Bilgisayara İndir - Hisar Intercontinental Hospital

Transkript

Bilgisayara İndir - Hisar Intercontinental Hospital
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
02 KAPAK ICI
5/25/08
9:26 PM
Page 1
7 gün 24 saat
Tan› Bölümleri
444 5 888
Checkup
H‹SARsa¤l›k
Y›l: 2 Say›: 4 MAYIS-TEMMUZ 2008
H‹SAR INTERCONTINENTAL HOSP‹TAL
ad›na imtiyaz sahibi
‹dari Direktör Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer
HIH E¤itim, Kültür ve Yay›nlar
Kurulu Baflkan› ve
Yaz›lardan Sorumlu Editör
Doç. Dr. Salih Somuncu
Yay›na Haz›rl›ktan Sorumlu Editör
Ülkü Ertu¤rul
Yay›n Kurulu
Prof. Bekir Sami Uyan›k
Uzm. Dr. Nilay De¤irmenci
Endoskopi Laboratuvar›
• Gastroduodenoskopi
• ERCP
• Kolonoskopi
• Rektoskopi
www.hisarhospital.com
Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar›
• Odyoloji Ünitesi
Gö¤üs Hastal›klar›
• Alerjik Cilt Testleri
• Bronkoskopi
• Solunum Laboratuvar›
• Solunum Fonksiyon Testleri
• Reverzibilite Testi
• Bronfl Provokasyon Testi
• CO Difüzyon Testi
• Verem Testleri (PPD)
• Plevra Biyopsisi
• Ergospirometri
• Uyku Laboratuvar›
• Tüm Gecelik Uyku Testi
• CPAP/BiPAP Titrasyonu
Nöroloji
• EEG
• EMG
Nükleer T›p
• Sintigrafi
• Miyokard Perfüzyon Spect Sintigrafisi
• Spect Beyin Kan Ak›m› Çal›flmas›
• Akci¤er Perfüzyon Ventilasyon Çal›flmas›
Patoloji - Sitopatoloji
• Histopatoloji
• Sitopatoloji
• ‹mmünohistopatoloji
Göz Hastal›klar›
• Bilgisayarl› Görme Alan›
• FFA-ICG Angiyografi
• OCT
• Wave Front Analizi
Radyoloji
• Anjiyografi
• Bilgisayarl› Tomografi
• CT Anjiyografi
• Dijital Direkt Röntgen
• Dijital Floroskopi
• Dijital Mamografi
• Kemik Dansitometrisi
• Manyetik Rezonans Görüntüleme (1,5 tesla MR)
• Ultrasonografi (Renkli Doppler Ultrasonografi)
• Giriflimsel Radyoloji
• Sanal Kolonoskopi
• Seyyar Röntgen ve Seyyar Ultrasonografi
Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu
Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml›
Emine Yavuz
Büflra Çetmin
Sibel Gümüflbo¤an
Yaz›flma Adresi
Hisar Intercontinental Hospital
E¤itim Kurulu veya
Halkla ‹liflkiler Bölümü Baflkanl›¤›
Alemda¤ Cad. Site Yolu No: 7
34768 Ümraniye / ‹stanbul
Kardiyoloji
• EKG
• Efor Testi
• Ekokardiyografi
• Ritim ve Tansiyon Holter
• Koroner Anjiyografi
• Telemetri
Klinik Laboratuvarlar
• ‹mmünoloji
• Biyokimya
• Endokrinoloji
• Hematoloji
• Mikrobiyoloji
• Seroloji
Uyku Laboratuvar›
Üroloji
• Androloji Laboratuvar›
• Green Light
• Sistoskopi
• Ürodinami Laboratuvar›
Telefon: (0216) 524 13 00 (Pbx)
Fax: (0216) 524 13 23
E-Posta: [email protected]
Tedavi Bölümleri
www.hisarhospital.com
Yay›n - Tasar›m
MEDYA OF‹S LTD. fiT‹.
Web: www.medyaofis.org
e-Posta: [email protected]
Tel: 0212 351 54 54 (Pbx)
Bask›
FAZ‹LET NEfiR‹YAT ve T‹C. A.fi.
Ba¤lar Mahallesi Mimar Sinan Cad No: 52
Güneflli-Ba¤c›lar-‹stanbul
Tel: 0212 657 88 00 (pbx)
Fax: 0212 657 95 88
Web: www.fazilet.com.tr
e-Posta: [email protected]
Üç ayda bir yay›nlan›r.
Hisar Intercontinental Hospital taraf›ndan halka ve sa¤l›k
çal›flanlar›na hizmet amac›yla yay›nlanan; ücretsiz;
medikal ve paramedikal içerikli dergidir.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Acil Servis
A¤›z ve Difl Hastal›klar›
Alerji
Anesteziyoloji ve Reanimasyon
Çocuk Cerrahisi ve Ürolojisi
Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Dermatoloji
Enfeksiyon Hastal›klar›
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Gastroenterohepatoloji
Genel Cerrahi
• Meme Cerahisi
• Gö¤üs (Akci¤er) Hastal›klar› ve
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Tüberküloz
Gö¤üs Cerrahisi
Göz Sa¤l›¤› ve Hastal›klar›
Hiperbarik Oksijen Tedavisi
‹ç Hastal›klar›
Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um
Kalp Damar Cerrahisi
Kardiyoloji
Kulak Burun Bo¤az Hastal›klar›
Nefroloji
Nöroloji
Nöroflirürji
(Beyin ve Sinir Cerrahisi)
• Nükleer T›p
• Obezite Poliklini¤i
• Ortopedi ve Travmatoloji
• Pediatrik Kardiyoloji
• Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi
• Psikiyatri ve Klinik Psikoloji
• Üroloji
• Yo¤un Bak›mlar
• Cerrahi Yo¤un Bak›m
• KVC Yo¤un Bak›m
• Yenido¤an Yo¤un Bak›m
• Koroner Yo¤un Bak›m
03 EDITOR
5/25/08
9:31 PM
Page 1
Bilimsel ve etik sa¤l›k hizmeti
S
evgili okurlar›m›z;
Hisar Intercontinental Hospital E¤itim, Kültür ve
Yay›nlar Kurulu olarak haz›rlad›¤›m›z Hisar Sa¤l›k
Dergisinin dördüncü say›s›n› sizlerle buluflturman›n
mutlulu¤unu yafl›yoruz. Amac›m›z bir sa¤l›k kuruluflu olarak sizlere ça¤dafl, bilimsel ve etik anlay›flla sa¤l›k hizmetlerini sunmak. Ayn› amaçlar› sizlere sundu¤umuz dergimiz
ile de sürdürüyoruz. ‹lk üç say› ile ilgili olarak sizlerden ald›¤›m›z yap›c› elefltiriler bizlere cesaret veriyor.
Bilimin gücüne her zaman inanan bir ekip olarak, sizlere baflvuru kayna¤› da olabilecek
bir sa¤l›k dergisi ç›karman›n gereklili¤ine inan›yoruz. Bu amaçla hem çok s›k rastlan›lan
bir sa¤l›k sorunu ile ilgili hem de özellikli bir t›bbi alanla ilgili konular› bu say›da bulman›z mümkün olacakt›r. Dergimizin sayfalar›n› kar›flt›r›rken mutlaka ilginizi çekebilecek
ve bilgilenmek istedi¤iniz bir konunun olmas›na gayret ettik. Bu nedenle farkl› konularda sizlere ulaflmaya çal›flt›k.
Halk›m›za, çevre sa¤l›k çal›flanlar›na ve kendi çal›flanlar›m›za yönelik e¤itim faaliyetlerimizi de aksatmadan yürütüyoruz. Hastalar›m›z› ve halk›m›z› sa¤l›k konular› ile ilgili bilgilendirmek d›fl›nda kendi çal›flanlar›m›za yönelik hizmet içi e¤itimlerimiz bilimsel içeri¤i oldukça yüksek flekilde devam etmektedir. Bu say›m›zda sa¤l›k konular› d›fl›nda yapm›fl oldu¤umuz bu etkinliklerimizi de sizlere sunmak istedik. Bu vesile ile hastanemizi ziyaret edip, e¤itim faaliyetlerimize katk›da bulanan tüm de¤erli konuklar›m›za da teflekkürlerimizi sunuyoruz.
Gelecekte çok daha faydal› ve e¤itici olacak say›lar›m›z ile sizlerin karfl›s›na ç›kmak dile¤i ile tüm hastalar›m›za, halk›m›za ve tüm sa¤l›k çal›flanlar›na sa¤l›kl›, mutlu ve huzurlu günler diliyoruz.
Doç. Dr. Salih Somuncu
HIH E¤itim, Kültür ve Yay›nlar Kurulu Baflkan› ve Editör
H‹SARsa¤l›k
editör
3
04-05 ICINDEKI GUNDEM
5/26/08
2:24 AM
Page 1
T›bbi Direktör
Gö¤üs Cerrahisi
Nükleer T›p
Doç. Dr. Faik Çelik
Prof. Dr. Mustafa Yüksel *
Op. Dr. Hakan Güleç
Uzm. Dr. Nadiye Kahraman
Uzm. Dr. Saadet Atay Rosenthal
Prof. Dr. Süleyman Özyalç›n*
Gö¤üs Hastal›klar›
Ortopedi
Anestezi ve Reanimasyon
Uzm. Dr. Orhan Dalk›l›ç
Prof. Dr. Hakan Gündefl*
Prof. Dr. Mehmet Tuncel
Op. Dr. Cengiz Çelik
doktorlar›m›z
Algoloji
Prof. Dr. Elvan Tercan
Prof. Dr. Figen Esen*
Uzm. Dr. Damla Aktan
Uzm. Dr. Güzin Kaflo
Uzm. Dr. Haluk Ahmet Karaca
Uzm. Dr. Sanem Özgün
Uzm. Dr. Ümit Utku Savafl
Biyokimya ve Klinik Biyokimya
Göz Hastal›klar›
Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu *
Op. Dr. Ali Sipahier
Op. Dr. Faruk Ero¤lu
Uzm. Dr. Tuna Gümüfl
Çocuk Cerrahisi
Prof. Dr. ‹zzet Fresko * (Romatoloji)
Prof. Dr. Sevgi Befl›fl›k * (Hematoloji)
Uzm. Dr. Baht›flen Güven* (Nefroloji)
Uzm. Dr. Nurettin Demirkol
Uzm. Dr. Nurgül De¤irmenci
Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu
Prof. Dr. Emin Ünüvar *
Doç. Dr. Yal›m Yalç›n * (Çocuk Kardiyolojisi)
Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer
Uzm. Dr. ‹zlem Göçmen
Uzm. Dr. Tamer Ünver
Uzm. Dr. Yunus Nas
Dermatoloji
Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤
Uzm. Dr. Metin O¤uz*
Uzm. Dr. Yasemin Kural
Difl
Uzm. Dt. Hakk› Sönmez Atefl* (Çene Cerrah›)
Uzm. Dt. Nihan Özlem H›z›r
Dt. Defne Kan›k
Diyet
Dyt. Gülin Öztürk
Enfeksiyon Hastal›klar›
Kad›n Hastal›klar›
Prof. Dr. Fuat Demirci*
Prof. Dr. Selçuk Özden*
Opr. Dr. Ayfle Kara
Opr. Dr. Filiz Topuz
Kardiyoloji
Doç. Dr. Murat Gençbay
Uzm. Dr. Ayd›n Ça¤›l*
Uzm. Dr. Birsen Ersek *
Uzm. Dr. Ela fiahinbafl Kavlak
Uzm. Dr. Sacit Cinsoy
Kardiyovasküler Cerrahi
Doç. Dr. Mustafa Güler*
Op. Dr. Erhan Kaya
Uzm. Dr. Ramazan Gözüküçük
Estetik ve Plastik Cerrahi
Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu *
Uzm. Dr. Fatma Devrim Meydan Ocak
Nöroloji
Doç. Dr. Erdo¤an Ar›kan
Uzm. Dr. Murat Korkmaz
Uzm. Dr. Ayfle Gülflah Yüksel K›r›ml›
Uzm. Dr. Ça¤atay Karfl›da¤*
Uzm. Dr. Zerrin Topçu Bilgen* (Çocuk
Psikiyatristi)
Psikolog Dr. Sedef Akbay
Psikolog Seval Uslu (Çocuk Psikolo¤u)
Radyoloji
Uzm. Dr. Hakk› Özarslan
Uzm. Dr. Hilmi Aksoy
Uzm. Dr. Selçuk Çamuflçu
Uzm. Dr. Seniha Aktafl
Uyku Merkezi
Uzm. Dr. Gülfem Yurteri*
Üroloji
Doç.Dr. Turhan Çaflkurlu*
Op. Dr. Basri Çak›ro¤lu
Acil
Uzm. Dr. Mehmet Yaflar K›l›ç
Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon
Gastroenteroloji
Psikiyatri
Kulak-Burun-Bo¤az
Prof. Dr. Necdet Biliciler*
Prof. Dr. Orhan Özturhan*
Op. Dr. Mehmet Fikret Derman
Op. Dr. Tayfun Apuhan
Doç. Dr. Tu¤rul Maral
Uzm. Dr. Ali Mezde¤i
Periferik Damar Cerrahisi
Prof. Dr. Selçuk Bakt›ro¤lu*
‹ç Hastal›klar›
Çocuk Sa¤l›¤› Ve Hastal›klar›
Uzm. Dr. Lora Eflberk Atefl
Hiperbarik Oksijen Ted. Ünitesi
Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k
Doç. Dr. Salih Somuncu
Patoloji
Prof. Dr. Sibel Karfl›da¤*
Uzm. Dr. Cansever Turgut
Uzm. Dr. Nilay De¤irmenci
Genel Cerrahi
Nöroflirurji
Prof. Dr. Orhan Bilge *
Op. Dr. ‹lker Abc›
Op. Dr. fierife fiimflek
Prof. Dr. Murat ‹mer*
Op. Dr. Ayd›n Aydoseri*
Op. Dr. Soner Duru
‹flyeri Hekimli¤i
Dr. Sema Sengez
Servis Hekimleri
Dr. Emre Kavlak
Dr. Erhan Özden
Dr. Gökhan Ayaz
Dr. ‹rfan Yald›r
Dr. Kader Gürses
Dr. Murat fiener
Dr. Nur fiebnem Atakifli
Dr. Nur Befltay
Dr. Sema Kayacan
* Part-Time konsültan hekimlerimizin çal›flma saatlerini 444 5 888 no’lu Ça¤r› Merkezimizden ö¤renebilirsiniz.
04-05 ICINDEKI GUNDEM
5/25/08
10:19 PM
Page 2
içindekiler
6
Her Yaflta Sa¤l›k
Sa¤l›kl› Yafllanma
Doç. Dr. Faik Çelik
8
Gö¤üs Hastal›klar› ve Alerji
Bahar Yorgunlu¤u Deyip Geçmeyin!
Uzm. Dr. Orhan Dalk›l›ç
10
Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon
Mekanik Kaynakl› Bel A¤r›l› Hastalarda Fizik Tedavi
ve Rehabilitasyon Yaklafl›mlar›
Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu
14
Dermatoloji
Kozmetolojinin Tarihçesi Ve Botoks
Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤
17
Çocuk Sa¤l›¤›
Çocuklarda Tekrarlayan Üst Solunum Yolu
Enfeksiyonlar›n›n De¤erlendirilmesi
Prof. Dr. Emin Ünüvar
20
Kad›n Hastal›klar›
Ürojinekoloji Nedir?
Prof. Dr. Fuat Demirci
23
Psikiyatri
Fobiler
Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml›
26
‹ç Hastal›klar›
Obezite Ve Tip 2 Diyabet ‹liflkisi
Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu
30
Genel Cerrahi
Guatr Ameliyatlar›nda Daha Az Dikifl ‹zi
Opr. Dr. ‹lker Abc›
32
Göz Sa¤l›¤›
Görme Ve Kontrast
Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu
34
Çocuk Sa¤l›¤›
Çocuklar›n›z› Güneflin Zararl› Ifl›nlar›ndan Koruyun
Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer
36
Kad›n Sa¤l›¤›
Rahim A¤z› Kanseri ve HPV Afl›lar›
Opr. Dr. Filiz Topuz
38
Teknoloji
Laboratuvar
Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k
40
Sa¤l›k Ordumuzu Tan›yal›m
HIH Göz Sa¤l›¤› Bölümü
42
Gezi
Amasra
44
Okur Köflesi
‹stanbul’un Fare Kapan›
Sunay Ak›n
46
Hisar Gündem
Sa¤l›k E¤itimi ve Taramas› Çal›flmalar›m›z
5
06-07 SAGLIKLI YASLANMA
5/25/08
10:36 PM
Page 1
m her yaflta sa¤l›k
Sa¤l›kl›
yafllanma
Sa¤l›kl›
yafllanma için
her zaman her
yerde
rastlad›¤›m›z
önerileri
hat›rlatacak
olursak: Sigara
içmeyiniz ve
sigara dumanl›
ortamlardan uzak
kal›n›z. Kilonuza
dikkat ediniz.
Afl›r›ya kaçmadan
egzersiz yap›n›z.
Doç. Dr. Faik Çelik
6
Doç. Dr. Faik Çelik
Hisar Intercontinental Hospital T›bbi Direktörü
afll›l›k, yaflam sürecinin ileriki döneminde
fiziksel ve ruhsal de¤iflimlerin görüldü¤ü
bir evre olarak tan›mlanmaktad›r. Geliflmifl ülkelerin
önemli bir k›sm›nda emeklilik yafl›
olan 65 yafl ve üstü, hastalar›n sa¤l›k
sorunlar›, hastal›klar›, sosyal ve fonksiyonel yaflamlar› aç›s›ndan yafll›l›k
s›n›r› kabul edilmektedir.
Dünyan›n nüfusu bir yandan say›ca
artarken bir yandan da yafllanmaktad›r. Yafll› nüfusun art›fl›nda do¤umlar›n azalmas›n›n yan› s›ra yaflam süresinin uzamas›n›n da rolü vard›r. 100
y›l öncesinde 48-50 y›l olan sürelerin
bugünlerde kad›nlarda 78’e erkeklerde 72’lere kadar ç›kt›¤›n› görüyoruz.
Yaflam süresinin en uzun oldu¤u ülke
80 y›l ortalama ile ile Japonya’d›r. Japonya’y› 79 y›l ile ‹zlanda, Kanada,
‹sveç ve ‹sviçre izler. Yunanistan,
K›br›s, Fransa, ‹talya, Hollanda,
Norveç, ‹ngiltere, ‹srail 78 y›l, Avusturya, Belçika, Almanya, ABD gibi ülkeler ise 77 y›l ile
arkadan gelirler. Türkiye’de ise ortalama yafl 71 y›ld›r. Halen dünyada yafll› nüfus oran›n›n
en fazla oldu¤u ülke %18.1 oran› ile ‹talya’d›r. Yafll› nüfus oran› bak›m›ndan ‹talya’y›, ‹sveç
ve Yunanistan izlemektedir. 2010 y›l›nda dünya nüfusunun %7.3'ünün 65 yafl›n üstünde olaca¤› tahmin edilmektedir. Türkiye’de 65 yafl ve üzeri nüfusun toplam nüfus içerisindeki pa-
Y
06-07 SAGLIKLI YASLANMA
5/25/08
10:37 PM
Page 2
me karbonhidrat, ya¤ ve proteinley› 1990 y›l› itibar›yla yüzde 4,3’tür.
rin, minerallerin, suyun belirli oran
Fakat bu rakam›n 2025’e kadar
ve miktarlarda al›nmas›n› gerektirir.
ikiye katlanarak yüzde 8,6’ya ç›ka'Healthy Aging' yani 'Sa¤l›kl› Yaflca¤› öngörülmektedir.
lanma ' adl› kitab›n yazar› Dr. AnModern toplumlarda yafll› nüfus için
drew Weil, sa¤l›kl› yafllanman›n,
de¤erlendirilmesi gereken as›l ölçüdaha do¤rusu 'y›llanman›n' kiflinin
tün hastal›k ya da maluliyetin olmasadece genetik yap›s›yla ilgili olmad›¤›, sa¤l›kl› ve aktif yaflam beklend›¤›n›, yaflam tarz›n›n da çok önemtisi oldu¤u kabul edilmektedir.
li oldu¤unu, sa¤l›kl› bir yaflam tarz›
Yafll›l›k döneminde alg›lamada ve
benimsemenin de herkesin kendi
hareketlerde yavafllama ile birlikte
Sa¤l›kl› yafllanma, sa¤l›¤›n ve fiziksel,
elinde oldu¤unu yazmaktad›r.
azalma, yarat›c› yeteneklerde azalSa¤l›kl› yafllanma ile insan›n ömrüma, dikkatsizlik, daha yavafl düflünsosyal, ruhsal iyilik halinin, ba¤›ms›z
nün uzayabilece¤ini belirten Prof.
me h›z› görülebilir. Ribot Kanuyaflayabilme yetisinin; yaflam kalitesinin
Dr. M. Y›lmaztürk ise “insan ömrünu’na göre, yafll›larda daha önce
korunmas›
ve
daha
iyi
hale
getirilmesi;
ayr›ca
nün bilimsel olarak 140 y›l oldu¤u
edinilen bilgiler sa¤lam kal›r ve yesaptanm›flt›r, ömrü 140 y›l olmas›
yaflam süreçleri aras›nda baflar›l› geçifllerin
ni ö¤renilen bilgiler çabuk unutulur.
gereken insanlar, 70-80 y›l yafl›yorBu kifliler çevreye karfl› daha az ilgisa¤lanmas› için imkanlar›n ömür boyu
sa, demek ki ömürlerinin yar›s› heba
li, kendi bedenine ve kendine karfl›
optimize
edilmesi
olarak
tan›mlanmaktad›r.
oluyor” demektedir.
daha ilgili olup, bedenlerinde fizikUnutmayal›m ki Mimar Sinan “en
sel yak›nmalarda art›fl görülür.
büyük eserim, ustal›k eserim” diye
Canl› ne kadar h›zl› yaflar ve enertakdim
etti¤i
Edirne’deki
Selimiye Camii’ni (1575) , 80 yajisini h›zl› tüketirse o kadar çabuk ölür. Fare gibi çok hareketli
fl›nda
yapm›flt›.
ve yüksek metabolizmal› hayvanlar k›sa süre yaflarken fil, timYafllanma tersine çevrilebilir ya da durdurulabilir de¤ildir.
sah, kablumba¤a gibi a¤›r hareket eden hayvanlar çok uzun
Yafllanmaya karfl› olma yerine iyi bir flekilde yafllanmaya konömürlüdürler. ‹flçi ar›lar›n 600 km. uçufl enerjileri vard›r, bu kisantre olabilme önemlidir.
lometreyi tamamlad›ktan sonra -ki bu süre 3-6 ayd›r- ölürler.
Yafll›l›k bir son de¤ildir, güzel yaflanmas› gereken bir süreçBuna karfl›l›k kovanda oturan ve iflçi ar›larca beslenen kraliçe
tir.
ar›n›n ömrü 5-6 senedir.
Yafll›l›¤a karfl› en güçlü silah yaflama ba¤l›l›kt›r.
Afl›r› stres, a¤›r sporlar, sigara, röntgen ›fl›nlar›yla afl›r› karfl›Bir insan kendini yafll› hissetti¤inde ve yafll› gibi davrand›¤›nlaflma, çevresel zehirler, yiyecek maddelerine konan katk›
da yafllanm›fl demektir.
maddeleri, kronik iltihabi hastal›klar yaflam ortalamas›n› k›salHerkesin yafll›l›k sürecinde sa¤l›kl› günler geçirmesi arzusuyt›rlar. Deri, yafll›l›¤› en görünür k›lan organd›r. Deride incelme,
la esenlikler diliyorum...
k›r›fl›kl›k, elastikiyet kayb› ve lekelenme, saçlarda k›rlaflma en
s›k görülen belirtilerdir.
Sa¤l›kl› yafllanma, sa¤l›¤›n ve fiziksel, sosyal, ruhsal iyilik
halinin, ba¤›ms›z yaflayabilme yetisinin; yaflam kalitesinin korunmas› ve daha iyi hale getirilmesi; ayr›ca yaflam süreçleri
aras›nda baflar›l› geçifllerin sa¤lanmas› için imkanlar›n ömür
boyu optimize edilmesi olarak tan›mlanmaktad›r. Sa¤l›kl›
yafllanma için her zaman her yerde rastlad›¤›m›z önerileri hat›rlatacak olursak: Sigara içmeyiniz ve sigara dumanl› ortamlardan uzak kal›n›z. Kilonuza dikkat ediniz. Afl›r›ya kaçmadan
egzersiz yap›n›z. Neyin bizde stres oluflturdu¤unu tan›mam›z
ve kaçmak yerine bunlar› mümkün ise nas›l çözebilece¤inizi
araflt›r›n›z, bu konuda profesyonel yard›m da almak mümkündür. Doymak için de¤il beslenmek için yiyin. Sa¤l›kl› beslen7
08-09 BAHAR ALERJISI
m
5/25/08
10:39 PM
Page 1
gö¤üs hastal›klar›
Bahar yorgunlu¤u
deyip geçmeyin!
