gosbsad

Transkript

gosbsad
GOSBSAD
G O S B
S A N A Y İ C İ L E R İ
D E R G İ S İ
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 SAYI: 17
Türk ekonomisinin
gelecek iki yılı
Ege Cansen
GOSB Club Restoran
Sanayicinin lezzet durağı
Sevgili pazarlamacılar,
karşınızda milenyum nesli
Adem Ceylan
Güzeller Organize
Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
BAŞKAN
MESAJI
Yavuz Doğan
GOSBSAD
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
3
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2009
GOSBSAD
İÇİNDEKİLER
GOSBSAD
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri
Derneği Yayın
Organı
GOSBSAD Adına
İmtiyaz Sahibi:
Selçuk Paksoy
GOSBSAD Yönetim
Kurulu Başkanı
3
Başkan Mesajı
14
Yavuz Doğan
Türk ekonomisinin en
büyükler liginde GOSB
firmaları yer aldı
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
6
GOSBSAD Mesajı
16
Selçuk Paksoy
Editör:
Demet Sunar
GOSBSAD
Görüş
“Her şey bana ekonomiyi
anlatıyor”
Sorumlu
Yazı İşleri Müdürü:
Tunçer Gömeçli
GOSBSAD
Genel Sekreteri
4
İlk Müteşebbis Heyet
Başkanımız İhsan Dede'yi
kaybettik
Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri
Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Yayın Kurulu:
İsmail Turfanda
Şahin Ürgün
İbrahim
Bayraktaroğlu
Tunçer Gömeçli
8
İdare Merkezi:
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
GOSB Yönetim
Merkezi ve Sosyal
Tesisleri Şahabettin
Bilgisu Cad. No: 613
PK: 0072
Gebze 41480 Kocaeli
Tel: 0 262 677 11 77
Faks: 0 262 677 11 78
10
Genel Sekreter Mesajı
Tunçer Gömeçli
Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri
Derneği Genel Sekreteri
GOSB'dan Haberler
Ege Cansen
26
Üyelerimizden
Lineadecor:
Mutfaklardaki Türk imzası
GOSB'da yönetim değişikliği
12
GOSBSAD 2009
Futbol Turnuvası
Tuğrul Derman
Yönetim Kurulu Üyesi
Zeynep Ecemiş
Lineadecor Dekor Ahşap Ürünleri Sanayi A.Ş.
Genel Müdür Yardımcısı
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
İÇİNDEKİLER
İçimizden Biri
50
İş Dünyası ve Yaşam
İşi ve tatili bir arada yaşayın
BASF, Türkiye’de
büyümeye devam ediyor
52
Makale: Değişim ve Liderlik
Değişim yönetimi
Cüneyt Dayıcıoğlu
BASF Yapı Kimyasalları
Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi
32
56
Mobil DTE 10 Excel Serisi
Hidrolik Yağlar
GOSB Teknopark
Görüntü teknolojisi ile
işinizde yeni ufuklar açın
Hakan Şakman
58
Çevre OSB'ler
Vizyon: Küresel Ekonomi
Küresel sorunlara karşı
küresel işbirliği
CMOSVision
Genel Müdürü
36
Müşteri Memnuniyeti
60
Üyelerden Haberler
Kayıp şehir ışıkla
yeniden buluşurken
Güzeller OSB rüzgar enerjisi
ile elektrik üretmek istiyor
Adem Ceylan
Güzeller Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
40
GOSB'un Renkleri
GOSB Club Restoran
Sanayicinin lezzet durağı
46
61
Baskı:
Özgün Ofset
Yeşilce Mah. Aytekin
Sok. No: 21
4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden
alıntı yapılamaz.
GOSBSAD Dergi
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
tarafından üç ayda
bir yayınlanır.
Ulusal-Türkçe-İlmi
62
Lineadecor’dan mutfaklara
enerji katan iki yeni tasarım
64
Linde Gaz, Uludağ, İTÜ ve
Yeditepe Üniversitelerine
sponsor oldu
66
Bilişim 500'de rekortmen
Bimeks oldu
67
Franke’den insana ve
çevreye duyarlı Buzdolabı
Pazarlama Stratejileri
Sevgili pazarlamacılar,
karşınızda milenyum nesli
Büyük kentlerde güvenlik
sorununa Siemens'ten
'akıllı' çözüm
Pompa sektöründe
eğitime yatırım
Yapım:
Mavi Tanıtım ve
İletişim
Rasim Paşa Cad.
Ayrılıkçeşme Sok.
No: 122 Kadıköy
34500 İstanbul
Tel: 0 216 418 59 31
Faks: 0 216 348 95 22
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
28
5
GOSBSAD
MESAJI
GOSB'da yeni dönem
Selçuk Paksoy
GOSBSAD
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
6
D
eğerli Okurlar,
İleride kendinden bahsettiğimizde herhalde ekonomik krizle özdeşleşmiş olarak hatırlayacağımız 2009’un, dörtte üçünü
geride bırakmış bulunuyoruz. Şimdiye
dek özellikle biz sanayiciler, daha az veya
daha çok, ekonomik krizden nasibimizi aldık. 2010 yılında hepimizin 2009’un olumsuz etkilerini olumluya çevirebileceğimizi
düşünüyor, diliyorum.
Bu yıl temmuz başında GOSB için önemli olan ve Müteşebbis Heyet sandalye dağılımını ve dolayısıyla GOSB Yönetimini
doğrudan etkileyen GOSB Katılımcıları
seçimi yapıldı. Küçük bir hatırlatma yapmanın yararlı olacağını düşünüyorum.
Bilindiği gibi, GOSB Yönetimini esas itibarıyla 3 organ meydana getiriyor.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
1.Müteşebbis Heyet 2.Yönetim Kurulu
3.Bölge Müdürlüğü
15 kişilik Müteşebbis Heyetimiz GOSB’un
en üst Yönetim Kademesi olup, aşağıdaki
kurumların temsilcilerinden oluşuyor;
GOSB Katılımcıları
7
GOSB Sanayicileri Derneği
(GOSBSAD)
2
Kocaeli İl İdaresi
2
Kocaeli Sanayi Odası
1
Kocaeli Ticaret Odası
1
Gebze Ticaret Odası
1
Bilişim Vakfı
1
Toplam 15 Aynı şekilde Müteşebbis Heyet içinden
yapılan seçimle 5 kişilik yeni GOSB Yönetim Kurulu seçilerek işbaşı yaptı. Heyetlerin kendi içlerinde yaptıkları seçimlerle;
GOSB Müteşebbis Heyeti Başkanlığı’na
Sayın Ali Sözen (Kocaeli Vali Yardımcısı)
GOSB Müteşebbis Heyeti Başkan
Yardımcılığı’na Sayın Yavuz Doğan
GOSB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na
Sayın Yavuz Doğan
GOSB Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcılığı’na Sayın Turhan Önalan
GOSB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne
Sayın Sait Tosyalı
GOSB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne
Sayın Tuğrul Derman
GOSB Yönetim Kurulu Üyeliği’ne
Sayın Vahit Yıldırım
getirildi.
