Mart - Keskinoğlu

Transkript

Mart - Keskinoğlu
MART 2016 Sayı:221
Piliç Etinden Özür Dileme
Zamanı Gelmiştir
İçerisinde bulunan protein ve vitamin zenginliği ile
insan beslenmesinde önemli bir yere sahip olan
piliç eti; gerek sindirim sistemine yardımcı oluşu,
gerekse kemik gelişimi açışından günlük almamız
gereken besin öğelerinin en başında gelmektedir.
Fakat bu önemli besin kaynağının değeri hala
ülkemizde yeteri kadar bilinmemektedir. Son
yıllarda piliç eti hakkındaki asılsız çıkan haberler
yüzünden de maalesef kişi başı tüketim istenilen
seviyelerde değildir. Konunun uzmanı olmayan
kişiler tarafından piliç eti hakkında, hiçbir bilimsel
dayanağı bulunmayan ve tüketimi durdurma
noktasına getiren iddialar sürekli olarak gündemde
tutulmaya çalışılmaktadır. Tavuk eti yetiştiriciliğinde, hormon, antibiyotik vb. kullanıldığına dair
paylaşılan iddiaların son 3-4 yıl içinde iç pazardaki
tüketimi azaltması sebebiyle Bakanlığımız, sektör
temsilcilerimiz, üniversitelerimiz ve sivil toplum
kuruluşlarının da birer paydaş olduğu kapsamlı bir
bilinçlendirme kampanyasıyla bu bilgi kirliliğinin
ortadan kalkması için var gücüyle çalışmaktadır.
Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde BESD- BİR’in
düzenlemiş olduğu “Tavuk ve Bilimsel Gerçekler”
konulu konferansta da tavuk eti hakkındaki asılsız
iddialara, konunun uzmanları tarafından yapılan
bilgilendirici sunumlarla cevap verilmiştir.
Konferansa katılan Kalp ve Damar Cerrahisi
Uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, ABD Emory
Üniversitesi Winship Kanser Enstitüsü Hematoloji
ve Medikal Onkoloji Bölümünden Prof. Dr. Ömer
Küçük, TÜBA Asli Üyesi Prof. Dr. Kazım ŞAHİN
tavuk eti ile ilgili tüm gerçekleri paylaşmışlardır.
Konferansta, kalp sağlığı için son derece önemli
olan tavuk etinin yapısının, laboratuvar ortamında
değiştirilmesinin ve tavuğa hormon verilmesinin
mümkün olmadığı vurgulanmıştır. Yapılan bilimsel
araştırmalar sonucunda ise, tavuk yeminde
bulunan soya fasulyesinin ABD’de tüm kanserlerin
önlenmesi için en etkin gıda olarak kullanıldığı,
soya fasulyenin kanser, kalp krizi, prostat gibi
hastalıklara karşı vücudun direncini yükselten en
etkin gıdaların başında geldiği belirtilirken, soyanın
içinde bulunan genistein maddesinin kemoterapi
ile birlikte verildiğinde kanserin gelişmesini ve
büyümesini yüzde 50’ye varan oranda engellediği
ifade edilmiştir. Ayrıca, tavuk eti konusunda yapılan araştırmalarda, tüm organ, kan ve hücre bazlı
tümör araştırmaları yaptıklarını ve hiçbir patolojik
bulguya rastlanmadığının altı bir kez daha tarafsız
profesörler tarafından çizilmiştir.
Alanında uzman olmayan kişilerin herhangi bir
bilimsel araştırmaya dayanmadan tamamen
spekülatif amaçlı demeçler verdiği ve bu nedenle
insanların en ucuz ve kolay ulaşılabilir piliç etinden
yoksun bırakıldıklarının altı çizilirken, Prof. Dr.
Bingür Sönmez “Piliç etinden özür dilemenin vakti
gelmiştir” diyerek sektörümüze büyük bir itibar
atfetmiştir.
Keskinoğlu olarak biz de bugün yaptığımız reklam
kampanyaları, katıldığımız fuarlar, kurduğumuz
Keskinoglu.tv ile tüketicilerimize en ucuz protein
kaynağı olan piliç etinin önemini anlatarak, bu
önemli besin kaynağının hak ettiği değere ulaşması
için çalışmaktayız. Amacımız, tüketicilerimize sunduğumuz kaliteli, güvenli ve sağlıklı ürünlerle yurt
içi ve yurt dışındaki tüketimi arttırmak ve global bir
marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemektir.
Organica, Tarım Başkenti Konya’daki Tohum 2016
Fuarı’nda Üreticiyle Buluştu
Türk tarımına dinamik ve yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan Konya
Tohum 2016 Fuarı, geçtiğimiz günlerde
13 ülkeden 179 firmanın katılımıyla TÜYAP Konya Uluslararası Fuar Merkezi’nde
gerçekleşti. Şirketimizin 2004 yılında
faaliyete geçirdiği ve Türkiye’nin alanındaki en büyük yatırımı olan doğal tavuk
gübresi Organica da fuara pelet ve likit
gübre ürünleriyle katıldı.
Şirketimizin İç Anadolu Bölge Distribütörlüğü’nü 10 yıldır sürdüren ve Organica’yı
Konya Tohum 2016 Fuarı’nda temsil
eden Alp Tarım’ı şirket yöneticilerimiz de
yalnız bırakmadı. Konya’nın gerek iklimi,
gerekse de geniş ve verimli arazileri sayesinde Türkiye tarımının adeta başkenti
olma özelliğiyle öne çıktığını ve artan
nüfus karşısında azalan tarım arazileri
nedeniyle tarımsal üretimin artık tüm
dünyanın en önemli meselesi haline
geldiğinin altını çizen Keskin Keskinoğlu,
gerçekleşen fuarın stratejik öneme sahip
olduğunu vurguladı. Keskinoğlu, değerlendirmesi sırasında “2004 yılında üretimine başladığımız Organica doğal tavuk
