avrupa insan hakları mahkemesi
Transkript
avrupa insan hakları mahkemesi
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR Orkun ÇAKAR / TÜRKĠYE (Başvuru no. 47749/11) __________________________________________________________________________________________ © T.C. Adalet Bakanlığı, 2013. Bu gayriresmi çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü, Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığı tarafından yapılmıĢ olup, Mahkeme için bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiĢ olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koĢulu ile Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve DıĢ ĠliĢkiler Genel Müdürlüğü, Ġnsan Hakları Daire BaĢkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir. ÇAKAR / TÜRKĠYE KARARI 2 Başkan Peer Lorenzen Yargıçlar András Sajó, NebojšaVučinić ve Bölüm Yazı İşleri Müdürü Stanley Naismith’in katılımıyla 10 Aralık 2013 tarihinde Komite halinde toplanan Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi (Ġkinci Bölüm), yukarıda belirtilen 10 Mayıs 2011 tarihli baĢvuruya iliĢkin olarak gerçekleĢtirilen müzakereler sonucunda aĢağıdaki kararı vermiĢtir. OLAYLAR 1. BaĢvuran, Orkun ÇAKAR, 1976 doğumlu bir Türk vatandaĢıdır ve hâlihazırda Edirne cezaevinde tutuklu bulunmaktadır. BaĢvuran, Mahkeme önünde Hatay’da görev yapan avukat B. AKBAY tarafından temsil edilmiĢtir. 2. Dava konusu olaylar, baĢvuran tarafından ibraz edildiği Ģekliyle, aĢağıdaki gibi özetlenebilir. 3. BaĢvuran, yasadıĢı bir silahlı örgüte üye olduğu ve bu örgüt adına suç iĢlediği Ģüphesiyle 31 Temmuz 2002 tarihinde yakalanmıĢtır. 4. Ceza mahkemesi 4 Ağustos 2002 tarihinde, baĢvuran hakkında tutuklama kararı vermiĢtir. 5. BaĢvuran 29 Kasım 2002 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıĢtır. Bu süre boyunca, baĢvuran kimliği gizlenerek (takma bir isimle) yargılanmıĢtır. 6. BaĢvuran 31 Mart 2003 tarihinde tekrar yakalanmıĢtır. 7. Ġstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi 2 Nisan 2003 tarihinde, baĢvuranın tutuklanmasına karar vermiĢtir. ÇAKAR / TÜRKĠYE KARARI 3 8. Devlet Güvenlik Mahkemeleri 5190 sayılı Kanun ile 2004 tarihinde kaldırılmıĢ ve dava Ġstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiĢtir. 9. Ġstanbul Ağır Ceza Mahkemesi 26 Eylül 2008 tarihinde, yasadıĢı bir örgüte üye olma, iki kez adam öldürme, bir kez sorgunculuk, iki kez hırsızlığa teĢebbüs, bir kiĢinin kanuna aykırı Ģekilde özgürlüğünden yoksun bırakılması ve belgede sahtecilik suçlarından baĢvuranın mahkûmiyetine karar vermiĢtir. Mahkeme, bu doğrultuda, baĢvuran hakkında 65 yıl 10 ay hapis cezasına hükmetmiĢtir. 10. Yargıtay 25 Mayıs 2010 tarihinde, ilk derece mahkemesinin baĢvuranın yasadıĢı örgüt üyeliği, bir kiĢiyi kanuna aykırı Ģekilde özgürlüğünden yoksun bırakma ve belgede sahtecilik suçlarına iliĢkin kararını suçların zamanaĢımına uğradıkları gerekçesiyle bozmuĢtur. Yargıtay ayrıca, adam öldürme suçlarından birine iliĢkin kararı, suçun yeniden vasıflandırılması sebebiyle bozmuĢtur. Kararın geri kalan kısmı, diğer bir deyiĢle toplamda 38 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onanmıĢ ve böylelikle kesinleĢmiĢtir. Bunun ardından, dava ilk derece mahkemesine iade edilmiĢtir. 11. Ġstanbul Ağır Ceza Mahkemesi 28 Ekim 2011 tarihinde, Yargıtay’ın kararına uymuĢ ve baĢvuran hakkında ayrıca 16 yıl 8 ay daha hapis cezasına hükmetmiĢtir. 12. Dava dosyasında yer alan bilgilere göre, dava Yargıtay önünde halen derdesttir. ġĠKÂYETLER 13. BaĢvuran, SözleĢmenin 6. maddesine istinat ederek, tutukluluk süresinin ve hakkındaki ceza yargılamalarının aĢırı uzun olduğundan Ģikâyetçi olmuĢtur. ÇAKAR / TÜRKĠYE KARARI 4 14. BaĢvuran ayrıca, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin ve Özel Yetkili Ceza Mahkemelerinin tarafsız ve bağımsız olmadıklarını ileri sürmüĢtür. HUKUKĠ DEĞERLENDĠRME 15. BaĢvuran, SözleĢmenin 6. maddesi uyarınca, kendisinin tutukluluk süresinin makul olmayan ölçüde uzun olduğundan Ģikayetçi olmuĢtur. Mahkeme, bu Ģikâyetin SözleĢmenin 5 § 3 maddesi kapsamında incelenmesi gerektiğini değerlendirmektedir. 