04-semra purkız 44-59
Transkript
04-semra purkız 44-59
Makale Modern Köleler : Göçmenler Semra PURK‹S (*) Özet Makalede, özellikle 1980'lerden beri h›z kazanm›fl bulunan uluslararas› göç olgusunun niteli¤i tart›fl›l›r. Makalede uluslararas› göç olgusunun, özellikle de düzensiz göç olgusunun ve onun enformel sektörle iliflkilerinin, kapitalist dünya sisteminin son krizinden ç›k›fl amac›yla izlenen politikalar göz önüne al›nmaks›z›n do¤ru bir flekilde incelenemeyece¤i öne sürülür. Olgu, liberallefltirme ve merkez ekonomilerine sanayi-öncesi emek kontrol biçimlerini getiren ve ulus-ötesi flirketlerce üretimin dikey (hiyerarflik) zincirleme tafleronlaflma biçiminde örgütlenmesi anlam›nda deregülasyon biçimindeki küresel kapitalist stratejiler ba¤lam›nda anlafl›l›r. Dolay›s› ile uluslararas› göç olgusuna, a¤ tarz› örgütlenmifl ekonomi ve toplum ile kutuplaflm›fl iflgücü piyasalar› çerçevesinde esnekli¤in artt›r›lmas› amac›yla yap›lan deregülasyon sürecinin asli bir parças› olarak yaklafl›l›r. Anahtar Sözcükler: Uluslararas› düzenli ve düzensiz göç, kapitalist küreselleflme, ekonomide enformelleflme, ulus-ötesi flirketler, deregülasyon, üretimin merkezsizleflmesi, üretim ve emek süreçlerinin esneklefltirilmesi, üretimin mekansal yeniden yap›lanmas›, kutuplaflm›fl emek piyasalar›. Abstract The article discusses the nature of international migration which has been gaining speed especially since the 1980s. It argues that the phenomena of international migration, especially international irregular migration and its relationship with the informal sector can not be analyzed properly without taking into account the economic policies which were followed to overcome the last crisis of the capitalist world system . Here, phenomena is understood in the context of global capitalist strategies of liberalisation and deregulation which managed by the transnational companies through vertical chains of subcontracting, which brought pre-industrial forms of labour controlling systems into the centre economies. Therefore the international migration is treated as part and parcel of the process of deregulation for the enhancement of flexibility in terms of a networked economy and society and polarized labour market. 44 * Dr. Makale Key Words: International regular and irregular migration, capitalist globalisation, informalization of the economy, subcontracting, transnational companies, deregulation, decentralization of production, flexibilization of production and labour processes, spatial reorganization of production, polarized labour markets. Girifl Bu çal›flmada uluslararas› göçün ve ekonomide enformelleflmenin, kapitalist küreselleflmenin asli bir parças› oldu¤u ve özellikle 1970'lerden sonra artan ve 1980'lerde ivme kazanan uluslararas› düzensiz (belgesiz, illegal) göçün, kapitalist sistemin son krizinin getirdi¤i çerçevede, ulus-ötesi flirketlerin krizden ç›kma politikalar›n›n bir yans›mas› olarak mali yap›lar›n›, üretim, dolafl›m ve emek süreçlerini küresel ölçekte yeniden yap›land›rma süreçlerinden ayr› incelenemeyece¤i öne sürülmektedir. Kapitalist sistem, üretim sürecinin tafl›d›¤› iç çeliflkiler yüzünden tarihsel olarak bak›ld›¤›nda dönemsel olarak afl›r› birikim - eksik tüketim krizlerine girmektedir. Sermaye birikim süreçleri, sistemin uzun dönemli ana e¤ilimi olan kârdaki düflmelerden dolay› zaman zaman kesintilere u¤rar. Kâr oranlar›ndaki düflme e¤ilimi de temelde sermayenin organik bileflimi (yükselifli) ile emek üretkenli¤i (art›fl›ndaki yavafllama) aras›ndaki bir dengesizlikten kaynaklan›r. Sermaye donan›m›na yap›lan yat›r›mlar (sabit sermaye yat›r›mlar›) bu kesimdeki emek üretkenli¤inin art›fl h›z›ndan yüksek oldu¤unda, sermayenin organik bileflimi - kabaca ölü emek / canl› emek oran› - artar ve bu da kâr oranlar›n›n düflmesine neden olur. (Desai, 1977; ‹flgüden, 1985). Kapitalizmin 1970'lerin bafl›nda girdi¤i krizden sonra kâr oranlar›n›n yeniden yükseltilmesi, yani sermayenin krizi aflmak için yeniden yap›lanmas›nda izlenecek politikalar da bu nedenle iki alanda yo¤unlaflm›flt›r: Eme¤in ve sermayenin de¤ersizlefltirilmesi. Eme¤i de¤ersizlefltirici, yani art› de¤er oran›n› yükseltici ve ücretleri düflürücü politikalar çerçevesinde, üretim maliyetlerinin düflürülmesi için sendikalar›n güçlerinin k›r›lmas›, iflçi ve vatandafll›k haklar›n›n budanmas›, ifllerin daha düflük ücretlerle iflçi çal›flt›ran tafleron firmalara verilerek istihdam›n rasgeleleflmesi ve ulus-ötesi firmalar arac›l›¤›yla üretimin daha düflük ücretli bölgelere mekansal olarak kayd›r›lmas› yoluyla ifl yerinin ve emek süreçlerinin esneklefltirilmesi (deregülasyon) gündeme gelmifl ve bu ba¤lamda, iflgücü piyasas›n›n kutuplaflmas› çerçevesinde, ço¤u kez düzensiz olan göçmen eme¤inin kullan›m› ve söz konusu piyasan›n s›n›f, etnisite ve cinsiyet temelinde parçalanmas› göze çarpan özellikler olarak öne ç›km›flt›r. Bu politikalar›n sonucu dünya ölçe¤inde artan rezerv iflçi ordusu, sermayeye ücretleri düflürmede büyük manevra kabiliyeti sa¤layarak, art› de¤erden ald›¤› pay›, yani kâr oranlar›n› yükseltmesi olana¤›n› verir. Sermayenin de¤ersizlefltirilmesinin yollar›ndan biri, emek üretkenli¤inin art›r›lmas› için refah dönemlerinin büyüyen ekonomi, yüksek kâr oranlar› ve geniflleyen pazarlar ortam›nda düflük üretkenlik düzeylerinde çal›flmalar›na izin verdi¤i zay›f sermayelerin, kriz döneminde artan rekabetle birlikte daha büyük sermayelerin eline geçmesidir. Böylece piyasada az say›da ancak verimlili¤i yüksek firmalar›n kalmas› yoluyla, üretimin merkezileflmesi ve verimlili¤in artmas› beklenir (Savran, 1988: 49). Yukar›da sözü edilen her iki politikan›n bizim konumuz aç›s›ndan en önemli sonucu, hem merkez hem de çevre ülkelerde iflsizli¤in artmas› ve yap›sal bir nitelik almas› olmufl, yedek iflçi ordusuna kat›lan her iflçi sermayeye ücretlerin dünya ölçe¤inde düflürülmesi, eme¤in 45 Makale kazan›lm›fl bütün haklar›n›n erozyona u¤rat›lmas› yolunda yeni olanaklar sa¤lam›flt›r. Bütünleflen finans ve sanayi sermayesinin üretimi dünya ölçe¤inde yeniden yap›land›rmas› ve sermayenin “yeni” mant›¤› d›fl›nda kalan bölgelerin sisteme dahil edilmesiyle birlikte ülkeler ve bölgeler aras› eflitsizliklerin yeniden yap›land›r›lmas›, di¤er üretim faktörlerine göre hareketlili¤i daha s›n›rl› olan eme¤in ulusal ve uluslararas› boyutta hareketlili¤ini art›rm›flt›r. Sistemin krizden ç›kmas› ve kâr oranlar›n›n yeniden restore edilmesi amac›yla eme¤i ve sermayeyi de¤ersizlefltirici süreçler tarihsel olarak birbirleriyle iç içe, dinamik iliflkileri içinde ele al›nmal›d›r. Bu çal›flmada bu çok karmafl›k ve sadece ekonomik boyutuyla s›n›rlanamayacak süreçler, özellikle 1980'ler sonras› h›z kazanan uluslararas› göç, özellikle de düzensiz göç olgusunun teorik bir çerçeveye oturtulmas›, niteliklerinin ve sonuçlar›n›n aç›klanmas› ba¤lam›nda biraz daha aç›lmaya çal›fl›lacakt›r. Ulus-Ötesi fiirketlerin Küresel Ölçekte A¤ Tarz› Örgütlenmeleri, Yeni küresel ‹flbölümü ve Göç 46 1970'lerin bafllar›nda fordizm olarak