Topluma Katkı Raporu`nu indirin!

Transkript

Topluma Katkı Raporu`nu indirin!
Türkiye’de,
Türkiye için
Business to Society Raporu
Siemens.com.tr/b2s
Yayın sahibi
Siemens San. ve Tic. A.Ş.
Yakacık Caddesi No: 111 34870 Kartal-İstanbul
Tel +90 (216) 459 20 00
Faks +90 (216) 459 20 11
Siemens Türkiye hakkında daha fazla bilgi:
Siemens.com.tr
Kitabı yayına hazırlayan
Konak Medya Tanıtım Hizmetleri A.Ş.
Sahrayıcedit Mah. Cebesoy Sok.
Aziz Apt. No: 13/4 34734 Kadıköy / İstanbul
Tel: 0216 350 0303
e-Posta: [email protected]
www.konakmedya.com
Sorumluluktan Feragat Beyanı:
Bu broşürde yer alan bilgiler her zaman tanımlanmış olan
biçime isabet etmeyebilir veya ilişkisel olarak ürünlerin
geliştirilmeye devam ettirilmesi nedeniyle değişiklik gösterebilir.
Bu bağlamda sonuçlar bağlayıcı olarak nitelendirilemez ve
doğruluğu garanti edilemez. Üretim işaretlerinin, markaların ve
logoların üçüncü taraflarca kendi amaçlarına yönelik olarak
kullanımı, Siemens San. ve Tic. A.Ş.’nin veya başka tedarikçi
firmaların telif hakkı sahibi olarak haklarını ihlal edebilir.
Yasal Açıklama:
İşbu broşüre ile ilişkin mevcut tüm haklar saklıdır. Açık biçimde
izin verilmediği sürece bu belgenin çoğaltılması, içeriğinin
değiştirilmesi, işlenmesi, kopyalaması, yönlendirilmesi ve
kullanılması yasaktır. Teknik değişikliklerin yapılması hakkı
saklıdır. Bu belgede yer alan bilgiler münferit durumlarda her
zaman mevcut olması gerekmeyen teknik imkânlara ilişkin
genel tanımlamaları içermektedir.
Baskı
Özgün Ofset Aytekin Sok. Yeşilce Mah.
No: 21 34418 4. Le­vent / İs­tan­bul
Tel: (0212) 280 00 09
Faks: (0212) 264 74 33
Değişiklik hakkı saklıdır 09/16
Sipariş No
Türkiye’de basılmıştır.
© 2016 Siemens San. Tic. A.Ş.
B2S | İçindekiler
Türkiye’de
Türkiye için
İçindekiler
2Önsöz
3Metodoloji
4
Ulusal öncelikler
6
Siemens katma değer haritası
Ekonominin
güçlendirilmesi
İnovasyonda
ilerleme
Yaşam kalitesinin
artırılması
11
Ekonomiye katkımız
39
Ar-Ge yatırımlarımız
63
Sağlık sistemine katkımız
13
Yatırımlar ve finansman
43
Endüstri 4.0
67
Ulaşıma katkımız
15
Yerlileştirme ve ihracatın
artırılması
45
Dijitalleşmenin sağlanması
71
Güvenliğe katkımız
47
Sosyal güvence politikamız
Ana endüstrilere katkımız
Dijital şebekelerle verimliliğin
artırılması
73
19
75
23
KOBİ’lerin desteklenmesi ve
kayıt dışı ekonominin
azaltılması
Kaliteli çalışma ortamı
yaratılması
25
Enerji bağımsızlığına katkımız
Yetenekli işgücünün
artırılması
Çevre ve
sürdürülebilirlik
Toplumsal gelişimin
desteklenmesi
31
İstihdama katkımız
51
CO2 emisyonunun azaltılması
81
33
Mesleki becerilerin
geliştirilmesi
53
Yenilenebilir enerjiye katkımız
Kurumsal yönetim ve uyum
ilkelerimiz
55
Enerji verimliliğine katkımız
83
KSS projelerimiz
57
Çevre ve su kaynaklarının
korunması
87
Eşit haklar yaklaşımımız
91
160 yıllık yolculuğumuz
35
Eğitimin desteklenmesi
59
Sağlık, Emniyet, Çevre
vizyonumuz
94Sonuç
1
B2S | Önsöz
Önsöz
Nasıl bir fayda yaratıyoruz, faaliyetlerimiz toplum için
hangi noktalarda, nasıl bir değere dönüşüyor?
Değerli okuyucular,
Siemens olarak bu yıl Türkiye’de 160. yılımızı
kutluyoruz. 1856’dan bu yana bu topraklarda
yalnızca ekonomik faaliyette bulunmuyor,
topluma farklı alanlarda katkılar sağlıyoruz.
Dünya baş döndürücü bir hızla ilerliyor ve
daha önce hayal bile edemediğimiz
değişimlere sahne oluyor. Eskiden imkansız
görünen pek çok şeyi mümkün kılan bu
değişim iş dünyasında da yepyeni bir
düşünce sistemini gerekli kılıyor. Şirketlerin
artık üretimi artırmak ve kısa vadeli finansal
gelir elde etmek gibi geleneksel
parametrelerin ötesinde bir büyüme
vizyonuna sahip oldukları; aynı zamanda
sosyal ve çevresel alanlarda yarattıkları
etkileri de dikkate aldıkları yeni bir
sistemden söz ediyoruz.
Şirketler olarak içinde yaşadığımız topluma
ve çevreye karşı olan sorumluluğumuz daha
önce hiç olmadığı kadar büyük. Bir
genelleme yaparak söylersek, hepimiz
çalıştığımız kurumların dünyamız için,
yarınlarımız için, çocuklarımız için yarattığı
gerçek toplumsal katkıyı ölçülebilir biçimde
görmek ve bununla gurur duymak istiyoruz.
Kurumsal yapıların, toplumun gelişim
sürecinde kendileriyle ortak hareket etmesi
beklentisinde olanlar arasında çalışanlar,
müşteriler, hükümetler, sivil toplum
örgütleri, kısaca pek çok paydaş yer alıyor.
Biz de buradan hareketle, Türkiye’deki
160. yılımızda Siemens’in, ülkemizin
sürdürülebilir gelişimine olan katkısını
nicelik ve nitelik olarak ölçmek istedik.
Şu an elinizde bulunan Business to Society
(Topluma Katkı) Raporu, Siemens Türkiye
olarak tüm deneyimimizi ve tarihsel
birikimimizi kullanarak, Türkiye’deki
operasyonlarımızın ülkemizin sürdürülebilir
kalkınma hedeflerine ve toplumsal hayata
sağladığı katkıları somut bir biçimde ortaya
koymak amacıyla hazırlandı. Çalışma,
“Biz aslında nasıl bir fayda yaratıyoruz,
faaliyetlerimiz toplum için hangi noktalarda,
nasıl bir değere dönüşüyor?” sorusuna cevap
niteliği taşıyor.
Her yıl ülkemizde büyük şirketler raporlarını
açıkladıklarında kendime yaratılan gerçek
değerin sadece şirkette çalışan sayısına ya
da yıl içinde ne kadar gelir elde edildiğine mi
dayandığını sorarım. Uzun vadeli katkı,
genelde göz ardı edilir ancak aslında
ekonominin gelişimi için asıl önemli ve
sürdürülebilir olan değer budur. Bu rapor
(belki de Türkiye’de ilk kez) bir şirketin tüm
boyutlarda ülkenin büyümesine ve
gelişimine nasıl katkıda bulunduğunu
içeriden bir gözle detaylı bir şekilde ortaya
koyuyor. Önemli olan kalite standartları ve
normları gibi konularda domino etkisi
yaratan itici bir güç oluşturmak.
Böylesi kıymetli bir rapora bir önsöz kaleme
alıyor olmak bende hem heyecan hem de
mutluluk yaratıyor. Umuyorum ki siz de
okurken bu heyecana ve mutluluğa ortak
olursunuz.
Hüseyin Gelis
Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO
Siemens Türkiye
2
B2S | Metodoloji
Topluma Katkı
Metodolojimiz
Siemens Türkiye olarak, işletmelerin ancak
içinde bulundukları toplumun ihtiyaçlarını
tam olarak karşılayabildiklerinde gerçekten
başarılı olabileceklerine inanıyoruz.
Şirketlerin ekonomik ve sosyal gelişime karşı
sorumlulukları olduğunu, ülkelerine ve
topluma kalıcı değer katmaları gerektiğini
düşünüyoruz. Dolayısıyla kurumsal
başarımızı ölçmek için kâr oranlarından daha
fazlasına ihtiyacımız olduğu açık.
Siemens Türkiye gibi şirketlerin, topluma ve
çevreye olan etkilerini ölçerek ve
faaliyetlerinin sağladığı somut faydayı
belirleyerek, ekonomik faaliyetlerinin ulusal
kalkınma planlarıyla paralel seyrettiğini,
ekonomik ve toplumsal gelişimde aktif rol
oynadıklarını rakamlarla ortaya koymalarında
fayda görüyoruz. Sorumlu bir şirket olmak
demek, toplumla ortak çalışmak ve uzun
dönemli gelişmenin parçası olmak demektir.
Elinizde tuttuğunuz Topluma Katkı
Raporu’nda, Siemens’in Türkiye’nin
ülkemizin sürdürülebilir gelişimine olan
etkisini niteliksel ve niceliksel olarak ölçtük.
Bu raporda Siemens’in global üyeleri
arasında bulunduğu Dünya Sürdürülebilir
Kalkınma İş Konseyi’nin Etki Ölçüm
Sistemi’ne dayanarak, ülkemize katkımızı
objektif bir şekilde ölçmek ve
değerlendirmek üzere şirketimize özel bir
metodoloji geliştirdik.
Farkımız
Şirketler genellikle dünyayı kendi faaliyet
alanları çerçevesinden görme eğilimindedir.
Siemens Türkiye olarak biz farklı bir yaklaşım
sergiledik. Raporun hazırlıklarını yaparken,
önce ülkenin gelişimi için hükümetin
önceliklendirdiği konu başlıklarını inceledik.
Ardından, “ekonominin güçlendirilmesi,
yetenekli işgücünün artırılması, inovasyonda
ilerleme, çevre ve sürdürülebilirlik, yaşam
kalitesinin artırılması ve toplumsal
dönüşümün desteklenmesi” başlıkları altında
Türkiye için gerçekten önem taşıyan
konularda Siemens’in katkısını belirlemeye
ve ölçmeye başladık.
Bunu yaparken paydaşlardan alınan
verilerden, Türkiye’nin 2023 Stratejik
Hedefleri’nden ve 10. Kalkınma Planı
2014-2018 Raporu’ndan yararlandık.
Siemens’in Türkiye’ye katkısını
değerlendirmek üzere bağımsız destek için
uzman bir şirketten danışmanlık aldık.
Pricewaterhouse Coopers (PwC), gayrisafi
yurt içi hasılaya (GSYİH) ve istihdama katkı
gibi bazı ekonomik etkilerin hesaplanması
için Siemens’e bu süreçte destek sağladı.
Ulaşım, enerji verimliliği, yenilenebilir
enerji ve sağlık gibi belirli endüstrilerde
yarattığımız etkiyi değerlendirirken sadece
Siemens teknolojilerinin önemli bir rol
oynadığı sektörlerde ya da bir endüstriyel
süreçte kritik rolü olan alanlarda ölçümler
yaptık. Bazı durumlarda, daha önceden
entegre edilmiş teknolojilerimizin aslında
daha uzun süredir değer yaratıyor
olmasına karşın, katkımızı yalnızca 2015 yılı
için ölçümledik (aksi belirtilmediği
müddetçe).
Amacımız, mühendislik hesaplama
yöntemlerini değiştirmek değil, zaten bu
mümkün de değil. Hedefimiz, toplumdaki
rolümüzü ve amacımızı daha iyi
değerlendirmek adına, paydaşlarımız için
önemli olan konulardaki genel etkimizi
anlamak, işimizin sağladığı değeri
geliştirmek ve paydaşlarımızla diyaloğu
teşvik etmek.
Topluma Katkı metodolojisi
Adım 1: Önemli konulara
odaklanmak
Türkiye’nin sürdürülebilir
gelişimi için önceliklendirilen
konulardan hangileri Siemens
için daha önde geliyor?
Adım 2: Değeri ölçümlemek
Siemens’in yarattığı değeri ve
etkileri en iyi hangi ölçümler
ortaya koyuyor ve bu ölçümü
nasıl yapıyoruz?
Adım 3: Sonuçları
değerlendirmek
Yaptığımız ölçümlerden çıkan
sonuçlar ve stratejik gelişim
alanları neler?
Adım 4: Konuyu derinleştirmek
Elde ettiğimiz bilgileri,
faaliyetlerimizi ve karar
mekanizmalarımızı daha da
güçlendirmek için nasıl en iyi
şekilde kullanabiliriz?
Ne öğrendik?
Bu çalışma, Siemens Türkiye’nin bir şirketten
daha fazlası olduğunu, Türkiye’nin
gelişmesinde önemli bir iş ortağı
konumunda bulunduğunu ortaya koyuyor.
Ülkemize sağladığımız katkıları somut olarak
göstermesiyle bundan sonraki iş planlarımız
için adeta bir rehber niteliği taşıyan bu
raporun, hem iş dünyasının en iyi yetenekleri
için bir çekim merkezi olmamıza hem de karar
verme mekanizmalarımızı iyileştirmemize
katkıda bulunacağına, “sürdürülebilirlik”
konusunda Siemens’in örnek şirket konumunu
pekiştireceğine inanıyoruz.
3
Ulusal öncelikler | B2S
Türkiye’nin
bugünü ve yarını
Gelişim açısından önem teşkil eden konular
Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin daha parlak bir geleceğe ve daha müreffeh bir topluma sahip
olabilmesi için ekonomi, istihdam, inovasyon, dijitalleşme, çevre ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi konularında bazı
adımların atılması gerekiyor. Bu adımlar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 için hükümetin koyduğu
hedeflerde ve kalkınma planlarında da yer alıyor. Siemens Türkiye, faaliyetleriyle pek çok konuda Türkiye ekonomisinin ve
toplumunun gelişimine destek oluyor.
Ekonominin
güçlendirilmesi
Yetenekli işgücünün
artırılması
İnovasyonda
ilerleme
Türkiye şu anda dünyanın en büyük 17.
ekonomisi konumunda bulunuyor. 2015 yılı
sonunda gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH)
719,58 milyar dolar olarak gerçekleşti1.
2015 yılında Türk lirasındaki devalüasyon
nedeniyle GSYİH yabancı kur bazında bir düşüş
yaşasa da sabit fiyatlarla 2014’e göre %4 artış
gösterdi2.
Ülke ekonomisinin gelişiminde en önemli
katkıyı hizmet sektörü ve sanayi sağlarken
tarım da önemli bir paya sahip.
Gelir dağılımı eşitsizliğinin ölçütlerinden biri
olan ve 0’a yaklaştıkça gelir dağılımındaki
eşitliği, 1’e yaklaştıkça eşitsizliği gösteren
Gini Katsayısı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
verilerine göre 2014 yılında 0,391 olarak
hesaplandı3.
Türkiye; artan nüfusu, yüksek şehirleşme ve
üretim oranları, daha yüksek katma değerli
üretimin artışıyla, yurt içi tüketim anlamında
büyük bir potansiyel taşıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK)
açıkladığı rakama göre, Türkiye’nin nüfusu
31 Aralık 2015 itibarıyla 78 milyon 741 bin
53. Çalışma çağındaki 15-64 yaş grubunda
bulunan nüfusun oranı ise %67,84. 2016 yılı
Nisan ayında istihdam oranının %47,2,
işgücüne katılma oranının %52 olduğu göze
çarpıyor. Toplam işgücü içinde yüksek
öğrenim mezunlarının oranı 2015 yılı sonu
itibarıyla %22,7 olarak tespit edildi5. İşsizlik
oranı ise %9,3 seviyesinde bulunuyor.
Nitelikli işgücüne ihtiyaç, özellikle sanayi
alanında kendini gösteriyor. Sanayide, beyaz
yakalı çalışanlardan ziyade daha yüksek teknik
bilgiye sahip ve endüstrinin kalbinde
çalışmaya istekli meslek lisesi ve yüksekokul
mezunu kişilere ihtiyaç duyuluyor.
Ar-Ge harcamasının GSYİH içindeki payı
2014 yılı sonunda %1,01 olarak gerçekleşti.
2003’te %0,48 olan bu seviye, 2014’te iki kat
arttı6.
Türkiye’de “katma değeri yüksek üretim”
anlamında sürekli yükselen bir trend göze
çarpıyor. Devlet, ihracatıyla bütçeye ve dış
ticaret açığının kapanmasına önemli katkı
sağlayacak birçok ürünün üretimi için özel
teşvikler sağlıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun
100. yılı olan 2023’e yönelik Türkiye’nin
Stratejik Vizyonu’nda Ar-Ge’nin Türkiye
GSYİH’sı içindeki payının %3 seviyesine
getirilmesi planlanıyor.
Türkiye, bölgenin Ar-Ge ve inovasyon merkezi
olmayı hedefliyor. Otomotiv ve makine imalat
sanayi bu hedefin ana odak noktasını
oluşturuyor. Ülkemizde 2023 yılına kadar
75 milyar dolarlık otomotiv ihracatının
gerçekleştirilmesi öngörülüyor7.
4
B2S | Ulusal öncelikler
Kaynaklar:
1
Dünya Bankası Türkiye verileri - www.worldbank.org/en/country/turkey
2
TÜİK Gayri Safi Yurtiçi Hasıla IV. Çeyrek Rakamları (Ekim - Aralık 2015)
3
TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları, 2014
4
TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları, 2015
TÜİK İşgücü İstatistikleri, Nisan 2016
TÜİK Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2014
7
10. Kalkınma Planı 2014-2018, Kalkınma Bakanlığı
8
Türkiye’nin Stratejik Vizyonu 2023 Projesi, T.C. Ekonomi Bakanlığı
9
OECD Better Life Index
5
6
Çevre ve
sürdürülebilirlik
Yaşam kalitesinin
artırılması
Toplumsal gelişimin
desteklenmesi
Türkiye’de çevreye verilen önem özellikle son
20 yılda önemli bir gelişme gösterdi. Çok
sayıda atık değerlendirme tesisi kurulurken,
kentsel ve endüstriyel atıklara yönelik arıtma
tesislerinin sayısı da giderek artıyor. Küresel
iklim değişikliğiyle mücadelede ulusal şartlar
çerçevesinde alınan tedbirlerle 1990-2007
döneminde kümülatif olarak 1,4 milyar ton
emisyon tasarrufu sağlandı. 2010 yılı verilerine
göre, Türkiye’nin yıllık sera gazı emisyonu
401,9 milyon ton karbondioksit eşdeğeri, kişi
başına sera gazı emisyonları ise yıllık 5,51 ton
karbondioksit eşdeğeri oldu. 2007-2012
döneminde havadaki kükürt dioksit miktarında
yüzde 50, partikül madde miktarında ise
%36 oranında azalma sağlandı. Bu gelişmelere
rağmen ekonomik büyüme, nüfus artışı, üretim
ve tüketim alışkanlıklarının çevre üzerindeki
baskıları devam ediyor. Çevre ve doğal kaynak
yönetiminde planlama, uygulama, izleme ve
denetimin geliştirilmesi gerekiyor7.
Yenilenebilir enerji kaynaklarının payının
2023’e kadar %30 oranında artırılması
planlanıyor8.
Türkiye son 20 yılda vatandaşlarının yaşam
kalitesini yükseltme konusunda önemli bir
gelişme kaydetti. İktisadi İşbirliği ve Kalkınma
Teşkilatı’nın (OECD) yayınladığı Daha İyi Yaşam
Endeksi’nde (Better Life Index) Türkiye birkaç
kategoride diğer ülkelere göre iyi performans
gösteriyor. Bununla birlikte, çeşitli
kategorilerdeki performansın yükseltilmesi
büyük önem taşıyor. Türkiye, sivil katılım
oranında genel ortalamanın üstünde yer
alırken, sağlık durumu, sosyal iletişim, eğitim
ve beceriler, iş ve kazanımlar, yaşam
memnuniyeti, iş-yaşam dengesi ve konut
alanlarında gelişme ihtiyacı göze çarpıyor.
Genel olarak Türkiye’de insanların
yaşamlarından memnuniyet seviyelerinin
OECD ortalamasının altında kaldığı
gözlemleniyor. Genel yaşam
memnuniyetlerini 0-10 arasından bir puanla
değerlendirilmeleri istendiğinde Türkiye’de
yaşayan bireylerin verdiği ortalama puan
5,5 oluyor. OECD ülkelerinin ortalaması ise
6,5 olarak açıklanıyor9.
Global pazarlarda kalite ve fiyata dayalı adil
rekabet Türk şirketler için uzun vadeli pazar
erişimini ve iş başarısını beraberinde getirir.
Rekabetçilik düzeyini korumada çeşitlilik
yönetiminin önemi büyük. Türkiye, kadar
kadınların işgücüne katılma oranını
2018’e kadar %30,9’dan %34,9’a çıkarmayı
hedefliyor8.
Bunun yanında yoksulluğun ve işsizlik
oranının azaltılması, gençlere ve engelli
kişilere iş fırsatlarının sunulması gibi
konulara odaklanmak da sürdürülebilir
gelişimi güçlendirecek sosyal konular olarak
karşımıza çıkıyor.
Toplumsal gelişimi etkileyecek konulardan
biri de mülteci sorunu. Türkiye şu anda
2,5 milyon mülteci bulunuyor. Bu konuda
hükümetin ve şirketlerin üzerine görevler
düşüyor.
Bunun yanında Türkiye, uluslararası
platformlarda karşılıklı ilişkiler sürdürmeye de
odaklanıyor ve buna yönelik olarak 2015’te
G-20 zirvesini, 2016’da ise Birleşmiş Milletler’in
Dünya İnsani Zirvesi’ni ev sahipliği yaptı.
5
Siemens katma değer haritası | B2S
Siemens
Katma Değer Haritası
Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimine sağladığımız katma değer
Ekonominin
güçlendirilmesi
Yetenekli işgücünün
artırılması
Ekonomiye katkımız
Türkiye ekonomisine sağladığımız
doğrudan, dolaylı ve teşvik edilen
brüt katma değer 3,2 milyar TL.
İstihdama katkımız
3007 kişiye doğrudan olmak
üzere toplamda yaklaşık
40 bin kişiye istihdam sağlanıyor.
Yatırımlar ve finansman
Son üç yılda Kamu-Özel İşbirliği
hastanelerine 145 milyon euro,
altyapı ve enerji projelerine
120 milyon euro olmak üzere toplam
265 milyon euro finansman sağlandı.
Mesleki becerilerin geliştirilmesi
2015 yılında, çalışanların eğitimine
7,2 milyon TL harcandı. Çalışan
başına ortalama 3,2 gün eğitim
sunulurken, 1650 müşteri ve
tedarikçiye de yıl içinde çeşitli
eğitimler verildi.
Yerlileştirme ve ihracat
2015 yılında enerji sektöründe
yerel üretim Siemens Türkiye’nin
tüm satışlarının %66’sını, ihraç
edilen ürün ve projelerden elde
edilen gelir ise toplam gelirinin
%33’ünü oluşturdu.
Ana endüstrilere katkımız
Türkiye’nin klinker ve çimento
kapasitesinin sırasıyla %46’sında ve
%25’inde, otomotiv üretiminin
%50’sinde, yüksek kalite metal
işleme makinelerinin ise %67’sinde
Siemens Otomasyon Teknolojileri
kullanılıyor.
Eğitimin desteklenmesi
2000 yılından bu yana lise ve
üniversite öğrencilerinin eğitimine
yaklaşık 14 milyon TL destek
sağlandı.
İnovasyonda
ilerleme
Ar-Ge yatırımları
Siemens Türkiye Ar-Ge
merkezlerinde çalışan sayısı 5 yılda
5 kat arttı. Yıllık Ar-Ge bütçesi
yaklaşık 60 milyon TL’ye ulaştı.
Endüstri 4.0
Endüstri 4.0 ile ilgili bilinçlendirme
çalışmalarında 10 binden fazla
kişiye doğrudan ulaşıldı. Türkçe
hazırlanmış 6 bin adet “Endüstri
4.0” kitabı dağıtıldı. Siemens’in ana
sponsor olduğu Endüstri 4.0
platformunu (endustri40.com) her
gün 1500 kişi ziyaret ediyor.
Dijital dönüşüm
Siemens’in cihazları Türkiye’de
endüstri ve sağlık sektörlerinde her
yıl 93 TB’tan fazla veri üretiyor.
Dijital şebekeler
Enerji dağıtım şirketlerinin
%43’ünde Siemens çözümleri tercih
ediliyor.
KOBİ’lerin desteklenmesi
Siemens Türkiye’nin 2015 yılı satın
alma hacminin %70’ini KOBİ’lerden
yapılan satın alımlar oluşturdu.
Enerji bağımsızlığına katkımız
Türkiye’nin toplam kurulu enerji
gücünün %16’sında, toplam elektrik
üretiminin ise %30’unda Siemens
ürün ve çözümleri kullanılıyor.
6
Aksi belirtilmediği müddetçe
1 dolar = 2,88 TL, 1 euro = 3,28 TL
olarak kabul edilmiştir.
B2S | Siemens katma değer haritası
Çevre ve
sürdürülebilirlik
Yaşam kalitesinin
artırılması
“Karbon-nötr” bir şirkete doğru
2023’te karbon-nötr bir şirket
olmayı planlayan Siemens
Türkiye’nin en büyük üretim tesisi,
Türkiye’nin ilk LEED Gold sertifikalı
üretim merkezi konumunda
bulunuyor.
Sağlık sistemine katkımız
Her gün 200 bin kişi Siemens
Healthineers’ın sunduğu sağlık
teknolojilerinden faydalanıyor.
Türkiye genelinde Siemens’in
görüntüleme cihazlarına erişebilen
kişi sayısı 32,4 milyon.
Çevre dostu ürün portföyü
Siemens Türkiye’nin çevre dostu
ürünleri sayesinde Türkiye’nin CO2
emisyonu yılda %1,7 oranında
azaltılıyor. Bu, 3,3 milyon
otomobilin yarattığı CO2
emisyonuna eşdeğer. Siemens
Türkiye, yenilenebilir enerji
üretiminde de %10’luk paya sahip.