Uzm. Dr. Orhan DALKILIÇ
Gö¤üs Hastal›klar› ve Alleri Bölümü
Toplumda
her üç kifliden
biri alerjik bir
bünyeye sahip.
Bu kiflilerin
önemli bir
k›sm›nda
sorunlar
mevsimle
birlikte art›yor.
Mevsimsel
alerjinin en s›k
rastlanan nedeni
ise polenler.
Uzm. Dr. Orhan DALKILIÇ
8
ahar, rengarenk çiçekleri ve yemyeflil bir örtüye bürünen do¤as› ile
büyüleyici bir mevsim.
Ancak bu güzel mevsimden yeterince istifade edemeyenlerin oldu¤unu biliyor muyuz? Baharla birlikte insanda do¤ada oldu¤u gibi canlanma, güzel duygularda artma
ve mutluluk hissi yeflermektedir. Buna ra¤men toplumda bahar yorgunlu¤u denilen; halsizlik, yorgunluk, isteksizlik ile birlikte seyreden ifl gücü
kayb› ve okula devams›zl›¤a yol açan
hastal›¤a rastlamaktay›z. Bu belirtilerin hiç bahar alerjisinden olabilece¤ini düflündünüz mü?
Bahar alerjisi genellikle baharla birlikte art›fl gösteren polenlere ba¤l› oldu¤u için polen alerjisi ile özdeflleflmifltir. Yani bahar alerjisi denince akla polen gelir.
B
Polen nedir?
Polen bitkilerin erkek üreme hücresi
olup ilk bulunan alerjenlerdir. Baharla birlikte ortaya ç›karlar. Bitkilerin
havaya saçt›¤› polenler rüzgar yoluyla 500 km uza¤a kadar uçuflabilirler. Ulaflt›klar› yerlerde
döllenmeye sebep olarak bitkilerin ço¤almas›na neden olurlar. Çay›r, tah›l, a¤aç ve yabani otlar en önemli polen kayna¤›d›r. A¤aç polenleri fiubat-Nisan, çay›r polenleri May›s-Temmuz,
yabani ot polenleri ise en çok A¤ustos-Ekim aylar›nda yay›lma gösterir. Gün içerisinde sabah saatlerinde polen düzeyi daha çok yo¤unlafl›r. Nemli ve rutubetli havalarda azal›rken kuru ve güneflli havalarda polen düzeyi artar. Küresel ›s›nma ise alerjik hastal›klar›n art›fl›ndaki sebeplerden biri ve de en önemlisidir.
08-09 BAHAR ALERJISI
5/25/08
10:39 PM
Page 2
Nas›l tan› konulur?
tan maskelerle ç›kabilirsiniz.
• Polen zaman› aç›k havada spor
yapmay›n.
Havadaki polenler solunum yoluyla
• Saçlar tozu tutar. Bu nedenle her
akflam saçlar›n›z› y›kay›p dufl al›n.
burunda, bronfllarda veya gözlerde birikir.
Böylece üzerinizdeki polen tozlar›nBurunda alerjik rinit (Bahar alerjisi/saman
dan ar›nabilirsiniz.
nezlesi),bronfllarda alerjik ast›m, gözlerde
• Çocuklar sokaktan geldi¤i zaman
giysilerini hemen de¤ifltirmelerini
ise konjuktivite neden olur. Bu tür alerjiden
sa¤lay›n.
yak›nanlar›n hangi cins polene karfl› alerjik
• Arabada giderken camlar› açmaolduklar›n›n belirlenmesi yararl›d›r.
y›n. Hava de¤iflimi için klimadan yararlan›n.
• Polen zaman› evde kap› ve
Bahar alerjisi nas›l oluflur?
pencerelerinizi kapal› tutun.
Atopi dedi¤imiz alerjik yatk›nl›¤› olan insanlarda havadaki po• Evinizde ve ofiste varsa polen filtreli klima kullan›n. Bu
lenler soluma yoluyla öncelikle buruna yerleflir ve mevsimsel
filtreleri s›k s›k temizletin. Böylece d›flardan gelecek
yak›nmalar›n oluflmas›na neden olur. Vücut bu madde ile karfl›olan tozlar› önleyebilirsiniz.
laflt›¤› zaman biyokimyasal bir silah (histamin) üreterek alerjik
• Tatil için deniz kenar›n› veya yüksek da¤lar› tercih edin.
belirtilerin ve hastal›klar›n oluflmas›na sebep olur. Kiflinin flikâ• D›flar›da gözlük ve flapka kullan›n. Gözlükleri her gün
yetleri havada bulunan polen miktar›na ba¤l› olarak artma veya
akar suyun alt›nda y›kay›n.
azalma gösterebilir.
• Günlük k›yafetlerinizi yatak odas›nda ç›karmay›n.
• Alerjiye karfl› doktora baflvurun.
Polenlerin yol açt›¤›
• Çim biçmekten kaç›n›n ya da maske-flapka kullan›n.
fiikayetleri olanlar ve polen alerjisinden flüphelenilenlerde klinik, muayene ve alerji deri testleri ile tama yak›n
tan› konulur. Gerekirse ileri tetkikler;
nasal smear, Total Ig E ve spesifik
kan testleri ile teyit edilir.
Özellikle bahar allerjisinden flüphelenilen hastalar›n fiubat-Eylül aras› bu
testleri yapt›rmalar›nda yarar vard›r.
Çünkü bu aylarda vücuttaki alerjik
cevap düzeyi artaca¤›ndan tan› kolaylafl›r.
hastal›klar ve belirtileri
Havadaki polenler solunum yoluyla burunda, bronfllarda veya
gözlerde birikir. Burunda alerjik rinit (bahar alerjisi/saman nezlesi), bronfllarda alerjik ast›m, gözlerde ise konjuktivite neden
olur. Bu tür alerjiden yak›nanlar›n hangi cins polene karfl› alerjik olduklar›n›n belirlenmesi yararl›d›r. Alerjisi olan kifli duyarl› oldu¤u bitkinin polen yayd›¤› mevsimde o bitkinin yo¤un oldu¤u bölgeden uzak kalmal›d›r. Bu konuda geliflmifl ülkeler haz›rlad›klar› polen haritas› ile polen alerji vakalar›n›n azalmas›na büyük katk›da bulunmufllard›r.
Ülkemizde Burdur, Samsun, ‹stanbul, Ankara, Bursa ve Kütahya bölgelerinde a¤aç ve çay›r polenlerine yayg›n olarak rastlanm›flt›r. Baharla birlikte sürekli hapfl›rma, burun ak›nt›s› ve t›kan›kl›¤›, geniz ak›nt›s›, kuru öksürük, bo¤az, burun ve kulakta
fliddetli kafl›nt› ya da gözlerde kafl›nt› ve sulanma gibi belirtilerle saman nezlesi bafllar. Önlem al›nmazsa ileri vakalarda yorgunluk, ifltahs›zl›k, sinirlilik, bafl a¤r›s›, sinüzit, orta kulak iltihab›, bronflit veya ast›m gibi hastal›klara dönüflebilir.
Polen alerjisinden
korunma yollar›
• Polenlerin en fazla uçufltu¤u sabahlar› saat 05:00 ile
10:00 aras› aç›k havaya ç›kmay›n. Ancak a¤›z ve burnu kapa-
Tedavi de nelere dikkat
edilmelidir?
• Korunma: Polen alerjisi olanlar yukar›daki önlemlere
tama yak›n uymal›d›rlar.
• fiikayetler geçmezse ilaç tedavisi uygulan›r. Doktor
gözetiminde antialerjik ilaçlarla hastal›k kontrol alt›nda
tutulmaya çal›fl›lmal›d›r. Eski kuflak antialerjik ilaçlarda
sakinlefltirici (sedatif) yan etki, ilaçlarla etkileflme ve
kalpde toksik etki fazla oldu¤undan terk edilmeye
bafllanm›flt›r. Bu nedenle eczaneden rastgele alerji ilac›
al›nmamal›d›r. Yeni jenerasyon ilaçlarda bu yan etkiler
minimuma indirilmifltir.
• E¤er alerjik flikayetler ilaçlarla geçmiyorsa ve giderek
art›yorsa spesifik alerji tespit edilenlere afl› tedavisi
(immunoterapi) uygulanabilir. Çok az miktarlardan
bafllanarak giderek art›r›lan allerjen afl› ile vücuda verilir.
Bu alerjenlere karfl› vücudun desensitize (duyars›z)
hale gelmesi sa¤lan›r. Afl›lama yaklafl›k 4-5 y›l sürer.
Tüm bunlara ra¤men maalesef alerjik hastal›klarda
% 100 tedavi mümkün de¤ildir. Ancak yukar›daki yön
temlerle alerjik hastal›klar tama yak›n kontrol alt›na
al›nmaya çal›fl›l›r.
9
10-11-12 BEL AGRIlARI
m
5/25/08
11:09 PM
Page 1
fizik tedavi rehabilitasyon
Mekanik kaynakl› bel a¤r›l› hastalarda
Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon
yaklafl›mlar›
Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü
umbosakral omurgan›n mekanik bozukluklar› bel a¤r›s›n›n en s›k sebebidir. Me-
Bel a¤r›s›
hayat› tehdit
etmemesine
ra¤men,
endüstrileflmifl
toplumlarda
tan›, tedavi
masraflar› ve
ifl günü kayb›
nedeni ile
oldukça pahal›
bir sa¤l›k
problemidir.
10
L
kanik kaynakl› bel a¤r›lar› fiziksel aktivite ile artan, istirahatle azalan, s›kl›kla
normal anatomik yap›n›n afl›r› kullan›m›na veya yaralanmas›na veya deformitesine ba¤l› olarak ortaya ç›kan durumlar› tan›mlayan bir terimdir. Bu tip a¤r› s›kl›kla bel kaslar›n›n, tendonlar›n›n ve ligamanlar›n›n strese veya zorlanmaya maruz kalmas› sonucu ortaya ç›kar ve genellikle zorlay›c› günlük aktiviteler, a¤›r kald›rma, uzun
süre ayakta kalma veya oturma neden olarak gösterilir. Öne e¤ilme, dönme, bir fleyi kald›rma, uzun süre ayakta durma ve oturma gibi günlük aktiviteler a¤r›y› artt›rd›¤› için gün içinde gittikçe a¤r›n›n fliddeti artar.
Bel a¤r›lar›nda spesifik etyolojiyi belirlemek
kolay de¤ildir, ancak a¤›r yaflam koflullar›,
vücudun yanl›fl kullan›m›, tekrarlayan hareketler, kondüsyonun iyi olmamas› gibi baz›
faktörlerin bel a¤r›s› oluflumunda rol oynad›klar› bilinmektedir. Bel a¤r›s›n› mekanik
olarak tan›mlayabilmek için enflamatuar, infeksiyöz, tümöral, metabolik nedenlerin, iç
organlardan yans›yan a¤r›lar ile fraktüre ba¤l› a¤r›n›n ekarte edilmesi gerekir. Bu ayr›nt›l› bir sorgulama, fizik muayene, laboratuar
testleri ve gerekti¤inde yap›lan görüntüleme
yöntemlerinin yard›m› ile mümkündür.
Bel a¤r›s› hayat› tehdit etmemesine ra¤men,
endüstrileflmifl toplumlarda tan›, tedavi masraflar› ve ifl günü kayb› nedeni ile oldukça
pahal› bir sa¤l›k problemidir. Hemen hemen
10-11-12 BEL AGRIlARI
5/25/08
11:10 PM
Page 2
her insan hayat›n›n bir dönemin• Manipülasyon
• Akupunktur gibi tedavi araçlade bel a¤r›s›ndan yak›n›r. Bu nedenle doktora baflvuru sebepleri
r›ndan yararlan›l›r.
aras›nda ikinci s›rada yer almak‹stirahat, bel a¤r›s›nda semptotad›r. 45 yafl›n alt›nda çal›flanlarmatik rahatlama ve disk içi bada fiziksel fonksiyonlar› k›s›tlas›nçta azalmaya yol açt›¤› için en
s›k önerilen tedavi yöntemidir.
yan, sakat b›rakan en s›k neden
Yatak istirahati akut bel a¤r›s›n›n
Akut bel a¤r›s›nda 4 günden az
bel a¤r›s›d›r.
süreli yatak istirahati önerilmekHastalar›n %70’i iki ila üç haftatedavisinde etkisizdir, a¤r› çok fliddetli
da, %90’› alt› hafta içinde iyilefltedir. Daha uzun süreli oldu¤unda
de¤ilse hastan›n aktivitesi mümkün
eklemlerde hareket kayb›na, yumektedir. Daha uzun süre devam
oldu¤unca korunmaya çal›fl›lmal›d›r. Normal
etmesi halinde tan› ve tedavi için
muflak dokularda k›salmalara, kas
ayr›nt›l› de¤erlendirme gerekir.
gücünde ve kardiyopulmoner daaktivitenin sürdürülmesi h›zl› semptomatik
Tedavide koruma e¤itimi ve egyan›kl›l›kta azalmaya yol açacakdüzelme sa¤lar, kronikleflme ve ifl günü
zersiz programlar›ndan oluflan
t›r. Hastan›n orta sertlikte bir yakayb› daha az olur.
aktif program uygulanmal›d›r.
takta, rahat etti¤i bir pozisyonda
Akut dönemde konservatif tedavi
yatmas› uygun olacakt›r.
yaklafl›mlar› bize yard›mc› olacakt›r. Kronik dönemde ise teda‹laç tedavisi olarak analjezikler, steroid olmayan antiinflamatuvi daha çok rehabilitasyona yöneliktir.
ar ilaçlar (SOA‹‹), kas gevfleticiler, antideprasanlar kullan›labilir.
Sinir kökü inflamasyonunun aflikar oldu¤u radikülopatili hastaHastalara uygulanan konservatif tedavinin amac›
1- Hasara u¤ram›fl dokular› korumak
larda epidural steroid enjeksiyonu, ilac›n sistemik yan etkile2- Semptomlar› kontrol alt›na almak
rinden korunmay› sa¤lad›¤› ve direkt inflamasyon yerine ilac›n
3- Kronikleflmeyi ve ataklar› önlemek
verilmesi mümkün oldu¤undan dolay› tedavi seçenekleri için4- Fonksiyonu ve ifle dönüflü h›zland›rmak
de yer al›r. A¤r›l› yumuflak dokulara, sakroiliak ve faset eklemlere gerekti¤inde steroid veya anestetikler ile lokal enjeksiyon
Her hastada a¤r› fliddeti, doku yaralanmas›, kas spazm› ve ekyap›labilir.
TENS, enterferansiyel ak›mlar, ultrason, traksiyon vb. gibi filem disfonksiyonu de¤iflik derecelerdedir. A¤r› fliddetli oldu¤u
zaman, hasta günlük ifllerini yapmada zorlan›r ve a¤r›s›n› artzik tedavi modaliteleri hastada semptomatik rahatlama yapmat›raca¤›ndan korktu¤u için hareket etmekten kaç›n›r. Hekim tes› nedeni ile kronikleflmemifl bel a¤r›s›n›n tedavisinde kullan›ldavinin baflar›l› olabilmesi için öncelikle hastas›n›n korkusunu
maktad›r.
yenmeye çal›flmal›d›r, hastas›na güven vermelidir. Bunun için
Özellikle akut dönemde iyileflme olana kadar k›sa süreli veya
hekim hastas›na zaman ay›rmal›, kendisine ve tedaviye güven
iyileflme olduktan sonra bedeni ile çal›flan kimselere hareketleduymas›n› sa¤lamak için sab›rl› olmal›d›r. Muayene tamamlanri kontrol alt›nda tutabilmek gayesiyle ifl s›ras›nda kullanmak
üzere lomber korseler verilebilir. Kas gücünde azalmaya, yud›ktan sonra hastaya hastal›¤›n›n selim karakterli bir hastal›k
oldu¤u ve tedavi ile k›sa sürede düzelebilece¤i anlat›lmal›d›r.
muflak dokularda k›salmaya yol açabilece¤i için uzun süreli
Mekanik kaynakl› bel a¤r›lar›nda konservatif tedavi protokolü
korse kullan›m›ndan kaç›nmak gerekir. Akut dönemin geçmesi
bize yard›mc› olacakt›r.
ile birlikte bir süre daha korse kullan›m› gerekiyorsa sabah akflam düzenli bel egzersizlerini yapmas› için hasta uyar›lmal› ve
desteklenmelidir.
Konservatif Tedavi
Manipulasyon, siyatik a¤r›s› veya nörolojik defisiti olmayan
Semptom kontrolü, koruma e¤itimi, egzersiz ve multidisipliner
akut bel a¤r›l› hastalarda iflin uzman› taraf›ndan yap›l›rsa hasyaklafl›mlar olarak s›ralanabilir.
Semptom kontrolü için;
tan›n k›sa sürede aya¤a kalkmas›na neden olabilir.
• ‹stirahat
• ‹laç tedavisi
Koruma E¤itimi
• Fizik tedavi modaliteleri
Koruyucu yöntem olarak bel a¤r›l› hastalar› Bel Okulunda e¤it• Korseler
mek hastalar›n a¤r›lar› ile bafl edebilme yeteneklerini artt›rmak• Lokal injeksiyonlar
tad›r. Bel Okulu omurgan›n tan›t›ld›¤›, bel a¤r›s›n›n nereden
11
10-11-12 BEL AGRIlARI
m
5/25/08
11:11 PM
Page 3
fizik tedavi rehabilitasyon
•
•
•
•
•
•
Kas endürans›n› art›rmak
Postürü düzeltmek
Koordinasyonu iyilefltirmek
Spinal yap›larda mekanik stresi azaltmak
Stabilizasyonu sa¤lamak
Fiziksel uyumu iyilefltirmek
Bel A¤r›l› Hastaya Multidisipliner Yaklafl›m
Hastalar›n %70’i iki ila üç haftada, %90’› alt› hafta
içinde iyileflmektedir. Daha uzun süre devam etmesi
halinde tan› ve tedavi için ayr›nt›l› de¤erlendirme
gerekir. Tedavide koruma e¤itimi ve egzersiz
programlar›ndan oluflan aktif program uygulanmal›d›r.
kaynakland›¤›n›n ve risk faktörlerinin ö¤retildi¤i, egzersiz ve
beli koruma yöntemleri gösterilerek fonksiyonel olman›n desteklendi¤i formal bir e¤itim program›d›r.
Bel Okulunun Amac›
• Bel ve bel a¤r›s› konusunda bilgilendirmek
• Günlük yaflam ve çal›flma esnas›nda do¤ru vücut mekaniklerini kullanmay› ö¤retmek
• Temel egzersizleri ö¤retmek
• Bel sorunu ile bafla ç›kma yetene¤ini gelifltirmek
• Ataklar› ve kronikleflmeyi engellemektir
Bel okullar›n›n kapsam› içinde omurgan›n anatomisi ve fonksiyonlar›, do¤ru vücut mekaniklerinin kullan›m›, çal›flma ve dinlenme s›ras›nda düzgün postür, gevfleme ve egzersizler yer al›r.
Bel a¤r›s›n›n tekrar›n› önlemek için günlük yaflam aktivitelerinde pozisyonumuza dikkat etmek korunman›n bir basama¤›
ise di¤er basama¤› da bel ve s›rt kaslar›n› güçlendirmeye yönelik egzersizler ile yüzme, yürüme, hafif koflu, egzersiz bisikletine binme gibi düzenli sportif aktivite içinde olmakt›r.
Egzersiz
Bel a¤r›l› hastalara fleksiyon, ekstansiyon, germe, aerobik ve
stabilizasyon egzersizlerinin biri veya birkaç› verilebilir.
Egzersizin Amaçlar›;
• A¤r›y› kontrol alt›na almak
• Kas kuvvetini art›rmak
12
• Fonksiyonel restorasyon
• Work Hardening programlar›
(‹fle ve aktif yaflama döndürme)
• Multidisipliner A¤r› Merkezleri
Fonksiyonel restorasyon, a¤r›dan çok sakatl›¤› etkileyen
di¤er faktörlerin iyilefltirmesine yöneliktir. Yo¤un egzersiz, ergonomik e¤itim, bel koruma e¤itimi, sosyal ve iflle ilgili e¤itim,
multidisipliner yöntemleri içerir
Work Hardening, ifle ba¤l› kronik bel sakatl›¤› olan kiflilerde sakatl›¤› azaltmay› ve ifle döndürmeyi amaçlayan, ifli etkileyen fiziksel ve psikososyal yetersizlikler belirlendikten ve spesifik amaçlar ortaya konulduktan sonra uygulanan yo¤un bir
programd›r
Multidisipliner a¤r› merkezleri ise hastan›n a¤r›s›n› kontrol alt›na almak, a¤r› ile bafl etme becerilerini gelifltirmek, fiziksel performans›n› iyilefltirmek ve en k›sa zamanda ifle döndürmeyi amaçlar.
Sonuç olarak, akut bel a¤r›l› hastalarda SOA‹‹ ve kas gevfleticiler a¤r›y› azaltmada etkilidir. Yatak istirahati akut bel a¤r›s›n›n tedavisinde etkisizdir, a¤r› çok fliddetli de¤ilse hastan›n aktivitesi mümkün oldu¤unca korunmaya çal›fl›lmal›d›r. Normal
aktivitenin sürdürülmesi h›zl› semptomatik düzelme sa¤lar,
kronikleflme ve ifl gücü kayb› daha az olur. A¤r› çok fliddetli
ise, ilk iki gün yatak istirahati, medikal tedavi ve so¤uk veya s›cak uygulama yap›l›r. 3. günden sonra hastan›n yavafl yavafl aktivitesi artt›r›lmaya çal›fl›l›r. Bir hafta sonra vizit yap›l›r, düzelme yoksa görüntüleme yöntemleri ile inceleme istenebilir.
Subakut bel a¤r›l› hastalarda a¤r›ya ra¤men hem iflte hem de
evde fiziksel aktiviteyi yavafl yavafl art›rmak amaçlan›r, egzersiz tavsiye edilir. 6 haftaya kadar normal aktivite ve
ifline dönemeyen hastalar rehabilitasyona al›nmal›d›r. Hastan›n
aktivitesini art›rmak için analjezikler verilebilir.
Kronik bel a¤r›l› hastalarda analjeziklerin, SOA‹‹’lerin, kas
gevfleticilerinin, epidural steroid injeksiyonunun, bel okulu,
TENS, akupunktur ve lomber korsenin tedavide etkileri s›n›rl›d›r. Egzersizin, davran›fl tedavisinin ve multidisipliner tedavi
programlar›n›n, kronik bel a¤r›s›nda etkili oldu¤u bildirilmifltir. Tedavide ana amaç hastay› ifle ve günlük aktivitelerine en
k›sa sürede döndürmektir, a¤r›y› azaltmak için kullan›lan terapotik giriflimler bunu kolaylaflt›rmaktad›r.
14-15-16
BOTOKS
5/25/08
m
11:16 PM
Page 1
dermatoloji
Kozmetolojinin tarihçesi
ve botoks
Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤
Dermatoloji Bölümü
Botoks tedavisi,
bir bakteriden
(Clostridium
botulinum)
saflaflt›r›larak
elde edilen
toksinlerinin
özel kaslara
uygulanmas› ile
elde edilen bir
sinir-kas uyar›
blokaj›d›r.
Uzm. Dr. Ayfle Ferzan Aytu¤
14
er daim güzel ve genç
görünme iste¤i evrenseldir ve tarih boyunca
insano¤lunun hep ilgisini çekmifltir. Y›llar
içinde genetik olarak engellenemez bir
yafllanma (genetik kodda de¤iflim: telomer k›salmas›) sürecine maruz kalmaktay›z. Çevresel faktörler ise bu süreci daha da h›zland›rmaktad›r. Gençlik hücrelerinin yaflam döngüsü giderek yavafllar ve derimizde solma, sarkma, k›r›fl›kl›klar, lekelenme ve damarlanmalar gibi kiflinin moralini bozan
türlü de¤ifliklikler oluflmaktad›r. Ne
yaz›k ki yafllanmay› durdurmak mümkün olamamaktad›r. Ancak bu süreç
yavafllat›labilmektedir. Uzun süreli
güzel ve genç görünümün devam› için
insano¤lunun kozmetik kullan›m› ve
kozmetik uygulamalara olan ilgisinin
tarihçesi oldukça eskiye dayanmaktad›r. Tarih boyunca kozmetik tüketimi
savafllardan ve ekonomik koflullardan
neredeyse hiç etkilenmemistir.
Derimiz, vücudun en büyük organ›d›r. D›fl görünüm ve güzellik dünyan›n her yerinde her 2
cinsiyet için de oldukça önemlidir. Bu nedenle deri üzerine yap›lan gençlik araflt›rmalar› son
30 y›ld›r ivme kazanm›flt›r. Kozmetik kullan›m› ve estetik uygulamalar, insan›n yaflam kalitesini ve motivasyonunu art›rmaktad›r.
