Medyanın, toplumsal ve siyasal yaklaşım üzerindeki önemi, siyasal
Transkript
Medyanın, toplumsal ve siyasal yaklaşım üzerindeki önemi, siyasal
II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design 02-04 May 2013 Famagusta – North Cyprus MEDYANIN, TOPLUMSAL VE SİYASAL YAKLAŞIM ÜZERİNDEKİ ÖNEMİ, SİYASAL GÖRÜŞÜN MEDYA ÜZERİNDEKİ ROLÜ Mesut Yılmaz İletişim bilimleri ve Medya Yönetimi Doktora öğrencisi Girne Amerikan Üniversitesi, Girne-Kuzey Kıbrıs Özet Medya, insanları belki özgürleştiremez, ama kimi zaman seçici ve kasıtlı bir unutmayı teşvik edebilir, ‘yapısal amnezi’yi güçlendirebilir, bazense geçmişin unutulmasına izin verilmeyebilinir. Medyanın, değiştirme etkisi bireyler ve genel anlamda toplum boyutuyla da sınırlı kalmayıp, toplumsal ve siyasal yapı içinde etkin bir konuma sahip olan siyasi liderleri ve meşru hükümetin politikalarını da kapsayacak i boyutlara ulaşabilmektedir (Rivers,1982 ). Ancak her şekilde, geçmiş bir yapılandırılmaya maruz kalabilir. Televizyon kanallarının, bilgileri inşa edişi ve toplumsal hafızayı etkileme yolları, bu makalenin temel konusunu oluşturmaktadır. Siyasal ideolojilerin önemli bir yönü toplum üzerinde gözlenen siyasal ve toplumsal olaylara getirdiği açıklamalardır. ‘Geçmiş’ ile o dönemi yansıtan dizilerin mukayese edildiğinde anlatılmak istenenlerin, anlatanla eş güdümlü olduğu, anlatılana göre değişebildiğini görmek mümkündür. Althusser, ideolojinin imgeler, kavramlar ve temsiller sistemi olarak kabul edilse de "insanların büyük çoğunluğuna yapılar olarak dayatıldıklarını, algılanan, kabul edilen, ii maruz kalınan kültürel nesneler" olduğunu savunur (Hall,1994 ). 45 farklı ülkede yayınlanmakta olan Muhteşem yüz yıl dizisinin, Osmanlı tarihinin en parlak dönemlerinden birini konu aldığı bilinmektedir. Öte yandan, başta Miliband olmak üzere birçok araştırmacı (Barrett & iii Braham,1995 ), “kapitalist toplumlarda medyanın en başta gelen işlevinin devleti meşrulaştırmak; hatta bununla da yetinmeyip, toplumdaki etkin güç odaklarına karşı ya da rakip olarak var olabilecek karşıt odakları ya da grupları da gayri meşru hale getirmek” olduğunu savunurlar. Kimi televizyonların sosyo-politik olarak içeriksel temaları öne çıkarma yayın politikalarının ve ekonomik tercihlerin piyasaya göre çalışmalarının bir yansımasıdır denilebilinir. Medya, ekonomiden sanata kadar, toplumsal ve siyasal hayatımızda olumlu veya olumsuz pek çok etkileri bulunmaktadır. Medya, günlük hayatımızda geniş bir yer kaplamakla kalmayıp, artık gezegenin bilgi aktaran, eğlendiren iv toplumsal birliktelik oluşturan en güçlü araç olarak belirmektedir (Medialiteracy, 2007 ). Dizide, Osmanlı tarihi hakkında bilgi boşluğu bırakıldığı, kadınlar ve haremlerin entrikalarına sahne olduğu görülmektedir. Bu makalede öncelikle iletişimin siyasal kavramları üzerinde durulduktan sonra toplumsal hayat için siyasi yaklaşımın önemine vurgu yapılarak siyasal görüşlerin iletişim araçları üzerindeki etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Medya, siyasal ideoloji, Muhteşem yüz yıl dizisi, Osmanlı tarihi, haremler, toplumsal hafıza, Giriş Bu makalede, dünyada 80 yıldır yapılan iletişim alanındaki araştırmaların da temel yaklaşımların, ortaya koyduğu dünya görüşünü normalleştiren, doğallaştıran; taraf olunmayan dünya görüşünü ise yok eden ideolojik görüşlerin ve terminolojinin medya-siyasal görüştoplum ilişkilerini açıklayarak nasıl çalıştığını genel bir bakış açısıyla ortaya koymaya çalışacağız. Amacımız, iletişim araştırmalarındaki temel iki yaklaşımla