Op. Dr. Elif Yılmaz
Ameliyat
gerektirmeyen,
öğle arasında bile
yapılabilen botoks,
dolgu ve PRP gibi
uygulamalar daha genç ve
güzel görünmemizi sağlıyor. Ama
dikkat! Çamlıca Hastanesi Estetik
ve Plastik Cerrahi Bölümünden Op.
Dr. Elif Yılmaz, botoks dahil tüm estetik
uygulamaların dermatolog ya da estetik cerrahlar
tarafından yapılması gerektiğini vurguluyor.
SONBAHAR
kış 20132013
036_039_ESTETIK.indd 37
37
10/9/13 12:42:23 PM
Estetik ve
plastik cerrahi
İyi yapılmış bir uygulama
kişinin kendisini daha iyi
hissetmesini sağlıyor.
38
036_039_ESTETIK.indd 38
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:42:24 PM
İ
nsanlar artık iyileşme süresi daha uzun süren
ameliyatlardan ziyade mikro uygulamaları
yani; öğle arası uygulamayı yaptırıp öğleden
sonra işlerine devam edebilecekleri, hastanede yatmayı gerektirmeyecek ofis uygulamalarını tercih
ediyorlar. Minimal invaziv uygulamalardan en sık
yapılanlar botoks ve dolgu. Bir de yeni yeni gündemde olan PRP var.
Bir estetik uygulama yapıyorsanız, bu tıpkı bir
terzinin üstünüze uygun elbiseyi dikmesi gibidir,
yani ‘haute couture’dür aslında. Çünkü herkesin
kendine ait bir kas ve yüz yapısı, kas yapışma yerleri ve mimikleri var. Siz herkese aynı şekilde, aynı
dozda o ilacı yaparsanız ya birbirine benzeyen ya da
güldüğü zaman yüzü şeytan gibi olan kadınlar ortaya çıkar. İnsan anatomisini bilmiyorsanız, şaşkın
kadınlar ortaya çıkar. Botoksun yanlış uygulamalarında içimizi rahatlatan tek şey, geçici olması.
İyi yapılmış bir uygulama kişinin kendisini iyi hissetmesini sağlıyor. İnsan aynaya baktığında daha
dinlenmiş, huzurlu, rahat bir yüz gördüğü zaman
kendini daha iyi hissediyor. Bir de etrafındaki kötü
örneklere benzemediğini görünce mutlu oluyor. Bu
kötü örnekler yüzünden botoksla ilgili olumsuz bir
algı var; “Botoks şişirir, yüzüm maymun yüzü gibi
olur, kaşlarım çok havaya kalkar” gibi hastaların
bazı endişeleri var. Ama doğru uygulandığında
bunların hiçbiri olmaz. Öncelikle uygulamayı
yapan kişi dermatolog ya da plastik cerrah olmalı.
İkinci olarak da beklentileri gerçekçi sınırda tutmak gerekiyor. Hasta bazen öyle isteklerle geliyor
ki! 70 yaşındaki bir insana botoks, yüz germe gibi
bilimum işlemler yapın, hiçbir zaman bir daha 30
yaşında olmayacak. Böyle bir gerçek var. Hayatınızda ters giden şeyleri botoks ya da estetik ameliyat asla düzeltmeyecek. Aslında biz hekimlerin de
bunun farkında olup uygulamayı yaparken anlatmamız, hastanın da beklentisini gerçekçi sınırda
tutması lazım.
Bir estetik uygulama yapıyorsanız, bu tıpkı bir terzinin üstünüze
uygun elbiseyi dikmesi gibidir, yani ‘haute couture’dür aslında.
En fazla dolgu istenen bölge dudaklar. Çünkü yüze
bakıldığında birinci sırada gözler, ikinci sırada dudaklar, üçüncü sırada burun görülür ilk bakışta.
Dudak aynı zamanda bir güzellik sembolüdür.
Kolajen yapımını destekleyen hyaluronik asit dediğimiz bir madde var, bunun enjeksiyonu şeklinde
oluyor dolgu uygulaması. Hyaluronik asitin özelliği
eriyebilir olmasıdır, hareketli bir bölgeye yaparsanız
,sigara içiyorsanız, çok mimik yapıyorsanız daha
kısa zamanda erir.
Dudak dolguları maksimum bir seneye kadar kalıcı
olur. Şunun altını özellikle çizmemiz lazım; bütün
bu uygulamaların hekim yani dermatolog ya da
plastik cerrahlar tarafından yapılması gerekiyor.
SONBAHAR 2013
036_039_ESTETIK.indd 39
PRP
nedir?
Bu uygulama yalnızca
cildi gençleştirmek
ve güzelleştirmek
için değil tıbbın pek
çok değişik dalında
kullanılır. Ortopedide,
fizik tedavide, kronik
iyileşmeyen yaralarda,
kemik enfeksiyonlarında, ya da eklemle, kaslarla ilgili durumlarda
kullanılıyor. Uygulama
şöyle; yaklaşık 10 cc
kanınız alınıyor. Bu kan
santrifüj aletinde çevrilip içindeki serum kısmı
ayrılıyor. Bu serum
kısmındaki iyileştirmeye ve vücuda yararlı
olabilecek bir takım
maddeleri ayrı olarak
çekiyoruz, sorunlu
bölgedeki cilt altı dokuya enjekte ediyoruz.
Yaklaşık 15 beş gün ve
birer ay arayla üç veya
altı uygulama, ardından
altı ay ve bir sene
sonra birer uygulama
daha yapılıyor. Cildin
kalitesinde gerçekten
farkedilir, gözle görülür
bir parlaklık oluşuyor.
Etkisi yaklaşık bir sene
sürüyor, sonrasında
tekrar eden hatırlatma
uygulamaları yapılabiliyor. Herhangi bir alerjik
reaksiyon oluşmuyor,
çünkü zaten sizden
alınan maddeler ayrıştırılıp size geri veriliyor.
39
10/9/13 12:42:26 PM
Çocuk sağlığı
ve hastalıkları
Televizyon
alışkanlığı
sınırlandırılmalı
Günümüzde çocukların
televizyon ve bilgisayar başında
geçirdiği süreler uzamaktadır.
Bu sürelerin günlük iki saat ile
sınırlandırılması, fiziksel aktiviteyi
artırmak için çocukların yürüyüşe
teşvik edilmesi, çocuğun kendi
kendine giyinmesi, çantasını
hazırlaması, odasını düzenlemesi
gibi bireysel işlerin sağlanması;
basketbol, tenis gibi ileri yaşlarda
da onu aktif kılacak spor
becerilerini geliştiren
aktivitelere
yönlendirilmesi
gerekir.
40
040_041_COCUKLARDA OBEZITE.indd 40
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:42:50 PM
Abur cubur tüketimi ve televizyon
Obez yapıyor!
Ülkelerin gelişmişlik oranlarıyla birlikte özellikle çalışan
anne nüfusunun artması, çocuklardaki yemek yeme
alışkanlıklarının bozulmasına ve obezite riskinin ortaya
çıkmasına neden oluyor. Medicana Samsun Hastanesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünden Doç. Dr.
Arif Bahar, çocukların beslenme ve televizyon izleme
alışkanlıkları konusunda aileleri uyarıyor.
Doç. Dr. Arif Bahar
O
bezitenin gelişiminde önemli
rol oynayan etmenlerden birincisi, dengesiz beslenmedir.
Yüksek kalorili ve fast food türü gıdaların çok sık tüketilmesi, hızlı yemek
yeme, öğünler arasında uzun ya da kısa
süreler olması, gece yatmadan önce yemek yeme
gibi alışkanlıklar, dengesiz beslenmeyi oluşturmaktadır. Obez çocukların beslenme öykülerinde; çok miktarda şeker, şekerli, yağlı ve hazır
gıda tüketimi vardır. Obezitenin önlenmesinde
birinci kural, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanabilmek için, yemek yeme şeklinin ve içeriğinin değiştirilmesidir.
Abur cubur önlenmeli
Özellikle abur cuburlar, reçel, bal, yağ, ekmek,
makarna, mantı gibi yağdan ve karbonhidrattan
zengin gıdaların tüketiminin sınırlandırılması;
hamburger, pizza, tost gibi hazır yiyeceklerin
tamamen yasaklanması, bunların yerine taze
Çocukluk çağında obezitenin önlenmesi için
yaşa uygun diyet programlarının uygulanması
çok önemlidir. Bunun yanında; tüketilen yiyeceklerin dengeli ve sağlıklı olmasına dikkat
edilmelidir. Televizyon ve bilgisayar karşısında
yemek yeme alışkanlığının ortadan kaldırılması
gerekir. Öğünler arası atıştırmalar sınırlandırılmalı, günlük aktiviteler düzenlenerek çocuklar
egzersiz yapmaya teşvik edilmeli, kilo kaybettikçe çocuğa ödül verilmeli ve özgüveni geliştirilmeli, sağlıklı beslenme ve aktivite konusunda
aileler de çocukları için model teşkil etmelidir.
Çocuklarda tedavi edilmeli
Obez çocukların önemli bir kısmında altta yatan
önemli bir sorun yoktur. Tüketilenden daha fazla
enerji alınması obezite için başlıca nedendir. Bu
tip obeziteye "Eksojen obezite" denilir ve obezitelerin büyük bir çoğunluğu bu gruba girer. Bununla birlikte bütün obezler ,bu klinik tablonun
birlikte olabileceği (Tiroid hastalıkları, büyüme
Çocukluk çağında tedavi edilmeyen obezite; kalp, karaciğer, diyabet gibi
hastalıkların artmasına neden olarak, çocukların yaşamını tehdit etmektedir.
meyve, sebze ve kuru baklagiller gibi posalı yiyeceklerin tüketilmesi, beslenme içeriğinin düzenlenmesi bakımından önemlidir. Çocuklar
büyüme çağında olduğu için kısıtlı diyet uygulanması, gelişimlerinde olumsuz etkiye neden
olabilir. Burada yapılması gereken, büyümeyi
sağlayacak yeterli kalori ve esansiyel besinleri
içeren; protein, karbonhidrat ve yağ içeriği bakımından dengeli olan diyetlerdir. Bu nedenle
beslenme ve diyet uzmanları tarafından belirlenen bir diyet programı uygulanmalıdır.
hormonu eksikliği, cushing sendromu ve kraniofaringioma gibi) sistemik hastalıklar yönünden
de irdelenmelidir. Çocuklarda obezitenin önlenmesi ve tedavisi; dengeli ve sağlıklı beslenmeyi
sağlayacak yemek alışkanlıklarının kazanılması
ve fiziksel aktivitelerin desteklenmesi ile sağlanabilir. Çocukluk çağında tedavi edilmeyen
obezite; kalp, karaciğer hastalıklarının yanı sıra
diyabet gibi endokrin hastalıklarının artmasına
neden olarak, çocukların yaşamını tehdit etmektedir.