“Kozmetik” kelimesi eski Yunanca’da “süsleme” anlam›na gelmektedir. ‹nsano¤lunun güzel
görünme arzusunun ilgi çekici tarihi ta milattan önceye dayanmaktad›r. K›yafetler, tak›lar,
maskeler ve do¤adan elde edilen boyalar ilk kullan›lan süsleme tarzlar›d›r. ‹lginç olan süslenmeye ilginin kad›nlardan önce erkeklerde (liderlik otoritesi, ilahilik) bafllam›fl olmas›d›r. Vücut derisine ve saça uygulanan ya¤lar›n ve merhemlerin keflfi Eski M›s›r'da Firavun dönemi-
H
14-15-16
BOTOKS
5/25/08
11:18 PM
Page 2
ne uzanmaktad›r. Afrikan›n güneflinmaktad›r.
den korunmak için o dönemde askerBotoks tedavisi, bir bakteriden (Closler için üretilen kremler güneflten kotridium botulinum) saflaflt›r›larak elruyucular›n ilk örnekleridir. Yine o
de edilen toksinlerinin özel kaslara
dönemde kad›nlar›n göz kapaklar›n›
uygulanmas› ile elde edilen bir sinirmikroplardan korunmak için rast›k ile
kas uyar› blokaj›d›r. Oldukça küçük
boyad›klar›, Kraliçe Kleopatra’n›n ve
dozlarda enjeksiyon uygulamas› ile
Napolyon’un efli Josephine’nin derigeçici olarak kaslar›n gücünü zay›flerini beyazlatmak ve yumuflatmak
latmakta ve deri üzerindeki istenmeBotoks, sadece hareketli mimik
için süt banyosu yapt›klar› bilinmekyen çizgilerin düzelmesini sa¤lamaktedir. Eski Yunan kad›nlar› da kurflun
tad›r. 18-65 yafl aras› herkese uygulakaslar›na ba¤l› k›r›fl›kl›klar›
karbonatla boyanarak yüz renklerini
nabilmektedir. Uygulanmas› sak›ncadüzeltebilmektedir. Oturmufl derin
aç›yorlarm›fl. Kleopatran›n güzellik
l› olan sebepler ise; gebelik ve emzirk›r›fl›kl›klara etkisi oldukça s›n›rl›d›r.
s›rr› olan kremin Nil nehiri çamuru ve
me dönemi, aspirin, aminoglikozid
idrar›n kar›fl›m›ndan elde edildi¤i düantibiyotikler, kinin gibi ilaç kullan›Bu durumda di¤er kozmetik
flünülmektedir.
m›, yumurta alerjisi ve sinir-kas sisteuygulamalara ihtiyaç duyulmaktad›r.
‹nsanlar›n ça¤lar boyunca her daim
mi hastal›k varl›¤›. Kozmetik uygulagüzel ve genç görünme iste¤i birçok
malarda uygulanan doz aral›¤› 20-75
estetik uygulamalar›n tohumu olmufltur. Bilimsel ve teknolojik
Ünitedir. Nörolojik felç tedavisinde 1000 Ünite gibi yüksek
geliflmeler ile son 25-30 y›ld›r cilt yenileme (rejuvenasyon) kodozlara kadar ç›k›labilmektedir. Hayati tehlike yaratabilen bonusunda h›zl› ilerleme katedilmifltir. Bu tedaviler kifliye özgü
toks dozu 2500-3000 Ünitedir. Yak›n zamanda medyaya yans›ve hedefe yönelik olmal›d›r. Tek bafl›na bir ifllem her zaman isyan ölüm vakalar› yüksek doz uygulanan nörolojik hastalarda
tenilen hedefi karfl›lamayabilir. Her ifllemin etkisi farkl›d›r. Bir
görülmüfltür.
çok kozmetik tedavi gerekirse bir arada kullan›larak istenilen
Botoks, sadece hareketli mimik kaslar›na ba¤l› k›r›fl›kl›klar›
sonuç elde edilebilmektedir. Yüz esteti¤i için en s›k tercih edidüzeltebilmektedir. Oturmufl derin k›r›fl›kl›klara etkisi oldukça
len ifllemler: botoks uygulamas›, dolgu uygulamas›, kimyasal
s›n›rl›d›r. Bu durumda di¤er kozmetik uygulamalara ihtiyaç dusoyma, mekanik soyma, lazer tedavisi ve cerrahi germe tedaviyulmaktad›r. Y›llarca kullan›lan mimik kaslar› zaman içinde
sidir. Bu uygulamalar ile oldukça baflar›l› sonuçlar al›nabilecederi üzerinde ince k›r›fl›kl›klar oluflturmakta ve yüz ifademizin
¤i gibi ehil olmayan ellerde birçok riskli sonuçlar›n da oluflabide¤iflimine sebep olmaktad›r. Kafl ortas› k›r›fl›kl›¤› kifliye sert
lece¤i düflünülmelidir. Bu nedenle tüm kozmetik ifllemler sadesinirli bir ifade, al›n, boyun ve göz kenarlar› k›r›fl›kl›¤› da yaflce dermatoloji uzman› ve plastik cerrahi uzman› hekimler taral› görünüm oluflturmaktad›r.
f›ndan uygulanmal›d›r.
En s›k uygulama bölgeleri yüzün üst 1/3 k›sm›ndaki yüzeysel
ABD’de yüz esteti¤inde en s›k gerçeklefltirilen kozmetik uygukaslard›r: kafl ortas›, göz kenarlar›nda ince çizgiler (kaz ayaklalama botoks tedavisidir. Botoks tedavisi, 1980 y›l›ndan bu yar›), yatay al›n çizgileridir. Ayr›ca burun kökü çizgileri, dudak
na gözde flafl›l›k hastal›¤› ve nörolojide kas hastal›klar› tedaviüstü çizgilenme (sigara içici çizgileri) ve boyundaki yatay çizsinde baflar›l› olarak kullan›l›rken 1990’l› y›llarda k›r›fl›kl›klar›
gilenme için kullan›lmaktad›r. Yüzün di¤er alanlar›ndaki anada giderdi¤i keflfedilmifltir. Son 25 y›ld›r k›r›fl›kl›k gidermede
tomik yap› kar›fl›k oldu¤u için bu bölgeler için botoks uygulabotoks uygulamas›n›n popülerli¤i giderek artm›flt›r. Bilimsel
mas› biraz tart›flmal›d›r.
çal›flmalar ve klinik uygulamalar sonucu hem k›sa hem uzun
Tedavi kifliye özgü olmal›d›r. ‹fllem öncesi hedeflenilen sonuç
dönem etkinli¤i ve güvenilirli¤i kan›tlanm›flt›r. Son zamanlar(do¤al ifade) hasta ile paylafl›lmal› ve hastadan onam formu
da botoks ile migren tedavisinde, idrar yollar› hastal›klar›nda
al›nmal›d›r. ‹fllem öncesi ve sonras› karfl›laflt›rma aç›s›ndan fo(mesane sarkmas›) ve vajinismus tedavisinde baflar›l› sonuçlar
to¤raflar› çekilmelidir. Uygulama noktalar› ve doz ayar› cinsial›nmaktad›r.
yete ve kas›n kas›lma gücüne göre ayarlanmal›, yüzün simetriABD G›da ve ‹laç Dairesi (FDA) taraf›ndan henüz sadece kafl
si ve do¤all›¤› korunmal›d›r. Oldukça a¤r›s›z bir ifllem olmas›ortas› k›r›fl›kl›k gidermede onayl› (2002) olmas›na ra¤men; bona ra¤men, yine de tedavinin daha konforlu olmas› için 30 dk
toks ile yüzün üst 1/3 k›sm› ve boyun k›r›fl›kl›klar›nda, afl›r›
önce deriyi uyuflturan bir krem kullan›lmaktad›r. Uygulama süterleme tedavisinde oldukça baflar›l› ve güvenilir sonuçlar al›nresi bölgeye göre 15-30 dk aras›nda de¤iflmektedir. ‹fllem son15
14-15-16
BOTOKS
5/25/08
m
11:17 PM
Page 3
dermatoloji
Tedavi kifliye özgü olmal›d›r. ‹fllem öncesi hedeflenilen
sonuç (do¤al ifade) hasta ile paylafl›lmal› ve hastadan
onam formu al›nmal›d›r. ‹fllem öncesi ve sonras›
karfl›laflt›rma aç›s›ndan foto¤raflar› çekilmelidir.
Uygulama noktalar› ve doz ayar› cinsiyete ve kas›n
kas›lma gücüne göre ayarlanmal›, yüzün simetrisi ve
do¤all›¤› korunmal›d›r.
ras› hastaya önerilenler; yar›m saat mimik hareketlerine devam
edip (etki gücünün artmas› için) sonraki 2-4 saat mimik kullanmamaya çal›flmak, öne e¤ilmemek ve yatmamak (böylece botoksun da¤›lmas› engellenmektedir).
Botoksun etkisi 3-7 gün içinde bafllay›p tam olarak oturmas›
10-15 günü bulabilmektedir. Bu süre kifliden kifliye de¤iflkenlik
göstermektedir. Etkisi kiflinin mimik kullan›m›na ba¤l› olarak
3-6 ay sürebilmektedir. ‹lk 2 seans aras› genellikle 3 ay, sonrakiler aras› 6 ay tutulmas› önerilmektedir. Seans say›s› artt›kça
seanslar aras› genelde aç›labilmektedir.
‹fllem sonras› nadir görülen yan etkiler genellikle geçici ve geri dönüflümlüdür. Bir-iki saat içinde kaybolan k›zar›kl›k, 1 kaç
gün sürebilen morarma ve bafl a¤r›s›, nadir olarak ta grip benzeri bir tablo geliflebilmektedir. Ehil olmayan ve tecrübesiz ellerde; yüksek doz ve riskli bölge uygulamas› sonras› kafl ve göz
kapa¤› düflmesi (pitoz), maske yüz (donuk yüz) veya joker yüzü görülebilmektedir. Bu sonuçlar botoksun etkisi azald›kça
aylar içinde düzelmektedir.
Halk aras›nda botoks için bilinen yanl›fl söylentiler vard›r. Bunlara karfl›l›k cevap olmas› aç›s›ndan flunlar› söyleyebiliriz:
a. Botoks y›lan zehiri de¤ildir.
b. Botoks yap›ld›kça y›llar içinde kaslarda gevfleme olmaz.
16
c. Botoksa ara verilirse eski k›r›fl›kl›klar geri dönmektedir,
k›r›fl›kl›klarda artma olmaz.
d. Botoks vücutta birikmez, di¤er organlara zarar vermez.
e. Botoks tedavisi yüz germe ameliyat›n›n yerine geçemez.
Ancak önemli olan y›lda sadece 2 kez uygulanan h›zl› ve basit
botoks ifllemi ile do¤al bir genç görünüm elde etmek.
Afl›r› terleme günümüzde sosyal fobiye yol açabilen bir durumdur. En s›k görülen koltuk alt›, avuç içi ve ayak tabanlar›nda
olan “bölgesel terlemedir”. Terlemenin ço¤u zaman nedeni bilinmemektedir; bu durumu “sosyal=emosyonel terleme” olarak
adland›r›yoruz. Daha az oranda altta yatan guatr, kans›zl›k ve
fleker hastal›¤› zemininde geliflebilmektedir. Bu hastal›klar ise
s›kl›kla “genel vücut terlemesi”ne sebep olmaktad›r. Bölgesel
terlemeyi önlemek için alüminyum klorid içeren kremler, kar›fl›mlar, roll-on deodorantlar tercih edilmelidir. Ayr›ca iyontoforez (zay›f elektrik ak›ml› su) kullan›m› ile terleme azalt›labilmektedir. Özellikle yaz mevsimi için tercih edilen oldukça pratik, güvenilir ve baflar›l› bir yöntem olan botoks tedavisi ile bölgesel kuruluk sa¤lanabilmektedir. Böylece kiflilerin yaflam kalitesi düzelmekte ve toplumdaki özgüvenleri artmaktad›r. Bu
iyilik hali ortalama 6 ay (4-8 ay) sürmektedir. Mikroenjeksiyonla deri alt›na verilen botoks ter bezlerini uyaran sinirleri yavafllatarak terlemeyi kontrol alt›na almaktad›r. Uygulama yerleri: koltuk alt›, avuç içi, ayak taban›. Seans say›s› artt›kça zaman içinde seanslar aras› aç›labilmektedir. ‹fllem öncesinde
iyot-niflasta testi ile terleme bölgeleri belirlendikten sonra buz
ve uyuflturucu krem uygulay›p 30 dk-1saat beklenmektedir. ‹fllem koltuk alt›nda oldukça a¤r›s›z, avuç içi ve ayak taban›nda
hafif-orta fliddette a¤r›l› olabilmektedir. Bu durumda a¤r› kontrolü için geçici sinir blokaj› yap›lmal›d›r. Botoksun etkisi 1014 gün içinde ç›kmaktad›r. Lokal enjeksiyon yerinde nadir olarak geçici k›zar›kl›k ve morluk, birkaç gün süren el parmaklar›
ucunda hafif bir kas gücü azalmas› (kapak açmada, anahtar çevirmede güçlük) olabilmektedir
Güzel ve genç görünüm sosyal hayatta kifliye özgüven katmakta ve psikolojik motivasyon art›fl› sa¤lamaktad›r. Bu nedenle
y›llar boyu insanlar›n kozmetolojiye ilgisi hep önem kazanm›flt›r. Bu psikolojiyi anlamak önemlidir. Cilt gençlefltirmede ve
terleme tedavisinde en çok tercih edilen botoks yöntemi kozmetolojide son 30 y›l›n en iyi keflfi say›lmaktad›r. Son derece
güvenli ve baflar›l›d›r. Di¤er kozmetik yöntemler ile birlefltirildi¤inde mükemmele yak›n sonuçlar elde edilmektedir. Tüm
kozmetik ifllemler deriyi ve güzelli¤in anatomisini bilen dermatolog ve plastik cerrah hekimler taraf›ndan güvenli bir flekilde
uygulanmaktad›r. Bu konuda halk›m›z bilinçlenmelidir.
Botoksun yanl›fl bilinen ve inan›lan yanlar›n› bu yaz›y› okuduktan sonra çözebilmiflsinizdir umar›m. Bir baflka yaz›da görüflmek üzere..
17-18-19 COCUKLARDA UST SOLUNUM
m
5/25/08
11:28 PM
Page 1
çocuk sa¤l›¤›
Çocuklarda tekrarlayan
Üst Solunum Yolu
Enfeksiyonlar›
Üst solunum yolu
enfeksiyonlar›
çocuk hekiminin en
s›k gördü¤ü
enfeksiyonlard›r.
Tedavi edilmezse
romatizmal atefl
hastal›¤›na yol
açabilir ve eklemler,
kalp kas› ve
böbrekleri
etkileyerek çok
ciddi rahats›zl›klara
yol açabilir.
Prof. Dr. Emin Ünüvar
Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Bölümü
Üst solunum yolu enfeksiyonlar› tan›m› hangi
enfeksiyon hastal›klar›n› kapsar?
Prof. Dr. Emin Ünüvar
Üst solunum yolu enfeksiyonlar› çocuk hekiminin en s›k gördü¤ü enfeksiyonlard›r ve en s›k
akut nazofarenjit ve tonsillofarenjit olmak üzere akut tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu, kulak
enfeksiyonu, akut bakteriyel rinosinüzit, akut larenjitten oluflur. Çocuk yafl grubu hastalar›n
hekime baflvuru nedenlerinde de önde gelenidir. Di¤er yandan hekimlerin antibiyotik kulland›klar› enfeksiyonlar›n da bafl›nda gelmektedir.
17
17-18-19 COCUKLARDA UST SOLUNUM
m
5/25/08
11:29 PM
Page 2
çocuk sa¤l›¤›
Bu hastal›klar›n toplumdaki s›kl›¤› nedir?
Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonlar› s›kl›kla 2-10 yafl aras› çocuklarda gözlenir. ‹ki yafl alt›nda nadirdir. Erkek cinsiyette, ailesinde tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi olanlarda daha s›kt›r. En önemli neden geniz eti büyümesidir. Genetik bir yatk›nl›k vard›r. Tüm tonsillofarenjit geçiren
çocuklar›n %10-15’inde uzun dönemde tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu ve bademciklerin büyümesi görülebilmektedir. Evde pasif sigara duman›, beslenme yetersizlikleri, afl›lar›n eksikli¤i, baz› anatomik özellikler, Down sendromu gibi sendromlar, beta mikrobu, trakeoesöfageal reflü (TÖF), yuvaya, krefle
gitme, anne sütü ile beslenme eksikli¤i, nörolojik ve immunolojik baflta olmak üzere kronik baz› hastal›klarda tekrarlayan
bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi daha s›k görülmektedir.
Tekralayan bo¤az enfeksiyonuna neden
olabilecek mikroplar nelerdir?
Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonlar› s›kl›kla 2-10 yafl
aras› çocuklarda gözlenir. ‹ki yafl alt›nda nadirdir.
Erkek cinsiyette, ailesinde tekrarlayan bo¤az
enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi olanlarda
daha s›kt›r. En önemli neden geniz eti büyümesidir.
Genetik bir yatk›nl›k vard›r.
Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonlar› tan›m›
nas›l yap›labilir?
Pediatride kabul gören tan›m›yla y›lda en az 7 veya daha fazla
tonsillofarenjit geçirilmesi; geçen son 2 y›l içerisinde her y›lda
en az 5 enfeksiyon geçirilmesi veya geçen 3 y›l içerisinde her
y›l bafl›na en az 3 veya daha fazla enfeksiyon geçirilmesidir.
Tan›mda ikinci önemli ad›m hastal›¤›n, yani üst solunum yolu
enfeksiyonun tan›mlanmas›d›r. Klinik olarak 38 C veya daha
fazla olan atefl, 2 cm’den küçük olan servikal lenfadenopati,
tonsillerde ve farenkste eksüdalar gibi enfeksiyon bulgular› veya bo¤az salg›s›ndan klinikle beraber grup a beta hemolitik
streptokok (beta mikrobu) kültürünün pozitif olmas›d›r. Bu klinik bulgulardan en az bir veya daha fazlas›n›n olmas› yeterli
kabul edilmektedir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu tan›m›nda
elbette tedavi de göz önünde bulundurulmal›d›r. E¤er uygun tedavi verilmez ise, dozlar eksik kal›rsa veya tedavi süresi yetersizse beta mikrobu tam tedavi edilemez, tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu geliflebilir.
18
Akut tonsillofarenjitin etiyolojisinde önde gelenler viral ajanlard›r. Bafll›calar› adenovirüsler, Epsterin-Barr virüsü, koronavirüsler, influenza virüsler vb. gelir. Bakterilerde ise %90 en
s›k etken streptokoklar yani beta mikrobudur. Difteri, archanobacter cinsi bakteriler, N gonorrhoae, atipik etkenler daha düflük s›kl›ktad›r. Mantarlar ancak immun sistemi bozuk olanlarda karfl›m›za ç›kar. Akut hastal›kta durum böyle iken kronik
veya tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu vakalar›nda ise yine beta
mikrobu görülebilirse de anaerop bakteriyel etkenlerin önde
geldi¤i gösterilmifltir. S›k antibiyotik kullan›m› ile fusobacterler, peptostreptokoklar vb. anaeroplar ve beta laktamaz üreten
bakterilerin yüzdesi tekrarlayan bo¤az enfeksiyonudur. Beta
mikrobu tafl›y›c›l›¤› çocuklarda %15-20 oran›ndad›r. Tafl›y›c›
vakalarda görülen viral enfeksiyonlar sanki beta mikrobu enfeksiyonu gibi al›n›rlar.
Hastal›k bulgular› nelerdir?
Tan›mda da bahsedildi¤i gibi tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu
ile bademciklerin büyümesi her zaman birbiriyle örtüflmez,
farkl› tablolar olarak da karfl›m›za ç›kabilir. Tekrarlayan bo¤az
enfeksiyonu/bademciklerin büyümesinin en s›k nedeni de adenotonsiller hipertrofidir. Geniz eti büyümesi karfl›m›za s›k tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonlar›yla ç›kabilece¤i gibi
çocuklarda kronik burun t›kan›kl›¤›n›n en s›k nedenidir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi durumda
klinik bulgular tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu olmayan vakalardan büyük bir fark göstermez. Atefl, bo¤az a¤r›s›, ifltahs›zl›k,
burun t›kan›kl›¤›, ak›nt›, eksüdatif tonsillit, servikal lenfadeno-
17-18-19 COCUKLARDA UST SOLUNUM
5/25/08
11:28 PM
Page 3
Tüm tonsillofarenjit geçiren
çocuklar›n %10-15’inde
uzun dönemde tekrarlayan bo¤az
enfeksiyonu ve bademciklerin
büyümesi görülebilmektedir.
Evde pasif sigara duman›,
beslenme yetersizlikleri,
afl›lar›n eksikli¤i,
baz› anatomik özellikler,
Down sendromu gibi sendromlar,
beta mikrobu, trakeoesöfageal reflü
(TÖF), yuvaya, krefle gitme,
anne sütü ile beslenme eksikli¤i,
nörolojik ve immunolojik baflta olmak
üzere kronik baz› hastal›klarda
tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/
bademciklerin büyümesi daha s›k
görülmektedir.
pati önde gelenlerdir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi de farkl› olarak kötü a¤›z kokusu, obstrüksiyon bulgular›, ifltahs›zl›k, yutma güçlü¤ü, ciddi ise obstrüktif
uyku apne (OSA), uyku bozuklu¤u, difl çürükleri, tonsillerde
eksüdasyon, büyümede gerilik, iflitme kay›plar›, de¤iflik düzeylerde bilinçsel fonksiyonlarda gerilik, çene yap›s›nda bozukluk,
ciddi vakalarda da pulmoner hipertansiyon görülebilir. Klinik
mutlaka aileyi de içermelidir. Ailelerin “streptofobisi”, akut eklem romatizmas› endifleleri, adenotonsillektomi endifleleri, antibiyotik s›k kullan›lmas›ndan ötürü toksisite risk endifleleri, iflitme kayb› ve ö¤renme güçlükleri olas›l›klar› önem tafl›r. Çocu¤un durumu mutlaka aile ile paylafl›lmal› ve tedavi uyumu için
ailelerle tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu hakk›nda ortak tutum
içerisinde bulunulmal›d›r. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi vakalar›nda a¤›z ve difl sa¤l›¤› mutlaka
de¤erlendirilmelidir. Klinik tan›da en önemli nokta hastal›¤›n
tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu veya bademciklerin büyümesi
oldu¤unun belirlenmesidir. Birlikte de olabilir. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi ise düzeyi nedir? Klinik grupland›rma yap›labilir mi? Ne düzeyde de¤erlidir? Bu sorular cevaplanmal›d›r.
Hastal›k kesin olarak nas›l tan›mlanabilir?
Klinik bulgular mutlaka iyi de¤erlendirilmelidir. Her vakada
yap›lacak rutin olarak tan›mlanan bir test yoktur. Hastal›k de¤il
hasta vard›r. Tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin
büyümesi tan›s› klinik bulgularla olmaktad›r. Beta mikrobu
için temel tan› yöntemi bo¤az kültürüdür. Bo¤az kültürü sadece beta mikrobu için yap›l›r ve antibiyogram istenmez, gereksizdir. Tan›sal duyarl›l›¤› %96 d›r. Sonuç 24-48 saat içerisinde
ç›kar. Bu nedenle klinik bulgular beta mikrobu enfeksiyonunu
düflündürüyorsa h›zl› streptokok antijen testleri de kullan›labilir (Strept-A test). Tan›sal duyarl›l›¤› %85 düzeyindedir. Bu
nedenle klinik bulgular beta mikrobu ile uyumlu ve h›zl› streptokok testleri pozitif ise beta mikrobu tedavisine bafllanabilir.
Bu h›zl› testin maliyeti bo¤az kültüründen daha yüksek de¤ildir. E¤er beta mikrobu klinik bulgular› var ancak h›zl› test negatif ise bo¤az kültürü beklenmelidir. Geniz eti büyümesi için
hasta de¤erlendirilip obstrüksiyon bulgular› araflt›r›ld›ktan sonra mutlaka KBB ile konsülte edilmelidir. Kulak muayenesi her
vakada yap›lmal›, varsa pnömotik otoskop tercih edilmeli, gerekirse timpanogram istenmelidir. Beta mikrobu tan›s› için asla ASO testi istenmemelidir. Nazofarengeal salg›dan gram boyaman›n bir anlam› yoktur. CRP, lökosit de¤eri tan›sal veya
prognostik bir anlam ifade etmez. Klasik bilgi olarak tekrarlayan bo¤az enfeksiyonu/bademciklerin büyümesi vakalar›nda
istenecek temel laboratuvar testleri belirlenmifl de¤ildir. Her
vaka kendi özellikleri ile de¤erlendirilmelidir. Solunum yolu
alerjisini düflündürecek bulgular varsa bu yönde alerji testleri
istenebilir.
19
20-21-22 UROJINEKOLOJI
m
5/25/08
11:40 PM
Page 1
kad›n sa¤l›¤›
Ürojinekoloji
nedir?
Prof. Dr. Fuat Demirci
Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Bölümü
Ürojinekolojik
sorunlar kad›n›n
sosyal yaflam›n›
bozan ciddi sa¤l›k
sorunlar›d›r.
