AKP kadrolaşıyor iddiası kamuoyunun

Transkript

AKP kadrolaşıyor iddiası kamuoyunun
BEKTAÞ ECZANESÝ
YIL:4 SAYI:813
35 YKR
13 OCAK 2009 SALI
AKP kadrolaþýyor iddiasý
kamuoyunun gündeminden
düþmüyor
Ecz. Tel: 441 31 39
Ev Tel: 441 30 39
ÖZGE ÖZKOÇ(*)
Bir Filistin vardý,
bir Filistin gene
var!’
4’DE
Huzur evinden sözleþmeli 6. kiþinin çýkarýlacaðýný AKP
kanalýndan da 2. kiþinin alýnacaðý iddialarý var.
Bu iddialarý AKP üyesi ve isminin gazetede yayýnlanmasýný
istemeyen bir vatandaþ þu þekilde açýkladý:“ 2. Kiþi deðil de
bakýn þimdi þöyle olay oldu. Dediler ki teþkilattan AKP’nin
Hacýbektaþ da 200 veya 180 oyu varmýþ H. Ç. zamanýnda 60.
kiþi iþe alýnmýþ ama iþe alýnan adamlar dâhil oy vermediði
söyleniyor ve bunlar tespit edilmiþ. Nerede iþe alýnmýþ bu
insanlar mesela Kýz Meslek Lisesinde, Hastanede alýnmýþ
Huzur evinde alýnmýþ. Bu insanlarýn içinde verimsiz çalýþan
partiye oy vermeyen partili olmayanlarý deðiþtirme cihetine
gidelim diye bir fikir teatisinde bulunulmuþ.
Ýlçe örgütünde Ýl örgütünde. Sadece fikir teatisi, fili olarak bir
þey yok.”
Makbule Müge
Doðan
Hep dev aynasýna deðil,
biraz da boy aynasýna
bakmalý insan!
3’DE
MUSTAFA ANDIÇ
[email protected]
6’DA
Bir yeryüzü cenneti:
Ýguazu þelaleleri
Ýsrail savaþý týrmandýracak
Gazze"ye yönelik kanlý saldýrýlarý durdurma
çaðrýlarýna kulaklarýný týkayan Ýsrail yönetimi iþgale
ve saldýrýlarýna devam edeceðini açýkladý. Ýsrail
dýþýnda yaþayan Yahudilerin de büyük tepkisini çeken
Olmert, "Ordu hedefine ulaþýyor, saldýrýlar daha çok
sürecek" dedi...
Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert, haftalýk kabine toplantýsýnýn
açýlýþýnda yaptýðý konuþmada, Ýsrail"in bölgede kendisi için koyduðu
hedeflere yaklaþtýðýný belirtirken, "Güneydeki güvenlik gerçeðini
8’DE
Nüfusa yaþlarý büyük
yazýlan çocuklar
okuldan
uzaklaþtýrýlýyor
deðiþtirmek ve vatandaþlarýna huzuru getirmek için kararlýlýk,
sabýr ve cesaret gerektiðini" ifade etti.
7’DE
Erzurum
-32 dereceyi
bile gördü
Doðu Anadolu Bölgesi’nde kar yaðýþý
ve soðuk hava yaþamý olumsuz etkiliyor.
Bölgede gece en düþük hava sýcaklýðý eksi
32 derece ile Erzurum’da yaþandý. Kent
merkezlerinde kar kalýnlýðý Aðrý’da 40,
Kars’ta 18, Ardahan’da 14, Erzurum ve
Erzincan’da 10, Iðdýr’da ise 7 santimetre
olarak belirlendi.
2’DE
Kýrþehir’de Tiyatro sevdalýsý bir Akvaryumcu
“Kýrþehir’de tiyatro yok
mu?..” sorusu beni bir
akvaryumcuya dek götürdü.
Sora sora Baðdat bulunur
hesabý. Eski adý Ankara
Caddesi yeni adý Mehmet Ali
Yapýcý Bulvarý 40 numaralý
binanýn altýndaki pasaj
giriþinde tabelasýný
okuduðunuz Tam-Dem
Çayevi’nin tam karþýsýnda bir
akvaryum dükkaný burasý. Ýlk
gidiþimde kapalýydý. Yandaki
berber dükkanýndakiler,
sahibi Yavuz Tekin’in Yarý
Açýk Cezaevi’ndeki mahkumlara tiyatro dersi vermeye gittiðini öðleden sonra geleceðini
söylüyorlar. Öðleden sonra geliþimde açýk buluyorum akvaryumcuyu. Kýsa bir tanýþmadan
sonra koyu bir söyleþiye dalýyoruz.
Yavuz Tekin Kýrþehir merkez doðumlu. 1987’den beri tiyatronun içinde. Liseden
5’DE
Doðu - Güneydoðu bölgelerinde yaygýn görülen
nüfusa geç kaydetmeler, çocuklarýn ilerleyen
yaþlarýnda ciddi bir sorun olarak ortaya çýkýyor. Bu
durumdaki çocuklar zorunlu öðretim çaðý olan 14
yaþýna geldiðinde ilköðretim 5. sýnýfý bile bitirmeden
kanunen okuldan ayrýlmak zorunda kalýyor.
Güneydoðu"da alan çalýþmasý yapan öðretmenlerin
tespit ettiði bu yöntem için bakanlýk harekete geçti
ve çok sayýda çocuðun gerçek yaþýyla nüfusa
kaydedilmesini saðladý.Milli Eðitim Bakanlýðý"nýn
(MEB) kýz çocuklarýnýn okula kazandýrmasý için
yaptýðý çalýþmalara raðmen bazý ailelerin çocuklarýný
okuldan erken almak için nüfusa gerçek yaþýndan
büyük kaydettirdiði ortaya çýktý.
2’DE
2
13 Ocak 2009 Salý
Nüfusa yaþlarý büyük yazýlan
çocuklar okuldan uzaklaþtýrýlýyor
Doðu ve Güneydoðu"da nüfusa geç kaydedilen çocuklar zorunlu eðitim çaðý olan
14 yaþýna geldiðinde 5.sýnýfý bile bitiremeden okuldan ayrýlmak zorunda kalýyor.
Bu konuda aileye bir yaptýrým uygulanamazken aileler de yaþ hatasýný düzeltmiyor...
Doðu - Güneydoðu bölgelerinde yaygýn
görülen nüfusa geç kaydetmeler, çocuklarýn
ilerleyen yaþlarýnda ciddi bir sorun olarak
ortaya çýkýyor. Bu durumdaki çocuklar
zorunlu öðretim çaðý olan 14 yaþýna
geldiðinde ilköðretim 5. sýnýfý bile bitirmeden
kanunen okuldan ayrýlmak zorunda kalýyor.
Güneydoðu"da alan çalýþmasý yapan
öðretmenlerin tespit ettiði bu yöntem için
bakanlýk harekete geçti ve çok sayýda
çocuðun gerçek yaþýyla nüfusa
kaydedilmesini saðladý.Milli Eðitim
Bakanlýðý"nýn (MEB) kýz çocuklarýnýn okula
kazandýrmasý için yaptýðý çalýþmalara raðmen
bazý ailelerin çocuklarýný okuldan erken
almak için nüfusa gerçek yaþýndan büyük
kaydettirdiði ortaya çýktý.
Diyarbakýr"ýn Týrkan bölgesindeki köy
okullarýnda alan çalýþmasý yapan
öðretmenler, henüz ilköðretim birinci sýnýfta
olan bazý kýz çocuklarýn nüfusta 11 - 12
yaþýnda olduðunu belirledi.
AÝLEYE YAPTIRIM
UYGULANAMIYOR
Bölgede kýz çocuklarýný okula
göndermediði tespit edilen ailelere devlet
çeþitli müeyyidelerde bulunuyor. Ancak
nüfusa büyük kaydedilen çocuklar
ilköðretimde olsalar bile zorunlu öðretim
çaðý dýþýna yani 14 yaþýna girdiklerinde
istemeseler bile okul yönetimi onlarý
uzaklaþtýrmak zorunda kalýyor. Bu durumda
öðrencinin açýk ilköðretim okuluna kayýt
yaptýrmasý tavsiye ediliyor, fakat aileye
herhangi bir yaptýrýmda bulunulmuyor.
Köyde yaþayan bir kýz çocuðunun açýk
ilköðretime devam etme þansýnýn olmamasý
çocuðun eðitime son vermesine neden
oluyor.
Güneydoðu"da yaþ durumundan dolayý
okulu býrakmak zorunda kalan binlerce
çocuk var. Bir o kadarý da önümüzdeki
yýllarda okula gidemeyecek. 3 yýl sonra
okulu býrakmak zorunda kalacak
öðrencilerden biri de Mintan Burak. Gerçek
yaþý 7 olan Mintan, resmiyette 11 yaþýnda
görünüyor. 15 kiþilik Burak ailesinin en
küçük kýzý olan Mintan, Büyükkadý Köyü
Ýlköðretim Okulu 1. sýnýf öðrencisi. Mintan,
ilköðretim 4. sýnýfa geldiðinde okuldan
kanunen ayrýlmak zorunda kalacak.
Akranlarýndan resmiyetteki yanlýþ yaþýndan
baþka farký olmasa da Mintan"ýn okulu
býrakmasýna kimse itiraz edemeyecek.
Taban Köyü Ýlköðretim Okulu birinci
sýnýf öðrencisi Mehmet Þirin Deniz (11) ile
Yýldýz Deniz (9) de ayný sorunu yaþýyor. Ýki
öðrencinin gerçek yaþý ise 7. Bu öðrenciler
gerçek yaþlarýna geldiðinde ise okuldan
atýlma tehlikesiyle karþý karþýya kalacaklar.
Çünkü Ýlköðretim Kurumlarý
Yönetmeliði"nin 31. maddesinde belirtilen
"Zorunlu öðrenim çaðý sonuna kadar
ilköðretimi bitiremeyenlerin ilköðretimlerini
tamamlamak üzere "velilerinin de istemeleri
hâlinde" en çok dört öðretim yýlý daha okula
devamlarýna imkân verilir. Bu dört yýllýk
süre sonunda da ilköðretimi bitiremeyenlere
öðrenim durumunu gösteren Öðrenim
Belgesi verilir" maddesi uygulanacak.
ÇOCUKLARI OKULDAN
ALIYORLAR
Haydi Kýzlar Okula Kampanyasý
Diyarbakýr Koordinatörü Hamdi Atayeter,
bölgede çocuklarýn genellikle gerçek
yaþlarýyla nüfusa kaydedilmediðini söyledi.
Atayeter, "Kýrsalda çocuklara genellikle
okula baþlayacaðý dönemde nüfus cüzdaný
çýkartýlýyor. Aile çocuðunun tahmini yaþýný
söylüyor ve o þekilde kaydediyor. Kanunlarý
bilenler kýzlarýný okuldan erken almak için
büyük kaydediyor" diye konuþtu. Okula
kazandýrdýklarý çocuklara okuma - yazma
öðrettikten sonra iki kez sýnýf atlatarak
yaþýtlarýyla ayný sýnýfta eðitim görmelerini
saðladýklarýný anlatan Atayeter, "Ancak
nüfusa yaþça büyük kaydedilen çocuklarýn
okuldan uzaklaþtýrýlmamasý için ailelerin bu
yaþ hatasýný düzeltmesi gerekiyor. Genelde
yaþ düzeltilmesindense çocuðun okuldan
alýnmasý tercih ediliyor" þeklinde konuþtu.
birgün
Erzurum -32 dereceyi bile gördü
Doðu Anadolu Bölgesi’nde kar yaðýþý
ve soðuk hava yaþamý olumsuz etkiliyor.
Bölgede gece en düþük hava sýcaklýðý eksi
32 derece ile Erzurum’da yaþandý. Kent
merkezlerinde kar kalýnlýðý Aðrý’da 40,
Kars’ta 18, Ardahan’da 14, Erzurum ve
Erzincan’da 10, Iðdýr’da ise 7 santimetre
olarak belirlendi. Kar yaðýþý ve tipi nedeniyle
ulaþýma kapanan Erzurum’da 15, Muþ’ta
ise 5 köy yolunu açma çalýþmalarý devam
ediyor. Bölgede gece yaþanan en düþük hava
sýcaklýklarý sýfýrýn altýna olmak üzere
Erzurum’da 32, Aðrý’da 26, Kars’ta 21,
Ardahan’da 19, Iðdýr’da 16 ve Erzincan’da
15 derece ölçüldü.
