edak gazete - EDAK ECZA KOOP.

Transkript

edak gazete - EDAK ECZA KOOP.
2012 yılı Dünya Kooperatifçilik
yılı olarak ilan edildi!
Tek Bir Ağaç Bile Kesilmeden!
Dünyanın en bilinen çevre dostu kağıt üreticilerinden biri
olan, “Dalum papir”, üretimi olan bu kağıt yüzde yüz geri
dönüşümlü malzemelerden tekrar kazanılmıştır. Dolayısıyla
çok daha düşük gramaj ile aynı kalitede görüntü imkânı da
sunan bu kağıt ile yayınlanan gazetemiz de size ulaşırken tek
bir ağaç bile kesilmemiştir…
Birleşmiş Milletler 2012 yılını Uluslararası
Kooperatifler Yılı ilan etti. Öneri,
18 Aralık 2009 tarihinde
55 Birleşmiş Milletler üye ülkesinin
konsensusuyla geçti.
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
www.edak.org.tr • [email protected]
buluşuyoruz!
’de
www.dalumpapir.dk
Mart 2012 • Sayı 66
Kooperatifler
birer Demokrasi
okuludur.
iletişim
paylaşmaktır!
Muammer Niksarlı
Türkiye Milli Kooperatifler
Birliği Genel Başkanı
Sayfa 4
İletişim çağında
yeni bir ofis
“Contact Center”
ya da diğer adı ile
“ Call Center”
Alpay Onkardeşler Genel
Müdür Yardımcısı
Bu ay gazetemizin gündeminde “İletişim” konusu var.
“İletişim de aynen kooperatifçilik gibi paylaşmaktır” diyen
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak,
1923’den günümüze 89 yıllık bir iletişim yolculuğuna
bizi davet ediyor…
Sayfa 12
Sözsüz iletişim
için “fark etmek”
Devamı sayfa 10’da
Cemal Bozkurt
Yönetim Sistemleri
Danışmanı, Eğitmen
Ecz. Emre Bacanak
EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı
Sayfa 13
Mesaj
Can Yücel ne güzel
demiş; En uzak mesafe,
iki kafa arasındaki
mesafedir, birbirini
anlamayan…!
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi
Hastalar ile direkt iletişim kurma
imkânı tüm sağlık personeli içinde
en fazla serbest eczacıların sorumluluğunda.
Devamı sayfa 11’de
Editörden
Ecz. Hüsnü KAYA
EDAK Denetleme Kurulu Üyesi
Şehirde yaşayan bir kişi günde
ortalama 4200 mesaj almaktadır. Bu rakam size abartılı gelmesin. Gökyüzüne bakıp; “Yağmur
yağacak” yargısı da bir mesaj
sayesindedir. Konuşma; açık
bildirim aktarmadır. Mesaj ise;
kapalı bildirimdir ve çözmek için
gayret, istek, beceri gerektirir.
Beceri yeteneği ise geliştirilebilir
bir olgudur…
Devamı sayfa 11’de
EDAK’ın İletişim
Teknik Alt Yapısı
Ömer Akman ve
Necati Sonyıldırım
Akman Telefon
Sayfa 14
Neden
444?
Sevda Karakaya
İletişim Merkezi
Yönetmeni
Sayfa 16
Merhaba, Gazeteedak 66. sayısına hoş geldiniz! ..
2012 yılı sektörümüzdeki hareketliliğin devam ettiği bir başlangıç yaptı. Yeni yılın ilk aylarında SGK ve TEB arasında 1 Temmuz 2015’ e kadar geçerli olacak, İlaç Alım Sözleşmesi imzalandı. İlaç Alım Sözleşmesi ile İlaçta iskonto
azaldı, SGK’ nın eczanelere reçete başına 25 kuruş vereceği açıklandı. İlaçta reklam konusu, TBMM’ne taşındı. TEB eski Genel Sekreteri ve CHP Manisa Milletvekili Eczacı Özgür Özel reçeteye tabi olmayan ilaçlar ve tedavilerin
reklamına ilişkin TBMM’ye soru önergesi verdi.
Tarihi okumayanlar geleceği var edemezler diyen, SECOF Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Vecihi Özerdemli, “İki defa aynı suda yıkanılmaz” başlıklı makalesiyle Eczacının Sesi haber
portalı’nda durum değerlendirmesi yaptı. Özerdemli, reçete başına alınan ücretin geleceği noktayı, benzer süreçleri bizden 40 yıl önce yaşayan Amerika’dan verdiği bir örnekle paylaştı. Buna göre sonunda bir asırlık eczanesini, Wall-Mart ve Target gibi büyük perakende noktalarına satmak zorunda kalan eczacı ailenin yaşadığı süreci anlatan Özerdemli, “yaşanmış olayları yok saymayalım” dedi. Ayrıca “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” olarak
da ayrı bir öneme sahip, Gümrük ve Ticaret bakanı Hayati Yazıcı’nın “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” toplantısında yaptığı konuşmada 2012’deki en önemli eylemin “Türkiye kooperatifçilik Strateji Belgesi”nin resmi belge
haline getirilmesi olacağını söyledi. Yazıcı, belgede kooperatifçilikte yedi stratejik hedef belirlediklerini anlattı.
Gazeteedak’ın gündeminde ise “İletişim” var. EDAK Yönetim Kurulumuzdan, Siz değerli ortaklarımıza ve çalışanlarımıza kadar iletişim hakkındaki düşüncelerimizi paylaştık. Ve tek bir ağaç bile kesilmeden elinize ulaşan özel
kağıtı ile yeni gazeteedak’ı beğeneceğinizi umuyor, geleceğimize yatırım yapmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki ay tekrar görüşmek dileğimizle, Hoşçakalın…
Yeşim Erdemir / Gazeteedak Editörü
gazeteedak
2
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK Ecza Koop.’dan Ortaklarına İlaç Takip Sistemi Eğitimi!
EDAK Ecza Koop. iştiraki olan EDAKOM Ltd. Şti
işbirliği ile Tepe Kule Kongre Merkezi’nde ortağı eczacılarına “İlaç Takip Sistemi” hakkında
bir Bilgilendirme Toplantısı düzenledi.
ortak isteği hastalarımızın ilaca erişiminde sorun yaşamamaları. Geçmişimizden gelen kurum kültürümüzle ortaklarımızın karşılaşabileceği her türlü sorun karşısında
hep bir adım önde ve daima yanlarında olacağız.” diye
konuştu.
kooperatif olarak ana amacımız ve varmak istediğimiz
son nokta “insan sağlığı” olduğu için sistemin doğru işlemesini önemsiyoruz.” diye konuştu.
İlaç Takip Sistemi ile ilgili uygulamada yaşanan sorunların da mercek altına alındığı toplantı, interaktif bir şekilde gerçekleşti. Toplantıya 200’ü aşkın eczacı katıldı.
Bilgilendirme toplantısında bir araya gelen EDAK ortağı
eczacılar, İlaç Takip Sistemi (İTS) uygulamaları ve uygulamada sık karşılaşılan sorunları da paylaşma olanağını
buldular.
Salondan genel görüntü
Ecz. Devrim Ercan
Yenihayat Eczanesi - Bornova / İzmir
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak eczanelerimize giren her ürünün, bu iade edilecek bir ürün bile olsa İTS bildirim işleminin
yapılmasının gerekliliğini meslektaşlarına aktardı.
Ecz. Bülent Ergin, Emine Türkçü (EDAKOM), Ecz. Emre Bacanak, sunumu
gerçekleştiren EDAKOM çalışanları; Erdinç Cengiz ve Emre Batu.
EDAKOM tarafından yapılan sunumda sistemin doğru
uygulanması için gerekli tüm işlem ve prosedürler eczacılara aktarıldı.
İlacın takibini gerçekleştirmek ve ilaçta sahteciliğin
önüne geçme amacıyla, 2012 yılı Ocak ayında resmi
olarak başlanan İlaç Takip Sistemi (İTS) II. Faz Uygulamaları, ilacın üretiminden, dağıtım kanallarına, eczanelere ve hastalara ulaşımı ile hastanelerin ilaçla ilgili her
türlü eylemlerinde alım ve satış bildiriminin yapılmasını
öngörüyor.
Toplantı açılışında bir konuşma yapan EDAK Ecza
Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak,
Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu İlaç Takip
Sistemi’nin (İTS) temelini oluşturan karekod uygulamasının sektörde bazı sıkıntıları olmasıyla birlikte 1.Faz
uygulamasının devam ettiğini belirterek; “EDAK yeni
sisteme yönelik alt yapımızı yine İLK olmak sıfatıyla önceden hazırlayıp tamamladı. EDAK Ecza Koop. olarak,
birincil amacımızın ortaklarımızın verimlik ve yetkinliğini artırmak olması bilinciyle, bu süreçte yaşadığımız
veya yaşabileceğimiz sorunlara karşı bir araya gelmenin gerekli ve faydalı olduğunu düşündük. Uygulamada
hastalarımızın ilaca erişiminde sorun yaşamaması için
ortaklarımızla bilgilerimizi paylaşmak ve bu süreçte yaşanması olası sorunlara karşı, sistemin uygulama esaslarını birebir aktarmak istedik. Çünkü eminiz ki; hepimizin
Eğitim sırasında ortaklarımız İTS sürecinde yaşadıkları sistemsel sorunları aktardı.
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Bülent Ergin de, “Yaşanan bu hızlı süreç, uygulamada bir takım sorunları
da beraberinde getirdi. O nedenle, eczacıların sisteme
daha çabuk uyumunu sağlayacak bir bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdik. Faaliyet bölgemiz içindeki diğer
illerde de benzer eğitimleri planlıyoruz. Amacımız; ortak eczacılarımızın bu süreci sağlıklı yürütmesine katkı
sağlayabilecek bilgileri aktarmak ve eczanelerde yaşanan sistemsel hataların en aza indirilmesini sağlamaktır.
Türkiye’deki en büyük Ecza Kooperatiflerinden biri olan
EDAK Ecza Koop., İlaç Takip Sistemi (İTS)’ne uygun alt
yapı ve donanımı ile ortak eczacılarına ve dolayısıyla
hastalarına bu alanda da en doğru ve kaliteli hizmeti
verme çabası içindedir. Eczacılık mesleği icracıları ve
İlaç Takip Sistemini uygulamasını yapıyordum. Bu eğitimin ayrıca bilmediklerimize bir ek getireceğini ya da
çalışma hızımızı artıracağını düşünüyorum. O nedenle
eğitimin yararlı olduğu kanısındayım.
Ecz. Engin Dünyaoğulları
Buca Eczanesi - İzmir’in Sahibi ve Mesul Müdürü
Reddetmekle olmaz
İTS 2008 yılından bu yana oturtulmaya çalışılan bir sistem. İlk duyduğumda karmaşık , zor ve pratikte mümkün
olmayacağını düşünmüştüm. Stok takibi yapmıyordum,
günlük süreç içerisinde yük getireceğini, oyalayacağını
düşünüyor, elemanlarımı alıştırmakta zorlanacağımı
zannediyordum.
O günden bugüne geldiğimizde EDAK hep yol gösterici
oldu gerek bilgilendirme toplantılarıyla, gerek internet
sayfasından gerekse EDAKOM desteği ile adım adım
geçiş yaptık bu süreci sıkıntısız atlattık. Hem sistemi öğrendik hem de stok takibi yapabildiğimiz için daha akılcı
alımlar yapmaya başladık.
Meslektaşlarımda şunu görüyorum (yapanları tenzih
ederek ) yasal olarak geçilmesi gereken son dakikayı
bekliyorlar ve deneme sürecinde öğrenmiyorlar. İnternetten açıklamaları takip etme, elemanlarını eğitme
alışkanlıkları yok. Yasal tarih geldiğinde de hem kendileri kilitleniyor, birçok sorun yaşıyorlar ve yaşadıkları
sorunların yansımasını domino etkisi gibi EDAK ve diğer
eczaneler de yaşıyor(özellikle iadelerde), zincirleme
problem büyüyor.
EDAK Yönetim Kurulu Üyesi
Ecz. Bülent Ergin
Emre Batu.
Erdinç Cengiz
Reddetmek, ertelemek çözüm değil. Bir kural konuyorsa
kaçınılmazsa onu bir an önce öğrenmemiz ve uygulamamız gerek.
gazeteedak
3
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK Ecza Koop.’dan Kızılay’ın Acil Yardım Çağrısına Destek!
EDAK Işıkkent’teki Merkez Binası’nda Kızılay
Ege Bölge Müdürlüğü ile işbirliği yaparak “Kan
Bağışı” kampanyası gerçekleştirdi.
EDAK Genel Müdürü Hayri Özyaman “Kızılay’a kurumsal
desteğimiz sürecek”
Özben Erden / Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı
Kızılay’da kan olmalı ki, hastanelere verebilmeli” diye
konuştu.
EDAK Ecza Koop. Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi’nin
“Kan stokları alarm veriyor” çağrısına duyarsız kalmadı.
Konuyla ilgili açıklama yapan EDAK Genel Müdürü Hayri
Özyaman, “ Kızılay Ege Bölge Müdürlüğü ile işbirliği içinde artık geleneksel hale gelen kan bağışı kampanyamızı
gerçekleştirdik. Kooperatif olarak eczacı ortaklarımız
ve çalışanlarımız ile birlikte sosyal sorumluluklarımızı
farkındayız; kan bağışı da bunlardan biri, yıl da en az
2 defa Kızılay kan bağış ekiplerini EDAK Ecza Koop.’ta
ağırlıyoruz ve İzmir’deki gönüllü eczacı ortaklarımız ve
çalışma arkadaşlarımız kan bağışında bulunuyorlar.
Kızılay’a verdiğimiz kurumsal destek ile “bir gün bize ya
da sevdiklerimize de gerekebilir” gerçeğine dikkat çekmeyi ve “farkındalık” yaratmayı da hedefliyoruz. Son
iki senede Kızılay’a yaklaşık 100 ünite kan bağışında
bulunduk ve bugün itibariyle bu rakam 100 ünite’yi aştı.
Toplumda kan bağışı hakkında eksik, yanlış bilgiler var.
EDAK Genel Müdürü Hayri
Özyaman’a Kızılay Ege Bölge
Müdürlüğü’nden Doktor Mefküre
Sezmener tarafından Teşekkür
Belgesi verildi.
Kan verin, hayat verin
EDAK’ın Kızılay kan Bağış kampanyasında son üç yıldır sürekli kan bağışında bulunarak kadın hemcinslerine de örnek olan çağdaş eczacılar
laboratuvarı ürün danışmanı Özben
Erden, “Eğer kan değerleri müsaitse
kadınlarında kan vermesini doğru
buluyorum, kan vermek hayat vermektir” diye konuştu.
Türk Kızılay’ından EDAK Ecza Koop.’a Teşekkür!
EDAK’a Türk Kızılay’ından verilen teşekkür belgesi hakkında gazeteedak’a konuşan EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak 23 Ekim’de meydana gelen
Van depreminin tüm yurdumuzda büyük üzüntü yarattığını dile getirerek, felaketin hemen ardından bölgenin acil sağlık ve hijyen ihtiyaçlarının belirlenip derhal
bölgeye sevk edilmesinin sağlandığını bu nedenle Türk
Kızılay’ı ve Van Eczacı Odasıyla irtibata geçilerek ihtiyaçların tespit edildiğini mikrofonlarımıza aktardı.
23 Ekim’de meydana gelen Van depreminin
ardından Türk Kızılay’ın dan EDAK’a teşekkür
belgesi verildi.
23 Ekim’de Van ilimizde yaşanan büyük felaketin ardından hemen harekete geçen EDAK, duyarlı ortaklarının
ve çalışanlarının desteği ile mağdur vatandaşlarımıza
yardım elini uzattı. Bu bağlamda, Türk Eczacıları Birliği
(TEB) aracılığıyla kampanyaya katılan ortaklarımızın
talebi ile EDAK’tan kesilen 88 bin lira ve EDAK kampanyası olarak 132 ortak eczanemizin katılımı ile 28.740 TL
ve ayrıca EDAK çalışanlarının kendi aralarında topladığı
6 bin Lira tutarındaki bağış afet bölgesine gönderildi.
EDAK’ın yardımları nedeniyle, Kızılay İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Aslı Özer imzasıyla EDAK’a teşekkür belgesi
verildi.
Bu ihtiyaçlardan 4000 adet Hijyenik kadın pedi, 834
adet Bebek bezi, 2673 adet Bebek maması, 500 adet
Islak mendil gibi ürünlerin Kızılay aracılığıyla gönderildiğine değinen Bacanak, “ EDAK ortağı eczacılar olarak
bu dayanışmaya verilen destek için teşekkür ederim. Felaket zamanlarında ilk yardımımıza koşan Türk Kızılay’ına destek her duyarlı vatandaşında birinci önceliğidir.”
diye konuştu.
gazeteedak
4
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Kooperatifler Birer Demokrasi Okuludur
Kooperatiflerin Değerli Temsilcileri
Bayanlar, Baylar
Türkiye Kooperatifleri adına sizleri içtenlikle
selamlıyorum
Ailelerin parçalanması, çocukların sahipsiz kalıp sokaklara düşmeleri, madde bağımlılığı gibi önemli sorunlarla
baş başa kalmaları, eğitimsizlik ve sokaklarda oluşan
çeteler nedeniyle çocukların ve gençlerin potansiyel
suçlu konumuna gelmeleri, toplumların geleceği açısından önemli bir sorun yaratmaktadır. Daha da önemlisi
şiddet giderek artan bir şekilde dünyayı saran bir kültüre dönüşüyor.
Ayrıca günümüzde bir kısım çocuk oyuncakları, bilim kurgu filmler, bilgisayar oyunları ve uzak doğu sporu olarak
ifade edilen kanlı kavga gösterileri her toplum kesiminden çocukların gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Sorunun bu yönüyle çözümü devletlerin sosyal sorumluluklarını daha çok hatırlamalarıyla mümkün olabilecektir. Kooperatifçiler de, toplumun ekonomik gelişmesinin
yanı sıra toplumsal barış, sevgi, kardeşlik duygularının
gelişmesi için sorumluluk taşıdıklarından, bu mücadelede devlete yardımcı olmalıdırlar.
Muammer NİKSARLI / Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Genel Başkanı
Her ülkenin kendine özgü Kooperatifçilik sorunu vardır.
Ancak ülke ve bölge ayrımı gözetmeden tüm dünyayı ve
bu arada Kooperatifleri de ilgilendiren çok önemli bir
sorundan söz etmek istiyorum. Bu sorun, şiddetin kültüre dönüşmesi ve tüm dünyayı sarsmasıdır.
Bu sunum 2007 yılında Singapur’ da yapılan ICA Genel
Kurulunda gündeme getirilmiş ve bu konuda çalışma yapılması kararlaştırılmıştır.
Aradan geçen zaman içerisinde toplumun her kesiminde şiddet giderek artan bir seyir izlemiştir.
Son yıllarda çocuklar arasında, aile içerisinde, çocuklara
ve kadınlara karşı şiddet uygulanması her kesimi rahatsız edici bir hal almıştır.
Ayrıca, bugün dünyamızda yaşanan önemli sorunların
başında Demokrasiye geçiş ve özgürlük mücadeleleri
gelmektedir. Unutulmamalıdır ki Kooperatifler birer Demokrasi okuludur. Demokrasi bilinci olmadan Demokrasi
talebinde bulunanlar gerçek ve tam demokrasiye ulaşamazlar.
rın sonuç getirebilmesi için hükümetlerin de bu çalışmalara destek vermesi sağlanmalıdır.
Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin, şiddetin her türüne, savaşlara, baskıcı yönetimlere karşı özgürlük mücadelelerini desteklemek vb. konularda insanlığa öncülük
etmesi kooperatifçilik değerlerinin de bir gereğidir.
Ayrıca dünyamızda yaşanan büyük felaketler sonucunda yıkıma uğrayan bölge insanlarına ve son aylarda
Afrika’ da sıkça rastlanan aç çocuklara yardımcı olmak
yine önemli bir Kooperatifçilik görevidir. Bütün bunlar
2012 dünya Kooperatifler yılının anlamına uygun ve farkındalık yaratmak için önemli uygulamalar olacaktır.
Birleşmiş Milletler öncülüğünde, hükümet, sivil toplum,
özel sektör, akademi ve medyanın Kooperatifçiliğin toplumda doğru algılanması teşvik edilmesi için çaba harcamaları dünya barışı ve ekonomik istikrar açısından da
önemli bir hizmet olacaktır.
Teşekkür ediyor Kooperatifçi selamlarımı sunuyorum.
31 Ekim 2011 BM / NEWYORK
Uluslararası ölçekte önlem alınmaması halinde, önümüzdeki on yıllar bu açıdan daha da kaygı verici olacaktır. Tüm devletler ortak tavır almak ve ortak davranış
sergilemek zorundadır. Kooperatifçiler olarak, dünya
barışı ve kardeşliği için dünya çapında bir hareketi başlatmamız gerekiyor.
ICA çatısı altındaki kooperatiflerce; gençleri, çocukları
ve aileleri bilinçlendirmeye yönelik, şiddetin doğurabileceği fiziksel ve psikolojik zararları anlatan kapsamlı
kampanyalar düzenlenmelidir. Başlatılan kampanyala-
Yeşil Köşe
Eczacının Karbon Ayak izi
Her birimiz, yaşadığımız yerlerde bir iz bırakıyoruz; yürüdüğümüz yollarda, tanıdığımız insanlarda, eczanemize gelen hastalarımızda ve belki de en çok doğada, çünkü
gerçekleştirdiğimiz her eylem, tükettiğimiz her ürün, harcadığımız her enerjinin doğada bıraktığı bir iz var.
İşte; küresel ısınmaya neden olarak gösterilen sera gazı salınımıyla doğada bıraktığımız bu izi, çok basitçe, ‘Karbon Ayak İzi’miz olarak adlandırabiliriz. Günlük faaliyetlerimizin çoğunda direkt veya dolaylı olarak, sera gazlarının çıkışına neden oluyoruz.
Örneğin, kullandığımız arabanın egzozundan çıkan gaz, ısınmak için kullandığımız ya-
kıtlar, kullandığımız elektrik, atmosferdeki sera gazı salımını artıran eylemlerden sadece birkaçı. Ve bu artış dünya yüzeyinin sıcaklığını yükselterek kutuplara yakın buzların erimesine yol açıyor. Buzlar eridikçe yerlerini alan kara veya suların buza oranla
daha az yansıtıcı olması güneş ışınımı emilimini arttırmakta ve dolayısıyla buzullarda
daha da fazla erimeye neden oluyor.