GOSB Yönetim Kurulu, GOSB Müteşebbis Heyeti’ne karşı sorumlu olup, aldığı
kararları Bölge Müdürlüğü üzerinden yürütüyor.
Yeni yönetime başarılar diliyoruz ve yeni
yönetimden şunları bekliyoruz:
1- Önceki yönetimden 38.000.000 TL’lik
bir bütçe devralındı. Bu bütçeye yeni kaynaklar yaratılmalı.
2- Önceki yönetimden devir alınan projeler, işler takip edilmeli, bir yana bırakılmamalı, özellikle önceki Müteşebbis Heyette karara bağlanan GOSB Arıtma Tesisi
İhalesinde doğru adımlar atılmalı.
3- Diğer taraftan seçimler öncesi birçok
şaibelerin bulunduğu ve haksız arsa kazanımları olduğu gibi çirkin dedikodular
üretildi. Şimdi her şey yeni yönetimin
elinde olduğuna göre, zaman geçirmeden
yeni yönetim hepsinin üzerine gitmeli, varsa hepsini ortaya dökmeli ve tüm
GOSB katılımcılarına belgeler sunmalıdır.
Bunu ivedilikle bekliyoruz.
4- Biz bunu beklerken, GOSB’un mali işlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sayın Bülent Şevle’nin ve GOSB avukatlarından Sayın Ercan Gültekin’ın işlerine
acilen son verildi ki bunu çok yadırgadığımızı belirtmek zorundayız. Şu anda görülmekte olan kritik davalar ortadayken,
bu davaların takipçisi olan bir avukatın
işine son verilmesini tasvip etmiyoruz.
5- TIR Parkının devreye sokulmasıyla,
GOSB içindeki cadde ve sokakların TIR işgalinden kurtulduğu göz önüne alınarak,
TIR Parkının işlevi artırılmalı, gelen tüm
Kamyon ve TIR’lar oraya yönlendirilmelidir.
6- Her ne kadar seçim öncesi Tembelova
sanayicilerimizden herhangi bir katılım
bedeli alınmayacağı sözü verilmişse de,
yasal olarak mümkün olamayacağı nedeniyle, bunu gerçekçi olmayan bir vaat olarak gördüğümüzü ve bu konuda GOSB
1. Bölge katılımcılarımızın ödemiş bulunduğu katılım payına denk gelecek şekilde, Tembelova katılımcılarımızdan da
katılım payının alınmasına başlanmasını
bekliyoruz.
Bunlar hemen akla gelenler, ama sonuçlarını ivedilikle bekliyoruz. Elbette beklentiler bunların çok ötesinde. Yeni yönetime
tekrar başarılar diliyoruz.l
Saygılarımla...
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
2 Temmuz 2009’da 7 kişilik GOSB Katılımcıları için bir secim yapıldı. Bu secimi
yeni grup kazandı ve 7 kişilik yeni seçilen
heyet üyeleriyle birlikte, diğer kurumlar
da yeni temsilcilerini bildirdi. Böylece, 2
yıl süreli yeni GOSB Müteşebbis Heyeti
oluştu.
7
GOSBSAD
MESAJI
Bir önceki sayımızdan bu yana bölgemizde
önemli bir değişiklik oldu. Yapılan GOSB
Bölge Müdürlüğü Mütevelli Heyeti seçimleri sonrasında oluşan Yönetim Kurulunda
yeni isimler yer aldı ve bu nöbet değişimi
sonrası GOSB Yönetim Kurulu; Sayın Yavuz
Doğan başkanlığında, Sayın Turhan Önalan,
Sayın Sait Tosyalı, Sayın Tuğrul Derman ve
Sayın Vahit Yıldırım’dan oluştu. Yeni yönetimin Bölgemize yeni bir nefes getireceğine
inanıyor, kendilerine başarılar diliyoruz.
Tunçer Gömeçli
GOSBSAD
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
Genel Sekreteri
8
Değerli Katılımcılar ve Üyelerimiz,
Küresel krizin olumsuz etkilerinin azalmakta olduğu genel kabul gören bir saptama,
ama Türk ekonomisini önümüzdeki yıllarda nelerin beklediği sorusu pek kolaylıkla
yanıtlanabilecek bir soru değil. Bu soruya
yanıtı olduğuna inandığımız bir ekonomisti, Sayın Ege Cansen’i 7 Ekimde GOSB
Konferans Salonu’nda hep birlikte dinleyeceğiz. “Türk Ekonomisinin Gelecek İki Yılı”
konferansında değerli konuşmacının konuya ilginç ve farklı bakış açıları getireceğine
inanıyoruz. Dergimizde, Sayın Cansen ile
yapmış olduğumuz bir söyleşi de yer alıyor.
Okuyucularımızın bu söyleşiyi keyifle okuyacaklarınıza eminiz.
12 Ekim’de yeni bir faaliyetimiz başlıyor.
“GOSBSAD Futbol Turnuvası 2009”. Turnuvada 20 kuruluş yer alıyor. Bölgemizde
ilk defa yapılmakta olan bu düzenlemeye
gösterilen ilgi bizleri son derece memnun
etti. Dileğimiz bu ilginin önümüzdeki yıllarda da sürmesi ve Turnuvanın gelenekselleşmesi. Turnuvada amacımız, çalışanlara
spor yaptırmak yanında GOSB bünyesinde
yer alan kuruluşlar arasında kaynaşma ve
yakınlaşmayı arttırarak birlikteliğe katkıda
bulunmak. Sonuçta dostluk ve centilmenliğin kazanacağına inanıyoruz. Turnuvamızın sloganı da o. “Dostluk ve Centilmenlik
kazanacak”. Maçlarla ilgili bilgiler günlük
olarak GOSB web sitesinde yayınlanacak.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Bu sayımızda çok önemli iki GOSB kuruluşu yer aşıyor. Biri, bir dünya devinin
Türkiye’deki çok önemli bir kuruluşu, diğeri kendi sektöründe Türkiye lideri. BASF
Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Sayın Cüneyt Dayıcıoğlu ve Lineadecor firması Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tuğrul Derman
ve Genel Müdür Yardımcısı Sayın Zeynep
Ecemiş ile yapmış olduğumuz samimi söyleşilerde sadece bu önemli kuruluşları değil,
değerli yöneticilerini de yakından tanımak
fırsatı bulduk.
Daha önceki sayılarımızda olduğu gibi bu
sayımızda da Çevre OSB’ler ve Teknopark
şirketlerinin tanıtımına devam ediyoruz.
Kısa bir süre içinde dikkate değer derecede
gelişme gösteren Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın
Adem Ceylan, bölgesini ve kısa sürede başardıklarını anlatıyor. Teknoparkta yer alan
Cmosvision, çok özel bir alanda faaliyet
gösteren bir kuruluş. Yaptıkları çalışmalar
ve geliştirdikleri ürünler son derece ilgi çekici.