Su þebekesi dondu
Erzurum’da soðuk hava sebebiyle
araçlarýnýn çalýþtýrmakta zorlanan bazý
donmamasý için musluklarý hafif þekilde
açýk býrakýlmasý nedeniyle su sýkýntýsý
yaþandýðý bildirildi.
Kentte gündüz saatlerinde birçok
mahalleye su verilemediði, bu nedenle de
vatandaþlarýn il merkezindeki çeþmelerden
su ihtiyaçlarýný karþýladýklarý kaydedildi.
vatandaþlarýn tüplü pürmüzle yakýt deposunu
ve motorunu ýsýttýðý, bazýlarýnýn ise
araçlarýnýn altýna ateþ yakarak çalýþtýrmak
için uðraþtýðý dikkati çekti. Birçok ilde aþýrý
soðuk hava nedeniyle özellikle sobalý evlerin
su þebekesi dondu.
Muþ’ta ise yurttaþlarýn su þebekesinin
Meteoroloji yetkilileri, bir hafta boyunca
bölgede yaðýþ beklenmediðini, havanýn
parçalý az bulutlu olacaðýný bildirdi. Hava
sýcaklýklarýnýnda önemli bir deðiþiklik
beklenmediðini aktaran yetkililer, yollarda
oluþacak sis ve buzlanmaya karþý sürücüleri
uyardý.
Birgün
YEREL
SOL BAKIÞ
Seçimler yaklaþtý. Sol’un inandýrýcý olmasý
yerel seçimlere nasýl baktýðý ile de ilgili.
Yerel seçimlere “soldan bakýþ” a fikri katký
oluþturmasý düþüncesi ile gazetemiz de
yayýnlanmak üzere yazýlarýnýzý bekliyoruz.
Gönderdiðiniz yazýlarý bu sayfada
yayýnlamaya baþladýk.
Göndermeyi düþündüðünüz yazýlarýnýnýzý
bilgisayar ortamýnda yazmanýz önemli.
Yazýlarýnýzý [email protected]
elektronik postasýna gönderebilirsiniz.
HACIBEKTAÞ BELEDÝYE
BAÞKANI NASIL
OLMALIDIR?
•Katýlýmcý,çoðulcu,þeffaf,denetlenebilir, halkýn
belediyede söz, karar ve yetki sahibi olacaðý
bir yönetim anlayýþýný temel alan,
•Belediye hizmetlerinde gelir düzeyi düþük
kesimleri koruyan,
•Tarafsýzlýk, dürüstlük ve kararlýlýk içinde
olan,
•Çalýþmalarda plan ve programa dayalý bir
anlayýþ sergileyecek, kaynak israf etmeyecek
•Belediye bütçesini, gelir ve giderleri detaylý
olarak belirli dönemlerde halka duyuracak,
•Çalýþmalardan herkesi haberdar etmeye
çalýþacak, þeffaf bir yönetim sergileyecek,
•Yetkiyi halkýn doðrudan yönetime ve
kararlara katýlýmýný temin edecek þekilde
toplumsallaþtýrýlacak,
•Meclis toplantýlarýný ve gündemi önceden
halka duyurularak halkýn toplantýlara katýlýmýný
saðlayacak ve toplantýlarda görüþ
bildirmelerini temin edecek,
•Ýhaleleri halka açýk yapacak ve anýnda
hoparlörlerden halka dinlettirecek,
•Ýhalelerde tercih mekanizmasýný kesinlikle
iþletmeyecek, sadece Hacýbektaþ’ýn
çýkarlarýný gözeecek,
•Ýhalelerin sonuçlarýný çeþitli yollarla halka
duyuracak,
•Her yýl sivil toplum kuruluþlarý, partiler vb.
örgütlerin katýlýmýyla bir Hacýbektaþ kurultayý
toplayacak,
•Belirli dönemlerde kahve toplantýlarý
düzenlenerek genel gidiþat hakkýnda bilgi ve
görüþ alýþ-veriþinde bulunacak,
•Belediye çalýþmalarýyla ilgili olarak
Hacýbektaþ halkýnýn gözlem ve
deðerlendirmesini almak amacýyla kamuoyu
araþtýrmasý yapacak,
•Hacýbektaþ’ýn belirlenen merkezi
noktalarýnda ‘’duvar panolarý’’ kurarak ve bu
panolarda ihaleler, bütçe, harcamalar vb
konularda halka bilgi sunacak, halkýn
deðerlendirmelerinin yazýlmasýný temin
edecek,
•Belediyeye seçimle iþ baþýna gelen belediye
baþkaný ve meclis üyelerinin göreve baþladýðý
andan itibaren mal beyannamesi vereceði,
•Kaynak tüketen deðil, kaynak yaratan bir
anlayýþ sergilenyecek,
•Belediyede yetkinin tekelleþmesi yani “beni
halk seçti, ben ne dersem o olur” felsefesi
yerine, yönetimi belediye çalýþanlarýyla
paylaþarak karar noktalarýnda yönetime
katkýlarýný saðlayacak,
•Belediye hizmetlerinin halka ulaþtýrýlmasýnda
hizmetin en iyi þekilde ve adil olarak
sunulmasýna azami titizlik gösterecek,
•Turizmdeki gerilemenin ekonomik hayata
dair olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik
turizmi teþvik amaçlý nitelikli yatýrýmlarýn
desteklenmesi, tanýtým ve reklam sayesinde
daha fazla turistin ilçemize çekilmesini
hedefleyen,
•Hacýbektaþ’ta yaþayan herkesin yerli yabancý
ayrýmý olmadan kardeþçe bir arada yaþadýðý
bir kent olmasýný temel ilkesi edinecek,
•Bu ilkeler doðrultusunda , tüm kurumlar
(dernek,sendika, birlik,kanaat önderleri, odalar
ve düþünce yakýnlýðý olan siyasi partilerle
yerel yönetim seçimlerinde birlikte eþit
koþullarda hareket etmek isteyen belediye
baþkaný ile meclis üyelerinin secilmesi
HACIBEKTAÞ KAMUOYU’NUN
ÖZLEMÝDÝR...
13 Ocak 2009 Salý
Hacýbektaþ’ýmýz; Herkesin birbirini
tanýyacaðý kadar küçük, tüm evreni içine
sýðdýrabilecek kadar da büyüktür. Ýçinde
dev yürekli insanlar barýndýrýr, fakat o dev
yürekli insanlar, inanýlmaz bir bencillikle,
ikinci bir kiþiye bölmez kalbini. Ne kadar
“BÝZ” desem de inanmayýn siz, aslýnda
“BEN” der. Hep BEN.
Hacý Bektaþ-ý Veli’mizin; Pirimizin
felsefesini kendimize mal eder, sefasýný
süreriz. Ýþimize geldiði ölçüde giyeriz
hýrkalarýný çeþit çeþit ama en önemlisi,
ruhunu iþleyemeyiz benliðimize bir türlü.
Hoþgörüsünü! Ben deðil, biz demesini!
Kendini sefalete cefaya; Dokunduðu her
caný; mutluluða, sonsuz servete
sürükleyiþini! Geçmiþ gelecek tüm neslimize
býraktýðý tükenmez mirasýný, göremeyiz.
Ýþine gelmeyene saðýrdýr yüreðimiz…
Hep söylediðim bir þey vardýr; baþkalarý
karýnca misali çalýþýrken, biz aðustos böceði
cinsinden bol bol çalar, oynarýz
meydanlarda. Ansýzýn bastýran kar, siler
ayak izlerimizi kaldýrýmlardan. O yüzdendir,
kýþlar bize kara gelir…
Ýnsan þöyle bir durup düþünmeli; Ben
nerede doðdum, nerede yaþýyorum? Bu
topraðýn evladý olmak bize sunulmuþ en
büyük armaðandýr hayatta. Saðcý, dinci diye
öcü gibi baktýðýmýz insanlar bile; o büyük
deðerimize saygý duyup, sahip çýkarken; biz
yok sayýyoruz umursamazlýðýmýzla! N e
yaptýk onun için? Ne kadar uyguladýk bize
miras býraktýðý deðerleri? En basitini; Ýnsan
sevgisini nakþedebildik mi yüreðimize?
Yanýltmýyorsa hafýzam; Martin Luter King
idi; Kuþlar gibi uçmayý, balýklar gibi
yüzmeyi öðrendik. Ama bu arada çok basit
bir sanatý unuttuk, Kardeþçe yaþamayý…
Diyen.
Kimim ben? Ve niye yazýyorum bunlarý?
Ýsmimi okuyanlar soyadýmdan bilir kim
olduðumu. Merak edip bilmeyenlere de
bilenler anlatýr. Siyasetin tam ortasýnda
doðmuþ; içinde büyümüþ, büyürken de bu
uðurda çevrilen kirli entrikalarýn gölgesinde
ailesini ve geleceðini kaybetmiþ ( Vebalini
taþýyanlar iyi bilir neyi kastettiðimi); buna
raðmen 31 yýl boyunca, bu memlekete ait
bir birey olarak nefes almaktan gurur duyan
ben; artýk konuþmaya ve fikirlerimi
söylemeye hakkým olduðunu düþünüyorum!
Memleketim insanlarýnda birlik
beraberlik görmek istiyorum ben artýk! Kinle
deðil, sevgiyle bakan gözler…Birbirini
gördüðünde yolunu deðiþtiren deðil,
kucaklaþan insanlar.. Bencil ve çýkarcý deðil,
vefalý ve paylaþýmcý kiþiler.. Memleketi için
kendini bir adým geriye çekebilme
teveccühünü gösterebilecek yürekler…”Ben
yaþamýyorsam yansýn dünya” diyen deðil,
“Dünya yaþasýn diye, ben seve seve
yanarým” diyebilecek yüce gönüllü insanlar
görmek istiyorum.
Seçimler yaklaþýrken; eminim ki adaylýk
düþünen her birey, bu ilçeyi en iyi ben
yönetirim diye giriyor bu koþuya. Madem
ilçemiz için, inandýðýmýz savunduðumuz
deðerler adýna yapýlýyor bu koþu; gücünüz
tükendiði yerde býrakýn baþkasý devralsýn
bayraðý. Önemli olan sizin kazanmanýz mý
yarýþý tamamlamak mý?
Aklým yettiðinden beri üç baþkan gördüm
ben. Fikrimce, hepsinin olumlu yönleride,
olumsuz yönleride vardý. Ortak özellikleri
olarak aklýmda kalan en belirgin icraatlarý;
her seçim arifesinde ya da seçimler
öncesinde, Türkiye çapýndaki geleneðe
uygun olarak; bozulup bozulup yapýlan
kaldýrýmlar ve refüj çalýþmalarý. O da sadece
göz önünde olan yerlerde
Ýlk’i aðaçlarý kesti, zehirli asbestli borular
döþetti, laðým akýttý musluklarýmýzdan.
Ýkincisi Hacýbektaþ felsefesine siyaset
bulaþtýrdý, Anma törenlerimizi mahveden
temelleri attý. Üçüncüsü de Kurban
konusuyla gazetelere manþet etti. Reklâmýn
iyisi kötüsü olmazmýþ ya, ondan herhalde!
Çok þey vardýr belki zihinlerde övülecek ya
da eleþtirecek. Ama ben kendi hassas
Makbule Müge Doðan
Hep dev aynasýna deðil, biraz da
boy aynasýna bakmalý insan!
olduðum konularý dile getiriyorum. Çünkü
derdim kimseye yaranmak deðil,
yaralandýðým noktalarý dile getirmek. Amaçlý
yazdýðýmý düþünecek insanlar olacaktýr
mutlaka. Beni yakýndan tanýyanlar iyi bilir
ki; baþkasýnýn beyniyle hareket etmem ben.
Bir tek kelimesin de bile baþkasýndan izler
taþýmaz cümlelerim.