Birey olarak açığa çıkardığımız CO² yanında bir de eczacı olarak faaliyetlerimizin ortaya çıkardığı küresel ısınma var. Hem eczanelerimizdeki çalışmalarımızda, hem kooperatif ve depolarla çalışma biçimimizde, küçük bir farkındalık ve dikkatle bu ayak
izimizi küçültebiliriz. Bir düşünelim. Acaba kaçımız sipariş verirken, birkaç kalem ilaç
yerine toplu olarak verip, çok daha az kâğıt, yazıcı ve enerji harcanmasına dikkat ediyor. Veya stok takibi yapmayıp, kurye kullanımını artırarak hem masraf, hem de kirlilik
yaratılmasına neden oluyor. Geri dönüşüme verdiğimiz katkı ne kadar?
Karbon ayak izini azaltacak küçük önlemlerle, doğamızı koruyabildiğimiz gibi, zorunlu
olarak verdiğimiz zararları telafi etmek de mümkün. Atmosferden CO² emerek, yerine oksijen salan ağaçlar küresel ısınmanın en önemli engelleyicileri. Biz de kooperatif
üyesi eczacılar olarak, hem mesleki ayak izlerimizi azaltma, hem de mevcut izleri ortadan kaldırma amacı ile çalışmalar yaparak hiçbir meslek grubunda görmediğimiz
duyarlılığı bir kez daha gösterebiliriz.
ÇEKOOP gibi bir mesleki sosyal sorumluluk kooperatifi olarak bu konuda yaptığımız
çalışmaları meslektaşlarımızla yakında paylaşacağız.
Dünyaya bıraktığımız izler, paylaşım ve güzellikler olsun…
ÇEKOOP Yönetim Kurulu
gazeteedak
5
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Etkinliklerden Kısa Kısa...
EDAK Akademi Eğitimleri Başladı!
2010 yılından itibaren gerçekleştirdiğimiz ve bu sene 3. eğitim yılına giren EDAK Akademi eğitim programı hem bölgelerde hem de İzmir’de başladı. Eğitimlere kayıt için www.
edakakademi.com’a bakınız.
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde Gerçekleşen Sunumlarımız
Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi
Kooperatifçilik paylaşımdır!
EDAK Denetleme Kurulu üyesi Eczacı Hüsnü Kaya, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi son sınıf öğrencilerine “Ecza Kooperatifçiliğini ve EDAK”ı anlattı. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi konferans salonunda gerçekleşen sunum yaklaşık 2 saat sürdü. Ecza kooperatifçiliğinin kuruluş amacından, gelişimine ve gelecekte taşıdığı önemine değindiği
sunumunda Kaya’ya öğrenciler de kooperatif hakkında çeşitli sorular yönelttiler. Kaya, “Kooperatifçilik bir yaşam biçimidir, paylaşımdır, birbirine yardım etmektir, kooperatif
sadece ekonomik bir mesleki örgütlenme değil, topluma, çevreye ve ortaklarına karşı sorumlulukları ile sosyo-ekonomik bir örgütlenmedir. Kooperatif yapısına ortak olmak bu
sorumluluğu da paylaşmaktır“ diye konuştu.
ÇEKOOP Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu
ÇEKOOP Başkanı, E.Ü Eczacılık Fakültesi öğrencilerine “Atık İlaç”ı anlattı!
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde son sınıf öğrencileri ile bir araya gelen Çevreci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Şule ilkkurşunlu, “ İlacın
sahibi olarak biz eczacıların ilacın üretiminden dağıtımına ve atık ilaç haline geldiği noktada insan ve çevre sağlığına zarar vermeyecek şekilde bertarafında da etkin rol almak
durumundayız” diye konuştu.
6
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ve Altın Havan 2. kez EDAK’ ta!
EDAK, sosyal sorumluluk alanındaki başarılı
kampanyası ile ödül aldı.
Türk Ecza Kooperatifçiliğinin öncü kuruluşu EDAK, Eczacı dergisi tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen
‘Altın Havan 2011 Yılı İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı
Ödülleri’nde, çocukların hayal dünyasına yaptığı katkı
nedeniyle “Sosyal Sorumluluk Alanındaki Ödülü’ne değer görüldü.
Sektörün önde gelen isimlerinin yer aldığı jüri tarafından ödüle değer görülen, EDAK ödülünü, 1 Kasım 2011
Salı günü İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlık Binası Keçecizade Fuat Paşa Konağı’nda gerçekleştirilen törenle aldı.
Türkiye’nin ilk ecza kooperatiflerinden olan EDAK, Eczacı dergisi tarafından Türk ilaç ve eczacılık sektörünün
birbirini tamamlayan tüm birimlerinin çalışmalarını ve
hizmetlerini değerlendirmek, yetkinliklerini belgeleyerek çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla verdiği “Altın Havan İlaç
ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülleri” organizasyonunda
ikinci kez “Sosyal Sorumluluk Alanındaki” ödüle değer
görülmenin mutluluğunu yaşadı.
EDAK’ın bu ödüle layık görülmesinde; İzmir Dr. Behçet
Uz Çocuk Hastanesi yararına düzenlenen ve Onkoloji
servisinin tamamen yenilenmesini sağlayan “1. Kumbara Kampanyası” ile elde edilen ilk Altın Havan ödülü ve
bu kampanyanın devamı niteliğinde görülen “Oyuncak
Toplama Kampanyası” ile çocukların hayal dünyasına
ve bilişsel gelişimine olumlu katkı yapması etkili oldu.
Altın Havan Ödülünü EDAK Ecza Kooperatifini temsilen
Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, Merkez
İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Mehmet Şapçı’ dan
ve Altın Havan sertifikasını da Eczacı Dergisi ‘Mükemmel Eczacılık’ yazarı Kamil Gürorman’ın elinden aldı.
“Bu ödülleri daha çok alacağız”
EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı
Emre Bacanak ödül töreninde yaptığı konuşmaya Kuşadası’ndaki bir meslektaşıyla Ecz. Kahraman Sarıhan ile
EDAK hakkında sohbet ederken yaşadığı bir anekdotu
anlatarak başladı. Meslektaşının EDAK hakkında ‘bu
kurumun vicdanı var’ demesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Bacanak; buna gönderme yaparak,
“aynı duyguları şimdi burada tekrar yaşıyorum. Çünkü
bu sadece bir sosyal sorumluluk projesi değil, aynı zamanda çocuklarımızı mutlu eden bir vicdani projeyi de
hayata geçirmiş olduk. Ve bu böylesine değerli bir dergi
ve böylesine değerli jüri üyeleri tarafından ödüle layık
görüldü. Bunun için çok teşekkür ediyorum. Umuyorum
ki; ikinci defa, üçüncü defa ve daha birçok defalarda bu
ödülü tekrar kazanmak istiyoruz” diye konuştu.
“Tüm meslektaşlarımıza ve
çocuklarımıza
teşekkür…”
Törene EDAK Ecza
Kooperatifi Yönetim
Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak,
‘Oyuncak Toplama
Ka m p a nya s ı ’ n ı n
proje sahibi EDAK
Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ayşem Jale
Kıhtır ile birlikte katıldı. Altın Havan ve
sertifikamız ile birlikte objektifimize bakarken projeye katkıda bulunan
tüm meslektaşlarına ve oyuncaklarını bu proje için gönderen tüm çocuklara teşekkür ettiler.
Mesleki örgütlerimizin Altın Havan Başarıları
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak ve
Yönetim Kurulu Üyesi Eczacı Ayşem Jale Kıhtır, Ecz. Levent Kamacık ödülüne layık görülen İstkoop kurucularından Ecz. Asal Uçkunkaya ile birlikte mesleki örgütlen-
menin üst çatısı Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB)
Başkanı Eczacı Abdullah Özyiğit’in yanında objektifimize poz verdiler.
EDAK Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Emre Bacanak ve Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Ayşem Jale Kıhtır, Altın Havan
2011 ödüllerinde; Eczacılık sektöründe eğitim-danışmanlık alanında “farmasyon” projeleri ile bu ödüle layık görülen, Bursa Ecza Kooperatifini temsilen Yönetim
Kurulu Üyeleri Eczacı Yeşim Baş ve Eczacı Zekeriya Kolat
ile birlikte objektifimize gülümsediler.
Altın Havan ödül kategorileri ve sahipleri şöyle;
Eczacılık İstihdam Dalında Pharmetic Girişimci Eczacılar
Derneği – Dermokozmetik Elemanı Yetiştirme Projesi,
Klinik Eczacılık Dalında Ecz. Hakkı Özçeltik – Bir Yudum
Nefes, Eğitim – Danışmanlık Dalında Bursa Ecza Koop
– www.farmasyon.com.tr, Sosyal Sorumluluk Dalında
EDAK Ecza Koop – Oyuncak Toplama Projesi, Eczacılık
Tarihi Dalında Prof. Dr. Afife Mat – İ.Ü.E.F. Eczacılık Müzesi, Sanayi Ürün Dalında Koçak Farma – Onkoloji ilaçları ve hammaddelerinin üretim projesi, Sanayi İlaç Dışı
Ürün Dalında Sifar İlaçları – New Life Mena K2, Sanayi
İstihdam Dalında İSPE Sağlık Birimleri Derneği – Eğitim
Projeleri, Sanayi Ar-Ge Dalında Abdi İbrahim – Ar-Ge
Merkezi, Sanayi Eğitim Dalında AstraZeneca – İlk Yardıma İlk Adım Projesi. Jüri Özel Ödüllerinden Ecz. Levent
Kamacık Özel Ödülü ise meslek örgütlerindeki başarılı
çalışmaları nedeniyle Ecz. Asal Uçkunkaya’ya verildi.
Onur Ödülleri Türkiye’nin ilk kadın eczacılarından Ecz.
Leman Başkur, Ecz. Nevhiz Pak ve Ecz. Lale Barlas’a takdim edildi.
gazeteedak
7
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Çikolata kursu keyifli ve eğlenceliydi…
Çikolata yapım kursumuzda Antalyalı eczacılarımızla günün stresinden
uzak keyifli saatler geçirdik.
EDAK Antalya İlaç Dışı Ürünler Satış Elemanı Ayşe
Şerli’nin kaleminden çikolata kursu etkinliğimiz;
Son dönemlerde eczacılık sektöründeki uygulamaların
yaşattığı iş stresinden uzaklaşmak için, Antalya eczacılarının ve EDAK Antalya Şube Mesul Müdürü Ecz. Songül
Çoban ve İlaç Dışı Ürünler Satış Elemanı olarak benim de
katılımım ile çikolata kursu düzenlenmiştir.
Ecz. Tuba Ekmekçioğlu (Konuksever Eczanesi / Antalya), Ecz. Aslı Önder (Önder Eczanesi / Antalya), Ecz. Melda Merey (Merey Eczanesi /
Antalya)
Antalya’da bulunan Hülya Eczanesi’nin sahibi ve mesul
müdürü olan Eczacı Hülya Solak etkinlik ile ilgili olarak,
bu tarz sosyal aktivitelerin eczacılar arası sosyal paylaşımı artırdığını günlük olayların oluşturduğu iş stresinden uzaklaştırarak eczacıları mutlu ettiğini belirtti.
Antalya’da bulunan Merey Eczanesi’nin sahibi ve mesul
müdürü olan Eczacı Melda Merey, bu organizasyondan
çok memnun kaldığını, ilerleyen zamanlarda farklı sosyal aktiviteleri bizlerden beklediğini belirtti.
Türkiye Mutfak Sanatı (TMS) Mutfak ve Aşçılık Sanatları
Akademisi tarafından verilen eğitim, yaklaşık iki buçuk
saat sürdü. Çikolata Kursuna Toplam 24 Eczacı ortağımız ve yakını katıldı. Kurs, İki grup halinde gerçekleşti.
Eczacılarımızla, bir araya gelerek birlikte keyifli ve eğlenceli saatler geçirdik. Etkinlik sona ererken, eczacılarımızın ortak dileği, bu tarz aktivitelerimizin daha sıklıkla
gerçekleşmesi yönünde oldu.
Eczanesi), Ecz. Esra Doğru ( Ekin Eczanesi) , Ecz. Ebru
Özmen Şahin, Gaye Demirok ( Karagöz Eczanesi ) , Ecz.
İstem Gülen (Gülen Eczanesi), Ecz. Ayla Yavuz (Ayla Eczanesi) , Nilay Sert ( Ferah Eczanesi) , Ferah Abuhanoğlu( Ferah Eczanesi), Ecz. Duygu Tarhan, Ecz. Sevim Seçil
Uygur ( Uygur Eczanesi), Ecz. Necati Uygur ( Uygur Eczanesi) , Ecz. Aslı Önder (Önder Eczanesi), Ecz. Hülya Solak
(Hülya Eczanesi) , Ecz. Funda Berk( Melis Eczanesi), Ecz.
Tuba Ekmekçioğlu ( Konuksever Eczanesi) , Ecz. Özlem
Uluköy ( Özkent Eczanesi) , Ecz. Nurhan Ece( Nurhan Eczanesi), Ecz. Gülay Çatal ( Akasya Eczanesi) , Ecz. Neslihan Baykın ( Bilgehan Eczanesi), Ecz. Dilek Demiralp (
Seçkin Eczanesi), Ecz. Melda Merey ( Merey Eczanesi),
Ecz. Dila Ceylanlı ( Nokta Eczanesi) , Ecz. Songül Çoban
(Antalya Mesul Müdürü) , Ayşe Şerli ( İlaç Dışı Ürünler Satış Elemanı)
Ecz. Neslihan Baykın (Bilgehan Eczanesi / Antalya), Ecz. Gülay Çatal
(Akasya Eczanesi/ Antalya), Ecz. Dilek Demiralp (Seçkin Eczanesi / Antalya)
Ecz. Duygu Tarhan
Ecz. Burçin Turhan
Kursa katılan eczacılarımıza katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Ecz. Hülya Solak (Hülya Eczanesi / Antalya) ve Çikolata Şefi Şahin Çelikpençe
Pasta ve lezzet işte burada!
Ecz. Burçin Turhan ( Umay Eczanesi), Ecz. Amine Bıçakçı Demir( Bıçakçı Eczanesi), Ecz. Çağlar Kalkan (Koray
Ecz. Melda Merey (Merey Eczanesi / Antalya), Ecz. Nurhan Ece (Nurhan
Eczanesi/ Antalya) , Ayşe Şerli (EDAK)
EDAK Kütüphane’ nin yıldızı parlıyor!
EDAK Ecza Koop. olarak, kooperatif ortağı eczacılara sunduğumuz ürün ve lojistik faaliyetler dışında, ortaklarımızın kişisel gelişimi ve entelektüel kimliklerine de katkıda bulunacak yeni hizmetler sunmayı amaçlamaktayız.
Bu amaç doğrultusunda kurulan EDAK Kütüphane’de bulunan yüzlerce kişisel ve mesleki gelişim, yeni yayınlanan roman, sanat, araştırma ve gezi kitaplarına EDAK internet şubesi üzerinden erişebilir ve tıpkı gerçek bir kütüphanede olduğu gibi ödünç kitap alabilirsiniz. Seçtiğiniz kitap, özel ambalajı içerisinde eczanenize gelecek
ve ambalaj üzerinde yazılı olan iade tarihinde eczanenizden teslim alınacaktır.
Hizmete girdiği tarihten gazetemiz baskıya hazırlanırken alınan son rakam göre,
2318 ortağımız EDAK Kütüphane’yi ziyaret etti ve 1254 kitap ödünç alınarak okundu.
EDAK Kütüphane’de son bir ayda en çok okunan 5 kitap;
Arzu Bodur Hızal (Kalite Yönetim Uzmanı), Sevgi Elibüyük (ÜHİT Müdürü), Arzu Canda (Yönetim Asistanı)
İzmir Karşıyaka-Bostanlı’daki Roka Mutfak Atölyesi’nde
EDAK ortak ve çalışanlarına özel gerçekleşen “Pastacılık” kursuna, EDAK çalışanlarından Kalite Yönetim Uzmanı Arzu Bodur Hızal, Üye Halkla İlişkiler ve Tanıtım
Müdürü Sevgi Elibüyük ve Yönetim Asistanı Arzu Canda
katıldı.
• Nasıl Mutlu Olunur? - Sonja Lyubomirsky
• Kalp Çarpar Beyin Böler - Yankı Yazgan
• Küçük Şeyler 3 - Yaşama Yerleşmek - Prof. Dr. Üstün Dökmen
• Avucunuzdaki Kelebek - Ahmet Şerif İzgören
• En Son Yürekler Ölür - Canan Tan
8
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrencilerinden “Yedi Tepe, Yedi Konu” Başlıklı Eczacılık Kongresi
3 gün süren Kongre’de; 13 Üniversite’den, 300
katılımcı ve eczacılık mesleğinin çeşitli dallarında uzman 13 konuşmacı yer aldı.
İstanbul, Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğrencilerinin 14-16 Ekim tarihleri arasında Tüm Eczacı
Kooperatifleri Birliği (TEKB) ve Birim Kooperatiflerin
sponsorluğunda düzenlediği , “Yedi Tepe, Yedi Konu”
başlıklı Eczacılık kongresinde; eczacılık mesleğinin farklı
yönleri, farklı bakış açıları ile ele alındı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de bulunan eczacılık fakültesi öğrencilerinin
ağırlıklı olduğu kongrede, yaklaşık 300 eczacılık fakültesi öğrencisi ağırlandı.
Kongre’de 13 Üniversite’nin temsilcilerine katkılarından ötürü Plaket verildi.
Ecz. Ayşegül Yıldız
Kongrede açış konuşmalarının ardından kooperatif kurucularından, Eczacı Ayşegül Yıldız da bir konuşma yaptı. Yıldız konuşmasında genç meslektaşlarına önce ilaç
sanayideki gelişmeleri aktardı ardından ecza kooperatiflerinin kuruluş amacından ve öneminden söz ederek
bu çatı altına genç meslektaşlarını da davet etti.
Kongreye katılan en kalabalık öğrenci gruplarından biri olan Ege Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi öğrencilerinden bir kısmı EDAK Roll Up’ı önünde objektifimize poz verdiler.
Güler Sabuncuoğlu / Yeditepe Üniversitesi Eczacılık
Fak. Kongre Kom. Üyesi
Bunları Biliyor musunuz?
İletişim ve detaylı bilgi için;
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı Ürün Danışmanı
Özben Erden: Tel: 0.232.488 18 98
EDAK Itriyat ve Dermokozmetik Grupları
Tel: 0.232.488 19 85 / 0.232.488 19 27 / 0.232.488 19 29
dağıtımı için için ISO 13485:2003 ve
tedaviye yardımcı ilaç dışı ara ürünler, biyosidal ürünler, steril ve steril olmayan gaz kompres, gaz bezi,
sargı bezi, elastik sargı bezi, elastik
bandaj tasarım, üretim ve satışı için
ISO:9001:2008 Kalite Belgelerimiz ile
30X80(30X40 2Adet)steril- 7,5X7,5
steril sargı bezi ve gaz kompres ürünlerimiz için CE Uygunluk Sertifikamızı
aldık.
Çağdaş Eczacılar Laboratuvarı olarak sektörümüzde kalitede lider olabilmek, eczacılarımız ve tüm müşterilerimizin sürekli değişen ve gelişen
beklentilerini karşılamak ve aşmak
amacıyla kalite politikamızı oluşturduk. İstenilen kalitede ve yasal mevzuata uygun ürünleri GMP beklentileri doğrultusunda temiz ve hijyenik
bir ortamda üretimimiz devam ederEcz. H. Çoşkun Özvarlık / Çağdaş Eczacılar
ken Kalite Yönetim Sistemi şartlarına Laboratuvarı Yönetim Kurulu Başkanı
uygun çalışıp etkinliğinin sürdürülTüm medikal ürünlerimizi yeni marmesini sağlayarak, hizmet kalitemizi
kamız MEDİKOOP altında topladık
ve süreçlerimizin etkinliğini sürekli iyileştirerek ve Medikoop Markası ile eczacılarımıza yeni ve daha
ürünlerimizi en ekonomik şekilde ve zamanında çağdaş ambalajlarıyla sunduk. Çağdaş Eczacılar Labosunmayı hedefliyoruz.
ratuvarının tüm medikal ürünlerini sayın eczacılarımız
bundan sonra Kooperatiflerimizden Medikoop Markası
Kalite Belgelerimizi almak için yaklaşık 1yıldır ki- ile temin edebilirler. Tıbbi çaylar ve gelecekte üretmeyi
lit personelimiz ve kalite - yönetim danışmanının planladığımız tüm droglarla ilgili ürünlerimiz için de LEortak çalışması ile hazırlıklar yapıldı. 11 Temmuz AFY Markasını tescil ettirdik. Drog ve tıbbi çay ürünleri2011 tarihinde KALİTEST Belgelendirme ve Eği- mizi LEAFY Markasıyla yeni ambalajlarında çok yakında
tim Hizmetleri Limited Şirketi tarafından denet- satışa sunacağız.
lendik. Denetleme sonucunda steril ve steril
olmayan gaz kompres, gaz bezi, sargı bezi,
elastik sargı bezi, elastik bandaj tasarım ve
gazeteedak
9
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
7 Yıldızlı Eczacı
Güney Ecza Kooperatifi, geleceği yakalayacak adımlarını atan eczacı ortağının yanında olarak, “7 Yıldızlı Eczacı” tanımını oluşturmak hedefiyle projeler üretmektedir.
Eczanede yeni açılımlar yeni kazanımlar sonucunda
Güney Ecza Kooperatifi ile,
“GELECEKTEKİ YERİNİZİ bugünden AYIRTIN!..”
Dünya Sağlık Örgütü’nün “7 yıldızlı eczacı” tanımına
göre bir eczacıda olması gereken özellikler şöylece sıralanabilir:
diyoruz…
Hatay
oluşturmak amacındayız.
Eczanelerimizin gerçeği göz önünde bulundurularak
mümkün olan en kısa sürede anlaşılır ve en üstün verim
düşünülerek hazırlanan eğitim başlıkları;
Adana
1- Hizmet sağlayıcıdır.
2- Hasta bakımında karar vericidir.
