tssf / cmas iki yıldız dalıcı eğitimi ders notları

Transkript

tssf / cmas iki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
TSSF / CMAS
İKİ YILDIZ DALICI EĞİTİMİ DERS NOTLARI
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
1
Giriş ve kursun önemi :
Değerli dalıcımız bir yıldız dalıcı kursunu başarıyla tamamlayarak sualtı dünyasına adım
attınız. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin sualtı kültürel ve tabii varlıklarıyla tanıştınız. Yetişkin
bir dalıcı olabilmeniz için gereken sayıda dalış yaptınız ve bir üst seviyeye geçebilmek için iki yıldız
dalıcı kursuna başladınız.
İki yıldız dalıcı sertifikadan sizlere bazı ek yetki ve sorumluluklar kazandıracak ve aynı
zamanda da yanınızda diğer iki yıldız dalıcı ile birlikte dalış planlayabilme ve gerçekleştirebilme
hakkını sağlayacaktır.
Teorik ve pratik kapsam ve zamanlama :
Bu kursun teorik eğitimleri sonunda sizler bir yıldız dalıcı kursu teorik eğitimlerinde öğrenmiş
olduğunuz konulara ilave olarak sualtında belirlenen bir parkurda yön kaybetmeden gezinti
yapabilmeniz için gerekli olan tabii ve pusulalı navigasyon tekniklerini sualtı emniyet kurallarına
uyulmaması halinde gerçekleşmesi muhtemel bir takım dalış hastalık ve kazalarını derin dalış , tekne
dalışı , özel eğitim gerektiren uzmanlık dalışları , bulanık su dalışı , gece dalışı , akıntı dalışını ve
sualtı arama kurtarma ve tekniklerini , tehlikeli deniz canlılarını ve dalış bölgesi seçiminde dikkat
edilmesi gereken hususları öğrenmiş olacaksınız.
Pratik sualtı çalışmalarınızda ise sizlere navigasyon derin dalış ve kurtarma dalışı
becerilerinizi artıracak eğitimler yaptırılacaktır.
Katılım şartları :
Bu kursa katılmak için en az 15 yaşını bitirmiş olmak ( 18 yaşından küçüklerden veli izin
belgesi alınacak ) sağlık belgesi ya da eşdeğer bir öğrenim belgesine sahip olmak , federasyonun bir
yıldız dalıcı belgesine ya da onaylandığı eş değer bir belgeye sahip olunmalı bir yıldız dalıcı belgesini
aldıktan sonra en az 20 açık deniz dalışı yapmış olduğunu dalış kayıt defterinde belgelemek ve bir
yıldız dalıcı diploma tarihinden en az 2 ay geçmiş olmak mecburiyetleri vardır.
Sertifika düzeyinin tarifi :
İki yıldız dalıcı , açık deniz dalış deneyimi olan dalıcıdır. Normal koşullarda iki adet iki yıldız
dalıcı birlikte dalış yapabilirler. İki yıldız dalıcılar bir yıldız dalıcılara dalış liderliği yapamazlar. ( 18
yaşından küçük iki yıldız dalıcılar en az bir üç yıldız dalıcının liderliğinde dalabilirler. En çok 30
metreye kadar dalabilirler eğitim amaçlı dalışlar ise en çok 42 metreye kadar eğitmen dalıcı
nezaretinde yapılabilir.
Bir evvelki kurs ile ilgili gözden geçirilmesi gereken konular :
Bir yıldız dalıcı eğitiminin ilk dersinde öğrenmiş olduğumuz Dünya Sualtı Konfederasyonu
CMAS ( Confederation Mondial des Activites Subaquatique ) ve bu kurumun Türkiye temsilcisi olan
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu TSSF ile ilgili bilgilerinizi yeniden gözden geçirmenizde ve bu
sistem içerisinde dalıcıların derecelendirilme biçimlerini hatırlamanızda fayda görüyoruz.
Aynı zamanda bir yıldız dalıcı kursunda öğrenmiş olduğunuz dekompresyon tabloları ve hava
hesapları ile ilgili bu kursun başında bir kez daha gözden geçirmeniz gerekmektedir.
Hepinize yetişkin bir dalıcı olmak üzere katıldığınız bu kursta başarılar ve iyi dalışlar diliyoruz.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
2
2T1 DALIŞ HASTALIKLARI
Sualtı ve dalış söz konusu olduğunda çok sayıda fizik yasasının dalgıç üzerindeki etkisi
gündeme gelmektedir. Bunların çoğu basınç ile ilgili kavramlar ve yasalardır. Dalış fiziği bir anlamda
basınç fîziğidir. Bu yasaların bilinmesi, dalgıcın sualtında oluşan olayları daha iyi yorumlamasını ve
sualtı kurallarına daha bilinçli uymasını sağlayacaktır.
Gaz Kanunları :
Gazlar üç faktörün etkisi altındadır ; Isı , basınç ve hacim . Bu faktörlerden birinin değişmesi
diğerlerinde de ölçülebilir değişikliklere sebep olur. Bütün gazların ve gaz karışımlarının kinetik
davranışları birbirinin aynıdır. Sonuç olarak , gaz kanunları bütün gazlar ve gaz karışımları için
geçerlidir.
Boyle Mariotte :
1660 yılında Toricelli ve Pascal ’ın ulaştığı sonuçlardan yola çıkan Robert Boyle basınç altında
gazların davranışlarını inceledi. Boyle “J“ şeklinde ve ucu kapalı bir cam tüpe iki tarafta da dengeli
kalacak şekilde civa doldurdu.
Denge noktasında kapalı kısımda kalan havanın basıncının açık uçtaki hava basıncına ( 1 atm
) eşit olması gerekiyordu . Boyle tüpe biraz daha civa ilave ederek kapalı uçtaki havanın hacmini
yarıya indirdi .Eklediği civanın yüksekliği 760 mm idi . Tüpün kısa ucunda kapalı bulunan hava
kütlesine açık uçtan yapılan 1 atm’lik basınç hava kütlesinin ve hacmini yarıya indiriyor ve basıncını iki
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
3
kat artırıyordu . Bu deneyden çıkartılan sonuç gaz kütlesinin basınç ve hacminin ters orantılı olmasıdır.
Diğer bir değişle basınç arttıkça hacim küçülür ve basınç azaldıkça hacim büyür.
Solunum ve dolaşım sistemleri :
Her hücre yaşamını sürdürmek , büyümek ve fonksiyon görmek için enerjiye ihtiyaç gösterir .
Bu enerji , besinlerin yanması sonucu elde edilen enerjidir ; oksidasyonla elde edilir. Bunun için de
oksijene ihtiyaç vardır. Solunum olayı esnasında oksijen ve karbondioksit yer değiştirirken , enerji ve
su oluşur .
Solunum sistemi ; Nefes alma , akciğerlerde oksijen alışverişi , oksijenin tüm vücut dokularına
taşınması ve atık gazların dışarı atılması işlemlerini içerir.
Solunum ve dolaşım sistemleri :
Her hücre yaşamını sürdürmek , büyümek ve fonksiyon görmek için enerjiye ihtiyaç gösterir .
Bu enerji , besinlerin yanması sonucu elde edilen enerjidir ; oksidasyonla elde edilir. Bunun için de
oksijene ihtiyaç vardır. Solunum olayı esnasında oksijen ve karbondioksit yer değiştirirken , enerji ve
su oluşur .
Solunum sistemi ; Nefes alma , akciğerlerde oksijen alışverişi , oksijenin tüm vücut dokularına
taşınması ve atık gazların dışarı atılması işlemlerini içerir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
4
Dolaşım sistemi kalp , atardamar , toplardamar ve kılcal damarlardan meydana gelir . İşlevi
oksijeni , besinleri , hormonları vücudun bütün hücrelerine taşıyıp , oradan karbondioksiti ve atık
kimyasal maddeleri alıp uzaklaştırmaktır
Barotravmalar:
Akciğer Barotravmaları :
Vücuttaki hava boşlukları çevre basıncının azalmasıyla birlikte dokulara zarar vermeksizin
orijinal boyutlarına dönmeye başlarlar. Bu işlem istemsiz olarak gerçekleşir. Scuba dalgıcının
akciğerleri de aynı prensip altında kalacaktır. Düşen çevre basıncı karşısında akciğerlerin özel
yapısından dolayı solunumun devamıyla birlikte sürekli olarak aynı hacimde kalırlar. Buna göre belli bir
çevre basıncında iken nefes tutma yoluyla veya diğer bir nedenle akciğer içinde (bölgesel olarak) hava
sıkışmış durumda (bu olay tüberküloz, kistik hastalıklar ve benzeri çeşitli hastalıklar nedeniyle olabilir)
çevre basıncını azaltmak yani yüzeye doğru çıkmakla hapsedilmiş bu hava genişler. Bu genişleme çok
küçük olan esneme limitlerini aştığı anda çeşitli akciğer zedelenmelerine yol açar.
Bu zedelenmelerin hemen hepsi hayati tehlike taşıdığı için Scuba aktivitelerindeki altın kural
olan sağlıklı solunum sistemi ile dalış ve dalış sırasında asla nefes tutmama ilkeleri en öncelikli
anlatımlardır.
Arterial gaz Embolisi :
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
5
AC ’lerde yüksek basınçtan dolayı meydana gelen en önemli hasar, havanın kan dolaşımı
sistemine girmesi ve yırtılmış alveollerden AC kılcal damarlarına geçmesi ile hava embolisi oluşur.
Emboli demek her hangi bir yabancı maddenin kan dolaşım sistemine girerek kan dolaşımını
engellemesidir. AC ’lere giren hava akciğere ait toplar damar ile kalbe, kalbin sol tarafından aorta
yoluyla atardamar sistemine karışır. Böylece vücutta hemen hemen her yerdeki damarları tamamen
tıkayabilir ,hayati noktaların tıkanması hayati tehlikeye yol açabilir. Asıl tedavisi dekompresyon
hastalığı gibi basınç odası içindedir. İlk tedavi de dekompresyon hastalığı ile aynıdır
Pnömotoraks:
Eğer yüksek basınç altında AC ’in çevresini saran zar yırtılırsa genişleyen hava AC ile göğüs
duvarı arasında (plevral hat) oluşur. Bu da o Akciğer kısmının kısmi veya bütünüyle solunum dışı
kalması, büzülmesine neden olur.Plevral kavitede hava bulunması nedeni ile büzülmesine
pnömotoraks denir. Her ne kadar pnömotoraks durumunda şekline ve ortama göre değişik aciliyetler
olabilecekse de ani hayati tehlike oluşabilir fakat solunum zedelenmeyen bölümlerde devam
edeceğinden genel olarak ani hayati tehlike oranı uygun tıbbi müdahale göz ardı edilmediği sürece
düşüktür.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
6
Pnömotoraks durumunda hasta şiddetli göğüs ağrısı çekecek ve ileri vakalarda ağızda köpük
ve/veya kan görülebilecektir. Pnömotoraks, daha önceden kazanılmış fizyolojik nedenlere bağlı olarak
gelişebilir. Örneğin, küçük hava keseciklerinin (büller) bulunması ve bunların çeşitli nedenlerle
patlaması sonucu (şiddetli öksürme, hapşırma, darbe, vb.) spontan pnömotoraks denilen diğer bir cins
ciğer zedelenmesi meydana gelir. Spontan pnömotoraks riski olan kişilerin dalış yapması son derece
sakıncalıdır, çünkü normal ortamda oluşacak spontan pnömotoraksın sonuçlarını kaldırabilecek olan
vücut aynı olay çevre basıncının yüksek olduğu ortamda yani sualtında meydana gelirse yükselme
sırasında genleşen havanın etkisi ile tabloyu çok ciddileştirecektir.Pnömotoraks gelişmesinde Plevral
zarın yırtılma şekli oluşturacağı aciliyet açısından çok önemlidir. Eğer Plevral kaviteye doğru tek yönlü
kapak şeklinde bir valf oluşursa alınan her nefes sonucu kaviteye geri dönüşümsüz hava dolacak ve o
taraftaki AC hacmi artan hava ile birlikte küçülerek azalacak ve yukarıya doğru toplanacaktır. Bu
durumda faal olan taraf boşalan alana dolayısıyla kalbe bası yapacak ve ani hayati tehlike
yaratabilecektir. Durumun şiddeti arttıkça morarma, soluma güçlüğü ve hava açlığı ortaya çıkar. Acil
olarak oksijen solutulmalı ve bir hastaneye başvurulmalıdır.
Mediastinal amfizem:
Akciğer’de havanın yaptığı bir diğer hasar, mediastende hava birikimidir. Mediastenum, iki
akciğer arasındaki göğüs boşluğudur. Mediastinal amfizem gerek hava embolisinden gerekse
pnömotorakstan hafif seyreden bir tablo meydana getirir. Mediastinal amfizemde biriken hava kalbi ve
ana damarları sıkıştırarak dolaşım bozukluğuna yol açar. Dalgıç kısa kısa nefes alma durumundadır
ve baygınlık hissedebilir Durumun şiddeti arttıkça morarma, soluma güçlüğü ve hava açlığı ortaya
çıkar. Acil olarak oksijen solutulmalı ve bir hastaneye başvurulmalıdır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
7
Subcutan amfizem :
Havanın cilt altına kaçması sonucu ortaya çıkan tablodur. Genellikle Mediastinal amfizem ile
birlikte oluşur. Hava mediastenden boynun alt kısımlarına ve yumuşak dokulara kaçar. Doğrudan cilt
altına kaçan hava nedeni ile dalgıç boynunda dolgunluk hisseder ve sesinde değişiklik olur. Dokunma
ile ciltte çıtırtılar hissedilir. Durumun şiddeti arttıkça morarma, soluma güçlüğü ve hava açlığı ortaya
çıkar. Acil olarak oksijen solutulmalı ve bir hastaneye başvurulmalıdır.
Sinüs Barotravması :
Bütün sinüsler içi boş boşluklardır, kafatasında içlerinde mukus zarları devam edecek biçimde
burun boşluğu ile birleşirler. Sinüsler küçük hava paketleridir, burun boşluğuyla dar yollarla
bağlantıdadır. Basınç uygulaması esnasında, sinüslerdeki bir tıkanıklık, mukusla dolu olma ve yeni
doku oluşumları, sinüslerin kapsadığı alanlarda ağrıya neden olurlar. Bu durum ortakulaktaki gibi
tanımlanabilecektir. Bir sinüs ostimunun blokajında dalış sırasında dış hidrostatik basınç artarken
sinüsteki gaz volümünün azalması nedeniyle sinüs sıkışması ortaya çıkar. Çünkü sinüs duvarları
serttir, relativ bir vakum oluşması mukozal konjesyon ve hemorajiye neden olur.
Tüm sinüslerin etkilenmesine karşın frontal (ön) ve maksiller (çene kemiği) sinüsler daha fazla
etkilenirler. Sinüs ostium blokajı sinüzüttür, konjesyon, üst solunum yolu enfeksiyonu, alerji mukajel
polipler sonucunda oluşabilir.
Sinüs sıkışması semptomları, basınç eşitlemesi ile giderilebilir, iniş sırasında gözlerin
arkasında, üst veya alt kısmına vuran dolgunluk hissi ve keskin ağrı dalıştan sonra saatler boyunca
kalabilir. Önleme yolu, üst solunum yolu enfeksiyon ,sinüsitis ve rinitus durumunda dalıştan
kaçınılmalıdır. Yavaş yavaş yapılan bir dalış semptomları minimize edecektir.
Sinüs sıkışması, nazal konjesyon veya soğuk algınlığının giderilmesi sonucu önlenebilir. Dalış
sırasında ortaya çıkan ağrılarda, birkaç metre yukarı çıkmak yararlı olabilir. Bu durum basınç
dengesinin restore edilmesine yardımcı olur. Eğer ağrıda azalma olmazsa dalış durdurulmalıdır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
8
Göz Barotravması :
Vücuda fizyolojik olarak uygulanan hava boşluğu ile vücuttaki doğal hava boşluklarının farkı
yoktur. Çünkü artan hidrostatik basıncın bu boşluklarda da eşitlenmesi gerekir. Dalış esnasında basınç
maskenin içindeki havayı sıkıştırır. Bunu dengelemek için dalgıç burnu ile havayı maskenin içine iletir
ve bu da iç ve dış basıncı dengelemesini sağlar. Yüzeye çıkış esnasında maskede yerleşen hava
maskeden kolayca dışarı çıkar ve dalgıcın azalan basıncı dengelemesine ilişkin bir şey yapması
gerekmez.
Kulak Barotravması :
Kulağın yapısı hakkında bir hatırlatma yapmak gerekirse kulak üç kısımda incelenebilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
9
Dış kulak: Kulak kepçesi ve dış kulak yolundan oluşur.
Orta Kulak: Kulak zarı ve arkasındaki orta kulak boşluğundan oluşur. İçinde çekiç, örs, üzengi
gibi kulak kemikçikleri vardır. Orta kulağın havası genizden(burun arkasından) arta kulağa açılan
Eustachi borusundan gelir.
İç Kulak: İşitme hücrelerinin bulunduğu "salyangoz"u (koklea) ve iç kulağın denge kısmını
(Vestibül) barındıran ve iç içe iki özel sıvı ile dolu kısımdır
Kulağın hava dolu boşlukları dalgıcı gerek alçalma gerekse yükselme sırasında oluşan basınç
değişikliklerinden çok etkilenirler.(Boyle-Mariot Yasası). Böylece oluşan basınç travmalarına
barotravma denir.
Dış Kulak Barotravmaları:
Dalgıcın alçalması sırasında oluşabilen bir Barotravması türüdür. Oluşmasında dalgıcın dış
kulak yolunu tıkayan bir tıkaç (kulak kiri yada silikon tıkaç) nedeniyle, tıkaç ile kulak zarı arasında, dış
ortamla ilişiği olmayan bir hava cebi oluşması sorunun sebebidir. Dalgıcın dış kulak yolu girişini
kapatan çok sıkı bir başlık giymesi de aynı ortamı oluşturabilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
10
Bu durumlarda, dalgıcın alçalması sırasında, dış ortam basıncı arttıkça, bir yandan kulak
kepçesi tarafındaki dış kulak basıncı artarken, diğer yandan da ağız ve burun boşluklarındaki havanın
artan basıncı Eustachi borusundan geçerek orta kulak basıncını arttırır. Buna karşın arada hapis kalan
hava cebinin basıncı,hala yüzeydeki basınç kadardır.
Dış yandaki tıkaç sert olduğundan sabit kalır, iç yandaki kulak zarı orta kulakta artan basınç
nedeniyle dışa doğru itilir. Zarda şiddetli ağrı hissedilebilir. Dalış sonrası muayenede şiddetli kızarıklık,
zar yüzeyinde kanamalar ve kanlı su kabarcıkları, dış kulak yollarında kanama ve şişmeler, kulak
zarında yırtılmalar görülebilir. Tedavide kulak yolunun kuru ve temiz tutulması, kulak zarı tam olarak
iyileşene kadar dalmamak ve enfeksiyon gelişmesi halinde antibiyotik kullanmak yer almaktadır.
Orta Kulak Barotravmaları:
Normal kulakta çevre basıncına eşit bir basınç vardır. Dalış sırasında, dalgıcın alçalma ve
yükselmelerinde değişen çevre basıncına uyum sağlamak üzere orta kulaktaki basıncı eşitlemenin tek
yolu Eustachi borusudur.
Eustachi borusunun geniz tarafındaki ağzı normalde kapalıdır. Eustachi borusu, genizde
basınç artması olursa ya da yutkunma, çiğneme, esneme gibi hareketlerle açılır. Alçalma sırasında
Eustachi borusu valf seklinde çalışır ve basınç arttıkça kapalı kalır. Böylece oluşan basınç travmasına
orta kulak Barotravması (middle ear squeese) adı verilir. Dalış sırasında Eustachi borusu tıkalı ise bu
sorun ilk birkaç metrede oluşur. Çünkü Boyle Yasasına göre gaz hacmi değişikliklerinin en çok en çok
etkili olduğu derinlikler yüzeye en yakın derinliklerdir.
Orta kulak basıncı ile çevre basıncı farkı 80-120 cm. H20 ise "Trapdoor" etkisi olur, Eustachi
borusu hiç açılamaz. Bu durumda tekrar yükselip eşitleme yapılması gerekir. Yükselme sırasında orta
kulağın hava hacmi arttığından, Eustachi borusu kolay açılır ve böylece hava tahliye olur.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
11
Eustachi borusunun açılamadığı durumlarda dalgıç yükseldikçe orta kulak basıncı artar ve orta
kulak ters barotravması oluşur. Dalgıç ağrı, baş dönmesi, kulakta tıkanıklık hissedebilir. Tekrar alçalıp
kademeli yükselmeli ve Toynbee manevrası uygulamalıdır.
Kulak Eşitleme Teknikleri: Dalışın değişik safhalarında değişen çevre basıncına uygun olarak,
orta kulak hava basıncının da değişmesi ve çevre basıncına eşitlenmesi gerekir.
İnsanlarda, çok yavaş alçalma ve yükselmelerde doğal olarak oluşabilen bu eşitlenme, dalış
koşullarında sıklıkla oluşamaz, bazı manevralarla bu eşitlemeyi geçekleştirmek gerekir. Bu
manevraların temelinde yatan prensip, orta kulak havasının basıncının çevre basıncına göre düşük
olduğunda(alçalmalarda) burun ve geniz boşluklarındaki havayı Eustachi borusu yoluyla orta kulağa
pompalamak ya da orta kulak havasının basıncının çevre basıncına göre yüksek olduğu
durumlarda(yükselmelerde) emme yapmaktır. Bu manevraları dalış öncesi karada tekrarlamak, dalış
sırasında eşitlemeler için kolaylık sağlar.
Valsalva Manevrası: Ağız ve burun kapalı iken dışa nefes vermeye çalışmak. Bu durumda
dışarıya çıkamayan hava eustachi borusuyla orta kulağa gidecektir. Eksik orta kulak basıncını
tamamlamak için kullanılır.
Frenzel Manevrası: Ağız ve burun kapalı iken ağız tabanındaki adaleleri kasarak genizdeki
havayı Eustachi borusu yoluyla orta kulağa yollamak. Eksik orta kulak basıncını tamamlamak için
kullanılır.
Edmons Tekniği: Valsalva ya da Frenzel manevralarını yaparken alt çeneyi öne doğru
çıkartmak. Manevraların etkisini arttırır.
Toynbee Manevrası: Ağız ve burun kapalı iken yutkunmak. Fazla orta kulak basancını azaltır.
Dalgıçlar sıklıkla Valsalva Manevrasını kullanırlar. Ancak bu teknik aşırı zorlamalı bir tekniktir, kulak
zarında ve iç kulakta yırtılmalara yol açabilir. Alçalmada kullanılabilecek en iyi teknik Frenzel
Manevrası ya da buna ek olabilecek Edmons Tekniğidir. Valsalva Manevrası son çare alarak
kullanılmalıdır. Sorunu olan dalgıçlar için ayaklar aşağıda dik alçalma sorunu azaltabilir. Hava,
Eustachi borusundan daha yukarıda olan orta kulağa kendiliğinden daha kolay gidebilir. Baş aşağı
dalışlarda ise eşitleme için havayı zorla yollamak gerekir.
Ayrıca, eşitlemeyi dalışın hemen başlangıcında kulakta henüz ağrı hissetmeden ve sık sık
yapmak daha yararlıdır ve böylece “Trapdoor” etkisinden kaçınılmış olunur. Yükselmede daha çok
Toynbee Manevrası yararlı olacaktır. Tabi ki ilkin basınç ağrısı ortadan kalkana kadar alçalıp sonra
tekrar yükselmek daha uygundur. Kulak açmadan dalmaya kalkılırsa orta kulağa sıvı sızarak hacim
azalması yoluyla basınç eşitlenir. Ancak yüzeye dönülürken genleşen hava kulak zarına bu kez ters
yönde baskı yaparak ağrımasına neden olur. Yüzeye çıkıldığında ise dalış sırasında orta kulağa
sızmış olan sıvı dolgunluk hissi, ağrı ve geçici işitme bozukluğuna neden olabilir. Bu durumda doktora
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
12
görünmekte yarar vardır. Dalış sırasında daha ciddi sıkışma durumunda ise kulak zarı hasar görebilir;
hatta yırtılabilir
Vertigo:
İç kulak gaz içermediği için herhangi bir barotravmaya maruz değildir. Ama iç kulak, ortakulak
deliğinin yanında olduğu için, orta kulak sıkışmalarından etkilenir. Orta kulak, tıkanık östaki borusu
sebebi ile sıkışmaya maruz kaldığında, nazik iç kulağın sıvısı ve zarı etkilenir ve basınç arttıkça zarda
bir yırtılma meydana gelebilir.
İç kulağın iki görevi vardır; Cochlea, Vestibular apperatusda meydana gelen hasarlar vertigo
hastalığına neden olurlar. (Baş dönmesi) vertigo genellikle iç kulağa özel bir durumdur.
Vertigo bazı anlaşılmayan, fark edilmeyen semptomlara sahiptir. Denge kaybı, hızlı göz
hareketleri. Vertigo iç kulak sıkışması dışında gaz embolizmi veya Tip-İİ dekompresyon hastalığında
da görülebilir.
Ara ara, zor kulak açma ile meydana gelen orta kulaktaki basınç değişimi geçici bir vertigoya
(alternobarik vertigo) sebep olabilir. Bu tip vertigo genellikle en zor yapılan yani dibe ulaşıldığı anda
yapılan zor valsalva manevrasından sonra olur. Kısa sürelidir.
Bu alternobarik vertigo aynı zamanda yükselme sırasında orta kulağın fazla basınca maruz
kalmasından da meydana gelebilir. Bu anda vertigoyu kulakta bir doluluk hissi ya da fazla basıncın
dışarı çıkamamasından doğan bir acı hissi takip eder. Bu vertigo birkaç metre alçalmakla hemen
geçer.
Orta kulak ve dış basınç arasındaki basınç farkı eğer çok fazla ya da çok ani ise daimi bir
hasara sebep olabilir. Bu barotravma da genellikle kulak zarı yırtılır ve iç kulağın pek çok mekanizması
hasar görür. Böyle bir durumla karşılaşan dalgıçlar dalış sonrasında mutlaka KBB mütehassısına
gözükmeli ve gerekli tedaviyi olmalıdırlar.
Diş barotarvması:
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
13
Dişlerde dolguların altında kalan hava boşlukları, seyrek olmakla birlikte sorun yaratabilir. Diş
hekimine başvurarak dolgunun değiştirilmesi sorunu çözer.
Mide ve bağırsak Barotravmaları:
Dalış esnasında bağırsaklarda kalan gaz yükselme sırasında genleşerek rahatsızlık sebebi
olabilir o yüzden dalışlardan önce diyetimize dikkat etmeli gaz yapıcı yiyecek ve içeceklerden uzak
durmalıyız
HİPOKSİ NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Vücudun fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için belirli düzeylerde oksijene gereksinim vardır.
Oksijen düzeyi bu değerin altına düşerse oksijen eksikliği anlamına gelen hipoksi oluşur. Oksijenin
tamamen tükenmesi durumu ise oksijen yokluğu anlamına gelen anoksi olarak adlandırılır.
Çok çeşitli hipoksi nedenlerinden dalışla ilgili olanlar aşağıda yer almaktadır. Tedavileri etkene
yönelik yapılmalıdır.
Ø
İstemli olarak nefes tutma, özellikle önceden hiperventilasyonlu nefes tutarak yapılan
serbest dalışlar.
Ø
Akciğer ve solunum yollarında hastalıkları bulunanların efor gerektiren dalışları.
Ø
İstemsiz olarak dalış kazaları ve özellikle boğulma sonrası soluk alıp vermenin durması hali.
Ø
Kansızlık (anemi), karbonmonoksit zehirlenmesi gibi oksijenin kan yoluyla taşınmasında
bozulma.
Ø
Özellikle solunum gazında oksijen miktarında azlık ve regülatörde yetersizlik.
KARBONMONOKSİT (CO) ZEHİRLENMESİ, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ
Karbonmonoksit (CO) yakıtların yetersiz yanması sonucu oluşan renksiz, tatsız ve kokusuz bir
gazdır. Motorların egzost gazında bulunur. Kompresör emiş hortumunun motor egzostuna yakın
tutulması tüp içinde CO birikmesinin en bilinen nedenidir. Ancak kompresör emiş hortumunun
gereğinden uzun ya da dar olması, kompresör kademelerinden kaçaklar, drenlerden kaçaklar, yetersiz
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
14
kompresör filtresi nedeniyle de kompresör içindeki yağın yanması sonucu oluşan CO tüp içine
doldurulabilir. Bu bağlamda elektrik motorlu bir kompresör ile CO zehirlenmesinin olmayacağı
düşüncesi yanlıştır.
Bilindiği gibi oksijen dokulara alyuvarlar içinde bulunan bir protein, hemoglobin, ile taşınır. CO
ise hemoglobine oksijenden 300 kat daha büyük bir kuvvetle bağlanır. Böylece dokulara oksijen
taşınması bozulur. CO aynı şekilde hücre düzeyinde de oksijen kullanımını engeller. Derinlikle orantılı
biçimde artan CO kısmi basıncı nedeniyle dalış sırasında oluşan CO zehirlenmesi karada oluşan
zehirlenmeye göre çok daha hızlı ve ağırdır.
Bakımlı bir kompresör, düzenli aralarla değiştirilen filtreler, tüp doldurulurken kurallara uyma ve
uygun malzeme kullanımı CO zehirlenmesini önlemede büyük önem taşımaktadır. Tüp havalarının