Konumuza dönersek; Atalarýmýz ne
demiþ; “Yaþ kesen, Baþ keser”.. Türbe
önünde doðal bir tünel gibiydi
çocukluðumun akasyalarý! Günlerce
aðlamýþtým kesildiðinde! Cinayetten farký
yoktu benim için. Yüzyýllýk tarihimiz yok
olmuþtu o aðaç gövdelerinde. Gidip baðýrýp
çaðýrmak istemiþtim çocuk kalbimle. Annem
mani olmuþtu, babam için tepki verdiðim
düþünülür diye. Oysa babam kendisi bile
tepki vermedi hiç; hayatýný bitiren kan emici
dostlarýna. Desteðini de esirgemedi ihtiyaç
duyduklarýnda. Fazla özele daldýðýmýn
farkýndayým ama yok olan hayatýmýza bu
kadarcýk sitemi kimse çok görmez sanýrým.
Türk milleti olarak çabuk unuturuz ya;
þimdi çýkýp, bun günü eleþtirebiliyor bu
insanlar. Ne demiþ yine atalarýmýz? “Ýðneyi
kendine, Çuvaldýzý baþkasýna batýr”. En
azýndan hilesi hurdasý yok þu anki
baþkanýmýzýn. Bir insanýn bir yönü
hoþumuza gitmiyor diye, her yönünü
karalamak ahlaksýzlýk olur. Atalarýmýz
“Yiðidi öldür, Hakkýný yeme” demiþler. Ben
de öyle yapýyorum þimdi. Bu üç
baþkanýmýzýn içinde, sadece ilk’inin
zamanýnda törenlerimiz tören gibiydi. Tek
baþýna gerçekleþtirmiþ olmasa da, dernek
yönetimindeki tören zamanlarýný fazla
aratmadý zannýmca. Ýnisiyatif elindeydi ve
güzel organize ediliyordu doðrusu.
Kendisinden sonraki baþkanýmýz ise; Önceki
baþkanýn ekibi diyerek daðýttýðý, semah
ekibiyle verdi, benmerkezciliðin ilk
sinyallerini. O ekibi izleyemeyenler adýna
gerçekten müteessirim. Bütün salon tek
yürek izledi o semahý.. Rahmetli Orhan
aðabeyi ve onun devamýnda gelen bütün
semahçýlarý ve de Gülperi ablanýn eþsiz
yorumunu yâd etmek benim vefamdýr
burada.
Þuan ki baþkanýmýzýn kiþiliðine diyecek
sözüm yok. Övülecek iþlere imza attýðýný
da inkâr edemeyiz. Ama keþke Hacý Bektaþý Veli’mizin hoþgörüsünü uygulayabilseydi.
Sadece çevresindeki insanlarý dost seçip,
kendi doðrularýný tek doðru kabul etmek
yerine; karþýsýnda yer alan insanlarýda
dinleyip, benimsemese de fikirlerine saygý
duyulabilseydi! Hoþumuza gitse de gitmese
de, bu topraklarda yaþayan herkesin
memleketiyle ilgili söz hakký vardýr. Hiç
kimse, bir diðerini yok sayma hakkýna sahip
deðildir. Ýnsanlarýmýz kendisini zaman
zaman yalnýz býrakmýþ bile olabilir. Daha
çok baþkanýmýza düþen görevde el uzatmak.
Adý üstünde “baþ”. Baþ nereye giderse gövde
onu takip eder. Keþke diyorum keþke! Sen
benim oyuncaðýmý kýrdýn diyerek küsmek
yerine; bu oyuncaðý yeniden yapýp,
nasýl”biz” olabiliriz diyebilseydi! Keþke
eleþtirileri düþmanlýk olarak deðil de, kazanç
olarak çekebilseydi kendisine. O zaman
benim gördüðüm en iyi baþkan olurdu.
Bunlarý dile getirdiðim için, beni de düþman
sayacak kendisine ama sahtekârlýk yapamam
ben. Ne ise beynimden geçenler, odur
kalemime yansýyanlar. Hacýbektaþ’ýmýzý
Hacýbektaþ yapan ve Dünya âleme tanýtan
törenlerimizdi. O ysa benim 5 yýldýr
gördüðüm çingene pazarý. Bunu tek kiþiye
yüklemek adil olmaz elbette. Bozulma bir
önceki dönemde baþladý, küstürülen
sanatçýlarla. Mahsuni’nin ölümünde gelen
halký da; sað olsunlar öyle manalý bir günde
kar etmek amacýyla her þeyi üç dört misline
satan bazý esnafýmýz küstürdü. Benim
umudum yeni yönetimdeydi ama o da
gidenleri arattý, kalanlarý küstürdü. Ben
memnundum kendi adýma, eski halinden.
Beþ ayrý yerde olurdu program. Hepsinde
katýltýrdýk zaman zaman. Tiyatrolar, sergiler,
paneller, sinema gösterimleri, kitap imza
günleri. Ne verdiðimiz bilet parasýndan
þikâyetçi idik ne de sabaha kadar uykusuz
kalýp üþümekten. O ter kokusunun içinde,
insanlarýn birbirini ezdiði ortamda bile
yüreklerimiz þahlanýrdý! Herkes tatilini tören
zamanýna göre ayarlardý. Sabah pencereyi
açtýðýmda, balkonumuzda yatan insanlar
vardý lise yýllarýmda. Merdivenlerde
üzerlerinden atlayarak gitmiþtim ekmek
almaya. On dönemlerde ve daha sonrasýnda
MHP’li insanlar bile gelirdi tanýdýðým. Þimdi
kendi insanýmýz bile gelmiyor. Yaptýðýnýz
her þeyi mükemmel yapmýþ olsanýz bile,
lütfen artýk kabul edin ki; Hacýbektaþ’ýmýz
için önemli organizasyon konusunda eksik
kaldýnýz. Bu kadar çok insan bunu dile
getirdiðine göre, artýk bu sesi duymalýsýnýz.
Çünkü saðýr sultan bile duydu! Törenlerimizi
sadece kendi zevkinize göre düzenleme
hakkýna sahip deðilsiniz. Bir anket
yapsaydýnýz keþke! Halkýmýzýn ve kendisini
bu topraklarýn parçasý sayan tüm AleviBektaþi toplumunun ne görmek istediðine
dair.
Oy kullanma hakký bana verildiðine göre,
sanýrým o oyu en iyi þekilde kullanmak ta
hakkýmdýr. Ama en doðru ne? Ya da kim?
Hala bilmiyorum bunu. Þu an aday olan
herkes kendilerine alt cümleleri alabilir!
Lütfen artýk eskiler, eskide kalmayý bilsinler,
yeterince denendiler, yenilen güreþçi
yenilgiye doymaz hesabý; tekrar tekrar
çýkmasýn ortaya seçilemeyenler..
Bilirmisiniz; Egolarýný tatmin için,
kendilerini denemek adýna tekrar tekrar
üniversite sýnavýna girenler, baþkalarýnýn
hakkýný çalarlar. Beklide çok önemli bir
bilim insanýnýn doðuþunu engellerler. Burada
kastým hayatýný kazanmak, adýna deðil,
üniversite bitirdikleri halde zevk olsun diye
sýnavlarý tüketenlerdir. Yani; bir adým
atarken, nelere mal olduðunu iyi hesaplamak
gerekir.
Ve yeni adaylarýmýz! Siz de o koltuða
talip olmadan önce, naçizane tavsiyem; Aziz
Nesin’in “Koltuk” adlý eserini okuyunuz
lütfen, okumadý iseniz..Ya da en azýndan
Kemel Sunal’la hayat baba filmini izleyin.
Ama gülmeye kapýlýp, düþünmeyi
unutmayýn! Derdiniz koltuksa, gelmeden
gidin mümkünse. Biz olmayalým, oldukça
takoz! Amaç memlekete hizmetse,
bahanelerle de gelmeyin.
Çocuklar için eðlenirken, Eðitilecekleri
mekânlar yapýn mesela. Yaþlýlarýmýzla
birlikte, onlara yönelik eðlence ve sohbet
günleri düzenleyin. Onlardan öðreneceðimiz
çok þey var, hiçbir kitapta yazmayan.
Yardýma ihtiyacý olana, gelir imkâný saðlayýn
üç kuruþ ta olsa; sadaka vermeyin.
Gençlerimiz için toplu okuma etkinlikleri
düzenleyin, tartýþma ortamý yaratýn; geleceðe
saðlam siyasetçiler kazandýrýn. Kermesler
düzenleyin kadýnlarýmýzla. Saðlýk konulu
paneller düzenleyin halkýmýza. Kaynaþtýrýn
insanlarýmýzý, Kadýn erkek genç yaþlý, büyük
küçük dökülelim yollara. Temizleyelim
memleketimizin her köþesini. Rengarenk
boyayalým, çiçekler aðaçlar dikelim,
ruhumuzun pasý silinsin!..
Peki ama nasýl olacak tüm bunlar? Para
mý var? Bunlarýn çoðu parasýz yapýlýr. Zaten
para gerektirenlere ise, belediyemizin bitmek
tükenmek bilmeyen borcu bahanedir. Olsun!
Ýlk siz baþlatýn hareketimizi. Almayýn bir
süre maaþýnýzýn yarýsýný mesela. Siz baþ
olarak yüreðinizi, gücünüzü, imkânýnýzý
koyarsanýz ortaya, dalga dalga yayýlýr
yüreðimizin coþkusu! Sevgi de nefret de
kötülük de bulaþýcýdýr. Birinin size gülmesini
istiyorsanýz; ilk siz gülümseyin karþýdan
beklemeden. Aynada her sabah kendinize
gülümseyerek baþlayýn önce güne.
Korkmayýn kimse deli demez size. Gülmek
surat asmaktan daha faydalýdýr. Daha az
enerji harcatýr, verdikçe çoðalýr insan,
Deryadýr.
Herkes koysun elini taþýn altýna. 5000
nüfuslu bir ilçede biri çýkmýþ; Ben varým
diyor! Çöpte toplarým çiçek de ekerim,
sokaklarý da boyarým, taþ ta taþýrým. Ne
demiþ biri? “Tek bir mum devirir geceyi”.
Tek bir can neleri, neleri devirmez ki! Bu
sözleri yüreðime nakþederek; duyarak deðil,
dinleyerek büyüdüm ben. Sadece
bakýyorum, görebiliyorum derinleri. BEN
VARIM! Ya siz, varmýsýnýz bu günü doðum
günümüz ilan edip, yeniden nefes almaya?
Paylaþmaya paylaþtýrmaya kazancýda emeði
de? Varmýsýnýz yeniden doðmaya?
Unutmayýn hiçbir bebek yüreðinde kinle
gözünü açmaz dünyaya!.. Arý ve duru gelin
meydana.
Ýlk siz uzatýn elinizi, A kiþi ya da B kiþi,
o koltuða seçilen kiþi. O zaman en fakiri
koyar ortaya cebindeki son kuruþunu.
Çikolata parasýný bile feda eder kucaktaki.
Siz baþlatýrsanýz tebessümü, en asýk
suratlýsýnýnýn bile güler yüzü. Eller tutarsa
birbirini, kýzsa bile sýrtýný dönüp gitmez ise
kiþi; Destan yazar HACIBEKTAÞ-I
VELÝ’MÝN MEMLEKETÝ!!!
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
Huzurevi
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 00
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
4413338
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
441 33 38
ARAÞTIRMA
13 Ocak 2009 Salý
Bir Filistin vardý, bir Filistin gene var!’
ÖZGE ÖZKOÇ(*)
Her þeye raðmen dünyanýn bir yerlerinde Ýsrail’in yeni etnik temizliðinin reddedilmesi
gerektiðini düþünen vicdan sahiplerinin olduðunu bilmek/görmek, bu konuda ahlaki
bir duruþ oluþturabilmeye ilham kaynaðý olabilir...
Gözleriyle Filistin,
kollardaki, göðüslerdeki dövmelerle Filistin
adýyla sanýyla Filistin.
Düþlerin Filistin’i
ve acýlarýn, sözcüklerin ve sessizliðin Filistin’i,
ve çýðlýklarýn.
Ölümün ve doðumun Filistin’i
taþýdým seni eski defterlerimde
þiirlerimin ateþi gibi.