adland›r›lan sermaye birikimi sistemi teknik ve toplumsal s›n›rlar›na ulafl›nca, sermayenin afl›r› de¤erlenmesini önleyici ve üretimin maliyetini düflürücü politikalar gündeme gelmifltir. Ulus-ötesi flirketlerin do¤rudan yat›r›mlar› arac›l›¤›yla, özellikle yerel ve küçük tafleron firmalar kullanarak, üretimin niteliksiz iflgücü gerektiren emek-yo¤un parçalar›n›n ulus-ötesi ölçekte mekansal kayd›r›lmas› yoluyla yar› çevre ve çevre ülkelere aktar›lmas› ve bu ülkelerce üretilen mamul mallar›n merkeze yeniden ithali gerçeklefltirilmifltir. Bu, afl›r› de¤erlenmifl sermayenin co¤rafi yay›lma içinde emilmesi anlam›na gelir (Harvey, 1999: 208) ve sermayeye çeflitli avantajlar sa¤lar: Merkez ülkelerde yat›r›m mallar›nda oluflan fazlal›¤›n, o dönemde petrol krizi sonras› özel bankalarda yat›r›lan OPEC fazlalar›n›n çevre ülkelere borç verilmesiyle bu ülkelere ihrac›n›n olanakl› hale gelmesi; üretimin belli süreçlerinin aktar›ld›¤› yeni alanlardaki örgütlenmemifl ucuz iflgücünün üretim maliyetlerini düflürmesi. Yani söz konusu olan basit bir mekansal yer de¤ifltirme de¤ildir; iflçilerin örgütlenme ve dayan›flma e¤ilimlerinin yüksek oldu¤u bölgelerin ötesine bir kay›flt›r, yoksa mekansal kay›fl›n kendili¤inden bir avantaj› yoktur (Massey, 1984: 57). Bu kay›fl ülke içinde olabildi¤i gibi ülke d›fl›na da olabilir. Böylece sermaye tek bir iflgücü piyasas›na ba¤›ml›l›ktan kurtulup, iflgücü faktörünü küresel olarak kârlar› en yüksek düzeye ç›karacak biçimde kullan›ma sokma olana¤› kazan›r. ‹flgücü piyasalar› aras›nda rekabetin art›fl›, sermayeye, herhangi bir bölgede aleyhine bir geliflme ortaya ç›kt›¤›nda, örne¤in ücretler artt›¤›nda, daha avantajl› baflka bir bölgeye kayma esnekli¤i verir. Di¤er bir avantaj da, sanayileflmifl ülkelerin etkinli¤i en düflük sektörlerini devre d›fl› b›rakarak merkez ülkelerde çal›flan s›n›f›n pazarl›k gücünü azaltmas› ve daha önce bu sektörlerde çal›flan iflgücünü serbest b›rakmas›d›r. Yine, mekansal kayd›rma tehdidi, ücretleri düflürmenin bir arac› olarak da kullan›l›r. ‹flsizli¤in art›fl›n›n oluflturdu¤u bask› merkezde kalan sektörlerde verimlili¤i yükseltmeye, maliyetleri düflürmeye ve kârlar› yükseltmeye olanak verecek flekilde üretimde yeni örgütlenme biçimlerini öne ç›kar›r. Burada en önemli özellik olan emek süreçlerinin mekanda merkezsizlefltirilmesi (decentralization), bir yandan ayn› firma içinde üretim süreçlerinin bölünmesi, küçültülmesi, ürün çevriminin fabrikalar aras›nda yay›lmas› biçimini alarak standartlaflm›fl ürünler daha küçük birimlerde üretilebilmifl, böylece iflgücünü kitle halinde bir araya getiren büyük üretim birimlerinin önemi azalm›fl ve iflgücünün kontrolü kolaylaflm›flt›r; di¤er yandan firmalar aras›nda ifli bölme, firma d›fl› küçük firmalara ve Makale atölyelere ifl yapt›rma biçimini alm›flt›r ( Ar›n, 1985: 137). Ulus-ötesi firmalar›n üretimi ulusal ve uluslararas› düzeyde mekansal kayd›rma yoluyla kendisine en yüksek kâr› sa¤layacak flekilde yeniden (a¤ tarz›) örgütlemesi, küresel düzeyde yeni iflbölümünün ana özelli¤idir. Bütün bu politikalar, ulusal ve uluslararas› ölçekte eme¤in hareketlili¤ini artt›r›c› etki yapm›fl ve sermayeye tafleronlar arac›l›¤›yla küçük üretim birimlerinde ve ço¤u kez enformel sektörde kötü koflullarda, ifl güvencesi olmaks›z›n uzun süreler ve düflük ücretlerle çal›flmaya raz›, örgütsüz göçmen eme¤inin ve özellikle de göçmen kad›n eme¤inin kullan›lmas› “esnekli¤ini” vermifltir. Üretim sürecindeki merkezsizleflme görünümü, kapitalizmin giderek örgütlülü¤ünü kaybetti¤i anlam›na gelmez. Aksine teknoloji ve bilimde ortaya ç›kan yenilikler asl›nda üretim ve yönetimde merkezi kontrolü s›k›laflt›rmaya, iflin yo¤unlu¤unu ve emek üzerinde denetimi artt›rmaya olanak vermifltir. Üretim sürecinin merkezinde kontrolün bilgisayarlarla, enformasyon teknolojisine göre yeniden düzenlenmesi, telekomünikasyon, ulafl›mda artan kolayl›klar hem farkl› mekanlara yay›lm›fl üretimin eflgüdümünü hem de çal›flanlar›n ifl bafl›nda sürekli denetimini olanakl› k›lar. Bilgisayar teknolojisi stok, kapasite kullan›m›, üretim art›fl› ve kalite kontrolünün daha etkin yap›lmas›n› kolaylaflt›r›r. Yüksek derecede belirsizli¤e, her fleyin her an de¤iflebilirli¤ine ve koyu bir rekabete dayanan bir ortamda, bilgi ve h›zl› karar verme yetene¤i kârl›l›k için yaflamsal hale gelir (Harvey, 1999: 181). Yine bilgisayar teknolojisinin baz› emek süreçlerine otomasyon olana¤› vermesi, iflgücü maliyetlerinden tasarruf sa¤larken, iflsizli¤in artmas›na ve iflçi s›n›f›n›n pazarl›k gücünün azalmas›na etki eder. Uluslararas› Göçün Nedenleri Küreselleflen ekonomi çerçevesinde kapitalizmin çevre ülkelere yeni pazarlar, hammadde ve emek aray›fl› içinde s›zarak, varolan yap›lar›, sermaye birikiminin “yeni” mant›¤› içinde dünya piyasas›na entegre etmesi, bu bölgelerde varolan sosyal ve ekonomik yap›lar› bozar ve insanlar› geleneksel geçim yollar›ndan yoksun b›rak›r (Amin, 2003). K›rsal kesimde rekabete ayak uydurabilen daha büyük iflletmeler ayakta kal›rken, orta ve küçük ölçekli iflletmelerin çökmesiyle geçim araçlar›n› kaybeden iflsiz köylü kitlesi ya ayn› ülkede k›rsal bölgelerden kentlere ya da ülke d›fl›na göç eder. Eme¤in hareketlili¤i artar. 1980'lerden sonra uluslararas› göçteki art›fllarsa, kapitalizmin çevre ülkelere daha çok ucuz emek aray›fl› içinde s›zmas› ve ekonomik ve finansal piyasalar›n küreselleflmesinden kaynaklan›r. Bir kez göç bafllad›¤›nda, bu göç modeli kurumlaflm›fl bölgesel ticaret, üretim, yat›r›m ve iletiflim a¤lar› (network) taraf›ndan desteklenir ve devam ettirilir (Massey, 1993: 445; Heisler, 2000: 87). Yani bölgeler ve uluslar aras›nda eme¤in hareketlili¤inin artmas›n›n, özellikle de son y›llarda h›z kazanan düzensiz göçün nedeni, merkez ve çevre ülkelerde uygulamaya konan emek maliyetlerini düflürücü politikalar›n bir uzant›s› olarak, sistemin ülkeler ve bölgeler aras›nda yaratt›¤› ve derinlefltirdi¤i eflitsizliklerdir ve göç veren ve alan ülkelerin yoksulluk ve refahlar› birbirlerinden ba¤›ms›z olgular de¤illerdir. Arada nedensel ba¤›ml›l›k vard›r ve göç veren ülkelerin yoksullu¤unun nedeni, göç alan ülkenin o ülkelerin ekonomi ve politikalar›na yapt›klar› müdahelelerdir (Bonacich, 1993: 687). 