SONBAHAR 2013
040_041_COCUKLARDA OBEZITE.indd 41
41
10/9/13 12:42:54 PM
İç hastalıkları
Çağımızın
kanseri
Diyabet
Yaşam kalitesini bozan, diğer organlarımıza da
hasar veren ciddi bir hastalık diyabet. Medicana
Çamlıca Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr.
Hayriye Siber, uyarıyor: Sık hastalanan, ağzı
kuruyan, çok su içen, gece idrara kalkan, halsizliği
olan herkes mutlaka doktora başvurmalı.
Dr. Hayriye Siber
Diyabet hastası
olmamak için mutlaka
ideal kiloyu korumak
gerekiyor.
42
042_043_DIYABET.indd 42
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:44:12 PM
D
iyabet çağımızın kanseri olarak kabul
ediliyor. Bunun da hareketsiz yaşamdan kötü beslenmeye, spor salonlarında
kullanılan protein ekstrelerinden (bununla ilgili
henüz bir araştırma olmasa da) bir dolu hormonlu gıdaya kadar pek çok sebebi var… Günümüzde tiroid hastalıklarında da büyük artış
olması peşinden diyabeti getiriyor.
Obezite dünyanın sorunu olmaya başladı. Diyabetin temeli de obezitiye bağlı. Öncelikle insanları daha fazla hareket etmeleri ve ideal kiloda
olmaları konusunda nasıl ikna ederiz, hedefimiz
bu. Yoksa hastalık olduktan sonra dünyanın her
yerinde tedavisi belli.
Diyabet, 15 sene öncesine kadar gelişmiş toplumlarda yüzde 14 oranındaydı. Geri kalmış
ülkelerde ise yüzde 38’lere varan bir oran söz konusuydu. Şimdi ise bu oranlar artmış durumda.
Öncelikle toplumu bir taramadan geçirmek gerekiyor. Nasıl ki tüm dünyada kanser taraması alışkanlığı edinildi, aynı şekilde bir diyabet taraması
yapılması konusunda da bir karar var şu anda.
Çünkü diyabet; küçük ve büyük damarlarda harabiyet yaparak yaşam kalitesini çok ciddi bozan,
körlüğü kadar varan görme bozukluğuna, ölüme
kadar varan kalp damar hastalıklarına, böbrek
yetmezliğine yol açan bir hastalık.
Açlık ve tokluk testleri yapılmalı
küsü olanlar mutlaka mutlaka üç ayda bir açlık
tokluk kan şekeri yaptırmalı.
Hayatımızdan şekeri tamamen çıkarmamız gerekiyor. Meyvelerden alacağımız şeker bize yeterli.
Riskimiz olmasa dahi yani “Ailede diyabet yok,
ideal kilomdayım” deseniz bile şekeri hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor. Özellikle çocukları
korumak için önce o vitrinlerdeki cezbedici şekerleri, tatlıları kaldırmak gerekiyor. Eğer gerekli
Diyabet, bir kez
görüldükten sonra
kaybolabilecek bir
hastalık değil, ömür
boyu sizinle.
Damar sertliğine ait bulgular bulunduğu zaman diyabet teşhisine
çok sık rastlanıyor.Hastaya önce Hastaya önce rutin bir göz muayenesi yapılır. Eğer göz
rutin bir göz muayenesi yapılır. dibinde damar sertliği teşhis edersek, bu diyabet işaretidir.
Eğer göz dibinde damar sertliği
teşhis edersek, bu diyabet işaretidir. Ve bu da de- uyarılar dikkate alınmaz ise gelişecek komplimektir ki hastanın beş veya yedi yıldır haberdar kasyonlar, hem tedavi maliyetini hem de iş gücü
olmadığı bir şeker hastalığı var ki, göz dibinde açısından ülkeye ekonomik külfet yükleyeceğini
bu hasarı yapmış. Ailesinde diyabet öyküsü olan hesaba katarsak önemini daha
herkesin mutlaka düzenli aralıklarla (3-6 ayda çok anlarız.
Hayatımızdan şekeri
bir) diyabet taramalarını yapmaları gerekir.
Diyabet bir kez götamamen çıkarmalıyız,
meyvelerden alacağımız
Maliyeti düşük olduğu için hiç olmazsa, sadece rüldükten sonra
şeker bize yeterli.
açlık tokluk kan şekeri yaptırılmalı. Artık çok kaybolabilecek
hareketsiz bir hayatımız var, stresimiz, gelecek bir hastalık değil.
kaygımız bol… Bu testlerin 40 yaş üstü herkes Ömür boyu sitarafından yaptırılması gerekiyor.
zinledir hatta
şu anda çağımıŞekersiz bir hayat
zın kanseri olaÖzellikle tip 2 diyabet ciddi komplikasyonlarla rak kabul ediliyor.
seyrediyor. Peki ilaç aşamasına gelmeden, komp- Çünkü yavaş yavaş,
likasyon yapmadan nasıl hastayı bilgilendirebili- küçük ve büyük tüm
riz? Öncelikle obez, aile öyküsü olan, kolesterolü damarlarda hasar yayüksek, hareketsiz bir yaşama sahip kişilerde di- parak, bütün organların
yabet riski çok yüksek.
beslenmesini bozarak seyreden
Diyabet hastası olmamak için mutlaka ideal ki- bir hastalık. Yaşam kalitemizi boloyu korumak gerekiyor. 40 yaş üstü ve aile öy- zuyor.
SONBAHAR 2013
042_043_DIYABET.indd 43
43
10/9/13 12:44:21 PM
Fizik tedavi ve
rehabilitasyon
Bel ve boyun
fıtıklarında
tedavi yöntemleri
Birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilen
bel ve boyun ağrılarının tedavisinde artık
gerekli olmadıkça ameliyat uygulanmıyor.
Medicana International Ankara Hastanesi
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü
uzmanlarından Dr. İsmail Özturan, bel ve
boyun fıtıklarında cerrahi tedavi dışında
uygulanan tedavi yöntemlerini anlattı.
B
el ve boyun ağrısı, toplumda en sık görülen sağlık sorunlarından biri. Erişkinlerin
hemen hemen tümü, hayatlarında en az
bir kere bel ve boyun ağrısı atağı geçirirler. Birçok
nedene bağlı ortaya çıkabilen bel ve boyun ağrılarının sadece yüzde 2-5’ini fıtıklar oluşturuyor.
Tedavide eskiden daha sık başvurulan ameliyatlar, son zamanlarda çok gerekli olmadıkça uygulanmıyor. Fıtık hastalarında da cerrahi olarak
tedavi edilen olgu sayısı yüzde 1-4 arasında. Bunlar da genelde kas güçsüzlüğü başlayan olgular.
Yatak istirahati
Uygun pozisyonda yatarak geçirilecek
birkaç günlük yatak istirahati, bilinen
en etkin eski tedavi yöntemidir.
Hasta eğitimi
Dr. İsmail Özturan
44
044_045_BEL VE BOYUN FITIKLARI.indd 44
Hastanın belini ve boynunu kullanma
şekli, postürü incelenmeli ve yüklenmeye neden olacak ağır kaldırma
şeklinden sakınılmalıdır. Hastaya yatarken, otururken, ağırlık kaldırırken
nelere dikkat edeceği öğretilir. Ayrıca
biçimsiz oturmak, birçok hastada şikayetleri arttırır. Bu tip hastalar uzun
süreli oturmamalı ve otururken pozisyon değiştirmelidirler. Belin arkasına
yumuşak küçük bir yastık konmalı veya koltuk
hafifçe geriye itilerek kol destekli, baş düz oturulmalıdır. Hastaya uygun yatak pozisyonları
gösterilmelidir.
İlaçlar
Bel ve boyun ağrılarında güçlü ağrı kesici ve
anti-enflamatuar ilaçlar kullanılmalıdır. Kas
gevşeticiler ve anti depresanlar da faydalıdır.
Ağrı-spazm-ağrı kısır döngüsü kırılmalıdır.
Egzersiz
Hastaları hareketsizliğin zararlı etkilerinden korumak için başlarda izometrik egzersizlerden faydalanılır. Şikayetlerin başladığı ikinci haftadan
itibaren, giderek arttıracak şekilde günlük 20-30
dakikaya çıkan egzersizlere başlanabilir. Aerobik
egzersizi, yürüme, yüzme önerilir. Ancak hastalar, egzersizlerin ilk dönemlerinde ağrılarının
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:44:45 PM
Masaj, diatermi,
ultrason, TENS gibi
fizik tedavi yöntemleri,
bel ve boyun
fıtıklarında şikâyetlerin
düzeltilmesinde
daima yararlıdır.
artabileceğini bilmelidirler. Eğer hasta tolere
edemiyorsa egzersizin şeklini değiştirmelidir.
Egzersizler, her hastaya özel olarak planlanmalıdır.
Şikâyetlerin başladığı ikinci haftadan itibaren,
giderek arttıracak şekilde günlük 20-30
dakikaya çıkan egzersizlere başlanabilir.
Fizik tedavi yöntemleri
küçük ayarlamalarla düzelttiği iddia
edilmektedir. Ancak bel fıtığında çok
dikkatli ve hasta seçilerek uygulanmalıdır.
Masaj, diatermi, ultrason, TENS,
biofeedback, traksiyon, sıcak paketler
gibi fizik tedavi yöntemleri, bel ve boyun
fıtıklarında şikayetlerin düzeltilmesinde
daima yararlıdır. Masaj, akut bel ve bacak
ağrılarında şikayetleri arttırır, kesinlikle
yapılmamalıdır. Akut faz geçtikten sonra
kas spazmı halen devam ediyorsa masaj ve
aktif egzersizler yararlı olur. Manuel tedavi
de, uzman ellerde yapılırsa faydalı olabilir.
Manuel tedavinin daha çok faset eklemlerine
faydalı olduğu söylenmektedir. Fasetlerin
dizilim bozukluğu ve sub-lubsasyonlarında
Bel korseleri-boyunluklar
Bazı durumlarda faydalıdır. Boyun ve bel kaslarına binen yükü, yüzde 25 oranında azalttığı, postürü düzeltip, lordozu koruyup, aşırı
hareketi önlediği ve emniyet hissi sağladığı
için faydalı olabilir.
Enjeksiyon tedavisi
Ağrıya neden olan yeri bulup oraya ağrı oluşumunu engelleyen ilaçlar enjekte edilmek
süretiyle verilebilir.
SONBAHAR 2013
044_045_BEL VE BOYUN FITIKLARI.indd 45
45
10/9/13 12:44:49 PM
Fizik tedavi ve rehabilitasyon
Bel
ve
kalça
AğrılarıNI
hafife almayın
Dr. Selçuk Dündar
Genellikle bel fıtığı ile karıştırılan
Ankilozan spondilit hastalığında
erken tanı çok önemli. Medicana
Samsun Hastanesi Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Uzmanı Uzm.
