mayıs 2016 - WordPress.com

Transkript

mayıs 2016 - WordPress.com
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
1
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
içindekiler
KÜNYE
İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Müslim Akil Avci
Hukuk Danışmanı
Ayhan Kanlı
Yazarlar
Ayhan Kanlı
Ahmet Durmuş
Ahmet Ergüç
Elif Köroğlu
Naz Kuran
Rafet Fatih Çakmak
Serdar Üstüntaş
Koray Güçlü
Murat Altun
© Her hakkı saklıdır.
Yazılan yazıdan yazarı
sorumludr.
2
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
KITALARARASI DERBİ
SERDAR ÜSTÜNTAŞ
İ
stanbul…
Tarihin,
geleneğin, sanatın, edebiyatın,
sporun izini süren şehir. Kıtaların
buluştuğu, boğazıyla kendini hayran
bırakan, Peygamberin fethini
müjdelediği kutlu şehir. İstanbul…
İşte bu şehirde 20. Yüzyılın başında
kurulan iki güzide spor kulübü
olan Galatasaray ve Fenerbahçe
karşı yakalarda birbirlerine rakip
olmuş ezeli rakipler.
1905’de lise sıralarında kurulan
Galatasaray ile 2 sene sonra 1907’de
işçi kesiminin kurduğu Fenerbahçe.
İstanbul’un Avrupa yakasında
kurulan Galatasaray ile Asya
yakasında kurulan Fenerbahçe’nin
kendi aralarında yapmış oldukları
maçlara dünya literatüründe verilen
ad Kıtalararası Derbidir. İşte bu
ayki yazımızda bu iki ezeli rakibin
maçlarının tarihi, istatistikleri ve
dünyadaki yerinden bahsedeceğiz.
İlk maçlarını 17 Ocak 1909’da
Union Clup Sahasında yapan ezeli
rakipler son maçlarını ise 13 Nisan
2016’da yaptılar. 2-0 Galatasaray’ın
galibiyeti ile başlayan derbilerde
ilk golleri aynı zamanda iyi bir
edebiyat sanatçısı olan Emin
Bülent Serdaroğlu atmıştır. 1911
yılının 12 Şubat tarihinde ise
bugüne kadar alınan en farklı skor
olan 7-0’lık skor Galatasaray lehine
sonuçlanmıştır. Ayrıca bu maçta 4
gol atan Celal İbrahim derbilerde ilk
hat-trick yapan futbolcu olmuştur.
Rakibi ile yaptığı ilk sekiz maçı
kaybeden Fenerbahçe şeytanın
bacağını 4 Ocak 1914’te kırmış
ve rakibini Hasan Kamil’in hattriçk yaptığı maçta 4-2 yenerek ilk
galibiyetini almıştır. Cumhuriyetin
ilanına kadar iki takım Cuma
Ligleri ve özel maçlarla karşı
3
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
karşıya geldiler ve mücadeleleri
İstanbul’da çokça seyirci tarafından
takip edilmeye başlandı. 1930’lu
yıllarda Galatasaray’da patlak veren
Ateş-Güneş tartışması kulüpte
ayrılığa sebep olmuştu. Kulüpten
ayrılanlar sebebiyle güç kaybeden
Galatasaray yine de derbilerden
kopmamıştır. 1940’lı yıllarda
ve 1950’li yılların başlarında
ülkemizde
amatör
liglerde
müsabakalar oynanırken 1950’lerin
Fenerbahçe ve Galatasaray oynadı.
İlk maçı Metin Oktay’ın meşhur
ağları delen golüyle 1-0 alan
Galatasaray rövanşta Fenerbahçe’ye
4-0 yenildi. Böylelikle Fenerbahçe
ligin
ilk
şampiyonluğuna
ulaştı. Galatasaray ise ilk lig
şampiyonluğunu 1962’de yaşadı.
1960’lı yıllardı artık tüm Türkiye’yi
saran ezeli rekabet coşkusu gurbetçi
vatandaşlarımızla birlikte artık
yurtdışına da yayılmaya başlamıştır.
ortasından itibaren profesyonel
futbola geçildi. Bir tarafta efsane
Metin Oktay diğer tarafta Efsane
Lefter Küçükandonyadisli yıllar
başladı. Derbiler artık tüm ülkeyi
ilgilendirir oldu. Yeni doğan
çocuklara futbolcuların isimleri
verilmeye başlandı.
1990’ların sonuna kadar sürecek
olan TSYD Kupası geleneği yine
bu yıllarda başlamıştır. Sezona son
hazırlık olarak görülen Türkiye Spor
Yazarları Derneği(TSYD) Kupasına
diğer ezeli rakip Beşiktaş’ta
katılmıştır. 36 defa düzenlenen bu
turnuvada tüm ezeli rakipler 12
defa kupa sevincini yaşamışlardır.
1959’dan itibaren günümüzde
Süper Lig adını alan Milli Lig
oynanmaya başlandı. Milli Ligin
ilk finalini yine ezeli rakipler
4
70’li yılların başında üst
üste 3 defa şampiyonluk yaşayan
Galatasaray daha sonra 14 senelik
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
şampiyonluk hasreti senelerinde
hep Fenerbahçe’nin gerisinde
kalmıştır. 1980’de Bülent Ünder’in
jübile maçına kadar Fenerbahçe
rakibine 15 maç yenilmemiştir.
1980’li yıllarda hayatımıza yene
yeni giren renkli televizyonlar maç
yayınlarını vermeye başlamıştır.
Böylelikle derbiler milyonlara
naklen ulaşmaya başlamıştır.
Seksenli yıllarda akılda kalan en
özel maç 1989’da 3-0’dan 4-3 olan
maç olmuştur. Fenerbahçe’nin bu
galibiyeti en önemli geri dönüş
maçlarından biri olarak kabul
edilmektedir. 90’lı yıllarda ise
Galatasaray’ın 6 şampiyonluğuna
karşın
Fenerbahçe’nin
tek
şampiyonluk kazanmasıyla aradaki
şampiyonluk farkı kapanmıştır.
Ayrıca Galatasaray’ın dört sene üst
üste şampiyon olup UEFA Kupası
ve Süper Kupa ‘yı kazanmasıyla
rekabet sınırları farklı boyutlara
ulaşmıştır. Artık Fenerbahçe’nin
de Avrupa’da başarılı olma
zorunluluğunu doğurmuştur.
2000’li yıllarda Fenerbahçe
rakibine Avrupa’da olmasa da farklı
alanlarda üstünlük kurmuştur.
6 Kasım 2002’de aldığı 6-0’lık
galibiyetle tarihindeki en farklı
Galatasaray galibiyetini almıştır.
