İncele

Transkript

İncele
HAZRAN ’09
SCL
SCL
MESS Ad›na Sahibi
Tu€rul KUDATGOB‹L‹K
MESS Yönetim Kurulu
Bakan›
Yaz› ‹leri Müdürü
Av. ‹smet S‹PAH‹
MESS Genel Sekreteri
Yay›n Yönetmeni
Av. Mesut ULUSOY
Yay›n Kurulu
Av. Ahmet BÖLÜKBAI
Av. Erten CILGA
Av. ‹lhan DOAN
Av. Ender KIZILRAY
Av. eyda AKTEK‹N
Av. Na€me HOZAR
Av. Vahap ÜNLÜ
Av. Selçuk KOCABIYIK
Av. Uygar BOSTANCI
Av. Atakan CEYLAN
Bask›
Hanlar Matbaac›l›k San.
ve Tic. Ltd. ti.
Haziran ’09 • Yl 4 • Say 14
B‹REYSEL ‹ HUKUKU
Bireysel Hukukunun Bugünü ve Gelecei .......................................................................... 5
Prof. Dr. Sarper SÜZEK
Hukuku Açsndan Anketör’ün Konumu .......................................................................... 29
Prof. Dr. Tankut CENTEL
yeri Devrinin likilerine Etkisi ve Devir Nedeni ile Yaplan Fesihlerin
Hukuki Sonuçlar ................................................................................................................. 34
Prof. Dr. Devrim ULUCAN
Ksa Çalma ve Ksa Çalma Ödenei Uygulamasna likin Sorunlar............................... 47
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇ
çinin Davranlarndan Kaynaklanan Geçerli Fesih ......................................................... 60
Doç. Dr. Cevdet lhan GÜNAY
Ayrmclk Tazminatnn Dier Tazminatlarla Birlikte Mevcudiyeti
Sorunu Üzerine Görüler ...................................................................................................... 77
Doç. Dr. Serkan ODAMAN
Hukukunda bra ve kale Sözlemelerinin Geçerlilik Koullar
Konusundaki Gelimeler ...................................................................................................... 84
Yeilce Mah. Aytekin Sok.
No. 16 Ka€›thane ‹stanbul
Yrd. Doç. Dr. K. Ahmet SEVML
Yay›n Türü
Yerel süreli yay›n. MESS’in
üç ayl›k yay›n organ›d›r.
Jur. Dr. Mevci ERGÜN
ISSN 1306-6153
Bask› Tarihi
24 Haziran 2009
çi Hizmet Bulular çin yeri Patent Sistemi.................................................................. 109
Ksa Çalma ve Ksa Çalma Ödenei Uygulamas .......................................................... 116
Ali KARACA
KARAR ‹NCELEMELER‹
e ade Bavurusunun Avukat Araclyla Yaplabilirlii ................................................ 123
Prof. Dr. Ejder YILMAZ
Türkiye Metal Sanayicileri
Sendikas›
Abidei Hürriyet Cad.
Mecidiyeköy Yolu No. 268,
MESS, 34381 ili ‹stanbul
Tel: 212 232 01 04
Faks: 212 241 76 19
e-posta: [email protected]
www.mess.org.tr
ten Çkarlan Direniçi çilerin Ksmen e Alnmalar – yerine çi Almnda
verenin Eit lem Yapma Borcu...................................................................................... 134
Prof. Dr. Erol AKI
Kdem Tazminatnda Birletirilecek Süreler ve Ceza Mahkemesi Kararlarnn
Hukuk Hâkimini Balaycl Sorunu .............................................................................. 142
Doç. Dr. H. brahim SARIOLU
Eitim Giderlerinin çiden Geri stenebilmesi Konusundaki Temel Esaslara likin
Bir Karar ncelemesi ......................................................................................................... 150
Doç. Dr. Erdem ÖZDEMR
Görüler yazarlara aittir.
Kaynak gösterilerek al›nt›
yap›labilir.
Haftalk Çalma Süresi De Korunmaya Muhtaç Mdr? Yoksa Vardiyal Çalma
Düzenlemesi Ölü Mü Domutur? ..................................................................................... 159
lyas TOPÇUOLU
HAZRAN ’09
SCL
TOPLU ‹ HUKUKU
Sendikal Olmayan Veya Taraf Sendika Üyesi Olmayan çilerin Toplu Sözlemesinden
Yararlanmas .................................................................................................................... 172
Yrd. Doç. Dr. brahim SUBAI
Baa Dönüen Sendika Üyelik Ödenei .......................................................................... 209
Mevlüt CAN
KARAR ‹NCELEMELER‹
verenin çiyi e Balatma Koullar, Fesih Tarihindeki Deil, Düzen lkesi Gerei
Bavuru Tarihindeki Toplu Sözlemesi Hükümlerine Göre Belirlenmelidir .................... 214
Prof. Dr. Fevzi AHLANAN
Toplu Sözlemesinin Bitimi ile Hizmet Akti Hükmü Olarak Uygulanmaya
Devam Edilen Alacaklara likin Faiz ............................................................................... 219
Prof. Dr. Nizamettin AKTAY
zinde Olan çinin Yasa D Greve Katlmas .................................................................. 224
Prof. Dr. Melda SUR
SOSYAL GÜVENL‹K HUKUKU
Üniversitelerde Ksmi Zamanl Olarak Çaltrlan Örencilerin
Sosyal Güvenlik Sorunlar ................................................................................................. 233
Prof. Dr. Nüvit GEREK
5510 Sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nun Yürürlük ve
Uygulama Balangcna likin Tespitler............................................................................ 239
Doç. Dr. M. Fatih UAN
5510 Sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu Döneminde stee Bal
Sigortallk Uygulamas Hakknda nceleme ...................................................................... 249
Mesut BALCI
Yurtdnda Çalan Türk çilerin Sosyal Güvenlik Hukuku Açsndan Durumu ............. 254
Av. Hakan YILDIRIMOLU
MAL‹ HUKUK
5810 Sayl Kanun ile Serbest Bölgeler Kanunu ile Gümrük Kanunu’nda
Yaplan Deiiklikler ......................................................................................................... 257
Prof. Dr. Ahmet KIRMAN
Kazas Nedeniyle verence Ödenen Tazminatlarn Vergi Karsndaki Durumu........... 259
Turgut ÖZCAN
AVRUPA B‹RL‹‹ HUKUKU
Üretim Zincirlerinde Alt veren Çaltran yerlerinin Sosyal Sorumluluu Hakknda AP
Karar ve Ülkemiz Mevzuat .............................................................................................. 272
Av. eyda AKTEKN
KARAR ‹NCELEMES‹
Bavurusu Srasnda çinin vereni Yanltmas ........................................................... 276
Av. Vahap ÜNLÜ
Not: Mart’09 sayfa 171 D. Kz çocuklar bakmndan bölümünün son cümlesi;
“Söz konusu durumun neden olaca sakncay ortadan kaldrmak üzere, kz çocuklar,
aylklar kesildii tarihten itibaren iki yl boyunca, gelir ve aylk alanlar konumunda
GSS. kapsamnda saylmlardr. 5510 SK. m. 37/I; GSSY. m. 6/5.” eklinde olacaktr.
HAZRAN ’09
SCL
Düzenlemeler var olan sorunlar
daha da artrmamal
Endüstri ilikilerinde hareketli günler yayoruz. Ksa çalma uygulamas, ülkemizde
yansmasn ar bir ekilde bulan ekonomik
kriz sebebiyle iyerlerinde sklkla bavurulan bir uygulama olmutur. Bilindii üzere,
2008 ve 2009 yllarnda ksa çalma için
yaplan bavurulara münhasr olmak üzere
süre, alt aya çkarlm ve bu süreyi, alt ay
daha uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkili klnmtr. Ne var ki, ekonomik krizin etkilerinin ne zaman sona ereceine dair yaplan
tahminler, pek de iç açc deildir. Söz konusu krizin, reel sektör üzerindeki etkilerinin
2010 ylnn 2. çeyreinde hafifleyeceine
dair görüler arlktadr. Bu nedenle, ek alt
ayn dahi iyerleri için yeterli gelemeyecei ve
bu sürenin uzatlmasna ihtiyaç duyulaca
düünülmektedir.
Dier yandan çalma yaamna ilikin
mevzuatta da deiikliklere gidilmektedir. Bilindii gibi Kanunu’nun 85. maddesinde,
çalt ile ilgili mesleki eitim almam içilerin ar ve tehlikeli ilerde çaltrlamayacana ilikin düzenleme getirilmi ve bu
düzenleme 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren
yürürlüe girmiti. Bu hüküm çerçevesinde
Ar ve Tehlikeli lerde Çaltrlacak çilerin Mesleki Eitimlerine Dair Tebli, 31 Mays
2009 tarihinde Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüe girmitir. Ne var ki, yönetmelik
kafalarda soru iaretleri douracak niteliktedir. öyle ki, yeni ie alnacaklar bakmndan
söz konusu Yönetmelikte belirtilen belgelerin
aranaca hususunda bir sorun bulunmazken, iyerinde ayn ii yllardr yapan içiler
bakmndan da ayn belgelerin aranp aranmayaca hususu mulaktr. Uzunca bir süre
ar ve tehlikeli i kapsamnda bir ite çalan
içi bakmndan, bu konuda yeterli olduuna dair belge aranmas iverenlere getirilmi
ilave yükümlülükten baka bir ey deildir.
Yönetmelikte yer alan belirsiz hususlarn bir
an önce açkla kavuturulmas gerekmektedir.
Ülkemizde iyerleri açsndan çaltrlan
içi saysna bal pek çok yasal zorunluluktan biri olan iyeri hekimi konusu, gerek
mevzuattaki düzenleme ekli gerekse uygulamas bakmndan pek çok hukuki sorunu
bünyesinde barndrmaktadr. Kronik bir sorun halini alan bu konuda Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafndan son yaymlanan Genelge
ile yaplan deiiklik var olan sorunlara bir
yenisini daha eklemitir. Getirilen düzenleme
ile, hekimler tarafndan özel bir iyerinde çalan sigortallara Kurum adna reçete yazma ve iki güne kadar istirahat verebilmeye
ilikin yaplacak ilk yetki taleplerinde de bundan böyle Tabip Odas’nca verilen izin belgesi aranacaktr. Yaanan sorunlar, sadece
iyerlerinin deil, ayn zamanda hekimlerin
de sorunu haline gelmekte ve bu sorunlarn,
kamu düzeni açsndan olumsuz yansmalar olmaktadr.
hukukunda ibra ve ikale sözlemelerinin
geçerlilik koullar konusundaki gelimeler,
ie iade bavurusunun avukat araclyla
yaplabilirlii, 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas Kanunu’nun yürürlük
ve uygulama balangcna ilikin tespitler,
5810 sayl Kanun ile Serbest Bölgeler Kanunu ile Gümrük Kanunu’nda yaplan deiiklikler, yurtdnda çalan Türk içilerinin
sosyal güvenlik hukuku açsndan durumu
dergimizin bu saysnda deerlendirilen konu
balklarndan bazlar. Gündemi takip eden
makaleler ve karar incelemeleriyle yine siz
deerli okuyucularmzla bulumann keyfini
yayoruz.
Sayglarmla,
Av. smet SPAH
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Sarper SÜZEK
Atlm Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Bireysel Hukukunun Bugünü ve Gelecei
I. GR
Bireysel i hukukunun bugününün ve geleceinin incelenmesi, yürürlükteki bireysel i
mevzuatnn daha çada, modern ve adil bir
yapya kavuturulmas, çalma yaamnn kar
karya bulunduu önemli sorunlarn çözülebilmesi için bu mevzuatta hangi eksikliklerin
bulunduunun, dünyadaki ve ülkemizdeki
gelimeler nda ne yönde deiiklikler yaplmasnn zorunlu olduunun aratrlmasn
gerektirir. Bu nedenle böyle bir inceleme kaçnlmaz olarak daha ziyade olan hukuk deil,
olmas gereken hukuk çalmasnn yaplmasn
zorunlu klar.
Olan hukukun dier deyile yürürlükteki hukukun yorumlanmasnda hukukun yöntem ve
tekniklerinden yararlanmak suretiyle dorusu
budur demek belki mümkündür. Buna karlk
olmas gereken hukuk alanna geçildiinde, yaplacak deerlendirmelerde ne kadar objektif ve
tarafsz bir yaklam içinde olunmaya gayret edilirse edilsin ileri sürülecek görüler kaçnlmaz
olarak bir ölçüde sübjektif ve kiisel bir nitelik
tar. Çünkü herkesin dünya görüüne, adalet
anlayna, felsefi ve siyasi yaklamna, ekonomik ve sosyal konulardaki tercihlerine göre
farkl görüte olmas doaldr. Bu itibarla, bu yazda ileri sürdüüm görülerden farkl görülere
saygl olduumu peinen ifade etmek isterim.
Yazda izlenecek yöntem konusunda iki hususun belirtilmesi gerekir. Bunlardan birincisi,
metnin gereinden fazla uzun olmamas için
yürürlükteki mevzuatmzdaki hukuki kurumlarn ve hükümlerin biliniyor varsaylmas ve
bu konuda uzun açklamalardan kaçnlmasdr. kincisi, 4857 sayl Kanunu’nun (ve dier bireysel i mevzuatnn) baarl ve olumlu
hükümlerinin genellikle belirtilmemesi daha
ziyade eletirel bir yaklamla çada ve adil
bir Kanunu konusundaki görülere yer verilmesidir. Bu, ad geçen yasay baarl bulmadmz anlamna gelmeyecektir. Kanmzca
bu yasa 1475 sayl Yasa’ya göre günümüzün
koullarna ve dünyadaki i hukuku gelimelerine daha uygun hukuki kurumlar ve kurallar
getirmitir.
II. 4857 SAYILI KANUNU’NUN
TEMEL ÖZELLKLER
Konumuz ülkemizde bireysel i hukukunun
tarihçesinin ve geçmiinin incelenmesini dlamaktadr. Ancak bireysel i hukukunun bugününü anlayabilmek için bu hukuk dalnn en
temel yasas olan ve 2003 ylnda öngörülen
yeni Kanunu’nun daha önceki 1475 sayl
Yasa’dan genel olarak ne gibi farklarnn bulunduunun ve hangi ihtiyaçlar nedeniyle getirildiinin belirtilmesi zorunludur.
5
HAZRAN ’09
SCL
Otuz yldan fazla bir süre yürürlükte kalan
1475 sayl Kanunu, zaman zaman yaplan
deiikliklere karn ekonomik ve sosyal gelimeleri ve modern bir i hukukunun ihtiyaçlarn karlayamaz hale gelmitir. Her eyden
önce dünyada ve ülkemizde ortaya çkan ekonomik durgunluk, isizlik, küreselleme olay
ve bunun yaratt çetin rekabet ortam, bilgisayar teknolojisi ve sanayi toplumundan bilgi
toplumuna geçi süreci i ilikilerini geni ölçüde etkilemi ve esnekleme olgusunu zorunlu olarak gündeme getirmitir. Bu gelimeler
4857 sayl Kanunu’na da kaçnlmaz olarak yansm ve bu yasada baz esnek kurallar
(atipik i akdi türleri, i süreleri vb.) hükme
balanmtr.
Bunun gibi, ülkemizin onaylad Uluslararas Çalma Örgütü (ILO) sözlemeleri ile
Avrupa Birlii (AB) adaylnn gerekleri Kanunu’nda yeni düzenlemelerin yaplmasn
zorunlu klmtr. 4857 sayl Yasa’da geni ölçüde bu uluslararas normlara uygun düzenlemeler getirilmitir. Özellikle i güvencesi ile i
sal ve güvenliine ilikin çada normlarn
hukukumuza kazandrlmas gerei acil olarak
ortaya çkmtr.
4857 sayl Kanunu içilerin haklarnn geniletilmesi açsndan deerlendirildiinde genel olarak u sonuca varlabilir: Kanmza göre
bir içinin en temel ihtiyaçlarn dört noktada
toplamak mümkündür. Bunlar içinin ücretinin, i sal ve güvenliinin, iinin ve sosyal
güvenliinin korunmasdr. Konumuzun dnda kalan sosyal güvenlik bir kenara braklacak
olursa, 4857 sayl Yasa, 1475 sayl Yasa’da yer
almayan içinin ücretini, i sal ve güvenliini, iini yani i güvencesini koruyan yeni ve
ileri hükümler getirmitir.
Bilindii gibi, 4857 sayl Kanunu tasla
hükümet, içi ve iveren kesimleri tarafndan
seçilen üçer profesörden oluan dokuz kiilik
bir bilim kurulu tarafndan hazrlanmtr. Yasann hazrlanmasndaki bu özgün ve katlmc
yöntem Uluslararas Çalma Örgütü tarafndan
da övgüyle karlanm ve kaytlara geçmitir.
Ad geçen kurul tarafndan hazrlanan taslakta
Parlamentoda kanmza göre genellikle olumlu
yönde olmayan baz deiiklikler yaplm ve
6
yasada yer almas uygun olan baz hükümler
taslaktan çkarlmtr.
III. TEMEL DEERLENDRME
ÖLÇÜTLER
Bireysel i hukukunun bugününün ve geleceinin incelenmesi yürürlükteki mevzuat hakknda eletirel bir tahlil yapmay, bir
deer hükmü vermeyi ve yarn nasl olmas
gerektii konusunda önerilerde bulunmay
gerekli klar. Sübjektif bir deerlendirmenin
olas tuzaklarndan kaçnabilmek, mümkün
olduu kadar bilimsel bir yaklam sergileyebilmek için baz temel objektif ölçütlere (parametrelere) ihtiyaç vardr. Bu somut ölçütler
sayesinde sübjektif deerlendirmelerden olabildiince kurtulup sorunu objektivize etmek
(nesnelletirmek) mümkün hale gelecektir.
Kanmza göre bu ölçütler içinin korunmas
ve hassas dengenin gözetilmesi, istihdam ve
esneklik gerekleri ile ILO ve AB normlarna
uygunluktur.
1. çinin Korunmas ve Hassas Denge
hukukunun dou ve geliiminde olduu
gibi bugün de bu hukuk dalnda içinin korunmas ilkesi belirli ölçüde geçerliliini korumaktadr1. ilikilerinde içinin korunmas gerei
sübjektif bir tercih olmayp, bu ilikinin kaçnlmaz olarak özünde yer alan baz özelliklerden
kaynaklanr ve bilimsel esaslara dayanr2. Ayrca bu ilke anayasal sosyal devlet kavramnn
ve anayasa kurallarnn (m. 2, 49/2) da zorunlu
bir sonucudur.
Bununla beraber, içilerin mümkün olduu
kadar korunmas yönündeki çabalar ekonominin bu yükü tayabilme olanaklar ile snrldr3. Ülke ekonomisi açsndan olduu kadar
iletmeler düzeyinde de sosyal yükler iletmenin ekonomik ve mali durumunu sarsacak
boyutlara ulamamaldr. hukukunda içinin
korunmas bir temel ilke oluturmakla birlikte,
iletmenin ekonomik ve teknik zorunluluklarnn, üretim ve verimlilik gereklerinin de göz
ard edilmesi mümkün bulunmamaktadr. hukukunda içinin korunmas ilkesine mutlak
bir geçerlilik tanmamakta, sosyal olan ile eko-
HAZRAN ’09
nomik olan arasnda bir dengenin kurulmas
da gerekmektedir.
O halde, bireysel i hukukunun bugününü
ve yarnn deerlendirirken kural olarak içinin
korunmas ilkesinden hareket etmekle birlikte
yukarda belirtilen hassas denge de göz önünde tutulmaldr. Bu dengenin salanmas için,
ortak akl ve sosyal diyalog mekanizmalarn
harekete geçirmek suretiyle yaratc çözümler
gelitirilmelidir.
2. stihdamn Salanmas ve Esneklik
Türkiye’nin en önemli sorunlarndan biri
isizlik ve kayt d istihdamdr. Son yllarda
gerçekleen yüksek saylabilecek ekonomik
büyüme hzlar da beklenen istihdam yaratmam, isizlik orannda belirgin bir azalma
salamamtr. Ülkemizde çok yaygn durumda
bulunan kayt d çalma da adil rekabet ortamnn olumasn engellemekte, yasalara uygun hareket eden iletmeler açsndan haksz
rekabet yaratmaktadr.
sizlii azaltmak için her eyden önce yatrm ve üretime dönük ve istihdam yaratc
ekonomik politikalar yürütülmelidir. Gerek isizlik gerek kayt d istihdamn yüksek oranda olmasnn en önemli nedenlerinin banda
istihdam üzerindeki yükler gelmektedir. Bu
nedenle özellikle istihdam üzerindeki vergilerin azaltlmas, istihdama mali teviklerin, vergi indirimlerinin uygulanmas ile sosyal sigorta
primlerinin aaya çekilmesi istihdam salayc ve kayt dn azaltc nitelikteki önlemlerdir.
Vergi yükleri ve sosyal sigorta primleri konumuz dnda kaldndan burada daha fazla bilgi verilmeyecektir.
Her ne kadar vergi ve sosyal güvenlik mevzuatlarnda yaplacak düzenlemelerle istihdam
olumlu yönde etkilemek mümkünse de i hukuku da kendi açsndan bu konuda katklarda
bulunabilir. Bireysel i mevzuatnda kural olarak iyerinde çalmakta olan içileri koruyucu
nitelikte düzenlemeler yer alr. Çada bir i
hukuku sadece çalanlar korumakla yetinemez. Çalanlar kadar isizlerin de korunmas, onlara istihdam olanaklarnn yaratlmas bir
sosyal hukuk devletinin ödevleri arasndadr
(AY 49). O halde, i mevzuatnda mümkün ol-
SCL
duu kadar istihdam engelleyen deil istihdam
yaratmaya dönük hükümler yer almaldr.
stihdama dost bir i hukuku, bu hukuk
dalnda kaçnlmaz olarak belirli alanlarda esneklik getirilmesini zorunlu klar. Ayn ekilde,
üretim ilikilerinde esnek çalma yöntemlerinin tkanmas kayt d çalmalar artrabilir.
Bununla beraber, bireysel i hukukunda esnekletirmelere gidilirken, esneklemeye konu
olacak alanlar ülkenin koul ve ihtiyaçlarna
uygun olarak dikkatle seçilmeli, esnekletirmenin snrlar da içiyi koruyucu nitelikteki asgari
emredici kurallarla belirlenmelidir.
Nitekim Avrupa Birlii’nde de esneklik istihdamn artrlmasnda önemli bir etken olarak deerlendirilmekle birlikte, çalanlara da
yeterli güvencenin salanmas gerektii kabul
edilmektedir4. Avrupa Birlii Komisyonu tarafndan Kasm 2006’da yaymlanan “21. Yüzyln
Zorluklarna Kar Hukukunun Modernletirilmesi” baln tayan Yeil Belge’de istihdamn salanmas için igücü piyasalarnn daha
esnek hale getirilmesi gerektii ileri sürülmekte
,ancak esneklik ile güvence arasnda bir denge oluturulmasn öngören güvenceli esneklik
(flexicurity) kavramna da yer verilmektedir5.
Ayrca önemle belirtelim ki, aktif istihdam
politikalar istihdamn salanmasnda önemli rol oynar. Bu balamda mesleki eitim ve
yaam boyu eitim yoluyla igücünün esnekletirilmesi, vasflarnn artrlmas, meslek danmanl, geçici istihdam bürolar bu konuda
önemli katklar salar.
Aada bireysel i mevzuat hükümleri ve
hukuki kurumlar istihdamn salanmas ve kayt dnn önlenmesi açsndan da deerlendirilmeye tabi tutulacaktr.
3. ILO ve Avrupa Birlii Normlar
Uluslararas Çalma Örgütü içi-iveren ilikilerini yönetecek çada normlar üretmek
ve bunlarn uygulanmasn izlemek yoluyla i
hukukunun gelimesine önemli katklarda bulunmaktadr. Ülkemiz de birçok önemli ILO
sözlemesini onaylam ve uyum yasalarn çkarmak suretiyle iç hukukuna aktarmtr. Ayrca, 7.5.2004 tarihli ve 5170 sayl Yasa’yla Anayasann 90. maddesine son fkra eklenmi ve
7
HAZRAN ’09
SCL
temel hak ve özgürlüklere ilikin uluslararas
sözleme hükümleri yasa kurallarna üstün hale
getirilmitir. ILO normlar ülkemiz açsndan
bugün olduu gibi, gelecein i hukukunda da
temel ölçütleri oluturmaya devam edecektir.
17.12.2004 tarihli Avrupa Birlii Zirvesi’nde
Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin kararlatrlmasyla, ülkemiz AB Müktesebatnn
(Acquis Communautaire) üstlenilmesi sürecine
girmitir. Konumuzla ilgili olarak, 35 ana balktan AB Müktesebatnn “Sosyal Politika ve
stihdam” balkl 19. bölümünün Türk i mevzuatna yanstlmas gerekmektedir.
Avrupa Birlii Komisyonu 1998 ylndan beri
her yl Türkiye hakknda ilerleme raporlar yaymlamaktadr. Hukuki anlamda bir balaycl olmayan bu raporlarn amac AB Müktesebatna uyum sürecinde Türkiye’nin eksikliklerini
belirlemek ve bu eksikliklerin raporlarda belirtilen esaslar çerçevesinde düzeltilmesini salamaktr. Her ne kadar, bu raporlar sosyal mevzuatmzn AB normlar karsndaki durumuna
belirli oranda k tutacak nitelik tamaktasalar
da, söz konusu raporlarda belirtilen hususlarn bir bölümüne, kanmzca yeterince titiz bir
aratrmann ürünü olmadklar için aada görülecei gibi katlmak mümkün bulunmamaktadr6.
Bilindii gibi, Avrupa Birlii sürecinde
Türkiye’ye baz siyasi dayatmalarda bulunulmakta ve ülkemizin önüne çeitli engeller çkarlmaktadr. Bu balamda tarama süreci de geni ölçüde durdurulmutur. Bununla beraber,
kanmza göre AB’ye uyum çalmalar boa
harcanm çabalar olarak deerlendirilmemeli,
AB normlar bizden istendii için deil, sosyal
hukukumuzun bu arada bireysel i hukukunun
daha çada ve modern bir yapya kavuturulmas yönünde atlm admlar olarak kabul
edilmelidir7.
Nitekim, 4857 sayl Kanunu’nu hazrlamakla görevli bilim kurulunda da Avrupa Birlii yönergelerinden geni ölçüde yararlanlm,
bireysel i hukuku mevzuatmz eksiklikleri
olmasna karn AB mevzuatna yaknlatrlmtr8. Aada yürürlükteki bireysel i hukuku mevzuatmz dier ölçütler yannda Avrupa
Birlii normlar açsndan da deerlendirilecek,
8
hangi noktalarda bir uyumun hangi konularda
eksikliin bulunduu ortaya konulmaya çallacaktr.
Yarnn Türk bireysel i hukuku içinin belirli oranda korunmasn ve hassas dengelerin bozulmasn gözeterek istihdam salayan, gerekli
esneklikleri gerçekletiren, uluslararas hukukun dier deile ILO ve AB’nin normlarn ülkenin koullarna uygun olarak iç hukukunda
yaama geçiren bir hukuk dal olmaldr.
IV. GENEL ESASLAR
1. Sosyal Diyalog ve Yönetime Katlma
Çada i hukukunun en karakteristik ve
önemli özelliklerinden biri sosyal diyalog mekanizmalar ile çalanlarn ülke düzeyinde çalma yaamnn ve iletmelerde i ilikilerinin
düzenlenmesine katlabilmeleridir. Ülkemizde
ulusal düzeyde sosyal diyaloun, 11.4.2001 tarihli ve 4641 sayl Ekonomik ve Sosyal Konseyin Kuruluu Hakknda Kanun’un öngörülmesi
ile 4857 sayl Kanunu’nun 114. maddesinde Üçlü Danma Kurulu’nun getirilmesi ve
bunlara ilikin yönetmeliklerin çkarlmasyla
gerçekletirildii söylenebilir. Ancak, Avrupa
Komisyonu’nun 2005 tarihli ilerleme raporunda
Ekonomik ve Sosyal Konsey’in hükümet arlkl yaps ile Üçlü Danma Kurulu’nun yönetmeliin gerektirdii sklkta (m. 7) toplanmamas hakl olarak eletirilmitir9.
Buna karlk, ülkemizde iletme düzeyinde
sosyal diyalog, dier deile yönetime katlma
ancak çok marjinal düzeyde gerçekleebilmitir. Türkiye’de içilerin yönetime katlmasna
olanak tanyan genel bir yasal düzenleme ve
yönetime katlma modeli bulunmamaktadr. mevzuatmzda sadece i sal ve güvenlii
kurullar ile yllk ücretli izin kurullarnda yönetime katlma söz konusudur10. Ayrca, 2821
sayl Sendikalar Kanunu’nda (m. 30, 34–35) iyeri sendika temsilciliine yer verilmitir. Toplu i sözlemesi uygulamamzda baz katlm
yöntemleri gelitirilmitir.
Avrupa Birlii’nde sosyal diyaloa ilikin
Türk i hukukunda karl bulunmayan birçok tüzük ve yönerge çkarlmtr11. Bunlardan
özellikle 2001/86 sayl Avrupa irketlerinde
HAZRAN ’09
Teknolojik nedenlerle uzmanlk
gerektiren iler gibi iletme ve
iin gerei olarak da alt iverene
i verilebilmelidir.
Çalanlarn Yönetime Katlmna ve 2002/14
sayl letmelerde Çalanlarn Bilgilendirilmesi
ve Danma Sürecinin letilmesine Dair Yönergeler konumuz açsndan önem tamaktadr.
2001/86 sayl Yönerge’nin 2. maddesinin (h)
fkrasnda yönetime katlma, çalanlarn bilgilendirilmesi, onlara danlmas, çalanlarn
temsilcileri yoluyla iletmede alnacak kararlar etkileyebilecekleri herhangi bir mekanizma
olarak tanmlanmtr.
Bu balamda bilim kurulu taslann 113.
maddesinde yer alan içi temsilcilii kurumunun Parlamentoda 4857 sayl Kanunu’na
alnmamas AB yönergelerine aykr olduu gibi
ülkemizde çada i hukukunun ve endüstriyel
demokrasinin geliimi açsndan önemli bir eksiklik oluturmutur. Anlan maddenin 1. fkrasnda, iyeri temsilcileri ile ilgili olarak özel bir
düzenleme getirilinceye kadar, iyeri sendika
temsilcilerinin bulunmad hallerde, en az on
içinin çalt iyerlerinde içiler tarafndan
Sendikalar Kanunu’nun 34. maddesinde belirtilen iyeri sendika temsilcileri saysnda seçilecek içi temsilcilerinin görev yapaca hükme balanmt. Taslan bu hükmünün içi
konfederasyonlarnn itirazlar üzerine sosyal
taraflarn mutabakat ile yasaya alnmamas sonucunda, toplu i sözlemesi yapma yetkisinin
kesinlemedii tüm iyerlerinde, içilerin menfaatlerini ve haklarn koruyacak ve iverenlerle
sosyal diyalogu gerçekletirecek içi temsilcilii
kurumundan i mevzuatmz yoksun kalmtr.
Bu kurumun yasaya alnmamas Kanunu’nda olmas gereken dengeleri bozmu
ve danma ilevi bakmndan mevzuatmzda
önemli bir boluk yaratmtr. Örnein toplu i
çkarmalarda, iyeri devrinde vb. hallerde iyeri sendika temsilcilerinin bulunmad durumlarda gerekli görümeler yaplamayacak, çada ve modern bir i hukukunun gereksindii
sosyal diyalog gerçekletirilmemi olacaktr12.
çi-iveren ilikilerinin gerektii gibi geli-
SCL
mesi arzu ediliyorsa AB normlarnda yer ald
gibi sosyal diyalog ve danma mekanizmalarna mutlak ihtiyaç vardr. Bu nedenle, içi temsilcilii kurumu Kanunu’nda yer almal, içiiveren ilikilerinin birçok alannda danma
ilevini yerine getirmeleri salanmaldr. Daha
genel anlamda hukuk sistemimizde iletmelerde yönetime katlma modellerinin yaama geçirilmesini salayacak düzenlemelerin yaplmas
gerekmektedir. Bu balamda AB müktesebatna uyum çerçevesinde hukukumuzda da oluturulmas gerekecek iletme (i) konseylerine13
ilikin düzenlemelerin henüz çok uzanda bulunmaktayz.
2. Alt veren
Türk i hukuku öretisinde 4857 sayl Kanunu’nun en çok tartlan hükümlerinden
biri bu yasann 2. maddesinde düzenlenmi
olan alt iveren kurumudur. Kanunu’nu hazrlayan bilim kurulunun alt iverene ilikin hükümleri kaleme alrken balca ve hakl kaygs,
ülkemizde çok yaygnlam olan muvazaal
alt iveren uygulamalarn önlemek olmutur. Bu amaçla isabetli olarak Kanunu’nun 2.
maddesinin 7. fkras öngörülmütür.
Parlamento muvazaay önlemeye yönelik
anlan fkrada yer alan snrlamalarla yetinmemi, ayrca alt iverenliin kurulmasnda dier
koullarn yanna “iletmenin ve iin gerei ile
teknolojik nedenlerle uzmanlk gerektiren ilerde” i alma koulunu da eklemitir. Bu hükmün, alt iveren ilikisinin kurulabilmesi için
bunun hem iletmenin ve iin gerei olmas,
hem teknolojik nedenlerle yaplmas ve hem
de uzmanlk gerei olmas gibi üç koulun kümülatif olarak bir arada bulunmasn gerektirdii eklinde yorumlanmas halinde alt iveren
ilikisinin kurulmas neredeyse olanaksz hale
gelecektir.
Kanmza göre K 2/6’da yer alan kat koul14
uygulamadaki ihtiyac dengeli bir biçimde salayacak ekilde düzenlenmeli15, hükümde yer
alan “ile” sözcüü “veya” sözcüü ile deitirilmelidir. Böylece teknolojik nedenlerle uzmanlk gerektiren iler gibi iletme ve iin gerei
olarak da alt iverene i verilebilmelidir. Ancak
srf daha ucuz içi çaltrmak amacyla alt i9
HAZRAN ’09
SCL
veren ilikisi kurulamayaca yasaya eklenmelidir. Çünkü olaylarn çounluunda bir iletme
gerei ve zorunluluu bulunmad halde alt iveren ilikisi srf maliyetleri düürmek amacyla
kurulmaktadr16.
1.7.2006 tarihli ve 5538 sayl Yasayla Kanunu’nun 2. maddesine 8. ve 9. fkralar eklenmi ve 6. ve 7. fkralarda yer alan koul ve
snrlamalarn ortaklk sermayesinin en az yüzde ellisine sahip bulunan kamu kurum ve kurulular için söz konusu olmayaca hükme
balanmtr. Anayasann eitlik ilkesine aykr
olan ad geçen 8. ve 9. fkralarn yürürlükten
kaldrlmas gerekir17.
3. yerinin Devri
Avrupa Birlii stihdam Stratejisi’nde istihdamn artrlmasnda ve kayt dnn önlenmesinde, iyerinin kurulmasnda ve içi almnda
bürokratik süreçlerin de etkili olduu belirtilmektedir18. Ülkemizde iyerlerinin kuruluunda
fazla olan bürokratik formalitelerin azaltlmas
istihdamn artrlmas ve kayt dnn önlenmesi çabalarna katkda bulunabilir19.
4857 sayl Kanunu’nun 6. maddesi genel
olarak 2001/23 sayl AB yönergesinde yer alan
iyerinin veya bir bölümünün devrine ilikin
esaslar benimsemi bulunmaktadr. Bu husus
anlan maddeye ilikin yasa gerekçesinde de
belirtilmitir.
Ancak AB Yönergesinin 7. maddesinde yer
alan hem devreden, hem devralan iverenin,
içi temsilcilerini, onlarn bulunmad hallerde
ise içileri, devir günü, devrin nedenleri, içiler
açsndan hukuki, ekonomik, sosyal sonuçlar, içiler için öngörülen önlemler konusunda
bilgilendirme ve içi temsilcilerine bu konuda
danma yükümlülüklerine K. 6’da yer verilmemitir. Bu hükmün Kanunu’na alnmas,
bilim kurulu taslanda öngörüldüü gibi içi
temsilcilii kurumunun getirilmesi, bunun sonucunda bilgilendirme ve danma yükümlülüklerinin yönergeye uygun olarak yerine getirilmesi uygun olacaktr.
Bunun gibi, 2001/23 sayl AB Yönergesinin
4. maddesinin 2. fkrasna göre iyerinin devri çalma koullarnda içi aleyhine esasl deiiklik yaratrsa ve içi bu nedenle i akdini
10
sona erdirirse, sözlemenin iveren tarafndan
feshedildii kabul edilir ve buna ilikin hukuki
sonuçlar doar20. Yönergenin bu hükmünün de
Kanunu’na alnmas ve içinin iyerinin devrinde Kanunu’nun 22. maddesinin uygulanmasna gerek kalmakszn çalma koullarnda
aleyhe esasl deiiklie kar bu yöntemle de
korunmas isabetli olacaktr.
4. Kanunu’nun Kapsam
Kanunu’nun 4. maddesinde i akdiyle çalmalarna karn geni bir çalan grubu bu
yasann kapsam dnda tutulmutur. 1475 sayl Yasadan farkl ekilde 4857 sayl Kanunu
ile Yardm Sevenler Dernei atölyelerinde çalanlar ve çalmasn ayn konuta hasretmeyen
kalorifersiz konut kapclar istisnalar arasndan
çkarlm, isabetli olarak Kanunu’nun kapsamna alnmlardr. Buna karlk, bilim kurulu taslandan farkl olarak üç kiinin çalt
esnaf ve sanatkâr iyerlerinde çalanlar 4857
sayl yasann kapsam dnda tutulmulardr.
Böylece büyük bir çalan kitlesi Kanunu’nun
koruma alan dnda kalmtr.
Kanmza göre sadece esnaf ve sanatkâr iyerlerinde çalanlarn deil, K. 4’de saylan
dier çalan kategorilerinin de kural olarak Kanunu’nun kapsamna alnmas gerekir. Nitekim, gerek Uluslararas Çalma Örgütü’nde gerek Avrupa Birlii’nin 2005 tarihli Türkiye lerleme Raporunda Kanunu’nun 4. maddesinde
yer alan istisnalar eletirilmektedir21. Ülkemizin
bugün geldii ekonomik ve sosyal aamada,
adil olmayan bu istisnalar anlamak güçtür. Gelecein i hukukunda bu istisnalar herhalde yer
almayacaktr.
4857 sayl Kanunu’nun 4. maddesinde
50’den fazla içi çaltran tarm ve orman iyerlerinde bu yasann uygulanaca öngörülmütür. Ne var ki, tarm ve orman ilerinin
özellikleri Kanunu çerçevesinde bunlarn sorunlarn çözmeye elverili deildir. Daha önce
birçok Tarm Kanunu taslaklar hazrlanmsa
da bunlar kanunlaamamtr. Yarnn i hukukunun gündeminde tarm ilerinin özelliklerine
uygun ayr bir Tarm Kanunu’nun çkarlmas
da bulunmaldr22.
HAZRAN ’09
V. AKTLER
1. Esnek Çalma Türleri
gücü piyasasnda daha önce belirttiimiz
gelimeler sonucunda ülkemizde atipik i akdi
türleri sözleme özgürlüü çerçevesinde sosyal
korumadan yoksun bir biçimde kurulmu ve
uygulanmtr. Bu i akdi türlerinin önemli bir
bölümü, 4857 sayl Kanunu’nda içileri koruyucu hükümler de getirilmek suretiyle yasal
sisteme dahil edilmitir.
hukukunun amaçlarndan birinin de istihdam olmas gerektii yukarda belirtilmitir.
gücü piyasalarnda esneklik daha fazla istihdam yaratlmas açsndan önem tamaktadr23.
Baka bir anlatmla, aada belirtilecei ekilde esnek i akdi türlerinden yararlanlmak suretiyle istihdamn artrlmas mümkündür.
2. Belirli Süreli Akdi
Belirli süreli i akitleri bir ülkede istihdamn
teviki açsndan önemli ilevler yerine getirebilir. Ancak, belirli süreli sözlemeyle çalanlara
i güvencesi kurallarnn uygulanmamas, kimi
iverenlerce bu kurallarn dolanlmas amacyla belirli süreli sözlemeler yaplmas sonucunu yaratabilir. Bu nedenle, belirli süreli i akdi
kurma serbestîsi ile i güvencesi arasnda bir
denge kurulmas gerekmektedir.
Avrupa ülkelerinde belirli süreli i akitleri
yeni i alanlarnn yaratlmas, iverenlerin yatrma özendirilmesi, ilk kez ie gireceklere veya
isizlere belirli bir süre için de olsa i bulunmas gibi gerekçelerle tevik edilmektedir24. Buna
karlk, bu sözlemelerin kötüye kullanlmasn, i güvencesi hükümlerinin dolanlmasn
engellemek amacyla bu sözleme türüne belirli snrlar da getirilmektedir.
Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fkrasna
göre belirli süreli i akitlerinin kurulabilmesi
ancak “belirli süreli ilerde veya belli bir iin
tamamlanmas veya belirli bir olgunun ortaya
çkmas” gibi objektif koullarn varlna balanmtr. Bunun gibi, belirli süreli i akdinin
yenilenebilmesi için de esasl (objektif) bir nedenin bulunmas gerekir. Aksi takdirde i akdi
balangçtan itibaren belirsiz süreli kabul edile-
SCL
cektir (K 11/2). Görüldüü gibi, hukukumuzda gerek ilk kez, gerek birden fazla ard arda
yaplan i akitlerinin belirli süreli olma özelliini koruyabilmeleri için objektif bir nedene
dayanmalar gerekir.
Avrupa Birlii’nin 99/70 sayl belirli süreli
i akitlerine ilikin yönergesinin 3. maddesinde
ise bu sözlemenin ilk kez kurulmasnda kat
olmayan bir koulun kabul edildii görülmektedir. Her ne kadar ad geçen maddede belli bir
iin tamamlanmas ve belirli bir olgunun ortaya çkmas ölçütleri öngörülmüse de yine bu
hükümde yer alan “belirli bir günün gelmesi”
ölçütü yani bir takvim günü belirtilerek belirli
süreli i akdinin kurulabilmesi taraflarn bu sözlemeyi yapma serbestîsini geniletmektedir.
Yönergenin 5. maddesinde ise, i güvencesi hükümlerinin dolanlmasn engellemek
amacyla zincirleme belirli süreli sözlemelerin yaplmasn snrlayan bir kural getirilmitir. Buna göre, AB üyesi ülkeler belirli süreli
i akitlerinin yenilenebilmesi için aada belirtilen üç kouldan birine veya birden fazlasna mevzuatlarnda yer vermek durumundadrlar. Söz konusu koullardan ilki, belirli
süreli sözlemenin yenilenebilmesi için bunu
hakl bulan objektif bir nedenin bulunmasdr.
kincisi, ard arda kurulabilecek belirli süreli i
akitlerinin toplam azami süresinin, üçüncüsü
ise bu sözlemelerin yenilenebilme saysnn
belirtilmesidir25.
Avrupa Birlii ülkelerinde bu yönergeye
uygun düzenlemeler getirilmektedir. Örnein
Alman hukukunda 2000 tarihli Ksmi Süreli ve
Belirli Süreli Akitleri Hakkndaki Kanun hükümlerine göre, içinin belirli süreli i akdi ile
de olsa kazanç salayc bir olanaa kavuabilmesi için, kurulmasnda objektif bir nedenin
varl aranmakszn en çok iki yla kadar belirli süreli sözleme yaplmasnda taraflar serbest braklmtr. Ayn ekilde, yine toplam süresi iki yl amamak kouluyla belirli süreli i
akdinin üst üste üç kez yenilenmesine olanak
tannmtr (m. 14/2). Ancak bu olanak içinin
ayn iverenle daha önce belirli ve belirsiz süreli i akdi yapmam olmas kouluna balanmtr26. Belirtelim ki, sadece Almanya’da deil
dier AB üyesi ülkelerin önemli bir ksmnda
11
HAZRAN ’09
SCL
AB mevzuatna ve Avrupa ülkeleri
hukukundaki düzenlemelere
uygun olarak hukukumuzda da
belirli süreli i akitlerinin ilk kez
kurulmasnda snrl da olsa bir
esneklik getirilmesi uygun olacaktr.
da ilk kez yaplan i akitlerinde objektif neden
aranmas söz konusu deildir27.
Görüldüü gibi, Kanunu’nun 11. maddesinde belirli süreli i akitleri konusunda AB’nin
99/70 sayl yönergesinin ve birçok AB ülkesi
mevzuatnn esnek yapsna uygun dümeyen
oldukça kat bir düzenleme getirilmitir28. Mevzuatmzda ilk kez yaplan belirli süreli i akitlerinde objektif neden aranmasnn istihdam
artrma amacna aykr dütüü ve bu nedenle
gözden geçirilmesi gerektii AB tarafndan da
eletiri konusu yaplmaktadr29. Kanmza göre
de AB mevzuatna ve Avrupa ülkeleri hukukundaki düzenlemelere uygun olarak hukukumuzda da belirli süreli i akitlerinin ilk kez
kurulmasnda snrl da olsa bir esneklik getirilmesi uygun olacaktr30.
stihdamn artrlmasnda etkili olabilecek
bir dier önlem de yeni kurulan iyerlerinde
azami bir süreyle snrl olmak üzere objektif bir neden bulunmakszn belirli süreli i
akitlerinin yaplmasna olanak tannmasdr.
Bu ekilde bir esnekliin salanmasnn nedeni, hem yeni kurulan iletmelerin korunmas, hem de bu yolla istihdamn artrlmasnn tevik edilmesidir. Örnein, Alman Ksmi
Süreli Çalmalar ve Belirli Süreli Sözlemeler
Kanunu’nun 14. maddesine 24.12.2003 tarihli Piyasas Reformu Kanunu’yla eklenen
(2a) fkrasyla yeni kurulan iletmelere kuruluundan itibaren dört yl boyunca objektif
hakl bir neden aranmakszn belirli süreli i
akdiyle içi istihdam edebilme hakk tannmtr. Yeniden yaplandrlan iletmeler bu
esneklikten yararlanamadklar gibi bu olanak ancak içinin ayn iverenle daha önce
i akdi yapmam olmas kouluna balanmtr31.
12
Ülkemizde de yaplacak yasa açsndan yeni
kurulan iyerlerinde bir süre objektif neden
aranmakszn belirli süreli i akitlerinin kurulmas olanann tannmas yeni iyerlerinin açlmasn ve istihdamn artrlmasn özendirecektir. Bununla beraber böyle bir gelime olduu
takdirde ortaya çkabilecek kanuna kar hileler
konusunda duyarl olmak gerekmektedir.
Gerek ilk kez yaplan i akitlerinde, gerek
yeni kurulan iyerlerinde belirli süreli i akdi
kurulmasna esneklik getirilmesi, isizlere belirli süreli de olsa i olanann tannmas kadar,
belirli süreli istihdamn belirsiz süreli istihdama köprü olma amacn da tar. Bu nedenle
99/70 sayl AB yönergesinin 6. maddesinde
belirli süreli sözlemelerle çalan içilerin belirsiz süreli ilere geçiini kolaylatrmak amacyla iverenin kendilerine iletmede açlan bo
belirsiz süreli ilerin bildirilmesi yükümlülüü
getirilmitir. Mevzuatmzdaki yokluu AB tarama sürecinde de eletiri konusu yaplm bu
yükümlülüün Kanunu’nda yer almas uygun olacaktr32.
akdinin ekli konusunda Kanunu’nun
11. maddesinin 1. fkrasnda, süresi bir yl ve
daha fazla olan i akitlerinin yazl ekilde
yaplmas zorunluluunu hükme balayan K
8/2 hükmüyle açk çeliki yaratan bir hüküm
öngörülmütür. Bilim kurulu taslanda yer almamasna karn TBMM’inde yaplan deiiklikle, tüm belirli süreli i akitlerinin yazl ekilde yaplaca bu sözlemelerin K 11/1’de yer
alan tanmna eklenmitir. Yasada öngörülecek
deiiklikle sadece süresi bir yl ve daha fazla
olan i akitlerinin yazl bir ekilde yaplaca
hükme balanmaldr.
3. Ksmi Süreli Çalma
Bir ülkede esnek çalma türü olan ksmi
çalma oran ile isizlik orannn azalmas arasnda dorudan bir korelasyon olduu gözlenmektedir. Ksmi süreli i akitlerinin artmas ülkede yeni iler yaratmay kolaylatrma ilevini
yerine getirir. Ksmi süreli çalmann istihdam
üzerindeki olumlu etkisi nedeniyle Avrupa
Birlii’nde bu çalma türü tevik edilmekte ve
bu konuda 97/81 sayl yönerge yaymlanm
bulunmaktadr. Bu yönerge esneklik ile ksmi
HAZRAN ’09
süreli çalanlarn korunmas gereinin optimal
düzeyde uyumlandrlmasn amaçlamaktadr33.
4857 sayl Kanunu’nun ksmi çalmaya
ilikin hükmü esas itibariyle AB’nin 97/81 sayl
yönergesi esas alnmak suretiyle düzenlenmitir. Bununla beraber anlan yasann yürürlüe
girmesinden bu yana, ksmi süreli çalmalarn
orannda bir art olmam, bu çalmalarn toplam istihdam içindeki pay düük kalmaya devam etmitir34.
4. Çar Üzerine Çalma
Çar üzerine çalma iverene içinin çalma
saatlerini iin younluuna göre ayarlayabilme
olana tanyan bir esnek çalma türüdür. Bu
çalma biçiminde, çalma günü ve saatlerini
belirleme yetkisi iverene brakldndan, dengeyi salamak açsndan içiyi koruyucu kurallarn da yasaya konulmas gerekir.
Ne var ki, Kanunu’nun 14. maddesinde içinin haftalk çalma süresine, çarnn kaç gün
önce yaplacana, her çarda içinin günde
kaç saat çaltrlacana ilikin hükümler yedek
hukuk kural olarak düzenlenmitir. Yasada
belirtilen sürelerin aksinin kararlatrlmasnn
mümkün bulunmas, i bulmakta zorlanan içilerin aleyhine uygulamalara yol açabilir35.
Sözlemelerle çok düük haftalk ve günlük çalma süreleri kararlatrlabilecei gibi, çok yakn çar süreleri belirlenerek içi sürekli emre
hazr ve iverene baml hale getirilebilir, özel
yaam ortadan kaldrlabilir. Bu nedenle yaplacak kanunda ad geçen hükümler nispi emredici olarak düzenlenmelidir36.
5. Akdi Yapma Zorunluluu
4857 sayl Kanunu’nun 30. maddesinde
düzenlenen özürlülerle i akdi yapma zorunluluu dnda 1.7.2005 tarihli ve 5378 sayl
Özürlüler Kanunu öngörülmütür. Bu yasann
amac, özürlülüün önlenmesi, özürlülerin salk, eitim, rehabilitasyon, istihdam, bakm ve
sosyal güvenlie ilikin sorunlarnn çözüm ile
her bakmdan gelimelerin salamak ve önlerindeki engelleri kaldrmaktr (m. 1). Ad geçen
yasada özürlüler aleyhine ayrmcl önlemeyi amaçlayan (m. 14/1-2), rehabilitasyonlar ile
istihdamlarn salayacak korumal iyerlerini
SCL
(m. 14/3) düzenleyen kurallar da yer almtr.
5378 sayl Yasa hukukumuzda özürlülerin her
açdan korunmas ve bu arada istihdamlarnn
salanmas açsndan önemli bir aama oluturmutur.
Kanmza göre mevzuatmzdaki iverenin
yeniden i akdi yapma zorunluluunu yerine getirmemesi halinde uygulanacak hukuki
yaptrmlar yetersizdir. Gerçi, 4857 sayl Kanunu’nda iyerinden malulen ayrlanlar ve
askerlik ödevini yerine getirenlerle yeniden
sözleme yaplmamas halinde tazminat yaptrmlar hükme balanmtr (K 30/8, 31/son).
Buna karlk, toplu iten çkarlanlarn, sendika yönetiminde görev alanlarn, hastal sona
eren gazetecilerin yasann emrine ramen tekrar ie alnmamalar halinde idari ve cezai yaptrmlar (para cezalar) öngörülmüse de, bu içilerin talep edebilecekleri tazminat hükümleri
yasalarda yer almamaktadr37. hukuku öretisinde ileri sürülen, bu gibi durumlarda içinin aynen ifa davas açarak i akdinin yeniden
yarg kararyla kurulmasn salayabileceine
ilikin görü Yargtay tarafndan benimsenmemitir. Mevzuatmzda etkili hukuki yaptrmlar
öngörülmek suretiyle iverenlerin yeniden i
akdi yapma zorunluluklarn yerine getirmeleri
salanmaldr. Çünkü yasada emredici olarak
bir hükmün yer almasna karn bu hükmün
gereinin yaama geçirilememesi hukukun etkinlii ve üstünlüü ile ilgili önemli bir konudur.
6. Akdinin Devri
akitlerinin bir bütün olarak yani tüm hak
ve borçlaryla baka bir iverene sürekli ve kesin bir ekilde devri Kanunu’nu hazrlamakla
görevli bilim kurulu taslanda yer almt (m.
7). Anlan düzenleme göre “Bir i sözlemesinin taraf olan iveren, içinin rzas ile iin görülmesini talep hakkn sürekli olarak baka bir
iverene devredebilir. Devir ilemi ile birlikte
devreden iveren ile içi arasndaki i ilikisi
sona erer ve devralan iveren bütün hak ve
borçlar ile birlikte iveren taraf sfatn kazanr”. Taslan bu maddesinde ayrca iyerinin
devrine ilikin 6. maddeye yollama yaplyor
ve devralan iverenin, içinin hizmet süresinin
13
HAZRAN ’09
SCL
esas alnd haklarda, içinin devreden iveren
yannda ie balad tarihe göre ilem yapmakla yükümlü bulunduu hükme balanyordu.
Bu taslak hüküm i akdinin devrinde içinin
haklarn koruyucu nitelikte olmakla beraber
devir esnasnda içiden alnacak muvafakatin
yazl olmas daha uygun olurdu. Bilim kurulu taslanda getirilmi olan i akdinin devrine ilikin hüküm TBMM’de kabul edilmemitir. Uygulamada ortaya çkm olan ve esasen
Borçlar Kanunu’nun 320. maddesi çerçevesinde gerçekletirilmesi mümkün bulunan i akdinin devri kurumunu içiyi koruyucu hükümler
getirmek suretiyle düzenleyen tasar hükmünün Kanunu’na alnmamas kanmza göre
isabetli olmamtr.
VI. VERENN BORÇLARI
1. Ücret Borcu
a) Ücretin Ödenmemesi Nedeniyle
çinin Çalmaktan Kaçnmas
Kanunu’nun 34. maddesinde ücreti ödeme
gününden itibaren yirmi gün içinde ödenmeyen içilerin i görme borcunu yerine getirmekten kaçnma hakk düzenlenmitir. Bilim kurulu
taslanda bu durumdaki içilerin çalmadklar süre içinde ücrete hak kazanacaklar açkça
öngörülmütür. Bu düzenleme Kanunu’nun
34. maddesine alnmamtr. Yargtay içilerin
i görme borcunu yerine getirmekten kaçnd
bu sürenin ücretini iverenden isteyemeyecekleri sonucuna varmtr38.
Konuya pozitif hukuk açsndan yaklaldnda öretideki baskn görü dorultusunda
bu dönemde içi ücretlerinin ödenmesi gerektii kansn tayoruz39. Ancak olmas gereken
hukuk açsndan da bilim kurulu taslanda olduu gibi içilerin çalmadklar sürece ücrete
hak kazanacaklar yasada yer almaldr. Aksi
takdirde, K 34’de öngörülen ii brakma hakk
sadece kât üzerinde kalacak, içilerin bu hakk kullanmas fiilen olanaksz hale gelecektir.
Bunun gibi, bu durumda iverene dolayl bir
biçimde istedii zaman ücretsiz izin uygulama
olana verilmi olacaktr. Ücretsiz izin uygulama önerisi içiler tarafndan kabul edilme14
yen (K 22) veya bu konudaki önerisinin kabul
edilemeyeceini tahmin eden iveren ücretleri
ödememek suretiyle içileri K 34’deki haklarn kullanmaya zorlayabilecektir. Öte yandan,
Kanunu’na göre i sal ve güvenlii önlemlerinin alnmamas nedeniyle i görmekten
kaçnan içilere ücretleri ödenirken (K 84/3),
ücretleri ödenmedii için ayn yola bavuran içilerin ücretlerinden yoksun kalmas tutarl bir
sonuç olarak kabul edilemez.
b) Ücretin Zamanam
Kanunu’nun 32. maddesinin son fkrasna göre “Ücret alacaklarnda zamanam süresi be yldr”. Bilim kurulu taslann gerekçesinde belirtildii gibi “Borçlar Kanunu’nun
alacaklar bakmndan geçerli olan on yllk zamanam süresinin istisnasn oluturan, ücret
alacaklarnn tabi olduu be yllk zamanam
süresi…genel ilke ile uyumlu hale “getirilmek
amacyla kurul tarafndan on yla çkarlmtr.
Ne var ki, içi ücretlerinin korunmas açsndan
isabetli olan bu düzenleme TBMM’nde kabul
görmemi ve bu haliyle yasalamtr. Ücret nitelii tamayan alacaklar on ylda zamanamna urarken, içilerin büyük bir çounluunun
yegane geçim kaynan oluturan ücretlerin
be ylda zamanamna uramasn hakl gösterecek bir gerekçe bulabilmek güçtür. çilerin
haklarnn kayba uramamas ve bilim kurulu
taslann gerekçesinde belirtildii gibi dier
içilik alacaklar ile uyum salanabilmesi için
ücretlerin on ylda zamanamna urayacann öngörülmesi isabetli olacaktr.
2. çiyi Gözetme Borcu
Türk hukukunda içinin veya hak sahiplerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karlanmayan i kazas veya meslek hastalndan
doan zararlarndan iveren sorumludur. Bu
kiiler ilk önce sosyal sigortalardan haklarn
almaya çalrlar, ancak sosyal sigortalar tarafndan genellikle maddi zararlarnn sadece
bir ksm karland için zararlarnn tümü
için bu kez ivereni dava ederler. Kanmza
göre, olmas gereken hukuk açsndan i kazalar ve meslek hastalklar sonucunda içinin
veya hak sahiplerinin urad zarar Fransz,
HAZRAN ’09
Alman ve sviçre hukuklarnda olduu gibi
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafndan karlanmaldr40. Bu kazalanan içiler ve hak sahipleri açsndan daha güvenli bir yoldur. Çünkü
zararlar sosyal sigortalar tarafndan karlannca, bunlarn maddi zararlar için ivereni
dava etmelerine ihtiyaç kalmayacaktr. Baka
bir ifadeyle, mevcut durumdan farkl olarak
haklarn almak için iki ayr alanda yani hem
SGK’na hem de iverene kar ura vermekten kurtulacaklardr.
Kazalanan içi veya ölümü halinde hak sahipleri baz durumlarda iverenlerden dava yoluyla haklarn alabilme konusunda güçlükle
kar karya kalmaktadrlar. Haklar konusunda yeterince bilgi sahibi olmamalar, ilerini
kaybetme endiesi ile dava açma yoluna gidememeleri, talep edebileceklerinin çok altnda
miktarlar karlnda iverenlerle anlama durumunda kalmalar gibi nedenlerle haklarnn
karln birçok hallerde elde edememektedirler. Buna karlk, yabanc ülkeler hukukundaki çada geliim çizgisine de uygun düen
önerdiimiz yönde bir sistemin getirilmesi halinde haklarn eksiksiz ve daha kolaylkla alabileceklerdir41.
Bu sistemde de Sosyal Güvenlik Kurumu,
içilere veya hak sahiplerine yapt ödemeleri, kusur sorumluluu ilkesi çerçevesinde iverenlere rücu edecektir (SSGSK 21). Baka bir
deile, sosyal sigorta, sigortallara veya hak
sahiplerine daha fazla ödeme yapacak, ancak
bunlar geni ölçüde rücu davas yoluyla kusurlu iverenlerden alacaktr42.
3. Eit Davranma Borcu
4857 sayl Kanunu 1475 sayl Yasa’dan
farkl olarak ayrm yasan düzenlemi ve bunun yaptrmna yer vermitir. Oysa genel eitlik
ilkesi sadece ayrm yasa hallerini yani kiinin
insan olmasndan kaynaklanan ve deitiremeyecei cinsiyeti, rengi, rk gibi ya da deitirmesi istenemeyecek siyasal görüü, felsefi
inanc, dini gibi özelliklerini deil, ayn zamanda bundan baka nedenlerle gerçekletirilecek
eitsizlikleri de kapsar. verenin genel anlamda eit davranma borcu olarak adlandrabileceimiz, ayrm yasaklar dnda ortaya çkabi-
SCL
lecek bu haller Kanunu’nun 5. maddesinde
düzenlenmemitir43.
Buna karlk, Anayasann 10. maddesi yoluyla iverenin genel anlamda da eit davranma borcunun bulunduu sonucuna varlabilir.
Çünkü, “Herkes… kanun önünde eittir”, “Hiçbir kiiye… imtiyaz tannamaz” ifadelerinin yer
ald anlan madde hem ayrm yasan, hem
de bunun dnda genel anlamda eit davranma borcunu dier deile genel eitlik ilkesini
düzenler44. Anayasann balaycl ve üstünlüünü hükme balayan 11. maddesi gerei Anayasann ilke ve kurallar özel hukuk ilikilerinde de uygulanacandan genel eitlik ilkesi i
ilikilerinde de uygulanr45. Her ne kadar Anayasann 10. maddesi gerei ayn sonuca varlabilmekteyse de yaplacak kanun bakmndan
Kanunu’nun 5. maddesinde ayrm yasa yannda iverenin genel anlamda eit davranma
borcunun bulunduuna da yer verilmesi uygun
olacaktr.
Ayrmclkla mücadele ve özellikle kadnerkek eitlii sorunu Avrupa Birlii’nin isabetli
olarak en duyarl olduu konularn banda yer
alr. AB’nin bu konuda öngördüü birçok yönerge bulunmaktadr46. Bu balamda ilerleme raporlarnda, AB mevzuatnda yer alan rksal veya
etnik köken, din ve inanç, özürlülük, ya ve
cinsel eilimden ötürü ayrmclnn önlenmesi
ve ie alnma, ispat yükü, ebeveyn izni, ikâyet
hakk, eitlik kurulu gibi eitlikle ilgili konularn
Kanunu’nda yer almas gerektii ileri sürülmektedir. Bu önerilerin bir ksmnn yeteri kadar
isabetli ve hakl olduu söylenemez.
Her eyden önce, her ne kadar ilerleme raporlarnda baz ayrm yasaklarnn mevzuatmzda öngörülmedii ileri sürülüyorsa da, rk,
din ve mezhep nedeniyle ayrm yaplamayaca esasen K 5’de yer almtr. Kald ki, anlan
maddede snrl bir saym yaplmam “benzeri
sebeplere” de yer verilmitir. Özürlülük, ya ve
cinsel eilim benzeri sebepler içinde düünmek mümkündür. Ayrca, “özürlülük” Özürlüler Kanunu’nda yeni Türk Ceza Kanunu’nun
122. maddesinde ayrm yasaklar arasnda saylmtr.
Ayn ekilde, ie almada ayrm yaplmas da
ad geçen maddede cezalandrlmtr. Esasen,
15
HAZRAN ’09
SCL
Doum oranlarnn düük olmas
nedeniyle Avrupa Birlii ülkelerinde
bu oran artrmak amacyla getirilen
ebeveyn iznine ilikin Yönergenin
ülkemizin koullarna uygunluu
tartmaya açktr.
ie almada edim yükümlülüklerinden bamsz
borç ilikisini ihlal eden bir durum (culpa in
contrahendo) söz konusu ise borçlar hukuku
sistemimize göre tazminat hakk doar.
spat yükü konusunda, Kanunu içinin iverenin eit davranma borcuna aykr davrandn ispat yükü altnda olduunu öngörmekle
birlikte, içi bir ihlalin varl ihtimalini güçlü
bir biçimde gösteren bir durumun varln ortaya koyduu takdirde, ispat yükünün yer deitirdiini bu kez iverenin böyle bir ihlalin
bulunmadn ispatlamas gerektiini hükme
balamtr (m. 5/7). Bu nedenle ad geçen hüküm, gerekçesinde de belirtildii üzere AB’nin
97/80 sayl yönergesine uygundur47.
4857 sayl Kanunu (m. 74) ve ilgili yönetmelikler çalan kadnn ve analn korunmas konusunda ileri admlar atm ve uluslararas
normlara uygun düzenlemeler getirmitir48. Ayrca, 7.5.2004 tarihli ve 5170 sayl Yasa’yla Anayasann 10. maddesine kadnlarn erkeklerle
eit haklara sahip olduu, devletin bu eitliin
yaama geçmesini salamakla yükümlü bulunduu hüküm eklenmitir. Kadnlarn korunmas
konusunda bir örnek vermek gerekirse, analk
izni ILO’nun 183 sayl Sözlemesi’ne göre 14
hafta (m. 4), Avrupa Sosyal art’na göre ise 12
hafta (m. 8) olmasna karlk Kanunumuza
göre bu sürenin 16 hafta olduu söylenebilir
(m. 74/1).
Doum oranlarnn düük olmas nedeniyle
Avrupa Birlii ülkelerinde bu oran artrmak ve
kadnlarn igücüne katlmn salamak amacyla getirilen ebeveyn iznine ilikin 96/34 sayl yönergenin, doum orannn göreli olarak
yüksek olduu ülkemizin koullarna uygunluu tartmaya açktr49.
Buna karlk, 2002/73 sayl AB Yönergesine uygun olarak ilerleme raporlarnda yokluu
16
eletirilen, ayrmclk uygulananlarn korunmasna ilikin bir kurumsal yapnn oluturulmasn
amaçlayan eitlik kurumu 50 ile eitlik ilkesinin
uygulanabilmesi için bu konuda meru çkar
olan derneklerin ve kurulularn ikâyetçi adna tüm adli ve idari prosedürlerde yer almasn
salayacak hukuki düzenlemeler de önümüzdeki dönemin gündeminde bulunmaktadr.
VII. AKDNN FESH
1. Güvencesinin stihdama Etkisi
Her ne kadar, daha ziyade liberal ekonomik yaklam tarafndan i güvencesinin piyasa
ekonomisinin ileyiine zarar verdii ve istihdamn maliyetini artrmas nedeniyle istihdam
engelledii ileri sürülüyorsa da, bu konudaki
aratrmalar i güvencesi ile istihdamn olumsuz etkilenmesi arasnda dorudan bir ilikinin
varln kantlamamaktadr. Aratrmalara göre
bu konu karmak ve birçok faktörün etkisine
açk bir nitelie sahiptir. Her ülkenin kendine
özgü sorunlar, kendi iç dinamikleri i yaratma
potansiyelini etkileyebilmekte, bir ülkede baarl olmu politikalar dierinde ayn sonucu
vermeyebilmektedir. Kesin bir yargya varabilmek için o dönemde ülke ekonomisini etkileyen iç ve d konjonktürün ve istihdam etkileyebilecek dier bamsz deikenlerin de göz
önünde tutulmas gerekmektedir51.
Kat olmayan, dengeli bir i güvencesi sistemi kanmza göre de istihdam üzerinde iddia
edildii gibi olumsuz etkiler yaratmaz. Çünkü, her eyden önce i güvencesi sisteminin
temelinde esasen içinin istihdamda tutulmas
yatar52. Piyasa ekonomisi koullarnda giriimci olan iveren, mal veya hizmet üretimi için
gerekli (nitelikli) içiyi ileride fesih srasnda
yaayabilecei güçlükleri ve feshin maliyetini
düünerek ie almaktan kaçnmaz. Sadece ie
ald içinin seçiminde titiz davranr.
Kald ki, i güvencesi sistemi i akdini fesih olanan bütünüyle iverenin elinden almamakta, sadece yasada belirtilen geçerli nedenlere dier deile iletme gereklerine ya da
içinin yetersizlii veya davranlarna dayandrmasn aramaktadr. akdinin feshinde geçerli nedenlerin bulunmas halinde içiyi iten
HAZRAN ’09
çkarmann i güvencesinin olmad 1475 sayl Yasann sistemine göre daha maliyetli olduu da ileri sürülemez. güvencesinin temel
hedefi, i akdinin feshinde sübjektifliin önlenmesidir53. Bu nedenlerle i güvencesinin piyasa
kurallarn (ekonomisini) ihlal ettii veya istihdam engelledii söylenemez.
Öte yandan, anayasamzda yer alan sosyal
devlet ilkesi (m. 2) ve çalma hakknn korunmas (m. 49) ile i hukukunun etkinliinin
salanmas baka bir söyleyile i hukukunun
yaama geçirilebilmesi i güvencesinin getirilmesini zorunlu klan güçlü gerekçelerdir54.
2. Güvencesinin Kapsam
Bilim kurulu taslanda ve 4773 sayl Yasada
on ve daha fazla içi çaltran iyerleri feshe kar koruma kapsamna alnm iken, 4857 sayl Kanunu otuz ve daha fazla içi çaltran iyerlerini i güvencesinin uygulama alanna almtr (m.
18). Ülkemizde küçük iyerlerinin oran yüksek
olduundan toplam iyerlerinin %90’ndan fazlas, içilerin ise yaklak %50’si kapsam dnda
kalmaktadr55. güvencesi sistemini uygulayan
ülkelerin hiçbirinde otuz içi ölçütü kabul edilmemi olup ülkelerin bir ksmnda bir snrlama
getirilmeksizin tüm içiler feshe kar korunmu,
bir ksmnda ise 5 ila 15 içi çaltran iyerleri
istisna kapsamna alnmtr56.
Kanunu’nun i güvencesinin kapsamn
bu ölçüde snrlandrlmas i hukuku öretisinde hakl eletirilere konu olmutur57. Her
eyden önce böyle bir sonucun 158 sayl ILO
Sözlemesi’nin 2. maddesinin 5. fkrasna uygun dümedii açktr. Çünkü sözleme iletmenin büyüklüü ve nitelii açsndan esasl
sorunlar bulunan durumlarda ancak snrl bir
kategorinin feshe kar koruma kapsam dnda braklabileceini kabul etmektedir58.
Bunun gibi, i güvencesinden yararlanma
hakkn otuz ve daha fazla içi çaltran iyerlerindeki içilerle snrlandran Kanunu hükmü Anayasann 10. maddesinde yer alan eitlik
ilkesine aykrdr. Kanunu’nun söz konusu
hükmün ayn durumda olan bu kadar büyük
sayda bir içi kitlesini kapsam dnda brakmas, Anayasann 10. maddesinde güvence altna alnan kiilerin kanun önünde eitlii temel
SCL
hakkna haksz bir snrlama nitelii tar59. Ne
var ki, Anayasa Mahkemesi bu konuda bir Anayasaya aykrln bulunmad görüündedir60.
Anayasa Mahkemesinin bu kararna karn görüümüzü muhafaza ediyoruz.
Belirtelim ki, Yargtay isabetli bir kararyla
bu hükmü yumuatm ve otuz içi ölçütünün
nispi emredici nitelikte olduunu hükme balamtr61. Bu karar ile Yüksek Mahkeme toplu
i sözlemesi özerklii çerçevesinde K 18/1’de
öngörülen otuz içi koulunun daha aa snrlara çekilebilecei gibi tamamen göz ard da
edilebileceini kararlatrmtr62.
3. Yeni Arama zni
Kanunu’nun 27. maddesine TBMM’de
sonradan 3. fkrann eklenmesi nedeniyle kanun teknii ile badamayan ve çelikili bir durum ortaya çkmtr. Gerçi, bu hükümleri, yeni
i arama izni verilmeyen içinin çalt süreye
ilikin ücreti yannda, bu süre içinde çaltrld için o süreye ilikin ücretini ayrca yüzde
yüz zaml olarak alaca eklinde yorumlamak
mümkündür63. Bu fkralar tek bir fkra içinde,
iveren yeni i arama izin vermez veya eksik
kullandrrsa o süreye ilikin ücretin üç kat tutar içiye ödenir eklinde düzenlenmesi uygun
olacaktr.
4. Sosyal Seçim Ölçütü
Yargtay bir süreden beri verdii kararlarda
K 18 uyarnca iletmenin veya iin gerekleri
nedeniyle i akdinin iverence feshinde sosyal
seçim ölçütüne de uyulmas gerektiini kararlatrmaktadr64. Alman Feshe Kar Koruma
Kanunu’nda iten çkarlacak içilerin seçiminde sosyal durumlarna ilikin ölçütlerin göz
önünde tutulacan düzenleyen bir hüküm (§
1/3) yer almasna karn Kanunu’nda böyle
bir kurala yer verilmemitir. verenin i akitlerini feshederken hukukumuzda yasal dayana bulunan eit davranma borcuna ve ayrm
yasana uygun davranmas gerekir. Bunun
dnda kalan hallerde iletme veya iin gerei söz konusu ise, iveren dier yasal koullar
yerine getirdii takdirde sosyal seçim ölçütüne
uymak zorunda olmakszn fesih hakkn kullanabilir65.
17
HAZRAN ’09
SCL
5. spat Yükü
güvencesine tabi içiler bakmndan Kanunu’nun 20. maddesinin 2. fkras gereince “Feshin geçerli bir sebebe dayandn ispat
yükümlülüü iverene aittir. çi, feshin baka
bir sebebe dayandn iddia ettii takdirde, bu
iddiasn ispatla yükümlüdür”. Kanunu’nun
21. maddesindeki i güvencesi tazminatn deil de Sendikalar Kanunu’nun 31/6. maddesindeki en az bir yllk ücreti tutarndaki sendikal
tazminat talep eden içi, iverenin iten çkarmann örnein iletme gereklerine dayandn
ispat edememesi ile yetinmeyecek, feshin sendika üyeliine veya sendikal faaliyetine dayandn ispatlamak zorunda kalacaktr.
Oysa ki, i güvencesinin kapsam dnda
kalan içi mevzuatmza göre bu konuda daha
avantajl durumdadr. akdinin feshi nedeniyle sendikal tazminat talep etmesi halinde SK
31/7 gerei ispat yükü iverendedir. Kanmza
göre, yaplacak kanun bakmndan i güvencesine tabi içilerin aleyhine olan ispat yükü
konusundaki bu çelikili durumun giderilmesi
gerekir66.
6. Bota Geçen Sürelere likin
Ücretin Ödenmesi
e iade davasnda yarg organndan i akdinin feshinin geçersizlii yönünde karar alan
içi, i güvencesi tazminatna hak kazanaca
gibi ayrca ie balatlsn veya balatlmasn
bota geçen sürelere ilikin ücretinin ve dier
haklarnn en çok dört aylk ksmn isteyebilir (K 21/3). Ülkemizdeki uygulama ve dava
yükü göz önünde tutulduunda ie iade davalarnn bu süre içinde tamamlanmasnn genellikle mümkün olmad bilinmektedir. Yarg organnn feshin geçersizliine karar vermesinin
teorik olarak anlam, bozucu yenilik douran
hakkn iverence kullanlmasnn i ilikisini
batan itibaren hiç etkilememesi, bu ilikinin
taraflar arasnda hiç kesilmeksizin devam etmesidir. Bu nedenle, yasada yaplacak deiiklikle bu durumda içiye sadece dört aylk
deil tüm bota geçen süreye ilikin ücretinin
ve dier haklarnn ödenmesinin salanmas
gerekir67. Davalarn uzun sürmesinin bedeli ge18
nellikle ekonomik bakmdan güçsüz olan içilere yükletilmemelidir. Sorunun köklü çözümü
kukusuz yarg reformunun, bu arada i yargs
reformunun gerçekletirilmesi ile ilgilidir.
7. Deiiklik Feshi
4857 sayl Kanunu’nun 1475 sayl Yasaya göre getirdii önemli ve isabetli yeniliklerden biri de Alman çileri Feshe Kar Koruma
Kanunu’nda (§ 2) yer alan deiiklik feshine
benzer bir düzenlemenin hukuk sistemimize
girmi bulunmasdr. Her ne kadar içilerin
hakl nedenle fesih hakkna ilikin 4857 sayl Yasa’nn 24. maddesi düzenlenirken, 22.
maddede deiiklik feshi getirildii için, 1475
sayl Yasann 16/II, e maddesinde yer alan
“i artlar esasl bir tarzda deiir”se içinin
derhal fesih hakkn kullanabilecei yolundaki hükmün 24. maddenin II. bendine konulmamas, i güvencesinin kapsam dnda kalanlarn da deiiklik feshine ilikin K 22’den
yaralanacaklarn açk olarak kantlyorsa da,
öretide bu konuda çkan tereddütleri68 giderebilmek için K 22’nin Kanunu’na tabi tüm
içilere uygulanaca yasada açkça belirtilmelidir.
Kanunu’nun 22. maddesine göre içi deiiklik önerisini kabul etmemise iveren fesih
için baka bir geçerli nedenin bulunduunu
veya deiikliin geçerli bir nedene dayandn yazl olarak açklamak suretiyle i akdini
feshedebilir. Görüldüü gibi bu hüküm feshin
deil, sadece iverenin yapmak istedii deiikliin geçerli bir nedeninin bulunmasnn meru
bir fesih için yeterli olduu izlenimini vermektedir. Hükmün bu yönde anlalmas, yasaya
aykr olarak iveren lehine geçerli fesih nedenlerinin geniletilmesi ve yasann amaçlad
feshe kar korumann zayflatlmas sonucunu
dourur. Bu ekilde K 18’de yer alan emredici
ve snrlayc nitelikteki geçerli fesih nedenleri
dnda deiikliin geçerli bir nedene dayanmas gibi yeni bir fesih nedeni yaratlm olur69.
Bu nedenle, “deiikliin geçerli bir nedene
dayandn” ibaresinin K 22’den çkarlmas
uygun olacaktr.
Kanunu’nun 22. maddesinin 2. fkrasnda
“Taraflar aralarnda anlaarak çalma koul-
HAZRAN ’09
larn her zaman deitirebilirler” hükmü yer
almtr. Bu hüküm, çalma koullarnda taraflarn anlamasyla esasl deiiklie gidilebileceini ancak bunun için K 22/1 ‘de öngörülen usule uyulmas gerektiini, içinin reddi
halinde deiiklik feshine bavurulacan teyid eden bir düzenleme olarak yorumlanmaldr70. Böyle bir yoruma gidilmemesi halinde
K 22/2 hükmü ile K 21/1 ‘de getirilmi olan
deiiklik feshine ilikin hüküm anlamsz hale
getirilmi olacaktr. Buna karlk, K 22/2’nin
yasada yer almamas durumda herhangi bir
deiiklik yaratmayacandan yasadan çkarlmas daha isabetlidir71.
Bilim kurulu taslanda iverence çalma
koullarnn deitirilmesi hakknn sakl tutulduu hallerde K 22’nin uygulanmayaca belirtilmiti. TBMM’nde bu hüküm yasaya
alnmamtr. Kanunu’nun 22. maddesi balamnda çalma koullarnda esasl deiiklik
yapma hakknn sakl tutulmasnn geçerlilii
ve bunun snrlar konusu tartmaldr72. Bunun gibi, hukukumuzda deiiklik kaytlarnn
içerik denetimine tabi tutulmasna pozitif bir
dayanak bulmak güç gözükmetedir73. Kanmza göre, olmas gereken hukuk açsndan
mevzuatmzda yaplacak bir düzenlemeyle iç
yönetmeliklerde yer alacak iverenin çalma
koullarnda deiiklik yetkisini sakl tutma
kaytlarnn içerik denetimine tabi tutulmasna
olanak tannmaldr74.
8. çinin Savunmasnn Alnmas
158 sayl ILO Sözlemesi’nin 7. maddesine
uygun bir biçimde i güvencesi kurallarnn
kapsamna giren i ilikilerinde, içinin davran veya verimi ile ilgili nedenlerle sözlemenin süreli feshinde içinin savunmasnn alnmas zorunludur (K 19/2). Ne var ki, i akdinin
iverence içinin ahlak ve iyi niyet kurallarna
uymayan davranlar iddiasyla K 25/II’ye göre
derhal feshinde içinin savunmasnn alnmas
söz konusu deildir (K 19/2, 25/son). Kanmza göre, içiye daha hafif bir kusurun yüklendii hallerde savunmasnn alnmas buna karlk
daha ar bir kusurun yüklendii ve onu bildirim süreleri (ihbar tazminat) ile kdem tazminat hakkndan yoksun brakan K 25/II’ye göre
SCL
derhal fesihlerde bu olanaktan yararlandrlmamas hem açk bir çeliki nitelii tamakta hem
de adalet ve hakkaniyete uygun bulunmamaktadr75. Bu nedenle, K 25/II uyarnca yaplacak
fesihlerde de içinin savunmasnn alnmas gerei Kanunu’na konulmaldr.
9. Kdem Tazminat
4857 sayl Kanunu’nda kdem tazminatna ilikin bir düzenleme yaplmam, Geçici
6. maddede kdem tazminat fonu kuruluncaya
kadar 1475 sayl Yasa’nn 14. maddesinin yürürlükte kalaca öngörülmütür. Hukukumuzda 4857 sayl Yasa ile i güvencesi hükümleri getirilmi ve 4447 sayl Yasa ile de isizlik
sigortas hükümleri yürürlüe girmitir. Bu
durumda, kdem tazminat hakk kaldrlmakszn, “i güvencesi”, “isizlik sigortas” ve “kdem tazminat”nn hem ülkenin hem taraflarn
çkarlarna uygun adil ve objektif bir dengeye
kavuturulmas gerekmektedir.
Kanmza göre bu konuda bilim kurulu tarafndan hazrlanm kdem tazminat fonu
taslann ele alnarak yasalatrlmas uygun
olacaktr76. Kdem tazminat fonunun oluturulmasyla içiler bu tazminatlarn alabilmek
için iverenleri ile kar karya kalmaktan kurtulacaklar, iverenler de iletmelerinin geleceini tehdit edebilecek ani tazminat ödemeleri
nedeniyle güçlük içine dümeyecekler, kdem
tazminatlarn aylk primler eklinde zamana
yaylmasyla ödeme güçlüü yaamayacaklardr77.
Uygulamada birçok içi iyerindeki hizmetlerinin karln oluturan kdem tazminatlarn örnein istifa etmeleri, belirli süreli i akdinin
kendiliinden sona ermesi, iverenin ödeme
aczi içine dümesi gibi nedenlerle elde edememektedir. Fonun öngörülmesiyle i akitleri
hangi nedenle sona ermi olursa olsun içilerin
geçmi hizmetleri kdem tazminat açsndan
deerlendirilmi olacaktr.
Görüldüü gibi, iyi düzenlendii takdirde
kdem tazminat fonu hem içilerin hem de iverenlerin yararna ilevler yerine getirebilir.
Buna karlk aradan dört yl geçmi olmasna
karn hazrlanm olan yasa taslann kanunlamas mümkün olmamtr.
19
HAZRAN ’09
SCL
VIII. ÇALIMA VE DNLENME
SÜRELER
1. Çalma Sürelerinin Denkletirilmesi
4857 sayl Kanunu’nda getirilen en köklü deiikliklerden biri de çalma sürelerinin
düzenlenmesine ilikin hükümlerde gerçeklemitir. Bu hükümlerin öngörülmesindeki temel
düünce, Avrupa Birlii normlarna uyum salamak yannda, 1475 sayl Yasa döneminde
eletiri konusu olan kat düzenlemelerin yerine
esnek çalma sürelerinin hükme balanmas
ve iletmelerin rekabet gücünü artrmaktr78.
Kanunu’ndaki çalma sürelerine ilikin hükümler AB’nin 93/104 ve 2003/88 sayl Yönergelerine genellikle uygundur.
Kanunu’nun 63. maddesinin 2. fkrasnda
getirilen iki aylk denkletirme süresinin ksa
olduu söylenebilir. Denkletirme süresinin
yasal olarak dört aya çkarlmas hem 2003/88
sayl AB yönergesine uygun (m. 16/6), hem
de hükmün uygulanabilirliinin salanmas ve
tevik edilmesi açsndan isabetli olacaktr79.
Buna karlk, denkletirme yaplan hallerde
haftalk azami çalma süresine bir snr getirilmemi olmas kabul edilemez. Bu durumda
günlük çalma süresi fazla çalma saylmakszn on bir saate kadar çkabileceine göre,
haftada alt gün çallan iyerlerinde -her ne
kadar içiye daha sonra dinlenme olana salansa da- haftalk çalma süresi 66 saate kadar
yükselebilecektir. sürelerini esnekletirmenin snrn içilerin salnn korunmas oluturur. Haftada 66 saat çalmann i salna ve
güvenliine uygun dümeyecei açktr80. AB
tarama sürecinde de bu konu gündeme gelmi
ve Türkiye’den bilgi istenmitir. Yaplacak yasal düzenlemeyle denkletirme yaplan hallerde haftalk azami çalma süresi makul bir snr
olarak belirlenmelidir.
lerinde toplu içi çkarmalarn getirecei mali
yüklerden kurtulmalarn salayarak iverenlerin bu dönemleri daha hafif atlatmalarna
olanak tand gibi, bu tür iten çkarmalarn
yarataca sosyal sorunlar de engelleyici niteliktedir. Yasann belirli koullarda iverenlere
böyle bir olanak tanmasnn temelinde içilerin istihdamnn korunmas düüncesi yatar81.
Kanunu’nun 65. maddesinde düzenlenmi
olan ksa çalmann koullarndan biri genel
ekonomik krizin varldr. Kanmza göre, Çalma Bakanl’nn onayn sakl tutarak yaplacak yasa deiikliiyle sektörel krizlerde de
ksa çalmaya olanak tannmaldr82. Çünkü
ksa çalma uygulama olanann bu ölçüde snrlandrlmas bu kurumdan beklenen yararlar
azaltmaktadr. Koullar olutuu takdirde ksa
çalmaya gidilebilmesi yukarda da belirtildii gibi hem içilerin hem de iverenlerin yararnadr. Türkiye Kurumu’nun fonlarnn iyi
durumda olmas ksa çalma uygulamalarnn
bu yönde geniletilmesine olanak salayacak
niteliktedir.
3. Yllk Ücretli zinler
Avrupa Birlii tarafndan Kanunu’nun yllk ücretli izine ilikin düzenlemeleri (K 53 vd.)
iki açdan eletirilmektedir. AB’nin 2003/88 sayl Yönergesi’nin 7. maddesine göre yllk ücretli izne hak kazanlmasnda asgari bir çalma süresi aranmakszn, içiye çalt süre ile
orantl olarak ve ylda asgari dört hafta yllk
ücretli izin verilir. Bu durumda AB normlarna
uyum salanmas için K 53’de yer alan izne
hak kazanlmasnda en az bir yl çalm olma
koulunun kaldrlmas ve ylda dört haftann
altndaki izin sürelerinin yönergeye uygun hale
getirilmesi gerekmektedir83.
IX. SALII VE GÜVENL
1. Sal ve Güvenlii Mevzuat
2. Ksa Çalma
Ekonomik kriz dönemlerinde (veya zorlayc nedenlerin varlnda) iverenler içi çkararak krizi atlatmak yerine, ksa çaltrma yoluna
giderek riski içiler arasnda paylatrabilirler.
Ksa çalmalar geçici ekonomik kriz dönem20
hukukunun en önemli amac her eyden
önce içilerin yaamlarn ve beden bütünlüklerini korumak olmutur. Sosyal Güvenlik Kurumu istatistikleri incelendiinde ülkemizde
yllar içinde i kazalarnda anlaml bir azalma
olmad gözlenmektedir. Bu konudaki dünya
HAZRAN ’09
istatistiklerinde de ülkemizin ne yazk ki listelerin ön sralarnda yer ald görülmektedir.
Böylesine önem tayan bir konuda 4857 sayl Kanunu 1475 sayl Yasaya göre birçok
yeni ve çada hükümler getirmi, hukuki kurumlara yer vermitir. Bu yasaya uygun olarak
da i sal ve güvenliini korumay amaçlayan çok sayda yönetmelik öngörülmütür.
Bununla beraber, öteden beri önerimiz birçok ülkede görülen eilime ve baarl örneklere84 uygun olarak i sal ve güvenlii mevzuatmzn bamsz bir yasa içinde toplanmasdr85.
Bu konuda bir yasa tasla hazrlanmsa da bu
taslak tatmin edici olmaktan uzaktr86.
sal ve güvenlii konusunda yürürlüe
konulan yönetmelikler87 bu konudaki Avrupa
Birlii yönergelerinin bire bir çevirisi niteliindedir88. Söz konusu yönetmeliklerin yönergelerin bire bir çevirisi olmas AB tarafndan ilerleme raporunda eletirilmektedir89. Ayrca bu
yönetmelikler eski i sal ve güvenlii tüzük
ve yönetmeliklerine göre çok ksa olup sadece
uyulmas gereken genel esaslar kapsamaktadr90. Bu özellikleri ile bu konuda tüm ilgililere yol gösterici olmaktan uzaktrlar. Kanmza
göre, sadece çeviri yönteminden vazgeçilerek,
ülke koullarna uygun, kapsaml, kazüistik,
uyulmas gereken kurallar ve teknik i güvenlii normlarn ayrntl olarak düzenleyen yönetmelikler öngörülmelidir91.
Bu balamda Dantay tarafndan iptal edilmi olan Sal ve Güvenlii Yönetmelii,
yukarda belirttiimiz özelliklere uygun bir biçimde ve tüzük olarak yeniden düzenlenmelidir. Ayn ekilde, ksmen iptal edilmi olan i
güvenlii ile görevli mühendislere ve iyeri hekimlerine ilikin yönetmeliklerin de yürürlüe
konulmas gerekir.
2. verenin Yükümlülüü
veren sadece i sal ve güvenlii mevzuatnda yazl önlemleri almakla her zaman
yükümlülüünü yerine getirmi saylamaz. veren iyerinde mevzuatta öngörülmemi ancak bilimsel ve teknolojik gelimelerin gerekli
kld dier i sal ve güvenlii önlemlerini
de almak zorundadr92. Bilim kurulu taslanda
bu husus açkça belirtilmi ve iverenlerin i
SCL
sal ve güvenlii konusunda “bilim ve teknolojideki gelimeleri izlemek ve uygulamak
zorunda” bulunduklar hükmüne yer verilmitir (m. 79/1). Ne var ki, hükümet tasarsnda
bu hüküm isabetsiz olarak93 metinden çkarlmtr.
3. yerinin Güvenlii Konusunda
Örgütlenmesi
a) Sal ve Güvenlii Kurullar
sal ve güvenlii literatüründe isabetli
bir özdeyi vardr: “Önleme iyerinden balar”.
Gerçekten, i sal ve güvenlii konusunda
alnabilecek tüm önlemler içinde belki de en
önemlisi iyerinin bu konuda iyi bir biçimde
örgütlenmesidir. sal ve güvenlii kurullar iyerinin bu konuda örgütlenmesinin en
önemli unsurunu olutururlar94.
4857 sayl Kanunu’nda 1475 sayl Yasadan farkl olarak bu kurullar sadece danman
kurul olmaktan çkarlm, yaptrm gücüyle donatlm, kararlar balayc hale gelmitir (m.
80/2). verenin i sal ve güvenlii kurulunun kararlarna uymamas idari para cezas gerektirdii (K 105/2) gibi, bu nedenle i kazas
veya meslek hastal meydana gelirse iveren
kural olarak kusurlu saylr.
sal ve güvenlii kurullar, sanayiden
saylma ve alt aydan fazla sürekli ilerin yaplmas koullar yannda devaml olarak en az elli
içi çaltran iyerlerinde kurulur. Ne var ki,
ülkemizde küçük iletmelerin oran yüksektir95.
statistiklere göre ise küçük iletmelerde büyük
iletmelere oranla i kazalar daha sk meydana
gelmektedir. 50’den az içi çaltran iyerleri
söz konusu kurullarn getirebilecei katklardan yoksun kalacaklardr. Bu nedenle, küçük
iletmelerin bir araya gelerek ortak i sal ve
güvenlii kurullar oluturmalarn zorunlu klan bir yasa deiikliine gidilmelidir96.
b) yeri Hekimleri, Güvenlii
Mühendis ve Teknik Elemanlar
Bilim kurulu tarafndan hazrlanan taslakta
iverenlerin iyeri hekimlerine ve salk personeline koruyucu hekimlik, i sal ve güvenlii, ilk yardm ve acil tedavi konularnda
21
HAZRAN ’09
SCL
eitim verilmesini salayaca kuralna yer verilmi ancak bu hükmün yasalamas mümkün
olmamtr. Oysa kanmza göre, Yasada 1973
tarihli Alman yeri Hekimleri, Güvenlii
Mühendis ve Uzmanlar Hakkndaki Kanun’da
düzenlendii gibi (§ 2/3) iyeri hekimlerinin
ve salk personelinin eitiminin iverenlerce
salanaca, eitim masraflarnn iverenlerce
karlanaca, eitim için geçirilecek sürelerde
çallmakszn ücrete hak kazanlaca ve içinin ücretinden bu nedenle herhangi bir kesinti
yaplamayaca da açkça öngörülmelidir.
yeri hekimi istihdam ve iyeri salk birimi oluturulmas için iyerinde devaml olarak
en az elli içi çaltrlmas gerektiinden küçük
iyerlerinin içileri bu konudaki hizmetlerden
yararlanamayacaklardr. Bu nedenle, Avrupa
Birlii ülkelerinde olduu gibi küçük iyerlerinin de bir araya gelerek ortak salk birimi kurmalar veya oluturulmu bir birime katlmalar
zorunlu hale getirilmelidir97.
Bilim kurulu taslanda aynen iyeri hekimleri için olduu gibi iverenlerin mühendis ve
teknik elemanlara eitim verilmesini salayaca belirtilmiti. Kanmza göre, iyeri hekimlerinin eitimi konusunda yaplacak kanun
bakmndan yukarda belirtilen önerilerimiz i
güvenlii mühendis ve teknik elemanlar için
de geçerlidir.
4. çilerin Çalmaktan Kaçnma ve
Akdini Fesih Hakk
1475 sayl Kanunu’nda i sal ve güvenlii açsndan tehlike yaratan iyerlerinde
çalan içilerin bu tehlikelerden kaçnabilmek
için hangi haklara sahip olduklar belirtilmemiti. Bu haklarn varl (çalmak kaçnma ve
i akdinin feshi) i hukuku öretisi tarafndan
kabul ediliyordu98. 4857 sayl Kanunu’nun
83. maddesinde söz konusu haklar baz snrlamalarla açkça düzenlenmitir.
K 83 uyarnca içinin çalmaktan kaçnma hakkn kullanabilmesi için i sal ve
güvenlii konusundaki tehlikenin yakn, acil
ve hayati olmas gerekir. Oysa bilim kurulu taslanda bu koul “yaamsal veya acil”
tehlike biçiminde kaleme alnmt. Baka bir
anlatmla, taslak bu ekliyle kanunlasayd,
22
yaamsal (hayati) olmayan ancak acil nitelikteki tehlikelerde veya acil olmamakla birlikte
uzun vadede hayati tehlike yaratacak mesleki risklerde de içilerin bu hukuki olanaktan
yararlanmas mümkün olacakt. K 83/1’de
ise kümülatif art getirilmi, belirtilen koullarn hepsinin bir arada bulunmas aranmtr. Bu deiiklik kanmzca isabetli olmam99
ve hükmün uygulama alan daraltlmtr. Bu
durumda örnein pnömokonyoz veya silikoz
gibi tozlarla ortaya çkan ya da kuruna maruziyetten doan tehlikeler uzun vadede hayati tehlike yaratmalarna karn acil nitelik
tamadklarndan içinin bu hükmünden yararlanmas mümkün olmayacaktr. Kanmza
göre yasada, bu konuda bilim kurulu taslandaki düzenlemenin yer almas i sal ve
güvenliinin salanmas amacna daha uygun
düecektir.
Ayrca belirtelim ki, çalmaktan kaçnma
konusunda i sal ve güvenlii kurulunun
onay alnd için güvenli bir yl öngören K
83’ün varl, Borçlar Kanunu’nun 325. maddesinde yer alan iverenin temerrüdü hükümlerinin uygulanma olanan ortadan kaldrmaz100.
çi riski kendisine ait olmak yani iyerindeki
i sal ve güvenlii konusunda yapabilecei
yanl deerlendirmelerin sonuçlarna katlanmak suretiyle BK 325’e dayanarak çalmaktan kaçnabilir. Bu nedenle, Kanunu’nun 83.
maddesinde içinin ad geçen hükme dayanma
hakknn sakl olduu belirtilmelidir.
sal ve güvenlii koullarnn uygulanmad iyerlerinde içinin fesih hakk konusunda bilim kurulu taslanda kanmza göre
isabetli bir düzenleme getirilmiti. Ad geçen
taslan 85. maddesinin 1. fkrasna göre: “
sal ve güvenlii önlemleri alnmayan iyerlerinde, içiler çalma artlarnn uygulanmamas sebebiyle bu kanunun 26. maddesinin
II. bendinin (e) fkras (imdi 24/II, f) uygun
olarak belirli veya belirsiz süreli hizmet akitlerini derhal feshedebilir”. Ancak, TBMM’nde
yaplan deiiklikle fesih hakknn doumu,
çalmaktan kaçnma hakkn kullanmasna
ilikin prosedüre ve koullara balanarak güçletirilmitir (K 83/5). Esasen Kanunu’nun
24. maddesinin II. bendinin f fkras gerein-
HAZRAN ’09
ce “çalma artlarnn uygulanmamas” nedeniyle içi -riski kendisine ait olmak üzere- K
83’deki prosedürü iletmeksizin i akdini hakl
nedenle derhal feshedebilir101. Bu nedenle bilim kurulu taslanda yer alan düzenlemenin
Kanunu’nun 83. maddesinde yer almas isabetli olacaktr.
X. ÖZEL STHDAM BÜROLARI VE
PROFESYONEL GEÇC LKS
Her ne kadar Kanunu’nun 90. maddesi,
Türkiye Kurumu Kanunu’nun 17 vd. maddeleri ve Özel stihdam Bürolar Yönetmelii’nde
özel istihdam bürolar102 yasal temele kavuturulmusa da, içinin baka iverenlere ödünç
verilmek üzere ie alnmas ve bunun gelir getirici bir faaliyet olarak gerçekletirilmesi anlamna gelen profesyonel geçici (ödünç) i ilikisi bilim kurulu taslanda yer almasna karn
4857 sayl Kanunu’nda düzenlenmemitir.
Yargtay da profesyonel geçici i ilikisinin yasal dayana bulunmamas nedeniyle bu yönde
kurulmak istenen i ilikisinin geçersiz olduunu, içi ile özel istihdam bürosu arasnda i
akdi deil, i aracl sözlemesinin kurulduunu, buna karlk içi ile onu çaltran irket
arasnda fiili i sözlemesinin bulunduunu kararlatrmtr103.
Avrupa Birlii ülkelerinde profesyonel geçici istihdam bürolar esnek istihdam salamak suretiyle istihdam piyasasna ilerlik kazandrrlar ve isizlik orann aaya çekme
ilevini yerine getirirler. Geçici i ilikisi iletmelerin rekabet gücünü ayakta tutabilmelerine, üretim ve igücü ihtiyaçlarndaki geçici
deiikliklere uyum salayabilmelerine yardmc olur. Geçici istihdam bürolar ilk önce
geçici i ilikisi yoluyla içilerin i piyasasna
girmelerini, daha sonra bu içilerin bir bölümünün devaml kadroya geçmek suretiyle
uzun süreli i sahibi haline gelmelerini salayabilmektedir104.
Avrupa Birlii’nin 2004 tarihli zirvesinde
oluturulan raporda istihdamn artrlmas için
üye ülkeler tarafndan alnmas gereken önlemler arasnda geçici içi salayan bürolarn kurulmas ve yaylmas için engellerin kaldrlmas
da yer almaktadr. Bu amaçla hazrlanm olan
SCL
geçici istihdam bürolar içilerine ilikin yönerge önerisi henüz kabul edilmemise de AB üyesi ülkelerin birçounda geçici istihdam bürolar
yasal sistem içine alnm ve tevik edilmitir.
AB tarafndan, Türkiye’de profesyonel amaçla
geçici istihdam faaliyetine uygulamada rastlandna göre, özel istihdam bürolarna geçici istihdam salama yolunun açlmas gerektii ve
bu yönde yasal bir düzenlemenin yaplmasnn
uygun olaca ifade edilmektedir105.
Gerçekten, ülkemizde yasal bir düzenleme
olmamasna karn geçici içi salanmas faaliyeti gösteren özel istihdam bürolar bulunmaktadr. Yasal dayanaktan yoksun olarak ve çalanlara yeterli koruyucu güvence salanmadan
bu faaliyetin yaygnlamas profesyonel geçici
i ilikisinin yasal düzenlemeye kavuturulmasn gerekli klmaktadr. Ancak bu çalma
biçiminin yaratabilecei sakncalar gidermek
üzere ödünç verilen içilerin korunmasnn
salanmas, onlara eitlik ilkesinin uygulanmas, bu faaliyeti gösteren bürolarn ciddi denetim altnda tutulmas zorunludur. Belirtelim
ki, geçici i ilikisini düzenleyen Kanununun
7. maddesi geçici ödünç içileri koruyucu düzenlemeler getirmitir.
XI. HUKUKUNUN ETKNL VE
DENETM
hukukunun en önemli sorunlarndan biri
i hukukunun etkinliinin (efficacité) salanmasdr. mevzuatnda baz kurallarn öngörülmesi her zaman yeterli olmamakta, ülkemizde de oldukça yaygn bir biçimde görüldüü
gibi yürürlülükteki kurallarn yaama geçirilmesinde güçlükle karlalmaktadr. Oysaki
hukuk kurallar uygulanmak için konulurlar. hukuku kurallarnn fiilen uygulanmas güçlü
bir i denetimi örgütünün ve etkili yaptrmlarn varln gerektirir. Ancak, belirtelim ki, i
hukuku kurallarnn yaama geçirilebilmesini
salayacak yöntemler sadece etkili i denetimi
ve yaptrmlar deildir. Yasa koyma tekniindeki baarszlklar, yasa hükümlerinde çelikilerin varl, yasaya kar hile yollarnn yeterince
kapatlamamas, i güvencesinin yetersizlii, içilerin yargya bavurmaktan çekinmeleri, yargnn yava ilemesi, ilgililerde yasaya uygun
23
HAZRAN ’09
SCL
davranma alkanlnn yerlememi olmas
gibi nedenler i hukuku kurallarnn fiilen uygulanmasna engel oluturur106.
Bir ülkede kayt d istihdamn önlenmesi
de bata istihdamn üzerindeki yüklerin azaltlmas olmak üzere yukarda belirtilen önlemlerin yannda güçlü bir denetim mekanizmasnn
varl ve etkili, caydrc yaptrmlarn uygulanmas ile mümkündür.
Ne var ki, Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl i denetimi örgütümüzün nitelik ve
nicelik açsndan daha yeterli hale getirilmesi
gerekmektedir. Ülkemizde i mevzuat kurallarnn i ilikilerinde fiilen uygulanmas ve kayt
d istihdamn önlenmesi arzu ediliyorsa dier
önlemler yannda i denetimi örgütünde de iyiletirmelerin yaplmas ve idari para cezalarnn
gerekirse ceza yaptrmlarnn caydrc nitelikte olmas gerekir.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesince de
kabul edildii gibi idari para cezalar bir idari
ilem nitelii tayorsa da i mevzuatnda yer
alan idari para cezalarna ilikin uyumazlklarda idare mahkemelerinin deil, i mahkemelerinin yetkili olmas gerektii kansn tayoruz107. dari para cezalar i mevzuatnn
uygulanmamas nedeniyle verildiinden, söz
konusu mevzuatn ihlal edilip edilmediini en
iyi deerlendirebilecek durumda olan bu konuda uzmanlam i mahkemeleridir. Bu nedenle, idari para cezalarna ilikin uyumazlklarda daha isabetli sonuçlara ulalabilmesi için
yaplacak yasa deiikliiyle bu cezalara kar
itiraz mercii olarak i mahkemelerinin yetkili
klnmas uygun olacaktr.
XII. DER BREYSEL YASALARI
Kanunu’nun dnda tarm içilerinin özelliklerine uygun bamsz bir Tarm Kanunu,
i güvencesi, isizlik sigortas ve kdem tazminatn adil bir denge içinde düzenleyen bir
Kdem Tazminat Fonu Kanunu ve ülkemizde
yüksek düzeyde bulunan i kazalarnn azaltlmasn salayacak, ilgili tüm çada hukuki
kurumlar içeren bir Sal ve Güvenlii Kanunu öngörülmelidir.
Ülkemizde farkl çalan gruplar için ayr
ayr yasalarn çkarlm bulunmas ve zaman
24
içinde bu yasalarda yaplan deiiklikler, yasalar arasnda adil olmayan farkllklar yaratmaktadr. 4857 sayl Kanunu ile getirilen
olumlu düzenlemeler karsnda Deniz Kanunu ile Basn Kanunu bir ölçüde anakronik kalmlardr. Bu yasalarda mümkün olduu kadar Kanununa paralel, ama bu i
ilikilerinin özelliklelerine uygun düzenlemeler yaplmaldr.
Ayn ekilde, Borçlar Kanunu’nun hizmet
akdine ilikin bölümü de yenilenmeye ihtiyaç
göstermektedir. Kaynan sviçre Borçlar Kanunundan alan ve geni ölçüde liberal esaslardan esinlenen bu bölümde sviçre’de çada
gelimelere uygun pek çok yenilik ve deiiklik
yaplmtr. Yeni bir Borçlar Kanunu’nun hazrlanmas çabalarnn sonuna gelindii bu aamada, yasada günü ihtiyaçlarna uygun ve çalanlar daha koruyucu nitelikteki düzenlemelerin
getirilmesi gerekmektedir. Borçlar Kanunu’nun
bu bölümüne son eklini vermeden Kanunu
ile uyumun salanmas için i hukuku öretim
üyelerinin katksndan yararlanlmaldr.
Mahkemeleri Kanunu’nun günümüzdeki
ihtiyaçlarn karlamaktan uzak bulunduu ve
i ilikilerine adaleti ve çabukluu salamakta
yetersiz kald görülmektedir. uyumazlklarnda çabuk, kolay, ucuz ve etkin bir biçimde
adaleti gerçekletirecek yeni bir Mahkemeleri Kanunu’na ihtiyaç vardr.
XIII. SONUÇ
Ülkemizde gerçekletirilen belirli bir ekonomik büyüme yeteri kadar istihdam yaratc olmamtr. Ayrca çalanlarn bu ekonomik büyümeden yeterli pay aldklar ve sosyal adalete
uygun adil bir gelir dalmnn bulunduu da
söylenemez. Gelecei sadece üretim ve yatrm tevik eden deil ayn zamanda istihdam
ve sosyal adaleti salayan bir hukuk disiplini
olmaldr.
Bireysel i hukukunun oluturulmasnda,
bu yazda belirtmeye çaltmz eletiriler ve
öneriler yönünde düzenlemelere gidildii, i
hukukumuz bu dorultuda gelime gösterdii takdirde, kanmza göre daha adil, çada,
içileri korumakla birlikte hassas dengeleri de
gözeten, istihdama dost, uluslararas kurallarla
HAZRAN ’09
SCL
dier deyile ILO ve AB normlar ile uyumlu bir
i hukukuna ulaabiliriz.
4857 sayl Kanunu’nun yürürlüe girmesinde be yl sonra bu yasann edinilen tecrübeler ve uygulamalar da göz önünde tutularak
yeniden ele alnmas, daha olumlu hükümler
içeren bir yasann ortaya çkmas açsndan yararl olacaktr. Ayrca yasama organnn önünde Kanunu’nun dnda i mevzuatna ilikin
çok geni bir kanunlatrma zorunluluu bulunmaktadr.
Bu kapsaml kanunlatrma faaliyetinin gerçekletirilmesinde, batan beri ölçüt olarak
aldmz amaçlara uygun bir i hukukunun
ortaya çkabilmesi için gerçek anlamda katlmdan yararlanmak gerekir. Çünkü, devlet,
iverenler, çalanlar ve tüm ilgililer arasnda
bir ibirliinin ve diyalogun kurulup sürdürülmesi, ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunlarn çözümlenebilmesinin, çalma ilikilerinde
olumlu sonuçlar alnabilmesinin balca kouludur. Bu balamda, i mevzuatmzn oluum
sürecinde Ekonomik ve Sosyal Konseyle Üçlü
Danma Kurulundan ve ilgili bilim çevrelerinin görülerinden sürekli yararlanlmas zorunludur.
6
T. Centel, 2005 Yl Türkiye lerleme Raporu’nun Sosyal
Yönü Balamnda Eletirel Yaklam, Sicil, 1, Mart 2006,
195 vd., 202.
7
M. Kutal, AB Süreci ve Seçim Ortamnda 2007 Ylnn Olas
Sosyal Gündem Maddeleri ve Baz Öneriler, veren,
Ocak-ubat 2007, 32. T. Dereli, Yavalayan AB Süreci ve
Seçim Ortamnda 2007 Ylnn Muhtemel Sosyal Gündem
Maddeleri ve Baz Öneriler, veren, Ocak- ubat
2007, 34.
8
“Sosyal Politika ve stihdam” Balkl AB Müktesebat ve
Türkiye, TSK, Ankara 2006, 10. A. C. Tuncay, Türk Hukukunun Avrupa Birlii Hukukuna Uyumu,
AB-Türkiye Endüstri likileri, stanbul 2004, 78. Kutal,
AB Süreci, 32. Dereli, AB Süreci, 33.
9
Dereli, AB Süreci, 33. Centel, 198.
10
Bu konuda bkz. S. Süzek, Hukukunda Katlm, Cokun
Krca’ya Armaan, Galatasaray Üniversitesi, stanbul 1995,
165 vd.
11
Bu yönerge ve tüzükler hakknda geni bilgi için bkz.
Sosyal Politika ve stihdam, 65 vd.
12
M. Kutal, Sosyal Politikann Araçlarndan Biri Olarak Hukuku, Sosyal Devlet ve Sosyal Politika Semineri, Ankara
1996, 144. Dereli, AB Süreci, 33. Tuncay, Hukukunda
Uyumu, 77-78.
13
AB çerçevesinde i konseyleri konusunda ayrntl bilgi
için bkz. Sosyal Politika ve stihdam, 69 vd.
14
Çelik, Hukuku, 47. S. Takent, Alt veren, HSGHD,
Nisan- Haziran 2004, 363. E. Murat Engin, Üçlü likileri,
III. Ylnda Yasas, stanbul 2005, 15.
15
Çelik, Hukuku 47.
DPNOTLAR
16
Bu konuda bkz. Süzek, Hukuku, 148 vd.
17
Ö. Ekmekçi, Kamu vereni’nin Özel Sektör vereni
Karsnda Kayrlmas ve Anayasa’nn Eitlik lkesinin Açk
hlali, HSGHD, 12, 2006, 1176-1177. G. Alpagut, Üç Yllk
Uygulamann Ardndan Alt veren likisinde Yeni
Araylar, ntes, Mays- Haziran 2006, 85.
18
Sosyal Politika ve stihdam, 110.
19
Bu konuda bkz. E. Belen, Kaytd Ekonomi: Çözümü Zor,
Karmak Sorun, veren, Mart 2007, 75-77.
20
Bu konuda bkz. D. Ulucan, yerinin Devrinin likilerine Etkisi ve Devir Nedeni ile Yaplan Fesihlerin
Hukuki Sonuçlar, Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Türk Milli Komitesi 30. Yl Armaan, Ankara 2006, 67.
21
Sosyal Politika ve stihdam, 10, 133.
22
M .Ekonomi, Çada Çalma Mevzuatnn Temelleri ve
Yeniden Düzenlenmesi, Mercek, Ekim 2000, 8. Kutal,
Sosyal Politikann Araçlar, 142-143. Çelik, Hukuku,
69. Süzek, Hukuku, 199-200, F. Uan, Yargtay Kararlar
Inda Kanunu Açsndan Tarm çileri, Prof. Dr.
Kamil Turan’a Armaan, Kamu-, 2003, s. 2, s. 514.
23
Yeil Belge Konusunda Businesseurope (Avrupa Dünyas Konfederasyonu) Görüü, s. 3.
24
S. Takent, Belirli Süreli Sözlemelerinin yaplabilmesi,
HSGHD, 9, 2006, 36. G. Alpagut, 4858 Sayl Yasa
*
Prof. Dr. Münir Ekonomi’ye vefa gününde (14 Eylül 2007)
tebli olarak sunulmu ancak baslmam bu makale, Türk
i hukukuna büyük katklarda bulunmu Sayn Hocamza
ithaf edilmitir.
1
M. Ekonomi, Hukuku, C. I, Ferdi Hukuku, B. 3,
stanbul 1987, 13-14. N. Çelik, Hukuku Dersleri, B. 21,
stanbul 2008, 17-18. S. Süzek, Hukuku, B. 4, stanbul
2008, 15. Ö. Eyrenci-S. Takent-D. Ulucan, Bireysel Hukuku, B. 3, stanbul 2006, 27. H. Mollamahmutolu, Hukuku, B. 3, Ankara 2008, 11-12. M. Çenberci, Kanunu
erhi, B. 6, Ankara 1986, 14 vd.
2
Bkz. Süzek, Hukuku, 15-16.
3
J. Rivero-J. Savatier, Droit du travail, éd. 12, Paris 1996,
32-36. B. Teyssié, Droit du travail, 1, Relations
individuelles de travail, éd.2, Paris 1992. K. TunçomaT. Centel, Hukukunun Esaslar, B. 4, stanbul 2005,
10. Ekonomi, Hukuku, 14. Süzek, Hukuku, 17.
4
5
Bu konuda bkz. G. Alpagut, AB’de stihdam Politikalar,
Esneklik Araylar ve Türkiye’deki Yasal Düzenlemeler,
veren, Eylül 2006, Özel Ek, 4 vd., 25.
Livre Vert, Moderniser le Droit Du travail pour relever les
défis du XXIe siécle Commission de Communautés
Européennes, Bruxelles 22.11.2006, 3-4.
25
HAZRAN ’09
SCL
Çerçevesinde Belirli
Ocak 2004, 78.
25
26
27
Süreli
Sözlemesi,
soc., Janvier-Mars 1971, 38. A. Bernstein, Le fondement
juridique de la responsabilité de l’employeur en raison
des accidents du travail, Etudes en droit social, Hommage
de la Faculté de Droit, Genéve 1979, 28 vd., K. Ouzman,
Kazas ve Meslek Hastalndan Doan Zararlardan
verenin Sorumluluu, ÜHFM, 1969, 329. S. Süzek, Güvenlii Hukuku, Ankara 1985, 196 vd. L. Akn, Kazasndan Doan Maddi Tazminat, Ankara 2001, 79 vd.
Mercek,
S. Baterzi, Avrupa Birlii Konseyinin 99/70 Sayl
Yönergesi Inda Belirli Süreli Sözlemesi Yapma
Koullar ve 4857 Sayl Kanununun Öngördüü Sistem,
Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli
Komitesi 30. Yl Armaan, Ankara 2006, 127-128, 182-183.
Takent, Belirli Süreli Sözleme, 361. Alpagut, AB’de
stihdam, 11.
Bkz. M.Ekonomi, 4857 Sayl Kanun Hükümlerine Göre
Belirli Süreli Sözlemelerinin Hukuka Uygunluu (I),
HSGHD, 9, 2006, 21. Alpagut, AB’de stihdam, 12. Baterzi,
Belirli Süreli Sözleme, 183-184. A. Hekimler, Sosyal
Politika Boyutunda Federal Almanya’da Esnek Çalma
Modelleri, Ankara 2006, 67 vd., 77 vd.
Bu görü ve AB üyesi ülkelerde bu yöndeki düzenlemeler
için bkz. Dereli, AB Süreci, 34. Baterzi, Belirli Süreli
Sözleme, 184-185. Alpagut, AB’de stihdam, 12-13.
41
Bu konuda bkz. S.Süzek, çi Sal ve Güvenlii
Konusunda Somut Çözüm Önerileri, Prof. Dr. Turhan
Esener’e Armaan, Ankara 2000, 317-318. S. Baterzi-G.
B. Yldz, Sosyal Sigortalar Kurumunun verene Rücu
Hakk, veren, Eylül 2005, Özel Ek, 10 vd.
42
S. Süzek, Destekten Yoksunluk ve Cismani Zararlarda
verenin Özel Hukuktan Doan Sorumluluu, Destekten
Yoksunluk ve Cismani Zararlarda Sorumluluk ve
Tazminat, stanbul 1996, 27-28.
43
Bu konuda geni bilgi için bkz. K. D. Yenisey, Kanununda Eitlik lkesi ve Ayrmclk Yasa, Çalma ve
Toplum, 11, 2006, 63 vd. G.B Yldz. verenin Eit lem
Yapma Borcu, Ankara 2008, 56 vd., 65.
44
M. Öden, Türk Anayasa Hukukunda Eitlik lkesi, Ankara
2003, 146 vd., 150. A. C. Tuncay, Hukukunda Eit
Davranma lkesi, stanbul 1982, 24, 108 vd. S. Takent,
verenin Yönetim Hakk, stanbul 1981, 82. Bu konuda
Anayasa Mahkemesinin 8/37 sayl karar ve kar oy yazs
için bkz. AMKD, S. 7, 1978, 355 vd., 361. Ayrca dier
Anayasa Mahkemesi kararlar için bkz. Öden, 146 vd.
28
Ekonomi, Belirli Süreli Sözleme, 21-22. Takent, Belirli
Süreli Sözleme, 38. Baterzi, Belirli Süreli Sözleme,
185. Alpagut, AB’de stihdam, 13.
29
Dereli, AB Süreci, 34.
30
Bkz. Takent, Belirli Süreli Sözleme, 38. Ekonomi,
Belirli Süreli Sözleme, 22.
31
Baterzi, Belirli Süreli Sözleme, 180-190.
32
Dereli, AB Süreci, 34. Alpagut, AB’de stihdam, 11, 13.
33
Alpagut, AB’de stihdam, 18.
45
34
T. Dereli, Türkiye’nin stihdam Sorunu, sizlik ve Baz
Çözüm Önerileri, Mercek, Temmuz 2007, 7. Alpagut,
AB’de stihdam, 19. Buna karlk AB ülkelerinde ksmi
süreli çalmalarn toplam istihdam içinde artan oranlar
için bkz. Livre Vert, 8.
Bkz. B. Tanör, Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar,
stanbul 1978, 255-256. D. Ulucan, Yeniden Yaplanma
Sürecinde Hukuku Açsndan Eitlik lkesi ve
Uygulamas, Prof. Dr. Turhan Esener’e Armaan, Ankara
2000, 192. Tuncay, Eit Davranma, 25, 62 vd., 108 vd.
46
Sosyal Politika ve stihdam, 35 vd.
35
F. ahlanan, 4857 Sayl Yasann Genel Hükümleri,
Sözleme Türleri, Sözlemesinin Feshi ve Güvencesine likin Hükümleri, 4857 Sayl Yeni Kanununu Deerlendirme Konferans Notlar, 2003, 81.
47
E. Özdemir, Sözlemesinden Doan Uyumazlklarda
spat Yükü ve Araçlar, stanbul 2006, 218-219. Centel,
199. Yenisey, 74-75.
36
S. Süzek, Sosyal Politikann Araçlarndan Biri Olarak Hukuku, Sosyal Devlet ve Sosyal Politika Semineri, Ankara
2007, 119.
48
Bkz. Süzek, Hukuku, 828 vd. Centel, 199-200. G. B.
Seratl, 4857 Sayl Kanuna Göre Sal ve Güvenlii,
AÜHFD, 2004, S. 2, s. 236 vd.
37
Süzek, Sosyal Politikann Araçlar, 120. E. Akyiit, Kanunu erhi, C. I, Ankara 2006, 777.
49
Sosyal Politika ve stihdam, 36.
50
38
Y. 9. H.D., 10.2.2005, 13259/3782 ve A. Güzel’in hakl
eletirisi, çinin Ücretinin Ödenmemesi Nedeniyle Görmekten Kaçnmas ve Çalmad Süre çin Ücret
Talep Edememesi, Çalma ve Toplum, 5, 2005, 123 vd.,
A. C. Tuncay’n hakl eletirisi, Ücretin ödenmemesinin
Sonuçlar, çinin Görmekten Kaçnma Hakk, HSGHD,
6, 2005, 649 vd.
Bu konuda geni bilgi için bkz. F. Baterzi, Eitlik
Kurumu: Bir Alternatif Uyumazlk Çözüm Modeli, TSK
Akademi, 2007/1, 106 vd.
51
M. Y. Tnar-O. Zengingönül, Güvencesi ve stihdam,
Mercek, Nisan 2001, 61.
52
S. Baterzi, Türkiye’de Feshe Kar Koruma Hukuku
Reformunun Sosyal Hukuk ve stihdam Üzerine Etkileri,
AÜHFD, 2005, S. 3, 26.
53
Bkz. D. Ulucan, 4773 Sayl Kanun Çerçevesinde Güvencesi ve Geçerli Neden Kavram, Güvencesi,
Temel Kavramlar ve Uygulamadan Öneriler, B. 2, stanbul
2003, 18. Baterzi, Feshe Kar Koruma, 56-57.
54
Bu konuda geni bilgi için bkz. S. Takent, Güvencesi ve
Yeni Yasal Düzenlemeler, Ankara 2002, 11 vd. Süzek,
Hukuku, 486 vd.
39
Bkz. Süzek, Hukuku, 301-302 ve orada belirtilen
yazarlar.
40
Bu ülkelerde uygulanan sistemler için bkz. Y. Saint-Jours,
La faute dans le droit général de la sécurité sociale,
Paris 1972, 70 vd. J.J. Dupeyroux, Droit de la Sécurité
sociale, éd. 6, Paris 1975, 493-495. C. Beher, Les assurances
sociales en République Fédérale d’Allemagne, Rev.fr.aff.
26
HAZRAN ’09
55
56
Bu konudaki rakamlar için bkz. Çelik, Hukuku, 212-213.
A. Güzel, Güvencesine likin Yasal Esaslarn
Deerlendirilmesi, Güvencesi, Sendikalar Yasas, Toplu
Sözlemesi Grev ve Lokavt Yasas Semineri, stanbul
2004, 28. S. Baterzi, 4857 Sayl Kanunu’na Göre Güvencesi Kurullarnn Uygulama Alan ve stihdama
Etkisi, A.Can Tuncay’a Armaan, stanbul 2005, 635-636.
Bkz. J. M. Verdier-A.Coeuret-M. A. Souriac, Droit du travail,
éd. 12, Paris 2002, 483. O. Kauffman-F. Kessler-P. A.
Köhler, Le droit social en Allemagne, Paris 1991, 106.
Süzek, Hukuku, 494. Ulucan, Güvencesi, stanbul, 30.
G. Alpagut, Karlatrmal Hukukta çinin Feshe Kar
Korunmas, ktisadi, Sosyal ve Uluslararas Hukuki Boyutu
ile çinin Feshe Kar Korunmas, stanbul 2002, 85-86.
Baterzi, Uygulama Alan, 624-626.
57
Güzel, Güvencesi, 140-141. M. P. Soyer, Güvencesi
Konusunda Uygulamada Karlalan Sorunlara likin
Deerlendirme, veren, Nisan 2007, 44-45. EyrenciTakent-Ulucan, 164-165. Süzek, Hukuku, 492 vd. Çelik,
Hukuku, 212-213.
58
Soyer, Güvencesi, 45.
59
Çelik, Hukuku, 212-213. Süzek, Hukuku, 494-495.
Güzel, Güvencesi, 28-29. Ulucan, Güvencesi, 30 vd.,
34. Ö. Eyrenci, 4857 Sayl Kanunu ile Getirilen Yeni
Düzenlemeler, Genel Bir Deerlendirme, HSGHD, OcakMart 2004, 33. Baterzi, Uygulama Alan, 633. M. Uçum,
Yeni Kanunu Seminer Notlar, stanbul 2003, 134.
Ayrca, bu snrlamann anayasal ölçülülük ilkesine de
aykr dütüü görüü için bkz. Baterzi, Uygulama Alan,
635-636.
60
AYM, 19.10.2005, 66/72.
61
Y. 9. HD., 26.5.2005, 12317/19404.
62
Bkz. G. B. Yldz, Güvencesi Hükümlerinin
Uygulanmasnda Otuz çi Ölçütünün Nispi Emredici
Nitelii (Karar ncelemesi), HSGHD, 11, 2006, 902 vd.
63
Eyrenci-Takent-Ulucan, 158.
64
Y. 9. HD., 19.9.2005, 28125/2005, O. G. Çankaya-. Çil,
Hukukunda Üçlü likiler, Ankara 2006, 60-61. Y. 9.
HD., 3.4.2006, 4878/8253, Çalma ve Toplum, 10, 2006,
177-181. Y9HD, 13.3.2006, 2894/6224, Çalma ve Toplum,
10, 2006, 258.
65
Bkz. Süzek, 412, 544 vd. Yldz, Eit lem, 243 vd.
N. Çelik, letmenin, yerinin veya in Gerekleri
Sebebiyle verence Feshinde Eit Davranma Borcu, Sicil,
4, 2006, 6 vd., 10.
66
Süzek, Hukuku, 568-570.
67
Ulucan, Güvencesi, 84. Güzel, Güvencesi, 116. Süzek,
Hukuku, 587-588. Eyrenci, Yeni Düzenlemeler, 37.
S. Takent, Sözlemesinin Kurulmas ve Sona Ermesi,
Yeni Yasas, stanbul 2003, 126. M. Engin, Sözlemesinin letme Gerekleri ile Feshi, stanbul 2003,
30-31.
68
Bkz. Süzek, Deiiklik Feshi, TSK Akademi, 2006/I, 8-9 ve
orada belirtilen yazarlar.
69
M. Alp, Sözlemesinin Deitirilmesi, Ankara 2005, 162,
171. Süzek, Deiiklik Feshi, 27. G. Alpagut, Kanunu’nun
SCL
22. Maddesinin Uygulama Alan-Sözleme Hükümlerinin
Geçerlilii Sorunu ve Yargtay’n Konuya likin Kararlar,
HSGHD, 2006, S. 9, 56.
70
Süzek, Hukuku, 620. K.D. Yenisey, Çalma
Koullarnda Deiiklik, III. Ylnda Yasas, stanbul
2005, 128. Kz. Mollamahmutolu, 295 vd. Alp, 63-64,
68-71.
71
Süzek, Sosyal Politikann Araçlar, 119-120.
72
Bu konuda geni bilgi için bkz. Süzek, Deiiklik Feshi,
15 vd.
73
Bkz. Süzek, Deiiklik Feshi, 20 vd.
74
çerik denetimi konusunda geni bilgi için bkz. Alp,
268 vd., 330 vd.
75
Eyrenci-Takent-Ulucan, 173. Süzek, Hukuku 553.
P. Soyer, 158 Sayl ILO Sözlemesi Çerçevesinde Yaplmas
Gerekenler, ktisadi, Sosyal ve Uluslararas Hukuki Boyutu
ile çinin Feshe Kar Korunmas, stanbul 2002, 293.
Akyiit, 789.
76
Kdem tazminat fonunun oluturulmasn uygun bulun
yazarlar için bkz. Ekonomi, Çada Çalma Mevzuat, 8-9.
Soyer, Güvencesi, 46. Kutal, AB Süreci, 32. Dereli,
stihdam Sorunu, 9. Süzek, Hukuku, 717-718. Baterzi,
Feshe Kar Koruma, 93.
77
Baterzi, Feshe Kar Koruma, 93. Livre Vert, 11.
78
. Suba, Hukukunda Çalma Süreleri, A. Can Tuncay’a
Armaan, stanbul 2005, 306. S. Ö. Songu, Türk Hukukunda Çalma Sürelerinin Düzenlenmesi, zmir
2007, Yaymlanmam Doktora Tezi, 66.
79
Tuncay, Hukukunun Uyumu, 76. Alpagut, AB’de
stihdam, 22.
80
Bu konuda bkz. M. Ekonomi, 4857 Sayl Kanununa
Göre Fazla Çalma Kavram, Yargç Resul Aslanköylü’ye
Armaan, Kamu-, 2004, 167. M. P. Soyer, Yeni
Düzenlemeler Karsnda Fazla Saatlerle Çalmaya
likin Baz Düünceler, HSGHD, Temmuz-Eylül 2004,
805. A. C. Tuncay, Hukukunun Uyumu, 75-76. Süzek,
Sosyal Politikann Araçlar, 113.
81
N. Catala, La mise en chômage technique, Dr. Soc.,
November 1981, 679-680. J. Pélissier, Droit de l’emploi,
Paris 1999, 517 vd. M. Kutal, stihdam Politikasnn Bir
Arac: Ksa Süreli Çaltrma, Mercek, Nisan 1997, 29 vd.
S. Süzek, Akdinin Türleri, Mercek, Nisan 2001, 29.
S. Baterzi-M. A. ule, stihdam ve Danmanlk
Hizmetlerinin Hukuksal ve Toplumsal Yönleri, Ankara
1999, 44-45.
82
F. Demir, En Son Yargtay Kararlar Inda Hukuku ve
Uygulamas, B. 4, zmir 2005, 159.
83
Sosyal Politika ve stihdam, 10. Dereli, AB Süreci, 34.
Alpagut, AB’de stihdam, 22.
84
Bu yasalar hakknda ayrntl bilgi için bkz. G. R. N.
Cusworth (Ed.), The health and safety at work etc. Act
1974, London 1975, 7 vd. L. Fife-E. A. Machin, Redgrave’s
health and safety in factories, London 1976, 531 vd.
E. Mitchell, The employer’s guide to the law on health,
safety at work, ed. 2, London 1977, 5 vd. R. D. Moran,
Méthode utulisée par les Etats-Unis pour éliminer les
27
HAZRAN ’09
SCL
accidents du travail et les maladies professionnelles, Rev.
int. séc. soc. 1975, No. 2, 173 vd. Süzek, Güvenlii,
98 vd.
85
Bkz. Süzek, Çözüm Önerileri, 306-308. Ö. Ekmekçi, 4857
Sayl Kanunu’na Göre Sal ve Güvenlii
Konusunda yeri Örgütlenmesi, stanbul 2005, 31.
86
Bkz. M. Demirciolu, Güvenlii Uzmanl Yönünden Sal ve Güvenlii Kanunu Tasla’nn ncelenmesi, Sicil,
Mart 2007, 9. vd. Ö. Ekmekçi, Sal ve Güvenlii
Kanunu Tasars Tasla’nn Deerlendirilmesi, Sicil, Mart
2007, 19 vd.
87
88
Sal ve Güvenlii Konusundaki Yönetmelikler
Konusunda Geni Bilgi çin bkz. Ekmekçi, yeri
Örgütlenmesi, 19 vd.
Avrupa Birlii’nin bu konudaki gelecee yönelik program
için bkz. Z. U. Yldz, Avrupa Birlii’nin 2007-2012 Dönemi
Sal ve Güvenlii Stratejik Eylem Program, veren,
Mays 2007, 19 vd.
89
Dereli, AB Süreci, 34. Sosyal Politika ve stihdam, 21.
90
Sal ve Güvenlii Tüzük ve Yönetmeliklerinin
Ksa m, Yoksa Ayrntl m Olmas Gerektii Konusunda
bkz. Süzek, Güvenlii, 62-64 ve orada belirtilen
yazarlar.
91
92
Ö. Ekmekçi, Yap lerinde Sal ve Güvenlii
Sorunlar, AB Perspektifinde Sal ve Güvenlii
Uygulamalar, Ankara 2005, 40-42. G. Alpagut, Sal
ve Güvenlii Mevzuat Açsndan Yenilikler, AB
Perspektifinde Sal ve Güvenlii Uygulamalar,
Ankara 2005, 21-22.
H. Deschenaux-P. Tercier, La responsabilité civile, Berne
1975, 244. H. Tandoan, Türk Mes’uliyet Hukuku, Ankara
1961, 54. Ekonomi, Hukuku, 154-155. Akn, Maddi
Tazminat, 61. M. P. Soyer, 4857 Sayl Yeni Kanunu’nun
Ücret, in Düzenlenmesi, Salna ve Güvenliine
likin Baz Hükümleri Üzerine Düünceler, 4857 Sayl
Yeni Kanunu Deerlendirme Konferans Notlar, 2003,
33. Mollamahmutolu, 968-969. Süzek, Destek, 19.
93
Soyer, 4857 Sayl Kanun, 33.
94
Bu kurullar hakknda geni bilgi için bkz. N.Catala,
L’entreprise, Droit du travail, T. IV, Paris 1980, 837 vd.
Verdier-Coeuret-Souriac, 233. L. Akn, Sal ve
Güvenliinde yerinin Örgütlenmesi, AÜHFD, 2005, S. 1,
4 vd. Süzek, 802 vd. Ekmekçi, yeri Örgütlenmesi, 64 vd.
Seratl, Sal, 217-218. G. Bayck, ve Sosyal
Güvenlik Hukuku Açsndan Maden çileri, Ankara 2006,
136 vd.
95
Bu kurullar oluturmas gereken iyerlerinin ve ilgili içi
saylarnn oranlar için bkz. Akn, yerinin Örgütlenmesi,
6.
96
Süzek, Çözüm Önerileri, 313.
97
A. Güzel, Dünyada ve Ülkemizde yeri Hekimliine
Yaklam, Sorunlar ve Çözüm Önerileri, Uluslararas ve
Ulusal Hukuk Sisteminde yeri Hekimlii Sempozyumu,
Ankara 2003, 37, 61-62. Akn, yerinin Örgütlenmesi,
41-42.
28
98
Bkz. Süzek, Güvenlii, 186 vd. Ekonomi, HU, K. 14,
No. 24.
99
L. Akn, Sal ve Güvenlii, III. Ylnda Yasas,
stanbul 2005, 321. Bayck, 173. Kz. Seratl, Sal,
228-229. Aksi görüte, Soyer, 4857 Sayl Kanun, 35.
100 Soyer, 4857 Sayl Kanun, 36. Akn, Sal, 322. Bayck,
173.
101 Ekonomi, HU, K. 14. No. 24. Süzek, Güvenlii,
189 vd. Eyrenci-Takent-Ulucan, 283. Seratl, Sal,
231.
102 Özel istihdam bürolar konusunda geni bilgi için bkz.
Süzek, Hukuku, 719 vd. Baterzi-ule, 83 vd.
103 Y. 9. HD., 4.4.2005, 774/11838 ve G. Alpagut’un
incelemesi, HSGHD, 10, 2006, 569 vd.
104 A. C. Tuncay, Kanunu Tasarsndaki Ödünç likisi ve
Eletirisi, Mercek, Nisan 2003, 69.
105 Livre Vert, 14. Dereli, AB Süreci, 33. Alpagut, AB’de
stihdam, 14. N. Süral, AB Uyum Sürecinde Mevzuatnn
Deerlendirilmesi, veren, Nisan 2006, 54. S. Odaman,
Türk ve Fransz Hukukunda Ödünç likisi, 74 vd.
80.
106 Genel olarak i hukukunun etkisizlii konusunda bkz.
Rivero-Savatier, 40. Teyssié, 87-88. G. Couturier, Droit du
travail, 1, Les relations individuelles de travail, éd. 2, Paris
1994, 80. M. Grévy, La sanction civile en droit du travail,
Paris 2002, 309 vd., 316 vd. M. de Virville, Pour un Code
du travail plus efficace, Paris 2004, 13 vd., 80 vd.
107 P. Soyer, 4857 Sayl Kanun, 64-65. Akn, Sal, 330.
N. Canikliolu-T. Canbolat, 4857 Sayl Kanunu’nda Para
Cezasna Balanan Yükümlülükler ve Bu Para Cezalarnn
Özellikleri, Yargç Resul Aslanköylü’ye Armaan, Kamu-
2004, 275, 277.
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Tankut CENTEL
Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Hukuku Açsndan Anketör’ün Konumu
I. GR
Toplumda bakalar için çalanlar, hukuken deiik konumlara sahiptir. Gerçekten, bir
bölüm çalan, bamsz biçimde i görürken;
dier bir bölüm çalan ise, i görme edimini
baml biçimde yerine getirir. Bu anlamda, i
görme borcunu içeren sözlemeler içinde, deiik çalan kategorilerinin; i görme borcunu
içeren deiik sözleme tipleri içinde, vekalet veya eser ya da i sözlemesine dayanarak
çalmalar söz konusudur. Ancak, i hukuku,
baml biçimde çalan bu gruplar içinde sadece, i sözlemesine dayanarak çalanlar
kapsamakta ve “içi” olarak kabul etmektedir.
Bu açdan, deiik çalan tiplerinin, hangi
sözleme tipine dayanarak çaltklar ve giderek, i ve sosyal güvenlik mevzuat bakmndan “içi” veya “(sosyal) sigortal” saylp saylmayacaklar, zaman içinde tartma konusu
yaplmaktadr. Nitekim, bunlar içinde tartma
yaratan bir grup çalan kesimi de, uygulamada
“anketör” olarak adlandrlan kiilerdir.
Buna göre, aada ilkin, anlan kiilerin
özel çalma biçimleri ele alnacak ve daha
sonra, bunlarn i hukuku açsndan konumlar,
çalmalarnn dayand sözleme tipine göre
deerlendirilecektir.
II. UYGULAMADAK “ANKETÖR”
OLARAK ÇALIMA BÇMLER
Pazar aratrmas yapan kurulular; herhangi
bir ürün veya hizmet konusunda, kullanclar
ile tüketicilerin görü ve önerilerini saptamakta ve üretici kurululara, ürün veya hizmetlerini gelitirmeleri için, bilgi salamaktadr. Söz
konusu kurulularn sahip olaca bilgiler ise;
genellikle, anket veya soru formlar araclyla
toplanp, analiz edilmekte ve bunlarn sonuçlar, daha sonra, ilgili müteriyle paylalmaktadr.
Buradaki anketler, kiilerle yüz yüze yürütülebilecei gibi, telefon yoluyla da gerçekletirilebilmektedir. te, bu anketleri aratrma yaplan
alanda datan ve uygulayan kiiler, “anketör”
veya “saha görevlisi” olarak adlandrlmaktadr.
Anketörlerin bir bölümü, pazar aratrmas
yapan kurulua baml ve dier bir bölümü
ise, söz konusu kurulutan tamamen bamsz biçimde faaliyette bulunmaktadr. Nitekim,
bir bölüm anketör, aratrma kuruluunun faaliyette bulunduu alanda, kendisine burada
verilen yer ve daha önce saptanan belli çalma saatleri çerçevesinde çalmaktadr. Bu
tür anketörlerin, ekonomik ve kiisel anlamda
baml olarak faaliyette bulunduklar söylenmelidir.
29
HAZRAN ’09
SCL
Çalan kiinin “içi” sfatn
kazanabilmesi “hizmet”
sözlemesine, “yüklenici” sfatn
tayabilmesi “eser” ve “vekil”
sfatn elde edebilmesi de,
“vekâlet” sözlemesine dayanarak
çalyor olmasna bal
bulunmaktadr.
Dier bir grup anketör ise, yürütülecek projeye göre, aratrma kuruluu tarafndan aratrmaya davet edilmek ve anket yapmay kabul
edip anket formlarn teslim almak ve daha sonra soru formlarn doldurulmu biçimde iade
etmek suretiyle faaliyette bulunmaktadr. Söz
konusu anketörlere ait bilgiler, aratrma kurulularnn veri tabannda yer almakta; böylece,
bu bilgilerin, birden çok kuruluun veri tabannda bulunmas mümkün olmaktadr. Hatta,
uygulamada baz aratrma kurulular; söz konusu bilgilerin veri tabanna alnabilmesi için,
anlan kiilere anketörlüü tantan ve anket
yaplrken uyulmas gereken kalite koullarn
içeren bir metni okutup, bunlardan belirtilen
koullara uyacaklarna ilikin imza almaktadr.
Bu tür anketörlerin, aratrma kuruluundan
ekonomik ve kiisel anlamda bamsz olarak
faaliyette bulunduklar görülmektedir. Nitekim,
anketör, aratrma yapan kurulutan ald anket formlarn görütüü kiilere doldurttuktan
sonra, bunlar tamamlanm biçimde aratrmac
kurulua iade etmektedir. Buna göre, bamsz
çalan anketörler, kendisinden gereksinim duyulduunda faaliyette bulunmas istenen ve birden çok aratrma kuruluuna ayn anda anket
yapabilen kiiler olarak ortaya çkmaktadr.
III. BAIMLILIK AÇISINDAN
“ANKETÖR”ÜN RDELENMES
“Anketör” olarak adlandrlan kiilerin i hukuku açsndan durumlar, bunlarn “içi” saylp saylmayaca ve giderek, anlan kiilerin
içilik haklarndan yararlanp yararlanamayacaklar noktalar üzerinde toplanmaktadr. Bu
30
balamda, söz konusu kiilerin, bakas için
i görme borcunu içeren sözleme türlerinden
(hizmet-i, eser ve vekâlet sözlemelerinden)
hangisine göre çaltklarnn belirlenmesi,
önem kazanmaktadr.
Nitekim, çalan kiinin “içi” sfatn kazanabilmesi “hizmet” (i) sözlemesine, “yüklenici”
(müteahhit) sfatn tayabilmesi “eser” ve “vekil” sfatn elde edebilmesi de, “vekâlet” sözlemesine dayanarak çalyor olmasna bal
bulunmaktadr. Bu yüzden, öncelikle, “anketör” olarak adlandrlan kiinin çalmasnn
dayand sözleme tipinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ancak, daha önce1 yaplan tespitlerde ortaya çkt üzere, uygulamada deiik anketör tipleri yer almaktadr. Nitekim, bunlardan
bazlar, aratrma kuruluuna baml olarak
ve dierleri ise, bamsz biçimde faaliyette
bulunmaktadr. Bu nedenle, anketörler konusunda genellemeye gidilmeksizin, her somut
olayda aratrma kuruluuna kar baml/
bamsz olma özelliklerinin dikkate alnmasnda ve buna göre hareket edilmesinde yarar
vardr.
Dier yandan, i (hizmet) sözlemesi tipini
“eser” ve “vekâlet” sözlemelerinden ayrt etmeye yarayacak en belirgin ölçütün (kriterin),
“bamllk” unsuru olduu göz ard edilmemek gerekir.
1. Aratrma Kuruluu çinde
Çalanlar
Uygulamada aratrmac kurululara baml olarak, yani söz konusu kurulularn faaliyet gösterdii yerde bulunan ve belirli mesai
saatleriyle bal biçimde i gören “anketör”ler
bakmndan, “bamllk” unsurunun gerçekletiini ve giderek, bunlarn, içilik haklarndan
yararlanan birer “içi” (veya “sigortal”) olarak
saylmalar gerektiini kabul etmek, hukuken
doru ve yerinde olur.
Nitekim, bu kiiler; mesailerinin tümünü
veya bir bölümünü aratrma kuruluuna hasretmek, gösterilen yerde ve daha önce saptanm çalma saatleri içinde çalmak suretiyle,
iveren olan aratrma kuruluunun otoritesi
altna girmi durumdadr. Bu tür anketörlerin,
HAZRAN ’09
bal bulunduklar aratrma kuruluunun emir
ve talimatlar altnda olduklar ve bu emir ve
talimatlara göre i gördükleri; giderek, bunlarn
“içi” (“sigortal”) olarak kabul edilmeleri ve içilik ile sosyal sigorta haklarndan yararlanmalar gerektii belirtilmelidir.
Buna göre, anlan kiiler, asgari ücret ile fazla çalma, yllk ücretli izin ve kdem tazminat
gibi içilik haklarndan yararlanacaklar; kendilerinin sigorta bildirimlerinin yaplmas gerekecektir.
2. Aratrma Kuruluundan
Alarak Çalanlar
Uygulamada aratrma kurulularndan bamsz biçimde faaliyet gösteren “anketör” tipi
için, ayn eyleri kabul etme olana bulunmamaktadr. Nitekim, bu tip anketörler; anket formlarn aratrma kuruluundan aldktan sonra, doldurulmu formlar ayn kurulua
iade etmek suretiyle çalmaktadr. Bu tür bir i
görmenin ise, “içi” (“sigortal”) saylmak için
zorunlu olarak aranan “bamllk” unsurunun
varln salamaya yeterli olmad görülmektedir.
Gerçekten, gerek imdiki 4857 sayl ve gerekse daha önceki 1475 sayl Kanunu, içi
saylacak kiinin “bir i sözlemesine dayanarak çalan” kii olmasn öngörmektedir (m.
2/I cümle 1).
Bu anlamda, “içi” olarak kabul edilecek
kii, iini hukuken geçerli bir i (sözlemesi)
ilikisine dayanarak görmelidir. Burada, belirleyici olan nokta, iin sonucu deil, kiinin i
görmü olmasdr. Nitekim, iin sonucunu temel alan eser sözlemesi (istisna akdi) ilikisine
dayanarak çalanlar, içi olarak kabul edilemeyecektir2.
Dier yandan, i hukuku, esasen iin hukuku olmayp, sadece bireysel i ilikisi temelinde bir iin görülmesini kapsar. Buna göre,
i görmenin temelini oluturan bireysel i ilikisi de; kural olarak, bir sözlemeden, yani i
sözlemesinden kaynaklanmaktadr. Nitekim,
“içi”nin tanmn yapan Kanunu m. 2/I cümle 1 hükmü de, “bir i sözlemesine dayanarak
çalan”dan söz etmektedir. Böylece, i sözlemesi dndaki bir sözlemeye, sözgelimi eser
SCL
veya vekâlet sözlemeleri gibi i görmeye dayal sözleme türlerine dayanarak çalan kiilerin “içi” sfatn kazanmas, hukuken söz konusu deildir.
Kanunu m. 8/I cümle 1, “i sözlemesi”ni,
“bir tarafn (içi) baml olarak i görmeyi,
dier tarafn (iveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluan sözleme” olarak tanmlamtr. Buna göre, i sözlemesinin yasal unsurlarn “i görme”, “karlk” ve “bamllk”
olarak sralamak mümkündür.
Nitekim, i sözlemesinin varl için, bir
tarafn, yani içinin “i görmeyi” üstlenmesi,
yasa tarafndan aranmaktadr. Ancak, buradaki i görmenin, “i sözlemesine dayanarak
çalma” niteliini tamas zorunludur. Çünkü, içi; Kanunu m. 2/I cümle 1 hükmü
uyarnca, “bir i sözlemesine dayanarak çalan” gerçek kiidir. Bu bakmdan, içinin, i
görme sözlemeleri içinde yer alan eser veya
vekâlet sözlemelerinden birine dayanarak i
görmesi, i sözlemesi açsndan söz konusu
deildir.
Dier yandan, i sözlemesinde bir karlk uruna, yani ücret karlnda çalmadan
söz edilir. Her ne kadar, “içi”nin K. m. 2/I
cümle 1 hükmünde tanm yaplrken, karlk
olarak “ücret”ten söz edilmemise de; bu kez
“i sözlemesi”nin K. m. 8/I cümle 1 hükmündeki tanmnda, açkça “ücret” sözcüüne
yer verilmitir.
Nihayet, i sözlemesi K. m. 8/I cümle 1
hükmünde tanmlanrken, açkça, içinin “baml olarak i görme”si gerektii belirtilmitir.
Esasen, i hukuku, baml içilerin hukuki ilikilerini düzenleyen bir hukuk daldr3.
Her i görme borcu; iin ahsen ifas söz
konusu olduunda, bünyesinde belirli ölçüde
bamllk unsurunu tamaktadr. Bu balamda, Türk Hukuku uygulamasnda “bamllk” unsuru, içi yönünden hâlâ bir esasl unsur
saylmaktadr.
in sonucunu temel alan eser
sözlemesi ilikisine dayanarak
çalanlar, içi olarak kabul
edilemeyecektir.
31
HAZRAN ’09
SCL
Eser sözlemesi ile i sözlemesini
birbirinden ayrt etmede en önemli
ölçüt, zaman öesidir.
sözlemesinde hukuken bamlln saptanmas bakmndan ise, çalmann iveren tarafndan belirlenmi i sürelerine uygun olarak
yaplmas, balca ölçüt olarak aranmaktadr4.
sözlemesinin ve içi kavramnn unsurlarna ilikin tüm bu açklamalarn nda,
aratrma kurulularna kar bamsz olan anketörler bakmndan, i sözlemesi ve giderek
içi kavram için gerekli olan kiisel bamllk
unsurunun ortaya çkmad ve taraflar arasndaki ilikinin, hukuken “eser sözlemesi”
ilikisi olarak mütalaa edilmesi gerektii görülmektedir.
Gerçekten, bu tür anketörler, aldklar anket
formlarn anket yaplan kiilere tamamlattktan
sonra doldurulmu formlar aratrma kuruluuna teslim etmek suretiyle, bir “eser”in ortaya
çkmasn salamaktadr. Buradaki eser, doldurulmu formlardr. Çünkü, aratrma kurumu ve
giderek, pazar aratrmalar, söz konusu formlardaki bilgiler üzerine kurulmaktadr. Söz konusu faaliyet srasnda anketör, hiçbir ekilde
aratrma kuruluunun herhangi bir emir ve talimat altnda deildir.
Bu kiilerin, anket srasnda uyacaklar kalite koullarn içeren bir metni imzalamalar ise,
emir veya talimat niteliinde saylmaz. Çünkü,
metnin imza altna alnmas, iin görülmesinden
öncedir. Nitekim, kiisel bamll içeren emir
ve talimat altnda olma, ancak iverenin otoritesi altnda bulunulduu srada söz konusudur.
Ayrca, “Pazar, kamuoyu aratrmalar ve sosyal
aratrmalar-Terminoloji ve hizmet artlar” adl
ve ISO 20252 sayl Uluslararas Standart da, anketörlere (saha çalanlarna) gereken eitimin
verilmesini öngörmektedir.
Anketör ise, anket iini ne aratrma kuruluunun belirledii bir yerde ve ne de onun
tarafndan belirlenmi zamanlarda yerine getirmektedir. Bunun gibi, uygulamada özellikle
örenci anketörler de, okulla birlikte anket çalmalarn sürdürmektedir. Artk, burada, kiisel bamllktan söz edilemeyecei kesindir.
32
Kald ki, bu tip anketörler, mesailerini tek
bir aratrma kuruluuna hasretmemektedir.
Sürekli (devaml) tek bir aratrma kuruluu
için çalmadklar için de, bunlar bakmndan
içi sfatnn kazanlmas söz konusu deildir.
Gerçekten, “bamllk” unsurunun varl için,
kiisel bamlln yan sra, ekonomik bamlln da ortaya çkmas zorunludur. Nitekim,
Yargtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi, “özel iine engel olmamak kaydiyle ayda bir defa rasat
yapmay ve rasat alp rasat raporlarn düzenleme görevini üstlenmi bir kiinin” açt bir
davayla ilgili olarak, günlük çalmasnn tamamn ayn iyerine hasretmeyen ve özel çalmalarndan salad maddi olanaklar yannda
yapt göreve göre bir bedel alan kiinin artk
asgari ücret talebinde bulunamayacana karar
vermitir5.
Bu anlamda, aratrma kuruluundan bamsz biçimde i gören anketör de, tek bir kurulu için anket ii yapmamakta ve deiik kurulularla çalabilmektedir. Buna göre de, söz
konusu anketörlerin ekonomik bamllndan
söz etme olana, artk ortadan kalkmaktadr.
Dier yandan, eser sözlemesi ile i (hizmet) sözlemesini birbirinden ayrt etmede en
önemli ölçüt (kriter), zaman (devamllk) öesidir. Nitekim, i sözlemesinde hizmet edimi
devamllk niteliini tar ve anlan edimin zaman içinde bir defada tamamlanmas söz konusu olmazken; eser sözlemesi bir eserin ortaya
çkarlmasn içerdiinden, eser sözlemesinde
zaman bakmndan devamllktan söz edilememektedir.
Zaman öesini anketörler bakmndan ele
alacak olduumuzda, bu kiilerin de anket
faaliyetlerini sürdürmelerinde devamlln
bulunmadn görmekteyiz. Gerçekten, anketör, anket formunu tamamlatp aratrma
kuruluuna iade etmekle bir eser oluturmakta ve böylece, doallkla, belirtilen anket faaliyetinin artk devamll söz konusu olmamaktadr.
Ayrca, birden fazla projede çalan anketör
bakmndan da, her bir projenin kapsam ve
içeriinin farkl olduu ve giderek, her projede birim anket ücretinin deitii, gözden uzak
tutulmamaldr. Bunun gibi, anketör de, sadece
HAZRAN ’09
bu birim ücreti kabul ederek sözleme ilikisine girmektedir, Bu yüzden, birden fazla projede çalma olgusunun, i (hizmet) sözlemesi
anlamndaki bir devamlla yol açmad belirtilmek gerekir.
Nihayet, anketörlerin, “çar üzerine çalma” ilikisi içinde olduklar da, söylenememektedir. Gerçekten, “çar üzerine çalma”; K.
m. 14/I hükmü uyarnca, “yazl sözleme ile
içinin yapmay üstlendii ile ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulmas halinde i görme ediminin yerine getirileceinin kararlatrld i
ilikisi”dir. Buna karlk, anketörler, bu konuda herhangi bir “yazl sözleme” yapmamaktadr. Yazl ekil art ise, “çar üzerine çalma”
ilikisi bakmndan, hukuken bir geçerlilik art
niteliindedir. Bu anlamda, anketörlerin, çar
üzerine çalma türündeki bir i sözlemesine
göre de faaliyette bulunmadklar görülmektedir.
SCL
DPNOTLAR
1
Bkz. yukarda II.
2
Bkz. Yarg. 9. HD., 25.2.1969-15371/2321-Mustafa
Çenberci, Kanunu erhi, Ankara 1984, 87 No. 28;
Yarg. 9. HD., 14.9.1992-10735/10080-Çimento veren
Dergisi VI, 6 (Kasm 1992), 42.
3
Bkz. Kenan Tunçoma/Tankut Centel, Hukukunun
Esaslar, stanbul 2008, 1-2 ve 54.
4
Bkz. Hamdi Mollamahmutolu, Hukuku (Genel
Kavramlar-Bireysel likileri), Ankara 2008, 268.
5
Bkz. Yarg. 9. HD., 5.5.1975-7229/29109-HU K. 33
No. 2.
IV. SONSÖZ
Yukarda yaplan açklamalar karsnda,
aratrma kurulularnn kadrolarnda yer alp,
çalmalarn bu kurululara hasreden ve bunlarca belirlenen yer ve mesai saatlerine bal
olarak faaliyet gösteren anketör kiilerin i sözlemesine dayanarak çaltklar ve bu yüzden
içi saylmalar gerektii; aratrma kurulularndan anket formlarn alp bunlar doldurttuktan sonra ayn kurulua iade eden, mesailerinin
tümünü ayn yere hasretmeyen ve çaltklar
yer ile zaman bakmndan serbest bulunan bamsz anketörlerin ise, esas olarak, “eser sözlemesi” ilikisi içinde çaltklar ve bamllklarnn yokluu nedeniyle “içi” olarak kabul
edilmelerine hukuken olanak bulunmad anlalm bulunuyor.
Bu durumda, uygulamada yargcn, önüne
gelecek her somut uyumazlk bakmndan,
olayn ve ilgilinin somut özelliklerini dikkate
almas gerekecektir. Buna göre, tüm “anketör”
olarak çalanlar bakmndan, önceden genellemeye gidilmeksizin, somut durumda “bamllk” unsurunun ekonomik ve kiisel bakmdan
ortaya çkp çkmadnn göz önünde bulundurulmas, hukuken doru ve yerinde olabilecek sonuçlara ulamay kolaylatrabilecektir.
33
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Devrim ULUCAN
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
yeri Devrinin likilerine Etkisi ve
Devir Nedeni ile Yaplan Fesihlerin
Hukuki Sonuçlar
Son yllarda hem ülkemizde hem de küreselleen dünyada birçok irketin veya iletmenin
bir baka irkete veya iletmeye devredildii
veya bunlar arasnda birlemelerin gerçekletii izlenmektedir. Bu olguya uluslararas irketler düzeyinde rastlayabileceimiz gibi; söz
konusu gelimenin küçük ölçekte iletmeler
veya iyerleri arasnda da sürdüü görülmektedir. Bu balamda bir iyeri veya bir bölümü bir
baka iverene devredilmekte veya bir iletme
baka iletme veya bir iyeri ile birlemektedir.
Devir veya birlemeler bazen salt ekonomik
gereklere bal olarak yaplmakta, bazen de
devredilen iyeri veya iletmenin zarar etmesi ve zor durumda olmas nedeni ile kapanma
aamasnda bu yola gidildii görülmektedir.
Bu tür gelimeler, kaçnlmaz bir biçimde
sözü edilen iletme, iyeri veya onlarn bir bölümünde çalan içileri dorudan etkilemektedir. Çou zaman bu tür devirler sonucunda
devredilen iyeri veya bir iyeri bölümü, bir
iletme çats altnda yer aldnda veya birleme sonucu yeni bir iletme ortaya çktnda
bu durum iletme içi yeniden yaplanmay ge34
rektirmekte ve bu amaçla hazrlanan iletme
planlar ve uygulamas ayn zamanda personel
yapsnn deimesini zorunlu klmaktadr. Bu
giriimler sonucunda genellikle personel fazlas ortaya çkt için çok sayda içinin iten
çkarlmalar söz konusu olmaktadr.
Bu gelimeler dikkate alnarak 2003 tarihinde yürürlüe giren yeni Kanunu’nun 6. maddesinde, iyerinin veya bir bölümünün devri
halinde, devredilen iyeri veya bir bölümünde çalmakta olan içilerin hukuki durumlar
ve haklarnn korunmas ile bu balamda yaplacak fesih ilemlerinin hukuki sonuçlar düzenlemitir. Yasa, bir devir ilemi yapldnda
devir tarihinde iyerinde veya bir bölümünde
mevcut i sözlemelerinin bütün hak ve borçlar
ile birlikte devralana geçeceini düzenledikten
sonra özellikle devreden ve devralan iverenin
srf devir nedeni ile içilerin i sözlemelerini
feshedemeyecekleri kuraln getirmitir.
Yasa, devir konusu olarak, iyeri veya iyerinin bir bölümünden söz etmekteyse de ayn
hükmün devir dnda tüzel kiiliin birleme
veya katlma ya da türünün deimesiyle sona
HAZRAN ’09
erme hallerini de kapsad kabul edilmelidir.
Çünkü 6. maddenin 4. fkras “Tüzel kiiliin
birleme veya katlma ya da türünün deimesiyle sona ermesi halinde birlikte sorumluluk
hükümleri uygulanmaz” diyerek, bunlar zaten
birletikleri ve ortada iki farkl iveren kalmad için, sadece devreden ve devralan iverenlerle ilgili olarak, birlikte sorumluluk ilkesini ayrk
tutmu, bunun dnda bir farkllk yaratmamtr. Böyle olunca birlikte sorumluluk ile ilgili
ayrk durum dnda 6. maddenin tüzel kiilerin
birlemeleri ve katlmalar ya da türünün deimesi hallerinde de uygulama alan bulmas gerekir. Bu yaklam iletme ve iyerlerinin devri
yan sra bunlarn birlemeleri halini de dikkate
alan AB Yönergesine de uygun dümektedir.