Katılımcı ve üyelerimize ait haberlere dergimiz her zaman açık. Şirketlerin başarılarını,
yeniliklerini ve sosyal sorumluluk projelerini elimizden geldiğince takip etmeye çalışıyoruz ama beklentimiz bize haber ulaştırmanız. Bize yazın, biz de duyuralım.
Her yönü ile bölgemizin en iyi restoranı
olan GOSB Bölge Müdürlüğü Restoranını
ve GOSB Yiyecek İçecek Müdürü Sayın Aylin Kırkaya ile o nefis yemeklerin baş mimarı aşçıbaşımızı daha yakından tanımanızı
sağlayacak yazımızı sizler için hazırlamış
nefis bir yemek tarifi ile tamamladık.
Ağzınızın tadı hiçbir zaman bozulmasın.
Saygılarımla.l
GOSB’DAN
HABERLER
GOSB’da Yönetim Değişikliği
GOSBSAD
2
10
Temmuz 2009 Perşembe günü
yapılan GOSB Genel Kurul toplantısında GOSB Müteşebbis
Heyeti’nin yeni üyeleri belirlendi.
Seçim sonucunda; Yavuz Doğan, Sait Tosyalı, Tuğrul Derman, Turhan Önalan, Ali
Toprak, Vahit Yıldırım ve Ümit Şişmanoğlu Müteşebbis Heyet üyeliğine seçildi.
Yapılın atamalarla da; Kocaeli İl İdaresi
adına Kocaeli Vali Yardımcısı Ali Sözen ve
İrfan Çakmak, Türkiye Bilişim Vakfı adına
Tuğrul Tekbulut, GOSB Sanayicileri Derneği adına A. Selçuk Paksoy ve Nejat Hasan Karaağaçlı, Kocaeli Sanayi Odası adına Murat Ayhan (daha sonra istifa etmiş
ve yerine Ayhan Zeytinoğlu atanmıştır),
Gebze Ticaret Odası adına Nail Çiler, Kocaeli Ticaret Odası adına H. İbrahim Keleş
GOSB Müteşebbis Heyeti’nde yer aldı.
13 Temmuz 2009 tarihinde yapılan ilk Müteşebbis Heyeti toplantısında, Müteşebbis
Heyet Başkanı, Başkan Yardımcısı ile Yönetim ve Denetim Kurulları:
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Müteşebbis Heyet Başkanı: Ali Sözen
Müteşebbis Heyet Başkan Yardımcısı: Yavuz Doğan
GOSB Yönetim Kurulu asil üyeleri: Yavuz
Doğan, Turhan Önalan, Sait Tosyalı, Tuğrul
Derman ve Vahit Yıldırım, GOSB Yönetim
Kurulu yedek üyeleri: Ümit Şişmanoğlu,
Ali Toprak, Tuğrul Tekbulut, İbrahim Keleş ve Murat Ayhan
GOSB Denetim Kurulu asil üyeleri: İrfan
Çakmak ve Nail Çiler
GOSB Denetim Kurulu yedek üyeleri: Selçuk Paksoy ve Nejat H. Karaağaçlı olarak
belirlendi.
Aynı gün yapılan ilk Yönetim Kurulu toplantısında GOSB Yönetim Kurulu
Başkanlığı’na Yavuz Doğan ve Yönetim
Kurulu Başkan Yardımcılığı’na da Turhan
Önalan getirildi. l
GOSB’DAN
HABERLER
GOSBSAD 2009
Futbol Turnuvası
Dostluk ve Centilmenlik Kazanacak
Gebze Organize Sanayi Bölgesi bünyesinde yer alan kuruluşlar arasında düzenlenen turnuvanın maçları 12 Ekim tarihinde başlayacak.
Çalışanlara spor yaptırmak ve GOSB bünyesinde yer alan kuruluşlar arasında kaynaşma
ve yakınlaşmayı arttırarak birlikteliğe katkıda bulunmak amaçlı turnuvaya isimleri aşağıda yazılı 20 takım katılıyor.
1. Arcelor Mittal
11. Grundfos Pompa
2. Arçelik LG
12.Hektaş
3. Aygaz
13.Işık Plastik
4. Bant Boru
14.Kimar
5. Belgin Madeni Yağlar
15.Linde Gaz
6. Clariant
16.Procter & Gamble
7. Colgate Palmolive
17. Rözmaş
8. Enka Civata
18.Sandoz Grup
9. Gea Klima
19.Sew Eurodrive
10.GOSB Bölge Müdürlüğü
20.Tekno Kauçuk
Turnuvanın genel işleyişi
Maçlar, Hektaş Firmasının çim sahasında
Pazartesi, Salı, Çarşamba ve Perşembe akşamları Saat 17.30 da başlayacak ve grup
maçları süresince günde üç maç yapılacak.
(Maç süreleri; 25+25=50 dakika).
GOSBSAD
Hava muhalefeti veya Organizasyon Komitesince uygun görülen nedenlerle oynanamayan maçlar, aynı haftanın Cuma
gününe ertelenecek.
12
Maçlar yedişer kişiden oluşan takımlar
arasında oynanacak ve maç süresince 3
oyuncu ve bir kaleci değişimi yapılabilecek.
Grup maçları tek devreli lig usulü yapılacak, grup birincileri ile ikincileri çeyrek
finale yükselecek. Final turlarında ise tek
maç eliminasyon sistemi uygulanacak.
Turnuvaya katılan kuruluşların temsilcileTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
rinin katılımı ile 29 Eylül tarihinde yapılan
Genel Toplantı’da turnuva kuralları kesinleştirildi ve yapılan oylama ile Organizasyon Komitesi belirlendi. Organizasyon Komitesi aşağıda yazılı üyelerden oluşuyor:
Tunçer GÖMEÇLİ GOSBSAD
Genel Sekreteri
Eyüp DEVELİ
Develi Turizm
(Tarafsız Temsilci)
Yusuf ÖZ
Aygaz
Kübra NALÇACI
Colgate Palmolive
Güngör YILDIRIM Enka
İsmail YAZAN
GOSB
Bölge Müdürlüğü
Derya ÇUHA
Grundfos
Serkan ERGENE
Linde Gaz
Yavuz VURUŞKAN Sandoz Grup
GOSB’DAN
HABERLER
İlk Müteşebbis Heyet Başkanımız
İhsan Dede'yi kaybettik
Geçirdiği beyin kanaması nedeniyle İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altında
bulunan Kocaeli Eski Valisi İhsan Dede hayatını
kaybetti.
1931 Bor/Niğde doğumlu olan İhsan Dede, 1960 ile
1961 yılları arasında Borçka’da ve 1962 ile 1965 yılları arasında da Sungurlu’da kaymakam olarak görev yapmış, daha sonra sırasıyla; 1975 ile 1978 yılları
arasında Artvin, 1978 yılında Burdur, 1979 ile 1981
yılları arasında Afyonkarahisar, 1984 ile 1985 yılları
arasında Diyarbakır ve 1985 ile 1991 yılları arasında
Kocaeli Valisi görevlerini yürütmüştür.
