Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?

Transkript

Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?
Denizciler Bülteni
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
no. 23/2009
Tü
rk
çe
Gemiciliğin krizi
denizciler için
ne anlama
geliyor?
Patrice Terraz
Denizde hayatta kalmanıza
yardımcı olmak
ITF’in elverişli bayrak kampanyası
ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetlerinin başında,
gemilerin ulusal yasaların, düzenlemelerin ve ulusal
sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara
geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF,
hükümetlerle ve uluslararası kuruluşlarla, bir geminin sahibi
ile ulusal aidiyeti arasında “gerçek bir bağ” oluşturulması
için mücadele ediyor; sektörel olarak, ITF sendikaları, bütün
elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir asgari ücretler ve
sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar.
Uygulamada, sendikalar, en azından ITF’in Adil
Uygulamalar Komitesi –Elverişli Bayraklar kampanyasını
gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin
temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ– tarafından
belirlenmiş olan standartların altında kalmayan koşulları
benimsetmeye çalışıyorlar. Son yıllarda ITF, Uluslararası
Pazarlık Forumu içinde yer alan geniş ve büyüyen bir grup
www.itfseafarers.org
gemi işletmecisiyle, benzer standartları içeren ve fakat aynı
zamanda daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu
iş sözleşmesi bağıtladı.
Elverişli bayrak gemilerinde çalışmak üzere istihdam
edilen denizcilere çoğunlukla ITF ile temas etmemeleri sıkı
sıkıya tembih edilir. Bazılarına ITF ile temas etmeyeceklerine
ilişkin bir hüküm içeren sözleşmeler imzalatılır. ITF ile
sözleşme imzalayıp ardından daha düşük ücret ödeyerek
mürettebatının hakkını yiyen işverenler dahi vardır. Bu
uygulamaya çifte muhasebe adı verilmektedir.
Elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizciler, eğer
ücretlerine veya çalışma koşullarına ilişkin sorunları ya da
gördükleri muamele dolayısıyla başka türden şikâyetleri
varsa, ya doğrudan doğruya ITF ile (adreslerimiz ve telefon
numaraları için 21. sayfaya bakınız) ya da dünya çapında
çeşitli limanlarında görev yapmakta olan Müfettişlerimizden
biriyle temasa geçebilirler (orta sayfadaki haritaya ve
ayrıntılar için haritanın arkasında yer alan sayfalara bakınız).
ITF Denizciler Bülteni
no. 23/2009
Mart 2009’da Uluslararası
Taşımacılık İşçileri Federasyonu
(ITF) tarafından yayınlanmıştır,
49/60 Borough Road,
Londra SE1 1DR,
Birleşik Krallık
Telefon:
+44 (20) 7403 2733
Faks:
+44 (20) 7357 7871
E-Posta:
[email protected]
Web sitesi:
www.itfglobal.org
Denizciler Bülteni’nin İngilizce,
Arapça, Çince, Almanca,
Endonezyaca, Japonca, Lehçe,
Rusça, İspanyolca, Tagalog ve
Türkçe versiyonları ITF’in
yukarıdaki adresinden temin
edilebilir.
Q
Q
Q
Q
Q
Q
4-13
Kısa kısa ITF denizcilere nasıl yardımcı oluyor
14-16 Ekonomik kriz Küresel ekonomik darboğaz denizciler için
ne anlama gelecek
17-19 Erişime izin verilmedi Üzerinden beş yıl geçtikten sonra,
ISPS kodu denizcilerin özgürlüğünü nasıl etkiliyor?
20
Hintli aktivistler Asya’da başlatılan yeni bir proje
denizcileri gemileri teftiş etme konusunda eğitmeyi amaçlıyor
21-24 ITF Müfettişleri Dünyanın dört bir yanındaki Müfettişlerin
iletişim bilgileri ile birlikte, dört sayfalık bir çek-al rehber
25
Elverişli bayraklar En son liste
26
Bilgiler ve rakamlar Dünya filosunu gösteren tablo
27-29 Denizde cinayet Burmalı göçmen balıkçılar ve maruz
kaldıkları insan hakları ihlalleri üzerine özel bir haber
30
Temasa geçin Yardıma mı ihtiyacınız var? Bizi haberdar
etmek için bu sayfayı doldurun ve ITF’e fakslayın
31
İş sözleşmesiyle ilgili tavsiyeler İmzalamadan
önce bunu okuyun
32-33 Hebei Spirit İki Hintli denizciye suçlu muamelesi
yapılmasının tam öyküsü
34-35 Birlikteyken güçlüyüz Liman işçileri ve denizciler
arasındaki ilişkinin tarihi
36-37 Sıcak bir karşılama ITF Denizciler Vakfı denizcilere
yardımcı olmak için yeni projelere finansman sağlıyor; bunlardan
bazılarına bir göz attık
38-39 Sirius Star Kaçırılan gemiden bir mürettebat üyesi kendi
öyküsünü anlatıyor
40-41 ITF denizciler web sitesi Ziyaret etmek için yedi neden
Kapak fotoğrafı:
Reuters/STR New
42
Test ITF hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz. Bilginizi sınayın
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
Rus mürettebatın ücretleri
ve geri dönüş masrafları
Uluslararası Taşımacılık
İşçileri Federasyonu (ITF)
148 ülkede 41⁄2 milyon
ulaştırma işçisini temsil
eden, ulaştırma
sendikalarının
uluslararası sendikal
federasyonudur. 1896’da
kurulmuş olan federasyon,
sekiz farklı işkolu
temelinde örgütlenmiştir:
denizciler, demiryolları,
karayolu taşımacılığı,
sivil havacılık, limanlar,
iç sularda seyrüsefer,
balıkçılık ve turistik
hizmetler. ITF ulaştırma
işçilerini dünya çapında
temsil eder ve onların
çıkarlarını küresel
kampanyalar aracılığıyla
savunur. ITF, Uluslararası
Sendikalar
Konfederasyonu’yla
(ITUC) bağlaşık 10 Küresel
Sendika Federasyonundan
biridir ve Küresel
Sendikalar grubunun
bir parçasıdır.
Birleşik Krallık’ın Liverpool limanında terk edilen
mürettebat, birikmiş ücretlerini ve ülkelerine geri
dönüş masraflarını almak için verdiği mücadeleyi
kazandı.
Rus şirketi SakhalinMor Trans’a ait olan
Stalingrad’da çalışan 14 Rus denizciye, toplam
tutarı yaklaşık olarak 85.000 avroyu (113.000 ABD
doları) bulan, dört aylık maaşları ödenmemişti.
Gemi, faturalarını ödemediği için limanda
alıkonuldu.
Şirketin ana kreditörü Dan Bunkering, geminin
satışa çıkarılması için başvuruda bulundu. Dan
Bunkering denizcilerin ülkelerine geri gönderilme
masraflarını ve ödenmemiş ücretlerinin bir
bölümünü karşılamak üzere, ilk elde 50.000 avro
tutarında bir ödeme yapmayı ve kalan tutarı da,
mahkemenin ödenebilir tutar konusunda
vereceği kararın ardından, 14 gün içinde
ödemeyi taahhüt etti.
ITF Müfettişi Tommy Molloy şöyle dedi:
“Bu, mürettebat açısından iyi bir sonuç ve onları
temsil eden avukat da göstermiş olduğu çabanın
karşılığını alacak.”
Molloy şunları ekledi: “Yerel gruplar,
mürettebatın yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını
karşılamak için para toplanmasına yardımcı
oldular; bu denizciler temel ihtiyaçları
karşılanmadan, kendi kaderlerine terk
edilmişlerdi.”
Q
Kokkola davası
mürettebatın ücret zaferi
ile sona erdi
Denizciler, Baltık Denizi eylem haftası sırasında
gerçekleştirilen ortak bir sendikal eylemin
ardından, yaklaşık 100.000 ABD doları tutarında
bir ücret artışı elde ettiler.
Eylem haftası sırasında Finlandiyalı bir teftiş
ekibi, Kokkola limanında, Hong Kong bandıralı
Idefix Bulker’ı ziyaret etti ve 24 mürettebat
üyesinin herhangi bir toplu iş sözleşmesine sahip
olmadığını tespit etti. Anlaşıldığı kadarıyla bir
Danimarkalıya ait olan ya da kiralanmış bulunan
geminin yönetimi, merkezi Hong Kong’da bulunan
Cosco Wallem’e devredilmişti.
Finlandiya Denizciler Sendikası (FSU) bu
duruma, şirketten mürettebat için bir ITF standart
toplu iş sözleşmesi imzalamasını ve ücretleri bu
sözleşme hükümleri doğrultusunda ödemesini
isteyerek karşılık verdi. Cosco Wallem bir TİS
olmadığını kabul etti, ama buna karşılık toplu
iş sözleşmesini Hong Kong’daki sendikalarla
imzalayacağını söyledi. FSU, durumu Hong
Kong’daki sendikalara danıştıktan sonra, şirkete
bu cevabın kabul edilemez olduğunu bildirdi.
Neyse ki, boşaltma işi şiddetli yağmur
nedeniyle yavaşlamış olduğundan ve gemiye yeni
kargo olarak işlenmemiş kereste yüklenmesi için
www.itfseafarers.org
Kısa kısa
beklendiğinden, görüşmeler için zaman vardı,
ama iki hafta süren pazarlık sürecinin ardından
ortaya hâlâ tatmin edici bir sonuç çıkmamıştı.
FSU gemiye karşı boykot uygulamaktan başka bir
seçeneğinin kalmadığına karar verdi. Finlandiya
Ulaştırma İşçileri Sendikası AKT’nin üyesi olan
yerel liman işçileri, geminin yükleme işini
durdurarak denizcilere verdikleri desteği
gösterdiler.
Boykot etkisini derhal gösterdi ve gemi sahibi,
gemiyi bir ITF standart toplu iş sözleşmesi
kapsamına almayı ve mürettebata birikmiş
99.289 ABD doları tutarındaki ücretlerini ödemeyi
kabul etti.
Sözleşmeler 23 Ekim 2008 tarihinde imzalandı
ve FSU, liman işçisi meslektaşlarının verdiği
destekle, aynı gün, öğle saatinde, gemiyi
yüklemek için hâlâ biraz zaman varken, boykotu
kaldırdı. Denizcilerin alacaklarının ödenmesi için
para 27 Ekim’de geldi ve mürettebata birikmiş
ücretleri, müfettiş Simo Nurmi’yle birlikte, olayla
en başından bu yana ilgilenmekte olan ITF
Müfettişi Jan Örn’ün huzurunda ödendi.
Estonyalı denizciler için
ücret anlaşması
Estonya’da 2.000 denizci, sendikaları ile
işverenleri olan çok uluslu feribot şirketi arasında
yapılan uzun görüşmelerin ardından imzalanan üç
yıllık toplu iş sözleşmesinden faydalanacaklar.
Tallink Group’a ait gemilerde çalışan denizcileri
temsil eden, ITF üyesi Estonyalı Denizcilerin
Bağımsız Sendikası (ESIU), 2008 yılının Ocak
ayında başlayan görüşmelerde işverenle
anlaşmaya vardı. Anlaşma 2.000 denizciye,
geçtiğimiz Eylül ayıdan itibaren, yüzde 25
oranında bir ücret artışı sağlıyor. Bunu, 2009’da
yüzde dokuzluk ve 2010’da ilave yüzde altılık bir
artışın izlemesi öngörülüyor. Aynı zamanda dört
ve dokuz yıldan daha fazla hizmet kıdemi olan
işçiler, 1 Nisan 2009’dan itibaren, sırasıyla yüzde
5 ve yüzde 10 oranında bir kıdem ikramiyesi
alacaklar.
Anlaşma 4 Ağustos’ta, şirkete ait beş feribotun
gerek Estonya’nın başkenti Tallinn’de gerekse de
Finlandiyalı ve İsviçreli sendikaların dayanışma
eylemleri düzenledikleri Finlandiya’nın Helsinki ve
İsveç’in Stockholm limanlarında durduruldukları,
bir saatlik uyarı grevinin ardından sağlandı.
ESIU Başkanı Kaia Vask şöyle dedi: “Şirketin
gelecek üç yıl için istihdamı ve ücretleri güvence
altına alma arzusunu anlıyoruz. Ücret artışı
çalışanların motivasyonunu artıracak ve
feribotlarda verilen hizmetin kalitesinin
artırılmasına yardımcı olacaktır. Kıdeme dayalı
ikramiye sistemi de vasıflı ve deneyimli işçilerin
sağladıkları katkının takdir edilmesi anlamına
geliyor. Şirket yönetimi, buna ek olarak ESIU’nun
pazarlık masasında gündeme getirdiği diğer
sorunlara çözüm bulma sözü verdi. Bu hepimiz
için bir zaferdi.”
www.itfseafarers.org
Mürettebat, ITF’in yardımıyla 100.000 ABD doları kazandı.
Venedikt grevi ücretlerin ödenmesini sağladı
Ukraynalı denizciler ITF’in verdiği
tavsiye doğrultusunda hareket ederek
greve gitmelerinin ardından, ödenmemiş
ücretlerini tahsil etmeyi başardılar.
Türkiye’deki ITF Müfettişi Muzaffer Civelek
neler yaşandığını anlatıyor.
3 Haziran 2008: Rusya’ya doğru seyretmekte
olan ticari gemi Venedikt, Çanakkale boğazını
geçerken, geminin ikinci kaptanı, ITF’le temasa
geçti. İkinci kaptan ITF’e gemide 13 Ukraynalı
mürettebatın bulunduğunu, bu gemicilerin toplam
tutarı 100.000 ABD dolarını bulan, dört aylık
ücretlerini alamadıklarını söyledi. Denizciler
ITF’ten kendilerine yardım etmesini istediler.
Gemi İstanbul’a gelinceye kadar temasta
kalmayı sürdürdük. Mürettebata, İstanbul
Boğazı’nı geçmemelerini ve demirleme
alanında beklemelerini tavsiye ettim.
7 Haziran: Gemi İstanbul’a ulaştı ve mürettebat
gemiyi demirledi. Yönetici, yola devam etmeleri için
mürettebata baskı yaptı, ancak onlar ben gemiyi
ziyaret edinceye kadar bunu yapmayı reddettiler.
10 Haziran: Fırtınalı üç günün ardından, bir
avukat eşliğinde gemiyi ziyaret ettim ve
güvertede ekiple bir araya geldim. Dil
konusunda yardımcı olmak için Ukrayna
konsolosu da bizimle geldi. İçinde bulunulan
duruma bulunabilecek kimi olası çözümlerin
neler olduğunu açıkladım. Mürettebat durumu
kendi arasında biraz tartıştıktan sonra greve
gitmeye karar verdi. Yerel bir avukat, ödenmemiş
ücretler nedeniyle geminin alıkonulmasını talep
etmek üzere Türk mahkemesine başvurmak için
gerekli yasal belgeleri bir araya getirdi.
11 Haziran: Geminin acentesinde çalışan bir
görevli, mürettebata yola çıkmaları karşılığında
para vermeyi önerdi ancak gemiciler bu kişinin
gemiye çıkmasına izin vermediler. Acente
görevlisi benden gemiye binmesine yardımcı
olmamı istedi; bunun üzerine gemiye birlikte
gittik ve o beraberinde getirdiği parayı –50.000
ABD doları– kaptana teslim etti. Kaptan,
mürettebatın şahitliğinde parayı kilit altına aldı.
12 Haziran: Kaptan beni aradı ve yöneticinin
kendisine paranın Rusya’da ödeneceğini
söyleyerek, derhal Rusya’ya doğru yola çıkması için
baskı yaptığını anlattı. Çıplak gemi kiracısı şirkete
telefon ettim; bana yöneticiyle olan sözleşmelerini
feshettiklerini söylediler. Kiracı şirket mürettebata
bir ödeme planı sundu. Buna göre mürettebatın
gemiyi Rusya’ya getirmesi durumunda, kiracı şirket
denizcilerin ücretlerini limana yanaşıldığı zaman,
gemide ödeyecekti. Konuyu kendi aramızda tartıştık
ve alternatif bir öneri sunmaya karar verdik.
Mürettebat ödenmemiş ücretlerinin tamamının
İstanbul’da nakit olarak ödenmesini talep etti ve
şirketin kendilerine daha sonraki ücretleri ile ilgili
bir teminat mektubu vermesi durumunda, Rusya’ya
doğru yola çıkacağını belirtti. Şirket bu talepleri
cevapsız bıraktı. Bunun üzerine, onları, gemiyi
alıkoymak için mahkemeye başvurmaya
hazırlandığımızı söyleyerek uyardım. Bir mahkeme
süreci aylarca zaman alacaktı.
14 Haziran: Geminin yeni acentesinden bir görevli
beni aradı. Toplam tutarı 98.478 ABD doları olan
ödenmemiş ücretleri ödemeye hazır olduklarını
söylediler. Kaptan ve mürettebat gemi sahibinden
bir teminat mektubu aldılar. Mürettebat Rusya’ya
doğru yola çıkmayı kabul etti. Üç gün sonra,
mürettebattan bazıları beni aradı ve paralarının
kalan bölümünü Rusya’da, gemide nakit olarak
aldıklarını söylediler.
ITF Denizciler Bülteni 2009
5
Kısa kısa
“Bu iki sendika, gösteriler
ve barış yürüyüşleri
düzenlediler, hükümete
lobi yaptılar ve medyayı
denizcilerin içinde
bulundukları durumla
ilgili bilgilendirdiler.
Kaçırılan gemideki
denizciler en sonunda,
iki ay boyunca rehin
tutulduktan sonra,
2008 yılının Kasım
ayının sonlarında
serbest bırakıldılar.”
Estonyalı denizciler grevde
ITF Denizcilik Koordinatörü Stephen Cotton
şunları ekledi: “Her iki taraf da kendilerini böyle
bir olumlu sonuca ulaşmış oldukları için
kutlayabilirler, ama bizler ESIU’nun yalnızca
üyeleri için kazanımlar elde etmekle
yetinmediğini, aynı zamanda görüşmeler
sırasında üye sayısını da hatırı sayılır bir ölçüde
artırdığını görmekten memnuniyet duyduk.”
Kaçırılan geminin
mürettebatı serbest
bırakıldı
ITF üyesi sendikalar, geçen yıl Somalili korsanlar
tarafından kaçırılan bir gemideki 22 denizcinin
serbest bırakılmalarını sağlamak için yürütülen
lobi çalışmalarına yardımcı oldular.
ITF üyesi Hindistan Ulusal Denizciler Sendikası
(NUSI) ve Hindistan Denizcilik Sendikası, Stolt
Valor adlı gemide çalışan ve 18’i Hintli olan
denizcilerin serbest bırakılmalarını sağlamak için
ortaklaşa lobi faaliyeti yürüttüler. Bu iki sendika,
gösteriler ve barış yürüyüşleri düzenlediler,
hükümete lobi yaptılar ve medyayı denizcilerin
içinde bulundukları durumla ilgili bilgilendirdiler.
Kaçırılan gemideki denizciler en sonunda, iki
ay boyunca rehin tutulduktan sonra, 2008 yılının
Kasım ayının sonlarında serbest bırakıldılar.
Mürettebattan beş kişi Mumbai’deki ailelerine
kavuştular ve bundan kısa bir süre sonra Hintli
mürettebatın kalan bölümü de Delhi’ye ulaştı.
Güneydoğu Asya ülkelerinden gelen diğer
mürettebat üyeleri de ülkelerine geri döndüler.
NUSI Genel Sekreteri Abdulgani Serang şunları
söyledi: “Bu denizcilerin serbest bırakılmış olması
bizleri çok memnun etti. Denizcilerle dayanışma
göstermek üzere bir araya gelen bütün Hindistan
denizcilik camiasının ortaya koyduğu çabalar
övgüye değerdi.”
Filipinli mürettebat
ücretlerini tahsil etti
Silver Constellation’ın Filipinli mürettebatı, geriye
dönük ücretlerini tahsil etmek için verdikleri uzun
süreli bir mücadelenin ardından, ödenmemiş
maaşlarını aldılar ve İngiltere’nin Cornwall
limanından ülkelerine geri gönderildiler. ITF
mürettebata 16 Şubat 2009’da, kabul edilebilir
bir nihai ödeme anlaşmasını bağıtlamakta
yardımcı oldu.
Mürettebat, İskoçya sularındayken iki ay
süreyle grev yaptı, ama daha sonra, geriye dönük
ücretleri ve ülkelerine geri gönderilmeleriyle ilgili
pazarlıklar sürerken, erzakları azalmakta olduğu
halde, İngiltere’nin Falmouth limanına doğru
dümen kırdılar. Cornish sularında bulundukları
sırada mürettebatın yiyeceği tükendi ancak
bölgedeki Denizcilere Yardım Misyonu’ndan acil
gıda yardımı aldılar.
ITF’in Birleşik Krallık ve İrlanda Koordinatörü
Norrie McVicar, mürettebata borçlu olunan tutarı
tahsil edebilmek için şirketin peşine düştü ve
Denizciler için bir ders
ITF bugüne kadar, çok sayıda denizci için, başarılı sonuç veren ödeme taleplerinde bulunmuş
olmasına karşın, denizcilere yardımcı olamadığımız kimi vakalar da oluyor. Örneğin, Filipinli bir
denizcinin dul eşi, yardım talep etmek amacıyla ITF’e yazdı. Kocası bir motorlu teknede, dokuz aylık
bir iş sözleşmesiyle çalışıyordu. Sözleşmenin süresinin dolmasına dört ay kala, bu denizci kendisini
iyi hissetmemeye başlamıştı. Ama yaptığı başvuru dikkate alınmamıştı. Ya ikinci kaptan bu denizcinin
ciddi olduğunu düşünmemiş ya da denizci talebinde yeterince ısrarcı olmamıştı.
Filipinli denizci hiçbir tıbbi muayeneden geçmedi ve sözleşme süresini tamamladı. Evine vardıktan
bir gün sonra, hemen bir yerel hastaneye gitti. Kendisine hipertiroidizm teşhisi konuldu. Tedavisi
sırasında başka bir hastalığa daha yakalandı ve gemiyi terk ettikten iki ay sonra hayatını kaybetti.
Bütün tedavi ve cenaze masrafları bu denizci ve ailesi tarafından karşılandı. ITF, üyemiz olan sendikanın
yardımıyla, şirketle temasa geçerek, dul eşe ve aileye lütuf ödemeleri [ex-gratia] yapılmasını istedi
ancak bu girişimden bir sonuç alamadık.
Burada denizcilerin alması gereken ders şudur: kendinizi iyi hissetmediğiniz zaman bir doktora
görünmek konusunda ısrarcı olun. Resmi başvuruda bulunun ve bunu yazılı olarak yapın. Bu tür
vakalarda, denizcinin yazılı bir talebinin bulunması durumunda, bir ihmal tazminatı talep etmek
mümkündür. Yazılı herhangi bir şey olmadan, şirketin ihmalkâr davrandığını kanıtlamak çok zordur.
Şirket denizcinin tıbbi tedavi görme ya da ülkesine geri gönderilme talebinde bulunduğunu kolaylıkla
inkâr edebilir.
6
ITF Denizciler Bülteni 2009
www.itfseafarers.org
Eve dönüş: Derbent’in mürettebatı.
Bir gemi hakkında neden her zaman
araştırma yapmanız gerekir…
Burada ITF’in Japon Müfettişi Fusao Ohori
tarafından, çalışmaya başlamadan önce
geminizin durumunu kontrol etmenizin
gerekliliğiyle ilgili uyarıcı bir öykü anlatılıyor.
1 Ocak 2008 tarihinde, Japonya’nın kuzeyinde yer
alan küçük bir adanın yakınlarında tipiye yakalanan
bir gemi karaya oturdu ve hava sıcaklığı eksi 20
santigrat dereceydi. Mürettebat gemiyi yeniden
yüzdürmeye çalıştıysa da, bunu yapmak olanaksızdı.
Japon sahil güvenliği (JSG) gemide hiç kazazede
bulamadı ve mürettebata gemiyi terk etmelerini
önerdi. Ancak mürettebat gemide kalmak ve onu
bulunduğu yerden çıkartmaya çalışmakta ısrar etti.
Sahil güvenlikten yalnızca yiyecek ve su istediler.
Mürettebat, en sonunda 6 Şubat günü, gemiyi
terk etmeye karar verdi ve denizciler Hokkaido
Adası’ndaki Wakkanai kasabasına ulaştılar.
Orada mürettebatla, evlerine geri
gönderilmelerine destek olmak ve ödenmemiş
ücretleriyle ilgili sorunu çözmek için, bir araya
geldim. Dört Ukraynalı ve 10 Rus denizciden oluşan
mürettebatla buluştuğum zaman geminin adının
Derbent olduğunu ve geminin herhangi bir sicile
kayıtlı olmadığını fark ettim: Kamboçya siciline
yaptırılmış olan kaydın geçerlilik tarihi altı ay önce
dolmuştu. Buna rağmen gemi Kore ile Rusya
arasında canlı balık ve yengeç ticareti yapmaya
devam ediyordu.
Ukraynalı mürettebatın verdiği bilgiye göre
14 ayı aşkın bir süredir ödenmemiş olan yaklaşık
65.000 ABD doları tutarında birikmiş ücretleri
vardı ve ücretlerini tahsil edip, Japonya’dan
ülkelerine geri dönmeyi istiyorlardı. Aynı zamanda
Rus mürettebat da kendilerine aylardır ödeme
yapılmadığını doğruladı.
Mürettebat Wakkanai’de bir kamu tesisinde
kalırken, Japonya’daki ITF Müfettişleri ekibi
Ukrayna’nın Kiev şehrindeki istihdam bürosu,
Tokyo’daki Urayna ve Rusya elçilikleri, yerel
acente, JSG ile ve hem Ukrayna ve Kore’deki
ITF Müfettişleriyle hem de ITF’in Londra’daki
merkeziyle temasa geçti.
Aynı zamanda geminin sahibi olan ve merkezi
Moskova’da bulunan V and V’nin ve gemiyi
işletmekte olan ve merkezi Kore’de bulunan Ttex