Ulaşıma katkımız
Türkiye’nin ilk çok yüksek hızlı treni
Siemens Velaro, yılda ortalama 871
bin yolcunun iki şehir arasındaki
seyahat süresini %40 oranında
kısaltıyor.
Enerji verimliliğine katkımız
100’e yakın enerji verimliliği
projesinde, çevreye 125.600’den
fazla ağaç dikimine eşdeğer katkı
sağlandı. Bu projelerde yatırımın
ortalama geri dönüş süresi
1,5 yıl oldu.
Sağlık, Emniyet, Çevre
vizyonumuz
Siemens Türkiye, sürdürülebilir
sağlık yönetimi sayesinde
“Healthy@Siemens” sertifikası aldı.
Siemens Türkiye’nin “kayıp zamanlı
kaza sıklık oranı”, Türkiye Metal
Sanayicileri Sendikası’nın açıkladığı
ortalamanın yarısı seviyesinde
bulunuyor.
Güvenliğe katkımız
Her yıl Sabiha Gökçen
Havaalanı’nda 28 milyon,
Marmaray’da ise 64,8 milyon
yolcunun güvenliği Siemens
Türkiye’nin kurduğu sistemlerle
sağlanıyor.
Sosyal güvence vizyonumuz
Siemens Türkiye çalışanlarının
sosyal güvencesi ve sağlık sigortası
için 2015 yılında 75,5 milyon TL’lik
prim ödemesi gerçekleştirildi.
Kaliteli çalışma ortamı
Universum’un araştırmasına göre,
çalışılmak istenen şirketler
sıralamasında Siemens Türkiye tüm
rakiplerini geride bıraktı.
Toplumsal gelişimin
desteklenmesi
Kurumsal yönetim ve
uyum ilkelerimiz
Siemens Türkiye Etik ve İtibar
Derneği (TEİD) tarafından
başlatılan Turkish Integrity Center
of Excellence (TICE) projesine,
üç yıllık sürede 1,76 milyon dolar
(5,06 milyon TL) destek sağlayacak.
KSS projeleri
Siemens, Türkiye’de faaliyete
başladığı günden bu yana eğitim ve
teknoloji alanında kurumsal sosyal
sorumluluk faaliyetleri
gerçekleştiriyor.
Eşit haklar
2012 yılında KAGİDER’den “Fırsat
Eşitliği Sertifikası” alan Siemens
Türkiye, 2013 yılında da Çalışma
Bakanlığı tarafından “İş Hayatında
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü”ne
layık görüldü.
Uzun vadeli bakış açısı
Türkiye’deki faaliyetlerine 160 yıl
önce, 1856’da ilk telgraf sistemini
kurarak başlayan Siemens,
Türkiye’nin en eski ve köklü sanayi
kuruluşlarından biri konumunda.
7
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
“Topluma Katkı Raporu paydaşlarımıza,
çalışanlarımıza, toplumumuza ve
dünyaya taahhütlerimizi ortaya koyuyor.
Werner von Siemens, ‘Kısa vadede kâr
elde etmek için geleceği gözden
çıkaramam’ demişti ve Siemens’in
globalde 170, Türkiye’de 160 yıldır süren
başarısını da bu düşünce sağladı.”
Thomas Kolbinger
Siemens Türkiye CFO’su ve İcra Kurulu Üyesi
8
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Ekonominin
güçlendirilmesi
9
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
3,2 milyar TL
Siemens’in yalnızca 2015 yılında Türkiye ekonomisine sağladığı katma değer
%0,2
Siemens’in 2015 yılında Türkiye’nin
gayrisafi yurt içi hasılasındaki payı
10
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Türkiye ile birlikte
daha parlak bir geleceğe
Siemens’in gayrisafi yurt içi hasılaya katkısı
Ekonomik büyüme, hem ülke ekonomisi
hem de kişisel ve toplumsal refah düzeyinin
artışı açısından büyük önem taşıyor.
Dünya Bankası verilerine göre Türkiye,
799,54 milyar dolarlık gayrisafi yurt içi hasıla
(GSYİH) ile dünyanın 17. büyük ekonomisi
konumunda bulunuyor. Gelişmekte olan
pazarlar arasında yer alan ülkemizde, kişi
başına düşen gelir 10 yıldan kısa bir süre
içinde neredeyse üç kat artarak 10.500
dolara ulaştı. 2002 ile 2012 arasında aşırı
yoksulluk oranı %13’ten %4,5’e düştü. Sağlık,
eğitim ve belediye hizmetlerine erişim ciddi
oranda gelişme gösterdi.
Kaydedilen bu önemli gelişmelere rağmen,
2012’den bu yana ekonomik büyüme yılda
ancak ortalama %2,9 olarak gerçekleşti.
Türkiye’nin 2023 Stratejik Vizyonu’nda yer
alan milli gelirin 2,6 trilyon dolara, kişi
başına milli gelirin ise 25 bin dolara çıkarılması hedefine ulaşmak için bu oranın
yükselmesi gerekiyor.
Diğer yandan Avrupa Birliği (AB), Türkiye’nin
en büyük ekonomik ortağı konumunda
bulunuyor. AB ile yapılan ticaret, Türkiye’nin
toplam ticaret hacminin %40’ını oluşturuyor.
Türkiye’nin AB’ye entegrasyon çalışmaları,
ithalat, ihracat ve finansal kaynaklara erişim
açısından da ülke ekonomisine katkıda
bulunuyor. Tarım, tekstil, motorlu araçlar,
gemi ve diğer ulaşım araçları, inşaat malzemeleri, tüketici elektroniği ve ev aletleri,
Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı
sağlayan ana endüstriler arasında yer alıyor.
160 yıldır ekonomiye katkı
Türkiye’de 160 yıldır faaliyet gösteren
Siemens, kendisini “yabancı kökenli bir Türk
şirketi” olarak konumlandırıyor.
Mükemmellik, inovasyon, kalite ve güvenilirlik özellikleriyle öne çıkan Siemens,
sunduğu ürün ve hizmetlerle Türkiye ekonomisine ve toplumuna katkıda bulunuyor.
İstanbul, Kocaeli, Ankara, Adana, İzmir ve
Bursa olmak üzere 6 ilde ofis ve üretim
sahaları bulunan Siemens’in Türkiye ekono-
misine sağladığı (doğrudan, dolaylı ve teşvik
edilen olmak üzere) brüt katma değer
3,2 milyar TL olarak hesaplanıyor. Bu rakam
Türkiye GSYİH’sının %0,2’sini oluşturuyor
(PwC 2016 Raporu).
Bu tutarın 520 milyon TL’si maaşlar ve
vergiler gibi doğrudan üretilen katkı iken,
tedarikçilerden ürün ve hizmet satın alma ile
oluşan dolaylı katkı 1,62 milyar TL’ye ulaşıyor.
Siemens Türkiye’nin kendi çalışanlarına ve
müşterilerinin çalışanlarına ödenen maaşların
ekonomide teşvik ettiği tüketimin katkısı ise
1,07 milyar TL olarak hesaplanıyor. Siemens
Türkiye, doğrudan müşterileri vasıtasıyla ise
1,11 milyar TL katma değer üretiyor.
Siemens sürekli gelişim,
yenilikçilik ve teknoloji vizyonunu
160 yıl önce Türkiye’ye taşıyarak
bugün artık “yabancı kökenli bir
Türk şirketi” haline geldi.
Türkiye’de enerji, altyapı, bina teknolojileri,
ulaşım, elektrifikasyon, otomasyon, dijitalizasyon ve sağlık gibi alanlarda çözümler
geliştirmeye devam edecek. Ürettiği projeler
ve sağladığı istihdamla 160 yıldır Türkiye’nin
ekonomik ve toplumsal gelişimine katkıda
bulunan bir kurum olarak, Siemens geçmişte
olduğu gibi gelecekte de bu misyonunu
sürdürecek.
Türkiye’ye duyduğu güvenle
yatırımlarını hız kesmeden
sürdüren Siemens Türkiye, üretimin
yerlileştirilmesiyle de ekonomiye
katkı sağlıyor.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Türkiye GSYİH’sına daha fazla
katkıda bulunmak üzere
sürdürülebilir büyümeyi
sürdürmek
•Ekonomiye sağlanan bürüt
katma değeri 4,3 milyar TL’ye
çıkarmak
11
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
145 milyon euro
Siemens Finansal Hizmetler’in Türkiye’deki dört
Kamu-Özel İşbirliği sağlık projesine son üç yılda
sağladığı finansman
12
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Kamu-Özel İşbirliği projeleri,
finansman engelini aşıyor
Siemens Finansal Hizmetler
Devlet ve özel sektör, rekabeti güçlendirmek
ve son kullanıcıya düşük maliyetle, nitelikli
hizmetler sunabilmek amacıyla sık sık
ortaklık kurma yoluna gidiyor. “Kamu-Özel
İşbirliği” (KÖİ) olarak da bilinen bu iş
modeli, altyapıdan enerjiye, ulaşımdan
sağlık sektörüne kadar pek çok alanda,
özellikle vatandaşa doğrudan temas eden
projelerde tercih ediliyor. Ekonomik
kalkınma hedefi doğrultusunda, kamu
kurumlarının üzerindeki finansal yükü
hafifletmeyi ve riskleri kamu ile özel sektör
arasında paylaştırmayı amaçlayan bu
projeler, Türkiye’de kamu hizmetlerinin
niteliğini ve verimliliğini iyileştirirken genel
anlamda istihdamı ve refahı da artırıyor.
Türkiye, 2023 yılında dünyanın en güçlü
10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyor.
Bu hedefin gerçekleşmesinde en önemli
unsurlardan biri de gayrisafi yurt içi hasılanın artışı. Kamu-Özel İşbirliği projeleri,
bu açıdan da kilit rol oynuyor.
Türkiye’de kamunun özel sektör ile ortak
imzasını taşıyan projelerin toplam hacmi,
Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı çalışmaya
göre 34 ayrı projede 72,1 milyar dolara
ulaşmış durumda. Başlıca projeler ise
14 milyar dolar ile İstanbul Üçüncü
Havalimanı, 7,6 milyar dolar ile Gebze-İzmir
Otoyolu ve toplam bütçeleri 15 milyar doları
bulan 36 şehir hastanesi olarak sıralanıyor.
Özellikle de KÖİ modelinin uygulanacağı
36 yeni şehir hastanesiyle ülkemizdeki sağlık
altyapısını iyileştirmek, hükümetin önemli
hedefleri arasında yer alıyor. Aralık 2012
tarihli Sağlık Bakanlığı 2013-2017 Stratejik
Planı’nda, KÖİ Şehir Hastaneleri projesiyle 10
bin hastaya düşen yatak sayısının 2023 yılına
kadar 27’den 32’ye yükseleceği belirtiliyor.
Yerel ve uluslararası finans kuruluşları tarafından finanse edilen şehir hastaneleri,
yabancı yatırımcıları ülkemize çekmeye de
yardımcı oluyor. Şehir hastanelerinin tamamının 2023 yılına kadar hizmete girmesi
planlanıyor.
KÖİ projeleri için güvenilir danışmanlık,
en iyi teknoloji
Dünya çapında 3000’i aşkın çalışanı ve
uluslararası finans kuruluşlarından oluşan
portföyü ile global finansal çözümler sunan
Siemens Finansal Hizmetler (Siemens
Financial Services - SFS), Türkiye’deki altyapı
ve enerji projelerine son üç yılda toplam
120 milyon euro (393,6 milyon TL)
finansman sağlamış bulunuyor. Müşterilerine
finansal danışmanlık desteği de veren SFS,
Türkiye’de gerçekleştirilen gaz ve rüzgar
enerjisi projeleri için İhracat Kredi Kuruluşları
(Export Credit Agencies – ECA) güvenceli
300 milyon euro (984 milyon TL)’lik harici
banka kredisini koordine etti.
Türkiye’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla
uyumlu olarak sağlık sistemindeki kaliteyi ve
verimliliği artırmak için ve sağlık tesislerine
erişimi geliştirmek için SFS, diğer uluslararası
yatırımcılar ve finansal kuruşlarla birlikte,
uluslararası düzeyde ve bankalarca kabul
görecek finansal ve operasyonel yapı kurmak
üzere Sağlık Bakanlığı’nı destekliyor ve KÖİ
programlarının hazırlanması ve ilgili yasal
düzenlemelerin yapılması konusuna katkıda
bulunuyor. Kurulacak şehir hastanelerinin
hizmet kalitesini artırmak amacıyla KÖİ Şehir
Hastaneleri projesine de katılan Siemens
Türkiye, bu kapsamda yürürlüğe girmiş
projelerin tamamında yer alıyor.
Konya’daki KÖİ Şehir Hastanesi projesinde
SFS, İslami Kalkınma Bankası ile birlikte
çalıştı. Bu girişim, İslami Kalkınma Bankası’nın
katıldığı ilk KÖİ sağlık sektörü projesi olma
özelliği taşıyor. Bir diğer KÖİ projesi olan
Bilkent ise “2015 Yılının Altyapı Finans
Sözleşmesi” olarak Global Finans Konferansı
(GFC) tarafından Bonds&Loans Ödülü’ne layık
görüldü. Adana KÖİ ise “Infrastructure
Journal Global” tarafından “Avrupa’nın En İyi
Kamu-Özel İşbirliği Projesi” seçildi.
Siemens Healthineers (Sağlık),
Bina Teknolojileri,
Finansal Hizmetler ve Enerji
Yönetimi bölümlerinin
oluşturduğu ortak bir ekip,
KÖİ Şehir Hastaneleri projelerine
aktif katılım sağlıyor.
Toplam yatırım tutarı yaklaşık
2,3 milyar dolar
(6,6 milyar TL) olan dört ayrı
KÖİ Şehir Hastanesi projesi için
Siemens Finansal Hizmetler’in
sağladığı finansmanın tutarı
145 milyon euro
(475,6 milyon TL)’ye ulaşıyor.
Siemens Türkiye, KÖİ Şehir Hastaneleri
projelerine sağladığı finansal hizmetlere ek
olarak, sağlık ve bina teknolojileri alanlarındaki ürün ve çözümleriyle de destek
sağlayacak.
13
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
%66
Siemens Türkiye’nin 2015 mali yılında enerji
sektörüne yönelik ürün satışıyla elde ettiği
gelirin içinde yerel üretimin payı
%33
Siemens Türkiye’nin 2015 mali yılı toplam
gelirinde enerji sektöründeki anahtar teslimi
projelerin ve yerel ürün ihracatının payı
14
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Daha güçlü bir
Türkiye için
İthalata olan bağımlılığın azaltılması
Günümüzde Türkiye ekonomisinin karşı
karşıya olduğu en büyük zorluklardan biri,
ithalata olan bağımlılık. 2023 Stratejik
Vizyonu’nda yer alan bilgiye göre imalat
girdisinin %39’u ithal ediliyor, ayrıca
malzeme giderlerinin %63,8’i ithalattan
kaynaklanıyor.
Hükümet, ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve üretimde yerel katma değerin
yükseltilmesi adına, farklı sektörler için bir
yerlileşme planı hazırladı.
Türkiye’nin 2023 ihracat stratejisi, günümüzün ve geleceğin ticaret ortamının ihtiyacı olan gelişmiş teknoloji ve Ar-Ge’ye
dayanan modern ve esnek bir ihracat yapısı
sağlamayı hedefliyor. Temel hedef, ihracatta
yıllık %12’lik artış sağlayarak 2023’te
500 milyar dolarlık bir hacme ulaşmak.
2023 yılında dünyanın 10. büyük ekonomisi
olarak dünya ticaret pastasından %1,5’luk
pay almak da hedefler arasında yer alıyor.
Öte yandan mühendislik, tedarik ve inşaat
(EPC) hizmeti veren Türk şirketleri artık
sadece ülkemizde değil, bölgede de etkinliklerini önemli ölçüde artırıyor. Bu şirketler
100’e yakın ülkede toplam 205 milyar dolarlık
projeye imza attılar. 40’a yakın Türk şirketi
2015 yılında “Engineering News Record”un
(ENR) belirlediği En İyi 250 Uluslararası
Yüklenici sıralamasında da yer aldı.
Yerel üretim ve ihracat vizyonu
Siemens de Türkiye’nin yerel üretimi ve
ihracatı artırarak ithalata bağımlılığı
azaltma hedefine paralel şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Siemens Türkiye’nin
2015 mali yılında enerji sektörüne yönelik
ürün satışıyla elde ettiği gelirin içinde yerel
üretimin payı %66 oldu.
Siemens, Türkiye’de Gebze ve Kartal’da
olmak üzere iki tesiste üretim yapıyor.
150 bin m2 üzerinde kurulu olan,
19.424 m2’lik kapalı alana sahip Siemens
Gebze Tesisleri’nde Enerji Yönetimi Orta
Gerilim ürünleri; 90 bin m2 üzerinde kurulu
olan, 17 bin m2’lik kapalı alana sahip Siemens
Kartal Fabrikası’nda ise Enerji Yönetimi Alçak
Gerilim ve Dijital Fabrika ürünleri üretiliyor.
Siemens Enerji Yönetimi Orta Gerilim
Panoları dünyasının lider üretim tesisi konumunda bulunan Gebze fabrikamız, müşteri
hizmetleri de dahil olmak üzere çeşitli global
sorumluluklar üstleniyor. Burada üretilen
panoların (NXAir, 8BT, Sivacon S8 vb.) %75’i
Batı Avrupa ve Orta Doğu ülkelerine ihraç
ediliyor. Siemens Türkiye Enerji Yönetimi
Alçak Gerilim Ürünleri ve Dijital Fabrikalar
bölümü de Gebze tesisinde yeni ürünler için
gelecek yıllarda 49,2 milyon TL yatırım
yapmayı planlıyor. Bu yatırımın yarısı, yerel
tedarikçilerden satın alınacak üretim hattı
ekipmanlarına tahsis edilecek.
İhraç edilen yerel ürünler ve
Enerji Yönetimi bölümünün
gerçekleştirdiği anahtar teslimi
projeler, Siemens Türkiye’nin tüm
ihracatının %87’sini teşkil ediyor.
Yeni fabrikada yerel tedarikçi ekosistemi
Siemens Türkiye, yerel üretime verdiği
önemi ve desteği, Gebze’de kurulacak
tramvay fabrikasıyla bir kez daha kanıtlıyor.
98,4 milyon TL’lik yatırımla 2017’de üretime
geçmesi hedeflenen bu fabrika sayesinde,
yurt dışına doğrudan araç satışıyla ülke
ihracatına önemli bir katkı sağlanacak.
Türkiye’ye duyduğu güvenle
yatırımlarını hız kesmeden
sürdüren Siemens Türkiye,
üretimin yerlileştirilmesiyle de
ekonomiye katkı sağlıyor.
Yapılan bu yatırımla, Siemens Türkiye
istihdam sağlamanın yanı sıra yerel tedarikçileri kapsayan bir ekosistem de oluşturacak.
Fabrikada, Siemens’in yurt dışındaki tesisleri
için de üretim yapılacak. Fabrikanın yılda
100 tramvay üretmesi bekleniyor.
2016 yılında açılması planlanan 80 setlik çok
yüksek hızlı tren ihalesiyle de ilgilenen
Siemens Türkiye, ihaleyi kazanması durumunda şartname gereği bu tren setlerini
%53 yerli imalat hedefiyle üretecek.
15
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
Komşu ülkelere ihracat
Siemens Türkiye, komşu ülkelerde gerçekleştirilen projelere de büyük ölçekli Türk
mühendislik, tedarik ve inşaat yüklenicileri
ve distribütörler aracılığıyla ya da doğrudan
malzeme ihraç ediyor. Siemens Türkiye,
2015 mali yılındaki gelirinin %33’ünü, ihraç
edilen yerel ürünlerden ve Enerji Yönetimi
bölümünün gerçekleştirdiği anahtar teslimi
projelerinden elde etti. Bu alandaki ihracat,
Siemens Türkiye’nin toplam ihracatının
%87’sini oluşturuyor.
tarafından yapılan Türkmenbaşı Elektrik
Santrali’nin elektrik sistemine imza attı.
Ardından yine Türkmenistan’da Polimeks
(EPC) ile birlikte Aşkabat Olimpiyat Köyü ve
Aşkabat Uluslararası Havaalanı gibi pek çok
projede yer aldı. Elektrik dağıtım sisteminin
kurulumuyla Aşkabat’ın yenilenmesinde
büyük pay sahibi olan Siemens Türkiye,
2017 yılında bu şehirde yapılacak Asya Salon
ve Uzakdoğu Dövüş Sanatları Oyunları’na
(AIMAG) da Enerji Yönetimi ürün ve çözümleriyle destek oluyor.
Irak, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar
gibi ülkelere odaklanmış bir satış organizasyonu kuran Siemens Türkiye Enerji
Yönetimi bölümü, Türkmenistan’da alçak
gerilim ürünlerini geliştirmek ve doğrudan
satışını gerçekleştirmek üzere Türk yüklenicileri destekleyecek bir satış müdürü görevlendirdi.
Bölgedeki gelişmeleri takip ederek Siemens
Türkiye, yerel üretim ve ihracat payını
artırmak, Türkiye ekonomisine katkıda
bulunmak için yeni projeler gerçekleştirmek
üzere çalışmalarına hızla devam ediyor.
2014 yılı Irak Elektrik Bakanlığı bilgilerine
göre 2000 yılından bu yana Irak’ın Yüksek
Voltaj Şebeke Bağlantı Yan İstasyonları’nın
%28’ini de Siemens Türkiye Enerji Yönetimi
bölümü gerçekleştirdi. Güvenlik açısından
riskli bölgelerde hayati öneme sahip enerji
ağlarının kurulumunu gerçekleştiren
Siemens Türkiye Enerji Yönetimi, Güney
Irak’ın en büyük trafo merkezlerinde
(Basra&Najaf AIS ve Al Qurna GIS),
3000 MVA dağıtım kapasitesine sahip, geniş
kapsamlı ana iletim ağlarının anahtar teslimi
projeleriyle başarı elde etti. Ayrıca, Irak’taki
Basrah trafosunda olduğu gibi, çatışma
altındaki bölgelerde bile önemli güç kaynaklarının yeniden devreye alınmasında hayati
rol oynayan acil şebeke bağlantıları kurdu.
Petrol ve Gaz ile Kamusal Hizmet müşterileri
için Irak, Ürdün ve Gürcistan’da modüler
E-House trafolarının kurulumunu da gerçekleştiren Siemens Türkiye Enerji Yönetimi
Orta Gerilim Ürünleri bölümü, Türkiye’de ve
yakın çevre pazarlarda bir yetkinlik merkezi
olarak konumlanıyor.
Siemens Türkiye Enerji ve Gaz bölümü ise
2000 yılında, Türkmenistan’da Çalık Holding
16
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Siemens’in Gebze tesislerinde üretilen
NXAir, 8BT, Sivacon S8 gibi Orta Gerilim
Panolarının %75’i Batı Avrupa ve
Orta Doğu ülkelerine ihraç ediliyor.
17
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
%25
Türkiye’nin toplam çimento kapasitesinde
Siemens Otomasyon Teknolojilerinin payı
%50
%46
Türkiye’nin toplam klinker
kapasitesinde Siemens
Otomasyon Teknolojilerinin payı
18
Türkiye’nin toplam otomotiv
üretimindeki Siemens Otomasyon
Teknolojilerinin payı
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Üretimde otomasyonla
güçlenen bir Türkiye için
Ana endüstri dallarının otomasyonla desteklenmesi ve verimlilik artışı
Almanya’nın öncülük ettiği Endüstri 4.0,
otomasyon ve dijitalizasyon ekseninde
şekilleniyor. Endüstriyel tasarım ve üretimde
lider olmayı hedefleyen ülkelerin yenilikçi,
çevreye dost ve yerel üretim süreçlerine
geçerken, otomasyondan ve dijitalizasyondan
azami ölçüde yararlanması gerekiyor.
Endüstri 4.0 konusunda bölge lideri olmaya
aday bir ülke konumundaki Türkiye’de,
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine
göre endüstrinin gayrısafi yurt içi hasıladaki
(GSYİH) payı 2002 yılında %30,3 iken
2014 yılında %32,9 olarak gerçekleşti. İmalat
endüstrisinin payı da %3,7’lik büyümeyle
2015 yılında %24,7 oranına ulaştı. Söz
konusu endüstriyel üretimin %50’si maden,
kağıt, otomotiv ve makine alanlarında
gerçekleşti.
Yine TÜİK verilerine göre 1981-2012 yılları
arasında Türkiye ekonomisinin ortalama
büyüme oranının %4,3 olduğu ve bu
büyümede üretimin payının sadece
%0,2 olduğu düşünüldüğünde, endüstrinin
ülke gelişimi açısından değeri ve potansiyeli
daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
10. Kalkınma Planı’nda üretime verilen önem,
Türkiye’nin üretim sektöründe istikrarlı ve
kapsamlı bir büyüme konusundaki
kararlılığını gösteriyor. Bu bağlamda
uygulamaya alınan Üretimde Verimliliği
Artırma Programı da sadece üretim
süreçlerini iyileştirmenin ötesinde, katma
değer kazandırma ve daha bilinçli üretim
yapma gibi hedeflere de odaklanıyor.
Endüstri süreçlerinde modernizasyon
Cumhuriyet döneminde Türkiye sanayileşme
yönünde önemli adımlar atarak üretim
kapasitesini artırmaya yöneldi. Ülkenin
sanayileşme döneminde özellikle gıda,
tekstil, makine, kağıt, metal ve kimya
endüstrilerinde büyük gelişim yaşandı.
Teknolojide yaşanan gelişmeler, endüstriyel
tesis ve işletmelerin uçtan uca kurulum ve
işletim süreçlerinin modernizasyonu
ihtiyacını doğurdu. Siemens Türkiye, bu
anlamda Türkiye’deki endüstriyel işletmelere
yenileme ve entegre otomasyon da dahil
olmak üzere hizmet veriyor. Bu hizmetler
bugün de Endüstri 4.0 çerçevesinde
geliştirilmekte olan otomasyon ve
dijitalizasyon çalışmalarının altyapı
hazırlıklarıyla sürüyor.