Dr. Selçuk Dündar, Ankilozan
spondilit hakkında merak
edilenleri anlattı…
A
nkilozan spondilit; ağrılı seyreden, temelde
omurgayı etkileyen romatizmal bir hastalık olmakla birlikte, çoğu zaman bel fıtığı ile karıştırılabiliyor. Bu nedenle hastalığın tanısında ortalama
sekiz yılı bulan gecikmeler yaşanabiliyor. Ayrıca bu
hastaların yüzde 30’una yanlışlıkla bel fıtığı tanısı da
konulabiliyor. Bu hastalığa sahip olan kişilere erken tanı
konarak tedaviye başlanması çok önemli.
Hastalara yeterli tedavi uygulanmadığı takdirde hastalıkları ilerlemeye devam etmekte ve sürekli ağrı çekmek-
süren tutulma varsa ve bu tutulma egzersizle azalıyorsa;
hastanın mutlaka bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurması gerekir.
Fizik tedavi ve ilaç tedavisi aynı anda uygulanmalıdır
Tedavide temel amaç ağrının azaltılması, vücut pozisyonunun ve eklem hareketliliğinin korunmasıdır.
Tedavide başarı için egzersizler, fizik tedavi ve ilaç
tedavisinin birlikte uygulanması gerekir. Sürekli ve
düzenli yapılan egzersizlerle omurga hareketlerinin
korunması amaçlanmaktadır. İlaç tedavisinde ise bu-
Ankilozan spondilit hastalığında geç kalınması ya da uygun tedavi seçeneklerinin
uygulanmaması durumunda, hastanın vücut omurgasında kamburlaşma oluşabilir.
teler. Bu durum hastaların ruhsal durumlarının yanı
sıra sosyal durumlarını da olumsuz etkiler. Ankilozan
spondilit, genellikle cinsiyet ve yaş ayrımı gözetmeksizin herkeste görülebilir. Ancak erkeklerde, kadınlardan
yaklaşık üç kat daha fazla görülür ve hastalığın genellikle 20'li yaşlarda (ortalama olarak 24-26) başladığı
gözlemlenmiştir.
Hastalıkta, bel fıtığındaki ağrıdan farklı olarak dinlenme ile ağrının azalmadığı, aksine daha da arttığı
görülüyor. Belde belirgin bir ağrı olmaksızın, kalça kısımlarında bazen bir tarafta, bazen de diğer tarafta ağrı
ile başlaması da sık rastlanan bir durumdur. Özellikle
40 yaş öncesi hastalarda bel ağrısı, sabahları uyandıktan
sonra ya da uzun istirahat sonrası belde 1 saatten fazla
46
046_047_BEL VE KALCA AGRILARI.indd 46
güne kadar kullanılmakta olan klasik ilaçlar ve yeni
geliştirilen biyolojik ilaçlara başvurulur. Klasik ilaçların başında iltihap mekanizmasını baskılayan ağrı
kesiciler söz konusudur. Bu ilaçlar ağrı gidermeye ve
hastaların sabah rahat bir şekilde uyanmalarına katkı
sağlar.
Ankilozan spondilit hastalığında geç kalınması ya da
uygun tedavi seçeneklerinin uygulanmaması durumunda, hastanın vücut omurgasında kamburlaşma
oluşabilir. Bu durum kötü görünümün yanı sıra günlük
yaşamda da birçok soruna neden olur. Uzman doktorun
tavsiyelerine uyulup, egzersizler düzenli olarak yapıldığı
takdirde hastalığın ilerleyen aşamalarında oluşabilecek
birçok sorunun önüne geçilebilir.
SONBAHAR 2013
10/9/13 1:17:07 PM
Hastalığın
tedavisinde
uyulması
gereken kurallar:
• Akciğer kapasitesinin arttırılması için,
tüm hareketler solunum egzersizleriyle
birlikte uygulanmalıdır.
• Yatak rahatsız etmeyecek kadar sert,
gömülmeyecek kadar yumuşak ve yastık
kalınlığı boyun boşluğunu dolduracak
şekilde olmalıdır.
• Farklı ısı uygulamaları ağrı ve sertliğin
azaltılmasında etkilidir.
• Omurgayı korseyle hareketsiz kılmak,
hareket etme yeteneklerinin daha da
azalmasına neden olacağından korse
kullanılmaması önerilir.
• Düzenli beslenilmeli ve her hastalığın
tetikleyicisi olan sigaradan uzak durulmalıdır.
• Uzun süre ayni pozisyonda kalmamaya ve
vücudu sürekli dik pozisyonda tutmaya özen
gösterilmelidir.
• Hasta, günde 20 dakika sırt üstü ya da
yüzükoyun düz bir şekilde yatmalıdır. Yan
ve bacaklar karına çekili halde yatmaktan
kaçınılmalıdır.
SONBAHAR 2013
046_047_BEL VE KALCA AGRILARI.indd 47
47
10/9/13 12:45:21 PM
Çocuk
hastalıkları
Bronşiolit, çocuklarda
en çok kış aylarında
görülen bir hastalıktır.
48
048_049_BRONSIOLIT.indd 48
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:45:48 PM
Bronşiolit
Minikleri bekleyen
bulaşıcı tehlike
Bulaşıcı bir hastalık olan bronşiolit, özellikle
iki yaşın altındaki çocuklarda sık görülüyor.
Medicana Avcılar Hastanesi Çocuk
Hastalıkları Uzmanı Dr. Zehra Murat Öz,
hastalıkla ilgili alınması gereken önlemler ve
tedavi şekli hakkında önemli bilgiler verdi.
B
ronşiolit
solunum
yollarının akut bir
enfeksiyonudur
ve çoğunlukla
Dr. Zehra murat öz
virüsler tarafından oluşturulur. Her yaştaki çocukları etkileyebilir ancak iki yaş altındaki çocuklarda hava
yolu çapının dar olması nedeni ile belirtileri
daha şiddetli seyreder. Doğumdan sonraki bir yıl
içinde en sık rastlanan alt solunum yolu hastalığı
bronşiolittir. Özellikle 3-6 aylık bebeklerde sık
görülür. Çoğunlukla etkeni virüsler olup en sık
olarak RSV virüsü etken olarak görülmektedir.
Bronşiolit bulaşıcı mıdır?
Bronşiolit bulaşıcı bir enfeksiyondur. Kişiden
kişiye direkt temasla, burun salgıları yolu ile,
havadan damlacık yolu ile ve mikrop bulaşmış
nesneler yolu ile hastalık yayılır. Kuluçka dönemi
2-5 gündür. Virüs vücuda girip hastalık belirtileri başladıktan sonra burun salgısında 6-21 gün
süre ile virüs bulunabilir.
Korunmak için ne yapılabilir?
Küçük çocukların kalabalık ortamlara sokulmaması, enfekte büyük çocuk ve yetişkinlerle temas
ettirilmemesi gerekir. RSV virüsü ellere bulaştığında birkaç saat boyunca canlı kalabileceğinden,
eller yıkanmadan küçük çocuklarla temas edilmemelidir. Büyük çocuk ve yetişkinlerde viral
enfeksiyon üst solunum yollarıyla sınırlı kalır ve
ciddi hastalığa neden olmaz. Ancak küçük ço-
cuklarda başlangıçta belirtiler çok hafif seyreder.
Hafif ateş, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve
iştahsızlık görülür. Belirtilerin başlamasıyla beşinci günden sonra enfeksiyon alt solunum yollarına yayılır (halk arasında ‘aşağı inmiş’ şeklinde
bilinir) ve öksürük, hırıltı, beslenme bozukluğu,
nefes darlığı görülebilir. Genellikle hastaneye bu
evrede başvurulur.
Nasıl bir tedavi uygulanır?
Bronşiolit çoğunlukla sekel (hastalık kalıntısı)
bırakmadan 7-10 gün içinde iyileşir. Nadiren yoğun bakım koşullarında takip ve tedavi
edilmesi gerekebilir. Bazen otit (kulak ilhitabı)
ve pnömoni (zatürre) gibi ikincil enfeksiyonlar
da eşlik eder ve böyle durumlarda antibiyotik
tedavisi verilir. Bronşiolit tedavisinde bronş genişleticiler sıklıkla kullanılır. Bazı durumlarda
nebulizatör (hava verilmesi) tedavisine başvurulur. Halk arasında bu tedavinin bağımlılık yarattığı düşünülür ancak doğru değildir. Astıma
• Düşük doğum ağırlığı
ile dünyaya gelen
bebekler
• Üç aylıktan küçük
bebekler
• Prematüreler
• Kalabalık ortamda
yaşayan çocuklar
• Evde anne babanın
sigara içmesi
• Kronik hastalığı olanlar
Bronşiolite hangi etkenin sebep olduğunu tespit
etmek için burun salgısından hızlı antijen testi adı
verilen virüs tayini yöntemine başvurulur.
eğilimi olan çocuklar normal çocuklara göre
daha sık bronşiolit geçirirler ve doğal olarak onlara daha sık bronş genişletici tedavi uygulanır.
Bu da yanlışlıkla tedavinin bağımlılık yaptığı
şeklinde yorumlanır. Kesin olarak hangi etkenin
sebep olduğunu tayin edebiliriz. En sık olarak
burun salgısından hızlı antijen testi adı verilen
virüs tayini yöntemine başvurulur.
SONBAHAR 2013
048_049_BRONSIOLIT.indd 49
Bronşiolit
gelişiminde
risk
faktörleri:
49
10/9/13 12:45:55 PM
Tüp bebek
Tüp bebek teda
başarıyı artıran faktörler
"İlk denemede olmadı" diye hemen moralinizi
bozmayın. Günümüzde gelişen teknoloji
sayesinde tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi
olma şansı gittikçe artıyor. Medicana
Samsun Hastanesi Tüp Bebek Merkezi
Başkanı Doç. Dr. Ender Telli, tüp
bebek başarı şansını etkileyen faktörler
hakkında önemli bilgiler verdi.
D
aha önce başarısızlıkla sonuçlanan
tüp bebek uygulamalarında çift tekrar tedaviye alınırken, detaylı olarak
incelenir ve hangi nedenlerle gebe kalamadığı
araştırılır. Tüp bebek yöntemi ile bir kez gebe
kalamamış olan çiftlerde çok endişelenmiyoruz.
Ancak iki kez veya daha fazla
uygulamada iyi embriyolar
verilmesine rağmen gebelik elde edilemiyorsa çifti,
detaylı incelemeler yapmak üzere değerlendirmeye
alıyoruz
Kadınlarda rahim içi yapışıklıklar, rahim içinde miyom
veya polip gibi embriyonun
tutunmasını engelleyebilen
anormallikler var mı, bunları
ortaya koymaya çalışıyoruz.
Bu amaçla ultrasonografi eşliğinde rahim içine sıvı vererek
rahim boşluğunun normal
olup olmadığını kontrol
ediyoruz. Basit ve hasta için