Trading’in iletişim bilgilerini bulduk ve onlardan
birikmiş ücretleri ve mürettebatın ülkelerine geri
gönderilme masraflarını ödemelerini istedik. Ne
var ki, gemi sahibi şirketin iflasın eşiğine geldiğini,
gemiyi kurtarmanın masraflarını, yerel acente
harçlarını, mürettebatın konaklama giderlerini ve
“Gemi sahibi şirketin iflasın eşiğine
geldiğini, gemiyi kurtarmanın
masraflarını, yerel acente harçlarını,
mürettebatın konaklama giderlerini
ve birikmiş ücretlerini ödemesinin
olanaksız olduğunu söyledi.”
www.itfseafarers.org
birikmiş ücretlerini ödemesinin olanaksız olduğunu
söyledi. Nerede olduğunu ya da bir daha Japonya’ya
ne zaman geleceğini de belirtmedi. İşletmeci
şirket ise bu ödemelerden işletmecinin değil
gemi sahibinin sorumlu olduğunu yineledi.
JSG de mürettebatı Japon hükümeti aracılığıyla
ülkelerine geri göndermenin bir yolunu bulmaya
çalıştı. Mazotun gemiden boşaltılmasını da içeren
maliyet, daha şimdiden 200.000 ABD dolarını
bulmuştu. Bu büyük miktardaki parayı yörenin
küçük belediyesi ödemek zorunda kalmıştı ve bu iş
için daha fazla para harcamaya istekli değillerdi.
Bu arada ben Tokyo’daki Ukrayna ve Rusya
elçiliklerine, gemi sahibinin mürettebatı ülkelerine
geri göndermesini, birikmiş ücretleri ödemesini
ve gemiyi kurtarmasını sağlamalarını isteyen
mektuplar gönderdim. Ukraynalı mürettebat da
elçiliğe hitaben bir dilekçe kaleme aldı.
Çabalarımız sonuç verdi: Ukraynalı mürettebat
14 Şubat günü hükümetleri tarafından ve Rus
mürettebat 19 Şubat günü bir JSG devriye gemisiyle
ülkelerine geri gönderildiler.
Gemi sahibiyle temas etmeye çalıştım ancak
cevap alamadım. Derbent orada bırakıldı:
temizlenmesinin ve parçalanıp sökülmesinin
bedelini belediye karşılamak zorunda kaldı.
Bu olay bütün denizcilerin bir gemide çalışmaya
başlamadan önce Equasis ya da ITF’in denizciler
web sitesi üzerinden, o geminin durumuna
bakmaları gerektiğini gösteriyor. Denizciler burada
gemiyle ilgili, ne zaman inşa edildiği, grostonu,
geminin türü, sahibinin adı ve adresi, PSC
kayıtları, mürettebat sayısı ve milliyetleri ve bir
ITF sözleşmesi kapsamında olup olmadığı
türünden veriler bulabilirler.
Denizciler geminin adını ya da IMO numarasını
yazarak, bu geminin tehlikeli ya da kötü çalışma
koşullarına sahip bir gemi olmasının muhtemel
olup olmadığını anlayabilirler.
Bkz. www.equasis.org web sitesi ya da
www.itfseafarers.org adresinde yer alan
“Look Up a Ship” başlığı
ITF Denizciler Bülteni 2009
7
Gemilerle
ilgili online
ücretsiz bilgi
Çalıştığınız gemi hakkında daha fazla bilgi
sahibi olmak ister misiniz?
Geminizin ITF tarafından kabul edilen bir
toplu iş sözleşmesine sahip olup olmadığını
öğrenmek ister misiniz?
Geminizin emniyet sicilinin detaylarını
bilmek ister misiniz?
Öyleyse, gemilerle ilgili online ücretsiz bilgi
sağlayan www.equasis.org web sitesini ziyaret
etmek isteyebilirsiniz.
Bu web sitesinde gemilerle ilgili, sahiplik
detayları ve devlet liman kontrol teftişleri dâhil,
çeşitli bilgileri ücretsiz olarak araştırabilirsiniz.
Sitede aynı zamanda, gemide bir ITF sözleşmesi
varsa bunun detayları, son kayıtlı mürettebat
listesinin bir özeti ve son ITF teftişinin yapıldığı
tarih ve yer dâhil, ITF’in sahip olduğu önemli
bilgiler de yer alıyor.
Bu bilgiye erişebilmek için bütün yapmanız
gereken siteye kaydolmak. Kaydolmak ücretsiz
ve çok basit.
Nasıl kaydolacaksınız
www.equasis.org sitesine gidin.
Sol tarafta yer alan menüden “Kaydol”u seçin.
Eğer kullanım şartlarını uygun buluyorsanız,
sayfanın en altındaki “Kabul” düğmesini seçin.
Karşınıza bir kayıt formu çıkacak. Tercih ettiğiniz
kullanıcı adını, parolanızı, adınızı, adresinizi ve
diğer bilgileri girin.
Bu süreci tamamladığınızda, kaydolma
işleminizin tamamlandığına ve Gemi Araştırma
hizmetini kullanmaya başlayabileceğinize dair
bir onay mesajı alacaksınız.
Bu hizmeti nasıl kullanacaksınız
Bir gemiyi adıyla, telsiz çağrı işareti ya da IMO
(Uluslararası Denizcilik Örgütü) numarasıyla
araştırabilirsiniz. Bir gemiyi araştırdığınızda ana
sayfa şu bilgileri gösterecektir:
Gemiyle ilgili bilgi – ad, gemi tipi, bayrak, inşa yılı.
Sevk ve idare – gemi sahibiyle ilgili bilgiler.
(Deniz sigortası) sınıflandırma cemiyetleri.
Güvenlik yönetimi.
P&I sigorta şirketleri ile ilgili bilgi.
Üsteki menüden şunları seçebilirsiniz:
Gemi ruhsat tezkeresi
Teftiş ve gemi adamı istihdamı – devlet liman
kontrollüğünce (PSC) yapılmış teftişler, PSC insan
unsuru, Uluslararası Çalışma Örgütü, ITF vb.
Tarihçe – bayrak, gemiye kimlerin sahip
olduğuyla ilgili tarihçe vb.
geriye kalan, 2008 yılının Temmuz ayından
itibaren ödenmemiş olan yaklaşık 204.000 ABD
doları tutarındaki son ödeme, 16 Şubat’ta yapıldı.
Silver Constellation, tamir nedeniyle, 21 Hintli
denizciden oluşan yeni bir mürettebatla birlikte
Falmouth’da kaldı. Bu arada, Hong Kong’daki ITF
üyeleri, gemiyi ITF onaylı bir toplu iş
sözleşmesinin kapsamına almak için harekete
geçtiler.
Korsanlık giderek
kontrolden çıkıyor
Geçtiğimiz yıl içinde, denizcilerin yaşamları ve
geçimleri giderek artan bir biçimde korsanlığın
tehdidiyle karşı karşıya kaldı.
Dergimizin baskıya girdiği sırada, Uluslararası
Denizcilik Bürosu’nun (IMB) Korsanlık Bildirim
Merkezi’ne, 2008 yılında, 200’e yakın vaka
bildirilmiş durumdaydı. Bu sayı, korsanlık
vakalarında yaşanan dramatik artışı temsil ediyor.
Somali, Nijerya ve Endonezya, uluslararası
korsanlığın merkezleri olmaya devam ediyorlar.
2008’de bildirilmiş olan korsanlık eylemleri 115
adet borda edilmiş, 31 adet kaçırılmış ve 23 adet
üzerine ateş açılmış gemiyi kapsıyor. Bu olaylar
sırasında toplam 581 mürettebat üyesi rehin
alındı, bunların dokuzu öldürüldü ve öldürülmüş
olduğu düşünülen yedisi de kayıp durumda.
IMB Müdürü Kaptan Pottengal Mukundan
şunları söyledi: “Korsanlık olaylarının sıklığında
ve şiddet düzeyinde görülen artış, gemicilik
sektörü ve bütün denizciler için önemli bir endişe
kaynağı. Saldırı türleri, saldırılarda kullanılan
şiddet, alınan rehine sayısı ve gemilerin serbest
bırakılmaları için ödenen fidye tutarları, bunların
hepsi önemli ölçüde artış gösterdi.”
Korsanlık felaketinin denizciler açısından ciddi
sonuçlar yaratması kuvvetle muhtemel. Fidye için
alıkonulmaya ilişkin bariz riskin yanı sıra, gemi
sahipleri için artan maliyetler de istihdam ve
ücret yapısını etkileyebilir. Bazı gemiler, korsanlık
vakalarının yoğun olarak yaşandığı yerlerden uzak
durabilmek için, daha büyük maliyete katlanarak,
daha uzun rotalar izliyorlar. Bu maliyetlerin
bazıları tüketicilere yansıtılacak olsa da işçiler de
risk altında olabilirler.
ITF geçen yıl işverenlerle yaptığı görüşmelerde
çok sayıda denizci için, korsanlık olaylarına en sık
rastlanan bölgelerden biri olan Aden Körfezi’nden
geçerken, ekstra ücret ve haklar almalarını ve
ölmeleri durumunda ailelerine tazminat
ödenmesini öngören hükümlerin kabul edilmesini
sağladı. Ne var ki, bu saldırıların işin başında,
erken aşamalarda önlenmesi gerekir ve işte bu
nedenle, ITF, ordudan, korsanlık sorunu ile baş
etmek için kararlı bir biçimde harekete geçmesini
istedi. ITF, donanmaları bütünüyle savunmacı bir
yaklaşımla yetinmek yerine, saldırıların
düzenlenmesinde kullanılan ana gemileri arayıp
bulmaya çağırıyor.
ITF’in web sitesi farklı
dillerde yayına başlıyor
ITF’in denizciler web sitesi üç yeni dilde yayın
yapmaya hazırlanıyor. www.itfseafarers.org
adresinde yer alan web sitesine, 2009’un
sonunda Çince, Rusça ve İspanyolca olarak
da erişilebilecek.
Denizciler web sitesi, denizciler için, her
nerede olurlarsa olsunlar, bilgisayar
konusunda ne kadar bilgili olduklarına ya da
siteye erişim için kullandıkları ekipmanın ne
kadar iyi ya da kötü olduğuna bağlı
olmaksızın, “bütün hizmetleri tek bir yerde
bulabilecekleri” bir site olarak yayına
sokuldu.
Web sitesinin yeni dillerdeki versiyonları,
dünyanın dört bir yanındaki denizcilere
bilgiye ulaşma ve ITF’le ve birbirleriyle
ilişkiye geçme konusunda kolaylık
sağlayacak.
ITF’in denizciler web sitesiyle ilgili daha fazla
bilgi almak için 40. sayfaya bakınız.
Bir denizci 76.000 ABD $’ı
tutarında işgöremezlik
tazminatı kazandı
ITF, Japonya ve Şili arasında gerçekleştirilen
eşgüdümlü eylem sayesinde, bir denizciye önemli
tutarda işgöremezlik tazminatı ödenmesini
sağladı.
2008 yılının Ocak ayında, Japonya’daki ITF
Koordinatörü Şoji Yamaşita, Şili’nin Valparaiso
limanında görevli ITF Müfettişi Juan Luis
Villalón’dan, acil bir durumun söz konusu
olduğunu bildiren bir telefon aldı. Nibaldo León
adlı bir denizci, 2007 yılının Haziran ayında, Japon
bandıralı balıkçı gemisi Niitaka Maru’da
yaralanmıştı. León balıkçılık yapamayacağına dair
bir doktor raporu almıştı, ama gemi sahibi Nissui
Shipping’den hiçbir şey almamıştı.
Japonya’daki ITF görevlileri, Japon denizciler
sendikasının balıkçılık bölümü ile konuyu
tartıştılar ve León’a destek vermeyi
kararlaştırdılar. Yamaşita, Villalón aracılığıyla
León’u konuyla ilgili eksiksiz bir biçimde
bilgilendirdi.
León ve Nissui Shipping, 28 Ocak 2008’de,
Şili’de bir araya gelerek bir anlaşmaya
varmaya çalıştılar. Ne yazık ki, toplantı
başarısızlıkla sonuçlandı. Konuyla ilgilenen
avukatlar görüşmeleri sürdürdüler ve aynı
zamanda JDS de, Nissui Shipping’le güçlü bir
biçimde pazarlık etmeyi sürdürdü. Taraflar en
sonunda 20 Ağustos 2008’de, daha kısa süre
içinde bir çözüme ulaşabilmek için, Şili’de
avukatlar arasında görüşmelerin başlaması
www.itfseafarers.org
Kısa kısa
ITF’in Yeni Zelanda’daki Müfettişi Grahame McLaren
IVS Nightingale’de halinden memnun bir mürettebatla karşılaştı.
Mutlu bir gemi
Müfettişler bir gemiyi ziyaret ettikleri zaman, IVS Nightingale’in
Yeni Zelanda’nın South Island’daki Timaru limanında bulunduğu
sırada yapılan teftişinde olduğu gibi, her zaman bir sorunla
karşılaşmazlar. ITF Müfettişi, geçtiğimiz Ağustos ayında gemiye
çıktı ve gemiyle, ücretlerle ya da çalışma koşullarıyla ilgili (korkuluk
ağları onarım gerektiren borda iskelesi dışında) hiçbir sorunla
karşılaşmadı. Yukarıda yer alan resimlerde, ITF’in Yeni Zelanda
Müfettişi Grahame McLaren (ITF yelekli) ve YZ Denizcilik Sendikası
Timaru Şubesi başkanı Kevin Forde, gemiyi teftiş ederken ve
kaptan, zabitler ve mürettebatla konuşurken görülüyorlar.
www.itfseafarers.org
ITF Denizciler Bülteni 2009
9
Kısa kısa
Uzun süren yasal mücadele Çalışanların Tazminat Yönetmeliği kapsamında tazminat alma hakkını sağladı
Filipinli bir denizci, beş yıl önce yaşanan bir
kazanın gözünde yol açtığı hasar nedeniyle
tazminat almayı başardı. Paquito, 2003 yılında
yaralandığı zaman, Hong Kong bandıralı bir
genel kargo gemisinde ikinci makinist olarak
çalışıyordu. Kendisine, 3 Eylül 2003 tarihinde,
Kaptan tarafından, sancak tarafındaki lumbar
ağzına asılı merdiveni, baş makinistle birlikte
tamir etmesi emredildi. Baş makinistin, merdivenin
eğilmiş olan bir bölümü bir balyozla düzeltmeye
çalıştığı sırada, bir metal parçası yerinden koptu
ve ikinci makinistin sağ gözüne isabet ederek,
bu gözün görme yetisini tamamen kaybetmesine
neden oldu. O tarihte Paquito 54 yaşındaydı.
Paquito’nun iş sözleşmesi, Filipinli denizcilerin
haklarını korumayı amaçlayan Filipinler Denizaşırı
İstihdam Dairesi’nin (POEA) belirlemiş olduğu
standart biçime uygun olarak hazırlanmıştı. Bu,
iş sözleşmesinin Filipinler hukuku kapsamında
yer aldığı ve iş anlaşmazlıklarının Filipinler’deki
tahkim araçlarıyla çözüleceği anlamını taşıyordu.
Bu sözleşme, yaralanma ve ölüm halinde bir
denizciye ödenecek olan asgari tutarları da
belirliyor. POEA’nın “Filipinli Denizcilerin
Okyanuslarda Çalışan Gemilerde İstihdam
Edilmelerinin Standart Şartları ve Koşulları”,
Paquito’nun iş sözleşmesine içerilmiş durumdaydı.
Gemi sahiplerinin Filipinli denizcilerle, ilki
Filipinler’in yasal zorunluluklarına uymak için
POEA onaylı ve ikincisi diğer yasal zorunlulukları
karşılamak üzere hazırlanmış olan iki ayrı sözleşme
yapmaları, ender olarak rastlanan bir durum
değildir. Bu vakada, gemi sahibiyle Paquito
arasında, Filipinler’de düzenlenen POEA
sözleşmesinden ayrı olarak, bir de Hong Kong
yasalarına uygun davranmak adına, “Mürettebat
İş Sözleşmesi ve Dökümleri” adlı bir başka iş
sözleşmesi imzalanmıştı. Aslında, Paquito’nun
iş sözleşmesinde yer alan şartlar hem POEA hem
de Hong Kong sözleşmesinde yer alıyordu.
Bir denizci 5 yıl süren
tazminat mücadelesini
kazandı
Paquito pes etmedi. Gemicilik şirketi 23 Eylül
2005’te Filipinlerde tahkim başvurusunda
bulunurken, Paquito 2005 yılının Ağustos ayında,
Hong Kong’da İşçi Tazminatı talep etmek için yasal
işlemleri başlattı. Paquito mali sıkıntı içindeydi,
bu nedenle yasal yardım alabilmek için Hong
Kong’daki yasal yardım dairesine başvuruda
bulundu ve kendisine bu yardım sağlandı. ITF
üyesi Hong Kong denizcilik sendikalarının
temsilcileri Paquito’nun avukatlık işlerini
üstlendiler.
Gemicilik şirketi davayı durduruyor
Gemicilik şirketi, Paquito’nun açtığı davaya karşı,
dava sürecinin durdurulması için başvuruda
bulundu. Şirket, aynı zamanda, denizci tarafından
yapılmış olan taleplerin tahkime havale edilmesi
gerektiğini belirtti. POEA sözleşmesinde şöyle
bir ifade yer alıyor: “Bu istihdamdan kaynaklanan
kimi hak talepleri ve iş anlaşmazlıklarının ortaya
çıkması durumunda, bir toplu iş sözleşmesinin
kapsamında yer alan taraflar hak talebini ya da
iş anlaşmazlığını, gönüllü arabulucunun ya da
arabulucular heyetinin asli ve münhasıran
yargılama yetkisine bırakacaklardır.”
Bölge mahkemesi yargıcı bunun denizcinin
istihdamdan değil, Çalışanların Tazminat
Tazminat talebi
Paquito uğradığı kayıp ve zararlar için ilk olarak
Filipinlerde, 5 Kasım 2003’te, Ulusal Çalışma
İlişkileri Komisyonu nezdinde tahkim işlemlerini
başlatarak hak talebinde bulundu. Ardından,
Singapur’da, 30 Aralık 2003’te, Denizcilik
Mahkemesi’nde geminin alıkonulması için, (diğer
bir deyişle çalıştığı gemiye) Rainbow Joy’a karşı
dava açtı.
Paquito, 15 Ocak 2004’te, Filipinlerde yapmış
olduğu hak talebi başvurusunu geri çekti. Bu
sırada gemi sahibi, çeşitli gerekçeler öne sürerek
Singapur’daki mahkeme kovuşturmasının
durdurulması için başvuruda bulundu. Gemi
sicil memurluğu Singapur’daki kovuşturmanın
durdurulması gerektiğine ikna oldu. Paquito bu
karara itiraz etti, ama bu itiraz başvurusu yüksek
mahkeme tarafından reddedildi. Paquito, temyiz
mahkemesine başvuruda bulunmasına karşın,
gemi sicil memurluğunun kararı haklı bulundu.
10
ITF Denizciler Bülteni 2009
“Bölge mahkemesi
yargıcı bunun denizcinin
istihdamdan değil,
Çalışanların Tazminat
Yönetmeliği’nden (ÇTY)
kaynaklanan bir tazminat
talebi olduğuna; diğer
bir deyişle sözleşmeye
bağlı bir tazminat talebi
olmadığına işaret etti.”
Yönetmeliği’nden (ÇTY) kaynaklanan bir tazminat
talebi olduğuna; diğer bir deyişle sözleşmeye
bağlı bir tazminat talebi olmadığına işaret etti.
Kişi bir işte çalışırken yaralandığı ve kaza
istihdam edildiği sırada meydana geldiği sürece,
bu kişiye ÇTY kapsamında tazminat ödenmesi
gerekmektedir. Bu vakada denizci tarafından
yapılan tazminat talebi tahkim maddesi
kapsamında yer almamaktadır ve kendisine
ÇTY tarafından, bir çalışan olması nedeniyle
tanınan yasal hakkı kullanmaktadır. İşveren bu
kovuşturma süreçlerini durdurmak için tahkim
maddesine yanlış bir biçimde başvurmaktadır.
Yargıç, 2006 yılının Haziran ayında, bölge
mahkemesinin, taraflar arasında bir tahkim
anlaşmasının var olup olmadığına bakılmaksızın,
ÇTY talepleri üzerinde münhasıran yargı yetkisine
sahip olduğuna hükmetti. Bir ÇTY talebinin bölge
mahkemesinde karara bağlanmasının zorunlu
olması, bu ÇYT talebini tahkime havale edilemez
hale getiriyor ve dolayısıyla denizcinin tazminat
talebiyle ilgili yürütmenin durdurulmamasını ve
anlaşmazlık konusunun tahkime götürülmemesini
gerektiriyordu.
Ne var ki, gemicilik şirketi bölge mahkemesi
yargıcının kararını yüksek temyiz mahkemesine
götürerek itirazda bulundu.
Yüksek temyiz mahkemesi yargıcı temyiz
başvurusunu haklı buldu ve bölge mahkemesi
yargıcının kararını iptal etti. 2007 yılının Şubat
ayında yargıç yasal kovuşturmanın durdurulmasını
ve denizcinin tazminat taleplerinin POEA sözleşmesi
gereceğince tahkime götürülmesini emretti.
Paquito’nun temyiz mahkemesine kendisine
son temyiz hakkının tanınması için yaptığı
başvurunun bir kez daha reddedilmesine rağmen,
hukuki yardım bölümü, HK denizciye güçlü bir
biçimde destek vermeyi sürdürdü ve en sonunda,
Paquito’nun son temyiz için mahkemeye başvuruda
bulunmasına izin verildi.
Yapılan duruşmada mahkeme hiçbir gücün ÇTY
kovuşturmalarını tahkimin lehine durduramayacağı
görüşünü haklı buldu. 2008 yılının Nisan ayında
mahkeme tazminat anlaşmasının ve münhasıran
yargı yetkisi dâhilindeki konuların denizcinin
lehine karara bağlanması gerektiğine hükmetti.
Bu, Paquito’nun Çalışanların Tazminat Yönetmeliği
altında tazminat almaya hak kazandığı, sağduyu
ve denizcilerin hakları için bir zafer elde edildiği
anlamına geliyordu.
www.itfseafarers.org
Danny Cornelissen/Port Pictures NL
Eylem düzenlemeyi
mi düşünüyorsunuz?
Önce bunu okuyun!
İtalyan liman işçileri güvenliğe yaklaşımda sıfır tolerans istiyorlar.
konusunda anlaşmaya vardılar.
Görüşmelerin sonuç vermemesi üzerine,
León’un avukatları dava açmak üzere hazırlıklara
başlama kararı aldılar. ITF, Nissui Shipping’le sıkı
bir biçimde pazarlık yürütmeye devam etti ve en
sonunda 2 Aralık 2008’de, Nissui Shipping, León’a
iş göremez hale geldiği için, 76.000 ABD doları
ödemeyi kabul etti. León bu kararı kabul etti ve
ITF’e yardımları için teşekkür etti.
İtalyan sendikalar
limanlarda yaşanan
ölümlere karşı greve gitti
İtalya’daki liman işçileri sendikaları, kısa bir süre
önce, ülkenin çeşitli limanlarında bir dizi ölüme
neden olan yetersiz iş güvenliğini, protesto etmek
için greve gittiler.
Grev kararı İtalya’nın önde gelen –tamamı ITF
ITF’le ilgili güncel haberlere ve
denizcilerle ilgili sendikal etkinliklere şu
adresten ulaşabilirsiniz:
www.itfseafarers.org/maritime_news.cfm
www.itfseafarers.org
üyesi olan– liman işçileri sendikaları FILT-CGIL,
FIT-CISL ve Uiltrasporti tarafından, ölümle
sonuçlanan bir dizi kazanın yaşanması nedeniyle
alındı. Bunlar, La Spezia’da hareketli bir vinç
tarafından ezilen Giulianı Fenelli’nin ölümünü ve
limancılık sektöründe yalnızca Ocak ayının
başından bu yana yaşanan diğer iki ölümlü
kazayı kapsıyor.
Sendikalar yayınladıkları ortak bildiride şöyle
dediler: “Şimdi artık limanlarda çalışma güvenliği
konusunda gerçek anlamda bir acil durumla karşı
karşıya olduğumuz çok açıktır.”
ITF’in Liman İşçileri Kolu Sekreteri Frank Leys,
konuyla ilgili şu yorumu yaptı: “İskele ve
terminallerde güvenli olmayan çalışma
uygulamalarına ve koşullarına karşı sıfır
tolerans göstermeyi temel alan bir yaklaşıma
gereksinim duyuluyor. Ulusal yasal
düzenlemelerin ve uluslararası sözleşmelerin
oynamaları gereken çok önemli bir rol var –
ülkelerin 152 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü
Sözleşmesi’ni ve güvenlik ve sağlık üzerine
davranış kurallarını onaylamaları ve uygulamaya
koymaları gerekiyor. ITF ve onun Avrupa kolu ETF,
ILO ve Uluslararası Denizcilik Örgütü gibi
uluslararası kuruluşlarla ve küresel liman
işletmecileriyle, limanları daha güvenli hale
getirmek için, birlikte çalışmaya devam
edecektir.”
ITF, elverişli bayrak gemilerinde
hizmet veren denizcilere, adil bir
ücret almaları ve düzgün bir toplu
sözleşme temelinde çalışmaları için
yardım etmeye kararlıdır.
Denizcilerin bazen yerel
mahkemelerde hukuk yoluna
başvurmaları gerekir. Bazı başka
durumlarda bir gemiye boykot
uygulamak gerekebilir. Farklı
durumlarda farklı eylem biçimleri
geçerlidir. Bir ülkede doğru olan
bir eylem biçimi, başka bir ülkeye
uymayabilir.
İlk yapmanız gereken, ITF’in yerel
temsilcisiyle temasa geçmek olmalı.
Temas için gerekli adres ve telefon
numaralarını bu bültenin orta
sayfalarında bulabilirsiniz. Aynı
zamanda 30. sayfada da bir faks
formu yer alıyor. Herhangi bir eyleme
girişmeden önce yerel temsilciye
danışmalısınız.
Bazı ülkelerde greve gidecek
olursanız ülke yasaları gerçekte sizin
ve arkadaşlarınızın aleyhine
işleyecektir. Bu durumlarda, ITF’in yerel
temsilcisi size konuyu anlatacaktır.
Çok daha fazla sayıda ülkede ise
bir uyuşmazlıktan galip çıkmanın
anahtarı greve gitmektir. Burada
da yerel temsilcinin tavsiyesi çok
değerlidir. Gemi limanda ise, denize
açılmamışsa, grev yapmak birçok
ülkede yasal hakkınızdır.
Her grevde disiplinli hareket
etmeyi, şiddete başvurmamayı ve
birliği korumayı gözetmek gerekir.
Unutmayın, birçok ülkede grev hakkı