belirli aralarla kimyasal analizlerden geçirilmesi en güvenilir sonucu verir.
CO zehirlenmesi bulguları baş ağrısı, huzursuzluk, hafıza kaybı, bulantı, kusma, soluma
güçlüğü, bilinç kaybı gibidir. Bu bulguların çok belirgin olması şart değildir. İleri durumlarda ölümle
sonuçlanabilir.
CO zehirlenmesi saptandığında hastaya %100 oksijen solutulmalı, gerekirse kalp masajı ve
yapay solunum (CPR) uygulanmalıdır. Hasta en yakın sağlık kurumuna ulaştırıldıktan sonra bu
zehirlenmenin tedavisinde basınç odası içinde oksijen solutulması başarılı sonuçlar verdiğinden acilen
bir basınç odası merkeziyle iletişim kurulmalıdır.
KARBONDİOKSİT (CO2) ZEHİRLENMESİ, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, TEDAVİSİ
Karbondioksit (CO2) atmosfer havasında çok düşük oranda bulunur. Dokularda ise besinlerin
oksijen ile yakılması sonucu normal metabolizma ürünü olarak yer alır. Kanın kimyasal yapısını
düzenleyen önemli bileşiklerden biridir. Bu nedenle miktarı belirli değerler arasında sabit tutulmalıdır.
Normalin üzerinde ya da altında CO2 düzeyi çeşitli sorunlar oluşturur. CO2 zehirlenmesi SCUBA ve
serbest dalışlarda aşağıdaki nedenlerle oluşabilir:
Tüp havasını uzun süre kullanabilmek için aşırı nefes tutma, Hatalı regülatör, Aşırı efor, Derin
dalış, Nefes almayı güçleştiren çok sıkı elbise yada ekipman, Solunum ölü boşluğunu arttıran ya da
solunumu zorlaştıran -çok uzun veya çok dar şnorkel gibi- durumlar, Solunum havasına dıştan
CO2 karışması vb. gibi.
CO2 zehirlenmesi oluştuğunda hızlı soluma, baş ağrısı, bulantı, kusma, algılama ve yargılama
güçlüğü, bilinç kaybı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. CO2 zehirlenmesi nitrojen narkozuna ve oksijen
zehirlenmesine olan yatkınlığı da arttırır.
Tedavide öncelikle CO2 zehirlenmesine yol açan neden ortadan kaldırılır. Bu durumda
solunumun çoğunlukla kolayca normale döndüğü ve belirtilerin kalktığı görülür. Ancak baş ağrısının
saatlerce süreceği akılda tutulmalıdır.
OKSİJEN ZEHİRLENMESİ, NEDENLERİ, BELİRTİLERİ, TEDAVİSİ
Her ne kadar oksijen canlılar için yaşamsal öneme sahip bir element olsa da solunum
ortamında kısmi basıncının artışı ile zehirleyici etkileri ortaya çıkar. Kabul edilen sınırlar derinlik
sınırları içinde dalış yapan bir SCUBA dalıcısı için bir sorun oluşturmaz. Ancak bilindiği gibi ağır efor,
gaz yoğunluğu artışı ve hatalı regülatör nedeniyle oluşabilecek CO2 birikmesi oksijen zehirlenmesine
olan yatkınlığı da arttırır. Bu şekilde sara nöbeti benzeri nöbetlerin hava ile dalışlarda 43-46 metre'den
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
15
daha derin dalışlarda oluşabileceği bildirilmiştir. Bundan başka oksijen ile zenginleştirilmiş gaz
karışımlarıyla dalış yapan dalıcılar bu derinliklerden daha sığ derinliklerde de oksijen zehirlenmelerine
yakalanabilirler. Saf oksijen solunarak yapılan dalışlarda 7 metre gibi sığ derinlikte bile zehirlenme
oluşabilir.
Oksijen zehirlenmesi sonucu bulantı, baş dönmesi, görme bozukluğu sersemlik ve çınlama gibi
belirtiler ortaya çıkabilir. Ayrıca bilinç kaybı ve sara nöbeti benzeri nöbetler gelişebilir.
Oksijen zehirlenmesinden korunmak için derin dalışlardan kaçınmalı, dalış sırasında oksijen
kullanmamalı ve gerekli eğitimi almadan karışım gaz dalışı yapılmamalıdır.
Erken belirtilen yüzeye gelmekle önlenebilir. Ancak sualtında nöbet oluştuğunda akciğer
barotravması ve boğulma riskini tam olarak ortadan kaldırabilecek bir girişim bulunmamaktadır.
Nöbetin nefes tutma anında çıkış yapılmamalıdır.
TÜKENME, HİPOTERMİ VE HİPERTERMİ
Tükenme: Sualtında dalıcıdan, malzemeden ve çevre koşullarından kaynaklanan nedenlerle
ortaya çıkar. Genellikle tükenmiş bir dalıcı doğru karar veremez ve bunları uygulayamaz. İyi bir fizik
kondisyon ve eğitim tükenmeyi önlemede en önemli unsurlardır. Malzeme ve dalış koşulları ile ilgili
eğitim ve deneyim hangi tip malzeme ve dalış koşullarından kaçınılması gerektiğini dalıcıya vermelidir.
Her dalıcı kendi sınırının ve becerisinin farkında olmalıdır. Güvenlik önlemleri ve kurallara uyma
ansızın gelişebilecek tükenme nedenlerini ortadan kaldırmaya yönelik olmalıdır.
Hipotermi: Sıcak kanlı bir canlı olarak insan vücudu işlevlerini sürdürebilmek için sabit bir iç
sıcaklığa gereksinim duyar. Bu sıcaklık 37 ºC dolayındadır. İç sıcaklığın bu değerin altına düşmesi
hipotermi olarak adlandırılır. Bu dengenin sağlanabilmesi için vücut sıcak ortamlarda dışarıya ısı
vermeli; soğuk ortamlarda ise vücutta normal metabolizma sonucu oluşan ısıyı korumak hatta
dışarıdan ısı almak zorundadır. Çok soğuk ortamlarda vücut sıcaklığını normalde tutmak için
metabolizma ve ısı üretimi artar. Titreme bu duruma verilebilecek güzel bir örnektir. Ayrıca kılların
dikleşmesiyle, vücudun baş, gövde ve karın boşluğu gibi yaşamsal bölgeleri dışında kalan uzuvlarına
giden kan miktarı damar büzüşmesi yoluyla azaltılarak vücut ısısı korunmaya çalışılır.
Kara ortamında geniş bir sıcaklık diliminde yaşamını sürdürebilen insan için su içinde uzun süre
barınabilmek ancak çok dar sıcaklık sınırları içinde olasıdır. Bunun nedeni suyun özgül ısısının
havanınkinden 1000 kat fazla olmasıdır. Bunun yanı sıra suyun ısı iletkenliği de havadan yaklaşık 25
kat daha fazladır. Böylece su içinde hipotermi çok daha çabuk gelişir ve daha ciddi sonuçlar doğurur.
Isı kaybının en fazla olduğu bölgeler baş, kasıklar ve koltuk altıdır. Saçlı derinin damarlarının
büzülme yeteneği bulunmaz. Diğer bölgelerde de deri çok incedir ve büyük damarlar deriye çok
yakındır. Soğuk sularda başlık kullanımının önemi bu şekilde kavranabilir. Alt ya da üst elbiseler tek
başlarına giyildiklerinde de sırasıyla koltukaltı veya kasıktan ısı kaybı olacağı unutulmamalıdır. Sığ
derinliklerde iyi bir koruma sağlayan ıslak tip elbise derin dalışlarda sıkışacağından ısı yalıtımı da
azalır. Çok soğuk sularda ya da derin dalışlarda kuru tip elbise önerilir.
Hipoterminin ilk belirtilerinden biri şiddetli titremedir. Soğuk hissi ile birlikte idrar atılımında artma
görülür. Kalp hızı artmıştır ve el becerilerinde hafif bir azalma görülür. İç sıcaklık 34 ºC 'ye düştüğünde
"film kopması" diye adlandırılan durum gerçekleşir. Dalıcı su içinde yön bulma duygusunu yitirebilir. 33
ºC' de kalp atımı anormallikleri oluşabilir. Titreme yerini kasılma ve kramplara bırakır. El becerisi ve
konuşma giderek bozulur. 30 ºC 'den aşağıda bilinç kaybı, nabız, kan basıncı ve solunumda azalma
ve göz bebeklerinin genişlemesi görülür. 25 ºC 'nin altında ise ölüm gerçekleşir. Su içinde tehlike sınırı
genellikle iç sıcaklığın 2 ºC gibi az bir miktar düşmesiyle başlar. Bu sıcaklık genellikle kontrol
edilemeyen titremenin başlaması olarak kabul edilir. Dalışın bu aşamada kesilmesinin yaşamsal önemi
vardır
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
16
Bir hipotermi olgusunda hipoterminin ağırlığına göre kişi değişik durumlarda bulunabilir. Hafif
hipotermi olgularında dalıcının bilinci açıktır ve genellikle üşümekten ve şiddetli titremekten yakınır.
Ağır hipotermi durumunda ise bilinç kapalı olabilir ya da bilinç açık olsa bile konuşmakta, söylenenleri
anlamakta güçlük çekebilir. Çok ciddi olgularda kalp hızı ve solunum o kadar azalmış ve
yüzeyselleşmiştir ki yanlışlıkla ölüm tanısı konabilir. Bu nedenle kesin ölüm tanısı bir doktor tarafından
konulmadıkça kurtarma girişimleri sürdürülmelidir.
Hipotermi tedavisi acil ancak özenli bir yaklaşım gerektirir. Aktif olarak ısıtma tıbbi bir merkezde
doktor gözetiminde olmadıkça uygulanmamalıdır. Teknede veya tıbbi yardımdan uzak bir dalış
alanında ilk yapılması gereken dalıcının daha fazla ısı kaybını engellemektir. Bu amaçla dalıcı sudan
çıkarılmalı, kuru elbise varsa elbiseleri değiştirilmeli ve bir battaniye vb. ile tekne, yer gibi soğuk
zeminlerle teması kesilmelidir. Dalıcı rüzgar, yağmur, ıslak zemin gibi ortamlardan mutlaka
uzaklaştırılmalıdır. Baş ve boyunun yalıtımı büyük önem taşır. Bilinci açık hastalara sıcak içecekler
verilebilir. Ancak bunlar çay, kahve gibi kafeinli içecekler ve alkol olmamalıdır. Soğukta kalanları
ısıtmak için alkol verilmesi gibi öyküleri unutunuz. Hipotermiye yol açan en büyük faktörlerden biri olan
alkol alımı, hipotermi oluştuktan sonra da durumu en çok ağırlaştıran unsurlardandır.
Dalıcının solunumu ve nabzı sürekli denetlenmelidir. Dalıcı kesinlikle yatar konumda
bulundurulmalıdır. Dalıcının sıcak su ile duş yapması, hareket ettirilmesi, çok sıcak ortamlara
sokulması çevre dokulardaki kan damarlarının açılmasına yol açar. Böylece yaşamsal önemi olmayan
kollar ve bacaklar ısınırken buralardan gövdeye dönen soğuk kan yaşamsal organların daha da
soğumasına neden olur. İç sıcaklık daha fazla düşer ve durum ağırlaşır. Bu nedenle bu tip aktif
ısıtmalardan kaçınılmalıdır.
Bir kaza sonucu soğuk sularda uzun süre kalmak zorunda kalan dalıcılar birden fazla sayıda ise
bir araya toplanmalıdırlar. Eğer dalıcı yalnız ise bacaklarını ve kollarını karnında kavuşturarak dış
yüzeyini azaltmalıdır. Çok yakınlarda ulaşılabilecek bir kara ya da tekne bulunmuyorsa kesinlikle
hareket edilmemelidir.
Hipertermi (sıcak çarpması): Dalış uygulamasında su içinde çok sık rastlanılmayan bir
problemdir. Dalış bölgesine yolculuk sırasında yüksek sıcaklık ve güneş altında kalma gibi nedenlerle
gerçekleşebilir. Bazı durumlarda sıcak havada uzun süre dalış elbisesi giyili olarak kalmak da
hipertermi nedeni olabilir.
İlk belirtiler baş ağrısı, bulantı, aşırı bir terleme, kas krampları, güçsüzlük, hızlı ve yüzeysel nabız
ile kendini gösterir. Bu aşamada iç sıcaklık normaldir. Giderek durumun ağırlaşması halinde terleme
kesilir ve cilt kırmızı, sıcak ve kuru bir hal alır. Bilinç kaybı gözlenebilir ve iç sıcaklık 40 oC 'nin üzerine
çıkar. Bu aşamada tedavi edilmeyen dalıcı kaybedilebilir.
Tedavi amacıyla dalıcı serin bir yere alınmalı ve aşırı elbiseleri çıkarılmalıdır. Sırtüstü yatırılan
dalıcının ayakları hafifçe kaldırılmalıdır. Islak bir bezle vücudu silinen dalıcıya eğer çok bulantısı yoksa
ağızdan sıvı verilebilir. Bilinci bulanık hastalara ağızdan bir şey vermek kesinlikle sakıncalıdır. Ateş
düşürücü ilaçların hipertermide bir işe yaramayacağı unutulmamalıdır.
BOĞULMA, İLK YARDIM VE TEDAVİSİ
Boğulma hava soluyan bir canlının solunum yollarının sıvı ile dolarak ölümü olarak tanımlanır.
Yarı-boğulma ya da boğulayazma (near-drowning) ise bu aşamadaki bir canlının tekrar yaşama
döndürülmesi en azından bir süre daha yaşatılabilmesi anlamını taşır. Boğulma dalıcılar dışındaki
topluluğun önemli bir kaza nedeni olmasına rağmen dalıcılar arasında sanılanın aksine çok daha
seyrektir. Ancak su içi kazaların bir çoğunun sonucunda boğulma oluşabilir. Bu nedenle tüm dalıcılar
boğulmada ilk yardım ve kurtarma tekniklerine hakim olmalıdır.
Araştırmaların ortaya koyduğu bir gerçek de boğulma ile alkol arasındaki yakın ilişkidir. Alkol
alımı ile gereksiz risk alabilme cesareti artmakta, tehlike anında yargılama yeteneği bozulmakta,
damar genişlemesi nedeniyle ısı kaybı artmakta, gırtlak refleksinin bozulmasıyla solunum borusuna su
daha rahat girebilmekte ayrıca kusmaya yatkınlık artmakta ve intihara eğilim artışı gözlenmektedir.
Alkollü iken suya girmek bir dalıcının yapacağı en son hata olmalıdır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
17
İnsanlarda gelişmiş gırtlak refleksi nedeniyle bazı boğulma olgularında akciğerler kuru kalabilir.
Ancak boğulma olgularında sorun akciğerler yoluyla dokuların oksijensiz kalmalarından başka bir şey
değildir. Yüksek oksijen gereksinimi olanlar öncelikli olmak üzere tüm organlar işlev dışı kalırlar.
Bunlardan ön sırada gelenleri beyin ve kalp gibi yaşamsal organlardır.
Boğulma olgularında sırasıyla öksürük, soluma güçlüğü, göğüs ağrısı görülür. Şok durumu
geliştikten sonra dudaklar ve dil morarır, ağız kenarında pembe-beyaz renkli köpük saptanabilir.
Giderek solunum ve nabız ortadan kalkar.
Bilinci açık hasta oksijen verilerek acilen en yakın tıbbi merkeze şok pozisyonu ve kurallarında
taşınmalıdır. Tamamen iyileşen hastalar bile 24 saat süreyle bir tıbbi merkezde bulundurulmalıdır.
Solunumu ve dolaşımı bulunmayan hastalar bir sonraki derste anlatılacak yapay solunum ve
kalp masajı tekniği ile tıbbi yardım gelene kadar tedavi edilmeye çalışılmalıdır. Özellikle soğuk sularda
1 saatten daha uzun süre dipte kalıp kurtarılan kazazedeler olduğu düşünülerek bu girişim tıbbi yardım
gelene kadar asla sonlandırılmamalıdır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
18
2T2 İLKYARDIM VE KURTARMA
Kurtarma becerisi , bir dalıcının kendi kendinisine yardım edebilme yeteneği ile başlar. Öz yardım
dalıcının kendisine olan güvenini arttırır. Böylece acil durumlarla karşılaşıldığında önemli bir unsurdur.
Öz yardım hazırlık, engelleme ve hareket olarak üç kısma ayrılır.
Hazırlık; bir dalıcının kendisine güvenebilmesi için hem fiziksel hem de ruhsal olarak hazırlıklı olmasını
gerektirir.
Engelleme; bir sorunla başa çıkmanın en iyi yolu o sorunun oluşmasına hiç izin vermemektir.
Bunun içinde
. Dalış malzemesinin düzenli bakımı
. Dalış öncesinde malzemenin kontrolü
. Dalış arkadaşı sisteminin etkin kullanımı
. Olası sorunların önceden düşünülmesi
. Bir sorunun erken farkedilip, emniyeti sağlamak için hemen önlenmesi
Hareket; zor durumla karşılaşıldığı zaman bir dalıcı, durup her şeyden önce normal solunum
temposunu sağlamalıdır. Bundan sonra yüzerlik sağlanmalı ve sorunu çözmek düşünülmelidir. Kısaca
dur, düzenli nefes al , düşün, hareket et mantığı kurulmalıdır.
·
KAZA ANALIZI
Ilkyardım konusunda eğitimli bir dalıcı herhangi bir kaza durumunda önemli bir çok görev üstlenebilir.
Kazaya müdahale eden bir doktor veya yetkili birisi varsa onlara yardımcı olarak, eğer yoksa kurtarıcı
olarak sorumluluk üstlenir. Kaza yerine ve kazazedeye yaklaşım hızlı fakat sakin ve kontrollu olmalıdır.
Telaş ve gereksiz tartışmalarla zaman yitirilmemelidir.
Kazaya müdahale etmeden önce kaza değerlendirmesi iyice yapılmalı, kazazedeyi, kendisini ve
çevredeki diğer bireyleri tehlikeli bir konuma sokmamalıdır.
Kazanın ne şekilde olduğu olanak varsa kazazedeye, değilse çevredekilere sorulmalıdır. Eğer
kazazede konuşabiliyorsa bu onun bilincinin yerinde ve solunum yollarının açık olduğunu gösterir.
. Önce kazazedeye kendinizi tanıtın ve ona yardım etmek için orada olduğunuzu belirtin.
. Ona gün içinde SCUBA cihazı kullanıp kullanmadığını veya basınçlı hava soluyup
solumadığını sorun
. Kazanın ne zaman ve nasıl olduğunu anlattırın
. Son dalışa ait derinliği ve dip zamanını öğrenin
. O gün daha önce dalış yapıp yapmadığını, eğer yapmışsa yüzey zamanının ne kadar
olduğunu sorun
. Yaşını, herhangi bir ilaca alerjisi olup olmadığını ve ilk bulguların ne zaman başladığının
öğrenin.
Kazazede bilincini kaybetmişse dalış hastalıklarına ait belirti ve bulguları gözleyin. Gerekiyorsa zaman
yitirmeden ilkyardım müdahalesine başlayın. Bir sağlık merkezi ile bağlantı kurun ve yardım isteyin.
·
YARDIM MI ? KURTARMA MI ?
Su altında veya üstünde veya kıyıda dikkat edeceğimiz unsur kazazedenin bilincinin yerinde olup
olmadığıdır. Eğer kazazedenin bilinci yerinde değilse yapılacak tek şey kurtarma çalışmasına biran
önce başlamaktır. Ancak bilinci yerindeyse kurtarma mı?, yoksa yardım mı ? edeceğimize karar
vermemiz gerekmektedir.
Bir dalıcı kazaya neden olabilecek unsurları önceden görebilmeli ve kurtarma gereğini uyarı ve
yardımlarla ortadan kaldırmalıdır.
Dalış kazalarının çoğu yüzeyde yada yüzeye yakın yerlerde oluşur. Yüzerlilikleri pozitif olduğu halde
güçlü palet vuran, kollarını ve bacaklarını köpek yüzüşü yapar gibi kullanan, kendini sudan sürekli
yükseltmeye çalışan birinin yardıma ihtiyacı var demektir. Fakat maskesini çekip atan, ağzındaki
regülatörü atan , kafa arkada ve çene yukarıda olacak şekilde hızlı ve kesik kesik soluyan birinin ise
acilen kurtarılmaya gereksinimi vardır. Kısaca bir dalıcının rahat olmadığını, huzursuz olduğunu
gösteren her türlü belirti incelenmelidir. ve yardım veya kurtarmanın gerekip gerekmediğine karar
verilmelidir.
Sualtında da durum farklı değildir. Hızlı soluyan , sürekli dik durumda duran, hızlı palet vuran dalıcı
sıkıntıda demektir. Palet vurmasına karşın sürekli batan bir dalıcının acilen yardıma gereksinimi vardır.
Maskesini sıyırıp, regülatörünü atan , hızla yüzeye fırlayan dalıcı olası bir akciğerde hava genişlemesi
durumuna girecektir ve yüzeye ulaşmadan kurtarılması gerekmektedir.
Kramp, sualtında bir şeye takılma ve SCUBA ekipmanının gevşemesi yardımı gerektiren durumlardır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
19
Zor durumdaki bir dalıcıya yardım ederken durumu daha da kötüleştirmemek gerekir. Yardım edecek
kişi ni heyecanlanması ve kazazedeye belli etmesi koşulları daha da güçleştirir.Gerilim altındaki
yardıma gereksinimi olan dalıcı böyle durumlarda sabırsızlaşır, gerginliği artar ve panik olabilir. Artık
yardımla üstesinden gelinebilecek sorun kurtarmayı gerektiren acil duruma dönüşmüştür.
·
DÜŞÜN, PLAN YAP, HAREKET ET
Kurtarma becerisi bir dalıcının kendisine ve başkalarına yardım edebilmesidir. Kurtarma becerisi
dalıcının kendisine olan güvenini arttırır, bu da acil durumlarla karşılaşıldığında önemli bir unsurdur.
Kurtarma becerisini 3 kısıma ayırabiliriz.
Hazırlık; bir dalıçının kurtarma becerilerinin gelişmesi için hem fiziksel hem de ruhsal olarak hazırlıklı
olması gereklidir. Fiziksel hazırlık; sağlık, kondisyon, dinlenme ve yeterli beslenme ile sağlanır. Ruhsal
bakımdan hazır olabilmek içinde; özgüven ve yapılacak dalışlarda başarılı olma duygusu gereklidir.
Dalış araçlarının hazırlanması da bu bölümde yer alır.
Engelleme; bir sorunla başa çıkmanın en iyi yolu o sorunun oluşmasına hiç izin vermemektir.
Bunun sağlanması için dalış gereçlerinin düzenli bakımı, dalış öncesinde gereçlerin kontrolü, dalış
arkadaşı sisteminin etkin kullanımı, olası sorunların önceden düşünülmesi, bir sorunu erkenden
anlayıp , güvenliği sağlamak için önlenmesi şarttır.
Hareket ; bütün alınan önlemlere karşın bir acil durum ortaya çıktığında dalıcının bilmek zorunda
olduğu bazı temel kurallar vardır. Zor durumla karşılaşıldığı zaman durup her şeyden önce normal bir
solunum temposu sağlanmalı ve düşünülmelidir. Daha sonra mevcut olan sorunun üstesinden gelecek
plan yapılır ve o planı uygulamak için eyleme geçilir.
Bu yaklaşım acil durum karşısında amaçsız ve kontrol dışı içgüdüsel tepkiden çok daha etkilidir.
·
KAZAZEDEYI KIYIYA VEYA TEKNEYE ÇIKARMA
Kıyıya yada tekneye kadar çekilen kazazedenin kıyıya veya tekneye alınması da önemli bir sorundur.
Kıyıya alınırken itfayeci yöntemi ya da sırtta taşıma yöntemi önerilir.
Kazazedeyi tekneye çıkarırken teknenin sallanmasından yararlanabiliriz. Kazazedenin tekneye
çıkartılacağı tarafın suya en yakın olduğu an çıkartma hamlesinin yapılacağı andır.
Eğer tekne yüksekse kazazede bir battaniye, örtü ve ip yardımı ile çıkartılır.
Alçak bir iskeleye çıkarken eğer yukarıda yardımcı yoksa kazazedenin ellerinide iskelenin üstünde
sabit tutarak önce kendiniz çıkın daha sonra da kazazedeyi çekin.
Yüksek bir iskeleye çıkarken kazazedeyi vücudunuza yatırabilir ve bir merdivenden yukarı
çıkarabilirsiniz. Bu teknikte dikkat edilmesi gereken nokta kazazedenin bir bacağı sizin bacak aranızda
olmasıdır.
Su üstüne çıkardığımız veya su üstünde ulaştığımız kazazedeye temel ilkyardım kurallarını
uygulamalıyız. Solunum yollarının açılması ve suni solunum gibi müdahaleleri suda da uygulayabiliriz.
Fakat kıyıda veya teknede başarılı olma şansımız daha fazladır. Bunu için kazazedeyi bir an önce
kıyıya veya tekneye çıkarmalıyız. Fakat kıyıya veya tekneye yüzerkende suni solunuma devam
etmeliyiz. Kazazedeye suni solunum yapmadan kıyıya çekmek büyük vakit kaybı olacaktır.
·
UYGULANACAK TEKNIKLER VE NEDENLERI
Suda suni solunumun temel ilkeleri karada yapılan suni solunumla aynıdır. Dikkat edilmesi gereken
nokta kazazedeye su yutturmamakdır.
Kazazedenin yüzerliliği sağlanmalıdır. Dalış iki kişilik bir gruptan oluşuyor ve suyun altında başka
kimse olamadığından emin isek ağırlık kemeri atılır. ve denge yeleği (BC) çıkartılarak suni solunum
sırasında kurtarıcı ile kazazede arasında engel olması önlenir.
Ağızdan ağıza solunum (sakin sularda tercih edilir.) Kazazede sırt üstü yatar durumda tutulur. Kurtarıcı
kazazedenin sağ tarafına yanaşır, sağ kolunu kazazedenin sağ koltuk altından geçirerek kazazedenin
ensesine destek yaparak solunum yolunu açar. Kurtarıcı sol eliyle kazazedenin burnunu tıkar ve
ağızdan ağıza solunumu gerçekleştirir.
Şnorkel yardımı ile suni solunum daha çok sürekli artı yüzerliliğin zor sağlandığı dalgalı denizde tercih
edilir. Kazazede sırt üstü yatay durumda tutulur,kurtarıcı kazazedenin arkasına geçer, şnorkel ağızlık
kısmı kazazedenin ağızına koyulur, kurtarıcının küçük parmağı kazazedenin alt çenesinin altına
koyulur. Yüzük ve orta parmak kazazedenin şnorkeli tutan ağzı üstüne baskı yaparak şnorkelin
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
20
konumunu sabitler, kurtarıcının nefes vermesi sırasında işaret ve başparmak kazazedenin burnunu
tutarak üflenen havanın dışarı kaçmasını önler. Hava verilmediği anlarda işaret ve başparmak
gevşetirir, bu şekilde kazazedenin almış olduğu havayı vermesi sağlanır.
Küçük maske ile solunumda ise suni solunum amacıyla üretilmiş maske kazazedenin ağzı ve burnunu
aynı anda kapatacak şekilde takılır, maskenin lastiği kazazedenin başının arkasına geçirilerek maske
sabitlenir. Maskenin ağızlık kısmında nefes üflenerek kazazedeye suni solunum yaptırılır. Nefes
üfleme sırasında kurtarıcı her iki elinin başparmağı ile maskenin üstüne bastırır aynı anda diğer dört
parmağı kazazedenin çenesini sıkıca tutar, böylece maskeden içeriye su girmesi önlenmiş olur.
SUNİ TENEFFÜS VE KALP MASAJI
a) Hastayı uyarmak için köprücük kemiğinden bastırarak salla ve sözlü bir şekilde de uyar! Cevap
gelmezse;
b) Nefes yollarını aç.
Çene itme yöntemi. Çeneyi iki elimizle tutarak yukarı doğru çekmek. Bu yöntemin sakıncası,
hastada boyun veya bel kemiği yaralanması varsa bütün omurgasını hareket ettireceğimizden kalıcı
hasara sebep olabiliriz. Bu yüzden çene kaldırma yöntemi daha iyidir.
Çene kaldırma yöntemi: Alın bölgesinden hafifçe bastırılarak çene olduğu yerde kaldırılır.
Böylece kafa ileri geri eksende hareket etmez. Sonra ağız hafif açılır.
c) Solunum Kontrolü: Yanak ağza yaklaştırılır. Gözle göğüs kafesi, kulakla nefes sesi, yanakla da nefes
ısısını kontrol et. Bu üç belirti de yoksa hasta nefes almıyor demektir. Solunum yok ise hemen 3 ila 5 adet
kurtarıcı (dolu ve yavaş) nefes ver. Elini hastanın alnına daya, parmaklarınla burun deliklerini kapat.
Hastanın ağzı hafifçe açık tutulur. Öbür elle de sızdırmazlığı sağlayacak şekilde hastanın ağzı tutulup 5
sn. uzunlukta derin ve yavaş nefes verilir. Göz ucuyla göğüs kafesi gözlenir. Göğüs şişiyorsa doğru
yapılıyor demektir; karın şişiyorsa, mide şişiyordur ve bu da nefes yollarının hala tıkalı olduğu anlamına
gelir. Bu durumda hemen durulur. Çünkü ani kusmaya neden olabilir ve suni teneffüs iğrenme gibi
nedenlerle zorlaşabilir veya nefes yollarının daha fazla tıkanmasına yol açabilir. Bu durumda kafa yana
yatırılmalıdır. Daha da kötüsü kusma olmaz ama mide şişik kalır ve diyaframa baskı yaptığı için üflense
de ciğerler şişirilemez. Dolayısıyla mide şişiyorsa suni solunum hemen bırakılmalı ve (b) maddesinde
anlatıldığı şekilde nefes yolları tekrar açılmaya çalışılmalıdır. Aynı şeyleri tekrarladıktan sonra nefes
yolları yine açılmamışsa, nefes yollarında sıvı veya katı ( kan, kusmuk, su, yosun, takma diş) ciddi bir
tıkanıklık var demektir.
Katı cisimlerle tıkanan nefes yolu 2 yolla açılabilir:
Heimlich Manevrası: (Basit şekliyle kişiyi öksürtmektir) Kişinin arkasına geçeriz (ayakta,
oturarak ya da yerde oturarak yapılabilir, ama en sağlıklısı ayakta yapmaktır) ve kollarımızla
hastanın kollarının altından onu kavrarız. Bir el yumruk yapılıp diğer elle yumruk tutulur ve ani bir
hareketle diyaframının altından yukarı doğru hızlı bir biçimde bastırılır. Böylece ciğerlerdeki hava
boşalmış olur ve ağızda ne varsa onları da dışarı atar. Baygın bir hastada bu işlemi yere oturarak
yapabiliriz. Ya da onu sırtüstü yatırıp ağzını yana çevirerek mide bölgesine ani basınçlar yaparak
uygulama yapabiliriz. Kazazede hamileyse kaburgaların alt yanlarından bastırılmalıdır. Bu
