Sadece Hindistan`da - Hindistan Gezi Rehberi

Transkript

Sadece Hindistan`da - Hindistan Gezi Rehberi
www.hindistangezi.com
sitesi bülteni
her türlü sorular›n›z için : [email protected]
20
1 Ekim 2006
De¤erli üyemiz
Sitemize olan ilginin bu aralar özellikle Hint filmlerine yöneldi¤inin fark›ndas›n›zd›r.
Hint filmleri de¤iflimi konusunda herkese yard›mc› olan üyemiz Mecit Öncel ile olan
röportaj›m›z› önceki say›m›zda yay›nlam›flt›k. Kendisinin bu konudaki çal›flmalar› devam
etmektedir.
Sitemizin mesaj panosunu aktif olarak kullanan ve çeflitli film eksikleri olan baz›
üyelerimize Hindistan’dan istedikleri filmleri hediye olarak getirmeye karar verdik.
Bu üyelere birer mail ile istedikleri filmleri sorduk. Böyle bir hizmet, üyelerimiz için
sürpriz bir geliflme oldu. Hemen hepsi bu CD / DVD’lerin ücretini ödemek istediler.
Ancak hediyenin ücreti al›nmaz diye düflündük, tüm üyelerimiz bu tip hediyelere lay›kt›r.
fiimdilik “sunilbobymeco (Mecit Öncel), “gorkem_88344”, “ganga55”, “ayder_777”,
“girl_in_love” ve “adnanmtb” isimli üyelerimize istedikleri CD ve DVD’leri getirip
kendilerine ilettik.
hindistangezi.com sitesini izlemeye ve mesajlar panosuna aktif olarak kat›lmaya
devam ediniz. Yeni sürprizler sizleri bekliyor.
Sitemizin ilanlar / duyurular bölümüne yeni b›rak›lan bir duyuruyu burada tekrarlamak
isterim:
Evet arkadafllar sonunda Hint Günü'nün tarihi belli oldu. 5 Ekim'de gerçekleflecek
olan Hint Günü'nde farkl› türde Hint Danslar› izleme flans› da elde etmifl olacaks›n›z.
Tarih: 5 Ekim • Saat: 20:00
Yer: Ça¤dafl Sanatlar Merkezi/ Ankara
Ücret: 10 YTL
Ayr›nt›l› bilgi ve biletler için :
[email protected]
www.nataraj-dancegroup.com
Sadece Hindistan’da
Orissa eyaletinin Puri sahilinde Dünya Do¤ay›
Koruma Fonu taraf›ndan düzenlenen
kampanyada bir sanatç› taraf›ndan kumsalda
yap›lan dev bir deniz kaplumba¤as› heykeli.
Bu kampanya Puri Sahil Festivali tarihiyle ayn›
tarihe denk geldi. Festivalde moda gösterileri
ve rock
müzik
gösterileri
de yer ald›.
29 Kas›m
2005
Trafikteki araçlar.
Bu köşemizde, sadece Hindistan’da görülebilecek
görüntüler yayınlıyoruz.
Hindistan’›n çok kötü altyap›s› ülke için çok önemli
bir sorun olmaya devam ediyor. Yollardaki delikler
sürücüler için büyük tehlike. Bir çok flehirde flöforler,
inekler, filler, develer ve köpeklere de dikkat etmek
zorunda. 1951 ile 2000 y›llar› aras›nda Hindistanda
flehirlerde yaflayan nüfus 4.5 kat artm›fl durumda.
Buna karfl›l›k
trafikteki araç
say›s› 158
kat›na ç›km›fl.
Trafik
kazalar›nda
ölüm oran› da
çok
yükseklerde.
5 Aral›k 2005
Nurdan Çak›r’›n Hindistan Gezi An›lar› Amatör yazarlarımızdan Nurdan Çakır, Mart 2004 tarihinde yaptığımız Hindistan gezisine ait
anı ve izlenimlerini www.amatorceedebiyat.com sitesinde yayınlamaktadır. Bu yazılara
bültenlerimizde sırası ile yer vermekteyiz.