ilgili bir takım soru işaretleri oluşturmak ve siyasal görüşün daha değişik temel yaklaşımları ortaya koyabileceğinin ipuçlarını vermektir. Araştırmalarda medya adına yapılan değerlendirmelerde ‘seni en iyi ben bilirim’ havası estirilmekte; medya adına değerlendirmeler yapılmakta, çözümler önerilmektedir. Araştırmadaki bu ‘tepeden bakış’ ve hegemonyacı davranış, birçok yanılgıyı beraberinde getirebilmektedir: Siyasal görüşün, ‘medyayı’ değerlendirirken hangi ideolojilerin etkisi altındadır? Bu değerlendirmemizi yaparken konu ile ilgili tüm yazarların görüşlerini ele almaya, bu makalenin kapsamı yetmeyeceğinden, örnek teşkil edebilecek belli başlı çalışma sonuçlarını ortaya koymakla yetineceğiz. Ayrıca siyasal görüş konusu tek başına çok ayrıntılı bir incelemeyi gerektirdiğinden, makalenin sınırlarını aşmamak adına ayrı bir başlık halinde değil, iletişim araştırmaları medyanın, toplumsal ve siyasal yaklaşım üzerindeki önemi, siyasal görüşün medya üzerindeki rolü çerçevesi içinde konu başlıkları altında tartışılacaktır. Heider'in ortaya attığı "yükleme kuram"ına göre insanlar sağduyu psikologları gibi davranarak hem kendilerini hem de başkalarının davranışlarını açıklamaya güdülenmiş olduklarını ortaya koyarlar (Milburn: 123). Zaman ve mekâna göre durumlara atfedilen siyasal görüşlerde değişebilir. Terry Eagleton'un açıklamalarına göre ideoloji, dört anlam boyutu içinde değerlendirilebilir: Baskıcı bir siyasi iktidarın ayakta kalmasına hizmet eden yanıltıcı veya toplumsal bağlantısı kopartılmış inançlar; egemen toplumsal sınıfların maddi çıkarlarını doğrudan doğruya dile getiren ve onun yönetimini desteklemeye yarayan fikirler; devrimci güçlerin doğru bilincini de içeren kuramsal formlar; meta fetişizmi (Dursun 2001). Açıklandığı gibi Eagleton'un ideoloji tanımlamalarında olumsuzluk görülmektedir. Bu bağlamda siyasal görüşün medyayı yönlendirme sürecinde önemli bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Bilhassa, iletişimin siyasal kavramları üzerinde durularak ve toplumsal hayat için siyasi yaklaşımın önemine vurgu yapılarak, siyasal görüşlerin iletişim araçları üzerindeki etkilerini ortaya koyabilecek unsurlardan bazılarıdır. Hipotez Yapılan çalışma, Muhteşem yüz yıl dizisinin, Osmanlı tarihini "eksik" yansıtması, siyasal görüşün medyayı yönlendirme sürecinde ve "tarihi" tanımlamada etkin rol oynadığı tartışması üzerine temellendirilmiştir. Varsayımlar Çalışmanın kapsamına ve hipotezine bağlı olarak, araştırma süresince aşağıdaki varsayımların doğruluğu irdelenmiştir. Buna göre çalışma süresince; • “Muhteşem yüz yıl dizisini” izleyenler Osmanlı tarihiyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarından dizi aracılığıyla Osmanlı tarihini tanımak istedikleri; • Televizyon izleyicilerin Muhteşem yüz yıl dizisinde yaşananları "Osmanlı tarihi" bilgilerinden ziyade, Harem yaşantısı olarak algıladıkları; • Osmanlı tarihinde yaşananları öğrenebilmek isteyen izleyicilerin, Haremi de öğrenmek istedikleri, • Harem yaşantısını öğrenmek isteyen izleyicilerin, dizide Harem başrolünde Türk sanatçılardan birini değil de yabancı sanatçılardan birini görmek istedikleri varsayılmıştır. “Muhteşem yüz yıl dizisini” izleyenler Osmanlı tarihiyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarından dizi aracılığıyla Osmanlı tarihini tanımak istedikleri; Kuramsal Çerçeve Medya ve İletişim Medyanın, toplumsal ve siyasal güç ilişkisinden bahseden Erkan(2001), medyanın farklı yöntemleri kullanarak sunuş yoluyla halkın düşündüğü ve konuştuğu konuları belirlediğini