Dier yandan K. m. 6, Kanunu’nun
kapsamnda olan içileri esas alm ve i güvencesi kapsamna giren içiler ile i güvencesi
kapsamnda olmayan içiler arasnda iyerinin
devri ve sonuçlar ile ilgili bir ayrm yapmamtr. Böyle olunca i güvencesi kapsam dnda kalan ve bir iverenin ayn ikolunda
bir veya deiik iyerlerinde 30 içinin altnda
içi çaltrlan iyerlerinin içileri de, iverenin
bir veya deiik iyerlerinde toplam alt aydan
fazla çalm olmak koulu aranmakszn, devir nedeni ile fesihler bakmndan bir bakma
feshe kar korunmu olmaktadrlar. Bu açdan
baknca, bu gibi içilerin devir nedeni ile fesihler bakmndan bir i güvencesi hakkna sahip
olup olmadklar sorunu ortaya çkmaktadr.
Bu konunun ayrca aratrlmas gerektiinden
ayrntya aada girilecekti.
I. YERNN VEYA LETMENN
DEVR LE LGL AB LKELER
Kanunu m. 6’da belirtilen iyeri ve iletmelerin tamamen veya ksmen devri halinde,
iverenin de kendiliinden deimesi gerçei
karsnda, devreden iverene bal olarak çalan içilerin i ilikisinden kaynaklanan haklarnn korunmas için bunlarn özellikle güvence
altna alnmas zorunlu olmaktadr. Yasa koyucu bu konuda düzenleme getirirken öncelikle
AB hukukunu dikkate almtr. Bu konuda çkarlan ilk AB Yönergesi 14 ubat 1977 tarihli
ve 77/187/EG sayl Yönergedir. Bu Yönerge-
SCL
yi, ilk Yönergede deiiklik getiren 29 Haziran
1998 tarihli 98/50/EC sayl Yönergesi izlemitir. Daha sonra 12 Mart 2001 tarihinde kabul
edilen 2001/23/EG sayl Yönerge ile daha önceki iki Yönergenin hükümleri birletirilerek
yenilenmitir.
2001 tarihli 23/EG sayl Yönerge yürürlüe konurken, amac belirleyen giri ksmnda,
ekonomik gelimelerin hem üye ülkelerde hem
de AB bütününde iletmelerin yaplarnda deiiklikleri zorunlu kld, bu gelimenin iletmelerin, iyerlerinin veya onlarn bölümlerinin
bir baka iverene devrine veya bir baka iverenle birlemesine yol açt, bu nedenle de içilerin, iveren deiiklii karsnda korunmalar gerektii ve özellikle sahip olduklar haklar
talep edebilmeleri için gerekli düzenlemelerin
yaplmasnn zorunlu olduu, belirtilmektedir.
Yönergede, iyerinin devri ve iletmenin
devri kavramlar açkla kavuturulduktan sonra; özellikle devir sonrasnda i sözlemesinden
veya i ilikisinden kaynaklanan içi haklar ile
devir nedeni ile yaplacak fesih ilemlerinin
hukuki sonuçlar belirlenmitir.
Yönergenin 1. maddesinin a bendine göre,
devir ileminin anlam, bir iletmenin veya bir
iyerinin temel ekonomik veya yan ekonomik
amaçlar gerçekletirmek üzere organize edilmi kaynaklar ile ekonomik ayniyeti (bütünlüü) korunarak bir baka iverene devridir.
Yönergenin 3. maddesine göre de, devreden iverenin devir esnasnda i sözlemesinden veya i ilikisinden kaynaklanan haklar
ve yükümlülükleri devir nedeni ile devralan
iverene geçer. Üye ülkeler dilerlerse devredenin ve devralann, devirden sonra, i sözlemesinden veya i ilikisinden kaynaklanan
yükümlülüklerden birlikte sorumlu olacaklarn
kabul edebilirler. Ayn maddenin ikinci fkrasna göre, üye ülkeler dilerlerse devreden ve
devralann devir ileminden sonra, i sözlemesinden veya i ilikisinden kaynaklanan devir
öncesi yükümlülüklerden dolay devir tarihinden itibaren birlikte sorumlu olacaklarn öngörebilirler.
Asl önemli düzenleme Yönergenin 4. maddesinde yer almaktadr. Buna göre bir iletmenin veya bir iyerinin veya bunlarn bir bölümü35
HAZRAN ’09
SCL
nün devri, devreden ve devralan bakmndan
bir fesih nedeni oluturmaz. Bu düzenleme,
ekonomi, teknik veya organizasyona dayanan
nedenlerle iin yürütümü ile ilgili faaliyetlerde
deiiklik gerektiren hallere bal olarak yaplan fesihlere engel deildir.
Yönergenin 4/2. maddesi, devir ileminin
içi aleyhine deiiklik yaratmas olasln
dikkate alarak bu konuda özgün bir düzenleme getirmitir. Buna göre, devir ileminin i
koullarnda içi aleyhine deiikliklere yol açmas, i sözlemesinin veya i ilikisinin sona
erdirilmesine neden olmusa i sözlemesinin
veya i ilikisinin iveren tarafndan feshedildii kabul edilecektir.
Yönergenin 7/6. maddesine göre de, devir
yaplmas sonucu içilerin bir oldu bitti ile kar karya kalmamalar için, çaltklar devre
konu iletmelerde veya iyerlerinde temsilci
seçme haklar yoksa üye ülkeler devirden önce
içilerin bilgilendirilmelerini salayacak düzenlemeler getirmelidirler.
Bilgilendirme özellikle:
• Devir zaman veya devir için planlanan
zaman,
• Devir nedeni,
• Devir ileminin gerçeklemesi halinde bunun içiler üzerinde douraca hukuki, ekonomik ve sosyal sonuçlar,
• çiler için öngörülen önlemler konularnda olacaktr.
letme veya iyeri düzeyinde içi temsilcisi
varsa bu durumda bilgilendirme bu temsilciye
yaplacaktr (m. 7/1).
Bu açklamalardan çkarlacak önemli bir sonuç, iyeri devri ile ilgili Yönergenin, iyeri devrinden söz ederken, sadece ekonomik ayniyeti
(bütünlüü) koruyarak bir maddi ortamn devrini deil, bu maddi ortamla birlikte devreden
ve devralann iradeleri dnda orada çalan içilerin de devredilmi olacaklarn kabul etmi
olmasdr. Ancak, belirtildii gibi devir ilemi i
koullarnda içi aleyhine deiikliklere yol açmsa ve i sözlemesi bu nedenlere bal olarak içi tarafndan sona erdirilse dahi gene de
fesih iveren tarafndan yaplm saylacaktr.
AB Adalet Divan verdii kararlarla Yönerge
dorultusunda görü oluturmutur. Buna göre,
36
koullarn olumas halinde iveren ve içi bakmndan devir ilemi ile birlikte i ilikisinin de
kendiliinden (ipso iure) devredildii gerçei
karsnda, içilerin buna itiraz etme yetkilerinin olduunu kabul etmek gerekir. Çünkü her
içinin, iverenini serbestçe seçme hakk temel
bir haktr, farkl bir yorum içinin temel haklarna aykrlk oluturur1. Doal olarak böyle
bir durumda içiden i sözlemesini feshetmesi
beklenmeyecektir.
II. KANUNU’NUN 6. MADDES
ANLAMINDA YER VEYA
LETMENN DEVR LKELER
verenin, iyerinin tamamn veya bir bölümünü ya da iletmenin tamamn bir bakasna
devretmesi veya kendisinin de ortak olduu ya
da ortak olmad ayr bir tüzel kiilikle birletirmesi halinde, giriim ve sözleme özgürlüü
gerei hukuken buna bir engel yoktur. Bu durumda içinin çalt iyerinin veya bir bölümünün ivereni, kural olarak içilerin onayna
gerek olmakszn kendiliinden deimi olmaktadr. Ancak, bu durum içilerin haklarn
yitirmelerine yol açmamaldr.
Yeni Kanunu bu konuyu ayrntl bir biçimde düzenlemitir. K. m. 6 düzenlemesine
göre “yeri veya iyerinin bir bölümü hukuki
bir ileme dayal olarak baka birine devredildiinde, devir tarihinde iyerinde veya bir bölümünde mevcut i sözlemeleri bütün hak ve
borçlar ile devralana geçer.
Devralan iveren, içinin devreden iveren
yannda ie balad tarihe göre ilem yapmakla yükümlüdür.”
Yasann 6. maddesi iyeri veya iyerinin bir
bölümünün devrinden söz etmektedir. Oysa
yukarda da açkland gibi iletme devri veya
birleme ve katlmlar da ayn kapsamda deerlendirmek gerekir.
Bu düzenlemeye göre devir sonucu yeni iveren, i sözlemesinin taraf haline geldiinden içinin ie girdii tarihten itibaren hizmet
süresinin esas alnd haklardan sorumlu olacak, içinin devreden yannda çalt tüm süreleri dikkate alarak ilem yapacaktr. Örnein
içinin kdem tazminat hak ederek iten ayrl-
HAZRAN ’09
mas halinde, bu tazminatn hesabnda sadece
devirden sonraki deil, devirden önce içinin
çalt süreleri de hesaba katlacaktr. Yllk
ücretli izin bakmndan da sürelerin hesaplanmasnda ayn ilke geçerlidir.
Yasa, ayrca iyerinin veya bir bölümünün
devri halinde, devirden önce içinin domu
olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken
borçlardan devreden ve devralan iverenlerin
birlikte sorumlu olacaklarn belirlemi, ancak
bu yükümlülüklerden devreden ivereni devir
tarihinden itibaren iki yl süre ile sorumlu klmtr ( K. m. 6/3). çi böyle bir alaca varsa
bu alacan iki yl süresince eski iverenden
de isteyebilecek, bu süre geçtikten sonra devirden önce domu ve devir srasnda ödenmemi (örnein bir ikramiye) alaca varsa bunu
sadece yeni iverenden isteyebilecektir.
Görüldüü gibi devir tarihi kavram haklar
ve borçlar bakmndan bir dönüm noktas oluturmaktadr. Madde, devirden önce domu
borçlarla, devir tarihinde ödenmesi gereken
borçlardan söz ettiine göre, bunlar ödenmesi gereken muaccel olan yeni istenebilir olan
borçlar olmaktadr.
Devir tarihi, ayn zamanda devreden ve devralan tarafn ayrca bu konuda anlamasna gerek olmadan, mevcut i ilikilerinin, iverenin
deitii tarihtir. Devir ile i ilikisinin taraf iveren deitiine göre bu konuda içinin onay
vermesi de aranmaz çünkü yasa devir ilemine kar AB Yönergesinden farkl olarak içinin bilgilendirilmesinden veya onayndan söz
etmedii gibi, bu nedenle içinin hakl neden
dnda ( K. m. 6/6) i sözlemesini devir ilemine kar olmas nedeni ile feshetme olanana da açkça yer vermemitir.
Devir ilemi sonucunda içi bakmndan i
koullarnda esasl deiiklikler ortaya çkmsa, içi hakl nedenle i sözlemesini feshedip
kdem tazminat talep edebilecei gibi, içinin,
Kanunu’nun 17. maddesine göre bildirim sürelerine uymak koulu ile devir nedeni ile veya
hiçbir neden göstermeden her zaman i sözlemesini feshetme olana da vardr. Bu durumu
göz önünde tutarsak, içinin devir ilemine katlanmak istememesi halinde i sözlemesini feshederek iten ayrlmas da mümkündür. Devir
SCL
ileminden fazla etkilenmeyen ve etkilenmeleri
için bir neden de bulunmayan içiler bakmndan varlan bu sonuç bir sorun yaratmayacaktr. Devir ileminden olumsuz etkilenen veya
olumsuz bir biçimde etkileneceini sanan içiler bakmndan ise varlan bu sonucun hakkaniyete uygun olduu söylenemez.
Olay, Kanunu’nun 22. maddesi açsndan
deerlendirmek de mümkün deildir. Bu madde hükmüne göre iveren, çalma koullarnda
esasl bir deiiklii ancak durumu içiye yazl
olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu ekle
uygun olarak yaplmayan ve içi tarafndan alt
igünü içinde yazl olarak kabul edilmeyen deiiklikler içiyi balamaz. çi deiiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, iveren deiikliin geçerli bir nedene dayandn veya
fesih için baka bir geçerli nedenin bulunduunu yazl olarak açklamak ve bildirim süresine
uymak suretiyle i sözlemesini feshedebilir.
çi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine
göre dava açabilir. Kanunu’nun 6. maddesinde yer alan iyeri veya bir bölümünün devri
ise bu yönde 22. madde anlamnda esasl bir
deiiklik saylamaz çünkü yasa böyle bir devir
ilemine hukuken olanak tanm ve bu konuda içinin önceden bilgilendirilmesini dahi aramamtr. Böyle olunca iverenin iyerinin devri ilemi konusunda içinin onayn almas ve
içinin devir ilemini kabul etmemesi halinde i
güvencesi hükümlerine uyarak i sözlemesini
feshetmesi de söz konusu olamaz. Ayn durum
i güvencesi kapsam dnda kalan içiler için
de geçerlidir.
Ancak, iyerinin devri içi bakmndan katlanlamaz bir durum yaratmsa içi her zaman
kendi yararna olmasa da i sözlemesini hakl
nedenle feshedebilecei gibi, içinin, bildirim
sürelerine uyarak i sözlemesini feshetmesine
de bir engel yoktur.
AB normlar ile bir karlatrma yaplrsa,
Yasann bu yönde içi yararna uyumlatrlmas
gerekmektedir. 2004 tarihli AB lerleme Raporunda bu durum özellikle belirtilmitir. Yukarda açkland gibi, AB Yönergesi 7/1. maddesinde hem devreden hem de devralan iveren
yönünden içi temsilcilerini bilgilendirme ve
danma yükümlülüü öngörmekte; temsilci
37
HAZRAN ’09
SCL
bulunmayan hallerde ise 7/6. maddesine göre
bireysel olarak içilerin bilgilendirilmelerinden
söz etmektedir. Ayn ekilde hakl bir neden
oluturacak ar koullar oluturmasa da, devir ileminin i koullarnda içi aleyhine deiiklik oluturmas halinde içinin sözlemesini
feshedebilecei ancak feshin iveren tarafndan
yaplm saylaca kabul edilmitir (m. 4/2).
Örnein, ayn ekilde Alman Medeni
Kanunu’nun (BGB) 613/a paragraf, AB Yönergesine uyum amac ile deiiklie uram
ve 1.4.2002 tarihinden itibaren iyeri devredilen içilerin yazl olarak kapsaml bir biçimde
devir konusunda bilgilendirilmeleri zorunluluu getirilmitir. Ayn maddenin 6. fkras da
içilere devir ilemine kar yazl olarak itiraz
hakk tanmtr. çi devir ilemi nedeni ile i
ilikisinin devredilmesine kar olduunu açklarsa ii ortadan kalkm saylacaktr. Bu durum
iverene, iyeri gereklerinden kaynaklanan ve
bu nedenle geçerli nedene dayanan bir fesih
olana salar. Ancak, fesih yaplrken gene de
Feshe Kar Koruma Yasas hükümlerine göre
feshin sosyal açdan geçerliliinin kantlanmas
gerekecektir. veren, iyeri gereklerine dayanan feshin sosyal açdan geçerliliini savunurken bildirim süreleri içinde veya sonra içinin
çalabilecei yeni ilerin ortaya çkma olasln da dikkate almak zorundadr. veren fesih
yoluna gitmez ise içinin devreden iveren ile
i ilikisi varln sürdürür, bu durum her iki
iverene kar ileri sürülebilir2. Görüldüü gibi
Alman Hukukunda da devir ilemine kar olan
içiler i sözlemelerini feshetmek zorunda braklmamakta, devre kar olmalar halinde iverenin, koullar varsa geçerli nedene dayanarak i sözlemelerini feshetmesi gerektii, bu
koullar yoksa içinin i ilikisinin devreden
iveren yannda sürdüü kabul edilmektedir.
Dier yandan Yasa, iverenin i sözlemesini
feshetmesi ile ilgili önemli bir düzenleme getirerek iyerinin veya bir bölümünün devrinin
i sözlemesine taraf olan iverenler bakmndan bir fesih nedeni olamayacan belirtmi ve
m. 6-5 de “devreden veya devralan iveren i
sözlemesini srf iyerinin veya bir bölümünün
devri nedeni ile feshedemez ve devir içi yönünden fesih için hakl neden oluturmaz” dü38
zenlemesini getirmitir. Bunun anlam, iveren
tarafnn salt devir nedenine dayanarak i sözlemesini feshedemeyeceidir. Bu düzenleme
K. m. 24 ve 25 hükümlerine göre hakl bir
nedenin ortaya çkmas halinde, taraflarn hakl
nedenler ile i sözlemesini feshetme haklarn
ortadan kaldrmaz.
Ancak, devir ilemlerinin yaplmasndan
önce veya sonra ekonomik ve teknolojik nedenlerin yahut i organizasyonu deiikliinin
gerekli kld hallerde iverenlerin i sözlemesini bu tür geçerli nedenlere dayanarak feshetme haklar vardr ( K. m. 6/5).
Görüldüü gibi, Kanunu’nun 6. maddesi bu konuda genel olarak AB Yönergesinde
öngörülen esaslar benimsemi bulunmaktadr.
AB Yönergesinde belirlenen esaslara uygun
olarak Kanunu hem iyeri veya iletme devri
olanan ekonomik nedenlerle kabul etmekte,
hem de devir sonucu içi hak ve yükümlülüklerinin ortadan kalkmamas ve içilerin bu nedenle iten çkarlmamas için gerekli düzenlemeleri getirmektedir. Ancak, bu düzenlemeler
bir yandan devir öncesi ve sonras iten çkarmalar yasaklarken, dier yandan bu durumda
dahil baz nedenlerle iverene gene de fesih
hakk tanmaktadrlar.
AB Yönergesinin 4/1 maddesinde olduu
gibi, K. m. 6/5’in birbirini izleyen iki cümlesinin getirdikleri ilkeler açsndan, biri dierini
anlamsz hale getirmeden yorumlanmas gerekmektedir.
K. m. 6/5’in ilk cümlesi devir nedeni ile
devreden ve devralan iverenin srf bu nedene
dayanarak içilerin i sözlemelerini feshedemeyeceklerini kesin bir ifade kullanarak ve bir
bakma emredici bir biçimde düzenlerken; ayn
maddenin ikinci cümlesinde bu kesin ifadeye
istisnalar getirilmekte, devir ileminden önce
veya sonra ekonomik ve teknolojik nedenlerin
yahut i organizasyonu deiikliinin gerekli
kld hallerde her iki iverenin de (devreden
ve devralan) i sözlemelerini bu nedenlere dayanarak geçerli bir ekilde feshedebilecekleri
kabul edilmektedir. Sorun fesih ileminin ne
zaman devir nedenine dayandnn, ne zaman
belirtilen geçerli nedenlere dayandnn açk
bir biçimde belirlenmesinde ve buna kout ola-
HAZRAN ’09
rak fesih ilemlerinin geçerliliinin saptanmasnda ortaya çkmaktadr.
Devreden iveren, iyerini salt devredecei, devralan da iyerini devrald için i sözlemelerini feshederse bu fesihler (yasa bu
tür fesihleri açkça geçersiz saymad sadece
fesih yaplamayacandan söz ettii için) K.
m. 18-21 anlamnda iyeri gereklerinden kaynaklanan geçerli nedene dayanan fesih saylmayacak ve içiler, i güvencesi hükümlerine
göre süresi içinde iverene kar ie iade davas
açabileceklerdir. Salt iyerinin devri geçerli neden oluturmayaca için mahkeme de içinin
ie iadesine karar verecek ve yasal prosedür
ileyecektir. Bu sonuç i güvencesi kapsamnda olan içiler bakmndan kabul edilebilir bir
deerlendirme olabilir. Ancak, i güvencesi
kapsamnda olmayan içiler bakmndan ayn
sonuca ulamak zordur.
Altnc maddenin ifadesini mutlak emredici nitelikte bir hüküm olarak deerlendirirsek,
emredici bir hükme aykr bir hukuki ilem
geçersiz saylacandan, söz konusu içiler, i
güvencesi kapsamna girsin veya girmesin arada bir fark olmakszn bu tür bir fesih ilemi
geçersiz saylacandan, yaplan fesih ilemi bir
hukuki sonuç dourmayacaktr. Bunun anlam, Kanunu’nun 6. maddesinin Yasann i
güvencesi hükümlerinden ayr srf devir konusunda özgün bir i güvencesi getirmi olmasdr. Oysa, yasann ifadesinden ve ekonomik,
teknolojik ve i organizasyonu deiiklii nedenleri ile fesih olana tanyan ayrk hükümden bu sonucu çkarmak doru saylmaz. Bu
durumda i güvencesi kapsam dnda kalan
ve devir nedenine dayal olarak i sözlemeleri
feshedilen içilerin hukuki durumlar oldukça
tartmal olmaktadr.
güvencesi kapsamnda olan içiler bakmndan feshi geçerli klan ayrk hükümler dolays ile 6. maddenin 6. fkrasnn fesih yasa
getiren ilk cümlesini mutlak emredici olarak nitelendiremezsek, i güvencesi kapsam dnda
kalan içiler bakmndan da ayn sonuca varmamz gerekir. Aksi halde, mutlak emredici olarak kabul edersek, i güvencesi kapsam dnda kalanlar bakmndan yasada öngörülmeyen
kapsaml bir i güvencesi getirilmi olacaktr.
SCL
Bu durumda i güvencesi kapsam dnda
kalan içilerin iyerinin devri halinde i sözlemeleri, devralan veya devreden iverence feshedildiinde konunun ayrca deerlendirilmesi
zorunluluu ortaya çkmaktadr. Böyle bir durumda iveren, ayrk hükme dayanarak i sözlemesini ekonomik, teknolojik veya organizasyon deiikliinin gerekli kld nedenlere
dayanarak ve bunlar kantlayarak feshederse
bu fesih geçerli saylacaktr. Bu durumu kantlayamazlarsa, söz konusu içiler i güvencesi
kapsamnda olmadklar için ie iade talebi ile
dava açamayacaklardr. Bunun sonucu olarak
alt aydan daha az bir süre çalmlarsa sadece
ihbar tazminat ile yetinmek zorunda kalacakladr. Varlan sonuç K. m. 6/6 anlamnda getirilen devir nedeni ile fesih yasan anlamsz
hale getirecektir. Böyle bir sonuç yasaya aykr
olacandan daha farkl bir yorum zorunlu olmaktadr. güvencesi kapsam dnda kalan
içilerin i sözlemeleri salt devir nedeni ile
feshedilmi ve maddede öngörülen geçerli nedenler kantlanamamsa bu durumda iverenin
salt devir nedenine dayanarak yapt fesih, K. m. 17 hükmüne göre fesih hakknn kötüye
kullanlarak yapld bir fesih olarak deerlendirilerek içiye bildirim süresinin üç kat tutarnda tazminat ödenmesi öngörülebilir. Mevcut
yasal çerçeve düzeninde varlan bu sonucun,
aslnda adil olduu söylenemez. Aslnda sorun
Yasada deiiklik yaplarak i güvencesinin
kapsamnn geniletilmesi ile daha adil olarak
çözülebilir. Kanunu’nun 6. maddesi gerçekte
sk bir biçimde devir ilemine tabi tutulan 30
içiden az içi çaltran iyerleri bakmndan
önemlidir. Bu nedenle 30 içi kriterinin aaya çekilerek daha geni bir içi kitlesinin bu
haktan yararlandrlmas hem eitlik ilkesinin
bir gereidir, hem de hakkaniyete daha uygun
olur.
Gerçi, AB’nin ilgili Yönergesi’nin 4. maddesinin ikinci cümlesi, üye ülkelerin düzenleme
getirirken i güvencesi kapsamnda olmayan
içilerin devir nedeni ile fesih yasa dnda
tutulabileceklerini belirtmise de, K. m. 6
böyle bir ayrm yapmakszn Kanunu kapsamnda olan tüm içiler bakmndan i güvencesi kapsamna girsin girmesin devir nedeni ile
39
HAZRAN ’09
SCL
fesih yasa getirmi bulunmaktadr. Bu nedenle yukardaki yorumu yapma zorunluluu domaktadr. Kald ki hiçbir ülkede 30 içi kriteri
nedeni ile milyonlarca içi i güvencesi kapsam dnda da braklm deildir. güvencesi
kapsam dnda braklanlar daha çok kendi
haklarn koruyabilecek güçte olan ve aznlk
oluturan içilerdir.
III. LETMENN, YERNN VEYA
YERNN BR BÖLÜMÜNÜN
DEVR YÖNTEMLER
letme riskini tayan giriimcinin (iverenin), iletmesi ve iletme içinde yer alan iyerleri ve iyerinin bir bölümü ile ilgili ekonomik
nitelikli kararlar almaya bu balamda yapsal
deiikliklere gitmeye, yürütülen ii daraltmaya, bir bölümünü tasfiye etmeye yetkisi vardr
ve bu kararlar kural olarak iverenin iletmesi ile ilgili olduklar için onun takdirine bal
olduklarndan yarg denetimine tabi deildir.
verenin, iletmesini, iyerini veya iyerinin
bir bölümünü devri de bu anlamda iletme ile
ilgili karardr. Ancak alnan devir kararnn ve
devir ileminin gerçee, akla ve ekonomik gereklere uygun olmas da aranr. Alnan devir
karar, iletme ve iyeri gereklerine dayanmyor ve ekonomik açdan bir anlam olmad
ve gerekli olmad halde srf içilerin i koullarn içi aleyhine deitirmek veya i ilikilerinin sona ermesini salama amac güdüyorsa,
devir ilemi muvazaa olarak deerlendirilip geçersiz saylabilir. Bu durumun belirlenmesi her
zaman kolay olmad için alnan kararn gerçekten uygulanmas halinde açk bir aykrlk
olmadkça, genellikle iletme ile ilgili devir ilemi geçerli saylacaktr. Devir ileminin geçerli
saylmas, devreden ve devralan iverene salt
bu nedenle içilerin i sözlemelerini feshetme
hakk vermez, çünkü devir ileminin dayand
ekonomik gerekçeler ile devir öncesi veya sonras iverenin i sözlemelerini feshetmek için
ileri sürebilecekleri ekonomik, teknolojik veya
i organizasyonu deiikliinin gerekli kld
nedenler her zaman örtümeyebilir. Devir ilemine gerekçe olarak ileri sürülen nedenler
ile fesih ilemine gerekçe gösterilen nedenler
40
örtüse bile bunlar ayn anda hem devir ilemi, hem de fesih ilemine gerekçe olarak gösterilemezler. veren ekonomik bir neden ile
veya teknolojik ya da rasyonelleme nedeni ile
iletmesini veya iyerini devretse dahi, aslnda
bunlarn tamam iyeri devri için ekonomik neden olarak deerlendirilebilir, ancak bunlarn
var olmas tek bana fesih ilemi için de geçerli neden olmasn gerektirmeyebilir. Fesih ilemi için geçerli nedenleri ayrca devirden önce
yaplan fesihlerde devreden iveren kendi açsndan; devralan da devirden sonra yaplan fesihlerde kendi açsndan kantlamas gerekir.
Bu yönü ile devir ilemi hem nedenleri, hem
de yapld an bakmndan fesih ilemlerinden
tamamen farkldr. Devir nedeni ile fesih yaplamayaca kural ancak bu takdirde bir anlam
kazanr. Devir öncesi ve devir sonras yaplan
fesihlerin geçerlii koullarnn ayrca tartlmas gerekir.
Bir iletmenin, iyerinin veya bir iyerinin
bir bölümünün ivereni iletmesindeki tüm iyerlerini ve yasa gerei buralarda çalan tüm
içilerini kurulu bulunan veya yeni kurulacak
olan bir iletmeye devredebilecei gibi, bir iyerini veya baz bölümlerini ve orada çalan
içilerini de devredebilir. Kanunu’nun 2.
maddesi de, iveren tarafndan mal veya hizmet üretmek amacyla maddi olan ve olmayan
unsurlar ile içinin birlikte örgütlendii birime
iyeri denir, düzenlemesini getirerek iyeri kavramn içiler ile bütünletirmektedir. Bu açdan
baknca iletmenin, iyeri veya iyerinin baz
bölümlerinin devrinden söz edebilmek için, bu
yerlerin içileri ile birlikte bir ilevi yerine getiriyor olmas ve ayn ilevi ayn maddi ortamda ayn araç ve gereçlerle ekonomik ayniyetini
koruyarak bu defa yeni kurulan veya var olan
Devir ilemine gerekçe olarak ileri
sürülen nedenler ile fesih ilemine
gerekçe gösterilen nedenler örtüse
bile bunlar ayn anda hem devir
ilemi, hem de fesih ilemine
gerekçe olarak gösterilemezler.
HAZRAN ’09
devralan iletme bünyesinde de sürdürmeleri
gerekir3.
Bu kural, bir süre sonra yeni iverenin deiik nedenlerle bu arada ekonomik, teknolojik, rasyonelleme veya i organizasyonu
deiiklii gerei söz konusu yerleri kapatp,
baka bir bölümle birletirmesine veya tamamen kapatp iini bir taerona devretmesine
engel deildir. Ancak, bu nedenlerle yapaca
fesih ilemlerini i güvencesi kapsamnda olan
içiler bakmndan geçerli nedenlere dayandrmak ve bunu kantlamak zorundadr. güvencesi kapsam dnda kalan içiler bakmndan ise devir ileminden kaynaklanan bir kötü
niyet kantlanabilirse iverenin fesih hakkn
kötüye kulland ileri sürülebilir. Yeni iveren
devir ilemi yapld srada, devre konu olan
iyerinde çalan içilerin devirden önceki ve
devir srasndaki haklarndan ve alacaklarndan sorumludur. Doal olarak, yeni iverenin
devirden sonra ortaya çkan içi haklarndan
ve alacaklarndan da fesih tarihine kadar sorumluluu sürer.
1) Devir Öncesi Uygulanabilecekler
Bir iletme veya iyeri veya iyerinin bir bölümü, ekonomik nedenlerle veya üretim ve hizmet konusunun deitirilmesi veya giriimden
vazgeçilmesi gibi nedenlerle devredilebilecei
gibi; iverenin ekonomik açndan zor duruma
dümesi, ödeme güçlüü içinde olmas veya iflas gibi durumlarda çounlukla o iletmenin
veya iyerinin kapatlmasna, satlmasna veya
iflasna karar verilmesi ya da bu yollara gitmeden bir bakasna devredilmesi de mümkündür.
a) Kanunu’nun 6. maddesi ile güdülen
amaç iyeri devredilecek veya iyeri devredilen içinin bu nedenle iini kaybetmemesidir. Devir nedeni ile yaplacak fesih ileminin
yasaklanmas ile güdülen temel amaç budur.
Böyle olunca devreden iverenin devir öncesi
yapaca fesih ilemlerinin kural olarak devir
göz önünde tutularak yaplmamas gerekir. verenin iletmesinde veya iyerinde ekonomik
amaçlarla veya teknolojinin gerei olarak ya da
yeniden yaplanarak rasyonellemeye gitmek
amac ile baz içilerin i sözlemesini feshet-
SCL
mesine ise bir engel yoktur. Bunun için fesih
ilemlerinin devir ile bir ilikisinin olmamas gerekir. Aksine bu ilemler devire hazrlk nitelii
kazanrsa yaplan ilemlerin 6. maddeye aykr
olduu söylenebilecektir. Ancak burada kesin
bir çizgi çizerek sonuca varmak doru olmaz,
yabanc öreti ve yarg kararlar da bu konuda
kesin bir ifade kullanmaktan kaçnmaktadrlar.
letmesinde veya iyerinde yasann kabul ettii geçerli nedenlerle baz içilerini iten çkartan iverenin daha sonra, ald önlemlere
ramen ii sürdüremeyeceini anlamas sonucunda iyerini devretmesi veya devretme zorunda kalmas halinde, daha önce yaplan fesih
ilemlerini geçerli nedene dayanmayan fesih
olarak deerlendirmek nasl mümkün olacaktr? Bu durumda her somut olayda fesih annda
var olan ve öngörülebilen olgularn ayr ayr
dikkate alnmas gerekir. Eer iyerinin devri,
fesih ileminin arlkl bir biçimde temel amacn oluturuyorsa, bu fesih ilemin devir nedenine dayand, söylenebilecektir. Böyle olmayp da fesih srasnda öngörülmedii halde,
sonradan iyeri devri beklenmedik bir biçimde
gerçeklemise, bu durumda devir öncesi fesih ilemlerinin iyeri gereklerinden kaynaklanan ve geçerli nedene dayanan fesihler olduu
kabul edilecektir. Örnein planlanm ve yürütülmekte olan bir iyeri kapama gerekçesine
dayanan fesih ilemlerinin ise geçerli nedene
dayandn kabul etmek gerekir4.
b) letmesinin tamamn içindeki iyerleri
ile devretmeyi tasarlayan bir iveren, ekonomik açdan zor durumda ve ödeme güçlüü
nedeniyle iflas tehlikesi ile kar karya ise
devir öncesi, yasann öngördüü koullarda K. m. 29. hükmüne göre, ekonomik nedenlerle içilerin tamamn kapsayacak bir biçimde
toplu içi çkarabilecek midir? Bu durum ekonomik gereklerle fesih ilemi için bir geçerli
neden olabilir mi? veren ödeme güçlüü veya
iflas riski içinde ii sürdürmekten kaçnmak ve
iyerini kapama amacnda ise toplu olarak içilerinin tamamn yasa hükümlerine uyarak
iten çkarabilir. Böyle bir durumda kural olarak iyeri devri, içilerin de devri ile mümkün
olacandan, zaten bir iyeri devrinden söz
edilemez. Burada bir iyerinin veya iletmenin
41
HAZRAN ’09
SCL
Devir bazen gizli, hatta örtülü de
yaplm olabilir.
kapatlmas söz konusu olur. Bu gerekçe ile
yaplacak fesih ilemlerinin kapama karar alndktan sonra yaplmas gerekir. Böyle olmayp
iveren bir yandan fesih ilemleri yapmaktayken, dier yandan iyeri devri ile ilgili görümeler yapmaktaysa ve fesih bildirimi süreleri
içinde iyeri devredilmise burada artk bir iyeri kapama niyetinden söz edilemeyecektir.
Fesih ilemlerinden sonra uzunca bir süre iletme veya iyeri kapal kalmsa, artk iyeri
veya iletme kapanm saylacandan ileride
yaplacak bir devir, yasann öngördüü anlamda bir iyeri devri saylamayacaktr5. Özellikle
iveren iletmesini veya iyerini kapamak için
gerekli yasal ilemleri de yapm ise ortada bu
konuda bir kuku da kalmaz. verenin daha
sonra maddi ortam olarak iletme kapsamndaki iyerlerini bir bakasna devretmesine bir engel de yoktur. Devralan iveren, i ilikisi sona
ermi içilerden istedikleri ile i sözlemeleri
yaparak onlar ie alrsa ortada bir iyeri devri
bulunmadndan, yeni iveren, içilere kar i
sözlemesini yapt tarihten itibaren sorumlu
olur. Ancak, iletmeyi veya iyerlerini devralan
iveren kitlesel olarak veya ii sürdürecek kadar gerekli olan bir bölümünü, devrald iletme veya iyerinde çalan içilerden seçerek
ie almas ve iyerinin ekonomik bütünlüünü
koruyarak ayn ii sürdürmesi halinde 6. madde anlamnda bir devir ileminin varln kabul
etmek gerekir.
Devir ileminin 6. madde kapsamna girip
girmediini saptamak her zaman kolay olmayabilir. Çünkü iyeri devrine ilikin yasa hükümlerinden kaçnmak amac ile devir açk bir
biçimde yaplmayabilir. Devir bazen gizli, hatta
örtülü de yaplm olabilir. Bu ilem zamana
yaylarak da yaplabilir. Önce iyerinin belirli
mekânlar devredilir, ardndan baz iyerine ait
nesneler ve daha sonra da ie yararl olan personelin sayca önemli bir ksm devir ilemine
tabi tutulabilir. Bu gibi durumlar hem AB Adalet Divan (EuGH), hem de Alman Federal Mahkemesi (BAG) devralan tarafndan ayniyeti
(bütünlüü) korunduu ölçüde ekonomik bir
42
bütünün devrini iletmenin veya iyerinin devri
olarak nitelendirmektedirler6.
AB Adalet Divan 11.13.1997 tarihinde verdii bu yönde kararda7 Yönerge kapsamna giren
devir ileminin, belirli bir iin görülmesi ile snrl olmayan fakat, süreklilii olan ekonomik
bir bütünün devri olduu ve bütünlükten anlalmas gerekenin de ekonomik bir faaliyeti
yerine getirmek için kiilerin ve nesnelerin topluca kendi amac çerçevesinde organize olmas
olarak tanmlamtr.
AB Yönergesinin (2001/23/EG) 5/1. maddesi, daha ar ekonomik koullar bakmndan
bu konuda ilginç bir düzenleme getirmitir. Bu
düzenlemeye göre (üye ülkeler aksine bir düzenleme öngörmüyorlarsa) Yönergenin, devir
ile i ilikisinden kaynaklanan içi haklarndan
devralan yeni ivereni sorumlu klan 3. maddesi ile devir nedeni ile i sözlemelerinin feshini yasaklayan 4. maddesinin devreden iveren
hakknda iflas veya benzeri bir prosedürün bir
yetkili kamu makam gözetimi altnda yürütülüp, o kiinin malvarlnn tasfiyesi amaçland
durumlarda geçerli olmayaca kabul edilmektedir. Kanunu’nun 6. maddesinin son fkras
da, iflas nedeniyle iverenin malvarlnn tasfiye edilmesi sonucu, iyerinin tamamnn ya da
bir bölümünün bakasna devredilmesi halinde,
bu hükümlerin uygulama alan bulmayacan
açkça düzenlemektedir.
c) Devir öncesi, devreden iveren ile devralan iverenin i sözlemelerinin feshi konusunda anlamalar halinde, devir öncesi yaplacak
fesihlerin geçerli olup olamayaca tartmaldr. En azndan bu konuda kesin sonuçlara
varmak yerine somut olayn özelliine göre çözümler üretilmeye çallmaktadr. Uygulamada bir iletmeyi, bir iyerini veya iyerinin bir
bölümünü devralmak isteyen iveren devirden
önce temiz bir sayfa, yani devir sonras gerekli olandan fazla olacan varsayd içilerin i
sözlemelerinin feshini, iletme politikas bakmndan, zaman ve maliyet tasarrufu açsndan
daha elverili görmektedirler. Bir akma devirden sonra zaten ciddi bir personel fazlas ile
kar karya kalacaklar ve iyeri gereklerine
dayanarak bunlarn i sözlemelerini feshetme
zorunlu olacandan, içilerin daha önce iten
HAZRAN ’09
çkarlp daha önce tazminatlarn alacaklar düüncesi de burada önemli rol oynamaktadr. Bu
yaklamn içiler bakmndan da yararl olaca
ileri sürülmektedir.
Alman Medeni Kanunu’nun (BGB § 613 a IV)
devir ile ilgili hükmü, i ilikisi, i güvencesi kapsamnda olsun veya olmasn yaplan fesih ilemlerinin iyeri devri nedenine bal olarak yaplmasn geçersiz saymaktadr. Ancak, Alman Federal
Mahkemesinin bir kararna göre ise, bu hükmü
uygularken daima göz önünde bulundurulmas gereken husus, fesih ilemini geçerli klacak
geçerli bir nedenin var olup olmadnn aratrlmasdr, öyle ki iyeri devri fesih için geçerli
neden saylmayp, sadece yan bir etken olsun8.
Bu karar açsndan deerlendirme yapnca
baz sonuçlara ulamak mümkün olmaktadr.
Örnein, iyeri devredilirken, Feshe Kar Koruma Yasas kapsamnda olan içilerin i sözlemeleri bu yasaya uygun olarak sosyal açdan geçerli nedenlere yani içinin kiiliinden,
davranlarndan veya iyeri gereklerinden birine dayanlarak feshedilmise, bu geçerli fesih
saylacaktr. yeri devri çerçevesinde yaplan
fesihler ise kural olarak iyeri gereklerine dayanan fesihler olmaldr.
Bu konuda baz örnekler verilebilir. Örnein, devralan iveren devralaca iyerindeki
baz içilerin ücretlerinin yüksek olmas nedeni
ile bunlarn sözlemelerinin feshedilmesini isterse, bu durum, iyeri gereklerine dayanan bir
fesih için geçerli neden saylmayacaktr çünkü
bu durum devir nedeni ile feshi geçersiz sayan
hükmün dolanlmas anlamna gelir. Örnein
belirli bir içinin i sözlemesinin feshinin, devralmann önkoulu olarak ileri sürülmesi baskya dayanan ve geçerli kabul edilemeyecek bir
fesih saylmaktadr9.
Buna karlk devreden bakmndan, devralann nesnel ölçülere dayanarak belirli grup
içilerin i sözlemelerinin feshedilmemesi halinde iyerini devralmaktan vazgeçeceine dair
bir tehdidi iyeri gereklerine dayanan bir fesih
için geçerli neden oluturabilecektir. Baskya
dayanan bu fesihler Federal Mahkeme tarafndan istisnai hallerde geçerli kabul edilmektedir.
Federal Mahkemenin bu balamda verdii bir
dier karara göre, devralan iverenin, devre-
SCL
den üstünde ar basklar yapmas nedeni ile
devredenin bu baskya dayanmasnn beklenemeyecei durumlarda dahi iverenin yapaca fesih ilemleri gene de iyeri gereklerinden
kaynaklanan bir fesih olarak deerlendirilemez. verenin burada gözetim borcu gerei
tüm olanaklarn kullanarak içilerini korumas
beklenir ve devralana kar direnmesi gerekir.
Buna ramen iverenin direnmesi nedeni ile
ar ekonomik zararlar ile kar karya kalmas
söz konusu ise devir öncesi yapaca fesihlerin
geçerli olmas gerekir. sözlemesinin feshini geçerli klacak bir basknn varlnn saptanmas için her somut olayda ayrca aratrma
yapmak zorunlu olacaktr. Bu yaplrken hem
devredenin çkarlar, hem de içilerin i ilikisinin sürdürülmesi ile ilgili çkarlarnn dikkate
alnmas temel kouldur10. Örnein feshi geçerli
klacak nedenler arasnda u gibi durumlar ortaya çkabilir; iyeri devrinin gerçeklememesi
halinde iyeri için önemli zararlar oluma riski varsa ve hatta iyerinin varln sürdürmesi
olanakszlaacaksa bu durumlarda devredenin
fesih ilemleri geçerli saylmaktadr.
Bütün bu açklamalara ramen BGB § 613 a
IV 1’in baskya dayanan fesihler için ksmen bir
fesih yasa getirdiini, fesih olanann sadece
iyeri devrinden bamsz fesih gerekçelerinin
bulunmas halinde söz konusu olaca kabul
edilmektedir. Oysa devralan iveren, bir içinin
ücreti yüksek olduu için devreden üstünde bir
bask yapar ve onun i sözlemesinin feshini
isterse, bunun devir ileminden bamsz olan,
fesih için geçerli bir neden olduu söylenemez,
özellikle bu durumda iyeri gereklerine dayanan bir fesihten söz edilemez. Sadece o içinin
devir ile ii ortadan kalkmsa iyeri gereklerine dayanan bir fesih ilemi yaplabilir. Bu durumda kaçnlmaz iyeri gereklerinin dorudan
somut olarak içinin çaltrlmasn engellemesi gerekmektedir11.
Devralma planna (Erwerberkonsept) göre
fesih: Devralan iverenin, devirden önce hazrlad ve devir sonras uygulamalar için öngördüü bir iletme plan varsa, bu gerekçe ile yaplan iyeri gereklerinden kaynaklanan fesihler
için geçerli neden vardr denebilir. Ancak bu
durumda i sözlemesi feshedilen içinin iinin,
43
HAZRAN ’09
SCL
plann uygulanmas ile ortadan kalkm olmas
gerekir. Devralan iverenin rasyonelleme önlemleri çerçevesinde hazrlam olduu plana
uygun olarak, devreden iverence yaplan fesihler sonucunda, fesih bildirimi süresi sona
erinceye kadar, içiyi çaltrma olanann
kalmayaca bekleniyorsa, yaplan fesih ileminin geçerli nedene dayand yarg kararlar
ve öreti tarafndan kabul edilmektedir. Federal Mahkemenin (BAG) devreden iverenin,
devralan iverenin tarafndan hazrlanan plana göre içi çkarmas olanan, sürekli olarak
iverenin ödeme güçlüüne dümesi hali için
aramas eletirilmekte, bu gibi durumlarda iverenin balayc bir iletme plannn veya iyiletirme projesinin olmas ve bu projenin fesih
ileminin yapld srada uygulanmaya balanm ve gözle görülür bir durumda olmas yeterli görülmektedir. Bu eletiriye gerekçe olarak
da, iverenin devir ileminden bamsz olarak,
bir devralan tasla olmadan da zaten i sözlemelerini iyeri gerekleri varsa feshedebilecei
gösterilmektedir12.
2) Devir Sonras Uygulanabilecekler
Devredilen iyerinin veya bir bölümünün
içileri bakmndan, iverenin deimesinden
baka bir deiiklik ve hak kayb olmad varsaylrsa, bu konuda onlarn onaylarnn alnmasna gerek yoktur denebilir. yerinin veya
bir bölümünün devri halinde yeni iveren,
iyerinde baz yapsal deiikliklere gidebilir,
devrald iyerini kendi iyeri ile birletirebilir. organizasyonunda deiiklik yaparak
baz içileri iten çkarmak zorunda kalabilir
veya bir süre sonra i daralmas gibi ekonomik
nedenlerle baz içileri, bu arada devrald iyerinde çalan içilerin i sözlemelerini bu
geçerli nedenlere dayanarak feshedebilir. Bu
durumda iveren, Yasann i güvencesine ilikin hükümleri çerçevesinde davranmak, her
fesih ilemini geçerli bir nedene dayandrmak
ve bunu somut olarak kantlamakla yükümlüdür.
Bir iveren, bir iyerinin bir bölümünü veya
tamamn devraldktan sonra, devrald yeni
iyerini veya bir bölümünü de kapsayacak ekilde iyerinde veya iletmesinin tamamnda
44
yeniden yaplanmaya gidebilir, ekonomik gereklerle rasyonelleme çerçevesinde iyeri düzenini yeniden oluturup yeni bir personel ve
ücret politikas saptayabilir. Bu arada devralan
iveren, bir tek iyerini devralp iini bununla sürdürmek yerine devrald iyerini kendi
iletmesindeki bir dier iyeri ile birletirebilecei gibi, dier iyerlerinin yan sra yeni bir
iyeri olarak deerlendirebilir.
Burada önemli olan, bu politikalar uygularken kazanlm haklara ve içiler arasnda korunmas gereken eitlik ilkesine aykr
davranmamaktr. Doal olarak, deiik kurululardan gelen ve farkl çalma koullar
olan, farkl ücretler alan personelin, bu defa
iyerinin veya bir bölümünün devri sonucunda ivereninin deimesi nedeni ile farkl bir
konum içinde olacaklar açktr. Yeni iveren,
iyerinde belirli bir düzen, bir personel ve ücret politikas uygulamak ister. çiler de kazanlm haklarn kaybetmek istemezler. Günümüzde küresellemenin getirdii ar rekabet
koullarnda bir devir ilemi olmad durumlarda da, baz iletmelerde yeni i koullar ve
ücret koullar belirlenmesi yoluna gidilmekte
ve baz durumlarda, bu sorunlar içi çkarmalar ile baz durumlarda da içinin yazl rzas
alnarak hak kstlamas yolu ile almaya çallmaktadr.
Böyle bir durumda iyeri devri sonucu yeni
iverenin iyerlerindeki içiler ile bir araya gelen personel arasnda ortaya çkabilecek farkllklarn iyeri huzuru ve içi motivasyonu bakmndan çözülmesi gerekir.
a) Devralan iveren devir ileminin tamamlanmasndan sonra bir iyeri iç yönetmelii hazrlar ve bu yönetmelikte iyeri içi bölümleri,
yeni birimleri belirler ve buralarda çaltrmay
düündüü personelin saysn, norm kadrolar
saptar. Ayrca, bu birimlerde çalacak personelin sahip olmas gereken nitelikleri, deneyimleri çalmakta olan personelin özelliklerini
de dikkate alarak belirler ve buna uygun bir
ücret politikas oluturur.
Bu yöntem için, yönetimin dikkate almas
gereken önlemlerin köklü deiime yol açmamas ve özellikle ücretleri bu çerçevede düürmemesidir. Ücret indirimi gibi deiiklikler i
HAZRAN ’09
sözlemesinde esasl deiiklik saylr. çinin
onay yoksa geçerli deildir. K. m. 22 hükmüne göre içi bunu kabul etmek zorunda deildir.
Ancak, yönetimin oluturduu yeni yönetmelik ve i koullar personel aleyhine esasl
deiiklik yaratmyorsa, içi buna uymak zorundadr. Yönetiminin ön gördüü esasl deiiklik kaçnlmaz ise ve bu iyeri gereklerinden
kaynaklanyorsa, içi gene de bu deiiklie,
örnein ücret indirimine veya iyeri deiikliine uymak zorunda deildir. Esasl deiikliin
içi tarafndan kabul edilmemesinin anlam, içi
igücünü sunduu sürece haklarn korur. veren de hiç deiiklik olmam gibi içiye i
vermek ve sözlemeye göre sahip olduu haklarn aynen salamakla yükümlüdür.
Yasa bu menfaat çatmasn dikkate alarak menfaatlerin dengelenmesi yoluna gitmi
ve bu gibi durumlarda iverene, tüm koullarn olumas halinde geçerli nedenle i sözlemesini fesih olana tanmtr. Ayn maddede
“çi deiiklik önerisini bu süre içinde kabul
etmezse, iveren deiikliin geçerli nedene
dayandn veya fesih için baka bir geçerli
nedenin bulunduunu yazl olarak açklamak
ve bildirim süresine uymak suretiyle i sözlemesini feshedebilir. çi bu durumda 17 ila 21.
madde hükümlerine göre dava açabilir” kural
benimsenmitir. veren bu durumda i güvencesi hükümleri çerçevesinde iyeri gereklerinden kaynaklanan fesih gerekçesini kantlamak
durumundadr. Bunu kantlarsa ortada geçerli
bir fesih vardr. Aksi halde içi ie iade edilir,
iveren yarg kararna ramen içiyi ie almazsa
ihbar ve kdem tazminatlar dnda içinin dört
aylk ücretini ve 4 ile 8 ay olarak kararlatrlabilecek ücret tutarnda tazminat öder.
b) Devralan iveren gene böyle bir iyeri
iç yönetmelii hazrlar, devrald iyeri personelini yeni yaplanmaya göre yerletirir,
mümkün olduunca esasl deiiklie yol açmadan bu ilemleri yapar. Ücretleri düük ve
çalma koullar daha ar olan personeli bu
yönetmelik çerçevesinde zaman içinde dier
ücreti yüksek ve çalma koullar daha deiik personel ile uyumlatrma yükümlülüünü
üstlenir, bunu yazl olarak çalan personele
SCL
sunar. Bu personel alt i günü içinde yazl
olarak bu deiiklii kabul ederlerse, (büyük
bir ihtimalle kabul edeceklerdir, çünkü ileriye
doru iyiletirme, iten çkarmadan daha içi
lehine bir durumdur), bu yöntemin hukuka
aykr bir yönü de yoktur. Yeni bir yönetmelikle bu yöntem çerçevesinde zaman içinde
uyumlatrma salanabilir.
c) Ayn yöntem bir iyeri iç yönetmelii ile
deil, tek tek içiler ile yaplacak ve sözleme
eki niteliinde protokoller ile de uygulanabilir. Bu yöntemin yarar, her içinin niteliine ve
donanmna göre uyumlatrma salamas ve
seyyanen yaplacak ücret artlarnn getirecei
sakncalar da engellemesidir.
DPNOTLAR
*
lk olarak 2006 tarihli “ Hukuku ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Türk Milli Komitesi 30. Yl Armaan” kitabnda
yer alan makale, yazarn onay ile yaymlanmtr.
1
EuGH 24.1.2002-Rs. C-51, Ahlborn Europaeisirung des
Arbeitsrecht ZFA, Heft 1/2005, Jan-Maerz, s. 112’de yer
alan kararlar.
2
Ahlborn, s. 112 ve orada belirtilen yarg kararlar.
3
Brox/Rüthers/Henssler, Arbeitsrecht 16. Aufl 2004. 616.
4
Bak. Moll. Bedeutung und Voraussetzung des Betriebs
ülbergangs im Wandel. RdA. Heft 4. Juli/Agust 1999, s. 241
ve orada belirtilen kararlar.
5
Bak. Moll. S. 241 ve orada belirtilen kararlar.
6
Ahlhorn s. 114 ve orada belirtilen kararlar.
7
Aye Süzen davas, EuGH NJW 1997, 2039.
8
Schumacher-Mohr, Zulaessigkeit einer betriebsbedingten
Kündigung
durch
den
Veraeuserer
bei
der
Betriebsübergang, Heft 12/2004 NZA s. 630; BAG, NJW
1984, 627 ve orada belirtilen dier kararlar.
9
BAG 31.1.1996. NZA 1996. 581=AP Nr.13 zu § 626 BGB
Druckkündigung;
BAG
19.6.1986,
NZA
1987,
21 =P Nr 33 zu § 1 KSchG 1969 Betriebsbedigte
Kündigung, bak Schumacher-Mohr s. 630.
10
BAG NZA 1991. 468 = ap Nr. 12 zu § 626 BGB Druck
Kündingung, Schumacher-Mohr s. 230.
11
BAG NJW 1984. 627 AP Nr 34 zu § 613 a BGB
Schumacherr-Mohr s. 630.
12
Bak. Schumacher-Mohr s. 231 orada belirtilen kararlar ve
yazalar.
45
YEN YAYINLAR
Doç. Dr. M. Fatih Uan tarafndan hazrlanan “Türk Sosyal
Güvenlik Hukukunun Temel Esaslar” isimli eser Nisan 2009
tarihinde yaymlanmtr.
5510 sayl Kanun’un yürürlüe konuluunda yaanan skntlar
ve ertelemeler, yeniden yürürlüe girite Kanun’da yaplan deiiklikler, Kanun’un uygulanmasn açklayan yönetmelik, genelge
ve teblilerin pe pee yürürlüe konmas, bunlarn yürürlüe girmesi ile birlikte yaplan deiiklikler, Kanun’un bünyesinde bulunan zorluklar da geçen bir boyut kazanmtr.
Yaymlanma aamasna kadar Kanun’da yaplan deiikliklerin
de deerlendirildii ve üç bölümden oluan eserin birinci bölümünde Genel Bilgiler ve Primsiz Sosyal Güvenlik Rejimi ele alnyor. Primli sosyal güvenlik rejimi: Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kavram ve Uygulama balkl ikinci bölümde ise sosyal
sigortalar ve genel salk sigortas kavram, kiiler itibariyle uygulama, zaman ve yer itibariyle
uygulama, finansman ve primler itibariyle uygulama ile riskler itibariyle uygulama balkl alt
bölümler bulunuyor. Bireysel Emeklilik Sistemi balkl üçüncü ve son bölüm altnda ise bireysel
emeklilik kavram, amac ve özellikleri ile sistemin ileyii irdeleniyor.
Yargtay 9. Hukuk Dairesi Tetkik Hakimi Bekta KAR tarafndan
hazrlanan “ Güvencesi ve Uygulamas (2008 Yl Emsal Kararlar ile)” adl eser 2009’da yaymlanmtr.
Eser ile Bekta KAR’n i güvencesi ve uygulamas ile ilgili özellikle yargsal denetim hakknda yaymlanan makaleleri, 2008 yl
Yargtay emsal kararlar da dikkate alnarak, geniletilmi ve kitap
haline getirilmitir.
Uygulamaclar için bavuru kayna niteliindeki kitapta, hem
teorik tartmalara hem de uygulamaya ilikin sorunlara ayrntl
olarak deinilmitir. Birçok somut uyumazln, içtihatlarla birlikte
aktarld eserde, muhtemel uyumazlklara ilikin görülere de
yer verilmitir.
“ Güvencesi ve Uygulamas” adl eserin birinci bölümünde i
güvencesi kavram; ikinci bölümünde i güvencesinin kapsam; üçüncü bölümünde fesih ekli=
zaman-savunma; dördüncü bölümünde fesih nedenleri; beinci bölümünde i güvencesinde yarglama hukuku ve altnc bölümünde feshin geçersizliinin sonuçlar incelenmitir.
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Ömer EKMEKÇ
stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ksa Çalma ve Ksa Çalma Ödenei
Uygulamasna likin Sorunlar
I. GENEL OLARAK
Ekonomik güçlük dönemlerinin içi-iveren
ilikilerinde yeni açlm gereksinimi ortaya çkard bilinen bir gerçektir. 2008 yl ortalarnda balayan ekonomik kriz de sosyal taraflar
bakmndan yeni gereksinimler ortaya çkarm
ve i mevzuatnda mevcut baz düzenlemelerin
uygulanabilirlii yeniden gözden geçirilmeye
balanlmtr.
letmenin ekonomik rizikosu esasen iverene aittir1. Kanunu’nda ekonomik güçlük dönemlerinde gereksinim duyulan birtakm esnek
çalma modellerine yer verilmi ise de, kimi iverenlerin bu müesseseleri maliyetsiz içi çaltrma olarak alglamalar ve içi tarafnn da bu
tür uygulamalara “güvensiz” yaklam, esnek
çalma modellerinin yaygnlaamamas sonucunu dourmaktadr2.
Ekonomik güçlük dönemlerinde iletmelere
destek salamak amacyla öngörülen müesseselerden biri de ksa çalmadr.
Öretide ksa çalma; “... Kanunda öngörülen koullar altnda ve içinin rzasna gerek
olmakszn, geçici olarak çalma süresinin
önemli ölçüde azaltld ya da iin tamamen
tatil edildii, buna karlk içinin azalan veya
kesilen ücretinin yerine sizlik Sigortas Fonundan ödenein öngörüldüü bir çalma
biçimi ...” olarak tanmlanmtr3. Bu tanma,
bir unsur dnda, katlmak mümkündür. Tanmda, katlmadmz husus, ksa çalmann
içinin rzasna bal olmayan bir çalma olarak tanmlanmasdr. Buna aada deinilecektir.
yerlerinde ksa çalma yaplmas ve içilerin ksa çalma ödeneinden yararlanmasna ilikin düzenleme 4857 sayl Kanun’un 65.
maddesinde yer almt. Bununla birlikte anlan
düzenleme, ku gribi gibi birkaç münferit hadise hariç, pek gündemde olmamtr. Ne var ki
2008 yl ortalarndan itibaren kendini hissettirmeye balayan ekonomik kriz, ksa çalmann
bir anda gündeme oturmasna neden olmutur.
Bu konuda atlan ilk isabetli adm, Kanunu’nun 65. maddesinin “stihdam Paketi”
olarak adlandrlan 5763 sayl Kanun’la yürürlükten kaldrlarak, konunun 4447 sayl sizlik Sigortas Kanunu’nda (ek md.2) düzenlenmesi olmutur. Gerçekten; eer ksa çalmaya
ilikin düzenleme Kanunu’nda kalm olsa
idi, bundan sadece Kanunu’na tabi olan i47
HAZRAN ’09
SCL
Sektörel krizlerin de genel
ekonomi üzerinde etki göstermesi
kaçnlmazdr.
çiler yararlanacakt. Halbuki artk ksa çalma,
4447 sayl Kanun’da yer ald için, bundan
dier i kanunlarna ve Borçlar Kanunu’na
tabi içilerin de yararlanmas mümkün hale
gelmitir.
4447 sayl Kanun’un ek 2. maddesinde, ksa
çalma talebinin uygunluunun belirlenmesine ilikin usul ve esaslar göstermek üzere Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’nca çkarlmas öngörülen yönetmelik, Ksa Çalma ve
Ksa Çalma Ödenei Hakknda Yönetmelik
adyla 13 Ocak 2009 tarih ve 27109 sayl Resmi
Gazete’de yaymlanmtr.
Daha sonra ekonomik krizin tüm arln
hissettirmesiyle yine isabetli bir adm atlarak
5838 sayl Kanun’la (RG.28.2.2009, No. 27155
mükerrer) 4447 sayl Kanun’a eklenen geçici
8. madde ile ek 2. maddenin uygulanmasnda
baz deiiklikler yaplmtr.
Kukusuz imdiye kadar atlan admlarn
isabetli olmas, bunlarn, ekonomik krizin istihdam piyasas üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltlmas için yeterli olduu anlamna
gelmemektedir. Bununla birlikte; Bakanln
ksa çalma konusunda taknd müspet tutumun da burada vurgulanmas gerekmektedir. Gerçekten, ksa çalmaya ilikin Kanun
ve Yönetmelik hükümlerinin birkaç noktadaki
belirsizlii ve yetersizlii nedeniyle balarda
ksa çalma uygunluklarnn verilmesi konusunda birtakm güçlükler yaanm ise de, son
dönemde bu uygunluklarn verilmesi ön plana alnm, Bakanlk müfettilerinin önemli bir
bölümü ksa çalma bavurularnn incelenmesine tahsis edilmi, -Kur müdürlükleri ve
Tefti Grup Bakanlklar bavurularn ksa
sürede yantlanmas konusunda pratik çözümler gelitirmiler ve gerek Kanun gerekse de
Yönetmelik hükümlerinin yorumlanmasnda
kat bir tutum yerine, ksa çalma uygulamasndan yararlanmay kolaylatrc yorum tarzn benimsemilerdir.
48
II. KISA ÇALIMA VE KISA
ÇALIMA ÖDENENDEN
YARARLANMA KOULLARI
1) Ksa Çalmay Gerektiren
Bir Halin Ortaya Çkmas
Kavram olarak ksa çalma; Kanunda belirtilen nedenlerle, iyerinde iin geçici olarak
tamamen veya ksmen durdurulmas yahut haftalk i süresinin en az üçte bir orannda azaltlmasdr.
4447 sayl Kanun’un ek md. 2/I. fkrasnda,
ksa çalmay gerektiren haller; “genel ekonomik kriz ve zorlayc nedenler” olarak belirtilmitir. Ancak bu nedenlere dayal olarak ksa
çalma yaplabilmesi için genel ekonomik kriz
veya zorlayc nedenlerle iyerinde iin en az
dört hafta süreyle tamamen veya ksmen durmas veya iyerinde uygulanan çalma süresinin geçici olarak en az üçte bir orannda azaltlmas gerekir.
Genel ekonomik kriz ile zorlayc nedenlerin ne anlama geldii Yönetmelikte belirtilmitir. Buna göre;
Genel ekonomik kriz; ulusal veya uluslararas ekonomide ortaya çkan olaylarn, ülke
ekonomisi ve dolaysyla iyerini ciddi anlamda
etkileyip sarst durumlar,
Zorlayc sebepler ise; iverenin kendi sevk
ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dsal etkilerden
ileri gelen, geçici olarak çalma süresinin azaltlmas veya faaliyetin tamamen veya ksmen
durdurulmas ile sonuçlanan deprem, yangn,
su baskn, salgn hastalk, seferberlik ve benzeri nedenleri
ifade etmektedir.
Esasen bakldnda genel ekonomik kriz
kavram lafzen tüm ekonomiyi etkileyen bir
kriz olarak anlalmaya müsait ise de, bu ekilde bir daraltmann hükmün amacna çok da
uygun olduu söylenemez4. Gerçekten, sektörel krizlerin de genel ekonomi üzerinde etki
göstermesi kaçnlmazdr. Genel ekonomik kriz
sözünün, ülkedeki tüm sektörleri etkileyen bir
kriz anlamnda yorumlanmamas gerekir. Ni-
HAZRAN ’09
tekim; genel ekonomik kriz olduu söylenen
mevcut durumda dahi, krizden etkilenmeyen
hatta iini artran sektörler mutlaka vardr. Genel ekonomik krizin tüm sektörleri etkileyen
bir kriz eklinde alglanmas, bu kavramn içeriini ve varln son derece tartmal bir hale
koyacaktr. Burada kastedilen esasen; çeitli
nedenlerle sadece birtakm iletmeleri deil,
genel olarak bir sektörü veya örnein belirli
bir corafi birimi etkileyen kriz durumudur.
Genel ekonomik krizin bu ekilde anlalmas,
ksa çalma uygulamalar sayesinde içinin iini kaybetmesinin önlenmesi, i ilikisinde devamlln salanmas bakmndan son derece
önemlidir.
2) Çalma ve Sosyal Güvenlik
Bakan’nn Duruma Açklk
Getirmesi
Ekonomik kriz nedeniyle ksa çalma uygulamas yapabilmek için, krizin varl yeterli
olmayp, bunun ifade edilmesi de gerekmektedir.
Yönetmeliin 5. maddesinde; genel ekonomik krizin varln, içi ve iveren sendikalar konfederasyonlarnn iddia etmesi veya bu
yönde kuvvetli emarenin bulunmas halinde,
Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakannn duruma açklk getireceinden söz edilmitir. Ayn
maddeye göre; bu duruma açklk getirilmeden
genel ekonomik kriz gerekçesi ile yaplan bavurular Kurum tarafndan reddedilir.
Yine ayn maddede; zorlayc sebeplerle
badamad halde, nakit darl, ödeme güçlüü, pazar daralmas ve stok art gibi sebeplere dayal olarak yapld tespit edilen bavurularn Kurum tarafndan reddedileceinden
söz edilmitir. Bu ifade, uygulamada birtakm
karklklara yol açabilecek niteliktedir. Belirtelim ki; nakit darl, ödeme güçlüü, pazar
daralmas ve stok art gibi genel ekonomik
krizin bir sonucu olarak ortaya çkmakta ise,
yine buna dayal olarak ksa çalma uygulamas yaplabilir. Ancak eer, genel bir ekonomik kriz söz konusu olmakszn, iletmenin o
veya bu nedenle, yaad nakit darl, ödeme
güçlüü, pazar daralmas, stok art ve benzeri
SCL
nitelikteki ekonomik güçlüklere dayal olarak
ksa çalma uygulamas talebinde bulunulamaz.
“Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakannn duruma açklk getirecei”nin ne anlama geldii
kanmca açk deildir5. Bununla birlikte; belirli
mevkilerde bulunan kiilerin ülke ekonomisinin sarsldn çok açk surette dile getirmeleri,
ekonomi bakmndan çok daha zararl sonuçlar
dourabilir. Hatta siyasi sonuçlar da olabilir.
Bu bakmdan Yönetmelikte açklk getirir gibi
mulak bir ifadeye yer verilmesini çok da yadrgamamak gerekir.
Öte yandan; öretide isabetle belirtildii
gibi, Bakann bu konuda getirecei açklk belirli bir iyeri için deil, genel nitelikte olacaktr6. Krizin somut olarak bir iyerini etkileyip
etkilemedii Bakann açklamasna deil, uygunluk tespiti yaplmasna baldr.
Kanunda ve Yönetmelikte yer verilmeyen
önemli bir husus, Çalma ve Sosyal Güvenlik
Bakannn genel ekonomik kriz konusunda duruma açklk getirdikten sonra, bu uygulamann ne zamana kadar sürebileceidir. Tüm ülkede ksa çalma uygulamasna son verilmesi
için herhalde Bakann bu kez genel ekonomik
krizin geçtiine ilikin bir yeni açklamasna ihtiyaç bulunacaktr.
3) in Tamamen veya Ksmen
Durmas Yahut Çalma
Süresinin Azaltlmas
Kanunda, ksa çalmaya ilikin genel ekonomik kriz veya zorlayc nedenlerin iletmede
belirli younlukta bir etkiye sahip olmas aranmtr. Bunlar;
a) En çok üç ay süreyle iyerinde uygulanan
çalma süresinin geçici olarak en az üçte bir
orannda azaltlmas veya
b) En az dört hafta süreyle iyerindeki faaliyetin tamamen veya ksmen durdurulmasdr.
Belirtelim ki; ekonomik kriz veya zorlayc
nedenlerle iin tamamen veya ksmen durmasnn yahut çalma süresinin azaltlmasnn geçici nitelikte olmas gerekir.
Dikkat edilirse; ksa çalma uygulamas için,
iin tamamen veya ksmen durmasnn en az
49
HAZRAN ’09
SCL
Son dönemlerde Kurum ve
uygunluk tespiti yapan Bakanlk
müfettileri isabetli olarak çalma
süresinin en az dört hafta süreyle
azaltlmas uygulamasnn faslal
olabilecei yolunda görü
oluturmaktadrlar.
dört hafta sürmesi aranm ise de, çalma süresinin azaltlmasna bal ksa çalma hali için,
bunun en az dört hafta sürmesi aranmamtr.
Öte yandan; ekonomik kriz veya zorlayc nedenlere bal olarak; faaliyetin tamamen
veya ksmen durmas iyerinin genelinde olabilecei gibi, bir ksmnda da olabilir. Örnein;
belirli hatlarn veya belirli birimlerin kapatlmasnda olduu gibi. Ayrca faaliyetin ksmen durmas tabirinin de yanl anlalmamas gerekir.
Burada önemli olan; iyerinde ekonomik kriz
nedeniyle içilere tamamen veya ksmen i verilememesidir.
Ksa çalma için haftalk çalma süresinin
üçte bir orannda azaltlmas, yani en çok 30
saat olarak uygulanmasnn ne ekilde yaplabilecei konusunda baz tereddütler yaanmaktadr.
Hemen belirtelim ki; çalma süresinin belirtilen oranda azaltlmasnn iyerinin geneline
yaygn bir uygulama olmas zorunlu olmayp,
belirli içilerin veya belirli birimlerin çalma
süresinin azaltlabilecek durumda olmas yeterlidir.
ndirilmi çalma süresinin ne ekilde uygulanaca konusunda balangçtaki uygulamalarda, haftalk çalma süresinin üçte bir orannda
azaltlmasnn ksa çalma dönemindeki her
bir haftada ayr ayr gerçeklemesi aranmtr.
Bu yaklam ekli Kanuna ve Yönetmelie aykr olduu gibi, ksa çalma uygulamasndan
yararlanmay önemli ölçüde snrlandrc ve
ayrca adil olmayan sonuçlara yol açc nitelikte olmutur.
Durumu bir örnekle açklamak gerekirse;
diyelim ki iyerlerinden birinde (I) bir ay içerisinde iki hafta hiç çallmamakta, dier hafta50
lar ise normal çalma sürelerine uygun olarak
çallmaktadr. Böyle bir durumda (I) no’lu iyerinde ayda 12 i günü çalma olmamaktadr.
Bir dier iyerinde (II) ise, haftada dört gün
çallmakta, iki gün çallmamaktadr. Bu durumda (II) no’lu iyerinde ayda toplam sekiz
i günü çalma yoktur. Verilen bu örnekte;
eer haftalk çalma süresinin önemli ölçüde
azaltlmas koulu dar olarak yorumlanp, bu
koul her bir hafta için ayr ayr arandnda,
çallmayan gün says daha fazla olan (I) no’lu
iyerinde ksa çalma yaplmas mümkün deil
iken, çallmayan gün says daha az olan (II)
no’lu iyerinde ksa çalma uygulamas yaplmas mümkün olabilmektedir. Bu farkll izah
etmek mümkün deildir. Bu bakmdan; bu
gibi adil olmayan sonuçlarn ortaya çkmamas
ve ayrca ksa çalma uygulamasnn gereksiz
yere daraltlmamas için, önemli ölçüde azaltlm süre uygulamasnn her hafta aranmamas
zorunluluktur. Nitekim son dönemlerde Kurum
ve uygunluk tespiti yapan Bakanlk müfettileri
de isabetli olarak çalma süresinin en az dört
hafta süreyle azaltlmas uygulamasnn faslal
olabilecei yolunda görü oluturmaktadrlar.
Ayrca belirtelim ki; azaltlm çalma süreleri eklindeki ksa çalma uygulamasnn da
iletmenin tamamna amil olmas zorunlu olmayp, sadece bir ksmnda da bu uygulamann
yaplmas mümkündür.
4) Bavuru Prosedürü ve nceleme
Yönetmelikte, iverenin bavurusu ve bundan sonra yaplacak ilemlere ilikin prosedür
karmak ekilde düzenlenmitir. Nitekim; kimin hangi belgeyi ne zaman dolduraca ve
ilemlerin ne surette yürüyecei açk olarak
anlalamamaktadr. Bu bakmdan; iverenin
bavurusuyla balayan prosedüre bir bütün
olarak burada deinilmitir.
a) verenin -Kur’a Bavurusu ve
Sendikaya Bildirim
verenin ksa çalma bavurusunu ilgili Kur birimlerine yapmas gerekir. Bunlar, Kurumun il ve ilçelerde kurulu birimleridir.
Öte yandan, bu bavurunun “Ksa Çalma
Talep Formu” ad verilen matbu form ile yapl-
HAZRAN ’09
mas gerekir. Bu talep formunda; genel olarak
iyerine ilikin bilgiler, ksa çalmann balamas ve sona ermesi öngörülen tarih, ksa çalma bavurusunun hangi gerekçeye dayand, iyerinde çalan toplam içi says ile ksa
çalma yaptrlacak içi says, iyerinde daha
önce ksa çalma uygulanp uygulanmad,
ksa çalmann hangi yöntemle uygulanaca,
yani haftalk çalma süresinin azaltlmas, faaliyetin tamamen veya ksmen durdurulmasndan
hangisinin tercih edilecei gibi bilgilere yer verilmektedir.
Ayrca; ayn formda iverenden bir taahhüt
de alnmaktadr. Nitekim iveren; ksa çalmaya ilikin (varsa) kantlar belirtecei, Bakanlk
i müfettii tarafndan yaplacak inceleme esnasnda; ksa çalma yaptrlacak içilere ilikin
bilgileri istenilen formatta hazrlayarak manyetik ortamda -Kur’a bildirecei ve Bakanlk i
müfettiine teslim edecei, varsa toplu i sözlemesi taraf sendikaya, ksa çalma bavurusu
ve sonucu hakknda bilgi verecei, ksa çalma talebi uygun görüldüünde iyerinde yazl
olarak ilan edecei, ksa çalma ödeneinden
yararlanan kiilerin ödeneklerinin kesilmesini gerektiren bir durum ortaya çkt takdirde
bunu Kuruma bildirecei, ksa çalmay sona
erdirerek normal faaliyete balamaya karar vermesi halinde durumu Kurum birimine ve varsa
toplu i sözlemesi taraf sendikaya ve içilere
alt igünü önce yazl olarak bildirecei yolunda taahhütte bulunmaktadr.
Kukusuz iverenin, Kanun ve Yönetmelikten kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirecei yolunda ayr bir taahhütte bulunmasna
gerek yoktur. Zira mevzuat gerei zaten bunlar yerine getirmekle yükümlüdür. Bununla birlikte; tekrar niteliinde de olsa, bu yükümlülüklerin iverenlere yeniden hatrlamasnn bir
sakncas bulunmamaktadr.
Belirtelim ki; bu bavuruda iverenin krizden etkilenildiine ilikin varsa kantlarn belirtmesi ve Ksa Çalma Talep Formunu bir üst
yaz ekinde -Kur’a vermesi yeterlidir. Bavuruda bunlar dnda bir ek belge veya bilgi talep edilemez.
Belirtelim ki; Yönetmeliin 4. maddesinde
iverenin ayrca varsa toplu i sözlemesi taraf
SCL
sendikaya yazl bildirimde bulunaca düzenlenmitir. Bu bildirimde de, genel ekonomik
krizin veya zorlayc sebeplerin iyerine etkileri
ile zorlayc sebebin ne olduu ve varsa buna
ilikin somut belgeler belirtilecektir.
b) Kurumun Ön ncelemesi
Bu bavuru üzerine Ksa Çalma Talep Formu öncelikle -Kur tarafndan neden ve ekil
yönünden incelemeye tabi tutulmaktadr.
Bu incelemeden sonra iverenin ksa çalma talebi -Kur tarafndan Tefti Grup
Bakanl’na gönderilmektedir. Kurum bu
göndermeyi büyük ölçüde bavuruyu izleyen
iki gün içerisinde yerine getirmektedir.
veren ksa çalma bavurusunda bulunduktan sonra, ksa çalma koullarnda deiiklik meydana gelmesi mümkündür. Örnein;
daha da kötüleen ekonomik durum nedeniyle
ksa çalma kapsamna giren içi saysnda art yaplmas söz konusu olabilir veya haftalk
çalma süresinin azaltlmas eklinde yaplan
ksa çalma uygulamasndan, iin tamamen
veya ksmen durdurulmas eklinde ksa çalma uygulamasna geçilmesi ihtiyac domu
olabilir. Verilen bu örneklerden ilk halde ksa
çalma ödeneinden yararlanan içi saysnda
art meydana gelmekte ve ikinci halde de içilerin yararland ksa çalma ödenei miktarnda art meydana gelmesi durumu ortaya
çkmaktadr. Sonradan meydana gelen bu gibi
deiikliklerin yeni bir bavuru olarak deerlendirilip deerlendirilmemesi önem tamaktadr. Zira bu deiiklikler yeni bir bavuru olarak
deerlendirildii takdirde, yeni bir uygunluk
tespitine konu olmakta, baka bir anlatmla ilemler batan itibaren tekrarlanmaktadr.
Bakanlk bu konuda oldukça pratik bir çözüm gelitirmitir. Böyle bir durumda, yani
ksa çalma koullarnda o veya bu nedenle
deiiklik meydana geldii takdirde, eer i
müfettii tarafndan henüz iyerinde inceleme
yaplmam ise, bu gibi deiiklik talepleri i
müfettiine iletilmekte ve müfetti de incelemesini güncellenen yeni duruma göre yaplmaktadr. Ancak; kapsamn geniletilmesi sonucunu
douran bu gibi deiiklik talepleri, Bakanlk
müfettiince iyerinde inceleme yapldktan
51
HAZRAN ’09
SCL
sonra iletilmise, bu yeni bir bavuru olarak kabul edilmektedir. Örnein; i müfettii tarafndan uygunluk tespiti yaplm ve ksa çalma
uygulamas kapsamnda olacak içi listesinde
isimleri yer alan içilerin dnda yeni içilerin
de ksa çalma uygulamasna alnmasna ilikin
talep varsa, bu yeni bir ksa çalma uygulama
talebi olarak deerlendirilecektir. Bakanln
bu yaklam kukusuz isabetlidir.
Konuya daha da pratiklik kazandrmak
üzere; ksa çalma koullarndaki deiiklik,
ödenekten yararlanan içi saysnn artmas
veya içilerin yararland ksa çalma ödenei miktarnn artmas sonucunu dourmuyorsa,
bu deiikliin, Bakanlk müfettii tarafndan
uygunluk tespiti yapldktan sonra gündeme
getirilmi olsa dahi, yeni bir talep olarak deerlendirilmemesi ve yeni bir incelemeye konu
edilmemesi daha uygun olacaktr.
Durumu bir örnekle açklamak gerekirse;
300 içi için ksa çalma uygunluu alan iverenin, ksa çalma süresinin 5838 sayl Kanun’da
4447 sayl Kanun’a eklenen geçici 8. madde ile
alt aya çkarlmas üzerine, külfetin içiler arasnda eit paylatrlmas amacyla, uzatlan sürede dierlerinin yerine ayn ii yapan bir baka 300 kiilik grubu ksa çalma uygulamasna
dahil etmek istediini düünelim. Böyle bir durumda, söz konusu iyerinde ksa çalma ödeneinden yararlanan içi says ve ksa çalma
ödenei miktar deimemekte, sadece yararlanan içilere ilikin bir deiiklik söz konusu olmaktadr. Böyle bir durumda, ikinci 300 kiilik
grup için yeni bir uygunluk tespitinin aranmas
gereksiz bir ilem niteliinde olacaktr. Bu gibi
hallerde, deiiklie ilikin bavurunun yeni
bir bavuru olarak deerlendirilmemesi kanmca daha uygun olacaktr. Çünkü sonuçta ksa
çalma ödeneinden yararlanan içi says ve
ksa çalma koullar deimemektedir.
c) Bakanlk Müfettiince Uygunluk
Tespiti Yaplmas
-Kur’un bavuru formu üzerinde yapaca ön inceleme neden ve ekil yönünden
olumlu sonuçland takdirde, iverenin ksa
çalma talebi -Kur tarafndan Tefti Grup
Bakanl’na gönderilir.
52
Bundan sonra Yönetmeliin (md. 5/IV) uygunluk tespiti olarak adlandrd aama gelmektedir. Bavuruya ilikin uygunluk tespiti
Bakanlk i müfettileri tarafndan yaplmaktadr.
Uygunluk tespitinde, iverenin bavurusunda belirtilen hususlarn doru olup olmad,
örnein ekonomik kriz nedeniyle yaplan bir
bavuruda, ekonomik krizin etkilerinin var
olup olmadnn incelenmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede; Bakanlk müfettii tarafndan iletmenin gelir tablosu, bilançosu, vergi levhas, üretimde meydana gelen deiiklikler, iptal
edilen veya alnan sipariler gibi, iletmenin
ekonomik nedenle ksa çalmaya ilikin talebinin doru olup olmadna ilikin veriler incelemektedir.
d) Uygunluk Tespitinin Bildirimi ve
verence Nihai Liste Düzenlenmesi
Uygunluk tespiti yapldktan sonra, düzenlenen inceleme raporlar Tefti Grup Bakanl tarafndan ilgili -Kur birimine ve oradan da
sizlik Sigortas Dairesi Bakanlna gönderilmektedir. Mamafih, son dönemlerde isabetli olarak, incelemenin Ankara’ya gönderilmek
yerine l Müdürlüünde sonuçlandrlmas yoluna gidilmektedir.
Bundan sonra da talepleri uygun görülmü
olan iverenlere incelemenin sonucu ve ksa
çalma kapsamna girecek içilerin listesi gönderilmekte ve iverenler de Kurumca belirlenen esaslar dorultusunda listeye son eklini
vererek yazl ve elektronik posta yoluyla bildirilen adreslere göndermektedirler.
Ksa çalma talebi uygun görülen iverenlerin ayrca ksa çalma yapacak kiiler için ayr
bir bildirge düzenlemesine gerek bulunmayp,
-Kur tarafndan iverene gönderilen listenin
eksiksiz olarak doldurulup gönderilmesi yeterli kabul edilmekte, -Kur, söz konusu listeyi
veri tabanna eklemek suretiyle içinin bavurusu ve iverence bildirge verilmesine ilikin
ilemleri otomatik olarak yerine getirmektedir.
Bu bakmdan, ksa çalma kapsamnda olan
içinin -Kur’a ahsen bavurusu aranmayp,
ilemlerin hzl yürümesi salanmaktadr.
Bu noktada -Kur tarafndan gönderilen
HAZRAN ’09
listenin iverence doldurulmasnn da özel bir
önem arzettiini belirtmek gerekir. Zira bu liste
-Kur tarafndan belirlenen esaslar dnda doldurulmak istenildii takdirde, ilemin devam
mümkün olmamakta ve ksa çalma uygulamasnn balamas konusunda gecikmeye neden olabilmektedir.
Bu listeye Kurum tarafndan belirtilenler
dnda herhangi bir not eklenmesi, açklama
yaplmas veya çkarlmas mümkün deildir.
Ksa çalma uygulamasnn balangç ve bitim
tarihleri konusunda da i müfettii tarafndan
düzenlenen raporun esas alnmas gerekmektedir. Bunun gibi; haftalk çalma süresinin azaltlmas eklinde bir ksa çalma uygulamas söz
konusu olduunda, ksa çalma ödenei aylk
olarak ödendii için, söz konusu listedeki içinin haftalk çaltrlmayacak saatleri gösteren
haneye, bir ay esas alnarak saat belirlenmek
suretiyle veri girii yaplmas önem tamaktadr. Prim ödeme gün saysna ilikin bilgiler Kur tarafndan SSK veri tabanndan otomatik
olarak alnmaktadr.
verenin talebinin mevzuat hükümlerine
uygun bulunmamas durumunda reddi söz konusu olduunda, durum yine -Kur tarafndan,
gerekçeleri ile birlikte, iverene bildirilir.
Öte yandan, iverenin, ksa çalma talebinde bulunduktan sonra, ilemler sürerken, talebinden vazgeçmesi de mümkündür. Böyle bir
durumda durumun gecikmeksizin -Kur’a bildirilmesi gerekir.
5) Ksa Çalma Uygulamasnda
çinin Rzas
Yukarda belirtildii üzere, öretide ksa çalmann içinin rzasna bal olmakszn yaplabilecei ileri sürülmütür7. Kanmca ksa
çalma uygulamas yaplmas içinin rzasna
baldr. Dier tüm koullar yerine getirilmi
olsa dahi, içi ksa çalma yapmak ve ksa çalma ödeneinden yararlanmakla yükümlü deildir. Nitekim Yönetmeliin 6/I. maddesinde
içinin ödenek talebinde bulunmasndan söz
edilmektedir. Ayn ekilde; Yönetmeliin md.7/
VII. fkrasnda, içinin bavurusundan söz edilmektedir.
Kald ki iin nitelii de bu sonuca varma-
SCL
y gerekli klmaktadr. Gerçekten; ksa çalma
uygulamas ekonomik krizlerde ve zorlayc
sebeplerin ortaya çkmas halinde, içinin isiz
kalmasna bir ölçüde çare olarak gösterilmekte
ise de, somut olayn özellikleri bu genel kabulü
haksz çkarabilir. Örnein; iyerinde zorlayc
nedenlerin ortaya çkmas halinde, hatta ekonomik kriz dönemlerinde dahi, özellikle baka
bir yerde i bulmas mümkün olan bir içinin,
alt ay boyunca isizlik ödenei miktar kadar
bir gelirle geçinmeyi tercih etmemesi pekala
mümkündür. Böyle bir durumda içiyi iradesi
dnda bir konuma sokmann hiçbir hakl gerekçesi bulunmamaktadr. Bu bakmdan, ksa
çalma uygulamas kapsamnda olmak veya
olmamak konusundaki tercihin içinin kendisine braklmas gerekir. Aada deinilecei
üzere, 4857 sayl Kanun’un mülga 65. maddesinin gerekçesinde, ksa çalmann uyguland
dönem içi bakmndan “ücretsiz izin” dönemi
olarak nitelendirilmektedir. çinin, iletmenin
içinde bulunduu durum nedeniyle iradesi dnda ücretsiz izne çkarlabilmesi için, bunun
Kanunda açkça düzenlenmi bulunmas gerekir. koullarnda esasl deiiklik oluturan
bu hal için içinin en azndan örtülü rzasnn
alnmamas düünülemez.
Ayrca; ksa çalma denilince akla hep ekonomik kriz nedeniyle ksa çalma uygulamas gelmektedir. Halbuki; zorlayc nedenler de
ksa çalma uygulamasna olanak salamaktadr. Hal böyle iken, 4857 sayl Kanunu’na
tabi içiler bakmndan K. md.24/III kapsamnda bir haftadan fazla süre ile iin durmasn
gerektiren zorlayc nedenlerin ortaya çkmas
halinde içiye fesih hakk tanyan bir yasal sistem içerisinde, bu dönem için alaca ksa çalma ödenei karlnda iradesinin aranmad iddia edilemez.
çinin ksa çalmaya ilikin rzas iki ekilde
ortaya çkabilir. Öncelikle; ksa çalma ödenei
talebi Bakanlkça uygun bulunduktan ve dier
ilemler tamamlandktan sonra, içinin Kurumdan talepte bulunmas, ksa çalmay kabul ettii anlamna gelir. Uygulamada, ilemlerin ksa
sürede sonuçlandrlmas amacyla tamamen fiili bir durum olarak içinin Kuruma bavurusunun aranmamas durumunda ise, içinin, PTT
53
HAZRAN ’09
SCL
araclyla gönderilen ödenei almas da, bu
uygulamay kabul ettii anlamna gelir.
Ancak, bu konuda yaanan fiili güçlükler,
ksa çalmay gerektiren durumun varlnn
Bakanlk müfettii tarafndan tespitinin yerinde
yaplmas, müfettiin uygunluk tespiti için ekonomik krizin etkilerinin ortaya çkm olmas,
yani saylara yansmasnn gerekmesi, içinin
ksa çalmaya ilikin kabulünün daha önceden
alnmasn zorunlu klmaktadr.
Gerçekten; örnein Austos aynda ksa
çalmaya geçmeyi planlayan iveren, erken
bavuruda bulunduunda, uygunluk tespiti
için iyerinin ciddi anlamda etkilenip sarslmas arandndan, uygunluk tespitinin Austos
ayndan önce yaplmas olanakszdr. Bakanlk
müfettii en erken Austos aynda geldiinde,
uygunluk tespitinin alnmas yine de belirli bir
süreyi alacandan, bavurunun reddedilmesi ihtimaline kar içilerden arta bal olarak
kabullerinin önceden alnmas bir zorunluluk
olarak ortaya çkmaktadr. Yani bavuru kabul
edildii takdirde ücretsiz izinli olacaklar, reddedildii takdirde ise ücretlerinin ödenecei
konusunda imzalarnn alnmas gerekir. Bu fiili
güçlüün almas için baka bir yol bulunmamaktadr.
Bu inceleme bir ay 23 günden fazla sürdüü
ve sonunda reddedildii takdirde, iveren aylk
prim ve hizmet belgesini süresinde vermemi
duruma düeceinden, içiyle yaplacak mutabakata, bavuru reddedildii takdirde ücretsiz
izin süresine tekabül eden miktar kadar ücretin
bir sonraki ay ödeneceinin kararlatrlmas
sosyal sigorta mevzuatna ilikin idari para cezalarnn engellenmesi bakmndan önem tamaktadr.
Acaba içinin ksa çalma uygulamasna
rza göstermemesi iverene i sözlemesini geçerli nedenle fesih hakk verir mi? Somut olayn özelliklerine göre, böyle bir fesih hakknn
varlndan söz etmek mümkün olabilir. Örnein, içinin çalt bölümde herkesin ksa
çalma kapsamna alnmas ve içinin mevcut
durumuyla çaltrlmas artk mümkün deilse, iverenin i sözlemesini iin, iyerinin ve
iletmenin gereklerinden kaynaklanan geçerli
nedenlerle feshetmesi mümkündür.
54
Öte yandan; ksa çalma uygulamas içinin
rzasna bal olduundan, bu durum içiye de
i sözlemesin hakl nedenle fesih hakk verir
ve içi de diledii takdirde K. m. 24/II’den
kaynaklanan bu fesih hakkn kullanabilir8.
III. KISA ÇALIMANIN HÜKÜMLER
1) Ksa Çalma Ödeneinden
Yararlanma Hakkna Sahip Olanlar
Belirtelim ki; ksa çalma ödeneinden yararlanma hakkna sahip olan iveren deil, içidir. Ancak tüm içiler de bu hakka sahip olmayp, bu konuda iki koul aranmaktadr.
lk koul, içinin, isizlik sigortas kapsamnda olmasdr. Örnein; sosyal güvenlik destek
primi ödeyenler isizlik sigortasnn kapsamnda olmad için, ksa çalma ödeneinden de
yararlanamaz.
kinci olarak; içinin prim ödeme gün says
itibariyle de isizlik ödeneinden yararlanabilecek durumda bulunmas, yani geriye doru
3 yllk süre içerisinde 600 gün ve yine geriye
doru tam olarak 120 gün isizlik sigortas primi ödenmi olmas gereklidir.
Sigortalnn prim koulunu salayp salamad iverence doldurulan liste ile ortaya konulmaktadr. Kukusuz iverenin, içinin son üç
yl içerisindeki prim ödeme durumunu bilmesi
mümkün olmayabilir. Bunun için, listede yer
alan son üç yl içerisindeki prim ödeme gün saysna ilikin haneye içinin o iyerinde geçen
prim gün saysnn yazlmakta ve Kurum söz
konusu bilgileri SSK veri tabanndan otomatik
olarak alnmaktadr. Son 120 gün veri giriine
ilikin olarak da ksa çalmann balad ay
birinci dönem, bir önceki ay ise ikinci dönem
olarak dikkate alnmaktadr. Böylelikle, sadece
iki aylk veri girii yeterli olup, dier aylar yine
SSK kaytlarndan elde edilecektir.
Bu arada, geriye doru 120 günlük prim ödeme gün saysna ilikin olarak, henüz SGK’ya
bildirim süresi gelmemi sürelere ilikin kazançlarn doru olarak bildirilmesi önem tamaktadr. Zira bu sürelerin bildirim süresi henüz
gelmemi olacandan, -Kur’un bunu SGK
veri tabanndan teyit etme olana da bulun-
HAZRAN ’09
mayacaktr. -Kur’un doruluunu teyit etme
olanana henüz sahip olmad bu dönem için
iverence hatal bildirimde bulunduunun geriye dönük kontrollerde sonradan ortaya çkmas
halinde, ödenen ksa çalma ödeneinin iptali
söz konusu olabilecektir.
Acaba bu prim ödeme koullarnn ksa çalma uygulamas balamadan önce yani iverence nihai listenin düzenlendii tarihte yerine
getirilmi olmas zorunlu mudur? Kanmca hayr. Bu konuda, gerekli prim ödeme koullarn
doldurmad için ksa çalma kapsamna giremeyen içi, ksa çalmann yapld dönemde
ve fakat ksa çalma uygulamas sona ermeden
prim ödeme koullarn tamamlad takdirde,
henüz sona ermemi ksa çalmann kapsamna alnmas mümkün olmak gerekir. Elbette bu
durumda olan içinin ksa çalma ödeneinden
yararlanma süresi, bakiye ksa çalma süresi
ile snrl olacak, yani alt aylk bir ksa çalma
uygulamasnda, içi prim ödeme koulunu dördüncü ayn sonunda tamamlamsa, ksa çalma ödeneinden yararlanabilecei süre sadece
iki ay olacaktr. Belirtelim ki; Bakanln uygulamas da isabetli olarak bu yönde olmutur.
Ayrca bu durum yeni bir talep saylmamakta
ve yeniden bir inceleme yaplmasna gerek görülmemektedir.
Bu konuda son olarak belirtelim ki; çalma
süresinin en az üçte bir orannda azaltlmas
eklindeki ksa çalma uygulamasnn kapsamna iyerinde ksmi süreli i sözlemesiyle çalanlarn giremeyecei ileri sürülmektedir9. Bu
tespit büyük ölçüde dorudur. Zira ksmi süreli
çalmann varl için zaten haftalk çalma süresinin üçte birden daha az olmas gerekmektedir. Bununla birlikte; azaltlm çalma süreleri eklindeki ksa çalma uygulamas, en az
dört haftalk sürenin faslal uygulanmas, yani
ay içerisinde baz haftalarda hiç çallmamas
eklinde ise, ksmi süreli çalanlarn da hiç çalma yaplmayan haftalar için ksa çalma uygulamas kapsamna alnabilmesi mümkündür.
2) Yararlanma Süresi
Kanunda ksa çalma uygulamas ve dolaysyla ödeneinden yararlanma süresi en çok üç
ay olarak belirlenmitir.
SCL
Ancak; 5838 sayl Kanun’da 4447 sayl
Kanun’a eklenen geçici 8. madde ile 2008 ve
2009 yllarnda ksa çalma için yaplan bavurulara münhasr olmak üzere, ksa çalma için
öngörülen üç aylk sürenin alt ay olarak uygulanaca, Kanunun yaym tarihi olan 28.2.2009
tarihinden önce uygunluk tespiti yaplan ksa
çalma bavurularnda sürenin iverenin talebi
halinde ayn artlarla alt ay olarak uygulanaca, ayrca bu alt aylk sürenin bir alt ay daha
uzatlmas konusunda Bakanlar Kurulunun yetkili olduu hükme balanmtr.
Hemen belirtelim ki; halen alt ay olan ksa
çalma azami süresinin Bakanlar Kurulu kararyla bir alt ay daha uzatlmasnn isizlik
ödenei bakmndan önemli bir sonucu da
bulunmaktadr. Buna göre; ksa çalma uygulamasnn ilk alt aylk dönemde ksa çalma
ödenei olarak yaplan ödemeler, isizlik ödenei süresinden düülmezken, süre Bakanlar
Kurulunca uzatld takdirde, bu ikinci alt
aylk dönemdeki ksa çalma ödenei olarak
yaplan ödemeler, isizlik ödenei süresinden
düülecektir.
5838 sayl Kanun’la getirilen üç ayn alt
aya uzatlmas yolundaki olanaktan “… maddenin yaym tarihinden önce uygunluk tespiti yaplan …” iverenler de yararlanacaktr.
Bu ifadeyi, bu tarihten (28.2.2009) daha önce
ödenmeye balam veya balamamakla birlikte Kurumca uygun bulunmu talepler eklinde
anlamak gerekir. Ancak önemle belirtelim ki;
bu uzatmadan yararlanabilmek için, iverenin,
üç aylk sürenin uzatlmas konusunda talepte
bulunmas gerekir.
Öte yandan; alt aylk uzatlm süre uygulamas 2009 yl sonuna kadar yaplacak bavu-
5838 sayl Kanun’la getirilen alt
aylk süreden yararlanmak için
önemli olan ksa çalmann 2009
yl sonuna kadar uygulanmas
deil, ksa çalma bavurusunun
2009 yl sonuna kadar yaplm
olmasdr.
55
HAZRAN ’09
SCL
Üç (veya alt) aylk azami
yararlanma süresinin içiye deil,
iletmeye ilikin olduunun kabulü
daha isabetlidir.
rulara ilikindir. Yani, bundan yararlanmak için
bavurunun 2009 yl sonuna kadar yaplmas
yeterli olup, ksa çalma uygulamasnn 2009
yl sonuna kadar tamamlanmas gerekmez. Durumu bir örnekle açklamak gerekirse; iverenin
ksa çalma için 01.10.2009 tarihinde bavurduunu ve ilemlerin tamamlanp ksa çalma uygulamasna 15.11.2009 tarihinde balanldn
düünelim. Böyle bir durumda ksa çalma için
öngörülen alt aylk süre 15.11.2009 tarihinde
balayacak ve 15.5.2010 tarihinde sona erecektir. Baka bir anlatmla, 5838 sayl Kanun’la getirilen alt aylk süreden yararlanmak için önemli olan ksa çalmann 2009 yl sonuna kadar
uygulanmas deil, ksa çalma bavurusunun
2009 yl sonuna kadar yaplm olmasdr.
Belirtelim ki; ksa çalma için öngörülen
sürenin bir defada kullanlmas gerekmez. verenin örnein, iki ay için yararlandktan bir
süre sonra azami süreye kadar yeniden yararlanma talebinde bulunmasna bir engel yoktur.
Gerçekten; bir süre ksa çalma yapldktan
sonra, ilerde meydana gelen deiiklik nedeniyle ksa çalmann uygunluk tespiti yaplan
süreden önce durdurulmasna bir engel yoktur. Böyle bir durumda, ie davet edilen içi
gelip balamakla yükümlüdür. Kullanlmayan
sürenin de daha sonra kullanlmasna bir engel
yoktur. Ancak bu durumda yeniden bir uygunluk tespiti yaplmas gerekir.
Yukarda belirtildii üzere; 2008 ve 2009 ylnda yaplan bavurular için ksa çalma uygulamasnn süresi alt aydr. Eer yeniden uzatlmazsa 2010 ylnda yaplacak bavurular için
süre yeniden üç aya inecektir. Yukarda belirtilen ihtimalde; alt aylk süre için uygunluk
tespiti alan iverenin, iki aylk ksa çalma uygulamasndan sonra, bitimine dört ay kala ksa
çalma uygulamasn durdurduunu ve kalan
dört aylk süreyi kullanmak için 2010 ylnda
yeniden bavuruda bulunduunu düünelim.
Böyle bir durumda Kuruma bavuru 2010 yln56
da yaplm olsa dahi, iverenin talebi 2009 ylndan kalan bakiye sürenin kullanmna ilikin
olduu için, kullanaca ksa çalma süresinin
yine dört ay olmas gerekir.
Azami yararlanma süresi konusundaki
önemli bir sorun, bu sürenin bir defaya mahsus
olup olmaddr. Kanunda ve Yönetmelikte bu
konuda bir açklk bulunmamaktadr. Kanmca,
ksa çalma uygulamasndan azami süre kadar
yararlanan iverenin, ekonomik krizin hala devam ettii gerekçesiyle yeniden bavuruda bulunmas mümkün deildir. Aksi takdirde, ksa
çalmann en çok alt aylk süreyle snrlandrlmasnn bir anlam kalmayacaktr. Bununla
birlikte; ksa çalma ödeneinden yararlanma
olana douran yeni bir durum ortaya çkt
takdirde, bu yeni duruma bal olarak yeni bir
ksa çalma uygulamas yaplmasn engelleyici
bir hüküm de bulunmamaktadr. Bu bakmdan
örnein; genel ekonomik krize bal olarak
ksa çalma uygulamasndan yararlanan iverenin, bir süre sonra zorlayc nedenlerle yeni
bir ksa çalma talebinde bulunmas mümkündür. Bunun gibi; ekonomik kriz nedeniyle bu
dönemde ksa çalma uygulamasndan yararlanan iverenin, ileride yeni bir ekonomik kriz
nedeniyle, bu ikinci krize bal olarak yeni
bir ksa çalma uygulamasndan yararlanmas
mümkündür. Zira bu olaslkta yeni bir durum
söz konusudur. Aksine yorum, bir defa ksa çalma uygulamas yaplan bir iletmede hayat
boyu bir daha yeniden ksa çalma uygulamas
yaplamamas sonucunu dourur ki, böyle bir
yorumun kabulü mümkün olmamak gerekir.
Nihayet belirtelim ki; üç (veya alt) aylk azami yararlanma süresinin içiye deil, iletmeye
ilikin olduunun kabulü daha isabetlidir. Bu
bakmdan örnein; genel ekonomik kriz nedeniyle ksa çalma ödeneinden yararlanan içinin, bir baka iveren yannda çalmaya balamasyla, ayn ekonomik kriz nedeniyle, bu kez
dier iverenin iletmesi kapsamnda ksa çalma ödeneinden yararlanmas mümkündür.
3) Ksa Çalma Ödeneinin
Miktar ve Ödenmesi
Yönetmeliin 7. maddesine göre, günlük
ksa çalma ödeneinin miktar, 4447 sayl Ka-
HAZRAN ’09
Ksa çalmada bir çalma
olmakszn geçen sürenin özellikle
yarg kararlar ile belirlenmi
bulunan ücretsiz izin süresinin
hükümlerine tabi tutulmas gerekir.
nun uyarnca verilen isizlik ödeneinin miktar kadardr. Buna göre; ksa çalma ödeneinin miktar, sigortalnn son 4 aylk prime esas
kazançlar dikkate alnarak hesaplanan günlük
ortalama brüt kazancnn yüzde krkdr.
Ancak bu ekilde hesaplanan miktar 16 yandan büyük içiler için uygulanan aylk asgari
ücretin brüt tutarnn yüzde seksenini geçemez.
Bununla birlikte 2008-2009 yllarnda yaplan
bavurular için ödenecek ksa çalma ödenei
miktar yüzde elli orannda artrlarak ödenir.
Yani, ksa çalma ödenei miktar, 2008 ve
2009 yllarna münhasr olmak üzere ilgili dönemde geçerli olan asgari ücretin brütünün %
120’sini amamak kaydyla son dört aylk prime
esas kazançlarn % 60’ olarak belirlenmitir.
Buna göre örnein; son dört aylk prime esas
kazanç aylk brüt ortalamas 1.000 TL olan bir
sigortalya (1.000 x % 60 =) 600 TL ödenecek;
3.000 TL olan sigortalya ise (3.000 x % 60 =)
1.800 TL olarak hesaplanacak, ancak üst snr
nedeniyle) 799 TL ödeme yaplabilecektir.
Kukusuz yukarda belirtilen miktarlar, ksa
çalma döneminde tam olarak hiç çalmann
olmad günler içindir. Haftalk çalma süresinin azaltlmas eklindeki ksa çalma uygulamasnda ksa çalma ödenei, çallmayan
süre orannda verilecektir. Nitekim Yönetmeliin md. 7/III. fkrasnda, ksa çalma ödeneinin iyerinde uygulanan haftalk çalma süresini tamamlayacak ekilde, çallmayan süre için
verilecei öngörülmütür.
4) Ksa Çalma Döneminde Sigorta
Primlerinin Kuruma Aktarlmas
Yönetmeliin md. 7/V. fkrasna göre, içinin
ksa çalma ödenei ald süre için 5510 sayl
Kanun gereince ödenecek sigorta primi, sizlik Sigortas Fonu tarafndan Sosyal Güvenlik
SCL
Kurumu’na aktarlr. Bu hükümde hangi sigorta primlerinin aktarlacandan söz edilmemitir. Bununla birlikte; 5510 sayl Kanun’un md.
60/1-g bendi uyarnca, ksa çalma ödeneinden yararlananlar genel salk sigortals saylr.
u halde, ksa çalma ödenei ödenen günler
için genel salk sigortas primi sizlik Sigortas Fonu tarafndan Sosyal Güvenlik Kurumuna
aktarlacaktr. Belirtelim ki; aktarlacak sigorta
primleri, içinin hiç çalmasnn bulunmad
günler için olacaktr10.
5) Ksa Çalma Süresi ve çilik
Haklarna Etkisi
Ksa çalma süresini bir tür ücretsiz izin süresi olarak nitelendirmek mümkündür. Nitekim
K. md. 65’in gerekçesinde de ksa çalma
süresi, ücretsiz izin süresi olarak nitelendirilmitir. Bunun gibi; 5510 sayl Kanun’un “sigortallarn borçlanabilecei süreler” balkl 41.
maddesinin (f) bendinde yer alan ve 17.4.2008
tarih ve 5754 sayl Kanun’la kaldrlan ibarede
“ve Kurumca kabul edilecek sektörel veya genel ekonomik kriz dönemlerinde ivereni tarafndan ücretsiz izinli saylanlarn, her yl için 3
ay geçmemek üzere bu süreleri” ibaresi de bu
konuda bir ipucu verebilecek niteliktedir.
Bu nitelii itibariyle ksa çalmada bir çalma olmakszn geçen sürenin de özellikle yarg
kararlar ile belirlenmi bulunan ücretsiz izin
süresinin hükümlerine tabi tutulmas gerekir.
Bu balamda; ksa çalma uygulamasnda geçen süre kdem tazminatnn hesabnda dikkate
alnamayaca gibi, yllk ücretli izin hakknn
hesabnda da çallm gibi kabul edilmemesi
gerekir11. Gerçi, yllk izin bakmndan çallm gibi saylan halleri düzenleyen 4857 sayl
Kanunu’nun md. 55/k bendinde, 65. maddedeki ksa çalma süreleri saylm ise de, bugün
için 65. madde yürürlükte deildir. Kanmca,
ksa çalma döneminin içinin kdemine ilikin
haklar bakmndan çallm gibi kabul edilmesi için, bu konuda açk bir hüküm bulunmas
gerekir. Böyle bir hüküm getirilmedii takdirde
Yargtayn ücretsiz izne ilikin kararlar çerçevesinde bir sonuca varmak en dorusudur.
Bunun gibi, örnein tatil edilen hafta ulusal
bayram ve genel tatil günlerine denk geldii
57
HAZRAN ’09
SCL
takdirde de, yine bunun ücretinin ödenmesi söz konusu olmayacaktr. Ayrca; K. md.
46’da hafta tatiline hak kazanmak bakmndan
çallm gibi saylan haller belirtilirken, zorlayc ve ekonomik bir neden olmakszn iyerindeki çalmann tatil edildii sürelerin hafta
tatiline hak kazanmak için çallm saylaca
düzenlenmitir. Yani ekonomik bir nedene dayal olarak iin tatilinde geçen süre çallm
gibi saylmayacaktr.
Ancak böyle deil de, ksa çalma uygulamas, çalma saatlerinin düzenli olarak azaltlmas eklinde gerçekletiriyorsa, bu sürenin
tüm içilik haklar bakmndan dikkate alnacanda bir tereddüt yoktur.
Ksa çalma döneminde i sözlemesi askdadr ancak bu ask hali içinin rzasna bal
olarak olumaktadr12. Ancak ksa çalma uygulamas, düzenli olarak haftalk çalma süresinin azaltlmas eklinde ise, içinin çalmas
ksmi olarak devam ettii için ask hali ortaya
çkmayacaktr13.
Son olarak belirtelim ki; ksa çalma ödenei bu dönemde çallmayan süre için ödenir
ve ksa çalma ödenei ödenen bir dönem için
prim yatrlm ise ödenen ksa çalma ödenei
ilgililerden talep edilir.
6) Ksa Çalma Döneminde
Sözlemesinin Sona Ermesi
Halinde çilik Haklar
çi ksa çalma ödeneinden yararlanrken
i sözlemesinin kdem tazminatna hak kazandracak bir ekilde, örnein içi tarafndan
askerlik veya evlilik nedeniyle sona erdirilmesi veya içinin ölümü nedeniyle sona ermesi
mümkündür. Böyle bir durumda kdem tazminat hesabna esas son ücret, içinin iverenden
ald son ücret olmak gerekir. Yoksa kdem
tazminatnn, ksa çalma ödenei miktar üzerinden ödenmesi söz konusu olmayacaktr.
Ancak önemle belirtelim ki; kdem tazminat gibi feshe bal haklarn, içinin iverenden
fiilen ald son ücret üzerinden hesaplanmas,
içi aleyhine sonuç dourabilir. Örnein; haftalk çalma süresinin azaltlmas suretiyle gerçekleen bir ksa çalma uygulamasnda, ksmi
58
çalmaya bal olarak içinin iverenden fiilen
ald ücret de o oranda düük olacaktr. çinin iverenden düük ücret ald bu dönemde
i sözlemesi kdem tazminatna hak kazandracak bir ekilde sona erdii takdirde, 1475
sayl Kanun’un 14. maddesinin lafzna bal
kalnarak, kdem tazminatnn son ücret, yani
haftalk çalma süresinin azaltlmas nedeniyle
fiilen ald düük ücret üzerinden hesaplandnda, bunun içi aleyhine sonuçlar dourmas
kaçnlmazdr. Bu bakmdan; haftalk çalma
süresini azaltlmas eklinde uygulanan ksa çalma hallerinde de, feshe bal haklarn hesaplanmasna esas son ücretin, içinin ksa çalma döneminde iverenden ald düük ücret
üzerinden deil, ksa çalma balamadan önce
ald tam ücret olarak anlalmas daha uygun
olacaktr.
7) Ksa Çalma ve Feshe Kar
Son Çare lkesi
Bilindii gibi; Yargtay’n i sözlemesinin
iletme gerekleri nedeniyle feshine ilikin istikrarl kararlarnda, iverenin feshe kar son çare
kapsamnda yaplmas gerekenlerden biri de
ksa çalmaya bavurmak olarak belirtilmektedir. Feshe kar son çare ilkesinin Kanunda yer
almad yolundaki aznlktaki ahsi görüümüz
bir yana, feshe kar son çare kapsamnda ksa
çalmaya da bavurulmas gerektii yolundaki
görü kanmca, ksa çalmann iverenin diledii zaman ve tek tarafl olarak yapabilecei bir
uygulama olmad, bunun için öncelikle genel
ekonomik kriz konusunda Bakann duruma
açklk getirmesi gerektiini göz ard etmektedir. Nitekim bu açklama 2008 ylnn sonlarnda gelmi ve -Kur ancak bu dönemde ksa
çalma bavurularn deerlendirmeye almtr.
verenin, daha önce olmayan bir uygulamaya
bavurmasn beklemek ve bunu feshin geçerlilii konusunda bir ölçüt yapmak kanmca uygun deildir.
Bu bir yana; ksa çalma uygulamas 2008
yl sonundan itibaren balam olmasna ramen, feshin geçerli olup olmadnn, iverenin
fesihten önce ksa çalmaya bavurup bavurmamasna göre deerlendirilemeyecei görüündeyim. Baka bir anlatmla; iveren, feshe
HAZRAN ’09
kar son çare kapsamnda, fesihten önce ksa
çalmaya bavurmakla yükümlü tutulamaz.
Nitekim; ksa çalma uygulamasna bavurmak
iveren bakmndan bir zorunluluk deil, ekonomik krizi amak için kendisine tannm olan
bir haktr. yerini etkileyen ekonomik krizi ne
ekilde aaca, ksa çalmann i ilikisinin
devam bakmndan gerekli yarar salayp salamayaca tamamen iverenin takdirindedir.
Kald ki ksa çalmann da her zaman içinin
lehine bir uygulama olduu ileri sürülemez.
8) Ksa Çalma Ödeneinin
Kesilmesi ve Geri Alnmas
Yönetmelikte baz hallerde ksa çalma
ödeneinin kesilmesinden söz edilmitir. Bunlar içiden kaynaklanan haller olabilecei gibi,
iverenden kaynaklanan haller de olabilir.
Yönetmeliin 8. maddesinde; ksa çalma
ödenei alanlarn ie girmesi, yallk ayl
almaya balamas, herhangi bir sebeple silah
altna alnmas, herhangi bir kanundan doan
çalma ödevi nedeniyle iinden ayrlmas veya
geçici i göremezlik ödeneinin balamas halinde ksa çalma ödeneinin kesilecei düzenlenmitir. Bu hallerin meydana geldiini
Kuruma bildirmek iverenin deil, içinin yükümlülüüdür. Dolaysyla, içinin ödenein
kesilmesini gerektiren halleri bildirmemesi nedeniyle Kurum fazladan bir ödeme yapt takdirde, bunu iverenden deil içiden alabilir.
Yönetmeliin 9. maddesinde; ksa çalmann erken sona ermesi ve iverenin normal faaliyetine balamaya karar vermesi halinde durumu; Kurum birimine, varsa toplu i sözlemesi
taraf sendikaya ve içilere alt igünü önce
yazl olarak bildirmekle yükümlü bulunduu
düzenlenmitir. veren; içiyi çalmaya balatmasna ramen durumu süresinde Kuruma bildirmemesi nedeniyle Kurum içiye fazladan bir
ödeme yapt takdirde, bu kez fazladan ödenen miktardan (içi, ie baladn bildirmedii
ve iveren, ksa çalmann erken sona erdiini
süresinde bildirmediinden) her ikisinin birlikte sorumlu olduunu kabul etmek gerekir.
Belirtelim ki; ister süresinin dolmasyla isterse iverenin erken sona erdirmesiyle bitmi
olsun, ksa çalma dönemi sona erdiinde içi
SCL
ie balamakla yükümlü olur. Ksa çalma sona
ermesine ramen ie dönmemesi i sözlemesini istifa suretiyle feshettii anlamna gelir.
Nihayet; içinin ksa çalma döneminde ölümü halinde de ksa çalma ödenei sona erer.
DPNOTLAR
1
N. CANKLOLU, “4857 sayl Kanununa Göre Ksa
Çalma ve Ksa Çalma Ödenei”, A. Can Tuncay’a
Armaan, stanbul 2005, 501-502.
2
U. AYDIN, “Ksa Çalma Uygulamas
Gelimeler”, Sicil, Mart 2009, 29-30.
3
CANKLOLU, 503; ayrca bak. E. AKYT, Kanunu
erhi, c. 2, Ankara 2008, 1944.
4
Kar. CANKLOLU, 507.
5
Ayn görüte AYDIN, 33.
6
AKYT, 1951.
7
CANKLOLU, 503.
8
AYDIN, 37; aksi görüte CANKLOLU, 522.
9
AKYT, 1947.
10
AKYT, 1969; AYDIN, 38.
ve
Güncel
11
Aksi görüte CANKLOLU, 519.
12
Bu ask halinin kanundan kaynaklanan bir nedenle ve
kendiliinden ortaya çkt görüünde CANKLOLU,
518; AYDIN, 37.
13
AYDIN, 37.
59
HAZRAN ’09
SCL
Doç. Dr. Cevdet lhan GÜNAY
Yargtay 9. H.D. Onursal Üyesi / Rekabet Kurulu Üyesi
çinin Davranlarndan Kaynaklanan
Geçerli Fesih
GR
Çalma hayatnn i sözlemesi ile düzenlenen emek-sermaye ilikileri, dier i
görme sözlemelerinden farkl bir yapya
sahiptir. Gerçekten öteki i görme sözlemelerinden ayr olarak i sözlemesi, insan
unsurunu ve davranlarn esas alan bir
sözlemedir. Çalma terimi, insan hayatn
ve toplumu sosyal ve ekonomik bakmdan
etkileyen önemli bir olgu olarak karmza
çkmaktadr. Bunun için Anayasamzn 48.
maddesinde “Çalma, herkesin hakk ve
ödevidir.” denilmitir.
Çalma, kiinin ailesine, topluma ve devletine kar bir ödevidir. Vatandalarn insan
onuruna uygun çalma koullar çerçevesinde,
yeteneklerine uygun, insanca yaamasna yetecek bir ücret karlnda çalabilme hakk
bulunmaktadr. Kiinin i bulmasna devlet yardm edecek, tam istihdam salayacak gerekli
tedbirleri alacaktr. Ancak devletin görevi bununla snrl deildir. Çalan kiinin bulduu
ii hakl ve geçerli bir neden bulunmadkça
kaybetmesini önleyecek yasal düzenlemeleri
yapmak, baka bir anlatmla istihdam güvence60
sini salamak da Anayasa’nn devlete yükledii
bir görevdir.
veren veya içinin belirli veya belirsiz süreli i sözlemesini sürenin dolmas veya ihbar
öneli tannmak suretiyle fesih haklar bulunmaktadr. Öte yandan taraflar i sözlemesini
baz hallerde derhal (önelsiz) fesih edebilmektedir. Bu hakkn doumu ancak, 4857
sayl Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerinde
gösterilen sebeplerden birinin varl halinde
söz konusu olmaktadr. hukukunda “hakl
nedenle fesih”ten baka “geçerli sebeple fesih” kavram da alt yldr uygulamaya konu
olmutur.
çinin en az alt ay kdeminin bulunmas ve
iyerinde otuz içi veya daha fazlasnn çalmas halinde, hakl fesih sebepleri kadar ar
olmayan baz davranlar geçerli feshe neden
oluturabilmektedir.
çinin davranlarndan kaynaklanan geçerli
fesih nedenleri, ihbar ve kdem tazminatlarna
hak kazanlmasna engel oluturmasa da feshin
geçersizlii ve ie iadeye yol açmaktadr. Bu
makalemizde geçerli feshe sebep oluturabilecek davranlar ve bunlarn hukuki sonuçlarn
inceleyeceiz.
HAZRAN ’09
I. GÜVENCES VE GEÇERSZ
FESH KAVRAMI
1. GÜVENCES KAVRAMI
hukukumuzda i güvencesi, 6 aydan fazla
kdemi bulunan ve en az 30 içi çaltran iyerlerinde1 çalan içilerin i sözlemesinin ancak,
içinin davranlar veya verimsizlii ya da iyeri, iletme ve iin gerekleri nedenleriyle feshedilebilmeleri olarak kabul edilmektedir. Böylece
i güvencesi kapsamnda kalanlarn i sözlemelerinin, Medeni Kanun çerçevesinde fesih hakknn kötüye kullanlmas dnda bir snr öngörülmeksizin feshi düüncesinden uzaklalmtr.
Gerçekten modern i hukukunda hakkn kötüye
kullanlmas teorisinden i güvencesini salamak
için önelli fesih hakkn yasayla snrlandran bir
sisteme geçilmesi yararl olmutur2.
verenin, i güvencesi kapsamndaki içinin i sözlemesini davranlar nedeniyle fesih
hakk bulunmaktadr. çinin feshe kar korunmas, Türkiye’nin onaylad 158 sayl ILO
sözlemesi gerei yaplan yasal düzenlemelerin
bir sonucudur.
çilerin ie yerletirilmeleri olan tam istihdam
ve içilerin ilerini kolayca kaybetmelerinin önlenmesi yönündeki istihdam güvencesinin salanmas birbirlerini tamamlayan iki kavram olarak
karmza çkmaktadr3. Gerçekten i güvencesi,
temel bir insan hakk olan çalma hakkn etkili klan, bu hakkn gerçeklemesini salayan bir
unsur olarak kabul edilebilir. Çada i hukukunun temel amaçlarndan birisi olan içi ile iveren
arasndaki çalma ilikisinin sürekliliinin salanmas i güvencesi ile gerçekletirilebilir4.
“ güvencesi” kavramyla anlatlmak istenen, içinin iinde devamllnn salanmas,
iini ve ücretini kaybetme endiesinden uzaklatrlmasdr5. Ancak çalma hakknn uygulamada bir deer kazanabilmesi için, içilerin
uygun bir ie yerletirilmeleri ve kurallara uygun olarak çaltklar sürece ilerini kolayca
kaybetmeleri önlenmelidir6.
2. HAKLI-GEÇERL FESH
SEBEPLER AYRIMI
güvencesi kapsamnda olan içinin iini
SCL
keyfi nedenlerle veya sebepsiz olarak kaybetmesini önlemek amacyla iverenin fesih hakk
snrlanmtr. 4857 sayl Kanunu’nun 18-21.
maddeleri arasnda bir düzenleme olan i güvencesi ve ie iadeden sadece, i sözlemesi
iveren tarafndan feshedilen içi yararlanabilir. Ancak iverenin fesih hakkn içinin davranlar, verimsizlii gibi kiisel nedenlere veya
iyeri ve iletmeden kaynaklanan i sebebiyle
kullanmas “geçerli fesih” olarak adlandrlr.
Geçerli feshin iveren tarafndan kantlanamamas halinde içinin kullanabilecei ie iade
hakk, iverenin keyfi olarak fesih hakkn kullanmasna kar getirilen önemli bir koruma
mekanizmasdr. Gerçekten i güvencesi kavram ile iverenin i sözlemesini fesih hakkna
baz snrlamalar getirilmitir. Böylece iverenin
içileri keyfi bir biçimde iten çkarmas engellenmek istenmitir.
Öte yandan iveren, içilerin i sözlemesini feshederken i güvencesi kapsamnda olup
olmamasna göre farkl yükümlülüklere tabidir.
güvencesi kapsamndaki içisinin i sözlemesini feshederken, yasann öngördüü geçerli
bir nedene dayanmak zorundadr. güvencesi
kapsam dnda kalan içinin i sözlemesinin
iveren tarafndan feshi ancak Türk Medeni
Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen “Herkes, haklarn kullanrken ve borçlarn yerine
getirirken dürüstlük kurallarna uymak zorundadr. Bir hakkn açkça kötüye kullanlmasn
hukuk düzeni korumaz.” eklindeki kural ile
snrldr. Bu kural uyarnca iveren sadece bir
hakkn kötüye kullanlmasna yol açmayacak
ekilde snrl olarak fesih yapabilecektir.
güvencesi, 4773 sayl Kanun ile deiik
1475 sayl Kanunu’nun 13/A maddesi ve daha
sonra 4857 sayl Kanunu’nun 18. maddesi ile
düzenlenmitir. sözlemesinin derhal feshini
öngören hakl fesih ile önelli geçerli fesih arasnda sözlemede yanlar arasnda bulunmas gerekli olan güven temelinin çökmesi veya güven
ilikisinin sarslmas olarak farklln açklanmas yolundaki görüe katlyorum7.
çinin davranlarndan doan geçerli fesih
hakk, içinin i sözlemesine aykr eylem veya
eylemsizlii sonucu doar. Bu davran hakl sebeple feshi gerektirecek nitelikte deilse,
61
HAZRAN ’09
SCL
geçerli nedenle feshe yol açacaktr. Ancak i
sözlemesine aykrln iyerinde olumsuzluklara neden olmas durumunda geçerli fesih söz
konusu olacaktr. Bunlar srasyla inceleyelim.
II. SÖZLEMESNE
AYKIRI DAVRANI
1. GENEL OLARAK
çinin davranlarna dayanan geçerli nedenle fesih için, i sözlemesinin içi tarafndan
ihlal edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, içinin hangi yükümlülüü yüklendii, hangi davran ile somut sözleme yükümlülüünü ihlal
ettii eksiksiz olarak ortaya çkarlmaldr.
Ancak konumuz itibariyle içinin sözlemeyi
ihlalinin, iverene derhal fesih hakkn verecek
arlkta olmamas gerekir. Daha hafif ihlallerin
söz konusu olduu durumlarda, geçerli fesih
hakknn kullanmna olanak bulunmaktadr.
çinin sözlemeye ilikin yükümlülüünü ihlal
etmekten kaçnamayaca durumlarda içinin
somut olarak tespit edilmi sözleme ihlali nedeniyle iverenin iletmeye dayanan çkarlar
zarar görmü olabilir. Ancak böyle bir durum
geçerli feshe neden oluturmayacaktr. Baka
bir anlatmla içinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözlemeye aykr davranlarndan dolay içiye bir sorumluluk yüklenemeyeceinden
içinin davranlarndan kaynaklanan geçerli
fesih nedeninden de söz edilemeyecektir.
2. SÖZLEMESNDEN DOAN
ÇNN BORÇLARI
a) Genel Olarak
çinin yeterliliinden veya davranlarndan
kaynaklanan sebeplerin, hangi durumlarda geçerli sebeplerden saylaca ve hangi durumlarn iletmenin, iyerinin veya iin gereklerinden
kaynaklanan sebepler olarak kabul edilecei,
yarg kararlar ile belirginlemektedir. çinin
davranlar nedeniyle i sözlemesinin feshedilebilmesi için, içinin i sözlemesine aykr,
sözlemeyi ihlal eden bir davrannn varl
gerekir. çinin i sözlemesine aykr hareketinin belirlenmesinde, asli edim yükümlülükleri
62
birincil olarak karmza çkmaktadr. Asli edim
yükümlülüklerine uymama iverene derhal
hakl fesih imkân verir. Dürüstlük kuralndan
doan yan edim yükümlülükler, geçerli fesih
yönünden önem kazanr.
Özellikle Kanunu’nun 25/II. maddesinde
ayr bir düzenleme konusu olan hakl sebeplerle feshi, geçerli sebeplerle fesih için aranan
sebeplerden ayrmak ve aradaki farklar ortaya
koymak; maddî olaylar hukuk teknii bakmndan söz konusu iki farkl fesih türü açsndan deerlendirmek gerekecektir. Bu alanda
konunun gerektirdii ölçüler içinde ülke koullarn da dikkate alarak iki fesih türü açsndan
geçerli olacak ayrmlar yapmak ve farkllklar ortaya koymak, yargnn yan sra öretinin
katklar ile salanmaktadr. Kanunu’nun 25/
II. maddesinde saylan hakl sebeplerden ayn
Kanunun 18. maddesinde belirtilen, içinin kiiliinden veya iyeri gereklerinden kaynaklanan sebepleri ayran balca unsur bunlarn Kanunun 25/II. maddesinde saylanlarn dnda
geçerli nedenler olmasdr.
4857 sayl Kanunu’nun 25/II. maddesinde
gösterilen hakl fesih sebepleri tahdidi olarak
gösterilmemitir. Ahlak ve iyiniyet kurallarna
aykrlk oluturan ancak, hakl feshe yol açmayan davranlar 4857 sayl Kanunu’nun
25/II. maddesini esas alarak aada inceleyeceim.
b) Sadakat Borcu
çinin borçlarn ksaca açklamakta yarar
görmekteyiz: sözlemesi gereince içi; iverene kar sadakat, ii bizzat görme, ii özenle
görme ve itaat borcuna aykr davranmama zorundadr. Taraflar arasnda kurulan i sözlemesi, sözleme konusu gerei öteki Borçlar Hukuku sözlemelerinden farkldr. Bu sözlemede
yalnzca ekonomik yönü olan içinin iverene
emei ile bir deer kazandrmas veya bir ihtiyacn i görerek tatmin etmesi deil, iverenin emrinde iin bizzat ifas ile kiiliinin öne
çkt bir iliki ortaya çkmaktadr. Bu nedenle
iin nitelii gerei bu sözleme çok sk kiisel
balar gerektirir8. Bu sözlemede taraflardan
özellikle içinin sadakat borcunun birincil ilevi ortaya çkmaktadr.
HAZRAN ’09
Sadakat borcu, yapma ve yapmama davranlar olarak ortaya çkmaktadr. Geçerli fesih nedenleri içinin sadakat borcuna aykrlk
oluturacak arlkta olmayan eylemleri, davranlarndaki bozukluklar olarak ortaya çkyorsa geçerli fesih nedeni oluturabilir. Oysa
sadakat borcuna aykr olan eylemler iverene
hakl fesih imkân verir. Ancak içinin haklarn
almak veya menfaatlerini savunmak için harekete geçmesi; feshi ihbarda bulunacan bildirmesi, i artlarnn düzeltilmesini istemesi ve
içi teekküllerine üye olmas sadakat borcuna
aykr hareketler olarak nitelendirilemez9.
c) i Özenle Görme Borcu
Borçlar Kanunu’nun 321/I. maddesi gereince içi taahhüt ettii ii özenle yapmak zorundadr. çi, iin görülmesinde araç ve makineleri dikkatli kullanmas ve temizliklerini
zamannda yapmas hususunda, kendisinden
beklenen tüm dikkati göstermelidir.
i özenle yapma borcuna aykrlk sonucu içinin Kanunu’nun 25/II- maddesinde
gösterildii ekilde iyerindeki makineleri otuz
günlük ücretinin tutar ile ödeyemeyecek derecede hasara veya kayba uratmas; iverene
hakl fesih hakk verecektir. Buna karn, zarar
içinin 30 günlük ücreti tutarndan az ise bu
durum, iveren açsndan fesih için geçerli sebep olarak kabul edilmelidir10.
3. ÇNN SÖZLEMESNE
AYKIRI DAVRANILARI
a) çinin verene Ballnn
Yetersizlii
sözlemesi gereince içi iverene sadakat
göstermek zorundadr. Sadakat borcu gereince içinin iverenin güvenini kötüye kullanmak,
hrszlk yapmak, iverenin meslek srlarn ortaya atmak gibi, doruluk ve ballk kurallarna uymayan davranlarda bulunmamaldr. Sadakat borcunun kapsam her olay ve davrana
göre deiebilir.
Sadakat borcunu, yapma ve yapmama davranlar olarak birbirinden ayrmak gerekir.
veren ve vekilleri aleyhinde yalanc ahitlik
yapmamak, iverenin kendisine vermi olduu
SCL
srlar yaymamak, iveren ve vekillerine satamamak, sövmemek, kavga etmemek, aslsz
mazeretler ileri sürerek izin almamak eklinde
yapmama davranlarn sayabiliriz. Buna karn, iyerinde zarar douracak fiil veya durumlar, yangn, hrszlk gibi olaylar iveren veya
vekillerine en ksa zamanda bildirmek; eli altndaki araç ve gereçlerin arzalarn zarar domadan iverene bildirmeyi de yapma davranlarna örnek olarak gösterebiliriz.
Ancak içinin haklarn almak veya menfaatlerini savunmak için harekete geçmesi; feshi
ihbarda bulunacan bildirmesi, i artlarnn
düzeltilmesini istemesi ve içi teekküllerine
üye olmas sadakat borcuna aykr hareketler
içinde nitelendirilemez11.
Sadakat borcunun bir gerei olarak içi, ie
balad tarihten iten çkarld güne kadar
iverene kar rekabet yapamayacaktr. Öte
yandan iverene hizmet akdi ile bal olan ticari vekiller, iverenin onay olmakszn kendisi veya bakas hesabna, iverenin faaliyet
alanna giren ileri yapamazlar (B.K. m. 455/
V)12. Hizmet akdi sona erdikten sonra rekabet
yasa ancak içi ile iveren arasnda yaplm
olan B.K. m. 348-351 uyarnca rekabet yasana ilikin sözleme gereince söz konusu
olabilir13.
b) çinin vereni Yanltmas
Hizmet akdi yapld srada içinin bu sözlemenin esasl noktalarndan biri için gerekli
vasflar veya artlar kendisinde bulunmad
halde bunlarn kendisinde bulunduunu ileri
sürerek, yahut gerçee uygun olmayan bilgiler
veya sözler söyleyerek içinin ivereni yanltmas ( K. m. 25/II-a) hali, önelsiz fesih sebebini oluturmaktadr.
Örnein, sabka kayd olan içinin ie girerken sabkasz olduunu iverene bildirmi
olmas hizmet akdinin derhal feshini gerektirir. Ancak sürücü belgesine sahip olduunu
belirten sat temsilcisinin iverenin uyarlarna
ramen sürücü belgesini iverene ibraz etmemekte direnmesi, ayet araçla göreve gönderilmesi konusunda iyerinde olumsuzlua yol
açyorsa geçerli fesih nedeni oluturaca kansndaym.
63
HAZRAN ’09
SCL
Kanunu’nun 84. maddesinde
öngörülen yasaklara aykrlk
iverenin derhal fesih hakkn
douran hakl bir sebep oluturur.
c) çinin Geçimsizlii
çinin, iveren yahut bunlarn aile üyelerinden birinin eref ve namusuna dokunacak
sözler söylemesi veya davranlarda bulunmas
veya iveren hakknda eref ve haysiyet krc
isnatlarda bulunmas hali önelsiz fesih sebebini
oluturur ( K. m. 25/II- b).
çinin iyerinde kulland bir söz ve davrann iveren veya ailesi üyelerine deil de kendi kaderine yönelik olmas halinde iverenin
hakl feshi söz konusu olamaz14. Ancak kendisini hedef alarak da olsa dier içilerin çalma
evkini bozacak ekilde beddua ve olumsuz
sözler söylemeyi iverenin uyarsna ramen
devam ettirmek, geçerli fesih nedenidir. verenin olunun kz arkada veya kznn çkt
özel erkek arkada hakknda çirkin sözler söylemek de henüz aile üyesi olmamalar nedeniyle hakl feshe neden oluturmasa da iyerinde
olumsuzluklara neden oluyorsa geçerli fesih
sebebi saylacaktr.
Öte yandan iverenin ahsnn önemli olduu küçük iletmelerde, iverenin yakn ilikide
bulunduu baka bir i için orta olan kiiye
yaplan hakaret veya isnatlarn da i sözlemesinin sadakat borcuna aykrl nedeniyle15 geçerli fesih nedeni oluturacan16 burada belirtelim.
Ayrca içinin iyerinde veya iiyle ilgili iyeri dnda satama düzeyine gelmeyecek ekilde amirleri veya i arkadalar ile ksa aralklarla gereksiz tartmalara girmesi iyerinde
olumsuzluklara sebep oluyorsa geçimsizlii geçerli feshe neden oluturabilir17.
d) çinin Yaay Tarznn
Uygun Olmamas
veren ile birlikte onun evinde oturan içinin yaaynn o evin âdabna ve usullerine
uygun olmas gerekir. çinin dier içilerle birlikte iverenin tahsis ettii ayn çat altnda otur64
duu evde yaaynn genel ahlâk bakmndan
düzgün olmamas halinde, iveren geçerli fesih
hakkna sahip olmaldr. Lojmanda oturan içinin ahlaka aykr davran derhal hakl fesih
olana vermez18 ise de; lojmanda oturan içinin uyarlara ramen ahlaka veya lojman kurallarna aykr davran kanmca geçerli feshe
neden oluturacaktr.
e) çinin yerine Alkollü Gelmesi
veren içinin i sözlemesini, içinin iyerinde alkollü içki içmesi, uyuturucu madde
kullanmas ya da iyerine sarho veya uyuturucu madde alm olarak gelmesi halinde ihbar öneli tanmakszn tazminatsz olarak feshedebilir ( K. m. 25/II-c, 84). Kanunu’nun
84. maddesinde öngörülen yasaklara aykrlk
iverenin derhal fesih hakkn douran hakl
bir sebep oluturur. Buna göre içinin iyerine
uyuturucu madde alarak gelmesi yasak olmasna ramen alkollü içki alm olarak gelmi olmas yasak deildir. yeri dnda alnan alkol
sarholua yol açmsa, ancak bu ekilde iyerine sarho olarak gelmek yasaktr. Bu nedenle alkollü içki alm olmakla birlikte sarholuk
belirtileri göstermeyen içinin iyerine gelmesi
K. m. 25/II-d kapsamnda hakl bir neden
olarak kabul edilemez19.
çinin iyeri dnda ald alkollü içki miktar içinin irade ve davranlarn ve iin normal ekilde yürütülmesini etkilemiyorsa, sadece içki alm olmas sözlemenin feshi için
yeterli deildir. Buna karlk iyerinde alkollü
içki kullanmak, sarholua yol açmasa bile fesih için yeterli bir sebeptir. Bu bakmdan içiye
zorla içki içirilmesi veya kendisine verilen içkinin alkollü olduunu bilmemesi gibi iradesi
dnda ortaya çkan sarholuk hallerinin iverene hakl fesih imkân vermeyecei açktr20.
yerinde huzur ve güvenli bir çalma ortam salanmas amacyla içinin darda alkol
alarak iyerine gelmesi, sarholuk derecesine
ulamasa da bunu alkanlk haline getirmesi,
hizmet akdinin geçerli nedenle feshedilmesine
sebep olur. Zira, sarholuk, bir kiinin irade
ve ihtiyarnn alkol veya baka bir uyuturucu
maddenin etkisiyle bertaraf olmas veya zaafa
uramas21 olarak nitelendirildiinden bunlarn
HAZRAN ’09
iyeri dnda kullanlmas, çalma hayatnda i
kazalar veya üretim bozukluuna etki edebilecei gibi, alkollü içkinin kokusundan dier
içiler rahatsz olabilecektir.
f) çinin Devamszl
çiden iyerindeki çalma düzenini bozmamas beklenir. Ayrca içinin iini aksatmamas
için devamszlk yapmamas gerekir. çinin iverenden izin almakszn veya hakl bir sebebe
dayanmakszn ard ardna iki gün veya bir ay
içinde iki kez herhangi bir tatil gününden sonra olmak üzere birer i günü, yahut bir ayda üç
i günü iine devam etmemesi iverene önelsiz
fesih hakk verir ( K. m. 25/II-g).
Kanunu’nun 25/II-g fkrasnn uygulanmas için devamszln süresi ve nitelii göz
önünde bulundurulacaktr. Bunlardan ikisinin
de yasada aranan artlara uygun olmas gerekir. Bu koullardan birinin gerçeklememesi
halinde içinin i sözlemesi önelsiz feshedilmez22. Sadece anlan artlardan birisinin bulunmas durumunda iveren, geçerli fesih hakkn
kullanabilecektir.
Hakl ve meru bir sebep olmadan belirli bir
süre içinin ie devam etmemi olmas iverene
önelsiz fesih hakk verir. ayet içi meru ve
makul bir nedenle bir kez devamszlk yapm
ise, iveren geçerli fesih yoluna da gidemez.
Dürüstlük kural uyarnca içinin devamszln mazur gösterecek her olay deerlendirilmelidir23. verence içinin iyerine bir gün veya
bir ay içinde bir defa akdi veya kanuni herhangi bir tatil gününden sonraki i günü veya bir
ayda iki i günü devamszlk yapmas halinde
hakl deil geçerli feshi söz konusu olur.
Hangi hallerde devamszln mazur saylaca yolunda bir kural öngörülemez24. çi,
iveren veya vekilinden izin alarak ie gelmeyebilir. Bu halde devamszlktan söz edilemez.
veren veya izin verme yetkisine sahip vekilinden alnmayan veya öngörülen yönteme uygun olmayan bir izin hukuken geçerli olamayacandan içinin buna ramen ie gelmemesi,
hakl fesih nedeni oluturan ie devamszlk
halidir. Ancak izin, yetkili olmayan iveren vekili tarafndan verilmekle beraber içi bu hususu bilemeyecek durumda olabilir. Öte yandan
SCL
içi, iveren veya vekilinin davranlarndan
izin usulünün tamamlanm olduu kanaatine
vararak iyerinden ayrlm ve gelmemise fesih için hakl ve geçerli sebebin bulunduu kabul edilmeyecektir25. zinli olmad halde ie
devam etmeyen içi, ancak hakl bir nedene
dayanarak devamszln meru gösterebilir.
Bununla birlikte hangi hallerin, ie devamszl hakl klacann saymak mümkün deildir.
çinin devamszlna dayanak yapt olayn,
hakl olup olmad yani devamszla sebep
olabilecek hallerden olup olmad, olayn mahiyeti, içinin içinde bulunduu durum, iyerinin özellikleri ve gerekleri, gelenekler gibi hususlar dikkate alnarak objektif iyiniyet kuralna
göre belirlenebilir26. Devamszl hakl klan
hallerin neler olabilecei, Kanunu’nun 55.
maddesinde düzenlenmi bulunan Yllk zin
Bakmndan Çallm Gibi Saylan Hallerde
belirtilen hususlara göre belirlenebilir. Yargtay
içinin 4 igünü devamszlnn salk oca
tabipliinden alnm 10 günlük istirahat süresi
içinde bulunmas sebebiyle hizmet akdinin feshini haksz bulmutur27. Ancak içinin raporlu
olduu dönemden sonra devamszlk yapmas
halinde, sonraki ksm için salk raporu bulunmamas, devamszlk yapan içinin hizmet
sözlemesinin feshini hakl klar28.
çinin einin, çocuunun veya ana babasnn hastalanmas, kazaya uramas ya da yaknlarndan birinin ölümü, ahitlik, bilirkiilik,
mevzuata göre seçildii veya görevlendirildii
kurul ve komisyon toplantlarna katlma gibi
haller, iyerine devamszln hakl klan sebeplere örnek gösterilebilir29. Ancak, evini terk
eden karsn ve çocuklarn aramak için ie
gelmemek, yönetmelikte öngörüldüü ekilde tam teekküllü devlet hastanesi veya salk
kuruluu yerine özel doktordan alnan ve bilahare iverene gönderilen rapora dayandrlan
devamszlklar hakl saylamaz30 ise de geçerli
fesih nedeni oluturabilir. Ancak iveren fesih
sebebi olarak gösterdii nedenlerle bal olduundan fesihten dört ay kadar önce gerçeklemi olaylara dayanlamaz.
Yargtay bir karara konu olayda; içinin iverenden ald vizite kâd ile iyerinin bulunduu yerdeki devlet hastanesinden doktor raporu
65
HAZRAN ’09
SCL
çinin sk sk ie geç gelmesi veya
iyerinden erken ayrlmas
davranlarndan kaynaklanan
geçerli bir fesih nedenidir.
alp, ayn yerden ald raporlar faksla iyerine
bildirdiini, mahkemece son üç raporun Sosyal Sigortalar Kanunu mevzuatna göre gerekli salk kuruluundan alnmadndan geçerli
saylmadn kararnda belirtmitir. Gerçekten
raporlarda içinin hastal srasnda Kurumun
nasl bir tedavi uygulad ve hangi ilaçlar kulland belli olmadndan iveren feshi yerel
mahkemece hakl kabul edilmitir. Raporlarn
istenilen salk kuruluundan alnmamas idari,
bir hekim raporunun içeriini tartmak ise uzmanlk gerektirir bir konudur. Hukuken geçerliliinin aksi kantlanmam bu raporlara itibar
edilmemesi hataldr. Bu durumda davac içinin devamszl, raporla belgeledii mazeretine dier bir deyile hakl nedene dayanmakta
olduundan fesih geçerli olduundan ihbar ve
kdem tazminat isteklerinin kabulüne karar verilmesi Yargtay’ca kabul edilmitir31.
çinin sk sk ie geç gelmesi veya iyerinden erken ayrlmas davranlarndan kaynaklanan geçerli bir fesih nedenidir32.
g) çinin Görevini Yapmakta hmali
sözlemesinin konusu olan i görme edimi dürüstlük kuralnn gerektirdii ekilde ifa
edilmelidir. çinin davranlarndan kaynaklanan fesih sebebi, içinin sadece kusurlu deil,
ayrca ihmali davranlarn da gerektirir.
çinin kusurlu olmak üzere kasten veya ihmalle sebebiyet verdii sözleme ihlalleri, sözlemenin feshi açsndan önem kazanr. Geçerli
fesih nedeninden söz edilebilmesi için, içinin
i sözlemesinde öngörülen yükümlülüklerini
mutlaka kastl ihlal etmesi art aranmaz. çinin objektif olarak göstermesi gereken özen
yükümlülüünü ihlal ederek ihmali davran
da sözlemeye aykrlktr.
çinin davranlarndan kaynaklanan fesihte
amaç, içinin daha önce iledii i sözlemesine
aykr davranlar cezalandrmak veya yaptrma balamak deildir. Aksine içinin i sözle66
mesinden doan yükümlülükleri ihlale devam
etmesinin önlenmesi ayn veya benzer eylemlerin tekrarlamas rizikosundan kaçnmaktr.
B.K. 313 maddesinde hizmet akdinin unsurlar saylrken, dier i-görme akitlerinden
hizmet akdini ayran karakteristik unsur olan
tabiiyet ba yazlmamtr33. Ancak 4857 sayl Kanunu’nun 8. maddesinde bu boluk i
hukukunda “i sözlemesi, bir tarafn (içi) baml olarak i görmeyi, dier tarafn (iveren)
da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluan sözlemedir.” eklinde doldurulmutur. çi emeini iveren veya iverenin müterilerine ona
bamllk (tabiiyet) sonucu iveren tarafndan
verilen emir ve talimatlara uygun olarak sunduundan i sözlemesi içiye i görme (itaat
etme) borcunu yükler34.
çi, iverenin emir ve talimatlarna uymak
zorunda olduu gibi, iveren vekilinin de emir
ve talimatlarna uymak zorundadr. Uyulmas
gereken emir ve talimatlar kanuna ahlâka, örf
ve adete uygun olmaldr. Bu snrlar aldnda içi bunlara uymak zorunda deildir35.
çinin yapmakla ödevli bulunduu görevleri yapmamas deil “kendisine hatrlatld
halde yapmamakta srar etmesi” ( K. m. 25/
II-h) iverene ihbar önelleri vermeksizin hizmet akdini derhal fesih hakkn vermektedir.
Bu nedenle iverenin içiye yapmakla görevli
olduu ii hatrlatmas içiyi temerrüde düürebilmek için deil, önelsiz feshin yaplabilmesi
için gerekli bir kouldur36.
Hizmet sözlemesi içinin iverene bamllnn ar bast bir i görme sözlemesidir.
Bunun sonucunda içi iverenin verdii talimatlar dorultusunda i görme borcunu ifa edecektir. verenin görevli olduu ileri hatrlatmasna ramen içinin yapmamas, bu ilikiye
zarar verecek ve çalma düzenini bozacaktr.
Bu nedenle içinin görevleri dar olarak yorumlanmamaldr. çinin yapmakla ödevli bulunduu görevler, hizmet akdiyle yüklendii i ve
dorudan onunla ilgili yükümlülüklerden ibaret
deildir. Bunlarn yannda, dorudan iiyle ilgili
olmamakla beraber mevzuatn, toplu i sözlemelerinin, örf ve adetin içiye yüklemi bulunduu görevler de bu kapsamda bulunmaktadr.
Bu bakmdan sadece i kanunlar ve toplu i ve
HAZRAN ’09
verenin daha fazla üretim için
içiden fazla mesaiye kalmasn
istemesine karlk içinin bunu
kabul etmemesi ancak geçerli
fesih sebebi yaplabilir.
bireysel i sözlemeleri deil, i hayatna ilikin
gelenekler ve özellikle objektif iyi niyet kurallarnn da göz önünde bulundurulmas gerekir37.
çinin yapmas mutat olan ileri hatrlatmaya kar yapmamas dndaki durumlar da
geçerli fesih kapsamna girer. çi, ii özenle yapmak ve verimli olmak zorunda olduu
gibi, doal afet durumunda iveren yardmn
istediinde kendisi için hayati bir tehlike arz
etmiyorsa yardm etmesi gerekir38. Ancak, iverenin daha fazla üretim için içiden fazla
mesaiye kalmasn istemesine karlk içinin
bunu kabul etmemesi ancak geçerli fesih sebebi yaplabilir. Öte yandan içinin ücretlerinin 20 igünü geçmesine ramen ödenmemesi üzerine i yapmamasnn da iverene
geçerli fesih hakk vermeyeceini ( K. m.
34) burada belirtelim.
verenin içisine ödevli bulunduu görevleri yazl olarak uyarmasna ramen yapmamas
hakl fesih sebebi olduundan; sözlü hatrlatm
olmas geçerli fesih için yeterli saylmaldr. çiye görevinin hatrlatldn, uyumazlk srasnda
iveren ispatla yükümlüdür. Bu uyarma Borçlar
Hukuku anlamnda ihtar saylmaz. Zira, içinin
borca aykr davranna dayanan uyarma, içiyi
temerrüde düürmek için deil, borca aykrln
hakl bulunmas için gerekli bir unsurdur39.
Görevi gerei çalma saatleri dnda da ulalmas gereken içiye fesihten önceki günlerde
aranmasna ramen hem internet ortamnda,
hem de telefon ile ulalamamas nedeniyle i
sözlemesinin feshi bir Yargtay kararnda geçerli bulunmutur40.
h) çinin verenin Malna veya
Zilyetliindeki Mala Zarar Vermek
Borçlar Kanunu’nun 321/I. maddesi gereince içi taahhüt ettii ii özenle yapmak zorun-
SCL
dadr. çi kural olarak ii bizzat görmekle yükümlüdür. Borçlar Kanunu’nun 320/I. maddesi
gereince, içi aksi sözlemeden anlalmadkça veya halin icab gerektirmedikçe üstlendii ii kendisi, bizzat yapmaya mecburdur. çi,
iin görülmesinde araç ve makineleri dikkatli
kullanmas ve temizliklerini zamannda yapmas hususunda, kendisinden beklenen tüm dikkati göstermelidir.
in ifasndaki özen derecesi nasl tayin olunacaktr? Bir görüe göre, özen derecesi objektif bir ölçüye balanm olmadndan, her
akdi ilikiye ve içinin durumu esas alnarak
belirlenecektir41. Baka bir görüe göre özen
derecesini akitle, iin mahiyeti belirler. Örnein
hastanedeki bir hastabakc ile fabrika içisinin
üst-ba ve ahsi temizliinde beklenen özen
dereceleri ayn olmayacaktr42. Bunun anlam,
içinin çalt iyeri ve konumuna göre, iin
ifasnda gerekli özeni göstermemesi sonucunda zarar meydana geldiinde, B.K. m. 321/2 ve
4857 sayl Kanunu 26/2. maddesi uyarnca
kendisinden tazminat istenebilecektir43.
i özenle yapma borcuna aykrlk sonucu
içinin Kanunu’nun 25/II- maddesinde gösterildii ekilde iyerindeki makinelerde otuz
günlük ücretinin tutar ile ödeyemeyecek derecede hasara veya kayba uratmas; iverene
hakl fesih imkân verecektir. Kanun herhangi
bir ayrm yapmakszn savsamay yeterli saym
ayrca bir arlk aramamtr. Böylece ihmalin
derecesi ne olursa olsun i güvenlii yönünden bir zarar domas da zorunlu olmadndan, tehlike domas yeterlidir. Gerçekten içinin iini özenle ifa borcuna aykrln sonucu
olarak içinin i güvenliini “kendi istei veya
savsamas” sonucu tehlikeye sokmas (zarar
domam olsa da) yeterlidir. Ancak hafif bir
oranda savsama yeterli saylmaz44. Mallar açsndan ise bir zararn domu bulunmas ve bu
zararn içinin otuz günlük ücret tutaryla ödenemeyecek derecede bulunmas zorunludur45.
Zira küçük zararlar yüzünden içinin tazminatsz iten çkarlmas önlenmek istenmitir46.
çinin kast ve ihmali olup olmad, kusur
konusunda uzman teknik bilirkiilerce belirlenecektir. Ancak içi zararn gerçeklemesinden
kusuru olmadn ispat ederek sorumluluktan
67
HAZRAN ’09
SCL
kurtulmak imkânna sahiptir. Zira, burada aranan sorumluluk zorlayc sebebin sonuçlarn
bile içiye yüklemeyi öngörmeyen yasa koyucunun amacna aykr düecektir. Zararn miktarnda uyumazlk varsa bilirkii raporu alnp
içinin otuz günlük çplak ücreti tutarn ap
amayaca deerlendirilmelidir. Bu konudaki
uyumazlk, ahit anlatmlaryla çözümlenemez47.
Mülkiyetin iverene ait olmas aranmaz. çinin iverenin zilyetliinde ve sorumluunda
bulunan mal, makine ve eyay zarara uratmas yeterlidir48. ayet zarar içinin otuz günlük
ücretinden az ise, iveren geçerli fesih yoluna
gidebilir49. Böylece içiye ihbar öneli veya tazminat ve bir yldan fazla kdemi varsa kdem
tazminat ödemek söz konusu olur.
III. YERNDE N GÖRÜLMESN
ÖNEML ÖLÇÜDE OLUMSUZ
ETKLEYEN DAVRANILAR
1. GENEL OLARAK
Geçerli sebepler Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilenler kadar arlkl olmamakla
birlikte, içinin ve iyerinin normal yürüyüünü
olumsuz etkileyen hallerdir. Bu nedenle geçerli
fesih için söz konusu olabilecek sebepler, içinin i görme borcunu kendisinden veya iyerinden kaynaklanan sebeplerle ciddî bir biçimde olumsuz etkileyen ve i görme borcunu
gerektii ekilde yerine getirmesine imkan vermeyen sebepler olabilecektir.
çinin davranlarndan veya yetersizliinden kaynaklanan nedenlerde, i ilikisinin
sürdürülmesinin iveren açsndan önemli ve
makul ölçüler içinde beklenemeyecei durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandn kabul etmek gerekecektir.
2. ÇNN YERNDE
OLUMSUZLUKLARA YOL AÇAN
DAVRANILARI
Kanunu’nun 25/II. maddesinde belirtilen
ve derhal fesih için öngörülen sebepler niteliinde olmamakla birlikte içinin i sözleme68
sine aykr davranlar, iyerinde iin yürütümü yönünden olumsuzluklara yol açabilir. in
normal akn ve iyerindeki uyumu olumsuz
yönde etkileyen içi davran geçerli fesih sebebidir50. Bunlara örnek olarak iverene zarar vermeyi ya da zararn tekrar tedirginliini
oluturmay gösterebiliriz. yerinde rahatszla neden olacak ekilde çalma da geçerli fesih nedenidir. çinin iyerindeki içi arkadalarndan devaml borç para istemesi, gereinden
fazla borçlanarak icra takiplerine uramas ve
iverenin bu konuda skntya sokulmas nedeniyle fesih geçerlidir. Çalma saatlerinde
ii ile ilgili olmayan kitap ve gazete okumak,
kendisinin bo zamanlarnda çalanlar megul etmek, iyerindeki bilgisayarda özel ilerini
yapmay adet edinmek, iyerinde çöp ve atklar
için belirlenen yerler dna çöp atmak, iyerinde rutin aramalara kar çkmak, yasal olarak
gerekli hekim muayenesini yaptrmamak51 gibi
davranlar geçerli fesih nedenidir. Öte yandan
içinin i arkadalarn iverene kar kkrtmas doruluk ve balla uymadndan hakl
nedenle feshe yol açabilir52.
yerinden, iverenin çalma usullerinden müterilere yaknma53, doruluk ve balla uymayan arla erimemi davranlar ve iverenin baka içisini psikolojik taciz
(mobbing)54, iini uyarlara ramen eksik, kötü
veya yetersiz olarak yerine getirmesi, iyerinde
i akn ve i ortamn olumsuz etkileyecek bir
biçimde dier kiilerle ilikilere girmesi sonucu
yaplan fesih de geçerli fesihtir. Ayrca içinin
iin akn durduracak ekilde kendisine ait
olsa da mobil telefonla uzun telefon görümeleri yapmas, geçerli fesih nedeni olarak kabul
edilebilir. çinin sk sk ie geç gelmesi ve iini
aksatarak iyerinde dolamas da davranlardan doan geçerli fesih nedenlerine örnek olarak verilebilir55.
çinin yetersizliinden veya davranlarndan kaynaklanan sebepler ancak iyerinde
olumsuzluklara yol açmas halinde geçerli sebepler olarak feshe sebep olabilir. Yargtay 9.
Hukuk Dairesinin güncel bir kararnda “Somut
olayda, iyerindeki öpüme olay ile ilgili her
hangi bir ikayet olmad halde, iveren tarafndan kamera kayd ile tespit olunan görün-
HAZRAN ’09
tülere dayanlarak, davacnn i sözlemesinin
feshedildii anlalmaktadr. Davac ve erkek
arkadann, daval iyerinde öpütüü, yanlar
arasnda çekimesiz olmakla birlikte, öpüme
eyleminin anlk oluu, iyerinde müteri bulunmay, olay bir baka çalan içinin de görmeyii göz önünde tutulduunda olayn bu
oluum ekliyle i düzenini bozucu nitelikte
bir eylem olarak kabulü ar bir sonuç olup
ölçülülük ilkesi ile de badamamaktadr. Davacnn davran iyerinde olumsuzluklara yol
açmadndan ve i ilikisinin devamn etkilemedii ve feshin geçerli nedene dayanmad
anlaldndan, mahkemece davann kabulü
yerine yazl ekilde reddine karar verilmesi
hataldr56.” denilmitir. Somut olayda ayr vardiyada çalan ve o srada görevde olmayan
nianls tarafndan kendi rzasyla kimsenin
olmad bo bir ortamda öpülmesi, iyerinde
olumsuzluklara yol açmadndan, daha önce
ie iade karar alan erkek içi gibi bayan içinin
de i sözlemesinin feshi geçersiz saylmtr.
Feshin geçersizlii ve ie iade talepleri kabul edilip iverence tekrar ie balatlan içinin
görevlendirildii yerlerde görevini yapp yapmad, ksa aralklarla denetime tabi tutulmas, iverenin yönetim hakk çerçevesindedir.
Gerçekten iverenin, içinin görevlerini yapp
yapmad konusunda denetim hakk vardr.
Denetimler sonucunda içi hakknda disiplin
soruturmalar yaplp görevlerini tam yapmad gerekçesi ile uyar ve yevmiye kesme cezalar uygulanmas yerinde olduundan, görev
yerini iverenin arac ile terk eden ve izin aldn kantlayamayan içinin davranlarndan
kaynaklanan ve iyerinde olumsuzluklara yol
açan bir geçerli fesih nedeni bulunduu kabul
edilmelidir. Davac, görev yerini iverenin arac
ile eini eve brakmas nedeni ile terk ettiini,
ancak izin aldn beyan etmi olsa da fazla
izin aldn kantlayamadndan içinin davranlarndan kaynaklanan ve iyerinde olumsuzluklara yol açan bir neden bulunmakta olduu
Yargtay’ca kabul edilmitir57... veren ve içi
arasnda, i sözlemesi ilikisinde olumsuzluklar bulunduu sabittir. ilikisinin sürdürülmesinin iveren açsndan önemli ve makul
ölçüler içinde beklenemeyecei durumlarda,
SCL
feshin geçerli sebeplere dayand kabul edilmelidir. Bu bakmdan feshin geçersizlii ve ie
iade kararndan sonra ie davet edilen içinin
daha önce çaltrld gibi, iverenin hogörüsünü bekleyemeyecei hayatn olaan akndan anlalmaktadr. Atasözlerimizde olan
“parçalanm ekmek birletirilemez” yolundaki
özdeyi, iyeri huzur ve bar yönünden önem
kazanmaktadr.
Yargya giden bir baka olayda, iyerinde
biomedikal teknikeri olarak görev yapan içi,
i disiplinine uymad, iyerinde baka içi
ile tartt, görev yerine gitmedii gerekçesi
ile davranlar yüzünden iverence birkaç kez
savunmas alnmtr. Bundan sonra içi uyarlmtr. sözlemesinin feshi tarihinden önce
kendisine ihtiyaç duyulmas nedeni ile aranmasna ramen bulunmamas yolundaki davran
sonucu savunmas da alnmtr. Davacnn davranlarndan kaynaklanan bu nedenlerin iyerinde olumsuzluklara yol açt sabittir. Daval
iverenin i sözlemesini feshetmesi geçerli nedene dayanmaktadr58. Örnein içinin gerçekten hasta olsa da sk sk istirahat raporu alarak,
devamszlk yapmas, davacnn davranlarndan kaynaklanan ve iyerinde olumsuzluklara
yol açan bir neden olarak kabul edilmelidir.