1970'lerden önceki göçler, genellikle merkez ülkelerin gereksinim duydu¤u eme¤i özel programlar çerçevesinde almas› biçiminde olmufl ve Gastarbeiter Programlar› (Konuk ‹flçi) ile al›nan göçmen iflgücü, Avrupa ülkelerinde kitle üretiminin yap›ld›¤› seri üretim ve 47 Makale montaj hatt›na dayal› fordist sektörlerde, büyük fabrikalarda çal›flt›r›lm›fl, ABD'de ise Bracero Program› ile Meksika'dan al›nan iflgücü, özellikle tar›m kesiminde iflgücü a盤›n› kapatmak için istihdam edilmifltir. Yani göçmen iflgücü düzenlenmifl (formel) sektörde istihdam edilmifltir ve kendilerine, zaman zaman ihlâl edilmifl olsa bile, ayn› ifli yapan yerli iflçilerle ayn› haklar tan›nm›flt›r. Kapitalizmin 1970'lerde girdi¤i bunal›m› aflma sürecinde, ulusal ve bölgesel iflgücü piyasalar›n› birbirlerine ba¤layarak küresel iflgücü piyasas›n› yaratmas› ve dünyada artan say›da insan›n bu piyasaya do¤rudan kat›l›m› ve yeni üretimi örgütleme biçimleri bir yandan göçü teflvik ederken, bir yandan da iflgücü piyasas›nda kutuplaflmay› artt›r›c› etkiler yapm›flt›r. Ulus-ötesi firmalar›n üretimi yeniden örgütlemeleri ile bir kutupta az say›da yüksek teknolojili büyük firma finansal ve hukuki alanlarda uzmanl›k, tasar›m, know-how, proje kavramlaflt›r›lmas› ve denetimi ifllerini yaparken; di¤er yandan üretimin emek yo¤un bölümleri, sosyal güvenlik, istihdam gibi alanlar genellikle birbirleriyle amans›z bir rekabet içinde bulunan ve dolay›s›yla vergi, sosyal güvenlik katk› paylar›, asgari ücret, iflyerinde çal›flma koflullar› ve çal›flma saatlerini düzenleyen ve s›n›rlayan ifl yasalar›na uymaks›z›n enformel sektörde çal›flan çok say›da küçük birime aktar›lm›flt›r. Burada yüksek vas›f gerektiren tasar›m, yönetim, pazarlama gibi ifllerin ekonominin düzenlenmifl (legal, formel), üretimin de düzenlenmemifl (illegal, enformel) alanlar›nda yap›lmas›, bu iki düzeyin ayn› sürecin de¤iflik yüzleri olarak iç içe geçmiflli¤ini ve kesin s›n›rlarla ayr›lamayaca¤›n› gösterir. Üretimle ilgili temel kararlar›n büyük ana firmada verilmesi, ancak üretimin tafleronlar arac›l›¤›yla, fiilen birbirleriyle rekabet halindeki çok say›da küçük birime yapt›r›lmas› ana firmaya fiyatlar› da belirleme olana¤› verir. Böylece ifl piyasalar›ndaki dalgalanmalardan do¤acak riskin büyük bir k›sm› küçük firmalara aktar›l›rken, bu sektörlerde çal›flt›r›lan göçmenlerden elde edilen de¤er, ifl hiyerarflisinde yukar›ya aktar›l›r (Bonacich, 1993: 690). Üretimdeki ve ifl organizasyonundaki kutuplaflmaya iflgücü piyasas›ndaki kutuplaflma efllik eder ve iflveren iflgücünü ikiye ay›r›r: Birinci iflgücü piyasas›nda d›fl iflgücü piyasalar›ndan gelen rekabete karfl› korunan, deneyimleri, yetenekleri ve ba¤l›l›klar› nedeniyle iyi bir kariyer, yüksek bir gelir, ifl güvenli¤i, yüksek emeklilik maafl› haklar› olan ve hali haz›rda iç piyasada olan merkez iflçiler (core); ikinci iflgücü piyasas›nda ise yukar›daki özelliklere sahip olmayan, ikâme edilebilir ve genellikle esnek ifller bulabilen, sözleflmeli çal›flan, düflük gelirli ve ifl güvencesi az olan çevresel iflçiler (peripheral) çal›flt›r›l›r (Leonard, 1998; Zoran, 2005: 8'den aktar›ld›). ‹flte bu ikinci sektöre küresel ölçekte iflgücünü sa¤layan göçmenlerdir ve iflgücü piyasalar›ndaki kutuplaflma küresel kentlerde daha belirgindir ( Massey, 1999: 305). 48 1980'lerden sonra uluslararas› ölçekte artan engellerle karfl›laflan ve buna karfl›n ivme kazanan uluslararas› göçün ana özelliklerinin düzensiz olmas› ve yayg›n bir flekilde enformel sektörde istihdam edilmesinin, yeni göçmenleri, vas›fs›zlaflt›rma, marjinallefltirme ve d›fllanma yönünde etkilemesi (Lazaridis, 2005: 1), ulus-ötesi firmalar›n üretimi ve emek süreçlerini yeniden yap›land›rmas› çerçevesinde ele al›nmal›d›r. Göçmenler genellikle küresel ölçekte kayd›r›lamayan yada kayd›r›lmas› sermayeye avantaj sa¤lamayan inflaat, tar›m, turizm, ev içi hizmetler, yafll›, hasta ve çocuk bak›m›, giyim sanayisi, oyuncak gibi düflük ücretli ve niteliksiz emek gerektiren sektörlerde, önceki ifl deneyimleri ve e¤itimleri göz önüne al›nmaks›z›n kötü koflullarda çal›flt›r›lmaktad›r. Merkez ülkelerde neo-liberal proje çerçevesinde ulus-ötesi firmalar ve devletin iflbirli¤i ile ifl yasalar›n›n de¤ifltirilerek sendikalar›n gücünün k›r›lmas› ve ifl güvenli¤inin zay›flat›lmas›, Makale iflgücü piyasalar›nda ve çal›flma koflullar›nda artan esneklikle birlikte sözleflmeli, yar›m günlük çal›flma, projeye ba¤l› ifl türlerinin yayg›nl›k kazanmas›, iflçi ç›karmalar›n›n kolaylaflt›r›lmas›, sosyal refah sistemlerinin zay›flat›lmas›, kamu hizmetlerinin özellefltirilmesi ile çal›flanlar›n yaflam standartlar› düflürülmüfl ve ayn› düzenlemelerin mant›¤›na uygun biçimde vatandafll›k kavram› zay›flat›larak, göçmen kesimler ekonominin düzenli (formel) alanlar›ndan, sosyal ve politik süreçlerden sürekli d›fllanm›flt›r. Ancak bu d›fllanm›fll›k ve marjinalleflmifllik, eme¤in denetimi süreçlerinde eski ve ekonomi d›fl› çal›flma biçimlerinin ve iliflkilerin kullan›lmas›, sermaye birikimi mant›¤›n›n d›fl›nda de¤il, tamamen onunla bütünleflmifltir ve geliflmifl kent ekonomilerinin asli parçalar›d›rlar (Amin, 2003; Sassen, Kloosterman, 1999: 254'den aktar›ld›). Düzensiz göçmenlerin büyük ölçekli sömürüsüne olanak vermeyen, onlar› ekonomik, sosyal ve politik süreçlere daha çok katmaya yol açabilecek eski vatandafll›k kavram›n›n de¤iflmesi ile aile ve cinsiyete dayal› iliflkilerde gelenekselli¤e dönüfl birlikte yaflanm›fl; ›rk temelinde, yap›lan ifle göre gettolaflm›fl etnik örüntüler, ucuz eme¤in yeniden üretildi¤i alanlar haline gelmifltir (Schireup, 2006, Bölüm 9). Ev eksenli, aileye dayal› (patriyarkal), paternalist (“himayeci”, ”baba”, ”mafya” türü) , sweatshop1 türü eski çal›flma biçimleri üretim sisteminin eklentileri de¤il, ana direkleri halini alm›fl, yani esnek birikim koflullar›nda alternatif çal›flma sistemleri ayn› mekanda yan yana varl›klar›n› sürdürdükleri için, kapitalistler bunlar aras›nda istedikleri gibi bir tercih yapma olana¤›na kavuflmufllard›r (Harvey, 1999: 176, 213). Böylece daha önce çevresel alanlarda yürütülen emek denetim sistemleri merkeze tafl›nm›fl, üretim maliyetlerini düflürerek kârlar›n maksimize edilmesi do¤rultusunda di¤er emek kontrol sistemleri ile yan yana varl›klar›n› sürdürmeye bafllam›fllard›r. fiimdiye kadar, özellikle 1980'ler sonras› ivme kazanan uluslararas› düzensiz göç ve ekonomideki enformel sektörün büyümesi aç›klan›rken dünya sistemi teorisi çerçeve al›nm›flt›r ve daha çok uluslararas› iflgücü göçü üzerinde yo¤unlafl›lm›flt›r. Oysa uluslararas› göçün politik, sosyal, do¤al afetlere dayanan nedenleri de vard›r. Ancak bunlar aras›ndaki s›n›rlar biraz bulan›kt›r. Özellikle 1990'lardan sonra sosyalist blo¤un çözülmesi, savafllar, k›tl›k ve do¤al afetler nedeniyle uluslararas› göç h›zlanm›fl ve s›¤›nma ve iltica talepleri artm›flt›r. Merkezdeki kapitalist ülkelerin uluslararas› güvenli¤i sa¤lama, d›fl yat›r›mlar› koruma, hammadde kaynaklar›na girifli garanti etme nedenleriyle askeri müdahalelerde bulunmalar›, s›¤›nma isteminde bulunanlar› artt›r›c› etki yapmaktad›r (Massey, 1999: 306). Ancak bu tür taleplerin art›fl›n›n bir baflka nedeni, merkez ülkelerde göçe karfl› al›nan önlemlerin s›k›laflt›r›lmas› olmufltur. Bu önlemler artt›kça yasal yollardan merkez ülkelere giremeyen göçmenler, ço¤u kez insan ticareti yapan uluslararas› flebekelerin arac›l›¤›yla illegal yada aile birleflmeleri, s›¤›nma ve iltica gibi yollardan girmeye çal›flmaktad›rlar. Merkez ülkelerde kayd›r›lamayan emek yo¤un sektörlerde maliyetleri düflürücü yönde eme¤in de¤ersizleflmesi, deregülasyonu ve esneklefltirilmesi politikalar› ile artan vas›fs›z iflgücü talebi ve çevre ülkelerde hareketlili¤i artan bol miktarda iflsiz kitlelerin varl›¤› aras›na konulan s›n›rlamalar, göçmen ticareti ve insan kaçakç›l›¤›n›, uyuflturucu ve silah kaçakç›l›¤›ndan sonraki en kârl› ifl alan› haline getirmifltir (Taran ve Geronimi, 2003: 8). Bu çok büyük bir insan sefaletidir ve söz konusu insanlar›n büyük bir k›sm› fuhufl sektöründe çal›flt›r›lmak üzere ticareti yap›lan kad›n ve çocuklard›r. Avrupa Komisyonu'nun Mart 2001' de yapt›¤› tahmine göre her y›l 700 000 kad›n ve çocuk ABD'ye, 120 000' i de Bat› Avrupa'ya illegal olarak sokulmaktad›r (bu say›lar erkekleri kapsam›yor) ( Laczko, 2002). 