ileri sürmektedir. Daha da ileride böylece oluşan kamu gündeminin de siyasal gündemi etkileyerek bir zincirleme etkinin kurulduğunu açıklamaya çalışmaktadır. İnsanlar medyayı takip ederek neler olup bittiğinin yanında medyanın haberleri sunum biçimleriyle, konuların ya da sorunların ne kadar önem taşıdıklarını da öğrenmektedirler. Buna ilaveten tarihin ortaya çıkışına duyulan ihtiyacın “insanlara, doğru neticelere varmaları için yön veren bir düşünce tarzına duyulan ihtiyaç” tan da kaynaklandığı söylenilebilir (Uzun, 2006:189). Daha önce de belirtildiği gibi Carr (2008) tarih olgusunu tanımlarken, bunun aslında tarihçi ve olgular arasındaki etkileşim sürecinden bahsetmiş, bugün ile geçmiş arasındaki bir diyalog olduğuna dikkati çekmiştir. 365 II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design 02-04 May 2013 Famagusta – North Cyprus Zira bilimsel bilginin özellikleri incelendiği zaman Ergün (2013) de dikkati çektiği üzere, bilimsel bilginin objektif olması kişiden kişiye veya toplumdan topluma değişme göstermemesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Buna ilaveten bilimin olgusal, gözlenebilir olgulara dayalı olması gerektiği de vurgulanmıştır. Elbette bilimsel bilginin üretilmesinde en az mantık kadar önemli bir başka faktörden de bahsetmek mümkündür; dil. Daha sonra daha detaylı bir şekilde ele alınacağı gibi, dil aslında sadece bir iletişim aracı değil aynı zamanda bilgi üretim aracı olarak da nitelendirilebilir. Bir başka görüşe göre de bilginin iktidar ilişkileri bağlamında yeniden yapılandırılması ve bu gücün inşa edilmesini meşrulaştıran faktörlerden biri olarak da tanımlanabilmektedir. Karaçay’ın (2010) da aktardığı üzere, Godel, dilin “düşünmenin ve bilgi üretmenin de "olmazsa olmaz" aleti” olduğunu belirtir. Medya halkı etkileyebilmek için film yıldızları, sanatçılar, pop starlar, ünlü kişiler yardımıyla bazen dramatize ederek, bazen de düşsel bir atmosfer oluşturarak duygulara hitap etmek suretiyle tüketim kültürü oluşmasına yardımcı olmaktadır (Zülfikar,2009:83) İletişimde bulunan insanlar birbirlerini şu ya da bu şekilde etkilemektedirler. Erkan(2001)'ında ifade ettiği üzere gündem belirleme araştırmacılarına göre iletişimin bir kullanım biçimi olan kitle iletişim sayesinde kitle iletişim araçlarınca verilen mesajların komu gündemini etkilemekte ve belirlediğini ifade etmektedir. Yasama ve yürütme yargılarını ellerinde bulunduran siyasiler de sıradan vatandaşlar gibi fiziksel ve psikolojik özelliklere sahiptirler ve kamuoyunun diğer üyeleri gibi bir şekilde medyayı takip etmekte ya da en azından seçmelerinin medyayı takip ettiğini bilmekte ve kısmen de olsa medya içeriklerinden etkilenmeğini ifade etmiştir. İletişim sistemleri kültür endüstrisinin bir parçasından bahseden Zülfikar(2009), zira bu araçlar ekonomik yaşamı etkilediğinden kültürü de biçimlendirdiğini, iletişim araçlarının değişik alanlara yeniden kurguladığını gerçeklikleri günlük yaşama uyarlaması bireyleri etkilemekte olduğunu ifade etmiştir. Medya ve siyasal görüş Medyanın siyasiler üzerindeki etkileri konusunda araştırmalar yapan Linsky’nin elde ettiği bulgular, medyanın herhangi bir konuda yaptığı olumlu ya da destekleyici yayınların o konudaki siyasi karar alma sürecini ve olumsuz yayınlarında yavaşlattığını göstermektedir. Nelson’un çocuk sorunlarına ilişkin araştırması da benzer sonuçlara ulaşmıştır. Burada da çocuklara kötü davranılması konusunda bireyler ve kurumlarca oluşturulan kamuoyunun, kitle iletişim araçlarını kullanarak siyasal gündemi