ağrısız bir yöntem olan SIS
tekniğini sıklıkla kullanıyoruz. Ayrıca rahim filmi (HSG)
de bu tür bozuklukları görmek
için sıklıkla başvurulan bir yön-
50
050_053_TUP BEBEK.indd 50
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:46:16 PM
davisinde
Tüplerde biriken sıvı, rahim
içine akarak embriyoların
tutunmasını engeller veya
gebelik oluştuğnda erken
düşüklere yol açar.
SONBAHAR 2013
050_053_TUP BEBEK.indd 51
51
10/9/13 12:46:18 PM
Tüp bebek
Blastosist
transferi
Tekrarlayan başarısız
tüp bebek olgularında
kullandığımız bir
başka yöntem ise
embriyoları beşinci,
altıncı güne kadar
büyütüp, böylece
tutunma şansı daha
yüksek olanları
belirleyerek bunları
transfer etmektir.
Blastosist dediğimiz
bu evreye ulaşabilen
embriyoların tutunma
kabiliyeti daha
yüksektir, ayrıca
daha az embriyo
verilerek çoğul
gebeliklerin önüne
geçilebilmektedir.
Sadece bir veya iki
embriyo verilerek
hem daha yüksek
gebelik elde
edilmekte hem
de üçüz gebelik
riski ortadan
kaldırılabilmektedir.
Doç. Dr. Ender Telli
temdir. Ancak HSG yönteminin ağrılı olması ve
enfeksiyon gibi riskleri nedeniyle histeroskopik
inceleme günümüzde daha çok tercih edilmektedir. Histeroskopi rahim içine yerleştirilen ufak
bir kamera sistemi ile rahim boşluğunu detaylı
olarak inceleme şansı veren kolay bir yöntemdir. Aynı zamanda rahim içindeki bozuklukları
düzeltme kolaylığı getirmektedir. Histeroskopi,
tüp bebekte başarısız olmuş vakalarda rahime ait
faktörleri görmek için çok sık kullandığımız bir
yöntemdir. Ancak bu konuda tecrübeli cerrahlar
tarafından yapılmalıdır.
Tüplerde sıvı birikmişse…
Ayrıca yumurtalıklarda yer alan bir endometriozis (çikolata kisti), rahimde yer alan bir miyom
veya hidrosalpenks (tüplerin geçirilmiş iltihap
sonrası içleri sıvı dolu genişlemiş görünümü) gibi
başarı şansını azaltan diğer problemlerin laparoskopik cerrahi yönteminin uygulanması ile ortadan kaldırılması başarı şansını arttırmaktadır.
Embriyoların tutunmasını engelleyen bir diğer
neden de kadının tüplerinde tıkanmaya bağlı
olarak sıvı birikmesidir. Ultrasonografi ile ta-
Günümüzde gelişen teknoloji
sayesinde tüp bebek
yöntemi ile çocuk sahibi
olma şansı gittikçe artıyor.
veya gebelik oluştuğunda erken düşüklere yol
açmaktadır. Bu durumda tüplerin laparoskopi
ile çıkarılması veya rahimle birleştiği noktadan
bağlanması, başarı şansını belirgin olarak arttırmaktadır. Tüplerde sıvı toplanması, kadında tüp
bebek şansını azaltan en önemli ve en sık görülen
nedenlerden birisidir.
Tiroid bezi hastalıkları, beyinde hipofizden
Daha önce başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek uygulamalarında çift tekrar tedaviye
alınırken, detaylı olarak incelenir ve hangi nedenlerle gebe kalamadığı araştırılır.
nımlanabilen ve hidrosalpenks adı verilen bu
durumda rahim filmi çekilerek veya laparoskopi yapılarak hidrosalpenksin boyutlarını daha
net olarak ortaya koymak ve sorunu düzeltmek
mümkündür. Tüplerde biriken sıvı, rahim içine
akarak embriyoların tutunmasını engellemekte
52
050_053_TUP BEBEK.indd 52
salgılanan süt hormonu (prolaktin) artışı önemlidir. Kanda bakılan hormon seviyeleri ile bu
bozukluklar tanımlanabilir ve tedavi ile düzeltilebilir. Polikistik over hastalığı ve yol açabildiği
insülin hormonu artışı gebe kalmayı zorlaştırdığı
gibi düşüklere de yol açabilmektedir. Bu amaçla
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:46:22 PM
Endometrial
ko-kültür
insülin direncini azaltan şeker hastalığı ilaçları
verilerek gebelik şansı arttırılabilir.
Bağışıklık ve pıhtılaşma sistemine ait doğuştan
veya sonradan gelişebilen sorunların olup olmadığı, ileri kan tetkikleri yapılarak araştırılmalı
ve gerektiğinde uygun ilaçların kullanılması ile
tedavileri sağlanmalıdır.
Erkeklerde detaylı sperm analizi büyük önem
taşır. Sperm sayısında belirgin bir azalma,
spermlerde hareket azlığı veya şekil bozukluğu
varsa Y kromozomu mikrodelesyon testi, sperm
FISH testi gibi genetik testler yapılmalıdır. Bu
testlerde problem saptanırsa yeni bir tüp bebek
tedavisinde ‘Preimplantasyon Genetik Tanı’ tekniklerinden yararlanmak gerekir
Ayrıca şiddetli erkek kısırlığı problemi olan
çiftlerde de tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı
sıklıkla karşımıza çıkan problemlerden birisidir. Burada kullanılan kötü kalitedeki spermler embriyoların ileri gelişimini, kötü yönde
tutunma şansını azaltmaktadır. Tedavi öncesi
bu vakalarda spermlerin detaylı incelenmesi
ve var olan şiddetli şekil bozukluklarının tanımlanması çok önemlidir. Son yıllarda bu
amaçla geliştirilmiş özel mikroskop büyütme
sistemlerini kullanıyoruz. IMSI adı verilen bu
yöntemde, büyük büyütmeli objektifler ve özel
optik sistemler aracılığı ile spermleri 200 kat
yerine 6000 kez büyüterek inceliyoruz. Böylece
sperm baş bölgesindeki genetik yapıyı içeren
çekirdeğe ait anormallikleri tanımlayabiliyoruz. Bu bölgedeki anormallikler döllenmede
başarısızlık, embriyo gelişiminin yavaşlaması
veya duraksaması gibi durumlara yol açarak
başarıyı azaltıyor. IMSI sistemi bu bozuklukları taşımayan spermlerin seçimini sağlıyor, bu
durum gebelik şansını arttırıyor. Ancak tekniğin kullanılabilmesi için eğitimli biyologlar ve
pahalı özel sistemler ve daha uzun süren işlemler yapmamız gerekiyor.
SONBAHAR 2013
050_053_TUP BEBEK.indd 53
Başarısız tüp bebek
uygulamaları olan çiftlerde,
tüm araştırmalar normal
bulunduğunda rahim içinden
doku örneği alıyor ve bu
örneği laboratuar ortamında
kültüre edip çoğaltarak
embriyoları bu kültür
ortamında geliştiriyoruz.
Endometrial ko-kültür
olarak adlandırılan bu teknik
ile adetin 21’inci günü
rahim içinden alınan ufak
bir doku örneği laboratuar
koşullarında üretilerek
yapay bir rahim içi dokusu
oluşturuluyor ve embriyolar
bu doku içinde büyütülüyor.
Embriyo gelişimi için gerekli
olan büyüme faktörleri,
proteinler ve besleyici
maddeler yönünden zengin
olan rahim içi doku kültürü
bu sayede embriyo gelişimini
destekliyor, ayrıca ortamda
oluşan antioksidanlar
embriyo için zararlı olabilecek
artıkları uzaklaştırıyor.
53
10/9/13 12:46:24 PM
Üroloji
Böbrek t
Böbrek tümörleri, ancak
belli aralıklarla checkup ve batın ultrasonu
yapılırsa fark edilebiliyor.
54
054_055_BOBREK TUMORLERİ.indd 54
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:46:47 PM
İçimizdeki tehlike
k tümörleri
Büyük oranda böbrek kanserini ifade eden
böbrek tümörleri önceden pek belirti vermiyor.
Ancak check-up ve batın ultrasonunda ortaya
çıkıyor. Medicana Beylikdüzü Hastanesi Üroloji
bölümünden Prof. Dr. Tahir Karadeniz, böbrek
tümörleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
B
öbrekteki tümörlerin çok büyük bir bölümü, hemen hemen yüzde 95’i kanserdir.
Yani aslında biz böbrek tümörü derken
kanseri ifade ediyoruz. Çok az sayıda iyi huylu
böbrek tümörüyle karşılaşıyoruz. Bunun da iki
tipi var. En çok görülen türü böbreğin kabuğundan, dışından çıkan tümörler. Bir de böbreğin iç
kısmındaki yani idrarın oluştuğu yerdeki tümörler var. Bu ikisi biraz farklı. Genel olarak böbreğin
iç kısmından çıkan tümörler diğerlerine göre biraz
daha tehlikelidir diyebiliriz.
temle değil klasik açık cerrahi ile
ameliyatları yapıyoruz. Bu, nadir
görülen bir durum. Böbreğin iç
kısmındaki tümörlerde ise durm
Prof. Dr. Tahir Karadeniz
biraz daha farklı. Eğer böbreğin
iç kısmında bir tümör varsa bu,
Belirtileri
idrar kesesinde de çok büyük oranda tekrarlayanelerdir?
cak demektir. Dolayısıyla bu durumlarda idrar
Böbreğin iç kısmından
kesesini de değerlendiriyoruz. Eğer idrar kesekaynaklanan tümörün en
sinde bir sorun yoksa edavisi yine laparoskopik
cerrahi uygulayarak; böbreği, idrar yolunun ta- önemli belirtisi, idrarda
mamını bir de idrar kesesine böbreğin açıldığı kanama. İdrarda kanama
Nasıl bir tedavi uygulanır?
yerin bir kısmını çıkartarak kapsamlı bir ameli- aksi ispatlanana kadar önce
Önce kabuktan çıkan tümörlerin tedavisini yat şeklinde oluyor. Sonrasında ise tekrar mesa- kanseri arattırıyor bize.
kısaca özetleyelim. Böbrek kabuğundan çıkan nede nüksedebileceği ihtimaliyle belli aralıklarla Böbrek iç kısım kanseri
özellikle sigara içenlerde
bu tümörlerin tek tedavisi kitleyi çıkarmak. mesaneyi kontrol ediyoruz.
Eğer kitle 5 cm’e kadar ise ve böbreğin ana da- Sigara, özellikle böbrek içi tümörler için çok bi- çok sık görülüyor. Böbreğin