Kumanya gibi taþýdým seni gezilerimde.
Koyaklarda çaðýrdým seni baðýra baðýra,
inlettim senin adýna koyaklarý…
(Mahmud Derviþ, Filistinli Sevgili)
1941 yýlýnda Filistin’de doðdu Mahmud
Derviþ. 1948’de Ýsrail’in kurulmasýyla sürgün
edilen üç milyon Filistinli mülteciden biri olarak
ailesiyle Lübnan’a yerleþti. Yýllarca da sürgün
hayatý yaþadý. Altmýþ yedi yýllýk yaþamýnda
mücadele etti, hapse girdi ve þiirleriyle
Filistinlilerin sesi oldu. “Ölümün ve doðumun
Filistini”nde, Ýsrail’in 1967’den beri ilk kez
böylesine þiddetli bir katliamýný görmeden neyse ki görmeden!- 2008’in baþlarýnda vefat
etti. 2008’in sonunda Filistin, Derviþ’in
mýsralarýndaki gibi sessizliðe ve çýðlýklara
gömülürken, bizler televizyon ekranlarýndan
Ýsrail’in insanlýk dýþý eylemlerini ve içi boþ
savunma söylemini, dünyanýn ve dahi Arap
hükümetlerinin suskunluðunu, elde avuçtaki az
sayýda insanýn karþý çýkýþlarýný, stratejistlerin
Ýsrail saldýrýsýna dair mesnetsiz çözümlemelerini,
Filistinlilerin katlediliþini, Hamas’ýn ve Filistin
Yönetimi’nin demeçlerini izlerken bulduk
kendimizi. Oysa þaþýrtýcý deðildi hiçbir þey.
Filistin’in “uzun” tarihi, ne çok ipucu veriyordu
bize.
Bugün Gazze’deki insanlýk dýþý Ýsrail
eylemlerini vicdaný olan her bireyin ahlak dýþý
bularak anlamlandýrmayý dahi reddetmesi gerçeði
bir yana, yaþananlarýn geçmiþin yükünü taþýdýðýný
da unutmamak gerek. Ne de olsa bugün ve hatta
gelecek, geçmiþin baðrýndan çýkýyor. Filistin
sorununun tarihi Fýrat ve Dicle arasýndaki
coðrafyanýn Yahudi kavmine vaat edildiði
milattan önceye, Orta Çað’daki din temelli antisemitizme, 19. yy’ýn sonunda Yahudilerin
milliyetçilikle tanýþtýklarý ve eyleme geçtikleri
döneme, iki savaþ arasý dönemdeki Ýngiliz
mandasýna, 1948’de Ýsrail’in kuruluþuna ve
1967’de Batý Þeria ve Gazze’nin Ýsrail tarafýndan
iþgal edilmesine kadar götürülebilir. Hangi tarih
baþlangýç noktasý olarak kabul edilirse edilsin,
gerçeklik bu “uzun” zaman dilimi boyunca
Filistinlilerin Ýsrail þiddetiyle -ya da devlet
terörüyle- yüz yüze kalmýþ olmalarýndan ibarettir.
19. yüzyýlýn sonunda Siyonistler Avrupa
emperyalizminden aldýðý ilhamla, Filistin’i
“topraðý olmayan bir halk için halký olmayan
toprak” olarak nitelendirerek bölgeye yerleþirken
Batý tarafýndan desteklendi. 1948’de Ýsrail devleti
ilan edildiðinde dünya peþi sýra Ýsrail’i tanýdý.
1948’in hemen ertesinde milyonlarca Filistinli
sürgün edilirken Avrupa sustu. 1967’de Ýsrail
Batý Þeria ve Gazze’yi iþgal ederken BM
Güvenlik Konseyi karar almakla yetindi. 1970’de
Ürdün’deki FKÖ kamplarý bombalanýrken
kimseden ses çýkmadý. Ýsrail Lübnan’ý iþgal etti,
dünya sustu. 1987’de Filistinliler
ayaklandýklarýnda dünya “lütfedip” ve
göstermelik olarak Filistinlilerden yana tavýr
aldý. 1993’te bu sefer dünya Rabin’le el sýkýþarak
Ýsrail ile barýþ masasýna oturan “yýllarýn teröristi”
Arafat’ý, 1994’te Nobel Barýþ Ödülü’ne layýk
görerek iyi niyetini dile getirdi. 2000’de
Filistin’de insanlarýn sömürüden, açlýktan yýlarak
ikinci intifadayý baþlatmalarýyla dünya yeniden
küstü Filistinlilere. 2003’te Ýsrail Filistinlilerle
arasýna ayýrma duvarýný inþa etmeye baþladýðýnda
egemenler BM Güvenlik Konseyi’ndeki ABD
vetosu nedeniyle çýkamayacak olan kýnama
kararýný Uluslararasý Adalet Divaný’nýn hiçbir
baðlayýcýlýðý olmayan tavsiye nitelikli kararýna
havale ettiler. 2008’in sonunda Ýsrail Gazze’ye
yönelik saldýrýsýný baþlattý, dünya sustu.
Bu suskunluk ölen Filistinlilere yönelik bir
suskunluktu sadece. ABD ve AB, Ýsrail’in
Hamas’ýn “terörist” eylemlerine karþý kendini
savunmak için harekete geçtiðini dile getirerek
açýkça Ýsrail yanlýsý tutumlarýný ortaya koydular.
O kadar ki Ýsrail Dýþiþleri Bakaný Livni,
“dünyanýn Ýsrail’e karþý bu kadar anlayýþlý
olmasý”ndan dolayý teþekkürlerini iletiyordu
kendilerine. Ayný þekilde Ýsrail Gazze’ye yönelik
operasyonun kendini savunma amaçlý olduðunu
dile getiriyor. Bu amaçla da bir buçuk milyon
nüfuslu, hiçbir çýkýþý olmayan Gazze’ye ambargo
uygulamaktan tutun da havadan, karadan ve
denizden saldýrmayý ve hatta “militan”-sivil
ayrýmý gözetmeksizin her yeri bombalamayý bir
hak olarak görüyor.
Ayný þekilde þiddet tekelini elinde bulunduran
Ýsrail “ulus-devleti” egemenlerin nezdinde haklý
bulunmakla kalmýyor, ABD Baþkaný tarafýndan
da ateþkes için ilk koþulun HAMAS’ýn “terör”
eylemlerinden vazgeçmesi olduðu dile getiriliyor.
Oysa varlýðýný “Filistin”i ötekileþtirebilmeye
borçlu olan Ýsrail’in kullandýðý ya da uyguladýðý
þiddetle HAMAS’ýn Ýsrail’e yönelik eylemlerini
birbirinden ayýrmak gerekli. Elinde devlet
iktidarýnýn alamet-i farikasý olan meþru güç
kullanma tekeline sahip bir devletin son
teknolojiyle donanmýþ ordusuna karþý el yapýmý
füzelerle duvarlar arasýna sýkýþmýþ ve aç
býrakýlmýþ insanlarýn meþru müdafaa hakkýný
ayný kefede deðerlendiremeyiz.
PEKÝ, BUGÜNKÜ DURUMA NASIL
GELÝNDÝ?
1990’larýn baþý, Filistin sorununda yeni bir
aþamaya geçildiðinin habercisiydi. 1980’lerden
itibaren Lübnan’dan ve Ürdün’den çýkarýlan
FKÖ ve Arafat Tunus’a taþýnarak hareketin
uzaðýna düþmüþlerdi. 1987’deki birinci
intifadanýn hemen ertesinde toplumsal alanda
yapýlanmaya baþlayan HAMAS’ýn daha çok
taraftar elde edebileceði endiþesiyle FKÖ, Batý
Þeria ve Gazze’deki iktidar boþluðunun
HAMAS’a yarayacaðýný düþünerek 1988’de
Filistin Devleti’ni ilan etti ve Ýsrail’i
tanýyacaðýnýn sinyallerini vermeye baþladý.
Nitekim 1993’e gelindiðinde, 1990’lardaki bütün
“barýþ” anlaþmalarýna temel oluþturacak olan
Ýlkeler Bildirgesi, Ýsrail ve Filistin halkýnýn resmi
temsilcisi olarak kabul edilen FKÖ arasýnda
imzalandý. Bu ve bunun ardýndan imzalanan
anlaþmalarýn hiçbiri ne mülteci sorununa, ne
Kudüs’ün statüsüne, ne de Batý Þeria ve
Gazze’deki Yahudi yerleþimlerinin boþaltýlmasý
gerekliliðine deðiniyordu. Ayrýca Ýsrail özellikle
Batý Þeria’da adacýklar oluþturarak Filistin
Yönetimi’nin kendi topraklarý üzerinde doðrudan
egemenliðini kurabileceði zemini de yok etmeye
çalýþtý.
1967’de Ýsrail’in Batý Þeria ve Gazze’yi iþgal
etmesiyle, bu bölgeler Ýsrail ekonomisiyle
eklemlenmiþti. Ýsrail ihtiyacý olan ucuz iþgücünü
Filistinlilerden elde ederken, Filistin ekonomisini
kendisine baðlamýþ bulunmaktaydý. Fakat
Sovyetler Birliði’nin yýkýlmasýnýn ardýndan Doðu
Bloku’ndaki Yahudilerin Ýsrail’e göç etmesiyle
beraber Ýsrail’in gereksinim duyduðu ucuz iþgücü
bu yeni göçlerden elde edilmeye baþlanmýþtý.
Dolayýsýyla 1990’lardaki “barýþ süreci”yle Ýsrail,
bir yandan Filistin’le olan ekonomik
baðýmlýlýðýný koparýrken bir yandan da fiili iþgal
stratejisini gevþettiðinin sinyallerini veriyordu.
Fakat bu durum hiçbir zaman -Oslo sürecindeki
anlaþma metinlerinde yazýlanýn aksine- baðýmsýz
bir Filistin devletinin kurulmasýna yönelik
deðildi.
2000 yýlýnda ikinci intifada Ýsrail’in ileri
boyutlardaki sömürüsüne ve Ýsrail’le iþbirliði
yapan ama hiçbir þey elde edemeyen ve hatta
Filistinlilerin daha da yoksullaþmasýna yol açan
yozlaþmýþ Filistin Yönetimi’ne karþýlýk patlak
verdiðinde bu durumdan en çok yararlananlardan
biri HAMAS olmuþtu. Dolayýsýyla “barýþ süreci”
Filistinlilerin uzlaþmaz tavrý ve Arafat’ýn Camp
David’deki taviz vermeyen tutumu nedeniyle
deðil, bizatihi bu dönem boyunca imzalanan
anlaþmalarýn yapýsal bozukluklarý nedeniyle
çökmüþtü. Çünkü imzalanan anlaþmalar, Batý
Þeria’yý kendi içinde üç ayrý bölgeye ayýrarak
bir zamanlar Yahudilerin Avrupa’daki durumuna
benzer olarak Filistinlilerin de gettolarda
yaþamasýna yönelikti.
HAMAS’IN YÜKSELÝÞÝ
1960’larýn ve 1970’lerin “devrimci” FKÖ’sü,
1990’larda sistem içine çekilirken siyasal Ýslam’ý
kullanarak radikalleþen HAMAS’tý. Bir taraftan
Orta Doðu’da siyasal Ýslam bölgenin neoliberalizme eklemlenmesiyle marjinalleþen ve
lümpenleþen orta sýnýflarý harekete geçirme
kabiliyetine eriþirken bir taraftan da toplumsal
ve ekonomik alandaki ihtiyaçlara maddi olarak
cevap verebiliyordu. Buna bir de Filistin’in
kendine özgü yapýsý, FKÖ’nün iktidara geldiði
andan itibaren pragmatizme kaymasý ve
yozlaþmasý eklenince, HAMAS Filistin
topraklarýnda artan oranda taraftar toplamayý
baþardý.