etkilediği vurgulanmıştır. Medya gündeminden bahseden Erkan(2001), süreç içerisinde haber değerleri ya da izleyenlerin tercihleriyle fark edilen medya gündeminin, komu gündemini ve onunda siyasal ya da baskı gruplarının belirlediği siyasal gündemi etkilediği ve yine aynı şekilde medya gündeminin siyasal gündemden, siyasal gündeminde medya gündeminden etkilendiği ifade etmektedir. Bernard Cohen’in 1963’te dile getirdiği ‘Basın çoğu zaman insanlara ne düşüneceğini söylemede başarılı olmayabilir, ancak izleyicilerine ne hakkında düşüneceklerini söylemede fevkalade başarılıdır’’ sözünü yaklaşımının temellerini sayan gündem belirleme araştırmacıları, ikinci aşama çalışmalarla elde ettikleri bulgularla artık bundan daha da fazlasını iddia etmenin doğru olduğunu kabul etmektedirler. Medyanın konulara verdiği önem derecesi ile izleyenlerin aynı konuya verdikleri önemlilik bir paralellik olduğunu belirleyen ilk aşama gündem belirleme çalışmaları, artık bilinçsel düzeyde etkilerden tutumlar yönündeki etkilere ait bulgular uzanmaktadır. Eş deyişle, Cohen’in sözlerinden daha da fazlası iddia edilmekte ve medyanın belki de davranışları da etkilediğinin üzerinde durulmaktadır. Tartışmaların içeriği ise medyanın ne kadar güçlü olduğu sorusunu gündeme getirmektir. En özet biçimde gündem araştırmalarında ortaya konulan en önemli sonuç, medyanın yayın yoluyla kamuoyunun en önemli problem sıralamasını belirlemesi ve siyaset gündeminin de bundan etkilenmesidir. Buna göre ne kişisel, ne de kanaat önderleri, medyanın konular arasında seçme etkinliğini kontrol edebilmektedir. Medya ve siyaset ilişkilerinin önemi İktidar ve dil, yani söylem ilişkisinden bahseden Akter (2006), Reid (1999)’in iktidarı dört şekilde incelediğinden bahseder. Yazara göre birinci evrede “mikro seviyesindeki sosyal etkileşimlerde, konuşmacının gücü veya güçsüzlüğü içerik veya dilin biçiminde ve dilin biçiminin grup üyelerine yansımasına aksetmekte” iken, ikinci evrede “kullanılacak olan söylem üst ve astı belirlediğinden”, dilin iktidarı yaratmakta olduğundan bahseder. Buna ilaveten, üçüncü evrede ise “dilin iktidarı depolitisize ettiği sav”ının öngörüldüğünden bahseden Akter, son evrede de “dilin iktidarı “alışılmış”laştırdığı”na deyinmektedir. Medya kamuoyu ve demokrasi hakkında gündem belirlemenden bahseden Erkan (2001) araştırmacılarının öngörüsü, gündem belirleme sürecinin sıklıkla medya gündeminin bir konuyu kamu gündemine yerleştirerek başlattığı ve daha sonra bunu siyasi değişikliğin izleyebildiğinden bahseder. Bu neden, olma rolü, medya için demokratik bir toplumda medyanın üstüne çektiğinden bahseden Erkan(2001) son evrede nihai bir rol olarak tanımlamıştır. Medya ve siyaset aynı toplumsal sistemin iki önemli aktöründen bahseden Zülfikar(2009) medya ve siyaseti karşılıklı ilişki içinde görmüştür. Günümüzde her iki aktöründe geçirdiği yapısal dönüşüm, kendileriyle ve toplumla kurdukları ilişkilerin yapısında da önemli değişiklere yol açmasından bahsetmektedir. Yöntem Araştırma dizaynı Yapılan çalışmada, öncelikle medya, toplum ve siyasal yaklaşımın ne olduğu ile ilgili literatür taranmış, konu kapsamındaki kuram ve kavramlar açıklanmaya çalışılmıştır. Buna istinaden, Tarih’in bir bilim mi yoksa kurgu olduğu tartışmasına yer vermeyerek, Tarihi dizilerin, sinema yazarları tarafından “geçmiş”in yeniden kurgulanmış hali olduğu düşüncesi temel alınarak; söz konusu “aracı”ların yani tarihi dizilerinin, bilhassa kimlik oluşum sürecindeki toplumun "bu günü" ve “dünü” tanımlamada ne denli etkili