Ders 6 - Seçbir

Transkript

Ders 6 - Seçbir
DERS 6
Erişilebilirlik
Bir İnsan Hakkıdır!
DERS 6
Erişilebilirlik Bir İnsan Hakkıdır!*
Seviye: 7-8. sınıf
Süre: 40-60 dakika
Amaçlar:
1. ‘Erişilebilirlik’ kavramını öğrenmek ve bu kavramın geniş bir kapsamda ele
alınması gerektiğini kavramak
2. Erişilebilirliğe dair çözüm önerileri üzerine düşünmek
Malzemeler:
- Engelli Hakları karikatürü (Ek 1)
- Dünyalı Dergisi Engelliler Günü eki (Ek 2)
Hazırlık:
- Hakan Özgül’ün kitapta yer alan “Tanım, Kapsam ve Geliştirilen Politikalar Düzleminde Türkiye’de Erişilebilirlik” başlıklı makalesini okumak
- Ek 1’deki karikatürü paylaşıma hazırlamak
- Ek 2’deki metni öğrenci sayısı kadar çoğaltmak
____________
*
Bu ders, ortaokul çalışma grubu öğretmenleri (Adem Polat Yetim, Aşkın Önsal, Aydın Yıldırım, Derya Yıldırım,
Fatih Sultan Öztürk, Hülya Akan, Meryem Aydın, Rabia Cerf, Senem Bereketçi, Sevilay Eş Şengül, Şirin Giyik
ve Yeşim Er Özcan) tarafından geliştirilmiştir. 178
ikinci kısım: örnek dersler
Süreç:
Dersin başında Ek 1’deki karikatür gösterilir ve “Karikatürün size çağrıştırdığı kavramlar neler?” diye sorularak tahtada kavram haritası oluşturulur.
Kavram haritası oluşturulduktan sonra, öğrencilerden tahtadaki kavramları
da kullanarak karikatürde ne anlatıldığını bir cümleyle özetlemeleri istenir.
Ek 2’de yer alan Dünyalı Dergisi Engelliler Günü eki sınıfa dağıtılır. Metnin
eşli çalışma yöntemiyle inceleneceği söylenerek her bir öğrenci yanındakiyle
eşleştirilir ve metin okunmaya başlanır. Metin okunurken aşağıda belirtilen
duraklarda durulur; her bir durakta yer alan sorular hakkında önce eşler arasında konuşulur, ardından büyük grup tartışması yapılır.,
1. Durak
Merhaba, adım Simto Alev. İnternet siteleri için arayüz tasarlıyorum, yani işim
bilgisayarda kod yazmak. İşimden çok, engelli hakları için mücadele eden eylemci kimliğimle biliniyorum. İlkokul 2. sınıfa giderken bir kaza geçirdim. O zamandan beri tekerlekli sandalye kullanıyorum.
Evde rahatım yerinde. Macera sokağa çıkmak istediğim zaman başlıyor. Her
bedensel engelli aynı şeyleri yaşamaz. Her engelli kendine has bedensel özelliklere ve ihtiyaçlara sahiptir. Benim durumumda, önce benimle sokağa çıkmak
isteyen birini bulmam gerekiyor. Bugün, kardeşim Nur benimle geliyor.
Simto, sokağa çıkmak istediğinde kendisi için maceranın başladığını söylüyor. Bununla ne demek istiyor? Sokak Simto için neden macera oluyor?
2. Durak
İşimden kalan zamanlarda sinemaya, tiyatroya, sergiye, konsere ve parka gidiyorum; arkadaşlarımla buluşuyorum.
Yolculuklarımda kaldırımdan değil de yoldan gitmeyi tercih ediyorum. Kaldırıma
çıkabilsem bile, çoğu kaldırımın orta yerinde elektrik direkleri, otobüs durakları,
reklam panoları, park etmiş otomobiller ve düşenin canına okuyacak boşluklar
oluyor. Tekerlekli sandalye kullananlar bir yana hiç kimse için kullanışlı değil bu
kaldırımlar.
Kaldırımların hiç kimse için uygun olmadığını anlatıyor Simto. Başka kimler kaldırımlarda ne tür sorunlar yaşar?
erişilebilirlik bir insan hakkıdır!
179
3. Durak
Ulaşım, her bireyin doğal hakkı. Herkesin ulaşım ihtiyacını karşılayacak hizmeti
vermek devletin ve belediyelerin görevi. Devlet, engellilere bedava ulaşım olanağı sağlıyor. Buna karşın, ulaşım araçlarının çoğu tekerlekli sandalye kullanan
yolculara uygun değil. Yani bedava ulaşım hakkım var ama eğer bir ulaşım aracına binebilirsem.