Yine rakibinin 100. Yılında
şampiyon olarak başka bir başarı
elde etmiştir. Bu süreçte Atatürk
Olimpiyat Stadında 21 Eylül 2003’te
oynanan ve 70125 seyircinin
izlediği 2-2’lik maç ülkemizde bir
maçta en fazla seyirci toplayan maç
olarak tarihe geçmiştir. Galatasaray
11 Mayıs 2005 tarihinde oynanan
Türkiye Kupası finalinde ezeli
rakibini 5-1 yenip kupaya uzanırken
derbilerin kupadaki en farklı
skoruna ulaşmıştır.100 yılında
şampiyonluk yaşayan Fenerbahçe
iki maçta da rakibini yenerek mutlu
sona ulaşmıştır.
2010’lu yıllarda 3 Temmuz
süreciyle sarsılan Fenerbahçe
sahasında Galatasaray’a yenilmeme
rekorunu 16 yıla taşımıştır. İki
takım arasında Türk Telekom
Arenadaki ilk maçı kazanan
Fenerbahçe, bu maçtan sonra rakip
sahada galibiyeti unutmuştur. İki
takım arasında 13 Nisan 2016’da
oynanan son maç ise golsüz
berabere sonuçlanmıştır. Derbi
tarihinin yanı sıra istatistiklere de
bakalım.
Kıtalararası derbide şu ana
kadar 383 mücadele yapılmıştır.
5
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Bu
maçlarda
Fenerbahçe’nin
150, Galatasaray’ın 126 galibiyeti
bulunurken
taraflar
107
maçta
eşitliği
bozamamıştır.
Fenerbahçe’nin
506
golünü
Galatasaray 456 golle cevap
vermiştir. Lig müsabakalarında
Fenerbahçe’nin üstünlüğü söz
konusu iken Kupada Galatasaray’ın
üstünlüğü göze çarpıyor. Derbilerde
en fazla oynayan futbolcu Berlin
Panteri lakaplı efsane kaleci Turgay
Şeren’dir. Şeren 56 maçta derbide
yer almıştır. Onu Cüneyt Tanman
53 maçla izlerken, Fenerbahçe’de
49 maçla Esat Kaner en fazla
derbi oynayan futbolcu olmuştur.
Golcülere baktığımızda 29 golle
zirvede Fenerbahçeli Zeki Rıza
Sporel’i görüyoruz. Onu her iki
takımla derbilerde gol ata Tanju
Çolak 22 golle izlemektedir. 3.
Sırada ise Taçsız Kral Metin Oktay
18 golle yer almaktadır. Bir maçta
dörder gol atan Celal İbrahim ve
Metin Oktay derbilerde bir maçta
en fazla gol atan isimlerdir.
Derbilerdeki en gollü maçlar
iki defa biten 4-4’lük skorlardır.71
6
defa 1-0’lık skor görülmüş ve bu
en fazla görülen skordur. Amatör
dahil bugüne kadar Fenerbahçe
70 kupa alırken Galatasaray
73
kupa
kazanmıştır.
Lig
şampiyonluklarında Galatasaray’ın
Fenerbahçe’ye 20-19 üstünlüğü
vardır. Aynı üstünlük Türkiye
Kupasında 16-6 şeklindedir.
Kimilerine göre dünyanın en
büyük derbisi kimilerine göre
ise İskoçya’daki Rangers- Celtic,
Arjantin’deki Boca Juniors- River
Plate derbisiyle birlikte dünyanın
en büyük üç derbisinden biri.
Ülkemizde sokakları boşaltan,
kitleleri ekrana kilitleyen, ülkenin
en fazla takip eniler organizasyonu
olan Kıtalararası Derbiyi bize
armağan eden ezeli rakipler
Galatasaray ve Fenerbahçe’ye
ebedi dostluk temenni ediyoruz.
Unutmayalım Galatasaray olmadan
Fenerbahçe’nin değeri, Fenerbahçe
olmadan Galatasaray’ın kıymeti
bilinmez.
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
HİBRİT BAŞKAN
KORAY GÜÇLÜ
S
on 1 aydır futbolumuzun
en büyük yıldızı Hibrit Çim.
Vodafone Arena’nın zemininin
Hibrit Çim olması bu ismi
hafızalarımıza kazıdı.
Dünyada yoğun kullanılan
statlarda ya da güneş, yağmur, kar
gibi doğal risklerin yüksek olduğu
bölgelerde artık hibrit çim sıklıkla
kullanılıyor. Hibrit çim, doğal
çimin daha güçlü olarak zemine
tutunabilmesini sağlayan sentetik
liflerin, özel makinalarla 18
santimi zemin altında, 2 santimi
yüzeyde kalacak şekilde saha
tabanına gömülmesiyle uygulanan
bir sistem.Ve bu artık Dünya ve
Avrupa Şampiyonları için yapılan
stadlarında vazgeçilmezi.
Bende Hibrit Çim’i sizler
için araştırdım ve yetkililerle
görüştüm..
İşte hayatımıza yeni giren ama
aslında Avrupa’da oldukça popüler
Hibrit Çim.
Hibrit Çim Nedir?
Hibrit Çim çözümü doğa ve
teknolojinin birleşimi milyonlarca
yapay lifler ile güçlendirilmiş %
100 doğal bir çim.
Avantajları ?
*Doğal çimde oynama kalitesi
*Her mevsim kullanma avantajı
mevcuttur.
*Çimde kopmalar çok zor olur
*Spor aktivitetelerinden diğer
aktivitelere kolay geçiş imkanı.
*Kendini yenilemesi çok kolay.
*Tüm etkinliklerde
kullanılabilir.
7
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
*Diğer çimlere göre daha
güçlüdür.
Bakımı nasıl yapıır?
Hibrit Çim’in bakımı oldukça
kolay.Hibrit Çim aynı doğal çim
bakımı sağlanarak yapılır.
Hibrit Çim hangi sahalarda
kullanılıyor?
Hibrit Çim ülkemizde yeni
açılan Beşiktaş Vodafone Arena
dışında Avrupa ve Dünyada bir
çok ülkede kullanılıyor.
İşte onlardan bazıları ;
8
Hivrit çim olan statlar arasında
;Wembley Stadı,Emirates
(Arsenal), Etihad (Manchester
City), St.James Park (Newcastle
United), Goodison Park
(Everton), San Siro (Milan
/ Inter), Amsterdam Arena
(Ajax), Santiago Bernabeu
(Real Madrid), Donbass Arena
(Shakhtar Donetsk),Old Trafford
(Manchester United),Melbourne
City (Avustralya) gibi önemli
stadlar bulunuyor.