olabileceği tartışması yapılandırılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda yapılan çalışmada Muhteşem yüz yıl dizisini izlenmekte olan ülkelerden Türkiye ve Kıbrıs'ta, diziyi izleyenlerden rastgele seçilecek olan örnekleme, Muhteşem yüz yıl dizisini algılayış biçimlerini ortaya koymak adına bir anket yapılmıştır. Örneklem ve Durum Çalışması Daha evvel de belirtildiği üzere Bernard Cohen’in 1963’te ortaya koyduğu, ‘Medya çoğu zaman insanlara ne düşüneceğini söylemede başarılı olmayabilir, ancak izleyicilerine ne hakkında düşüneceklerini söylemede fevkalade başarılıdır’’ sözünü ifade edilmiştir. Bu bulgu izlenmekte olan Muhteşem yüz yıl dizisinin, yetkili tarih bilimcileriyle ve ilgili mercilerden seçilecek kişilerce, Osmanlı tarihi geçmişine sadık kalınarak, elde edilen azami sayıdaki veriye dayandırılarak, mümkün olan en yalın söylemle senaryoya alınması gerektiği gerçeğine dikkati çekmektedir. Bu çalışmada, tarihi ve siyasi bağlamda önem teşkil eden Osmanlı tarihinde yaşanmış olanlar, Muhteşem yüz yıl dizisini izleyenler aracılığıyla, medyanın, toplumsal ve siyasal yaklaşım üzerindeki önemi, siyasal görüşün medya üzerindeki rolünün irdelenmesi temel alınmıştır. Çalışmanın amacı doğrultusunda, Muhteşem yüz yıl dizisini izlenmekte olan ülkelerden Türkiye ve Kıbrıs'ta diziyi izleyenlerden rastgele 100 kişi seçilerek, bu kapsamda izlenen Muhteşem yüz yıl dizisinin, izleyiciler üzerindeki etkisi göz önünde bulundurularak, Osmanlı tarihinde yaşayanları nasıl “farklı”laştırdığı irdelenmiştir. 366 II. Internatio onal Conference e on Communic cation, Media, Technology T and Design 02-04 May 2013 2 Famagusta – North Cyprus Sınırlılıklar ada sadece 45 fa arklı ülkede izlen nmekte olan Mu uhteşem yüz yıl dizisinin Türkiye e'de ve Kıbrıs'ta diziyi izleyenler üzerindeki Yapılan çalışma muhtemel etkile eri üzerinde durrulmuştur. Buna a ilaveten 100 kişilik izleyiciyi kapsamına alan n çalışmada yö öntem anket çalışması ile sınırlandırılmıştır. Bulgular ve değ B ğerlendirme Muhteşem yüz yıl y dizisini izleyiciilerinin, Osmanlı tarihini “farklı”laşştırdığına dair alg gı ve bilinç dağılıımları Yapılan çalışma anın sonucunda Muhteşem M yüz yıl dizisini izleyen nleri, Osmanlı tarrihi ile ilgili yeterli gerçeklerin, diz zinin bölümlerinde seyirciye aktarılamadığı büyük b çoğunlukla a dile getirmişlerd dir. s 100 Muhtteşem yüz yıl izleyicilerinden sad dece %20’i Osm manlı tarihini çok iyi bildiğini Araştırrma bulgularına göre rast gele seçilen iddia ederken, %25'i % hiç bilmed diğini vurgulamışştır. Konu ile ilgili olumsuz cevap verenlerin yüzzdeliğinin, olumlu u cevap verenlere oranına bakıldığı zaman; Türkiye'de ve Kıbrıs’ta K diziyi izle eyenlerin, Osmanlı tarihine dair yeterli y bilgiye sah hip olmadığı görü ülmektedir. Çok iyi biliyorum 20% Hiç bilmiyorum b 25% Biliyorum B 17% Billmiyorum 19% Fikrim yok 19% Tablo 1. Osmanlı tarihini ta anıma Yapılan rast gele e anket çalışmassına göre, Muhte eşem yüz yıl izleyyicilerinin büyük bir kısmının Osm manlı tarihini tam m olarak bilmediği ve çok az bir kısmının Osm manlı tarihindeki fetihleri tam olarrak bildiği ortaya çıkmıştır. Fikrim yok 15% Bilmiyorum 20% Diğer 40% Billiyorum 28% Ç Çok iyi billiyorum 12% Hiç bilmiyorum 25% Tablo 2. Mu uhteşem yüz yıld da Osmanlı fetihllerini biliyor musu unuz? Buna ilaveten “d dizi izleyen” ergenlerin, Muhteşem m yüz yıl dönemindeki Osmanlı fe etihlerini %12'si çok ç iyi bildiklerini ve %28'inin ise e bildiklerini ifade edilmiş, %15'si % bu konuda a fikir sahibi olm madıkları belirtilm