3- Sağlık ekibiyle iletişim kurucudur.
4- Liderdir.
5- Yöneticidir.
6- Yaşam boyu öğrenendir.
7- Yaşam boyu öğretendir.
Bu yetkinliklere sahip olarak mesleğimizin icrasında
“Danışman Eczacı” rolü üstleniyoruz. Özellikle kendimizi geliştirmemiz gereken alanlarda alacağımız profesyonel yardımlar bizi donatacaktır.
Eczacı ortağımızın ve onların eczane çalışanlarının geleceğin eczanesine bakış açılarını değiştirecek eğitimlerle eczanelerimizi geliştirmek ve daha güçlü eczaneler
- Kişilik Analizi ve Davranış Modelleri,
- İletişim ve İletişim Teknikleri,
- Hedef Belirleme ve Hedefe 12 Adım,
- Soru Sorma Teknikleri ve Sorunun Gücü,
- Müşteri Tipleri ve Sosyal Stilleri,
- Müşteri Beklentisi,
- Satış Teknikleri Eğitimi.
Mersin
Toplamda 20 saat olan bu eğitim 4 bölümde 15 gün
arayla faaliyet bölgemiz içindeki 4 ilde en fazla 40 kişilik gruplarla gerçekleştirilmiştir. Adana, Mersin, Hatay
ve Gaziantep’te tamamlanan bu eğitimlerin ardından,
eğitime katılan istekli eczacılarımıza da Sayın Mustafa
Özarslan tarafından birebir Eczane Koçluğu verilecektir. Eczanenin özelinde ziyaretlerin gerçekleştirileceği,
öneri ve düzenlemelerin yapılacağı, çalışanların da aynı
eğitimleri alacağı bu uygulama için birliğimizin gücüyle
özel fiyat alınmıştır.
Gaziantep
10
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
İletişim Paylaşmaktır!
“Kanaatim odur ki; muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak; maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir
zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum.
Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması
demektir. Türkiye’nin say, hayat ve mevcudiyetini mütalaa edince birleşmeden mütevellit fayda ve menfaatlerin çok büyük olacağı kanaatıne varacağınızdan şüphe
etmiyorum. Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikayet
edeceklerdir.”
Mustafa Kemal Atatürk
İzmir Ticaret Odası (1 Şubat 1931)
“Asrımızın iktisat cidaline giderken münferit değil, fakat
toplu bulunmak mecburiyetindeyiz. Çünkü asrın hazır
iktisadiyatı bunu iltizam ediyor. Ferdi teşebbüsler, toplu
yabancı iktisat dünyası karşısında ezilmeğe ve akim kalmağa mahkûmdurlar. Binaenaleyh her türlü şirketler vücuda getirmeli ve bilhassa memleketimizin ihtiyacatını
tamamen ifade eden kooperatif şirketlere fazla ehemmiyet verilmelidir.”
Mahmut Esat Bozkurt (İktisat Vekili)
İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat 1923)
“Yapacağımız iş, eczanelerimizin dört duvarı arasından, bankomuzun arkasından çıkıp, önce dağıtımda yer
almak, sonra da giderek üretime yönelmektir. Bu doğrultuda çaba sarfedip bu yönde örgütlenmektir. Bu örgütlenmenin biçimi ise KOOPERATİF’ tir. Eğer dağıtımda
ve üretimde yer alırsak; ancak o zaman eczane, depo
ve ilaç üreticilerinin bir bütün oldukları, çıkarlarının aynı
doğrultuda olduğu söylenebilir. Unutmamalıyız ilaç konusunun tek sahibi bizleriz.
Yaşadığımız ekonomik yapı içinde güçlü olan örgütlü
olandır.
Bu örgütlenmenin adı ise KOOPERATİF’ tir.”
Ecz. Nur Işık BOYACIGİLLER
“Kooperatif depo hakkında” makalesinden
İzmir Eczacı Odası Bülteni (Haziran 1979)
Değerli Meslektaşlarım,
Gazetemizin bu sayısında “iletişim” konusunu ön plana
çıkarmak istedik. Çünkü düşündük ki; iletişim de aynen
kooperatifçilik gibi paylaşmaktır. Duygu ve düşüncenin
alış-verişidir. İyi bir iletişim gülümsemekle başlar, paylaşmakla devam eder.
Yukarıda hepimizin çok önemsediği üç değerli insanın
sözlerini okudunuz. Her üçü de sizin için anlamlıysa ve
anlaşılıyorsa, kendi hayatınız içinde yaşatılacak kadar
değerliyse ve yaşatabiliyorsanız 1923’ten bu yana 89
yıllık bir iletişim söz konusu demektir ve iletişim kurabilmek için aynı dili kullanmak şart değil demektir. Yüzünüzden gülümseme hayatınızdan paylaşma eczanenizden EDAK eksik olmasın.
Ecz. Emre Bacanak
EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı
Muhterem Meslektaşlarım,
Matbuatımızın bu ayki münderecatında “beşeri münasebet ve muhaberat” mevzuunu neşretmeyi münasip
gördük. Zira beşeri münasebetlerde tıpkı Kooperatifçilik gibi üleşmek esasına dayanır. Her türlü duygu ve fikrin alış-verişidir. Alâ bir münasebet tebessümle başlar,
üleşmekle sürer.
Yukarıda hepimizin ziyadesiyle ehemmiyet verdiği üç
muhterem zatın mütâlaasını okudunuz. Her üç mütâlaa
da sizler için manalı ve manidar ise ve dahi hususi hayatınıza dahledilebilecek kadar kıymetli ise 1923’ten
beri 89 senelik bir muhabere ve idrak mevzu bahistir ki;
beşeri münasebetlerde illa ki aynı lisanı telaffuz ediyor
olmak zaruridir manası taşımaz. Yüzünüzden tebessüm,
hayatınızdan üleşmek eczanenizden EDAK noksan kalmasın.
Ecz. Emre Bacanak
EDAK Ecza Kooperatifi İdare Meclisi Reisi
Arkadaşlar Merhaba,
Gazetemizin bu ayki konusu iletişim. Çünkü bizce iletişim aynı kooperatifçilik gibi paylaşmaktan geçiyor. Sonuçta duygu ve düşünceleri birbirimize aktarıyoruz. Bizce gülümseme olmadan iletişim başlamaz ve kesinlikle
devamında bir şeyler paylaşılmalıdır.
Yukarıda üç büyüğümüzün üç güzel söylemini okudunuz. Eğer siz de onlarla aynı şeyleri düşünüyor ve hissediyorsanız, o fikirleri kendi hayatınız için özümsediyseniz ortada 1923’ten bu güne 89 yıllık bir iletişim oluşmuş
demektir. Ayrıca insanların iletişim kurabilmesi için aynı
dili konuşması da şart değil demektir. Yüzünüzden gülücükler hayatınızdan paylaşmak eczanenizden EDAK
eksik olmasın.
Ecz. Emre Bacanak
EDAK Başkanı
Değerli Meslektaşlarım,
Gördüğünüz gibi hangi yaşta olursak olalım hatta hangi
yüzyılda yaşarsak yaşayalım önemli olan ortak bir akla
ulaşabilmek için doğru kelimeleri seçmek ve bunu doğru bir üslupla karşımızdaki insanlarla paylaşabilmektir.
Doğru iletişim kurmak insana değdiğimiz her noktada
daha kaliteli ve daha mutlu bir yaşamın anahtarıdır diye
düşünüyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Ecz. Emre Bacanak
……………………
gazeteedak
11
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Çünkü hastaların en ufak sağlık problemlerinde öncellikli olarak danıştıkları sağlık personeli bizleriz. Bu
bağlamda, hastalar ile direkt iletişim kurma imkânı tüm
sağlık personeli içinde en fazla serbest eczacıların sorumluluğundadır. Eczacılar bu imkânı iyi değerlendirerek hem hasta memnuniyetini sağlamış hem de mesleki
sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar.
Hasta ve eczacı arasındaki çift yönlü iletişimin doğru
sağlanması iki tarafa da fayda sağlamaktadır. Hasta
açısından bakıldığında, hastaların tıbbı bakım ve tedavisini anlamasının yanı sıra tedaviye uyumunu da artırmaktadır.
Bu da hastanın hastalıktan daha çabuk ve kolay bir şekilde kurtulması anlamına gelir.
“Hasta ve Eczacı İletişimi” konusunu ele alan Eczacı Ayşem Jale Kıhtır,
“Hastalar ile direkt iletişim kurma imkânı tüm sağlık personeli içinde
en fazla serbest eczacıların sorumluluğunda. Bu nedenle, hasta eczacı iletişimi her geçen gün daha da çok önem kazanıyor” dedi.
Can Yücel ne güzel demiş; En uzak mesafe, iki
kafa arasındaki mesafedir, birbirini anlamayan…!
Eczacı açısından ise hastaların artan tatmini eczacıya
olan güvenin artmasına neden olacak, bu da eczacılığın
özellikli bir meslek olması imajını tazeleyerek ortaya çıkaracaktır.
Eczacılar temel görevleri olan ilacın hazırlanmasının yanında başka moral değerler ve anlamlar da kazanmaktadırlar.
İyi bir iletişim, etkili geri bildirim, ilgili bir yaklaşımı,
empatik dinlemeyi, göz temasının sağlanmasını, vücut
dilini ve sözsüz iletişim unsurlarını doğru kullanmayı ve
okuyabilmeyi ve de etkileşimi engelleyen bariyerleri
mümkün olduğunca azaltmayı gerektirir.
Akılcı ilaç kullanımın teşvik etmek, hasta odaklı tedavide hastalara yardımcı olmak, hastaların en kolay ulaşabilecekleri sağlık çalışanları olarak onlara ihtiyaçları
doğrultusunda danışmanlık yapmak, tedavi süreçlerine
hem psikolojik hem de uygulama açısından uyum sağlamaya yardımcı olmak mesleğin temel unsurları haline
gelmektedir. Hekim, eczacı ve doktor üçgeninde her iki
tarafla etkileşim içinde olmak, hekimlere yardımcı, hastalara destekleyici görev üslenmek eczacının görevidir.
Bu amaçla eczacının iletişim becerilerini geliştirmeleri
şarttır.
Özellikle biz serbest eczacılar için hasta/müşteri yönlü
iletişim gün geçtikçe daha çok önem kazanmaktadır.
Eczacının danışmanlık hizmeti şu öğeleri içermelidir.
- Hastanın reçete hakkındaki bilgisini tamamlamak,
İnsan, sosyal bir varlık olarak diğer canlılardan ayrılır.
Sosyal yaşamımızı; işimiz ve özel hayatımızdaki bireyler
arası ilişkilerimizi doğru kanalize etmek ve olumlu sonuçlar almak ise iletişim becerilerimiz ile ilintilidir.
‘Dünya benim etrafımda dönüyor’ zannıyla yaşayanlar
bunu beceremez.
- Bilgi boşluklarını doldurmak,
- Hastanın eczacı tarafından aktarılan bilgilerin anladığına emin olmak…
Eczacıların hasta danışmanlığında temel becerileri de
şunlar olmalıdır:
- Kendini tanıtmak
- Nazik olmak
- Etkin dinlemek
- İletişim kurmak
- İhtiyaçlara yanıt vermek,
- Anlaşılır konuşmak,
- Doğru sorular sormak,
- Açık uçlu sorular sormak,
- Özetlemek,
- Vücut dilini doğru kullanmak,
- Hasta özelliklerini göz önünde bulundurmak
- Hastaları soru sorma konusunda cesaretlendirmek
- Hastaya ilgili davranmak,
- Empati geliştirmek,
- Hasta soruları için yeterli zaman ayırmak
- Geri bildirimde bulunmak
- Hastaya sözlü bildirimin yanında yazılı bilgi sunmak...
Sağlıklı iletişim bu bileşenlerin hepsini taşırsa ancak başarıya ulaşabilir. Ancak tüm bunların yanında iletişimin
tek yönlü bir süreç olmadığı her zaman akılda tutulması gerekir. Özellikle hasta eczacı iletişiminde eczacının
yanı sıra hastalarında bu süreçte yer alması kaçınılmazdır.
Aksi surette iletişim başarısız olur.
Ne der, Can Yücel;
En uzak mesafe,
Ne Afrika’dır,
Ne Çin,
Ne Hindistan, ne seyyareler…
Ne de yıldızlar, geceleri ışıldayan…
En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir…
Birbirini anlamayan...
duygusu yaşamayacaktır.
Bu kadar basit…
Minik bir bebek ağladığı zaman, ‘Ne sıkıntısı var, ne istiyor ki?’ gibi soruları sormaya başlarız. Bu bir empati
gayretidir, ancak bu gayreti günlük yaşantımızda muhatabımızdan sakınırız. Ama sonuç olarak da iletişim kazası yaşar derdini anlayamaz veya derdimizi anlatamayız.
Konuşurken de karşı tarafa mesaj göndeririz, ancak sözsüz mesaj kavramı da vardır.
Şöyle bir senaryo düşünelim…
Hüsnü Kaya’nın kaleme aldığı mesaj yazısıyla, konuşma ve empatiden
felsefeye kadar, yazılı ve sözsüz iletişimin engin dünyasında bizi gezdiriyor ve “bir adamın akıllı olduğunu nasıl anlarsınız?” diye soruyor…
Ecz. Hüsnü KAYA / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi
Mesaj
Şehirde yaşayan bir kişi günde ortalama 4200 mesaj almaktadır. Bu rakam size abartılı gelmesin. Gökyüzüne
bakıp; “Yağmur yağacak” yargısı da bir mesaj sayesindedir.
Konuşma; açık bildirim aktarmadır. Mesaj ise; kapalı bildirimdir ve çözmek için gayret, istek, beceri gerektirir.
Beceri yeteneği ise geliştirilebilir bir olgudur.
Felsefedeki adı, diğerkâmlık; psikolojideki adı, empati
olan olgunun farkında olmak ya da bu olguyu incelemek
işin en başıdır. Karşı tarafı anlamak için kendini onun yerine koymaktır empati… “Ben merkez’li yaşayan veya
Eczacı ve yardımcıları banko arkasında çok meşgul bir
şekilde çalışmakta, karşılarında ise üç, dört hasta veya
hasta yakını beklemektedir. Tam bu sırada kapıdan yeni
bir kişi girer ve sessizce o da beklemeye başlar. Eczacı
ve yardımcıları yeni gelen kişiyi görememişler veya görmezden gelmişlerdir. Yeni gelen kişinin “Ben geldim,
ben buradayım” mesajı havada asılı kalmıştır.
Eczacı ve yardımcılarından da yeni gelen kişiye “Sen burada yoksun” mesajı gitmiştir bile. Bekleme süresi arttıkça mesaj “Sen hiçbir şeysin” haline döner. Yeni gelen
için ortam olumsuza dönmeye başlamış, sabır zamanı
başlamıştır. Sabrın sonuna gelindiğinde ise yeni gelen
kişi çıkıp gitmiştir.
Eczacı bir hastasını veya müşterisini kaybetmiştir. Oysa
eczacının minicik bir hareketi bu olumsuzluğu yaratmayabilirdi. Yeni kişi geldiğinde başını kaldırıp yeni gelen
kişi ile göz göze gelmesi, bir baş selâmlaması yeterdi.
Bu göz göze gelmenin anlamı; “Sizin geldiğinizin farkındayım, meşguliyetim bitince sizinle ilgileneceğim”
demektir. Yeni gelen kişi de bu mesajı alınca değersizlik
Konuşma mesajdan farklı olarak bir de havada asılı kalan sözcükler içerir ki mesajdan da önemlidir.
Konuşma eyleminde, konuşanın da dinleyenin de önemli görevleri vardır. Konuşan anlaşılır ve kısa konuşmakla
yükümlüdür. Dinleyen de acele etmeden dikkatle dinlemek durumundadır. Dinleyici farkında olmadan onaylama, beğenme, yanlış veya doğru söylüyorsun mesajını
mutlaka karşı tarafa verir.
Konuşmacı da bu mesajlara bakıp, konuşmasının biçimini, biçemini değiştirebilir. Oysa her iki tarafın da acele
etmemesi gerekir.
Türkçe’nin dezavantajlı bir durumu vardır. Bir cümle
söylendiği zaman karşı tarafça diğer dillerde 400 mili
saniyede algılanırken, Türkçe 600 milisaniyede algılanır.
Buna sebep yüklemin sonda olmasıdır.
Bu sebeple konuşmada; dinleme ve konuşurken es verme çok önemlidir.
Sözlü veya sözsüz mesajı karşı tarafa mutlaka veririz. Burada olumlu düşünmek çok önemlidir. Yaşama olumsuz
bakanlar olumsuz, olumlu bakanlar olumlu mesaj üretir.
Ghandi’nin bu konudaki düşüncesi şöyledir:
“Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur.
Sözleriniz pozitif olsun, çünkü sözleriniz davranışlarınız
olur.
12
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınız pozitif olsun, çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur.
Değerleriniz pozitif olsun, çünkü değerleriniz kaderiniz
olur.”
Zeki insanlar hızlı konuşur ama akıllı adamlar tane tane
konuşur.
Bilge adama sormuşlar…
- Bir adamın akıllı olduğunu nasıl anlarsın?
- Konuşmasından…
- Ya konuşmazsa
- O kadar akıllı adam yoktur.
Alpay ONKARDEŞLER / Genel Müdür Yardımcısı
İLETİŞİM ÇAĞINDA YENİ BİR OFİS “CONTACT
CENTER” Ya da DİĞER ADI İLE “ CALL CENTER”
Dünyada son otuz yıldır en çok önem kazanan kavramlarından biri müşteri olmuştur. Ekonomik ve sosyokültürel
dengelerin değişmesi, rekabetin artması, küreselleşme
ile müşteriler her zamankinden fazla bilgiye çok kısa sürede sahip olabilir hale gelmişlerdir. Bu durumda hem
ürün hem de hizmet üreticilerini müşteri üzerine odaklanmaya sevk etmiştir.
Müşterilerin seçim alternatiflerinin artması rekabeti de
kızıştıran bir başka nokta haline gelmiştir. Müşteriler
artık istedikleri ürünleri, hız ve çeşit olarak çok alternatifli yerlerden temin edebilir durumdadırlar. Bu durumda yine yeni bir kavramı gündeme getirmiştir “müşteri
sadakati “ Müşterilerin bu kadar kolay üretici ikamesi
olduğu düşünüldüğünde; kurumları tercih etmemelerindeki en temel sebebin başında kötü müşteri hizmeti
olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka açıdan düşündüğümüzde, müşterisini elinde tutmayı başaran şirketlerin
karlılığının da daha fazla olduğu görünür bir gerçektir.
Teknolojinin ve dolayısı ile telekominikasyon sektörünün
hızla gelişmesi ile artık tüm iş yapma becerileri değişmeye başlamaktadır. Bunlardan birisi telefonda satış
sektöründe yaşanmaktadır. Bu konuda çevremizde çeşit
çeşit terimler duymaktayız... Call center, Çağrı merkezi,
Contact center, agent v.s gibi…
Cambridge Sözlük tanımına göre “Call center bir şirketin
çalışanlarının telefon ile şirketin ürünleri ya da hizmetleri hakkında, müşterilere bilgi sağladığı, satış ve tanıtım
yaptığı geniş bir ofis – departmandır ”
İlk defa 1979’ların başlarında Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkmış olan çağrı merkezleri günümüzde
birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. İlk call
center 1970’lerde Continental Havayolları’nın tedarik
ettiği ACD ( Automatic Call Distributor- Otomatik Çağrı
Dağıtıcısı ) uygulaması bugünkü uygulamaları ile kıyaslanmayacak kadar pahallıydı ve fonksiyonel değildi.
Günümüzde çağrı merkezleri büyük ve uluslar arası bir
sektör haline gelmiştir ve bir çok alternatif ismi bulunmaktadır. Müşteri etkileşim merkezi, müşteri temas
merkezi, çok kanallı çağrı merkezi, bağlantılı çağrı merkezi, müşteri temas merkezi, web uyumlu çağrı merkezi,
müşteri destek merkezi, müşteri haberleşme merkezi,
Müşteri hizmetleri merkezi, satış ve hizmet merkezi, yardım masası, müşteri ilgi merkezi gibi tüm tanımları, içine
alacak ve yerine geçecek biçimde kullanılmaktadır.
Çağrı merkezi tanımı teknolojinin de gelişmesi ile birlikte gün geçtikçe değişmektedir, fakat en basit tanımı
ile farklı iletişim kanallarını bir merkezde toplayarak,
belirli standartlar çerçevesinde tüm müşterilerle hızlı
ve etkin olarak iletişimde bulunmaktır.” Incoming Call
Managment Institute” (Gelen Aramalar Yönetimi Enstitusü) call center tanımını, “Müşteriye ve şirkete değer
yaratmak için şirketin kaynaklarının ve farklı iletişim
kanallarının etkili bir şekilde entegre edildiği, insanlardan, süreçlerden, teknolojilerden ve stratejilerden
oluşan koordineli bir sistem” olarak yapmaktadır. Aslında çağrı merkezlerinin asıl amacı “iletişim kurmak”tır.
Çağrı merkezlerinin yarattığı en önemli fayda bu iletişimi kolay ve resmi bir hale getirmektir. İletişim; kurumlarda her zaman vardı, peki çağrı merkezinin farkı ne?
Günümüz yukarıda da belirttiğimiz gibi bilgi ve hız çağı.
Bilgiye ve hıza en kolay ulaşabilen kurumlar her zaman
bir adım önde olacaktır. Çağrı merkezlerinin de kurulma
amacı müşteriye hız ve rahatlık sağlamak. Çağrı merkezleri, kurumlar ile müşteriler arasında köprü görevi
görür, iletişim kaliteli ve kontrollü bir şekilde sağlanır,
düzenli ve sürekli bir veri akışına imkân tanır, pazarlama
faaliyetlerinin etkileşmesine imkân tanır, iyileştirmeler
için geri besleme sağlar, maliyetlere olumlu etkisi vardır,
verimlilikleri artırır.