1986 yılında GOSB’un kuruluşuna öncülük etmiş ve
Müteşebbis Heyeti Başkanlığı görevini yürüterek
GOSB’un gelişimine önemli katkılar sağlamış olan
merhuma Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı
dileriz. l
Türk ekonomisinin en büyükler
liginde GOSB firmaları yer aldı
Yerli ve yabancı firmaların faaliyet gösterdiği Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nden
15 kuruluş, İstanbul Sanayi Odası’nın
(İSO) her sene açıkladığı 500 Büyük Firma
arasında yer aldı.
GOSBSAD
İstanbul
Sanayi
Odasının
(İSO)
“Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
2008 Yılı Raporu”nda ilk sırayı, geçmiş
yıllarda olduğu gibi yine Türkiye Petrol
Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ) aldı. TÜPRAŞ,
2008 yılında 27 milyar 732 milyon 867 bin
295 liralık net üretimden satışla birinci
oldu.
14
İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan 2008 yılı, Türkiye’nin İkinci 500 Sanayi Kuruluşu arasında da, GOSB’da üretim
yapan 14 firma yer aldı.
En büyük İkinci 500 firma liginde bulunan
GOSB firmaları şöyle sıralandı: “Linde
Gaz, ZF Sachs, Argon Kimya, Sezon Pirinç,
Hektaş, Plastifay Kimya, Üntel Kablo, FarTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
mamak Ambalaj, DSM, Arfesan, Işık Plastik, Plaş Plastik, Corning Kablo, E-Kart.”
En büyük 500 firma liginde bulunan GOSB
firmaları şöyle sıralandı:
10
50
56
78
105
129
148
149
226
278
394
395
398
454 482
Aygaz A.Ş.
Yücel Boru ve Profil
Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Arçelik – LG Klima
Ülker Bisküvi Sanayi A.Ş.
Bilim İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Autoliv Cankor
Betek Boya ve Kimya Sanayi A.Ş.
Sarıtaş Çelik San. ve Tic. A.Ş.
Keskinkılıç Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Alarko Carrier
İdeal Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Teklas Kauçuk
BASF Yapı Kimyasalları San. A.Ş.
Umur Basım ve Kırtasiye
GOSBSAD
GÖRÜŞ
“Her şey bana
ekonomiyi anlatıyor”
GOSBSAD
Ege Cansen, uzun yıllar
özel teşebbüsün en büyük
kuruluşlarında yöneticilik
kademelerinde çalışmış
deneyimli bir işadamı, aynı
zamanda değerli bir iktisat
ve işletme uzmanı. 1983
yılından beri Hürriyet’te
yazdığı yazılarla
ekonominin nabzını tutan
Ege Cansen ile hayata
ekonominin penceresinden
bakmayı ve tabii ki Türk
ekonomisinin bugününü
ve yakın gelecekteki
durumunu konuştuk.
"Kendi yazılarımı
yazarken, hem
başkalarının yazılarını
okurken yazının
fizik düzlemdeki
izdüşümünü arıyorum.
Eğer izdüşümünü
bulamazsam, bana
göre o yazı bilimsel
değildir. Anlatılan
şeyin neye tekabül
ettiği önemlidir.
Anlatılanın bir
yansıması olmalı. Ben
hep bu irdelemeyi
yapıyorum. Böyle
bakınca, her şey bana
ekonomiyi anlatıyor."
16
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Benim dünyayla ilgili olarak bütünsel bir
görüşüm var. Bilimlerin özünde tek olduğuna inanıyorum. Dört tane çember
çiziyorum. En büyük çember fizik, bunun
içindeki küçük çember biyoloji, onun içindeki daha küçük çember psişik ve onun
içindeki daha küçük çember de sosyoekonomik. Bu çemberlerin hepsi aynı merkezde. Büyük küme, küçük kümeyi içeriyor.
Dolayısıyla her küçük küme aynı zamanda büyük kümenin özelliklerini, her küme
de kendisinden önce gelen ve kendisinden
daha büyük olan kümelerin özelliklerini
taşıyor. Benim işim, sosyoekonomik kümenin ekonomik bölümünü incelemek.
Bunu yaparken, buranın sosyal bir küme
olduğunu unutmamalıyım. Yani ekonomi
aslında toplumsal hayatın kesitlerinden
biridir. Ben aslında insanlar topluluğuna ve onların ilişkilerine bakıyorum. Her
kümede ya da katmanda kanunlar var.
Sosyolojik kanunlar, ekonomik kanunlar,
sosyal psikolojik kanunlar gibi… Bunların
hiçbiri, bu kanunları kapsayan ve daha büyük bir küme olan psişik kümenin kanunlarıyla çelişemez.
İnsanı incelemek ve anlamak için insan
ruhunu anlamak lazım. Daha ileri gidersek biyolojiyi ve de fiziği anlamak lazım.
Ben bütün bunları anladığımı söylemiyorum tabii. Ama ekonomiyle ilgili herhangi
bir hüküm vermeden önce bunun sosyal
hayatın kendi kanunlarıyla çelişik olup
olmadığına bakıyorum. Çünkü önemli
olan yaratıcı olmak değil, hata yapmamak.
Devamlı yeni ufuklara doğru açılıyoruz,
yeni arayışlar içindeyiz. Söyleneni tekrar
etmeyeceksek, bizi saçmalama tehlike-
Ege Cansen
1938 yılında Ankara’da doğan Kemal Ege Cansen, liseyi İzmit Lisesi’nde, üniversiteyi ise ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi İşletmecilik Bölümü’nde tamamladı.
1961’de şeref mezunu olarak tamamladığı üniversite
eğitiminin ardından Arçelik’te işe başladı. Arçelik’ten
aldığı bursla gittiği Amerika’da, Wharton School’dan
MBA derecesi aldı. Türk sanayisine yaptığı katkılardan dolayı, 1991 yılında ODTÜ’den takdir ödülü
alan Cansen, iş hayatında Arçelik’te genel müdür
muavinliği, Koç Holding’te sanayi işleri koordinatörlüğü, Soyer Hafriyat’ta müdürlük, Anadolu Endüstri
Holding’te murahhas azalık gibi görevlerde bulundu.
1987-1999 yılları arasında Marmara Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi master ve doktora öğrencilerine “İşletme Ekonomisi” dersleri veren Ege Cansen, halen yönetim danışmanlığı yapıyor. Cansen,
2001’den beri Koç Üniversitesi mütevelli heyeti
üyeliği görevini de sürdürüyor. Ayrıca 1983 yılında,
Hürriyet Gazetesi’nde, “Oyunun Kuralı” başlıklı
sütunda başladığı yazarlığa devam ediyor. MÜSİAD
tarafından 2001 yılında düzenlenen Ekonomi Basını
Ödülleri çerçevesinde Yılın Yazarı seçilen Cansen,
2002’de Bursa Sanayici Ve İş Adamları Derneği ve
2003’te Ekonomist dergisi tarafından “Yılın Ekonomi
Yazarı” seçildi.
si bekliyor. Peki, kendimizi nasıl kontrol
edeceğiz? Birtakım sabiteler bulacağız ve
oradan kerteriz alacağız. Bu sabiteler, insan psikolojisi, toplum psikolojisi, biyoloji
ve son olarak fizikle ilgili.