miş, %40’ı dizide e Osmanlı fetihllerinin sergilenebildiğine olumlu bakarken, %20'ü böyle birr olasılık olduğunu düşünmediğini %25'i ise bö öyle bir yaklaşım mın olabilmesine tamamı ile olumsuz yaklaşmakkta olduğu sonucuna ulaşılm mıştır. Oysa ki, Muhteşem yüz y yıl dizisini izzlenmesi sorgula andığında, 100 katılımcının %3 30'u Osmanlı tarrihini hakkında bilgi b sahibi misiniz? sorusun na olumlu yanıt verirken,%20'sini v in konu hakkında a fikrinin olmadığ ğı, %50’i Osmanlı tarihini yeterinc ce bilmediği vurg gulanmıştır. Dolayısı ile büyü ük bir kısmının Osmanlı O tarihi hakkında eksik bilg giye sahip olduğu u ancak Muhteşe em yüz yıl dizini heyecanla izlediklerini dile getirmeleri, dizid de yaşayanlarla ilgili hali hazırda edinilmiş eksik b bilgilerden öteye gidilemediğine d de dikkati çekmek ktedir. Değilim 23% FFikrim yok 20% Çokk bilgi sahiibiyim 110% Bilgi sahibiyim 20% Hiç değilim m 27% Diğer 30% Tablo o 3. Osmanlı tariihi hakkında bilgii sahibi misiniz? Yapılan anket ve e görüşme neticesinde Osmanlın nın yaşam tarzın nı bilmek ve yakından tanımak isstediğini dile getiren “izleyiciler”de en %63'lük bir dilimin Osma anlı yaşam tarzın nı yakından tanımak isteyenlerin n oluşturduğunu, %19’unun böyle e bir fikre olumssuz yaklaştığını, %11’lik bir dilimin kararsız olduğunu o ve %7’’sinin ise bu konu u ile ilgili bir fikri olmadığı görülmektedir. II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design 02-04 May 2013 Famagusta – North Cyprus Bilmiyorum 11% Fikrim yok 7% Diğer 70% İsterim 63% İstemem 19% Tablo 4. Osmanlının yaşam tarzını tanımak ister miydin? Osmanlı tarihinde, Muhteşem yüz yılın yaşandığı dönemlerde atalarının dört bir kıtaya hakim olarak yaşadıklarının farkında olup olmadıkları sorgulandığında ise %81’lik bir çoğunluğun farkında olduğu, farkında olmayanların ise sadece %15'lik bir dilimi oluşturduğu gözlemlenmiştir. Fikrim yok 4% Bilmiyorum 13% Biliyorum 39% Diğer 81% Hiç bilmiyorum 2% Çok iyi biliyorum 42% Tablo 5. Geçmiş dönemlerde, Atalarımızın dört kıtaya hakim olarak yaşadığını biliyor musun? Ancak ne var ki Muhteşem yüz yıl dizisinde oyunculukla ilgili size teklif olsaydı, dizide görev alıp almayacağı sorgulandığında; izleyicilerin sadece %3’ünün çok istekli, %14’ünün istekli ve %40’ının ise isteksiz olduğu gözlemlenmiştir. %27'lik bir dilimin bu konudaki kararsızlığı dikkat çekerken %16'lık bir grup ise bu konuda bir fikre sahip olmadıklarını dile getirmişlerdir. Bilmiyorum 27% Fikrim yok 16% İsterim 14% İstemem 40% Çok isterim 3% Diğer 17% Tablo 6. Muhteşem yüz yıl dizisinden teklif olsaydı dizide rol almak ister miydin? Söz konusu bulguyu, bilinmeyen “geçmiş”ine karşı bir savunma veya mesafe koyma hissi olarak yorumlamak mümkündür. Bu düşünceyi, Osmanlı tarihini öğrenmeye istekli oldukları ve yine aynı şekilde Muhteşem yüz yıl dizisinden teklif olsaydı dizide rol almayı tercih etmedikleri bulgusu ile de desteklemek mümkündür. Son olarak yapılan anket çalışması bulgularına göre “Muhteşem yüz yıl” dizisini izleyen ergenlerin, dizi ile Osmanlı tarihi arasında bağlantı kurabilme konusunda ise karamsar oldukları saptanmıştır. Ancak “geçmiş”ine karşı bir takım “önyargı”larının olması, diziyi izleyen “ergenlerin” büyük çoğunluğunun Osmanlı tarihine karşı yakın duygular hissetmelerinden dolayı, Muhteşem yüz yıl dizisini izlemeye devam edecekleri kanısı ortaya çıkmıştır. Bilgi eksikliğinin sebep olduğu muhtemel “önyargılar” Yapılan araştırmada, Osmanlı tarihi hakkında bilgi sahibi olmakla, paylaşılabilecek ortak bir şeylerin olduğunu düşünmek arasındaki doğru orantı; “geçmiş” ile ilgili sahip olunan bilginin eksikliğinin muhtemel bir ön yargı veya iletişim engeline sebebiyet verebileceği gözlemlenmektedir. 