Kafanız karışmasın

Transkript

Kafanız karışmasın
\\ www.212haber.com //
20 MART - 05 NİSAN 2014
Yıl:4
l:4
Sayı:51
Fiyatı: 1
$5
0ú/<21/ $
,·'
<(1ú.$3
%8/8û78
û(9.ú<,/0$='(9/(7&(6(77ú52168=58+2/0$=58+68='$'ú16ú='('(9/(72/0$=
Refah Partisi Rize Eski Milletvekili Şevki
Yılmaz, “Vallahi Türkiye’yi hiçbir güç geçemeyecek; çünkü burası manyetik alandır. Burada
Türkiye’nin kurucusu Eyyub el-Ensârî yatıyor.
Osmanlı’nın da Selçuklu’nun da kurucusu odur.
Aşamazlar Eyyub el-Ensârî’yi.” diye konuştu.
ŞIMARMAYIN!
DAHA ORHAN GAZİ DÖNEMİNDEYİZ
<,/0$=“Vatanınıza sahip çıkın. Bu ülke henüz ayağa
kalkmakta olan bir ülke. Şımarmayın, daha işin
başındayız. Daha Orhan Gazi dönemindeyiz; aklınızı
başınıza alın. Henüz dünyanın süper güçleri ortada.
Çanakkale’den sonra Osmanlı’yı yıkanlar bugün hala
dünyaya hâkimler. Kitap, mizan, hadid elimizde olmadan güçlü devlet olamayacağız.” ifadelerini kullandı.
DEMİR SİZİN EMRİNİZDE OLMAZSA…
E
D
’
8
1
Î
SÖZDE
GAZETEYLE
KUMPAS!
<,/0$=û81/$5,6g</('ú “İçimizdeki beyinsizler
yüzünden mezarlığa mahkûm edilen Kur’an, hayatımızın kitabı olacak. Ticareti ele geçireceksiniz. Ağır
sanayiyi ele geçireceksiniz. Demir sizin emrinizde
olacak. Füzeleriniz, uçaklarınız olacak. İşte bu sahada
adım atan bir iktidar bugün alaşağı edilmek isteniyor.”
$5$/,.operasyonuyla hükümeti devirmek
isteyen paralel yapı bu
kez de bastırdıkları ne
olduğu belirsiz gazetelerle kafaları karış-
Bugüne kadar mitinglerini Zeytinburnu’daki Kazlıçeşme Meydanı’nda gerçekleştiren
AK Parti, ‘Yeniden Milli İrade Mitingi’ başlıklı İstanbul mitingi için denize dolgu yapılarak inşa edilen Yenikapı Meydanı’nı seçti. Mitinge 2 milyondan fazla vatandaş katıldı.
İSTANBUL BUGÜN BİR BAŞKASIN
%$û%$.$17$<<ú3(5'2ø$1“Bugün bir
kez daha oyunları, tuzakları bozuyorsun
İstanbul. Bugün bir kez daha dostun kalbine umut ve sürur, düşmanın kalbine korku salıyorsun İstanbul. Sen tarihin yükünü
bir emanet gibi sırtında taşıyorsun. Sen
Açe’deki Müslümanın, Somali’deki yoksulun, Afrika’daki mazlumun umudunu
sırtında taşıyorsun.” diye konuştu.
$.3$57ú Başakşehir Gençlik Kolları’nın “Sana Emanet” programında gençlerle
buluşan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal,
“Gezicilerin, 17 Aralıkçıların Başakşehir’e kasıtları
var. Son dönemlerde hiçbir
ilçeyle ilgili yapmadıkları
kadar yayın yapıyorlar. Biz
kimseyi kandırarak buraya gelmedik. Doğruları
söylediğimiz için bu millet
yanımızda.” ifadelerini
kullandı. Î 12
Suriye’de şehid olan Abdurrahman Koç’un oğlu Usame Koç:
ŞEHİDLERİN YOLU YOLUMUZDUR
&+3Başakşehir Belediye
Başkan adayı Özgür Karabat, “Başakşehir nüfusu ve
yapısı itibarı ile büyük bir
meydanı hak ediyor. Hızla
artan nüfus sayısına cevap
verecek doğal yapıları,
yürüyüş ve bisiklet yolları,
dinlenme alanları olan bir
meydan yapacağız.” diye
konuştu. Î 22
ú++Başkanı Bülent
Yıldırım’ın da katıldığı
“Suriye halkı haykırıyor”
programında Suriye
şehitlerinden Şehit Abdurrahman Koç’un oğlu
Usame Koç babasını
anlatırken herkesi gözyaşlarına boğdu. Usame
Koç, “Şehitler ölmez,
Allah katında diridirler.”
diyerek Türkiyeli müslümanlara direnişe katkı
çağrısında bulundu Î 8
Kafanız karışmasın
Erol
ÇAKIR
(5'2ø$1“Ey Pensilvanya daha ne
istiyordun? Üniversite dedin, sana
üniversite verdik. 17 tane üniversiteye
sana müsaade verdik. Unutmayın, kişi
sevdikleriyle beraber haşrolunacaktır. Pensilvanya sen Bahçeli’yle, sen
Kılıçdaroğlu’yla haşrolunacaksın. Ama
biz de işte biz de bu meydandakilerle
haşrolunacağız.” diye konuştu.
Gençler ‘SANA EMANET’ dedi
tırmaya devam ediyor.
İstanbul’un tamamında
yüz binlerce gazete
basıldı ve Başakşehir’de
de blokların önlerine
ve esnafa dağıtıldı. Î 3
‘Başakşehir
geçilen değil,
gezilen bir kent
olsun istiyoruz’
DAHA NE İSTİYORDUN?
[email protected]
<
<(5(/6(dú0/(5ú1ĂĚŦŵĂĚŦŵ
LJĂŬůĂƔƨŒŦďƵŐƺŶůĞƌĚĞ͕ƐŝLJĂƐĞƚ
ŵƺŚĞŶĚŝƐůĞƌŝŶŝŶLJĂƉŵĂLJĂĕĂůŦƔƨŒŦ
ƔĞLJŝŶƐĂŶůĂƌŦŶŬĂĨĂůĂƌŦŶŦŬĂƌŦƔƨƌŵĂŬǀĞnjŝŚŝŶƐĞůďƵůĂŶŦŬůŦŒĂŶĞĚĞŶ
ŽůŵĂŬ͘ Î 3
2
G Ü N DEM
*(E9JL%(-FÿK9F2014
‘Başakşehir’e hiç
kış gelmeyecek’
B
$û$.û(+ú5%(/('ú<(6ú’nin, Başakpazar Fuar ve Sergi alanında düzenlediği ‘Şenlik’de, ilçe sakinleri baharın gelişini hep birlikte kutladı. 5 ton balığın ikram edildiği şenlikte, Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’da bir süre balık standına geçerek elleriyle balık pişirdi,
vatandaşlara ikram etti.
Bahar Şenliği’nde, ilçe sakinleri yağışlı havaya aldırmadan Necdet Kaya’nın
türküleriyle eğlendi. Vatandaşlar, Başakşehir Belediyesi’nin kurduğu İletişim Merkezi’nde talep ve şikâyetlerini iletti. Yine Başakşehir Belediyesi Living Lab’ın ilk projesi olan Mobil Sağlık
Uygulaması’da şenlikte yer aldı, katılımcılara ücretsiz sağlık taraması yapıldı.
Komşu ilçelerden de yoğun katılımın olduğu Bahar Şenliği’ne Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın yanı sıra Ak
Parti Başakşehir İlçe Başkanı Ayhan Özgürel, Başkan Yardımcıları Fazlı Korkut,
Haluk Dikbaş, Yasin Kartoğlu, Murat Şahin katıldı.
Bu sene ikincisi düzenlenen Bahar
Şenliği’nde vatandaşlara hitaben bir konuşma yapan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Biliyorsunuz, hizmetle dolu 5 yılı ardımızda bırakmak üzereyiz. Altyapısından çevre düzenlemelerine,
sosyal yardımlarından kültür sanat etkinliklerine kadar Başakşehir’i İstanbul’un
ve Türkiye’nin ‘model şehri’ haline getirdik. Vatandaşlarımızla birlikte baharın
gelişini bir şenlikle kutlayalım istedik. Önümüzdeki senelerde de bu festivalimizi
devam ettireceğiz. Geçtiğimiz şenliğe 20
bin civarında vatandaşımız katılmıştı. Bu
sene ise kalabalık ve ilgi daha da arttı. 2530 bin katılımcımız var. Başakpazarımız
İstanbul’un örnek gösterilen bir kapalı pazarı. Önümüzdeki dönemde her mahallemize böyle güzel, AVM konforunda kapalı pazarlar yapacağız. Oralarda da
www.212haber.com
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Önümüzde seçimler var. Ülkemizde hakim olan bahar
havasını kışa döndürmek
isteyen insanlar var. Onlara fırsat vermeyeceğiz.
Başakşehir, Başbakanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın
temellerini attığı bir ilçe, bu
yüzden Başakşehir’e hiç kış
gelmeyecek.”dedi.
ELLERİYLE BALIK PİŞİRDİ,
VATANDAŞA İKRAM ETTİ
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌĞůĞĚŝLJĞƐŝ͛ŶŝŶ͕ĂƔĂŬƉĂnjĂƌ&ƵĂƌǀĞ^ĞƌŐŝ
ĂůĂŶŦŶĚĂĚƺnjĞŶůĞĚŝŒŝ͚bĞŶůŝŬ͛ĚĞ͕ŝůĕĞƐĂŬŝŶůĞƌŝďĂŚĂƌŦŶŐĞůŝƔŝŶŝŚĞƉďŝƌůŝŬƚĞŬƵƚůĂĚŦ͘ϱƚŽŶďĂůŦŒŦŶŝŬƌĂŵ
ĞĚŝůĚŝŒŝƔĞŶůŝŬƚĞ͕ĂƔĂŬƔĞŚŝƌĞůĞĚŝLJĞĂƔŬĂŶŦDĞǀůƺƚhLJƐĂů͛ĚĂďŝƌƐƺƌĞďĂůŦŬƐƚĂŶĚŦŶĂŐĞĕĞƌĞŬĞůůĞƌŝLJůĞ
ďĂůŦŬƉŝƔŝƌĚŝ͕ǀĂƚĂŶĚĂƔůĂƌĂŝŬƌĂŵĞƫ͘
böyle güzel şenlikler, etkinlikler yapacağız. Kapalı pazarlarımız mahallelimizin
sosyal paylaşım ortamı olacak.”dedi.
Yaklaşan yerel seçimlere de değinen Başkan Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü, “Önümüzde seçimler var. Ülkemizde hakim olan bahar havasını kışa döndürmek
isteyen insanlar var. Onlara fırsat vermeyeceğiz. Başakşehir Sayın Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan’ın temellerini attığı bir ilçe, bu yüzden Başakşehir’e hiç kış
gelmeyecek.”dedi.
VATANDAŞLAR ‘ŞENLİĞİ’ ÇOK BEĞENDİ
Zeynep Aslan: Çocuğumla birlikte geldim. Şenlik çok güzel. Belediyemizden çok memnunum, kimin yardıma ihtiyacı varsa hemen koşuyorlar.
Allah belediyemizden razı olsun.
Alahaddin Özdemir: Başakşehir
İstanbul’un seçkin bölgelerinden birisi. 10 yıldır 4. Etapta oturuyorum.
Kendimizi özel bir bölgede oturuyor
hissediyoruz. Program çok güzel. Hava biraz kötü ama katılım güzel.
Bülent Şık: Çok güzel bir hizmet. Mahmutbey’de oturuyorum.
Başakşehir’de esnafım, buraya taşınmayı düşünüyorum.
Songül Çelik: Siirt’ten misafir olarak geldim. Şenlik çok güzel, katılmak
istedim. Ücretsiz sağlık taraması uygulaması çok güzel. Diğer bölgelerimizde de bu uygulamaların olmasını
temenni ediyorum. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
*(E9JL%(-FÿK9F2014
Sözde gazeteyle kumpas!
17 Aralık operasyonuyla hükümeti
devirmek isteyen
paralel yapı bu kez
de bastırdıkları
ne olduğu belirsiz
gazetelerle kafaları karıştırmaya
devam ediyor.
İstanbul’un tamamında yüz binlerce gazete basıldı
ve Başakşehir’de
de blokların önlerine ve esnafa
dağıtıldı.
3
0 MART’ta yapılacak yerel
seçimler öncesi paralel yapı gündemi çarpıtmaya devam ediyor. 17 Aralık operasyonuyla hükümeti devirmek isteyen paralel yapı
bu kez de bastırdıkları ne
olduğu belirsiz gazetelerle kafaları karıştırmaya devam ediyor. İstanbul’un tamamında yüz binlerce gazete basıldı ve apartmanların önüne 3’er 5’er bırakılmaya başlandı. ‘Demokrat İstanbul’ adıyla ‘haftalık’ basılan gazete, 17 Aralık operasyonunda üretilen
sahte delil ve tape içerikleriyle vatandaşın kafasını
kurcalamayı hedefliyor.
HAFTALIK GAZETE
AMA 3 AY ÖNCESİNİN
HABERİNİ VERİYOR
Haftalık çıktığı iddia edilen
Demokrat İstanbul gazetesinin içeriğinin sadece 17 Aralık Operasyonu ile ilgili haberlerinin yer alması ise
gözlerden kaçmadı. Ertuğrul Günay, İdris Bal, Hakan
Şükür’ün AK Parti’den istifasını yeni bir gelişme gibi veren gazetenin asıl amacının
ise gazete biraz incelendiğinde ortaya çıkıyor. Gazetenin arka sayfasında yer alan
künye kısmında, ilk baskısının 7 Mart’ta yapıldığı gö-
rülüyor. Kenan Metin’in imtiyaz sahibi olduğu gazetenin adresi ise Şişli olarak gözüküyor. 25 kuruştan satıldığı iddia edilen gazetenin bedava dağıtılması, ‘Bu sermayenin sahibi kim?’ sorusunu
da akıllara getirdi.
VATANDAŞIN
ŞAŞKINLIĞI
7 Mart tarihli gazetenin gece
yarısından sonra dağıtılması
ise dikkatlerden kaçmadı. İstanbullu vatandaşlar, sabah uyandıklarında apartmanının
önünde bu gazeteyi gördüklerinde kısa süreli bir şaşkınlık
yaşadı. //
3
Erol
ÇAKIR
[email protected]
Kafanız karışmasın
<(5(/6(dú0/(5ú1adım adım yaklaştığı
bugünlerde, siyaset mühendislerinin
yapmaya çalıştığı şey insanların kafalarını
karıştırmak ve zihinsel bulanıklığa neden
olmak.
Paralel yapının 17 Aralık’tan sonra ülke
gündemine soktuğu mesnetsiz ve yersiz
iddialar dolayısıyla, masa başında siyasi
hesaplar üretenler müthiş bir bölüşümün
payını siyasal partiler arasında dağıtımla
meşguller. Türkiye, bugünlere gelinceye
kadar bir çok badire atlattı…
İnanın, Paralel Yapının kime hizmet
ettiği belli olmayan çabalarıyla hayatımıza giren iddialardan çok daha fazlası,
geçmiş dönemde siyaset kültürümüzün
içine sokulmaya çalışıldı.
1960 darbesinde yaşadığımız şey, militarizmin siyasete biçim vermeye çalıştığı,
Başvekil Adnan Menderes ve arkadaşlarının canına malolan bir demokrasi
süreciydi. 1970’lerde yaşadığımız muhtıra da, aslında bu yönde bir telakkinin
unsurlarını içinde barındırıyordu. 12 Eylül,
vicdanlarımızı kanatan ve demokrasinin
rafa kaldırılmasının tarihin kara sayfalarına
geçen bir süreçti.
28 Şubat ise, sadece militarizmin değil,
medyanın, yargının, işadamlarının, o
dönemde 5’li Çete olarak tasnif edilen
demokrasi dışı gücün, illegal bir kalkışmanın ürünü oldu. 17 Aralık, bir yönüyle
direkt olarak demokrasiyi hedef almayan
bir panorama sergiliyordu, ama, işbaşında
ve başarılı bir hükümetin elini kolunu bağlamak, halk nezdinde itibarsızlaştırmak
ve görevini yapamaz konuma getirmek
amacında olan, vicdanlara yapılan bir
darbe niteliğindeydi.
Kafalarımız karıştırılmaya çalışıldı… Vicdanlarımız rahatsız edildi…
Toplumun zihinsel performanslarında
hükümetle ilgili soru işaretlerinin ortaya çıkması hedeflendi. Bir atasözümüzde denildiği gibi, “Kurt puslu havayı
sever”…
Herkes konuşuyor… Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor… Bu vicdan
darbesinin ortaya çıkmasını sağlayanların
hedefinin, hükümetin alaşağı edilmesi
olduğu açıkça belli değil mi?
Türkiye’de her iki seçmenden birinin
teveccüh gösterdiği, 11 yıldır bu ülkenin
sağlık, ulaşım, kültür-sanat, milli eğitim,
yargı alanında yaptığı reformlarla, din ve
vicdan noktasındaki özgürlüklerin genişletilmesi çalışmalarıyla, ülkenin her tarafında yaptığı trilyonluk yatırımlarla başarısı
noktasında kimsenin ses çıkaramadığı
bir hükümetin, legal yollarla işbaşından
uzaklaştırılması konusunda demokrasi dışı
güçlerin endişeleri vardı.
Nasıl ki, 28 Şubat’ta illegal yollara
tevessül edildiyse, seçimlerin birkaç ay
öncesinde de, bir kara propagandayla siyasetin dizayn edilmesi harekatı
yapılmasına karar verdiler.
Devlet içinde devlet olabilmek, ülkeyi
yönetilemez boyuta düşürmek için planlanan bu girişim, halkın vicdanında yankı
bulmadı.
Zira, bu mesnetsiz girişimlerin, tamamen siyaseti dizayn etme felsefesinden
kaynaklandığını halkımız gördü ve tavrını
ona göre aldı. Bir çok kez demokrasimizi
hileyle, desiseyle rafa kaldırmaya çalışan
siyaset mühendislerinin, bu sefer de insanlarımızın kafalarını karıştırmaya yönelik
böyle bir harekat yaptığı, tüm unsurlarıyla
ortaya konulurken, milletimiz safını çok
iyi belirleyecek bir şekilde yalanlara itibar
etmedi.
Kimsenin kafası karışmasın…
Bu entrikalar, bu yalanlar, sizleri oy vereceğiniz siyasal partiden vazgeçirmek için
özel olarak masa başında kurgulanmıştır.
Bugün, Başbakanın farklı illerde yaptığı
mitinglerde toplanan yüzbinlerce insan,
hem bu kara propagandaya alet olmayacaklarını, hem de hükümetlerine aynı
desteği vereceklerini haykırıyorlar.
Paralel yapının kurguladığı ve dünya
güçlerine pazarladığı siyaset bilançomuz,
30 Mart akşamında üzerimizde türlü oyunlar oynayanların tuzaklarını boşa çıkaracaktır. Onların anketleri boşa çıkacaktır,
onların siyasi hesapları boşa çıkacaktır…
Zihinlerimize işlemeye çalışsalar
da, biz “bağımsız ve hür irademizle”
sandıklara gideceğiz, ma’şeri vicdanımıza danışarak oylarımızı atacağız, her
zaman kimin yanındaysak yine onun
yanında olacağız.
Kimsenin kafası karışmasın!
Paralel yapı, kendisini Kaf Dağında
görerek, bazı bölgelerde A Partisini, bazı
bölgelerde B Partisini destekleme kararı
bile alsa, bu millete olan sevdanın, hizmet
aşkının önüne kimse geçemeyecektir.
Hakkaniyet budur… Bu milletin feraseti ve
basireti hepsini altedecektir.
Şimdi birlik olma zamanıdır… Elele
vermek zamanıdır… Oynanan oyunları
görmek zamanıdır…
İllegal yollara tevessül eden, onlara bu
yolu açmak için devletin imkanlarını kullanmaktan çekinmeyenlere ders vermek
zamanıdır.
Yalan ne kadar hızlı olursa olsun, gerçek
bir gün onu geçecektir! Tüm siyasi partilere seçimlerde başarılar diliyorum.
4
E Ğ İ Tİ M
*(E9JL%(-FÿK9F2014
www.212haber.com
Tabletle eğitimdeki
engelleri aşacaklar
“Online
Eğitim ile
Engelleri
Aşıyoruz”
Projesi
Kapsamında,
Başakşehir
Belediyesi
tarafından
düzenlenen programda 57
bedensel
engelli
öğrenciye tablet
bilgisayar
dağıtıldı.
T
h5.ú<(%(<$=$<'(51(øú’nin,
İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Valiliği işbirliğiyle hazırladığı, “Online Eğitim ile Engelleri Aşıyoruz” Projesi kapsamında Başakşehir Kültür
Merkezi’nde düzenlenen
toplantıya Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Türkiye Beyazay Derneği Başkanı Milletvekili Lokman Ayva, Ak Parti Başakşehir Kadın Kolları Başkanı Sevgi İlhan, öğrenciler ve
veliler katıldı.
Programda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engellier
Müdürlüğü Gösteri Sanatları Topluluğu tarafından
okunan şarkılar ve engellilerden oluşan Kafkas Halk
Dansları gösterisi yer aldı.
7-18 YAŞ GRUBUNDAN 431 ÖĞRENCİ
Programda bir konuşma yapan Beyazay Derneği Başkanı Milletvekili Lokman Ayva
proje hakkında bilgiler verdi. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal tablet dağıtım töreninde yaptığı konuşmada, nüfusun yüzde
10’unu oluşturan engellilerin
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu kadar
yaygın olarak gündeme taşındığını belirterek; “Başbakanımız kamu görevlilerinin
engelliler konusunda da yapması gereken görevleri olduğunu 1994’te belediye başkanı olduğunda göstermiş oldu. Bugün de tüm kamu kuruluşlarına engelliler konu-
sunda kanunen zorunluluklar getirildi ve gelişmiş ülkelerdeki imkânları ülkemize
de kazandırmak konusunda çalışıyoruz. Sadece kanunun verdiği zorunluluklar
yetmez, gönüllülük de gerekiyor. Bu işin başına halden
anlayan ve engellilerin durumunu daha iyi bilen insanları getirerek engellilerin sorunları çözülebilir. Biz de
belediyemizde buna önem
veriyoruz. Eğitim, sosyal ve
günlük hayatta da elimizden
geldiği kadar destek olmaya ve hayatlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Şu an bu
salonda tabletlerini alan çocuklarımızın eminim ki yarın meslekleriyle ilgili kurdukları hayalleri gerçek olacak. Hepinize başarılar diliyorum.” diye konuştu. //
O’nu okudular,
O’nu araştırdılar,
O’nu öğrendiler
%$û$.û(+ú5%(/('ú<(6ú’nin Bilgievleri
arasında düzenlediği 3. Siyer yarışması
finali, Başakşehir Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde yoğun bir katılımla gerçekleşti. Genel sınavda dereceye giren
öğrenciler final yarışmasında ter döktü.
Yarışmanın finaline Başakşehir Belediye
Başkanı Mevlüt Uysal, Başkan Yardımcıları Murat Şahin, Haluk Dikbaş, çok
sayıda Bilgievi öğrencisi ve velisi katıldı.
Yarışlarda her Bilgievinden 3’er öğrenci
Hz. Muhammed’in (s.a.v) hayatını konu
edinen sorular karşısında ter döktü.
Kısa bir süre içerisinde hızlı ve doğru
cevap veren öğrenci gruplarından kazanan Altınşehir Bilgievi oldu.
Program Sunucusu Nur Haktan’ın sunumu ve Bilgievi Siyer Kulübü öğrencilerinden Nurullah Nezih’in Kuran tilaveti ile başlayan yarışmanın jürisinde;
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Araştırmacı-Yazar Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil,