Bu yüzden hem kendi yazılarımı yazarken, hem başkalarının yazılarını okurken
yazının fizik düzlemdeki izdüşümünü
arıyorum. Eğer izdüşümünü bulamazsam,
bana göre o yazı bilimsel değildir. Anlatılan şeyin neye tekabül ettiği önemlidir.
Anlatılanın bir yansıması olmalı. Ben hep
bu irdelemeyi yapıyorum. Böyle bakınca,
her şey bana ekonomiyi anlatıyor. Yağmur
da ekonomiyi anlatıyor bana, koşturan
hayvanlar da.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
O
laylara ilginç ve farklı bakış açıları getiren birisiniz.
Türkiye’de veya dünyada
yaşanan ekonomik ve politik
olayları nasıl analiz ediyorsunuz? Değerlendirmelerinizi nelere
dayandırıyorsunuz? Nelerden besleniyorsunuz?
17
GOSBSAD
GÖRÜŞ
GOSBSAD
"Peki gelişmişliği nasıl
anlamalı? Daha yüksek
binalar, asfalt yollar,
otobüsler, metrolar,
cep telefonları,
televizyonlar,
buzdolapları, kısacası
zenginleşmiş insanlar
olarak mı? Aslında
bunlar ekonomik
gelişme değildir. Bu,
ekonomik gelişmeden
tarlamıza düşen
yağmurdur."
18
Çok ilginç. Bunu biraz daha açar mısınız? Dünyaya ekonomi penceresinden
bakmak nasıl bir şey?
Mesela bir aslanın avlanmasını izlemek
çok ilginçtir. Çok kalleşçe avlanır. Çalıların
arkasına gizlenir, yavaş yürüyerek avına
en yakın mesafeye yaklaşır ve aniden depar atar. İktisatta, “başa baş noktası” dediğimiz bir kavram var. Aslanın da kafasında bir “başa baş noktası” vardır. Aslanın,
avın büyüklüğüne göre bir kovalama süresi var. Mesela tavşanı 30 saniye kovalar.
Geyikleri 1 dakika, boğaları ise 3 dakika.
Çünkü 3 dakika sonunda alacağı et miktarı daha fazla. O zaman “başa baş noktası”
yukarı çıkıyor. Bu gözle bakınca, aslan birinci sınıf bir işletme ekonomistidir. Avına
yaklaşırken çok yavaştır, az enerji sarf eder
ve enerjiyi içinde tutar. Avını yakından
görünce, bazen “değmez” ya da ekonomi
diliyle “maliyetini kurtarmaz” der ve vazgeçer. Aslanın sarf ettiği enerji ile elde ettiği arasındaki ilişki, benim kafamda girdi
çıktı analizi olarak ekonomik bir çıkarıma
oturuyor.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
İktisatta en çok kullandığım konulardan
birisi de fizikteki termodinamiktir. Termodinamik kısaca, hareket olan yerde ısı olur;
ısı olan yerde hareket olur demek. Ben de
mantık yürütüyorum; para olan yerde hareket olur, hareket olan yerden para çıkar.
Mesela Salı Pazarı’na baktığımda; “Ne çok
hareket var” diyorum, sonra da “Ne çok
para var” diye düşünüyorum. O zaman
hareketi hızlandıran hadisenin gerisindeki
parasal olayları düşünüyorum. Kamyon
trafiği onu bana anlatıyor. Büyük bir alışveriş merkezinin içindeki insan trafiğindeki hareketliliğe, havalimanlarına ya da
demiryollarına bir ekonomik tablo olarak
bakıyorum.
Bu hareketliliğin içinde termodinamiğin
başka bir kanunu daha var. Bu dönüşümler yani ısıdan mekanik enerjiye, harekete
dönüşüm, ziyan da yaratıyor. Yani tamamen bir dönüşüm olmuyor. Bir kısmı boşa
gidiyor. Boşa giden enerjiye, Yunanca’da
“entropi” deniyor. Sistemlerin verimi,
“entropi”ye ne kadar gittiğiyle ters orantılı. Ne kadar az giderse, sistem o kadar
verimli; ne kadar çok giderse, o kadar ve-
rimsiz. O zaman bu hareketin berekete dönüşmesi halindeki entropiyi yani faydasız
enerjiyi yakalamaya çalışıyorum. Baktığım
sistemde bu enerji nerede boşa gidiyor?
Amerikalı makine mühendisi Frederick
Taylor’ın endüstriyel verimliliği arttırmak
için yaptığı çalışmaları var. Taylor, “Vücutla yapacağın hareketi kolla yap” der. Yani
yapacağın harekete vücudunla yaklaş, ondan sonra kolunu çalıştır.
Hatta ona Taylorizm deniyor değil mi?
Evet. Sol görüşlülerin eleştirilerine de
hedef olmuştur hatta. Mesela bir işçi çok
hareket ederse, karnı acıkır, yemek yer. Ya
da mesela herhangi bir mekanda insanlara az bilgi verildiğinde, herkes danışmaya gidip sorular sorar, birbirine sorar, bir
hareketlilik başlar. Halbuki insan o bilgiye
gözüyle ulaşsa hareket etmeyecek. Ben de
çok fazla lüzumsuz hareket olduğunu düşünüyorum. Herkes bir yerlere gidiyor, birilerine bir şeyler danışıyor. Bilgi fazlalığı
oluşuyor. Demek ki enformasyon teknolojisi müthiş verimlilik arttırıcı bir şey. İşte,
hayata ekonomi penceresinden bakmak
böyle bir şey.
tablodaki ortak noktayı bulmaya çalışıyorum. Her seferinde aynı şey olmuşsa,
o zaman krizle o aynı şey arasında bir nedensellik ilişkisi var demektir. Türk ekonomisine bu gözle baktığımda hep cari
açıktan krize girdiğini görüyorum. Bu benim tespitim. Bu yüzden siyasi baskılara
karşı Türkiye’nin boynu bükük. Dönüp
gidemiyor, kimseye kafa tutamıyor, tavizkar oluyor. Türk ekonomisinin hastalığı
bana göre cari açığıdır. Cari açığın sebebi
de aşağı yukarı 1860’lerden beri yurt dışından borçlanarak geçinme şeklinde kurduğumuz hayat tarzımızdır. Kendi kendi-
Türk ekonomisinin şu anki durumunu
nasıl görüyorsunuz?
Türkiye yine bir krize girdi. Kendi krizi
değil diyoruz ama aslında Türkiye kendi
krizini artı dünya krizini bir arada yaşıyor.
Yani küresel kriz çıkmasaydı da Türkiye
ekonomisi krize giriyordu. Nitekim büyüme rakamlarını grafiğe oturttuğumuz
zaman 2007’den beri aşağı doğru gidişi
görüyoruz. Bütün bu krizlerden önceki
"Dünyada da bir toparlanma olacak.