yasalar ve anayasa tarafından güvence
altına alınmış temel bir insan hakkıdır.
Ne yapmaya karar verirseniz verin,
harekete geçmeden önce yerel ITF
temsilcileriyle konuşmayı unutmayın.
El ele verdiğimiz takdirde, adalet ve
temel haklar konusundaki savaşı
kazanabiliriz.
ITF’in elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı kampanyası
2008 için olgular ve rakamlar
ITF Müfettişleri 2008
yılı boyunca toplam 9.580
gemiyi ziyaret ettiler.
2008 yılı boyunca
31 ülkede ITF toplu iş
sözleşmeleri imzalandı.
ITF’in elverişli bayrak
kampanyası 2008 yılı
boyunca denizciler için
18,8 milyon ABD doları
tutarında birikmiş ücretin
ve tazminatın tahsil
edilmesiyle sonuçlandı.
ITF’in, dünya üzerinde
2008 yılı boyunca
45 ülkenin limanlarında,
125 Müfettişi var.
31 ülkede ITF toplu iş
sözleşmeleri imzalandı.
2008 yılında ITF üyesi
ITF tarafından yapılan
sendikalar ve elverişli
bayrak gemilerinde
çalışan denizciler, ITF’in
kampanyasını desteklemek
üzere dört kıtada, 21 ülkede
eylemler düzenlediler.
12
ITF Denizciler Bülteni 2009
teftişlerin yüzde 82’si,
kötü bir sicile sahip olan
gemilere özel dikkat
gösterilerek, elverişli
bayrak gemilerine
(25. sayfada yer alan
elverişli bayraklar listesine
bakınız) yapıldı.
2008 yılında ITF’in
toplu iş sözleşmeleri
kapsamında yer alan
denizci sayısı 232.946’ydı
(bu sayı 2007’de
209.950’ydi).
www.itfseafarers.org
Kısa kısa
“Mürettebat çok büyük
bir yerel destek gördü.
Halk mürettebata,
birkaç gün içinde, bir ay
süreyle yeterli olacak
miktarda yiyecek verdi.”
AP Light: mürettebat, ITF devreye girinceye kadar, ücretleri ödenmeden, kendi kaderine terk edildi.
ITF Rus denizciler için
70.000 ABD $’ı tahsilât
yaptı
Rus denizciler, ITF’in yardımcı olmak üzere
devreye girmesinin ardından, kendilerine borçlu
olunan birikmiş ücretlerini aldılar.
Ticaret gemisi AP Light’ta çalışan bir Rus
baş makinist, 2007 yılının Ocak ayında, geminin
emniyetli olmadığını ve şirketin mürettebata ücret
borcunun bulunduğunu bildirmek için ITF’i aradı.
ITF Eylemler Ekibi, Slovenya Liman Devlet
Kontrolü’nü aradı ve geminin teftiş edilmesini
talep etti.
Yapılan denetimde çok sayıda eksiklik tespit
edildi ve gemiye liman otoritesi tarafından el
konuldu. Gemi sahibi, gemiyi tamir edilmesi için bir
tersaneye gönderdi. Bu sırada ITF gemi sahibiyle,
baş makinistin hem birikmiş ücretleri hem de
ülkesine geri gönderilmesi konularını görüştü.
Diğer mürettebat üyeleri makinistin kararını
izlememeyi kararlaştırdılar ve gemide kaldılar.
2008 yılının Ocak ayında, aynı gemide çalışan
bir mürettebat üyesi, ücretlerini beş aydır
alamadıklarını söylemek için telefon etti. Gemi bir
yıldır Slovenya’da bir tersanede bekliyordu. Şirket
ciddi bir mali sıkıntı içindeydi. AP Light’ın
mürettebatının ödenmemiş ücretlerinin biriktiği
sırada, şirketin gemilerinden biri Türkiye’de
alıkonuldu.
www.itfseafarers.org
Şirketin bir başka gemisi daha önce, ITF’in
Türkiye’deki üyesi bir sendika tarafından yapılan
eylemin ardından, aynı nedenle satılmıştı.
ITF’in Eylemler Ekibi’nden Dongli Hur, Rus
şirketle taktik görüşmeler yürüttü ve şirket borçlu
olduğu ücretlerin üçte birine karşılık gelen,
22.000 ABD doları tutarında ödeme yaptı.
ITF Sözleşmeler Geliştirme Müdürü Branko
Krznaric, izinde oldukları sırada dokuz mürettebat
üyesini ziyaret etti. Sekizi Rus ve biri Ukraynalı
olan mürettebatı, yiyecekleri tükenmiş bir halde
ve yaşamlarını tutukları balıkları yiyerek
sürdürürken buldu. Krznaric yerel medyanın
konuyla ilgilenmesini sağladı, basın toplantıları
düzenledi. Mürettebat çok büyük bir yerel destek
gördü. Halk mürettebata, birkaç gün içinde,
bir ay süreyle yeterli olacak miktarda yiyecek
verdi.
Gemi sahibi ücretlerin kalan kısmını da ödemek
istedi ancak tersane kendisinden tamir ücreti
olarak 1,3 milyon avro istediğinden, yeterli parayı
temin edemedi. ITF gerek potansiyel alıcı ile
gerekse de tersane ile görüşmeye devam etti.
En sonunda tersane talep ettiği tutarı 630.000
avroya düşürmeyi, başlangıçta istediği fiyat
üzerinden yüzde 50 oranında indirim yapmayı
kabul etti. Gemi 2008 yılının Temmuz ayında
satıldı ve bütün mürettebata ücretleri ödendi ve
ülkelerine geri dönmeleri sağlandı. Mürettebat
için toplam 70.000 ABD doları tutarında ücret
tahsil edilmiş oldu.
ITF Denizciler Bülteni 2009
13
Ekonomik darboğaz
Denizciler krizin acısını
hissetmeye başladılar
Küresel ekonomik
kriz dünyayı hızlı
bir biçimde sararak
hazırlıksız yakaladı ve
gemicilik sektörü krizin
darbelerini hissediyor;
BRENDA KİRSCH neler
olduğunu ve denizciler
üzerinde yarattığı
olumsuz etkileri
ele alıyor.
Arka plan
2007 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde
finansal şirketlerin, düşük gelirli insanları
gayrimenkul satın almaya teşvik etmek için yüksek
riskli stratejiler izlemekte oldukları ortaya çıkmaya
başladığında, bu, ilk başta küçük bir yerel sorun
olarak kalacakmış gibi görünüyordu.
Ne var ki, ABD’li finansörler tarafından yapılan
spekülatif yatırımlar ve başvurulan aşırılıklar
olarak başlayan şey, dünya ölçeğinde ekonomiyi
–ve milyonlarca insanın işini ve geçimini– etkiler
hale geldi.
Kredi sıkışmasıyla birlikte Çin, Hindistan ve
Güneydoğu Asya’daki fabrikalarda üretilen ürünler
için verilen siparişler düştü. Bunun sonucu olarak,
Asya’dan, Avrupa’ya ve Kuzey Amerika’ya mal
taşıyan konteyner gemilerine olan talepte bir düşüş
yaşandı. Bu sırada gemicilik şirketleri genişleme
ve büyümeye yönelik planlarını –yeni gemi siparişleri
de dâhil olmak üzere– iptal etmeye başladılar.
Gelirlerde yaşanan düşüş ve krediye erişim
olanaklarının azalmış olması aynı zamanda
gemiyle çıkılan tatillere ve tatil amaçlı diğer
gemicilik faaliyetlerine olan talebi de etkiledi.
Bu gelişmeler gemicilik trafiği üzerinde, gemi
inşaatı sektörü ve ekonomi çıkışa geçtiği zaman,
sektörün gelecekteki kapasitesi üzerinde
yaratacağı daha uzun vadeli sonuçlarla birlikte,
doğrudan bir etkiye sahip.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, geçen yıl yüksek
düzeylerde seyreden yakıt fiyatları ve petrol
üretimindeki ve arzındaki kesintiler de gemiciliği
olumsuz yönde etkiledi. Aden Körfezi’ndeki
korsanlık tehdidi kimi gemicileri Asya’dan
Avrupa’ya daha uzun ve daha pahalı rotalar
izlemeye zorlayarak, ithalatın maliyetinin daha da
artmasına neden oldu.
Kriz gemiciliği vuruyor
Uluslararası ekonomide yaşanan darboğaz, 2008
yılında gemicilik sektörünü etkilemeye başladı.
Kuru yük gemilerinin kiralarında yaşanan
dramatik düşüş kimi en büyük gemi kiralayıcılarını
ve sahiplerini vurdu. Kötüleşen koşullar aynı
zamanda navlun fiyatlarında da büyük çaplı bir
erimenin yaşanmasına neden oldu.
“Gemilerde çalışanlar, gemicilik trafiğindeki azalma
denizcilerin işlerini vurmazdan önce bile, krizin
ücretleri üzerinde yol açtığı etkileri hissetmeye
başlamışlardı.”
14
ITF Denizciler Bülteni 2009
www.itfseafarers.org
Jonathan Kirn / Alamy
Singapur açıklarında demirlemiş olarak bekleyen gemiler -Singapur’daki dünyanın en büyük konteyner limanı, 2008 yılının Kasım ayında, gemi trafiğinde
2001 yılından bu yana ilk kez düşüş yaşandığını açıkladı.
2008 yılının Haziran ayında konteyner
gemiciliği ile taşınan kargo hacmi hızla düşmeye
başladı. İkinci çeyrek rakamları, ilk çeyrekte
yüzde 11,62 ve bir yıl öncesinin aynı döneminde
yüzde 20’nin üzerinde olan batı yönündeki büyüme
hızının, yüzde 5,24’e düştüğünü ortaya koydu.
Kuzey Avrupa’ya konteynerle yapılan
taşımacılık trafiği, ilk çeyrekteki yüzde 9,3’lük
büyümeye kıyasla, ikinci çeyrekte yalnızca yüzde
3,6 oranında artış gösterdi. 2008 yılının Haziran
ayında, batı yönündeki bütün varış noktalarına
olan trafik hacmi, 2008 Mayıs’ında ulaşmış
olduğu yüzde 9,35 gibi yüksek büyüme oranına
kıyasla, yüzde 1’den daha az büyüdü.
Gemicilik sektörü, Eylül ayında, yatırım bankası
Lehman Brothers’ın çöküşünün ardından, ABD
hisse senedi piyasasında yaşanan düşüşün ve
kurumsal kredilerde artan sıkışmanın etkisiyle
daha da sarsıldı. Bunun ardından ABD hükümeti
krizden ağır darbe almış olan sigorta şirketi AIG’yi
–önde gelen bir gemicilik sigorta şirketi olan AIG
aynı zamanda ABD’deki en büyük liman yönetim
şirketi olan Ports America’nın da sahibidir–
Filipinler
etkisi
www.itfseafarers.org
çökme noktasına geldiği zaman kurtarmak
zorunda kaldı.
Noel öncesinde Asya’dan Avrupa’ya olan kargo
ticaretinde görülen olağan artış, 2008 yılında hiç
söz konusu olmadı.
Yatırım şirketi Morgan Stanley’nin Asya Genel
Müdürü Stephen Roach, 2008 yılının Kasım
ayında yapılan Dünya Gemicilik (Çin) zirvesinde,
ekonomik darboğazın en az iki yıl sürebileceği
uyarısında bulundu.
Denizciler krizin etkilerini
hissediyor
Gemilerde çalışanlar, gemicilik trafiğindeki azalma
denizcilerin işlerini vurmazdan önce bile, krizin
ücretleri üzerinde yol açtığı etkileri hissetmeye
başlamışlardı. Çok sayıda denizci ücretlerini,
2008’in ortalarında değer kaybına uğramış olan
ABD doları olarak alıyor. Dolardaki bu değer kaybı
denizcileri ve ailelerini –bunun yanı sıra Filipinler
gibi yurttaşlarının yabancı ülkelerde elde ettiği
gelire bağımlı olan ekonomileri (bkz, aşağıdaki
kutu)– derhal etkiledi.
Dünya denizcilerinin büyük
bir bölümü –300.000 fazla
sayıda denizci– Filipinlerden
geliyor ve Filipinler
ekonomisi, yurttaşlarının
denizaşırı kazançlarına çok
şey borçlu. Ülke
ekonomisinin yüzde
12’sinden fazlası,
denizciliğin de içinde yer
aldığı, bir dizi sektörde
çalışan Filipinli tarafından
gönderilen denizaşırı işçi
dövizine bağımlı durumda –
Ocak-Ekim 2008 döneminde
yurtdışından gönderilen işçi
dövizlerinin toplam tutarı
13,7 milyar ABD dolarına
ulaşmıştı. Bu gelirin değeri,
dolardaki düşüşten ve bu
ülkede artmakta olan
enflasyondan olumsuz
yönde etkileniyor.
Denizaşırı çalışan
Filipinlilerden bazıları iflas,
işten çıkarma, yeniden
yapılanma ve iş
miktarındaki azalma
nedeniyle daha şimdiden
yerlerinden edilmiş
durumdalar. Filipinler
hükümeti şu anda deniz
aşırı çalışıp da küresel mali
kriz nedeniyle işten
çıkarılmış yabancı işçiler
için bir “geriye dönük
ödeme paketi” oluşturmuş
durumda.
2008 yılının Temmuz ayında, Shiptalk Recruitment
tarafından denizcilere (esas olarak zabitlere) yönelik
olarak yapılan bir araştırma, denizcilerin çoğunun
doların değer kaybından olumsuz bir biçimde
etkilendiğini ortaya koyuyor – görüşülen
denizcilerin yüzde 70’inden fazlası ücretlerinin
ülkelerinde yaşanan hayat pahalılığına ayak
uyduramadığını söylüyor.
Şirketlerin mürettebat ücretlerini dondurmaya
–veya hatta indirmeye– çalışacaklarına dair duyulan
endişeler giderek artıyor. ITF üyesi, zabit sendikası
Nautilus UK, daha şimdiden konteyner ve yolcu
gemisi şirketlerinden gelen ücret dondurma
talepleriyle uğraşmaya başladıklarını söylüyor.
Ekonomik darboğaz aynı zamanda, gemicilik
şirketlerinin, gemileri seferdeyken iflas etmeleri
durumunda, mürettebatın ücretleri ödenmeden,
kendi kaderlerine terk edilebilecekleri konusunda
duyulan gerçek korkuların artmasına da neden
oluyor. ITF bugünlerde Müfettişleri için, gemiler
terk edildikleri ya da şirketler iflas ettikleri zaman,
bu tür olayları nasıl ele almaları gerektiğini ve
mürettebata nasıl destek olabileceklerini
gösteren bir kılavuz hazırlıyor.
Ancak sorun ücret indirimiyle sınırlı değil – şu
anda asıl tehlike işten çıkartmalar ve denizciler
arasında artmakta olan işsizlik.
ITF Denizcilik Operasyonları Müdürü Fabrizio
Barcellona, “Çok sayıda şirket daha şimdiden
iflas ettiğinden, ekonomik darboğazın denizciler
üzerindeki etkisi konusunda elimizde açık kanıtlar
var,” diyor. Fabrizio, ITF Müfettişlerine ve yardıma
ihtiyaç duyan denizcilere gündelik destek
vermekle sorumlu ve ekonomik darboğazın
etkilerini yakından gözlemleyebiliyor.
“Çin’in ve Hindistan’ın hammadde ithalatında
yaşanan yavaşlama, dökme yük gemilerinde
kapasite fazlasının ortaya çıkmasına neden oldu.
Pazarda –dökme yük, konteyner ve genel kargo–
faaliyet gösteren şirketlerin tamamına yakını,
daha şimdiden hizmet tarifelerini yeniden
düzenlemiş ve kârlı olmayan hatları kapatmış
durumdalar. Gemiler limanlara yığılıyor ve denizciler
bir daha ne zaman iş bulacaklarını bilmeden
ITF Denizciler Bülteni 2009
15
Ekonomik darboğaz
Ağır kayıplar:
Kurbanlardan
bazıları
Ukraynalı kuru yük ve tanker
işletmecisi Industrial Carriers,
2008 yılının Ekim ayında iflasını
istedi – bu şirket faaliyetlerini
sayısı 52’ye kadar çıkan kiralık
gemilerle yürütüyordu.
Tayvanlı tarifeli konteyner
nakliyat şirketi Yang Ming
Marine Transport, 2008’de iki
konteyner gemisini geçici
olarak hizmet dışı bıraktı;
2009’un ortasında buna sekiz
gemi daha eklenecek.
Singapur devletine ait olan
Neptune Orient Lines (NOL) ve
iştirakleri MOL ve Hyundai
Merchant Marine, 40 gemiyi
hizmet dışına aldılar ve NOL
kimi hatlarda konteyner gemisi
kapasitesini yüzde 25’e varan
oranlarda azaltıyor.
Singapore Pacific
International Lines ve Tayvanlı
Wan Hai Lines, Asya-Avrupa
arasında düzenledikleri ortak
seferleri 2008 yılının Aralık
ayında geçici olarak
durdurdular.
Uzun mesafe konteyner
taşımacılığı yapan Coscon,
K Line, Yang Ming ve Hanjin
Shipping’in içinde yer aldıkları
CKYH Alliance, 2008 yılının
Kasım ayında, Asya’dan
Avrupa’ya olan haftalık
kapasitesini yüzde 9 oranında
azalttı ve Hanjin Shipping
AB-Avrupa seferlerini azalttı.
Danimarkalı konteyner
gemicilik şirketi –dünyanın en
büyük konteyner gemicilik
şirketi olan– Maersk,
Asya-Avrupa, Asya-Orta Amerika
ve Transpasifik seferlerinin
sayısını azalttı ve yirmi ayak
eşdeğeri [yirmilik] (TEU) sekiz
gemisini hizmet dışına aldı.
Şirket, Asya-Avrupa hattında,
2008’in üçüncü çeyreğinde,
2008’in ikinci çeyreğinde
yaşanan yüzde 2’lik düşüşün
ardından –bu düşüş, bu hatta
son 40 yıl içinde konteyner
hacminde görülen ilk yıllık
düşüştü– yüzde 3 oranında bir
gerilemeye tanık oldu.
CMA CGM ve China Shipping,
ortaklaşa yaptıkları Asya-Avrupa
seferlerin sayısını azalttılar.
Dünyanın ikinci en büyük
konteyner gemicilik şirketi
Mediterranean Shipping Co
(MSC), Asya-Avrupa arasındaki
kapasitesini yüzde 5 oranında
azalttı ve Asya ile Karadeniz
hattındaki faaliyetlerini
askıya aldı.
Güney Koreli C&Line,
2008 yılının Ekim ayında
faaliyetlerini durdu – daha
öncesinde şirket 20 Asya içi
hatta sefer yapan, 24 kiralık
gemiden oluşan bir filoyla
faaliyet gösteriyordu.
Ciro bakımından Japonya’nın
en büyük gemicilik şirketi olan
NYK Line, filosunu genişletmeye
yönelik planlarını yüzde 25
oranında –60 gemiden 50
gemiye indirerek– küçülttü.
Tayvanlı Evergreen Marine
Corp Group, 2008 yılının üçüncü
çeyreğinde net gelirlerinde
yüzde 94 oranında bir gerileme
yaşandığını açıkladı.
Güney Koreli tersaneler büyük
miktarlarda zarar açıkladılar ve
bu durumun sürmesi bekleniyor.
Japon gemi yapımcısı
Tsuji Heavy Industries,
elindeki yapımı gecikmiş olduğu
anlaşılan 46 gemi siparişiyle
birlikte, iflasını istedi.
Önde gelen Büyük Britanyalı
yolcu gemisi işletmecisi
P&O Ferries ve Red Tunnel
şirketleri, sefer sayılarını
azalttılar ve personel alımını
durdurdular.
Denizdeyken sorunlar Denizciler krizin
acısını hissetmeye
mı yaşıyorsunuz?
Ücretlerinizi tam olarak alma
konusunda sorunlar mı yaşıyorsunuz?
Eğer öyleyse, bu şirketinizin ekonomik
sıkıntı içinde olduğunun bir işareti
olabilir. Sendikanızla ya da en
yakındaki ITF Müfettişiyle ya da
doğrudan +44(20)79409287’yi
arayarak ITF’le temasa geçin.
Geminizin denizde terk edilmesi
durumunda ne yapmanız gerektiğiyle
ilgili bilgi almak için şu adresi ziyaret
edin: www.itfseafarers.org -abandonedseafarers.cfm
16
ITF Denizciler Bülteni 2009
başladılar
ülkelerine geri gönderiliyorlar.” Fabrizio, ITF’in
pazarı sürekli olarak izlediğini ve daha şimdiden
bir dizi denizciye ödenmemiş ücretlerini tahsil
etmekte ve ülkelerine geri gönderilmelerini
sağlamak için yardımcı olduğunu sözlerine ekledi.
Bugünlerde zabitlerin işlerini bırakıyor olmaları,
gelecekte, ekonomi yeniden toparlandığı zaman,
eğitimli zabit ve mürettebat sıkıntısına neden olarak,
uzun vadede sektörü olumsuz yönde etkileyebilir.
ITF, içinde bulunduğumuz anın ihtiyaçlarını
karşılamak ve daha parlak bir gelecek hazırlamak
için, gemi zabitlerinin eğitilmelerinin gerekli
olduğunu vurguluyor.
Ekonomik darboğaz işlerini ve ücretlerini
vururken, denizciler sıkıntı içinde.
Brenda Kirsch, Londra’da yerleşik bir serbest
gazetecidir.
www.itfseafarers.org
ISPS Kodu
Erişimreddedildi
T
Duckdalben
artışmalı Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi
Güvenlik Kodu (ISPS), 1 Temmuz 2009’da,
bütün dünyada beşinci yıl dönümünü
kutlayacak. Bu kodun uygulamaya konulması,
denizcilere potansiyel terörist muamelesi
yapılmasına, kendilerini suçlu gibi hissetmelerine
ve oynadıkları rolün öneminin göz ardı edilmesine
neden oldu.
ABD, 11 Eylül 2001’de meydana gelen terör
saldırılarının ardından gerek uluslararası
limanlarda gerekse de 500 grostondan büyük
gemilerde güvenliği artırmak adına bu kodun
kabul edilmesini sağlamak için büyük bir çaba
gösterdi. Bunda da çok başarılı oldu: 2002 yılının
sonuna gelindiğinde bu kod artık ISPS olarak
kabul edilmişti. ISPS kodu, o tarihten itibaren
Denizde Yaşam Güvenliği (SOLAS) başlıklı
uluslararası sözleşmenin bir parçası haline geldi
ve 1 Temmuz 2004’ten bu yana gemilerde ve
liman tesislerinde uygulanması zorunlu
tutulmakta.
Kodun uygulamaya konulmasından bu yana
denizcilerin çalışma koşulları belirgin bir biçimde
Hamburg papazı Jan
Oltmanns bir kapının
demir parmaklıklarının
arasından bir denizciyle
konuşuyor.
www.itfseafarers.org
Denizciler, ISPS kodu
nedeniyle özgürce
hareket etmeyi her
zamankinden daha güç
buluyorlar. ROY RAUL
bildiriyor.
değişti. Özellikle Müslüman ülkelerden gelen
denizciler hareket serbestîlerinin sınırlandığına
tanık oldular. Limanların büyük bölümleri yasak
bölge haline geldi. Çok sayıda limanın, kodu
kendi anlayışlarına göre yorumluyor olması, kimi
durumlarda hayatı denizciler için çok zor hale
getirdi. Denizciler gemilerin işletilmesinde temel
bir unsur olmaya devam ettikleri halde, kimi
liman işletmecileri kodu nasıl uygulayacaklarına
ilişkin kendi yorumlarını oluştururken onları bu
sürece dâhil etmediler.
Rev Jan Oltmanns, her gün 156 ülkeden,
100’ün üzerinde konuğun ziyaret ettiği, en büyük
denizciler merkezlerinden biri olan, Hamburg’daki
“Dückdalben”de papaz olarak görev yapıyor. Jan
Oltmanns şunları söylüyor: “ISPS kodundan en
ağır biçimde etkilenenler denizciler oldu. Bize
şimdi limanda daha az zamanlarının olmasının
yanı sıra, hava alanlarındakine benzer, tatile veya
iş gezisine giden yolcuların geçtikleri türden
kontrollerden geçmek zorunda kaldıklarını
söylüyorlar.
ISPS Kodu
Bir denizci
ağıtı
Sinarajah Govindasamy, Güneydoğu
Asya’da ve dünyanın diğer birçok
bölgesinde, Sina adıyla sahne alan,
Malezyalı bir şarkıcı, bestekâr,
komedyen ve sihirbaz. Sina, 1986
yılında hizmete girdiğinden bu yana
Duckdalben merkezinin çalışanları
arasında yer alıyor. Sina, ISPS’nin
uygulamaya konmasının ardından çok
sayıda Müslüman denizciyle konuştu
ve onların şikâyetlerini dinledi.
Sanatçı şunları söylüyor: “Zaman
zaman Endonezyalı denizcilerle
konuştum ve onların da ISPS kodu
nedeniyle sıkıntılar yaşadıklarını
öğrendim. Bunun üzerine, bu şarkıyı
yazdım. Benim şarkılarım barışı temel
alır ve aynı zamanda, denizcilerin
savaşın yaşandığı bir ülkeden
gelmeleri durumunda, bunun onları
olumsuz yönde etkilediğini ya da
geride bıraktıkları ailelerinin ve
dostlarının esenliğiyle ilgili
endişelerin günlük yaşamlarında
aksaklıklara yol açtığını
düşünüyorum.” Sina şarkısının
kopyalarını, o tarihte ABD Başkanı
olan Bush’un da aralarında yer aldığı
dünya liderlerine gönderdi ve şimdi
şarkısını Başkan Obama’ya da
gönderecek.
Sina şöyle diyor: “CNN’i
seyrediyordum ve Başkan Obama
seçim kampanyasında ABD’nin
sınırlarını ve New York limanını
korumak için, terörizme karşı daha
geniş güvenlik önlemleri almayı
planladığını söylüyordu. Denizciler
terörist değiller; onlar yalnızca ekmek
paralarını kazanmak ve ailelerinin
geçimini sağlamak istiyorlar. Başkana,
sabah bir fincan kahve içtiğinde, bu
kahvenin, içinde denizcilerin çalıştığı
bir gemi tarafından taşınmış
olabileceğini ve aynı zamanda dünya
üzerindeki kargonun yüzde 95’inin
gemilerle ve denizciler tarafından
taşındığını unutmaması gerektiğini
anımsatacağım.”
Denizciler şarkıyı internette şu
adresten dinleyebilirler:
www.duckdalben.de/duckdalben/
downloads/
18
ITF Denizciler Bülteni 2009
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„ALMAN DENİZCİLER MİSYONUNDA“
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„HAMBURG’DA DUCKDALBEN’DE“