yöntem yeterli olmazsa;
Çene Süpürme Tekniği: Kişinin ağzına kalın bir tahta bir takoz konur. İki parmakla dil tutulur.
Orta parmakla dil ve gırtlak çengel hareketiyle süpürülür.
Eğer ağızda sıvı varsa kafa yan çevrilerek boşaltılabilir.
Ciğerde sıvı varsa, eğer ağırlığı müsaitse kişi ayaklarından tutup sallanır. Ya da kişi karnı
dizimize gelecek şekilde yatırılır ve üzerine abanarak midesindeki su boşaltılmaya çalışılır. Kişi çok
iriyse ve
sırtüstü yatıyorsa kişinin sağ veya sol ayağı yukarı kaldırılır ters eli kalçanın altına yerleştirilir.
Diğer tarafına geçip diz çökülür ve elinden kolundan dizinden tutarak kişi bir hamlede yan yatırılır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
21
Açıktaki el hastanın çenesinin altına nefes yollarını açacak şekilde yerleştirilir. Bu pozisyonda
ciğerden ağza kadar ki bütün boşluklar meyillidir. Sıvı ne varsa atılır.
Solunuma devam edilir. Solunum durmuşsa kalp de durur. Durmamışsa da 1 dk içinde
duracaktır. 4 dk içinde hastanın geri getirilmesi mümkündür. 1 dk içinde kalp atışı bozuluyor ve
duruyor.Normalde 4 dk içinde hafif beyin tahribatı olur. 10dk.ya kadar mutlak beyin tahribatı olur. Su
altında bu süreler daha uzundur ( 45-60 dk). Çünkü;
1)
Dalanlar genç insanlar. Oksijensizlik toleransı daha fazla.
2)
seferde
Sporcu olduğun için kanındaki oksijen taşıyan hemoglobinlerin miktarı fazla. Böylece bir
kan daha fazla oksijen alıyor.
3)
Soğuktan dolayı metabolizma yavaşlıyor ve oksijen ihtiyacı azalıyor.
4)
Derinde (örneğin 30-40 m.de 4-5 atm. Basınç altında) oksijenin de kısmi basıncı o oranda
yüksek
oluyor.Kanda yüzeye göre 4-5 misli daha fazla oksijen var ve beyin onun hepsini
kullanabiliyor.
Yüzeyde dört dakika ise derinde 20 dk. oluyor. Soğuk ve kondisyon faktörlerini ekleyince
dipteki
müdahale süresi yüzeyde 40-50 dk.ye çıkıyor.
Kalp durmuşsa solunuma devam etmenin pek bir anlamı yok. Kalp atışını sağlamak lazım ki kan
beyne pompalansın. Bu nedenle nabız kontrol edilerek kalbin çalışması kontrol edilir.
d)Nabız kontrolü: Bilekten zor duyulur. Şah damarından kontrol edilmelidir.(Gırtlağın orta noktasından
yana doğru iki parmak kayılır. Çift boğumlu bir kas grubu vardır. Şah damarı o kas grubunun
ortasındadır.) İkinci olarak kulak göğüs kafesine dayanıp kalp atışları dinleniyor. Nabız kontrol edilirken
orta ve işaret parmakları kullanılır. Çünkü baş parmaktan kendi nabız atışımızı duyabiliriz ve bu da bizi
yanıltır.
ASLA ÇALIŞAN BİR KALBE KALP MASAJI YAPILMAZ. Yaparsak kişiyi gerçekten öldürebiliriz.
Bir kişinin ölü olup olmadığına karar verme yetkimiz yoktur. Bu yetki sadece doktorlarda vardır.
Kalbin çalışmadığından çok eminsek kalp masajı yapıyoruz.
e)Kalp masajı. Kalp masajı, dışarıdan yapılan baskıyla kalbin pompalama işlemini mekanik olarak devam
ettirmesidir. İman tahtası ve arkadaki omurga arasında kalbi sıkıştırıp bırakarak kalbin vakumlama
yöntemiyle
kanı pompalamaya devam etmesi sağlanıyor. Kalp masajı ve suni teneffüs birlikte yapılmak zorundadır.
Sadece kalp masajı yapılırsa kandaki oksijen biter. Buna CPR (Cor Pulmonary Resisutation) denir. Kalp
masajı için kişiyi sert bir zemine sırtüstü yatırılır. Hastanın ayakları yerden 15-20 cm yukarda olursa,
kanın kalbe geri dönüşü yerçekimi nedeniyle daha kolay olacak ve kalp daha az yorulacaktır. Kişinin iman
tahtasının üçte biri oranında yukarısına elimize yerleştiriyoruz ve iman tahtasının alt ucuna elimizin
değmemesine ve uç kemiğin kırılmamasına dikkat ediyoruz. Vücut ağırlığımızla bastırıyoruz. Göğüs
kafesi 3-5 cm. çökmeli ki kalbe etki edilebilsin.(Şişman insanlarda 8 cm olabilir) Kalp masajı dakikada 80100 kere şeklinde bir hızla olmalıdır. Çocuklara tek elle yapılmalıdır. Bebeklere iki parmakla. Tek kişi isek
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
22
15 kalp masajı peşinden iki suni teneffüs yapmalıyız. Suni teneffüs yaparken nabız da kontrol edilmiş
olur. Sonra tekrar 15 kalp masajı. Eğer iki kişi isek 5 kalp masajı 1suni teneffüs yapılır. Yorulunca yer
değiştirilir. Solunum ve kalp kendiliğinden çalışana kadar veya doktor gelene kadar devam edilir.
HYDROBİYOLOJİ
Su altı canlılarını inceler.
Su altı canlıları zarar verme potansiyeline göre 4 grupta toplanırlar:
1.
2.
3.
4.
Sokucular
Deliciler ve kesiciler
Isırıcılar ve zehirliler
Şok ediciler
SOKUCULAR:
Genel olarak COLEANTERATES olarak adlandırılırlar. Nemotocyst denilen sokucu hücrelere
sahiptirler.
Hücrelere sürtününce ucu dışarı doğru çıkar ve sokar. Dışarı doğru çıkan bu sokucu uçlar
sürtünme alanına yani kurbanının boyutuna göre değişir.
Bütün deniz canlıları korunmak yada beslenmek için diğer canlıları paralize edip sonra da
sindirirler.
Bu türe örnek olarak; Deniz anası ve türleri, deniz şakayığı, ateş mercanları, süngerler, deniz
çıyanı ...vb. Süngerler deli ve akıllı süngerler olarak 2’ye ayrılırlar. Deli süngerler, koyu kahverengi,
ufak çaplı gözenekleri olan, üzeri hafif kaygan bir tabaka ile kaplı süngerlerdir. Temas edilirse daha
sonra kaşıntıya neden olurlar.
Portuguese man of war ‘da bu türlerdendir. Deniz anasına benzer, su üstünde olan kısmı
portekiz savaşçılarının miğferlerine benzer ve bunları yelken gibi kullanarak suda ilerlerler. Şeffaf
uzangaçları vardır. Bu uzangaçlardan bazıları diğerlerine nazaran çok daha uzundur. Tropik su
canlılarıdır.
Bu tip canlılarla temas edilmesi durumunda; hemen temiz su ile yıkanmalı ancak havlu ile
kurulanmamalıdır. Aksi taktirde zehirli hücreleri bulaştırmak mümkündür. Bir bıçağın sırtı ile temas
edilen bölgenin üzeri dışarı doğru süpürecek şekilde hafifçe kazınarak deride kalabilecek zehirli
hücreleri temizlemek gerekir. Daha sonra alkolle temizlenir ve üzerine antistaminik pomat sürülerek
doktora gidilir.
DELİCİLER VE KESİCİLER:
Delicilere örnek; deniz kestaneleridir. Deniz kestaneleri çok ince, sivri uçlu ve kırılgan
olduğundan deri içerisinde kalırlar. 2 – 3 hafta içinde vücuttan atılabilirler. Koni uçlu oldukları için,
batan bölgeye tercihen zeytinyağı sürülüp 15 – 20 dakika beklenirse kendiliğinden ucu dışarı çıkar ve
bir cımbız yardımıyla alınabilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
23
Kesicilerin en tehlikelisi ise mercan gruplarıdır. Jilet gibi keskin uçlara sahiptir. Sürtünme
anında ciddi kesikler oluşturabilirler. Su altında kan, kırmızı görülmediği için, su soğukluğundan ve
dalıştan alınan keyiften dolayı hissedilmeyebilir.Kesme esnasında mercanlar da kırılgan oldukları için
içeride parçacıklar kalıp enfeksiyona neden olabilir, Efervesan özellikli temizleyiciler ile temizlenmesi
gerekir.
İstiridyeler, midyeler, deniz salyangozlarının kabukları da kesicidir. Her ne kadar mercan
kesikleri kadar tehlikeli olmasalar da yine aynı şekilde temizlenmelidir.
Hem zehirleyici hem de kesici siyah / beyaz cone shell denilen deniz kabukları da tehlikelidir.
ISIRICILAR VE ZEHİRLEYİCİLER:
Zehirleyicilere örnek; Varsan, trakonya, lipsoz, iskorpit, vatoz verilebilir. Vatoz tek bazik zehire
sahip deniz canlısıdır. Vatozun zehrinin yanı sıra kuyruğunun mahmuzları da tehlikelidir.
Sokulmuş bölgeye buz ile soğuk kompres yapılır. Böylece kan dolaşımı duracak ve zehrin
yayılması engellenecektir. Aynı zamanda soğuk kompres acıyı da azaltacaktır. Sokulan bölge
kalpten aşağıda tutularak doktora yetiştirilmesi gerekir.
Zehirlenmelerde turnike yöntemi de kullanılabilir.
Isırıcılara örnek olarak; Barakudalar, mürenler, köpekbalıkları vs verebiliriz. Barakudalar, çene
yapıları kuvvetli. Çok hızlı, boyları 45 cm. den 2 m. ye kadar varabilen balıklardır. Genelde sürü
halinde dolaşırlar.
Mürenler de zarar verme potansiyeline sahiptir. Ancak kovuklarına yaklaşıldığında tehdit
edildiklerini zannettikleri ve yuvalarını korumak amacıyla saldırabilirler.
Köpekbalıklarının yaklaşık 340 civarında çeşidi vardır. İnsana saldıran cinsi 10 adedi geçmez.
Köpekbalıkları altı solungaca sahip ise canavar sınıfına girer. Genelde insana saldırmazlar.
Köpekbalıkları 3 şeye meraklıdırlar;
·
·
·
Balıkyağı kokusu
Kan kokusu
Amonyak kokusu
Bunların yanı sıra, yaralı ve yaşlı balıklar sürülerin dışında kalırlar ve de diğer balıklara yem
olurlar, bunların çıkardığı frekans, insanların panik halinde iken çıkardıkları frekans ile aynıdır.
ŞOK EDİCİLER:
Tek şok edici balık elektrik balığı yani voltaj balığıdır. Üzerlerinde elektrik kutupları vardır ve
insanı anında öldürebilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
24
2T3 HAVA SARFİYAT HESAPLARI
Hava sarfiyatımızı hesaplamanın önemini vurgulamaya gerek yoktur.Çünkü dalış sırasında ne
kadar hava harcayacağımızı ve bize gereken hava miktarını ancak bu yolla bulabiliriz.
Hava sarfiyatını hesaplarken bazı terimlerle karşılaşacağız bunların açıklaması aşağıdaki
gibidir.
Yüzey hava sarfiyatı(YHS) : Bu ortalama bir insanın deniz seviyesinde dakikada soluyacağı hava
miktarını ifade eder.Biz bu değeri 25 lt/dak olarak kabul edeceğiz.Bazı kaynaklarda bu 20 lt/dak
olarak alınır.Bu da doğrudur ancak biz daha emniyetli olması için 25 lt/dak kabul ediyoruz.
Rezerv Hava : Herhangi bir olağanüstü durum karşısında kullanabilmemiz için dalış sonunda
tüpümüzde bırakmamız gereken hava miktarı.Biz bu değeri 50 atm olarak alıyoruz.Ancak rezervli
tüplerde yay kuvveti 40 atm basınca kadar rezerv devresini tuttuğundan rezervli tüplerde bu değer 40
atm .dir.
Hava sarfiyatını hesaplarken aşağıdaki formülü kullanacağız.
Toplam Hava Sarfiyatı (THS) = Dip Hava Sarfiyatı (DHS)
+Çıkış Hava Sarfiyatı (ÇHS)
+ Deko Hava Sarfiyatı (DeHS)
Bunlar hesaplanırken iniş hava sarfiyatı ayrı da hesaplanabilir ancak biz daha emniyetli olması
için
DHS içinde hesaplayacağız.
Hava sarfiyatı hangi kademe için yapılırsa yapılsın kullanılacak formülün içeriği aynıdır
Port = YHS *Zaman
Port :Herhangi bir derinlik için ortam basıncını ifade eder ve aşağıdaki formülle kolayca
bulunur.
Port = ( d/10)+1
d harfi burada ortam basıncı bulunması istenen derinliği
sembolize eder.
Ayrıca dikkat etmemiz gereken bir diğer husus ta çıkış hava sarfiyatını (ÇHS) hesaplarken
maksimum derinliğimizin yarısı derinlik olarak baz alınır.
Şimdi hem Bühlmann/Hahn hem de Hahn tabloları için birer örnek problem çözelim
Problem
:
18 lt hacimli tüpümüz 200 atm basınçla doldurulmuştur.İlk dalışımız 31 m’ye 20 dakika olarak
planlıyoruz.İki saatlik yüzey zamanından sonra ikinci dalışımızı 20 m’ye 30 dakika olarak yapabilir
miyiz? Bu örnek için Bühlmann/Hahn tablosunu kullanacağız.
İlk dalış için,
a) Dip süresi ne kadardır.?
b) İlk dalışta deko süresi var mıdır?Varsa kaç metrede kaç dakika olacaktır?
c) Mükerrer grup harfi nedir?
d) Çıkış süresine kadardır?
e) Toplam harcanacak hava ne kadardır?Bu dalışı ,bu tüple yapabilir miyiz?
f) Her iki dalış ,dalış profilini çiziniz.
a)
b)
c)
d)
Dip zamanı 20 dakikadır.
İlk dalışta deko vardır.3 metrede 3 dakika deko duraklaması vermektedir tablo.
İlk dalış sonunda MGH = E
Çıkış süresini hesaplarken tablonun tavsiye ettiği maksimum çıkış hızı esas alınır.
Bühlmann/Hahn
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
25
tablosunun tavsiye ettiği çıkış hızı 10 m/dak olduğuna göre 31 metreden 10 m/dak hızla 3.1
dakikada
çıkarız.3 dakika da deko duraklamasını ilave edersek toplam çıkış zamanımız 6.1 dakikadır.
e)
Toplam hava sarfiyatımız
Dip Hava Sarfiyatı =Port * YHS * Zaman
Port = ( 31/10 )+1 = 4,1 atm
YHS = 25 lt/dak
Zaman = Dip zamanı =20 dak
DHS = 4,1 * 25 * 20 = 2050 lt
Çıkış Hava Sarfiyatı = Port *YHS *Zaman
Port = (31/2/10)+1 =2,55 atm
YHS = 25 lt/dak
Çıkış Zamanı = 31/10 =3,1
dak
ÇHS = 2,55 * 25 * 3,1 = 197,62 lt
Deko Hava Sarfiyatı = Port * YHS* Zaman
3
Port = (-------)+1 = 1.3 atm
10
DeHS = 1,3 * 25 * 3 =
THS =ÇHS +DHS+DeHS
YHS =25 lt/dak
Deko Zamanı = 3 dak
97.5lt
= 197.62 +2050+97.5
= 2345.12 lt
Tüpteki toplam hava = 200atm * 18 lt =3600 lt
Rezerv hava basıncımız 50atm olduğundan dalışta kullanabileceğimiz hava
= (200-50) atm * 18 lt = 150 * 18
= 2700 lt
olduğundan bu dalışa bu tüp yeterlidir.
İlk dalışımızdan sonra 20 m’ye 30 dakikalık bir dalış yapamayız çünkü dekompresyon durağı
gerekmektedir.Ancak tabloya göre 20 m’ye 25dak’lık bir dalış yapabiliriz.İlk dalışımız sonunda
mükerrer grup harfi E olacaktır.İki saatlik yüzey zamanı için 12 dakikalık dip zamanına eklenecek süre
çıkacaktır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
26
Problem :
200 atm basınçla doldurulmuş 18 lt’lik bir tüp ile 20 m’ye 30 dakikalık bir dalış bir dalış
yapacağız.180 dakika sonra 15 m’ye 20 dakikalık bir dalış daha yapmak istiyoruz. İlk dalış için hava
hesaplarını yapıp,her iki dalışın dalış profilini çiziniz.
Hesaplarımızı Hahn 0-700 m tablosuna göre yapacağız. İlk dalışta dip zamanımız 30
dakikadır.Buna göre bu dalış sonunda MGH E olacaktır.
Çıkış zamanımız 2 dakikadır.Bu dalışta deko duraklaması yapmamıza gerek yoktur.
THS= DHS +ÇHS
DHS= Port * YHS * Zaman =3 * 25 *30 = 2250 lt
ÇHS= Port * YHS * Zaman = 2 * 25 * 2 = 100 lt
THS = 2250+ 100 =2350 lt
Tüpteki Hava = Tüp Hacmi * Tüpteki Basınç =18 * 200 = 3600 lt
= 50 atm
Rezerv Basıncı
Kullanabileceğimiz Hava =(Tüp Basıncı –Rezerv Basıncı) * Tüp Hacmi
= (200-50) * 18 =150* 18 = 2700 lt olduğundan tüpümüz ilk dalış için
yeterlidir
MGH = E. 180 dakika yüzey fasılasından sonra 15m’ye yapacağımız dalış için dip zamanına
eklenecek süre 10 dakikadır.20 dakika dip zamanına 10 dakika süreyi de eklediğimizde dip
zamanımız toplam 30 dakika olacaktır.Dalış tablosuna baktığımız zaman 15 m için sıfır dekolu bir
dalış
olduğunu görürüz ki bu da bu dalışı yapabileceğimiz gösterir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
27
2T4
NİTROJEN EMİLİMİ
GAZLARIN SIVILARDA ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ, HAVANIN DOKULARDA
ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ
Bilindiği gibi Henry kanunu uyarınca gazlar kısmi basınçlarıyla orantılı olarak sıvılarda
çözünürler. Bu çözünürlüğe yalnızca gazın basıncı etki etmez. Gazın cinsi, sıvının cinsi, çözünürlük
katsayısı, ortam sıcaklığı ve zaman da etkilidir. Bazı gazlar bazı sıvılarda daha hızlı çözünür. Ortam
sıcaklığı ne kadar azsa çözünme de o oranda fazladır.
İnsan dokuları bir sıvı olarak düşünülebilir. Solunum havasında bulunan nitrojen, oksijen ve
diğer gazlar dokularda Henry kanunu uyarınca çözünürler. Çözünmeyi etkileyen faktörler solunum
havasının basıncı yani dalınan derinlik ile çözünme süresi yani dipte kalınan süredir. Havayı oluşturan
gazlardan oksijen vücutta kullanılır ve kısmi basıncı çok arttığında Oksijen Zehirlenmesi oluşturur.
Nitrojenin kısmi basıncının artışı ise Nitrojen Narkozuna neden olur. Ayrıca Dekompresyon Hastalığı
da nitrojen çözünmesi ile ilgili bir hastalıktır.
GAZLARIN ZEHİRLEYİCİ ETKİLERİ
Normal atmosferik basınç altında zararlı etkileri olmayan bazı gazlar dalış sırasında yani kısmi
basınçları arttığında tehlike oluşturabilirler. Bunlara en iyi örnek nitrojenin narkotik etkisidir. Benzer
biçimde oksijen de normal basınçlarda zararsız iken kısmi basıncı arttığında oksijen zehirlenmesi
oluşturur.
Ayrıca bazı gazların zehirleyici etkisi derinlikle artar. Örneğin Karbonmonoksit (CO) zehirli bir
gazdır. Ancak dalış sırasında artan ortam basıncıyla birlikte, solunan havadaki kısmi basıncı da
artacağından, bu etki çok daha şiddetli olur.
NİTROJEN EMİLİMİNİN ETKİLERİ, NARKOZ
Dalış sırasında solunum havasında artan nitrojenin kısmi basıncı bir sualtı hastalığına yol açar.
Azot zehirlenmesi, derinlik sarhoşluğu, dip sarhoşluğu, narkoz gibi isimler alan bu hastalık nitrojen
narkozu olarak adlandırılmaktadır.
Nitrojen normal atmosferik basınçta narkotik özelliğe sahip değildir. Ancak 4 ATA (30 metre)
derinlikten başlayarak derinlikle artan etkiler gösterir. Bazı kişilerde narkotik etki belirli belirsiz düzeyde
olmak şartıyla 30 metreden daha sığ derinliklerde bile başlayabilir. Etkiler ilk metrelerde alkol alımına
benzer. Daha fazla derinlikte halusinasyon yaratan ilaçların etkileri, dalınmaya devam edildiğinde ise
gerçek anlamda narkotik etki ortaya çıkar. Nitrojen narkozunu çok ağır sarhoşluk olarak düşünmemek
gerekir. Kişi kendini normal hissettiği anlarda bile el becerisi, hesaplama, yazı yazma gibi yüksek
düzeydeki beyinsel işlevleri bozulabilir. Bu durum sualtında hızlı karar verme ve uygulama yeteneğini
ortadan kaldırır. Günümüzde hava ile yapılan sportif dalışların 30 metre ile sınırlanması nitrojenin bu
etkisi nedeniyledir.
Nitrojen narkozu kişiden kişiye ve aynı kişide günden güne değişen etkilere sahiptir. Ortaya
çıkan narkoz belirtileri sığ derinliklere yükselmekle hemen ortadan kalkar. Korunmanın en uygun yolu
SCUBA dalışları için belirlenen dalış sınırlarının altına kesinlikle dalmamaktır.
DEKOMPRESYON HASTALIĞI, HAFİF TÜR-AĞIR TÜR
Solunum havasında bulunan nitrojen gazı vücudumuzun dokularında Henry Kanunu uyarınca
çözünmüş durumdadır. Deniz yüzeyinde 1 ATA'lık basınçta havanın %79'u nitrojen olduğuna göre
nitrojenin kısmi basıncı da 0.79 ATA'dır. Uzun yıllar 0.79 ATA'lık bu nitrojen kısmi basıncı altında
yaşayan insanlarda dokularda da 0.79 ATA'lık nitrojen çözünmüş durumdadır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
28
Dalışa geçen bir insanın 10 metreye indiğini farz edildiğinde; 10 metrede solunum havası 2
ATA basınçtadır. Bu derinlikte nitrojenin kısmi basıncı ise 1.6 ATA'dır. Oysa dokularda henüz 0.79
ATA'lık nitrojen bulunmaktadır. Bu farktan dolayı nitrojen dokulara geçmeye başlar. Solunumla alınan
nitrojen önce akciğerlere ulaşır, burada kana karışır ve dolaşım sistemi yoluyla dokulara taşınır. Bu
işlem zamana bağımlı bir süreçtir. Kısa süre bu derinlikte kalınırsa dokulara az miktarda nitrojen
geçebilir. Ancak yeterli zaman tanınırsa dokular nitrojene doyar (satürasyon). Yani dokularda da 1.6
ATA nitrojen çözünür. (nitrojen sıvı hale geçmez!). Dalıcı işte tam bu anda yüzeye gelirse solunum
havasında 0.79 ATA'lık nitrojen varken dokularında 1.6 ATA nitrojen bulunmaktadır. Böylece dalıcının
dokuları nitrojen ile aşırı doymuş durumdadır (süpersatürasyon). Bu nitrojen dokulara ne şekilde
taşınmışsa aynı yolla dışarı atılacaktır. Önce hücrelerden ve dokulardan kana geçecek, sonra dolaşım
yoluyla akciğerlere taşınacak ve en sonunda da dış atmosfere atılacaktır. Ancak bazı hallerde derin ve
uzun süreli dalışlarda, çıkış da kısa sürede tamamlanırsa dokularda dışarıya göre o kadar çok nitrojen
bulunur ki bu nitrojen solunum yoluyla dışarıya atılmadan vücut içinde serbest kabarcık haline geçer.
Bu kabarcıklar vücudun her bölgesinde oluşabilir. Hücre içinde oluşanlar hücreleri parçalar, hücre
dışında olanlar dokuları sıkıştırır ve damar içinde olanlar da damarları tıkarlar. Damar içindeki bu
kabarcıklar yabancı cisim olduklarından kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücre ve proteinler bunlara
yapışarak pıhtılaşma reaksiyonu başlatırlar. Bir süre sonra gerçek bir pıhtı ve tıkaç oluşur.
Nitrojen tüm dokularda çözündüğü için bu kabarcıklar hemen her sisteme ait hasar
oluşturabilirler. Hangi dokunun hücreleri zarar gördüyse veya nereye ait damar tıkandıysa o sisteme
ait bozukluk ve belirtiler ortaya çıkar.
Ancak bilindiği gibi çözünme, çözünme katsayısına, yani çözünen gaz ile sıvı ortamın cinsine
de bağlıdır. Nitrojen yağlarda sıvılara oranla 5 kat daha hızlı çözünür. Bu nedenle merkezi sinir sistemi
gibi yağlı dokuların, örneğin beyin ve omuriliğin daha fazla nitrojen içermesi beklenir.
Ayrıca çözünen nitrojenin dokulara taşınabilmesi ve atılması da dolaşım hızının belirlediği
zaman faktörüne bağlıdır. Örneğin her ikisi de yağlı doku olmasına rağmen beyin toplardamar
dolaşımı omurilik dolaşımından daha iyi olduğundan beyinden nitrojen daha hızlı atılabilir. Gerçekten
de dekompresyon hastalığı omuriliği özellikle de sırt bölgesini daha sık tutar.
Dekompresyon hastalığı belirti ve bulgularına göre iki sınıfa ayrılır:
Hafif tip Dekompresyon Hastalığı (Tip I Dekompresyon Hastalığı, Bends): Yalnızca deri ve/veya
kas-iskelet sistemini tutan tiptir. Genellikle deride yama tarzında kızarıklık, morarma ve kaşınma ile seyreder.
Eklemleri tuttuğunda omuz ve kalça eklemi gibi büyük eklemlerde ağrı ve hareket kısıtlılığı ortaya çıkar. Bu ağrı
şiddetli olabileceği gibi yalnızca eklemin varlığını hissetmek kadar hafif de olabilir. Genellikle dalışta yapılmış
ters bir hareketin yol açtığı eklem ağrısı zannedilir. Ağrı kesicilere iyi yanıt vermez. Disbarik osteonekroz adı
verilen kemik ölümü ile yakın ilişkisi bulunmaktadır. Her an ağır tip dekompresyon hastalığına çevirebilir.
Ağır tip Dekompresyon Hastalığı (Tip II Dekompresyon Hastalığı): Hafif tip dekompresyon hastalığı
ile beraber veya ayrı olarak ortaya çıkabilir. Vücuttaki sistemlerin tümünü ilgilendirebilir. Merkezi sinir sistemi,
solunum sistemi, iç kulak tutulması sık görülür. Ancak sindirim sistemi, boşaltım sistemi gibi diğer sistemleri de
tutulabilir. Kollarda ve bacaklarda duyu kaybı, güç kaybı, denge kaybı, işitme kaybı, kulak çınlaması, görme
bozukluğu, yürüyememe, idrar ve dışkı yapamama, duyularda bozukluklar belli başlı belirtilerdir. Solunum
sisteminin tutulması en ağır formdur. Soluma güçlüğü, hava açlığı ile durum ciddileşebilir. Dalış sonrası sigara
içmek gibi yanlış uygulamalar nedeniyle durum ağırlaşabilir. Dekompresyon hastalığı şüphesinde sigara
kesinlikle içilmemelidir. Böyle bir şüphe bulunmasa bile dalış sonrası sigara içimi dekompresyon hastalığı
oluşumunu tetikleyebilir. Her iki tip dekompresyon hastalığının da sıklıkla ortaya çıkışı dalışın son metreleri ile
yüzeyde geçen ilk 1 saattir. Ancak belirtilerin ilk kez ortaya çıkışı dalıştan sonraki ilk 24 saate kadar uzayabilir.
DEKOMPRESYON HASTALIĞI İLK YARDIM VE TEDAVİSİ
Her iki tür dekompresyon hastalığının ve akciğer çıkış barotravmasına bağlı hava embolisinin
tedavileri aynıdır. Tedavi başlıca üç başlıkta incelenir:
Medikal tedavi (ilaçla tedavi):
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
29
% 100 oksijen: Tedavide en önemli girişim hastaya %100 oksijen solutmaktır. Ağız ve burunu tamamen
kapatacak, dışarıdan hava girmesine engel olacak, oksijen tüketimini en aza indirmek için öncelikle istem valfli
(demand valve) bir oksijen devresi seçilmelidir. Serbest akışlı sistemler tekne ya da dalış merkezindeki kısıtlı
miktardaki oksijenin çok çabuk tükenmesine yol açabilir. Ayrıca kenarları delikli maskeler ya da yalnızca buruna
yerleştirilen kateterlerle %100 oksijen sağlamak olanaksızdır. Oksijen tedavisi basınç odasına ulaşana kadar
sürdürülmelidir. Uzun süreli transferlerde her 25 dakikalık oksijen solunumunun ardından 5 dakikalık hava
molalarının verilmesi uygundur.
Damar içi sıvı: Dekompresyon hastalığı sırasında bozulmuş dolaşımı düzenlemek için damar içine
serum uygulanmalıdır. En yakın sağlık kurumuna ulaşıldığında buradaki doktor onayı ile öncelikle
Rheomakrodeks bunun bulunmadığı durumlarda ringer laktat hatta izotonik solüsyonlarla damar içi sıvı tedavisi
uygulanmalıdır. Sıvılar ilk 1 saat içinde 500 ml, sonraki 4-6 saat içinde ise ikinci 500 ml gidecek şekilde
ayarlanmalıdır.
Aspirin: Damar içi pıhtı oluşumunu engellemek için kullanılır. Bilinci yerinde hastalara günde iki kez
bebek aspirini ya da sabah akşam yarım normal aspirin verilebilir.
Kortikosteroid: Antiödem etki için kullanılırlar. En uygun seçenek deksametazon'dur. İlk doz 1 ampul
(8 mg) damar içine, sonraki dozlar ise yarım ampul (4 mg) 6 saat ara ile kas içine uygulanır. Steroid uygulanması
doktor onayı ile başka bir sakınca bulunmadığı durumda yapılabilir. Dalıştan önce uygulanmasının
dekompresyon hastalığından koruyucu etkisi yoktur.
Transfer için yola çıkılmadan önce hastanın idrarını yapıp yapamadığı saptanmalıdır. Böylesi
bir durumun bulunması halinde bir doktor tarafından idrar sondası uygulanması gerekir. Benzer
biçimde doktor tarafından gerekli görülmesi halinde antibiyotik, B vitamini uygulanabilir.
Rekompresyon tedavisi (Basınç tedavisi): Bu deyimle hastanın basınç odası içinde tedavisi anlaşılır.
Tedavide hava ile, oksijen ile ya da karışım gaz ile değişik tablolar uygulanır. Ülkemizde olası bir dekompresyon
hastalığı durumunda başvurulması gereken merkezler ve adresleri bu konunun sonunda yer almaktadır.
Halk arasında "aksuna" adıyla bilinen su içi rekompresyon tedavisi kesinlikle
uygulanmamalıdır. Yetersiz ve yanlış tedavi hastanın durumunu ağırlaştırır ve yaşamına malolabilir.