gübresinin yüzde 20’ye varan verim
arttırıcı özelliği bilimsel açıdan da kanıtlanmış durumda. Aynı zamanda insan ve
çevre dostu olan Organica doğal gübre,
dengenin yeniden kurulmasına da katkı
sağlıyor. Türkiye’de tarımı geliştirmek
istiyorsak, her zaman katma değeri
yüksek yenilikleri hayata geçirmeliyiz.
Biz 2009’da likit gübre üretimine de başladık. Tarım sektöründe çift yönlü bitki
besleme ürünlerinin kullanımının artmasından dolayı likit gübre büyük önem
taşıyor. Damlama sulama sistemlerinde
de kolaylıkla kullanılabilen Organica likit
gübre, T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığımızdan tescili alınmış ilk tavuk
gübre katkılı sıvı gübredir. Keskinoğlu
olarak toprağı koruyan, mahsul verimliliğini artıran ve üretim devamlılığı esasını
gözeten önceliklere dayalı çözümler
geliştirmeye ve çiftçilerimizin hayatını
kolaylaştırmaya devam edeceğiz” dedi.
Likit gübrede yıllık 3 bin ton, pellet - toz
gübrede ise yıllık 50 bin ton üretim
kapasitesi bulunan Organica, fındıktan
üzüme, zeytinden çaya, mısırdan patatese kadar birçok alanda kullanılıyor.
Likitte 20 kg, toz ve pelette ise 25 ve 50
kg’lık boyutlarda satılan Organica’nın 5
kg’lık ambalajları ise evlerde, seralarda ve bahçe düzenlemelerinde tercih
ediliyor.
Şirketler Grubumuzdan Çalışanlarına İlk Yardım Eğitimi
“Doğru ve bilinçli yapılan ilk yardımın hayat
kurtardığına inanan
şirketler grubumuz
geçtiğimiz günlerde
çalışanlarına ilk yardım
eğitimi düzenledi.”
Doğru ve bilinçli yapılan ilk yardımın hayat kurtardığına inanan
şirketler grubumuz geçtiğimiz
günlerde çalışanlarına ilk yardım
eğitimi düzenledi.
Merkez tesisler toplantı salonunda düzenlenen eğitimde; çalışan
personellerimize temel yaşam
desteği, kanamalar, kırık çıkıklar,
hasta taşıma teknikleri, bilinç kaybı,
zehirlenmeler, boğulmalar, yanıklar,
hayvan sokmaları konularında bilgiler verildi. Ayrıca hayatın içinde kar-
şılaşılabilecek işyeri ve ev kazalarında
yapılacak müdahaleler de sinevizyon
sunumu eşliğinde teorik ve uygulamalı olarak anlatıldı.
Eğitimlerin zorunlu olduğunu ve
3 yılda bir tekrarladığını belirten
yönetim kurulu üyemiz Hamit
Keskinoğlu “Toplumların gelişmişlik
düzeyini belirleyen göstergelerden
biri de bireylerdeki sağlık bilincidir.
Hayatımızın her anında evimizde iş
yerimizde kazalarla, afetlerle karşı
karşıya kalabiliyoruz ve doğru yapılan
ilk yardım müdahalesinin hayat
kurtarıcı olduğunun bilincindeyiz.
Hem iş yaralanmalarında hem de
hayatın içerisinde yaşanabilecek
kazalarda, afetlerde mağdur olan kişilere yönelik doğru ilk müdahalenin
yapılabilmesi adına eğitim programları düzenledik. Eğitime katılan
çalışanlarımıza çabalarından dolayı
tebrik ediyor, almış oldukları eğitimle
ilk yardım müdahalesini en iyi şekilde
yapabileceklerine inanıyoruz” dedi.
Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Gelecek Nesilleri Kariyer Seçiminde de Destekliyor
“Şirketler grubumuz,
Manisa Akhisar’da
2011 yılında eğitime
başlayan Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi’nde gerçekleştirilen
Eğitim Fuarı’na sponsor
oldu.”
Eğitim projeleriyle gelecek
nesillerin topluma faydalı bireyler
olmasına katkı sağlamayı amaçlayan şirketler grubumuz, Manisa
Akhisar’da 2011 yılında eğitime
başlayan Fevzi Keskinoğlu Anadolu
Lisesi’nde gerçekleştirilen Eğitim
Fuarı’na sponsor oldu. Fevzi Keskinoğlu Anadolu Lisesi Spor Salonu’nda bu yıl ilk defa düzenlenen
Eğitim Fuarı’na aralarında İzmir
Ekonomi Üniversitesi, Yakın Doğu
2
Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitelerinin de bulunduğu toplam 18 eğitim
kurumu stand açarak üniversitelerini
tanıttı. Şirketimiz standında ise, şirketin insan kaynakları profesyonelleri
tarafından gençlere iş hayatı ile ilgili
bilgiler verildi ve meslek seçimlerinde
eğitimin ne kadar büyük pay sahibi
olduğu anlatıldı.
Öğrencilerin okul ve meslek seçiminde kolaylık sağlamayı amaçlayan
etkinlik hakkında değerlendirme
yapan yönetim kurulu başkanımız
Fevzi Keskinoğlu “Soyadımızı vererek
yaptırdığımız 5 okulda bu yıl toplam
1.200 öğrenci eğitim görüyor. İş
hayatına çocuk yaşta atılan ve eğitimini yarım bırakmak zorunda kalan
biri olarak eğitim alanında ülkemize
hizmet etmekten büyük mutluluk
duyuyorum. Ancak bizim inancımıza
göre; çocuklarımıza sadece bir okul
binası sunmakla bitmemeli eğitime
verilen destek, onlara hayatlarının
en önemli seçimlerini yaparken de
yardımcı olacak çözümler sunmalıyız.
Bu nedenle bu tarz projeler benim
nazarımda çok kıymetli. Böyle etkinliklerin gençlerin kariyerlerine yön