14
Hindistan - 9
MUHTEfiEM GOA’n›n PALOLEM CENNET‹
Yaflam› boyunca, maddi - manevi yaflanabilecek her fleyi yaflayan, doyumsuzluk ve açl›k içinde k›vranan
insanlar› sahip olduklar› herfleyden uzaklaflt›ran vazgeçiren o gizemi sorgulamak ne derece tatmin verir
güncel insana? Amerika'l› milyarderi anlayabilmek, Hollanda'l› profesörü anlamaya çal›flmak enerji kayb›
gibi! Onlar›n yaflamlar›, kendilerinin deneyimleri ile dolu. Baflka bir göz ne kadar›n› çözebilir? fiu karfl›mda
oturan sessizli¤e gömülmüfl akl› bafl›nda görünen Frans›z'› alg›lay›p ne düflündü¤ünü bilebilir miyim ! Ya
pasaportunu y›rt›p atan, bu ruhsal f›rt›nalar›n ülkesinde ölmeye yatan ‹ngiliz gencini kim anlayabilir?
Meditasyon yapmayan biri yapan›n ne hissetti¤ini, neler yaflad›¤›n› nereden bilebilir? Bilse bilse karfl› ç›kmay›
bilir!!! Aptalca saçmal›k deyip ahkâm keser... Hangisi do¤ru, yarg›lay›p yok saymak m› yoksa onaylamasa
bile sayg›yla yaklaflmak m›??? Bütün bunlar geçiyor düfl dünyamdan...
Kimselerin yapt›¤›na, kimselerin akl› s›rr› ermiyor. Peki kendi yapt›klar›m›za?
Banyan a¤ac›, sanki uyuflturucu bir s›v› salg›l›yor düflüncelerime. Zaman dedi¤im zamans›z hayat, an
içinde kalmam› ne yap›p edip engelliyor. Türlü bellek koflturmalar›na sokuyor zihnimi... ‹çe dönüp t›klat›yorum
içimin kap›s›n›, ''heyyy orada kim var ve neler oluyor?'' D›fl dünya ile ba¤lant› noktamdan ayr›flmak istemedi¤imi
görüyorum çok yak›ndan gelen müzik seslerine kurtar›c› simidi gibi sar›l›rken...
Bir Konkani dü¤ünü var köyün içinde. Yerli bir damad› trafl ediyorlar evinin bahçesinde, birkaç ev ötede
de gelin k›z›n evi... Gelin k›z› süsleme telafl› içinde yak›nlar›. Gelinin babas› çok genç, k›rk›nda bile de¤il, efkarl›
efkarl› tütün çekiyor k›z babas› olman›n heyecan›yla... ‹ki evin aras›nda habire gidip gelen, k›rm›z› ceketleriyle
selams›z bandosu... Hindistan'›n bir çok eyaletinin en ücra köyünde bile bando tak›m› mevcut. Say›lar› 8-10
kifliyi geçmeyen k›rm›z› ceketli müzisyenler! Akortlar›n›n düzensizli¤i gibi k›l›k k›yafetleri de abart›l›, apoletli
bir örnek giysili tak›m elemanlar›... S›caktan k›rm›z› ceketlerinin kollar› dirseklerine kadar s›vanm›fl. Elemanlardan
birinin elinde dev gibi bir hoparlör (bizim eski gramafonlar›nki gibi) zil, davul, org sesi ç›karan ve sürekli ayn›
notaya basan klifle tempolu bir ayg›t... Bando tak›m›n›n yürüyüfl ad›mlar› da düzensiz yapt›klar› müzik gibi,
ama; biz o coflkulu sesin geldi¤i yöne do¤ru meraklanmaktan geri durmad›k. Önce damat evinin sonra da
gelin evinin önünde, içeri davet edilir miyiz beklentisiyle turlama fasl›na geçtik. fians›m›z yaver gitti ve gelin
evine buyur edildik. Oturtuldu¤umuz köfleden dü¤ün adetlerini uygulay›fllar›n› gözlemlemeye bafllad›k...