Rehabilitasyon tedavisi: Hastanın kas gücünü ve koordinasyonunu eski haline getirmek için yapılan
tedavidir. Rekompresyon tedavisiyle beraber uygulanır.
Hasta transferi: Hastanın ilk aşamada bir sağlık merkezi, daha sonra basınç odası merkezine yollanması
sırasında alınacak önlemler çok önemlidir. İlk sağlık kurumuna gidene kadar mutlaka %100 oksijen
solutulmalıdır. Ayrıca basınç odası merkezleri ile telefonla bağlantı kurulmalı ve oradan alınacak direktifler
doğrultusunda hareket edilmelidir. Transferde zaman çok önemlidir. İlk üç saat içinde basınç odasına girenlerde
kalıntı çok az, ilk 6 saat içinde girenlerde ilk tedaviden sonra % 50 oranındadır.
Transfer sırasında alçak uçuş yapabilen bir helikopter veya kabin içi basıncı ayarlı bir uçak en
uygunudur. Uçağın pilotuna durum bildirilerek kabin içi basıncı 1600 feet, en fazla 2300 feet'te tutması
istenmelidir. Uçak içindeki acil durum oksijeni kullanılabilir. İlaçla tedavi yolculuk süresince de
sürdürülmelidir. Transfer sırasında araç ayarlanması, tedavinin sürdürülmesi, basınç odası merkezinin
hazır olması için uyarılması soğukkanlı ve düzenli bir organizasyon gerektirir. Hastalık ne kadar geç
tanınırsa tanınsın basınç odasına başvurulmalıdır.
DEKOMPRESYON HASTALIĞINDAN KORUNMA
Dekompresyon hastalığından korunmanın en kolay yolu dekompresyon tablo ve kurallarına
uymaktır. Sportif amaçlı dalışlarda dekompresyonlu dalışlar yapılmayacağından başka bir deyimle 0
deko sınırları içinde dalışlar yapıldığından dalış başka bir nedenden dolayı acilen bitirilse bile
dekompresyon hastalığı görülme riski azdır. Ancak seyrek olmakla birlikte dekompresyon
gerektirmeyen dalışlarda da dekompresyon hastalığı görülebileceği unutulmamalıdır.
Dekompresyon hastalığı gelişimini kolaylaştıran bazı faktörlerin iyi bilinmesi önemlidir. Yaş,
şişmanlık, kalp hastalıkları, dolaşım bozuklukları vb. bazı bireysel fiziksel farklılıklar konunun uzmanı
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
30
bir Deniz ve Sualtı Hekimi tarafından dalışa başlamadan önce değerlendirilmelidir. Dalış sırasında ve
sonrasında aşırı efor hastalık gelişimini kolaylaştırır. Bu bağlamda akıntılı, soğuk sularda yapılan
dalışlarda dekompresyon hastalığı riski artacaktır. Dalış öncesi alkol alımı, dalış sonrasında sigara
içme, yorgunluk durumunda da dekompresyon hastalığı riski yükselecektir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
31
2T5 DERİN DALIŞ
Bir yıldız dalıcı diplomanızı aldığınız günden bu yana sizler en fazla 18 metreye kadar olan
derinliklerde gerek tecrübelerinizi artırmak gerekse sualtının kültürel ve tabii zenginliklerini
gözlemlemek amacıyla bir çok sportif dalış gerçekleştirdiniz. Ancak sizden daha tecrübeli dalıcıların 30
metreye kadar olan derinliklere dalışlar yaptığını ve hatta eğitim amacıyla ve eğitmenleri nezaretinde
42 metreye kadar olan derinliklere de daldıklarını gördünüz.
Her ne kadar dalışa başladığınız ilk günlerden bu yana sizlere derinliğin hiçbir zaman dalışta
bir amaç olmaması gerektiği önemle vurgulanmış olsa da bazı durumlarda 18 metreden daha derinlere
de dalış planlamak zorunda kalınabilmektedir. Örneğin bir batığı gözlemlemek , bir mercan oluşumunu
fotoğraflamak , bir arama ve kurtarma çalışması yapmak ve benzeri sebeplerle nispeten derin sulara
dalışlar planlanabilmektedir.
Sualtı faaliyetleri basit bir takım emniyet kurallarına uyulması şartıyla son derece güvenli ve
risksiz faaliyetlerdir. Ancak her sportif faaliyetlerde olduğu gibi limitler zorlandığında dalış sporu da
belirli riskler içermeye başlar. Özellikle 18 metre ile 42 metre arasındaki derin dalış olarak
tanımladığımız dalışları planlarken , dalış esnasında ve dalıştan sonra özellikle alınması gereken bazı
ek tedbirler mevcuttur.
Biz bu dersimizde derin dalışı sığ dalıştan ayıran sığ dalıştan ayıran bazı faktörlerden
bahsetmek istiyoruz . Dersin sonunda da sığ bir dalışa nazaran alınması gereken ekstra güvenlik
tedbirleri anlatılacaktır.
Azot Narkozu :
Bilindiği gibi sportif dalıcılar dalış tüplerinde bulunan “basınçlı havayı” solumaktadırlar. Solunan
hava yaklaşık olarak %79 oranında azot ( Nitrojen ) ve %21 oranında oksijen ihtiva etmektedir. Bu
oranlardaki azot ve oksijen karışımı hayatımızı geçirmekte olduğumuz doğal ortamımızda yani deniz
seviyesindeki 1 atmosferlik basınç altında ya da nispeten daha yüksek ve tolere edilebilir irtifalarda
solunduğunda vücudumuzun işleyişi anlamında herhangi bir problem yaratmamaktadır. Ancak
derinliklere inildikçe artan dış basıncı dengeleyebilmek amacıyla regülatörümüzden aldığımız havanın
basıncı da artmaktadır. Dolayısıyla solunan hava içerisinde azot gazının “kısmi basıncı “ da
artmaktadır.
Yüksek kısmi basınç altında solunan azot gazının , vücudumuzdaki sinir hücrelerimiz
üzerinde negatif etkileri olduğu bilinmektedir. Biz buna azot narkozu yada derinlik sarhoşluğu diyoruz.
Azot narkozu her derinlikte değişik semptomlar gösterebilir. Örneğin 30-40 metre arasında
gerçekleştirilen dalışlar da bir takım konsantrasyon eksiklikleri ve algılama güçlükleri yaşanırken,
emniyet kuralları ihlal edilerek daha derinlere inildiğinde, sersemlik , şuur kaybı ve benzeri daha ciddi
semptomlar da görülmektedir. Azot narkozuna mani olabilmek için dalışlarımızı 30 metrenin altına
planlamamak dalış öncesi dinlenmiş olmak ve alkol ile uyuşturucu maddelerin tesiri altında olmamak
gerekmektedir.
Bütün tedbirlerin alınmasına rağmen derin dalış esnasında azot narkozu semptomları
görüldüğünde tesirler geçene kadar yukarıya yükselmek yeterlidir. Ancak azot narkozu semptomları
görüldüğü halde bu tesirleri önemsemeyerek mevcut derinliği korumak veya daha derine inmek başa
çıkılamaz ilave semptomların oluşmasına yol açarak dalışı emniyetsiz hale getirir.
Oksijen Zehirlenmesi
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
32
Azot narkozundan bahsederken , sportif dalıcıların basınçlı “ hava “ soluduklarını havanın
yaklaşık % 79 azot ve % 21 oksijen gazlarından oluşmuş olduğunu, derinlere inildikçe artan basıncın
etkisiyle soluduğumuz havanın içerisindeki azot ve oksijenin de kısmi basınçlarının arttığını
anlatmıştık. Nasıl ki yüksek basınçlı azot bir takım narkotik tesirler göstermekteyse oksijen gazı da
artan kısmi basıncı sebebiyle zehirlenme semptomları görülmesine yol açabilmektedir.
Oksijen zehirlenmesi havayla yapılan dalışlarda dalış derinliğine ve o derinlikte geçirilen
süreye bağlı olarak semptomlar göstermektedir.
Oksijen zehirlenmesi semptomları el ve ayak parmaklarının sızlaması, görme bozukluğu , kaş
seğirmesi , dudak seğirmesi, yorgunluk ve uyku hali ve nefes almada zorluk şeklindedir. Oksijen
zehirlenmesi semptomlarından korunmak için kesinlikle kapsamlı bir eğitim almadan saf oksijen
kullanan donanımlarla dalmamak gerektiği gibi aynı zamanda da sportif dalış limitleri dışındaki
derinliklere dalış planlanmaması , müsaade edilen maksimum dip zamanlarının aşılmaması
gerekmektedir.
Dekompresyon Hastalığı ( Vurgun )
Hepimiz artan basıncın etkisiyle gazların sıvılar içerisinde erime oranlarının yükseldiğini bilmekteyiz.
Gazlı bir meşrubat şişesini kapağı kapalı iken seyrettiğinizde sıvı içerisindeki erimiş durumdaki gazı fark etmek
olanaksızdır. Ancak şişenin kapağı açıldığında sıvının içerisindeki erimiş gazın tekrardan orjinal formuna
dönüştüğünü ve şişede köpürmeye yol açtığını görürsünüz. Bu örnekten yola çıkarak inilen derinliğe ve o
derinlikte kalınan süreye bağlı olarak bir miktar azot gazının kanımızda eriyerek likit halde dolaşım sisteminde
bulunacağı bir gerçektir. Ancak satiha yükselmeye başladığınızda söz konusu azot gazı azalan basınçtan dolayı
tekrar gaz haline dönüşmeye çalışacaktır. İşte bu sebeple yükselmelerimiz esnasında vücudumuzdaki azotun
solunum yoluyla vücudumuzdan sağlıklı bir şekilde atılmasına imkan verebilmek amacıyla dakikada 10 metre
yükselme hızını aşmamak gerekmektedir.
Bir yıldız dalıcı kursunda da gördüğümüz gibi inilen her derinlikte kalınabilecek maksimum
sürelerin ne kadar olabileceğine dair ve bu süreler kazara aşılırsa kanda biriken fazla azotun
atılabilmesi için hangi duraklarda ne kadar beklemeler yapmamız gerektiğini anlatan dekompresyon
cetvelleri mevcuttur.
Özetle, dekompresyon hastalığına maruz kalmamak için iki kurala muhakkak uymak
gerekmektedir. Bunlardan birincisi dalışlarımızı kesinlikle dekompresyonsuz olarak yapmanız, ikincisi
ise dekompresyon cetvellerinde inilen dalış derinliği için müsaade edilen maksimum dip süresi aşılırsa
yukarıya çıkarken cetvelde gösterilen bekleme duraklarında (dekompresyon durağı) belirtilen süreler
kadar bekleme mecburiyetidir. Her iki koşulda da yükselme sürati kesinlikle dakikada 10 metre hızını
geçmemelidir.
Eğer bu güvenlik kurallarına uyulursa bir dalıcının dekompresyon hastalığı ( vurgun ) riski
taşımadığı söylenebilir. Ancak her ne kadar dekompresyon cetvelinde belirtilen limitler emniyet payları
da bırakılarak hesaplanmış olsa da dalıcının yaşı, vücut yağ oranı, kondisyonu , sigara kullanımı ,
kullandığı ilaçlar ve benzeri faktörler dekompresyon hastalığı riskini artırdığından tam limitlerde dalışlar
planlamak sakıncalı görülmektedir. Örneğin ; 42 metrede müsaade edilen maksimum dip zamanı 7
dakika olmakla birlikte böyle bir dalışta maksimum 6 dakika dip zamanı uygulamak ve her ne kadar
dekompresyonsuz bir dalış olsa da çıkış tamamlanmadan evvel 3 metrede birkaç dakikalık bir emniyet
duraklaması yapmak yukarıda sayılan faktörlerden kaynaklanması muhtemel bazı riskleri ortadan
kaldırmaya yardımcı olacaktır.
Dekompresyon hastalığı semptomları vücutta uyuşmalar , kaşıntılar, eklemlerde ağrılar ,
hissizlik ve benzeri şekillerde ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda kişinin derhal uygun ilk yardım
gerçekleştirecekken yakın basınç odasına ulaştırılması gerekmektedir.
Hava Tüketim Hızı
1.- Derinlik : Sağlıklı bir kişinin bir dakikada yaklaşık olarak 12 kez nefes aldığını ve
yine bir dakikada yaklaşık olarak 25 litre havayı ciğerlerine alarak geri verdiğini ( tükettiğini ) söylemek
mümkündür . Peki aynı kişi aynı karadaki ortamında olduğu gibi soluk alıp verseydi ne kadar hava
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
33
harcamış olurdu ? 10 metre derinlikte dış ortam basıncı 2 atm olduğuna göre ve regülatörümüzde bize
bu basınca eşit basınçta hava vermek durumunda olduğuna göre, ciğerime çektiğim her nefes
normalin iki katı kadar basınçlı olduğundan normal hacminin iki katı kadar da hava miktarı ihtiva
edecektir. Daha basit bir anlatımla sıfır metre derinlikte dakikada 25 litre hava tüketen bir insan :
10 metre derinlikte dakikada 2 x 25 lt= 50 lt
20 metre derinlikte dakikada 3 x 25 lt= 75 lt ,
30 metre derinlikte dakikada 4 x 25 lt= 100 lt
40 metre derinlikte dakikada 5 x 25 lt= 125 lt
hava tüketecektir.
Görüldüğü gibi derinlere inildikçe hava tüketimimiz hızla artmaktadır. Bunun
sebebi artan dış basıncı yenebilmek için regülatörümüzün daha yüksek basınçlı
hava sağlamasından kaynaklanmaktadır.
2.- Solunum Sürati : Hepimizin bildiği gibi bir kişinin doğal ortamında sakin ve
dinlenmiş pozisyonda iken tükettiği hava miktarı ile alışık olmadığı bir ortamda
heyecanlı ve yorgun iken tüketeceği hava miktarı aynı değildir. Aynı şekilde
su altında gereğinden fazla efor sarf eden, endişeli ve yorgun bir dalgıcın
normal bir soluk sayısına ve dolayısıyla normal bir hava tüketimine sahip
olması beklenemez. Bu sebeple, özellikle “derin” dalışlarda dalıcının
vücuduna uygun olan dalış donanımları ile tüm streslerden uzak, dinlenmiş ve
kalp atışlarıyla soluk alıp verişi normal dilimler içerisindeyken dalışa
başlaması ve dalış esnasında herhangi bir acil durum ile karşılaştığında dur,
düşün, uygula prensibi ile hareket ederek soluk alıp verişini kontrol altında
tutması hayati önem taşımaktadır.
Isı
Derin dalışları sığ dalışlardan ayıran bir diğer faktör de su ısısıdır. Derinlere inildikçe güneşin
ısıtma gücünden daha az etkilenmekte olan su katmanları dalıcıyı sığ sulara nazaran daha düşük ısılarla
karşılarlar. Kuzey iklimlerde bu ısı farklılaşımları iyice belirginleştiğinden, “derin” dalışlarda kristal tabaka
olarak tabir edilen çok soğuk su tabakalarına da rastlamak mümkün olmaktadır. Dolayısıyla düşük ısı
seviyesinin dalıcı açısından hipotermi riskini doğuruyor olması ve aynı zamanda da vücutta bu şekilde bir ısı
kaybının hava tüketimini önlenemez bir şekilde arttıracağı dikkatle alındığında, dalıcının bu tür derin
dalışlarda vücuduna tam oturan asgari 7mm. neoprenden imal edilmiş olan kalın ıslak tip elbiseler giymesi,
muhakkak başlık, eldiven ve patik kullanması dalıştan önce ve sonra enerji verici şekerli gıdalar alması ve
ılık sıvılar (örneğin elma çayı) içmesi dalış bittiğinde rüzgarsız ve mümkünse sıcak bir ortamda kurulanarak
kuru kıyafetler giymesi tavsiye edilmektir. Eğer tahammül edilemeyecek kadar soğuk sulara derin dalışlar
yapılacak ise kuru tip elbiseler tercih edilmelidir.
Işık
Derin bir dalışı sığ bir dalıştan ayıran diğer önemli bir faktör ise ışıktır. Sizler bir yıldız dalıcı
kursu teorik eğitimleri esnasında derinlere inildikçe sırasıyla kırmızı, sarı, yeşil, mavi gibi renklerin
kaybolarak yerlerini gri ve grinin tonlarına terk ettiklerini ve belli bir derinlikten sonra ortamın
renksiz ve karanlık olacağını öğrenmiştiniz. Bu sebeplerle derin dalışlar renkli canlılar görmek
isteyen sportif dalıcılar tarafından çok fazla tercih edilmemektedir. Ancak buna rağmen derin
dalışlar planlayan dalıcıların cisim ve canlıların gerçek renklerini görebilmesi amacıyla yanlarında
fener ve benzeri yapay ışık kaynakları bulundurmalarında fayda vardır. Aynı şekilde sualtı
fotoğrafçıları ve kameramanları da güneş ışığının erişmekte zorlandığı bu derinliklere güçlü flaşlar
ve projektörler ile inmektedirler.
Emniyet Tedbirleri
Şu ana kadar sizlere bir derin dalışı sığ dalışlardan ayıran özellikleri tanıtarak, karşılaşılması
muhtemel bir takım problemler hakkında bilgiler verdik . Bu aşama da bir derin dalış planlanırken dalış
teknesinde alınması gereken bazı emniyet tedbirlerinden de bahsetmek isteriz.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
34
1-
Derin dalışlarda karşılaşılabilecek herhangi bir acil duruma karşı sağlık personelinin teknede
bulunması faydalı olacaktır.
2-
Sağlık ve ilk yardım personeli tarafından kullanılacak ilk yardım araç ve gereçleri teknede bulunmalı,
kolay ulaşılabilir bir yerde muhafaza edilmeli ve özellikle dekompresyon hastalığına ilk yardım
amacıyla kullanılacak tıbbi saf oksijen tüpü tam dolu ve faal olmalıdır.
3-
En yakın basınç odasının adres ve telefonu ve operatör hekimin adres ve telefonu dalış amirinde
bulunmalıdır.
4-
Acil durumlarda kazazedeyi nakletme planı yapılmış olmalı , sahil güvenlik ve ilgili birimlerin
telefonları mevcut olduğu gibi teknede de faal telsiz bulunmalıdır.
5-
Mümkünse tam kuşanmış iki adet kurtarma dalgıcı teknede acil duruma müdahale etmek üzere stand
by dalıcı olarak hazır bekletilmelidirler.
6-
Derin dalışlar , nokta dalışı olarak planlanıyor ise , muhakkak alçalma ve yükselmelerde kullanılacak
yeterince kalın ve sağlam bir referans halatı ve bu halatın 3-5 metreleri arasında emniyet amacıyla
kullanılmak üzere takılmış regülatörlü bir tüp mevcut olmalıdır.
7-
Çok akıntılı ve dalgalı, görüş mesafesi çok düşük ve benzeri riskler içeren sularda derin dalışlar
mecbur kalınmadıkça yapılmamalıdır.
Konumuzun sonunda bir kez daha dalışlarda derinliğin amaç olmaması gerektiğini ancak
zorunlu sebeplerle derin dalışlar planlamak durumunda kalırsanız bu konu başlığı altında ifade
edilen tüm risklere karşı tedbirlerini eksiksiz olarak almanızı bir kez daha hatırlatmak isteriz.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
35
2T6 DEKOMPRESYON TABLOLARI
Zaman içinde gelişen teknoloji ile birlikte dalış sporu da daha geniş kitleler tarafından yapılır
hale gelmiştir. Bununla birlikte dalışa bağlı hastalıklar da görülmeye başlanmıştır ki bunların başında
Dekompresyon hastalığı gelmektedir.Bunun sebebi ise ilk zamanlar kullanılan tablolar ağırlıklı olarak
askeri amaçlı olarak kullanılmak üzere hazırlanmış tablolardı.Bu durumda sportif veya rekreasyonal
dalışları da destekleyecek tabloların oluşturulması için çeşitli çalışmalar yapılıp çeşitli tablolar
üretildi.Tablolar teorik doku modelleri olarak üretilmiştir bundan dolayı kişilerin bünyeleri farklılıklar
göstereceğinden çok küçük yüzdelerde olsa dahi bazı sapmalar olacaktır. Bunu da emniyet deko
beklemesiyle aşacağız.Tablolar “Kontrol Dokusu” denilen azot açısından en geç satüre olan(doyan)
ve en geç desatüre olan (azotu bünyesinden boşaltan) dokular baz alınarak oluşturulur.Bu gün
kullanılmakta olan çeşitli dekompresyon tabloları vardır.Bunlardan bazıları US Navy,BSAC,PADI
(Çember ve tablo formatlı olmak üzere iki türdür),DSAT tablolarıdır.Bunlardan başka Albert
Bühlmann’ın algoritması ZHL 12 diye adlandırılan Bühlmann tablosu ve Dr.Max Hahn’ın bu tabloyu
geliştirerek elde ettiği algoritması ZHL 16 diye adlandırılan Bühlmann/Hahn tablosu vardır.Ayrıca yine
Dr.Max Hahn’ın kendi geliştirdiği Hahn tablosu vardır.Bunlardan başka dalış bilgisayarlarında
kullanılan Custom , Dubbler , Modifiye Lewis , Spencer , Powell Rogers , Modifiye Bühlmann, Modifiye
Haldanean, Nikkola gibi bir çok tablolar da mevcuttur.Ayrıca ülkemizde de yeni yeni gelişmekte olan
Nitrox dalışları için de tablolar üretilmiştir.
DEKOMPRESYON TABLOLARININ KULLANIMI :
Dekompresyon tablolarını kullanabilmemiz için bazı terimleri bilmemiz gerekir.
Çıkış Hızı
Dalış Hızı
hız.
: Dalış bitiminde dibi terk edip yüzeye doğru maksimum yükselme hızı.
Bühlmann/Hahn tablosu bunu 10 m/dak olarak esas almıştır.
: Dalışa başladığımız andan itibaren dibe doğru gidebileceğimiz maksimum
(25 m/dak)
Maksimum Derinlik
: Dalış sırasında erişilen en derin noktadır.Tabloda tam değer bulunamazsa
bir üst değer seçilir.
Mükerrer Dalış
: İlk dalıştan sonraki 12 saat içinde yapılan dalıştır.
Mükerrer Grup Harfi
: Dalıştan yüzeye çıktıktan sonra bünyemizde bulunan artık azot miktarını
ifade eden harftir.
Yüzey Fasılası
zamandır.
İrtifa Dalışı
deniz
: Bir dalış ile bunu takip eden dalış arasında yüzeyde geçirdiğimiz
: Deniz seviyesinden yüksekte yapılan dalıştır.Bu değer tabloların altında
seviyesinden ne kadar irtifaya kadar kullanılabilineceği rakamlarla ifade
edilir.
0-250m veya 0-700 m gibi.
Dip Zamanı
edilmesine kadar
: Dalışın başladığı andan itibaren yüzeye dönmek için dibin terk
geçen süredir.Tabloda tam rakam bulunamazsa bir üst değer seçilir.
Sıfır Dekompresyonlu Dalış : Bizim yapacağımız dalışlardır. Dekompresyon beklemesi yapmadan
yüzeye
dönmemize izin veren dalışlardır. ***
***Dalışları kesinlikle Sıfır Dekompresyonlu yapacağız.Herhangi bir mecburiyet karşısında bu durumu
ihlal etsek bile mükerrer dalışlarımız kesinlikle sıfır dekompresyonlu olacaktır.
Ülkemizde yaygın olarak Bühlamnn/Hahn ve Hahn tabloları kullanılmaktadır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
36
Kullanım prensipleri aynıdır.Sadece ulaşılan değerlerde ufak farklılıklar vardır.
Biz burada örnek olarak Bühlmann/Hahn tablosunu kullanarak kullanım
anlatacağız.Anlatımı kolaylaştırmak için kolonlara rumuz harfler vereceğiz.
K
: Maksimum derinlik
L
: Ait olduğu derinliğin sıfır deko zamanı
R
: Dip zamanı
M
:Deko durakalma derinlikleri
N
: Mükerrer grup harfi
P
: Mükerrer dalış derinliği
O
: Mükerrer dalışta dip zamanına eklenecek süre
T
: Deko durak derinliği
prensiplerini
Bühlmann/Hahn tablosu
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
37
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
38
Tablo 1 den takip ederek aşağıdaki sırayı takip edelim. Yaptığımız dalışta ulaştığımız maksimum
derinlik K metre olsun. Tabloda K rumuzuyla belirtilmiş derinlik değerinin altındaki L rumuzuyla ifade
edilmiş değer K derinliği için “sıfır deko zamanı”nı ifade eder.Yan kolonda R rumuzuyla ifade edilmiş
değerler ise dip zamanlarıdır.Bunun yanındaki M kolonları ise dekompresyon durak derinliklerini ifade
eder.N ile rumuzlandırılmış kolon ise o dalış sonundaki mükerrer grup harfini belirtir.
Dalış tablolarında gerek zaman gerek derinlik olsun tam değerler bulunamazsa bir üst değer seçilir.
Tablo 2’nin üst kısmı mükerrer dalış grubu , alt kısmı ise mükerrer dalış için dip zamanına
eklenecek zaman tablosudur.
27 metre derinliğe 20 dakikalık bir dalış yaptığımızı farz edelim.K kolonunda 27 metreyi
buluruz.R kolonunda da 20 dakikayı bulup 20 dakika satırından sağa doğru hareket edilirken M
kolonlarından geçerken bir değere rastlamayız.Bu da sıfır deko duraklı bir dalış yaptığımız anlamına
gelir.Eğer aynı derinlik için 45 dakikalık bir dalış yapmış olsaydık R kolonunda 45 dakika satırını bulup
sağa doğru satırı takip edersek M kolonlarında 1 ve 12 diye iki değere rastlarız ki bunlar dakika
değerinden deko durak değeridir.Bu değerlerin en üstünde T satırında 1 dakikanın üzerinde 6, 12
dakikanın üzerinde 3 değerlerini görürüz.T satırı Deko duraklaması yapılacak derinlikleri ifade
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
39
eder.Yani bu dalış için yüzeye dönerken 6 metrede 1 dakika ,3 metrede 12 dakika deko duraklaması
yapacağız demektir. Satırı sonuna kadar devam ettiğimizde ise N kolonunda karşılaşacağımız harfler
bizim mükerrer grup harfimizdir ki bu 27 m, 45 dak dalış için Mükerrer Grup Harfimiz (MGH) F
olacaktır.
Buradan sonra ikinci bir dalış planlarsak eğer Tablo 2’ye ihtiyacımız olacaktır.İkinci dalışımızı
17 metreye 15 dakika olarak planlayalım. İki dalışımız arasında 1 saat 15 dakika geçtiğini kabul
edelim, bu da bizim yüzey beklemesi zamanımız olacaktır. Tablo 2’nin üst kısmında Mükerrer Dalış
Grubu yazan kolondan MGH’ mizi bulup, ki bu örnekte bizimki F idi, yüzey bekleme değerimiz olan
1saat 15 dakikayı bulana kadar sağa doğru bu satırda ilerleyeceğiz.1,15 değerini gördüğümüz yerin
sağındaki oku aşağı doğru takip edeceğiz, bir yandan da P rumuzlu kolondan 17 metre değerini
bulmaya çalışalım. Ancak 15 m ve 18 m değerleri olduğunu göreceğiz. Burada daha emniyetli olacağı
için bir üst olan 18 m’yi değil 15 m satırını esas alacağız ve bu satırdan sağa doğru hareket ederek
aşağı inen okun işaretlediği O kolonlarından denk gelen kolonu aşağı doğru takip edip 19 dakika
değerini bulacağız.
Bu 19 dakika değeri bizim 17 metreye 15 dakika olarak planladığımız dalışın zaman değerine
ilave edilecektir .Çünkü bu 19 dak değeri ilk dalışımızın ardından geçen zamana rağmen bizim
vücudumuzda 17 metreye 19 dakikadır dalıyormuşuz gibi artık azot miktarı olduğunu ifade eder.
Planladığımız 15 dakikaya 19 dakikayı ilave edince 34 dakika gibi bir değer buluruz. Tablo 3 ten 17
metre tablosu olmadığı için 18 metre tablosuna bakacağız.Burada da 34 dakika değerini
bulamayacağımız için R rumuzlu kolondan 40 dakika değerini bulup sağa doğru hareket ettiğimizde M
kolonlarında herhangi bir deko duraklaması gerektirdiğini ifade eden dakika değerine
rastlamayacağımızdan, bu dalışı yapabileceğimize karar verip uygulamaya geçeceğiz.
Bu dalış sonunda mükerrer grup harfimiz ise 40 dakika değerinden sağa doğru hareket edip N
kolonundan mükerrer grup harfimizin E olduğunu görürüz.
Dalış Profili Önemi Ve Hazırlanması
:
Dalış Profili , bir gün içinde yapmış olduğumuz dalış veya dalışların Derinlik – Zaman grafiği
üzerinde ifade edilmesidir.
Dalış profilini oluşturmak için her dalış için,dalışa başladığımız saati , dip zamanını ,dalıştan
çıktığımız saati, dalıştaki maksimum derinliğimizi ve bu dalış sonrasındaki mükerrer grup harfimizi
kayıt etmemiz gerekir.
Profilin çizimi için bu değerler Derinlik-Zaman grafiğinde birleştirilir ve ortaya dalış profilimiz
çıkar.
Dalış profiline neden gerek duyarız.?Bütün bu değerleri kaydettiğimiz zaman mükerrer
dalışlarımızla ilgili hesaplamalarımız daha emniyetli olacaktır. Ayrıca olabilecek bir kaza durumunda
dalış profili, uygulanacak tedavinin belirlenmesinde esas unsur olacaktır.
Örnek olarak yukarıda bahsettiğimiz dalışların profilini çizelim.
Birinci dalışımız 27 metreye 45 dakika
Dalış sonunda MGH : F
Yüzey Beklememiz 1saat 15 dakika
İkinci Dalışımız 17 metreye 15 dakika
Dalış sonunda MGH : E
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
40
2T7 DALIŞ PLANLAMASI VE ORGANİZASYONU