49 Makale Temelde bunlar›n büyük bir k›sm› ekonomik göçmenlerdir ve s›¤›nma, iltica talebi, aile birleflmeleri yada geçici turist vizeleri gibi yasal yollardan ülkeye girmifl olsalar bile, bir süre sonra gerekli belgelere sahip olmad›klar›ndan sistemin içinde “kaybolarak” enformel sektörde ifl bulabilirler. Yani merkezin s›k› göçmen politikalar› adeta enformel sektöre ucuz iflgücü sa¤layan bir mekanizma gibi ifller. Kapitalist dünya ekonomisinin 1970'li y›llarda girdi¤i krizi yönetme ifllevini yerine getiren neo-liberal tezler, sermaye birikiminin dünya genelindeki kurgusuna meflruiyet sa¤layan bir içeri¤e sahiptir. Bugün ileri sürülen küreselleflme tezleri, dünya ekonomisini manipüle eden güç merkezi kurumlar taraf›ndan formüle edilmifl, desteklenmifl ve bu kurumlar arac›l›¤›yla yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Zamana ve mekana iliflkin s›n›rlar›n ortadan kalkmas›, bilgi toplumu, teknolojik ilerleme, her düzeyde bütünleflme sürecine girildi¤i iddialar› küreselleflme projesinin vitrinini oluflturur ve bu kuram arac›l›¤› ile kurgulanan dünya gerçekli¤e tekabül etmez (Türkay, 1997: 23). Samir Amin serbest piyasa ideolojisinin bu özelli¤ini hayali kapitalizm (imaginary capitalism) kavram› ile karfl›lar (Amin, 2000 ). IMF, Dünya Bankas›, Dünya Ticaret Örgütü gibi kurumlar arac›l›¤› ile çevre ülkelerin neo liberal anlay›fl çerçevesinde yeni iflbölümü süreçlerine entegre edilmesi, ideolojik düzeyde “serbest” pazar ekonomisi = demokrasi biçiminde formüle edilir ve küreselleflme adeta sorgulanmamas› gereken “do¤al” bir süreçmifl gibi sunulur. Ulus-ötesi flirketlerin üretim, da¤›t›m ve tüketimlerini gezegen ölçe¤inde gerçeklefltirmesi sürecine çevre ve yar› çevre ülkelerini esneklik temelinde entegre etmesi, bu ülkelerde de merkez ülkelere benzer sonuçlara yol açm›fl, ulus devletler sosyal içeriklerinden ar›nd›r›larak, sistemin kendini yeniden üretme koflullar›n› sa¤lay›c› düzenlemeler yapma ifllevini yerine getiren aktörler olmufllard›r. Ancak bunu yaparken de refahç› söylemlerini devam ettirmifllerdir. Süreç varolan eflitsizliklerin derinleflmesi, artan iflsizlik ve göçün h›zlanmas› sonuçlar›na yol açmaktad›r. IOM'a (Uluslararas› Göç Örgütü) göre dünyada 175 milyon kifli kendi ülkeleri d›fl›nda yaflamaktad›r. Say›ya son y›llarda h›zla artan düzensiz göç dahil de¤ildir. Do¤as› gere¤i bu tür göçle ilgili güvenilir kaynaklar bulmak çok zordur. Sanayileflmifl ülkelere göçün üçte birinin düzensiz göç oldu¤u tahmin edilmektedir. Avrupa Birli¤i ülkelerine olan göçün miktar› on y›lda dokuz kat artm›flt›r (Borges, 2005). Yine 20.yy.'›n son yirmi y›l›nda en zengin % 16'n›n global üretimden ald›klar› pay (1980'de) % 66.7 den, (2003'de) % 81'e ç›km›fl, dünya nüfusunun en zengin % 5'inin geliri, en fakir % 5'inin 114 kat›na ulaflm›flt›r. En zengin % 1, en fakir % 57'nin toplam› kadar gelir elde etmektedir (UNDP 2003, UN 2004, World Development Report 1990 ve 2005'ten hesaplanm›flt›r). Eflitsizlikler devam etti¤i sürece göçün düzenli ya da düzensiz yollardan artmaya devam edece¤i aç›kt›r. 50 Neo klasik teori eflitsizliklerin nedenini, sermaye birikimi süreci ile olan iliflkisini göz ard› ederek, piyasa sistemine yap›lan müdahalelerin piyasalar›n kusursuz iflleyiflini bozmalar›na, nüfus art›fl›, politika hatalar› gibi nedenlere dayand›r›r. Yine ayn› mant›¤›n bir devam› olarak uluslararas› göç, arz ve talepteki co¤rafi farkl›l›klara, iflgücünün sermaye donan›m›na göre fazla oldu¤u düflük ücretli ülkelerden, sermaye donan›m›n›n iflgücüne göre fazla oldu¤u yüksek ücretli ülkelere do¤ru yönelece¤i öne sürülür (Heckscher - Ohlin 'in Faktör Donan›m› Teorisi). Göçle birlikte sermaye k›tl›¤› olan ülkede iflgücü arz›n›n azalarak, ücretlerin yükselmesi; iflgücü k›tl›¤› olan ülkede ise iflgücü arz› art›fl›n›n ücretleri düflürmesi beklenir. Uzun dönemde, ücretler eflitlenece¤inden göçün durmas› gerekir. Böylece iflgücünün marjinal verimlili¤inin en yüksek oldu¤u ve en çok Makale kazanç sa¤lad›¤› ülkeye serbestçe girmesinden hem göç veren hem de göç alan taraflar kazançl› ç›kar. Hükümetlerin göçü engelleyici politikalar›, küresel ölçekte iflgücü piyasalar›nda çarp›kl›klara yol açarak ülkeleraras› kötü kaynak da¤›l›m›na, dolay›s›yla insan kaynaklar›n›n israf›na ve iflgücü faktörü bol olan ülkelerde gereksiz yoksullu¤a yol açar. ‹flgücünün serbest dolafl›m› ise, dünyan›n en fakir iflçilerinin ücretlerini büyük ölçüde yükselterek, küresel gelir da¤›l›m›n› iyilefltirir. (Moses ve Letnes, 2004: 1609-26). Düflük ücretli bölgelerden gelen göçle yerli iflçilerin ücretleri düflse de, bu kay›p, mal ve hizmet fiyatlar›n›n düflmesi ile bertaraf edilir. Göçe konan s›n›rlamalar, yerli iflgücünün ücretlerinin yüksekli¤i anlam›nda lehine olsa da bu, kazanc›n maliyetini yerli iflverenler ve tüketicilere yükler. Neo klasik teori, göçü insanlar›n bireysel kararlar›na ba¤layan mikro düzeyde bir analizdir. Hem neo-klasik hem de dünya sistemi teorilerinde göç, merkez ülkelerde ücretlerin genel seviyesini düflürücü etki yapar. Ancak neo klasik teoride bu etkinin ortaya ç›kmas›, iflgücü piyasalar›n›n mükemmel çal›flmas›na ve merkez ülkede iflgücü k›tl›¤› varsay›m›na dayan›r. Oysa son y›llarda çevreden merkeze do¤ru olan göç, merkez ülkelerde iflsizli¤in zaten yüksek oldu¤u bir dönemde meydana gelmifltir. Bu ülkelerde iflgücü piyasas›ndaki kutuplaflmadan ve göçün düzensiz niteli¤inden dolay› göçmenler, ücretlerin zaten düflük oldu¤u alanlarda ve enformel biçimlerde istihdam edilmektedirler. Ücretlerin düflmesine yol açan, ulus-ötesi flirketlerin üretim süreçlerini mekansal anlamda parçalayarak esneklik temelinde yeniden örgütlemesi sürecinde, ulus-ötesi flirket - devlet iflbirli¤i ile uygulanan eme¤in konumunu sürekli zay›flat›c› ekonomik ve politik düzenlemeler sonucu hem merkez hem de çevre ülkelerinde artan iflsizli¤in ücretleri küresel ölçekte bask› alt›na almas›d›r. Ayn› nedenle çevre ülkelerde neo klasik teorinin öngördü¤ü gibi iflsizli¤in azalmas› ve ücretlerin yükselmesini de¤il, iflsizli¤in daha da artmas›n› ve ücretlerin düflmesini getirir. Çünkü sistem özellikle kriz dönemlerinde emek maliyetlerinin düflürülmesi politikas›na oturtuldu¤undan, devaml›l›¤› iflgücü rezervlerinin dünya ölçe¤inde art›fl›na ba¤l›d›r ve bu ayn› zamanda sistemin çeliflkisidir. Uluslararas› göçü mikro ve makro düzeylerde aç›klamaya çal›flan baflka teoriler de vard›r. Bu yaz›da konuyla ilgili en temel olan ikisi ele al›nm›flt›r. Analizini mikro düzeyde, hane halk›n›n riski minimize edici stratejileri ekseninde yapan ve göçü bu stratejilerden biri olarak