marlarına yakın değilse yani çıkarılabilecek bir linen önemli bir risk faktörü. Sanayide çalışmış kabuğundan çıkan kanserin
belirtisi de idrarda kanama
olabilir ama bu daha geç
Laparoskopik cerrahi ile vücuda dört delik açarak kitleyi
belirtidir. Genellikle
çıkartıyoruz. Sadece 6-7 cm’lik bir kesiyle ameliyat bitmiş oluyor. bir
günümüzde tomografi,
yerdeyse sadece kitleyi çıkarıyoruz, böbreğe do- olmak, özellikle böbreğin kabugundan çıkan tü- ultrason ve MR’ın çok sık
kunmuyoruz. Hasta normal hayatını sürdürebi- mörler için uzun süre yüksek doz ağrı kesici almış kullanılmasıyla bu tömörler
oldukça erken dönemde
liyor. Herhangi bir böbrek kaybı olmuyor. Ama olmak önemli risk faktörleri arasında.
yakalanıyor. Böbreğin dış
5 cm’den büyükse veya böbreğin ana atar toplar
kabuğundan çıkan kanser
damarlarının olduğu yere yerleşmiş bir tümör ise Tedavide başarı oranı nedir?
çıkartmak imkansız hale geliyor. O zaman böb- Burada önemli olan ameliyattan sonraki pataloji türü erken dönemde
reği kitleyle beraber çıkartıyoruz. Bu tedavide de raporu. Eğer pataloji raporunda böbreğin kap- hiçbir belirti vermiyor, eğer
günümüzde en sık uyguladığımız yöntem lapa- sülüne, etrafına saldırmamış bir tümörse hemen çok ilerlerse kilo kaybı,
roskopik cerrahi. Yani vücuda dört delik açarak hemen yüzde 90 oranında bu iş biter. Ama eğer iştahsızlık gibi belirtiler
kitleyi çıkartıyoruz. Bunun avantajı da büyük bir böbreğin kapsülünü, yağ dokusunu tutmuş, lenf- olabiliyor. Bu konuda çok
kas kesisi olmuyor, sadece 6-7cm.’lik bir kesiyle lere sıçramış, böbreğin dışına çıkmışsa o zaman önemli bir bilgi var; böbrek
tüm ameliyat bitmiş oluyor. Bu vakaların yüzde bu kadar iyimser konuşamıyoruz. Bu durumlarda tümörü hastaları genellikle
70-80’ini bu şekilde hallediyoruz. Ama bazı immünoterapi uygulanıyor, kemoterapi ya da iç hastalıkları ya da cildiye
böbrek tümörleri karşımıza çok büyük ve vü- radyoterapi yok bu tümörlerin tedavisinde. Eğer uzmanlarına giderler. Çünkü
cudun ana toplardamarına kanser pıhtısı atmış yayılma var ise bağışıklık sistemini kamçılayıcı hastaların bir çoğu kaşıntıyla
olarak geliyor. Bu durumda laparoskopik yön- ilaçlarla tedavi ediliyor.
başvururlar doktora.
SONBAHAR 2013
054_055_BOBREK TUMORLERİ.indd 55
55
10/9/13 12:46:52 PM
Endokronoloji
Gebelikte kan şe
Tedavide diyet ve egzersiz önemli
Gebelikte ortaya çıkan şeker yüksekliği, gebeliğe özel kabul edilip
sonradan düzeleceği gerekçesiyle önemsenmemektedir. Bu büyük
bir yanılgıdır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki gebelikte kan şeker
yüksekliği olan kadınların ileride şeker hastası olma ihtimali yüzde
50-80 civarındadır. Bu yüksek bir orandır. O yüzden gebelikte diyabeti
olan kadınların doğum sonrası kan şekeri normale dönse bile diyet ve
egzersize devam etmeleri gerekir. Mümkünse doktor gözetiminde
gebelikte alınan kiloların sağlıklı bir şekilde verilmesi, diyabetin ötelenmesi ve tekrar ortaya çıkmaması açısından önemlidir. Egzersiz için ise
en kolay ve pratik olanı günde en az 30 dakika yürüyüş yapmaktır.
56
056_057_GEBELIKTE KAN SEKERI.indd 56
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:47:12 PM
n şekerine dikkat!
Gebelikte kan şeker yüksekliği
olan kadınların ileride şeker
hastası olma ihtimalinin yüzde
50-80 civarında olduğunu
vurgulayan Konya Medicana
Hastanesi Endokrinoloji ve
Metabolizma Uzmanı Dr.
Mine Öztürk, gebelikte diyabeti
olan kadınların doğum sonrası
kan şekeri normale dönse bile
diyet ve egzersize devam etmesi
gerektiğine dikkat çekti.
G
ebelikte diyabetin oluş mekanizması net olarak bilinmemektedir.
En önemli sebebin insülin direnci ve
genetik yatkınlık olduğu düşünülmektedir.
Gebelik hormonları kan şekerini yükseltme
eğilimindedir. Plasental laktojen, leptin, progesteron, prolaktin, kortizol ve adiponektin
bu değişimde rol almaktadır. Genetik ve çevresel yatkınlık yoksa kan şekeri bu durumdan etkilenmez. Ancak genetik ve çevresel
yatkınlık varsa özellikle gebeliğin 24’üncü
Dr. MİNE ÖZTÜRK
Sonuçlardan birinde ve/veya daha fazlasında
yükseklik tespit edilirse hasta diyabet kabul
edilir. Duruma göre diyet, egzersiz ve insülin
tedavisi başlanır.
Nasıl bir takip yapılmalı?
Gebelikte anne ve bebek sağlığı birinci derecede önemli olduğundan, gebenin kan şeker
takibi gebenin kendisi tarafından haftada 3
gün 4-7 kez yapılmalıdır. Kan şekeri regüle
hastalarda bu izlem 15 güne çıkarılabilir. Takipte açlık kan şekeri yanında birinci saat tok-
Gebelikte kan şeker yüksekliği olan kadınların ileride şeker
hastası olma ihtimali yüzde 50-80 civarındadır.
Gebelikte kan
şekerindeki
yükseklikler
mutlaka kontrol
edilmeli.
haftasından sonra kan şekerindeki bu yükselme belirgindir. Obez olan, birinci derecede akrabalarında diyabet bulunan, önceki
gebeliklerinde diyabet ortaya çıkan, idrarında
şeker görülen gebe kadınlar risk altındadır.
Nasıl tespit edilir?
Ülkemizde bu yüksekliği tespit etmek için
gebe kadınlara gebeliğinin 24’üncü haftasında şeker yükleme testi (oral glukoz tolerans testi) yapılır. Gebenin açlık, birinci saat
ve ikinci saat tokluk kan şekerlerine bakılır.
SONBAHAR 2013
056_057_GEBELIKTE KAN SEKERI.indd 57
luk kan şekeri bakılması çok değerlidir. Zira
anneden bebeğe plasenta yoluyla geçen şeker
tokluğun birinci saatinde zirve yapar. Gebelikte kan şekerindeki yükseklikler mutlaka
kontrol edilmeli. Çünkü kan şeker yüksekliği
bebeğin hayatını da tehdit etmektedir. Bebeğin iri doğmasına, doğum sonrası bebekte
ani kan şeker düşüklüğü, sarılık, polisitemi,
hipokalsemi gibi metabolik sorunlara yol açmaktadır. Doğum sonrası 6-12. haftada kan
şeker durumu tekrar değerlendirilmelidir.
57
10/9/13 12:47:17 PM
Kardiyoloji
Çarpıntı
eninde sonunda yakalanıyor
P
ek çok kişide çarpıntı yakınması
olduğunu, ancak çeşitli doktorlara başvurmalarına rağmen
çare bulamadıklarını duyuyoruz. Bu kişilere öneriniz nedir?
Tespit çok doğru. Ancak burada ne hastayı
ne de doktoru çok suçlamamak gerekir.
Çünkü çarpıntı teşhisinin konulması ve
teşhis konulamadığı için tedavisinin yapılması bazen çok zor oluyor.
Neden teşhis edilmesi zor?
Çünkü çarpıntı, arada bir olan ve o esnada
teşhisinin konulması gereken bir durum.
Bir yerden elektriğin geçmesi gibi; elektrik
varken sizi çarpıyor ama kesildikten sonra
hiçbir iz kalmıyor.
Peki ne yapmalı? Bu yüzyılda teşhis için
58
058_059_CARPINTI.indd 58
yapacak bir şey yok mu?
Tabii ki var. Biz kalp doktorlarının ilk istediği ve belki de en değerli teşhis yöntemi
çarpıntı esnasında bir sağlık kurumuna
başvurup EKG (kalp elektrosu) çektirmek.
Kalp elektrosu (EKG) son derece basit ve
her yerde yaptırılabilecek bir yöntem. Çarpıntı sırasında çekilen EKG'ye bakarak bir
ritm bozukluğu olup olmadığını, varsa ne
olduğunu kolayca anlayabiliyoruz.
5-10 dakika süren bir çarpıntı için evden
çıkıp bir sağlık kurumuna gidilene
kadar her şey bitmiş olmaz mı?
Hastalarımız da aynen bunu söylüyor.
Söylemesi, istenilmesi kolay ancak gerçekleştirilmesi güç bir durum. Ama yapılabilirse tanı açısından çok bilgi veriyor.
Peki çarpıntı sırasında EKG çektirilemez ise ne yapmalı?
Tabii ki en sık karşılaştığımız durum
bu. Bu aşamada elimizdeki diğer tanı silahlarını devreye sokuyoruz. Bunlardan
biri 24-48 saat EKG kaydı yapan Holter
cihazları. Holter cihazı irice bir telefon
büyüklüğünde kablolarla vücuda bağlanan bir cihaz. Cihaz bağlandıktan sonra
hasta günlük yaşantısına dönüyor. Cihaz
bağlı kaldığı müddetçe (24-48 saat süre
ile) kişinin kalp atımlarını kaydediyor.
Hasta teşhis için talihli ise bu süre içinde
çarpıntı yakınması oluyor ve daha sonra
cihazın kayıtlarının okunması ile çarpıntı
sırasından kalp ritminin ne olduğu öğrenilebiliyor. Yani teşhis konuluyor.
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:47:35 PM
ı
r
Çarpıntı, teşhis konulması en zor durumlardan biri.
Birçok hasta, “Doktor doktor dolaştım ama çarpıntıma
çare bulamadım” diyor. Medicana International Ankara
Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Erdem Diker,
çarpıntının teşhisi ile ilgili uygulanan yöntemleri anlattı.
Prof. Dr. Erdem Diker
Cihaz takılı iken hiç çarpıntı olmaz ise?
İşte problem burada başlıyor. Gerçek hayatta sıklıkla olan durum da bu. Hasta,
24 saat cihazı taşıdıktan sonra getirip
diyor ki; “Cihaz takılı iken hiç çarpıntım
olmadı, ama cihazı çıkarttırıp eve dönerken oldu.” Maalesef hastaların çok önemli
bir bölümünde çarpıntılar ayda bir iki kez