İlçe Müftüsü Ahmet Bilgi ve Bilgievi
çocuklarının çokça okuduğu kitapların
Yazarı Nurdan Damla yer aldı.
Her Bilgievini temsilen 3’er öğrencinin
katıldığı yarışmaya; Şahintepe, Cevdet
Kılıçlar, Cemil Meriç, Güvercintepe,
Necdet Yıldırım, Altınşehir, Akif İnan
Bilgievleri’nden toplam 21 öğrenci
katıldı. Öğrencilere Peygamberimizin doğumu, çocukluğu, gençliği ve
dönemin önemli olaylarından derlenen
25 soru yöneltildi. Sorulan 25 sorunun
ardından birinci Altınşehir Bilgievi,
ikinci Güvercintepe ,üçüncü ise Şahintepe Bilgievi oldu. Altınşehir Bilgievi
öğrencileri Figen Sürü, Rümeysa ve
Rabia Sönmez, “Bizim için
sorular
zor
değildi.
Yaklaşık
1 senedir
çalışıyorduk. Hiç
bırakmadık Siyer’e
çalışmayı.
Soruları
cevaplarken çok heyecan vardı, heyecanımıza yenik düşmedik ve emin olduk.
Soruların yanı sıra Peygamber Efendimiz bizim öncümüz onun hayatını
bilmemiz gerekiyor” dedi. //
Başakşehir Belediye
Zabıtası, ödül aldı
ú67$1%8/%h<h.û(+ú5%(/('ú<(6úZabıta
Daire Başkanlığı konferans salonunda gerçekleşen törende, sivil toplum
kuruluşlarına, medya organlarına,
radyolara, kamu kurum ve kuruluşlarına, eğitim ve öğretim kurumlarına ve
bilinçli tüketicilere ödüller ve plaketler
dağıtıldı. 15 Mart Dünya Tüketiciler
Günü münasebetiyle düzenlenen Geleneksel Tüketici Hakları Paneli ve Ödül
Töreninde Başakşehir Belediyesi Zabıta
Müdürlüğü adına ödülü Zabıta Müdürü
Faruk Öztürk aldı.
‘BİLİNÇLİ VATANDAŞ,
HUZURLU BİR İLÇE’
Başakşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü adına ödülü alan Zabıta Müdürü
Faruk Öztürk, konuyla ilgili yaptığı
açıklamada: “Başakşehir ilçemiz farklı
coğrafi ve kültürel altyapılara sahip bir
bölge. Başakşehir Belediyesi Zabıta Müdürlüğü olarak ilçedeki kamu kurumları ile koordineli çalışmalar yürütüyoruz.
Vatandaşlarımızın yasal sorumlulukları
ve tüketici hakları konusunda okullarımızda ve AVM’lerimizde düzenlediğimiz eğitim programlarımızla bilinçlendirme çalışmaları yürüterek; bilinçli
vatandaşların yaşadığı huzurlu bir ilçe
olmak adına var gücümüzle kapsamlı
çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi. //
6
Sİ YASET
*(E9JL%(-FÿK9F2014
Sandıkları 1 milyon
kişi ile koruyacak
Yerel seçimlere şaibe karıştırmak ve sonuçları tartışmalı hale
getirmek isteyenlere ve provokasyonlara karşı önlem alan AK
Parti, 1 milyon üyesini sandık çevresinde görevlendirecek.
3
0 MART’ta yapılacak yerel seçimleri provoke etmek isteyenlere
karşı önlem alan ve sonuçlar üzerindeki tartışmaları önlemek
isteyen AK Parti, yol haritası hazırladı. 8 milyon kayıtlı üyeden
1 milyonu sandıklarda görevli olacak. Parti teşkilatı, sonuçları kısa sürede genel merkeze aktaracak.
30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Türkiye genelinde 52
milyon 695 bin 831 seçmenin
194 bin 310 sandıkta oy kullanacak. Seçimlere yönelik partiler
hazırlıklarını sürdürürken, sandık güvenliği de ön plana çıktı.
AK Parti bu kapsamda 1 milyon üyesini sandık çevresinde
görevlendirecek. Bir asıl, bir yedek müşahidin yanı sıra, 9 kişilik sandık yönetim kurulu üyelerini görevlendiren Parti teşkilatı,
AKBİS’ten (AK Parti Bilgi Sistemleri) de en üst düzeyde yararlanacak. Sonuçlar Erdoğan’a
2 saat içinde ulaştırılacak.
YOL HARİTASI HAZIR
Yeni Şafak’ın haberine göre AK
Parti, sandıklarda tüm teşkilatını çalıştıracak bir yol haritası belirledi. Buna göre kayıtlı 8
milyon üyenin 1 milyonu sandık ve seçim bölgelerinde görevlendirildi. Bir asıl, bir yedek müşahidin yanı sıra, 9 kişilik sandık
yönetim kurulu üyelerini görevlendiren Parti teşkilatı, haberleşme ve iletişim için de özel donanımlı telefonlar kullanılacak.
Kullanıcılar, özel şifre ile sisteme dahil olarak bilgilerini aktarabilecek. Sistemde, özel güvenlik duvarı da bulunuyor.
AKBİS YENİLENDİ
Seçim sonuçlarının hızlı şekilde genel merkeze bildirilmesi için AKBİS sistemi de baştan aşağı yenilendi. Yazılım ve donanım olarak yeniden güncellenen
AKBİS seçim sonuçlarını engeç
2 saat içinde genel merkezdeki
Seçim Koordinasyon Merkezi’ne
(SKM) bildirecek. Başbakan Tayyip Erdoğan, seçim sonuçlarını
sandıkların açılmasıyla birlikte
en geç 2 saat içinde öğrenecek.
SİSTEM NASIL
ÇALIŞACAK?
Sistemin çalışması AK Parti’nin
sandıklarda görevlendirdiği isimler üzerinde toplanan verilerin genel merkez SKM’ye ulaştırılması şeklinde işleyecek. AKBİS ile sandık başında olan AK
Partili görevliler, il ve ilçelerde
hizmet veren kişilerle birebir iletişim kurabilecekleri gibi, tüm
görevlilere toplu mesaj da gönderebilecek. Parti adına sandık
başında görevli müşahitler, genel merkeze sorularını ve karşılaştıkları sıkıntıları anında iletecek. ‘AK Parti’nin Twitter’ı’ olarak nitelendirilen sistem İstanbul ve Ankara başta olmak üzere
pek çok ilde pilot olarak denendi
ve testlerden başarıyla çıktı. //
www.212haber.com
www.212haber.com
G Ü N DEM
*(E9JL%(-FÿK9F2014
7
Evleriniz değer kazanacak,
KESİNLİKLE SATMAYIN
Başakşehir Belediyesi, Boğazköy’de yerleşimlerin başlamasından bu yana yıllar içinde daha da büyüyerek karmaşık bir hal alan
imar ve iskân sorunlarını çözdü. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “Mülkleriniz tapularınızla birlikte kat ve kat değerlenecek. Bu nedenle kesinlikle dairelerinizi satmayın. Boğazköy’de evler, kısa sürede Bahçeşehir’deki evler kadar değer kazanacak.” dedi.
B
2ø$=.g<’de, 20 yılın hayalini gerçekleştiren Başakşehir Belediyesi, Bahçeşehir
Kültür Sanat Merkezi (BKSM)’de düzenlediği şenlikte 538 hak sahibine iskân ve tapularını verdi. 2009 yılından bu yana yapılan çalışmalarla toplamda 67 Kooperatif
adına 2274 adet bağımsız bölüme iskân ve
tapuları dağıtılmış oldu.
Sanatçı, Ferhat Göçer’inde bir konser verdiği programda Boğazköylü hak sahipleri iskan ve tapularını Başakşehir Belediye
Başkanı Mevlüt Uysal’ın elinden aldı. Şenliğe dönüşen iskânlı tapu dağıtım törenine
1500’e yakın bölge sakini katıldı.
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, “67 kooperatif adına 2274 bağımsız bölüme iskân vermenin ve 20 yıllık bir
mağduriyeti ortadan kaldırmanın gururuyla karşınızdayız. 5 yıl gibi kısa bir sürede Boğazköy’e verdiğimiz hizmet, inanın saymakla bitmez. Prestij yollar yapıyoruz. Yol yenileme çalışmaları için 64
bin ton asfalt dökmüşüz. Bazı Anadolu illerinde 5 yılda dökülen asfalttan fazla bir rakam bu. Boğazköy parkımızı yeniledik. Yürüyüş yollarıyla, kameriyeleriyle, oyun gruplarıyla pırıl pırıl bir park oldu. Talep eden 64 sitede çevre düzenleme-
si yaptık. 12 yeni oyun alanı, 13 oyun alanı yenilemesi gerçekleştirdik. 15 noktada 39 akıllı yer altı çöp koyteyneri ile tertemiz bir Boğazköy hedefledik ve gerçekleştirdik. Bahçeşehir-Esenyurt TEM ilave yolları projesi. İşte Estonşehir-Boğazköy viyadük ve yan yol projeleri ile trafik sorununu çözdük. Eşkinoz deresi ıslah ediliyor. Islah çalışmaları bitince Bahçeşehirliler ve Boğazköylüler muhteşem
bir parka kavuşacaklar bu alanda. Sanıyorum 2017 gibi tamamen bitirmiş olacağız bu işi. Tabii, hassasiyetle önem verdiğimiz bir proje daha var. Bahçeşehir gölet alanımız 350 dönümden 1.500 dönüme
çıkıyor. Göletimiz, Boğazköy’e de geliyor.
Pazartürk’ü, Boğazköy’e taşıma projemiz
var. Kısa zamanda hayata geçireceğiz.
Türkiye’nin en modern kapalı Pazar yeri Boğazköy’de olacak inşallah.” dedi.
ULAŞIM SORUNLARI
ÇÖZÜLÜYOR
Boğazköy’de ulaşım sorunu ile ilgili gelişmeleri de aktaran Uysal, sözlerine şöyle devam etti: “Metromuz Başakşehirimize geldi. Ring seferleriyle Boğazköylü vatandaşlarımız kolayca metroya ulaşabiliyor. Otobanımıza paralel
bir yolumuz olacak. Projelendirme çalışması tamamlandı. Beşiktaş’tan Halkalıya uzanacak olan yeni bir ulaşım
hattı çalışması var. Bu hat Halkalı’dan,
Bahçeşehir’e, oradan da Beylikdüzü’ne
geçecek. Bahçeşehir’de, İETT garajı kurulacak böylelikle ulaşımda önemli
mesafeler kat etmiş olacağız.”
BOĞAZKÖY KISA SÜREDE
BAHÇEŞEHİR OLACAK
7ƐŬąŶǀĞƚĂƉƵůĂƌŦŶŦĂůĂŶŽŒĂnjŬƂLJůƺůĞƌĞƐĞƐůĞŶĞŶĂƔŬĂŶhLJƐĂů͗͞DƺůŬůĞƌŝŶŝnj
ƚĂƉƵůĂƌŦŶŦnjůĂďŝƌůŝŬƚĞŬĂƚǀĞŬĂƚĚĞŒĞƌůĞŶĞĐĞŬ͘ƵŶĞĚĞŶůĞŬĞƐŝŶůŝŬůĞĚĂŝƌĞůĞƌŝŶŝnjŝƐĂƚŵĂLJŦŶ͘ŽŒĂnjŬƂLJ͛ĚĞĞǀůĞƌ͕ŬŦƐĂƐƺƌĞĚĞĂŚĕĞƔĞŚŝƌ͛ĚĞŬŝĞǀůĞƌŬĂĚĂƌĚĞŒĞƌ
ŬĂnjĂŶĂĐĂŬ͟ĚĞĚŝ͘
EVRAK SAYIS
I
AZALTILDI, İŞ
LEMLER
HIZLANDI
ŽŒĂnjŬƂLJ͛ĚĞŝƐŬĂ
Ŷ
ůŦƐŽƌƵŶůĂƌŦŶĕƂnj ǀĞƚĂƉƵŬĂLJŶĂŬƺŵƺŝĕŝŶƂnjǀĞƌŝůŝ
ĕĂůŦƔŵĂůĂƌLJƺƌƺƚĞŶ
ĂƔ
ǀĂƚĂŶĚĂƔůĂƌŦŶŝƔ ĂŬƔĞŚŝƌĞůĞĚŝLJĞƐŝ
ůĞŵůĞƌŝŶŝŶŚŦnjŬ
ĂnjĂŶŵĂƐŦŝĕŝŶŬŽůĂLJů
ŦŬůĂƌƐĂŒůĂĚŦ͘
hLJƐĂů͕ŬŽŽƉĞƌĂƟŇ
ĞƌŝŶŬĂƨůĚŦŒŦƚŽƉ
ƨůĂƌĚĂŽŒĂnjŬƂ
LJ͛ĚĞďĞůŝƌůŝƉĞƌŝLJ ůĂŶŽƚůĂƌůĂŝƐŬąŶŬŽŶƵƐƵ
ŶĚ
ƌŦĂŶůĂƴ͘sĂƚĂŶ ĂLJĂƉŦůĂŶŬŽůĂLJůŦŬůĂĚĂ
ŵĂůĂƌŦƚĞƔǀŝŬĞĚ ƔůĂƌŦŶŝƐŬąŶůĂƌŦŶŦĂůŝůĚ
ƚĂůĞďŝŶĚĞďƵůƵŶĂ ŝ͘ZƵŚƐĂƚǀĞŝƐŬąŶ
Ŷů
ƌĂƐŦŶĚĂZƵŚƐĂƚǀ ĂƌŦŶŝƔůĞŵůĞƌŝƐŦĞ7ƐŬąŶƺĐƌĞƚůĞƌŝŶ
ŬŽůĂLJůŦŬůĂƌƐĂŒůĂ
ĚĞ
ŶĚ
LJŦƐŦŵŝŶŝŵƵŵĂ Ŧ͘7ƐƚĞŶĞŶĞǀƌĂŬƐĂŝŶĚŝƌŐĞŶĚŝͬͬ͘
8
HA BER
*(E9JL%(-FÿK9F2014
www.212haber.com
Diktatörler yenilecek,
direnenler kazanacak!
B
HACER TÜRKEL
$û$.û(+ú5Emin Saraç Kültür Merkezinde “Suriye Halkı Haykırıyor: Gerekirse Ölürüz Ama Zillete Boyun Eğmeyiz”
konulu program düzenlendi. Programa
İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent
Yıldırım, ÖZGÜR-DER Başkanı Rıdvan
Kaya, Başakşehir Mahallesi Muhtarı Fatih
Mehmet Yıldırım, Şehit Fırat Serder’in abisi Servet Serder, şehit Abdurrahman
Koç’un oğlu Usame Koç ve çok sayıda vatandaş katıldı. Program öncesinde Suriye
halkı yararına düzenlenen kermes vatandaşlardan büyük ilgi gördü. Programda
konuşan Bülent Yıldırım, “İsrail zindanları bile Suriye zindanları kadar kötü değil. Orada yapılanları anlamak ve algılamak insan ötesi bir şey.” dedi.
“Allah kimseyi düşmanın eline düşürmesin.” diye konuşmasına başlayan Bülent Yıldırım, “İsrail zindanları bile Suriye zindanları kadar kötü değil. Orada çocuklara, kadınlara, erkeklere yapılan işkenceleri anlamak ve algılamak insan ötesi bir şey. Bunları gördüğünüz zaman
bunu bir Müslüman, bir insan hatta bir
hayvan yapamaz diyorsunuz. Hani kitabımızda diyor ya hayvanlardan daha aşağılık diye. İşte karşınızda hayvanlardan daha aşağılık bir yapı var. Kadınlar enkaz
haline gelmiş. Esad’ın mezhebinin mensubu 18-19 yaşındaki gençlere kadınlar ve
çocuklar teslim ediliyor. Bunlar zaten eroin kullanıyorlar, hap alıyorlar. O kadınlara ve çocuklara istedikleri her şeyi yapıyorlar. Arkadaşlar diyor ki o büyük adamlar çocukları yere diziyorlar, sonra ellerindeki kırbaçlarla, sopalarla vuruyorlar ve üzerlerinde hopluyorlar. Bunları anlatmak zor ama bunlar birileri tarafından yaşanılıyor. 400 binden fazla insan
hapishanelerde. Evler, binalar hapishane
haline getirilmiş.” şeklinde konuştu.
Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezinde “Suriye Halkı
Haykırıyor: Gerekirse Ölürüz Ama Zillete Boyun Eğmeyiz”
konulu program düzenlendi. Programda konuşan İHH İnsani
Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Suriye’de yaşananları
anlamanın ve algılamanın insan ötesi bir şey olduğunu söyledi.
İSLAM DÜNYASINA KARŞI
BİR SAVAŞ VAR
“1988’de egemen güçler toplandı ve ‘Bütün
Müslümanların kanı bir damla petrol etmez.’ diye karar aldılar.” diyen Bülent Yıldırım şöyle konuştu: “Şu anda dördüncü dünya savaşı yaşanıyor. Bu savaş İslam dünyasına karşı bir savaştır. Bu tabloya dikkat edin.
Bakın Afganistan’da Müslüman ölüyor; Amerika ve NATO öldürüyor. Filistin’de Müslüman ölüyor; İsrail öldürüyor. Keşmir’de
Müslüman ölüyor; Hindistan öldürüyor.
Patani’de Müslüman ölüyor; Tayland öldü-
BÜTÜN
KARDEŞLERİMİN
SURİYE’YE
GİTMELERİNİ
İSTİYORUM
‘ESAD ALLAH’TIR’
YAZLARINA ŞAHİT OLDUK
Yıldırım, “Suriye meselesi bizim kırmızı
çizgimizdir. Biz Suriye’de halka ne yapıldığını çok iyi biliyoruz. Esad’ın adamları babasının yerini söylemeyen 9 yaşındaki çocuğun iki dizini de matkapla deldiler. Size bunun gibi binlerce örnek verebilirim. Hepsi hafızamızda. Biz her gün bu
kanı kusuyoruz, ağlıyoruz ama siz de öğrenin ki şu anda yaşananları bilesiniz. Esad git diye marş söyleyen çocuk nasıl öldürüldü biliyor musunuz? Sen bu gırtlakla Esad’a karşı konuşuyorsun diyerek boğazını deldiler ve gırtlağını çekerek öldürdüler. Esad’a Allah diyen bir zihniyetle karşı karşıyayız. Suriye sokaklarında
‘Esad Allah’tır’ yazlarına, atılan bombaların acımasızlığına şahit olduk. 16 yaşındaki kıza öyle işkenceler yapmışlar ki kafasında, vücudunda elektrik verilmedik
yer bırakmamışlar. Burada insanlık öldü; fakat kimse ses çıkarmıyor.” ifadelerini kullandı.
WƌŽŐƌĂŵĚĂŬŽŶƵƔĂŶ^ƵƌŝLJĞƔĞŚŝƚůĞƌŝŶĚĞŶbĞŚŝƚďĚƵƌƌĂŚŵĂŶ
<Žĕ͛ƵŶŽŒůƵhƐĂŵĞ<ŽĕĚĂŬŽŶƵƔŵĂƐŦŶĚĂƔƵŶůĂƌŦƐƂLJůĞĚŝ͗͞dƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞŬŝďƺƚƺŶŬĂƌĚĞƔůĞƌŝŵŝŶ
^ƵƌŝLJĞ͛LJĞŐŝƚŵĞůĞƌŝŶŝŝƐƟLJŽƌƵŵ͘
'ŝĚĞƌůĞƌƐĞĕŽŬŵƵƚůƵŽůƵƌƵŵ͘
,ĞƌŬĞƐƉĂƌĂƐŦnjůŦŬƚĂŶ͕ĞǀƐŝnjůŝŬƚĞŶ͕
ĂƌĂďĂƐŦnjůŦŬƚĂŶŬŽƌŬƵLJŽƌ͘ƵŬŽƌŬƵLJƵƂŶĐĞLJĞŶŵĞůĞƌŝůĂnjŦŵ͖LJĞŶĞŵŝLJŽƌůĂƌ͘zĞŶĞƌůĞƌƐĞďĞŶĕŽŬ
ŵƵƚůƵŽůƵƌƵŵ͘zĞŶŵĞůĞƌŝŶŝŝƐƟLJŽƌƵŵĂŵĂLJĞŶĞŵĞLJĞĐĞŬůĞƌŝŶŝ
ĚĞďŝůŝLJŽƌƵŵ͘ŝůĚŝŒŝŵŝĕŝŶďƵƌĂĚĂŬŽŶƵƔƵLJŽƌƵŵ͘bĞŚŝƚůĞƌƂůŵĞnj͕
ůůĂŚŬĂƨŶĚĂĚŝƌŝĚŝƌůĞƌ͘bĞŚŝƚůĞƌŝŶ
LJŽůƵŶƵƐƺƌĚƺƌĞĐĞŒŝnj͘͟
‘Kızıl Sultan’ derken
kimi sevindiriyorsunuz?
%$û$.û(+ú5söyleşilerinin konuğu olan Prof.
Dr. İhsan Süreyya Sırma,
Sultan 2. Abdulhamid ve
İslam Birliği siyasetini
anlattı. “Tarihini bilmeyen
insanlar sömürülmeye ve
güdülmeye mahkûmdurlar.”
diyen Sırma, “Müslümanları
bitiren saltanat devri oldu.
Hulefa-i Raşidin’in ardından
gelen saltanat ile şura kaldırıldı. Bir şura vardı, bunlar
aralarından birini seçer ve
ümmet o şekilde yönetilirdi.”
diye konuştu.
Osmanlı’nın 19. yüzyılda
zayıflayarak ilim ve irfanla
uğraşmadığını, batının ise
tam tersine bilimde ilerle-
7,,ĂƔŬĂŶŦƺůĞŶƚzŦůĚŦƌŦŵ͕͞<ĞŶĚŝŵŝnjŝ>ĂŝŬ͕DƺƐůƺŵĂŶ͕<ĞŵĂůŝƐƚ͕hůƵƐĂůĐŦ͕7ƐůĂŵĐŦ͕DŝůůŝLJĞƚĕŝĚŝLJĞĂLJƌŦŵĂ
ƚĂďŝƚƵƚĂŶƚĞŬŵŝůůĞƟnj͘͟ŝĨĂĚĞůĞƌŝŶŝŶ
ĂƌĚŦŶĚĂŶ͕͞ŵƉĞƌLJĂůŝƐƚǀĞ^ŝLJŽŶŝƐƚůĞƌ
ĂŶŶĞĂĚŦǀĞďĂďĂĂĚŦDƺƐůƺŵĂŶŽůĚƵŬƚĂŶǀĞDƺƐůƺŵĂŶƚŽƉůƵůƵŬƚĂŽůĚƵŬƚĂŶƐŽŶƌĂŝƐƚĞĚŝŒŝƔĞŬŝůĚĞŬĞŶĚŝƐŦŶŦŇĂŶĚŦƌŦLJŽƌ͘'ĞƌŝnjĞŬąůŦŽůŵĂŵĂŬůĂnjŦŵ͘7ƐůĂŵƚŽƉůƵŵƵŶƵŶƵLJĂŶŵĂƐŦŐĞƌĞŬ͘bƵĂŶĚĂ^ƵƌŝLJĞ͛ĚĞƐĂĚĞĐĞ7ƐůĂŵĐŦůĂƌŦƂůĚƺƌĚƺŬůĞƌŝŶŝŵŝƐĂŶŦLJŽƌƐƵŶƵnj͍
^ƵƌŝLJĞ͛ŶŝŶ>ĂŝŬůĞƌŝŶŝĚĞ͕hůƵƐĂůĐŦůĂƌŦŶŦĚĂLJĂŶŝďĂŒŦŵƐŦnjůŦŒŦŝƐƚĞLJĞŶŚĞƌŬĞƐŝƂůĚƺƌƺLJŽƌůĂƌ͘KŶƵŶŝĕŝŶďƺƚƺŶDƺƐůƺŵĂŶůĂƌƵLJĂŶŵĂůŦ͘Ăƨ͛ŶŦŶďŝnjĞŐĞƟƌĚŝŒŝŚŝĕďŝƌƔĞLJLJŽŬ͘ǀƌĞŶƐĞůŝŶƐĂŶ
ŚĂŬůĂƌŦĚŝLJŽƌůĂƌ͘ƵŶůĂƌƐĂĚĞĐĞĂƨ͛LJĂ
ĂŝƚƔĞLJůĞƌ͘hŬƌĂLJŶĂŽůĂLJŦŶĚĂďƺƚƺŶ
ĂƨŚĂƌĞŬĞƚĞŐĞĕƟĂŵĂ^ƵƌŝLJĞ͛ĚĞ
ŐĞĕŵĞĚŝ͖ĕƺŶŬƺ7ƐƌĂŝů͛ŝŶŐƺǀĞŶůŝŒŝƐƂnj
ŬŽŶƵƐƵ͘ŵĞƌŝŬĂĂƐůĂ^ƵƌŝLJĞ͛ŶŝŶŐĞůĞĐĞŒŝŶĚĞ7ƐƌĂŝů͛ŝƚĞŚĚŝƚĞĚĞŶďŝƌŚƺŬƺŵĞƚŝƐƚĞŵŝLJŽƌ͘7ƐůĂŵ͛ŦŶĚŦƔŦŶĚĂŬŝŵĞnjŚĞƉůĞƌĚĞ^ƵƌŝLJĞ͛ĚĞŐƺĕůƺǀĞŵĞƌŬĞnjŝďŝƌ^ƺŶŶŝĚƺŶLJĂŶŦŶǀĂƌůŦŒŦŶŦŝƐƚĞŵŝLJŽƌ͘͟ĚŝLJĞŬŽŶƵƔƚƵ͘
rüyor. Mora’da Müslüman ölüyor; Filipinler
öldürüyor. Doğu Türkistan’da Müslüman ölüyor; Çin öldürüyor. Arakan’da Müslüman
ölüyor; Burma öldürüyor. Orta Afrika’da
Müslüman ölüyor; Fransa ve Hristiyanlar
öldürüyor. Mali’de Müslüman ölüyor; Fransa öldürüyor. Çeçenistan’da Müslüman ölüyor; Rusya öldürüyor. Suriye’de, Irak’ta,
Mısır’da işbirlikçiler Müslüman öldürüyorlar. Dünyada Hristiyan’ın Hristiyan’la,
Hristiyan’ın Yahudi’yle, Yahudi’nin Budistlerle bir savaşı var mı? Ölen hep Müslüman,
öldüren hep Haçlılar, Siyonistler, Budistler
ve işbirlikçiler. İşte bu gözden saklanmaya
çalışılan dördüncü dünya savaşıdır.”
^ƵƌŝLJĞƔĞŚŝƚůĞƌŝŶĚĞŶ
bĞŚŝƚďĚƵƌƌĂŚŵĂŶ<Žĕ͛ƵŶ
ŽŒůƵhƐĂŵĞ<Žĕ͗
PROF. İHSAN
A,
SÜREYYA SIRM
’İ
2. ABDULHAMİD
ANLATTI
MÜSLÜMANLAR
UYANMALI
diğini belirten Sırma, 2.
Abdülhamid’in nasıl tahta
çıktığını anlattı: “2. Abdülhamid Han, sadece kendinden önceki dönemlerden
intikal eden ekonomik güçlüklerle değil, aynı zamanda
93 harbinin ortaya çıkardığı
dış baskıyla karşı karşıya
geldi. Tanzimat Fermanı’nın
azınlıklara getirdiği haklardan istifade eden batı dünyası, Osmanlı devletini sıkıştırıyor ve tıpkı bugün olduğu
gibi anarşik hadiseler çıkartıyor, ortaya “Hasta Adam” ve
“Şark Meselesi” gibi görüşler
atıyordu. Sultan Abdülhamid
Han, batı dünyasının, Haçlı
seferlerinin devamı olarak
sürdürdükleri bu faaliyetleri-
ne karşı koymak için, kendi
“Panislamist” siyasetini
ortaya koydu. Panislamist
siyasetiyle, Sultan Abdülhamid, batı dünyasına karşı
Müslümanları bir bayrak
altında toplamayı düşünüyordu. Sultan Abdülhamid
Han, bu siyasetiyle batıya
karşı çıkıp Ermeniler vasıtasıyla çıkartılan isyanları
sert bir biçimde bastırınca,
Ermeniler kendisine “Kızıl
Sultan” demeye başladılar.
İşte, bugün dahi, kimileri
“Kızıl Sultan” derken kimleri
sevindirdiklerinin farkında
değiller. Bugün de ortalığı
karıştıranlar o zamanlar
Abdulhamit’in kuyusunu kazan Jön Türklerdir.” dedi. //
ÇOCUKLARIN ÜZERİNE
VARİL BOMBASI ATIYORLAR
Birkaç gün önce Halep’ten gelen arkadaşlarının ağlayarak, Suriye’de her tarafta binaların altında cesetlerin olduğunu, yaralıları tedavi edecek ilacın bulunmadığını, narkoz olmadığı için ameliyat olan insanları Kur’an-ı Kerim okuyarak ve zikir yaparak sakinleştirmeye çalıştıklarını söylediklerini anlatan
Bülent Yıldırım şunları kaydetti: “Sular birbirine karışmış, salgın hastalıklar artmış, yiyecek yok… Çocukların,
kadınların üzerine günde 100-200 arasında varil bombası atıyorlar. Bu savaş
8-10 yıl devam eder. O nedenle hemen
yarın bitecek bir savaşla karşı karşıyaymışız gibi düşünmeyin. Bundan sonra kazandığınız her paranın bir kısmını Suriyeli bir yetim için kazandığınızı
da bilin. Artık herkes bir veya birkaç ailenin bakımını üstlendiğini bilmeli ve
kendini ona göre ayarlamalı.”
Yıldırım’ın konuşması sırasında vatandaşlar sık sık, “Yaşasın ümmet dayanışması”, “İşbirlikçi hainler hesap verecek”,
“Şehitlerin yolunu sürdüreceğiz”, “Diktatörler yenilecek, direnenler kazanacak” diye slogan attılar. //
İMTİYAZ SAHİBİ
Erne Gazetecilik
ve Matbaacılık Ltd. Şti.
GENEL MÜDÜR
Halil Gölve