Gelin ve annesi, anneannesi, teyzeleri, yere renkli bohçalar açt›lar ve herbirinin içine tropik meyvalar,
kuruyemifl, pirinç ve giyim eflyalar› koydular... Ayr›ca odada bulunan herkesin aln›na kutsal k›rm›z› tozdan
sürdüler biribirlerini selamlad›lar hürmetle... Bu seremoniden biz de pay›m›z› ald›k, meyva, meyva suyu ve
kutsal boya aln›m›z›n ortas›na.... Bu arada bir telafle koptu ortal›kta... 3-4 yafllar›nda bir k›z ve o¤lan çocu¤unu
yaka paça oturttular bohçalar›n haz›rland›¤› yere ve sanki çocuklar iflin önemini biliyorlarm›flcas›na çocuklara
sayg› durufluyla haz›rlad›klar› bohçalardan birer tane hediye sundular. Geleneklerinde sa¤l›kl› k›z ve erkek
çocuk do¤urmalar› için yap›lan özel bir törenmifl bu... Di¤er bohçalar da köyün tap›na¤›ndaki fiiva heykeline
sunulmak üzere bando eflli¤inde yola ç›k›ld› hep beraber...
Palolem köyünde zaman› durduruvermek an meselesi.... Y›k›vermek geldi¤im köprüleri, at›vermek aya¤›mdaki
terlikleri ve kofluvermek okyanusun dantelas›na... Bafl›ma düflen bir hindistan cevizinin iri kütlesine gülümsemek,
aya¤›m› g›c›klayan sincab›n f›st›k yuvarlay›fl›na yard›m edebilmek... Banyan a¤ac›n›n esrikli¤iyle may›fl›p
kala kalmak as›rlarca..... Çiçeklerden kolyem hiç kurumasa, ayn› yollar› yeniden arfl›nlamasam, gizli geçitler
arasam yaflam›n öte yüzüne... Ve tropik çiçeklerin sarhofllu¤uyla afl›k olsam etsiz kemiksiz yaflam›n kendisi
olana....
Uzun boylu Frans›z kad›n iki çocu¤unu çekeliyor elinden tutarak, okullar›na götürüyor besbelli... Çocuklar
esmer Konkani yerlisi gibi, sevdi¤i adama benzemifller. Yaflad›¤› kulübenin önünden geçtikçe sabah akflam,
düflünmeden edemedim Frans›z kad›n›. Neydi onu buralarda yaflatan! Konkani yerlisi erke¤i mi, yoksa
Palolem'in yaflam büyüsü mü? Çapati ve Nan piflirmeyi ö¤renmifl, yerliler gibi yal›nayak dolafl›yor. Özlüyor
mu acaba do¤du¤u bat› illerini ? Arada s›rada k›s›k bir Frans›z ezgisi duyuyorum belli belirsiz, okyanusun
sesine kar›flan.
Goa, Vasco da Gama'n›n Hindistan'da karaya ilk ayak bast›¤› yer. Motosiklet kiralay›p, Goa'n›n bütün
flehirlerini gezdik Vasco, tersaneleriyle bir sanayi kenti, ilginç bir fleyler yakalayabilir miyiz diye cadde ve
sokaklar›nda turlarken motosikletimizle, polisler bir soka¤a girmemizi engelledi.
Me¤er; genelevler sokag›na girmeye kalkm›fl›z. Mimari olarak, Portekiz ve
‹ngiliz uslubu öne ç›k›yor binalarda ve kiliselerde. Farkl› dinlere ait
ibadethanelerin çeflitlili¤i Goa'da oldukça bariz. En çok cami ve kiliseyi burada
gördüm... (Hindu ve Budist tap›naklar› d›fl›nda)
Palolem, köy kimli¤ini koruyan en el de¤memifl bölgesi Goa'n›n... Büyük
yerleflimlerdeki Holiday Inn'ler, bol y›ld›zl› oteller, bol paral› Avrupal›lar›n u¤rak
yeri... Aç›k havada klima çal›flt›ran otellere motorumuzla selams›z giriyoruz...
Elimizi yüzümüzü lüks tuvaletlerinde y›kay›p biraz soluklan›p hadi bakal›m
yola devam.... Bu tür otellere yerli halk›n girebilmesi imkans›z. Biz turist
oldu¤umuz için sorgu sual yok. Bir kaç numara büyük gelen gömlek gibi
geldi¤imiz h›zla uzaklafl›yoruz motorumuza atlay›p o lüks debdebesinden,
Konkani yerlileri ve Palolemin s›ms›cak sahillerine do¤ru....