olabildiğinden bu tip cihazlarla tanı koymak kolay değil.
O zaman ne yapılmalı?
Bu durumda elimizde iki seçenek var.
Bunlardan biri girişimsel bir işlem olan
elektrofizyolojik çalışma (EPS) ile tanı
koymak. Bu işlem kısa da olsa hastanede
yatmayı, çevresel damar yolları (çoğunlukla kasıktaki toplardamarlar) kullanılarak kalbe elektrod kateter denilen özel
teller yerleştirmeyi içeren bir yöntem. Özel
laboratuvar şartlarında hastanın çarpıntısı
oluşturulmaya çalışılıyor. Hastada bir ritm
bozukluğu varsa bunu laboratuvar şartlarında ortaya çıkarmak mümkün oluyor.
Dahası böyle bir ritm bozukluğunu yine
aynı işlemin devamı niteliğinde olan, ‘kateter ablasyon’ denilen işlemle ortadan kaldırmak da mümkün oluyor. Yani hem tanı
hem de tedavi aynı anda yapılabiliyor.
Çarpıntısı olan bir kimse böyle bir işlemi istemeyebilir. En azından önemli
bir durum olup olmadığını anlayacak
başka tanı şansımız daha yok mu?
Modern tıbbın elinde birçok araç var tabii
ki. Yani çare tükenmiyor. Başka bir yöntem de transtelefonik EKG kayıt sistemleri.
SONBAHAR 2013
058_059_CARPINTI.indd 59
Nasıl çalışıyor bu sistem?
Telefon büyüklüğünde küçük bir kayıt
cihazı size veriliyor. Bu cihazı 10 gün, 15
gün, 1 ay yanınızda, çantanızda taşıyabilirsiniz. Cihaz vücuda bağlı değil. Dolayısıyla cep telefonu gibi yanınızda taşımak
dışında size bir yükü yok. Çarpıntınız
olduğunda cihazı göğsünüze koyup düğmesine basıyorsunuz. Daha sonra alınan
kaydı bir telefon aracılığı ile (hiçbir fiziksel
bağlantı yapmadan) sizi takip eden kardiyoloji uzmanına elektronik posta olarak
gönderiyorsunuz. Çarpıntınız olduğunu
düşündüğünüz her an, günde 3-5 kez bile
bu kayıtları gönderebilirsiniz. Sonra doktoronuza gidip çarpıntı anında kalp ritminiz ne olmuş öğrenebilirsiniz. Ve tanı
koydurtabilirsiniz.
59
10/9/13 12:47:39 PM
Kalp ve damar cerrahisi
En çok
VARİS
kadınları seviyor
Op. Dr. Özgür Mart
Neredeyse her iki kadından biri varisten
şikâyetçi. Medicana Konya Hastanesi
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op.
Dr. Özgür Mart, ciltte görünüm olmasa
da kişilerin çok ileri derecede varis hastası
olabileceğini ve bu hastalıklarda şikâyetlerin
doğru değerlendirilmesinin teşhiste büyük
önem taşıdığını dile getirdi.
V
aris temel olarak bacak toplardamarlarında
düzenli aralıklarla bulunan kapakçıkların
fonksiyonunu kaybetmesi sonucu oluşur. Bu
kapakçıklar bacakta bulunan kirli kanın tekrar kalbe
geri dönmesi esnasında hayati fonksiyona sahiptir.
Fonksiyonlarını yapamamaları durumunda kan damar
içinde göllenmekte ve belli bir basınçtan sonra da
damarı genişletir. Bacakta oluşan varislerin sebebi de budur.
Yıllar içinde bu
genişleme artar
ve diğer damarların da hastalığa
iştirak etmesine
sebep olur.
Varis çeşitleri
Üç çeşit varis vardır:
• Spider Varisler (örümcek ağı dozunda):
Çapları 1 mm. veya daha azdır. Elle hissedilmezler.
Mavi-kırmızı renkte damarlardır.
• Retiküler Varisler: Ciltten hafif kabarık,
4 mm’den küçük çapta, mavi-mor renkli
damarlardır.
• Yüzeysel Ana Varisler: Elle veya gözle kolayca
fark edilebilen, 4 mm'den büyük çaplı damarlardır.
Varis, kadınlarda erkeklerden dört kat fazla görülüyor. 20 ile
70 yaş aralığında bulunan kadınların yüzde 55'i varislerden şikâyetçi.
60
060_061_VARIS.indd 60
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:47:58 PM
Ciltte görünüm olmasa
da kişi çok ileri derecede
varis hastası olabilir.
Varisin nedenleri ve
görülme sıklığı
Varis, kadınlarda erkeklerden dört kat fazla
görülüyor. 20 ile 70 yaş aralığında bulunan
kadınların yüzde 55'i varislerden şikâyetçi.
Varisin nedenlerini ise şöyle sıralayabiliriz:
• Meslek: Çok ayakta kalan insanlarda
(öğretmen, hemşire, doktor vb.) ya da masa
başı işi olanlarda
• Genetik (ırsi) geçiş
• Hamilelik, OKS (doğum kontrol hapı)
kullanımı
• Obezite
• Tümörler
• Travma veya bacaklara yönelik ameliyatlar
(diz protezi vb.)
Tedavi seçenekleri
Varis tedavisi varisin derecelerine göre değişir.
• Kompresyon: Varis çorapları ve bandajlar
• Medikal tedavi: Toplardamarların
esnemesini önlemek amacıyla kullanılan veno
statik ağrılardır.
• Skleroterapi: Termokoogülasyon, köpük
tedavisi vb.
• Cerrahi tedavi: Hook verdutomi, stripping,
highligasyon, pertoron ligasyonu vb.
• Lazer tedavisi: Ekzo, endo venöz lazer
tedavisi.
Normal damar
Varis hastalarının
şikâyetleri
Ciltte görünüm olmasa da kişi çok ileri
derecede varis hastası olabilir. Bu hastalıklarda
şikâyetlerin doğru değerlendirilmesi teşhiste
büyük önem taşır.
• Ağrı: Yürürken veya gün içerisinde değil
daha ziyade akşamları oluşan huzursuz edici
künt bir ağrıdır. Genelde baldırlarda görülür.
• Yanma ve kaşıntı hissi
• Kramplar (özellikle gece krampları)
• Renk değişiklikleri ve yaralar
• Şişme (ayak bileklerinde)
Varis oluşturan damar
SONBAHAR 2013
060_061_VARIS.indd 61
61
10/9/13 12:47:59 PM
Nöroloji
Başı ağrıyan
nöroloğa
gitmeli
Hayatı boyunca hiç baş ağrısı
çekmemiş insan yoktur. Bazen
önemsemediğimiz bir baş ağrısı
çok önemli hastalıkların habercisi
olabilir. Medicana Çamlıca
Hastanesi Nöroloji bölümünden
Dr. Selda Özşahin, baş ağrılarında
tehlike sinyallerine dikkat çekiyor
ve başı ağrıyan hastaların mutlaka
nöroloğa gitmeleri konusunda uyarıyor.
Dr. Selda Özşahin
H
Cinsiyete
göre baş
ağrısı
Her baş ağrısı tipinin
sevdiği bir cinsiyet
var. Örneğin migren
kadınlarda üç kat
daha fazla görülüyor.
Kadınların yüzde
18’inde migren
görülürken erkeklerin
yüzde 6’sında
görülüyor. Gerilim tipi
baş ağrılarında cinsiyet
farkı yok, erkekte ve
kadında eşit. Küme
tipi baş ağrılarında ise
erkek hakimiyeti var.
62
062_063_BAS AGRILARI.indd 62
ayatında hiç başı ağrımayan insan yoktur, herkesin belli dönemlerde başı ağrıyor. Çok sık rastlanılan bir semptom.
Hem işgücü kaybına neden olduğu hem de altta
yatan bazı önemli hastalıkların habercisi olabildiği için çok önemli.
Tehlike sinyalleri
• İlk kez karşılaştığınız bir baş ağrısı türüyse yani
daha önce hiç o şekilde başınız ağrımamışsa,
• Hayatınızda en kötü, en şiddetli baş ağrısı ise,
• Gök gürültüsü, şimşek çakması ya da başınızda
bomba patlamış gibi çok şiddetli akut bir baş ağrısı ise,
• Ağrının sıklığı ve şiddeti giderek artıyorsa,
• Arada bir başınız hafif ağrırdı ama bu defa sık
sık tekrarlayan ve şiddetli bir baş ağrısı ise,
• Ayrıca eforla birlikte ortaya çıkan baş ağrıları
(örneğin öksürük, egzersiz, cinsel ilişki vs),
• Tedaviye hiçbir şekilde yanıt vermeyen baş
ağrısı,
• Sabah uykudan uyandıran baş ağrısı (Genellikle çoğu baş ağrısına uyumak iyi gelir. Sabahleyin baş ağrısı ile uyanıyorsak ya da baş ağrısı bizi
uykudan uyandırıyorsa bu tarz baş ağrılarını da
önemsememiz gerekiyor),
• Hiç yer değiştirmeyen baş ağrısı.
Nörolojide tanılar çok nettir. Bu tanı kriterlerine
göre baş ağrılarına tanı veriyoruz ama bazı baş
ağrıları belli bir şekle şemale uymuyor. Yani ne
migren diyebiliyorsunuz ne gerilim tipi ne küme
tipi… Belli bir şekle uymuyorsa da o baş ağrısı
bizim için önemli. Mutalaka ileri tanı yöntemlerine başvurmamız gerekiyor.
Baş ağrısına eşlik eden elde kolda uyuşma, güçsüzlük, çift görme, şuurun bulanması, göz dibinde ödem olması, görme kaybı, nöbet geçirme
gibi semptomlar varsa kesinlikle altta yatan bir
sebep olup olmadğı açısından değerlendirilmeli.
Uluslararası Baş Ağrısı Derneği baş ağrılarını
ikiye ayırıyor: Primer ve sekonder baş ağrıları.
Primer baş ağrıları, altta yatan organik bir sebep
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:48:20 PM
İş gücü kaybına neden
olan baş ağrısı, altta
yatan bazı önemli
hastalıkların habercisi
de olabiliyor.
İlaç aşırı
kullanım
baş ağrısı
Şüphelendiğimiz bir durumla karşılaşırsak beyin görüntüleme,
belden sıvı alma gibi ileri tanı yöntemlerine başvuruyoruz.
yokken ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Örneğin
migren ve gerilim tipi baş ağrısı gibi. Küme
tipi dediğimiz nörolojiye özel baş ağrıları da bu
gruba girer.
Bir de sekonder baş ağrıları var. Bu tip baş ağrılarında altta yatan sistemik bir hastalık vardır.
Ya da kafa içinde önemli bir kanama, tümor ya
da anevrizma gibi altta yatan bir neden vardır ;
baş ağrısı bunların semptomu olarak karşımıza
çıkar. Biz nöroloji kliniklerinde öncelikle bu sekonder dediğimiz türde baş ağrılarına neden olabilecek bir sebep olup olmadığını araştırıyoruz.
Eğer şüphelendiğimiz bir durumla karşılaşırsak