GENEL KOORDİNATÖR
Erol Çakır
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Abidin Koçoğlu
YAYIN DANIŞMANLARI
Necmettin Çakmak
Metin Öztürk
HUKUK DANIŞMANLARI
Av. Adem Yıldırım
Av. Ömer Geyik
GÖRSEL YÖNETMEN
Enis Ak
www.212haber.com
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN
Adres: Deposite AVM
A-1 Blok Kat: 3 No: 304
Başakşehir/İstanbul
Telefon: (0 212) 486 39 36
Web: www.212haber.com
e-mail: [email protected]
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez
Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/
A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL
Tel: (212) 454 30 00
Gazetemiz basın ve meslek
ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yayınlanan köşe yazılarından
yazarları sorumludur. Reklamların
sorumluluğu reklam verene aittir.
GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR
G Ü N DEM
www.212haber.com
*(E9JL%(-FÿK9F2014
9
DAHA GÜZEL OLACAK!
Başakşehir Belediyesi,
bu güne kadar gerçekleştirilen ve Başakşehir’i
İstanbul’un vitrin ilçesi
yapan projelerine hız
kesmeden devam ediyor.
Gelecek dönemde Başakşehirlileri bekleyen
ve planlama safhası tamamlanarak hazırlık çalışmalarına geçilen yeni
projeler, ilçenin sosyal
ve ekonomik hayatına
büyük katkılar yapacak.
B
$û$.û(+ú5%(/('ú<(6ú’nin eğitimden sağlığa, altyapıdan imara her alanda hayata geçirdiği projelerle Başakşehir İstanbul’un en güzel ilçesi olarak,
İlk’lerin ve En’lerin Şehri unvanına erişti.
Başakşehir Belediyesi, bu güne kadar gerçekleştirilen ve Başakşehir’i İstanbul’un
vitrin ilçesi yapan projelerine hız kesmeden devam ediyor. Gelecek dönemde Başakşehirlileri bekleyen ve planlama safhası tamamlanarak hazırlık çalışmalarına geçilen yeni projeler, ilçenin sosyal ve
ekonomik hayatına büyük katkılar yapacak.
BAHÇEŞEHİR GÖLET 5 KAT
BÜYÜYOR
EN
D
N
İ
R
BİRBİ İALI
İDD ER
EL
PROJ
ge sakinlerinin dinlenme, spor ve kültürel etkinlikler için tercih ettiği Başakşehir
Sular Vadisi projesinin geniş bir örneği ve
Türkiye’de tek olacak.
BAŞAKŞEHİR ŞEHİR STADI
ve güreş sporlarının yapılacağı salonlar
da yer alacak. Komplekste ayrıca, Türkiye genelindeki müsabakalarda İstanbul’a
gelen sporcuların zorluk yaşamaması için
48 odalı 144 yatak kapasiteli konaklama
tesisi de yapılarak sporcuların istifadesine sunulacak.
37.925 metrekare inşaat alanı üzerinde
planlanan ve yaklaşık 15 bin seyirci kapasiteli stadın yanında üç ayrı nizami antrenman sahası yer alacak. Spor kompleksinin içinde bir de alışveriş merkezi yapılacak. Yaklaşık 20 bin metrekare oyun
sahasının yer alacağı spor kompleksinde fitness center, karate, tekvando, judo
Yeşil alanlarda İstanbul’un birincisi olan
Başakşehir Belediyesi yeni dönemde de
yeşil alan çalışmalarını artırarak sürdürecek. Bahçeşehir Gölet alanı yapılacak olan düzenlemelerle Eşkinoz deresi boyunca 300 dönümden bin 500 dönüme çıkarılarak, Başakşehir büyük bir şehir parkına kavuşmuş olacak. Gölet projesi; böl-
ğı Pazar’da, 244 araç kapasiteli kapalı otopark ve 2 açık otopark ile alışveriş sırasında oluşabilecek araç park sorunu da ortadan kaldırılacak. 2 Mescidinde yer alacağı Kapalı Pazar yerinde, 2 cafe alışverişe gelen Başakşehirlilere hizmet verecek.
Wc’ler, depolar, idare binalarının da bulunacağı Kapalı Pazar, kameralarla 24 saat izlenecek. Pazartürk’ün Bahçeşehir’den
kaldırılmasıyla bölgede oluşan trafik rahatlayacak.
BAŞAKŞEHİR VE
KAYAŞEHİR’E KÜLTÜR
MERKEZİ
HER MAHALLEYE KAPALI
PAZAR YERİ
Pazar alışverişi yapan Başakşehirlileri açık pazar yerlerinin yazın sıcak, kışın yağış ve soğuğundan kurtaracak projelerden biri olan kapalı pazar yerleri
Başakşehir’in her mahallesine yapılacak.
Şamlar’da yapımı devam eden Şamlar Kapalı Pazar alanı ve Kayaşehir’de yapılacak
olan Kapalı Pazar yerleri ile kapalı pazarın rahatlığına tüm mahalleler kavuşacak. Ayrıca Bahçeşehir’de yer alan ‘Pazartürk’ Boğazköy’de yeniden inşa edilecek.
Yeni Kapalı Pazar, market arabalarından,
deneme kabinlerine, laboratuardan, yürüyen merdivene bölge sakinlerine AVM
konforunda bir alışveriş imkânı sağlayacak. Gıda, giyim stantlarının yer alaca-
yapılacak olan yeni sular vadilerine dikilecek olan ağaç ve bitkiler de özenle seçilecek. Yeşil doğaya paralel uzanacak olan
özel dizayn edilmiş yürüyüş yolları özellikle hafta sonları bölgeyi, İstanbulluların
buluşma yeri yapacak nitelikte olacak.
Yine Şamlar Ormanı projesi ile Şamlar
Ormanı’nda piknik ve eğlence alanı yapılacak. Spor sahaları, piknik alanları, ATV
turları, at gezileri, oyun grupları ile hafta
sonu şehir hayatından kaçmak isteyenler
için tercih edilecek bir yer haline gelecek.
KAYAŞEHİR BİR BAŞKA
GÜZEL OLACAK
Amfi, tiyatro, konferans salonu, bilgievi, gençlik merkezi ile yeni dönemde yapılacak olan Kayaşehir Kültür Merkezi ilçenin kültür hayatına yeni bir soluk getirecek. Başakşehir de yeni kültür merkezine kavuşacak.
Kayaşehir önümüzdeki dönem yapılacak
olan Kültür Merkezi ve Spor Parkı ile bölgenin kültür sanat ve spor faaliyetlerinde
tüm ihtiyaçlarını karşılayacak.
KAYAŞEHİR SPOR PARKI
BAŞAKŞEHİR VADİLER
ŞEHRİ OLACAK
Dere ıslahlarıyla birlikte Güvercintepe,
Altınşehir ve Şahintepe de vadilerine kavuşuyor. Yeşil alanlar, yürüyüş yolları, oyun parkları ve çevre düzenlemeleri ile
Toplam 37 bin 500 metrekare alanda halı sahalar, basketbol sahası, tenis sahası, kaykay pisti, yürüyüş yolları ile Kayaşehir’e yapılacak olan spor parkı
gençlerin ve spor yapmak isteyen herkesin adresi olacak.
250 KİŞİLİK NİKÂH SALONU
ULAŞIM SORUNU
ÇÖZÜLÜYOR
Başakşehir Belediyesi Nikâh Salonu
Vadi’de mevcut olan kubbeli bir binanın
restorasyonu ve ilave yapılardan oluşacak. İki kattan oluşacak olan Nikâh Salonunda, Türk İslam Mimarisiyle modern mimarinin bütünleştiği kubbeler
dikkat çekiyor.
Nikâh Salonunda iki adet yürüyen rampa yer alacak. Yürüyen rampaların bulunduğu alanda binanın güneş ışığından daha fazla istifade edebilmek için
özel bir mimari alanlar yapılacak. Yine
proje içersinde gelin arabası için özel olarak tasarlanmış olan ‘100 metrekarelik
Revan Köşkü’ yer alacak.
Nikâh Salonu olarak kullanılacak olan kubbeli alanda her biri 25 metrekare olan 3 adet gelin odası yer alacak. 46
metrekarelik fuaye alanının yer aldığı
projede 22 metrekarelik arşiv odası, 25
metrekarelik 3 adet VİP ve ofis odaları yer alacak. 250 kişilik 260 metrekarelik oturma alanı bulunacak olan Nikâh
Salonu’nun girişinde, genel mimari-
ye uygun olarak Kemerli bir kapı yer alacak. 60 metrekarelik sahneye sahip olacak olan salonun iç kısmında yer alacak olan ve tüm salona belirli aralıklarla
yerleştirilecek olan ahşap sütunlu bölmeler yer alacak.
Otogar -Bağcılar–Başakşehir–Olimpiyat Köyü Metro hattı ve metro hattına
Başakşehir’in farklı bölgelerinden ring
seferleri ile ulaşım sorunu büyük ölçüde çözüme kavuştu. Bin 600 metrekarelik Boğazköy İETT son durağı yenilenerek hizmete sunuldu. Başakşehir’de
2016, 2018 ve 2019 yılları sonrasında tamamlanacak Marmaray ve raylı sistemlerle ilçede ulaşım sorunu çözüme kavuşmuş olacak.
Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro hattı
Mecidiyeköy’deki mevcut metro hattıyla, o istasyona entegre olacak. Oradan
Topkapı-Edirnekapı-Habibler tramvay
hattına, oradan Tekstilkent-Yüzyıl Mahallesi üzerinden Otogar-Başakşehir
metro hattına ulaşılabilecek. Bu metro
hattı daha sonra Beşiktaş ve Kabataş’a
kadar uzatılarak, iş ve konut yerleşimi
bakımından yoğun tüm alanlar arasında kesintisiz ulaşımı sağlanmış olacak.
PRESTİJLİ CADDELER
BOĞAZKÖY CAMİİ
Bahçeşehir Boğazköy’de toplam 1000
kişinin aynı anda ibadet edebileceği cami kompleksinde; kütüphane, Kur’an
kursu, derslikler ve sohbet odası mevcut. Toplam 5 bin 800 metrekarelik kapalı alana sahip olan yapıda 100 araçlık kapalı, 30 araçlık da açık otopark bulunuyor.
Başakşehir’de mevcut prestij caddelere
yenileri eklenecek. Şelale, Doğa Parkı,
Kemal Sunal Caddeleri, peyzaj düzenlemeleri, çiçek ve süs bitkileri ile yeşillendirilerek estetik bir görünüme kavuşturulan caddeler, düzenli araç park alanları ve ışıklandırma sistemlerinin yanında
korumalı yaya kaldırımları, hız kesici
tümsekler ve yaya geçiş noktaları ile daha modern ve güvenli bir hal alacak.
BAŞAKŞEHİR’E AVRUPA’NIN
EN BÜYÜK ŞEHİR HASTANESİ
İKİTELLİ ŞEHİR
HASTANESİ’NDE
NELER OLACAK?
ƚĂŶĞƐŝ
ϰϰϯLJĂƚĂŬůŦƂůŐĞ,ĂƐ
ĂƐƚĂϯϱϵLJĂƚĂŬůŦKŶŬŽůŽũŝ,
ŶĞƐŝ
ĂƐƚĂŶĞƐŝ
ϰϱϭLJĂƚĂŬůŦŽĐƵŬ,
ŒƵŵ
ϰϱϭLJĂƚĂŬůŦ<ĂĚŦŶŽ
,ĂƐƚĂŶĞƐŝ
Ăƌ,ĂƐϯϬϯLJĂƚĂŬůŦ<ĂůƉĂŵ
Ɛŝ
ƚĂůŦŬůĂƌŦ,ĂƐƚĂŶĞ
sĞKƌϯϰϳLJĂƚĂŬůŦEƂƌŽůŽũŝŬ
ŶĞƐŝ
ƚĂ
ĂƐ
,
ƚŽƉĞĚŝŬŝůŝŵůĞƌ
,ĂƐƚĂϭϮϴLJĂƚĂŬůŦWƐŝŬŝLJĂƚƌŝ
ŶĞƐŝ
ĂǀŝǀĞ
ϮϬϬLJĂƚĂŬůŦ&ŝnjŝŬdĞĚ
^ƉŽƌ,ĂƐƚĂŶĞƐŝ
ĂDĞƌŬĞzĂŶŦŬmŶŝƚĞƐŝ͕dƌĂǀŵ ŶŝƚĞƐŝ
m
ŽŶ
ƐLJ
ƚĂ
njŝǀĞdƌĂŶƐƉůĂŶ
Temeli Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla atılan Dev Sağlık Kompleksi Başakşehir’e sağlık alanında çok büyük bir hizmet ve katma değer sağlayacak. Ortadoğu ve Avrupa’nın en büyük Sağlık
Kompleksi olan ‘İkitelli Şehir Hastanesi’nde 12 farklı hastane ve üniteler bulunuyor. Bahçeşehir - Kayaşehir yolunda yer alan 2 bin 682 yatak kapasiteli dev
kompleksin 30 ay içerisinde halkın hizmetine sunulması bekleniyor. //
10
G Ü N DEM
*(E9JL%(-FÿK9F2014
www.212haber.com
Midesiyle düşünen
bir toplum olduk
Medeniyet Gençliği Fikir ve Düşünce Atölyesi
tarafından düzenlenen ‘Modernleşme ve İslam’
konulu panelde konuşan Araştırmacı-Yazar
Sosyolog Abdurrahman Arslan, küreselleşmeyle
karşı karşıya kaldığımız en ciddi hadisenin modernizm olduğuna dikkat çekti. Arslan, “Küreselleşme ya kendine uyumlu bir İslam ortaya çıkartacaktır ya da bizimle kavga edecektir.” dedi.
HACER TÜRKEL
M
('(1ú<(7*(1d/úøú Fikir ve Düşünce Atölyesi tarafından düzenlenen ‘Modernleşme ve İslam’ konulu panelde konuşan Araştırmacı-Yazar Sosyolog Abdurrahman
Arslan, küreselleşmeyle karşı karşıya kaldığımız en ciddi hadisenin modernizm
olduğuna dikkat çekerek, “Küreselleşme
ya kendine uyumlu bir İslam ortaya çıkartacaktır ya da bizimle kavga edecektir.
Yer yer kavga ediyor, yer yer de dinimizi
değiştirmeye çalışıyor. Bunu da ya eğitim
yoluyla ya bilgi yoluyla ya da uyduruk tasavvuf yoluyla yapıyor. Modernlikle dünyanın bütün kadim geleneklerinin, dinlerinin bir problemi var. Bizim modernlikle anlaşamadığımız temel mesele tevhit meselesidir. Modernlik bilgi biçimi,
düşünce biçimi olarak tevhide karşıdır.”
şeklinde konuştu.
MODERNLEŞME BİR
İMTİHAN VESİLESİDİR
Abdurrahman Arslan, “Eğer pozitivist
bilgi mutlak doğruyu bildiriyorsa vahiy
bunun karşısında mutlak doğruyu bildiren bir bilgi olamaz. Temel mesele budur. Tabi bu bugün aşıldı. Modernlik anlamında konuştuğumuzda modernliğin
temel esası din karşısında pozitivist bilginin mutlak şekilde doğru olduğu, dolayısıyla dinin bu konuda bir itirazının olamayacağı söylenmiştir. Biz dindar olabiliriz ama nihayetinde bizim zihnimizi şekillendiren bu pozitivist bilgi biçimidir.
Acaba bundan ne kadar korunabiliriz?
Problemimiz bu. Ben modernleşmeye bir
imtihan vesilesi olarak bakıyorum. Burada galip gelmek ya da gelmemek ikinci
dereceden önemlidir. Önemli olan Müslümanın evrenini tehdit eden şeye karşı bizim nasıl Müslümanca tavır geliştireceğimiz. Gerisini Allah tayin edecek ama
bizim görevimiz bu gayrette bulunmaktır. Ona benzeyerek onun dünyasına katılmak değildir.” ifadelerine yer verdi.
MÜSLÜMANLAR DÜNYAYA
MÜSLÜMANCA BAKAMIYOR
Son dönemlerde post modern kültürün getirdiği yaygın bir moda anlayışına da vurguda bulunan Aslan şöyle konuştu: “Herkes İslamcı ama içlerinde namaz kılan çok az kişi var. İslamcılığın buna ihtiyacı yok diye düşünüyorum. Eğer
biz gerçekten iyi bir Müslüman olacaksak bu işleri yapalım. Mümin ya da mümine olmak başka bir şeydir. Biz iyi bir
mümin ve mümine olmadan dünyaya
Müslümanca bakamayız. Müslüman bugün dünyaya Müslümanca bakamıyor artık. Bu imkanını, zihinsel faaliyetini büyük nispette kaybetti. Şimdi sorulması
gereken soru ‘Acaba biz dünyaya yeniden
nasıl Müslümanca bakabiliriz?’ olmalıdır. Bunun imkânlarını nerede aramamız gerekiyor? Böyle bir zihni nasıl inşa
edebiliriz? Nefsiyle, zihniyle kışkırtılmış
bir Müslüman dünya ya da Müslümanlar
topluluğu var artık. Bütün bir dünya kışkırtılmıştır; fakat garip bir şekilde sürekli
olarak biz Müslümanız diyorlar. Dünyaya bakma biçimi, yaşama biçimi, davranış biçimi, olayları analiz etme biçimi ve
olaylara ilişkin çözüm önerme biçimlerinin Müslüman olmayanlardan bir farkı
yok. O halde Müslümanlık nedir ki Hristiyan ya da Musevi hepsi ortak bir şekilde
düşünüyor ve aynı zihne sahipler? Bence burada bir garabet var. Bu garabeti günümüzün post modern dünyasında Müslümanların düşünmesi gerektiğine inanıyorum.”
MÜSLÜMANLAR GÜVENİLİRLİKLERİNİ YİTİRDİLER
“Biz sakal bırakacağız, hanımlarımız da
başını örtecek diyoruz ama bir yandan
da modern bir toplum olmak istiyoruz.”
diyen Aslan şunları kaydetti: “Böyle
Böyle bir
toplumda bence sakallı olmamız, başörtülü olmamız çok anlamlı değil. Bir nehrin içerisine dalmış gidiyoruz. 20 yıl önce
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başörtülü
öğrencilere destek vermek için gidip orada 2 saat oturmuştum. Bugün çok pişmanım. X kanalında haber okuyan bir hanımefendiyi gördüğümde bunun için miydi bu mücadele diyorum. Milyonlarca
namahreme kendini gösteren tesettürlü
bir kız... Bu muydu mücadelemiz bizim?
Gerçekten sağlıklı bir mücadele miydi?
Kadın evi barkı, çoluk çocuğu terk edip,
gidip bir yerde spikerlik, sekreterlik yapacak, beyefendi de lüks otellerde iş pe-
şinde koşup gece saat 12’de gelecek, bu
mu bizim talep ettiğimiz hayat? Böyle bir
şey mi istiyoruz? Eğer biz başka bir hayatı istiyorsak bu çok meşakkatli bir yoldur.
Biz Müslüman olmayı getirisi olan bir ideolojiye dönüştürdük. Onun için bugün bu ülkenin yüzde 70 Müslümanı güvenilir Müslüman olma kategorisinin dışına çıkmıştır. Müslümanlar bugün bu toplumda tarihlerinde örneği olmayacak kadar güvenilirliklerini yitirdiler.”
SİYASET DİNİN ÖNÜNE GEÇTİ
14 asırlık tarihimizde ilk defa Müslümanların hayatında siyasetin dinin önüne geçtiğini vurgulayan Abdurrahman Arslan,
“Müslümanlar siyaset üzerine konuşsalar
bile dinlerinden hareket ederek konuşurlardı. Bugün öyle bir şey yok. Siyaset önde, din arkadadır. Bu İslamcı düşüncenin
bir problemidir. Namaz kılmayan İslamcı bir gençlik var. Bu kalbe Allah niçin
merhamet versin? Bu kalbe Allah niçin ilham ihsan etsin. Eskiler namaz dinin direğidir diye boşa dememişler. Kişinin namazı yoksa abdesti de yoktur. Namaz bizi kötülüklerden korur diyoruz. Namazımız yoksa Allah bizi niye kötülüklerden
korusun? Ortada bir sebep yok ki. Eğer
abdestliyseniz, namazlıysanız Allah o sebebin hatırı için sizi koruyacaktır. Bütün
bunlar hayatımızın içinden neredeyse kovulup gitti.” dedi.
MÜSLÜMANCA BİR AKLI
İNŞA EDECEK BİLGİYE
İHTİYACIMIZ VAR
MİDESİYLE DÜŞÜNEN BİR
TOPLUM OLDUK
Abdurrahman Arslan, “Dünyaya Müslümanca bakmaya imkân verecek, Müslümanca bir aklı, bir zihni inşa edecek bir
bilgiye ihtiyacımız var.” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Ben dünyaya Müslümanca bakayım ki bu dünyayı, ölümü,
sağlıyı, parayı, hayatı, lüksü, yoksulluğu yeniden anlamlandırayım; çünkü diğer türlü bir problem var. Her gün kendi peygamberinin mütevazı hayatından
bahsediyor Müslüman; fakat öbür taraftan bakıyorsunuz ki olağanüstü lüks hayat yaşamak istiyor. Ben bunu ikiyüzlülük olarak, Müslümanın farkına varmadığı bir bilinç ayrılması olarak görüyorum. Ne kadar zengin olursa olsun başkalarını kıskandırma hakkına sahip değil Müslüman. Eğer toplumda fesat çıkmasını istemiyorsak başkalarını kıskandırmamamız gerekir. Rahşan Ecevit,
‘hayatımda hiç başkasını kıskandıracak
kadar güzel bir elbise giymedim’ diyor.
Peki, biz Müslümanlar bu denklemin
neresindeyiz?”
“Bizi sürüleştiren bir kültürel süreç yaşıyoruz” diyen Aslan, “Kitle toplumu diyorlar buna. İletişim araçlarıyla beraber
yönlendirilen, cebine bir kredi kartı verilmiş, bütün dünyayı midesiyle düşünen
bir toplum olduk. Parası bile olmasa gidip kredi kartıyla alışveriş yapan bir tüketim toplumu var artık. Dostuna değil,
kredi kartına güvenen bir toplum modeli kurdular. Böyle bir toplumda insanların birbirleriyle yardımlaşması, güvenmesi gerekmiyor ki. Oysa Peygamber Efendimiz ‘Müminler birbirini yıkayan iki el gibidirler’ diye buyuruyor; ancak biz
bir araya gelemiyoruz ki birbirimizi yıkayalım. Zihinlerimiz böyle şekillendi. Şükrü unuttuğumuz için çok şikayetçi olduk.
Oysa belki biz şükretsek şikayet ettiklerimizin düzelmesi için Allah bize gayret ihsan edecektir.” sözlerine yer verdi.
EVİNİ TERK EDEN KADIN BİZİM İÇİN KAYIPTIR
Abdurrahman Aslan
ďĚƵƌƌĂŚŵĂŶƐůĂŶƐƂnjůĞƌŝŶŝƔƂLJůĞƐƺƌĚƺƌĚƺ͗͞ǀŝƚĞƌŬĞbdƵƌƌahŵan
Ɛůan ƐƂnjůĞƌini ƔƂLJůĞ Ɛƺƌdƺƌdƺ͗ ͞ǀi ƚ
ĚĞŶŚĞƌŬĂĚŦŶďŝnjŝŵŝĕŝŶŬĂLJŦƉƨƌ͘KnjĂŵĂŶ͕ĞǀĚĞŬŝŬĂĚŦŶůĂdĞn hĞƌ ŬadŦn binjiŵ iĕin ŬaLJŦƉƨƌ͘ K njaŵan͕ ĞǀdĞŬi Ŭa
ƌŦŵŦnjŦn
ŬŽĐaůaƌŦ ƂůdƺŬƚĞn ƐŽnƌa bƵnůaƌ ƐŦŬŦnƨLJa
ƌŦŵŦnjŦŶŬŽĐĂůĂƌŦƂůĚƺŬƚĞŶƐŽŶƌĂďƵŶůĂƌƐŦŬŦŶƨLJĂŐŝƌĚŝŒŝŶĚĞŵĂŝƔĞƚůĞƌŝŶĂƐŦůƚĞŵŝŶĞĚŝůĞĐĞŬĚŝLJĞĚƺƔƺŶŒindĞ ŵaiƔĞƚůĞƌi naƐŦů ƚĞŵin ĞdiůĞĐĞŬ diLJĞ d
ŵĞŵinj
ŵĞŵŝnjůĂnjŦŵ͘ŒĞƌďŝnjŝLJŝďŝƌDƺƐůƺŵĂŶƐĂŬ͕ŽůanjŦŵ͘ ŒĞƌ binj iLJi biƌ DƺƐůƺŵanƐ
ƚƵƌƵƉ bƵnƵn naƐŦů ƚĞŵin ĞdiůĞĐĞŒi haŬ
ƚƵƌƵƉďƵŶƵŶŶĂƐŦůƚĞŵŝŶĞĚŝůĞĐĞŒŝŚĂŬŬŦŶĚĂ
ŬaĨa LJŽƌŵaŵŦnj ŐĞƌĞŬ͘ ƌƨŬ ǀaŬŦĨ ŵŦ
ŬĂĨĂLJŽƌŵĂŵŦnjŐĞƌĞŬ͘ƌƨŬǀĂŬŦĨŵŦŬƵƌĂƌŦnjďĂƔŬĂďŝƌĕĂƌĞŵŝďƵůƵƌƵnjĂŶĐĂŬŽƌŦnj baƔŬa biƌ ĕaƌĞ ŵi bƵůƵƌƵnj an
nƵ
LJaƉƨŒŦŵŦnj Őƺn ĞǀdĞŬi ŬadŦ
ŶƵLJĂƉƨŒŦŵŦnjŐƺŶĞǀĚĞŬŝŬĂĚŦŶĂĂƌƨŬ
ĕaůŦƔŵaŬ LJŽŬ͕ ĞǀdĞ ŽƚƵƌa