Üretim kapasitesinde artış
Endüstriyel tesislerin modernizasyon ve
dijitalizasyon süreçlerinde en temel hedef,
üretim süreçlerini iyileştirerek üretim
kapasitesini artırmak. Siemens, sunduğu
çözümlerle süreç verimliliğini artırıyor;
dolayısıyla tesislerin daha fazla, daha kaliteli
ve daha uygun maliyetle üretim yapmasını
sağlıyor. Böylece işletmeler dolayısıyla da
ülke ekonomisi, önemli kazanımlar elde
edebiliyor.
Siemens Türkiye, endüstriyel
üretim yapan bütün sektörlere
yüzlerce Sürücü, PLC ve Motor
Servis Bakım Sözleşmesiyle de
hizmet sunuyor.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası,
Ekonomi Bakanlığı gibi kurumlardan alınmış
ülke ve sektör verilerine göre, Türkiye’de yılda
76 milyon tonluk toplam klinker kapasitesinin
%46’sı, 126 milyon tonluk toplam çimento
kapasitesinin ise %25’i Siemens Otomasyon
Teknolojileri kullanılarak gerçekleştiriliyor.
Türkiye ihracatının lokomotif ve lider sektörü
olan otomotivde de Siemens’in otomasyon
çözümleri kilit rol oynuyor.
Örneğin Fiat’ın binek aracı Egea Türkiye’de
Tofaş Bursa fabrikasında üç ayrı versiyonla
üretiliyor ve ihraç ediliyor: Sedan, hatchback
ve station wagon versiyonları, Siemens
tabanlı CArS (Control Architecture Standard)
teknolojisiyle üretiliyor. Yılda 190 bin adet
otomobil ve standart kontrol ünitelerinin
yüksek verimlilikle üretilmesi planlanıyor.
CArS teknolojisinde, tasarımdan üretim
kontrolüne dek her noktada Siemens
ürünleri kullanılıyor. Böylece hem üretim
teknolojileri standart hale geliyor hem de
üç ayrı vardiya halinde kesintisiz üretim
sağlanıyor.
Ana endüstri dallarına özel çözümler
Otomasyon ve dijitalizasyon, endüstrinin
tamamı için geçerli kavramlar. Fakat her
19
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
üretim alanının kendine özgü nitelikleri ve
ihtiyaçları olmasından dolayı, özelleştirilmiş
çözümlere de ihtiyaç duyuluyor.
Siemens, farklı endüstri dallarına özel
çözümleriyle ihtiyaçlara ve beklentilere
odaklanarak üretim süreçlerinden maksimum
verim elde edilmesini sağlıyor.
1993 yılından bu yana ISO500
listesinde üretimden satışlarda
birinci olan Tüpraş’ın
üç rafinerisindeki motorların
bütün servis ihtiyaçları Siemens
tarafından yürütülüyor.
Bu üç rafinerideki toplam motor
sayısının 7 binden fazla olması,
Siemens’in bu alandaki gücünü
ve yetkinliğini kanıtlıyor.
Örneğin, Türkiye’nin endüstriyel
gelişiminde kilit rol oynayan kağıt
endüstrisinde Siemens imzalı SIPAPER
teknolojisi, çimentoda SICEMENT ve CEMAT
teknolojileri kullanılıyor. Böylece tesisler
hem çevreye dost hem de hızla devreye
alınarak en kısa sürede verimlilik artışı
sağlayan çözümlere kavuşuyor.
Siemens Türkiye, endüstriyel üretim yapan
tüm sektörlere endüstri portföyündeki
ürünleri ve Servis Bakım Sözleşmesiyle
servis sunuyor. Siemens tarafından
uygulamaya alınan Servis Bakım
Sözleşmelerinin en büyük farkı, hizmet
kalitesi olarak tanımlanıyor. Üretim
tesislerine yılın 365 günü, 7/24 servis
hizmeti verilebiliyor.
Servis noktasında Siemens’in en önemli
referanslarından biri, Türkiye’nin petrol
endüstrisindeki dev ismi Tüpraş. Tüpraş’ın üç
rafinerisindeki motorların bütün servis bakım
işleri Siemens tarafından yürütülüyor. Bu üç
rafinerideki toplam motor sayısının 7 binden
fazla olması, Siemens’in bu alandaki gücünü
ve yetkinliğini kanıtlıyor.
Savunma sanayisinde
otomasyon ile yeni ufuklar
Ülkelerin üretim kapasiteleri ekonomik
anlamda kuşkusuz büyük önem taşıyor.
Fakat gerek ulusal güvenlik, gerekse sistem
ihracatı açısından savunma endüstrisi de
kritik bir role sahip. Siemens, Türkiye’nin
savunma sanayisini güçlendirme ve ülkeyi
bölgesel bir savunma teknolojileri
ihracatçısı haline dönüştürme hedefine,
farklı alanlarda uzmanlaşmış tedarikçileriyle
birlikte katkıda bulunuyor.
20
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Endüstriyel tesislerin modernizasyon ve
dijitalizasyon süreçlerinde en temel
hedef, üretim süreçlerini iyileştirerek
üretim kapasitesini artırmak. Siemens,
sunduğu çözümlerle süreç verimliliğini
artırıyor; dolayısıyla tesislerin daha fazla,
daha kaliteli ve daha uygun maliyetle
üretim yapmasını sağlıyor.
21
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
%70
Siemens Türkiye’nin 2015 yılında KOBİ’lerden
satın aldığı malzemenin toplam satın alma
hacmine oranı
200 milyon TL
Siemens AG’nin Türkiye’deki yerel tedarikçilerden yaptığı
satın alma işlemi
22
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Daha rekabetçi bir
Türkiye’ye doğru
KOBİ’lerin desteklenmesi ve kayıt dışı ekonominin azaltılması
TÜİK ve Eurostat’ın Yapısal İş İstatistikleri
verilerine göre Türkiye’de işletmelerin %99,8’i
KOBİ’lerden oluşuyor. Bunun yanında, çalışan
sayısı olarak bakıldığında her 4 kişiden 3’ü
KOBİ’lerde çalışırken, bu işletmelerin ülkeye
sağladığı katma değer oranı %53,9 olarak
görülüyor. Dolayısıyla ekonominin belkemiğini oluşturan KOBİ’lerin verimliliklerinin ve
büyüme oranlarının artırılması ve kurumsallaşmalarının sağlanması büyük önem taşıyor.
KOBİ’lerin sağladığı katma değer 2009’dan bu
yana %25 oranında yükselirken, istihdam
%10 oranında artış gösterdi. Her ne kadar bu
rakamlara göre KOBİ’ler son yıllarda gelişim
sergileseler de özellikle teknolojiden yararlanma konusunda hedeflenen seviyeye henüz
ulaşmadıkları ve banka kredisi kullanım
oranlarının da düşük olduğu dikkat çekiyor.
Bunun yanında yönetimsel beceriler, iş stratejisi ve planlama, yeni yetenekleri cezbetme
konuları da KOBİ’lerin rekabetçilik seviyelerini
yükseltecek olan ve ilerleme sağlanabilecek
konular olarak öne çıkıyor.
Tedarikçi tercihinde KOBİ’ler
Siemens Türkiye, KOBİ’leri her yönden desteklemeye devam ediyor. Bu bağlamda 2015
yılında KOBİ’lerden yapılan toplam satın alım
değeri 656 milyon TL olan Siemens Türkiye,
sadece İstanbul-Kartal’da yerleşik KOBİ’lerden
164 milyon TL, Gebze’de bulunan KOBİ’lerden
ise 49,2 milyon TL’lik satın alma gerçekleştirdi.
Bu rakam Siemens Türkiye’nin satın alım
hacminin %70’ini oluşturuyor. Siemens AG de
Siemens Türkiye’nin girişimiyle ülkemizdeki
yerel tedarikçilerden 200 milyon TL’lik satın
alma işlemi gerçekleştirerek bu tedarikçilerin
global pazarlara açılmalarını sağladı.
Siemens Türkiye, sunduğu maddi katkıların
yanı sıra, KOBİ’lerin gelişimi için de düzenli
tedarikçi değerlendirmeleri yapıyor. 2015
yılında toplam satın alma hacminin %80’ini
oluşturan en önemli 150 tedarikçinin değerlendirmesini gerçekleştiren Siemens Türkiye,
bu uygulamayı daha da geliştirmek için
çalışmalarını sürdürüyor.
2015 yılında sahada 16 adet kalite eğitimi
düzenleyen şirket, her yıl gerçekleştirdiği
Tedarikçi Günü ile de KOBİ’leri endüstrideki yeni
trendler ve gelişmeler hakkında bilgilendiriyor.
2016 yılında “Global Şirketlerde Sürdürülebilirlik
ve Endüstri 4.0” teması ile gerçekleştirilen
Tedarikçi Günü, internet üzerinden yapılan
canlı yayınla KOBİ’lere doğrudan ulaştırıldı.
Siemens Türkiye’nin tüm tedarikçileri; çocuk
işçi çalıştırmamak, Sağlık, Emniyet, Çevre
(SEÇ) kriterlerini yerine getirmek, yerel kurallara ve kanunlara uymak gibi şartları içeren
bir protokol imzalıyor. Bu şartlara uygunluğun
saptanabilmesi için özel bir değerlendirme
aracı bulunuyor. Tüm tedarikçilerin Kurumsal
Sorumluluk Öz Değerlendirme (Corporate
Responsibility Self Assessment CRSA) uygulamasından geçmesi bekleniyor. Siemens
Türkiye ayrıca, tedarikçilerini ve müşterilerini
Siemens Finans Hizmetler biriminin sunduğu
çözümlerle de destekliyor.
Şirkete özel hale getirilen finans çözümleriyle
KOBİ’lerin finansal zorlukların üstesinden
gelmesini sağlayan Siemens Finansal
Kiralama A.Ş.’nin akıllı finans çözümleri, tek
bir noktadan satın alım yapma rahatlığını
yaşatırken en gelişmiş teknolojilere ulaşmayı
da mümkün kılıyor.
Kayıt dışı ekonomi %5’in altına düşecek
Türkiye’nin üzerinde durduğu önemli bir konu
da kayıt dışı ekonomi. Kalkınma Bakanlığı,
2018’e kadar kayıt dışı ekonomiyi %5 oranına
düşürmeyi hedefliyor. Kayıt dışı ekonominin
azaltılması ekonomik istikrar, gelir dağılımı ve
istihdam gibi makroekonomik faktörlerde
gelişme sağlamanın yanı sıra, verimlilik ve
rekabetçilik seviyelerinin yükseltilmesi sayesinde orta ve uzun vadede kamu gelirlerinin
artırılmasında da rol oynayacak. Siemens
Türkiye de kayıt dışı ekonominin azaltılması
için hem kendi içinde hem de tedarikçileriyle
birlikte çalışıyor. Tüm tedarikçilerinden vergi
bildirimi talep eden ve çalışanları için sosyal
güvenlik ödemesini zorunlu tutan Siemens
Türkiye, 01.01.2014-30.09.2015 döneminde
147 milyon TL kurumlar vergisi ödedi.
Siemens Türkiye KOBİ’leri
desteklemek ve kayıt dışı
ekonomiyi azaltmak üzere
çalışmalarını sürdürürken,
Siemens’in de kurucu üyeleri
arasında olduğu Kalite Derneği
(KALDER), Etik ve İtibar Derneği
(TEİD) ve Tedarik Zinciri Yönetim
Derneği (TEDAR) ile de bu
konularda işbirliği içinde
bulunuyor.
Siemens Finansal Kiralama A.Ş.’nin
2015 yılında sağladığı toplam
finansman 143 milyon euro olarak
gerçekleşti.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•KOBİ’lerden yapılan satın
alımın toplam satın alma
hacmindeki oranını %80’e
çıkarmak
23
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
%30
Ülkemizdeki toplam elektrik üretiminde
Siemens ürün, çözüm ve servislerinin payı
24
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Verimli ve çevre dostu enerjiyle
büyüyen Türkiye
Verimli enerji üretimiyle daha güçlü bir ekonomi, daha temiz bir dünya
Türkiye, genel anlamda elde ettiği ekonomik
büyümeyle bölgesindeki lider ülkelerden biri
olma yolunda ilerlerken, global enerji piyasalarının da en hızlı büyüyen ülkelerinden
biri oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
2014 yılı verilerine göre, Türkiye’nin kurulu
gücünün yıllık büyüme oranı yaklaşık
%9 seviyesine ulaştı.
Ekonomik büyümeye paralel olarak
Türkiye’nin enerji ihtiyacında da artış
görülüyor. Bu ihtiyaç, yerel üretimin yanı
sıra önemli ölçüde enerji ithalatıyla karşılanıyor. Yine TÜİK tarafından 2015 yılına
ilişkin açıklanan verilere göre ülkemizin
toplam ithalatı 207 milyar dolar olarak
gerçekleşirken bunun 38 milyar doları
enerji ithalatından kaynaklandı. Enerji
ithalatı maliyetinin 2014 yılında
55 milyar dolar seviyesindeyken 2015’te
38 milyar dolara düşmesinin en temel
nedeni ise, petrol fiyatlarındaki düşüş
olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye’nin öncelikli konularından biri olan
enerji üretimi ve ithalatı, hükümetin programında da yer alıyor. Hükümet, 2014 yılında
halka açıkladığı 2023 Vizyonu çerçevesinde,
yerel kaynaklardan azami düzeyde faydalanılması yoluyla enerji ithalatını azaltmayı
hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için ana
stratejilerin, yenilenebilir kaynaklardan
yararlanılması ve enerji üretiminde yerli
kömür kullanılması olduğu belirtiliyor.
Özellikle biyo-yakıtların enerji üretiminde
kullanılması yönünde önemli teşvikler
sağlanıyor.
Sadece üretim verimliliği açısından değil,
çevreye dost uygulamalar açısından da
yenilenebilir kaynaklar hükümetin önemli
gündem maddelerinden biri olarak dikkat
çekiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’nın yayınladığı 2014 tarihli Türkiye
Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planı’na
göre 2023 itibarıyla Türkiye’de kurulu
güneş enerjisi kapasitesinin 5 GW’a, rüzgar
enerjisi kapasitesinin ise 20 GW’a çıkarılması amaçlanıyor.
Enerji ithalatında büyük pay doğal gazın
Türkiye’nin enerji ithalatında en büyük pay,
doğal gaza ait. TÜİK verilerine göre ülkemizdeki doğal gaz ihtiyacının %99’u ithalat
yoluyla karşılanıyor ve bu doğal gazın önem
li bir kısmı da yine enerji üretiminde kullanılıyor. 2015 sonu itibarıyla, ithal edilmiş
50 milyar metreküp doğal gaz, toplam enerji
üretiminde %48’lik paya sahip bulunuyordu.
Fakat Eylül 2016 itibarıyla, elektrik fiyatlarındaki düşüş ve doğal gaz fiyatlarındaki artış
nedeniyle doğal gazın enerji üretimindeki
payı %32 olarak ifade ediliyor. Diğer enerji
kaynaklarına göre daha maliyetli olan doğal
gazdan azami şekilde faydalanmak için
verimli kullanım yöntemlerinin ve sistemlerinin geliştirilmesi gerekiyor.
Türkiye’de enerjide kurulu gücün
%16’sı Siemens’ten profesyonel
servis desteği alıyor.
Öte yandan kapasitelerinin yaklaşık %50’si
kullanılabilen devlete ait elektrik santrallerinin özelleştirilmesiyle başlanan modernizasyon çalışmaları sonucunda, bu santrallerin gelecek 3-4 yıl içerisinde daha verimli
çalışır hale gelmesi hedefleniyor.
H-sınıfı türbinlerle üstün verimlilik
Türkiye’de doğal gaz çevrim santrallerinde
kullanılan türbinlerin verimliliği konusunda
rekor Siemens’in elinde bulunuyor.
Siemens, H-sınıfı gaz türbinlerini Türkiye’de
ilk kez Cengiz Enerji’ye ait, 600 MW kurulu
güce sahip Samsun Kombine Çevrim
Santrali’nde kullandı ve böylece %61 verimlilik seviyesi elde etti. Devreye alındığı
tarihte dünyanın en yüksek performanslı
santrali olan bu tesiste, benzer gaz türbinlerine sahip aynı ölçekte bir tesise oranla,
yılda yaklaşık 30 milyon euro değerinde
doğal gaz tasarrufu sağlanıyor. Daha eski
teknolojilerin kullanıldığı türbinlerle karşılaştırıldığında ise elde edilen tasarruf yılda
100 milyon euro’yu aşıyor.
H-sınıfı türbinlerin, 2017 sonuna kadar
Samsun da dahil olmak üzere toplam 2,4 GW
kurulu güce sahip üç ayrı santralde kullanımda olması planlanıyor. Bu santrallerin
tamamı işletmeye alındığında, Türkiye’deki
toplam doğal gaz kurulu gücünün (yaklaşık
25
Ekonominin güçlendirilmesi | B2S
24 GW) %25’inden fazlası, yani 6,4 GW’lık
kapasite, Siemens türbinleri tarafından
sağlanıyor olacak.
Siemens, Avrupa’nın en büyük
rüzgar enerjisi üreticilerinden biri
olabilecek konumdaki Türkiye’de
pazar payını 2020’ye kadar %30’a
çıkarmayı hedefliyor.
Özelleştirmelerle gelen verimlilik artışı
Özelleştirilen enerji santrallerinin modernizasyonu, enerji verimliliği ve üretim
artışı açısından büyük önem taşıyor.
Siemens, enerji santralleri için sunduğu
rehabilitasyon ve yenileme hizmetleriyle,
toplam kapasiteyi %80’e varan oranlarda
artırabilecek çözümlere imza atıyor. 2015
yılında hazırlanan özel pazar analizlerine
göre, özelleştirilen santrallerdeki kapasite
kullanım oranının %80 ve üzerine çıkması,
3000 MW kurulu güce sahip yeni bir
termik santralin üreteceği enerjiye
eşdeğer bir kaynak anlamına geliyor.
Siemens bu çerçevede ilk projesini
Hamitabat’ta gerçekleştirecek. Mevcut
tesisinin yenilenmesi sürecinde temin edilen
iki adet H-sınıfı türbin ve diğer güç adası
bileşenleriyle Hamitabat Santrali 1,2 GW’lık
kapasiteye ulaşacak.
Özellikle kömürle çalışan santrallerin inşası
ya da özelleştirilmesi söz konusu olduğunda, CO2 emisyonları en temel kaygıyı
oluşturuyor. Türkiye, Paris Konferansı’nda
imzaladığı sözleşme çerçevesinde emisyonlarını azaltmayı taahhüt etti. Bu taahhüdü
yerine getirebilmek için de kömür kullanan
santrallerin mümkün olan en sürdürülebilir
şekilde işletilmesi önem kazanıyor.
Siemens, termik santrallerin yaşam süreleri
boyunca sürdürülebilir, verimli ve güvenilir
şekilde işletilmesine yönelik çözümler
sunuyor.
Yenilenebilir enerjide önemli adımlar
Türkiye’nin önemli atılımlar peşinde olduğu
alanlardan biri de yenilenebilir enerji
kullanımı. Yenilenebilir kaynakların zenginliği, hükümetin 2023 Vizyonu’nda kendine
geniş yer buluyor. Türkiye enerji sektörüne
katkı sağlayacağı öngörülen bu kaynaklardan azami düzeyde faydalanılması
planlanıyor.
26
Siemens de özellikle hidroelektrik santrallere
ve jeotermal enerji santrallerine yönelik
çözümleriyle Türkiye’nin 2023 hedeflerine
ulaşmasına katkıda bulunuyor. Halen nehir
tipi hidroelektrik santrallerinden elde edilen
toplam 6 GW kurulu gücün 3 GW’ı, Siemens
ürün ve çözümleriyle elde ediliyor. 695 MW
kapasiteli jeotermal enerji santrallerinde
Siemens’in katkısı ise 90 MW düzeyinde.
Bir başka önemli yenilenebilir enerji kaynağı
ise, Türkiye’nin büyük bir potansiyele sahip
olduğu rüzgar. Toplam 4,6 GW kurulu güce
sahip rüzgar santrallerinde Eylül 2016 itibarıyla Siemens, 450 MW’lık paya sahip.
Siemens, Avrupa’nın en büyük rüzgar enerjisi üreticilerinden biri olabilecek konumdaki
Türkiye’de pazar payını 2020’ye kadar %30’a
çıkarmayı hedefliyor.
Üründen servise, kapsamlı hizmet
Enerji santrallerinin inşası ya da modernizasyonu, çok büyük ölçekli yatırımlar
anlamına geliyor. Enerji verimliliği
sağlamak açısından, santrallerin kurulumu
kadar bakımı da büyük önem taşıyor.
Siemens, Türkiye’deki enerji üretimine
istikrar ve sürdürülebilirlik kazandırmak
üzere, enerji santrallerine 7/24 bakım
hizmeti de veriyor.
Siemens’in, döner ekipman için müşterilerine sunduğu uzun vadeli servis sözleşmelerinin ölçeği, toplam 12 GW’lık kapasiteye
denk geliyor. Diğer bir deyişle, Türkiye’de
enerji sektöründe kurulu gücün %16’sı
Siemens’ten profesyonel servis desteği
alıyor.
B2S | Ekonominin güçlendirilmesi
Doğal gaz çevrim santrallerinde kullanılan
türbinlerin verimliliği konusunda Türkiye
rekoru Siemens’in elinde bulunuyor.
Siemens, H-sınıfı gaz türbinlerini
Türkiye’de ilk kez Cengiz Enerji’ye ait,
600 MW kurulu güce sahip Samsun
Kombine Çevrim Santrali’nde kullandı ve
böylece %61 verimlilik seviyesi elde etti.
27
Yetenekli işgücünün artırılması | B2S
“Gebze’deki örnek üretim merkezimizde
dijitalizasyon ve otomasyon alanındaki
uzmanlığımızı kusursuz ve kompakt
üretim felsefemizle bir araya getiriyoruz.
Böylece hem yeni ürünlerle ülkenin
gelişiminde önemli rol oynayacağız hem
de yerel üretim kapasitesinin ve ihracat
hacminin artırılmasına önemli katkı
sağlayacağız.”
Oğuz Tezel
Siemens Türkiye Enerji Yönetimi Bölüm Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi
28
B2S | Yetenekli işgücünün artırılması
Yetenekli işgücünün
artırılması
29
Yetenekli işgücünün artırılması | B2S
40.000
Siemens, Türkiye’de 40.000’den fazla kişiye
doğrudan, dolaylı ve üretilen gelirin teşvik
ettiği iş pozisyonu yaratıyor.
30
B2S | Yetenekli işgücünün artırılması
Yeni iş sahalarıyla
ülke refahına katkı
İstihdamı artırmak
Yüksek düzeyde ve kalifiye istihdam,
ekonomik refahın artmasını sağlamanın en
önemli koşulları arasında yer alıyor.
İstihdam, değişime uyum sağlayabilen ve
zorlukların üstesinden gelebilen istikrarlı bir
toplum için temel teşkil ediyor.
Ana hedefleri arasında işsizliği azaltmak,
nitelikli işgücünü ve işgücü verimliliğini
artırmak olan Türkiye’de 15-64 yaş grubunda
maaşlı çalışan oranı Eylül 2016 itibarıyla
%50 seviyesinde. Bu oran İktisadi İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkelerinde ortalama %65 olarak görülüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Nisan
2016 verilerine göre Türkiye’deki işsizlik
oranı %9,3 olurken 15-24 yaş grubunu içeren
genç işsizlik oranı %16 olarak gerçekleşti.
Vasıflı işgücü ihtiyacı da şirketler için önemli
bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Bu sorun
dijitalleşme ve otomasyonun arttığı
günümüz dünyasında ihtiyaç duyulan vasıfların değişmesiyle giderek daha önemli hale
gelecek. Bunun yanında istihdamda kadınerkek çalışan sayıları arasında da büyük fark
göze çarpıyor. Türkiye’de maaşlı çalışan
erkeklerin oranı %69 iken kadınların oranı
%30 seviyelerinde bulunuyor.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2015’te hazırladığı Türkiye Düzenli İlerleme Raporu’na
göre özel sektörde sendika üyeliği oranı
%9,5’den %11,2’ye yükseldi, ancak toplu iş
sözleşmelerinin kapsamına giren işçilerin
oranı henüz istenen seviyede değil. Bunun
yanında kayıt dışı çalışan oranının 2015’te
%34’e yükseldiği düşünüldüğünde kayıt dışı
istihdam da Türkiye için önemli bir sorun
teşkil ediyor. Özellikle tarım sektöründe
görülen çocuk işçi uygulaması da çözülmesi
gereken sorunlar arasında yer alıyor.
İstihdama doğrudan ve dolaylı etki
Uzun süredir “yabancı kökenli bir Türk
şirketi” olarak anılan Siemens, ekonomik
faaliyetlerinin yanı sıra Türkiye’de istihdama
da katkıda bulunuyor. Eylül 2016 itibarıyla
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve
Kocaeli olmak üzere toplam 6 şehirde yer
alan ofisleri, Kartal ve Gebze’deki 2 üretim
sahası ve Türkiye çapındaki 13 şantiyesi ile
Siemens, toplamda 40 bin kişi olmak üzere
3007 kişiye doğrudan istihdam sağlıyor.
2084 beyaz yakalı çalışanın %94,6’sı üniversite ve üzeri eğitim seviyesine sahipken,
923 mavi yakalı çalışanın %75,6’sı da meslek
okulu mezunu kişilerden oluşuyor. Siemens
Türkiye çalışanlarının %35,5’i 35 yaşın
altında bulunuyor. Tüm çalışanların %18’ini
ise şirkette 15 yılın üzerinde deneyime sahip
olan kişiler oluşturuyor. Siemens Türkiye’nin
istihdama dolaylı yoldan da büyük katkısı
bulunuyor. Yerel tedarikçiler, çalışanlara
yapılan harcamalar ve müşterilere katma
değer yaratan teknolojilerin sağlanması gibi
imkanlarla 21 bin kişiye dolaylı, 16 bin kişiye
de teşvik edilen istihdam yaratılıyor.
Böylece Siemens Türkiye’nin sağladığı
istihdam, 2015 rakamlarına göre ülke istihdamının %0,2’sini oluşturuyor.
Yerel yatırımlara önem veren ve yeni iş
olanakları yaratan Siemens Türkiye, son
Siemens Türkiye’nin sağladığı
istihdam, ülke istihdamının
%0,2’sini oluşturuyor.
olarak Gebze’de kurulacak tramvay fabrikasıyla 800 kişiye iş imkanı sunacak.