çinin sk sk ie geç gelmesi ve iyerinde
huzuru bozmas, davranlarndan kaynaklanan
ve iyerinde olumsuzluklara yol açan geçerli
nedenlerdir. Yargtay’n bir baka kararnda ise
“4857 sayl Kanunu’nun 18. maddesinde i
sözlemesinin iveren tarafndan içinin yeterliliinden veya davranlarndan kaynaklanan
geçerli bir sebebe dayanlarak feshedilebilecei
düzenlenmitir. Söz konusu geçerli sebepler Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen derhal
fesih için öngörülen sebepler niteliinde olma-
çinin gerçekten hasta olsa da
sk sk istirahat raporu alarak,
devamszlk yapmas, davacnn
davranlarndan kaynaklanan ve
iyerinde olumsuzluklara yol açan
bir neden olarak kabul edilmelidir.
69
HAZRAN ’09
SCL
makla birlikte, içinin ve iyerinin normal yürüyüünü olumsuz etkileyen hallerdir. çinin
yeterliliinden veya davranlarndan kaynaklanan sebepler ancak iyerinde olumsuzluklara yol açmas halinde fesih için geçerli sebep
olabilirler. ilikisinin sürdürülmesinin iveren açsndan önemli ve makul ölçüler içinde
beklenemeyecei durumlarda, feshin geçerli
sebeplere dayand kabul edilmelidir. Dosya
içeriine göre, davacnn ie geç gelme nedeni
ile savunmasnn alnd ve 08.09.2005 tarihinde alnan savunmasnda, einin evde olmad
zamanlarda ie 5 ya da 10 dakika geç gelmi
olabileceini belirttii, keza iyerinin düzenini
bozma, arkadalarn rahatsz etme nedenleri
ile 17.10.2005 tarihinde alnan savunmasnda
da, bu davrannn yeterli zam yaplmamas ve
kafasnn rahat olmamasndan kaynaklandn beyan ettii anlalmaktadr. çinin ie sk
sk geç gelmesi ve iyerinde huzuru bozmas, davranlarndan kaynaklanan ve iyerinde
lem nedeni ile üretimin durduu, eylemin davacnn davranlarndan kaynaklanan neden
olduu ve topluca yaplmas nedeni ile 2822
sayl TSGLK’nn 25/3 maddesi kapsamnda
ii yavalatma ve verimi düürme olduu, kanun d grev olarak deerlendirilmesi gerektii anlalmaktadr. Esasen bu mahkemenin
de kabulündedir. Ancak mahkemece, iyerinde tüm içilerin bu eyleme katlm olmasna
ramen, sadece davac ve birkaç arkadann
i sözlemesinin feshedilmi olmas, eit davranma ilkesine aykrlk kabul edilmi ve bu
nedenle i sözlemesinin feshinin geçersiz olduu sonucuna ulalmtr. Belirtmek gerekir
ki, hakl nedenlerin bulunduu durumlarda, i
ilikisinin sona ermesinde eit davranma ilkesine aykr davranlmas, i sözlemesinin feshini
haksz klabilir, ancak geçersiz hale getirmez.
Bir baka anlatmla, bu gibi uyumazlkta, iverenin eit davranma borcuna aykrln yaptrm, geçersizlik deildir. Davac sendika üyesi
ilikisinin sona ermesinde eit davranma ilkesine aykr davranlmas,
i sözlemesinin feshini haksz klabilir, ancak geçersiz hale getirmez.
olumsuzluklara yol açan geçerli nedenlerdir.
Davacnn davranlarndan kaynaklanan geçerli neden bulunmaktadr. Davann reddi yerine yazl ekilde kabulü hataldr.” denilmitir59.
çinin kkrtc eylemlerinin derecesi itibariyle
hakl fesih sebebi olmayan davran geçerli fesih sebebi olarak nitelendirilebilir60. Gerçekten
iverenin direni yapan içilerin i sözlemesinin feshi konusunda eit davranma borcuna aykrln yaptrm, geçersizlik olmadndan, bu
davran, i sözlemesinin feshini haksz klsa
da geçersiz hale getirmez. Yargtay’n bir baka kararnda “Dosya içeriine göre 03.06.2005
tarihinde iyerinde 07.30-15.30 ile 15.40-01.40
saatleri vardiya deiimi srasnda tüm içilerin
3 içinin iten çkarlmas nedeni ile iveren
temsilcileri ile konumak üzere dinlenme salonunda toplandklar, ancak iveren temsilcilerinin toplantya gelmedii, bu nedenle iyerinde
1. vardiyann iten geç çkt, ikinci vardiyann
ise yaklak 50 dakika ie geç balad, bu ey70
olmad gibi sendikal faaliyet ve sair nedenlerle eit davranma ilkesine aykr davranarak
iverenin i sözlemesini feshettiini kantlam
deildir. Eit davranma ilkesine aykrln yaptrm, 4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesinde
belirtilmitir. Somut olayda davacnn davranlarndan kaynaklanan geçerli bir neden vardr.
Davacnn ie iade isteinin reddi yerine, yazl
ekilde kabulü hataldr.” denilmitir61.
Öte yandan Yargtay bir baka kararnda
içinin eski yönetim yannda yer alp ivereni
temsil eden belediye bakan hakknda usulsüz
eylemleri nedeni ile isnatlarda bulunmas, davac içinin davranlarndan kaynaklanan bu nedenler, iyerinde olumsuzluklara yol açm ve i
ilikisinin sürdürülmesi olana kalmadndan
geçerli fesih nedeni bulunduunu kabul etmitir. Yargtay kararnda aynen “Dosya içeriine
göre, Belediye Bakanl seçimlerinden sonra,
gelen yeni yönetimin eski yönetim hakknda
suç duyurusunda bulunmas üzerine, eski be-
HAZRAN ’09
lediye bakan hakknda dava açld, bu olay
üzerine seçimi kazanan ve kaybeden taraflarn
birbirlerine husumet besledikleri, 21.03.2005
tarihinde karlkl ölümlü ve yaralamal bir
kavgaya katldklar, yeni belediye bakannn
bu kavgada yaraland, davac içinin seçimi
kaybeden tarafta yer ald, davacnn da aralarnda bulunduu ve husumete taraf olan bir
ksm çalanlar ve eski yönetimin, yeni belediye bakan hakknda usulsüz ilemler yapt
gerekçesi ile yetkili makamlara ikayette bulunduklar ve müfetti incelemesi yapld sunulan kaytlardan anlalmaktadr. 4857 sayl Kanunu’nun 18. maddesinde i sözlemesinin
iveren tarafndan içinin yeterliliinden veya
davranlarndan kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanlarak feshedilebilecei düzenlenmitir.
Söz konusu geçerli sebepler Kanunu’nun 25.
maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen sebepler niteliinde olmamakla birlikte, içinin ve iyerinin normal yürüyüünü olumsuz
etkileyen hallerdir. çinin yeterliliinden veya
davranlarndan kaynaklanan sebepler ancak
iyerinde olumsuzluklara yol açmas halinde
fesih için geçerli sebep olabilirler. ilikisinin
sürdürülmesinin iveren açsndan önemli ve
makul ölçüler içinde beklenemeyecei durumlarda, feshin geçerli sebeplere dayand kabul
edilmelidir. Somut uyumazlkta, davac içi
eski yönetim ve yeni yönetim arasndaki kavgada, eski yönetim yannda yer alm ve ivereni
temsil eden belediye bakan hakknda usulsüz
eylemleri nedeni ile isnatlarda bulunmutur.
Davac içinin davranlarndan kaynaklanan
bu nedenler, iyerinde olumsuzluklara yol açm ve i ilikisinin sürdürülmesi olana kalmamtr. Geçerli neden vardr. Mahkemenin, hakl nedenlerin kantlanmad gerekçesi, geçerli
neden bulunmas nedeni ile yerinde deildir.
Ayrca, daval iverenin davacnn tüm hak ve
menfaatlerini ödemeksizin i sözlemesini feshetmesinin 4857 sayl Kanunu’nun 32. mad-
çinin davranndan doan
gerek hakl nedenler gerekse geçerli
nedenler her zaman kusura dayal
eylemlerdir.
SCL
desi uyarnca mümkün olmad gerekçesi de
doru bir yaklam deildir. Geçerli ve hakl
nedenlerin olmas halinde, hak ve menfaatlerin
ödenmemesi, i sözlemesinin feshini engellemez.” denilmitir62.
Yargtay’n bir baka kararnda ise; “Mahkemece bozma sonras iyerinde keif yaplm,
zarar ve kusur oran açsndan bilirkii heyetinden rapor alnm ve “davacnn hatal kuma
üretiminde kusurlu olduu kabul edilmekle
birlikte, verdii zararn 30 günlük ücretinden
az olduu, feshin hakl olmad” gerekçesi ile,
önceki karar gibi, feshin geçersizliine ve davacnn ie iadesine karar verilmitir. Karar daval
vekili tarafndan temyiz edilmitir. 4857 sayl
Kanunu’nun 18.maddesinde i sözlemesinin
iveren tarafndan içinin yeterliliinden veya
davranlarndan kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanlarak feshedilebilecei düzenlenmitir. Söz konusu geçerli sebepler Kanunu’nun
25. maddesinde belirtilen derhal fesih için öngörülen sebepler niteliinde olmamakla birlikte, içinin ve iyerinin normal yürüyüünü
olumsuz etkileyen hallerdir. çinin davranndan doan gerek hakl nedenler gerekse geçerli nedenler her zaman kusura dayal eylemlerdir. Bununla birlikte kusurun arlna göre
hakl neden geçerli neden ayrm yaplmaldr.
Buna göre ar ve ciddi kusur içeren davranlar hakl nedenleri ortaya çkarrken, hafif kusurlu fakat ho görülemeyen davranlar geçerli
nedenleri oluturacaktr. Bunlarn yannda geçerli neden-hakl neden ayrmnda yasada hakl
neden saylan hallerden kusura dayal olanlarn
arlnda olmayan benzer kusurlu eylemler,
geçerli neden olarak kabul edilebilir. çinin
kusurlu davran nedeni ile iverene verdii
zararn 30 günlük ücretinden az olduu durum,
bu kapsamda deerlendirilen bir olgudur. Somut uyumazlkta, davacnn kusurlu eylemi ile
iverene zarar verdii, ancak zararn 30 günlük
ücretinden az olduu anlalmakta ve esasen bu
durum mahkemenin de kabulündedir. Zararn
davacnn 30 günlük ücretinden az olmas, i
sözlemesinin feshini hakl klmaz ise de, davacnn davranlarndan kaynaklanan bu nedeni
iyerinde olumsuzluklara yol açmas karsnda
geçerli hale getirmektedir. Daval iverenin i
71
HAZRAN ’09
SCL
çiye davran nedeniyle ihtar
verilirken, savunmasnn
alnmamas ihtar geçersiz klmaz.
sözlemesini feshetmesi geçerli nedene dayanmaktadr. Davann reddi yerine kabulü hataldr.” denilmitir63.
Ancak, iyerine ait bir ksm aletlerin iveren
vekilinin rzasyla eve götürülüp geri getirilmesi eylemi fesih için geçerli sebep saylamaz.
Yargtay’n bir baka kararnda “Davac içi, i
sözlemesinin geçerli neden olmadan iverence feshedildiini ileri sürerek feshin geçersizliine ve ie iadesine karar verilmesini, ie balatlmama halinde ödenmesi gereken tazminat
ile bota geçen süre ücretinin belirlenmesini
istemitir.
Daval iveren, davacnn teknik servis departman inaat ksm sorumlusu olarak çaltn, 26.9.2005 tarihinde inaat ksmnda yaplan demirba saymnda bir adet çelik mala ile
50 cm uzunluundaki su terazisinin eksik olduunun tespit edildiini, ayrca saym srasnda
atölyede tesise ait olmayan 22 adet demir çadr
direinin mevcut olduunun tespit edildiini,
davacnn 27.9.2005 tarihinde anlan demirbalar tesise getirdiini, i sözlemesinin bu nedenle Kanunu’nun 25/2-e maddesi uyarnca hakl
olarak feshedildiini belirterek davann reddine
karar verilmesi gerektiini savunmutur.
Mahkemece davacnn zimmetinde bulunan
bir adet mala, bir adet su terazisi, bir adet erit
metre ve bir adet plastik harç leenini kendi
evinde kullanmak üzere amirin yazl izni olmadan götürdüü, saymdan bir gün sonra iyerine getirdii, ayrca 22 adet boruyu iyerine
getirerek tesiste iledii ve çadr direi halinde
getirip boyad, bu eylemin zaman zaman mesai saatleri içinde yapld, tesise ait boyalarn
ve malzemelerin, elektriin kullanld, iletme müdürünün bu imalata olurunun bulunmad, feshin hakl ve geçerli nedene dayand
sonucuna varlarak davann reddine karar verilmitir. Dosya içerii ve tank anlatmlarna
göre davacnn iyerine ait bir adet sva malas, bir adet su terazisi, bir adet erit metre ve
bir adet plastik harç leenini iletme müdürü
72
ve müdür yardmcsndan ayr ayr izin alarak
tekrar getirmek üzere evine götürdüü, daha
sonra malzemeleri eksiksiz olarak iade ettii
anlalmaktadr. Davacnn 22 adet boruyu iyerine getirip tesiste ileterek çadr direi haline getirmesi eyleminin ise fesihten yaklak
1,5 yl önce meydana geldii tanklarca beyan
edilmitir. Mevcut olgulara göre fesih için geçerli neden bulunduunu söyleme olana bulunmamaktadr. Mahkemece davacnn ie iade
isteinin kabulüne karar verilmesi gerekirken
yazl ekilde reddine karar verilmi olmas hataldr.” denilmitir64.
çinin i sözlemesine aykr ve iyerinde
olumsuzluklara yol açan davran, hakl nedenle derhal fesih ile önelli geçerli fesih arasnda hakim “ölçülülük ilkesi” uyarnca bir
karar verecektir65. Ancak, içinin sosyal açdan
olumsuz bir davran, toplumsal ve etik açdan
onaylanmayacak bir tutumu iyerindeki üretim
ve i ilikisi sürecine herhangi bir olumsuz etki
yapmyorsa geçerli sebep saylamaz66.
IV. FESH ÖNCES SAVUNMA
ALINMASI
4857 Kanunu’nun 19’uncu maddesine
göre: “Hakkndaki iddialara kar savunmasn
almadan bir içinin belirsiz süreli i sözlemesi, o içinin davran veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, iverenin 25’inci
maddenin (II) numaral bendi artlarna uygun
fesih hakk sakldr”. Bu hükümle, içinin savunmasnn alnmas, içinin davran veya verimi ile ilgili nedenlerle i sözlemesinin feshi
için bir art olarak öngörülmü ve salt içinin
savunmasnn alnmamasnn tek bana, belirsiz süreli feshin geçersizlii sonucunu douraca ifade edilmitir.
verene savunma alma yükümlülüü, sadece i sözlemesinin feshinden önce yüklenmektedir. çiye ihtar verilirken ise bu ekilde
bir yükümlülük yüklememektedir. Dolaysyla,
içiye davran nedeniyle ihtar verilirken, savunmasnn alnmamas ihtar geçersiz klmaz.
çinin savunmas, sözlemenin feshinden önce
alnmaldr. çi fesihten önce savunma vermeye davet edilmeli, davet yazsnda davran nedeniyle iten çkarma sebebi açk ve kesin bir
HAZRAN ’09
ekilde belirtilmelidir. Makul bir süre önceden
belirtilen yer, gün ve saatte hazr bulunmas,
bulunmad takdirde yazl bir savunma verebileceinin; bildirilen yerde belirtilen gün ve
saatte hazr bulunmad ve de buna ramen
yazl bir savunma vermedii takdirde savunma
vermekten vazgeçmi saylacann kendisine
hatrlatlmas arttr.
çinin 4 yldr hasta ve ayakta tedavi gören kronik atipik psikoz rahatszl olduu,
kontrolsüz ve ilaçlarn aksatt, unutkanlk
ve dalgnlk, karar verememe yaknmalar olduu, bu rahatszlnn i yaamn olumsuz
etkiledii, devamszlnn rahatszl nedeni
ile gerçekletii anlalmaktadr. Daval iveren i sözlemesini hakl nedenle feshettiini
savunmaktadr. 4857 sayl Kanunu’nun 25/
son maddesine göre, “çi feshin yukardaki
bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmad iddias ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yarg yoluna bavurabilir.” Görüldüü gibi, i sözlemesinin iveren
tarafndan 25. madde gereince feshi hallerinde ayn maddenin son fkras gerei yasann
19. maddesindeki koullara uyma, bir baka
anlatmla hakl fesih halinde, içinin savunmasnn alnmas zorunluluu bulunmamaktadr67.
Bir baka anlatmla hakl fesih halinde, içinin
savunmasnn alnmas zorunluluu yoktur.
Rapor içeriine, davacnn bu nedenle sk sk
istirahat raporu alarak, devamszlk yapmasna
göre, davacnn davranlarndan kaynaklanan
ve iyerinde olumsuzluklara yol açan bir neden
vardr. Bu neden 4857 sayl Kanunu’nun 18.
maddesi uyarnca geçerli bir nedendir. Davann reddi yerine yazl ekilde kabulü hataldr.”
denilmitir68.
sözlemesinin içinin davranlarndan
kaynaklanan geçerli nedenle feshi için mutlaka
yazl savunmasnn alnmas gerekir. Bu ekilde savunmann alnmam olmas, fesih yazl
yaplm, fesih nedenleri açkça belirtilmi olsa
da bu usul eksiklii nedeniyle yaplan fesih geçersiz saylacaktr.
yecek tedbirlerden olan istihdam güvencesi, Kanunu’nun 18-21. maddeleri arasnda düzenlenmitir. sözlemesinde, öteki i görme sözlemelerinden farkl olarak içinin kiilik özelliklerinin daha fazla etkili olduundan davran
bozukluklar feshe neden oluturur. çinin
davranlarndan kaynaklanan nedenler 4857
sayl Kanunu’nun 25/II. maddesinde gösterilen derhal feshi gerektiren hakl sebepler
kadar arlkta olmayan i sözlemesine aykr
davranlardr.
sözlemesine aykrlk yapma ve yapmama davranlar olarak karmza çkmaktadr.
Ancak her sözlemeye aykrlk geçerli nedenle
feshi gerektirmez. ayet sözlemeye aykrlk
iyerinde iin yürütümü ve düzeni yönünden
olumsuzluklara yol açacak nitelikte ise; i sözlemesini iverenin geçerli nedenle fesih hakk
bulunmaktadr.
sözlemesinin içinin davranlarndan
kaynaklanan geçerli nedenle feshi için, 4857
sayl Kanunu’nun 19. maddesindeki yönteme uyulmas zorunludur. Gerekli yönteme
uyulmamas, geçerli feshi geçersiz hale getirecektir.
DPNOTLAR
1
Geni bilgi için bkz.Günay, Cevdet lhan: Türk Hukuku Uygulamasnda Güvencesi, A.Can Tuncay’a
Armaan, stanbul-Mays 2005, s. 181-201.
2
Süzek, Sarper: çinin Yetersizlii veya Davranlar
Nedeniyle Geçerli Fesih, A. Can Tuncay’a Armaan,
stanbul-Mays 2005, s. 565-566.
3
Bkz. Tunçoma, Kenan: “Türk Hukukunda stihdam
Güvencesi Konusunda Bir Reform htiyac ve Baz
Öneriler”, dare Hukuku ve limleri Dergisi, Sarca’ya
Armaan, Yl: 3, Sa. 1-3, 1982, s. 210; Ulucan, Devrim
Çalma Hakk ve Güvencesi, Prof. Dr. Ümit Yaar
Doanay’n Ansna Armaan II, stanbul 1982; Takent,
Sava: Güvencesi (çinin Feshe Kar Korunmas),
stanbul 1991, s. 14; Demir, Fevzi: Güvencesi Hukuku,
B. 2., zmir 1999, s. 1-2.
4
Bkz. Çelik, Nuri: “çinin Feshe Kar Korunmas”,
Ord. Prof. Dr. Reat Kaynar’a Armaan, stanbul 1981, s. 43;
Çelik, Nuri: Güvencesi, stanbul 2003, stanbul Ticaret
Odas Yaynlar, s. 9; Eyrenci, Öner: “4857 sayl Kanunu
le Getirilen Yeni Düzenlemeler”, Legal HSGHD,
Ocak-ubat-Mart 2004, S. 1, s. 31; Mollamahmutolu,
Hamdi Hukuku, B. 3, Ankara 2008, s. 703; Ulucan,
Devrim: Çalma Hakk ve Güvencesi, s. 183-184.
5
Takent, Sava: Güvencesi ve Yeni Yasal Düzenleme,
Ankara 2002, s. 10; Günay, Cevdet lhan: Hukuku,
SONUÇ
Çalan kiinin bulduu ii hakl ve geçerli
bir neden bulunmadkça kaybetmesini önle-
SCL
73
HAZRAN ’09
SCL
B. 4, Ankara-2005, s. 450; Süzek, Sarper: Hukuku, B. 4.,
stanbul 2008, s. 486-487; Takent, Sava: Güvencesi
(çinin Feshe Kar Korunmas), s. 13.
6
Demir, Fevzi: Mukayeseli Hukukta ve Türk Hukukunda
Çalma Hakknn Korunmas, Belediye- Sendikas
Eitim Yaynlar, No: 3, stanbul 1986, s. 13.
7
Süzek, Sarper: Hukuku, B. 4, stanbul-2008, s. 516.
8
Reisolu, Seza: Hizmet Akdi Mahiyeti - Unsurlar
Hükümleri, Ankara 1968, s. 158.
9
Reisolu, s. 159.
10
Ekonomi, Münir: Hizmet Aktinin Feshi ve Güvencesi,
Çimento veren Dergisi Özel Eki, Mart 2003, C.: 17, Sa: 2,
s. 7.
isteinin kabulüne karar verilmelidir.” denilerek
devamszlk hakl saylmtr. (Yrg. 9. H.D. 13.4.2004,
E. 2003/14525, K. 2004/8338).
27
Yrg. 9. H.D. 25.12.1996, 1996/17129-24192.
28
Bkz. Yrg. 9. H.D. 17.10.2002,2002/5070-19642.
29
Ekonomi, s. 120; Mollamahmutolu, s. 633.
30
Kar. Yrg. 9. H.D. 29.11.1999, 1587-18090; Yrg. 9. H.D.
16.2.2000, 19699/1673.
31
Yrg. 9. H.D. 16.10.2002, 2002/5200-19274.
32
Günay, Cevdet lhan: Davalar, Ankara-2008, s. 1145.
33
Reisolu, s. 38.
34
Günay, Cevdet lhan: Hukuku Yeni Yasalar, B. 4,
Ankara-2005, s. 156.
35
Reisolu, s. 107.
11
Reisolu, s. 159.
12
Arslanl, H. Kara Ticareti Hukuku
Hükümler, stanbul 1960, s. 165.
36
Mollamahmutolu, s. 635.
13
Tunçoma, Kenan-Centel,Tankut: Hukukunun Esaslar,
B. 2, satanbul-1999, s. 99.
37
Ekonomi, s. 212; Saymen, s. 579; Çenberci, s. 474;
Narmanlolu, s. 319; Mollamahmutolu, s. 634-635.
14
Çenberci, Mustafa: Kanunu erhi, Ankara-1986, s. 458.
38
çinin görevlerinden olsa bile, o andaki artlara göre ifas
içinin saln, fizik bütünlüünü tehdit eden bir i yakn
ve ciddi bir tehlike ile karlaabileceini imkan dahiline
sokuyorsa, mutad olsa da reddolunabilecektir. Ancak
mutad olan i, esasen tehlikeli ise yani tehlike iin
mahiyetinde mündemiç ise iin, hatrlatld halde
reddedilmesi hakl neden tekil edecektir. Öte yandan,
mutad görevlerinden olan iin ifas, i artlarna uygun
olmayan yer ve zamanda talep edilmi, içi bu nedenle
ifay reddetmise, bu fkra hükmü kapsamnda bir hakl
nedenden bahsedilemeyecektir. Bununla birlikte iyiniyet
kurallarna göre içiden ifann beklenebilecei hallerde,
red, hakl neden oluturacaktr. Çenberci, s. 474;
Mollamahmutolu, s. 635.
39
Tunçoma-Centel, s. 202.
40
Bkz. Yrg. 9. H.D. 23.6.2008, E. 2007/42733, K. 2008/17109
“Dosya içeriine göre ve özellikle tank anlatmlar ile
internet üzerinden yaplan yazmalara göre Bilimsel
Tbbi Danman olarak görev yapan davacnn, son bir ay
içinde gerek internet ortamnda ve gerekse telefon ile
ulalmak istendiinde bulunamad, davacnn iverenin
tantmn ve satn gerçekletirdii ilaç ürünlerinin
güvenlii konusunda müterileri bilgilendirme görevi
olduu, ancak bu süre zarfnda arandnda ulalamad,
bu sürenin bir ksmnda rapor ald, iverence temin
edilen ve internet a oluturulan iletiim aracn
kullanmad, intraneti ve mailini kullanmadnn
kabulünde olduu anlalmaktadr. Davacnn bu
davranlar nedeni ile savunmas alnd gi bi, en son
21.05.2007 tüm olaylar belirtilerek savunmas istenmi,
ancak savunma vermekten imtina ettiine dair tutanak
tutulmutur.
Dersleri-Umumi
15
Kar. Süzek, s. 575.
16
Klçolu, Mustafa-enocak, Kemal: Güvencesi Hukuku,
stanbul-2007, s. 437.
17
Süzek, s. 581.
18
Yrg. 9. H.D. 22.12.1997, 1997/17630-21896.
19
yerine gelmeden önce alkollü içki içmi olmak yeterli
deildir. çi alkollü olarak iyerine geldiinde
yukardaki tanma uygun bir sarholuk hali olmaldr. Buna
karn, içinin iradesini etkileyemeyecek derecede az alkol
alp iyerine gitmesi bu fkra hükmünün uygulanmasna
sebep olmaz. Yrg. 9. H.D. 27.6.1978, 978/6242-9324;
Mollamahmutolu, s. 626; Tunçoma-Centel, s. 199.
20
Çenberci, s. 387; Narmanlolu, Ünal: Hukuku Ferdi likileri, B. 2, Ankara-1994 s. 309.
21
Türk Hukuk Lügat, Türk Hukuk Kurumu, Ankara-1946,
s. 292 (Sarholuk) maddesi; Çenberci, s. 459.
22
Çenberci, s. 467.
23
Tunçoma-Centel, s. 202.
24
Çelik (15), s. 197.
25
Narmanlolu, s. 316-317; Çenberci, s. 468-469; Ekonomi,
s. 210; Mollamahmutolu, s. 632;
Ancak ustaba veya postabandan 3 gün izin aldn
bildirerek ie devamszlk kanmca hakl saylamaz. Zira,
böyle bir izin iveren veya iyerinin tümünü yöneten
iveren vekili dnda verilemez.
26
Daval iverence 4.3.2002 tarihine kadar çalt kabul
edilerek Mart 2002 aynda 4 günlük ücret tahakkuku
yaplmtr. Bu durum da, daval iverenin içinin
17.2.2002’den itibaren iyerine gelmedii iddiasyla
çelimektedir. Davac içi ie 4.3.2002 tarihinde kendisine
izin verildiini ileri sürdüüne göre, anlan bordro bu
durumu teyit etmektedir.
Böyle olunca davacnn i sözlemesinin feshi hakl bir
nedene dayanmadndan, mahkemece her iki tazminat
74
Somut uyumazlkta daval iveren fesihten önce davacnn
savunmasn vermesi için bildirimde bulunduundan ve
davac savunma vermekten imtina ettiinden, bir takm
nedenlerden dolay savunmasnn alnmad ve feshin
bu nedenle geçerli nedene dayanmad yönündeki
gerekçesi yerinde deildir. Bilimsel tbbi danman olarak
görev yapan, görevi gerei özellikle ürün güvenlii
HAZRAN ’09
konusunda her an mesai saatleri dnda da ulalmas
gereken davacnn fesihten önce son 20 gün içinde
aranmasna ramen hem internet ortamnda, hem de
telefon ile ulalamad, davacnn bu günlerin bir ksm
için rapor ald, toplantlara katlmad, bu davranlarnn
iyerinde olumsuzluklara yol açt, daval iverenin i
sözlemesini feshetmesinin geçerli nedene dayand
sabittir. Davann reddi yerine yazl ekilde kabulü
hataldr.”.
41
Ekonomi, s. 105.
42
Reisolu, s.154.
43
Günay, Cevdet lhan: Kapclk Sözlemesi ve Hukuki
Sonuçlar,cAnkara-1981, s. 16.
44
Tunçoma-Centel, s. 203.
45
Günay, Cevdet lhan: ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Uygulamas, Ankara-2007, s. 327.
46
Tunçoma-Centel, s. 203.
47
Çenberci, s. 447.
48
Tunçoma-Centel, s. 203.
49
verene verilen zararn otuz günlük ücreti bulmamas
durumunda, kusurun arlna göre hafif kusurlu fakat
ho
görülemeyen
davranlar
geçerli
nedenleri
oluturacaktr. Yargtay’n bir kararnda “Davac, i
sözlemesinin 4857 sayl Kanun hükümlerine uyulmadan
feshedildiini ileri sürerek, feshin geçersizliine, ie
iadesine, tazminat ve bota geçen süre ücretlerinin
belirlenmesine karar verilmesini istemitir.
Daval, davacnn, görevi gerei yapt çözgü iinde yanl
uygulama yaptn, bu nedenle, ipliin boya alma
özelliinin tamamen deitiini, boyamadan sonra
kuman ön yüzünde çizgiler olutuunu ve hatann
ancak boyamadan sonra anlaldn, müterinin ikayet
ederek kuma iade ettiini ve bundan zararlar
doduunu, zararn üç milyar TL.dan fazla olduunu,
davacnn hizmet akdinin hakl olarak feshedildiini
bildirerek davann reddini savunmutur.
Mahkemece bozmadan önceki karar ile, iverence
davacnn kusuru ve varsa orannn aratrlmad,
savunmasnn alnmadndan sözedilerek davann
kabulüne karar verilmitir.
Dairemizce verilen ilk karar, “Feshe dayanak olan
kuman üretiminde hata olduu davacnn ve
mahkemenin
de
kabulündedir.
Daval,
hizmet
sözlemesinin feshinde “hakl” nedene dayandn
savunmaktadr. Öyleyse mahkemece yaplacak i,
öncelikle hakl fesih koullarnn bulunup bulunmadn
saptamak varsa ona göre karar vermek, hakl fesih
koullar olumam ise o zaman geçerli fesih
koullarnn bulunup bulunmadn incelemek ve
sonucuna göre karar vermek olmaldr. Kusur ve zarar
taraflar arasnda çekimelidir. Buna göre, Kanununun
25/II- maddesinde düzenlenen hakl fesih koullarnn
bulunup bulunmad yönünden mahallinde uzman
bilirkii marifetiyle keif yaparak davacnn kusuru olup
SCL
olmad, varsa oran, zararn miktar, bunun 30 günlük
ücretini ap amad tespit edilerek rapor üzerinde bir
deerlendirme yapldktan sonra sonuca gidilmesi
gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hataldr”
gerekçesi ile bozulmutur.
Mahkemece bozma sonras iyerinde keif yaplm, zarar
ve kusur oran açsndan bilirkii heyetinden rapor alnm
ve “davacnn hatal kuma üretiminde kusurlu olduu
kabul edilmekle birlikte, verdii zararn 30 günlük
ücretinden az olduu, feshin hakl olmad” gerekçesi ile,
önceki karar gibi, feshin geçersizliine ve davacnn ie
iadesine karar verilmitir.
Karar daval vekili tarafndan temyiz edilmitir.
4857 Sayl Kanunu’nun 18.maddesinde i sözlemesinin
iveren
tarafndan
içinin
yeterliliinden
veya
davranlarndan kaynaklanan geçerli bir sebebe
dayanlarak feshedilebilecei düzenlenmitir. Söz konusu
geçerli sebepler Kanunu’nun 25. maddesinde belirtilen
derhal fesih için öngörülen sebepler niteliinde olmamakla
birlikte, içinin ve iyerinin normal yürüyüünü olumsuz
etkileyen hallerdir. çinin davranndan doan gerek
hakl nedenler gerekse geçerli nedenler her zaman
kusura dayal eylemlerdir. Bununla birlikte kusurun
arlna göre hakl neden geçerli neden ayrm
yaplmaldr. Buna göre ar ve ciddi kusur içeren
davranlar hakl nedenleri ortaya çkarrken, hafif kusurlu
fakat ho görülemeyen davranlar geçerli nedenleri
oluturacaktr. Bunlarn yannda geçerli neden-hakl neden
ayrmnda yasada hakl neden saylan hallerden kusura
dayal olanlarn arlnda olmayan benzer kusurlu
eylemler, geçerli neden olarak kabul edilebilir. çinin
kusurlu davran nedeni ile iveren verdii zararn 30
günlük ücretinden az olduu durum, bu kapsamda
deerlendirilen bir olgudur.
Somut uyumazlkta, davacnn kusurlu eylemi ile iveren
zarar verdii, ancak zararn 30 günlük ücretinden az
olduu anlalmakta ve esasen bu durum mahkemenin
de kabulündedir. Zararn davacnn 30 günlük ücretinden
az olmas, i sözlemesinin feshini hakl klmaz ise de,
davacnn davranlarndan kaynaklanan bu nedeninin
iyerinde olumsuzluklara yol açmas karsnda geçerli
hale getirmektedir. Daval iverenin i sözlemesini
feshetmesi geçerli nedene dayanmaktadr. Davann reddi
yerine kabulü hataldr Davac, i sözlemesinin 4857
sayl Kanun hükümlerine uyulmadan feshedildiini ileri
sürerek, feshin geçersizliine, ie iadesine, tazminat ve
bota geçen süre ücretlerinin belirlenmesine karar
verilmesini istemitir.
Daval, davacnn, görevi gerei yapt çözgü iinde yanl
uygulama yaptn, bu nedenle, ipliin boya alma
özelliinin tamamen deitiini, boyamadan sonra
kuman ön yüzünde çizgiler olutuunu ve hatann
ancak boyamadan sonra anlaldn, müterinin ikayet
ederek kuma iade ettiini ve bundan zararlar
doduunu, zararn üç milyar TL.’dan fazla olduunu,
75
HAZRAN ’09
SCL
davacnn hizmet akdinin hakl olarak feshedildiini
bildirerek davann reddini savunmutur.
Mahkemece bozmadan önceki karar ile, iverence
davacnn kusuru ve varsa orannn aratrlmad,
savunmasnn alnmadndan sözedilerek davann
kabulüne karar verilmitir.
Dairemizce verilen ilk karar, “Feshe dayanak olan
kuman üretiminde hata olduu davacnn ve
mahkemenin
de
kabulündedir.
Daval,
hizmet
sözlemesinin feshinde “hakl” nedene dayandn
savunmaktadr. Öyleyse mahkemece yaplacak i,
öncelikle hakl fesih koullarnn bulunup bulunmadn
saptamak varsa ona göre karar vermek, hakl fesih
koullar olumam ise o zaman geçerli fesih
koullarnn bulunup bulunmadn incelemek ve
sonucuna göre karar vermek olmaldr. Kusur ve zarar
taraflar arasnda çekimelidir. Buna göre, Kanununun
25/II- maddesinde düzenlenen hakl fesih koullarnn
bulunup bulunmad yönünden mahallinde uzman
bilirkii marifetiyle keif yaparak davacnn kusuru olup
olmad, varsa oran, zararn miktar, bunun 30 günlük
ücretini ap amad tespit edilerek rapor üzerinde bir
deerlendirme yapldktan sonra sonuca gidilmesi
gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hataldr”
gerekçesi ile bozulmutur.
50
Süzek: s. 575.
51
Bkz. Kar, Bekta:
Ankara-2009, s. 209.
52
Süzek, s. 516.
53
Karlatrnz, Çil, ahin: Kanunu erhi, B. 2, C. 1,
Ankara-2007, s. 939.
54
Mollamahmutolu, s. 725.
55
Bkz. 4857 sayl Kanunu’nun 18. madde gerekçesi.
56
Yrg. 9. H.D. 16.03.2009, E. 2008/36337, K. 2009/6945.
57
Yrg. 9. HD. 24.4.2006, E. 2006/6897, K. 2006/11265.
58
Yrg. 9. HD. 5.6.2006, E. 2006/8767, K. 2006/16108.
59
Yrg. 9. HD. 12.6.2006, E. 2006/14060, K. 2006/16735.
60
“Dava ihbar ve kdem tazminat isteklerine ilikindir.
Mahkemece istekler red edilmi karar davac vekilince
temyiz edilmitir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre,
davacnn kkrtc eylemlerde bulunduu sav ile i
sözlemesinin fesholunduu tartmasdr.
Güvencesi
ve
Uygulamas,
Söz konusu eylem hakl fesih sebebi olmayp 4857 sayl
Kanunun 18. maddesinde belirtilen davac içinin
davran nedeniyle geçerli fesih sebebidir.
Kdem ve ihbar tazminatna hükmetmek gerekirken
reddi hatal olup bozmay gerektirmitir Yrg. 9. HD.
13.6.2006, E. 2005/37773, K. 2006/17314.
61
Yrg. 9. H.D. 10.4.2006, E. 2006/7385, K. 2006/9027.
62
Yrg. 9. H.D. 29.5.2006, E. 2006/12237, K. 2006/15477.
63
Yrg. 9. H.D. 5.6.2006, E. 2005/12982, K. 2006/16174.
76
64
Yrg. 9. H.D. 19.6.2006, E. 2006/13431, K. 2006/17769.
65
Süzek, s. 576.
66
4773 sayl Kanunun 2. maddesinin Gerekçesi, Güvencesi, s. 18-19.; Çankaya, Osman-Günay, Cevdet
lhan-Gökta, Seracettin: e ade Davalar, B. 2,
Ankara-2006, s. 82-83. Çelik, Nuri: Hukuku Dersleri,
B. 19, stanbul-2006, s. 211-212.
67
Günay, ( ve Sosyal Güvenlik Hukuku Uygulamas),
s. 253.
68
Yrg. 9. H.D. 24.4.2006, E. 2006/3834, K. 2006/11252.
HAZRAN ’09
SCL
Doç. Dr. Serkan ODAMAN
Dokuz Eylül Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi
Ayrmclk Tazminatnn Dier Tazminatlarla
Birlikte Mevcudiyeti Sorunu Üzerine Görüler
Giri
2 Ocak 2009 günü sezaryenle bir doum
gerçekletiren Fransa Adalet Bakan Rachida
Dati, 7 Ocak 2009 günlü Bakanlar Kurulu toplantsna katlnca, gerek Fransa gerekse dier
ülkeler kendilerini ilginç bir tartmann içinde
buldular. Doum yapan bir kadn olarak, Dati
son derece sevimli karlanabilirdi. Ama öyle
olmad. Fransz Bakan aslnda çocuunun babasnn kim olduunu söylemeyerek tartma
balatmt. Ne var ki, doumdan sadece be
gün sonra kzn bakcya brakp, siyah tayyörü ve siyah çelik topuklu ayakkablar üzerine
çok bakml ve makyajl olarak Bakanlar Kurulu toplantsna katlnca ilk tartmalar gölgede
kald. Acaba Dati doru mu yapmt? Bir baka
deyile, Bakan olmas, anne ve kadn olmasnn önüne mi geçmiti? Erkek egemen bir siyaset dünyasnda baka çaresi mi yoktu? Feminist
çevreler ve kadn haklar savunucular da bu
durumun kadn haklarn olumsuz yönde etkileyeceini belirtti. Üstelik tam da bu dönemde
Avrupa’daki on alt haftalk doum izninin on
sekiz haftaya çkarlmas tartlyordu. Kadn
haklarnn bu derece önem kazand, örnein
Türk hukukunda Kanunu’nun 5. maddesi
vastasyla açk bir madde olarak cinsiyet eitliinin düzenlendii bir ortamda Bakan’n davran hem ülkesinde hem de ülkemizde çok
yadrgand.
Doal olarak, söz konusu durum ortaya çknca ayn olay Türkiye’de olsayd ne olurdu
diye düündüm. Bilindii üzere, 4857 sayl Kanunu’nun 74. maddesi hükmüne göre; kadn
içilerin doumdan önce sekiz ve doumdan
sonra sekiz hafta olmak üzere toplam 16 haftalk süre için çaltrlmamalar esastr. Çoul
gebelik halinde doumdan önce çaltrlmayacak sekiz haftalk süreye iki hafta süre eklenir.
Ancak, salk durumu uygun olduu takdirde,
doktorun onay ile kadn içi isterse doumdan
önceki üç haftaya kadar iyerinde çalabilir. Bu
durumda, kadn içinin çalt süreler doum
sonras sürelere eklenir. Yukarda öngörülen
süreler içinin salk durumuna ve iin özelliine göre doumdan önce ve sonra gerekirse
artrlabilir. Bu süreler hekim raporu ile belirtilir. Ayrca, istei halinde kadn içiye, on alt
haftalk sürenin tamamlanmasndan veya çoul
gebelik halinde on sekiz haftalk süreden sonra
alt aya kadar ücretsiz izin verilir.
Görüldüü üzere, kadnlarn belki de bu en
önemli dönemlerinde dinlenmeleri ve çalma77
HAZRAN ’09
SCL
Kanunu m. 5 her ne kadar genel
bir “eitlik” kavram üzerinde
ekillenmi olsa da, maddenin
arlkl olarak cinsiyet ayrmcln
konu ald anlalabilmektedir.
malar esastr. Hatta 16 haftann az olabilecei
düüncesiyle ayrca alt aya kadar ücretsiz izin
de alnabilecektir. Geçmite ülkemizde daha
düük olan bu on alt haftalk sürenin artmas kadn haklar açsndan son derece olumlu
olmutur. Ne var ki, kadnlarn ilerini en çok
kaybettikleri dönemin de hamilelik dönemleri
ve doum yaptklar dönemler olduu hususunda tereddüt bulunmamaktadr. Bu anlamda,
acaba Fransz Bakan da, Sarkozy ile aralarnn
kötü olduu dönemde, siyasi gelecei açsndan “gol yememek” için mi her eye ramen
Bakanlar Kurulu toplantsna gitmiti? Bir baka
deyile Dati’nin baka ans yok muydu? Kanmca her anne hele hele ilk günlerde çocuunun yannda olmak ve onu en azndan koklayabilmek ister. O bebek kokusunu hissetmeye
annenin de, çocuun da hatta biz babalarn
da ihtiyac ve hakk bulunmaktadr. Bu anlamda, ülkemiz açsndan Kanunu’nun yukarda
bahsettiimiz 5. maddesinin varl önemli bir
kazanmdr. Ne var ki, genel uygulamaya bakldnda söz konusu düzenlemeye ramen yine
de bu dönemdeki fesihlerin youn olduunu
tespit edebiliyoruz. Bir içi için kar karya
kalnabilecek tehlike “fesih” iken, bir Bakan
için “siyasi gelecei”dir belki de. Ancak bu
noktada tartlmayacak kadar açk olan husus
ise kadnlarn ciddi bir ayrmclkla bu özel dönemlerinde kar karya kaldklar gerçeidir.
Türk Hukukunda Eit Davranma lkesi
4857 sayl Kanunla mevzuatmza dahil olan
bu önemli müessese bugün hala uygulamada
tartlan bir husus olarak varln devam ettiriyor. Kanunun 5. maddesine göre i ilikisinde
muhtelif nedenlerle ayrm yaplamaz. Buradaki
nedenlerden biri de cinsiyet konusunda ayrm
yaplamayaca hususudur. Nitekim ayn mad78
denin 3. fkrasnda da iverenin biyolojik veya
iin niteliine ilikin sebepler zorunlu klmadkça, bir içiye, i sözlemesinin yaplmasnda,
artlarnn oluturulmasnda, uygulanmasnda
ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle dorudan veya dolayl farkl ilem yaplamayaca ifade edilmitir. Yine ayn ekilde 4. fkrada ayn veya eit deerde bir i için
cinsiyet nedeniyle daha düük ücret kararlatrlamayaca ve 5. fkrada da içinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanmasnn, daha düük ücretin uygulanmasn
hakl klmayaca belirtilmektedir. Görüldüü
üzere, Kanunu m. 5 her ne kadar genel bir
“eitlik” kavram üzerinde ekillenmi olsa da,
maddenin arlkl olarak cinsiyet ayrmcln konu ald anlalabilmektedir. Nitekim bu
husus 5. maddenin gerekçesinin aadaki geni bölümünde de açkça görülmektedir: “verenin i sözlemesinden doan eit davranma borcu en önemli dayanan Anayasann
10 uncu maddesinde bulmaktadr. Ülkemizde
çalma artlar yönünden cinsiyet ayrmna gidilmemesi çok eskiye giden geleneklerimizden
biridir. Bununla beraber, hukuki çerçevenin
belirlenmesi de gereklidir. Türkiye Uluslararas Çalma Örgütünün “Eit Deerde çin
Erkek ve Kadn çiler Arasnda Ücret Eitlii
Hakknda 100 Sayl Sözlemesi”ni onaylam
ve bu hususta 1475 sayl Kanununa düzenleme getirmi olduu halde, daha sonra onaylad Birlemi Milletlerin “Kadnlara Kar Her
Türlü Ayrmcln Önlenmesi Sözlemesi”ne
uyum Kanununu henüz çkarmamtr. Yeni
düzenleme sözlemeye uyum salamaktadr.
Dier yandan Avrupa Birlii ülkelerinde görülen kadn ve erkek arasnda dorudan ve dolayl ayrm için iç hukuklarna yansyan Birlik
Adalet Divannn çok sayda kararlar yannda,
birincil kaynaklardaki düzenlemelerin gerei
olarak tüzük ve yönergeler (75/117, 76/207,
79/7, 86/613, 86/378 sayl Yönergeler gibi) de
yürürlüe konulmutur. Türkiye Avrupa Birlii
adaylk süreci aamalarn tamamlamak üzere
hazrlad Ulusal Programda kadn ve erkek
eitliine ksa vadeli önlemler arasnda yer verdii için, bu hususta gerekli hükümlerin Ka-
HAZRAN ’09
nununa alnmas gerekli olmutur……Maddede
iverenin borçlarndan biri olan eit davranma
ilkesi genel olarak belirlendikten sonra, deinilen baz i sözlemelerinde eit davranlmasna,
arkadan cinsiyet ayrmn engelleyen snrlamann temel kurallarna ilikin düzenlemeler getirilmitir. Eit davranma ilkesi ve cinsiyet ayrm
yasana aykr davranmann hukuki yaptrmnn da yer ald maddeye, Avrupa Birlii’nin
konuya ilikin ispat yükümlülüü hakkndaki
97/80 sayl Yönerge hükümlerine uyum salayan bir hüküm eklenmitir”.
Kanunu’nda “i ilikisinde” ayrm yaplamayaca belirtilmi olduundan, maddede
belirtilen ayrmclk tazminatnn talep edilebilmesi için elbette i sözlemesinin sona ermesi gerekmemektedir. Bu anlamda, i ilikisinin
devam esnasnda da Kanunu’nun 5. maddesine riayet edilmemesi halinde, bir baka
deyile eitlik ilkesine uyulmamas durumunda ayrmclk tazminat istenebilecektir. Ancak
SCL
göre; “maddenin altnc fkrasnda hukuki yaptrm olarak öngörülen içinin “dört aya kadar
ücreti tutarndaki” tazminat için esas olacak ücret “asl ücret” olup, ücretin ekleri olan ikramiye, prim ve paraya ilikin sosyal yardmlar
buna dahil deildir”. Ayrmclk tazminatnn
tutar doal olarak olayn özelliine ve ihlalin
arlna göre hakim tarafndan belirlenecektir.
Ayrca iverenin eitlik ilkesini ihlali, tazminatn
konusu olduundan, içinin bu ihlal dolaysyla
bir zarar olmasa da ayrmclk tazminat talep
edilebilecektir3. Demir’e göre; içi iverenin eit
davranma ilkesine aykr davranta bulunmas
nedeniyle genel hükümler çerçevesinde varsa
maddi ve manevi zararlar karl bir tazminat
da talep edebilecektir4. Nihayet, söz konusu
tazminat miktarnn i sözlemesi ya da toplu i
sözlemesi ile artrlmasna da bir engel bulunmamaktadr5.
Yukarda da belirttiimiz üzere, Kanunu
m. 5’in uygulamas özellikle kadn-erkek eit-
Kötüniyet tazminat i güvencesine tabi olmayan içilerin
i sözlemelerinin iverence feshinin kötüye kullanlmas halinde
mevcuttur.
doal olarak ie alma görümeleri esnasnda
Kanunu m.5’in uygulanabilirlii bulunmamaktadr, burada sözleme öncesi sorumluluk
çerçevesinde neticeye ulalmaldr1. Ne var ki,
madde gerekçesinden de anlald üzere ve
uygulamaya da bakldnda, Kanunu’nun
5. maddesiyle ilgili uyumazlklarn da ciddi
bir bölümünün kadn-erkek eitlii (eitsizlii)
üzerinde younlat2 ve her ne kadar “i ilikisinde” ayrm yaplamayaca belirtilmi olsa
da, genellikle fesih sonrasnda bu hususun yarglama konusu olduu tespit edilebilmektedir.
Maddenin 6. fkrasnda kuraln ihlalinin müeyyidesi düzenlenmitir. Buna göre; i ilikisinde veya sona ermesinde ilkeye aykr davranldnda içi, dört aya kadar ücreti tutarndaki
uygun bir tazminattan baka yoksun brakld
haklarn da talep edebilecektir. Azmsanmayacak bir miktar olan dört aya kadar ücreti tutarndaki ayrmclk tazminatnn açlm da yine
maddenin gerekçesinde yer almaktadr. Buna
liinin ihlali üzerinde younlamakta ve genellikle fesih sonrasnda yarglama konusu olmaktadr. Oysaki fesih sonrasnda söz konusu
olabilecek tek tazminat ayrmclk tazminat deildir. Feshin türüne ve içinin konumuna göre
farkl tazminatlar devreye girebilmektedir. Üstelik bu tazminatlarn bazlarnn varlk nedeni
de ayrmclk tazminatnn varlk nedeniyle benzerlik gösterebilmektedir. Maddeye bakldnda ayrmclk tazminatnn dier tazminatlarla
e zamanl olarak mevcudiyeti hususunda tek
açklk sendikal tazminat konusundadr. Zira Kanunu m. 5/6’da içinin eitlik ilkesine aykr
davranmas halinde ayrmclk tazminat talep
edebilecei ifade edildikten sonra, Sendikalar
Kanunu’nun 31. maddesi hükümlerinin sakl
olduu eklenmitir. Ancak dier tazminatlarn
ayrmclk tazminatyla e zamanl varl hususu incelemeye muhtaçtr.
79
HAZRAN ’09
SCL
Güvencesine Tabi Olmayan
çiler Açsndan:
4857 sayl Kanunu m. 17/6 uyarnca, ayn
Kanunun 18. maddesinin 1. fkrasna göre, kanunun 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin uygulama alan dnda kalan içilerin i sözlemesinin, fesih hakknn kötüye kullanlarak sona
erdirildii durumlarda içiye bildirim süresinin
üç kat tutarnda tazminat ödenecektir. Fesih
için bildirim artna uyulmamas ayrca ihbar
tazminat ödenmesini de gerektirecektir Bir
baka deyile, burada tanm verilen ve sadece
i güvencesine tabi olmayan içilerin i sözlemelerinin feshi hakknn iverence kötüye kullanlmas hali için öngörülmü olan kötüniyet
tazminatyla ihbar tazminatnn ayn anda var
olabilecei belirtilmitir.
Gerçekten de kötüniyet tazminat i güvencesine tabi olmayan içilerin i sözlemelerinin
iverence feshinin kötüye kullanlmas halinde
mevcuttur. Konuyla ilgili olarak Mollamahmutolu ayrmc bir feshin ayn zamanda kötü niyetli bir fesih olduunu, Kanunu m. 5/6’da
genel olarak ayrmclk halinde bir tazminat
öngörüldüünü, buna göre ayrmc bir feshin
ayrm tazminatn gerektirdiini, ancak dier
ayrmclk oluturan hallerden farkl olarak fesihte kötü niyetin yaptrm ayrca öngörülmü
olduundan, ayrmclk oluturan bir fesih halinde hem ayrm hem kötüniyet tazminatnn
talep edilebileceini belirtmekte ve her iki
tazminatn hukuki dayanaklarnn farkl olduunu ifade etmektedir6. Süzek ise ayn sonuca
ulamakla birlikte, farkl bir yorumla Kanunun
lafzna deinmekte, Kanunu m. 5/6’nn Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesi hükümlerini
sakl tuttuunu, bir baka deyile ayrmclk
tazminat ile birlikte sadece sendikal tazminatn talep edilemeyeceini hükme baladn,
anlan hükmün mefhumu muhalifinden de
ayrmclk tazminatnn kötüniyet tazminat ile
birlikte istenebilecei sonucuna varlmas gerektiini belirtmektedir7. Demir ise aksi yönde
bir yorumla, içilerin hem ayrmclk tazminatna hem de kötüniyet tazminatna hak kazanmalarnn mümkün olmadn ifade etmektedir8. Ayn yönde görü bildiren Bakrc da, kötü
80
niyetli olarak nitelendirilen davranlarn ayn
zamanda ayrmclk da oluturan davranlar olduunu ifade ederek, ayn nitelikteki bir davran için iki ayr tazminat talep edilemeyeceini
belirtmektedir9. Çelik ise, iveren fesih hakkn
kötüye kullandnda sadece 17. maddedeki
tazminatn uygulanmas gerektiini, ilk bakta
ayrmclk kötü niyetin özel bir hali gibi gözükse de, Kanunu m. 5’deki tazminatn yalnz
i sözlemesinin sona ermesi ile ilgili olmayp
uygulanmas ile de ilgili bulunduunu, bunun
da daha genel nitelikli bir düzenleme çerçevesinde düünülmesi gerektiini belirtmektedir10.
Hemen belirtmek gerekir ki, i sözlemesinin iverence eitlik ilkesine aykr davranlarak feshi de açk bir kötü niyetli fesihtir. Bu
anlamda, ayrmclk tazminat ve kötüniyet tazminat talep edildiinde, bunlarn her ikisine
birden hükmedilmesi kanmzca isabetli deildir. Böyle bir durumda tazminatlardan hangisi içi lehine ise ilgili tazminata hükmedilmesi
gerekmektedir. Elbette içi de kötüniyet tazminatyla ayrmclk tazminatndan dilediini talep etmekte serbesttir. Zira bu iki tazminatn
varlk nedeni tümüyle birbiriyle kesimektedir.
Ancak bu yorumumuz, içinin i sözlemesinin
feshinin, iverenin eitlik ilkesine aykr davranmas neticesinde vuku bulmas halinde anlaml olacaktr. Ancak iveren i sözlemesini
feshederken birden fazla nedenle, fesih hakkn kötüye kullanm olabilir. Bu durumda ise
her iki tazminatn varlk gerekçeleri deiiklik
gösterecektir ve böyle bir ihtimalde de her ikisinin ayn zamanda mevcudiyetinde bir sorun
bulunmayacaktr.
güvencesine tabi olmayan bir içinin i
sözlemesinin sendikal nedenle feshinde ise
çok farkl bir deerlendirme yapma ihtiyac domaktadr. öyle ki; Kanunu’nun “Eit
Feshin sendikal nedenle yaplmas
durumunda sendikal tazminat
söz konusu olacandan, zaten
kötüniyet tazminatna
hükmedilmeyecek, sadece sendikal
tazminata hükmedilecektir.
HAZRAN ’09
Davranma lkesi” balkl 5. maddesinde, söz
konusu ilkeye aykr davrann müeyyidesi, içinin dört aya kadar ücreti tutarndaki uygun
bir tazminattan baka yoksun brakld haklarnn ödenmesi eklinde ifade edildikten sonra,
2821 sayl Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesi
hükümlerinin sakl olduu eklenmitir. Bilindii üzere, i güvencesine tabi olmayan bir içi,
i sözlemesinin sendikal nedenle feshedildii
düüncesindeyse, ie iade davas açma imkan
olmadndan, dorudan sendikal tazminat talep edebilecektir. Belirtmek gerekir ki, feshin
sendikal nedenle yaplmas durumunda sendikal tazminat söz konusu olacandan, zaten kötüniyet tazminatna hükmedilmeyecek, sadece
sendikal tazminata hükmedilecektir. Bir baka
deyile, kötüniyet tazminatyla sendikal tazminatn bir arada olmalar mümkün deildir. Bu
durumda da, Kanunu m. 5/6’daki, 2821 sayl
Kanunun 31. maddesi hükümlerinin sakl olduu hususundaki hüküm nedeniyle, i güvencesine tabi olmayan bir içi için sadece sendikal
tazminata hükmedilmesi, ayrmclk tazminatna ise hükmedilmemesi gerekmektedir11.
Güvencesine Tabi Olan
çiler Açsndan:
Bilindii üzere, içinin çalt iyerinde en
az 30 içinin bulunmas, içinin en az 6 ay kdemi olmas ve i sözlemesinin de belirsiz süreli olmas halinde, içi i güvencesine tabi olacaktr. verenin i güvencesine tabi bir içinin
i sözlemesini feshederken geçerli bir sebebe
dayanma mecburiyeti bulunmaktadr. verenin i sözlemesini feshederken herhangi bir
sebebe dayanmamas ya da içinin gösterilen
sebebin geçersiz olduunu iddia etmesi halinde, bir aylk hak düürücü süre içerisinde içi
ie iade davas açabilecektir. Kanunu’nun
21. maddesi uyarnca iverence geçerli sebep
gösterilmedii veya gösterilen sebebin geçerli
olmad kansna varlrsa, iveren içiyi bir ay
içinde ie balatmak zorunda kalacak, içinin
süresi içindeki bavurusu halinde söz konusu
bir aylk süre içerisinde içiyi ie balatmayan
iveren de içiye en az dört aylk en çok sekiz aylk ücreti tutarnda i güvencesi tazminat
ödemekle yükümlü olacaktr.
SCL
te tam da bu noktadaki bir dier sorun da
ayrmclk tazminat ile i güvencesi tazminatna birlikte hükmedilip hükmedilemeyeceidir.
Süzek bu konuda da yukarda kötüniyet tazminat hususundaki lafzi yorumu tekrar etmekte
ve Kanunu m. 5/6’nn ayrmclk tazminatyla
sadece sendikal tazminatn bir arada olamayacan belirttiini ve maddenin mefhumu muhalifinden ayrmclk tazminatyla i güvencesi
tazminatnn ayn anda mevcut olabilecei yönünde görü belirtmektedir. Yazar ayrca bu iki
tazminatn amaçlarnn da birbirinden farkl olduunu, bu nedenle de her iki tazminatn bir
arada talep edilebileceini ifade etmektedir12.
Mollamahmutolu da ayrmclk tazminat ile i
güvencesi tazminatnn bir araya gelebileceini, bu iki tazminatn dayand esaslarn farkl
olduunu, hatta bu farklln kötüniyet tazminatna oranla tartma yaratmayacak kadar açk
olduunu, i güvencesi tazminatnn, içinin ie
balatlmamasnn yaptrm olduunu, nitekim
yarg kararlarnda da “ie balatmama tazminat” olarak adlandrldn ifade etmektedir13.
Demir ise iverenin ayn fesih eylemi nedeniyle
ayn amaca yönelik olarak içinin hem ie iade
edilmesinin hem de ayrmclk tazminatna hak
kazanmasnn mümkün olmadn, ancak iverenin ayr ayr hem fesih hem de ie balatmama eylemleri nedeniyle ayr amaçlara yönelik
i güvencesi tazminat ile ayrmclk tazminatna
içinin hak kazanabileceini belirtmektedir14.
Süzek ise içinin ie iade edilmesi ihtimalinde
Demir’den farkl düünerek, iveren içiyi ie
balattnda i güvencesi tazminat ödemeyeceini, ancak ayrmclk tazminat ödemek durumunda olduunu ifade etmektedir.
Belirtmek gerekir ki, her ne kadar doktrindeki baskn görü her iki tazminatn bir arada
olabilecei yönünde olsa da15, aksi yönde görü belirtenler, iverenin ayn davranna birden fazla yaptrm balanmasnn mümkün olamayacan ifade etmektedirler16. Yargtay da
ayrmclk ile i güvencesi tazminatlarnn ayn
eylem nedeniyle söz konusu olduunu ve ayn
eylem nedeniyle iki tazminata karar verilemeyeceini ifade ederek, böyle bir durumda i güvencesi tazminatna hükmedilmesi gerektiini,
4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesi uyarnca
81
HAZRAN ’09
SCL
ayrmclk tazminat isteinin reddine karar verilmesi gerektiini belirtmitir17.
Kanmzca ayrmclk tazminatnn ve i güvencesi tazminatnn varlk nedenlerine baklarak salkl bir neticeye ulalabilir. güvencesi
tazminat ie iade davasnn kabulü neticesinde
içinin süresi içinde bavurusu durumunda içinin ie iade edilmemesinin müeyyidesi olarak karmza çkmaktadr. Ayrmclk tazminat
ise iverenin eitlik ilkesine aykr davranmas
halinde talep edilebilecek bir tazminattr. Bu
anlamda, her iki tazminatn varlk gerekçeleri birbirinden tümüyle farkldr ve ayn anda
hükmedilmelerinin mümkün olduu kanaatindeyiz. Ancak buradaki bir baka sorun da
içinin ie iade davasnn kabul edilmesi neticesinde iverenin süresi içinde içiyi ie iade
etmesi olasldr. Zira böyle bir durumda, i
güvencesi tazminat için belirttiimiz, “ie iade
edilmemenin müeyyidesi” mefhumu ortadan
kalkacaktr, zira içi ie iade edilmitir. Ancak
bu durumda da, bir baka deyile, içi ie iade
edilse de, i güvencesi tazminat doal olarak
ödenmemekle birlikte, ayrmclk tazminatnn
bundan bamsz olarak ödenmesinin hakkaniyete uygun olaca kansndayz. Zira yukarda
da belirtildii üzere, Kanunu m. 5 hükmünde korunan sadece i sözlemesinin feshindeki
eitlik ilkesinin ihlali deil, i ilikisinin devam
müddetince eitlik ilkesine riayet edilmesidir.
Doktrinde Yenisey tarafndan isabetli bir örnekte de ifade edildii üzere, örnein gebelik
nedeniyle bir fesih söz konusu olursa ve bu durum ispatlanrsa, içiyi ie iade etmeyen iveren
i güvencesi tazminat ödemek durumunda kalacaktr. Bundan baka ayrmclk tazminat da
söz konusu olacaktr. Ancak iveren içiyi ie
balatrsa elbette i güvencesi tazminat ödemeyecek, ancak kanmzca ayrmclk tazminatn ödemek durumunda kalacaktr18. Çünkü
Kanunu m. 5 hükmüyle amaçlanan sadece
ayrmclk nedeniyle içinin iinden olmasn
engellemek deil, iverenin tüm i ilikisi boyunca eitlik ilkesine riayet etmesidir.
güvencesine tabi bir içinin i sözlemesinin sendikal nedenle feshedilmesi durumundaysa, ayrmclk tazminatyla sendikal tazminatn
bir arada olamayacaklar gibi bir izlenim do82
maktadr. Zira 4857 sayl Kanun m. 5/6’nn son
cümlesinde, 2821 sayl Kanunun 31. maddesi
hükümlerinin sakl olduu ifade edilmektedir.
Bu açk hüküm karsnda ayrmclk tazminatyla sendikal tazminatn bir arada olamayacaklar konusunda tereddüt bulunmamaktadr.
Ne var ki, bu durumda, ilgili tazminatn teknik
olarak niteliini tespit gerei domaktadr. Zira
Sendikalar Kanunu m. 31/6 hükmünde sendika üyelii ve sendikal faaliyetlerden dolay i
sözlemesinin feshi halinde Kanunu’nun i
güvencesine ilikin 18, 19, 20 ve 21. madde hükümlerinin uygulanaca, ancak Kanunu m.
21/1 uyarnca ödenecek tazminatn içinin bir
yllk ücreti tutarndan az olamayaca belirtilmektedir. Bir baka deyile, i sözlemesi sendikal nedenle feshedilen i güvencesine tabi
içi, bilindii üzere dorudan sendikal tazminat talebinde bulunamayacak, ancak Kanunu hükümleri çerçevesinde ie iade davas açacaktr. Mahkemece ie iadesine karar verilmesi
ve iverenin de içiyi bir aylk süre içerisinde
ie balatmamas halinde, içiye ödemek durumunda olduu tazminat, her ne kadar miktar
sendikal tazminat ile ayn olsa da, teknik olarak i güvencesi tazminatdr. Bu durumda, her
ne kadar yukarda i güvencesi tazminat ile
ayrmclk tazminatnn bir arada olabileceini
belirtmi olsak da, sendikal nedenle yaplan bir
fesihte bu mümkün olmayacak, iverenin sadece en az bir yllk ücret tutarnda i güvencesi
tazminat ödemesine hükmedilmesi gerekecektir. Zira söz konusu hüküm 4857 sayl Kanunda deil, 2821 sayl Kanunda düzenlenmitir
ve Kanunu m. 5 uyarnca da 2821 sayl Kanun hükümleri sakldr, bir baka deyile, 2821
sayl Kanunun 31. maddesinde düzenlenen bir
tazminat ile ayrmclk tazminatnn bir arada
bulunmas söz konusu olmayacaktr19.
Sonuç
4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesinde
“Eit Davranma lkesi” düzenlenmektedir. Bu
maddede her ne kadar farkl nedenlerle ayrmclk müeyyidelendirilmi olsa da, uyumazlklarn ciddi bölümü kadn-erkek eitlii
(eitsizlii) üzerinde düümlenmektedir. Maddenin 6. fkrasnda kuraln ihlalinin müeyyidesi
HAZRAN ’09
düzenlenmitir. Buna göre; i ilikisinde veya
sona ermesinde ilkeye aykr davranldnda
içi, dört aya kadar ücreti tutarndaki uygun bir
tazminattan baka yoksun brakld haklarn
da talep edebilecektir. Her ne kadar madde “i
ilikisi”nde ayrm yasan düzenlemekte olsa
da, özellikle fesih sonrasnda baka baz tazminatlarn da ödenmesinin ihtimal dahilinde
olmas, bu tazminatlarn, Kanunu m. 5’de
düzenlenen ayrmclk tazminatyla e zamanl olarak var olup olamayacaklar sorununu da
beraberinde getirmektedir. Bu anlamda, genel
olarak belirtmek gerekirse, ayrmclk tazminatyla kötüniyet tazminatnn bir arada olamayaca, i güvencesi tazminatyla ise ayn anda
bulunabilecei sonucuna ulalabilecektir. Sendikal tazminat ile ayrmclk tazminatnn ise,
Kanunu m. 5 hükmü çerçevesinde birlikte
mevcut olamayacaklar konusunda tereddüt
bulunmamaktadr.
DPNOTLAR
SCL
15
Yenisey, K. D.:” Kanununda Eitlik lkesi ve Ayrmclk
Yasa”, Çalma ve Toplum Dergisi, Say: 11, Yl: 2006,
s. 79; Yldz, G.B.: verenin Eit lem Yapma Borcu,
Ankara, 2008, s. 336; Sarbay, G.: Türk Hukukunda Güvencesi Kapsamnda Fesih Usulü, Feshe tiraz ve Feshe
tirazn Sonuçlar, stanbul, 2007, s. 283; Çil, .: “Karar
ncelemesi (Sendikal Tazminat)”, Legal Hukuku ve
Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, S. 6, s. 677.
16
Çankaya, O. G./Günay, C. ./Gökta, S.: Türk Hukukunda e ade Davalar, Ankara, 2005, s. 57-58;
Çelik’e göre; “… i güvencesi kapsamndaki içinin
sendikaclk nedeniyle iten çkarlmasnda, sadece
Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinin altnc fkrasndaki
i güvencesi tazminatna ilikin hüküm uygulanabilecek,
Kanunu’nun 5. maddesindeki ayrmclk tazminatna ise
hükmedilemeyecektir”. Bkz. Çelik, Tazminatlar, s. 493.
17
Yargtay 9. HD., 06.06.2007, E. 2006/30630, K. 2007/18174,
Çalma ve Toplum Dergisi, S. 15, s. 217-218.
18
Yenisey, K. D.: “ Kanununda Eitlik lkesi ve Ayrmclk
Yasa”, Çalma ve Toplum Dergisi, S. 11, s. 79.
19
Ayn yönde bkz. Çelik, Tazminatlar, s. 493.
KAYNAKÇA
•
Aktay, N./Arc, K./Senyen Kaplan, E. T.: Hukuku,
Ankara, 2006.
1
Süzek, S.: Hukuku, 4. Bas, stanbul, 2008, s. 414;
Mollamahmutolu, H.: Hukuku, 3. Bas, Ankara, 2008,
s. 552; Ayrca bkz. Çelik, N.: Hukuku Dersleri, 21. Bas,
stanbul, 2008, s. 175, dn. 208.
•
Bakrc, K.: “ Güvencesi Kapsamndaki çilerin
Dorudan Tazminat Talep Haklar ve Kötüniyet veya
Sendikal Tazminat ile Ayrmclk Tazminat likisi”,
MESS-Sicil Dergisi, Haziran-2006.
2
“Çalma hayatnda kadn-erkek eitlii ilkesi, erkeklere
tannan her türlü imkann (ilerleme, gelitirme, terfi, karar
verme gibi) kadnlara da tannmasn gerektirir”. Bkz.
Aktay, N./Arc, K./Senyen Kaplan, E.T.: Hukuku,
Ankara, 2006, s. 161.
•
Çankaya, O. G./Günay, C. ./Gökta, S.: Türk Hukukunda e ade Davalar, Ankara, 2005.
•
Çelik, N.: Hukuku Dersleri, 21. Bas, stanbul, 2008,
s. 175.
•
Çelik, N.: “çilerin ten Çkarlmalarnda hbar ve Kdem
Tazminatlar Dnda steyebilecekleri Tazminatlara likin
Sorunlar”, Legal Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Dergisi, S. 14 (Tazminatlar).
•
Çil, .: “Karar ncelemesi (Sendikal Tazminat)”, Legal Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, S. 6.
•
Demir, F.: Hukuku ve Uygulamas, 5. Bas, zmir, 2009.
•
Mollamahmutolu, H.: Hukuku, 3. Bas, Ankara, 2008.
•
Sarbay, G.: Türk Hukukunda Güvencesi Kapsamnda
Fesih Usulü, Feshe tiraz ve Feshe tirazn Sonuçlar,
stanbul, 2007.
•
Süzek, S.: Hukuku, 4. Bas, stanbul, 2008.
•
Yenisey, K. D.:” Kanununda Eitlik lkesi ve Ayrmclk
Yasa”, Çalma ve Toplum Dergisi, Say: 11, Yl: 2006.
•
Yldz, G. B.: verenin Eit lem Yapma Borcu, Ankara,
2008.
3
Süzek, s. 415; Mollamahmutolu, s. 553.
4
Demir, F.: Hukuku ve Uygulamas, 5. Bas, zmir, 2009,
s. 161.
5
Süzek, s. 415; Mollamahmutolu, s. 553.
6
Mollamahmutolu, s. 555.
7
Süzek, s. 416.
8
Demir, s. 162-163.
9
Bakrc, K.: “ Güvencesi Kapsamndaki çilerin
Dorudan Tazminat Talep Haklar ve Kötüniyet veya
Sendikal Tazminat ile Ayrmclk Tazminat likisi”,
MESS-Sicil Dergisi, Haziran-2006, s. 119.
10
Çelik, N.: “çilerin ten Çkarlmalarnda hbar ve Kdem
Tazminatlar Dnda steyebilecekleri Tazminatlara likin
Sorunlar”, Legal Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Dergisi, S. 14, s. 489.
11
Ayn yönde bkz. Çelik, Tazminatlar, s. 489-490.
12
Süzek, s. 416-417.
13
Mollamahmutolu, s. 555.
14
Demir, s. 164.
83
HAZRAN ’09
SCL
Yrd. Doç. Dr. K. Ahmet SEVML
Uluda Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Hukukunda bra ve kale Sözlemelerinin
Geçerlilik Koullar Konusundaki Gelimeler
GR
Kimi hukuki ilemlerle ilgili geçerlilik sorunlar, Borçlar Hukukunda uzun zaman önce
çözüme kavuturulmu olabilir. Her ne kadar
tarihsel kökleri Borçlar Hukukuna dayansa
da Hukukunda bu çözümlerin dorudan
uygulanmas, çou zaman, adalet duygusunu zedeleyen sonuçlar dourur. ilikisinin
kendine özgü dinamikleri, Borçlar Hukukunun çou kavram ve kurumunun Hukuku
ilkeleri dorultusunda tekrar ele alnmasn ve
yorumlanmasn zorunlu klar. Bu balamda,
Hukukunda yllardr kronik bir sorun oda
olma özelliini koruyan ibra sözlemelerine; i
güvencesinin hukuk sistemimize girmesi sonrasnda uygulamada skça görülmeye balanan
ikale sözlemeleri de eklenmitir.
Bu sözlemelerin geçerlilii konusunda Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin son dönem kararlar, dikkat çekicidir. çilik alacaklarna ilikin
ibra sözlemelerinin geçerlilik denetimi yaplrken kararlarda 2000’li yllarn bandan bu yana
kullanlan istikrar kazanm bir ölçüt esasl ekilde deiiklie uram; bu noktada içtihat
deiikliine gidilmitir. kale sözlemelerinin
geçerlilik denetimi konusunda ise, öreti ta84
rafndan kullanlmas önerilen ölçütlerden bir
ksm Yüksek Mahkemece de benimsenmi görünmektedir.
Her iki sözleme ile i sözlemesinin son
bulmas arasndaki sk iliki; sözü edilen yeni
kararlarn bazlarnda birinin geçerliliinin dierininkine balanyor olmas ve en önemlisi, bu
sözlemelerin geçerliliinin denetiminin ayn
zamanda içinin sözlemelere taraf olurken
iradesinin ne derece özgür olduunun tespiti
anlamna gelmesi, bu çalmann, iki sözlemenin birlikte ele alnarak kaleme alnmasndaki
önemli etkenlerdir. Bilindii üzere, son husus,
Hukukunun temel meselelerinden biridir.
I. BRA VE KALE SÖZLEMELERNE
GENEL BAKI
1. bra Sözlemesi
Ayni haklar ve yenilik douran haklardan tek
tarafl feragat mümkün iken; alacak hakkndan
tek tarafl olarak feragat edilmesi mümkün deildir. Alacak hakknn ortadan kaldrlmas için
borç ilikisinin taraflarnn bu konudaki karlkl irade açklamalarnn uyumas; baka bir
anlatmla, sözleme yapm olmalar gerekir1.
HAZRAN ’09
sözlemesi gibi sürekli borç
ilikisi douran sözlemeler
bakmndan ikalenin etkisi
kurulduu andan itibaren gelecee
dönük olarak ortaya çkar.
Giderek, uygulamada ibra belgesi, ibra senedi, ibraname vb. adlarla karmza çkan hukuki ilemin, borçluyu borcu ifa etmeksizin
borçtan kurtarmak noktasnda alacakl ile borçlunun yapt bir sözleme olduu anlalacaktr. Dier bir deyile, ibra sözlemesi, alacaklnn borçlu ile yapt bir sözlemeyle alacan
tamamndan ya da bir ksmndan vazgeçerek
borçluyu borçtan kurtarmasdr2. bra sözlemesi Borçlar Hukuku Öretisinde borcu sona
erdiren sebeplerden biri olarak kabul edilir3 ve
kazandrc bir tasarruf ilemidir. Dolaysyla,
ortadan kaldrlacak borç üzerinde borçlunun
tasarruf yetkisinin de bulunmas gerektii kukusuzdur4.
2. kale/Bozma Sözlemesi
Bir sözlemenin taraflarnn o sözlemenin
ortadan kaldrlmas noktasnda yaptklar sözlemeye, ikale/bozma sözlemesi (cotrarius actus) denir5.
kale, bir sözlemenin taraflarnn yaptklar sözlemeyi ortadan kaldrmak noktasndaki
karlkl irade beyanlarnn uyumasyla ortaya çkan bir hukuki ilem olmas itibariyle; sözlemenin tek tarafl irade açklamasyla
sona erdirilmesi anlamna gelen fesihten farkldr6. Doal olarak, ikalenin hukuki sonuçlaryla feshin hukuki sonuçlar da farkllk gösterir.
Görülecei üzere, ibra sözlemesi borcu ortadan kaldrmaktayken; ikale sözlemesi borç
ilikisini (sözlemeyi) sona erdiren bir etkiye
sahiptir. sözlemesi gibi sürekli borç ilikisi douran sözlemeler bakmndan ikalenin
etkisi kurulduu andan itibaren gelecee dönük (ex-nunc) olarak ortaya çkar; baka bir
anlatmla, sadece sözlemeyi sona erdirmekle
snrldr. Kural olarak, ikale sözlemesinin i
sözlemesi devam ederken domu bulunan
SCL
(ücret vb.) borçlara etkisi yoktur ve bunlarn
talep edilmesine engel oluturmaz. Oysaki ibra
sözlemesinin konusu domu bulunan çekimesiz borçlarn sona erdirilmesidir7.
3. bra ve kale Sözlemelerinin
Kanunlarda Düzenlenmemi
Olmas: ekil ve Örtülü rade
Beyanlar Sorunu
Her iki sözleme de Borçlar Kanunu ya da Kanunu’nda düzenlenmi deildir8. Ancak bu
durum, ikale ve ibra sözlemelerinin kurulmasna engel oluturmaz. Bilindii üzere, AY m. 48
ve B.K. m. 19/I hükümlerinde pozitif dayanak
bulan sözleme özgürlüü ilkesi, sözlemenin
türünü ve konusunu belirleme serbestîsini de
içinde barndrr9.
bra ve ikale sözlemelerinin Borçlar
Kanunu’nda düzenlenmemi olmas özellikle bu sözlemelerin ekle tabi olup olmad
konusunda tartmalar gündeme getirmektedir. Tartma, yazl ekil artna tabi olan bir
sözlemenin ikale yoluyla sona erdirilmesi ya
da bu sözlemeden domu olan borcun ibrasnn da yazl yaplmas gerekip gerekmedii
noktasnda younlamaktadr. “Kanunen tahriri
olmas lazm olan bir akdin tadili dahi tahriri
olmak lazmdr” eklindeki B.K. m. 12/I hükmünden yola çklarak taban tabana zt sonuçlara ulalmaktadr10.
Yasalamas beklenen Borçlar Kanunu Tasarsna bakldnda, ibra sözlemesinin düzenlendii ve getirilmekte olan hükümlerin söz
konusu tartmaya, bu sözleme, bakmndan,
son verecek nitelikte olduu görülür. Tasarnn 131. maddesi uyarnca “Borcu douran
ilem kanunen veya taraflarca belli bir ekle
bal tutulmu olsa bile, borç, taraflarn ekle
bal olmakszn yapacaklar ibra sözlemesiyle
tamamen veya ksmen ortadan kaldrlabilir”.
Tasarda ibra sözlemesinin ekli konusundaki genel kural böyle olmakla birlikte, içilik
alacaklarna ilikin ibra sözlemeleri hakknda
özel hüküm getirilmektedir: “çinin iverenden olan alacana ilikin ibra sözlemesinin
yazl ekilde yaplmas … arttr” (BK Tas. m.
419/II).
85
HAZRAN ’09
SCL
spat kolayl salamak açsndan
ikale sözlemesinin yazl yaplmas
yerinde olacaktr.
Hukuku uygulamasnda ibra sözlemesine ilikin icap, hemen her zaman iveren
(borçlu) tarafndan hazrlanp içiye (alacaklya) sunulan bir metin eklinde karmza çkar.
çinin bu metni imzalamas ise kabul olarak
deerlendirilir. çinin kendisinin hazrlayp
imzalad metni iverene sunmas halinde
ise icap içiden gelmekte, borçlu konumunda olan iverenin bu icab reddetmemesiyle
sözleme kurulmu olmaktadr11. Giderek, Hukuku uygulamasnda daha az rastlanacak
bir olaslk da olsa, ibra sözlemesinin borçlunun örtülü kabulüyle de kurulabilecei
görülür12. Varlan bu sonuç ibra sözlemesi
için kanuni yazl ekil art öngörülmesi halinde dahi deimeyecektir. Tek tarafa borç
yükleyen sözlemelerde borç altna giren tarafn imzasnn bulunmas yazl ekil artnn imza unsurunun yerine getirilmi olmas
bakmndan yeterlidir. Bu esas, borçlandrc
deil tasarrufi bir ilem olan ibra sözlemesinde örnekseme yoluyla (kyasen) uygulama alan bulur. Sözlemenin kurulmas için
alacandan vazgeçmekte olan tarafn açk
irade beyan (imzas) ve kar tarafn bundan
haberdar olduu halde itiraz etmemi olmas
yeterli görülür13.
Borçlar Kanunu Tasarsnda ikale sözlemesiyle ilgili hüküm bulunmamaktadr. Dolaysyla, ekil konusunda bu balk altnda yukarda
sözünü ettiimiz tartmalar canlln koruyacak gibi görünmektedir14. Baz yabanc hukuk
sistemlerinde içiyle yaplacak ikale sözlemesi
için yasal düzenlemeyle yazl ekil art öngörülmütür15. Türk Hukuku için de içiyle yaplan ikale sözlemesinde yazl ekil artnn
aranmasnn yerinde olaca ileri sürülmektedir16.
Öreti de kural olarak, ikale sözlemesini
kuran karlkl irade beyanlarnn açk (sarih)
olmas yolunda bir zorunluluk bulunmad;
ikale sözlemesinin örtülü (zmni) irade beyanyla da kurulabilecei kabul görür17. Bu söz86
lemenin Hukuku balamnda aada açklanacak sonuçlar dikkate alndnda, örtülü
irade beyanlaryla oluturulduu iddiasna sakngan yaklamak gerekir18. Esasen, yazl ekil
artnn aranmasnn yerinde olacan savunan
görü de, bu saknganln bir ifadesi olarak
alglanmaldr.
Yargtay kararlarna bakldnda içinin
tazminatlarnn ödenmesi kouluyla iten ayrlmak istediini iverene bildirmi ve iverenin de bunu uygun bulmu olmas19 veya
iverenin içiden istifasn talep etmesi ve içinin de bunu tazminatlarnn ödenmesi kouluyla kabul etmesi20 ikale sözlemesinin örtülü
olarak kurulmu olduu eklinde yorumlanmtr. Yine, toplu içi çkarma prosedürünü
uygulayacak olan iverenin, öncelikle gönüllü olanlar çkaracan belirtmesi üzerine
emeklilii hak etmi içinin kdem tazminat
yannda ihbar tazminat da ödenerek i sözlemesinin feshedilmesini kabul etmesi, ikale
olarak yorumlanmaktadr21. çinin rzasyla
memur kadrosuna geçirilmesi halinde de i
sözlemesinin ikale yoluyla sona erdii kabul
görür22. Benzer ekilde, içi-iveren arasndaki
i ilikisinin içinin rzasyla adi ortaklk ilikisine dönütürülmesi de i sözlemesinin ikale
yoluyla sona ermesine dier bir örnek olarak
gösterilir23.
Baka bir karar da ise Yargtay, ihbar ve
kdem tazminatlar tutar ile sosyal haklarnn
ödenmesi halinde iten ayrlabileceini dilekçe
ile bildiren içinin bu istei üzerine sözlemenin iverence feshi sonrasnda açlan davada,
gerekçede ikaleden söz etmeksizin, ie iade
isteinin kabul edilemeyeceine, karar vermitir24. Öretide bu durumun ikale olarak deil;
iverenin feshi olarak deerlendirildii görülmekte, ancak içinin ie iade davas açma hakk
bulunmad yolundaki hüküm isabetli bulunmaktadr25. Kanmzca, burada da söz konusu
olan ilemin ikale sözlemesi olduunu kabul
etmek mümkündür. sözlemesinin sona ermesi noktasnda taraflar anlatktan sonra, görünürde içinin i sözlemesini feshetmesi ile
iverenin ayn ilemi yapmas arasnda fark göremiyoruz. Durumun böyle deerlendirilmesi
içinin ie iade davas açamayaca yönündeki
HAZRAN ’09
tespitin hukuki dayanann bulunmasn kolaylatrr.
spat kolayl salamak açsndan ikale sözlemesinin yazl yaplmas yerinde olacaktr.
Ne var ki, bu sözleme için mutlaka yazl ekil
artnn ve açk irade beyanlarnn aranmasnn
ne derece yerinde olaca kanmzca tartmaya açktr. Yarg kararlarna konu olan yukarda
verilen örnekler dikkate alndnda taraflarn
iradelerinin anlaarak sözlemeyi sona erdirmek noktasnda uyutuu görülmektedir. Yaplmas gereken, sözlemelerin yorumundaki
ilk adm olan gerçek ortak arzunun26 belirlenmesidir. Özellikle içinin özgür iradesinin ikale sözlemesi yapmak olduunun tespit edilebildii hallerde bu iradenin açklanma biçimi
fazlaca önem arz etmeyecektir. çinin ibra ya
da ikale sözlemesine taraf olurken ne kadar
özgür bir iradeyle hareket edip etmediinin
tespiti ise bu çalmann çekirdek meselesini
oluturmaktadr.
4. Benzer Hukuki Kurumlarla
Karlatrma
a. Sulh Sözlemesi ve Menfi Borç
krar
bra sözlemesinde varl tartmasz olan
bir borç sona erdirilmektedir. Buna karn
sulh sözlemesinde üzerinde anlamaya varlan alacak, çekimeli veya üphelidir27. Dahas, sulh sözlemesinde taraflar, aralarndaki
anlamazla karlkl ödünlerde bulunarak
son verirken ibra sözlemesinde ödünde bulunan taraf alacakldr28. Sulh sözlemesi mahkeme dnda ya da mahkeme önünde yaplabilir29.
kalede amaç, mevcut bir sözlemeyi anlama yoluyla sona erdirmek iken; sulh sözlemesinde taraflar arasndaki mevcut ya da olas bir
uyumazln halli amaçlanmaktadr30.
Menfi borç ikrarnda da taraflar arasnda çekimeli ya da varl kukulu bir alacak karlkl anlamayla ortadan kaldrlmaktadr. Alacakl konumundaki tarafn çekimeli alacan
bulunmadn beyan etmesi ve kar tarafn da
bu beyan kabulüyle sözleme kurulmaktadr.
Bu sözlemede alacakl bir karlk elde ederse
SCL
yaplan, menfi borç ikrar deil, sulh sözlemesidir31.
b. Alacak Hakkn Kullanmama
Anlamas
Alacakl ile borçlu borcun ortadan kaldrlmas için deil de, sadece alacaklnn ifa talep
etmemesi konusunda anlamlarsa, bu sözleme ibra sözlemesi deil; alacak hakkn kullanmama sözlemesidir (pactum de non petendo).
Bu durumda borç sona ermez, örnein takasa konu olabilir. Anmsatalm ki, ibrada borcu
sona erdiren bir tasarruf ilemi söz konusudur
ve dolaysyla alacak hakk da ortadan kalkmaktadr32. kalede ise sona erdirilen, hukuki
ilikinin (sözlemenin) kendisidir.
c. Yenileme (Tecdit)
Yenileme (Tecdit), borç ilikisinin taraflarnn geçerli ve mevcut bir borcu sona erdirmek
iradesiyle yeni bir borç yaratmalardr. Kural
olarak33, ortadan kaldrlp yenisi yaratlan, borç
ilikisi (sözleme) deil; bu ilikinin edimidir34.
Borç ilikisi varln korumaktadr. Yenileme,
bu bakmdan ikaleden ayrlr.
Yenileme ile ibra arasndaki en belirgin
farkllk ise alacaklnn yeni bir borç yaratma
iradesiyle hareket edip etmedii noktasnda
kendini gösterir. “Tecdit, borçluyu eski borçtan ibra eder; borçlu alacaklya yeni borcu iltizam eder”35. Özellikle eski borcu ferileriyle
ortadan kaldran bir ilem olmas36 itibariyle
çounlukla alacakl aleyhine olan37 tecdit, Hukukunda içinin alacann yerine konulan
alacan niteliine baklarak deerlendirilmelidir.
d. Makbuz
Makbuz, borçlanlm olan edimin yerine
getirildiini (ifa edildiini) gösteren ve alacakl
tarafndan imzalanarak borçluya teslim edilen
belgedir. Borcun ifa edildiini kantlama ilevini görür. bra ise, alacaklnn tatmin edilmeksizin, yani ifa olmakszn borcun sona erdirilmesi yolundaki sözlemedir. fa olmad halde
makbuz verilmesi, ibra olarak yorumlanabilir38.
Bu durumda makbuzun özgür iradeyle bu ileve yönelik olarak verildiinin tespiti gerekir;
87
HAZRAN ’09
SCL
Yaplan sözlemenin bal,
o sözlemenin türünün
belirlenmesi bakmndan
yargc balamayacaktr.
aksi halde belgenin ibra sözlemesi olarak yorumlanmas mümkün deildir39.
e. Davadan Feragat
Davadan feragat, bir usul hukuku ilemi olarak, davacnn netice-i talebinden ksmen ya da
tamamen vazgeçmesi eklinde karmza çkar.
Bu ilem kesin hüküm niteliindedir ve feragat
edilen netice-i talepte yer alan hak ayn taraflar
arasnda ayn dava sebebine dayanlarak yeni
bir dava konusu yaplamaz. Davadan feragat
ayn zamanda maddi hukuk ilemidir de. Bu
ilemin maddi hukuka yansmas davacnn dilekçesinin netice-i talep bölümündeki haktan
vazgeçmesidir. Maddi hukuk bakmndan söz
konusu haktan (Örn: alacak hakkndan) vazgeçmek ancak sözlemeyle mümkün olsa dahi,
mahkemeye kar yaplan feragat beyan hakkn
(borcun) sona ermesi için yeterli olacaktr40.
Dava açlmadan önce dava hakkndan feragat ise esas itibariyle bir maddi hukuk tasarrufudur41. Alacak hakkndan tek tarafl feragatin
mümkün olmad anmsandnda, alacaklnn dava hakkndan feragatinin borçlunun da
kabulüyle mümkün olduu sonucuna varmak
gerekir. Ayrca bu feragatin “alacak hakkn
kullanmama taahhüdü” mü yoksa borçluyu ibraya yönelik bir ilem mi olduu sözlemelerin
yorumuna ilikin ilkeler nda dikkatle deerlendirilmelidir.
Henüz domam bir haktan feragatin mümkün olmad genel kabul görür. Domam bir
haktan feragatin MK m.23 hükümlerine hemen
her zaman aykrlk oluturaca öngörüsüyle
bu sonuca varlmakta olduunu ileri sürmek
yanl olmaz42. Henüz domam bir alacak
hakknn ibra yoluyla ortadan kaldrlmas da
mümkün deildir43. sözlemesi devam ederken yaplan ibra sözlemelerinin geçersiz olarak kabulünde bu esas etkilidir44.
Yargtay, bu ilkeyi içinin feragati bakmn88
dan genileterek uygular. Gerçekten, Hukuku uygulamasnda ibra ya da ikale sözlemelerinde içinin dava hakkndan feragat ettiine
ilikin anlatmlara da rastlanmaktadr45. Henüz
domam bir haktan feragatin mümkün olmad ilkesinden hareketle, i sözlemesi devam
ederken içiden alnan davadan feragate dair
belge, geçerli saylamaz46.
e iade davas açma hakkndan feragat söz
konusu olduunda ise, bu beyann i sözlemesi sona erdikten sonra alnm olmas halinde
dahi Yargtay feragati geçerli görmemektedir.
Yargtay bu sonuca varrken, K.m. 21/son
hükmünü dayanak almaktadr47. Her ne kadar,
söz konusu hüküm, davadan feragatin geçersiz
saylmas için pozitif dayanak olmak bakmndan yetersiz ise de, kanmzca varlan sonuç Hukukunun genel ilkeleriyle uyumlu ve isabetlidir48. Yargtay’n bu tutumunda aada deinilecek olan BK Tas. m.419/III hükmünün de
etkili olduu söylenebilir.
5. bra ve kale Sözlemelerinin
Hukukundaki Sonuçlar
çilik alacaklarna ilikin geçerli bir ibra
sözlemesinin hukuki sonucu bunlarn, ifa olmakszn ortadan kalkmasdr. Ne var ki, bu
alacaklarn olaan sona erme nedeni Hukukunda ifa olmaldr. çinin geçimini salad ücret ve i sözlemesi sona erdikten sonra
yeni bir i bulana dek yine büyük ölçüde bu
ilevi görecek olan kdem tazminat ihbar tazminat vb. alacaklarn iverene brakmas; baka bir anlatmla kazandrc ilemin nedeninin
balama olmas (causa donandi) olaan bir
durum deildir. Ayrca, Borçlar Hukukunda
ibra sözlemesinin hukuki sebepten bamsz
(mücerret) olabilecei ileri sürülse de49, Hukuku bakmndan bu sonucun kabulü istisna
olmaldr. Nitekim Yargtay da bu noktaya dikkat çekmektedir50. Uygulamada, hiçbir ödeme
olmad ya da hak edilenden çok daha düük
bir miktar ödenerek ibra sözlemesinin içiye
imzalatlmas az rastlanr bir durum deildir.
Tam da bu nedenle aada incelenecek geçerlilik koullar gelitirilmitir.
Önemle belirtilmelidir ki, yaplan sözlemenin bal, o sözlemenin türünün belirlenmesi
HAZRAN ’09
bakmndan yargc balamayacaktr. Örnein,
içerii ibra olduu halde sözlemeye sulh sözlemesi bal konmu olmas sonucu deitirmez51. Dahas, taraflarn yaptklar ilem ibra
deil de, yukarda incelenen benzer ilemlerden biri dahi olsa, aada ibra ve ikale sözlemelerinin geçerlilii için ortaya konan ölçütler
gerekli uyarlamalar yaplarak (mutatis mutandis) bunlara da uygulanmaldr. Kimi ibra sözlemelerinde bulunan davadan feragate ilikin
anlatmlar ise yukarda belirtildii üzere ayrca
denetime tabi olacaktr.
kale, sözlemenin yine bir sözleme ile sona
erdirilmesi anlamna geldiinden i sözlemesinin taraflardan birinin feshiyle sona ermesinin
ortaya çkard hukuki sonuçlar dourmaz.
Somutlatrrsak, istisnai haller dnda i sözlemesi iveren tarafndan feshedildiinde içi
ihbar ve kdem tazminatna hak kazanacak,
isizlik ödeneinden yararlanabilecek ve en
önemlisi ie iade davas açabilecek iken; ikale
halinde bu sonuçlarn hiçbiri ortaya çkmaz52.
kale, dolayl ekilde ie iade davasndan feragat sonucunu dourur53.
Görülecei üzere i sözlemesinin ikaleyle son bulmas çou zaman iveren lehine bir
durum yaratmaktadr. Özellikle i güvencesi
kurumunun hukukumuza girmesi sonrasnda
uygulamada görülen ikale sözlemelerindeki
kayda deer art, ister istemez bu sözlemelerin i güvencesi hükümlerinin dolanlmas amacn tad kukusunu ortaya çkarmtr54.
Ancak ikalenin her zaman içinin aleyhine
olduunu iddia etmek de güçtür. Özellikle ikale
sözlemesi için icabn içiden geldii durumlarda içinin ihbar ve kdem tazminatn alarak iten ayrlmak istediini bildirmesi mümkündür.
Dahas, derhal i deitirmek ya da kendi iini
kurmak isteyen belirli süreli i sözlemesiyle ça-
kale, sözlemenin yine bir sözleme
ile sona erdirilmesi anlamna
geldiinden i sözlemesinin
taraflardan birinin feshiyle sona
ermesinin ortaya çkard hukuki
sonuçlar dourmaz.
SCL
lan içi bakmndan herhangi bir yükümlülük
altnda kalmakszn sözlemenin sona ermesi;
ya da belirsiz süreli i sözlemesiyle çalan içinin ihbar tazminat ödeme yükümlülüünden
kurtulmas, içi lehinedir. Bunun gibi, ikale yoluyla i sözlemesindeki rekabet yasa artnn
getirdii yükümlülüklerden kurtulmak da ikalenin içi lehine sonuçlarna örnek olarak gösterilebilir55. Öte yandan, devam etmekte olan
ve muhtemelen içi aleyhine disiplin cezasyla
sonuçlanacak bir soruturmadan kurtulmak da,
somut olayn özelliklerine göre içinin lehine
olabilir56.
II. BRA SÖZLEMESNN
GEÇERLL KONUSUNDAK
GELMELER
1. branamenin Dar Yorumlanmas
lkesi ve Yorumda Kullanlan
Ölçütler
bra sözlemelerinin yorumunda, temel ilke
dar yorumdur57. Bu, Hukukuna hakim olan
içiyi koruma ve içi lehine yorum ilkelerinin
doal bir yansmas olarak görülmelidir.
Söz konusu ilke, Yargtay’n 2008 tarihli kararlarnda58 u ifadelerle açklanmaktadr. “çi,
emei karlnda ald ücret ve dier parasal haklar ile kendisinin ve ailesinin geçimini
temin etmektedir. Bu açdan bakldnda bir
içinin nedensiz yere ivereni ibra etmesi hayatn olaan akna uygun dümemektedir. Hukukunda ibra sözlemeleri dar yorumlanmal ve borcun asl sona erme nedeni ifa olarak
ele alnmaldr. Borcun tatmin edilemeyen sona
erme ekillerinden biri olan ibra sözlemelerine Hukuku açsndan snrl biçimde deer
verilmelidir… Borçlar Kanunun(un) irade fesadn düzenleyen 23-31. maddeleri arasnda
düzenlenmi olan irade fesad hallerinin Hukukunda ibra sözlemeleri bakmnda(n) çok
daha titizlikle ele alnmas gerekir, ibra sözlemesi yaplrken taraflardan birinin esasl hataya
dümesi, dier tarafn ya da üçüncü ahsn hile
ya da korkutmasyla karlamas halinde ibra
iradesine deer verilemez … Öte yandan Borçlar Kanunun(un) 21. maddesinde sözü edilen
89
HAZRAN ’09
SCL
ar yararlanma (gabin) ölçütünün de ibra sözlemelerinin geçerlilii noktasnda deerlendirilmesi gerekir.”
çinin korunmas ilkesi, irade sakatl ve
gabin gibi Borçlar Kanunu hükümlerinden daha
ileri bir denetimin varln da gerektirmektedir.
çinin iverenin teklif ettii bir hukuki ileme
taraf olurken özgür iradesiyle hareket ettiinin
belirlenmesi, Hukuku bakmndan yaamsal
öneme sahiptir. ilikisinde özgür iradenin
önündeki olas engel, irade sakatl boyutuna varmasa da, içiyi rza göstermek zorunda
brakan iverene ekonomik bamllk ve iini
kaybetme korkusu gibi olgular olarak ortaya
çkar59. Ayn kararlardaki, “bra sözlemesinin
tanm, ekli ve hükümlerinin Borçlar Kanununda düzenlenmesi gerekliliinin ötesinde, Hukukunun içiyi koruyucu özellii sebebiyle Kanunlarnda normatif hüküm olarak ele
alnmas gerektii açktr.” anlatm da bu gerçeklie iaret eder niteliktedir.
Yargtay 9. Hukuk Dairesi, zamann süzgecinden geçerek istikrar kazanm kararlaryla,
ibra sözlemesine taraf olmak noktasnda içinin özgür iradesiyle hareket edip etmediinin
tespitine; dolaysyla da ibra sözlemesinin geçerliliinin snanmasna yarayan somut ölçütler
üretmi bulunmaktadr. Dar yorum ilkesinin
kararlarda ve uygulamadaki somutlamas olarak alglanabilecek söz konusu ölçütler, öyle
ortaya konabilir:
a. branamenin Düzenlendii Tarih
Yargtay’n ibra sözlemesi konusundaki
köklemi içtihatlarndan biri ibranamenin i
sözlemesi sona erdii tarihten sonraki ya da
en erken i sözlemesinin sona erdii tarihte
düzenlenmi olmasdr. sözlemesi sürerken
düzenlenen ibranameler geçersizdir60. Yargtay
bu yaklamnn gerekçesini 2008 tarihli kararlarnda61 içinin bu dönemde tamamen iverene baml olmas ve i güvencesi hükümlerine
ramen i ilikisinin devamn salamak ya da
bir ksm içilik alacaklarna bir an önce kavuabilmek için iradesi dnda ibra sözlemesi
imzalamaya yönelmi saylmas gerektii eklinde ortaya koymaktadr. Gerekçe, kanmzca,
son derece isabetlidir.
90
b. Tank Anlatmlar
branamenin geçerliliine karar verilirken
bu sözlemenin hangi koullar altnda imzalandnn ve giderek içinin gerçek iradesini yanstp yanstmadnn tespiti bakmndan tank
anlatmlar da önem arz eder62.
c. çinin Sosyoekonomik Durumu ve
Pozisyonu
bra belgesinde imzas bulunan içinin ekonomik, sosyal, kültürel durumu ve eitim düzeyinin yan sra iyerindeki pozisyonu da ibra
sözlemesinin geçerlilii bakmndan dikkate
deer bir ölçüt olarak karmza çkmaktadr.
Yüksek eitim görmü; iyerinde yönetici pozisyonunda bulunan bir içi ile ilköretim mezunu bir içinin ibra belgesinin ayn ekilde deerlendirilmeyecei açktr63. Belirtmek gerekir
ki, içinin saylan niteliklerinin yüksek olmas
ibra sözlemesine taraf olurken iradesinin özgür olduunu düünmeyi sadece kolaylatrr.
Bu durum iradesinin her durum ve koulda
özgür olduu ve sakatlanamayaca eklinde
anlalmamaldr64.
d. Çelikili Savunma ve verenin
Dier Kaytlaryla branamenin
Desteklenmesi
bra belgesindeki bilgiler kendi içinde ve bu
bilgilerle iverenin savunmas ve dier ilem ve
belgeleri çelimemelidir65. veren, dava srasndaki savunmasnda bir takm içilik haklarnn
mevcut olmadn iddia ederken; ibranamede
bu haklarn sralanmas çelikili bir durumdur.
Savunmada iyerinde fazla çalma yaplmad ileri sürülürken, ibranamedeki fazla çalma
ücretinin ödendii ve ibra edildii yönündeki
ifade, bu durumun tipik örneklerinden birini
oluturur66. Unutulmamaldr ki, ibra sözlemesi varl üpheli olmayan borçlarn ortadan
kaldrlmasna yöneliktir.
Öte yandan, i sözlemesinin belirli süreli
olduu savunulurken ibranamede ihbar tazminatndan söz edilmi olmas67 ya da ibranamede i sözlemesinin içi tarafndan feshedildiinden söz edilirken ihbar tazminat ve kdem
tazminat ödenmi olmas ya da Türkiye Kurumu’na verilen iten ayrlma bildirgesinde
HAZRAN ’09
iverenin feshi eklinde bildirimde bulunulmas da ibra sözlemesine kukuyla yaklamay
gerektirecektir68.
Hal böyle olmakla birlikte, verdiimiz son
örneklerin ibranamenin geçerliliini kesin ekilde etkileyeceinden söz etmek doru olmaz.
Nitekim Yargtay, i sözlemesinin nasl sona
erdiini tartt baz kararlarnda Türkiye Kurumu’na verilen iten ayrlma bildirgesinde
sözlemenin iveren tarafndan feshedildiinin
gösterilmi olmasn sonuca etkili görmemi;
içinin isizlik ödeneinden yararlanmas için
zaman zaman bu uygulamaya gidildiinin görülmekte olduunu belirtmitir69.
Yargtay, baz kararlarnda ibra ile iveren
kaytlar arasnda çeliki bulunmamas kstasn
daha da ileri götürmekte ve ibranamede sralanan haklarn iverenin dier kaytlaryla desteklenmesini de aramaktadr70.
e. Matbu braname - El yazsyla
braname - Noterde Düzenlenen
braname
Matbu ibraname metinleri konusunda açkla kavuturulmas gereken nokta, Yargtay’n
daktilo ya da bilgisayar çkts eklindeki metinlerin geçerli saylmayaca yönünde bir kararnn bulunmaddr. Yargtay’n ibranamenin
matbu olmasna vurgu yaparak verdii kararlarda üzerinde durulan, önceden alnan aça imzann üst ksmnn ya da metindeki boluklarn
sonradan doldurulmas eklindeki olaylardr71.
branamenin ie girerken beyaza imza ya da
matbu ekilde imzalanp verilmi olduu hususu, ibranamenin geçerliliini dorudan etkileyeceinden tankla ispat mümkündür72. Unutulmamaldr ki, ie girite veya i sözlemesi
sürerken beyaza imza attrlan ibranamenin
hiçbir geçerlilii yoktur; çünkü ibranamenin
konusunu tekil eden alacaklar ya hiç veya tamamen domamtr73.
Öte yandan, ibranamenin metin ksmnn
içinin el yazsyla yazlm olmasnn içinin
iradesini açk ekilde göstermesi bakmndan
iveren (borçlu) için daha avantajl bir durum
yarattndan söz edilebilir74.
Noterde düzenlenen ibranameler ise ibranamenin düzenlenme zaman bakmndan ke-
SCL
sinlik salamakta; ibranamenin ie girite veya
i sözlemesi devam ederken alnd iddialar
hakknda karar verilirken kuvvetli delil olmas
itibaryla dikkate alnmaktadr75.
f. Genel Anlatmlarn Bulunduu
braname - Haklarn smen
Sralanmas
Yargtay, tüm alacaklarn tahsil edildii ya da
bakaca alacak kalmad eklindeki genel ifadeler içeren ibranameleri geçerli olarak kabul
etmemekte; ibraya konu haklarn açk ve kesin
ekilde ismen sralanmasn aramaktadr76.
branamede içilik haklarnn ismen sralanmasn arayan Yargtay, bunun doal bir sonucu olarak belgede yer almayan haklarn ibra
kapsamnda olmadna karar vermektedir77.
g. branamedeki htirazi Kayt
Öncelikle belirtmek gerekir ki, ibranamenin
ihtirazi kaytsz imzalanm olmas geçerlilii
bakmndan karar verilirken iveren (borçlu)
lehine etki yapmaktadr78.
Bunun ötesinde ihtirazi kaydn içerii, hangi
kalemlere ilikin olduu ve kullanlan ifadeler
Yargtay’ca titizlikle deerlendirilmektedir. branamede sralanan haklardan, bazlarna ilikin kaytlarn sadece o kalemlere özgü olarak
etki dourduu kabul görmektedir79.
Bu noktada özellikle fazlaya ilikin haklarn sakl tutulduunu belirten kaytlarn etkisi
önemlidir. Bu tür kaytlar Yargtay’ca ibranamenin tamamna etkili görülmekte bu kaytlar
tayan ibranamelerin borcu sona erdirmedii
yönünde hüküm kurulmaktadr80. Dahas ödemede gecikme ya da taksitlendirme durumunda bu kayt sayesinde içinin faiz de isteyebilecei kabul edilmektedir81.
htirazi kaydn mutlaka ibraname üzerine
yazlmas ve ibraname düzenlenirken ileri sürülmesi de gerekmez. Ödeme (son taksit) öncesinde, örnein noter kanalyla gönderilen ihtarname de, ayn ilevi görür82.
2. Deien Ölçüt: branamede Miktar
Bulunup Bulunmamas ve
Yargtay’n Yeni Yaklam
Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin ibraname
91
HAZRAN ’09
SCL
konusundaki istikrar kazanm içtihatlarndan
biri, üzerinde miktar bulunmas halinde belgenin makbuz olarak kabul edilmesi idi83. Miktar
içeren ibranamelerin makbuz hükmünde kabul
görmesinin beraberinde getirdii sonuç, içinin
hak ettii miktar ile ibranamedeki miktar arasnda çok küçük bir fark (örnein 1 TL) bulunsa dahi, içinin bunu talep edebilecek; dahas
asl borç tamamyla sona ermedii için faiz talebinin de gündeme gelebilecek olmasyd84.
Öte yandan, özellikle 2000’li yllarn bandan itibaren, miktar içermeyen ancak içilik
haklarnn ismen tek tek sraland ibranameler ise, 9. Hukuk Dairesi’nce geçerli görülmütür85. Ksacas, yapt ödemeyi kayda alan ve
açk ekilde gösteren iverene verilen ibraname makbuz hükmünde saylrken; ödeme miktarn içermeyen belgeler ibraname olarak geçerli kabul edilmekte idi. Bu durumun adalet
duygusunu zedeleyici bir çelikiyi beraberinde
getirdii açktr.
lan ödeme arasnda açk oranszlk olmamas
durumunda borcun ibra ile sona erdii kabul
edilmelidir” anlatm bundan sonra miktar içeren ibranamelerin 9. Hukuk Dairesi tarafndan
nasl alglanacan ortaya koymaktadr. Daire,
miktar içeren ibranameyi mutlak ekilde makbuz olarak kabul eden içtihadn deitirerek
yukarda ortaya koymaya çaltmz çelikiyi
gidermektedir. Bundan sonra ibranamedeki
miktar ile içinin hak ettii miktar arasnda açk
bir oranszlk bulunmamas halinde belge ibra
sözlemesi hükmünde kabul edilecektir. “Açk
Oranszlktan” ne anlalmas gerektii her olayn özelliine göre deerlendirilecektir. Öretide, i kazasndan kaynaklanan maddi tazminat alacana ilikin olmak üzere, 100 birimlik
alacan 80-85 biriminin karlanmas halinde
bu tür bir oranszln bulunmad ve giderek
ibranamenin geçerli saylaca görüü ileri sürülmütür. Bu oran belirlenirken maddi tazmi-
branamedeki miktar ile içinin hak ettii miktar arasnda açk bir
oranszlk bulunmamas halinde belge ibra sözlemesi hükmünde
kabul edilecektir.
2008 ylna dek 9. Hukuk Dairesi açklamaya
çaltmz yönde kararlar verirken, 21. ve 10.
Hukuk Daireleri miktar içermeyen ibranamelere deer vermemi86; miktar içeren ibranameleri ise gabin hükümleri çerçevesinde deerlendirerek sonuca vara gelmitir87,88.
9. Hukuk Dairesi 2008 ylnda verdii kararlarla 2000’li yllarn bandan bu yana sürdürdüü içtihadn deitirmi ve Yargtay’n
sözü edilen dier dairelerinin kararlarna kout
ilkeler benimsemitir. 21.3.2008 tarihinde verdii karardaki89, “Dairemizin ibranamede ksmi
ödemeyi her durumda makbuz sayan uygulamasna ramen, konunun tekrar ve etraflca
incelenmesi sonucu, taraflarn ksmi ödeme
srasnda borcun ibra ile sona erdiine dair
özel bir hüküm koymu olmalarnn snrl da
olsa bir anlamnn olmas gerektii düünülmütür. Baka bir anlatmla, miktar içeren ibra
sözlemelerinde hak kazanlan tutar ile yap92
nat miktarnn hesabnda etkili olan kusur ve i
göremezlik gibi birçok verinin önceden bilinememesi etkilidir90. Maddi tazminatla karlatrldnda hesaplanmas çok daha basit olan ve
hatta likit miktarlar oluturduu söylenebilecek
ücret, kdem ve ihbar tazminat gibi alacaklar
söz konusu olduunda, orann %85’in çok üstünde olmas gerektii kukusuzdur.
9. Hukuk Dairesi ayn kararla, miktar içermeyen ibranameler bakmndan 2000’li yllarn
bandan bu yana oluturduu içtihadn tam
aksi yönde deitirmektedir. çtihat deiiklii
kararda, u ifadelerle ortaya konmaktadr: “Geçimini emei ile salayan bir içinin nedensiz
yere ivereni ibra etmeyecei varsaymndan
yola çkldnda, miktar içermeyen ibranameye deer verilmesi doru olmaz. Hukukunda
içi lehine yorum ilkesi de bunu gerektirir …
Bütün bu olgulara göre konunun yeniden deerlendirilmesi sonucu .. Hukuku açsndan
miktar içermeyen ibra sözlemelerinin geçerli
HAZRAN ’09
olmad sonucuna varlmaldr. branamenin
gerçei yanstmad itiraz karsnda iverence ibranamenin doruluunun yazl delille
kantlanmas gerekir. Aksi halde ibranamenin
geçerlilii kantlanamadndan içi, miktar
gösterilmeyen haklar kazanr.”
Görülecei üzere, karar u ekilde anlalmaya da elverilidir: branamede miktar bulunmamakla birlikte baka ödeme belgeleriyle
(Örn: Makbuz, banka dekontu) yaplan ödeme
kantlanabilirse; bu durumda miktar içeren ibranameler için ortaya konulan ilke dairesinde
deerlendirme yaplacaktr.
9. Hukuk Dairesi’nin bu içtihat deiikliinde yasalamas beklenen Borçlar Kanunu
Tasarsnn etkisi yadsnamaz91. Tasarnn 419.
maddesi uyarnca,“çinin iverenden olan alacana ilikin ibra sözlemesinin yazl ekilde
yaplmas ve ibra konusu alacan türünün ve
miktarnn açkça belirtilmesi arttr” (B.K. Tas.
m. 419/II).
“Hizmet sözlemesi devam ederken veya
sona ermesinden balayarak bir ay geçmeden
içi aleyhine yaplan ibra sözlemeleri kesin
olarak hükümsüzdür” (B.K. Tas. m. 419/III).
“çinin haklarn yeterince korumad veya
ar ölçüde snrlad açkça belli olan ibra
sözlemelerinin, hizmet ilikisinin sona erdii
tarihten balayarak iki yl içinde iptali istenebilir.” (B.K. Tas. m. 419/IV).
Tekrar belirtmek isteriz ki, 9. Hukuk Dairesi
ibranamelerdeki miktar bulunup bulunmamas
konusundaki içtihadn deitirmi olmakla birlikte, ibranamenin geçerlilii hususunda karar
verirken yukarda ortaya koyduumuz dier ölçütleri kullanmaya devam etmektedir92.
III. KALE SÖZLEMESNN
GEÇERLL KONUSUNDAK
GELMELER
kale sözlemesinin geçerlilik koullar hakknda açklamalara geçmezden önce, bu sözlemenin geçersiz saylmasnn sonucunun, i
sözlemesinin devam ettiinin deil; sözlemenin iveren tarafndan feshedildiinin kabulü
olduu belirtilmelidir. Giderek, ikalenin geçersizliine karar verildikten sonra iverenin söz-
SCL
lemenin feshi için geçerli ya da hakl bir nedeninin bulunup bulunmad sorgulanacaktr93.
1. Dar Yorum lkesinin kale çin de
Geçerli Olduu
Öretide kale sözlemesinin geçerlilik denetiminde kullanlacak temel hukuki dayanaklarn “kanuna kar hile” ve M.K. m.2’de düzenlenen “objektif iyiniyet” (dürüstlük kural)
kurumlar olduu ileri sürülür. Özellikle ikale
sözlemesi yoluyla i güvencesi hükümlerinin
bertaraf edilmesi amacnn güdüldüü durumlarda, ikale sözlemesi yapma hakk açk ekilde kötüye kullanlmakta; dürüstlük kuralna
aykr davranlm olmaktadr94. Giderek, bu
sözlemenin çou zaman içi aleyhine sonuç
dourduu göz önüne alndnda, ibra sözlemesinde olduu gibi ikale sözlemesinin de
dar yorumlanmas ve Borçlar Hukukunun irade
fesad ve gabin ölçütlerinin ötesinde denetime
tabi tutulmas gerei açktr95.
9. Hukuk Dairesi’nin önceki yllardaki kararlarna bakldnda, ikale sözlemesinin geçerlilii hakknda karar verilirken tutarl ve açk
ölçütlerin ortaya konduundan söz etmek güçtür. Daire, baz kararlarnda, ibra sözlemesinin denetimini yaparken kulland, belge ile
iverenin dier ilemleri arasnda çeliki bulunmamas, tank anlatmlaryla içinin iradesinin
ikale sözlemesi yaplmas yolunda olutuunun desteklenmesi ve sözlemeye ihtirazi kayt
konularak imzalanmas gibi ölçütleri kullanarak sonuca gitmitir96. Buna karn dier baz
kararlarda ise, bu ölçütlere hiç deinilmeksizin
-ve dolaysyla dar yorum ilkesi göz ard edilerek- Borçlar Hukuku anlamnda irade fesad
oluturmayan bozma sözlemeleri geçerli kabul
edilmitir97. Örnein, Borçlar Hukuku balamnda irade fesadnn bulunmamas nedeniyle
ikale sözlemesinin geçerli olduuna hükmedilen bir takm davalarda davaclar sözlemeyi
imzalamadklar taktirde ihbar ve kdem tazminatlarnn ödenmeyeceini iddia etmi; bu iddiaya kar 9. Hukuk Dairesi karar gerekçesinde
tazminatlarnn ödenmeyecei artnn tek bana iradeyi sakatladn kabul etmenin mümkün
olmadn, zira ie iade davas açmak isteyen
içinin sözlemesinin sona erdirildiinin bildi93
HAZRAN ’09
SCL
rilmesi annda ihbar ve kdem tazminat isteme
zorunluluu ve hakk bulunmadn belirtmitir98. Bu gerekçeye katlmak mümkün deildir
ve kararlar öretide de eletirilmitir99.
Son kararlara bakldnda ise ikale sözlemesinin yorumunda, tpk ibra sözlemesinde
olduu gibi, irade fesad ve gabin hükümlerinin
ötesinde Hukukuna özgü bir deerlendirmenin zorunlu olduunun 9. Hukuk Dairesi’nce
de kabul gördüü anlalmaktadr.
Yargtay’n bu gerçei açkça ortaya koyduu kararlarn gerekçesine göre “ ilikisinin
bozma anlamas yoluyla sona erdirildiine
dair örnekler 1475 sayl Kanunu ve öncesinde hemen hemen uygulamaya hiç yansmad
halde, i güvencesi hükümlerinin yürürlüe girmesinin ardndan özellikle 4857 sayl Kanunu sonrasnda giderek yaygn bir hal almtr.
Bu noktada, iveren feshinin karlkl anlama
yoluyla fesih gibi gösterilmesi suretiyle i güvencesi hükümlerinin dolanlmas üphesi ortaya çkmaktadr”. Ayrca, “Bir içinin bozma sözlemesi yapma konusundaki icap veya kabulde
bulunmasnn ardndan iveren feshi haline
özgü i güvencesi hükümlerinden yararlanmak
istemesi ve yasa gerei en çok bir ay içinde ie
iade davas açm olmas düündürücüdür”100.
Kararlarda ortaya konan bu nedenlerle, Yargtay u sonuçlara ulam bulunmaktadr. (1)
rade fesad hallerinin bozma sözlemeleri yönünden titizlikle ele alnmas gerekir. (2) kalenin yorumunda i sözlemesinin yorumunda
olduu gibi genel hükümler dnda Hukukunda içi yararna yorum ilkesi göz önünde
bulundurulmaldr. (3) branamenin dar yorumu ilkesi gibi, hatta daha da ötesinde, ikale
sözlemesinin geçerlilii noktasnda içi lehine
deerlendirme yaplmaldr101.
Dar yorum ilkesinin ikale açsndan da benimsendiinin dier bir iareti, Dairenin 2007
ylnda verdii baz kararlarda kulland ve öreti tarafndan eletirilen, tazminatlarn ödenmeyecei artnn tek bana iradeyi sakatladn kabul etmenin mümkün olmad eklindeki
görüünün aksi yönündeki kararlardr. Dairenin aksi yöndeki tespit edebildiimiz ilk karar
30.10.2007 tarihlidir102. Bu kararda, içilik haklarnn ödenmesinin ikale sözlemesinin imza94
lanmasna balanm olmas, ikalenin geçersiz
saylmas sonucunu dourmu; Yüksek Mahkeme, iverenin ekonomik ve sosyal üstünlüünü
kullanarak i güvencesi hükümlerini bertaraf
etmek için bu yönde uygulama yaptn tespit
etmitir. Ne var ki, bu kararn hemen sonrasnda 26.11.2007’de tekrar, eletirilen gerekçeye
bavurularak ikalenin geçerli kabul edilmesi103,
duraksamaya neden olan bir durum yaratmaktadr. Yargtay’n 21.4.2008 tarihli kararnda104
ise 30.10.2007 tarihli karardaki esaslara dönüldüü görülmektedir. Kararda, ihbar ve kdem
tazminat ödemesinin içinin i sözlemesinin
feshedilmesini istediine dair dilekçe imzalamas kouluna balanm olmas, ikalenin geçersiz saylmasn gerektiren nedenlerden biri
olarak gösterilmitir. 30.10.2007 ve 21.4.2008
tarihli kararlarda kullanlan gerekçelerin ve varlan sonucun bata içiyi koruma ve içi lehine
yorum olmak üzere Hukuku ilkelerine daha
uygun olduu noktasnda kuku yoktur.
2. Makul Yarar ve Ek Ödeme
Öretide kale sözlemesinin geçerlilii konusunda kullanlmas gerektii belirtilen iki
baat ölçütten biri, “makul yarar” olarak isimlendirilmektedir105. Bu ölçüt, en yaln anlatmla,
iverenin feshine göre içi açsndan çok daha
dezavantajl bir durum yaratan ikale sözlemesini kabul etmesi için ikale sözlemesinden içinin makul bir yarar elde etmesi gerektii önkabulüne dayanr.
Makul yarar, somut olayn özelliklerine göre
deiebilir. Baz durumlarda içinin ihbar önellerinde çalmakszn i sözlemesiyle bal
olmaktan kurtulmas yeterli görülebilecekken
çou zaman, i sözlemesini iveren feshetmi
olsayd yararlanabilecei haklarn, hatta daha
fazlasnn ona salanmas gerekebilir106. çinin
hangi parasal haklarn kapsama alan bir ikale
sözlemesinin makul yarar ölçütünü karlayaca konusunda ileri sürülen görüler farkldr.
çinin kdeminin ve i güvencesi kapsamnda
olup olmamasnn miktarn belirlenmesinde
dikkate alnaca noktasnda kuku yoktur107.
Kapsamdaki içiler bakmndan bir görüe
göre, ihbar ve kdem tazminatnn yan sra 4
aylk ie balatmama tazminatnn ödenmesi
HAZRAN ’09
bu ölçütü karlayacaktr108. Dier bir görü ise,
bunlarn ötesinde isizlik sigortasndan verilecek ödeneklerin dahi dikkate alnmas gerekecei yönündedir109. Belirtmek gerekir ki, i
sözlemesinin feshi söz konusu olmadndan
burada sözü edilen, kdem ve ihbar tazminat
miktarndaki ödemelerdir110. Yoksa ikale sözlemesinin bu tazminatlara hak kazandrmad
açktr111.
Öretide ikale sözlemesinin geçerlilii bakmndan kullanlmas önerilen “makul yarar”
ölçütünün 2008 yl kararlarnda Yargtay’ca da
benimsendii görülmektedir. Yargtay’a göre,
“… irade fesad denetimi dnda taraflarn bozma sözlemesi yapmas konusunda makul yararnn olup olmadnn da irdelenmesi gerekir.
Makul yarar ölçütü, bozma sözlemesi yapma
konusunda icabn içiden gelmesi ile iverenden gelmesi ve somut olayn özellikleri dikkate
alnarak ele alnmaldr”112.
“Taraflarn bozma sözlemesinde ihbar ve
SCL
Yargtay’a göre makul yararn ne olduu konusunda her somut olayn özelliklerine ve bilhassa gerçek anlamda icabn kimden geldiine baklarak karar verilmelidir. Bu dorultuda,
ayn karardaki “Davacnn baka bir i bulmas
veya kendi iini kurmu olmas gibi nedenlerle iten ayrlmasn gerektiren olgularn varl
da savunulmamtr.” anlatmyla makul yararn
mutlaka ek ödeme olmas gerekmedii; içinin
i sözlemesinin ikale yoluyla sona ermesinde
öretide dile getirilen türden bir yararnn da
bulunabilecei gerçeinin Yüksek Mahkeme
tarafndan da benimsendiini söylemek mümkündür.
Bu konuda son olarak üzerinde durulmas
gereken nokta, ikale sözlemesi geçersiz saylarak i sözlemesinin iveren tarafndan feshedildiinin kabulüyle, feshin geçersizliine karar
verilen davalara ilikindir. verenin ihbar ve
kdem tazminatna ek olarak yapt ödemelerin, içinin açt ie iade davas sonucunda
kale sözlemesiyle içiye salanacak maddi anlamda yararn miktar
konusunda Yargtay açk bir tespit yapmamaktadr.
kdem tazminat ile i güvencesi tazminat hatta
bota geçen süreye ait ücret ve dier haklardan
bazlarn ya da tamamn kararlatrmalar da
mümkündür. Bozma sözlemesinin geçerlilii
konusunda bütün bu hususlar dikkate alnarak
deerlendirmeye gidilmelidir…”113.
kale sözlemesiyle içiye salanacak maddi anlamda yararn miktar konusunda Yargtay
açk bir tespit yapmamaktadr. Ancak, özellikle icapta bulunann iveren olmas durumunda
ihbar ve kdem tazminat miktarnn ötesinde
bir meblan ödenmesi gereine iaret edildiini iddia etmek yanl olmaz. 21.4.2008 tarihli
karardaki114 “ten çkarlmas düünülen ve i
sözlemesi feshedildiinde ihbar ve kdem tazminat ödenmesi gereken davacnn, bundan
daha fazla yarar salamayacak bir yolu tercih
etmesi hayatn olaan akna uygun dümemektedir.” anlatm, bu çkarmmz dorular
niteliktedir.
karar verilen ve sonrasndaki gelimelerle hak
kazanlan dört aya kadar ücret ve ie balatmama tazminatndan mahsubu mümkün müdür?
Bu konuda tespit edebildiimiz iki karar iveren tarafndan i sözlemesinin feshinde yaplan ek ödemelere ilikindir. Kararlardan daha
önceki tarihli olannda115 Yargtay ek ödemenin
ie balatmama tazminat niteliinde olduunun belirtilmemi olmasna dayanarak mahsubu mümkün görmemi; ancak daha sonraki bir
kararnda bu ödemenin dört aya kadar ücret ve
ie balatmama tazminatndan mahsup edilebileceine hükmetmitir116. Mahsubu mümkün
gören son karar bize de isabetli görünmektedir. Özellikle ikale bakmndan meseleye yaklaldnda, yaplan ek ödeme, ie iade davas
sonucunda içinin elde edecei yararn dava
sonucu beklenmeksizin i sözlemesi sona erdii anda en azndan bir ksmnn salanmasn amaçlamyor ise, hangi nedenle yapld
95
HAZRAN ’09
SCL
branameyi salt ikale geçersiz
olduu için geçersiz kabul etmeyi
gerektiren bir neden de yoktur.
sorusu yant beklemektedir117. Yargtay’n da
skça kulland bir ölçüt olan “hayatn olaan
ak” ek ödemenin bu amaçla yapldnn en
azndan karine benzeri bir varsaym olarak kabulünü gerektirir. Anmsatalm ki, içinin hangi
parasal haklarn kapsama alan bir ikale sözlemesinin makul yarar ölçütünü karlayaca
konusunda ileri sürülen yukarda belirttiimiz
öreti görülerinde, ie iade davas sonucunda
elde edilebilecek parasal haklar dikkate alnarak deerlendirmeye gidilmektedir. Mahsubun
mümkün görülmesi, ie iade davas sonucunda
iverenin içiyi ie balatmas halinde içinin
yaplan bu ek ödemeyi iade edecei sonucuna
varmay da gerektirir118. Öte yandan, kukusuz
içinin ödemenin baka bir nedenle yapldn
her türlü delille ispatlayarak sözünü ettiimiz
varsaym çürütmesi mümkündür.
Makul yarar ölçütünün karlanmas kaygsyla yaplan ek ödemelerin ie iade davalar
sonucundaki akbeti konusu, öreti ve yargnn
çözümlemesini gerektiren pek çok baka sorunu barndrmaktadr. Ne var ki, tespit ettiimiz
bu husus, ayr bir makale konusu olacak kadar
geni ve dolaysyla da bu makalenin snrlarn
aan bir nitelik arz etmektedir.
3. çinin Aydnlatlm
(Bilgilendirilmi) Olmas
Geçerlilik denetimi için öreti tarafndan
önerilen ikinci ölçüt, “iverenin içiyi aydnlatma yükümlülüü” olarak anlatm bulmaktadr.
Alman Hukukundan aktarlan bu ölçüt uyarnca, özellikle ikale sözlemesi yapmak konusundaki icabn iverenden geldii durumlarda bu
sözlemenin hukuki sonuçlar hakknda içinin
bilgilendirilmesi gerekir119. Birleik Krallk Hukukunda da yaplan ilemin ikale, olarak kabulü
için içinin ilemin kendisi açsndan yarataca
tüm sonuçlardan haberdar olmasnn gerekliliine iaret edilmektedir120. Bilgilendirmenin
kapsam ve düzeyi içinin pozisyonu ve sos96
yokültürel düzeyine ya da ikale konusundaki
icabn içiden gelmi olmasna göre deiebilir.
Örnein, yüksek eitimli ve personel ilemlerinden anlayan bir içi söz konusu olduunda
bilgilendirmeye gerek dahi olmad söylenebilir121. Ne var ki, ortalama sosyokültürel düzeydeki bir içi için bilgilendirme gereklidir.
verenin içiyi gözetme borcu, iverence,
içinin çalmas nedeniyle karlaabilecei
tehlikelerden korunmasnn yan sra, onun çkarlarna zarar verecek davranlardan kaçnlmas eklinde ortaya konur ve içinin ballk
(sadakat) borcunun karsnda yer ald kabul
edilir. Tanmlamada, borcun kapsam ve içeriinin kesin ekilde belirlenmesinden, bilinçli
ekilde kaçnlmaktadr. Bu tutumun arkasnda,
gözetme ve sadakat borçlarnn i sözlemesi
taraflarnn tüm davranlaryla ilgili olmas nedeniyle içeriinin önceden snrl biçimde belirlenmesi noktasndaki güçlük yatar. Giderek,
iverenin gözetme borcunun sadece içinin
yaamn, bedensel bütünlüünü ve saln
korumakla snrl olmad; çou zaman kendisinden ekonomik ve entelektüel anlamda
güçsüz olan içiye bilgi vermeyi, yol göstermeyi, içinin çkarlarnn zedelenmesini önlemek
için uygun çabay göstermeyi de içerdii kabul edilir122. MK m.2’deki dürüstlük kural ve
iverenin içiyi gözetme borcu, Türk Hukuku
bakmndan da ikalenin sonuçlar konusunda
içinin bilgilendirilmesini -özellikle icabn iverenden geldii durumlarda- iveren için bir yükümlülük olarak aranmasn kanmzca gerekli
klar123.
Öretide aydnlatma yükümlülüüne uyulmam olmasnn sonucunun ikalenin geçersizlii deil; culpa in cotrahendo çerçevesinde
içinin bu nedenle urad zararn giderilmesini talep edebilmesi olduu124; dolaysyla ie
iade davas açlamayaca ileri sürülmektedir125.
kale sözlemesinin müzakereleri srasnda i
sözlemesi; dolaysyla içiyi koruma borcu devam etmektedir. sözlemesinden kaynaklanan böyle bir borç mevcut iken iverenin sorumluluunun culpa in cotrahendo düzeyine
indirgenmesini kavramakta güçlük çektiimizi
belirtmek isteriz. çinin sadece culpa in cotrahendo çerçevesinde tazminat talep edebilecei
HAZRAN ’09
ancak ikalenin geçersizliini iddia edemeyecei eklindeki kavray, ikale sözlemesi görümelerinde iverenin içiyi gözetme borcunun
edim yükümlülüünden bamsz davran yükümlülüü düzeyine indii önermesini içinde
gizlemektedir. Özellikle, ortalama sosyokültürel düzeydeki bir içinin i sözlemesinin ikale yoluyla sonlandrlmas yolundaki icabn iverenden geldii bir durumda içinin culpa in
contrahendo balamnda korunmasnn yeterli
olduunu düündürecek bir dayanak bulmakta zorlanmaktayz. Kanmzca, en azndan ikale
görümelerinde gözetme borcuna ar aykrlk
söz konusu olduunda yaplan ikalenin geçersiz olduu ve sözlemenin iveren tarafndan
feshedildiinin kabulü gerekir. Böylece feshin
geçersizliinin tespiti dava konusu yaplabilecektir. Nitekim Alman Hukukunda varlan sonucun da bu yolda olduu anlalmaktadr126.
Yeri gelmiken belirtelim ki, iverenin aydnlatma yükümlülüünün ibra sözlemesi bakmndan da aranmas, kanmzca son derece
yerinde olacaktr. Nitekim, Yargtay 1969 ylnda verdii bir kararda127 iverenin içiyi imzalanan belge hakknda uyarmamasn hile olarak
kabul etmitir. Ne var ki, yakn dönem Yargtay
kararlar incelendiinde, ibra ya da ikale sözlemelerinin geçerlilii hakknda karar verilirken
iverenin hukuki ilemin nitelii ve sonuçlar
bakmndan içiyi aydnlatm olup olmad
üzerinde durulmad görülür.
4. bra - kale likisi
kale ile sona eren bir i sözlemesinde içinin ibra sözlemesi de imzalam olmas halinde her iki sözleme yukarda ortaya konan
ölçütler dorultusunda denetimden geçirilerek
geçersiz bulunabilir. Ancak, bu iki sözlemeden
birinin geçersiz saylmas, kural olarak, dierini de geçersiz hale getirmez. Söz konusu sözlemelerin hukuki sonuçlar farkldr. Özellikle
i sözlemesi gibi sürekli borç ilikisi douran
sözlemeler bakmndan ikalenin domu bulunan (mevcut) borçlara etkisi yoktur. Mevcut
borçlar sona erdiren ibra sözlemesi geçersiz
iken ikalenin geçerli olmas kuramsal olarak
mümkündür. Yukarda deinildii üzere ikale
sözlemesi geçersiz olduunda ise i sözleme-
SCL
sinin iveren tarafndan feshedildii kabul edilmektedir. sözlemesinin iveren tarafndan
feshinde içinin kazanaca tüm haklarn açk
oranszlk bulunmakszn ibra belgesinde miktar olarak belirtilmi olmas halinde, belirtilen
haklar bakndan ibranameyi salt ikale geçersiz
olduu için geçersiz kabul etmeyi gerektiren
bir neden de yoktur.
Ancak, bir sözleme olmadan dierinin yaplmayaca tespit edilebildii ölçüde birinin
geçersizliinin dierini de geçersiz klaca
sonucuna varlmaldr ki, Hukuku uygulamasnda çounlukla durum budur. Belirtelim
ki, ortaya koyduumuz sonuca varrken Borçlar Kanunundaki “Akdin muhtevi olduu artlardan bir ksmnn butlan akdi iptal etmeyip
yalnz art, lavolur. Fakat bunlar olmakszn
akdin yaplmyaca meczum bulunduu takdirde, akitler tamamiyle batl addolunur” (BK
m.20/II) hükmünden örnekseme yoluyla yararlanmaktayz.
bra sözlemesinin en erken i sözlemesinin sona erme annda yaplabilecei düünüldüünde128, ibra ve ikale sözlemelerinin
tek bir metinde de birleebilecei görülür. Bu
durumda, Borçlar Kanunu m.20/II hükmünün
dorudan uygulama alan bulacandan kuku
duymamak gerekir.
Yargtay’n 18.3.2008 ve 8.4.2008 tarihli kararlarndan129 anlalabildii kadaryla davac
içiler 15.3.2007 tarihinde ikale, ibraname ve
feragatname balkl üç belge imzalamtr. Bu
belgeler birbirleriyle ilikilendirilmitir. kale
sözlemesinde içinin i sözlemesinin 32 gün
sonra sona erecei belirtilmektedir. Yüksek
Mahkeme, i sözlemesi devam ederken imzalanm olan ibraname ve feragatnameyi istikrar kazanm kararlarna uygun olarak geçersiz
saym ve bu belgelerle ilikilendirilmi olmas
üzerinde durarak, ikale sözlemesinin de geçersiz olduuna hükmetmitir. Yüksek mahkemenin bu tespiti, belgelerin birbirleriyle ilikilendirilmi olmas dikkate alndnda, yukarda
açklanan nedenle, isabetli bulunabilir.
Ne var ki, 8.4.2008 tarihli kararda ikale sözlemesinin i sözlemesi devam ederken imzalanm olmasnn da ayrca geçersizlik gerekçesi olarak kullanlmas130 kanmzca hiç isabetli
97
HAZRAN ’09
SCL
olmamtr. kale, i sözlemesini sona erdiren
bir sözleme olduuna göre; bu sözlemenin i
ilikisi devam ederken imzalanmasndan baka
bir olasln da bulunmad açktr. Dahas,
öretide ikale sözlemesinde bu sözlemenin
imzaland tarihten makul bir süre geçmesiyle
i sözlemesinin sonra ereceinin kararlatrlabilecei de belirtilmektedir131.
Bu noktadaki itirazmz sakl kalmak üzere,
ibra ve ikale sözlemelerinin geçerliliine karar
verilirken her ikisi için gelitirilen ölçütlerin bir
dieri için uyarlanarak (mutatis mutandis) kullanlmas kanmzca da yerinde olacaktr. Örnein, ikale sözlemesine içinin özgür iradesiyle
taraf olup olmadnn belirlenmesinde tank
anlatmlarna da baklmas (nitekim 21.4.2008
tarihli kararda dikkate alnmtr132) ya da iverenin savunmas ve dier belgeleriyle ikale arasnda ciddi çelikinin bulunup bulunmadna
baklmas da mümkündür. Öte yandan, daha
önceki kararlarda olduu gibi, ikale sözlemesi
sonrasnda ihbar ve kdem tazminat ödenmi
olmas ya da ikalenin Türkiye Kurumu’na iveren feshi olarak bildirilmi olmas tek bana
ikaleyi geçersiz saymay gerektirecek çelikiler
olarak alglanmamaldr. Nitekim, Yüksek Mahkemenin baz kararlarndaki alglaynn da bu
yönde olduunu söylemek mümkün görünmektedir133.
Geçerli bir ikale bulunduu halde Türkiye Kurumuna i sözlemesinin sona erme nedeni
olarak “iveren tarafndan süreli fesih” eklinde bildirimde bulunulmasnda çou zaman iverenin iyiniyeti önemli rol oynamaktadr. Ne
var ki bu durum, yaplan ilemin, 4447 sayl
sizlik Sigortas Kanununa aykrln ortadan
kaldrmayacaktr. Bu konuda yaanacak olumsuzluklar, 4447 sayl Kanunun 51. maddesinde
düzenlenen isizlik ödeneine hak kazandran
i sözlemesinin sona erme hallerine ikalenin
de eklenmesiyle çözümlenebilir. Yaplacak kanun deiiklii kanmzca, 4447 sayl Kanunun
ruhuna uygundur134.
SONUÇ
bra ve ikale sözlemelerinin geçerlilii konusunda ortaya konan ölçütlere, içinin bu sözlemelere taraf olurken iradesinin özgür olup
98
olmad hususundaki kuku nedeniyle gereksinim duyulmaktadr. Bu kukunun giderilmesinde hata, hile, ikrah ya da gabin gibi Borçlar
Hukuku enstrümanlar yararl; ancak çalma
boyunca ortaya koymaya çaltmz nedenlerle, yetersizdir. Yargtay ve öreti tarafndan
ortaya konan denetim ölçütleri, söz konusu
yetersizliin giderilmesinde Hukukuna özgü
zorunlu yaratcln somut göstergeleri olarak
da alglanabilirler.
bra ve ikale sözlemelerinin geçerlilik denetiminde kullanlan ölçütler gerekli uyarlamalar yaplarak bir dieri -dahas sulh, yenileme
vb. hukuki ilemler- için de kullanlabilir niteliktedir ve kullanlmaldr. Nitekim, Yargtay’n
ibra için gelitirdii baz ölçütleri ikalenin geçerlilik denetiminde kulland kararlar bulunmaktadr.
Bu görüümüzü bir adm daha ileri götürerek, özellikle ibra bakmndan yllarn süzgecinden geçerek varlk kazanm ölçütlerin içinin oluruyla gerçekleen tüm hukuki ilemler
bakmndan kullanma elverili olduuna iaret
etmek isteriz. Meselenin böyle alglanmas, içinin olurunun (rzasnn, kabulünün), maruz
kald hukuki eylemlerin hukuka uygunluunun ya da taraf olduu hukuki ilemlerin geçerliliinin tek dayana olmamas gerektii
yönündeki çada Hukuku ilkesinin gereidir135.
Her iki sözlemenin geçerlilii konusunda
Yarg Kararlarnda gözlemlediimiz gelimelerin isabetli olduu kansndayz. Belgenin
geçerli bir ibra sözlemesi olarak kabulü için,
üzerinde miktar belirtilmesi ve bununla hak
edilen miktar arasnda açk oranszlk bulunmamasnn aranacak olmas, içinin yan sra
iyi niyetli iverenin de lehine bir çözüm yolu
olarak görünmektedir. kale açsndan ise, öretinin önerdii makul yarar ölçütüne karar
gerekçelerinde açkça yer verilmesinin önemli
bir gelime olduu kansndayz. Eksiklik olarak nitelenebilecek nokta ise, iverenin ibra ve
ikale sözlemesi öncesinde bu sözlemelerin
sonuçlar hakknda aydnlatma yükümlülüünden söz edilmemesi; kararlarda bu ölçütün kullanlmamasdr. Belirttiimiz gibi, bu ölçütün
dikkate alnmas dürüstlük kural ve iverenin
HAZRAN ’09
içiyi gözetme borcunun bir gerei olarak alglanmaldr ve içinin oluruyla gerçekleen tüm
ilemlerde aranmas yerinde olur136.
Kural olarak, önceden vermi olduklar kararlarda kullandklar ilkelerin, benzer konularda önlerine gelen olaylar bakmndan mahkemeleri balayc etkisi yoktur. Bu, bizim de
dahil olduumuz Kta Avrupas Hukuk Sistemlerini Anglo-Sakson Hukuk Sistemlerinden ayran en belirgin özelliklerden biridir137. Dolaysyla 9. Hukuk Dairesi de 2008 ylnda verdii
bu kararlardan farkl yönde kararlar vermek
noktasnda serbesttir. Ne var ki, ortaya koymaya çaltmz 2008 tarihli kararlarn gerekçelerindeki ayrnt ve ölçütler konusundaki net
açklamalar; bizde Yüksek Mahkemenin ortaya
koyduu bu ilkelere bal kalarak temyiz incelemesi yapmaya devam edecei düüncesini
uyandrmaktadr. Bu tutumun benimsenmesi,
hukuk güvenliinin salanmas bakmndan
da son derece yerinde olacaktr. Uygulamada
ikale ve ibra sözlemesi yapacak olanlarn söz
konusu sözlemelerin hangi koullarn salanmas halinde geçerli olarak kabul edileceini
bilmeleri, bu açdan son derece önemlidir.
Somut durumlarda gereksinim duyulan adalet (hakkaniyet) kimi zaman genel ilkeden ayrlmay gerektirebilir. Hakkaniyetin salanmas
kaygsyla alnan ve genel ilkeden sapma eklinde anlalabilecek kararlar söz konusu olduunda ise, olayn özelliklerinin karar metninden anlalabilmesi uygulamaclarn duraksama
yaamamas bakmndan önem arz etmektedir.
Bu balamda, 9. Hukuk Dairesi’nin ar i yüküyle çalmakta olduunun bütünüyle farknda olsak da, özellikle son yllardaki kararlarnda
belirginleen gerekçede ayrntl açklamalarn
bulunmas yönündeki tutumunun devamn dilemekten kendimizi alamyoruz.
Hükümler, stanbul, Filiz Kitabevi, 1993, s. 986; Tuçoma,
Kenan, Borçlar Hukuku: Genel Hüküler, C. I, stanbul,
Fakülteler Mat., 1972, s. 704; Binatl, Yusuf Ziya, Türk
Borçlar Hukuku, Ankara, Sevinç Mat., 1975, s. 303;
Özel, Çalar, Hukuku Uygulamasnda bra
Sözlemeleri ve Yargtay’n bra Sözlemelerine Bak,
C. 19, S. 4 Temmuz 2005, s. 5.
2
Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 431; Berki, akir,
Borçlarn Sukutu, AÜHF., Cilt XII, S. 1-2, 1955, s. 242,
dn. 38; Eren, Borçlar Hukuku, s. 1258.
3
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1257; Ouzman/Öz, Borçlar
Hukuku,
s.
428-429;
Tekinay/Akman/Burcuolu/
Altop, Borçlar Hukuku, s. 985 vd.
4
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 708-709; Kaynar, Borçlar
Hukuku, s. 183; Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku,
s. 434; Eren, Borçlar Hukuku, s. 1259.
5
Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 427, dn. 1; Eren, Borçlar
Hukuku, s. 1246; Feyziolu, Borçlar Hukuku, s. 413;
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 696.
6
Saymen, Ferit Hakk, Türk Hukuku, stanbul, smail
Akgün Matbaas, 1954, s. 541; Ouzman, M. Kemal, Türk
Borçlar Kanunu ve Mevzuatna Göre Hizmet “”
Akdinin Feshi, stanbul 1955, s. 33, dn. 2; Süzek, Sarper, Hukuku, 2008, Beta Yay., 2008, s. 449; Turan, Kamil,
Ferdi Hukuku, Ankara, Kamu-, 1993, s. 117; Ekonomi,
Münir, Hukuku: Cilt 1, Ferdi Hukuku, stanbul, TÜ
Yay. No. 18, 1987, s. 163; Aydn, Ufuk, “ Sözlemesinin
Anlama le Sona Erdirilmesi”, Çimento veren Dergisi,
C. 18, S. 3, Mays 2004, s. 5, 7; Honeyball, Simon, Honeyball
and Bowers’ Textbook on Employment Law, Oxford
University Pres, 2006, s. 87.
7
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1258; Saymen, Hukuku,
s. 614; Eren, Borçlar Hukuku, s. 1247; Alp, Mustafa, “
Hukukunda kalenin (Bozma Sözlemesi) Geçerlilik
Koullar”, Legal ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi,
2008, Say: 17, s. 36; Mollamahmutolu, Hamdi, Hukuku,
Ankara, Turhan Kitapevi, 2008, s. 582; Astarl, Muhittin,
“Toplu çi Çkarma Kapsamnda Öncelikli Olarak ten
Çkarlmay Kabul Eden çilerle veren Arasnda Bir kale
Sözlemesinin Yaplm Olduu Kabul Edilebilir Mi?”
(Karar ncelemesi), TÜHS Hukuku ve ktisat Dergisi,
C. 20 S. 6, C. 21 S. 1, Mays-Austos 2007, s. 39; Özel,
Yargtay’n Bak, s. 6.
8
Mehaz sviçre Borçlar Kanunu m. 115’te ibra sözlemesi
düzenlemi iken Türk Borçlar Kanununa alnmamasnn
nedenleri hakknda Bkz.: Tekinay/Akman/Burcuolu/
Altop, Borçlar Hukuku, s. 988; Berki, Borçlarn Sukutu,
s. 237; Eren, Borçlar Hukuku, s. 1257; Kaynar, Borçlar
Hukuku, s. 182.
9
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1257-1258; Tekinay/Akman/
Burcuolu,/Altop, Borçlar Hukuku, s. 362 vd., 984;
Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 428, 431; Feyziolu,
Borçlar Hukuku, s. 424; Süzek, Hukuku, s. 449;
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 704; Özel, Yargtay’n
Bak, s. 4-5; Alp, Geçerlilik Koullar, s. 29.
10
bra için Bkz.: Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 431-432;
Tekinay/Akman/Burcuolu/Altop,
Borçlar
Hukuku,
s. 988-989; Eren, Borçlar Hukuku, s. 1246, 1260-1261;
DPNOTLAR
1
Kaynar, Reat, Borçlar Hukuku: Genel Hükümler, stanbul,
Sulhi G. Mat., 1974, s. 181; Feyziolu, Feyzi Necmeddin,
Borçlar Hukuku: Genel Hükümler, C. II, stanbul,
Fakülteler Matbaas, 1977, s. 425-426; Ouzman, M. Kemal/
Öz, Turgut, Borçlar Hukuku: Genel Hükümler, stanbul,
Filiz Kitabevi, 2006, s. 433; Eren, Fikret, Borçlar Hukuku:
Genel Hükümler, stanbul, Beta Yay., 2001, s. 1259;
Tekinay, Selahattin Sulhi/Akman, Sermet/Burcuolu,
Haluk/Altop, Atilla, Tekinay Borçlar Hukuku: Genel
SCL
99
HAZRAN ’09
SCL
Berki, Borçlarn Sukutu, s. 240-242; Feyziolu, Borçlar
Hukuku, s. 424, 429-431; Kaynar, Borçlar Hukuku, s. 182;
Binatl, Borçlar Hukuku, s. 303; Centel, Tankut, Bireysel Hukuku, stanbul, Beta Yay., 1994, s. 202; Çil, ahin, Hukukunda bra Sözlemesi (braname), stanbul, Legal
Yay., 2007, s. 21-22; Özel, Yargtay’n Bak, s. 6-7. kale
için Bkz.: Saymen, Hukuku, s.541; Tunçoma, Borçlar
Hukuku, s. 696; Turan, Hukuku, s. 118; Eren, Borçlar
Hukuku, s. 1247; Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 427,
dn.1; Ekonomi, Münir, “ Sözlemesinin Sona
Erdirilmesinde Taraflarn Anlamas, braname ile Güvencesi Davasndan Feragat ve Sulh”, Legal Hukukuna ve Sosyal Güvenlik Hukukuna likin Yarg
Kararlar ve ncelemeleri Dergisi, S. 1, Austos 2006,
s. 39-40; Aydn, Anlama, s. 6.
11
Berki, Borçlarn Sukutu, s. 239; Feyziolu, Borçlar Hukuku,
s. 427.
12
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1260; Yarg. HGK, 17.12.2003,
E. 2003/9-760, K. 2003/760, Çil, braname, s. 22; Binatl,
Borçlar Hukuku, s. 303.
13
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 705; Ouzman/Öz,
Borçlar Hukuku, s. 119, 432.
14
Borçlar Kanunu. Tas. m. 131’in kaleye de kyasen
uygulanmas gerektii yolunda Bkz. Çil, ahin, “bra
Sözlemesi ile kale Sözlemesinin Güvencesine
Etkileri”, Sicil Hukuku Dergisi, Yl: 2, S. 7; Eylül 2007,
s. 27.
15
Bkz.: Aydn, Anlama, s. 6; Alp, Geçerlilik Koullar,
s. 34-35; Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 40.
16
Alp, Geçerlilik Koullar, s. 37.
17
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 696; Saymen, Hukuku,
s. 540; Eren, Borçlar Hukuku, s. 1246; Çelik, Nuri, Hukuku Dersleri, stanbul, Beta Yay., 2008, s. 181; Süzek,
Hukuku, s. 448; Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 40;
Turan, Hukuku, s. 117; Aydn, s. 5; Mollamahmutolu,
Hukuku, s. 581; Astarl, Karar ncelmesi, s. 38; Çil,
Etkiler, s. 25; Aydn, Anlama, s. 5.
18
Alpagut, Gülsevil, “ Sözlemesinin Sona Ermesine likin
Sözlemesel
Kaytlar
ve
Sözlemenin
Taraflarn
Anlamasyla Sona ermesi (kale)”, stanbul Barosu ve
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafndan
ortaklaa gerçekletirilen 11. ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Toplants, 8-9 Haziran 2007, stanbul Barosu
Yay., stanbul 2008, s. 43-44; Mollamahmutolu, Hukuku, s. 582.
19
100
“…içi, önceden bir tarih belirlemek suretiyle iten
ayrlmak istediini iverene bildirmi ve iveren de bunu
uygun bulmak suretiyle kabul etmitir. Hizmet sözlemesi,
taraflarn anlamalar ile bildirim önelinin geçmesi
beklenmeksizin her zaman sona erdirilebilir. Hizmet
sözlemesini sona erdiren anlama açk olabilecei gibi
zmni de olabilir. Somut olayda, toplanan deliller ve
dinlenen tank ifadeleri ile davalnn iverene verdii ve
iverence de kabul edilen dilekçe ve olaylarn ak
birlikte deerlendirildiinde, hizmet sözlemesinin
taraflarn karlkl rzas ile sona erdiinin kabulü gerekir.”
Yarg. 9. H.D., 21.2.1994, 2473/2638, (www.kazanci.com.tr);
“… davac içi iyerinden kendi isteiyle ayrlmak
istediini belirten bir dilekçeyi iverene vermi ve
daval iverence kdem ve ihbar tazminatlar ödenmitir…
Dosyada mevcut delil durumuna göre, davacnn iten
ayrlmay talep eden dilekçesi üzerine i sözlemesinin
karlkl
anlama
(ikale)
suretiyle
feshedildii
anlalmaktadr.” Yarg. 9. H.D., ty, E. 2007/6998,
K. 2007/7700 (Astarl, Karar ncelmesi, s. 38 dn. 6).
20
“…dosya içinde bulunan istifa dilekçesi içeriine göre,
ihbar ve kdem tazminatlarnn ödenmesi karlnda
anlan dilekçeyi imzalayarak iverene vermitir. Bu ekilde
taraflar arasnda i sözlemesinin bozulmas noktasnda
karlkl bir anlamann varl söz konusudur.
verence fesih yoluna gidilmemi, içiden istifasnn
istenmesi üzerine davac içi de tazminatlarnn ödenmesi
kaydyla istifa etmitir..” Yarg. 9. H.D., 6.3.2007,
E. 2006/35099, K. 2007/5959 (www.kazanci.com.tr).
21
Yarg. 9. H.D., 14.4.2008, 9199/8642; Yarg. 9. H.D., 22.3.2007,
7/8195 (www.kazanci.com.tr); Yarg. 9. H.D., 19.2.2007,
3713/4229 (Karar ve eletirisi için Bkz.: Astarl, Karar
ncelmesi, s. 35 vd.).
22
Yarg. Ticaret Dairesi, 24.9.1951, 4183/4727, ÜHFM,
C. XVII, S. 3-4, s. 952; Bu karara ilikin Saymen’in
deerlendirmesi, ayn yer s. 955; Saymen, Hukuku,
s. 540-541; Astarl, Karar ncelmesi, s. 38.
23
“Davacnn 1.3.1993-1.1.2000 tarihleri arasnda i
sözlemesi kapsamnda görev yapt ve i ilikisinin adi
ortaklk ilikisi kurulmas yönünde bir sözleme
imzalanmas suretiyle karlkl mutabakatla sona erdii
anlalmaktadr” Yarg. 9. H.D., 17.4.2007, 1923/11117.
24
“Dosya içeriine göre iyerinde her ne kadar i
sözlemesi daval iverence feshedilmi ise de, iyerinde
müdür unvan ile çalan davacnn, fesih tarihi olan
2.4.2004 tarihinden önce, daval iverene sunduu 2.3.2004
tarihli dilekçesi ile ‘Nisan ay içerisinde kdem ve ihbar
tazminat tutar ile dier sosyal haklarmn tarafma
ödenmesi halinde ayrlabileceimi arz ederim.’ fadeleri
ile sözlemesinin feshedilmesini istedii anlalmaktadr.
Davac anlan dilekçenin bask altnda alndn iddia
etmi ise de bunu kantlam deildir. Sözlemenin feshi
davacnn istei ile gerçeklemi olduunu göre
davacnn ie iade isteinin kabulü doru deildir.”
Yarg. 9. H.D., 27.12.2004, 32081/29589, Çankaya, Osman
Güven / Günay, Cevdet lhan / Gökta, Seracettin, Türk Hukukunda e ade Davalar, Ankara, Yetkin Yay., 2006,
s. 197, dn. 92.
25
Alpagut, Sözlemesel Kaytlar, s.43; Çelik, Hukuku,
s. 230-231; Birleik Krallk Hukukunda iverenin feshine
içinin itiraz etmemesi halinin ikaleden (termination by
agreement) farkl ekilde anlamal iveren feshi
(consensual
dismissal)
olarak
deerlendirilmesi
gerektii ileri sürülür (Honeyball, Employment Law, s. 90).
Bu tür bir ayrmn bizim hukukumuz bakmndan gerekli
olup olmad tartmaya açktr.
26
Ouzman / Öz, Borçlar Hukuku, s. 151-152.
27
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 708; Feyziolu, Borçlar
Hukuku, s. 427.
28
Özdemir,
Erdem,
Sözlemesinden
Doan
Uyumazlklarda spat Yükü ve Araçlar, stanbul, Beta
Yay., 2006, s. 399-400; Çil, braname, s. 12-13
HAZRAN ’09
29
Bkz. Kuru, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, C. IV,
s. 3742 vd.
30
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1247; Alpagut, Sözlemesel
Kaytlar, s. 44; Aydn, Anlama, s. 5.
31
Feyziolu, Borçlar Hukuku, s. 427; Tunçoma, Borçlar
Hukuku, s. 708.
32
Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 707; Feyziolu, Borçlar
Hukuku, s. 427; Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 433;
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1258; Özel, Yargtay’n Bak,
s. 6.
33
Öretide bir görüe göre iki tarafa borç yükleyen bir borç
ilikisinde taraflarn tüm borçlar ortadan kaldrarak;
aradaki borç ilikisinin niteliini deitirecek ekilde yeni
borçlar yaratmalar da mümkündür. (Bkz.: Ouzman/Öz,
Borçlar Hukuku, s. 435-436; Tekinay/Akman/Burcuolu/
Altop, Borçlar Hukuku, s. 991) Bu durumda yeni bir
sözleme
yapmak
iradesiyle
ikale
sözlemesi
yapldndan söz edilebilir. Bu tür bir ilemin Hukuku
bakmndan ikalenin tabi olduu rejime tabi tutulmas
gerektii açktr.
34
Eren, Borçlar Hukuku, s. 1251; Ouzman/Öz, Borçlar
Hukuku, s. 435.
35
Berki, Borçlarn Sukutu, s. 228.
36
Tekinay/Akman/Burcuolu/Altop, Borçlar Hukuku, s. 996;
Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, s. 438-439; Eren,
Borçlar Hukuku, s. 1254-1255.
37
Berki, Borçlarn Sukutu, s. 228.
38
Muvazaa hükümleri çerçevesinde görünürdeki ilem olan
makbuzun geçersiz, gizlenen ilem ibrann geçerli
kabul edilebilecei yolunda Feyziolu, Borçlar Hukuku,
s. 431; Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 706; Ouzman/Öz,
Borçlar Hukuku,432.
39
Tekinay/Akman/Burcuolu/Altop,
Borçlar
Hukuku,
s. 820; Feyziolu, Borçlar Hukuku, s. 431-432; Ayr. Bkz.
Özel, Yargtay’n Bak, s. 5-6.
40
Kuru, Usul, s. 3546-3547; Alangoya, Yavuz, Medenî Usul
Hukuku Esaslar, stanbul, 2003, s. 451.
41
Alpagut, Sözlemesel Kaytlar, s. 45; Alangoya, Usul,
s. 456.
42
Kuru, Usul, s. 3554.
43
Berki, Borçlarn Sukutu, s. 239, dn. 31, 243.