DOĞUDAN BATIYA GEMİYLE GİDERİM
ELİMDEN GELENİN EN İYİSİNİ YAPARIM
BİR PARÇA PARA KAZANARAK
DÜNYA EKONOMİSİNE YARDIMCI OLURUM
AMA ŞİMDİ LİMANLARDA HAPSEDİLDİK BİZ
İNSANLARLA HİÇ TEMASIMIZ KALMADI
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„ALMAN DENİZCİLER MİSYONUNDA“
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„HAMBURG’DA DUCKDALBEN’DE“
GECE GÜNDÜZ DURMADAN ÇALIŞIRIM
KİMSE YAŞADIĞIMIZ SIKINTILARI DUYMAK İSTEMİYOR
BİZLERİ DİNLEYECEK KULAKLARA SAHİP OLAN
VE BİZE DANIŞARAK BİZLERE YARDIMCI OLAN
SAHİP OLDUĞU DOĞRU BAKIŞ AÇISIYLA
BİR TEK DENİZCİLER MİSYONU VAR
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„ALMAN DENİZCİLER MİSYONUNDA“
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„HAMBURG’DA DUCKDALBEN’DE“
SADECE EYLÜL’ÜN 11’İNDEN SONRA
KABUL EDİLDİ YASALAR HATIRLAYABİLDİĞİM KADARIYLA
MAHRUM EDİLDİM BEN
İNSAN HAKLARIMDAN
BEN BİR TERÖRİST YA DA ÇILGIN BİR CANAVAR DEĞİLİM
LÜTFEN BU KAHROLASI ÖNYARGIYA BİR SON VERİN
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„ALMAN DENİZCİLER MİSYONUNDA“
ISPS ISPS DURDURUN ONU
BEN YALNIZCA BİRAZCIK EĞLENMEK İSTEYEN BİR DENİZCİYİM
„HAMBURG’DA DUCKDALBEN’DE“
LÜTFEN ISPS KODUNU MASUM DENİZCİLERE KARŞI AMACI
DIŞINDA KULLANMAYIN
Beste ve yorum: Sina Rajah
Duckdalben Uluslararası Denizciler Kulübü
Zellmannstr. 16
21129 Hamburg, ALMANYA
Tel.: +49 (0)40 7401661
Faks.: +49 (0)40 7401660
e-posta: [email protected]
www.itfseafarers.org
Yeni güvenlik önlemleri
ziyaretçilerin gemilere
çıkmasını zorlaştırıyor.
Erişimengellendi
Birçok insan bu tür havaalanı kontrollerini ve
bunların ne kadar çok zaman aldığını, rötarlara
neden olduğunu kendi deneyimlerinden biliyorlar.
Kendi yaşadıkları yerleri ve işyerlerini her terk
edişlerinde ya da her girişlerinde bu tür
kontrollerden geçiyor olsalardı acaba kendilerini
nasıl hissederlerdi? Bu nedenle ISPS kodu birçok
denizcinin kendisine “suçlu muamelesi” yapıldığı
duygusuna kapılmasına neden oluyor.
Çok sayıda papaz, ISPS kodunun denizciler
açısından, günlük yaşamları içinde ne anlama
geldiğiyle ilgili duydukları endişeleri dile getiriyor.
Bu, kıyıdaki telefon kabinleri onlardan demir
parmaklıklarla ayrılmış olduğundan, ailelerine,
aldıkları uluslararası asgari ücretle, pahalı cep
telefonu tarifeleri üzerinden telefon etmek
zorunda kalmaları anlamına geliyor. Konaklama
tesislerine erişim daha güç hale getirilmiş
durumda ve gemilerdeki güvenlik ekipmanı da,
“kamu güvenliği” gemilerde çalışan denizcilerin
güvenliğinden önce geldiği için, kilit altında
tutuluyor.
Bütün gemilerin mürettebatları şimdi
zamanını limanda borda iskelesi nöbeti tutarak,
ziyaretçilerin listesini çıkararak ve onlara güvenlik
geçiş kartları vererek geçirmek zorunda
olduğundan, kıyıya çıkmak için daha az fırsata
sahipler. Denizciler bir güvenlik görevlisinin
neden olacağı ek maliyetten tasarruf etmek adına
bu işleri yapmak zorunda bırakılıyorlar. Bu bazen,
ziyaretçi kabul etmemenin gemiyi daha güvenli
kıldığını söyleyen bir şirketin talimatıyla sendika
ya da bir yardım kuruluşundan gelen bir
görevlinin iş arkadaşlarına yapacağı bir ziyarete
www.itfseafarers.org
engel olmaları anlamına da gelebiliyor. Geminin
kendi yaşadıkları yere yakın bir limana yanaşması
ve ailelerinin kendilerini gemide ziyaret
etmelerine izin verilmemesi durumunda denizciler
için daha büyük sorunlar ortaya çıkıyor. Bir
limanda güvenlik görevlilerinin, denizcilerin
eşlerinin gemiye binmek için liman giriş kartı
alırlarken onlardan para istedikleri bildirildi. Bu
insanlardan alınan harç tutarı, giriş kartı için
istenen resmi tutarın dört katıydı.
Demir parmaklıklar ve yürüme yolları, esas
konteyner depolama alanını daraltmamaları için
iskele kıyısına çok yakın bir biçimde inşa
edildiklerinden kimi pratik tehlikeler de var.
Bunun sonucunda, denizciler için, sözellikle
zemin kayganken ya da karanlıkta sürekli olarak
“Çok sayıda papaz,
ISPS kodunun denizciler
açısından, günlük
yaşamları içinde ne
anlama geldiğiyle ilgili
duyduğu endişeleri
dile getiriyor.”
denize düşme tehlikesi söz konusu.
Bu nedenle, hükümetlerin ve liman
yetkililerinin, kodun uygulanış biçimini yeniden
gözden geçireceklerini umalım. Hükümetler ve
liman yetkilileri, denizcilerin teröre karşı verilen
savaşın parçası olduklarını fark etmeli ve
dolayısıyla denizcilere hak ettikleri şekilde
saygıyla ve onurları gözetilerek muamele edilmelidir.
Kodun uygulamaya konulmasından bir yıl sonra,
ITF tarafından yapılan bir araştırmada, görüşülen
denizciler sendikalarının yüzde 58’i üyelerinin kıyı
izni kullanmalarına engel olunduğunu –özellikle
ABD limanlarında sorunların yaşandığını–
söylediler. Bu, ISPS kodunda, denizcilerin kıyı izni
kullanmalarına ve tıbbi bakım dâhil, kıyıda
bulunan denizcilere yönelik sosyal tesislere
erişimlerine “gerekli önemin verilmesi” gerektiği
açık bir biçimde belirtildiği halde olmaktadır.
ITF, ITF Müfettişlerinin, denizcilerin kıyı izni
kullanmalarına ya da gemilerinden ayrılmalarına
izin verilmeyen durumların kaydını tutacakları
yeni bir raporlama sistemini uygulamaya sokmak
üzere. ITF’in Denizciler Kolu Sekreteri Jon Whitlow
şunları söyledi: “Denizcilik sektöründe güvenliği
artırıcı önlemler denizcilerin insan haklarını
güvence altına alacak biçimde uygulanmalı. Bu
söylenen denizcilerin kıyı izinlerini
kullanabilmelerini de içermektedir. Yeni
raporlama sistemi bizlere sorunun boyutlarını
gösterecek ve ISPS kodunun ve güvenlikle ilgili
diğer önlemlerin gerektiği gibi uygulanmasını
sağlamada yardımcı olacak.”
Denizciler, www.itfseafarers.org web sitesi
üzerinden konuyla ilgili tartışmaya katılabilir ve
kıyı izni kullanmalarına engel olunan durumları
rapor edebilirler.
Roy Paul, ITF Denizciler Vakfı’nda İdari İşler
Müdür Yardımcısı’dır.
ITF Denizciler Bülteni 2009
19
Elverişli bayrak kampanyası
Hintli denizciler aktif hale geliyorlar
H
FİNLAY McİNTOSH Hintli denizciler için düzenlenen yeni
aktivist eğitim programını anlatıyor.
indistan’da denizciler, bölgedeki ITF Teftiş
Ekibini güçlendirmek için başlatılan yeni
bir inisiyatiften yararlanabilirler. Yeni bir
elverişli bayrak eğitim programı yerel
sendikacıları teftişler yapacak ve gemilerde
çalışma koşullarının yeterince iyi olmasını
sağlayacak bir donanıma kavuşturmayı amaçlıyor.
Ulusal ya da elverişli bayraklı, her türlü gemide
aktif olarak istihdam edilen 70.000’den fazla
Hintli denizciyle birlikte, giderek daha fazla
sayıda denizci, Hint Yarımadası’nda çalışmaya
başlıyor.
Yaşanmakta olan ekonomik darboğaza karşın
Hindistan dünya ekonomisinin toplam büyümesi
içinde, hâlâ kilit bir oyuncu konumunda. Gerek
ham kaynaklarının gerekse de işlenmiş
mamullerin ithalatı ve ihracatı için güçlü bir talep
var. Bu etkenler, ürünlerin Hindistan’dan başka
yerlere, başka yerlerden Hindistan’a ve ülke
içinde farklı noktalara taşınmalarına yönelik
faaliyetlerin artmasına neden oldu. Bu bölgede
denizci sayısının önümüzdeki yıllarda daha da
artacağı tahmin ediliyor.
Eğitim çalışmalarında deneyimlerini aktivistlere
öğretebilmeleri ve aktarabilmeleri açısından,
mevcut ITF Müfettişlerinin sahip oldukları bilgi
birikiminin kullanılması önem taşıyor.
Hindistan’daki Teftiş Ekibinin başarısının devamı,
liman işçileri ve denizcilerin elverişli bayrak
kampanyasına neden destek vermeleri ve neden
içinde aktif olarak yer almaları gerektiği
konusunda eğitilmelerine bağlı.
ITF tarafından kabul edilen toplu iş
sözleşmelerine sahip olan elverişli bayrak
gemilerinin, sözleşme hükümlerine uymalarını
sağlamak için teftiş edilmeleri; böyle bir toplu iş
sözleşmesinin bulunmadığı gemilerde gemi
sahiplerinin ITF tarafından kabul edilen toplu iş
sözleşmelerini imzalamalarını sağlamak için baskı
oluşturulması gerekiyor.
Sendika aktivistleri yetiştirmek
Olumlu tepki
Bu eğitim programı, yerel liman işçileri ve
denizciler sendikalarından aktivistler yetiştirmeyi
amaçlıyor. Eğitim çalışmasına katılacak olanların;
ITF’in elverişli bayrak kampanyası konusunda
fikir sahibi olmaları,
Aktivistlerin denizcilere nasıl karşılık
verebileceklerine ve yardımcı olabileceklerine
aşina olmaları,
Elverişli bayrak kampanyasının rolünü ve liman
işçilerini nasıl etkilediğini (karşılıklı dayanışma)
anlamaları,
Elverişli bayrak kampanyası konusunda sahip
oldukları potansiyeli geliştirmek isteyen, adanmış
aktivistler olmaları gerekiyor.
ITF –bazıları geçmişte yapılmış olan elverişli
bayrak kampanyası eylem haftalarına katılmış
olan ve elverişli bayrak kampanyası konusundaki
bilgilerini geliştirme fırsatını takdirle karşılayan–
aktivistlerden çok olumlu bir tepki aldı. Hintli
Müfettişler eğitim çalışmalarını yerel Malayalam
(Koçi) ve Tamil (Çennai) lehçelerinde
düzenlediklerinden, aktivistler yapılan eğitim
çalışmasını özellikle faydalı buldular. Müfettişler
aynı zamanda, bilgi ve deneyimlerini aktararak
çok olumlu bir rol oynadılar ve bu aktarım elverişli
bayrak kampanyası ve bir geminin nasıl teftiş
edilmesi gerektiği konularında faydalı
tartışmaların yaşanmasıyla sonuçlandı.
Sağda: ITF’in
aktivist eğitim
çalışmasına
katılanlar
20
Müfettiş Thomas Sebastian şunları söyledi:
“Bu eğitim çalışmasının asıl avantajı, ITF
Müfettişinin olmadığı bir yerde ve diğer elverişli
bayrak kampanyası etkinliklerinde, eğitilmiş bir
aktivist bir gemiye çıkabilir ve o gemideki
denizciye ya da denizcilere yardımcı olabilir.
Aktivistlerden aldığımız geri besleme, bir gemiye
çıkacak özgüveni kazandıklarını ortaya koyuyor.
Eğitimde yerel dillerin kullanılmış olması bütün
katılımcılar tarafından memnuniyetle karşılandı.”
Eğitim çalışması sırasında aynı zamanda iki
gemide toplu iş sözleşmesi imzalanarak, Çennai
ve Koçi limanlarında denizcilerin ITF tarafından
kabul edilen toplu iş sözleşmelerinin kapsamında
yer almaları da sağlandı. İki Hindistan bandıralı
gemi, yerel sendikayla mürettebatlarını kapsayan
ulusal toplu iş sözleşmeleri imzalamayı kabul
ettiler.
ITF’in bölge sekreter yardımcısı Mahendra
Şarma ofisinin, düşük ücretler ve terk edilme
dâhil, denizcilerin gemi sahipleri tarafından
sömürülmelerine karşı yerel sendikaların
kapasitelerini geliştirmeye kararlı olduğunu
söyledi. Şarma, “Bölgedeki bütün elverişli bayrak
gemilerini teftiş etmek için büyük bir eğitilmiş
sendika aktivistleri havuzu oluşturmaya yönelik
planlarımız var,” dedi.
Finlay Mcintosh, ITF’te Denizcilik İşleri Bölümü,
Eylemler Ekibi’nde görev yapıyor.
“Bölgedeki bütün
elverişli bayrak
gemilerini teftiş etmek
için büyük bir eğitilmiş
sendika aktivistleri
havuzu oluşturmaya
yönelik planlarımız var.”
www.itfseafarers.org
ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz
ITF Müfettişleri
MERKEZ
49/60 Borough Road, London
SE1 1DR, United Kingdom
Tel: +44(0)20 7403 2733
Faks: +44(0)20 7357 7871
Teleks: 051 8811397 ITF LDN G
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itfglobal.org
AFRİKA BÖLGE OFİSİ
PO Box 66540, Nairobi, Kenya
Tel: +254(0)20 444 80 19
Faks : +254(0)20 444 80 20
E-posta: [email protected]
AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
1036 Avenue Dimbdolobsom,
3rd floor ex immeuble CEAO,
11 BP 832, Ouagadougou,
Burkina Faso
Tel: +226(0)50 30 19 79
Faks : +226(o)50 33 31 01
E-posta: [email protected]
ARAP DÜNYASI OFİSİ
PO Box 925875, Amman 11190,
Jordan
Tel/Faks: +962(0)6 569 94 48
E-posta: [email protected]
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
Tamachi Kotsu Building 3-2-22,
Shibaura, Minato-ku, Tokyo
108-0023, Japan
Tel: +81(0)3 3798 2770
Faks : +81(0)3 3769 4471
E-posta: [email protected]
ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ
12D College Lane, New Delhi
110001, India
Tel: +91(0)11 2335 4408/7423
Faks : +91(0)11 2335 4407
E-posta: [email protected]
AVRUPA BÖLGE OFİSİ
European Transport Workers’
Federation (ETF), Galerie Agora,
Rue du Marché aux Herbes 105,
Boîte 11, B-1000 Brussels,
Belgium
Tel: +32(0)2 285 4660
Faks : +32(0)2 280 0817
E-posta: [email protected]
AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ
21/1 Sadovaya Spasskaya, Office
729, 107217 Moscow, Russia
Tel: +7 495 782 0468
Faks : +7 095 782 0573
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itf.ru
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
Avenida Rio Branco 26-11 Andar,
CEP 20090-001 Centro, Rio de
Janeiro, Brazil
Tel: +55(0)21 2223 0410/2233
2812
Faks : +55(0)21 2283 0314
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itf-americas.org
Yardıma ihtiyacınız varsa ve bir elverişli bayrak gemisinde
ya da sendikal sözleşmesi olmayan bir yabancı bayraklı
gemide çalışıyorsanız, müfettişlerimizden biri ile temasa
geçin. Eğer bir müfettişe ulaşamıyorsanız, ITF merkez
ofisinde Eylem Birimi (Actions Unit) veya size en yakın
ITF ofisi ile temas edin (bkz. Soldaki kutu).
ALMANYA
Bremen
Susan Linderkamp
Tel: +49(0)421 330 3333
Faks: +49(0)421 330 3366
E-posta: [email protected]
Hamburg
Ulf Christiansen
Tel: +49(0)40 2800 6811
Faks: +49(0)40 2800 6822
Cep telefonu: +49(0)171 641 2694
E-posta: [email protected]
Rostock
Hartmut Kruse
Tel: +49(0)381 670 0046
Faks: +49(0)381 670 0047
Cep telefonu: +49(0)171 641 2691
E-posta: [email protected]
Tampa
Tony Sasso
Tel: +1(0)321 784 0686
Faks: +1(0)321 784 0522
Cep telefonu: +1(0)321 258 8217
E-posta: [email protected]
Santos
Renialdo Donizete Salustiano de
Freitas
Tel/Faks: +55(0)13 3232 2373
Cep telefonu: +55(0)13 9761 0611
E-posta: [email protected]
ARJANTİN
Buenos Aires
Roberto Jorge Alarcón*
Tel/Faks: +54(0)11 4331 4043
Cep telefonu: +54(0)911 4414 5687
E-posta: [email protected]
Rosario
Rodolfo Vidal
Tel/Faks: +54(0)341 425 6695
Cep telefonu: +54(0)911 4414 5911
E-posta: [email protected]
DANİMARKA
Kopenhag
Morten Bach
Tel/Faks: +45(0)33 36 13 97
Cep telefonu: +45(0)21 64 95 62
E-posta: [email protected]
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
Baltimore
Arthur Petitpas
Tel: +1(0)410 882 3977
Faks: +1(0)410 882 1976
Cep telefonu: +1(0)443 562 3110
E-posta: [email protected]
Houston
Shwe Tun Aung
Tel: +1(0)713 659 5152
Faks: +1(0)713 650 8629
Cep telefonu: +1(0)713 447 0438
E-posta: [email protected]
Los Angeles
Stefan Mueller-Dombois
Tel: +1(0)562 493 8714
Faks: +1(0)562 493 7190
Cep telefonu: +1(0)562 673 9786
E-posta: [email protected]
Miami
Hans Saurenmann
Tel: +1(0)321 783 8876
Faks: +1(0)321 783 2821
Cep telefonu: +1(0)305 360 3279
E-posta: [email protected]
Morehead City
Tony Sacco
Tel/Faks: +1(0)252 726 9796
Cep telefonu: +1(0)252 646 2093
E-posta: [email protected]
New Orleans
Dwayne Boudreaux*
Tel: +1(0)504 581 3196 (ext 7)
Faks: +1(0)504 568 9996
Cep telefonu: +1(0)504 442 1556
E-posta: [email protected]
New York
Enrico Esopa*
Tel: +1(0)718 832 6600 (ext 240)
Fax: +1(0)718 832 8870
Cep telefonu: +1(0)201 417 2805
E-posta: [email protected]
Portland
Martin Larson
Faks: +1(0)503 286 1223
Cep telefonu: +1(0)503 347 7775
E-posta: [email protected]
Porto Riko
Porto Riko için ayrıca oluşturulmuş olan
dizine bakın
Seattle
Lila Smith
Tel: +1(0)206 533 0995
Faks: +1(0)206 533 0996
Cep telefonu: +1(0)206 818 1195
E-posta: [email protected]
Jeff Engels*
Tel: +1(0)206 633 1614
Faks: +1(0)206 675 1614
Cep telefonu: +1(0)206 331 2134
E-posta: [email protected]
AVUSTRALYA
Fremantle
Adrian Evans
Tel: +61(0)8 9335 0500
Faks: +61(0)8 9335 0510
Cep telefonu: +61(0)401 692 528
E-posta: [email protected]
Melbourne
Matt Purcell
Tel: +61(0)3 9329 5477
Faks: +61(0)3 9328 1682
Cep telefonu: +61(0)418 387 966
E-posta: [email protected]
Sydney
Dean Summers*
Tel: +61(0)2 9267 9134
Faks: +61(0)2 9267 4426
Cep telefonu: +61(0)419 934 648
E-posta: [email protected]
Townsville
Graham Bragg
Tel: +61(0)7 4771 4311
Faks: +61(0)7 4721 2459
Cep telefonu: +61(0)419 652 718
E-posta: [email protected]
FİLİPİNLER
Cebu City
Joselito O Pedaria
Tel: +63(0)32 256 16 72
Faks: +63(0)32 253 25 31
Cep telefonu: +63(0)920 970 0168
E-posta: [email protected]
Manila
Rodrigo Aguinaldo
Tel: +63(0)2 536 82 87
Faks: +63(0)2 536 82 86
Cep telefonu: +63(0)917 811 1763
E-posta: [email protected]
GÜNEY AFRİKA
Cape Town
Cassiem Augustus
Tel: +27(0)21 461 9410
Faks : +27(0)21 462 1299
Cep telefonu: +27(0)82 773 6366
E-posta: [email protected]
Durban
Sprite Zungu*
Tel/Faks: +27(0)31 909 1087
Cep telefonu: +27(0)82 773 6367
E-posta: [email protected]
HIRVATİSTAN
Dubrovnik
Vladimir Glavocic
Tel: +385(0)20 418 992
Faks: +385(0)20 418 993
Cep telefonu: +385(0)98 244 872
E-posta: [email protected]
Rijeka
Predrag Brazzoduro*
Tel: +385(0)51 325 343
Faks: +385(0)51 213 673
Cep telefonu: +385(0)98 211 960
E-posta: [email protected]
Sibenik
Milko Kronja
Tel: +385(0)22 200 320
Faks: +385(0)22 200 321
Cep telefonu: +385(0)98 336 590
E-posta: [email protected]
HİNDİSTAN
Kalküta
Chinmoy Roy
Tel: +91(0)332 459 7598
Faks: +91(0)332 459 6184
Cep telefonu: +91(0)98300 43094
E-posta: [email protected]
Narain Chandra Das Adhikary
Tel: +91(0)332 425 2203
Faks: +91(0)332 425 3577
Cep telefonu: +91(0)94345 17316
Çennai
K Sree Kumar
Tel: +91(0)44 2522 3539 / 5983
Faks: +91(0)44 2526 3343
Cep telefonu: +91(0)44 93 8100 1311
E-posta: [email protected]
Koçi
Thomas Sebastian
Tel: +91(0)484 233 8249 / 8476
Faks: +91(0)484 266 9468
Cep telefonu: +91(0)98950 48607
E-posta: [email protected]
Mumbai
Kersi Parekh
Tel: +91(0)22 2261 6951 / 6952
Faks: +91(0)22 2265 9087
Cep telefonu: +91(0)98205 04971
E-posta: [email protected]
Hashim Sulaiman
Tel: +91(0)22 2261 8368 / 8369
Faks: +91(0)22 2261 5929
Cep telefonu: +91(0)9967 218893
E-posta: [email protected]
Tuticorin
DM Stephen Fernando
Tel: +91(0)461 2326 519 / 2339 195
Faks: +91(0)461 2311 668
Cep telefonu: +91(0)94431 59137
E-posta: [email protected]
Visakhapatnam
BV Ratnam
Tel: +91(0)891 2502 695 / 2552 592
Faks: +91(0)891 2502 695
Cep telefonu: +91(0)98481 98025
E-posta: [email protected]
Q
BELÇİKA
Antwerp
Joris De Hert*
Tel: +32(0)3 224 3413
Faks : +32(0)3 224 3449
Cep telefonu: +32(0)474 842 547
E-posta: [email protected]
Marc Van Noten
Tel: +32(0)3 224 3419
Faks : +32(0)3 224 3449
Cep telefonu: +32(0)475 775 700
E-posta: [email protected]
Zeebrugge
Christian Roos
Tel: +32(0)2 549 1103
Faks : +32(0)2 549 1104
Cep telefonu: +32(0)486 123 890
E-posta: [email protected]
BREZİLYA
Paranaguá
Ali Zini
Tel/ Faks: +55(0)41 3422 0703
Cep telefonu: +55(0)41 9998 0008
E-posta: [email protected]
Rio de Janeiro
Luiz Fernando Duarte de Lima*
Tel: +55(0)21 2233 2812
Faks : +55(0)21 2283 0314
Cep telefonu: +55(0)21 9480 5336
E-posta: [email protected]
Airton Vinicius Broto Lima*
Tel: +55(0)21 2233 2812
Faks : +55(0)21 2283 0314
Cep telefonu: +55(0)21 9480 5337
E-posta: [email protected]
FİNLANDİYA
Helsinki
Simo Nurmi*
Tel: +358(0)9 615 202 55
Faks: +358(0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358(0)40 580 3246
E-posta: [email protected]
Kenneth Bengts
Tel: +358(0)9 615 202 58
Faks: +358(0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358(0)40 455 1229
E-posta: [email protected]
Ilpo Minkkinen
Tel: +358 (0)9 615 202 53
Faks: +358 (0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358 (0)40 728 6932
E-posta: [email protected]
Turku
Jan Örn
Tel: +358(0)9 613 110
Faks: +358(0)9 739 287
Cep telefonu: +358(0)40 523 3386
E-posta: [email protected]
FRANSA
Dunkirk
Pascal Pouille
Tel: +33(0)3 28 66 45 24
Faks: +33(0)3 28 21 45 71
Cep telefonu: +33(0)6 80 23 95 86
E-posta: [email protected]
Le Havre
François Caillou*
Tel: +33(0)2 35 26 63 73
Faks: +33(0)2 35 24 14 36
Cep telefonu: +33(0)6 08 94 87 94
E-posta: [email protected]
Marsilya
Yves Reynaud
Tel: +33(0)4 91 54 99 37
Faks: +33(0)4 91 33 22 75
Cep telefonu: +33(0)6 07 68 16 34
E-posta: [email protected]
St Nazaire
Geoffroy Lamade
Tel: +33(0)2 40 22 54 62
Faks: +33(0)2 40 22 70 36
Cep telefonu: +33(0)6 60 30 12 70
E-posta: [email protected]
Sète
Stéphanie Danjou
Tel/Faks: +33(0)4 67 43 75 18
Cep telefonu: +33(0)6 27 51 35 78
E-posta: [email protected]
HOLLANDA
Rotterdam
Ruud Touwen*
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 331 5072
E-posta: [email protected]
Debbie Klein
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 318 2734
E-posta: [email protected]
Devamı haritanın arkasında
ITF Müfettişleri
Bütün dünyada denizcilere
yardımcı oluyor
Uluslararası Taşımacılık
Reykjavik
+354(0)551 1915 U
İZ
avrupa alt-bö
R
kan
bk
itf merkezi
Vancouver +1(0)604 251 7174
U
Hamilton +1(0)905 227 5212 Montreal +1(0)514 931 7859
Seattle U
U Halifax +1(0)902 455 9327
U U
+1(0)206 533 0995
abd
Portland U
U New York +1(0)718 832 6600 (ext 240)
+1(0)503 286 1223