ileri tanı yöntemlerine (beyin görüntüleme, belden sıvı almak, laboratuar testleri) başvuruyoruz.
Ama ortada şüpheli bir durum yoksa, muayene
sonucu tanısını koyup tedavisini uyguluyoruz.
Her baş ağrısı ileri tanı yöntemleri gerektirmez.
Hastalar baş ağrılarında dahiliyeye, genel cerrahiye, beyin cerrahisine gidiyor. Başı ağıran hasta
nörologa gitmeli. Baş ağrısının doğru tanı ve tedavisi için tek branş nörolojidir. Bu yüzden yıllarca baş ağrısı çeken, 20 yıldır migreni olduğu
halde ilk defa nörologa gelmiş hastalar var.
SONBAHAR 2013
062_063_BAS AGRILARI.indd 63
Ayda 30 günün 10
günü baş ağrısı ilacı
içiyorsanız, bu ‘ilaç
aşırı kullanım baş
ağrısı’ denilen ve en
çok da 40’lı yaşlarda
görülen bir baş
ağrısına neden oluyor.
Yani çok sık baş ağrısı
ilacı kullandığınız için
başınız ağrıyor. Bu
tarz baş ağrılarında
tedavi için öncelikle
iki ay boyunca
bütün ağrı kesicileri
kesmek gerekiyor.
İki aylık bir arındırma
tedavisi uyguluyoruz.
Önce bütün ilaçları
kesiyoruz, ağrı kesici
almamasını sağlıyoruz,
ondan sonra da baş
ağrısının altında yatan
nedeni araştırıyoruz.
63
10/9/13 12:48:25 PM
Genel cerrahi
Laparoskopi
Küçük kesi, büyük işlem
Hastalar hem çok konforlu bir cerrahi geçiriyor hem de rutin
yaşamlarına kısa sürede geri dönüyorlar. “Eminim ki günün
birinde hiç açık ameliyat yapılmayacak” diyen Medicana
Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi bölümünden Op. Dr.
Ahmet Denizli, laparoskopik cerrahi hakkında bilgi verdi.
L
aparoskopi hakkında bilgi verir misiniz?
Genel cerrahi ve karın içi cerrahisi ile
ilgili ameliyat olması gereken hastalarda
eskiden büyük kesiler açılarak karın içine girilirdi. Özellikle optik sistemlerin gelişmesinden
sonra her şey daha konforlu hale geldi. Artık
ufak delikler açılarak karın içi organlara müdahale edilebiliyor. Günümüzde neredeyse tüm
karın içi ameliyatları, daha ufak kesiler açılarak
laparoskopik olarak yapabiliyor.
Çok sık uygulanan bir yöntem midir?
Evet. Gün geçtikçe, insanlar bilinçlendikçe laparoskopik cerrahi oranımız artıyor. Şu andaki
Özellikle apandisit ve safra kesesi ameliyatlarında neredeyse hiç açık ameliyat yapmıyoruz,
laparoskopiyi tercih ediyoruz.
Başka hangi ameliyatlarda laparoskopi tercih
ediliyor?
Mide, kalın bağırsak, dalak, karın içi, kasık ve
göbek, mide fıtığı ameliyatlarında laparoskopi
neredyse rutin hale gelmiş durumda…
Hastalar çok konforlu bir cerrahi geçiriyorlar. Sonrasında rutin hayatlarına
kısa sürede dönüyorlar. Eminim ki
günün birinde hiç açık ameliyat yapılmayacak.
Mide, kalın bağırsak, dalak, karın içi, kasık ve göbek, mide
fıtığı ameliyatlarında laparoskopi neredeyse rutin hale geldi.
istatistiklere bakacak olursak; kendimden örnek
verirsem, yaptığım her 10 karın içi ya da batın
ameliyatından 7-8 tanesi laparoskopik. Bu da
oldukça yüksek bir oran. İnsanlar artık bu konuda oldukça bilinçlendi. Bundan 3-4 yıl önce
kapalı ameliyat ya da kansız ameliyat dediğiniz
zaman insanlar anlamıyordu. Ama artık özellikle “Kapalı ameliyat yapıyor musunuz?” diye
soruyor hastalarımız.
Bir laparoskopik ameliyat yaklaşık ne kadar
sürüyor?
Yaptığımız ameliyata bağlı olarak değişiyor.
Başlangıçta ameliyat süreleri daha uzundu.
Cerrahi tecrübenin artması ve kullandığımız
teknolojinin ilerlemesiyle artık neredeyse açık
ameliyatlardan daha kısa sürede yaptığımız
laparoskopik ameliyatlar var. Örneğin basit
bir apandisit ameliyatı yaklaşık 20 dakikadır.
64
064_065_LAPOROSKOPIK.indd 64
Dünyayla kıyasladığımızda ne durumdayız?
Laparoskopik ameliyatlar ilk olarak
safra kesesiyle başlamış. Dünyada ilk
laparoskopik ameliyatı 1987 yılında
Fransız doktorlar yaptı. Türkiye’de ilk
laparoskopik ameliyat ise 1991-92 yıllarında yapıldı. Şu annda dünyada ne yapılıyorsa
biz de aynısını yapabiliyor durumdayız. Çünkü
bu tamamen teknolojiyi kullandığınız bir yöntem. Teknolojiyi yakından takip ettiğiniz ve
laparoskopik tecrübeniz arttığı sürece dünyayla
aynı yerde olursunuz. Bizde yapılamayıp da
yurtdışında yapılabilen herhangi bir şey yok bu
anlamda. Ayrıca özellikle Avrupa ve ABD’de
laparoskopik cerrahinin maliyeti Türkiye’ye
göre çok daha fazla. Bu nedenle pek çok hasta
Türkiye’yi tercih edebiliyor.
Op. Dr. Ahmet Denizli
SONBAHAR 2013
10/9/13 12:48:47 PM
Laparoskopinin
avantajları:
Laparoskopi, hastanın normal
yaşantısına daha erken sürede
dönmesini sağlıyor.
Hastanın normal yaşantısına daha
erken sürede dönmesini sağlar. Hem
estetik ve kozmetik açıdan hem de
kişinin sosyal hayatına erken dönmesi
açısından avantaj sağlar. Hastanede kalış
süresi ve ameliyat sonrası komplikasyon
olasılığı çok daha azdır. Kısaca “Daha az
yara yeri enfeksiyonu, daha iyi kozmetik
sonuç ve çok daha az ağrı” diyebiliriz.
Laparoskopinin
dezavantajları:
Daha önce birden fazla karın içi ameliyatı
geçirmiş kişilerde, bu ameliyatların
gelişimine bağlı olarak karın içinde
yapışıklıklar olabiliyor. Bu tür vakalarda
laparoskopik uygulama daha zor oluyor.
Ya da ileri yaşlardaki, kalp ve solunum
problemleri olan hastalarda laparoskopi
bazen dezavantaj yaratabiliyor. Ama
kıyaslandığı zaman laparoskopi gerçekten
bir çığır açmış durumda.
SONBAHAR 2013
064_065_LAPOROSKOPIK.indd 65
65
10/9/13 12:48:48 PM
MEDICANA HASTALIKTA SAĞLIKTA DERGİSİ
ABONE FORMU VE OKUR ANKETİ
Aşağıdaki bilgileri doldurun, ‘Hastalıkta Sağlıkta’ Dergisine ÜCRETSİZ abone olun.
Dergimiz hiçbir ücret ödemeden adresinize ulaştırılsın.
www.medIcana.com.tr
➲ ADI SOYADI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ DOĞUM TARİHİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ DOĞUM YERİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ MESLEĞİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ DERGİ TESLİM ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ➲ SEMT: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ POSTA KODU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ➲ ŞEHİR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ TEL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ➲ GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ E MAİL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
➲ İŞ/EV ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ HASTANEMİZ
MEDICANA Sağlık Grubu
İletişim Bilgileri
MEDICANA Hospitals Avcılar
Tel: 0212 695 48 30
Fax: 0212 695 48 30
Adres: Marmara Cad.Şamlı Sokak
No: 32 34310 Avcılar / İstanbul
MEDICANA Hospitals Bahçelİevler
Tel: 0212 449 14 49
Fax: 0212 555 80 09
Adres: Adnan Kahveci Bulvarı No: 2
34180 Bahçelievler / İstanbul
MEDICANA Hospitals Çamlıca
Tel: 0216 522 60 00
Fax: 0216 335 86 36
Adres: Alemdağ Cad. No: 85 34764
Üsküdar / İstanbul
MEDICANA Hospitals SAMSUN
Tel : 0362 311 05 05
Fax : 0362 240 20 42
Adres: Yeni Mahalle Şehit Mesut
1.Caddesi No: 85 Canik /Samsun
MEDICANA DİŞ
Tel: 0212 506 00 00
Fax: 0212 506 06 20
Adres: İzzettin Çalışlar Cad. Nurettin
Paşa Sok. No: 2 / 34310
Bahçelievler/İstanbul
SAMSUN
MEDICANA DİŞ
ÇİFTEHAVUZLAR
MEDICANA
INTERNATIONAL
ANKARA
ÇAMLICA
MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR
Tel: 0216 363 41 41 pbx
Fax: 0216 363 42 07
Adres: Cemil Topuzlu Cad. No: 56
Caddebostan-Kadıköy/İstanbul
MEDICANA KONYA
Tel : 0332 221 80 80
Fax : 0332 221 65 56
Adres: Ferihpaşa Mah. Gürz Sok.
No: 1 Selçuklu/Konya
BAHÇELİEVLER
MEDICANA
INTERNATIONAL
İSTANBUL
AVCILAR
BAHÇELİEVLER
DİŞ
HASTANEMİZİ İLK NEREDEN DUYDUNUZ?
MEDICANA Nörolojİk
Bİlİmler Merkezİ
Tel: 0212 449 14 49
Adres: Bağcılar Cad. No:1
Bahçelievler/İstanbul
MEDICANA INTERNATIONAL
İSTANBUL
EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ BÖLÜM VEYA BÖLÜMLER:
NÖROLOJİK BİLİMLER
VE OMURGA MERKEZİ
DERGİMİZDE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ KONULAR:
DERGİMİZDE EKSİK BULDUĞUNUZ VE EKLENMESİNİ ARZU ETTİĞİNİZ KONULAR:
MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA
Tel: 0 312 292 92 92
Fax: 0 312 285 69 62
Söğütözü Cad. 2165 Sok.
No: 6 Söğütözü/Ankara (ATO yanı)
İstanbul İçi Kod Çevirmeden
0850 460 63 34 Alo Medicana
Tüm hastaneleri için
e-mail: [email protected]
KONYA
66
Tel: 0212 867 75 00
Fax: 0212 872 12 36
Adres: Beylikdüzü Cad. No: 3
Beylikdüzü/İstanbul
SONBAHAR 2013
0HGLFDQ
066_ABONE.indd 66
10/9/13 1:21:33 PM
0HGLFDQD+DVWDO×NWD6DùO×NWDLODQODULNDOELQL]LQULWPLQL\DNDOD\×QLQGG
066_ABONE.indd 67
30
10/9/13 12:49:17 PM
0HGLFDQD+DVWDO×NWD6DùO×NWDLODQODUL\HQLRNXODEDüOD\DQLQGG
066_ABONE.indd 68
30
10/9/13 12:49:17 PM