Metro benim için en uygun ve rahat ulaşım aracı (…) o da eğer asansörler çalışıyorsa. Gerçi asansörler çalışıyorsa bile düğmeler benim ulaşabileceğimden
yüksekte olduğu için tek başıma binemiyorum.
Simto ulaşımda ne tür sorunlar yaşadığını anlatıyor? Sizin aklınıza gelen
başka sorunlar neler?
4. Durak
Basit çözümler benim de herkes kadar rahat hareket etmemi sağlıyor. Mesela
Taksim’deki şu rampayı yaptırmak için tam 4 ay mücadele ettim, 2500 adet imza
topladım ve belediye yetkilileriyle saatlerce telefonda konuştum. O ay gelen telefon faturası, bu rampanın maliyetinden yüksekti sanırım.
Ulaşım meselesini halledince sıra, benim de girebileceğim bir mekân bulmaya
geliyor. Bazı mekânlar herkese göre düşünülmüş, kolayca ulaşılabiliyor. Birkaç
adım ötemdeki çoğu mekâna ulaşmaksa benim için neredeyse imkânsız…
Simto, kendi yaşadığı sorunların basit çözümleri olduğunu söylüyor. Bu
basit çözümler neler olabilir?
Tartışmalar esnasında ulaşımın/erişimin herkes için bir hak olduğuna ve bu
hakkın gerçekleşmesi için “basit çözümler”in önemine vurgu yapılır; öğrencilerin tartışmalar boyunca söylediklerine referans verilerek ve aşağıdaki bilgilerden yararlanılarak “erişilebilirlik” kavramının tanımı yapılır.
Engellilerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alan Engelli Hakları Sözleşmesi’nde, erişilebilirlik şöyle tanımlanıyor: “Engelli bireylerin bağımsız yaşayabilmeleri, yaşamın tüm alanlarına tam ve etkin katılımını sağlamak ve engelli
bireylerin, engelli olmayan bireylerle eşit koşullarda fiziki çevreye, ulaşıma, bilgi
ve iletişim teknolojileri ve sistemleri dahil olacak şekilde bilgi ve iletişim olanaklarına, hem kırsal hem de kentsel alanlarda halka açık diğer tesislere ve hizmetlere evrensel tasarım ilkesiyle erişiminin sağlanmasıdır.”
180
ikinci kısım: örnek dersler
Erişilebilirlik, konusu itibariyle oldukça geniş bir alandır ve birçok disiplini, söz
konusu disiplinlerin alt bölümlerini ilgilendirmektedir. Zira erişilebilirlik, herhangi
bir yapının ya da sistemin tasarımı, her yapı elamanının ya da bunları oluşturan ekip ve ekipmanların konumu, kullanım kolaylığı, rengi, diğer yapı elamanlarıyla uyumu gibi birçok unsuru gözetmektedir. Örneğin; bir erişilebilirlik
incelemesinde, bakılması gereken yapı ve yapı elemanları yüzlercedir. Ancak,
Türkiye’de erişilebilirlik denince akla sadece rampa ya da tuvaletler gelmekte ve
düzenlemelerde bu minvalde yapılmaktadır. Hâlbuki rampa ve tuvalet bir yapıda
araştırılması gereken yüzlerce konudan sadece ikisidir. Örneğin; bir kapı tasarlanırken uyulması gereken ondan fazla kural vardır.
Erişilebilirliğin tanımına ve kapsamına ilişkin detaylı bilgiyi Hakan Özgül’ün kitapta yer alan “Tanım, Kapsam ve Geliştirilen Politikalar Düzleminde Türkiye’de
Erişilebilirlik” başlıklı makalesinde bulabilirsiniz.
Sözleşme hakkında detaylı bilgiyi İdil Işıl Gül’ün kitapta yer alan “Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi” başlıklı makalesinde bulabilirsiniz.
Dersin sonunda, “Simto için ulaşımı halledince sıra, bir mêkan bulmaya geliyor.” açıklaması yapılır; “Simto’nun herkes kadar rahat erişebileceği ve hareket edebileceği bir mekân nasıl olmalı?” diye sorulur ve sınıf küçük gruplara
ayrılır.
Gruplara poster kâğıtları dağıtılır ve çalışmalarını tamamlayınca duvara asmaları söylenir. Duvarlardaki çalışmaların teker teker gezilmesi ve incelenmesiyle ders sonlandırılır.
Bu doküman Sabancı Vakfı Toplumsal Gelişme Hibe Programı kapsamında hazırlanmıştır. Bu belgenin içeriğinden sadece İstanbul
Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SEÇBİR) sorumludur ve bu içerik herhangi bir şekilde Sabancı Vakfı’nın görüş veya tutumunu yansıtmaz.
erişilebilirlik bir insan hakkıdır!