ƨŬĕĂůŦƔŵĂŬLJŽŬ͕ĞǀĚĞŽƚƵƌĂĐĂŬƐŦnŦnj͕
ŶŦnj͕ŝƐƚĞĚŝŒŝŶŝnjnjĂŵĂŶĚĂŐŝĚŝƉŐĞiƐƚĞdiŒininj njaŵan da Őid
njĞĐĞŬƐininj
diLJĞbiůiƌinj͘ <a
njĞĐĞŬƐŝŶŝnjĚŝLJĞďŝůŝƌŝnj͘<ĂĚŦŶůĂƌ
ŬĞndi
aƌaůaƌŦnda biƌ dƺn
ŬĞŶĚŝĂƌĂůĂƌŦŶĚĂďŝƌĚƺŶLJĂŬƵƌaĐaŬůaƌ͘
ƌĂĐĂŬůĂƌ͘ŝnjďĞůŬŝĚĞŽŶůĂƌŦŶ
inj bĞůŬi dĞ Ž
ǀaƐŦƚaƐŦLJůa
aƌŬadaƔů
ǀĂƐŦƚĂƐŦLJůĂĂƌŬĂĚĂƔůĂƌŦŵŦnjŦn ŵaddi dƵƌƵŵůaƌ
njŦŶŵĂĚĚŝĚƵƌƵŵůĂƌŦŚĂŬŬŦŶĚĂďŝůŐŝƐĂŚŝďŝŽŬŦnda biůŐi Ɛah
ůaĐaŒŦnj͘
<
ůĂĐĂŒŦnj͘<ŝŵĂĕ͕
Ŭiŵ
Ɛƺƌƺ
ŬŝŵƐƺƌƺŶƺLJŽƌ
ƂŒƌĞnĞ
ƂŒƌĞŶĞĐĞŒŝnj͘
<ŽŵƔ
<ŽŵƔƵƐƵŶdan bihabĞƌ DƺƐůƺŵ
ůƺŵanůŦŬ
Ž
Žůŵanj͘͟
GERİYE BAKTIĞIMIZDA BİR ENKAZ GÖRECEĞİZ
Abdurrahman Arslan, “Bu nehrin içinde bulunuyorsak ya da dümenini kaybetmiş bir geminin içinde birbirimizle konuşup İslamcılık yapıyorsak, aynı zamanda bu geminin nereye gittiğini de sorgulamak mecburiyetindeyiz. Yoksa geminin içinde kaldığınız müddetçe siz istediğiniz
kadar iyi Müslüman olunuz bu bir şeyi değiştirmez; çünkü gemi gitmek istediği limana zaten
sizi götürecektir. O gün bakacaksınız ki gemide
tartışırken varmak istediğiniz bu liman sizin düşündüğünüz bir liman değil. Tıpkı bugün olduğu
gibi. Bugün erkeğiyle kadınıyla ya kapitalizmin
ya da feminizmin esiri olduk. 10 yıl sonra dönüp
baktığımızda muhtemelen enkaz göreceğiz. Boşanma oranlarının arttığı, aile dediğimiz kavramının yıkıldığı, 30 yaşını geçmiş erkek ve kadınların evde kaldığı bir toplum olacağız. Yani modern bir toplum.” diye konuştu.
‘HUKUKÇULARA BAŞÖRTÜSÜ HAKKI VERMEMELİYDİLER’
Kadını tüketim toplumundan kurtarmanın tek
yolunun çarşaf giymesi olduğuna da değinen Aslan, “Bu toplumun erkeklerinin her gün bir başörtüsü almaya gücü yoktur. Eğer olursa bilin ki
o adamlar ya gidip rüşvetle iş yapmışlardır ya da
başka bir haramla elde etmişlerdir. Bugün arkadaşımın oğlunun nişanlısıyla ayrılma sebebi, kızın Fransa’dan gelen bir başörtüsü takmak istemesi. Bunlar bugünkü Müslümanların dünya-
sında istisna değil. Biz başörtü takarken bile modernlerin talip olduğu şeylere talip oluyoruz. Başörtüsü takacaksak ya da sakal bırakacaksak, beynimizin içini de düzenlememiz lazım. Hukukçulara başörtüsü hakkı vermemeliydiler bence. Siz
batıl sistemin yasalarını beyninizde taşıyacaksınız sonra da bunun üzerini İslam’ın eşarbıyla örteceksiniz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle çelişkili kafayı taşımıyor insanlar.” şeklinde konuştu. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
Muhtar adayından
örnek davranış
K
$<$û(+ú5Mahallesi Muhtar Adayı A.Hadi Geşgin, Kayaşehir Mahallesi muhtar adaylarını ziyaret ederek 30 Mart öncesi başarı dileklerinde bulundu.
Centilmenlik örneğinde bulunan Geşgin’in bu tavrı diğer adaylar tarafında olumlu karşılandı. Geşgin, farklı görüşlere sahip olsalar da hedef ve amaçlarının aynı olduğuna işaret ederek, “Buradaki me-
sele Kayaşehir’e hizmettir. Önemli olan mahallemizi örnek
bir mahalle haline getirerek refah ve gelişmişlik düzeyini artırabilmektir” dedi. Muhtar adaylarından Davut Azad ve Atakan Aygün, Kayaşehir Mahallesi Muhtar Adayı A.Hadi
Geşgin’in bu ziyaretinden çok
memnun olduklarını ifade ederek, “Önemli olan birlik ve beraberliktir” diye konuştular. //
*(E9JL%(-FÿK9F2014
11
Mustafa
TEZCAN
[email protected]
Kaybolan Gençlik
.$/.2ø/80
Kalk oğlum! (10 dak. sonra)
Kalk oğlum! (30 dak. sonra)
...
Yukarıdaki cümleler bildik mi?
Böyle bir durumla karşılaşmışsınızdır.
Bilgisayarın başından bir türlü
kalkmak bilmeyen bin genç...
Ne olacak bu gençliğin hali?
Son zamanlarda çok duyduğumuz bir cümle. Konuyu tanımlayan ve çözüm belirten yok aslında. Sadece sorunu tekrarlayıp
duruyoruz.
Konumuz gençlik ve teknoloji, cep telefonu, tablet ve
bilgisayar, bunların kullanım
amaçları,kullanım şekilleri, kullanım süreleri...
Teknolojinin kullanım yaşında alt sınır kalmadı, dolayısı ile
çocuklar bebek iken teknoloji ile
karşılaşıp onun olumsuz etkilerine maruz kaIıyorlar. Masum
bir şekilde başlayan kullanım
serüveni, basit oyunlar, videolar,
fotoğraflar vs, çocuğu gerçek hayattan koparıp zamanla sokağa
çıkmayan, yaş grupları ile temas
kurmayan sadece sosyal medya
da sosyal olan, asansörde karşılaşınca selam bile vermeyen, iki
cümleyi kurmaktan aciz bir gençlik haline getiriyor. Zamanla basit
oyunlar yerini yüksek çözünürlükteki strateji oyunlarına bırakıyor. Ve gencimiz bilgisayarın başında olmasa bile oyunu düşünür
hale geliyor. Bakıyorsunuz ortada
ruh gibi dolaşıyor. Çünkü oyun
oynamaya başlayınca zamanın
nasıl geçtiğinin farkına varmıyor, uyku yemek gibi bedensel
ihtiyaçları, konuşma, gülme gibi
ruhsal ihtiyaçları unutuyor. Bunlar yetmiyormuş gibi saatlerce
hareketsiz kalmak metabolizma
ve kan dolaşımına zarar veriyor.
Vücuttaki enerji dışarı atılamadığı için stres ve gerginlik oluşuyor.
Sonra dokunsanız patlayacak
hale geliyor. Durum böyle...
Gelelim çözüme;
* Küçük yaşta sessiz kalsınlar
diye çocukların ellerine cep telefonu ve bilgisayar vermeyelim,
onlarla oynamayı tercih edelim.
* Yaş grupları ile özellikle sokakta, parkta oynamalarını sağlayalım, bırakın kirlensinler ve hasta
olsunlar.
* Çocukların spor, müzik, sanat
alanlarında bir hobi edinmelerini
sağlayalım ki kendilerini ifade
edebilecekleri bir gerçek sosyal
ortamları olsun. Aksi halde kendilerini gerçekleştirmek için sosyal medya dışında alternatifleri
kalmıyor.
* Onlarla bol bol konuşmaya
çalışalım. Eğer telefon, bilgisayar ve TV’den fırsat bulabilirsek.
Onlardan çok bir farkımız yok
aslında.
* Kullanım süreci ile anlaşma
yoluna gidebiliriz. Cezalandırma
çözüm değil çünkü.
* Sorun sadece sizin çocuğunuz
ile ilgili değil, arkadaşları ile de
ilgili olduğu için onların aileleri
ve çocukların sınıf öğretmenleri
ile konuşup hep beraber karar
alınarak çözülebilir.
* Tamamen bilgisayarı ve
interneti kaldırmak çözüm değil
elbette, kendi kendine kontrol edebilir hale getirmek, oto
kontrolü yerleştirmek en doğrusu. Buda önce sizin ona güvenip
yetki ve sorumluluğu kendisine
bırakarak oIur.
* Önemli bir noktada anne ve
babanın aynı dili kullanması,
aynı tavrı göstermesi, böylelikle
çocuğun kullanacağı açık bir kapı
kalmasın.
İlmin kapısı olarak bilinen Hz.
Ali şöyle diyor; Çocuklarınızı kendi yaşadığınız zamana göre değil,
onların yaşayacakları zamana
göre yetiştirin.
Çocukları kendi zamanlarının
tehlikelerinden korumak da
eğitimin önemli bir parçası olarak
düşünüyorum.
Geleceğin nesillerini yetiştirmede dede ve ninelerimiz kadar
hassas ve başarılı olma temennisi
ile..
12
Sİ YASET
*(E9JL%(-FÿK9F2014
www.212haber.com
‘Başakşehir sana emanet’
Başakşehir AK Parti Gençlik Kolları, “Sana Emanet” başlığı altında, ‘Başakşehirli Gençlerimiz Belediye Başkanımızla
Buluşuyor’ programı düzenledi. Bekir Develi’nin de stand up gösterisi yaptığı programa Başakşehirliler büyük ilgi gösterdi.
B
$û$.û(+ú5AK Parti Gençlik Kolları “Sana Emanet” başlığı altında, Başakşehirli Gençlerimiz Belediye Başkanımızla Buluşuyor programı düzenledi. Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Başakşehir Belediye Başkan Adayı Mevlüt Uysal, Kadın Kolları Başkanı Sevgi İlhan, İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Tarkan Burçak
Uygun, Gençlik Kolları Başkanı Furkan Leventoğlu, İl Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda Başakşehirli katıldı. Ünlü program sunucusu ve
stand up’çı Bekir Develi’nin de sahne gösterisi yaptığı program vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Programda konuşan Başakşehir Belediye Başkan Adayı Mevlüt Uysal, 30
Mart’ta gerçekleşecek olan yerel seçimlerin yeni bir istiklal mücadelesi olduğunu söyledi ve şunu ekledi:
“İnşallah biz de bu seçimde gerçek-
ten istiklal mücadelemizi vereceğiz.”
“2001’de AK Parti kuruldu. Milletimiz çok teveccüh gösterince, o parti
iktidar olursa başımıza bela olur dediler. Tayyip Erdoğan’ı seçime giremez deyip listeden çıkardılar ama ona rağmen iktidar oldu AK Parti.” diyen Uysal, “Ne zaman Türkiye atağa
geçse önü kesilmek isteniyordu. 2013
Mayıs ayında 3. Köprünün ihalesi yapılmış, Marmaray açılmak üzere, 3. Havaalanı da yapılıyordu. Bunları görünce bir şeyler yapılması lazım dediler ve Gezi olayları çıktı. Ülkemiz öyle bir noktaya gelmişti ki artık koşar adımlarla yürümeye hazırlanıyordu. 2023 yılında Fransa’nın,
2030’da Almanya’nın seviyesine gelecekti. 2035’lerde ise Türkiye dünyaya
hükmeden 3-5 ülkeden biri olacaktı.
Bunun engellenmesi için tekrar çelme takılması ve bu iktidarın gönderilmesi gerekti.” şeklinde konuştu.
SİZ KUTUYA KORSANIZ HAYIR İŞİ,
VATANDAŞ KORSA YOLSUZLUK
“Bir savcı çıktı, yolsuzluk operasyonları diye işe başladı. Aynı anda 3 yere operasyon yaptı. Birisi imar değişikliği, birisi banka, diğeri belediye. O kadar acele yapmışlar ki işi, belediyenin dosyasında imar değişikliği diye suçladıkları yere ruhsat bile verilmemiş.” sözlerine yer veren Mevlüt Uysal şunları kaydetti: “Bana da uğradılar. Burada çok büyük usulsüzlük, yolsuzluk var dediler. Ayakkabı kutularından bahsettiler. Ben de onlara sizler okullarınızda 13-15 yaşındaki çocukların harçlıklarını alıyorsunuz ve çocuklara gelin bir kurbana ortak olun, Afrika’daki aç insanlara yardım gönderelim diyorsunuz. O topladığınız paraları resmi olarak bankadan havale ettiyseniz makbuzu olmalı, etmediyseniz bir götürme şekli olmalı dedim.
Makbuz yok, bankadan havale yapmadık dediler. O zaman siz de onu bir kutuya koydunuz. Siz kutuya koyduğunuz zaman hayır işi oluyor da öbür vatandaş memleketime
bir okul yaptırayım, Balkanlarda
bir üniversite olsun diye bir çalışma yaptığı zaman niye Türkiye’nin
en büyük yolsuzluğu oluyor deyince cevap veremediler.”
Uysal, “Türkiye eğer bu hızla giderse biz Avrupa Birliği’nden daha büyük hale geleceğiz, bunu görüyorlar. Hele bir Kanal İstanbul yapılırsa etkinliği daha fazla artacak. Bu-
nun için de en güvendiğimiz insanları kullanarak bu işe başladılar.
Dediler ki sizin dünyada 3 bin okulunuz var. Ya o okulların canına okuruz ya da siz iktidarın canına okuyacaksınız. Onlar da sandı ki iktidarın canına okuyabilecekler. 28
Şubat sürecinde askerlerin canına okuyamadılar, bu kadar uğraşlara rağmen Ergenekoncuların canına okuyamadılar ama uzun adamın
canına okumaya kalkıştılar; fakat
şu anda görüyorlar ki öyle bir şey
yapamayacaklar. Eğer Türkiye güçlüyse o 3 bin okul ayakta olur, bunu
fark edemediler. Bu millet inşallah
onlara bunu fark ettirecek.” ifadelerine yer verdi.
BİZ KİMSEYİ KANDIRARAK BURAYA GELMEDİK
“Gezicilerin, 17 Aralıkçıların sanki
Başakşehir’e kasıtları var. Yapılmasın dedikleri her şey Başakşehir için
faydalı.” Sözlerinin ardından Uysal şöyle devam etti: “Kanal İstanbul, Kent Hastanesi, 3. Havaalanı…
Başakşehir önümüzdeki dönemde
gerçekten İstanbul’un yeni vitrini olacak. Son dönemlerde hiçbir ilçeyle ilgili yapmadıkları kadar yayın yapıyorlar. AK Partililer Saadet rozeti takıp Saadet Partilileri kandırmaya çalışıyormuş. Biz AK Partili olarak kimseyi kandırarak buraya gelmedik. Doğruları söylediğimiz için
bu millet yanımızda.”
‘HALKIMIZIN GÜCÜNE İNANIYORUZ’
< WaƌƟ aƔaŬƔĞhiƌ ĞůĞdiLJĞ aƔŬan adaLJŦ DĞǀůƺƚ hLJƐaů͛a ƐĞǀŐi LJƺƌƺLJƺƔůĞƌindĞ
ǀaƚandaƔůaƌ bƺLJƺŬ iůŐi ŐƂƐƚĞƌiLJŽƌ͘ saƚandaƔůaƌa ŬaƌanĮů ƚaŬdiŵ ĞdĞn ǀĞ ƐŽƌƵnůaƌŦnŦ dinůĞLJĞn hLJƐaů͕ ͞Diůůi iƌadĞnin ŽƌƚaLJa ĕŦŬƨŒŦ ŐƺnůĞƌdĞLJinj͘ inj ŵiůůi iƌadĞLJĞ inanŦLJŽƌƵnj͘ ,aůŬŦŵŦnjŦn ŐƺĐƺnĞ͕ haůŬŦŵŦnjŦn ƚĞǀĞĐĐƺhƺnĞ ŐƺǀĞniLJŽƌƵnj͘͟ diLJĞ ŬŽnƵƔƚƵ͘
www.212haber.com
K Ü LT Ü R
*(E9JL%(-FÿK9F2014
Yedi iklim bir insan:
ALİ HAYDAR HAKSAL
Türk edebiyatında İslami düşüncenin yayılması, korunması ve geliştirmesine büyük katkılar
sağlayan Yedi İklim Dergisi’nin kurucusu ve Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği özel etkinlikte, şairler ve yazarlar tarafından konuşuldu.
T
h5.('(%ú<$7,1'$ İslami düşüncenin yayılması, korunması ve geliştirmesine büyük katkılar sağlayan Yedi
İklim Dergisi’nin kurucusu ve Genel
Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal
Küçükçekmece Belediyesi’nin düzenlediği özel etkinlikte, şairler ve
yazarlar tarafından konuşuldu.
Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde
Selahaddin Kocaaslan’ın sunumuyla ‘Yedi İklim Bir İnsan’ başlığıyla gerçekleştirilen programa Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin İpek ve dergicilik dünyasına adını altın harflerle yazdıran Ali Haydar Haksal’ın yanı sıra birçok
yazar ve şair katıldı.
YEDİ İKLİM YAZARLARI
HAKSAL’I ANLATTI
Programda ayrıca Yedi İklim Dergisi yazarlarından Ali Göçer, şair Adem Turan, Cemal Şakar, Gökhan
Serter, Hüseyin Akın, Mehmet Özger, Hattat Mustafa Cemil Efe, Nuhan Nebi Çam, Şakir Kurtulmuş,
Seyfettin Ünlü, Selvigül Şahin, Suavi Kemal Yazgıç, Osman Koca, Özcan Ünlü, Çağla Göksel Çakır, Vefa
Taşdelen, Yunus Emre Özsaray, Semerkant Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Sözer, Kültür-Sanat Gazetecisi, TRT Türk Programcısı Bünyamin Yılmaz’da birer konuşma gerAdem Turan
çekleştirerek Ali Haydar Haksal ile ilgili hatıralarını paylaştı. ProgADEM TURAN: OKUMA
ram sonunda ise tüm katılımcılara Küçükçekmece Belediyesi tarafın- AZMİNİ ONDAN ÖĞRENDİM
dan Yedi İklim Dergisi hediye edilirken, program boyunca Yedi İklim Şair Adem Turan, “Yedi İklim benim iDergisi kapakları sergisi sanatsever- çin bir okul olmuştur” diyerek, “Ali Haydar Haksal benim ustamdır. Ben
lerle buluştu.
ALİ HAYDAR HAKSAL:
‘BU DAVAYA OMUZ VERENLERİN DERGİSİ’
Yedi İklim dergisinde sadece kendisinin değil; tüm dostlarının emeği olduğunu belirten usta edebiyatçı Ali Haydar Haksal, tüm şair ve yazar dostlarına teşekkür etti. Haksal, “Aslında bana söz
düşmez burada. Bu kadar
övgüyü hak edecek ne yaptım diye kendime sormadan
edemiyorum.”dedi. Konuşmasında ailesinin kendisine verdiği büyük destekten de bah-
seden usta kalem, “Yedi İklim
benim adımla özdeşleşti ama
bu öyle değil. Bu davaya omuz
veren herkesle birlikte var oldu Yedi İklim Dergisi. Burada olan ve olmayan birçok arkadaşımın emeği var. Bir dergi birkaç kişiyle çıkmaz. Her
şeyden evvel Peygamber Efendimizin çizdiği yol üzerindeyiz. Bizden önce ustalarımız,
üstatlarımız vardı. Biz onlardan beslendik” dedi.
Bünyamin Yılmaz
YEDİ İKLİM: ÜMMET VE EDEBİYAT
zĞdi 7Ŭůiŵ ĕŽŬ ƐaLJŦda ŐĞnĕ
Ɣaiƌ ǀĞ LJanjaƌ iĕin ƵŒƌaŬ LJĞƌi ŽůdƵ͘ ůi ,aLJdaƌ ,aŬƐaů
bƵƌada biƌ aŒabĞLJůiŬ LJaƉŵaLJŦ ƚĞƌĐih Ğƫ͘ bahŦƐ dĞƌŐiƐi ŽůŵaƐŦna injin ǀĞƌŵĞdi͘ ,aŬƐaů͛Ŧn zĞdi 7Ŭůiŵ͛ůĞ iLJiĐĞ ŵƺƔahhaƐůaƔan biƌ LJƂnƺ daha ǀaƌ͘ <ƵdƺƐ͛ƺ hiĕ ƵnƵƚŵadŦ͘ 7Ɛůaŵ ƺŵŵĞƟnin
dĞƌƚůĞƌindĞn ŬaƉŵadan ĞdĞbiLJaƚ ĕinjŐiƐini iůĞƌůĞƫ͘
Ğniŵ Őibi ŽŬƵů ƐŦƌaůaƌŦnda ĨŽƚŽŬŽƉidĞn dĞƌŐiůĞƌ Ž-
ůƵƔƚƵƌan ŐĞnĕůĞƌ iĕin bƺLJƺŬ
biƌ biůinĕ aŬŦƔŦLJdŦ ,aŬƐaů͘
DiůůŠ 'anjĞƚĞ͛nin ƐŽn ƐaLJĨaƐŦnda iůŬ <ƂƌĨĞnj haƌĞŬąƨ ƐŦƌaƐŦnda LJanjdŦŒŦ LJanjŦůaƌ ƺŵŵĞƚ ĐŽŒƌaĨLJaƐŦLJůa LJaŬŦndan
iůŐiůĞndiŒini ŽƌƚaLJa ŬŽLJdƵ͘
dĞbi ĕinjŐiƐindĞ dĞ ĞdĞbiLJaƨ ƐŽƐLJaůdĞn ƐŽLJƵƚůaŵa
LJŽŬ͘ ůi ,aLJdaƌ ,aŬƐaů͛Ŧn
biƌ ͚ƚĞĐƌƺbĞ͛ ŽůaƌaŬ ŽůƵƔƚƵƌdƵŒƵ aŬŦƔ͕ ŐĞůĞĐЌРbiƌ
zĞdi 7Ŭůiŵ ŬƂŬƺ ƐaůdŦŒŦnŦ
ŐƂƐƚĞƌiLJŽƌ͘
Hüseyin Akın
Cahit Zarifoğlu ile bir defa görüştüm.
Keşke sürekli görüşseydim. Bu ve bunun gibi değerli insanları hayatta iken
görelim, yanlarına gidelim. Ali abiden
azmi öğrendim. O azmi biraz açmak istiyorum. Üsküdar’da karşılaştığımda
‘Abi bu kadar nasıl okuyorsun?’ diyo-
Suvai Kemal Yazgıç
rum. Ben hayretler içinde kalıyorum.
Okuma azmini ondan öğrendim. Okumayı ciddi anlamda anlatan Ali abidir.
Benim ilk kitabım Yedi İklim yayınlarından çıktı. Heyecanlıyım...” diyerek
konuşmasını Yedi İklim’de yayınlanan
Yokluk şiirini okuyarak tamamladı. //
15
Prof.Dr. Mazhar
BAĞLI
[email protected]
Davut kılıklı Calut
ya da ‘Herkül’ın
‘Herkul’laşması…
HERKÜL yunan çok tanrılı inancı içerisinde hem insan, hem tanrı özellikleri
taşıması bakımından önemli figürlerden
biridir. Herkül denince hem tarihte hem
günümüzde akla ilk gelen “güç” kavramı
olmuştur. “Herkül gibi” benzetmesi halen
sıra dışı güce sahip olanlar için kullanılan
bir sıfattır. Bu mitolojik şahsiyetin yunan
teolojisindeki derin ve karmaşık yapısına girmeden sadece güç sembolü olan
yanına değinelim. Herkül doğduğu yer
bakımından kendini kültürel anlamda Yunan’a dayandıran Batıya ait bir
kahramandır.
Bugün bile özellikle batı dünyasında
insanüstü güce sahip kahramanlar popüler kültürün önemli parçasıdır. İnsanlar
baş edemedikleri, güçlerinin yetmediği
doğa olayları veya tanrıların gazabıyla
karşılaştıklarında, amansız gücüyle kendi
yanlarında olacak onları koruyacak bir
kahramana sürekli ihtiyaç duymuştur.
Bu noktadan bakınca herkül imajı sahip
olduğu hususiyetler bakımından görsel
ve yazınsal eserler için ideal bir konu
olmanın yanı sıra bir toplumu, ülkeyi
yönetme iddiasında olan kişiler için de en
uygun propaganda unsurlarından biridir.
Herkül ki asıl adı Herakles, Zeus ile
Miken kralının kızı Alkmene’nin oğludur.
Zeus’un kadına kocası kılığında yaklaşıp
hamile bıraktığı rivayet edilir. Üstün bir
eğitim gören ve son derece yetenekli
olan Herkül’e verilen bir dizi görev vardır.
Ki bunlar, Nemean arslanı’nı yenmek,
Lerna gölündeki Hydra’yı öldürmek,
Artemis’in kutsal hayvanlarından Kyreneia Geyiğini yakalamak, Erymanthian
dağında yaşayan büyük yaban domuzunu tutmak, Augias’ın ahırlarını günde
temizlemek, Stymphalos’da insanların
rahatını kaçıran Stymphalian Kuşlarını kovmak, Girit’e gidip Poseidon’un
Minos’a verdiği azgın Girit Boğası’nı
getirmek, Troya halkına eziyet çektiren
deniz canavarını öldürmek, Amazonlar
kraliçesi Hippolyta’dan kemerini almak,
Okeanos’un bir adasında bulunan 3 gövdeli dev Geryoneus’un sığırlarını çalmak,