368 II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design 02-04 May 2013 Famagusta – North Cyprus Osmanlı tarihini okudunuzmu? Osmanlı tarihi hakkında bilgi sahibimisiniz? 36 33 ‐2 ‐1 23 17 18 23 17 21 0 1 6 6 2 Tablo 7. Osmanlı tarihi ve dizi hakkında paylaşacak ortak şeylerin olduğunu düşünme Buna ilaveten Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ta diziyi izleyenlerden rast gele 100 kişilik örneklem grubunun, Osmanlı tarihini bildiğini ifade edenler ile Muhteşem yüz yıl dizisini izleyenler arasında bir ilişki olup olmadığı sınanmıştır. Bunun neticesinde bu iki değişkenin birbirleri ile ters orantıda olduğu tespit edilmiştir. 50 40 30 20 10 0 Osmanlı tarihini öğrenmek istermisiniz? Tablo 8. Osmanlı tarihini öğrenmek istemek ve Muhteşem yüz yıl dizisini arasındaki ilişki Buna ilaveten, geçmiş dönemlerde Osmanlının tarihinde birçok kahramanlıklara imza attığının bilincinde olmakla, Muhteşem yüz yıl dizisini izlemek durumuyla Osmanlı tarihini öğrenmek istemek arasında ters orantılı bir ilişki olduğu gözlemlenmiştir. Bu ters orantı, atalarının yaşamları ve geçmiş zamanla ilgili edinilen bilginin “geçmiş”ine karşı olumsuz bir yargı oluşmasına sebebiyet verdiği ve güven duygusunu olumsuz yönde etkilediğine gönderme yapmaktadır. Tüm bulgular ışığında ise, “Muhteşem yüz yıl dizisini” izleyen ergenlerin Osmanlı tarihinde yaşananları “tanımlayacak” kadar yeterli bilgi birikimine sahip olmadığı, bu nedenle de bir takım “önyargı” veya “temkin”lere sahip olduğu ancak Osmanlı tarihinde yaşananları, konusunda herhangi “olumsuz” anlamlandırma yapılmadığı dikkati çekmiştir. Kısaca özetlemek gerekirse, Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta rast gele 100 diziyi izleyen ergenler üzerinde yapılan anket sonuçlarına göre, Muhteşem yüz yıl izleyicilerin Osmanlı tarihinde yaşananları pek tanımadıkları, yaşananlar hakkında pek fikirleri olmadığı ortaya çıkmıştır. Elde edilen bulgulara ve yapılan incelemelere göre Türkiye'de Osmanlı tarihindeki gerçekleri anlatabilecek sinema ve televizyon dizilerin çekilmesinin halkı bilinçlendirilebilmesi anlamında zaruriyet dikkati çekmektedir. Medyanın ekonomik rolünün, sinema ve dizilerin çekilmesinde etkili olabileceğini düşünecek olursak bu dizilerin hazırlanması için tamamı ile ekonomik ve siyasal çıkar ilişkilerinden soyutlandırılmış bir ortamın önemliliği dikkati çekmektedir. Osmanlı tarih anlatımı bağlamında istikrarı sağlamak adına, tarihin tarihçiler tarafından değerlendirilmesi ve demokratik düzenin yerleşmesinin ön koşulu olarak kurumların ötesinde, bireysel zihniyetin Osmanlı'nın geçmişi konusu üzerinde durması da toplum ve siyaset felsefesinin önemli bir paydasını oluşturacağı düşünülmektedir. Sonuç ve Öneriler Yapılan çalışmada Televizyon izleyicilerin Muhteşem yüz yıl dizisinde yaşananları "Osmanlı tarihi"nden ziyade, Harem yaşantısı olarak algıladıkları, “diziyi” izleyenlerin Osmanlı tarihiyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıkları ve dizi aracılığıyla Osmanlı tarihini tanımak istedikleri varsayımı temel alınmıştır Muhteşem yüz yıl dizisinin, Osmanlı tarihini tüm izleyenlerin doğru algılamaları açısından “tarih”e en yakın biçimde, en yalın ve objektif söylemle hazırlanmaması; ergenlerin, Osmanlı tarihinde yaşananları algılamalarına katkısı sağlaması bakımından büyük önem arz etmektedir. Yapılan