EDAK olarak bizde 2011 yılında iletişimi tek merkezde
toplayarak; iletişim merkezi kavramını kooperatifimizde
oluşturmaya başladık. Bugün artık iletişim tek merkezden yönetilmekte. Tek merkezden yönetilen merkezimizi takip etmek üzere bir yazılımımız mevcut. Peki, bu
uygulamayı niçin yaptık? Yukarıdaki açıklamalarda da
belirttiğim üzere bilgiye erişim hızını arttırmak hedefimizdi. Tek merkezden yönetim bilginin üyelerimize her
yerde aynı ve daha hızlı gitmesini daha da kolaylaştıracaktı. Ayrıca, iletişimi daha standart hale getirmek ve
üyelerimize daha hızlı cevap verebilmek, sistemi kurma
hedeflerimiz arasındaydı.
Müşteri bağlılığının en iyi teminatı, rekabete karşı en
güçlü savunma şekli ve herhangi bir kurumun büyümesini destekleyen tek yol hizmet ve kalitedir. İletişim merkezi ve kullandığımız yazılım programı ile artık iletişim ile
ilgili sayısal verilere ulaşabilmekteyiz. Ulaşabileceğimiz
verilere örnek verirsek; günde kaç arama yapıldı, cevap
verilen arama sayısı, cevapsız arama sayısı, beklemede
olan aramalar, satış elemanı performansı vs. gibi. Ayrıca
ortaklarımız ile yaptığımız görüşme kalitesini daha da
artırmak amacı ile ses dinleme sistemine geçilecektir.
Ses dinleme sistemi ile Satış Elemanı konuşma kalitesinin artırılması ve verimli iletişim sağlanması amaçlanmaktadır.
Peki, ses dinleme işleminin hukuki boyutu nedir?
İletişimin kayıt altına alınması, banka, iletişim ofisleri vb
kurumların kullandığı bir uygulamadır. Bildiğiniz gibi bu
kurumların yaptıkları telefon görüşmelerinde öncelikle
telefon görüşmelerinin kaydedildiği bilgisi verilmekte
ve daha sonra görüşmeye geçilmektedir.
İletişimi kayıt altına alabilmemiz hukuki olarak, ancak
iletişimi gerçekleştireceğimiz kişi ile her iletişime geçtiğimiz anda “ iletişim kayıt altına alınacaktır” bilgisinin
verilmesi ile gerçekleştirilebilir. İletişimin kayıt altına
alınacağına dair sözlü beyan, her görüşmede anons
yöntemiyle gerçekleştirilir. Bu uygulamada ses kaydı yapılacak kişiden onay beklenmemektedir. Telefon görüşmesine devam etmesi kabul anlamına gelmektedir. Bunun yanında iletişim içinde bulunan ikinci tarafın (Örn:
Satış Elemanları) ses kayıtlarının alındığına dair yazılı
muvafakatlarının alınması gerekmektedir.
EDAK olarak iletişimin daha kaliteli ve geriye dönük izlenebilir olması amacı ile tüm görüşmelerin kayıt altına
alınması yönünde çalışmalarımız başlamıştır.
İletişim Merkezi ile kooperatife sağlamayı düşündüğümüz diğer faydaları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
• Müşteri memnuniyeti sağlamak: Ortaklarımızın kooperatifi ile iletişimlerini istedikleri kanaldan istedikleri
zamanda, kaliteli bir biçimde sağlamak müşteri memnuniyeti artıracak bir unsur olacaktır. Bu amaca hizmet
eden iletişim merkezleri, ortak sadakatinin oluşmasında
da önemli bir katkıya sahiptir.
• İletişim Kontrolü: İletişim merkezleri, müşteri ile iletişimi merkezileştirerek müşteri ilişkisi yönetiminin sağlıklı
olmasını sağlamaktadır. Sürekli kontrollü ve kaliteli iletişim müşterinin kuruma sadakatini ve çalışanın müşteri
ile ilişkilerini olumlu yönde etkileyecektir.
• Sonuç Odaklı Pazarlama: İletişimin bir merkezde toplanması, şirketler açısından hayati önem taşıyan müşteri
bilgisinin de bir merkezde toplanmasını kolaylaştıracaktır. Müşteri bilgileri, tercihleri, demografileri ve şirket içi
önemli olan veya olmayan tüm bilgiler sürekli düzenli
olarak birçok kanalla bir merkeze akmaktadır. Önemli
olan ise bu bilgilerin ortak bir veri tabanında toplanarak kurum yararına kullanılmasıdır. İletişim Merkezi ortak veri tabanı oluşturulma işini kolaylaştırırken sonuç
odaklı pazarlama faaliyetlerine de girdi oluşturabilir.
• Verimlilik Artışı: Çağrı merkezlerince yönetilen temas
biçimlerinin maliyeti diğer iletişim türlerine göre çok
daha düşüktür ve bu da kuruma orta ve uzun vadede
kazanç getirmektedir. Otomasyon sayesinde müşteriler
ile gerçekleştirilen görüşmeler çok daha etkin ve verimli
hale gelmektedir. Gerçekleştirilen yatırımın geri dönüşü
de diğer birçok alanda yapılan yatırama göre hızlıdır.
• Kalite ve İyileştirme: Çağrı merkezi kurumun dış dünyaya açılan penceresi ve kulağıdır. Müşteri çağrı merkezine kurum hakkında birçok geri bildirimde bulunmaktadır. Çağrı merkezleri bu geri bildirimleri toplayarak
sunulan ürün ve hizmetin iyileştirilmesinde kullanılması
açısından büyük bir fırsat olarak ortaya çıkmaktadır.
Kurumların sahip oldukları en temel değerlerden ikisi
çalışanları ve müşterileridir. İletişim merkezleri bu değerlerin şirket yararına kullanılması için en önemli aracı
ve sağlayıcısıdır.
gazeteedak
13
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ancak belki de farkında olmadan kaçırdığımız çok şey
de olmuştur.
Büyük olasılıkla aşağıda okuyacaklarınız zaten bildiğiniz şeylerdir. Ama üzerinde düşünme ve kendini sorgulama olanağı vereceğine inandığım için “fark etmek ve
fark ettirebilmek dileğiyle” bu gerçekleri bir daha önünüze seriyorum.
Bilindiği gibi, kişilerarası iletişim ikiye ayrılarak tanımlanmıştır.
Cemal Bozkurt / Eğitmen
Sözsüz iletişim için “fark etmek”
“Eczacı Aylin masasında yoğun bir çalışmanın içindeydi.
Sabahtan beri bilgisayar başında iki büklüm oturmaktan
sırtına ağrı girmişti. Ayağa kalkıp sırtını esnetirken yolda
karşıdan karşıya geçmeye çalışan adama gözü takıldı.
Caddeyi geçmeye çalışırken hızla akan trafik umurunda
değildi. Sanki kendisinden başka hiç kimse yoktu yolda.
Kornaların ona çaldığının farkında bile değildi. Nihayet
ayaklarını sürükleyerek kaldırıma ulaştı. Belli ki ayağını,
kaldırımı aşabilecek yüksekliğe kadar bile kaldıramıyordu. Tahminen 30 yaşlarındaydı. Duruşu yer çekimine
yenik, bakışları mat, giysileri temiz ama uyumsuz ve eskiydi. Belli belirsiz söyleniyordu kendi kendine. İçindeki
fırtınayla başa çıkmaya çalıştığı ortadaydı. Elindeki poşet bir başka eczaneden geldiğini düşündürüyordu. Kapıyı yavaşça araladı ve ardına kadar açmadan içeriye
süzüldü. Eczacı kalfası Murat karşısındaki bayan müşterisinin işlemlerini yapmaya devam ediyordu. Diğer eczane personeli Ayşe raflara ilaç yerleştirirken “buyurun
beyefendi” diyerek, ona doğru yöneldi. Adam elindeki
reçeteyi uzatıp “bu ilaç var mı?” diye mırıldandı. Ayşe
reçeteye bakarak eczacı Aylin’e uzattı. Son günlerde temininde zorluk çekilen bir insülün ilacıydı aradığı…”
Bu öykü diliminde iletişim nerede başlıyor nerede bitiyor?
Eczacı Aylin’in adamı fark ettiği, karşıdan karşıya geçiş
sahnesinden itibaren başlayan ve tek kelime bile konuşmadan dakikalarca devam eden <hayatın içinden> bir
sözsüz iletişim örneği değilmiydi? Ancak dikkat edecek
olursak, Aylin’in adamı fark etmesiyle başladı. Aylin
adamı fark etmeseydi, adamın <farkında olmadan> verdiği mesajlar ile dakikalarca devam eden sözsüz iletişim
başlamayacaktı. Yani; sözsüz iletişimde <fark etmek>
önemlidir. Fark edebilmek için duyarlı olmak gerekir. Diğer yandan <fark ettirebilmek> de önemlidir.
Fark etmek / Fark ettirmek
Günün içinde akıp giden birçok durum ve sonuç... Ayrıntıların kaçını kaçırıyoruz, kaçını fark ediyoruz kim bilir?
İletişim konusunda yazılmış çok sayıda eser ve ortaya
atılmış görüş olmasına rağmen hala bu konuda sorun
yaşıyor olmamız düşündürücü değil mi? Evet, defalarca
okuduğumuz ve hatta bildiğimiz birçok kuralı gerçekten
yaşamımıza yansıtabiliyor muyuz? Farkındalık oluşturabilmek için ne yapmalıyız? Öncelikle kendi yetersizliğimizin nerelerde olduğunu bularak, kabul etmekle mi
başlamalıyız acaba? Ama kendimizde yetersizlik göremiyoruz ki! Başkası bunları gördüğünde de genellikle sinirlenip, savunmaya geçiyor ve kabul etmiyoruz. Sosyal
konumumuz ne olursa olsun her an iletişim içindeyiz. Bazen yeni doğmuş bebekle, bazen ömrünün kış mevsimini
yaşayan bir büyüğümüzle, bazen aklınıza her kim geldiyse onunla iletişim içindeyiz. İşte bu süreçlerin hepsinde mükemmel sonuçlar elde edebilmek gerçekten çok
keyifli olurdu. Mutlaka böyle deneyimlerimiz olmuştur.
Sözlü İletişim; karşılıklı konuşma, mektuplaşma gibi
yöntemlerle gerçekleştirilen iletişim şeklidir. Bu iletişimde doğal olarak ne söylendiği önemlidir. Burada kelime
hazinesinin zengin olması, dili kullanma ustalığı önem
kazanmakla birlikte, nasıl söylendiği de önemlidir. Sesin
tonu, şiddeti, vurgulamalar, duraklamalar anlamı değiştiren unsurlardır. Sözlü iletişimde başarılı olabilmek için
bu noktaların değerlendirmesini yapmak, geliştirilmesi
gereken yönleri tespit edebilmek önemli olacaktır.
Sözsüz iletişim ise daha fazla ayrıntıya sahiptir. Belli bir
amaca yönelik olarak kasten gerçekleştirilen sözsüz iletişim dışında, kasten yapılmayan ancak karşı taraf için
derin anlamlar oluşturan mesajlar da ortaya çıkmaktadır. Yüzümüzdeki ifade, el ve vücut hareketlerimiz, duruşumuz, göz temasımız sözsüz iletişimde gönderici görevi
yaparlar. (Habersiz çekilen fotoğraflarımıza derin bakarsak, ilettiğimiz mesajların iletmeye çalıştıklarımızla
aynı olup olmadığını fark edebiliriz belki de)
• Başı “evet / hayır” anlamında sallamak, kaşları kaldırarak “hayır” - dudakları büzerek “belki” demek,
omuzları silkerek “kayıtsızlık” ifadesi göstermek örnek
olarak sayılabilir.
• Yüzdeki ani korku ifadesi, ani hayret ifadesi gibi tepkisel olarak gösterilen yüz ve beden hareketleri, duygusal
ifadeler ise niyet edilmemiş olarak ortaya çıkan sözsüz
iletişim örneklerindendir.
• Sergilenen bedensel hareketler ve bedensel temas ile
bilerek veya bilmeyerek yine çeşitli mesajlar verilmektedir. Örneğin büyüklerin eli öpülürken, el sıkışırken veya
karşıdakine dokunurken farklı bedensel temaslar kurarak karşımızdakine çeşitli mesajlar veririz.
• Farklı kültürlerde alan kullanım alışkanlıkları farklıdır
ve mesajın niteliğini etkiler. Başka insanlara olan uzaklığımızı azaltarak dostane veya artırarak tersi mesajlar
yollarız. Büyük odalar, büyük masalar alan kullanımıyla
ilgili belirli mesajlar taşımaktadır. Kişilere hangi mesafede yakın olmak istiyoruz?
0-40 cm “Mahrem Alan” olarak bilinir. Asansörlerde
veya toplu taşıma araçlarında bu alan istemeyerek de
olsa ihlal edilir. Bu durumlarda kişilerin göz temasından
kaçınma isteği, “bu yakınlığı ben istemedim, biraz sonra
buradan çıkacağız ve bir daha bu kadar yakınımda olamayacaksın” mesajını verir gibidir.
40-75 cm “Kişisel Alan” olarak bilinir. Bu alana da istediğimiz kişileri almak isteriz. Çok yakın arkadaşlar, aile
fertleri bu alanı kullanabilir.
1-2 m “Sosyal Alan” olarak tanımlanmış olup, iş görüşmelerinde, sosyal aktivitelerde, yeni tanıştığımız ya da
az tanıdığımız kişiler ile iletişimde kullandığımız mesafedir.
• Ayrıca muhtelif araçlar vasıtasıyla iletişimde mesaj
iletmeyi sürdürmekteyiz. Rozetler, bayraklar, sancaklar,
flamalar, iktidar amblemleri, üniformalar, amaca özgün
özel kıyafetler, kokular bunlara örnek olarak sayılabilir.
Sergilenen bedensel hareketler, bedensel temas, alan
ve araç kullanımı ile ortaya çıkan bu anlamlar dışında
sözsüz iletişimde “İLK ETKİ” de önemlidir. Olumsuz yaratılan ilk etkinin ortadan kalkması oldukça zordur. Bu
nedenle ilk etkiyi oluşturan bileşenlerin iyi tanınması ve
gerçekten özen gösterilmesi çok önemlidir. Birinci boyutunda “İlk görünüş” diğer boyutunda ise “İlk davranış”
rol oynamaktadır.
• Görünüş: İlk bakışta göze çarpan ve görsel olan her
şeydir. Öncelikle kişisel bakım (saç, sakal, diş vs) dikkat
çekecektir. Giysilerin görünüşü diğer ayrıntıdır. Doğal
olarak; temiz, ütülü ve uyumlu olması dışında, bedene
yakışan giysi seçimi de önemlidir. Moda olan bir giysi
her bedene uygun olmayabiliyor. Ayrıca giysinin ortama uygun olması da gerekmektedir. Nerede, ne zaman,
ne giyilebileceği bilinmelidir. Görünüşü tamamlayıcı
unsur, bedenin genel duruşudur. Kişinin özgüveninin ilk
göstergesi bedenin duruşunda gizlidir. Omuzları düşük,
göbeği dışarı çıkık, kafası önde giden biri size hangi mesajı verirdi? Yürürken, ayakta beklerken veya otururken
bedenin pozisyonu güven verici olmalı ve kişinin kendinden emin olduğunu hissettirmelidir. İlişkide olduğu kişilerle doğru mesafede kalabilmeyi de unutmamalıdır.
• Davranış: Güven verici tutum içerisinde, çözüm bulmaya istekli pozitif davranış modeli hemen dikkat çekici
olacaktır. Bunu tamamlayıcı olarak da, mesleki ustalığını gösteren davranışlarıyla sürdürmelidir.
Olumlu olarak yaratılan ilk etkinin devam etmesi için de
mutlaka “aktif dinleme” becerisi gerekmektedir. Devam eden iletişimin can alıcı becerisi budur. Bu beceri
olmadan oluşturulan olumlu etki zamanla olumsuza dönecektir.
Birisini dinlerken; başka işleri yapmaya devam etmek,
konuşma bitmeden soru sormak, leb demeden leblebiyi
bulmaya çalışmak, başka düşüncelere dalmak ve ayrıntıya takılı kalmak gibi kötü alışkanlıklar varsa, “aktif dinleyici” olmak imkânsızdır.
Konuşanın sürdürdüğü sözlü iletişim, dinleyenin sözsüz
iletişimiyle amacına ulaşabilecektir.
Bütün bunları bilerek, tuzağa düşmeden sürdürülen
dinleme sürecinde, göz teması kurmak, bedeni konuşana yöneltmek ve konuşmanın akışına göre baş ve gözler ile geribildirim yaparak konuşanı cesaretlendirmek
unutulmamalıdır. Bunların yapılabilmesi için ise “uygun
zamanda” dinlemeye çalışmak gerekecektir. Öyle ya,
yetişmesi gereken çok önemli bir işi yaparken konuşanı
aktif olarak dinlemek nasıl olabilsin ki?
Aktif dinleyici olabilmek için; dinlemeye yeterince zaman ayrılmalı, göz teması kurulmalı, söz kesmeden
sonuna kadar, savunmasızca, yargılamadan dinlenmeli, önyargısız olunmalı, başka düşüncelere dalınmamalı, konuşmaya odaklanılmalı ve konuşanın beden diline dikkat edilmelidir. Söylediği sözlerden daha fazlasını
beden diliyle söylüyor olacaktır zaten.
Yazımın ilk bölümünde de belirttiğim gibi amacım sözsüz iletişim konusunda “duyulmamış, mucizevî yeni
bilgiler” vermek değildi. Bugüne kadar çok kere okuduğunuz ve duyduğunuz ayrıntıları, “meli-malı” gibi
gereklilikleri tekrarlamanın ötesinde bir amacım vardı.
Sözde önemsediğimiz, ancak yaşama geçirmede vasat
kaldığımız “sözsüz iletişim” becerisinin, insan yaşamında çok daha önemli olduğuna inanarak bilgi ve düşüncelerimi paylaşmaya çalıştım. Üzerinde düşünme ve
bireysel sorgulama olanağı verebildiğimi umarak, “fark
etmek ve fark ettirebilmek dileğiyle” yaşam boyu mutluluklar diliyorum.
gazeteedak
14
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
gittim.
Temelde hepsiyle ölçüleri, dozları, şekilleri farklı da olsa
karşılıklı anlayış ve paylaşım içerisinde bir ilişki bu…
Başarısı da çatışma yaşanmamasıyla ölçülebilir belki.
Tarafların memnuniyeti önemli olmalıdır. Okuduğum
dinlediğim ve yaşadıklarımdan öğrendiklerimle önceliği olumlu düşünmeye veriyorum. Önyargısız bakmayı,
kısıtlayıcı kalıplardan sıyrılmayı, akıl okumamayı, geçmişle yaşamamayı başarabildiğimce çatışmalardan bir
ölçüde kurtulabiliyorum.
Ardından dinleme becerisi geliyor yine bence. Anlatılmak istenen önemsenerek, geri bildirimlerle, kendini
karşıdakinin yerine koyarak dinleyebildiğinde konunun
aslına odaklanabiliyorsun. O zaman gerçek ihtiyaca yönelik davranıyor ve ona uygun karşılık verebiliyorsun.
Ecz. Mine YALÇIN / Güney Ecza Koop. Yönetim Kurulu Üyesi
Gülen Yüz İletiyorum…
EDAK Gazete’nin bu sayısındaki tema; “İletişim”. Ne kadar geniş bir konu olduğunu yazmaya başlayınca, beni
alıp götürdüğünde fark ettim. Ben; anne, evlat, kadın,
eczacı, hasta, yönetici, yönetilen, öğrenci, öğreten, çalışan, işveren, eş, sevgili, arkadaş, dost olarak kimlerle
iletişim içindeyim ve ne ölçüde başarılıyım diye daldım,
EDAK’ın İletişim Teknik Alt Yapısı
EDAK ortaklarıyla iletişiminin kesintisiz sağlanması için teknik alt yapı donanım hizmetini aldığı Akman Telefon Firması sahibi Ömer
Akman ve Necati Sonyıldırım da gazetemizin
iletişim sayısının konukları arasında… Yaklaşık
yirmi yıldır EDAK ile çalışan Akman Telekom bir
çözüm ortağı olarak EDAK’ın teknik tarihçesini
ve donanımlarını bize anlattılar. Sağ tarafta
görmüş olduğunuz fatura ise EDAK’a kestikleri
ilk fatura olarak ayrı bir öneme sahip…”
Elbette ki, kendi duygu ve düşüncelerini yadsımadan,
dayatmadan, doğrudan aktarabilmek de iletişimin başarısı için önemli oluyor. Bu doygunluk getiriyor, aksamadan, farklılaşmadan sonuca varıyor.
Çok kalıp ifadeler kullandığımın farkındayım. Her bir
ifadenin içi derya deniz anlam yüklü… Onca kitap da
eğitim de bunları açıklıyor, yol göstermeye uğraşıyor.
Ancak iletişim becerileri de her bilgi gibi uygulamayla
hayata geçirilebiliyor. Deneyip başardığında, öğrendi-
Geçmişi anmak insanda farklı duygular uyandırıyor. Kurmuş olduğum firmanın geçmişini anımsamak, EDAK ile
ilk karşılaşmamızı gazeteedak’ ta dile getirmek dahi insana farklı bir heyecan veriyor. Hani geçmişi anımsadığımızda hepimizin söylediği gibi: Hey gidi günler hey!..
Akman Telefon 12 Aralık 1990 tarihinde yani 22 yıl önce
Çankaya’da küçücük bir iş yerinde kuruldu. Dile kolay,
çeyrek asırlık bir geçmiş. Geçen yıllarda şu an birlikte
olduğumuz veya ayrılmak zorunda kaldığımız birçok
Her şeyden önce kendini farkına varma. Sahip olduklarını, özelliklerini ve değerlerini farkına varma. Bu özgüvenle beklentilerini ortaya koyarak karşı tarafı farkına
varma. Sonrası paylaşım. Açık ve net… Sonuç; iki tarafın
da huzurlu memnuniyeti… Burada taraflar anne-çocuk,
eczacı-hasta, kooperatif- ortak, işçi-işveren vs olabilir.
Bu iletişimde kaybeden yok, iki taraf da kazanıyor.
İletişimin yazılı olanında ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. Sevdiğim, önem verdiğim ve sürekli öğrenmeye
çabaladığım bir konuda yazmak benim için keyifliydi.
Umarım size de öyle yansımıştır. Gülen yüzün iletişimdeki başarısını hatırlayarak hep yüzünüz gülsün diyorum.
Koşullar ve bize dayatılanlara inat.
Sevgiyle kalın… Hoşça kalın.