Eldeki veriler,
ülkemizdeki
kad›nlar›n yar›s›ndan
fazlas›nda idrar
kaç›rma ve sarkma
bulgular›n›n
oldu¤unu
gösteriyor.
drar kaç›rma, gaz kaç›rma, büyük abdest kaç›rma, genital organlar›n (idrar torbas›, rahim,
kal›n barsak, vajina) sarkmas› ve bunlarla iliflkili cinsel fonksiyon bozukluklar› ile ilgilenen bilim dal›na Ürojinekoloji denir. Ürojinekoloji kad›n hastal›klar› ve do¤um branfl›n›n
bir yan dal›d›r ve maalesef ülkemizde konu ile ilgili merkez ve yetkin hekimlerin say›s›
çok azd›r.
Ürojinekolojik sorunlar kad›n›n sosyal yaflam›n bozan ciddi sa¤l›k sorunlar›d›r. Eldeki veriler,
ülkemizdeki kad›nlar›n yar›s›ndan fazlas›nda idrar kaç›rma ve sarkma bulgular›n›n oldu¤unu
gösteriyor. Bu tür sorunlar› olanlar›n % 80’i bunu do¤um yapmaya ve yafll›l›¤a ba¤l› do¤al bir
sonuç sayd›¤› için hekime baflvurmuyor. Kolay kolay dile getirilmeyen, toplumda çok yayg›n
olan ve hekimden bile saklanan cinsel fonksiyon bozukluklar›n› da beraberinde getiren bu tür
sa¤l›k sorunlar› ürojinekoloji merkezimizde mültidisipliner bir çal›flmayla tedavi ediliyor.
‹
Prof. Dr. Fuat Demirci
20
20-21-22 UROJINEKOLOJI
5/25/08
11:42 PM
Page 2
• Botoks ve
‹drar kaç›rma
• Ameliyat’d›r
‹drar kaç›rman›n iki önemli nedeni
‹drar kaç›rmas› olan hastan›n tedavi
vard›r. Birinci neden pelvis taban›seçimi flikayetlerinin a¤›rl›¤›na
n›n ve idrar torbas›n›n destek dokuba¤l› olarak yap›lmaktad›r. Hastasunun zay›flamas›na ba¤l› olarak
n›n flikayetleri ciddi de¤ilse ya da
oluflan idrar kaç›rmad›r. Bu tip ids›k›flma tarz›nda idrar kaç›rma varrar kaç›rmada, hasta öksürüp aks›rsa ameliyat d›fl› yöntemler ile tedad›¤›, zorland›¤› zaman istem d›fl›
vi edilir ve hastal›¤›n ilerlemesi
idrar kaç›rmaktad›r. Bu durum gedurdurulabilir. E¤er hastan›n flikanellikle çok say›da do¤um yapma,
‹drar kaç›rmas› olan hastan›n tedavi seçimi
yetleri ciddiyse, ped kullan›yor ve
iri bebek do¤urma, evde kendi kenidrar kaç›rma sosyal hayat›n› etkilidine do¤um yapma, zor do¤um
flikayetlerinin a¤›rl›¤›na ba¤l› olarak
yorsa seçilecek tedavi yöntemi
yapma, müdahaleli do¤um yapma
yap›lmaktad›r. Hastan›n flikayetleri ciddi
ameliyatt›r. Günümüzde lokal
ya da e¤itimli olmayan kifliler tarade¤ilse ya da s›k›flma tarz›nda idrar kaç›rma
anestezi kullanarak küçük bir kesi
f›ndan do¤urtulma ile iliflkilidir.
ile 10-15 dakika süren ameliyatlar
Ayr›ca ileri yafl, menopoz, uzun süvarsa ameliyat d›fl› yöntemler ile tedavi edilir
yap›yoruz. Bu ameliyatlarda hasta
ren kab›zl›k, fliflmanl›k, ast›m,
ve hastal›¤›n ilerlemesi durdurulabilir.
ayn› gün taburcu edilmektedir ve
bronflit gibi akci¤er hastal›klar›na
E¤er hastan›n flikayetleri ciddiyse,
uzun dönem baflar› oranlar› % 95’in
ba¤l› olarak da s›k görülür. Ülkeüzerindedir. Oysa geçmiflte yap›lan
mizde do¤um say›s›n›n fazla olmaped kullan›yor ve idrar kaç›rma sosyal hayat›n›
günümüzde terk edilen ameliyatlars› nedeniyle istem d›fl› idrar kaç›retkiliyorsa seçilecek tedavi yöntemi
da uzun dönem baflar› oran› % 30
man›n büyük bölümünü bu tip idrar
ameliyatt›r. Günümüzde lokal anestezi
civar›ndad›r ve maalesef bu gün
kaç›rma oluflturmaktad›r ve s›kl›kla
hastalar›m›z›n bir k›sm›n› da geçdo¤urganl›k ça¤›ndaki genç kad›nkullanarak küçük bir kesi ile 10-15 dakika
miflte bu tip baflar›s›z ameliyat geçilarda rastlanmaktad›r.
süren ameliyatlar yap›yoruz. Bu ameliyatlarda
renler oluflturmaktad›r.
‹kincisi neden ise idrar torbas› idhasta
ayn›
gün
taburcu
edilmektedir
ve
uzun
rarla dolarken nedeni bilinmeyen
Pelvik organ sarkmalar›
bir flekilde idrar torbas› kas›n›n kadönem baflar› oranlar› % 95’in üzerindedir.
Normalde pelvisin içinde bulunan
s›lmas›na ba¤l› olarak oluflan istem
idrar torbas›, ince barsaklar, kal›n
d›fl› idrar kaç›rmad›r. Bu tip idrar
barsaklar ve rahimin vajinaya do¤ru sarkmas›na pelvik organ
kaç›rma, s›kl›kla suyla ilgili ifllerde ani idrar yapma hissinin oluflsarkmas› denir. Hastan›n eline vajina giriflinde bir kitle gelmekmas› ve tuvalete yetiflememe (s›k›flma) tarz›ndad›r. Baz› hastalartedir. Baz› hastalarda ise rahimle birlikte vajina de d›flar› sarkda birinci ve ikinci neden birlikte görülür.
maktad›r. Sarkma nedeni olarak idrar kaç›rmada oldu¤u gibi do‹drar kaç›ran hasta sürekli ped veya bez kullanmakta, kendini evi
¤um önemli rol oynamaktad›r. Sarkmas› olan hastalarda idrar›
ile s›n›rlamakta, kaç›rma ve koku nedeniyle sosyal iliflkilerini s›güçlükle yapma ya da idrar kaç›rma, idrar torbas›n› tam boflaltan›rlamaktad›r. Bu durum bazen ciddi psikolojik sorunlara yol açmama, büyük abdestini yapamama ve kab›zl›k görülür. Baz› hasmaktad›r.
talar eliyle vajinay› öne do¤ru iterek idrarlar›n›, arkaya do¤ru ite‹drar kaç›rma ciddi bir sa¤l›k sorunudur ve mutlaka tedavi edilrek de büyük abdestlerini yapabilmektedirler. Ayr›ca, vajinadaki
melidir. Ça¤dafl t›p idrar kaç›ran
geniflleme ve sarkmaya ba¤l› olarak s›kl›kla cinsel iliflkide zorhastalar›n durumlar›na göre çeflitli
luk, a¤r›, hoflnutsuzluk, orgazm problemleri ve eflinde hoflnutsuztedavi seçenekleri sunmaktad›r.
luk oluflmaktad›r.
Bunlar:
Pelvik organ sarkmas› olan ve/veya idrar kaç›rmas› olan hastala• ‹laç tedavisi
r›n bir k›sm›nda gaz ve/veya büyük abdestini kaç›rma flikâyetleri
• Egzersiz
de vard›r. Pelvis organ sarkmalar›nda lokal anestezi ile uygulana• Fizik tedavi yöntemleri
bilen ve uzun dönemde baflar› oranlar› yüksek yeni ameliyat yön• Manyetik sandalye (ExMI)
ExMI Cihaz›
temleri gelifltirilmifltir. fiikâyetleri fazla olan hastalarda tedavi
• Peserler
21
20-21-22 UROJINEKOLOJI
m
5/25/08
11:41 PM
Page 3
kad›n sa¤l›¤›
ameliyatt›r. Hastalar›n bütün flikayetleri de¤erlendirilip ayn› seansta yap›lan ameliyatlarla pelvisi ve vajinay› eski haline getirmek, gaz kaç›rmay› ve büyük abdest kaç›rmay› düzeltmek mümkündür.
Ürojinekoloji merkezimizde konuyla iliflkili bütün tan› ve laboratuvar testleri ve tedavi yöntemleri mevcuttur.
E¤er,
Pelvik organ sarkmas› olan ve/veya idrar kaç›rmas›
olan hastalar›n bir k›sm›nda gaz ve/veya büyük abdestini kaç›rma flikâyetleri de vard›r. Pelvis organ sarkmalar›nda lokal anestezi ile uygulanabilen ve uzun
dönemde baflar› oranlar› yüksek yeni ameliyat yöntemleri gelifltirilmifltir. fiikâyetleri fazla olan hastalarda
tedavi ameliyatt›r. Hastalar›n bütün flikayetleri
de¤erlendirilip ayn› seansta yap›lan ameliyatlarla
pelvisi ve vajinay› eski haline getirmek, gaz kaç›rmay›
ve büyük abdest kaç›rmay› düzeltmek mümkündür.
22
• Uzun süredir s›k s›k idrar yapma ihtiyac› hissediyorsan›z
• S›k s›k idrar yolu iltihab› geçiriyorsan›z
• ‹drar›n giderek az akt›¤›n› ve idrar torbas›n›n tam
boflalmad›¤›n› hissediyorsan›z
• Gece idrar yapmak için 2’den fazla uyan›yorsan›z
• Su ile ilgili ifller yaparken ani idrar yapma hissi
oluyorsa ya da kaç›r›yorsan›z
• Tuvalete yetiflemeyip idrar kaç›r›yorsan›z
• Tuvalete yak›n oturuyor ve tuvalet yolu üzerindeki
eflyalar› kald›r›yorsan›z
• Gülerken, öksürürken ya da hapfl›r›rken idrar
kaç›r›yorsan›z
• ‹drar kaç›rma korkusuyla ped kullan›yorsan›z
• ‹drar kaç›rma endiflesi ile efl, dost ve akraba
ziyaretlerini yapm›yorsan›z
• Vajinaya do¤ru ya da vajina d›fl›na do¤ru sarkma
varsa (elinize vajina giriflinde bir kitle geliyorsa)
• ‹drar yapmakta zorlan›yorsan›z ya da çok uzun
zamanda yapabiliyorsan›z
• ‹drar yaparken elle vajinay› öne yukar› kald›rarak
yard›m ediyorsan›z
• Büyük abdest yaparken elle vajinay› arkaya itiyorsan›z
• Sürekli kab›zl›k, vajinada ve genital bölgede
dolgunluk hissediyorsan›z
• Gaz ya da büyük abdest kaç›r›yorsan›z
• Cinsel iliflki s›ras›nda idrar ya da gaz kaç›r›yorsan›z
• Cinsel iliflki s›ras›nda a¤r› hissediyorsan›z
• Önceki cinsel iliflkilerinden farkl› olarak iliflki
s›ras›nda hissedememe ve orgazm problemi
yafl›yorsan›z
• Efliniz önceki iliflkilerinizden farkl› olarak vajinay›
hissedemiyor ve iliflkiden memnun kalm›yorsa
• Cinsel iliflki s›ras›nda ya da hareket ederken vajinadan
rahats›z edici bir ses geliyorsa
• ‹liflkiden ba¤›ms›z, vajina giriflinde a¤r›, idrar
yaparken a¤r› ve kar›n alt k›sm›nda a¤r› hissediyorsan›z
• Yaflam›n›z›n sonraki aflamalar›nda idrar kaç›rmaktan ve
rahim sarkmas›ndan korunmak istiyorsan›z.
Lütfen bütün tan› ve tedavi yöntemlerinin yap›ld›¤› bir
ürojinekoloji merkezine baflvurunuz.
23-24-25 FOBILER
5/26/08
m
12:09 AM
Page 1
psikiyatri
Fobiler ve
sosyal yaflam
H
Kifliler
korkular›n›n
saçma oldu¤unun
fark›ndad›r,
ancak korkular›n›
mant›ksal
düflünerek
engelleyemezler.
Bu korkular kiflilerin
günlük ifllevlerinde
bozulmaya
neden olur.
Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml›
er canl›, birey olarak varl›¤›n› tehdit
eden ya da tehdit
riski tafl›yan varl›k
ve durumlardan
içgüdüsel olarak kaç›n›r. ‹nsan bilincinde bu kaç›nma, korku olarak
alg›lanmaktad›r. Korku bu haliyle, kiflinin varl›¤›n› sürdürmesine
hizmet eden savunma sistemlerinin bir ön-uyar› mekanizmas›d›r
ve yaflam›n sürdürülebilmesi için
gereklidir.
Gerçekte korku yaratmayacak bir
objeye, aktiviteye veya duruma
karfl› afl›r› korku duyma ve kaç›nma davran›fl›nda bulunmaya
ise fobi denir. Fobik kifliler belli
bir durum, nesne veya aktivite ile
karfl›laflt›¤›nda afl›r› gerginlik, huzursuzluk ve s›k›nt› duyarlar. Fobi
kelimesinin, Yunanca “Phobos”
kelimesinden geldi¤i düflünülürse,
fobinin anlam› daha bir netlik kazan›r. Phobos, Yunan mitolojisinde dehflet tanr›s›d›r.
Kifliler korkular›n›n saçma oldu¤unun fark›ndad›r, ancak korkular›n› mant›ksal düflünerek engelleyemezler. Bu korkular kiflilerin
günlük ifllevlerinde bozulmaya
neden olur.
Uzm. Dr. Gülflah Yüksel K›r›ml›
Psikiyatri ve Klinik Psikoloji Bölümü
23
23-24-25 FOBILER
5/26/08
m
12:10 AM
Page 2
psikiyatri
yarl›l›¤› azaltmaya yöneliktir.
Çevresel nedenler
Psikiyatride fobilerin geçmifl yaflant›larla ba¤lant›l› olarak geliflti¤i yolunda çeflitli teorileri mevcuttur. Freud’a göre fobiler
bilinç d›fl› çat›flmalarla ilgilidir. Bast›r›lm›fl, bilinç d›fl›na itilmifl
baz› korkular “yer de¤ifltirerek” normalde kayg› yaratmayacak
bir nesne veya duruma yöneltilir ve bu flekilde fobiler geliflir.
Yap›lan araflt›rmalarda sürekli strese maruz kalan çocuklarda
yaflam›n ileri dönemlerinde yayg›n fobik davran›fllar görülebilmektedir. Sürekli stres yaratan nedenler aras›nda erken yaflta
anne veya baban›n kayb›, anne veya babadan ayr›lma, ev içinde fliddete maruz kalma say›labilir.
Belirtileri nelerdir?
Sosyal fobiklerin en önemli özelli¤i de s›k›nt›y›
duymamak için yapt›klar› kaç›nma davran›fllar›d›r.
Hastalar›n hissettikleri gerginlik çok fliddetli olmakta
ve bu duygular› yaflamamak için baflvurduklar›
kaç›nma davran›fllar› bu kiflilerin evde, iflte, okulda ve
di¤er sosyal ortamlarda performans›n› düflürmekte ve
iliflkilerin bozulmas›na yol açmaktad›r.
Fobiler toplumda s›k görülür. Araflt›rmalarda toplumda %10
oran›nda fobik oldu¤u söylenmekle birlikte tahminen bu de¤er
%25 dolay›ndad›r. Zira fobik kaç›nmalar halk aras›nda ço¤unlukla huy ya da kiflilik özelli¤i olarak de¤erlendirildi¤inden tedaviye baflvuranlar›n say›s› azd›r.
Fobilerin nedenleri
Ruhsal rahats›zl›klar›n ço¤unda oldu¤u gibi fobilerde de neden
biyolojik, genetik ve çevresel etmenlerde aranmaktad›r.
Genetik yatk›nl›k
Baz› özgül fobilerde genetik yatk›nl›k fazlad›r. Örne¤in kan ald›rma veya enjeksiyon yapt›rma fobisi olan kiflilerde ailede
benzer hastal›k normal topluma göre daha s›kt›r.
Nörokimyasal nedenler
Kimi insanlarda adrenalin ve noradrenalin sal›n›m›n›n fazla olmas›n›n veya bu maddelere di¤er insanlara göre daha duyarl›
olunmas›n›n bu hastal›¤a yol açt›¤› ileri sürülmektedir. Verilen
ilaç tedavileri de bu maddelerin sal›n›m›n› veya bedensel du24
Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karfl›lafl›ld›¤›nda
anksiyete (huzursuzluk, afl›r› gerginlik) belirtileri ortaya ç›kar.
Bu belirtilerden baz›lar› flunlard›r:
• Çarp›nt›
• Yüz k›zarmas›
• Titreme
• Terleme
• Bulan›k görme
• Nefes darl›¤›
• A¤›z kurulu¤u
• Yutkunma güçlü¤ü
Sosyal fobi
S›k görülen türlerden birisi sosyal fobidir. Sosyal anksiyete duyan kifliler baflka insanlar›n kendilerini yarg›lad›¤› ve negatif de¤erlendirdi¤i düflüncesi ile yetersizlik, afla¤›lanm›fll›k
hisseder ve hayal k›r›kl›¤›na u¤rarlar. Bu kifliler yaln›z bafllar›na kald›¤›nda s›k›nt› duymazlar ve anksiyete belirtilerinin
sosyal aktivitelerle direkt ilgisi vard›r. Sosyal fobikler yabanc›larla tan›flmaktan, tan›mad›klar›n›n yan›nda konuflmaktan
veya hareket etmekten rahats›zl›k duyar.
Yanl›fl bir fley yapacak, söyleyecek ve sanki insanlar onunla
alay edecek, onu yad›rgayacak, afla¤›layacak, herkesin içinde
rezil olacak gibi hisseder. Konuflurken herkes ona bak›yormufl
gibi gelir. Yapt›klar› en ufak hatalar gözlerinde çok büyür, rezil olduklar›n› düflünürler.
Özgül sosyal fobide topluluk önünde konuflamama gibi belirli
bir duruma özgül olarak anksiyete geliflmesi gözlenirken yayg›n sosyal fobide hemen hemen bütün sosyal aktivitelerde anksiyete oluflur.
Sosyal fobi flu durumlarda ortaya ç›kabilir:
• Topluluk içinde konuflma
23-24-25 FOBILER
5/26/08
12:10 AM
Page 3
• Partiye kat›lma, yabanc›larla
lerde agorafobi s›kt›r.
tan›flma gibi sosyal aktiviteler
• Bir ifl yaparken baflkalar›
Özgül fobiler
taraf›ndan izlenme
Özgül fobiler belli obje ve durum• Patron veya amir gibi üstleri ile
lara karfl› afl›r› korku duymak olakonuflma
rak tan›mlanabilir. Korku duyulan
• Karfl› cinsten birileri ile tan›flma
obje ve durumla gerçek hayatta
veya buluflma
karfl›laflma veya televizyon ve ga• Umumi tuvaletleri kullanma
zete gibi bas›n yolu ile karfl›laflma
• Telefonda konuflma
ayn› flekilde korku yaratabilir. Öz• Baflkalar›n›n yan›nda yaz›
gül fobiler genelde çocukluk ça¤yazma
lar›nda bafllar, ancak yirmi yaflla• Herkesin içinde yüz k›zarmas›
r›nda rahats›zlananlar da s›kt›r.
Fobiler toplumda s›k görülür.
veya kontrolünü kaybetme
S›k görülen özgül fobiler flunlarAraflt›rmalarda toplumda % 10 oran›nda
korkusu v.b.
d›r:
fobik oldu¤u söylenmekle birlikte
Bu hastalar korktuklar› durumlar• Hayvanlar
(y›lan, köpek, kufl v.b.)
la karfl›laflt›klar›nda anksiyeteleri
tahminen bu de¤er % 25 dolay›ndad›r.
• Böcekler (örümcek, ar› v.b.)
artar. Örne¤in sosyal fobisi olan
Zira fobik kaç›nmalar halk aras›nda
• Yükseklik korkusu
bir ö¤renci ders anlatmaya kalkt›ço¤unlukla huy ya da kiflilik özelli¤i
• Asansör korkusu
¤›nda dili tutulur, yüzü k›zar›r,
• Uça¤a binmek ya da araba
söyleyeceklerini unutur, herkes
olarak de¤erlendirildi¤inden tedaviye
kullanmak
ona bak›yormufl gibi gelir ve bu
baflvuranlar›n say›s› azd›r.
• Kan görmek veya enjeksiyon
nedenle performans› düfler. Bu
yapt›rmak v.b.
hastalar korkular›n›n anlams›z oldu¤unun fark›ndad›r ancak korkular›na engel olamazlar. Sosyal fobiklerin en önemli özelli¤i de s›k›nt›y› duymamak için
Tedavi
yapt›klar› kaç›nma davran›fllar›d›r. Hastalar›n hissettikleri gerFobi tedavisinde amaç kiflinin kaç›nma davran›fl›n› önlemek ve
belli durumlarda ortaya ç›kan s›k›nt›lar› azaltmakt›r. Tek bafl›ginlik çok fliddetli olmakta ve bu duygular› yaflamamak için
baflvurduklar› kaç›nma davran›fllar› bu kiflilerin evde, iflte,
na ilaç tedavisi genelde yeterli de¤ildir. Bunun için antidepreokulda ve di¤er sosyal ortamlarda performans›n› düflürmekte
san ve anksiyete giderici ilaçlarla birlikte de¤iflik psikoterapi
ve iliflkilerin bozulmas›na yol açmaktad›r. Okul baflar›s› düflyöntemleri uygulanmal›d›r. Fobilerde en s›k kullan›lan terapi
yöntemi “yüzlefltirme- üzerine gitme” tedavisidir. Bu yöntemmekte, iflte verim azalmakta veya efller aras›nda sorunlar ortaya ç›kmaktad›r. Ortaya ç›kan sosyal izolasyon kifliyi ço¤u zade hastan›n korku yaratan durum veya nesnenin üzerine gideman depresyona sürüklemektedir. Bir baflka yaklafl›mda ise kirek ortaya ç›kan gerginlikle bafla ç›kmas› ö¤retilir. Anksiyete
ile bafla ç›kma tedavisinde “gevfleme teknikleri” ve “biliflsel
fliler bu s›k›nt›lar›ndan kurtulabilmek için alkol kullan›m›na
davran›flç›” tedavilerden yararlan›l›r. “Grup terapisi, aile tedayönelmektedir. Yap›lan araflt›rmalarda bu hastalarda alkol ve
madde ba¤›ml›l›¤› normal topluma göre daha s›kt›r. Bunun en
visi ve bireysel psikoterapiler” kullan›lan di¤er terapi yöntemönemli nedeni alkolün hastalar taraf›ndan anksiyete giderici
leridir. Tedavi süresi hastal›¤›n fliddeti, yayg›nl›¤› ve hastan›n
olarak kullan›lmas›d›r.
özelliklerine göre de¤iflir. ‹laç tedavisine yan›t ilk birkaç haftada al›n›r. Ancak tam düzelme daha uzun zamanda gerçekleflir.
Tedavi ile tam düzelme sa¤lansa da ilaçlara yaklafl›k bir y›l deAgorafobi
Agorafobi kiflinin kolayca kaçamayaca¤› ortamlara girdi¤inde
vam etmek gerekir. ‹laçlar› doktor kontrolünde kullanmak ve
ortaya ç›kan yayg›n anksiyete duygusudur. Yaln›z bafl›na sokakontrollü kesmek önemlidir. Baz› hastalarda daha uzun süre te¤a ç›kmak, kalabal›k bir alanda bulunmak veya araba, otobüs
daviye devam etmek gerekebilir.
ve uçak gibi araçlarla seyahat etmek bu yerler aras›nda say›laFobiye ba¤l› olarak alkol ba¤›ml›l›¤› geliflmifl ise fobinin tedabilir.
vi edilmesi ile ba¤›ml›l›¤›n tedavisi kolaylafl›r. Altta yatan fobi
S›k görülen fobilerdendir. Sokakta rahats›zlanaca¤›n› düflünen
belirtilerini ortadan kald›rmadan ba¤›ml›l›ktan kurtulmak zorbu kifliler evden d›flar› ç›kamaz hale gelir. Panik atak geçirendur.
25
26-27-28 DIYABET VE SEKER
m
5/26/08
2:26 AM
Page 1
obezite ve diyabet
Obezite ve
tip 2 diyabet iliflkisi
Uzm. Dr. Yavuz Furuncu¤lu
‹ç Hastal›klar› Bölümü
Obezitede
beden ya¤› artar.
Kar›n ve bel
çevresinde artan
ya¤ dokusu,
diyabet riskini daha
fazla artt›r›r
tip 2 diyabet ile
obezite aras›nda
çok yak›n iliflki
olup, tip 2 diyabet
olan bireylerin
% 80'i fliflmand›r.
bezite ve Diabetes mellitus (tip 2)
yüzy›l›m›z›n iki önemli hastal›¤›d›r.