Palolem - GOA Eyaleti - H‹ND‹STAN • Nurdan Çak›r
Nurdan Çakır Banyan a¤ac›n›n alt›nda
Bir Düş Ülkesi :
HİNDİSTAN - 1
‹smail Geçmen’in Hindistan gezisi
06 Mart 2006, Pazartesi, İstanbul-Doha-Bombay, 1.Gün.
[email protected]
‹smail Rag›p GEÇMEN
Belimdeki a¤r›, sürekli fikir
de¤ifltirmeme neden olsa da iflte
havaalan›nday›m. Rehberimiz
Sevgili Zafer ve ekibin di¤er
üyeleri gelmifl. Üstümde
Hindistan'a kadar gidip de bu bel
a¤r›s› yüzünden oralarda rezil
olma korkusu. Ama art›k
cayamam, paralar verilmifl, biletler
al›nm›fl. Bu f›rsat bir daha gelir
mi ? Ölsem de gidece¤im.
Havayollar› bir acayip. Uça¤›n
kalk›fl saati 14.00 ama hay›r
16.00'da kalkacak diyor
kontuardaki k›zlar. Aradan biraz
Mart’ 2006 grubumuz...
geçince bu kez 1,5 saat daha rötar
oldu¤u bildiriliyor. Haydaaa…Nas›l
geçer bu kadar zaman? Biraz free shoplarda zaman öldürüyoruz. D&R'dan
son aylar›n flafl kitab› Robin Sharma'n›n “Ferrarisini Satan Bilge” kitab›n›
al›p okumaya bafll›yorum.
Nihayet, saat 17.30'da uça¤a almaya bafll›yorlar. Saat 18.00'de havaday›z. Çok bekledik ve bu uzun yol s›k›nt›l› bafllad›
ama e¤lenceli bir yolculuk. Servis iyi, hostes k›zlar her milletten ve oldukça güzel, uçak rahat. ‹talyan flarab› da var, hem
de oldukça kaliteli.
4,5 saat sonra gecenin bir yar›s› Katar'›n baflkenti Doha'ya do¤ru alçalmaya bafll›yoruz. ‹çimde bir heyecan. Ne zaman yeni
bir yer görecek olsam çok heyecanlan›yor ve seviniyorum. Benim ruhum gezgin, bu kesin. Burada baflka bir uça¤a aktarma
yapaca¤›z.
Baflkent Doha ›fl›l ›fl›l. Dümdüz bir ovada kurulmufl bir flehir, her yerde rengarenk ›fl›klar. 800 bin kiflilik bir nüfus. Bir flehir
devleti zaten Katar. Uçaktan indi¤imizde havan›n bu derece s›cak olabilmesine ak›l erdiremiyorum. Bir sürü lüks döfleli
koridorlardan geçip free shoplar›n oldu¤u transit salonuna geliyoruz. Çok garip, ben klasik Arap görüntüleri beklerken
gördüklerim flafl›rt›yor, çünkü bunlar›n hepsi hafiften çekik gözlü. Buran›n halk› acep bir kar›fl›kl›¤a m› u¤ram›fl? Neyse ne,
çok beklemiyoruz. 1 saat kadar sonra yeniden uça¤a al›yorlar bizi. Doha'dan bindi¤imiz uçak bizi Bombay'a götürecek. Neyse
ki uçak serin, klimalar deli gibi çal›fl›yor. Belim i¤renç a¤r›yor. S›rt›ma dayanak olsun diye yast›k istiyorum, bu biraz daha
rahatlat›yor beni. Uçaktan inerken bunu ödünç (!) almay› planl›yorum. San›r›m anlamazlar, ha bir eksik ha bir fazla de¤il mi
ama heh he.
Uçakta ilk kez Hintlilerle karfl›lafl›yoruz. Rengarenk sarileriyle kad›nlar ve türbanlar›yla Sihler oldukça garip ama hofl.
Ancak biz çok yorgun ve uykusuzuz. Gözler kapan›yor ama ›fl›klar› kapatmad›klar› için uyumak çok zor. Çok da içtik yahu.
Sersem gibiyim, yar› uyan›k yar› uykulu bir yolculuk. Öndeki fliflman Hintli kad›n da aksi gibi koltu¤unu yat›rd› en arkaya
kadar, hareket etmek olanaks›z. Zaten belim de rahat vermiyor ki bir türlü. Ne halt etmeye geldim ki bu kadar uzaklara bu
halimle? Çok kötü olursam, a¤r›lar dayan›lmaz olursa diye yan›ma a¤r› kesici Voltaren i¤nelerden ald›m ama, nerden bulaca¤›m
da kime yapt›raca¤›m? Lanet bir durum. Bas›yorum küfrü. Camdan da bir fley görünmüyor; zifiri karanl›k. Ama biliyorum
ki afla¤›s› Hint Okyanusu. Bu düflünce gülümsetiyor her fleye ra¤men. Keflke gündüz olsayd› bu yolculuk.