“Barýþ Süreci”yle beraber Filistin’deki yaþam
koþullarý giderek kötüleþti, iþsizlik oranýnda
büyük artýþ gözlendi, Ýsrail yeni Yahudi
yerleþimleri inþa etti. Ayrýca ABD’nin de Ýsrail’in
de FKÖ’ye karþý kuruluþ aþamasýnda HAMAS’ýn
yapýlanmasýna göz yumduðunun da altýný çizmek
gerekli. Dolayýsýyla 25 Ocak 2006 seçimlerini
HAMAS’ýn kazanmasý þaþýrtýcý deðildi. Nitekim
bu sonucu hem ABD hem de Ýsrail muhtemelen
tahmin ediyorlardý. ABD Büyük Orta Doðu
Projesi’yle bölgeyi kapitalizme eklemlemenin
yanýnda, bölgede biçimsel demokrasiye geçilmesi
gerektiði yönünde baský yapmaya baþlamýþtý.
Filistin’deki demokrasi sandýðýndan da HAMAS
çýktý. Fakat demokratik seçimlerle iktidara gelmiþ
ve 1967 sýnýrlarýný kabul etmeye meyilli olan
HAMAS, bu sefer ABD ve Ýsrail tarafýndan
uygulanan ambargolarla ýlýmlýlaþamadý ve
yeniden radikalleþti(rildi).
FKÖ’nün 1960’lardaki ve 1970’lerdeki
baðýmsýz Filistin hedefi, HAMAS tarafýndan
dile getirilir oldu. Batý Þeria’da Mahmud Abbas
liderliðindeki El-Fetih, Gazze’de Ýsmail Haniye
liderliðindeki HAMAS iktidarlarýný
saðlamlaþtýrdýlar. Dolayýsýyla resmi olarak
kurulamamýþ olan Filistin devleti içerisinde
baðýmsýzlýk hedefini arka plana itmiþ olan iktidar
mücadelesiyle beraber egemenliðin parçalanmasý
söz konusu oldu. Nitekim 2007 yýlý boyunca ElFetih ve HAMAS arasýndaki iktidar mücadelesi
hem Filistin hareketini böldü hem de Ýsrail’in
ekmeðine yað sürdü. Mahmud Abbas ve
yönetimi Batý tarafýndan açýkça desteklendi,
ilerideki barýþ görüþmelerinin tek meþru
temsilcisi olarak sunuldu.
Kasým 2008’de Ýsrail’in Gazze ablukasýnýn
sýkýlaþmasý Gazze’deki hayatý felç etti. Zaten
kendine yeterli bir ekonomik yapýsý olmayan
Gazze’ye HAMAS’ýn iktidara gelmesiyle
beraber yardýmlar kesilmiþti. Kasým ayýnda bir
de buna elektrik kesintisi ve akaryakýt kýtlýðýna
baðlý olarak temel gýda maddelerinin üretiminin
durdurulmasý eklendi. Ýsrail HAMAS’a destek
veren Filistinlileri cezalandýrýyordu. Buna karþýlýk
Olmert Batý Þeria’daki Yahudi yerleþimlerinin
boþaltýlmasýna giriþirken sorununun Abbas’la
ya da “meþru” Filistin yönetimiyle deðil, bizzat
HAMAS’ýn kendisiyle olduðunu dile getiriyordu.
Gazze’de Filistinlilerin açlýk sýnýrýna ulaþmasýyla
doruk noktasýna ulaþan bu durum, HAMAS’ýn
22 Aralýk 2008’de ateþkesi bozduðunu
açýklamasýyla noktalandý. Ayný tarihte de Ýsrail’in
Gazze’ye yönelik ilk füze saldýrýsý baþladý.
4 Ocak 2009’da Ýsrailli yetkililer tarafýndan
uzun süreceði özellikle vurgulanan kara
harekâtýna giriþildi. Her geçen gün Gazze’de
ölen Filistinli sayýsý artýyor. Fakat Gazze’de basit
bir aritmetik hesabýndan öte bir þey yaþandýðý,
bir devletin “teröristleri” savuþturmak amacýyla
her türlü güç kullanýmýný içeren meþru müdafaa
hakkýyla savunulamayacak bir þiddet uyguladýðý
apaçýk ortada.
BM SUSKUN, HALKLAR AYAKTA!
Ýsrail’in kara harekâtýnýn ardýndan toplanan
BM Güvenlik Konseyi’nden bir karar çýkmadý.
Buna mukabil Ýsrail’in þiddet eylemlerini
kýnanmak için Yunanistan’da, Ýngiltere’de,
Fransa’da, Hollanda’da, Almanya’da,
Türkiye’de, Lübnan’da, daha baþka ülkelerde
kitleler sokaða döküldü. Her þeye raðmen
dünyanýn bir yerlerinde Ýsrail’in yeni etnik
temizliðinin reddedilmesi gerektiðini düþünen
vicdan sahibi insanlarýn olduðunu bilmek/görmek
bu konuda ahlaki bir duruþ oluþturabilmeye
ilham kaynaðý olabilir.
Mahmud Derviþ’e býrakalým son sözü:
“…Ve ant içerim ki / bir mendil iþleyeceðim
yarýna kadar / gözlerine sunduðum þiirlerle süslü
ve bir tümceyle, baldan ve öpücükten tatlý /
Bir Filistin vardý, bir Filistin gene var!”
(*) AÜ SBF Araþtýrma Görevlisi
Birgün
13 Ocak 2009 Salý
Kýrþehir’de Tiyatro sevdalýsý bir Akvaryumcu
Yönetmen Yavuz Tekin, kendi gayretleriyle
ve çok zor þartlar altýnda çalýþarak
Kýrþehir'de tiyatro kültürünü yaþatmaya
çalýþtýklarýný belirterek, "Kýrþehir
Belediyesi'nce bize verilen desteklerle
ayakta durmaya çalýþýyoruz. Ýnanýyorum ki,
bize daha fazla destek verilmesiyle daha iyi
oyunlar ortaya koyacak ve tiyatro kültürünü
Kýrþehir'de istenilen seviyeye getireceðiz.
Gösterilerimizde belediyenin, Kýrþehir
Devlet Hastanesi Baþhekimliði'nin, Gençlik
Merkezi'nin ve Ýbrahim Küçükdeveci
aðabeyimizin büyük faydalarýný görüyoruz.
Ýnþallah bu kültürün yaþatýlmasý için bundan
sonra da elimizden gelen gayreti gösterecek
ve tiyatroya ilgi duyan arkadaþlarýmýzý tek
çatý altýnda toplayacaðýz" dedi.
(http://www.kenthaber.com/Arsiv/Haberle
r/2005/Aralik)
SULUCA KARAHÖYÜK
Gazi Baran
“Kýrþehir’de tiyatro yok mu?..” sorusu
beni bir akvaryumcuya dek götürdü. Sora
sora Baðdat bulunur hesabý. Eski adý Ankara
Caddesi yeni adý Mehmet Ali Yapýcý Bulvarý
40 numaralý binanýn altýndaki pasaj giriþinde
tabelasýný okuduðunuz Tam-Dem
Çayevi’nin tam karþýsýnda bir akvaryum
dükkaný burasý. Ýlk gidiþimde kapalýydý.
Yandaki berber dükkanýndakiler, sahibi
Yavuz Tekin’in Yarý Açýk Cezaevi’ndeki
mahkumlara tiyatro dersi vermeye gittiðini
öðleden sonra geleceðini söylüyorlar.
Öðleden sonra geliþimde açýk buluyorum
akvaryumcuyu. Kýsa bir tanýþmadan sonra
koyu bir söyleþiye dalýyoruz.
Yavuz Tekin Kýrþehir merkez doðumlu.
1987’den beri tiyatronun içinde. Liseden
sonra Erciyes Üniversitesi’nde 2 yýllýk
Pazarlama Yüksekokulunu bitirdi. “Sarý
Çizmeli”, “Siz Olsanýz Ne Yapardýnýz”,
“Amma da Aldanmýþýz”, “Söz Meclisten
Dýþarý”, “Memleket Havasý”, “Oynatmaya
Az Kaldý”, “Naaþ-ý Muhteremler” dilinin
ucuna gelen oyun adlarý. Daha nice oyun
çýkardýk, zaman olsa da arþivimi açsam size
diyor. O bir tiyatro sevdalýsý, olanaklar
verildiðinde neler yapabileceðini kanýtlamýþ
biri. En büyük sorunumuz çalýþmaya ve
oyun sergilemeye yer bulamayýþýmýz diyor.
2005 yýlýnda oyuncu kadrosunun çoðunluðu
çöpçü olan “Memleket Havasý” oyununun
hâlâ belleklerde tazeliðini koruduðunu ve
çöpcülerin nasýl canla baþla çalýþýp oyun
çýkarttýklarýný anlatýyor. Ama arkasý gelmedi,
destek kesildi, hepsinin sevinçleri
kursaklarýnda kaldý diyerek yazýklanýyor.
Ýþte Kenthaber’in internet sayfasýndan
konuya iliþkin bir haber.
<Kýrþehir Umut Tiyatrosu tarafýndan
düzenlenen 'Memleket Havasý' konulu
tiyatro gösterimi, büyük ilgi gördü.
Kýrþehir Belediyesi sponsorluðunda
Umut Tiyatrosu tarafýndan Kültür
Müdürlüðü Tiyatro Salonu'nda düzenlenen
tiyatro gösterisine, Belediye Baþkaný Halim
Çakýr, AKP Ýl Baþkaný Ömer Seyfi ve bazý
daire amirleri ile vatandaþlar katýldý. Yavuz
Tekin'in yönetmenliðinde gerçekleþen tiyatro
oyununda, özellikle Türkiye'nin çeþitli
hastanelerinde yaþanan olaylar, mizahi bir
þekilde sahnelenirken, gösteride rol alan
tiyatro oyuncularý salonu dolduran
davetlilerden büyük alkýþ aldý.
Tiyatro çalýþmalarý ile ilgili bilgiler veren
Yavuz Tekin kiminde oynadýðý ama
çoðun yönetmenlik yaptýðý tiyatrosuna gidiþ
pek umutlu olmasa da “Kýrþehir Umut
Tiyatrosu” adýný vermiþ. O bir Donkiþot,
bir ýþýk görmeye dursun hemen bir oyun
çýkarmaya hazýr. Haydi deseler kuþanýp
tiyatro kýlýcýný mihverini Kýrþehir’in
üzerindeki kötücül ruhlarýn üzerine
yürüyecek. Bir Kýrþehirli olarak sanata
tiyatroya tutkun birini bulmanýn kýsa da olsa
haberini yapmanýn mutluluðuyla yanýndan
ayrýlýyorum. Bu olmadý bir gün mutlaka
daha geniþ bir haber ya da ropörtaj yapalým
isteði ortak düþüncemiz oluyor. Ne mutlu
Kýrþehirliye, hayat damarlarý kurumamýþ.
Pooh 80 yýl sonra geri dönüyor
Milne’in 1920 yýlýnda yarattýðý Winnie the Pooh, 80 yýl sonra David Benedictus’un kalemiyle kitap raflarýna geri
dönüyor. 2009’un sonunda ABD ve Britanya’da yayýmlanacak olan kitabýn çizimlerini Mark Burges yaptý
söz konusu kitabýn devamý niteliðindeki
The House at Pooh Corner yayýmlanmýþtý.
1926 tarihli kitapta yer alan orijinal
çizimlerden oluþan koleksiyon ise geçtiðimiz
aralýk ayýnda, Londra’da düzenlenen bir
açýk arttýrmada satýlmýþtý.
Çocukluk kutlamasý
Alan Alexander Milne’in gerek çocuklar
gerekse yetiþkinler tarafýndan sevilen
karakteri Winnie the Pooh, 80 yýl sonra
yeniden kitap raflarýna dönüyor.
100 Hektar Ormaný’nda yaþayan sevimli
ayý Winnie the Pooh ve arkadaþlarýnýn
öyküsünü anlatan eserin yeniden, farklý bir
yazarýn kalemiyle hayata dönebilmesi için
gerekli olan izinler alýndý.
Amerika Birleþik Devletleri ve
Britanya’da 5 Ekim 2009’da yayýmlanacak
olan yeni Winnie the Pooh kitabýnýn yazarý
David Benedictus. Kitaptaki ilüstrasyonlarý
ise Mark Burges çizdi.
Söz konusu kitabýn A A Milne ve E H
Shepard Vakýflarý’nýn desteðiyle
okuyucularýn karþýsýna çýkacaðý açýklandý.