Bu iki hastal›k genellikle bir arada
bulunmakta ve tüm k›talar› etkilemektedir. Baz› uzmanlar bu nedenle bu tabloya “Epidemik Diabesity” ad›n› vermifllerdir. Her ikisi de ayr› ayr› veya beraberce hayat›
tehdit edici unsurlar tafl›maktad›r. Bütün diyabetliler obez olmad›¤› gibi, bütün obezler de diyabetik
de¤illerdir. Bununla birlikte bariz say›da obez diyabetli, bariz say›da diyabetli de obezdir. Amerika
Birleflik Devletleri’nde diyabet tespit edilen obezlerin oran› % 45.7 iken (1988-1994) % 54.8’e ç›km›flt›r (1999-2002). Yani diyabet tan›s› konulan
hastalar›n yar›s›ndan fazlas› fliflmand›r. Bu hastal›klarda ortak patoloji “insülin direnci” dir. Bu kiflilerde Kolesterol ve trigliseritler yüksek, iyi kolesterol (HDL) düflük, kötü kolesterol (LDL) ise yüksek bulunmaktad›r. Tabii ki obezite ve diyabet
etyolojisi tek bir sebebe ba¤lanamaz. Genetik ve çevresel faktörlerin beraberce etkisi söz konusudur.
O
Diyabet teflhisi nas›l konur?
Amerikan Diyabet Cemiyeti (ADA) ne göre:
AKfi>126mg/dl veya
OGTT 2.saat de¤eri(fleker yüklemesi) ≥200mg/dl veya
Çok su içme, çok idrar ç›kma, çok yemek yeme flikayetleri olanlarda herhangi bir zamanda
(random) bak›lan kan flekeri de¤erinin ) ≥200mg/dl olmas› ile tan› konur.
Obezite ve diyabet iliflkisi nas›ld›r?
Uzm. Dr. Yavuz Furuncuo¤lu
26
BM‹: 25-29.9 aras›nda olanlarda diyabet riski % 2 artar
BM‹: 30-34.9 olanlarda % 8 artar
BM‹: >35 ise % 13 artar.
BM‹= Vücut kitle indeksidir. Mevcut kilonun boyun karesine bölünmesi ile bulunur
(kg/boy2)
26-27-28 DIYABET VE SEKER
5/26/08
Obezite flekli ile diyabet
aras›nda iliflki var m›d›r?
12:22 AM
Page 2
(pankreas beta hücrelerinden) insülin sayesinde bu hedef organlarda
kullan›l›r ve kan flekeri düzeyi normal seyreder. Beta hücrelerinin
bozulmas› veya insüline karfl› hedef
organlardaki duyarl›l›¤›n azalmas›
neticesinde diyabet oluflur. Obez
bireylerde bu insülin duyarl›l›¤›
kalmaz ve insülinin etkilerine karfl›
direnç geliflir. ‹nsülin direnci de
koroner kalp hastal›¤› için bir risk
faktörüdür. Obezite ve diyabet aras›ndaki as›l ba¤lant› insülin direnci
ile bafllar.
Evet. Genel obeziteden çok, visseral obezite yani iç organ ya¤lanmas›, erkek tipi fliflmanl›k=elma tipi
fliflmanl›k (göbek), bel çevresinin
artmas› ve bel- kalça oran›n›n artmas› diyabet riskini art›r›r.
Ciddi prospektif çal›flmalar göstermifltir ki:
Tip 2 diyabet, insülin salg›lamada bir
Nondiyabetik fazla kilolu bireyler
yetersizlik ve hücrelerin bu hormona
(obez de¤il) y›lda 1 kg al›rsa 10 y›l
karfl› duyarl›l›¤›n›n azalmas› sonucunda
sonra diyabet geliflme ihtimali %
49 artar. Tersine y›lda 1kg verirse
geliflir. ‹nsülin, normal ifllevini yerine
10 y›l sonra diyabet geliflme ihtigetiremiyor ve beta hücreleri daha çok
‹ç organ ya¤lar›
mali % 33 azal›r.
insülin üretemez. Dolay›s›yla, fleker
diyabeti kolaylaflt›r›r m›?
Di¤er bir çal›flmada vücut a¤›rl›¤›n‹ç organ ya¤lar› (kanda serbest ya¤
hücreye gerekti¤ince giremez ve afl›r›
daki her 1kg art›fl›n diyabet riskini
asitlerinin art›fl› ile) insülin aleyhin% 9 art›rd›¤› bulunmufltur.
miktarlar halinde kan dolafl›m›nda kal›r.
de çal›fl›r. Kas ve karaci¤erde trigliÇocukluk obezitesi diyabet gelifliVe
durumun,
kifliyi
insülin
ba¤›ml›l›¤›na
serit olarak depolan›r. Ve karacimini etkiler mi?
yöneltti¤i görülebilir.
¤erde VLDL yap›m›n› uyar›r. TerÇocuklarda ve gençlerde obezite
sine serbest ya¤ asitleri ve iç organ
prevalans› artmaktad›r. Amerika
ya¤lar›n›n azalmas› –diyet ve kilo
Birleflik devletlerinde ve tüm dünverme ile- insülin etkisini art›r›r. Diyabet oluflumunu önler.
ya’da 6-17 yafl grubunda obezite prevalans› % 10-15 aras› buTNF-alfa ya¤ dokusundan salg›lan›r ve insülin direncinde
lunmufltur. Bu oran›n yüksek oluflu gençlerin ileri y›llarda diönemlidir. Artm›fl CRP, ‹L-6, azalm›fl adiponektin diyabet
yabet gelifltirme ihtimalini de art›rmaktad›r. Bunun yan›nda
oluflumunda önemlidir. Ayn› zamanda endotel disfonksiyonuna
daha çok yetiflkinlerde görmeye al›fl›k oldu¤umuz hipertansineden olarak aterosklerozu kolaylaflt›r›rlar.
yon, hiperlipidemi, safra kesesinde tafl oluflumu, karaci¤er
ya¤lanmas›, tip 2 diyabet, uyku apne, ortopedik sorunlar çocuk
Bir endokrin organ olarak ya¤ dokusu:
yaflta görülmeye bafllanm›flt›r. Ayr›ca diyabeti olmayan obez
Ya¤ dokusu bir endokrin organ olarak kabul edilmektedir. Ya¤
gençlerde “adiponektin” adl› hormon % 50 daha düflük seviyedokusundan bafll›ca leptin, adiponektin, resistin, TNF alfa, ‹Lde bulunmufltur. Bir çal›flma sonucuna göre; bu düflük seviye
6 gibi sitokinler salg›lan›r. Bunlar insülin direnci gelifliminde,
artm›fl abdominal obezite, beta hücre disfonksiyonu ve insülin
diyabet gelifliminde, dislipidemi, inflamasyon sürecinde ve atedirenci ile ba¤›ms›z olarak iliflkiliydi.
roskleroz gelifliminde önemlidir. Pankreas beta hücrelerinin
fonksiyonlar›n›n bozulmas›nda bu maddeler yine etkilidir. ‹nDüflük do¤um a¤›rl›kl› bebeklerde
sülin sentezinde, sekresyonunda, ve apoptosis sürecinde etkilidiyabet ihtimali yüksek midir?
dir.
Düflük do¤um a¤›rl›kl› bebeklerin genellikle annelerinde insüAdiponektin ya¤ hücresinden salg›lanan çok önemli bir protelin direnci vard›r. Bu bebekler do¤umdan sonra normal yafl›tlaindir. Kanda, azalm›fl serbest ya¤ asidi miktar›, düflmüfl BM‹
r›n› yakalamak için h›zl› büyümeye bafllarlar. Bu da fliflmanl›k
ve azalm›fl vücut a¤›rl›¤› ile orant›l› olarak bulunur. Obezite ve
ve insülin direnci için bir risk oluflturur. Çocukluk döneminde
insülin direnci aras›ndaki moleküler ba¤lant›y› sa¤l›yor olabifazla kilolu olanlar, yetiflkinlik döneminde diyabete adayd›rlar.
lir. Metabolik sendrom için bir biomarker görevini görür. Adiponektin düzeyinin artmas› ile özellikle obezlerde insülin diObezite- diyabet- insülin direnci iliflkisi
renci azal›r. Bu nedenle obezite, diyabet ve insülin direnci teNormal iflleyiflte insülin sal›n›m› ile periferik dokulardaki (kadavisinde adiponektin uygulanmas› ile ilgili klinik çal›flmalara
raci¤er, kas, ya¤ dokusu) insülin duyarl›l›¤› aras›nda dengeli
ihtiyaç vard›r.
hassas bir iliflki söz konusudur. Glukoz pankreastan salg›lanan
27
26-27-28 DIYABET VE SEKER
m
5/26/08
12:22 AM
Page 3
obezite ve diyabet
Ya¤l› karaci¤er
Karaci¤er ya¤lanmas› tip 2 diyabet ile beraber s›k bulunur (%
21-78). Karaci¤er ya¤lanmas› için; obezite, insülin direnci,
plasma serbest ya¤ asit miktar›nda art›fl birer risk faktörüdür.
‹leri obezlerde (morbid obez) bu daha s›k görülür.
Diyabetli hastalarda kilo vermenin
faydalar› nelerdir?
•
•
•
•
•
Glukoz seviyesi normale döner
Açl›k insülini düfler
‹nsülin duyarl›l›¤› artar
Vücudun üst taraf›ndaki ya¤lanma azal›r
Aterosklerotik lipid profili düzelir:
• Trigliseritler düfler
• HDL yükselir
• LDL düzelir
• Kan bas›nc› düfler
• Mortalite oran› düfler
Obezitenin önlenmesinde
ilaç tedavisinin yeri
Orlistat: Obezite tedavisinde etkili ve güvenli bir tedavi arac›d›r. Zay›flamaya yard›mc› olmas› d›fl›nda, kardiovasküler hastal›klara neden olan birkaç risk faktörünü düzeltmede ve kan
flekeri kontrolünde de ifle yarar. Yemek sonras› trigliserit, serbest ya¤ asidi ve kolesterol yükselmelerini önler. Orlistat›n
antihiperglisemik etkisi kilo verme ve insülin direncinde azalma ile birlikte oldu¤u gibi, glukagon like peptid 1 (GLP-1) in
yemek sonras› plasma seviyesini art›rmaya yard›mc› olarak da
yapar.
Rimonabant: Selektif santral ve periferik Cannabinoid 1 reseptör blokeridir. Kilo kayb› ile beraber bel çevresinde incelme,
HDL kolesterolde yükselme, trigliseritte düflme, insülin direncinde azalma sa¤lar. 20mg/g ile yap›lan bir çal›flmada rimonabant’›n kilo kayb›ndan ba¤›ms›z olarak plasma adiponektin düzeyini art›rd›¤› bulunmufltur.
Sibutramin: Kilo verdirici di¤er bir ilaçt›r. Serbest ya¤ asitlerini azalt›r, insülin direncini azalt›r, hiperinsülinemiyi azalt›r,
tip 2 diyabette oral hipoglisemik tedaviyi güçlendirici olarak
kullan›labilir.
Metformin: Asl›nda bir fleker ilac›d›r ama doza ba¤›ml› olarak
kalori al›m›n› azalt›r ve kilo vermeyi kolaylaflt›r›r.
Exenatide: ‹nkretin benzeri yeni s›n›f bir ilaçt›r. Tip 2 diyabetin tedavisi için gelifltirilmifltir. K›sa süreli çal›flmalara göre glisemik kontrolu iyilefltirme yan›nda zay›flamaya da yard›mc›
olur.
Çal›flmalara göre, kemirgenlere adiponektin verilmifl, insülin
duyarl›l›¤›nda art›fl, antiaterojenik etki, antiinflamatuvar etki ve
28
kilo verdirici etki gözlemlenmifltir.
‹nsanlarda adiponektin tedavisi ile kilo verilmesi, insülin direncinin önlenmesi ve tip 2 diyabet tedavisi veya önlenmesi umut
verici olarak görülmektedir. Bu hipoteze göre yeni klinik çal›flmalara ihtiyaç vard›r.
Kilo kayb›n›n sa¤lanmas› ile
diyabet önlenebilir mi?
Bu konuda birkaç çal›flma yap›lm›flt›r. Bu çal›flmalarda bariz
kilo kayb› sa¤lanmas› ile tip 2 diyabete gidiflin azalt›labilece¤i
gösterilmifltir.
1- Finlandiya çal›flmas›: orta yafl obez ve bozulmufl glukoz tolerans› olan bireyler çal›flmaya al›nm›flt›r. Bir gruba diyet ve
egzersiz ö¤ütlenmifl (kontrol grubu) di¤er gruba ise s›k› takip
yap›lm›flt›r. 3.2 y›l izlenmifl ve s›k› takip edilen grupta % 58 diyabet insidans›nda azalma bulunmufltur.
2- Diyabet önleme program› çal›flmas› (DPP-Diabetes Prevention Program): çok merkezli bir çal›flmad›r. Bozulmufl glukoz tolerans› olan ileri obez bireyler çal›flmaya al›nm›flt›r. Üç
grup oluflturulmufltur. 1. gruba: yo¤un diyet ve egzersiz önerisi
yap›lm›flt›r (yaflam tarz› de¤iflikli¤i) 2. gruba plasebo ve standart diyet-egzersiz 3. gruba metformin ve standart diyet-egzersiz verilmifltir.
2.8 y›l izlenmifllerdir. Kontrol grubu ile karfl›laflt›r›ld›klar›nda
1. grupta diyabete ilerleyiflte % 58 azalma görülmüfl. Metformin grubunda % 31’azalma görülmüfltür.
Birinci grupta bireylerin ortalama % 50’si, % 7’den fazla kilo
vermifltir, ve %74’ü haftada 150 dakika orta derecede yo¤un
egzersiz yapm›flt›r.
3- Da Qing çal›flmas›: Bu çal›flma Çin’de yap›lm›flt›r. Bozulmufl glukoz tolerans› olan hastalardan üç grup oluflturulmufltur.
1. grup: diyet 2. grup: Egzersiz 3. grup- diyet+egzersiz yapm›flt›r. Hastalar ortalama 6 y›l izlenmifltir.
Tip 2 diyabet geliflimini önleme oranlar› s›ras›yla % 31, % 46,
% 42 olarak bulunmufltur.
4- Xenical ile diyabet geliflimini önleme çal›flmas› (Xendos):
BM‹>30 ve bozulmufl glukoz tolerans› var veya yok olmas›na
göre iki ayr› grup çal›flmaya al›nm›flt›r. 4 y›l boyunca tedavi verildikten sonra glukoz tolerans› bozuk olan grubun % 45 daha
az diyabet oldu¤u saptanm›flt›r. Bozulmufl glukoz tolerans› olmayan grupta benzer etki görülmemifltir.
Sonuç olarak; tip 2 diyabet, hipertansiyon, obezite, dislipidemi
s›kl›kla bir arada görülebilen hastal›klard›r, bu hastal›klar› önlemenin en iyi yolu da kilo vermektir.
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
ERTELEMEY‹N!
FAKO yöntemi ile
KATARAKT ameliyat›
Katarakt; göz merce¤inin
saydaml›¤›n› kaybetmesiyle
oluflur.
Tedavi edilmedi¤i takdirde ileri
yafllarda görme kayb›
oluflmas›n›n en yayg›n nedenidir.
FAKO yöntemi olarak
adland›r›lan ameliyatla
yüzde 100’e yak›n baflar› oranlar›
sa¤lan›yor.
Multifokal
mercekle
uzak ve yak›na
gözlüksüz
çözüm
Göz Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Klini¤i
30-31 GUATR
5/26/08
m
12:31 AM
Page 1
genel cerrahi
Guatr ameliyatlar›nda
daha az
dikifl izi
Opr. Dr. ‹lker Abc›
Genel Cerrahi Bölümü
Kendi küçük ama
vücudumuzda
yaratabilece¤i
sorunlar tahmin
edemeyece¤iniz
kadar büyük.
Sadece 25-30
gram a¤›rl›¤›nda
olan tiroid bezleri,
az ya da çok
çal›flt›¤›nda ve
giderek
büyüdü¤ünde,
tehlike çanlar›
çalmaya bafll›yor.
Opr. Dr. ‹lker Abc›
30
uatr tiroid
bezinin iyi
huylu ne denlerle
büyümesi dir. Toplumda yaklafl›k %
30-40 oran›nda tiroid bezinin çeflitli hastal›klar›
mevcuttur. Kad›nlarda görülme s›kl›¤› daha fazlad›r. Tiroid nodülleri geliflen teknoloji ile daha s›k
tespit edilebilmektedir.
Büyük oranda iyi huylu
olmalar›na ra¤men ortalama olarak 100 tiroid nodülününden 15`inde kansere rastlanmaktad›r. Tiroid nodülü boynun ön
k›sm›nda yer alan tiroid
bezinden türeyen çeflitli
boyutlarda olabilen kitlelerdir. Tek veya çok say›da olabilecekleri gibi içinde s›v› bulunan kistler halinde olabilirler. Diffüz guatrda ise tiroid bezi genel olarak büyümüfltür.
Çok s›k görülmesine ra¤men çok büyük oranda iyi huyludurlar. Nodüller milimetrik boyutlarda olabilece¤i gibi boynun tamam›n› kaplayan büyük boyutlara ulaflabilirler.
Tiroid nodülleri büyük oranda belirtisiz seyrederler. Ancak boynun ön k›sm›nda, adem
elmas› denilen k›k›rda¤›n›n alt›nda büyüyen kitle olarak ele gelebilir. Büyüklük artt›kça
nefes darl›¤›, yutma güçlü¤ü, ses k›s›kl›¤› flikayetlerine sebep olabilirler. Kana çok fazla
tiroid hormonu salg›layan hiperaktif nodüller kalp h›z›nda art›fl, sinirlilik, kilo kayb›, ellerde titreme ve terleme, uykusuzluk, ishal ile kendini belli eder. Hipotiroidin bulgular›
ise kalp h›z›nda yavafllama, kilo art›fl›, kab›zl›k, depresyon, vucutta yorgunluk, saçlarda
k›r›lma ve dökülme, ciltte kuruluk, unutkanl›k ve adet düzensizlikleridir.
fiayet tiroid bezinizde nodül saptanm›flsa bir endokrinoloji veya endokrin cerrah› taraf›ndan takip ve tedaviniz yap›lmal›d›r. Doktorunuz sizden risk faktörleriniz için ayr›nt›l› bir
G
30-31 GUATR
5/26/08
12:31 AM
Page 2
maya ihtiyaç duymadan kapatan
bilgi alacak, muayenenizi yapave kesen cihazlar yard›m› ile
cak ve gerekli olan testleri isteuygun olgularda ameliyat› çok
yecektir. Bu testlerden ilk isteküçük bir kesiden gerçeklefltirnecek olanlar kandaki tiroid
mek mümkündür. Bu ileri tekhormon düzeyleri ve tiroid ulnoloji, yüksek frekansl› ultrasotrasonografisi olacakt›r. Hastanik enerjiyi kullanarak doku
lar›n ço¤unda tiroid bezindeki
içinde bulunan proteinlerdeki
nodüllerden hücre örnekleri alhidrojen bandlar›n› ortadan kalmak amac›yla ince i¤ne ile biCerrahinin bir çok dal› gibi tiroid cerrahisinde de
d›rmaktad›r. Kan damarlar›, göyopsi de yap›lmaktad›r. Bu ifllegünümüzde minimal invaziv (daha az zarar veren)
receli olarak düflük bir ›s›da
me tiroid ince i¤ne aspirasyon
(80°C) protein daha az bir ›s›
biyopsisi denmektedir ve s›kl›kteknikler uygun vakalarda ön plana ç›kmaya
hasar› ile kapan›rlar. Tiroid
la ultrasonografi alt›nda ve pabafllam›flt›r. Teknolojideki geliflmeler sayesinde
ameliyat› s›ras›nda yaralanma
tolog eflli¤inde yap›lmaktad›r.
gelifltirilen damarlar› dikifl ya da ba¤lamaya
ihtimali olan ve ses tellerine giTiroid nodüllerinde s›kl›kla kulder sinir ve vücudun kalsiyum
lan›lan bir di¤er metod da tiroid
ihtiyaç duymadan kapatan ve kesen cihazlar
dengesini sa¤layan paratiroid
sintigrafisidir. Bu tan› yönteyard›m› ile uygun olgularda ameliyat› çok küçük
bezleri, daha az kanamal› bir orminde tiroid nodüllerinin çok
bir
kesiden
gerçeklefltirmek
mümkündür.
tamda ve göreceli olarak daha
(s›cak nodül) veya az (so¤uk
az bir ›s› ile korunmaktad›r. Yanodül) çal›flt›klar› hakk›nda bilp›lan çal›flmalarda, klasik yöngi edinilebilmektedir.
teme göre ameliyat süresini k›saltt›¤› gösterilmifltir. Dolay›Tiroid nodüllerinin tedavisi sebebe ba¤l›d›r. fiayet yap›lan tis›yla hastalar daha k›sa bir anestezi ile ameliyat edilebilroid ince i¤ne aspirasyon biyopsisinde iyi huylu, kanseröz
mektedirler. Ayr›ca tiroid ameliyat› daha az kanama ile
olmayan hücreler görülmüflse, büyüme e¤ilimi göstermeyen
sonland›r›labildi¤i gibi ameliyat sonras› hastan›n a¤r› kesici
küçük nodüller takip edilebilir. Bazen nodüllerin büyümesiihtiyac› da daha az olabilmektedir. Genifl cilt kesisinden kani engellemek veya küçültmek amac›yla tiroid hormon tedaç›nmak do¤al olarak daha estetik bir görünüme ve ameliyat
visi tercih edilebilir. fiayet yap›lan tiroid ultrasonografilerinsonras› daha h›zl› iyileflmeye yard›mc› olmaktad›r. Hastanede nodüller büyüme e¤ilimindeyse i¤ne biyopsileri tekrarmizde, bölümümüz taraf›ndan yap›lan tiroid ameliyatlar›nda
lanmal›d›r. ‹¤ne biyopsisi sonucunda kuflkulu hücreler izlebu ileri teknoloji baflar› ile kullan›lmakta ve ameliyat sonranen hastalar ameliyata al›n›r. Ayr›ca nefes borusu ve yemek
s› ertesi gün hastalar taburcu edilmektedirler.
borusuna yapt›klar› bask› sonucu nefes darl›¤› ve yutma güçlü¤üne sebep olan hastalarda da ameliyat tercih edilir.
Cerrahinin bir çok dal› gibi tiroid cerrahisinde de günümüzde minimal invaziv (daha az zarar veren) teknikler uygun
vakalarda ön plana ç›kmaya bafllam›flt›r. Teknolojideki geliflmeler sayesinde gelifltirilen damarlar› dikifl ya da ba¤la-
Normal Tiroid
Büyümüfl Tiroid
31
32-33 GORME VE KONTRAST
m
5/26/08
12:36 AM
Page 1
göz sa¤l›¤›
Görme ve
Kontrast
Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu
Göz Hastal›klar› Bölümü
Fonksiyonel
Görme ad›
verilen her
ayd›nl›kda ve
flartta iyi görme,
kalitenin
korunmas› olay›
yafla ba¤l›,
gözdeki k›r›c›l›k
sistemi ve
sensoryel
de¤iflikliklere
ba¤l› olarak
farkl›laflmaktad›r.
Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu
32
örme, hayat›m›zda tart›fl›lmaz önemi olan bir özellikli duyudur. Bunun iyi seviyede olmas›, korunmas› ve yetersizli¤inde eldeki olanaklar ile tedavisi ve geliflmeler t›bb›n güncel konular› içindedir. Amaç ba¤›ms›z, kaliteli ve de¤iflmez özellikli görme sistemi ile
hayattaki yaflam ve baflar›lar›m›z›n de¤erini artt›rabilmektir. Gözün ›fl›k hissinden sonraki esas fonksiyonu flekil hissidir. Bunun tam geliflmesi için anatomik ve fizyolojik yap›n›n hayat içinde etkilenmemesi esast›r. Uyaran, kullanma flekli ve çevre ortam ile spontane fark etme
özellikleri görme kalitesini en üst seviyeye ç›kar›r. Ifl›k efli¤i düfltü¤ü ortamlarda duyarl›l›k de¤iflir. Tek
gözdeki bu üstünlük binoküler görme prensipleri ile zenginleflir ve üç boyutlu görme sistemi içinde yaflam gerçekleflir
Fonksiyonel Görme ad› verilen her ayd›nl›kda ve flartta iyi görme, kalitenin korunmas› olay› yafla ba¤l›, gözdeki k›r›c›l›k sistemi ve sensoryel de¤iflkliklere ba¤l› olarak farkl›laflmaktad›r. Pupilla geniflli¤i,
ortam ayd›nl›¤› ve objelerdeki kontrast de¤erinin kalite üzerinde etkileri vard›r. Do¤al olarak yafllanma
ile optik sistem de¤ifliklikleri ve buna ba¤l› görme sorunlar› oluflmaktad›r. Yafla ba¤l› ayk›r› astigmat,
yafla ba¤l› lensin nukleer pigmantasyonu , görme keskinli¤i üzerinde miyopik etki, ayd›nl›k ortam aray›fllar›, yak›n objelerde büyütülmüfl detay ile rahatlama bu de¤iflikliklere örnek olabilir.