44
Saymen, Hukuku, s. 614; Bkz.: II, 1, a.
45
Hukuku uygulamasnda içilerden alnan ibra
belgelerinin makbuz, menfi borç ikrar ve feragat
niteliklerini
bir
arada
tayabildikleri
yolunda
Mollamahmutolu, Hukuku, s. 846.
46
“…henüz domayan dava haklarndan feragat edildii,
böyle bir feragatinse geçerli olmad görüldüünden
kararn bozulmas gerekmitir.” Yarg. HGK, 30.6.2004,
E. 2004/9-380, K. 2004/401, (www.kazanci.com.tr).
47
“Davacnn i sözlemesi feshedildikten sonra kdem,
ihbar tazminat ödenirken imzalad ibraname de; hiçbir
ekilde feshin geçersizliini iddia etmeyecei ie iade
talebinde bulunmayaca, ie iade alnmamas halinde
SCL
ücret ve tazminat talebinde bulunmayaca sözcükleri yer
almaktadr. 4857 sayl Yasasnn 21/son fkras hükmü
karsnda, ibranamede yer alan ie iade ile buna bal
ücret ve tazminat ile ilgili haklardan vazgeçmenin
geçerli
olduunun
kabul
edilme
olana
bulunmamaktadr” Yarg. 9. H.D., 21.4.2005, E. 2004/23961,
K. 2005/14007; “Taraflarca fesih tarihinde düzenlenen
14.6.2004 tarihli protokolün 2. maddesinde davacnn 4857
sayl Kanunun 17 ila 21. maddelerinden kaynaklanan
bütün talep ve dava haklarndan feragat ettii
belirtilmitir. çinin, feshin geçersizliini ileri sürerek
ie iade davasn açma hakk, anlan yasann 21.
maddesinde düzenlenmi olup, ayn yasann 2. maddesi
son fkrasna göre yasa ile getirilen bu hakkn
deitirilmesini veya ortadan kaldrlmasn öngören
sözleme hükümleri geçersizdir.” Yarg. 9. H.D., 13.1.2005,
E. 2004/32713, K. 2005/1005; “Fesih tarihinde davacya
imzalatlan 7.6.2004 tarihli protokol balkl belgenin hak
kazanlan kdem tazminatnn ödeme plan ile ilgilidir. Bu
belgedeki dava haklarndan feragatle ilgili beyanlar içinin
gerçek iradesini yanstmad anlaldndan bu
protokole dayanarak ie iade isteinin reddedilmesi
yerinde görülmemitir” . Yarg. 9. H.D., 26.1.2005,
E. 2004/30599, K. 2005/1515; “Taraflar arasndaki i
sözlemesinin 04.06.2004 tarihinde daval iverence
feshedildii sabittir. Bu tarihten sonraki tarihleri kapsayan
ve davacnn kendi istei ile i sözlemesinin feshini
istedii ve taraflarn anlat eklindeki dilekçe ve sulh
anlamas, iverenin bu fesih ilemine geçerlilik
kazandrmaz. Bir baka anlatmla, i güvencesine ilikin
düzenlemelerin içiye salad güvenceden önceden
feragat etmek geçerli deildir.” Yarg. 9. H.D., 17.4.2006,
6103/9953; “… ibranamede, davacnn ie iade davas
açmaktan feragat ettiine ilikin beyan geçersiz ise de…”
Yarg. 9. H.D., 29.1.2007, E. 2006/27843, K. 2007/1013
(www.kazanci.com.tr); Ayr. Bkz. Çil, Etkiler, s. 29.
48
Bkz.: Alpagut, Sözlemesel Kaytlar, s. 45-46; ahlanan,
Fevzi, e ade Davas Açma Hakkn Ortadan Kaldran
Protokolün Geçersizlii (Karar ncelemesi), http://
www.tekstilisveren.org/content/view/56/34/ (26.3.2009);
Çil, braname, s. 64-65; Bkz. ve Kar.: Ekonomi, Taraflarn
Anlamas, s. 43-46; Alp, Geçerlilik Koullar, s. 32
49
Bkz. ve Kar.: Tunçoma, Borçlar Hukuku, s. 709; Eren,
Borçlar Hukuku, s. 1259.
50
Yarg. 9. HD, 21.3.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588;
Yarg. 9. HD, 7.4.2008, E. 2007/14457 K. 2008/7575;
Yarg. 9. HD, 1.5.2008 E. 2007/19078 K. 2008/10919;
Yarg. 9. HD, 27.5.2008, E. 2007/19423, K. 2008/12887
(www.kazanci.com.tr); Bkz.: II, 1.
51
Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 46-47.
52
Saymen, Karar ncelmesi, s. 955; Ouzman, Fesih, s. 243;
Turan, Hukuku, s. 117; Süzek, Hukuku, s. 448;
Ekonomi, Hukuku, s. 163; Mollamahmutolu, Hukuku, s. 582; Çil, Etkiler, s. 27, 33; “…ikale
sözlemesinin bulunduu durumda, feshin son çare veya
içinin seçiminin objektif ölçütlere uygun olup
olmad ayrca yarg denetimine tabi tutulamamal, içinin
iradesini sakatlayan bir durum olmad sürece ie iade
konusu yaplamamaldr.” Yarg. 9. H.D., 14.4.2008,
101
HAZRAN ’09
SCL
9199/8642;
Yarg.
9.
(www.kazanci.com.tr).
53
54
H.D.,
22.3.2007,
Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 37; Alp, Geçerlilik
Koullar, s. 31; Ayrca Bkz.: Alpagut, Sözlemesel Kaytlar,
s. 48.
“ ilikisinin bozma anlamas yoluyla sona erdirildiine
dair örnekler 1475 sayl Kanunu ve öncesinde hemen
hemen uygulamaya hiç yansmad halde, i
güvencesi hükümlerinin yürürlüe girmesinin ardndan
özellikle 4857 sayl Kanunu sonrasnda giderek
yaygn bir hal almtr. Bu noktada, iveren feshinin
karlkl anlama yoluyla fesih gibi gösterilmesi
suretiyle i güvencesi hükümlerinin dolanlmas
üphesi ortaya çkmaktadr.” Yarg. 9. H.D., 18.3.2008,
E. 2007/26232 K. 2008/5313; Yarg. 9. H.D., 8.4.2008,
E. 2007/27825 K. 2008/7827; Yarg. 9. H.D., 21.4.2008,
E. 2007/30760 K. 2008/9208 (www.kazanci.com.tr); Çil,
Etkiler, s. 25; Aydn, Anlama, s. 7.
55
Bkz.: Alp, Geçerlilik Koullar, s. 30-31, 39-40; Ekonomi,
Taraflarn Anlamas, s. 37; Süzek, Hukuku, s. 449.
56
Honeyball, Employment Law, s. 87.
57
Süzek, Hukuku, s. 722; Centel, Hukuku, s. 203;
Mollamahmutolu, Hukuku, s. 848; Özdemir, spat
Yükü, s. 387 vd.
58
Yarg. 9. H.D., 21.3.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588;
Yarg. 9. H.D., 7.4.2008, E. 2007/14457 K. 2008/7575;
Yarg. 9. H.D., 1.5.2008 E. 2007/19078 K. 2008/10919;
Yarg. 9. H.D., 27.5.2008, E. 2007/19423, K. 2008/12887
(www.kazanci.com.tr).
59
Ayrntl açklama için Bkz.: Sevimli, K. Ahmet, çinin Özel
Yaamna Müdahalenin Snrlar, stanbul, Legal Yay.,
2006, s. 95 vd.
60
Yarg. HGK, 19.9.2001, E. 2001/9-570; K. 2001/592
(www.kazanci.com.tr); Saymen, Hukuku, s. 614;
Ouzman, Fesih, s. 228; Çil, braname, s. 21, 139 vd.;
Farkl Görü için Bkz.: Çil, braname, s. 20-21, 47.
61
Yarg. 9. HD, 13.6.2008, E. 2007/22215, K. 2008/15537;
Yarg. 9. HD, 21.3.2008 E. 2007/13059 K. 2008/5588;
Yarg. 9. HD, 1.5.2008 E. 2007/19078 K. 2008/10919
(www.kazanci.com.tr).
62
“branamenin serbest irade ile alnmad konusunda
davac iddias bulunmaktadr. Bu durumda tank dinleme
yoluyla somut olayn ortaya çkarlmas gerekmektedir.”
Yarg. 9. H.D., 28.3.2008, E. 2007/14313 K. 2008/6731;
“Davac yasal haklarnn ödenmeyecei basks altnda
belirtilen ibareyi yazdn açklamsa da, iradesinin
sakatlandna yönelik bu iddiasn kantlamak için her
hangi bir kant dosyaya sunmam, tank da
dinletmemitir.” Yarg. 9. H.D., 24.9.2007, 13961/27954,
“Mahkemece, gerekirse ibranamede ahit olarak imzas
bulunan kiiler dinlenmek suretiyle belgenin geçerli
olup olmad noktasnda bir karar verilmelidir.”
Yarg. 9. H.D., 15.2.2005, E. 2004/12319, K. 2005/4320
(www.kazanci.com.tr).
63
102
Ayr. Bkz.: Yarg. 9. H.D., 11.11.1997, 14340/18894
(www.kazanci.com.tr); Ayn yönde Çil, braname,
s. 26, 35.
7/8195
“Bölge Müdürlüüne getirilen bir kiinin bask ile bir
belgeyi imzalayacann kabulü hayatn olaan artlarna
aykrdr.” Yarg. 9. H.D., 8.7.2004, 13434/18102;
64
kale sözlemesi bakmndan ayn sonuca varan görü için
Bkz. Alp, Geçerlilik Koullar, s. 33-34.
65
Bkz. Özdemir, spat Yükü, s. 390 vd.
66
“…ibranamede; ‘fazla çalma ücretinin ödendii ve bir
alacan kalmad’ ifade edilmektedir. Daval iverenin
savunmasnda fazla çalmann bulunmadn bildirmesi,
buna karlk düzenlenen ibranamede ise fazla çalma
ücretinin ödendiinin belirtilmesi nedeniyle ibraname ile
savunma arasnda bir çeliki meydana gelmitir.
Savunma ile çelikili ibranameye deer izafe edilemez.”
Yarg. HGK,. 19.9.2007, E. 2007/9-645, K. 2007/596 “…
davalnn hak kazanmad savunmas ile ibraname
içerii birbiriyle çelikilidir. Bu nedenle ibraname
sebebiyle davann reddi de yerinde olmamtr”
Yarg. 9. H.D., 20.11.2007, 27454/34667, “…savunma ile
çelikili olan fazla mesai ücreti yönünden genel nitelikteki
ibranameye itibar edilmesi hataldr.” Yarg. 9. H.D.,
21.3.2008,
E.
2007/13059,
K.
2008/5588
(www.kazanci.com.tr).
67
“Somut
olayda
davacnn
…
ihbar
önelinin
kullanld
ibranamede
belirtilmi
olup,
cevap
dilekçesinde ise belirli i sözlemeleri ile çalt…
savunulmutur. braname ile çelikili savunma karsnda
ibranameye deer verilmesine olanak bulunmamaktadr.”
Yarg. 9. H.D., 27.5.2008, E. 2007/19423, K. 2008/12887
(www.kazanci.com.tr).
68
“Ayrca iverenin sunduu bu kaytlar kuruma bildirilen
iten ayrlma bildirgesi ile çeliki tekil etmektedir. sözlemesinin daval iveren tarafndan feshedildiinin
kabulü gerekir.” Yarg. 9. H.D., 26.3.2007, 273/8421
(www.kazanci.com.tr); Ayrca Bkz.: Çil, Etkiler, s. 30
69
Bkz.: Dip not 133’te belirtilen kararlar.; Ayr. Bkz.: Çil,
Etkiler, s. 30.
70
“branamede kdem tazminat tutar olarak gösterilen
6.500.000.000 TL’si alacakla ilgili herhangi bir ödeme
belgesi bulunmamaktadr.” Yarg. 9. H.D., 13.6.2008,
E. 2007/22215 K. 2008/15537 (www.kazanci.com.tr);
“Özellikle Hukukunda braname sözlemesi içerii
iveren kaytlar ve dier belgelerle dorulanmadan
ona itibar edilmesi adaletsiz sonuçlar dourur.”
Yarg. 9. H.D., 10.12.2002, 10816/23501, M. Klçolu’nun
Kar Oy Yazs, Çil, braname, s. 257.
71
“Davac, daval iveren tarafndan ibraname ve iten
ayrlma dilekçesi sunulmadan önce, bu belgelerin matbu,
tarihsiz, ie giri ve çk tarihleri ile ücret hanesi bo
bulunan, ancak önceden imzalatldn belirterek, bu hali
ile onayl örneklerini dava dilekçesi ekinde sunmutur.
Daval iveren tarafndan belgelerde ise, boluk bulunan
yerlerin kalemle doldurulduu görülmektedir. Bu olgu,
davacnn iddiasn dorulamaktadr” Yarg. 9. H.D.,
26.3.2007, 273/8421, “… ibraname matbu olarak
düzenlenmi olup, braklan boluklarn sonradan
doldurulduu görülmektedir. Dinlenen ve ibranamede
imzas bulunan tank, ibranamenin önceden alndn
ve iverenin bir uygulama yapmakta olduunu bildirmitir.
HAZRAN ’09
Bu durumda ibranamenin geçerli olduu kabul edilemez”
Yarg. 9. H.D., 28.1.1993, E. 1992/6412, K. 1993/999
(www.kazanci.com.tr); Ayr. Bkz.: Özdemir, spat Yükü,
s. 384-385; Mollamahmutolu, Hukuku, s. 847; Centel,
Hukuku, s. 202.
72
isteklerinin reddi gerekirken…” Yarg. 9. H.D., 26.5.2005,
18084/19426 (www.kazanci.com.tr).
79
“…içinin hizmet akti feshedilirken kendisinden ibraname
alnd, bu ibraname ile içilik alacaklarn ald sadece
kdem ve ihbar tazminat bakmndan ihtirazi kayt
koyduu anlaldndan fazla mesai alacann
ibraname karsnda reddi yerine kabulü hataldr…”
Yarg. 9. H.D., 24.4.2001, 3951/6881 (www.kazanci.com.tr).
80
“… ihtirazi kaytla imzalanan ibranamenin borcu sona
erdirdiinden söz edilemez.” Yarg. 9. H.D., ty, E. 2005/24106,
K.
2005/37492;
“...
ibranamede
ihtirazi
kayt
bulunduundan tespit edilecek fazla çalma ve genel tatil
günleri çalmasna ilikin ücret talebinin kabulüne karar
verilmesi gerekirken…” Yarg. 9. H.D., 31.5.2006,
35134/15857; “ … ibraname altnda davac fazlaya dair
haklarn sakl tuttuunu beyan etmitir. Bu itiraz kayada
ramen davacnn fazla çalma isteinin kabulü yerine
reddi hatal bulunduundan…” Yarg. 9. H.D., 22.3.2006,
28158/7222 (www.kazanci.com.tr).
81
“15 adet bono ile kdem tazminat dahil bir takm
haklarnn alan davacnn ibranamelere ihtirazi kayt
koymas, Borçlar Kanununun 113/2. maddesi uyarnca
evvelce ileyen faizleri sakl tutma kabul edilmelidir.”
Yarg. 9. H.D., 19.12.2005, 14259/39785; “Kdem
tazminat faizi talebiyle ilgili olarak içinin fazlaya dair
haklarn sakl tutmak suretiyle imzalad ibraname
ihtirazi kayt niteliinde olduundan, içi buna
dayanarak tazminatnn tamamn alm bile olsa
ödenmeyen süre için mevduata uygulanan en yüksek
faizin hesaplanarak hüküm altna alnmasn isteyebilir.”
Yarg. HGK, 3.2.1999, E. 1999/9-35, K. 1999/54, Çil,
braname, s. 176-179.
82
“Davac içiye taksitler halinde bonolarla kdem
tazminatnn tamamnn ödendii süreçte, son ödemeden
önce Noterlikçe çekilen ihtarname ile faiz alacan
sakl tutmutur. Borçlar Kanununun 113. maddesi
kapsamnda bu belgenin ihtiraz kayt olarak nitelendirilip
ödeme tarihlerine göre geçmi günler faizi hesap
edilip hüküm altna alnmas gerekir.” Yarg. 9. H.D.,
15.2.1999, E. 1998/19727, K. 1999/2077; “Taksitlerin
tamamnn ödenmeden dava açlmas veya son taksit
ödeninceye kadar dava açlmas yeterlidir. Bu durumda
akdin feshi tarihinde davacn verdii ibranamede faize
ilikin ihtirazi kayt koymam olmas faiz alacan dava
etmesini engellemez.” Yarg. 9. H.D., 29.11.1994,
12478/16918 (www.kazanci.com.tr).
83
“Yargsal kararlarda da benimsendii üzere, içinin
iverene verdii ibranamenin, kural olarak, içiye
yaplm olan ödemeyle snrl olmak üzere balaycl
asldr. hukukunun içiyi koruyucu amac göz önünde
tutulduunda, bu konuda dar yorum esasnn
benimsenmesi ve yine kural olarak bir içinin, iverenin
karlksz olarak ibra etmesinin ihtimal d olmas da
kabul tarzn destekleyici bir nitelik tar (HGK.’nun
16.6.1971 gün ve E. 1215) miktarn belirleyen ve ibraname
ad altnda düzenlenmi olan belgelerin makbuz nitelii
tad kabul edilmitir. (HGK.’nun 17.3.1978 gün ve
E. 1977/10-26, K. 1978/250)” Yarg. HGK, 27.4.1983,
E. 1980/9-3055,1983/427; “Anlan ibranamenin geçerli
Özdemir, spat Yükü, s. 386.
73
Saymen, Hukuku, s. 614; Bkz.: II, 1, a.
74
Çil, braname, s. 26, 50; “… ibranamedeki imza inkar
edilmedii gibi; ibranamenin davacnn el yazs ile
yazld anlalmaktadr. Bu ibranameye itibar edilerek
davann reddi gerekirken…” Yarg. 9. H.D., 19.12.2002,
8475/24475 (www.kazanci.com.tr).
75
“Öncelikle belirtmek gerekir ki, anlan belge fesihten ve
davann açlmasndan sonra ve noterde düzenlenmitir. Bu
dikkat çekicidir” Yarg. 9. H.D., 29.5.2001 29.5.2001,
6498/9027 (www.kazanci.com.tr); Özdemir, spat Yükü,
s. 383
76
Ouzman, Fesih, s. 288; “ hukukunda ibranamenin dar
yorumu ilkesi geçerlidir. çilik haklar açkça
ibranamede yer almad sürece, genel anlamda ibraya
dair sözcüklerin borcu sona erdirdiinden söz edilemez.”
Yarg. 9. H.D., 7.3.2006, E. 2005/37456, K. 2006/5676;
“..Böyle bir belgenin Hukuku uygulamasnda snrl
biçimde yoruma tabi tutulmas, gerek öretide gerek
uygulamada benimsenen bir görütür. Ayrca belirtmek
gerekir ki, sendikal tazminat yada kötüniyet tazminat
yasalarda özel düzenleme ile içi yararna kabul edilmi
bulunduundan bu tür tazminatlarn ‘herhangi bir
alacam kalmamtr’ eklindeki sözcük kapsam içinde
kaldnn kabulüne olanak yoktur.” Yarg. HGK, 4.10.2000,
E. 2000/9-1204, K. 2000/1214 (www.kazanci.com.tr).
77
“Davac her ne kadar daval ivereni ibra etmi ise de
anlan ibranamede cezai arttan vazgeçtiine ilikin
herhangi bir kayt bulunmamaktadr. Dier bir deyile,
dava konusu olan cezai art ibranamenin kapsamna
girmemektedir” Yarg. HGK, 4.6.1997, E. 1997/9-258,
K. 1997/503; “… yllk ücretli izin ile ilgili olarak
ibranamede bir kayt yer alm deildir. Bir baka
anlamda izin hakk Dairemizin içtihatlar da dikkate
alndnda ibraname kapsam dnda braklmtr.”
Yarg. 9. H.D., 18.3.1999, 4181/5550; “…dava konusu
yaplan ilave tediye, ücret fark, bayram, giyim, tat
yardm ve kdem tazminat fark alacaklar ise söz konusu
ibraname kapsamnda deildir. Bu istekler yönünden
yarglama yaplarak…” Yarg. 9. H.D., 27.11.2006,
10498/31009 (www.kazanci.com.tr).
78
“… davacnn hizmet akdinin feshinden sonra ayrntl ve
tüm haklar saylmak suretiyle ihtirazi kayt koymadan
imzalad bir ibranamede bulunmaktadr. Buna göre
davacnn ücret farkna dayandrd tüm fark isteklerinin
reddi gerekirken kabulü hataldr … Davac; ihtirazi
kayt koymadan imzalad ibranamede yllk izin
alacaklarnn da ödendiini kabul etmitir. Buna göre yllk
izin ücreti isteinin de reddi gerekir.” Yarg. 9. H.D.,
7.10.2004, 24939/22420; “Hizmet sözlemesinin feshinden
iki ay sonra imzalanan, tüm haklarn tek tek sayld
ibranamede ise ihtirazi kayt bulunmamaktadr. Davac
ibranamenin baskyla alndn ieri sürmüse de
kantlanamamtr.
Buna
göre
fark
ve
alacak
SCL
103
HAZRAN ’09
SCL
olduu sonucuna ulald taktirde ihbar ve kdem
tazminatlar yönünden miktar içermekle, belgenin makbuz
niteliinde olduu kabul edilmelidir. Bu durumda hak
kazanlan ihbar ve kdem tazminatlarndan ibranamede
yazl olan tutarlarn indirilmesi suretiyle bakiyesinin
kabulüne karar verilmelidir” Yarg. 9. H.D., 15.2.2005,
E. 2004/12319, K. 2005/4320; “Dairemizin kararllk
kazanan uygulamas; miktarlar yazl olduu takdirde
ibranamenin makbuz niteliinde olduu, … yolundadr”.
Yarg.
9.
H.D.,
18.10.2007
34624/30755
(www.kazanci.com.tr).
Baz kararlarnda Yargtay, ibraname de miktar bulunmasa
dahi ekinde sunulan belgelerde ödeme makbuzlar
bulunmas halinde de ibra belgesini makbuz hükmünde
sayabilmekteydi Bkz.: Yarg. 9. H.D., 1.11.1999, 16706/20407,
Klçolu, Mustafa, Kanunu erhi, Ankara 2005,
s. 758’den aktaran Çil, braname, s. 39; Ayr. Bkz.: Çelik,
Hukuku, s. 290, dn. 43
84
Çil, braname, s. 28-29
85
“Dairemizin kararlk kazanan uygulamas; … miktar yazl
olmayan ancak alacaklarn açkça belirtmek suretiyle
imzalanan belgelerin geçerli ibraname mahiyeti tad
yolundadr.” Yarg. 9. H.D., 18.10.2007, 34624/30755;
“ihbar ve kdem tazminat yönünden miktar içerdiinden
makbuz niteliinde ise de, ayn ibranamede davac, miktar
belirtmeden
ücretli
izinlerini
kullandm,
hak
kazand tüm izin ücreti karlklarn aldn ve ivereni
ibra ettiini bildirdiinden, izin ücreti yönünden davac
daval irketi ibra etmi bulunmaktadr. Bu ibraname
sebebi ile izin ücreti alacann reddi gerekirken …”
Yarg. 9. H.D., 18.7.2006, 10097/21283 (www.kazanci.com.tr);
“branamede miktar da mevcut deildir. Mahkemece
ibranamenin makbuz niteliinde kabul edilerek sonuca
gidilmesi hataldr. Zira ibraname miktar içermemektedir.
braname nedeniyle kdem tazminat isteminin reddi
gerekirken istemin kabulü hatal olup…” Yarg. 9. H.D.,
13.4.2006, 75/9781, Çil, braname, s. 381; “Davac
tarafndan verildii mahkemece kabul edilen 4.5.2002
tarihli ibranamede davac mahkemece hüküm altna alnan
ihbar tazminat, kdem tazminat, aylk ücretleri ile yllk
izin ücretlerini aldn açkça kabul ederek daval ivereni
ibra
etmitir.
branamede
alnan
miktarlar
açklanmadndan
ibranamenin
makbuz
olarak
deerlendirilmesi mümkün deildir. Dairemizin istikrar
kazanan uygulamasna göre bu tür ibranamelere deer
vermek gerekmitir.” Yarg. 9. H.D., 4.11.2004, 8374/24956
(www.kazanci.com.tr).
86
104
“Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için içiye
yaplan ödemenin miktar olarak ibranamede açkça
gösterilmesi kouldur. Baka bir anlatmla, içiye yaplan
ödemeyi belli etmeyen sözlemenin ivereni borcundan
kurtaran ibraname olarak nitelendirilmesine olanak
olmad açk-seçiktir.” Yarg. 21. H.D., 24.6.2003, 6207/6096;
“… içiye yaplan miktar açkça gösterilmediinden,
ibraname olarak kabulüne olanak bulunmamaktadr.”
Yarg.
21.
H.D.,
17.3.1998,
1519/1870
5745
(www.kazanci.com.tr);
“…
Noterlii
tarafndan
düzenlenen ... ibranamede ve feragatname’ miktar
öngörülmemi, maddi ve manevi tazminat karl
ödendii belirtilmitir. Banka dekontu ile ödenen
miktarn d tavandan mahsup edilmesi gerekir.”
Yarg. 10. H.D., 23.10.2003, 5745/7375, Çil, braname,
s. 516-517.
87
“Gerçek anlamda ödemeden söz edebilmek için tanzim
edilecek miktar ile buna karlk alnan mebla arasnda
açk oranszln bulunmamas kouldur. Ödemenin
yapld tarihteki verilerle hesaplanan tazminat ile ödenen
miktar arasnda açk oranszln bulunduu durumlarda,
yaplan ödeme makbuz niteliinde kabul edilebilinir.”
Yarg. 21. H.D., 19.3.2007, E. 2006/16566, K. 2007/4784;
“Gerçek anlamda ibranameden sözedebilmek için tazmin
edilecek miktar ile buna karlk alnan mebla arasnda
açk oranszln bulunmamas kouldur. Baka bir
anlatmla, açk oranszln bulunduu durumlarda, anlan
belge ibraname deil ancak makbuz niteliindedir” Yarg.
21. HD, 24.4.1995, 2055/1779 (www.kazanci.com.tr).
88
21 ve 10. Hukuk Dairelerinin bu kararlar, 11. Hukuk
Dairesinin trafik kazalarndan kaynaklanan tazminat
davalar hakknda verdii kararlarla koutluk gösterir. 2918
sayl Karayollar Trafik Kanunu’nun 111. maddesi “Bu
Kanunla öngörülen hukuki sorumluluu kaldran veya
daraltan anlamalar geçersizdir. Tazminat miktarlarna
ilikin olup da, yetersiz veya fahi olduu açkça belli olan
anlamalar veya uzlamalar yapldklar tarihten balayarak
iki yl içinde iptal edilebilir” hükmünü içerir. 11. Hukuk
Dairesi, gerçek zarar ile yaplan ödeme arasnda açk
oranszlk bulunmas durumunda ibra belgelerine deer
verilmeyeceini kabul etmektedir. 21. Dairenin bu
yorumu
HGK
tarafndan
da
benimsenmitir:
“…ödemenin yapld tarihteki verilerle hesaplanan
tazminat ile ödenen miktar arasnda açk oranszln
bulunduu durumlarda, yaplan ödeme makbuz
niteliinde kabul edilebilir. Bu durumun, ödemenin
yapld tarih gözönünde tutularak davacnn gerçek
zararnn uzman bilirkiiler aracl ile saptanmas
suretiyle belirlenecei hukuksal gerçei ortadadr.
Ödemenin yapld tarihteki verilerle hesaplanan
tazminat ile ödenen miktar arasnda açk oranszln
bulunduu durumlarda, yaplan ödeme makbuz
niteliinde kabul edilebilir. Bu durumun, ödemenin
yapld tarih gözönünde tutularak davacnn gerçek
zararnn uzman bilirkiiler aracl ile saptanmas
suretiyle belirlenecei hukuksal gerçei ortadadr…”
Yarg. HGK, 7.12.2005, E. 2005/21-665, K. 2005/712
(www.kazanci.com.tr).
89
Yarg. 9. H.D., 21.3.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588
(www.kazanci.com.tr).
90
Özdemir, spat Yükü, s. 369.
91
“Yeni Borçlar Kanunu Tasarsnn 419. maddesinde de,
‘çinin haklarn yeterince korumad ve ya ar
ölçüde snrland açkça belli olan ibra sözlemelerinin’
iptalinin
istenebilecei
eklinde
ele
alnr.”
Yarg. 9. H.D., 21.3.2008, E. 2007/13059, K. 2008/5588
(www.kazanci.com.tr).
92
“ … ibranamenin de savunma ile çelimesi, miktar
içermemesi nedeni ile ibranameye itibar edilmemesi
yerindedir.” Yarg. 9. H.D., 14.4.2008, E. 2007/11496,
K. 2008/8311; Tank anlatmlarnn önemi konusunda
Bkz.: Yarg. 9. H.D., 28.3.2008, E. 2007/14313,
HAZRAN ’09
K. 2008/6731; Çelikili Savunma ve verenin dier
kaytlaryla ibranamenin desteklenmesi konusunda
Bkz.: Yarg. 9. H.D., 7.4.2008, E. 2007/14457 K. 2008/7575;
Yarg. 9. H.D., 27.5.2008, E. 2007/19423, K. 2008/12887;.
Yarg. 9. H.D., 13.6.2008, E. 2007/22215, K. 2008/15537
(www.kazanci.com.tr).
93
Süzek, Hukuku, s. 450; Yarg. 9. H.D., 18.3.2008,
E. 2007/26232 K. 2008/5313; Yarg. 9. H.D., 8.4.2008,
E. 2007/27825 K. 2008/7827; Yarg. 9. H.D., 21.4.2008,
E. 2007/30760 K. 2008/9208 (www.kazanci.com.tr);
Ayr. Bkz.: Honeyball, Employment Law, s. 87.
94
Alp, Geçerlilik Koullar, s. 37-38.
95
Mollamahmutolu, Hukuku, s. 581; Süzek, Hukuku,
s. 449; Alp, Geçerlilik Koullar, s. 31-34, 37, 42-43; Çil,
Etkiler, s. 27, 33; Aydn, Anlama, s. 7-8.
96
“Daval iverence bir taraftan ihbar ve kdem
tazminatnn ödendiinden söz edilmesi dier taraftan i
sözlemesinin karlkl anlama ile sona erdiinin ileri
sürülmesi çeliki arz etmektedir. Gerçekten, i
sözlemesinin karlkl anlama ile sona ermesi halinde
kdem tazminatnn ödenmesini öngören yasal bir
düzenleme bulunmad gibi, somut olay bakmnda bir
sözleme hükmü de mevcut deildir. Dinlenen davac
tanklar da i sözlemesinin iveren tarafndan
feshedildiini açklamlardr. Belirtilen bu olgulara göre
davacnn i sözlemesinin karlkl anlama ile deil,
ihbar ve kdem tazminat ödenmek suretiyle daval
iverence feshedildiinin kabulü gerekir.” Yarg. 9. H.D.,
16.10.2006, 19194/27398; “Her ne kadar daval anlama
suretiyle davacnn iten kendisinin ayrldn savunmu
ise de personel iten ayrlma formunda ve iten ayrlma
bildirgesinde iten çk nedeninin 1475 Sayl Kanununun 13. maddesi uyarnca iveren tarafndan
yapld görülmektedir.” Yarg. 9. H.D., 26.5.2004,
1424/12594; “… içi … “ sözlemesinin anlama yolu ile
feshi ve sonuçlarna ilikin protokol”ü imzalamlardr…
davac imzalarken fazlaya ilikin dava ve talep haklarn
sakl tutmutur … , davac tarafndan ihtiraz kayt
konulan protokol geçersizdir.” Yarg. 9. H.D., 24.9.2007,
13995/27723 (www.kazanci.com.tr).
97
“Davacnn kendisine yaplan ilave ödeme karlnda söz
konusu mutabakat metnini imzalad ve bu ekilde ikale
sözlemesi ile i sözlemesinin sona erdii açktr. Somut
olayda delil durumu ve özellikle tank beyanlarna göre,
davac içinin iradesinin fesada uratld da ispat
edilebilmi deildir. Türkiye Kurumu’na verilen iten
ayrlma bildirgesinde sözlemenin iveren tarafndan
feshedildiinin gösterilmi olmas da sonuca etkili
görülmemitir. içinin isizlik ödeneinden yararlanmas
için
zaman
zaman
bu
uygulamaya
gidildii
görülmektedir.” Yarg. 9. H.D., 2.10.2007, 15135/28823;
“Davac içi iverenden kdem tazminat ödenmesi
suretiyle i sözlemesinin feshini talep etmi, bu arada
ihbar öneli içinde çalabileceini açklamtr. Daval
iveren de 9.6.2005 tarihli yazs ile davacnn karlkl
anlama yönündeki talebini kabul etmitir. Bu durumda
kdem tazminat ödenmek üzere, taraflarn karlkl
anlamas yoluyla (ikale) i sözlemesi sona ermitir. 4857
sayl Kanunu döneminde taraflarn tazminatlar
SCL
ödenmek üzere i sözlemesinin feshin kararlatrmalar
mümkündür” Yarg. 9. H.D., 13.3.2007, E. 2006/37425,
K.2007/6511; “Dosyada dava dilekçesine ekli olarak
sunulduu gibi davalnn da delilleri arasnda ibraz ettii
20.9.2004 günlü fesih sözlemesi bulunmaktadr. Bu
sözlemede aktin 20.9.2004 tarihinde karlkl anlama
ile ve unsurlarnda da mutabk kalnarak feshedildii
yazldr.” Yarg. 9. H.D., 21.4.2005, 10110/14008
(www.kazanci.com.tr); Bkz.: Alp, Geçerlilik Koullar,
s. 29, 41 vd.
98
“Kald ki, tazminatlarnn ödenmeyecei artnn tek
bana iradeyi sakatladn kabul etmek de mümkün
deildir. Zira ie iade davas açmak isteyen içinin
sözlemesinin sona erdirildiinin bildirilmesi, annda
ihbar ve kdem tazminat isteme zorunluluu ve
hakk bulunmamaktadr.” Yarg. 9. H.D., 17.9.2007, 30312/
26763; Yarg. 9. H.D., 17.9.2007, 30305/26756; Yarg. 9. H.D.,
26.11.2007, 35800/35329 (www.kazanci.com.tr).
99
Alp, Geçerlilik Koullar, s. 42.
100 Yarg. 9. H.D., 18.3.2008, E. 2007/26232 K. 2008/5313;
Yarg. 9. H.D., 8.4.2008, E. 2007/27825 K. 2008/7827;
Yarg. 9. H.D., 21.4.2008, E. 2007/30760 K. 2008/9208
(www.kazanci.com.tr). Ayr. Bkz.: Mollamahmutolu,
Hukuku, s. 582;
101 Dip not 100’de belirtilen kararlar.
102 “Somut uyumazlkta, protokolün fesih yannda, içinin
içilik haklarnn da ödenmesini içerdii, bir bakma bu
haklarn ödenmesinin bu sözlemenin imzalanmasna
balanld, davacnn imzalamak zorunda brakld,
daval irketin davac içi üzerinde, ekonomik ve sosyal
üstünlüünü kulland, karlkl anlama yolu ile fesih
konusunda davacnn gerçek iradesinin bulunmad,
daval iverenin i güvencesi hükümlerini bertaraf etmek
için bu yönde uygulama yapt anlalmaktadr. Dolays
ile daval iveren ile davac içi arasnda imzalanan ve
i sözlemesinin karlkl feshini içeren protokol Borçlar
Kanunu’nun 20. maddesi uyarnca geçersizdir.”
Yarg.
9.
H.D.,
30.10.2007,
17192/31723
(www.kazanci.com.tr).
103 Yarg.
9.
H.D.,
(www.kazanci.com.tr).
26.11.2007,
35800/35329
104 “…tank anlatmlarna göre i sözlemesi feshedilen
davacya ihbar ve kdem tazminatnn ödenmesi, i
sözlemesinin feshedilmesini istediine dair dilekçe
imzalamas kouluna balanmtr. Olayda iveren
ekonomik ve sosyal üstünlüünü kullanmtr. Davac
içinin iten ayrlma iradesi bulunmamaktadr. sözlemesinin ikale ile sona erdiini kabul etmek doru
deildir.” Yarg. 9. H.D., 21.4.2008, E. 2007/30760
K. 2008/9208 (www.kazanci.com.tr). 2007
105 Bkz.: Alp, Geçerlilik Koullar, s. 36 vd; Bkz. ve Kar.:
Honeyball, Employment Law, s. 88.
106 Bkz.: I, 5.
107 Süzek, Hukuku, s. 451.
108 Alp, Geçerlilik Koullar, s. 40-41.
109 Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 37-38.
105
HAZRAN ’09
SCL
110 Uçum, Mehmet, “e ade Sonucuna Bal Olarak Doan
haklara likin Baz Uygulama Sorunlar”, Legal Hukuku
ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, S. 20, 2008, s. 1408.
Yürürlükten
kalkan
1475
sayl
Kanunun
98.
maddesini karlayan bir madde 4857 sayl Kanunda
bulunmadndan, özellikle kdem tazminat bakmndan
bu miktarda ödeme yaplmasnda engel bulunmamaktadr.
111 Çil, Etkiler, s. 27; Mollamahmutolu, Hukuku, s. 583.
112 Dip not 100’de belirtilen kararlar.
113 Yarg. 9. H.D., 21.4.2008, E. 2007/30760 K. 2008/9208
(www.kazanci.com.tr).
114 Dip not 113’teki karar; Ayn Yolda Yarg. 9. H.D., 25.9.2008,
1888/25058, Legal Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Dergisi, S. 20, 2008, s. 1550-1553.
115 “Somut uyumazlkta daval iveren i sözlemesinin
feshettiinde, davac içiye kdem ve ihbar tazminat
yannda 9.448,68 YTL ilave ödemede bulunmutur.
Davacdan alnan ibranamede bu ödemenin ie
balatmama tazminat niteliinde olduu belirtilmedii
gibi, davacnn ie iade davasndan bu ödeme karl
feragat ettii de açklanm deildir. Kald ki böyle bir
feragat geçersizdir. Ancak daval iverenin fesih
ilemindeki tutumu, yapt bu ödeme ve davacnn
ibraname imzalam olmas gibi nedenler ie balatmama
tazminatnn alt ve üst snr arasnda takdir edilmesinde
dikkate alnabilir. Mahkemece daval iverence yaplan
ilave ödemenin ie balatmama tazminatndan mahsubuna
karar verilmesi hataldr.” Yarg. 9. H.D., 10.7.2006,
16045/20332 (www.kazanci.com.tr).
116 “… iveren tarafndan i akdi sona eren her içiye on aylk
ek ücret ödemesi yaplmasnn hayatn olaan akna
aykr olduu, ...ie iade davalar sonucunda hüküm altna
alnabilecek ücret ve tazminatlarnda ödendii, yaplan
ek ücret ödemesinin ie iade davas sonucu hüküm altna
alnan dokuz aylk ücret ve tazminat kapsad…”
Yarg. 9. H.D., 09.03.2007, E. 2006/1156, K. 2007/62
(Alpagut, Sözlemesel Kaytlar, s. 47-48).
123 Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 42-43
124 Alpagut, Sözlemesel Kaytlar, s. 49; Ekonomi, Taraflarn
Anlamas, s. 42-43; Alp, Geçerlilik Koullar, s. 34.
125 Ekonomi, Taraflarn Anlamas, s. 43.
126 Junker, A., Grundkurs Arbeitsrecht, 4. Auflage, Münhen
2004, s.246’dan aktaran, Ekonomi, Taraflarn Anlamas,
s. 41.
127 “ …iverenin içiyi imzalad belgenin önemi hakknda
uyarmamas dahi yanltma durumunun gerçeklemi
saylmas için yeterli bulunmaktadr” Yarg. 9. H.D.,
24.1.1969, 8140/476, Centel, Hukuku, s. 204.
128 Bkz.: II, 1, a
129 “braname ve feragatnamenin alnd 13.02.2007 tarihinde
i sözlemesi sona ermemitir. sözlemesi devam
etmektedir. sözlemesi devam ederken alnan ibraname
ve özellikle i güvencesi salayan ie iade isteminden
feragat geçerli deildir. Geçerli olmayan bir ibraname ve
feragatnameye dayal karlkl anlama ile i
sözlemesinin sona erdirilmesi, ksaca ikale de geçersiz
saylmaldr.” Yarg. 9. H.D., 18.3.2008, E. 2007/26232
K. 2008/5313; Yarg. 9. H.D., 8.4.2008, E. 2007/27825
K. 2008/7827 (www.kazanci.com.tr).
130 “…taraflar arasndaki i sözlemesinin karlkl anlama ile
sona erdirilmesi sözlemesi i ilikisi devam ederken
imzalatldndan, 4857 sayl Kanunu’nun 21/son
maddesi uyarnca geçerli deildir.” Yarg. 9. H.D., 8.4.2008,
E. 2007/27825 K. 2008/7827 (www.kazanci.com.tr).
131 Çelik, Hukuku, s. 181; Ekonomi, Taraflarn Anlamas,
s. 39; Mollamahmutolu, Hukuku, s. 582; Bkz. ve Kar.
Yarg. 9. H.D., 13.3.2007, E. 2006/37425, K. 2007/6511
(www.kazanci.com.tr).
132 Dip not 113’teki karar.
Alpagut,
133 “Türkiye Kurumu’na verilen iten ayrlma bildirgesinde
sözlemenin iveren tarafndan feshedildiinin gösterilmi
olmas da sonuca etkili görülmemitir. içinin isizlik
ödeneinden yararlanmas için zaman zaman bu
uygulamaya gidildii görülmektedir” Yarg. 9. H.D.,
2.10.2007, 15135/28823; “Dosya içeriine göre, davac
içi iyerinden kendi istei ile ayrlmak istediini belirten
bir dilekçeyi iverene vermi ve daval iverence ihbar
ve kdem tazminatlar ödenmitir. Yine, Türkiye Kurumuna verilmek üzere iverence hazrlanan iten
ayrlma belgesinde davacnn i sözlemesinin 4857 sayl
Kanununun 17. maddesine göre iverence feshedildii
açklanmtr. Dosyada mevcut delil durumuna göre,
davacnn iyerinden ayrlmay talep eden dilekçesi
üzerine i sözlemesinin karlkl anlama (ikale) suretiyle
feshedildii anlalmaktadr. Daval tanklar bu yönde
anlatmda bulunmular. Davac taraf tank dinletmemitir.
kale yoluyla i sözlemesinin feshinde içinin ie iade
isteinin reddine karar verilmelidir. Mahkemece istein
kabulüne karar verilmesi hatal olup bozmay
gerektirmitir.” Yarg. 9. H.D., 20.3.2007, 6997/7699
(www.kazanci.com.tr).
122 Ayrntl açklama ve bu konudaki görüler için Bkz:
Sevimli, çinin Özel Yaamna Müdahale, s. 89 vd.
134 Bu yolda Fransz Hukukundan 2008 ylnda yaplan
deiiklik hakkndan Bkz.: http://www.dechert.com/
library/Labor_08-21-08.pdf, 8.4.2009.
117 Ek ödeme kazandrc bir tasarruf ilemidir. Her
kazandrc ilemde olduu gibi bir hukuki sebebi
bulunmaldr (Bkz.: Feyziolu, Borçlar Hukuku, s. 428).
Buradaki sebebin, ifa (causa solvendi) deil de balama
(causa doanandi) olduunu kabul etmek, bu yönde
düünmeyi gerektirecek bakaca bulgunun mevcut
olmad durumlarda, kanmzca, güçtür. Yaplan ek
ödemen hukuki nitelii ne olursa olsun ücret dndaki
içilik haklaryla takasnn mümkün olduu yönünde
Bkz.: Uçum, Uygulama Sorunlar, s. 1415-1416.
118 Bunun hukuki nedeni ve mahsubun nasl yaplaca
hususunda
Bkz.: Uçum, Uygulama Sorunlar,
s. 1408-1410; Ayr. Bkz.: Çil, Etkiler, s. 32-33.
119 Alpagut, Sözlemesel Kaytlar, s. 48 vd.; Ekonomi,
Taraflarn Anlamas, s. 41 vd., Alp, Geçerlilik Koullar,
s. 34 ; Ayr. Bkz. Süzek, Hukuku, s. 450, dn. 13.
120 Honeyball, Employment Law, s. 87.
121 Ekonomi, Taraflarn Anlamas,
Sözlemesel Kaytlar, s. 49-50.
106
s.
42-43;
HAZRAN ’09
SCL
135 Bkz. ve Kar.: Sevimli, çinin Özel Yaamna Müdahale,
s. 95 vd.
•
Ekonomi, Münir, Hukuku: Cilt 1, Ferdi Hukuku,
stanbul, TÜ Yay. No. 18, 1987.
136 Ayn görüte Klçolu, Mustafa, Gülsevil Alpagut’un
Tebliinin Tartma Bölümü, stanbul Barosu ve
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafndan
ortaklaa gerçekletirilen 11. ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Toplants, 8-9 Haziran 2007, stanbul Barosu
Yay., stanbul 2008, s. 60.
•
Eren, Fikret, Borçlar Hukuku: Genel Hükümler, stanbul,
Beta Yay., 2001.
•
Feyziolu, Feyzi Necmeddin, Borçlar Hukuku: Genel
Hükümler, C. II, stanbul, Fakülteler Matbaas, 1977.
•
Gözler, Kemal, Hukuka Giri, Bursa, Ekin Kitabevi, 2008.
137 Bkz.: Gözler, Kemal, Hukuka Giri, Bursa, Ekin Kitabevi,
•
Honeyball, Simon, Honeyball and Bowers’ Textbook on
Employment Law, Oxford University Pres, 2006.
•
Kaynar, Reat, Borçlar Hukuku:
stanbul, Sulhi G. Mat., 1974.
KAYNAKÇA
•
Kuru, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, C. IV.
•
Alangoya, Yavuz, Medenî Usul Hukuku Esaslar, stanbul,
2003.
•
Mollamahmutolu, Hamdi, Hukuku, Ankara, Turhan
Kitapevi, 2008.
•
Alp, Mustafa, “ Hukukunda kalenin (Bozma Sözlemesi)
Geçerlilik Koullar”, Legal ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Dergisi, 2008, Say: 17.
•
Ouzman, M. Kemal, Türk Borçlar Kanunu ve Mevzuatna Göre Hizmet “” Akdinin Feshi, stanbul
1955.
•
Alpagut, Gülsevil, “ Sözlemesinin Sona Ermesine likin
Sözlemesel
Kaytlar
ve
Sözlemenin
Taraflarn
Anlamasyla Sona ermesi (kale)”, stanbul Barosu ve
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafndan
ortaklaa gerçekletirilen 11. ve Sosyal Güvenlik
Hukuku Toplants, 8-9 Haziran 2007, stanbul Barosu
Yay., stanbul 2008.
•
Ouzman, M. Kemal/Öz, Turgut, Borçlar Hukuku: Genel
Hükümler, stanbul, Filiz Kitabevi, 2006.
•
Özdemir,
Erdem,
Sözlemesinden
Doan
Uyumazlklarda spat Yükü ve Araçlar, stanbul, Beta
Yay., 2006.
•
Özel, Çalar, Hukuku Uygulamasnda bra
Sözlemeleri ve Yargtay’n bra Sözlemelerine Bak,
C. 19, S. 4 Temmuz 2005.
•
Saymen, Ferit Hakk, çinin Kdem Tazminat - çilikten
Memuriyete Nakil (Karar ncelmesi), ÜHFM, C. XVII,
S. 3-4.
•
Saymen, Ferit Hakk, Türk Hukuku, stanbul, smail
Akgün Matbaas, 1954.
•
Sevimli, K. Ahmet, çinin Özel Yaamna Müdahalenin
Snrlar, stanbul, Legal Yay., 2006.
•
Süzek, Sarper, Hukuku, 2008, Beta Yay., 2008.
•
ahlanan, Fevzi, e ade Davas Açma Hakkn Ortadan
Kaldran Protokolün Geçersizlii (Karar ncelemesi),
http://www.tekstilisveren.org/content/view/56/34/
(26.3.2009).
2008, s. 121 vd.
•
Astarl, Muhittin, “Toplu çi Çkarma Kapsamnda
Öncelikli Olarak ten Çkarlmay Kabul Eden çilerle
veren Arasnda Bir kale Sözlemesinin Yaplm Olduu
Kabul Edilebilir Mi?” (Karar ncelemesi), TÜHS Hukuku ve ktisat Dergisi, C. 20 S. 6, C.21 S. 1,
Mays-Austos 2007.
•
Aydn, Ufuk, “ Sözlemesinin Anlama le Sona
Erdirilmesi”, Çimento veren Dergisi, C. 18, S. 3, Mays
2004.
•
Berki, akir, Borçlarn Sukutu, AÜHF., Cilt XII, S. 1-2,
1955.
Genel
Hükümler,
•
Binatl, Yusuf Ziya, Türk Borçlar Hukuku, Ankara, Sevinç
Mat., 1975.
•
Centel, Tankut, Bireysel Hukuku, stanbul, Beta Yay.,
1994.
•
•
Çankaya, Osman Güven/Günay, Cevdet lhan/Gökta,
Seracettin, Türk Hukukunda e ade Davalar, Ankara,
Yetkin Yay., 2006.
Tekinay, Selahattin Sulhi/Akman, Sermet/Burcuolu,
Haluk/Altop, Atilla, Tekinay Borçlar Hukuku: Genel
Hükümler, stanbul, Filiz Kitabevi,1993.
•
Tuçoma, Kenan, Borçlar Hukuku: Genel Hükümler, C. I,
stanbul, Fakülteler Mat., 1972.
•
Çelik, Nuri, Hukuku Dersleri, stanbul, Beta Yay., 2008
•
Turan, Kamil, Ferdi Hukuku, Ankara, Kamu-, 1993.
•
Çil, ahin, “bra Sözlemesi ile kale Sözlemesinin Güvencesine Etkileri”, Sicil Hukuku Dergisi, Yl: 2, S. 7;
Eylül 2007.
•
Uçum, Mehmet, “e iade Sonucuna Bal Olarak Doan
haklara likin Baz Uygulama Sorunlar”, Legal Hukuku
ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, S. 20, 2008.
•
Çil, ahin, Hukukunda bra Sözlemesi (braname),
stanbul, Legal Yay., 2007.
•
Ekonomi, Münir, “ Sözlemesinin Sona Erdirilmesinde
Taraflarn Anlamas, braname ile Güvencesi
Davasndan Feragat ve Sulh”, Legal Hukukuna ve Sosyal
Güvenlik Hukukuna likin Yarg Kararlar ve ncelemeleri
Dergisi, S. 1, Austos 2006.
107
YEN YAYINLAR
Yargtay 9. Hukuk Dairesi Onursal Bakan Osman Güven Çankaya ile Yargtay 9. Hukuk Dairesi Tetkik Hakimi ahin Çil tarafndan hazrlanan eserin geniletilen 2. bass, 2009 ylnda yaymlanmtr.
lk bass 2006 ylnda yaymlanan “ Hukukunda Üçlü likiler”, Türk i hukukunda üçlü sözlemesel ilikileri tüm yönleriyle
ele almaktadr. Eserin ilk bassnn ardndan, özellikle asl iverenalt iveren ilikisi yönünden yasa hükümlerinin deimesi ve son
olarak da Alt veren Yönetmelii’nin yürürlüe girmesi ile konunun deien mevzuat ve yarg kararlar çerçevesinde ele alnmas
zorunluluu domutur. Eserde alt iverenlik sözlemesinin tanm, unsurlar, sonuçlar geni biçimde ele alnm ve ilgili Yargtay
uygulamas ayrntl biçimde açklanmtr. Bunun yan sra, geçici
i ilikisi, iyeri devri ve hizmet akdi devri bütün yönleri ile incelenmi ve çok sayda Yargtay karar da ilgili bölümlere yerletirilmitir.
Bu çerçevede, eserin 1. bölümünde asl iveren-alt iveren ilikisi, 2. bölümünde ödünç (geçici) i ilikisi, 3. bölümünde iyeri devri ve 4. bölümünde de hizmet akdi devri ele alnmtr. Eserin 5. bölümünde i hukukunda üçlü sözlemesel ilikilerin genel olarak deerlendirildii sonuç
ksmna ve 6. bölümünde de konuyla ilgili mevzuat hükümlerine yer verilmitir.
Dr. Ercüment Özkaraca tarafndan doktora tezi olarak hazrlanan “yeri Devrinin Sözlemelerine Etkisi ve verenlerin
Hukuki Sorumluluu” isimli eser, 2008 ylnda yaymlanmtr.
yeri, iyeri bölümü ve iletme kavramlar açklanarak Avrupa
Adalet Divan’nn Kanunu’nun 6. maddesinin uygulanmas açsndan önem tayan kararlarna da deinilen eserde; bu kararlarda
belirlenen normun koruma amac ön plana çkarlarak, iyeri devrinin temel ölçütü olarak kimliini koruyan ekonomik birliin esas
alnmas gerektii sonucuna vurgu yaplmtr.
Eserde, iyeri kavramna ilikin olarak yasal esaslar üzerinde
durulmu bu hususta Avrupa Birlii Hukuku’nda ve Adalet Divan
içtihadnda yaanan gelimeler yanstlmtr. yeri devri kavram
açsndan da arlkl olarak, iyeri devrine yol açan durumlar incelenmi ve iyeri devrinin dier üçlü ilikilerden fark ortaya konularak sonuçlar ele alnmtr.
HAZRAN ’09
SCL
Jur. Dr. Mevci ERGÜN
Uluslararas Patent Birlii Konsey Bakan Yardmcs
çi Hizmet Bulular çin yeri Patent Sistemi
Ç TANIMI
Özel hukuk ilikisi içinde olan içilerin bulular ile ilgili olarak, 551 sayl Patent Haklarnn Korunmas Hakknda Kanun Hükmünde
Kararname’de (Pat. KHK) özel bir düzenleme
öngörülmütür (m. 16 vd.).
Pat. KHK hükümlerine göre içi, bir özel hukuk sözlemesi veya benzeri bir hukuk ilikisi
gerei, bakasnn hizmetinde olan ve bu hizmet ilikisini iverenin gösterdii belli bir ile
ilgili olarak kiisel bir bamllk içinde ona kar yerine getirmekle yükümlü olan kiidir (Pat.
KHK m. 16/III). Pat. KHK’da, ücretsiz olarak ve
belirli bir süreye bal olmakszn hizmet gören stajyerler ve pratik yapan örenciler de içi
olarak saylmaktadr. Bu anlamda içi olarak
saylmak için, ekonomik açdan bamllk ve
hizmet ilikisinin süresinin bir önemi yoktur.
Buna karlk, 4857 sayl Kanunu’na göre
içi, bir i sözlemesine dayanarak çalan kii
olarak tanmlanmtr (m. 2/I). Ferdi i hukuku alannda içi kavramnn çeitli tanmlarn
görmek mümkün olmakla birlikte, ayn anlam
ifade etmektedirler. Görüldüü üzere; ferdi i
hukukunda içi tanmnda olmas gereken i
sözlemesi yerine, Pat. KHK’da bir özel hukuk
sözlemesi veya benzeri bir hukuk ilikisi aranmaktadr. Ferdi i hukukunda i sözlemesinde
olabilecek ekonomik bamllk unsuru, Pat.
KHK’da tanmlanan içi için söz konusu deildir. çi kavram konusunda Pat. KHK’da öngörülen hüküm, ferdi i hukukundakine nazaran
daha geni düzenlenmitir.
Ç BULUUNUN KAPSAMI
Teknik yenilik bir üst kavram olup, patent,
faydal model ve teknik iyiletirme tekliflerini
içerir. Bulular, korunabilir nitelikte olup olmamasna göre, aadaki ekilde incelenebilir:
1. Korunabilir nitelikte saylan bulular:
Korunabilir nitelikte saylan bulular, patent
veya faydal model olarak korunabilir olanlardr. Nitekim, içi bulular da, patent veya faydal model belgesi ile korunabilir nitelikte olan
bululardr (Pat. KHK m. 16/I).
2. Korunabilir nitelikte saylmayan bulular: Teknik iyiletirme teklifleri, hizmet buluu veya serbest bulu gibi bir ayrma tabi tutulmayan ve peinen iverene ait olduu kabul
edilen, i sonuçlardr. çiye bunlar hakknda
iverene bildirimde bulunma yükümü açkça
yüklenmemi olsa bile, bu yükümlülük, i ilikisinin doal bir sonucu olarak vardr. Bu teklifler, dier koruma haklarndan farkl olarak
(patent veya faydal model) iverene hukuki
deil, fiili bir tekel benzeri imtiyaz salayan i
sonuçlardr. verene salanan tekel benzeri
109
HAZRAN ’09
SCL
imtiyaz, ekonomik bir avantajn salanmas demektir (Pat. KHK m. 33 Gerekçesi).
Teknik iyiletirme teklifleri, patent veya faydal model belgesi ile korunabilir nitelikte deildir. Dier bir anlatmla, bir bulu, teknik iyiletirme teklifi niteliinde ise, içi buluu olarak
saylamaz (Pat. KHK m. 16/II). Teknik iyiletirme tekliflerinin iverene yazl olarak bildirilmesi ile bunlardan yararlanma karlnda, iveren tarafndan içiye ödenecek uygun bedel
ve bunun hesaplanmas hususlarnda Pat. KHK
m. 18, 22 ve 25 hükümleri kyasen uygulanr
(Pat. KHK m. 33).
Teknik iyiletirme teklifleri ile ilgili dier konular ferdi ve toplu i sözlemeleriyle düzenlenir.
Ç BULULARININ ÇETLER
çiler tarafndan gerçekletirilen bulular,
hizmet bulular ve serbest bulular olarak iki
ksma ayrlr. Teknik iyiletirme teklifleri ise,
içi buluu olarak kabul edilmemektedir.
1. Hizmet Bulular
Hizmet bulular, içinin bir iletme veya
kamu idaresinde yükümlü olduu faaliyeti gerei, gerçekletirdii veya iletmenin veya kamu
idaresinin büyük ölçüde deneyim ve çalmalarna dayanan, içinin i ilikisi srasnda yapt
bululardr (Pat. KHK m. 17/II). Bu tanma göre
hizmet bulularnn unsurlar unlardr:
a) Hizmet buluu, içinin, yükümlü olduu
iin gerei olarak gerçekletirilmelidir.
b) Bulu, iletme veya kamu idaresinin büyük
ölçüde deneyim ve çalmalarna dayanmaldr.
Ancak, iletmenin deneyim ve çalmalarnn
bulula ilgili olmas yetmez, buluun gerçeklemesinde “önemli görevinin olmas” aranr.
c) Bulu, i ilikisinin devam süresince gerçekletirilmelidir. Fakat, buluun, i ilikisi devam etmek artyla, i mesaisi içinde gerçeklemesi art deildir. çinin, tatili srasnda yapt
bulu da içi buluudur.
2. Serbest Bulular
Pat. KHK’da serbest bulularnn açkça tanm yaplmamtr. Serbest içi bulular, içilerce
yaplan ve hizmet buluu saylmayan bulular110
dr (Pat. KHK m. 17/III). Bu bulularn, iletme
için yararl veya iletme tarafndan deerlendirilebilir olmalar halinde de, hizmet buluu saylmalar mümkün deildir.
Serbest buluun sahibi içidir; bulu içinin
kiiliinde doar ve bütün haklaryla içi de
kalr. çi serbest buluu devretmek kanuni yükümü altnda olmad gibi, iveren de bu tür
bulular tek tarafl irade açklamasyla iktisap
etmek hakkna sahip deildir. Bu tür bulular
ancak Pat. KHK m. 86 vd. hükümleri dahilinde
herhangi bir üçüncü kiiye olduu gibi devredilebilir. Serbest bulular için patent veya faydal model bavurusunda bulunmak hakk içiye aittir1.
Ç HZMET BULULARI ÇN
YER PATENT SSTEM
KURULMASININ ÖNEM
Patent kanunlar, özel veya kamusal bir i
ilikisi içinde bulanan kimseleri; yüklendikleri
i gerei ve iin yerine getirilmesi srasnda gerçekletirdikleri bulular dolaysyla, bulua adlarnn verilmesi gibi manevi ve bedel alma gibi
maddi haklarla ödüllendirerek; iletme sahibini
de patentin sahibi kabul ederek, aratrma ve
gelitirmeye önem verilmesi yönünde tevik etmitir2. Tüm bu hususlarn yer ald bir iyeri
patent sisteminin, i barnn salanmas ve iyerinin haklln kantlayabilmesi bakmndan
da önemi vardr.
Söz konusu sistemin kurulmasnn, bir iyeri
için kazanmlar unlardr:
1. çi ve iveren arasnda hizmet bulular
ile ilgili hak geçi sözlemesinin yaplmas,
2. Anlamazlk halinde ortaya çkacak uyumazlklarn çözümlenmesi,
3. akdi ilikisinin sona erme tarihinden
itibaren geçecek alt ay içinde olas itirazlarn
yaplmas.
YER ÇALIMA KÜLTÜRÜ
Her iyerinin bir çalma kültürü olup, dier iyerlerinden farkllk gösterir. Bu farkllk,
özellikle kurumsal kimlik ve verilerin düzenli
biçimde elde edilebilmesinden domaktadr.
Özenle düzenlenmi bir iyeri patent sistemi-
HAZRAN ’09
nin kurulabilmesi için, patent alannda uzman
hukukçu ile patent vekilinden yararlanmay
zorunlu klmaktadr. yeri çalma kültürünün
belirlenmesinde, özellikle bulula ilgili hak geçiinin salanabilmesi için, kayt altna alnacak
hususlarn bir liste haline getirilmesi gerekir.
Listeye alnan balklarn her birinin ayr ayr
tanmlar yaplmal ve birbirini öncelik srasna
göre takip etmelidir.
Ç HZMET BULUU LE LGL
HAK GEÇNN SALANABLMES
ÇN KAYIT ALTINA ALINACAK
HUSUSLAR
Özenle düzenlenmi bir iyeri patent sisteminin kurulmasnda, baz hususlarn kayt altna alnmas gerekmektedir. Bu uygulamada
iyeri çalma kültürü büyük bir önem tar.
çilerin hizmet bulular ile ilgili hak geçiinin
salanabilmesi için, baz hususlarn kayt altna
alnarak güvenilir bir iyeri patent sistemi kurulmaldr.
Bu anlamda, kurulacak sistem için kayt altna alnacak hususlar unlardr:
1. Buluun Nitelii
yeri patent sisteminin kurulmasnn asl
amac, içiler tarafndan gerçekletirilecek hizmet bulular ile ilgili verilerin kayt altna alnmasdr. Bu sistem sayesinde, içi buluu olarak
kabul edilmemekle birlikte, teknik iyiletirmeler konusundaki çalmalarn da deerlendirilmesi kolaylar. Hizmet buluu ile ilgili bulu
hakk önce içinin kiiliinde doar ve daha
sonra da, talep etmesi üzerine iverene devredilir. veren patent/faydal model bavurusunu, içinin halefi sfat ile yapar ve patentin/
faydal modelin sahibi olur (Pat. KHK m. 11,
15, 166). Ancak, buluu yapan içinin ad patentte/faydal modelde belirtilir.
2. çinin Bildirimi
Serbest içi buluu yapldnda, içi sadece
ivereni haberdar eder. Buna karlk, içi bir
hizmet buluu yaptnda, bu buluunu yazl
olarak ve geciktirmeksizin iverene bildirmekle
yükümlüdür (Pat. KHK m. 18/I). Bulu birden
SCL
çok içi tarafndan gerçekletirilmise, bildirim
her birinin imzalarn tar. Ancak, her biri ayr
ayr, ekline uygun bildirimde de bulunabilir.
Bildirim yükümü, buluun tamamlanmasndan sonra söz konusudur. Fakat, tamamlama
öncesinde böyle bir bildirim yaplaca sözlemede özel olarak taraflarca kararlatrlm
olabilir. çinin, Pat. KHK’de öngörülen ekilde
bildirimde bulunabilmesi için, iveren gereken
yardm göstermek zorundadr (Pat. KHK m.
18/son frka). Buluun ne zaman tamamlanm
sayld, buluu yapann kiisel fikrine göre
deil, bir uzmann bu konudaki görüüne göre
belirlenir. çinin Pat. KHK’da öngörülen bildirim yükümünü yerine getirmemesi veya yanl
bildirimde bulunmas onu iverene kar, genel
hükümlere göre, sorumlu klar. Hatta, böyle
bir durum, i ilikisinin sona erdirilmesi nedeni
olarak da kabul edilebilir.
Bununla birlikte, içinin bildirim yükümünü
hiç veya gerei gibi yerine getirmemi olmas,
iverenin bulua ilikin hakkna engel deildir.
Bildirimin gecikmeksizin yaplmas ile kastedilen, hemen yaplmas deildir. Çünkü içiye
ksa da olsa bir düünme süresi tanmak zorunludur. Fakat dier taraftan, bildirimin rüçhan
hakkndan gerei gibi yararlanabilmek açsndan zamannda yaplmas gerekir.
Bildirimin özel bir ekilde yaplmas ile kastedilen, dier bildirim ve raporlar arasnda ek
bir bilgi gösterilmemesidir. Bildirimin içerii
açk ve seçik bir ekilde düzenlenmelidir. Aksi
halde, iverence tebellü edilmesinden sonra
normal olarak ilemesi gereken süre ilemeyecektir. Teorik olarak, iveren, bildirimin kendisine yazl olarak yaplmasndan içiyi muaf
tutar. Fakat bu takdirde, Pat. KHK m. 18’de
öngörülen sürenin ileyebilmesi için, bildirimin
kendisine sözlü biçimde yaplm olduunu,
yazl olarak tespit etmesi gerekir (Pat. KHK m.
18 Gerekçesi).
çi bir hizmet buluu yaptnda,
bu buluunu yazl olarak ve
geciktirmeksizin iverene
bildirmekle yükümlüdür.
111
HAZRAN ’09
SCL
çi, bulu için kendi adna Türk
Patent Enstitüsüne bavurarak
koruma hakk elde etmi ise,
iverenin buna ramen hizmet
buluu üzerindeki hakk
kaybolmu saylmaz.
bilgileri ve katk paylarn içermesi ve iletmenin
deneyim ve çalmalarnn yeteri kadar açklanmam olmas halinde yaplr. ki aylk bildirim
süresi hak düürücü nitelik tar. öyle ki, bu
süre içinde düzeltme isteminde bulunulmamas
halinde, bildirim kanuni art ve içerie uygun
olmasa bile geçerli saylr3.
çi teknik problemi, çözümünü ve hizmet
buluunu nasl gerçekletirmi olduunu bildiriminde açklamak zorundadr. Buluun daha
iyi açklanmas bakmndan varsa resmini de
iverene verir (Pat. KHK m. 18/II). çi, bu açklamaya uygun biçimde bildirimin içeriini hazrlamal ki, teknik alandaki uzman da, buluu
uygulayabilsin. Dier taraftan da, iveren, bildirimdeki bilgilere göre, bir hizmet buluunun
söz konusu olup olmad konusunda deer
yargsna varacaktr. Ayrca, bildirim içeriine
bal olarak, ödenecek bedelin miktar da belli
olacaktr.
çi, yararlanm olduu iletme deneyim ve
çalmalarn, varsa dier çalanlarn katklarn
ve bu katklarn eklini, yapt ile ilgili olarak
ald talimatlar ve söz konusu katklar yannda kendisinin katk payn da belirtir (Pat. KHK
m. 18/III). Burada sözü edilen “dier çalanlar”
müterek bulu yapanlar deildir. Bu kiilerin
katklar ve bunun eklinin belirtilmesi ile güdülen amaç, iverenin katksn içininkinden
ayrabilmektir. Dolaysyla buna bal olarak,
bedelin takdiri yaplacaktr.
verene, her türlü hizmet buluu ile ilgili
olarak hak tanmaktadr. verenin öncelikle bir
seçim hakk vardr. veren, hizmet buluuna
ilikin hakkn kullanmak veya kullanmamakta serbesttir. verenin bu hakk kullanmamas,
yazl bir biçimde yapaca açklama ile veya
kendisine tannan süreyi cevapsz brakmakla
olur (Pat. KHK m. 21).
veren, hizmet buluu ile ilgili olarak tam
veya ksmi hak talep etmek isterse, bu hususu
yazl olarak içiye veya bulu birden çok kii
tarafndan gerçekletirilmise, tümüne bildirmek zorundadr. Bu talep, içinin bildiriminin
iverene ulat tarihten itibaren dört ay içinde
yaplr (Pat. KHK m. 19/II). Söz konusu süre
hak düürücü nitelii haizdir. verenin bu süre
içinde seçimlik hakkn kullanmamas halinde,
hizmet buluu, serbest bulu nitelii kazanr
(Pat. KHK m. 21/I).
verenin seçimlik hakkn kullanmas halinde, kurucu yenilik dourucu bir hak oluur. Bu
durumda iveren, hizmet buluu ile ilgili olarak
tam veya ksmi hak kazanm sonucunu douracaktr. Ancak, iveren seçimlik hakkn içiye
bildiriminde, tam veya ksmi haklardan hangisini istediini açklamak zorundadr.
çi, Pat. KHK’ya uygun talepte bulunmamsa
veya hiç bildirim yapmamsa, -zorunlu olmad
halde- iveren içiyi bildirimde bulunmaya davet
ettii halde içi bu çarya uymamsa, iveren
gene de hak seçimi bildiriminde bulunabilir4.
verenin hizmet buluuna ilikin talepte bulunmasndan önceki dört aylk süre içinde, içinin
bulu üzerinde yapm olduu hukuki ilemler
(lisans, devir, rehin gibi), iverenin haklarn ihlal ettii ölçüde iverene kar geçersiz saylr
(Pat. KHK m. 20/III). Fakat, iveren ksmi hak
talebinde bulunmu ise, geçersizlik, kazandrlan hukuki duruma göre deiecektir. Örnein,
3. verenin Bildirimi
veren, kendisine ulaan bildirimin tebellü tarihini bildirimde bulunan kii veya kiilere gecikmeksizin ve yazl olarak bildirir (Pat.
KHK m. 18/I).
4. veren Tarafndan çi Bildiriminin
Düzeltilmesi stemi
veren, bildirimin kendisine ulat tarihten
itibaren iki ay içinde, bildirimin hangi hususlarda düzeltilmesi gerektiini içiden isteyebilir
(Pat. KHK m. 18/IV). Bu istem, bildirimin kanuni içeriini yanstmamas, açk olmamas, yanl
112
5. verenin Seçimlik Hakk
HAZRAN ’09
üçüncü kiilere, eer bir inhisari olmayan lisans
verilmise, ilem geçerli olmaya devam edecek,
tam lisans verilmise ilem geçersiz saylacaktr.
çinin yapt tasarruflarla ilgili olarak, üçüncü
kiilerin iyi niyeti korunmaz.
a) verenin tam hak istemi
veren hizmet buluuna ilikin tam hak talebinde bulunmas halinde, bununla ilgili bildirimin içiye ulamas ile bulu üzerindeki tüm
haklar, “kanuni temlik” icab, iverene geçmi
olur (Pat. KHK m. 20/I). Kanuni temlik icab
devir olunan haklar kapsamna, buluu yapann adnn belirtilmesini istemeye yönelik ahsi
hak girmez.
çi, bulu için kendi adna Türk Patent Enstitüsüne bavurarak koruma hakk elde etmi
ise, iverenin buna ramen hizmet buluu üzerindeki hakk kaybolmu saylmaz. veren,
bavuru sahibi gibidir. Bu durumda, içinin Patent Sicilinde iveren lehine deiiklik yaplmasna ilikin rzasn vermekle sicilde deiiklik
gerçekleir. Aksi halde, iveren dava yolu ile
sicilde lehine bu deiiklii salayacaktr.
çilerin hizmet buluu ile ilgili hak geçii
üzerine, iverenin tarifeye göre bedel ödeme
ve buluu korumann salanmas yükümlülüü
vardr.
b) verenin ksmi hak istemi
verenin hizmet buluuna ilikin ksmi hak
talep etmesi halinde, iveren, ksmi hakka dayanarak buluu kullanabilir (Pat. KHK m. 20/
II). Bu kullanma hakk, inhisari olmayan lisansta lisans alann hakk ile karlatrlabilir. Fakat, ondan farkl olan husus, iverene tannan
buluu kullanma hakknn, Pat. KHK’dan dolay tannm olmasdr.
verenin ksmi hak talep etmi olmas halinde,
koruma hakk (patent veya faydal model belgesi
almak için bavuruda bulunmak) elde etme olana, içiye geçer. Fakat, içinin bu amaçla bavuruda bulunma yükümlülüü de yoktur. veren ksmi hak talebinde bulunduktan sonra artk
buluun korunabilir nitelikte bir bulu olmad
iddiasyla kullanma karl olan bedeli ödemekten kaçnmas söz konusu olamaz.
verenin tam hak talep etmesinden farkl
olarak, ksmi hak talep etmesi halinde bedel
SCL
ödeme borcu, hak talebinde bulunmas ile deil, buluu kullanmasyla doar. Burada, iverene tannm inhisari nitelikte olmayan hak,
sadece kullanma ilikindir. Bu kullanm, patent
veya faydal model sahibi için tannm olan
herhangi bir kullanmla ilgili olabilir. veren,
buluu hiçbir ekilde kullanmamakta ise, bedel
isteme talebi düer (Pat. KHK m. 23). Dier taraftan, buluun korunabilir olmad mahkeme
karar ile tespit olunmusa, içi bedel isteyemez. verenin ksmi hak talebinde bulunduu hallerde, içi buluu, i hukukundaki genel
sadakat yükümü çerçevesinde istedii ekilde
deerlendirme hakkna sahip olur.
verenin hizmet buluu üzerindeki inhisari
olmayan kullanma hakk, içinin buluunu deerlendirmesini önemli ölçüde güçletiriyorsa,
içi, bulua ilikin hakkn iki ay içinde tamamen devir alnmasn veya kendisi için serbest
braklmasn isteyebilir (Pat. KHK m. 20/II).
Burada sözü edilen “önemli ölçüde güçletirme”, buluu kullanmay engelleyen çok önemli
güçlüü ifade etmektedir. Yani, lisans benzeri
bir kullanm için snrlanm buluun baka bir
biçimde deerlendirme imkannn kalmad
bir durum söz konusu olmaktadr. Söz konusu “önemli ölçüde güçletirme” hususunu ispat
yükü içinin üzerindedir. çi bu hususu kantlarsa, iveren için iki haktan birinin kullanlmas
gerekir. veren, ya tam hak talebinde bulunur
ya da buluu serbest brakr. Serbest kalma ile
ilgili ayn sonuç, Pat. KHK m. 21/I-c bendine
göre de deiir.
c) Hizmet bulular için bedel ödenmesi
veren hizmet buluu üzerinde tam hak talep ederse; içinin kendisine uygun bir bedelin
ödenmesini iverenden isteme hakk doar (Pat.
KHK m. 22/I). veren hizmet buluu üzerinde
ksmi hak talep ettiinde de, içiye uygun bir
bedel ödemekle yükümlüdür. Ancak bu uygun
bedel, hakkn ksmi nitelii göz önüne alnarak
hesaplanr. verenin hizmet buluu için tam ya
da ksmi hak talep etmesi halinde, ödenecek
uygun bedelin hesaplanmasnda ayn kriterler
uygulanr. Bedelin hesaplanmasnda göz önünde tutulmas gereken kriterler snrlayc olmamakla birlikte, aada belirtilenlerin öncelikle
esas alnmas zorunludur:
113
HAZRAN ’09
SCL
aa) Hizmet buluun ekonomik
deerlendirilebilirlii
Buluun ekonomik deerlendirilebilirlii,
onun fiilen uygulanabilirliine veya iletme
içinde olas deerlendirilebilirliine veya baka
iletmelerce deerlendirilebilirliine göre takdir edilir.
bb) çinin iletmedeki görevi
çinin hizmet buluunu gerçekletirdii esnada görevi ve konumu, bulu faaliyeti ile ne kadar
ilgili ise, isteyecei bedel de o kadar fazla olur.
cc) letmenin buluun
gerçekletirilmesindeki pay
çi, iletme deneyimlerinden büyük ölçüde
yararland ise, isteyebilecei bedel o kadar az,
ne kadar az yararlanarak buluu yapt ise, isteyecei bedel o derece fazla olur. Bedelin miktar, somut olaya bal olarak belirlenir. Yani,
bütün olaslklar için geçerli, genel bir kural
öngörmek mümkün deildir. Bedelin uygun bir
bedel olabilmesi için, her iki tarafn yararlarn
ayn ölçüde gözetmi olmas gerekir.
Bedelin nasl hesaplanaca Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl tarafndan yaynlanacak
bir yönetmelik ile (Tarife) belirlenecektir. Patent Hukukumuzda uygun bedel konusunda
ortaya çkacak uyumazlklarn çözümü için
zorunlu hakem yolu kabul edilmitir. Tahkim
usulü anlan Bakanlkça çkarlacak bir yönetmelikle düzenlenecektir.
VERENN BAVURU YAPMASI
Tam hakk kazanan iveren, kendisine bildirimi yaplan bir hizmet buluu için patent
verilmesi amacyla Türk Patent Enstitüsü’ne
bavuruda bulunma hakkna sahip olup, bavuruyu yapmakla da yükümlüdür. Ancak buluun faydal model belgesi ile korunmasnn
amaca daha uygun olduu durumlarda, iveren
patent almaya uygun bir hizmet buluu için gecikmeksizin faydal model belgesi verilmesini
istemekle yükümlüdür (Pat. KHK m. 26/I). verenin söz konusu bavuruda hiç bulunmamas
veya gecikmeli bavuruda bulunmas halinde,
içinin, ona kar genel hükümlere dayanarak,
tazminat davas açma hakkn dourur. veren
114
patent veya faydal model bavurusunda bulunmazsa, içi bu bavurular iveren adna da
yapabilir (Pat. KHK m.26/II).
HAK GEÇ SÖZLEMESNN
YAPILMASI
hukuku, Anayasa’da yerini bulan “sosyal
devlet” ilkesinin doal bir sonucu olarak baz
emredici hukuk kurallaryla içilerin korunduu karma hukuk daldr (Any. m. 65). Bu konuda, içinin korunmasn amaçlayan genelde
Kanunu ile özelde 551 sayl KHK’da olduu
gibi dier kanunlarda düzenlemeler mevcuttur.
Ancak, içilerin korunmasnn snr, toplumun
çkarlarnn olduu yerde son bulur. Bir baka
anlatmla, Hukukunun amac, salt içiyi koruma deil, ayn zamanda ülke ekonomisinin
yük tama gücüyle snrl olarak, toplumun çkarlarnn korunmasdr.
çi-iveren ilikilerinin hizmet akitleri ve
toplu i sözlemeleri ile düzenlenmesiyle birlikte bu kurallarn Yasalarnn emredici hükümlerine aykr olmamas gerekmektedir. Hukukunun içiyi koruma amac ve sosyal politika gerei içinin deil, iverenin sözleme
serbestisi kstlanm bulunmaktadr5. Nitekim,
Pat. KHK’da, içi ile iveren arasnda içi bulularna ilikin sözleme yapma serbestliini
snrlayan baz düzenlemeler kabul edilmitir
(Pat. KHK m. 34 vd.). Amaç, içinin, sosyal bakmdan sözlemenin zayf tarafn oluturmas nedeniyle, onu acele, düünmeden ve iini
kaybetme endiesiyle kendisine sunulan sözleme koullarnn hepsini kabul etme tehlikesinden korumaktr.
Hak geçi sözlemesinin yaplmas ve bedelin belirlenmesi serbestisinin snrlar ikili ayrm
halinde incelenebilir.
1. Zaman yönünden
a) Hizmet bulularnda patent/faydal model
verilmesi için yaplacak bavurudan sonra,
b) Serbest bulular ile teknik iyiletirme teklifleri ise, içinin iverene yapaca bildirim yükümünden sonra balar (Pat. KHK m. 34).
Emredici nitelikteki bu düzenleme sadece ferdi
deil, toplu i sözlemeleri bakmndan da geçer-
HAZRAN ’09
lidir. Bu durumda, bavuru öncesi patent/faydal
model için ve içinin iverene yapaca bildirim
öncesi teknik iyiletirme teklifleri için taraflar arasnda yaplan bu tür anlama geçersiz olur.
2. Geçerlilik koullar yönünden
a) çi bulularyla ilgili emredici hükümlere
aykr olmamaldr.
b) Önemli ölçüde hakkaniyetle badamaldr.
Sözleme bu koullardan herhangi birine
aykrlk tekil ederse geçersiz saylr (Pat. KHK
m. 35/I). Ayn kural, belirlenen bedel için de
geçerlidir. Bu sözlemede, hizmet buluuna ilikin bedelin miktar ve ödenme ekli gösterilir.
Hak geçi sözlemesinin veya belirlenmi olan
bedelin hakkaniyete aykr olduu konusundaki itirazlar, i akdi ilikisinin bitme tarihinden
itibaren, en geç alt ay içinde ileri sürülmesi
gerekir. Söz konusu süre, hak düürücü niteliktedir (Pat. KHK m. 35/II).
SONUÇ
Özel hukuk ilikisi içinde olan içilerin bulular ile ilgili olarak, 551 sayl KHK’da özel bir
düzenleme öngörülmütür (m. 16vd.). Teknik
yenilik bir üst kavram olup, buna dahil patent
ve faydal model korunabilir nitelikte bululardr. Ayn kavram içindeki teknik iyiletirme teklifleri ise, korunabilir nitelikte saylmayan bululardr. çiler tarafndan gerçekletirilen bulular,
hizmet bulular ve serbest bulular olarak iki
ksma ayrlr. Ancak, teknik iyiletirme teklifleri
içi buluu olarak kabul edilmemektedir.
Hizmet bulular, içinin bir iletme veya
kamu idaresinde yükümlü olduu faaliyeti gerei gerçekletirdii veya iletmenin veya kamu
idaresinin büyük ölçüde deneyim ve çalmalarna dayanan, içinin i ilikisi srasnda yapt bululardr (Pat. KHK m. 17/II). Serbest içi
bulular ise, içilere yaplan ve hizmet buluu
saylmayan bululardr (Pat. KHK m. 17/III).
Patent kanunlar, özel veya kamusal bir i
ilikisi içinde bulunan kimseleri; yüklendikleri i gerei ve iin yerine getirilmesi srasnda
gerçekletirdikleri bulular dolaysyla, bulua
adlarnn verilmesi gibi manevi ve bedel alma
gibi maddi haklarla ödüllendirilerek; iletme
SCL
sahibini de patentin sahibi kabul ederek, aratrma ve gelitirmeye önem verilmesi yönünde
tevik etmitir6. Tüm bu hususlarn yer ald
bir iyeri patent sisteminin, i barnn salanmas ve iverenin haklln kantlayabilmesi
bakmndan da önemi vardr.
Her iyerinin bir çalma kültürü olup, dier
iyerlerinden farkllk gösterir. Bu farkllk, özellikle kurumsal kimlik ve verilerin düzenli biçimde elde edilebilmesinden domaktadr. çi hizmet buluu ile ilgili hak geçiinin salanabilmesi
için, buluun nitelii, içinin bildirimi, iverenin
bildirimi, iveren tarafndan içi bildiriminin düzeltilmesi istemi ve iverenin seçimlik hakknn
kayt altna alnmas gerekmektedir.
Tam hakk kazanan iveren, kendisine bildirimi yaplan bir hizmet buluu için patent/
faydal model verilmesi amacyla Türk Patent
Enstitüsü’ne bavuruda bulunma hakkna sahip
olup, bavuruyu yapmakla da yükümlüdür. verenin söz konusu bavuruda hiç bulunmamas veya gecikmeli bavuruda bulunmas halinde
içinin, ona kar genel hükümlere dayanarak,
tazminat davas açma hakkn dourur. veren
patent/faydal model bavurusunda bulunmazsa, içi bu bavurular iveren adna da yapabilir (Pat. KHK m. 26/II).
hukukunun içiyi koruma amac ve sosyal
politika gerei içinin deil, iverenin sözleme
serbestisi kstlanm bulunmaktadr. Nitekim,
Pat. KHK’de, içi ile iveren arasnda içi bulularna ilikin sözleme yapma serbestliini
snrlayan baz düzenlemeler kabul edilmitir
(Pat. KHK m. 34 vd.). Hak geçi sözlemesinin
yaplmas ve bedelin belirlenmesi serbestisine
zaman ve geçerlilik koullar yönünden baz snrlamalar getirilmitir. Söz konusu snrlamalara aykr olarak yaplan anlama geçersiz olur.
DPNOTLAR
1
Tekinalp, Ü.: Fikri Mülkiyet Hukuku, B. 2, stanbul 2002,
s. 475.
2
Tekinalp, age., s. 467-468.
3
Tekinalp, age., s. 472.
4
Tekinalp, age., s. 473.
5
Günay, C. .: erhli Kanunu, c. 1, B. 2, Ankara 2001,
s. 57.
6
Tekinalp, age., s. 467-468.
115
HAZRAN ’09
SCL
Ali KARACA
Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl Tefti Kurulu stanbul Grup Bk. Yrd. - Müfettii
Ksa Çalma ve Ksa Çalma Ödenei
Uygulamas
Giri
• Küresel ekonomik krizin, ülkemiz ekonomisi ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini
en aza indirme, istihdam koruma, ekonomik
krizden en az hasarla çklmasn salama,
• Kriz döneminde iverenlerin çallmayan
döneme ilikin ücret yüklerinin bir süre devlet
tarafndan karlanmas ve bu srada da i sözlemelerinin devamnn salanarak içilere bir
gelir temin edilmesi,
• veren açsndan da nitelikli içilerini
kaybetmeyerek kriz sonras üretime hazr tutulmas
gibi çok sayda amac birlikte içeren ksa çalma, ilk kez 10 Haziran 2003 tarihinde yürürlüe giren 4857 Sayl Kanunu’nun 65. maddesi
ile mevzuatmza girmi olup, süreç içerisinde
günün koullarna göre önemli deiikliklere
urayarak etki alann geniletmitir.
Yasal geliim ve etkileri ksaca belirtildikten
sonra uygulamann ne ekilde olduu ayrntl
olarak açklanacaktr.
Ksa çalma 4857 Sayl Kanunu’nun 65.
maddesi ile mevzuatmza girdikten sonra uygulamaya ilikin 31.03.2004 tarih ve 25419 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Ksa Çalma
116
ve Ksa Çalma Ödeneine likin Yönetmelik
yürürlüe girmitir. Söz konusu Yönetmeliin
“Amaç ve kapsam” balkl 1. maddesinde Yönetmeliin amacnn, 4857 sayl Kanunu’na
tabi iyerlerinde genel ekonomik kriz ya da
zorlayc nedenlere bal olarak, dier koullarn da varl halinde ksa çalma ve ksa çalma ödeneinin uygulanabilecei hüküm altna
alnmtr. Bunun sonucu olarak kapsamn dar
tutularak sadece Kanunu’na tabi iyerlerinin
esas alnmas sonucu, 4857 sayl Kanunu’nun
4. maddesinde belirtilen istisna mahiyetindeki
iyerlerinde ve i ilikilerinde uygulanamad
gibi Kanunu kapsam dndaki iyerleri ve i
ilikilerinde de uygulanma imkan olmamtr.
26.05.2008 tarihinde ve 26887 sayl Resmi
Gazete’de yaymlanan 5763 sayl Kanunu ve
Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas Hakknda
Kanun’un 18. maddesi ile ksa çalma ve ksa
çalma ödenei hükmü, Kanunu’ndan çkarlarak 4447 sayl sizlik Sigortas Kanunu’nun
Ek 2. maddesi eklinde düzenlenmitir. Bu
deiiklikle birlikte ksa çalma uygulamasnn kapsam geniletilmi olup, Kanunu’nun
kapsam dnda kalanlar ile Deniz Kanunu
ve Basn Kanunu’na tabi çalanlar ve 4447
sayl Kanun kapsamna girenlere de ksa ça-
HAZRAN ’09
lma ödeneinden faydalanma imkan getirilmitir.
5763 sayl Kanun ile ksa çalmaya ilikin
yaplan bir baka deiiklie ilikin düzenleme ise ksa çalma ödenei miktarna ilikindir. Günlük ksa çalma ödenei miktar, isizlik ödenei miktar kadardr. 4857 sayl Kanunu’nun 65. maddesinin yürürlükte olduu dönemde; ‘günlük ksa çalma ödeneinin
miktar, isizlik ödenei miktar kadardr. Bu
miktar sigortalnn son dört aylk prime esas
kazançlar dikkate alnarak hesaplanan günlük
ortalama net kazancn yüzde ellisidir. Ancak
bu miktar, 16 yandan büyük içiler için uygulanan asgari ücretin netini geçemez’ eklinde
olan hüküm, 5763 sayl Yasa ile birlikte ‘günlük isizlik ödenei, sigortalnn son dört aylk
prime esas kazançlar dikkate alnarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancn yüzde krkdr. Bu ekilde hesaplanan isizlik ödenei
miktar, 16 yandan büyük içiler için uygulanan aylk asgari ücretin brüt tutarnn yüzde
seksenini geçemez’ eklinde deitirilmitir.
Bu deiikliklerden sonra da Ksa Çalma
ve Ksa Çalma Ödenei Hakknda Yönetmelik 13.01.2009 tarih ve 27109 sayl Resmi
Gazete’de yaymlanarak yürürlüe girmi ve
önceki yönetmelii de ortadan kaldrmtr.
Son olarak 18.02.2009 tarih ve 5838 sayl
Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun ile 2008 ve 2009 yllarnda, ksa çalma için yaplan bavurulara münhasr olmak
üzere, ksa çalma ödenei miktar artrlm,
ödenekten yararlanma süresi uzatlm, ksa
çalma süresinin isizlik ödenei süresinden
düülmemesi esas getirilmi, uygunluk tespiti
yaplm olan bavurularn ayn artlarda ksa
çalma ödeneinden faydalanma sürelerinin
uzatlmasna imkân getirilmitir. Bu hususlar
aada yeri geldikçe açklanacaktr. Burada
iin doktrin yönünden ziyade ksa çalma ve
ksa çalma ödenei uygulamasnn ne ekilde
olduu anlatlmaya çallmtr.
En fazla üç ay süre ile (5838 sayl Yasa uyarnca 2008 ve 2009 yllarnda bu süre alt ay olup,
ayrca bir alt ay daha Bakanlar Kurulu’nun bu
süreyi uzatma yetkisi mevcuttur.) iyerinde uygulanan çalma süresinin geçici olarak en az
SCL
üçte bir orannda azaltlmas veya en az dört
hafta süre ile iyerindeki faaliyetin tamamen
veya ksmen durdurulmas eklinde yasal tanm yaplan ksa çalmann varl, iyerinde
mevzuatta belirlenen nitelikte çalma sürelerinin düürülmesi ya da faaliyetin ksmen veya
tamamen durdurulmas, zorlayc neden ya da
genel ekonomik krize bal olarak yaplmas
durumunda uygulanabilecek bir yoldur. Aksi
halde zorlayc neden ya da genel ekonomik
krize dayanmakszn farkl gerekçeler ile çalma sürelerinin düürülmesi ya da faaliyetin
durdurulmas bu çerçevede kabul edilemez.
Genel ekonomik kriz; ulusal veya uluslararas ekonomide ortaya çkan olaylarn, ülke
ekonomisi ve dolaysyla iyerini ciddi anlamda
etkileyip sarst durumlar ifade eder. Zorlayc
nedenler ise; iverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen,
bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dsal etkilerden ileri gelen,
geçici olarak çalma süresinin azaltlmas veya
faaliyetin tamamen veya ksmen durdurulmas
ile sonuçlanan deprem, yangn, su baskn, salgn hastalk, seferberlik ve benzeri nedenleri
ifade etmektedir.
Genel ekonomik krizin varl, içi ve iveren
sendikalar konfederasyonlarnn iddia etmesi
veya bu yönde kuvvetli emarelerin bulunmas
halinde Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakan’nn
duruma açklk getirmesi gibi bir arta bal klnm olup, söz konusu açklama yaplmadan
genel ekonomik krizin varlnn kabul edilemeyecei hükme balanm iken, zorlayc nedenle ksa çalma yaplabilmesi için bu yönde
bir koul aranmamtr.
Ksa Çalma Talebinin
Uygunluk ncelemesi
Genel ekonomik kriz veya zorlayc nedenlerle iyerinde ksa çalma yaplmasn talep eden iveren, ksa çalma talep formu ile
Türkiye Kurumu birimine bavuruda bulunur ve var ise ayrca toplu i sözlemesi taraf
sendikaya da yazl bildirimde bulunur. veren
Türkiye Kurumu birimine yapt bavuruda;
genel ekonomik krizin veya zorlayc nedenlerin iyerine etkileri ile zorlayc nedenlerin ne
117
HAZRAN ’09
SCL
olduunu, iyerinin unvann, adresini, var ise
toplu i sözlemesi taraf sendikay, Bakanlk
Bölge Müdürlüü ile sosyal güvenlik iyeri sicil
numarasn, var ise iddiasn kantlayc somut
belgeleri belirtmek zorundadr. Türkiye Kurumu söz konusu bavuruyu sadece ekil ve
sebep yönünden deerlendirir. ekil yönünden bir eksiklik bulunmas nedeniyle talebin
reddedilmesi durumunda iverenlik tarafndan
ekil eksikliinin giderilerek yeniden bavuruda bulunmasna yasal bir engel bulunmamaktadr. Uygulamada tereddüt edilen bir husus ise
iverenin Türkiye Kurumu biriminden ksa
çalma talebinde bulunmas srasnda iyerinde çalan içilerden ksa çalma yaplmasna
ilikin yazl muvafakatlerinin talep bildirimi ile
birlikte Türkiye Kurumu birimine ibraz edip
etmeyeceine ilikin olup, iverenin böyle bir
zorunluluu bulunmamaktadr. Muvafakatlerin
olmamas ksa çalma talebine ilikin ekil yönünden bir eksiklik deildir.
Genel ekonomik kriz ya da zorlayc nedenlerle yaplan bavurularn uygunluk denetimi
Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl Müfettilerince yaplmaktadr. Genel ekonomik kriz
nedeniyle yaplan ksa çalma bavurularnn
olumlu yönde karlanabilmesi için dier koullarn varl yannda aranan iki unsurdan
birincisi, genel ekonomik kriz nedeniyle iyerinin bundan olumsuz yönde etkilenmi olmas,
ikinci unsur ise bu olumsuzlua bal olarak
iyerinde haftalk çalma süresinin önemli ölçüde azaltlmas ya da iyerinde faaliyetin ksmen ya da tamamen durdurulmu olmasdr.
Uygulamada yine tereddüde neden olan bir
husus ise iverenin talebinden sonra i müfettiinin incelemeye gelene kadar olan sürede ksa
çalma kapsamnda haftalk çalma süresinin
düürülmesi ya da faaliyetin ksmen ya da tamamen durdurulup durulamayacana ilikindir. Belirtmek gerekir ki, iveren Türkiye Kurumu’ndan ksa çalma için talepte bulunduktan sonra i müfettiinin iyerine gelmesini
beklemeden çalma süresini planlad ekilde uygulayabilir. müfettii iyerine gittiinde
ksa çalma uygulamasna balanm ise ksa
çalmann balangç tarihinde çalan ve ksa
çalma uygulamasna dahil olan içilere ilikin
118
liste ve CD düzenlenir. müfettiinin iyerine
gittiinde ksa çalma uygulamasna balanmam ise, iverenden hangi tarihler arasnda
ksa çalmann uygulanaca ve ne ekilde çallacana ilikin olarak bir plan ve taahhüt
alnarak ksa çalmann balayaca tarihte bu
uygulamaya dahil olacak içilere ilikin iverenlikçe onaylanm liste ve CD düzenlenerek
tutanak ekine alnr.
müfettii, iyerinin genel ekonomik kriz
nedeniyle etkilendiine ilikin olarak;
• Son bir yl içersinde üretimde meydana
gelen art-azal miktarlar,
• Üretilen mallarn sat miktar ve cirosu,
• Stoklarn durumu,
• Alnan ve iptal edilen sipariler,
• Yaplan ve yaplamayan tahsilatlarn durumu,
• yerinin borçlar ve bu borçlar ödeme
kapasitesi,
• Üretime katlan içi says ve içi saysnda
meydana gelen deiiklikler,
• yerinde uygulanmakta olan çalma süreleri,
• Üretim maliyetindeki art ve azallar,
• Son bir yl içerisinde meydana gelen gelirgider durumunun karlatrlmas
gibi unsurlar esas alp inceleyerek iyerinin
genel ekonomik kriz nedeniyle olumsuz yönde etkilenip etkilenmediini belirler. yerinin
genel ekonomik krizden olumsuz ekilde etkilenmi olmas iverenin talebinin uygun olarak
karlanabilmesi için gerekli unsurlardan birini
tekil etmektedir.
verenin ksa çalma uygulama talebinin
olumlu olarak karlanabilmesi için iyerinde
haftalk çalma süresinin en az 1/3 orannda
azaltmas ya da iyerinde üretimin ksmen ya
da tamamen en az dört hafta durdurulmas
gerekmektedir. Bu iki durumdan birisinin uygulanmas yeterli olacaktr. Çalma sürelerine
ilikin bu iki farkl uygulama aada açklanmaya çallmtr.
4857 sayl Kanunu’nun 63. maddesi
uyarnca haftalk çalma süresi en çok 45
saat olarak belirlenmi olup, Çalma Süreleri Yönetmelii’nde de çalma süresi, içinin
çaltrld ite geçirdii süre olarak hüküm
HAZRAN ’09
altna alnmtr. Dolaysyla haftalk üst limiti
belirlenen çalma süresi iyerine ilikin olmayp her bir içinin ahsna ilikindir. Ancak
ksa çalma uygulamasnda açkça belirtildii üzere iyerinde haftalk çalma süresinin
belirlenen ölçüde azaltlmas aranmaktadr.
Haftalk çalma süresinin en az üçte bir orannda azaltlmas halinde bu uygulamann
devam açsndan asgari bir süre aranmam
iken iyerinde faaliyetin ksmen ya da tamamen durdurulmas halinde asgari dört haftalk
bir uygulamann varl koul olarak hüküm
altna alnmtr. yerinde haftalk çalma
süresinin en az 1/3 orannda düürülmesi iki
ekilde olabilir. Bunlardan birincisi, günlük
çalma sürelerinin aaya çekilmesi eklinde
iken ikincisi, haftada çallan gün saysnn
azaltlmas eklinde olabilir. lkinde haftann 6
günü, günde 7,5 saat çallan iyerinde günlük çalma süresi 5 saate çekilerek haftada
6 gün çallmas halinde 6x5=30 saat olacandan ksa çalma için öngörülen çalma
koullar gerçekletirilmi olmaktadr. kinci
yolda ise haftada 6 gün ve günde 7,5 saat çallan iyerinde iki gün çallmamas halinde
çallmayan süre 2x7,5=15 saat olacak ve haftalk çalma süresi de yine 30 saate düeceinden ksa çalma uygulamas için istenilen
çalma süresi ikmal edilmi olacaktr. Ancak
belirtmek gerekir ki, üretim maliyeti açsndan, günlük çalma sürelerinin düürülmesinde içiler haftada 6 gün iyerine geleceklerinden, servis, yemek gibi giderler devam
ederken haftada 2 gün çallmayarak haftalk
çalma süresinin düürülmesinde servis ve
yemek gibi harcamalar olmayacaktr.
yerinde faaliyetin geçici olarak en az dört
hafta ksmen ya da tamamen durdurulmas eklinde ksa çalma uygulamasnda dört
haftalk durdurma süresi kesintisiz bir ekilde
yaplabilecei gibi aralkl olarak da yaplabilir. Ancak çalma sürelerinin bir haftadan ksa
süreyle azaltlarak yaplmas durumunda söz
konusu durum ‘iyerinde uygulanan haftalk
çalma süresinin geçici olarak en az üçte bir
orannda azaltlmas’ kapsamnda deerlendirileceinden, aralkl olarak yaplan faaliyeti
durdurmalarn en az bir hafta ve üzerinde süre-
SCL
lerle yaplarak, toplamda iyerinde uygulanan
ksa çalma süresinin balama ve biti tarihine
kadar en az dört hafta süreyle tamamen veya
ksmen durdurmann gerçeklemesi gerekmektedir.
Ksa çalma ödeneinden yararlanlabilmesi
için;
• verenin ksa çalma talebinin Bakanlkça uygun bulunmas,
• çinin ksa çalma ödenei talebinde bulunmas,
• çinin ksa çalmann balad tarihte,
4447 sayl Kanun’un 50. maddesi gereince çalma süreleri ve isizlik sigortas primi ödeme
gün says bakmndan isizlik ödeneine hak
kazanm olmas
gerekmektedir.
Ksa çalma ödeneine hak kazanma koullarn ksa çalma uygulamasnn balad
tarihten ileri bir tarihte salayan içiler, hak
kazandklar tarihte ksa çalma yapan içilere
dahil edilirler. Ancak bu içilerin ksa çalma
ödeneinden yararlanabilecekleri süre iyerinde ksa çalmann sona erecei tarihe kadardr.
Örnein, iyerinde 01.05.2009 tarihinden itibaren 5 ay süreyle her ayn ilk iki haftas ksa
çalma yaplmas kararlatrlm ise ve 2 içi
ksa çalma ödeneine hak kazanma koullarn 01.07.2009 tarihinde salamlarsa, bu iki
içi ksa çalma ödeneinden 5 ay deil, ksa
çalmann sona erecei tarihe kadar olan 3 ay
süreyle yararlanacaklardr.
18.02.2009 tarih ve 5838 sayl Kanun ile
yaplan düzenleme neticesinde 2008 ve 2009
yllarnda ksa çalma için yaplan bavurulara
münhasr olmak üzere en çok üç aylk olan ksa
çalma süresi 6 aya çkarlmtr. Bu Kanun’un
yaym tarihinden önce uygunluk tespiti yaplan ksa çalma bavurularnda süre, iverenin
talebi halinde ayn artlarla ve yasada belirtilen
süreyi amamak kaydyla uzatlr. 5858 sayl
Yasa ile yaplan önemli bir baka deiiklik de
ksa çalma ödenei olarak yaplan ödemelerin, balangçta belirlenen isizlik ödenei süresinden düülmemesidir.
Ksa çalma ödenei miktar, isizlik ödenei miktar kadardr. Ksa çalma ödenei 4447
sayl sizlik Sigortas Kanunu’nun 50. maddesi
119
HAZRAN ’09
SCL
hükümlerine göre ödenir. Ksa çalma ödenei, sigortalnn son dört aylk prime esas kazançlar dikkate alnarak hesaplanan günlük
ortalama brüt kazancn yüzde krkdr. Bu ekilde hesaplanan ksa çalma ödenei miktar,
4857 sayl Kanunu’nun 39. maddesine göre
onalt yandan büyük içiler için uygulanan
asgari ücretin brüt tutarnn yüzde seksenini
geçemez. Ancak 5838 sayl Kanun ile 4447 sayl sizlik Sigortas Kanunu’na eklenen geçici
madde ile 2008 ve 2009 yllarnda ksa çalma
bavurularna münhasran ksa çalma ödenei
miktar yüzde elli artrml ödenecektir.
Ksa çalma ödeneinin süresi üç ay amamak kaydyla ksa çalma süresi kadardr. 5838
sayl Yasa ile 2008 ve 2009 yllarnda ksa çalma bavurularna münhasran bu süre 6 aya
çkarlm, ödenek miktar ayn kalmak kaydyla ksa çalma süresini 6 ay daha uzatmaya Bakanlar Kurulu yetkili klnmtr. Bakanlar
Kurulu tarafndan ksa çalma süresinin uzatlmas durumunda bu döneme ilikin yaplan
ksa çalma ödenei isizlik ödeneinden düülecektir.
Ksa çalma ödenei, iyerinde uygulanan
haftalk çalma süresini tamamlayacak ekilde
çallmayan süreler için verilir.
Zorlayc nedenlerle iyerinde ksa çalma
yaplmas halinde ödemeler, 4857/24. maddenin (III) numaral bendinde ve 40. maddesinde
öngörülen bir haftalk süreden sonra balar.
Uygulamada tereddüde düülen ya da yanl
bilinen bir husus da ksa çalma döneminde
ksa çalma ödeneinin iverenlerce alnacann zannedilmesidir. Böyle bir durum söz
konusu olmad gibi haftalk çalma süresinin
azaltlmas ekliyle uygulanan ksa çalmalarda
da ksa çalma ödenei çallmayan süre için
verilmektedir.
Bakanlk i müfettii tarafndan iverenin
ksa çalma talebinin uygun bulunmasndan
sonra i müfettiinin konuya ilikin raporu
ve rapor ekinde de ksa çalma uygulamasna katlacak olan içilere ilikin liste ve belirli
bir formatta hazrlanan CD, gerei için Türkiye Kurumu’na gönderilir. Kurum, iverenlik
ile temasa geçerek ksa çalma ödeneinden
faydalanacak içilere ilikin listenin kesinlik ka120
zanmasn saladktan sonra içilerin T.C. kimlik numaralar ve adlarna PTT’de hesap açarak
ksa çalma ödenei tutarlarn bu hesaplara
yatrmaktadr. Bu aamada içilerin ayrca Kuruma müracaatlar aranmamaktadr. çiler de
herhangi bir PTT ubesinden ksa çalma ödeneklerini almaktadrlar.
Çalma Ödeneinin Kesilmesi
Ksa çalma ödenei alanlarn ie girmesi,
yallk ayl almaya balamas, herhangi bir
sebeple silah altna alnmas veya herhangi bir
kanundan doan çalma ödevi nedeniyle iinden ayrlmas veya geçici i göremezlik ödeneinin balamas halinde ksa çalma ödenei
kesilir.
Ksa Çalmann Erken Sona Ermesi
verenler, ilan ettii süreden önce, normal
faaliyetine balamaya karar vermeleri halinde
durumu; Kurum birimine, varsa toplu i sözlemesi taraf sendikaya ve içilere alt igünü
önce yazl olarak bildirmek zorundadrlar. çiler de bildirimde belirtilen tarihte iba yaparlar. Bildirimde belirtilen tarih itibariyle ksa
çalma sona erer.
Ksa Çalma Süresinde Prim Ödeme
Gün Says ve Eksik Gün Bildirimi
Genel ekonomik kriz ya da zorlayc bir neden dolays ile ksa çalma ödeneinden faydalanmak isteyen iverenin bu talebinin, yaplan
inceleme sonucunda uygun bulunmas halinde
ksa çalmann uygulanabilmesi için o iyerinde çalan içilerin de bu duruma muvafakat
etmesi gerekmektedir. Ksa çalma uygulamas
iyerinde en az dört hafta ve en çok da 3 ay
olmak üzere (2008 ve 2009 yllarnda bu süre
en çok 6 ay olabilir. Ayrca bu sürenin üzerine
bir 6 ay daha Bakanlar Kurulu’nun uzatma yetkisi vardr.) faaliyetin iyerinde ksmen ya da
tamamen durdurularak yaplabilecei gibi asgari bir alt snr olmamakla birlikte yine en çok
3 ay (2008 ve 2009 yllar hariç) haftalk çalma
süresi 30 saat ya da daha aaya çekilerek uygulanabilir. Gerek faaliyetin ksmen ya da tamamen durdurulmas suretiyle gerekse haftalk
HAZRAN ’09
çalma süresinin önemli ölçüde düürülmesi
suretiyle yaplacak ksa çalma uygulamasnda
iverenin Sosyal Güvenlik Kurumu’na belirtilen
sürelerle ilgili eksik gün bildiriminde bulunmas
gerekmektedir. Bunun için de öncelikle Eksik
Gün Bildirimi Formu’nu düzenleyerek bu formun ekine ksa çalma talebinin kabul edildiine ilikin belgeyi ve ayrca ksa çalma yaptrlacak içilerin de ksa çalma yaplmasna
muvafakat ettiklerine ilikin belgeleri ekleyerek
Kuruma takip eden ayn 23’üne kadar elden ya
da iadeli taahhütlü olarak posta yolu ile veya
APS ile bildirmeleri gerekmektedir. Adi posta
yolu ile yaplan eksik gün bildirimlerinde, bildirim Kurum kaytlarna girdii tarihte yaplm
saylacandan postadaki gecikmeler nedeniyle takip eden ayn 23’ünü geçmesi durumunda
idari para cezasna hükmedilecektir. Eksik gün
bildiriminin APS ya da iadeli taahhütlü olarak
posta yolu ile bildirilmesi durumunda bildirim,
Kurum kaytlarna girdii tarih deil, postaneye
bildirimin verildii tarih saylacaktr.
Haftalk çalma sürelerinin önemli ölçüde
aaya çekilerek uygulanmas durumunda ise,
sigortada takvim ay esas olduundan, içinin
takvim ay içerisinde (Ocak, ubat gibi) her
bir içiyi ayr ayr çaltrldklar toplam saatin
7,5’e bölünmek suretiyle her içi için kaç günlük sigorta primi bildirimi yaplaca bulunur.
7,5 saatin altnda olanlar da bir güne tamamlanr. Örnein o ay içersinde toplam 152 saat
çaltrlan içinin iverence bildirilecek sigorta
prim gün says: 152/7,5= 20 gün +2 saattir. Bu
durumda bildirilecek gün says 21 gündür. 854
sayl Deniz Kanunu’na tabi gemiadamlar ile
5953 sayl Basn Mesleinde Çalanlarla Çaltranlar Arasnda Münasebetlerin Tanzimi Hakknda Kanun uyarnca çalan gazeteciler için
ise ay içerisinde çaltklar toplam saat süresi 8
saate bölünmek suretiyle ayda kaç gün sigorta
primi bildirilecei belirlenir. Bu suretle bulunan sigorta prim gün saylar yine yukarda belirtilen eksik gün bildirimi formu ve belirtilen
dier belgeler ile birlikte Kuruma bildirilir.
Özel nitelikteki iyeri iverenleri, cari aya
ilikin olarak düzenleyecekleri asl, ek veya iptal nitelikteki aylk prim ve hizmet belgelerini,
en geç belgenin ilikin olduu ay izleyen ayn
SCL
23’ünde, resmi nitelikteki iyeri iverenleri ise,
cari aya ilikin olarak düzenleyecekleri asl, ek
veya iptal nitelikteki aylk prim ve hizmet belgelerini, en geç belgenin ilikin olduu dönemi
izleyen takvim aynn 7’sinde, saat 23.59’a kadar e-Sigorta kanalyla Kuruma gönderilmeleri
gerekmektedir.
Kuruma elden verilen Eksik Gün Bildirim
Formu’nun da (EK-10 belgesi) en geç belgenin
ilikin olduu ay izleyen ayn 23’ünde verilmesi gerekmektedir. (Eksik gün bildirim formu ile
ekinde verilen ek belgelerin de en geç belgenin ilikin olduu ay izleyen ayn 23’üne kadar
Kuruma verilmesi gerekmektedir.)
Ksa Çalma Uygulamasnn
Sözlemelerinin Feshine Etkisi
Ksa çalma bavurusunda bulunma hak ve
yetkisi yasal olarak iverene tannm olup, koullarn varl halinde, iverenin ksa çalma
bavurusunun uygun bulunmas durumunda,
içinin bunu kabul etme zorunluluu bulunmamaktadr. Bu durumda, içi, ksa çalma uygulamasn kabul etmez, ancak i sözlemesini
de sona erdirmeyerek emeini arza hazr halde
çalmak için iyerine gider ise ve iveren tarafndan da i sözlemesi içinin bu tutumuna
ramen bozulmaz ise içi, çalmad/çaltrlamad ve iyerinde bulunduu bu süreye
ilikin ücretine hak kazanr.
Ksa çalma ödeneinden yararlanma koullarna haiz olup olmama hususu önem tamakszn, içi ne zaman sona erecei bilinmeyen
bir ask süresinde en fazla üç ay (2008-2009
yllarnda 6 ay belki de bir yl) verilecek ödenekten yararlanma hakk yerine, fesih hakkn
kullanmay tercih edebilir ve daha iyi artlarda
bulduu baka bir ite hemen ie balayabilmek için i sözlemesini hakl nedenle bozabilir.
Genel ekonomik kriz nedeni ile ksa çalmaya gidilmesine itibar etmekle birlikte; geçici
bir süre olduu varsaylsa da, i sözlemesinde
iverenin esasl borçlarndan olan ücretin düürülmesi, ksa ve uzun vadeli sigorta kollarna
ilikin sigorta primlerinin ödenmemesi gibi içi
aleyhine deiiklik yaplmas anlamna gelen
ksa çalma uygulamalarna rza göstermeyen
121
HAZRAN ’09
SCL
içi, isizlik ödenei almaya hak kazanp kazanmama durumu dikkate alnmakszn, 4857
sayl Kanunu’nun 24. maddesi III. bendi
hükmüne göre i sözlemesini feshedebilir. Bunun sonucu olarak da iyerindeki hizmet süresi
bir yl veya daha fazla ise kdem tazminatna
hak kazanr. sözlemesini Yasa’nn öngördüü hakl nedenle de olsa bozan taraf içi olmas
nedeniyle ihbar tazminat hakk bulunmaz.
çi, ksa çalma uygulamas nedeni ile i
sözlemesini bozmaz ve ksa çalmann kendisine bildirildii tarihten itibaren 6 igünü
içerisinde ksa çalma uygulamasn kabul
etmediini iverene bildirir ise, ksa çalma
yapmak zorunda kalan iveren, ksa çalma
uygulamalarna rza göstermeyen içinin i
sözlemesini, 4857 sayl Kanunu’nun 18.
maddesi kapsamnda geçerli nedenle feshedebilir. Bunun sonucu olarak da içiye hizmet
süresine uygun olarak 4857/17. maddede belirtilen ihbar tazminatn ve içinin hizmet süresinin bir yl ya da daha fazla olmas halinde
ayrca kdem tazminatn ödeme yükümlülüü
altna girer.
Ksa Çalma Süresinin
Yllk Ücretli zin Hakkna Etkisi
çinin iyerinde ie balad günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en
az bir yl çalm olmas koulu ile yllk ücretli izine hak kazanaca yasal hüküm olarak
düzenlenmitir. çinin yllk ücretli izne hak
kazanmas için aranan esas unsur bir yl çalmasdr. Ancak içinin fiilen çalmamasna ramen yllk ücretli izne hak kazanmas için aranan bir yllk sürenin hesabnda çallmayan
baz sürelerin de çallm gibi saylaca, yine
4857 sayl Yasas’nn 55. maddesinde düzenlenmitir. Söz konusu Yasa maddesinde açkça
belirtildii üzere ksa çalma uygulamasnda
geçen ve hizmet akdinin askda olduu bu süreler içinin yllk ücretli izne hak kazanmasnda çallm gibi saylacaktr. Ksa çalmaya
ilikin düzenlemenin 4857 sayl Yasas’nn
65. maddesinden çkarlarak 4447 sayl sizlik Sigortas Yasas’na eklenmi olmas durumu
deitirmeyecektir. Zira burada önemli olan
husus Yasa’nn ortaya koyduu olgudur.
122
Ksa Çalma Süresinin
Kdem Tazminat Süresine Etkisi
10.06.2003 tarihinde yürürlüe giren ve halen uygulanan yeni 4857 sayl Yasas, 1475
sayl Yasas’nn kdem tazminatn düzenleyen 14. maddesi dndaki bütün hükümlerini yürürlükten kaldrmtr. Yasann belirtilen
hükmünde, kdem tazminatna ne ekilde hak
kazanlaca, kdem tazminatna esas hizmet
süresi ve tazminata esas ücretin ne ekilde hesap edilip tespit edilecei gibi konular nispi ve
mutlak emredici olarak ayr ayr belirlenmitir.
Kdem tazminatna hak kazanmann koullarndan bir tanesi de hizmet akdinin en az bir
tam yl devam etmesi gerektiidir. çinin ie
balad tarihten itibaren hizmet akdinin devam süresince, kdem tazminatna hak kazandran dier unsurlarn da bulunmas halinde
içiye 30 günlük ücreti tutarnda kdem tazminat ödenecei hüküm altna alnmtr. Burada
Yasa, kdem tazminat hakknn doumu için
içinin her tam yl çalmas karl olarak deil, hizmet akdinin devam süresince her yl
için 30 günlük ücreti tutarnda kdem tazminat
ödeneceini öne çkararak içinin fiilen çalmas yerine hizmet akdinin devamn esas almtr. Hizmet akdinin devam süresi, hizmet
akdinin balangcndan bitimine kadar olan ve
yasal olarak çallm gibi saylan süreleri de
içine alan daha geni bir kavramdr. Kdem
tazminatna hak kazandracak bu bir yllk süre,
sadece içinin iyerinde fiilen çalt süreleri
deil, ayn zamanda içinin istirahat, izin gibi
hizmet akdinin askda kald süreleri de içine alr. Esas olan unsur hizmet akdinin balamas ve devam etmesidir. Hizmet akdinin
askda olduu durumlarda fesih söz konusu
olmadnda, askda geçen sürelerin de kdem
tazminatna esas hizmet süresinin içinde saylmas gerekmektedir. Bu balamda içinin ksa
çalma uygulamas nedeniyle hizmet akdinin
askda bulunduu süreler kdem tazminat süresinden saylr.
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Ejder YILMAZ
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
e ade Bavurusunun
Avukat Araclyla Yaplabilirlii
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2008/45501
Karar No : 2008/32931
Tarihi
: 2.12.2008
DAVA
Davac, kdem, ihbar tazminat, ie balatmama tazminat ile bota geçen süreye ait
ücret alacaklarnn ödetilmesine karar verilmesini istemitir. Yerel mahkeme, istei ksmen hüküm altna almtr.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarnca temyiz edilmi olmakla, dava dosyas için Tetkik Hâkimi . Çil tarafndan
düzenlenen rapor dinlendikten sonra
dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü:
KARAR
1. Dosyadaki yazlara, toplanan delillerle
kararn dayand kanuni gerektirici sebep-
lere göre, davalnn tüm temyiz itirazlar yerinde deildir.
2. Davacnn temyizine gelince:
e iade davas sonunda içinin bavurusu, iverenin ie balatmamas ve buna bal olarak ie balatmama tazminat ile bota
geçen süreye ait ücret, ihbar ve kdem tazminat konularnda taraflar arasnda uyumazlk bulunmaktadr.
Davac içi daha önce açm olduu davada, iverence yaplan feshin geçerli nedene
dayanmadn ileri sürerek feshin geçersizliinin tespiti ile ie balatlmaya dair karar
verilmesini talep etmi, mahkemece yaplan
yarglama sonunda talep dorultusunda karar verilmitir. Söz konusu karar 25.12.2006
tarihinde Dairemizce onanmak suretiyle kesinlemitir. Kesinleen karar, ie iade davasnda davacnn vermi olduu vekaletname çerçevesinde davay takip eden avukata
4.4.2007 tarihinde tebli edilmitir.
Davac vekili, 5.4.2007 tarihinde iverene
hitaben telgraf göndermi ve isimleri belirtilen davac içilerin ie iadesini talep etmitir.
123
HAZRAN ’09
SCL
Söz konusu telgrafn daval iverene ulat
uyumazlk konusu deildir. Daval iveren
ie iadeyi talep eden bir ksm içilere gönderdii ihtarnamede, ie balama talebinin
kesinleen mahkeme karar ile birlikte ahsen yaplmas gerektii açklanmtr.
4857 sayl Kanunu’nun 21. maddesine
göre içinin kesinleen mahkeme kararnn
tebliinden itibaren 10 i günü içinde ie
balamak için bavurmas gerekir. Bavurunun ekline dair anlan hükümde bir açklama yer almam olsa da yazl bavurunun
geçerlilik art olmayp, ispat art olduu
kabul edilmelidir.
e iade bavurusunun içinin avukat tarafndan yaplmas imkan dahilindedir. e
iade davasnda davay vekâletname uyarnca takip etmi olan avukat tarafndan yaplan bavuru, kesinleen ie iade kararnn
yerine getirilmesi anlamnda deerlendirilmelidir. 4857 sayl Kanunu’nun 21. maddesinde sözü edilen ie balama talebinin,
ahsa sk skya bal olduundan söz edilemez. Bavuru, ie balama yönünde bir
irade açklamas olup, ayn anda içinin
ie iade edilmesi gibi bir durum söz konusu deildir. çinin ahsen ya da yetkili
avukat tarafndan yaplan bavuru üzerine
iverence içinin bir aylk süre içinde ie
balatlmas mümkündür, iverence içinin
ie davet edilmesi halinde, bizzat i görme
edimini yerine getirmek üzere içinin belirlenen günde hazr olmas gerekir. Görüldüü üzere bizzat içi tarafndan yerine getirilmesi gereken i görme ediminin bakasna
devri mümkün olmaz.
Öte yandan içinin ie iade bavurusunun
ekinde, feshin geçersizliinin tespitine dair
kesinleen kararn sunulmas bir zorunluluk
deildir. Bavuru annda kararn kesinlemi
olmas yeterli olup, kesinleme olgusu iverence bilinmese dahi, ie balatma süresi
içinde belirlenebilecek bir durumdur.
Son olarak belirtmek gerekir ki, içinin
ie bavuru annda baka bir iverene ait
iyerinde çalmakta olmas, bavurunun
124
samimi olmadn göstermek için yeterli
deildir. çinin ie balamak için usulüne
uygun olarak yapaca bavurunun ardndan iverence ie davet edilmesi halinde, çalmakta olduu iyerinden ayrlmas ve eski
iine balamas imkan dâhilindedir.
Yaplan bu açklamalara göre, davac içinin avukat araclyla süresi içinde yapm
olduu bavurunun geçerli olduu ve içinin ie balatlmamas sebebiyle bir aylk ie
balatma süresinin sonu olan 5.5.2007 tarihinde i sözlemesinin iverence feshedilmi
saylmas gerektii kabul edilmelidir. Buna
göre davac içi ie balatmama tazminat ile
dört aya kadar bota geçen süre ücret ve
dier haklara hak kazandndan isteklerin
kabulü cihetine gidilmelidir. hbar ve kdem
tazminat ise fesih tarihi olan 5.5.2007 tarihine göre belirlenerek hüküm altna alnmaldr.
SONUÇ
Temyiz olunan kararn yukarda yazl
sebepten BOZULMASINA, pein alnan temyiz harcnn istek halinde ilgiliye iadesine,
2.12.2008 gününde oyçokluu ile karar verildi.
KARI OY
Davac ve 12 arkadann, daval iveren
aleyhine açtklar ie iade davalarnn lehe
sonuçlanan ve Yargtay 9 uncu Hukuk Dairesince de onanan bu ilam, 04.04.2007 tarihinde davac ve arkadalar tarafndan tebellü
edildiinden, bu tarihte davac yönünden
kesinlemi bulunmaktadr. 05.4.2007 tarihinde içilerin ortak vekillerince Ankara Kzlay postanesinden Bursa’ya çekilen telgraf
havalesi ile 4857 sayl Yasas’nn 21. maddesinde belirtilen 10 günlük yasal sürede ie
balatlma bavurusunda bulunulmu olup
yazmalarn vekil marifetiyle yaplmas istenmitir.
e iade talep bavurusunun ihtarnamesini alan iveren, cevaben; Yargtay onama
ilamnn kendilerine (irkete) 01.05.2007
HAZRAN ’09
tarihinde tebli edildiinden, telgrafa konu
bavurularn, yasal süreden önce yaplm
ie iade bavurusu olduunu, kesinleme
erhi verilmi mahkeme ilam ile ahsen yaplmas halinde deerlendirilebileceinden
bahisle kabul edilmedii hususunu bildiren
Bursa 11. Noterlii’nin 05.05.2007 tarihli ihtarnameler içilerin adna ayr ayr keide
edilmitir.
htarname metninden, içilerin ahslarna duyuruda bulunulduu gibi bavuru
yönteminin de ayrntl olarak anlatld
anlalmaktadr. Daval irketin çekince koyan yazsn tebellü eden davaclar vekilince yeniden Ankara Küçükesat Postanesinden ikinci bir telgraf havalesi ile; 13 içinin
olumsuzlukla sonuçlanan 05.04.2007 tarihli
ie balatma bavurusundan söz edilerek, iverenin noter tasdikli 02.05.2007 tarihli yazl çarsna uyularak, 04.05.2007’de içilerin,
iyerinin kapsna gelmelerine karlk, yine
ie balatlmamalar nedeniyle kdem ihbar
tazminatlar ile, bota geçen süreye ait ücret
ve tazminatlarn 7 gün içinde ödenmesi talep edilmitir.
irketçe Bursa 11. Noterlii’nin 16.05.2007
keide tarihli ihtarat ile, 13 içinin isimleri
ve adreslerinden bahisle Ankara’daki vekillerinin Kavakldere’deki büro adresine gönderilen ihtaratta; mahkeme kararnn kesinlemesinden itibaren 10 günlük sürede
içilerin 4857 sayl Yasa’nn 21. maddesine
göre süresinde bavuruda bulunmadklarn, 4.5.2007 tarihinde sadece 10 içinin
iyerine geldiklerini, ancak yanlarnda kesinleme erhi verilmi mahkeme ilam ile
bireysel bavuru dilekçelerinin bulunmadn, prosedürün hatrlatlp yerine getirilmesi istenmi ise de, uyulmadndan ie
balatmaya dair sonuç elde edilemediine
ilikin, keyfiyetin davaclara bildirildii görülmütür.
Tüm bu gelimelerden içilerin iverene
henüz Yargtay onama ilam tebli ettirilmeden kendilerinin tebellü ettikleri tarihi esas
alarak 10 günlük yasal sürede vekilleri ma-
SCL
rifetiyle ie balatlma bavurusunda bulunduklar, ancak iverenin noter kanall ihtar
üzerine yanlarnda kesinleme erhli mahkeme ilam ve kiisel dilekçeleri bulunmadndan ve bir ksmnn da hiç gelmediklerinden iverence usulüne uygun bavuruda
bulunulmad gerekçesi ile ie balatlmadklar anlalmaktadr. Böylece bavuru için
gerekli olan 10 günlük yasal sürenin balangc, Yargtay’a ait onama ilamnn taraflarca
farkl tarihlerde tebellü edilmesinden ötürü
tartmaldr. veren, bu sürenin 1.5.2007
tarihinde baladn ve içilerin erken bavuruda bulunduklarn ileri sürmektedir. Bu
sürenin 5.4.2007 tarihinden balatlmas gerektii görüündeyim.
Davac, bu gelimelerden sonra, i sözlemesinin iveren tarafndan feshedilmesi
ve iverence ie balatlmamas üzerine,
bota geçen süreye ait ücret ve ie balatmama tazminat ile ihbar ve kdem tazminatlarnn iverenden faizi ile tahsiline dair
18.05.2007 tarihli eldeki ibu davay açm
bulunmaktadr. Daval, davacnn ie iade
kararnn kesinlemesinden itibaren yasal
10 günlük sürede bizzat ie iade bavurusu
yapmadn ve bavuru isteinin vekili marifetiyle telgrafla gönderildiini, oysa ahsa
sk skya bal hakkn kullandrlamayacandan bahisle cevaben davann reddini
istemitir.
Mahkemece, istemin ksmen kabulüne
karar verilerek, i sözlemesi iverence feshedildiinden, kdem ve ihbar tazminatnn
ödenmesine hükmedilmi ise de, ie balatma bavurusunun, bizzat içilerce usulüne
uygun bir ekilde yaplmadndan geçersiz
saylarak, buna bal bota geçen süreye ait
ücret ve ie balatmama tazminatlarnn reddine karar verilmitir.
Mahkeme kararnn yüksek Özel Dairece
temyiz incelemesinde daire çounluunca
ksmen kabule dair hükmün deerlendirilmesinde, mahkemece red gerekçesi olarak
gösterilen içinin ie balatma bavurusunun
bizzat yaplmasnn gerekmeyecei vekil
125
HAZRAN ’09
SCL
vastas ile bavurunun yaplabileceinden,
bota geçen süreye ait ücret ile ie balatmama tazminatnn reddine dair hüküm hatal
bulunarak bozulmutur.
Yerel Mahkeme ile Yüksek Daire arasndaki uyumazlk konusu; ie iade davalar
içi lehine sonuçlandrldnda, 4857 sayl Yasa’nn 21. maddesinde ifade edilen ie
iade kararnn kesinlemesinden itibaren 10
günlük yasal sürede bavurunun ahsen mi
yoksa vekil vastas ile mi yaplp yaplmayaca noktasnda toplanmaktadr. Eldeki
davada, ie balatma bavurusu, vekil vastasyla yaplm ise de, öncelikle vekaletnamede, bu bavuruyu kapsayan yetkinin bulunmad görülmemektedir.
Hukukumuzda baz haklar ahsa sk skya bal olup bu haklar kiiden baka vekil,
temsilci, kayyum, hatta veli vastasyla dahi
kullandrlamaz (evlenme, boanma, mirasn
reddi, evlatla izin, -Kur’a bavuru gibi).
Uluslararas Çalma Örgütü’nün (ILO)
13. Çalma statistikçileri Konferansnda kabul edilen sonuç bildirisinde, isizliin uluslararas standart tanm, üç unsurdan oluturulmaktadr;
1. siz olma (olaymzda davacnn i
akdi iverence feshedildiinden, davac isiz
kalmtr.)
2. Halen çalmaya elverili bulunma
(Davac bizzat iyerine gelmediinden, fiziksel görünümü tespit edilememitir.)
3. talep etme (Ancak kiisel bavuru
ile mümkündür.)
Bu saylan unsurlar, uluslararas çalma
hukukunda norm ve standart birliini salamak amacyla oluturulmutur. Bundan
amaçlanan fayda, çalmaya istekli ve elverili bulunmadr. Bu da ancak iyerine bizzat
gelerek, iverene, eski iine talip olma istek
ve samimiyetini göstermekten ibarettir. Dier yandan ilgili yasa maddesinde anlatld
üzere, bu tarihten itibaren, iverenin, bir ay
içinde içiyi ie balatma yükümlülüü balamaktadr.
yerindeki i barnn korunmas, üre-
126
timin durmamas ve en önemlisi istihdamn korunmas ve içinin mali durumunun
daha fazla sarslmamas için, iyi niyetli iverenler çounlukla ilamn infaznn gerei olarak içiyi hemen ve derhal eski iine
balatmak davrannda bulunabilir. Bu
nedenle içinin o an iyerinde hazr bulunmas son derece menfaatine olacaktr.
Ayrca yasal prosedürün ileyiinin kontrolü için, ilamn, içinin uhdesinde ve istemini anlatan dilekçesi (ahsi dosyasna
eklenmek üzere) ile iyerinde hazr olmas
gerekmektedir. Yine dosyalardan edinilen
tecrübelere göre, içi ie balatlrken, eski
iine veya benzer ie deil daha zor koullardaki vasfsz ilere balatlmas halinde,
içi tarafndan durumun ksa sürede tevsik
edilerek izlenip, gerekirse içinin ayn Yasann 22. maddesi gereince hakl feshinin gerçeklemesini hakl klar ve bunun
neticesinde de içilik haklarn elde etmesi
yolundaki yeni dava silsilesine balangç
tekil eder.
ve i güvenlii yasalarnda ve dayana olan ILO Sözleme esaslarnda, olumsuz
ekonomik koullarda içinin, bir an önce
kalc i güvencesine kavuturulmas amaçlanmaktadr. Bu nedenlerle i sözlemesinin taraflarnn aktif süjesi içi olup, ie
balama bavurusunda çok önemli bir neden bulunmadkça (mücbir sebep) bizzat
iyerine icabet edip, isbat- vücut etmeli ve
ie hazr ve istekli olduunu iverene göstermelidir.
Somut olaymzda ise, davac, iyerinin
bulunduu Bursa ilinde fiilen bulunmalarna
ramen, vekilleri marifetiyle telgraf ve noter
teatisi ile ie balatma bavurusunda bulunmulardr.
Bu itibarla, Mahkemenin, bu bavurunun
bizzat ve dolaysyla süresinde ve usulüne uygun olarak yaplmadnn kabulü ve
buna dayal isteklerin reddine dair hükmünü isabetli bulmaktaym. Bunun aksi yöndeki, hükmü hukuka aykr bulan Dairenin
çounluk görüüne katlamamaktaym.
HAZRAN ’09
I) GENEL OLARAK
Esas itibariyle, Avrupa Birlii ve Uluslararas
Çalma Örgütü (ILO) normlarna uyum salama
zorunluluu gerekçesiyle1 kabul edilen, 2003
tarihli ve 4857 sayl Kanunu’nun yürürlüe
girmesinden bu yana geçen zaman içerisinde,
Türk i hukukunun en çok bavurulan davasnn, “ie iade davas” olduunu söylemek mümkündür. e iade davalarn da çözmekle görevli
olan Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin i yükü, 2008
yl için (geçen yldan kalan 12.890, yl içinde
gelen 45.008 olmak üzere toplam) 57.898 adet
dava dosyasdr. Elde salkl bir istatistik bulunmamasna ramen, bunun çok büyük bir yüzdesini, ie iade davalar oluturmaktadr.
“ güvencesi”2 kapsam içinde deerlendirilen ie iade davasnn 4857 sayl Kanun’la kabulüne kadar ülkemizde, i sözlemesinin fesih
hakknn kullanlmasnda serbestî ilkesi geçerliydi ve iveren, içinin i sözlemesini herhangi
bir neden göstermeksizin istedii zaman ihbar
sürelerine uymak artyla feshedebilmekteydi.
Söz konusu fesih, hakkn kötüye kullanlmas
veya haksz fesih de olutursa, geçerli bir fesih
olarak kabul edilmekte, tazminat yükümlülüü
dourmakla birlikte i ilikisini sona erdirmekte ve içinin iyerine iadesine ilikin bir hüküm
yasada yer almamakta idi ve iverence yaplan feshin hakkn kötüyle kullanlmas oluturduunu ispat yükü de içiye aitti. 4857 sayl
Kanun i güvencesi sistemini getirerek fesih
serbestisî ilkesini kaldrm, süreli fesih hakknn doumunu yasada belirtilen geçerli nedenlerin varlna balam, bu nedenleri ispat
yükünü iverene yüklemi, geçerli nedenlerin
bulunmamas halinde içinin ie iadesini veya
özel bir tazminatn (i güvencesi tazminat) ve
bota geçen sürelere ilikin olarak içinin en
çok dört aya kadar ücretinin ödenmesini öngörmütür3.
Türk hukuku bakmndan yeni olmas nedeniyle, ie iade davalar ile ilgili olarak uygulamada çeitli tereddütler ortaya çkmaktadr4.
Yargtayn, bugüne kadar verdii çok saydaki
kararlaryla5 bu tereddütleri büyük ölçüde ortadan kaldrd ve ie iade davasnn gittikçe
daha çok bilinen ve belli kurallara tâbi bir dava
haline gelmekte olduu söylenebilir. Ancak, bu
SCL
konudaki bütün tereddütlerin bitmesi, hukukun
dinamiklii sebebiyle, elbette ki beklenemez.
bu incelemenin konusunu da, ie iade davasn kazanan içinin ie iade bavurusunu
bizzat yapmak zorunda olup olmad, dier
bir ifadeyle ie iade bavurusunun avukat araclyla yaplabilip yaplamayaca konusunda
ortaya çkan tereddüt oluturmaktadr.
II) KARARA KONU OLAY
Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin 02.12.2008
tarihli ve 45501/32931 sayl kararna konu
olayda; davac içi (içiler), iverence yaplan
feshin geçersizliinin tespiti ile ie balatlma
istem sonucunu içeren açt davay kazanm
ve bu dava Yargtay’dan da geçerek kesinlemitir. Kesinleen karar, davay takip eden
(Ankara’daki) avukata, 4 Nisan 2007 tarihinde
tebli edilmi ve avukat (ertesi gün) 5 Nisan
2007’de (Bursa’daki) iverene telgraf göndererek içinin ie iadesini istemitir.
e iade bavurusunu (telgraf) alan daval
iveren, ie iadeyi talep eden içiye gönderdii 5 Mays 2007 tarihli ihtarnamede; Yargtay’n
kesinleme kararnn kendisine 1 Mays 2007
tarihinde tebli edildiinden, yaplan ie iade
bavurusunun yasal süreden önce yaplm bir
talep olduu ve ayrca, ie balama bavurusunun kesinleen mahkeme karar ile birlikte
ahsen (bizzat) yaplmas halinde deerlendirilebilecei gerekçeleriyle, ie iade bavurusunun kabul edilmediini bildirmitir.
Bu ihtarnameye kar, içinin vekili avukatn iverene çektii ihtarnameye ramen iverenin tazminatlar ödememesi üzerine, içinin
18.5.2007 tarihinde iverene kar, “kdem,
ihbar tazminat, ie balatlmama tazminat ile
bota geçen süreye ilikin ücret alacaklarnn
faizleriyle birlikte ödetilmesine karar verilmesi
talebiyle” dava açt; davay gören mahkemenin, ie iade bavurusunun bizzat içi tarafndan usulüne uygun yaplmadndan geçersiz
saylarak, bota geçen süreye ait ücret ve ie
balatmama tazminatlarnn reddine karar verdii ve bu kararn temyizi üzerine de 9. Hukuk
Dairesi’nin (elinizdeki incelemenin konusunu
oluturan) 02.12.2008 tarihli ve 45501/32931
sayl karar verdii anlalmaktadr.
127
HAZRAN ’09
SCL
1) Dairenin (Çounlukla)
Vard Sonuç
Dairenin çounlukla ald karara göre; Kanunu’nun 21. maddesi ie iade bavurusunun ekline dair hüküm içermemekte olup,
ie iade talebi için içinin bizzat bavurmas
gerekmez, ie iade bavurusunun içinin avukat tarafndan yaplmas mümkündür. e iade
bavurusu, ie balama yönünde bir irade açklamasdr, içinin ayn anda (ayn günde) ie
iadesi edilmesi gibi bir durum söz konusu deildir. çinin ahsen ya da yetkili avukat tarafndan yaplan bavuru üzerine, iverence içi
bir aylk süre içinde ie balatlabilir; iverence
ie davet edilmesi halinde içinin, i görme edimini bizzat yerine getirmek üzere, belirlenen
günde ahsen hazr olmas gerekir.
çinin ie iade bavurusu için; bavuru annda kararn kesinlemi bulunmas yeterli olup,
kesinlemenin iverence bilinmesi gerekmez
ve kesinleen kararn ie iade bavurusuna eklenmesi zorunlu deildir.
Ayrca, içinin ie iade bavurusunu yapt
anda baka bir iverenin iyerinde çalmakta
olmas olgusu, bal bana, talebin samimi olmadn göstermez; çünkü eski iverenin daveti halinde içinin çalmakta olduu yerden
ayrlarak eski iine balamas imkân dahilindedir.
Bu sebeplerle, hükmün bozulmasna karar
verilmitir.
2) Kar Oy
Dairenin çounlukla verdii karara bir üye
katlmad, karara yazlan “kar oy”dan anlalmaktadr. Kar oy yazsnda özetle öyle
denilmektedir:
Eldeki davada ie iade bavurusu, vekil vastasyla yaplm ise de, öncelikle vekâletnamede
bu bavuruyu kapsayan yetkinin bulunmad;
hukukumuzda baz haklarn kiiye sk skya
bal olup bu haklarn ilgili kiiden baka vekil, temsilci, kayym, hatta veli vastasyla dahi
kullandrlamayaca; i ve i güvenlii yasalarnda ve dayana olan Uluslararas Çalma
Örgütü (ILO) sözleme esaslarnda, olumsuz
ekonomik koullarda içinin, bir an önce kalc
128
Kanunda, ie iade bavurusunun
nasl yaplacana ilikin olarak özel
düzenlemeler getirilmemitir.
i güvencesine kavuturulmas amaçlandndan, i sözlemesinin aktif süjesi olan içinin
ie iade bavurusunda çok önemli bir neden
(mücbir sebep) bulunmadkça iyerine bizzat
icabet edip, ispat vücut ederek, ie hazr ve
istekli olduunu iverene göstermek zorunda
olduu; somut olayda ise davacnn, iyeri olan
Bursa ilinde fiilen bulunmasna ramen, vekili
(avukat) marifetiyle telgraf ve noter teatisi ile
ie balatma bavurusunda bulunduu; bu itibarla mahkemenin, bu bavurunun bizzat ve
dolaysyla süresinde ve usulüne uygun olarak
yaplmadnn kabulü ve buna dayal isteklerin
reddine dair hükmünün isabetli olduu; aksi
yöndeki hükmü hukuka aykr bulan dairenin
çounluk görüüne itirak edilmedii belirtilmektedir.
III) KARARIN DEERLENDRLMES
Kanunumuz (m. 21, I), geçerli sebep gösterilmemesi veya gösterilen sebebin geçerli olmamas sebebiyle mahkeme (veya özel hakem)
tarafndan feshin geçersizliine karar verilmesi
halinde, iverenin içiyi bir ay içinde ie balatmak zorunda olduunu, aksi halde içiye
tazminat ( K. m. 21, II-III) ödeyeceini düzenlemekle birlikte, bunun için içinin ie iade
bavurusunda bulunmasn art klmaktadr. çinin ie iade için bavurmamas durumunda,
iverenin feshi, geçerli bir fesih saylr ve iveren sorumluluktan kurtulur.
Kanuna göre; “çi, kesinleen mahkeme
veya özel hakem kararnn tebliinden itibaren
on igünü içinde ie balamak için iverene
bavuruda bulunmak zorundadr. çi bu süre
içinde bavuruda bulunmaz ise, iverence yaplm olan fesih geçerli bir fesih saylr ve iveren sadece bunun hukuki sonuçlar ile sorumlu
olur.” ( K. m. 21, V).
Görüldüü üzere, Kanunda ( K. m. 21, V),
ie iade bavurusunun nasl yaplacana ilikin olarak özel düzenlemeler getirilmemitir.
HAZRAN ’09
Bu sebeple burada, hukukun genel ilkelerini
uygulamak gerekir. Buna göre:
Kanun, ie iade talebinin on i günü6 içinde yaplacan belirlemitir. On i günlük süre,
hak düürücü süredir ve mahkemenin (veya
hakemin) kesinleen kararnn tebliinden itibaren balar. Tebligat açsndan gün olarak
belirlenen sürelerin hesabnda, tebliin yapld gün saylmaz; ertesi gün, eer i günü ise
o gün (ertesi gün, i günü deil de tatil günü
ise, onu takip eden ilk i günü) birinci gün
saylarak hesap edilir7. Buradaki on i günlük
sürenin balangc, ie iade davasnda kesinleen kararn teblii tarihidir8. Hukukta süreleri
balatan dier durumlarda olduu gibi, buradaki tebliden kast, hakk kullanacak olan tarafa
yaplan teblidir. e iade talebini yapacak olan
da içi olduuna göre ( K. m. 21, V), on i
günlük sürenin balangc da (davay kazanan)
içiye yaplan tebli tarihidir. Davay kaybeden
SCL
Kanun ( K. m. 21, V), ie iade bavurusu
bakmndan, “kesinleen kararn teblii”nden
söz etmekle birlikte; “kesinleen kararn teblii”, yarglama hukukumuz bakmndan yaygn
ve allm bir husus olmadndan, buna ilikin ayr ve özel bir düzenleme bulunmamaktadr. Kanunlarmzda ve bu ara yarglama usulü
kanunlarmzda allm olan tebli kurallar,
örnein, kanun yollarna (veya dier baz hukuk çarelerine) bavuruyu balatmak ilgili tarafn hakkn korumak için ilem yapmas gibi
durumlar için öngörülmülerdir.
Öte yandan tebligat ileminin yaplabilmesi, istisnaî durumlar hariç, ilgilinin tebli masrafn yatrmasna baldr (Tebligat K. m. 5)9.
Kesinleen ie iade kararnn teblii için de,
davac içinin gerekli tebli giderlerini yatrmas gerekmektedir. Aksi takdirde kesinleen
ie iade kararnn mahkemece Tebligat Kanunu hükümlerine göre resen teblii söz konusu
e iade talebini yapacak olan içi olduuna göre, on i günlük sürenin
balangc (davay kazanan) içiye yaplan tebli tarihidir.
ve içiyi ie balatmak durumunda olan daval
iverene yaplacak tebliin tarihinin bu bakmdan herhangi bir önemi yoktur. Nitekim somut
olaydaki Yargtay kararnda, kar oyu kaleme
alan üye de dahil, bu sonuca varlmtr. Somut olayda kesinleen karar içinin avukatna
4 Nisan 2007 tarihinde tebli edildiine ve içi
de avukat araclyla 5 Nisan 2007 tarihinde
ie iade bavurusu yaptna göre, on i günlük
süreye riayet edilmitir.
Yargtay ayrca, içinin ie iade bavurusunun yapld srada daval iverenin kararn
kesinlemi olduunu bilip bilmemesinin de
herhangi bir önemi bulunmadn isabetli olarak vurgulamaktadr. Çünkü, iverenin adresinin tebligat gönderen yerden uzak bir yerde
bulunmas veya tebligat ilemlerinin herhangi
bir ekilde gecikmesi sebepleriyle, iverene yaplacak tebliin, içiye yaplan tebliden çok
daha sonra olmas mümkündür. Böyle bir durumda iverene daha önce tebli yaplmam
bile olsa, içinin ie iade bavurusuyla iveren
bu konudan haberdar hale gelmektedir.
olmayacaktr. Bu sebeple, ie iade davalarnda kesinleen kararn taraflara tebliini temin
etmek üzere, bu konudaki tebli giderlerinin
davac içiden peinen almas büyük kolaylk
salayacaktr10. Ancak bu konuda yaygn bir
uygulama bulunmamaktadr. Tebligat giderinin
pein yatrlmamas halinde, davay kazanan içinin, kararn kesinlemesinden sonra da tebligat giderini yatrmas mümkündür. Hatta pratik olarak böyle bir durumda içi, kesinleen
kararn mahkeme kaleminde tebellü edebilir
ve yalnzca iverene tebligat için tebli gideri
yatrmakla da yetinebilir.
Kanun ( K. m. 21, V), ie iade bavurusu
yönünden ayrca ve açkça bir ekil art getirmediinden, bavuru, yazl veya sözlü olarak
yaplabilir. Ancak, ispat açsndan yazl bavuru
yaplmas önem arz eder. Uygulamada, uyumazl en aza indirmek amacyla iverene noter araclyla tebligat yaplmas tercih edilmektedir.
On i günlük süre yönünden kanmca önemli olan, içinin bavurusunu on i günü içinde
yapmasdr ve bunun için içinin, örnein no129
HAZRAN ’09
SCL
terden on i günü içinde ihtarname göndertmesi yeterlidir; noter ihtarnamesinin iverenin
eline on i günü bittikten sonra geçmesi, içi
aleyhine deerlendirilemez11. Hatta kanmca,
içinin ie iade bavurusunu noter kanal ile
deil de, iadeli taahhütlü mektupla yapmas
halinde de postadaki gecikmeden içi sorumlu
tutulmamaldr. Nitekim, Yargtay da yeni bir
kararnda, “ie iade yönündeki bavurunun 10
i günü içinde iverene bildirmesi gerekmekle
birlikte tebligatn postada gecikmesinden içinin sorumlu olmas düünülemez” demektedir12.
Kesinleen mahkeme kararnn ie iade talebine eklenmesi, karar kendisine henüz tebli edilmeyen iverenin de karar görmesi bakmndan bir kolaylk salarsa da; bu konuda
herhangi bir yasal zorunluluk bulunmadndan, kesinleen kararn talebe eklenmemesi ve
iverene verilmemesi, talebi geçersiz hale getirmez13. Bu yönde açk tavr taknan Yargtay’n
görüünü doru bulmaktaym.
e iade talebi için, içinin bizzat bavurmasnn zorunlu olup olmadna gelince:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na (m.
62) göre, kanunlarn özel yetki verilmesine
bal kld hususlar dnda vekâlet, hüküm
kesinleinceye kadar davann takibi için gerekli
her türlü ilemlerin yaplmas ve hükmün icra
edilmesi yetkilerini içerir. Aslnda bu durum
avukat için ayn zamanda bir yükümlülüktür14.
Çünkü avukatn aksi kararlatrlmadkça, üstüne ald ii sonuna (icra aamas neticeleninceye) kadar takip etme zorunluluu vardr.
Avukat vekâletnamesinde özel yetki verilmesine bal tutulan hususlar, bata HUMK m.
63 hükmü olmak üzere mevzuatta açk olarak
belirtilmitir15.
Keza, vekil ile takip edilen ilerde tebligat
vekile yaplr (Tebligat K. m. 11). Dorudan
doruya asla (müvekkile) yaplmas gereken
tebli halleri de kanunlarda açkça gösterilmitir16. Bu kural, ie iade davalar bakmndan da
geçerlidir. Nitekim, somut olayda da, kesinleen ie iade kararnn, davac asl olan içiye
deil, davay takip eden avukata tebli edildii
görülmektedir.
Hukukî nitelii itibariyle, ie iade davas bir
130
e iade davasnn kabulü halinde
mahkemenin verdii kararda,
“içinin ie iadesi”nin yer almakta
oluu, ie iade davasn bir eda
davas haline getirmez.
tespit davasdr17. e iade davasnn kabulü halinde mahkemenin verdii kararda, “içinin ie
iadesi”nin yer almakta oluu da, ie iade davasn bir eda davas haline getirmez. Çünkü
iverenin, içiyi ie iade edip etmeme serbestîsi
vardr ve iveren, K. m. 21’de öngörülen ie
balatmama tazminatn ödeme yolunu seçebilir ve içiyi ie iade etmeyebilir18.
Bu sebeple, ie iade davas sonucunda alnan (tespit hükmünü içeren) ilâmn, ilâml icraya konu edilebilmesi mümkün deildir19. Buna
karlk ie iade davasnn, bilinen (sradan) bir
tespit davasndan farkl yan, davay kazanan
içinin ie iade edilmemesi halinde tazminat
alabilmesinin baz artlarn gerçeklemesine
bal olmasdr. Bu artlardan biri de, yukarda
açkland üzere, kesinleen karar üzerine iverene bavurup ie iade talebinde bulunmaktr; ie iade talebinde bulunulmazsa, fesih geçerli hale gelir ( K. m. 21, V).
K. m. 21’in düzenlemesi çerçevesinde, ie
iade davasn kazanmak yetmez; bu konudaki
kesin kararn tebliinden on i günü içinde yaplacak olan ie iade bavurusu aamasn da,
bu davann ayrlmaz bir parças olarak deerlendirmek gerekir. Bu açdan, ie iade davasnn birbirine bal üç aamadan oluan bir dava
olduunu söylemek mümkündür: Birinci aama, mahkemenin feshin geçersizliine ve ie
iadeye karar vermesi; ikinci aama, karar kesinletikten sonra içinin on i günü içerisinde
ie balamak için iverene bavurmas; üçüncü
aama, iverenin içiyi ie balatma iradesini içiye ulatrmas (veya ie balatmayarak tazminat ödemesi)20. Bu nedenlerle, ie iade davasn
açan vekilin yetkisinin (ve hatta ald vekâlet
görevini -icra aamas dahil- sonuna kadar takip yükümlülüünün), ie iade bavurusunu
da kapsamas gerektii kansndaym (HUMK
m. 62’ye kyasen).
HAZRAN ’09
Bu yüzden, vekili (avukat) araclyla ie
iade davas açan içinin, ie iade bavurusu da
dahil olmak üzere bu konudaki yetkilerin tümünü vekile (avukata) verdii kabul edilmelidir. Aksinin kabulü, içiyi, dava açmak için
ihtiyaç duyarak atad vekilinin bu konudaki
hukukî yardmndan yoksun klar. e iade bavurusunun, somut olayda olduu gibi Yargtay
nezdinde dahi tereddütlere neden olan, teknik
hukukî özelliklerinin bulunduu ve on i günü
gibi ksa bir süre içinde usulüne uygun bavurmama halinde ie iade ile ilgili haklarn yitirilecei hususlar göz önüne alnrsa, vekilin
bu konudaki hukukî yardmnn önemi daha iyi
anlalacaktr. Aksine düünüün, i hukukunun temel ilkesi olan “içi lehine yorum” ilkesine uygun olmad da kolaylkla söylenebilir.
e iade davas, kiiye sk skya bal bir
hak olarak deerlendirilemez. Çünkü bu dava
da, idarî yargda örneklerine skça rastlanlan
SCL
lar, ilgili kii istemedikçe (onun rzas hilafna)
yasal temsilci gibi baka kiiler tarafndan talep
ve dava edilemeyen haklardr. Buna karlk,
hakkn sahibi kii isterse, bu haklar bizzat
kendisi kullanabilecei gibi (iin nitelii gerei
yasaklanmadkça), vekili araclyla da kullanabilir. Nitekim, somut inceleme konusu Yargtay Kararnn kar oy yazsnda da belirtilen
boanma davas örneinde olduu gibi, kiiye
sk skya bal olan bir ksm haklarn vekil
(avukat) araclyla açlan dava yolu ile kullanlmas mümkündür. Bu sebeple, ie iade davas veya ie iade bavurusu, kiiye sk skya
bal bir hak olsa dahi, içi bu hakknn bizzat
deil de bir avukat eliyle kullanlmasn tercih
etmise, içinin iradesine uymak gerekir.
Kararn kar oy yazsnda yer alan, “iyiniyetli iverenlerin, çounlukla ilâmn infaznn
gerei olarak içiyi hemen ve derhal eski iine
balatmak davrannda bulunabilecei, bu ne-
“e iade davas” veya “ie iade bavurusu” bir an için kiiye
sk skya bal bir hak olarak kabul edilse dahi, içinin bu yetkisini
bir avukat eliyle kullanmasn engelleyen hiçbir hukukî neden ve gerekçe
bulunmamaktadr.
idarenin görevden alma (uzaklatrma) ileminin iptali davasna paralel bir davadr ve bu tür
davalarn kiiye sk skya bal olduu konusunda öretide ve üst mahkemeler uygulamasnda bir eilim bulunmamaktadr.
e iade davasnn ayrlmaz bir parças olduunu deerlendirdiim, “ie iade bavurusu”nu
da kiiye sk skya bal bir hak olarak niteleyememekteyim. Çünkü, yukarda da belirttiim
üzere içi, vekili araclyla ie iade davasn
açtrmakla, davay kazandktan sonra kesinleen kararn tebliinden sonraki aama olan ie
iade bavurusu yapma yetkisini de vekile vermi olmaktadr.
Hal böyle olmakla birlikte, “ie iade davas”
veya “ie iade bavurusu” bir an için kiiye sk
skya bal bir hak olarak kabul edilse dahi, içinin bu yetkisini bir avukat eliyle kullanmasn engelleyen hiçbir hukukî neden ve gerekçe
bulunmamaktadr. Kiiye sk skya bal hak-
denle içinin o an iyerinde hazr bulunmasnn
son derece menfaatine olaca” yönündeki ifadeler, baz istisnaî hallere özgü olarak ksmen
yerinde olmakla birlikte; bu açklamalardan
yola çklarak, ie iade bavurusunun mutlaka
bizzat içi tarafndan yaplmas gerektii (ve bu
nedenle, avukat eliyle ie iade bavurusunun
yaplamayaca) sonucuna (kuralna) varlmasn yerinde bulmamaktaym.
Bu noktada salkl sonuca varabilmenin
yolu, Kanunun ( K. m. 21) kurgusunu gözden uzak tutmamaktan ve hayatn olaan akn dikkate almaktan geçmektedir.
Kanunun kurgusuna göre; ie iade davasn
kazanan içi (veya vekili), bu kararn kesinlemesinin kendisine tebliinden itibaren (on i
günü içinde) iverene bavurarak ie iade edilmesini istemek zorundadr ( K. m. 21, V)
ve bu talep üzerine iverenin bir aylk süresi
vardr ( K. m. 21, I).
131
HAZRAN ’09
SCL
Hayatn olaan ak çerçevesinde, bu hükmün uygulanmasnda; iveren, kendisine tannan bir aylk süre içerisinde içiyi ie balatmak
isterse (böylece, tazminat ödememe yolunu
tercih ederse), içiye uygun bir süre önce21
(ispat açsndan yazl -tercihan noter eliyle-)
çar yapacak, belirttii gün ve saatte, içinin
iyerinde hazr bulunmasn isteyecek; çary
alan içi de belirtilen gün ve saatte iyerinde
bizzat (ahsen) hazr olacaktr22.
Bu noktada, kar oy yazsnda belirtildiinin
aksine, içinin iyerinde bizzat (ahsen) hazr
olmas gereken zamann, ie iade bavurusunu
yapt zaman deil, iverenin çars üzerine
hazr bulunmas gereken zaman olduunun altn çizmek isterim.
Bir an için kar oy yazs çerçevesinde içinin, ie iade bavurusunu yapt anda bizzat
hazr bulunmasnn gerektii kabul edilir ve
ancak iveren, ie iade konusunda Kanunun
( K. m. 21, I) kendisine tand bir aylk süre
içerisinde karar vereceini bildirir (yani, içiyi
hemen ie almaz) ise, içi bo yere zaman ve
masraf yaparak iyerine gelmi olur. Zaman ve
masraf yannda, içinin, srf iverenin kendisini hemen ie alaca ümidiyle ie iade bavurusunu bizzat yapmas ve fakat iverenin bu
konuda bir aylk süresinin bulunduunu bildirerek içiyi hemen ie balatmamasnn “psikolojik” sonuçlarnn da gözden uzak tutulmamas gerektii kansndaym. çinin iverenin
kendisine hemen ie alaca varsaymyla ie
iade bavurusunu bizzat yapmasnn aranmas;
eer abart deilse, içiyi, “iverenin insaf”na
terk eden bir anlaytr. Oysa çada olan, içinin ie iade bavurusunu bizzat veya avukat araclyla yapmas ve bu konuda iverenin
çarsn beklemesidir ki, Kanun ( K. m. 21,
I) iverenin ie balatmama tercihini (önemli
tutardaki) tazminat ödemesine dönütürmektedir.
Altn çizip vurgulayarak belirtmek gerekirse; içi, ie iade bavurusunu bizzat yapmak
zorunda olmamasna (ve bu bavuruyu isterse
vekili araclyla yapabilmesine) ramen, iverenin çars üzerine ie balamak üzere ahsen (bizzat) gelmek zorundadr. çinin çar
üzerine bizzat gelmeyip vekilini (avukatn)
132
göndermesi, hukukî sonuç dourmaz. Çünkü
i sözlemesinin gerei olarak, içinin ii bizzat
yapmak zorunluluu vardr23.
çi gelirse, ie balatlacaktr; bunun hukukî
sonucu, i sözlemesinin feshedilmemi gibi
devam etmesidir. Bu durumda içi, yeni ie giren bir içi olarak nitelendirilmeyecek; ücreti ve
sosyal haklar, geçersiz saylan fesihten itibaren
ie balatld tarihe kadar iyerinde yürürlüe
giren zamlardan yararlanm gibi belirlenecektir. Buna paralel olarak, iverenin de tazminat
ödemesi söz konusu olmayacaktr24.
çi, iverenin usulüne uygun olarak yapt
çarsna ramen, geçerli bir mazereti olmakszn gelmezse veya gelip de ie balamazsa, fesih geçerli hale gelir ve iveren ie balatmama
tazminatn ödemekten kurtulur25.
Öte yandan, kar oy yazsnda belirtilen görüün aksine, yukardaki gerekçelerle ve özellikle açk bir kanun hükmüne dayanmad için,
ie iade bavurusunun vekâletnamede özel yetki verilmesini gerektiren hallerden (bkz. HUMK
m. 63) biri olmadn düünmekteyim.