1976 yýlýnda hayata gözlerini yuman E.
H. Shepard, Milne’in 1926 tarihli kitabýndaki
ilüstrasyonlarý çizmiþti. 1928 tarihinde ise
“Eski tarihli orijinal kitap, dünyanýn
hangi noktasýnda yaþýyor ve hangi dili
konuþuyor olursa olsun tüm çocuklar için
maceralar dünyasýnýn kapýlarýný açan bir
anahtardý” diyor Pooh serisinin yayýn
hakkýný elinde tutan Michael Brown. Brown,
David Benedictus ve Mark Burgess’in
yarattýðý yeni Winnie the Pooh kitabýnýn
hem çocuklarýn hem de çizgi karakterleri
seven yetiþkinlerin gönüllerini fethedeceði
yönündeki düþüncesini bildiriyor. “Tüm
dünyadaki Winnie the Pooh hayranlarý ve
okuyucularýnýn yeni hikâyeyi de en az eskisi
kadar seveceklerine ve benimseyeceklerine
inanýyorum.”
David Benedictus kitabýnýn sesli
versiyonunu da üretti. Dame Judi Dench,
Stephen Fry ve Jane Horrocks yapýlan
seslendirmelerin çok baþarýlý olduðu ifade
ediliyor.
2009 yýlýnýn sonlarýnda yayýmlanacak
olan kitabýn, Winnie the Pooh‘un yaratýcýsý
Milne’in eserini tamamlayacaðýný düþünen
Michael Brown þöyle devam ediyor
sözlerine: “Milne’in ideali küçük çocuk ile
sevimli ayýsýnýn daima birlikte oynamaya
ve çocuklara güzel mesajlar vermeye devam
etmesiydi. Bunun gerçekleþeceðine ve yeni
kitabýn Milne’nin eserini daha
zenginleþtireceðine inanýyorum.”
Yeni Hundred Acre Wood / 100 Hektar
Ormaný Britanya’da Egmond Yayýnlarý,
Amerika Birleþik Devletleri’nde ise Dutton
Children Published tarafýndan yayýmlanacak.
Winnie the Pooh‘un 1965 yýlýnda
aramýzdan ayrýlan muciti Alan Alexander
Milne, Christopher Robin karakterini kendi
oðlundan esinlenerek yaratmýþtý.
Ormandaki sevimli kahramanlar
Winny The Pooh, çizgi film izleyicileri
tarafýndan çok iyi tanýnýyor. Çünkü Walt
Disney’in en baþarýlý TV serilerinden biri.
Olaylar, 100 Hektar Ormaný’nda yaþayan
ayý Winny, küçük korkak Piglet, zýp zýp
kaplan Tigger, titiz Tavþan ve uyuþuk
Eeyore’nun etrafýnda geli?ir. Aslýnda bu
kahramanlar, Christopher Robin adlý
çocuðun hayal dünyasýna aittir. Kimi
maceralarýnda onlara Christopher Robin,
Baykuþ ya da küçük kangru Roo da eþlik
eder.
Winny The Pooh, çocuklara olumlu
mesajlar veren bir çizgi serisidir. Farklý
özelliklere sahip olan karakterler, detaylý
bir þekilde iþlenmiþtir.
Taraf
13 Ocak 2009 Salý
AKP kadrolaþýyor iddiasý
kamuoyunun gündeminden
düþmüyor
Huzur evinden sözleþmeli 6. kiþinin çýkarýlacaðýný AKP kanalýndan da 2. kiþinin alýnacaðý iddialarý var.
Bu iddialarý AKP üyesi ve isminin gazetede yayýnlanmasýný istemeyen bir vatandaþ þu þekilde açýkladý:“ 2. Kiþi deðil de bakýn þimdi þöyle olay
oldu. Dediler ki teþkilattan AKP’nin Hacýbektaþ da 200 veya 180 oyu varmýþ H. Ç. zamanýnda 60. kiþi iþe alýnmýþ ama iþe alýnan adamlar dâhil
oy vermediði söyleniyor ve bunlar tespit edilmiþ. Nerede iþe alýnmýþ bu insanlar mesela Kýz Meslek Lisesinde, Hastanede alýnmýþ Huzur evinde
alýnmýþ. Bu insanlarýn içinde verimsiz çalýþan partiye oy vermeyen partili olmayanlarý deðiþtirme cihetine gidelim diye bir fikir teatisinde
bulunulmuþ.
Ýlçe örgütünde Ýl örgütünde. Sadece fikir teatisi, fili olarak bir þey yok.”
Hastane de ortaya çýkan atama olayýnýn ve Huzur evine AKP’nin isminin geçtiði yerlerde kurum amirlerinin atamalarda ve alýnacak kiþilerde
performans deðerlendirmesi ; yani verimliliðin gerekce gösterilmesi dikkat çekiyor yorumlarýna neden oluyor. Buda kamuoyunda AKP’nin el
attýðý yerlere bu gerekçeleri ileri sürerek toplumdaki tepkileri yumþatmak olarak deðerlendiriliyor.
Kamuoyunda da gazetemize gelen bilgiler doðrultusunda Rifat Kartal Huzur Evi Müdürü Seyfullah Bilen ile görüþtük. Söz konusu iddialarý
kendisine sorduk. Yapýlan görüþmeyi Hacýbektaþ kamuoyu ile paylaþýyoruz.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Aydýn ÞÝMÞEK- Seyfullah bey ben
Sulucakarahöyük gazetesinden aydýn
Þimþek. Bildiðiniz ya da duyduðunuz mu
bilemiyorum ama bizi de þaþýrtan Huzur
evininin olumlu imajýna denk düþmeyen bir
iddia var kamuoyunda tabiî ki biz huzur
evini birçok kez olumlu yönleri ile haber
yaptýk. Huzur evinde çalýþan personelin bir
kýsmýnýn iþten çýkarýlacaðý buna gerekçe
olanýn ise AKP nin olduðu yönünde. Bu
insanlarýn da verimli olmadýðý çalýþmadýðý
gibi gerekçelerle iþten çýkarýlacaðý yönünde
kamuoyunda bir iddia var. Böyle bir þey
varmýdýr, bu iþin aslý nedir?
Seyfullah BÝLEN-Þöyle söyleyim. Öyle
bir partinin telkinleri ile deðil ama
performansý düþük elemanlarý
deðerlendiriyoruz. Bu elemanlarý çýkarma
diye bir þey yok ama bunlarý alan þirketlere
geri yönelmemeyi düþünüyoruz. Öyle þunun
bunun telkinleri deðil yani. Buradaki
personelin marifeti ile Müdür yardýmcýlarým
var, görevli meslek elemanlarým var,
bunlarla birlikte yýl içerisinde çalýþmalarýna
göre deðerlendirme yapýyoruz.
Performanslarýna göre düþük olanlarý belli
bir þeye aldýk onlarý deðerlendirmeyi
düþünüyoruz.
Aydýn ÞÝMÞEK-Peki bu konuda böyle
bir þey olacak yani çýkarma olacak
diyorsunuz?
Seyfullah BÝLEN- Þimdi çýkarma olacak
diye söylemeyim yeni þirkete bu performansý
düþük kiþileri önermeyi düþünmüyorum.
Zaten onlar kendileri alacak onlara da benim
kendim memnun olduðum çalýþmasý iyi olan
elemanlarý önereceðim. Diðerlerini önermeyi
düþünmüyorum ama þirket kendi alýr
bilemem.
Aydýn ÞÝMÞEK-Þimdi o zaman þöyle
söyleyeyim bu konunun AKP de
konuþulduðu iddiasý var.
Seyfullah BÝLEN-Onlardan olabilir öyle
þeyler bana da geliyor ama ben o tür þeylere
hizmet yönünden bakarým. Kimsenin A
partisi B partisi þeyine bakmam. Aylardýr
da bu konuyu söylüyorum bütün personelim
de biliyor.
Aydýn ÞÝMÞEK- Þöyle bir þey oldu mu?
AKP aracýlýðý ile alýnmasý için adam
önerildimi size?
Seyfullah BÝLEN-Yani AKP diye
söylenen ve çeþitli yerlerden bana
müracaatlar geliyor. Ben de evraklarýný
alýyorum.
Aydýn ÞÝMÞEK-Kurumlardan mý
geliyor.
Seyfullah BÝLEN-Kurum olarak
demeyim þahýs kiþiler ve yönlendirme de
olmuþ olabilir ama bilemiyorum, gelen
elemanlar var. Ben illa bu þu partili, bu
partili diyede deðerlendirmiyorum,
performansýna veya orada çalýþabilecek
durumuna göre deðerlendirmeyi
düþünüyorum.
Aydýn ÞÝMÞEK-Bizim bu konuþtuðumuz
durumu ben biraz araþtýrdým, bir dönem
Hacýbektaþ AKP Ýlçesine üye bir insan bu
konunun kendi partilerinde gündeme
geldiðini, fikir teatisinde bulunduklarýný ve
hatta il de görüþtüklerini, Hacýbektaþ ta Kýz
Meslek Lisesi ve Huzur Evi dahil belirli
kurumlarda bekledikleri 180 ile 200
civarýnda oy’un alýnamadýðýný, buna baðlý
olarak da buraya kendi referans olduklarýnýn
iþten çýkarýlacaðýný baþka insanlarýn
koyulacaðýný, bu yönde bir fikir teatisinde
bulunduklarýný bilahare bana söyledi. Ama
durumun þimdi hangi aþamada olduðunu
ben de bilmiyorum diye söyledi. Bunun
röportajýný da yayýmlayacaðýz. Bu iddianýn
kamuoyunun öne sürdüðü iddia ile baðlantýsý
varmýdýr yokmudur, bunu da ancak sizden
öðrenebilirdim.
Seyfullah BÝLEN-Benimle ilgili deðil
bilemiyorum. Onlarý kendi
deðerlendirmeleri olmuþ olabilir. Ben
nitekim devlet memuruyum orada hizmet
için varým, yapýlacak hizmetin en iyi en
kalitelisi yapýlmasý yönünde olur, A.partisi
B. Partisi þeklinde deðerlendirmem olamaz.
Aydýn ÞÝMÞEK-Yani size AKP aracýlýðý
ile her hangi bir öneri gelmedi?
Seyfullah BÝLEN-Öneri þöyle yani, gelen
kiþiler onlarýn yönlendirmesi ile olabilir
ama ben oradan geliyor diye
deðerlendirmiyorum. Ben Hacýbektaþ
halkýndan gelir durumuna göre
çalýþabileceðini sezdiðim belgesi olan kiþiler,
deðerlendirmeye çýkacak kiþiler.
Aydýn ÞÝMÞEK-Son soru olarak; Sizin
personeli toplayýp hakkýnýzda konuþulanlara
dair, “Benim için alevi Sünni ayrýmý yapýyor
diye dedi kodu yaptýðýnýz için buna baðlý
olarak iþten çýkartmalar olacak” dediðiniz
doðru mu?
Seyfullah BÝLEN- Bu þekil de deðil ama
benim duyumlarýmla, benim ayrýcalýk
yaptýðýmý söylemiþler ben kendilerine
þimdiye kadar öyle bir ayrýcalýk yaptýðýmý
gören varsa söylesin, bu tür þeylerde beni
kim þikayet etti ise gerçi þikayet eden kiþiler
bilinmiyor ama, böyle bir þeyin neden
yapýldýðýný bir toplantýda dile getirdim.
Aydýn ÞÝMÞEK- Anladým; Sizin
personelinizden insanlar mý yapýyor?
Seyfullah BÝLEN-Evet biri þikayet etmiþ.
Aydýn ÞÝMÞEK-Teþekkür ediyorum,
kolay gelsin.
7
13 Ocak 2009 Salý
‘Mutluluðun sýrrý’
parayý baþkalarý için
harcamak mý?
Yeni bir çalýþmaya göre, mutluluk, ne kadar
sahip olduðunuzla deðil nasýl harcadýðýnýzla
ilgili. Paralarýyla baðýþ yapan ya da baþkalarýna
hediyeler alanlar, tüm paralarýný kendileri için
harcayanlara göre daha mutlu hissediyor...