İstihdam yaratmanın yanı sıra ilgili yasal
düzenlemelere de titizlikle uyan Siemens
Türkiye’nin tüm çalışanları Sosyal Güvenlik
Kurumu’na kayıtlı bulunuyor. Bunun
yanında şirketin tüm tedarikçilerinin çalışanlarının da Sosyal Güvenlik Kurumu’na
kayıtlı olması, çocuk işçi çalıştırmamaları
ve etik standartlara uygun iş yapmaları şart
koşuluyor.
31
Yetenekli işgücünün artırılması | B2S
7,2 milyon TL
Siemens Türkiye’nin, çalışanlarının eğitimi için Ocak 2015-Mayıs
2016 arasında ayırdığı bütçe
4500
Ocak 2015-Mayıs 2016 arasında
Siemens Türkiye’nin düzenlediği
eğitimlere katılan çalışan sayısı
32
B2S | Yetenekli işgücünün artırılması
Parlak bir gelecek
için eğitim
Mesleki becerilerin geliştirilmesi
Nitelikli işgücüne duyulan ihtiyaç ve verilen
önem tüm dünyada giderek artıyor çünkü
nitelikli işgücü, ülkelerin ekonomik gelişimlerine etki ederek toplumun refah seviyesini
artırıyor. Beklenen niteliklerde bir işgücü
yaratmak için, resmi eğitimlerin yanı sıra şirket
içi eğitimler de büyük önem taşıyor. Özellikle
de genç nüfusun yoğun olduğu Türkiye
açısından, çalışanların becerilerini artırmak çok
önemli. Mesleki beceri geliştirme programları,
bireyleri geliştirmenin yanı sıra motivasyon ve
kurumsal bağlılık duygusu da yaratıyor.
Nitelikli işgücünün yanı sıra, kadınların istihdama katılma oranlarının artırılması, kıdem
tazminatı ve taşeronluk sistemlerinin iyileştirilmesi, esnek çalışma şekillerinin daha verimli
uygulanması ve sosyal yardım sistemlerinin
geliştirilmesi de önem kazanıyor.
Etkin işgücü piyasası ihtiyaç analizlerinin
yapılarak mesleki eğitim programlarının piyasa
ihtiyaçlarına uygun planlanması 10. Kalkınma
Planı’nda yer alıyor. Plan kapsamında,
eğitimde alternatif finansman modelleri
geliştirilmesi ve özel sektörün eğitim kurumları açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin
mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden
aktif katılımının özendirilmesi de hedefleniyor.
Çalışmayan, eğitim ve öğrenim görmeyen
gençliğin oranı (NEET oranı) son birkaç yılda
düşüş gösterse de Türkiye 2014’te %28,4 NEET
oranıyla İktisadi İşbirliği ve Kalkınma
Teşkilatı’na (OECD) üye ülkeler arasında ilk
sıralarda yer aldı. Türkiye’de bireyler 5-39 yaş
arasında 16,9 yıl eğitim görürken bu rakam
OECD ülkelerinde 17,5 yıl.
Mesleki bilgi ve sosyal becerinin önemi
Siemens Türkiye, vasıflarından bağımsız
olarak her bir çalışanın eğitime erişiminin
sağlanmasına ve sürekli eğitime büyük önem
veriyor; teknik eğitim yanında sosyal becerileri de önemsiyor. En son teknolojik trendleri
takip edebilmek için özellikle dijitalleşmeye
ve bunun günlük hayatımızdaki etkilerine
odaklanan Siemens Türkiye, örneğin dijital
kültürel değişimi güçlendirmekten sorumlu
Dijital İşletme Ekibi’ne özel eğitimler
sağlarken, tüm çalışanlara yönelik farklı
eğitimler de düzenliyor. Yerel mesleki beceri
ve yeteneklerin geliştirilmesine de önem
veren Siemens Türkiye, Ocak 2015-Mayıs
2016 arasında 7,2 milyon TL’lik kaynak
ayırarak 4500 çalışana ortalama
3,2 gün eğitim sağladı. Bu eğitimlerden
memnuniyet seviyesi 4 üzerinden 3,7 olarak
gerçekleşti. Çalışan başına 1600 TL’lik eğitim
yatırımı, Siemens Türkiye’nin yüksek nitelikli
işgücü yaratma konusundaki kararlılığının bir
göstergesi.
Yatay kariyer gelişimiyle yeni fırsatlar
Yatay kariyer gelişimini destekleyen Uzman
Kariyer Programı kapsamında 2016 yılı itibarıyla Siemens Türkiye’de görevli 188 kişi kendi
uzmanlık alanlarında sertifikalarını aldı. Ticari
Uzmanlık Kariyeri, Proje Yönetimi, Saha Teknik
Uzmanlık Kariyeri, Araştırma-Geliştirme
Uzmanlık Kariyeri, Mühendislik Uzmanlık
Kariyeri, Satış ve Pazarlama Uzmanlık Kariyeri
programlarını başarıyla tamamlayan Siemens
Türkiye çalışanları, Uzman Kariyer Ödenek ve
Yardımlar planına dahil olabiliyor. Bu kişiler
Siemens hisselerinden pay alabildikleri gibi
detaylı check-up programı, otomobil gibi ek
imkanlardan da yararlanabiliyorlar.
Siemens Türkiye, çalışanlarına ayrıca koçluk
programı da sunuyor. 2007 yılından bu yana
221 çalışan, memnuniyeti artıran, liderlik
becerilerini geliştiren ve yeni beceriler edinmelerini sağlayan koçluk programından
faydalandı.Mesleki gelişimi sağlamak üzere de
2015 yılında şirket içinde 56 rotasyon gerçekleştirildi. Uluslararası iş deneyimine de önem
veren Siemens Türkiye, uluslararası eğitim
programlarına katılmayı, diğer ülkelerde
görevlendirilmeyi (14 çalışan) ve başka bir
ülkede kısa süreli mesleki eğitim almayı
(3 çalışan) isteyen çalışanlarını da destekliyor.
Mavi yakalı çalışanların %75,6’sının mesleki
okul, beyaz yakalı çalışanların %94,6’sının
üniversite ve üzeri eğitim seviyesine sahip
olduğu Siemens Türkiye’de 1267 çalışan
mühendislik diplomasına sahipken, bu çalışanların 589’u aktif mühendis olarak görev
yapıyor.
Siemens Türkiye, çalışanlarının
yanında müşterilerine ve
tedarikçilerine de eğitim sağlıyor.
2015 yılında bu kapsamda
1650 kişiye toplam 27.768 saatlik
eğitim sağlandı.
Katılımcı başına 1600 TL’lik eğitim
yatırımı, şirketin yüksek nitelikli
işgücü yaratma konusundaki
kararlılığının bir göstergesi.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Çalışan başına ortalama
3,2 gün olan eğitimleri
4 güne çıkarmak
33
Yetenekli işgücünün artırılması | B2S
14 milyon TL
Siemens’in lise ve üniversite düzeyindeki öğrenciler için
yaptığı eğitim yatırımı
57.000
Rüzgar ve Balıkçı kitabıyla ulaşılan
ilkokul öğrencilerinin sayısı
34
B2S | Yetenekli işgücünün artırılması
Türkiye’nin geleceği, eğitim
çağındaki gençlerin elinde
Eğitimin desteklenmesi
Eğitim ve öğretim, bireylere istihdam için
ihtiyaç duydukları bilgi, beceri ve nitelikleri
kazandırarak topluma ve ekonomiye
katkıda bulunuyor. Bu nedenle ülkenin
sosyal ve ekonomik refahı açısından büyük
önem taşıyor.
Türkiye’de Nisan 2016 itibarıyla %16 seviyesinde bulunan genç nüfus işsizlik oranını
düşürmek için, kısa ve orta vadede tek
çözüm, teknoloji ve endüstri odaklı eğitim
sistemleri olarak görülüyor. Dolayısıyla,
endüstrinin ve eğitimin işbirliği içinde
olması, işgücü piyasasının gelişimi için en
önemli konulardan birini oluşturuyor.
Eğitime maddi ve manevi katkımız
Siemens Türkiye de bu durumu göz
önünde bulundurarak lise ve üniversite
seviyesinde eğitimin desteklenmesine
büyük önem veriyor. Bu kapsamda
2016 yılında 18 lise ve üniversite ziyaret
edilerek öğrencilerle 120 saatten fazla
birebir etkileşim sağlandı. Bu ziyaretlerde
öğrencilere hem kendi branşlarındaki
geleceğin teknolojileri anlatıldı hem de
Siemens tanıtıldı.
Lise ve üniversite düzeyindeki öğrenciler
için toplam 14 milyon TL eğitim yatırımı
yapan Siemens Türkiye, sadece 2000
yılından bu yana yürüttüğü burs programına
12,5 milyon TL bütçe ayırdı, toplam
386 üniversite öğrencisine burs sağladı.
Siemens’te burslu öğrencilere yarı ve tam
zamanlı çalışma imkanı da sağlanıyor. Bu
kapsamda Eylül 2016 itibarıyla 24 öğrenci
yarı-zamanlı olarak Siemens Türkiye’de
çalışmaya devam ederken, şimdiye kadar
81 öğrenciye yarı ya da tam-zamanlı çalışma
imkanı sağlandı, 86 öğrenci ise bir yıl süren
mentorluk programına katıldı.
Siemens Türkiye’nin 2011 yılından bu yana
beşinci kez düzenlediği Kariyer Şenliği
etkinliği kapsamında ise toplam 2500
öğrenci Siemens’i ziyaret etti ve
Siemens’in faaliyet alanları hakkında
doğrudan Siemens çalışanlarından bilgi
alma fırsatı buldu. Sadece 2016 Kariyer
Şenliği’nde Siemens Türkiye kampüsünde
ağırlanan öğrenci sayısı 700 oldu.
Bölümler bazında eğitim çalışmaları
Siemens Türkiye, genel kapsamdaki eğitim
çalışmalarının yanı sıra, faaliyet gösterdiği
bölümler bazında da farklı eğitim işbirliklerine ve programlarına imza atıyor. Örneğin,
Petrol ve Gaz bölümü, Bahçeşehir
Üniversitesi Elektrik Mühendisliği 1. sınıf
öğrencileri için “Enerji Üretimi İş Yönetimi”
adı altında bir eğitim programı tasarladı.
Rüzgar ve Yenilenebilir Enerji bölümü ise,
rüzgar türbinlerinin çalışma prensiplerinin
anlatıldığı hikaye kitabı “Rüzgar ve Balıkçı”
ile, ilkokul seviyesindeki 57 bin çocuğa ulaştı.
Bu hikaye kitabı İngilizce, Almanca ve
Dancaya çevrildi. Ayrıca engelli çocuklar için
de kitabın sesli versiyonu hazırlandı.
Çocuklara yönelik bu eğitici kitaplar serisine
Siemens Türkiye’nin diğer bölümleri de
katkıda bulunacak. Türk-Alman Üniversitesi
ile de işbirliği içinde bulunan Siemens
Siemens Türkiye’de her yıl
250 üniversite, 200 lise öğrencisi
staj yapıyor.
Türkiye, bundan sonra da lise ve üniversite
öğrencilerine yeni fırsatlar tanımaya ve yerel
becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacak
programlar tasarlamaya devam edecek.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Lise ve üniversite
öğrencilerine sunulan staj
olanağını %10 artırmak
35
İnovasyonda ilerleme | B2S
“300’e yakın Türk araştırmacı ve
mühendisle, Ar-Ge merkezlerimizde
geleceğin teknolojilerini geliştiriyoruz.”
Erdem Alptekin, Siemens Türkiye Kurumsal Teknolojiler Direktörü
36
B2S | İnovasyonda ilerleme
İnovasyonda
ilerleme
37
İnovasyonda ilerleme | B2S
60 milyon TL
2015 yılında Siemens Türkiye’nin Ar-Ge’ye ayırdığı bütçe
%10
Siemens Türkiye Ar-Ge
çalışanlarının toplam çalışan
sayısına oranı
38
x5
Ar-Ge merkezlerindeki çalışan
sayısı 5 yılda 5 kat arttı
B2S | İnovasyonda ilerleme
Sürdürülebilir gelişim için
inovasyon
Ar-Ge yatırımları
Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimi, istihdamın
ve ekonominin büyümesi, inovatif teknolojilerle gelişen bir ekonomik yapının sağlanabilmesi için en önemli konuların başında Ar-Ge
geliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın Haziran 2016’da açıkladığı
verilere göre, Türkiye’deki 266 Ar-Ge merkezinde toplam 27.558 kişi çalışıyor.
Türkiye’nin ana hedefleri olan ulusal ekonominin uluslararası rekabet gücüne sahip
olacak şekilde yapılandırılması, üretim
maliyetlerinin düşürülmesi ve ürün kalitesini
artırarak verimliliğin yükseltilmesi için
Ar-Ge’nin daha da geliştirilmesi gerekiyor.
Bu nedenle Türkiye’nin 10. Kalkınma
Planı’nda nitelikli araştırmacı yetiştirilmesi
ve özel sektörde istihdamının artırılması;
araştırma merkezi, kuluçka, hızlandırıcı,
teknoloji ve yenilik merkezlerinin artırılması
ve doktora dereceli araştırmacı sayısının
yükseltilmesi hedefleri koyuldu. Bunun
yanında şirketlerin Ar-Ge merkezlerine bazı
vergi muafiyetleri tanınıyor ve yine
10. Kalkınma Planı kapsamında, Kamu İhale
Kanunu’nda yerel başvuru sahipleri lehine
%15’e varan fiyat avantajı sunuluyor.
Yine de kamu alımlarının teknoloji transferine ya da sanayinin gelişimine daha fazla
katkı sağlaması bekleniyor. Bu doğrultuda,
10. Kalkınma Planı’nda kamu tedarik sistemi
yoluyla Ar-Ge harcamalarının artırılması
hedefi yer alıyor.
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK)
ise ulusal bilim ve teknoloji yönetiminin
verimliliğinin yükseltilmesi için Ar-Ge
alanında çalışan doktora seviyesindeki bilim
insanlarının sayılarının artırılması, araştırmacılar ve sanayi arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi hedefleri bulunuyor.
Ar-Ge yatırımlarına hız kesmeden devam
Siemens Türkiye, Ar-Ge Merkezi sertifikasını
2011 yılında aldı. Teknopark İstanbul ofisini
Ar-Ge Merkezi olarak konumlandıran
Siemens Türkiye, bu merkezi kalifiye çalışanlar için cazip hale getirebilecek bir araştırma ortamı geliştirdi. 2011’de 56 kişinin
çalıştığı Ar-Ge Merkezi’nde şu anda
46’sı yüksek lisans, 3’ü doktora seviyesinde
olmak üzere 264 personel bulunuyor. Bu sayı
Türkiye’deki Ar-Ge merkezleri ortalamasının
iki katına tekabül ediyor. Siemens
Türkiye’nin Ar-Ge merkezlerindeki kadın
çalışan oranı ise yaklaşık %25’e ulaşıyor.
Ar-Ge için sadece altyapı çalışmaları ve
nitelikli işgücünün değil, sürdürülebilir
desteğin de önemli olduğunu bilen Siemens
Türkiye, 2015 yılında Ar-Ge’ye yaklaşık
60 milyon TL bütçe ayırdı. Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’nın 2008 yılı verilerinden
yola çıkarak, Türkiye’deki Ar-Ge merkezlerinin ortalama bütçesinin 35,8 milyon TL
olduğu hesaplanıyor. Bu bağlamda, Siemens
Türkiye’nin bu alanda ayırdığı bütçe, ülke
ortalamasının yaklaşık iki katına ulaşıyor.
Siemens Türkiye Ar-Ge Merkezi,
2015-2016 arasında çalışanların
teknik ve sosyal beceri eğitimine
1 milyon 312 bin TL yatırım yaptı.
Ar-Ge Merkezi’nde yazılım mimarı, teknoloji
liderleri ve proje yöneticilerinin sayısını
artırmayı hedefleyen Siemens Türkiye,
araştırmacılara ve nitelikli işgücüne iş
olanağı sağlamak için “Ar-Ge Çalışanları için
Uzmanlık Kariyeri” programı sunuyor.
Siemens Türkiye’nin Ar-Ge yatırımı
Türkiye ortalamasının 1,6 kat
üzerinde.
Mühendislik, Deneyimli Mühendislik,
Kıdemli Mühendislik ve Lider Mühendislik
olmak üzere dört seviyesi bulunan program,
Ar-Ge Merkezi’ni çalışanlar için daha cazip
hale getirmeyi amaçlıyor. Ar-Ge Merkezi’nde
yeni teknik uzmanlıklar geliştirmek, daha
yenilikçi olmak, dijitalizasyon portföyünü
zenginleştirmek üzere Siemens Türkiye’de
dokuz çalışma kolu oluşturuldu: Hizmet
Merkezli Mimaride (SOA) Endüstriyel
Otomasyon, Nesnelerin İnterneti ve
Güvenliği, Sanayi için Veri Analizi,
Endüstriyel Otomasyon ve Endüstri 4.0 için
Bulut Teknolojileri, Endüstriyel İletişim
Teknolojileri, Zaman Duyarlı Ağlar (TNS) ve
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Ar-Ge personelinin eğitimine
2,8 milyon TL ayırmak
39
İnovasyonda ilerleme | B2S
Uygulamaları, Yazılım Kalitesi, Test
Otomasyonu, Test Kalitesi ve Metodolojisi,
Simatic HMI Panelleri’nde Gömülü Linux. Bu
çalışma gruplarıyla, çalışanları bahsedilen
araştırma konularında yeni fikirler geliştirmeye teşvik etmek amaçlanıyor.
Siemens Türkiye gençlerin inovatif düşünmelerini cesaretlendirecek çalışmalar da
yapıyor. Bu doğrultuda, öğrencilerin ve genç
mezunların katılabildiği Siemens İnovasyon
Yarışması düzenleniyor. Bu yarışmada
seçilen sekiz projenin sahipleri, Siemens
İnovasyon Kampı’na katılarak Siemens
Türkiye İnovasyon Laboratuvarı’nda prototip
hazırlama imkanı buluyor.
Gelişmeye devam
Bu adımlar ve girişimlerle Ar-Ge çalışmalarını
sürdüren Siemens Türkiye, kendini geliştirmeye devam ediyor. Şu anda endüstri ve
enerji otomasyonu alanlarında yenilikçi ürün
geliştirmeye odaklanmış olan Siemens Ar-Ge
Merkezi’nin yeni hedefi, endüstri ve enerji
konularında temel ve uygulamalı araştırma
uzmanlığını artırarak dünya çapında bir
mükemmeliyet merkezi olmak.
40
B2S | İnovasyonda ilerleme
“Endüstri 4.0’ı ‘Dijital Fabrikalar’
çerçevesinde değerlendiriyor, kendi
üretim süreçlerimizle birlikte, dünyadaki
tüm endüstriyel kuruluşların süreçlerini
de dijitalleştirmeye odaklanıyoruz.
Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da
Endüstri 4.0 rehberi olduğumuza
inanıyoruz.”
Ali Rıza Ersoy
Siemens Türkiye Genel Müdür Yardımcısı, İcra Kurulu Üyesi ve
Dijital Fabrikalar Bölüm Direktörü
41
İnovasyonda ilerleme | B2S
Siemens,
Endüstri 4.0
yolculuğunda
Türkiye’ye
ilham veriyor
42
B2S | İnovasyonda ilerleme
Üretimde tam
dijitalleşmeye giden yol
Endüstri 4.0
Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle lojistik
avantaja ve işçiliğin ucuz olması nedeniyle de
düşük maliyetli üretim kapasitesine sahip.
Boston Consulting Group (BCG) Global
Üretim Maliyeti Endeksi’ne göre Türkiye’nin
üretim maliyeti 98 birimken ABD’nin 100,
Almanya’nın 121 birim olarak tespit ediliyor.
Dolayısıyla Türkiye, ABD’ye göre %2,
Almanya’ya göre %23 daha düşük maliyetlerle
üretim yapabiliyor. Bu rakamlar, Türkiye’nin
global ekonomide rekabet avantajına sahip
olduğunu gözler önüne seriyor. Üstelik aynı
avantaj, şu anda içinde bulunduğumuz ve
tüm üretim sistemlerinin dijitalleşmesi olarak
tanımladığımız Endüstri 4.0’ın ön saflarında
yer alma konusunda da geçerli.
Yaşam için üretim, gelecek için teknoloji
Türkiye endüstrisinde dijital dönüşümün
lider şirketi Siemens Türkiye, Endüstri 4.0’ı
“Yaşam için üretim, gelecek için teknoloji”
çerçevesinde değerlendiriyor, kendi üretim
süreçleriyle birlikte dünyadaki tüm
endüstriyel kuruluşların süreçlerini de
iyileştirmeye odaklanıyor.
Endüstri 3.0’daki deneyim seviyesi
Endüstri 4.0’a geçişte önemli bir rol
oynuyor. Otomobil üretiminin %50’sinde
Otomasyon Teknolojileri’nin kullanıldığı
Siemens, bu dönüşüme liderlik ediyor.
Siemens, NX ile şirketlere üretim simülasyon
çözümü sunuyor. Bu simülasyon ile
tasarımların modelleri yapılabildiği gibi
3 boyutlu planlar da gelişmiş bir seviyede
analiz edilebiliyor. Ayrıca Siemens’in sunduğu
Teamcenter platformu da planlama, tasarım,
üretim ve hizmet de dahil olmak üzere tüm
üretim sürecini standardize etme konusunda
Siemens iş ortaklarına fayda sağlıyor.
Tofaş da NX ve Teamcenter’ı birlikte kullanan
müşteriler arasında bulunuyor. Bu platform
tüm dünyadaki Tofaş mühendislerinin
işbirliği yapmasını kolaylaştırıyor.
Durmazlar Makine A.Ş’ye tasarımdan,
teste ve veri hizmetine kadar kapsamlı bir
Ar-Ge hizmeti sunan Siemens Türkiye,
Endüstri 4.0’a uygun ilk makineyi geliştirmek
üzere de destek sağladı. Üretilen makine,
düşük maliyet ve yüksek enerji verimliliği ile
esnek üretim yapmayı sağlıyor. Durmazlar’ın
ürettiği lazer kesim makinesi tüm dünyaya
ihraç ediliyor.
Siemens Türkiye rehberliğinde Endüstri 4.0
Sunduğu tüm bu teknolojik çözümlerin
yanında Siemens Türkiye, Endüstri 4.0
kavramının anlaşılması ve yaygınlaşması için
de ülkemize rehberlik etmeyi amaçlıyor.
Bu doğrultuda şu ana kadar düzenlenen
50 seminerle 13 bin kişiye konu hakkında
detaylı bilgi verilirken, Türkiye’deki ilk
Endüstri 4.0 kitapçığı ile de daha geniş
kitlelere ulaşılıyor. Ayrıca Siemens,
akademisyenlerden sektör profesyonellerine,
karar vericilerden öğrencilere kadar,
endüstriyle ilgili tüm paydaşları tek çatı
altında bir araya getiren Türkiye’deki ilk
Endüstri 4.0 platformunun
(www.endüstri40.com) da ana
sponsorluğunu üstleniyor. Bu platform her
gün 1500 kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Siemens Türkiye, Endüstri 4.0’ı
“Yaşam için üretim, gelecek için
teknoloji” çerçevesinde
değerlendiriyor.
Siemens Türkiye, sunduğu
teknolojik çözümler ve
bilinçlendirme çalışmalarıyla
Endüstri 4.0’a adaptasyon sürecinin
hızlandırılmasına destek oluyor.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•2023’e kadar en az
100 sanayi kuruluşunu
Endüstri 4.0 ile tanıştırmak
43
İnovasyonda ilerleme | B2S
93 TB
Siemens’in Türkiye’de enerji ve sağlık endüstrilerindeki
cihazlarının her yıl ürettiği veri miktarı
2500
Türkiye’de Nesnelerin İnterneti’ne bağlı
durumda olan Siemens cihazlarının sayısı
44
B2S | İnovasyonda ilerleme
Verilerden yaratılan
değer artıyor
Dijitalleşmenin sağlanması
Veriler tek başına büyük bir anlam ifade
etmiyor. Bu verileri anlamlı bilgilere dönüştürmek için teknolojiden ve dijitalleşmeden
faydalanmak gerekiyor. Dünya genelinde,
ana endüstri dallarında verinin akıllı işlenmesi ve veri ile mühendislik teknolojilerinin
birleştirilmesi üretime esneklik ve direnç
kazandırırken, daha öngörülebilir ve verimli
bakım olanağı sağlıyor.
Dijitalleşme açısından özellikle de
Nesnelerin İnterneti önem kazanıyor.
Makineler arası iletişimden yola çıkıp “her
şeyin” birbiriyle konuşabileceği bir noktaya
evrilen bu kavram enerji üretimi, enerji
dağıtımı, sağlık alanlarında verimliliği,
ulaşım yönetimi ve sanayi üretiminde ise
daha yüksek performansı mümkün kılıyor.
Esnek üretim ve artan verimlilik
Dijital dönüşümün lider firmalarından
Siemens de veri üretimi ve analizinde
önemli bir konumda bulunuyor. Siemens’in
Türkiye’de enerji ve sağlık alanlarında
2500’den fazla cihazı Nesnelerin
İnterneti’ne bağlı durumda bulunuyor.
Bu cihazlarla Siemens her yıl 93 TB’lık veri
üretiyor. Siemens, Endüstri 4.0 alanındaki
çalışmaları ile gelecekte veri trafiğini daha
da artırmayı planlıyor.
Siemens’in akıllı bilgi sistemleri olarak
tanımlanabilen dijital hizmetleri; gelişmiş
algoritmaları, veri analizlerini, makinelerin
öğrenme teknolojilerini, veri toplama ve
analizindeki 20 yılı aşkın deneyimi kapsıyor.
Dijital hizmetlerle müşterilerin geleneksel
rutin bakımların ötesine geçmeleri ve
performanslarını artırmaları sağlanıyor. Bu
da, örneğin enerji santrallerinin daha esnek
işletilmesi, sistemlerin performansının
artırılması ve verilerin analizine göre ilgili
bakımların yapılması sonucunu getiriyor.
Siemens’in veri analizi ve profesyonel
deneyimi sayesinde müşteriler santralleri
normal şartların üstünde nasıl ve ne zaman
çalıştırabileceklerini bilebiliyorlar.
Performansın optimize edilmesi de dijital
hizmetlerin bir başka avantajı oluyor.