Tam art›k dalaca¤›m ki, afla¤›da birden ›fl›klar yo¤unlafl›yor. Gemiler ! Ne kadar da çoklar, ne kadar da çok gemi var!
Gözlerimi aç›yorum bin bir zorlukla. Uyunacak zaman de¤il. Kalkmal›. Geliyor olmal›y›z. Ve iflte uzaklarda Bombay ! Ne kadar
da büyük bir flehir bu? (17 milyonmufl). fiehrin üzerinden alçal›yoruz. Belki bir yar›m saat sürüyor alçalmam›z ve hep
Bombay'›n üstündeyiz! Sonunda yere de¤iyor uça¤›n tekerleri. Saatim Türkiye için gecenin 2,5'u¤unu gösteriyor ama
Bombay'da hava ayd›nlan›yor. Geldik iflte! Namaste ji Hindustan!
Meyve Salatas›
Bombay gece görüntüsü
Bombay sokaklar›
2 katl› otobüsler
Uçaktan inip terminale gitmek için havaalan› otobüsüne biniyoruz. fiehrin büyüklü¤ü gibi bu da git git bitmiyor. Her fley devasa
boyutlarda, kocaman bir havaalan›. Sonunda Terminal binas›. Uzunca bir koridorda yürüyoruz bu kez. S›cak yüzümüzü yak›yor,
üstelik daha hava bile ayd›nlanmad›, gecenin kör karanl›¤›, gündüz nas›l olur ki bu, gece böyleyse? Daha Terminal binas›nda
gösteriyor yüzünü Hindistan. Yoksulluk ve sefalet.. Yatak fleklindeki uzun koltuklarda yatan yüzlerce insan. Klima yerine her
yerde görülen çok say›da dev vantilatörler. Yine de yetersiz elbette. Yap›fl yap›fl bir s›cak. Bo¤ucu ! Ne halt etmeye geldim ki?
Ç›k›fla do¤ru deklarasyon isteniyor. Kaç param›z var, nerde kaç gün kalaca¤›z filan. Sabah›n flu saatinde bu yorgunlukla hiç
çekilmiyor. Bi dolu soru. Gümrük polisine teslim ediyoruz deklarasyonu, bak›p kalaca¤›m›z yeri soruyor. Bilmiyoruz ki nerde
kalaca¤›m›z›? Bir de tabi ‹ngilizcem flahane de¤ildir ama Hintlilerin konufltu¤u ‹ngilizceyi anlamak için 2 -3 tekrar yapt›rmak
gerekiyor. Nas›l konufltuklar›n› anlaman›z için a¤z›n›za bir peçete at›n, çi¤nerken de ‹ngilizce konuflmaya çal›fl›n, iflte öyle.
Allah'tan çok üstünde durmuyor. Vizeleri dikkatle ve uzun uzun kontrol ediyor. Sonunda bas›yor surats›z amcam mührü, ç›k›yoruz
gümrükten. Arkas›nda bir polis daha var, yine kontrol. Ka¤›tlar, vizeler, her bir fleyimiz cillop gibi tamam abi, b›rak bizi. B›rak›yor.
Ç›k›fl öncesi change ofislerin birinden 100'er dolar bozduruyoruz. 1 dolar 42 rupi. D›flar›da 44'e bozuyorlar. fiehirde 46'ya. Sonra
sonra 49'a bozanlara da rastl›yoruz. Yani siz siz olun kendinizi salak gibi hissetmemek için acele etmeyin ehi.
Kap›dan ç›kmadan bir polis kontrolü daha, e s›kt›n›z tamam amaa. Nihayet bina d›fl›nday›z. ‹çeride hemen her köfledeki
vantilatörler me¤erse ne nimetmifl, serinletiyormufl havay›, d›flar› ç›kar ç›kmaz yap›fl›yor t-shirt'üm üstüme. ‹nsan, gürültü, insan,
sinekler, motorlu rikflalar, insan, bizim Hac› Muratlar›n 1950 model ve biraz daha çekmifli olan taksilerin hiç susmayan kornalar›…
Ya rab akl›m› koru, nereye geldim ben? Her fley o kadar farkl› ki. Nas›l anlatmal›?