G
Kontrast
fiekil hissi de¤erlendirilmesi için iki görünür bölge aras›nda ayd›nl›k fark› olmal›d›r. ‹nce detay›n seçilmesinde ayd›nl›k fark› yüksek olmal›d›r. Yüksek kontrast bunu kazand›r›r. Kaba ve büyük objelerin tan›nmas›nda düflük de¤erde kontrast görevlidir.
Klinik çal›flmalar›m›zda görme keskinli¤i ölçümlerinin yetersiz kald›¤› pek çok durum olmaktad›r.
Görme keskinli¤inin de¤erlendirilmesi için Snellen-Landolt gibi isimlerle adland›r›lan görme eflelleri
kullan›l›r. % 100 kontrast üzerinde de¤erlendirme yapan bu sistem 200 senelik köklü bir geçmifle sahipdir. Yayg›n uygulama ile en çok baflvurulan bir muayene yöntemidir. fiekiller, harf, say› ve çatal modelleri ile pratik,kolay ve h›zl› bir muayene yöntemi olarak kullan›lmaktad›r.ancak düflük kontrast de¤erlerindeki kay›plar› ortaya ç›karmada yeterli olmayabilir.
‹lerleyen teknoloji ve uygulamalar özellikle Refraktif Cerrahi sonras› hastalar›n görme yak›nmalar› konusunda farkl› bir de¤erlendirme gerekti¤ini ortaya ç›kartm›flt›r. Bu durum ameliyat sonras› hastalarda
kontrast azalmas› gibi olumsuz de¤iflikliklerdir. Göz bebe¤i çap› ve ortam ayd›nl›¤›n›n da etkisi ile hastalarda dalgalanma-yans›ma-parlama fleklindeki sorunlar›n önemli bir k›sm› nöroadaptasyon tablosu ile
geriler ve hastada o flartlar kabul görür. Farkl› ›fl›nlar›n farkl› noktalarda toplanmas› ile ortaya ç›kan bu
durum aberasyon olarak isimlendirilir. Aberasyonlar optik sistemde k›r›c› ortamlardan kaynaklanan ve
32-33 GORME VE KONTRAST
5/26/08
12:36 AM
Page 2
görüntüyü bozan optik hatalard›r.
nümüzde tek tedavi flekli olarak kataraktGöz hastal›klar›nda yafla ba¤l› görülme
ta cerrahi yöntem baflar› ile görmede art›fl
s›kl›¤› artan katarakt’da da göze giren ›fl›k
kazand›rmaktad›r
da¤›l›m›n›n bozuk flekilde artmas› sureBir optik sistemde mükemmel bir görüntiyle kontrast duyarl›k de¤erleri azalmaktünün elde edilmesi için obje düzlemintad›r. Yüksek kontrastta ince detaylar nordeki bir noktadan gelen tüm ›fl›nlar›n göFonksiyon kayb›n›n görme üzerindeki ilk
malken yüz ,kol iflaretleri gibi haraket harüntü düzleminde tek bir noktada toplanbelirtisinin kontrast azalmas› oldu¤u
linde kaba detay› fark etme olaylar› düflük
mas› gereklidir.
ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Günlük yaflam,
kontrast patolojisine ba¤l› hasta görme
Görme kalitesi görme keskinli¤in ötesinfonksionel görme olarak adland›r›lan her
sorunu olarak ortaya ç›kabilmektedir.
de özel de¤erde bir fonksiyondur. FonksiGünümüzde kifliye özel olarak kendi deyonel görme flartlar› içinde kontrast ve
derecede kontrast de¤erleri, ayd›nl›k ve
taylar› göz önünde tutularak teknik uyguonun etkiledi¤i aberasyonlar yer al›r. Erdi¤er sekonder ortamlarda
lanmas› sonuçlar›n daha da mükemmelken katarakt ameliyat› endikasyonlar›nda
otomatik olarak gerçekleflmektedir.
leflmesini sa¤lamaktad›r. Wave - Guide
gaye bu sapmalar› normale yükseltmekismi verilen kifliye özel cerrahi olanaklatir.
r› ile sferik aberasyonlar minimale indirilYafllanan gözde görme kaliteden kaybemektedir. Düflük sferosilindirik hatalar azal›r. Yeni aberasyonlar geliflder, görmenin canlanmas› aberasyonlar›n yok edilmesi ile mümkünmez. Kontrast artar, görme keskinli¤i de¤eri artar ve görme kalitesindür. Katarakt cerrahisi sonras› sferik göziçi hasta flikayetleri parlade olumlu yükselifl görülür.
ma,yans›ma, donuk görme, kontrast düflüklü¤ü örnekleri göz k›r›lma
sistemi içindeki neden aray›fllar›m›z sebebleridir. Son senelerde artan
asferik göziçi lensi ile ortamda görme keskinli¤i yan›nda fonksiyoGenç - Yafll› Göz Yap›s›
nel görmede kazanç ortaya ç›kar›ld›, böylelikle kontrast duyarl›k ar20 yafl›nda görmenin çok keskin olmas›n› aberasyonlar›n olmamas› ve
tar. Görme kalitesi yükselir. Renkli görme sistemindeki özellikler
gözün bütününde s›f›r veya negatif sapma de¤er bulunmas› ile aç›kladikkate al›narak görmede total kalite sorununu toptan çözmek yak›n
yabiliriz. Yafllanan gözde çok önemli de¤ifliklikler olmaktad›r. Genç
tarihte mümkün olmayacakt›r. Ama yap›lan çal›flmalarda bugün kaligözde sferik olarak kornea pozitif ve lens negatif de¤erdedir. Yafla
teli görmenin ne oldu¤unu, hedefimizin ne olmas› gerekti¤ini daha iyi
ba¤l› kornea pozitif de¤erini korurken lens negatiften pozitife kayarak
anlam›fl durumday›z.
aberasyonlara neden olur. Gençlerde kornea ve lens art› eksi ile nötr
oldu¤undan aberasyon de¤erleri minimaldir. Yafl ilerledikçe aberasyon art›fl miktar›na ba¤l› en iyi görme keskinli¤inde düflme ortaya ç›Sonuç
kacakt›r. Genelde korneadan geçen ›fl›¤›n % 30’unun lens taraf›ndan
Fonksiyon kayb›n›n görme üzerindeki ilk belirtisinin kontrast azalemildi¤i dikkate al›nmal›d›r
mas› oldu¤u ak›ldan ç›kar›lmamal›d›r. Günlük yaflam, fonksiyonel
Hastalar›n bir k›sm›nda aç›klanamayan görme düflmeleri alt›nda lense
görme olarak adland›r›lan her derecede kontrast de¤erleri, ayd›nl›k
ba¤l› aberasyon sorunlar› bulunmaktad›r. Kornea üzerinde yap›lan
ve di¤er sekonder ortamlarda otomatik olarak gerçekleflmektedir
cerrahi ifllemlerin ileri yaflta aberasyonlar› dengelenme durumu tart›Aberasyonlar›n azalmas› kontrast ve spesiyal de¤erler üzerinde
fl›lmaktad›r.
olumlu etki yapar.Genç yaflta aberasyonlar azd›r. Kornea üzerindeki
‹nsan gözünde pupillan›n genifl oldu¤u durumlarda aberasyon artmas›
uygun olmayan refraktif ifllemler ve sferik göz içi lensleri aberasyonnedeni ayn› nedenledir. Lofl ›fl›kta, alacakaranl›kta ve akflam saatlerinlar›n artmas›na neden olabilir.Gözün optik gücü pupilla çap›na ba¤l›
de ortaya ç›kan gece miyopisinin nedeni sferik aberasyondur. Distorolarak artar Kontrast de¤ifliklikleri özellikle sürücünün yol üstünde
siyon bir aberasyon türüdür, bir karenin f›ç› veya i¤ne yast›¤› fleklinde
seyir halinde oldu¤u durumlarda özel de¤er ve önem kazanmaktad›r.
görülmesi bu yan›lma sonucunda ifade edilir.
Kontrast bozuklu¤u olan bir hasta alacakaranl›kta büyük obje de olsa-örne¤in gri kamyon-traktör-farketme ve fleçme yönüyle zorluk çekecektir. Bu durumda kaza yapma veya yan›lma pay› yüksektir.
Katarakt Cerrahisi
Günümüzde ETDRS ve Kontrast kartlar› ile çal›flmalar daha yayg›nKatarakt cerrahisi ile görme kalitesinin art›r›lmas› hedef olarak ele
laflmaktad›r. Bu yöntem ile görme keskinli¤i de¤erlendirilmeleri,
al›n›r. Pek çok kataraktl› hastada görme keskinli¤i iyi derecede iken
hasta tedavi prokotolu ve kontrast üzerindeki etkilerin daha duyarl›
görme flikayetleri ve belirtilen rahats›zl›klar›n alt›nda kontrast oynaflekilde kontrast efli¤i hesaplanmas›n› sa¤layacakt›r.
malar› vard›r. Kamaflma testi ile bu durum daha da belirginleflir. Gü33
34-35 GUNES VE COCUK
m
5/26/08
12:40 AM
Page 1
çocuk sa¤l›¤›
Çocuklar›n›z›
güneflin zararl›
›fl›nlar›ndan koruyun
Uzm. Dr. Fazl› Y›lmazer
Çocuk Sa¤l›¤› ve Hastal›klar› Bölümü
Günefl,
çocuklar›m›z
için deriden
D vitamini
sentezini
sa¤lamakla
birlikte özellikle
yaz aylar›nda
maruz
kal›nd›¤›nda
yayd›¤› UV ›fl›nlar›
ile zararl› etkiler
oluflturabiliyor.
Uzm. Dr. Fazl› YILMAZER
34
ünefl girmeyen eve doktor girer” sözüyle de vurguland›¤› gibi genellikle
sa¤l›k verici olarak kabul edilen günefl; çocuklar›m›z için deriden D vitamini sentezini sa¤lamakla birlikte, özellikle yaz aylar›nda afl›r› maruz kal›nd›¤›nda yayd›¤› ultraviyole ›fl›nlar› ile zararl› etkiler oluflturabilir. Normalde atmosfer ve ozon tabakas› dünyaya ulaflan UV ›fl›n› miktar›n› azalt›r. Ancak ozon tabakas›n›n incelmesi ile dünyaya ulaflan UV ›fl›n› miktar› artt›. Günefl
›fl›¤›n›n içindeki ultraviyole ›fl›nlar›n› (UV), UV-A ve UV-B olarak iki gruba ayr›l›r. .
G
34-35 GUNES VE COCUK
5/26/08
12:41 AM
Page 2
UV-A ›fl›nlar›; derinin derin
t›nda geçirilebilecek güvenli
tabakalar›n› etkilemekte ve
süreyi 20 dakikadan 5 saate
deri kanseri riskini art›rmakç›kar›r. 15’ten yüksek koruta, mevsim ve hava koflullama faktörlü ürünler 5 saatten
r›nda de¤iflmeksizin y›l bodaha uzun süre korur. Günefl
yunca etkili olmaktad›r.
yan›klar› için tehlikeli saatUV-B ›fl›nlar› ise derinin üst
ler olan 10:00 ile 15:00 aras›
tabakas›n› etkileyip, özellikiçin 15 koruma faktörü yele yaz aylar›nda daha yo¤un
terlidir. Fakat aç›k tenli çobir flekilde karfl›m›za ç›kan
cuklar için 30 koruma faktöKoruyucu ürünleri günefle ç›kmadan
günefl yan›klar›na neden olrü gereklidir. K›saca söyle30 dakika önce sürmek gerekir.
maktad›r. Bir insan tüm yamek gerekirse, tüm çocuklar
flam› boyunca ald›¤› UV
için 15 ve üzeri koruma fakBurun, yanaklar, kulaklar ve omuzlar özellikle iyi
›fl›nlar›n›n yar›s›ndan fazlatörlü ürünler kullanmak gekorunmal›d›r. Ço¤u ürünler, her 3-4 saatte bir
s›n› çocukluk ça¤›nda al›r.
rekir.
tekrar sürülmeli, e¤er terlemifl veya suya girmiflse
Çocuklar, günefl ›fl›nlar›n›n
Koruyucu ürünleri günefle
en yo¤un geldi¤i saatler olan
ç›kmadan 30 dakika önce
hemen tekrarlanmal›d›r.
10:00 ile 15:00 saatleri arasürmek gerekir. Burun, yaSuya dayan›kl› (waterproof) ürünler
s›nda günefle ç›kar›lmamal›naklar, kulaklar ve omuzlar
d›r. Günefl ›fl›nlar›n›n %70’i
özellikle iyi korunmal›d›r.
suda ortalama 30 dakika dayan›r.
bulutlardan, %30’u da seyÇo¤u ürünler, her 3-4 saatte
rek dokumal› k›yafetlerden
bir tekrar sürülmeli, e¤er tercilde geçebilir. Bu nedenle bulutlu havalarda da güneflten kolemifl veya suya girmiflse hemen tekrarlanmal›d›r. Suya darunmal› ve k›yafetlere dikkat edilmelidir.
yan›kl› (waterproof) ürünler suda ortalama 30 dakika dayaÇocuklar günde 30 dakikadan fazla d›flar›da duracaksa mutn›r.
laka güneflten koruyucu losyon kullan›lmal›d›r.
Süt çocuklar›n›n ciltleri daha ince oldu¤u için günefle karfl›
Günefl yan›klar›nda neler yap›lmal›?
daha hassast›rlar. Bu nedenle 6 ayl›ktan küçük çocuklar diUzun süre günefle maruz kal›nd›¤›nda UV ›fl›nlar› ciltte önce
rekt günefle ç›kar›lmamal›d›r, mümkün oldu¤unca gölgede
k›zar›kl›k, daha sonrada da içi su dolu baloncuklara sebep
tutulmal›d›rlar. E¤er günefle ç›kar›lacaksa, mutlaka koruyucu
olur. K›zar›kl›k, a¤r›, fliflme güneflten 2-4 saat sonra bafllar,
losyon, uzun elbiseler ve kenarl›kl› flapka kullan›lmal›d›r.
24 saatte maksimuma ulafl›r. A¤r› ve s›cakl›k hissi 48 saat
Bronzlaflmak isteyen ergenlerde mutlak koruyucu losyon
sürer. A¤r› kesici ve atefl düflürücü ile birlikte nemlendirici
kullanmal›, günefle al›flt›ra al›flt›ra ç›kmal›d›rlar. ‹lk gün gükremler faydal› olabilir. Çok kal›n, ya¤l› merhemler kullan›lneflte 15-20 dakika kalmal›, daha sonra bu süre günde 5 damamal›d›r, bu çocu¤u daha s›cak tutar ve terlemeyi önler.
kika artt›r›lmal›d›r.
So¤uk banyo yapt›rmak veya günde bir kaç kez yan›k yerine
Kum ve su günefl ›fl›nlar›n› yans›tt›¤› için; gölgede bile cilt
so¤uk su ile ›slat›lm›fl giysiler koymak a¤r›y› azalt›r, dufl çok
yan›klar› olabilir. fiapka veya flemsiye çocu¤u yans›yan ›fl›na¤r› verici olabilir. Yan›klar oldu¤unda çocu¤unuza daha
lardan koruyamaz.
çok su içirmelisiniz, bu s›v› kayb›n› ve hastal›k hissini önler.
Çocuklar›n gözlerini güneflten korumal›y›z. Y›llarca UV
Bir hafta içinde soyulmalar bafllar. E¤er çocu¤unuzun derisi
›fl›nlar›na maruz kalmak, katarakt riskini att›r›r. Bu amaçla
su toplar ve patlarsa, bir sa¤l›k kuruluflunda pansuman ve geçocuklara UV korumal› günefl gözlü¤ü al›nabilir.
rekli tedavi yard›m› al›nmal›d›r. Günefl yan›klar›nda yap›lan
Piyasada pek çok güneflten koruyucu ürün vard›r. Özellikle
s›k yanl›fll›klardan biri yan›k yerine difl macunu, yo¤urt veya
hem UV-A, hem UV-B’ye karfl› koruyucu bir ürün tercih
yo¤un merhemler sürmektir. Bunlar›n hem faydas› yoktur,
edilmelidir. SPF (Sun Protection Factor: Günefl koruyucu
hem de temizlenmesi zordur.
faktör) veya filtre gücü, güneflten koruyucu ürünün UV ›fl›n›n
Tüm bu önlemlere sadece yaz aylar›nda ve deniz k›y›s›nda
ne kadar›n› cilde geçirdi¤ini gösterir. Örne¤in 15 faktörlü bir
de¤il, çocuklar› soka¤a ç›kar›rken bahar aylar›nda da dikkat
ürün, ›fl›n›n 1/15’ini yani, %7’sini geçirir. Böylece günefl aletmek gerekir.
35
36-37 HPV
5/26/08
12:46 AM
m
Page 1
kad›n sa¤l›¤›
Rahim a¤z›
kanseri ve
HPV afl›lar›
Opr. Dr. Filiz Topuz
Kad›n Hastalaklar› ve Do¤um Bölümü
Serviks kanserinin
neredeyse
tamam›ndan
HPV (Human
Papilloma Virus)
virüsü sorumludur.
HPV virusu çift
sarmall› bir DNA
virusdur.
100’den fazla
bilinen alt tipi
vard›r.
ahim a¤z› (serviks) kanseri, dünyada ikinci en yayg›n kad›n kanseri çeflididir.
Yaklafl›k % 80’i geliflmekte olan ülkelerde görülmesine ra¤men, Türkiyede serviks kanseri dünya ortalamas›n›n alt›nda olup kad›nlarda sekizinci en s›k görülen
kanser türüdür. Dünyada her iki dakikada bir, Türkiye’de her 12 saatte, bir kad›n
serviks kanserine ba¤l› hayat›n› kaybetmektedir.
Serviks kanserinin neredeyse tamam›ndan HPV (Human Papilloma Virus) virüsü sorumludur.
HPV virusu çift sarmall› bir DNA virusdur. 100 den fazla bilinen alt tipi vard›r. Yüksek riskli
tipleri (tip 16, 18, 31, 33, 45 ve tip 18) serviks kanseri oluflumunda rol oynarken, düflük riskli
tipleri (tip 6, 11) anogenital si¤illerin oluflumunda rol oynarlar. Tip 16 ve 18 tüm serviks kanserlerinin %70’ine neden olmaktad›rlar. Tip 6, 11 genital si¤illerin % 90’›ndan sorumludur.
Kad›nlar›n % 80’i hayatlar›n›n bir döneminde HPV virüsü ile enfekte olurlar. Ancak bunlar›n
R
Opr. Dr. Filiz Topuz
36
36-37 HPV
5/26/08
12:46 AM
Page 2
tipe ilaveten anogenital si¤illerin
% 95’inde enfeksiyon kendili¤in% 90’›na neden olan tip 6 ve 11 e
den iyileflir. Ba¤›fl›kl›k sisteminde
karfl› koruma da sa¤lar. Her iki afl›
problemi olanlar, sigara içenler,
iyi tolere edilebilen intramuskuler
uzun süre do¤um kontrol hap› kul(koldan) kas içine yap›lan ve bildilananlar ve genetik yatk›nl›k gibi
rilen önemli yan etkisi olmayan
risklerin varl›¤›nda % 5 hastada
afl›lard›r. En s›k görülen yan etki
HPV enfeksiyonlar› devam eder.
Serviks kanserinin tamam›n› HPV virüsü
enjeksiyon yerinde a¤r› ve k›zar›kGenç hastalarda s›k görülüp büyük
oluflturdu¤u için bu virüse yönelik koruyucu ve
l›kt›r. Toplam üç doz olarak yap›oranda enfeksiyon kendili¤inden
l›r. fiu anki bilgilerimize göre 5 y›lgeçerken 30 yafl üstü kad›nlarda
tedavi edici afl› çal›flmalar› bafllam›flt›r. Tedavi
l›k etkin koruma sa¤lamaktad›r,
daha az görülür ancak daha yüksek
edici afl›lar henüz klinik kullan›ma girmemifl
ancak koruman›n 5 y›l›n ötesine
oranda devam eder. HPV kifliden
olup 2010 y›l›ndan itibaren klinik prati¤e
uzanaca¤› düflünülmektedir. FDA
kifliye en çok cinsel yolla geçer antaraf›ndan onaylanan ve 2004 y›cak nadir görülmekle birlikte digirmesi beklenmektedir.
l›ndan bu yana dünyada uygulanrekt ten temas› ve anneden bebe¤e
makta olan afl›lardan dörtlü afl›
geçisi de mümkündür. Bu nedenle
2007 y›l›nda, ikili afl› 2008 y›l›nda Türkiye’de kullan›ma girmiflgenital si¤il varl›¤›nda bebe¤i korumak için normal do¤um önetir. Amerika Birleflik Devletleri’nde HPV afl›lar› rutin afl›lama
rilmez.
program›nda yerini alm›flt›r. Society of Gynecologic Oncology
HPV enfeksiyonu için risk faktörleri aras›nda immun yetmezlik
HPV afl›lar›n›n son 50 y›lda kad›n sa¤l›¤› alan›nda en önemli gedurumlar› (AIDS, organ nakli yap›lan hastalar), sigara içilmesi,
liflme oldu¤unu bildirmifltir.
erken yaflta cinsel iliflkiye bafllamak, çok say›da partner sahibi
olmak, partnerin çok say›da partneri olmas›, 10 y›ldan uzun süre
Sonuçlar
do¤um kontrol hap› kullanmak, çok say›da (5’ten fazla) do¤um
• 9-26 k›z çocuklar› ve kad›nlara uygulanmal›.
yapmak say›labilir. Prezervatif kullan›m› HPV’ye ba¤l› enfeksi• 0-2-6. aylarda 3 doz olarak yap›lmaktad›r. ‹mmun
yon geçiflini di¤er cinsel yolla geçen hastal›klarda oldu¤u gibi etsüpresif (ba¤›fl›kl›k sistemi bozuk olanlar, örn. AIDS)
kin bir biçimde korumaz. Hastalar›n ancak % 60’›nda koruma
hastalar afl› olabilir. Gebelikte afl› önerilmemektedir,
sa¤lar.
ancak gebe olundu¤u bilinmeden afl› yap›l›rsa gebeli¤in
Serviks kanserinin tamam›n› HPV virüsü oluflturdu¤u için bu visonland›r›lmas›na gerek yoktur. (KATEGOR‹ B)
rüse yönelik koruyucu ve tedavi edici afl› çal›flmalar› bafllam›flt›r.
• Lohusalar afl›lanabilir
Tedavi edici afl›lar henüz klinik kullan›ma girmemifl olup 2010
• Afl›lama, oluflmufl olan servikal sitolojik de¤ifliklikler ve
y›l›ndan itibaren klinik prati¤e girmesi beklenmektedir. Koruyugenital si¤iller ve serviks kanseri için tedavi de¤ildir.
cu afl› üretmek amac›yla virüsün yap›s›nda bulunan L1 protein• Erkeklerin afl›lanmas› mant›kl› gözükmektedir, ancak bu
leri bakterilerde ve ferment hücrelerinde üretilerek virüs benzeri
konuda çal›flmalar devam etmektedir
partiküller üretilmifltir. Virüs benzeri proteinler DNA içermedi¤i
• 26 yafl üstünde yeterli immun yan›t oluflturmad›¤›
için onkojenik ve enfeksiyöz potansiyel tafl›maz ancak yüksek
düflünülmekte idi ancak son çal›flmalar bu grubunda
oranda immunolojik oldu¤u için kifliyi yüksek oranda HPV enafl›dan faydalanabilece¤ini göstermektedir
feksiyonuna karfl› korur. Bu amaçla farkl› iki firma taraf›nda
• Afl› yap›lmadan önce HPV tip tayini yapmaya gerek
dörtlü ve ikili afl›
yoktur
gelifltirilmifltir.
•
HPV
tip tayini pozitif ç›kan hastalar afl› olabilir, çünkü
‹kili afl› tip 16 ve
di¤er tiplere karfl› koruyuculu¤u devam etmektedir
18
virüslerine
• HPV afl›lanmas› sonras› rutin PAP- smear taramas›
karfl› gelifltirilmifl
devam etmelidir
olup kifliyi % 70
• HPV afl›s› yapt›rmak serviks kanserine karfl› % 70
oran›nda serviks
koruyuculu¤a sahiptir
kanserinden ko• Dörtlü HPV afl›s› ek olarak % 90 genital si¤ile karfl›
rur. Buna karfl›l›k
koruyuluculu¤a sahiptir.
dörtlü afl›da bu iki
37
38-39 LABORATUVAR
5/26/08
m
12:52 AM
Page 1
tan›
Hastal›kta ve Sa¤l›kta
Klinik
Laboratuvarlar
Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k
Klinik Laboratuvar ve Tan› Bölümü
Günümüzde
h›zla geliflen
teknolojiler ve
yeni testler
sonucunda,
do¤ru tan› ve
etkin bir
tedavide,
laboratuvarlar›n
önemi daha da
artm›flt›r.