Kısacası Hibrit çim artık
futbolun bir parçası.Bakalım
Vodafone Arena sonrası
stadlarımızda daha çok ‘’HİBRİT
ÇİM’’ görebilecek miyiz?
Hep beraber göreceğiz.
HAMZA YERLİKAYA
Serdar ÜSTÜNTAŞ
E
fsaneler serisi Nisan
ayı ile birlikte dergimizde yer
almaya başlamıştı. İlkini Naim
Süleymanoğlu’na
ayırdığımız
köşemizde bu ay Asrın Güreşçisi
ünvanlı
Hamza
Yerlikaya’yı
işleyeceğiz.
Aslen Sivaslı olan Yerlikaya
ailesi geçimini sağlayabilmek
için ve dönemin deyimiyle taşı
toprağı altın olan İstanbul’a göç
ettiler. 1976 yazının ilk günlerinde
aralarına bir erkek çocuk daha
katıldı. Adını Allah’ın Aslanı olan
EFSANE SPORCULAR SERİSİ-2-
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Hazreti Hamza’dan alan bu bebek
tıpkı ismi gibi bir gün dünyaya
hüküm salacaktı.
Hamza’nın babası Mustafa
Yerlikaya zaman zaman güreşle
uğraşmasına rağmen maddi
sıkıntı yüzünden güreşe devam
edememiştir. Kendisinde yarım
kalan bu ukdeyi çocuklarında
tamamlama
isteğine
büründürmüştür. Hamza 10
yaşına
geldiğinde
güreşe
başlamıştır. Tekniği, sürati ve
zekâsı onu diğer güreşçilerden
hemen ayırmıştır. Kısa sürede
ulusal yarışmalarda görülmeye
başlamıştır.
1991 yılında Yıldız Milli
Takıma seçilmiş ve Kanada’da
9
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
şampiyonlarını tek tek yenerek
adını zirveye yazdırmıştır. 82
Kilogramda grekoromende gelen
ilk dünya şampiyonluğunun
ardından Uluslararası Güreş
Federasyonları Birliği( FİLA)
17yaşında bir güreşçinin ilk
defa dünya şampiyonu olması
sebebiyle kendine Asrın Güreşçisi
unvanını vermiştir.
yapılan
Dünya
Yıldızlar
Şampiyonasında 4. Olmuştur.
Hayatındaki ilk büyük tecrübeyi
yaşayan Hamza daha çok
çalışması gerektiğini anlamıştır.
1993 yılında 17 yaşında iken
Büyükler Türkiye Şampiyonasına
alınmamış ama bu durum onu
daha da hırslandırmıştır. Aynı
yıl Vehbi Emre Turnuvasında
gösterdiği başarılar sebebiyle
dönemin Federasyon Başkanı
Sadettin Tantan’ın gayretleriyle
Avrupa Şampiyonası vizesi alan
Hamza Yerlikaya ayağına gelen
fırsatı tepmemiş ve
Şampiyonada 2. Olmuştur.
1993 yılı onun için bir
dönüm senesidir. Tarih
sahnesine bir Türk güreşçi
çıkmak üzeredir. 1993
Dünya
Şampiyonasında
Stockholm’de eski Avrupa,
Dünya
ve
Olimpiyat
10
Dünya
Şampiyonluğuna
yeni bir halka 1995 Prag’da
eklenmiştir. Burada olimpiyat
vizesi alan Hamza Yerlikaya
Atlanta’da
rakiplerini
birer
birer devirerek ilk olimpiyat
altınına kavuşmuştur. 1997
yılında finalde yaşadığı bir anlık
şanssızlıkla altından olan Hamza
daima en iyisini yapma hırsını
ortaya koymuş ve rakibinden
rövanşı Avrupa Şampiyonasında
alarak altına uzanmıştır. 1999
Sofya’da yine rakipsiz kalmış
ve altına rahatça uzanmıştır.
2000 Sidney’de olimpiyatlarda
rakiplerine
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
minderi dar etmiş ve 2. Olimpiyat
altınını alarak adını efsaneler
arasına yazdırmıştır. 2006 yılına
kadar katıldığı Tüm Avrupa
Şampiyonlarında altın madalya
kazana Hamza Yerlikaya bu
dönemde bir düşüşe girmiştir. Son
olarak 2006’da Çin’deki Dünya
Şampiyonasında bronz madalya
kazanarak güreşi bırakmıştır.
Kariyerini bitirdikten sonra
siyasete atılan Hamza Yerlikaya
memleketi Sivas’tan milletvekili
seçilerek meclise girmiştir.2012
yılında
Türkiye
Güreş
Federasyonu Başkanlığına seçilen
Yerlikaya bu görevi 2015’e kadar
sürdürmüştür. Bu dönemde
Rıza Kayaalp ve Taha Akgül’ün
yetiştirilmesinde büyük çabalar
sarf etmiştir. Aralık 2015’ten
itibaren
Cumhurbaşkanı
Başdanışmanı
olan
Hamza
Yerlikaya şu anda 40 yaşında ve
spora ve sporcuya halen çok fazla
destek vermektedir.
Mustafa Kemal Atatürk şöyle
der:” Türk milleti anadan doğma
sportmendir. Henüz yürümeye
başlayan köy çocuklarını bile
hemen yakında güreşirken
görürsünüz. Benim en sevdiğim
spor güreştir.” İşte bu sözlerin
tekrar hayat bulmasına yol açan
Türkün güreşçi doğduğunu
bize tekrar gösteren Asrın
Güreşçisi Hamza Yerlikaya’ya
başarılarından
dolayı
ve
bize yaşattıklarından dolayı
minnettarız.
11
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
RÖPORTAJ
ÖZEL RÖPORTAJ:
MÜSLIM AKIL AVCI
S
por ekonomisti ve
Elazığspor başkan adayı Doç.
Sebahattin Devecioğlu Sporda
Manşet’e konuştu:
Elazığspor’un 80-100 Milyon
Borcu Yok..
Bunlar kulaktan dolma
bilgiler, öyle bir borç kesin değil
Bana göre Elazığspor’un üç çeşit
borcu var. Birincisi mali bilanço
dediğimiz genel kurul tarafından
Onaylanmış olan borç. İkincisi
henüz davaları sonuçlanmayan
alacaklar Bunlar futbolcular ve
Teknik heyetler. Üçüncüsü ise
12
mevcut yöneticilerin Kulübü
bıraktıktan sonra kulüpten
alacakları ile ilgili olan borç.