vermesine büyük katkı sağladığına
inanıyorum. Bu alandaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Fuara Akhisar’da bulunan 20 farklı
lisede son sınıf öğrencisi olan yaklaşık 5 bin öğrenci ve ilgili okulların
müdürleri de katıldı. Fuarı, Akhisar
Kaymakamı Kaan Peker, Akhisar Belediye Başkan Yardımcısı Ali Velestin,
İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman
Mermer de ziyaret etti.
Grup Laçin Ekibi’ni Klasik Araç Müzemizde Ağırladık
“Şirketler grubumuz,
Grup Laçin Ekibi’ni 200
araçtan oluşan Klasik
Araba Müzesi’nde
ağırladı.”
Şirketler grubumuz, Grup Laçin
Ekibi’ni 200 araçtan oluşan Klasik Araba Müzesi’nde ağırladı.
Başta Amerikan otomobil devi
Chevrolet’in 1948 yılından
başlayıp, 1970 yılına kadar
olan tüm modelleri ile birlikte,
kamyon, otobüs, traktör, motor,
bisiklet, itfaiye aracı gibi pek çok
farklı türde aracın bulunduğu
müze, gelen misafirler tarafından yoğun ilgi gördü. Gezi sırasında müzede bulunan araçların
tedarik, yapım ve temin aşama-
larını dikkatle inceleyen misafirler,
merak ettikleri konularla ilgili şirket
yetkililerinden bilgi aldılar. Klasik
otomobilleri dikkatle inceleyen
Grup Laçin Ekibi’nden Sedat Bozan
“Geçmişe bu kadar değer veren
bir kuruluşun başarısının tesadüfü
olmadığını bu müzede anlamak
mümkün. Bize burada geçmişi
yeniden yaşattığınız için çok mutluyuz. Ayrıca göstermiş olduğunuz
mükemmel misafirperverliğinizden
dolayı teşekkür ederiz” dedi.
Gezi sırasında müze hakkında açık-
lama yapan Keskin Keskinoğlu, “Şirketler grubumuzun kurucusu dedem
İsmail Keskinoğlu’nun ilk otomobili
olan 1950 model Renault aracın babam Fevzi Keskinoğlu tarafından bulunup satın alınması ile bu serüvenimiz
başladı. Başlangıçta birkaç araç ile
başlayan merakımız, araçlar çoğaldıkça daha da ileri seviyelere taşındı ve
bugün 200 araçlık müze haline geldi.
Müzeyi ziyaret edenlerden aldığımız
olumlu yorumlar ile ne kadar doğru
bir iş yaptığımızı anlıyoruz” dedi.
Keskinoğlu Üniversite Öğrencilerine Destek Vermeye Devam Ediyor
“Gediz Üniversitesi’nin
öğrencilerin akademik
ve sosyal gelişimlerine
katkı sağlamak amacıyla düzenlediği “III. İstihdam Fuarı” şirketler
grubumuzun da desteği
ile üniversitenin fuaye
alanında gerçekleşti.”
Gediz Üniversitesi’nin öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla
düzenlediği “III. İstihdam Fuarı”
şirketler grubumuzun da desteği
ile üniversitenin fuaye alanında
gerçekleşti.
Fuarın öncelikli hedefinin öğrencilerin ve yeni mezunların eğitim
aldıkları alanlardaki kariyer
fırsatlarını keşfetmeleri ve yaşadıkları topluma değer yaratacak
bireyler olduğunu belirten insan
kaynakları koordinatörümüz Esin
Keskinoğlu Onaran, “Bu organizasyonlar sayesinde öğrenciler,
firmaları yakından tanıma fırsatı
bulurken bir yandan da mezun
olduktan sonra karşılaşabilecekleri iş olanakları ve çalışmak
isteyebilecekleri şirketlerle ilgili
bilgi sahibi olabiliyorlar. Öte yandan firmalar, bu organizasyonlar
yoluyla kendilerini tanıtma fırsatı
yakalarken; bir çok öğrenciye de iş
imkanı sağlıyor” dedi.
Organizasyona katılan öğrenciler, şirketler grubumuzun kurduğu stantta
şirket yetkililerimizden ürünlerimiz
ve şirketler grubumuzla ilgili genel
bilgiler alırken, staj ve iş başvuru
formlarını doldurarak ön mülakata
tabi tutuldular. Fuarın sonunda ise
şirketler grubumuza Gediz Üniversitesi Rektörlüğü tarafından teşekkür
plaketi takdim edildi.
3
CİVCİV DÖNEMİ SEVK VE İDARESİ
Kuluçkahaneden çıkan civcivler
yaşamlarının ilk 10 gününde,
kümes ortamına alışırlar. Bu dönemde civcivler, genetik potansiyelinin elverdiği ölçüde büyüme
ve diğer kriterlerini elde edebilmek için adaptasyonlarını sağlayabilme, mümkün olduğunca
kısa bir zaman içinde ve yeterli
miktarda yeme ve suya ulaşarak
iştah gelişimi için gerekli başlangıcı yapabilmelidir.
Bu dönemde meydana gelebilecek herhangi bir yetersizlik civcivlerin ilk hafta içindeki potansiyel gelişimlerinde olumsuz etki
yaratarak, dönem sonu sürü performansını düşürecektir.
1.Civciv Kalitesi
Damızlık sürülerinde farklı yaş
ve bağışıklık seviyesi en aza indirilmelidir. Civcivlerin nakliyesi
esnasında hijyen ve bio güvenlik
kurallarına uyulmalı, araç içindeki sıcaklık 24°C ve nispi nem %50
olmalıdır.
2.Civcivlerin Kümese Gelişi Ve
Kümes Hazırlığı
Civcivlerin kümese gelmesinden
önce tüm ekipmanlar ve kümes
uygun bir şekilde temizlenmeli
ve daha önceki dönemlerde yaşanan enfeksiyonlar ve yoğun-
luğu dikkate alınarak seçilecek
uygun bir dezenfektan ile kümes
dezenfekte edilmelidir.
Yaz döneminde 3-4 kg/m² , kış