Siemens bir kombine çevrim santralinin
tamamının detaylı termodinamik simülasyonunu yapabiliyor. Bu da müşteriye verimlilik
konusunda yol gösterirken, karşılaştırmalar
yapabilmelerine de olanak sağlıyor.
Böylece, daha yüksek bir türbin performansının yanı sıra daha yüksek santral verimliliği ve geliri de elde edilebiliyor.
Siemens Türkiye, dijitalleşmeyi bizzat
uyguluyor. Şirket, kendi rüzgar enerjisi
çalışmalarında bu yaklaşımdan yararlanarak, 128 rüzgar türbinine uzaktan hizmet
veriyor. Böylece gelen uyarıların %85’i,
fiziksel olarak türbinin yanına gitmeye
gerek kalmadan çözülebiliyor. Böylelikle
daha yüksek emre amadelik ve işleyişte
verimlilik sağlanıyor.
Bunun yanında Siemens, üretilen verileri
müşterilerinin yararına olacak, değerli
bilgilere dönüştürmek için çalışıyor.
Bağlantı teknolojisini kullanan Sinalytics ile
veri entegrasyonu ve analizi, bağlanabilirlik,
siber güvenlik odaklı tüm teknolojik bileşenleri bir araya getiriyor. Sinalytics, tüm
Endüstri 4.0, Siemens’in Nesnelerin
İnterneti yapısındaki veri trafiğini
sürdürülebilir bir şekilde artıracak.
dünyada sisteme bağlı bulunan 300 bin
makine ve cihazdan toplanan verileri analiz
edebiliyor, diğer veri kaynaklarından gelen
bilgilerle karşılaştırma ve bütünleştirme
yapabiliyor. Hatta elde edilen bilgilerin
daha da artırılması için hava durumu verileri bile analize eklenebiliyor. Sinalytics şu
anda tüm dünyada 50 projede kullanılıyor.
Siemens Türkiye de bu platformu kullanarak
müşterilerine daha fazla değer katmayı
hedefliyor.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Türk ekonomisinin
dijitalleşmedeki lideri olmak
45
İnovasyonda ilerleme | B2S
%43
Dijital şebeke çözümlerinin enerji dağıtım şirketlerinin %43’ünde
kullanılması, Siemens’i sektörde lider konuma taşıyor.
%5,6
Türkiye’de 2007-2012 döneminde
elektrik enerjisi tüketiminin yıllık
ortalama artış oranı
46
B2S | İnovasyonda ilerleme
Daha verimli
enerji üretimi ve iletimi
Siemens Dijital Şebekeler
Şu anda dünyadaki enerji pazarında en hızlı
büyüyen ülkelerden biri olan Türkiye’de
yıllardır enerji sektörünün tüm segmentlerinde hızlı bir ihtiyaç artışı yaşanıyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Türkiye’nin
Enerji Profili ve Stratejisi dokümanına göre
Türkiye, dünyada 2002 yılından bu yana
elektrik ve doğal gazda Çin’den sonra en
yüksek talep artış hızına sahip ikinci büyük
ekonomi oldu.
10. Kalkınma Planı’nda yer alan bilgiye göre
birincil enerji tüketimi 2007-2011 döneminde
yıllık ortalama %2,8, elektrik enerjisi tüketimi 2007-2012 döneminde yıllık ortalama
%5,6 oranında arttı. Bu artışlar 2009’da
Türkiye ekonomisindeki krizin etkileri azaldıktan sonra daha açık şekilde görülmeye
başlandı. Fakat 2012 yılında yayımlanan
Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’yle
2023 yılına kadar enerji yoğunluğunun en az
%20 oranında azaltılması hedefleniyor.
Enerji pazarında ayakta kalmanın en önemli
koşullarından biri de yenilenebilir enerjiye
odaklanmak. 10. Kalkınma Planı’nda yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanan
elektrik üretiminin sistem güvenliğini riske
atmadan şebekeye entegrasyonu amacıyla
gerekli yatırımların gerçekleştirilmesi,
elektrik üretimi ve iletiminde kayıpların
%15’e düşürülmesi ve kaçak elektrik kullanımının en alt seviyeye çekilmesi hedefleri
yer alıyor.
sektörde lider konuma taşıyor. Bu dağıtım
şirketleri aracılığıyla Siemens Dijital
Şebekeler ürünleri, çözümleri, sistemleri ve
hizmetleri, şirketlerin müşterilerinin
%46’sına ulaşıyor. 2014 verilerine göre
Türkiye’deki 21 dağıtım şirketinin enerji kaybı
ortalama %14 civarındayken, Siemens Dijital
Şebekeler çözümlerini kullanan şirketlerde
bu oran %7’ye düşüyor.
İran’da Yüksek Gerilim Doğru Akım (HVDC)
bağlantısı uygulama halindeyken iki ek
sırt-sırta (BTB) bağlantı da planlayan
Siemens Türkiye, bölgenin enerji merkezi
olmayı amaçlıyor. Ayrıca köprü teknolojisinde dijitalizasyon da Türkiye’deki ulusal
şebeke açısından gelecek vadediyor.
Halen dijitalizasyon anlamında
yoğun bir yerel ve global rekabet
yaşanıyor.
Türkiye’nin tek iletim sistemi
operatörü Türkiye Elektrik İletim A.Ş.
(TEİAŞ) Siemens Dijital Şebekeler
çözümlerini kullanıyor.
Geniş ürün, çözüm ve hizmet portföyü
Enerji pazarındaki elektrik üretimi, iletimi
ve dağıtımı, petrol ve gaz, sanayi, altyapı
konularında ana tedarikçilerden biri olan
Siemens, enerji şirketlerinin verimli ürün
tasarımından esnek yönetime ve enerji
sistemlerinin bakımına kadar tüm ürün ve
yaşam döngüsünü optimize eden geniş bir
ürün, çözüm, sistem ve hizmet portföyüne
sahip.
Siemens Türkiye’nin sunduğu dijital şebeke
çözümleri enerji dağıtım şirketlerinin %43’ü
tarafından kullanılıyor ve bu da Siemens’i
47
Çevre ve sürdürülebilirlik | B2S
“Ülkemizde kurulu rüzgar gücünün
artması, enerji ithalatına bağımlılığın
azalması, sektördeki istihdamın ve
birikimin artması anlamına geliyor.
Sonsuz bir enerji kaynağı sağlayan
rüzgar yatırımlarına gün geçtikçe daha
fazla odaklanılacağını düşünüyoruz.”
Hakan Yıldırım
Siemens Türkiye Rüzgar ve Yenilenebilir Enerji Bölüm Direktörü
48
B2S | Çevre ve sürdürülebilirlik
Çevre ve
sürdürülebilirlik
49
Çevre ve sürdürülebilirlik | B2S
%1,7
Siemens’in çevre dostu ürün portföyünün,
Türkiye’nin CO2 emisyonunda yılda
sağladığı azalma oranı
%40
Siemens Türkiye’nin elde
ettiği gelir içinde çevre dostu
ürün portföyünün payı
50
B2S | Çevre ve sürdürülebilirlik
Siemens iklim değişikliğinin
etkilerinin azaltılması için çalışıyor
CO2 emisyonunun düşürülmesi
İklim değişikliği, 21. yüzyılda insanlığın karşı
karşıya kaldığı en büyük sorunların başında
geliyor. İnsan sağlığı, ekosistemler, hatta
insan neslinin devamı bakımından tehdit
oluşturabilecek olumsuz etkileri nedeniyle
çok ciddi sosyo-ekonomik sonuçlara yol
açabilecek bir sorun olarak değerlendirilen
iklim değişikliği, özellikle son yıllarda uluslararası gündemin üst sıralarında yer alıyor.
Tüm dünya gibi, Türkiye de iklim değişikliği
nedeniyle deniz seviyelerinde yükselme,
nehir ve kıyı bölgelerinde su taşkınları, hava
sıcaklıklarında ani değişimler, tarımsal
üretimde ve hidroelektrik üretim potansiyelinde düşüş ve biyolojik çeşitlilikte azalma
tehlikesiyle karşı karşıya.
Bu tehlikelerin farkında olan Türkiye, iklim
değişikliğinin etkilerinin azaltılması yönünde
önemli adımlar atıyor. 2015 yılında Paris’te
düzenlenen 21. Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP21)
iklim değişikliği ile mücadele konusunda tüm
dünyanın beraber harekete geçmesi amacıyla
bir anlaşma metni imzalandı. Paris Anlaşması
adını taşıyan metin, Türkiye’nin de dahil
olduğu 195 ülkenin delegelerinin oy birliğiyle
kabul edildi. Anlaşma ile küresel ortalama
sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar
1,5-2 derece arasında sınırlandırılması hedefleniyor. Bu kapsamda Türkiye de 2030 yılına
kadar sera gazı salımını %21 oranında azaltacağını açıkladı.Türkiye’nin geliştirdiği
2010-2023 İklim Değişikliği Stratejisi’nde ise
2023 yılına kadar toplam elektrik enerjisi
üretiminde yenilenebilir enerjinin payının
%30’a çıkarılması hedefi bulunuyor.
Siemens karbon ayak izini küçültüyor
Dünyanın en büyük endüstriyel gruplarından
biri olan Siemens, hem kendi bünyesinde
yaptığı düzenlemelerle hem de enerji verimliliğini artıran çevre dostu ürün portföyüyle
CO2 emisyonunun ve iklim değişikliğinin
etkilerinin azaltılmasına katkıda bulunuyor.
Siemens, karbon ayak izini 2020’ye kadar
%50 oranında küçültmeyi, 2030’da ise
karbon-nötr seviyeye ulaşmayı hedefliyor.
Siemens Türkiye’nin aldığı önlemler
Siemens Türkiye’nin doğrudan kendi operasyonlarından kaynaklanan karbon ayak izi
2015’te 19 bin ton olarak hesaplandı. Bu,
43 bin konutun karbon ayak izine eşdeğer bir
rakam. Siemens AG’nin karbon-nötr seviyeye
ulaşma kararını benimseyen Siemens
Türkiye, bu hedef doğrultusunda çalışanların
farkındalığının artırılması, enerji verimliliği,
LEED sertifikalı binalar ve fabrikalar, verimli
filo yönetimi ve ağaçlandırma çalışmalarına
odaklanıyor.
Çevreye duyarlı çalışmalarıyla öne çıkan
Siemens Türkiye, araç filosunun %96’sının
dizel araçlardan oluşması ve kısa mesafeli
ulaşımlarda da elektrikli araçların kullanılması sayesinde, LeasePlan ve Ekonomist
dergisinin düzenlediği 2014 Yılın Filo
Yöneticisi Ödülleri’nde “Yılın Yeşil Filo
Yönetimi” kategorisinde birincilik, “Yılın Filo
Yönetimi” kategorisinde de ikincilik
ödülünün sahibi oldu. Şirketin araç filosunun
şu anki CO2 emisyon oranı 120 g/km seviyesinde bulunuyor.
Siemens Türkiye’nin Gebze’de
bulunan en büyük üretim tesisi,
Türkiye’nin ilk LEED Gold
sertifikasına sahip tesisi.
Siemens Türkiye 2023’te karbon-nötr
seviyeye ulaşmayı hedefliyor.
Çevre dostu ürün portföyü
Siemens, kendi bünyesinde yaptığı çalışmalar yanında, sunduğu ürün ve hizmetlerle
de çevre ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunuyor. Gelirinin %40’ını çevre dostu ürün
portföyünden elde eden Siemens,
Türkiye’nin CO2 emisyonunun yılda
7,7 milyon ton, yani %1,7 oranında azalmasına katkıda bulunuyor. Bu miktar 3,3 milyon
otomobilin ürettiği emisyona eşdeğer.
Özellikle de Siemens imzalı verimli gaz ve
rüzgar türbinleri, CO2 emisyonunun azaltılmasında büyük etkiye sahip bulunuyor.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Karbon-nötr seviyesine
ulaşmak
51
Çevre ve sürdürülebilirlik | B2S
%10
Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanılmasıyla üretilen elektrik kapasitesinde
Siemens Türkiye’nin payı
52
B2S | Çevre ve sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir bir çevre ve
ekonomi için yenilenebilir enerji
Rüzgar enerjisinde Siemens farkı
Ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarının
daha yaygın kullanımı, hükümetin enerjinin
çeşitlendirilmesi stratejisinin en önemli
bileşenlerinden biri konumunda bunuyor.
2023’e kadar ülkenin enerji ihtiyacının
%30’unun yenilenebilir enerji kaynaklarından
karşılanması (Uluslararası Enerji Ajansı – IEA,
Enerji Kaynağı Güvenliği Raporu, 2015) ve
Rusya Federasyonu ve İran’dan yapılan petrol
ve gaz ihracatına bağımlılığın azaltılması
(10. Kalkınma Planı) hükümetin ana hedefleri
arasında bulunuyor. Dolayısıyla, Türkiye’nin
enerji altyapısının yenilenebilir enerji kapasitesindeki güçlü artışa paralel olarak geliştirilmesi ve bu konudaki yatırımların artırılması
gerekiyor.
Enerji Enstitüsü’nün 31 Temmuz 2016 tarihli
“Türkiye Kurulu Elektrik Enerjisi Gücü” raporuna göre Türkiye’de 5 GW kurulu rüzgar
enerjisi gücü bulunuyor. Bu rakam 77 GW
olan toplam enerji gücünün %6,6’sını oluşturuyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın yayınladığı 2014 tarihli Türkiye Ulusal Yenilenebilir
Enerji Eylem Planı’nda 2023 itibariyle
Türkiye’de kurulu güneş enerjisi kapasitesinin
5 GW’a, rüzgar enerjisi kapasitesinin 20 GW’a
çıkarılması hedefi belirtiliyor. Bu hedef
doğrultusunda bir adım olarak, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) bu yıl
3 GW’lık rüzgar enerjisi üretim kapasitesi için
bir ihale açacak. Uygulamanın 2020’ye kadar
tamamlanması planlanıyor. (Türkiye Rüzgar
Enerjisi Birliği, Basın Bildirisi, Şubat 2016).
Rüzgar enerjisinde dünya lideri
Siemens, özellikle rüzgar enerjisi alanındaki
ürün ve hizmetleriyle öne çıkıyor. Son olarak
Haziran 2016’da İspanyol Gamesa şirketi ile
faaliyetlerini birleştirmek için yapılan
anlaşma sonucunda Siemens, on-shore ve
off-shore rüzgar enerji üretiminde dünya
lideri konumuna yükseldi.
Siemens Türkiye de yenilenebilir enerji
üretimini rüzgar enerjisi alanında düşük ve
yüksek rüzgarlı bölgelerde devam ettiriyor.
Bunun yanında jeotermal ve güneş enerjisi
pazarlarında da elektrik ve otomasyon
çözümleri ile varlığını sürdürüyor.
Siemens, Türkiye’de bugüne kadar yenilenebilir kaynaklardan elde edilmiş 3300 MW
kurulu güce ürün ve çözümleriyle katkı
sağladı. Türkiye’nin yenilenebilir kaynaklardan ürettiği toplam enerji miktarı ise
33 bin MW. Dolayısıyla Siemens, Türkiye’de
yenilenebilir kaynaklardan enerji üretiminde
%10’luk bir paya sahip bulunuyor.
Kaynak bazlı ayrıştırma yapıldığında,
Siemens’in Türkiye’deki payı rüzgar enerjisinde %10, hidroelektrikte %10, jeotermal
enerjide %9 seviyesinde bulunuyor. Özellikle
rüzgar enerjisi alanında, Siemens’in sunduğu
Direct Drive teknolojisi, rüzgar türbinlerinin
bakım ihtiyacını azaltıp hizmet maliyetlerini
düşüren bir çözüm olarak dikkat çekiyor.
2016 sonuna kadar
tamamlanacak projelerle
beraber, Türkiye’de Siemens
desteğiyle kurulmuş rüzgâr
santralleri yaklaşık 580 MW’lık
güç üretecek. Bu sayede
Siemens 819.843 haneye
enerji sağlamanın yanı sıra
2.148.300 ton CO2 salımını da
engellemiş olacak.
Siemens Türkiye, hükümetin
yenilenebilir kaynaklardan elde
edilen elektrik üretimini 2023’e
kadar %30 seviyesine çıkarma
hedefine katkıda bulunuyor.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Rüzgar enerjisi pazarında
yıllık kurumlardaki payını
%30’un üzerine çıkarmak
53
Çevre ve sürdürülebilirlik | B2S
>125.600
Siemens, enerji verimliliğini artırmak üzere yürüttüğü
100’e yakın projede üç yılda çevreye 125.600’den
fazla ağaç dikimine eşdeğer katkı sağladı.
1,5 yıl
Siemens’in enerji verimliliği
projelerinde yatırımın geri
dönüş süresi
54
B2S | Çevre ve sürdürülebilirlik
Siemens ile enerji maliyeti
düşüyor, çevre korunuyor
Tesis ve binalarda enerji verimliliği çözümleri
Enerji Bilgi Yönetimi (Energy Information
Administration - EIA) raporuna göre Türkiye,
gelişmiş ülkelere kıyasla en yoğun enerji
tüketen ekonomilerden biri konumunda
bulunuyor.
Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’nın Enerji Verimliliğinin
Geliştirilmesi Programı Eylem Planı’nda,
2011 yılında 1000 dolar başına 0,2646 TEP
(ton eşdeğer petrol) olan birincil enerji
yoğunluğunun 2018 yılı sonuna kadar
0,243 TEP değerinin altına indirilmesi
hedefleniyor. Planda ayrıca, 2018 yılına
kadar kamu binalarındaki enerji tüketiminin, verimlilik artışı uygulamaları
yoluyla 2012’ye göre %10 düşürülmesi
hedefi yer alıyor.
10. Kalkınma Planı’nda belirtilen hedefler
arasında da Türkiye’nin enerji ithalatına
bağımlılığının azaltılması, enerji maliyetinin
sürdürülebilir kılınması ve çevrenin korunması yer alıyor. Enerji Verimliliği Derneği’ne
(ENVER) göre, Türkiye’de binalarda %30,
sanayide ise %20 oranında enerji tasarrufu
potansiyeli bulunuyor.
Siemens ile yüksek düzeyde
enerji tasarrufu
Siemens de, ulusal hedefler doğrultusunda
hem üretim tesislerinin elektrik tüketimini
hem de enerji kullanan tüm süreçleri göz
önünde bulundurarak enerji verimliliği
hizmetleri sunuyor.
Hepsi Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’ndan onaylı, dokuzu Enerji
Yönetimi Sertifikası, biri de LEED AP (Yeşil
Bina Uzmanı) Sertifikası’na sahip 10 uzmanla
enerji verimliliği danışmanlığı hizmeti veren
Siemens Türkiye, ayrıca ISO 50001 Enerji
Verimliliği Yönetimi hizmeti de sağlıyor.
Mayıs 2016’ya kadar 80 ayrı tesiste enerji
sağlık taraması (energy health check)
gerçekleştiren Siemens Türkiye, müşterilerinin değerlendirmesine sunduğu enerji
verimliliğini artıran yaklaşık 1500 projeden
61’ini hayata geçirdi.
Gerçekleştirilen projelerde yatırımın geri
dönüş süresi 1,5 yıl olarak tespit edilirken,
80 milyon TL’lik enerji tasarrufu, yani
5000 TEP (ton eşdeğer petrol) tasarruf
sağlandı. Böylece yıllık 33 bin ton CO2
emisyonu azaltıldı ve 49 milyon kW/saat
enerji tasarrufu elde edildi. Toplam
emisyon ve enerji tasarrufu, dünyamıza
100 bin ağaç dikimine eşdeğer katkıda
bulunuyor.
Siemens Türkiye Bina Teknolojileri bölümü
de enerji verimliliğinde önemli çalışmalara
imza atıyor. Bir binanın enerji tüketimi,
yaşam döngüsü maliyetinin %40’ına denk
geliyor. Oysa Siemens Bina Teknolojileri’nin
sunduğu ürün ve çözümler sayesinde hastanelerde %26, otellerde %41, konutlarda %27,
restoranlarda %41, okullarda %26, ofislerde
%52 ve alışveriş merkezlerinde %49 enerji
tasarrufu sağlamak mümkün.
Türkiye’deki Tramvay
Fabrikası’nda yeni bir
havalandırma sistemi, verimli bir
yalıtım sistemi, gün ışığı
kullanımı, kısık LED aydınlatması
ve amaca uygun bir ısıtma
sistemiyle üretimde %20’ye varan
enerji tasarrufu sağlanacak.
Siemens, Bina Teknolojileri sayesinde
Türkiye’de üç yılda 44 milyon kW/saat enerji
tasarrufu sağladı; bu da 25.600’den fazla
Bina Teknolojileri bölümü, Enerji
Verimliliği ürün ve hizmet portföyü
ile birlikte her binada ve her iş
dalında enerji tasarrufu sağlıyor.
ağaç dikimine eşdeğer. Fakat yine de yönetici
kademelerin enerji verimliliği ve özellikle
Enerji Tasarrufu Performansı Sözleşmesi
(Energy Savings Performance Contracts
- ESPC) projelerine halen mesafeli yaklaşmaları, ESPC maliyetinin yüksek olması, binalar
için teşvik tedbiri bulunmaması gibi nedenlerle, enerji verimliliği projeleri beklendiği
kadar yaygınlaşmıyor.
Bina Enerji Kimliği’nin 2017 sonuna kadar
tüm binalar için zorunlu hale gelecek olmasının bu alandaki projeleri hızlandırması
bekleniyor.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Bina Teknolojileri ürün ve
çözümlerindeki pazar payını
%40’a çıkarmak
55
Çevre ve sürdürülebilirlik | B2S
%11
Siemens Türkiye 2015 yılında su tüketimini
üç yıl öncesine kıyasla %11 oranında azalttı
56
B2S | Çevre ve sürdürülebilirlik
Siemens doğal
kaynakları koruyor
Çevre ve su kaynaklarının korunması
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ),
Türkiye’yi kişi başına düşen yıllık su miktarına
göre “su sıkıntısı yaşayan bir ülke” olarak
konumlandırıyor. Ülkemizde kişi başına
düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 1519 m3
civarında bulunuyor.
Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),
2030 yılında nüfusumuzun 100 milyona
ulaşacağını öngörüyor. Aynı yıl için DSİ de
kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının
1120 m3/yıl civarında olacağını tahmin ediyor.
Ancak bu tahmin, mevcut kaynakların 14 yıl
boyunca hiç tahrip edilmeden korunması
durumunda geçerli olabilir. Dolayısıyla,
Türkiye’nin gelecek nesillere sağlıklı ve
yeterli miktarda su bırakabilmesi için kaynakların çok iyi korunup akılcı kullanılması
gerekiyor.
Suyun verimli kullanımı
Sorumluluklarının bilincinde bir şirket olarak
doğal kaynakların korunması için iş süreçlerini optimize eden Siemens Türkiye,
2015 yılında Gebze ve Kartal tesislerindeki
kendi operasyonlarından kaynaklanan su
tüketimini 2012 yılına göre %11 oranında
azaltarak 98 bin m3’e düşürdü.
Siemens, faaliyet alanları gereği çok fazla su
tüketen bir şirket olmasa da uzun yıllardır
uluslararası su altyapıları projeleri için
güvenilir bir elektrik ve endüstriyel mühendislik çözümleri tedarikçisi konumunda
bulunuyor ve müşterilerine su kaynaklarını
verimli kullanmaları konusunda yardımcı
oluyor. Siemens Türkiye de su kaynaklarının
korunması ve atıksu boşaltımı için özelleştirilmiş, entegre ve yüksek kaliteli çözümler
sunuyor.
LEED Gold sertifikalı tesis
Siemens Türkiye, su kaynaklarının korunmasının yanı sıra, CO2 emisyonlarının azaltılması
ve atık yönetimi konularında da düzenli
olarak gelişme sağlamak üzere çalışmalarını
sürdürüyor. Örneğin, 2015 yılında 3595 ton
atığın geri dönüştürülmesiyle 5,7 milyon TL
tasarruf sağlandı.
Siemens’in çevreye verdiği değerin en güzel
örneklerinden biri de Siemens Gebze
Tesisleri’nde görülüyor. 150 bin m2 arazi
üzerinde kurulan, 19.424 m2’lik kapalı alana
sahip bulunan ve Avrupa’daki en modern
tesisler arasında yer alan Siemens Gebze
Tesisleri, Türkiye’de LEED Gold (Enerji ve
Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikası
alan ilk tesis oldu.
Gebze Tesisleri’nin henüz planlama aşamasından itibaren örnek bir tesis olması, çevre
odaklı tasarlanması ve genişletilebilir,
sürdürülebilir bir yapıya sahip olması
amaçlandı. Siemens’in bina teknolojileri ve
otomasyon sistemlerinden yoğun olarak
faydalanan tesis, aydınlatmadan havalandırmaya, iklimlendirmeden arıtmaya kadar
pek çok noktada otomasyonun sağlanması
ve doğal kaynakların verimli kullanımıyla
Türkiye’nin ilk LEED Gold sertifikasını
almaya hak kazandı. Bu tesis aynı zamanda,
doğal enerji kaynaklarının kullanıldığı,
maliyet tasarrufu sağlayan ve çalışanlarına
sağlıklı bir çalışma ortamı sunan özel bir
tesis olmasıyla da dikkat çekiyor.
Siemens, uzun yıllardır uluslararası
su altyapıları projeleri için güvenilir
bir elektrik ve endüstriyel mühendislik
çözümleri tedarikçisi konumunda
bulunuyor ve müşterilerine su
kaynaklarını verimli kullanmaları
konusunda yardımcı oluyor.
Gebze Tesisleri’nin almaya hak kazandığı LEED
Gold Sertifikası üretimde bir domino etkisi
yarattı. Siemens Türkiye, LEED Gold standartlarıyla uyumlu ilk fabrikasını kurduktan sonra
40’dan fazla proje daha gerçekleşti. Bu, değer
yaratmanın önemli bir yolu.
57
Çevre ve sürdürülebilirlik | B2S
%17
Siemens Türkiye’nin 2015 yılında kayıp zamanlı
kaza sıklık oranında (LTIFR) sağladığı azalma.
Siemens Türkiye’nin LTIFR oranı Türkiye Metal
Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) ortalama
oranının altındadır.