Genel kurulda mali tablo
sunulmadan kulübün borcu şu
kadar bu kadar demek kulaktan
dolma bilgilerden ibarettir.
Borçlar 2-3 Yılda Bitebilir…
Elazığ’da şu anda bir alışkanlık
var, paralı yönetici gelecek
borçları ödeyecek sabah takım
kuracak ve şampiyon olacak
böyle bir şey yok. Hâlihazırda
Elazığspor sıkıntıları problemleri
olan bir kulüp bana göre sadece
maddi anlamda sıkıntıları yok
idari anlamda yönetimsel anlamda
tesisleşme anlamında sıkıntıları
var. Eğer ben kulübün borçlarını
sıfırlayacağım dersem yalan
olur. Elazığspor sabit gelirleri
vardır İddia gelirleri
televizyon gelirleri
sponsorluk ve bilet
gelirleri stadyum
gelirleri Bunlar sabit
gelirlerdir. Siz iyi bir
ekonomik yönetimde
maliyetleri aşağı
çekersiniz gelirleri
arttırırsınız buradaki
borç yükünün
oldukça azalacaktır.
Bu da size ekonomi
yönetimi mantığı
gerektiriyor. iyi bir
yönetim anlayışında
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
bir yönetim
anlayışımız var.
100.000 Üyemiz
Olacak..
şu anda 5 yılda bitebilecek
tamamıyla 5 yılda bitebilecek
borçlar 2-3 yıllık bitebilir. Hele ki
kaynaklar iyi kullanılırsa Bunlar
katma değer dönüştürülebilir çok
rahatlıkla geliştirilebilir. Önemli
olan proje geliştirebilmek, önemli
olan gelir elde edebilmek kalıcı
gelirler oluşturabilmek amaç bu
aslında. Bugün herkes Elazığspor
‘un bir anda borçlarının bitmesini
istiyor fakat şu anda devlet bile
borçlu yapıda. Günümüzde
birçok devletin ve birçok kulübün
borçları var artık kulüpler
ticaret mantığıyla yönetildiği
için borçların olması çok doğal.
Elazığspor bu borçların altından
kalkamayacak bir kulüp değil
her dönem Elazığspor ‘un
borçları olmuştur. Biz Bu burçları
yapılandırmayı düşünüyoruz
objektif, hesap verebilir
Bildiğiniz
üzere Türkiye’de
kulüpler dernek
statüsünde yönetilir
ve derneğinde
bir tüzüğü vardır.
Tüzükte üyelik
aidatları ne yer
verilir Elazığspor
‘un giriş ücreti 500
lira yıllık ücreti
ise 250 liradır. Biz bu tüzüğü
değiştirerek daha aşağılara
çekmeyi planlıyoruz fiyatları.
Çalışmalarımız üç temel prensipte:
bir: insan kaynakları, iki: bilgi
yönetimi, üç: sistem geliştirme.
Elazığspor’a online ortamda üyelik
kabul edeceğiz. 800.000 Elazığlı
var yaklaşık olarak. Bu sayıları ele
alarak 100.000 üye hedefi koyduk
ha 10.000 kişi olur fark etmez.
Fenerbahçe’de bir milyon kişi
hedefi koydu. Bu konuyla ilgili
başka bir amacımız da kolaylık
sağlamak, eğer bugün online
ortamda üyelik açarsak siz hemen
üye olursunuz ve insanlar daha
kolaylıkla üye olabilir. Böylece
Elazığspor’a gönül verenlere
büyük bir kapı açılmış olacak.
Sizin bildiğiniz üzere Barcelona,
Japonya’da forma satıyor Bugün
13
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Elazığspor’da öyle marka değeri
olacak. Bizim amacımız dünyanın,
Türkiye’nin her tarafından
sempatizanlar kazanarak
Elazığspor’un kulübümüzün
marka değerini yükseltmek. Bunu
başarabilecek bilgiye donanıma
sahibiz.
Yeni Yönetim Kuracağız..
Yönetim kurulu bir hafta
sonra görev dağılımı yapılıyor
onun ardından bir ay sonra
yönetim kurulundaki birçok
kişi görevini yapmamaya ve
futbola yoğunlaşmaya futbol
şube yoğunlaşmaya başlıyor
kolaylarına geliyor bu ve bazılarını
stadyumdan sorumlu yapıyoruz,
bazılarının sahadan sorumlu,
bazıları taraftarların sorumlu
olmasına rağmen bu görev
dağılımının dışına çıkılıyor. Biz
yıllarca Elazığspor’a, Elazığ’a
14
emek vermiş insanları Elazığ’daki
Mülki amirleri, onur kuruluna
davet edeceğiz kulübün kontrol
mekanizması olacak bir divan
kurulu kuracağız. Şu ana kadar
hiç kurulmamış bir danışma
kurulu oluşturacağız, siyasetçi
arkadaşlarımız ve diğer alanında
uzman arkadaşlarımızdan
danışma kurulu oluşturacağız.
Fırat Üniversitesi’ndeki
akademisyenlerle görüşeceğiz
şu ana kadar hiç görüşleri
alınmamış olan spor yöneticileri
ile görüşeceğiz spor yönetim
biliminin Fakültesi’ndeki
akademisyenler ile görüşeceğiz.
Yerli Teknik Ekip Kuracağız..
Bizim teknik heyet
problemlerimiz yok. Geçmiş
dönemlerde öz kaynaklarla,
yani en azından yerli isimlerle
çalışmayı tercih ettik ve başarılı
olduk. Elazığ’da bu kapasitede
birçok antrenörümüz
var. Türkiye Futbol
antrenörleri derneği
Elazığ şubesi var.
Bu modelde
en fazla antrenör
yetiştiren yer
bildiğiniz üzere
Trabzonspor,
Türkiye’nin antrenör
bankalarından biri
ve ülkenin birçok
yerine antrenörler
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
yetiştiriyor. Bizim
yerli ve yabancı bir
antrenörle sıkıntımız
yok. Biz de bu
kimlikte olup ülkenin
birçok yerini antrenör
yetiştirmeyi ilk hedef
edinmeliyiz.
Antrenör sadece
teknik direktörden
ibaret değildir,
bunun kondisyoneri,
yardımcı antrenörü,
altyapı antrenörleri
de vardır. Biz
daha önce kendi
kaynaklarımızdan
büyük başarılar
elde ettik ve
Fırat Üniversitesi
modeli var. Kendi
kaynaklarıyla ikinci
lige kadar çıkan
bir kurum takımı
oluşturduk.
Futbol Akademisi
Kuracağız..