U Baltimore +1(0)410 882 3977
Los Angeles U
+1(0)562 493 8714
New Orleans
U Morehead City +1(0)252 726 9796
+1(0)504 581 3196
Houston U
U
+1(0)713
TampaU
659 5152
+1(0)321 UMiami
784 0686 +1(0)321 783 8876
mek
R
Rb
avrupa bölge ofisi (etf)
tr
Hayfa
+972(0)4 852 4289
U
İS
Port Said U Rarap dünya
+20(0)66 322 3131 ürd
e
Las Palmas
+34(0)928 467 630 U
mis
Manzanillo
+52(0)314 332 8834 U
U
Veracruz
+52(0)229 932 1367
U San Juan +1787(0)783 1755
pr
Cristóbal
+507(0) 264 5101 U
bf R
U Cartagena +57(0)5 666 4802
afrika fransizca ofisi
njr
pa
ko
Lagos U
+234(0)1 793 6150
ken
afrika bölge ofisi
R
U Mombas
+254(0)41
ITF MERKEZİ
londra
+44 (0)20 7403 2733
br
amerika kitalari bölge ofisi
Santos
+55(0)13 3232 2373U RU Rio de Janeiro +55(0)21 2233 2812
U
Paranaguá +55(0)41 3422 0703
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
rio de janeiro
+55 (0)21 2223 0410
AVRUPA BÖLGE OFİSİ
brüksel
+32 (0)2 285 4660
ar
Valparaiso U
+56(0)32 221 7727
ŞİLİ
Rosario +54(0)341 425 6695
U
U Buenos Aires
+54(0)11 4331 4043
ga
Cape TownU
+27(0)21 461 9410
U Durban
+27(0)31 909 1087
AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ
moskova
+7 495 782 0468
ITF Müfettişlerinin iletişim bilgilerinin detaylı listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/
Q
Q
Q
rus
İS
FİN
n
Turku
U Sen Petersburg
U Oslo
U U Helsinki
U Stockholm
Porsgrunn
U
U Götenburg
U
Stavanger
U
Aberdeen U
lv URiga
Helsingborg
dk U
U Klaipeda
Kopenhag
lt
U
Liverpool
İRL
U Gdynia
Hamburg
URostock
U
DublinU Ubk
U
hl U Bremen Szczecin
pl
BristolU Tilbury U Rotterdam
U UZeebrugge
U
b Antwerp
ukr
Dunkirk U
a
Le HavreU
Odessa
U
USt Nazaire
Bergen
İşçileri Federasyonu
f
Vigo U
Lizbon
U
Bilbao U
p
İSP
Trieste
ro
hr
RavennaUURijeka
U U Sibenik
Marsilya Genoa U
U İ
U Dubrovnik
Sète U U Livorno
U
Barselona Napoli U
U Taranto
U Konstanta
U Istanbul
tr
yu
PalermoU
U Algeciras
rus
ölge ofisi
Vladivostock
+7(0)423 251 2485
U
U Pire
Aberdeen
+44(0)1224 582 688
Çiba +81(0)50 1291 7326
RUTokyo +81(0)35 410 8330
j UU
Yokohama +81(0)45 451 5585
UOsaka +81(0)66 612 1004
asya/pasifik bölge ofisi
Seul +82(0)2 716 2764
UU
Inchon gko
U
+82(0)32 881 9880 Pusan
+82(0)51 469 0401/0294
Algeciras
+34(0)956 657 046
Antwerp +32(0)3 224 3413
Barselona
+34(0)93 481 2766
asi ofisi
asya alt-bölge ofisi
R
Keelung
U
+886(0)2251 50302 tay
UTaichung
Kalküta +91(0)332 459 7598
U
+886(0)2658 4514
U
U
U
Mumbai
+91(0)22 2261 6951
HİN
Bergen +47(0)55 230 059
UVisakhapatnam
+91(0)891 2502 695
Çennai +91(0)44 2522 3539
U
Tuticorin
Koçi U +91(0)461 2326 519
+9(0)484 233 8249 U
U Kolombo
+94(0)11 243 8326
Bilbao +34(0)94 493 5659
Bremen +49(0)421 330 3333
Bristol +44(0)151 427 3668
U Manila +63(0)2 536 82 87
Cenova +39(0)10 25 18 675
U Cebu City +63(0)32 256 16 72
Dublin +353(0)1 874 3735
flp
Dubrovnik
+385(0)20 418 992
ssa
1 2495 244
ARAP DÜNYASI OFİSİ
amman
+962 (0)6 569 94 48
U Townsville
+61(0)7 4771 4311
AFRİKA BÖLGE OFİSİ
nairobi
+254 (0)20 444 80 19
AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
ouagadougou
+226 (0)50 30 19 79
avs
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
tokyo
+81 (0)3 3798 2770
Melbourne
+61(0)3 9329 5477 U
yz
ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ
yeni delhi
+91 (0)11 2335 4408/7423
/msg-contacts.cfm
Wellington
+64(0)4 801 7613 U
Napoli +39(0)81 26 50 21
Odessa +380(0)482 429 901
Oslo +47(0)22 825 835
Palermo +39(0)91 32 17 45
Pire +30(0)210 411 6610
Porsgrunn
+47(0)35 548 240
Ravenna
+39(0)54 44 23 842
Riga +371(0)7 073 436
Rijeka +385(0)51 325 343
Rostock
+49(0)381 670 0046
Gdynia +48(0)58 661 60 96
Genoa +39(0)10 25 18 675
Rotterdam
+31(0)10 215 1166
Götenburg
+46(0)10 480 31 14
Sen Nazaire
+33(0)2 40 22 54 62
Hamburg
+49(0)40 2800 6811
Sen Petersburg
+7(0)812 718 6380
Helsingborg
+46(0)31 42 95 31
Sète +33(0)4 67 43 75 18
İstanbul +90(0)216 347 3771
U Sydney +61(0)2 9267 9134
Marsilya
+33(0)4 91 54 99 37
Dunkirk
+33(0)3 28 66 45 24
Helsinki
+358(0)9 615 202 55
Fremantle
+61(0)8 9335 0500 U
Livorno +39(0)58 68 25 251
Klaipeda +370(0)46 410 447
Konstanta
+40(0)241 618 587
Kopenhag
+45(0)33 36 13 97
Le Havre
+33(0)2 35 26 63 73
Lizbon +351 (0)21 391 8150
Liverpool
+44(0)151 639 8454
Sibenik +385(0)22 200 320
Stavanger +47(0)51 840 549
Stockholm
+46(0)8 791 4100
Szczecin +48(0)91 423 97 07
Taranto +39(0)99 47 07 555
Tilbury +44(0)20 8989 6677
Trieste +39(0)40 37 21 832
Turku +358(0)9 613 110
Vigo +34(0)986 221 177
Zeebrugge +32(0)2 549 1103
ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz
ITF Müfettişleri
Aswin Noordermeer
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 333 7522
E-posta: [email protected]
İNGİLTERE (BİRLEŞİK KRALLIK)
Aberdeen
Norrie McVicar*
Tel: +44(0)1224 582 688
Faks: +44(0)1224 584 165
Cep telefonu: +44(0)7768 652 257
E-posta: [email protected]
Neil Keith
Tel: +44(0)1224 582 688
Faks: +44(0)191 456 1309
Cep telefonu: +44(0)7748 841 939
E-posta: [email protected]
Bristol
Bill Anderson
Tel/Faks: +44(0)151 427 3668
Cep telefonu: +44(0)7876 794 914
E-posta: [email protected]
Liverpool
Tommy Molloy
Tel: +44(0)151 639 8454
Faks: +44(0)151 346 8801
Cep telefonu: +44(0)7764 182 768
E-posta: [email protected]
Tilbury
Chris Jones
Tel: +44(0)20 8989 6677
Faks: +44(0)20 8530 1015
Cep telefonu: +44(0)7921 022 600
E-posta: [email protected]
Göran Nilsson
Tel: +46(0)10 480 31 21
Faks: +46(0)31 13 56 77
Cep telefonu: +46(0)76 100 65 12
E-posta: [email protected]
Helsingborg
Sven Save
Tel: +46(0)31 42 95 31
Faks: +46(0)42 37 43 45
Cep telefonu: +46(0)70 57 49 713
E-posta: [email protected]
Stockholm
Carl Tauson*
Tel: +46(0)8 791 4100
Faks: +46(0)8 212 595
Cep telefonu: +46(0)70 59 26 896
E-posta: [email protected]
Annica Barning
Tel: +46(0)8 454 8405
Faks: +46(0)8 411 6940
Cep telefonu: +46(0)70 57 49 714
E-posta: [email protected]
Peter Lövkvist
Tel: +46(0)10 480 37 62
Faks: +46(0)87 23 18 03
Cep telefonu: +46(0)70 626 77 89
E-posta: [email protected]
İTALYA
Cenova
Piero Luigi Re
Tel: +39(0)10 25 18 675
Faks: +39(0)10 25 18 683
Cep telefonu: +39(0)335 707 0988
E-posta: [email protected]
Leghorn/Livorno
Bruno Nazzarri
Tel: +39(0)58 68 25 251
Faks: +39(0)58 68 96 178
E-posta: [email protected]
Napoli
Paolo Serretiello
Tel/Faks: +39(0)81 26 50 21
Cep telefonu: +39(0)335 482 706
E-posta: [email protected]
Palermo
Francesco Saitta
Tel/Faks: +39(0)91 32 17 45
Cep telefonu: +39(0)338 698 4978
E-posta: [email protected]
Ravenna
Giovanni Olivieri*
Tel: +39(0)54 44 23 842
Faks: +39(0)54 45 91 852
Cep telefonu: +39(0)335 526 8464
E-posta: [email protected]
Taranto
Gianbattista Leoncini
Tel/Faks: +39(0)99 47 07 555
Cep telefonu: +39(0)335 482 703
E-posta: [email protected]
Trieste
Paolo Siligato
Tel/Faks:+39(0)40 37 21 832
Cep telefonu: +39(0)348 445 4343
E-posta: [email protected]
Yokohama
Fusao Ohori
Tel: +81(0)45 451 5585
Faks: +81(0)45 451 5584
Cep telefonu: +81(0)90 6949 5469
E-posta: [email protected]
MEKSİKA
Manzanillo
Honorio Alberto Galván Aguilar
Tel/Faks: +52(0)314 332 8834
Cep telefonu: +52(0)1 314 122 9212
E-posta: [email protected]
RUSYA
Sen Petersburg
Sergey Fishov*
Tel/Faks: +7(0)812 718 6380
Cep telefonu: +7(0)911 096 9383
E-posta: [email protected]
KANADA
Halifax
Gerard Bradbury
Tel: +1(0)902 455 9327
Faks: +1(0)902 454 9473
Cep telefonu: +1(0)902 441 2195
E-posta: [email protected]
Hamilton
Mike Given
Tel: +1(0)905 227 5212
Faks: +1(0)905 227 0130
Cep telefonu: +1(0)905 933 0544
E-posta: [email protected]
Montreal
Patrice Caron
Tel: +1(0)514 931 7859
Faks: +1(0)514 931 0399
Cep telefonu: +1(0)514 234 9962
E-posta: [email protected]
Vancouver
Peter Lahay*
Tel: +1(0)604 251 7174
Faks: +1(0)604 251 7241
Cep telefonu: +1(0)604 418 0345
E-posta: [email protected]
Veracruz
Enrique Lozano
Tel/Faks: +52(0)229 932 1367 / 3023
Cep telefonu: +52(0)1 229 161 0700
E-posta: [email protected]
Vladivostock
Petr Osichansky
Tel/Faks: +7(0)423 251 2485
Cep telefonu: +7(0)423 270 6485
E-posta: [email protected]
NİJERYA
Lagos
Henry Akinrolabu
Tel/Faks: +234(0) 1 793 6150
Cep telefonu: +234(0)803 835 9368
E-posta: [email protected]
SRİ LANKA
Colombo
Ranjan Perera
Tel: +94(0)11 243 8326
Faks: +94(0)11 278 5091
Cep telefonu: +94(0)77 314 7005
E-posta: [email protected]
Q
İRLANDA
Dublin
Ken Fleming
Tel: +353(0)1 874 3735
Faks: +353(0)1 874 3740
Cep telefonu: +353(0)87 647 8636
E-posta: [email protected]
İSPANYA
Algeciras
José M Ortega
Tel: +34(0)956 657 046
Faks: +34(0)956 632 693
Cep telefonu: +34(0)699 436 503
E-posta: [email protected]
Barselona
Joan Mas García
Tel: +34(0)93 481 2766
Faks: +34(0)93 298 2179
Cep telefonu: +34(0)629 302 503
E-posta: [email protected]
Bilbao
Mohamed Arrachedi
Tel: +34(0)94 493 5659
Faks: +34(0)94 493 6296
Cep telefonu: +34(0)629 419 007
E-posta: [email protected]
Las Palmas
Victor Conde
Tel: +34(0)928 467 630
Faks: +34(0)928 465 547
Cep telefonu: +34(0)676 057 807
E-posta: [email protected]
Vigo
Luz Baz
Tel/Faks: +34(0)986 221 177
Cep telefonu: +34(0)660 682 164
E-posta: [email protected]
İSRAİL
Hayfa
Michael Shwartzman
Tel: +972(0)4 852 4289
Faks: +972(0)4 852 4288
Cep telefonu: +972(0)544 699 282
E-posta:
[email protected]
İSVEÇ
Götenburg
Göran Larsson
Tel: +46(0)10 480 31 14
Faks: +46(0)31 13 56 77
Cep telefonu: +46(0)70 626 77 88
E-posta: [email protected]
İZLANDA
Reykjavik
Jónas Gardarsson
Tel: +354(0)551 1915
Faks: +354(0)552 5215
Cep telefonu: +354(0)892 7922
E-posta: [email protected]
JAPONYA
Çiba
Shigeru Fujiki
Tel: +81(0)50 1291 7326
Faks: +81(0)3 3733 2627
Cep telefonu: +81(0)90 9826 9411
E-posta: [email protected]
Osaka
Mash Taguchi
Tel: +81(0)66 612 1004 / 4300
Faks: +81(0)66 612 7400
Cep telefonu: +81(0)90 7198 6721
E-posta: [email protected]
Tokyo
Shoji Yamashita*
Tel: +81(0)35 410 8330
Faks: +81(0)35 410 8336
Cep telefonu: +81(0)90 3406 3035
E-posta: [email protected]
KENYA
Mombasa
Juma Khamis
Tel: +254(0)41 2495 244
Faks: +254(0)41 2495 117
Cep telefonu: +254(0)721 738053
E-posta: [email protected]
KOLOMBİYA
Cartagena
Miguel Sánchez
Tel: +57(0)5 666 4802
Faks: +57(0)5 658 3496
Cep telefonu: +57(0)3 10 657 3399
E-posta: [email protected]
KORE
Inchon
Kwang-Jo Ko
Tel: +82(0)32 881 9880
Faks: +82(0)32 884 3228
Cep telefonu: +82(0)11 440 4611
E-posta: [email protected]
Pusan
Sang Gi Gim
Tel: +82(0)51 469 0401 / 0294
Faks: +82(0)51 464 2762
Cep telefonu: +82(0)10 3585 2401
E-posta: [email protected]
Bae Jung Ho
Tel: +82(0)51 463 4828
Faks: +82(0)51 464 8423
Cep telefonu: +82(0)10 3832 4628
E-posta: [email protected]
Seul
Hye Kyung Kim*
Tel: +82(0)2 716 2764
Faks: +82(0)2 702 2271
Cep telefonu: +82(0)10 5441 1232
E-posta: [email protected]
NORVEÇ
Bergen
Tore Steine
Tel: +47(0)55 230 059
Faks: +47(0)55 900 152
Cep telefonu: +47(0)90 768 115
E-posta: [email protected]
Oslo
Nils Pedersen*
Tel: +47(0)22 825 835 / 425 872
Faks: +47(0)22 423 056
Cep telefonu: +47(0)90 148 487
E-posta: [email protected]
Angelica Gjestrum
Tel: +47(0)22 825 824
Faks: +47(0)22 423 056
Cep telefonu: +47(0)97 729 357
E-posta: [email protected]
Porsgrunn
Truls M Hellenes
Tel: +47(0)35 548 240
Faks: +47(0)35 548 023
Cep telefonu: +47(0)90 980 487
E-posta: [email protected]
Stavanger
Aage Baerheim
Tel: +47(0)51 840 549
Faks: +47(0)51 840 501
Cep telefonu: +47(0)90 755 776
E-posta: [email protected]
ŞİLİ
Valparaiso
Juan Luis Villalón Jones
Tel: +56(0)32 221 7727
Faks: +56(0)32 275 5703
Cep telefonu: +56(0) 9250 9565
E-posta: [email protected]
TAYVAN
Keelung
Huang Yu-Sheng*
Tel: +886(0)2251 50302
Faks: +886(0)2250 61046 / 78211
Cep telefonu: +886(0)933 906 398
E-posta: [email protected]
Taichung
Sanders Chang
Tel: +886(0)2658 4514
Faks: +886(0)2658 4517
Cep telefonu: +886(0)955 415 705
E-posta: [email protected]
TÜRKİYE
İstanbul
Muzaffer Civelek
Tel: +90(0)216 347 3771
Faks: +90(0)216 347 4991
Cep telefonu: +90(0)535 663 3124
E-posta: [email protected]
PANAMA
Cristóbal
Luis Fruto
Tel: +507(0) 264 5101
Faks: +507(0) 269 9741
Cep telefonu: +507(0)66 178 525
E-posta: [email protected]
UKRAYNA
Odessa
Nataliya Yefrimenko
Tel: +380(0)482 429 901 / 902
Faks: +380(0)482 429 906
Cep telefonu: +380(0)503 366 792
E-posta: [email protected]
POLONYA
Gdynia
Andrzej Koscik
Tel: +48(0)58 661 60 96
Faks: +48(0)58 661 60 53
Cep telefonu: +48(0)602 233 619
E-posta: [email protected]
Szczecin
Adam Mazurkiewicz
Tel: +48(0)91 423 97 07
Faks: +48(0)91 423 93 30
Cep telefonu: +48(0)501 539 329
E-posta: [email protected]
YENİ ZELANDA
Wellington
Grahame McLaren
Tel: +64(0)4 801 7613
Faks: +64(0)4 384 8766
Cep telefonu: +64(0)21 292 1782
E-posta: [email protected]
MISIR
Port Said
Talaat Elseify
Tel/Faks: +20(0)66 322 3131
Cep telefonu: +20(0)10 163 8402
E-posta: [email protected]
PORTEKİZ
Lizbon
João de Deus Gomes Pires
Tel: +351 (0)21 391 8150
Faks: +351 (0)21 391 8159
Cep telefonu: +351 (0)91 936 4885
E-posta: [email protected]
LETONYA
Riga
Norbert Petrovskis
Tel: +371(0)7 073 436
Faks: +371(0)7 383 577
Cep telefonu: +371(0)29 215 136
E-posta: [email protected]
PORTO RİKO
San Juan
Felipe García-Cortijo
Tel: +1787(0)783 1755
Faks: +1787(0)273 7989
Cep telefonu: +1787(0)410 1344
E-posta: [email protected]
LİTVANYA
Klaipeda
Andrey Chernov
Tel/Faks: +370(0)46 410 447
Cep telefonu: +370(0)699 28198
E-posta: [email protected]
ROMANYA
Köstence
Adrian Mihalcioiu
Tel: +40(0)241 618 587
Faks: +40(0)241 616 915
Cep telefonu: +40(0)722 248 828
E-posta: [email protected]
YUNANİSTAN
Pire
Stamatis Kourakos*
Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604
Faks: +30(0)210 413 2823
Cep telefonu: +30(0)69 77 99 3709
E-posta: [email protected]
Antonios Maounis
Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604
Faks: +30(0)210 413 2823
Cep telefonu: +30(0)69 44 57 0910
E-posta: [email protected]
*ITF Koordinatörü
ANTİGUA VE BARBUDA
BAHAMA ADALARI
BARBADOS
BELİZE
BERMUDA
BOLİVYA
BURMA/MYANMAR
KAMBOÇYA
CAYMAN ADALARI
COMOROS
KIBRIS
EKVATOR GİNESİ
FRANSA (IKINCI SICIL)
GÜRCİSTAN
ALMANYA (IKINCI SICIL)
CEBELİTARIK
HONDURAS
JAMAİKA
LÜBNAN
LİBERYA
MALTA
MARSHALL ADALARI
Elverişli bayraklar
MAURİTİUS ADASI
MOĞOLİSTAN
HOLLANDA ANTİLLERİ
KUZEY KORE
PANAMA
SAO TOME VE PRİNCİPE
SRİ LANKA
ST. VİNCENT VE GRENADİNES
TONGA
VANUATU
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun ELVERIŞLI BAYRAK olarak ilan
ettiği denizcilik bayrakları işte bunlar
Bu bayraklara ek olarak, bazı deniz ticaret sicillerine kayıtlı gemiler, tek tek ele alındığında, bir elverişli bayrak gemisi olarak görülebilir.
ITF HOUSE, 49-60 BOROUGH ROAD, LONDON SE1 1DR TEL: +44 (0)20 7403 2733 FAKS: +44 (0)20 7357 7871 E-POSTA: [email protected] İNTERNET: WWW.ITFGLOBAL.ORG
Dünya filosu
Bayrak temelinde en büyük 35 filo
(1 Ocak 2008 itibariyle,
tonaj bakımından sıralama)
Gemi sayısı
(100 gt’den
büyük)
En büyük 35 denizcilik ülkesi
Gros tonaj
(milyon ton)
GT (m)
1Ocak
2007
Ortalama
yaş
(gemiler)
(1 Ocak 2008
itibariyle, tonaj
bakımından sıralama)
Gemi sayısı Gros tonaj Ortalama
(1.000 gt’den (milyon ton)
yaş
büyük)
(gemiler)
1
Panama*
7,605
168.2
155.0
19
1
Japonya
3,526
110.0
9
2
Liberya*
2,171
76.6
68.4
12
2
Yunanistan
3,121
103.3
16
3
Bahama Adaları*
1,430
43.7
40.8
15
3
Almanya
3,223
69.2
8
4
Singapur
2,257
36.3
32.2
10
4
Çin
3,317
54.3
20
5
Marshall Adaları*
1,099
36.0
32.8
10
5
Amerika Birleşik Devletleri 1,760
35.4
18
6
Hong Kong (Çin)
1,242
35.8
32.7
12
6
Norveç
1,825
33.7
15
7
Yunanistan
1,478
35.7
32.0
22
7
Güney Kore
1,136
23.5
17
8
Malta*
1,421
27.8
24.8
16
8
Danimarka
856
21.2
12
9
Çin
3,799
24.9
23.5
23
9
Hong Kong (Çin)
650
20.1
12
10 Kıbrıs*
985
19.0
19.0
14
10
Birleşik Krallık
865
20.1
13
11
598
14.7
14.8
16
11
Singapur
869
17.7
15
Norveç (NIS ikinci sicil)
12 Birleşik Krallık
1,637
13.4
12.1
20
12
Tayvan
589
17.5
13
13 Güney Kore
2,946
13.1
10.5
25
13
İtalya
771
14.3
16
14 İtalya
1,564
13.0
12.6
22
14
Rusya
2,129
13.8
24
15 Almanya
885
12.9
11.4
21
15
Kanada
418
12.1
21
16 Japonya
6,519
12.8
12.8
15
16
Hindistan
538
9.7
17
17 Amerika Birleşik Devletleri
6,416
11.3
11.1
26
17
Malezya
393
8.9
16
18 Bermuda* (Birleşik Krallık)
152
9.2
8.4
12
18
Türkiye
1,024
8.5
19
1,417
9.2
8.4
18
19
Belçika
234
7.3
14
435
9.0
8.2
17
20
Suudi Arabistan
165
7.3
15
21 Antigua ve Barbuda*
1,130
8.6
7.9
11
21
İsveç
364
7.1
14
22 Rusya
3,481
7.6
8.0
24
22
Birleşik Arap Emirlikleri
425
6.5
21
23 Malezya
1,151
7.0
6.4
16
23
Fransa
358
6.4
11
24 Hollanda
1,258
6.1
5.8
17
24
Hollanda
755
6.2
13
25 St Vincent*
1,048
5.9
6.1
25
25
İran
179
5.9
16
26 Endonezya
4,469
5.7
5.3
21
26
Endonezya
850
5.3
23
27 Filipinler
1,840
5.1
5.1
28
27
İspanya
377
3.5
17
28 Türkiye
1,252
5.0
4.8
25
28
Kuveyt
69
3.4
16
29 İsveç
572
4.0
3.9
32
29
İsviçre
161
2.9
15
30 İran
508
3.6
5.2
22
30
Tayland
342
2.7
23
31 Norveç
1,490
3.4
3.4
26
31
Brezilya
143
2.5
22
32 Tayland
858
2.8
2.9
26
32
Ukrayna
469
2.3
25
33 Kanada
927
2.8
2.8
31
33
Finlandiya
140
2.1
17
34 Tayvan
629
2.7
2.8
26
34
İsrail
72
2.0
18
35 Kuveyt
212
2.4
2.2
24
35
Monako
73
1.9
17
97,504
774.9
721.9
22
41,184
756.1
22
19 Hindistan
20 Danimarka (DIS ikinci sicil)
Dünya toplamı
Kaynak: Llyod’s Register of Shipping. *Elverişli bayrak gösterir.
26
ITF Denizciler Bülteni 2009
Dünya toplamı
Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping.
www.itfseafarers.org
Endonezya’nın Tual
adasında, sayıları
1.200’ü bulan
Burmalı belgesiz
balıkçı yaşıyor.
Birçoğu aşırı
şiddetten kaçmış
olan insanlar.
“Kesin bir tercih yapmak
zorunluluğuyla karşı
karşıya kalmıştı: ya
balıkçı gemisinde kalacak
ve ölecek ya da Tual’de,
limana yanaştığı sırada
gemiden atlayıp
kaçacaktı.”
www.itfseafarers.org
Denizde cinayet
H
avadan bakıldığında, Tual Adası cennet
gibi bir yer. Ada hindistan cevizi ağaçları
ve inci beyazı sahillerle bezeli ve
Endonezya’nın doğusundaki Banda Denizi’nin
masmavi dinginliğinin ortasında yer alıyor. Gelin
görün ki, aşağıda kısılıp kalmış yüzlerce Burmalı
balıkçı için, Tual gerçek bir hapishane haline
gelmiş durumda.
ITF’in kısa bir süre önce adaya göndermiş
olduğu heyetin yaptığı saptamalara göre,
Endonezya’nın başkenti Jakarta’nın yaklaşık
3.000 kilometre doğusunda yer alan Tual’de ve
çevresindeki adalarda, 700 ile 1.200 arasında
değişen sayıda belgesiz kaçak Burmalı denizci
bulunuyor.
Bu insanlar açık denizlerdeki cinayetlerden ve
korkunç çalışma koşullarından kaçarak, nispeten
güvenlikte olmak için Endonezya’ya sığınmışlar;
ama sürekli bir tutuklanma ve sınır dışı edilerek
Tayland’a ya da ülkelerindeki askeri
diktatörlüğün ellerine gönderilme korkusu
içinde yaşıyorlar.
Aralarında Soe Min ve arkadaşı Saing
Winna’nın da yer aldığı çok sayıda terk edilmiş
denizci, adanın iç kısımlarındaki ormanlık bölgede
yiyecek toplayarak ya da çiftçilik yaparak, büyük
güçlükler içinde geçimlerini sağlamaya
çalışıyorlar. Onlar için bu uzak ve adı pek
duyulmamış ada, askeri yönetim altındaki
anayurtlarından binlerce kilometre uzakta bir
cennet değil.
Winna, “Burada kalıyoruz çünkü başka bir
seçeneğimiz yok. Başka bir ülkede yaşamak
istemiyoruz. Herkes evine dönmek istiyor,” dedi.
Min, “Burma sorunlarla dolu bir yer. Bunlar
küçük sorunlar değil, büyük sorunlar. İnsanlar
Burma’dan kaçıyorlar ve çok sayıda güçlükle karşı
karşıya kalıyorlar. İnsanların karşımda sinir krizleri
DAVİD BROWNE, Burmalı
balıkçıların yaşadıkları
korkunç olayları anlatıyor.
geçirdiklerini, güldüklerini ve ağladıklarını
gördüm. İçinde bulundukları psikolojik durum
böyle işte.”
Kesin bir tercih yapmak zorunluluğuyla karşı
karşıya kaldığını anlatarak; ya balıkçı gemisinde
kalacak ve ölecek ya da Tual’de, limana yanaştığı
sırada gemiden atlayıp kaçacaktım diyen Soe Min,
sürgündeki denizcilerin önderi haline geldi;
yakındaki bir köyde küçük bir evi olan yerli
halktan bir kadınla, Popi’yle evli olması, Min’in
konumunu güçlendiriyordu.
Gemide vahşet
Min ve diğer sekiz Burmalı göçmen balıkçıyla, bir
orman evinde buluştuk. 33 yaşında, orta boylu ve
güçlü bir vücut yapısına sahip olan Min, kendisine
masum köylüleri katletmesi emredildikten sonra
Burma ordusundan firar etmiş ve ülkeden kaçmış.
Min, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ne zaman bir
köye girsek, o köyün bir sorunu olduğunu
görebilirdiniz. Çatışma ve silah sesleri geliyordu.
Komutan bize köydeki bütün erkekleri
öldürmemizi ve köyü yakmamızı emretti. Onun
emirlerini yerine getirmek zorundaydık.
O insanlardan bazıları hiçbir şeyden haberdar
değillerdi. Köyde yalnızca 15 yaşındaki erkek
çocuklar vardı. Hepsini öldürdük.”
Ne var ki, denizde, Taylandlı bir balıkçı
teknesinde yasadışı olarak, sahte Tayland