2000’li yıllar boyunca yaklaşık 2008’e
kadar bütün dünyada coşkulu bir devre
yaşandı. Türkiye için de başka ülkeler
için de bu dönemin tekrarı yok. 'Yok'
iktisatta 'ihtimali düşük' demektir.
Bunu da unutmamak gerekir."
mize değer yaratmak yerine “borçkolik”
olmuşuz. Hala borç peşinde koşuyoruz.
IMF bize para verirse ekonomiyi doğrultacağız, bütçe açığımızı kapatacağız diye
düşünüyoruz.
Osmanlı İmparatorluğu’nun aldığı ilk
borç, askeri borçtur. Donanma yapmak için
1860’larda İngiliz’lerden alır. 1860’larda
“Borç alamazsak harbi yapamayız” deniyordu. Ardından “Ruslar yardım etmeseydi Kurtuluş Savaşı’nı yapamazdık” dendi.
1957’de ODTÜ’de iktisat okumaya başlaGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Türk ekonomisini, Türk insanının zihin
yapısından yola çıkarak ele alıyorum. Ekonomi sosyal bir olay. Orada da insan psikolojisi, yani insan beyni, zihni, davranışları
ve değer sistemleri var. Türkiye ekonomisi
hepimizin çok iyi bildiği gibi devamlı iner,
çıkar. Buna “yoyo ekonomisi” deniyor. Zaten ekonominin içinde yoyo hareketi hep
vardır. Yani ekonomi bir dalga hareketidir
aslında. Ama bizde daha derin dalgalar
oluyor. Sürekli krize giriyoruz, krizden
çıkıyoruz. Böyle bir hikayemiz var bizim.
Amerikan ekonomisi de krize girebilir,
ama bizdeki krizlerin sıklığı ve derinliği
fazladır.
19
GOSBSAD
GÖRÜŞ
GOSBSAD
dım. O yıl “Türkiye’ye 300 milyon dolar
lazım. Bu parayı bulamazsa ekonomi tepetaklak olacak” deniyordu. 2009’a geldik,
aradan 52 sene geçti, ben 70 yaşımı geçtim şimdi öğrencilerim bana, “Hocam kaç
para lazımmış?” diye soruyor. IMF’den
para gelmezse halimiz harap diye düşünüyoruz. Borç, Türkiye için neredeyse uyuşturucu gibi olmuş. Demek ki Türk ekonomisini dışarıdan borç para istemeyen bir
ekonomi haline getirmek lazım.
20
Peki gelişmişliği nasıl anlamalı? Daha
yüksek binalar, asfalt yollar, otobüsler,
metrolar, cep telefonları, televizyonlar,
buzdolapları, kısacası zenginleşmiş insanlar olarak mı? Aslında bunlar ekonomik
gelişme değildir. Bu, ekonomik gelişmeden tarlamıza düşen yağmurdur.
Dünyadaki ülkelerin sıralamasına bakalım. Amerika aşağı yukarı 1880’lerde dünyanın en gelişmiş ekonomisi olmuş. 2009
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
yılında Amerika hala en gelişmiş ekonomidir. Bu sıralamada 2 basamak çıkan var,
3 basamak düşen var. Bir de sıçrama yapan ya da benim tabirimle lig değiştiren
var. İlk lig değiştiren ve büyük bir sıçrama
yapan Japonya’dır. Japonya’nın lig değiştirmesi Pearl Harbor’dan öncedir. Bugün
lig değiştirmiş diğer ülkeler Güney Kore,
Singapur ve Çin’dir. Hepsinin kalkınma
modeli aynıdır: Cari fazla vererek kalkınma. Petrol zengini ülkeler ayrı bir kategoridir. Çünkü petrol Tanrı’nın bir lütfudur.
Zaten orada model olacak bir durum da
yok. Gelelim lig değiştiremeyen ülkelere…
Hepsi cari açık veren ve devamlı krizden
krize giren ülkeler. Türkiye de bunlardan
birisi.
Peki, önümüzdeki senelerde ne olacak?
Muhtemelen döviz fiyatları düşecek. Bugün
de düşük aslında. Ekim 2001’de dolar 1,70
kuruştu, bugün 1,48 kuruş. Türkiye’deki
Dünyada da bir toparlanma olacak. 2000’li
yıllar boyunca yaklaşık 2008’e kadar bütün dünyada coşkulu bir devre yaşandı.
Türkiye için de başka ülkeler için de bu
dönemin tekrarı yok. “Yok” iktisatta “ihtimali düşük” demektir. Bunu da unutmamak gerekir.
Dünyada da bir ülkeye gelen nimet sadece
o ülkenin becerileriyle değildir. Bir ülkeye
yağan yağmurun, o bulutları oraya sürükleyen yüksek basınçla bağlantılı olması
gibi. Küresel ekonomide de alçak ve yüksek basınç merkezleri gibi küresel cepheler
oluşuyor. Çin ucuz ve kaliteli mal üreten
bir merkez. Mal bolluğu var. Amerika’da
da para bolluğu var. Amerika’nın parasıyla Çin’in malları Türkiye üzerinde cephe
oluşturdu ve Türkiye’nin ve birçok ülkenin üzerine bereketli yağmurlar yağdı. Biz
dolayısıyla bu son 7 senede, deyim yerindeyse “hak etmediğimiz” bir refah artışı ve
ekonomi gelişimi yaşadık. Dünya da bunu
yaşadı. Fakat bunun tekrarlanması mümkün değil. Türkiye açısından değil. Bizim
kadar yaşadığı yüksek hayat seviyesini
hak etmeyen çok büyük bir ülke daha var,
o da Amerika. Amerika para basarak refahı sağlıyor. Peki, yaşadığından daha iyi yaşamayı kim hak ediyor? Çinliler. Çinlilerin
de sayısı çok. Şimdi Çinliler “Biz de daha
iyi yaşayalım” demeye başladılar. “Daha
fazla” dedikçe dünyanın hammadde kaynaklarına el koyacaklar, yani parayla istediklerini alacaklar. O zaman birilerinin
alamaması lazım. Çünkü ortada sonsuz
bir kaynak yok. Kaynak kısıtlı olduğuna
göre birisi alacak, birisi alamayacak.
Kaynak kısıtlı olunca bir şey daha oluyor;
fiyatlar artıyor. Diğerleri hiç alamaz hale
geliyorlar. Amerika’nın fakirleşip Çin’in
zenginleşmesi bütün sistemde bir burkulma yaratıyor. Yani dünya sistemi stabilitesini kaybetti. Çin halkının daha iyi, Amerikan halkının da daha kötü yaşaması lazım.