Hesperidler’in altın elmalarını getirmek,
Ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeği yeryüzüne çıkarmak gibi çok hayati
öneme sahip vazifelerdir.
Keza bu konular, o günün toplumuna
büyük acılar veren kaotik sorunlardır ve
mutlaka toplumsal gelecek için çözülmeleri gerekmektedir.
Helenistik dönemden itibaren özellikle büyük İskender ve onun ardılları olarak Helenistik imparatorluğu
yöneten komutanlar soylarını Herkül’e
dayandırarak güce dayalı yönetimlerini meşrulaştırma yoluna gitmişlerdir.
Yönetim meşruiyet gerektirir ve en kudretli imparator bile soyunu halk nezdinde
kutsal kabul edilen kişilere dayandırmaya
çalışır. Soyunun Herkül’den geldiğine
inanan imparatorlar Herkül’ün alamet-i
farikası olan aslan postu ve sopasını bir
propaganda aracı olarak kendi heykel
veya betimlerinde sürekli kullanmışlardır.
Kendine bunun gibi bir sıfatı layık
görenlerde bu gücün somut bir karşılığı
yoksa eğer bu durum egoist bir yapıya ve
hastalıklı bir ruh haline işaret eder. Yani
herkül sıfatı her zaman olumlu bir anlam
taşımaz.
Peki dini bir cemaatin faaliyetlerinin
duyurulduğu bir internet mecrasının
“herkül” adıyla anılmasını nasıl yorumlamalıyız? Yukarıda belirttiğimiz gibi
bu karakterin salt güç kavramıyla birlikte
düşünüldüğünde her yapıya uyarlanabilir
özellikleri onu evrensel kıldığından İslami
argümanlarla ortaya çıkan bir mecra için
de kullanılması ilk başta yadırganmayabilir.
Ancak bu isim bizzat internet sitesi
yöneticileri tarafından reddedilip (web
adreslerinde Türkçe karakterler kullanılamaması avantajından da yararlanarak)
sitenin adının en başından beri “herkul”
biçiminde düşünüldüğü şeklinde tevil
yoluna gidilmiştir. Peki, gerçekte durum
böyle mi?
Dünya üzerinde yayınlanan bütün web
sayfalarının belli aralıklarla sayfa görüntüsünü alıp, o sayfanın geçmişte nasıl
göründüğünü anlamamıza yardım eden
çok faydalı bir site (waybackmachine)
sayesinde herkul.org’un ilk faaliyet yılı
olan 2012 den 2013 sonlarına dek site
başlığı olarak “herkül” yazısını kullandığını görebiliyoruz.
Son zamanlarda gün yüzüne çıkan başarısız darbe girişiminden sonra tartışmalı
ortamın site sahiplerini endişelendirdiğini
ve herkül isminin İslami hassasiyete sahip
insanlarda olumsuz kanı oluşturabileceğini düşünerek sitenin sayfa başlığını 2013
Ocak ayından itibaren “herkul” olarak
değiştirdiklerini görmekteyiz.
Bu durum kulluktan mitolojik tanrılığa
giden yolun ilk adımı olarak yorumlanabilir mi mutlaka tartışılabilir ama bu
cemaatin/örgütün her koşul için sahip
olduğu bir kıyafetinin/ceketinin olduğundan kimsenin kuşkusu olmasın…
16
Sİ YASET
*(E9JL%(-FÿK9F2014
www.212haber.com
‘Geleceğin Sarıgül’ü olacak’
CHP Başakşehir Belediye Başkan Adayı Özgür Karabat ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan
Adayı Mustafa Sarıgül, Güvercintepe ve Şahintepeli vatandaşlarla bir araya geldi. Sarıgül, Özgür
Karabat ile örnek belediyeciliğinin nasıl olacağını herkese göstereceğiz. ‘Atom Karınca’ lakabını
almış Özgür kardeşim, geleceğin Sarıgül’ü olacaktır” dedi.
B
$û$.û(+ú5&+3 İlçe Başkanlığı’nın
seçime sayılı günler kala Güvercintepe ve Şahintepe’de düzenlediği programa binlerce vatandaş katıldı. Güvercihtepe’de yapılan konserde Kâhtalı Mıçı, Başak Kar ve
Murat Akkaya sahne aldı. Sanatçılar söyledikleri türkülerle Güvercintepe sakinlerine keyifli dakikalar yaşattılar. Konser sonrası selamlama konuşması yapan Başakşehir Belediye Başkan Adayı Özgür Karabat, özellikle imar, okul
servisi ve sosyal yardım konularına değindi. “Yıllarca bu mahallenin çilesini çekmiş, Güvercintepelilerin artık refah biçimde yaşama
zamanı gelmiştir” diyen Karabat,
“Yapılan haksızlığa ve adaletsizliğe
dur demek için geliyoruz” şeklinde konuştu.
BAŞBAKAN’A BU
KONUDA KATILIYORUM
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın ‘En az 3 çocuk yapın’
söylemine katıldığını söyleyen Karabat, genç bir nüfus için ailelerin
3 çocuk yapması gerektiğinin altını çizdi. Her ailenin gelir durumun farklı olduğunu vurgulayan
Karabat, konuşmasına şöyle devam etti: “5 kişilik bir ailede evin
babası 800 TL. asgari ücretle geçinip, eşine ve 3 çocuğuna bakıyor.
Çocuklar ise okula giderken karda kışta sokaklarda perişan oluyor. Eğer belediye başkanı olursam
Başakşehir’de devlet okuluna gi-
den her çocuğun servis ücretlerini
biz karşılayacağız. Bunun için söz
veriyorum” diye konuştu. Konuşmasında sosyal yardımların da iki
katına çıkarılacağını belirten Karabat, yardımların rastgele değil titiz inceleme sonucunda gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağının
altını çizdi.
ki imar ve tapu sorununu çözmek
hiçte zor olmayacak” diye konuştu. Belediyelerin görevinin halkını
mağdur etmek değil, haksızlıklara
karşı halkı ile birlikte mücadele etmek olduğunu söyleyen Karabat,
eğer bölgenin bir zenginliği varsa,
bu zenginliği yıllarca bu bölgenin
kahrını, çamurunu ve çilesini çekmiş insanların paylaşması gerektiğini vurguladı.
BU SORUNU EN İYİ BEN
BİLİRİM
Yıllarca tapusuz bir evde büyüdüğünü, tapu ve imar konusunda insanların ne tür zorluklar çektiğini en iyi kendisinin bildiğini kaydeden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül, seçildikleri takdirde imar ve
tapu sorununu çözeceklerini iddi-
BU SORUNU ÇÖZMEK
HİÇ ZOR OLMAYACAK
Şahintepe etkinlik alalında düzenlenen ve Sarıgül’ün de katıldığı programda ise CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, Disk eski Genel Başkanı ve eski CHP Milletvekili Rıdvan Budak, CHP Başakşehir İlçe Başkanı Kazım Özeren, CHP Başakşehir
2009 Belediye Başkan Adayı Mehmet Kaban’da hazır bulundu. Karabat, Şahintepe’nin de imar sorunun olduğuna değinerek, “Biz hiçbir vatandaşımızın bölgede diken
üstünde oturmasına ve evini kaybetme korkusu ile yaşamasına asla razı olmayacağız. Göreceksiniz
BAŞAKŞEHİR’DE CHP İKTİDARINA İNANIYORUZ
zĞƌĞů baƐŦn ŵĞnƐƵƉůaƌŦLJůa ƐĞĕiŵ
ƂnĐĞƐi ƐŽn baƐŦn ƚŽƉůanƨƐŦnŦ dƺnjĞnůĞLJĞn <aƌabaƚ͕ ƂnĞŵůi iddiaůaƌda bƵůƵndƵ͘ ^Ğĕiŵ ƂnĐĞƐi͕ LJaƉŦůaĐaŬ ĕaůŦƔŵaůaƌůa aƔaŬƔĞhiƌ͛Ğ
naƐŦů baŬƨŬůaƌŦnŦ anůaƚŵaLJŦ hĞdĞŇĞdiŬůĞƌini ƐƂLJůĞLJĞn <aƌabaƚ͕ anŬĞƚ ƐŽnƵĕůaƌŦna ŐƂƌĞ
aƔaŬƔĞhiƌ͛dĞ ƂndĞ ŽůdƵŬůaƌŦnŦ bĞůiƌƫ͘ ,W 7ƐƚanbƵů DiůůĞƚǀĞŬiůi ƌdŽŒan dŽƉƌaŬ iůĞ aƌaƐŦnda
ŐĞĕĞn biƌ ŬŽnƵƔŵaLJŦ baƐŦn ŵĞnƐƵƉůaƌŦLJůa ƉaLJůaƔan <aƌabaƚ͕ ͞ƌdŽŒan ĞLJ bana ϭ͘ϴ ƉƵan ƂndĞ
ŽůdƵŒƵŵƵnjƵ ƐĞĕiŵdĞ ƐŽn ŐƺnůĞƌin ƂnĞŵůi ŽůdƵŒƵnƵ iLJi ĕaůŦƔŵaŵŦnj ŐĞƌĞŬƟŒini ƐƂLJůĞdi͘ zaƉƨŒŦ-
ŵŦnj ĕaůŦƔŵaůaƌda ŐƂƌdƺŒƺŵƺnj iůŐi ǀĞ aůaŬa bƵnƵ dĞƐƚĞŬůiLJŽƌ͘ ^Žn
ŐƺnůĞƌi ĕŽŬ iLJi dĞŒĞƌůĞndiƌĞĐĞŒinj͘
Ğn ǀĞ ƂƌŐƺƚƺŵ aƔaŬƔĞhiƌ͛dĞ
,W iŬƟdaƌŦna inanŦLJŽƌƵnj͟ ƔĞŬůindĞ ŬŽnƵƔƚƵ͘
İHALE VE MECLİS
OTURUMLARI CANLI
YAYINLANACAK
'ƂƌĞǀĞ ŐĞůdiŬƚĞn ƐŽnƌa bĞůĞdiLJĞ ihaůĞůĞƌi ǀĞ bĞůĞdiLJĞ ŵĞĐůiƐ ŽƚƵƌƵŵůaƌŦ ĐanůŦ LJaLJŦnůanŦƉ bĞůĞdiLJĞnin ŐƺnůƺŬ ŐĞůiƌ-ŐidĞƌi͕ ƐƚƌaƚĞũiŬ ĨaaůiLJĞƚ ƉůanůaƌŦ ǀĞ ŵĞĐůiƐ ƺ-
LJĞůĞƌinin ŵaů bĞLJanůaƌŦnŦn hĞƌ LJŦů
inƚĞƌnĞƚ ƺnjĞƌindĞn LJaLJŦnůanaĐaŒŦnŦ ŬaLJdĞdĞn <aƌabaƚ͕ ͞'ĞƌĞŬ iůĕĞ baƔŬanůŦŒŦŵ ŐĞƌĞŬƐĞ adaLJůŦŬ
ƐƺƌĞƐindĞ ŐƂƐƚĞƌŵiƔ ŽůdƵŒƵŵ bƵ
ƚaǀŦƌ ƐĞĕiůdiŒiŵ njaŵanda dĞǀaŵ
ĞdĞĐĞŬƟƌ͟ diLJĞ ŬŽnƵƔƚƵ͘ Ŭ WaƌƟůi ŬadŦnůaƌŦn ^aadĞƚ WaƌƟƐi ƌŽnjĞƟ iůĞ ŽLJ ƚŽƉůaŵaƐŦ iddiaƐŦna dĞŒinĞn <aƌabaƚ͕ ͞Ŭ WaƌƟůiůĞƌ ^aadĞƚ WaƌƟƐi͛nin bƵ Őƺnaha ŽƌƚaŬ
ŽůaĐaŒŦnŦ dƺƔƺnŵĞƐin͘ ^aadĞƚ
WaƌƟƐi aƌƨŬ ŐĞƌĕĞŒi ŐƂƌdƺ ŬĞndiůĞƌini ĕŽŬ iLJi iĨadĞ ĞdiLJŽƌůaƌ͘ bƵnƵ ĕŽŬ iLJi biůiLJŽƌƵŵ Ŭi ^aadĞƚ
WaƌƟůiůĞƌ binjůĞƌi Ŭ WaƌƟůiůĞƌdĞn
daha iLJi ŬaƌƔŦůŦLJŽƌ͟ dĞdi͘ ͬͬ
a etti. CHP’ye oy versin veya vermesin herkesin refah ve huzurunun kendileri için öncelik olacağının altını çizen Sarıgül, “Şişli bugün nasıl örnek bir belediyeye sahipse, Başakşehir’de öyle olacak. İstanbul’da Mustafa Sarıgül, Başakşehir’de Özgür Karabat ile örnek belediyeciliğinin nasıl olacağını herkese göstereceğiz.
Çalışkanlığı ve dürüstlüğüyle ‘Atom Karınca’ lakabını almış Özgür
kardeşim, geleceğin Sarıgül’ü olacak” dedi.
Davullu zurnalı kentsel dönüşüm devam ediyor
%$ø&,/$5’da seçimlere kısa bir
süre kalmasına rağmen Kentsel
Dönüşüm Projesi hız kesmeden
devam ediyor. Sakinlerle müteahhitlerin anlaşması sonucu Kemalpaşa Mahallesi 23.Sokak’ta bulunan
82 daireli 19 binanın yıkımı davul
zurna eşliğinde gerçekleştirildi.
Yıkımdan sonra 2450 m2’lik alanın
1500 m2’si yeşil almak kaydıyla
otoparklı ve asansörlü 144 daire
yapılacak.
Kemalpaşa Mahallesi’ndeki yıkım
alanında düzenlenen programda
konuşan Bağcılar Kaymakamı Erdal
Çakır yıllar önce basında ‘kanlı
yıkım’, ‘yıkımda kavga çıktı’ gibi
haberlere rastladıklarını hatırlatarak, “Bağcılar’daki yıkımlar ise
davul ve zurna ile yapılıyor. Bunun
bir sebebi sakinlerin binalarının
yıkılması gerektiğini anlamış olması
diğer sebebi de kentsel dönüşümü
yapanlara duyulan itimattır. Proje,
Bağcılar Belediyemiz halkımıza
güven verdiği için davul zurna eşliğinde yürüyor.” diye konuştu.
LAF DEĞİL İŞ
ÜRETİYORUZ
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman
Çağırıcı da, ilçenin her geçen gün
farklı bir güzelliğe ev sahipliği yaptığını ifade etti. ‘Laf değil iş üretiyoruz’ diyen Başkan Çağırıcı, yıkımı
yapılacak binaların yerine yapılacak
projenin maketini göstererek şunları
söyledi:
BAŞBAKAN
ERDOĞAN BAŞLATTI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
5 Ekim 2012 tarihinde 35 ilde aynı
anda başlattığı ve yaklaşık 7 milyon
binanın elden geçeceği kentsel
dönüşüm hamlesi çerçevesinde
Bağcılar’da da ara vermeksizin devam ediyor. Proje kapsamında 1999
depreminden önce yapılan dayanıksız konutların yerine daha sağlam
asansörlü ve otoparklı konutlar inşa
ediliyor. //
“İşte yıkımını yaptığımız alandaki projenin görseli bu. Bu
alanın yüzde 25’ine bina yüzde
75’ine de yeşil alan ve yaşam
alanı yapılıyor. Bizim ifade
etmeye çalıştığımız kentsel dönüşüm bu. Amaç eski binanın
yerine yenisini yapmak değil,
sosyal mekanlarıyla şehri
yeniden inşa etmektir.”
Ele emeği ürünler hayat buluyor
'(326ú7(287/(7Dünya
Kadınlar Günü’nde kadın emeğiyle hazırlanmış özel bir sergiye ev
sahipliği yaptı. Başakşehir Halk Eğitimi Merkezi işbirliği ile gerçekleşen ve farklı branşlardan
kursiyerlerin kendi tasarımlarından oluşan; resim, ahşap boyama, seramik, sabun, ebru ve el
sanatlarına ait birbirinden özel ürünün sergilendiği ‘Hayata Dokunan
Eller Sergisi’nin açılışını
Başakşehir Kaymakamı
Fatih Kocabaş’ın gerçekleştirdiği bu özel sergiye
Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Baltacı ve Başakşehir Sosyal
Yardımlaşma Vakfı Müdürü Sibel Akyüz yaptı.
Sergide Başakşehir Halk
Eğitimi Bitlis Halk Oyunları ve ‘Boğaz Köyü
İlköğretim Okulu’ masa
tenisi dalında derece alan öğrenciler ödüllendirildi, açılış sonunda tüm
ziyaretçilere el ürünü sabun ve seramikten yapılan magnetler armağan
edildi. Kazançlı Alışveriş Merkezi olmanın yanı sıra, yaşam, kültür ve
sanatın da merkezi olma
niteliğini taşıyan Deposite Outlet Merkezi; seramik yapımı, ebru sanatı, sabun yapımı, ahşap boyama, resim, takı
alanlarında verdiği eğitimlerle Türk Sanatlarına ait değerlere hayat verirken bütün bir dönem
yapılan el emeği ürünleri özel sergilerle ziyaretçilerine sunuyor. //
İTE’DE
DEPOS ATA
Y
‘HA
AN
DOKUN RMA
A
K
’
ELLER GİSİ
SER
Birim Müdürleri, Teknoloji
Çalıştayı’nda buluştu
%$û$.û(+ú5%(/('ú<(6ú tarafından hayata geçirilen Living Lab’ın ilk ayağı olan ve 5.
Etap’ta yer alan İnovasyon ve
Teknoloji Merkezi’nde düzenlenen Çalıştay’a belediyenin
birim müdürleri katıldı. Bilgi
İşlem Müdürlüğü tarafından
gerçekleştirilen Çalıştay’da, birim müdürlerine; Başakşehir Living Lab projesi kapsamında İnovasyon ve Teknoloji Merkezi’ne kazandırılan teknolojik yenilikler hakkında detaylı bilgiler verildi. Katılımcılara, Wallrite tek-
nolojisi, akıllı ev prototipi ve
üç boyutlu yazıcılar konusunda da ayrıntılı bilgiler veridi.
Çalıştay’da ayrıca İnovasyon ve
Teknoloji Merkezi’nde yer alan yeniliklerin ve teknolojilerin kamu hizmetlerinde kullanılması hakkında bilgi alış verişinde bulunuldu. Başakşehir
Belediyesi’nin verdiği hizmetlerin yeni teknoloji ile buluşturulması konusunda İnovasyon
ve Teknoloji Merkezi’nde konumlandırılmış olan Kuluçka
Merkezi girişimcileri ile iş birliği yapılması öngörüldü. //
G Ü N DEM
www.212haber.com
*(E9JL%(-FÿK9F2014
Suriye’de tersine
koşan ambulans
S
85ú<(·'(savaş bütün şiddetiyle devam
am ediyor. İHH İnsani Yardım Vakfının,, karrı yedeş Suriye halkına yaptığı yardımları
rinde görmek için, İHH gönüllüsü bir
arete
grup arkadaşla sınır kamplarını ziyarete
gittik. İlk gün Türkiye tarafındaki kampn Suları ziyaret ettikten sonra, ikinci gün
riye tarafına geçtik.
dar oBize verilen bilgiye göre Halep’e kadar
n telan mıntıkanın rejim askerlerinden
mizlendiği, binaenaleyh bir sorun olmayacağı yönünde idi. Gördüğümüz kampan
ların ne durumda olduğunu birazdan
ını oanlatacağım. Ancak yazımın başlığını
s’’ın
luşturan “Tersine Koşan Ambulans’’ın
kafamda kazınan görüntüsünü arz etmek
istiyorum.
zlenMıntıka rejim askerlerinden temizlenademiş ancak, gruplar arasındaki mücadele daha şiddetli bir şekilde devam ettierleği bilgisi bize verilmedi. Rejim askerleakıp
ri bir-iki çatışmada mevzilerini bırakıp
geri çekiliyor. Şu anda rejim adına savaşanlar; dışardan gelen paralı asker veya
“Ehli Beyt rejimi yıkılıyor aman ha yetişin!..’’ propagandasıyla köy kırsallarından toplanmış saf müminlerdir.
Diğer taraftan Suriye halkına destek vermek ve gayesi ‘şehit’ olmak için gelen bir
sürü grup ve bunlara bağlı savaşçı var. IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) bunlardan biri. Çok fanatik bir yapıya sahip olan bu savaşçılar, başta Beşşar Esad’ı devirmek için Suriye’ye gelmişken, şu anda
ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) ile savaşmak suretiyle, Esad’ın ekmeğine
yağ sürmektedirler.
Veya uluslararası organizatörler, çok ince bir hesapla bunları kendilerine hizmet
ettirmektedir.
Nitekim bizde de buna benzer olaylar olmaktadır.
Neyse…
Biz 2 kamp gezdikten sonra, bir sonraki
kampa gitmek üzere ana yola varmadan
çatışma çıktı. Kurşunlar yakınımızdaki asfalta düşünce, milis komutanı toprak yoldan çıkmamıza izin vermedi. Türkiye tarafına doğru gidelim diyoruz, teh-
nj ƂnĐĞ ^iĐĐƵ ŬaŵƉŦnda ŵĞLJdana ŐĞůĞn ĕaƨƔŵadandƺƌŬiLJĞ ƐŦnŦƌŦna Ğn LJaŬŦn nŽŬƚa Žůan abƵƐƐĞůaŵ ŬaŵƉŦnda bƵůƵnan ĐaŵiLJĞ ƐŦŒŦnan aiůĞůĞƌ
likeli olur düşüncesiyle ona da izin vermiyor. Çatışma
devam ederken araçlarımızın içinde öylece beklemeye başladık.
Çevrede can korkusundan dolayı meydana gelen telaşı söylememe gerek yok.
Çoluk çocuğun perişan bir vaziyette sağa sola kaçarak sığınacak (korunacak)
yer arama telaşı anlatılır gibi değil. Milis
kuvvetlerden biri uçaksavar yerleştirilmiş bir araca atlayıp, asfaltın üzerinde ölüme meydan okurcasına mevzilenmesi
büyük bir cesaret örneği olarak hafızam-
7,, nŦn iƔůĞƫŒi ĞŬŵĞŬ ĨabƌiŬaƐŦ͘ Ƶƌadan ĕŦŬan
ĞŬŵĞŬůĞƌ ƉaŬĞƚůĞnĞƌĞŬ͕ ^ƵƌiLJĞ͛dĞ bƵůƵnan ŬaŵƉůaƌa
ƵůaƔƨƌŦůŵaŬƚadŦƌ
Emin
BATUR
[email protected]
da kalkal
dı.
ÇİRKİN SAVAŞ SENARYOLARI
Ancak
benim
asıl
anlatmak
istediğim
şey
ambu
ambulans.
Yani ters
yöne
koşan
ambu
ambu-
Suriye’de…
Varil bombalarıyla yakıp yıkılan şehirler,
Bir nevi mini atom bombası vazifesi gören vakum bombalarıyla öldürülen, yere
düşen küçük canlar kimsenin umurunda
değil. Batı dünyasına göre Beşşar Esad
kimyasal silah kullanmadığı sürece, müdahaleyi gerektirecek bir durum yok.
Hoş Esad kimyasal kullansa da batı dünyası bir bahane bulur bu işten yan çizer. Nitekim Beşşar Esad kimyasal silah
kullandığını kabul etti. Batı dünyasına:
“Gelin size kimyasal silahları teslim edeyim bu işi unutalım’’ teklifinde bulundu.
Batı dünyası; Rusya ile işbirliği içinde, bu
alçakça teklifi kabul etti.
O silahların nasıl teslim edildiğini kimse bilmiyor. Daha doğrusu unutulmaya
terkedildi. Batı medyası işine gelmeyen
bu rezil anlaşmayı gündemden düşürerek unutturdu.
lans…
Herkes kur
kurşunların geldiği istikametin ak
aksine, kendini bizim gibi Türkiye tarafına doğru atmaya çalışırken, birden çağlıklar kopararak çatışmanın olduğu yöne hızla dalan ambulansın görüntüsü
zihnimde öyle bir nakış bıraktı ki, anlatamam.
Kör kurşunların havada uçuştuğu yöne doğru, insani bir gayretle yaralı taşımak için dalan ambulans, aslında savaşın dramatik bir özetidir. Bu enstantaneyi paylaştıktan sonra tekrar konuya
dönüyorum.
^iĐĐƵ ŬaŵƉŦndaŬi ĕaƨƔŵadan ŬaĕŦƉ ŐĞůĞn iŬi ĕŽĐƵŬ͘
7,, LJĞůĞŬůi ͚ĞƌaŬaƚ͛ iƐiŵůi ĕŽĐƵŒƵn ĕŽƌaƉƐŦnj ŽůdƵŒƵnƵ daha ƐŽnƌa ƌĞƐiŵůĞƌi inĐĞůĞƌŬĞn ŐƂƌdƺŵ͘ nj
ƂnĐĞ LJaƔadŦŒŦ ĕaƨƔŵaLJŦ bƺLJƺŬ biƌ adaŵ Őibi aLJƌŦnƨůŦ
biƌ ƔĞŬiůdĞ aŬƚaƌŵaLJa ĕaůŦƔƨ͘ K hĞLJĞĐanůa hiĕ biƌiŵinj
ĕŽĐƵŒƵn ĕŦƉůaŬ aLJaŒŦnŦ ĨaƌŬ ĞƚŵĞŵiƔinj͘
Suriye münasebetiyle batı dünyasının
canavar yüzünü bir daha görmüş olduk.
Şöyle ki:
İran-Rusya-Batı ittifakı Beşşar Esad’ın
devrileceğini biliyor. Bütün planlar
devrildikten sonrası üzerine yapılıyor. Suriye’nin İsrail karşısında yeniden güç olmaması için, şehirler ve diğer yerleşim birimleri, yukarda bahsettiğim bombalarla taş üstünde taş bırakmamacasına tüm alt yapı ve üst yapısı yakılıp yıkılıyor. Yerinden yurdundan ayrılmak zorunda kalan milyonlarca insan ve ölen on binlerce can
Türkiye’nin dışında kimsenin umurunda değil. Batı, İsrail devletinin biraz daha uzun ömürlü olması için, bu
korkunç katliamı büyük bir keyifle izliyor.
Peki, dünya gündeminde Suriye var
mı?
Niye olsun ki!..
Her şey zaten istedikleri gibi gidiyor.
Beşşar Esad yerinde. Ve Suriye’nin alt