Ýsrail savaþý týrmandýracak
Gazze"ye yönelik kanlý saldýrýlarý durdurma çaðrýlarýna kulaklarýný týkayan
Ýsrail yönetimi iþgale ve saldýrýlarýna devam edeceðini açýkladý. Ýsrail dýþýnda
yaþayan Yahudilerin de büyük tepkisini çeken Olmert, "Ordu hedefine ulaþýyor,
saldýrýlar daha çok sürecek" dedi...
direniþine destek verdi. Göstericilerin
sýk sýk “Teþekkürler Chavez” sloganlarý
atmasý dikkat çekti.
Dünyanýn en kalabalýk Müslüman
ülkesi Endonezya"da ise yaklaþýk 20 bin
kiþi, Ýsrail"in Gazze"ye düzenlediði
saldýrýlarý protesto etti. Baþkent
Cakarta"da düzenlenen gösteriye
katýlanlar, Filistin bayraklarý ve üzerinde
"Filistin"i Kurtarýn", "Ýsrail Ürünlerini
Boykot Edin" yazýlý pankartlar taþýdý.
Ýsrail ve Endonezya arasýnda diplomatik
iliþki bulunmuyor.
Piyangoyu kazandýðýnýzda ya da cebinizde
fazladan biraz para bulduðunuzda mutlu
olacaðýnýzý düþünebilirsiniz. Klasik ekonomik
görüþleri altüst eden yeni bir çalýþmaya göre
mutluluk ne kadar sahip olduðunuzla deðil nasýl
harcadýðýnýzla ilgili. Paralarýyla baðýþ yapan ya
da baþkalarýna hediyeler alan insanlar tüm
paralarýný kendileri için harcayanlara göre daha
mutlu hissediyor.
Ýnsanlar paranýn mutluluðu satýn alabileceðini
düþünür. Oysaki zenginlik ve mutluluk arasýndaki
iliþkinin çok da güçlü olmadýðý düþünülmektedir.
Örneðin Amerikan toplumunda insanlarýn
zenginleþtikçe daha mutlu olmadýklarý
görülmektedir. Bir olasýlýk insanlarýn paralarýný
kendilerini mutlu edecek þeylere harcamamalarý
olabilir. Ekonomistler bu iliþkiyi çözmeye
çalýþmaktadýr.
ÝKÝ ÇALIÞMA DAHA VAR
British Columbia Üniversitesi’nden sosyal
psikolog Elizabeth Dunn, ne tür harcamalarýn
insanlarý gerçekten mutlu hissettirdiðini
araþtýrmýþtýr. Dunn ve arkadaþlarýnýn 109 öðrenci
üzerinde yaptýklarý çalýþmada þaþýrtýcý olmayacak
þekilde öðrenciler ceplerinde 5 dolar yerine 20
dolar olduðunda daha mutlu olacaklarýný
söylemiþlerdir. Ayrýca paralarýný baþkalarý yerine
kendileri için harcamaktan daha mutlu olacaklarýný
anlatmýþlardýr. Ama yanlýþ cevap! Dunn ve ekibi
49 öðrenciye içinde 5 ya da 20 dolar olan zarflar
vermiþ ve nasýl harcayacaklarýný söylemiþlerdir.
Parayla baþkalarýna hediyeler alan ya da hayýr
kurumlarýna baðýþlayanlarýn günün sonunda, parayý
kendisi için harcayanlara göre (bir faturasýný
ödemek ya da kendine yemek ýsmarlamak için)
daha mutlu hissettiði kaydedilmiþtir.
Bu sonuçlara ulaþan 2 çalýþma daha vardýr.
Ayný ekip Boston þirketinde çalýþan 16 iþçi ile
farklý miktarlarda ikramiye almalarýndan önce ve
sonra görüþmüþler ve ayrýca ABD genelinden
rasgele seçilen 632 kiþinin gelirleri, harcamalarý
ve mutluluklarý ile ilgili verileri toplamýþlardýr.
Her iki grupta da mutluluðun gelirin ya da
ikramiyenin miktarýndan çok parayý baþkalarý için
harcamakla iliþkili olduðu bulunmuþtur.
Dunn bu verilerin varsayýmlarýný
düþündüklerinden daha güçlü bir þekilde
desteklediðini söylemektedir. Elsever harcamalarýn
týpký egzersiz yapmak gibi hem kýsa hem de uzun
vadede sonuçlara sahip olduðunu öne sürmektedir.
Baþka bir insana bir defalýðýna bir þey vermek
kiþiyi o gün mutlu edebilir ancak bu bir yaþam
tarzý haline gelirse kalýcý bir farklýlýk yaratabilir.
Dunn günün birinde yasa
yapýcýlarýn bu
sonuçlardan daha mutlu
ve elsever toplumlar
yaratmak üzere
etkilenebileceðini ümit
etmektedir.
Warwick Üniversitesi’nden ekonomist Andrew
Oswald, Dunn’ýn çalýþmasýnýn insanýn kendisi için
para harcamasýnýn mutluluk verici olduðunu
düþünen ekonomistleri þaþýrtacaðýný belirtmektedir.
Birgün
Ýsrail Baþbakaný Ehud Olmert,
haftalýk kabine toplantýsýnýn açýlýþýnda
yaptýðý konuþmada, Ýsrail"in bölgede
kendisi için koyduðu hedeflere
yaklaþtýðýný belirtirken, "Güneydeki
güvenlik gerçeðini deðiþtirmek ve
vatandaþlarýna huzuru getirmek için
kararlýlýk, sabýr ve cesaret gerektiðini"
ifade etti.
ÝNGÝLÝZ YAHUDÝLERÝ DE ÝSRAÝL’E
KARÞI
Uluslararasý toplumun ve ülke dýþýnda
yaþayan Yahudilerin çaðrýlarýna kulak
asmayan Ýsrail’in Gazze’de iþgale ve
saldýrýlara devam etmesi karþýsýnda
Ýngiltere’de yaþayan Yahudiler de isyan
etti. Observer’a açýk mektup yazan
Ýngiliz Yahudileri, askeri operasyonlara
bir an önce son verilmesi çaðrýsýnda
bulundu. Askeri operasyonlarýn bölgede
güvenliði artýrmaktan çok uzak olduðu
belirtilirken, bu durumun aksine
aþýrýlýklarý güçlendireceði ve bölgeyi
daha da istikrarsýzlaþtýracaðý uyarýsý
yapýldý.
Öte yandan Ýsrail’in iþgalde yeni bir
aþamaya geçeceði açýklandý. Yeni aþama
ile Gazze"nin tam olarak iþgal
edilmesinin de bulunduðu çeþitli
seçenekler tartýþýlýyor. Üçüncü haftasýna
giren saldýrýlarda sokak çatýþmalarý ise
devam ediyor. Son olarak Hamas
militanlarý Gazze’nin ara sokaklarýnda
Ýsrail ordu güçlerini pusuya düþürdü.
Filistinli yetkililere göre en az 12 kiþi
hayatýný kaybetti.
Ýsrail savaþ uçaklarý da dün sabah
saatlerinde Refah sýnýrýna yakýn hedefleri
vurmayý sürdürdü. Filistin kaynaklarýna
göre, ölü sayýsý 854"ü geçti. Ölenlerden
270"inin çocuk olduðu belirtiliyor. Yaralý
sayýsý ise 4 bine yaklaþtý.
Bu arada Hamas"ýn önde gelen siyasi
liderlerinden Musa Ebu Marzuk,
kaçýrýldýktan sonra 2,5 yýldýr bölgede
tutulan Ýsrailli asker Gilad Þalit"in
durumunun artýk Hamas"ý
ilgilendirmediðini söyledi.
ETKÝSÝZ KALAN BM ENDÝÞELÝ
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun"un
insani iþlerden sorumlu yardýmcýsý John
Holmes, Ýsrail ve Hamas"ýn, Güvenlik
Konseyi"nin, Gazze"de ateþkes
çaðrýsýnda bulunan kararýna
uymamalarýndan endiþeli olduklarýný
söyledi. Holmes, iki tarafýn Konsey"in
ateþkes çaðrýsýna uymamalarýndan büyük
hayal kýrýklýðý duyduðunu belirterek,
"Biz, taraflardan bu ateþkese uymalarýný
bekliyoruz ve bunu bir an önce
yapmalarýný istiyoruz" dedi. Holmes
"Tam bir ateþkes saðlanamadýðý sürece
Gazze"deki sivillerin hiçbiri güvende
deðil" ifadesini kullandý.
YEREL BASIN DA HEDEFTE
Bu arada Gazze"de çalýþan Filistinli
gazeteciler, son birkaç gündür basýn
mensuplarýna ve basýn mensuplarýnýn
toplu bulunduðu binaya yapýlan
saldýrýlarý, Gazze"de yapýlanlara karþý
kendilerini "susturma" teþebbüsü olarak
gördüklerini açýkladý. Geçen kasým
ayýndan bu yana Ýsrail"in bölgeye
yabancý gazetecilerin girmesine izin
vermediðini hatýrlatan gazeteciler,
kendilerine yönelik üst üste gelen
saldýrýlarýn bunun bir kanýtý olduðunu
söyledi.
ALMANYA DA DEVREDE
Almanya Dýþiþleri Bakaný FrankWalter Steinmeier, Gazze Þeridi"ndeki
çatýþmalarýn durdurulmasý için
arabuluculuk yapmak amacýyla
Ortadoðu"ya gitti. Berlin’de konuþan
Steinmeier, Mýsýr ve Ýsrail yönetimiyle
çatýþmalara son verilmesiyle ilgili
koþullarý görüþeceðini söyledi.
Steinmeier, Filistin Özerk Yönetimi
Lideri Mahmud Abbas ile de bir araya
geleceðini açýkladý. Steinmeier, BM
Güvenlik Konseyi’nin kararýnýn kalýcý
bir barýþýn nasýl saðlanacaðýný gösteren
önemli bir adým olarak nitelendirmiþti.
***
Halklar ‘savaþ dursun’ dedi
Fransa’nýn baþkenti Paris’te toplanan
yaklaþýk yüz bin gösterici Ýsrail
saldýrýlarýný protesto ederek Filistinlilerin
Ýsveç"in üç büyük kentinde on
binlerce kiþi sokaða döküldü. Gösteriler
eþ zamanlý olarak Stockholm, Göteborg
ve Malmö"de gerçekleþtirildi. Baþkent
Stockholm’de aralarýnda sosyalist ve
komünist partiler ile onlarca kuruluþ ve
sivil toplum örgütünü bünyesinde
barýndýran komite tarafýndan Gazze halký
ile dayanýþma amacýyla yaklaþýk 10 bin
kiþi Ýsrail ve ABD karþýtý sloganlar attý
ve pankartlar taþýdý.
***
BM’nin yapýsý ve yeri deðiþtirilmeli
Ýran Cumhurbaþkaný Mahmud
Ahmedinejad, "Ýsrail"in Gazze
Þeridi"nde savunmasýz ve masum
sivilleri katletmesi karþýsýnda pasif kalan
BM"nin yenilenmesi gerektiðini" belirtti.
Ahmedinejad, "Ýsrail"in çocuk, kadýn,
yaþlý ayrýmý yapmadan Filistinlilere
yönelik katliamlarý karþýsýnda BM"nin
sorumluluðunu yerine getirmediðini"
söyledi. "ABD"nin, BM aracýlýðýyla
dünyaya hükmetme peþinde olduðunu
belirten Ahmedinejad, "BM Güvenlik
Konseyinin tek taraflý ve insani olmayan
kararlarýnýn, halklar nezdinde hiçbir
deðeri olmayacak" dedi.
Ahmedinejad, BM Güvenik
Konseyinin tüm milletlerin güvenliðini
korumak ve mazlum halklarýn sorunlarýný
gidermek amacýyla kurulduðunu
kaydederek, "Geçen bunca zamanda, bu
yönde adým atýlmadýðýný" söyledi.
***
Ortadoðu barýþý için çalýþacakmýþ
ABD"de baþkanlýk koltuðuna
oturmaya hazýrlanan Barack Obama,
hemen Ortadoðu"da barýþ için
çalýþacaðýný, Gazze saldýrýlarýnýn, bunu
bir an önce yapma kararlýlýðýna kendisini
yönlendirdiðini belirtti.