aç›klayan yeni göç ekonomisi teorisi, merkez ve çevre ülkelerdeki itici ve çekici faktörlerle ilgilenirken; di¤er yandan analizini makro düzeyde yapan ve merkez ülkelerde ücretlerin kurumsal kat›l›klar nedeniyle yukar› do¤ru de¤il afla¤› do¤ru esnek oldu¤unu öne süren ikili iflgücü piyasas› teorisi uluslararas› göçü modern sanayi toplumlar›n›n yap›sallaflm›fl iflgücü talepleriyle aç›klar. Bunlar göçün nedenleriyle ilgilenen teorilerdir. Bir de bir kez göç ortaya ç›kt›¤›nda kendi kendini besleyen bir süreç olarak devam›n›n mekanizmalar›n› aç›klamaya çal›flan teoriler vard›r. Uluslararas› göçmen a¤lar› (network) teorisi, bunu göçmen a¤lar›n›n uluslararas› düzeyde kurumsallaflmas› ile aç›klar. Kurumsal teori, göçün önemli miktarlara varmas› ve kâr edilebilir bir alan haline gelmesiyle birlikte, merkez ülkelerdeki vize gibi formel engelleri aflma yollar›ndan biri olarak ortaya ç›kan ve kâr amac›yla çal›flan, gizli yollardan, sahte belgeler ayarlayarak yada sistemin boflluklar›n› kullanarak insan ticareti yapan özel kurulufllar yada insani temelde gönüllü yard›mda bulunan kurulufllar›n varl›¤›yla göçün sürmesini aç›klar. Bu iki teoriye ek olarak, sosyal ortam›n, ek göç hareketlerinin zaman içinde süreklili¤ini sa¤layacak biçimde dönüflmesiyle yada göç veren ülkede göçle birlikte ortaya ç›kan kültürel 51 Makale de¤iflikliklerin etkisiyle göçün artmas› gibi kendi içinde mekanizmalar yaratt›¤›n› öne süren kümülatif nedensellik teorisi ve bütün bu teorileri birbirleriyle iliflkilendiren ve zaman içinde belli ülkeler ve bölgeler aras›nda belli göç modellerinin olufltu¤unu öne süren göç sistemleri teorisi de göçün sürme nedenleriyle ilgilenen teorilerdendir. Uluslararas› göç alan›ndaki çal›flmalara demografi alan›nda yap›lan çal›flmalar da eklenmelidir. (Ayr›nt›l› bilgi için bkz. Massey, Arango, Hugo, Kouaouc›, Pellegrino, Taylor, 1993 ve Brettell ve Hollifield, 2000). Demografi alan›ndaki çal›flmalar, daha çok yerli ve göçmen nüfusun do¤um oranlar› ve nüfusun yafl yap›s› üzerinde karfl›laflt›rmal› analizlerle, bat› ülkelerinde yerlilerin do¤um oranlar›n›n düflük olmas› ve nüfusun niteli¤inin yafll› olmas› dolay›s›yla, bugünkü ve gelecekteki iflgücünün hacmi ve gelecekte emeklilik maafllar›n›n ödenebilirli¤i ile ilgili projeksiyonlar yapar. Araflt›rmac›lardan bir k›sm›, göç eden insanlar›n genellikle genç insanlar oldu¤unu ve do¤um oran› yüksek ülkelerden geldiklerini, dolay›s›yla göçmenlerin nüfusun yafl yap›s›n› genç tutarak, çal›flan iflgücünün hacmini geniflletece¤ini, bunun da ekonominin genel büyümesine olumlu etkide bulunaca¤›n› ve gelecekte emeklilik fonlar›n›n karfl›lanabilirli¤ini sa¤layaca¤›n› öne sürerek, göçmen al›m›n›n sürdürülmesini savunurlar ( Lutz ve Wolter, 2001). Araflt›rmac›lar›n baz›lar› ise nüfus art›fl h›z›n›n yavafllamas› ile ortaya ç›kan sorunlara sadece demografik yöntemlerle, yani göçü artt›rarak çözüm bulman›n olanaks›z oldu¤unu, böyle yap›ld›¤›nda sorunu çözmek için çok büyük miktarlarda göçmen al›nmas› gerekti¤ini, bunun da nüfusun kompozisyonunu göçmenlerden yana de¤ifltirece¤ini, böyle bir politikan›n sosyal maliyetinin yüksek olaca¤›n› ve uzun dönemde sürdürülmesinin olanaks›z oldu¤unu öne sürerler. A.D. Coleman'a göre Avrupa Birli¤i ülkelerinde çal›flma yafl›ndakilerin emeklilere oran› (support ratio) 4/1'dir ve bu oran sürdürülmek istenirse 2050 y›l›na kadar her y›l ortalama 13 milyon göçmen al›nmas› gerekir. Bu da nüfusun 2050'de 1 milyar 228 milyona ç›kmas› demektir ki, sürdürülebilir bir politika de¤ildir. Bu çizgideki bilim adamlar› nüfus yap›s›n›n yol açt›¤› sorunlara daha fazla göçmen almak yerine, iflgücüne kat›l›m oranlar›n›n yükseltilmesi, emeklilik sisteminde reformlar yap›larak emeklilik yafl›n›n uzat›lmas› gibi demografik olmayan politikalarla çözüm aranmas›n›n daha uygun olaca¤›n› savunurlar (Coleman, 2001: 8). Gün geçtikçe önem kazanan göç olgusu, tafl›d›¤› dinamikler ve yaratt›¤› ekonomik, sosyal, politik, kültürel ve demografik sonuçlar nedeniyle, farkl› yanlar›n›n incelenmesi ekonomi, tarih, sosyoloji, hukuk, siyasal bilimler, antropoloji, demografi gibi farkl› bilim dallar›ndan ortak bir yaklafl›m› gerektirir. Esnek Birikim Sürecinde ‹flgücünün Cinsiyet ve Irk Temelinde Bölünmesi ve Enformelleflme Süreçleri 52 Daha önce son y›llardaki uluslararas› göçün en temel özelliklerinden birinin göçün feminizasyonu oldu¤una de¤inmifltik. Göç edenler içinde ve iflgücüne kat›l›m oranlar›nda kad›nlar›n artmas›, esnek birikim sürecinde ekonomide artan enformelleflme, iflgücü piyasalar›ndaki kutuplaflma ve üretimde eski çal›flma biçimlerinin canlanmas› ile baz› sektörlerde özellikle üretimin emek yo¤un bölümlerinin ›rk ve cinsiyet temelinde yeniden organizasyonu süreçlerinden ayr› incelenemez. 1970'lerden sonra gündeme gelen neo liberal proje çerçevesinde eme¤in konumunun zay›flat›lmas› ve maliyetinin düflürülmesi politikalar›n›n bir uzant›s› olarak merkez ülkelerde sosyal devletin sosyal içeri¤ini zay›flat›c› politikalar›n gündeme gelmesi, daha önce devlet taraf›ndan verilen hizmetlerden devletin çekilmesi yada kalitelerinin düflürülmesi sonucu bu hizmetlerin piyasada al›n›r Makale sat›l›r hale gelmesi; kad›nlar›n iflgücüne kat›l›m oranlar›n›n artmas› ve artan ölçüde profesyonel mesleklere yönelmeleri ile birlikte kad›n ifli say›lan yemek piflirme, temizlik gibi ev içi hizmetlere, yafll›, çocuk, hasta bak›m› gibi bak›m ifllerine zamanlar›n› ay›ramay›fllar› ve bu hizmetleri sat›n alabilecekleri ekonomik ve sosyal konuma ulaflmalar›; eskiden genifl aile yap›lar›na sahip ve bu tür ifllerin, Kuzey Avrupa ülkelerine göre daha zay›f refah devletine sahip olmalar› nedeniyle aile içinde halledildi¤i Güney Avrupa ülkelerinde baflta olmak üzere aile yap›lar›n›n de¤iflmesi (Kaflka, 2005: 50) düflük vas›fl›, ucuz, kolayca ifle al›n›p at›labilen (Disposable Workers - Magdoff ve Magdoff, 2004) kad›n eme¤ine olan talebi artt›rm›flt›r. Erkeklerin, iflgücüne kat›lma oranlar›n›n düflmesine karfl›n geleneksel rollerin de¤iflmemesi sonucu, bu iflleri yapmadaki isteksizlikleri ve performans düflüklü¤ü de ayn› ifllevi görür (Lutz, 2005). Kötü çal›flma koflullar›n›n yan› s›ra ›rkç›l›k, ayr›mc›l›k, fliddet ve cinsel tacize u¤rama riskiyle ev eksenli ve bak›c›l›k ifllerinde çal›flan kad›nlar, bu sektörün niteli¤i gere¤i denetiminin zor olmas› nedeniyle ço¤u kez yasal çerçevenin ve ifl yasalar›n›n kapsam› d›fl›nda çal›flt›r›l›rlarken, bir yandan da verdikleri hizmetlerle zay›flayan sosyal güvenlik sistemlerinin aç›klar›n› kapatarak, bir çeflit sistemin devam›n› sa¤layan tampon ifllevi görürler. Dr. Lazaridis Yunanistan örne¤inde (Lazaridis, 2005) sosyal güvenlik sisteminin zay›fl›¤›n›n, genifl enformel sektörün varl›¤›n›n ve aile yap›s›ndaki de¤iflmelerin, evlerde ve daha da ilginci kamu ve özel sektör hastanelerinde, hasta ve yafll›lara bak›m ifllerinde nas›l göçmen eme¤ine talep yaratt›¤›n› çok etkili bir biçimde aç›klar. Analize göre yetersizli¤inden dolay› sistem, göçmen kad›nlar›n hastanelerde “hastabak›c›lar” olarak