döneminde 5-6 kg/m² altlık kullanılmalı ve altlık düzenli bir şekilde civciv bölmesine dağıtılmalıdır. Eşit ve uygun dağıtılmamış
altlık, yeme ve suya ulaşılmasını
zorlaştırarak iyi bir başlangıç yapılmasını önleyecektir.
Kümesler hazırlanırken kümes
ortamı sıcaklığı ile birlikte taban
sıcaklığı dikkate alınmalıdır. Civciv gelmeden önce kümes içinde
kalıcı sıcaklık seviyesi olarak tabir
edilen sıcaklık, kümes içinde sağlanmalıdır. Bu ısıyı sağlamak için
kümes, taban sıcaklığı 27,5°C altlık sıcaklığı 29°C olana kadar ısıtılmalıdır.
Civciv kamyonundan indirilen civcivler kümese en kısa zamanda
konmalıdır. Civcivler mümkün
olduğunca çabuk kümese yayılarak, yem ve suyla buluşturulmalıdır. Civcivlerin fazla çaba
sarf etmeden yeme ve suya ulaşmalarını sağlamak için, civciv
bölmesi hazırlanırken ilk 3 gün
metrekarede 40-45 adet civciv
olmasına dikkat edilmeli, daha
sonraki dönemler için bu sayı
kademeli olarak azaltılarak, 15.
günden sonra sürü tüm kümese
alınmalıdır.
Kümese gelen sürünün her ne
kadar üniform olduğu düşünülse de, içlerinde %8-10 oranında
canlı ağırlığı sürü ortalamasının
altında olan civcivler bulunabilir. Bu tip küçük civcivlerin yeme
ve suya ulaşmalarını sağlamak
için, diğerlerinden daha fazla
özen göstermek gerekir.
Civcivlerin iyi bir başlangıç yapabilmeleri için, ilk 24 saat
hayati önem taşır. Kursak doluluğuna bakarak, sürünün genelinin yeme ulaşıp ulaşmadığı
kontrol edilmelidir. Eğer civcivlerin yem tüketimleri istenilen
seviyede değilse kümes içinde
yapılan uygulamaların tekrar
gözden geçirilmesi gerekir.
Genelde işletmelerde gözden
kaçan uygulamalardan bir diğeri de sulukların kirlenmesini önlemek için, civciv geldiği
günden itibaren, sulukların altına konulan tahta veya viol gibi
yükseltilerin kullanılmasıdır. Bu
durum kümes içinde civcivlerin
suya gidişlerini engelleyeceğinden dolayı kullanılmasından kaçınılmalıdır.
Kaynak: İnternet
Hasan Tepe
4
Savaştepe’de bulunan 45 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle
bu ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini tebrik eder,
başarılarının devamını dileriz.
Akhisar’da bulunan 80 bin kapasiteli çiftliğinde yaptığı üretimle bu
ayın başarılı üreticileri arasında
yer aldı. Kendilerini kutlar, başarılı
çalışmalarının devamını dileriz.
Erkan Çelik
Tavuk Köfteli Mantı Çorbası
Hazırlanışı:
Malzemeler:
1 paket Keskinoğlu tavuk fileto
400 g irmik unu
3 adet Keskinoğlu yumurta
3-4 adet mantar
7-8 yaprak ıspanak
3 yemek kaşığı Ravika zeytinyağı
3 diş sarımsak
3 dal taze soğan
1 küçük boy havuç
Tuz
Karabiber
2 yemek kaşığı soya sosu
3 yemek kaşığı un
8-9 dal maydanoz
3 dal taze biberiye dalı
2 dal taze mercanköşk
2 kutu Keskinoğlu Tavuk Suyu
1 bardak su
Tavuk filetoları blendardan geçirip, kıyma haline getirin.
Tavuk kıymasını yoğurma kabına alıp içine ezilmiş sarımsakları, ince kıyılmış ıspanağı, tuzu, karabiberi, maydanozu
ve 2 kaşık unu ekleyip iyice yoğurun. Tavuk harcının yarısını
ayırın. Kalanı elinizle fındıktan büyük, cevizden küçük olacak
şekilde yuvarlayın ve kalan unu serptiğiniz tabakta unlayın. Mantı hamuru için; yumurtaları yoğurma kabına alın, içine 1 yemek kaşığı
zeytinyağı ekleyip çatalla çırpın, yavaş yavaş
irmik unundan 300 g ekleyip sert bir hamur
elde edene kadar yoğurun ve dinlendirmeye
bırakın. Hamuru açıp küçük yuvarlaklar kesin, ayırdığınız köfte harcından koyup mantı
şeklinde kapatın. Tencereye zeytinyağı döküp
unladığınız tavuk köftelerini soteleyin ve başka bir kaba alın. Aynı tava içinde havuçları ve
mantarları hafif soteleyin, içine 1 bardak su
ve tavuk suyunu ekleyip, havuçlar yumuşayıncaya kadar kaynatın. İçine önce mantıları,
mantılar yumuşayınca tavuk köftelerini, ince
kıyılmış taze soğanları, biberiye yapraklarını,
mercanköşk yapraklarını ekleyip 1-2 taşım
daha kaynatın. Son olarak tuzunu, biberini ve
soya sosunu ekleyin ve servis edin.
Gazoz Tatlısı
Hazırlanışı:
Malzemeler:
3 adet Keskinoğlu yumurta
1 su bardağı sade gazoz
1 çorba kaşığı yaş maya
Aldığı kadar un
1/2 margarin
1 paket susam
Şerbet için;
5 bardak şeker
3,5 su bardağı su
1 paket vanilya
Yumurtayı, gazozu ve unu hamur yoğurma kabına koyun. Yarım su bardağı ilik suda erittiğimiz mayayı ilave edin ve hamuru yoğurun.
Hazırladığınız hamuru 3 parçaya ayırıp merdane yardımıyla
erişte hamuru kalınlığında açın. Küçük bir tavada margarini
eritip soğutmaya bırakın. Açtığınız hamuru eritilmiş yağla yağlayıp rulo şeklinde sarın. 2 parmak kalınlığında kesip