Biz kendi
kaynaklarımızdan
kendi futbol
akademisi kurarak,
kendi yetiştirdiğimiz
antrenörler ve
futbolcularla
başarılı olacağımızı
düşünüyoruz.
Türkiye’de
yapılan hatalardan
biri de yöneticiler
yürütme görevinde
olmamalılar;
yöneticiler, yönetim
biriminde olmalı
karar aşamasında
olmalılar. Yürütmede,
maaşlı çalışan
insanlar görev almalı.
ben bir karar aldım:
Eğer Elazığspor
Başkanı olursam
Elazığspor Tesisleri
yatıp kalkacağım, ne
zaman ki Elazığspor
borçlarından kurtulur
ve refaha ererse o
zaman evime gidip
yatıp kalkabilirim.
Elazığspor
Değişim ve Gelişim
Projesi..
Bize Destek
Olun…
Daha önce
Elazığ ellinci yıl
projesi yapmıştık
ve bunu daha da
değiştirerek ilk defa
size açıklıyorum
bunu Elazığspor
değişim ve gelişim
projesi adı altında
yeniliyoruz ilerleyen
günlerde bir basın
açıklaması yaparak
bunu kamuoyuna
bildireceğiz kısa
vadede uzun
vade orta vadede
planlarımızı
kamuoyuyla
paylaşacağız
kamuoyundan
isteğimiz bize biraz
destek verilmesi ve
ayrıca kendi kendime
Elazığspor
taraftarlarından
fedakarlık vefa
ve sabır istiyoruz
1 yıl 2 yıl belki
küme düşmemeye
oynayacağız ama
sonrasında çok güzel
olacak, bu konuda
bize destek olun.
Ben spor ekonomisi
konusunda uzmanım,
doçentim, Amerika’ya
gittim orada
eğitimler aldım ve
birçok faaliyetlerde
bulundum. Kendi
değerlerimize sahip
çıkmalıyız. Ben
bugün Amerika’da
veya başka bir ülkede
olsam büyük takımın
başına getirilirdim.
15
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
RÖPORTAJ
ÖZEL RÖPORTAJ:
MÜSLIM AKIL AVCI
B
eşiktaşlı Ümit Kaaral ile
kariyeriyle ilgili çok güzel bir
röportaj gerçekleştirdik:
Bize kendinizden bahseder
misiniz?
1995 doğumluyum,
Giresunluyum, küçüklükten beri
futbolla yatıp kalkan hayalleri
hedefleri olan biriyim.
Premier Lig. Geçen yıl ilk yarıda
Slaven Bilic zaman zaman
forma verdi ve hiçbir zaman
unutamayacağım tecrübeler
kazandım. Beşiktaş’ın, bambaşka
bir yer olduğunu gördüm ve
hedefimi büyüttüm. Genç milli
takımlarda ve Ümit milli takımda
oynadım milli duyguları yaşadım
inşallah A milli takımda forma
giymekte nasip olur ki bu en
büyük hedefim. Diğer hedefimde:
Premier lig. O tempoda oynamak
kendimi izlettirmek istiyorum.
Hayalinizde formasını giymek
istediğiniz bir kulüp var mı?
Arsenal ve Real Madrid
Bize kariyer hedeflerinizden
bahseder misiniz?
Beşiktaş, A milli takım ve
16
Bize unutamadığınız bir maç
anısı anlatır mısınız?
Unutamadığım birçok
maç var. Chelsea’ye karsı
Soma Cup’ta oynadığımız
maçta Slaven Bilic beni
oyuna aldı ve bir anda
dünya yıldızlarına
karşı mücadele ettim
bu maç hiçbir zaman
unutamayacağım bir
tecrübe. Aynı sene
Arsenal’le Şampiyonlar
Ligi elemesinde
karşılaştık ve İngiltere’de
Emirates Stadyumunda
o ambiyansı yaşadım bu
çok etkileyiciydi. Gecen
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
sene Elazığspor formasıyla
Denizlispor’la çok kritik bir maç
oynamıştık, 1-0 gerideydik ve son
dakikalarda maçı 2-1 kazandık
çok gergin bir maçtı ve üstesinden
geldiğimiz için çok sevinmiştim.
Yabancı kontenjanının
ülkemiz açısından önemi sizce
nedir ? Bu kural sizi etkiledi mi?
Buna karar verenler biz
değiliz sonuçta avantajları da var
dezavantajları da. Mesela dünya
yıldızları ülkemize geliyor onları
izleyebiliyor onlarla idman yapıp
bir şeyler öğrenebiliyorsunuz.
Forma rekabeti artıyor. Ama bazı
takımlarda da yabancılara çok
fazla sempati duyuyorlar.
Bir Elazığlı olarak sormak
isterim, Elazığ halkı ve
Elazığspor hakkındaki
düşünceleriniz nelerdir?
Elâzığ’da 4 ay yaşadım, Harput’a
çıktım, şehri, gezdim insanlarla
tanıştım. Gerçekten tam bir futbol
şehri herkesin futbolla takımla
ilgisi alakası çok fazladır. Ben
açıkçası şehri de insanları da çok
sevdim. Güzel bir tecrübeydi.
İnşallah Elazığspor’un ve benim
yollarım iyi yerlerde tekrar kesişir.
Milli takımın Euro 2016 şansı
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok kaliteli bir takımımız var
ve giderek gençleşen bir milli
takım. İnşallah turnuvada güzel
şeyler yaşatırlar bizlere, şuan
taraftarız ilerde inşallah bizde o
duyguları yaşarız.
Örnek aldığınız bir futbolcu
var mı?
17
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Çok fazla maç izleyen biriyim.
Marcelo , Aaron Creswell , Patrick
van Aanholt diyebilirim . Takip
ediyorum ve benim oynadığım
mevkii çok iyi yorumluyorlar.
Sizi sol bekte oldukça zorlayan
isimler kimlerdir?
Chelsea maçında Eden Hazarda
karşı oynadım bu çok büyük bir
heyecan ve tecrübeydi.
Futbol dışındaki hayatınızda
neler yaparsınız?
Futbol dışında bir hayatım yok
açıkçası futbolla yatıp futbolla
kalkan biriyim. Kitap okuyorum
ve yabancı dizileri takip ediyorum.
Sizce bu sezon kim şampiyon
olur?
18
Bu sezon inşallah Şampiyon
Beşiktaş olur.
Sporda Manşet Dergisini takip
ediyor musunuz?
Evet, takip ediyorum. Ve
benimle röportaj yapmak
istediğinizde çok mutlu olmuştum
sizlere de teşekkür ederim.
Eklemek istediğiniz bir şey var
mı?