Buraya daha birçok ülke koyabiliriz. Daha
iyi yaşamayı hak edenler var, daha kötü
yaşaması gerekenler var. En tipik örnek
Amerika ve Çin’dir. Dünyada bugün yaşanan temel sorun, dünya milli gelirinin yeniden dağılımı sorunudur. Bu da burkulmalar yaratıyor. Çünkü kimse geri gitmek
istemiyor. l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
enflasyonu düşünün, Amerika’daki enflasyonu düşünün. Türk lirası aşırı değerli
vaziyette. Bu yüzden de ihracatçımız para
kazanmıyor. Dünya piyasalarına açılamıyoruz. Sonra ne kalıyor geriye? Türkiye’ye
döviz gelmesi. Türkiye’nin IMF ile anlaşma yapacağını tahmin ediyorum. Oradan
bir para gelecek. Oradan para gelince, özel
sektör de yurtdışına daha kolay borçlanacak. Türk bankalarına da daha fazla para
gidecek. Zaten Türkiye’nin kuralı bu: Para
içeri, ekonomi yukarı. Para girdiği zaman
Türkiye’de toparlanma olacak. Bu nedenle
2010 senesinde nispeten hızlı bir toparlanma bekliyorum. 3 yıllık program da açıklandı, Türkiye bir büyüme sürecine girecek. Ama en parlak yıl kümülatif olarak
2007’dir. O noktaya ancak 2012’ye doğru
gelebiliriz.
21
GOSBSAD
Lineadecor:
ÜYELERİMİZDEN
Mutfaklardaki Türk imzası
Tuğrul Derman
GOSBSAD
Tasarımıyla,
detaylarıyla, malzeme
ve ürün kalitesiyle
mutfaklarda fark
yaratan Lineadecor,
2006 yılından beri
GOSB’da faaliyet
gösteriyor. Modüler
mutfak sektörünün
gelişiminde öncü
rol oynayan
Lineadecor bugün
hala sektöründe lider
marka konumunda.
1996 yılında yaratılan
Lineadecor markasını,
Lineadecor Yönetim
Kurulu Üyesi Tuğrul
Derman ve Genel
Müdür Yardımcısı
Zeynep Ecemiş ile
konuştuk.
24
L
ineadecor markası nasıl
doğdu?
İlk olarak 1991 yılında Dekor
Ahşap Ürünleri kuruldu. Firma,
1996 yılında Lineadecor faaliyete geçene kadar mutfak ve diğer ahşap
ürünlerinin tedariki konusunda piyasaya
hizmet verdi. Daha çok inşaatlar, müteahhitler ya da devlet konutlarında toplu işler
şeklinde çalışmalar gerçekleştirildi. Ancak
piyasada mutfak alanındaki boşluğun fark
edilmesiyle birlikte markalaşma üzerine
çalışmalar başlatıldı ve 1996’da ilk defa Lineadecor markası lanse edildi. Bayilik ağı
genişletilerek yurt içinde 50 yurt dışında
13 satış noktasına ulaşıldı.
Markalaşma süreci nasıl oldu?
Öncelikle ilk günden itibaren markalaşmanın önemine inandık. Yurt dışındaki
örnekleri yakından inceledik ve değer-
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
lendirdik. Markalaşmak için bazı standartlar oluşturmanız, markanıza yatırım
yapmanız ve pazardaki pozisyonunuzu
çok iyi belirlemeniz gerekiyor. Bu çalışmalar üzerine ve süreci ciddiye alarak markamızı geliştirdik. Kurumsal kimliğimiz,
Türkiye’de bayilerimizle oluşturduğumuz
satış ağımız ve tanıtım çalışmalarımızla
ciddi çaba ve yatırımlarla markamızı bugünkü konumuna taşıdık.
Yurt içi ve yurt dışı pazarındaki konumuz nedir?
Türkiye’deki markalı ve modüler mutfak pazarında lider konumdayız. Aslında
Türkiye’deki mutfak pazarının nerdeyse
yüzde 95’i, merdivenaltı denen atölyelerin
ve marangozların elinde ve bu çok yüksek bir oran. Biz kendimize hep İtalya’yı
örnek alıyoruz. İtalya’da bu oran yüzde
55’lerdedir. Biz Türkiye’de pazarın 600-
650 bin mutfak civarında olduğunu tahmin ediyoruz. Bunun da sadece 50-60 bini
markalı modüler mutfaklardan oluşturuyor. İşte burada yüzde 20’lik bir pazar payıyla lideri konumdayız. Yurt dışında ise
toplam 10 ülkede bulunuyoruz.
hem de kataloglarımızda bir Türk markası olduğumuzu vurguluyoruz. Ancak
tarzımız ve tasarımlarımız da İtalyan’lara
benzediği için yaptığımız müşteri anketlerinde halen yüzde 45 oranında yabancı
marka olarak algılanıyoruz.
Müşteri kitlenizi tarif eder
misiniz?
Sizce bu algının avantajları mı dezavantajları mı daha fazla?
Müşterimizi iyi tanımaya çok önem veriyoruz. Müşteri memnuniyeti ve marka
bilinirliği konusunda çok fazla çalışmamız
ve analizimiz var. Her sene mutlaka marka
bilinirlik araştırmamızı yapıyoruz. Müşteri kitlemiz, ortalama 30-45 yaş arası AB gelir düzeyindeki çalışan kadınlardan ve ev
hanımlarından oluşuyor. Müşterilerimizin
çoğu üniversite mezunu kişiler. Marka
bilinirlik çalışmalarımız ise markamızın
yabancı bir marka olarak algılandığını
gösteriyor. Oysa biz hem reklamlarımızda,
Aslında markanın ilk çıktığı zamanlarda
yabancı olarak algılanmasının avantajları
daha fazla oldu diyebiliriz. Ancak son zamanlarda Türk ürünlerine artan güvenle
beraber Lineadecor’un Türk markası olduğunu bilen müşteriler çok gurur duyduklarını ve çok severek kullandıklarını
söylüyorlar. Yurt dışındaki evine bile buradan mutfak sipariş edip götüren müşterilerimiz var.
Yaşadığımız tek dezavantaj müşterilerimizin bizi yabancı bir marka sanıp fiyatlarıGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Zeynep Ecemiş
Genel Müdür Yardımcısı
25
GOSBSAD
ÜYELERİMİZDEN
mızdan çekinmesi. Daha mağazaya girmeden böyle bir düşünce oluşabiliyor. Biz de
zaman zaman ilanlarımızda fiyat bilgisi
kullanıyoruz. “Biz Lineadecor’u çok daha
pahalı zannediyorduk” diye gelen müşterilerimiz var. Sonuç olarak, çok büyük bir
dezavantaj yasamasak da biz markamızın
Türk olduğunu vurgulamak istiyoruz. Zaten hiçbir zaman, aksi bir algı yaratma çabasında da olmadık.
Biraz da tasarımlarınızdan bahseder misiniz? Tasarım süreci nasıl
işliyor?