1993 yılı Ekim ayının ilk haftasında EDAK’ta ilk görüşmemiz gerçekleşti. Ahmet Bey benden, telefonda sipariş
alan arkadaşların kullanabileceği piyasadaki en iyi kulaklığı getirmemi ve en çok sorunu olan arkadaşa takmamı istedi.
İki gün sonra piyasada bulabildiğim en iyi kulaklık-mikrofon ile EDAK’a döndüm ve en çok şikâyeti olan arkadaşınızın telefonuna uyarladım. Kulaklık EDAK’ta on gün
denendi. Kulaklığı kullanan arkadaşı sık sık arayıp memnun olup olmadığını sordum. Her seferinde olumlu yanıt
aldım. Bunun üzerine Ahmet Bey ile bir telefon görüşmesi daha yaptık. Ahmet Bey telefon faturasını getirmemi
ve bu arada Kooperatif Başkanının da orada olacağını
söyleyip tanışmamızı istedi.
– Ömer gel! diyerek beni çağırmıştı. Rahmetli Işık Boyacıgiller ile ilk tanışmamızdı.
Akman Telefon ve EDAK
Tek başına yaşamadığımıza göre bu dünyada, istesek
de istemesek de iletişim içerisinde olacağız. İyi ya da
kötü iletişim hayat kalitemizi belirleyecek. İş başarısından dost çevresine kadar etkili ise iletişim, üzerinde
düşünmeli, çalışmalı, geliştirmeli ve uygulamalıyız. Zor
değil. Doğamızda var. Sadece farkındalık ve bilgi ya da
bilgi ve farkındalık gerekiyor.
firmaya hizmet verdik, değerli dostlar edindik. Bu değerli dostlarımızdan birisi Akman Telefon olarak beni
EDAK’ın değerli Müdürü Sayın Ahmet Karakuş’a tavsiye
etmiş. Kısa bir süre sonra Ahmet Bey’in telefonu ile EDAK
ile ilk bağlantımız kuruldu.
Konuştuğumuz saatte EDAK’ta hazır bulundum. Ahmet
Bey beni uzaktan görmüş ve
Ömer Akman / Akman Telefon’un Sahibi
ğinin keyfine varıyor ve tekrar tekrar uygulamak istiyorsun. Sonunda düşünmeden uygulayabilir oluyorsun ve
otomatik davranışa dönüşüyor.
Işık Bey ile kısa ama samimi bir karşılaşma olmuştu. Işık
Bey, telefon santralı ve bu sistemde kullanılan telefonlar üzerine bilgi istedi. Gereken açıklamaları dinledikten
sonra bana döndü :
- “Bizim çalışma şeklimizi gördün, ihtiyacımızın ne olduğunu biliyorsun, bize önereceğin yeni cihazlar varsa
bir teklif hazırla” dedi ve yanımızdan ayrıldı.
Elimdeki faturayı kesip Ahmet Bey’e uzattım. Ahmet Bey
faturaya baktı ve bana döndü.
- Ömer, ben sana en iyi kulaklığı getirmeni söyledim,
sen bana ucuz bir malzeme getirmişsin, bu nasıl oluyor?
Biz kullanıp memnun kalmadığımız kulaklıkları bundan
çok daha pahalıya aldık, bu nasıl iyi kulaklık? diye sordu. Şaşırmıştım…
- “Pahalı cihaz iyi olacak diye bir kural yok, siz kötü cihazı iyi diye almışsınız; Şimdi bizden iyi cihazı ucuza alıyorsunuz” diye yanıtladım.
Ahmet Bey faturayı ödedi ve benden “Aylık bakım teklifini yaz getir” dedi.
Ve birkaç gün sonra EDAK ile ilk “Bakım Sözleşmesini”
imzaladık.
EDAK ile tanışmış ve birlikte çalışmaya başlamıştık. O
günlerden ilgi çekeceğini düşündüğüm bir anımı da sizlere anlatmak istiyorum.
“Bir gün, işim bitmiş atölyeme dönmek üzereydim. Ahmet Bey ile karşılaştım;
- “Nereye Ömer?” diye sordu.
İşimin bittiğini ve gideceğimi söyledim.
- “Yok, öyle kaçmak, bize yardım edeceksin” dedi.
Bir kamyon ilaç gelmiş boşaltılması gerekiyordu. Ve Ahmet Bey başta olmak üzere, tüm çalışanlar ilaç kutularını kamyondan indiriyorduk. Manzarayı hiç unutamam,
gazeteedak
15
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Yukarıdaki fotoğrafta 1992 yılında alınan EDAK’ın ilk
santrali yer alıyor. 2004 yılına kadar EDAK’ın Pınarbaşı’ndaki merkezinde çalıştı. Daha sonra 2004 yılında yeni
santral alınması ile parçalanıp Aydın, Muğla, Manisa ve
Afyon şubelerinde çalıştı. Şimdi ise küçük bir santral olarak TEK Sigorta Ltd. Şti.’ne hizmetine devam etmektedir.
EDAK’ın iletişim teknolojisinin hızlı bir şekilde gelişmesi
ise deponun Pınarbaşı’na taşınması ile başlar. EDAK’ta
taşınmalar veya büyük işler hep bayramlarda yapılırdı.
Benim askerden teskere aldığım gün de bayrama rastlar, teskere alıp İZMİR’e döndüğümde deponun taşınacağını o günde çalışmamız gerektiğini söylediler. Benim
hayal kırıklığımı düşünün... Bu tarih: 1993…
bir direk numara vererek eczanelerin direk telefoncularını aramasını sağladık. Fakat konuşma tutarları halen
çok fazlaydı. Bu maliyetleri aşağı çekebilmek için bütün
depolarla kendi aralarında konuşma maliyetini sıfıra çekip tek bir merkezden yönetilmesi sağlandı. Bu yatırım
EDAK Yönetim Kurulu Karar Defterinde yer alan, 31 Ocak 1980 Tarihli
telefon kiralanması hakkındaki karar…
bayan arkadaşlar yüksek topuklu ayakkabılarıyla zorlanıyorlardı ama hiç kimse şikâyet etmiyordu.
Geçmişin zorluklarını düşünürseniz şu an EDAK’ta çalışanlar bu günün kıymetini çok daha iyi anlamalı ve değerlendirmeliler kanısındayım. İsmini hatırladığım veya
hatırlayamadığım birçok arkadaşın mesai mevhumu düşünmeden EDAK’ın bu günlere gelmesine büyük katkıda
bulunduklarını biliyorum. Rahmetli Işık Bey ne istediğini
bilen, ileriyi gören bir kişiydi. EDAK Sayın Boyacıgiller’in
AKMAN Telefona emanetidir. En azından ben Ömer Akman olarak böyle düşünüyorum. Ve emanete elimden
gelen en iyi şekilde hizmet etmeye devam edeceğim.
AKMAN Telefon olarak EDAK’ı kuran, bu güzide kuruluşa
sahip çıkan Eczacı arkadaşlara teşekkür eder beraberliklerinin daim olmasını dilerim.
İzmir’de ilk sesli yanıt sistemini
EDAK’ta kurduk
Necati SONYILDIRIM: 1989 yılından beri sektördeyim,
1992 den beri de EDAK’ la çalışıyoruz. Firmamız AKMAN telefon ise, 1990 yılından beri ASELSAN TBX ve
AASTRA İletişim Sistemleri ( Enterprise Communication Systems ) pazarına ilişkin ürünlerinin (PABX telefon
sistemleri, veri ağları, kablosuz haberleşme sistemleri,
çağrı merkezi sistemleri vs.) kurulu olduğu mevcut müşterilerine teknik servis hizmetleri vermektedir.
EDAK ile ilk çalışmamız 1992 yılında, satış elemanlarına
kulaklıklı telefon yapmakla başladı. Satış elemanları telefonla konuşurken ahizeyi bir sağ omuzlarına bir de sol
omuzlarına koyarak bütün gün konuşmaya çalışıyorlardı, yaptığımız kulaklıklı telefonla onları büyük bir eziyetten kurtardık.
Sevgi Elibüyük
Üye ve Halkla İlişkiler Tanıtım Müdürü
Necati Sonyıldırım
EDAK santralinin kapasitesi 24 İç abone, 12 Telekom
abonesi yani 7 tane satış elemanı var, biz satış elemanlarının bulunduğu yere 50 abonelik kablo çekmiştik…
Işık Bey, bize bu kablonun fazla olduğunu söyledi. Fakat
kısa bir süre sonra o kablo yetmedi biz santral kapasitesini ikiye katladık. EDAK’ın telefon trafiği çok hızlı artıyordu. Öyle ki, telefonların meşgul çalmaya başladığı
ile ilgili şikâyet almaya başladık. Yani TT hatları yetmiyordu. O zamanlar Satış Bölümünün Şefi Mustafa Solak,
30 olan Telekom hattını 150’ ye çıkardı. Bu da şu anlama
geliyor; Satış odasında telefoncu başına ortalama 3 hat
düşmeye başladı. Fakat problem değişti, telefonların bu
yoğun çağrıdan çalıp açılmaması problemi baş gösterdi. Bunu yenmek için İzmir’de ilk kez sesli yanıt sistemini
kurduk. Sistemi ilk kurduğumuzda sesli yanıt sistemine
sipariş veren bile oldu.
EDAK’ ın telefon trafiği o kadar arttı ki, Ege Bölgesi’nde
en çok fatura ödeyen ve çağrı alan ikinci firması oldu.
Fakat telefonların açma kapatma tuşları sık açma kapatmadan ortalama bir hafta da bozuluyordu. Bu problemi çözmek için 1997 yılında resimdeki kulaklı telefonları kullandırmaya başladık bu da depolar arasında ilktir.
Fakat bu telefonların bile tuşları o kadar açma kapatmaya dayanmadı ve 2004 yılında resimdeki digital telefon
santralini kurduk. Bu telefon santrali ile her telefoncuya
Görüşleriniz bizim
için önemlidir
kabul ederek 7-24 sizi dinliyor. Çünkü siz zaman ayırarak
görüşlerinizi bildiriyorsunuz bu ne demektir? “Hala sizinle bir bağım var ve sorunuma cevap verin” demektir.
EDAK şikâyet dostu bir
kurumdur. Şimdi bu
cümleyi okuduğunuz
da şunlar aklınızdan
geçiyordur eminim.
Kim şikâyet almaktan
memnun olur ki, bu
kadar sorunla kim uğraşır ki. Evet, EDAK siz
değerli ortaklarından
gelen tüm şikâyetleri
bir armağan olarak
Şikâyet en yalın haliyle beklentilerin karşılanmamış olduğunun ifade edilmesidir. Bunun yanında belki de
daha önemlisi; kurumlar açısından ürünündeki ya da
hizmetindeki kusuru düzelterek mutsuz bir müşterinin
hoşnutsuzluğunu gidermek için bir fırsattır. Bu bakımdan şikayet müşterinin iş yerine verdiği bir armağandır.
Armağan paketini dikkatle açıp içine bakmak kurumların yararınadır. İşte bu nedenle EDAK şikayet dostu bir
kurumdur.
Sunduğumuz hizmetleri iyileştirmek, beklentilerinize eksiksiz cevap verebilmek için 7 gün 24 saat sizi dinliyoruz.
ile EDAK tüm konuşma faturalarından %40 tasarruf sağladı. Ve ilk nöbet telefonlarını İzmir’e yönlendirdik. Bu
yönlendirmeden sonra yine bölgelerdeki telefoncuları 2
hafta içinde İzmir’e taşıdık. Bölgelere gelen telefonların
sanki Muğla’da Afyon’da, Aydın’da cevaplanıyormuş
gibi İzmir’de cevaplanmasını sağladık. Fakat EDAK’ın
çağrıların raporlanabilmesi, çağrıların ne kadar sürede
cevaplandığı gibi raporların alınması çağrıların yönetilmesi için EDAK CALLCENTER/ (İletişim Merkezi) kurulumunu geçekleştirdik. Tüm Türkiye’den EDAK’ın kurumsal
bir numarası olsun diye 444 5 ECZ (444 5 329) alındı.
Teknoloji özellikle bilgi teknolojileri ve iletişim çok hızlı
değişiyor, yenilikleri takip etme bakımında bir çözüm
ortağı olarak EDAK’ı nasıl görüyorsunuz?
Bu gün EDAK’ın 11 şubesinde değişik kapasitelerde
ürünler kullanıyor. Hepsi mevcut superonline alt yapısını
kullanarak SIP protokolüyle VOIP üzerinden haberleşiyor. EDAK, kendi ihtiyaçlarına en uygun çözümü bulabilmek için titiz çalışmalardan geçerek en iyi fayda/maliyet oranı kapasite değerlerini, tasarrufunu sağlayan
yeni teknolojiler kullanmaktadır.
Işık Boyacıgiller ile bir anı…
EDAK çok hızlı geliştiği için bayramlar da olduğu gibi,
cumartesi günleri de çalışma yapıyorduk. Satış odasının
bir düzenlenmesinde cuma akşamı çalışma başlayacak
pazartesi sabah bitecekti. Biz cuma günü çalışmalara
başladık, pazartesi gününe kadar da evlere gitmedik.
O kadar yorulmuştum ki, pazartesi sabah Işık Ağabey’in
odasındaki koltukta uyuya kalmışım. Işık Ağabey sabahları erken gelirdi. Sabah odasına gelmiş beni uyandırmadan masasında çalışmaya devam etmiş… Işık Ağabey’i
buradan rahmetle anıyorum.
Görüşleriniz bizim için önemlidir.
www.edak.org.tr üzerinden iletişim formu ile tüm görüşlerinizi bizlere ulaştırabilirsiniz. Bu alandan yapmış
olduğunuz tüm yazışmalar kooperatifimizin yönetim
kurulu ve denetleme kurulu üyelerine ayrıca ilgili tüm
bölüm yöneticilerine anında ulaşmaktadır.
Üye halkla ilişkiler ve tanıtım bölümü olarak sizlerden
gelen bu çağrılar (istek, öneri, memnuniyet, şikayetler)
değerlendirilerek ilgili bölümlere çözümü için yönlendirilmektedir. Hedefimiz ilk 24 saat içinde sizlere dönebilmektir.
İstek, öneri ve şikâyetleriniz bizim için armağandır!
Lütfen bizi arayın.
gazeteedak
16
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
EDAK İletişim Merkezimiz günde 15 bin çağrıya yanıt veriyor!
İletişim Merkezi çalışanlarımız toplu halde
Neden 444?
nıtlanacaktır, dolu ise ikinci satış elemanınızda çağrınız
çalmaya devam eder, İkinci satış elemanınız tüm hatlarını dolu değilse çağrınız yanıtlanacaktır dolu ise üçüncü
satış elemanınızda çalmaya devam eder. Üçüncü satış
elemanınız da birinci ve ikinci satış elemanınızda olduğu gibi senaryo devam eder. Çağrınız yanıtlanamaz ise
takımda müsait olan satış elemanında çalmaya devam
eder ve yanıtlanır.
Neden kendi satış elemanıma bağlanamıyorum?
444 53 29 nolu hattı aradığınızda satış elemanınızda
çağrınız çalacaktır. Tüm hatları dolu değilse çağrınız yanıtlanacaktır.
Cevapsız çağrınıza neden geç dönülüyor?
444 53 29 nolu hatta cevapsız çağrı bıraktığınızda size
tanımlı 3 satış elemanın ekranına cevapsız çağrınız aynı
anda yansır. Satış elemanlarınızın tüm hatlar dolu değilse sizi hemen geri arayacaklar. Cevapsız çağrınız aranmadığı taktirde 1 dk sonra çağrınız tüm takımdaki satış
elemanlarının ekranına yansır. Hatları dolu olmayan satış elemanımız hemen çağrınızı geri arayacaktır.
Sevda Karakaya / İletişim Merkezi Yönetmeni
Farklı illerde bulunan tüm ortaklarımızın alan kodu çevirmeden tek bir numara ile kendi satış elemanına ulaşması, EDAK Ecza Koop. İletişim giderlerinin azalmasını
sağlar.
Neden Ücretlendiriliyorum?
444 53 29 nolu hattı sadece bir kez ring sesinin duyulması durumunda arama kapatılmalıdır. Edak’a hoş geldiniz anonsu duyulduğu an telefon açıldığı için ücretlendirilme başlayacaktır.
Neden Açılmıyor?
444 53 29 Nolu telefonu arandığında öncelikle ücretlendirmemeniz için cevapsız çağrı senaryosu devreye girecektir. Ardından Edak’a hoş geldiniz sesi ile telefonunuz
açılacaktır. Kendi satış elemanınızda çağrınız çalacaktır. Satış elemanınız tüm hatları dolu değilse çağrınız ya-
Ücretsiz 444 53 29 nolu hattı arayabilir miyim?
Cevapsız çağrı bırakarak ücretsiz bize ulaşabilirsiniz.
Eski Süreç,
• Satış elemanınızın sabit hat, cep telefonu , santral ve
şube telefon numaraları vardı.
• Her ortağımıza tanımlı bir satış elemanı
• Satış elemanları Şubelerin bünyesinde yer almaktaydı
• Etkin raporlama yapılamıyordu
• Nöbet saatlerinde geri aranmanız için not alınıyordu,
Yeni Süreç,
• Farklı illerde bulunan Tüm ortaklarımızın alan kodu çevirmeden tek bir numara ile kendi satış elemanına ulaşabiliyor
• Her ortağımızın telefonlarını yanıtlayacak 3 satış elemanı tanımlı
• Tüm satış elemanları tek bir çatı altında tüm ortaklarımıza hizmet veriyorlar
• Etkin raporlama yapılıyor
• Nöbet saatlerinde tüm satış elemanlarımız çağrılarınızı yanıtlayabiliyor.
EDAK İletişim Merkezi’mizde
75 satış elemanımız, Hafta içi 08.30 - 23.00,
Cumartesi 08.30 - 22.00
Ve Pazar günü 10.00 - 17.00 arası
siz değerli ortaklarımıza
hizmet veriyor.
İletişim Merkezimiz
günlük ortalama 15 bin adet
çağrıya yanıt veriyor.
gazeteedak
17
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
İletişimin Sosyal Medya Hali:
“Aileme bir çemkirme mesajı attım. Babam twitter’dan, kardeşim
friendfeed’den, annem de facebook’tan ayrı ayrı yanıt verdiler ”*
kışta bireyler veya küçük gruplar arasında gerçekleşen
diyaloglar gibi görünse de, paylaşılan bilgi veya içerikle
ilgilenen kişi sayısı oldukça hızlı ve fazla şekilde artıyor.
İnternet kullanıcılarının olumlu ve olumsuz deneyimlerini internet ortamında paylaşmaları şirketler için fırsatları ve tehlikeleri beraberinde getiriyor.
Yeşim Erdemir/ Kurumsal İletişim Şefi
Şaka değil, gerçek!.. Artık bir masadan bir masaya mesajlaşmak, görsel göndermek o kadar rutin bir iş oldu
ki… Hayatımızdaki yeni normalimiz bu oldu. İletişimde
hal böyle olunca da; kurumların sosyal medyaya ayırdığı bütçe de giderek artıyor, teknoloji ve mobil hizmetler
sunan servis sağlayıcılar kurumlara bu bakir ve devasa
alanda yeni iş fırsatları ve en önemlisi yeni pazarlar yaratıyor.
Geleneksel medyadan farkı: diyalog
Bireylerin internette birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve
paylaşımlar sosyal medyayı oluşturuyor. Sosyal ağlar,
bloglar, mikro bloglar, anlık mesajlaşma programları,
sohbet siteleri, forumlar gibi insanların birbiriyle içerik
ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde internet kullanıcıları aradıkları ve
ilgilendikleri içeriklere ulaşma fırsatına erişiyor. İlk ba-
21. yüzyıl da küreselleşme tüm sektörlerin iş yapış şekillerini de doğal olarak değiştirdi. Endüstrileşmiş toplumlarda, kitlesel yapı “Biz” olma duygusunu yok etmektedir. Biz olmak empati ile mümkün olan bir kavramdır.
Ve aidiyet duyulan topluluklara karşı geliştirilen bir
empati kanalıdır. İşte bu aidiyeti beslemek ve sadakati
kalıcı hale getirmek için kurumlar sosyal medya’da pazarlama iletişimine ağırlık veriyor. Trend uzmanı Özgür
Alaz’ın “rakamlarla sosyal medya pazarı” başlıklı sunumunda; sosyal network çağı kavramından söz ediyor. Bu
kavramı, uygun stratejiyi oluşturmak, buna uygun dijital projeler geliştirmek ve bunların topluluk yönetimine
uygulanması olarak açıklayan Alaz, rakamlar ile sosyal
medya’nın gücünü de gözler önüne seriyor. Tüm dünyada 500 milyondan fazla aktif facebook kullanıcısı var ve
Türkiye’de bu sayının 29 milyon kişi ile İstanbul nüfusunun iki katını geçtiği görülüyor. Dijital dünyanın araştırma şirketi ComScore’e göre, Türk kullanıcıların % 82’si
Facebook’ta yer alıyor.
Ortalama bir Türk Facebook kullanıcısının 130 arkadaşı
var. Yani anında 130 kişiye ulaşan bir medya gibi düşünün… Yani sadece 7.500 kişi bir araya gelerek 1 milyon
kişiye ulaşma gücüne erişebilirsiniz. Üstelik Facebook’ta
geçirilen ortalama süre 56 dk. Ve son bir yılda bu süre iki
katına çıktı.
Sosyal Medya’nın dili: yalın, kısa ve sonuç
odaklı
lığı… Endüstrileşme ile kaybedilen insan ilişkileri sanal
ortamda tekrar tanımlanıyor. Ulus devlet sınırlarını aşan
uluslararası boyutta bir iletişim söz konusu oluyor. Sosyal medyanın en önemli özelliği, bilginin hızla yayılması
ve dili’nin yalın, kısa ve sonuç odaklı olması geliyor. Bunun için sosyal medya kampanyaları da aynı dille hazırlanıyor ve mikro yayınlar, hızlı sade, güncel içerik üzerine kurulu oluyor.
Sağlık sektörü de artık sosyal medyada
Küresel şirketler, ilaç firmaları, eczacılar, doktorlar, paydaşlar… Artık sosyal medya’da olmak ya da olmamanın
olmak kısmı sağlık sektörü için de daha ağır basıyor.