yapı, üst yapı, askeri gücü, sanayi, ticaret ne varsa yok olup gidiyor… Batının Suriye’yi işgal ederek yapmak istediği şeyi, bugün Beşşar Esad fazlasıyla
yapıyor. Bu tahribatlar yapılırken, ülke
boydan boya katliamdan geçirilip harap ediliyor. Üstelik bu dünya gündeminde yer işgal etmiyor.
Bugün bile bu savaş bitse, Suriye’nin,
İsrail’e karşı yeniden güç olabilmesi uzun yıllar alacak. Batının da istediği
bu değil mi?
Bu katliamın onda birini yapmamış olan Kaddafi’yi BM kararı falan dinlemeden, kanalizasyonun içinde muhaliflere teslim eden batı, Suriye’de savaş
filmi izler gibi davranıyor.
Libya demişken küçük bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Kaddafi’yi
muhalifler bulmadı!...
Muhalifler bulsaydı; O’nu sağ yakalayıp mahkemeye çıkaracak, kaçırdığı
paraların hesabını soracaktı.
Batılılar, Kaddafi’nin kaçırdığı paraların batı bankalarında olduğunu ve batının işine gelmeyen birçok şeyi söyleme ihtimaline karşı linç edilmek üzere galeyan haline gelmiş halka teslim etti.
17
Batı dünyası-Rusya ve İran işbirliği ile süren ve bir halkı tehcir veya yok etmeye dönük dünyanın en şiddetli çatışmalardan birinin sürdüğü yanı başımızdaki bu savaş, bugün tamamen gündemden düşmüş gibidir. Suriye halkına giden basit bir yardımı, anında bütün dünyaya: ‘’Türkiye Suriye muhaliflerine TIR
larla yardım gönderiyor’’ sürmanşetiyle
duyuran medya, Beşşar Esad’ı dişine kadar silahlandıran İRAN, RUSYA ve BATI
DÜNYASINI görmüyor.
baŵŵaƌin ŬaŵƉŦ ŐĞniƔůĞƚŵĞ ĕaůŦƔŵaůaƌŦ͘ bƵ anda Ϯ͘ϱϬϬ
ŬiƔinin LJaƔadŦŒŦ bƵ ŬaŵƉ ϭϬ͘ϬϬϬ ŬiƔiLJĞ ĕŦŬaƌŦůŦLJŽƌ
Muhalifler bulmadı. Kaddafi teslim edildi. Aynen Saddam Hüseyin gibi…
Saddam Hüseyin de Yakalandığı saraydan film icabı deliğe konulup çıkarılırken, görüntüleri dünyaya servis edildi.
Dişleri falan kontrol edilerek zavallı bir görüntü elde etmek için aşırı çaba harcandı. ‘Bize direneni bak ne hale sokarız’ manasında bir mizansendi bu…
Suriye tarafındaki kamplar ise:
Babüsselam kampı: Çok kötü şartlar
altında işlevini sürdürüyor. İlk kurulan
kamplardan biri. Türkiye-Suriye sınırını ayıran tel örgüye yapışmış vaziyette. Ve her çatışmadan sonra kamp nüfusu artıyor. Nitekim bizim de şahit olduğumuz çatışmadan sonra bu kampa
döndüğümüzde kap-kaçağını çocuğunu kapan bu kampa kendini atıyordu.
<iůiƐ͛ƚĞ haƐƚanĞLJĞ
ĕĞǀƌiůŵiƔ biƌ LJƵƌƩa
ƚĞdaǀi ŐƂƌĞn biƌ ĕŽĐƵŬ͘ ŽĐƵŒa ƔaƌaƉnĞů iƐabĞƚ ĞƚŵiƔ͘
LJaŬůaƌŦ ƚƵƚŵƵLJŽƌ͘
abaƐŦndan ϲ aLJdŦƌ
habĞƌ aůŦnaŵŦLJŽƌ͘
Ƶ ĕŽĐƵŒa diŒĞƌ
haƐƚa ƌĞĨaŬaƚĕiůĞƌi
baŬŦLJŽƌ͘ aŬaĐaŬ
ŬiŵƐĞƐi LJŽŬ
Bu uygulamanın bir benzeri
Kaddafi’ye uygulandı.
İlk linç girişimini yapanların Libyalı
olması bile şüpheli.
KAMPLAR
Türkiye tarafındaki kamplar düzenli.
Bilhassa Reyhanlı kampı dünyaya örnek olacak nitelikte bir standarda sahip.
Alt yapısı tamamen çözülmüş olan bu
kampta, Eğitim, sağlık ve diğer hizmetlerde verilmektedir.
Kamp sorumlusuna kaç kişinin kaldığını soruyoruz. 23.000 küsur ama her
gün bu sayı artıyor diyor. Yeni konteyner alanları mı oluşturuyorsunuz diyorum. ‘’Kampın dışında yeni alan oluşturma çalışması var ama bizim kampın
artması daha farklı. Şöyle ki: Bir konteynerde 4-5 kişilik aile kalıyor.
Ancak ailesiyle birlikte gelemeyip sonra gelen, Anne- Baba veya kayınpeder
vb. katılımlarla 7-8 kişiye çıkan konteynerler var.’’ diyor.
Bu arada konteynerlerin 18 m2 büyüklüğünde iki odadan müteşekkil olduğunu söyleyeyim.
Şemmarin kampı: İHH nın gayretleri ile kurulmuş düzenli bir kamp. Önceleri sadece şehit ailelerini kabul eden bu kamp, daha sonra gelenlerin
perişan hali göz önünde bulundurularak herkese açık hale getirildi. Şu anda
2.500 kişi barınıyor. 10.000 kişiye çıkarılması için çalışmalar sürüyor.
Siccu kampı: Bu kampa doğru yola
çıkmışken, çıkan çatışma neticesinde
geri dönmek zorunda kaldık.
Babusselam kampına geldiğimizde bu
Siccu’dan kaçarak gelen aileleri gördük.
Suriye hakkında yazılacak çok şey
var. Bir yandan savaş devam ederken,
diğer yandan açlık, göç, işkence altında ölenler, soğuktan ölenler vs. Her biri ayrı bir acı. Başakşehrimizde Suriyeli misafirlerimiz var. Ve yine Suriyeli çocuklara eğitim hizmeti veren bir
okulumuz var.
Başakşehirli komşularımızın, bu kardeşlerimize, yukarıda anlattıklarımı göz önüne alarak, gereken misafirperverliği göstereceğine inanıyorum. //
18
G Ü NDE
GÜ
N DEM
M
*(E9JL%(-FÿK9F2014
*(E9JL%(-FÿK9F20
0144
www.212haber.com
KORKMAYIN!
Bu bayrak
yere düşmez
Başakşehir Belediyesi, Çanakkale Zaferi’nin 99. yıldönümünde Çanakkale Şehitleri Anma Programı düzenlendi.
Programda konuşan Rize Eski Milletvekili Şevki Yılmaz, Çanakkale ruhunu anlattı. Yılmaz, “Devlet cesettir, onsuz
ruh olmaz. Ruhsuz da dinsiz de devlet olmaz. Çanakkale ruhu işte bu cümlede saklıdır.” dedi.
HACER TÜRKEL
B
$û$.û(+ú5%(/('ú<(6ú Çanakkale
Zaferi’nin 99. yıldönümünde Çanakkale
Şehitleri Anma Programı düzenlendi. Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde
gerçekleşen programa Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, kapatılan Refah Partisi Rize Eski Milletvekili Şevki Yılmaz, İlahiyatçı Yazar Ömer Döngeloğlu ve Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş’ın yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı.
Süleymaniye Camii İmam Hatibi Hafız
Ekrem Nalbant’ın okuduğu Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, İbrahim
Sadri’nin seslendirdiği Çanakkale Destanı ve Bülbül şiirleriyle renklendi.
Çanakkale Şehitleri Anma Programı’nda
konuşmasına dua ve tekbirlerle başlayan Rize Eski Milletvekili Şevki Yılmaz ,
“Din ve devlet, ruhla ceset gibidir. Cesetsiz ruh nasıl ölüyse, ruhsuz ceset de çürümeye mahkûmdur.” ifadelerine yer vererek “Devlet cesettir, onsuz ruh olmaz.
Ruhsuz da dinsiz de devlet olmaz. Çanakkale ruhu işte bu cümlede saklıdır. Vatansız millet ne olur ki? Vatan gemisi batırılırsa evlerinizin ne kıymeti var ki? Suriye
halkı vatansız kaldı. Şimdi zengini de çadırda yaşıyor, fakiri de. İşte Irak, Afgan,
Arakan ve Doğu Türkistan halkı… Vatan
işgale uğradımı orada ne servet ne şöhret
fayda etmez.” şeklinde konuştu.
le verdi. Biz de gelecek nesillere bu vatanı
teslim etmek istiyorsak, bu günlerde çok
büyük sorumluluklarımız var.” diyen Yılmaz, “Irak o kadar güzeldi ki Fırat Nehri
kenarında bir villa 5-15 milyon dolara alıcı buluyordu. Şimdi Bağdat’ta aynı villalar 5 bin liraya satılıyor. Değişen ne? Iraklı önce benim partim, benim mezhebim, benim ırkım dedi, vatan elden gitti.
Türkiye bu duruma gelmesin diye bunları söylüyorum. Çanakkale ruhunu iyi kavramak lazım. Akvam-ı beşere karşı ümmet meydanı, millet meydanıdır
Çanakkale; Kürt’ü, Abaza’sı, Çerkez’i,
Balkanlı’sı, Arnavut’u, Laz’ı, Gürcü’sü orada yatıyor. Gidin mezar taşlarını okuyun. Bakın Ürdün’den, Mekke’den,
Şam’dan gelmişler. Tam bir ümmet mozaiği. Kol kola yatıyorlar. Çanakkale ırkçılığın ayaklar altına alınıp, ümmet fikrinin ön plana çıkarıldığı bir meydandır. Bu gün birliğe dünden daha çok ihtiyacımız var. Bir oydan ne olacak demeyin. Bir mıh bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir atı,
bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu ise bir milleti tarih sahnesinden siler. O mıh bir devleti yıkar. O
mıh düştü mü nal düşer, nal düştü mü atın tırnağı düşer, atın tırnağı düştü mü
at düşer, o at da komutana rastlar komutan ölür, komutan ölürse ordunun morali bozulur ve yenilir, ordu yenilince de
bir millet tarihten silinir. Ecdat bu ruhla Çanakkale’yi geçilmez yaptı. Bana ne,
bana dokunmayan yılan yaşasın diyemeyiz. Bu vatan hepimizin. Hangi partiden olursanız olun, bu vatan gemisinde
hepimiz yaşıyoruz. Alevi’siyle Sünni’siyle, Türk’üyle Kürt’üyle hepimiz kardeşiz. Bölmek isteyen kalleşler var.” sözlerine yer verdi.
yanıyor. Önce harflerimizi Latinceye kurban verdik. Dünyada eşi benzeri yok. Dedemizin kitaplarını, mezar taşlarını okuyamıyoruz. Bu ülkede en büyük ihanet Allah
ve Resulüne yapılmıştır.
BU ÜLKEDE EN BÜYÜK
İHANET ALLAH VE
RESULÜNE YAPILDI
Düşünmeyen bir millet olduğumuza dikkat çeken Şevki Yılmaz şunları kaydetti: “253 bin şehitle Çanakkale geçilmez yapıldı. Peki, İngiliz’in İstanbul’da, Yunan’ın
Bursa’da, İtalya’nın Akdeniz’de, Fransa’nın
Antep-Maraş’ta, Ruslar’ın Erzurum’da
ne işi var? Çanakkale’yi nasıl geçirmedik? Çanakkale’yi ecdat hakikaten kanlarıyla geçilmez yaptı ama İttihat ve Terakki çeteleri Sevr ve Mondros mütarekesiyle Türkiye’yi bilfiil işgale imza attılar. Gerekçe olarak, sizi yenemedik ama müttefikiniz Almanlar yenildiği için sizi de hükmen mağlup kabul ettik ve işgal ediyoruz
dediler. Neden Almanya’yı işgal etmediler
o zaman? Biz yendik, Çanakkale’yi geçilmez yaptık. Almanya’yı işgal etsene. Hayır,
hedef Osmanlı Devleti’nin ortadan kaldırılmasıydı. Kaldırdılar ve arkasından toplumu yok edecek ihanetlere başladılar. Bir
bir kalelerimizi yıktılar. 1000 yıl düşmanın yapamadığını yaptılar. Denize döktük Yunan’ı, Sakarya’da mağlup ettik. Adama sormazlar mı devlet nerde? O gün devleti yıkanlar işte bugün Türkiye’yi karıştıranlardır. Devlet Türkiye parlamentosunda parmak oyuyla yıkıldı. Çanakkale’de yıkılmayan Osmanlı Devleti, parlamentoda 30 oy farkla oylama yapılmak suretiyle ortadan kaldırıldı. Yerine genç Türkiye devleti kuruldu. Peki, bu güzel. Türkiye
devletini rahat bırakın. O büyüsün, dedesi Osmanlı’nın yerini alsın. İmkân verdiler
mi? Başladılar devrim adı altında devirmeye. Harflerimizi kurban verdik. Tam yüz
yıldır, ümmetin başı koparılalı beri kurbanlarımız Kabil’in kurbanına dönmüştür;
Talimatı veren İngiliz Genelkurmay Başkanı eline Kur’an-ı Kerim’i alıyor, ‘Bu Kur’an
onların hayatlarında oldukça onlar asla yenilmezler.’ diyor. Hayatımız hep kurbanla geçti. Cuma’mızı Pazar’a kurban verdik. Ölçü kitabını ölü kitabı haline getirdik. Modalarla bir toplumu yok ettiler. İngiliz protokolleri Kur’an’ı hayattan çıkaracaksınız, sonra Çanakkale’deki dedelerinin
çocuklarını beynamaz, sarhoş yapacaksınız diyor. Çanakkale’de bomba hattında bile namaz kıldılar. Bu millet nasıl beynamaz
olacak? dediler. Her yenilik bir kelimeyle
başlar diye yazmış protokolde. Müslümanlara bomba değil, kelime atacaksınız, kalplerinden yakalayacaksınız. Bu kelimelerle kızlarımız açıldı. Bu kelimelerle namazdan soğudu. Çağdaş, ilerici, gerici… Vallahi sadece İslam âleminde bu kelimeler. Namaz kılana ‘sende mi yobazlara katıldın?’,
içkisiz düğün yapana ‘gerici düğünü’, başını
örtene ‘sıkmabaş, sen de mi çağdışı oldun’
diyeceksiniz. Ne Avrupa’da ne Amerika’da
ne Rusya’da ne Çin’de Hristiyanlar arasında
kiliseye gidene ya da gitmeyene ilerici, gerici, yobaz diyen var mı? Bu, İslam gençliğini Allah’tan uzaklaştırma operasyonuydu
ve başardılar.”
BU BAYRAK YERE
DÜŞMEYECEK
“Korkmayın! Bu bayrak yere düşmeyecek.
Vallahi Türkiye’yi hiçbir güç geçemeyecek;
çünkü burası manyetik alandır. Burada
AKVAM-I BEŞERE KARŞI
ÜMMET MEYDANIDIR
ÇANAKKALE
“O gün dedelerimiz, ninelerimiz, annelerimiz, bütün halk bizim için büyük bir
fedakârlık yaptı. 15 milyon nüfusun 253
bini şehit oldu. Ecdat büyük bir mücade-
Yılmaz şöyle devam etti: “Allahtan korkmak lazım. Şu kızların üniversite kapılarında ağladığı günleri ne çabuk unuttuk.
Nerden nereye geldik. Harp okullarına
Kur’an dersinin konacağını rüyamızda görebilir miydik? İlahiyatlar kapanmayla karşı karşıyaydı. Cenazelerimizi yıkayacak imam bulamayacaktık. Bugün siyer, ahlak
dersleri bütün okullarımıza kadar girdi. Bu
ülkeyi korsanlara teslim etmeyin. Bunlar
Çanakkale’yi planlayan, Osmanlı Devleti’ni
yıkan hainlerdir. Bu ülke kaptanına kavuşmalı. Abdülhamit gibi, Tayyip Erdoğan gibi kaptana. Onun için 30 Mart’ta iyi karar
vereceksiniz. Devlet hepimizin. Korsana
bir gemi verilirse bu korsan Türkiye’yi vallahi, billahi, tallahi Koç’un limanına yanaştıracak. Bunun için keramet sahibi olmaya
gerek yok. O zaman bu devletin nasıl yağmalandığını hayal edin. Gençlere 28 Şubat sonrasında Türkiye’nin nasıl yağmalandığını anlatın. Bu günlere tekrar geri dönmek istemiyorsak Türkiye gemisine sahip
çıkacağız.”
BAĞDAT PAKTI’NA İMZA ATAN
HERKES ÖLDÜRÜLDÜ
ÇANAKKALE BİR TEZGÂHTIR
Şevki Yılmaz, “Anadolu korunması son
derece zor bir vatan, çok tehlikeli bir yer.
Onun için 500 bin kişilik ordu geldi buraya. Yeni Zelanda’dan, Hindistan’dan,
Avusturalya’dan, Kanada’dan Anzak’ına kadar geldiler. Hedef, ümmeti başsız bırakmak ve hilafet merkezini yok etmek. Çanakkale bir tezgâhtır. Bu oyunu
dedelerimiz canlarıyla bozdular. Amerikalının, Çin’in, Rus’un gözü Türkiye’dedir. Neden? Çünkü Anadolu insanlığın ikinci merkezidir. Hz. Nuh (a.s) ile Anadolu ikinci başkent olmuştur. Kabri Türkiye’dedir. Nuh’un gemisi Türkiye’de Cudi
Dağı’na oturdu. Dolayısıyla bu ülkede gözü olmayan bir ülke yeryüzünde mevcut
değildir. Böyle bir vatana ecdadımız bizi varisçi kıldı. 1071 Malazgirt Zaferi’yle
açıldı bu kapılar. Buralara kadar gelmemizin teşvikçisi liderimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’tir. Bir toprağın fethi değildir
bu teşvik. Zulmün ortadan kaldırılması,
dünya nöbetinin tek başına devrinin teşvikidir. Aynı zamanda siyasi bir hadistir bu; çünkü dünyayı İstanbul yönetiyordu. İstanbul 1453’te Müslümanların eline
geçtikten sonra İslam âlemi resmen dünyada tek başına nöbeti devralma şansına kavuştu. Afrika’sından Asya’sına kadar
hiçbir yerde aç bir insan yoktu. Şimdi var;
çünkü Çanakkale’yi geçtiler.” dedi.
Türkiye’nin kurucusu Eyyub el-Ensârî yatıyor. Osmanlı’nın da Selçuklu’nun da kurucusu odur. Aşamazlar Eyyub el-Ensârî’yi.”
diyen Şevki Yılmaz, “Vatanınıza sahip çıkın. Bu ülke henüz ayağa kalkmakta olan
bir ülke. Şımarmayın, daha işin başındayız. Daha Orhan Gazi dönemindeyiz; aklınızı başınıza alın. Henüz dünyanın süper güçleri ortada. Çanakkale’den sonra Osmanlı’yı yıkanlar bugün hala dünyaya hâkimler. Kitap, mizan, hadid elimizde olmadan güçlü devlet olamayacağız. İçimizdeki beyinsizler yüzünden mezarlığa mahkûm edilen Kur’an, hayatımızın kitabı olacak. Ticareti ele geçireceksiniz. Ekonominiz güçlü olursa, ayrım yapmadan
adalet sistemini kurarsanız güçlü olursunuz. Ağır sanayiyi ele geçireceksiniz, demiri kontrol edeceksiniz. Demir sizin emrinizde olacak. Füzeleriniz, uçaklarınız, filolarınız olacak. İşte bu dört sahada adım atan bir iktidar bugün alaşağı edilmek isteniyor.” dedi.
BU GÂVURLUĞU RUS ÇARI
ŞEYH ŞAMİL’E YAPMADI
Ƶ ƺůŬĞdĞ KƐŵanůŦ͛LJŦ ƐĞǀdiŒi iĕin biƌ
baƔbaŬanŦn aƐŦůdŦŒŦnŦn aůƨnŦ ĕinjĞn
zŦůŵanj͕ ͞KƐŵanůŦ aiůĞƐini iůŬ aƌaLJan
DĞndĞƌĞƐ͛Ɵƌ͘ ƵnƵn bĞdĞůini dĞ ƂdĞŵiƔƟƌ͘ ϭϬϳϭ͛dĞ DaůanjŐiƌƚ͛in inƟŬaŵŦnŦ iƐƟLJŽƌ ǀƌƵƉa͘ KƐŵanůŦ ƐƺůaůĞƐi
binjĞ ŐĞůĞĐĞŬ͕ ŬŽǀaĐaŬƐŦnŦnj ŽnůaƌŦ diLJŽƌ͘ zaůǀaƌŦƌůaƌ mƌdƺnĞ͕ <abĞ͛LJĞ ŐidĞůiŵ diLJĞ aŵa Ɖiũaŵaůaƌůa ŐĞĐĞ LJaƌŦƐŦ
ƚƌĞnůĞƌĞ dŽůdƵƌƵƌůaƌ KƐŵanůŦ hanĞdanŦnŦ͘ sahdĞƫn͛in ƚabƵƚƵ biůĞ ƌĞhin
aůŦnŵŦƔƨƌ da ĞnjaLJiƌůi͕ &aƐůŦ͕ baŵůŦ ƔŽĨƂƌůĞƌ aƌaůaƌŦnda Ɖaƌa ƚŽƉůaLJŦƉ iƉŽƚĞŒi ŬaůdŦƌaƌaŬ baŵ͛a ŐƂndĞƌŵiƔƟƌ ĐĞnanjĞLJi͘ saůůahi bƵ ŐaǀƵƌůƵŒƵ ZƵƐ aƌŦ bĞLJh baŵiů͛Ğ LJaƉŵaŵŦƔƨƌ͘ KƐŵanůŦ
hanĞdanŦndan ŬadŦnůaƌ bƵůaƔŦŬ LJŦŬa-
LJaĐaŬ͕ ĞƌŬĞŬůĞƌ ŐƂnjůĞƌinĞ bĞnj baŒůaLJaƌaŬ WaƌiƐ iƐƚaƐLJŽnƵnda diůĞnĞĐĞŬ͘
KnůaƌŦn haƨƌŦ LJŽŬƐa KƐŵan 'anji͛nin͕
zaǀƵnj ^Ƶůƚan ^Ğůiŵ͛in͕ &aƟh ^Ƶůƚan
DĞhŵĞƚ ,anŦn da ŵŦ LJŽŬƚƵ͍ 7ůŬ ŽnůaƌŦ ƐŽƌan ϱϭ LJŦůŦnda DĞndĞƌĞƐ ŽůdƵ͘
zanŦnda bƵůƵnan ŵiůůĞƚǀĞŬiůi 'ŦLJaƐĞƚƟn ŵƌĞ binjnjaƚ binjĞ anůaƴ͘ WaƌiƐ͛ƚĞ
biƌ LJĞƌdĞ bƵůaƔŦŬ ĨabƌiŬaƐŦna ŐidiLJŽƌůaƌ͘ ůini ƂƉƚƺ biƌ ŬadŦnŦn͘ ϲϱ LJaƔŦnda bƵůaƔŦŬ ĨabƌiŬaƐŦnda bƵůaƔŦŬ LJŦŬaLJan ^Ƶůƚan bdƺůhaŵid͛in ŬŦnjŦ LJƔĞ ^Ƶůƚan͛dŦ bƵ ŬadŦn͘ ^Ğn ŬiŵƐin diLJĞ ƐŽƌdƵ͘ DĞndĞƌĞƐ͕ dƺƌŬiLJĞ ƵŵhƵƌiLJĞƟ baƔbaŬanŦLJŦŵ dĞLJinĐĞ͕ LJƔĞ ^Ƶůƚan͕ nĞƌdĞ ŬaůdŦnŦnj ĞǀůadŦŵ diLJĞ ĕŦŒůŦŬ aƚaƌaŬ baLJŦůŦLJŽƌ ƐĞǀinĕƚĞn͘
dƺƌŬiLJĞ͛LJĞ dƂnĞƌ dƂnŵĞnj KƐŵanůŦ͛LJa
aĨ ĕŦŬaƌaĐaŒŦŵ diLJŽƌ DĞndĞƌĞƐ͘ ŵan ƐƵƐ͕ ŽƌdƵ dƵLJŵaƐŦn͕ ihƟůaů ŽůƵƌ͕
ŽƌdƵLJƵ Ĩanjůa ŬŦnjdŦƌŵaLJaůŦŵ͕ ĞƌŬĞŬůĞƌ ŬaůƐŦn ŬadŦnůaƌ aīĞdiůƐin dĞdiůĞƌ͘
KƐŵanůŦ͛nŦn ŬadŦnůaƌŦ DĞndĞƌĞƐ͛in
aŁLJůa dƺƌŬiLJĞ͛LJĞ ŐĞůdiůĞƌ͘ ,Ğƌ LJŦů
ϭϬ bin ůiƌa LJƔĞ ^Ƶůƚan ǀĞ bĞĮŬa
^Ƶůƚan͛a binjnjaƚ ŬĞndiƐi ƚĞƐůiŵ ĞdĞƌdi͘
zaƐƐŦada͛da bƵ Ɖaƌa DĞndĞƌĞƐ͛Ğ ƐŽƌƵůdƵ͘ DĞndĞƌĞƐ ϭϳ Ŭiŵ͛dĞ idaŵ Ğdiůdi͘ ϭϴ Ŭiŵ͛dĞ dĞ Ž iŬi ƐƵůƚan ƐĞĐĐadĞdĞ Ƃůƺ bƵůƵndƵ͘ ͞inji ŬŽƌƵLJan
Ƃůdƺ LJa Zabbi͕ binji dĞ LJaƔaƚŵa͘͟ diLJĞ
dƵa ĞƚŵiƔůĞƌ bdƺůhaŵid͛in hanŦŵŦ
bĞĮŬa ^Ƶůƚan ǀĞ ŬŦnjŦ LJƔĞ ^Ƶůƚan͘͟ iĨadĞůĞƌinĞ LJĞƌ ǀĞƌdi͘
͞ϭ͘ ƺnLJa ^aǀaƔŦ KƐŵanůŦ ĞǀůĞƟ͛nin LJŦŬŦůŵaƐŦ iĕin͕ Ϯ͘ ƺnLJa ^aǀaƔŦ da 7Ɛƌaiů͛in ŬƵƌƵůŵaƐŦ iĕin ĕŦŬaƌŦůŵŦƔƨƌ͘ ϭϵϵϳ͛dĞ dĞ ϯ͘ dƺnLJa ƐaǀaƔŦ ĕŦŬaƌŵaŬ iƐƚĞdiůĞƌ͘ WůanůaƌŦ bƵLJdƵ͘ dĞŽdŽƌ ,Ğƌnjů͛in
ϭϴϵϳ aƐĞů ƔĞhƌindĞŬi ƉůanŦnŦn ƚaŵaŵŦ ƚƵƩƵ aŵa ϵϳ͛dĞ ƚƵƚŵadŦ͘͟ ĐƺŵůĞůĞƌini ŬƵůůanan zŦůŵanj͕ ͞Ƶ ŵiůůĞƚ bƵ ǀaƚan iĕĞƌiƐindĞ ŽůdƵŬĕa da
ƚƵƚŵaLJaĐaŬƨƌ͘ ůůah bƵ ƺůŬĞLJi ƂnjĞů ŬŽƌƵŵa aůƨna aůdŦ͖ ĕƺnŬƺ bƵ ƺůŬĞ <abĞ͛LJi ŬŽƌƵƌ͘ Ƶ ƺůŬĞdĞn DĞdinĞ-i DƺnĞǀǀĞƌĞ ŬŽƌƵnƵƌ͘ &iů ƐƵƌĞƐindĞŬi ͚ĞůĞŵƚĞƌĞ͛ <ąbĞ͛nin LJŦŬŦůŵa hĞdĞĮnin ŬŦLJaŵĞƚĞ Ŭadaƌ dĞǀaŵ ĞdĞĐĞŒini ŐƂƐƚĞƌiƌ͘ ϱ LJaƔŦndaŬi
7Ɛƌaiů ĕŽĐƵŒƵ anaŽŬƵůƵnda ͚ah ,aLJbĞƌ ǀah ,aLJbĞƌ͕ iĕiŵ aƚĞƔ LJanŦLJŽƌ ,aLJbĞƌ͖ DƵhaŵŵĞd͛in
ĐĞƐĞdi LJanŵadŦŬĕa bƵ aƚĞƔ ƐƂnŵĞLJĞĐĞŬ ,aLJbĞƌ͛ injĐi ŵaƌƔŦLJůa LJĞƟƔiƌ͘ ,aLJbĞƌ͛dĞn ƐƺƌƺůƺƔůĞƌinin inƟŬaŵŦLJůa bƺLJƺƌůĞƌ͘ DaƌƟn >ƵƚhĞƌ͕
͞DƵhaŵŵĞd͛in ĐĞƐĞdi ZŽŵa ŵƺnjĞƐindĞ ƚĞƔhiƌ
ĞdiůŵĞdiŬĕĞ haĕůŦ ƐĞĨĞƌůĞƌi dƵƌŵaLJaĐaŬƨƌ͘͟ diLJŽƌ͘ KnƵn iĕin anaŬŬaůĞ͛LJĞ ŬŽƔƚƵ ĞĐdaƚ͕ <abĞ͛LJi
ŬŽƌƵŵa adŦna͘ ϰϱ͛ƚĞn ƐŽnƌa ƵŵƵůŵadŦŬ biƌ haƌĞŬĞƚ baƔůadŦ͘ iƌ DĞndĞƌĞƐ͛i hĞƐaba ŬaƚaŵadŦůaƌ͘ ϭϵϱϳ͛dĞ aŒdaƚ WaŬƨ͛nŦ ŬƵƌaƌaŬ ϭϬϬ LJŦůůŦŬ
ƉůanŦ bŽnjanůaƌdan biƌidiƌ dnan DĞndĞƌĞƐ͘͟ diLJĞ ŬŽnƵƔƚƵ͘
bĞǀŬi zŦůŵanj ƐƂnjůĞƌini ƔƂLJůĞ Ɛƺƌdƺƌdƺ͗ ͞ŽŬ bĞdĞů ƂdĞdiŬ bƵ ŐƺnĞ ŐĞůinĐĞLJĞ Ŭadaƌ͘ DĞndĞƌĞƐ