ITF Denizciler Bülteni 2009
27
Balıkçılar
Sendika önderi Aung
Thu Ya (solda): “Bu
yapılanların insanlık
suçu olduğu çok açık.”
Soe Min (sağda):
arkadaşı dövülerek
öldürüldü.
Saing Winna (en
sağda): köle olarak
satıldı.
Denizde cinayet
belgeleriyle ve muğlâk bir ücret sözü karşılığında
çalışan Min, kaçtığı dünya kadar vahşi bir
dünyanın içine girdi.
Min, denizde bir arkadaşının nasıl
öldürüldüğünü anlattı.
“Tayland’dan ayrıldığımız andan itibaren
arkadaşımı sürekli olarak deniz tuttu ve
arkadaşım bu işe alışık biri değildi. Kaptanın gözü
onu hiç tutmamıştı. Arkadaşım Taice bilmiyordu,
bu nedenle de kaptanın söylediklerini
anlayamıyordu.
“Güverte su içindeydi ve bir kalamar sepetten
yere düştü. Kaptan ona kalamarı yerden alması
için bağırdı ama o ne söylendiğini anlamadı.
Ardından kalamar suya kapılarak gemiden
aşağıya, denize düştü.
“Kaptan aşağıya indi ve ona bir boruyla vurdu.
Arkadaşım güverteye yığıldı kaldı. Yakınlarında
diğer Taylandlı işçiler vardı. Kaptan boruyu yere
attı, ellerini yıkadı ve yeniden yukarıya, kaptan
köşküne çıktı. Adamlarına arkadaşımı suya
atmalarını emretti. Onun hâlâ hayatta olduğunu
gördük.
“Kaptan, kaptan köşküne geri dönünce
megafonu eline aldı ve herkesi uyardı: ‘Neye
bakıyorsunuz öyle? İşinizin başına dönün.
Eğer sonunuzun onunki gibi olmasını istiyorsanız,
o zaman onun gibi davranın!’”
Soe Min, Taylandlı kaptan tarafından işlenen
başka bir korkunç cinayete daha tanık olmuş.
Min şunları söyledi: “Adamlardan biri teknenin
kenarında büyük tuvaletini yapıyordu.
Mürettebattan birileri bu durumu kaptana haber
28
ITF Denizciler Bülteni 2009
verdi. Kaptan aşağıya indi, etrafına bakındı, eline
bir boru geçirdi ve ardından bu adama bir kere
vurdu. Kaptanın adama vurduğunu gördük. Ama
adamın darbeyi tam olarak neresine aldığını
göremedik. Vücudu doğrudan suya düştü.
“Bunun ardından, işlerin yoğun olduğu
anlarda, herkes tuvalete gitmekten korkar hale
gelmişti. Bazı insanlar çok sıkıştıklarında bile
çalışmaya devam ediyor ve çişlerini, kakalarını
pantolonlarına yapıyorlardı.”
Saing Winna, 45 yaşında, bekâr ve Tual’de
yalnız başına yaşıyor. Winna, Burma’da yaşayan
etnik azınlık, İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’ya
karşı Müttefik güçlerin saflarında savaşmış olan
efsanevi cangıl savaşçıları Çin halkının
[İngilizce'de “Chin people”. İngilizcesi “Chinese”
olan Çin halkıyla karıştırılmamalı-ç.n.] bir üyesi;
polisin ve göçmen bürosunun yaptığı periyodik
taramalardan ormanda saklanarak kaçıyor.
“Bana göre bizim Burmalı mülteciler köpekler
ve domuzlar gibi ölüyorlar. Beni birilerinin elinden
alıp bir başkasına veren simsarlar tarafından, köle
olarak satıldım. En sonunda, Bangkok
yakınlarında Mahaçai’deki bir balıkçılık şirketine
sattılar beni,” dedi.
“Teknedeyken Taylandlı bir aşçı, bizim Burmalı
çocuklardan birini, gözümüzün önünde demir bir
çubukla dövdü. Kaptan adamın ölüp ölmediğini
sordu. Ona, ‘Henüz ölmedi, ona dokunmayın, ben
ona bakacağım,’ dedim.
“Darbeyi kafasının arkasına almıştı ve
beyni dışarı akmıştı. Onu kucakladım. Ölmesi
bir saati aldı; bu genç adamın ölmesi bir saat
sürdü.
“Burma’ya geri dönemeyiz, orada hiç kimseyle
temasımız yok. Birileriyle temasımız olduğunda
da paramız olmuyor. Burma’da bizi bekleyen çok
sayıda zorluk var, bundan dolayı oraya geri
dönemeyiz.”
Burma diasporası
Tual’deki terk edilmiş balıkçılar, 60 yıllık iç
savaştan ve 1960’lardan bu yana ülkelerinde
birbirini izleyen acımasız askeri rejimlerden kaçan
3 milyonluk Burma diasporasının bir parçasını
oluşturuyorlar. ITF, Tayland’ın milyar dolarlık,
ihracata dönük balıkçılık sektöründe, kadın balık
işleme işçileri dâhil, 250.000 Burmalı göçmen
balıkçının çalıştığını tahmin ediyor. Ancak
bunların sadece 70.000’i yasal olarak kayıtlı işçi.
Bu işçilerin çoğu, Saing Winna gibi, geçirgen
Tayland–Burma sınırı boyunca kaçırılıyorlar ve
Tayland balıkçılık mafyası içinde, bir aracı
simsardan ötekine satılıyorlar.
Bu insanlar bir kez bir Taylandlı balıkçılık
gemisinde işe başladıkları zaman, kendilerine
sahte Tayland belgeleri veriliyor ve ayda 50 ABD
doları karşılığında, 14–20 saatlik yıpratıcı
vardiyalarla çalıştırılıyorlar. Şanslı olanlarına
sözleşme süreleri dolduğunda 9.000 ABD doları
tutarında bir ikramiye ödeniyor; ama yalnızca
denizde üç ila beş yıl arasında değişen bir süreyle
çalıştıktan sonra.
Bangkok’ta yaşayan, sürgündeki ITF üyesi
Burma Denizciler Sendikası başkanı Aung Thu Ya,
Tual Adası’na yaptığımız ziyarette bize eşlik etti.
Thu Ya şunları söyledi: “Taylandlı kaptanlar ve
küçük tekne reisleri bizim Burmalı denizcilerimize
karşı insanlık dışı tacizlerde bulunuyorlar. Bu
acımasız suiistimal yalnızca bireylere değil,
kitlesel olarak insanlarımıza karşı yöneltiliyor.
“Ülkemizin hâlihazırdaki durumu çok kötü ve
Tayland’dan çok daha aşağıda bir yerde yer alıyor.
Burmalı insanlar işte bu nedenle aşağılanıyorlar
ve sömürülüyorlar. Onlar bizim Burmalı
mültecilerimize adaletsiz bir biçimde ve kötü
muamele ediyorlar. Bizim denizcilerimize işkence
ediyorlar ama aslında onların zenginliği ve refahı
bize dayanıyor.”
www.itfseafarers.org
Balıkçılar
Burma’da durum nasıl?
Burma uzun yıllardır bir askeri
diktatörlükle yönetiliyor. Bu
diktatörlük dünya üzerindeki en
kötü insan hakları ve sendikal
hak ihlallerinden sorumlu. Bu
ülkede yalnızca zorla çalıştırma
ve diğer türden yaygın insan ve
sendikal hak ihlalleri yaşanmıyor,
aynı zamanda örgütlenme hakkı
ve diğer hiçbir demokratik hak
da tanınmıyor.
Kaynak: ITUC
Göçmen işçiler neden
korunmasız bir konumdalar?
Çok sayıda Burmalı balıkçı,
yukarıda ana hatlarıyla özetlenen
koşullardan kaçabilmek için
Tayland’da çalışıyor. Bu göçmen
işçiler, insan kaçakçılarının,
işverenlerin ve yerel polisin
ellerinde sömürüye, özellikle de
şantaj ve fiziksel tacize karşı
korumasız durumdalar. Bu
işçilerin birçoğuna asgari
ücretin altında kalan bir ücret
ödeniyor ve işverenlerin insafına
terk edilmiş durumdalar.
ITF, Burmalı işçilere yardımcı
olmak için ne yapıyor?
ITF’in Balıkçılar Kolu komitesi,
2007 yılının Nisan ayında,
Endonezya sularında Tayvanlı
balıkçılık gemilerinde çalışan 39
Burmalı balıkçıyla ilgili bir karar
önergesini kabul etti. Komite,
ITF üyesi Endonezya Denizciler Sendikası, KPI,
şu anda Tual’de yaşayan terk edilmiş Burmalı
göçmen denizcilerin içinde bulundukları durumu
inceliyor.
Tual adasındaki KPI görevlisi Passal Meli
şunları söyledi: “KPI bu durumu izleyebilmek için
çok büyük bir gayret gösteriyor. Liman
kaptanından veri ve bilgi alıyoruz; daha sonra
göçmen bürosuyla, tekne sahipleriyle ve
işverenlerle temasa geçiyoruz ve onlara tehdide,
dayağa ve denizde suç işlemeye son vermeleri
gerektiğini söylüyoruz. Bizler denizciyiz, o
insanlar da denizci.
“Bu yapılanların suç olduğu çok açık, çünkü hiç
kimse bir başka insanı öldürme hakkına sahip
değildir. Herkes karşısındakinin bir insan
olduğunu ve kendisinin de bir insan gibi
davranması gerektiğini düşünmelidir. Birlikte
yaşamak zorundayız. Eğer bir insan diğer bir
insanı öldürürse, bu hukuka aykırıdır: hem
Endonezya hukukuna hem de uluslararası hukuka
göre. İkisinde de durum aynıdır.”
Endonezyalı yetkililer, Taylandlı teknelerde
çalışan Burmalı balıkçıların maruz kaldıkları
tacizleri yavaş yavaş fark etmeye başladılar. Tual
göçmenlik bürosunun şefi Johannes Saija, ITF’e
şunları söyledi: “Başlangıçta, buraya ilk kez
geldiklerinde, ister Burmalı, Kamboçyalı isterse de
Hintli ya da Taylandlı olsunlar, hepsinin üzerinde
Tayland’a ait belgeler bulunuyor.
“Şiddet nedeniyle gemi patronlarının elinde
ıstırap çekiyorlar, çalıştıkları gemiye geri dönmek
istemiyorlar. Bu nedenle Tual’e geldikleri zaman
çalıştıkları tekneden kaçıyorlar, çeşitli sorunlara
neden oluyorlar, yerel halk bu insanları göçmen
bürosuna bildiriyor ve bizler de onları
tutukluyoruz ve sınır dışı ediyoruz.
“Onlar için üzüntü duyuyoruz. Bazıları ormanda
yaşıyor; bazıları yaşamlarını yerel halkla birlikte
www.itfseafarers.org
Endonezya hükümetinden,
kendi karasularında bu tür
dehşet verici insan hakları
ihlallerinin işlenmesine karşı
derhal harekete geçmesini
istedi ve Taylandlı yetkilileri,
göçmen işçileri acımasızca
sömüren yurttaşlarına karşı
gerekli önlemleri almaya
çağırdı.
ITF, 2008 yılında, Uzakdoğu
Asya’da, FES tarafından
desteklenen, üç yıllık bir
örgütlenme projesi başlattı.
Filipinler, Endonezya ve
Tayland’da yaşayan Burmalı
balıkçılara yönelik bu proje,
bölgedeki balıkçıların çalışma
ve yaşam koşullarını
sürdürüyorlar. Yiyecek bulmakta güçlük
çekiyorlar, bu nedenle göçmen bürosunun onları
alması, buraya getirmesi ve ülkelerine geri
göndermesi onlar için daha iyi.”
Göçmenlerin tutuldukları hücreler
Tual’deki göçmen bürosu sahip olduğu görkemli
ofislere karşın, verili bir anda yalnızca bir düzine
tutukluyu tutabilecek kadar fona ve kaynağa
sahip. Ne acı bir ironidir ki, göçmen bürosu sınır
dışı edilenlerin gemiyle Tayland’a geri
gönderilmesi konusunda, yalnızca intikam fasit
dairesinin başa dönmesine neden olacak biçimde,
Taylandlı denizcilik patronlarının su götürür iyi
niyetine bel bağlıyor.
Tual’de tutukluların konulduğu hücrelerde
sorgulanan 24 yaşındaki Phyoe Maung Maung,
gemiden kaçtığını ve tutuklanmadan önce Tual’de
dört ay boyunca saklandığını söyledi.
Maung Maung, “Bir Taylandlı tekneyle geri
döneceğiz. Ne tür sorunlar yaşayacağımızı hayal
bile edemiyoruz,” dedi.
Tutuklu olan, Burma yurttaşı Ko Yaşa’nın, yerel
halktan biri olan karısından ve iki kızından
koparılması olasılığı karşısında, perişan bir halde
olduğu açıkça görülebiliyordu.
“Biri iki yaşında, diğeri yalnızca bir yaşından
biraz büyük. Onları okula göndermem gerekiyor
ve karımın bir işi yok. Ailenin geçimini sağlayan
tek kişi benim,” diye açıkladı Yaşa. “Çocuklarım
için çok üzülüyorum. Beni yeniden
tutuklamayacaklarsa, yine geri geleceğim. Bizi
dövecekler mi, tekmeleyecekler mi ya da denizin
ortasında öldürecekler mi bilmiyoruz. Eve tek
parça olarak dönersek kendimizi şanslı
saymamız gerekir.”
iyileştirmeyi amaçlıyor.
Ayrıca ITF’in Balıkçılar Kolu ve
üyesi sendikalar, uluslararası
topluluğu benzer vakaların
çözüme kavuşturulmasına
yardımcı olmaya ikna etmeye
çalışıyorlar. Aynı zamanda ITF
Denizciler Vakfı aracılığıyla da
ilgili sosyal yardım
kuruluşlarıyla birlikte, Burmalı
balıkçılara yardımcı olacak,
uygun nitelikteki projelerin
geliştirilmesine çalışıyorlar.
ITF’in Asya/Pasifik bölge
ofisi, geçtiğimiz birkaç yıl içinde,
göçmen Burmalı işçilerin
çalışma ve yaşam koşullarını
iyileştirmek amacıyla çeşitli
etkinlikler düzenledi.
“Bizi dövecekler mi,
tekmeleyecekler mi ya
da denizin ortasında
öldürecekler mi
bilmiyoruz. Eve tek
parça olarak dönersek
kendimizi şanslı
saymamız gerekir.”
David Browne serbest gazeteci ve araştırmacı
muhabir olarak çalışıyor.
ITF Denizciler Bülteni 2009
29
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Öyleyse, bu faksı bize gönderin…
Kime: ITF Eylemler Birimi (faks: +44 20 7940 9285 veya +44 20 7357 7871)
Konu: Denizci yardım talebi
İletişim bilgileriniz
Adınız (gizli tutulacaktır)
Sizinle temas edilebilecek numara(lar)
Gemideki pozisyonunuz (örneğin, UG)
Milliyetiniz
Gemiyle ilgili bilgiler
Geminin adı
Geminin türü
Bayrak
IMO numarası
Geminin şu anda bulunduğu yer
Uğrayacağı bir sonraki liman + ETA (Tahmini varış saati)
Mürettebat sayısı /
milliyetleri
Kargo türü /
gemideki miktarı
Gemi sahibinin adı /
işletmeci
Sorun nedir?
Sorunu anlatın (olabildiğince ayrıntılı bir biçimde)
Bu sorunu ne kadar zamandır yaşıyorsunuz?
Gemide benzeri sorunlarla karşılaşan başkaları da var mı? (Lütfen ayrıntılı bilgi verin)
Bu gemide ne kadar zamandır bulunuyorsunuz?
Ne tür bir yardım bekliyorsunuz? (örneğin, ücretlerin tahsil edilmesi, eve geri gönderilme vb.)
Patrice Terraz
İmzalamadan önce dikkatle bakın: ITF’in denizde çalışmak
için bir iş sözleşmesi imzalama konusunda tavsiyeleri
Denizde uygun istihdam koşullarını en iyi şekilde güvence altına alacak olan tek şey, ITF onaylı bir
toplu iş sözleşmesini imzalamaktır. Bunun mümkün olmadığı durumlar için, size bir kontrol listesi
sunuyoruz.
A
A
Yazılı bir sözleşme olmadan gemide
çalışmaya başlamayın.
Asla boş bir sözleşmeyi ya da sizi
bağlayan, açıkça belirtilmemiş ya da
aşina olmadığınız herhangi bir koşul içeren bir
sözleşmeyi imzalamayın.
İmzaladığınız sözleşmenin bir Toplu İş
Sözleşmesine (TİS) atıfta bulunup
bulunmadığını kontrol edin. Eğer bulunuyorsa,
TİS’in içerdiği koşulları tam olarak anladığınızdan
emin olun ve sözleşmenizle birlikte TİS’in bir
kopyasını saklayın.
A
A
A
Sözleşmenin süresinin açıkça belirtilmiş
olduğundan emin olun.
Sözleşme süresi içinde sadece geminin
sahibinin takdir yetkisini kullanarak tek
yanlı olarak değişikler yapmasına izin veren bir
sözleşmeyi imzalamayın. Sözleşme süresi içinde
herhangi bir değişiklik ancak tarafların karşılıklı
rızası ile yapılabilmeli.
Her zaman için sözleşmenin ödenecek
temel ücreti açıkça belirttiğinden ve temel
çalışma saatlerinin açıkça tanımlandığından
(örneğin haftada 40, 44 ya da 48 gibi) emin olun.
Uluslararası Çalışma Örgütü, temel haftalık
çalışma süresinin azami 48 saat olabileceğini
(ayda 208 saat) belirtmektedir.
A
Sözleşmenin fazla mesainin nasıl ve
hangi oran üzerinden ödeneceğini açıkça
öngördüğünden emin olun. Temel çalışma
A
www.itfseafarers.org
süresinin üzerinde çalışılan bütün saatler için
düz bir saatlik ücret ödenmesi söz konusu
olabilir. Ya da ayda garanti edilmiş belirli
miktarda fazla mesai süresi için aylık sabit bir
tutar söz konusu olabilir. Bu durumda garanti
edilmiş fazla mesainin üzerinde çalışılacak her
saat için verilecek ücret açıkça belirtilmelidir. ILO
bütün fazla çalışmalarda ücretin asgari olarak
normal saat ücretinin 1,25 ile çarpılarak
ödenmesi gerektiğini belirtiyor.
tazminat ödeneceği konusunda (tercihen yazılı
sözleşme ya da sözleşme hükmünde bir belge
şeklinde) bir teyit almaya çalışmanız gerekir:
Sözleşme döneminde hastalık ya da
yaralanma halinde
Ölüm halinde (en yakın akrabaya ödenecek
tutar)
Geminin kaybolması halinde
Geminin kaybolması nedeniyle bireysel
kayıplar yaşanması halinde
Sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi
halinde.
Q
Sözleşmede her ay için kaç gün ücretli izin
hakkına sahip olduğunuzun açıkça
belirtildiğinden emin olun. ILO ücretli iznin yılda
30 günden az olamayacağını belirtiyor (her
takvim ayı için 2,5 gün).
A
Sözleşmede temel ücretin, fazla mesai
ödemelerinin ve izinlerin açıkça ve ayrı
kalemler halinde belirtildiğinden emin olun.
A
Çalışacağınız gemiye gitmek için ya da
ülkenize geri gönderilmeniz için yapılacak
harcamaların herhangi bir bölümünü ödemeniz
gerektiğine dair herhangi bir hüküm içeren bir
sözleşmeyi asla imzalamayın.
A
Gemi sahibinin ücretinizin herhangi bir
bölümünü vermemesine ya da içeride
tutmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın.
Her takvim ayının sonunda, hak ettiğiniz ücretin
size tam olarak ödenmesi hakkına sahip olmanız
gerekir.
A
Bireysel iş sözleşmesinin her zaman kimi
ek hakları içermeyebileceğinin farkında
olun. Dolayısıyla aşağıdaki durumlarda ne kadar
A
Bir sendikaya üye olma, temasa geçme,
danışma ya da kendi tercihinizle
belirlediğiniz bir sendika tarafından temsil
edilme hakkınızı kısıtlayan bir sözleşmeyi
imzalamayın.
A
Size imzaladığınız sözleşmenin bir
kopyasının verilmesini sağlayın ve bu
kopyayı saklayın.
A
Sözleşmenizde ülkenize geri gönderilme
masraflarınızın karşılanacağının
belirttiğinden emin olun.
A
Sözleşmenizi feshetmeden önce gemi
sahibinin size ne kadar ihbar süresi
tanıması gerektiği dâhil, iş sözleşmenizin fesih
koşullarını kontrol edin.
A
Şunu unutmayın… içerdiği koşullar her ne
olursa olsun, gönüllü olarak imzaladığınız
herhangi bir sözleşme/anlaşma, yargı önünde
çoğu durumda yasal açıdan bağlayıcı
sayılacaktır.
A
ITF Denizciler Bülteni 2009
31
Denizcilerin kriminalizasyonu
K
aptan Jasprit Çawla ve birinci zabit Siyam
Çetan, nereden bakılırsa bakılsın korkunç
bir yıl geçirdiler. Bu iki zabit, genel olarak
kendi hatalarından kaynaklanmadığı konusunda
hemfikir olunan bir petrol sızıntısının ardından,
2007 yılının Aralık ayından bu yana, Kore’de
hapiste tutuluyorlar. Haklarında açılan dava
beraatla sonuçlandı, serbest bırakıldılar ve daha
sonra savcılığın yaptığı temyiz başvurusu ile
birlikte yeniden tutuklandılar. İkili, bu ikinci
yargılama sonucunda suçlu bulundu. Koreli
yetkililer, yaygın bir biçimde kınamasına rağmen
bu zabitleri kilit altında ve ailelerinden uzakta
tutmayı sürdürdüler.
Bu zabitlerin serbest bırakılmaları için
yürütülen kampanya, ITF’in ve gemicilik
sektörünün eşi görülmemiş derecede yakın bir
işbirliğine tanık oldu. Bu zabitleri istihdam eden
şirket, V Ships, ikiliye sürmekte olan bu sıkıntılı
süreç boyunca destek verdi. ITF, gemicilik
sektörünün kurum ve kuruluşları ve Hintli
denizciler sendikaları, hep birlikte Kore yargısı
tarafından verilen bu kararlara muhalefetlerini
gösterdiler. Çok sayıda sendikacı ve diğer birçok
insan, mahkemece verilen kararlar karşısında
duydukları rahatsızlığı dile getiren bir web
günlüğü [blog] ve bu insanlara yöneltilen
suçlamaların ne kadar temelsiz olduğunu
açıklayarak, çarpışmanın nasıl yaşandığını
gösteren bir YouTube videosunun da aralarında
yer aldığı, çeşitli protestolar başlattılar.
ITF ve gemicilik sektörünün gerçekleştirdikleri
eylemlerin Kore hükümeti üzerinde oluşturduğu
baskı, en sonunda, Hebei İkilisi olarak
adlandırılan bu iki zabitin, bu yılın Ocak ayında,
üst mahkeme yargıçlarının kaderlerini
belirleyecek olan kararı tartıştıkları sırada,
kefaletle serbest bırakılmalarını sağladı. Dergimiz
baskıya girdiği sırada üst mahkeme henüz
kararını vermemişti ve ITF bu iki insanın evlerine
dönmelerine izin verilmesi için yürüttüğü
kampanyayı sürdürüyordu. Öykünün tamamı
aşağıda yer almaktadır.
15 aylık cehennem
7 Aralık 2007: Samsung Heavy Industries’e ait
olan, römorkör yedeğinde çekilen bir vinç
mavnası, vinci römorköre bağlayan kablonun
kaba dalgalı denizde kopmasının ardından,
demirlemiş olarak beklemekte olan, çok büyük
ham petrol taşıyıcısı (VLCC) Hebei Spirit’e çarptı.
Kazada hayatını kaybeden hiç kimse olmadı
ancak çarpma srasında VLCC’deki beş tanktan üçü
delindi ve bunun sonucunda 10.800 ton petrol
denize aktı. Hebei Spirit’in zabitleri yargılanmayı
beklemek üzere Kore’de tutuldular.
Hebei İkilisine
destek ver
NİCHOLA SMİTH, ITF ve gemicilik sektörü Hebei İkilisini
hapisten kurtarmak için birlikte çalıştılar, ama kampanya
henüz sona ermedi diyor.
Hebei Spirit’in kaptanı ve birinci zabitinin
Kore’deki tutukluluk halleri devam etti.
7 Temmuz 2008: ITF, Güney Koreli yetkililere,
ikilinin evlerine dönmesine izin verilmesi için
başvuruda bulundu. V Ships tarafından
desteklenen ikili, bir sonraki duruşma için geri
dönecekleri konusunda güvenceler verdiler.
ITF denizcilik koordinatörü Stephen Cotton
şunları söyledi: “Kaptan Çawla ve birinci zabit
Çetan evlerine gitmelerine izin verilmesini
istediler. Biz buna izin verilmemesini
gerektirebilecek herhangi bir neden
göremiyoruz.”
ITF, Bimco, Uluslararası Denizcilik Odası,
Uluslararası Gemicilik Federasyonu, Intercargo,
Intertanko, International Group of P&I Clubs ve
Hong Kong Gemi Sahipleri Birliği’nin de
aralarında yer aldığı diğer sektör kuruluşlarıyla
birlikte, coşkulu bir protesto düzenlemek üzere
çalışmalara başladı.
Taraflar, Kore’deki mahkemenin aldığı karar
karşısında duydukları şaşkınlığı ve büyük
endişeyi dile getiren, kararı, “haksız, mantıksız ve
bu kişilerin sahip oldukları hakları ihlal eden bir
karar,” olarak adlandıran ve iki zabitin serbest
bırakılmaları için kampanya yapmaya devam
edeceklerini vurgulayan ortak bir bildiri
yayımladılar. Bu, devletlerin iç işlerine müdahale
etmek istemediklerinden, bu tür konulardan
genellikle uzak duran gemicilik sektörü kurumları
için, alışılmamış bir adımdı.
Temmuz–Kasım 2008: Koreli mahkeme yapılan
bu girişimlerden etkilenmedi ve iki zabit millerce
uzaktaki Hindistan’daki evlerinden ve ailelerinden
“Haklarında açılan dava beraatla sonuçlandı,
serbest bırakıldılar ve daha sonra savcılığın yaptığı
temyiz başvurusu ile birlikte yeniden tutuklandılar.
İkili, bu ikinci yargılama sonucunda suçlu bulundu.
Koreli yetkililer, yaygın bir biçimde kınamasına
rağmen bu zabitleri kilit altında ve ailelerinden
uzakta tutmayı sürdürdüler.”
24 Haziran 2008: Dava sona erdi. Mavnada
çalışan personel gibi, Hebei Spirit’in zabitleri de
beraat ettiler. İki römorkör kaptanı suçlu bulundu.