Sonuç olarak;
e iade davasn kazanan içinin, kararn kesinlemesinden sonra ie iade bavurusunu bizzat veya ie iade davasn takip için
vekâletname verdii vekili (ve hatta yalnzca
ie iade bavurusu için vekâletname verdii
avukat) araclyla da yapabilecei kansnda olduumdan, çounlukla verilmi bulunan
Yargtay kararnn isabetli olduunu deerlendirmekteyim26.
DPNOTLAR
1
Bkz. Kanunu Tasars ve Salk, Aile, Çalma ve Sosyal
ler Komisyonu Raporu (1/534), TBMM Dönem: 22,
Yasama Yl: 1 (S. Says: 73).
2
“ güvencesi” kavram hakknda bkz. Sava Takent,
Güvencesi ve Yeni yasal Düzenleme, Ankara 2002;
Legal Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yl
Toplants, Güvencesi. Kurumu ve e ade Davalar,
stanbul 2005; Sarper Süzek, Hukuku, stanbul 2005,
s. 430 vd.; Hamdi Mollamahmutolu, Hukuku, Ankara
2008, s. 703 vd.
3
Süzek s. 430.
4
Örnein yarglama hukuku bakmndan bkz. Ejder
Ylmaz, e ade Davalarnda Yarglama Usulü le lgili
Özellikler (Sicil, Hukuku Dergisi, 2006/4 s. 20-31);
Muhammet Özekes, Kanununun 20. ve 21. Maddelerinin
HAZRAN ’09
5
SCL
Medeni Yarglama ve cra Hukuku Bakmndan
Deerlendirilmesi, 75. Ya Günü çin Prof. Dr. Baki Kuru
Armaan, Ankara 2004, s. 479-514.
22
Bkz. Kar, s. 803.
23
Bkz. bu konuda: Kazm Yücel Dönmez, çinin Borçlar,
Ankara 2000, s. 33 vd.
Bkz. örnein: Osman Güven Çankaya/Cevdet lhan
Günay/Seracettin Gökta, Türk Hukukunda e ade
Davalar, Ankara 2006; Özkan Ertekin, Açklamal çtihatl
Güvencesi Hukuku, e ade Davalar, Ankara 2005.
Bekta Kar, Güvencesi ve Uygulamas (2008 Yl Emsal
Kararlar le), Ankara 2009.
24
Çankaya/Günay/Gökta, s. 297-298.
25
Bkz. bu konuda: Mollamahmutolu, s. 763;
Günay/Gökta, s. 293-295.
26
Bkz. Kar, s. 795. Çankaya/Günay/Gökta (s. 290), ie iade
talebinin vekilin yan sra, içinin üyesi olduu sendika
araclyla da ulatrlabilecei görüündedirler.
6
Bilindii gibi
“i günü” kavram,
“takvim günü”
kavramndan farkldr. günleri hesap edilirken, resmî
çalma (tatil) günleri (bkz. 2429 sayl Ulusal Bayram ve
Genel Tatiller Hakknda Kanun) dikkate alnmaz.
7
Bkz. Ejder Ylmaz / Tacar Çalar, Tebligat Hukuku,
Ankara 2007, s. 134 vd.
8
çinin, kararn kesinlemesinden önce iverene yapt ie
iade bavurusu, kesinlemeden sonra yaplacak olan (
K. m. 21, V) ie iade bavurusunun yerine geçmez
(Çankaya/Günay/Gökta, s. 258). Ancak, içinin
zamanndan önce ve hatta dava devam ederken iverene
bavurmas halinde iverenin onu ie iade etmesi
mümkündür
(Çankaya/Günay/Gökta, s. 256-257).
Yargtay bu gibi durumlarda, aksi ileri sürülmedikçe
daval iverenin feshin geçerli bir sebebe dayanmadn
kabul ettii eklinde deerlendirilmesi
gerektii
görüündedir (örnein: 9. HD 2.2.2005, 31714/ 2889).
9
Bkz. Ylmaz/Çalar, s. 174-179.
10
Kar, s. 795.
11
Ayn görüte: Çankaya/Günay/Gökta, s. 293.
12
9. HD 20.11.2008, 30092/31546 (Kar, s. 801-802).
13
Kar, s. 795.
14
Bkz. Semih Güner, Avukatlk Hukuku, Ankara 2002,
s. 340-342; Meral Sungurtekin Özkan, Avukatlk Meslei
Avukatn Hak ve Yükümlülükleri, zmir 1999, s. 279 vd.
15
Bkz. bu konuda: Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü,
Cilt II, stanbul 2001, s. 1281 vd.
16
Ylmaz/Çalar, s. 270 vd.
17
Çankaya/Günay/Gökta, s. 190-193.
18
Uygulamada da, çeitli nedenlerle iverenlerin iten
çkarttklar içileri genellikle ie almak istemedikleri ve
tazminat ödemeyi tercih ettikleri; bu arada, “atldklar i
yerine dönmek istememeleri” ve davalarn ksa sürede
sonuçlanmamas nedeniyle yeni i bulmalar gibi
sebeplerle içilerin de ie iade davasn, ie iadeden ziyade
ek tazminat arac olarak kullandklar gözlemlenmektedir.
19
Çankaya/Günay/Gökta, s. 271-272; Özekes s. 504 vd.
20
Bkz. 9. HD’nin 11.7.2005 gün ve 20810/24800 sayl
Kararna, O.G. Çankaya tarafndan yazlan “kar oy”
yazs (Çankaya/Günay/Gökta s. 294-296 dipnot 7).
21
Yargtay bir kararnda buradaki uygun süreyi, ayn yerde
bulunan içi için iki gün, baka yerde oturan içi için dört
gün olarak belirtmitir (9. HD 20.11.2008, 30092/31546:
Kar, s. 801-802).
Çankaya/
133
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Erol AKI
Emekli Öretim Üyesi
ten Çkarlan Direniçi çilerin Ksmen
e Alnmalar - yerine çi Almnda verenin
Eit lem Yapma Borcu
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2008/32183
Karar No : 2009/7045
Tarihi
: 29.05.2008
DAVA
Davac, kdem ve ihbar tazminat, izin fazla çalma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti
ve ikramiye alacaklarnn ödetilmesine kar
davac ise uranlan zararn tazminine karar
verilmesini istemitir.
Yerel mahkeme, asl davann ksmen kabulüne kar davann reddine karar verilmitir.
Hüküm süresi içinde daval avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla, dava dosyas
için Tetkik Hâkimi . Çil tarafndan düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü:
134
KARAR
1. Dosyadaki yazlara toplanan delillerle
kararn dayand kanuni gerektirici sebeplere göre, davalnn aadaki bendin kapsam dnda kalan temyiz itirazlar yerinde
deildir.
2. Davac içi iverence haksz olarak i
sözlemesinin feshedildiini ileri sürerek kdem ve ihbar tazminat isteklerinde bulunmutur.
Daval iveren, davac ve arkadalarnn
yasal olmayan ücret art isteinde bulunduklarn, iverence olumsuz karlanmas
üzerine 1.8.2005 tarihinde iyerine gelerek
ie giri kartlarn bastklar halde makineleri çaltrmadklar ve i ba yapmadklar,
ayn gün 18.00’e kadar çalmadklarn ve
iyerinden ayrldklarn savunmu ve isteklerin reddini talep etmitir.
Mahkemece, davac ve dier bir ksm içilerin yasa d olarak grev yaptklar ve ey-
HAZRAN ’09
leminin sabit olduu kararda açklanm, ancak iverenin ayn eylem içinde olan 6 içiyi
yeniden ie alm olmas sebebiyle feshin
hakl olarak deerlendirilemeyecei gerekçesiyle ihbar ve kdem tazminat isteklerinin
kabulüne karar verilmitir.
Karar daval vekili süresi içinde temyiz
etmitir.
Taraflar arasnda uyumazlk iverenin
eit davranma borcuna aykr davranp davranmad ve bunun sonuçlar noktasnda
toplanmaktadr.
Eit davranma ilkesi tüm hukuk alannda
geçerli olup, Hukuku bakmndan iverene, iyerinde çalan içiler arasnda hakl ve
objektif bir neden olmadkça farkl davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakmdan
iverenin yönetim hakk snrlandrlm durumdadr. Baka bir ifadeyle iverenin ayrm yapma yasa, iyerinde çalan içiler
arasnda keyfi biçimde ayrm yaplmasn
yasaklamaktadr. Bununla birlikte eit davranma borcu, tüm içilerin hiçbir farkllk
gözetilmeksizin ayn duruma getirilmesini
gerektirmemektedir. Bahsi geçen ilke, eit
durumdaki içilerin farkl ileme tabi tutulmasn önlemeyi amaç edinmitir. Öte yandan anlan ilke, haklarn snrlandrlmasna
deil, korunmasna hizmet eder.
Eitlik ilkesi ise en temel anlamda Anayasann 10. ve 55. maddelerinde de ifade edilmi, 10. maddede “Herkes dil, renk, cinsiyet,
siyasi düünce, felsefi inanç, din, mezhep
ve benzeri sebeplerle ayrm gözetilmeksizin
kanun önünde eittir” kuralna yer verilmitir. 55. maddenin kenar bal ise “Ücrette
Adalet Salanmas” eklindedir.
Bundan baka eit davranma ilkesi, nsan Haklar Evrensel Bildirgesi, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi, Avrupa Ekonomik
Topluluu Antlamas, Uluslararas Çalma
Örgütünün Sözleme ve Tavsiye Kararlarnda da çeitli biçimlerde ele alnmtr.
4857 sayl Kanunu sistematiinde, eit
davranma borcu, iverenin genel anlamda
borçlar arasnda yerini almtr. Buna ra-
SCL
men eitlik ilkesini düzenleyen 5. maddede, her durumda mutlak bir eit davranma
borcu düzenlenmi deildir. Belli baz durumlarda iverenin eit davranma borcunun
varlndan söz edilmi, ancak “esasl nedenler olmadkça” ve “biyolojik veya iin niteliine ilikin sebepler zorunlu klmadkça”
bu yükümlülüün bulunmad Dairemiz
kararlarnda vurgulanmtr (Yargtay 9. HD.
25.7.2008 gün 2008/27310 E., 2008/22095
K.).
4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesinin ilk fkrasnda, dil, rk, cinsiyet, siyasal
düünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi
sebeplere dayal ayrm yasa getirilmitir.
Belirtilen bu hususlarn tamamnn mutlak
ayrm yasa kapsamnda ele alnmas gerekir.
Eit davranma ilkesinin uygulanabilmesi için ayn iyerinin içileri olma, iyerinde
topluluk bulunmas, kolektif uygulamann
varl, zamanda birlik ve i sözlemesiyle
çalmak koullar gerekmektedir.
5. maddenin 2. fkrasnda ise, tam süreli
– ksa süreli içi ile belirli süreli – belirsiz
süreli içi arasnda farkl ilem yapma yasa
öngörülmütür.
4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesinin
3. fkrasnda cinsiyet ve gebelik sebebiyle
ayrm yasa düzenlenmi ve bu durumda
olan içiler bakmndan i sözlemesinin
sona ermesinde de iverenin eit davranma
borcunun varl özel olarak vurgulanmtr.
verenin iin nitelii ile biyolojik nedenlerle
farkl davranabilecei bahsi geçen hükümde
açklanmtr.
4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesinin
4. ve 5. fkralarnda ise, iverenin ücret ödeme borcunun ifas srasnda ayrm yasandan söz edilmektedir. Maddede sözü edilen
ücretin genel anlamda ücret olduu ve ücretin dnda kalan ikramiye, prim, vb. ödemeleri de kapsad açktr.
Bundan baka 4857 sayl Kanunu’nun
18. maddesinin (a) ve (b) bentlerinde sözü
edilen sendikal nedenlere dayal ayrm ya-
135
HAZRAN ’09
SCL
sa da mutlak ayrm yasa kapsamnda deerlendirilmelidir.
4857 sayl Kanunu’nun 5. ve 18/III.
maddede saylan hallerin snrlayc olarak
düzenlenmi deildir. çinin iyerinde olumsuzluklara yol açmayan cinsel tercihi sebebiyle ayrm yasa da buna eklenebilir. Yine,
siyasi sebeplere ve dünya görüü gibi unsurlar esas alan bir ayrmclk korunmamaldr.
verenin eit davranma borcuna aykr
davranmasnn yaptrm yine 4857 sayl Kanunu’nun 5. maddesinin 6. fkrasnda düzenlenmitir. Anlan hükme göre içinin dört
aya kadar ücreti tutarnda bir ücretten baka
yoksun brakld haklarn da talep imkan
bulunmaktadr.
Öte yandan, Kanunu’nun 5. maddesi
Borçlar Kanunu’nun 20. maddesi uyarnca
emredici nitelikte bulunduundan, anlan
hükme aykr olan sözleme hükümleri geçersizdir. Geçersizlik nedeniyle ortaya çkan
kural boluu, eit davranma ilkesinin gereklerine uygun olarak doldurulmaldr.
Eit davranma borcuna aykrl ispat
yükü içide olmakla birlikte anlan maddenin son fkrasnda yer alan düzenlemeye
göre, içi ihlalin varln güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüünde aksi iveren
tarafndan ispatlanmaldr.
Somut olayda davacnn da aralarnda bulunduu bir ksm içiler yasal olmayan bir
ücret art talebinde bulunmular ve mah-
kemenin de kabul ettii üzere topluca çalmama eylemine katlmlardr. Davac iverence anlan eylem sebebiyle fesih hakl bir
nedene dayanmaktadr. Ayn eyleme katlan
içilerden bir ksmnn daha sonra yeniden
ie alnmas, iverenin eit davranma borcuna aykr davrand anlamna gelmez. verence ie almada eit davranma borcu 4857
sayl Kanunu’nun 5. maddesinin 3. fkrasnda cinsiyet veya gebelik nedeniyle ayrm
yapmamay ifade eder. Baka bir anlatmla
ie bavuranlar arasnda cinsiyet ve gebelie
bal olarak ayrm yaplmas yasaklanmtr.
Ayn olaya bal olarak bir baka içinin
açt davada ihbar ve kdem tazminat istekleri reddedilmi, davacnn temyizi üzerine karar Dairemizce onanmtr (Yargtay
8.10.2007 gün 2007/2577 E., 2007/29505 K.).
Böyle olunca eyleme katlan içilerden
bir ksmyla yeniden i sözlemesi kurulmu
olmas davac içi yönünden hakl fesih nedenini ortadan kaldrmadndan iverence
yaplan feshin hakl nedene dayand kabul
edilmeli ve davaya konu ihbar ve kdem tazminat isteklerinin reddine karar verilmelidir.
KARARIN NCELENMES
aslnda bir doal hukuk ilkesidir. Hukukun son
amac adalet olup, adaletin ilk hedefi eitlii,
eit haklara sahip olmay salamaktr. O halde
adalet, bir tür eit davranmadr. Eit davranma
borcu ise, eitlik ilkesinin i hukukunda ortaya
çk biçimidir. Nitekim i hukukunun bu ilkesi,
iverenin iyerinde çalan içileri arasnda keyfi olarak ayrm yapmasn yasaklar1.
Yargtay kararnda; davac içi ile daval iveren arasndaki uyumazlk; “iverenin eit
davranma borcuna aykr davranp davranmad ve bunun sonuçlar noktasnda toplanmaktadr” eklinde belirtilmitir. hukukunda
iverenin içilerine kar “Eit Davranma Bor-
Yargtay’a intikal eden davann konusu;
iten çkarlan davac içinin içilikten doan
alacaklarnn daval iverenden tahsilini talep
etmesine karlk, daval iverenin de hakl nedenle iten çkardn savunduu davacnn
davasnn reddi ve davacnn iyerindeki direnie katlarak verdii zararn davac içiden
tahsilini istemesi hakkndadr.
verenin Eit Davranma
(Eit lem Yapma) Borcu
Adalet fikrinin çekirdei olan eitlik ilkesi,
136
SONUÇ
Temyiz olunan kararn yukarda yazl sebepten BOZULMASINA, pein alnan temyiz harcnn istek halinde ilgiliye iadesine,
17.03.2009 gününde oybirliiyle karar verildi.
HAZRAN ’09
cu”, gerek kamu gerekse özel hukukta geçerli
olan “Eit Davranma lkesi”nin, karma nitelikli
bir hukuk dal olan i hukukundaki ifadesidir.
Buna göre iverenin, bireysel i ilikilerinde içilerine kar keyfi olarak farkl davranmayacak
ve ayn konumdaki içilerine, farkl davranmay hakl gösterecek objektif bir nedeni yoksa,
ayrm yapmayacak, onlara eit ve adil davranmas gerekecektir.
Ancak eit davranma ilkesi genel olarak herkes için söz konusu iken, iverenin eit davranma borcu, öncelikle içi ile iveren arasnda
bir hukuki ilikinin kurulu bulunmasn gerektirmektedir. Bu anlamda i ilikisinde ve özellikle iverenin yönetim hakkn kullanmasnda
veya i sözlemesini sona erdirilmesinde eit
davranma borcundan; iyerine yeni içi almnda ise kural olarak eit ilem borcundan deil
fakat akit yapma (sözleme) özgürlüünden
söz edilmektedir2.
SCL
nun 45/1. maddesi hükmünü uygulayarak davac da dahil olmak üzere direnie katlan içilerin i sözlemelerini ihbarsz ve tazminatsz
feshetmitir. verenin fesih karar ve uygulamas hem yukarda belirtilen yasann hükmüne
dayanmakta, hem de direniçi içiler arasnda
ayrm yapmadan, direni yaplmas kararna
katlan, direni yaplmasn tevik eden, fiilen
direnie katlan veya içileri böyle bir direnie katlmaya veya devama tevik eden herkesi
iten çkard var sayldnda, i sözlemelerinin feshedilmesinde eit ilem borcuna aykrlktan söz edilemeyecektir.
Eitlik
ilkesi
hukukumuzda
bata
Anayasa’nn 10 ve 55. maddelerine, Medeni
Kanunumuzun “Dürüstlük lkesi” ile ilgili 2.
maddesine ve “yiniyet lkesi” ile ilgili 3. maddesine dayanmakta; özel olarak da i hukuku
ile ilgisi yönünden 4857 sayl Kanunu’nun
5., 2821 sayl Sendikalar Kanunu’nun 31.,
Adalet fikrinin çekirdei olan eitlik ilkesi, aslnda bir doal hukuk
ilkesidir. Hukukun son amac adalet olup, adaletin ilk hedefi eitlii,
eit haklara sahip olmay salamaktr.
Yargtay kararndan anlaldna göre, davac içinin iyerinde çalan dier içilerle
birlikte ücretlerine zam yaplmasn iverenden istemeleri ve bu isteklerinin kabul edilmemesi üzerine 01.08.2005 günü iyerine gelip kart basarak içeriye girmelerine ramen
makineleri çaltrmamalar ve çalmamakta
direnmeleri üzerine daval taraf tüm çalanlarn i sözlemelerini 2822 sayl Kanunun
45/1. maddesi uyarnca ihbarsz ve tazminatsz feshetmitir.
çilerin iyerine gelerek iba yapmalarna ramen i sözlemesinin konusu olan ilerini yapmayp çalmay durdurmalarna literatürde “oturma grevi, uyar grevi vb.” isimler
verilmektedir3. Bu tür içi direnilerine hukukumuzda, 2822 sayl TSGLK’nn 25/3. maddesine göre kanun d grevin yaptrmlar uygulanr.
Nitekim daval iveren de 2822 sayl Kanu-
5237 sayl Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddelerine dayanmaktadr.
Eitlik sözcüü bir durumu, eit davranma
ise bir eylemi ifade eder. Adalet de bir tür eit
davranmadr. Nitekim adalet fikri eit davranma
zorunluluunu ortaya çkarmaktadr. Eitsizlie
dümemek için yerine göre bazen datc adalet, bazen de denkletirici adalete uygun hareket etmek gerekmektedir. Datc adalet söz
konusu olduunda, insanlar eitseler eit, farkl iseler farkl pay alrlar. Denkletirici adalette ise, yasalarla kurulan bir eitliin bozulmas
halinde durumun denge haline dönütürülmesi
söz konusudur.
Eitlik ilkesinin içi ve iveren ilikilerindeki
önemi, ayn durumdaki içiler arasnda i sözlemesinin yaplmasnda, uygulanmasnda ve
sona erdirilmesinde adaletli davranlmas, eit
durumdaki içiler arasnda fark yaratlmamas
konusunda kendini göstermektedir.
137
HAZRAN ’09
SCL
çilerin e Alnmalarnda ten
Çkarlmalarnda Eitlik
verenin içileri ie alma ve iten çkarma
yetkisi Anayasa’nn çalma ve sözleme hürriyeti ile ilgili 48. maddesine dayanmaktadr.
Aslnda bu ilke iverene, içileri ie alrken ve
iten çkarrken sözleme serbestisi içinde seçim (tercih) yapma olana vermektedir. Ancak (ileride görülecei gibi) içinin ie ilk kez
girmesiyle yeniden ie alnmas arasnda baz
farklar söz konusu olabilmektedir. verenin
“eit davranma borcu ne zaman ve kime kar”
diye sorulduunda; yukarda deinildii üzere,
iverenin eit davranma borcunun varl için,
öncelikle bir iyerinde içilerle iveren arasnda
i ilikisinin kurulmu olmasna ihtiyaç bulunmaktadr4.
u halde, ilk kez ie alnacak olan içi ile iveren arasnda henüz hukuki iliki kurulmam
olduundan, iverenin eit davranma borcundan söz edilemeyecektir. Kural olarak iveren
iyerine içi alrken, Anayasa’nn “Çalma ve
sözleme hürriyeti” balkl 48. maddesi uyarnca hangi içi daha çok iine yarayacaksa onu
ie almakta serbest olacaktr. Buna ramen iverenin bu yetkisi, Anayasa’ya aykr olmamak,
48. maddede yer alan temel hakkn özüne
dokunmamak kayd ile ve kanunla snrlanabilmektedir. Anayasa’nn 13. maddesine göre
“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmakszn yalnzca Anayasa’nn ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bal olarak ve ancak
kanunla snrlanabilir. Nitekim 2821 sayl Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesine göre; “çilerin ie alnmalar, belli bir sendikaya girmele-
verenin içileri ie alma ve iten
çkarma yetkisi Anayasa’nn çalma
ve sözleme hürriyeti ile ilgili
48. maddesine dayanmaktadr.
Bu ilke iverene, içileri ie alrken
ve iten çkarrken sözleme
serbestisi içinde seçim (tercih)
yapma olana vermektedir.
138
ri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki
üyelii muhafaza veya üyelikten istifa etmeleri
veya sendikaya girmeleri veya girmemeleri artna bal tutulamaz./ Toplu i sözlemelerine
ve hizmet akitlerine bu hükme aykr kaytlar
konulamaz”.
çilerin yeniden ie alnmalarnda iverenin
bu serbestisi, 4857 sayl Kanunu ve 2821
sayl Sendikalar Kanunu ile daha da snrlandrlmaktadr. Kanunu’nun geçersiz sebeple
yaplan feshin sonuçlar ile ilgili 21; toplu içi
çkarma ile ilgili 29; özürlü ve eski hükümlü çaltrma zorunluluu ile ilgili 30; askerlik ve kanundan doan çalma ile ilgili 31; Sendikalar
Kanunu’nun içi sendikas ve konfederasyonu
yöneticiliinin teminat ile ilgili 29. maddeleri,
iverenin sözleme yapma özgürlüünü snrlayan ve ona baz durumdaki içileri yeniden
ie alma veya dier baz durumdaki içilerle (
K. m. 30) ilk kez sözleme yapma mecburiyeti
getiren örneklerdir. Dikkat edilecek olursa bu
hallerde iveren istemese de durumlar anlan
kanun maddelerine uygun düen içileri ie
almak zorunda kalmaktadr. verenin ikinci
kez ie almak zorunda kald içilerle arasnda
daha önce yaplm bir i sözlemesi varken bu
sözleme baz nedenlerle sona ermitir. Yani
ie alnacak olan içi iverenin eski içisidir.
ten Çkarlan Direniçi çilerin
Bir Ksmnn Tekrar e Alnmalar
Yargtay kararndan anlaldna göre daval iveren direniçi içileri iten çkardktan bir
süre sonra bunlarn içinden 6 içiyi yeniden ie
alarak çaltrmaya balamtr. verenin iten
çkard içilerin tamamn deil de bir ksmn
tekrar ie almas acaba eit davranma borcuna
aykrlk tekil eder mi? Eit davranma borcundan söz edebilmek için içi ile iveren arasnda
bir hukuki ilikinin varl gerektiine göre, iverenin iten çkard içileri yeniden ie alrken eit davranma borcuna aykr davrandn
ileri sürmek kural olarak mümkün olmayacaktr.
Bu durum çeitli ihtimalleri akla getirmektedir. Acaba iveren, bu 6 içiyi, kendi serbest
iradeleri dnda, dier içilerin basksyla ve
istemeyerek eyleme katlmak zorunda kaldk-
HAZRAN ’09
lar için mi tekrar ie almtr? Yoksa bu içiler,
iyerinin dier içilerini yasa d eylemin yaplmasna, böyle bir harekete katlmaya ya da devama tevik eden içileri ihbar ettikleri için af
m edilmilerdir? veren yasa d içi eylemini
frsat bilerek, herkesi iten çkarp ardndan iine yarayan elemanlarn ie almak suretiyle ie
yaramayan içileri tasfiye mi etmitir? Bu hususlar karardan anlamak mümkün deildir.
Ancak Anayasamzn 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti, “Demokratik, laik ve sosyal
bir hukuk Devletidir”. Sosyal hukuk devleti ilkesi, kuvvetli karsnda zayf olann korunmas
esasn da içerdiine göre, özellikle i hukuku bakmndan çalma ve sözleme hürriyeti,
ayrm yapma yasa ve eit davranma ilkesiyle
snrlandrlm bir özgürlüü ifade etmektedir.
Sosyal hukuk devletinin i mevzuat ve içi iveren ilikilerinde denge kurmaya çalrken,
sermaye karsnda zayf olan emein korunmas esasndan ayrlmamas gerekir.
SCL
ve mezhep ve benzeri sebeplere dayal ayrm
yaplamaz.” hükmüne yer vermitir. ilikisi,
bilindii üzere geni bir kavram olup, i sözlemesinin kurulmasndan önceki hazrlk dönemi
de dahil olmak üzere içi ve iveren arasnda
sözlemenin sona ermesine kadar geçen bir
süreyi kapsamaktadr. Ayrca ayrm yasa, bu
maddede saylan örnekler ile snrl olmayp,
bunlara benzer dier sebeplerle de ayrm yaplamayaca ayn madde içinde belirtilmitir.
Medeni Kanun’un 2. maddesine göre, “Herkes, haklarn kullanrken ve borçlarn yerine
getirirken dürüstlük kurallarna uymak zorundadr. Bir hakkn açkça kötüye kullanlmasn
hukuk düzeni korumaz.” Sonuç olarak iverenin, i sözlemesinin yaplmasnda ve sona
ermesinde yalnzca 4857 sayl Kanunu’nun
5/3. maddesi ile bal olduunu, bu madde dnda kalan durumlarda istedii gibi davranmaya hakk olduunu var saymak, i hukukunun
zayf koruma mant ile badamad gibi
lk kez ie alnacak olan içi ile iveren arasnda henüz hukuki iliki
kurulmam olduundan, iverenin eit davranma borcundan
söz edilemeyecektir.
Süzek’in bizim de katldmz kanaatine
göre “Anayasann 10’uncu maddesi tüm hukuk
düzenimizde geçerli, bireyler arasndaki ilikilerde daima göz önünde tutulmas gereken
bir eitlik ilkesi öngörmütür.”5 Anayasa’nn 11.
maddesine göre; “Anayasa hükümleri, yasama,
yürütme ve yarg organlarn, idare makamlarn ve dier kurulu ve kiileri balayan temel hukuk kurallardr”. Çalma ve sözleme
yapma, Anayasamzn 48. maddesinde gerek
çaltran, gerekse çalan açsndan bir temel
hak olarak düzenlenmitir. Ayrca Anayasamzn 49. maddesine göre çalma herkesin hakk
ve ödevidir. Devlet çalanlar ve isizleri korumak, çalmay desteklemek için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Kanunu’nun eit davranma ilkesiyle ilgili 5. maddesi, daha ilk fkrasnda eitlikle ilgili
genel prensibe yer vererek, “ ilikisinde dil,
rk, cinsiyet, siyasi düünce, felsefi inanç, din
baz istenmeyen uygulamalara da yol açabilme
tehlikesini tamaktadr.
Dava konusu olayda iveren, yasa d greve katldklar gerekçesiyle, eyleme katlan içilerin i sözlemelerini ihbarsz ve tazminatsz olarak feshederek, bir yandan bu ekilde
iten çkard içilere ihbar ve kdem tazminat
ödemekten kurtulmu, öte yandan içilerin i
güvencesi hükümlerinden yararlanmalar yolunu da kapam olmaktadr. Fesih ilemlerinin
arkasndan iten çkard bu içilerden bir ksm ile yeniden i sözlemesi yaparak onlar ie
almakla, aslnda iten çkard içilere ihtiyac
olduunu göstermi olmaktadr. Nihayet iveren ücretlerini az bulan ve bu nedenle iverene
kar çkan içilerden kurtularak ayn zamanda
bu tür davranlara özenen içilere de ders vermi olmaktadr.
Eer davac içi, kendisinin eyleme katlmadn veya iverenin iyi niyete aykr ve kastl
139
HAZRAN ’09
SCL
davran ile içileri böyle bir direnie yönlendirdiini ya da baka bir ihlalin varl ihtimalini güçlü biçimde gösteren bir durumu ortaya
koysayd o zaman iveren de iten çkard
içilerden bir ksmn tekrar ie alrken seçiminin keyfi olmadn, objektif açdan hakl bir
nedene dayandn, içiler arasnda ayrmclk
yapmadn kantlamas gerekecekti ( K. m.
5/son).
veren, süresi içinde davac aleyhine kar dava açarak, davacnn davasnn reddini ve
i brakma eylemi nedeniyle urad zararn
tazminini talep etmitir. Yeniden ie ald direniçi içilerden her halde i brakarak sebebiyet verdikleri zarar talep etmeyecektir. Çünkü
direniçi içilerden bir ksmn ie alarak onlar
bir anlamda af etmi, içilerin yaptklar eylemin i sözlemesinin ihbarsz ve tazminatsz
feshi konusunda hakl bir neden tekil etmediini ortaya koymutur.
Alman Federal Mahkemesi’nin 28.04.1982
tarihli bir kararna atf yapan Yenisey, “Somut
olayn koullarna göre ayn olaya katlan içilerden bazlarn iten çkartmayarak iveren
kendisi açsndan söz konusu olayn kabul edilebilir bir olay olduunu, dolaysyla geçerli
neden oluturmadn kabul etmi saylabilir.”
demektedir6. Bu nedenle iverenin, ayn direni
olayna katlan içileri önce iten çkarp daha
sonra bir ksmn tekrar ie almasnn arkasnda
yatan nedenlerin aratrlmas gerekmektedir.
Durumu bir örnekle açklamak gerekirse, iverenin örnein iyerinde kavga eden içileri
önce iten çkarp sonra bunlardan bazlarn
tekrar ie almas ile dava konusu olay arasnda yakn bir benzerlik bulunmaktadr. Her iki
durumda da iveren fesihten sonra iten çkard içilerden bazlarn ie alma konusunda
iyi niyetle badamayan bir ekilde davranm
ve iyerinin direnie katlan içileri arasnda ayrmclk yapm, baz içileri korurken dierlerini cezalandrmtr.
Buna benzer baka bir olay da i güvencesi
hükümlerinin dolanlmas üphesini tamaktadr. Örnein, bir iletme yeniden yaplanma
gerekçesiyle iletmesel karar alp, bu kararn
uygulamaya konulmas sonunda içi fazlal
olutuunu ileri sürerek önce fazlalk oluturan
140
içileri iten çkarmtr. Daha sonra iten çkard ve yllarca hiç ara vermeden belirsiz süreli
i sözlemeleri ile çaltrd bu içilerden bir
ksmn mevsimlik veya geçici içi ad altnda
tekrar ie alp çaltrmaya balamtr. Böylece
iveren çkard içilerin yerine yeni içi alm
olmamaktadr. Çünkü ie ald içiler yeni olmayp, iletmenin eski içileridir. e alnan bu
içiler belirsiz süreli i sözlemeleri ile sürekli
çaltrlmak için deil fakat mevsimlik veya geçici içi sfat ile ie alnmlardr. Bu nedenle
iyerinde bu içiler için yeni kadro açlmasna
gerek görülmedii ileri sürülmütür.
Yargtay incelediimiz kararnda, ayn olaya bal olarak bir baka içinin açt davada
davacnn ihbar ve kdem tazminat isteklerinin
reddedilmi ve davacnn temyizi üzerine mahkeme kararnn Yargtay’ca onanm olduundan söz edilmitir. Ancak bilindii üzere her
dava ve verilen karar, görülen davann kendi
koullar içinde bütünlük arz eder. Ayn olaya
bal olarak bir içinin açm olduu davann
reddedilmi olmas, ayn olay dolaysyla baka
bir içinin açt davann da mutlaka reddi gerektiini göstermez.
SONUÇ
sözlemesinin uygulanmasnda ve ie son
vermede iverenin eit ilem borcuna uygun
davranmas gerektii konusunda gerek doktrin gerekse Yarg içtihatlarnda herhangi bir
duraksama söz konusu olmamakla birlikte, içilerin ilk kez ie alnmalarnda iverenin eit
ilem borcundan söz etmek elbette mümkün
deildir. Bu durumda iveren Anayasa’nn 48.
maddesinin kendisine tand sözleme yapma
özgürlüünü kullanma hak ve yetkisine sahip
bulunmaktadr. Ancak, dava konusu olayda olduu gibi baz durumlarda iverenin eit ilem
borcu ile eit davranma ilkesi birbiriyle yarmaktadr.
Meseleye somut olay açsndan bakldnda iveren iyerinde direni yapan içilerin
tümünü iten çkarm ise, eit ilem borcuna
uygun davranm olmaktadr. Eer direni yapan içilerin bir ksmn iten çkarrken dier
bir ksmn iten çkarmam olsayd, eit ilem
borcuna aykr davranm olacakt. Ancak i-
HAZRAN ’09
veren böyle yapmamtr. Önce tümünü iten
çkarm, arkasndan önce iten çkarm olduu içilerden bir ksmn yeniden ie almtr.
Her ne ekilde olursa olsun iveren iyerinde
kanuna aykr olarak ie gelip de çalmayan
içilerden bir ksmn önce iten çkarp sonra
tekrar ie almakla, direniçi içiler arasnda ayrm yapmtr.
Her ne kadar iyerine içi almlarnda, ie
alnmas düünülen içi ile iveren arasnda
bir i sözlemesi olmad için iverenin eit
davranma borcundan söz edilemeyecek ise
de, dava konusu olayda iverenin direnie katlan içiler arasnda bir ksmn çkarp dier
bir ksmn ie almakla genel olarak eitlik ilkesine aykr davrandn ve içiler arasnda
ayrm yaptn kabul etmemiz gerekmektedir.
Ancak 4857 sayl Kanunu’nun 5/son maddesine göre iverenin içiler arasnda ayrm
yaptn ve eitlik ilkesine aykr davrandn
iddia ve ispat etme yükümü içiye dümektedir. Hatta bu hususun ispatndaki güçlüü göz
önünde tutan yasa koyucu, içinin bir ihlalin
varl ihtimalini güçlü biçimde gösteren bir
durumu ortaya koymas halinde ispat yükü el
deitirmekte, iverenin de böyle bir ihlalin
mevcut olmadn, somut olay açsndan iten
çkard içilerden bir ksmn tekrar ie alrken seçiminin keyfi olmadn, objektif açdan
hakl bir nedene dayandn, içiler arasnda
ayrmclk yapmadn kantlamakla yükümlü
olmaktadr.
Yargtay’n incelediimiz kararnda, “ayn
eyleme katlan içilerden bir ksmnn daha
sonra yeniden ie alnmas, iverenin eit
davranma borcuna aykr davrand anlamna gelmez” denilmekle; i sözlemesi feshedilmi bir içinin sonra ie alnrken henüz
içi iveren ilikisi kurulmam olduu bir
srada iverenin eit davranma borcundan
söz edilemeyecei ifade edilmek istenmi
ise buna bir itirazn olmamas gerekir. Ancak iverenin iten çkard içilerden bir
ksmn tekrar ie alrken, ayn durumdaki içiler arasnda ayrm yapmam olduunu ve içiler arasnda eit davrandn
kabul etmek kanmzca mümkün deildir.
SCL
DPNOTLAR
1
Bkz. A. Can Tuncay, Hukukunda Eit Davranma lkesi,
stanbul 1982, s. 5.
2
ükran Ertürk, likisinde Temel Haklar, Ankara 2002,
s. 63 vd.; Sarper Süzek, Sicil D., 2008/12, s. 27.
3
Kemal Ouzman, Hukuki Yönden çi-veren likileri,
stanbul 1984, s. 246; Ünal Narmanlolu, Grev, Ankara
1990, s. 66 vd.; Melda Sur, Hukuku Toplu likiler,
Ankara 2006, s. 339.
4
Tuncay, s. 154.
5
Bkz. Sicil D. 2008/12, s. 25.
6
Kübra Doan Yenisey, Sicil D., 2008/6, s. 64.
141
HAZRAN ’09
SCL
Doç. Dr. H. brahim SARIOLU
stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi
Kdem Tazminatnda Birletirilecek Süreler ve
Ceza Mahkemesi Kararlarnn Hukuk Hâkimini
Balaycl Sorunu
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2008/39200
Karar No : 2008/34666
Tarihi
: 22.12.2008
ÖZET
Somut uyumazlkta davacnn ilk dönem
hizmeti, hrszlk suçunu iledii gerekçesi
ile daval iveren tarafndan 1475 sayl Kanunu’nun 17/2 maddesi uyarnca hakl
nedenle feshedilmitir. Ancak davac hrszlk suçundan açlan kamu davasndan
beraat etmitir. Her ne kadar beraat karar
delil yetersizliine dayal ve ceza hâkiminin
karar bu ekli ile huhuk hâkimini balamayaca kabul edilse bile, ispat yükü kendisinde olan daval iveren bu ilk dönem
hizmetinin hakl nedenle sona erdiini ka-
142
ntlayamamtr. Ayrca beraat karar olan
davacy tekrar ie almtr. Bir anlamda davac içiyi affetmi, önceki i ilikisini tekrar
tesis etmi ve devam ettirmitir. ilikisi
tekrar ayn iverene bal iyerinde devam
edilip, davac içi emekli olmak sureti ile
i sözlemesini sona erdirdiinden, kdem
tazminat hesabnda ilk dönem çalmasnn
da dikkate alnmas gerekir. Bilirkiinin bu
döneme ilikin fark kdem tazminat hesap
raporu bir deerlendirmeye tabi tutularak
anlan tazminatn kabulü gerekirken yazl ekilde davann reddine karar verilmesi
hataldr.
DAVA
Davac, fark kdem tazminatnn tahsiline karar verilmesini istemitir. Yerel mahkemece, bozma üzerine yaplan yarglama
sonunda davann reddine karar verilmitir.
HAZRAN ’09
Hüküm süresi içinde davac avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla, dava dosyas için Tetkik Hâkimi B. Kar tarafndan
düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü:
KARAR
Davalya ait iyerinde 12.09.198408.08.1988 ve 26.03.1990-13.08.2004 tarihleri aras iki dönem halinde çalan ve emekli
olmak sureti ile i sözlemesi sona eren davac içi, ilk dönem çalma süresinin kdem
tazminat hesabnda dikkate alnmadn
belirterek, fark kdem tazminat isteinde
bulunmutur.
Daval iveren vekili, davacnn ilk dönem
i sözlemesinin 1475 sayl Kanunu’nun
17/2 maddesi uyarnca hakl nedenle feshedildiini, ilk dönem çalmasnn kdem tazminatna hak kazanamayacak ekilde sona
ermesi nedeni ile sonraki dönemle birleemeyeceini, davann reddi gerektiini savunmutur.
Mahkemece, davacnn i sözlemesinin
hakknda kamu davas açlmasn gerektiren ancak delil yetersizlii nedeni ile beraat etmesine karar verilmesine neden olan
hrszlk eylemi nedeni ile feshedildii, feshin hakl nedene dayand, önceki sürenin
daha sonra kdem tazminat ödenen süre ile
birletirilemeyecei gerekçesi ile davann
reddine karar verilmitir.
4857 sayl Kanunu’nun 120. maddesi hükmüne göre yürürlükte braklan 1475
sayl Yasa’nn 14. maddesinde kdem tazminatna hak kazanabilmek için içinin iverene ait iyerinde en az bir yl çalm
olmas gerekir. 1475 sayl Yasa’nn 14/2
maddesi, içinin ayn iverene bal olarak
bir ya da deiik iyerlerinde çalt sürelerin kdem hesab yönünden birletirileceini hükme balamtr. O halde kdem
tazminatna hak kazanmaya dair bir yllk
SCL
sürenin hesabnda da içinin daha önceki
faslal çalmalar dikkate alnr. Bununla
birlikte, her bir fesih eklinin kdem tazminatna hak kazanacak ekilde gerçeklemesi hizmet birletirmesi için gerekli bir kouldur, içinin önceki çalmalar sebebiyle
kdem tazminat ödenmise, ayn dönem
için iki defa kdem tazminat ödenemeyeceinden tasfiye edilen dönemin kdem
tazminat hesabnda dikkate alnmas mümkün olmaz. Ancak ayn iverene ait bir ya
da deiik iyerlerinde çallan süre için kdem tazminat ödenmemise, bu süre ayn
iverende geçen sonraki hizmet süresine
eklenerek son ücret üzerinden kdem tazminat hesaplanmaldr.
Belirtmek gerekir ki, ceza hukuku ve
medeni hukuk arasndaki iliki Borçlar Kanununun 53. maddesinde; “Hâkim, kusur
olup olmadna yahut haksz fiilin faili
temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadna karar vermek için ceza hukukunun
mesuliyete dair ahkamyla bal olmad
gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat
kararyla da mukayyet deildir. Bundan
baka ceza mahkemesi karar, kusurun takdiri ve zararn miktarn tayin hususunda
dahi hukuk hâkimini takyit etmez.” eklinde düzenlenmi ve kural olarak bamszlk ilkesi benimsenmitir. Madde bu yönüyle irdelendiinde; hukuk hâkimi kural
olarak ceza mahkemesinin beraat karar
ile bal deildir. Ancak; ayn olay nedeniyle ceza yarglamasnda hükme dayanak
yaplan maddi olgular ile baldr. Hukuk
hâkiminin ceza mahkemesi kararndaki
maddi olgularla ballnn ölçüsü; beraat
kararnda suçun sank tarafndan ilenip ilenmediinin kesin olarak delilleriyle tespit
edilip edilmedii olmaldr. Yasadaki açk
düzenleme, yerleen yargsal uygulama ve
bilimsel görüler karsnda; kusurun ve zarar miktarnn takdiri hususundaki kararn,
dier söyleyile fiilin ilendii sabit olduu
143
HAZRAN ’09
SCL
halde kusurlulua ya da kusursuzlua ilikin saptamann tek bana hukuk hâkimini
balayacan kabule olanak bulunmamaktadr. Dier yönüyle ispat hukuku açsndan bakldnda da; HUMK. 237, 295 maddeleri nda beraat karar konusu olduu
vakann mevcut olup olmadn delillerle
kesin biçimde tespit etmedii için hukuk
mahkemesindeki tazminat davasnda bu
ceza kararnn kesin hüküm ya da kesin
delil olarak kabul edilemeyecei de bir
gerçektir. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk
hâkiminin bu bamszl snrsz deildir.
Gerek öretide ve gerekse Yargtay’n yerlemi içtihatlarnda ceza hâkiminin tespit ettii maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykrl” konusu ile hukuk
hâkiminin tamamen bal olaca kabul
edilmektedir. Dier bir anlatmla, maddi
olaylar ve yasak eylemleri saptayan ceza
mahkemesi karar, taraflar yönünden kesin
delil niteliini tar. Bundan ayr, hukuk
mahkemesinin, ceza mahkemesinde görülmekte olan bir ceza davasnn sonuçlanmasnn bekletici sorun yapmas halinde, ceza
mahkemesinin bu konuda verecei karar
peinen kabul etmi olacandan, bekletici
sorun yaplan ceza davas hakknda verilen
karar, hukuk davasnda kesin delil tekil
eder.
Dosya içeriine göre, davacnn oför
olarak görev yapt araçta, iverene ait iki
adet lastiin kaybolduu, bilahare Cizre ilçesinde bir lastik satcsnda yakaland,
araçta davac ile birlikte baka bir içinin
görev yapt, fark kdem tazminatna konu
edilen ilk dönemde i sözlemesinin disiplin
kurulu karar ile 1475 sayl Kanunu’nun
17/2 maddesi uyarnca feshedildii, davac ile birlikte dier içi ve lastii alan kii
hakknda hrszlk ve hrszlk maln bilerek satn almak suçundan kamu davas
açld, açlan kamu davas sonunda Cizre
Asliye Ceza Mahkemesinin 26.01.1990 gün
144
ve 1988/180 Esas, 1990/14 Karar sayl ilam
ile delil yetersizliinden davac ve dier sanklarn beraatlarna karar verildii, beraat
kararn alan davac içinin ie tekrar dönmek için bavuruda bulunduu, iverence
ie balatld ve davacnn ikinci dönem
çalmasnn bu ekilde balad ve davacnn 13.08.2004 tarihinde emekli olduu,
emeklilik nedeni ile davacya ilk dönem çalmas hariç kdem tazminatnn ödendii
anlalmaktadr.
Somut uyumazlkta davacnn ilk dönem
hizmeti, hrszlk suçunu iledii gerekçesi
ile daval iveren tarafndan 1475 sayl Kanunu’nun 17/2 maddesi uyarnca hakl
nedenle feshedilmitir. Ancak davac hrszlk suçundan açlan kamu davasndan
beraat etmitir. Her ne kadar beraat karar delil yetersizliine dayal ve ceza hakiminin karar bu ekli ile hukuk hakimini
balamayaca kabul edilse bile, ispat yükü
kendisinde olan daval iveren bu ilk dönem hizmetinin hakl nedenle sona erdiini
kantlayamamtr. Ayrca beraat karar alan
davacy tekrar ie almtr. Bir anlamda, davac içiyi affetmi, önceki i ilikisini tekrar
tesis etmi ve devam ettirmitir. ilikisi
tekrar ayn iverene bal iyerinde devam
edip, davac içi emekli olmak sureti ile
i sözlemesini sona erdirdiinden, kdem
tazminat hesabnda ilk dönem çalmasnn
da dikkate alnmas gerekir. Bilirkiinin bu
döneme ilikin fark kdem tazminat hesap
raporu bir deerlendirmeye tabi tutularak
anlan tazminatn kabulü gerekirken yazl ekilde davann reddine karar verilmesi
hataldr.
SONUÇ
Temyiz olunan kararn yukarda yazl sebepten BOZULMASINA, pein alnan temyiz harcnn istek halinde ilgiliye iadesine
22.12.2008 tarihinde oybirlii ile karar verildi.
HAZRAN ’09
KARARIN NCELENMES
Yüksek Mahkemenin iki ayr tartmal alandaki görülerini tekrarlad bu kararn maddi
hukuka- kdem tazminatna- dair bölümü kadar
usul hukukuna ilikin bölümünün de üzerinde
durmaya deer olduunu düünüyoruz.
Türkiye’ye özgü artlar nedeniyle önemini
hep koruyan ve i uyumazlklarna dair mahkeme kararlar arasnda hep ilk srada yer alan
kdem tazminatnn bu konumunu bir süre
daha koruyacan öngörebiliriz.
Kararn ilk bölümünde bir iverene bal
olarak bir ya da deiik iyerlerinde faslalarla
çallan sürelerin kdem tazminat bakmndan
birletirilmesi konusunda Mahkemenin görüü açklanmaktadr. Karara konu olan olayda,
sübutu tartmal bir hrszlk nedeniyle 1475
sayl eski Kanunu m. 17/II’ine göre iten çkarldktan sonra ayn iveren tarafndan tekrar
ie alnan ve bu sözlemesi kdem tazminat
ödenmesi gereken bir ekilde sona eren içinin
önceki dönem için fark tazminat talebi vardr.
Bir verene Bal Olarak
Aralkl Çalmalarda
Kdemin Belirlenmesi Sorunu
1475 sayl Kanunun yürürlükte braklan
tek maddesinde düzenlendii ekliyle, kdem,
“hizmet akdinin devam etmi veya faslalarla
yeniden akdedilmi olmasna baklmakszn
ayn iverenin bir veya deiik iyerlerinde çaltklar süreler göz önüne alnarak hesaplanr
(m. 14/II)”.
Yasann mutlak ifadesinin yorum gerektirmeyecek biçimde açk olduu savunulmasna
ramen, ayn maddenin 4. ve 5. fkralarnda
kamu kesimiyle ilgili özel düzenleme1 nedeniyle, ikinci fkrann yorumlanmasnda, Yargtay ve doktrinde önemli görü ayrlklar ortaya
çkmtr.
Buna göre kamu kesiminde içinin kdemi
hesaplanrken üç artn ayn anda gerçeklemesi kouluyla ayn tüzel kiilie bal olmasa
bile aralkla yaplan i sözlemelerinde kdem
hesaplanrken kamu kesimindeki tüm çalmalar birletirilecektir. Farkl tüzel kiiliklere sahip
olsalar da kamu maliyesi kaynaklarn kullan-
SCL
d için devlet tek iveren olarak kabul edilmektedir.
1) kdem tazminatnn yallk, emeklilik,
malullük aylna hak kazanmak veya toptan
ödeme almak amacyla sözlemenin feshedilerek istenmesi,
2) daha önceki sözlemelerin kdem tazminat gerektirecek surette sona ermi bulunmas,
3) bu dönemler için daha önce kdem tazminat ödenmemi olmas koullar ayn anda
gerçeklemelidir.
Düzenlemenin yalnzca kamu iyerleri/iverenleri için yaplp yaplmadna ilikin tartmalar ve doktrindeki ayrlklar halen devam
etmektedir.
Aralkl çalmalarn kdem hesabnda birletirilmesi konusunda doktrinde baskn görü,
önceki sözlemenin türü, süresi, sona erme biçimi ne olursa olsun yasann bu sürelerin kdem tazminatna hak kazandran sona erme
halleriyle birletirilmesine dair ifadesinin mutlak olduu yönündedir2. Yasa, (m.14/II), genel
bir düzenleme yaparak, özel sektör-kamu ivereni ayrm yapmadan, birletirilecek sözlemelerde herhangi bir özel art aramakszn birletirme hükmü getirmi, “ayrca içinin daha
önceki çalmasnn kdem tazminatn gerektirmeyecek ekilde sona ermesinin zorunlu olduu belirtilmemitir”3. Kamu kesimi çalanlarnn aralkl çalmalarndan doan kdemlerinin
birletirilmesinde özel bir artn ayrca düzenlenmi olmadna dikkat çekilmektedir4.
Bu bak açsyla deerlendirildiinde kanunun kamu ivereni için getirdii “istisna”dan söz
etmek mümkündür. Hem ana kuraldan sadece
kamu kesimi için vazgeçerek bir iverenin ayn
veya muhtelif iyerlerindeki faslal çalmalar
dnda kalan kdemin (farkl kamu kurulularndaki kdemlerin) de birletirilebilmesine imkan verilmitir; hem de bu birletirmenin nasl
olaca ayrntl olarak (hangi koullarda olaca, toplam sürenin borçlusunun kim olduu,
hangi sona erme hallerinde uygulanaca) düzenlenmitir.
Kamu kesimi için getirilen özel düzenlemenin amac gerçekte nedir?5 Bu istisna kdem
tazminat gerektirmeyen (ve bu nedenle birle145
HAZRAN ’09
SCL
tirilmesi mümkün olmayan) kdemlerin sadece
kamu kesiminde ve sadece yallk, emeklilik,
malullük ayl alma hallerine münhasr bir istisna olabilir mi? Buna olumlu cevap verildiinde, kural, kdem tazminat hesabnda birletirilecek sürelerin her birinde hak kazandrc
biçimde sona ermesidir.
Bu görüler Yargtay’n iki farkl istikametteki içtihadna taraf olmak biçiminde snflandrlabilir. Yüksek Mahkemenin içtihatlar, iki uç
yönde sürekli deimi ve uzunca bir süre bir
türlü istikrar kazanamam6, doktrindeki görü
ayrlklar da buna paralellik arz etmitir. Birinci görü, daha ziyade af varsaymna dayandrlmaktadr. sözlemesi, kdem tazminatna
hak kazandrmayan bir biçimde, örnein içinin sadakat borcuna aykrlk tekil eden bir
davran nedeniyle iverenin feshi yahut ihbar
önellerine uyarak da olsa istifa suretiyle sona
ermise, ikinci kez bu içiyle i ilikisinin kurulmas iverenin onu affetmesi olarak yorumlanmaktadr7.
Faslal sözlemelerde kdemlerin birletirilmeyeceini savunanlardan baz yazarlar, önceki çalmann sona erme biçimine göre farkl
sonuçlara varmaktadrlar. Örnein, Ouzman’a
göre kdem tazminatna hak kazandrmayan
sona erme sebebi içinin kusurundan domusa, ahlak ve iyiniyet kurallarna aykrlk sebebiyle iveren tarafndan feshedilmise, bu kdemler birletirilmeyecektir8. Gerçekten, kdem
tazminat ödenmesi gerektirmeyen bir ekilde
sözlemesi sona eren içinin ayn iveren tarafndan yeniden ie alnmas halinde sürelerin
toplanmas bakmndan iverenin tutumu en
belirleyici faktördür: örnein bir YHGK kararnda (2.4.1975, E. 1973/648, K. 496) bakasnn
kimlii ile ie girdii tesbit edilen ve iten tazminatsz çkarlan içinin ayn gün ie alnmas vakasnda bu gerekçeyle tazminat ödenmemesini dürüstlük kuralna aykr bulunmutur.
Doktrindeki baskn görüe paralel yukardaki
HGK kararna tamamen zt yöndeki baka kararlarda da mahkemenin, iverenin fesih dndaki ilem ve eylemlerini de dikkate ald
görülmektedir. “Af” bunlardan birisidir (HGK,
15.6.1977, E. 1976/9-1939, K. 1977/610). Bu
kararda “açkça” affolunmad taktirde içinin
146
önceki kdeminin tazminat hesabnda dikkate
alnamayaca sonucuna varlmtr. Hatta kimi
kararlarnda affn dahi sonucu deitirmeyecei görüündedir9.
Dier yandan önceki sözlemenin sona ermesinde içinin davrannn ve gerekçesinin
de önemli olduunu gösteren kararlara rastlanmaktadr. Son dönemdeki önceki kdemin “birletirilemeyecei” kararlarnn istikrar kazand
gözlenmekteyse de, içinin sal bakmndan
tehlike arzeden iten kendi istei ile ayrlan,
örnein, yeralt maden içisinin bir süre sonra eski iine dönmesinde olduu gibi, içinin
davran hakl nedenlerle dayanmad kimi
olaylarda birletirmeyi kabul etmektedir. Hatta
bunun ”iin terki” olarak deerlendirilecei savunulmutur10.
Önceki sözleme içinin davran nedeniyle
kdem tazminat gerektirmeyen bir ekilde sona
ermesine ramen iverenin onunla yeniden i
ilikisi kurmakta saknca görmemesinin açk
veya örtülü af anlamna geldii yorumlar yaygndr. Ancak baz kararlarnda açk olarak affn
söz konusu feshin sonuçlarn ortadan kaldrmad görüünde srarldr (9. HD., 10.3.1983,
E. 856, K. 2168; 19.10.1993, E. 1993/14046, K.
1993/14876)11.
verenin zmni aff, kdem tazminat gerektirmeyen bir sona erme biçimini kdem tazminatna hak kazandrabilen bir kdem haline
getirebilir mi? Buna olumlu cevap verebilmek
zordur. Böyle olsayd, kanunla getirilen ksmi veya genel aflarla yahut iyerlerindeki disiplin aflaryla kdem tazminat gerektirmeyen
bir biçimde sona eren çalmalar için daha sonra (zamanam süresi içinde) tazminat talebi
mümkün olabilirdi. Oysa ne zmni ne de açk
affn böyle bir sonucu yoktur, birletirme olasl ortaya çkan hallerde de dikkate alnmas
mümkün olmamaldr.
Buna karlk iveren, eski Yasa m.17/II,
4857 sayl Yasa m.25/II’de düzenlenen hallerde sözlemeyi bozma yetkisini kullanmamak
suretiyle içi-iveren ilikisi bakmndan içiyi
affeder ve süresi içinde sözlemeyi feshetmezse artk bu hakl nedene dayanamaz.
Kendisi aleyhinde takibi ikâyete bal
bir suç ileyen içinin ceza kovuturmas ile
HAZRAN ’09
mahkûm olmasn istemeyen iverenin Kanunu anlamnda hakl nedene dayanarak sözlemeyi bozmasna ise bir engel yoktur. Ceza
hukuku bakmndan affettii içinin hukuki bir
yaptrmla (ekonomik olarak) cezalandrlmasn yeterli görebilir. Davrannn ceza hukukuna ilikin sonuçlarnn sadece faili (içiyi) deil,
aile bireylerini de olumsuz etkileyecei düüncesiyle iverenlerin bir türlü “ksmi af” yoluna
giderek sözlemeyi ahlak ve iyiniyet kurallarna uymayan haller ve benzerleri (m. 25/II)’ne
dayanarak feshetmekle yetindiklerine skça tank olunmaktadr. Fiilin belli, failin belirsiz olduu kimi hallerde iveren fesih kararn disiplin kurulu veya ceza mahkemesi kararna göre
vermeyi, içinin iade talebi ile uramamay
tercih ettikleri de bilinen bir durumdur. Yanl bir niteleme yüzünden dava edilmemek için
iverenlerin yarg kararn beklemeleri halinde
hakl nedenlerle fesih süresine (m. 26) riayet
edilmesi gerekir. Aksi halde ancak geçerli fesih
nedeni varsa sözleme ancak kdem tazminat
ödenerek feshedilebilecektir.
ster kamu davas nedeniyle, ister kendi
ikâyeti sonucu yarglanan içinin sözlemesi
iverene göre kdem tazminat ödenmesini gerektirmeyen bir biçimde sona ermise, yarglama sonucu verilecek karar kukusuz sözlemenin sona erme biçimini de etkileyebilecektir.
te bu durumda ceza mahkemelerinin verdii
kararlarn hukuk davalarnda etkili olup olmad sorunu ile karlayoruz.
Ceza Mahkemesi Kararlarnn
Hukuk Davalarna Etkisi
Ceza hukuku ve borçlar hukuku, korunan
hukuki menfaat ve sorumluluk ilkeleri bakmndan birbirinden çok farkl prensiplere dayanmakta, ceza hukukunda kusur sorumluluunun
kural olmasna karlk özel hukukta sosyal gerekçelerle giderek kusursuz sorumluluun alan genilemektedir. Yine, ceza hukukuna özgü
ilkelerin, hukuka aykrlk tespit edilse bile
yaptrmn uygulanamamas veya derecesinin
deiebilmesi, iki hukuk yarglamas arasndaki
ilikinin snrl olmasn gerektirmektedir.
Bu ilikiyi düzenleyen Borçlar Kanunu’nun
53. maddesi iki yarglama arasnda bamszlk
SCL
ilkesini benimsemektedir. Buna göre “Hâkim,
kusur olup olmadna, yahut haksz fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadna karar vermek için Ceza Hukukunun sorumlulua ilikin hükümleri ile bal olmad
gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat karar
ile de mukayyet deildir. Bundan baka Ceza
Mahkemesinin karar, kusurun takdiri ve zararn miktarnn tayini hususunda dahi hukuk
hakimini takyit etmez.” Borçlar K. Tasarsnn
73. maddesinde de ayn düzenlemeye yer verilmektedir.
Gözard edilmemesi gereken önemli bir ilke
de Anayasa’nn 141/son maddesinde yer alm
ve hâkimlere yarglamann ekonomik ve ksa
zamanda yaplmas ödevi verilmitir. Bu balamda, örnein, deliller bir mahkemece toplanm ise dier mahkemelerin ayrca delil tespitine girimemesi gerekir. Hatta delillerin zaman
içinde bozulmas, yok olmas sebebiyle ceza
mahkemesince toplanan delillerin kullanlmas zorunluluu dahi bulunabilir. Maddi deliller
yannda ceza mahkemesindeki ikrarn da hukuk davalarnda maddi vakalarn tespitinde
kullanlmas mümkündür.
Ceza yarglamasnda bir olayn, bir olgunun
varl kesin olarak ortaya çkmsa hukuk davalarnda hâkim ispat açsndan bu olgularn
varln re’sen göz önünde tutmaldr. Ancak
ceza mahkemesince verilen bir olayn yahut
faille olay arasndaki nedensellik bann kantlanamadna dair bir karar (beraat karar),
hukuk hâkimini balamayacaktr. Delil yetersizlii nedeniyle verilen beraat kararlarna ramen hukuk davalarnda hâkim, kesin hüküm
itirazlarn dikkate almayacaktr. Öte yandan
hukuk davasnda mahkeme, taraflarn “bekletici sorun” talebini kabul eder ve kendini bu kararn sonucuyla balarsa bu taktirde ceza davasnn sonucu hukuk davasnda kesin delil tekil
eder. Bu yöndeki kararnda12 HGK, bu olayda,
bir trafik kazasndaki sorumlulukla ilgili olarak
ceza mahkemesinde yarglamann bekletici sorun yaplmas talebi bulunmad, davacnn bilirkii incelemesi istedii göz önünde tutularak
ceza davasndaki kesinlememi mahkûmiyet
kararnn kesin hüküm oluturmayacana ve
uyumazln özel hukuk kurallarna göre çö147
HAZRAN ’09
SCL
verenin ceza mahkemesi kararn
beklemeden fesihte bulunmasnda
hukuka aykrlk olmad gibi,
bu ekilde bir ceza mahkemesi
kararna dayanarak gelen eski
içisini ie alma yükümlülüü de
yoktur.
zülmesi gerektiine karar vermitir. HGK’nun
içtihadnn istikrarl olduu görülmektedir.
Daha yeni bir kararnda maddi olaylara ilikin
ceza yarglamas sonucu sabit olan vakalarn
hukuk hâkimini de balayacandan yola çkarak, bu davann bekletici mesele yaplmamas
sebebiyle direnme kararn bozmutur13. Maddi
olaylarn hukuka aykrl belirleyen bir kesin
hüküm olmad için hukuk mahkemesi ceza
mahkemesinin kararyla bal olmayacaktr.
Karara konu olan olayda da daha önce yaplan ceza yarglamasnda maddi vakalar belirleyen bir karardan söz edilmemekte, kararn,
delil yetersizlii sebebiyle, masumiyet karinesinden yararlanlarak kurulduu anlalmaktadr. Bu durumda iverenin ceza mahkemesi
kararn beklemeden fesihte bulunmasnda hukuka aykrlk olmad gibi, bu ekilde bir ceza
mahkemesi kararna dayanarak gelen eski içisini ie alma yükümlülüü de yoktur. Karardaki ilk fesih i güvencesi bulunmayan dönemde
meydana geldii için zaten iadeden bahsedilemeyecei açktr. Bugün dahi ceza mahkemesinin bu kararna istinaden, iade davas açlm
olsa bile, hukuk mahkemesinin buna dayanarak iade karar vermesi mümkün deildir. Süresi içinde açlm bir iade davas bulunsa bile
delil yetersizlii bir olgunun kesin olarak kantlanmas anlamna gelmediinden, hukuk mahkemesi kendisi delil toplama ve deerlendirme
yetkisine sahiptir. Yüksek Mahkeme de kararda
bu hususu tarttktan sonra kabul etmektedir.
Kararn son bölümünde Mahkeme’nin iki
ifadesi dikkat çekicidir: kdem birletirmesi talebinin ele alnd davada, iverenin ilk dönem
hizmetinin hakl nedenle sona erdiini kantlayamad belirtilmektedir. Böyle bir savun148
mann daval tarafndan yaplp yaplmadn,
re’sen mahkemenin bunu aratrma yetkisinin
varln sorgulamadan, bu aamada iverenin
böyle bir ispat yükümünün bulunup bulunmadna dikkat çekmek gerekir. verenin bu aamada, önceki feshin niteliini belirleyecek bir
delil ortaya koymas maddi olarak ve hukuken
mümkün müdür? Buna olumlu cevap verebileceimizi sanmyorum. Fesih sonrasnda hukuk
mahkemesinde dava açlp kdem tazminat talep edilseydi iveren hakl nedenle fesih yaptn ispat yükü altnda olacakt. spatlayamad
takdirde fesih, usulsüz fesih olduu kararlatrlp ihbar ve kdem tazminatna karar verilecekti. Feshin kesinlemesinden neredeyse on yl
sonra iverenin ispat yükümünü hatrlamann,
hatrlatmann bir deeri olmasa gerektir.
ncelememizin banda uzun uzun bahsettiimiz Yargtay kararlarnda istikrarl bir biçimde “af” olgusunun sonucu deitirmeyecei
ve önceki dönem çalmasnn mutlaka kdem
tazminatna hak kazandrc biçimde sona ermesi gerektii vurgulanmaktayd. te dikkat
çekmek istediimiz ikinci önemli husus, doktrindeki baskn görüün aksine yerlemi gibi
görünen eski görüünden ayrlarak Yargtay’n
yeniden (1975 öncesi) eski görüüne uygun bir
yorumu benimsediidir. Bu durumun dosyaya
özgü artlarn etkisiyle “vaka adaleti” gözeterek
varlm bir sonuç mu, yoksa esasl bir görü
deiiklii mi olduunu bekleyip görelim.
DPNOTLAR
1
Narmanlolu, Armaan, s.3 25 vd. m. 14/II’nin genel kural
olduu görüündedir; 1996 Semineri, s. 114.
2
Çelik, Hukuku Dersleri, 14. bas, 1998 s. 223 vd.;
Ekonomi, Hukuku 1, s. 246 ve 1979-1983 Kararlar
Semineri, s. 107; Berin Ergin, Kdem Tazminat, s. 72;
Narmanlolu, Kdem Tazminat, s. 132 ve 1996 Semineri,
s. 115; Sümer, Hukuku, 14. bas, Konya, 2008,
s. 120-121 ve 1997 Semineri, s. 140-141; Odaman, “Yargtay
Kararlar Inda çinin Ayn verenin yerlerinde
Aralkl Çalmas Durumunda Kdem Tazminatnn
Hesaplanmas”, http://www.adalet.org/makale/xysbekran.
php?idno=55&id2=673
3
Sümer, 1997 Semineri, s. 140.
4
Narmanlolu, 1990 Semineri, s. 68-69.
5
Düzenleme yalnzca kamu kesimi için getirilmi olsa,
eitlik ilkesine aykrlk nedeniyle özel sektöre de
HAZRAN ’09
Hukukuna likin Kararlarnn Deerlendirilmesi 1996,
stanbul, 1998 (1996 Semineri).
uygulanmas gerektii görüü için Ouz Özbek, Kanunu
ile ilgili Mevzuat, s. 68.
6
Çelik, Hukuku Dersleri, s. 223-224.
7
Reisolu, Kdem Tazminat, s. 42.
8
Fesih, s. 250.
9
Demir, Hukuku ve Uygulamas, s. 289.
10
Centel, Hukuku, C: 1, s. 212-213 ve kararlar için
dn. 88, 89.
11
Karar için bkz. Ali Güzel, 1993 Semineri, s. 100.
12
HGK, 25.2.2004 t., E. 2004/11-115, K. 2004/108.
13
HGK, 17.09.2008 t., E. 2008/4-564, K. 2008/536.
SCL
•
Ünal Narmanlolu, Türk Hukukunda Kanundan Doan
Kdem Tazminat, stanbul, 1973.
•
Ünal Narmanlolu, “Ferdi likisinin Sona Ermesi ve
Kdem Tazminat Açsndan Yargtayn 1990 Yl
Kararlarnn
Deerlendirilmesi”,
Yargtayn
Hukukuna likin Kararlarnn Deerlendirilmesi 1990,
stanbul, 1992 (1990 Semineri).
KAYNAKÇA
•
Karar için:
s. 309-312.
Çalma ve Toplum,
2009/2 say: 21,
•
Ali Güzel, “Ferdi likisinin Sona Ermesi ve Kdem
Tazminat Açsndan Yargtayn 1993 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi”, Yargtayn Hukuku Kararlarnn
Deerlendirilmesi 1993, stanbul, 1995 (1993 Semineri).
•
Berin Ergin, Türk Hukukunda Kdem Tazminatnn
Geçirdii Safhalar, stanbul, 1989.
•
Fevzi Demir, Hukuku ve Uygulamas, 4. bas, zmir,
2005
•
Haluk Hadi Sümer, “Hizmet Sözlemesinin Sona Ermesi
ve Kdem Tazminat Açsndan Yargtayn 1997 Yl
Kararlarnn Deerlendirilmesi”, Yargtayn Hukuku
Kararlarnn Deerlendirilmesi 1997, stanbul, 1999
(1997 Semineri).
•
Haluk Hadi Sümer, Hukuku, Konya, 2008.
•
Kemal Ouzman, Hizmet “” Akdinin Feshi, stanbul,
1955.
•
Münir Ekonomi, Hukuku 1, 3. Bas, stanbul, 1984.
•
Nuri Çelik, Hukuku Dersleri, 14. bas, 1998.
•
Odaman, “Yargtay Kararlar Inda çinin Ayn
verenin yerlerinde Aralkl Çalmas Durumunda
Kdem Tazminatnn Hesaplanmas”, http://www.adalet.
org/makale/xysbekran.php?idno=55&id2=673
•
Ouz Özbek, Kanunu ile ilgili Mevzuat, stanbul, 1985.
•
Safa Reisolu, Kdem Tazminat, Ankara, 1976.
•
Tankut Centel, Hukuku, C: 1, 2. bas, stanbul, 1994.
•
“Aralklarla
Kurulmu
Ünal
Narmanlolu,
Sözlemeleriyle Çalan çinin Kdem /Hizmet Sürelerinin
Belirlenmesine likin Kanuni Esaslar ve Yargtayn
Tutumu”, Halid Kemal Elbir’e Armaan, stanbul, 1996
(Armaan).
•
Ünal Narmanlolu, “Ferdi likisinin Sona Ermesi ve
Kdem Tazminat Açsndan Yargtayn 1996 Yl
Kararlarnn
Deerlendirilmesi”,
Yargtayn
149
HAZRAN ’09
SCL
Doç. Dr. Erdem ÖZDEMR
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Eitim Giderlerinin çiden Geri stenebilmesi
Konusundaki Temel Esaslara likin
Bir Karar ncelemesi
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
gereken sürelere göre oran kurularak, kalan
miktarn tahsiline karar verilmelidir.
DAVA
Esas No : 2007/27539
Karar No : 2008/25447
Tarihi
: 6.10.2008
ÖZET
Davac iveren, içiye verilen eitim giderlerinin tahsili talebinde bulunmutur. Giderleri iverence karlanarak verilen eitim
karlnda içinin belli süre çalmas kararlatrlabilir. Ancak çalma süresinin eitim
masraflar ile orantl olmas gerekir. Buna
karn, içi sal ve güvenlii önlemleri
kapsamnda verilmesi zorunlu eitimlere ait
giderler istenemez. çiye verilen eitim karlnda iverence yaplan masraflar o içiye
özgü olmal ve yazl delille ispat edilmelidir. verence içi adna yaplan masraflarn
tamam yerine, içinin çalt ve çalmas
150
Davac, ödenmeyen eitim gideri ve cezai art alacann ödetilmesine karar verilmesini istemitir.
Yerel mahkeme, davay reddetmitir.
Hüküm süresi içinde davac avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla, dava dosyas
için Tetkik Hakimi tarafndan düzenlenen
rapor dinlendikten sonra dosya incelendi,
gerei konuulup düünüldü:
KARAR
1. Dosyadaki yazlara, toplanan delillerle
kararn dayand kanuni gerektirici sebeplere göre, davacnn aadaki bendin kapsam dnda kalan temyiz itirazlar yerinde
deildir.
2. Uyumazlk, içiye verilen eitim giderlerinin ödetilmesi isteine ilikindir. çi-
HAZRAN ’09
ye iverence verilen eitim, içinin iyerinde
mal ve hizmet üretimine katk salamas sebebiyle iveren yararna olmakla birlikte, bu
eitim sayesinde içi daha nitelikli hale gelmekte ve ileride daha kolay i bulabilmektedir. Bu nedenle içiye masraflar iverence
karlanmak üzere verilen eitim karlnda, içinin belli bir süre çalmasnn kararlatrlmas mümkündür. çinin de verilen
eitim karlnda iverene belli bir süre i
görmesi iverene olan sadakat borcu kapsamnda deerlendirilmelidir. Verilen eitimin
karlnda yükümlenilen çalma süresinin
de eitimin türü ve masraflar ile orantl olmas gerekir. Buna karn, içiye 4857 sayl
Kanunu’nun 78. ve devam maddeleri hükümlerine göre i sal ve güvenlii önlemleri kapsamnda verilmesi gereken zorunlu eitimlere ait giderler istenemez.
çiye verilen eitimin karlnda iverence yaplan masraflar o içiye özgü olmal ve yazl delille ispatlanmaldr. verenin
toplu olarak verdii eitimler sebebiyle yapm olduu giderlerin içi bana düen tutar, ayn dönemde eitim alan içi saysna
bölünmek suretiyle belirlenir. çiye verilen
eitim ile ilgili olduu belirlenmeyen giderlerden içi sorumlu olmaz.
I. KARARIN ÖNEM
Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin 6.10.2008 tarihli kararnda, eitim giderlerinin içiden geri
istenebilmesi konusunda temel esaslarn bir
kez daha alt çizilmitir. 6.10.2008 tarihli karar,
“cezai art” kavramnn i hukukundaki uygulamas bakmndan da önem tamakta ve bu
yönüyle de incelemeye deer bulunmaktadr.
Kararda, eitim giderlerinin hesaplanamadndan hareketle, cezai art istemini reddeden yerel mahkeme karar bozulmu ve bunun ne ekilde hesaplanmas gerektii açklanarak yerel
mahkemenin buna göre deerlendirme yapmas gerektii belirtilmitir. nceleme konusu karar, cezai art alacann hesaplamasna ilikin
ilke ve esaslara ayrntl biçimde yer vermesi
bakmndan da dikkat çekmektedir.
SCL
verence içi adna yaplan eitim giderlerinin tamam yerine, içinin çalt ve
çalmas gereken sürelere göre oran kurularak indirildikten sonra kalan miktarnn
tahsiline karar verilmesi gerekir. Gerçekten
içi, eitimden sonra çalmay yükümlendii sürenin bir ksmnda çalm ise iverene bu konuda katk salam olmaktadr.
çinin yükümlü olduu sürenin tamamnda
çallm olunmas halinde ise, iverence
eitim giderleri istenemez. Somut olayda,
iverence içiye verilen eitime ilikin birtakm belgeler sunulmutur. Bilirkii tarafndan eitime kaç kiinin katldna dair bilgi
bulunmadndan hesaplama yaplamad
belirtilmi, mahkemece de anlan istek reddedilmitir. Yaplacak i, gerekli bilgilerin iverenden edinilmesiyle, açkland ekilde
içiden talep edilebilecek eitim giderlerinin
hesaplanmasndan ibarettir. Eksik inceleme
ile karar verilmesi hatal olup bozmay gerektirmitir.
SONUÇ
Temyiz olunan kararn yukarda yazl sebepten BOZULMASINA, pein alnan temyiz harcnn istek halinde ilgiliye iadesine,
06.10.2008 gününde oybirliiyle karar verildi.
II. ÇLERN ETM VE ORTAYA
ÇIKAN TEKNK SORUNLARA
GENEL BAKI
1. Genel Olarak
Teknolojide söz konusu olan ba döndürücü gelimeler, içinde yaadmz toplumda
eitim konusunu daha da önemli klmtr. Gerçekten, bilgiye ulamann temel arac olan eitim, günümüzde artk sadece ilk ve ortaöretim
kurumlar ve üniversiteler ile snrl kalmamakta, çalma hayatnda da devam etmektedir. verenlerin yeni gelimeleri yakalayabilmesi ve
bu suretle rekabet gücünü koruyabilmesi, ancak nitelikli ve eitimli bir igücüne sahip olabilmesi ile mümkündür. Nitekim günümüzde
151
HAZRAN ’09
SCL
birçok iveren, içilerin eitimi ile ilgili olarak
önemli yatrmlar gerçekletirmektedir. Çalma
hayatnda ortaya çkan bu tablo, beraberinde
baz hukuksal sorunlar da getirmektedir. Gerçekten, igücünün eitimine bu ekilde yatrm
yapan iverenler, hakl olarak bu yatrmlarn
korumak da istemektedir. Nitekim, bu amaca
yönelik olarak içilerle sözlemeler yaplmakta
ve bu sözlemelere konulan hükümlerle içiden ald teknik bilgi ve birikime karlk olarak iletmeye belirli bir süre bal kalmas ve
hizmet etmesi talep edilmektedir.
Bu nitelikte sözleme hükümlerinin geçerlilii, teknik tartmalar da beraberinde getirmektedir. Her eyden önce, bu gibi sözleme hükümleri incelendiinde, tipik olarak iki
nokta dikkat çekmektedir. lk olarak içinin
fesih hakk belirli bir süre ile snrlanmaktadr.
kinci olarak ise, fesih hakkna yönelik olarak yaplan bu snrlamaya “cezai art” balanmakta ve içinin sözleme hükmünü ihlal
etmesi durumunda bunun yürürlüe girecei
kararlatrlmaktadr. Her iki nokta da, tartmaya açktr.
2. çinin Fesih Hakknn
Snrlandrlmas Sorunu
Kanunumuzda tannan bildirimli fesih
hakkn, sözlemeler ile tamamen ortadan kaldrmak mümkün olmamakla beraber, Alman
ve Fransz hukukunda da kabul edildii gibi,
iveren yönünden çeitli açlardan snrlamann mümkün olabilecei hukukumuzda da
genel olarak benimsenmektedir. Buna karlk, içinin fesih hakkn snrlandran sözleme
hükümleri, içinin çalma özgürlüüne aykr
olduu gerekçesiyle geçersizlik tartmalarn
beraberinde getirmektedir1. Fransz hukukunda, Yüksek Mahkeme, eitim karl içinin
fesih hakkn belirli bir süre snrlandran sözleme hükümlerini geçerli kabul etmekte ve
bunlarn içinin çalma özgürlüüne aykr
olmadn ifade etmektedir2. Bununla birlikte
öretide baz yazarlar Fransz Yargtay’nn bu
görüünü tartmal bulmakta ve fesih hakknn bu ekilde snrlandrlmas yerine, hakkn
kötüye kullanlmas esasnn uygulanabilecei
(örnein eitim izninin hemen sonrasnda akdi
152
fesheden içi açsndan) ve bunun da yeterli
olabilecei ifade etmektedir3.
Hukukumuzda ise, Yargtay, eitim karl
içinin fesih hakknn belirli bir süre ile snrlandrlabileceini mümkün görmektedir. Nitekim
inceleme konusu yaptmz kararda da, “…çiye iverence verilen eitim, içinin iyerinde
mal ve hizmet üretimine katk salamas sebebiyle iveren yararna olmakla birlikte, bu eitim sayesinde içi daha nitelikli hale gelmekte
ve ileride daha kolay i bulabilmektedir. Bu nedenle içiye masraflar iverence karlanmak
üzere verilen eitim karlnda, içinin belli
bir süre çalmasnn kararlatrlmas mümkündür. çinin de verilen eitim karlnda iverene belli bir süre i görmesi iverene olan sadakat borcu kapsamnda deerlendirilmelidir”
anlatmna yer verilerek içinin fesih hakkna
getirilen snrlamann geçerli olduu hukuksal
dayanaklaryla birlikte açklanmtr.
Kanmzca da Yüksek Mahkeme’nin bu görüü isabet tamaktadr. Ancak içinin fesih hakkna yönelik bir kstlama ancak bunun amac
ile snrl olmak gerekir. Bu noktada, içinin
eitime karlk olarak fesih hakknn kstland sürenin uzunluu, mahkemece üzerinde
durulmas gereken temel bir husustur. Örnein “hizmet içi eitim” ad altnda yurt dnda
yaptrlan 5 günlük bir eitim için, iki yllk bir
çalma yükümlülüü ve buna bal tazminat
getiren bir hükmü geçerli saymamak gerekir.
Zira böyle bir düzenlemenin içinin fesih hakkn ölçüsüz biçimde snrlandrd açktr. Ancak fesih hakkna getirilen snrlamann kapsam konusunda net bir ölçüt verebilmek kolay
deildir. Bu husus her somut olayn özelliine
göre mahkemece deerlendirilmelidir. Ancak
konuya k tutmak amacyla yabanc mahkeme kararlarndan örnekler verilebilir. Nitekim,
Alman Federal Mahkemesi, eitimin iki aya
kadar devam ettii hallerde, fesih hakknn en
çok bir yl, 2-6 ay aras eitim söz konusu ise,
en çok iki yl, 6-12 ay aras sürmesi durumunda en çok 3 yl, 12 ay ve daha fazla süren bir
eitim söz konusu ise en çok 5 yl süre ile snrlandrlabileceini kabul etmi bulunmaktadr4.
Ancak sadece verilen eitim süresinin uzunluu da yükümlülük süresinin uygun olup olma-
HAZRAN ’09
dnn tespitinde tek bana yeterli deildir.
Mahkeme, verilen eitim uzunluu yannda
eitimin kapsam ve maliyetini (özellikle pahal bir eitim olup olmamas) de birlikte dikkate
alarak sürenin hukuka uygunluunu denetlemelidir5. Nitekim inceleme konusu yaptmz
kararda da net bir ölçü verilmemekle birlikte,
“…Verilen eitimin karlnda yükümlenilen
çalma süresinin de eitimin türü ve masraflar ile orantl olmas gerekir“ anlatmna yer
verilerek fesih hakkna getirilen düzenlemenin
snrsz biçimde söz konusu olmayaca vurgulanmtr.
3. çinin Aleyhine Cezai art
Öngörülmesi Sorunu
a) Soruna Genel Bak
Borcun hiç ya da gerei gibi yerine getirilememesi halinde, borçlunun alacaklya kar
üstlendii edim olarak tanmlanan6 cezai art,
kaynan taraflarn iradesinde bulur ve sebebi
asl borcun garanti altna alnmasdr7. Bu açdan bakldnda cezai art, akde aykrla kar etkili bir silah olarak görünür; sözlemede
yer alan ceza artn içeren hüküm sayesinde
borçlu, zamannda ve gerei gibi borcunu ifa
etmeye zorlanr8. Gerçekten, borcun ihlal edilmesi halinde nasl hesaplanaca ve ne kadar
tutaca henüz belirsiz olan bir tazminat yükü
altna girmekten pek fazla çekinmeyecek olan
borçlu, borcu ihlal ettii anda alacaklnn urad zarara bal olmakszn doacak önceden
belli bir cezann kararlatrlmas durumunda,
daha dikkatli ve özenli davranma zorunluluu
duyacaktr9.
sözlemesinde zayf taraf olan içi aleyhine öngörülen cezai art hükümlerinin geçerlilik koullar son yllarda öretide tartlan
ve yarg kararlarna da konu olan bir konuyu
Eitim çalma saatleri içinde
gerçekletirilmise, iverenin içiye
çalma karl olmakszn ödedii
ücretler geri ödeme kaytlar
içinde yer alabilir.
SCL
oluturmaktadr. Yargtay, bu konuya öncelikle
“cezai artn karlkl olup olmamas” noktasndan yaklam ve cezai art içi ve iveren
açsndan karlkl olarak deil de salt içi için
öngörülmüse, bunun tek yanl olarak içi aleyhine yaplan bir düzenleme niteliinde olduu gerekçesiyle içiyi balamayaca sonucuna
ulamtr10. Yine Yüksek Mahkeme’ye göre, içinin aleyhine daha fazla miktarda cezai artn
öngörülmü olmas halinde, daha düük olan,
iveren aleyhindeki cezai artn göz önünde tutulmas ve bunun üzerindeki ksmn geçersiz
saylmas gerekir11.
Yargtay’n yukarda açklanan kararlarndaki cezai artn tek yanl ve içi aleyhine olmas gerekçesiyle geçersiz saylmas gerektii
eklindeki görüü yerinde görülebilir. Zira, i
hukukunda genellikle, isizliin yaygn olduu ülkemizde i bulma güçlüü içinde olan ve
ekonomik bakmdan güçsüz durumda bulunan
içinin korunmas gerekir. çinin i sözlemesi
yaplrken pazarlk iradesinin varlndan genellikle söz edilemeyeceinden tek tarafl art
kabul etmek zorunda kalmas olasl vardr12.
Ancak iverenin içiye salad eitim karl
olarak öngörülen cezai artlarn tek yanl olduu gerekçesiyle geçersiz saylmamas gerektii
öretide kabul edilmekte13 ve yarg kararlarnn
da bu anlay dorultusunda istikrar kazand
görülmektedir14.
Ancak, içi aleyhine eitim karl öngörülen cezai art hükümlerinin geçerlilii kabul
edilmekle birlikte, bu gibi sözleme hükümlerine çok önemli snrlamalar getirildii de görülmektedir. Öyle ki, getirilen bu snrlamalar ile
Yargtayn adeta i hukukuna özgü bir “cezai
art” kavram yaratt ve bu kavram borçlar
hukukçularnn kabul ettii temel esaslarndan
uzaklatrd dahi söylenebilecektir.
b) Yargsal Snrlamalar ve
Hukukuna Özgü Bir Cezai art
Kavramnn Ortaya Çk
ba) Verilen Eitim ile çinin Ödemesi
Gereken Bedel Arasnda
Denge Olmas Koulu
Hizmet sözlemesinde içi aleyhinde cezai
art öngörülmesi, ekonomik yönden güçlü i153
HAZRAN ’09
SCL
verenin çok yüksek miktarda bir tutar içiye
kabul ettirmesi riskini de beraberinde getirmektedir. Nitekim yarg kararlarnda getirilen
snrlamalarn temelinde bu düünce yatmaktadr. Gerçekten, konuya ilikin yarg kararlar incelendiinde, içi aleyhine getirilen cezai
artn geçerli saylabilmesi için, “içiye verilen
eitim” ile “içinin ödemesi gereken bedel”
arasnda bir denge olmas koulunun arand görülmektedir. Buna göre, iverenin yapt
eitim harcamalarnn üzerinde bir miktar içiden talep edebilmesi mümkün olmamaldr.
Yargtay 9. Hukuk Dairesi 4.5.1999 tarihli ve
6271/8515 sayl kararnda “… anlan hüküm
cezai artla birlikte yaplm olan eitim giderlerinin tahsili amacn gütmektedir. Bu düzenleni ekli itibariyle karma bir nitelii haizdir.
Cezai art bakmndan varlan sonuç isabetli ise
de eitim giderlerinin tahsili açsndan hüküm
üzerinde durularak bir inceleme ve deerlendirme yaplmas zorunluluu vardr. Bu durumda davacnn yönetici aday eitimi programnda daval içi için yaplan masraflarla belgeleri
ibraz etmesi ve bunlara göre belirlenen masrafn çallan ve çallmayan süre bakmndan
bir oranlama yaplarak tahsiline kadar vermek
gerekir” sonucuna varmtr15.
Yargtayn bu görüü öretide de paylalmakta olup16 kanmzca da isabet tamaktadr. Gerçekten, bu gibi sözlemelere mücerret
olarak eitim masraf karl eklinde belirli
bir meblan konulmu ve içinin de bunu
kabul etmi olmas yeterli deildir. veren
ancak fiilen yapt masraflar isteyebilecektir.
Bu konuda öretide de ifade edildii üzere17
burada cezai art ad altnda eitim giderlerinin iade edilmesini salamak amac izlendii
için, iveren en çok yapt masraflar kadar
bir parann ödenmesini talep edebilir. Dolaysyla, bu noktada iverenin yapt masraflarn
kapsamnn belirlenmesi gerekmektedir. Söz
konusu masraflar kapsamna, öncelikle dorudan eitim için yaplan harcamalar girer.
Nitekim eitim irketlerine ödenen paralar,
eitmenlere ödenen ücretler geri ödemeye
konu olabilir18. Ayn ekilde eitim malzemesi
salamak için yaplan ödemeler, yol paralar
gibi giderler de iverenin geri ödenmesini is-
154
teyebilecei masraflar kapsamna girer19. Bunun dnda eitim süresince içiye ödenen
ücretlerin geri ödeme kaytlar arasnda yer
alp almayaca duraksama yaratabilecek bir
konudur20. Bize göre, kural olarak eitim srasnda içiye ödenen ücretlerin geri ödeme kaytlar arasnda yer almamas gerekir21. Ancak
öretide ve baz yarg kararlarnda eitim srasnda içinin çalmasna devam edip etmemesine göre bir ayrma gidilerek deerlendirme
yapld da görülmektedir. Nitekim, eitim
çalma saatleri içinde gerçekletirilmise, iverenin içiye çalma karl olmakszn
ödedii ücretlerin geri ödeme kaytlar içinde
yer alabilecei, böyle bir durumda, çalmayarak kurs veya eitimde geçen süreler hesaplanarak, bu sürelere ait ücretlerin geri ödeme
kapsam içinde nitelendirildii de görülmektedir22. Buna karlk içi eitim srasna ayn
zamanda çalmaya devam etmekte ise içiye
ödenen ücretlerin geri ödeme kaytlar içinde
yer almamas gerektii ifade edilmektedir23.
Ayn ekilde içi için yaplan vergi ve sigorta
prim kesintilerinin de iverence istenebilecek
giderler kapsamnda deerlendirilmemesi gerektii hakl olarak belirtilmektedir24. Yargtayn incelediimiz 6.10.2008 tarihli kararnda
da isabetle belirtildii üzere, “çiye 4857 sayl Kanunu’nun 78 ve devam maddeleri
hükümlerine göre i sal ve güvenlii önlemleri kapsamnda verilmesi gereken zorunlu eitimlere ait giderler istenemez”.
Mahkeme iverence istenebilecek cezai art
miktarn iverence yaplan masraflar dikkate
alarak belirleyecektir. Mahkemenin bu tespiti
yaparken, ayrca eitimden gerçek anlamda kimin daha fazla yararland, eitimin asl borcun ifa edilmesi için mutlak anlamda gerekli
olup olmad, içinin eitim sayesinde mesle-
çiye 4857 sayl Kanunu’nun
78 ve devam maddeleri
hükümlerine göre i sal ve
güvenlii önlemleri kapsamnda
verilmesi gereken zorunlu
eitimlere ait giderler istenemez.
HAZRAN ’09
ki geliim ve ilerleme ansnn artp artmad
olgularn da dikkate almas uygun olacaktr25.
Nitekim bu ekilde iverenin salad eitim
ve cezai art arasnda bir denge kurulmas
mümkün olabilecektir.
Gerek yarg kararlarnda, gerekse de öretide kabul edilen, cezai artn yaplan masraflar ile orantl olmas koulunun “cezai art”a
ilikin temel esaslarla badap badamad
ise tartmaya açktr. Gerçekten, Borçlar Hukuku öretisinde kabul edildii üzere “alacakl borcun hiç veya gerei gibi ifa edilmemesinden bir zarara uramam olsa dahi, borçlu
kararlatrlan cezay ödemekle yükümlüdür.
Yine alacakl, zarara uradn ve zararn miktarn ispat ile yükümlü tutulmakszn, artlar
gerçeklemise borçludan cezann ödetilmesini isteyebilecektir”26. Oysa Yüksek Mahkeme,
burada cezai art uranlan zarar ile badatrmakta ve bu suretle borçlar hukukundan uzaklamaktadr.
bb) Cezai artn Tenkisinde Çallan
Süreye Göre Oranlama Yaplmas
Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin incelediimiz
6.10.2008 tarihli kararnda deinildii üzere,
içinin çalt sürenin de cezai art miktarnn belirlenmesinde dikkate alnmas gerekir.
Nitekim Yüksek Mahkeme’nin incelediimiz
kararda isabetle belirttii üzere, “…verence
içi adna yaplan eitim giderlerinin tamam
yerine, içinin çalt ve çalmas gereken sürelere göre oran kurularak indirildikten sonra
kalan miktarnn tahsiline karar verilmesi gerekir. Gerçekten içi, eitimden sonra çalmay
yükümlendii sürenin bir ksmnda çalm ise
iverene bu konuda katk salam olmaktadr.
çinin yükümlü olduu sürenin tamamnda çallm olunmas halinde ise, iverence eitim
giderleri istenemez”.
bc) Eitim Giderlerini spat Yükü ve
spat Araçlar
6.10.2008 tarihli kararnda Yargtay, eitim giderlerini ispat yükünün kime ait olaca
ve bunun ne ekilde ispatlanaca sorularna
da net bir yant vermitir. Gerçekten Yüksek
Mahkeme’ye göre; “…çiye verilen eitimin
karlnda iverence yaplan masraflar o içi-
SCL
ye özgü olmal ve yazl delille ispatlanmaldr”.
Eitim harcamalar konusunda ispat yükünün
iverende olduu Yargtay’n önceki kararlarnda da ifadesini bulmutur. Yüksek Mahkeme’ye
göre “…Dairemizin yerleik uygulamasna
göre, davac taraf eitim gideri olarak harcama
yaptn ispatlad takdirde bu tür eitim giderlerine daval içinin çalt süre, eitimden
yararlanan says dikkate alnarak ve oranlanarak davalya düen eitim giderine hükmetmek
gerekir”27. Yargtayn bu görüü öretide de
paylalmtr28.
Gerek yarg kararlarnda, gerekse öretide
kabul edilen bu sonucun cezai art kavram ile
badatrlmas yine güç gözükmektedir. Gerçekten, öretide kabul edildii üzere “alacakl borcun hiç veya gerei gibi ifa edilmemesinden bir zarara uramam olsa dahi, borçlu
kararlatrlan cezay ödemekle yükümlüdür.
Yine alacaklnn zarara uradn ve miktarn ispat ile yükümlü tutulmakszn artlar gerçeklemise borçludan cezann ödetilmesini
isteyebilecektir”29. Oysa, Yüksek Mahkeme,
incelediimiz 6.10.2008 tarihli kararnda da görüldüü üzere, cezai art kavramn, yine i hukukuna özgü bir ekilde deerlendirmektedir.
Alacakldan zararn ispatn aramakta ve ancak
ispatlanan miktar için ve ispatland takdirde
eitim giderlerinin geri istenebilmesini mümkün görmektedir.
III. ETM GDERLERN
HESAPLAMA ESASLARI
Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin 6.10.2008 tarihli kararnda, eitim giderlerinin hesaplanmasna ilikin olarak önemli açklamalar getirildii
görülmektedir. Nitekim Yüksek Mahkeme’ye
göre; “…verenin toplu olarak verdii eitimler sebebiyle yapm olduu giderlerin içi
bana düen tutar, ayn dönemde eitim alan
içi saysna bölünmek suretiyle belirlenir. çiye verilen eitim ile ilgili olduu belirlenmeyen
giderlerden içi sorumlu olmaz. Somut olayda,
iverence içiye verilen eitime ilikin birtakm
belgeler sunulmutur. Bilirkii tarafndan eitime kaç kiinin katldna dair bilgi bulunmadndan hesaplama yaplamad belirtilmi,
mahkemece de anlan istek reddedilmitir. Ya155
HAZRAN ’09
SCL
placak i, gerekli bilgilerin iverenden edinilmesiyle, açkland ekilde içiden talep edilebilecek eitim giderlerinin hesaplanmasndan
ibarettir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatal olup bozmay gerektirmitir” .
Eitim giderlerinin hesaplanmas konusunda uygulamada bilirkii incelemesine bavurulmaktadr. Nitekim biz de bu konuda zaman
zaman karmza gelen dosyalarda bilirkii
olarak görev yapmaktayz. Bu noktada uygulamada karlalan sorunlar u ekilde özetleyebiliriz:
lk olarak iveren vekillerinin Yargtay’n
eitim giderlerinin geri ödenmesine ilikin kaytlarla ilgili Yargtay içtihadn iyi bilmesi gerekmektedir. Çou zaman iveren vekilleri,
sözlemede yer alan cezai artn varln yeterli zannetmekte, eitime ilikin olarak bilgi
ve belge sunmamaktadr. Oysa, Yargtay’a göre
eitim giderlerinin iverence kantlanmas gerekir ve ancak kantlanan tutarda giderler geri
ve vermekte ve çou zaman bu gibi hizmetler eitim ile iç içe geçmektedir. Nitekim bu
gibi durumlarda iverenlerce çeitli hizmet faturalar ibraz edilmekte ancak bu faturalarn
somut olarak eitim ile ilgili olup olmad
anlalamamaktadr. Bu gibi durumlarda ise,
yaplacak hesaplama Yüksek Mahkeme’nin
kararnda belirttii gibi basit bir çarpma ve
bölme ilemi ile gerçekletirilememektedir.
Nitekim somut olayda, karardan açk biçimde
anlalamamakla birlikte bu gibi bir durumun
söz konusu olabileceini tahmin edebiliyoruz.
Bilirkii tarafndan eitime kaç kiinin katld konusunda bir bilgi bulunmadndan hesaplama yaplmad belirtilmitir. Buna göre
muhtemelen iveren iveren “eitim ile ilgili”
olduunu ileri sürerek ilgili ya da ilgisiz birtakm fatura ve belgeler sunmu, ancak bilirkii
tarafndan bu belgeler ile bir hesaplama yaplmas mümkün görülmemitir. Bunun üzerine
de dava reddedilmitir.
Yargtay’a göre eitim giderlerinin iverence kantlanmas gerekir ve
ancak kantlanan tutarda giderler geri istemeye konu olabilir.
istemeye konu olabilir. Dolaysyla, eitim giderlerini geri isteyen iverenlerin ispat faaliyetini gerei gibi yerine getirmeleri gerekir.
kinci olarak, eitim giderlerinin hesaplanmas teknik bir konudur. Genel olarak, eitimin resmi veya özel bir eitim kurumundan
alnmas durumunda, bunun miktarnn saptanmas konusunda genelde bir zorluk yaanmamaktadr. Örnein üzerinde çaltmz bir
dosyada, Marmara Üniversitesi Banka ve Sigortaclk Enstitüsü’nden alnan bir eitimle ilgili
olarak mahkemece bilgi alnm ve sonrasnda
buradan gelen yazya göre hesaplama yaplmt. Burada hesaplama konusu problematik
deildi.
Buna karlk sadece eitim deil, denetim ve danmanlk gibi hizmetler veren irketlerden alnan eitimlerin karln belirleyebilmek bu ekilde kolay olmamaktadr.
Gerçekten bu gibi firmalar sadece eitim
deil, danmanlk ve denetim gibi hizmetler
156
Esasen, içiye eitim verilmesi maddi bir vaka olup her türlü delil ile kantlanabilir. Ancak
eitimin bedeli kural olarak fatura ve benzeri
belgeler ile kantlanmak gerekir. Kanmzca eitimin bedeli konusunda bir belirsizlik mevcut
ise, konu teknik bilirkii yardm ile de açkla
kavuturulabilir ve benzer nitelikte eitim veren kurum ve kurululardan bilgi de alnabilir.
Ancak bunun her zaman kolay olmayacan,
her alanda teknik bilirkii bulmann zorluunu
da belirtmemiz gerekir.
Bu noktada, yerel mahkemelerin, bilirkii
incelemesine geçilmeden önce delilleri gerei
gibi toplamas ve dosyay hesaplanma yaplabilir bir biçimde bilirkiiye teslim etmesi, yarglama faaliyetinin hzl ilemesi bakmndan önem
tamaktadr. Nitekim iverenin eitim verdii
dosyadaki bilgi ve belgelerden anlalyorsa,
bu eitim bedelinin hesaplanma ölçütlerini (faturalar, eitimden yararlanan içi says gibi) iverenden istemelidir.
HAZRAN ’09
IV. DEERLENDRME VE SONUÇ
Yargtay 9. Hukuk Dairesi; yapsal deiiklii ile birlikte, ilkesel nitelikte kararlar vermekte ve yine kararlarnda sadece maddi vakay deil, genel olarak uyumazlk konusu
hukuksal soruna ilikin olarak görülerini de
ayrntl olarak belirtmektedir. ncelediimiz
6.10.2008 tarihli kararda da eitim giderlerinin geri istenebilmesi konusunda Yüksek
Mahkeme, istikrarl biçimde devam ettirdii
görülerini bütünlük içinde belirtmi bulunmaktadr. Nitekim, Yargtay eitim giderlerinin geri istenmesine ilikin kaytlar kural
olarak geçerli kabul etmekte, ancak içinin
fesih hakkna yönelik olarak getirilen snrlamann (yükümlülük süresinin) eitimin türü
ve masraflar ile orantl olmas gerektiine
iaret etmektedir. Uygulamada, eitim giderlerine karlk olarak sözlemelerde maktu bir
cezai art öngörülmektedir. Ancak cezai artn varlna ramen, Yargtay, ancak varl
kantlanan eitim masraflarnn geri istenebileceini kabul etmekte ve bu konuda ispat
yükünü iverene yüklemektedir. Bu yönüyle
Yüksek Mahkeme cezai art kavramn borçlar hukukunda kabul edilen ilke ve esaslarndan uzaklatrmakta ve buna i hukukuna
özgü bir nitelik kazandrmaktadr. Gerçekten,
borçlar hukuku öretisinde alacaklnn borcun hiç veya gerei gibi ifa edilmemesinden
bir zarara uramam olsa dahi, borçlu kararlatrlan cezay ödemekle yükümlü olaca
ve alacaklnn zarara uradn ve miktarn
ispat ile yükümlü tutulmakszn artlar gerçeklemise borçludan cezann ödetilmesini
isteyebilecei fikir birlii içinde kabul edilmektedir. Oysa Yüksek Mahkeme, burada
cezai art uranlan zarar ile badatrmakta,
ayrca ispat yükünü iverene, yani alacaklya yüklemektedir. Yargtay’n görüü teknik
olarak tartmaya açk dahi olsa, ulat sonuç bakmndan isabetli bulunmakta ve mukayeseli hukuk ile de uyum göstermektedir.
Sonuç olarak Yüksek Mahkeme’nin incelediimiz kararda da eitim giderlerinin geri istenebilmesi konusundaki istikrarl çizgisini isabetli bir biçimde sürdürdüü görülmektedir.
SCL
DPNOTLAR
1
Bkz. Schaub, Arbeitsrect Handbuch, München. 1996,
1683.
2
Bkz. Pélissier, la Liberté du Travail, Dr. Soc., Janvier 1990,
25 dn. 30’da yer alan kararlar.
3
Pelissier, La Liberté du Travail, 24-26.
4
Bkz. P. Soyer, Hizmet Akdinin çi Tarafndan Feshi
çin Öngörülen Cezai artn Geçerlilii Sorunu, Prof. Dr.
Turhan Esener’e Armaan, Ankara 2000, 375, V. Karagöz,
Hizmet Sözlemesinde Cezai art, Doktora Tezi, stanbul
2004, 197-199.
5
Alman Federal Mahkemesi’nin bu konudaki içtihad için
bkz. Soyer, agm. 375.
6
S. Reisolu, Borçlar Hukuku, stanbul 1995, 356; Tekinay/
Akman/Burcuolu/Altop,
Borçlar
Hukuku
Genel
Hükümler, stanbul 1993, 341; F. Feyziolu, Borçlar
Hukuku, Genel Hükümler, C.II, stanbul 1977, 388; P-H.
Antonmattei, Contrat de Travail (Conclusion), Ed.
Juris-Classeur-1997, (Travail/Traité), Fasc. 17-12, 26.
7
D. Mazeaud, Les Clauses Pénales En Droit Du Travail,
Droit Social Avril 1994, 344.
8
Mazeaud, Les Clauses Pénales En Droit Du Travail, 344.
9
Ouzman/Öz, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C. I,
stanbul 1987; C. II, stanbul 1991, 385; Tekinay/Akman/
Burcuolu/Altop, 342.
10
Y. 9. H.D., 17.11.1992, E. 1992/8777 K. 1992/12603 ve
P. Soyer’in incelemesi, HD, Nisan-Haziran 1993, 306-308;
belirli süreli hizmet akdi için de ayn yolda 3.6.199
1997/7529 K. 1997/1 0660, YKD, Eylül 1997, 1427-1428;
akdin belirli ya da belirsiz süreli olmadnn
belirtilmedii karar, 8.4.1977, E. 1997/1090 K. 1997/7099,
Tekstil v. D, A 1997, 15-16; 26.6.1997, E. 1997/10135
K. 1997/13040, C. . Günay, Kanunu I, Ankara 1999, 300;
HGK, 17.12.1997, E. 1997/9-816 K. 1997/1062, Tekstil v.
D., Mart 1999, 15-16; 21.1.19l 1997/19361 K. 1998/389,
Tekstil v. D., Mays-Haziran 1998, 14; 2.3.1998.
E. 1997/215; 1998/2833, YKD, Ekim 1998, 1483-1484;
buna karlk, içi lehine kararlatrlan cezai art geçerlidir
(27.12.1999, 17469 K. 1999/20361, Çimento v. D., Mart
2000, 38-39).
11
Y. 9. H.D., 26.3.1997, E. 1996/22867 K. 1997/6102, Günay,
Kanunu I, m. 13 dn. 125.
12
S. Süzek, Hizmet Sözlemesinin Sona Ermesi ve Kdem
Tazminat Açsndan Yargtayn Hukukuna likin 1998
Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi, Yargtayn Hukukuna likin 1998 Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi,
stanbul 2000, 120-121.
13
Bu konuda bilgi için bkz. P. Soyer, Hizmet Akdinin çi
Tarafndan Feshi çin Öngörülen Cezai artn Geçerlilii
Sorunu, Prof. Dr. Turhan Esener’e Armaan, Ankara 2000,
363-380; N. Çelik, Hukuku Dersleri, stanbul 2004,
181-182;
Yargtayn
1997
Yl
Kararlarnn
Deerlendirilmesi, stanbul 1999, Genel Görümede ahin,
Uçum ve ahlanan’n açklamalar, 160-161; K. Bakrc,
Bireysel likisinin Sona Ermesi ve Kdem Tazminat,
157
HAZRAN ’09
SCL
Yargtayn Hukukuna likin 2002 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi, Ankara 2004, 176; Çelik, Hukuku
Dersleri, 182.
14
15
Bkz. Yargtayn 1997 Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi
Seminerinde Yargtay 9. Hukuk Dairesi üyesi
C. . Günay’n açklamas, 174; Y. 9. H.D., 4.5.1999,
6271/8515; Y. 9. H.D., 16.12.2002, 9301/23749; Y. 9. H.D.,
10.3.2004, E. 2003/14720, K. 2004/4609, Legal Hukuk
Dergisi, 2004, say 3, 1019.
Yine Yargtay 9. Hukuk Dairesinin 16.12.2002 tarihli ve
9301/23749 sayl karar ile onanm olan Kartal 1. Mahkemesinin kararnda da, davac için yaplan eitim
harcamalar ve dier harcamalar mahkemece tespit edilmi
ve iverenin ancak varl ispatlanan harcama tutarlarn
talep edebilecei kabul edilmi, bu miktar aan ksma
ilikin talep reddedilmitir. Kartal 1. Mahkemesi
davacnn eitim programn, eitim karln, eitim
için iten ayr kalnan zamanlar son derece ayrntl ve
hiçbir kukuya yer vermeyecek biçimde tespit etmi ve
kararn bu matematiksel manta dayandrmtr. Anlan
karara konu olan olayda iveren cezai art alaca olarak
11.906.078.004 TL talep etmi, mahkeme ise sadece
saptanan somut masraf karl olarak 697.931.750.TL’snn
talep edilebileceine hükmederek cezai art yaplan
eitim
harcamas
tutarna
indirgemitir
(karar
yaynlanmam olup, özel arivimizdedir).
16
Soyer, agm. 376; Ö. Ekmekçi, Hizmet Akdinin Sona Ermesi
ve Kdem Tazminat Açsndan Yargtayn 1999 Yl
Kararlarnn Deerlendirilmesi, Yargtayn Hukukuna
likin 1999 Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi, stanbul
2001, 67.
17
Soyer, agm. 376.
18
V. Karagöz, Hizmet Sözlemesinde Cezai art,
Yaynlanmam Doktora Tezi, stanbul 2004, 192; bkz.
Soyer, agm. 375-376.
19
Soyer, agm. 376, dn. 76.
20
Bkz. Y. 9. H.D., 4.5.1999, 6271/8515, Yasa Hukuk Dergisi,
Ekim 1999, 1302-1303; Y. 9. H.D., 29.3.2000, 507/4100,
Çimento veren Dergisi, Mays 2000, 33-34, Y. 9. H.D.,
19.9.2001, 10099/14114, Karagöz, 208 dn. 805.
21
Ayn ekilde C. .: Günay, Yargtayn 1999 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi Seminerinde, “…bir yerde vasfl bir
elemana ihtiyaç var, yüksek okul mezunu bir kiiyi ie
ald banka, yetitiriyor, artk burada aralarnda bir hizmet
akdi vardr, ücret de o kursa katlmann karldr. Yani
7-8 gelip orada dinliyor, bunun karldr, bence o ücreti
geri alamaz. Dairemiz de bu ekilde karar vermektedir”
eklinde bu yoldaki görülerini dile getirmitir (ag.
Seminer, 150-151).
22
Yukarda da belirtilen Yargtay 9. Hukuk Dairesi’nin
16.12.2002 tarihli ve 9301/23749 sayl karar ile onanm
olan Kartal 1. Mahkemesi’nin kararnda, içinin 112 gün
boyunca yarm gün kursa gittii tepsi olunduktan sonra,
bu süreye ilikin (112 günlük) ücreti belirlenmi, daha
158
sonra kursun yarm gün olmas sebebi ile hesaplanan
tutar ikiye bölünerek içinin çalma karl olmakszn
ald ücretler saptanmtr. Saptanan bu tutarlar da kurs
ücretlerine eklenerek iverenin yapt masraflar
belirlenmitir.
23
Soyer, agm. 376, dn. 76; Ekmekçi, Hizmet Akdinin Sona
Ermesi ve Kdem Tazminat Açsndan Yargtayn 1999 Yl
Kararlarnn Deerlendirilmesi, 67; Karagöz, 193.
24
Karagöz, 193.
25
Bkz. Soyer, agm. 373-374; Karagöz, 193-195.
26
S. Reisolu, Borçlar Hukuku, stanbul 1995, 358-259.
27
Y. 9. H.D., 10.3.2004, E. 2003/14720, K. 2004/4609, Legal
HD, 2004/3, 1019.
28
Ö. Ekmekçi, Sözlemesinin Sona Ermesi ve Kdem
Tazminat Açsndan Yargtayn 1999 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi, 67.
29
S. Reisolu, Borçlar Hukuku, 358-259.
HAZRAN ’09
SCL
lyas TOPÇUOLU
Personel Yüzba K. K. Per. l. D. Bakanl Hukuku ve Sözleme Subay
Haftalk Çalma Süresi De Korunmaya
Muhtaç Mdr? Yoksa Vardiyal Çalma
Düzenlemesi Ölü Mü Domutur?
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.6.2002 gününde oybirliiyle karar
verildi.
Esas No : 2002/2088
Karar No : 2002/9518
Tarihi
: 05.06.2002
T.C. ANKARA
1. MAHKEMES
DAVA
Esas No : 2001/446
Karar No : 2001/2383
Tarihi
: 27.12.2001
Davac, fazla çalma ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemitir.
Yerel mahkeme, davay reddetmitir.
Hüküm süresi içinde davac avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü:
KARAR
Dosyadaki yazlara, kararn dayand
delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarnn reddi ile usul
DAVA
Davac vekili tarafndan daval aleyhine
mahkememizde açlan alacak davasnn yaplan açk yarglamas sonunda:
Gerei Düünüldü
Davac vekili 08.06.2001 tarihinde ilem
gören dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, … Sendikas üyesi olduunu davalya
ait … Tamir Fabrikas Müdürlüü iyerinde
159
HAZRAN ’09
SCL
hizmet akdi ile vardiya (postalar halinde)
çaltn daval iverenin 1998/10 No.lu
genelgesi ile 15.9.1998 tarihinde deiiklik
ile imdiki çalma sistemine döndüünü
3 haftada 1 vardiya deiimi olduunu bu
duruma göre TS uyarnca haftada 5 gün
7,5 x 5 çalldn 1 gün akdi tatil, 1 gün
hafta tatili eklinde kararlatrlan çalma
ve dinlenme süresinden yararlandrlmadn, fazla çalma ücretinin ödenmediini
bu nedenle dava açmak zorunda kaldklarn fazlaya ilikin haklar sakl kalmak
kaydyla 240 milyon TL. fazla çalma
ücretinin yasal faizi ile birlikte davaldan
alnmasna karar verilmesini talep ve dava
etmitir.
Daval vekili cevap dilekçesinde davann
reddini savunmutur. Davacnn daval yannda bulunan ahsi sicil dosyas ile verdii
kaytlar ücret bordrolar getirtilmi, taraflarn delilleri dosaya alnm dava dosyas bilirkiiye verilmi, bilirkii, 30.10.2001 tarihli
raporunda davacnn haftalk 37,5 saat üzerinden fazla çalmasn tespit edilemediini
belirlemitir.
Taraflarn iddia ve savunmas, dosyaya
alnan belge içerikleri, bilirkii raporu göz
önüne alndnda davacnn fazla mesai alacann bulunmadndan davann reddi gerektii sonucuna varlarak aadaki hüküm
kurulmutur.
açk olmak üzere verilen karar açkça okunup anlatld. 27.12.2001
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2003/2477
Karar No : 2003/15161
Tarihi
: 22.09.2003
DAVA
Davac, fazla mesai ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemitir.
Yerel mahkeme, istei ksmen hüküm altna almtr.
Hüküm süresi içinde daval avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü:
KARAR
Dosyadaki yazlara, kararn dayand delilerle kanuni gerektirici sebeplere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
görülmemesine göre, yerinde bulunmayan
bütün temyiz itirazlarnn reddi ile usul ve
kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.9.2003 gününde oybirlii ile karar
verildi.
T.C. ANKARA
12. MAHKEMES
HÜKÜM
Yukarda açklanan nedenlerle,
1. Davann reddine,
2. Harç pein alndndan yeniden alnmasna yer olmadna,
3. Daval kendisini vekil ile temsil ettirdiinden karar tarihinde …. avukatlk ücret
tarifesine göre takdiren 30 milyon TL. vekalet ücretinin davacdan alnp davalya verilmesine,
4. Davacnn yapm olduu yarglama
giderlerinin kendi üzerinde braklmasna,
Taraflar vekillerinin yüzüne Yargtay yolu
160
Esas No : 2002/1288
Karar No : 2002/4565
Tarihi
: 26.12.2002
DAVA
Davac vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacnn daval Bakanla ait Adapazar … bulunan … Ana Tamir Fabrikasnda
çaltn, iyerinde vardiya halinde çalldn, bu çalma sisteminde üç haftada bir vardiya deiimlerinde yeni vardiya
döneminde çalmaya balayan gruba yasa,
TS ve “Postalar Halinde çi Çaltrlarak
HAZRAN ’09
Yürütülen lerde Çalmalara likin Baz
Özel Usul ve Kurallar Hakknda Tüzük”
hükümlerine aykr olarak hafta tatili için
gerekli süre tannmadn, davac ve ayn
vardiyadaki dier arkadalarnn her vardiya deiim döneminde dier vardiyalarda
çalanlardan farkl olarak, vardiya deiiminde bir gün hafta tatilini eksik kullandn, 18 dönem TS’nin 26/a maddesinin 1
no.lu bendinde “Vardiyal çalmalarda da
haftada iki gün tatil yaptrlmas esastr.”
hükmünün mevcut olduunu, bu hükme
ramen davacnn 15/12/2001-03.07/2002
tarihleri arasnda haftada bir gün eksik tatil
kullandrldn, bu durumda da davacnn
TS ile bir gün akdi tatil, bir gün hafta tatili eklinde kararlatrlan çalma ve dinleme sürelerinden yararlandrlmadn, her
vardiya deiiminde bir gün fazla çaltrldndan o hafta içinde sadece bir gün
tatil yaptndan akdi veya hafta tatilinden
birisinin kullandrlmadn bildirerek bu
hususun tespiti ile bu günlere ilikin 300
milyon TL. fazla çalma ücretinin yasal faizi ile birlikte davaldan tahsili ile karar verilmesini istemitir.
Savunma
Daval vekili cevap dilekçesinde özetle;
davacnn çalmasnn vardiya esasna göre
olduunu, haftada 37,5 saat çalmas bulunduunu, hafta tatili ve akdi tatil kullandrlarak dinlendirildiini vardiyal içilerin
fazla mesai yapmalarnn söz konusu olmadn bildirerek davann reddini savunmutur.
Yarglama-Gerekçe
Daval iyerinden 15/12/2001-03/07/2002
tarihleri arasnda çalma düzen ve saatlerini
gösterir vardiya çizelgesi ile ücret bordrolar
celp edilip bilirkiiden 25/11/2002 tarihli rapor alnmtr.
Davacnn üyesi bulunduu sendika ile
daval arasnda batlanan TS’nin “vardiyal
çalmalar” balkl 26/a maddesinde “vardi-
SCL
yal çalmalarda haftada iki gün tatil yaptrlmas esastr… içinin akdi tatil, hafta tatiline rastlayan günün önceki günü verilir…
üçlü vardiya çalmalarnda içiler, akdi tatili
günlerinde çaltklar takdirde 25/c fkrasna göre ödeme yaplr…” …hükümleri yer
almaktadr. TS’nin 25/c maddesine göre de
akdi tatil günlerinde çaltrlan içilere %80
zaml ödeme yaplr. 31. madde ise hafta tatili öncesinin akdi tatil günü olaca kararlatrlmtr.
Fiili durum incelendiinde haftalk çalma saatlerine göre davacnn fazla mesaisi yoktur. Ancak davac vardiya deiimi
srasndaki dinlenmelerde geçen sürelerin fazlal nedeniyle üç haftada bir gün
akdi tatil yapamamaktadr. TS’nin 31. ve
25. maddeleri birlikte deerlendirildiinde
davac haftada iki gün tatil yapmas gerekirken bu tatili yapmamtr. Oysa vardiyal
çalma yapmam olsayd davac haftada
en az iki gün tatil yapacakt. Bu durumda
davacnn üç haftada bir gün kaybolan tatil
günü akdi tatil günü olarak kabul edilmitir. Bilirkii raporunda kaybolan akdi tatil
günleri ayrntl olarak 9 gün olarak belirlenip, bu günlerin ücreti hem normal ücret
üzerinden hem de TS’nin 25/c maddesi
uyarnca akdi tatil için zaml ücret ödenecei yönündeki hükmü göz önüne alnarak zaml olarak hesaplanmtr. Ancak
Mahkememizde akdi tatil gününde davac
vekilinin zamsz ücrete göre yaplan hesap
uyarnca müddeabihi slah etmesi de gözetilerek taleple bal kalnarak kullanlmayan akdi tatil günleri için günlük normal
ücret üzerinden fazla mesai ücreti ödenmesi gerektii sonuç ve kansna varlarak
davann kabulüne ilikin aadaki ekilde
karar vermek gerekmitir.
HÜKÜM
Yukarda açklanan nedenlerle;
1. Davann slah edilmi ekli ile KABULÜ ile, 319.635.877.-TL. brüt fazla mesai ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile
161
HAZRAN ’09
SCL
birlikte davaldan alnarak davacya verilmesine,
2. Daval Bakanlk harçtan muaf olduundan, davac tarafndan yatrlan pein
harç ile slah srasnda yatrlan 9.920.000.TL. harcn ve 4.960.000.-TL. bavuru harcnn karar kesinletiinde ve istek halinde
davacya iadesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan
Avukatlk Asgari Ücret Tarifesi uyarnca ölçümlenen 100.000.000.-TL. nispi vekalet ücretinin daval kurumdan alnarak kendisini
vekille temsili ettiren davacya verilmesine,
4. Davac tarafndan harcanan 2 davetiye
gideri 3.500.000.-TL. müzekkere posta gideri
2.000.000.-TL. dosya gömlei ücreti 500.000.TL. bavuru harc 4.960.000.-TL. pein harç
9.920.000.-TL. ve bilirkii ücreti 60.000.000.TL.’nin toplam olan 80.880.000.-TL. yarglama giderinin davaldan alnarak davacya
verilmesine.
likin, taraf vekillerinin yüzüne kar yasa
yolu açk olmak üzere verilen karar açkça
okunup usulen anlatld. 26/12/2002
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2007/30482
Karar No : 2007/29067
Tarihi
: 04.10.2007
DAVA
Davac, tatil alacann ödetilmesine karar verilmesini istemitir.
Yerel mahkeme, istei ksmen hüküm altna almtr.
Hüküm süresi içinde daval avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü:
KARAR
Dosyadaki yazlara, kararn dayand delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve
özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik
162
görülmemesine göre, yerinde bulunmayan
bütün temyiz itirazlarnn reddi ile usul ve
kanuna uygun olarak hükmün ONANMASINA, 4.10.2007 gününde oy çokluu ile karar
verildi.
KARI OY
Hükme esas alnan bilirkii raporunda
vardiya deiimi srasndaki dinlenmelerde
geçen sürelerin fazlal nedeni ile davacnn
üç haftada bir gün akdi tatilini yapmad
gerekçesiyle hesap yaplm mahkemece de
bilirkii raporu deerlendirilerek sonuca gidilmitir.
Belirtmek gerekir ki, vardiya deiimi srasndaki ara dinlenmelerinin uzun olmas
vardiya deiiminden kaynaklanan bir zorunluluk olup bundan dolay davacnn üç
haftada bir gün akdi tatil yapmad kabul
edilemez. Önemli olan davacnn vardiya
deiimlerinde yani haftalk çalma sonunda vardiyalar aras dinlenme süreleri haricinde akdi ve hafta tatili günlerinin karl
olan 48 saat dilendirilip dinlendirilmediidir. “veren savunmalar ve dosyadaki bilgi
ve belgelerden davacnn her hafta vardiyalar aras dinlenme süreleri hariç dinlendirildii sürenin 48 saatin altna dümedii anlalmaktadr. Öte yandan davacnn iddia
ettii gibi akdi ve hafta tatilinin kullandrlabilmesi için vardiya deiiminin yaplmamas gerekir ki bunun mümkün olamayaca açktr.
Bu nedenlerle davann reddine karar verilmek üzere hükmün bozulmas gerektiinden sayn çounluun ONAMA kararna katlamyorum.
T.C. ANKARA
10. MAHKEMES
Esas No : 2006/915
Karar No : 2007/413
Tarihi
: 25.07.2007
Davac vekilinin daval aleyhine açt
HAZRAN ’09
alacak istemli davann mahkememizce yaplan açk yarglamas sonucunda:
Gerei Düünüldü
Davac vekili mahkememize verdii
21/12/2006 tarihli dilekçe ile (dava seri dava
eklinde açlmtr) davacnn davalya ait
… Ana Bakm Merkezi Komutanl iyerinde sendikal içi olarak çaltn, iyerinde geçerli TS hükümlerine göre “Vardiyal
çalmalarda haftada 2 gün tatil yaptrlmas
esastr” eklinde hükmün bulunduu ancak,
davac içinin vardiya deiimlerinde bir
gün eksik izin kullandn belirterek ödenmeyen hafta (akdi) tatil alacann davaldan
tahsiline karar verilmesine dava ve talep etmitir.
Daval vekili verdii 09/02/2007 havale
tarihli dilekçe ile öncelikle zamanam itiraznda bulunmu ardndan da iyerindeki
çalma sisteminin postalar halinde yapldn, vardiyal çalan içilerin çalma ve
dinlenme sürelerinin saat esasna göre düzenlendiini, bu içilere haftada be gün
günde 7,30 saat çalmalarna karn 45
saat üzerinden ücret ödendiini, vardiya
sisteminin ilgili yönetmelik hükümlerine
göre düzenlendiini belirterek davann
reddine karar verilmesini dava ve talep
etmitir.
ddia ve savunmann aratrlmas bakmndan davacya ait iyeri özlük dosyalar puantaj cetvelleri, vardiya çizelgeleri ve
maa bordrolar getirtilmi, ihtilafn nitelii
gerei tank dinlenmeksizin dosya bilirkiiye verilmi, bilirkii tarafndan düzenlenen
açklayc ve gerekçeli rapor dosyasna konulmutur.
Davac vekili davasn rapor dorultusunda slah etmitir.
Dosyaya toplanan tüm delillere, bilirkii
raporuna ve dosyaya sunulan emsal kararlara göre, iyerinde var olan çalma siste-
SCL
minin vardiyal olduu, vardiyal sistemdeki
çalma saatlerinin ve ücretlerinin TS’de hüküm altna alnd, davacnn TS’de hüküm
altna alnan akdi tatili yapmad, buna karlk davacya kullanmad akdi tatille ilgili
herhangi bir ödeme de yaplmad anlalmtr.
Her ne kadar daval vekili zamanam itiraznda bulunmu ise de bilirkii
tarafndan rapor tanzim edilirken zamanam itiraz dikkate alnd gibi, davac vekili tarafndan rapor slah edilirken
yine zamanam süresinin dikkate alnd görülmü, sonuç itibariyle, bilirkii
raporunun da dosya içeriine, hesaplama yöntem ve biçiminin Daire kararlarna uygun oluu nedeniyle hükme esas
alnmak suretiyle aada olduu ekilde
karar vermek gerektii sonuç ve kanaatine varlmtr.
HÜKÜM
Yukarda yazl gerekçeye göre;
1. DAVANIN KABULÜNE, 1.728.31 YTL.
alacaktan 100,00 YTL.’nin ilk dava, bakiyesinin slah tarihinden itibaren yasal faiziyle
birlikte davaldan alnarak davacya verilmesine,
2. 492 sayl kanun gerei daval kurum
harçtan muaf olduundan pein yatrlan
34,20 YTL. harcn istek halinde davacya iadesine,
3. Davac kendisini vekille temsil ettirdiinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ücret tarifesi uyarnca hesap edilen
450,00 YTL. ücreti vekalet ile davac tarafndan yaplan toplam 101,50 YTL. yarg
giderinin de davaldan alnarak davacya
verilmesine,
Kararn tefhim tarihinden itibaren 8
gün içerisinde temyizi kabil olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne kar verilen
karar açkça okunup usulen anlatld.
25/07/2007
163
HAZRAN ’09
SCL
I. KARARLARIN
DEERLENDRMES
Vardiyal Çalmalarn, Çalma ve
Dinlenme Sürelerine likin Mevzuat
Dorultusunda ncelenmesi:
1. Anayasa’nn 50. maddesinin 3. fkrasnda
“Dinlenmek çalanlarn hakkdr.” denilerek,
dinlenme hakk Anayasa’yla korunan bir hak
olarak düzenlenirken 4. fkras “Ücretli hafta ve
bayram tatili ile ücretli yllk izin haklar ve artlar kanunla düzenlenir.” hükmüyle korunan bu
haklarn neler olduu saylmtr. Hüküm, ayn
zamanda kanun koyucuya konuyu düzenleme
yükümlülüü getirmektedir. Ülkemiz tarafndan kabul edildii için iç hukuk kayna haline
gelen ILO’nun 14 sayl Sözlemesi ile de hafta
tatili tannm ve güvence altna alnmtr1.
1981 tarih ve 2429 sayl Ulusal Bayram ve
Genel Tatiller Hakknda Kanun’un 3. maddesinde; hafta tatili pazar günü olarak belirlenmitir.
394 sayl Hafta Tatili Hakknda Kanun’un 4.
maddesindeki “u kadarki, bu gibi müessesatta müstahdem memurin ve amelenin münavebe suretiyle haftada birer gün mezun olmalar
mecburidir” hükmü ile haftalk çalma süresi
içerisinde bir günün tatil edilmesi zorunlu klnmaktadr. Ayn Kanun’un 6. maddesinde de
“Pazar günü tatil eden fabrika, maden oca
vesair müessesatta bekçilik, kapclk etmek
veyahut makine ve kazanlar temizlemek, iletmek ve maden ocaklarnn inktasz faaliyeti
bir mecburiyeti fenniye tahtnda bulunan hidematn devam ettirmek gibi ifas zaruri hizmetlerde Pazar günleri çaltrlan müstahdemlin ve
ameleye o hafta içinde yirmi dört saatten dun
olmamak üzere birer gün mezuniyet verilir.”
hükmüyle, maddede saylan ve sürekli çalma
zorunluluu bulunan iyerlerinde, pazar günleri çalan içilere hafta içerisinde bir gün izin
verilmesinin gerekli olduu belirtilmektedir. Bu
durumda içinin Pazar günü çaltrlmasnn dier günlerde çaltrlmasndan hiçbir fark kalmayacandan, içi açsndan da hafta arasnda
tatil yapt gün hafta tatili nitelii kazanacaktr2
ve Pazar günü çalmas hafta içi çalma saylarak içiye normal çalmas karl olan bir
gündelik ücret ödenecektir3.
164
1475 sayl Kanun’un 41. maddesinde “Bu
Kanun kapsamna giren iyerlerinde haftann
tatilden önceki alt i gününde bu Kanun’da
belirtilen i sürelerine uygun olarak çalm
olan içilere, çallmayan hafta tatili günü için
iveren tarafndan bir i karl olmakszn
bir gündelik tutarnda ücret ödenir.” eklindeki mulak ifadeler ile hafta tatilini deil, hafta
tatili ücretini ön plana çkaran bir düzenleme
söz konusuydu. 394 sayl Kanun’a paralel olarak 4857 sayl Kanunu’nun 46. maddesinde
“Bu Kanun kapsamna giren iyerlerinde, içilere tatil gününden önce 63. maddeye göre belirlenen i günlerinde çalm olmalar koulu
ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili)
verilir.” eklinde daha açk ve yerinde bir düzenleme yaplmtr4. 4857 sayl Kanun’un 45.
maddesi ile hafta tatili nispi emredici hüküm
olarak benimsenmi, içi lehine hükümler getirilebilecei ve kazanlm haklarn sakl olduu
belirtilmitir5.
394 sayl Kanun’un 4. maddesi ve 6. maddesiyle getirilen, pazar günü çalan içilere hafta
içinde bir gün 24 saatten az olmamak üzere nöbetlee tatil yaptrlmas zorunluluu; 1475 sayl
Kanun uygulamasnda tüzük olarak düzenlenirken, 4857 sayl Kanun döneminde ise uygulama
esaslar, 46. madde ve “Postalar Halinde çi Çaltrlarak Yürütülen lerde Çalmalara likin
Özel Usul ve Esaslar Hakknda Yönetmelik”in
11. maddesi ile postalar halinde çallarak yürütülen ilerde içilere haftann bir gününde 24
saatten az olmamak üzere nöbetlee tatil yaptrlaca eklinde düzenlenmitir. Bu düzenlemelerden, 4857 sayl Kanun dönemi için artk
tatil sürelerinin hesabnda saat esasnn dikkate
alnmasnn öngörüldüü anlalmaktadr. Kanundaki bu düzenlemenin, özellikle yirmi dört
saat esasna göre çallan iyerlerinde yaplan
vardiyal çalmalarda sorun yaanmamas amacyla yapld ve “24 saat” ifadesinin tesadüfi
olmad anlalmaktadr.
çilerin gece çalmalarnda 7,5 saatten fazla
çaltrlamayaca, gece çalan içinin gündüz
postasna geçirilmesi zorunluluu ve on bir
saat olarak düzenlenen posta deiimindeki en
az dinlendirme süresi Kanunu’nun 69. mad-
HAZRAN ’09
desinde ve Yönetmeliin 10. maddesinde düzenlenmitir. Gece çalmasn insan yaamna
yapt olumsuz etkilerin çalanlara eit datlabilmesi ve iyerinin de yirmi dört saat esasna
göre faaliyetini sürdürebilmesi amacyla vardiyalarn yer deitirmesi Yasada düzenlenmitir. Asgari dinlenme sürelerine ilikin düzenlemelerin, Avrupa Birlii Yönergeleri ile uyum
salamasnn yannda, vardiya deiimlerinde
içilerin özellikle i sal ve güvenliinin tehlikeye girmemesinin amaçland anlalmaktadr. Günlük azami çalma süresi olan on bir
saat esas alndnda, içinin zorunlu ihtiyaçlar
için bu dönemde verilecek birer saatlik iki dinlenme süresi ve en az dinlenme süresi olan on
bir saat ile birlikte gün (24 saat) hesab yaplmtr. Hafta ve varsa akdi tatil günlerine rastlayan vardiya deiimlerinde zaten bu asgari
dinlenme süresi almadndan, on bir saatlik
dinlendirme zorunluluu ile ayrca ek olarak
SCL
Yasaya aykr olmasna ramen, öngörülen
haftalk çalma süresi kadar çalm olan içinin hafta tatili süresinde çaltrlmas fazla çalmadr6 ve ayrca içi, %50 zaml ücret veya
sözlemesinde kararlatrlan miktar üzerinden
fazla çalma ücretine hak kazanacak7, içi isterse bu süreler karl K. m. 41 gereince
serbest zaman kullanabilecektir.
2. Davacnn üye bulunduu sendika ile daval arasnda batlanan Toplu Sözlemesinin
31. maddesinde; “Ulusal Bayram, Genel Tatiller
ve Hafta Tatili hakknda ilgili yasa hükümleri
uygulanr. Hafta tatili pazar günüdür. u kadar
ki; 2’li ve 3’lü vardiya ile çalan içiler ile 394
sayl Hafta Tatili Kanununa göre iin ve iyerinin nitelii gerei haftann her günü çallmas
gereken ilerde çalan içiler için hafta tatili 7.
gündür. Hafta tatilinden önceki gün akdi tatil
günüdür…” hükmü bulunmaktadr. Madde,
haftann yedi günü çallan ilerde hafta içinde
Asgari dinlenme sürelerine ilikin düzenlemelerin, Avrupa Birlii
Yönergeleri ile uyum salamasnn yannda, vardiya deiimlerinde
içilerin özellikle i sal ve güvenliinin tehlikeye girmemesinin
amaçland anlalmaktadr.
on bir saat daha dinlenme süresi verilmesi gerektii deil normal çalma zamannda on bir
saat dinlenmeden içinin tekrar çalmaya balatlamayaca anlalmaktadr. çiye verilen
dinlenme süresi on bir saatin altnda deilse ve
tatil süreleri verilmi ise zaten kar oy yazsnda belirtildii gibi, mevzuata aykrlk olumamaktadr.
çilere, dinlenmelerine ayrlan ve çallmayan hafta tatili günü için iveren tarafndan bir
i karl olmakszn o günün ücreti tam olarak ödenir ( K. md.49). Hafta tatili ücretine
hak kazanabilmek için, tatil gününden önce 63.
maddeye göre belirlenen i günlerinde çallm olmal ya da K. 66. maddesi gereince
çallm saylmaldr. Hafta tatili ücretinde esas
alnacak ücret içinin temel ücreti olduundan
ek ödemeler hesaba katlmaz ( K. md. 50).
Maktu ücretle çalan içilere hafta tatili için ayrca ücret ödenmez.
tatil yaptrlmas durumunda bu günün o çalma düzenine tabi içiler açsndan hafta tatili
(Pazar) saylaca yönündeki Kanun hükümleri
ile paralellik arz etmektedir. TS’in “Vardiyal
Çalmalar” balkl 26/a maddesinde de “Haftalk çalma süresinin günlere dalm, vardiya
saatlerinin tespit ve deiiminin, yasa ve yönetmeliklere uygun olacak ekilde iveren vekili
tarafndan düzenlenecei” hükmü ve devamndaki “Üçlü vardiya çalmalar, Postalar Halinde
çi Çaltrlarak Yürütülen lerde Çalmalara
likin Usul ve Esaslar Hakknda Yönetmelik
hükümlerine uygun olarak düzenlenir...” hükmü ile; Kanunu ve Hafta Tatili Kanunu ile
hafta tatili günü olarak verilen Pazar gününe
ilave olarak cumartesi gününün de akdi tatil
günü olarak verildii belirtilmitir. Bu düzenlemelerde yaplan atftan da TS’in, vardiyalarn
düzenlenmesi ile ilgili olarak mevcut mevzuatn
zaten vardiya düzeninin uygulanmasnda emre165
HAZRAN ’09
SCL
dici olarak kabul edilmesi gereken bir düzenleme olmasnn amaçland anlalmaktadr.
Yine TS’in 26. maddesinde “3’lü vardiya çalmalarnda normal çalma süresi günde 7,5
saat haftada 5 gün ve 37,5 saattir. çilere bu
çalmalar karlnda 45 saat üzerinden ücret
ödenir. Üçlü vardiya çalmalarnda içiler akdi
tatil günlerinde çaltklar takdirde 25/c maddesi esaslarna göre ödeme yaplr…” hükmü
ile bu çalma düzenindeki içilerin de günlük
7,5 saatlik çalmaya tabi içilerde olduu gibi
haftalk en az 37,5 saat (bu süre eit datldnda be günlük çallma süresiyle de uyumlu olmaktadr) çalmalar durumunda hafta ve
akdi tatil ücretine hak kazanmalar öngörülmütür.
3. TS’in 61. maddesindeki “Ulusal Bayram,
Genel Tatil ve Hafta Tatili günleri için içilere
ilgili yasa ve yönetmelik hükümlerine göre, o
güne ait ücretleri tam olarak ödenir. Meru mazereti bulunmayan içiler, iveren vekili tarafndan, yukarda belirtilen günlerde çaltrlabilir.
Bu çalma karlnda içiye, %80 zaml ücret
ödenir. 25. madde hükümleri sakldr.” hükmü
ile hafta tatili yapld varsaylan çalmalarda
ise çalmalarn karlnn fazla çalma ücreti
olarak ödenecei öngörülmütür.
TS’in 25. maddesinin c fkras “Akdi tatil
günlerinde çaltrlan içilere o günden önceki hafta içinde haftalk normal çalma süresini
fiilen tamamlayp tamamlamadklarna baklmakszn, haftalk normal çalma süresine kadar çalmalar ile ilgili ücretleri normal mesai
üzerinden, normal haftalk çalma süresi ile 45
saat arasnda geçen fazla süreli çalmalar için
ücretleri %25 zaml olarak, 45 saati aan çalmalar için ise %80 zaml ödeme” yaplmasn
öngörmektedir. Kanun ile paralel bir fazla çalma ücreti düzeni öngörülmekle birlikte fazla
çalmalar karl içi lehine olarak %80’e artrlm ve fazla süreli çalma olmamakla birlikte,
haftalk çalma süresini tamamlamam olsalar
bile akdi tatilde yaplan çalmalar karlnn
saat ücreti kadar daha ek bir ücret ödenmesi
öngörülmektedir. Bu hüküm dorultusunda,
akdi tatil günlerinde çaltrlan içilere normal
saat ücreti kadar zaml ödeme yaplaca anlalmaktadr.
166
4. “Gün” Tanmnn Ne Anlama
Gelebilecei:
Türk Dil Kurumu sözlüünde yl “Dünyann,
güne çevresinde tam bir dolanm yapmas için
geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalk zaman”
olarak, ay “Bir ayn herhangi bir gününden ertesi ayn ayn gününe kadar geçen veya yaklak
otuz gün olarak kabul edilen süre” olarak gün
ise “Yer yuvarlann kendi ekseni etrafnda bir
kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre” olarak
tanmlanmtr. Yln normal balangc 01 Ocak
olarak kabul edilmekte, ayn normal balangc
o ayn birinci günü olarak anlalmakta, günün
ilk saati olarak ise gece zaman 00.01 - 01.00
arasndaki zaman dilimi olarak anlalmaktadr. “05 Mays 2007 tarihinden itibaren bir yl
sonra…” denildii zaman 05 Mays 2008 tarihi,
“15 Ocak tarihinden bir ay sonra” denildi zaman ise 15 ubat, herhangi bir gün öleyin saat
12.30’dan bir gün sonra dendii zaman ise ertesi gün saat 12.30 anlalmaktadr. Aksine, her
defasnda kronometrenin ileriye alnarak; “05
Mays 2007 tarihinden itibaren bir yl sonra…”
denildii zaman yl 31 Aralk tarihine kadar hiç
yaanmam saylarak 01 Ocak 2008 tarihinde
balatlp 31 Aralk 2008 tarihi anlalmamakta, “15 Ocak tarihinden bir ay sonra” denildii
zaman ise 31 Ocak tarihine kadar yaanmam
saylarak 01 ubat tarihinden saylmaya balanarak 28 (29) ubat tarihi anlalmamaktadr.
Bunun doal sonucu olarak, herhangi bir gün
öleyin saat 12.30’dan bir gün sonra dendii
zaman da gece saat 24.00’e kadar yaanmam
saylarak 00.01’den itibaren saylmaya balanlmamakta, ertesi gece saat 23.59 anlalmamaktadr.
Hafta tatili, genel tatil ve akdi tatil gibi dier
tatil süreleri ile çalma sürelerinin hesap edilmesinde de yukarda belirtilen örneklerde verildii gibi, içinin çalmaya veya dinlenmeye
balad süreden itibaren sonraki çalma veya
dinlenme süresinin balangç veya biti süresine kadarki süre hesap edilmelidir. Normal artlar altnda, hafta tatilinin gün olarak balangç
ve biti zamannn belirlenmesinde, bir gece
yarsndan bunu izleyen gece yarsna (00’dan
24.00’e kadar) kadar geçen 24 saatlik devrenin
dikkate alnmas esas olmakla birlikte, postalar
HAZRAN ’09
halinde çallan ilerde içiye kesintisiz yirmi
dört saat salanmas kouluyla bu zaman gece
yarsndan baka bir süreye kaydrlabilecektir8.
5. htilafn Tespiti:
Konu hakknda belirtilen mevzuat düzenlemeleri karsnda; dava konusu vardiyal çalma da vardiya deiimlerinde bir gün hafta
tatili, bir gün akdi tatil ve hatta yasal zorunluluk olmamasna ramen fazladan sekiz saat
(4857 sayl Kanun ile 11 saat) olmak üzere
24+24+8=56 saat içiye dinlenme süresi verildii anlalmaktadr. Ancak hukuki ihtilaf; hafta
tatili ve akdi tatil olarak verilen dinlenme süresi,
bir günü 24 saat olarak ele alarak hesap etmek
yeterli midir, yoksa gün olarak hesap edilerek
gün doumundan ertesi günkü gün doumuna kadar süre olarak, hafta tatili gece yarsnda
balatlarak m hesap edilmelidir; takvim günü
mü yoksa 24 saatlik zaman dilimi mi esas alnmaldr noktasnda düümlenmektedir.
Konunun ilgi çekici olmasn salayan nedenlerden birisi de; Kanun’un Yargtay tarafndan farkl zamanlarda ayn ekilde yaplan
vardiya çalmalarnn deerlendirilmesindeki
farkllktr. Yargtay’n verdii ikinci ve üçüncü
kararlara göre, gün hesab yapldnda (yaplan hesap tam olarak anlalamamakla birlikte)
vardiya deiimlerinde içiye Kanunda zorunlu
tutulan sekiz (on bir) saat deil, çok daha fazla
dinlenme süresi verilmek zorunda kalnacaktr.
çinin saat esasna göre çalma ve dinlenme
sürelerinin hesap edilmesi ekline göre;
Tarih
Gün
Saat
Mesai/Dinlenme
01 Ekim
Pazartesi
00.01-08.00
Mesai
02 Ekim
Sal
00.01-08.00
Mesai
03 Ekim
Çaramba
00.01-08.00
Mesai
04 Ekim
Perembe
00.01-08.00
Mesai
05 Ekim
Cuma
00.01-08.00
Mesai
05 Ekim
Cuma
08.00-16.00
8 Saat dinlenme
05-06 Ekim
Cuma-Cumartesi
16.00-16.00
24 Saat akdi tatil
06-07 Ekim
Cuma-Cumartesi
16.00-16.00
24 Saat hafta tatili
07 Ekim
Pazar
16.00-24.00
Mesai
Çalma düzeni uygulanarak, vardiya deiimi yaplan dönemde içiye 8+24+24=56 dinlenme süresi tannmaktadr. Pazar günü saat
SCL
16.00’dan itibaren artk yeni bir vardiya haftas,
yani vardiya dönemi balamakta olduundan
hesabn yeni balayan döneme göre yaplmas gerekmektedir. Oysaki; önceki dönemin son
haftas vardiya deiimlerinde de tamamlamaya kalklrsa; deiim yaplamamakta, en son
braklan saatte çalmaya devam edilmek zorunda kalnmakta ya da ayn süre kadar fazla
dinlenme süresi verilmesi gerekmektedir. Bunun sonucu olarak da iyerinde vardiya deiim süresi kadar üretimin durmas zorunluluu
ortaya çkacaktr.
Gece vardiyasnda çaltrlan içinin gündüz
vardiyasna alnmasnn yasal bir zorunluluk olmas nedeniyle iveren vardiya deiimi yapmak zorundadr. Hem içinin korunmas hem
de iverene yük getirmeden bunun salanmas
gerekmektedir. Yasada öngörülen saat esasna
göre dinlenme süreleri hesap edilmeyip, gündüz kaçta vardiyadan çklrsa çklsn günün
hesabna gece 00.01’den balanarak akdi ve
hafta tatili hesap edilmesi gerektii görüü kabul edilirse gece saat 01.00’de bile vardiyadan
çksa dinlenme süreleri ve tatil sürelerinin hesabna ertesi gece saat 00.01’den itibaren balanacak ve bu aradaki dinlenme süreleri hiç kullanlmam saylacaktr. Bunun sonucu olarak,
TS 26/a ile hükme balanan iki gün dinlenmi
saylmak zorunda kalnmaktadr. Eer bu esasa
göre hesap edilirse çalma ve dinlenme süreleri aadaki gibi olmak zorundadr:
Tarih
Gün
Saat
Mesai/Dinlenme
01 Ekim
Pazartesi
00.01-08.00
Mesai
02 Ekim
Sal
00.01-08.00
Mesai
03 Ekim
Çaramba
00.01-08.00
Mesai
04 Ekim
Perembe
00.01-08.00
Mesai
05 Ekim
Cuma
00.01-08.00
Mesai
05 Ekim
Cuma
08.00-24.00
16 Saat dinlenme
06 Ekim
Cumartesi
00.01-24.00
24 Saat akdi tatil
07 Ekim
Pazar
00.01-24.00
24 Saat hafta tatili
08 Ekim
Pazartesi
00.01-16.00
16 Saat dinlenme
08 Ekim
Pazartesi
16.00-24.00
Mesai
05 Ekim tarihinde saat 08:00’de vardiyadan
çkan içinin, hafta ve akdi tatil süreleri gece
saat 00.01’den balatlrsa 06-07 Ekim tarihlerin-
167
HAZRAN ’09
SCL
de akdi ve hafta tatili kullandrlmakta ve ayrca
05 Ekim tarihindeki 16 saat ve 08 Ekim tarihindeki dinlenme süreleri hiçbir hesapta dikkate
alnmamaktadr.
çinin 16+24+24+16=80 saat dinlenme süresi yapmas öngörülmektedir. verenin beinci
bir yedek posta yaparak vardiya deiimindeki
bu günde onlar çaltrmas durumunda; içi
o hafta bir gün eksik çalmakta ve o haftaki
37,5 saatlik haftalk çalma süresini tamamlayamamaktadr. Bu da baka bir sorunu ortaya
çkarmaktadr ki, içi haftalk çalma süresini
tamamlayamad için akdi ve hafta tatili ücretine hak kazanamamaktadr. Ayrca, çalma
günü olarak da içi dört gün çalp üç günden
fazla süre ile tatil yapmaktadr ki bunun da TS
ile yaplan düzenlemelere ve Kanun’un emredici hükümlerine aykrlk tekil ettii açktr.
Çünkü taraflarn böyle bir iradesi bulunmamaktadr.
Yerel mahkeme tarafndan verilen kararda,
yukarda açklanan saatler yeterli görülmeyerek, üç haftada bir gün akdi tatil yapmad
belirtilmekte, ancak bu kararn neye dayandrld belirtilmemektedir. Neden akdi tatil
yapmad konusu hesap edilmeden, “vardiyal çalma yapmasayd haftada iki gün tatil
yapaca” eklinde, vardiyal çalt göz ard
edilerek vardiyal çalma yapmayan kii emsal
olarak gösterilmekte ve hüküm Yargtay tarafndan aynen onanmaktadr. Oysaki; Postalar
Halinde Çallmasna ilikin Yönetmeliin 11.
maddesi açk olarak; “içilere haftann bir gününde 24 saatten az olmamak üzere ve nöbetleme yolu ile hafta tatili verilmesi zorunludur”
hükmünü içermekte, dolays ile tatil süresinin
hesabnn gece 00.01 ile 24.00 aras olarak deil, öretide de kabul gören görüe göre9, her
tatil gününün 24 saat olarak hesap edilmesi gerektiini belirtmektedir10. Yönetmeliin 4, 8 ve
10. maddelerinde de vardiyal çalan içilerin,
çalma ve dinlenme sürelerinin “saat” esasna
göre belirlenecei “takvim günü” hesab yaplmayaca dorultusundadr. Aksi durumda;
Kanunun 69. maddesinde ve Yönetmelikte 11
saat (Eski Tüzükte 8 saat) zorunlu tutulan dinlenme sürenin bir anlam kalmamaktadr.
Daha önce ayn konuda açlm ve yine Yar168
gtay tarafndan onanm olan birinci davaya
ilikin kararda; birer gün akdi ve hafta tatilinden faydalandrlmayarak 37,5 saatten fazla çalma yaptrld ileri sürülmü, yerel mahkeme bilirkii incelemesine atf yaparak, içinin
günlük 7,5 saatten haftalk be gün için 37,5
saat çaltrlmas gerekirken, bu süre üzerinden fazla çalma söz konusu olmadn, hafta
ve akdi tatil süresinin saat olarak hesap edilmesi yeterli görülerek karara balamtr. Kararn,
sadece “gün” kelimesine bal kalarak deil taraflarn iradesinin bütününü yanstan TS’in geneline ve çalma sürelerini göz önüne alarak
dinlenme sürelerini, hesap eden yaklamnn
daha isabetli olduu açktr. Kald ki “gün” tanmndan hareket edilse de aksi sonuca ulalamayaca 4. bölümde açklanmtr.
6. Kanun’un 41. maddesi dorultusunda
Yargtay Kararlarnda ve öretide, fazla sürelerle çalmann hesabnda haftalk çalma sürelerinin, fazla çalmann hesabnda ise haftalk
45 saatin almas gerektii emredici olarak kabul edilmektedir11. Ayrca, Yargtay Kararlarnda, vardiya çalmalarnda normal çalma düzeninden fazla çalma olumayaca yerleik
hale gelmitir12.
kinci kararda; burada fazla çalmadan söz
edilememekle birlikte, akdi tatilin kullandrlmad ve %25 veya %80 zaml ücret ödenmesini, ancak davacnn müddeabihin deerini slah
ederek, normal ücret kadar daha fazla çalma
ücreti talep etmesi nedeniyle taleple bal kalnarak saat ücreti kadar daha ödeme yaplmas
gerektii belirtilmektedir. çiye; bir gün tatil
kullandrlmadnn varsaylmas durumunda
dahi fazladan çalt varsaylan sürenin ücretinin, haftalk çalma süresi olan 45 saate kadar olduu için fazla sürelerle çalma ücreti
mi, 45 saati aan ekilde fazla çalma ücreti
mi olduu ya da TS ile getirilen ve akdi tatil
çalmalarnda haftalk çalma sürelerinden az
yaplan çalmalarda normal çalma süresine
kadar yaplan çalmalar için ödenmesi öngörülen normal saat ücreti mi olduu açk olarak
belirtilmemitir. Halbuki bir gün dinlenme süresinin tam olarak verildii hususunda tereddüt
hâsl olmam, ikinci tatil günü, yani akdi tatil
için tereddüt hâsl olmutur. Kararda atf yap-
HAZRAN ’09
lan TS’in ilgili 25/c fkras “Akti tatil günlerinde
çaltrlan içilere o günden önceki hafta içinde
haftalk normal çalma süresini fiilen tamamlayp tamamlamadklarna baklmakszn, haftalk
normal çalma süresine kadarki çalmalar için
normal mesai ücreti üzerinden, normal çalma
süreleri ile 45 saat arasnda kalan süreler için
%25 zaml ve 45 saati aan çalmalar için ise
%80 zaml ödeme yaplr.” hükmü bulunmakta
olup kararda atf yapld gibi bir düzenleme
bulunmamaktadr.
Kanmzca incelemeye konu ettiimiz üçüncü kararnda Yargtay, daha önceki kararlarndaki istikrarn koruyarak, içi lehine yorum
getirmek istemitir, ancak kararda emsal gösterdii vardiyal çalmayanlarn, hafta tatili öncesi
yani cumartesi günü çaltrlmalar durumunda, öretide de kabul edildii gibi13, haftalk
normal çalmalarna kadarki süreler için normal ücretinin ödenmesinin gerektii ve haftalk çalma süresinin vardiyal çalmalarda 37,5
saat olduu, içinin bu çalmay tamamlamadan ne fazla saatlerle çalmaya ne de hafta ve
akdi tatil ücretine hak kazanmayaca görmezden gelinmi ve esasen içi aleyhine sonuçlar
domasna neden olunmutur.
kinci karar, birinci karar kesinlemeden
yarglama yaplm olmas nedeniyle derdestlik
olduu için dikkate alnmamtr. Kesinlemesini müteakip ise, daha önce verilmi ve ikinci
davada defi olarak ileri sürülen karar dikkate
alnmadan hüküm tesis edilmitir. Her ne kadar dava edilen süreler baka bir çalma dilimi
olsa da, yarglamada konuyu deerlendirdikten
sonra esas hakknda inceleme yaparak karara
balanmas uygun olacaktr. Davac, daha önceki vardiya çalmalarnda hafta ve akdi tatil
süresi verilmeyerek fazla mesai yaptrld konusundaki davasnn reddi kararnn tarihinden
sonrasndaki süreyi talep konusu yapmtr.
Dolays ile usul ekonomisine uygun dümemekle birlikte, bu talep konusu deitiinden,
dava konusunda kesin hükümden söz edilemeyecektir.
7. Vardiyal çalmalarda saat yerine, günün
gece yars balad kabul edilirse, vardiya deiimlerinde 24 saatlik yasal dinlenme (hafta
tatili) verildii halde yeni çalma haftasnn
SCL
balayaca saat mutlaka dinlenilen takvim gününün içine sarkacandan, tatil verilmedii
sonucu ortaya çkacaktr. Bu sürelerde takvim
günü veya haftas hesabna göre eksik dinlenme verildii gerekçesi ile bu çalmaya normalin üzerinde ücret ödenmesinin öngörüldüü
anlam çkacaktr ki yasa koyucu tarafndan bu
sonucun istenmedii açktr. Esasen Yargtay
Kararlarnda da, çalma ve dinlenme sürelerinin saat olarak hesap edilmesi gerektii belirtilmektedir14.
Yukardaki birinci örnee göre açklarsak;
içi 01 Ekim saat 00.01’de yeni çalma/vardiya
haftasna balamtr. O hafta 37,5 saat çalarak
05 Ekim 08.00’de o çalma haftasn tamamlamtr. Bu hafta sonundaki yasal hakk olan
hafta tatili süresini 24 saat olarak kullanmtr.
24 saatte akdi tatil öngörüldüü için onu da
kullanmtr. Artk 48 saat sonra saat 08.00’den
itibaren o içi için önceki çalma/vardiya haftas sona ermitir. Bu saatten sonra artk yeni
vardiya/çalma haftas balamtr. çinin
yeni dönem için yapaca çalmalar ayr hesap edilmelidir. nceleme konusu olayda ise
bunun üzerinde bir dinlenme süresi verilerek
vardiya deiimindeki içi 08.00’de deil saat
16.00’da çalmaya balamtr. O hafta sürekli
16.00’da çalmaya balayacak ve beinci gün
saat 24.00’de o haftaki 37,5 saatlik çalmasn tamamlayacaktr. 20.00’den itibaren 24 saat
hafta tatili ve 24 saat akdi tatil kullanacak o çalma/vardiya haftas yedinci çalma günü saat
20.00’de o haftaki puantaj hesab kapanacaktr.
O saatten itibaren yeni vardiya/çalma haftas
balayacak ve yeni çalma ve dinlenme süreleri hesap edilecektir. Önceki tamamlanan vardiya döneminin devam ettii deil artk yeni bir
çalma dönemi baladndan hareket edilmeli
ve deiim süresinde; 24 saat akdi tatil+24 saat
hafta tatili = 48 saat dinlenme süresi verilmesi
yeterli görülmelidir. Eer TS düzenlemeleri ile
akdi tatil öngörülmemi ise sadece 24 saat hafta tatili dinlenme süresi verilmesi dahi yeterli
olarak kabul edilmelidir.
Geniletici yorum yapldnda dahi, on bir
saat kanunen zorunlu dinlenme süresi + 24
saat akdi tatil + 24 saat hafta tatili = 59 saat dinlenme süresinin verilmesi gerektii sonucuna
169
HAZRAN ’09
SCL
ulalmas mümkün iken, ikinci örnekte gösterildii üzere tatil süresi balamadan 16 saat +
yeni vardiya balamadan önceki 16 saat olmak
üzere, ayrca toplam 32 saatlik süre, dinlenme süresi olarak hiç dikkate alnmayan hayali
ek bir süre olarak verilmekte ve bu sürelerde
haftalk normal çalma yaplmasnn istenmesi
durumunda, iveren karln sanki fazla saatlerle çalma yaptrm gibi zaml olarak ödemek zorunda braklmaktadr. Bu yorumun, içi
lehine yorum dahil hiçbir hukuki mesnet ile
badatrlmas mümkün görülememektedir.
II. SONUÇ
Vardiyal çalma düzeninde çalma sürelerinin balangç ve biti zamanlarnn hesabnda olduu gibi dinlenme sürelerinin hesab da
saat esasna uygun olarak yaplmaldr. Aksi
takdirde vardiyal çalmann yasal düzenleme
yaplrken zaten ölü doduu kabul edilecektir. Gece vardiyasnda çalanlarn belli süre sonunda gündüz vardiyasna geçirilmesi zorunluluu varken bu sürelerin saat esasna göre
tespiti zorunluluk halini almaktadr.
Vardiya deiimini engelleyen, yeni vardiya döneminin baladn dikkate almadan,
eski vardiya dönemiyle balant kuran ikinci
ve üçüncü kararlar isabetsiz olup, Yargtay’n
fazla çalmann hesabna ilikin yerleik içtihatlarn deitirip deitirmedii hususu da
anlalamamtr. Yargtay’n ilk uygulamasnn
vardiyal çalmalara daha uygun bir karar olduu bir gerçektir.
Yargtay’n, fazla çalma olmad ve hafta
ve akdi tatil süresinin kullandrldna ilikin
ilk karar yerindedir çünkü haftalk çalma süresi tamamlanmamtr. Emsal olarak normal
çalanlar verilirken (ki vardiyal çalma düzeni ile normal çalma düzeni birbirine emsal
olabilecek çalma esaslar deildir) normal çalanlarn haftada 37,5 saat ve be gün çalt
görmezden gelinmitir.