aŒdaƚ WaŬƨ͛nŦ iŵnjaůadŦŒŦ iĕin aƐŦůdŦ͘ ŽŬůaƌŦ bƵnƵ biůŵĞnj͘ ŦƔiƔůĞƌi ǀĞ DaůiLJĞ aŬanŦ nĞdĞn aƐŦůŦƌ͍ 7hƟůaůin ŦƔiƔůĞƌiLJůĞ͕ DaůiLJĞLJůĞ nĞ iůŐiƐi ǀaƌ͍
7hƟůaůin͕ ƚĞƌƂƌƺn ƐŽƌƵŵůƵƐƵ 7ĕiƔůĞƌi aŬanŦ͘ EĞdĞn ŦƔiƔůĞƌi aŬanŦnŦ aƐŦLJŽƌƐƵn͍ ϱϳ͛dĞ aŒdaƚ WaŬƨ͛na iŵnja aƚan hĞƌŬĞƐ Ƃůdƺƌƺůdƺ͘ DaůiLJĞ aŬanŦnŦn iŵnjaƐŦ ǀaƌ idaŵ Ğdiůdi͕ ŦƔiƔůĞƌi baŬanŦnŦn iŵnjaƐŦ ǀaƌ idaŵ Ğdiůdi͘ ŦƔiƔůĞƌi aŬanŦnŦ
bƵ adaŵ hŦƌƐŦnjdŦƌ diLJĞ aƐƨůaƌ͘ ,ƺƌƌiLJĞƚ 'anjĞƚĞƐi biƌ ǀiůůanŦn ĨŽƚŽŒƌaķnŦ ŬƵůůandŦ͘ WaƌiƐ͛ƚĞ ŬĞndiƐinĞ Ğǀ LJaƉƨ dĞdiůĞƌ͘ daŵ bĞniŵ bƂLJůĞ biƌ ǀiůůaŵ LJŽŬ dĞdi aŵa ǀaƌ dĞdiůĞƌ ǀĞ aƐƨůaƌ͘ <ŽĐaŵŦn
ŽnƵƌƵnƵn iadĞƐini iƐƟLJŽƌƵŵ diLJĞ &aƟn ZƺƔƚƺ
ŽƌůƵ͛nƵn hanŦŵŦ idaŵdan ƐŽnƌa daǀa aĕƨ͘ iƌŬaĕ LJŦů ƐŽnƌa ŵahŬĞŵĞ bƵ ǀiůůa LJŽŬƚƵƌ diLJĞ Ŭaƌaƌ ǀĞƌdi͘ ,ƺƌƌiLJĞƚ 'anjĞƚĞƐi͛nin ŬƵůůandŦŒŦ ĨŽƚŽŒƌaĨ haůa WaƌiƐ͛ƚĞ dƺƌŬiLJĞ bƺLJƺŬĞůĕiůiŬ binaƐŦ ŽůaƌaŬ ŬƵůůanŦůŦLJŽƌ͘͟ ͬͬ
G Ü N DEM
www.212haber.com
*(E9JL%(-FÿK9F2014
ROBOT TASARIMI
şampiyonluk getirdi
Bilim Kahramanları Turnuvası’nın
İstanbul etabı sona erdi. Türk Kızılayı Başakşehir Şubesi adına
yarışmaya katılan Firework Team
Kızılay takımı Robot Performans
kategorisinin şampiyonu olarak
ulusal finale katılma hakkı elde etti.
ú
=0ú5 Ankara ve
Gaziantep’ten sonra İstanbul etabı da sona eren Bilim
Kahramanları Turnuvası’nda
Kızılay takımı ipi göğüsleyen
taraf oldu. 73 takım arasında
projelerini ve robot tasarımlarını sergileyen, yarıştıran
Kızılay takımı şampiyonluk kupasını kaldırdı. 22-23
Mart tarihlerinde İstanbul’da
gerçekleştirilecek olan ulusal finalde yarışma hakkı kazanan Kızılay takımı, burada
alacağı dereceye göre uluslararası yarışmalara da katılabilecek.
İstanbul’da gerçekleştirilecek olan ulusal finalde Kızılay’ı temsil edecek.
Kızılay’ı finale taşıyan Firework Team
Kızılay takımın kaptanı 11. sınıf öğrencisi Hüma Gülseçkin, daha önce-
İstanbul’un yeni gözdesi
Turizmle altın
ve döviz ticaretinin merkezi Nuruosmaniye’deki
binalar yok
satıyor. Yeni
binalar el altından 12-15
milyon dolara
el değiştiriyor.
(6.ú İstanbul en değerli caddelerinden birisi Kapalıçarşı ile
Cağaloğlu’nu bağlayan Nuruosmaniye. Sultanahmet’e
yakınlığıyla öne çıkan cadde yıllardır ünlü kuyum
ve halı markalarının ev sahipliğini yapıyor. Turizm
sektörüne yönelik faaliyet
gösteren halı, kuyum, döviz ve hediyelik eşya fir-
Suriyelilere
yardım elini
uzattılar
Başakşehir Mevlana
Cami imamı Davut
Eryılmaz’ın öncülüğünde Suriyeli aileler için
düzenlenen ve cami
cemaatinin katıldığı
yardım kampanyasında
103 koli giyim eşyası
toplanarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.
ULUSAL FİNALDE
YARIŞACAK
Farklı illerde gerçekleştirilen
turnuvaların İstanbul etabına Bağcılar Şubesi adına yarışan Robotizm ve Başakşehir
Şubesi adına yarışan Firework
Team Kızılay takımıyla katılan Türk Kızılayı yine genç bilim insanlarına destek oldu.
Yarışmanın sonunda 461 puanla Robot Performans kategorisinde şampiyon olan Firework Team Kızılay takımı, 22-23 Mart tarihlerinde
19
malarının ilgisi nedeniyle caddede ve çevresindeki
yakın sokaklarda satılık ya
da kiralık yer bulmak neredeyse imkansız. Hem de
döviz üzerinden...
Bölgenin emlak piyasası açısından ilginç bir özelliği var, satışa çıkan binalar
emlakçılar tarafından pazarlanmıyor. Bölgedeki bi-
naların giriş ya da bodrum
katlarında, merdiven altlarında hizmet veren çay ocaklarının sahipleri emlakçılara iş bırakmıyor. Caddede, “Satılık yer var mı?”
diye sorduğumuz firma sahipleri, “Paranız olsa bile buradan bir yer satın almanız çok zor. Çünkü satışa çıktığını duyamazsınız
bile” diyor. //
ki yıllarda da yarışmalara katıldığını,
bu yıl takıma kaptanlık ettiğini, çok
disiplinli çalıştıklarını ve elde ettikleri başarıdan gurur duyduklarını söyledi. Robot Performans kategorisinde
şampiyon olduklarını, proje kategori-
sine ise “Sel sularının kinetik enerjisinden faydalanarak enerji elde etme”
konusunu sunduklarını söyleyen takım kaptanı Hüma, ulusal finale daha
iyi hazırlanıp, orada da dereceye gireceklerini sözlerine ekledi. //
ESED zulmünden kaçarak
Türkiye’ye sığınan Suriyelilerin hayatlarını iyi
şartlarda sürdürebilmeleri
için STK’ların yardımlarının ardı arkası kesilmiyor.
İstanbul’un hemen hemen
her bölgesinde bulunan
Suriyeli aileler çoğunlukla
ucuza kiraladıkları evlerde 2-3 aile kalarak yaşam
mücadelesi veriyorlar.
Başakşehir’de de özellikle
Altınşehir, Güvercintepe ve
Şahintepe bölgesinde çoğunlukta olan Suriyeli ailelere
gerek Başakşehir Belediyesi,
gerekse STK’lar destelerini
esirgemiyor. Son olarak
Mevlana Cami imamı Davut
Eryılmaz’ın öncülüğünde
Suriyeliler için düzenlenen
yardım kampanyası kapsamında 103 koli giyim eşyası
ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırıldı. Yardımların devam
edeceğini söyleyen Eryılmaz, “Suriye’de devam eden
katliam nedeniyle ülkemize
sığınan Suriyeli mültecilere
maddî ve manevî her türlü
yardımı ve desteği yapmaya
devam edeceğiz” dedi. //
20
Sİ YASET
*(E9JL%(-FÿK9F2014
www.212haber.com
Gençler için siyasete atıldı
Kickboks Avrupa Şampiyonu Milli Takım antrenörü Kenan Şenyurt, gençlere hizmet etmek için Saadet Partisi’nde siyasete atıldığını söyledi.
S
6$$'(73$57ú6ú(SP) Başakşehir
Belediye Meclis üyesi adayı olan
Şenyurt, yaklaşık 26 yıldır Uzakdoğu sporu ile ilgilendiğini, binlerce genç sporcunun yetişmesine
katkı sağladığını vurguladı. Milli ve manevi değerleri öne alan
bir gençlik yetiştirilmesi gerektiğini anlatan Şenyurt, bunu ancak
SP’nin başaracağını dile getirdi.
hallelerinde 7 yaş üzerinin spor
yapacağı alan yok denecek kadar az. Küçükler için oyun parkı yapılıyor ama diğer spor dallarını içeren sahalar yetersiz. Gençler için mutlaka spor sahalarının yapılması lazım. Parti olarak
Başakşehir’i kazandığımızda bu
alandaki eksiklerimizi gidereceğiz” diye konuştu.
Başakşehir’de gençlere yönelik
spor alanlarının kısıtlı olduğunu
ifade eden Kickboks Milli Takım
Antrenörü Kenan Şenyurt, “Örneğin Başak ve Başakşehir ma-
Adaylığının gençlere hizmet adına bir vesile olacağını belirten
Şenyurt, yaşantısı ve dünya görüşünün Saadet Partisi ile örtüştüğünü kaydetti.
Başbakan
üzerinden
çirkin saldırı
Başakşehir’de kimliği tespit edilemeyen kişiler “Başçalan-Hırsız-Rüşvetçi
TAYYİP!” ifadesi kullanılarak hazırladıkları kaşe ile Saadet Partisi’nin
aday tanıtım kartları üzerine baskı
yaptıktan seçmenlere dağıttılar.
6$$'(73$57ú6ú İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selman Esmerer ile Saadet
Partisi Başakşehir Belediye Başkan adayı Neşet Çevik’in kaşelenmiş tanıtım kartlarının 5.Etap’taki Tarabya Sitesi’nde dağıtıldığı tespit edildi. ‘Yok artık’ denilecek bu olay site sakinleri tarafından protesto edildi.
Saadet Partisi Başakşehir Belediye Başkan adayı Neşet Çevik, “Temiz Siyaset, Temiz Yönetim,
Temiz Toplum” sloganıyla seçim kampanyasını
yürüttüklerini belirterek, “Seçimlerde kaybedeceğini, Saadet Partisi’nin kazanacağını hisseden
bazı mihraklar seçim kampanyasını başlattığımız günden beri seçmenlerimize yalan söyleyerek oyun üstüne oyun oynamaktadırlar. AKP,
CHP veya diğer partiler bize saldırdıkça, adaylarımızı karaladıkça, seçmenlerimiz daha sıkı birbirine kenetleniyor ve partimiz daha da güçleniyor.” ifadelerini kullandı.
ÖNCE SÖZ, SONRA SELAM
Saadet Partisi’nin Başakşehir Belediye
Başkan adayı Neşet Çevik söz almadan ve
selam vermeden seçmenin yanından ayrılmıyor. Şahintepe esnafını tek tek ziyaret ederek projelerini anlatan Çevik’e parti teşkilat üyeleri de eşlik etti. Göreve geldiği takdirde tüm esnaflarımızın yanında
olacağı sözünü veren Çevik, sıktığı her elden seçimlerde Saadet Partisi’ne oy sözü
aldı. Her ziyaret sonunda hep birlikte Mili
Görüş selamı verilip birlikte fotoğraf çektiriliyor. //
BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN
GÖNÜLLÜ KORUMALARINDAN…
Şenyurt, yıllar önce Başbakan Erdoğan’ın
gönüllü koruma görevlilerinden birisi
olduğunu anlattı. Saadet Partisi Başakşehir Belediye Başkan Adayı Neşet Çevik ile her sabah namazını farklı bir camide
kıldıktan sonra esnaf ziyaretleri gerçekleştirdiklerini belirten Kickboks hocası
Kenan Şenyurt, “Başkanımız esnafın halini, hatırını soruyor, onlarla dertleşiyor.
Gerçekten partimize büyük bir teveccüh
var. 30 Mart sonrası Başakşehir’de Saadet
Partisi görev başında olacak” dedi. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
*(E9JL%(-FÿK9F2014
21
Kudüs’ü Müslümanların
olmadığı yıl ilan ettiler
Mirasımız Derneği Başkanı Muhammed Demirci, İsrail’in 2020 yılında
bütün Müslümanları
Mescid’i Aksa’dan çıkartmayı planladığını söyledi.
TAPU ALABİLMEK İÇİN 10
YIL BEKLEME SÜRESİ
Mescid’i Aksa’nın İsrail Devleti tarafından aşama aşama yok edilip Yahudileştirildiğini ve yüksek vergi toplayarak Kudüs esnafının çaresiz bırakıldığını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Demirci, bölgede restorasyona dahi
izin verilmediğinin altını çizdi. Kudüs’te
Müslümanların evlerinin yıkılmasının
hedeflendiğini kaydeden Demirci, 2013
yılında 33 binanın yıkıldığını, inşat ruhsatı alabilmek için 10 yıl bekleme süresinin olduğunu açıkladı. 10 yılda yaklaşık
150 bin dolar tapu masrafının çıkarıldığını söyleyen Demirci konuşmasına şöyle devam etti: “Tapuyu aldıktan sonra size 2 yıl süre veriliyor eğer inşaata başlamazsanız ruhsatınız iptal ediliyor. 4 yılda 1200 ruhsat iptal edilerek 33 bina yıkıldı.”
7Ɛƌaiů͛in͕ ϮϬϮϬ LJŦůŦnda <ƵdƺƐ͛ƺ DƺƐůƺŵanůaƌŦn ŽůŵadŦŒŦ biƌ LJŦů iůan ĞƫŒinĞ diŬŬaƚ ĕĞŬĞn ĞŵiƌĐi ŬŽnƵƔŵaƐŦna ƔƂLJůĞ dĞǀaŵ Ğƫ͗ ͞DƺƐůƺŵanůaƌ
<ƵdƺƐ͛ƚĞ LJaƔaLJabiůŵĞůĞƌi iĕin iŬaŵĞƚ
ƚĞƐŬĞƌĞƐi aůŵaŬ njŽƌƵndaůaƌ͘ Ƶ ƚĞƐŬĞƌĞLJi aůabiůŵĞŬ iĕin Ğǀi ǀaƌƐa ƚaƉƵ͕ Ŭiƌada iƐĞ Ŭiƌa ŬŽnƚƌaƨnŦ ŐƂƐƚĞƌŵĞŬ njŽƌƵnda͘ iƌ Ğǀin ƌƵhƐaƨnŦ ĕŦŬaƌŵaŬ iĕin ϭϬ LJŦů baƔǀƵƌƵ bĞŬůĞŵĞ ƐƺƌĞƐi ǀĞ
ϭϱϬ bin dŽůaƌ ƚaƉƵ ŵaƐƌaķ ǀaƌ͘ <iƌaůaƌ iƐĞ ϴϬϬ iůĞ ϭϬϬϬ dŽůaƌ aƌaƐŦnda͘
Ƶ bahanĞLJůĞ 7Ɛƌaiů hƺŬƺŵĞƟ ǀaƚandaƔůaƌa iŬaŵĞƚ ǀĞƌŵiLJŽƌ͘ 'ĞĕĞn ƐĞnĞ
ϲ bin ŬiƔi bƵ LJƺnjdĞn <ƵdƺƐ͛ƚĞn ƐŦnŦƌ
dŦƔŦ Ğdiůdi͟ dĞdi͘ ͬͬ
Muhammed Demirci
K
UDÜS ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği, Eresin
Otel’de düzenlediği basın toplantısında
bölgede yaşanan sorunları ele aldı. Sinevizyon gösterisiyle başlayan programda
Genel Koordinatör Numan Balcı, kuruluş amacı ve dernek faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Mescid’i Aksa’da yüzlerce
vatandaşın tutuklanıp evlerinden çıkarıldığını belirten Balcı, bölgeye girişlerin engellendiğini söyledi.
6 BİN KİŞİ SINIR
DIŞI EDİLDİ
BİR YAŞINDAKİ ÇOCUĞU
BİLE TUTUKLADILAR
Demirci, geçen yıl Kudüs ve çevresindeki
şehir, köy ve mahallerde kadın çocuk hasta
ve yaşlı ayırt edilmeksizin yapılan keyfi tutuklamalarda artış gözlemlendiğini, 1,5 yaşındaki çocuğun bile işgalci askerler tarafından tutuklanıp 1 saat boyunca gözaltına alındığını belirtti. Kudüs Belediyesi’nin
Mescid’i Aksa’yı herkesin kullanabileceği bir şekilde kamu alanına çevirdiğini
söyleyen Demirci, İsrail’in asıl amacının
Mescid’i Aksa’yı ikiye bölmek olduğunu
vurguladı. ‘Kubbetüs Sahra’da dahil olmak
üzere Mescid’i Aksa’nın büyük bir kısmı Sinagog olarak inşa edilmek isteniyor’ diyen
Demirci, Mescid’i Aksa gündemde olduğu
sürece ne İsrail nede başka güçler Mescid’i
Aksa’yı yıkamayacak şeklinde konuştu.
İSRAİL SALDIRILARINA KARŞI
BÖYLE ÖNLEM ALINIYOR
Derneğin yapmış olduğu çalışmalar hakkında da bilgiler veren Demirci, “İlim Halkaları Projesi” kapsamında, her ay İsrail saldırılarına karşı Mescid-i Aksa’yı savunan 500 öğrenciye eğitim ve burs desteği
sağlandığını, bu rakamı 2014’te bine çıkarmayı hedeflediklerini belirtti. Derneğe ait 7
otobüsle çevre illerden Kudüs’e Müslümanların taşınmasının sağlandığı da söyleyen
Demirci, 2013 yılında 10 Osmanlı evininin
yanı sıra 9 caminin de restorasyonunun tamamlandığı ifade etti.
22
G Ü N DEM
*(E9JL%(-FÿK9F2014
‘Başakşehir geçilen
değil, gezilen bir
kent olsun istiyoruz’
A
RTI 1 televizyonunda Koray
Çalışkan’ın sunduğu ‘Kırmızı Telefon - Seçim Özel’ programına konuk olan CHP Başakşehir Belediye Başkan edayı Özgür
Karabat, “Erbakan’a hiç oy vermedim ancak çok büyük saygı
duyuyorum. Bu yüzden eğer seçilirsem Necmettin Erbakan Bilim Merkezi’ni kuracağım” dedi.
Programda ‘Mevlana Meydanı’ projesinden bahseden Karabat, ‘Başakşehir geçilen değil, gezilen bir kent olsun istiyoruz’ dedi. Mevlana Meydanı ile Başakşehir’in model bir
kent olacağını ifade eden Karabat, “Başakşehir nüfusu ve yapısı itibarı ile büyük bir meydanı hak ediyor. Hızla artan nüfus
sayısına cevap verecek doğal yapıları, yürüyüş ve bisiklet yolları, dinlenme alanları olan bir
meydan yapacağız. Bu meydan
Başakşehir’in nefes alma noktası
olacak. Meydan da ayrıca mimari açıdan özel olan bazı camilerimizin minyatürünü yaparak, insanlarımızın tarihi yeniden yaşamasını sağlayacağız” şeklinde
konuştu.
YOKSULUN
TAPUSUNU, ZENGİNE
MEZE ETMEYECEĞİZ
Kentsel Dönüşüm konusunun konuşulduğu programda, Başakşehir’in imar sorunundan bahseden Karabat,
“Başakşehir’in üçte biri gecekondu tabir edilen evlerden oluşuyor. Gecekondu vatandaşın değil, devletin ayıbıdır. Yıllardır Başakşehir’in Güvercintepe, Şahintepe gibi mahallerinde
çözülemeyen bir imar problemi
var. Bu bölgelerde yaşayan insanlar huzursuz. ‘Evimden komşularımdan ayrılacak mıyım?’ di-
ye her gün bize sorular geliyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu
bölgeleri ‘Rezerv Alanı’ ilan etmiş durumda. İnsanlar yıllardır
mağdur ediliyor ve ortada büyük bir haksızlık var. Biz mülkiyet hakkının korunmasından yanayız. Bu bölgenin yıllardır çilesini çeken insanların daha fazla
mağdur edilmesini istemiyoruz.
Mahalle olma unsurunu, komşuluk değerini ve insanların iç içe
3-5 katlı evlerde kardeşçe yaşadığı kültürün yaşaması gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple göreve
geldiğimiz andan itibaren yoksulun tapusunu zengine meze etmeyeceğiz. Bu bölgenin bir zenginliği varsa, öncelikle burada
yaşayan insanların bu zenginlikten faydalanmasını sağlayacağız.
Daha önce insanlar çıkarılan kanunlardan dolayı ellerinden evleri, tapuları alındığında dava açamıyorlardı. Ancak CHP Parlamento Grubunun büyük çabaları
ile yeni çıkarılan yasa ile artık insanlarımız yapılan haksızlıklara
karşı mahkemelere ‘ Yürütmeyi
durdurma kararı’ için mahkemelere başvuruda bulunabilecekler.
Bir belediye başkanı yetkisiz olabilir ama asla etkisiz olamaz. Biz
göreve geldiğimiz anda yurttaşlarımızın mülkiyet hakkını sonuna kadar savunacağız” şeklinde konuştu. //
www.212haber.com
HA BER
23
Sezai Karakoç
Alaaddin Özdenören
Rasim Özdenören
*(E9JL%(-FÿK9F2014
EƵri Wakdil
Dehmeƚ AkiĨ 7nan
rdem eLJazŦƚ
ahiƚ ariĨoŒlƵ
www.212haber.com
‘Yedi güzel adam’ geliyor
Türk Edebiyatı’nın 30 yılına damga vuran ‘Yedi Güzel Adam’ Cahit Zarifoğlu,
Mehmet Akif İnan, Erdem Beyazıt, Rasim
Özdenören, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç ve
Alaadin Özdenören’in hayatı dizi oluyor.
Dizi Nisan ayında TRT1’de yayınlanacak.
T
h5.ú<(’nin yakın edebiyat tarihine damgasını vuran önemli şairlerden Erdem Beyazıt, Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören,
Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Akif İnan, Alaaddin
Özdenören’in hayatını konu alan ‘Yedi Güzel Adam’
(Kara Lise) dizisinin çekimleri Kahramanmaraş’ta baş-
ladı. Yapımını Pusula Film
yapımcılığını İlksen Fırat
ve Ömer Can’ın yaptığı yönetmen koltuğunda Levent
Demirkale’nin oturduğu, senaryosunu Şilan Avcı’nın
yazdığı dizinin çekimleri için birçok mekan hikayenin
geçtiği döneme uygun hale
getirildi. Bu çalışmalar yaklaşık 3 ay sürdü.
ü.
N
TRT’DE
YILIN
DİZİSİ
Hikâyesi 1950 ve
1970’li yılların Kahramanmaraş’ında geçen
dizinin başrollerinde Uraz Kaygılaroğlu,
Yıldız Çağrı Atiksoy,
Baran Akbulut, Kemal
Uçar, İlker Kızmaz,
Bora Cengiz, Mertcan
Sevimli, Şahika Koldemir, Mert Asker, Pınar Gök, Hülya Şen,
Durul Bazan ve Ke-
nan Bal oynuyor. Şairler Erdem Beyazıt’ı Uraz Kaygılaroğlu, Cahit Zarifoğlu’nu Baran Akbulut, Rasim
Özdenören’i Mertcan
Sevimli, Nuri Pakdil’i
Kemal Uçar, Ali
Kutlay’ı Çağdaş Tekin,
Akif İnan’ı Yiğit Çakır,
Alaaddin Özdenören’i
ise Orhan Kanalp canlandıracak. //
Seyran
Şehir’in
ön satışı
başladı
0$.52ú1û$$7$.<$3,Ortak Girişimi’nin
Emlak Konut GYO ile gelir paylaşımı modeliyle Başakşehir’ de inşa edeceği Seyran Şehir
projesi ön satışa çıktı. Seyran Şehir, 7 blokta
toplam 220 daireden oluşuyor. Aile konseptli
proje 2+1’ den 5+1’ e uzanan geniş daire seçenekleriyle dikkat çekiyor. Seyran Şehir’ de
konutların metrekare fiyatı ön satışta KDV
dâhil 2.600 liradan başlıyor.
Makro İnşaat & Akyapı Ortak Girişimi İcra
Kurulu Başkanı Ercan Uyan, “Satışa dip
fiyatlardan başlıyoruz. Belirlediğimiz satış
fiyatımız maliyet fiyatımıza çok yakın. Fiyatları zaman içinde artıracağız. Dolayısıyla
ön satıştan daire alanlar ilk günden itibaren
kazanmaya başlayacaklar” dedi.
Seyran Şehir’ in aile konseptli bir proje olduğunu söyleyen Uyan, “Bu nedenle projede
aile yaşamına uygun geniş dairelere yer verdik. Seyran Şehir’ de 2+1, 2,5+1, 3,5+1, 4,5+1
ve 5+1’den oluşan geniş daire seçenekleri
bulunuyor” açıklamasını yaptı. Seyran Şehir’
de 2+1 konutların projenin en küçük alanlı
daireleri olarak belirlendiğini ifade eden
Uyan, “Dairelerin tamamında iş odaları ve
yemek odaları ile biri ebeveyn yatak odasında olmak üzere iki adet banyoya yer verildi.
Ayrıca her dairede en az iki odadan erişilen
geniş ve daire kullanımına özel, açık ve kapalı
balkonlar yerleştirildi” diye konuştu.