Aynı zamanda Samsung Heavy Industries de para
cezasına mahkûm edildi. Aklanmış olmalarına
karşın, savcılar kararı temyiz ederek yargılama
sürecini bir üst mahkemeye taşıdıkları için,
32
ITF Denizciler Bülteni 2009
www.itfseafarers.org
Siyam Çetam (soldan ikinci) ve Jaspit Çawla (sağdan ikinci) aileleriyle birlikte.
uzakta, tutuklu kalmaya devam ettiler. İki zabit bu
haberin ülkelerinde yaratacağı tepkiden ve
ailelerinin tutuklu kalmaya devam etmelerinin
neden olacağı stresle başa çıkıp
çıkamayacaklarından endişe duyuyorlardı. Çetan
oğlunun birinci yaş gününü kaçırdı.
Koreli mahkemenin adaletsiz uygulamaları
masum denizciler üzerinde, evlerine dönmelerine
izin verildiği zaman hayatın neye benzeyeceği
konusunda endişelenmeye başladıklarından,
olumsuz etkilerini göstermeye başlamıştı.
Bu sırada protestolar devam etti. ITF Genel
Sekreteri David Cockroft, Seul’e giderek, bu
kişiler adına adalet bakanlığı yetkilileriyle
görüştü.
Hindistan’da denizciler sendikaları Mumbai’de
ortak bir gösteri düzenlediler. Bu protesto
Hindistan hükümetinin ikilinin içinde bulunduğu
kötü durumu Kore hükümeti ve Uluslararası
Denizcilik Örgütü (IMO) ile görüşmeyi taahhüt
etmesi ve Kore konsolosunun konuyu Seul’de
gündeme getirme sözünü vermesiyle sonuçlandı.
Hindistan Ulusal Denizciler Sendikası genel
sekreteri Abdulgani Serang, diğer Hintli denizciler
sendikalarından meslektaşlarıyla birlikte, Hebei
İkilisinin çektikleri sıkıntıların bütün dünyada
sendikaların gündemlerinde üst sıralarda yer
almasını sağladılar.
19 Kasım 2008: ITF’in denizciler kolu konferansı,
“Hebei Spirit’in kaptanı ve birinci zabitinin derhal
serbest bırakılmalarını sağlamaya ve maruz
kaldıkları adaletsizliğe bir son verme yönelik her
türlü çabayı,” göstermeyi kararlaştırdı.
Daha sonra, aynı ayın ilerleyen günlerinde,
denizcilik sendikaları ve gemicilik şirketleri iki
zabitin hapiste tutulmaya devam edilmesini ve
maruz kaldıkları muameleyi hep birlikte kınadılar.
Bu insanların serbest bırakılmalarını sağlamak
için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını
taahhüt ettiler. Her iki taraf da, çarpışmanın ve
onu izleyen petrol sızıntısının bu zabitlerin
www.itfseafarers.org
ihmaline isnat edilemeyeceğinden ve daha önce
Güney Kore yargısı tarafından suçsuz
bulunduklarından, ikilinin maruz kaldıkları
muamelenin kanunsuz ve adaletsiz olduğunu ve
bu kişilerin insan haklarını ihlal ettiğini belirttiler.
çok sayıda kanıtı göz önünde
bulundurulmamasıdır. Bu karar akıl almaz
derecede intikamcı bir karardır.” Bu sözler
sektörün diğer kesimlerinin de duygularını
yansıtıyordu.
26 Kasım 2008: ITF, IMO’nun Londra’da yapılan
deniz güvenliği komitesi toplantısının açılışında,
Hindistan, Hong Kong ve Çin’den tutuklu olan
zabitlerin lehine yapılan güçlü müdahaleleri
destekleyerek, şunu belirtti: “Güney Kore’de
petrol sızıntısından etkilenmiş olanların neler
hissettiklerini anlıyoruz, ama kaptan Çawla ve
birinci zabit Çetan’ın geçtiğimiz Aralık ayında
yaşanan sızıntıya neden olmaktan suçsuz
bulunduklarını da biliyoruz. Kore hükümetinin
yargı sistemine müdahalede bulunamayacağını
kabul ediyoruz ancak onları bu denizcilerin
mümkün olan en kısa süre içinde ülkelerine geri
gönderilmeleri için yapılabilecek olan her şeyi
yapmaya çağırıyoruz. Bütün dünyadaki denizciler
ve onların temsilcileri bu insanlara yapılan
adaletsiz muamele karşısında derin bir endişe
duymaktadırlar.”
14 Ocak 2009: ITF ve gemicilik sektörü, Kore
hükümeti üzerinde daha fazla baskı kurmayı
kararlaştırdılar. Uluslararası diplomatik girişimler
ve kampanya etkinlikleriyle birlikte, Londra’da
ortak bir protesto düzenleyeceklerini açıkladılar.
Yürüyüşün yapılacağının açıklanmasından sadece
bir gün sonra, üst mahkeme ikiliyi kefalet
karşılığında serbest bıraktı.
10 Aralık 2008: Davada alınan karar açıklandı.
Mahkemenin karara varmasından hemen önce
dünyanın dört bir yanındaki denizcilik sendikaları
gerek kendi ülkelerindeki Kore elçiliklerini ziyaret
ederek ve yetkililere ve Kore hükümetine elden
protesto mektupları vererek gerekse de gösteriler
düzenleyerek bu iki zabite verdikleri desteği
ortaya koydular.
Yapılan bütün bu eylemlere karşın Çawla ve
Çetan suçlu bulundular ve sırasıyla 18 ve sekiz ay
hapse mahkûm edildiler.
Mahkemenin kararı sert bir biçimde kınandı.
Cotton, ITF adına yaptığı açıklamada şunları
söyledi: “Bu adalet değil. Bu, adalete yaklaşan bir
şey bile değil. Bugün gördüğümüz şey birilerinin
günah keçisi olarak ilan edilmesi ve mahkemenin
güvenilirliğinin üzerine gölge düşürecek şekilde,
Şubat 2009: Çawla kefaletle serbest
bırakılmasının hemen sonrasında şunları söyledi:
“Hapisten çıkmış olmak bizi rahatlattı, kefaletle
serbest bırakılmış olmak içeride olmaktan çok
daha iyi.” İkili serbest bırakılmalarını sağlamak
için yürütülen kampanyadan ve Hintli sendikalar,
Hindistan hükümeti, ITF ve üyelerinin
gösterdikleri çabalardan haberdar olmuşlardı.
Çawla, “Bütün hepinize sürmekte olan desteğiniz
için teşekkür ederiz. Bu süre boyunca bu destek
bizi gerçekten de çok yüreklendirdi ve onsuz bu
güçlüğün üstesinden gelemezdik,” dedi.
Bu makale yazıldığı sırada ikili henüz evlerine
dönmemişti ama herkes uluslararası projektörün,
üst mahkemeyi doğru kararı almaya özendirecek
ve bu insanların alnına sürülen hukuki
karalamadan kurtararak evlerine dönmelerini
sağlayacak biçimde, Kore’nin üzerinde olmaya
devam edeceğinden umutluydu. Çawla’nın
söylediği gibi: “Bütün umudumuz eve gidebilmek
ve ailelerimizle birlikte olabilmek.”
Nichola Smith, ITF’in genel merkezinde
denizcilik işleri sözleşmeler ekibinde bölüm
yardımcısıdır.
ITF Denizciler Bülteni 2009
33
Güneydoğu Asya’da liman işçileri, kısa bir süre önce gerçekleştirilen bir eylem haftası sırasında iş yavaşlatarak, denizcilere olan desteklerini gösteriyorlar.
D
ok işçisi, tersane işçisi, liman işçisi ve
gemi yükleme işçisi – farklı ülkelerde,
hatta İngilizcede bile, farklı isimlere sahip
olabilirler, ama onların yaptıkları vasıflı kargo
elleçleme işine, bu işi yapmaları için üzerlerinde
oluşturulan bütün baskılara rağmen, denizciler
geleneksel olarak saygı gösterirler. Liman işçileri
ve denizciler sendikaları, denizcilerin becerilerini
gemilerin seyrüseferini ve limana ulaşmalarını
sağlamak ve liman işçilerinin becerilerini,
denizcilerin taşıdıkları kargoyu elleçlemek ve
boşaltmak için kullanmaları gerektiği konusunda
fikir birliği içindeler. Bu, gemi mürettebatlarından
kargoyu elleçlemelerinin istenemeyeceğini
belirten ITF toplu iş sözleşmelerinde de bu
şekilde öngörülmektedir.
Liman işçilerinin çalışma haklarını korumak ve
geliştirmek üzere sendikalarda örgütlenmelerinin,
uzun ve çoğu kez militan bir tarihi var. Bunun ilk
örneklerinden biri, 1886 yılında, o tarihte
sömürülmekte olan işgücünün “insan onuruna
yakışan bir ücret” [dockers tanner] –saatte altı
peni ödenmesini– talep etmesi üzerine, Londra’da
yaşanan liman grevidir. Bu grevle yalnızca
grevciler taleplerini elde etmekle kalmadılar,
yaptıkları eylem, aynı zamanda geçici işçilerin
sendikalarda örgütlenmelerinin ve Büyük
Britanya’nın en büyük ve en güçlü
sendikalarından biri haline gelecek olan Ulaştırma
ve Genel İşçiler Sendikası’nın ortaya çıkmasının
temellerini de attı.
Liman işçileri ve denizcilerin dayanışma içinde
çalıştıkları ilk örneklerden biri, 1896’da Rotterdam
liman işçilerinin grevi sırasında yaşandı. ITF’in
Liman İşçileri Kolu Sekreteri ve Antwerp
limanında çalışmış eski bir liman işçisi olan Frank
34
ITF Denizciler Bülteni 2009
Birlikteyken
Leys, o zaman gündemde olan sorunların
şimdikilerle aynı olduğuna işaret ediyor – “yeni”
teknolojilerin uygulamaya konması. 19. yüzyılın
sonlarında yeni teknoloji, kargonun boşaltılması
için vinçlerin kullanılmasıydı. Rotterdam grevinde
liman işçileri Avrupalı meslektaşlarını kendilerine
destek vermeye çağırdılar ve Britanya gemilerinde
çalışan mürettebat kargo elleçlemeyi reddetti. Bu
dayanışma eylemi, ITF’in önceli olan Uluslararası
Gemi, Liman ve Nehir İşçileri Federasyonu’nun
kurulmasını sağladı.
Frank, “Kargo elleçleme o zamandan bu yana
daha da vasıflı olmayı gerektiren bir iş haline
geldi,” diyor ve liman işçileri işlerini yaparken
giderek daha fazla çeşitlenen teknolojileri
kullanıyorlar. Bunun yol açtığı sonuçlardan biri,
kol gücüne dayalı ağır işlerin yerini teknoloji
aldığından, limanlardaki işgücünün azalması
oldu. “Örneğin, Antwerp’teki limanda işgücü,
benim 20 yıl önce orada çalıştığım sıradaki
duruma kıyasla yarı yarıya azalarak, yaklaşık
7.000 kişiye düşmüş durumda.”
Teknoloji aynı zamanda gemilerde yapılan işleri
de dönüştürdü. Frank, “Gemiler giderek büyüyor
ve mürettebat giderek küçülüyor,” diyor. Ancak,
yeni teknolojinin uygulamaya konulması, o
alanda çalışan işçilerin lehine sonuçlar verecek
BRENDA KİRSCH sendikal
eylemde denizciler ve liman
işçileri arasındaki tarihsel
bağı ele alıyor.
www.itfseafarers.org
Liman işçileri
Limanlarda
dayanışma
Liman işçileri ve denizciler,
elverişli bayrak gemilerini
hedef alan, ITF’in eylem
haftaları türünden ortak
kampanyalarda, birlikte
çalışıyorlar.
Geçtiğimiz Ekim ayında
yapılan Baltık eylem haftası
sırasında, Almanya’da
denizciler ve liman işçileri
tarafından yapılan bir gösteri,
İsveç bandıralı Stena Carrier’in
sahiplerinin denizcilere
geleneksel liman işlerini
yapmaları talimatı vermemeyi
kabul etmelerini sağladı.
ITF’ten Dongli Hur şunları
söylüyor: “Bu gemi İsveç’le
Almanya arasında düzenli
olarak sefer yapıyor. Geçmişte
kargo bağlama işi liman işçileri
tarafından, denizcilerle birlikte
yapılırdı. Ne var ki, Stena kendi
denizcilerine kargo bağlamayı
liman işçileri olmadan yapma
talimatı vermeye başladı.
Liman işçilerinin talebi
üzerine, ITF eylem haftasının
Alman ekibi, şirkete karşı bir
saatlik bir gösteri düzenledi.
“Yapılan görüşmelerle
birlikte, şirket denizcilere,
geleneksel olarak liman
işçilerince yapılan işleri yapma
talimatı vermemeyi kabul etti –
bu hem denizciler hem de
liman işçileri için bir zaferdi.”
Dongli eylem haftasının 10
ülkeden denizci ve liman işçisi
aktivistleri ve sendika
görevlilerini kapsadığını
sözlerine ekledi. “Denizciler ve
liman işçileri yalnızca
birbirlerinden bir şeyler
öğrenmekle kalmadılar; bu
eylem aynı zamanda denizciler
ve liman işçilerinin yakın bir
çalışma ilişkisi içinde
olduklarını da gözler önüne
serdi. Bu, gemi sahiplerine,
işçilerin birlik oldukları zaman,
asla yenilmeyeceklerine dair
güçlüyüz
biçimde kullanılmalı – onları sömürmek için değil.
Frank şöyle diyor, “Denizciler kargo
elleçlemeye zorlanmamalılar. Limana geldikleri
zaman denizcilerin aşırı yorgunluk yaşamaları
riski var ve zaten kısalmış olan gidiş-dönüş
süreleri dinlenme sürelerini tehlikeye atmış
durumda. Denizcilerden, eğitimli ve doğru
koruyucu ekipmana sahip olan kişiler tarafından
yapılması gereken liman işçilerinin işçilerini
yapmaları istenmemeli.”
Sözleşmeler ve kampanyalar
Liman işleri ve kargo elleçleme, Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO)tarafından kabul edilmiş olan
iki sözleşme ile tanınmaktadır – 152 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği (Liman İşleri) sözleşmesi ve
137 sayılı sözleşme (Liman İşçiliği Sözleşmesi).
Bu sözleşmeler sırasıyla 26 ve 24 devlet
tarafından onaylanmış durumda. Frank Leys, bu
sözleşmeleri onaylamış olan devletlerin sayısının
az olmasının hükümetlerin liman işçileri için
güvence altına alınmış çalışma koşullarına destek
vermedikleri anlamına gelmediğine, iş sağlığı ve
güvenliği konularının çoğu durumda ulusal devlet
yargısından ziyade, bölgesel ve yerel kapsamda
yer aldıklarına işaret ediyor. 152 ve 137 sayılı
Sizden liman işlerini yapmanız istenirse…
Kargo bağlama, sabitleme, yükleme/boşaltma veya
başka türden elleçleme işlerini yapmanız istenirse…
SENDİKANIZLA YA DA EN YAKINDAKİ ITF MÜFETTİŞİYLE
temas etmelisiniz.
www.itfseafarers.org
açık bir mesaj gönderdi.”
Kasım ayında, Güneydoğu
Asya’da düzenlenen bir eylem
haftası sırasında, Endonezyalı
liman işçileri, ITF Müfettişlerinin
Japon Denizciler Sendikası
(JSU) ile herhangi bir sözleşme
imzalamamış olduğunu tespit
ettikleri, Japon mülkiyetindeki
bir geminin yükleme boşaltma
işlerinde gecikmeye neden
olarak, dayanışmalarını
gösterdiler. ITF, sendikalar ve
gemi sahipleri ve kiracılarının
katıldığı, dört saat süren
görüşmenin ardından bir toplu
iş sözleşmesi imzalandı.
Liman işçileri aynı zamanda
Güney Kore’de düzenlenen
protestolarda ve mitinglerde
de denizcilerle birlikte hareket
ettiler ve Japonya’nın Kobe ve
Osaka limanlarında, bir başka
eylem hedefi olan, KK’ya ait
gemilerin yükleme/boşaltma
işlerini durdurdular.
sözleşmelerin birçok hükmünün gerek ulusal
yasalara gerekse de şirket politikalarına
aktarılmış olduğunu belirtiyor.
Bu, iş işçilerin haklarına geldiği zaman, işi
ucuza çıkarmaya çalışanların olmadığı anlamına
gelmiyor. 2006 yılında, gemi mürettebatlarının
kargo boşaltmalarına izin veren bir Avrupa Birliği
yönergesini geçirmeye yönelik bir girişim oldu,
ama bu girişim “Avrupa Birliği liman işçilerinden
gelen ciddi baskının” ardından gündemden düştü
diyor Frank. “Safları sıklaştırarak ve liman işçisi
olmaktan gurur duyduklarını ortaya koyarak, bu
girişimi yenilgiye uğrattılar.”
ITF’in Liman İşçileri Kolu, dünyanın dört bir
yanındaki limanlarda çalışan işçiler için kabul
edilebilir standartlar oluşturmaya çalışan bir
“elverişli limanlar” kampanyası yürütüyor.
Özelleştirmenin yaygınlaşması ve küreselleşme,
şu anda dünya limanlarında yapılan işlerin yüzde
58’inin dört uluslararası şirket tarafından kontrol
edilmesi anlamına geliyor. Bu şirketler Dubai
Ports World, PSA (Port of Singapore Authority)
International, AP Møller-Maersk ve Hutchison Port
Holdings.
Kampanya, geçici ve standart dışı işlerin,
özelleştirmenin yaygınlaşması ve yeni teknoloji
karşısında liman işçilerini ve çalışma koşullarını
korumayı amaçlıyor. Sağlık ve güvenlik işverenlerin
ve işçilerin güçlerini birleştirebilecekleri ve
birleştirmeleri gereken bir konudur.
Leys’in söylediği gibi: “Geriye hiç liman işçisi
kalmazsa, o zaman başınız sıkıştığında size kim
yardım eli uzatacak?”
Brenda Kirsch, Londra’da yerleşik bir serbest
gazetecidir.
ITF Denizciler Bülteni 2009
35
ITF
Denizciler Vakfı, dünya
denizcilerine faydalı olmak üzere
kurulmuş olan bir yardım
kuruluşudur. Vakıf, 28 yıldır, denizcilere hizmet
vermek üzere binalar, minibüsler, araç-gereç ve
çeşitli tesisler için bağışta bulunmaktadır. Bir
limanı ziyaret ettiğiniz zaman, vakfın denizciler
merkezleri ve gemi ziyaretçileri için satın almış
olduğu ekipmanların üzerlerinde yer alan
etiketlere dikkat edin.
2007 yılında, 4.000 denizciyle yapılan bir anket
bize, bir limana uğramış olan denizcilerin en çok
neye ihtiyaç duyduklarını anlatıyor: ucuz
uluslararası telefon görüşmeleri yapabilecekleri
ve e-posta gönderebilecekleri iletişim tesisleri;
limandaki ya da liman yakınlarındaki tesislere
(telefonların, dükkânların, taksilerin bulunduğu
yerlere) ücretsiz ulaşım olanaklarının ve bu
tesislerle ilgili gerekli bilginin sağlanması. Bu
anket sonucunu temel alarak, yaptığımız bağışları
bu alanlar üzerinde yoğunlaştırdık ve 2008 yılında
denizcileri taşımak üzere kullanılacak araçların
alımı için neredeyse 1 milyon sterlin verdik.
Denizciler için iletişim olanaklarının
bulunabileceği en iyi yer gemilerdir. ITF, gemilerde
personelin özel ve ucuz telefon görüşmeleri
yapabilecekleri ve mesaj gönderebilecekleri
olanakları sağlamaya yönelik çalışmalar yürütüyor
ama bunu yapmak zaman alacaktır ve bu süre
içinde bizler limanlarda iletişim tesislerinin
kurulmasına destek vermeyi sürdürüyoruz.
Bazı limanlarda denizcilerin sosyal ihtiyaçları
ciddiyetle ele alınıyor ve denizci merkezleri ya da
denizcileri şehre taşıyan gemi ziyaretçileri
aracılığıyla kaliteli tesisler, uygun bir fiyatla
denizcilere hizmet veriyor. Vakıf, hiçbir tesisin
bulunmadığı limanlarda, sosyal yardım
kuruluşlarının temsilciliklerini ve liman
yönetimlerini, denizciler için sosyal tesisler
kurmaya teşvik ediyor.
Bu temsilcilikler yerel yönetim ya da merkezi
hükümet temsilcilerini, sendikaları, gemi
sahiplerini, kiliseleri, liman yönetimlerini,
acenteleri ve denizcilik sektöründe yer alan diğer
tarafları bir araya getiren, liman sosyal hizmet
komiteleri oluşturuyorlar. Bunlar bir araya
gelerek, finansman işleriyle ve gemi
ziyaretçilerinin ve şoförlerin istihdam
edilmeleriyle ilgilenebilecek yerel bir örgüt
kuruyorlar. Vakıf bu yapılanmanın yola çıkması
için gerekli olan ilk finansmanı sağlıyor ve
sonrasında bu işlevi yerel komitenin üstlenmesi
ve faaliyetlerin kendi fonlarıyla sürmesini
sağlaması gerekiyor.
L
atin Amerika’da bazı limanlarda dönüştürme
projeleri uygulamaya konuldu ve buralarda
daha önce hiçbir şey yokken, şimdi
merkezler ve gemi ziyaretçileri var. Uluslararası
Denizcilere Sosyal Yardım Komitesi’nin yürüttüğü
dört yıllık bir program süresince Honduras’ın
Puerto Cortés; Kosta Rika’nın Puerto Limón;
Panama’nın Balboa; Ekvator’un Guayaquil;
Kolombiya’nın Buenaventura ve Barranquilla ve
Meksika’nın Ensenada limanlarında denizciler için
merkezler kurduk. Denizciler için hiçbir tesisin
www.itfseafarers.org
ITF Denizciler Vakfı
Sıcak bir karşılama
TOM HOLMER, ITF Denizciler
Vakfı’nın yeni denizciler
merkezleri ve iletişim
projeleri için nasıl fon
sağladığını anlatıyor.
Solda yer alan resimler: Denizciler,
Kolombiya’nın Barranquilla limanındaki
merkezde yorgunluklarını atarken görülüyorlar.
bulunmadığı bu limanlara ek olarak, aynı
zamanda Kolombiya’nın Cartagena ve
Meksika’nın Progreso limanlarındaki mevcut
tesisleri ve verilen hizmetlerin kalitesini de
iyileştirdik.
Bütün bu merkezler ve bunların sundukları
hizmetler yerel komiteler tarafından, esas olarak
yerel kiliselerden gönüllülerin desteğiyle
işletiliyorlar ve bu kişiler gemileri ziyaret ediyorlar
ve denizcileri merkeze ya da şehre taşıyorlar. Bu
insanlar orada denizcilere dostluk göstermek ve
onlara denizde çalışmayan insanların doğal
karşıladıkları hizmetleri –aileleri ve arkadaşlarıyla
haberleşmek; aynı gemide olan insanlarla birlikte
bir şeyler içmek; kimi ihtiyaç maddeleri ya da
hediyelik eşya satın almak– sağlamak üzere
bulunuyorlar.
Bu denizci merkezleri dünya çapındaki büyük
bir örgütün parçası değiller ve burada çalışan
personel kendisini oldukça yalıtılmış bir halde
hissedebiliyor. Vakıf bu personele ister merkezleri
işletmeye sokma aşamasına geldikleri zaman,
işletme maliyetlerinin karşılanmasına yardımcı
olmak için bir başlangıç fonunun sağlanması
biçiminde isterse de denizci merkezlerini işletme
ve dini yardım sağlama konusunda uzun yılların
deneyimine sahip insanlarla tanışabildikleri
eğitim kursları düzenlenmesi şeklinde olsun,
destek sağlamaktadır.
ITF, Latin Amerika’da da bu tür girişimlerin
desteklenmesine yardımcı olmaya yönelik çeşitli
faaliyetler yürütüyor. ITF’in Latin Amerika Bölge
Sekreteri ve kendisi de eski bir denizci olan
Antonio Fritz, Rio’daki bölge merkezinden değerli
bir destek sağlıyor. Bu bölgede yaşanan değişim
“Vakıf, hiçbir tesisin bulunmadığı limanlarda sosyal
yardım kuruluşlarının temsilciliklerini ve liman
yönetimlerini denizciler için sosyal tesisler kurmaya
teşvik ediyor.”
çok etkileyici. Beş yıl önce Latin Amerika’da
neredeyse hiç tesis yoktu; şimdi ise bütün
denizcilere çok çeşitli hizmetler sunan, çok sayıda
merkez bulunuyor.
Antonio Fritz, “Bu inanılmaz değişim iradenin,
kararlılığın ve aynı zamanda ITF Denizciler Vakfı
tarafından oluşturulan özel bir proje sayesinde
gerçekleştirilen eğitim çalışmalarının ve verilen
desteğin bileşimiyle sağlandı. Bu proje, bu
bölgeyi ziyaret eden denizcilere daha fazla hizmet
vermeye yönelik çabaları ve deneyimi bir araya
getirmeye yardımcı oldu,” dedi.
Dünyanın diğer bölgeleri de, merkezler
açılması ve işletilmesi konusunda vakıf fonlarının
hedefi oldu: son on yılda Doğu Avrupa, Hint
Okyanusu ve Batı Afrika bu tür programların
kapsamında yer aldılar ve hâlihazırda Güney Asya
ve Güneydoğu Asya’da yürütülmekte olan iki
program var.
Bütün bu bölgelere baktığımızda, denizcilere
sosyal hizmet sağlayan tesisler anlamında daha
önceleri hiçbir şey sunmayan limanlar
göreceksiniz. Bu hizmetler limanın içinde yer alan
bir internet kafe ya da sizi şehre taşıyacak olan
bir minibüs olabilir ama her durumda verilecek
hizmetin ne olacağı limana gelen denizci sayısına
ve onların ihtiyaçlarına bağlı olacaktır.
V
akıf yeni projelere olduğu kadar, önceden
kurulmuş olan denizciler merkezlerinde çok