Çalma yaamnn bütünü dikkat alndnda, Yargtay’n üçüncü kararndaki kar oy gerekçesine katlmamak mümkün deildir. Çünkü
oy çokluuyla verilen karar sonucu; Kanun sistematiine de aykr bir ekilde vardiya çalmalarnn uygulanmas imkansz hale getirilmekte
170
ve çalma yaam kilitlenmektedir. Taraflarn
açk iradesi ile hesabn gün olarak yaplmas
ve bunu aan çalmalarn fazla saatlerle çalma hükümlerine göre ücretlendirilmesi kabul
edilmi olsayd, haftalk çalma sürelerinin
vardiyal içiler açsndan daha az belirlendii
yorumu yaplabilecek ve i hukukunun nispi
emredicilii nedeniyle hukuka aykr bir durum
oluturmad kabul edilebilecektir. TS’de taraflarca açk hüküm getirilmemiken, hatta aksi
yönde baz hükümler mevcutken, “gün” ifadesinden hareketle geniletici hatta amacn aarak Kanun tarafndan düzenlenmi bir kurumu
ortadan kaldrr ekilde yoruma gidilerek içinin haftada dört günden az 30 saat çalmas
gerektii gibi bir sonuca ulalmas isabetsizdir.
Yine karar neticesi olarak; taraflarn anlamas dnda, sanki normalin üzerinde çalma
yaptrm gibi iverene ek yük getirilmektedir.
Fazla saatlerle çalmann haftalk çalma süresine göre hesap edilmesi Kanun’un 41. maddesinde ve TS’in de 25. maddesinde emredici
olarak düzenlenmesine ramen, yorum kurallarnn zorlanmasyla ulalan neticenin hukuken isabetli olduu savunulamayacaktr. Kanunu’nun nispi emredicilii gerei içi lehine yorum esas olmakla birlikte, çalma yaamnn devamn salayan unsurlar devre d
brakacak yoruma gidilmemelidir. Zaten gerek
Kanun gerekse somut olaydaki TS hükümleri
içilerin çalma ve dinlenme süreleri ile ödenecek ücreti belirtmektedir. Kanun’un ve TS’in
bütünü dikkate alnarak yorum yaplmas daha
isabetli sonuç douracaktr.
Kald ki, inceleme konusu olayda; tatil süresi kullandrlmad bir an için varsaylsa
bile, hükme esas alnacak ücret %80 hafta tatili
ücreti deil (bir tam gün, yani 24 saat dinlenme saland konusunda üphe bulunmad
için), kullandrlmad ileri sürülen akdi tatil
süresi için, TS 25/c gereince, normal çalma
süresinden eksik olan ancak akdi tatil süreleri
için öngörülen normal saat ücreti olmaldr.
Bu konudaki çözüm önerimiz ise; takvim
ay, haftas, günü hatta yl yerine iin esasna daha uygun olan “vardiya günü”, “vardiya
haftas”, “ vardiya ay” ya da “çalma günü”,
HAZRAN ’09
“çalma haftas” veya “çalma ay” olarak tanmlanmas ve tüm çalma ve dinlenme sürelerinin buna göre hesap edilmesidir. Vardiyal
çalmalarda hafta tatili hesap edilirken 24 saat
dinlenme verildikten sonra, artk gece 24.00
esas önem tamadan, hangi saatte posta/vardiya balarsa balasn yeni bir “çalma/vardiya haftas”nn balad kabul edilmeli ve bu
saatten itibaren yeni çalma haftasndaki çalma sürelerinin hesabna baklmal ve varsa
haftalk çalma saatini aan fazla sürelerle çalmas olup olmadna baklmaldr. Bu esasn
dnda yaplacak; o takvim aynda kaç defa
vardiya postasna kald, o takvim haftasnda
kaç takvim günü çalmasnn bulunduu gibi
normal çalma koullarnn esaslar uygulanrsa, Kanun’la özel olarak düzenlenmi ve i yaamnn ve süreklilik gereken ilerin temel bir
unsuru olan vardiyal çalma düzenlemesinin
zaten ölü doduunu kabul etmek gerekecektir. Belki; vardiyal çalmalarn çalma sürelerinin sadece gece çalmalarnda deil tüm çalmalarda 7,5 saatlik çalma süresini amamas
yönünde yaplacak bir düzenleme iin esasna
daha uygun düebilecektir.
Ayrntl inceleme yapldnda, iki ve üçüncü kararlarn yeterli inceleme yaplmadan yazlm isabetsiz kararlar olduu ve kar oy gerekçesindeki esaslarn i hukuku açsndan daha
kabul edilir olduu deerlendirilmektedir.
SCL
11
9. HD. 08.11.2008, E. 2008/4429, K. 2008/6641; 9. HD.
24.07.2007, E. 2008/924, K. 2008/5604, 9. HD. 14.11.2007,
E. 2007/6002, K. 2007/34178.
12
9. HD. 06.06.2007, E. 2006/30176, K. 2007/18104.
13
SÜZEK, sh. 644, ayn görüte; GÜNAY, sh. 606,
MOLLAMAHMUTOLU, sh. 726, ÇELK, sh. 323.
14
9. HD. 24.07.2007, E. 2008/924, K. 2008/5604
“ …..Bu ekilde nöbet tutulan haftalarda davacnn normal
mesai olarak çalt saatleri, nöbetin sürdüü saati ve
ertesi günde nöbet izninde olduu ve 24 saat çalmad
nazara alnarak haftalk çalma süresini belirlemek ve bu
çalma süresinden haftalk 45 saati aan çalmalarn fazla
mesai olarak kabulüne karar verilmek gerekir.”
DPNOTLAR
1
EYRENC-TAKENT-ULUCAN, Bireysel Hukuku, 2. Bask,
stanbul 2004.
2
H. H. SÜMER, Hukuku, 11. Bask, Konya 2005, sh. 140.
3
Yarg. 9. HD. 30.10.2001, E. 2001/14351, K. 2001/12804.
4
H. MOLLAMAHMUTOLU, Hukuku, 2. Bask, Ankara
2005 sh. 724.
5
S. SÜZEK, Hukuku, 2. Bask, stanbul 2005, sh. 643.
6
GÜNAY, lhan; Hukuku, 3. Bask, Ankara 2004,
sh. 606.
7
Yarg. 9. HD. 23.05.1996, E. 1996/37690, K. 1996/11745 .
8
Yarg. 9. HD. 17.02.1975, E. 1974/27048, K. 1975/2465.
9
EYRENC-TAKENT-ULUCAN,
SÜZEK sh. 642.
10
Aksi yönde Yargtay Karar; 9. HD. 29.06.1990,
E. 1990/4961, K. 1990/8064; üç posta çallmas halinde
dahi, hafta tatili gününün kural olarak 00.00’dan balamas
icap eder (MOLLAMAHMUTOLU, sh. 725).
sh.
233
ayn
görüte;
171
HAZRAN ’09
SCL
Yrd. Doç. Dr. brahim SUBAI
Marmara Üniversitesi Bankaclk ve Sigortaclk Yüksekokulu
Sendikal Olmayan veya Taraf Sendika Üyesi
Olmayan çilerin Toplu Sözlemesinden
Yararlanmas
GR
çilerin istedikleri sendikaya yine istedikleri
zaman üye olabilecekleri ya da kurulu bulunanlardan ayr sendikalar kurabilecekleri eklinde
tezahür eden sendika özgürlüü, ayn zamanda bir ikolunda birden fazla sendika kurulabilmesi esasn da -sendika çokluu veya sendika
güvenlii ilkesi- beraberinde getirdiinden, uygulamada bir iyerinde çalan içilerin çeitli
sendikalara üye olmalar, bazlarnn da sendika dnda kalmalar kaçnlmaz olmaktadr.
Toplu i sözlemeleri iyerinde en fazla üyeyi
temsil eden sendikaca akdedilebileceinden,
usulünce yaplp yürürlüe konulan Toplu Sözlemesi (TS)’nin taraf olan içi sendikasnn üyesi olmayp bu sözlemenin uyguland
iyerinde çalan dier içilerin bu sözlemenin
normatif nitelikli ve avantajl hükümleri karsndaki durumlar i hukukunun önemli konularndan birisini tekil etmektedir.
çilerle iverenleri arasndaki çalma koullarn yasal çerçevenin ötesinde içiler yararna
düzenleyen toplu i sözlemeleri bu konuda
genel, objektif ve emredici kurallar koymak su172
retiyle TS’e taraf olanlarn üyeleri arasndaki
hukuki ilikilerin tabi olaca bir statü yaratrlar.
Toplu i sözlemeleri bu özelliklerinden dolay, yani yasa ya da i (hizmet) sözlemesindeki
hükümlerin belirledii asgari koullarn ötesinde hükümler içerdiklerinden, uygulandklar i
ilikilerinde belirgin bir üstünlük sergilerler.
Türk hukukunda da TS’den esas itibariyle
bu sözlemenin uyguland iyerinde çalan
ve TS’i akdeden içi kuruluunun üyesi olmayan içiler yararlanamazlar. Bunlarn TS’den
yararlanabilmeleri yasada belirlenen istisnai
hallerde sözkonusu olabilir: Türk hukukunda,
TS’den ilke olarak bu sözlemenin taraf içi
sendikas üyesi olan içiler yararlanrsa da bu
sendikann üyesi olmayan içilerin de sendikaya bir dayanma aidat ödemek suretiyle, yararlanmalar mümkündür.
2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu (TSGLK), taraf içi sendikasna
üye bulunmayan fakat TS’in uyguland iyerlerinde çalan içilerin bu sözleme hükümlerinden taraf sendika üyesi içiler gibi yararlanabilmeleri imkânna bünyesinde yer vermitir.
HAZRAN ’09
Özellikle, dayanma aidat ödenmesi halinde
TS’den yararlanabilmek için taraf kuruluun
muvafakatinin gerekli bulunmad; imza srasnda üye olup daha sonra taraf kurulula ilgisi kesilen içilerin de ancak dayanma aidat
ödemek suretiyle TS’den yararlanabilecekleri;
ödenecek dayanma aidatnn üyelik aidatnn
belirli bir orannda olaca açkça belirtilmitir.
I. TOPLU SÖZLEMESNDEN
YARARLANMA KAVRAMI
TS’in imzalanmas tarihinde taraf içi sendikasna üye bulunmayanlarn, sonradan iyerine girip de üye olmayanlarn veya imza
tarihinde içi sendikasna üye bulunup da sonradan ayrlanlarn TS’den yararlanabilmelerini
TS’in taraf içi sendikasna dayanma aidat
ödemelerine bal tutan (TSGLK m. 9) “yararlanma” kavram, dayanma aidat ödeyen içinin çalt iyerinde uygulanmakta olan ve
üyesi bulunmad içi sendikasnn akdettii
TS hükümlerine tabi olmasn anlatmaktadr.
Böylece bir iyerinde uygulanan TS’i batlayan (akdeden) taraf sendikann üyesi olmayan
içi aynen taraf sendika üyesi içilerin konumuna girmekte; taraf sendika üyelerinin TS
karsndaki durumlar dayanma aidat ödeyen içiler için de aynen geçerli olmaktadr1.
Türk hukukunda da TS’den esas itibariyle bu
sözlemenin uyguland iyerinde çalan ve TS’i
akdeden içi kuruluunun üyesi olmayan içiler
yararlanamazlar. Bunlarn TS’den yararlanabilmeleri yasada belirlenen istisnai hallerde sözkonusu olabilir. TS’den ilke olarak bu sözlemenin
kapsamna giren iyeri ya da iyerlerinde çalan
taraf içi sendikas üyesi olan içiler yararlanrsa
da bu sendikann üyesi olmayan içilerin de baz
koullarla taraf sendika üyeleri gibi yararlanmalar mümkündür. Özellikle, taraf sendikann üyesi
olmayan içiler bu sendikaya bir dayanma aidat ödemek suretiyle, TS’in sadece taraf sendika
üyelerine uygulanacak hükümlerinden yararlanabilmektedirler2.
II. TOPLU SÖZLEMESNDEN
YARARLANMAYA LKN YASA
HÜKMÜNÜN NTEL
çilerle iverenleri arasndaki çalma ko-
SCL
ullarn yasal çerçevenin ötesinde içiler yararna düzenleyen toplu i sözlemeleri bu
konuda genel, objektif ve emredici kurallar
koymak suretiyle TS’e taraf olanlarn üyeleri
arasndaki hukuki ilikilerin tabi olaca bir
statü yaratrlar. Toplu i sözlemeleri bu özelliklerinden dolay, yani yasa ya da i sözlemesindeki hükümlerin belirledii asgari koullarn ötesinde hükümler içerdiklerinden,
uygulandklar i ilikilerinde belirgin bir üstünlük sergilerler3.
Taraf kuruluun üyesi olmayan içilerin
dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanabileceklerine ilikin yasa hükmü iki ayr amaca ve bunlarn bir arada gerçekletirilmesine
yöneliktir. Bu hükümle bir taraftan sendika
özgürlüünün bir yann oluturan “içinin
sendikaya girmeme veya diledii sendikaya
girme özgürlüü” korunmak istenmi; dier
yandan TS’i yapm olan içi kuruluunun
faaliyetlerinin karlksz kalmamas da salanmtr. Böylece yasa koyucu içileri belirli
bir sendikaya girmek zorunda brakmayan,
Anayasann garantisi altnda bulunan ve Sendikalar Yasas (SK)’nda da somutlatrlan
“üye olma özgürlüü”nü güvence altna almak amacyla, taraf kurulu üyesi olmayan
içilerin TS’den belirli bir karlkla yararlanabilmelerine imkân salamtr. Taraf kurulua bir aidat ödenmesi ise bunlarn TS’den
karlksz yararlanmalarn engellemek için
kabul edilmitir4.
Yasa hükmünün bu amaç ve fonksiyonunu
ortadan kaldran her türlü sözleme hükmünün geçersiz olmas gerekir. Dayanma aidatnn ilemesini dorudan doruya engelleyen
sözleme hükümleri gibi, dolaysyla bu hükmü ilemez hale getirecek sözleme hükümlerine de itibar edilmeyecektir. Örnein, “taraf kurulu üyesi olmayanlar bu sözlemeden
hiç bir ekilde yararlanamazlar” yolundaki bir
sözleme hükmü geçerli olamayaca gibi; “bu
TS’den sadece sendika (ya da taraf sendika)
üyeleri yararlanabilirler” veya “sözlemeden
yararlanabilmek için taraf sendika üyesi olmak
arttr” yahut da “bu sözlemeden sadece taraf
sendikann muvafakat artyla yararlanlabilir”
eklindeki sözleme hükümleri de geçersizdir.
173
HAZRAN ’09
SCL
Bu yoldaki sözleme hükümleri kanunen öngörülen imkân, dayanma aidat karlnda
münferiden sözlemeden yararlanmay engelleyemeyecektir. Çünkü ilgili yasa hükmünün
kamu düzeniyle ilgili bulunduu kukusuzdur5. Yüksek Mahkeme, dayanma aidatna
ilikin düzenlemenin kamu düzenine ilikin
olduunu da isabetli bir ekilde belirtmektedir6.
III. TOPLU SÖZLEMESNDEN
YARARLANMA KOULLARININ
SENDKALI-SENDKASIZ
AYIRIMI YASAI LE OLAN
LKLER
2822 sayl Yasaya göre; esas itibariyle,
TS’den taraf içi sendikasna üye olanlar yararlanrlar (m. 9/I). Bu maddede sözlemeden
yararlanma konusunda daha fazla bir açklama yoktur. Ancak, SK’na göre; ücret, ikramiye, prim ve paraya ilikin sosyal yardm konularndaki TS hükümlerinin uygulanmas
(m. 31/IV), kural olarak, yararlandrma anlamnda olduundan, bu hükümler birlikte ele
alndnda, sözlemeden yararlanmann kapsam ortaya çkmaktadr. SK’daki, iverence,
sendikal olup olmamaya göre, çalma koullarnn uygulanmas ve çaltrmaya son
verilmesi bakmndan içiler arasnda bir ayrm yaplamayaca (m. 31/III) hükmünden
sonra, parasal konulara ilikin olarak “toplu
i sözlemesi hükümleri sakldr” (m. 31/IV)
denilmektedir. Böylece, TS ile bu konularda üyeler yararna ayrm yaplabilecei ve
TS’nin parasal hükümlerinden sadece üyelerin yararlanabilecei açktr. Buna karlk,
üçüncü fkrada belirtilen, iin sevk ve datmna, içinin mesleki ilerlemesine, disiplin
hükümlerine, dier çalma koullarna ve bu
arada çalma süresi, yllk ücretli izin süreleri
gibi hükümler ile çaltrmaya son vermeye
ilikin TS hükümlerinin taraf sendika üyesi
olsun ya da olmasn iyerindeki bütün içilere uygulanmas gerekir. Paraya ilikin sözleme hükümlerinden yararlanmada, 2822 sayl
Yasann hükümleri (m. 9) göz önünde bulundurulur7.
174
1. Sözlemenin Sendikal-Sendikasz
Tüm çilere Uygulanacak
Hükümleri
Bir iyerinde uygulanan TS’in kapsamna o
iyerinde çalan tüm içilerin dahil edilmesi,
dolaysyla o TS’in sendikal olmayanlar gibi
TS’i akdeden taraf içi kuruluuna üye bulunmayan içilerin de i ilikilerini düzenlemesi
düünülebilir. TS’in kapsad iyerinde çalan tüm içilere uygulanmas, yani taraf içi
kuruluu üyeleri gibi taraf kurulua üye bulunmayanlarn ve hiçbir sendika üyesi olmayanlarn (sendikasz içilerin) da çaltklar iyerinde uygulanmakta olan TS’den aynen taraf
sendika üyeleri gibi yararlanmalarnn kabul
edilmesi; içiler arasnda eitlii salayaca ve
iyerinde istikrarl bir çalma ortam yarataca
ve bu durumun genelde sendikalizmin amacna da uygun düecei söylenebilir.
Ancak böyle bir çözüm içinde “sendika üyelii” önemini büyük ölçüde kaybedecektir. Zira
sözlemeyi akdeden sendikaya üye olmayanlarn TS’den karlksz ve zahmetsiz yararlanabilme imkân8 sendika üyeliine temayülü
azaltacak ve giderek sendikalarn güçsüzlemelerine yol açacaktr9.
Bu durum karsnda, TS’den sadece bu
sözlemeyi akdeden taraf kurulua (sendikaya)
üye olanlarn yararlanmas gerektii savunulacaktr. Bu düünce çerçevesinde TS hükümleri normal olarak TS’in taraf içi kuruluunun
üyelerine uygulanacak, taraf kuruluun üyesi
olmayan içiler ise TS’in kapsam dnda tutulacaklardr. Fakat, TS’den sadece taraf içi
kuruluu üyelerinin yararlanabilecekleri kabul
edilince, bu çözümün de “sendika özgürlüü”
ile tam anlamyla badat söylenemeyecektir.
Çünkü içinin bir sendikaya girmesine, özellikle çalt iyerinde uygulanan TS’in taraf içi
kuruluuna üye olmasna -dorudan doruya
olmasa bile- zorlamak sonucunu douracak
böyle bir çözüm sendikaya “üye olmama” ya
da “diledii sendikaya üye olma” özgürlüüne
ters düecektir. TS’den yararlanmay sadece
taraf sendika üyelerine hasreden böyle bir çözüm, ayn iyerinde çalan fakat taraf sendika
üyesi olmayan içileri anayasal temel bir hak-
HAZRAN ’09
tan yoksun brakacak, giderek bu sonuncular
bakmndan “TS hakk” anlamn yitirecektir.
TS’in iyerindeki tüm içilere veya taraf kurulu üyelerine uygulanmas eklindeki her iki
çözümün ortaya çkaraca sakncalar giderecek, özellikle TS hakkn taraf sendika üyeliine balanan bir imtiyaz olmaktan çkaracak,
sendika özgürlüünü koruyarak ayn zamanda
sendikalarn güçlenmesini salayacak, ksaca sendika özgürlüü ile sendika güvenliini
badatracak bir orta yol menfaatler durumuna daha uygun düecektir. TS’den yararlanma
kural olarak taraf sendika üyelerine tannacak
ancak, TS’i yapan bu sendikaya üye olmayp
ayn iyerinde çalmakta olan dier içilerin
belirli bir karlk ödemeleri kouluyla TS’den
yararlanabilmelerine imkân verilecektir10.
TS’den taraf içi sendikasnn üyesi içiler
yararlanr. Üye olmayanlarn dayanma aidat
ödeme ya da temil dnda TS’den yararlanmalar mümkün deildir. SK’daki hükme göre;
içi ve iveren sendika ve konfederasyonlarnn
kendi faaliyetleri ile üyelerine saladklar hak
ve menfaatlerin üyesi olmayanlara uygulanmas, TSGLK hükümleri sakl kalmak kayd ile
sözkonusu sendika veya konfederasyonunun
yazl muvafakatna baldr (m. 36).
Sendikann kendi faaliyetleri ile üyelerine
salad hak ve menfaatlerin banda, TS olduunda kuku yoktur. SK’da iin sevk ve datmnda, içinin mesleki ilerlemesinde, içinin
ücret, ikramiye ve primlerinde sosyal yardm ve
disiplin hükümlerinde ve dier hususlara ilikin
hükümlerin uygulanmasnda veya çaltrmaya
son verilmesi bakmndan herhangi bir ayrm
yaplamayaca belirtilmi (m. 31/III) ve böylece hemen hemen genel nitelikli bir sendikalsendikasz ayrm yasa konulduktan sonra,
maddenin hemen takip eden fkrasnda; ücret,
ikramiye, prim ve paraya ilikin sosyal yardm
konularnda TS hükümlerinin sakl olduu
açkça belirtilmitir. Bu düzenleme karsnda,
her ne kadar TS’den yararlanmay düzenleyen
TSGLK m. 9’da, SK m. 31’e açk bir yollama
yaplmamsa da, iki madde arasnda düzenlenen konulardan dolay zorunlu bir ba olduu
ortaya çkmaktadr11.
Yasal düzenlemedeki bu durum karsnda,
SCL
“iyerinin çalma düzenine ilikin TS hükümlerinden; “paraya ilikin olmayan hükümler”den,
sendikal olsun olmasn iyerinde çalan bütün
içiler yararlanacaktr. Örnein, iyerinde çalma ve dinlenme zamanlar, hafta tatili, i güvenlii, içilerin topluca tanmas, yemek verilmesi, disiplin, ie son verme gibi konularda TS
ile getirilen düzenlemeler bütün içiler için geçerli olacaktr. SK m. 31/III ve IV. fkralarndaki
düzenlemeler dikkate alndnda, 2822 sayl
Yasann yararlanmay düzenleyen 9. maddesinin, TS’in sadece ücret, ikramiye, prim ve paraya ilikin sosyal yardmlardan yararlanmaya
ilikin olduunun kabulü gerekir12.
2. Dayanma Aidat Yoluyla Toplu Sözlemesinden Yararlanmann
Sendika Özgürlüü ile likisi
çilerin diledikleri sendikaya yine diledikleri
zaman üye olabilecekleri ya da kurulu bulunanlardan ayr sendikalar kurabilecekleri eklinde
tezahür eden sendika özgürlüü, ayn zamanda bir ikolunda birden fazla sendika kurulabilmesi esasn da -sendika çokluu veya sendika
güvenlii ilkesini- beraberinde getirdiinden,
uygulamada bir iyerinde çalan içilerin çeitli sendikalara üye olmalar, bazlarnn da sendika dnda kalmalar kaçnlmaz olmaktadr.
Toplu i sözlemeleri iyerinde en fazla üyeyi
temsil eden sendikaca akdedilebileceinden,
usulünce yaplp yürürlüe konulan TS’in taraf olan içi sendikasnn üyesi olmayp bu TS’in
uyguland iyerinde çalan dier içilerin bu
TS’in normatif nitelikli ve avantajl hükümleri
karsndaki durumlar i hukukunun önemli
konularndan birisini tekil etmektedir13.
2822 sayl Yasa, taraf içi sendikasna üye
bulunmayan fakat TS’in uyguland iyerlerinde çalan içilerin bu sözleme hükümlerinden taraf sendika üyesi içiler gibi yararlanabilmeleri imkânna bünyesinde yer vermi; ancak
konu eski yasadan deiik bir ekilde düzenlenmitir. Özellikle, dayanma aidat ödenmesi halinde TS’den yararlanabilmek için taraf
kuruluun muvafakatinin gerekli bulunmad;
imza srasnda üye olup daha sonra taraf kurulula ilgisi kesilen içilerin de ancak dayanma
175
HAZRAN ’09
SCL
aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanabilecekleri; ödenecek dayanma aidatnn üyelik
aidatnn belirli bir orannda olaca açkça belirtilmitir.
TS’in iyerinde çounluu elinde bulunduran sendikaca akdedilmesi, usulünce yaplarak
yürürlüe konulan TS’in taraf olan içi sendikasnn üyesi olmayan fakat bu TS’in uyguland iyerlerinde çalan dier içilerin, bu
TS’in getirdii normatif nitelikli ve paraya ilikin avantajl hükümleri karsndaki durumlar,
i hukukunun önemli sorunlarndan birini tekil etmitir14.
Uygulanan TS’in tüm hükümlerinin, kapsamna giren iyerlerindeki sendikal olsun olmasn tüm içilere uygulanmasnn, TS’in taraf sendikaya üye olanlar gibi sendikasz ya
da baka sendikann üyesi bulunan içilerin de
akdedilen TS’den yararlanmalarnn iyerinde
bütün içiler için ayn çalma koullarnn salanmas nedeniyle yararl olduu söylenebilirse
de15; bu düüncenin sendikal içilerin üyelik
aidat ile TS’in yaplmasnn gerektirdii külfetlere katlanmalarna karlk sendika üyesi
olmayanlarn hiçbir külfete katlanmadan ayn
imkânlara kavumalarnn adil ve eitlie uygun bir çözüm olduu da söylenemez16. Üstelik
böyle bir çözümde “sendika üyelii” önemini
büyük ölçüde yitirecek ve giderek sendikalar
güçsüzleecektir. Bu nedenle TS’den sadece
TS’i akdeden sendikaya üye olanlarn yararlanmas gerektii söylenebilecektir. Ancak bu
düüncenin de sendika özgürlüü ile tam anlamyla badatn söylemek mümkün deildir.
Çünkü, sözkonusu düüncenin içiyi bir sendikaya ve özellikle de çalt iyerinde uygulanan TS’in taraf olan sendikaya üye olmaya
zorlayaca açktr. Böyle bir zorlama ise “sendikaya üye olmama” veya “diledii sendikaya
üye olma” özgürlüü ile badamaz17.
TS’in iyerinde çalan tüm içilere ya da
sadece taraf sendika üyesi içilere uygulanmasnn sakncalarn gidermek ve özellikle TS
hakkn taraf sendika üyeliine bal bir ayrcalk olmaktan çkarmak ve sendikaya üye olmama özgürlüünü korurken ayn zamanda güçlü
sendikaclk ilkesini de ypratmamak amacyla
bulunan ortalama çözüm; TS’den yararlanma
176
konusunda kural olarak taraf sendika üyelerinin TS’den yararlanacaklarn kabul etmek,
buna karlk TS’in uygulanaca iyerinde çalp da, taraf sendika üyesi olmayanlarn da
TS’i yapan içi sendikasna belirli bir karlk
(dayanma aidat) ödemeleri artyla TS’den
yararlanmalarn salamak olmutur18.
IV. TOPLU SÖZLEMESNDEN
YARARLANABLECEK OLAN
ÇLER
2822 sayl TSGLK’nun 9. maddesinde, bir
iyeri için yaplan TS’den taraf içi sendikasna
üye olan ve olmayanlarn yararlanmalarna ilikin esaslara yer verilmitir. Sözkonusu 9. maddede, TS’in geçmii etkilemesi durumuna da
deinilmi ve bu durumda sözleme hükümlerinden yararlanacak olanlar ile bunun yasal
koulu belirtilmitir. Uygulamada TS’den yararlanmaya ilikin sorunlarn çou bu konuda
ortaya çkmaktadr19.
Yasaya göre, iyerinde iveren vekili durumunda olan ve temsilci sfatyla TS’de veya
toplu görümede taraf olarak hareket eden kiiler bu Yasann uygulanmas bakmndan iveren saylmakta (m. 62/II) ve bunlar sendikaya
üye olsalar bile sözlemenin kapsam dnda
kalmaktadrlar. Bundan baka, grev sonunda
yaplan TS’den, zorunlu olarak çalanlar (m.
39) dnda iyerinde grev srasnda çalm
olanlar, sözlemeye aksine bir hüküm konulmadkça, yararlanamazlar (m. 38/II). Bunlar
TS’in uygulama alan dndadrlar20.
1. Toplu Sözlemesine Taraf çi
Sendikas Üyelerinin Sözlemeden
Yararlanmalar
2822 sayl Yasada, TS’den taraf içi sendikas üyelerinin yararlanacaklar açkça belirtilmitir (m. 9/I). Bu hükmün uygulanmasnda
TS’in kapsam ve düzeyinin herhangi bir önemi
yoktur. TS; iyeri, iyerleri (grup) veya iletme TS eklinde yaplm olabilir. Önemli olan,
yaplm bulunan TS’in kapsamna giren iyerinde çalan içinin taraf sendikaya üye olup
olmaddr. Herhangi bir sözlemenin kapsamna giren bir iyerinde çalan ve sözlemeye
HAZRAN ’09
taraf sendikaya üye olan içiler sözlemeden
yararlanrlar21.
Yasada, TS’e taraf içi sendikas üyelerinin
hangi tarihten itibaren sözlemeden yararlanacaklar konusu da düzenlenmitir. Yasaya göre;
TS’in imzalanmas tarihinde taraf sendikaya
üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf içi
sendikasnca iverene bildirildii tarihten itibaren sözlemeden yararlanrlar (m. 9/II )22.
Kural olarak TS imza tarihinde yürürlüe
girer. Uygulamada Yargtay da “aksine bir hüküm olmadkça”, TS’in imzaland gün yürürlüe gireceini; bu nedenle, “imza tarihinden
önce emekli olan içinin TS’in kdem tazminat ile ilgili hükmünden yararlanamayacan”
kararlatrmtr. Buna karlk, TS’de aksine
bir hüküm bulunmas halinde, “imza tarihi ile
yürürlük tarihi arasndaki dönemde iyerinden
ayrlm bulunan içiler ve mirasçlar yeni TS
hükümlerinden yararlanabileceklerdir.” Ancak,
yeni TS baz haklar azaltm veya tamamen
kaldrm ise, “içi aleyhinde” bile olsa aksi
TS’de kararlatrld için “düzen ilkesi” gerei “yeni yürürlüe giren TS hükümlerine göre
hüküm kurulmas gerekir23.”
a. Yararlanmann Balangc
2822 sayl Yasa, TS’e taraf içi sendikasnn iyerinde çalan üyelerinin, TS’den hangi
tarihten itibaren yararlanacaklar konusunu düzenlemitir. Bu hükme göre; TS’in imzalanmas
tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük
tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar
ise üyeliklerinin taraf içi sendikasnca iverene
bildirildii tarihten itibaren yararlanrlar (m. 9/
II).
aa) Sözlemenin mzas Tarihinde
Üye Olan çiler
TS’in imzalanmas tarihinde taraf sendikaya üye olanlar, TS’in yürürlük tarihinden itibaren TS’den yararlanrlar (TSGLK m. 9/II ).
Uygulamada genellikle sözlemeler geçmie
etkili bir biçimde yürürlüe konulduu için,
imza tarihinde üye olanlar TS’den geriye etkili
olarak yararlanacaklardr. Yürürlük tarihinden
itibaren yararlanmann temel koulu yürürlük
tarihi süresince iyerinde çalyor olmaktr.
SCL
Bu nedenle yürürlük balangc ile imza tarihi
arasnda iyerine girenler, ie giri tarihinden
itibaren TS’den yararlanmaya balayacaklardr.
mza tarihinde sendikaya üye olanlarn yararlanmalar kendiliinden ve Yasadan dolay olmaktadr. çi sendikas bu içileri iverene bildirmese dahi yararlanma gerçeklemektedir24.
Sendika üyesi içinin yararlanma için istekte
bulunmasna gerek yoktur25.
Yasadaki düzenlemeden açkça anlalaca
üzere, TS’in imza tarihinden önce, fakat geriye götürülen yürürlük süresi içerisinde hizmet
akdi sona erenler TS’den yararlanamazlar26.
2822 sayl Yasann 9. maddesinin, düzenledii hususlarda emredici olduunun kabulü gerekir. Taraflar; 9. maddede açkça düzenlenen
yararlanma esaslarnn aksini kararlatramazlar27. Buna karlk imza tarihi ile TS’in yürürlüe girdii tarih arasnda hizmet sözlemeleri
sona eren içiler için, TS taraflarnn bu kiilerin TS’den yararlanabileceklerini öngörebilecekleri ve bu tür TS hükümlerinin geçerli
olduunun kabulü gerekir28. Nitekim bu görü
dorultusunda çok sayda Yargtay karar mevcuttur29.
Yüksek Mahkeme, imza tarihinden önce fakat yürürlük süresi içerisinde hizmet akdi sona
erenlerin TS’den yararlanabileceklerine ilikin
TS hükümlerinin, ayrk (istisnai) bir düzenleme olduundan, dar yorumlanmas gerektiini
belirtmitir30.
Baz yazarlara göre; imza tarihinde üye olanlarn, geçmie etkili olarak yürürlük tarihinden
itibaren yararlanmalar için, üyeliklerinin TS’in
geçmiteki yürürlük süresinde de mevcut olmasnn gerekip gerekmedii konusu m. 9’da
belirtilmemitir. mza tarihinde üye olanlarn
geriye etkili yararlanmalar için yürürlük süresinde de üyeliklerinin gerektiini söylemek m.
9/II’nin açk ifadesiyle badamaz görünüyorsa
da, yararlanmaya ilikin sitemin bütünlüü açsndan bakldnda, farkl bir sonuca varmak
da mümkündür. Konuyu düzenleyen m. 9, birinci fkrasnda, yararlanmaya ilikin temel ilkeyi koymu ve kural olarak yararlanmann üyelie bal olduunu ifade etmitir. Maddenin
ikinci fkras ise bu yararlanmann artlarn deitirmemekte sadece onun balangç tarihleri177
HAZRAN ’09
SCL
ni düzenlemektedir. Bu nedenle ikinci fkrann
yorumunda da birinci fkradaki yararlanmaya
ilikin kuraldan uzaklamamak gerektii ve yararlanma için üyelii esas alan düzenlemenin
sözkonusu durumu da içerdii söylenebilir.
Kald ki, aksine düünce sendikalama açsndan da olumsuz sonuçlar douracak, iyerinde
sendika üyesi olmayan sendikalama bilincinden yoksun çalanlar, sözlemenin imza tarihine kadar sendikadan uzak kalmaya özendirebilecektir31. Baz yazarlara göre; TS’den
yararlanma, sendikaya giriten önce sözkonusu
olamaz32.
Baz yazarlara göre; 2822 sayl Yasa, içinin
TS’in yürürlük tarihinde de, içinin sendika
üyesi olmasn gerekli görmemi, sadece TS’in
imzaland tarihte taraf içi sendikasna üye olmasn yeterli görmütür33.
ab) Sözlemenin mzas Tarihinden
Sonra Üye Olan çiler
TSGLK m. 9/II’de, TS’in imzas tarihinden
sonra sendikaya üye olanlarn ancak üyeliklerinin sendikaca iverene bildirildikleri tarihten
itibaren TS’den yararlanabilmeleri öngörülmütür. Sendikaya üye olan içinin iverene bildirilmesi, yararlanma için yeterlidir. Yararlanmada aslolan üyelik olgusu olduuna göre, TS’in
taraflar, TS’e içinin sendikaya üye olduu
tarihten itibaren -bildirimden de önce- TS’den
yararlanabileceklerine ilikin hüküm koymularsa bu hüküm geçerlidir34. mza tarihinden
sonra üye olan içilerin TS’den yararlanmalarn TS’in yürürlük tarihine kadar geriye götüren
sözleme hükümlerinin ise, yararlanmaya ilikin sistemin bütünlüü içerisinde deerlendirildiinde, geçersiz olmas gerekir35. Yargtay’n
bir kararnda da bu husus isabetli bir ekilde
vurgulanmtr36.
b. Yararlanmann Sona Ermesi
TS’den yararlanma, içi sendikas üyeliinin
herhangi bir nedenle son bulmasyla sona erer.
Bu sona erme sendikadan istifa nedeniyle (SK
m. 25/II) meydana gelmise, istifann notere
bavuruyu izleyen ayn bitiminde gerçekletii
kabul edilecek, içi bu süre zarfnda TS’den
yararlandrlacaktr. Üyelii son bulan fakat iyerinde çalmaya devam eden içiler, TS’den
178
yararlanmak istiyorlarsa, sendikaya dayanma
aidat ödemek zorundadrlar. çi dayanma
aidat ödemeyi kabul etmedii takdirde, artk
kendisine TS’e dayanarak ald ücret, prim ve
ikramiye ve paraya ilikin sosyal yardm farklar ödenmez. Bu durumda kendisi, sözkonusu
TS olmadan alabilecei paraya ilikin haklaryla yetinecektir. Hatta sözkonusu durum TS’in
sona ermesi deil, içinin TS’den yararlanma
hakkn yitirmesi olduundan, TS hükümleri
hizmet akdi hükmü olarak da devam etmeyecektir37.
TS’den yararlanan bir içi iyerinden ayrld takdirde de, üyelii devam etse bile, kukusuz TS’den yararlanmas sona erecektir38.
Ancak bu ayrlma hizmet sözlemesinin sona
ermesi anlamndadr. Yoksa içinin iverene
ball devam ederek, onun geçici olarak iyeri dnda, örnein, iverenin baka bir iyerinde ya da baka iverenin iyerinde görevlendirilmesinde yararlanma devam edecektir.
çinin iletme TS kapsamndaki iyerlerinden
birinden dierine nakli halinde de içi yine yararlanmaya devam edecektir39.
2. Sendikann Muvafakati ile
Sözlemenin Üye Olmayanlara
Uygulanmas
SK’ya göre; içi ve iveren kurulularnn
kendi faaliyetleri ile üyelerine saladklar hak
ve menfaatlerin üyesi olmayanlara uygulanmas, TSGLK hükümleri sakl kalmak kaydyla, kuruluun yazl muvafakatna baldr (m.
36). bu hüküm uyarnca, bir içi sendikasnn
yazl muvafakat ile bütün faaliyetlerinden ve
bu arada yapm olduu TS’den kendisine üye
olmayanlar da yararlanabileceklerdir. Ancak
bugüne kadarki uygulamada içi sendikalarnn üye olmayanlarn TS’den yararlanabilmesi
için yazl bir muvafakat verdii görülmemitir.
Dayanma aidat ödemek suretiyle üye olmayanlarn TS’den yararlanmalarn kabul etmek
istemeyen sendikalarn herhangi bir aidatn
sözkonusu olmad yazl muvafakat yolunu
açarak bu durumdakilerin TS’den yararlanmalarn salamalar kukusuz beklenemezdi40.
SK’nn 36. maddesindeki, 2822 sayl Yasa
HAZRAN ’09
hükümlerinin sakl olduuna ilikin ifadeye,
üye olmayanlarn TS’den dayanma aidat
ödeyerek yararlanmak istemeleri ya da sözlemenin Bakanlar Kurulunca temil edilmesi (m.
11) durumlarnda sendikann yazl muvafakatine gerek olmadn belirtmek için yer verilmitir 41.
3. Yararlanma Koullarnn
Gerçeklememesine Ramen
çinin Toplu Sözlemesinden
Yararlandrlmas
TS’in kapsamndaki iyerinde çalan içilerin TS’den yararlanmalar, ya taraf sendikaya
üye olmalar; ya da üye olmayanlar için taraf
sendikaya dayanma aidat ödemeleri yoluyla
olabilmektedir (TSGLK m. 9). Sözlemeye taraf
sendika üyesi olmayan ya da dayanma aidat
ödemeyen bir içi sendikann yazl muvafakati
olmadkça TS’den yararlandrlamaz. Bu koullarn gerçeklemedii durumda, sendikann
yazl muvafakati olmadkça (SK m. 36), içilerin TS’den yararlandrlmalar mümkün deildir. Aksine düünce, hem içilerin sendikadan
ayrlmalar ve giderek sendikalarn zayflamas
sonucunu douracak ve hem de içi sendikasn dayanma aidatnda yoksun brakacaktr42.
Bu koullarn bulunmamasna karn, iverenin içiyi TS’den yararlandrmas halinde,
taraf içi sendikas iverenden yoksun kald
dayanma aidatnn ödenmesini isteyebilir ve
iverene kar hakk olduu halde alamad
dayanma aidat tutarnda bir tazminat talebinin doaca için iverene kar tazminat davas açabilir43. Ancak bu sonucun kabulü için
TS’den yararlandrma durumunun gerçekleip
gerçeklemediinin belirlenmesi gerekir. Yasalarda “ksmen-tamamen yararlanma” ayrm
yaplmadndan, tespiti gereken nokta üye olmayan içiye TS ile getirilen parasal bir hakkn
salanp salanmaddr. verenin, sözleme
serbestisine dayanarak, hakl nedenler dnda, taraf sendikaya üye olmayan, fakat TS’in
kapsam içinde bulunan bir içiye TS ile salananlarn bazlarn ya da tümünü vermesi,
hele bunlarn üstünde haklar salamas olana
yoktur44. Uygulamada bu durumdakilere TS ile
SCL
getirilen haklarn iverence verilmesini engellemek amacyla TS’e baz kaytlarn konulduu
görülmektedir. Baz sözlemelerde iverenin
taraf sendikaya üye olmayan kapsam içindeki içileri yararlanma koullar gerçeklemeden
TS’den yararlandrmas halinde iverenin bu
menfaatleri bütün sendikal içilere ek olarak
uygulayacana ilikin hükümlere rastlanmaktadr. Yargtay, bu hükümleri geçerli saymakla
birlikte, sendikaszlara salanan menfaatlerin
sözleme ile öngörülen haklardan az olmas
halinde iverenin sorumluluundan söz edilemeyecei sonucuna varmaktadr45. TS ile
salanan haklarn altnda kalan alanda, snra çok yakn olup hakkn kötüye kullanlmas
olarak nitelenebilecek haller dnda, sözleme
serbestisinin varl kabul edilmelidir46. Yine
TS’den yararlanma saylmakszn, sözleme ile
salanan haklara eit ve hatta bunlarn üstünde
hak ve menfaatlerin salanabilecei durumlar
da vardr. veren içilere çalkanlk, beceriklilik, kabiliyet, liyakat gibi sübjektif nedenlerle
ve örenim durumu, kdem, ya gibi objektif
nedenlerle TS ile bal olmakszn farkl hak
ve menfaatler salayabilir47.
Farkl yeteneklere ve durumlara sahip içiler arasnda, özellikle üst kademelere yükseltilme (terfi ettirilme) nedeniyle, ücret, prim gibi
ödemelerde ayrm yaplabilir. Bunlardan her
birinin tutar, içinin yeteneine ve durumuna
göre, TS ile salananlara çok yakn, onlarla
eit veya onlarn üstünde olabilir. Sübjektif niteliklerin çou çalma süresi içinde deiiklik
gösterebileceinden, buna uygun olarak, TS’in
yaplmasndan önce veya sonra içiye baz yararlar salanabilir48.
V. TOPLU SÖZLEMESNE
TARAF Ç SENDKASINA ÜYE
OLMAYANLARIN DAYANIMA
ADATI ÖDEYEREK TOPLU SÖZLEMESNDEN
YARARLANABLME KOULLARI
Bir TS’in kiiler açsndan uygulanma alanna iverenin sözlemeye taraf içi sendikas
üyesi olan içileri ile baz yasal koullarla sözleme kapsamna sokulan dier içileri gi179
HAZRAN ’09
SCL
rer49.
2822 sayl Yasada da, TS’e taraf sendikaya
üye olmayan içilerin dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmalarna ilikin hükme yer
verilmitir. Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanmada taraf içi sendikasnn
muvafakatnn aranmayaca hususu Yasada
açkça belirtilmitir (m. 9/III)50.
TS’den yararlanabilmek için dayanma aidat ödemek zorunda olanlarn kapsam yeni
düzenleme ile geniletilmitir. 2822 sayl Yasada; sözlemenin imzalanmas srasnda taraf
sendikaya üye olan ve daha sonra üyelii sona
eren içilerin sözlemeden yararlanmalar, sözlemenin imzas tarihinde üye olmayanlar ya
da sonradan ie girmi olanlarla birlikte, dayanma aidat ödemeleri kouluna balanmtr
(m. 9/III)51.
TSGLK’nn öngördüü imkân (m. 9) kullanmak yani üyesi olmad bir sendikaca yaplm olup çallan iyerini kapsayan TS’den
yararlanabilmek için gerekli olan temel koul
“dayanma aidat ödemek”tir. Bununla beraber, miktar yasada belirtilmi olan dayanma
aidatn ödeyen ya da ödemeyi taahhüt eden
herkesin diledii zaman bu yasal imkân kullanabilmesi mümkün deildir. Zira sözkonusu
imkân, geçerli olarak akdedilmi ve uygulamaya konulmu bir TS’in uyguland iyerinde
çalan ve belirli sfat tayan kimselere yine
belirli dönem için tannm bulunmaktadr. Uygulanmakta olan TS’den o iyerinde çalp da
taraf içi sendikasnn üyesi olmayan içilerin
belirli bir miktar aidat, dayanma aidat ödemeleri karlnda TS’den yararlanabileceklerini öngören yasann düzenlenme biçimi, yararlanmak isteyen kiinin bu yolda bir talebinin
bulunmasn da gerekli klmaktadr. Çünkü, yasadaki bu yönteme bavurmak içiye tannm
ve onun isteine braklmtr: çi dilerse bu
imkân kullanr52.
Böylece dayanma aidat yoluyla TS’den
yararlanabilmek için:
• Geçerli olarak akdedilip uygulamaya konulmu ve halen uygulanmakta olan bir TS’in
bulunmas,
• Yararlanmak isteyen kiinin bu sözlemenin uyguland iyerinde çalan ve taraf kuru180
lua (sendikaya) üye olmayan bir içi olmas,
• çinin bu yolda bir talepte bulunmas ve,
• Belirli bir miktar aidat ödemesi ya da ödemeyi taahhüt etmesi gerekli bulunmaktadr.
A. Geçerli Bir Toplu Sözlemesinin
Bulunmas
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanabilmek için her eyden önce, geçerli
olarak akdedilerek yürürlüe konulmu ve halen uygulanmakta olan bir TS’in mevcut olmas gereklidir.
TS’in uygulanabilmesi onun geçerli olarak
yaplm bulunmasna baldr. Yasada belirtilen içerik ve prosedüre uyulmadan yaplan, hukuken geçerli olmayan bir TS’in uygulanmas
mümkün bulunmadndan, böyle bir sözlemeden dayanma aidat ödeyerek yararlanmak
da sözkonusu olamayacaktr. Uygulanmas son
bulmu, yürürlükten kalkm bir TS’den dayanma aidat karlnda yararlanabilmek de
kabil olamayaca gibi, henüz yürürlüe konulmam ya da yürürlüü geriye götürülerek
uygulamaya konulmu TS’den de geçmii kapsar ekilde dayanma aidat ödemek suretiyle
yararlanmak imkân olmamak gerekir. Zira konuyu düzenleyen hükümde (TSGLK m. 9), yasadaki esas ve usule uyularak yaplm geçerli
ve halen uygulanmakta olan bir TS esas alnmtr. Ayrca müessesenin bünyesi de henüz
akdedilmemi ve yürürlüe konulmam veya
yürürlüü son bulmu bir TS’den yararlanmay
engelleyici niteliktedir53.
B. Yararlanmak steyen Kiinin
Bu Sözlemenin Uyguland
yerinde Çalan ve Taraf çi
Sendikasna Üye Bulunmayan
Bir çi Olmas
1. Taraf Sendikann Üyesi Olmayan
Bir çi Olmak
Bir kimsenin dayanma aidat ödeyerek
TS’den yararlanabilmesi için gerçeklemesi
gerekli dier bir koul da, o kimsenin sözkonusu TS’in kapsamndaki iyerinde çalan ve
HAZRAN ’09
sözlemenin taraf sendika üyesi olmayan bir
içi olmasdr. TS’in kapsamna giren iyerinde
çalan fakat içi sfatn tamayan kimselerin,
örnein memurlarn ya da çraklarn dayanma
aidat ödeyerek bu sözlemeden yararlanmalar
mümkün deildir54.
Sözleme kapsamndaki iyerinde çalmayan, örnein, iverenin baka iyerinde çalan
içiler için dayanma aidat ödeyerek TS’den
yararlanmas sözkonusu olmad gibi iyerinde
çalan baka iverenlerin, örnein alt iverenlerin içileri için de dayanma aidat ödeyerek
sözlemeden yararlanma sözkonusu deildir55.
a. TSGLK Bakmndan çi Kavram
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanabilecek içiler TSGLK anlamnda içi
saylanlardr. 2822 sayl TSGLK kimlerin içi
saylacan açklamamaktadr. Sendikalar Yasas ve Yasas ise kimlerin içi saylacan
kendi bünyeleri içinde belirlemi bulunmaktadrlar.
yerinde çalan ve dayanma aidat yoluyla
TS’den yararlanacak olan kiinin içi statüsünde bir kii olmas gerekir. çi statüsünde çalmayan örnein 2821 sayl Yasa m. 2/IV uyarnca iveren vekili durumunda olanlar ya da
2822 sayl Yasa m. 62/II uyarnca iveren vekili durumunda olup da temsilci sfatyla TS’de
veya toplu görümede taraf olarak hareket ettii
için iveren saylanlar, dayanma aidat yoluyla
TS’den yararlanamazlar56.
TS; hizmet (i) sözlemesinin yaplmas,
muhtevas ve sona ermesine ilikin hükümleri ihtiva eden bir sözleme olduuna göre
(TSGLK m. 2), Yasas’nn ve SY’nin içi tanmlarnn TSGLK bakmndan da gözönüne
alnmas gerekir57.
Dier yasalardaki içi tanmnn gözönüne
alnmas gerei, o yasalarn kapsamna girmeyen içilerin TS’den dayanma aidat ödeyerek yararlanmalarn engellemez. Hangi yasann kapsamna girerse girsin i sözlemesiyle
çalan herkes TSGLK açsndan içi saylr. Bu
itibarla TS’den yararlanmak isteyen kimselerin i sözlemesine göre çalmalar gerekli ve
yeterlidir. çinin u veya bu yasa kapsamna
giren bir ite çalmas, çalmay meslek edinmi olup olmamas özel veya kamu sektöründe
SCL
çalmas önemli olmayan hususlardr. Önemli
olan i sözlemesine göre çalan bir kimse olmaktr58.
yerinde i sözlemesiyle çalan fakat ayn
zamanda Yasas bakmndan “iveren vekili” olan içilerin, bu konuda iyerindeki dier
içilerden hiç bir farklar yoktur. Fakat iveren
vekili sfatn tayan içilerden temsilci sfatyla
taraf olarak hareket etmi olanlarn 2822 sayl
Yasa bakmndan iveren saylacaklar; ayn ekilde 2821 sayl Yasa anlamndaki iveren vekillerinin de iveren olarak kabul edilecekleri
gözden uzak tutulmamaldr59. Böylece, imza
tarihinde “sendika üyesi olduklar halde” Yasann TS’den yararlanmasn men ettii içiler
de vardr: yerinde “iveren vekili” konumunda olup da TS’de görümelerinde “temsilci”
veya “taraf’”olarak hareket eden kimseler, “içi
sendikas üyesi” olsalar bile “iveren” sayldklarndan TS’in “kapsam dnda” kalacaklardr
(TSGLK m. 62/II). Böylece, yasa gerei TS’in
“kapsam dna” çkarlan bu kiiler, “sendika
üyesi” olsalar ve taraflarca kapsam içine alnmak isteseler bile TS’den yararlanamayacaklardr. Bunlar iverenle yaptklar bireysel i
sözlemeleriyle çalacaklardr60.
hukukunda i sözlemesiyle çalan ve
iveren vekili sfat da tamad için içi olduunda kuku duyulmayan baz kiiler, SK’da
(m. 21) ya da özel yasalarnda öngörülen yasak nedeniyle sendikalara üye olamamakta ve
dolaysyla da TS’den yararlanamamaktadrlar.
Bu gibilerin çaltklar iyerinde bir TS varsa,
dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanabileceklerinin kabulü gerekir61. yerinde çalan
ve Yasas kapsam dnda olanlar ( K. m.
5) da dayanma aidat yoluyla iyerinde uygulanan TS’den yararlanabilirler62.
b. Dayanma Aidat Yoluyla
Toplu Sözlemesinden
Yararlanabilecek çiler
2822 sayl TSGLK, dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanacak içileri tasrih etmi: “toplu i sözlemesinin imzas srasnda taraf içi sendikasna üye bulunmayanlar”n,
iyerine “imza sonras girip taraf sendikaya üye
olmayanlar”n, “toplu i sözlemesinin imzas
tarihinde taraf sendika üyesi olup herhangi bir
181
HAZRAN ’09
SCL
ekilde üyelii sona erenler”in (çkan ya da çkarlanlarn) bu yöntemle TS’den yararlanabileceklerini (m. 9) düzenlemitir.
Dayanma aidat yoluyla TS’den yararlanma, sendika üyesi olmayan içiler için getirilmitir. Taraf sendikaya üye olmayan içinin,
baka bir sendikaya üye olup olmamasnn dayanma aidat yoluyla yararlanmada bir önemi
yoktur63.
Bu maddede saylanlarn snrlayc olduu söylenebilirse bu takdirde TS’in kapsad iyerinde çalp baka bir sendikann üyesi bulunan içilerin dayanma aidat ödemek
suretiyle TS’den yararlanabilmek imkânlarnn
bulunmad savunulabilecektir. Ancak sözkonusu hükmün amac gözönüne alnrsa yasa
koyucunun snrlayc bir düzenleme yapmad sonucuna kolaylkla varlabilecektir. Bu itibarla TSGLK m. 9’un TS’in kapsad iyerinde ya da iyerlerinde çalmakta olan fakat taraf
içi sendikasnn üyesi olmayan içileri de içine
ald kabul edilmelidir64. Bu çerçevede içinin
önce taraf sendika üyesi olmas ve sonradan
ayrlmasyla sözkonusu sendikaya hiç üye olmam bulunmas65 yahut halen baka bir sendikann üyesi olmas arasnda fark yoktur. “Taraf kurulua üye olmayan içiler” deyimiyle hiç
bir içi kuruluuna üye bulunmayan içiler girdii gibi, baka bir içi kuruluunun üyesi olan
içiler de girerler. Bu sonuncularn daha önce
taraf sendikann üyeleri olmalar da durumda
bir deiiklii gerektirmez. O halde, taraf içi
sendikasndan baka bir içi sendikasnn üyesi
olan içiler gibi, hiç bir içi sendikasna kaytl
bulunmayan (sendikasz) içiler de dayanma
aidat ödemek suretiyle çaltklar iyerinde
uygulanan TS’den yararlanabilirler. Öyleyse
bu yöntemle TS’den yararlanabilecek içileri
u ekilde gruplandrmak mümkündür66:
• Sözlemenin imzas srasnda taraf sendika
üyesi bulunmayan içiler: TS’in imzas tarihinde taraf sendikann üyesi olmayanlar dayanma aidat ödeyerek bu sözlemeden yararlanabileceklerdir. Bunlarn baka bir sendikaya üye
olmalar önemli olmad gibi, daha önce taraf
sendikaya üye bulunmalar da önemli deildir.
Yani önce taraf sendikaya üye olup imzadan
önce üyelikleri sona ermi olsa, onlarn eski182
den taraf sendikann üyeleri olmalar bir farkllk yaratmayacaktr.
• TS’in imzasndan sonra iyerine girip de
taraf sendikaya üye bulunmayan içiler: Birinci
grup içiler için söylenenler bunlar için de aynen geçerlidir.
• Taraf sendikaya üye olan ancak daha sonra üyelikten çkan ya da çkarlan içiler: Bu
durumdaki içilerin imza srasnda ya da daha
sonraki bir tarihte üye olmalarnn herhangi
olumsuz bir etkisi sözkonusu olamaz67. Taraf
kurulua TS’in uygulanmas srasnda üye olan
içilerin -ki bunlar imza srasnda taraf kuruluun üyesi bulunanlarla ayn konumdadrlarüyesi bulunduklar taraf sendikadan çkmalar
ya da çkarlmalar halinde TS’den üye olarak
yararlanmalar da sona ereceinden, bu içiler
de TSGLK’nn 9’uncu maddesi anlamnda “taraf sendika üyesi olmayan içiler”e dahil olurlar
ve TS’den ancak dayanma aidat ödemeleri
kouluyla yararlanabilirler.
Böylece imza srasnda taraf sendika üyesi
bulunan içiler gibi, daha sonra taraf sendikaya
üye olmu içiler de sendikadan çkmalar ya
da çkarlmalar halinde TS’den dayanma aidat ödeyerek sözlemeyle ballklarn devam
ettirebilirler68.
Gerek çkma gerekse çkarlma halinde bu
ilemin kesinlemesi anndan sonra üyelik sona
ereceinden, üyelik ilikisinin devam ettii sürece içinin durumunda herhangi bir deiiklik olmayacak, bu süre zarfnda da içi sendika
üyesi olmas dolaysyla TS’den yararlanmaya
devam edecektir. TS’in uygulanmas srasnda
taraf sendika ile birleen ya da buna katlan bir
sendikann üyeleri içiler de, baka bir ileme
gerek olmakszn, dahil olunan taraf sendikann
üyesi saylacaklarndan, bunlarn da dayanma
aidat ödemeleri sözkonusu olmayacaktr69.
c. Dayanma Aidat Ödemek Suretiyle
Toplu Sözlemesinden
Yararlanmalar Mümkün Olmayan
çiler
Dayanma aidat karlnda TS’den yararlanabilmek hakk TSGLK anlamnda içi olup,
taraf sendika üyesi olmayan “içi”lere tanm
bulunmakla beraber sözleme kapsamnda
bulunan iyeri ya da iyerlerinde çalan baz
HAZRAN ’09
içilerin bu haktan yoksun bulunduklarn da
belirtmek gerekir.
TS’in uyguland iyeri ya da iyerlerinde
çalan baz içiler TSGLK’nn 9. maddesindeki koullar haiz olsalar bile TS’den yararlanamayacaklardr. Yasaya uygun olarak yaplan bir
grev sonucunda akdedilmi bir TS’den sözkonusu grevin uygulanmas srasnda greve katlmayp iyerinde çalmaya devam eden içiler
gibi; TS’in kapsam dnda braklm olan içiler de bu yöntemle TS’den yararlanamazlar70.
ca) Kanunen Mecbur Olmad Halde Greve
Katlmayp yerinde Çalan çiler
Kapsam d braklan içilerin durumunun
aksine, kanunen mecbur olmadklar halde grev
srasnda iyerinde çalmaya devam eden içilerin, grev sonucunda yaplan TS’den yararlanamayacaklar yasa buyruudur. Yasal bir grev
sonucunda batlanm bir TS’den, greve katlmayarak iyerinde çalmalarn sürdüren içilerin kural olarak yararlanamayacaklar yasada
açkça düzenlenmi; ancak TS’de bunun aksinin kararlatrlabileceine de (TSGLK m. 38)
iaret edilmitir. Grev srasnda iyerinde çalmalar zorunlu bulunan içilerin de bu hükümden ayrk tutulmas yine yasada belirtilmitir.
Bu hüküm sadece TS’i batlayan sendikann üyesi olanlar deil, o iyerindeki dier
içileri de kapsamaktadr. Baka bir söyleyile
TSGLK m. 38 hükmü, TS’i grev sonucu batlayan isçi sendikasnn üyesi olup da greve
katlmayan “çalmaya devam edenler” içiler
hakknda uygulanaca gibi, taraf sendikaya
üye olmayp grev srasnda iyerinde çalan dier içilere de uygulanacaktr71. Grev srasnda
Yasa gerei zorunlu çalanlar dnda çalm
olanlarn sözlemeden yararlanamamas sendikaya üye olanlar kadar, üye olmayanlar için de
sözkonusudur. Bu gibiler taraf sendikaya üye
iseler, sözlemeden üye sfatyla yararlanma
hakkn yitirmekte, üye deilseler dayanma
aidat yoluyla yararlanma hakkn yitirmektedirler72.
yerinde uygulanan yasal bir grev sonucunda yaplan TS’de, bu TS’in greve katlmayan
içilere de uygulanacann kararlatrlm olmas halinde, taraf sendikann üyesi olmayan
içilerin dayanma aidat ödeyerek TS’den
SCL
yararlanmalarna bir engel bulunmamaktadr73.
Ayn ekilde, hiçbir surette üretim veya sata
yönelik olmamak kaydyla, nitelii bakmndan
sürekli olmasnda teknik zorunluluk bulunan
ilerde faaliyetin devamlln, iyeri güvenliini, makine ve demirba eyasnn, gereçlerinin,
hammadde, yar mamul ve mamul maddelerin
bozulmamasn, hayvan ve bitkilerin korunmasn salamak amacyla çalmas zorunlu olan
(TSGLK m. 39/I) içilerin de TSGLK m. 38
hükmü dnda kaldklar muhakkaktr.
Bu durumlar bir yana braklrsa TS yaplmadan önce grev uygulanan iyerinde baka bir sebeple çalmayan içilerin TSGLK
m. 38’in öngördüü yasaa muhatap olmalar sözkonusu olmayacaktr. Yasal düzenleme
grev srasnda iyerinde çalm olanlarla ilgilidir. Bu nedenle grev srasnda iyerinde
çalmayanlarn bu çalmamasnn gerçekten
greve itirakten olmas ya da bir baka nedene dayanmasnn yararlanma açsndan bir
önemi yoktur. Örnein hasta olduu için ya
da iverenin lokavt uygulamas dolaysyla iyerinde çalmayan içiler, grev srasnda iyerinde çalmadklar için, bunlardan taraf
sendikaya üye olmayanlar dayanma aidat
ödeyerek TS’den yararlanabileceklerdir. Yasa,
uygulanan greve katlmayp iyerinde çalan
içilerin sözkonusu sözlemeden yararlanamayacaklarn öngörmektedir74. yerinde grev
srasnda çalmam olmak kaydyla greve önceden katlmayacan açklam olan içilerin
de TS’den yararlanmalarna bir engel bulunmamaktadr75.
TS’in taraflar, grev srasnda çalanlarn
TS’den yararlanamayacaklarna ilikin Yasa
hükmünün aksini TS ile kararlatrlabilirler.
Bu husus maddedeki “aksine hüküm bulunmadkça” sözlerinden anlalmaktadr. Ancak,
böyle bir anlamada, grev srasnda iyerinde
çalanlarn sendika üyesi olup olmadklarna
göre bir ayrm yaplamaz. Yasa hükmünün
aksi kararlatrlmsa, bu grev srasnda iyerinde çalan sendika üyesi olsun olmasn tüm
içileri kapsayacak ekilde olacaktr76.
cb) Toplu Sözlemesinin Kapsam
Dnda Braklan çiler
Dayanma aidat ödemeleri yoluyla TS’den
183
HAZRAN ’09
SCL
yararlanmalar mümkün olmayan dier bir içi
grubu ise yasada öngörülmeyen fakat uygulamada bavurulan kapsam d brakma yöntemi
dolaysyla ortaya çkabilecektir. Baz içilerin
TS’in kapsam dnda tutulmu olmalar, bunlarn bir dayanma aidat ödeyerek TS hükümlerinden yararlanmalar imkânn da ortadan kaldrmaktadr77.
Uygulamada, ister taraf içi sendikasnn
üyesi olsun isterse olmasn baz görevlerde
özellikle üst düzeyde çalan ve iverene yaknlklar dolaysyla TS’deki haklarn ötesinde
kendilerine haklar salanan baz içiler taraflarca açk bir TS hükmüyle sözlemenin kapsam
dnda tutulmakta ve bu yolla da sözkonusu
kiilerin TS’den sendika üyelii ya da dayanma aidat yoluyla yararlanmalar mümkün
olmamaktadr78.
yerinde çalan ve konumlar itibariyle iverene yakn olan baz içiler toplu sözlemeyle kapsam d braklmaktadr. Bu grupta yer
alan kiilerin parasal haklar çou kez TS’de
öngörülen miktarlardan aa olmamaktadr.
Bu gibi kiilere iverence salanan haklar genelde asgari TS’le salanan haklar kadar ve
bazen de bunun ötesinde olmakta ve sözkonusu uygulama nedeniyle ad geçen kiilerin bir
maduriyeti de sözkonusu olmamaktadr. Ancak, kapsam d braklanlara salanan haklar,
bir TS’den yararlanma olmayp, ferdi i ilikisi
içerisinde taraflarn yapt bir anlamaya dayandndan, sözkonusu kiilerden bir dayanma aidat kesilmesi de söz konusu olmamak
gerekir79.
2. Toplu Sözlemesinin Uyguland
yerinde Çalmak
çilerin TS’in uyguland iyerinde çalmalar da, dayanma aidat yoluyla TS’den
yararlanabilmeleri için gereklidir. Çalan kimsenin çalmasn i sözlemesine dayandrmas
yannda, bu sfatla TS’in kapsad bir iyerinde çalyor olmas da lazmdr. Zira, bir i sözlemesine dayanarak çalan içilerden sadece
TS’in uyguland iyeri ya da iyerlerinde çalan, “taraf kurulua üye olmayan içiler” dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanabilirler80.
184
Bu itibarla, örnein TS’in kapsad iyerinin dahil bulunduu ikoluna giren fakat ayr
bir iyerinde çalan içilerin TS’den dayanma aidat ödeyerek yararlanabilmeleri mümkün
deildir. Ayn ekilde, TS’in kapsad iyerinde çalmayp, sözlemeye taraf olan iverenin
baka bir iyerinde çalan içilerin de dayanma aidat yoluyla bu TS’den yararlanmalar
sözkonusu olmayacaktr81.
C. çinin Sözlemeden Yararlanmak
steinde Bulunmas (Talep art)
1. Talebin Gereklilii
Üyesi bulunmad içi sendikasnn taraf
olduu TS’in uyguland iyerlerinde çalan
içinin dayanma aidat ödemek yoluyla bu
TS’den yararlanabilmesi isteine baldr. çiden böyle bir talep gelmedikçe taraflarn ya
da taraflardan birinin bu yoldaki davran -içi
kabul etmedikçe- içiyi balamaz ve herhangi
bir hukuki sonuç da dourmaz82.
Dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanma; iyerinde çalan ve sendika üyesi
olmayan içinin, bu konuda bir talebinin bulunmas halinde sözkonusu olacaktr. Talepte
bulunup bulunmama içiye tannm bir hak
olduuna göre, iverenin kendiliinden içiden dayanma aidat kesmesi ve içiyi TS’den
yararlandrmas sözkonusu olamaz. Hatta iveren ile sözlemeye taraf içi sendikasnn TS’e
bu yolda bir hüküm koymalar, ya da TS d
anlam olmalar içiyi balamaz. veren
TS’in dayanma aidat yoluyla uygulanmasn talep etmeyen ya da hiç deilse kabul
etmeyen içiden dayanma aidat kesemez.
Dayanma aidat yoluyla içinin yararland
bir TS’in sona ermesini takiben yaplan yeni
TS’den yararlanma için de, içinin yeniden
talepte bulunmas gerekir. Çünkü sona eren
TS’e ilikin talep, sona eren TS’le hükmünü
tamamlamakta ve yeni TS için yeni bir talep
gerekmektedir83.
verenin içinin talebi olmadan onu TS’in
sadece sendika üyeleri için uygulanabilecek
hükümlerinden yararlandrmak için dayanma
aidat kesmesi mümkün deildir. TS taraflarnn önceden ya da sonradan anlamak sure-
HAZRAN ’09
tiyle taraf içi sendikasnn üyesi bulunmayan
içileri bu yolla sözlemeden yararlandrmalar
da mümkün olmamak gerekir. Örnein; TS’de,
sözlemenin tüm hükümlerinin sendika üyesi
olmayanlara da, kendiliinden uygulanaca ve
dayanma aidat kesileceini öngören bir hüküm içileri balamaz84.
Yürürlüü sona ermi, yürürlükten kalkm
bir TS’den daha önce dayanma aidat ödeyerek yararlanm olan içinin, daha sonra bu
iyerinde yeniden yaplp yürürlüe konulan
TS’den bir talepte bulunmadan yararlanmas
da mümkün deildir. Zira TS’in sona ermesiyle
dayanma aidat ödemek suretiyle bu sözlemeden yararlanma imkân da sona ereceinden önceki talebin ve uygulamann bir hükmü
kalmayacaktr; “eski TS’e ilikin talep sadece
o sözlemeye” inhisar edecektir85. Bu itibarla
yeni yaplan ve yürürlüe konulan TS’den içinin yararlanabilmesi dier koullarla birlikte,
yararlanma isteinin yaplmasyla gerçekleebilecektir86.
Yasada, dayanma aidat ödemek suretiyle
TS’den yararlanmann talep tarihinden itibaren
geçerli olaca hükmüne yer verilmitir (m. 9/
III, son)87.
2. Talebin ekli ve Muhatab
TSGLK’daki düzenleme biçiminden ne taraf
içi sendikasnn muvafakatna ne de iverenin
rzasna ihtiyaç bulunmadn; dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanmak isteyen içinin bu yoldaki iradesini açklamasnn
gerekli ve yeterli olacan tereddütsüz söylemek mümkündür. Fakat bu iradenin belirli bir
ekilde açklanmasnn gerekip gerekmedii
konusunda yasada herhangi bir açklk bulunmad gibi; istein (talebin) kime yöneltilecei, yararlanma talebinin içi sendikasna m
yoksa iverene mi ya da her ikisine birden mi
yaplaca konusu da açk deildir88.
Taraflar bu konuda TS’de bir düzenleme
yapmlarsa, yasaya aykr olmad takdirde
TS hükümleri öncelikle uygulanacandan bu
konuda bir sorun çkmayacaktr. Fakat konu
taraflarca düzenlenmemise veya yasaya aykr
bir düzenleme sözkonusu ise o zaman sorun
arln hissettirecektir89.
SCL
a. Talebin ekli
Genel kurala uygun olarak, yasada zorunlu
tutulmad için, dayanma aidat ödemek yoluyla yararlanma isteinin herhangi bir ekilde
yaplabileceini söyleyebilmek imkân vardr.
Yani TS’den yararlanma talebinin herhalde yazl olarak yaplmas art deildir. Hatta TS’de
“yazl olarak bildirme” gerekli klnm olsa
bile böyle bir artn hukuken deeri yoktur90.
Yargtay’a göre; içi tarafndan yaplan talebi içeren belgenin iverene ulatrldnn ispat içiye dümektedir91. Bu konuda sendika
üyeliindeki gibi imza tarihine göre bir ayrm
(m. 9/II) ve imza tarihinde üye olanlarn yürürlük balangcndan itibaren TS’den yararlanabilmelerine ilikin hüküm paralelinde bir
düzenleme yaplmamtr. Böylece, dayanma
aidat ödeyerek TS’den yararlanmak isteyenlerin geçmiteki haklardan yararlanmalar engellenmitir. Bu düzenleme isabetli deildir92.
Dayanma aidat talebinin yaplmasnda
Yasa bir ekil art öngörmemitir. Dayanma
aidat ödeyerek TS’den yararlanmak isteyen
içinin bu yoldaki talebi herhangi bir ekilde, sözlü ya da yazl olarak yaplabilecektir93.
Hatta baz yazarlar, iverenin dayanma aidat
kesmesine muvafakat etmenin de talep anlamna geleceini kaydetmektedir94. Ancak talebin
varl ve tarihi açsndan uyumazlklara neden
olmamas düüncesiyle, talebin yazl yaplmasnda yarar bulunduunda kuku yoktur95. Baz
yazarlara göre; bavuru herhangi bir ekle bal deildir. Fakat ispat kolayl salayaca için
yazl, hatta Noter kanalyla bavuru önerilir96.
b. Talebin Muhatab
Taraf içi sendikasnn üyesi olmayp TS’in
kapsamndaki bir iyerinde çalan ve sözleme yanlarnca kapsam dnda braklmam ya
da 2822 sayl Yasann 38. maddesi gereince
TS’den yararlanamayacak durumda olmayan
bir içi tek tarafl bir ilemle, bu yoldaki talebiyle TS’den yararlandrlmasn salayabilecektir. çinin bu yoldaki beyannn hukuki sonuç dourmas kural olarak, onun yöneltilmi
olmasna baldr. Zira yöneltilmeyen böyle
bir istein ilke olarak hiçbir fiili ya da hukuki
in’ikas olmayacaktr97.
185
HAZRAN ’09
SCL
Genelde yöneltilmesinin zorunlu olduunu belirttiimiz bu talebin kime ya da kimlere yöneltilecei konusunda gerek eski gerekse
yürürlükteki TSGLK’da herhangi bir açklk
bulunmamaktadr. 275 sayl Yasa döneminde
baz yazarlar, “yazl ekilde yaplmas yararl
olacak olan bu irade açklamasnn taraf içi ve
iveren teekkülüne yöneltilmi olmasn iaret
etmektedir98.
Baz yazarlara göre; dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmak hakk sözleme taraflarnn muvafakatine ihtiyaç göstermeyen,
içinin isteine bal ve belirli bir miktar aidat
ödemek artna balandna göre, genelde bu
yoldaki talebin taraflardan birine yaplmas yeterli saylabilir99.
Talebin sözlemeye taraf içi sendikasna
m, yoksa iverene mi yöneltilecei konusunda Yasada bir açklk yoksa da, konuya ilikin
yasal sistemin bütünlüü içerisinde talebin iverene yaplmasnn gerekli ve yeterli olduu
söylenebilir. Zira 2822 sayl Yasa; dayanma
aidat yoluyla içinin TS’den yararlanmasnda,
taraf içi sendikasnn muvafakatnn gerekmediini açkça ifade etmitir (TSGLK m. 9/III).
Dolaysyla konunun bu açdan içi sendikasn
ilgilendiren bir yönü kalmamtr. Dayanma
aidat talebinde bulunan içilerin bu aidatlarn
ücretlerinden kesip sendikaya göndermek iverenin yasal yükümlülüü olarak düzenlenmitir (SK m. 61/I). Yargtay da baz kararlarnda
dayanma aidat yoluyla TS’den yararlanma
talebinin iverene yaplmas gerektiini belirtmitir. Konuya ilikin uygulama da bu yolda
yürütülmektedir100. verene bu talebin yapldnn ispat yükü içinin üzerindedir101.
D. çinin Dayanma Aidat Ödemesi
ya da Ödemeyi Taahhüt Etmesi
1. Genel Olarak
çinin, çalt iyerinde uygulanan ve üyesi bulunmad içi sendikasnn taraf olduu
TS’den yararlanabilmesi için, bu yoldaki bavurusu (talebi) yannda belirli bir miktarda aidat yani dayanma aidat ödemesi de gerekli
bulunmaktadr. Müesseseye rengini veren dayanma aidatnn genelde fiilen tediyesi gerek186
li olmayp, içi tarafndan ödeneceinin taahhüt edilmesi de yeterli olabilir102. Dayanma
aidatnn hemen ödenmesi gerekli olmamas
taahhüt edilmesinin de yeterli saylmas müessesenin bünyesine olduu kadar, yararlanlmak
istenen TS’in i sözlemelerini dorudan doruya etkilemesi esasna ve ayn ekilde i ilikisinin karlkl ve devaml olmas özelliklerine
de kukusuz uygun dümektedir103.
Dayanma aidat yoluyla TS’den yararlanmak için içinin bu yolda bir talebinin bulunmasnn yetmeyecei ayrca dayanma aidatn taraf içi sendikasna ödemesinin gerektii
söylenebilir. Esasen konuya ilikin TSGLK m.
9/III yararlanabilmeyi, dayanma aidatnn
“ödenmesine” balamtr. Ancak dayanma
aidatnn sendikaya ödenmesine ilikin yasal
sistem herhangi bir para borcunun bizzat ve
fiilen borçlusu tarafndan ifa edilmesi eklinde düzenlenmemi, aksine, sözkonusu aidatn
ödenmesi içiye her ay ücretini ödeyen iveren
için; bu ücretten dayanma aidatn kesip taraf
sendikaya gönderme eklinde bir yasal yükümlülük olarak öngörülmütür (SK m. 61/I)104. Bu
nedenle Yargtay hakl olarak, dayanma aidatnn ücretten kesilmesi iverenin yükümlülüü altnda bulunduundan, dayanma aidat
yoluyla TS’den yararlanmak için iverene bavurulmasnn yeterli olduu, aidatn sendikaya
gönderilmemi olmasnn sonucu etkilemeyeceine karar vermitir105.
2. Dayanma Aidat ve Miktar
Dayanma aidatnn miktar, “sendika özgürlüü” ile “güçlü sendikaclk” arasnda hassas
bir denge oluturur. Çünkü dayanma aidatnn miktar yüksek olduu takdirde, TS dnda kalan içilerin bu TS’den yararlanabilme
yolunun kapatlm olmasndan baka, aidatn
yükseklii sendikasz içileri sendikaya girmeye
zorlayacandan, “sendikaya üye olmama” ya
da “sendika dnda kalabilme” olarak somutlaan, olumsuz sendika özgürlüüne de aykr
düecektir. Aidatn düüklüü ise taraf sendikann üyelerini yitirmesi gibi bir sonuç douracaktr106. Dayanma aidatnn üyelik aidatna
göre bir miktar düük olmas, sendikalarn TS
dndaki tüm faaliyetlerinden (SK m. 32, 33)
HAZRAN ’09
de yararlanan ve onlara itirak eden üyeler
ile, üye olmad için sadece TS’den yararlanan dayanma aidat ödeyen içiler arasndaki
farkl konumun da bir gereidir107.
Dayanma aidat taraf içi sendikasnn üyesi olmayan içilerin, sözü edilen sendikann akdetmi bulunduu TS’den yararlanabilmelerine
karlk tekil eden bir aidat türüdür. Bu itibarla
üyelik aidatndan nitelii bakmndan farkl olduu gibi miktar ve belirlenmesi bakmndan
da farkl yönlere sahip bulunmaktadr108.
TSGLK dayanma aidatnn miktar “üyelik
aidatnn üçte ikisidir” (m. 9/IV) eklinde bir
hüküm sevketmi, bu konuda bakaca bir düzenleme yapmamtr109.
Öretide Yasann dayanma aidatnn miktarn belirleyen “üyelik aidatnn üçte ikisi”
eklindeki ifadesinin, “ayn kategori ve vasftaki içilerin ödedikleri sendika üyelik aidatnn
üçte ikisi” eklinde anlalmas gerektii ileri
sürülmektedir110. Bir içinin aylk üyelik aidat
tutar, onun bir günlük çplak ücretini geçemeyecek ekilde sendika tüzüklerinde belirleneceine göre (SK m. 23), dayanma aidatnn
miktar da, dayanma aidat talebinde bulunan
kii sendika üyesi olsa idi tüzüe göre ne kadar
üyelik aidat ödeyecek idiyse, onun (örnein
bir günlük çplak ücretinin) üçte ikisi tutarnda
olacaktr111.
275 sayl eski Yasadaki dayanma aidat
miktarnn sendikaca saptanaca ve üyelik aidatnn üçte ikisini aamayaca hükmü 2822
sayl Yasada sözkonusu miktarn maktu olarak
üçte iki orannda olmas eklinde kabul edilmitir (m. 9/lV)112.
Baz yazarlara göre; bu düzenleme, Anayasada ve SK’da yer alan, sendikaya serbestçe
üye olma ve üyelie zorlanamama ilkelerine
uygundur. Yasa, TS yaparak önemli ve zor
bir faaliyette bulunan sendikann bu zahmetine maddeten ve manen destek olarak bundan
yararlanmaya hak kazanan üyeler dndakilerin hiçbir külfete katlanmadan sözlemeden
yararlanmasn, sendikalarn güçlenip gelimesi
yönünden, isabetli olarak, sakncal bulmutur.
Bu yasal düzenlemeyle, taraf sendikaya üye olmayanlarn sendikaya ödeyecekleri bir bedel
karlnda bu faaliyetten yararlanabilecekleri
SCL
esas kabul edilmitir113. Ancak, üye olmayanlarn daha az maddi külfete katlandklar halde
sözlemeden üyeler gibi onlarla eit ölçüde yararlanmalar eletiriye uram ve bu aidat eitsizlii üyelere hakszlk olarak görülmütür114.
Üyelik aidatn ödeyen üyeler sendikann, TS
de dahil, her türlü faaliyetten yararlanabilecekleri halde, dayanma aidat ödeyenler sadece TS’den yararlanacaklar, sözlemeye taraf
sendikann öteki faaliyetlerinden yoksun kalacaklardr. Sendikann faaliyetleri arttkça dayanma ve üyelik aidatlar arasndaki miktar
farkll anlam kazanacak ve bunun gerekçesi
somutlam olacaktr115.
Yürürlükteki TSGLK dayanma aidat miktarn belirli (sabit) bir ölçüye balam önceki
Yasadan farkl olarak bunun tesbitine ilikin
bakaca bir prosedüre yer vermemitir. Bununla beraber 2822 sayl Yasa bakmndan da “üyelik aidatnn üçte ikisi”116 orannda belirlenen
dayanma aidatnn miktar tespit edilirken,
275 sayl Yasada tasrih edilen “ayn iyerinde
çalan taraf içi sendikas üyesi ayn kategori
ve vasftaki içilerin ödedii” üyelik aidatnn
gözönüne alnmas gerekecektir117.
VI. DAYANIMA ADATI
YOLUYLA TOPLU SÖZLEMESNDEN
YARARLANMAYI
YÖNLENDREN ESASLAR
Dayanma aidat karlnda, taraflarn muvafakatna gerek bulunmakszn 2822 sayl Yasann 9. maddesindeki imkân kullanmak taraf
kurulu üyesi olmayp sözlemenin uyguland
(kapsad) iyerinde çalan içilere tannm
olmakla beraber, içi diledii tarihte TS’den
yararlanmak hakkna sahip deildir. Zira bir
TS’in mevcudiyetine dayal olarak kanunen
içiye tannm olan bu imkân bavuru tarihinden sonras için sözkonusu olursa da, TS’den
yararlanma en erken imza tarihinden balayabilir. Dier taraftan TS yürürlükte bulunduu
yani ayakta durduu süre içinde bu yöntemin
iletilmesi mümkündür118.
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanmay yönlendiren esaslar: TS ayak187
HAZRAN ’09
SCL
ta durduu sürece yöntemin ilemesi; TS’den
bavuru tarihinden itibaren ve gelecee yönelik
olarak yararlanlabilmesi; TS’den yararlanmann en çok bu sözlemenin süresinin bitimine
kadar mümkün olabilmesi; nihayet sona eren
TS hükümlerinin bu yöntemle yararlananlar
için de -yenisi yaplncaya kadar- hizmet akdi
hükmü olarak uygulanmasdr.
A. Toplu Sözlemesinin Yürürlüü
Süresince Her Zaman Yararlanma
mkannn Bulunmas
TS yürürlükte kald sürece yararlanma
hakkna sahip bulunanlar için, her zaman yararlanma talebinde bulunabilmek imkân vardr. Gerçekten de; TSGLK’nn 9/III’üncü maddesinin salad imkân yani, dayanma aidat
ödeyerek TS’den yararlanabilme imkân, TS’in
yürürlükte bulunduu süre içinde her zaman
kullanlabilir. TS ayakta durduu sürece yararlanma imkân her zaman için mevcuttur. Bu
yöntemle TS’den yararlanmakta iken dayanma aidat ödememek suretiyle yasal imkân
kullanmaktan vazgeçmi yahut içilik sfatnn
kayb, kapsam d bir iyerinde çalmaya balama gibi yararlanmay engelleyen bir konuma
girmi olmas dolaysiyle TS’le ilgisi kesilmi
bir içinin bile, sözleme sona ermi olmadkça, yönteme ilikin yasal gerekleri yerine getirmesi ya da yeniden kazanmas halinde tekrar
bu yönteme bavurabilmesine de bir engel bulunmasa gerektir119.
Süresi dolduu için sona eren TS’den dayanma aidat ödeyerek yararlanmak ise artk
mümkün deildir. TS sona erdikten sonra, artk mevcut olmayan sözlemeden yararlanma
sözkonusu olamaz120. Bu esas halen dayanma
aidat ödeyenler için olduu kadar, TS’den bu
yolla yararlanmak isteyen içiler için de geçerli
bulunmaktadr121.
B. Toplu i Sözlemesinin
Yürürlük Balangcnn Geriye
Götürülebilmesi
2822 sayl Yasann uygulanmasnda da,
sözlemenin yürürlük balangcnn geriye götürülmesi ihtiyac doabilmektedir. Bu Yasa188
ya getirilen bir hüküm (m. 7/son) sayesinde,
TS’in süresinin bitmesinden önceki yüzyirmi
gün içinde yeni sözlemenin eskisinin bitimi tarihini çou zaman amadan yaplabilecei düünülebilir. Ne var ki, yetkinin kazanlmasna
ve TS’in yaplmasna ilikin yasal prosedürün
uygulamada bazen uzun sürdüü görülmektedir. Grev ve lokavta bavurulan durumlarda
TS’in yaplma süresi daha da uzayabilmektedir. Bu durumlarda taraflar TS’in yürürlük
balangcnn imza tarihinden geriye götürülmesi konusunda anlamaktadrlar. 2822 sayl
Yasada bunu engelleyen bir hükme yer verilmi deildir. Bu Yasayla, bu sonuca varmay
salayacak yeni bir düzenleme getirilmitir.
Yasadaki, TS’in imzas tarihinde taraf sendikaya üye olanlarn yürürlük tarihinden, imzadan
sonra üye olanlarn ise üyeliklerinin iverene
bildirildii tarihten itibaren sözlemeden yararlanacaklarna ilikin hükümle (m. 9/II), dolayl
olarak yürürlük tarihinin imza tarihi öncesinden balayabilecei kabul edilmitir122. Genel
hukuk kurallarna göre de taraflarca TS’in yürürlük balangcnn imza tarihinden önceki bir
tarihten balayacan kararlatrabilecekleri
kabul edilmelidir. Yasa koyucu gibi kurallar
koyma özerkliine sahip olan toplu sözleme
taraflarnn genel hukuk kurallarna aykr olmamak koulu ile bu konuda yetkili olduklarn
kabul etmek gerekir. TS’in normatif hükümleri
ile yasann emredici hükümleri arasndaki benzerlik nedeniyle, TS’in geçmii etkileyici olup
olamayaca hususunda yasann ayn konudaki
etkisi göz önünde bulundurulmaldr123.
TS süresinin balayaca; yani yürürlüe girecei tarihi taraflar, TS’e koyacaklar hüküm
ile tespit edebilirler124. TS, aksi kararlatrlmadkça imza tarihinde yürürlüe girer125. Toplu
görümelerin uzun sürmesi, uyumazlklarn
çözümü için barç veya mücadeleci çözüm
yollarna bavurulmas, yeni TS’in önceki sona
ermeden imzalanmasn imkânsz klmaktadr.
Uygulamada genellikle, taraflar TS’in yürürlüe girdii tarihi, eski TS’in sona erdii tarihe
kadar geriye götürmektedirler126. Taraflarn, bir
önceki TS’in sona erdii tarihten daha önceki
bir tarihi, TS’in yürürlüe giri tarihi olarak kararlatrabilmeleri mümkün deildir127.
HAZRAN ’09
TS’in yürürlük tarihinin imza tarihi ile “ayn
gün” olduu hallerde yararlanma konusunda
bir sorun çkmamaktadr. Ancak, yürürlük tarihinin imza tarihinden önceye alnd (geriye
götürüldüü) hallerde, TS’in hükümlerinden
bir ksmnn imza tarihinde üye olan içilere de
uygulanmasnda zorluklarla karlalmaktadr.
“Ayni” nitelikteki hükümlerin “geriye dönük”
olarak sendika üyelerine uygulanmalarnda
“fiili imkanszlk” vardr. Ayn ekilde, hizmet
sözlemesinin “yaplmas” ve “sona ermesi” ile
ilgili olarak getirilen deiiklik hükümlerinin
de geçmie yürütülmesi kabul görmemektedir.
Buna karlk, hizmet sözlemesinin “muhtevasnda” yer alan ücret zamm, prim, ikramiye,
sosyal yardm gibi “parasal” nitelikli hükümlerin
geriye dönük olarak sendika üyelerine uygulanabileceine kuku yoktur. Zira, bu konuda bir
“ifa imkanszl” ile karlalmas sözkonusu
deildir. Yeter ki içi imza tarihinde “sendika
üyesi” olsun128. TS’in imza tarihinden önceki
bir tarihten itibaren uygulanabilmesi için, TS
hükümlerinin geçmi için ifa edilebilir nitelikte
olmas gerekir129.
Taraflarn toplu i sözlemesinin yürürlük
tarihini, imza tarihinden sonraki bir tarih olarak
tespit etmelerine de yasal bir engel yoktur130.
Yasa hükümlerinin geriye götürülmesinde,
kazanlm haklar etkilememek kayd ile TS’in
yürürlüünün eski sözlemenin bitimi tarihinden daha geriye gitmemek üzere, imza tarihinden geriye doru götürülmesinde hukuka
aykr bir durum sözkonusu deildir131. Ancak,
yasann geçmii etkilememesi nasl kural ise
TS’de aksine bir hüküm yoksa, sözlemenin
imza tarihinden itibaren yürürlüe girmesi kural olarak kabul edilmelidir132.
1. Yürürlüün Geriye Götürülmesinden
Etkilenecek Sözleme Hükümleri
TS’in geçmii etkilemesinin sözlemedeki
hem normatif hem de borç dourucu hükümler
için geçerli olabilecei, bunlardan birinin tümüyle bu etkinin dnda braklamayaca kabul edilmelidir. Ancak, TS hükmünün geçmie
etkili olabilmesi için bununla getirilen yükümlülüün ifa edilebilir nitelikte olmas gerekir133.
Bu ölçüt karsnda, TS’in normatif ksmnn
SCL
muhteva hükümlerinden olan ücret zamlar, ikramiye, prim ve sosyal yardmlar gibi parasal
maddelerinin bu etki içinde bulunaca kukusuzdur. Buna karlk, TS’in normatif ksmna
girmekle beraber, i sözlemesinin ekline, yaplmasna ya da yaplmasnn yasaklanmasna
ilikin hükümleri geçmii etkileyici nitelikte
deildir. sözlemesinin sona ermesine ilikin
normatif hükümlerin de geçmii etkileyecei
kabul edilemez134.
2. Yürürlüün Geriye Götürülmesinden
Yararlanabilecek Olanlar
a. Sözlemesi Sürmekte Olanlarn
Durumu
Yürürlük balangc geriye götürülen TS’in
geçmi dönemle ilgili haklarndan yararlanma
konusunda 2822 sayl Yasann 9. maddesindeki ayrm göz önünde tutulmaldr. Bu düzenlemede yürürlük balangc geriye götürülen
TS’in imzalanmas tarihinde sözlemeye taraf
sendikaya üye bulunanlar ve bulunmayanlar
arasnda, geçmie ilikin haklardan yararlanma
açsndan, farkllk vardr135. Yasaya göre; TS’in
imzalanmas tarihinde taraf sendikaya üye
olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden
sonra üye olanlar üyeliklerinin taraf sendikaca
iverene bildirildii tarihten itibaren sözlemeden yararlanrlar (m. 9/II). Buna karlk, TS’in
imzas srasnda taraf içi sendikasna üye bulunmayanlarn sözlemeden yararlanmalar dayanma aidat ödemelerine baldr. Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanma
talep tarihinden geçerlidir (m. 9/III).
2822 sayl Yasayla getirilen ve Yargtaya
göre emredici nitelikte olan bu düzenlemenin136 sözlemenin imzas tarihinde sözlemeye
taraf sendikaya üye olanlara ilikin hükmü yerindedir. Ayrca, bununla, eskiden uygulamada
ortaya çkan baz duraksamalar137 kaldrlm
olmaktadr. Bu hüküm karsnda, sözlemenin
imzas srasnda iyerinde çalmakta olup taraf
sendikaya üye olanlar, geçmi dönemde sendika üyesi olmasalar bile, geçmie ilikin haklardan yararlanabilirler138. Bunlardan, yürürlük
balangcnda iyerinde çalanlar yürürlük
balangcndan, yürürlük balangc ile imza
tarihi arasnda iyerine girenler ise ie giri ta189
HAZRAN ’09
SCL
rihinden itibaren sözlemeden yararlanrlar139.
Yargtay ise, yürürlük balangcndan itibaren
sözlemeden yararlanabilmek için imza tarihinde üye olmay yeterli bulmamakta, hem yürürlük hem imza tarihinde üye olmay gerekli
görmektedir140.
Üyelik ile ilgili yasal düzenlemeye karlk, imza tarihinde sözlemeye taraf sendikaya
üye olmayanlarn sözlemeden dayanma aidat ödeyerek ancak talep tarihinden itibaren
yararlanabilecekleri yolunda Yasaya getirilen
düzenleme isabetsizdir. Yasadaki hükümden,
sözlemeden dayanma aidat ödeyerek yararlanmann geçmii etkileyici biçimde olmayp sadece gelecee yönelik olaca anlalmaktadr141. Bu konudaki talebin sözlemenin
imzalanmasndan önce yaplmas halinde ise
geçmie ilikin haklardan yararlanlabileceini
savunmak zordur. Bir sözleme yaplp ortaya
çkmadan ondan yararlanma durumunun sözkonusu olamayaca, Yargtay kararlarnda da
açkland gibi142, kolayca öne sürülebilir. Aksi
görüün kabulü, geçmie ilikin dayanma aidatlarnn toplu olarak iverence kesilmesi gibi
benimsenemeyecek bir sonucu beraberinde
getirir143.
Baz yazarlara göre; 2822 sayl Yasadaki,
sözlemenin geçmie yönelik olarak salad haklardan yararlanabilme konusunda imza
tarihinde taraf sendikaya üye olanlarla dayanma aidat ödeyerek yararlanmak isteyenler
arasnda yaplan ayrm, sendikaya üye olmaya
zorlanamama yolundaki anayasal (AY, m. 51/
IV) ve yasal (SK m. 22/I) ilkeye ters dümektedir. Yasa hükümleri karsnda, TS’nin geçmie ilikin haklarndan yararlanabilmek için
sendikaya üye olmak istemeyen içiler de sözlemenin imzalanmas tarihinde sendikaya üye
olmak zorunda kalacaklardr. Bunun Anayasa
ile açkça ortaya konulan sendikaya üye olmaya zorlanamama ilkesine, yani negatif sendika
özgürlüüne ters dümektedir. Buna kar öne
sürülen, gerek yasal düzenlemeler ve gerek içtihat yolu ile, içiye dayanma aidat ödemek
suretiyle TS’den yararlanmay sendika üyeliine tercih ettirmenin Anayasann kollektif
sendika özgürlüünü zedeleyecei yolundaki
görü144 kabul edilemez. çilerin bir sendikada
190
örgütlenmeleri zorlama ile deil gönüllü olmaldr. Ayrca, negatif sendika özgürlüüne aykr düen bir kollektif sendika özgürlüü düünülemez. Yasada yaplacak bir deiiklikle,
sözlemenin imzalanmas tarihinde dayanma
aidat ödemeyi kabul edenlerin de, üyeler gibi,
yürürlük balangcndan itibaren sözlemeden
yararlanmalar salanmaldr145. Böyle bir düzenleme, sendika özgürlüüne uygun bir ekilde, içiye diledii sendikay serbestçe seçme
olanan verecektir146.
b. Söz1emesi Sona Ermi Olanlarn
Durumu
2822 sayl Yasann 9. maddesine getirilen
yeni düzenlemelerin, TS’in imzalanmasndan
önce ve fakat yürürlük balangcndan sonra i
sözlemesi sona ermi olanlarn TS’den yararlanp yararlanamayacaklar sorununu çözümleme amacna yönelik olduu söylenemez. Bu
maddede, srf imza tarihinde TS’e taraf sendikaya üye olanlarla ilgili yararlanma hükümlerine yer verilmi olmasndan, yürürlük balangc
ile imza tarihi arasnda i sözlemesi son bulmu sendika üyesi içilerin TS’de bir hüküm
yoksa, TS’den yararlanamayacaklar sonucu
çkarlamaz147. Yargtay ise, i sözlemesinin
TS’in imzalanmasndan önce sona erdii durumlarda, Yasann 9. maddesindeki, TS’in imzas tarihinde taraf içi sendikasna üye olan
içilerin yürürlük balangcndan itibaren bundan yararlanabileceine ilikin hüküm (m. 9/II)
karsnda, sendika üyesi içinin bu TS’den yararlanamayaca sonucuna varmakta ve bunu
yllardr sürdürmektedir. Yargtaya göre, bu durumdaki içinin TS’den yararlanabilmesi ancak
bu yolda ayrk bir hükme TS’de yer verilmi
olmasna baldr148.
Baz yazarlara göre; 2822 sayl Yasayla getirilen sözkonusu düzenlemenin, sadece, uygulamann ve Yargtay kararlarnn en önemli
konularndan biri olan, TS’in imza tarihinde
iyerinde çalan taraf sendika üyelerinin sözlemeden yararlanma durumlarnn ortaya konulmasna yönelik olduu açktr. Bu hükümle
güdülen amaç da herhalde sözlemenin imza
tarihinde üye bulunanlarn, geçmite taraf sendikaya üye olup olmadklarna baklmakszn,
sözlemeden yararlanmalarn salamak ve ta-
HAZRAN ’09
raflarn aksi yolda bir kararlatrma yapmalarn engellemektir. Bunun ötesinde sözlemenin
imza tarihinden önce i sözlemesi son bulmu
olanlarla ilgili bir yasal düzenlemenin yaplmas düünülmü deildir. Yasa koyucunun, bu
konuda herhangi bir hükme yer vermeyerek
taraflara kararlatrma yapma serbestisini tanm olduunu kabul etmek daha doru olur.
TS’in yürürlüünün geriye götürülmesi, taraflarn TS’in imzalanmasndan önceki yürürlük
balangcna kadar olan döneme ilikin çalma
koullarn gelitirmek anlamn tamaktadr.
Taraflarn, i sözlemeleri sona ermi olanlar
hakknda ayn istekte olmadklarn kabul etmek için bir neden yoktur. Taraflarca TS’de
imza tarihi ile yürürlük tarihi arasnda iyerinden ayrlm olanlarn durumu ile ilgili bir
hükme yer verilmemise, o dönemde iyerinde
çalm sendika üyesi olan içilerin de TS’den
yararlanabilecekleri kabul edilmelidir. Yargtay
görüünün kabulü halinde, imzadan önce iten
ayrlanlarn durumunu düzenleyen ve bunlardan birçouna sözlemeden yararlanma hakkn veren kararlatrmalar da geçersiz saylacaktr. Yargtay, 9. madde hükümlerini emredici
nitelikte kabul ettiinden taraflar bu maddeye
aykr düzenleme yapamayacaklardr149. Oysa
Yargtay, imzadan önce iten ayrlma durumu
ile ilgili görüünü, bu konuda taraflar arasnda
bir kararlatrmann bulunmamasna dayandrm150 ve böylece yararlandrmaya ilikin bir TS
hükmünün varl halinde bunun geçerli olabileceini kabul ederek kendi kararlar arasnda
çelikili bir durum yaratmtr151.
C. Yararlanmann Bavuru Tarihinden
Sonras çin ve leriye Dönük Olmas
Yararlanma bavuru (talep) tarihinden sonras için sözkonusu olabilir; bu yolla TS’den
bavuru sonras dönem için yararlanabilmek
mümkündür152. TS imzalanm olmak kouluyla içi her zaman dayanma aidat talebinde bulunabilir. Yasaya göre; dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanma talep
tarihinden geçerlidir. (TSGLK m. 9/III son
cümle). çi, talepten önceki zaman için toptan dayanma aidat ödeyerek, TS’den yararlanamaz153.
SCL
Yasal yöntemle, dayanma aidat karlnda TS’den yararlanma, taraf kurulua üye bulunmayan içinin bu yoldaki talebi (bavurusu)
tarihinden sonraki döneme ilikindir. Dayanma aidat ödemek suretiyle TS hükümlerinden
geçmi günler için deil; bu hakkn kullanlmas tarihinden sonraki döneme yönelik olarak
yararlanlabilinir. Bavuru tarihinden önceki
dönem için toptan dayanma aidat ödeyerek
TS’den yararlanma da mümkün deildir154. Aksi
çözümün kabulü çou kez içinden çklmas
zor sorunlar da beraberinde getirir155. Geriye
dönük yararlanma, imkân salayan bir çözümün uygulanmas çeitli güçlükler douraca
gibi, sendikalarn güçlenmesini engelleyici bir
etkisi de olacaktr156.
Kural olarak, içinin en erken yararlanabilecei tarih, TS’in imzas tarihidir. Bu nedenle
talebin de en erken imza tarihinde yaplabileceinin kabulü gerekir. Henüz TS imzalanmadan dayanma aidat talebinde bulunulamaz.
Ancak, öretide sözlemenin imzalanmas tarihinden önce yaplm dayanma aidat taleplerinin imza tarihi itibariyle yaplm saylmas
gerektii ileri sürülmü157, Yargtay da, dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den talep tarihinden itibaren yararlanlacana ilikin Yasa
hükmünü, talebin imzadan sonras için nazara
alnmas gerektii anlamnda yorumlamtr158.
Yargtay Hukuk Genel Kurulu159 da, taraf
sendika üyesi olmayan içinin ancak bavurduu tarihten itibaren TS’den sendikal içiler
gibi yararlanacan; yoksa TS ile dier içilerin
“evvelce yararlanm olduklar ve önceki tarihteki artrm nedeni ile öngörülen ödeme veya
toptan ödemelerden faydalanmalarna” imkân
bulunmadn yerinde olarak belirtmi; içinin
bavurduu tarihten sonra gerçekleen hak ve
alacaklardan yararlanabileceini, “bavuru tarihinden öncesini de kapsayacak ekilde hüküm
tesisi”ni doru bulmamtr160.
1. Yararlanmann En Erken mza
Tarihinden Sonras çin Sözkonusu
Olmas
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanmann “talep tarihinden itibaren” geçerli olacana iaret edilen yasada (TSGLK
191
HAZRAN ’09
SCL
m. 9/II), talebin yaplma zaman konusu açkça
düzenlenmemitir. Yürürlükteki TSGLK’da talebin ne zaman yaplaca hususunda herhangi
bir snr koyulmad için, dayanma aidat yoluyla TS’den yararlanma talebinde her zaman
bulunulabileceinin mümkün olduu söylenebilecektir. TS’in imzas tarihinden önce de
yararlanma talebinde bulunulmasna bir engel
yoktur. Bununla beraber, yasal olarak bahedilen bu imkân bir TS’in mevcudiyetine bal
olarak kullanlabilecei için, sözkonusu sözlemeden yararlanma onun imzalanmas yani
TS’in hukuki varlk kazanmas anndan sonra
mümkün olabilecektir161.
TSGLK m. 9/III’e dayanarak TS’den yararlanma bir TS’in varlna balandndan, sözlemenin imzasndan önce yaplm talebi imza
tarihi itibariyle yaplm saymak ve yasadaki
“talep tarihinden itibaren yararlanma”y imza
tarihinden sonra yaplan normal taleplere hasretmek gerekir162. Yargtay da, dayanma aidat
ödemek suretiyle TS’den talep tarihinden itibaren yararlanlacana ilikin yasann ifadesinin, “bu talebin imza tarihinden sonras için nazara alnmas gerekecei anlamnda” olduunu
isabetli olarak dile getirmi163; bir kararnda da
dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanmann “imza tarihinden geriye gitmemek
üzere talep tarihinden geçerli” olduunu vurgulamtr164.
Dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmann balangc en erken TS’in imzas
tarihi olmak gerekir165. çi TS’in imzasndan
önce dayanma aidat ödeyerek sözlemeden
yararlanma talebinde bulunmu olsa bile, taraf
sendika üyesi içilere uygulanan sözleme hükümlerinden imza tarihinden itibaren yararlanabilecektir166.
TS’in imzasndan önce yaplm talepleri
yasann anlatmna bal kalarak talep tarihi itibariyle geçerli saymak, TS’in imzasndan önce
dayanma aidat ödenmesi gereini de beraberinde getirecektir. Bu geree uyulmasa yani bu
husus gözard edilse bile, yararlanmann talep
tarihinden balatlmas “toplu dayanma aidat tahsilini” gündeme getirecektir ki167 yasann
böyle bir yönteme cevaz verdiini söyleyebilmek oldukça güçtür168.
192
2. Toplu Sözlemesinin
Yürürlük Tarihinin mza
Tarihinden Önceki Bir Tarihe
Tanm Olmas Durumunda
Yararlanmann Balangc
Normal olarak bir TS taraflar arasndaki görümeler sonucu onlarn ya da temsilcilerinin
anlamalaryla meydana gelir. TS imzalanmas annda da hukuken varlk kazanr169. TS’in
imzaland tarihten daha sonraki ya da daha
önceki bir tarihte yürürlüe girecei kararlatrlm olabilir170. Ancak, TS’in yürürlük tarihi
imzas tarihinden geriye götürülmü olsa bile
durum deimez. TS’in imzas srasnda (tarihinde) taraf içi sendikasna üye olmayan fakat
dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanmak isteyen içi bu TS’den geriye doru yararlanamaz. Yani taraf sendika üyesi olmayan içiler TS’in imzas tarihinden sonras
için bu yasal imkân kullanabilirler171. Böylece,
TS’in geriye etkili yürürlüe konulmasnda;
sendikaya üye olmayanlarn, dayanma aidat
yoluyla yararlanmalar, talepleri bulunmak kaydyla, imza tarihinden sonras için olabilecek,
bu kiiler hiçbir ekilde TS’den geriye etkili
yararlanamayacaklardr172.
2822 sayl Yasada TS’in yürürlük tarihlerinin imza tarihinden daha önceki bir tarihten
itibaren balayaca kabul edilmi ve TS’in imzalanmas tarihinde taraf sendikaya üye olanlarn” yürürlük tarihinden; buna karlk, TS’in
imzas srasnda taraf sendika üyesi olmayp bu
tarihten sonra üye olanlarn üyeliklerinin sendikaca iverene bildirildikleri tarihten itibaren
sözlemeden yararlanacaklar (TSGLK m. 9/
III) açkça kabul edilmi ve dier içilerin ise
dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den talep tarihinden itibaren yararlanabileceklerine
(TSGLK m. 9/III) iaret edilmitir.
Bu konuda yasa koyucu TS’in imza tarihine
önem vermi bu tarihe göre taraf sendika üyesi olanlarla TS’in imzalanmasndan sonra üye
olanlar arasnda bir ayrm yapm, bu sonuncularn TS’in yürürlüünün imza tarihinden
önceye götürülmesi halinde de ancak imza tarihinden sonraki dönem üyeliklerinin sendikaca iverene bildirildii tarihte yararlanabileceklerini hiç bir kukuya yer vermemek biçimde
HAZRAN ’09
düzenlemitir173. Yasadaki bu ayrmn doal
sonucu imza srasnda taraf sendika üyesi olmayanlarn TS’in geçmie yönelik olarak salad haklardan yararlanamayacaklar açktr. Zira
ister sonradan taraf sendikaya üye olarak isterse dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanacak içiler imzas srasnda TS’i akdeden (batlayan) içi sendikasnn üyesi olmadklar için, yasann açk buyruu dolaysyla
TS’in geçmie etkili hükümleri bunlar hakknda uygulanamayacaktr174.
TSGLK sisteminde TS’in yürürlük tarihinden itibaren yararlanacak olanlar sadece taraf
içi sendikasnn TS’in imzalanmas srasnda
üyesi bulunan ve TS kapsamna giren iyerlerinde çalan içilerdir. TS’in yürürlük tarihinin
geriye götürülmü olmas halinde, ötedenberi
iyerinde çalmakta olan, çalmalarn yeni
TS’in yapld tarihte de sürdüren fakat taraf
sendikann üyesi olmayan içilerin bu TS’in
balangc tarihinden yararlanmalar hiç bir ekilde mümkün deildir. Aksi bir düünce, taraf
sendika üyeleri ile bu sendikann üyesi olmayanlar arasnda bu sonuncular lehine bir farkllk yaratm olur ki, bu sonuç yasann amacna
olduu kadar anlatmna da uygun dümez175.
mza tarihinden sonra taraf içi sendikasna
üye olanlarn, üyeliklerinin iverene bildirildii
tarihten itibaren TS’den yararlanmalarn öngören yasa koyucunun dayanma aidat ödeyerek istisnaen sözlemeden yararlanacak içilere
daha fazla hak tand kabul edilemez. stisnai
hükümlerin dar yorumlanmas gerei bu sonuca götürecei gibi, hükmün sendika özgürlüü
konusunda denge salayc amac da bu sonucu gerekli klmaktadr176.
Taraf sendika üyesi olmayanlarn TS’den
dayanma aidat ödemek suretiyle yararlanabilmelerinin TS’in yapld tarihten sonraki
dönem için mümkün olabileceini vurgulayan
Yargtay da, TS’in geriye yürütülmesi halinde
de durumun deimeyeceini; “bu kabul eklinin sendika güvenlii ve sendikaya üye olma
özgürlüklerinin dengeli bir düzeyde tutulmas
gerektii yolundaki düüncenin doal bir sonucu” olduunu dile getirmi177; baka bir kararnda da aksi çözümün benimsenmesi halinde,
“üye olmayanlarn dayanma aidat ödemek
SCL
suretiyle yararlanmalarnda daha imtiyazl ve
avantajl bir yol” seçilmi olacan ve bunun
temel kuralla badamayacan, ayn ekilde
bu çözümün “kollektif i hukukunun yerlemesi ve gelimesi prensiplerine de ters düecei”ni
isabetli olarak belirtmi178; Yüksek Mahkemenin bu konudaki çok saydaki kararlar yerleik
bir görünüm arzetmekte179, dier bir kararda da
TSGLK’nn 9’uncu maddesinde TS’den taraf
içi sendikasnn üyesi içilerin yararlanacana
deinilerek; yürürlük tarihinden itibaren yararlanmann TS’in imzaland tarihte üye olma
artna balanm bulunmas sebebiyle imza tarihinde taraf sendika üyesi olmayanlarn, imza
tarihinden geriye gidilerek sözlemenin yürürlük. tarihinden itibaren TS’den yararlanamayacaklarn; “dayanma aidat ödemek suretiyle
sözlemeden yararlanmak isteyenlerin geçmie
yönelik olarak TS’den yararlanmalar”nn düünülemeyeceini dile getirmitir180.
3. Yönteme Bavuran - Dayanma
Aidat Ödeyen - çinin
Yararlanmasnn Balangc
Yasal imkândan yararlanmann içinin isteine bal bulunduu kukusuzdur. stek (talep)
art dna dier artlar da haiz bulunan ya da
yerine getiren içinin TS’den yararlanma hakk
bavuru tarihinde doar. TS’den yararlanmann balangc ise, kural olarak içinin bavuru
tarihini izleyen ayba olmak gerekir181. Teorik
olarak, bavuru (talep) tarihinde ya da genellikle bavuruyu izleyen aybandan itibaren yararlanma esas dnda, daha sonraki bir tarihten,
bavuru tarihini izleyen ikinci ya da üçüncü
aybandan itibaren yararlanma talebinde bulunmak da mümkün olabileceine göre, böyle
bir durumda TS’den yararlanma önceden belli
edilen bu tarihten itibaren balayacaktr. Bununla beraber yasa, TS’den yararlanabilmeyi
dayanma aidat ödenmesi artna baladna
göre, sözlemeden yararlanmann sözkonusu
aidatn ödendii ya da ödenmi sayld tarihten balayabilecei de öne sürülebilecektir182.
Uygulamada bavuru ile dayanma aidat ödemek ya da göndermek suretiyle bavuru artnn da yerine getirilmi saylaca kabul edildiinden bavuru tarihi ile dayanma
193
HAZRAN ’09
SCL
aidat ödeme tarihi ayn olacak; duruma göre
bavuru ya da aidat ödeme tarihi TS’den yararlanmann balangcna esas alnacaktr. Bu
çerçevede bavuru tarihini izleyen aybandan
itibaren içinin TS’den yararlandrlmas uygun
bir çözümdür; muhasebe gerekleri böyle bir
yöntemin kabulünü gerekli klmaktadr. Uygulama da bu yolda gelimitir183.
D. Yasal Gereklerin Sürdürülmesi
Kaydyla, Yararlanmann
En Fazla Toplu Sözlemesinin
Yürürlüü Süresince Devam Etmesi
Çaltklar iyerinde uygulanan ve üyesi
olmadklar bir içi sendikasnn taraf bulunduu bir TS’den dayanma aidat ödeyerek
yararlanmak isteyen içilerin hangi artlarla bu
yasal imkân kullanabilecekleri belirlidir. Yasann öngördüü bu yolla TS’den yararlanmay
salayan koullar, daha dorusu yasal - hukuki
gerekler ayn zamanda içinin sözlemeden yararlanabilme süresini de belirlerler184.
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanan, bir bakma o TS’in kapsamna giren
içinin bu suretle taraf içi sendikasnn üyesi
olduu ya da olaca düünülemez. Dayanma aidat ödeyerek TS’in kapsamna sonradan
dahil olabilecek içiler taraf sendikann üyeleri
gibi o TS hükümlerinden yararlanrlar. Fakat
hiçbir zaman bunlarn böylece taraf kuruluun
üyeleri olduklar söylenemez. Bunun içindir ki,
taraf kurulu üyesi olmayanlarn dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmak haklarnn
içi sfatyla, TS’in kapsamna dahil bir iyerinde çaltklar sürece ve en fazla sözkonusu
TS’in süresinin bitimine kadar ve aidat yükümünü devam ettirmeleri artyla sürecektir185.
1. Yararlanmaya Engel Olan ya da
Yararlanmay Sona Erdiren Durumlar
Dayanma aidat yoluyla TS’den yararlanmann sona ermesi öncelikle bu yolla yararlanabilmenin koullarnn kaybedilmesi halinde
ortaya çkar. Bu nedenle içinin içi sfatn
kaybetmesi, sözlemenin kapsam dnda bir
iyerinde çalmaya balamas, içinin dayanma aidat ödemekten vazgeçmesi, iyerinin ke194
sin olarak kapatlmas, TS’in süresinin dolmas,
sözlemeye taraf kurulua üye olmas hallerinde dayanma aidat yoluyla yararlanmann
sona ereceinde kuku yoktur186.
a. çinin Bu Sfatn Kaybetmesi,
Taraf Kurulua Üye Olmas,
Kapsam Dnda Kalan Baka Bir
yerinde Çalmaya Balamas
TSGLK’nn 9. maddesinin bahettii
imkândan içi, bu sfatla, taraf kurulua üye olmadan, sözlemenin uyguland iyerinde çalt sürece yararlanabilecektir187.
Dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanabilmek hakk, sözkonusu sözlemenin uyguland iyerinde çalan ve taraf kuruluun
üyesi olmayan içilere tanndna göre; içinin
o iyerinden herhangi bir ekilde ayrlmasyla
TS’le ball da sona erecektir. TSGLK anlamnda bir iletme içinde, içinin çalt iyerinden ayrlmas durumunda bir deiiklik yapmayacaktr. “çi”lik sfatn kaybeden kimsenin
de bu statüden ayrld andan itibaren TS’den
yararlanmas da son bulacaktr. Örnein içilikten memurlua geçirilen bir içi gibi, TSGLK
anlamnda “iveren vekili” sfatn kazanan içinin artk bundan böyle TS’den yararlanmalar
mümkün olamayacaktr. Sözlemenin uygulanmas srasnda, bu sözlemeden dayanma aidat ödeyerek yararlanan içi taraf sendikaya
üye olursa, üyeliinin kesinletii andan itibaren taraf sendika üyesi olarak sözlemeden yararlanmasn sürdüreceinden, incelenen yöntem artk sözkonusu olmayacaktr188.
b. çinin Dayanma Aidat
Ödemekten Vazgeçmesi
TS’i batlayan içi sendikasnn üyesi olmayan içi, dayanma aidat ödedii sürece TS’den yararlanabilecektir. Yasal olarak,
taraf sendika üyesi olmayan içiye salanan
bu imkânn yani bir miktar aidat karlnda
TS’den yararlanma hakknn belirli bir süreyle snrl olarak kullanlmas da mümkün olsa
gerektir189.
Dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanan içinin istedii zaman bu talebinden vazgeçebilmesini engelleyen yasal bir düzenleme
yoktur. Bu nedenle vazgeçen içi için durum
HAZRAN ’09
dayanma aidat talebinden önceki hale dönüür. Aksine düüncenin kabulü halinde, ksa
süreli dayanma aidat ödenmesi ile uzun vadeli yararlanmaya yol açlacaktr ki, bunun kabulü mümkün deildir190. Bu gibileri için sona
eren TS hükümlerinin hizmet akdi hükmü
olarak da devam etmeyecei, zira sözkonusu
durumda TS sona ermi olmayp, içinin yararlanma hakkn kaybettii hakl olarak ileri
sürülmektedir191.
çinin, TS’in süresinin sonuna kadar dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmas
zorunda olduu söylenemez. Yasada TS’in bitimine kadar TS’den yararlanma ve bunun için
de TS süresince dayanma aidat ödenmesi zorunlu tutulmamtr. TSGLK’nn sistemine göre; içi dayanma aidat ödedii sürece,
TS’in imzasndan sonraki bir tarihten balayarak TS’den yararlanabilir ve diledii anda da
hakkn kullanmaktan vazgeçebilir. Ne iveren
ne de taraf içi sendikas, bu yolda bir kez talepte bulunmu içinin sözlemenin sona ermesine dein dayanma aidat ödemesi zorunda
olduunu öne süremezler192. Dayanma aidat
ödeyerek TS’den yararlanmay talep eden içinin TS sona ermeden yararlanmadan vazgeçip
aidat ödemekten kurtulup kurtulamayacana
dair yasada bir açklk bulunmadna; bunu
önleyecek bir dayanan da mevcut olmadna
iaret eden baz yazarlar; “bu takdirde o içinin
toplu sözlemeye dayanarak elde ettii haklarn devam etmeyecei, vazgeçtii tarihten sonras için toplu sözlemeden önceki durumuna
dönecei”ni, aksi çözümün kötüye kullanmalara, “ksa süre dayanma aidat ödenmesi ile
uzun vadeli yararlanmaya yol açacan” isabetli olarak dile getirmektedir193.
c. yerinin Kesin Olarak Kapatlmas
çilerin haklarn ihlal etmemek kaydyla iveren her zaman iyerini kapatabilir. Özellikle
ekonomik ve kiisel nedenlerle bu ekilde faaliyetini tatil eden iverenin bu davranndan
ilerisi için sorumlu tutulmas da sözkonusu deildir194.
yerinin kesin olarak kapatlmas halinde
ortada TS’in uygulanaca bir yer kalmayacandan artk sözlemenin mevcudiyetinden ve
uygulanmasndan söz edilemeyecei muhak-
SCL
kaktr. veren iyerini kapatr ve iini tasfiye
ederse, artk TS’in uygulanaca iyeri kalmayaca için TS de bu iyeri için yürürlükten
kalkar195. TS’in yürürlükte bulunmas kaydna
bal olarak ileyen dayanma aidat ödeyerek
sözlemeden yararlanma yöntemi de bundan
böyle sona erer196.
d. Ayr Toplu Sözlemeleri Uygulanan
ki yerinin Sonradan Birlemesi
Balangçta birbirinden ayr olup, farkl TS
hükümlerine tabi bulunan iyerlerinin sonradan
birlemeleri hali, “bir iyerinde ayn dönem için
birden fazla toplu i sözlemesinin” uygulanmasn yasaklayan TSGLK’nn 3. maddesinin 4.
fkras kapsamna giren bir durumu oluturacandan; bu ekilde iki iyerinin birlemesi sonucu ortaya çkan yeni iyerinde uygulanacak
bir TS’den de söz edilemeyecektir. Böyle bir
durum ise, dayanma aidat yönteminin ilemesini engelleyecek, bu aamada yeni oluan
iyerinde TS’den yararlanma sorunu ortadan
kalkacaktr197.
e. Toplu Sözlemesinin
Süresinin Dolmas
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanan içilerin bu imkânlar en fazla sözü
edilen sözlemenin sona ermesine kadar devam eder. TS sona erince sözlemeyle ballk,
bir yönüyle de yararlanma imkan da ortadan
kalkar. 2822 sayl Yasann sistemi içinde asgari
bir azami üç yl için akdedilebilecek TS, bu
snrlar dahilinde taraflarca öngörülen sürenin
sonunda baka bir ileme gerek kalmadan yürürlükten kalkar. Bu ekilde yürürlükten kalkan
TS’in normatif hükümleri yeni bir sözleme yaplncaya kadar hizmet akdi hükmü olarak bu
sözlemenin kapsamndaki içilerin i ilikilerini idareye devam eder. Bu durumdan önce,
taraflarn veya iyerinin durumunda sonradan
ortaya çkacak deiiklikler karsnda TS’in
durumunu; özellikle dayanma aidat ödeyerek sözlemenin kapsamna giren içilerin bu
deiikliklerden etkilenip etkilenmeyeceklerini
aratrmak kukusuz yararl olacaktr198.
TS’in sona ermesi halinde de, dayanma
aidat yoluyla yararlanma ve dayanma aidat ödeme sona erecek, ancak TS hükümleri,
195
HAZRAN ’09
SCL
dayanma aidat ödeyerek yararlanan içi için
de, yenisi yürürlüe girinceye kadar hizmet
akdi hükmü olarak devam edecektir (TSGLK
m. 6/Son)199. Sona eren TS’den dayanma aidat ödemek suretiyle yararlanan içinin, yeni
yaplan ve yürürlüe konulan TS’den de, yararlanabilmesi için, tekrar talepte bulunmas
gerekir200.
2. Yararlanmay Etkilemeyen
Durumlar
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanmaya engel olmayan durumlar da birkaç noktada toplamak mümkündür.
a. Toplu Sözlemesinin Uyguland
yerinin vereninin Deimesi
Bir iyeri ya da iletmede uygulanmakta
olan TS buna taraf olan iverenin deimesinden etkilenmez. TSGLK’da, TS’in uyguland
iyerlerinde iverenin deimesinin TS’i sona
erdirmeyeceine açkça iaret edilmi bulunmaktadr (TSGLK m. 8). Bu itibarla TS iverenin deimesine ramen süresi sonuna kadar i
ilikilerini idareye devam edecektir201.
verenin deimesi çeitli nedenler sonucu ortaya çkabilir. Ancak deiiklie neden
olan husus bu konuda önemli deildir. Örnein iverenin ölümü, ticaret irketlerinin
birlemesi veya bunlar arasnda katlma; iyerinin kül olarak el deitirmesi yani, iyerinin
alacak ve borçlaryla birlikte devredilmesi;
hatta TS’in süresi içinde kapatlan bir iyerinin ksa bir süre sonra baka bir iverence yeniden açlmas hallerinde TSGLK’nn
8. maddesi anlamnda “iverenin deimesi”
sözkonusu olacaktr. verenin sfat veya
bünyesinde ortaya çkan deiiklikler hangi
olgu veya ilemin eseri olursa olsun sonuç
deimeyecektir202.
Yasann açkça düzenledii gibi, iverenin
deimesi TS’in sona ermesini gerektirmedii
gibi, TS’den dayanma aidat ödeyerek yararlanma yöntemine de hiç bir olumsuz etki yapmayacaktr. Usulünce talep edilmi olmas ya
da yeniden talep edilmesi halinde dayanma
aidat kesilmesi mükellefiyetinin yeni iverene
terettüp edecei ise kukusuzdur203.
196
b. Taraf çi Sendikasnn Baka Bir
Sendikayla Birlemesi ya da
Dier Bir Sendikaya Katlmas
TS’e taraf olan içi sendikasnn baka bir
sendikaya katlmas veya dier bir sendika ile
birlemesi hallerinde, tüm haklarnn, borçlarnn, yetkilerinin ve menfaatlerinin katld
veya birlemenin ortaya çkard yeni sendikaya kendiliinden geçecei (SK m. 27/I) tabiidir.
Bu ekildeki bir ilem yani katlma ya da birleme TS’in ortadan kalkmasna yol açmayacana göre, dayanma aidat ödeyerek yararlanmaya olumsuz bir etki de yapmayacaktr. TS’in
kapsad iyerinde çalan ve taraf sendika
üyesi olmayan içiler, taraf sendikann katld veya birleme sonucu meydana gelen yeni
sendikaya dayanma aidat ödeyerek TS’den
yararlanma imkânn ellerinde tutacaklardr204.
c. Taraf çi Sendikasnn
Faaliyetten Men Edilmesi
çi sendikalarnn, bu arada uygulanmakta
olan TS’in taraf içi sendikasnn faaliyetten
menedilmesi, yasada belirtilen nedenlerle, dorudan doruya veya tedbir niteliinde ve ancak
mahkemece karar verilmesi halinde mümkün
olabilecektir. çi kurulularnn kapatlmas ya
da faaliyetlerinin durdurulmas çok istisnai hallerde ve yasal olarak snrlanan durumlarda ve
yasada öngörülen kaytlarla gerçekleebilecektir205.
Bu çerçevede, mahkeme kararyla yasada
öngörülen nedenlerle ya da sendikann kapatlmas konusunda açlan bir dava srasnda tedbir niteliinde olmak üzere faaliyeti durdurulan sendikalarn idaresi bundan böyle atanacak
kayym (ya da kayymlar) eliyle yaplacaktr206.
Bu ekilde faaliyetten menedilmi bir sendikann taraf bulunduu TS sona ermeyip süresi
sonuna kadar devam edeceinden dayanma
aidat ödemek suretiyle yararlananlarn durumuna herhangi bir olumsuz etki de yapmayacaktr207.
Dayanma aidat yoluyla yararlanlmak istenilen sözlemeye taraf içi sendikasnn faaliyeti durdurulmu ise, bu sendikaya dayanma
aidat ödenmeyecektir (TSGLK m. 9/son)208.
HAZRAN ’09
Bu durum sadece dayanma aidat ödemeye
ilikin olup talep halinde bu durumdaki sendikann yapt sözlemeden yararlanmaya engel
deildir209.
3. Taraflarn veya yerinin Durumunda
Sonradan Vaki (Olan) Deimeler
(Deiiklikler) Karsnda Bu
Yöntemin Devam Edip Etmeyecei
Kukulu Haller
TS’in yürürlüü srasnda gerek taraflarn
gerekse iyerinin veya iverenin durumunda
ortaya çkacak bir takm deiikliklerden TS’in
etkilenmeyecei öngörülmü olmasna ramen
konumuzla ilgili açk bir düzenleme eskisinde
olduu gibi yeni TSGLK’da da bulunmamaktadr.
a. Taraf çi Sendikasnn Feshi, nfisah
TS’e taraf olan içi sendikasnn feshi, infisah, faaliyetten menedilmesi veya yetkisini
kaybetmesinin TS’in sona ermesini gerektirmeyeceine ilikin bir düzenlemeye sahip olan
(TSGLK m. 8) Yasada “faaliyeti durdurulmu
sendikalara dayanma aidat ödenmeyecei
(m. 9) tasrih edilmi fakat dier durumlar için
herhangi bir hüküm sevketmemitir.
TS’e taraf içi sendikasnn feshi, infisah
halleri TS’i sona erdirmeyeceinden (TSGLK
m. 8), içi yararlanmaya devam edecek, ancak
taraf içi sendikasnn varl ortadan kalkt
için bir dayanma aidat ödemeyecektir. Ayrca
sözkonusu durumda talep eden dier içilerin
de sözlemeden yararlandrlmalar gerekecektir. Aksine düünce TSGLK m.8 ile öngörülen
amaca ters düecektir210.
Kukusuz, taraf içi sendikas yetkisini kaybetmesi halinde bile TS’in taraf olarak kalacandan yetkinin kaybedilmesi konumuz
bakmndan hiç bir olumsuz sonuç dourmayacaktr.
Buna karlk, infisah eden veya feshedilen
sendikann taraf bulunduu TS’den önceden
dayanma aidat ödeyen içilerin yararlanmalarnn devam edip etmeyecei; böyle bir durumdan -fesih veya infisahtan- sonra TS’den
yararlanmak isteyen içiler için yasal imkânn
ileyip ileyemeyecei konusunda kesin bir
yargya varlamayacaktr211.
SCL
Taraf içi sendikasnn mevcudiyetinin sona
ermesine ramen, yasa gerei süresinin bitimine kadar devam edecek olan TS’den taraf
sendikaya üyesi olmayanlarn yararlanmalarnn mümkün olamayaca söylenebilecei gibi,
aksi görü de savunulabilecektir212.
TSGLK’da dayanma aidat taraf içi kuruluuna ödenmesi gerektiinden içi sendikasnn mevcudiyetinin ortadan kalkmas halinde
dayanma aidatnn ödenmesinin de sözkonusu olamayaca; böyle bir durumda yasann
öngördüü esasl bir gerek -dayanma aidat
ödeme gerei- gerçekletirilemeyecei için artk bu yolla TS’den yararlanmann mümkün
görülemeyecei sonucuna ulalabilecektir.
Ayn ekilde, yasal gerein yerine getirilmesinin imkânszlamas halinde yöntemin yine de
ortadan kalkmayaca, yasann genel amacna
dayanlarak savunulabilecektir213. Baz yazarlara göre; böyle bir durumda dayanma aidat
ödenecek sendika kalmayacandan daha önce
dayanma aidat ödemekte olan içiler bundan
böyle herhangi bir aidat ödemeden TS’den yararlanmaya devam edecekleri gibi, dayanma
aidat ödeyerek yararlanma hakkna sahip dier içilerin de bavurular üzerine dayanma
aidat kesilmesi sözkonusu olmadan TS’den
yararlanmalar zorunlu olacaktr. Aksi takdirde
bu gibi içilerin isteseler de sözlemeden yararlandrlmamalar bu maddenin amacna uymayacaktr214.”
b. Toplu Sözlemesinin Kapsad
yeri ya da letmenin Baka Bir
koluna Dahil Edilmesi
Türk hukukunda, TS içi sendikasnn kurulu bulunduu ikolunda çalan içilerin asgari yüzde onunu üye kaydetmi bulunan ve
sözlemenin kapsayaca iyeri veya iletmede
çalan içilerin yardan fazlasn temsil eden
içi sendikasnca yaplabilmektedir. Bu ekilde belirli bir ikolunda bulunan bir iyerinin
veya iletmeye dahil iyerlerinden bir veya bir
kaçnn TS’in yürürlüü srasnda baka bir ikoluna dahil edilmesi uygulamada görülen bir
durumdur.
Konuyu düzenleyen mevzuatn deitirilmesi ya da bu konuda verilen bir idari kararla
iyerinin veya iyerlerinin baka bir ikoluna
197
HAZRAN ’09
SCL
kaydrlmas; taraf içi sendikasnn TS ehliyetini dorudan etkilerse de, mevcut TS’in sona
ermesine yol açacak bir sebep deildir215.
çi sendikasnn infisah ya da fesholunmas halinde TS’in normatif hükümlerinin yani
taraflara ilikin bulunmayan hükümlerinin devam edeceini açk bir biçimde öngören yasa
hükmü (TSGLK m. 7) karsnda; bulunduu
ikolundan çkarlp baka bir ikoluna dahil
edilen yani ikolu deitirilen iyerindeki TS’in
süresi sonuna kadar devam edeceini kabul etmek zorunludur. Ancak böyle bir TS’den dayanma aidat ödemek suretiyle yararlanmann
mümkün olup olamayaca konusunda kesin
bir ey söylemek mümkün deildir. TS’in taraf
içi sendikasnn feshi ya da infisah durumlar
hakkndaki mülahazalar bu durum için de aynen geçerlidir216.
E. Sona Eren Toplu Sözlemesi
Hükümlerinin Hizmet Akdi
Hükmü Olarak Devamnn
Dayanma Aidat Yöntemiyle
Yararlananlar çin de
Sözkonusu Olmas
TS sona erince, normal olarak, taraf içi
sendikasnn üyeleri gibi dayanma aidat
ödeyerek sözlemeden yararlanan içilerin de
TS’le ball kalmaz. Bununla beraber, yasann sona eren TS’in normatif hükümlerinin
hizmet (i) sözlemesi hükmü olarak devam
edeceini; yeni bir TS yaplncaya kadar sona
eren TS hükümlerinin hizmet akdi hükmü olarak uygulanacan öngörmektedir. Taraf içi
sendikasna üye bulunan içiler için sözkonusu
olacak bu hükmün217 dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanan içilere de uygulanp
uygulanmayaca sorunu üzerinde ayrca durulmaya deer önemdedir218.
TS’in sona ermesinden sonra i ilikileri bu
sözlemeye tabi bulunanlarn durumunu gözönüne alan yasa koyucu, sona eren TS hükümlerinin yenisi yaplp yürürlüe konuluncaya
kadar hizmet akdi hükmü olarak uygulanaca
esas koymu bulunmaktadr: “Her ne sebeple
olursa olsun sona eren toplu i sözlemesinin
hizmet akdine ilikin hükümleri yenisi yürürlü198
e girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak
devam eder” (TSGLK m. 6/III).
Bu itibarla, sona eren TS’in hizmet akdine
ilikin hükümlerinin hizmet akdi olarak haklarnda uygulanacak kiiler, bu sözlemenin
sona erdii anda (tarihte) ondan yararlanan kiilerdir. Sona eren TS’in hizmet akdine ilikin
hükümlerinin hizmet akdi olarak uygulanmas, bu sözlemenin sona ermesi srasnda ondan yararlanmakta olan içiler için sözkonusu
olacaktr219. Bu içiler ise, taraf sendikaya üye
olduklar için TS’den yararlanan içilerle, taraf sendikann üyesi olmayp dayanma aidat
ödeyerek TS’in etki alanna girmi olan içilerdir. Böylece TS’in sona erme tarihinde dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmakta
olan içiler de taraf sendikann üyeleri içiler
gibi TSGLK m. 6/III hükmü içinde düünülecektir. Bu iyerinde çalmalarn sürdürmeleri
kaydyla bir sendikaya üye olmalar ya da sendika deitirmelerinin bu konuda hiç bir olumsuz etkisi olmamak gerekir220.
Yürürlüü sona eren TS’in hizmet akdine
ilikin hükümlerinin hizmet akdi hükmü olarak devam etmesi, ancak sona ermesi tarihinde
bu sözlemeden yararlananlar için sözkonusu
olabilecek; TS’in sona ermesinden sonra sözkonusu iyerine girip çalmaya balayan içilerin hizmet akitlerine yürürlükten kalkm olan
sözlemenin bir etki yapmas mümkün olamayacaktr221.
Sona eren TS’in, yasa gerei yeni TS’in yaplmasna kadar hizmet akdi hükmü olarak devam etmesi esasnn sadece sözlemenin sona
ermesi tarihinde dayanma aidat ödemekte
olan içiler için yürüyecei kabul edilmelidir.
Bir süre dayanma aidat ödemi, daha sonra
sözkonusu aidat ödemekten vazgeçerek TS’le
ballklar sona ermi içiler için bu esas yürümeyecektir222.
SONUÇ
çilerle iverenleri arasndaki çalma koullarn yasal çerçevenin ötesinde içiler yararna
düzenleyen toplu i sözlemeleri bu konuda
genel, objektif ve emredici kurallar koymak suretiyle TS’e taraf olanlarn üyeleri arasndaki
hukuki ilikilerin tabi olaca bir statü yaratrlar.
HAZRAN ’09
Toplu i sözlemeleri bu özelliklerinden dolay,
yani yasa ya da i sözlemesindeki hükümlerin
belirledii asgari koullarn ötesinde hükümler
içerdiklerinden, uygulandklar i ilikilerinde
belirgin bir üstünlük sergilerler.
Türk hukukunda; TS’den esas itibariyle bu
sözlemenin uyguland iyerinde çalan ve
TS’i akdeden içi kuruluunun üyesi olmayan
içiler yararlanamazlar. Bunlarn TS’den yararlanabilmeleri yasada belirlenen istisnai hallerde sözkonusu olabilir. TS’den ilke olarak
bu sözlemenin kapsamna giren iyeri ya da
iyerlerinde çalan taraf içi sendikas üyesi
olan içiler yararlanrsa da bu sendikann üyesi
olmayan içilerin de baz koullarla taraf sendika üyeleri gibi yararlanmalar mümkündür.
Özellikle, taraf sendikann üyesi olmayan içiler bu sendikaya bir dayanma aidat ödemek
suretiyle, TS’in sadece taraf sendika üyelerine
uygulanacak hükümlerinden yararlanabilmektedirler.
TS’in kapsamndaki iyerinde çalan içilerin TS’den yararlanmalar, ya taraf sendikaya
üye olmalar; ya da üye olmayanlar için taraf
sendikaya dayanma aidat ödemeleri yoluyla
olabilmektedir. Sözlemeye taraf sendika üyesi olmayan ya da dayanma aidat ödemeyen
bir içi sendikann yazl muvafakat olmadkça
TS’den yararlandrlamaz. Bu koullarn gerçeklemedii durumda, sendikann yazl muvafakat olmadkça, içilerin TS’den yararlandrlmalar mümkün deildir. Aksine düünce,
hem içilerin sendikadan ayrlmalar ve giderek
sendikalarn zayflamas sonucunu douracak
ve hem de içi sendikasn dayanma aidatndan yoksun brakacaktr.
Dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den
yararlanan, bir bakma o TS’in kapsamna giren
içinin bu suretle taraf içi sendikasnn üyesi
olduu ya da olaca düünülemez. Dayanma aidat ödeyerek TS’in kapsamna sonradan
dahil olabilecek içiler taraf sendikann üyeleri
gibi o TS hükümlerinden yararlanrlar. Fakat
hiçbir zaman bunlarn böylece taraf kuruluun
üyeleri olduklar söylenemez. Bunun içindir ki,
taraf kurulu üyesi olmayanlarn dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmak haklarnn
içi sfatyla, TS’in kapsamna dahil bir iye-
SCL
rinde çaltklar sürece ve en fazla sözkonusu
TS’in süresinin bitimine kadar ve aidat yükümünü devam ettirmeleri artyla sürecektir.
DPNOTLAR
1
Yararlanlacak hükümler, hiç kukusuz, srf taraf içi
sendikasnn üyesi bulunan içilerin çalma artlarna
ilikin normatif hükümlerdir. Buna karlk “iyerinin
çalma düzenine ilikin hükümler” ile “iyerindeki
içilerin ortak yararlarn gözeten hükümler”den
iyerindeki bütün içiler yararlanacaklardr. Yani, yasal
anlatm ile “ücret, ikramiye, prim ve paraya ilikin sosyal
yardm konular”na ilikin hükümler dndaki TS
hükümleri taraf sendika üyesi olsun olmasn iyerindeki
bütün içilere uygulanacaktr. (Ünal NARMANLIOLU,
(Dayanma Aidat) Toplu Sözlemesinin Sadece Taraf
Sendika Üyelerine Uygulanan Hükümlerine Tabi Olma
(Dayanma Aidat Ödeyerek Toplu Sözlemesinden
Yararlanma), Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Türk Milli Komitesi 15. Yl Armaan, Hukuku ve Sosyal
Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi Yayn, stanbul
1991, s. 189; Kemal OUZMAN, (likiler) Hukuki
Yönden çi-veren likileri, C. I, 4. Bas, stanbul 1987,
s. 68 vd.; Seza RESOGLU, (erh) 2822 Sayl Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt Kanunu erhi, Ankara 1986,
s. 148 vd.; Nuri ÇELK, ( Hukuku), Hukuku Dersleri,
21. Bas, Beta Yaynevi, stanbul 2008, s. 541 vd.; Öner
EYRENC, Toplu Sözlemesinin yerinde Çalan Bütün
çilere Uygulanacak Hükümleri, Kamu- D., C. 1, Nisan
1988, S. 4, s. 8 vd.).
2
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 182; Murat
DEMRCOLU/Tankut CENTEL, Hukuku, 13. Bas,
Beta Yaynevi, stanbul 2009, s. 290-293; Haluk Hadi
SÜMER, ( Hukuku), Hukuku, 14. Bask, Mimoza
Yaynlar, Konya 2008, s. 247-253.
3
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 179.
4
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 190.
5
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 190-191; Fevzi
DEMR, ( Hukuku Uygulamas) Hukuku ve
Uygulamas, 5. Bask, zmir 2009, s. 585.
6
Fevzi AHLANAN, (Toplu Sözlemesi) Toplu Sözlemesi, stanbul 1992, s. 148, dn. 63; Yarg. 9. H.D.,
30.12.1988, E. 1988/10711, K. 1988/12112, Çimento
veren D., Ocak 1987, s. 36, Yarg. 9. H.D., 20.3.1986,
E. 1986/1531, K. 1986/3176, Karardaki görüü eletiren
kart görü için bkz; EYRENC, HU., TSGLK m. 9, No: 2.
7
ÇELK, Hukuku, s. 541; Ayn yazar, (Yararlanma) Toplu
Sözlemesinden Yararlanma, TÜTS, Ocak 1986, s. 3-4;
OUZMAN, likiler, s. 68-69; DEMR, Hukuku
Uygulamas, s. 586-587; RESOLU, erh, s. 149-150;
Abdullah BERKSUN/brahim EMELOLU, AçklamalGerekçeli-çtihatl Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt
Kanunu, Ankara 1989, s. 160; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 189 dn. 21; Ayn yazar, ( Hukuku
II) Hukuku II, Toplu likileri, Dokuz Eylül
Üniversitesi Yayn, zmir 2001, s. 400-401; Melda SUR,
Toplu Sözlemesi Özerklii ve Temil, Ankara 1991,
199
HAZRAN ’09
SCL
s. 83-84; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 123-126;
Adnan TU, Türk Hukukunda Toplu Sözlemesi,
T. Orman çileri Sendikas Yayn, Ankara 1996,
s. 168-170; SÜMER, ( Hukuku Uygulamalar) Hukuku
Uygulamalar, 3. Bask, Mimoza Yaynlar, Konya 2009,
s. 489; Ayn yazar, Hukuku, s. 252-253; Ertan REN,
Hukukunda Toplu Sözlemesi Hükümleri ve Hizmet
Akitleri Üzerindeki Etkileri, ÇMS Yayn, Ankara 1998,
s. 14-15; A. Can TUNCAY, (Toplu Hukuku), Toplu Hukuku, Alfa Yaynevi, stanbul 1999, s. 174; deiik
görü EYRENC, (Sözlemenin Bütün çilere Uygulanacak
Hükümleri) Toplu Sözlemesinin yerinde Çalan
Bütün çilere Uygulanacak Hükümleri, Kamu- D.,
Nisan 1988, s. 13 vd.; Ömer EKMEKÇ, Toplu Sözlemesiyle Düzenleme Yetkisi, stanbul 1996, s. 134
vd.; Talat CANBOLAT, Toplu Sözlemesinden
Yararlanamayacak çiler, Yargç Dr. Aydn Özkul’a
Armaan, Kamu D., Cilt 6, Say 4, 2002, s. 166-167.
s. 483; Yargtaya göre, TS’in Yüksek Hakem Kurulunca
yeniden yürürlüe konulmas tarihinde içinin, iverene
atfedilmeyen
tutukluluk
nedeniyle
iine
devam
edememesi karsnda, TS’den yararlanmas kabul
edilemez (Yarg., 9. H.D., 22.9.1987, E. 1987/7562,
K. 1987/8340, Tekstil v. D, Mart 1988, s. 22.).
21
ÇELK, Hukuku, s. 547; Yargtay’a göre; bir olayda
içinin sendikaya üyeliinin iverene bildirilmemesi
nedeniyle
sözlemeden
yararlanma
olanann
bulunmamas ve ayrca, içinin emekli olduu gün
sendikaya üye olarak fark kdem tazminat isteminin
iyiniyet kurallar ile badamamas nedeniyle kdem
tazminat talebinin reddi gerekir (Yarg., 9. H.D., 5.2.1996,
E. 1995/26374, K. 1996/1472, Tekstil v. D, Temmuz
1996, s. 14-15; Yarg., 9. H.D., 14.11.2005, E. 2005/31530
K. 2005/35922, Çalma ve Toplum, 2006/2, s. 228-229).
22
Yargtay da bir kararnda; sendikaya sonradan üye olan
içinin, TS’den yararlanmaya balad tarihte almakta
olduu ücreti esas alnmak suretiyle zam ve zam farklar
belirlenerek fark ücreti hesaplanmaldr, hükmüne
varmtr (Yarg. 9. H.D., 9.10.2003, E. 2003/14562,
K. 2003/16477, TÜHS, ubat 2004, s. 66; DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 580, dn. 1735.).
23
Yarg. 9. H.D., 24.04.2003, E. 2003/22489, 2003/6879,
Tekstil v. D., Austos 2003, s. 36-37; veren D., Austos
2003, s. 15; Yarg. 9. H.D., 06.02.2002, E. 2002/17211,
K. 2002/2379, TÜHS, Mays-Austos 2002, s. 57;
Yarg. 9. H.D., 30.04.2002, E.2002/17, K.2002/6789,
TÜHS, Mays-Austos 2003, s. 78; DEMR, Hukuku
Uygulamas, s. 580, dn. 1737, 1738.
24
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 133-134.
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 125-126; ÇELK, Hukuku, s. 541; Ayn yazar, Yararlanma, s. 4; OUZMAN,
likiler, s. 68-69; Ayn yazar, (Yararlanmaya likin
Sorunlar) Toplu Sözlemesinden Yararlanmaya likin
Sorunlar, Prof. Dr. Ümit DOANAY’n Ansna Armaan I,
stanbul 1982, s. 62; RESOLU, erh, s. 149-150; Kenan
TUNÇOMA, ( Hukuku II) Hukuku, Cilt II, 2. Bas,
stanbul 1985, s. 278-279; Gerekçede farkl görü;
EYRENC, Sözlemenin Bütün çilere Uygulanacak
Hükümleri, s. 8 vd.; Ercan AKYT, Hukuku, 6. Bask,
Seçkin Yaynlar, Ankara 2007, s. 483.
25
SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 476; Ayn yazar,
Hukuku, s. 249; TUNÇOMA, s. 414; ÇELK, Hukuku,
s. 547; SUR, (Toplu likiler) Hukuku Toplu likiler,
2. Bas, Turhan Kitabevi, Ankara 2008, s. 303; CANBOLAT,
s. 163 vd.
26
Münir EKONOM, Toplu Sözlemeleri ile lgili Yeni
Yasal Düzenlemeler, Çalma Hayat ile lgili Yeni Yasal
Düzenlemeler, Ankara 1984, s. 59; OUZMAN, likiler,
s. 71; RESOLU, erh, s. 140-141; TUNÇOMA, Toplu
Sözlemesinin Balaycl, gören D., Say 2, s. 4;
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 134.
13
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 179.
27
14
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 138.
15
Turhan ESENER, ( Hukuku) Hukuku, 3. Bas, Ankara
1978, s. 479; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 138-139.
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 134; Yargtay’a göre
de Kanunun 9. maddesindeki esaslar emredici olup
uyulmas zorunludur (Yarg. 9. H.D., 31.3.1986,
E. 1986/2492, K. 1986 / 3578, TÜHS, Mays-Temmuz 1986,
s. 12).
16
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 139. OUZMAN,
Düzen Nasl Olmaldr, s. 58.
28
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 133-134; ÇELK,
Yararlanma, s. 9-10; RESOLU, erh, s. 141;
NARMANLIOLU, HU, TSGLK m. 9, No: 3; Kart Görü,
EKONOM, Toplu Sözlemesinin Nitelii, Hükümleri,
Uygulama Alan ve Sona Ermesi Konularndaki Önceki
Yargtay Kararlarnn Deerlendirilmesi, Toplu likilerini Düzenleyen Yeni Kanunlar Karsnda Önceki
Yargtay Kararlarnn Deerlendirilmesi, stanbul 1983,
s. 92-93, Yazar’a göre, TSGLK m. 9 hükmü, hangi sendika
üyelerinin
geçmie
etkili
olarak
sözlemeden
yararlanabileceklerini belirtme ve taraflarn imza
8
Doktrinde bu çözümün “sendikal içilerin ödedikleri
üyelik aidat ile TS’in yaplmasnn gerektirdii külfetleri
karlamalarna mukabil, sendika üyesi olmayanlarn hiçbir
külfete katlanmadan ayn imkâna kavumalarndaki
eitlie ve adalete aykrlk yönünden” kabul
edilemezliine iaret edilmitir (OUZMAN, (Düzen Nasl
Olmaldr) Türkiye’de Toplu Sözlemesi Grev, Lokavt,
Tahkim ve Arabuluculuk Düzeni Nasl Olmaldr, stanbul
1973, s. 58).
9
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 179-180.
10
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 180-182.
11
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 125; DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 586-587.
12
17
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 138-139.
18
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s.
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 139-140.
19
ÇELK, Hukuku, s. 546-547.
20
ÇELK, Hukuku, s. 547; AHLANAN, Toplu Sözlemesi,
s. 126 vd.; DEMRCOLU/CENTEL,
s. 291-293; Müjdat AKAR, Hukuku Uygulamas,
7. Bask, Der Yaynlar, stanbul 2005, s. 434-436; AKYT,
200
179
vd.;
HAZRAN ’09
tarihinden önce hizmet akdi son bulanlara sözlemeyi
uygulama serbestilerini ortadan kaldrmaktr.
29
Yarg. 9. H.D., 3.6.1991, 1991/1789, K. 1991/9201;
Yarg. 9. H.D., 2.4.1991, E. 1990/13766, K. 1991/6802,
Tekstil iveren D., Kasm 1991, s. 16, 20; Yarg. 9. H.D.,
7.2.1991, E. 1991/10159, K. 1991/1364, veren D.,
Nisan 1991, s. 17; Yarg. 9. H.D., 22.9.1988, E. 1988/6109,
K. 1988/8454, Çimento veren D., Kasm 1988, s. 6;
Yarg. 9. H.D., 11.2.1987, E. 1987/1371, K. 1987/1656,
Yasa Hukuk D., Aralk 1987, s. 754; Yarg. 9. H.D., 8.4.1987,
E. 1987/3350, K. 1987/3637, YKD., Ekim 1987, s. 2508;
Yarg. 9. H.D., 25.12.1986, E. 1986/10427, K. 1986/11716,
Yasa Hukuk D., Nisan 1987, s. 598, AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 134, dn. 21.
30
Yarg. 9. H.D., 26.3.1987, 1987/2921, K. 1987/3184,
Çimento veren D., Mays 1987, s. 38-39; Yarg. 9. H.D.,
2.4.1987, E. 1987/3055/3443, veren D., Haziran 1987,
s. 14; Yarg. 9. H.D., 26.3.1987, E. 1987/2921, K.
1987/3185, veren D., Mays 1987, s. 14, AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 135, dn. 22.
31
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 135; Kart görü,
ÇELK, Hukuku, s. 572-573; Yazar’a göre, sözlemenin
imzas srasnda iyerinde çalmakta olup taraf sendikaya
üye olanlar geçmi dönemde sendika üyesi olmasalar
bile, geçmie ilikin haklardan aidat ödemeksizin
yararlanabileceklerdir.
32
DEMRCOLU/CENTEL, s. 291.
33
SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 480; Ayn yazar,
Taraf çi Sendikasna Üye Olan çiler Açsndan Toplu Sözlemesinden Geçmie Etkili Olarak Faydalanmann
Balangc, Çimento veren D., Temmuz 1997, s. 6 vd.;
TUNÇOMA/CENTEL, Hukukunun Esaslar, 5. Bas,
Beta Yaynevi, stanbul 2008, s. 383; ÇELK, s. 546-547;
Hakan KESER, Toplu Sözlemesinde Geriye Etkili
Yürürlük ve Yürürlüün Balangc, Çimento veren D.,
Eylül 1994, s. 7; Kar görü için bkz. A. Nizamettin
AKTAY, (Toplu Sözlemesi) Toplu Sözlemesi,
TÜHS Yayn, Ankara 2000, s. 88; Ayn yazar, (AKTAY/
Kadir ARICI/E. TUNCAY KAPLAN SENYEN) Hukuku,
s. 460-462; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 135;
Nüvit GEREK, Toplu Sözlemesinden Yararlanmada
mza Tarihi Arasnda Sendikaya Üye Olanlarn Durumu,
TÜHS, Austos 1999, s. 40.
34
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 136-137; RESOLU,
erh, s. 142.
35
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 137; Kart görü,
RESOLU, erh, s. 142.
36
Yarg. 9. H.D., 20.3.1986, E. 1986/1531, K. 1986/3176,
Kamu /Tühis/Kamu-Sen. (Kararlar), C. 1, s. 478-479,
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 137, dn. 28.
37
OUZMAN, likiler, s. 72;
Sözlemesi, s. 137-138.
38
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 138; TUNÇOMA/
CENTEL s. 383; AKTAY, Toplu Sözlemesi, s. 99; Ayn
yazar, (AKTAY/ARICI/TUNCAY) Hukuku, s. 470;
RESOGLU, erh, s. 135; Yargtay’a göre; TS ile öngörülen
haklar henüz domadan iyerinden ayrlan içi bu
haklardan yararlanamaz. Bu haklarn doumu yardma
SCL
konu hallerin yaanmas veya iyerinde geçirilmesi ile
doar. Bu nedenle yeni TS ile bu haklara ilikin art
fark
kdem
tazminat
hesabna
katlmamaldr.
(Yarg. 9. H.D., 5.4.1984, E. 1984/-3497, K. 1984/3717,
veren D., Ocak 1985, s. 20 ).
39
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 138.
40
ÇELK, Hukuku, s. 550; DEMR, Hukuku Uygulamas,
s. 584-586.
41
ÇELK, Hukuku, s. 550.
42
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 152; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 490.
43
Böyle bir uygulamann sürdürülmesi içi için kazanlm
hak tekil edeceinden iveren bundan dönemez. Buna
karlk, iveren bu uygulamay bir yanllk sonucu
yapmsa, bu durumda Yargtayca kabul edildii gibi,
kazanlm hak söz konusu olmayacak ve bundan
dönebilecektir ÇELK, Hukuku, s. 553; OUZMAN,
likiler, s. 77-78; EYRENC, HU, TSGLK, 3, No: 6;
Yarg. 9. H.D., 19.4.1984, E. 1983/9692, K. 1984/2929,
YKD., Temmuz 1985, s. 994-995 ve Yarg. 9. H.D.,
21.11.1985, E.1983/8767, K.1985/10828, v. D., Aralk
1985, 17; TUNCAY, Toplu Hukuku, s. 179-180.
44
Yargtay ise; iverence sözlemenin tüm hükümlerinin
uygulanmam olmasna dayanarak sendikann yoksun
kald dayanma aidat talebinin reddi gerektiine
hükmetmitir (Yarg. 9. H.D., 4.3.2003, E.2002/16415,
K. 2003/2828 ve T. Centel’in incelemesi, Tekstil v. D,
Mays 2003, 36-38); ÇELK, Hukuku, s. 553-554, dn. 51.
45
Yarg. 9. H.D., 3.6.1981, E.1930, K. 13733 ve Sava
TAKENT’in incelemesi, HU, Sen.K. 21, No. 5; Yarg. 9. H.D.,
12.9.1991, E.1991/12106, K.1991/11981, Tekstil v. D.,
Aralk 1991, s. 13; Yarg. 9. H.D., 7.5.2002, E. 2002/7370,
K. 2002/7281, ÇELK, Hukuku, s. 554, dn. 52.
46
Ayrntl bilgi ÇELK, Toplu Sözlemesine Taraf
Teekküle Üye Olmayanlarn Durumu, HD, ubat 1969,
s.159, 165 vd.; Ayn yazar, Toplu Sözlemesinde
Sözleme Farknn Korunmasna likin Kayt, Çimento
v. D, Temmuz 1992, s. 9-15.
47
ÇELK, Hukuku, s. 553-554; DEMR, Hukuku
Uygulamas, s. 588; AHLANAN, Toplu Sözlemesi,
s. 153.
48
ÇELK, Hukuku, s. 554, dn. 54; Ayn yazar, Toplu Sözlemesine Taraf çi Teekkülüne Üye Olmayan
çilerin Üst Kademelere Yükseltilmeleri, HD, Austos
1969, s. 721-722; OUZMAN, Hukuki Yönden çi-veren
likileri, Olaylar-Kararlar, stanbul 1987, s. 117-119;
Yarg. 9. H.D., 20.5.1985, E. 985/2546, K. 19201985/5437,
v. D., Temmuz 1985, s. 17-19; TUNCAY, Toplu Hukuku, s. 125; NARMANLIOLU, Hukuku II,
s. 440-442; TUNÇOMA/CENTEL, s. 409-410; Ercan
GÜVEN/Ufuk AYDIN, Hukuku, 3. Bask, Eskiehir
2002, s. 275; SUR, Toplu likiler, s. 316-317.
49
ÇELK, Hukuku, s. 542.
50
Yargtay verdii bir içtihad birletirme karar ile toplu
sözlemeye taraf sendikaya üye olmayan içinin
dayanma aidat ödeyerek TS’den yararlanmak
istemesi halinde sendikann yazl muvafakatine gerek
AHLANAN, Toplu 201
HAZRAN ’09
SCL
olmad sonucuna varlabilmiti. (Yargtay Hukuk
Bölümü çtihad Birletirme Genel Kurulu, 21.1.1979,
E. 1978/6, K. 1978/1, RG., 17.03.1979, 16581) 2822 sayl
Yasayla bu duruma kesinlik kazandrlmtr (ÇELK, Hukuku, s. 548).
51
ÇELK, Hukuku, s. 548; DEMR, Hukuku Uygulamas,
s. 583-584; AKAR, s. 435-436.
52
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 191-192; Ayn
yazar, Hukuku II, s. 419-422; TUNCAY, Toplu Hukuku, s. 176-177; DEMR, Hukuku Uygulamas,
s. 584-585; DEMRCOLU/CENTEL, s. 291-293;
TU, s. 188-191; AKTAY, Toplu Sözlemesi, s. 99-101;
Ayn yazar, (AKTAY/ARICI/TUNCAY) Hukuku, s.
470-472; SUR, Toplu likiler, s. 310-312; AKYT, s. 485;
SÜMER, Hukuku, s. 250-252.
53
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 192-193.
54
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 193; AHLANAN,
Toplu Sözlemesi, s. 140; DEMR, Hukuku
Uygulamas, s. 583.
70
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 201-202;
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 142-143; AKYT,
s. 483.
71
OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 54;
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 202; DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 582.
72
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 151; TUNCAY, Toplu
Hukuku, s. 188; AKAR, s. 435; SÜMER, Hukuku
Uygulamalar, s. 487; Ayn yazar, Hukuku, s. 250; TU,
s. 192; SUR, Toplu likiler, s. 307.
73
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 202; AHLANAN,
Toplu Sözlemesi, s. 142-143.
74
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 203; OUZMAN,
likiler, s. 79; RESOLU, erh, s. 330; AHLANAN, Toplu
Sözlemesi, s. 151-152.
75
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 203; AHLANAN,
Toplu Sözlemesi, s. 151; RESOLU, erh, s. 330.
76
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 152; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 487; Ayn yazar, Hukuku,
s. 250.