kendilerinden baflka hiçbir belge talep edilmeden istihdam edilmelerine göz yumar. Ayn› zamanda bu bir a盤› kapatt›¤› için, hükümetlerin konuyla ilgili daha fazla çaba harcamalar›n› engeller. Olay cinsiyet, ›rk, formel, enformel olgular›n›n karmafl›k örüntüleri ba¤lam›nda incelenir. Söz konusu kad›nlar›n ço¤u vas›fl› insanlard›r, ancak piyasan›n kutuplaflm›fl yap›s› ve diplomalar›n›n tan›nmamas›, dil gibi baflka baz› engeller onlara iflgücü piyasas›nda baflka alternatif b›rakmaz. Merkez ülkelerde kad›nlar turizm sektöründe, otellerde, lokantalarda hem temizlik hem de mutfak ifllerinde, tar›m kesiminde mevsimlik ifllerde, e¤lence ve fuhufl sektöründe yayg›n bir flekilde, ço¤u kez gerekli belgelere sahip olmadan istihdam edilirler. Üretimin kârlar› en yüksek düzeyde tutacak biçimde yeniden yap›land›r›lmas› sürecinde iflgücü piyasalar›nda artan kutuplaflma ile iflsizli¤in artmas› sonucu artan rekabet ortam›nda ayakta kalabilmek için enformel ekonomi alan›na kayarak kötü çal›flma koflullar›nda, uzun saatler, hiçbir ifl güvencesine sahip olmadan (sweatshop, ev eksenli çal›flma) yap›lan ve daha çok çevre ülkelerde yayg›n olan eski çal›flma biçimlerinin merkezde yayg›nlaflmas› ve ekonomi d›fl› iliflkilerin kapitalizmin “yeni” mant›¤› çerçevesinde tekrar canlanmas› ile daha önce yar› çevre ve çevreye kayd›r›lan haz›r giyim gibi sektörlerin yeniden merkez ülkelere dönüflü de, merkez ülkelerde kad›n eme¤ine olan talebi artt›r›c› etki yapm›flt›r. Bu sektörde modan›n h›zla de¤iflmesi, talebin mevsimlik olmas› yani tüketici talebinin dalgal› yap›s›, uzun dönemli üretimi ekonomik olmaktan ç›kar›r ve iflgücünü fabrikalarda kitle halinde tutmak pahal›lafl›r. Siparifle k›sa sürede cevap verebilme ve üretimi iste¤e göre h›zla de¤ifltirebilme kapasitesinin gereklili¤i, üretimi uluslararas› mekanda kayd›rmak yerine, ayn› co¤rafi alandaki iflgücüne yapt›rmay› daha kârl› k›lar. Merkez ülkelerde 1980'lerden sonra artan iflsizlik ve sweatshop tarz›nda çal›flmaya haz›r iflgücünün varl›¤›, üretimin özellikle emek yo¤un bölümlerinin tafleronlar arac›l›¤›yla enformel sektörde yapt›r›lmas›n› olanakl› k›lar (Mitter, 53 Makale 1986: 47). Üretimde yeni teknolojilerin kullan›lmas› bir yandan emek üzerinde daha etkin bir denetimin sa¤lanmas›n› olanakl› k›larken, di¤er yandan farkl› birimler aras›nda eflgüdümün sa¤lanmas›n›, üretimin her aflamas›n›n yak›ndan takip edilmesini, üretimin montajdan önceki kesim, dizayn gibi aflamalar›n›n h›zlanmas›n›, dünyan›n her yan›ndaki ma¤azalardan gelen bilgilerin tek merkezde toplanarak piyasan›n de¤erlendirilmesini ve modan›n yeni e¤ilimlerine göre talebin h›zla karfl›lanmas›na olanak verecek de¤iflikliklerin yap›lmas›n› sa¤lar. Bu da üretim sürecinin daha etkin bir biçimde parçalanmas›na ve zincirleme tafleronlaflmaya izin verir. Üretimin tekrar merkeze dönmesiyle göreli olarak pahal› olan yeni teknolojileri üretim süreçlerinde kullanamayan flirketler piyasadan çekilince ayakta kalabilen büyük flirketler, giderek artan oranda pazarlama ve da¤›t›m alan›nda faaliyetlerini sürdürürken, kumafl seçimi, biçimi ve hatta üretim miktar› gibi kararlar› küçük üretici firmalara b›rakarak risklerini iyice azaltm›fllard›r. Ekonomik güç küçük bir grup pazarlamac› flirketin elinde toplanm›flken, üretimin birbirleriyle rekabet halindeki çok say›da firma taraf›ndan yap›lmas›, büyük firmalara fiyatlar› ve ücretleri saptama olana¤›n› verir. 54 Tabloda eksik olan ›rk ve cinsiyet faktörleridir. Giyim sanayisi 1970'lerde çevreye kayd›r›lmadan önce geleneksel olarak göçmenlerin çal›flt›¤› bir sektördü. Bu anlamda üretimin kayd›r›lmas›ndan en çok etkilenen grup onlar olmufltu. Üretim merkeze döndürüldü¤ünde, o dönemde iflçi olan göçmen erkekler büyük giyimevlerine tafleron olarak çal›flmaya bafllad›lar. Bu da asl›nda onlar›n ekonominin baflka sektörlerinde ifl bulamamas›n›n getirdi¤i alternatifsizli¤in dayatt›¤› bir ayakta kalma stratejisinden baflka bir fley de¤ildi. Tafleronlar üretimi kendi etnik gruplar› temelinde örgütlerler. Örne¤in ABD'de kendi etnik grubuna dayanarak tafleronlaflma giyim sanayisinde oldu¤u kadar perakende ve hizmet alanlar›nda da yayg›nd›r ve Koreliler, ‹talyanlar, Yahudiler, Çinliler ve Yunanl›lar etnik temelde ifl yapan gruplar›n en önemlilerini olufltururlar. ABD'de Genel Muhasebe Ofisi'nin (General Accounting Office, GAO) 1988'de yapt›¤› bir araflt›rmaya göre lokantac›l›k, giyim ve et imalat› sektörlerinde ‹spanyol (hispanic) ve Asya kökenli etnik gruplar a¤›rl›k tafl›rlar ve sadece New York'ta sweatshop'lar biçiminde örgütlenmifl giyim sektöründe tahminen 4500 imalathanede ço¤u düzensiz 50 000 iflçi çal›fl›r (Gainer, 1989: 2). Burada arac›l›k yapan etnik giriflimci, yani tafleron firma aile, akrabal›k, hemflerilik iliflkilerini kullanarak büyük pazarlamac› flirketler için ucuz ve uysal iflgücü bulmada arac›l›k yapar (Mitter, 1986: 57). Bu iflgücünün büyük bölümünü kad›nlar oluflturur. Bazen arada birkaç tafleron firma da olabilir ve üretimin bir bölümü atölyelerde yap›l›rken bir bölümü de evlerde parça bafl› ifl biçiminde yap›labilir. Burada göçmen eme¤i, özellikle de düzensiz göçmen eme¤i ücretlerin düflük tutulmas›nda merkezi rol oynar. Hatta bu kiflilerden baz›lar›n›n yasal olarak oturma ve çal›flma izni bulunsa da baflka sektörlerde çal›flabilme olanaklar› olmad›¤›ndan ya da kendi etnik gruplar›ndan gelen sosyal bask› nedeniyle enformel sektörde çal›flmak ola¤an d›fl› de¤ildir. Çünkü ev içinde yada küçük atölyelerde kendi aile bireyleri (çocuklar da buna dahil) ve akrabalar› ile birlikte çal›flt›klar› için bu tür çal›flma kocalar›n›n tepkisini çekmez ve kad›nlar kendi etnik gruplar›n›n de¤erleri çerçevesinde “uysal” tutulabilirler. Küçük birimler ve evlerde, ifl yasalar› gibi düzenlemelerin d›fl›nda, tafleronlar arac›l›¤›yla iflçi çal›flt›rmak büyük firmalara maliyetleri düflürmek aç›s›ndan birçok avantaj sa¤lar. Bu mekanlarda çal›flan iflgücü için sa¤l›k ve güvenlik önlemleri almak gerekmez; iflgücü örgütsüz oldu¤undan ucuzdur ve iflgücünün çal›flmak için gerekli belgelere sahip olmay›fl› ve etnik iliflkilerin yeniden üretilmesi ve güçlenmesi bu durumun devaml›l›¤›n› sa¤lar; iflçiler için sosyal güvenlik katk› Makale paylar› yada iflin kendisi için vergi ödenmesi gerekmez; ifl güvenli¤i olmad›¤›ndan iflçiler ve tafleronlar kendilerine gerek duyulmad›¤›nda, hiçbir yükümlülük alt›nda kalmadan iflten ç›kar›labilirler. Dil sorunlar› ve onlar›n illegal olma durumlar› haklar›n› aramalar›na engel olur. Tafleronlar arac›l›¤›yla çal›flma büyük firmalara piyasa dalgalanmalar› karfl›s›nda riski tafleronlara yükleme olana¤› verir. Herhangi bir yasal kontrol s›ras›nda büyük firmalar kalite kontrol elemanlar› ve üretim idarecileri arac›l›¤›yla üretimin her ayr›nt›s›ndan haberdar olduklar› halde, tafleronlar›n illegal olduklar›n› yada illegal iflçi çal›flt›rd›klar›n› bilmediklerini söyleyebilirler. Hatta büyük firmalar›n korunma stratejilerinden biri olarak, ço¤u kez küçük birimlerde ve evlerinde makine çeken kad›nlar, hangi marka için