Zaferle d›flar›ya taksi aramaya ç›k›yoruz, çünkü içerideki taksilerin fiyatlar›n› devlet belirliyor ve 380 rupi isteniyor flehre gitmek
için, eh tek araca da s›¤am›yoruz, 2 araç tutmal›, Zafer bunun çok oldu¤unu düflünüyor, d›flar›dan be¤endi¤imiz bir araçla pazarl›k
yap›yoruz ve 250 Rupiden anlafl›yoruz. Gidece¤imiz yer Bombay'›n flehir merkezi ve yol 1 saatten fazla sürecek. 250 rupi asl›nda
pek bir fley de¤il, 5-6 dolar yap›yor ama olsun, param›z› dikkatli harcamal›y›z.
Her fley farkl› dedim ya, laf de¤il, hakikaten farkl›. Bir kere yollar soldan de¤il, ‹ngiliz usulü sa¤dan. Bu, zaten yeterince flafl›rt›c›.
Bunun üstüne bindi¤imiz taksinin 1950'lerlerden kalma oldu¤unu düflünün (hepsi birbirinin ayn› bu taksilerin, renkleri, modelleri,
her fleyi). Hani bizde yanlarda aynalar olur ya, burada yok, asl›nda dikiz aynas›n›n d›fl›nda aynalar› yok bu araçlar›n, asl›nda o
bile olmayabilir çünkü zaten pek kullanm›yorlar. Zaten tampon tampona derler ya, hah iflte o laf Hindistan'da hakiki anlam›n›
buluyor. Bir kere binlerce araç, dip dibe, yan yana, k›ç k›ça. Hemen her araçta “Horn, ok please” (Korna evet lütfen) yaz›s› var
ve buna tanr› sözü gibi harfiyen uyuyorlar.
Araçlar› hep tek elle kullan›yorlar, çünkü di¤er elleri sürekli kornada. Buna ra¤men, f›rsat bulduklar› anda mümkün olan en
büyük h›z› yap›yorlar, malum sabah›n ilk ›fl›klar›yla yola koyuldu¤umuz için kimi caddelerde h›z yapabiliyor floförümüz ve
inan›lmayacak flekilde de h›zl› gidiyor bu teneke üstü motor tak›lm›fl araba görüntülü pancar motoru. Tamam, biraz iri olabilirim
ama ilk kez bir araçta bafl›mla arac›n tavan› aras›nda mesafe s›f›r. O kadar ufak ki bu taksiler, bafl›m tavana de¤mesin diye e¤mek
zorunda kal›yorum.
Etraf› izliyoruz büyük bir sessizlik ve flaflk›nl›kla. Anlatmas› zor gerçekten. Yol üstündeki manzaralar bir felaket. Kartonlar›n
üstünde, hatta onu bile bulamam›fl olanlar› var, düz yerde yatanlar, naylonlarla kapat›lmaya çal›fl›lm›fl, üstü gökyüzü manzaral›
yan yana yüzlerce aileyi komflu yapan ayn› türden mahalleler, çocuklar, yafll›lar, insanlar, insanlar.. Kimisi bir naylon uydurup
çekmifl üstüne, ço¤unda o da yok. Bir nehir kenar›ndan geçerken burnumuzun dire¤i k›r›l›yor. Kanalizasyon ak›yor nehir yerine.
Onca yoksullu¤a ra¤men, ne garip, altlar›nda sadece bir don, difllerini f›rçalayan insanlar› görüyoruz her yerde. Çeliflkiler ülkesi
diye bofluna dememifller buraya.
Sonunda yabanc› turistlerin ra¤bet etti¤i bir “guest house” (misafir evi) olan otelimize geliyoruz. Merkezi bir yerde. Yol boyu
hiçbirimizin a¤z›n› b›çak açm›yor. Yorgunluk, uykusuzluk, bunalt›c› s›cak… Bütün bir flehre sinmifl, midemi geren, ac›tan,
buland›ran i¤renç bir koku, yol boyu kamyon çarpm›fla benzeten sefalet görüntüleri, insan, araç, hayvan kalabal›¤›… Ne menem
bir yere geldik biz? Acaba yar›n geri dönüfl için bir uçak bulabilir miyim? Bir gün daha kalamam burada. Nas›l olacak yar›n?