77
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 203; SÜMER,
Hukuku Uygulamalar, s. 477; Kapsam D Personel
hakknda geni bilgi için bkz. brahim SUBAI, “Türk Hukukunda Kapsam D Personel”, Prof. Dr. Metin
KUTAL’a Armaan, TÜHS Yayn, Ankara 1998, s. 167200.
78
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 203-204; TUNCAY,
Toplu Hukuku, s. 186-187; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 149; AKAR, s. 435-436; DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 582; AKTAY Toplu Sözlemesi,
s. 111-114; Ayn yazar, (AKTAY/ARICI/TUNCAY) Hukuku, s. 481-483; SUR, Toplu likiler, s. 306-307.
55
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 140.
56
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 141; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 486; DEMR, Hukuku
Uygulamas, s. 581.
57
OUZMAN, likiler, s. 4 vd; TUNÇOMA, Hukuku II,
s. 435; NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 194.
58
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 194-195.
59
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 195-196; AKAR,
s. 436.
60
DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 581.
61
OUZMAN, likiler, s. 73/74; TUNÇOMAG, Hukuku II,
s. 286; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 141.
62
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 141-142.
79
63
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 142; Halid Kemal
ELBR, Hukuku, stanbul 1987, s. 180; DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 584.
AHLANAN, Toplu Sözlemesi,
DEMRCOLU/CENTEL, s. 291-292.
80
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 205; yerinin
deiik iverenlere geçmesi, yani el deitirmesi halinde,
içinin yeni iverenlerinin baka sendikalarla yapt toplu
i sözlemelerinden yararlanmas da mümkün deildir.
“Zira deien iverenlerin yapt toplu i sözlemeleri
yapld tarihteki bu iverenlere ait iyerlerini
kapsayacaktr. Devralnan iyerinin yaplm uygulamaya
konulmu toplu i sözlemelerinin kapsamnda olduu
düünülemez. Böyle olunca yeni iverenin taraf olduu
TS’in içi yann oluturan sendikaya üye olmas veya
dayanma aidat ödemesi de durumu deitirmez ve
kendi çalt iyerini kapsamayan bu sözlemelerden
davac yararlanamaz.” (Yarg. 9. H.D., 24.9.1987, E. 7687,
K. 8467, Tekstil veren D., Eylül 1988, S. 126, s. 22).
81
OUZMAN, likiler, s. 75; NARMANLIOLU, Dayanma
Aidat, s. 205; SÜMER, Hukuku Uygulamalar,
s. 477-478.
64
Nitekim doktrinde de bu hüküm bu ekilde geni olarak
anlalmaktadr (Bkz. OUZMAN, likiler, s. 74; Kenan
TUNÇOMA, Hukukunun Esaslar, stanbul 1988,
s. 418-419; RESOLU, erh, s. 147; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 198-199).
65
RESOLU, erh, s. 145.
66
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 198-201; TUNCAY,
Toplu Hukuku, s. 175-179; SÜMER, Hukuku
Uygulamalar, s. 478; Ayn yazar, Hukuku, s. 250-252;
AKTAY, Toplu Sözlemesi, s. 99-101; Ayn yazar,
(AKTAY/ARICI/TUNCAY) Hukuku, s. 470-472;
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 140; TU, s. 189-191;
AKAR, s. 436; SUR, Toplu likiler, s. 310-311; AKYT,
s. 484-486.
s.143,
149-150;
67
OUZMAN, likiler, s. 74; RESOLU, erh, s. 145; N
ARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 200; TUNÇOMA,
Hukukunun Esaslar, s. 419.
82
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s.c 206; DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 584-585; SÜMER, Hukuku
Uygulamalar, s. 479.
68
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 200-201, dn. 45.
83
69
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 201.
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 143-144; OUZMAN,
Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 59-61; NARMANLIOLU,
202
HAZRAN ’09
Dayanma Aidat, s. 206-207; DEMRCOLU/CENTEL,
s. 292.
84
85
OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 59; Ayn
yazar, likiler, s. 74; NARMANLIOLU, Dayanma Aidat,
s. 206.
OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 61; Ayn
yazar, likiler, s. 76.
86
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 206.
87
Talep konusunda ayrntl bilgi için ÇELK, Hukuku,
s. 548-549; NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, 206 vd.;
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s.143 vd.; Yargtay,
dayanma aidat ödeyerek sözlemeden yararlanabilmek
için, isabetli olarak, her yeni sözleme dönemi için ayr
bavuru yaplmas gerektiini kabul etmitir (Yarg., 9.
H.D., 12.3.1997, E. 1997/3861, K. 1997/4850, Tekstil
v. D., Haziran 1997, s. 20; Yarg., 9. H.D., 16.9.1998,
E. 1998/12008, K.1998/13080, Tekstil v. D., Kasm
1998, s. 23), ÇELK, Hukuku, s. 548-549, dn. 30);
Yargtaya göre; Henüz TS imzalanmadan, batlanmayan
TS’nden dayanma aidat ödeyerek yararlanma istei ile
dilekçe verildiinden, TS imzalandktan sonra ayrca
bir dayanma aidat kesintisi için bir dilekçe
verilmediinden TS’den yararlandrlmas yerlemi
kararlara aykr dümektedir (Yarg., HGK., 31.01.2007,
E. 2007/9-27, K. 2007/47, Corpus Mevzuat ve çtihat
Program, 24.4.2009).
88
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 207.
89
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 207.
SCL
Uygulamalar, s. 478.
102 NARMANLIOLU, Dayanma
RESOLU, erh, s. 196.
Aidat,
s.
208;
Bkz.
103 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 211.
104 Hatta SK’ya göre; içi sendikasnn yazl talebi ve aidat
kesilecek sendika üyesi içilerin listesini vermesi üzerine
iveren sendika tüzüü uyarnca üyelerin sendikaya
ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatn ve TSGLK
gereince sendikaya ödenmesi gerekli dayanma aidatn
içilere yapaca ücret ödemesinden kesmeye eklindeki
ifadesinden iverenin sendika üyesi içilerin “üyelik
aidatn” kesip göndermesi için sendikann talebinin
gerekmesine karlk, sendikann böyle bir talebi
olmakszn da iverenin kendisine dayanma aidat
yoluyla sözlemeden yararlanma talebinde bulunan
içinin “dayanma aidatn” kesme zorunda olduu
söylenebilir. AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 146,
dn. 53; OUZMAN, likiler, s. 76.
105 Yarg. 9. H.D., 28.12, E. 1982/9375, K. 1982/10237,
veren D., Mays 1983, s. 17-18; Yarg. 9. H.D., 11.8.1981,
E. 1981/8864, K. 1981/9591, veren D., Kasm 1981,
s. 15; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 146, dn. 54.
106 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 145; TUNÇOMA, (
Hukuku II), Hukuku, Cilt II, 2. Bas, stanbul 1985,
s. 288-289.
107 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 145; ÇELK.
(Yararlanma) Toplu Sözlemesinden Yararlanma,
TÜHS, Ocak 1986, s. 6; OUZMAN, likiler, s. 76;
AKAR, s. 436.
90
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 207.
91
Yarg. 9. H.D., 17.3.1997, E. 1997/4335, K. 1997/5219,
Tekstil v. D, Temmuz 1997, s. 17.
92
ÇELK, Hukuku, s. 548-549.
93
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 207; AHLANAN,
Toplu Sözlemesi, s. 144.
94
OUZMAN, likiler, s. 74;
95
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 144.
96
AKYT, s. 485.
97
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 208; TSGLK’nn
9’uncu maddesinde öngörülen imkândan yararlanmak
tamamen içiye, içinin isteine braklmtr; o böyle bir
istekte bulunduu ve dayanma aidat ödedii sürece bu
hakka sahiptir. TS taraflar içinin bu konudaki irade
beyanna uymak zorundadrlar. TS’in taraflarnn bu
hakkn kullanlmasna raz olmalar gerekmedii gibi,
içinin bu hakkn kullanmas için bir mahkeme
kararna ihtiyaç da yoktur. Bu konuda bir uyumazlk
mahkemeye götürülmü olsa bile yarg karar izhari
(açklayc) bir nitelik tayacaktr. (NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 208-209, dn. 66).
98
ESENER, Hukuku, s. 487.
110 TUNÇOMA, Hukuku II, s. 289; OUZMAN, likiler,
s. 76.
99
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 209.
111 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 145.
108 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 212-213.
109 Dayanma aidatnn üyelik aidatndan daha az miktarda
belirlenmi olmas nedenleri üzerinde doktrinde duran
yazarlar vardr. Örnein baz yazarlar; her iki aidatn eit
klnmasnn mümkün olamayacan, çünkü böyle bir
eitliin örtülü ve dolayl bir biçimde de olsa içiyi
sendikaya üye olmaya zorlama olarak kabul edebileceini
belirtmektedir. (ÇELK, Toplu Sözlemesi Açsndan
Yargtay’n 1975 Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi
(Tebli),
Yargtay’n
Hukuku
Kararlarnn
Deerlendirilmesi 1975, Eskiehir 1976, s.195-196); Baz
yazarlar da; dayanma aidat miktarnn ölçülü olmasnn
gerektiini; aidat miktar “yüksek olduu takdirde toplu i
sözlemesi dnda kalan içilerin bu sözlemeden
yararlanabilme
yollar”nn
kapanacan;
ayrca
“sendikasz içiler bu suretle sendikaya girmeye
zorlanaca için, aidatn sendika aidatna çok
yaklatrlmas”nn kiilik haklarna hatta sendika
özgürlüüne de aykr düeceini; aidat miktarnn düük
tutulmas ise, taraf sendikann üyelerini yitirmesi
sonucunu douracan dile getirmektedir (TUNÇOMA,
Hukukunun Esaslar, s. 420).
100 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 144; SÜMER,
Hukuku Uygulamalar, s. 478.
112 ÇELK, Hukuku, s. 548-549; TUNCAY, Toplu Hukuku,
s. 177-178.
101 DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 585; SÜMER, Hukuku
113 Kar. ESENER, Hukuku, s. 81-82; Münir EKONOM,
203
HAZRAN ’09
SCL
Toplu Sözlemesinde Taraf çi Teekkülüne Üye
Olmayan çilerin Sözlemeden Faydalanmalar, ktisat ve
Maliye Dergisi, Ekim 1964, s. 256, 260.
114 Cahit TALAS, Sosyal Ekonomi, II. Kitap, 4. Bas, Ankara
1976, s. 247; Alpaslan IIKLI, Hukuku, 6. Bask, Ankara
2005, s. 228-229, 312-313.
115 ÇELK, Hukuku, s. 549-550; DEMRCOLU/CENTEL,
s. 292-293.
116 Baz yazarlara göre; dayanma aidatnn miktar, üyelik
aldatnn üçte ikisi deil, en çok üçte ikisidir. Böylece
yazar, kanunen sözkonusu aidatn azami (üst) snrnn
tasrih edildii kansndadr. (Bkz. TUNÇOMAG, Hukuku
II, s. 288).
117 TUNÇOMA, Hukuku II, s. 289; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 215-216.
118 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 216.
119 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 216-217.
120 OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 60-61,
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 217.
121 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 217.
122 ÇELK, Hukuku, 569-570; EKONOM, Yeni Yasal
Düzenlemeler, s. 59; deiik görü OUZMAN, likiler,
s. 81-83.
123 ÇELK, Hukuku, 569-570.
124 SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 475; ÇELK, Hukuku, 569; TUNÇOMA, Hukukunun Esaslar,
stanbul 1988, s. 401; OGUZMAN, likiler, s. 81; TU,
s. 194.
125 TU, s. 194; SUR, Toplu likiler, s. 254; ÇELK, Hukuku, 569; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 475.
126 ÇELK, Hukuku, 569; TUNCAY, Toplu Hukuku,
s. 193; EKMEKÇ, s. 215; SUR, Toplu likiler, s. 287;
M. Erdem ÖZDEMR, Toplu Sözlemesinin Geçmie
Etkili Olarak Yürürlüe Konulmas, Yargç Aydn ÖZKUL’a
Armaan, Kamu- D., C. 6, S. 4, 2002, s. 143 vd.
127 TUNÇOMA, Hukukunun Esaslar, s. 401; TUNCAY,
Toplu Hukuku, s. 193; TU, s. 196; SÜMER, Hukuku
Uygulamalar, s. 475.
128 DEMR, Hukuku Uygulamas, s. 580-581.
129 SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 475-476; Ayn yazar,
Hukuku, s. 247-248; ÇELK, Hukuku, s. 570.
RESOLU, erh, s. 136-140; AKTAY, Toplu Sözlemeleri ve Toplu Uyumazlklarnn Çözüm
Yollar, Ankara 1990, s. 90.
130 AKTAY, Toplu Sözlemesi, s. 87-89; OUZMAN,
likiler, s. 81; TU, s. 194; SUR, Toplu likiler, s. 287;
SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 475-476
131 ÇELK, Hukuku, s. 570-571; Ayn yazar, Toplu Sözlemesinin Yaplmasnn Uzamas, s. 213 vd.; ESENER,
Hukuku, s. 515 vd.; EKONOM, Yeni Yasal
Düzenlemeler, s. 59; RESOLU, erh, s. 137; AHLANAN,
Toplu Sözlemesi, s. 188 vd.; EKMEKÇ, s. 216-217;
Cevdet lhan GÜNAY, Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt
Hukuku, Ankara 1999, s. 297; TUNCAY, Toplu Hukuku,
204
s. 193; NARMANLIOLU, Hukuku II, s. 452-453;
ÖZDEMR, s. 144-145; aksi görü OUZMAN, HU 1975,
K. 13, No. 2; Ayn yazar, likiler, 71.
132 Ayrntl bilgi için ÇELK, Toplu
Yaplmasnn Uzamas, s. 213 vd.
Sözlemesinin
133 ÇELK, Hukuku, s. 571; ESENER, Hukuku, s. 516;
RESOLU, erh, s. 138; AHLANAN, Toplu Sözlemesi,
s. 191; TUNCAY, Toplu Hukuku, s. 194; SUR, Toplu
likiler, s. 289; ÖZDEMR, s. 146;
134 ÇELK, Hukuku, s. 571; ÖZDEMR, s. 150.
135 ÇELK, Hukuku, s. 572.
136 Yargtaya göre; Yasann 9. maddesindeki esaslar kamu
düzeni ile ilgili olup bunlara uyulmas zorunludur; aksine
yaplan sözlemeler geçersizdir. (Yarg. 9. H.D., 31.3.1986,
E. 1986/2492, K. 1986/3578, TÜHS, Mays-Temmuz
1986, s. 12-14; Yarg. 9. H.D., 28.3.1988, E. 1988/1310,
K. 1988/3570, Tekstil v. D, Nisan 1989, s. 20-21),
ÇELK, Hukuku, s. 573.
137 Bu konuda bkz. ÇELK,
Uygulanma Alan, s. 25 vd.
Toplu
Sözlemesinin
138 ÇELK, Hukuku, s. 573; Ayn yazar, HU., 1980/II,
TSGLK. 7, No: 7; OUZMAN, likiler, s. 83; RESOLU,
erh, s. 140; BERKSUN/EMELOLU, s. 163; SÜMER,
Hukuku Uygulamalar, s. 214; TUNÇOMA/CENTEL,
s. 371-372.
139 ÇELK, Hukuku, s. 572-573.
140 Yarg. 9. H.D., 6.4.1989, E. 1989/246, K. 1989/3185, ve
Hukuk D., Kasm-Aralk 1989, s. 83-84; Yarg. 9. H.D.,
20.3.1990, E. 1990/67, K. 1990/3146, Türk Kamu-Sen D.,
Mart 1990, s. 34; benzer görü EYRENC, HU, 1980,
TSGLK. 7, No. 8; Ouz ÖZBEK, Sendikaclk ve Toplu
Sözleme Mevzuat, 2. Bask, stanbul 1986, s. 285;
AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 135 vd.; TUNCAY,
1990 Yl Kararlar Semineri, s. 120; Ayn yazar, Toplu Hukuku, s. 173, 195; EKONOM, 1994 Yl Kararlar
Semineri, s. 96; Ayn yazar, 1997 Yl Kararlar Semineri,
s. 224; AKTAY, Geçmie Etkili Yürürlüe Giren Toplu Sözlemesinden Yararlanma, Kamu- D., Ocak 1998,
s. 45-48; EKMEKÇ, s. 124-125; Nüvit GEREK, Toplu Sözlemesinden Yararlanmada mza Tarihi le Yürürlük
Tarihi Arasnda Sendika Üyesi Olanlarn Durumu, TÜHS,
Austos 1999, s. 37-40; NARMANLIOLU, Hukuku II,
s. 409-410, 426-427; ÖZDEMR, s. 153-155.
141 ÇELK, Hukuku, s. 573-574; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 218 vd.; Ayn yazar, Hukuku II,
s. 425-426; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 147-148;
SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 216; CANBOLAT,
s. 180-181; aksi görü OUZMAN, likiler, s. 75;
RESOLU, erh, s. 147-148; TUNÇOMA/CENTEL,
s. 387-388; EKMEKÇ, s. 161 vd.; AKTAY, Toplu Sözlemesi, 103-104.
142 Yarg. 9. H.D., 31.3.1986, E. 1986/2492, K. 1982/3578,
TÜHS, Mays-Temmuz 1986, s. 12-14; Yarg. 9. H.D.,
30.9.1986, E. 1986/6715, K. 1986/8604 ve N. ÇELK’in
incelemesi, Hukuk Aratrmalar, M.Ü. Hukuk Fakültesi
Yayn, Ocak-Nisan 1987, s. 52-53; Yarg. 9. H.D, 28.3.1988,
E. 1988/1310, K. 1988/3570, Tekstil v. D, Nisan
HAZRAN ’09
1989, s. 20-21; Yarg. 9. H.D., 15.2.2006, E. 2005/20647,
K. 2006/3670, Çalma ve Toplum, 2006/2, s. 150-151
ve N. CANKLOLU’nun karar isabetsiz bulan
incelemesi. Sicil HD, Haziran 2006, s. 122-128.
143 ÇELK, Hukuku, s. 573-574; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 220; SÜMER, Hukuku
Uygulamalar, s. 284-285; aksi yönde EKMEKÇ, s. 168.
144 EYRENC’nin, Yarg. 9. H.D, 28.7.1980 ve 4.12.1980
tarihli kararlarna ilikin incelemesi, HU, TSGLK. 7
(No. 8 ve 9); 2822 sayl Yasa döneminde de Yargtay ayn
gerekçeyi sürdürmektedir (Yarg. 9. HD., 16.4.1985, E
1985/2154 K. 1985/4167, YKD, Haziran 1985, 829-831);
Yargtayn görüünde NARMANLIOLU, Dayanma
Aidat, s. 222-224; TUNCAY, Toplu Hukuku, s. 175.
145 ÇELK, Hukuku, s. 574-575; Ayn yönde CANBOLAT,
s. 181.
155 Bkz. Metin KUTAL, Sosyal Hukuk ve Uygulamas, ktisat
ve Maliye, C. XXVIII, Kasm 1981, S. 8, s. 362 .
156 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 218.
157 TUNÇOMA, Hukuku II, s. 290.
158 Yarg., 9. H.D., 30.9.1986, E. 1986/7615, K. 1986/8604,
veren D., ubat 1987, s. 17; Yarg., 9. H.D., 16.4.1985,
E. 1985/2154, K. 1985/4167, veren D., Mays 1985,
s. 17, AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 147, dn. 59.
159 Bkz. HGK., 10.12.1980, E. 1980/9-2543, K. 1980/2647
(veren D., C.XIX, Nisan 1981, S. 7, s. 15-16) Ayrca
kararda, “iveren tarafndan baz içilerin bavuru
tarihinden önceki durumdan yararlandrlm olmalar”nn
davac (içi)’ya bir hak bahetmeyecei de dile
getirilmitir.
160 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 218.
161 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 218-219.
146 ÇELK, Hukuku, s. 574-575.
147 ÇELK, Hukuku, s. 575; Ali GÜZEL, 1996 Yl Kararlar
Semineri, s. 192-193; Berin ERGN, 1999 Yl Kararlar
Semineri, s. 246-247; ÖZDEMR, s. 158-159; aksi görü
EKONOM, Yeni Yasal Düzenlemeler, s. 59; Ayn yazar,
1994 Yl Kararlar Semineri, s. 95-96 ve 1997 Yl
Kararlar Semineri, s. 225-226; OUZMAN, likiler, s. 83;
RESOLU, erh, s. 140-141; AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 134; EKMEKÇ, s. 126-127; TUNCAY, Toplu
Hukuku, s. 172, 195; NARMANLIOLU, Hukuku II,
s. 412-413; TUNÇOMA/CENTEL, s. 384.
148 ÇELK, Hukuku, s. 575-576; Bkz. Yarg. 9. H.D., 20.2.1997,
E. 1996/19894, K. 1997/2841, Tekstil v. D., Mays 1997,
s. 21-22; Yarg. HGK, 15.10.1997, E. 1997/9-543, K.1997/
827, YKD., Ocak 1998, s. 5-6; Yarg. 9. H.D., 30.12.1999,
E. 1999/18054, K. 1999/20468, Çimento v. D., Mart
2000, s. 43; Yarg. 9. H.D., 2.2.2000, E. 2000/786, K. 2000 /
842, v. D., Nisan 2000, s. 15; Yarg. 9. H.D., 16.1.2002.
E. 2001/15941, K. 2002/283; Yarg. 9. H.D., 24.4.2003,
E. 2002/22489, K. 2003/6879, Tekstil v. D., Austos
2003, s. 36-37; Yarg. 9. H.D., 20.1.2004, E. 2003/18300,
K. 2004/426, Tekstil v. D., Ekim 2004, 36-38; ÇELK, Hukuku, s. 576, dn. 43.
149 Yarg. 9. H.D., 31.3.1986, E. 1986/2492, K. 1986/3578,
TÜHS, Mays-Temmuz 1986, s. 12-14; Yarg. 9. H.D.,
28.3.1988, E. 1988/1310, K. 1988/3570, Tekstil v. D.,
Nisan 1989, s. 20-21, ÇELK, Hukuku, s. 576, dn. 45.
150 Yarg. 9. H.D., 26.3.1987, E. 1987/2921, K. 1987/3184,
Tekstil v. D., Kasm 1987, s. 21; Yarg. HGK, 5.6.1987,
E. 1986/9-666 K.1987/457, Tekstil v. D., Mart 1988,
s. 20-21; Yarg. 9. H.D., 2.4.1991, E. 1990/13766,
K. 1991/6802, Tekstil v. D., Kasm 1991, s. 20, ÇELK, Hukuku, s. 576, dn. 46.
162 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 219.; Ayn yazar,
Toplu Sözlemesinin mzasndan Önce Dayanma
Aidat Ödeyerek Sözlemeden Yararlanma Talebinde
Bulunan çinin mza Tarihinden tibaren Yararlanabilmesi,
HU. TSGLK 9 (No 1).
163 Bkz. 9. H.D., 30,9,1986, E. 986/6715, K. 986/8604
(veren D., C.XXV, ubat 1987, S. 5, s. 17); Ayrca bkz.
9. H.D., 16.4.1985, E. 985/2154, K. 985/ 4167 (veren D.,
C.XXIII, Mays 1985, S. 8, s. 17. vd,); NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 219.
164 Bkz. 9. H.D., 16.11.1989, E. 6652, K. 9865 (Tekstil veren
D., Haziran 1990, S. 146, s. 16-17).
165 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 219; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 481-482; 2822 sayl Yasann
9. maddesi hükmünce dayanma aidat ödemek suretiyle
TS’den yararlanma talep tarihinden geçerlidir. Talebin
ise imza tarihinden yaplabilecei ayn madde içeriinden
anlalmakta olduu gibi, bu husus Yargtay içtihatlar
gereidir.” (Yarg., 9. H.D., 20.3.1986, E. 986/1531,
K. 986/3176, Yargtay Kararlar Dergisi, C.XIII, ubat 1987,
S. 2, s. 241 vd.; Yarg., 9. H.D., 28.3.1988, E. 1988/1310,
K. 1988/3570, Tekstil veren, Nisan 1989, S. 133,
s. 20-21).
166 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 219-220.
167 Baz yazarlar da; “aksi görüün benimsenmesi, geçmie
ilikin dayanma aidat1arnn toplu olarak iverence
kesilmesi gibi ayrca eletirilebilecek bir sonucun
kabulünü de gerekli klabilecektir.” diyerek aksi çözümün
kabul edilmezliine yerinde olarak dikkat çekmektedir.
(Bkz. ÇELK, Toplu Sözlemesinden Yararlanma,
TÜHS, Ocak 1986, S. 1, s. 8)
168 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 220.
169 OUZMAN, likiler, s. 32 vd; TUNÇOMA, Hukuku
II, s. 237 vd.; RESOGLU, erh, s. 78 vd., NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 220.
151 ÇELK, Hukuku, s. 576.
152 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 217.
153 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 147; OUZMAN,
Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 60; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 218.
154 OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar,
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 218.
SCL
s.
60;
170 Bu konuda ayrntl bilgi için bkz. OUZMAN, HU., K. 13, No: 2; ESENER, HU, TSGLK. 1 No: 9; ÇELK, Toplu
Sözlemesinin Yaplmasnn Uzamas Nedenleri ve
Getirdii Hukuki Sorunlar; TAD., 1975, S. l, s. 201 vd.;
RESOLU, Seza: Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt
205
HAZRAN ’09
SCL
Kanunu, erhi, 2. Bas, Ankara 1975, s. 133 vd.; ESENER, Hukuku, s. 515 vd.; ener AKYOL, Toplu Sözlemesinin
Yürürlük Tarihinin mza Tarihinden Önceye Alnmas ve
Mirasçlarn Sözlemeden Yararlanmalar, HU., TSGLK. l,
No: 6; Devrim ULUCAN, Toplu Sözlemesinin Fesih ile
lgili Hükümlerinin Geriye Etkisi, HU., TSGLK. 1, No: 14;
GÜZEL, Yürürlük Balangc Geriye Götürülen Toplu Sözlemesinin Çalma Süresine likin Hükmünün Etkisi,
HU., TSGLK. 1, No. 17.
171 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 220-221.
172 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 147.
173 Doktrinde yasann bu düzenleme biçimini isabetsiz
bulanlar vardr. Baz yazarlar; yasann mevcut
düzenlemesi karsnda TS’in geçmie ilikin haklarndan
yararlanabilmek için dier içilerin de TS’in imzas
tarihinde üye olmak zorunda kalacan bu durumun
olumsuz sendika özgürlüüne, sendikaya üye olmama
ilkesine ters dütüünü savunmaktadr. (Bkz. ÇELK,
Toplu Sözlemesinden Yararlanma, s. 8).
174 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 221-222; Kr.,
OUZMAN, likiler, s. 75, TS’in gerçek anlamyla
makable temil edilemeyeceini; yürürlük tarihinin geriye
götürülmesi baz haklarn geçmii içine alr ekilde
hesaplanmas ilemi olduunu savunan yazar, “bir toplu i
sözlemesinin imzas tarihinde dayanma aidat ödeyerek
yararlanma talebinde bulunmusa - tpk sözlemenin
imzasndan biraz önce sendikaya üye olan bir içinin
sözlemenin geriye etki hükmünden yararlanmas gibi onun bu sözlemenin bütün hükümlerinden ve bu arada
geriye yürürlük hükmünden yararlanmas” gerekeceini
savunmaktadr. (Ayrca bkz. OUZMAN, Yargtayn Hukuku Kararlarnn Deerlendirilmesi, 1986, Tebli,
s. 184, s. 209 vd.).
175 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 222.
176 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 222-223; Bkz.
NARMANLIOLU, HU., TSGLK. 9, No: 1; ÇELK,
Yararlanma, s. 8; Kart görüle dayanma aidat yoluyla
yararlanmann geriye etkili olabileceini savunan yazarlar,
RESOLU, erh, s. 86; OUZMAN, likiler, s. 75.
177 Bkz. Yarg., HGK., 1.6.1983, E. 981/9-315, K. 983/609,
Ajans TÜBA, ÇB, s. 458.
178 Bkz. Yarg., 9. H.D., 16,4.1985, E. 985/2154, K. 985/4167,
YKD., ubat 1986, s. 226; (Karar ve NARMANLIOLU’nun
incelemesi için bkz. HU., TSGLK. 9, No: 1) Kr.
RESOLU, erh, s. 147, Dayanma aidatnn Anayasa
güvencesi altnda olan sendikaya üye olmama hürriyetinin
bir garantisi olduunu; sendikaya üye olmak istemeyen
içilerin dayanma aidat ödeyerek, TS’den yürürlük
tarihinden itibaren yararlanabilmelerinin Anayasa gerei
olduunu ve. TSGLK. m. 9’un buna imkân verdiini öne
süren yazar; Yargtay’ da bu karar dolaysiyle eletirmekte
ve eletirilerini iki noktaya hasretmektedir: Yazar, o
iyerinde çalan içiler için imza tarihinden önce de üye
olabilmek imkânnn bulunduunu, bu ekilde toplu
sözlemeden geriye doru yararlanabileceklerini; ayrca
“toplu i sözlemesine koyulacak hükümlerle sonra üye
olan sendika üyelerinin yürürlük tarihinden itibaren
sözlemeden yararlanabileceklerini” öne sürmekte ve bu
206
durumlarn Yargtay’ca gözden kaçrldn kaydetmektedir.
çinin imzadan önce taraf sendikaya üye olabilmesi
imkânnn bulunmas imza tarihinde üye olmayanlarn
yürürlük tarihinden itibaren TS’nden yararlanabileceklerine
gerekçe yaplamaz. ddia edildii gibi, toplu i
sözlemelerine bu konuda hüküm konulmas da mümkün
olmamak gerekir. Zira TSGLK. m. 9 hükmü kamu
düzenine ilikin, kesin balayc bir nitelikte olup buna
aykr olarak yaplan sözleme hükümleri geçerli deildir.
Nitekim Yargtay da bir kararnda hükmün bu niteliini
belirtmi ve “gerek taraf sendika üyeleri ve gerekse
dayanma aidat ödemek suretiyle TS’den yararlanmak
isteyenler yönünden” öngörülen esaslarn kamu düzeniyle
ilgili bulunduunu, uyulmas zorunlu olduunu;
aksine sözlemelerin geçersiz olduunu (9. H.D., 20.3.1986,
E. 986/1531, K. 986/3176, Yargtay Kararlar Dergisi,
C. XIII, ubat 1987, S. 107, s. 19) isabetli olarak dile
getirmitir. (NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 222,
dn. 107).
179 Yarg. 9. H.D., 28.3.1988, E. 1988/1310, K. 1988/3570,
Tekstil veren D., Nisan 1989, s. 20; Yarg. 9. H.D.,
20.3.1986, E. 1986/1531, K. 1986/376, Yasa Hukuk D.,
Ekim 1986, s. 1398; Yarg. 9. H.D., 1.3.1986, E. 1986/
2492, K. 1986/3578, TÜHS, Mays-Temmuz. s. 12;
Yarg. 9. H.D., 30.9.1986, E. 1986/6715, K.1986/8604,
veren D., ubat 1987, s. 17; Yarg. 9. H.D., 30.12.1986,
E. 1986/10711, K. 1986/12112, Çimento veren D.,
Ocak 1987, s. 36; Yarg., 9. H.D., 19.1.1983, 1982/9565,
K. 1983/81, Yasa Hukuk D., Nisan 1983, s. 601;
Yarg. YHGK, 16.4.1982, E. 1982/9-244, K. 1982/404,
veren D., Temmuz 1983, s. 13.
180 Yarg., 9. H.D., 28.3.1988, E. 988/1310, K. 988/3570, Tekstil
veren, Nisan 1989, S. 133, s. 20-21.
181 Yasadaki talep tarihinden sözü, uygulamada muhasebe
gerekleri de dikkate alnarak, talebi takibeden aybandan
itibaren eklinde anlalmaktadr. (AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 147, dn. 56).
182 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 224-225.
183 Yararlanmann balangc talep tarihi, daha dorusu
talebi izleyen ayba olmakla beraber, belirli dönem veya
sürelere bal içilik haklarnn hesabnda içinin tüm
kdeminin esas alnmas fakat talep tarihi sonrasna düen
miktarn kendisine verilmesi gerekecektir. (Bu anlamda:
Yarg., 9. H.D., 20.1.1984, E. 9824, K. 380, veren D.,
Temmuz 1984, S. 19, s. 18); NARMANLIOLU, Dayanma
Aidat, s. 225.
184 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 225.
185 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 226.
186 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 148; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 226-234; TUNCAY, Toplu Hukuku,
s. 179; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 479.
187 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 226.
188 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 226-227; Ayn
yazar, Hukuku II, s. 430-431.
189 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 227.
190 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 149; OUZMAN,
Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 61; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 228.
HAZRAN ’09
191 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 149; OUZMAN,
likiler, s. 77.
192 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 227; Ayn yazar,
Hukuku II, s. 431.
SCL
m. 23 ile bir paralellik salamtr. (AHLANAN, Sendikalar
Hukuku, s. 206 vd).
209 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 146.
193 Bkz. OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 61.
210 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 149; RESOLU, erh,
s. 146.
194 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 228.
211 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 232.
195 OUZMAN, likiler, s. 84; NARMANLIOLU, Dayanma
Aidat, s. 228.
212 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 232; Ayn yazar,
Hukuku II, s. 435.
196 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 228; Ayn yazar,
Hukuku II, s. 432.
213 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 232-233; Ayn
yazar, Hukuku II, s. 435.
197 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 228-229; Yasada
açkça düzenlenmemi olmakla beraber uygulamada
görülmesi mümkün olan birleme durumunda, birleen
iyerlerinden birisinde bir TS’in bulunmasnn bir
deiiklie neden o1mayacan belirtmek gerekir.
Nitekim baz yazarlar, “birletirilen iyerlerinden
sadece birinde toplu i sözlemesi yürürlükte ise” bu
sözlemenin yeni iyerinde de yürürlüünü sürdüreceini;
bu sözlemenin yeni iyerinin tümünü kapsayacan dile
getirmektedir. (Bkz. OUZMAN, likiler, s. 84).
214 RESOLU, erh, s. 146.
198 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 229.
219 Bkz., OUZMAN, Yararlanmaya likin Sorunlar, s. 60.
199 AHLANAN, Toplu Sözlemesi, s. 149. SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 481; DEMR, Hukuku
Uygulamas, s. 611-613.
200 SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 479; NARMANLIOGLU,
Dayanma Aidat, s.207; AHLANAN, Toplu Sözlemesi,
s. 144; TUNCAY, Toplu Hukuku, s. 177. Ayrca bkz.
Yarg. 9. H.D., 12.3.1997, E. 1997/3861, K. 1997/4850,
Çimento veren D., Mays 1997, s. 31; Yarg. 9. H.D.,
17.3.1997, E. 1997/2309, K. 1997/5183, Tekstil veren D.,
Temmuz 1997, s. 16.
201 2822 sayl Yasann 8’inci maddesinde iverenin deimesi
uygulanan TS’nin geçersizlii sonucunu dourmaz.”,
(9. H.D., 24.9.1987, E. 98717687, K. 987/8467, Tekstil
veren D, Eylül 1988, S. 126, s. 22).
202 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 230; SÜMER, Hukuku Uygulamalar, s. 490-491; çilerin yeni iverenle
çalmay kabul edip etmemeleri TS’ni deil, i
sözlemelerini ilgilendirdiinden (Bkz. OGUZMAN,
likiler, s. 64) içilerin hepsi iyerinden ayrlsa bile, TS
bundan etkilenmeyecektir. (NARMANLIOLU, Dayanma
Aidat, s. 230, dn. 123).
215 Bkz. RESOLU, erh, s. 133; OGUZMAN, likiler, s. 84;
NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 233.
216 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 233-234.
217 Hükmün anlam ve uygulanmas artlar konusunda bkz.
NARMANLIOLU, Süresi Sona Eren Toplu Sözlemesi
Hükümlerinin Hizmet Akdi Olarak Uygulanabilme artlar,
HU, TSGLK 6, No 2 ve orada anlanlar.
218 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 234-235.
220 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s.235-236.
221 OUZMAN, likiler, s. 86; ESENER, Hukuku,
s. 512-513; RESOLU, erh, s. 115 vd.; NARMANLIOLU,
Dayanma Aidat, s. 236; DEMR, Hukuku Uygulamas,
s. 611-612.
222 Herhangi bir kötüye kullanmay önlemek için bu
snrlama gerekli ise de, çözümün doyurucu olduu
söylenemez. Zira TS’in bitimine ksa bir süre kala
dayanma aidat ödemek suretiyle yararlanma yoluna
bavuran bir içi de, üyelik aidat ve batanberi dayanma
aidat ödeyenler gibi kazanlm haktan faydalanacaktr.
Sözkonusu
esasn
sözlemenin
imza
tarihinden
yürürlükten kalkt tarihe kadar dayanma aidat
ödeyenlere uygulanmas eklindeki bir çözüm ise cazip
görünmemektedir. NARMANLIOLU, Dayanma Aidat,
s. 236-237.
203 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 230.
204 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 231; Ayn yazar,
Hukuku II, s. 434.
205 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 231; Ayn yazar,
Hukuku II, s. 434.
206 Bu konuda ayrntl bilgi için bkz. Ö. EYRENC, Sendikalar
Hukuku, stanbul 1984, s. 192 vd.; F. AHLANAN,
Sendikalar Hukuku, stanbul 1986, s. 332 vd.;
TUNÇOMA, Hukuku II, s. 184 vd.
207 NARMANLIOLU, Dayanma Aidat, s. 231.
208 Yasa koyucu bu düzenleme ile faaliyeti durdurulan
sendikalara üyelik aidat ödenmeyeceine ilikin S.K.
207
ABONEL‹K S‹STEM‹
“MESS Ak›ll› Kitap-‹ Güvencesi”
4857 say›l› ‹ Kanunu’nun i güvencesi ile ilgili hükümlerinin içeri€ine ve
uygulanmas›na yönelik bilgiler ile yerli ve yabanc› mahkeme kararlar›na yer verilen “MESS Ak›ll› Kitap-‹ Güvencesi” adl› yay›n›m›z, çal›ma yaam›nda yaanan gelimeleri yak›ndan takip ederek kullan›c›lar›na yeni bilgileri zaman›nda
ulat›rmay› hedeflemektedir. Bu nedenle, güncel bilgileri içeren föyler “MESS
Ak›ll› Kitap-‹ Güvencesi” abonelerine düzenli olarak gönderilmektedir.
MESS Ak›ll› Kitap-‹ Güvencesi’ne abone olabilmek için formu doldurup,
MESS Merkez adresimize posta veya faks yoluyla gönderebilirsiniz.
“MESS Ak›ll› Kitap-‹ Güvencesi” Abonelik Formu
Ad/Soyad
: ....................................................
Adres
: ....................................................
Tel.
: ....................................................
Faks
: ....................................................
e-mail
: ....................................................
‹mza
: ....................................................
MESS Ak›ll› Kitap-‹ Güvencesi’ne abone olmak istiyorum:
Maliyet bedelini ödedim. Makbuz ektedir.
‹letiim bilgileri de€iikliklerini 7 gün içinde MESS Merkezine posta veya faks yoluyla iletiniz.
MESS Türkiye Metal Sanayicileri Sendikas› ‹ktisadi ‹letmesi
Abidei Hürriyet Cad. Mecidiyeköy Yolu No. 268, MESS
ili 34381 ‹STANBUL
Tel.: (0212) 232 01 04 (pbx)
Faks: (0212) 241 76 19
Yap› Kredi Bankas›
Abide ubesi
82467855
(‹lgili bankan›n havalesinden banka masraf› al›nmayacakt›r. Havalenizin taraf›m›za ulamas›ndan
sonra fatura düzenlenerek taraf›n›za gönderilecektir.)
HAZRAN ’09
SCL
Mevlüt CAN
Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl Bamüfettii/Endüstri likileri Uzman
Baa Dönüen Sendika Üyelik Ödenei
GR
27.06.1989 tarihli ve 375 sayl Kanun Hükmünde Kararname’ye 21.03.2006 tarihinde 5473
sayl Kanun ile eklenen Ek Madde 4‘e göre,
“…Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu hükümleri uyarnca, kamu görevlileri sendikasna
üye olup, kendisinden üyelik ödentisi kesilen
kamu görevlilerine, anlan kesintinin yapld her ay için 5 TL. tutarnda sendika ödenei
verilir”. Bu düzenleme uyarnca, sendika ayrm yaplmakszn 4688 sayl Kamu Görevlileri
Sendikalar Kanununa göre kurulmu sendikalara üye olan kamu görevlilerine 1.04.2006
tarihinden itibaren her ay için 5 TL. tutarnda
üyelik ödenei verilmeye balanmtr. Sendika üyesi kamu görevlisine verilen bu ödenek,
ayn hizmet kolunda çalan tüm kamu görevlilerinin yüzde beinden fazlasn üye kaydetmi
sendikalara kaynaktan kesilerek kamu iverenince önenecektir.
Bu uygulama, Anayasa, 1992 ylnda 3847
sayl Yasa ile TBMM’ce onanan “Sendika Özgürlüüne ve Örgütlenme Hakknn Korunmasna” ilikin olan, insan haklar belgeleri arasnda yerini bulan 87 sayl, yine ayn yl içinde
3848 sayl Yasa ile onanan 151 sayl “Kamu
Hizmetinde Örgütlenme Hakknn Korunmasna” ilikin ILO sözlemeleriyle, Kamu Görevli-
leri Sendikalar Kanunu ve sendikal özgürlükler balamnda deerlendirilecektir.
I. TARHSEL ARKA PLAN
1961 Anayasas ile sendika hak ve özgürlüü ilk önce “çalanlara” verilmiti. 1971 ylnda
anayasada yaplan bir deiiklikle “çalanlar”
“içiler” olarak deitirilince anayasal hakkn
alan snrlanm, böylece memurlarn sendika
kurma ve üye olma haklar da yasaklanmt1.
1982 Anayasas ile sendika hakk önce içi ve
iverenlere tannrken, 2001 ylnda yaplan bir
deiiklikle bu hakk öznesi “çalanlar” olarak
geniletilmiti. Bu arada 1992 ylnda “Sendika
Özgürlüüne ve Örgütlenme Hakknn Korunmasna likin” ILO’nun temel belgelerinden
olan 87 sayl Sözlemesi’nin ve yine ayn yl
içinde “Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakknn Korunmas ve stihdam Koullarnn Belirlenmesine likin” 151 sayl Sözlemesi’nin
onanmasnn ardndan 2001 ylnda kamu görevlilerinin sendika hakk yasal düzene kavuturulmutur.
1982 Anayasas’nn 53. maddesine 23.07.1995
tarihinde 4121 sayl bir fkra eklenmi ve sendika özgürlüü kamu çalanlar bakmndan
öyle düzenlenmiti: “…128 inci maddenin ilk
fkras kapsamna giren kamu görevlilerinin
kanunla kendi aralarnda kurmalarna cevaz
209
HAZRAN ’09
SCL
Anayasal kural, bir yandan kamu
görevlileri sendikalarna idareye
kar seslerini duyurma ve dava
ehliyeti kazandrrken, dier yandan
toplu görümenin gerçek
anlamda toplu pazarlk süreci
olmadn belirtmitir.
verilecek ve bu maddenin birinci ve ikinci fkralar ile 54. madde hükümlerine tabi olmayan
sendikalar ve üst kurulular, üyeleri adna yarg mercilerine bavurabilir ve idareyle amaçlar dorultusunda toplu görüme yapabilirler.
Toplu görüme sonunda anlamaya varlrsa
düzenlenecek mutabakat metni taraflarca imzalanr. Bu mutabakat metni imzalanmamsa
anlama ve anlamazlk noktalar da taraflarca
imzalanacak bir tutanakla Bakanlar Kurulunun
takdirine sunulur. Bu fkrann uygulanmasna
ilikin usuller kanunla düzenlenir”. Anayasal
kural, bir yandan kamu görevlileri sendikalarna idareye kar seslerini duyurma ve dava
ehliyeti kazandrrken, dier yandan toplu görümenin gerçek anlamda toplu pazarlk süreci
olmadn belirtmitir. Ayrca toplu görümede
anlamaya varlm olsa bile, Bakanlar Kurulunun takdirine sunulan metnin hukuksal nitelii
belirsiz olmakla birlikte, uygun idari ve yasal
düzenleme yaplmasnn da engeli bulunmamaktadr2.
II. SENDKANIN TANIMI VE
ÖELER
Anayasann öngördüü 25 Haziran 2001 tarihinde kabul edilen 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu, 12 Temmuz 2001’i
izleyen otuzuncu günün sonu olan 13 Austos
2001’de yürürlüe girmitir. 4688 sayl Yasa,
sendika ve toplu görüme haklarn ayrntl saylabilecek bir biçimde kurallatrmtr. Ayrca
3. maddesinde; kamu görevlisi, iyeri, kamu ivereni, konfederasyonu vb. gibi dier kavramlar sralam; (f) fkrasnda sendikay, “kamu
görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesle210
ki hak ve menfaatlerini korumak ve gelitirmek
için oluturduklar tüzel kiilie sahip kurulular” olarak tanmlamtr. Yasal düzenlemede,
“amaç” ve “tüzel kiilik” öelerine yer verilmi,
sendikann dier ayrc öeleri belirtilmemitir. Yasann dier hükümleri de veri alnarak
öretide de benimsenen bir tanmlama yapmak mümkündür: “Kamu görevlileri sendikas,
kamu görevlilerinin veya iverenin ortak ekonomik ve sosyal hak ve yararlarn korumak ve
gelitirmek için serbestçe, demokratik esaslara
uygun olarak kurulan ve faaliyette bulunan bamsz özel hukuk tüzel kiisidir”3. Bu tanmlamadan sendikalarn öelerini (a) ortak amaç,
(b) serbest kurulabilme, (c) bamszlk (d) demokratik esaslara uygunluk ve (e) özel hukuk
tüzelkiilii olarak sralamak mümkündür. Bu
öeler sendikalar için, ayn zamanda olmazsa
olmaz niteliklerdir. Öelerin birinin yokluu
veya baka bir biçimde biçime dönütürülmesi
örgüte sendika olma niteliini vermez. Adnda
sendika sözcüü olsa bile, sendika olarak deil, örnein kamu çalanlar birlii veya baka
bir ekilde adlandrlabilir.
Sendika öeleri balamnda kamu görevlilerinin sendika üyelik ödentisinin, 5473 sayl bir
Yasa ile üyeye sendika ödenei altnda verilmesi, sonradan sendikaya kaynaktan kesilerek
veya bir baka biçimde aktarlmasnn sendikalarn bamszl ve insan haklar belgeselleriyle de güvenceye alnm bulunan sendika
özgürlükleriyle badarlnn yeniden gözden
geçirilmesini zorunlu klmaktadr.
III. SENDKALARIN BAIMSIZLII
Sendikalar özgür istençlere dayal olarak
kurulabilecei için, devlete, siyasal partilere ve
sosyal taraflara kar da bamsz olmas gerekliliktir. Bu gereklilik ayn zamanda serbest kuru-
Kamu görevlileri sendikalar ile
kamu ivereninin veya sendikasnn
çkarlarnn birbiriyle badatrlmas
mümkün olmad için, bamsz
ve ayr örgütler içinde bulunmas
asldr.
HAZRAN ’09
lu ilkesinin de bir sonucu ve tamamlaycsdr.
Bu açdan kamu görevlileri sendikalarnn bamszlna iki boyuttan baklabilir: Bunlardan
biri, (a) kamu görevlisi sendikalarnn kamu
iverenlerine veya sendikalarna karsndaki
bamszl, (b) dieri de sendikalarn devlete
ve siyasal partilere ve dier örgütlere, bu arada
devlete kar bamszldr.
a. Kamu verenine ve Sendikalarna
Kar Bamszl
Kamu görevlileri sendikalar ile kamu ivereninin veya sendikasnn çkarlarnn birbiriyle badatrlmas mümkün olmad için,
bamsz ve ayr örgütler içinde bulunmas asldr. Devletin müdahalesi olmakszn serbestçe
kurulabilen örgütlerin gerek yönetim, gerekse
ileyii bakmndan da bamsz olmas gerei yadsnamaz. Çkarlarnn toplu görüme gibi
snrlar çizilmi bir alan içinde ve içi sendikalarnn aksine i mücadelesi araçlarndan da
yoksun biçimde, ekonomik ve sosyal hak ve
menfaatlerinin savunulmas ancak, örgütün kar yönden de bamsz olmas ile salanabilir.
Bu balamda kamu görevlileri, kendi aralarnda birleerek sendika kurabilir. Buna hiçbir biçimde kamu ivereni veya sendikas katlamaz
ve üye olamaz. Öretide “saflk” ilkesi olarak
adlandrlan bu durum, kamu görevlileri sendikalar için de geçerlilii tartmaszdr4.
b. Üyelik Ödenei ve Sendikal
Bamszlk
Ancak sendika tüzüü, örgütlerin kurucu
üyelerinin ortak istençlerini yanstan bir anlamda anayasas niteliindeki belgelerindendir.
Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu 7. maddesinde sendika ve konfederasyonlarn tüzüklerinde belirtmek zorunda olduklar hususlar
sralam, ayn maddenin (k) fkrasnda ise üyelik ödentisinin belirlenmesi usulünün gösterilmesini zorunlu tutmu; deiik 25. maddesi ise
kamu ivereninin ödentiye ilikin yükümlülüünü, sendika tüzüklerine ödenti dnda her
ne ad altnda olursu olsun kesinti yaplamayacan ve konfederasyonlara üyelerce ödenecek ödenti miktarn düzenlemitir. Yine ayn
SCL
Maddi yardm sendikalara çift
yönlü olarak, hem almay, hem de
vermeyi içerecek bir biçimde
yasaklanmtr.
Yasa’nn 24. maddesi sendika ve konfederasyonlarn gelirleri arasnda üyelik ödentilerine
özel bir önem vermi ve dier kaynaklarn
göstermitir. Ayn Yasa 38. maddesi, sendika ve
konfederasyonlar gelirleriyle ilgili anlan kurallara aykr davrananlar hakknda özgürlükleri
balayc alt aydan bir yla kadar hapis cezas
öngörmütür.
Kukusuz böyle bir yasakla amaçlanan,
kamu görevlileri sendikalarnn kamu ivereninin ve siyasal partilerin etki alanna girmesinin
önlenmesine dönüktür. Maddesinin gerekçesinde, maddi yardm yasann taraf olduumuz 151 sayl ILO Sözlemesi’nin 5. maddesinde belirtilen “sendika ve konfederasyonlarnn
siyasal partilerden tamamen bamsz, her türlü
yönlendirmeden uzak ve bunlarn basks altnda kurulmasn ve gelimesini ve kontrolünde
tutulmasn önlemek amacyla” getirildii belirtilmitir. Yine 87 sayl Sözleme de, kamu
ivereninin olas karma eylemine kar korumak ve örgütlerin bamszln güvence altna
almak amacyla, kamu makamlarnn sendika
hakkn snrlandracak ya da hakkn kullanlmasn önleyecek nitelikteki karma eylemlerini yasaklamtr5.
Buna karn 5473 sayl Yasa, kamu görevlileri sendikalarna üye olanlarn üyelik ödeneini önce üyeye ödenmesi ve daha sonra
da sendikaya üyelik ödentisi olarak verilmesi,
4688 sayl Yasa’nn 20. maddesi anlamnda
kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarn kamu makamlarndan yardm kabul etmesi,
Gülmez’in anlatm ile “hem para hem de mal
olarak yaplacak ya da anlacak dorudan ve
dolayl yardmlar kapsar” bir nitelie büründürülmütür.
Bu balamda denilebilir ki, sendika üyelik
ödenei ad altnda yasal kuralla sendika üyesi
kamu görevlisine 4688 sayl Yasa’nn öngördüü düzenekler dnda dolayl bir biçimde üye
adna üyelik ödenei ödenmesi, sonra sendika211
HAZRAN ’09
SCL
ya kaynaktan kesilerek verilmesi, 87 (m. 3/2)
ve 151 sayl (m. 5) ILO sözlemeleri balamnda bir ölçüde bamszlnn tartmal bir boyuta tanmas niteliinde olduu açktr.
IV. BAIA DÖNÜEN
SENDKA ÖDENE
Özünde maddi yardm yasa, kamu görevlileri sendikalarnn bir yandan devlet ve onun
uzants kamu iverenine ve siyasal partiler karsnda bamszln salamaya, bunlarn olas karmaya kalkmalarna kar korunmasna
yöneliktir. Maddi yardm sendikalara çift yönlü
olarak, hem almay, hem de vermeyi içerecek
bir biçimde yasaklanmtr. Bu amaçla 4688 sayl Yasa’nn 20. maddesinin ikinci fkras uyarnca, sendika ve konfederasyonlar kamu makamlarndan ve siyasi partilerden maddi yardm
kabul edemeyecek, onlara maddi yardmda bulunamayacaklar.
bamszln güvence altna almak için, kamu
iverenlerinin sendika hakkn snrlandracak
ve kullanlmasna engel oluturacak tüm karma eylemlerini yasaklayan 3 maddesinin 2
nolu bendine aykrlk oluturur7.
V. SENDKA ÖZGÜRLÜÜ VE
KAMU GÖREVLLER
SENDKALARI
Ulusüstü belgelerle ve anayasal güvencelerle donatlm sendika özgürlüü çifte görünülü bir nitelik tar. Sendika özgürlüü, yalnzca
bireylerin ortak ekonomik ve sosyal çkarlarn korumak ve gelitirmek amacyla birleme,
sendikalara üye olma ve üyelikten ayrlma
serbestîsini anlatmaz. Ayn zamanda sendikann kendisini oluturan bireylerden ayr ve bamsz hukuk öznesi olduunu, kendine özgü
faaliyette bulunma hakkn da içerir. Kiilerin
Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’na göre kurulmu sendikalara
üye olan kamu görevlilerine üyelik ödenei verilmesi, 1992 ylnda
onanan 87 ve 151 sayl ILO’nun insan haklar belgeleri niteliindeki
sözlemelerine açk aykrlk oluturmaktadr.
Maddi yardm, parasal olabilecei gibi, dorudan ve dolayl yardmlar da kapsayacaktr.
Bu maddede düzenlenen yasan 2821 sayl
Sendikalar Kanunu’nun 40. maddesinde düzenlenen maddi yardm ve balar da kapsad
öretide belirtilmektedir6.
Oysa 5473 sayl yasa ile sendikalara üye
olan kamu görevlilerine 1.04.2006 tarihinden
itibaren üyelik ödenei verilmeye balanmtr.
Görünürde kamu görevlisinin maana eklenen
bu ödenek, ayn hizmet kolunda çalan tüm
kamu görevlilerinin yüzde beinden fazlasn
üye kaydetmi sendikalara kaynaktan kesilerek kamu iverenince gönderilmesi, nitelii itibariyle kamu ivereninin maddi yardm veya
bana dönümütür. Bu uygulama 151 sayl
ILO Sözlemesi’nin 5. maddesine aykr olmasnn yannda, 87 sayl Sözleme de örgütlenme
hakkn kamu yetkililerinin olas karma eylemlerine kar korumak ve sendikal örgütlerin
212
bir araya gelerek sendika kurma, var olanna
üye olma veya üyelikten ayrlma ya da sendikalardan uzak kalma serbestîsi bireysel sendika özgürlüü olarak adlandrlr. Ortak amaç
ve çkarlarn gerçekletirilmesi kendi kendine
yardm ilkesinin yaama geçirilmesi, yalnzca
sendikann varl ile bütünlemesiyle mümkündür. Bireysel sendika özgürlüü, ancak kolektif sendika özgürlüü ile yaama geçirilebilir8.
1982 Anayasas’nn 4709 sayl Yasa ile deiik 51. maddesi, bireysel sendika özgürlüünü çalanlar bakmndan güvenceye alm,”hiç
kimse sendikaya üye olmaya ya da üyelikten
ayrlmaya zorlanamaz” demitir. 4688 sayl
Yasa 14. maddesiyle “üye olma serbestîsini”,
deiik 16. maddesiyle de “üyelikten çekilme
serbestîsini” düzenlemi; ancak 2821 sayl Sen-
HAZRAN ’09
dikalar Kanunu’nun 22. maddesindeki gibi “hiç
kimse üye olmaya veya olmamaya” zorlanamaz
gibi olumlu ve olumsuz sendika özgürlüünü
açkça vurgulayan bir düzenlemeye ver vermemitir. Dorusu, 375 sayl Kanun Hükmünde
Kararname’ye, 21.03.2006 tarihinde 5473 sayl Kanun ile eklenen Ek Madde 4 uyarnca,
sendika üyesi adna üyelik ödentisinin sendika
ödenei biçiminde sendika üyesi kamu görevlisine ödenmesi, 87 sayl ILO Sözlemesi’nin 2.
maddesiyle “hiç kimse sendikaya üye olmaya
ya da üyelikten ayrlmaya zorlanamaz” diyen
Anayasa’nn 51. maddesine açk aykrlk oluturur. Burada sendika üyesinin üyelik ödentisinin üye adna sendika ödenei biçiminde
karlanmas, sendikaya üye olmaya ve üye
kalmaya özendirme ve zorlama içerir ki, bunun bir anlamda ulusüstü belgelerle ve anayasal kuralla korunan hakkn özüne dokunduu
duraksamakszn söylenebilecektir.
SCL
Hukuku, Ankara 2002, s. 532.
3
Eyrenci, Ö.: Sendikalar Hukuku, stanbul 1984, s. 19; Çelik
N.: Kolektif Hukuku Sendikalar stanbul 1976 s. 38.
4
Eyrenci Ö.: a.g.e. s. 22; Tuncay, A. Can: Toplu Hukuku
Bursa 1999, s. 15,16; Çelik, N.; Hukuku Dersleri,
stanbul 2006, s. 361, 363.
5
Gülmez, M.:a.g.e s. 482, 483.
6
Gülmez, M.: s. 482.
7
Gülmez,: s.482; Güler, erafettin: Memur Sendikaclnn
Düündürdükleri, Çimento veren, Mays 2008, cilt 22,
Say: 3 s. 37, 38.
8
Tuncay, A. Can :Toplu Hukuku Bursa 1999, s. 21-23;
Eyrenci Ö.: a.g.e. s. 41-43; ahlanan, F.: Sendikalar
Hukuku, stanbul 1995, s. 10-12; Aktay, N.: Sendika Hakk
Ankara 1993, s. 38-56.
SONUÇ VE DEERLENDRME
Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’na
göre kurulmu sendikalara üye olan kamu görevlilerine üyelik ödenei verilmesi, 1992 ylnda onanan 87 ve 151 sayl ILO’nun insan haklar belgeleri niteliindeki sözlemelerine açk
aykrlk oluturmaktadr. Böyle bir aykrlk
sendikalarn bamszln tartmal bir konuma tamaktadr. Ayrca Anayasa ve 4688 sayl
Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’na kendi
sistematiine ve Anayasa’nn 5170 sayl Yasa
ile deiik 90. maddesine eklenen ve “Usulüne göre yürürlüe konulmu temel hak ve
özgürlüklere ilikin milletleraras antlamalarla
kanunlarn ayn konuda farkl hükümler içermesi nedeniyle çkabilecek uyumazlklarda
milletleraras anlama hükümleri esas alnr.”
kural karsnda, 375 sayl Kanun Hükmünde
Kararname’ye, 21.03.2006 tarihinde 5473 sayl
Kanun ile eklenen Ek Madde 4‘ün yürürlükten
kaldrlmas zorunlulua dönümütür.
DPNOTLAR
1
Sur, M.: Toplu Hukuku, Ankara 2006, s. 30, 31.
2
Gülmez, M.: Kamu Görevlileri Sendika ve Toplu Sözleme
213
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Fevzi AHLANAN
stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
verenin çiyi e Balatma Koullar,
Fesih Tarihindeki Deil, Düzen lkesi Gerei
Bavuru Tarihindeki Toplu Sözlemesi
Hükümlerine Göre Belirlenmelidir
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2008/39440
Karar No : 2009/3451
Tarihi
: 24.02.2009
ÖZET
e iade edilen içinin i sözlemesinin
feshedildii artlarla eski iine dönmesi asl
ise de, ie balama tarihinde yürürlükte
bulunan yeni toplu i sözlemesinin fesih
annda uygulanmakta olan toplu i sözlemesine nazaran farkllklar hatta içi aleyhine çalma koullar içermesi durumunda
anlan çalma koullarnn ie balama bavurusunda bulunan içiyi balamayaca
düünülemez.
Her toplu i sözlemesi öncekinden ba-
214
msz olup, ücret de dahil olmak üzere
haklarn irade serbestisi içinde belirlenmesi mümkündür. Önceki toplu i sözlemesi
döneminde salanan haklarn kazanlm
hak olarak yorumlanmas ve hiçbir ekilde
geri alnamayacann kabulü, toplu i sözlemesinin özerkliine aykrlk oluturur.
Toplu i sözlemeleri yönünde düzen ilkesi, her yeni toplu i sözlemesinin i ilikilerini yeniden düzenlenebileceini ve yeni
toplu i sözlemesinde eskisine göre daha
az içi yararna hükümler getirilebileceini
öngörmektedir.
e iade edilen içinin i sözlemesinin
feshedildii artlarla eski iine dönmesi asl
ise de, ie balama tarihinde yürürlükte bulunan yeni toplu i sözlemesinin fesih annda uygulanmakta olan toplu i sözlemesine
nazaran farkllklar hatta içi aleyhine çalma
HAZRAN ’09
koullar içermesi durumunda anlan çalma
koullarnn ie balama bavurusunda bulunan içiyi balamayaca düünülemez. Yarg
karar sonucu ie balama bavurusunda bulunan içinin bavuru annda yürürlükte bulunan toplu i sözlemesi hükümlerinin sona
eren toplu i sözlemesine nazaran aleyhe
düzenlemeler içerdiinden bahisle ie balamamas durumunda gerçek iradesinin ie
balamaya yönelik olmad kabul edilerek,
ie balatmama tazminat ve bota geçen süre
ücreti, kdem ve ihbar tazminat fark alacana ilikin talepler reddedilmelidir.
KARAR
Davac içinin i sözlemesinin feshedildii 31.10.2006 tarihinde sendika üyesi
olduu taraflar arasnda tartmaszdr. Feshin geçersizlii ile ie iade yarglamasnn
devam ettii dönemde 27.02.2007 tarihinde davacnn üyesi bulunduu sendika ile
iveren arasnda toplu i sözlemesi imzalanm ve anlan toplu i sözlemesinde ie
iade davas açan içiler bakmndan herhangi bir kurala yer verilmemitir. yerinde 01.10.2006-30.09.2009 tarihleri arasnda
yürürlükte olan toplu i sözlemesinin 5.
maddesinde de, sendika üyelerinin toplu i
sözlemesinden yararlanaca öngörülmü
olup, anlan hüküm 2822 sayl Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9.
maddesinin ilk fkrasnn tekrar niteliindedir. Sözü edilen kuraln “uygulama” yerine “yararlanmay” içerdiinden bahisle içi
aleyhine olan hususlar bakmndan toplu i
sözlemesinin geçerli olmadnn kabulü
doru olmaz. Davac içi süresi içinde ie
iade davas açm ve feshin geçersizliini
tespit ettirmi olmakla ve yasal süresi içinde ie dönmek için bavuruda bulunmakla,
toplu i sözlemesinden yararlanma noktasnda i sözlemesi hiç feshedilmemi gibi
deerlendirmeye gidilmelidir. Gerçekten
SCL
davacnn sendika üyelii devam ettii sürece taraf bulunduu sendika ile iveren
arasnda imzalanan toplu i sözlemesi içiyi balar.
Ayrca belirtmek gerekir ki, her toplu
i sözlemesi öncekinden bamsz olup,
ücret de dahil olmak üzere haklarn irade
serbestisi içinde belirlenmesi mümkündür.
Toplu i sözlemesi ile içi ücretlerinin düürülmesi ya da ücretin eklerinin ksmen
kaldrlmas çalma koullarnda esasl deiiklik niteliinde olmayp, 4857 sayl Kanunu’nun 22. maddesinde öngörülen
prosedürün uygulanmasn gerektirmez.
Yine birbirinden bamsz toplu i sözlemeleri ile ücretlerin farkl belirlenmesi 4857
sayl Kanunu’nun 62. maddesinin ihlali
anlamna da gelmez. Toplu i uyumazlnn taraflar deien ekonomik durumu göz
önünde tutarak birbiri ardna yürürlüe girecek olan toplu i sözlemelerini birbirinden fakl ekilde batlayabilirler. Önceki
toplu i sözlemesi döneminde salanan
haklarn kazanlm hak olarak yorumlanmas ve hiçbir ekilde geri alnamayacann kabulü, toplu i sözlemesinin özerkliine de aykrlk oluturur.
Toplu i sözlemeleri yönünde düzen ilkesi, her yeni toplu i sözlemesinin i ilikilerini yeniden düzenlenebileceini ve yeni
toplu i sözlemesinde eskisine göre daha az
içi yararna hükümler getirilebileceini öngörmektedir. Bu yönüyle düzen ilkesi, kural
olarak toplu i sözlemesiyle kazanlm hak
oluumuna engel olur; birbiri ardna imzalanan toplu i sözlemelerinin farkl sendikalarn yetki almas sonucu deiik sendikalar
tarafndan batlanm olmas da düzen ilkesi anlamnda sonuca etkili deildir.
Toplu i sözlemesi ile kazanlm bir
hakkn düzen ilkesi karsnda korunmas
için daha sonra batlanan toplu i sözlemesinde önceki toplu i sözlemesinden do-
215
HAZRAN ’09
SCL
an haklarn korunaca yönünde bir kayda
ihtiyaç vardr. Somut olayda davacnn üyesi
bulunduu sendika ile iveren arasnda imzalanan toplu i sözlemesinde bu yönde bir
kurala yer verilmemi ve ie iade davas devam eden içiler bakmdan ayr bir düzenlemeye gidilmemitir.
Davacnn ie davet edildii dönemde
iyerinde uygulanan toplu i sözlemesinin
34. maddesinde içi ücretleri yönünden çeitli gruplara göre ayarlamaya gidilmitir.
Bu durum iyerinde çalmakta olan içiler
bakmndan ilave baz haklar anlamna gelmi, ancak davac içi de dahil olmak üzere
ie iade davas devam eden içilerin ücretlerinden indirime gidilmitir. Davac içinin
i sözlemesi feshedilmemi olsayd dahi,
toplu i sözlemesinin ücrete dair 34. maddesinin uygulanmas gerekecekti. Davacnn
ie iade davas açm olmas da toplu i sözlemesinin uygulanmasn ortadan kaldrmamaktadr.
e iade davas sonunda içinin sözlemesinin feshedildii artlarla eski iine dönmesi
asl ise de, ie balatma anna kadar içi ücretlerine gelen artlar ilave edilerek ie balatlmas gerektii gibi, yasalara uygun olarak gerçekleen ücret indirimlerinin de ie
balatma annda dikkate alnmas gerekir.
Somut olayda davac içinin üyesi bulunduu sendika ile iveren arasnda batlanan
sözlemenin davac yönünden ie balatld tarihten itibaren uygulanmas gerekir. Davacnn toplu i sözlemesinin uygulanmasna kar çkarak ie balamay reddetmesi ve
iyerinden ayrlmas, ie balama yönünde
gerçek bir iradenin ortaya konulmad anlamna gelmektedir. Davac içinin ie iade
bavurusunda bulunmam olmas sebebiyle 4857 sayl Kanunu’nun 21/5 maddesi uyarnca iverence 31.10.2006 tarihinde
yaplan fesih geçerli bir feshin sonuçlar
dourur. Böyle olunca ie iade davasnda
tespit edilen ie balatmama tazminat ile
bota geçen süre ücretine hak kazanlmas
söz konusu olmaz. Yine, 31.10.2006 tarihli
fesih geçerli hale gelmekle, 4 aylk sürenin
ilavesine ve ücret artna bal olarak ihbar
ve kdem tazminat talep edilmesi de mümkün deildir. Mahkeme davann reddi gerekirken yazl ekilde isteklerin kabulü hatal
olup bozmay gerektirmitir.
KARARIN NCELENMES
feshedildii tarihte yürürlükte olan toplu i
sözlemesi sona ermi ve iyerinde ayn sendika ile batlanm yeni bir toplu i sözlemesi
sözkonusudur ve bu toplu i sözlemesi fesih
tarihinde yürürlükte olup da sona eren toplu
i sözlemesine nazaran içinin daha aleyhine
düzenlemeler içermektedir. e iade davasn
kazanan içinin talebi; fesih tarihindeki iine
ve o tarihteki koullarla balatlmas olmu ve
kendisini yeni toplu i sözlemesindeki koullarla ie balatmak isteyen iverenin bu davrann ie balatmama olarak deerlendirerek,
isiz kalnan süre ücretini ve i güvencesi taz-
1. nceleme konumuz Yargtay 9. Hukuk
Dairesi kararna konu olan olayda; içi, üyesi bulunduu sendikann taraf olduu toplu i
sözlemesinin uyguland iyerinde çalrken
i akdi feshedilmi ve bunun üzerine feshin
geçersizlii ve ie iade talebiyle dava açm
ve mahkemece feshin geçersizliine ve içinin ie iadesine karar verilmitir. çi bu karar
üzerine eski iine balatlmas için bavurmutur. Ancak ie iade davasnn devam ettii srada, içinin yararland ve i sözlemesinin
216
SONUÇ
Temyiz olunan kararn yukarda yazl
sebepten BOZULMASINA, 24.02.2009’da oybirliiyle karar verildi.
HAZRAN ’09
minatn talep ederek karara konu olan davay
açmtr.
2. Kural olarak ie iade davasn kazanan
içinin müracaat üzerine iveren bir ay içerisinde içiyi ie balatmak zorundadr. Aksi
takdirde feshin geçersizliine ve ie iadeye
ilikin mahkeme kararndaki i güvencesi tazminatn ödemek durumunda kalacaktr. veren ie iade davasn kazanp da kendisine
bavuran içiyi eski iine balatmaldr. çiye
baka bir i verilmesi eski iine iade anlamna gelmez. Öte yandan eski iine verilmesine
ramen i koullarnn esasl ekilde deitirilmesi de ancak içinin rzasyla mümkün
olabilir. çiye önceki koullarn tam olarak
salanmas ve ayn parasal haklarn ödenmesi
gerekir.
3. ncelediimiz karara konu olan olayda
olduu gibi ie iade davas açan içinin çal-
SCL
sun sona eren toplu i sözlemesinin hizmet
akdine ilikin hükümleri, yenisi yürürlüe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder” denilmektedir.
Kanunun 6. maddesinin yukarda belirtilen
son fkrasnda, toplu i sözlemesinin sona ermesi halinde i sözlemesine ilikin sözleme
hükümlerinin yenisi yaplncaya kadar geçerli
olacandan baka, bunlarn i sözlemesi hükmü olarak devam edecei de belirtilmektedir.
Bu düzenlemenin iki sonucundan birisi, toplu i sözlemesinin sona ermesiyle normatif
hükümlerinin emredici etkisinin son bulmas
dieri de normatif hükümlerin sadece sözlemenin sona ermesi srasnda var olan i sözlemelerini etkileyecei, sonradan yaplanlar ise
etkilemeyeceidir.
Bu nedenle de böyle bir durumda ie
iade davas açp da davay kazanan içi fe-
TSGLK’nn 6. maddesinin son fkrasnda, toplu i sözlemesinin
sona ermesi halinde i sözlemesine ilikin sözleme hükümlerinin
yenisi yaplncaya kadar geçerli olacandan baka, bunlarn i sözlemesi
hükmü olarak devam edecei de belirtilmektedir.
t iyerinde bir toplu i sözlemesi mevcut
olup da içi de bu toplu i sözlemesinden
yararlanma koullarn tayan bir içi ise, ie
balatmann koullar toplu i sözlemesindeki
çalma artlarna ilikin düzenlemeye uygun
bir ekilde gerçekletirilmelidir. Ancak burada konu iki ihtimale göre ayr ayr ele alnmaldr. Birinci ihtimal, içinin tabi olduu
toplu i sözlemesinin sona ermi olmas ve
ie iade davasn kazanan içinin ie balatlmak üzere, iverene bavurduu tarihte iyerinde henüz yeni bir toplu i sözlemesinin
yaplmam olmasdr. Bu takdirde içinin ie
balatlmasndan söz edebilmek için sona eren
toplu i sözlemesindeki çalma koullarnn
kendisine salanm olmas gerekir. Zira 2822
sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt
Kanunu’nun 6. maddesinin son fkrasnda yer
alan düzenlemede: “Her ne sebeple olursa ol-
sih tarihinde yürürlükte olan ve sona eren
toplu i sözlemesinden yararlanan bir içi
olmaldr ki, iverenin ie balatma yükümü
sona eren bu toplu i sözlemesindeki çalma artlarna göre olsun. Öte yandan sona
eren toplu i sözlemesinin i sözlemesine
ilikin hükümlerinin i sözlemesi hükmü
olarak “yenisi yürürlüe girinceye kadar” devam edecei ifadesinden de anlalaca gibi,
bu hükümler yeni toplu i sözlemesinin yaplmasyla sona erecektir. Ancak, Yargtay 9.
Hukuk Dairesinin bir kararnda da belirtildii
gibi, süresi sona eren toplu i sözlemesinin
hizmet akdine ilikin hükümlerinin hizmet
akdi hükmü olarak devam bir süre ile snrl deildir. Yeni sözlemenin uzun bir süre
yaplmam olmas, sona eren sözlemenin
etkileme gücünü ortadan kaldrmaz1. Ancak
sözlemenin sona ermesinden sonra i söz-
217
HAZRAN ’09
SCL
Deien koullarn gerektirdii
yeni düzeni oluturan hükümler,
bunlarn eski sözlemeye göre
içi yararna olup olmadna
baklmadan, tümüyle uygulamaya
konulur.
lemesinin taraflar çalma koullarnda her
türlü deiiklii yapabileceklerdir. Kanundaki, eski sözleme hükümlerinin sözlemenin
bitiminden sonra i sözlemesi hükmü olarak
devam edeceine ilikin düzenleme bu sonuca varmay hakl klmaktadr. Bu nedenle, i
sözlemesi taraflar aralarnda anlamak suretiyle i sözlemesi niteliini kazanan eski
sözleme hükümlerini içinin lehine veya
aleyhine deitirebilecek veya kaldrabileceklerdir2. Kukusuz böyle bir durum var ise
ie balatmann koullar yeni duruma göre
deerlendirilecektir.
4. kinci ihtimal, karara konu olan olayda
olduu gibi, ie balama bavurusunun yapld tarihte i yerinde yeni bir toplu i sözlemesinin yürürlüe konulmu olmasdr. Toplu i sözleme hukukunda kabul edilen temel
kural her yeni toplu i sözlemesinin eskisinden ayr olarak ele alnmas ve eski sözleme
ile belirli bir süre için kabul edilen çalma
düzeninin yeni sözleme ile yerini yenisine
terketmesidir. Deien koullarn gerektirdii yeni düzeni oluturan hükümler, bunlarn
eski sözlemeye göre içi yararna olup olmadna baklmadan, tümüyle uygulamaya konulur.
Öte yandan kanundaki içiye yararllk ilkesine ilikin hükmün (TSGLK, m. 6/II) sadece
toplu i sözlemesi ile i sözlemesi arasndaki
ilikilerde uygulanaca açktr. Bu hükmün
eski ile yeni toplu i sözlemeleri arasndaki
ilikilerde de geçerli olaca yolunda bir hükme kanunda yer verilmi deildir. Ayrca, Kanunun yukarda belirttiimiz yeni sözlemenin
yürürlüe girmesine kadar eski sözleme hükümlerinin devam edecei yolundaki hüküm
218
de (m.6/son) yeni sözleme yürürlüe girince eskisinin artk geçersiz saylacan ortaya
koymaktadr. ncelediimiz kararda da isabetle belirtildii gibi, düzen ilkesi uyarnca toplu
i sözlemeleri ile baz haklarn deitirilmesi
veya kaldrlmas mümkün olup kazanlm
hak ilkesi düüncesiyle davac, sonraki toplu
i sözlemesinde öngörülmeyen veya azaltlan
haklar veya farklarn isteyemez3 ve dolaysyla
ie balatmann koullar, bavuru tarihindeki
Toplu Sözlemesine göre belirlenecektir.
Sonuç olarak Yargtay 9. Hukuk Dairesinin bu karar Toplu Sözlemesi hukukunun temel ilkelerine uygun isabetli bir karardr.
DPNOTLAR
1
Y. 9. H.D. 01/02/2000-1999/19079- 2000/775 Tekstil v.
D. Ekim 2000.
2
Çelik, Hukuku Dersleri 21 BNS 535 vd; Narranlolu,
Hukuku II. 476; ahlanan, Toplu Sözlemesi, 91.
3
Çelik, 539.
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Nizamettin AKTAY
Gazi Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi
Toplu Sözlemesinin Bitimi ile Hizmet Akdi
Hükmü Olarak Uygulanmaya Devam Edilen
Alacaklara likin Faiz
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2008/26536
Karar No : 2008/25713
Tarihi
: 07.10.2008
ÖZET
“Toplu i sözlemesine dayanan eda davalarnda ifaya mahkûm edilen taraf, temerrüt
tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan
en yüksek iletme kredisi faizi üzerinden
temerrüt faizi ödemeye de mahkûm edilir.”
eklinde kurala yer verilerek uygulanmas
gereken faizin türü belirtilmitir. Toplu i
sözlemesinden doan istekler bakmndan
sözü edilen faiz uygulanmas yerinde ise de,
toplu i sözlemesinin süresinin sona ermesinin ardndan i sözlemesi hükmü olarak
devam eden kurallar gerei ödenen ücret
ve ikramiye bakmndan 2822 sayl Toplu
Sözlemesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun
61. maddesinde öngörülen faizin uygulanmas doru deildir. Toplu i sözlemesinin
süresinin sona erdii tarih sonras için davaya konu ücret fark ile ikramiye alacaklar
i sözlemesinden domakla, anlan tarihten
sonra doan alacaklar bakmndan yasal faize karar verilmelidir.
DAVA
Davac, ücret, ikramiye ve ilave tediye
fark alacaklarnn ödetilmesine karar verilmesini istemitir.
Yerel mahkeme, istei ksmen hüküm altna almtr.
Hüküm süresi içinde daval avukat tarafndan temyiz edilmi olmakla, dava dosyas
için Tetkik Hâkimi tarafndan düzenlenen
rapor dinlendikten sora dosya incelendi, gerei konuulup düünüldü.
KARAR
Davac içi iyerinde uygulanm olan
219
HAZRAN ’09
SCL
14.dönem toplu i sözlemesinin ilgili hükümlerine göre ücretlerin ödenmediini ileri
sürerek ücret, ikramiye ve ilave tediye fark
isteklerinde bulunmutur. Mahkemece isteklerin kabulüne karar verilmi, hükmü daval
temyiz etmitir.
yerinde 1.1.2003-31.12.2004 tarihleri
arasnda uygulanm olan toplu i sözlemesinin 40/E maddesine göre 1.7.2004 tarihinde yaplmas gereken ücret art daval iverence uygulanmamtr. Bu nedenle anlan
tarihten toplu i sözlemesinin sona erdii
31.12.2004 tarihine kadar ücret fark, ikramiye fark ve ilave tediye fark isteklerinin
kabulü yerindedir.
2822 sayl Toplu Sözlemesi Grev ve
Lokavt Kanunu’nun 6. maddesinde, “Her ne
sebeple olursa olsun sona eren toplu i sözlemesinin hizmet akdine ilikin hükümleri yenisi yürürlüe girinceye kadar hizmet
akdi hükmü olarak devam eder.” eklinde
kurala yer verilmitir. yerinde uygulanan
14. dönem toplu i sözlemesi 31.12.2004 tarihinde sona ermi ve yenisi yaplmamtr.
Bu durumda anlan toplu i sözlemesinin
ücret ve ikramiye ödenmesini öngören hükümleri, 31.12.2004 tarihinden sonrasnda
da i sözlemesi hükmü olarak geçerliliini
sürdürür. Süresi sona eren toplu i sözlemesinde ücret ve ikramiyelerin ödenecei
günü belirleyen hükümler de normatif kurallar olarak uygulanmaya devam eder. Baka
bir anlatmla Borçlar Kanununun 101. maddesi uyarnca iverenin ayrca temerrüde
düürülmesi gerekmez. Kararlatrlan gün
ödenmeyen ücret ve ikramiye açsndan faiz
hakk doar. Mahkemece ücret ile ikramiye
alacaklar için ödenmesi gereken tarihlerden
itibaren kademeli olarak faize karar verilmesi de yerinde olmutur.
2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve
Lokavt Kanunu’nun 61. maddesinde, “Toplu i sözlemesine dayanan eda davalarnda
ifaya mahkûm edilen taraf, temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek iletme kredisi faizi üzerinden temerrüt
faizi ödemeye de mahkûm edilir” eklinde
kurala yer verilerek uygulanmas gereken
faiz türü belirtilmitir. Toplu i sözlemesinden doan istekler bakmndan sözü edilen
faizin uygulanmas yerinde ise de, toplu i
sözlemesinin süresinin sona ermesinin ardndan i sözlemesi hükmü olarak devam
eden kurallar gerei ödenen ücret ve ikramiye bakmndan 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 61.
maddesinde öngörülen faizin uygulanmas
doru deildir. Toplu i sözlemesinin süresinin sona erdii 31.12.2004 tarihi sonras
için davaya konu ücret fark ile ikramiye alacaklar i sözlemesinden domakla, anlan
tarihten sonra doan alacaklar bakmndan
yasal faize karar verilmelidir. Kararn bu
yönden bozulmas gerekmitir.
KARARIN NCELENMES
icra eden Borçlar Hukuku alanna giren borç dourucu hükümlerdir. Borç dourucu hükümlere
üçüncü ahslarn uyma mecburiyeti yoktur.
Toplu i sözlemesinin taraflar maddi anlamda kanun kabul edilen normatif ksm tespit ederken tam bir serbestiye sahip deillerdir.
Ancak kendilerine verilen yetki dahilinde normatif ksma ilikin kurallar koyabilirler.
Toplu i sözlemesinin hangi hükümlerinin
normatif (düzenleyici), hangi hükümlerinin borç
dourucu hükümler olduu hususunda kanun-
Toplu i sözlemeleri iki tip hüküm ihtiva
ederler. Bunlar normatif hükümler ve borç dourucu hükümlerdir. Bir toplu i sözlemesinin
en önemli özelliklerinden birini oluturan normatif hükümler objektif hukuk kaideleri vasfn haiz
olup, sözlemenin taraf olanlardan baka, üçüncü
ahs olarak kabul edilenler üzerinde de etkilerini
gösterirler. Toplu i sözlemesinin dier hükümleri ise, taraf olarak kabul edilenler üzerinde tesir
220
SONUÇ
Temyiz olunan kararn yukarda yazl
sebepten bozulmasna, 07.10.2008 gününde
oybirliiyle karar verildi.
HAZRAN ’09
Toplu i sözlemesinin normatif ve
borç dourucu hükümlerinin varl
Kanundan kaynaklanmaktadr.
larda açklk yoktur. Ayrca bir hükmün normatif
mi, yoksa borç dourucu hüküm mü olduunun
tespiti hususunda veya her iki kategoriye birden
girip girmedii hususunda tartmalar meydana
gelebilir. Bu halde ilgili toplu i sözlemesi hükmünün tefsiri yoluna bavurmak gerekecektir.
Genel olarak toplu i sözlemesinin hizmet
akdine ilikin ksm normatif hükümler olarak kabul edilen, dorudan doruya bir i münasebeti
ile ilgili olup da, ihlal edilmesi halinde taraflara
bir dava hakk veya içiye çalmay reddetme
imkân veren kaytlar, bir toplu i sözlemesinin
normatif hükmü olarak kabul edilebilirler. Bu
deerlendirme yaplrken ölçü olarak, toplu i
sözlemesinin sosyal himaye gayesi göz önünde
bulundurulur. Buna mukabil toplu i sözlemesi
taraflarn (iveren ve sendikay veya bir grup
içiyi) ilgilendiren hükümler ise borç dourucu
hükümler olarak kabul edilirler.
Genel olarak toplu i sözlemesinin normatif
ve borç dourucu hükümlerinin varl Kanundan kaynaklanmaktadr. 2822 sayl Kanun’un 2.
maddesinin I. fkrasnda yer alan; “Toplu i sözlemesi, hizmet akdinin yaplmas, muhtevas ve
sona ermesi ile ilgili hususlar düzenlemek üzere
içi sendikas ile iveren sendikas veya sendika
üyesi olmayan iveren arasnda yaplan sözlemedir” hükmü ile normatif ksm belirtilmitir. kinci
fkrada yer alan; “Toplu i sözlemeleri, taraflarn
karlkl hak ve borçlarn, sözlemenin uygulanmasn ve denetimini uyumazlklarn çözümü
için bavurulacak yollar düzenleyen hükümleri
de ihtiva edebilir” hükmü ise toplu i sözlemesinin borçlar hukukuna ilikin ksmn ifade etmektedir. Ancak bir toplu i sözlemesinin hem
normatif hükümler, hem de Borçlar Hukukuna
ilikin hükümler ihtiva etmesi mecburiyeti yoktur. Nitekim ikinci fkra hükmü “..ihtiva edebilir.” ifadesini kullanarak böyle bir mecburiyetin
aranmasnn art olmadn belirtmektedir.
Yalnz bu anlamalarn kayna olan sviçre
Borçlar Kanunu md. 322/II’ye göre; “bir toplu
i sözlemesi içi ile iveren arasndaki münasebetle ilgili baka hükümler de ihtiva eder veya
SCL
sadece bu hükümlerin tesisi ile iktifa edebilir”.
Bizde 275 sayl ve 2822 sayl TSGLK’larnda
böyle bir hüküm yoktur. 2822 sayl Kanunun 2.
maddesine göre, toplu i sözlemeleri esas olarak hizmet akdi ile ilgili hükümler ihtiva ederler.
Dier hükümler de toplu i sözlemesinde yer
alabilir. Fakat bu zaruri deildir. 2822 sayl Kanunda hizmet akdine ilikin hükümlerin toplu
i sözlemelerinin asli unsuru olduunu toplu
i sözlemesinin hükmü konusunu izah eden 6.
maddede görebilmek mümkündür. 2822 sayl
Kanunun genel mahiyeti u ekildedir; 6. maddenin I. fkras hizmet akdinin toplu i sözlemesinden ayrlmaz bir parça olarak görüldüünü, normatif hükümlerin sözlemeye mutlaka
katlmas-yazlmas gerektiini ihtiva eden bir
mahiyettedir. 6. maddenin III. fkras ise, sona
eren toplu i sözlemelerinin normatif nitelikteki
hükümlerinin, yerine yenisi yürürlüe girinceye
kadar hizmet akdi hükmü olarak devam edeceini belirtmektedir. Hâlbuki Borçlar Hukukuna
ilikin ksmn bu madde ile süresi dolunca ortadan kalkabileceini kabul etmek gerekir. Hukuk sistemimize göre sona eren sözlemenin
borç dourucu hükümleri ortadan kalkmakta
fakat normatif hükümleri hizmet akdi hükmü
olarak yürürlüünü devam ettirmektedir. Ancak
artk hükümler toplu i sözlemesi hükmü deil, i sözlemesi hükmüdürler1.
ncelemeye konu olan kararda da 01.01.2003–
31.12.2004 tarihleri arasnda uygulanan bir toplu i sözlemesinden bahsedilmektedir. Toplu
i sözlemesinin 40/E maddesine göre 1.7.2004
tarihinde yaplmas gereken ücret art daval
iverence uygulanmamtr. Bu nedenle anlan tarihten toplu i sözlemesinin sona erdii
31.12.2004 tarihine kadar ücret fark, ikramiye
fark ve ilave tediye fark isteklerini mahkeme
kabul etmitir. Eer toplu i sözlemesinde hü-
Hukuk sistemimize göre sona eren
sözlemenin borç dourucu
hükümleri ortadan kalkmakta fakat
normatif hükümleri hizmet akdi
hükmü olarak yürürlüünü devam
ettirmektedir.
221
HAZRAN ’09
SCL
Sendika yetkisini kaybetmi olsa da
sendikann taraf olarak imzalayp
uygulatt toplu i sözlemesi,
sözlemenin süresinin bitimi ile
ortadan kalkar.
küm bulunmasna ramen hükümde zikredilen haklar iverence ödenmemise bu haklarn
ödenmesinin kabulü yerindedir. Mahkemenin
karar bu bakmdan yerinde kabul edilmelidir.
Çünkü toplu i sözlemeleri ile bata da belirttiimiz gibi içilerin ücret, ikramiye, prim, sosyal
haklar, çalma artlar vs. belirlenir. Bu akdi
bir sorumluluk olarak iverene yüklenmitir.
veren sözlemeden doan bu artlar yerine
getirmez ise, akitten doan sorumluluu yerine
getirmemi olacaktr. Mahkeme bu tespiti yaparak iverenin belirli bir süre için toplu i sözlemesinden doan sorumluluunu yerine getirmediine karar vermektedir. Ancak bu süre
01.07.2004 tarihinden 31.12.2004 tarihine kadar
olan zaman dilimi içindir.
Karardan anlald kadaryla toplu i sözlemesi 31.12.2004 tarihinde sona ermi ve yeni
bir toplu i sözlemesi yaplmamtr. Büyük bir
ihtimalle sendika yetkisini -çounluunu- kaybetmitir. Ancak sendika yetkisini kaybetmi
olsa da sendikann taraf olarak imzalayp uygulatt toplu i sözlemesi, sözlemenin süresinin bitimi ile ortadan kalkar. Hukuken, toplu
i sözlemesi olarak anlamn yitirmitir. Ancak
bu, toplu i sözlemesinin tamamen ortadan
kalkaca, sözleme öncesi döneme dönülecei anlamna gelmez. Eer böyle bir durum
söz konusu olsa idi, toplu i sözlemesi yaplan
bütün iyerleri ve iletmelerde asgari ücret ve
asgari iyeri artlarna dönü söz konusu olurdu. Bu ise bir taraftan kazanlm hak kavramn, dier taraftan da gelecee güven içerisinde
bakma duygusunu tahrip ederdi. nsanlarn en
azndan gelecek ile ilgili tasavvurlar belirsizlik
ortamnda olmamaldr. Kanun koyucu taraflar
arasnda yaplan toplu i sözlemelerinin sona
ermesi halinde, sona erme annda üstlenilen
sorumluluk ve haklarn aynen devam edeceini kabul etmitir. Böylece gelecee yönelik
222
belirsizlik de ortadan kaldrlm olmaktadr.
Buna ilikin olarak da 2822 sayl Kanunun
md. 6/III hükmüne göre “Her ne sebeple olursa
olsun sona eren toplu i sözlemesinin hizmet
akdine ilikin hükümleri yenisi yürürlüe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam
eder.” Böylece 14. dönem toplu i sözlemesinin normatif hükümleri hizmet akdi hükmü
haline dönüecek ve uygulanmaya devam edilecektir. Toplu i sözlemesinin borç dourucu
hükümleri ise 31.12.2004 tarihi itibariyle uygulanma kabiliyetini kaybedeceklerdir. Çünkü sadece hizmet akdine ilikin toplu i sözlemesi
hükümlerinin normatif-düzenleyici hükümler
olarak, sözlemenin süresinin dolmasyla ortadan kalkmayacaklar Kanunla kabul edilmitir.
2822 sayl Kanun bunu emredici hüküm olarak belirlemitir.
Toplu i sözlemesinin, hizmet akdine ilikin hükümlerinin -normatif hükümlerinin- yeni
toplu i sözlemesi yürürlüe girinceye kadar
hizmet akdi hükmü olarak uygulanmaya devam
edeceine ilikin hükmün mevcudiyeti karsnda, benzeri bir düzenlemeyi yapan Borçlar
Kanunu’nun 101. maddesi uyarnca ayrca temerrüde düürülmesi gerekmez. Çünkü B.K.
md. 101 genel olarak alacak borç ilikilerini ve
temerrüdü düzenlerken, TSGLK’nn bu hususu
özel bir hüküm olarak düzenledii görülmektedir. Borçlar Kanunu md. 101’e göre “Muaccel
bir borcun borçlusu, alacaklnn ihtaryla, mütemerrit olur. Borcun ifa edilecei gün müttefikan tayin edilmi veya muhafaza edilen bir
hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen
bir ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmi ise,
mücerret bugünün hitam ile borçlu mütemerrit olur”. 2822 sayl Kanun itibari ile toplu i
sözlemesinde kararlatrlan gün ödenmeyen
ücret ve ikramiye açsndan faiz hakk doar.
Kanun koyucu taraflar arasnda
yaplan toplu i sözlemelerinin
sona ermesi halinde, sona erme
annda üstlenilen sorumluluk ve
haklarn aynen devam edeceini
kabul etmitir.
HAZRAN ’09
Bu açdan Borçlar Kanunu’nu uygulamaya gerek yoktur.
ncelemeye konu olan Yargtay kararnda
ikinci bir husus olarak toplu i sözlemesinin
bitimi ile hizmet akdi hükmü olarak uygulanmaya devam etmesi gereken alacaklarn ödenmemesi halinde, bunlara uygulanacak faizin ne
olacadr. Faizin hangi miktar üzerinden kararlatrlacadr.
Bilindii gibi 2822 sayl Kanun md. 61 ile
“Toplu i sözlemesine dayanan eda davalarnda ifaya mahkûm edilen taraf, temerrüt tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en
yüksek iletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ödemeye de mahkûm edilir.” hükmünü getirmitir. Yerinde bir hüküm olarak
iverenlerin içi alacaklarn kullanmalarnn
önüne geçilmek istenmitir. verenlerin toplu
i sözlemesinde doan alacaklarnn zamannda ödenmesini Kanun öngörmektedir. Ancak bu maddede bir eye dikkat etmek gerekmektedir: bu maddedeki koruma sadece toplu
i sözlemesi alacakllar için tannmtr. Bir
baka ifade ile iletme kredisi faizi üzerinden
temerrüt faizinin ödenmesi sadece toplu i
sözlemesi alacaklar için tannm bir imkân
olarak kabul edilmitir. çilerin dier alacaklarna kar uygulanacak faiz ise yasal faizdir.
Bu faiz de her halükarda iletme kredisi faizinden düüktür. Bu yüzden bu tip davalarda
taleplerin md. 61 deki faiz üzerinden yaplmas makuldür ancak doru deildir. Çünkü
iletme kredisi faizi toplu i sözlemesinden
doan alacaklar dnda -içi alacaklar- uygulanmamaktadr.
ncelemeye konu olan kararda içinin
31.12.2004 tarihi sonras davaya konu olan ücret fark ile ikramiye alacaklar artk toplu i
sözlemesinden deil, i sözlemesinden kaynaklanmaktadr. Çünkü 31.12.2004 sonrasnda
artk iyerinde bir toplu i sözlemesi yoktur,
eski toplu i sözlemesinin hizmete akdine
ilikin hükümleri hizmet akdi hükmü olarak
devam etmektedir, dolaysyla içinin talepleri
içerisindeki ücret farklar ve ikramiye alacaklarnn kayna artk toplu i sözlemesi deil, i
sözlemesidir. sözlemelerinde de temerrüt
halinde uygulanacak olan faiz yasal faizdir.
SCL
SONUÇ
ncelemeye konu olan Yargtay 9. Hukuk
Dairesinin karar toplu i sözlemesinin sonraya etkisi bakmndan isabetli bir karardr.
DPNOT
1
Aktay, Arc, Kaplan-Senyen, Hukuku, 2. bask,
2007-Ankara, s. 415 vd.
223
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Melda SUR
Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi
zinde Olan çinin Yasa D Greve Katlmas
T.C. YARGITAY
9. HUKUK DARES
Esas No : 2008/26211
Karar No : 2008/20195
Tarihi
: 14/07/2008
ÖZET
Davac izinli iken çalan içiler ile birlikte, iten çkarlan iki içinin ie tekrar
alnmas için topluca ii brakma eylemi
gerçekletirildii, sendika internet sitesinde
süresiz greve baland, grevin iten çkarlanlar geri alnana, sendika muhatap kabul edilene, insanca muamele görene ve
Kanunu’ndaki çalma ilikilerine ilikin
hükümler uygulanana kadar devam edeceinin belirtildii anlalmaktadr. Davac
izinde olsa bile i sözlemesinin yükledii
haklar ve yükümlülükler devam eder. zin
süresi içinde içinin temel edimlerinden i
görme edimi dnda kalan, içinin sadakat
borcu devam eder. O nedenle içinin bu
süre içinde i sözlemesinden doan sadakat borcuna aykr bir davran içine girmesi halinde, iveren i sözlemesini hakl
224
nedenle feshedebilir. Davacnn izinde iken
dier çalan içiler gibi yasa d eyleme katld ve sadakat borcuna aykr davrand
sabittir. Davacnn izinli olmas bu eylemini
hakl neden olmaktan kurtarmaz. Davacnn
eylemi 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev
ve Lokavt Kanunu’nun 25. maddesi uyarnca
kanund grev niteliindedir. Davann reddi
yerine yazl ekilde kabulü hataldr.
KARAR
Davac, i sözlemesinin geçerli neden
olmadan ve sendikal nedenlerle feshedildiini belirterek feshin geçersizliine ve ie
iadesine karar verilmesini istemitir.
Mahkemece, feshin geçersizliine, davacnn limited irket iyerine ie iadesine karar verilirken, fesihte sendikal neden kabul
edilmemitir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarnca temyiz edilmi olmakla, dava dosyas için
Tetkik Hâkimi B. Kar tarafndan düzenlenen
rapor dinlendikten sonra dosya incelendi,
gerei konuulup düünüldü:
Davac vekili, davac müvekkili içinin,
daval üniversiteye ait hastane iyerinde asl
ite, taeron irketler deitii halde temizlik
HAZRAN ’09
eleman gösterilerek ie alndn, taeron
irketlerin adnn deitiini, ortaklarnn
ayn olduunu, davacnn temizlik eleman
olarak deil, salk iinde eleman olarak çaltrldn, davacnn salk ikolunda çalmas nedeni ile Salk Sendikas’na üye
olduunu, sendika üyelii sonras üyelikten
istifa için bask yapldn ve içi çkarldn, bir içinin intihar giriiminde bulunduunu, iyerinde yasalara aykr uygulamalar
yapldn, fazla mesai yapldn, ücretlerinin ödenmediini, ücretin ödenmemesinin
içiye i görme borcunu yerine getirmekten
kaçnma hakk verdiini, ayn ite çalan
içiler arasnda farkl ücret verildiini, tatil
çalmalar karl ücretlerinin ödenmediini, içilere sk sk hakaret edildiini, izinlerin kullandrlmadn, bu durumun kamu
oyuna duyurulmas için ölen aras içilerin
hastane bahçesinde ve rektörlük önünde
basn açklamas yaptklarn, bunun sonucu 20 içinin ve davacnn i sözlemelerinin
feshedildiini, yazl bildirim yaplmadn,
savunma alnmadn, çkarlanlarn aktif
sendika üyesi içiler olduunu, feshin sendikal nedene dayandn belirterek, feshin
geçersizliini, davacnn ie iadesini ve ie
balatmama tazminatnn 2821 Sayl Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesi uyarnca belirlenmesini talep etmitir.
Daval üniversite vekili, öncelikle Tp
Fakültesi’ne kar dava açldn, fakültenin
tüzel kiilii bulunmadn, davada taraf
ehliyeti olmadn belirterek, davacnn ivereni olmadklarn, dier daval ile aralarnda asl-alt iveren ilikisi bulunduunu,
asl iverene kar ie iade istenemeyeceini,
davann husumetten reddi gerekeceini, ayrca davacnn kanunsuz eylemlerde bulunduunu, ii braktn, alt iveren tarafndan
feshin hakl nedene dayandn, davann
bu nedenle de reddi gerektiini savunurken, dier daval irket vekili, davacnn i
sözlemesinin Tp Fakültesi temizlik iinde
çalmakta iken 20/06/2007 tarihinde iyerinde yasa d grev ve direnite bulunmas
SCL
nedeni ile Kanunu’nun 25/II. h ve 2822
sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt
Kanunu’nun 45/I maddesi uyarnca feshedildiini, feshin hakl nedene dayandn,
davann reddi gerektiini belirtmitir.
Mahkemece, daval üniversitenin kamu
kurumu olduu, yardmc i niteliinde olan
temizlik hizmetini alt iverene verdii, 4857
sayl Kanunu’nun 2. maddesi uyarnca
hizmet alm sözlemesi muvazaal olsa ve
i sözlemesinin feshinin geçerli nedene
dayanmad kabul edilse bile, davac içinin kamu tüzel kiilii olan üniversiteye
ie iadesinin yasal olarak mümkün olmad, davacnn üye olduu sendikann salk
ikolunda örgütlendii, çaltran daval alt
iverenin ise genel ikolunda faaliyette bulunduu, davacnn bir önceki alt iveren içisi olarak çalrken sendikaya üye olduu,
dava ehliyeti bakmndan hak kaybna yol
açmamak bakmndan yetki verilen sendikann dava açma ehliyeti olduu kabul edildii, davacnn salk ikolunda istihdam
edilmedii takdirde, sendikann temsil yetkisi olmadnn kabul edilmesi gerektii,
aktif husumet ehliyeti olmad ve davacnn
20/06/2007’de dier içilerle birlikte eyleme katld, dier içilerin i sözlemesinin
feshinin hakl nedene dayand ayn tarihli
kararlarla kabul edilmekle birlikte, davacnn bu tarihte izinli olduu, izin gününde i
kanunlar kapsamnda i yapma ve iverenin emir ve talimatlarna uyma yükümlülüü
bulunmad, yasad greve katlma nedeni
ile feshin geçerli neden oluturmayaca gerekçesi ile, dier içilerin davasnn aksine
feshin geçersizliine, davacnn ... Ltd. irket
iyerine ie iadesine, ie balatmama tazminatnn 4857 sayl Kanunu’nun 21. maddesi uyarnca davacnn 4 aylk ücreti tutarnda belirlenmesine karar verilmitir.
Karar taraf vekilleri tarafndan temyiz
edilmitir.
Belirtmek gerekir ki, sendikann üye içisi adna 2821 sayl Sendikalar Kanunu’nun
32. maddesi uyarnca dava açabilmesi için,
225
HAZRAN ’09
SCL
içinin iverenin çalt ikolunda örgütlenen sendikaya üye olmas gerekir. Daval ...
irketi’nin genel i, dier daval üniversite
Tp Fakültesi’nin ise salk ikolunda faaliyette bulunduu, davacnn ihale ile temizlik
iini üstlenen irket içisi olarak salk ikolunda örgütlenen sendikaya üye olduu anlalmaktadr. irketin faaliyet alanna göre,
sendikann davac adna aktif husumete ehil
olmad kabul edilmelidir. Ancak davallar
arasnda muvazaa iddias da bulunduu ileri
sürülmektedir. Bu olgu açkla kavumu
deildir.
Ancak, davac izinli iken çalan içiler ile
birlikte, iten çkarlan iki içinin ie tekrar
alnmas için topluca ii brakma eyleminin
gerçekletirildii, sendika internet sitesinde “süresiz greve baland, grevin iten
çkarlanlar geri alnana, sendika muhatap
kabul edilene, insanca muamele görene ve
Kanunu’ndaki çalma ilikilerine ilikin
hükümler uygulanana kadar devam edeceinin” belirtildii anlalmaktadr. Davac izinde olsa bile i sözlemesinin yükledii haklar ve yükümlülükler devam eder. zin süresi
içinde içinin temel edimlerinden i görme
edimi dnda kalan, içinin sadakat borcu
devam eder. O nedenle içinin, bu süre içinde i sözlemesinden doan sadakat borcuna aykr bir davran içine girmesi halinde,
iveren i sözlemesini hakl nedenle feshe-
debilir. Davacnn izinde iken dier çalan
içiler gibi yasa d eyleme katld ve sadakat borcuna aykr davrand sabittir. Davacnn izinli olmas bu eylemini hakl neden
olmaktan kurtarmaz. Davacnn eylemi 2822
sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt
Kanunu’nun 25. maddesi uyarnca kanund grev niteliindedir. Davann reddi yerine
yazl ekilde kabulü hataldr. 4857 sayl Yasas’nn 20/3 maddesi uyarnca Dairemizce aadaki ekilde karar verilmitir:
KARARIN NCELENMES
desine karar vermitir. Buna karlk Yargtay,
davac içinin eyleminin kanun d grev olup,
izinli olmasnn bu eylemini hakl fesih nedeni
olmaktan çkarmad gerekçesiyle yerel mahkeme kararn bozmaktadr.
Esasen olayda muhtelif iddialar mevcuttur.
Birçok iddia arasnda, iten çkarmann sendikal nedene dayand ve bu dava yönünden
muhtelif taeron firmalar tarafndan istihdam
edilir görünen içinin, dier içiler gibi muvazaal olarak taerona bal temizlik içisi olarak
gösterildii öne sürülmektedir. Söz konusu muvazaa iddias, ikolu yönünden, salk ikolunda kurulu bulunan sendikann davac sfatn
GR
Karara konu olayda, bir üniversite hastanesinde alt iverene bal olarak çalan bir ksm
temizlik içilerinin ii brakma eylemi üzerine,
eyleme katld gerekçesiyle, davac içinin dier 20 içiyle birlikte iine son verilmitir. Sendika tarafndan ie iade davas açlan içinin grev
esnasnda izinli olduunu dikkate alan yerel
mahkeme, bu durumda i görme yükümlülüü
olmadndan hareket ederek, feshin geçersizliine ve içinin taeron firmasndaki iine ia226
SONUÇ
Yukarda açklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararnn BOZULARAK
ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davann REDDNE,
3. Harç pein alndndan yeniden alnmasna yer olmadna,
4. Davacnn yapm olduu yarglama
giderinin üzerinde braklmasna, davalnn
yapt yarglama giderinin davacdan tahsili
ile davalya ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 500 YTL ücreti vekâletin davacdan ayr ayr alnarak davallara verilmesine,
6. Pein alnan temyiz harcnn istei halinde davalya iadesine, kesin olarak oybirlii ile karar verildi. 14.07.2008.
HAZRAN ’09
dorulayacak, hem de daval sfatn etkileyecek bir sorundur. Ancak, gerek yerel mahkeme
gerek Yargtay husumet konusuna temas etmekle birlikte, sonucu belirleyen temel husus,
izinde olan bir içinin yasa d greve katlm
saylp saylmayaca olmutur.
Olayda bir yasa d grevin mevcudiyeti ve
davac içinin bu eyleme katld ise tartma
konusu edilmeyip, sabit görünmektedir.
Bu karar incelemesinde, Yargtayn vard
sonucu etkileyen hukukî sorun üzerinde durarak, ilk önce davaya husumet konusu ile birlikte sendikalarn üyeleri adna dava açma ehliyetine ksaca deindikten sonra (I); izinde olan
içinin yasa d eyleme katlmas ve sonuçlar
irdelenecektir (II).
I. SENDKANIN ÜYELER ADINA
DAVA AÇMA EHLYET
1. Genel Olarak
Sendikalar Kanunu’nun 32. maddesinde
sendikalarn “çalma hayatna ilikin faaliyetleri” belirtilmitir. Bunlar arasnda, “3. Çalma
hayatndan, mevzuattan, toplu i sözlemesinden, örf ve âdetten doan hususlarda içileri ve
iverenleri temsilen veya yazl bavurular üzerine, nakliye, neir veya adi irket mukaveleleri
ile hizmet akdinden doan haklar ve sigorta
haklarnda üyelerini ve mirasçlarn temsilen
davaya ve bu münasebetle açt davadan ötürü husumete ehil olmak” yer almaktadr.
Olaymzdaki iten çkarlan içinin ie iadesine yönelik dava, yukardaki ikinci tür, bireysel temsile dayal dava ehliyetine dayanr.
Baskn görüe göre, burada bir “kanunî temsil”
söz konusudur. Dolaysyla, içinin sendikaya
bir vekâletname vermesi gerekmeyip, yasada
da belirtilen, sendikaya yönelik bir yazl bavuru gerekli ve yeterlidir1.
Sendika, böyle bir davay ancak üyeleri (ve
mirasçlar) için açabilir; dava açlrken üyelik
Sendika üyeliinin geçersizlii veya
son bulmas hâllerinde sendikann
dava ehliyetinden söz edilemez.
SCL
Kanundaki “geçici olarak isiz
kalma”nn tam olarak neyi ifade
ettii açk deildir.
devam ediyor olmaldr. Buna karlk üyeliin
dava açldktan sonra son bulmas, kanmzca
davann sendikaca takibine engel tekil etmemelidir. Nitekim TBMM’ye sunulan yasa deiiklii teklifinde, sendikann temsil yetkisinin
“her halde, yazl bavuru ile geri alnmad
müddetçe açlm davalarda dava kesinleinceye kadar devam edecei” açkça belirtildiinden, bu konuda olas tereddütler giderilmektedir (SK m. 20/II, son cümle).
Sendika üyeliinin geçersizlii veya son bulmas hâllerinde sendikann dava ehliyetinden
de söz edilemez. Nitekim Sendikalar Kanunu
m. 25/V uyarnca, içinin emekli olmas ve ikolunun deimesi üyeliin sona ermesine yol
açar: “Bal bulunduklar, kanunla kurulu kurum ve sandklardan yallk, emeklilik veya
malullük ayl veya toptan ödeme alarak, iten ayrlan içilerle ikolunu deitiren içilerin
sendika üyelii sona erer.”
Dolaysyla, içinin ikolu deitirmesi, emekliye ayrlarak içi sfatn yitirmesi2 hâllerinde
üyelik de son bulacandan, sendikann bu içiyi temsilen Sendikalar Kanunu’nun 32. maddesinin 3. bendine dayanarak dava açmas
mümkün deildir. Ayn ekilde ve genel olarak
farkl bir ikolunda çalan bir içinin bu sendikaya üyeliinin geçerli olamamas nedeniyle,
sendika tarafndan temsiline olanak yoktur3.
ncelediimiz olay bakmndan da bu soruna
gerek yerel mahkeme, gerek Yargtay iaret etmektedir.
Buna karlk içinin geçici olarak isiz kalmas sendika üyeliini etkilemeyeceinden (SK
m. 24), sendika, iten çkarlan bir içiyi temsilen dava açabilir. Esasen, olaymzda da görüldüü gibi, sendikalarn üyeleri için açtklar
davalarn önemli ksm i sözlemesinin feshinden sonra söz konusu olmaktadr.
Kanundaki “geçici olarak isiz kalma”nn
tam olarak neyi ifade ettii de açk deildir. Her
hâlde, kesin bir snr koymak yerine her durumun özelliine göre uygun bir sürenin kabulü
227
HAZRAN ’09
SCL
suretiyle mahkemelerimize geniçe bir takdir
alan braklmaktadr. Böyle olunca, bu süre
daha ksa (içinin içilii kesin olarak brakt,
serbest meslek, memuriyet, iveren konumuna
gelme hâllerinde) veya daha uzun (içinin sürekli i aray içinde olup örnein Türkiye Kurumu’na kaytl olmas) olabilir4. Belirtmek
gerekir ki Yasa Deiiklii Teklifinde (m. 24/
son), isiz kalan içinin sendika üyelii 1 yllk
snra bal tutulmaktadr.
2. Yerel Mahkemenin ve Yargtay’n
Yaklamlar
Davay açan sendikann kurulu bulunduu
ikolu (salk) itibariyle husumete gerçekten
ehil olup olmad konusunda sonuca varabilmek için, sadece birbirini izleyen sendika üyeliklerini deil, öne sürülen muvazaa iddiasn
da incelemek gerekirdi. Oysa Yargtayn kararnda da ifade edildii üzere, bu olgu “açkla
kavumu deildir”. Yerel mahkemenin kararnda ise “davacnn üye olduu sendikann
salk ikolunda örgütlendii, çaltran daval
alt iverenin ise genel ikolunda faaliyette bulunduu, davacnn bir önceki alt iveren içisi
olarak çalrken sendikaya üye olduu, dava
ehliyeti bakmndan hak kaybna yol açmamak bakmndan yetki verilen sendikann dava
açma ehliyeti olduu kabul edildii (…)” belirtilmektedir. Ayn kararda, daha sonra, “davacnn salk ikolunda istihdam edilmedii
takdirde, sendikann temsil yetkisi olmadnn
kabul edilmesi gerektii, aktif husumet ehliyeti
olmad (…)”na da iaret edilmektedir.
Bizzat daval olarak gösterilen iveren yönünden de husumet sorunu mevcuttur. Pasif
husumete ehil olan birimin üniversite mi, fakülte mi, yoksa taeron irket mi olduu konusunda fazlaca açklama yaplmakszn, mahkemece davann konu ve amac (ie iade davas)
Ask sürelerinde içinin temel
borcu olan i görme borcu askda
kalmakla birlikte, bunun dndaki
dier yükümlülükleri devam
etmektedir.
228
dikkate alnmaktadr. Böylece, kamu tüzel kiilii olan üniversiteye ie iadenin yasal olarak
mümkün olmad belirtilerek, temizlik içisinin “Kültür Temizlik Ltd. irketi” iyerine iadesi
yoluna gidilmitir.
Böylece, muvazaa iddialarnn da birlikte
getirdii ikolu ve dolaysyla aktif husumet sorununun bu davada esas hakknda incelemeyi
engellemedii görülmektedir. Mahkemelerimizin pragmatik ve usûl ekonomisine uygun yaklam sonucu husumet konusu tam anlamyla
açkla kavumayarak “eksik kalan” bir konu
olarak braklm görünmektedir.
II. ZNDE OLAN ÇNN EYLEME
KATILMASI VE SONUÇLARI
Yukarda deindiimiz husumet ehliyeti sorunu kararn sonucunu belirlememi; kararn
odak noktasn tekil edip sonucu belirleyen
sorunlar unlar olmutur: zinde olan bir içi
yasa d greve, direnie veya bir protesto eylemine “katlm” saylabilir mi? Böyle bir durumda iveren bakmndan derhal fesih hakk
doar m?
Bu sorularn cevab, ilk önce genel açdan
izinde olan içinin hukukî durumunun; sonra
da böyle bir içinin greve katlm saylp saylmayacann irdelenmesini gerektirmektedir.
1. zinli Olan çinin Hukukî Durumu
a) çinin izinli olduu sürelerde, ister yasal
izinler (yllk ücretli izin, hafta tatili, evlenme,
doum, hastalk izinleri), ister iveren tarafndan verilen ücretsiz izin gibi izinler olsun, i
sözlemesi askda kalr5. sözlemesi sona ermeyip i ilikisi devam ettiine göre, ie gelme ve hizmeti ifa borcu geçici olarak ortadan
kalkar. Ask süresinde içinin ie devamszl
borca aykrlk tekil etmeyeceinden, iveren
bunu gerekçe göstererek i sözlemesini feshedemez.
b) Bu ask sürelerinde içinin temel borcu
olan i görme borcu askda kalmakla birlikte,
bunun dndaki dier yükümlülükleri devam
etmektedir. Bu balamda öretimizde de iaret
edildii üzere, i görme edimine bal olmayan
iyerindeki davranlaryla ilgili iverenin tali-
HAZRAN ’09
matlarna uyma yükümlülüü de devam edeceinden, örnein, ask döneminde iyerine bir
sebeple gelen içinin iyerindeki davranlar
dikkate alnr6. Sadakat borcu çerçevesinde,
içi, iverenin itibarn zedeleyecek bir tutum
içine giremez, meslekî ve ticarî srlarn açklayamaz, içileri iverene zarar verecek hareketlere tevik edemez7. Bu durumlarda dier taraf
için hakl nedenle fesih hakk doar ( K. m.
25/II).
Böylece görüldüü üzere, “sadakat borcuna aykrlk”, izinli olup çalma yükümlülüü
bulunmayan içiler bakmndan da söz konusu
olabilmektedir.
b) Bir grev uygulamas srasnda izinde olan
içinin konumuna gelince; uygulamada izinli
içinin greve katlp katlmadn belirlemekte
güçlük çekilebilir.
Bu zorlua kar u yantlar getirebiliriz:
Bir kere, içinin izin hakkndan vazgeçip
greve katld öne sürülebilir. Bunun ispat ise
her zaman kolay deildir. Belirtmek gerekir ki,
içinin yasa d greve katldnn ispat iverene ait olmaldr. zin hakkn kullanan bir içi,
çalmamasnn greve katlma anlamna gelmediini kantlamakla zorunlu tutulamaz.
Yarg içtihadna baktmzda ise, grev srasnda izinli olan içinin bu durumunun “kesin
delil” saylmad görülmektedir8. Daha önce
bu konudaki baz kararlarda, her hâlde olayn
özellii de dikkate alnarak, iyerinde grev balad srada raporlu olan içinin greve katlmak istemediini bildirmek zorunda olduu,
aksi takdirde, tekabül eden rapor süresine ait
içilik haklarn talep edemeyecei sonucuna
varlmtr9. Belirgin eilim, rapor süresi sonunda içi iyerine gelip ie balamad takdirde,
izinde geçen sürenin grevde geçmi saylmasdr. Zira bu durumda rapor süresinin bitiminde
greve katlarak içi bu yoldaki iradesini de ortaya koymu görünmektedir10.
Dier yandan, izinde olan içi bilfiil ii brakp greve katlmasa bile, grevin kararna katld, greve tevik ettii veya dier içileri greve
katlmaya veya devama tevik ettii hâller de
olabilir (TSGLK m. 45/I). Böyle bir durum öne
sürülüp kantlandnda içinin gene yasa d
grevin yaptrmlarna tâbi tutulmas olasdr.
SCL
ncelediimiz kararda içinin izinde olmasna karn bu eyleme katldnda bir tereddüt
olmad anlalmaktadr. Yargtayn belirttii
üzere, “davacnn izinde iken dier çalan içiler gibi yasa d eyleme katld11 ve sadakat
borcuna aykr davrand sabittir”.
2. Eyleme Katlmann Sonuçlar
Olaymzdaki eylemin bir yasa d grev olduu hususunda yerel mahkeme ile Yargtay
kararlar ayn yöndedir. Buradaki ii brakma,
bir toplu i sözlemesi prosedürü dnda, herhangi bir uyumazlk tutana alnmadan giriilmi bir protesto eylemidir. Bir baka deyile,
usulüne göre alnm bir grev kararna dayanmayan, “kanunî grev için aranan artlar gerçeklemeden yaplan bir grev” (TSGLK m. 25/III)
vardr.
Böyle bir yasa d grev veya eyleme katlma, sadakat borcuna aykrlk tekil eder mi?
zinde olan bir içi, i görme borcu askda olduuna göre, greve nasl katlm saylabilir?
Kararn deerlendirilmesi bu iki soruya verilecek yantlara baldr.
a) Bir kere, yasal bir greve katlma bir hak
olduuna göre, srf böyle bir greve katlmann
i görme ve sadakat borçlarna aykrlk tekil
etmeyecei açktr. Buna karlk, grev esnasnda içinin birtakm davranlar hakl fesih
nedeni tekil edebilir12. Zira iin görülmesi
edimine bal olmayan dier borçlar, özellikle, iverenin meslekî srlarn saklamak, zararl fiillerden kaçnmak, gösteri, pankart, broür
gibi yollarla iverene ve yaknlarna hakaret etmemek, iverenin ticarî saygnln ve çalma
özgürlüünü ortadan kaldrc gösteri ve toplantlar düzenlememek gibi türlü yükümlülükleri içerir13. Yasal bir grev esnasnda da olsa,
her türlü iddet, tehdit, zor kullanma, çalma
özgürlüünün ihlâli, hakaret ve engelleme gibi
fiillerin hukuka aykrlk tekil edeceinde üphe yoktur.
b) Bunun yannda, bizzat yasa d grev
veya eyleme katlmay “sadakat borcuna aykr
bir davran” saymak da, ilk bakta mümkün
görünebilir14. Ancak burada kanmzca ihtiyatl bir yaklamla kolektif eylemleri “sözlemelerin bak açsyla” deerlendirmektense,
229
HAZRAN ’09
SCL
kendi spesifik amaç ve özelliklerine göre ele
almak daha doru olacaktr. Bir baka deyile, “sadakat borcuna aykrlk”, toplu ilikilerinin özelliklerine uyarlanarak biraz farkl bir
ekilde deerlendirilmelidir. Toplu i ilikileri
ve uyumazlklarnn kendilerine özgü ilkeleri
ve mant vardr. Burada içi dayanmas ve
sendika disiplini ayr bir “sadakat”i ifade eder.
Bu nedenle, grev esnasnda iverene kar olan
sadakat borcu ortadan kalkmamakla birlikte;
farkl, daha “hogörülü” bir ekilde yorumlanabilir. Örnein, baz eletiri ve taleplerin kuvvetli ifadelerle formüle edilmesi, sadakat borcuna
aykrlk veya K. m. 25/II çerçevesinde hakl
fesih sebebi saylmamaldr15. Buna karlk yukarda deinildii üzere, toplu i uyumazlklar çerçevesinde dahi kabul edilemeyecek fiiller
vardr. Çeitli zor kullanma, tehdit ve hakaret
içeren hareketlerin birer hakl fesih nedeni tekil edecei açktr.
çerçevesinde, “doruluk ve balla uymayan
davran” olarak ele alnmaktadr17. ncelemekte olduumuz olaya benzer durumlarda yarg
mercilerimiz genellikle toplu ii brakma (yani
grev) eylemlerini Kanunu’nun hakl fesih nedenleri çerçevesinde mütalâa etmektedirler18.
Oysa TSGLK m. 25’de grevin ve kanun d
grevin tanmlar yaplmtr. Kanun d grevin
sonuçlar da TSGLK’nn 45. maddesinde yer almaktadr: “Kanun d grev yaplmas hâlinde,
iveren, böyle bir grevin yaplmas kararna katlan, böyle bir grevin yaplmasna tevik eden,
böyle bir greve katlan veya böyle bir greve
katlmaya veyahut devama tevik eden içilerin
hizmet akitlerini, feshin ihbarna lüzum olmadan ve herhangi bir tazminat ödemeye mecbur
bulunmakszn feshedebilir.”
Yasa d grevlerin ve direnilerin ayrca
cezaî sonuçlar da vardr (TSGLK m. 70 vd.).
Yasa d grev hâllerinde i sözlemesinin feshinde sadakat borcuna
aykrlktan ziyade “yasa d greve (veya direnie) katlma” gerekçesine
bavurulmas daha doru görünmektedir.
Hukukumuzda bizzat grevi yasa d klan
çeitli hâller öngörülmütür. Baz yasal formalitelere ve sürelere uyulmadan giriilen bir greve
katlma veya balatlm yasal greve daha sonra, sendika üyesi olunca katlma, TSGLK çerçevesinde kanunî artlar gerçeklemeden yaplan
bir grevdir. Bu eylemler nitelikleri yönünden K. m. 25’deki “ahlâk ve iyiniyet kurallarna ayrllk” hâllerinden oldukça uzaktr16. Dolaysyla,
yasa d greve katlmay genel olarak sadakat
borcuna aykr bir davran olarak deerlendirmek, kanmzca her zaman isabetli olamaz. Bu
nedenlerle, yasa d grev hâllerinde i sözlemesinin feshinde sadakat borcuna aykrlktan
ziyade “yasa d greve (veya direnie) katlma”
gerekçesine bavurulmas daha doru görünmektedir.
Yllardan beri yerlemi içtihadmza bakldnda ise, toplu i sözlemesi prosedürü dnda meydana gelen ii brakmalar Kanunu
230
TSGLK m. 45’deki fesih hakknn hukukî rejimi de baz bakmlardan K. m. 25/II’deki
ahlâk ve iyiniyet kurallarna uymayan hâller ve
benzerlerinin rejimiyle özdetir. Bildirim sürelerine uyulmadan feshe gidilebilmesi ve içinin kdem tazminatna hak kazanmamas yönünden, sonuçlar ayndr. Buna karlk, fesih
hakkn kullanrken K. m. 26’da öngörülen
alt igünlük süreye uyulmas, uygulamada benimsenen bir koul olmakla birlikte kanmzca
isabeti tartmaldr. Dier yandan, çok sayda
içinin katld toplu eylemlerde ie son vermede kat bir “eit ilem” aranmas da, tartmaya açk bir yaklamdr19.
Böylece görüldüü üzere, toplu eylemlerin
Kanunu yerine toplu ilikiler çerçevesinde
ele alnarak TSGLK hükümlerine dorudan
bavurulmas baz yönlerden farkl bir hukukî
rejimi de beraberinde getirmektedir.
Sonuç olarak, farkl özellikler tayan bir
HAZRAN ’09
“yasa d greve katlma”y sadakat borcuna aykr hareket saymak yerine, dorudan doruya
TSGLK hükümlerine bavurmak, kanmzca bu
hükümlerin spesifik uygulama alan ve amaçlarna daha uygun olacaktr.
Yargtayn incelediimiz kararnda ise, davacnn ayn zamanda hem “yasa d greve katld” hem de “sadakat borcuna aykr
davrand”ndan söz edilmesi her iki dayanan
birlikte dikkate alndn göstermektedir. Böyle bir çifte gerekçelendirme iki ilevi görebilir:
Bir kere, izinde olan bir içinin i görme borcu olmamasna karlk iyeri önünde iverene
yönelik son derece ciddi ithamlar içeren bir
basn açklamasna katlmas, bu katlma kantlandnda, K m. 25/II b uyarnca ayr bir fesih nedeni tekil edebilecek niteliktedir. Konu,
yukarda iaret ettiimiz toplu ilikiler (TSGLK)
çerçevesinde ele alndnda ise, izinde olan içinin izin hakkndan vazgeçerek greve katld
öne sürülebilir.
Nihayet, bu içinin izinde olmas nedeniyle ii brakm saylamayaca öne sürülse bile,
eer kantlanmsa TSGLK m. 45/I uyarnca srf
karara katlmak, grevin yaplmasna, katlmaya
veya devama tevik bile izin süresince (eylem
yerine gelmeyen ve “ii brakmayan” izinli bir
içi bakmndan dahi) bir derhal fesih sebebi
oluturabilir.
SONUÇ
Açlan bir ie iade davasna ilikin olan bu
kararda aktif dava (husumet) ehliyeti sorunu
çözümlenmeden, dorudan bizzat eylemin tavsifi ve hukukî sonuçlarna gidilerek, bir bakma
“seri” bir yarglama usulünün gereklerine uyulmaya çallm görünmektedir.
Mahkemelerimizin toplu eylemlerde genellikle TSGLK yerine Kanunu’nun hakl fesih sebeplerine bavurma eiliminin burada
da sürdüü gözlenmektedir. TSGLK m. 25 ve
m. 45 yerine, belki de cezaî sonuçlar dolayl
olarak bertaraf etmek düüncesinin de etkisiyle, içinin “sadakat borcuna” aykrlnn ön
plâna çkarlmas, olaymzda ek bir ilev görebilir. Ancak, her eye karn yasa d grev
ve direniler hakknda açk bir düzenlemeyi
içeren TSGLK m. 25 ve m. 45 hükümleri ka-
SCL
nmzca kararn temel dayanan tekil etmelidir.
Bunun dnda Yargtay’n vard sonuç,
yani ie iade yönündeki yerel mahkeme kararnn bozulmas isabetli olup, mevcut hukuk
normlarna uygundur.
Eylemin cezaî sonuçlar bu kararlarda söz
konusu edilmemekle birlikte, iaret etmeliyiz
ki, çok ksa süren ve iyerindeki üretimi etkilemeyen ii brakma eylemlerinin daha uzun,
üretim veya hizmeti aksatan eylemlerden ayrt
edilmesinde yarar vardr.
Bu bakmdan Türk Ceza Kanunu’nda kamu
görevlileri hakknda yer alan düzenlemeye iaret edilebilir. “Kamu görevinin terki veya yaplmamas” balkl TCK m. 260 (2) hükmüne
göre: “Kamu görevlilerinin meslekî ve sosyal
haklar ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak
biçimde, geçici ve ksa süreli i brakmalar
veya yavalatmalar hâlinde, verilecek cezada
indirim yaplabilecei gibi, ceza da verilmeyebilir.” Eylemin cezaî sonuçlarn ilgilendiren bu
hükmü TSGLK’deki ceza hükümleri bakmndan da dikkate alarak, bazen gerçekte hakllk
pay da olan birtakm protesto eylemleri için
cezalarn daha nüansl ekilde yasamzda yeniden düzenlenmesinde yarar olacaktr.
DPNOTLAR
1
Bu konuda bkz.: F. ahlanan: Sendikalar Hukuku, stanbul
1995, s. 228-229; N. Çelik: Hukuku Dersleri, Yenilenmi
21. Bas, stanbul 2008, s. 472-473; Ü. Narmanlolu: Hukuku II, s. 232-235; F. Demir: Sendikalar Hukuku,
Yenilenmi 5. Bask, zmir 2007, s. 181-183; Sur, M.: Hukuku, Toplu likiler, Ankara 2008, s. 156-158. Yasal
temsil olmayp, dava için yazl bavuruda bulunmayla
bu konuda sendikaya bir iradî temsil yetkisi verildii
görüü için bkz. özellikle: C. Tuncay: Toplu Hukuku,
stanbul 1999, s. 85.
2
Emeklilik ile sendika üyelii son bulacandan,
sendika, emekli olunan adna dava açamaz: 9. H.D.,
22.12.1997, 20012/22156, Tekstil veren, ubat 1998,
s. 18.
3
9. H.D., 22.5.2006, 2006/15169, Çalma ve Toplum 2006/3,
S. 10, s. 142: Sendikann kurulu bulunduu ikolundan
farkl bir ikolunda çalan içi (olayda zmir Metro A..’nin
güvenlik hizmetlerini üstlenen bir ayr irkette çalan
güvenlik eleman) için açlan ie iade davasnda ikolu
konusu öne sürülmütür. Yargtaya göre, yetki tespitine
ilikin sonuca göre hüküm kurmak gerekmektedir.
4
Yargtayn baz kararlarnda üyeliin devam bakmndan
isizlik süresi için bir yllk snr benimsenmektedir
231
HAZRAN ’09
SCL
(örnein, 9. H.D., 11.5.1998, 7300/8735, Günay, s. 435). Bu
konu Yargtayn 1998 Kararlarnn Deerlendirilmesinde
tartlmtr: bkz. S. Takent’in yasadaki “geçici”
sözcüünün bir snr da gerekli kld görüü (s. 183)
ve buna karlk bir yllk süre snrlamasnn yerinde
olmayaca yönünde F. ahlanan’n (Genel Görüme,
s. 214-215), M. Ekonomi’nin (Genel Görüme, s. 217-218),
M. Kutal’n (Genel Görüme, s. 220-221) görüleri. Ancak,
içi uzunca bir süre i arama yönünde bir giriimde
bulunmuyorsa, isizliin “geçici” niteliini yitirdii
söylenebilir (bkz. Kutal, ayn yer, s. 221 ve Takent,
s. 229). buluncaya kadar geçecek süre ne olursa olsun
isiz kalmann geçici saylmas gerektii yönünde
F. ahlanan’n daha önce ortaya koyduu görüü için
bkz: Sendikalar Hukuku, s. 185-186. Kar. M. Sur, Hukuku, Toplu likiler, s. 136.
5
Bkz. S. Süzek, Hukuku, s. 423 vd., özellikle s. 440-442;
A. Mollamahmutolu, s. 563-577, özellikle s. 572-573.
6
Süzek, Hukuku, s. 442; ayn yazar: Akdinin Askya
Alnmasnn Genel Teorisi, Ankara 1989, s. 106-109.
7
Süzek, Hukuku, s. 442.
8
9. H.D., 11.5.1981, 3715/6757, HU, TSGLK m. 29, No. 6 ve
D. Ulucan’n nceleme ve eletirisi.
9
9. H.D., 29.5.1989, 2255/4890, YKD, Ocak 1990, C. 16, S. 1,
s. 56. Bu olayda, eylem süresi içinde içinin
sendikadan yardm ald iddias da mevcuttu. Bir dier
karar: 9. H.D., 17.11.1998, 13975/16401 (Kartal 2. Mahkemesinin 13.6.1998 tarih, 597/186 sayl kararnn
onanmas), veren, Ocak 1999, s. 15: Raporlu olan içi
greve katlmayacan iverene bildirmedii ve ayrca
rapor sonunda da iyerine gelip çalmad bu durumda
içi greve katlm saylacandan, istirahatl olduu günler
için toplu i sözlemesi fark isteyemez.
10
S. Takent:
Yargtayn Hukukuna likin 1998
Kararlarnn Deerlendirilmesi, Toplu likileri, s. 201.
11
Kar.: 9. H.D., 16.4.2007, 3143/10684, Çalma ve Toplum,
2007/4, S. 15, s. 273: Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama
Hastanesinde alt iverene bal olarak çalan bir grup
temizlik içisi (117 içi) çeitli eylemler yapm; bunun
üzerine i sözlemeleri feshedilmitir. Bu olayda kimi
içilerin “görev yerinden izin alarak eylem yaplmayan
konumay dinlemek üzere ksa bir süre ayrld ve görev
bana geri döndüü”, bu içilerin mesai giri ve çk
belgeleriyle de dorulandndan, Yargtaya göre, söz
konusu içilerin gerçekten ii brakp brakma eyleminde
bulunup bulunmad açkla kavuturulmadan hüküm
kurulmas hataldr.
12
232
Grev esnasnda greve katlan içilerden birisinin, iyerine
gelen servis aracna girerek, iyerinde çalmak isteyen
içilere sarho ekilde hakaret etmesi, iyerine girmemeleri
için tehdit etmesi, önlemeye çalmas ve servis aracna
hasar vermesi, iveren için (1475 sayl) K. m. 17/IIç
uyarnca (içinin iverene yahut ailesi üyelerinden birine
yahut iverenin baka içisine satamas veya 77 nci
maddeye, yani iyerinde içki kullanma yasana aykr
hareket etmesi) hakl fesih nedenidir. Yargtayn
belirttii üzere, hizmet akdi askda bulunan içinin
iverene kar i görme dndaki yükümlülükleri devam
etmektedir: 9. H.D., 17.4.2002, 6042/6339, Çimento veren,
Kasm 2002, s. 63.
13
K. Ouzman: Hukukî Yönden Grev ve Lokavt, 2. Bask,
stanbul 1967, s. 59; ayn yazar, Hukukî Yönden
çi-veren likileri, C. 1, 3. Bas, stanbul 1984,
s. 214-216; . Akyol: Türk Hukukunda Grevin Hizmet
Akdine Tesiri, stanbul 1967, s. 81-82; K. Erta: Türk Hukukunda çinin Sadakat Borcu, Ankara 1982, s. 79-80.
14
Bu yönde: Erta, Sadakat Borcu, s. 79-80.
15
B. Teyssié: Droit du travail, Relations collectives, 5è. éd.,
Paris 2007, s. 598-599, No. 1064-1065 ve orada
zikredilen Cass.soc., 20.5.1992, Cah.soc. 1992, A 41. Bu
konuda bkz.: 9. H.D., 27.3.2006, 3230/7008, Çalma ve
Toplum, 2006/3, s. 199: Bu olayda toplu görümelerin
olumsuz sonuçlanmas üzerine temsilcinin dier içilerle
birlikte yakasna “yetkiye, kazanmlarmza, uzlamaya
itiraz. Sonuç, uyumazlk. Bu abluka datlacak”
ifadelerini içeren kokart takmas, yüksek yarg
organmza göre iyerinde olumsuzluklara yol açmayan
“demokratik bir tepkidir”. Dolaysyla ne hakl, ne de
geçerli bir fesih sebebi söz konusudur.
16
Bu ikinci duruma örnek olarak, 9. H.D., 23.9.2993,
1714/13599, veren, Mart 1994, s. 16; 9. H.D., 27.2.2006,
1570/4778, Sicil, Haziran 2007 ve M. Alp’in incelemesi;
ayrca bkz. M. Sur: Yargtayn Hukukuna likin
Kararlarnn Deerlendirilmesi 2006, Ankara 2009, Toplu
likileri, s. 245-246.
17
Örnein, 9. H.D., 8.7.1998, 11133/12346, Tekstil veren,
Aralk 1998, s. 20: Bu olayda ücretlerin artrlmamas
nedeniyle iba yapmayp evlerine giden içilerin tutumu,
zamann 1475 sa. K. m. 17/IId çerçevesinde
deerlendirilmitir.
18
Arkadalarnn iine son verilmesini protesto amacyla,
uyarlara ramen, iba yapmama ve iyerini terk etme,
(1475 sayl) K. m. 17/II d hükmüne dayal bir hakl
fesih nedeni saylmaktadr: 9. H.D., 27.1.1998, 17598/606,
veren, Ekim 1998, s. 17. Benzer yönde: 9. H.D.,
19.12.1995, 3470/35842, Tühis, ubat 1996, s. 31. Ayrca
bkz.: 9. H.D., 21.1.1997, 21517/740, Çimento veren,
Mart 1997, s. 34 ( K. m. 17/II g, bu kez hakl feshin
dayanan tekil etmitir). Bu içtihat istikrar kazanm
durumdadr: HGK, 24.5.2000, 9-896/923, Tekstil veren,
Temmuz 2000, s. 20.
19
Bkz. . Çil: Geçerli Nedene Dayanan Fesihte verenin Eit
Davranma Borcu, Legal YK 5/2007, s. 293 vd. ve orada
incelenen Yargtayn 9. H.D., 10.4.2006 tarih, 7385/9027
sayl karar ile 9. H.D., 18.9.2007 tarih, 28933/26967 sayl
karar.
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Nüvit GEREK
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Üniversitelerde Ksmi Zamanl Olarak
Çaltrlan Örencilerin Sosyal Güvenlik
Sorunlar
Üniversitelerin geçici ilerde ksmi zamanl
olarak örencilerini çaltrabilmeleri 1993 ylndan beri süregelmektedir.
2547 sayl Yükseköretim Kanunu’nun 3843
sayl Kanun’la deiik “Cari Hizmet Maliyeti”
balkl 46. maddesinde, yükseköretim kurumlarnn cari hizmet maliyetlerinden elde edilen
gelirlerin özel ödenek kaydolduktan sonra, bu
ödenein bata örencilerin beslenme, salk,
spor, kültür ve dier sosyal hizmetleri olmak
üzere üniversitelerin cari, kalknma, plan ve
programlarna uygun yatrm, transfer ve örencilerin ksmi zamanl olarak geçici ilerde
çaltrlmasna ilikin giderlerde kullanlaca
hüküm altna alnmtr1.
Bu hükme dayanlarak, her yl Katma Bütçeli dareler Bütçe Kanunlar’nda, ksmi zamanl
olarak çaltrlacak örencilerle ilgili düzenlemeler yer almtr. Bu düzenlemelerde, hemen hemen her mali yla ait bütçe kanununda,
2004 ylna kadar, “2547 sayl Yükseköretim
Kanununun 46. maddesine göre ksmi zamanl
olarak çaltrlacak örenciler hakknda; 1475
sayl Kanununun içi sal ve i güvenlii
ile ilgili hükümleri ve 506 sayl Sosyal Sigortalar Kanununun i kazas ve meslek hastalklar
sigortas ile ilgili hükümleri hariç dier hükümleri uygulanmaz.” ifadesi yer almtr.
Daha sonra 2004 ylnda, 2547 sayl Yükseköretim Kanunu’nun 46. maddesine eklenen bir fkra ile ksmi zamanl olarak çaltrlan örencilerin durumlarnn her yl bütçe
kanunlar ile düzenlenmesi uygulamasndan
vazgeçilmi ve uygulama ayr ekilde, 5510 sayl Kanunun yürürlüe girmesine kadar devam
etmitir2. Ek fkra ile 2547 sayl Kanunun 46.
maddesinde yer alan ifade, “Ksmi zamanl olarak çaltrlacak örenciler hakknda 22.5.2003
tarihli ve 4857 sayl Kanunun i sal ve güvenlii ile ilgili hükümleri ve 17.7.1964 tarihli ve 506 sayl Kanunun i kazas ve meslek
hastalklar sigortas ile ilgili hükümleri hariç
dier hükümleri uygulanmaz.” eklindedir.
Görüldüü gibi bu düzenleme, bütçe kanunlarndaki düzenlemelerle hemen hemen ayndr.
hukuku açsndan, çraklara benzer ekilde
Kanunlarnn yalnzca i sal ve güvenlii ile ilgili hükümlerinin uygulanmas, dier
233
HAZRAN ’09
SCL
hükümlerinin uygulanmamas öngörülmütür.
Sosyal güvenlik hukuku açsndan da yalnzca
i kazas-meslek hastalklar sigortas ile ilikilendirilmeleri, uzun süreli sigorta kollar ile ve
hastalk ve analk sigortalar ile ilikilendirilememeleri öngörülmütür. Böylece ksmi zamanl
statüde çaltrlan örenciler 506 sayl Sosyal
Sigortalar Kanunu’nda yer almamakla birlikte,
2547 sayl Kanundaki özel bir düzenleme ile
ksmi sigortallar arasnda yer almlardr3.
I. Üniversitelerin Ksmi Zamanl
Örenci Çaltrma htiyaçlar
Yllardr üniversitelerin en önemli sorunlar arasnda personel almndaki güçlükler gelmektedir. Yeterli sayda ve nitelikte personel
alnamay yannda, ayn ii-ayn görevi yapan
personelin bir ksm içi, bir ksm ise memur
statüsünde çalt için aralarndaki ücret farklar nedeniyle yaanan ciddi skntlar vardr.
Bunlarn yannda hizmet alm sözlemeleri kapsamnda çaltrlan alt iveren içileri de ayr
bir gruptur. Elbette bunun yaratt skntlar da
vardr. Ksmi zamanl örenciler ise, ücretlerinin azl, çalma sürelerinin ksal açsndan,
deinilen dier çalan gruplarndan daha farkl
bir durumdadrlar. Ayrca yukarda deinildii
gibi, 4857 sayl Kanunu’nun yalnzca i sal ve güvenlii ile ilgili hükümlerinden yararlanabilecekler, sosyal güvenlik ile ilgili olarak
da yalnzca i kazas-meslek hastal sigortas
yardmlarndan yararlanabileceklerdir.
Ekonomik nedenler ve buna bal bütçe
kstlamalar üniversitelere ayrlmas gereken
kaynaklar azaltmaktadr. Dier taraftan örenci saylarnn artmas ve üniversitelerin büyümesi, yeni personel almn zorunlu klarken bu
yaplamad için personel aç büyümektedir.
Deinilen skntlar bir ölçüde giderebilmek
için, üniversitelere ksmi zamanl örenci çaltrabilme olana tannmtr. Bu sayede üniversiteler, sürekli personel çaltrlmasna gerek
olmayan ilerde örenci çaltrabileceklerdir4.
Üniversiteler hem daha ekonomik ekilde eleman ihtiyaçlarn karlayabilecekler, hem de
üniversite düzeyinde eitim gören ve bu nedenle genellikle daha bilgili, daha verimli ve
nitelikli olan elemanlarla çalma olana bula234
bileceklerdir. Meseleye örenciler açsndan da
baklrsa, muhtaç durumda olan ve burs olana bulamayan örencilere önemli bir destek
salanm olacaktr. Ayrca henüz örencilik
döneminde çalma hayatn tanma ve i tecrübesi kazanma, mezuniyet sonrasnda daha kalc iler bulabilme konusunda önemli avantaj
salayabilecektir.
Bütün bunlarn yannda ksmi zamanl statüde çalan örencilerin yol açt sorunlar da
gözlenmektedir. Bu durumdakilerin bir bölümü bilerek, isteyerek ve planlayarak örenim
sürelerini uzatma eilimindedir. Hemen hemen
büyük çounluk ise, batan bu statünün geçici
nitelikte olduu kendilerine açkça bildirildii halde, bir gün daimi bir kadroya geçirilme
beklentisi içersindedirler. Hatta bunu bir hak
olarak ileri sürmeye çalanlar vardr.
II. 5510 Sayl Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas
Kanunu’nun Yürürlüe
Girmesinden Sonra Ortaya
Çkan Durum
Bilindii gibi 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas Kanunu 1.10.2008 tarihinde bütün maddeleri itibariyle yürürlüe girmi
bulunmaktadr5. 5510 sayl Kanunun “Sigortal saylanlar” balkl 4. maddesi, “Baz sigorta
kollarnn uygulanaca sigortallar” balkl 5.
maddesi ve “Sigortal saylmayanlar” balkl 6.
maddesi gözden geçirildii zaman, üniversitelerde ksmi zamanl örenci olarak çalanlarla
ilgili olarak herhangi bir düzenlemenin bulunmad anlalmaktadr. Bu aamada tereddütler yaanm ve üniversiteler uygulamada skntlarla karlamlardr.
Bu durumda, 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas Kanunu’nun “Uygulanmayacak hükümler” baln tayan 105. maddesi kapsamnda konunun deerlendirilmesi
gündeme gelmitir. lgili madde, “21.4.2005
tarihli ve 5335 sayl Kanunun 30. maddesi,
26.10.1990 tarihli ve 3671 sayl Kanunun 4.
maddesi ile 10.7.1987 tarihli ve 285 sayl Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinin
on birinci fkras hariç olmak üzere, dier ka-
HAZRAN ’09
nunlarn bu Kanuna aykr hükümleri uygulanmaz.” eklindedir.
Madde metninden, deinilen Kanunlar dnda kalan dier kanunlarda, yer alan ve 5510
sayl Kanun’da öngörülen hükümlere aykr
olan hükümlerin uygulanamayaca sonucu çkarlabilir. Buna göre, 2547 sayl Kanunun 46.
maddesinin son fkras uyarnca üniversitelerde
ksmi zamanl olarak çaltrlan ve haklarnda
daha önce 1.10.2008 tarihine kadar yalnzca i
kazas ve meslek hastal sigortas hükümleri
uygulanan örenciler hakknda, 2008 yl Ekim
ayndan balanlarak tüm sigorta kollar için
prim ödenmesi gerekmektedir.
Bu yaklam, T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu
Bakanl Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüü Prim Tahsilât Dairesi Bakanl tarafndan
Yükseköretim Kurulu Bakanl’na gönderilen yazda da açkça ifade edilmektedir6. lgili
yazda, haklarnda daha önce yalnzca i kazas
ve meslek hastal hükümleri uygulanan örenciler hakknda 2008/Ekim ayndan balanlarak tüm sigorta kollar hükümlerinin uygulanaca ifade edilmektedir. Ayn yazda ayrca,
2547 sayl Kanun gereince üniversitelerde
ksmi zamanl olarak çaltrlan ve 11 no’lu belge türü ile Kuruma bildirilen ve böylece sigorta
tescili yaplan örencilerin, 2008/Ekim ayna
ilikin düzenlenecek olan aylk prim ve hizmet
belgesinden balanlarak, 1 no’lu belge türü ile
Kuruma bildirilmeleri öngörülmektedir.
Üniversitelerde ksmi zamanl olarak çaltrlan örencilerin yukarda özetlenen gelimeler dorultusunda bütün sigorta kollaryla
ilikilendirilmeleri, hem üniversiteler, hem de
bu statüde çalan örenciler açsndan ciddi skntlar yaratmtr. Üniversiteler iveren olarak
bütün sigorta kollar için prim ödemek zorunda kalnca, önceden hesaplayamadklar büyük
bir maliyet unsuru ile karlamlar ve örencilerin en azndan bir bölümünü iten çkarma
yoluna gitmilerdir. Çalan örencilerin skntlar ise daha fazla olmutur. Öncelikle bütün
sigorta kollaryla ilikilendirilmelerinden ötürü
gelirlerinden yaplan içi payna düen primlerin kesintisi, ele geçen net gelirlerinin azalmasna neden olmutur. Yetim ayl almakta
olanlarn bu aylklarnn kesilmesi gündeme
SCL
gelmitir. Aile reisi maandan çocuk yardm
kesilmesi ve anne ve babalar üzerinden salk
yardmlarndan yararlanabilen örencilerin bu
güvencelerinin ortadan kalkmas da dier ciddi
skntlar olmutur. Bu durumdaki örencilerin
büyük bir bölümü deinilen avantajlar kaybetmemek için iten ayrlma yolunu seçmilerdir.
yi niyetlerle, çallan sürelerin emeklilie
hak kazanma açsndan sigortallk süresi olarak deerlendirilmesine olanak salayan düzenleme, görüldüü gibi belki de salayaca
yarardan daha çok skntlara yol açmtr. Bu
nedenle uygulamadan ikayetler çoalm ve
Yükseköretim Kurulu’nun giriimleri sonucunda Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri ile
yaplan görümeler, 5838 sayl Kanunla yaplan ve hemen hemen eski uygulamaya dönülmesini öngören bir deiiklie yol açmtr.
III. 5838 Sayl Kanunla Yaplan
Deiiklikten Sonra Ortaya
Çkan Durum
5838 sayl Kanun’un 32. maddesinin 2. fkrasnn (a) bendi, [5. maddesinin birinci fkrasnn (b) bendine “meslek liselerinde okumakta
iken veya yüksek örenimleri srasnda zorunlu
staja tabi tutulan örenciler” ibaresinden sonra
gelmek üzere “ile 2547 sayl Yükseköretim
Kanununun 46. maddesine tabii olarak ksmi
zamanl çaltrlan örencilerden aylk prime
esas kazanç tutar, 82. maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt snrnn otuz
katndan fazla olmayanlar” ibaresi eklenmitir]
eklindedir7.
Bu son yaplan düzenlemeyle, 2547 sayl
Yükseköretim Kanunu’nun 46. maddesine tabi
olarak ksmi zamanl statüde çaltrlan örencilerden, aylk prime esas kazanç tutar, 5510
sayl Kanun’un 82. maddesine göre belirlenen
günlük prime esas kazanç alt snrnn otuz katndan fazla olmayanlar hakknda yalnzca i
kazas ve meslek hastal sigortas hükümleri
uygulanarak %1 orannda prim ödenecektir ve
bunlarn Sosyal Güvenlik Kurumu’na 22 no’lu
belge ile bildirilmesi gerekmektedir.
Büyük ölçüde eski uygulamaya dönülmesini öngören bu düzenlemede Ekim 2008 tari235
HAZRAN ’09
SCL
hinden önceki dönem uygulamalarna göre tek
fark, 5510 sayl Kanun’un 82. maddesine göre
belirlenen günlük prime esas kazanç alt snrnn otuz katndan daha fazla gelir salayanlar
açsndan karmza çkmaktadr. Yani ksaca
ifade etmek gerekirse, ksmi zamanl statüde
çaltrlan örencilerden, gelirleri aylk olarak
asgari ücretten fazla olmayanlar için sadece i
kazas-meslek hastal sigortas primi ödenecek, gelirleri aylk olarak asgari ücretten fazla
olanlar ise bütün sigorta kollaryla ilikilendirilecekler ve bütün sigorta kollar için prim ödenecektir. Bu durumda olanlarn gene 1 no’lu
belge ile Kuruma bildirilmeleri gerektii anlalmaktadr. Tam sigortallk, ksmi sigortallk
ayrmnda ücret-gelir düzeyine göre bir ayrma
gidilmesinin ne derece doru bir yaklam saylaca ayr bir tartma konusudur. Ksmi süreli
olarak üniversitelerin belirleyecei saat ücreti
üzerinden hesaplanacak gelir büyük olaslkla
aylk bazda asgari ücretin altnda kalacaktr.
Ama yüksek saat ücreti belirlendii takdirde,
aylk gelir düzeyinin haftada otuz saat veya
daha az çallmas halinde bile asgari ücretten
fazla olmas mümkün olabilecektir.
5838 sayl Kanun’un 33. maddesi (c) fkras, 32. maddenin 2. fkrasnn (a) bendinin, 1.10.2008 tarihinden geçerli olmak üzere
5838 sayl Kanun’un yaym tarihinde, yani
28.02.2009 tarihinde yürürlüe girmi olacan ifade etmektedir. Böylece söz konusu uygulamann 1.10.2008 tarihinden itibaren geçerli
olmas, yani 28.02.2009 tarihinden itibaren geriye yönelik olarak yürürlüe girmesi kesinlik
kazanmtr. Bir dier deyile yaklak be aya
yakn bir zaman bütün sigorta kollar için ödenen prim tutarlarnn, i kazas-meslek hastal sigorta prim tutarlar hariç, geri alnmas söz
konusu olacaktr. Bunun da ayr bir karmaa
yarataca açktr.
5838 sayl Kanun’un ilgili maddelerinin yürürlüe girmesinden sonra ortaya çkan durumun uygulama esaslar ksaca u ekilde sralanabilir:
1- Örenci istihdam edilecek iler ve ödenecek saat ücretleri her yl itibariyle ve önceden
üniversitelerin yönetim kurullar tarafndan tespit edilecektir.
236
2- Üniversitelerin ksmi zamanl olarak çaltracaklar örencilerden aylk gelirleri asgari
ücreti amayanlar sadece i kazas-meslek hastal sigortas primleri, iveren olarak üniversiteler tarafndan ödenecektir. Bu ekilde çaltrlan örenciler hastalk, analk, malullük,
yallk ve ölüm sigortalaryla ilgilendirilmeyecektir. Ancak ksmi zamanl olarak çaltrlacak örencilerden aylk gelirleri asgari ücretten
fazla olanlar bütün sigorta kollaryla ilikilendirilecekler ve kendileri adna bütün sigorta
kollar için prim ödenecek, ilgili sigorta kollar
itibariyle, çalanlarn ödemesi gereken prim
paylar ücretlerinden kesilerek iveren payyla
birlikte Kuruma yatrlacaktr.
3- Ksmi zamanl olarak çaltrlacak örencilerin ücretleri ve sigorta primleri 2547 sayl
Kanun’un 46. maddesinde yer alan Cari Hizmet
Maliyetine örenci katklar ile ilgili bankalar
nezdinde açlacak özel hesaplardan karlanacak, bütçenin baka bir tertibinden ödeme yaplmayacaktr.
4- Ksmi zamanl olarak çaltrlacak örencilere 4857 sayl Kanunu’nun yalnzca “i
sal ve güvenlii” ile ilgili hükümleri uygulanacak, dier hükümleri uygulanmayacaktr.
5- Ksmi zamanl olarak çaltrlacak örencilerden aylk gelirleri asgari ücreti amayanlar
dier örencilerle birlikte salk hizmetlerinden
yararlandrlacaklardr. Aylk gelirleri asgari ücreti aanlar için, 1 no’lu belge ile Kuruma tescilleri yaplmas gerektiinden ve bütün sigorta
kollar için prim ödenmesi gerektiinden, genel salk sigortas primi de ödenecektir.
IV. Çalma Süreleri-Ksmi
Sigortallk likisi ve Bir Yarg
Kararnn Düündürdükleri
Bir üniversitede ksmi zamanl olarak çaltrlmak üzere ie alnan örenci, 03.07.200001.06.2005 tarihleri arasnda çalm, daha
sonra iten ayrlmtr. Bir süre sonra tam gün
çalm olduunu ve SSK’ya bildirilmeyen sürelerinin tespitini, çalmalarnn sigortallk süresinden saylmasn talep ederek dava açmtr. Yerel mahkeme, tank beyanlarn dikkate
alarak, ilgilinin sabah 08:30’dan akam 18:00’e
HAZRAN ’09
kadar çalt eklinde bir deerlendirme yapmtr. Bu nedenle atama gereinin tam olarak
yerine getirilmedii, ilgilinin ksmi süreli olarak çaltrlmad ve iyerinde tam gün çalt yorumlarna dayanarak primlerinin de tam
yatrlmas, yani bütün sigorta kollar için prim
ödenmesi gerektiine karar vermitir8.
Daval üniversitenin temyiz bavurusunu inceleyen Yargtay 10. Hukuk Dairesi de yerel
mahkemenin kararn doru bulmutur9.
Gerek yerel mahkemenin gerekse yüksek
mahkemenin kararlarnda dikkatten kaçan
nokta, iyerinde bulunulan zamanla, fiilen çallarak geçirilen zamann, yani günlük gerçek
anlamda i süresinin ayn olmay hususudur.
Davac içi sosyal hizmetler müdürlüüne bal
misafirhanede görev yapmtr. Ara dinlenmelerinin i süresinden saylmayaca10 dikkate
alnmad gibi, misafirhanedeki çalma düzeni de yeterinde incelenmemitir. Çünkü ilgili iyerindeki çalma, hizmetin youn olmas
gereken saatler esas alnarak nöbetler halinde
yaplmaktadr. Bu durumda sabahtan akama
kadar aralksz tam gün çallmas kesinlikle
söz konusu deildir.
Bunun dnda asl üzerinde düünülmesi
gereken husus, tam süreli çalmalar ile ksmi
süreli çalmalarn, sigortallk niteliinin kazanlmas ve ksmi sigortallk ile ilikisidir.
Mahkeme kararlarnda, davac örencinin
“sigortal saylacak” ekilde çaltnn kukuya yer vermeyecek ekilde kesin olarak tespit
edildii ifade edilmektedir. Burada “sigortal
saylmak” kriterinin, mahkemeler tarafndan
“bütün sigorta kollarna tabi olmak” eklinde
deerlendirildii anlalmaktadr. Oysa iveren
tarafndan Kuruma bildirilerek tescil edilen her
içi sigortal saylmaktadr. “Sigortal saylmak”
tescil ile gerçekleir ve kesinleir. Ksmi sigortallk ile tam sigortallk arasndaki fark, bütün
sigorta kollar için prim ödenip-ödenmemesi
ve dolaysyla bütün sigorta kollar hizmetlerinden yararlanp-yararlanmamak ve sigortallk
süresi açsndandr. Yoksa sigortallk niteliinin kazanlmas açsndan, “sigortal saylmak”
açsndan fark yoktur.
Dier taraftan, “tam gün süreli olarak çallrsa otomatikman sosyal sigorta kollarnn ta-
SCL
mam ile ilikilendirilmek gerekir, Kanunlarnn bütün hükümlerinin uygulanmas gerekir”
eklindeki bir yargya da katlmak mümkün
deildir.
Tam süreli i sözlemesiyle çalrken ksmi
süreli sözlemeyle çalr duruma geçmek veya
ksmi süreli sözlemeyle çalrken, tam süreli i
sözlemesiyle çalr duruma geçmek, tabi olunan sigorta kollar açsndan bir farkllk yaratmaz. Bütün sigorta kollarna tabi olmann veya
sadece belirli sigorta kollarna tabi olmann,
çalma süresiyle yani tam süreli veya ksmi süreli i sözlemesiyle çalmakla bir ilgisi yoktur.
Kimlerin tam sigortal, kimlerin ksmi sigortal
saylacaklar Kanunda açkça bellidir11.
Ayn ekilde, ksmi süreli i sözlemesiyle
çalanlarla, tam süreli i sözlemesiyle çalanlar arasnda 4857 sayl Kanunu’nun bütün
hükümlerine tabi olmak veya yalnzca belli
hükümlerine tabi olmak açsndan bir ayrm
yoktur12. Sadece sürekli i-süreksiz i ayrm
bakmndan, süreksiz ilere uygulanmayacak
hükümler 4857 sayl Kanun’un 10. maddesinde belirtilmitir.
2547 sayl Kanun’un 46. maddesi, 4857
sayl Kanun’un yalnzca i sal-i güvenlii hükümlerinin uygulanacan ifade ederek
ksmi zamanl çalan örencilerin i kazalarna
ve meslek hastalklarna kar ciddi ekilde korunmalarn amaçlamtr. Üniversitelerde ksmi
zamanl olarak çalan örenciler, deinilen 46.
maddenin açk hükmü karsnda 4857 sayl
Kanunu kapsamnda i sözlemesiyle deil,
Borçlar Kanunu kapsamndaki i sözlemesiyle
çaltrlmaktadrlar. Elbette burada da iverenin koruma-gözetme borcu vardr. Ancak 4857
sayl Kanun’un 77.-89. maddeleri arasnda yer
alan ve i kazalarna-meslek hastalklarna kar
koruyucu düzenlemeler çok daha geni kapsamldr13.