16. Mahkeme, SözleĢmenin 35 § 1 maddesi gereğince, nihai kararın verildiği tarihten itibaren yalnızca altı ay içerisinde davayı ele alabileceğini hatırlatmaktadır. Bir makamın gerçekleĢtirdiği eylemlerin herhangi bir etkin hukuk yoluna açık olmadığı hallerde, altı aylık süre kuralı eylemin gerçekleĢtiği tarihten itibaren iĢlemeye baĢlamaktadır. 17. Mahkeme, baĢvuranın tutukluluğunun ilk aĢaması (31 Temmuz 2002 ile 29 Kasım 2002 arası) ile ilgili Ģikâyetine iliĢkin olarak, Ģikayet konusu tutukluluk halinin 29 Kasım 2002 tarihinde baĢvuranın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması ile sona erdiğini kaydetmektedir. 18. Mahkeme, baĢvuranın tutukluluğunun ikinci aĢamasına (31 Mart 2003 ile 26 Eylül 2008 arası) iliĢkin olarak ise, baĢvuranın tutukluluğunun Ağır Ceza Mahkemesinin 26 Eylül 2008 tarihli nihai kararına dek devam ettiğini gözlemlemektedir. Daha sonra, ilk derece mahkemesinin kararının Yargıtay tarafından kısmi olarak bozulmasına rağmen, yekünde 38 yıl hapis cezasına tekabül eden kısım onanmıĢtır. Bu doğrultuda, baĢvuranın tutukluluk hali 26 Eylül 2008 tarihli ilk mahkûmiyet kararı ile sona ermiĢtir. Söz konusu tarih sonrasında, baĢvuran “yetkili bir mahkeme tarafından mahkûmiyet kararı verilmesinin ardından” tutuklanmıĢtır. Ancak, Mahkemeye baĢvuru 10 Mayıs 2011 tarihinde yapılmıĢtır ve bu da, ÇAKAR / TÜRKĠYE KARARI 5 baĢvurunun Ģikâyetçi olunan tutukluluk aĢamasının sona ermesinden itibaren altı aydan daha uzun bir süre sonra yapıldığı anlamına gelmektedir. 19. Mahkeme, bu Ģikâyetin zamanında yapılmadığı ve SözleĢmenin 35 §§ 1 ve 4 maddesi gereğince altı ay kuralına uyulmadığı gerekçesiyle reddedilmesi gerektiği kanaatindedir. 20. BaĢvuran SözleĢmenin 6. maddesine dayanarak, ceza yargılamalarının uzunluğundan Ģikâyetçi olmuĢtur. Mahkeme, bu Ģikâyetin SözleĢmenin 6 § 1 maddesi kapsamında incelenmesi gerektiğini değerlendirmektedir. 21. Mahkeme, Ümmühan Kaplan / Türkiye (no. 24240/07, 20 Mart 2012) davasında pilot karar usulünün uygulanması sonrasında Türkiye’de yeni bir iç hukuk yolunun tesis edildiğini gözlemlemektedir. Mahkeme, Turgut ve Diğerleri / Türkiye davasındaki (no. 4860/09, 26 Mart 2013) kararında, bir baĢvuruyu, yeni bir iç hukuk yolu öngörüldüğünden, baĢvuranların iç hukuk yollarını tüketmedikleri gerekçesiyle kabul edilemez olarak beyan ettiğini hatırlatmaktadır. Bu kararı verirken Mahkeme, özellikle, bu yeni hukuk yolunun, öncesinde (a priori), eriĢilebilir olduğu ve yargılamaların uzunluğuna iliĢkin Ģikâyetler için makul bir tazminat yolu sunabildiği kanaatindedir. 22. Mahkeme, bu Ģikâyetin iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle SözleĢmenin 35 §§ 1 ve 4 maddesi uyarınca reddedilmesi gerektiğine karar vermiĢtir. 23. BaĢvuran ayrıca, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin ve Özel Yetkili Ceza Mahkemelerinin tarafsız ve bağımsız olmadıklarından Ģikâyetçi olmuĢtur. Mahkeme, baĢvuranın Ģikâyetinin SözleĢmenin 6 § 1 maddesi bakımından incelenmesi gerektiğini dikkate alarak, Ģikâyetlerin hiçbirinin SözleĢmede güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin herhangi birine yönelik bir ihlal teĢkil etmediğine hükmetmektedir (bk. Şaman / Türkiye, no. 35292/05, § 39, 5 Nisan 2011). ÇAKAR / TÜRKĠYE KARARI 6 24. Bu nedenle, söz konusu Ģikâyetler açıkça dayanaktan yoksun olmaları sebebiyle kabul edilemez niteliktedir ve SözleĢmenin 35 § 4 maddesi uyarınca reddedilmelidir. Bu gerekçelerle, Mahkeme oybirliğiyle, BaĢvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Stanley Naismith Peer Lorenzen Yazı ĠĢleri Müdür BaĢkan
Benzer belgeler
Başvurucular 6384 nolu kanunla kurulan Tazminat
Demiroğlu ve diğerleri / Türkiye (Başvuru No. 56125/10) kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, oybirliğiyle, başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, 23 Eylül 2013 tarihinde...
Detaylıavrupa ġnsan hakları mahkemesġ
Daire BaĢkanlığı tarafından yapılmıĢ olup, Mahkeme’yi bağlamamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiĢ olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koĢulu ile Adalet ...
Detaylı