DALIŞ GÜVENLİĞİNİN EN ÖNEMLİ UNSURU: DALIŞ PLANLAMASI
Dalış Planlaması, dalış öncesi, dalışın kendisi ve sonrasındaki tüm etkinlikleri kapsayan bir
çalışmadır. Dalış Planlaması dalış dışında pek çok ayrıntıyı içerir. Doğabilecek sorunların
düşünülmesi ve bunlara karşı önlem alınması güvenli dalışlar yapılabilmesine olanak sağlar.
Dalışın düzenli, çabuk ve sorunsuz geçmesi, çıkabilecek sorunlara anında ve yeterli bir
biçimde müdahale edilebilmesi için gerekli olan ilk koşulun iyi bir dalış planlaması olduğu
unutulmamalıdır.

ÖNLENEBİLİR SORUNLARIN ORTADAN KALDIRILMASI
Uygulamaya geçmeden önce, dalış öncesi ve dalış sırasında karşılaşabilinecek sorunlar göz
önünde bulundurulursa, alınacak önlemler bu sorunların ortaya çıkmasını engeller. Bu
sorunları dört ana başlık altında toplayabiliriz:
Yetersiz bilgi ve beceriden kaynaklanan sorunlar: Dalıcının kullandığı malzemenin
çalışma ilkelerini veya acil durumlar karşısında neler yapılması gerektiğini bilmemesi dalıcıyı
veya dalış eşini zor durumda bırakabilir. Örneğin denge yeleği kullanımını bilmeyen bir dalıcı
derinlerde karşılaşacağı ağırlık sorunu nedeniyle çabucak yorulabilir, hatta tükenme noktasına
gelebilir. Batık dalışı eğitimi almamış bir dalıcı karşılaştığı bir batığın içine kesinlikle
girmemelidir. Dalıcılar yetenek sınırlarını zorlamamalıdır. Kondüsyonsuz bir dalıcı güçlü bir
akıntıda dalış yapmayı düşünmemelidir.
Malzemeden kaynaklanan sorunlar: İyi bir malzeme bakımı ve dalış öncesi kontrolü
araç gereçlerden kaynaklanabilecek sorunların ortaya çıkmasını engelleyecektir.
Örneğin eskimiş veya biçimi bozulmuş bir O-ringin değiştirilmesi, dalış sırasında O-ring
atması sorununu ortadan kaldırır. Ağırlık kemeri tokasının kendiliğinden açılıyor olması, dalış
sırasında dalıcının kemerini düşürüp yüzeye fırlamasına neden olabilir. Bu nedenle dalış
planlaması yapılırken kullanılacak tüm malzemenin kusursuz olarak .alıştığına güven
duyulmalıdır.