Prof. Dr. Bekir Sami Uyan›k
38
ilim ve teknolojideki yeni geliflmeler,
baflta sa¤l›k olmak üzere insan hayat›ndaki bütün alanlar› etkilemeye devam
etmektedir. Dünya çap›nda referans
sa¤l›k kurumu olmak isteyen hastanelerin, kaliteli sa¤l›k hizmeti ve mükemmel hasta memnuniyeti için profesyonel ve teknolojik olarak yüksek
stardartlarda tan› ve tedavi ünitelerine ihtiyac› vard›r.
Yüksek teknolojili sistem ve cihazlar yan›nda ayr›ca,
bilgili ve tecrübeli, kurumunun misyon ve vizyonuna sahip kadrolar gerekir.
Sa¤l›k kurumlar›, ba¤›ms›z ulusal ve uluslararas› kabul görmüfl ve sayg›n denetim kurulufllar›na üye olarak, kaliteli hizmet sunma yeteneklerini denetime açarak onaylatmal›d›r. Daha sonra da, bilimsel araflt›rmalar› destekleyerek ve takip ederek, yeni bilgiler ve uygulamalarla kendisini sürekli gelifltirmelidir.
Hastanelerde klinik laboratuvarlar, ileri teknolojilerin etkin ve verimli flekilde kullan›ld›¤› bölümlerin bafl›nda gelir.
Klinik kimya, seroloji, bakteriyoloji, hematoloji, endokrin ve immünoloji gibi tüm bölümleriyle, klinik
laboratuvar hizmetleri günümüz t›bb›n›n geliflmesine imkan sa¤lam›flt›r.
Son zamanlarda hücresel ve moleküler düzeydeki araflt›rmalarla gelifltirilen yeni testlerin kullan›lmaya
bafllamas›yla, laboratuvarlar›n deste¤inin önemi daha da artm›flt›r.
Laboratuarlar h›zl› ve do¤ru bir flekilde sonuçland›rd›¤› testlerle, t›bbi uygulamalarda hekimlerin karar›nda etkili olmakta, hastal›¤›n erken ve kesin tan›s›na, ayr›ca en uygun tedavinin yap›lmas›na, prognozun belirlenmesine çok önemli katk›larda bulunmaktad›r.
Bilimsel ve teknolojik araflt›rmalar sonucunda otomasyona geçilerek, yeni analiz sistemleri ve yöntemleri gelifltirilmifltir. Böylece analizlerde hata kayna¤› olabilen manuel ifllemler ortadan kald›r›larak, kanda nanogram, pikogram gibi çok düflük miktarlarda bulunan hormon ve di¤er maddeler çok h›zl› ve do¤ru bir flekilde ölçülmeye bafllam›flt›r. Hasta güvenli¤i aç›s›ndan hastalar›n t›bbi kay›tlar›nda, dosyalar›nda bulunan objektif bilgilerin % 70’ini laboratuvar test sonuçlar› oluflturmaktad›r.
Kaliteli sa¤l›k hizmetinde hedef, s›f›r hata oldu¤undan, hekimlerin kendileri için çok önemli olan laboratuvar sonuçlar›na güvenmesi gerekir. Sa¤l›k hizmetinde ç›kacak bir aksakl›k, insan hayat›nda çok kö-
B
38-39 LABORATUVAR
5/26/08
12:54 AM
Page 2
den direkt olarak, insan kaynakl› hatalar›
önlemek için tam otomatik otoanalizörlerde yap›lmaktad›r.
• Laboratuvarlar›m›zda kalite güvencesi
kapsam›nda her test için günlük olarak iç
kalite kontrolleri yap›larak, düzenli flekilde takip edilmekte ve uygunlu¤u görüldükten sonra analizler yap›lmaktad›r.
Üyesi oldu¤umuz, dünyan›n en genifl kaLaboratuvar hizmetlerinde gerekli
t›l›ml› uluslararas› kalite kontrol programlar›; BIO RAD External Quality AsKlinik Laboratuvarlar›m›z
standardizasyonun sa¤lanarak, gerek
sesment System (EQAS) ve DigitalPT
Hastanemiz klinik laboratuvarlar›, teknoiç kalite kontrolün, gerekse d›fl kalite
AccuTest ile de sonuçlar›m›z ba¤›ms›z
lojik alt yap› ve donan›ma önem verilen
kontrolün çok titiz bir flekilde uyguolarak denetlenmektedir.
Biyokimya, Hematoloji, Endokrinoloji,
• Analiz sonuçlar›, çok aflamal› kontrolSeroloji, Allerji , Mikrobiyoloji, Parazitolanmas› ve denetlenmesi gerekir.
lerden sonra uzmanlarca onayland›ktan
loji gibi bölümlerden oluflmaktad›r.
sonra do¤rudan hastan›n dosyas›na aktaUluslararas› kalite standartlar›nda sa¤l›k
r›lmakta,
ilgili
doktor
taraf›ndan
yeni test sonuçlar› ve geriye dönük
hizmeti üreterek mükemmel hasta memnuniyeti misyonu ve dünya
tüm sonuçlar birlikte görebilmektedir. Sonuçlar hastane bilgi sistestandartlar›nda referans laboaratuvarlar› vizyonuyla, her biri kendi
minde arflivlenmekte ve gere¤inde tüm sonuçlara ulafl›labilmektealan›nda uzman doktorlar, deneyimli laborant, kimyager ve biyologdir.
lardan oluflan bir ekip, görev, yetki ve sorumluluklar›n› en üst dü• Kaliteli, güvenilir ve h›zl› sonuçlar üreterek, teflhis süreci k›salt›lazeyde gerçeklefltirerek 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet vermektedir.
rak zaman kayb› önlenmektedir.
• Tan›sal yöntemlerle ilgili gerçekleflen yenilikler ve geliflmeler
Hastanemizde en ileri teknolojiyi kullanarak yapt›¤›m›z iyi klinik
yak›ndan takip edilmekte, yeni testllerin kullan›lmas›yla modern t›buygulamalar›na paralel olarak, klinik laboratuarlar›m›zda da güncel
b›n tüm gereklilikleri yerine getirilmektedir.
bilgi ve en geliflmifl teflhis imkanlar›n› sunmaya devam edece¤iz.
• Uluslararas› standartlara uygun olarak planlanarak yap›lm›fl laboBu hizmetler öncelikle hasta
ratuvarlarda analizler üzerinde etkili olabilecek s›cakl›k, nem ve hamemnuniyetini hedefleyen, invaland›rma gibi ortam flartlar› bilgisayar kontrollü olarak sa¤lansana sayg› ve etik kurallar ile
maktad›r.
toplum de¤erlerini ve hasta hak• Bütün ifllemlerde enfeksiyon riskine karfl› disposabl malzemeler
lar›n› öne ç›karan bir misyonla
kullan›lmakta, at›klar personel ve çevre sa¤l›¤›n›n korunmas›na yögerçekleflmektedir.
nelik olarak özel bir organizasyonla imha edilmektedir.
Sizlerin elefltiri ve önerileri do¤• Analiz örnekleri (numuneler) Uluslararas› tan›mlanan JCI stanrultusunda her gün daha iyiye
dardlar›na uygun olarak barkodlu etiket yap›flt›r›lm›fl tüplere ve kapdo¤ru geliflece¤imize inan›yolara al›nmaktad›r.
ruz.
• Numuneler pnömatik tüplerle laboratuvarlar›m›za en güvenli ve
Hisar ‹ntercont›nental Hospital
h›zl› flekilde ulaflmakta, barkot etiketleme ile örnek al›m›n›n ve anaLaboratuvarlar› olarak sa¤l›kl›
lizlerin tüm aflamalar›nda oluflabilecek hatalar önlenmektedir.
günler diliyoruz.
• Hekimin istedi¤i testler, hastadan al›nan kan ve di¤er numunelertü sonuçlara yol açabilir.
Laboratuvar hizmetlerinde gerekli standardizasyonun sa¤lanarak, yap›lan testlerin do¤rulu¤u, tekrarlanabilirli¤i, hassasiyeti ve özgünlü¤ü objektif, bilimsel
yöntemlerle de¤erlendirilmeli, gerek iç
kalite kontrol, gerekse d›fl kalite kontrol
çok titiz bir flekilde uygulanmal› ve denetlenmelidir.
39
40-41GOZ SAGLIGI MERKEZI
5/26/08
12:59 AM
Page 1
m sa¤l›k ordumuzu tan›yal›m
Hisar Intercont›nental Hospital
Göz Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Bölümü
Klini¤imiz göz
hastal›klar›n›n
tan› ve tedavisinde
kullan›lan son sistem
cihazlarla donat›lm›fl
olup baflta Katarakt Refraktif Cerrahi ve
Vitreoretinal hastal›klar
olmak üzere oftalmolojinin tüm alt branfllar›nda
hizmet vermektedir.
40
öz hastal›klar› ile ilgili tüm ameliyatlar›n ve laser tedavilerinin yap›labilmesine olanak sa¤layan en üst düzey teknoloji ile donat›lm›fl olan göz klini¤i kendine ait 600 m2’lik özel bir alanda hizmet vermektedir. Refraktif cerrahi, katarakt, glokom, medikal ve cerrahi retina, okuloplastik cerrahi, kornea, nörooftalmoloji, kontakt lens, flafl›l›k ve pediatrik oftalmoloji birimlerinin yer ald›¤› klini¤imizde bir ö¤retim üyesi, iki göz hastal›klar› uzman› ,iki göz hemfliresi, bir sa¤l›k
memuru ve iki hasta kabul eleman› görev yapmaktad›r.
G
Göz hastal›klar› klini¤inde çal›flan hekim kadrosu:
Prof. Dr. Ahmet Gücüko¤lu: 1969 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi’nden
mezun olmufl yine ayn› fakülteden 1973 y›l›nda Göz Hastal›klar› Uzman› , 1977 y›l›nda Doçent,1988 y›l›nda ise Profesör ünvan›n› alm›flt›r, Halen ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi Göz Hastal›lar› Anabilimdal› Baflkanl›¤› görevini sürdürmektedir.
Op. Dr. Faruk Ero¤lu: 1993 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi’nden mezun
olmufl ayn› fakülteden 1998 y›l›nda uzmanl›¤›n› alm›flt›r
Op Dr. Ali Sipahier: 1995 y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi ‹stanbul T›p Fakültesi’nden mezun
olmufl ayn› fakülteden 2000 y›l›nda uzmanl›¤›n› alm›flt›r.
Hemflire Tu¤ba Soysal ve Pembegül Solak, sa¤l›k memuru Halil ‹brahim Uysal ile hasta
kabul elemanlar› Hanife Karakaya ve Hilal Demirci klinikte görev yapmaktad›r.
Ayn› t›bbi nosyona sahip doktorlar›n bir arada uyum içinde çal›flt›¤› göz klini¤inde, hastanemizin hizmete girmesinden bugüne kadar geçen iki y›ll›k süreçte bir çok baflar›l› ameliyat ve laser uygulamalar› gerçeklefltirilmifltir.
Klini¤imizde kulland›¤›m›z intalase ve Advanced Custom
Vue sistemi; miyop, hipermetrop ve astigmat› olan hastalarda gözlük ve kontakt lens ihtiyac›n› ortadan kald›ran
dünya üzerindeki en geliflmifl sistemdir. B›çaks›z lasik
olarak da bilinen Intralase Laser, Excimer Laser tedavisi öncesi korneal fleb kald›rmaya yarayan bir yöntemdir.
Standart lasik uygulamalar›na göre çok daha güvenli olan
bu yöntem sayesinde kald›r›lacak flebin kal›nl›¤›, çap› ve
flekli istenilindi¤i gibi ayarlanabilir. Bu yüksek teknolji
40-41GOZ SAGLIGI MERKEZI
5/26/08
1:00 AM
Page 2
sayesinde laser tedavileri komplikasyonsuz tamamlanabilmektedir. Intralase lasik özellikle yüksek astigmat, hipermetropi,
düz ve ince kornea gibi durumlarda önemli avantaja sahiptir.
Hastanemizde kullan›lan VISX S4 IR Excimer Laser cihaz› ve
Advanced Custom Vue wavefront sistemi (kifliye özel tedavi)
FDA(Amerikan G›da ve ‹laç Birli¤i) onayl› olup özellikle son
eklenen iris tan›ma sistemi ile birlikte bu alanda ulafl›lan en son
noktadad›r. Halk aras›nda kartal görüfl olarak bilinen bu yöntem
sayesinde baz› hastalarda laser sonras› gözlük ya da kontakt
lense göre daha iyi bir görüfl elde edilebilir. Yüzeyel tedavide
bir yenilik olan epilasik tedavisi Türkiye’de ilk defa hastanemizde uygulanm›flt›r. ‹leri teknolojiyi tecrübemizle birlefltirerek gerçeklefltirdi¤imiz yüzlerce laser uygulamas›n›n sonuçlar› ulusal ve uluslararas› toplant›larda sunulmufltur.
Katarakt ameliyatlar›nda kulland›¤›m›z fako cihaz› en az doku
hasar› oluflturan so¤uk fako özelli¤ine sahiptir. Tüm hastalar›m›za standart olarak uygulad›¤›m›z mercekler FDA ve CE
onayl›d›r. Uygun göz içi lensi yerlefltirilen hastalar daha iyi
görmelerinin yan› s›ra uzak gözlük ihtiyac›ndan da kurtulmaktad›rlar. Bunun d›fl›nda göz yap›s› uygun olan hastalarda yak›n›
görmeyi sa¤layan multifokal göziçi mercekler de klini¤imizde baflar› ile uygulanmaktad›r .
Retina hastal›klar›n›n tedavisi göz klini¤inin iddial› oldu¤u bir
baflka aland›r. Diyabetik retinopati ve yafla ba¤l› makula dejenerasyonu toplumda en s›k görülen körlük nedenleridir. Uzun
ve sab›r isteyen bir tedavi süreci sonucunda bu hastalarda görme kayb›n› s›n›rlamak mümkündür. Son zamanlarda klini¤imizde de uygulanan yeni tedavi uygulamalar› bu hastalarda oldukça baflar›l› sonuçlar al›nmas›n› sa¤lam›flt›r. Hastanemizde
yer alan FFA, ICG ve OCT gibi tan› cihazlar› Argon laser,
PDT, intravitreal enjeksiyon ve vitreoretinal cerrahi gibi tedavi yöntemleri sayesinde bu zor hastal›k grubuna karfl› baflar›l›
sonuçlar almaktay›z.
OCT , görme alan› taramas›, sinir lifleri analizi ve en önemlisi
ayr›nt›l› bir muayene ile glokom (göz tansiyonu) hastalar›nda
erken teflhis ve tedavi imkan›m›z olmaktad›r.
Çocuklarda flafl›l›¤›n ve göz tembelli¤inin önlenmesinde ilk 3
yafl içerisinde göz muayenesi çok önemlidir. Bu anlamda çocuk klini¤imiz ile koordine çal›flmakta ve ailelerin bu konuda
bilinçlendirilmesine özen göstermekteyiz.
41
42-43 AMASRA
5/26/08
m
1:18 AM
Page 1
gezi
Gezmeyi sever misiniz?
Buyrun Amasra’ya
u küçük Karadeniz k›y› kentinin yerleflik nüfusu
20 bin; ama geziye elveriflli aylarda on binlerce
misafiri a¤›rl›yor. Kent tam bir tatil beldesi. Önümüz yaz. Hepimizin gönlünde bir tatil hayali var.
Akl›n›zda ne olursa olsun, size “f›rsat buldu¤unuzda gidin” diyece¤imiz yerlerden birini, Amasra’y› tan›tmak
istiyoruz.
Amasra, tertemiz havas›yla tatilini dinlenerek geçirmek isteyenler için benzersiz bir yer oldu¤u kadar, deniziyle ve plajlar›yla
da deniz tutkunlar› için çekici bir k›y› kenti olma özelli¤i tafl›-
B
42
yor. Gidenlerin ilk izlenimlerini anlat›rken kulland›klar› ifadeyle “tam bir tatil beldesi”.
Kara yoluyla Bart›n üzerinden geçerek gidilebilir. Do¤al ortam›n büyüleyici güzelli¤i içinde yapaca¤›n›z bu yolculuk tekrar
tekrar yaflamak isteyece¤iniz bir an› olarak yerleflir belle¤inize.
Yolun, yöreye özgü yap›s› güzel görüntülerin hazz›na heyecan
da katar.
Bahar aylar›nda daha sakin olan Amasra’da Haziran ve sonras›nda sizi doyumsuz bir k›y› fleridinin bekledi¤ini bilin. Karadeniz’in berrak sular›n›n okflad›¤› Amasra koylar›, çok zaman ta-
42-43 AMASRA
5/26/08
1:18 AM
Page 2
tilinizi birkaç gün daha uzatma nedeni olabilir.
Bu güzel kentin do¤as›, k›y›lar› kadar, tarihi geçmifli de çekicidir. Amasra’n›n üç bin y›ll›k geçmiflinden izler pek çok merakl›y› çeker. Kal›nt›lar, ‹lyada destan›nda ad› geçen Sesamos’un
bugünkü Amasra’n›n bulundu¤u yerde oldu¤unu gösteriyor. Bu
da yerleflim alan› olarak binlerce y›ll›k bir geçmifle sahip oldu¤unu belgeliyor.
Halk›n›n bir k›sm› madencilikle geçinen Amasra’da tar›m ve
hayvanc›l›k hala önemli gelir kayna¤› olma özelli¤ini tafl›yor.
Ama, kentin son y›llarda h›zla artan turizm potansiyelinin bütün öteki ekonomik kaynaklar›n önüne geçti¤ini söylemek
mümkün.
Art›k Amasral›lar, kentlerini ziyarete gelenlere, yer kiralay›p,
yiyecek sunarak; onlara eliflleri satarak, yine el yap›m› a¤aç hediyelik eflya pazarlayarak geçimlerini sa¤l›yorlar. Küçük liman›, Büyük Liman›, Tavflan adas›, kalesi ve al›fl verifl için sizleri
bekleyen çarfl›lar›, konuksever güler yüzlü insanlar›n iflletti¤i
pansiyonlar› ve daha çok turlarla gelenlerin kald›klar› otelleriyle unutulmaz bir tatile ça¤›r›yor Amasra.
Amasra’n›n iki tan›m›ndan da söz etmek yerinde olur; Amasral› ile Amasra’da tatil yapma al›flkanl›¤› olan kiflilerin kente bak›fllar›nda ilginç bir z›tl›k dikkati çeker. Özünde ikisi de Amasra’ya de¤er verir, ama, birinde övünme di¤erinde ironik bir k›skançl›k vard›r. Amasral›, daha çok kifli gelsin, daha çok turist
a¤›rlas›n ister. Ankara ‹stanbul gibi kentlerden gelip Amasra’da
tatil yapma al›flkanl›¤› olanlar ise “çok kifli gelir kalabal›k artarsa bu sakinlik kalmaz” diye farkl› bir bak›fl sergiler.
‹flin do¤rusu Amasral›lar, misafir a¤›rlamay› seviyorlar. Ama,
turizm beldelerinin kaderi gibi gösterilen betonlaflmaya da pek
izin vermek istemiyorlar. Amasral›lar, kentlerinin bugünkü güzellikleri koruyarak zenginleflmesini önemsiyorlar.
Gürültünün en aza indi¤i nadir turizm beldelerinden biri olarak
Amasra’da, tatilinizi dinlenerek geçirme olana¤› bulaca¤›n›zdan kuflkunuz olmas›n. Gitmiflken, tekne turuna kat›lmadan ayr›lmay›n Amasra’dan. Tabii, ad›m bafl› bulaca¤›n›z k›y› lokantalar›nda Amasral› bal›kç›lar›n tuttuklar› bal›klardan tatmay› da
ihmal etmeyin.
43
44-45 OKUR KOSESI
5/26/08
m
1:21 AM
Page 1
okur köflesi
‹stanbul’un
Fare Kapan›
Dergimizin bu
say›s›ndaki konu¤u
Sunay Ak›n.
Onu fliirleriyle oldu¤u
kadar öykü tarz› yaz›lar›
ve söyleflileriyle de
tan›yoruz. fiair-yazar,
gazeteci Sunay Ak›n,
dergimizin bu say›s›na
bir ‹stanbul nostaljisi ile
kat›l›yor. Özgün
üslûbunu usta kalemiyle
sat›rlara aktaran Sunay
Ak›n’›n bu yaz›s›n›
keyifle okuyaca¤›n›za
inan›yoruz.
Sunay Ak›n
44
aradeniz’den gelen buzullar›n kentin iki yakas›n› ay›ran Bo¤az’› kapatt›¤›n› duyan ‹stanbullular k›y›da toplan›rlar. Bu ilginç do¤a olay›n›n tan›klar› aras›nda
cesaretli olanlar, buz kütlelerinin birinden di¤erine atlayarak Bo¤az’› yürüyerek
geçme ayr›cal›¤›na sahip olmay› kaç›rmazlar. ‹çlerinde tafl›d›klar› cambaz›n sesine uyanlar›n yapt›klar› gösteriyi izleyenler aras›nda bulunan Besim Ömer Bey,
1912 y›l›n›n 14 Nisan gecesini an›msar…
Besim Ömer Bey, e¤itimini Paris’de yapm›fl, Ca¤alo¤lu’nda muayenehanesi olan bir t›p doktorudur. Bir gün, penceresinde s›k kafeslerin oldu¤u muayenehanesinin kap›s› çal›n›r. Gelenler
saraydand›r. Padiflah›n gözdesi olan bir sultan›n do¤urmas› için Fransa’dan uzman bir doktor istenmifl, fakat ça¤r›lan doktorun ayn› tarihte ‹sveç saray›nda bulunaca¤› bildirilmifltir. Besim
Ömer Bey’in kap›s›n› çald›ran da, Frans›z doktorun gönderdi¤i yan›ta “Besim Bey oradayken
benim gelmeme gerek yoktur’’notunu düflmüfl olmas›d›r.
K
44-45 OKUR KOSESI
5/26/08
1:21 AM
Page 2
adac›¤› fiiir Cumhuriyeti ilan edeHarem’de yapt›rd›¤› do¤umla sararek, raflar›nda Sunay Ak›n’›n “May›n gözdesi olan Besim Ömer Bey,
kiler’’, Cemal Süreya’n›n “Üvercin24 Nisan günü New York’da yap›laka”, Akgün Akova’n›n “Sansürttürcak olan bir kongreye kat›lmaya kame fiair Abüüü’’ adl› kitaplar›n›n da
rar verir. Fransa’n›n Calais liman›n‹stanbul, tarihi boyunca farelerin cirit att›¤› bir
bulundu¤u küçük bir kütüphaneyi
dan ‹ngiltere’ye geçecek, Southampkenttir.1792 y›l›nda ‹stanbul’a gelen Dr.
tarihi eserin çirkin kullan›m›na panton’dan binece¤i gemiyle de New
zehir olarak kulede b›rak›rlar. SonYork’a ulaflacakt›r. Oysa Calais’deOlivier, geceleri çaylak ve baykufllar taraf›ndan
raki haftalarda düzenledikleri fliir
ki sis, oyun olsun diye doland›¤›
avlanan farelerin çok oluflunu bir nedenini de,
akflamlar›nda, kütüphanenin bekçi
pencere tüllerinden ç›k›fl yolunu bukedilerin azl›¤›yla aç›klar. Frans›z doktora göre
taraf›ndan ayakkab›l›k yap›lmak
lamayan birer çocu¤u dönüfltürdü¤ü
kentte
kürk
giyme
modas›n›n
yayg›nl›¤›
da
üzere evine götürüldü¤ü ö¤renirler.
gemileri limana tutsak eder. ‹stanveba
hastal›¤›n›n
görülmesine
neden
olmakfiiir kitaplar›na ne oldu? Fareler tabul’a geri dönen Besim Bey, y›llar
raf›ndan yenildiler mi yoksa? Bu
sonra Bo¤az’› kapatan buzullara batad›r. ‹stanbul’da bir salg›n hastal›k s›ras›nda
kayg› hiç de bofluna de¤ildir. Hele
karak, sis yüzünden yapamad›¤› yol,karantina hastanesi olarak kullan›lan yerlerflair Aristo’nun milattan önce I. yüzculu¤u an›msar. “Nevsal-i Afiyet’’
den biri de K›z Kulesi’dir.
y›lda yazd›¤› flu dizeleri okuduktan
adl› ilk sa¤l›k ansiklopedisinin de
sonra…
yazar› olan doktorun, biletini ‹stanEkmek için geldinizse bizim eve,
bul’dan ay›rtt›¤› “Titanik” adl› gemideki kamaras› buzda¤›na
Fareler; gidin baflka delik bulun.
do¤ru olan yolculu¤una bofl ç›kar!
Ben yoksul adam›m.