21. Yüzyıl da küreselleşme her alanda değişim sunuyor.
Hastaya /müşteriye sunulan hizmetlere her geçen gün
bir yenisi ekleniyor. İlaç, hastalık bilgileri, etkileşimleri,
en yakın eczane, doktor araştırmaları artık hep internetten yapılıyor. Özellikle hastalık ve ilaç ile ilgili yorumlar kısmına dikkat ediliyor. Özel grupların forumlarında
hastalıklar, ilaçlar tartışılıyor.
Alaz’ın topluluk yönetiminden kastedilen de aynen bu.
“Biz” kendi topluluğumuza yani bizi takip eden topluluğumuza kendi markamızı hizmetlerimizi ve yeni ürünlerimizi doğru strateji ile paylaştığımızda, dijital projemizde başarılı olur. Nedir başarılı olmasının şartı? Dikkat
çekiyor mu? Sürekli güncelleniyor ve taze bilgi geliyor
mu? Ve sosyal bir değer katıyor mu?
Eğer hepsine evet diyorsak, başarılıyız demektir!
Kaynak: http://www.kurumsalhaberler.com/pr/sosyal-medya-nedir.aspx
25.01.2012 tarihinde indirilmiştir.
* http://www.slideshare.net/marketallica/rakamlarla-sosyal-medya-sunumu-wgundem-ozguralaz 25.01.2012 tarihinde indirilmiştir.
*http://joy.yasar.edu.tr/makale/no20_vol5/3_BVural_MBat.pdf
Özetle; sosyal medyanın geleneksel medyadan en büyük farkı, monolog değil, diyalog olması ve bağımsız-
EDAK Facebook sayfamızı beğendiniz mi?
İnternetin hayatımızda aldığı rol, gün geçtikçe artıyor.
Dünya da internet kullanıcıları sayısı 2 milyarı geçti, Ülkemizde ise 29 milyona ulaştı. Artık internet kullanıcıları
sadece Y nesli diye anılan gençler değil üstelik. Kadın,
erkek, genç, yaşlı, çocuk... Kısacası artık herkes internet
kullanıyor. Bilgi ve videoların paylaşıldığı, yorumların
yer aldığı bu devasa iletişim ağında biz de EDAK olarak
varız. İletişimin yeni mecrası olan bu sanal ama etkin
alanda bundan böyle, Kurumsal içerikli bilgi ve hizmet
akışımızı ile etkinliklerimizi facebook sayfamızdan da
takip edebilirsiniz.
Beğeniniz için şimdiden teşekkürler!
18
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ne Dediler?
Hakan Baç / Saha Yönetmeni
Saha Yönetmeni Tufan Güven ile birlikte objektife gülümseyen, Eczacı
Öner Kaytan “EDAK ile iletişim anlamında hiçbir sıkıntım yok” diyor.
Kendimizi karşı tarafın yerine koymadığımız için ve karşı tarafta kendini bizim yerimize koymadığı için bazen
sıkıntı yaşıyoruz. Eczacımız bir an önce işinin çözülmesi
için çaba harcıyor. Sonuçta eczacının karşısında hastası var bir an önce cevap vermek zorunda ama bir takım
teknik ya da bir takım başka aksaklıklardan dolayı o bilgiyi anında aktaramadığımız zamanlar oluyor. Bu da sıkıntı doğuruyor. Burası diğer çağrı merkezleri gibi değil.
Çünkü biz çağrı alan bir merkez değiliz, sürekli arıyoruz.
O nedenle İletişim Merkezi adı… Biz arama yaparken
çağrı bırakılıyor, “o gelen çağrıyı gördüm” diye tekrar
dönüp, arama yapıyoruz. Böyle olduğu zaman hem zamanı iyi kullanmak hem de mümkün olan en az hata ile
işimizi yapmak için daha çok çaba gösteriyoruz. Ve herşeye rağmen iyi olduğumuzu düşünüyorum. Mesleğimi
seviyorum. Son 3-4 aydır karekodlu sisteme geçilmesi
iş yoğunluğumuza hatırı sayılır bir yük getirdi. Sistem
yerine oturdukça sıkıntılarda bitecektir. Kısaca, İletişim
iki taraflı bir süreç… İki tarafta birbirini anlamaya vakıf
olursa herhalde sıkıntı olmaz… Teşekkür ederim.
Birbirimizi doğru anlamak ve oldu- İletişimde önce gülen yüz olmalı
Ecz. Öner Kaytan / Kaytan Eczanesi-Muğla
ğumuz gibi kabul etmek gerekiyor
4 yıldır EDAK’ ta çalışıyorum. İletişim denilince aklıma
İlk gelen şey; bir insanın başka bir insana dili veya yazıyı
kullanıp kendini ifade edebilme sanatıdır. Yaşadığımız
toplumda her an ihtiyaç duyduğumuz ve hayatımızın
sonuna kadar devam edecek bu kavram yaşımız ilerledikçe kendimize özgü bir hal almaktadır. Toplum içinde
kendimizi iyi ifade edebilmek, iş hayatımızda bize verilen görevleri doğru yerine getirmek, iletişimi doğru kullanmak ile mümkün olabilir. Yakın bir tarihe kadar sadece yüzyüze ve telefonla yapılan görüşmelerle inşa edilen
iletişim, teknolojinin gelişmesi ile çok daha hızlı ve geniş
bir alana yayılmıştır. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden
bir çok insan ve kurum kendini diğer insanlara ve kurumlara çok hızlı ve detaylı olarak ifade etmeye başlamıştır.
EDAK’ ta kurulduğu günden bu yana kendini ve çalışanlarını geliştirerek üyeleriyle ve diğer kurumlarla
olan iletişim seviyesini yükseltmiş ve yükseltmeye devam etmektedir. Biz saha yönetmenleri olarak EDAK’
ın üyeleri ile iletişim kurması ve geliştirmesi konusunda
önemli görevler üstlenmekteyiz. Örnek verecek olursam
yeni mezun olan bir eczacının kooperatifimize üye olma
talebi gerçekleştiğinde ilk iletişim kurduğu kişi eczanesinin bulunduğu bölgeden sorumlu saha yönetmeni
arkadaşımızdır. Bu ilk görüşmede her iki taraf kendini
ifade ederken dili, mimik ve jestlerini doğru kullanarak,
uzun yıllar devam edecek sağlam ilişkilerin başlamasına zemin hazırlamaktadır. Örnekte de bahsettiğim
gibi sağlam ilişkilerin oluşabilmesi için doğru ve etkili
iletişimin gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunun için zamanlamanın, ilk görüntünün, ses tonunun, vücut dilinin
önemi büyüktür. Başlangıçta yaşanabilecek aksaklıklar
telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Hayatımızın her noktasında bukadar büyük öneme haiz olan
iletişim kavramının, ilişkilerin oluşması ve geliştirilmesinde temel faktör olduğunu unutmamak gerekmektedir.
Gelecek nesillere daha samimi ve güven dolu bir dünya
bırakabilmek için en temel ihtiyacımızın birbirimizi doğru anlamak ve olduğumuz gibi kabul etmek gerektiğini
düşünüyorum.
Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun
olalı 5 sene oldu. Bir sene askerliğimi yaptıktan sonra 4
yıldır aynı yerde eczane eczacılığı yapıyorum. Eczanem
hastane karşısında ve eczaneme gelen her hastam ile
birebir ilgilenmeye çalışıyorum. Yani SGK ve diğer bürokratik işlemlerden arta kalan zamanda mutlaka sağlık
danışmanlığımı uygulamaya çalışıyorum. Gülen bir yüz
iletişimin anahtarı diye düşünüyorum. Ayrıca eczanemde hastalarıma dönemsel tema uygulamalarınıza yer
vererek de iletişim köprüsü kurmaya çalışıyorum. Örneğin, yılbaşında hem EDAK afişi ile hem de kendi çalışmalarımızla dönemsel uygulamaların mesajını da hastalarımıza / müşterilerimize sunuyoruz. Bu da ayrı bir iletişim
kanalı oluyor diye düşünüyorum.
EDAK ile iletişim anlamında hiçbir sıkıntım yok. İletişim
formunu kullanmama gerek bile kalmıyor çünkü Saha
Yönetmenim Tufan Güven her konuda desteğini bize sunuyor. Telefoncum, tahsilatçım hepsi ile iletişimimiz iyi.
Teşekkür ediyorum.
Fethi TAYGON / Satış Elemanı
İletişim için en önemli üç şey:
Dinlemek, Empati ve Güven…
20 seneden beri EDAK’ ta çalışmaktayım. Bu çalışmanın
ilk 6-7 senesinde saha da çalışıyordum. O dönem ortak
eczacılarımızı ziyaret ederek hem satış, hem tahsilât
yapıyorduk. 13 senedir de ofis ortamında satış elemanı olarak çalışıyorum. Bence İletişim, karşımızdaki kişiyi
ilk önce doğru anlayabilmektir. Bunun için karşımızdaki
kişinin yerine kendimizi koyabilmek yatıyor yani empati
kurabilmek önemli.
Peki, biz telefondaki iletişimde neler yaşıyoruz?
Sait Mataracı / EDAK Satış Elemanı
İletişim İki Taraflıdır
16 senedir EDAK’ ta çalışıyorum. Karşıyaka, Bergama,
Menemen bölgesinde 42 eczacı ortağımızı arıyorum.
Telefonda iletişim de bazen birbirimizi anlamıyoruz.
Zorlandığımız anlar tabi ki oluyor. Ama bunu eczacımızı
iyi bir şekilde dinlersek, dileğini, şikâyetini veya önerisini
iyi anlayabilirsek, ona yardımcı olabiliriz diye düşünüyorum. O halde öncelikle dinlemesini bilelim. Sonrasında
da kendimizi onun yerine koyabilelim yani empati yapabilelim. Bir de iletişimde en önemli konulardan biri karşınızdaki kişiye güven verebilmektir. Karşınızdaki kişide o
güveni yaratabildiyseniz, sizin onu anladığınızı dileğini
ve varsa sorununu çözmek için harekete geçtiğinizi bilir
ve “Fethi, beni anladı, bu sorunu çözecek ” diye düşünür. İletişim, dinlemek, empati ve güvenle var olur diye
düşünüyorum. Teşekkür ederim.
gazeteedak
19
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ecz. Ayşe Özlem Kanbalakoğlu / Nisan Eczanesi - Yeşilyurt - İzmir
Sahibi ve Mesul Müdürü
İletişim ve Kitapların Büyülü Dünyası…
Onaltı yıldır İzmir, Yeşilyurt’ta sağlık merkezlerine yakın
bir semt eczanesi olarak adlandırabileceğimiz eczanesinde sağlık hizmetini veren Nisan Eczanesi’nin Sahibi
ve Mesul Müdürü Eczacı Ayşe Özlem Kanbalakoğlu ile bu
ayki konumuz olan iletişimi ve kitapları konuştuk. Neden
mi kitaplar? Çünkü EDAK kütüphane hizmetimizden en
çok yararlanan eczacı ortaklarımız arasında ilk sıralarda Eczacı Özlem Hanım da yer alıyor. O nedenle, Özlem
Hanım ile iletişim, EDAK ile iletişim, Hasta-Eczacı iletişimi, Eczacı-Eczacı iletişiminin nasıl olması gerektiğini ve
tabi ki kitapları konuştuk.
Sizce iletişim nedir? Gazete edak’ta bu sayımızda İletişimi çok boyutlu ele alıyoruz. EDAK_Eczacı, Eczacı-Eczacı, Eczacı-Hasta iletişimi nasıl Olmalı?
EDAK ile İletişim denince ilk önceleri internet şubesinden hiç hoşlanmamıştım. EDAK’ ta telefonla iletişim
kurduğumuz satış elemanlarımız hep arkadaşlarımızdı
ve onlar ile konuşmak daha iyi geliyordu. Çünkü uzun
süre belli bir telefoncu ile çalışırsanız, o sizin tepkinizi,
ne istediğinizi, kısaca sizi anlar hale geliyor. Ama sık değiştikçe kurulan o bağ da kalkıyor. Benim çok sık telefoncum değişti. Sık telefoncu değişikliği nedeniyle doğal olarak internet şubesine ağırlık vermeye başladım.
Özellikle belirtmek istiyorum, sık telefoncu değişikliğini
çok doğru bulmuyorum ama zamanla herkesin buna döneceğini de biliyorum. Benim derdim herkes internete
dönerse, telefoncu arkadaşlarımızın hali ne olacak diye
düşünüyorum... 3 yıldır ağırlıklı olarak internet şubesini
kullanıyoruz. Saha yönetmenimden de çok memnunum.
Eczacı-eczacı iletişimimiz yok. Okuldan direkt eczaneye
geçince hiçbir şey bilmeden çaba gösteriyorsunuz. Bir
tane ilacın peşine düşüyoruz. Ben satmasam o satacak
zihniyeti var. İTS’ ye geçince artık takas ve borç gibi işlemlerimizde kalktı. Bölge eczacılarımı ayrı tutuyorum
tabi ki, ama sosyal bir topluluk değiliz.
Hasta-eczacı iletişimine gelince; dediğim gibi 16 yıldır
buradayım. Bir ara daha hareketli bir yere yer değişikliği
düşündüm. Ama burada hizmet verdiğim bir kitle oluştu. Çocukluktan beri tanıyorum birçoğunu ve artık hastalarımın ne yediğini, ne içtiğini dahi biliyorum. Onlarda
sağlıkla ilgili konularda önce bana gelip danışıyorlar ve
önerilerim üzerine aile hekimine ya da başka bir sağlık
merkezine giderek muayene oluyorlar. İlaçlarını benim
tavsiyelerim ile alıyorlar.
da kitaplardan söz edelim. EDAK kütüphane hizmetimiz hakkında düşünceleriniz? Ve bu yoğun kitap okuyuculuğunuzda size en vurucu gelen işte dönüm noktam dediğiniz kitap var mıdır? Meslektaşlarınıza hangi
kitapları okumalarını önerirsiniz?
Bana saha yönetmenim EDAK Kütüphane hizmetinizden
söz etti. Ancak o dönem çok ilgilenememiştim. Ama sonra Paulo Coelho’nun “Simyacı” adlı kitabını okudum.
Ve hala Simyacı’yı çok geç okuduğumu düşünerek hayıflanıyorum. O kitap ben de bir dönüm noktası oldu.
Artık elimden kitap düşmez oldu. Haftada en az 3 kitap
okuyorum. Ve yine hayatımda EDAK Kütüphane benim
için çok şey fark ettirdi. EDAK Kütüphane hizmetinizden
önce bir kitapçım vardı ona sipariş verirdim. Ve çok kitap
okuduğum için epey de maliyetli olurdu. Ama sonra bir
gün web sayfanızda “EDAK Kütüphane’ye yeni kitaplar
geldi” duyurunuzu gördüm. Ve onları görünce inanamadım. O kitapçı arkadaşıma sipariş verdiğim tüm kitaplar
EDAK kütüphane’de yer almıştı. Biraz önce gördünüz…
Burada hastalarım-müşterilerim bile sağlık konuları kadar, benimle kitap konuşuyor, okudukları kitapları değerlendiriyoruz. Kitap öneriyorlar. Tek sıkıldığım nokta
EDAK Kütüphane’den haftada 2 kitap alabiliyor oluşum.
Meslektaşlarıma önerim; Paulo Coelho’nun tüm kitaplarını okuyabilirler. Ben ne bulursam okuyorum. Onun
dışında ben de iz bırakan, Buket Uzuner’in “İki Küçük
Su Samuru”, Debbie Macomber’in “Küçük Mucizeler
Dükkânı” Kitabını özellikle tavsiye ederim. Kitabın adının KÜÇÜK MUCİZELER DÜKKÂNI olduğuna aldanmayın.
Okurken yüzünüze kocaman bir gülümsemenin yerleştiğini göreceksiniz. Ve bir anda o gülümsemenin sevinç
gözyaşlarına dönüştüğünü. Küçücük bir adımın ne kadar
büyük mucizeler yarattığını da… Burada kitaplarımızı
yardımcımla birlikte okuyoruz ve en son Franz Kafka’nın
“Dava” adlı kitabını okuduk. Bir solukta okuyup, ardından kitap hakkında değerlendirmemizi yapıyoruz, nerdeyse o kitabı yaşıyoruz. Neden bu kadar çok okumaya
çalışıyorum? Kızım için… O henüz anaokuluna gidiyor.
Ama kitaplara ilgisi çok yoğun… Ona akşamları masallar okuyorum. Hatta kendi okuduğum kitaplardan da
özetler yapıyorum örneğin, Simyacı’ yı ona da anlattım.
Bu yaşlarda hiçbir şey unutmuyorlar. Örneğin Simyacı’
da geçtiği için “Mısır’da gerçekten altın var mı anne?”
diye merak ederek sorması bile çok hoşuma gidiyor. 
Peki, sonuç olarak İletişim ve kitaplar hakkında meslektaşlarınıza ne söylemek istersiniz?
Gülümsemeyi unutmayın ve bol bol kitap okuyun derim
 Teşekkür ederim.
Teşekkürler
Hüsnü Demiröz / E.Ü. Eczacılık Fakültesi Son Sınıf Öğrencisi
Peki, eczacı kimliğimizi bir yana bırakırsak, sıradan bir
insan olarak iletişimde sizce neye önem vermemiz gerekir?
Önce gülümsemek lazım!
Peki, biz sizi EDAK Kütüphanemizi en çok kullanan eczacılarımız arasında olduğunuz için de tanıyoruz. Biraz
Eczaneler arasındaki farkı yaratan iletişimdir
Tüm yaşamı boyunca, psikolojik olarak insanın, varlığını
bildirmek ve varlığının farkındalığının kendisine bildirilmesi ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç içindeki insan, sözlü veya
sözsüz çeşitli iletişim yollarına kaçınılmaz olarak başvurur. Her türlü iletişim insanın psikolojik gereksinmelerinin sonucudur. Kendisini tanıması, tanıtması ve dönüt
alarak kendini değerlendirmesinde bu iletişim süreçleri
önemli rol oynar.
Bizim mesleğimizde de iletişim önemli rol oynar. Çünkü
hastalar reçeteleriyle ve ya sorunlarıyla eczanelere gelir
ve her eczanede o hastanın ihtiyacı bir şekilde karşılanır. Ancak bu ihtiyaç karşılama her eczanede farklıdır.
Bunun nedeni ise her kişinin iletişim kurma şeklinin farklı
olmasıdır. Yani eczaneler arasındaki farkı yaratan aslında iletişimdir.
Ayrıca son yıllarda mesleğimiz çok sancılı bir dönem yaşıyor. Hükümetin eczacılara uyguladığı yaptırımlar eczacılarımızın hastalarıyla daha çok iletişim kurmasına
neden oluyor. Muayene katılım ücretinin eczaneler tarafında alınması eczacıları hastalar karşısında zor duruma
sokuyor. Çünkü hastalar ilaç aldıktan sonra muayene
ücretlerine itiraz ediyor ve hatta eski dönemlerden kalan muayene ücretlerinin de ortaya çıkmasıyla hastalar
bilmeden eczacılara kötü bir gözle bakmalarına neden
oluyor. Meslektaşlarımızın bu zor dönemden çıkması
için hastalarıyla etkili bir iletişim kurması gerekiyor.
Mesleğimiz hastalarımızın sorunlarını dinlemek, onların
sorunlarına çözümler getirmek ve bulduğumuz çözümleri onlara etkili bir şekilde anlatmaktır. Bizler bu süreçte
ne kadar başarılıysak o kadar başarılı eczacıyızdır.
Herkese bol iletişimli günler diliyorum.
Toygun Sapanlı / Saha Yönetmeni
EDAK GÜVEN’nini ortaklarımıza
hissettirebilmek önemli!
2 yıldır EDAK’ ta çalışıyorum. Her gün en az 20 ortağımızı eczanelerinde ziyaret ediyoruz. Doğru iletişim bence
önce gülümsemek ile başlar ve varsa sorunlar siz gülümseyince daha çabuk çözülür. Ayrıca, işimiz gereği sürekli
saha da olduğumuz için İletişim de beden dili’nin de çok
önemli olduğunu düşünüyorum. Kıyafetimizden, eczane’deki duruşumuza ve tarzımıza, seçtiğimiz kelimelere
ve kullanma şeklimize değin her an iletişim halindeyiz.
Ve her an çevremize mesaj veriyoruz. Karşılıklı iyi niyet
ve saygı çerçevesinde karşılaştığımız her olayda çözüm
üretiyoruz. EDAK ve kurumsal yapısıyla özdeşleşen “güven” unsurunu attığımız her adımda ortaklarımıza hissettirerek ilişkilerimizi yürütüyoruz. Ve ortaklarımızda
bu güvenle bizim önerdiğimiz bir çözümün / konunun
art niyetsiz ve ortak fayda içerdiğinin bilincine sahipler.
Ortaklarımız da, bizi biliyorlar ve aynı iyi niyet çerçevesinde ortak karar alarak çözüm üretmemiz bu nedenle
kolay oluyor. Bu da bizi ayrıca gururlandırıyor. Teşekkür
ederim.
gazeteedak
20
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Her ortak eczanemiz bizim için
özeldir
Volkan Kılıçdağı / Tahsilât Elemanı
7 yıldır EDAK’ta çalışıyorum. Daha önce özel sektöre
muhasebe, finans, müşteri ilişkileri alanında deneyimim vardı. Bizim işimiz mesafeyi koruyan bir samimiyet
içinde iyi niyet ve saygı çerçevesinde yürüyor. Her eczanemiz bizim için özeldir. İş yapış şeklimizde hem kurumumuzun faydasını hem de eczacımızın faydasını gözeterek işlem yaparız. İki tarafında memnuniyeti bizim için
çok önemli. O nedenle eczacı-kurum iletişimin hassasiyetini gözetir ve attığımız her adımda ağzımızdan çıkan
her sözcükte kurum imajını ve güvenini ön plana alırız.
Ortak eczacılarımızın bu yapı ile çalışmasından doğan
avantajlarını ve memnuniyetlerini daim tutmak için biz
de EDAK’ın yüzü olarak hizmet vermekten onur duyuyoruz.
İletişim için önce bizim bir adım atmamız gerek, verici
olmalıyız her şeyden önce bir tebessüm, güleryüz göstererek, “Sizi dinliyor ve önemsiyorum” anlamında göz teması ile iletişime geçmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
Sizleri ilaç ve ilaç dışı kategorisinde yaz sezonu boyunca en uygun ürünü
eczanenizde en avantajlı şekilde bulundurabilmeniz ve müşterilerinize
sunmanız için hazırladığımız “Merhaba Yaz 2012” Satış Etkinliği’ne bekliyoruz!”