Hedeflerim büyük inşallah
hedeflerime ulaştığımda bir gün
yine farklı bir röportaj yapar ve
bu röportajda söylediklerimi
tasdikleriz. Dergiyi takip
ediyorum ve herkese tavsiye
ediyorum. Çok teşekkür ederim
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
BİR VEFASIZLIK ÖYKÜSÜ ‘ALPER TEZCAN’
MURAT ALTUN
11
yaşında, anlı şanlı
Galatasaray kulübünün kapısından
giriyorsun içeriye. Belki daha
kendini bildiğin bir yaş değil.
Ama camianın havasını solumaya
başladın. Armayı taşıyorsun
göğsünde sonuçta. Potansiyeli
üst düzey olan alt yapıda, nice
cevherler yetiştirmiş hocalar
sana nasıl iyi futbolcu olacağını
öğretiyor. Antrenmana çıkarken,
duvarlarda asılı resimleri,
siluetleri görüyorsun; Turgay
Şeren, Coşkun Özarı, Tugay
Kerimoğlu, Bülent Korkmaz vs.
gibi, kulüp tarihine adını başarı
dolu kariyerleriyle yazdırmış ve
hala takımda bulunan efsanelere
bakıyor, izliyorsun. Antrenörlerin
onları örnek gösteriyor sana. Böyle
motive olup sıkı çalışıyorsun.
Efsane olmak için...
Seneler geçti ve büyüdün.
Çok çalıştın. As takımda oynama
şansına sahipsin artık. Teknik
Direktörün İmparator Fatih Terim.
Son 3 sezonun şampiyonu olan
bir kadronun parçasısın. Daha
önce A2 takımda oynama fırsatı
buldun ve bir gün; UEFA kupası
son 32 turunda, Ali Sami Yen
stadında, İtalyan takımı Bologna
ile oynanacak mücadele öncesi,
tesislerde 18 kişilik kadronun
yazılı olduğu çerçevenin yanından
geçerken ismini görüyorsun...
19
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Uyuyamadın sabaha kadar.
Otobüste mabede doğru
gidiyorsun. Soyunma odasında,
Fatih Terim efsane bir konuşma
yapıyor tur için. Ardından
kulübedeki yerini alıyorsun.
Yıllardır beklediğin an geldi
sonunda. Milyonlarca futbol
sever ismini duydu ve oyuna
girip onlar için, forma için,
kendin için savaşma fırsatı doğdu.
Karşılaşmanın son dakikaları
yaklaşıyor ve 2-1 öndesiniz. Bu
skor size yeter. 88. Dakikada
Fatih Terim seni işaret ediyor;
‘’Sen giriyorsun’’. Unutulmaz bir
an! Belki dakikalar az ama sana
ömür gibi gelir. Ömür gibi ya...
20
Oyuna dâhil olduktan yaklaşık 5
dakika sonra, İtalyan temsilcisinin
oyuncusu Pierre Wome,
karşılaşmanın bitmesine saniyeler
kala, ömrünün en büyük darbesini
indirir sana ve ayağını kırar. Böyle
hayal etmemiştin oysa...
Bir dönem Almanya’nın köklü
kulüplerinden olan Herta Berlin
tarafından izlenip, geleceğin en
iyi oyuncularından biri olarak
gösteriliyordun hâlbuki. Yaşadığın
sakatlık yüzünden, futbolculuk
hayatın çok geriledi maalesef. Ne
olursa olsun, yaşadığın 5 dakikalık
serüven, sezon sonu Türk futbol
tarihinin en büyük başarısı olan,
UEFA Kupası seremonisinde boy
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
gösterip, madalyayı göğsünde
taşıma şerefini verdi sana.
gittiğin her yerde sözleşmen
feshedildi ve tutunamadın.
Kör talih bir oyuncunun başına
gelebilecek en kötü senaryoyu
yaşattı. Sakatlığın nüks edip
durdu. Hayal ettiğin formana
kavuşamadın. Nitekim yönetim
bonservisini çok yüksek tutup,
kariyerinle oynadı! Sarı kırmızılı
forma altındaki hayallerin suya
düştü sakatlığın yüzünden.
Yetiştiğin kulüpten koparak
sırasıyla; Elazığspor, Malatyaspor,
Orduspor, Yıldırım Bosnaspor,
Ispartaspor, Burdurspor ve en
son, doğduğun köyün takımı
olan bölgesel amatör lig takımı,
Gazitepe Silivri takımlarında boy
göstermeye çalıştın. O vahim
sakatlık yüzünden, sadece 26
resmi maçta oynayabildin. Ama
Tam 12 kere, kırılan ayağın
düzelsin diye ameliyat olmak
zorunda kaldın ve bütün
maddiyatını tedaviye harcadın.
Sadece sen değil, Ailevi olarak
maddi manevi ve sağlık sıhhat
yönünden dara düştün.
Çare olarak gözünü açtığın
kulübün yöneticilerine başvurdun
ve hepsi seni geri çevirdi! El
mahkûm deyip hayallerinden
kalan tek varlık olan ‘UEFA kupası
madalyasını’ satma kararı aldın.
Yaşadığın yere ait Belediye de
umduğun kucağı açmadı sana.
Gel zaman git zaman hayata
tutunmak için bir kahvehanede
günlüğü 30 lira yevmiye ile
21
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
çalışmak zorunda kaldın.
Zamanında araban, arsan,
evin vardı ve kaybettin hepsini
sağlığına kavuşmak için. Hatta
henüz çocukken ineğinizi
bağladığınız ahırda barınmak
zorunda kalıyorsun. Ekmek parası
için, batak oynayan kişilere çay
dağıtırken, televizyonda bulunan
spor haberlerindeki yorumcu,
Galatasaray’da formanın hakkını
vermeyen, bir yılı aşkın süre
boyunca topa ayağını sürmeyen
oyuncuların aldığı milyon
Euroların bilgisini izleyicileriyle
paylaşıyor...
Kalben soruyorum; az önce
bu hayatı siz yaşadınız! Neler
hissettiniz acaba? Ne yazık
bizlere ki anca Facebook, Twitter,
İnstagram gibi hesaplarımızdan
yalandan paylaşıyoruz bu haberi.
Kendisine bir katkımız, yok!
Bu olayı mevcut yönetim
görmedi mi? Gayet tabi gördü.
Alper Tezcan UEFA kupasının
Türkiye’ye gelmesi için sahaya
çıkıp, futbol hayatı biten
adamdır. Bir dakika bile olsa
fark etmez! Türk Telekom
Arena’da, GALATASARAY
EFSANELERİNİ ANIYOR’
projesinde ödüllendirilemez mi?