DENİZ VE HAVA KOŞULLARINDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR
Dalıştan önce tüm hava ve deniz koşullarının bilinmesi ve önlem alınması dalıcıların dalış
güvenliğini arttıran bir etkendir. Yönü saptanmamış bir akıntı, dalıcıların tükenmelerine
neden olabilir. Fırtınadan önce görülen sıcak ve rüzgarsız havayı olağan dalış ortamı olarak
düşünen dalıcılar, denize açılarak kendilerini riske atabilirler. Bu nedenle dalıcıların hava
durumumu izlemelerinde yarar vardır.

KONDÜSYONSUZLUK VE SAĞLIK SORUNLARI
Aşırı yorgunluk ve kondüsyonsuzluk, dalış öncesi veya sonrasında yapılacak uzun süreli
yüzmelerde dalıcıyı tükenme noktasına getirebilir. Dalıcının sağlığı yerinde değilse yapacağı
dalışlar da sağlıksız olur. Örneğin nezle iken yapılmaya çalışılan bir dalışta kulak ve sinüs
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
41
sıkışmaları ile karşılaşmamak hemen hemen olanaksızdır. Bu gibi durumlarda dalıcı
zamanından önce üşüyebilir. Bu nedenle dalışa başlamadan önce dalıcının kondüsyonu ve
sağlığı dalışını hiç bir biçimde etkilemeyecek kadar iyi olmalıdır. Sağlıklı dalıcıların düzenli
olarak her iki yılda bir sağlık denetiminden geçmeleri gerekir.
GEREKSİNİMLERİN
BULUNDURULMASI

VE
ACİL
DURUMLARIN
GÖZ
ÖNÜNDE
Her ne kadar dalış donanımımız noksansız da olsa doğabilecek sorunlara karşı bazı yedek
parçaların ve onarım gereçleri ile birlikte acil durumda gereksinim duyulabilecek donanımın
sağlanmasında yarar vardır. Dalışa başlamadan önce kopan bir maskenin kayışı dalışımızı
belki de tüm bir hafta sonu planımızı değiştirebilir. Bu gibi donanımı üç ana başlık altında
toplayabiliriz.
Dalış araç ve gereçlerinin bakım onarım ve yedek parçaları:







Tüp O-ringi
Regülatör kör tapaları
Maske, palet kayışları
Kemer ve denge yeleği tokaları
Elbise ve denge yeleği için yapıştırıcı
Elbise sökükleri için ince naylon iplik ve iğne
Fener için pil ampul vb.
İletişim Gereçleri:
Dalış bölgesini işaretlemek için ip ve şamandıra
Dalış bayrağı
Dalıcıların yerlerini belirtmek için kullandıkları işaret balonu
Tekneden dalıcılara veya diğer tekneleri uyarmak için megafon
Dalıcıları izlemek için dürbün
Dalıcıları acil durum kullanılabilecekleri düdük
Acil durumlar karşısında basınç odası, hastane, polis, sahil güvenlik gibi birimlerle
iletişim kurabilmek için telsiz veya cep telefonu







İlk yardım donanımı:














Oksijen seti
İçme suyu
Böcek ve deniz canlılarının sokmalarında kullanılacak sirke veya amonyak
Anestezik merhem
Betadine
Antibiyotikli ve dekonjestan kulak damlaları
Deniz tutmasına karşı ilaç
Ağrı kesici
Dekonjestan
Oksijenli su
Aspirin
Güneş yanıklarına karşı merhem
Bandaj
Gazlı bez
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
42
Yara bandı
Makas, cımbız, bıçak, iğne
Battaniye, sıcak su torbası
Telefon kartı, jeton
Elfeneri
Kalem, kağıt
Pratik ilkyardım kitabı ve acil durumda izlenecek bir şema
Kortizon (dexametazone) ampul ve steril şırınga. Bu ilaç yalnızca hekimler tarafından
hastaya uygulanabilir. Ancak zaman kaybını önlemek için hekime ulaşıldığı anda, hekim
tarafından uygulanmak şartıyla hazır bulundurulmalıdır.

Gerekli telefon numaraları ve adresler








İstanbul Tıp Fakültesi, Deniz ve Sualtı Hekimliği

0 (212) 531 35 44
Fax 0 (212) 531 18 17
Çağrı 257 13 53
251 50 13
Çubuklu Kurtarma ve Sualtı Komutanlığı

Bodrum Su Ürünleri Enstitüsü

0 (216) 322 25 80

KENDİ DALIŞINIZI PLANLAYIN
İki yıldız dalıcılar bir eğitmen veya 3 yıldız dalıcı gözetiminde olmadan da dalabilirler. Bu
nedenle iki yıldız dalıcı seviyesine ulaşmış kişilerin kendi dalışlarının planlamasında etkin bir
rol oynaması gereklidir. Birlikten güç doğar ilkesinden yola çıkarak guruptaki tüm dalıcıların
katılımıyla yapılacak planlamada daha çok ayrıntının yakalanması olasıdır. Dalış
planlamasının guruptaki en deneyimsiz dalıcı göz önünde bulundurularak yapılması gerekir.
Örneğin dalıcı gurubunda batık deneyimi olmayan bir dalıcı varsa, gurup batık dakışını
gerçekleştirmeye çalışmamalıdır. Çünkü batık dalışı ayrı bir eğitim gerektiren özel bir dalış
türüdür. Bu dalışlar için gereken bilgi ve beceri sadece yetkili bir eğitmen tarafından
kazandırılır. Bir diğer örnekle, akıntı dalışı planlanırken ya da uzun süreli yüzey yüzmesi
gerekiyorsa tüm dalıcıların kondüsyonu göz önünde bulundurulmalıdır.
Dalış öncesi planlama aşamasından başlayarak, donanım bakımının bittiği ana kadar olan
tüm zaman dilimi planlama aşamasının içine alınmalıdır. Dalış planlanmasında özen
gösterilmesi gereken aşamaları Dalış Öncesi, Dalış ve Dalış Sonrası olarak üç ana guruba
ayırabiliriz.

DALIŞ ÖNCESİ HAZIRLIKLAR
Dalış gurubunun oluşturulması:
Gurubu oluşturan dalıcıların birbirlerini tanımaları önemlidir. Kişilerin birbirlerini
tanımaları önemlidir. Kişilerin birbirlerinin deneyimlerini alışkanlıklarını, bilgilerini biliyor
olmaları gurubun uyumunu sağlayacaktır.
Bölge seçimi:
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
43
Gurupların oluşturulmasından sonra sıra dalış bölgesinin seçimine gelir.Bu seçim için pek
çok noktaya özen gösterilmesi gerekir:
Gerçekleştirilmesi düşünülen dalış için ne kadar zaman vardır? (bir gün, hafta sonu,
bir hafta)

Dalışın yapılacağı bölge sportif dalışa açık olmalıdır

Ulaşım kolay olmalıdır

Dalış amacına uygun olmalıdır (Örneğin fotograf çekmek için uygun mu?)

Doğa koşulları elverişli olmalıdır (Hava durumu, akıntı, su sıcaklığı, görüş, giriş ve
çıkışa uygunluğu)

Yolu çıkardıktan sonra dalış hastalıklarına ve dalışın kendisine ne kadar zaman
kalıyor? Bu süre doyurucu mu?