9-10-11 Mart 2012
09-12 Mart 2012 tarihleri arasında düzenlenecek 3 günlük “Satış Etkinliği”nde
sizlere özel satış şartlarının yanı sıra, eğlenceli bir gala gecesi, sürpriz çekilişler ve
sektörel büyük bir buluşma imkanı sunuyor olacağız.
“Merhaba Yaz” bu yıl da büyüyerek 2000 m² alanda, 2 ayrı katta, 120 firma ve
6000 değişik ürünü sizlerle buluşturacak.
Deniz Seki
Etkinlik Sponsoru
10 Mart 2012, Cumartesi
Sürpriz
EDAK Çekilişleri
9-10-11 Mart 2012
14:00 ve 16:00
Bilgi ve katılım için saha yönetmenleriniz size yardımcı olacaktır veya online kayıt
için www.edak.org.tr veya www.merhabayaz.com adresine başvurabilirsiniz.
160.000 m² üzerinde
kurulu olan Starlight
Hotel, ilk çağlardan
günümüz modern
çağına kadar olan süreyi
mimarisinde
barındırmakta ve
Manavgat bölgesinin
tüm doğal güzelliklerini
büyüleyici atmosferi ile
sunmaktadır.
Toplantı & kongre
turizmine yönelik
salonlarıyla ve
Oditoryumu ile Starlight
Hotel, Merhaba Yaz 2012
etkinliğine ev sahipliği
yapacak!
Merhaba Yaz
süresince
çocuklarınızın da
keyifli vakit
geçirebilmesi için
ücretsiz mini club
hizmetinden
yararlanabilirsiniz.
www.merhabayaz.com
gazeteedak
21
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Işığın yolumuzu 33 yıldır aydınlatıyor!
EDAK kurucularından Ecz. N. Işık Boyacıgiller
ölümünün onikinci yılında EDAK’ ta, kabri başında ve anma etkinliği ile sevgi ve özlemle
anıldı.
30 Aralık 1999 tarihinde kaybettiğimiz Eczacı Nur Işık
Boyacıgiller için ilk tören EDAK’ta gerçekleşti. EDAK’ın
İzmir Işıkkent’teki Merkez Binası 3. Katındaki, İletişim
Merkezi’nde gerçekleşen törene yaklaşık 100 EDAK çalışanı ve yöneticisi katıldı. Törende, EDAK Yönetim Kurulu
başkanı Eczacı Emre Bacanak, SECOF Başkanı Eczacı Vecihi Özerdemli ve EDAK Denetleme Kurulu Üyesi Eczacı
Hüsnü Kaya hazır bulundu. Tören, EDAK Yönetim Kurulu
Başkanı Eczacı Emre Bacanak’ın yaptığı açış konuşması
ile başladı.
sahadaki arkadaşlarımıza ve eczacılarımıza bu konuda
tam destek vermenizi istiyorum” diye konuştu. İlaç dışı
ürünlerin artık vazgeçilmezler arasına girdiğine değinen Bacanak, “ilaç dışı ürünün adı medikal olur, veteriner ürün olur, diyabet ile ilgili ürünler olur, ıtriyat olur
ama ne olursa olsun bizim için yeterli bilgi ve bu bilgi ile
ürünün doğru aktarımı hastalarımıza/müşterilerimize
dönük çalışmalarımızda bize destek olacaktır” dedi.
EDAK’ın tam aidiyet kavramı ile hareket etmeye başlayacağı bu yeni döneme konuşmasında işaret eden Bacanak, bu dönemde de Işık ağabey’in ışığı yolumuzu aydınlatıyor ki, tam aidiyetle çalışan ortak sayımızda hızla
artıyor” diyerek konuşmasını tamamladı.
dığını, insanların yaşamlarının da olduğunu söyleyerek
başladı. EDAK’ın bir devrim niteliğinde kurulduğunu
söyleyen Özerdemli, ancak bunun asık suratlı bir devrim olmadığına dikkat çekti. Yaşamı sevmek, engelsiz
olmak, sağlıklı olmak’ta bir mutluluktur diye konuşan
Özerdemli, çalışanlarının yeni yılını da kutladı.
Ecz. Emre Bacanak / EDAK Yönetim Kurulu Başkanı
Ecz. Hüsnü Kaya / EDAK Denetleme Kurulu Üyesi
Işık Ağabey’in ışığı yolumuzu aydınlatıyor ki,
tam aidiyetli ortak sayımız artıyor
Bacanak çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmada, sektörün ciddi bir değişime uğradığının altını çizdi. Eczacı
ve dağıtım kanalı yapısında bu değişimin nasıl olması
gerektiği ile ilgili yol haritalarını çizdiklerini ve yeni bir
kavram ortaya koyduklarını söyleyen Bacanak, “ artık
ortak satış pazarlama kavramından söz ediyoruz. İlaç
tabi ki vazgeçilmezimiz ama sizlerden ilaç dışı ürünlerde de söz sahibi olmamız için yeterli bilgi donanımı ile
Miras o kadar sağlam ki, Yaşayan EDAK’ı konuşuyoruz!
Vecihi Özerdemli / SECOF Yönetim Kurulu Başkanı
Asık suratlı bir devrim asla değil
SECOF Başkanı Eczacı Vecihi Özerdemli de çalışanlara
yaptığı konuşmada, EDAK’ın sosyo ekonomik bir yapı
olduğunu ama bu yapının altında sadece paranın olma-
EDAK kurucu üyelerinden ve aynı zamanda Denetleme
Kurulu Üyesi de olan Eczacı Hüsnü Kaya’da, Işık’ın bize
bıraktığı miras o kadar sağlam ki, yaşayan EDAK’ı konuşarak onu anıyor ve bu ışığın devam ettiğini görüyoruz
diyerek konuştu. Kaya; Işık Boyacigiller’i tanıma şansına
erişmiş çalışma arkadaşlarımıza da söz verdi.
22
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Ali Gökçe/ EDAK Satış Elemanı
Bize çok şey öğretti
Kaya’nın söz verdiği Satış elemanı Ali Gökçe; “rahmetli Işık ağabey bize çok şey öğretti. Biz de onun izinden
yola devam ediyoruz bu da çok gurur verici” diye konuştu.
EDAK’tan Işık Ağabey’imize karanfiller yolladık
Ömer Mutlutürk/ EDAK Genel Müdür yrd.
Lider bir yönetici idi
Işık Bey döneminde Firma yetkilisi olarak görev yapan EDAK Genel Müdür Yardımcısı Ömer Mutlutürk’te
Işık Bey’in o dönem sektörde lider bir yönetici olarak
nasıl göründüğünü anılarıyla anlatarak, çalışanlarına
EDAK’ın gerçekten de çok özel bir yapı olduğunu söyledi. Mutlutürk, “Keşke Işık Bey’le beraberde çalışabilseydik” dedi.
Ecz. N.Işık Boyacıgiller kabri başında da anıldı.
gazeteedak
23
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Işık Ağabey’imizi Andık!
30 Aralık 1999’da yitirdiğimiz Çağdaş Eczacılık Hareketi’nin önderi, EDAK kurucularından
Eczacı Nur Işık Boyacıgiller, ölümünün onikinci
yılında E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi’ nde gerçekleşen Ahmet Şerif İzgören’in sunduğu “Sizin
Dükkân Torunlara Kalır mı?” semineri ile anıldı.
EDAK Başkanı Eczacı Emre Bacanak Işık Ağabey’den
mektup var diyerek başladığı konuşmasında; ironik
bir dille kaleme aldığı mektubu ortaklarına okudu.
Boyacıgiller’in eczacılık mesleğine ve kooperatifçiliğe bakışını günümüz koşullarına uyarlayan Bacanak,
“EDAK ortakları ve çalışanlarıyla kocaman bir aile, bu
yapıda yer alan eczacı yalnızlaşmaz ama bu yapının devamı için çok mücadele etmek gerekir” dedi.
13 Ocak’ta Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde
gerçekleşen anma töreninde, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Saymanı, İzmir ve Manisa Eczacı Odaları Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Bursa Ecza Kooperatifi
Yönetim Kurulu Üyesi, Çevreci Eczacılar kooperatifi Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri ile Boyacıgiller’in ailesi, EDAK yönetimi
ve yöneticileri ile çalışanları ve çok sayıda kooperatif
ortağı eczacı hazır bulundu.
Anma töreninde açış konuşmasını yapan EDAK Yönetim
Kurulu Başkanı Eczacı Emre Bacanak, “Işık Ağabey’den
mektup var” başlığı ile Boyacıgiller’in günümüz koşullarındaki eczacılığa ve kooperatifçiliğe bakışını ironik
bir dille ortaklarıyla paylaştı. Bacanak, geçtiğimiz seneki anma töreninde yaptığı konuşmada “Işık Ağabey’e
Mektup” başlığı ile meslek olarak eczacılığı, eczacı ortaklarının kooperatifçiliğe bakışı ve aidiyet kavramının
önemi üzerinde durduğu bir mektubu Işık Boyacıgiller’e
yazmıştı. Bu sene de “Işık Ağabey’den mektup var”
başlığıyla, ondan gelen cevabi mektubu okuyan Bacanak, Boyacıgiller’in ileri görüşlülüğü ile Türkiye’de ecza
kooperatifçiliğinde her alanda öncü olunduğuna değinerek; “Onların başardıklarını ve bize bıraktıkları mirası
en iyi şekilde ileriye götürme amacındayız. Kooperatifçilik hayata birlikte bakabilmektir. Bireysel değil bütünü göz önüne alarak hareket etmektir. EDAK ortakları
ve çalışanlarıyla kocaman bir aile, bu yapıda yer alan
eczacı yalnızlaşmaz ama bu yapının devamı için çok
mücadele etmek gerekir. Kooperatifçiliği 1979-80’li yıllardaki gibi sahiplenerek, günümüz koşullarına uygun
hareket edebileceğimiz yaşam alanları yaratmaya
çalışıyoruz” diye konuştu. Bacanak’ın “Işık Ağabey’den
mektup var” konuşması ayrıntılarıyla haberimizin devamında yer almaktadır.
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Saymanı Eczacı
İsmail Başdil de yaptığı konuşmada “mesleğimizin geleceği için kooperatiflerimizin önemini farketmemiz
gerekiyor. Işık Boyacıgiller, eczanelerimiz, odalarımız,
meslek örgütlerimiz ve kooperatiflerimiz
arasındaki bağın önemini fark etti ve bunu
hepimize göstermeye çalıştı, ondan sonra
bizler bu fikri yaygınlaştırmak için odalarımızda etkin mücadele etmek ve kooperatiflerimizle aktif olmamız gerektiğini
biraz yavaşta olsa bu süreçte kavradık. Işık
Boyacıgiller’in hatırası önünde başımızın
dimdik durması için daha çok çaba sarf etmeliyiz” dedi.
Işık Boyacıgiller’in eşi Eczacı Asuman Boyacıgiller de yaptığı konuşmada, şu an
yaşanan en büyük sıkıntının ilacın meta
olarak satılmasından kaynaklı olduğuna
değindi. Boyacıgiller; “İlacın meta olarak
görülmediği süreçlere hepimizin ihtiyacı
var. İlacın meta olmadığı ve mesleğimizi
yapabiliyor olduğumuz zamanlar çok keyifli olacak. Bugünlerde atılan adımlarında buna çok yararı olacağına
inanıyorum” diye konuştu.
“Sizin Dükkân Torunlara Kalır mı?” semineri ile Ahmet
Şerif İzgören, işletmelerimizi yarınlara nasıl taşımalıyız?
İletişim ve kurum kültürü nasıl olmalı? gibi sorulara yanıtlar verdi. İzgören, eczacıların son dönemde yaşadığı
sıkıntılarda kriz yönetimini nasıl yapmaları gerektiğini
de anlattı.
Işık Ağabey’den Mektup Var!
girmiştir ve mutlaka yayılmak isteyecektir. Bu hastalığın tek ilacı ise paylaşmaktır. Hayatı ne kadar çok kişiyle paylaşmayı başarırsanız herkes için
o kadar güvenli bir hayat kurmuş olursunuz. Ama hastalık iliklere kadar
işlemişse veya kangren olmuşsa o zaman vakit kaybetme, başka hastalara
bak. Çünkü herkes için beklersen hiç yürüyemezsin.
Geldiğiniz noktanın eczacılık mesleği ve kooperatifçilik hayatı açısından
ne kadar dramatik bir noktada olduğunu bilmiyorum. Ama ortaklarımız
seni ve ekip arkadaşlarını bu gemiyi kumanda etmekle görevlendirdiler ise
yapmanız gereken çok önemli bir şey var. Belirli aralıklarla işaret parmağınızı yalayıp havaya kaldıracaksınız. Rüzgârı hissedeceksiniz. Eğer fırtınanın yaklaştığını hissederseniz demir alma vakti gelmiş demektir. O zamana
kadar limandan mümkün olduğu kadar çok kişiyi gemiye alabilmek sizin
göreviniz. Ama unutma ki fırtınalar karayı vurur. Gemiyi karaya çarparak
parçalarlar. O nedenle vakti geldiğinde yola çıkmak gerekir.
Bu noktadan sonra bir naçizane tavsiyem daha olacak; eğer geminin yükü
ağır geliyorsa yeterince hızlı yol alamıyorsanız bazı yüklerden kurtulmanız
gerekecektir. Kooperatifi yavaşlatan ve onu aşağı çeken tek yük bencilliktir
sevgili kardeşim. Sen ve ekip arkadaşların ne yapıp edip EDAK’ı bencilliklerden temizlemelisiniz.
Biliyorsun biz mesleğe ve EDAK’a yıllarını vermiş ağabeyleriniz olarak
sizlere tavsiyelerde bulunmaya bayılırız. Eee biz ustaysak sen de çıraksan
bunları dinleyeceksin. Zamanın dinamiklerine göre bu tavsiyelere uymak
veya uymamak senin bileceğin iş. Umarım seni sıkmıyorumdur ama yaşadıklarımızı ve deneyimlerimizi ve en önemlisi EDAK kültürünü siz gençlere
aktarmak bizlerin en önemli görevidir.
Sevgili Kardeşim Emre,
Bu görev bilinciyle sana bir uyarıda daha bulunmak istiyorum. Son derece
önemlidir. EDAK’ ta bizim sıkı sıkıya bağlı olduğumuz bir ilke vardır. “İlkesel
birliktelik, örgütsel bağımsızlık”.
Yazdığın mektubu büyük bir zevkle ama birazda üzülerek okudum. Yazdıklarından anladığım kadarıyla kooperatifçiliğin mücadele ettiği merkeziyetçi sermaye geçen bu süre içerisinde daha fazla yol almış. Çünkü eğer bana
yazdığın gibi ortaklarımızın belli bir bölümünün gözü başka sofrada ise ve
EDAK’a olan borçlarını ödeme noktasına geldiklerinde “Kooperatif bizi korumalı” algısı oluşmaya başlıyor ise ortaklarımız her geçen gün daha fazla
ekonomik faydayı ön planda tutuyor demektir. Toplumun en örgütlü meslek grubu olan eczacılar bile bir anlamda bencilleşiyor ise bütün toplumun
ne kadar yalnızlaştırıldığını düşünmek bile istemiyorum. Zira bencilleşmek
daima yalnızlaşmakla eş değerdir. Daha doğrusu bir toplumu yalnızlaştırmak istiyorsan kullanacağın en etkili silah o toplumun bireylerinin şahsi
menfaatlerini ön plana çıkarmak olur.
Biliyorsun EDAK ve diğer kooperatifler o dönemin eczacı odalarının bir projesi olarak ortaya çıkmıştır. Bizler o dönemde oda yöneticiliği yapan insanlardık. Ve çağdaş eczacılar grubu olarak böyle bir projeyi hayata geçirmeyi
ve yaşatmayı başardık. Bu yapıları yaşatmamızda hayati öneme sahip
noktalardan bir tanesi işte bu “İlkesel birliktelik, örgütsel bağımsızlık” ilkesidir sevgili kardeşim. Biz o dönem oda yöneticileri olmamıza rağmen
kurduğumuz bu kurumu bağımsızlaştırdık. Çünkü meslek odaları mesleğin
siyasetini yapmak üzere kurduğumuz örgütlerdir. Kooperatifler ise ekonomik örgütlerimizdir. Bu iki örgüt iç içe girmeye başlarsa veya bir diğerine
amirlik yapmaya soyunursa eczacılık bundan zarar görür.
Ben oradayken rakipler şöyle bir söylem geliştirmeye başlamışlardı; “ Ya
eczacım kooperatif gerçekten de çok önemli, piyasayı regüle ediyor. Sizi
koruyan bir yapı oraya mutlaka destek vermeniz gerekli. Biz de zaten kooperatifi rakip olarak görmeyiz. Bizim rakibimiz belli. Bizim EDAK’la ilişkimiz
daima iyi olmuştur. Siz de EDAK’a destek vermelisiniz bence. Ama bir taraftan da ticaret yapıyorsunuz. Kendinizin ve çocuklarınızın geleceğini de
bu eczaneden sağlayacağınıza göre karlılığınızı da biraz düşünmeniz lazım
öyle değil mi?” diye başlayıp ticari argümanları sıralamaya başlarlardı. Ne
kadar sempatik değil mi kardeşim? İnsanı ne kadar kibarca sadece kendini düşünmenin son derece doğal bir şey olduğuna inandırıyorlar. Senin
yazdıklarından anladığım kadarıyla meslektaşlarımızın belli bir bölümü
bu yemi yutmuş ve zaman içerisinde yalnızlaşmaya başlamışlar. İşte mektubunda beni üzen nokta burasıydı. Demek ki, toplumun tüm kesimleri
sermayenin istediği doğrultuda yalnızlaştırılıyor. Bu durumda gün geçtikçe
örgütlenmesi zorlaşıyor demektir. Bu da demektir ki, gelecekte sizleri daha
güvensiz daha yalnız bir hayat bekliyor olacak.
Ama ben biliyorum ki her etkinin bir de tepkisi olur. Sen de mektubunda bu
tepkinin oluşmaya başladığını yazmışsın aslında bana. Dediğin gibi EDAK
ortaklarıyla ve çalışanlarıyla kocaman bir aile olmaya başladıysa yalnız
kalmak istemeyen bir dolu insan var demektir. Bu umut vericidir ama sürekli mücadele etmeyi gerektirir. Bu anlamda da sanıyorum ki en şanslı
grup EDAK’ tır. Çünkü EDAK ortakları doğru bir amaçla hep birlikte yürüme
kültürüne sahip her yönetim kurulunun arkasında hissetmek isteyeceği
türden güçlü bir kitledir.
Ama Sevgili Kardeşim, bir ağabeyin olarak seni bir konuda uyarmak istiyorum. Bencillik bulaşıcı bir hastalıktır. Bu hastalık sahip olduğunuz aile içine
Genç bir meslektaşım olarak sana diyorum ki; seni bu anlamda meslek
siyasetinin içine çekmek isteyecek ya da senden taraf olmanı bekleyecek
veya tarafmışsın gibi davranacak insanlar olacaktır. Aman kardeşim. Sakın... Sakın ola ki böyle bir şey yapmayasın. Böyle bir olayı sezersen buna
en sert şekilde tepki vermelisin. Bulunduğun konum itibarıyla senin tek bir
tarafın vardır. EDAK’ a gerçekten sahip çıkan gerçek kooperatif ortağı eczacılar. Senin bundan başka tarafın olamaz.
Üff yeter bu kadar iş konuştuk. Daha sonra yine yazışır yine dertleşiriz.
Sevgili eşine selamlarımı ilet lütfen. Bak yine dayanamayacağım yine bir
tavsiyede bulunacağım. Sakın işe güce fazla dalıp eşini ve aileni ihmal etmeyesin.
Evet, Sevgili Kardeşim
Yavaş yavaş mektubumu sonlandırıyorum. Anneme, sevgili eşim Asuman’a,
Vecihi’ye, Hüsnü’ye, Sarp’a, Şule’ye, Süha’ya, Emine’ye, İbrahim’e ve şimdi
ismi aklıma gelmeyen tüm arkadaşlarıma, senin yönetim kurulunda beraber çalıştığın ekip arkadaşlarına tüm EDAK ortaklarına ve EDAK çalışanlarına sevgilerimi iletiyorum.
Bir de senden özel bir ricam olacak. Orada sizler hep birlikteyken başta sevgili eşim Asuman için ve hepiniz için bir şarkı çalmanı istiyorum. Benim çok
sevdiğim bir şarkı.
“Güzel bir göz beni attı bu derin sevdaya”
Hepinize sevgiler…
Işık…
gazeteedak
24
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Sigortacınız diyor ki!
BES’ de Vergi Avantajını Biliyor musunuz?
Yıllık beyanname veriyorsanız, beyan edilen gelire bağlı
olarak yıllık katkı payı tutarını gelir vergisi matrahınızdan düşebilirsiniz. Ücretli olarak çalışıyorsanız BES’e
ödediğiniz tutarları gelir vergisi matrahınızdan düşebilirsiniz.
Bireysel Emeklilik Sistemi ile İlgili Bilmeniz Gereken
Hususlar
Aysun Uysal / Tek Sigorta Satış Pazarlama Bölge Temsilcisi
[email protected]
Tel: 0 232 472 25 00
Bireysel Emeklilik Sistemi ile hayalinizdeki
emekliliği planlayabilirsiniz!
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) Nedir?
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), çalışma hayatınız süresince düzenli tasarruf yapıp bunların yatırıma yönlendirilmesini sağlayarak oluşacak birikimle çalışılmayan
dönemde de aynı hayat standardını devam ettirmeyi amaçlayan gönüllülük esasına dayalı bir sistemdir.
Kamu sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı niteliğindedir ve devlet tarafından vergi avantajıyla desteklenir.
Neden Bireysel Emeklilik?
BES’ne yatıracağınız katkı payları sizin seçeceğiniz
farklı yatırım araçlarını içeren fonlarda profesyonel fon
yöneticileri tarafından yönetilir. En az 10 yıl ödeme yaparak 56 yaşınızı doldurduğunuzda birikimlerinizi toplu
para olarak veya emekli maaşı şeklinde almaya hak kazanıp daha rahat bir emeklilik dönemine başlangıç yapabilirsiniz.