Deinilen mahkeme kararlarndaki, bütün
sigorta kollarna tabi olma gereini tam süreli
çalmaya balayan yaklam, ksmi süreli çalmalarn tek bir standart uygulama eklinde
olmad gerçei düünüldüünde de eletiriye
son derece açktr. Çünkü ksmi süreli çalma,
4857 sayl Kanun’un 13. maddesine göre, “çalma süresinin tam süreli çalan emsal içiye
237
HAZRAN ’09
SCL
göre önemli ölçüde daha az belirlendii” çalmadr. Genellikle 30 saat ve altndaki çalmalar ksmi süreli olarak kabul edilmektedir. Bu
durumda 10 saat, 15 saat, 20 saat, 30 saat süreli çalmalarn hepsi ksmi süreli çalmalardr.
Ancak 45 saatle 30 saat arasnda 15 saat fark
varken, 30 saatle 10 saat arasnda 20 saat gibi
daha büyük bir fark bulunmaktadr. Bu durumda çalma süresi ile tabi olunacak sigorta
kollar arasnda dorudan bir iliki kurulursa,
artan veya azalan çalma sürelerine göre tabi
olunacak sigorta kollar saysnn da artmas
veya azalmas gerekir. Böyle bir yaklam ise
sosyal sigortalarn amacna ters düer.
Deinilen bütün bu hususlara ek olarak bizzat 5510 sayl Kanun’un herhangi bir maddesinde, ksmen sigorta kapsamnda kalanlarn
ksmi süreli çalmalar gerektiine ilikin bir
hüküm bulunmamaktadr. Aksine bir hüküm
de bulunmamaktadr. Yani ksmi süreli çalanlarn çalma süreleri normal çalma sürelerine
uzatlrsa, bütün sigorta kollar ile ilikilendirileceklerine dair bir düzenleme de bulunmamaktadr. Nitekim 5510 sayl Kanun’un yürürlüe
girdii 1.10.2008 tarihi ile 5838 sayl Kanun’un
yürürlüe girdii 28.02.2009 tarihi arasndaki dönemde ksmi zamanl statüde çaltrlan
örenciler bütün sigorta kollar ile ilikilendirilmiler ancak gene ksmi zamanl statüde çaltrlmlar ve çalma sürelerinin uzatlmas
öngörülmemitir. Demek ki tam süreli veya
ksmi süreli çalmalara bal olarak bütün sigorta kollarna tabi olunmas veya sadece baz
sigorta kollarna tabi olma ilikisi hiçbir zaman
kurulmamtr.
Hatrlanaca gibi 5838 sayl Kanun’un öngördüü tek fark, aylk gelirleri asgari ücreti
aan ksmi zamanl statüde çalan örencilerin, bütün sigorta kollaryla ilikilendirilmesidir. Burada da ücret düzeyi kriter olarak alnm, çalma süreleri arasnda olabilecek farklar
dikkate alnmamtr. Kald ki deinilen yarg
kararlar kesinletiinde, 5838 sayl Kanun henüz yürürlüe girmemiti.
Dolaysyla deinilen yarg kararlarnda,
davac örencinin durumu deerlendirilirken,
2547 sayl Kanun’daki özel düzenlemenin
amac dikkate alnarak, ksmi süreli çalmadan
238
daha fazla çalld kabul edilen süreler için
“fazla süreli çalma” ücreti ödenmesi14 gerektii eklinde bir yaklam, daha uygun bir yaklam olarak kabul edilebilirdi.
DPNOTLAR
1
Bkz.: 3843 Sayl Kanun md. 16, R.G. 27.11.1992. T.,
No: 21418.
2
Bkz.: 5234 sayl Kanun md. 2, R.G. 21.9.2004 T.,
No: 25590.
3
Bkz.: Özkan BLGL, Yeni Sosyal Güvenlik Uygulamas,
Denizli SMMM Odas Ya., Denizli, 2008, s. 114-115.
4
Ksmi zamanl çaltrlan üniversite örencilerinin en
youn olarak çaltrldklar iler konusunda bkz.: Refik
KORKUSUZ / Suat UUR, Yeni Mevzuata Göre Sosyal
Güvenlik Hukukuna Giri, Karahan Kitapevi, Ankara,
2009, s. 134.
5
Bkz.: 5510 sayl Kanun, R.G., 16.6.2006 T., No: 26200.
6
Bkz.: Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanl Sosyal Sigortalar
Genel Müdürlüü Prim Tahsilât Daire Bakanlnn
06.11.2008*750824 tarihli, B. 13.2. SSK. 5.01.08.00/73-309-C
sayl yazs.
7
Bkz.: 5838 Sayl Kanun R.G., 28.02.2009 T., No: 27155
(Mükerrer).
8
Bkz.: T.C. Eskiehir Mahkemesi, 16.05.2007 T.,
K. 2007/460, S. 2006/694.
9
Bkz.: Yarg. 10. H.D., 23.10.2008 T., K. 2008/13200,
E. 2007/12628.
10
Ara dinlenmesi konusunda bkz.: A. Murat DEMRCOLU/
Tankut CENTEL, Hukuku, 9. B., Beta Ya., No: 1399,
Hukuk Dizisi No: 592, stanbul, 2003, s. 135.
11
Bkz.: Ali GÜZEL/Ali Rza OKUR/Nuren CANKLOLU,
Sosyal Güvenlik Hukuku, Beta Ya., 12. B., stanbul, 2009,
s. 93-137.
12
Bkz.: Haluk Hadi SÜMER, Hukuku Uygulamalar, 3. B.,
Mimoza Ya., Konya, 2009, s. 79-80.
13
Ayrntl bilgi için bkz.: Nizamettin AKTAY/Kadir ARICI/E.
Tuncay KAPLAN-SENYEN, Hukuku, 2. B., Seçkin Ya.,
Ankara, 2007, s. 147-155.
14
Fazla süreli çalma konusunda bkz.: AKTAY/ARICI/
KAPLAN-SENYEN, Hukuku……., s. 242-243.
HAZRAN ’09
SCL
Doç. Dr. M. Fatih UAN
Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi
5510 Sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama
Balangcna likin Tespitler
I. KANUNUN YÜRÜRLÜK
BALANGICI
Yürürlük baln tayan 5510 sayl Kanun
m.108’e göre, “Bu Kanunun;
a) Geçici 20 nci maddesinin son fkras
1/1/2008 tarihinde,
b) 72 nci ve 73 üncü maddeleri, geçici 6 nc
maddesinin yedinci fkrasnn (b) bendi, geçici 7 nci maddesinin son fkras, geçici 9 uncu
maddesinin bir ilâ dördüncü fkralar ile geçici
17 nci maddesi, geçici 20 nci maddesinin onikinci fkras 30/4/2008 tarihinde,
c) 60 nc maddesinin birinci fkrasnn (c)
bendinin (3) ilâ (8) ve (10) numaral alt bentleri ile (f) bendinde saylanlar için genel salk
sigortas hükümlerinin uygulanmasna ilikin
olarak; 3 üncü maddesinin birinci fkrasnn
(1), (2), (8), (9), (10), (16), (17), (20), (22), (23),
(24), (25), (26) ve (27) numaral bentleri, 63,
64, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 74, 75, 77, 78, 79
uncu maddeleri, 80 inci maddesinin dördüncü
fkras, 81 inci maddesinin birinci fkrasnn (f)
bendi ve ikinci fkras, 82 nci maddesinin bi-
rinci, ikinci ve üçüncü fkralar, 87 ilâ 89 uncu
maddeleri, 97 nci maddesinin son fkras, geçici 1 inci maddesinin son fkras, geçici 3 üncü
maddesi, geçici 6 nc maddesinin dördüncü
fkras, geçici 11 inci maddesinin ikinci fkras, geçici 12 inci maddesi hükümleri 1/7/2008
tarihinde,
d) Dier hükümleri 2008 yl Ekim ay banda,
yürürlüe girer”.
lgili hükme bakldnda esas itibariyle Kanun Ekim ay banda yürürlüe girmi olmakla
birlikte, farkl durumlara ilikin olarak aslnda
be ayr yürürlük tarihi de sözkonusudur1. Bu
incelememizde, Kanunun farkl tarihlerde yürürlüe girecek hükümleri üzerinde durmaktan
ziyade, uygulamada karkla yol açabilecek
olan Ekim ay ba ifadesinin hangi anlama geldii konusuna deinmek istiyoruz.
5510 sayl Kanun kural olarak Ekim ay banda yürürlüe girmitir. Ancak bilindii üzere,
Kanun hizmet akdi ile çalan, bamsz çalan
ve kamu görevlilerini de tek bir düzenleme altna almaktadr. Dolaysyla, Kanun uygulamas
239
HAZRAN ’09
SCL
açsndan 4/a’l (hizmet akdi ile çaltrlanlar),
4/b’li, (bamsz çalanlar) ve 4/c’li (kamu görevlileri) için yürürlük balangç tarihi ayn mdr?
Hemen belirtelim ki, Kanunun yürürlük balangc ile ilgili olarak belirli bir gün (1.10.2008
veya 15.10.2008 gibi) belirtilmesi yerine Ekim
ay ba kavramnn kullanlm olmasnn sebebi, asl olarak 4/c’li kamu görevlileri nedeniyledir.
Her eyden önce tespiti gereken husus,
“ay ve ay ba” kavramnn neyi anlattdr.
5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu ay ifadesinin hangi anlama
geldiini belirlemitir. Buna göre, “Ay: Ücretleri; her ayn 15’inde ödenen 4 üncü maddenin birinci fkrasnn (a) ve (c) bentleri kapsamndaki sigortallar için, ayn 15’inden ertesi
ayn 15’ine kadar geçen, dier sigortallar için
ise ayn 1’i ilâ sonu arasnda geçen ve otuz
01/10/2008 tarihi olarak, 4 üncü maddenin
birinci fkrasnn (b) bendine tabi sigortallar
için ise yürürlük tarihi 01/10/2008 olarak dikkate alnacaktr.” (Genelge m. 1/4).
Böylelikle 4/b’liler için deil ama, 4/a’l ve
4/c’liler için Kanunun yürürlük balangc, ücret/maa alma tarihine göre belirlenmek durumundadr. Ayn 1’inde maa alanlar için Kanunun yürürlük balangc 1.10.2008, ayn 15’inde
ücret/maa alanlar için de 15.10.2008 tarihidir.
Buna karlk 4/b’liler için böyle bir farkllk olmad içindir ki, yürürlük balangc bunlarda
1.10.2008 olarak kabul edilmelidir3.
Kanun ve Genelgede de açklanan bu durum dnda, özellikle 4/c’liler için Kanunun
yürürlük balangcnn 15.10.2008 olarak kabulünü hakl klan sebeplerden biri de 5434
sayl T.C. Emekli Sand Kanunu’dur. Zira
“Bu Kanunla Tannan Haklarn Balangc” üst
baln tayan Emekli Sand Kanunu m. 30,
Kanunun yürürlük balangc ile ilgili olarak belirli bir gün
(1.10.2008 veya 15.10.2008 gibi) belirtilmesi yerine
Ekim ay ba kavramnn kullanlm olmasnn sebebi,
asl olarak 4/c’li kamu görevlileri nedeniyledir.
gün olarak deerlendirilen süreyi”, ifade eder.
Bu anlamda Kanunun yürürlük tarihi ile ilgili olarak ayba ifadesinin de buna göre çözümlenmesi gereklidir. Dolaysyla ücretlerin
ayn 15’inde alnmas halinde, bu tarih, ayn
1’inde alnmas halinde ise, ayn 1’i ayba
olarak kabul edilmelidir2. Nitekim Sosyal Güvenlik Kurumu da Kanunun yürürlük tarihi ile
ilgili olarak u tespiti yapmtr. Gerçekten,
5.3.2009 tarih ve 2009/37 sayl Sigortallk lemleri Genelge’sine göre, “5510 sayl Kanunun 3 üncü maddesinde ay kavram ücretleri her ayn 15’inden ertesi ayn 15’i arasnda
ödenen sigortallar ile ayn 1’i ila sonu arasnda geçen sürede ödenenler açsndan farkllk
gösterdiinden aylklar her ayn 15’i itibariyle
ödenen 4 üncü maddenin birinci fkrasnn (a)
ve (c) bendine tabi sigortallar için Kanunun
yürürlük tarihi 15/10/2008, dierleri için ise
240
“tirakçilere bu Kanunun 13 üncü maddesi ile
tannan haklar, durumlarna göre 14 üncü maddenin (a) veya (b) fkralar gereince ilk alnan
keseneklerin ilgili bulunduu ay bandan balar” ifadesini tamaktadr. Buna göre, itirakçilik (5510 sayl Kanun anlamnda sigortallk
balangc) 5434 sayl Kanun’da belirlenen ilk
keseneklerin ilgili bulunduu ay badr. 5434
sayl ESK. m. 14/a ve b’ye göre de, “a) tirakçilerin emeklilik keseneine esas aylk tutarlar
üzerinden her ay kesilecek % 16 emeklilik kesenekleri;
Ay balarndan sonra vazifeye girenlerin o
aya ait eksik aylk veya ücretlerinden kesenek
alnmaz. Ay balarndan sonra vazifeden ayrlanlarn eksik aylk veya ücretlerinden tam kesenek alnr.
b) Emeklilik hakk tannan bir vazifeye ilk
defa girenlerin veya önceden emeklilik hakk
HAZRAN ’09
4/b’liler için Kanunda yer alan Ekim
ay ba ifadesi, 1.10.2008, 4/c’liler
ve 4/a’llar için de ücretlerini ayn
1’inde alanlar için 1.10.2008,
15’inde alanlar içinse 15.10.2008
olarak anlalmaldr.
tannan vazifelerde bulunmadan çalmakta olduu vazifesi emeklilie tabi hale getirilenlerin
(Bu vazifelerde çalmakta olanlarla kesenekleri geri verilenlerden bunlar iade etmek istemiyenler dahil) emeklilie esas ilk tam aylk veya
ücretlerinden kesilecek % 25 giri kesenekleri;
Bu gibilerden o ay için ayrca (a) fkrasnda
yazl % 16 kesilmez”. Böylelikle Emekli Sand Kanunu’na göre ay bandan sonra göreve
balayanlar için eksik maa sözkonusu olduunda, bu ay için emekli kesenei alnmamakta, dier ay bandan itibaren kesenek alnarak
kii itirakçi kabul edilmektedir.
Belirtelim ki, 5510 sayl Kanun’un yürürlüü
ile birlikte ilk kez kamu görevlisi (4/c’li) olanlar
için sigortallk balangc, hangi tarihte çalmaya balanlrsa balanlsn, bu balangç tarihi
olarak kabul edilmektedir. Burada 5434 sayl
Kanun’un yukarda bahsettiimiz ilgili hükmünün uygulama alan bulunmamaktadr. Böylelikle, 5510 sayl Kanun 4/a, 4/b ve 4/c’liler için
sigortallk balangc açsndan ilk çalmaya/
faaliyete balama tarihini esas almakta, 5434
sayl Kanun’un ay bandan sonra göreve balanlmas halinde dier ay bandan itibaren itirakçi saylmas uygulamasna son vermektedir.
Sonuç itibariyle 4/b’liler için Kanunda yer
alan Ekim ay ba ifadesi, 1.10.2008, 4/c’liler ve
4/a’llar için de ücretlerini ayn 1’inde alanlar
için 1.10.2008, 15’inde alanlar içinse 15.10.2008
olarak anlalmaldr.
II. ÖNCEK OLAYLARA
UYGULANMA MESELES
A) GENEL OLARAK
Üzerinde önemle ve ayrca durulmas ge-
SCL
reken konu, Kanunun geçmi olaylara uygulanabilip uygulanamayaca meselesidir. Yine,
özellikle, Sosyal Güvenlik Hukukunun özellii
gerei, tpk Ceza Hukuku anlamnda geçerlilii bulunan “lehe hükümlerin geçmie yürümesi” gibi bir prensibin, burada da kabul edilebilip edilemeyecei tartlmas gereken önemli
noktalardandr.
5510 sayl Kanuna yönelik inceleme alan ile
ilgili eletirilebilecek ilk noktalardan bir tanesi,
yeni sistemde Kanunun yürürlüü ile ilgili ayr
bir kanunun (tatbikat kanunu gibi) hazrlanmam olmasdr. Zira Medeni Kanun yürürlüe girerken geçi sürecini öngören 4722 sayl Türk
Medeni Kanununun Yürürlüü ve Uygulama
ekli Hakknda Kanun4 yürürlüe konmutur.
Yine Borçlar Kanunu Tasars yannda ayrca
Türk Borçlar Kanununun Yürürlüü ve Uygulama ekli Hakknda Kanun Tasars da hazrlanmtr. Bu kadar önemli bir konuda üstelik
temel açdan üç, fakat çok daha fazla kanunu
ilgilendiren ve bunlar birletiren bir Kanuna
ilikin sözkonusu yürürlük ve uygulamay ortaya konan bir kanunun hazrlanmam olmas, önemli bir eksikliktir. Bununla birlikte 5510
sayl Kanun’da mevcut geçi hükümlerinin
öngörülmü olmas, kanaatimize göre, problemi çözmeye yetmemektedir. Dolaysyla, 5510
sayl Kanun’a ilikin olarak, uygulama her ne
kadar yarg makamlarnca ekillenecek ise de,
buna ilikin kanuni bir düzenleme getirilmesi birçok meseleyi daha balangçta çözecek,
yarg makamlarn, Kurumu ve doal olarak sigortallar gereksiz uratan da kurtarm olacakt5.
B) KONUYA LKN YARGITAY
UYGULAMASI
1. 5510 Sayl Kanun Sonras
Yargtay Uygulamas
Bizim tespit edebildiimiz kadaryla Yargtay, 5510 sayl Kanun’un geçmie yürümesi
(makable amil olma) meselesi ile ilgili olarak
rücuan tazminat davalarna ilikin birden fazla kararnda olayn gerçekletii tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin uygulanaca
yolunda hüküm tesis etmitir. Gerçekten Yarg241
HAZRAN ’09
SCL
tay 10. Hukuk Dairesine göre, “Bu kapsamda,
5510 sayl Yasann 01.10.2008 tarihinde yürürlüe giren 21. maddesindeki, “ kazas ve meslek hastal, iverenin kast veya sigortallarn
saln koruma ve i güvenlii mevzuatna
aykr bir hareketi sonucu meydana gelmise,
Kurumca sigortalya veya hak sahiplerine bu
Kanun gereince yaplan veya ileride yaplmas
gereken ödemeler ile balanan gelirin balad tarihteki ilk pein sermaye deeri toplam,
sigortal veya hak sahiplerinin iverenden isteyebilecekleri tutarlarla snrl olmak üzere, Kurumca iverene ödettirilir.” düzenlemesi üzerinde durma gerei de bulunmaktadr.
Kanunlarn geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatmzda genel bir hüküm yoktur. Ancak, toplum barnn temel
dayana olan hukuka ve özellikle kanunlara
kar güveni salamak ve hatta, kanunkoyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öretide kanunlarn geriye yürümemesi esas kabul
edilmitir. Buna göre gerek özel hukuk ve gerekse kamu hukuku alannda, kural olarak her
kanun, ancak yürürlüe girdii tarihten sonraki
zamanda meydana gelen olaylara ve ilikilere
uygulanr; o tarihten önceki zamana rastlayan
olaylara ve ilikilere uygulanmaz. Hukuk güvenlii bunu gerektirir.
Kanunlarn geriye yürümemesi (geçmie etkili olmamas) kuralnn istisnalarndan birini,
beklenen (ileride kazanlaca umulan) haklar
oluturmaktadr. Kamu düzeni ve genel ahlaka
ilikin kurallar yönünden de kanunlarn geriye
yürümesi sözkonusudur. Yarglama hukukunu
düzenleyen kanunlar da, ilke olarak geçmie
etkilidir6.
5510 sayl Yasann 21. maddesiyle yeniden
getirilen “sigortal veya hak sahiplerinin iverenden isteyebilecekleri tutarlarla snrl” tazmin hükmünün, 5510 sayl Yasa’nn yürürlüü
öncesinde gerçekleen i kazalarndan kaynaklanan rücuan tazminat davalarnda uygulanmasna olanak veren bir düzenleme bulunmad gibi, rücuan tazmine ilikin düzenlemenin,
yasann yürürlüü öncesinde olup bitmi olay
ve ilikilere uygulanmasn gerektirir yukarda
sralanan istisnai durumlar kapsamnda deerlendirilemeyecei yönü de bozma üzerine
242
yürütülecek yarglama sürecinde göz önünde
bulundurulmaldr.
O halde davallarn bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlar kabul edilmeli ve hüküm
bozulmaldr”7.
Yargtay 10. Hukuk Dairesi’nin rücuan tazminata ilikin bu kararlarnda varm olduu
sonuç, özel bir düzenleme olmad müddetçe,
olayn vuku bulduu dönemdeki/tarihteki kanun hükmünün uygulanmas gerektii esasna
dayanmaktadr8.
Bu arada belirtmek gerekir ki, rücuan tazminat davalarna ilikin olarak, Yargtay 10. Hukuk Dairesinin kararlar ortaya çkmadan önce
öretide, bu davalarda Kanun hükmünün hemen uygulanmas gerektii ifade edilmiti. 5510
sayl Kanun m. 21 bu tür davalarda ilk pein
sermaye deerinin dikkate alnmas gerektii
düzenlemesini getirmitir. Buna göre de, rücuan tazminat davalarnda 5510 sayl Kanun’un
ilk pein sermaye deerini hükme esas almas
nedeniyle, derdest davalarda da artk bu kuraln uygulanmas gerektii görüü ileri sürülmütü. Gerçekten, Balc’ya göre, “Derdest davalar
bakmndan ise, 5510 sayl Yasa’nn yürürlüe girdii tarihte derdest olan Kurumun açt
rücu davalarnda, balanan gelirlerin ilk pein
sermaye deerinin hükme esas alnmas gerekir. Yasal düzenleme, sadece ilk pein sermaye
deerinin tahsil edilebileceini öngördüünden
ve kamu hukuku ile ilgili bir düzenleme olduundan, derdest davalara da uygulanmas gerekir… Kurum henüz rücu davas açmam ise ilk
pein deer dikkate alnmaldr. Kurum, dava
açm ise ve dava 01.01.2007 tarihi itibar ile
sonuçlanmam ise, balanan gelirlerin sadece
ilk pein sermaye deeri dikkate alnmaldr”9.
Bununla birlikte yukarda metnini verdiimiz
kararlar ile 10. Hukuk Dairesi bu görüü benimsememitir.
2. 5510 Sayl Kanun Öncesi
Yargtay Uygulamas
Konuyu dorudan doruya ilgilendirmesi
nedeniyle, Yargtay’n 5510 sayl Kanun öncesi
dönemde sosyal güvenlik kanunlarda yaplan
deiikliklerin geriye yürüyüp yürümeyeceine
ilikin uygulamasna da deinmek gerekir.
HAZRAN ’09
Yukarda metnini verdiimiz 2008 tarihli 10.
Hukuk Dairesi kararlarnda sözü edilen Hukuk
Genel Kurulu karar ile irtibatlandrarak konuyu açklamakta fayda vardr.
13.10.2004 tarihli Hukuk Genel Kurulu
kararna konu uyumazlk u ekilde ortaya
çkmtr: kazas sonras hak sahiplerinden
olan anne ve baba için gelir balanmas konusunda 506 sayl SSK. m. 24’te anne ve baba
için geçiminin sigortal tarafndan saland
ifadesi yaplan deiiklikle Kanun metninden
çkarlm, geride kalan anne ve babaya ölüm
geliri balanabilmesi için de, ölüm tarihi itibariyle sosyal güvenlik kurulularna tabi çalmama ve 2022 sayl Kanun hükümleri dnda her ne ad altnda olursa olsun gelir ve
aylk almama art getirilmiti. Hukuk Genel
Kurulu Karar’na yansyan uyumazlkta, hak
sahipleri ölüm geliri alabilmek için, Sosyal
Sigortalar Kanunu’nda yaplan deiiklikten
önce, bir tespit davas açmlard. Açlan davada Yerel Mahkeme, kanun deiikliinin olaya uygulanamayacan ileri sürmü, ancak,
Özel Daire ise Kanun deiikliinin dikkate
alnmas gerektiini, yaplan lehe deiikliin
ise göz önünde bulundurulmasn istemiti.
Direnme karar üzerine Hukuk Genel Kurulu
ise artk, kanun deiikliinin geçmie yürümeyeceini, ölüm tarihi itibariyle yürürlükte
olan Kanuna göre uyumazln sonuçlandrlmas gerektiini düzenleme altna almt.
Sosyal Sigortalar Kanunu döneminde ölüm
sigortasndan hak sahiplerine gelir balanmas konusunda yaplan kanuni deiiklik
ile ilgili bir çok dava daha sözkonusu olmu,
bu davalar da bu Hukuk Genel Kurulu karar dorultusunda çözümlenmitir10. Yani,
Kanunun geçmie yürümemesi esasna göre
mesele halledilmitir. Bununla birlikte Hukuk
Genel Kurulu aada inceleyeceimiz 2006
tarihli bir kararnda ise farkl bir çözüme de
ulamtr.
13.10.2004 tarihli Yargtay Hukuk Genel
Kurulu’nun benimsemi olduu bu çözüm tarz
öretide eletirilmitir. Gerçekten Okur’a göre,
“… dikkat edilecek nokta uyumazln kesinlemi olup olmaddr. Uyumazlk kesin
hükme balanmsa deiikliin bunlara uygu-
SCL
lanmas mümkün deildir. Ancak derdest olan
(henüz karara balanmayan olaylarda) sosyal
güvenlikle ilgili kurallarn derhal uygulanmas
gerekir… Eer yasa sakl tutmusa, deiiklik
geriye yürütülmeyebilir (4447 S.K.’nun 81. m.
hükmünde olduu gibi). Ama sakl tutulmamsa kesinlememi, derdest tüm davalara uygulanmas gerekir (istee bal sigortada tescil
yerine 1080 gün prim koulu getirilii gibi)”11.
Bu arada yeri gelmiken belirtilmesi gereken
bir nokta da Hukuk Genel Kurulu Karar’nda
ifadesini bulan ve bu karara yollama yapan dier kararlarda da yer alan “beklenen haklarda
kanunun geriye yürümeyeceine ilikin” tespitin doru olmad hususudur. Kararlarda öretiye de atf yaplarak beklenen haklarn bulunmas halinde kanunda yaplan deiikliklerin
geriye yürümeyecei ilkesi savunulmaktadr.
Sözkonusu tespit yanltr.
Bir kere hukuk literatüründe genel kabul
gören görü, kazanlm haklara ilikin olarak kanunun geçmie yürümeyecei ilkesidir.
Beklenen haklara ilikin olarak böyle genel
bir kabul yoktur. Kald ki, sosyal güvenlik hukukunun özellii gerei beklenen haklarda
geriye yürümeyi kabul etmemek iin doas
ile de çelimektedir. Zira, sosyal güvenlik hukukunda aa yukar ileriye dönük her hak,
beklenen bir hak niteliindedir. Bu ekilde
beklenen haklarda geriye dönük deiiklik
yaplamayacan ileri sürmek, sosyal güvenlik mevzuatnda yaplacak her deiikliin
ileriye dönük etki yapaca anlamna gelir ki,
bu da kabul edilemez. Örnein, yallk ayl
açsndan ya artnn yükseltilmesi veya prim
ödeme gün saysnn artrlmasnda bu durum
açkça görülür. Dolaysyla beklenen haklar
henüz kazanlm hak olarak kabul edilmedii
için yaplan deiikliklerden etkilenebilir. Bu
anlamda sosyal güvenlik hukukuna ilikin hususlar doal olarak kamu düzenini ilgilendirir.
Elbette beklenen haklarda özellikle sigortallarn aleyhine olan hususlarda keskin etkileimler toplum vicdannda tasvip görmeyebilir. Bu
nedenle makul bir geçi süreci içerisinde bir
takm deiiklikleri yapmak, daha isabetlidir.
Sözkonusu husus, hukuk politikas iidir. Nitekim Türk Anayasa Yargs da beklenen haklara
243
HAZRAN ’09
SCL
ilikin derhal uygulanma ilkesini kabul etmitir
ki, 1999 tarihli 4447 sayl Kanun’da iptale ilikin olarak tamamen geriye yürümenin uygulanamayaca konusunda bir karar vermemitir.
Hal böyle olunca özellikle sosyal güvenlik hukukunda kanunun geçmiteki olaylara uygulanamayaca istisnasnda dikkate alnacak durum, beklenen haklar deil, kazanlm haklar
olsa gerektir. Bu açdan Yargtay kararlarnda
ifadesini bulan görüün isabetli olmadna
söylemek gerekir.
Kazanlm hak, bir hukuk kuralnn yürürlüü srasnda kiilerin o kurala uygun olarak
bütün sonuçlar ile edindikleri haklardr. Dolaysyla bir olayn meydana geldii srada yürürlükte bulunan kanun hükümleri o olaya uygulandktan sonra doan baz haklar ve hukuki
sonuçlar geçerli olarak devam eder. Böylelikle
eski kanun zamannda olmu ve hukuki sonuçlarn dourmu olaylara yeni kanun hükümleri
sonra, Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004
tarihli kararndan farkl olarak, 2006 ylnda
deiik bir sonuca ulatn da söylemek gerekir.
Gerçekten 14.6.2006 tarihli kararyla Yargtay Hukuk Genel Kurulu, 2006 ylnda bu
sefer 13.10.2004 tarihli kararndan farkl olarak
Kanunun tamamlanmam, derdest olaylara
derhal uygulanmas gerektii görüünden hareketle, i kazas sonucu bekâr olan sigortalnn anne ve babasnn i kazas ve meslek hastal sigortasndan gelir alabilecei yolunda
karar vermitir. 14.6.2006 t. ve 10-367/386 sayl karara konu olayda15, Genel Kurul, sosyal
güvenlik hukukunun amaçlar dorultusunda
sosyal devlet ilkesinin bir sonucu da olarak,
sosyal güvenlik alannda oluturulacak tüm
kurallarn, özde sosyal devlet anlayna uygun bulunmas gerektiine, yarglama devam
ettii için de lehe olan hükmün olaya uygu-
Özellikle sosyal güvenlik hukukunda kanunun geçmiteki olaylara
uygulanamayaca istisnasnda dikkate alnacak durum, beklenen haklar
deil, kazanlm haklar olsa gerektir.
uygulanamaz. te yeni kanunun eski kanun
zamannda tüm sonuçlar ile domu bulunan
haklara dokunamamas durumundan, kazanlm hak kavram domutur. Bu anlamyla kazanlm hak, doumu annda hukuka uygun
olarak tamamlanm ve böylece kiiye özgü,
lehte sonuçlar dourmu, daha sonra mevzuat
deiiklii ya da ilemin geri alnmas gibi nedenlere ramen, hukuk düzenince korunmas
gereken hak biçiminde tanmlanabilir12. Beklenen hak ise eski kanun zamannda tüm sonuçlaryla domam, kazanlmam bulunan fakat
domas muhtemel haktr13. Bir hakk douran
olay eski kanun döneminde ortaya çkm, hatta hakk oluturan öelerden bir ksm da eski
kanun zamannda olumu olabilir. Fakat hak,
tüm sonuçlaryla domamsa, bunu douran
olay eski kanun zamannda ortaya çksa da,
artk bu olaya yeni kanun hükümleri uygulanmaldr14.
Beklenen hak/kazanlm hak ayrmndan
244
lanmasna karar vermitir. Karar olumlu bulan
Ekmekçi’ye göre, “... uyumazln olayn meydana geldii tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre çözülmesi kuralna sk skya bal
kalnd takdirde, hukuka uygun ancak adil
olmayan birtakm sonuçlarn ortaya çkmas
kaçnlmaz olmaktadr. Dava konusu olayda
da hak sahibinin olu 16 gün sonra ölseydi
kendisine gelir balanacanda hiçbir tereddüt
bulunmayacakt. Bu anlamda, hak sahibinin 16
gün önce ölmesiyle 16 gün sonra ölmesi arasnda bir fark olmamas gerekir. Bu bakmdan
gerek Yargtay 10. Hukuk Dairesinin gerekse Hukuk Genel Kurulunun verdii sonuç en
azndan adildir ve somut olayda 16 gün gibi
bir farkla vicdan szlatacak bir sonucun ortaya
çkmasn engellemitir”16.
Yine Ekmekçi, bu halde kazanlm haklarn da özellikle iverene rücu durumu ortaya
çktnda sözkonusu olabileceini ve devam
eden uyumazlklarda tamamlanmam hukuki
HAZRAN ’09
durumlara yeni kanun veya düzenleyici kurallarn derhal yürürlüe girme niteliinin genel
bir ilke olarak kabul edilmesi ile uygulanabilirliinin de problem oluturabilecei durumuna
isabetle iaret etmitir17. Bu görüte hiç üphesiz hakllk pay bulunmaktadr.
Bununla birlikte, 2006 tarihli bu kararda varlan sonucun isabetlilii baka açlardan da
tartlmaya deerdir. Mesela, i kazas neticesi ölümün kanun deiikliinden 16 gün önce
olmas ile 16 gün sonra olmas arasnda bir
farklln olmamas gerektii ifade edilmektedir. Bu halde snr nasl çizilecektir? Ölüm
hadisesi, Kanun deiikliinden 16 gün önce
deil de, 16 ay önce olsayd da ayn savunma
yaplabilecek midir? Yine, yeni açlan davalar
için de ayn gerekçe ileri sürülebileceinden ne
kadarlk bir zaman dilimi için ayn savunmalar yaplabilecektir? Zamanam süresinde bu
kanun deiikliinden etkilenen herkesin dava
açabilecei gibi genel bir sonuca ulalabilecek
midir? Sonra geçmi dönemde açlan ve aleyhe
sonuçlanan davalara yönelik olarak tekrar bir
yarglama süreci devam ettirilebilecek midir?
Bu halde kesin hüküm itiraz sözkonusu olabilecek midir?
Bize göre, derhal uygulama ilkesinin -belki baz durumlarda hakkaniyetli sonuçlara yol
açabilse de- baka açlardan hakszlklara da
yol açabilmesi ihtimali bulunmaktadr. Aslnda kanun koyucunun Kanunun yürürlüü ile
ilgili bu yönde (geçmie yürümeye ilikin olarak) bir hükme iaret etmesi, en güzel çözüm
olsa gerektir. Örnek olarak, yaplacak mevzuat
deiikliinde, bu deiiklikler sonras herhangi bir hakka kavuma imkan bulunanlarn da
olay eski dönemde de olsa getirilen haklardan
yararlandrlabileceine ilikin açk bir hüküm
konmas en uygun olandr. Böyle bir kuraln
bulunmad durumda da bahsettiimiz gerekçelerle konuya ihtiyatla yaklalmaldr.
C) SOSYAL GÜVENLK HUKUKUNDA
LEHE HÜKÜMLERN
UYGULANABLRL MESELES
Üzerinde durulmas gereken noktalardan bir
tanesi de, mevzuat ile getirilen bir ksm dü-
SCL
zenlemelerde eskisi ile mukayese edildiinde
lehe olan hükümlerin mevcudiyeti halinde görülmekte olan bir davada bu hükümlerin geçmie yönelik uygulanabilip uygulanamayaca
meselesidir.
Hemen batan söylemek gerekirse, ceza
hukukunda geçerli olan sann lehine olan
hükmün uygulanmasna ilikin ilke gibi genel
bir kuraln sosyal güvenlik hukukunda uygulanamayacan düünmekteyiz. Sosyal güvenlik
hukukunda, tpk i hukukunda olduu gibi
belki yorumun içinin (sigortalnn) lehine yaplmas ilkesine bavurulabilir. Ancak bunun
için de yorum yaplmas gereken bir konu olmaldr. Kanunlarn yürürlüü meselesine ilikin olarak, konuyu düzenleyen iki kanunun
varl karsnda, tercih noktasnda, bunlardan
hangisi lehe ise onun uygulanacan ileri sürmekse doru deildir. Bize göre, böyle bir ilke
de yoktur. Çünkü bu anlamda, yorumu gerektiren bir husus da bulunmamaktadr.
Ayrca ceza hukuku mevzuatnda açkça
lehe olan hükmün uygulanmas gerektii de
ifade edilmitir. Gerçekten, 5237 sayl Türk
Ceza Kanunu m. 7/2’ye göre, “Suçun ilendii
zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan
yürürlüe giren kanunlarn hükümleri farkl
ise, failin lehine olan kanun uygulanr ve infaz
olunur”. Oysa ki, 5510 sayl Kanun bizim tespitimize göre tek bir yerde lehe olan hususun
dikkate alnaca esasn getirmitir. O da geçici
m. 12’de genel salk sigortasndan yararlanmada 30 gün hesaplamasnda sigortalnn lehine olan durumun dikkate alnmas gerektiine
ilikin hükümdür18. Bunun dnda lehe kurala
ilikin bir düzenleme mevcut deildir. Bununla
birlikte sosyal devlet ilkesi ile sosyal güvenlik
hukukunun genel özellikleri gibi hususlarn
vurgulanmas ile lehe hükümlerin uygulanmas gerektii yolundaki tespitlerin de, genel bir
kural gibi geçerli olamayacan düünmekteyiz. Bu husus hukuk politikas iidir. Nitekim
kanunkoyucu ilgili mevzuat düzenlemesini yaparken lehe olan bir kuraln mevcudiyeti halinde, bunun geçmi olaylara uygulanabilirliini
açkça kararlatrmaldr. Nitekim, 5510 sayl
Kanun’un ölüm sigortasndan aylk alabilmek
için 10 yllk sigortallk süresini 5 yla indirir245
HAZRAN ’09
SCL
ken (SSGSSK. m. 32) 5434 sayl Kanun kapsamnda 5-10 yllk sigortallklar bulunanlar için
açk bir düzenleme ile (SSGSSK. m. geç. m.
4/14) ölüm aylna hak kazanabilme imkann
vermesi, buna güzel bir örnektir.
III. SONUÇ YERNE
Sonuç olarak, 5510 sayl Kanun’un geçmie
dönük uygulanabilmesi konusuna ilikin Yargtay uygulamasnn olayn olduu dönemdeki kanunu dikkate almak eklinde gelieceini
düünmekteyiz. Ancak, bunun da her durumda
doru bir yaklam olmad da açktr. Kural
olan, her kanunun yürürlüe girdii tarihten
sonraki olaylara uygulanmasdr. Dolaysyla
esas olan kanunlarn makable amil olmamalardr19. Kanunlarn geçmie yürümemesi hukukun vatandalara salad güvenin sürekli
olduu varsaymndan doar20.
Biz de, esas itibariyle kanunlarn geçmie
yürümeme ilkesinin geçerli olduu ve özellikle kazanlm haklarn korunmas ilkesinin de
benimsenmesi gerektii kanaatindeyiz. Ancak,
gerçek yürüme kabul edilmeyen domam
haklar içinse öretide de kabul edildii gibi
derhal yürürlüe girme eklinde ortaya konabilecek esasn benimsenmesinin amaca daha çok
hizmet ettiini de düünmekteyiz. Bu anlamda,
Kanunla getirilen hususlar kazanlm haklara
ve genel ahlaka dokunmad müddetçe kamu
düzeni gerektirdii ölçüde geçmite ortaya çkm, ancak sonuçlanmam ve tamamlanmam
olaylara uygulanabilmelidir21. Örnein, 5510
sayl Kanun sisteminde istee bal sigortallk 4/b’li olarak nitelenmektedir. Bu durumda,
prim ödeme gün says 9000 gün olarak belirlenmitir. Sosyal Sigortalar Kanunu çerçevesinde istee bal sigortal olan kiiler (hizmetlerin birletirilmesi hükümleri dnda) 9000 gün
prim ödeyerek yallk aylndan yararlanabileceklerdir. stee bal sigortalnn 5510 sayl
Kanun’la prim ödeme gün saysnn 9000’e çkmas nedeniyle bunun kendisine uygulanamayaca, beklenen hakknn ihlal edildii iddias,
hiç üphesiz dinlenmeyecektir.
Yine, bir baka örnek vermek gerekirse, Kanun m. 13/e, sigortallarn, iverence salanan
bir tatla iin yapld yere gidi gelii srasn246
da oluan kazalar i kazas saymaktadr. Oysa,
506 sayl Kanun topluca ie geli ve gidi esnasnda ortaya çkan kazalar i kazas olarak
nitelendirmekteydi. Kanunun yürürlük tarihinden önce oluan bir kazaya ilikin olarak, topluca getirilip götürülme bulunup bulunmadna ilikin sözkonusu ihtilafta, artk 5510 sayl
Kanun’un kabulü ile münferit geli gidilerin
de i kazas saylmasndan hareketle tartmaya son vermek ve olayn i kazas olduunu
kabul etmek yanltr. Burada artk olay bitmitir ve sonuçlanmtr. Dolaysyla yeni Kanun
i kazas tanmn deitirdi diyerek, geçmiteki
bu olayn da i kazas olduunu söylemek herhalde doru olmasa gerektir. Kamu hukukunu
ilgilendiren veya kamu düzeni sözkonusu diyerek derhal uygulanma ilkesini kabul etmek ve
derdest olaylar için yeni düzenlemenin geçerli
olduunu söyleyebilmek bize göre doru deildir22.
Bu anlamda mutlak, kesinkes bir çözümün
ifadesi yerine genel ilkeyi belirtmenin yannda,
her olaya ilikin olarak ayr bir nitelendirmede
de bulunmak gerekebilir. Bu anlamda, üzerinde durulmas gereken hususlardan bir tanesi
de, zamanam ve hak düürücü sürelere ilikindir. u tespit yaplabilir ki, geçmi dönemde
5510 sayl Kanun’un yürürlüüne kadar, eski
mevzuatta öngörülen zamanam veya hak düürücü süre dolmusa yeni Kanun bu süreleri
artrsa bile yeni Kanun uygulanamaz23. Buna
karlk yeni düzenlemeden sonraya sarkan bir
süre varsa burada kanaatimizce artk 5510 sayl Kanun uygulanmak gerekir24.
Yine, haciz yasa ile ilgili olarak da kanunun geçmie yürümesini kabul etmek gerekir.
Bilindii gibi, 5510 sayl Kanunun yürürlüe
giren ilk halinde, emekli maalarnn haczedilemeyecei ifade edilmekle birlikte (SSGSSK. m.
93/1), uygulamada emekli maana haciz konmakta, ancak borçlunun ikâyeti halinde haciz ilemi durdurulmakta idi25. Kanun koyucu
5510 sayl Kanunda 18.2.2009 t. ve 5838 sayl
Kanunla deiiklik yaparak, artk, emekli maalarna haciz konamayacan, ancak borçlunu muvafakati ile bu sefer haciz uygulamasna
devam edilebilecei düzenlemesini getirmitir26. Bu deiiklikle birlikte, konulan hacizlerin
HAZRAN ’09
yaymlanmamtr. Ayn yönde bkz. Yarg. 10.11.2008,
2007/16407, 2008/14335, karar yaymlanmamtr.
ikâyet yolu ile kaldrlabilmesine ilikin hükmün geriye yürümesi de mümkündür.
8
“Her kanun, ancak yürürlüe girdikten sonraki zamanda
meydana gelen olaylara ve ilikilere uygulanr; o tarihten
önceki zamana rastlayan olaylara ve ilikilere uygulanmaz.
Bu kuraln istisnalarndan biri, ilerde kazanlaca umulan
haklar oluturmaktadr. kinci olarak; kamu düzeni ve
genel ahlak bakmndan da kanunlarn geriye yürümesi
söz konusu olabilir. Öte yandan 506 sayl Kanunun
24. maddesinde 4958 sayl Yasayla yaplan deiikliin
de geçmie etkili olacana dair yasal bir hüküm yoktur”,
Yarg. HGK., 13.10.2004, 10-528/533, stanbul Barosu
Dergisi, Hukuku Özel Say: 5, Eylül 2007, s. 261-264.
9
Balc, Mesut, Kazas ve Meslek Hastal Nedeniyle
verenin Sorumluluu, Sicil, Y. 1, S. 4, Aralk 2006,
s. 158.
10
Bu dönemdeki kararlar için bkz. Okur. Ali Rza,
Sosyal Sigortalarn Genel Hükümleri ve Türleri Açsndan
Yargtayn 2004 Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi,
Yargtayn
Hukukuna
likin
Kararlarnn
Deerlendirilmesi 2004, stanbul 2006, s. 229-232 ve 247.
11
Bkz. Okur, Deerlendirme 2004, s. 230. Aslanköylü’ye
göre de, “… imdi acaba lehe olan bu deiiklik geriye
yürütülebilecek midir? Bize göre ana babaya gelir
balanamayacana ilikin kesinlemi bir mahkeme
hükmü yoksa yaplan deiiklik geriye yürütülmeli,
geçimlerinin sigortal tarafndan salanmayan ana ve
babaya gelir balanmaldr. Oysa 10. Hukuk Dairesinin son
görüüne ve Hukuk Genel Kurulu Kararna göre, olay
tarihinde geçimi sigortal tarafndan salanmayan ana ve
babaya gelir balanamayacaktr. Hatta HGK Kararnda,
sonradan yürürlükten kalkm olsa bile her olaya o tarihte
yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin uygulanabilecei,
sonradan çkarlan ve yarglama aamasnda yürürlüe
giren yasann uygulanamayaca vurgulanmtr. Bize göre
sonradan çkan bir kanun kamu düzenine ilikin ise
kazanlm haklar ortadan kaldrmamak artyla geriye
yürütülebilir.”, Aslanköylü, Resul, Sosyal Sigortalarn Genel
Hükümleri ve Türleri Açsndan Yargtayn 2004 Yl
Kararlarnn
Deerlendirilmesi,
Genel
Görüme,
Yargtayn
Hukukuna
likin
Kararlarnn
Deerlendirilmesi 2004, stanbul 2006, s. 284.
12
Bkz. Ourlu, Yücel, dare Hukukunda Kazanlm Haklara
Sayg ve Hakl Beklentiler Sorunu, Ankara 2003, s. 28.
Ayrca bkz. Sözer, Ali Nazm, Sosyal Sigortalarda
Kazanlm Haklarn Korunmas Üzerine Bir nceleme
(Süper Emeklilikte Son Durum), Çimento veren, C. 3,
S. 6, Kasm 1989, s. 6; Çoban, Ayegül, dare Hukukunda
Kazanlm Hak lkesi, Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi,
Konya 2004, s. 11.
13
akar’a göre, “Sosyal Güvenlik hukukunda “kazanlm
hak” kavram daha çok uzun vadeli sigorta kollar olarak
nitelendirdiimiz
malullük,
yallk
ve
ölüm
sigortalarnda sözkonusu olur. Ancak, bu sigorta
kollarnda da yardma hak kazanlp, ilgiliye aylk
balandktan sonra bir kazanlm haktan söz edilebilir.
Bundan önce ilgilinin hakk “beklenen haktr”. Beklenen
haklar üzerinde de kanun koyucu her zaman deiiklik
yapabilir.
Mesela
yallk
sigortasndan
aylk
DPNOTLAR
1
2
3
Böyle farkl yürürlük tarihlerinin tespit edilmi olmasnn
eletirisi ile ilgili olarak bkz. Okur, Ali Rza, Hukuk
Tarihimizin Yürürlük Özürlü lk Yasas: 5510 sayl Sosyal
Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu, veren,
C. 46, S. 8, Mays 2008, s. 40. Okur’un hakl olarak
eletirdii üzere, “Be ayr yürürlük tarihi iç içe geçmi
gruplar ve bugüne kadar çkarlm Kanunlarn…
hiçbirinde görülmeyen belirsiz bir yürürlük tarihi bu
özensizlii ve hafiflii zirveye çkarmaktadr”, Okur, s. 43.
Buna karlk Borçlar Kanunu sözlemelere ilikin olarak
ayba ifadesini ayn ilk günü olarak kabul etmektedir.
Gerçekten, Borçlar Kanunu m. 75’e göre, “Borcun ifas için
bir ayn iptidas veya nihayeti tayin olunmu ise ayn
birinci ve sonuncu günü anlalr. Bir ayn ortas tayin
olunmu ise bundan ayn on bei anlalr”.
Öretide de bir görü, Kanun’un yürürlük balangcnn,
özel sektör çalanlar için, 1.10.2008, kamu sektörü
çalanlar içinse 15.10.2008 olduunu ifade etmektedir.
Gerçekten, Ceylan’a göre, “5510 sayl Kanunun …
hükümleri 2008/Ekim aybandan itibaren yürürlüe
girecek olup, bu tarih özel sektör çalanlar (4b
sigortallar dahil) için 1/10/2008, kamu sektörü çalanlar
için ise 15/10/2008 tarihidir”, Ceylan Cevdet, Ölüm
Aylndan Hizmet Birlemesi, Sosyal Güvenlik Dünyas,
Y. 11, S. 51, Eylül-Ekim 2008, s. 20.
4
8.12.2001 t. ve 24607 s.l RG.
5
Bkz. Uan, M. Fatih, Türk Sosyal Güvenlik Hukukunun
Temel Esaslar, Ankara 2009, s. 47.
6
Prof. Dr. Necip Bilge, Hukuk Balangc, 14. Bas, Turhan
Kitabevi, Ankara 2000, s. 193-194; Prof. Dr. A. eref
Gözübüyük, Hukuka Giri ve Hukukun Temel
Kavramlar, 18. Bas, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, s. 13,
(HGK., 13.10.2004 t. ve 2004/10-528/523 K).
7
Kararn ilk bölümü de öyledir: “Davann yasal dayanan
oluturan 506 sayl Yasa’nn 26. maddesindeki halefiyet
ilkesi uyarnca, Kurumun rücu alaca, hak sahiplerinin
tazmin sorumlularndan isteyebilecei maddi zarar (tavan)
miktar ile snrl iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.3.2007
gün ve 26649 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan 23.11.2006
gün ve E: 2003/10, K: 2006/106 sayl karar ile 26.
maddedeki “sigortal veya hak sahibi kimselerin
iverenden isteyebilecekleri miktarla snrl olmak
üzere…” bölümünün Anayasaya aykrlk nedeniyle
iptali sonrasnda, Kurumun rücu hakknn, yasadan
doan kedine özgü ve sigortal ya da hak sahiplerinin
hakkndan bamsz basit bir rücu hakkna dönümü
olmas karsnda, ilk pein deerli gelirler ile harcama ve
ödemelerin; tazmin sorumlularnn kusuruna isabet eden
miktaryla snrl ksmna hükmedilmesi gerekirken,
gerçek zarar tavan deeri gözetilerek hüküm kurulmas
ayrca tazminine hükmedilen miktarn yanl yazlmas
usul ve yasaya aykr olup bozma nedenidir”, bkz.
Yarg. 10. HD., 4.11.2008 t., 12623/14040, karar
SCL
247
HAZRAN ’09
SCL
balanabilmesi için gerekli emeklilik ya, prim ödeme
gün says ya da bekleme süresi gibi artlar, sigortal emekli
statüsünü kazanmadan önce deitirildiinde, yeni
artlar sigortalnn beklenen haklarn etkileyebilir. Ancak
sigortal emekli olduktan sonra, emeklilik için aranan prim
ödeme gün says veya emeklilik ya yükseldi, aylnz
kesiyoruz,
yeni
artlar
tamamlayana
kadar
çalacaksnz denilemez. Çünkü emeklilik artk o
sigortalnn kazanlm hakkdr, buna dokunulamaz. Fakat
sosyal politika açsndan beklenen haklara dokunulmas
da toplum tarafndan tepkiyle karlanacaktr.”, akar,
Müjdat, Kazanlm Haklar Balamnda Uzun Vadeli
Sigortalar ve 5510 Yasa Uygulamasnda Çkacak Sorunlar,
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunlar ve
Gerçekler Sempozyumu, stanbul Barosu, 26-27.1.2007,
stanbul 2007, s. 194-195,
14
15
Bkz. Sözer, s. 6; Ourlu, s. 34-35; Ergin, Hediye, 5510
sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Yasas’nn
Geçici Hükümlerine likin Bir nceleme, Legal HSGHD.,
C. 4, S. 13, 2007, s. 224-225.
25
Bkz. Uan, s. 302 vd.
26
Bkz. Uan, s. 303.
Kararn incelemesi hakknda bkz. Ekmekçi, Ömer, Sosyal
Sigortalarn Genel Hükümleri ve Türleri Açsndan
Yargtayn 2006 Yl Kararlarnn Deerlendirilmesi,
Yargtayn
Hukukan
likin
Kararlarnn
Deerlendirilmesi 2006, Ankara 2009, s. 296 vd.
KAYNAKÇA
16
Ekmekçi, s. 298.
17
Ekmekçi, s. 298.
18
SSGSSK. m. 12/3’e göre, “Kiilerin yürürlükten kaldrlan
kanun hükümleri gereince hak ettikleri salk hizmetleri,
bu Kanun hükümleri gereince kapsama alnmam ise
tedavi tamamlanncaya kadar yürürlükten kaldrlan kanun
hükümlerine göre Kurumca salanmaya devam edilir.
67 nci madde gerei hesaplanan 30 günün hesabnda
kiilerin lehine olan durum uygulanr. Genel salk
sigortalsnn ve bakmakla yükümlü olduu kiilerin, bu
Kanunun yürürlüe girdii tarihten önce balayan, ancak,
bu Kanunun yürürlüe girdii tarihten sonra
faturalandrlan tedavi giderleri Kurum tarafndan
karlanr.”
19
Kanunlarn geçmie yürümesi yasann istisnalar, kamu
düzeni, emredici hukuk kurallar, genel ahlak, suçlularn
lehine düzenlemeler olarak belirtilebilir. Bkz. Sözer,
Kazanlm Hak, s. 6-7.
20
Sözer, Kazanlm Hak, s. 5.
21
Sözer’e göre, domu ve salanmakta olan bir sosyal
sigorta edimi, örnein aylk sahibinin aleyhine deitirilir
ve azaltlrsa, böyle bir durumda gerçek bir önceye etki
söz konusudur. Gerçek önceye etkili kanuni düzenlemeler
ise, hukuk devleti ilkesine dolaysyla Anayasaya
aykrdrlar. Henüz oluum aamasndaki bir hukuki
ilikiye menfi müdahale ise gerçek olmayan önceye etki
saylp ilikiye duyulan güvenin azl ölçüsünde
anayasaldr. Bkz. Sözer, Kazanlm Hak, s. 14, 16.
22
Uan, s. 53.
23
Uan, s. 53. Zamanamna ilikin olarak benzer görü için
bkz, Mumcu, Tahsin, SGK Prim Belgelerine Uygulanacak
dari Para Cezalarnda Zamanam Sorunsal, Sosyal
Güvenlik Dünyas, Y. 12, S. 53, Ocak 2009, s. 113.
24
Nitekim, Yargtay kadastro ile ilgili bir kararnda hak
248
düürücü sürede yaplan deiikliin kanunun yürürlüe
girdii tarih itibariyle hak düürücü süre dolduundan
geriye yürümeyeceine karar vermitir: “On yllk hak
düürücü sürenin ilgili kanun deiikliinden önce
dolmu olmas, deiiklik hükmünün geçmie etkili ekilde
uygulanmasna hukuken olanak bulunmamas, idarenin,
hakkn özü ortadan kalktktan sonra tek tarafl irade ile
bu hakk tesis ettirme yetkisine sahip olmamas karsnda,
davaya konu taviz bedelinin davacdan haksz ve hukuki
dayanaktan yoksun bir ekilde alndnn, o nedenle de
iadesi gerektiinin kabulü gerekir.”; Yarg. HGK. 5.12.2007,
3-921/939, http: //74.125.77.132/search?q=cache:ii8hr2tf5fYJ:
www.kastamonubarosu.org.tr/
page.asp%3Fid%3D2%26sayfa%3D8+hukuk+genel+kurul+
karar%C4%B1+13.10.2004&hl=tr&ct=clnk&cd=10&gl=tr
(20.2.2009).
•
Aslanköylü, Resul, Sosyal Sigortalarn Genel Hükümleri ve
Türleri Açsndan Yargtayn 2004 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi, Genel Görüme, Yargtayn Hukukuna likin Kararlarnn Deerlendirilmesi 2004,
stanbul 2006.
•
Ceylan, Cevdet, Ölüm Aylndan Hizmet Birlemesi,
Sosyal Güvenlik Dünyas, Y. 11, S. 51, Eylül-Ekim 2008.
•
Çoban, Ayegül, dare Hukukunda Kazanlm Hak lkesi,
Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Konya 2004.
•
Ekmekçi, Ömer, Sosyal Sigortalarn Genel Hükümleri ve
Türleri Açsndan Yargtayn 2006 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi, Yargtayn Hukukunan likin
Kararlarnn Deerlendirilmesi 2006, Ankara 2009.
•
Ergin, Hediye, 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Yasas’nn Geçici Hükümlerine likin Bir
nceleme, Legal HSGHD., C. 4, S. 13, 2007.
•
Ourlu, Yücel, dare Hukukunda Kazanlm Haklara
Sayg ve Hakl Beklentiler Sorunu, Ankara 2003.
•
Okur, Ali Rza, Hukuk Tarihimizin Yürürlük Özürlü lk
Yasas: 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu, veren, C. 46, S. 8, Mays 2008.
•
Okur. Ali Rza, Sosyal Sigortalarn Genel Hükümleri ve
Türleri Açsndan Yargtayn 2004 Yl Kararlarnn
Deerlendirilmesi, Yargtayn Hukukuna likin
Kararlarnn Deerlendirilmesi 2004, stanbul 2006.
(Deerlendirme 2004)
•
Sözer, Ali Nazm, Sosyal Sigortalarda Kazanlm Haklarn
Korunmas Üzerine Bir nceleme (Süper Emeklilikte Son
Durum), Çimento veren, C. 3, S. 6, Kasm 1989.
•
akar, Müjdat, Kazanlm Haklar Balamnda Uzun Vadeli
Sigortalar ve 5510 Yasa Uygulamasnda Çkacak Sorunlar,
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunlar ve
Gerçekler Sempozyumu, stanbul Barosu, 26-27.1.2007,
stanbul 2007.
•
Uan, M. Fatih, Türk Sosyal Güvenlik Hukukunun Temel
Esaslar, Ankara 2009.
HAZRAN ’09
SCL
Mesut BALCI
Yargtay 21. Hukuk Dairesi Üyesi
5510 Sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu Döneminde stee Bal
Sigortallk Uygulamas Hakknda nceleme
1. GENEL AÇIKLAMA
5510 sayl Kanun 01.10.2008 tarihinde yürürlüe girmitir. stee bal sigortallk, 5510
sayl Kanunun 50. maddesinde düzenlenmitir. Maddedeki tanma göre istee bal sigorta, “kiilerin istee bal olarak prim ödemek
suretiyle uzun vadeli sigorta kollarna ve genel salk sigortasna tabi olmalarn salayan
sigortadr.”
5510 sayl Kanunun yürürlük tarihinden
sonra, istee bal sigortal olmak için talepte
bulunanlar yönünden artk 1479, 506, 2926 ve
2925 sayl yasalara göre istee bal sigortallk
mümkün deildir. Daha önce 5510 sayl Kanunla yürürlükten kaldrlan bu kanunlara göre
istee bal sigortal olanlar bakmndan ise,
geçici maddelerde bu sigortalln yürürlükten
kaldrlan mevzuata göre devam edebileceklerine dair hüküm bulunmamaktadr. 01.10.2008
tarihinden itibaren sadece 5510 sayl Kanun
hükümlerine göre istee bal sigortal olarak
devam edebileceklerdir.
Bu Kanunun 51. maddesinin son fkrasna
göre, istee bal sigortallk 5510 sayl Kanu-
nun 4 maddesinin (b) bendi kapsamnda sigortal olarak kabul edilecektir. Bu sigortallk
ise; 5510 sayl Kanunun eski Ba-Kur sigortalnn devam niteliindeki sigortallk türüdür. Bu deiiklik, önceden Ba-Kur sigortals
olduu halde sonradan 506 sayl Yasaya tabi
olarak istee bal sigortal olanlar bakmndan 01.10.2008 tarihinden sonraki hizmetlerin
hizmet birletirilmesinde 506 sayl Yasaya tabi
hizmet olarak deerlendirilmesini önlemektedir. 5510 sayl Kanunun geçici 2. maddesinin
son bendine göre, “Bu Kanun’un yürürlüe girdii tarihten önce sigortal veya itirakçi olup,
bu Kanun’un yürürlüe girdii tarihten sonra
aylk talebinde bulunanlardan, farkl sosyal
güvenlik kurumlarna ya da bu Kanun’da belirtilen sigortallk hallerinden birden fazlasna
tabi olanlara aylk balanmasna esas alnacak
Kanun, bu Kanun’la mülga 2829 sayl Kanun
hükümlerine göre tesbit olunur ve bunlar hakknda bu Kanun’un geçici maddelerindeki hükümler uygulanr.” hükmü yer almaktadr. Bu
durumda, 5510 sayl Kanunun yürürlük tarihinden önce 506 sayl Kanuna göre istee ba249
HAZRAN ’09
SCL
l sigortal olanlardan, son yedi yln yars olan
1260 gün süreyi tamamlayamam olanlarn,
artk bu süreyi istee bal sigortal olarak tamamlamalar mümkün deildir. Ancak, zorunlu
sigortal olarak 5510 sayl Kanunun 4/a maddesine göre hizmet akdi ile çalarak bu süreyi
tamamlayabilirler.
2. 5510 SAYILI KANUN
UYGULAMASINDA STEE
BALI SGORTALILIK
KOULLARI
a. Önceden zorunlu sigortal olarak
tescilli olmak, belirli bir süre prim
ödemek koullar
5510 sayl Kanun ile yürürlükten kaldrlan
506 sayl Kanunun 85. maddesinde yer alan,
önceden zorunlu sigortal olarak tescilli bulunmak veya belirli bir süre zorunlu sigortal
olarak prim ödemek koullarna bu Kanunda yer verilmemitir. Yürürlükten kaldrlan
1479 ve 2926 sayl Kanunlarda da böyle bir
hüküm yer almamaktayd. Esasen, 5510 sayl
Kanunda düzenlenen istee bal sigortallk,
eski Ba-Kur sigortalln devam niteliinde olan 5510 sayl Kanunun 4/b maddesi
kapsamnda deerlendirildiinden, böyle bir
koulun yer almamas yerinde bir uygulama
olmutur.
b. Daha önce emekli olmamak,
baka kurumlarda zorunlu veya
istee bal sigortal olmamak
koullar
5510 sayl Kanunun 50. maddesinin (b)
bendinde istee bal sigortal olabilmek için,
kendi sigortall nedeniyle aylk almamak
kouluna yer verilmitir. Burada aylktan söz
edildiine göre, kiinin kendi çalmalarndan kaynaklanan yallk ve malullük aylklar
kastedilmektedir. Ölüm aylklar kiinin kendi
çalmalarndan kaynaklanmadndan, istee
bal sigortalla engel deildir. Kiinin sürekli igöremezlii nedeniyle gelir almas, Ka250
nunda açkça aylktan söz edildiinden istee
bal sigortalla engel deildir.
c. 18 yan doldurmu bulunmak
koulu
5510 sayl Kanunun 50 maddesinin (c) bendine göre istee bal sigortal olmak için, kiinin 18 yan doldurmu olmas gerekir.
d. Türkiye’de ikamet etmek veya
Türkiye’de ikamet etmekte iken
sosyal güvenlik sözlemesi
imzalanmam ülkelerdeki Türk
vatanda olmak koulu
5510 sayl Kanun ile yürürlükten kaldrlan
506, 1479 ve 2926 sayl Kanunlarda yer alan
istee bal sigortalla ilikin düzenlemelerde,
Türkiye’de ikamet etmek koulu yer almamaktayd. Kurumun 5510 sayl Yasann yürürlüe
girmesinden önceki dönemde yurtdnda ikamet eden Türk vatandalar ile ilgili olarak istee bal sigortalln iptali yönündeki ilemleri, dava konusu olduunda, ilgili Kanunlarda
engel bir hüküm bulunmamas nedeniyle mahkeme kararlar ile iptal edilmektedir. Yargtay
10. ve 21. Hukuk Dairelerinin uygulamalar da
bu yöndedir.
5510 sayl Kanunun 50. maddesinin ikinci fkrasnda “Türkiye’de ikamet edenler ile
Türkiye’de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözlemesi imzalanmam ülkelerdeki Türk
vatandalar” istee bal sigortal olabilirler.
Kanun hükmü yurtdnda ikamet eden Türk
vatandalar yönünden anlalmas güç bir
ifade ile yazlmtr. 5510 sayl Kanuna göre
Türkiye’de ikamet eden Türk ve yabanclarn
istee bal sigortal olabileceinin kabulü
gerekir. Yurtdnda ikamet eden Türk vatandalar ise, yurtdna çkmadan önce istee
bal sigortal olarak tescil edilmiseler, yurtdna çktklarnda Türkiye ile sosyal güvenlik
sözlemesi imzalanmam bir ülkede ikamet
ederlerse, istee bal sigortallklarna devam
edebilecekleri gibi, bu ülkelerde ikamet ettikleri srada da istee bal sigortal olabileceklerdir. Türk vatanda kii yurtdnda ikamet
HAZRAN ’09
ederken o ülke ile Türkiye arasnda sosyal güvenlik sözlemesi imzalanrsa, sözleme imzalandktan sonra da istee bal sigortal olarak
tescil talep edebilecektir. Ancak, sosyal güvenlik sözlemesi bulunan bir ülkeye sözlemenin
imzalanmasndan sonra giderek ikamet etmeye
balayan Türk vatanda, istee bal sigortal
olarak tescil talep edemeyecektir. Bu düzenleme, yurtdnda bulunan Türk vatandalar
bakmndan kiiye özel bir aratrmay gerektirmektedir. Sosyal güvenlik sözlemesi imzalanan ülkede sözleme imzaland srada ikamet
eden Türk vatandalar, sözleme tarihinden
önce ve sonra Türkiye’de istee bal sigortal
olabilirler. Ancak, sözlemenin imzalanmasndan sonra ilgili ülkeye giden ve orada ikamet
eden Türk vatandalar, Türkiye’de istee bal
sigortal olamayacaklardr.
Kanun metninin yazl biçimi çeitli problemleri ortaya çkartacaktr. Örnein; Türkiye’de
hiç ikamet etmemi olan ve Türk ana ve babadan yurtdnda doduu için Türk vatandaln kazananlar, bu anlatma göre her zaman
istee bal sigortal olabileceklerdir. Keza,
sosyal güvenlik sözlemesi imzaland srada
Türkiye’de ikamet etmeyen yabanc ülke vatanda, sözlemeden sonra Türkiye’ye gelerek
Türk vatanda olur ve tekrar yurtdna çkarak
ikamet etmeye balarsa, yasa metnine göre istee bal sigortal olabilecektir.
Kanun metninde, Türkiye ile sosyal güvenlik sözlemesi bulunan ülkelerde ikamet eden
Türk vatandalarnn istee bal sigortal olarak tescil edilemeyecekleri yönünde basit bir
ifade kullanlsayd daha yerinde olurdu.
Yukarda anlatlan ikamet koullarn tamamasna karn, Kurumca hatal ekilde istee
bal sigortal olarak tescil edilerek uzun yllar
prim alnmas ve durum fark edildikten sonra
sigortalln iptal edilmesi durumunda ne olacaktr? Tescili talep eden kii, Kanun hükmüne
aykr bir tescil nedeniyle iyiniyet iddiasnda
bulunarak, sigortallk süresi elde edemeyecektir. Esasen sigorta hukuku kamu düzeni ile ilgili olduundan Kurumun hatal ilemi ile prim
almas kiiye sigortallk hakk bahetmez. Ne
varki, 1479 sayl Kanunun uygulamas ile ilgili
olarak aksi yönde Yargtay kararlar vardr.
SCL
e- stee bal sigortal olmak için
tescil isteinde bulunma koulu
5510 sayl Kanunun 50. maddesinin (d)
bendi hükmünde “istee bal sigorta talep
dilekçesi ile Kuruma bavuruda bulunmak
koulu aranr” denmektedir. Bu açk ifade
karsnda tescil istei bulunmadan yaplan
ödemelerin, istee bal sigortal hizmet süresi olarak deerlendirilmesi mümkün olamayacaktr. Bu konuda, Yargtay içtihatlarnn
nasl ekillenecei konusunda eski mevzuat
dönemindeki içtihatlar yol gösterici olacaktr. Emsal Yargtay kararlarna göre, SSK istee bal sigortall, zorunlu SSK hizmetleri ile sona ermesine karn sigortal düzenli
olarak prim ödemeye devam etmise, yeniden yazl talebi olmasa dahi primi ödenen
süreler istee bal sigortallk süresi olarak
deerlendiriliyordu. 5510 sayl Kanunun 51.
maddesinin ikinci fkrasna göre, istee bal
sigortallk devam ederken, zorunlu sigortallk ile çakrsa ay içinde 30 günden az çalan veya tam gün çalmayanlar yönünden
sadece zorunlu sigortallk ile çakan süre
iptal edileceinden istee bal sigortallk
sona ermeyecektir ve dolaysyla bu konuda bir uyumazlk meydana gelmeyecektir.
Bunun dndaki hallerde ise zorunlu sigortalln balamas ile istee bal sigortallk
sona erecektir. Yukarda sözü edilen ve aada yer verilen Yargtay Kararlar, düzenli
ödeme halinde çakan SSK dnda, istee
bal sigortalln devam ettiinin kabulü
yönünde olup, 5510 sayl Kanun döneminde
de istikrarl olan bu kararlarn uygulanaca
söylenebilir.
stee bal Sosyal Sigortalar Kurumu sigortall 506 sayl Yasa kapsamnda zorunlu
sigortal olarak çalmaya balad için sona
eren davacnn; yeniden istee bal sigortal
olmak yönünde Kuruma yazl bavurusu yoksa da; istee bal sigortallk iradesini ortaya
koyacak biçimde prim ödemesinin sürdüü
dikkate alnarak, istee bal sigortal olma
iradesini ortaya koyan prim ödemesinin balad tarihi takip eden aybandan itibaren,
ödenen primlerin karl süre kadar istee
251
HAZRAN ’09
SCL
bal sigortallnn geçerli olduunun tespiti
gerekir.
Davac, 01.07.1992-31.07.1992 tarihleri arasnda sigortal olarak çalmadnn tespitine,
istee bal sigortal saylmasna ve 01.07.2003
tarihinden itibaren yallk ayl balanmasna
karar verilmesini istemitir.
Mahkeme, ilâmnda belirtildii ekilde davann reddine karar vermitir.
Hükmün, davac avukat tarafndan temyiz
edilmesi üzerine, temyiz isteinin süresinde
olduu anlaldktan ve Tetkik Hâkimi tarafndan düzenlenen raporla dosyadaki katlar
okunduktan sonra iin gerei düünüldü ve
aadaki karar tespit edildi.
01.07.1992-31.07.1992 tarihleri arasnda zorunlu sigortal olarak çalmad ve bu nedenle istee bal sigortallnn geçerli olduunun tespitiyle; aylk bavurusunu izleyen
01.07.2003 tarihinden itibaren yallk aylna
hak kazandnn belirlenmesi istemli davann
yarglamas sonucunda; ie giri bildirgesindeki davac imzas ve tank anlatmlarnn çalma olgusunu ortaya koyduu, bu durumda
istee bal sigortalln yasa gereince sona
erecei ve yallk ayl koullar da gerçeklemedii gerekçesiyle, davann reddine karar
verilmitir.
Davac vekilinin beyanlarnda, istee bal
sigortallk primi ödemelerinin, 1996-1997 ylna dek sürdüü dile getirilmi olmasna karn,
yarglama sürecinde ve geri çevirme karar üzerine dosyaya katlan belgelerde, davacnn istee bal sigortal olarak son prim ödemesinin
08.02.1993 tarihinde gerçekletii belirlenmi;
dava dilekçesinde belirtilen tarihe uygun tahsis
talebine de rastlanmamtr.
Davac vekilinin, istee bal sigortallk
prim ödemelerinin gerçekletii süre konusunda
beyanlar arasndaki çeliki giderilerek; daval Kurum tarafndan primi ödenmi
istee bal sigortallk süresi yönünden iptal
ilemi uygulanp uygulanmad da aratrlp,
davacnn istee bal sigortal konumundaki
tüm prim ödeme süresiyle, dava dilekçesindeki isteme dayanak tahsis bavuru belgelerinin dosya içeriine katlmas; uyumazln
tüm yönleriyle ortaya konulup, kantlarn yasal
252
yönteme uygun biçimde deerlendirilebilmesi
yönünden zorunludur.
01.12.1990 tarihinden itibaren istee bal Sosyal Sigortalar Kurumu sigortals iken,
12.07.1992 tarihinde 506 sayl Yasa kapsamnda zorunlu sigortal olarak çalmaya balad
için istee bal sigortall, zorunlu sigortallnn balad tarih itibariyle sona eren davacnn; zorunlu sigortalln sona ermesinden sonra 506 Sayl Yasann 85. maddesi kapsamnda
yeniden istee bal sigortal olmak yönünde
Kuruma yazl bavurusu yoksa da; istee bal sigortallk iradesini ortaya koyacak biçimde
prim ödemesinin sürdüü dikkate alnarak, istee bal sigortal olma iradesini ortaya koyan
prim ödemesinin balad tarihi takip eden aybandan itibaren, ödenen primlerin karl
süre kadar istee bal sigortallnn geçerli
olduunun tespiti, yerleik içtihatlarn gereidir.
Yallk aylna hak kazanp kazanmadnn, aylk bavurusu ve pirim ödeme sürelerine
ilikin bilgi eksiklikleri giderildikten ve istee
bal sigortallk süresi yönünden yukardaki
ilke nda yaplacak deerlendirme uyarnca
sigortallk süresi yönünden ortaya çkan durum da gözetilerek, istem konusunda yaplacak deerlendirmeyle hüküm kurulmas gerei
üzerinde durulmakszn, eksik incelemeyle yazl ekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykr
olup, bozma nedenidir.
O halde, davac vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlar kabul edilmeli ve hüküm
bozulmaldr (10. H.D. 11.09.2007, 2007/1279912805).
f- Tescil talebinin Kurumca
kabulü koulu
5510 sayl Kanunda tescil talebinin Kurum
tarafndan kabulü koulu yer almamtr. Kuruma yazl bavuruda bulunan kiinin bu bavurusu üzerine Kurum tarafndan tescil ileminin
yaplp yaplmamas önemli deildir. Tescil talebinde bulunan kii, primlerini Kanunda öngörülen sürelerde ödemek kayd ile, sigortallnn geçerli saylmasn isteyebilecektir. Yeter
ki tescil talebini kantlayabilecek belgeleri elinde bulundursun.
HAZRAN ’09
3- STEE BALI SGORTALILIIN
BALANGICI VE SONA ERMES
5510 sayl Kanunun 51. maddesinde, istee
bal sigortalln istee bal sigortallk müracaatnn Kurum kaytlarna girdii tarihi izleyen
günden balayaca hükmüne yer verilmitir.
50. maddeye göre, istee bal sigortal olarak
tescil edilebilmek için, talep dilekçesi ile Kuruma bavurudan söz edildiine göre, talebin
yazl bir dilekçe ile yaplmas gerektii sonucuna varlr.
stee bal sigortallk 5510 sayl Kanunun
51. maddesine göre sadece 3 halde sona erer.
Bunlar, sona erdirme talebi, aylk talebi ve sigortalnn ölümüdür.
Öte yandan, dördüncü bir neden Kanunun
53. maddesine 5754 sayl Kanun ile eklenen
3. fkrada düzenlenmitir. Bu maddeye göre
de “stee bal sigortal olanlarn 4 üncü maddenin birinci fkrasnn (a), (b) ve (c) bentleri
kapsamna tabi olacak ekilde çalmaya balamalar halinde, bu Kanun’un 51. maddesinin
üçüncü fkras sakl kalmak kaydyla istee
bal sigortallk hali sona erer.”
Ancak, yukardaki düzenlemeye göre zorunlu sigortall nedeniyle sigortall sona ermesi gereken kii hakknda, Kurum derhal iptal ilemi yapmaz ve sigortal prim ödemeye devam
ederse, sigortallar yararna 51/2. maddeye
konulan hükmün uygulanmas gerekecektir.
Bu maddeye göre; “stee bal sigortal olarak
prim ödenen tarihlerde, 4. maddeye göre sigortal olmay gerektirecek çalmas bulunduu
tespit edilenlerin, zorunlu sigortallkla çakan
istee bal prim ödenen süreleri iptal edilerek,
bu süreye ilikin ödedikleri primler ilgililere
iade edilir.” Baka bir anlatmla, istee bal sigortallk için ödenen ve zorunlu sigortallk ile
çakmayan primler geçerli saylacaktr. Bu durumda, sözü edilen maddeler arasndaki çeliki, kurumun iptal ilemini yapt zamana göre
benzer durumda olan kiiler yönünden farkl
uygulamalara neden olacaktr.
Sigortal istee bal sigortallna son vermek istediinde, bu yönlü bir dilekçeyi Kuruma verecektir. Dilekçenin Kuruma verildii
tarih, istee bal sigortalln sona erecei ta-
SCL
rih deildir. Dilekçe ne zaman verilirse verilsin dilekçe tarihinden önce primi ödenen son
günde sigortallk sona erecektir. Burada dikkat edilecek husus udur. Dilekçe verildikten
sonra artk bu dilekçeden önceki sürelere ilikin primleri ödeyerek geçmie yönelik hizmet
elde etmek mümkün olmayacaktr. Örnein,
01.10.2008 tarihinden sonra, 31.12.2008 gününde dilekçe vererek, 01.01.2009 gününden itibaren istee bal sigortal olarak tescil edilen bir
sigortal, 2009 ylnn 1, 2, 3, 4, 5, 6. aylarna
ilikin olarak prim ödedikten sonra 2010 ylnn 5. aynda terk dilekçesi verir ise, sigortall 30.06.2009 gününde sona erecektir. Sigortal
dilekçesini vermeden önce sonraki aylar ödemez ise, dilekçe tarihinden sonra artk geçmie
yönelik prim ödeyemez. 5510 sayl Kanunun
52. maddesinde, 12 ay içinde geçmie yönelik
primlerin ödenmesi olana var ise de, terk dilekçesinin verildii durumda artk bu maddeye
göre ödeme olana da ortadan kalkar.
Aylk talebinde bulunan istee bal sigortalnn sigortall, Kanun hükmüne göre gerçekten ayla hak kazanmas durumunda talep
tarihinde sona erer. Dilekçe vermesine karn talep tarihinde ayla hak kazanamyorsa,
primlerini ödeyerek istee bal sigortallna
devam edebilir. Sigortal aylk talebinde bulunmasna karn bundan vazgeçerek istee bal
sigortalla devam edebilir mi? Kurum tahsis
ilemini tamamlam olsa bile davac yallk
ayl kendisine ödenmedikçe bu talebinden
vazgeçebilmelidir. Zira, Kanunun 52/3 maddesine göre sigortalnn istee bal sigortal olarak ait olduu aya ilikin primini izleyen 12 ay
içinde gecikme zamm ve gecikme cezas ile
birlikte ödemesi olanakldr.
253
HAZRAN ’09
SCL
Av. Hakan YILDIRIMOLU
T. Cam, Çimento ve Toprak Sanayii verenleri Sendikas Yönetim Kurulu Üyesi
Yurtdnda Çalan Türk çilerin Sosyal
Güvenlik Hukuku Açsndan Durumu
Yurtdnda çalan Türk içilerinin sosyal
güvenlik hukuku açsndan durumu uygulamada tereddütlere yol açmaktadr. Yürürlükte
bulunan 5510 s. Yasa ve sair ilgili mevzuatn
konuya ilikin düzenlemeleri incelenmi olup
deerlendirmelerimiz aadaki gibidir:
Sosyal Güvenlik Sözlemesi
mzalanm Ülkelerde Çalan
Türk çileri
Evvelemirde belirtmek gerekir ki, ülkemizle
sosyal güvenlik sözlemesi imzalanm ülkelerde çalan Türk içileri bakmndan bir sorun
bulunmamaktadr. Zira bu ülkelerde çalan
içilerin sosyal güvenlik hukuku ile ilgili tabi
olacaklar düzenlemeler, ksa ve uzun vadeli sigorta kollarndan yararlanma artlar ilgili
sözlemelerde düzenlenmi bulunmaktadr. Ülkemizle ngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika,
Avusturya, sviçre, Fransa, Danimarka, sveç,
Norveç, Libya, K.K.T.C, Makedonya, Azerbaycan, Romanya, Gürcistan, Bosna-Hersek,
Kanada, Çek Cumhuriyeti, Arnavutluk ve Lüksemburg arasnda imzalanm ve yürürlükte
bulunan sosyal güvenlik sözlemeleri bulunmaktadr.
254
Avustralya, Belarus, Çin, Hrvatistan, srail,
Msr, Moldova, Özbekistan, Rusya, Srbistan,
Karada, Slovakya ve Ukrayna ile ülkemiz arasndaki sözleme çalmalar ise devam etmektedir.
verenin istihdam ettii Türk içisi için, imzalanan sosyal güvenlik sözlemesinde aksine
bir hüküm yoksa bunlarn zorunlu sigortaya
tabi tutulmalar, i ilikilerinden doan ve iverene ait olan hak ve yükümlülükleri bakmndan, çaltklar ülkede yürürlükte bulunan
sosyal güvenlik mevzuat uygulanr. Sosyal
güvenlik sözlemelerinin özünde, her iki akit
devletin vatandalar, hak ve yükümlülükler
bakmndan eittir. Bir yardm hakknn doup
domadnn saptanmasnda, dier akit taraf
ülkesinde geçen sigortallk süreleri dikkate alnr. Sigortalnn ölümü halinde, hak sahipleri
sfatyla dier akit taraf ülkesinde oturan aile
fertlerine dul-yetim ayl balanr ve toptan
ödeme yaplr. Akit taraf ülkesinde çalmalar
nedeniyle emekli aylna hak kazanan sigortal, ikametini dier akit taraf ülkesine nakletse
dahi ayln almaya devam eder veya emekli
ayl için gerekli ya ve dier artlar dier akit
taraf ülkesine döndükten sonra tamamlayan sigortalya emekli ayl balanr.
HAZRAN ’09
Sosyal Güvenlik Sözlemesi
Bulunmayan Ülkelerde Üstlenen
verenlerce Yurtdndaki
yerlerinde Çaltrlmak Üzere
Götürülen Türk çileri
Bilindii gibi, 5510 s. Yasa’nn 5. maddesinin (g) bendinde ülkemiz ile arasnda sosyal
güvenlik sözlemesi bulunmayan ülkelerde i
üstlenen iverenlerce yurtdndaki iyerlerinde çaltrlmak üzere götürülen Türk içilerinin Yasann 4. maddesinin birinci fkrasnn (a)
bendi kapsamnda sigortal saylaca ve bunlar
hakknda ksa vadeli sigorta kollar ile genel
salk sigortas hükümlerinin uygulanaca hususu düzenlenmektedir.
Yurtdnda iverenin istihdam ettii Türk
içisi için 506 sayl Kanun’a göre topluluk sigortas veya istee bal sigorta yoluyla salanmakta iken, 5510 sayl Kanunun 5/g maddesine göre ksa vadeli sigorta kollar ve genel
salk sigortasna zorunlu, uzun vadeli sigorta
kollarna ise istemeleri halinde sigortal olmalar art getirilmitir.
1 Ekim 2008 tarihinden önce sadece
malûllük, yallk ve ölüm sigortalarna tabi
topluluk sigortasna devam edenler ile istee
bal sigortal olarak söz konusu ülkelere götürülmü olan sigortallarn, bu Kanunun 5. maddesinin (g) bendi kapsamnda sigortallklar bu
Kanunun yürürlük tarihi olan 01.10.2008’den
itibaren üç ay içerisinde iverenlerce yerine getirilecektir.
5510 s. Yasa’nn 5. maddesi “sosyal güvenlik
sözlemesi bulunmayan ülkelerde i üstlenen
iverenlerce yurtdndaki iyerlerinde çaltrlmak üzere götürülen Türk içilerinin” durumunu düzenlemektedir. Zira Sosyal Sigorta
lemleri Yönetmelii’nin “Ülkemiz ile uluslararas sosyal güvenlik sözlemesi bulunmayan
ülkelerde, iverenlerce üstlenilen ilere ilikin
ilemler” balkl 93. maddesinin 3. fkrasna
göre “Yurtdna sigortal götürecek iverene
ait iyeri, Türk kanunlarna göre kurulu ve tescilli olmaldr. Yabanc ülke mevzuatna göre
kurulan firmalarca yurtdnda gerçekletirilen
ilerde çaltrlan Türk vatandalar hakknda
bu madde hükümleri uygulanmaz.”
SCL
Bu itibarla, “yabanc ülke kanunlarna göre
kurulmu bulunan Türk irketlerinde çalan
Türk içiler” için anlan hükümlerin geçerli olmas mümkün deildir. Bir irket yabanc bir
ülkede kurulmu ise artk o ülkenin mevzuatna tabi olmakta ve o ülkenin irketi kabul
edilmektedir. ki ülke arasnda sosyal güvenlik
sözlemesi mevcut olduu takdirde bu sözleme hükümlerine göre hareket edilmesi gerekecektir.
Sosyal Güvenlik Sözlemesi
mzalanmam Ülkelerdeki Yabanc
Ülke Mevzuatna Göre Kurulmu
Sermayesi Türk irketlerine Ait Olan
yerlerinde Görevlendirilen Türk çileri
Genel
Salk
Sigortas
lemleri
Yönetmelii’nin 44. maddesinin 2. fkrasnda
Yasann 4. maddesinin (a) bendi kapsamnda
sigortal saylmas nedeniyle genel salk sigortals saylanlarn daimi olarak 6 aydan fazla süreyle yurtdnda görevlendirilmeleri durumunun, bu Yönetmeliin uygulanmasnda sürekli
görevle yurtdna gönderilme saylaca hüküm altna alndndan, 6 aydan ksa süreyle
yurtdna görevli olarak gönderilenler geçici, 6
aydan uzun süreli gönderilenler ise sürekli görevle yurtdna gönderilmi saylmaktadrlar.
5510 s. Yasa’nn 10. maddesi ve Sosyal Sigorta lemleri Yönetmelii’nin 91. maddesine
göre geçici görevle -ki geçici görev yukarda
zikredildii üzere Genel Salk Sigortas lemleri Yönetmelii’nin 44. maddesinin 2. fkras
uyarnca 6 ay ile snrlandrlmtr- yurtdna
gönderilecek içiler bakmndan bir deiiklik olmamakta, bu içiler görevlerini yaptklar
sürece, kendilerinin ve iverenlerin sosyal güvenlie ilikin hak ve yükümlülükleri devam
etmektedir.
Görevle yurtdna gönderilen personele
yurtdnda salanacak salk hizmetleri ile ilgili düzenlemelere ise Yasann “Yurtdnda
Tedavi” balkl 66. maddesi ve Genel Salk
Sigortas lemleri Yönetmelii’nin 44. maddesinde yer verilmitir. Buna göre geçici görevle
yurtdna gönderilenlere yasann 63. madde255
HAZRAN ’09
SCL
sinde saylan salk hizmetlerinin acil hallerde;
sürekli görevle gönderilenlere ve bunlarn yurt
dnda birlikte yaadklar bakmakla yükümlü olduklar kiilere ise bu salk hizmetlerinin
acil hal olup olmadna baklmakszn yurtdnda salanaca hükmü yer almaktadr.
Yurtdnda sürekli olarak (6 aydan uzun
süreyle) görevlendirilen personelin de bu görevleri süresince sosyal sigortaya ilikin hak ve
yükümlülüklerinin devam edecei, bu kiiler
ile bakmakla yükümlü olduklar kiilerin gerek
yurt içinde ve gerekse yurtdnda salk hizmetlerinden her halde faydalanaca ilgili mevzuat gereidir. Bu bakmdan personelin geçici
ya da sürekli görevli olarak yurtdna gönderilmesi halinde görevlendirildiine dair görev belgesinin Sosyal Sigorta lemleri Yönetmelii’nin
92. maddesinin (a) bendi uyarnca SGK’ya ibraz gerekli olup, böylelikle içinin Türkiye’deki
sigortallk halinin devam salanabilecek ve
kendisine yurtdnda salk hizmetleri belirlenen artlar altnda verilebilecektir.
Yabanc Ülke Sosyal Güvenlik
Mevzuatna Tabi Olarak Çalan
Türk Vatandalar
Sosyal güvenlik sözlemesi akdedilmemi
bir ülkede çalan Türk vatanda ise bu ülke
sosyal güvenlik sistemi kapsamnda sosyal güvenceye sahip olup, personelin yurtdnda geçen sürelerinin sosyal güvenlikleri bakmndan
Türkiye’de deerlendirilmesi imkân 3201 s.
Yasa ile düzenlenmitir.
Yabanc ülke sosyal güvenlik mevzuatna
tabi çalan Türk vatandalarnn yabanc ülkede geçen sigortallk sürelerinin 3201 s. “Yurt
Dnda Bulunan Türk Vatandalarnn Yurt Dnda Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlik Bakmndan Deerlendirilmesi Hakknda Yasa” ve
“Yurt Dnda Geçen Sürelerin Borçlandrlmas ve Deerlendirilmesine likin Yönetmelik”
hükümlerine göre Türkiye’de geçen sigortallk
sürelerine eklenmesi de mümkündür.
3201 s. Yasa’nn ve Yurtdnda Geçen Sürelerin Borçlandrlmas ve Deerlendirilmesine
likin Yönetmeliin 1. maddesine göre Türk
vatandalarnn yurtdnda geçen sürelerinin
256
talepleri halinde borçlandrlarak sosyal güvenlikleri bakmndan deerlendirilebilir. Yönetmeliin 6. maddesine göre borçlanma kapsamndaki süreler “yurtdnda geçen sigortallk
süreleri ile bu süreler arasnda veya sonunda
her birinde bir yla kadar olan isizlik süreleri
veya ev kadn olarak geçen süreler”dir. Borçlanma için bavuruda bulunanlar, yurtdnda
geçen sürelerinin tamamn veya istee bal
olarak bir ksmn borçlanabilmektedir. Yönetmeliin 10. maddesi uyarnca borçlanma tutar 5510 sayl Yasa’nn 82. maddesinde belirtilen alt ve üst snrlar arasnda kalmak kaydyla
bavuru sahibince seçilen prime esas günlük
kazancn %32’sinin borçlanlacak gün says ile
çarpm kadardr.
Yönetmeliin 17. maddesinde ise transferleri salanan primlerin iadesi hususu düzenlenmektedir. Buna göre, 3201 s. Yasa’ya göre
yurtdnda geçen sürelerini borçlanm kiinin
yabanc ülkelerde sosyal güvenlik kurumlarna
yatrlm bulunan primlerinin, sosyal güvenlik
sözlemesi ile Türkiye’ye transferlerinin salanmas ve bu sözlemelerde primlerin iadesine
engel hükümler bulunmamas halinde transfer
edilen primlere ilikin sürelerin tamamnn veya
bir ksmnn transferi halinde transfer edilen
primlerin borçlanlan gün saysna isabet eden
orandaki miktar transfer tarihindeki cari kur
üzerinden TL. karl olarak Kurumca sigortalya, hak sahiplerine ya da mirasçlarna iade
edilecektir. Bu durumda, ileride o ülke ile sosyal güvenlik sözlemesi imzalanmas ve buna
ilikin düzenleme olmas halinde, yurtdnda
çalan vatandamzn urad prim kayb önlenebilecektir.
HAZRAN ’09
SCL
Prof. Dr. Ahmet KIRMAN
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi
5810 Sayl Kanun ile Serbest Bölgeler Kanunu
ile Gümrük Kanunu’nda Yaplan Deiiklikler
25.11.2008 tarihli Resmi Gazete’de yaymlanan 5810 sayl Kanun ile 3218 sayl Serbest Bölgeler Kanunu ile 4458 sayl Gümrük
Kanunu’nda baz deiiklikler yaplmtr.
Yaplan deiikliklerden en önemlisi serbest bölgelerde çalanlarn ücretlerine uygulanacak gelir vergisi istisnasdr. Gümrük
Kanunu’nda yaplan deiiklikler ise Gümrük
Kanunu’nun baz maddelerindeki Serbest Bölgeler Kanunu’na aykr olan hükümlerinin uygulanmamasna yöneliktir.
5810 sayl Kanun ile 3218 sayl Serbest
Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesinin
ikinci fkras 1.1.2009 tarihinden itibaren yürürlüe girmek üzere aadaki ekilde deitirilmitir.
“Avrupa Birlii’ne tam üyeliin gerçekletii
tarihi içeren yln vergilendirme döneminin sonuna kadar;
a) Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satndan elde ettikleri kazançlar
gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadr.
Bu istisnann 193 sayl Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fkrasnn (6)
numaral bendinin (b) alt bendi ile 5520 sayl Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 inci ve 30
uncu maddeleri uyarnca yaplacak tevkifata
etkisi yoktur.
b) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85’ini yurtdna ihraç eden
mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadr.
Bu oran % 50’ye kadar indirmeye ve kanuni
seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yllk sat tutar bu orann altnda
kalan mükelleflerden zamannda tahsil edilmeyen vergiler cezasz olarak, gecikme zammyla
birlikte tahsil edilir.
c) Bu bölgelerde gerçekletirilen faaliyetlerle ilgili olarak yaplan ilemler ve düzenlenen
katlar damga vergisi ve harçlardan müstesnadr.
Bu maddenin uygulanmasna ilikin usul ve
esaslar belirlemeye Maliye Bakanl yetkilidir.”
Serbest Bölgeler Kanunu’nda yaplan bu deiiklik öncesindeki uygulamaya göre;
Serbest Bölgelerde 2004 ylndan önce ruhsat
alm olan iletmelerde istihdam edilen personelin ücretleri herhangi bir arta bal olmakszn
gelir vergisinden istisna edilmekte olup bu istisna
31.12.2008 tarihinde sona ermitir. Dier yandan
2004 ylndan sonra Serbest Bölgelerde kurulmu
257
HAZRAN ’09
SCL
Yaplan düzenlemeye göre,
ihraç serbest bölgelerde üretilen
ürünlerin FOB bedelinin en az
% 85’ini yurtdna ihraç edilmesi
artyla iletmelerin istihdam
ettikleri personele ödedikleri
ücretler gelir vergisinden istisna
edilmitir.
olan iletmelerde çalan personel ile ilgili böyle
bir istisna uygulanmas söz konusu deildi.
Yaplan düzenlemeye göre, ihraç serbest
bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en
az % 85’ini yurtdna ihraç edilmesi artyla iletmelerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden istisna edilmitir.
Söz konusu istisnann amac Serbest Bölgelerdeki istihdam üzerindeki vergi yükünün
hafifletilmesi olmakla beraber aada belirtilen
hususlar uygulamada bu amacn salanmasn
engelleyebilecektir.
• Serbest Bölgedeki imalatç bir irketin kurulu amac Türkiye dna ürettii ürünlerin satn yapmak olmakla beraber, gelir vergisi istisnasnn uygulanmas annda üretilen mallarn
%85’lik ksmnn ihracatn gerçekletirip gerçekletiremeyecei tam olarak belli olamayabilir. Belli bir periyotta bu art gerçekletii halde
çeitli nedenlerden dolay %85’lik ihracat art
salanamayabilir. Gelir vergisi ücret istisnasn
uygulayan iverenler %85’lik ihracat artn yerine getiremedikleri durumda daha önce ödememi olduklar ücret stopajlarn hâlihazrda
aylk %2,5 nispetindeki gecikme faiziyle birlikte geri ödemek zorunda kalabileceklerdir.
• Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde
bulunan iletmelerin ayn zamanda dier faaliyetleri nedeniyle de kazanç elde etmeleri
mümkündür. Üretim dnda çalan personelin
ücretleri için gelir vergisi istisnasnn uygulanmayaca kanun metninde açkça belirtilmi
olmakla birlikte hem üretim hem de dier faaliyetlere destek veren personel için anlan istisnann uygulanp uygulanmayaca hususunda
258
bir belirleme bulunmamaktadr. Örnein Serbest Bölgede hem üretim hem de ticari mal
alm satmnda bulunan bir iletmenin sat ve
pazarlama bölümünde çalan personelleri için
gelir vergisi istisnasndan yararlanlp yararlanlmayaca belli deildir.
Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan iletmelerde çalan personele 1.1.2009
tarihinden itibaren ödenecek ücretlere uygulanacak bu istisna belli kriterlere balanm olmakla beraber ihracattaki maliyet yükünü en
azndan serbest bölgelerde gerçekletirilen üretim bakmndan bir nebze de olsa hafifletici bir
mahiyet tamaktadr.
Ek Açklama
2004 ylndan önce kurulmu irketlerde çalanlarn ücretleri gelir vergisinden istisna olduu için herhangi bir vergi kesintisi yaplmadan çalana ödenmekteydi.
Taslak halindeki Serbest Bölgeler Kanunu
Genel Teblii’nde yer alan açklamalar ile bu
durum deitirilmektedir.
Taslak teblie göre getirilecek düzenleme ile
serbest bölgede üretim yapan iletmeler %85
oranndaki ihracat artn yerine getirmeleri durumunda üretimde çalan personelin ücretlerinden gelir vergisini kesecek ancak bu vergi
tecil edilerek vergi dairesine ödenmeyecektir.
Hesap dönemini izleyen ubat aynda düzenlenecek yeminli mali müavir raporuna istinaden
tecil edilen bu vergi terkin edilecektir.
Bu durumda personelin ücretinden kesilen
ancak vergi dairesine ödenmeyen bu vergiler
iveren bünyesinde kalmaktadr.
Bu uygulama eski uygulamadan farkldr.
Eski uygulamada ücret çalana vergi kesilmeden net olarak ödenmekteydi.
Yeni getirilen uygulama esas itibariyle doru olmakla beraber Kanundaki ücretlerin gelir
vergisinden istisna olduu hükmü ile çeliebilir.
Taslak teblideki açklamalara göre bu ücretler
üzerinden vergi kesilecek ve bu tutar iveren
bünyesinde kalacaktr.
Çalanlar ücretlerinin vergiden istisna olduunu ancak brüt ücretlerinden iveren bünyesinde kalan bir vergi ödediklerini öne sürerek
konuyu yargya tayabilirler.
HAZRAN ’09
SCL
Turgut ÖZCAN
Maliye Bakanl Ba Hesap Uzman
Kazas Nedeniyle verence Ödenen
Tazminatlarn Vergi Karsndaki Durumu
I. GR
kazas hiç kimse tarafndan arzu edilmeyen
fakat günlük i yaamnda maalesef karlalabilen bir olgudur. kazasyla, kazaya urayan
içi fiziksel ve ruhsal olarak zarara uramakta
ya da ölüm vuku bulabilmektedir. veren ise
hem bu üzücü durumlarla karlamakta, hem
de igücünde kayp ve i kazasna ilikin olarak maddi ve manevi tazminat talepleriyle kar
karya kalabilmektedir. verence ödenen tazminatlarn vergi kanunlarna göre gider yazlp
yazlamayaca konusu ortaya çkmaktadr.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2007 yl istatistik verilerine1 göre i kazas nedeniyle yaralanan ve ayakta tedavisi yaplanlarn toplam
igücü kayb 1.876.524 gün, i kazas nedeniyle yaralanan ve hastanede yatarak tedavisi yaplanlarn toplam igücü kayb 58.456 olmak
üzere i kazas nedeniyle kaybedilen gün says
toplam 1.934.980 gündür. 2007 ylnda ilemi
tamamlanan i kazas says toplam 80.602’dir.
Bunlarn 1.550’si i kazas nedeniyle sürekli igöremezlik ödenei almaktadr.
kazasna ilikin olarak 5510 sayl SSGSSK’da, Kanunu’nda ve Borçlar
Kanunu’nda ayrntl hükümler bulunmakta
ve bu hükümler iverene sorumluluklar yüklemektedir. Bu nedenle, yazmzn takip eden
bölümlerinde, içiler için 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda
ve Kanunu ile Borçlar Kanunu’ndaki i kazas ile ilgili düzenlemeler ksaca belirtildikten
sonra, i kazas nedeniyle iverence ödenen
maddi ve manevi tazminatlarn vergi karsndaki durumu ortaya konacaktr.
II. 5510 SAYILI SOSYAL
SGORTALAR VE GENEL
SALIK SGORTASI
KANUNU’NDA (SSGSSK) ÇLER
ÇN KAZASI LE LGL
DÜZENLEMELER
çilerin i kazas geçirmeleri halinde uygulanacak mevzuata ilikin olarak, Sosyal Sigorta lemleri Yönetmelii2, 5510 Sayl Kanunun Ksa
Vadeli Sigorta Kollarna likin Uygulamalar
konulu SGK’nn, 23.12.2008 tarih ve2008/108
sayl Genelgesi3, i kazas ve meslek hastal
sigortas bakmndan iverenin, üçüncü kiilerin
ve sigortallarn sorumluluu ile pein sermaye deerlerinin hesaplanmasyla ilgili ilemler
259
HAZRAN ’09
SCL
hakknda teblii4 ile yaplm olan düzenleme
ve açklamalar aada yer almaktadr.
A. Kazasnn Tanm ve Bildirilmesi
kazasnn tanm SSGSSK’nn 13’üncü
maddesinde yaplmtr. Buna göre i kazas;
a) Sigortalnn iyerinde bulunduu srada,
b) veren tarafndan yürütülmekte olan i
nedeniyle sigortal kendi adna ve hesabna bamsz çalyorsa yürütmekte olduu i nedeniyle,
c) Bir iverene bal olarak çalan sigortalnn, görevli olarak iyeri dnda baka bir yere
gönderilmesi nedeniyle asl iini yapmakszn
geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fkrasnn (a) bendi kapsamndaki emziren kadn sigortalnn, i mevzuat gereince çocuuna süt vermek için ayrlan zamanlarda,
e) Sigortallarn, iverence salanan bir tatla iin yapld yere gidi gelii srasnda,
geldiinde, hizmet akdi ile çalanlar ile baz
sigorta kollarnn uygulanaca sigortallar çaltran iveren tarafndan, o yer yetkili kolluk
kuvvetlerine derhal, SGK’ya da en geç kazadan sonraki üç igünü içinde, “i kazas ve
meslek hastal bildirgesi” ile dorudan ya da
taahhütlü posta ile bildirilmesi zorunludur. Bu
üç günlük süre, i kazasnn iverenin kontrolü
dndaki yerlerde meydana gelmesi halinde, i
kazasnn örenildii tarihten itibaren balar.
Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözlemesi olmayan ülkelerde i üstlenen iverenlerce yurt
dndaki iyerlerinde çaltrlmak üzere götürülen Türk içileri SSGSSK’nn 4’üncü maddesinin birinci fkrasnn (a) bendi kapsamnda
sigortal saylr ve bunlar hakknda ksa vadeli
sigorta kollar ile genel salk sigortas hükümleri uygulanr. Bu sigortallarn uzun vadeli sigorta kollarna tabi olmak istemeleri halinde,
50’nci maddenin ikinci fkrasndaki Türkiye’de
yasal olarak ikamet etme art ile ayn fkra-
Kazann i kazas saylabilmesi için; kazay geçiren kiinin sigortal olmas,
kazann meydana gelmesi, kaza ile sonuç arasnda uygun bir illiyet
bann bulunmas kaza sonucu bedence veya ruhça özre uranmas ve
bu unsurlarn bir arada gerçeklemesi gerekmektedir.
meydana gelen ve sigortaly hemen veya
sonradan bedenen ya da ruhen özre uratan
olaydr.
Kazann i kazas saylabilmesi için; kazay
geçiren kiinin sigortal olmas, kazann meydana gelmesi, kaza ile sonuç arasnda uygun bir
illiyet bann bulunmas kaza sonucu bedence
veya ruhça özre uranmas ve bu unsurlarn bir
arada gerçeklemesi gerekmektedir. Ancak i
kazas iin yürütümü srasnda meydana gelen
olay ifade etmekte ise de, yaplan ile ilgisi olmayan hal ve durumlarda meydana gelen olaylar da kapsamaktadr5.
kazasnn bildirimi ve süresi Kanunun
13’üncü maddesinin ikinci fkras ile Sigorta lemleri Yönetmeliinin 38’inci maddesinde düzenlenmitir.
SSGSSK’nn 13’üncü maddesindeki i kazas tanm kapsamnda bir i kazas meydana
260
nn (a) bendinde belirtilen artlar aranmakszn haklarnda istee bal sigorta hükümleri
uygulanr. Bu kapsamda, istee bal sigorta
hükümlerinden yararlananlardan ayrca genel
salk sigortas primi alnmaz (SSGSSK madde
5/g).
Yabanc ülkelerde meydana gelen i kazasnn üç i günlük bildirim süresi içinde, i kazasnn iverenin kontrolü dndaki yerlerde
meydana gelmesi hâlinde, üç i günlük bildirim
süresi i kazasnn örenildii, Kurumca kabul
edilebilir belgelenmi bir mazeretin olmas artyla, bildirim süresi mazeretin ortadan kalkt
tarihten itibaren balar (Sosyal Sigorta lemleri
Yönetmelii m. 96).
SSGSSK’nn 4’üncü maddesinin birinci fkrasnn (a) bendi ile 5’inci maddesinde saylan
ve kara, deniz, hava ulatrma araçlarnda çalan veya ileriyle ilgili olarak bu araçlarda bu-
HAZRAN ’09
Sigortallarn i kazasna bal
olarak geçici i göremezlik
ödeneklerinden yararlanabilmeleri
için Kuruma yaplan bildirimin i
kazas olarak kabul edilmesi
gerekmektedir.
lunan sigortallarn araçta bulunduklar srada
meydana gelen i kazas veya meslek hastal
ile ilgili bildirim, aracn Türkiye’ye döndüü
günü takip eden ilk i gününden itibaren ilemeye balayacaktr. Dönü tarihinin tespitinde
deniz ulatrma araçlarnn ilk Türk limanna
girdii, hava ulatrma araçlarnn ilk Türk havaalanna indii, kara ulatrma araçlarnn ise,
snr kaplarndan Türkiye’ye girdii tarihin
esas alnmas gerekmektedir. Ancak, herhangi
bir nedenle aracn Türkiye’ye gelememesi halinde sigortalnn gümrükten geçi tarihi esas
alnacaktr.
Bildirim süreleri SSGSSK’da igünü olarak
belirlendiinden Cumartesi, Pazar ile ulusal
bayram ve genel tatil günleri hesaba katlmayarak, bu günlere rast gelen günleri takip eden
günden itibaren üç günün hesabna devam
edilmesi gerekmektedir.
Mücbir sebebe bal olarak süresinde bildirim yaplamayan sigortallar için, mücbir sebebin belgelenmesi artyla, mücbir sebebin
ortadan kalkt tarihten sonraki üç i günü
içinde SGK’ya i kazasnn bildirilmesi gerekecektir.
Sosyal Sigorta lemleri Yönetmelii(SSY)
Ek-7’de yer alan i kazas ve meslek hastal
bildirgesini vermekle yükümlü olanlar, bildirgeyi SSY’nin 5’inci maddesine göre e-sigorta
ile veya dorudan ya da posta yoluyla da ilgili
üniteye gönderebilir. Adi posta veya kargo ile
yaplan bildirimlerde Kurum kaytlarna intikal
tarihi, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele
posta ile yaplan bildirimlerde de postaya verili tarihi esas alnr6.
veren tarafndan “i kazas ve meslek hastal bildirgesi” yerine SSY ek-7’de bulunan
bilgileri içeren ve onaylarn tayan yazlarla
SCL
bildirimde bulunmas da mümkündür. Bildirim
yaplan yazda sigortalnn, sicil numaras, ad
ve soyad, doum tarihi, iyerinde yapt i,
iyerinde çalmaya balad tarih, i kazasnn vuku bulduu yer, tarih ve saat, olu ekli,
tanklarn ad ve soyadlar, iyerinin adresi, iverenin ad, soyad, unvan ve ikametgah adres
bilgileri, irket merkezi bilgileri ve imzalarnn
da bulunmas gerekmektedir.
Bildirimlerin, Kurumun iyerinin bal
bulunduu Sosyal Güvenlik l Müdürlüü/
Sosyal Güvenlik Merkezlerine yaplmas gerekmektedir. Ancak Kurumun baka
bir müdürlüüne yaplan bildirimler bal
bulunduu müdürlüe yaplm gibi kabul
edilecektir. Sosyal Güvenlik l Müdürlüü/
Sosyal Güvenlik Merkezleri kendilerine yaplan bildirimleri kaytlarna geçirdikten sonra, iyerinin bal olduu Sosyal Güvenlik l
Müdürlüü/Sosyal Güvenlik Merkezlerine,
kendilerine bildirim yaplan tarihi belirterek
göndereceklerdir7.
B. Kazas Halinde Salanan Haklar
ve Yararlanma artlar
kazas veya meslek hastal sigortasndan hizmet akdi ile çalan sigortalya salanan
haklar ise,
a) Sigortalya, geçici i göremezlik süresince günlük geçici i göremezlik
ödenei verilmesi.
b) Sigortalya sürekli i göremezlik geliri
balanmas.
c) kazas veya meslek hastal sonucu
ölen sigortalnn hak sahiplerine,
gelir balanmas.
d) Gelir balanm olan kz çocuklarna evlenme ödenei verilmesi.
e) kazas ve meslek hastal sonucu ölen
sigortal için cenaze ödenei
verilmesi eklindedir (SSGSSK madde 16).
Sigortallarn i kazasna bal olarak geçici i göremezlik ödeneklerinden yararlanabilmeleri için Kuruma yaplan bildirimin i kazas
olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Geçici i göremezlik ödeneinin süresi
SGK’ca yetkilendirilen hekim veya salk kurulundan alnacak istirahat raporuna baldr.
261
HAZRAN ’09
SCL
Kanunun 18’inci maddesinin birinci fkrasnn
(a) bendine istinaden sigortallara i kazas nedeniyle i göremedikleri sürece prim ödeme
gün says art aranmakszn ilk günden itibaren her gün için geçici i göremezlik ödenei
verilecektir.
C. Kazasnn Soruturulmas
SSGSSK’nn 13’üncü maddesine göre gerektiinde, kazann i kazas olup olmad
SGK’nn denetim ve kontrol ile görevli memurlar tarafndan veya Bakanlk i müfettileri
tarafndan soruturulacaktr. SGK’nn yapaca
soruturmalarn usul ve esaslar Sigorta lemleri Yönetmeliinin 41’inci maddesinde belirlenmitir.
kazas soruturmas, i kazas ve meslek
hastal bildirim formu ile bildirilen olayn, i
kazas saylp saylmayaca ve bu sigorta kollarndan yararlanma koullarnn gerçekleip
gerçeklemedii, iverenin sorumluluunun
tespitinde kaçnlmazlk ilkesinin uygulanp
uygulanmayaca, olayn meydana gelmesinde
sigortalnn kast, ar kusuru, iverenin kast
veya sigortallarn saln koruma ve i güvenlii mevzuatna aykr bir hareketi ile üçüncü ahslarn kusurlu halleri sonucu meydana
gelip gelmedii hakknda karar verilebilmesi
için yaplmaktadr.
SGK’ya bildirilen i kazas olayna ilikin düzenlenen belge ve bilgilerin gerçee uymad
ve olayn incelenmesi sonucu i kazas olmadnn anlalmas halinde, SGK’ca bu olay
için yersiz olarak yaplm ödemeler, ödemenin yapld tarihten itibaren gerçee aykr
bildirimde bulunanlardan 5510 sayl Kanun’un
96’nc maddesi gereince 27.09.2008 tarihli,
27010 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Fazla
veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline likin Usul
ve Esaslar Hakknda Yönetmelik hükümlerine
göre tahsil olunacaktr.
D. Kazas Bakmndan verenin
Sorumluluu ve Rücû
Kazas ve Meslek Hastal ile Hastalk
Bakmndan verenin ve Üçüncü Kiilerin
Sorumluluu, SSGSSK’nn 21’inci maddesi ile
262
Yönetmeliin 49’uncu maddesinde belirlenmitir.
kazas, iverenin kast veya sigortallarn
saln koruma ve i güvenlii mevzuatna
aykr bir hareketi sonucu meydana gelmise,
SGK’ca sigortalya veya hak sahiplerine 5510
sayl SSGSSK gereince yaplan ödemeler ve
balanan gelirin balad tarihteki ilk pein
sermaye deeri toplam, sigortal veya hak sahiplerinin iverenden isteyebilecekleri tutarlarla snrl olmak üzere, SGK’ca iverene ödettirilecektir.
Mevzuat; yasal olarak yürürlüe konulmu
ve yürürlüünü muhafaza eden, sigortallarn
saln koruma ve i güvenlii alannda, yasa
koyucu ile yasa koyucunun yürütme veya idareye verdii yetki sonucu, bu organlarca kabul
edilen genel, objektif kural veya hükümlerin
tümüdür.
kazas, iverenin kast sonucunda meydana gelmise, ivereni SGK’ya kar sorumlu hâle getirecektir. Kast; i kazas veya
meslek hastalna, iverenin bilerek ve isteyerek, hukuka aykr eylemiyle neden olmas
hâlidir. Zarara neden olan eylemin bilinçli
olarak yaplmas, kast için yeterli olup, sonuçlarnn istenip istenmemesi kast ortadan
kaldrmaz. verenin eylemi hukuka aykr
olmamakla birlikte, yapt hareketin hukuka
aykr sonuç dourabileceini bilmesi, ihmali
veya ar ihmali sorumluluunu kaldrmayacaktr.
verenin sorumluluunun tespitinde kaçnlmazlk ilkesi dikkate alnacaktr. Kaçnlmazlk, olayn meydana geldii tarihte geçerli
bilimsel ve teknik kurallar gereince alnacak
tüm önlemlere ramen, i kazas veya meslek
hastalnn meydana gelmesi durumudur. veren alnmas gerekli herhangi bir önlemi almam ise olayn kaçnlmazlndan söz edilemeyecektir.
kazas, üçüncü bir kiinin kusuru nedeniyle meydana gelmise, sigortalya ve hak
sahiplerine yaplan veya ileride yaplmas gereken ödemeler ile balanan gelirin balad
tarihteki ilk pein sermaye deerinin yars,
zarara sebep olan üçüncü kiilere ve ayet
HAZRAN ’09
verenin sorumluluunun
tespitinde kaçnlmazlk ilkesi
dikkate alnacaktr. Kaçnlmazlk,
olayn meydana geldii tarihte
geçerli bilimsel ve teknik kurallar
gereince alnacak tüm önlemlere
ramen, i kazas veya meslek
hastalnn meydana gelmesi
durumudur.
kusuru varsa bunlar çaltranlara rücu edilecektir.
kazas aratrmalarnda yukarda açklanan
iveren ve üçüncü kiilerin sorumluluklarnn
bulunup bulunmad tespit edilerek, gerekli
ödetme ve rücu ilemleri yaplacaktr.
SSGSSK’nn 23’üncü maddesinde “Süresinde bildirilmeyen sigortallktan doan sorumluluk” düzenlenmitir. Anlan madde hükmüne göre SSGSSK’nn 4’üncü maddesinin birinci
fkrasnn (a) bendi sigortallarnda; sigortal
çaltrmaya balandnn süresi içinde sigortal ie giri bildirgesi ile SGK’ya bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildii veya
sigortal çaltrldnn SGK’ca tespit edildii
tarihten önce meydana gelen i kazas sonucu
ilgililerin gelir ve ödenekleri SGK’ca ödenir. kazas durumunda, SGK’ca yaplan ve ileride
yaplmas gerekli bulunan her türlü masraflarn tutar ile gelir balanrsa bu gelirin balad tarihteki ilk pein sermaye deeri tutar,
SSGSSK’nn 21’inci maddesinin birinci fkrasnda yazl sorumluluk halleri aranmakszn,
iverene ayrca ödettirilir. vereni bu anlamda
sorumlu tutabilmek için sigortal ie giri bildirgesinin kanuni süresinde SGK’ya verilmemi
olmas, i kazasnn, sigortal ie giri bildirgesinin SGK’ya verildii tarihten önce meydana
gelmi bulunmas arttr.
kazasnn, SSGSSK’nn 13’üncü maddesinin ikinci fkrasnn (a) bendinde belirtilen
sürede, iverence SGK’ya bildirilmemesi durumunda, bildirimin SGK’ya yapld tarihe kadar geçen süre için sigortalya ödenecek geçici
SCL
i göremezlik ödenei SGK’ca iverenden tahsil
edilir
III. KANUNU VE BORÇLAR
KANUNU’NA GÖRE VERENCE
TAZMNAT ÖDENMES
hukuku bakmndan genel kural, kusura
dayal sorumluluktur. kazasnn meydana
gelmesinde, iveren veya vekilinin kusuru varsa sorumluluklar söz konusudur. Burada kast
veya ihmal aranr. Ceza hukuku bakmndan da
sorumluluk sözkonusudur. kazas sonucunda, içinin on gün ve üzeri i göremezlik raporu almas halinde, iveren veya vekiline kamu
hukuku adna dava açlr. Davann konusu,
tedbirsizlik veya dikkatsizlikten yaralanmaya
ve ölüme neden olmaktr8.
sal ve güvenliine ilikin düzenlemeler 4857 sayl Kanunu’nun beinci bölümünde 77 ila 89. maddeleri arasnda yeralmaktadr.
Bu bölümde yer alan düzenlemeler i sal
ve güvenliine ilikin yaplacak i ve ilemleri belirlemektedir Ayrca Borçlar Kanunu’nun
332’inci maddesi de iverene içinin çalmas
srasnda karlaaca tehlikelere kar önlem
almas sorumluluunu vermektedir.çinin i
kazas geçirmesi durumunda SGK’ca tedavisi
için masraflarn ödenmesi, aylk gelir salanmas, rücû tazminat taleplerine ilikin hukuki düzenlemeler 5510 sayl SSGSSK ile içinin ve yaknlarnn maddi ve manevi tazminat
taleplerine ilikin kurallar 818 sayl Borçlar
Kanunu’nda yer almaktadr.
çilerin i kazalarna uramalarn ve meslek hastalna tutulmalarn önlemek, salkl
ve güvenli çalma ortamn oluturmak için
alnmas gereken önlemler dizisi “i sal ve
güvenlii” olarak nitelendirilmektedir.
4857 sayl Kanunu’nun 77. maddesi
uyarnca; iverenler iyerlerinde i sal
ve güvenliinin salanmas için gerekli her
türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansz bulundurmak, içiler de i sal ve
güvenlii konusunda alnan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. verenler
iyerinde alnan i sal ve güvenlii önlemlerine uyulup uyulmadn denetlemek,
263
HAZRAN ’09
SCL
içileri kar karya bulunduklar mesleki
riskler, alnmas gerekli tedbirler, yasal hak
ve sorumluluklar konusunda bilgilendirmek
ve gerekli i sal ve güvenlii eitimini
vermek zorundadrlar.
Anlan madde ile, iverenlere, içi sal ve
i güvenlii kavramndan kapsaml olarak, her
türlü önlemi almak yannda, bir anlamda objektif özen yükümlülüü de öngörülmektedir9.
Yargtay Hukuk Genel Kurulu, 9. Hukuk
Dairesi’nin Kararna uygun olarak 27.03.1957
tarih ve 1/3 sayl çtihad Birletirme Karar’nda
ifadesini bulan, içinin sigortaca salanan yardmlarla karlanamayan zararlarndan iverenin, hiçbir kusuru bulunmasa, istihdam olunann veya üçüncü kiinin bir eylemi söz konusu
olmazsa ve olay kaçnlmaz olsa da sorumlu
olaca görüünü (risk nazariyesi) kabul etmitir10.
Bu ekilde iveren için Yargtay’ca tehlike
esasna dayandrlan sorumluluk, i kazasna
t ve rücû tazminat olmak üzere üç türe ayrlr
(Borçlar Kanunu madde 41 vd.).
i- Manevi Tazminat
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesine göre;
“Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani
zarara duçar olan kimseye yahut adam öldüü
takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle
adalete muvafk tazminat verilmesine karar verebilir.” Söz konusu madde hükmü ile, yaama
hakk ile vücut bütünlüünün ihlalinden doan
hallerde manevi zararn tazmini düzenlenmektedir.
Bedensel bütünlüün ihlali halinde zarar görenin, ölümü halinde ise ailesinin kiilik deerlerinde meydana gelen etkinin giderimi, tazmin
ve telafisi amaçlanmaktadr. Kiinin, hukuka
aykr eylem nedeniyle bozulan manevi salnn eski haline döndürülmesi, duygusal olarak
tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir
eylemde bulunmaktan alkoymas gibi olgular
hukuku bakmndan genel kural, kusura dayal sorumluluktur.
kazasnn meydana gelmesinde, iveren veya vekilinin kusuru varsa
sorumluluklar söz konusudur. Burada kast veya ihmal aranr.
urayan içinin maddi zararlarnn giderilmesi
sigorta gelirleriyle karlanmayan ksmn ödetilmesi esasna11 ve sigorta kapsam dndaki
manevi zararlarna ilikindir.
verenin bu sorumluluunun artlar, içinin zararna, urad i kazasnn sebep olmas
ve içinin sigorta tarafndan karlanmayan bir
zararnn bulunmasdr.
verenin gerekli önlemleri alma sorumluluu, i güvenlii ve sal mevzuatnca belirlenenlerin yannda, yaamn olaan ak srasnda oluabilecek tehlikeleri giderici çalmalar
da içerir. Yargtay’ca, SGK’ca salanan hak ve
menfaatlerle karlanamayacak zararnda söz
konusu olabilecei kabul edilmekte ve bunlardan iverenin sorumlu tutulmas mümkün görülmektedir. Uygulamadaki maddi ve manevi
tazminat davalar bu çerçevede kendini göstermektedir. Maddi tazminat davalar, i göremezlik tazminat, destekten yoksun kalma tazmina264
gözetilerek toplumsal bar salanmaya çallmaktadr. Tazminat, yaanan ac ve elemin
karldr. Haksz eylem sonucu duyulan ac
ve elemin giderilmesini amaçlad için, ac ve
elem nedeniyle öngörülen tazminat miktar belirlenerek istemde bulunulabilir12.
kazasnda yaralanan içi için manevi tazminata hükmedilmesi bakmndan, içinin mutlaka kazanma gücünde bir kaybnn domu
olmas gerekmez. çinin cismani zarara uramas, ac ve strap çekmesi manevi tazminatn
verilmesi için yeterlidir.
Yargtay çtihad Birletirme Karar’na göre,
manevi tazminata hükmedilebilmesi için, eylem, zarar, zarar ile eylem arasnda illiyet ba,
eylemin hukuka aykr olmas ve içinin cismani
zarara uramas koullarnn varl aranmaldr.
Bunun gibi, Yargtay Hukuk Genel Kurulu’na
göre, kusurun tamamnn iverende olmadnn anlalmas halinde talep edilen manevi
HAZRAN ’09
tazminatn tümüne hükmedilmez. Manevi tazminata hükmedilirken miktar yönünden kusur
oranlarnn matematiksel tespiti de gerekmez13.
Manevi tazminatn miktar, somut olayn
özellii, taraflarn sosyal ve ekonomik durumlar dikkate alnarak Medeni Kanun’un 4. maddesi uyarnca hakim tarafndan hukuka ve hakkaniyete göre takdir ve tayin edilir14.
ii- Maddi Tazminat
a) Göremezlik Tazminat:
göremezlik tazminat, i kazas sonucunda
bedenî zarara urayan içinin, i göremezlii
ölçüsünde çalmama nedeniyle kar karya kald zarar ve ziyann parasal miktarnn
SGK’ca karlanmayan ksmn ivereninden
istemesidir. Borçlar Kanunu’nun 46/1. maddesine göre iinde kazanma gücünü az ya da
çok kaybeden içinin çalma gücünün bu kaybndan dolay ve ileride iktisaden kaybedecei
gelirlerden dolay zarar ve ziyann ve bütün
masraflarn isteyebilir.
Sorumluluk hukukunun amac, zarar görenin uram olduu gerçek zarar gidermek,
kaybolan bir deer yerine, nitelik veya nicelikçe benzer bir deeri koymaktr.
Vücut bütünlüü ihlali, baz hallerde çalma
gücüne olumsuz etkide de bulunmaktadr. Çalma gücü kayb olarak ifade edilen bu etki, igücünün gelir getirici ekilde kullanmnn tamamen yok olmas yada azalmas niteliinde olup,
igücü kayb yada azalmasndan kaynaklanan
ekonomik sonuçlar, zarar oluturmaktadr.
Kural olarak iveren, içinin i kazasndan
doan tüm zararn karlamak durumundadr.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nca i kazasna urayan içiye salanan sigorta yardmlar, kimi
durumlarda içinin urad zarar tümüyle karlamaktan uzaktr. Bunun nedeni, sigorta yardmlarnn, i kazasnn ortaya çkard zarar
dikkate alnarak deil, aktüeryal dengeler de
gözetilerek, yasalarn öngördüü snrlar uyarnca belirlenmi olmasdr15.
Tazminat miktar içinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alnarak aktif ve pasif dönemde
elde edecei kazançlar toplamndan oluur. Belirtilen nedenlerle, i kazasna urayan içinin,
sadece i görebilme ça deil, i görebilme
SCL
ça sonras olarak da ifade edilen pasif devrede zarara urayaca, yallk aylyla karlanmayan bakiye bir zararnn bulunduu kabul
edilerek; ileride yallk aylna hak kazanma
olasl üzerinde durularak, pasif dönem zarar
hesab da yaplr16.
b) Destekten Yoksun Kalma Tazminat:
Destekten yoksun kalma tazminat Borçlar
Kanununun 45/2. maddesinde düzenlenmi
olup “Ölüm neticesi olarak dier kimseler müteveffann yardmndan mahrum kaldklar takdirde, onlarn bu zararn da tazmin etmek lazm gelir.” eklinde hükme balanmtr.
Madde hükmünden de anlalaca üzere
destekten yoksun kalma tazminatnn konusu,
destein yitirilmesi nedeniyle yoksun kalnan
zarardr. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanlarn destein ölümünden önceki yaamlarndaki sosyal ve ekonomik durumlarnn korunmasdr. kazasndan sonraki dönemde
de, destek olmasa bile, onun zamanndaki gibi
ayn ekilde yaayabilmesi için muhtaç olduu
parann ödettirilmesidir. Yani haksz bir eylem
sonucu desteini yitiren kimse, BK’nn 45/2.
maddesine dayanarak urad zararn ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun
kalma tazminatna hükmedilmesi için öncelikle
ölen ile destekten yoksun kalan arasnda maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardmn varl gerekir17.
Bu maddede, haksz fiilin dorudan doruya
muhatab olmayan, ancak bu haksz fiil nedeniyle ortaya çkan ölüm olayndan zarar gören
ya da ileride zarar görmesi güçlü olaslk içinde
bulunan kimselere tazminat hakk tannmtr18.
BK’nn 45. maddesinde sözü geçen destek
kavram hukuksal bir ilikiyi deil, eylemli bir
durumu hedef tutar ve ne hsmla ne de yasann nafaka hakkndaki hükümlerine dayanr,
sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini ksmen veya tamamen salayacak ekilde yardm
eden ve olaylarn olaan akna göre eer
ölüm vukuu bulmasayd, az çok yakn bir gelecekte de bu yardm salayacak olan kimse
destek saylr. O halde destek saylabilmek için
yardmn eylemli olmas ve ölümden sonra da
düzenli bir biçimde devam edeceinin anlalmas yeter görülür.
265
HAZRAN ’09
SCL
Destekten yoksun kalan kimse devaml ve
gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmaldr. Genel olarak bakm ihtiyac, sosyal düzeye uygun
olan yaamn devamn salamak için gerekli
olanaklardan yoksun kalmay anlatr. Eer ölenin eylemli olarak bakt kimse, ölüm yüzünden bakmn salad yaama düzeyinin altna
dümü olursa, ihtiyaç bulunma koulu gerçeklemi saylr19.
Destekten yoksun kalma tazminat ölüm
ile ortaya çkmasna ramen, miras brakann
ahsndan doan ve mirasçlara geçen bir hak
deil, dorudan bu kimselerin kendisinden doan bamsz bir haktr.
Dier bir ifadeyle, destekten yoksun kalma
tazminat nitelii itibariyle; üçüncü kiilere,
destein gelir ve yardmndan yoksun kalmalar nedeniyle tannm bamsz bir hak olup,
mirasçlk sfat ve miras hukuku ile ilgisi yoktur. Çünkü bu hak, mirasçlk sfatndan deil,
eylemli olarak destek olann ölümü nedeniyle,
onun gelir ve yardmndan yoksun kalma ya da
farazi destek olma olgusundan kaynaklanmaktadr (YHGK 25.05.1984 gün, E: 1982/9-301, K:
1984/619).
Bu itibarla, Borçlar Kanunu’nun 45/2. maddesinde destein yardmndan yoksun kalan
“dier kimseler” tabirinden, ölenle aralarnda
yakn iliki bulunan anas, babas, ei, çocuklar, kardeleri, nianls, hatta evlilik d birlikte
yaad kimsenin anlalmas gerektii; miras
hukuku ile ilgili olmad için de, mirasç olmak veya ölen yönünden nafaka borçlusu bulunmak zorunluluu bulunmamaktadr20.
c) Rücû Tazminat:
Sosyal Güvenlik Kurumu, i kazas veya
meslek hastalna maruz kalan sigortalya veya
hak sahiplerine i kazas ya da meslek hastal
sigortas kolundan mevzuatn gerei olan tüm
yardmlar yapmaktadr. Bu ilem sonrasnda
Kurum, külli haleflik gerei i kazas geçiren
veya meslek hastalna maruz kalan sigortal
yerine geçerek, i kazas veya meslek hastal
gerei yaplan masraflar, balanan gelirler ve
gelirlerde meydana gelen artlar i kazasnn
veya meslek hastalnn meydana gelmesine
neden olan iverenden talep edebilmektedir.
Bu mekanizmaya sosyal güvenlik mevzuatnda
266
Destekten yoksun kalan kimse
devaml ve gerçek bir ihtiyaç
içerisinde bulunmaldr. Genel
olarak bakm ihtiyac, sosyal
düzeye uygun olan yaamn
devamn salamak için gerekli
olanaklardan yoksun kalmay
anlatr.
“rücu tazminat” denilmektedir21.
5510 sayl SSGSSK’da i kazas ile ilgili düzenlemeler yukardaki bölümde ayrntl olarak
açklanmtr. Yukardaki II-D bölümünden görülecei üzere, iverence i kazasnn süresinde
bildirilmemesi, ie giri bildirgesinin sigortal
çaltrlmaya balandktan ve i kazas olduktan sonra verilmesi, i kazasnn, iverenin kast
veya sigortallarn saln koruma ve i güvenlii mevzuatna aykr bir hareketi sonucu meydana gelmesi halinde, SGK’ca içiye ödenen geçici veya sürekli i göremezlik ödenekleri, ölüm
aylklarnn baland tarihteki pein deeri ve
tedavi masraflar ve i kazas ile ilgili yaplan
her türlü masraf için iverene rücû edilir.Yani
iveren, sigortallarn saln koruma ve i
güvenlii ile ilgili mevzuat hükümlerine aykr
hareketi sonucu meydana gelen i kazasndan
rücu tazminat gerei sorumlu olmaktadr.
Kusursuz sorumluluk hallerinde
tazminat ödemesi:
verenin çaltrd kimselerin ilerini yaptklar esnada bakalarna verdikleri zarar nedeniyle haksz fiil esaslarna göre sorumlu tutulmasnn söz konusu olduu durumlarda Borçlar
Kanunu’nun 55. maddesinde düzenlenen ve
istihdam edenin kusursuz sorumluluk esasna dayanan hükümleri uygulanr. Söz konusu
madde hükmüne göre; “Bakalarn istihdam
eden kimse, maiyetinde istihdam ettii kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri
esnada yaptklar zarardan mesuldür. u kadar
ki böyle bir zararn vukuu bulmamas için hal
ve maslahatn icabettii bütün dikkat ve itinada
bulunduunu yahut dikkat ve itinada bulun-
HAZRAN ’09
mu olsa bile zararn vukuuna mani olamayacan ispat ederse mesul olmaz. stihdam
eden kimsenin, zamin olduu ey ile zarar ika
eden ahsa kar rücu hakk vardr.”
Anlan madde hükmüne göre, zarar gören kiinin iverenin kusurunu ispat etmesi söz konusu olmayp, sadece içinin iverenin iini görürken kendisine zarar verdiini ispat etmesi yeterli
olmaktadr. Dier yandan, içinin iverene ait bir
ii görürken ayn iverenin baka bir çalanna
zarar vermesi halinde de Borçlar Kanunu’nun
55. maddesi gereince sorumludur.
Borçlar Kanunu’nun 100. maddesine göre;
“Bir borcun ifasn veya bir borçtan mütevellit bir hakkn kullanlmasn kendisi ile beraber
yaayan ahslara veya maiyetinde çalanlara
velev kanuna muvafk surette tevdi eden kimse, bunlarn ilerini icra esnasnda ika ettikleri
zarardan dolay dier tarafa kar mesuldür.”
Buna göre, iveren, iyerindeki i güvenlii
ve içi sal ile ilgili önlemlerin alnmasn iveren yardmclarna brakmsa kendisi kusurlu olmasa bile yardmclarnn hareketlerinden
sorumlu olmaktadr.
Yukardaki durumlarda iverenin zarar görenlere kusursuz sorumluluk çerçevesinde tazminat ödemesi söz konusu olmaktadr.
IV. KAZASI NEDENYLE
VERENCE ÖDENEN
TAZMNATLARIN VERG
KARISINDAK DURUMU
Gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olan
iverenlerin hangi harcama ve ödemeleri gider yazp yazamayaca 193 sayl Gelir Vergisi
Kanunu’nun 40 ve 41. maddeleri ile Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun 8. ve 11. maddelerinde belirtilmitir. Ayrca 5520 sayl Kurumlar Vergisi
Kanunu’nun 6/2. maddesi uyarnca Gelir Vergisi
Kanunu’nun 40 ve 41. maddeleri hükümleri Kurumlar Vergisi mükellefleri için de uygulanr.
GVK’nn 40/3. maddesinde, saf ticari kazancn tespit edilmesinde ile ilgili olmak artyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun
emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlarn gider olarak indirilebilecei hükme
balanmtr.
SCL
Dier taraftan GVK’nn 41/6. maddesinde de
her türlü para cezalar ve vergi cezalar ile teebbüs sahibinin suçlarndan doan tazminatlarn
(Akitlerde ceza art olarak derpi edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat saylmaz.) safi
ticari kazancn tespit edilmesinde gider olarak
indirilemeyecei hükme balanmtr.
Anlan madde hükümlerinden görülecei
üzere, iverence ödenen bir zarar, ziyan ve tazminatn gider olarak yazlabilmesi için üç unsur
gereklidir. Bunlar aadaki gibidir22.
i) Ödenen Zarar, Ziyan ve Tazminatn
le lgili Olmas
le ilgili olmaktan maksat, yaplan harcamann ticari kazancn elde edilmesi ve idame
ettirilmesi ile sk skya balantsnn mevcut
olmasdr. Ödenen tazminatla ticari kazancn
elde edilmesi ve idame ettirilmesi arasnda
balant kurulmal yani ödeme ticari faaliyetin
normal icaplar ile ilgili olmal ve ayn zamanda
yaplan ödeme ticari kazancn büyüklüü ile
uygun olmaldr.
ii) Ödenen Zarar, Ziyan ve
Tazminatn Mukavelenameye
veya lama veya Kanun Emrine
Dayanmas
Zarar-ziyan ve tazminat ödemesinin kanun
hükmünden kaynaklanmas, bir kanun hükmü
nedeniyle zarar-ziyan ve tazminat ödemesinin
zorunlu olmasdr. lâm mahkeme tarafndan verilmi kararn onayl bir örnei demektir. Ödenen zarar, ziyan ve tazminatn ilama bal olmasndan kast, sözkonusu ödemenin bir mahkeme
karar neticesinde gerçeklemesidir. Sulh yolu
ile ödenen tazminatlar masraf yazlamaz23.
Zarar-ziyan ve tazminat ödemesinin mukavelenameye dayanmas, ticari faaliyetin normal icaplar ile ilgili ve bunlara uygun olarak ticari kazancn elde edilmesi ve idamesini
salamak maksadyla yaplm ile ilgili bir
sözleme gerei yaplm olmasdr. Bu sözlemede muvazaa unsurunun da bulunmamas gereklidir. Ayrca, yaplan ödemenin daha
kolay kantlanabilmesi için ve muvazaa iddiasnn ileri sürülememesi için yazl yaplmas
gereklidir24.
267
HAZRAN ’09
SCL
iii) Ödenen Zarar, Ziyan ve
Tazminatn Teebbüs Sahibinin
Suçlarndan Domam Olmas
Ödenen zarar, ziyan ve tazminatn teebbüs
sahibinin suçlarndan ya da kusurundan domam olmas gereklidir Aksi halde, bu zarar
ziyan ve tazminat ödemesi ile ilgili olsa dahi
gider yazlamaz. Mahkeme kararna dayal bile
olsa iletme sahibinin ahsi kusuru nedeniyle
ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar gider yazlamayacaktr. letme sahibinin özellikle, kamu
düzenine aykr fiilleri dolays ile ödedii tazminat masraf kayd suretiyle ksmen, bu düzeni korumakla görevli devlete intikal ettirmesi
kabul edilemez25. Burada teebbüs sahibinin
suçlar ifadesinden, teebbüs sahibinin ceza
kanununa göre suç fiilini deil, kamu düzenine
aykr tüm fiillerini anlamak gerekir.
Maliye Bakanl’nca verilen birçok muktezada ödenen zarar, ziyan ve tazminatn teebbüs sahibinin kusurundan kaynaklanmas
halinde bu ödeme gider olarak kabul edilmemektedir26.
Borçlar Kanunu’nun istihdam edenlerin
kusursuz sorumluluunu öngören hükümleri çerçevesinde iverenlerin içilerinin ilerini
yapmakta iken üçüncü kiilere verdikleri zarar
nedeniyle ödedikleri zarar, ziyan ve tazminatlar gider olarak yazlabilir27. Ancak, bunun için
iletme sahibinin kusurunun olmamas yani,
Borçlar Kanunu’nun istihdam edenlerin kusursuz sorumluluunu öngören hükümleri çerçevesinde sorumlu saylarak ödemek zorunda
kald, zarar, ziyan ve tazminatlarn gider yazlabilmesi için buna neden olan fiilin domamas için kendisine düen gerekli bütün tedbirleri
alm olmas arttr. Gelir Vergisi Kanunu’nun
41. maddesinin 6 numaral bendinin parantez
içi hükmünde belirtildii üzere, akitlerde ceza
art olarak derpi edilen tazminatlar, ahsi kusur karl cezai mahiyet özelliini tamazlar.
Yukarda yaplan açklamalar çerçevesinde,
iyerinde çalmakta olan içinin, i kazas nedeniyle yaralanmas, malûl olmas ya da ölmesi
nedeniyle mahkeme kararyla içinin kendisine
ya da yaknlarna iverence tazminat ödenmesi ya da SGK’ya rücû tazminat ödemesi durumunda bu tazminatlarn ve bunlara ilikin
268
faizlerin iverenin kusurlu bulunduu orana
tekabül eden ksm dönem kazancnn tespitinde GVK’nn 40/3 ve 41/6. maddeleri uyarnca
gider olarak yazlamaz.
Ancak Dantay’n bunun aksine, yani kusur
aramakszn mahkemece verilen karar sonucu
ödenen tazminatn tamamnn gider yazlabileceine ilikin karar da bulunmaktadr28.
Bir kararnda Dantay, bir i kazas nedeniyle içisine kusuru orannda mahkeme kararna göre tazminat ödeyen ve ödedii tazminat
gider yazan bir mükellef aleyhine tazminatn
iverenin kusuru dolaysyla ödendii ve bu sebeple gider yazlamayaca sebebiyle yaplan
cezal tarhiyat, teebbüs sahibine olayn oluumu dolaysyla suç izafe edilmedii gerekçesiyle kaldrmtr29.
V. SONUÇ
Yazmzn II. ve III. bölümlerinde, 5510
sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’nda ve Kanunu ile Borçlar
Kanunu’nda içiler için i kazas ile ilgili düzenlemeler ve iverenin sorumlu olduu durumlar
ile ödedii tazminatlarn neler olduu belirtilmitir. kazas nedeniyle iverence ödenen
maddi ve manevi tazminatlarn vergi karsndaki durumu IV. bölümde ortaya konmutur.
IV. bölümde yaplan açklamalar çerçevesinde, iyerinde çalmakta olan içinin, i kazas nedeniyle yaralanmas, malûl olmas ya da
ölmesi nedeniyle mahkeme kararyla içinin
kendisine ya da yaknlarna iverence tazminat
ödenmesi ya da SGK’ya rücû tazminat ödemesi
durumunda bu tazminatlarn ve bunlara ilikin
faizlerin iverenin kusurlu bulunduu orana tekabül eden ksm dönem kazancnn tespitinde
GVK’nn 40/3 ve 41/6. maddeleri uyarnca gider olarak yazlamaz.
Dantay’n söz konusu tazminatlarn gider
yazlamayacana ilikin kararlarnn yannda,
yazlabilecei yönünde de kararlar bulunmaktadr. Dantay’n gider yazlabilecei yönünde
olan ve bulunabilen bu kararlardan birinde hiç
açklama ve gerekçe yoktur. Dierinde ise, suç
izafe edilmedii gerekçesiyle denmekte ancak
bu suçtan ne anlald belirtilmemektedir.
Ancak bu suçtan Türk Ceza Kanunu’ndaki
HAZRAN ’09
“suç fiilleri” kastedildii anlalmaktadr. Çünkü
söz konusu kararda “iverenin kusuru” nedeniyle ödenen tazminatn gider yazlmas kabul
edilmektedir. Dantay’n aksi yönde baz kararlar da olmasna ramen, bizce hukuk düzenine aykr fiillerin hukukça korunmas düünülemez. Bu nedenle de teebbüs sahibinin
suçlar ifadesinden, teebbüs sahibinin ceza
kanununa göre suç fiilini deil, kamu düzenine aykr tüm fiillerini anlamak gerekir. Bu nedenle de iverence, i kazas nedeniyle ödenen
tazminatlarn, iverenin kusurundan kaynaklanan ksm gider olarak yazlamaz.
Borçlar Kanunu’nun istihdam edenlerin
kusursuz sorumluluunu öngören hükümleri çerçevesinde iverenlerin, içilerinin ilerini
yapmakta iken üçüncü kiilere verdikleri zarar nedeniyle ödedikleri zarar, ziyan ve tazminatlar, buna neden olan fiilin domamas için
kendilerine düen gerekli tüm tedbirleri alm
olmalar artyla gider olarak yazlabilir.
DPNOTLAR
1
www.sgk.gov.tr, Eriim: 19.05.2009, Sosyal Güvenlik
Kurumu’nun istatistik verilerinde 2008 ylna ilikin yllk
veri bulunmamaktadr.
2
28.08.2008 tarih
yaymlanmtr.
ve
26981
sayl
Resmi
Gazete’de
3
www.sgk.gov.tr
4
28.09.2008 tarih
yaymlanmtr.
ve
27011
sayl
Resmi
Gazete’de
5
kazas saylma hal ve durumlar ile ilgili ayrntl
açklamalar için baknz: SGK’nn 23.12.2008 tarih ve
2008/108 sayl genelgesi, http://www.sgk.gov.tr
6
Sosyal Sigorta lemleri Yönetmelii madde 38.
7
SGK’nn, 23.12.2008 tarih ve 2008/108 sayl Genelgesi
I-A/2 bölümü
8
Ömer BENOKAN, Turgut ÖZCAN, Kanunu ve Vergi
Uygulamas, Maliye Hesap Uzmanlar Dernei, stanbul,
Temmuz 2007, sh. 602.
9
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2006/10-696
2006/704 K.,www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009
10
Erol GÜNER, i kazas ve meslek hastalnda iverenlerin
hukuki sorumluluu, Yaklam Dergisi, ubat 2006,
Say: 158, www.yaklasim.com.tr, Eriim: 19.05.2009 ve
Oktay TAN, verenin sorumluluunda kusurun rolü,
http://oktaytan.net/iSVERENiN%20ROLU.htm,
Eriim:
27.05.2009 ve Prof. Dr. M. Kemal OUZMAN, Prof. Dr.
M. Turgut ÖZ, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6. Bas,
Vedat Kitapçlk, stanbul 2009, sh. 671.
11
Yargtay 9. H.D. , T. 22.3.1991, E. 1991/6272, K. 1991/6421
sayl karar.
E.,
SCL
12
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2007/21-269 E., 2007/269
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
13
Erol GÜNER, i kazas ve meslek hastalnda iverenlerin
hukuki sorumluluu, Yaklam Dergisi, ubat 2006,
Say: 158.
14
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2007/21-269 E., 2007/269
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
15
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2007/21-112 E., 2007/114
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
16
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2007/21-112 E., 2007/114
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
17
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2005/4-648 E., 2005/691
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
18
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2007/4-222 E., 2007/222
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
19
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2005/4-648 E., 2005/691
K., www.yargitay.gov.tr Eriim: 19.05.2009.
20
Yargtay Hukuk Genel Kurulu 2007/4-222 E., 2007/222 K.
Turgut Uygur, Açklamal çtihatl Borçlar Kanunu,
Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, Ankara 2003, 2. Cilt,
s: 2062.
21
Bekir GEÇER, Kazas ve Meslek Hastalklarnda
verene
Rücu,
http://mevbank.com/dergi_icerik.
asp?dicerik_id=74, Eriim: 19.05.2009.
22
Ömer BENOKAN, Turgut ÖZCAN, Kanunu ve Vergi
Uygulamas, Maliye Hesap Uzmanlar Dernei, stanbul,
Temmuz 2007, sh. 606-613.
23
Dantay 4. Dairesi. E. 1972/1833, K. 1973/2019 sayl
karar-Aktaran: Kurumlar Vergisi Kanunu Yorum ve
Açklamalar, Özbalc Olu Mali Hukuk Bürosu, Olu
Yaynclk, Eylül 2006, sh. 272.
24
stanbul Vergi Dairesi Bakanl, 14.04.2006 tarih ve
GVK-40/3-12549-7280 sayl mukteza- “Ticari kazancn
elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yaplan genel
giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarnda saylan
kanunen kabul edilmeyen giderler ile kanunlarda tadad
ekilde belirlenen giderler dnda kalan ticari
organizasyona bal olarak yaplan giderlerdir ve bunlara
iletme giderleri de denilebilir.
Bir masrafn genel gider ad altnda masraf yazlabilmesi
için yaplm olmas masrafla i arasnda açk, güçlü bir
illiyet bann mevcut olmas masrafn iin önemi
ölçüsünde yaplm bulunmas gerekir.
Yine ayn Kanun’un gider kabul edilmeyen ödemeler
balkl 41 maddesinin 5’inci bendinde ‘her türlü para
cezalar ve vergi cezalar ile teebbüs sahibinin
suçlarndan doan tazminatlar (Akitlerde ceza art olarak
derpi edilen tazminatlar cezai anlamda tazminat
saylmaz.)’ hükmüne yer verilmitir. Parantez içi
hükmünde de belirtildii üzere, akitlerde cezai art olarak
derpi edilen tazminatlar, cezai mahiyetle tazminat
saylmaz, ve dolaysyla ticari kazancn tespitinde gider
olarak dikkate alnr.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 4013 maddesinde yer alan
‘mukavelename’
deyiminden
ticari
ilikilerin
balangcnda yaplan ve daha sonra yaplacak ticari
269
HAZRAN ’09
SCL
ilemlerin koullarn belirleyen sözlemelerin anlalmas
gerekir. Dolaysyla bu ekilde sözleme ile öngörülen
koullarn ve ticari ilemlerin yerine getirilmemesi
nedeniyle yine sözlemede yer alan cezai tazminatn
ödenmesi halinde bu tazminatlarn da gider olarak dikkate
alnmas mümkündür.
Bu hüküm ve açklamalara göre kurye datm hizmetinin
ifas srasnda meydana gelen kayplar sonrasnda (kredi
kartlar, deerli eya vb.) meydana gelen zarar ve
ziyanlarn tarafnzdan tazmini amacyla yaplan
ödemelerin karlkl yaplan bir sözleme, mahkeme
ilamna veya Kanun emrine istinaden yaplmas halinde
kazancnzn tespitinde gider olarak indirim konusu
yaplmas olanakl olduu gibi bu ödemelerin hizmet
akdiyle çaltrdnz personelinize veya üçüncü kiilere
rücu etmesi halinde tahsil edilen tutarlarn gelir olarak
dikkate alnmas sözkonusu olacaktr.
Ancak bu ödemelerin sözleme, mahkeme ve Kanun emri
olmakszn yaplmas halinde Kanunen kabul edilmeyen
gider olarak kaytlarnza intikali gerekmektedir.’
25
270
‘Dantay 4. Daire 08/01/1988 tarih ve E. 1986/1770,
K. 1988/178 sayl karar: Sosyal sigortalar kurumuna geç
ödenen sigorta primleri nedeniyle tahakkuk eden
gecikme zamm ve faizleri, ticari kazancn elde edilmesi
ve idare ettirilmesi için yaplan giderlerden olmad için
ticari kazancn saptanmasnda gider olarak kabul
edilemeyecei hk. Kurumlar Vergisi Kanununun 13.
maddesinin ikinci fkrasnda, safi kurum kazancnn
teshilinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç
hakkndaki hükümlerinin uygulanaca belirtilmi. Gelir
Vergisi Kanununun ticari kazancn saptanmasnda
indirilecek
giderleri
düzenleyen
40
maddesinin
1. bendinde ticari kazancn elde edilmesi ve idame
ettirilmesi için yaplan giderlerin indirilmesinin kabul
edilecei, 41. maddesinin 5. bendinde ise, bu türlü para
cezalar ve vergi cezalar ile teebbüs sahibinin
suçlarndan doan tazminatlarn gider yazlamayaca
açklanm, ayn maddenin parantez içi hükmünde,
akitlerde cezai art olarak derpi edilen tazminatlarn
cezai mahiyette tazminat saylmayaca belirtilmek
suretiyle anlan bentte yer alan kurala açklk
getirilerek
hükmün
nasl
anlalmas
gerektii
konusunda ortaya çkabilecek tereddütlerin giderilmesi
amaçlanmtr. Buna göre münhasran sözlemelere cezai
art olarak konulan tazminatlar giriiminin kiisel
suçlarndan doan tazminat olarak kabul edilmeyecektir.
Baka bir anlatmla, bahsi geçen suç kavram Türk Ceza
Kanununda ve cezai hükümler içeren dier özel ceza
yasalarnda tanmlanan anlamda kullanlmamtr. Bu
itibarla, maddede belirtilen ‘suç’ kavramn dar anlamda
deerlendirmeyip kamu hukuku kural niteliindeki
hükümlerin ihlali olarak anlamak gerekir. Bu
hükümler birlikte deerlendirildiinde, ihtiva ettii
kurallar itibariyle kamu hukuku alannda yaplm bir
düzenleme olduunda kuku bulunmayan 506 sayl Sosyal
Sigortalar Kanunu hükümlerine aykr davranmalar
nedeniyle yine ayn Kanunla müeyyide olarak öngörülen
gecikme zammn ödemek zorunda kalan yükümlülerin,
ödedikleri bu tutarlar safi kazancn saptanmasnda gider
olarak kaydetmelerinin, yasa koyucunun amacna uygun
olmad ve aksinin kabulü halinde baka bir kanunda
yer alan kamu hukuku kural niteliindeki hükümlerin
ihlalinin vergi kanunlaryla tevik edilmi olaca ve bunun
da hukuk sisteminin bütünlüü içerisinde kabulünün
mümkün olmad sonucuna ulalmaktadr Açklanan
nedenlerle Sosyal Sigortalar Kurumuna ödenen gecikme
zamlar ile faizlerinin ticari kazancn saptanmasnda gider
olarak kabulüne olanak bulunmadndan temyiz
isteminin reddine karar verildi.
26
stanbul Defterdarl’nn 02.04.2003 v3 B.07.4.DEF.0.34.11/
KVK-14-5524
sayl
muktezas‘lgide
kaytl
dilekçenizde, Hastanenizde ........tarafndan yaplan bir
ameliyat sonucu vefat eden hastann mirasçlar taraflndan
irketiniz aleyhine açlan maddi ve manevi tazminat davas
sonunda irketiniz istihdam eden olarak sorumlu
bulunmu ve 28.02.2002 tarih ve 2002/135K sayl Karar
ile 9.783572.250 TL. maddi ve 64.000.000.000 TL. manevi
tazminata mahkum edildiinizi, kararn davaclar
tarafndan icra takibine konularak tarafnzca toplam
284.453.025.000 TL.’nin temyiz sonuçlanncaya kadar
icrann durdurulmas için teminat mektubu olarak 2.1.2002
tarihinde icra dosyasna yatrldn, temyiz talebinin
reddedilerek teminatn 2003 yl Ocak aynda nakde
çevrildii, ayrca ek gecikme faizi de ödediinizi
belirterek, söz konusu miktarn 2002 yl hesap
döneminde
gider
kaydedilip,
kaydedilemeyecei
sorulmaktadr.
5422 sayl Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13.
maddesinde: ‘Kurumlar Vergisi birinci maddede yazl
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi
kurum kazanc üzerinden hesaplanr (2362 sayl
Kanunun 9. maddesiyle deien fkra) (l.1.1982 tarihinden
geçerli olmak üzere) Safi kurum kazancnn teshilinde
Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkndaki
hükümleri uygulanr.’ hükmü yer alm olup, bu hüküm
uyarnca tespit edilecek kurum kazancndan Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun 14. maddesi ile Gelir Vergisi
Kanunu’nun 40. maddesinde yer alan giderlerin
indirilecei belirtilmitir.
Öte yandan, 193 sayl Gelir Vergisi Kanunu’nun
‘ndirilecek giderler’ balkl 40. maddesinin 3. bendinde:
‘le ilgili olmak artyla, mukavelenameye veya ilama
veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve
tazminatlarn safi kazancn tespitinde gider olarak
indirilebilecei hükme balanmtr. Dier taraftan, ayn
Kanun’un gider kabul edilmeyen ödemelerle ilgili
41. maddesinin 5. bendinde, teebbüs sahibinin
suçlarndan doan tazminatlarn gider yazlamayacaa
hüküm altna alnmtr.
Bu itibarla, ödenen tazminatn gider yazlabilmesi için ile
ilgili olmas ve sözlemeye, ilama veya Kanun emrine göre
yaplmas arttr. le ilgili olmayan veya ile ilgili olsa dahi
iletme sahibinin ahsi kusuru nedeniyle ödenen zarar,
ziyan ve tazminatlar gider yazlamaz.Bu durumda, zarar,
ziyan ve tazminat mahkeme kararna göre ödense bile
ödenen zarar, ziyan ve tazminatn gider yazlabilmesi için
ile ilgili olmas ve teebbüs sahihinin suçlarndan
domamas gerekir.
Öte yandan, Kadköy l. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Esas
HAZRAN ’09
No: 20001
Karar
No:
20021
sayl
Kararnn
incelenmesinden Dr.....4/8 orannda kusurlu olduu,
kalan 4/8 kusur orannn kötü tesadüf olarak
nitelendirildii görülerek bu orann yan yarya
paylatrlmas sonucunda belirlenen sorumluluun 6/8
oranna ulat ve bu sorumlulukta Dr.....ile birlikte
irketinizin de olayda adam kullanan ve ileten sfatyla
mütereken ve müteselsilen sorumluluunun bulunduu
anlalmtr.
Buna göre, mahkeme kararna güre ödenen tazminat ve
gecikme faizinin, mahkeme tarafndan 6/8 orannda
belirlenen kusurdan irketinizin Dr. …………….
mütereken ve müteselsilen sorumlu bulunmas
nedeniyle saf kurum kazancnzn tespitinde gider olarak
indirilmesi mümkün deildir.’
27
stanbul Defterdarl’nn 03.06.2004 ve KVK-14-5905-7719
sayl muktezas-“ lgide kaytl dilekçenizde, Dayankl
tüketim Mallar sat ile itigal ettiinizi, satn yaptnz
ürünün teslim etmek üzere irkete ait araçla yola çkan
sigortal çalannzn bir kiiye çarpmas nedeniyle kiinin
ölümüne sebep olduu belirtilerek irketçe mahkeme
kararna istinaden ödenen tazminatn kurum matrahndan
gider
olarak
indirilip
indirilmeyecei
hususu
sorulmaktadr.
Kanununun 55. maddesi uyarnca kusursuz sorumluluk
kapsamnda deerlendirilerek gider olarak kaytlarmzda
gösterilebilecektir.”
28
Dantay 3. D., 03.10.1991 tarih ve E. 1989/2667,
K. 1991/2481 sayl karar-“ kazas sonucu ortaklkça
i mahkemesi kararna istinaden ödenen tazminatn gider
yazlabilecei” Kararda bu tazminatn neden gider
yazlabilecei konusunda bir gerekçe bulunmamakta
sadece GVK’nn 48/3 uyarnca gider yazlmasnn yerinde
olduu belirtilmektedir.
29
Dantay. 3. D. 05.04.1995 tarih ve E. 1994/2892
K. 1995/1147 sayl Karar-Aktaran: A.Bumin DORUSÖZ,
kazas nedeniyle ödenen tazminatlarn gider yazlmas,
Yaklam
Dergisi,
Say:
187,
Temmuz
2008,
www.yaklasim.com.tr
KAYNAKÇA
•
Ömer BENOKAN, Turgut ÖZCAN, Kanunu ve Vergi
Uygulamas, Maliye Hesap Uzmanlar Dernei, stanbul,
Temmuz 2007.
•
Prof. Dr. M. Kemal OUZMAN, Prof. Dr. M. Turgut ÖZ,
Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6.Bas, Vedat Kitapçlk,
stanbul 2009.
•
Kurumlar Vergisi Kanunu Yorum ve Açklamalar, Özbalc
Olu Mali Hukuk Bürosu, Olu Yaynclk, Eylül 2006.
•
Erol GÜNER, i kazas ve meslek hastalnda iverenlerin
hukuki sorumluluu, Yaklam Dergisi, ubat 2006,
Say: 158, www.yaklasim.com.tr
......................................................
Öte yandan, 193 sayl Gelir Vergisi Kanunu’nun
“ndirilecek giderler” balkl 40. maddesinin 3. bendinde:
“le ilgili olmak artiyle, mukavelenameye veya ilama veya
kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve
tazminatlar”n safi kazancn tespitinde gider olarak
indirilebilecei hükme balanmtr.
SCL
•
Dier taraftan, ayn Kanun’un gider kabul edilmeyen
ödemelerle ilgili 41. maddesinin 5. bendinde, teebbüs
sahibinin suçlarndan doan tazminatlarn gider
yazlamayaca hüküm altna alnmtr.
Oktay TAN, verenin sorumluluunda kusurun rolü,
http://oktaytan.net/iSVERENiN%20ROLU.htm
•
Bekir
GEÇER,
Kazas
ve
Meslek
Hastalklarnda verene Rücu, http://mevbank.com/
dergi_icerik.asp?dicerik_id=74
Öte yandan, 818 sayl Borçlar Kanunu’nun “stihdam
Edenlerin Mesu

Benzer belgeler