dikifl diktiklerini bilmezler (N.G.Roxana, Wong ve Choi, 1999). Yani tafleronlar arac›l›¤›yla üretim, iliflkiden as›l kâr sa¤layan büyük firmay› hem yasalar karfl›s›nda hem de bir huzursuzluk ç›kt›¤›nda iflçiler karfl›s›nda görünmez k›lar. Yoksulluk düzeyi yüksek ülkelerde iflsiz kad›n say›s› erkeklere göre daha fazlad›r ve kad›n eme¤i erkek eme¤inden daha ucuzdur. Filipinler'de 1998'de göç edenlerin toplam % 61'ini, Endonezya'da 1996-97'de resmi kay›tlara ifllenmifl göçmen say›s›n›n % 78'ini kad›nlar oluflturmufltur (ILO, 2005). Kad›nlarca yap›lan ev içi hizmetleri ve bak›m iflleri yada üretimin belli aflamalar›ndaki ifller, ço¤u kez yap›lan iflin niteli¤ine bak›lmaks›z›n sadece kad›nlar taraf›ndan yap›ld›klar› için de¤ersiz olarak s›n›fland›r›l›r. Örne¤in giyim sektöründe makineye çekme aflamas› erkeklerce yap›ld›¤› zaman vas›fl› bir ifl olarak kabul edildi¤i halde, kad›nlarca yap›ld›¤›nda düflük vas›fl› bir ifl olarak s›n›flan›r. ‹stihdamda hemen hemen bütün vas›fl› ifller erkeklerle özdefllefltirilir (Massey, 1984: 58). Kad›nlar›n göç eden kitleler içinde son y›llarda oransal olarak artmas›n›n bir baflka nedeni de eski sosyalist ülkelerde 1990'lar›n bafl›nda iflsizli¤in dayan›lmaz ölçülere varmas›yla, kad›nlar›n ailelerinin ve kendilerinin maddi sorunlar›na çözüm bulma amac›yla bu yola baflvurmalar›d›r. Son y›llarda kad›nlar›n en çok göç etti¤i bölgelerden biri de Latin Amerika'd›r. Bütün bu sektörlerde çal›flan kad›n iflçilerin bir bölümü önceki y›llarda aile birleflmeleri yoluyla merkez ülkelere gelmiflken, özellikle son y›llarda büyük bir bölümü uluslararas› alanda göçmen kaçakç›l›¤› ya da insan ticareti yapan kurumlarca bu ülkelere sahte belgelerle yada yasa d›fl› yollardan sokulmufllard›r.2 De¤erlendirme Dünya kapitalist sisteminin son krizinden ç›k›fl› çerçevesinde izlenen neo liberal politikalar, ideolojik düzeyde “serbestlik” kavram› üzerine oturtulurken, ekonomik düzeyde son tahlilde iflgücü maliyetlerini düflürmek üzerine oturtulmufltur. Birbirleriyle büyük ölçüde bütünleflmifl finans ve sanayi sermayesi bunu, üretimi küresel ölçekte yeniden organize ederek ve daha önce dünyan›n farkl› bölgelerinde yo¤unlaflan emek kontrol biçimlerini, kârlar› en yüksek düzeye ç›karacak biçimde ayn› mekanda, yani hem çevrede hem de merkezde yan yana kullanarak yapmaktad›r. Üretimin mekansal yeniden örgütlenmesini olanakl› k›lan ve etkinli¤ini sa¤layan telekomünikasyon teknolojisi olmufltur. Üretimin esnek birikim temelinde ulus-ötesi ölçekte yeniden organizasyonu, bir yandan sermayeye tek bir iflgücü piyasas›ndan kurtulma olana¤› sa¤larken, di¤er yandan bu politikalar sonucu merkez ve çevre ülkelerde iflsiz kalan kitlelerin varl›¤› ve onlar›n bölgesel ve küresel ölçekte hareketliliklerinin art›fl›, esnek üretim sisteminin sürdürülebilirli¤inde anahtar rolü oynar. Süreç içinde sermayenin, kendi yeniden yap›lanmas›na ayak uydurabilen ve bunun için gerekli teknolojiye sahip olabilenlerin elinde yo¤unlaflmas›, 55 Makale piyasan›n kutuplaflmas›na yol açm›flt›r. Bir kutupta az say›da yüksek teknolojili firma idare, tasar›m, know-how, pazarlama ve denetim ifllerini, finansman, hukuk, muhasebe, reklam gibi ileri derecede profesyonel hizmetlerin yo¤unlaflt›¤› New York, Londra, Tokyo gibi küresel kentlerde (Sassen, 2003: 215) gerçeklefltirirken; üretimin emek yo¤un bölümleri, bölgesel ve küresel ölçekte tafleron firmalar arac›l›¤›yla, üretimin, birbirleriyle yo¤un rekabet içinde bulunan ve ço¤u kez maliyetleri en düflük düzeyde tutabilmek için enformel sektörde, sweatshop tarz› çal›flma biçimlerinin kullan›ld›¤› küçük atölyelerde yada ev eksenli biçimde örgütlendi¤i, iflgücünün ucuz ve örgütsüz oldu¤u ve bunun devaml›l›¤›n›n üretimin etnik ve cinsiyet temelinde ekonomi d›fl› iliflkilerin yeniden canland›r›lmas›na dayand›r›larak sa¤land›¤› küçük birimlere aktar›lm›flt›r. Üretimin bu tarzda örgütlenmesi ana firmaya ifl yasalar›, çal›flma koflullar›, istihdam, sosyal güvenlik gibi alanlardaki yükümlülükleri de tafleronlara aktarma olana¤› vererek, yasalar ve çal›flanlar karfl›s›nda görünmezlik sa¤lam›flt›r. Söz konusu süreçte iflsiz kalan ve bölgesel ve küresel ölçekte hareketlili¤i artan iflgücü, üretimin yine bölgesel ve küresel ölçekte kayd›r›lan bölümlerine, piyasan›n kutuplaflm›fl yap›s›ndan dolay› ço¤u kez üretimin emek yo¤un süreçlerinde ortaya ç›kan ucuz iflgücü talebine kaynak sa¤lam›flt›r. Neo-liberal proje, teoride üretim faktörlerinin serbestli¤i anlay›fl›ndan yola ç›karak sermaye ve iflgücünün uluslararas› ölçekte hareketlili¤ini savunur. Oysa merkez ülkelerin göç politikalar› son y›llarda artan oranda göçü s›n›rlay›c› yönde olmufltur. Bu durum hem küresel ölçekte göçmen kaçakç›l›¤› ve insan ticareti alan›nda ortaya ç›kan a¤lar› güçlendirirken, hem de ön kap› kapal› arka kap›dan gir politikas›, düzensiz göçü adeta teflvik ederek, enformel sektöre ucuz ve esnek iflgücü sa¤layan bir mekanizma ifllevi görmektedir. Merkez ülkelerin son y›llarda uygulad›klar› “resmi” göç politikalar›, göçmen eme¤ini insani boyutundan soyutlayan bir anlay›fl tafl›r. Bu anlay›fl›n bir uzant›s› olarak kotalarla belirlenen miktarlardaki yabanc› iflgücüne, geçici çal›flma izinleri verilerek (en fazla birkaç ay) bu kiflilerin belli sektörlerde istihdam›na gidilmektedir. Bu tür düzenlemeler çerçevesinde al›nan iflçiler öngörülen süre bitti¤inde ülkeyi terk etmek üzere, ço¤u kez yerli, formel sektördeki iflgücüne uygulanan ifl yasalar›n›n kapsam› d›fl›nda, uzun saatler boyunca, kötü çal›flma ve yaflam koflullar› alt›nda düflük ücretlerle çal›flt›r›l›r. Bu tür iflçiler enformel sektörde çal›flan iflçilere göre bile daha az haklara sahiptir ve y›llarca ayn› ülkeye gelip çal›flm›fl olsalar da oturma izni alma flanslar› yoktur (Zulueta, 2003: 23). Yani enformel sektördeki koflullar bir anlamda resmilefltirilmifltir ve bu politika merkez ülkelere göçmen iflgücünü sadece bir üretim faktörü olarak kullan›p, onun getirece¤i sosyal sorumluluk ve yarataca¤› sosyal, kültürel, ekonomik ve politik sorunlardan kaç›nma olana¤› verir. Son y›llarda göçün düzensiz olmas› ve büyük ölçüde enformel sektöre yönelmesi, göçmenlerin vas›fs›zlaflt›r›lmas›, ekonomik, politik ve sosyal süreçlerden d›fllanarak marjinallefltirilmeleri, krizden ç›k›fl politikalar› çerçevesinde üretimin ve emek süreçlerinin ulus-ötesi firmalar taraf›ndan yeniden örgütlenmesi süreçlerinden ayr› incelenemez ve bu süreçlerin asli parçalar›d›rlar. Üretken ve para sermayenin, ticari mallar›n, bilginin serbest dolafl›m›n›n teflvik edilmesiyle, iflgücünün serbest dolafl›m›n›n engellenmesi aras›ndaki uyumsuzluk asl›nda küreselleflmenin niteli¤ini ve demokrasiyle iliflkisini belirler. 56 Makale D‹PNOTLAR 1 Sweatshop : 19. yy.'›n sonlar› ve 20.yy'›n bafllar›nda ‹ngiltere'de görülen ve vas›fs›z erkek, kad›n ve çocuk iflçilerin, kendi iradeleri d›fl›nda sanayi sektöründe düflük ücretlerle, kötü koflullarda, uzun saatler çal›flt›r›ld›klar› çal›flma tarz›. 2 Kavramlar aras›ndaki fark için bkz. Erder, 2001 ve Laczco, 2002. 