58
B2S | Çevre ve sürdürülebilirlik
Başarılı projeler için
güvenli bir iş ortamı
Sağlık, Emniyet, Çevre (SEÇ) stratejisi
Şirketlerin sunduğu çalışma şartları hem
çalışan sağlığı ve güvenliği hem de istenen
verimlilik seviyesine ulaşılması açısından
büyük önem taşıyor. Sunulan iş ortamı
çalışanların morallerini, verimliliklerini,
şirkete bağlılıklarını, fiziksel ve psikolojik
sağlık durumlarını etkileyebiliyor. Bu
bağlamda, 10. Kalkınma Planı’nda iş sağlığı
ve güvenliği koşullarının iyileştirilmesi,
sendikal özgürlükler ve toplu iş sözleşmelerine ilişkin çeşitli yasal düzenlemelerin yer
alması olumlu bir adım olarak dikkat
çekiyor.
Öte yandan Siemens Türkiye, 2016 yılında
kayıp zamanlı kaza sıklığı (LTIFR) oranını
%15 oranında azaltma hedefiyle her
projenin başlangıcında bir SEÇ toplantısı
gerçekleştiriyor. Ayrıca SEÇ uzmanlarına da
düzenli teknik eğitim veriliyor. Yalnızca
2015 yılında 2986 çalışanın ve 600 alt yüklenicinin katıldığı 144 SEÇ eğitimi düzenlendi.
Diğer taraftan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı da çeşitli denetimlerle iş ortamlarındaki riskleri ortadan kaldırmayı, iş sağlığı
ve güvenliğini sağlamayı, iş ilişkilerini
güçlendirmeyi, çalışanlar ve işverenlerin
bilgi alma haklarının tanınmasını, yaş,
cinsiyet ve sosyal konumları nedeniyle özel
duruma sahip kişileri korumayı, sosyal
sorumluluk bilinci oluşturmayı, çalışma
alanlarındaki güvenlik önlemlerini artırmayı
amaçlıyor.
Ayrıca Siemens Türkiye içerisinde afet
durumları için bir arama ve kurtarma ekibi
oluşturuldu. Van depremi, Soma maden
kazası gibi felaketlerde kurtarma çalışmalarına katılan Siemens Türkiye arama
kurtarma ekibinde 60 gönüllü görev alıyor.
Ekipte yer alan gönüllüler ilkokul, ortaokul
ve lise öğrencilerine de afetlere hazırlık
eğitimleri veriyor.
Bakanlığın verilerine göre 2016’da 7 bin olan
iş sağlığı ve güvenliği uzmanı sayısının
2018’de 9 bine çıkarılması planlanıyor.
Her kademede aynı bilinç seviyesi
Tüm üretim alanları ISO14001 sertifikasına
sahip olan Siemens Türkiye, her kademeden
çalışanın çevreyi koruma bilinci kazanmasına, “sıfır kaza” (zero harm) kültürünün
yaratılmasına ve çalışan sağlığının iyileştirilmesine odaklı bir anlayış benimsiyor.
Bu anlayışın en başarılı örneklerinden biri,
Sağlık, Emniyet, Çevre (SEÇ) biriminin
düzenlediği Güvenlik Yürüyüşü ve Sohbetleri
(Safety Walk and Talk - SWAT) etkinliği.
Siemens Türkiye’nin yürüttüğü her projede
yöneticilerin sahayı gezdikleri ve güvenliğin
önemini çalışanlara sahada aktardıkları
SWAT etkinliği 2015 yılında 31 kez düzenlendi. Kazasız bir proje sürdürme amacı
taşıyan SWAT’lara 2015 yılı içinde 12 yönetici
ve 250’ye yakın çalışan katıldı.
Siemens Türkiye Güvenlik Direktörü de riskli
proje alanlarında güvenlik uyarılarına
harfiyen uyulmasını bizzat sağlarken, çalışanları ve altyüklenicileri kişisel güvenlik
konusunda bilgilendiriyor.
Sertifikalı sağlık yönetimi anlayışı
Çalışanlarına spor tesisi, çalışma saatlerinde
doktor ve tedavi olanağı sağlayan Siemens
Türkiye, sürdürülebilir sağlık yönetimi uygulamasıyla “Healthy@Siemens” sertifikasını
almaya hak kazandı.
Siemens Türkiye 2016 yılında
kayıp zamanlı kaza sıklık
oranını (LTIFR) %15 oranında
azaltmayı planlıyor.
Siemens Türkiye, sürdürülebilir
sağlık yönetimi sayesinde
“Healthy@Siemens”
sertifikasını aldı.
2015 yılında Afyonkarahisar’da 20 erkek
çalışana iki haftalık sağlık kürü programı
hazırlandı. Bu uygulama Türkiye‘de ilk kez
Siemens Türkiye tarafından gerçekleştirildi.
2016 yılının Ekim ayında da 20 kadın çalışana yine iki haftalık sağlık kürü programı
düzenlenmesi planlanıyor.
2015 yılında 1699 adet temel check-up
paketi ve 6617 adet poliklinik muayene
imkanı sunan Siemens Türkiye, ayrıca
çalışanları ve aileleri için sosyal ve yasal
konuları danışabilecekleri bir destek hattı
da kurdu. Bu hattın sunduğu hizmetlerden
2015 yılında 1407 kez faydalanıldı.
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Güvenlik kültürü modelini
uygulayarak sıfır kaza
(zero harm) için çalışmak
59
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
“Çalışanlarımızın, ‘çalışan’ kimliklerinin
dışında, ‘anne, baba, evlat, arkadaş’
gibi diğer kimliklerine de saygı duymalı
ve desteklemeliyiz. Kendisini geliştiren
ve mutlu olan birey, mutlu çalışandır.
İş hayatının sürdürülebilirliği de bu
bilinçle sağlanacaktır.”
Nurer Yüksel, Siemens Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü
60
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Yaşam kalitesinin
artırılması
61
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
200.000
Türkiye’de Siemens Healthineers’ın sunduğu tıbbi görüntüleme ekipmanı
ve laboratuvar testlerinden bir gün içinde faydalanan kişi sayısı
32,4 milyon
Siemens tarafından tedarik edilen görüntüleme
cihazlarına Türkiye’de erişebilen hasta sayısı
62
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Sağlık hizmetlerine
erişim kolaylaşıyor
Sağlıkta dönüşüme tam destek
İnsan hayatına doğrudan dokunan yönüyle
sağlık sektörü, tüm ülkelerin kalkınma
planlarında öncelikli odak alanlarından biri.
Türkiye de bu konuda istisna değil; ilk olarak
2003 yılında başlatılan “Sağlıkta Dönüşüm
Programı“ ile, ülke genelinde sağlık
hizmetlerine erişimi iyileştirmek hükümetin
öncelikleri arasında yer alıyor. Sağlık
Bakanlığı 2013-2017 Stratejik Planı,
2023 yılında sağlık hizmetlerinden duyulan
memnuniyetin %76’dan %85’e, 10 bin kişiye
düşen doktor sayısının 169’dan 237’ye, yatak
kapasitesinin ise 26’dan 32’ye çıkarılmasını
hedefliyor.
tarafından Vakıf Gureba Hastanesi’ne tedarik
edildi ve bu kararnamenin altında Gazi
Mustafa Kemal’in imzası bulunuyordu.
Sağlıkta Dönüşüm Programı, konsolidasyon
ve büyük ölçekli yatırımlar gibi Türkiye
sağlık sektöründe ihtiyaç duyulan altyapı
iyileştirmelerine zemin hazırladı. Özellikle
konsolidasyon, hem kamu hem de özel
sektör için önemli bir trend haline geldi.
Kamu sektörünün yeniden yapılandırılması
ile ölçek ekonomisinden yüksek ölçüde
fayda elde edilmeye başlandı. Özel sektörde
ise birleşme ve satın almalar yoluyla
kurulan özel hastane zincirleri, bu alanda
da büyük ölçekli projeler
gerçekleştirilmesine imkan sağladı.
Sağlık alanında inovasyon
Siemens’in Türkiye’ye sağladığı yakın
dönem inovasyonlar arasında bilgisayarlı
tomografi, MR, mammografi, PET-CT
cihazları ve laboratuvar sistemlerindeki
yenilikler yer alıyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından 2023 için
belirlenen hedeflerde önemli görevlerden biri
de Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) modeli ile
kurulmakta olan Şehir Hastaneleri’ne düşüyor.
KÖİ modeliyle 2023 yılına kadar açılacak olan
36 hastane sayesinde hasta başına düşen
yatak sayısında verilen hedeflere ulaşılması
planlanıyor.
Sağlık teknolojilerinde ilklerin şirketi
Sağlık alanında dünyada endüstriyel olarak
üretilen ilk X-Ray tüpü, gerçek zamanlı
ultrason tarayıcısı, çift kaynaklı CT,
bütünleşik PET MR sistemi gibi pek çok ilke
imza atan Siemens’in Türkiye sağlık
sektöründeki hikayesi cumhuriyetin ilk
yıllarına kadar uzanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk röntgen
cihazlarından biri 1924 yılında Siemens
Bugün ise Türkiye’de günde 200 bine yakın
hastanın incelenmesinde kullanılan tıbbi
görüntüleme ekipman ve laboratuvar
testleriyle Siemens Healthineers (Sağlık),
Türkiye’nin öncü sağlık teknolojileri
sağlayıcılarından biri olarak konumlanıyor.
Türkiye’de yaklaşık 32 milyon kişiye hizmet
sunan Siemens bilgisayarlı tomografi
cihazları, Türkiye’nin kaliteli sağlık hizmetine
erişiminde önemli rol oynuyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk
röntgen cihazlarından biri
1924 yılında Siemens
tarafından Vakıf Gureba
Hastanesi’ne tedarik edildi.
Günümüzde kullanılan tomografi
sistemlerine göre %50 daha düşük doza
ihtiyaç duyan Siemens tomografi cihazı
Türkiye’de ilk olarak 2013 yılında kuruldu.
Siemens Türkiye’nin 32 milyonu
aşkın hastaya hizmet eden tarama
cihazlarıyla sağlık hizmetlerine
erişim olanakları artıyor.
2014’te MR cihazlarında kullanıma alınan
sessiz MR özelliği %99’a varan oranda
gürültüyü azaltıyor*. Benzer şekilde PET-CT
teknolojisinde gerçekleştirilen inovasyon,
kullanılan dozda %50 azalma sağlıyor.
Siemens’in geliştirdiği yeni mamografi
sistemleri ise meme kanserinde European
Radiology’de yayınlanan Malmö Meme
Tomosentez Görüntüleme Testleri’ne göre
%43 daha yüksek tespit oranına sahip.
MR ve moleküler görüntüleme tekniklerini
bir araya getiren, genellikle Nöroloji,
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Siemens tıbbi görüntüleme
cihazları ve laboratuvar
testlerinden günde 300 bin
kişinin yararlanmasını
sağlamak
* Desibel ölçümü Kasım 2014’te Siemens cihazlarında yapıldı. Veriler Siemens’in kayıtlarında mevcuttur. Sonuçlar değişiklik gösterebilir.
63
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
Onkoloji, Kardiyoloji ve Pediatri alanlarında
kullanılan hibrit görüntüleme teknolojisine
sahip ilk PET-MR cihazı, 2015 yılında Siemens
tarafından kuruldu.
Üç yılda 1,8 milyon hastaya hizmet verecek
olan yeni teknoloji laboratuvar otomasyon
sistemi Türkiye’de ilk kez 2016 yılında
Siemens tarafından uygulandı.
Orta ve yüksek hacimli cihazlarıyla, Siemens
portföyünde 800’den fazla otomasyona hazır
klinik testi destekleyen bu sistem,
laboratuvarlarda verimliliği artırmayı
amaçlıyor.
Sağlık sektöründe kurulduğu tarihten
itibaren ilklere imza atan Siemens, aynı
zamanda, Türkiye’nin 2023 hedefleri
doğrultusunda ilk kez hayata geçirilen
Kamu-Özel Sektör İşbirliği (KÖİ) Şehir
Hastaneleri projelerinde Türkiye’de sağlık
hizmetlerinin kalitesinin artırılması amacıyla
aktif katılım gösteriyor.
Siemens Sağlık Akademi
2004 senesinden günümüze farklı program
içerikleriyle 1000’i aşkın sağlık
profesyoneline eğitim hizmeti sunan
Siemens Sağlık Akademi ise güncellenen
eğitim portföyü ve uzman kadrosu ile
günümüz sağlık sektörünün ihtiyaçlarını
karşılıyor.
64
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Sağlık sektöründe kurulduğu tarihten
itibaren ilklere imza atan Siemens,
aynı zamanda, Türkiye’nin 2023 hedefleri
doğrultusunda ilk kez hayata geçirilen
Kamu-Özel Sektör İşbirliği (KÖİ)
Şehir Hastaneleri projelerinde Türkiye’de
sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması
amacıyla aktif katılım gösteriyor.
65
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
%40
871 bin yolcu için Türkiye’nin ilk çok hızlı treni
Siemens Velaro, yolculuk süresini %40 kısaltıyor
%21
Siemens teknolojisi kullanan
otoyol tünellerinin Türkiye’deki
toplam tünellere oranı
66
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Ulaşımın her alanında
kalite ve deneyim
Hızlı, güvenli, çevre dostu ulaşım
Türkiye’nin kalkınma hedefleri arasında en
önemli konu başlıklarından birini de ulaşım
oluşturuyor. Başbakanlık Yatırım Destek ve
Tanıtım Ajansı verilerine göre, 2013 yılı içinde
46 milyar TL’lik bütçe, diğer bir deyişle
toplam bütçenin %30’u ulaşım sektörüne
ayrıldı. Ayrıca yolları, köprüleri,
demiryollarını, havalimanlarını, liman ve su
yollarını kapsayan altyapı yatırım sanayiinin
de 2011’den 2022’ye kadar yılda %12 değer
kazanarak ve toplamda üç kat büyüyerek
10,9 milyar TL’den 36,6 milyar TL’ye ulaşması
bekleniyor.
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın Lojistik ve
Taşımacılık endüstrilerini ele alan 2013 tarihli
raporuna göre, 2022 yılında yollar ve köprüler
16,8 milyar TL, demiryolu taşımacılığı sektörü
ise 13,8 milyar TL değere ulaşacak.
Bu değer artışı kuşkusuz yeni yatırımlarla
desteklenmek zorunda. Türkiye 10. Kalkınma
Planı çerçevesinde, 2023 yılı planları
arasında demiryollarının toplam uzunluğunu
25 bin kilometreye çıkarmak yer alıyor.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı bu çerçevede 200 set çok yüksek
hızlı tren, 10 bin kilometre yeni yüksek hızlı
tren rayı, 4 bin kilometre standart ray, 5 bin
yeni metro aracı ve mevcut 11 bin
kilometrelik standart demiryolunun onarımı
için yatırım yapacak.
Hava ulaşımı açısından da gerek lokasyon
gerekse kapasite olarak avantajlı durumda
bulunan Türkiye, bu anlamda da önemli
potansiyel vaat ediyor. Dünyanın en hızlı
büyüyen havalimanı şehirleri arasında yer
alan İstanbul’da toplam yolcu sayısı dört
katına çıkarak 150 milyona ulaşmış
durumda. TÜBİTAK tarafından hazırlanan
Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları
2003-2023 Strateji Belgesi, Türkiye’de
%14 olan havacılık büyüme oranının,
%5’lik dünya ortalamasının çok üstünde
olduğunu belirtiyor. 10. Kalkınma Planı’nda
hava ulaşımına büyük rahatlık getirmesi
beklenen üçüncü havalimanı ile birlikte,
şehir içi ve şehirlerarası ulaşımı rahatlatacak
diğer büyük projeler Marmaray, Kanal
İstanbul ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü
olarak sıralanıyor.
Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın
raporunda verilen bilgiye göre Lojistik
Performans Endeksi’nde 2014 yılı itibarıyla
30. sırada yer alan Türkiye, ihracat,
büyüme ve sürdürülebilir kalkınma
hedeflerinde lojistiğe de ağırlık veriyor.
Rapor, Türkiye’nin Lojistik Performans
Endeksi’nde ilk 15 ülke içinde yer almayı
hedeflediğini açıklıyor. Bu bağlamda,
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları
(TCDD) tarafından yapılan 18 lojistik
merkezinin üçünün faaliyete geçmiş olması
önem arz ediyor. Bu kapsamdaki dört
merkezin inşaatının da ilk aşaması
tamamlanmış bulunuyor.
Siemens Türkiye’nin lojistik
konularında sunduğu
iyileştirme önerileri, Siemens
Global tarafından “Global
Kategori Lojistik 2016”
ödülüne layık görüldü
Siemens konforuyla, güvenli yolculuklar
Siemens Türkiye, seyahat sürelerini
kısaltırken konforlu ve çevreye dost
yolculuklar sunmak üzere önemli ulaşım
yatırımlarına imza atıyor.
Siemens Türkiye, daha kısa seyahat
sürelerini mümkün kılarak yolculuk
konforuna katkı sağlarken, ekolojik
dengeyi de dikkate alıyor.
Siemens tarafından tasarlanıp üretilen
Türkiye’nin ilk çok yüksek hızlı treni Siemens
Velaro da bu yatırımların en dikkat
çekicilerinden biri. Haziran 2016 itibarıyla
600 bin kilometre yol kat eden Velaro
Ankara-Konya arasında yolcu taşıyor.
320 km/s hıza ulaşabilmesine karşın, yasalar
gereği maksimum 250 km/s hızla ilerleyen
Velaro, yolculara 1 saat 40 dakikalık
seyahatle zaman kazandırıyor. Üstelik
yüksek hızlı tren taşımacılığı, CO2
emisyonları gibi ekolojik etkileri de azaltıyor.
Aynı mesafeyi kat eden bir otomobile
67
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
oranla, yolculuk başına 7 tona yakın CO2
emisyonu önleniyor.
Siemens Türkiye, sadece çok yüksek hızlı
trenlerle değil, sinyalizasyon çözümleriyle
de ulaşıma katma değer sağlıyor. AnkaraKonya hattının sinyalizasyon sisteminde
Siemens ekipman ve çözümleri kullanılıyor.
Ankara ve Eskişehir arasında bulunan ilk hızlı
tren hattındaki katener sistemleri de
Siemens Türkiye’nin ürünleri ve tasarımıyla
uygulandı. Yolculuk süresini 1,5 saate
düşüren bu sistemde trenler 250 km/s azami
hızla seyahat ediyor ve otoyol üzerinden
yapılacak yolculuklara oranla %40 zaman
tasarrufu sağlanıyor.
Marmaray’da Siemens imzası
İstanbul Metrosu gibi projelerin
elektrifikasyonu, köprü ve tünellerin
sinyalizasyonu ve elektromekanik işlerinde
görev alan Siemens Türkiye, ayrıca Marmaray
Tüneli’ne sinyalizasyon, telekomünikasyon ve
SCADA sistemleri sağladı. İstanbul Boğazı’nın
altına inşa edilen bu tünelin yanı sıra, Avrupa
yakasında Halkalı’dan başlayıp Anadolu
yakasında Gebze’de sonlanan mevcut banliyö
hattının da modernleştirme çalışması yapıldı.
Projenin 12 kilometrelik ilk aşaması Ekim
2013’te açıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı tarafından açıklanan
Ocak 2016 verilerine göre, açılıştan bu yana,
114 milyon (İstanbul’un toplam nüfusunun
8 katı) yolcu Marmaray ile taşındı. Ayrıca her
gün yaklaşık 200 bin yolcu taşıyan sualtı raylı
sistem, artan araç sayısına karşın, 2014 ve
2015 yıllarında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
(Boğaziçi) ve Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü’ndeki araç trafiğinin %6 azalmasını
sağladı.
Siemens, Türkiye’de tramvay üretecek
Siemens Türkiye’nin demiryolu sistemleri
açısından önemli atılımlarından biri de
30 milyon euro yatırımla hayata geçirilecek
yeni Tramvay Fabrikası olacak. Bu fabrikada
üretimin 2017 sonuna kadar başlaması
planlanıyor. Demiryolu araçlarının bu şekilde
68
yerlileştirilmesi, Türkiye’nin ekonomik
büyümesine pek çok açıdan katkı sağlayacak.
Tramvay Fabrikası’nda yerel tedarikçiler ve
çalışanlarla birlikte 800’e yakın kişiye
istihdam yaratılmasının yanı sıra, her yıl
üretilecek yaklaşık 100 vagon ile 250 milyon
euro ihracat geliri elde edilmesi hedefleniyor.
Yine 2016 yılında, Bangkok Mass Transit
System Public Company (BTSC) tarafından,
Siemens ve Türk toplu taşıma araçları
üreticisi Bozankaya’dan oluşan bir
konsorsiyuma 22 adet dört üniteli metro
treni siparişi verilirken, bu trenlerin servis ve
bakımını da 16 yıllığına Siemens üstlendi.
Bunun yanında açılacak olan 80 set çok
yüksek hızlı tren ihalesinin kazanılması
durumunda şartname gereği setlerin
%53 yerlileştirme ölçeği ile temin edilmesi
planlanıyor.
Tünel otomasyonu ve güvenlik
Akıllı trafik kontrol sistemi portföyüyle
ulaşımda verimlilik ve güvenliği artıran
Siemens Türkiye, 15 yıldır devam ettiği
anahtar teslimi projeler kapsamında
Türkiye’deki toplam otoyol tünellerinin
%21’inde otomasyon sistemi kurulumu
gerçekleştirdi.
Lojistik alanında ödül
Siemens Türkiye’nin lojistik alanındaki hacmi
2015 mali yılında 21 milyon euro’ya ulaşırken,
bunun 19 milyon euro’luk kısmı yerli
şirketlere ciro olarak katkı sağladı. Avrupa
Birliği Komisyonu tarafından yönetilen ve
10. Kalkınma Planı kapsamında ele alınan
görüşmelere, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı’nın yanı sıra bir Uluslararası
Yatırımcılar Derneği (YASED) üyesi olarak
Siemens Türkiye de katıldı. Lojistik ile ilgili
sorunların ele alındığı bu görüşmelerde
çözüm önerileri masaya yatırıldı.
Öte yandan Siemens Türkiye’nin lojistik
alanında sunduğu çeşitli iyileştirme önerileri,
Siemens Global tarafından “Global Kategori
Lojistik 2016” ödülüne layık görüldü.
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
İstanbul Metrosu gibi projelerin
elektrifikasyonu, köprü ve tünellerin
sinyalizasyonu ve elektromekanik
işlerinde görev alan Siemens Türkiye,
ayrıca Marmaray tüneline de
sinyalizasyon, telekomünikasyon ve
SCADA sistemleri sağladı.
69
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
28 milyon
Sabiha Gökçen Havaalanı’nda Siemens Güvenlik ve
Emniyet Sistemleri ve Hizmetleriyle bir yılda güvenliği
sağlanan yolcu sayısı
5,4 milyon
Marmaray’da Siemens Güvenlik ve Emniyet
Sistemleri ve Hizmetleriyle bir ayda güvenliği
sağlanan yolcu sayısı
70
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
En büyük projelerin güvenliği
Siemens Türkiye’ye emanet
Güvenlik sistemleri
İnsanların kendilerini güvende hissetmeleri,
toplumun mutluluğu ve sosyal yaşantının
kalitesi açısından büyük önem taşıyor.
Siemens Türkiye’nin ulaşımda ve binalarda
sunduğu gelişmiş güvenlik sistem ve çözümleri toplumun güvenliğine, rahatına ve
mutluluğuna hizmet ediyor. Siemens’in
sunduğu sistem ve çözümler Türkiye’nin en
büyük projelerinde kullanılıyor. Sabiha
Gökçen Havaalanı’nda devreye alınan
Siemens Güvenlik Sistemleri ve Hizmetleri,
yılda 28 milyon kişinin güvenliğini ve rahatını sağlıyor.
Dünyadaki en büyük ulaşım altyapısı projelerinden biri olan Marmaray’ın güvenliği de
Siemens ürün ve çözümleriyle sağlanıyor.
Siemens sinyal ve kontrol sistemleri, trenlerin 2 dakika gibi kısa zaman aralıklarında
güvenli bir şekilde çalışabilmesini sağlıyor.
Marmaray’da kurulan sistem ayrıca yangın,
su sızıntısı ve deprem halinde sensörlerin
alarmla bilgilendirme yapmasını, böylece can
güvenliğine yönelik önlemlerin alınmasını
sağlayarak yolcuları olası tehlikelerden
koruyor. Trenler bu tür acil durumlarda, deniz
yatağının altında bulunan 1,4 km uzunluğundaki alana girmeden duruyor ve sistem, bu
bölümün her iki çıkışındaki tüm kapıları
kapatıyor. Tren kontrol sistemi aynı şekilde
bu bölümlerde trenlerin olup olmadığını da
bildiği için kapılar, trenler kritik alanlardan
çıktıktan sonra kapatılıyor.
Günde 40 bin araç güvende
İstanbul ve İzmir’i birbirine bağlayan büyük
otoyol projesinin bir parçası olan ve günde
40 bin aracı taşıma kapasitesine sahip
Osmangazi Köprüsü’nün trafik kontrol
sistemleri ve elektrik, elektromekanik
sistemlerinin geliştirilmesi, montajı ve
devreye alınması işini de Siemens Türkiye
üstlendi. Siemens köprüyü, aşırı sarsıntı,
yangın vb. olağan dışı durumları haber
veren 390’a yakın sensörle donattı.
Sensörler ve kulelerde bulunan CCTV
kamera sistemleri, uzaktan da verimli bir
şekilde kontrol yapılmasını olanaklı kılıyor.
Kurulan yüksek basınçlı yangın söndürme
sistemleri de trafo birimlerindeki herhangi
bir yangına otomatik müdahaleyi mümkün
hale getiriyor.
Siemens Türkiye, 2000 yılından bu yana
Koç Üniversitesi’nin de güvenliğini sağlıyor.
Tesis Yönetimi ile 6200 öğrencinin
7/24 güvende olmasını sağlayan Siemens,
192 yatak kapasiteli Koç Üniversitesi
Hastanesi’ne de bina otomasyonu hizmeti
veriyor.
Osmangazi Köprüsü,
Siemens Türkiye’nin yerleştirdiği
390 sensörle izleniyor.
70 km’lik tünelde Siemens imzası
Siemens’in zengin portföyü içinde tünel
otomasyon sistemleri de yer alıyor.