Benzer belgeler

Düzenli uyku, iyi beslenme ve el temizliği şart!

Düzenli uyku, iyi beslenme ve el temizliği şart! Prof. Dr. Hasan Taşçı Genel Cerrahi Prof. Dr. Hidayet Akdemir Beyin ve Sinir Cerrahisi Prof. Dr. Kaya Kanberoğlu Radyoloji Prof. Dr. Levent Alımgil Göz Hastalıkları Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel C...

Detaylı

CyberKnife Yöntemi - Medicana Sağlık Grubu

CyberKnife Yöntemi - Medicana Sağlık Grubu Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar Kalp Ve Damar Cerrahisi Yrd. Doç. Dr. Kenan Durna Kardiyoloji Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyoloji

Detaylı

Medicana International Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı

Medicana International Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hasan Taşçı Genel Cerrahi Prof. Dr. Hidayet Akdemir Beyin ve Sinir Cerrahisi Prof. Dr. Kaya Kanberoğlu Radyoloji Prof. Dr. Levent Alımgil Göz Hastalıkları Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel C...

Detaylı

MEDICANA si ass or

MEDICANA si ass or Prof. Dr. Hasan Taşçı Genel Cerrahi Prof. Dr. Hidayet Akdemir Beyin ve Sinir Cerrahisi Prof. Dr. Kaya Kanberoğlu Radyoloji Prof. Dr. Levent Alımgil Göz Hastalıkları Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel C...

Detaylı

havuz hastalıkları - Medicana Sağlık Grubu

havuz hastalıkları - Medicana Sağlık Grubu Prof. Dr. Hasan Taşçı Genel Cerrahi Prof. Dr. Hidayet Akdemir Beyin ve Sinir Cerrahisi Prof. Dr. Kaya Kanberoğlu Radyoloji Prof. Dr. Levent Alımgil Göz Hastalıkları Prof. Dr. Mahmut Başoğlu Genel C...

Detaylı

EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn

EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn Yrd. Doç. Dr. Hacı Akar Kalp Ve Damar Cerrahisi Yrd. Doç. Dr. Kenan Durna Kardiyoloji Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyoloji

Detaylı