Buzuldan buzula atlayan insanlardan biri aya¤› kay›p denize
Ev demeye bin flahit ister bizim eve.
düfler gibi olsa da, toparlar kendini. Bu durum k›y›daki izleyiGidin bir zenginin kona¤›na,
ciler aras›nda heyecan yarat›r. Besim Ömer Bey, “Titanik’e
Bol bol peynir kemirin,
binseydim buz parçalar› aras›nda yaflam kavgas› verenlerden
Kuru üzüm yiyin,
biri de ben olacakt›m” diye düflünür.
Yemek art›klar›yla ziyafet çekin kendinize.
‹stanbul Bo¤az›’n›n buzullara kapland›¤› dönemlerde çok üflüDifllerinizi keskinlefltirmek istiyorsan›z
yen ve aralar›nda küçük bir aysberg gibi görünen K›z KuleBenim kitaplar›m› kemirerek
s›’nin fener bekçisi Mustafa Sav; Devlet Limanlar Umum MüYeme¤inizin tad› tuzu olmaz.
dürlü¤ü’ne 9 A¤ustos 1940 tarihli bir dilekçe yazar “Yirmi ye‹stanbul, tarihi boyunca farelerin cirit att›¤› bir kenttir. 1792
di seneden beri K›z Kulesin’nde fener gardiyan› vazifesinde
y›l›nda ‹stanbul’a gelen Dr. Olivier, geceleri çaylak ve baybulunmaktay›m. Bu kerre Of kazas›nda bulunan alt› nüfus efkufllar taraf›ndan avlanan farelerin çok oluflunu bir nedenini
rad› ailemden refikam ile validemin a¤›r surette hasta bulunde, kedilerin azl›¤›yla aç›klar. Frans›z doktora göre kentte kürk
duklar›n› haber ald›m. Mezkur mahalde çocuklar›m› himaye
giyme modas›n›n yayg›nl›¤› da veba hastal›¤›n›n görülmesine
edebilecek baflka kimsem bulunmad›¤› gibi esasen on seneden
neden olmaktad›r. ‹stanbul’da bir salg›n hastal›k s›ras›nda, kaberi de hiç bir mezuniyet almam›fl bulunmaktay›m. Mezun burantina hastanesi olarak kullan›lan yerlerden biri de K›z Kulelundu¤um müddet zarf›nda gardiyanl›k vazifem dahi ikinci
si’dir. Maltepe Askeri Hastanesinin yetersiz kalmas› durumungardiyan ‹smail ‹fllekel taraf›ndan ifa edilece¤i taahhüt olunda tecrid yeri olarak kulenin bulundu¤u adac›¤›n kullan›lmas›,
du¤undan çocuklar›m›n muhafaza ve himayesini temin etmek
Osmanl›’n›n sa¤l›k sorunlar›na gösterdi¤i duyars›zl›¤› ortaya
üzere gidip gelme yol müddeti hariç olmak üzere yirmi gün
ç›kar›r. Kentin Marmara giriflinde bulunan adalar›n, salg›n s›mezuniyet verilmesine müsade buyrulmas›n› sayg›lar›mla diras›nda karantina yeri olarak de¤erlendirilmemesi Doktor Olilerim.’’ Mustafa Bey, “Bafl Gardiyan’’ olarak imza atsa da, divier’› hayretler içinde b›rak›r. Bu do¤a vergisi zenginligin gölekçeden “mahkum’’un da yine kendisi oldu¤u anlafl›l›yor.
rülmeyip, orada bir karantina liman›n›n aç›lmamas› binlerce
1990 y›l›nda Yeflilada feribotunda ilaçlama yapan üç görevli‹stanbullu’nun yaflam›na neden olmufltur. K›z Kulesi’ni konu
nin ölmesi üzerine tüm bak›fllar K›z Kulesi’ne çevrilir. Gemialan ilk filim de, bir salg›n hastal›¤›n yol açt›¤› dram ifllenir.
lerdeki farelere karfl› kullan›lan siyanür gaz›n›n tarihi kulede
1923 y›l›nda, Muhsin Ertu¤rul’un çekti¤i filmde, kuledeki fedepoland›¤›n›n anlafl›lmas› tepkilere yol açar ‹ki y›l sonra da
ner bekçisinin öldürmek zorunda kald›¤›, kuduz olan o¤ludur.
“Atak” adl› bir bal›kç› motoru yanafl›r K›z Kulesi’ne fiairler
45
46-47-48-49 BIZDEN HABERLER
5/26/08
m
1:24 AM
Page 1
hisar gündem
Prof. Minkari
“Faziletli, dürüst hekimler huzur veriyor”
ir t›p hocas› demifl ki:
“Size ö¤rettiklerimin
yar›s› do¤ru yar›s›
yanl›flt›r, ama hangi
yar›s› do¤ru hangi yar›s› yanl›fl
bunu zaman gösterecektir”
2000’li y›llarda tan› ve tedavi imkanlar› yak›n geçmiflte hayali bile kurulmayacak kadar çok geliflti. Ak›ll›, deneyimli, dengeli,vicdan› dürüst hekimler ö¤rendiklerini iyi kullanmakta hastalar›n›
azrailin pençesinden alabilmekte
onlara uzun ve sa¤l›kl› ömür verebilmektedirler.
Hasta, mutlulu¤u sa¤l›kta arar.
Ama ne yaz›k ki, sa¤l›kl› olanlar›n hepsi mutlu de¤ildir. Ço¤u insan, sa¤l›¤›n›n de¤erini onu kaybederken anlar.
T›p dal›nda elde edilmifl olan
mesleki geliflmeler hem çok zor
oldu, hem de çok zaman ald›.
Hastalar yüzy›llar boyunca, iyileflebilmek için, hep ilahi bir gücün
himayesi alt›na s›¤›nmak istediler. Sonra, ifle sihirbazlar, din
adamlar› ve flarlatanlar kar›flt›.
Uzun y›llar ç›rak s›n›f› “yaln›z
benim ustam›n dedi¤i do¤rudur,
yapt›¤› do¤rudur” düsturuna sar›ld›, do¤ruyu arayamad›. Yanl›fl›, yanl›fl›n üstüne koydu. Ancak
do¤ruyu bulanlar, do¤runun üstüne do¤ruyu koyanlar ›fl›¤› gördüler, gönülleri feth ettiler. Hangi
dönem olursa olsun kural de¤iflmedi: Bak, Gör, Anla, Dene, Ö¤ren, Ö¤ret
fiimdi sormak gerek: teflhis ve tedavide elde edilmifl olan ak›l al-
B
Hekimli¤i yan›nda
çeflitli konulardaki
yaz›lar›yla da tan›nan
ve bu özelli¤iyle
yazar-hekim
olarak an›lan Prof.
Dr. Tar›k Minkâri 16
Nisan 2008 günü
hastanemizde
yap›lan toplant›da
bilgi birikimini
kurumumuz
hekimleriyle
paylaflt›.
Prof. Minkari’nin
“T›p ve Mizah”
bafll›kl› sunumu
izleyenlere keyifli
dakikalar yaflatt›.
46
maz yeniliklere karfl›n, hekimin
ahlaki meziyetleri de ayn› flekilde
geliflti mi?
Hasta, hekimi hep ilahi bir güce
sahip olarak görür. Bu nedenle
hekimin ahlaken, aklen, ruhen,
bedenen sa¤l›kl› ve dengeli olmas›n› ister. Ayr›ca ondan, sevgisini, hoflgörüsünü, flefkatini, hünerini tevazu içinde verebilmesini
bekler.
Hasta bir metal parças› de¤ildir.
Ona yaklaflmak, onu anlamak,
onun gönlünü almak ,güvenini
kazanmak bafll› bafl›na bir hünerdir. Hastalar›n faziletli, vicdanl›,
dengeli, dürüst, tokgözlü hekimler taraf›ndan tedavi edildiklerini
görmek, bizlere yafllanmakta olan
bir neslin son temsilcilerine huzur vermektedir.
Yirminci yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan bu yana, hayat flartlar› çok
düzeldi, koruyucu hekimlik çok
geliflti. Bu nedenlerden ötürü insan say›s› h›zla ço¤ald›, ölüm
oranlar› azald›, uzun yaflama flans› artt›. Ister teknikte, ister tedavide ister konforda olsun elde edilmifl olan büyük geliflmelere ra¤men y›lda milyonlarca insan ölmektedir. Bunun nedeni açl›kt›r:
Güzel dünyam›zda verimli topraklar, yeflil alanlar ve tar›msal
üretim h›zla azalmakta nüfus ve
çevre kirlili¤i h›zla ço¤almaktad›r.
Genç kuflaklar cehennemi faciaya
do¤ru giden bu hali h›zla durdurabilmeli, tar›msal ve organik
üretim imkanlar›n› ço¤altabilmeli, nüfus say›s›n› ve çevre kirlili¤ini etkili flekilde azaltabilmelidir.
San›r›m ki, bundan sonra benzer
törenlede buluflamayaca¤›z. Ama
camilerin avlular›nda s›k s›k karfl›laflaca¤›z.
Günü gelince, ölümün de do¤um
gibi h›zl› ve kolay olmas› dile¤iyle, hepinizi sevgiyle kucaklar›m..
Prof. Dr. Tar›k Minkari
46-47-48-49 BIZDEN HABERLER
5/26/08
1:25 AM
Page 2
Hekimli¤in tarihçesi
lkemizin ünlü t›p adamlar›ndan Prof. Dr. Hüsrev Hatemi, Hisar Intercontinental Hospital’de konferans verdi.
Prof. Hatemi, konferans›nda hekimli¤in tarih öncesinden bafllayan tarihçesini anlatt›. Ünlü bilim adam›, bafllang›çtan
itibaren hekimli¤in mistik bir anlam içerdi¤ine iflaret ederek,
modern t›p anlay›fl›na gelinceye kadar geçirilen evreleri ortaya
koydu. Eski M›s›rda, Hititlerde ve Yunan medeniyetinde hekimli¤in nas›l alg›land›¤›na dair bilgiler veren Prof. Hatemi, hekimli¤in dogmalardan s›yr›lma sürecini özgün bir üslupla ve
çarp›c› örneklerle anlatt›. Hatemi’nin verdi¤i bilgiye göre, dönem dönem ve uzun sürelerle hekimlik din adamlar›n›n etkisinde kald›. Hipokrat felsefesiyle bafllayan süreçte ise laik bir anlay›fl giderek yayg›nlaflt›. MS 1000 civar›nda Emevilerde bu anlay›fl etkindi. 1200’lerden sonra ise Hiristiyanl›¤›n etkisinin artt›¤› bir anlay›fl hakim oldu. Bu süreçte ‹slamiyet’in en büyük kat-
Ü
k›s› eski Latince yaz›lm›fl t›p kitaplar›n›n yay›lmas›na olanak
sa¤layan Arapça ve Süryaniceye çevrilmesidir. Hekimli¤in
Anadolu’daki geliflmelerini de anlatan Hatemi, yapt›¤› araflt›rmalarda bir Alman bilim adam›n›n Alcemeon’u lokman hekim
olarak belirtti¤ini ve kendisininde ayn› düflüncede oldu¤unu belirtti.
47
46-47-48-49 BIZDEN HABERLER
m
5/26/08
1:25 AM
Page 3
hisar gündem
Ba¤›fl›kl›k Sistemi ve
Beslenme
zm. Dr. Camille Lieners, kiflisel deneyimleriyle zenginlefltirdi¤i mesleki bilgilerini H‹H mensuplar›yla
paylaflt›. Dr. Lieners, “Ba¤›fl›kl›k Sistemi ve Beslenme” bafll›kl› sunumunda insan sa¤l›¤›n›n etkileflimini de¤erlendirdi. Kurum mensuplar›n›n soru ve katk›lar› toplant›ya
fark bir boyut kazand›rd›.
U
Yaflam Tarz› De¤iflimli¤i
Nas›l Bafllar?
erkesin yaflam›nda bir de¤iflim vard›r. Peki bu nas›l
bafllar? Doç. Dr. Kemal Yeflilçimen, bu konuyu “Yaflam
Tarz› De¤iflikli¤i Nas›l Bafllar” bafll›kl› sunumunda ele
ald›. 9 Nisan’da yap›lan bu toplant›ya kat›lanlar›n ilgiyle izledikleri sunumda Dr. Yeflilçimen, günlük yaflamda bireyin kendisine
ay›rd›¤› zaman› ve gösterdi¤i özeni hofl bir anlat›mla irdeledi.
H
Hekim hasta iliflkisi
ekim hasta iliflkileri konusunda
en iyiyi yakalama günümüz t›p
dünyas›nda büyük önem tafl›yor.
Bu yöndeki çabalar etik aç›dan oldu¤u
kadar hukuksal anlamda da de¤erlendiriliyor. Geçti¤imiz aylarda Prof. Dr. K›l›ç Ayd›nl› bu
konuda bir konferans verdi. Prof.Dr. Ayd›nl›’n›n “T›pta Hukuk ve Etik” bafll›kl› sunumu ilgiyle izlendi.
H
Yeni TCK ve
Malpraktis Davalar›
ekim hatalar›na hekimlerin yaklafl›m› nas›l olmal›? Bir
hekimin hizmet alan›nda karfl›laflaca¤› durumlar Mart
ay› içinde düzenlenen bir toplant›da ele al›nd›. Prof.
Dr. Ahmet Çolak, hukuk e¤itimi de alm›fl bir hekim olarak görüfllerini kurum mensuplar›yla paylaflt›. Toplant›da “Yeni TCK
ve Malpraktis Davalar›” tart›fl›ld›.
H
48
Kalbin Yolculu¤u
ekimlik insana sayg›n›n en üst düzeye eriflti¤i meslek
say›l›r. Bu anlamda hekimlik ayn› zamanda sevgi
mesle¤idir. Bir kalp cerrah› olarak Doç Dr. Azmi Özler, sevgi temas›n› iflleyerek HIH mensuplar›na kalbin inceliklerini anlatt›. Doç. Özler’in “Kalbin yolculu¤u” bafll›kl› sunumu hem mesleki hem duygusal zenginli¤in paylafl›m› oldu.
H
46-47-48-49 BIZDEN HABERLER
5/26/08
1:26 AM
Page 4
Medya - Hekim iliflkisi
a¤l›k habercisi gazeteci Esra Kazanc›bafl›, kurumumuzda
düzenlenen bir toplant›da “Medya - Hekim iliflkisi” konulu bir sunum yapt›. Kazanc›bafl›, bu iliflkinin etik aç›dan
önemini ve bir hekimin medyada nas›l yer almas› gerekti¤ini anlatt›. Eczac›bafl›, sa¤l›kta do¤ru bilginin önemini vurgulad› ve
yöneltilen sorular› yan›tlad›.
S
14 Mart’›n Tarihi Anlam›
a¤l›k sektöründekiler için Mart ay›n›n önemli konular›ndan biri de T›p Bayram›d›r. 14 Mart günü düzenlenen toplant›da Uzm. Dr. Aydemir Yalman, bir anlamda ülkemizde modern t›bb›n geliflme sürecini ortaya koydu.
Yalman, sunumunu “14 Mart’›n Tarihi Anlam›” bafll›¤› ile
yapt›.
S
Horby ve Trafik Canavar›
isan ay› içinde yap›lan toplant›lardan biri de Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram› ile ilgiliydi. 23
Nisan günü, HIH taraf›ndan bir Çocuk fienli¤i düzenlendi. Bu çerçevede Oda Tiyatrosu oyuncular› “Horby
ve Trafik canavar›” adl› çocuk oyununu sahnelediler. Çevre halk›n›n davetli oldu¤u konferans salonunu tamamen
dolduran flenlikte çocuklar nefleli saatler geçirdiler.
N
Çocuk Hastalar›n Haklar›
art ay›nda Cerrahpafla T›p Fakültesinden Prof. Dr. Cenk Büyükünal, sosyal
bir sorunu konu alan toplant›da görüfllerini HIH mensuplar›yla paylaflt›. Konu çocuk istismar›yd›. Prof. Büyükünal, çocuk istismar›n› al›flkanl›¤a dönüflmüfl davran›fl örnekleriyle ortaya koydu. Büyükünal, görüfllerini ve geliflmeleri “Çocuk ‹stismar› ve
Ülkemizde Çocuk Hasta Haklar›n›n Geliflimi” bafll›¤› ile sundu.
M
T›pta Bilgi ‹fllem Teknolojileri
isan ay›n›n bafl›nda Dr. Kader Gürses, “T›pta Bilgi
‹fllem Teknolojileri” üzerine konufltu. Yaflam›n her
alan›nda etkinli¤i artan bilgi ifllem teknolojilerinin
özellikle t›pta oynad›¤› rol ele al›nd›.
N
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
ubat ay›n›n bir baflka bilgi paylafl›m› toplant›s›nda fizik tedavi ele al›nd›. Prof. Dr. Lütfiye Müslümano¤lu’nun “Mekanik Kaynakl› Bel A¤r›l› Hastalarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yaklafl›m›” bafll›kl› sunumu
kapsam›nda bu alandaki yeni uygulamalar ele al›nd›.
fi
Rekraktif Cerrahi
esleki bilgi ve deneyimlerin paylafl›lmas› amaçl›
toplant›lar kapsam›nda fiubat ay›nda Uzm. Dr. Ali
Sipahier, bir sunum yapt›. Dr. Sipahier, “Rekraktif Cerrahi” konusunda konufltu. Sunum s›ras›nda Dr. Sipahier, konuyla ilgili sorular› da yan›tlad›.
M
Uyku Bozukluklar› ve Tedavisi
›bbi yeniliklerin ele al›nd›¤› e¤itim toplant›s›nda
Uzm. Dr. Orhan Dalk›l›ç’›n “Uyku Bozukluklar› ve
Tedavisi” bafll›kl› sunum yapt›. Dr. Dalk›l›ç, uyku
bozuklu¤unu tetikleyen etkenleri ve bunlara ba¤l› geliflmeleri meslektafllar›yla paylaflt›. Dalk›l›ç, bu konudaki modern
tedavi yöntemlerini anlatt›.
T
49
50 ANLASMALI KURUMLAR
5/26/08
1:29 AM
Page 1
Güvenli ellerimizi hissedeceksiniz...
anlaflmal› kurumlar
Güvenli ellerimizi
hissedeceksiniz...
ÖZEL S‹GORTA fi‹RKETLER‹
ANLAfiMALI fi‹RKETLER
AS‹STANS KURULUfiLAR
• AKS‹GORTA A.fi.
• AMERICAN LIFE S‹GORTA A.fi.
• ANADOLU ANON‹M TÜRK S‹GORTA fi‹RKET‹
• ANKARA ANON‹M TÜRK S‹GORTA
• AXA OYAK S‹GORTA A.fi.
• BAfiAKGOURUPAMA S‹GORTA A.fi.
• DEM‹R HAYAT S‹GORTA A.fi.
• DEN‹Z HAYAT A.fi.
• ERGO‹SV‹ÇRE S‹GORTA A.fi.
• GENEL YAfiAM S‹GORTA A.fi.
• GÜVEN S‹GORTA A.fi.
• HDI S‹GORTA A.fi.
• IfiIK S‹GORTA A.fi.
• KOÇ ALLIANZ S‹GORTA
• RAY S‹GORTA A.fi.
• YAPI KRED‹ S‹GORTA A.fi.
• PROMED
•Ak Emeklilik
•Ankara Sigorta (Emeklilik)
•Bat› Göz Hastanesi
•Beko
•Birlik Hayat Sigorta
•Birmat
•Bortar
•British American Tobacco
•Denizbank Sea&Miles
•Emin Direksiyon
•Finansbank
•‹zmir Terziler Odas›
•Kobi Sa¤l›k Paketi
•Opel-Chevrolet
•Sa¤l›kl› Yaflam Merkezi
•Sar›tafl
•Shell Club Smart Card
•Sodexo
•Sonax
•fiark Gülü K›rtasiye
•Yetginler
•Yurtiçi Kargo
•Medline Box Üyeleri Bireysel
•Medline Box Üyeleri Kurumsal
•HDI Sigorta Üyeleri
•Sa¤l›k Asist Üyeleri
•Beykart Üyeleri
•Nestle Clup Kart Üyeleri
•Kobi Sa¤l›k Paketi Üyeleri
•Expoturkish Üyeleri
•Baflak Groupama Emeklilik Üyeler
• MEDNET
•Ak Sigorta
•Ankara Sigorta
•Aviva Hayat ve Emeklilik
•Birlik Sigorta
•Demir Hayat
•Eureko Sigorta
•Genel Yaflam Sigorta
•Generali Sigorta
•Global Hayat Sigorta
•Günefl Sigorta
•fieker Sigorta
•T.Genel Sigorta
• A⁄AO⁄LU
• AKB FORKL‹FT H‹ZMETLER‹
• ANT YAPI SANAY‹ VE T‹CARET LTD. fiT‹.
• ATM fi‹RKETLER GRUBU
• AYSO GIDA
• BAL‹ SPOR CENTER
• BOSKAR ‹ST‹F MAK‹NALARI SAN.
• CLUB-DE TENNIS
• DEMTAfi fi‹RKETLER GRUBU
• ENKAY GRUP
• FIRTINA LOJ‹ST‹K VE REKLAMCILIK
• HASEL MAK‹NA
• HASMAK ‹fi MAK‹NALARI
• HEKTAfi ‹NfiAAT
• HUZUR G‹Y‹M
• ‹NTERMEDYA REKLAM ‹LET‹fi‹M
• ‹STANBUL ALTIN BORSASI
• JANIKING
• KOPUZ TUR‹ZM
• MOT‹F TR‹KO
• NAZAR ‹NfiAAT A.fi
• NP‹STANBUL NÖROPS‹K‹YATR‹ HASTANES‹
• O⁄UfiLAR GROUP
• OKS‹JEN TEKNOLOJ‹ GEL‹fiT‹RME VE
B‹L‹fi‹M S‹STEMLER‹
• OKYANUS SPORT CENTER
• ORKUM, N‹LFA TEKST‹L
• ROTO FRANK
• RUMEL‹ TELEKOM
• SANTE SA⁄LIK
• SOLECTRON
• fiAH‹NLER HOLD‹NG
• TAYY‹B GROUP
• UNSPED PAKET SERV‹S‹ A.fi
• ÜLKER
• ÜSKÜDAR GAZETES‹
• VIP EVDE BAKIM H‹ZMETLER‹
• VODAFONE TELEKOMÜN‹KASYON A.fi.
• WORL BARTER
• YILMAZ K‹MYA
•EURO-CENTER
•INTER PARTNER ASSISTANCE
•IPA Card
•Back-Up Card
•Doktor Back-Up Card
•HS GROUP
•Med Power
•Araistanbul
•Mycar
•Kad›köy Card
•fiiflli Card
•Yalova Card
•Köflk Card
•MARM ASSISTANCE-RED STAR
•OKEY TUR‹ZM
•REMED ASSISTANCE
•RETUR ASSISTANCE
RESM‹ KURUMLAR
• ‹SK‹
• TBMM
•TMSF
(TASARRUF MEVDUATI S‹GORTA FONU)
• TRT
• TÜRK HAVA YOLLARI
E⁄‹T‹M KURUMLARI
• COfiKUN E⁄‹T‹M KURUMLARI
•Maltepe Coflkun
•Kas›mo¤lu Coflkun
•Çaml›ca coflkun
•Y. Cimilli Coflkun
•Nilüfer Coflkun
•Bahar Coflkun
•Burç Coflkun
•Çaml›ca Ana Okulu
• ‹MAJ DERSANELER‹
KAMU S‹GORTALARI
•SGK-SOSYAL GÜVENL‹K KURUMU
• SSK
• BA⁄-KUR
• EMEKL‹ SANDI⁄I (Emeklisi)
•DEVLET MEMURU (Emekli Sand›¤› Çal›flan›)
BANKALAR
•AKBANK MENSUPLARI TEKAÜT SANDI⁄I
•BANK ASYA
•DIfiBANK EMEKL‹ SANDI⁄I VAKFI
•ESBANK (Hasta Ödemeli)
•FORT‹S BANK
•PAMUKBANK (Hasta Ödemeli)
•TÜRK‹YE ‹fi BANKASI
•T.C. MERKEZ BANKASI
•VAKIFLAR BANKASI EMEKL‹ SANDI⁄I •VAKFI
DERNEKLER
• GY‹AD-GENÇ YÖNET‹C‹ VE ‹fi ADAMLARI
DERNE⁄‹
• T‹MDER-TES‹SAT ‹NfiAAT MALZEMEC‹LER‹
DERNE⁄‹
• TÜRK‹YE GIDA VE ‹ÇECEK SANAY‹‹
DERNEKLER‹ FEDERASYONU
YURTDIfiI S‹GORTALAR
• AGIS
• BKK-AKTIV
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
Diyabete ba¤l›
ayak yaralar›n›n tedavisinde
H‹PERBAR‹K
OKS‹JEN TEDAV‹S‹
Hiperbarik Oksijen
Tedavisi Ünitesi
C
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
Ürojinekoloji
Merkezimiz hizmetinizde
• ‹drar Kaç›rma • ‹drar Torbas› Sarkmas› • Rahim Sarkmas›
Kad›n Sa¤l›¤› ve
Hastal›klar› Bölümü

Benzer belgeler