Ek 1- Engelli Hakları karikatürü
181
182
ikinci kısım: örnek dersler
Ek 2 - Dünyalı Dergisi Engelliler Günü eki
Merhaba, adım Simto Alev. İnternet siteleri için arayüz
tasarlıyorum, yani işim bilgisayarda kod yazmak. İşimden
çok, engelli hakları için mücadele eden eylemci kimliğimle
biliniyorum. İlkokul 2. sınıfa giderken bir kaza geçirdim. O
zamandan beri tekerlekli sandalye kullanıyorum.
Evde rahatım yerinde.
Macera sokağa
çıkmak istediğim
zaman başlıyor. Her
bedensel engelli aynı
şeyleri yaşamaz. Her
engelli kendine has
bedensel özelliklere
ve ihtiyaçlara sahiptir.
Benim durumumda,
önce benimle sokağa
çıkmak isteyen birini
bulmam gerekiyor.
Bugün, kardeşim Nur
benimle geliyor.
İşimden kalan
zamanlarda
sinemaya,
tiyatroya,
sergiye, konsere,
ve parka
gidiyorum;
arkadaşlarımla
buluşuyorum.
Yolculuklarımda kaldırımdan
değil de yoldan gitmeyi tercih
ediyorum. Kaldırıma çıkabilsem
bile, çoğu kaldırımın orta
yerinde elektrik direkleri,
otobüs durakları, reklam
panoları, park etmiş otomobiller
ve düşenin canına okuyacak
boşluklar oluyor. Tekerlekli
sandalye kullananlar bir yana
hiç kimse için kullanışlı değil bu
kaldırımlar.
18
erişilebilirlik bir insan hakkıdır!
Ulaşım, her bireyin
doğal hakkı. Herkesin
ulaşım ihtiyacını
karşılayacak hizmeti
vermek devletin ve
belediyelerin görevi.
Devlet, engellilere
bedava ulaşım olanağı
sağlıyor. Buna karşın,
ulaşım araçlarının çoğu
tekerlekli sandalye
kullanan yolculara
uygun değil. Yani
bedava ulaşım hakkım
var ama eğer bir ulaşım
aracına binebilirsem.
Metro benim
için en uygun
ve rahat ulaşım
aracı…
…o da eğer asansörler çalışıyorsa. Gerçi
asansörler çalışıyorsa bile düğmeler
benim ulaşabileceğimden yüksekte
olduğu için tek başıma binemiyorum.
Basit çözümler benim de herkes kadar rahat
hareket etmemi sağlıyor. Mesela Taksim’deki şu
rampayı yaptırmak için tam 4 ay mücadele ettim,
2500 adet imza topladım ve belediye yetkilileriyle
saatlerce telefonda konuştum. O ay gelen telefon
faturası, bu rampanın maliyetinden yüksekti
sanırım.
Ulaşım meselesini halledince
sıra, benim de girebileceğim
bir mekân bulmaya geliyor.
Bazı mekânlar herkese
göre düşünülmüş, kolayca
ulaşılabiliyor.
Birkaç adım ötemdeki çoğu mekâna ulaşmaksa
benim için neredeyse imkânsız.
183
184
ikinci kısım: örnek dersler
Sokaklar aslında basit önlemlerle
ortadan kaldırılabilecek gizli
tehlikelerle dolu. Bir gün, Gezi
Parkı’nda dolaşırken şu ilerideki
korkuluklara doğru gitmek istedim.
Önümde dümdüz bir alan uzanıyordu,
hiçbir engel yoktu.
Neyse ki bu kazayı ucuz
atlattım. Bubi tuzaklarıyla dolu
olsa da, Gezi Parkı güzel bir yer.
Meğer bu bir göz
yanılsamasıymış.
Orada bir
basamak varmış.
Eğer yetkililer o
basamağın kenarına
uyarıcı bir bant
koymuş olsalardı, o
gün yüzüstü düşüp
yaralanmazdım.
Yardımlaşmak güzel şey fakat engelliyim diye insanların
kendilerini bana yardım etmek zorunda hissetmelerinden
hoşlanmıyorum. Birine yardım etmek yerine çevrenin
yardıma ihtiyaç duyulmayacak biçimde düzenlenmesini
sağlamak, yetkilileri buna zorlamak bana daha önemli ve
doğru geliyor.
Her yıl 10-16 Mayıs tarihlerinde
Engelliler Haftası nedeniyle
etkinlikler yapılıyor, engellilerin
sorunlarına dikkat çekiliyor,
“farkındalık” çağrısı yapılıyor.
Bana göre, şartları ne olursa
olsun her birey, kaygılanmadan
sokağa çıkabildiği ve sevdiği
insanlarla karşılıklı çay
içebileceği bir mekâna engelle
karşılaşmadan ulaştığı zaman,
Engelliler Haftası’na gerek
kalmayacak. Ben, farkındalık
değil, sıradanlık istiyorum.