çalışmalar da göstermiştir ki, mevcut durum Muhteşem yüz yıl dizisinin içeriğindeki eksiklikler nedeni ile, Osmanlı tarihini hakkında yeterli bilgi ve araştırma yapılamamış; bu da izleyiciler üzerinde “geçmişe” karşı bir “önyargı” oluşumuna sebebiyet vermiştir. Dizi tarafından bazı gerçekler göz ardı edilmiş, izleyiciler ise Osmanlı geçmişinin ne olduğu konusunda bilgi boşluğu yaşamaya mahkum edilmiştir. Siyasal ilişkilerinin meşrulaştırılması adına, zaman zaman siyasilerce ifade edilen açıklamalarla dizinin anlatım ve ifade tutumlarında işitsel ve görsel değişimlere müdahaleler görülmüştür. Günümüzde de görüldüğü gibi; sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasal bağlamda, dizide iletişimsel sorunların, geçmişin günümüze aktarılış biçimindeki sorunsalla yakından ilişkili olduğu, bunun sonucunda izleyicilere, Osmanlı tarihini doğru aktarabilmekten uzaklaşıldığını söylemek mümkündür. Diğer tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’deki medya iletişim sisteminin de, siyasal, politik, ekonomik ve sosyo-kültürel sistemden etkilenerek, bu olgulara göre şekillendiği görülmektedir. Bu bağlamda bir sonraki çalışmada, Muhteşem yüz yıl dizisinin bölümlerindeki Osmanlı tarihinin içerik veya görsel analizlerinin yapılmasıyla “dizi” izleyicilerin, Osmanlı tarihinde yaşananları algılayış biçimlerindeki sebep ve süreçleri sorunsalı netleştirilebilecek, konuya daha fazla ışık tutabileceği düşünülmektedir. Kaynakça Akter. T. (2006). Medya ve iktidar ilişkileri: Dilin klişeleştirdiği cinsiyet kimlikleri. Uluslararası Kadın Araştırmaları Konferansı. http://cws.emu.edu.tr/en/conferences/2nd_int/pdf/Tutku%20Akter.pdf Bagley, GEORGE 2001 "The Tevision Text: Spectatorship, İdeology and the Organization of Consent" Cpp 426riticial Studies Media Communication vol. 18 No:4 369 II. International Conference on Communication, Media, Technology and Design 02-04 May 2013 Famagusta – North Cyprus Barber, BENJAMİN (1995) Güçlü Demokrasi Yeni Bir Çağ İçin Katılımcı Siyaset, Çev Mehmet Beşikçi İstanbul: Ayrıntı Yayınları Barrett & Braham (1995),Media know ledge and Power, London Rotlegbe Carr, E. H. (2008). What is History?. Camberwell, Vic.: Penguin. 2nd Edition. Ergün, M. (28.01.2013.). Felsefeye giriş: Bilim felsefesi. http://www.egitim.aku.edu.tr/bilimfelsefesi.pdf. Erkan YÜKSEL(Aralık 2001), Medyanın Gündem Belirleme Gücü, Çizgi Kitap evi yayınları, Hall Stuart (1994). İdeolojinin Yeniden Keşfi, Medya Çalışmalarında Baskı Altınında Tutulmanın Geri Dönüşü Der: Mehmet Küçük, Medya, İktidar, İdeolojisi, Bilim ve Sanat Yayınları Ark Kitapları, Ankara. John KEARE(1999), Medya ve Demokrasi, Ayrıntı yayınları, Karaçay, T. (12.10.2010). Bilimsel Bilgi Üretimi [orj. Metin K. Godel]. http://www.acikders.org.tr/pluginfile.php/322/mod_resource/content/0/odevler/BilimselBilgi.pdf Medialiteracy(2007). Welcome to the Internet's major portal for media literacy education. http://www. medialiteracy.com/ adresinden 02 Mart 2013 tarihinde alındı. Milburn Michnel.A. (1998). Kamuoyu ve siyaset çev: Ali Dönmez ve Veli Duyan, İmge Kitabevi Ankara RiversW.L(1982), The other Government Power and the Washington Media New York Universe Books Uzun, H. (2006). Tarih Bilimi ve Tarihte nedensellik. Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi. Cilt 7, Sayı 1. Ss. 1-13. Van DİJK, Teun A. (1993) " Söylemin yapıları ve iktidarın yapıları" Medya, İktidar, İdeoloji der ve çev Mehmet küçük Ankara :Ark yayınları Zülfikar DAMLAPINAR, Medya ve Siyaset İlişkileri Üzerine, Ankara 2009 370