başarılı bir biçimde sürdürülmekte olan
çalışmalara da hâlâ destek sağlıyor. Kısa süre
önce gerçekleştirilen bu tür projeler arasında
Almanya’nın, Hamburg limanındaki Altona
denizciler misyonunun yenilenmesine verilen
destek, Birleşik Krallık’taki eskimiş liman
araçlarının yenileriyle değiştirilmesine yardımcı
olmak için yapılan büyük bir bağış ve
İskandinavya ve ABD’deki merkezler için araç ve
donanım sağlanması yer alıyor. Hâlihazırda büyük
binalar için büyük tutarlı bağışlar yapılması uygun
görülmüyor ancak denizciler tarafından hâlâ
kullanılmakta olan bu tür merkezlere vakıf
elinden gelindiğince yardım sağlamaktadır.
ITF Denizciler Vakfı ile ilgili daha fazla bilgiyi
www.itf.org.uk/seafarerstrust adresinde
bulabilirsiniz.
Ziyaret ettiğiniz ve telefonu ya da e-posta
gönderme olanağı olmayan ve bunlara ihtiyaç
duyan bir liman var mı? [email protected] adresine
e-posta göndererek bizi bu durumdan haberdar
edebilirsiniz ya da herhangi bir konudaki yorum ya
da önerilerinizi bize iletebilirsiniz.
Tom Holmer, Denizciler Vakfı’nın İdari İşler
Müdürüdür.
www.itfseafarers.org
ITF Denizciler Bülteni 2009
37
Korsanlık
Sirius Star’da yaşanan çile
Sirius Star geçen yıl
Somalili korsanlar
tarafından kaçırıldı. MİKE
GERBER bir mürettebat
üyesiyle 57 gün süren
esareti hakkında konuştu.
“En büyük korkumuz
birilerinin kaza sonucu
vurulmasıydı. Kendi
adamlarından birini
kazayla vurdular.”
38
ITF Denizciler Bülteni 2009
VLCC
Sirius Star, Kenya
açıklarında ele geçirildiği
zaman, geminin 25 kişilik
mürettebatı esir alındı. ITF’e üye Nautilus
sendikasının üyesi olan James Grady de bu kişiler
arasında yer alıyordu.
İkinci makinist, gemi 2008 yılının Kasım ayında
Kenya sahili açıklarında gasp edildiğinde rehin
alınan iki Britanyalı subaydan biriydi – diğeri baş
makinist Peter French’ti.
Fidye görüşmelerinin sürdüğü sırada,
aralarında Polonyalı, Suudi Arabistanlı ve
Filipinlilerin de bulunduğu mürettebat, gemide
rehin tutuldu. Vela International Marine’e ait
318.000 dwt’lik tanker, 100 milyon ABD doları
değerinde, yaklaşık 2,2 trilyon varil petrol
taşıyordu ve bu da onu korsanlar için cazip bir
hedef haline getiriyordu.
James olanları şu şekilde anlatıyor: “Herşey 15
Kasım günü başladı. Korsanlar saat 8:55
sularında gemiye çıktılar ve 09:12’de köprüden
durmamız emredildi. Bu tam anlamıyla bir sürpriz
değildi. Korsanlar ilk olarak gemiye binmeden bir
saat önce, yaklaşık iki mil uzaklıkta, okyanusta bir
hız teknesinde, küçük bir nokta halinde
görülmüşlerdi.”
Şaşırtıcı olan şey baskının yapıldığı
–Mombasa’nın 450 dm GD’sinde, Somali
açıklarındaki, dünyanın “en sıcak” korsanlık
bölgesinin güneyinin çok uzağında bir– yerdi.
James, “İlk başta hepimiz bundan sonra neler
olacağını düşünerek korkuya kapıldık,” diye
devam etti. “Bir kamaraya hapsedileceğimizi
düşünüyorduk.”
Neyse ki mürettebatın şansına böyle bir şey
alsa olmadı. Bununla birlikte korsanlar kısa bir
süre sonra yoğun bir faaliyete giriştiler.
“Kamaraları dolaşıp, cep telefonlarını, nakit para
vb. şeyleri alarak hırsızlık yapmaya başladılar.
Kendi eşyalarımın çoğunu saklamıştım ama
yaklaşık 100 sterlin nakit param, çeşitli
dövizlerim, cüzdanım ve saatim gitti.”
Sirius Star, korsanların demir atma bölgesine
doğru, 500 mil hızla seyretmeye zorlandı.
James, “Somali karasularına ulaştığımızda gemide
kaç kişinin olduğunu bilmiyorduk, çünkü beş
dakikalık bir süre dışında dışarıya çıkmamıza izin
verilmiyordu,” dedi. “Bu nedenle onların kaç kişi
olduklarını asla göremedik, ama benim tahminime
göre her an için sayıları 20 ile 25 arasında
değişiyordu. Nöbet değişikliği yapıyorlardı;
yaklaşık her dört günde bir yer değişiyorlardı.
Sanırım bu küçük bir çetenin işiydi, kıyıda nüfuzu
elinde bulunduran herhangi bir önemli biri yoktu,
sadece bizim gördüğümüz adamlardan oluşan bir
gruptu. Son iki gün gemide 33 kişi kalmıştı, çünkü
bacadan onların resimlerini çektim.”
57 günlük bu sıkıntılı süreç sırasında
korsanlarla olan ilişkiler inişli çıkışlı bir seyir
izliyordu ancak James korsanların mürettebata
oldukça iyi davrandıklarını düşünüyor. “Çok fazla
sıkıntı yaşamadan normal gündelik işlerimizi
yapıyorduk, makine dairesini normalde olduğu
gibi çalıştırıyorduk; bunlar onların
yapamayacakları türden işlerdi. Bunların birçoğu
adamların içinde bulundukları durumu fazlaca
düşünmemelerini sağlamak amacıyla uydurulmuş
işlerdi.”
J
ames, köprüdeki meslektaşlarının daha büyük
stres altında olduklarını görebiliyordu. “Onlar
[korsanlar] sürekli olarak köprüdekilerle
birlikteydiler, orada yatıp kalkıyorlardı,
yemeklerini orada yiyorlardı. Köprü bu durumdan
hiç de memnun değildi, bundan dolayı çok
stresliydiler, onlara baktığınızda bunu
görebiliyordunuz.
“Bu adamlar etrafta Kalaşnikoflarla
dolaşıyorlardı ve kimi zaman tüfekler
omuzlarından kayıp güverteye düşüyordu. En
büyük korkumuz birilerinin kaza sonucu
vurulmasıydı. Kendi adamlarından birini kazayla
vurdular. Bu adama ne olduğunu bilmiyoruz, bir
otomatik silah sesi duyduk ve onu kolu yaralı
halde getirip birinci zabite gösterdiler, o sırada
kurşun hâlâ kolunda duruyordu.
Korsanlar çoğu zaman mirra (ya da khat) adı
verilen bir uyuşturucu madde çiğniyorlardı. James
bu ilacın onları “rahatlattığını” ve sakinleştirdiğini
söylüyor. “Bol miktarda mirraları varken, hayat
güzeldi. Mirraları kalmadığı zaman biraz daha
sinirli oluyorlardı.”
James, en tehlikeli olayın 2 Aralık gecesi
yaşandığını anımsıyor. “Bir nöbet değişimi oldu,
gemide beş tane yeni adam vardı ve bunlar kıç
tarafından saldırıya uğradıklarını sandılar.” Onları
heyecanlandıran şey kıç tarafında çakan bir ışık
görmüş olmalarıydı. Aslında bu ışık demeti 15 mil
uzaklıktaki bir deniz fenerinden geliyordu.
“Aptal eşkıyalar,” diyor James. “Kaptan onları
bunun bir deniz feneri olduğuna ikna etti çünkü
onlara deniz haritasını gösterdi. O gece görevli
olan makinist bendim ve köprüden bir telefon
aldım ve oraya gittiğim zaman Somalilileri çok ama
çok sinirli bir halde buldum. Onları ikna etmek
uzun zaman aldı – hep bizim bir şeyler çevirdiğimizi
düşünüyorlardı. Bu çok korkutucu bir geceydi;
bizim onların gerçekten kim olduklarını görmemizi
sağladı. Ertesi gün ortam tekrar sakinleşti.”
Mürettebat ailelerinin neler hissettikleri
konusunda endişeliydi. “Onlar gün be gün
durumun nasıl olduğunu göremiyorlardı ve
biliyorsunuz bu tür durumlarda insanın aklına her
türlü şey gelir.”
www.itfseafarers.org
Korsanlar mürettebat üyelerinin köprüden
evlerine telefon etmelerine nadiren izin
veriyorlardı. James şunları ekliyor: “İletilmesi
gereken asıl mesaj güvende olduğumuz ve acil bir
tehlikenin bulunmadığıydı, çünkü korsanlar için
asıl önemli olan şey gemiydi; bizler onlar için bir
bakıma ayak bağıydık.”
“Korsanlar çoğu zaman kendi yiyeceklerini
kendileri tedarik ediyorlardı; sonlara doğru bizim
yiyeceklerimizden giderek daha fazla yer oldular,
ama hiçbir zaman yiyecek ve su sıkıntısı
çekmedik. Son birkaç hafta ana güvertedeki
kamaraların önünden balık tutmamıza izin
verdiler. Bu, yiyeceğin daha uzun süreyle
yetmesine yardımcı oldu.”
Mürettebatın yaşadığı sıkıntılar, en sonunda,
2 milyon ABD doları tutarındaki fidye parası
korsanlara havadan atıldığı zaman sona erdi.
“Görüşmeler yapıldığını biliyorduk ama hiçbir
zaman için bu görüşmelerde taraf olmadık. Onlar
[Vela] bizim güvenliğimiz konusunda gerçekten
endişe duyuyorlardı – bunu somut olarak gördük,
çünkü 9 Ocak günü para yukardan atıldığı sırada
hepimiz, uçak bizi sayabilsin ve hepimizin orada
olduğumuzdan emin olabilsin diye, 10’luk gruplar
halinde güvertedeydik ve uçak üzerinizden iki kez
geçti ve paranın yarısını denize paraşütle attı.
Ardından öğleden sonra saat iki sularında, uçak
paranın diğer yarısıyla birlikte yeniden geldi.
“K
orsanların yarısı 16:30 sularında
gemiden ayrıldı. Daha sonra bir tekne
kazası yaşandı ve bindikleri
filikalardan biri alabora oldu. O sırada bize dört
kişinin kaybolduğu söylendi. Teknenin alabora
olması bizim de gecikmemize neden oldu. Geriye
kalan korsanlar 10 Ocak’ta gemiyi terk ettiler.”
Denizciler zorluklar karşısında sağlam
durabilen insanlardır; James, Peter French’in
Mail on Sunday’le yaptığı görüşmede durumu
çok güzel bir biçimde ifade ettiğine inanıyor:
“Denizde boktan durumlar yaşanır ve sen
bunların üstesinden gelirsin.”
Böyle olsa bile, Vela mürettebata travma
sonrası stres olasılığı konusunda tavsiyelerde
bulunması için bir meslek hastalıkları uzmanı
tuttu.
James, “Doktor bize böyle bir şeyin bazen aylar
sonra ortaya çıkabileceğini söyledi,” diyor. “Şu an
için beş Avrupalı’nın [mürettebat üyesi] paylarına
Korsanlık giderek artıyor mu?
Uluslararası Denizcilik Bürosu’nun
Korsanlık Bildirim Merkezi’nin (PRC) bir
raporuna göre gemi kaçırma vakaları
tüm zamanların en yüksek düzeyine
ulaşmış durumda. 2008 yılı rakamları,
PRC’nin 1991 yılından bu yana dünya
çapında raporlama yapmaya
başladığından bu yana kaydedilmiş
olan bütün rakamları geride bırakıyor.
Tehlikeli sularda
Başka ne değişti?
Korsanlık her zaman için bir sorun
olmuştur. Ancak saldırılar giderek daha
fazla Aden Körfezi’nde yaşanmakta, bu
bölgede bildirilen 111 vaka, 2007 yılına
göre yaklaşık yüzde 200 oranında bir
artışa karşılık gelmektedir. Her türden
ITF ne yapıyor?
ITF’in toplu iş sözleşmelerinin
kapsamında yer alan denizciler yüksek
riskli yerler ya da savaş bölgeleri
olarak ilan edilmiş yerlerde çalışırken
her zaman özel avantajlara sahip
olurlar. Gemileri bölgeye girmeden
www.itfseafarers.org
deniz aracı hedef alınmaktadır. Aynı
zamanda korsanlar geçmiş yıllarda
olduğundan daha iyi bir biçimde
silahlanmış durumdalar ve
mürettebata saldırmaktan ve onları
yaralamaktan çekinmiyorlar.
düşenle mutlu olduklarını biliyorum; şirket kişisel
eşya ve para kayıplarımızı tazmin etti.”
James, korsanlığı engellemek için savaş
gemilerinin konuşlandırılmasını desteklediğini
söylüyor. Ne var ki, Sirius Star mürettebatı rehin
tutulmaya başladıkları sırada öğrendikleri bir olay
nedeniyle çok öfkelenmiş. “BBC’nin verdiği
habere göre, bir Alman savaş gemisi korsanları
yakalamış ve Alman hükümetinin emriyle
silahlarını ellerinden alıp, korsanları Somali’ye
geri göndermiş. Bu bizi çok kızdırdı; yalnızca
onların silahlarını ellerinden almakla ve ülkelerine
geri göndermekle yetinmemeliydiler, onları bu
kadar kolay bir şekilde serbest bırakmamalıydılar,
çünkü yeni silahlar bulacaklar ve geri
dönecekler.”
Bu, ilk olarak Nautilus Telegraph’da yayınlanmış
olan bir makalenin yeniden düzenlenmiş
versiyonudur.
önce gemiden ayrılıp karaya çıkma
hakkına sahiptirler. Denizcilerin
gemide kalmayı tercih etmeleri
durumunda, gemileri bölgeden geçtiği
sırada, temel ücretlerinin yüzde
100’üne eşit tutarda bir ikramiye alırlar.
Buna ek olarak denizcilere ödenen
normal ölüm ve sakatlık tazminatları
ikiyle çarpılır.
Geçen yıl, ITF ve Uluslararası
Pazarlık Forumu’ndaki işveren
taydaşları yüksek risk alanını bütün
Aden Körfezi’ni kapsayacak şekilde
genişletmek konusunda anlaşmaya
vardılar. Yüksek risk alanı düzenli
olarak, yeniden gözden
geçirilmektedir.
ITF, Uluslararası Denizcilik
Örgütü’nde sürekli olarak temsil
ediliyor ve korsanlığa uzun vadeli
çözümler bulunması için, sektörün yanı
sıra, kesintisiz bir biçimde lobi faaliyeti
yürütüyor.
Korsanlık rakamlarıyla ilgili daha
fazla bilgi için bkz. www.icc-ccs.org
Yardım ve tavsiye için bkz.
www.itfseafarers.org/ITI-piracy.cfm
Geminizin bir ITF sözleşmesi
kapsamında yer alıp almadığını
öğrenmek için bkz. www.
itfseafarers.org/look_up_ship2.cfm
ITF Denizciler Bülteni 2009
39
www.itfseafarers.org’u ziy
Haklarınıza saygı gösterildiğinden emin olun
ITF toplu iş sözleşmeleri ve uluslararası sözleşmeler
başlıkları altında haklarınızla ilgili tavsiyeler ve
yol gösterici bilgiler bulacaksınız. Gemide
çalışmaya başlamadan önce burayı ziyaret edin…
Önemli konularla ilgili daha fazla bilgi alın
Korsanlıktan kriminalizasyona, kıyı izninden
güvenliğe, en önemli konularla ilgili sizlere bir
dizi temel bilgi özetleri hazırladık. Temel
bilgilere ihtiyacınız varsa, burada çok sayıda
genel açıklama bulacaksınız. Daha ayrıntılı
bilgiye ihtiyaç duymanız halinde, diğer faydalı
bağlantılar ve kaynaklarla sizlere doğru yönü
işaret edeceğiz.
Denizcilikle ilgili gelişmelerden haberdar olun
Haberler bölümümüz, en az haftada bir kere
denizcileri en çok ilgilendiren haberlerle
güncelleniyor. Yaşanan bütün son gelişmelerle
ilgili bilgi sahibi olabilmek için bu bölümü
düzenli olarak ziyaret edin.
Ve onu bu şekilde daha ko
Sitenin yalın tasarımı ve
dolaşma menüleri ihtiyaç
duyduğunuz bilgileri
bulmanızı kolaylaştırıyor.
40
ITF Denizciler Bülteni 2009
Faydalı bağlantılar ve ilgili
belgeleri bir araya getiren ilgili
öğeler özelliği sayesinde,
konular hakkında kapsamlı bir
görüş alanı elde edebiliyorsunuz.
www.itfseafarers.org
aret etmek için yedi neden
Bir gemiyi aramak
Bir gemiyi adıyla ya da IMO numarasıyla
arayabilirsiniz. Veritabanımız size gemide bir
ITF toplu iş sözleşmesi bulunup bulunmadığını
söyleyecektir.
Sistem, ödenmemiş ücretler gibi daha önce
yaşanmış olan her türlü sorunu göstereceğinden,
bir gemide çalışmaya başlamadan önce, mümkün
olan her durumda bu gemiyi kontrol edin.
Bir ITF Müfettişini ya da sendikayı bulun
Desteğe ihtiyacınız varsa, bir ITF Müfettişi size
yardımcı olabilir. Ya da üyelik hakkında bilgi
almak için ITF üyesi yerel sendikanızla temasa
geçin. Bir ülkedeki Müfettişlerle ve
sendikalarla ilgili iletişim bilgilerini bulmak
için, basitçe listeden bir ülke adı seçin.
Sektörle ilgili gelişmelerden haberdar olun
Müfettişlerin web günlükleri düzenli olarak
güncelleniyor ve çeşitli tavsiyeler içeriyor. Bu
sayfalar Müfettişlerin bakış açısından gemicilik
sektörüyle ilgili bilgi ve görüşler sunuyor. Farklı
bölgelerdeki Müfettişler bu bölgelerin kendine
özgü perspektiflerini ortaya koymalarına
katkıda bulunuyorlar.
Diğer denizcilerle temasa geçin
Mürettebat Sohbet forumlarımız üzerinden bilgi
paylaşımında bulunun ya da sorunlarınızı
tartışın. Basit bir kaydolma sürecinin ardından,
kimliğinizi belirtmeden düşüncelerinizi ifade
edebilir ve diğer denizcilerle sizi etkileyen
konular hakkında sohbet edebilirsiniz.
olay kullanılır hale getirdik
ITF Seafarers web sitesinin,
yavaş bir internet bağlantısı
üzerinden bağlanan kullanıcılar
için, çabuk yüklenebilen, salt
metin formatında olan versiyonu
da bulunmaktadır.
www.itfseafarers.org
İhtiyacınız olan şeyi
bulamamanız halinde, onu
aratabilirsiniz. Yeni arama aracı
Google gibi çalışmaktadır,
dolayısıyla kullanımı kolaydır.
ITF Denizciler Bülteni 2009
41
Bi
sın lgin
ay izi
ın
TES
T
turizm, liman işçileri, iç sularda
seyrüsefer, balıkçılık,
demiryolları, karayolu
taşımacılığı.
6. Hayır. ITF, gemicilik şirketlerine
mürettebat sağlamıyor.
7. Hepsi.
8. d: 18,8 milyon ABD doları.
9. Elverişli bayrak.
10. Mülkiyetinden,
yönetiminden ve
mürettebatından farklı bir
ülkenin bayrağını taşıyan gemi.
11. Gemilerin (yaklaşık olarak)
üçte biri ve tonajın (yaklaşık
olarak) yarısı.
12. Bolivya ve Moğolistan.
13. 45 ülkede 125 Müfettiş.
14. Global Mariner.
15. 10 saat.
16. Çin (122.000),
Filipinler (120.000),
Türkiye (85.000).
17. POEA.
18. Hebei Spirit.
19. Denizcilerin gemilerde
yaşadıklarını ve çalıştıklarını
ve kıyı iznine ve tıbbi bakım
dâhil kıyıda yer alan tesislere
erişim sağlamaya ihtiyaç
duydukları gerçeğini.
20. b: Bir sendikaya üye olarak.
ITF Denizciler Bülteni 2009
Denizcilik bilgisi
15. STCW95’e göre bir denizcinin herhangi bir
24 saatlik dönem içinde kullanması gereken
asgari dinlenme süresi ne kadardır?
16. En fazla sayıda denizciye sahip olan üç
ülke hangileridir?
17. Filipinli denizcilerin iş sözleşmelerini
hangi otoriteye onaylatmaları gerekmektedir?
18. Kore mahkemeleri tarafından suçlu
muamelesi yapılan iki Hintli denizcinin
yargılandıkları davaya konu olan geminin
adı nedir?
19. Liman güvenliğini planlarken hükümetlerin
neyi göz önünde bulundurmaları gerekir?
20. Bir ekonomik kriz sırasında istihdam
haklarınızı hangi yoldan daha iyi koruyabilirsiniz?
a) Patrona iyi davranarak
b) Bir sendikaya üye olarak
c) Bulabildiğiniz her türlü işte çalışmayı
kabul ederek
Cevaplar
42
Elverişli bayraklar
9. EB neyin kısaltmasıdır?
10. Bir EB geminin tanımı nedir?
11. Dünya filosunun yüzde kaçı bir EB altında
faaliyet göstermektedir?
12. EB sicillerinden hangi ikisi denize kıyısı
olmayan kara ülkeleridir?
13. Dünya çapında kaç ITF Müfettişi
bulunmaktadır?
14. EB kampanyasının 50. yıl dönümünde
kampanyaya dikkat çekmek için dünyanın farklı
köşelerine yolculuk eden ITF’in sergi gemisinin
adı neydi?
1. Uluslararası Taşımacılık
İşçileri Federasyonu.
2. 1896.
3. Dünya çapında 4,5 milyon
ulaştırma işçisini temsil eden,
148 ülkeden, 681 sendika.
4. David Cockroft.
5. Denizciler, sivil havacılık,
ITF
1. ITF neyin kısaltmasıdır?
2. ITF ne zaman kuruldu?
3. ITF’e üye olan kaç tane sendika var?
4. ITF’in Genel Sekreteri kimdir?
5. ITF’in temsil ettiği sekiz ulaştırma alt
sektörünün adlarını sayabilir misiniz?
6. ITF bana bir iş bulabilir mi?
7. ITF’in aşağıda belirtilen yerlerden
hangisinde ofisi bulunmaktadır?
a) Burkina Faso
b) Amman
c) Moskova
8. ITF 2008 yılında denizciler için ne miktarda
ödenmemiş ücret tahsil edilmesini sağladı?
a) 5,9 milyon ABD doları
b) 9,1 milyon ABD doları
c) 13,8 milyon ABD doları
d) 18,8 milyon ABD doları
www.itfseafarers.org
DENİZ
KAZALARI
Denizciler
–şunları bilin!
Geminizin bir deniz kazasına karışması
durumunda, eğer bir soruşturma yapılırsa
ve/veya kazanın ardından bir Devlet tarafından
gözaltına alınırsanız, bu durumda size adil
bir biçimde davranılmasını güvence altına
alan, uluslararası yol gösterici ilkeler
bulunduğunu bilin.
Bu yol gösterici ilkeler, IMO/ILO’nun Deniz
Kazası halinde Denizcilere Adil Davranılması
üzerine Yol Gösterici İlkeleri’dir.
Bu yol gösterici ilkeler denizcilere liman
ve kıyı devleti, bayrak devleti, denizcinin
devleti ve gemi sahipleri tarafından adil bir
biçimde davranılmasını gerektirmektedir.
Bu yol gösterici ilkeler altında sahip
olduğunuz haklarınızı bilmeniz önem
taşıyor, böylece bir deniz kazasının
ardından sorgulanmanız veya gözaltına
alınmanız durumunda ne yapacağınızı ve
çıkarlarınızı nasıl koruyacağınızı bilirsiniz.
Geminizin karıştığı bir deniz kazası ile ilgili olarak
sorgulanmanız durumunda:
Eğer gerekli olduğunu düşünüyorsanız, liman, kıyı veya
bayrak Devletinin sorgu görevlilerinin sorularına cevap
vermeden veya bunlara herhangi bir açıklamada bulunmadan önce, bunlar gelecekte bir ceza kovuşturmasında
veya herhangi bir adli kovuşturmada size karşı kullanılabileceğinden bir avukata danışın
Tavsiye ve yardım almak için şirketinizle ve/veya
sendikanızla temasa geçin
Size sorulan her şeyi tam olarak anladığınızdan emin olun
Eğer anlamadığınız bir şey varsa:
• yetkililerden sorgulamayı durdurmalarını isteyin
• eğer gerekiyorsa bir çevirmenin yardımını isteyin
İlk olarak kendi çıkarlarınızı korumanız önem taşımaktadır.
Dolayısıyla şirketinizin, sendikanızın veya avukatınızın verdiği
tavsiyeler doğrultusunda hareket edin ve daha önemlisi bilgi
vermeniz tavsiye edildiğinde sorguyu yapanlara karşı açık sözlü
davranın.
Bir deniz kazasından sonra haklarınızı koruyun
Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’ni okuyun
Haklarınızı bilin
Eğer şüpheniz varsa, danışın!
Adil Davranış Yol Gösterici İlkeleri’yle ilgili daha fazla bilgiyi şu
adresten edinebilirsiniz: www.itfglobal.org/fairtreatment veya
www.marisec.org/fairtreatment

Benzer belgeler

Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı

Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve uluslararası ku...

Detaylı

denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor

denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor 14-16 Ekonomik kriz Küresel ekonomik darboğaz denizciler için ne anlama gelecek

Detaylı

Haklarımızla kumar oynamak

Haklarımızla kumar oynamak sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki ...

Detaylı

bizi duyuyor musunuz?

bizi duyuyor musunuz? sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki ...

Detaylı

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve uluslararası ku...

Detaylı

Denizcilik Çalısma Sözlesmesi: su ana kadar her sey

Denizcilik Çalısma Sözlesmesi: su ana kadar her sey Filipinli denizci hiçbir tıbbi muayeneden geçmedi ve sözleşme süresini tamamladı. Evine vardıktan bir gün sonra, hemen bir yerel hastaneye gitti. Kendisine hipertiroidizm teşhisi konuldu. Tedavisi ...

Detaylı