Siemens, bugüne kadar Türkiye’de farklı
lokasyonlarda 70 km’lik tünelin otomasyon
sistemlerini kurarak maksimum güvenlik
sağladı. Tünel Otomasyonu çözümlerinde
Siemens’in global yetkinlik merkezleri
arasında bulunan Siemens Türkiye tarafından devreye alınan Espiye-Sarp Otoyolu
Tünel Otomasyonu Projesi, dünyanın en
Siemens Türkiye, sunduğu
sistem ve çözümleri ile toplumun
güvenliğine, rahatına ve
mutluluğuna hizmet ediyor.
modern tünel otomasyon projelerinden biri
olarak kabul ediliyor.
Ayrıca Osmangazi Köprüsü ile birlikte açılışı
gerçekleştirilen İzmir-İstanbul otoyolundaki
üç şeritli Samanlı Tüneli’nde de Siemens
teknolojisi kullanıldı. Samanlı Tüneli
3,7 km ile Türkiye’nin en uzun otoyol tüneli
konumunda bulunuyor.
71
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
75,5 milyon TL
Siemens Türkiye’nin 2015 yılında çalışanları için ödediği SGK ve özel sağlık sigortası primi
11,2 milyon TL
2015 yılında Siemens Türkiye’nin çalışanları ve aileleri için ödediği
özel sağlık sigortası primi
72
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Siemens’te çalışan hakları
tam güvencede
Sosyal güvenlik politikası
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, sosyal
güvenliği herkesin yararlanacağı bir insan
hakkı olarak düzenler ve devletin asli
görevleri arasında sayar. Anayasa’nın
60. maddesine göre herkes sosyal güvenlik
hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği
sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı
kurar.
Anayasa’yla tanınan bu hak çerçevesinde,
her bireyin bu kapsama girmesi ve sosyal
güvenlik hizmetinin kalitesinin ve
sürdürülebilirliğinin artırılması için çeşitli
sosyal güvenlik reformları yapıldı. Sosyal
güvenliğe ilişkin harcamalar 2013’te gayrisafi
yurt içi hasılanın (GSYİH) %13,8’ine tekabül
ederken, sağlık harcamalarının oranı da ilk
kez 2013’te %5,4’ü buldu.
Fakat bu gelişmelerin yanı sıra, sürdürülebilir
bir emeklilik sistemi için kadınların işgücüne
katılımının artması ve kayıt dışı çalışma
oranının azalması gerekiyor. Ayrıca yaşlı
nüfusun ve yaşlı bağımlılık oranlarının artışı
konusunda etkin politikalar geliştirilmesine
ihtiyaç duyuluyor.
Diğer yandan, engelli bireylere yönelik
sosyal yardım programları giderek
çoğalırken, bu programların büyük bölümü
kurumsal ve yarı kurumsal bakım merkezleri
tarafından yürütülüyor.
10. Kalkınma Planı’ndaki Sosyal Güvenlik
Reformu, toplumun her kesimi için kural ve
standartların bütünlüğünü sağlamaya
yönelik önemli adımlar atıyor. Sosyal
güvenlik sisteminin kapsamı genişlerken,
finansal sürdürülebilirliğin yanı sıra yüksek
kaliteli hizmet sunumuna yönelik de ciddi
gelişmeler kaydediliyor.
Sürdürülebilirlik için öncelik
sosyal güvence
Çalışanlarına verdiği değeri temel bir ilke
haline getiren Siemens Türkiye, sosyal
güvenlikle ilgili yasa ve mevzuata
uyumluluğu sağlarken, ücret politikasını da
sektörün karşılaştırmalı ücret skalası
değerlendirmesine göre şekillendiriyor.
Siemens’te kadın çalışanlara sekiz hafta
doğum öncesi, sekiz hafta doğum sonrası
olmak üzere 16 hafta doğum izni veriliyor.
Mavi yakalı çalışanlar, yılda 270 çalışma
saatini aşmaları halinde, fazla mesai
ödemesi ile ödüllendiriliyor.
Türk hükümeti tarafından Mart 2011’den bu
yana desteklenen Bireysel Emeklilik Sistemi
henüz gündemde değilken, Siemens Türkiye,
çalışanlarının emekliliğini desteklemek üzere
1971’de kurulmuş bir organizasyona sahipti
(Siemens Vakfı). Bu organizasyonun,
aralarında Atos, Nokia Siemens Networks gibi
daha önce Siemens Türkiye bünyesi altında
yer alan şirketlerin çalışanları da dahil
1376 üyesi bulunuyor. Kurulduğundan bu
yana üyelerinden 566’sı emekli olan bu
organizasyonun mevcut aktif üye sayısı 650’ye
ulaştı. 2011’den bu yana geçerli olan Bireysel
Emeklilik Sistemi kapsamında ise Siemens,
1570 çalışanına prim ödeme katkısı sağlıyor.
Çalışanları için ödediği sigorta primi yılda
70,2 milyon TL’yi bulan Siemens Türkiye,
bunun yanı sıra çalışanlarına ek check-up
desteği ve özel sağlık kontrol programları da
sağlayan özel sağlık sigortası sunuyor. İki
aylık deneme süresi sonunda bütün mavi ve
beyaz yakalı Siemens çalışanları standart
sınırlı sağlık sigortası kapsamına giriyor.
Bu kapsamda Siemens 2015 mali yılında
5,1 milyon TL’lik ödeme gerçekleştirdi.
Siemens çalışanları isterlerse aile üyeleri için
de özel sağlık sigortası alabiliyor ve farklı
kapsamlar arasında tercih yapabiliyor.
2015 yılında Siemens çalışanlarının aile
üyeleri dahil 5553 birey sigortalandı ve
11,2 milyon TL prim ödendi.
Siemens’te kadın çalışanlara
8 hafta doğum öncesi, 8 hafta
doğum sonrası olmak üzere
16 hafta doğum izni veriliyor.
Siemens Türkiye, çalışanlarının
sosyal güvenliğinin yanı sıra
altyüklenicilerinin haklarını da
güvence altına alıyor.
Siemens Türkiye’de ayrıca Siemens AG
tarafından yürütülen Hayat Sigortası
Programı da bulunuyor. 1 Ocak 2013’ten
sonra çalışmaya başlamış, iki aylık deneme
süresini tamamlamış ve sınırsız süreli
sözleşmesi olan her çalışan bu programa
katılma hakkına sahip oluyor. 2335 çalışanın
dahil olduğu bu program kapsamında
Siemens Türkiye 2015 yılında 257.662 TL
prim ödemesi gerçekleştirdi.
73
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
> %80
Siemens Türkiye’de çalışanların şirkete bağlılık oranı
%18
Siemens Türkiye’deki hizmet süresi 15 yılın
üzerinde olan çalışan sayısı oranı
74
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Verimli bir şirket için
mutlu çalışanlar
Kaliteli çalışma ortamı yaratmak
Hem şirketlerin hem de ülkelerin gelişebilmesi insan kaynağına bağlı. Daha mutlu,
rahat ve sağlıklı çalışanlar, daha verimli işler
ortaya çıkararak hem ekonomiye hem de
şirketlerine daha fazla katkıda bulunuyorlar.
10. Kalkınma Planı’nda da bireylere uygun
çalışma ortamının sağlanması, ulusal
büyüme stratejileri arasında yer alıyor.
Planda, uygun çalışma koşulları sayesinde
üstün nitelikli iş gücünün ülkemize geleceği,
böylece büyümeye doğrudan katkı sağlanacağı, teknoloji geliştirme yeteneği ve
kurumsal kalite alanlarında da önemli
avantajlar elde edileceği belirtiliyor.
Özellikle gençlerin ve kadınların işgücüne
katılımı, işsizliğin, kayıt dışı işgücünün, iş
kazalarının, güvencesiz istihdamın azaltılması ve işgücü becerilerinin artırılması
Türkiye’nin gelişiminde en önemli konular
arasında yer alıyor. Bu doğrultuda Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca çeşitli
denetimler ve çalışmalar yapılıyor.
Esnek çalışma koşulları
Siemens Türkiye en önemli kaynağının
çalışanları olduğunun bilinciyle, çalışma
ortamının kalitesini sürekli artırmak için
projeler geliştiriyor. Başarısının temelinde
mutlu, sağlıklı ve şirkete bağlı insan kaynağının yer aldığına inanan Siemens, çalışanlarına esnek çalışma saati, ücretsiz izin, evden
çalışma gibi alternatif olanaklar sunarak
verimliliği artırıyor.
Haftalık çalışma süresi 45 saat olan ve her
gün 10.00-16.00 saatleri arasında ofiste
olmaları beklenen beyaz yakalılar, çalışma
saatlerini kendi sorumluluklarına göre belirleyebiliyorlar. Bunun yanında beyaz yakalı
çalışanların %15’i evden çalışma imkanından
yararlanıyor.
Türkiye’de ücretsiz izin hakkı yaygın olmasa
da Siemens Türkiye bu uygulamaya olanak
veriyor. Çoğunluğu doğum sonrası olmak
üzere, 2015’te 32, 2016 Temmuz ayına
kadar da 12 çalışan ücretsiz izin hakkından
yararlandı.
Şirketiyle gurur duyan çalışanlar
Tüm bu olanaklar, çalışanların şirkete bağlılığının artmasına yardımcı oluyor. Siemens’in
gerçekleştirdiği Global Bağlılık Araştırması’na
göre Türkiye’deki çalışanların şirkete bağlılık
oranı %80’in üzerindeyken, “Siemens’in
parçası olmaktan gurur duyanlar”ın oranı da
%84 olarak belirlendi. Global olarak Siemens
çalışan bağlılığı ise %86 düzeyinde.
Siemens Türkiye’de 15 yılın üzerinde hizmete
sahip olan çalışan sayısı oranı %18 düzeyinde.
2015’te işten ayrılma oranı da
3,8 olarak gerçekleşti. Tüm bu rakamlar
Siemens’te çalışan memnuniyetinin ve şirkete
bağlılığın yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Sahiplik kültürü yaratılıyor
Siemens Türkiye, sahiplik kültürü ve çalışanların bağlılıklarını ödüllendirme stratejisi
doğrultusunda, çalışanların Siemens hissedarı olmasını sağlıyor; şu anda yaklaşık
400 çalışan bu programa katılmış durumda.
7 şehirde 31 üniversitedeki
34.465 öğrencinin ve
7672 profesyonelin beğendiği ve
onlara cazip gelen şirketleri
belirleyen Universum’un
raporuna göre Siemens Türkiye,
hedefi olan 2.265 mühendislik
öğrencisi arasında enerji ve
endüstri sektöründeki ana
rakiplerini geride bırakarak
çalışılmak istenen bir şirket
olduğunu kanıtladı.
Çocuklu kadın çalışanlara her çocuk için ayda
960 TL’ye kadar kreş yardımı sağlanıyor.
Sunulan kaliteli iş ortamı
sayesinde Siemens Türkiye düşük
bir işten ayrılma oranına ve bağlı
çalışanlara sahip.
Şu anda 100’den fazla kadın çalışan bu
ödenekten yararlanırken, Siemens
Türkiye’nin bu ek faydaya ayırdığı bütçe yılda
2,1 milyon TL’yi buluyor.
Her zaman çalışanlarının yanında olan ve
onların hayatlarını kolaylaştırmaya odaklanan
Siemens Türkiye, işe gidiş gelişler için servis,
kafeterya, öğle yemeği, spor salonu ve sosyal
kulüp gibi olanaklar yanında, iş arkadaşlarının
aile üyelerinin cenazelerine katılmak isteyen
kişiler için servis aracı da temin ediyor.
Çalışanların 190’ı her gün sağlanan servislerle
Avrupa-Asya yakası arasında geçiş yapıyor.
75
Yaşam kalitesinin artırılması | B2S
İki aylık deneme süresini geçen ve sınırsız
süreli sözleşmeye sahip tüm Siemens çalışanları için hayat sigortası yaptırılıyor. Siemens
Vakfı’na üye olanlar Anadolu Hayat tarafından sigortalanıyor.
Bireylerin mutluluğu için doğru bir iş-özel
yaşam dengesi gerekiyor. Bu doğrultuda
Garanti Emeklilik Hobi Kulüpleri’ne katılan
Siemens Türkiye, 2016 yılında hobi kulüpleri
için 40.200 TL bütçe ayırdı. Fotoğraf, yelkencilik gibi hobi kurslarından İstanbul, Ankara
ve İzmir’de 530 çalışan faydalandı.
Sporun insanları en çok kaynaştıran aktivite
olduğu gerçeğinden hareketle Spor Festivali
kapsamında 2001’den bu yana Kartal kampüsünde bowling, voleybol, basketbol ve futbol
turnuvaları düzenleniyor. 2016 yılında turnuvalara 1818 çalışan katıldı. Bu turnuvalarda
dereceye girenler çeşitli kurumsal oyunlarda
diğer şirketlerin takım ve sporcularıyla karşılaşma imkanı buluyor.
Her çalışanın görüşü önemli
Çalışanlarının görüşlerine önem veren
Siemens Türkiye, 3i sistemi ile çalışanlarının
önerilerini alıyor. Bu sistem kapsamında kişi
başına ortalama 0,7 öneri sunulurken
bugüne dek kişi başına 0,18 öneri de hayata
geçirildi. Bu önerilerden sağlanan fayda
(EBIT) ise 1,48 euro olarak tespit edildi.
Şirket çalışanlarının birbiriyle iletişimini
güçlendirmek için kurulan iletişim platformu
Siemens Sosyal Ağı’nı (Siemens Social
Network) 3007 Siemens Türkiye çalışanının
2733’ü kullanıyor, bunların 1622’si ise aktif
kullanıcı.
Bugüne kadar çalışanlarının yaşam kalitesini
yükseltmek ve iş ortamının fiziksel ve davranışsal anlamda kalitesini artırmak için çalışan
Siemens Türkiye, bundan sonra da iyi bir iş
ortamı sağlamak ve bireylerin mutluluklarına
katkıda bulunmak için yeni aktiviteler ve
programlar tasarlamaya ve uygulamaya
devam edecek.
76
B2S | Yaşam kalitesinin artırılması
Siemens Türkiye, sahiplik kültürü ve
bağlılığı ödüllendirme stratejisi
doğrultusunda, çalışanların Siemens
hissedarı olmasını sağlıyor; şu anda
yaklaşık 400 çalışan bu programa
katılmış durumda. Program, katılmak
isteyen her çalışana açık.
77
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
“Siemens Türkiye, ürün ve hizmetleri,
kurumsal yönetim programları, sosyal
sorumluluk faaliyetleri, kadınlara ve
engelli çalışanlara eşit iş olanağı
stratejisiyle Türkiye’nin 2023 hedefleri
kapsamındaki dönüşümü destekliyor.
160 yıldır Türkiye’ye inanan Siemens,
ülke ekonomisine ve insanlara katkıda
bulunmaya devam edecek.”
Yusuf Bulut
Siemens Türkiye İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü
78
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
Toplumsal
gelişimin
desteklenmesi
79
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
5,06 milyon TL
Siemens Doğruluk İnisiyatifi, Etik ve İtibar Derneği (TEİD) tarafından başlatılan
Turkish Integrity Center of Excellence (TICE) projesine üç yıllık sürede
1,76 milyon dolar (5,06 milyon TL) katkı sağlayacak.
780.000 TL
Koç Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’na
2014-2016 yılları arasında sağlanan destek
80
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
Etik ve mevzuata uyumda
somut destek
Türkiye’de ve tüm dünyada daha adil bir rekabet ortamı
Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin pazardaki varlıklarını uzun süre koruyabilmeleri ve
iş hedeflerine ulaşmaları, ancak kalite ve fiyat
bazlı, adil bir rekabetle mümkün oluyor. Hem
akademisyenlerin hem de bağımsız kuruluşların yaptığı araştırmalar, şirketlerin, etik
olmayan uygulamalara karşı geliştirilmiş
uluslararası prensipleri ve standartları uygulayacak uzmanlığa nadiren sahip olduklarını
gösteriyor. Araştırmalara göre, Türkiye’nin
yerel ekonomisindeki öncü sektörlerde
mevzuat ihlallerinin sebep olduğu sosyoekonomik etkilere ilişkin tutarlı veriler bulunmuyor ve dolayısıyla bu alandaki iyileştirmeleri tarafsız olarak değerlendirmek mümkün
olmuyor. Birçok kurumun kendi etik standartlarının olmasına karşın, bu standartları şirket
kültürüne ve bu konudaki riskleri etkin
biçimde yönetecek prensiplere uyarlama
hususunda bir uyumluluk programı bulunmuyor. İş etiği, Türkiye’deki pek çok aile
şirketi ve KOBİ’ler için ölçülebilir, raporlanabilir ve yönetilebilir bir değer olmaktan
ziyade, bir sosyal beceri olarak kalıyor.
Etik olmayan uygulamalara karşı duruş
Siemens, dünyanın dört bir yanında pek
çok farklı sektörle iş yapıyor ve bu işlerin
tamamının hem kendi “İş Yapış İlkeleri”ne
hem de kanunlara tam uyumluluk göstermesini sağlamak amacıyla bir “Mevzuata
Uyum Sistemi” geliştirdi. Şirket genelinde
mevzuata uyumluluk risklerine karşı
koruma sağlamak için kurulan sistem, üç
ana temel üzerinde yükseliyor: Önleme,
Saptama ve Karşılık Verme.
Mevzuata Uyum Sistemi’ni sürekli geliştiren
şirket, böylelikle global iş süreçlerinde sürekli
değişen gereksinimlere daha başarılı biçimde
ayak uyduruyor. Web tabanlı uyumluluk
eğitimlerine tüm Siemens çalışanlarının katılım
zorunluluğu bulunuyor. Tüm personel,
mevzuata uyumla ilgili konu başlıkları hakkında
düzenli olarak eğitime tabi tutuluyor.
Etik ve Mevzuata Uyum konusunda kurumları
ve projeleri kolektif çalışma ve eğitimlerle
destekleyen Siemens, bu amaçla Siemens
Doğruluk İnisiyatifi (Siemens Integrity
Initiative) adında global bir program da
başlattı. Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım
Bankası ile 15 yıllık bir anlaşmaya imza atan
inisiyatif, bu sözleşme çerçevesinde etik
olmayan uygulamalarla mücadeleye
toplamda 100 milyon doların üzerinde yatırım
yapmayı planlıyor. İnisiyatif, özellikle objektif
ve ölçülebilir sonuçlar gösterebilen, ölçeklenebilir ve farklı alanlara yeniden uyarlanabilir
niteliğe sahip, iş ortamına doğrudan etki
eden projeleri desteklemeye odaklanıyor.
Siemens Doğruluk İnisiyatifi’nin Türkiye’de
desteklediği projelerin başında, Etik ve İtibar
Derneği (TEİD) tarafından başlatılan Turkish
Integrity Center of Excellence (TICE) projesi
geliyor. Siemens, ülkedeki adil rekabet
ortamını güçlendirmeyi hedefleyen bu
projeye üç yıllık sürede 1,76 milyon dolar
(5,06 milyon TL) katkı sağlayacak. Türkiye’de
bu alandaki riskleri etkin biçimde yönetmek
için gerekenleri tespit edip eyleme geçecek
olan proje, aynı zamanda özel sektördeki
mevzuata uyum ihlalleriyle de mücadele
Siemens dünyanın dört bir
yanında sürdürdüğü çalışmaların
tamamının hem kendi “İş Yapış
İlkeleri”ne hem de kanunlara tam
uyumluluk göstermesini
sağlamak amacıyla bir “Mevzuata
Uyum Sistemi” geliştirdi.
Siemens Doğruluk İnisiyatifi
mevzuata uyum risklerini etkin
biçimde yönetmek için gerekenleri
tespit edip eyleme geçirecek. Aynı
zamanda özel sektördeki mevzuata
uyum ihlalleriyle de mücadele edecek.
edecek. Böylelikle var olan uluslararası etik
standartların ülkemizde uygulanma potansiyeli artırılacak.
Siemens Türkiye ayrıca, her yıl 600 kişiye
doğrudan ulaşan Koç Üniversitesi Kurumsal
Yönetim Forumu’nun 2014 yılından bu yana
özel sponsorluğunu üstleniyor. Forum’a
sağlanan destek 2014-2016 yılları arasında
780.000 TL’ye ulaştı.
81
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
160 yıl
Siemens Türkiye, faaliyete başladığı günden bu yana
topluma karşı sorumluluk ilkesiyle hareket ediyor.
330.000 TL
8000 saat
Siemens Türkiye’nin sadece sanat alanında
100’den fazla genç yeteneğe her yıl dağıttığı
burs ve ödül miktarı
Siemens Türkiye çalışanlarının 2015 yılında
gönüllü çalışmalara ayırdığı toplam süre
82
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
Sürdürülebilir fayda ile
güçlenen bir toplum
Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri
Ulusal düzeyde sosyal dayanışmayı
sağlamak, pek çok farklı göstergede iyileştirmeler yapılmasını gerektiriyor. Türkiye de
10. Kalkınma Planı kapsamında belirlediği
temel hedeflerle, bu anlamda önemli
adımlar atıyor. İşsizlik oranını düşürmek;
mesleki eğitimleri, kadınlara yönelik istihdamı, kişi başı gayrisafi yurt içi geliri
artırmak; yoksulluk oranını düşürmek gibi
hedefler planda önemli yer tutuyor. Ayrıca,
şehirleşmek, engelli bireyler için iş olanaklarını ve sivil toplum kuruluşlarına katılımı
artırmak da hedefler arasında yer alıyor.
Fakat sosyal dayanışma için sadece devletlerin değil, özel sektörün de sorumluluk
alması gerekiyor.
Her ne kadar kurumsal sosyal sorumluluk
(KSS) çalışmalarının tek başına %100 sosyal
dayanışma sağlaması mümkün olmasa da
şirketler bu projelerle hem kendilerine hem
de topluma fayda sağlıyor. James EpsteinReeves’in Forbes için yazdığı makalede bu
durum “hem devlet hem de özel sektör için
kazan-kazan” olarak nitelendiriliyor.
Öyle ki, günümüzde hissedarlar açısından bir
şirketin değeri ve algısı dahi KSS ve sürdürülebilirlik etkinlikleriyle şekilleniyor. Boston
Consulting Group, “Sürdürülebilir Bir Gelecek
için Yatırım” raporunda, yatırım şirketi
yönetim kurulu üyelerinin neredeyse
%60’ının yetersiz bir sürdürülebilirlik istatistiği olan şirketlerdeki yatırımlarına son
vermek istediklerini belirtiyor. Kenexa Yüksek
Performans Enstitüsü tarafından 2015 yılında
gerçekleştirilen bir diğer araştırma ise
kurumsal sosyal sorumluluk alanında gerçek
bir bağlılık gösteren şirketlerin, KSS’yi göz
ardı edenlere oranla çok daha fazla başarı
sağladığını gözler önüne seriyor. Bu araştırmaya göre, KSS’ye yoğunlaşan kurumlar,
aktif kârlılıkta diğerlerine göre 19 kata kadar
daha iyi performans gösteriyor.
Çok-uluslu ve yerel pek çok şirketin faaliyet
gösterdiği global bir pazarda, kurumları,
içinde bulundukları toplumlardan ayrı
düşünmek mümkün değil. Dolayısıyla şirketlerin topluma katkısı finansal ölçekte kısıtlı
kalmıyor; kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da zenginleşiyor.
Yetki ve kaynakları doğrultusunda odaklandığı alanlarda, topluma sürdürülebilir katkı
sağlamayı kendine ilke edinen Siemens
Türkiye, sosyal sorumluluk faaliyetlerini
160 yıldır kesintisiz sürdürüyor. 1. Dünya
Savaşı sırasında Kızılay’a bir X-ray cihazının
bağışlanması gibi örneklerle başlayan bu
süreç, günümüzde de artarak devam ediyor.
Siemens Türkiye’nin KSS stratejisi üç ana
sütun üzerinde yükseliyor: Teknolojiye Erişim,
Eğitime Erişim, Sürdürülebilir Topluluklar.
Toplumsal gelişime kurumsal destek
Global nitelikte müzik eğitimine erişimi
olmayan genç yeteneklere burs ve ödül
vermek için yirmi yıla yakın süredir düzenlenen Siemens Türkiye Opera Yarışması,
şirketin Sürdürülebilir Topluluklar ilkesinin
Türkiye’deki yansımalarından biri olarak öne
çıkıyor. Siemens Türkiye şimdiye kadar
100’den fazla genç yeteneğe, yılda yaklaşık
330 bin lira değerinde burs ve ödül dağıttı.
Siemens Türkiye’nin kurucu üyesi
olduğu Etik ve İtibar Derneği’ne
(TEİD) üye olan 135 şirketin
toplam gelirleri, 145 milyar dolar
ile Türkiye’nin gayrisafi yurt içi
hasılasının %14’ünü oluşturuyor.
Siemens Türkiye ayrıca, sosyal
sorumluluk çalışmaları
doğrultusunda Uluslararası
Yatırımcılar Derneği (YASED),
Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği
(TEDAR) ve Türkiye Kalite Derneği
(KALDER) gibi derneklerde de
kurucu üye olarak yer alıyor.
Siemens Türkiye 2004 yılından bu yana
modern sanatı da destekliyor. Sanat galerisiyle modern sanat eserlerinin sergilenmesini
sağlayan şirket, 2004 ile 2013 arasında galeriye yılda yaklaşık 130 bin TL destek sağladı.
Toplumsal sorunlara çare olabilecek girişimlerle toplumu destekleme stratejisini benimseyen Siemens Türkiye, şu anda ülkenin en
önemli problemlerinden biri olan mülteci
sorununa yönelik çalışmalar da yapıyor.
10 Mart 2016’da açıklanan bilgiye göre
Türkiye’de 2.733.784 Suriyeli mülteci bulunuyor. Zorlu yaşam koşulları, göçün
dramatik etkileri, yeterli Türkçe anlayıp
konuşamama gibi sorunlar mülteci çocukların eğitimini de olumsuz etkiliyor. Bu
soruna bir çare bulmak üzere erken çocukluk
ve yetişkin eğitimi alanında uzman olan
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile bir araya
gelen Siemens Türkiye, Suriyeli Mülteci
Çocukları İçin Yaz Anaokulları Programı
projesine imza attı. Bu program, okul çağındaki 60 çocuğu ve annelerini, 2016 yaz
83
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
döneminde 10 haftalık bir program ile
gelecek eğitim öğretim yılına hazırladı.