Amerikan ABC televizyonunda
George Stephanopoulos"un sunduðu
"This Week" programýna katýlan Obama,
barýþ çabalarýna hemen baþlamanýn
önemli olduðunu vurguladý. 20 Ocak"ta
baþkanlýk görevini devralacak olan
Barack Obama, hem Ýsrail tarafýnda hem
de Filistin tarafýnda sivillerin ölmesini
"içler acýsý" olarak niteleyerek, "Açýkçasý
bu, yýllardýr süren sorunu çözmeye
çalýþmak için daha kararlý olmamý
saðlýyor" dedi
Birgün
Bir yeryüzü cenneti: Ýguazu þelaleleri
MUSTAFA ANDIÇ
[email protected]
Dünya’nýn en büyük þelale grubunun bulunduðu Ýguazu, sadece bu özelliðiyle deðil, bulunduðu coðrafi
konum itibarýyla da ayrý bir önem taþýyor. Üç Güney Amerika ülkesinin birbirine düðümlendiði yerde,
Rio Parana Nehri üzerindeki bu dünya harikasý þelale grubu bir inci gibi görünüyor...
eseri mutlaka ziyaret etmeniz gerekiyor.
Binlerce kilometrelik yolculuklar
yapýyorsanýz, zamaný verimli kullanmak ve
seyahati daha ekonomik hale getirmek için
gündüzleri gezip geceleri yol almak
gerekiyor. Bu defa da öyle yaparak Koca
Brezilya’yý doðusundan batýsýna kadar bir
solukta geçerek dünyanýn en büyük þelale
grubunun bulunduðu Foz De Ýguazu kentine
ulaþtým.
Dünya’nýn en büyük ve en ihtiþamlý
þelale grubunun bulunduðu Ýguazu, sadece
bu özelliðiyle deðil, bulunduðu özel coðrafi
konum itibarýyla da ayrý bir önem taþýyor.
Üç Güney Amerika ülkesinin birbirine
düðümlendiði yerde, Rio Parana Nehri
üzerindeki bu dünya harikasý þelale grubu
bir inci gibi insanlarý kendisine çekiyor.
Parana Nehri tüm Latin Amerika’da
Amazon’dan sonra en büyük, dünyanýn da
10’uncu büyük nehri. Toplam uzunluðu 4
bin kilometreyi geçiyor ve Brezilya,
Paraguay, Arjantin ve Uruguay’ý katedip
Rio De La Plata Deltasý’ný oluþturarak
Atlantiðe kadar ulaþýyor.
Toplamda 275 þelale var, bunlarýn 250’si
nehrin Arjantin tarafýnda, 25 tanesi ise
Brezilya’da. Tek tek ele alýndýðýnda hiçbiri
dünyanýn büyük þelaleleriyle rekabet
edemiyor. Ancak hepsi bir araya gelince
dünyada bir eþi ve benzeri bulunmuyor.
(Afrika’nýn Zambezi Nehri üzerindeki
Victoria’yý henüz görmedim.) Ýyi fotoðraf
çekmek için sabahlarý Arjantin, akþamüzeri
ise Brezilya tarafýndan gezmek gerekiyor.
Arjantin tarafýndan bu þelalelerin en
büyüðünün adeta içine giriyorsunuz ve
kulaklarý saðýr eden ihtiþamlý sesine ve
görüntüsüne tanýklýk ediyorsunuz. Ancak
onlarca þelaleyi bir arada görmek için
mutlaka Brezilya tarafýnda olmak gerekiyor.
Ýyi fotoðraf çekmek için en iyi açýyý
yakalamaya çalýþýrken, ayaklarýnýzýn
arasýnda dolaþan uzun burunlu karýnca yiyen
garip yaratýklarý gördüðünüzde, manzara
görüntüsüne biraz ara vermeniz gerekiyor.
Ýguazu, Guarani dilinde ‘büyük su’ anlamýna
geliyormuþ. Guarani Paraguay ve
Bolivya’nýn Ýspanyolca ile birlikte resmi
Modern dünyanýn 7 harikasý arasýnda
sayýlan Itaipu, dünyanýn en çok elektrik
üreten ve üretim kapasitesi en büyük
hidroelektrik santralidir. Itaipu adýný Guarani
dilinden almýþ. Nehirden akan þelalelerin
yere düþerken zemindeki taþlara çarpmasýyla
çýkan seslerden dolayý “þarký söyleyen
taþlar” anlamýna geliyor. Brezilya ve
Paraguay arasýnda Parana Irmaðý üzerinde
kurulmuþ. Tam kapasite çalýþan 18 jeneratör
ünitesi Brezilya"nýn elektrik enerjisi
gereksiniminin yüzde 25’ini, Paraguay’ýn
ise yüzde 90’ýný karþýlýyor. Ýki yeni ünitenin
yapýmý da devam ediyormuþ.
dillerinden biri. Yaklaþýk 3 kilometre
boyunca sýralanan þelaleler yaðmur
ormanlarýnýn içinde yer alýyor. Burada
kasým-mart arasýndaki yaðmur sezonunda
þelalelerden akan su miktarý saniyede 12,750
metreküp oluyormuþ. (Fýrat’ýn 20 katý)
Özellikle Arjantin tarafýndan 80 metrelik
yükseklikten büyük bir gürültüyle düþen
sularýn içine girmek, hatta adrenalini biraz
daha artýrýp daha büyük maceraya yelken
açmak için bu ihtiþamlý sularda rafting
yapmak mümkün (elbette tepeden týrnaða
ýslanmayý göze alarak). Nehrin ve buna
baðlý olarak þelalenin seviyesi yaðýþ
durumuna göre yükselip alçalýyor. Nitekim
bir yýl arayla hem de ayný gün ve tarihte
ziyaret etmeme raðmen ikincisinde þelalenin
suyunun yaklaþýk yüzde 30 daha azaldýðýný
gördüm.
ÖLÜDENÝZ’DEKÝ KELEBEK VADÝSÝ
GÝBÝ
Tropik ormandaki çesitli aðaçlarý ve
meyveleriyle de biyolojik açýdan büyük bir
zenginlik sunuyor Ýguazu. Bölgede 450 tür
kuþ ve 250’nin üzerinde kelebek türü
bulunuyor. Yabani hayvanlar da cabasý.
Bizim Ölüdeniz’deki Kelebek Vadisi gibi
burada da Kelebek çok fazla. Bu doða
harikasýnýn Arjantin tarafý 1934’te Brezilya
tarafý da 1939’da ulusal park olarak ilan
edilmiþ. Hemen ardýndan da Paraguaylýlar
Ciudat del Ester kentini buraya kurmuþ.
Þelaleden sonra akþam yemeði için Foz
De Ýguazu’nun þehir merkezine gittiðimde
Brezilya’nýn diðer kentlerine benzemeyen
güzellikte pýrýl pýrýl bir þehirle karþýlaþtým.
Bu duruma þelale turizminin çok büyük
etkisi olmuþ anlaþýlan. Caddeler pýrýl pýrýl,
çoðu kiþi Ýngilizce biliyor ve turistlere çok
iyi davranýyorlar. Diðer kentlerin aksine
þehir alabildiðine güvenli. Ýlgimi çeken bir
diðer önemli nokta ise, þehirde bulunan
dönerci ve kebapçýlardý. Bunlardan
bazýlarýyla konuþunca durum anlaþýldý.
Özellikle Lübnan kökenli vatandaþlar
burada oldukça fazla ve çoðu restoran iþiyle
uðraþýyor. Hal böyle olunca nargile kafeleri
bile insanlarla dolu. Yani samba kültürü
beklerken nargile kültürüyle karþýlaþmak
biraz þaþýrttý beni doðrusu.
Ýguazu dünyanýn 8’inci doða harikasý
olarak da anýlýyor (Niagara þelalesi 87’nci
sýrada) Peru’daki Machu Picchu, Latin
Amerika tarihi açýsýndan ne kadar
vazgeçilmezse Ýguazu da coðrafi ve doðal
güzellik bakýmýndan o kadar
vazgeçilmezdir. Brezilya’ya gidenler ne
yapýp edip burayý görmeliler.
Zaman zaman insanlar tarihteki ortak
miras eserleri için dünyanýn sekiz harikasýný
art arda sýralamaya çalýþýr. Çin Seddi,
Mýsýr’daki piramitler, hiç görmediðimiz
Selçuk’taki Artemis Sunaðý, Ýskenderiye
Feneri, Babil’in Asma Bahçeleri gibi. Öte
yandan teknoloji çaðýmýzda da öyle eserler
ortaya çýkarýlmýþ ki, bunlarýn bazýlarýnýn
modern dünyanýn birer harikasý olduðu
söylenegelmiþtir. Ýþte bu modern dünyanýn
sekiz harikasýndan biri olarak kabul edilen
eserlerden biri de Brezilya ile Paraguay
sýnýrý arasýnda akan, büyük Parana Nehri
üzerinde yapýlan ve kendi alanýnda dünyanýn
en büyüðü olan Ýtaipu Barajý’dýr. Ýguazu
Þelaleleri’ni görmek için buralara kadar
gelmiþseniz, hemen yanýbaþýndaki bu dev
Jeneratörlerin 9 tanesi Brezilya’ya, 9
tanesi de Paraguay’a ait. Ama çok küçük
bir ülke olan Paraguay’a tek jeneratör bile
yetiyormuþ aslýnda. O da diðer
jenaratörlerden elde ettigi enerjiyi
Brezilya’ya satýyor ve projeye olan borcunu
da bu þekilde ödüyormuþ. Baraj 196 metre
yüksekliðinde 7,7 kilometre geniþliðinde
ve tam 170 kilometre uzunluðunda. Toplam
12,870 megawatt gücünde. Kýyaslama
yapmak gerekirse 1994’te tamamlandýðýnda
dünyanýn 4’üncü büyük barajý olan, medarý
iftiharýmýz Atatürk Barajý’nýn kurulu gücü
sadece 2,400 megawatt ve 8 tribünü
bulunuyor. (Keban Barajý’nýn kurulu gücü
ise 1,240 megawatt ve dünyada 36’ncý
sýrada.) Ýtaipu Barajý yýllýk 96 milyar
kilowatt saat enerji üretirken Atatürk Barajý
yýllýk 8,4 milyar kilowatt saat enerji üretiyor.
Bu devasa barajýn yapýmýna 1975’te
baþlanmýþ ve tam 40 bin kiþi çalýþmýþ. Ýlk
ünitesi 1983’ten itibaren elektrik üretmeye
baþlamýþ. 1991’de ise diðer tüm üniteler
devreye girmiþ. Bu kadar büyük olmasýna
karþýn Itaipu Barajý yapýldýðýnda barajýn
gölü tam 14 günde doluvermiþ. Böylesine
büyük bir barajýn yapýmý için önemli
fedakârlýklarda da bulunulmuþ. Baraj
havzasýnda yaklaþýk 1.500 kilometrekarelik
tropikal ormanla dünyanýn en güzel
þelalelerinden biri olan Sete Kuedas sular
altýnda kalmýþ ve 40 binden fazla insan
baþka yerlere göç etmek zorunda kalmýþ.
Bu devasa yapýya harcanan emek,
malzeme ve parayla bakýn neler yapýlýrmýþ:
»15 adet Ýngiltere ile Fransa arasýndaki
Manþ tüneli yapýlýrmýþ.
»210 tane 210 bin kiþilik Maracana Stadý
yapýlýrmýþ.
»380 tane Eyfel Kulesi yapýlýrmýþ.
»Barajýn sularý 42 tane Ýguazu Þelalesi’ne
bedelmiþ.
»Günde 435 ton petrole eþdeðer enerji
üretirmiþ.
»187 milyon Brezilya halkýna 6 ay boyunca
günde üç öðün yemek verilirmiþ.
»Her biri 70 metrekareden 800 bin konut
yapýlýrmýþ.
Peki, Ýtaipu’nun bu saltanatý ne kadar mý
sürecek? Çok yakýnda Çinliler, Tree Gorgos
Barajý’ný tamamlayýncaya kadar...
Birgün

Benzer belgeler