yağlanmış tepsiye dizin. Tepsideki hamurları iki kat büyüyene kadar mayalandırın. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında
üstleri kızarana kadar pişirin. Ayrı bir yerde 5 bardak şeker ile
3,5 su bardağı suyu kısık ateşte ıo dakika kaynatıp vanilyayı
da ilave ederek şerbetini hazırlayın. Soğuduktan sonra pişen
tatlı hamurunun üzerine hazırladığınız sıcak şerbeti dökün. 1
saat dinlendirdikten sonra servis yapın.
5
ŞAFAK
TÜKLE
“Haberci olmak çocukluk hayalimdi. Haber saatlerinde televizyon karşısına geçer, spikerleri
inceleyip onlar gibi okumaya,
mimik yapmaya çalışırdım.”
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize
biraz kendinizden bahseder misiniz?
1987 İstanbul doğumluyum. 2009
yılında İstanbul Üniversitesi’nden
mezun oldum. Üniversite yıllarımda
sektöre adım atmıştım ancak asıl
girişimlerim Londra’dan dil eğitimi alıp
döndüğüm 2010 yılında gerçekleşti.
24 TV’de ekonomi bölümünde stajyer
olarak başladım. Kendimi alanda hızla
geliştirirken, yeni bir adım atma kararı
aldım ve 2011’de A Haber’in kuruluş
yılında muhabir olarak işe başladım.
İlk kurulan ekipte olmak, kanalla birlikte yaş almak gerçekten çok keyifli.
Neden haberci olmayı seçtiniz? Bu
meslek ve habercilik size ne ifade
ediyor?
Haberci olmak çocukluk hayalimdi.
Haber saatlerinde televizyon karşısına
geçer, spikerleri inceleyip onlar gibi
okumaya, mimik yapmaya çalışırdım...
O zamandan kanıma giren bu meslek
benim için yenilikleri ifade ediyor.
Eğer haberciyseniz asla aynı güne
uyanmazsınız.
6
Sunuculuk kariyeriniz nasıl başladı?
A haber’in ilk kurulduğu dönemde
hem muhabir hem prodüktör olarak
görev alıyordum. Yani işin mutfağında
pişiyordum. Hedefim sunucu olmaktı.
Her şeyimi paylaşabildiğim A Haber
ekonomi müdürü Özlem Doğaner de
bunu biliyordu. Bana güvendi, şans verdi. Ve ben bu şansı her geçen gün en iyi
şekilde değerlendirebilmek için kendimi
geliştirmeye devam ediyorum.
Herkesin mesleğinde hayalleri ve hedefleri vardır. Genç yaşınızda kariyerinizde güzel bir noktadasınız, bundan
sonraki hedefleriniz neler?
Evet, “hedef” kelimesi sanırım tam
anlamıyla beni ifade ediyor. Her konuda
kendime koyduğum hedeflerim var.
Meslek hayatımda da elbette. Bu işi en
iyi şekilde uzun yıllar yapmak istiyorum.
Evet, güzel bir yerdeyim ama bu meslekte asla “olmazsınız” bence. Her geçen
gün yeni bir şeyler katmak zorundasınız
kendinize... Öğrenmeye aç olmanız
gerekiyor. Bundan sonrada adım adım
inşaa ettiğim kariyerime yeni tuğlalar
koymak istiyorum.
Türkiye’nin en çok izlenen haber kanalında olmak size farklı sorumluluklar
da yüklüyordur… Ülke gündemi de son
derece hareketli olunca, mesleğinizde
en hassas olduğunuz noktalar neler?
A Haber’in başarısı tabikii gururlandırıyor. Olay neredeyse biz oradayız. Sıcak
gelişmeleri hızlı ve doğru bir şekilde
izleyicilerimizle paylaşıyoruz. Haber
kanalında çalışıyorsanız, ister ekonomi
ister spor bölümünde olun fark etmez.
Her an her şeye hazırlıklı olmanız
gerekiyor. Bu noktada gündeme hakim
olmak çok önemli. Ve tabikii bildiklerinizi en yalın haliyle izleyici ile paylaşmak gerekiyor.
Sizin gibi sunuculuk alanında kariyer
yapmak isteyen gençlere ne tavsiye
edersiniz?
“Öncelikle gece gündüz demeden çalışmaya hazır mıyım?” diye kendilerine
sormaları gerekiyor. Bu sorunun yanıtı
“evet” ise, bence eğitim şart. Televizyon önünde olmak istiyorlarsa mutlaka
diksiyonlarına, beden diline dikkat
etmeleri gerekiyor. Bu konuda mutlaka
destek almalarını öneririm. Ben her ne
kadar radyo tv sinema bölümü mezunu
olsam da, uzun süre tiyatro ve diksiyon
eğitimi aldım. Faydalarını gördüm bu
yüzden işin uzmanlarına danışmalarını
tavsiye edebilirim. Bu arada bence stüdyo ilk adım olmamalı, mutlaka muhabirlik tadılmalı. Haber yaşanmalı, hatta
kurgu aşaması görülmeli, öğrenilmeli.
“Televizyon önünde olmak istiyorlarsa mutlaka diksiyonlarına, beden
diline dikkat etmeleri gerekiyor.”
Haftanın 5 günü yayındasınız ama iş
dışında Şafak Tükle bir gününü nasıl
geçirir?
Öncelikle hemen söyleyeyim 5 değil
6 gün. Pazar günleri yayına çıkmıyorum ama editöryel destek veriyorum.
Aynı zamanda Dijital Çağ adlı teknoloji
programını hazırlıyorum. Bunun dışında
gezmeyi yeni yerler görmeyi ve spor
yapmayı çok seviyorum. İzin günlerimde
beni sahil kenarında bulabilirsiniz.
Mutfağa girmekten ve yemek yapmaktan hoşlanır mısınız?
Mutfağı çok seviyorum, hatta yemek
yapmak bazen terapi gibi geliyor. Bu
noktada mobil uygulamaları çok kullanıyorum. Farklı yemek tariflerini bulup uyguluyorum. Bir de lezzetli olursa benden
mutlusu olamaz.
Zeytinyağlı ve tavuk yemeklerinden