Çocukluğunu harcadığı kulüpte
yapsaydı çaycılığı mesela.
22
Mevcut yönetim ve çoğunluğa,
‘’Galatarasay’ın evladı’’ mantığı
yerleşmiş durumda. Son
zamanlarda gördük örneklerini.
Kimler ne paralar kazandı gördük!
Peki, Alper Tezcan Galatasaray’ın
evladı değil mi? Galatasaray
için mahvolmadı mı hayatı.
Neden vefa gösterilmesi gereken
insanlar bu hallere düşerken, hak
etmeyen, adeta yattığı yerden(!)
para kazanan kişilere kimse dil
uzatmıyor???
UEFA’ya göz boyama adına,
sözüm ona kenetlenme amaçlı
Bileklik kampanyası başlatıldı.
Galatasaray camiasını, bu tür
sembollerle diğer camiaların
diline düşürüp, ‘’Gayrimenkul
zengini’’ kulübe yardım amaçlı
organizasyon düzenlemek akıl
karı iş değildir. Yapacaksanız; bu
tür vefa işleri için yardım başlatın
da kötü gün dostu olun! Yoksa
kenetlenmek için Galatasaray
taraftarı her zaman ayaktadır.
Bu yazıyı bu şekilde kaleme
almamın sebebi; farkındalık
yaratmak ve daha içten empati
kurmanızı sağlamak içindir.
Umarım geç olmadan gereken
yapılır. Saygılarımla.
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
ARABADAN İNİN !! BİSİKLETE BİNİN !!
FATIH RAFET ÇAKMAK
BEDEN EĞITIMI
ÖĞRETMENI
B
ahar aylarında en güzel
spor bisiklet sürmektir. Bisiklet
sürerken yürüyüşe nazaran daha
fazla kalori yakarsınız. Basen, bel,
kalça ve bacak kaslarını çalıştıran
bisiklet, kilo vermenin dışında
bölgesel incelme için idealdir. Bir
saat bisiklet sürdüğünüzde 600
kalori yakarsınız. Tempolu bir
şekilde bisiklet sürerken bahar
diyetini eğlenceli bir şekilde
tamamlamış olursunuz. İç bacak
kasını çalıştırdığı için yıllara
meydan okumanızı sağlar. Aslında
bisiklet sürerek ruhunuzu da
tazeleyebilirsiniz. Çünkü sadece
bedensel bir aktivite değil, aynı
zamanda kendinizi çocuklar gibi
mutlu hissetmenizi sağlayan bir
spordur.
Bisiklete Binmek İçin 8 Neden:
3 - İnsan sağlığında yeri
büyüktür
4 - Bir araba parası ödemezsiniz
fiyatları uygundur
5 - Arkadaşlarınla süper zaman
geçirebilirsin
6 - Trafiğe takılmadan yola
devam edersin
7 - Park sorunu asla yaşamazsın
8 - 1 Saatte tempolu sürersen
850 kalori yakarsın ama normal
seyrinde gidersen 500 kalori
yakarsınız
Bisiklete binmek tüm
Dünya’da çok yaygın bir
görüntüdür. Gerek bisiklet
yollarımızın olmaması,
gerek bisiklete binen kişilere
gösterilmesi gereken saygının
1 - Bisiklet ehliyet gerektirmez
2 - Bisiklet insan gücü ile çalışır
yakıt gerektirmez
23
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
çok az olması şehir yaşantısında
bisiklete binmeyi imkansız hale
getiriyor. Bunun sonucunda ya
bizi kapalı alanlarda bisiklete
binmeye ya da trafiğin olmadığı
arazilerde binmeye zorluyor.
Yurt dışında insanların işe,
gezmeye veya arkadaşlarıyla
buluşmaya bisikletle gitmesi çok
olağan bir görüntüdür. Şehir içi
ulaşımlarımızın kötü olması,
yollarımızdaki giderlerin tam
olarak çalışmaması nedeniyle
en ufak yağmurda ve karda
yollarda su birikintileri eklenince
neredeyse dışarıda bisiklete binen
kişileri görmek imkansızlaşıyor...
Peki tüm Dünya’da insanların
çok fazla tercih ettiği bisikletin
faydaları nelerdir. Biraz bu konuda
24
bilgi vermeye çalışalım;
Bisiklete Binmenin Faydaları:
Fayda 1:
Kardiyovasküler Gelişim:
Her gün 30 dakika bisiklete
binmek, kalp, damar ve solunum
sistemimiz üzerine oldukça
faydalıdır.
Fayda 2:
Yağ Yakımı: Sürekli araba veya
toplu taşıma araçlarını kullanan
kişilere oranla vücudumuzda daha
fazla yağ yakımı meydana gelir. ™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Fayda 3:
Trafikte beklemezsiniz.
Gideceğiniz yere daha çabuk
gidersiniz hem geç kalmazsınız
hemde sağlığınızı korursunuz.
Fayda 4:
Günlük olarak 30 dakika
bisiklete binmenizin sonucunda
daha sağlıklı bir uykuya
sahip olabilirsiniz. Stanford
üniversitesinde yapılan bir
araştırmaya göre uyku problemi
olan kişiler üzerinde yapılan bir
çalışmada günlük 30 dk bisiklete
binen kişiler bir süre sonra daha
rahat uyuyabilmişlerdir. Fayda 5:
Düzenli bisiklete binen kişiler
daha genç görünürler. Yine
Stanford üniversitesinde yapılan
bir çalışmada, düzenli bisiklete
binen kişilerde radyasyonun
etkilerinin azaldığı ve ciltlerinin
daha genç göründüğü
belirtilmiştir. Fayda 6:
Bristol üniversitesinde yapılan
bir araştırmada ise düzenli
bisiklete binen kişilerin sindirim
sistemlerinin çok iyi çalıştığı ve
bağırsak tembelliklerinin ortadan
kalktığı belirtilmiştir. Fayda 7:
Bisiklete binmek, vücudunuzun
direncini artıracağı için
hastalıklara karşı daha dayanıklı
olursunuz.
Fayda 8:
25
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
Günlük 30 - 45 dakika arası
bisiklete binen kişiler daha uzun
yaşarlar. Fayda 9:
Dünyamızı korur... Bisikleti
daha fazla kullanan toplumlarda
hava kirliliği ve araçların doğaya
verdiği zarar azalır. Bu sayede,
çevre kirliliğini azaltıp daha
sağlıklı bir dünyaya kavuşabiliriz. Fayda10:
Cinsel yaşamınız daha iyi olur.