• Katkı payı tutarınızı değiştirebilirsiniz.
• Birikimlerinizi başka bir emeklilik şirketine aktarabilirsiniz. Bunun için emeklilik sözleşmenizin yürürlülük tarihinden itibaren en az bir yıl geçmelidir.
• Aynı veya başka şirketlerde açılmış olan bireysel emeklilik hesaplarınızı birleştirebilirsiniz.
• Emeklilik sözleşmesi süresi boyunca katkı payı ödemeye ara verebilirsiniz. Ancak katkı payı ödenmeyen süre
emekliliğe hak kazanılması için gereken sürenin hesabında dikkate alınmaz.
• Yılda 6 defa fon dağılım oranlarınızı ve 4 defa emeklilik planınızı değiştirebilirsiniz.
Sistemden emekli olabilmeniz için 10 yıl düzenli ödeme
yapmanız ve 56 yaşınızı doldurmanız yeterlidir.
• Emekliliğe hak kazanmadan önce dilediğiniz zaman
sistemden ayrılabilirsiniz. Sistemden erken ayrılma durumunda birikimlerinize stopaj ve varsa giriş aidatı kesintileri uygulanır.
• Emekliliğe hak kazandıktan sonra tercihinize göre birikimlerinizi ister toplu para, ister aylık maaş ya da bir
kısmını toplu para bir kısmını maaş olarak alabilirsiniz.
• Sisteme erken girerek hedeflediğiniz emeklilik maaşına ya da toplu birikime daha az katkı payı ödeyerek
sahip olabilirsiniz.
SİGORTA
Acenteliği Ltd. Şti.
Herkes için
Mutlu Emeklilik!
Bireysel Emeklilik Ürünleri Artık
Tek Sigorta’da!
Gelin, geleceğinizi beraber
planlayalım…
Ayrıntılı Bilgi için;
0232 472 25 00
0232 475 25 02
[email protected]
www.teksigorta.com.tr
BİR
KURULUŞUDUR
Hadi gelin, emekliliğinizi
Tek Sigorta’da birlikte
planlayalım!
İzmir Eczacı Odası onuncu yılında da TEK SİGORTA ile anlaştı.
10 yıldır TEK Sigortalıyız!
İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan’a sigorta poliçeleri bizzat TEK SİGORTA İşletme Müdürü Mehmet Toprakdeviren ve Aviva Sigorta Ege Bölge Müdürü
Gürcan Çetin’in de hazır bulunduğu toplantıda takdim
edildi.
gazeteedak
25
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Okuyucu Köşesi
Ecz. Mustafa Çağdaş GÜNDÜZ
GSM: 0532 3337189 • [email protected]
Geleceğin eczacılığı: İYİ ECZACILIK
Artık iyi eczacılık uygulamalarını hayata geçirmek ve
eczacının hizmet sunumunda etkin rol almasını sağlamamız gerekiyor. Aksi takdirde sağlıkta dönüşümün
faturasını eczacılar olarak hep birlikte göğüslemeye
devam edeceğiz. İlaç üzerindeki fiyat baskısı bundan
sonra da devam edecek. Meslek olarak sağlık hizmeti
sunumunda bir değer yaratmamız gerekiyor. Yoksa firma - eczane – devlet ilişkisinde ortada ezilmeye devam
ederiz.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ilacın tek ve en büyük alıcısı
olması, ilaç firmaları ve eczaneleri giderek baskı altında tutmasına neden oluyor. SSK (2005 Şubat) öncesi dönemde ilaç firmaları ve eczanelerin bu günün şartlarına
göre daha rahat hareket edip esnek faaliyet gösterebildiklerini söylemek mümkün. SSK öncesi dönemde eczanelerin en büyük tehdidi yakınındaki diğer eczaneydi.
Birbirimizi rakip olarak görüp birbirimizin sırtına binmeye çalışmaktan geleceğe ve mesleğe yatırım yapmayı
unuttuk. (Bu genellemeler için beni mazur görün çünkü
bunlar gerçek.) Devlet baskısının bu kadar hissedilmediği dönemde firmalar da ilaç fiyatlarını daha rahat belirleyebiliyorlardı. 2005 yılından bu yana süreklilik gösteren ilaç fiyat düşüşleri beraberinde bazı soru işaretlerini
de getirdi. Bu fiyatlardan hangisi gerçek?
Tam da ‘artık fiyatlar dibe vurdu daha da düşmez’ derken Kasım ayı ile birlikte son hamle de yapıldı. Buna
artık ‘Sağlıkta dönüşüm’ kapsamında ilaç sektörünün
liberalizasyonu diyebiliriz. Bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikârdır. Çok uluslu büyük firmalar
yüzlerce personelini işten çıkarıyor. Birçok sektör çalışanı ilerlemiş yaşlarında işsiz kalıyor. Bununla birlikte piyasaya her gün yeni bir firma ve yeni ürünler giriyor, onlar
da pazardan pay kapmaya çalışıyor. Reçeteli ilaç pazarı
devlet baskısına boyun eğerken, firmalar reçetesiz ürün
pazarına yöneliyor. Biz eczacılar ekonomik olarak uçu-
rumun kenarında ama kritik bir noktada duruyoruz. Bizden, kurulacak yeni düzene uyum sağlamamız isteniyor.
‘Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur’ derler. Biz
eczacılar ne yazık ki ‘Sağlıkta dönüşüm’ sürecine sessiz
kalarak bu oyunu en başından kaybettik. Ağzımıza çalınan bir kaşık balı kapma savaşı içerisinde 2005 Şubat
ayından bu güne testiyi su akarken dolduralım savaşı
verdik.
bir endişeniz olmasın. Pozitif bilime dayalı hiç bir meslek
yok olmaz. Eczacılık da bilimin ışığında gelişecek ve varlığını arttırarak devam ettirecektir.
Asıl sorun; bizim bu geleceğin neresinde olacağımıza
kimin karar vereceği? Buna biz değil de başkaları karar
verirse sonuç ne olur? Eczacının bağımsız sermayesinde olan eczaneler başka sermayenin eline bırakılır mı?
Hangisi halk sağlığını olumlu etkiler?
Yol haritamız olmalı
İyi Eczacılara İhtiyacımız Var
Artık deniz bitti. Bu iyiden iyiye gözüküyor. Şimdi meslek
kritik bir eşikte. Bundan sonrası için bir planımızın ve yol
haritamızın olması gerekiyor. Yol haritamızı ya biz kendimiz çizeceğiz; ya da başkalarının bizim adımıza çizdiği yolda yürüyeceğiz. Yaşanan son gelişmeler ekonomik
olarak bizi dibe vursa da, aslında elimizde bir silahımız
daha var. Bundan sonra mesleğimiz adına yapabileceğimiz tek şey nitelikli ve daha etkin bir eczacılık hizmetini hayata geçirmektir. Çünkü bundan sonra hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak. Gideceğimiz yön de ‘İyi eczacılık
uygulamaları’ ve bu kapsamda standartları ve ilkeleri
belirlenmiş etkin bir eczacılık hizmeti vermek olmalıdır.
Bu soruların cevaplarının bizim ve toplumun lehine olabilmesi için kendimizi tekrar konumlandırmamız ve ‘İyi
eczacılık Uygulamaları’ nı mutlaka hayata geçirmemiz
gerekiyor. Eczacılık hizmetlerinin standartlarının belirlenmesi ve hasta odaklı eczacılık hizmetlerinin sağlanması için çalışmalıyız. Kendinize şu soruyu sorun? Kim iyi
eczacı?
İyi yer tutup daha çok reçete yapan mı; yoksa halk sağlığına katkı veren mi?
Dünya eczacılık sürecinde bu durumu incelersek birçok
ülkedeki meslektaşımızın durumunun da bizimle benzerlik taşıdığını görebiliriz. Eczacı, dünyanın her yerinde
değişen koşullara uyum sağlamak, ayakta kalmak ve
var olmak için mücadele veriyor.
Geleceğin iyi eczacısı;
Eczanesinin başında bulunan,
Mesleğine ve işi ile ilgili tüm konulara hâkim,
Bilgili, faal ve sürekli gelişime ve öğrenmeye açık iyi bir
eczacıdır.
Hepinize iyilik dolu günler dilerim.
5 Eylül 1993 ‘de Tokyo’da F.I.P. (Uluslararası Eczacılık
Örgütü) konsey toplantısında ilk defa iyi eczacılık uygulamaları için uluslararası bir kılavuz belirleniyor. 1997 yılındaki FIP kongresinde iyi eczacılık uygulamaları onaylanıyor. FIP (Uluslararası Eczacılık Örgütü) tarafından
‘Eczacılık Hizmetlerinin Kalite Standartları’ belirleniyor.
Bu çerçevede hasta odaklı eczacılık modeli benimseniyor ve eczacının sağlık sektörü içerisinde daha etkin
olması ve daha fazla sorumluluk alması savunuluyor. Bunun için de eczacının mesleki bilgisi ile hasta sağlığı için
artı değer yarattığını göstermesi gerekiyor. Uluslararası
Eczacılık Örgütü tüm ülkelere bu standartlar çerçevesinde meslek politikalarını geliştirmeleri için tavsiyede
bulunuluyor.
Yönetmelik yayınlandı
Türkiye de 25 Kasım 1999 tarih ve 23887 sayılı resmi
gazetede İYİ ECZACILIK UYGULAMALARI yönetmeliği yayınlanıyor. Ancak bu zamana kadar dişe dokunur,
kayda değer pratiğe dönük bir uygulama yapılmıyor. Bu
yönetmelikte yazılanlar hayata geçirilmiyor. Eczacılık
kendi sürecine bırakılıyor. Bu gün geldiğimiz durum ise
hepimizin malumu...
Bu dokümanlara internet üzerinden (www.e-kutuphane.
teb.org.tr) ulaşabilir veya TEB ’den kitap olarak isteyebilirsiniz. Yardıma ihtiyaç duyarsanız aşağıdaki iletişim
bilgilerimden bana da rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bundan
sonra bizim ne yapacağımız çok önemli. Meslek adına
OKUYUCU KÖŞESİ
Bu köşede, üyelerimizin görüş yazılarına yer vermeyi
diliyoruz. Eczacı kooperatifçiliği ve sektörle ilgili görüş yazılarınızı gazeteedak@
edak.org.tr e-mail adresine veya 0.232.472 15 91
faks numarasına iletebilirsiniz. Her ayın 25’ine kadar
elimize ulaşan yazılar bir sonraki ayın gazetesinde
yer alacaktır.
gazeteedak
26
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Eczane Rafı
Kod
Ürün Adı
Birim
51248
Breathe Right 1 + 1 Normal
10.94
51247
Breathe Right 1 + 1 Büyük
10.94
Breathe Right NORMAL ile birlikte Breathe Right
MENTOLLÜ aynı pakette
1 kutu fiyatına!
• Ürünler stoklarla sınırlıdır.
(Aidiyet anlaşması gereği 1 ile 2,00 arasındaki iskonto oranları yukarıdaki fiyatlardan ayrıca düşülecektir.) (Bu ürünler internetten ve Mavi kasa’dan satın alındığında farmapara kazandırmaktadır.)
Mart 2012 Kampanyası
eczanenize özel ofis ürünleri
KOD
ÜRÜN KODU
BİRİM FİYATI
K 4301
KAREKOD OKUYUCU SPIDER SP200
275 TL + KDV
K 4307
KAREKOD OKUYUCU HONEYWELL 1900
360 TL + KDV
Mart Ayı Fırsat Kampanyası
LENOVA THINKCENTRE Edge 71- SGLE2TX i5-2400/4/500/OB/ WIN7 HMPRE TR
İşletim Sistemi : WINDOWS 7 Home Premium 64 Bit Türkçe
İşlemci
: i5-2400s; 2.50 GHz
Ram : 4GB 1333MHz DDR3
Sabit Disk : 500GB (7200rmp,SATA 3.0Gb/s)
Monitör : Yok
Optik Sürücü : DVD-ROM/DVD-RW
USB : 2*USB(ön taraf ),4*USB(arka taraf )
Kart Okuyucu : Var
Klavye / Mouse : Edge USB Klavye, Edge Mouse
I/O Bağlantı Noktaları : VGA, Standart DVI
Garanti : 3 yıl servis merkezinde
9
1
7
DV
$+K
Ürün stoklarla sınırlıdır. Ürün bedeli fatura tarihindeki Merkez Bankası Döviz Kuru baz alınarak hesaplanır. Baskı hatalarından firmamız sorumlu değildir.
gazeteedak
27
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Aramıza Yeni Katılan Ortaklarımız
ÖZDOĞRU ECZANESİ
ECZ.MEHMET KEMAL ÖZDOĞRU
Seyhan
Adana
YENİ ÖZTÜRK ECZANESİ
ECZ.BURCU FATMA ÖZTÜRK
Bayrakli
İzmir
BULUT ECZANESİ
ECZ.MEHMET BULUT
Seyhan
Adana
SPİL ECZANESİ
ECZ.YELDA DEMİR
Balçova
İzmir
TEKİR NİSAN ECZANESİ
ECZ.HAKAN KURU
Pozanti
Adana
GÖZDE ECZANESİ
ECZ.GÖZDE ÖZDEMİR
Yeşilyurt
İzmir
GÜLCE ECZANESİ
ECZ.HÜLYA BOSTANOĞLU
Kepez
Antalya
SELEN ECZANESİ
ECZ.İBRAHİM ETEM BACANAKGİL
Karşiyaka
İzmir
ECZANE MÜJGAN
ECZ.MÜJGAN ÇUBUK
Muratpaşa
Antalya
İRFAN ECZANESİ
ECZ.NEZAHAT AKKOL
Ödemiş
İzmir
DOĞA ECZANESİ
ECZ.PINAR TETİK
Antalya Merkez
Antalya
KURTOĞLU ECZANESİ
ECZ.MESUT KURTOĞLU
Manisa Merkez
Manisa
İŞSEVER ECZANESİ
ECZ.NEDRET İŞSEVER
Manavgat
Antalya
HAYAT ECZANESİ
ECZ.MEHMET SENCER TÜRKMEN
Alaşehir
Manisa
KIRCAMİ ECZANESİ
ECZ.ALİ GÜZEL
Elmali
Antalya
ELİF ECZANESİ
ECZ.ELİF BURCU ÇİMEN
Salihli
Manisa
YEŞİLKÖY ECZANESİ
ECZ.GİRAY OKTAY
Kaş
Antalya
NEVGÜL ECZANESİ
ECZ.DİLŞAD NEVGÜL ÖZDEMİR
Toroslar
Mersin
BALTAKÖY ECZANESİ
ECZ.MURAT ŞAHİN
Baltaköy
Aydin
BİRTAN ECZANESİ
ECZ.ÖMER BİRTAN ÜRÜN
Akdeniz
Mersin
SEHER ECZANESİ
ECZ.ALİ KÖMÜR
Şehit Kamil
Gaziantep
SİMA ECZANESİ
ECZ.EMİNE CEREN DEMİRCİOĞLU
Tarsus
Mersin
GÜRSES ECZANESİ
ECZ.M.İHSAN GÜRSES
Antakya
Hatay
ECZANE GÜLÇİN
ECZ.GÜLÇİN DEMİR
Yenişehir
Mersin
ÇARŞI ECZANESİ
ECZ.ÖMER YAR
Antakya
Hatay
KAHYAOĞLU ECZANESİ
ECZ.AYHAN KAHYAOĞLU
Tarsus
Mersin
ÇARE ECZANESİ
ECZ.İSMAİL BAYRAKTAROĞLU
Antakya
Hatay
SONER ECZANESİ
ECZ.HASAN SARIKABADAYI
Mersin Merkez
Mersin
NAR ECZANESİ
ECZ.ELİF CANDEMİR
Antakya
Hatay
MAVİ ECZANESİ
ECZ.GÖKÇE TETİK
Fethiye
Muğla
AY ECZANESİ
ECZ.SUAT AY
İskenderun
Hatay
PERİ ECZANESİ
ECZ.PERİHAN GÜLNAZ YAPRAKLI
Fethiye
Muğla
SAĞLIK ECZANESİ
ECZ.ESİN LEBLEBİCİ
Torbali
Izmir
AYSUN ECZANESİ
ECZ.AYSUN YABA
Fethiye
Muğla
TEZCAN ECZANESİ
ECZ.MEHMET TEZCAN
Çeşme
İzmir
LOKMAN HEKİM ECZANESİ
ECZ.HALİL KIDIK
Osmaniye Merkez
Osmaniye
SIHHAT ECZANESİ
ECZ.HÜSEYİN FADIL KAYNAK
Konak
İzmir
GÜLTEPE ECZANESİ
ECZ.SERDAR SERTKAYA
Birecik
Şanliurfa
AKIN ECZANESİ
ECZ.MEHMET AKİF AKIN
Gaziemir
İzmir
ÖZLEM ECZANESİ
ECZ.HÜSEYİN ZORA
Uşak Merkez
Uşak
EDAK Ecza Koop. üyeleri farmapara ile kazanıyor!
Mavikasa’dan yapacağınız tüm alışverişlerde
%1 oranında farmapara
bizden size hediye!
www.mavikasa.com alışveriş sitesinden
yapacağınız tüm alışverişlerinizde
EDAK’tan farmapara
kazanın, biriktirin, kullanın!
Farmapara avantajlarını takip edin!
www.farmapara.com
www.mavikasa.com
Ayın ipucu
Windows +Shift + Yukarı ve Windows + Shift + aşağı:
Windows 7’ de aktif pencereyi, genişliğini değiştirmeden ekranı dikey boyutta kaplaması için
Windows +Shift + Yukarı ok eski haline getirmek için de
Windows + Shift + aşağı ok kısayollarını kullanabilirsiniz.
Kaliteli sözler
“Yaratıcılık” yeni şeyler düşünmek;
“Yenilik” yeni şeyler yapmaktır.
Lewitt
gazeteedak
28
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Sizlere iletişim konusundaki giderlerinizi minimuma indirmek ve
teknolojiden hesaplı bir şekilde faydalanmanız için CEPTEEDAK
iletişim paketlerini hazırladık!
CEPTEEDAK, tüm EDAK ortağı eczacıların dâhil olabileceği,
bunun yanı sıra grup dışında da her yöne diledikleri gibi görüşebilecekleri süper avantajlı iletişim paketlerinden oluşmaktadır.
Sizlere sunacağımız CEPTEEDAK paketlerinden ihtiyacınız ve
konuşma alışkanlıklarınıza göre kendinize en uygununu seçip
iletişim giderlerinizde tasarruf ve kontrol sağlayabilirsiniz.
CEPTEEDAK ile, GSM görüşmelerinize ek olarak ihtiyaçlarınıza
göre sabit telefonla* da aynı avantajlardan faydalanabileceğiniz
teknik donanım, internet erişimi, 3G kablosuz modem, hediye
cep telefonu ve akıllı telefon seçeneklerini de içeren paketleri
tercih edebilirsiniz.
CepteEDAK’lılara
özel EDAK grup içi
arama numarası
İletişim paketlerinde eczanenizden verilen hizmet kalitesini de
unutmadık!
Seçeceğiniz CEPTEEDAK paketi ile eczanenizdeki soğuk zincir
dolaplarınızın uzaktan kablosuz takibini de yapabileceksiniz.
3325
Tüm CEPTEEDAK paketleri hakkında detaylı bilgi için
cepte.edak.org.tr sayfasını ziyaret edebilir yada saha yönetmeniniz ile irtibata geçebilirsiniz.
(E
D
A
K)
Alternatiflerimizin ayrıntılı hali ve diğer paketlerimiz için
www.edakomonline.com’u ziyaret ediniz.
ECZ
ACI
İletişim Giderlerinizi
En Aza İndirmek
İçin Size Özel
Paketler!
Cepte EDAK'lılar EDAK ile
grup içi sınırsız** görüşme
fırsatı "3325"
*CEPTEEDAK paketinizin görüşme avantajını “EKOMİNİK” adı verilen cihaz yardımı ile sabit telefon görüşmelerinizde de sağlayabilirsiniz.
**EDAKOM ve EDAK işbirliği ile hazırlanan CEPTEEDAK paketlerinden Grup içi 6000 dakika ile sınırlıdır.
Nokia 1616 Alternatif 1 ile T20 Maxiphone Alternatif 4 paketi ile ücretsiz verilmektedir. Telefon modelleri stoklar ile sınırlıdır, stoklar
tükendiğinde muadil telefonlar verilecektir. Size en uygun Alternatifler için Saha yönetmeninize danışabilir, cepte.edak.org.tr sayfasını
ziyaret edebilirsiniz.
Edak Ecza Koop. adına Sahibi:
Ecz. Emre BACANAK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:
Ecz. Ayşem Jale KIHTIR
gazeteedak
E D A K E C Z A K O O P. K U R U M H A B E R L E R İ
Genel Yayın Koodinatörü ve Editör:
Ayşe Yeşim ERDEMİR
Yönetim Yeri ve İletişim:
EDAK Ecza Koop.
Karacaoğlan Mah. 6173 Sokak
No:4 Işıkkent - İzmir
Tel : 0 232 488 19 19
Faks : 0 232 472 15 75
[email protected]
http://www.edak.org.tr
Sektörel Gazete • Bölgesel Süreli Yayın • Aylık Yayınlanır
Tüm kooperatiflere, kooperatif üyelerine, Ecz. odalarına,
Ecz. Fakültelerine, konu ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlara ücretsiz
gönderilir. (KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR)
Uygulama ve Baskı: METRO Matbaacılık
Fatih Caddesi No:105/123 35090 Çamdibi / İzmir
Tel: 0.232 459 61 05
Baskı Tarihi : 01 Mart 2012

Benzer belgeler

EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP.

EDAK Rafı - EDAK ECZA KOOP. portalı’nda durum değerlendirmesi yaptı. Özerdemli, reçete başına alınan ücretin geleceği noktayı, benzer süreçleri bizden 40 yıl önce yaşayan Amerika’dan verdiği bir örnekle paylaştı. Buna göre so...

Detaylı

edak gazete - EDAK ECZA KOOP.

edak gazete - EDAK ECZA KOOP. da ayrı bir öneme sahip, Gümrük ve Ticaret bakanı Hayati Yazıcı’nın “2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı” toplantısında yaptığı konuşmada 2012’deki en önemli eylemin “Türkiye kooperatifçilik Strat...

Detaylı