Nas›l duraca¤›m ben yar›na kadar?
Guest House'un resepsiyonunda can›ndan bezmifl bir Hindu karfl›l›yor bizi. Yer yokmufl. Ama ç›kanlar olacakm›fl, beklememizi
söylüyor. Ne kadar? Belli olmazm›fl. Buras› Hindistan, zaman a¤›r ifller burada, evet okumufltum Türkiye'deyken bunu. Türkiye…
Ne kadar da uzak flimdi, ne kadar da baflka Hindistan'la. Beklemek için kafeteryaya geçiyoruz. Ben içeride duram›yorum kokudan,
çok yo¤un, çok a¤›r. Pencere kenar›na gidip oturuyorum. Hiç olmazsa biraz hava geliyor buradan. fiu koku olmasa, ah olmasa,
belki beklemek o kadar koymayacak. Çok daha yo¤un içerlerde, sadece buraya de¤il, bütün soka¤a, Bombay'a, tüm ülkeye
sinmifl bu koku. Bunu tuvaletlere gidince daha iyi anl›yorsun, pek temizlik düflkünü olmayan benim bile midem bulan›yor.
Uykusuzluk, yorgunluk ve flaflk›nl›ktan floke olmufluz, hiç kimsenin a¤z›n› b›çak açm›yor.
Zafer çay getiriyor. Çay dediysem, bildi¤imiz çay de¤il. Onun için “black tea” diyerek istemek gerek ve her yerde de bulunmuyor.
Bizim gibi çay (çai) diyorlar ama “Çay” deyince anlad›klar› ‹ngiliz tarz›, içinde siyah çay ve zencefil gibi aromal› otlar olan, fleker
ve sütle servis edilen sütlü çay.
Nihayet epey bir zaman sonra büyük bir odan›n boflald›¤›n› haber veriyorlar. Tek istedi¤im; uzanabilece¤im bir yatak, baflka
bir fley istemiyorum yemin ederim. Masalar›n üstünde s›zan bizler için, odan›n 8 kiflilik ve yan yana dizilmifl yataklardan oluflmas›
önemli de¤il. Yatacak bir yer olsun yeter ki! Üstelik bu odan›n kendine ait bir tuvaleti bile var! Hemen kabul ediyoruz. ‹ngiltere'den
vize almak için ta Haydarabad'dan gelmifl olan 3 Hintli gencin bafl›nda bekliyoruz bir an önce boflalts›nlar diye.
Yataklar çarflafs›z. Neyse ki uyku tulumumu alm›fl›m. Aç›p uzan›yorum üstüme. Belim çok a¤r›yor.
Ne kadar uzun bir gündü bu. Yorgunluk, flaflk›nl›k, sersemlik ve ac›dan bir süre uyuyam›yorum. Bombay yeni bir güne uyan›rken
ben uykuya dal›yorum…
İsmail Geçmen
Banliyö trenlerine binifl
Ambasador marka taksiler
fieker kam›fl› suyu
Banliyö istasyonu

Benzer belgeler

Bülten 25 - Hindistan Gezi Rehberi

Bülten 25 - Hindistan Gezi Rehberi geziniyor. Kimi uyuz s›ska köpe¤i seviyor, kimi gölgede uzanm›fl. Saadet nedense motor kullanmay› ö¤renmeye çal›fl›yor, bir tek onun gürültüsü var. Enteresan bir k›z bu Saadet, Erzincan’da do¤mufl ...

Detaylı

Sadece Hindistan`da - Hindistan Gezi Rehberi

Sadece Hindistan`da - Hindistan Gezi Rehberi anlayabilir? Meditasyon yapmayan biri yapan›n ne hissetti¤ini, neler yaflad›¤›n› nereden bilebilir? Bilse bilse karfl› ç›kmay› bilir!!! Aptalca saçmal›k deyip ahkâm keser... Hangisi do¤ru, yarg›lay...

Detaylı

Bülten 28

Bülten 28 bilir!!! Aptalca saçmal›k deyip ahkâm keser... Hangisi do¤ru, yarg›lay›p yok saymak m› yoksa onaylamasa bile sayg›yla yaklaflmak m›??? Bütün bunlar geçiyor düfl dünyamdan... Kimselerin yapt›¤›na, k...

Detaylı