Düzenli bisiklete binen kişilerde
hem kardiyovasküler gelişim
hemde damar yolları daha iyi
çalışacağı için cinsel hayatınız
daha iyi olur.
Fayda 11:
İş hayatınızda daha verimli
daha hareketli olacağınız için,
iş çevrenizde de daha çalışkan
ve yorulmayan biri olarak
tanınacaksınız.
26
Fayda 12:
Çağımızın hastalığı
olan Obezite’den uzak kalırsınız.
Fayda 13:
Düzenli olarak bisiklete
binerseniz, gelecek nesillere örnek
olursunuz. Şimdiki çocukların ve
gençlerin ileride bisiklete karşı
olan önyargılarının yıkılmasını
sağlarsınız.
Fayda 14:
Eğer her yere bisikletle
giderseniz, paranız cebinizde kalır
ve paranızı daha başka yatırımlar
için kullanabilirsiniz.
Fayda 15:
Düzenli olarak bisiklete
binerseniz, basketbol, tenis, futbol
gibi sporları daha verimli ve
sağlıklı oynayabilirsiniz.
Toplumumuzun bisiklete binen
kişilere bakış açılarının değişmesi
ve bisiklete binen kişi sayısının
artması dileğiyle.....
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
İYİ SİNYALLER
AHMET ERGÜÇ
M
illi takımımız Euro
2016 hazırlıkları kapsamında
İsveç ve Avusturya ile karşılaştı.
Bu maçlarda milli takımımız
kazanmayı bildi.
Milliler İsveç maçında genel
olarak oyunun hakimiydi.Oyunu
istediği gibi oynadılar.Sadece 6575 dakikalar arası rakip bizi kendi
oyununa mecbur etti.Nitekim
bu aralıkta golü yemiş olduk.
Avusturya maçında ev sahibi
takım daha iyi oynadı diyebiliriz
ancak milli takımıın elemelerde
kazandığını düşündüğüm bulduğu
pozisyonu gole çevirme alışkanlığı.
Elemelere başta çok iyi, çok
coşkulu başlayıp istemediğimiz
sonuçları almayarak başladık, bu
anlayış çok puan getirmedi ancak
bizi finallere götüren son bölümde
coşkulu oynamanın yanında akıllı
oynayarak sonuç aldık.Artık milli
takımımız sakin ve sabırlı oynarsa
golü bulacağını biliyor.
STOPER
Takımızın stoper sorunu
olduğu açık.Fatih hoca orayı
Topal’la kapattı ancak Fatih
hoca, orijinal stoper olan birini
oynatmak istediğini belirtti.
Eğer sakatlık olmazsa Sedar
Aziz hocanın tercihi olacaktır.
Yanında kimin oynayacağı ise
tamamen performansa bağlı.
Ligimizde iyi ve istikrarlı stoperler
27
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
mevcut. Yalçın Ayhan, Selim Ay,
Hakan Balta ,Ahmet Çalık ilk
akla gelenler.Birde Çin›e transfer
olan Ersan Gülüm var Eylül ve
Ekim’de kullanmıştık.Kuşkusuz
Fatih hoca takip ediyor ve gerekli
oyuncunun analizini yapıyordur.
Eğer ideal stoper bulunmazsa
Topal fikri hiçte fena bir fikir
olarak durmuyor.
DAHA ÜRETKEN ORTA
SAHA
Orta sahamız takımın en
kuvvetli yeri.Oynayacak çok
alternatif var.Bu yetenekli orta
saha havuzundan en uyumlu ve
üretken olanını bulursak işler
28
daha da kolaylaşır.Selçuk İnan›ın
aklına ihtiyacımız var.Oğuzhan
bu iki maçta etkisizdi.Kendini
rahat hisseden bir Oğuzhan milli
takımı uçurur.Ozan, Hocanın
prensi.Hakan Çalhanoğlu, çok
büyük bir silah.Duran toplarda
topun başındayken rakip takımın
tek yapabileceği şey kötü vurması
için dua etmek.Her topu tehlike
oluşturuyor.Öyle ki bu durumdan
yararlanarak çok iyi frikik
organizasyonları yapabiliriz.
Hatta 2014 Dünya Kupasında
gol kralı bir orta sahaydı.
Hakan topa vurmak konusunda
J.Rodriguez’den daha iyi diyebiliriz
atacağı gollerle sürpriz gol kralı
adayı bile olabilir. Avusturya
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
maçında herkes vurmasını
beklerken Ozan’a verdiği pas gibi.
Arda’ya bir şey söylemeye gerek
yok takımın lideri konumunda
turnuvada daha fazla sorumluluk
alan bir Arda en büyük kozumuz
olur.Bu orta sahanın en büyük
sorunu üretkenlik maalesef bu
isimlerden oluşan orta sahanın
en son sorunu bu olması gerekir.
İki maçta da bu üretkenliği
göremedik. SANTRAFOR ARANIYOR
Stoperden sonra takımın bir
diğer sorunlu bölgesi santrafor
bölgesi.Cenk Tosun oynanan
iki maçta da takımın en iyisiydi
demek yanlış olmaz.Bu bölgede
oynaması düşünülen bir diğer
garanti isim Burak Yılmaz.Bu
bölgeye alternatif üretmemiz
lazım.Ligimizde Umut Bulut
ve geçmiş dönemlerde çağrılan
Mevlüt formsuz durumda.
Muhammet Demir,Deniz Kadah
ve Mehmet Batdal ligin formda
yerlilerinden.Mehmet Batdal’ın
takımız için yaralı olacağını
düşünenlerdenim. Başakşehir’de
sürekli oynuyor ve gollerin içinde
gerek asist gerek gol açısından
hep o var.Orta sahası böyle
yetenekli ve pas yapmayı seven
bir takımda iyi bir duvar olur diye
düşünüyorum.
Sonuç olarak son söz Fatih
Terim’e ait.Mayıs ayındaki İngiltere
maçı kadronun aşağı yukarı son
şeklini oluşturacaktır.Hazırlık
maçlarının zorluk seviyesini
arttırmak daha yararlı olacaktır.
Almanya,Fransa gibi ülkelerle
aramızdaki farkı görmeliyiz.
29
™Sporda Manşet Dergisi 21. Sayısı
30

Benzer belgeler

ağustos 2015 - WordPress.com

ağustos 2015 - WordPress.com KÜNYE İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Müslim Akil Avci Hukuk Danışmanı Ayhan Kanlı Yazarlar Ayhan Kanlı Ahmet Durmuş Ahmet Ergüç Elif Köroğlu Naz Kuran Rafet Fatih Çakmak Serdar Üstüntaş Ko...

Detaylı