Global nitelikte bir müzik
eğitimine erişimi olmayan
genç yeteneklere burs ve ödül
vermek için yirmi yıla yakın
süredir düzenlenen Siemens
Türkiye Opera Yarışması,
şirketin Sürdürülebilir
Topluluklar ilkesinin
Türkiye’deki yansımalarından
biri olarak öne çıkıyor.
Kolektif çalışmanın gücüne inanan Siemens
Türkiye derneklerle de ortak çalışmalar gerçekleştiriyor. Gelirlerinin toplamı 200 milyar doları
aşan 250’nin üzerinde kurum, Siemens
Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Etik ve İtibar
Derneği (TEİD) kolektif eylem bildirgesine
imza attı. TEİD 1500 üniversite öğrencisi ve
1000 aile şirketine yönelik olarak mevzuata
uyum atölyeleri de düzenledi.
Gönüllülük çalışmaları
Siemens Türkiye’de yürütülen gönüllülük
çalışmaları 2015 yılında 8000 saate ulaşırken
bu kapsamda yapılan çalışmalar arasında
Darüşşafaka Robot Kulübü’ne Siemens
tarafından verilen mühendislik desteği,
Endüstri 4.0 ve sürdürülebilirlik gibi konularda Siemens Türkiye yöneticilerinin üniversitelerde verdiği konferanslar da yer alıyor.
Siemens Türkiye bünyesindeki gönüllü
faaliyetlerden bir diğeri de Siemens Arama
Kurtarma Ekibi (SAKE). Ekip, başta Van
depremi ve İstanbul’daki sel felaketi gibi
doğal afetler olmak üzere, 2001’den bu yana
Türkiye’de yaşanan doğal afetlerde arama ve
kurtarma çalışmalarına destek oldu.
Şirket bünyesinde kan bağışı yapan personel
sayısı ise 2012’den bu yana 393’e ulaştı.
Bunun yanında Çeşitlilik Kulübü’nün destek
sağladığı Down Cafe ve düzenlenen Daha
Güçlü Kadınlar Semineri de gönüllülük çalışmaları arasında yer alıyor.
Eğitime ve teknolojiye erişim
Siemens Türkiye tarafından yapılan bağışların
%95’inden fazlası eğitim alanında gerçekleşiyor. 2015 yılında, üniversitelere toplam
değeri 1 milyon 200 bin TL’yi aşan Siemens
ekipmanı ve PAC enerji analizörü bağışlandı.
Ayrıca, bilim ve teknolojinin eğitim, çevre ve
üretim alanlarındaki etkilerini anlatan, özellikle çocukları ve gençleri hedefleyen “Bilim
Tüneli” etkinliğinin 2015 yılı sponsorları
arasında Siemens Türkiye de yer aldı.
84
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
“Sürdürülebilirlik, Siemens’in ana faaliyet
prensibi ve şirketimizde sürdürülebilirlik
ilkelerimizi, sırasıyla ‘insan, çevre ve
kârlılık’ (people, planet, profit) olarak
belirledik. Topluma Katkı raporu ise
şirket olarak bu ilkeler doğrultusunda
ülkemize yaptığımız katkıyı
gösterebilmenin en iyi yollarından biri.”
Esra Kent
Siemens Türkiye CSO’su (Chief Sustainability Officer)
85
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
35
Siemens Türkiye çalışanlarının yaş ortalaması
1/5
Siemens Türkiye’de her
beş yöneticiden biri kadın
86
%23,8
Siemens Türkiye’deki kadın çalışanların oranı
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
Herkes için
fırsat eşitliği
Daha zengin bir iş kültürü
Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için
fırsat eşitliği yaratmak gerekiyor.
Türkiye’nin 10. Kalkınma Planı’na göre
bunun yolu kamu hizmetlerine erişimi
kolaylaştırıp, istihdamı artırmak ve yoksullukla mücadele etmekten geçiyor.
Bu bağlamda çeşitli konu başlıklarında
gelişme kaydedilmekle birlikte, sosyal politikalar, destek ve yoksulluğu önleme alanlarında daha fazla etki yaratacak, entegre bir
sosyal politika oluşturulması gerekiyor.
Bunun da ötesinde, sosyal politikaların
herkes için fırsat eşitliği yaratacak şekilde
biçimlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Fırsat eşitliğinin kritik noktalarından biri,
cinsiyet ayrımı yapılmaması. Ülkemizde
kadınların işgücüne katılımı artırılarak fırsat
eşitliği yaratmak üzere bazı adımlar atılıyor,
fakat Avrupa Komisyonu Çalışma Grubu
Türkiye 2015 Raporu’na göre bu adımlar
henüz yeterli seviyede bulunmuyor.
Çeşitlilik başarıyı getiriyor
İstihdamda fırsat eşitliğinin, çalışanlara
ayrımcılık ve tacizden arınmış bir iş ortamında sorumluluklarını yerine getirme
imkanı sunduğuna inanan Siemens
Türkiye’de işgücünün %23,8’i kadınlardan
oluşuyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (International
Labour Organization ILO) tarafından
2015 yılında yayınlanan raporda yönetici
konumundaki kadınların oranı %12,2 olarak
açıklanırken, bu oran Siemens Türkiye’de
%21,2; diğer bir deyişle, yaklaşık her beş
yöneticiden biri kadın.
Diğer taraftan, mavi yakalı çalışanlarda
kadınların oranı %13,21, mühendislerde
%18,94’e yükseliyor.
Kadınlara ve engelli bireylere karşı pozitif
ayrımcılığı destekleyen şirket; aynı konum
için, aynı becerilere sahip adaylar
arasında kadın ya da engelli çalışanları işe
almayı tercih ediyor. Siemens Türkiye,
gelecek yıllarda işgücündeki kadın oranını
ve kadın mühendis sayısını artırmayı
hedefliyor.
Kadınlar ve engelliler için uyguladığı
pozitif ayrımcılık, Siemens Türkiye’ye çeşitli
ödüller de getirdi. PwC’nin yaptığı denetim
sonucunda KAGİDER’den “Fırsat Eşitliği
Sertifikası” almaya hak kazanan ilk şirket
olan Siemens Türkiye, 2013 yılında da
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca
verilen “İş Hayatında Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Ödülü”nün sahibi oldu.
Yaş açısından da Siemens Türkiye, ülkemizin genç nüfusunu yansıtan, dinamik bir
işgücüne sahip bulunuyor. Çalışanların
%52’si 35 yaşın altında; %23’ünün yaşı ise
25-30 aralığında bulunuyor. Genç çalışanların sayısının 2011’den bu yana %13 arttığı
görülüyor.
Siemens Türkiye bünyesinde
kurulan Çeşitlilik Kulübü,
tüm çalışanlar için ayrımcılıktan
uzak, makul bir iş ortamı
yaratmayı hedefliyor.
Siemens Çeşitlilik Konseyi ve Kulübü
Siemens Türkiye’nin çeşitlilik konusundaki
en önemli girişimlerinden biri, 2011 yılından
bu yana bilinçlendirme çalışmaları yapan
13 ayrı ulustan insanın çalıştığı
Siemens Türkiye’de 20 farklı dil
konuşuluyor. Siemens “İş Yapış
İlkeleri”nde ayrımcılık yasaklanıyor.
Siemens Çeşitlilik Konseyi. Şirket içinde bu
amaçla 2012 yılında kurulan Çeşitlilik
Kulübü’nün üye sayısı da 215’i aşmış
durumda. Bu oluşumlar, en büyük avantajlarımızdan biri olan çeşitliliğin farkındalığını
artırıcı, cinsiyet, kültür, kuşak, fikir ve
fiziksel engel olmak üzere tüm personel için
ayrımcılıktan uzak, makul bir iş ortamı
yaratmayı hedefliyor.
Çeşitlilik Kulübü sayesinde kampüsümüz
çeşitli açılardan iyileştirildi. Hamile kadınlar
için özel otopark alanlarının hayata geçirilmesi, anneler için anne odalarının açılması
Siemens Türkiye’nin
2023 hedefi
•Kadın yönetici sayısını
%30’a çıkarmak
87
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
ve ATM lerin engelli bireylere uygun olarak
değiştirilmesi bunlardan bazıları.
Çeşitlilik Kulübü’nün çalışmaları arasında,
anne olan kadın çalışanlarımıza ve eşini
kaybeden babalara çocuklarının günlük
bakımı için mali destek sağlamak da yer
alıyor. Çalışma ortamı koşullarını engelli
çalışanlarımız için iyileştiren Kulüp, ayrıca
açık pozisyon ilanlarının değiştirilmesi ile
engelli olsun olmasın herkesin başvurusuna açık olduğunu belirtilerek tüm çalışanların eşit şartlarda olduğunu bir kez
daha hatırlatıyor.
Down sendromu olan kişilerin çalışabildiği
Down Café’ yi ve Karanlıkta Diyalog sergisini ziyaret eden Çeşitlilik Kulübü, ayrıca
üniversitelerdeki engelli ve yetenekli
kişilere ulaşabilmek adına doğru kontakt
kişilere ulaşmayi da başarıyor.
Çalışan çeşitliliğine tam destek veren
Siemens Türkiye’de 13 ayrı ulustan insan
çalışırken, 20 farklı dil konuşuluyor.
Şirkette işe başlayan herkesin, “İş Yapış
İlkeleri”ni imzalaması gerekiyor. İlkelerin
A2 maddesinde, ayrımcılık yasaklanıyor.
Bu İlkeler Siemens Türkiye’nin her bireyin
kişiliğine, mahremiyetine ve temel
haklarına saygı duyduğunu; ayrımcılığın
hiçbir türüne göz yumulmayacağını
belirtiyor.
88
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
Cinsiyet eşitliğine verdiği önem ve
kurum içi politikaları sayesinde
2012 yılında KAGİDER tarafından
“Fırsat Eşitliği Sertifikası” ile ödüllendirilen
Siemens Türkiye, 2013 yılında da
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca
verilen “İş Hayatında Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği Ödülü”nün sahibi oldu.
89
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
2013
2015
2016
TCDD’ye Türkiye’nin ilk
çok yüksek hızlı treni
teslim edildi
Türkiye’nin ilk H-sınıfı
gaz türbini kuruldu
Siemens Türkiye’nin
160. yılı
2011
Siemens’in
Türkiye’deki ilk rüzgar
santrali kuruldu
2009
2009
2000
1980
Gebze ve Ankara’daki
Ar-Ge Merkezleri açıldı
Türkiye’nin ilk LEED Gold
sertifikasına sahip
fabrikası Gebze’de açıldı
Siemens Sanayi ve
Ticaret A.Ş. kuruldu
Şükrü Saraçoğlu,
Ali Sami Yen,
Alsancak ve Avni Aker
stadyumlarının
elektrifikasyon projesi
gerçekleştirildi
1959
1961
1971
1970
Siemens-KOÇ Holding
ortaklığı ile Simko kuruldu
Siemens Kartal Fabrikası
faaliyete geçti
Efes Antik Kenti’nin
elektrifikasyon
projesi
gerçekleştirildi
Keban Barajı’na
jeneratör temin
edildi
1927
1907
1906
1856
Elektro-Siemens
radyolarının satışı için
Galata’da Radyo Türk
şirketi kuruldu
Siemens&Halske’nin
Viyana ofisine bağlı
Siemens&Halske İstanbul
ofisi açıldı
Türkiye’nin ilk
elektrik santrali
Dolmabahçe,
Gazhane’de açıldı
Osmanlı
İmparatorluğu’nun
ilk telgrafı
Siemens&Halske
tarafından kuruldu.
1950
Seyhan Barajı’nın
elektrifikasyon projesi
gerçekleştirildi
160 yıl
Siemens’in Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye
Cumhuriyeti’ne uzanan yolculuğu
90
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
Türkiye için,
Türkiye ile birlikte büyümek
Yaşamın her anına dokunan çözümlerle 160 yıllık yolculuk
Yeni kurulan işletmelerin hepsinin temelinde
büyük hayaller ve hedefler yatıyor: Zaman
içinde büyümek, gelişmek, belki farklı bölgelere ya da ülkelere ulaşmak.. Ama hedeflere
ulaşmanın yolu, sadece hayal kurmak ve
çalışmaktan değil, sürdürülebilir büyümeyi
sağlamaktan da geçiyor. Mevcut koşulları iyi
değerlendirmenin yanı sıra vizyon sahibi
olarak geleceğe de odaklanmak gerekiyor.
Bunu başaran şirketler ayakta kalmanın
ötesinde, sürekli büyüyerek asırları geride
bırakabiliyor.
Öte yandan, sadece bireylerin ya da toplulukların değil, hükümetlerin de güvenilir
işletmelerin desteğine ve katkılarına
ihtiyacı var. Bu noktada özel sektörde iş
yapan şirketlerin “istikrarlı ve güvenilir
birer iş ortağı” profiline sahip olmaları
büyük önem taşıyor. Çünkü ülkelerin
altyapılarını iyileştirmek ve ulusal
kalkınma hedeflerine ulaşmak açısından
özel sektör ile kamu işbirliği hayati önem
taşıyor. Tıpkı Siemens’in 160 yıldır
Türkiye’de yaptığı gibi…
160 yıldır Türkiye’nin yanında
Ülkelerin gelişiminde teknoloji ve altyapı
hizmetleri kadar bilgi birikimi, deneyim,
eğitimli genç nesiller, araştırma-geliştirme
çalışmaları da önemli rol oynuyor.
Siemens, tüm birikimi ve uzmanlığıyla
160 yıldan beri Türkiye’ye hizmet veriyor;
Türkiye ile birlikte büyüyor.
1847’de Werner von Siemens tarafından
Almanya’da kurulan Siemens, bundan
sadece dokuz yıl sonra Anadolu topraklarına
geldi. Tanzimat ve Islahat dönemlerindeki
modernleşme çabasının bir parçası olmak
üzere Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk telgraf
sistemini (1856) ve ilk telefon hattını (1881)
kuran Siemens, İmparatorluğu ve daha
sonra da genç Türkiye Cumhuriyeti’ni buhar
makinesi, dinamo, X-ray cihazı gibi ürün ve
çözümlerle tanıştırdı.
Siemens ayrıca, bu topraklardaki ilk enerji
santralini (1906, Dolmabahçe Gazhane),
çeşitli demiryolu hatlarını, demir-çelik
tesislerini, aydınlatma sistemlerini kurdu.
1856-1923 yılları arasında Osmanlı
İmparatorluğu’nda iletişim, ulaşım ve
enerji alanında birçok yatırımı ilk kez
gerçekleştiren Siemens, Osmanlı Devleti
ile karşılıklı güvene dayanan bir ilişki
içerisindeydi.
Genç Cumhuriyet’in de güvendiği şirket
Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadığı zorlu
dönemlerde bile hizmetlerini kesintisiz
sürdüren Siemens, aynı topraklar üzerinde
filizlenen Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna da tanıklık etti. Kurtuluş Savaşı’na
taşınabilir X-ray cihazları ve dinamolar gibi
çözümlerle destek veren Siemens, kurulan
yeni Cumhuriyet’in de en güvendiği
markalardan biri oldu. 1924 yılında,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve
dönemin Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa
Kemal imzasını da taşıyan bir Bakanlar
Kurulu kararı, bu güvenin en somut örneklerinden biriydi: İstanbul Vakıf Gureba
Hastanesi’nin ihtiyaç duyduğu X-ray
cihazları, Siemens tarafından temin edildi.
1847’de Werner von Siemens
tarafından Almanya’da
kurulan Siemens, bundan
sadece dokuz yıl sonra
Anadolu topraklarına geldi.
Asırlara meydan okuyan işbirliği
Siemens’in modern Türkiye’ye katkısı,
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana
kesintisiz devam ediyor. Örneğin, 1927’de
Elektro-Siemens radyolarını satmak üzere
Radyo Türk şirketi kuruldu; 1950’de
Seyhan Barajı’nın elektrifikasyonu yapıldı;
1971’de Efes Antik Kenti Siemens tarafından aydınlatıldı; 1972’de Keban
Barajı’nın jeneratörleri Siemens tarafından temin edildi.
Bu süreçteki en önemli gelişmelerden biri
de 1959 yılında Türkiye’nin en güçlü iş
gruplarından Koç Grubu ortaklığı ile Simko
şirketinin kurulması oldu. 1961’de
Simko’nun Kartal’daki ilk fabrikası hizmete
girdi. Simko, mobil şebekelerden ulaşım
projelerine kadar pek çok başarılı çalışmaya imza attı ve 2000 yılında yerini
Siemens Türkiye’ye bıraktı.
91
Toplumsal gelişimin desteklenmesi | B2S
Yeni isim, değişmeyen güven:
Siemens Türkiye
Simko ortaklığının sona ermesinin ardından
resmi unvanı Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş.
olan Siemens Türkiye, çalışmalarına aynı hız
ve kararlılıkla devam etti.
2009’da 100 milyon euro yatırımla
Türkiye’nin ilk LEED Gold (Yeşil Bina) sertifikalı üretim tesisini açtı. Siemens, aynı yıl
hem İstanbul’da hem de Ankara’da yerleşik
Ar-Ge merkezlerini hayata geçirdi. Siemens
türbinlerinin Türkiye’de kullanıldığı ilk rüzgar
santrali Mahmudiye Rüzgar Enerjisi Santrali,
2011’de açıldı. Türkiye’nin ilk çok yüksek hızlı
treni 2013’te yine Siemens tarafından
TCDD’ye teslim edildi ve Konya-Ankara
hattında çalışmaya başladı. Dünyanın halen
en verimli doğal gaz türbini olan H-sınıfı
türbinler de Türkiye’de ilk kez 2015 yılında
Siemens tarafından Cengiz Enerji Samsun
Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali’nde
kullanıldı.
İşbirliğinin gücüne inanan Siemens Türkiye;
Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği
(TÜSİAD), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
(DEİK), Alman ve Türk Ticaret ve Sanayi
Odası (AHK) gibi STK’lara üye olmanın yanı
sıra Etik ve İtibar Derneği (TEİD), Uluslararası
Yatırımcılar Derneği (YASED), Tedarik Zinciri
Yönetimi Derneği (TEDAR) ve Türkiye Kalite
Derneği (KALDER) gibi derneklerde de
kurucu üye olarak yer aldı.
Siemens, Türkiye’nin dört bir yanında yer
alan gurur verici projelerinin yanı sıra
toplumsal katkıya da odaklanıyor. 18 yıldır
düzenlenen ve genç opera sanatçılarını
dünya sahnelerine taşıyan Siemens Opera
Yarışması’ndan Darüşşafaka Robot
Kulübü’ne, modern sanata yönelik Siemens
Sanat Sınırlar Yörüngeler Yarışması’ndan
çeşitli üniversite öğrencilerine verilen
düzenli burslara, Troya kazılarından Suriyeli
mülteci çocukların eğitimine yönelik olarak
AÇEV’le gerçekleştirilen projelere kadar,
toplumsal hayatın birçok noktasında insan
yaşamına doğrudan dokunuyor.
92
B2S | Toplumsal gelişimin desteklenmesi
İşbirliğinin gücüne inanan
Siemens Türkiye; Türkiye Sanayicileri ve
İşadamları Derneği (TÜSİAD),
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK),
Alman ve Türk Ticaret ve Sanayi Odası
(AHK) gibi kurumlara üye olmanın yanı
sıra Etik ve İtibar Derneği (TEİD),
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED),
Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği (TEDAR)
ve Türkiye Kalite Derneği (KALDER) gibi
derneklerde de kurucu üye olarak yer aldı.
93
Sonuç | B2S
Sonuç
Daha parlak bir geleceğe doğru
Topluma Katkı Raporu, Siemens’in 160 yıldır Türkiye’nin sürdürülebilir gelişimine verdiği desteği ölçümlemek ve ortaya
koymak için hazırlandı. Raporu hazırlarken Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi’nin Etki Ölçüm Sistemi’ne dayanarak,
Siemens Türkiye’ye özel bir metodoloji geliştirildi. Bu metodoloji sayesinde hem şirket içinde ilerlemenin değerlendirilmesi
hem de şirket dışındaki paydaşların bilgilendirilmesi amaçlandı.
Ekonominin
güçlendirilmesi
Yetenekli işgücünün
artırılması
İnovasyonda
ilerleme
Siemens, Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasıla
(GSYİH) oranına somut katkısının yanında yeni
iş alanları yaratarak, istihdama katkıda
bulunarak, sunduğu teknolojiler ve verimlilik
sistemleriyle tüm endüstrilerin üretkenliğini
destekleyerek ve Türkiye’nin enerji ithalatına
olan bağımlılığını azaltmasına yardımcı olarak
ülke ekonomisinin gelişmesine ve toplumun
refah düzeyinin artırılmasına destek oluyor.
160 yıldır Türkiye’de bulunan ve “yabancı
kökenli bir Türk şirketi” olarak tanınan Siemens,
bundan sonra da yeni yatırımlarıyla
yerlileşmeye ve ihracata destek olarak,
KOBİ’lerin teknolojik olarak gelişmesine yardım
ederek, yeni finansman olanakları sunarak
ekonomiye katkılarını sürdürecek.
Siemens Türkiye, 40 bin kişiye doğrudan,
dolaylı ve teşvik edilen istihdam sağlayarak
Türkiye’nin işgücü piyasasına katkıda
bulunuyor. Özellikle dijitalleşmeyle birlikte
ihtiyaç duyulan yeni becerilerin geliştirilmesi
için çalışanlarına ve iş ortaklarına yönelik
eğitim faaliyetlerine büyük önem veren
Siemens Türkiye, geleceğimizin, öğrenim
çağındaki gençlerin elinde olduğu bilinciyle,
öğrencilere maddi ve manevi destek sağlıyor.
Siemens Türkiye, öğrencilere olan desteğini ve
daha fazla mesleğin yerlileştirilmesine yönelik
çalışmalarını sürdürecek.
Siemens Türkiye, Ar-Ge’ye verdiği önemle pek
çok yeniliğe öncülük yapıyor. Siemens
teknolojileri çok sayıda sektörün gelişimi ve
verimliliğinin artırılması açısından önemli
katkılar yaratıyor. Ar-Ge projelerini özellikle
sanayi ve enerji otomasyonu alanında
yoğunlaştıran Siemens Türkiye, daha fazla
alanda proje üretmenin gerekli olduğunun
bilinciyle araştırma ve sağlık gibi diğer
konulara da ağırlık vermek üzere çalışmalarını
sürdürüyor.
Türkiye’nin Endüstri 4.0 devriminin getireceği
avantajlardan faydalanması için bütün
gücüyle çalışan Siemens Türkiye, bu alandaki
bilgilendirme çalışmalarına ve yeni projelere
imza atmaya devam edecek.
94
B2S | Sonuç
Çevre ve
sürdürülebilirlik
Yaşam kalitesinin
artırılması
Toplumsal gelişimin
desteklenmesi
Sunduğu çevre dostu ve enerji verimliliğini
artıran ürün ve hizmetlerle çevre ve
sürdürülebilirliğe katkıda bulunan Siemens
Türkiye, kendi CO2 emisyonunu ve su
tüketimini azaltacak çalışmalarla çevreye olan
etkisini en aza indiriyor. Siemens AG’nin
2030 yılında karbon-nötr bir şirket olma
hedefi bulunuyor. Siemens Türkiye, ülkenin
2023 vizyonuna paralel olarak Siemens
globalden daha önce karbon-nötr seviyesine
geçmek üzere çalışmalarını sürdürüyor. Ayrıca
az ve düşük rüzgarlı bölgeler için geliştirdiği
yeni türbin sistemleriyle Türkiye’nin rüzgar
gücünü artırarak yenilenebilir kaynaklardan
elde edilen enerjinin %30’a çıkarılması
hedefine katkıda bulunuyor.
Türkiye’nin ilk LEED Gold sertifikalı fabrikasına
sahip olan Siemens Türkiye, bundan sonra da
yatırımlarında çevreye etkinin en aza
indirilmesi koşuluna uygun davranarak
çevrenin korunmasına destek olacak.
Türkiye’nin en büyük ve en önemli projelerine
sunduğu teknolojiler ve hizmetlerle enerjiden
sağlığa, ulaşımdan altyapı ve güvenliğe kadar
birçok alanda toplumun hayat kalitesini
yükseltmek için faaliyet gösteren
Siemens Türkiye, kendi çalışanlarının da
hak ve çıkarlarını gözeten adil bir şirket
konumunda bulunuyor. Yüksek çalışan
bağlılığına sahip olan şirket, çalışma ortamını
geliştirecek, çalışanlarının hayatlarına pozitif
etki ederek mutluluklarını artıracak projelerini
ve çalışan haklarını koruyan politikalarını
tavizsiz sürdürürken toplumun rahatına ve
güvenliğine katkıda bulunan yeni teknolojiler
geliştirmeye de devam edecek.
Siemens Türkiye, kurumsal yönetim ve
mevzuata uyum çalışmaları ve ayrıca KSS
projeleriyle ülkenin sosyo-ekonomik gelişimine
katkıda bulunuyor. Eğitim, sağlık, sanat
alanlarına verdiği önemli desteklerle adından
söz ettiren Siemens Türkiye, şu anda ülkenin
karşılaştığı en önemli zorluklarından biri
konumunda bulunan mülteci sorununun
çözümüne katkı sağlamaya yönelik projeler için
de STK’larla işbirliği yapıyor.
Etik ve Mevzuata Uyum konusunda bugüne
kadar gösterdiği kararlılığı ve gerçekleştirdiği
çalışmaları yeni projeler ve yatırımlarla devam
ettirmeyi hedefleyen Siemens Türkiye, bu
konuda diğer şirketlerle kolektif çalışmalarını
sürdürüyor.
Fırsat eşitliğini kurum kültürü haline getiren ve
bu alanda ödül sahibi olan Siemens Türkiye,
kadın çalışan oranını ve engelli çalışan sayısını
artırmayı hedefliyor. 160 yıldır Türkiye ile
birlikte büyüyen Siemens Türkiye, her koşulda
Türkiye’ye olan güvenini korurken desteğini,
yatırımlarını, projelerini bundan sonra da
devam ettirecek.
95
“Bir şirket, toplumun gelişimine ve
refahına, sadece kısa vadede değil
gelecek kuşaklara fayda sağlayacak
sürdürülebilir bir şekilde katkıda
bulunmalıdır. İşte bu, ‘Topluma Katkı’dır.”
Joe Kaeser
Siemens AG CEO’su
96

Benzer belgeler