Benzer belgeler

Yürüyüşe Devam!

Yürüyüşe Devam! türküleriyle eğlendi. Vatandaşlar, Başakşehir Belediyesi’nin kurduğu İletişim Merkezi’nde talep ve şikâyetlerini iletti. Yine Başakşehir Belediyesi Living Lab’ın ilk projesi olan Mobil Sağlık Uygul...

Detaylı

BU TAM BİR - 212 Haber

BU TAM BİR - 212 Haber türküleriyle eğlendi. Vatandaşlar, Başakşehir Belediyesi’nin kurduğu İletişim Merkezi’nde talep ve şikâyetlerini iletti. Yine Başakşehir Belediyesi Living Lab’ın ilk projesi olan Mobil Sağlık Uygul...

Detaylı

başakşehir belediyesi

başakşehir belediyesi türküleriyle eğlendi. Vatandaşlar, Başakşehir Belediyesi’nin kurduğu İletişim Merkezi’nde talep ve şikâyetlerini iletti. Yine Başakşehir Belediyesi Living Lab’ın ilk projesi olan Mobil Sağlık Uygul...

Detaylı

millet kararını verdi

millet kararını verdi İstanbul Kalkınma Ajansı ve İstanbul Valiliği işbirliğiyle hazırladığı, “Online Eğitim ile Engelleri Aşıyoruz” Projesi kapsamında Başakşehir Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Başakşehir Bele...

Detaylı

savunan adam

savunan adam türküleriyle eğlendi. Vatandaşlar, Başakşehir Belediyesi’nin kurduğu İletişim Merkezi’nde talep ve şikâyetlerini iletti. Yine Başakşehir Belediyesi Living Lab’ın ilk projesi olan Mobil Sağlık Uygul...

Detaylı