Gidilecek yer kişilerin deneyimlerine uygun olmalıdır.

Teorik bilgilerin yeterli olması bunların başarılı bir biçimde uygulanabileceği
anlamına gelmez. Daha önce yüzeyde uzun süre yüzmemiş kişilerin bunu bir de akıntılı,
dalgalı ve soğuk denizde yapmak zorunda kalmamaları elbette ki istenmeyen bir durumdur.
Deneyim ancak böyle durumları yaşayarak elde edilir. Ancak basamakları birer birer çıkarak
ilerlemek en doğrusu ve güvenlisi olacaktır.

Gidilecek yeri bilen kişi/kişilerin gurupta bulunması gereklidir. Eğer buna olanak
yoksa yine, çok zor olmayan bir bölge için, önceden dalış, konaklama yeri ve acil durumlar
için ayrıntılı bilgi almak gerekir. (Telefon, doktor, sağlık merkezi, basınç odası, polis, sahil
güvenlik vb)

Acil durum planlaması yapılmalı,acil durumlar için tüm gereksinimler sağlanabilmeli

Değişebilecek hava ve deniz koşulları göz önünde bulundurularak ikinci bir dalış yeri
yedek olarak seçilmelidir, bu dalış yeri için de eksiksiz bir plan yapılmalıdır.

Donanım:
Bölgenin seçiminden sonra sıra dalış donanımının hazırlanmasına gelir.Gerekli dalış
donanımı guruptaki dalıcıların sayısına göre temin edilmelidir. Dalış yapacak her dalıcının
donanımı noksansız olmalıdır. Bunun yanında acil durumlarda gerekli olabilecek tüm
donanım ile daha önceden belirtilen yedek parça, bakım, onarım, araç ve gereçlerin
sağlanması gerekir.

DALIŞ BÖLGESİNDE YAPILACAK HAZIRLIKLAR
Dalış bölgesine ulaşıldığında, deniz ve hava koşullarının, dalış planınına uygun olup
olmadığına bakılmalıdır. Yönü hesaplanmamış bir akıntı veyta bulanıklık gibi nedenler dalış
planının bir kez daha gözden geçirilmesini gerektirir.
Donanım hazırlanır ve bir kez daha gözden geçirilir.
Suya giriş ve çıkış noktaları belirlenmeli, gerekirse şamandıralar ile işaretlenmelidir.
Zamana ve donanıma göre uygun dalış gurupları belirlenir.
En deneyimli kişi bir ön toplantı düzenler. Bu toplantıda kaç metre derinliğe kaç dakikalık
bir dalış yapılacağı, dalış eşlerinin kimler olacağı, dalış işaretleri, acil durum planlaması, dip
ve canlılarla ilgili gerekli hatırlatmalar yapılmalıdır.
Dalış malzemesi kuşanıldıktan sonra suya girmeden önce araç ve gereçlerin denetlenmesi
(buddy check) yapılmalıdır. Bu işlem sırasında:
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
44
Denge yeleğinin uygun kuşanılması ve düzgün çalışması
Ağırlık kemerinin kolayca atılabilecek şekilde takılmış olması
Tüp vanasının açık olması, hava basıncı ve tadı
Regülatörün doğru çalışması
Derinlik saatlerinin maksimum ibresinin sıfırlanmış olması
Zaman saatinin ayarlanması
Pusulanın kontrol edilmesi
gerekir.







DALIŞ SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER

Dalış sırasında, yapılmış olan plan aynı biçimde uygulanmalıdır. Zorunlu
kalınmadıkça bu plan dışına çıkılmamalıdır.

Planlanan derinliğe dalışın başında inilmeli daha sonra gittikçe yükselerek dalış
bitirilmelidir. Kesinlikle inişli çıkışlı dalışlardan kaçınılmalıdır. (Bkz 2T6)

Dalıcılar dalış eşlerini sürekli denetlenmelidirler.

Derinlik, zaman ve tüpteki hava miktarları sürekli denetlenmelidir.

Rezerv hava çıkış için saklanmalı, dalış sırasında harcanmamalıdır.

Dalış eşini kaybeden bir dalıcı varsa sesli uyarı aracı kullanmalı, 1-2 m yükselerek
yarım dakika kadar dalış eşini ve kabarcıklarını bulamazsa çok zaman yitirmeden yüzeye
çıkmalıdır.

metre / dakika olan çıkış hızına kesinle uyulmalıdır.

Son 6 metrenin 1 dakikada çıkılması önerilir. (Bkz 2T6).

DALIŞ SIRASINDA YAPILMASI GEREKENLER

Dalış bittikten sonra yapılması gereken en önemli konu dalış sonrası toplantısıdır. Bu
toplantıların amacı kişilerin yaşadıkları deneyimleri paylaşabilmesi ve bu olayları
tartışabilmesidir. Böylece kendi başımıza gelmeyen olaylar, sorunlar ve çözümleri hakkında
fikrimiz olacaktır.

Hatalı davranışların belirlenir hemen çözümlerinin tartışılabileceği bu tür toplantıların
herkesin adına birşeyler öğrenebileceği tartışmalar haline gelmesi yararlı olacaktır.

Dalış kayıt defterleri doldurulmalıdır

Dalıştan sonra dalış donanımının tatlı suyla yıkanması gerekir. Donanım güneş ışığı ve
kumdan korunmalıdır.

Planlamayı yaparken özen göstereceğimiz son nokta geri dönüş hazırlıklarının
tamamlanması ve yolculuğa çıkış olmalıdır. Ayrıca gelirken olduğu gibi çok yorucu olmayan
bir dönüş planlanmalıdır.

TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
45
2T EK1 NAVİGASYON
Navigasyon (yön bulma), çeşitli cihazlar ve yöntemler kullanarak o anda bulunulan yeri
belirleme, yönü bulma ve ilerlenecek rotayı saptama tekniklerinin genel adıdır. Karada, havada, su
üstünde ve su altında yön bulmaya Navigasyon denir.
Sualtında yapılan navigasyonun iki temel amacı vardır:
1.Dalınan noktadan geri çıkmak.
2.Tariflenmiş bir noktayı bulmak.
Sualtı navigasyonu öz güven sağlayıp dalış planının daha kontrollü olmasını sağlar. Tam
olarak nerede olunduğunu bilmeden dalmak dalıştan alınan zevki azaltarak stres seviyesini arttırır.
Ancak nerede olunduğu ve çıkış noktasına nasıl gidileceği biliniyorsa dalıcı rahatlar ve dalıştan daha
fazla keyif alır.
Sualtı navigasyonu enerjinin korunmasını sağlar. Su üstünde yüzmek su altında yüzmekten
çok daha yorucudur. Özellikle uzun bir dalış sonucu böyle bir durumla karşılaşmak oldukça can
sıkıcıdır. Doğru noktadan çıkarak dalış daha az yorularak tamamlanabilir.
Sualtı navigasyonu dalış planının daha efektif uygulanmasını sağlar. Bir batık gibi belirli bir
yere gidilecekse navigasyon sayesinde gidiş ve geri dönüş için daha az vakit harcanacak ve dalış
bölgesinde daha çok zaman geçirilebilir.
Sualtı navigasyonu dalış eşlerini bir arada tutar. Gidilecek ve dönülecek yönleri önceden
planlamış olan dalış eşlerinin birbirlerini kaybetme olasılığını azaltır, kaybolunduğunda nerede
aranacağı bilindiğinden daha kolay eşler birbirlerini bulur.
Sualtı navigasyonu daha az hava harcanmasını sağlar. Rahatlama nedeni ile daha düzenli
nefes alınır ve doğru yolu bulmak için zaman harcanmaması ve en kısa yoldan gidilmesi nedeniyle
dalıcılar daha az hava tüketirler.
Bu amaçlara ulaşmak için su altında iki temel teknik kullanılmaktadır.
1.Tabii Navigasyon
2.Pusulalı Navigasyon
Tabii navigasyon tek başına uygulanabildiği halde pusulalı navigasyon tek başına uygulanamaz.
TABİİ NAVİGASYON
Navigasyon güzergahları:
1. Sualtı güzergah uygulamaları
a. Düz gidiş geliş
Düz bir doğrultuda gidip gelinerek uygulanır. Uzun bir resifin bir kenarından gidip
gelmek gibi. İlk seferinde kısıtlı bir yöntemmiş gibi görünse de pek çok dalış yerine
kolaylıkla uygulanabilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
46
b. Dikdörtgen
Daha geniş bir alan gezilmek istendiğinde dikdörtgen güzergahlar oldukça faydalıdır.
Uygulanması kolaydır. Ayrıca 90 derece dönüşler daha karmaşık rota uygulamalarında da
kullanılabilir. 90 derecelik dönüşleri omuz başından dik dönüşler yaparak pusula kullanılmadan
yapmak mümkündür.
c. Üçgen
Dikdörtgen güzergahların uygun olmadığı durumlarda kullanılabilir. Ancak pusula olmadan
uygulanması çok güçtür. Bu nedenle tabii navigasyon sırasında pek kullanılan bir güzergah değildir.
Dalış güzergahlarını kullanmak navigasyonu daha efektif ve kolay yapılmasını sağlar. Eğer
güzergah dışına çıkılması gerekiyorsa ayrılan yer iyice incelenmeli ve tekrar bu noktaya dönerek
güzergaha devam edilmelidir. Akıntılı yerlerde güzergahları uygulamak zordur. Rotadan sapmalara
neden olur. Paletlerin farklı güçte vurulması da güzergahın dışına çıkılmasına sebep olabilir. Böyle
durumlarda ideal çözüm nişan almaktır. Rota üzerinde bir nokta seçilerek o noktaya kadar düz bir hat
üzerinde gidilebilir. Burada güzergah üzerinde başka bir noktaya nişan alınarak gidilir.
Ayrıca güzergah üzerindeki engeller rotadan çıkılmasına zorlayabilir. Böyle bir durumda bu
engelin etrafında
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
47
90 derecelik dönüşler yapılarak aşılabilir.
Navigasyonda gidilen yön dışında, kat edilen mesafeyi ölçmekte önemlidir. Bunun için mesafe
ölçme teknikleri kullanılmaktadır.
1. Mesafe ölçme teknikleri
a. Zaman taksimi: Akıntı olmaması ve sabit hızla gidilmek koşulu ile güzergahın belirli
kollarını belirlenmiş zaman dilimleri içinde gitme esasına dayanır. Belirli bir süre bir
yöne gidildikten sonra aynı sürede geri dönülmesi gibi.
b. Hava taksimi : Bu yöntemde 50 bar hava rezerv olarak saklandıktan sonra geri kalan
havanın gidilecek güzergaha göre paylaştırılması ve o basınca ulaşıldığında yön
değiştirme prensibine dayanır. Burada dikkat edilecek husus dalış sırasınca aynı
derinlikte kalınmasının veya derinlik farkının hesaba katılması gerekliliğidir.
c. Palet çevrimi : Sabit hızda ve akıntısız suda belirli bir mesafeyi kat etmek için gereken
palet vuruş sayısı hesaplanarak gidilecek mesafe ölçülebilir. Bir palet çevrimi bir
ayağın bir vuruşu ile alınan mesafedir. Böylece aynı ayağın aynı pozisyonuna
gelinciye kadar aldığı mesafeye bir palet çevrimi denir. Palet çevrimi sayılarak gidilen
mesafe ölçülebilir. Bu yöntem ancak akıntısız sularda kullanılabilir.
d. Kol boy yöntemi : Kısa mesafelerde, hassas mesafe ölçülmesi gereken yerlerde ve bulanık
sularda kullanılır. Kollar açılarak ve sayılarak kaç kol mesafesi gidildiği ve mesafesi hesaplanabilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
48
Tabii navigasyonda ayrıca tabii referanslar da kullanılmaktadır.
1. Tabii referanslar
a. Güneş ve ay ışığı: Güneş veya ay ışığının geliş yönüne bakılarak gidilen yön tahmin
edilebilir.
b. Tabii ve suni oluşumlar: Büyük kayalar, süngerler, batıklar vs. incelenerek nerede
olunduğu bilinebilir.
c. Dip profili: Derinliğin değişimi kıyıya yaklaşıldığını veya uzaklaşıldığını gösterebilir. Su
sığlaşıyorsa kıyıya yaklaşılıyor olabilir. Tek başına kullanılması yeterli değildir.
d. Kum profili: Denizde kumlara kesit olarak bakıldığında dalgalanmalar görülür. Bu
dalgalanmalar kıyıya paraleldir. Kısa kenar kıyıya yakın olan kısmı gösterir.
e. Bazı bitki ve hayvan türleri: Midyeler belenebilmek için ağızlarını açık denize doğru
açarlar, Tüp yelpazeleri de açık denize doğrudur. Bazı yosunlar ve erişteler kıyıya
paralel yetişirler. Ahtapot yuvalarının ağzı da açık denize doğrudur. Yön belirlemede
kullanılabilirler.
f. Dalga şiddeti: Dalgalar kıyıya diktir ve kıyıya yaklaştıkça şiddeti artmaktadır.
g. Kıyı sesleri: Sesin yönü tayin edilemez ancak liman, kıyıdaki şantiye vs. sesler kıyıya
yaklaştıkça şiddeti artar.
Yukarıdaki yöntemler tek başlarına uygulanmaz, hepsini birlikte değerlendirmek gerekir. Dalış
sırasında navigasyondan tek bir kişinin sorumlu olması gerekir.
2. Tariflenmiş – Belirlenmiş bir Noktayı Bulmak – Kerteriz Alma Yöntemi
Kerteriz – su üstü noktasıdır. Bir noktayı tespit etmek için 2 doğruya ihtiyaç vardır. 2 doğru için
ise 4 ayrı nokta gerekmektedir.
Kerteriz noktaları uzaktan görülebilecek, önü kapanmayacak, hareketsiz, çevredeki diğer
şekillerden ayırt edilebilecek sabit noktalar olmalıdır. Aynı doğrultudaki kerterizlerden arkada olanı
öndekilerden daha yüksekte olmalıdır. Örneğin; deniz feneri, Cami minaresi, binalar, yüksek gerilim
direkleri vs...
Oluşturulan kerteriz doğrularının kesiştikleri noktanın açısı en az 60° olmalıdır. Hata payını
ortadan kaldırmak için bir başka nokta daha bulunmalı ve onunda açısı 60° olmalıdır. Bunlara ilaveten
derinlikte mutlaka kullanılmalıdır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
49
PUSULALI NAVİGASYON
Dünyanın kendisi başta olmak üzere artı ve eksi kutupları olan birçok manyetik cisim vardır. Bu
kutuplar arasındaki manyetik çizgiler ortamdaki manyetik alana paralel olmaya çalışırlar. Pusula da
manyetik bir cisimdir ve dünyanın manyetik alanına paralel olmaya çalışır. Bu nedenle pusulanın ibresi
her zaman manyetik kuzeyi göstermeye çalışır.
Gidilen doğrultunun kuzey yönü ile yaptığı açı kullanılarak yönü tayin edilebilir. Pusulanın temel
kullanım prensibi budur.
Pusula kullanılarak ve mesafe ölçümü yapılarak istenilen güzergahlar da dalış yapılabilir.
Görüşün çok kötü olduğu durumlarda bile pusula ile navigasyon yapmak mümkündür.
Sualtında kullanılacak pusula seçiminde şunlara dikkat edilmelidir.
a. Su geçirmez olmalıdır.
b. Mecburi olmamakla birlikte fosforlu olmalıdır
c. Taksimat bileziği olmalıdır. (Açıların üzerinde yazılı olduğu oynar bir halkaya taksimat bileziği
denir.)
d. İndeks işareti olmalıdır. (Taksimat bilezi üzerinde yönü işaretlemekte kullanılan bir tarafta tek,
diğer tarafta çift olan çıkıntılara indeks işareti denir.)
e. Referans çizgisi olmalıdır. (Pusulanın üzerine bakıldığında camın üzerinde ve yan tarafındaki
açı penceresi üzerinde bulunan düz çizgiye referans çizgisi denir.
Çeşitli pusula tipleri vardır.
Direk okumalı olanlarda pusula yukarıdan bakılarak açılar okunur. Kuzey yönü 0° olarak
gösterilir. Endirek okumalı olanlarda açı okuması pusulanın yanında olan açı penceresinden yapılır.
Kuzey yönü açı penceresinden bakıldığında 0° olarak görülür. Dijital pusulalarda gidilen yön sayısal
değer olarak gösterilir.
Pusulayı tutuş şekli çok önemlidir. Pusulayı yatay yada yataya yakın tutmak gerekir. Yatay
tutarken açı penceresi bize doğru bakmalıdır.
Pusulaya bakarken önemli olan gidiş istikametimizin kuzeyle yaptığı açıdır. Referans çizgisi
bizim gidiş istikametimizi gösterir. Pusulaya her baktığımızda bunu garantilememiz gerekir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
50
Pusulayı her zaman aynı şeklide tutmak gerekir. Ancak sabit tutarak gitmek istediğimiz yöne
gidebiliriz. Pusulalar genelde kolda, konsolda yada hassas navigasyon tabelalarında monte edilmiştir.
Pusula eğer kolda ise, kolu dirsekten tam bükerek, konsolda ise iki kolu dik bir şekilde
önümüzde tutarak yada navigasyon tabelasında ise, tabelayı dik tutarak pusulamıza bakmamız
gerekir.
Güzergahlarımız ister düz gidiş-geliş olsun, ister dörtgen, isterse de üçgen güzergah olsun tüm
dış açıların toplamı 360° olmalıdır.
İndeks işareti gidilecek yönü işaretlemek için kullanılır. Gidilecek yöne doğru dönüldükten
sonra taksimat bileziği döndürülerek indeks işareti kuzey yönünü gösteren iğne ile üst üste getirilir.
Böylece o doğrultuda gidilirken açı okumak yerine iğne ile indeks işaretinin çakıştırılması sağlanarak
ilerlenebilir. Yön değiştirildiğinde tekrar indeks işareti iğne ile çakıştırılıp o doğrultuda gidilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
51
Eğer açısı bilinen bir yöne gidilecekse, kuzeye doğru dönülür, taksimat bileziği çevrilerek kuzey
yönü ile gidilecek açı aynı hizaya getirilir. Daha sonra indeks işareti ile iğne çakıştırılarak belirlenmiş
yöne doğru gidilebilir.
Düz gidişlerde açı penceresinden gidilecek olan açı sürekli sabit tutularak pusula kullanılabilir.
Belirlenmiş bir rotaya dönülmesi gereken yerlerde açı penceresinden istenilen açı okununcaya kadar
dönülür.
Belirli bir derece dönülecek ise dönüş yapılacak açının dış açısı kadar dönüş yönüne doğru
bulunduğumuz açıya eklenir veya çıkartılır. Örneğin 60 derecelik bir dönüş yapılacak ise; dış açısı olan
120 derecelik (=180-60) dönüşler yapılır.
Pusula kullanımında pusulanın sabit ve yatay tutulması önemlidir. Mutlaka referans çizgisi ile
gidilen yön aynı doğrultuyu göstermelidir. Eğer mümkün ise pusulayı doğal navigasyon ile birilikte
kullanmalı ve derinliği de kontrol altında tutmayı unutmamalıdır. Dalışlarda navigasyondan bir kişinin
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
52
sorumlu olması gerekmektedir. Zeminde bulunabilecek manyetik cisimlerin, büyük sac gemilerin veya
çok yakında bulunan diğer metal cisimlerin pusulanın yönünü değiştirebileceğini göz önüne almayı
unutmamak gerekir.
Pusulayı sualtında kullanamadan önce mutlaka karada pratik yapılmalı yeterince tecrübe
kazanıldıktan sonra sualtında uygulamaya geçilmelidir.
Su üstünde kerteriz alınması gerektiğinde pusuladan yararlanılabilir. Uzakta görünen iki
referans noktası arasındaki açıyı ölçerek bulunduğumuz yer tespit edebiliriz. Her iki cismin kaç
derecede göründüğünü okuyup not almak yeterlidir. Daha sonra bu noktanın tekrar bulunması için
referanslardan birinin açısı doğrultusunda ilerlerken diğer referansın ölçülen açıya gelmesini sağlamak
yeterlidir. Açıları okurken dikkat edilmesi gereken husus iki referans noktası arasındaki açının 60 ila
120 derece arasında olmasıdır.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
53
2T EK2 TEKNE DALIŞLARI
Tekne Dalışlarının Avantajları:
·
Dalış noktasına rahat ulaşım olur. Kıyı dalışlarında dalış noktasına ulaşmak için yüzerek gidilir ve
enerji harcanır. Tekne dalışlarında nokta dalışları yapmak daha kolaydır.
·
Dalış malzemeleri kıyının yıpratıcı etkilerinden uzaktır. Kıyı dalışlarında malzemeleri kum, kaya,
çakıldan dolayı zarar görebilir.Oysa tekne dalışlarında bu etkenler yoktur.
Tekne Dalışlarının Dezavantajları:
·
·
·
Tekne dalışları kıyı dalışlarına nazaran daha pahalıdır.
Tekne dalışlarında, kıyı dalışlarına nazaran planlamaya uymak ve zamanında teknede olmak çok
önemlidir.
Tekne içi hareket planına ve kaptanın talimatlarına uymak gerekir.
-
Dalış malzemelerinin konulacağı noktalar.
Diğer malzemelerin konulacağı noktalar.
Güneşlenme yerinin neresi olacağı.
İstasyonun yani dalışa başlanacak noktanın yeri..... gibi.
Yukarıda belirtilen noktalar tekneden tekneye değişebilir.
Tekne Dalışlarında Yapılması Gereken Hususlar;
1. Öncelikle Tekne Dalış Planlamasının yapılması ve bu plana kesinlikle uyulması gerekir.
2. Dalış ekipmanlarının konulacağı yerler belirlendikten sonra malzemeler yerleştirilir. Tekne bağlama
noktalarının etrafına, üzerine asla malzeme konulmaz.
3. Tüpler hiçbir zaman dik bırakılmaz, yuvarlanmaması için de yanlarına destek konması gerekir.
4. Dalışlarda, dalış sırası gelen platforma yani istasyona gelip, body sine yardım ederek dalışa hazırlanır.
Suya atlamadan önce buddy-check yapılır.
5. Suya atlamadan önce aşağı bakılarak kimsenin olmadığından emin olununca atlanılır.
6. Gruplar aynı zamanda hazırlanmalıdır. Suya body ile beraber atlanılır. Atlamadan önce dalış amirinden
okey alınır.
7. Tekneden atlarken, paletler uzun olduğu için platformun ucuna kadar gelinilir ve ileriye doğru büyük bir
adım atılarak atlanılır.
8. Suya atladıktan sonra, herhangi bir sorunun olmadığını bildirmek için tekneye doğru dönülür ve OKEY
verilir.
9. Suya atladıktan ve Okey verildikten sonra arkadan gelen gruba yol açmak ve olabilecek dalgalardan
etkilenip tekneye çarpmamak için tekneden biraz uzaklaşılır.
10. Suya atladıktan sonra atlayış sırasında ekipmanların zarar görüp görmediğin emin olmak için tekrar
buddy-check yapılır ve dalışa başlanılır.
11. Dalış bittikten sonra dönüşte asla teknenin altından tekneye yanaşılmaz. Açıktan geçip tekneye ulaşmak
gerekir.
12. Tekneye çıkarken, önceden çıkan birileri varsa onun altında durulmaz.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
54
13. Tekneye çıkış esnasında, tekne fiziksel bağlantı sağlanınca, kural olarak paletler kola geçirilip tüm
ekipmanlarla çıkmak gerekir. Tüm bu işlemler hızlı bir şekilde yapılır.
14. Tekneye çıktıktan sonra, dalış ekipmanları hiçbir zaman platformda, istasyonda bırakılmaz.
Dalış Teknesinde Bulunması Gereken Malzemeler;
Tekne dalışı yaparken, emniyeti sağlayacak önemli malzemeler vardır. Bu malzemeler her
dalış teknesinde bulunmalı yoksa sağlanmalıdır.
1. Haberleşme Cihazı; tercihen telsiz bulunmalıdır.
2. Dalış Bayrağı olması gerekir. Dalış bayrağı; Mavi-beyaz çift üçgen şeklindedir.
Dalış bayrağı, tekne durduğu zaman aşağıda dalıcı olduğunu diğer teknelere bildirmek için
çekilir. Seyir esnasında dalış bayrağı çekilmez.
3. Oksijen Seti ve İlkyardım Malzemesi.
4. Dalış Şamandırası, mutlaka bulunmalıdır. Dalış şamandırası, turuncu üzerine beyaz diyagonal şerit
bulunan şişme balon şamandıradır. Suya atıldığında, tekne yakınlarında dalıcı var demektir.
5. Platform veya Merdiven bulunmalıdır.
Sahil Güvenlik, dalış yapan teknelerinin yanına gelip tüm bunları sorabilir.
Tekne ile Dalıcılar arasındaip olabilir ve buna MAIN LINE yani CAN İPİ denir.
Ayrıca dalış arkadaşlarının arasında da bir ip olabilir buna da BUDDY LINE denir.
İP İŞARETLERİ:
1.
2.
3.
4.
1 Çekiş DUR
2 Çekiş OKEY
3 Çekiş yanıma – yukarı gel.
4 ve daha fazla çekiş İMDAT
İp işaretleri ayrı dalış sistemlerinde farklı olabilir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
55
2T EK3 GECE DALIŞI
BULANIK SU DALIŞI
Üç metreden daha kısa görüş mesafeli dalışlar bulanık su dalışı kapsamında değerlendirilir ve özel bir
neden olmadıkça bu tip dalışların rekreasyonel olarak planlanmaması gerekir.
Ancak elinizde olmayan nedenlerden dolayı bu tür dalışların gerçekleştirilmesi söz konusu olabilir. Böyle
durumlarda daldığımız noktadan geri çıkabilmek, dalış arkadaşımızı kaybetmeden dalışı bitirmek özel çaba
gerektirecektir.
Bu çabaları pusulalı navigasyonun ve kol boyu mesafe ölçme yönteminin uygulanması, dalış
arkadaşımızla ‘buddy line’ ip işaretlerinin kullanılması veya sürekli fiziksel temas ile dalışın gerçekleştirilmesi
olarak özetleyebiliriz.
GECE DALIŞI
Gece ve gündüz dalışları arasında malzeme olarak aydınlatma gereçleri haricinde bir malzeme farkı
yoktur.
Aydınlatma gereçlerini aşağıda ki gibi sınıflandırabiliriz
Ana aydınlatma feneri
Çevreyi görebilmek için kullanılır. Genellikle halojen ampullü ve 6 voltluk pilleri (4x1,5 volt gibi)
olanlardan seçilmelidir. Çok uzun süreli aydınlatma sağladıkları için şarj edilebilir. Nikel kadmiyum ve yüksek
miliamperli pilleri tercih ediniz. (Örneğin Size’ ı C olan ve her biri 4400 miliamper olan nikel kadmiyum şarj
edilebilir piller 400 miliamper ile 12 - 14 saat arasında şan edilirse devamlı açık kalması halinde 5,5 - 6,5 saat
arası aydınlatma yapabilir.)
Yedekleme fenerleri
Ana aydınlatma fenerinin suda kaybolması, pilinin bitmesi, ampulünün yanması veya camının kırılması
halinde yedek olarak kullanıma hazır vaziyette, BC’ nin üzerin deki halkalara asılı olarak duran veya BC nin
ceplerine yada özel kılıfına takılı olarak yedekte hazır tutulan, ışık ve pil gücü açısından ana aydınlatma
fenerinden daha güçsüz olması kabul edilebilir fenerlerdir. Aslında en tercih edilen şekli yedek fenerin de, ana
aydınlatma feneriyle aynı kalitede eşdeğer olmasıdır. Fakat aynı kalitede olmasa da gece dalışı için yedek fener
taşınması kesinlikle gereklidir.
Sabit Fener
Dalış enstrümanlarını (Fotoğraf makinesi, dalış bilgisayarı, pusula, derinlik saati, tüp basınç göstergesi,
yazı tahtası v.s. ayarlama, okuma ve kullanma ışığı) Bu ışık kaynağı dalıcının ellerinin serbest kalabilmesi için
sadece 1 - 1,5 m civarında etkili olan ve elle kullanılmayan fenerler den ibarettir. Maskenin yan kayışlarına
takılabilir, dalış elbisesinin ne opren başlığına veya PVC kafa koruyucu miğferlerin üzerine özel bağlantı
donanımı ile tutturulabilir, BC nin cırtlı omuz bantlarına veya ön ayar kolonlarına özel donanımı ile
yerleştirilebilir, bilek ile dirsek arasına özel kılıfı ile bağlanabilir. Genellikle başa takılanları en kullanışlı
olanlarıdır, çünkü, göz hangi enstrümanı incelemek veya ayarlamak için ona çevrilirse başa bağlı olan bu ışık da
aynı yöne dönüp orayı aydınlatır.
Ferdi dalıcı tanınma ışığı feneri Bu ışıkların en belirgin özelliği aydınlatma gücünün fazla olmamasıdır
çünkü dalış boyunca devamlı yanık kalacağı için diğer dalıcıların gözünü kamaştırıp görme kapasitelerini
düşürür. İkinci bir özelliği ise muhtelif renklerde başlığı olması dır. Genellikle bir tanınma feneri satılırken 4-5
ayrı renkte plastik başlıkla satılır. Bunun gerekçesi dalıcıların her birinin kendini sualtında tanıtabilmesi.
GECE DALIŞLARINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ HUSUSLAR:
Gece dalışlarında giriş-çıkış noktalarından gündüz dalışı gibi fazla uzaklaşılmamalıdır.Gece dalışının yapıldığı
sualtı bölgesinin dalış lideri tarafından daha önce gündüz dalışlarından tanınan bir bölge olmasında fayda
vardır.Sualtı yapısının bilinmediği bölgelerde gece dalışı yapılmaktan kaçınılmalıdır.Gece dalışlarında çıkış için
belirlenen minimum hava rezervi kesinlikle gündüz dalışlarından daha fazla olarak belirlenmelidir.Örneğin
gündüz 40-50 atmosfer hava kaldığında rezerve işareti verip çıkışa başlanıyorsa gece dalışlarında bu rezerve 70
atmosfer gibi tutulup çıkışa başlanılmalıdır.Gece dalışlarında su altında çakarlı fener sadece teknenin altından
sarkıtılarak giriş çıkış noktalarını belirlemede kullanılır. Bazı dalgıçlar acil durumda kullanılmak üzere
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
56
elbiselerinin üzerine asılı veya kola takılı olarak çakarlı fener taşımaktadırlar. Bu fenerlerin sadece acil durumda
kalındığında imdat anlamında su altında veya su üstünde kullanılması bunun haricinde kullanılmaması
gerekir.Gece dalışlarında hiçbir dalıcının fenersiz olarak dalmasına müsaade edilmemelidir. Her dalıcıda bir ana,
bir yedek en az iki fener bulunmalıdır.Dalıcıların su altında fenerlerini birbirlerinin gözlerine doğru tutmaması
gereklidir. Dalış ve çıkışlarda her dalıcı fenerini dalış eşinin paletlerini aydınlatacak şekilde tutmalıdır. Su altı
işaretlerinin görülmesi için fenerinizle işaret verdiğiniz elinizi aydınlatın. Bu işlemi yaparken ışığın diğer
dalıcıların gözüne gelip onların gözlerini kamaştırmamaya dikkat edilmelidir. Su altında fenerin hareket
ettirilmesi ile verilen değişik işaretler öğrenilmelidir.Gece dalışında su altında dalış eşini kaybeden dalıcı
bulunduğu yerde düşey olarak durup kendi etrafında 360 dönecek ve bu dönüş esnasında fenerini vücuduna dik
olarak kendisi ile beraber döndürecektir. Bu şekilde hem dalış eşinin ışığını aramış olacak hem de kendi ışığının
onun tarafından görülmesini sağlayacaktır. Çıkış için dipte dalış teknenizin yada sahil çıkış noktasının işaret
ışıklarını bulamadıysanız ve tüpteki havanız rezerve sınırına geldiyse doğrudan satha çıkmanız gereklidir. Gece
şartlarında satıhta buddy görülemeyeceği için bir teknenin yolu üzerine çıkılması tehlikeli durumlara sebep
olacağından çıkış noktasında satha mümkünse üzerinde küçük bir pilli fener yada kimyasal ışık çubuğu bağlı bir
deco şamandırası şişirilip yollanmasında fayda vardır. Bu sizin hem satıhta hareket halinde olan teknelerden hem
de dalış tekneniz ve sahil çıkış noktamızdan da görülmenizi sağlayacaktır.Gece dalışlarında pusulanızı derinlik
ve tüp basınç konsolunuzu gündüz kontrol ettiğiniz sıklıktan daha fazla kontrol ediniz. Özellikle iniş ve
çıkışlarda gece şartlarından dolayı hızınızı ayarlamakta zorlanacağınız için fenerinizle derinlik saatini sürekli
kontrol ederek iniş ve çıkış yapınız. Aksi halde ani derine düşme veya hızla yukarı satha fırlama sorunları ile
karşılaşabilirsiniz.Karanlığın gizemli atmosferi en usta dalgıçlarda dahi gece dalışını heyecanlı hale getirir. Bu
nedenle özellikle dalış sayısı az olan ve gece dalışını ilk defa yapacak olan dalıcılara dikkat edilmeli gündüz
dalışlarından daha fazla göz kontağı kurulmalıdır.Karanlıkta paletin, elin, tüpün bir yere değmesi dalıcıda panik
yaratabilir. Böyle durumlarda kalınabileceği dalıştan önce özellikle tecrübesiz dalıcılara hatırlatılmalı ve
gerginliklerinin artması halinde derin nefes almaları ve tecrübeli dalış eşinin elini tutmaları satha çıkmaya
teşebbüs etmemeleri hatırlatılmalıdır. Gece dalışlarında dalış eşlerinin arka arkaya değil yan yana hareket
etmeleri, tercihen daha az tecrübeli olanın usta dalıcının sağ tarafında bulunması, navigasyonda usta dalcının yön
tayinini ve dalış derinliğini takip etmesi dalışın emniyeti açısından gereklidir.Su altı mağaralarına veya gemi
batıklarına gece dalışı yapılmaz. Çünkü gündüz dalışlarında mağara ve batık çıkışlarım belirleyen gün ışığı
sızıntısı gece dalışlarında olmadığından çıkış yolunu bulmak zorlaşır.Denizin yüksek dalgalı ve aşırı akıntılı
olduğu gecelerde dalış yapılmaktan kaçınılmalıdır. Bunun sebebi yüksek dalga periyotları arasında tekne ve sahil
ışıklarını kaybetme ve/veya kendi ferdi aydınlatma ışıklarının çıkış noktasındaki görevliler tarafından
görülememesi tehlikesidir. Özellikle buna akıntının eklenmesi ile çok kısa sürede dalıcı tekne veya sahilden
görülme mesafesinin dışına çıkabilir.. Gece dalışlarında özellikle kumlu veya çamurlu dip zeminine fazla
yaklaşılmamalı buralara palet vurup su bulandırılmamalıdır. Dipten kalkan kum ve çamurdan yansıyan fener
ışıkları hem göz alır hem de ışığı geçirmez.Bakmadan tüm malzemelerinizi el yordamı ile bulabilmelisiniz. Gece
dalışında bu alışkanlığın kazanılmış olması lazımdır. Bu nedenle yedek 2. kademe regülatörü tam göğüs
hizanızda BC nin yakasındaki halkaya takılı bir maps koruyucuya bağlanmalı varsa velcro cırt ile
tutturulmalıdır.Inflatörünüzün düşük basınç hortumu 1. kademeden düzgün çıkıp inflatöre bağlanmalıdır. Aksi
halde ters yönden çıkış yapmış bir hortum inflatörü zor bulabileceğiniz bir noktaya çekebilir.Konsolunuzun
fosforlu kadranları varsa dalışa başlamadan önce bu kadranları ışık tutarak bir anlamda şarj ediniz ki gece dalışta
konsola ışık tutmamıza gerek kalmadan kadranlar okunabilsin.Bazı konsollarda kolay görebilmek için kimyasal
ışık çubuğu da kadran kenarına bantlanabilir.Su üstüne çıkıldığında tekne veya karada bulunan giriş/çıkış
noktanıza uzaksanız ve akıntı mevcutsa güvenlik açısından sesle ikaz verecek düdük bulundurmakta fayda
vardır.Genelde sesle ikaz için iki tip düdük vardır. Biri inflatörün düşük basınçlı hortumu ile inflatör arasına
takılan ve düğmesine basıldığında tüpteki havanın basıncı ile çalan düdük, diğeri ise genelde plastikten yapılmış
ve üflenerek çalman klasik düdüktür. Bunu da kolay bulabilmek için bir iple inflatör hortumuna inflatöre yakın
olarak bağlamakta fayda vardır.Gece dalışlarında kullanmaya alışık olmadığınız malzemelerle dalmayınız.
Örneğin hiç venturi hava balans ayarlı 2 kademe regülatör kullanmadıysanız gece böyle bir regülatörle dalmayın
Suya atlarken veya su içerisinde elinizin ikinci kademe üzerindeki ayar düğme ve kollarına çarpması ile ya zor
hava çekebilirsiniz yada regülatör serbest akışa geçebilir. Bu da gece dalışının stresi altında dalıcıda paniğe
sebep olabilir.Dalış yapılacak bölgede özellikle tekneden yapılacak gece dalışlarında dalış sahasına
demirledikten sonra teknenin projektörleri ile dalış sahasının sathını tarayıp balıkçı .teknesi veya dibe atılmış bir
balık ağını markalayan şamandıra olup olmadığını araştırınız. Gece dipte ağ olması dalıcılara zor anlar yaşatır.
Bazı dalıcılar bunu bir heyecan olarak tanımlayıp dalmak isteseler dahi aşağıda dalıcılar varken bu ağların
balıkçı teknesi tarafından toplanmaya kalkışılması çok tehlikeli durumlar yaratabilir. Su üstü teknenizin
balıkçıları ikaz edebileceği güvencesi sizi kandırmasın. Ağın yüzlerce metre uzakta olan diğer ucundan çekmeye
başlayan tekneyi gece karanlığında kimse ne belirleyebilir nede ikaz edecek vakit bulabilir.Gerek tekneden
gerekse sahilden yapılacak gece dalışlarında dalıcıların dışında bir kişinin teknede veya sahilde bulunan girişçıkış noktasında güvenlik beklemesi yapması lazımdır.Bu kişiye dalışın yönü muhtemel maksimum dalış süresi
ve derinliği, dalış lideri tarafından belirtilir ve gece dalışında 15 metreden derine dalış yapılmaz.Bu kişi dalış
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
57
anından itibaren kronometre tutarak maksimum dalış süresi geçtiği halde dalıcılar çıkmamışsa belirlenen acil
durum prosedürünü uygulamaya başlar.Dalış süresi içerisinde dalış bölgesine yabancı bir teknenin yaklaştığını
görürse el feneri ile teknede bulunan “AŞAGIDA DALGIÇ VAR” alfa bayrağını yada kırmızı zemin üzerine
beyaz çapraz çizgili olan dalış bayrağını aydınlatır. Telsiz ile 16. kanaldan bölgesinde yaklaşmakta olan tekneye
ikazdır. Rotanızın üzerindeki bölgede dalış yapılmaktadır. Su altında dalgıç vardır. Rotanızı derece sancağa
ve/veya iskeleye kaydırınız.” mesajı verilir.Gece dalışı esnasında teknede veya sahilde bekleyen kişiyle dalış
lideri dalış öncesi bir brifing yaparak acil durumlarda uygulanacak prosedürleri belirlerler.Acil durum olarak
kabul edilen hususlar şunlardır:
a) Dalış süresi içerisinde dalıcıların su üstüne çıkmaması veya çıktıkları halde görülememeleri veya eksik
çıkmaları
b) Çıkışta dalıcıların dalga ve/veya akıntı nedeniyle tekneye ve/veya sahile ulaşamamaları
c) Dalıcılar su altında iken dalış bölgesi ve giriş-çıkış bölgesi üzerinden uyarılamayan bir deniz aracının geçmesi
veya durup demir atması
d) Dalıcılar su altında iken şiddetli rüzgar, dalga veya akıntı meydana gelmesi, dalış teknesinin demir taraması
veya su alması
e) Dalış teknesinin pervanesini çalıştırıp yer değiştirmek zorunda kalması
Dalış teknesinde kaza, yangın vs. gibi acil bir durumun meydana gelmesi.Dalış tekneleri dalıcılar su
altında iken acil durumlar dışında motor çalıştırmamalı pervanesini hareket ettirmemelidir. Bunun için dalış
öncesi demirini dibe iyi tutturmalı şayet kıyıya yakınsa koltuk halatlarını sağlam bağlamalıdır. Her tedbiri
almasına rağmen tekne demir tarayıp sığ suya veya yakın kayalara sürüklenirse tekne etrafı projektörlerle taranıp
aşağıdaki dalıcıların kabarcıkları aranır, etrafta hava kabarcığı yoksa motor çalıştırılıp yol verilerek sığdan veya
kayalıktan uzaklaşılır.Şayet dalıcıların kabarcıkları yakında ise pervane çalıştırılmayıp sadece ırgat kullanılarak
demir üzerine gidilir ve bu arada satha çıkan dalıcılara tekneye çabuk çıkmaları söylenir. Denizin durumu
dalıcıların tekneye çıkışını zorlaştırıyor ise dalıcılara 15-20 m’yi geçmeyen bir halat atılır ve teknenin kıçına
bağlanan bu halata tutunarak suda beklemeleri teknenin sığlık veya kayalıktan açığa güvene alınıncaya kadar
pervane suyundan ve tekne bordalarından uzakta kalmaları söylenir, motor çalıştırılarak tekne güvenli bir yere
kaydırılır ve dalıcılar tekneye alınır.Böyle durumlarda kullanılmak üzere suda batmayan 1,5-2 cm çaplı bir halat
daima teknenin kıçında hazır bekletilmelidir. Suda batan halatları dalıcılar henüz tutmadan suya gömüldüğü ve
pervaneye yada dümene takılacağı için kesinlikle kullanmayınız.
Akıntı dalışı
Dalışlarımız esnasında haberli veya habersiz olarak sualtı ve yüzey akıntılarına rast gelebiliriz, böyle
durumlarda yorulup tükenme yaşamak, rotadan sapmak, dalış sürelerimizin aşılması gibi risklerle karşılaşırız,
akıntıya maruz kalmamız kaçınılmaz ise, olabildiğince dipten gitmek(akıntı şiddeti dibe yaklaştıkça azalır),
gidişi akıntıya karşı, dönüşü akıntı ile yapmak, mutlaka akıntıya karşı yüzmek zorunda kalırsak akıntıya çapraz
ilerlemek, uzaktan yüzey yapılma ihtimaline karşı deko şamandırası ve düdük bulundurmak yapılması gereken
temel önlemlerdir.
TSSF / CMAS İki yıldız dalıcı eğitimi ders notları
58

Benzer belgeler

tssf / cmas bir yıldız dalıcı eğitimi ders notları

tssf / cmas bir yıldız dalıcı eğitimi ders notları Bu kursa katılmak için en az 15 yaşını bitirmiş olmak ( 18 yaşından küçüklerden veli izin belgesi alınacak ) sağlık belgesi ya da eşdeğer bir öğrenim belgesine sahip olmak , federasyonun bir yıldız...

Detaylı

Bir Yildiz Dalici Egitimi Kitabi

Bir Yildiz Dalici Egitimi Kitabi İki yıldız dalıcı , açık deniz dalış deneyimi olan dalıcıdır. Normal koşullarda iki adet iki yıldız dalıcı birlikte dalış yapabilirler. İki yıldız dalıcılar bir yıldız dalıcılara dalış liderliği ya...

Detaylı