favori lezzetleriniz nelerdir?
Zeytinyağlı dolma ve barbunya favorim…
Köri soslu ve ızgara tavukta vazgeçilmezlerim arasında.
Keskinoğlu ürünlerini nasıl buluyorsunuz?
Keskinoğlu sürekli kendini geliştiren
bir marka. Aynı zamanda tüketiciye
güven veriyor.
Keskin bey’i daha önce çok kez yayınlarımda ağırladım, tüketici sağlığını
her şeyden önce tuttuklarını hem
bana hem İş’in Sırrı programı izleyicilerine anlattı. Keskinoğlu ürünleri
gönül rahatlığı ile tüketilebilir.
7
BOYUN FITIĞI
Yaşamının bir döneminde boyun ağrısından yakınmayan insan
oldukça azdır. Boyun ağrıları, boyun omurgasını oluşturan kemiklerin, eklemlerin, omurların arasında yer alan disklerin ve omurga
etrafındaki kas ve bağların bozukluğu sonucu oluşur. Boyun ağrısına
yol açan hastalıklarda ağrı bazı olgularda sadece ensededir. Bazı
olgularda ise enseden başa, sırta, kollara ve hatta göğse doğru yayılabilir. Sıklıkla hastanın boyun hareketlerinde kısıtlılık oluşur. Kola ve
ele yayılan uyuşmalar, ellerde güçsüzlük hissi, baş dönmesi, sersemlik hissi sık dile getirilen yakınmalardır. Boyun ağrısı bazen kişinin
günlük yaşam aktivitelerini etkileyerek yaşam kalitesini bozabilir.
Boyun fıtığı nasıl oluşur?
Omurgayı oluşturan kemiklerin arasındaki diskin zamanla zayıflamasıyla disk içeriği dışarıya doğru fırlar. Fıtıklaşma sonucu sinir kökü
ya da omuriliğin üzerine baskı oluşabilir. Sinir kökü sıkışması ile kola
ve ele yayılan şiddetli ve yanıcı ağrı, uyuşma, karıncalanma, ileri
olgularda da el veya kolda kas güçsüzlüğü görülebilir.
Nasıl önlem alınmalı?
Boyun duruşunun (postür) düzgün olması ve boyun-sırt bölgesinin
güçlendirilmesi, boyunda travmadan ve tekrarla, stresten kaçınma,
düzgün beslenme ve fiziksel aktivite yapma, sigarayı bırakmak, iş
yerinde ergonomik düzenlemeler yapmak gereklidir.
Boyun ağrısı çekenlere öneriler:
• Çalışmanıza sık ara verin. Masada veya arabada otururken kısa
aralar verip ayağa kalkıp, kısa yürüme ve gerinme egzersizleri yapın.
• Çalışma sandalyenizi ve bilgisayarınızı ayarlayın. Otururken kalçalarınızın hizası dizlerinizden hafifçe daha yukarıda olmalı, baş ve
boyun doğru pozisyonda olmalıdır.
• Çok sayıda veya kalın yastıkla yatmayın, televizyon izlerken kanepenin koluna başınızı dayayıp uyuya kalmayın!
• Telefonun ahizesini uzun süre omuz ile boynunuzun arasına sıkıştırarak konuşmayın.
• Germe ve güçlendirme egzersizleri yapın.
• Omurga sağlığı için yürüyün ve yüzün.
Lütfen Dikkat!
Sık aralıkla devam eden boyun, omuz, kol, sırt ağrılarınız ve beraberinde baş dönmesi, baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, uykusuzluk
vs. gibi akut veya iltihabi bir şikayetle birlikte ortaya çıkmış ise, bu
ağrılar ve gerisinde yatan rahatsızlığın sebebini bulmak için, gerekli
teşhis tahlil ve tetkiklerle bulmak gerekir. ilaç ve diğer koyucu
tedaviye rağmen ciddi bir sonuç elde edilememiş, geçmek bilmeyen
boyun, omuz, kol ve sırt ağrıları devam ediyorsa ve sık aralıklarla
boyun tutulması oluyor ise, mutlaka uzman hekime başvurulması
gerekir.
Bu tür şikayetler özellikle masa başı iş yapanlar, sürekli direksiyon
başındaki şoförler, bankalarda, borsada mesaisi bilgisayar başında
geçen çalışanlar ve benzeri meslek gruplarında sık görülmektedir.
Oysa bu bölge, boyun ile vücudun bütün organların’ sevk ve idare
eden “beyin’ ile “vücut” arasında bir iletişim köprüsüdür. Bu bakımdan çok önemli bir görevi vardır. Bir kere vücudu idare edecek olan
beyin, tüm gereksinimlerini boyun yoluyla karşılar. Beyni besleyecek
kan damarlan, ona sinyal ulaştıracak sinirler boyundan geçer. Diğer
taraftan beyinden ellere, kollara, ayaklara ve organlara verilecek
tüm komutlar yine boyundan geçer. İşte zaman içinde birçok etken
sebebiyle meydana gelen boyun kas kasılmaları, boyun omurga
eksen kayması, boyun fıtığı gibi durumlar vücudun iletişim sistemini
zorda bırakır. Bu durum aslında yaşanan birçok rahatsızlığın temel
faktörüdür.
Bu şikayetler ileri ki yıllarda bazen farklı ağrı ve rahatsızlık olarak da
ortaya çıkar. Örneğin bazen kalp çarpıntı, tansiyon bozukluğu, nefes
darlığı, kulakta çınlama, baş dönmesi, kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik
ve gaz gibi şikayetler eklenir.
Yukarıda belirlenmiş şikayetler sürekli devam ediyor ve günlük
hayatınız’ etkiliyorsa lütfen doktora gidiniz ve gereken tedavileri
yaptırınız.
Kaynak: İnternet
8
EVE YÜRÜYÜŞ
İspanya’nın güneyinde Estapon’a isimli küçük bir kasabada büyüdüm. 16 yaşındayken bir sabah babam
benden kendisini araba ile 30 kilometre uzaktaki bir