57 Makale KAYNAKÇA ----- Amin, Samir (2000). ”The Political Economy of the Twentieth Century”, Monthly Review, Vol.52 (2), Internet: http://www.monthlyreview.org/1003amin.htm, 15.01.2006. ----- __________ (2003). ”World Poverty, Pauperization and Capital Accumulation”, Monthly Review, Vol .55 (5). Internet : http://www.monthlyreview.org/600amin.htp, 11.01.2006. ----- Ar›n, Tülay (1985). ”Kapitalist Düzenleme, Birikim Rejimi ve Kriz (1) : Geliflmifl Kapitalizm”, 11.Tez Kitap Dizisi, Say› 1. ----- Bonacich, Edna (1993). “The Other Side of Ethnic Entrepreneurship: A Dialogue With Waldinger, Aldrich, Word and Associates, International Migration Review, Vol 27(3). ----- Borges, Altamiro (2005). “A Revolta dos Imigrantes na França”, Serviçio Pastoral dos Migrantes, Forum Social Mundial, Internet : www.migracoes.com.br, 8.01.2006. ----- Brettel, Caroline B. ve James F. Hollifield (Der.) (2000). Migration Theory: Talking Acrooss Disciplines, Routledge, New York, London. ----- Coleman, D.A. (2001). “Why Borders Cannot be Open” , International Union For the Scientific Study of Population, XXXIV. General Population Conference, Plenary Debate No.4, Salvador de Bahia. ----- ___________ (2004). Population Since 1990 New Developments, Old Trends, Uncertain Futures, Population Challenges , International Migration and Reproductive Health in Turkey and the European Union: Issues and Policy Implications ‹çinde, Turkish Family Health & Planing Foundation. ----- Desai, M. (1977). Marksist ‹ktisat Teorisi, Çev.Nail Satl›gan, Birikim Yay›nlar›, ‹stanbul. ----- Erder, Sema (2003). Dünyada ve Türkiye'de Yasad›fl› Göç, ‹nternet : http://www.egm.gov.tr/asayifl/images/asayifl/insanticareti/gocmen_kaçak.pdf, 12.01.2006. ----- Gainer, William (1989). “Sweatshops in the US”, Briefing Report to the Honorable Charles E. Schuemer, House of Representatives, US General Accounting Office, Human Resources Division, Washington DC 20548. ----- Harvey, David (1999). Postmodernli¤in Durumu, Çev. Sungur Savran., Metis Yay›nlar›, ‹stanbul. ----- Heissler, Barbara Schmitter (2000). “The Sociology of Immigration “, Migration Theory : Talking Across Disciplines ‹çinde, Editörler: Caroline B. Brettell ve James F. Hollifield, Routledge, New York, London. ----- ILO (2O05). Towards a Fair Deal for Migrant Workers in the Global Economy, Geneva. ‹nternet: http://www.ilo.org/public/english/standarts/relm/ilc/ilc92/pdf ,22.09.2005. ----- ‹flgüden, Tamer (1985). Makro ‹ktisat, Bilim Teknik Yay›nlar›, ‹stanbul. ----- Kaflka, Selmin (2005). “Eviçi Hizmetlerin Küreselleflmesi ve Türkiye'deki Göçmen Kad›nlar”, Tes-ifl Dergisi, Ekim say›s›. ----- Kloosterman, Robert; Joanne van der Leun ve Jan Rath (1999). “Mixed Embeddedness: (In)formal Economic Activities and Immigrant Business in the Netherlands”, Blackwell Publishers Ltd., UK, USA. ----- Laczco, Frank (2002). “Human Trafficking : The Need for Better Data”, International Organization for Migration, (November 1). ----- Lazaridis, G. (2005). “Les Infirmiéres Exclusives and Migrant Quasi-Nurses in Greece”, ‹stanbul'da 1-2 Aral›k 2005'te yap›lan IMILCO (Irregular Migration, Informal Labour and Community in Europe) sempozyumunda sunulan çal›flma. . ----- Lutz, Christian ve Ingo Wolter (2001). “The Economic Impact of Immigration in Germany, Demographic Macroeconomic Modelling Workshop 'ta Sunulan Çal›flma, Max Planc Institute for Demographic Research 58 , Rostock, Germany. Internet: http://www.demogr.mpg.de/papers/workshops/001011_paper01.pdf , 25.12.2005. Makale ----- Lutz, Helma (2005). “The 'Intimate Others'- Migrant Domestic Workers in Europe”, ‹stanbul'da 1-2 Aral›k 2005'te yap›lan IMILCO (Irregular Migration, Informal Labour and Community in Europe ) sempozyumunda sunulan çal›flma. ----- Magdoff, Fred ve Harry Magdoff (2004). “Disposable Workers:Today's Reserve Army of Labor”, Monthly Review, Vol 55 (1). Internet: http://www.monthlyreview.org/0404magdoff.htm , 15.01.2006. ----- Massey, Doreen (1984). Spatial Divisions of Labour, Social Structures and the Geography of Production, Macmillian Education Ltd., Hong Kong. ----- Massey, S.Douglas; J. Arango; G. Hugo; A. Kouaouc›; A. Pellegrino; J.E. Taylor (1993). “Theories of International Migration: A Review and Appraisal, Population and Development Review, Vol. 19 (3). ----- Massey, S. Douglas (1999). “International Migration at the Dawn of the Twenty-First Century: The Role of the State” Population and Development Review, Vol. 25 (2). ----- Mitter, Swasti (1986). “Industrial Restructuring and Manufacturing Homework: Immigrant Women in the UK Clothing Industry”, Capital & Class, No.27, Winter. ----- Moses, J.W. ve B. Letnes (2004). “The Economic Costs to International Labor Restrictions: Revisiting The Emprical Discussion, World Development, Vol. 32 (10). ----- N.G. Roxana; Renita Yuk-Lin Wong; Angela Choi (1999). “Homeworking: Home Office or Homesweatshop”, New Approaches to Life Long Learning (NALL) Working - Paper, Report on Current Conditions of Homeworkers in Toronto's Garment Industry, Toronto. Internet: http://www.depts/sese/csew/nall/res/06homeworkers.htm , 28.12.2005. ----- Sassen, Saskia (2003). ”The Impact of the New Technology and Globalization on Cities”, The City Reader ‹çinde, Urban Reader Series, Editörler: Richard T. Le Gates ve Frederic Stout, Third Ed., Routledge, Great Britain. ----- Savran, S. (1988). “Bunal›m, Sermayenin Yeniden-Yap›lanmas›, Yeni-Liberalizm”, Dünya Kapitalizminin Bunal›m› ‹çinde, Derleyenler: Nail Satl›gan ve Sungur Savran, , Alan Yay›nc›l›k: 94, ‹stanbul. ----- Schireup, Carl Ulrik; Peo Hansen ve Stephen Castles (2006). Migration, Citizenship and the European Welfare State. A European Dilemma, Oxford University Press. ----- Taran, A. ve E. Geronimi (2003). “Globalization, Labour and Migration : Protection Is Paramount”, International Migration Program, International Labour Office, Geneva. ----- Türkay, Mehmet (1997). “Küreselleflme; De¤iflen ne? Türkiye Üzerine Bir De¤erlendirme”. TMMOB Sanayi Kongresi Bildiriler Kitab› ‹çinde. ----- United Nations Development Program (2003). Millennium Development Goals: A Compact Among Nations to End Human Poverty, Human Development Report, New York. ----- United Nations (2004). Trends and Policies in the World Economy, World Economic and Social Survey, New York. ----- World Bank (1990). Poverty, World Development Report, Oxford University Press. ----- World Bank (2005). A Better Investment Climate for Everyone, World Development Report, Oxford University Press. ----- Zoran, Slavnic (2005). ”Informalization of the Economy and the Recommodification of Labour, ‹stanbul'da 1-2 Aral›k 2005'te yap›lan IMILCO (Irregular Migration, Informal Labour and Community in Europe) sempozyumunda sunulan çal›flma. ----- Zulueta, de Tana. (2003). Migrant in Irregular Employment in the Agricultural Sector of Southern European Countries, Council of Europe, Parliamentary Assembly, Commitee on Migration, Refugees and Demography, Doc.9883. 59