köye götürmemi istedi. Ancak, onu Mijas’a bıraktıktan sonra arabayı bakım için yakındaki bir tamirhaneye götürüp bırakmam gerekiyordu. Araba kullanmayı
daha yeni öğrenmiştim ve kullanmak için pek de
fırsat çıkmıyordu. Onun için hemen kabul ettim. Babamı Mijas’a götürdüm ve öğleden sonra 4’te almaya
söz verdim. Sonra, arabayı tamirhanede bıraktım.
Birkaç saat vaktim vardı. Ben de, tamirhanenin yakınında bir sinemada bir iki film izlemeye karar verdim.
Fakat bu işten o kadar keyif aldım ki, bir iki derken
ipin ucu kaçtı. Son filmimi izledikten sonra saate baktığımda altı olduğunu gördüm. İki saat geç kalmıştım.
Filmi izlediğimi öğrenirse babamın kızacağını biliyordum. Bir daha arabayı kullanmama izin de vermezdi.
Ona tamirhanede arabanın işinin uzun sürdüğünü
söylemeye karar verdim. Buluşacağımız yere vardığım zaman babamın köşede oturmakta olduğunu
gördüm. Geç kaldığım için özür diledikten sonra ona
arabanın işinin uzadığını söyledim. Bunun üzerine
bana nasıl baktığını asla unutamam. “Bana yalan
söyleyebildiğin için çok üzüldüm, Jason. “Ne demek
istiyorsun? Gerçeği söylüyorum.” Babam bana tekrar
baktı. “Sen geç kalınca, tamirhaneyi aradım ve bir
sorun olup olmadığını sordum. Bana senin henüz
arabayı almaya gelmediğini söylediler. Yani araba ile
ilgili bir sorun olmadığını biliyorum.” Birden ne kadar
büyük bir suç işlediğimi anladım ve babama gerçeği
itiraf ettim. Babam beni üzgün bir şekilde dinledi.
“Kızgınım, ama sana değil, kendime. Eğer sen bunca
yıldan sonra bana yalan söyleye biliyorsan demek
ki ben iyi bir baba olamamışım. Kendi babasına
bile yalan söyleyebilen bir çocuk yetiştirmişim. Eve
yürüyerek dönecek ve bu arada neyi yanlış yaptığımı
düşüneceğim. “Ama baba, ev 30 kilometre uzakta ve
hava karardı. O kadar yolu yürüyemezsin.” Babam
ne özür dilemelerime, ne itirazlarıma, ne de diğer
söylediklerime kulak asmadı. Onu hayal kırıklığına
uğratmıştım ve hayatımın en acı veren derslerinden
birini almak üzereydim. Babam tozlu yollarda yürümeye başladı. Ben de arkasından araba ile izliyordum
ve durmadan özür diliyor ve arabaya binmesini rica
ediyordum. Ama beni duymazdan geliyor ve sessiz,
düşünceli ve üzgün bir şekilde yürümeye devam
ediyordu. 30 kilometre boyunca 10 kilometre süratle
onu takip ettim. Babamın hem fiziksel, hem de
duygusal olarak bu kadar acı çekmesine tanık olmak
hayatımın en üzücü ve acı veren deneyimi olmuştur.
Ancak, aynı zamanda en büyük hayat dersini de bu
olaydan aldığımı söylemeliyim. O zamandan beri asla
yalan söylemedim.
Kaynak: İnternet
Annemin Yarası
Asansör
Bir gün Temel oğlunun yanına gitmiş. Oğlu 10.katta oturuyormuş, yorgun yorgun yukarı çıkmış.
Oğlu; baba neden asansöre binmedin demiş.
Temel: asansör 6 kişilikti, 6 kişi bekledim gelmedi, bende
binmedim demiş.
Bana Seni Seviyorum Deme
Evlen Benimle
Yazar:
Miraç Çağrı Aktaş
Basım Yeri:
İstanbul
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yılı:
2016
Yönetmen:
Ozan Açıktan
Oyuncular:
Okan Yalabık,
Ozan Güven,
Belçim Bilgin,
Bora Akkaş,
Meryem Uzerli
Tür:
Dram
Süre: 2 Saat
Yapım: 2016
Salih on sekiz yaşına geldiğinde kayıp ailesini bulmak üzere kaldığı yetimhaneyi terk eder ve babasını
ararken bir çiftlikte işe başlar. Hiç beklemediği bir
anda hayalindeki yuvayı bulmuştur. Heyecan ve tansiyon yükseldikçe yeni sırlar da su üstüne çıkar. Salih
geçmişinden kurtulup bu yuvada mutlu olabilecek
midir? Soluk soluğa izlenecek Annemin Yarası, Salih’in
peşinde umudun izini sürüyor. Çekimleri, Sırbistan,
Bosna Hersek, Hırvatistan ve Türkiye’de yapılan ‘
Annemin Yarası’ başrollerini Ozan Güven, Meryem
Uzerli, Belçim Bilgin, Okan Yalabık ve Bora Akkaş’ın
paylaştığı Bosnalı Salih’in anne ve babasını arayış
hikayesini anlatıyor.
Erkek “Seviyorum” der, adam sevdiği kadının tuzlu
kahvesini içer. Hayatta birçok kez haksızlığa uğrarız.
Lakin öldüreceğini sandığımız hiçbir acıda yılmayız...
Herkesin bir hikâyesi vardı. Kimi dile getirmedi acıyan
yanlarını. Oturup kâğıda döktü acılarını. Kimi yalnızca
sustu, içine ata ata doldu taştı... Yine de tek kelime
edemedi. Hayat kimine sevebileceği nice kalpler
sundu, kimse sevemedi. Elbet benim de dile getiremediğim acılarım var. Anlatmak istesem, anlatılmaz...
Zaten bazı acılar dile getirilemez. Getirilmek istense
de kelimeler yetmez... Dilinden seni seviyorum eksik
olmayan insanlar zaten sevemez. Aşk hissettirmektir,
emektir, bunu kimse bilmez. Dil “seviyorum” dese de,
her yürek sevemez.
9
Keskinoğlu, Sosyal Medyada Kampanyalarına ve Etkinliklerine Devam Ediyor
18
221
10
Yanlış Bilinen Doğrular
11

Benzer belgeler

Şubat - Keskinoğlu

Şubat - Keskinoğlu Keskinoğlu olarak bizler, yaptığımız çeşitli kampanyalarla ve katıldığımız etkinliklerle ülkemizdeki yumurta tüketimini arttırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. En temel besin kaynaklarından bi...

Detaylı

Ocak - Keskinoğlu

Ocak - Keskinoğlu Alanında uzman olmayan kişilerin herhangi bir bilimsel araştırmaya dayanmadan tamamen spekülatif amaçlı demeçler verdiği ve bu nedenle insanların en ucuz ve kolay ulaşılabilir piliç etinden yoksun ...

Detaylı

Nisan - Keskinoğlu

Nisan - Keskinoğlu Kıbrıs Klasik ve Spor Otomobil Kulübü’nden gelen klasik otomobil tutkunlarını şirketler grubumuzun 200 araçtan oluşan Klasik Araba Müzesi’nde ağırladı. Başta Amerikan otomobil devi Chevrolet’in 194...

Detaylı

Temmuz - Keskinoğlu

Temmuz - Keskinoğlu günden itibaren, sulukların altına konulan tahta veya viol gibi yükseltilerin kullanılmasıdır. Bu durum kümes içinde civcivlerin suya gidişlerini engelleyeceğinden dolayı kullanılmasından kaçınılma...

Detaylı

Mayıs - Keskinoğlu

Mayıs - Keskinoğlu düzenlediği “III. İstihdam Fuarı” şirketler grubumuzun da desteği ile üniversitenin fuaye alanında gerçekleşti. Fuarın öncelikli hedefinin öğrencilerin ve yeni mezunların eğitim aldıkları alanlarda...

Detaylı

Nisan - Keskinoğlu

Nisan - Keskinoğlu Gediz Üniversitesi’nin öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği “III. İstihdam Fuarı” şirketler grubumuzun da desteği ile üniversitenin fuaye alanında gerçe...

Detaylı