Dünya trendlerini ve fuarları çok yakından takip ediyoruz. Mobilyadaki moda
ve trendler, tekstilde olduğu kadar hızlı
bir değişim göstermiyor. Ama genel dekorasyon trendleri mutfaklarımızın genel
görünümüne de yansıyor. Ayrıca müşterilerimizi çok iyi dinliyoruz. 50 bayimiz va-
sıtasıyla sürekli onların yeni taleplerini ve
ihtiyaçlarını araştırıyoruz ve analiz ediyoruz. Diğer firmalardan en üstün olan tarafımızlardan bir tanesi de Ar-Ge çalışmalarımızın ve ürün geliştirme ekibimizin çok
iyi olmasıdır. dünya markaları kendimize
rakip olarak görüyor ve bu açıdan Ar-ge
çalışmalarına çok önem veriyoruz.
GOSBSAD
Mutfak mobilyalarının modüler ve
her eve göre farklı olması gerekiyor. Bu durum ihracatta sorun yaratmıyor mu?
26
Kesinlikle işimizi zorlaştırıyor. Mutfak çok
zor bir ürün. Bir terzi gibi tamamen yerine göre yapılan, mekana göre uygulanan
bir ürün. Dolayısıyla bizim işimiz ürün
artı hizmetten oluşuyor. Belki bu yüzden
daha yakın coğrafyalara yapmış olduğuTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
muz ihracatta daha başarılıyız. Ama mesela şu an Amerika’da müşterilerimiz var.
Son dönemde New York’taki inşaat şirketlerine çalışıyoruz. İhracattaki zorlukları
aşabilmenin yolu, oradaki iş ortağınızın
da bu konuda deneyimli ve bilgili olması.
Bizim tüm bayilerimize ve çalışanlarımıza çok özenle ve dikkatle uyguladığımız
eğitimlerimiz var. Bu eğitimlerimiz de bizi
diğer rakiplerimizden ayıran bir özelliktir.
Hem yurt içi hem de yurt dışında bizimle
çalışacak mimarları ve diğer elemanları iki
haftalık bir eğitime alıyoruz. Eğitimlerde
işin bütün detaylarını ve sistemimizi çok
iyi açıklamaya çalışıyoruz. Bu, işin her bölgede daha da pürüzsüz yürümesine yardımcı olabilecek şeylerden biri.
Dünyada tasarım deyince herkesin
aklına İtalya gelir. Türkiye’nin de
bu anlamda dünyada bir farklılık
yaratması mümkün mü sizce?
Açıkçası Türkiye’de tasarımın gelişmesi
için uzun bir süreç gerektiğini düşünüyorum. Bugünden yarına oluşabilecek bir
şey değil bu. Biz, tasarımın ileride olduğu ülkelerden çok daha geç başladık bazı
şeylere. Sanatın pek çok dalında dalında
geriden geliyoruz. Ayrıca tasarımla endüstriyi bir araya getiren şey rekabettir.
Bizim piyasamızdaki rekabetçi koşulların
oluşumu da onlardan çok daha geç başladı. Türkiye’nin gidişatı da bu süreci çok etkileyebilecektir. Özellikle sivil toplum örgütlerinin ve meslek kuruluşlarının bu işe
inanması, bu konudaki okulların artması
ve eğitimin güçlenmesi, devletin de bu
alanda teşvik ve ödül vermesi durumunda insan neden olmasın diye düşünüyor.
Tabii İtalya örneğine ulaşmak hiç kolay
Bir mutfağı oluştururken neler
önemlidir?
Ürün seçimi son derce önemlidir ve yerleşim planlaması kullanım açısından çok
belirleyicidir. Mağazadaki en iyi modeli
seçmenize rağmen bir mimar size o modeli çok kullanışsız bir yerleşim planıyla
sunarsa mutlu olmayabilirsiniz. Projelendirmenin bazı kuralları var. Biz eğitimlerimizde hep bunları vurguluyoruz. Mesela
eskiden ocağın altına çatal kaşıklık konulurdu. Aslında çatal kaşık çekmecesi açılıp
kapanırken yemek pişiren kişiye engel olmamalıdır. Depolama, pişirme, yıkama ve
hazırlık dediğimiz bölümlerin, mutfakta
ayrı bir şekilde konumlanması ama birbirinden çok da uzak olmaması kullanımı çok rahatlatır. Küçük bir mutfakta bile
rahat hareket edebilmelisiniz. Bu yüzden
mağazada projenizi hazırlayacak kişi çok
önemli. Biz projelendirme hizmetini mağazamıza gelen herkes için ücretiz olarak
yapıyoruz. Evlerine gidip ölçü alıyoruz ve
kullanıcının ihtiyaçlarını sorgulayıp, yerleşim planını çalışıyoruz. Proje çalışmamız
sırasında müşterimize farklı alternatifler
sunuyoruz.
Toplu işler de yapıyor musunuz?
Evet, hem merkez proje birimimiz, hem de
bayilerimiz vasıtasıyla bu kanallara ulaşı-
yoruz. Bu konudaki referans listemiz çok
kalabalık. Tüm Türkiye’nin en prestijli inşaat şirketleriyle çalışıyoruz.
Sektörünüzde kayıtdışı üretim ciddi bir sorun gibi duruyor. Sizce bu
nasıl önlenebilir?
Müşterinin bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Bizim MUDER adında bir derneğimiz var.
Ancak ben derneğin bu konuda daha aktif
olması gerektiğini düşünüyorum. Müşterinin bu üreticilerle ve ürünlerle yaşayabileceği sıkıntıların çok iyi anlatılması
gerekiyor. İtalya’nın da geçtiği bir süreçten
geçmemiz gerekiyor.
Ürünleriniz taklit ediyor mu peki?
Evet, çok taklit ediliyor. Ürünlerimizi çıktığı zaman tescilletiyoruz. Fakat yine de
pek çok yerel firma ve marangoz bunu bir
engel görmüyor. Hatta modelimizi katalog resminden aynen alıp koyuyor. Üstelik
model isimlerini değiştirme zahmetine bile
girmeyebiliyorlar. Yurt dışında bu kadar
alenen kopyalama olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’de insanlar daha özgür davranıyorlar. Çok sık karşılaştığımız bir durum ve ihtarlar yollayarak önüne geçmeye
çalışıyoruz. Öte yandan örnek alınmak çok
güzel bir şey. Aslında biz rekabetin güçlenmesini, markalaşmanın artmasını isteyen
bir firmayız. Çünkü ancak bu şekilde insanlar daha çok bilinçlenecek ve markalı
modüler mutfak pazarı büyüyecek. Fakat
birebir alıp kopyalamak ne başka firmaların gelişimine fayda eder, ne de iş ahlakına
sığar.
GOSB hakkındaki görüşleriniz neler?
Her ne kadar şu an GOSB’un olanaklarından faydalanmasak da GOSB’lu olmak,
GOSB’luyuz diyebilmek bizim için gurur
verici. 1991 yılından 2006 yılına kadar
Samandıra’daydık. Hem idari hem de üretim binamız bize yetmez hale gelince yeni
yatırımlar planladık ve yer aramaya başladık. Yaptığımız detaylı incelemelerden
sonra gerek Anadolu’nun açılış noktası olması, gerek İstanbul’a yakınlığı açısından
Gebze, konum itibariyle bize uygun geldi
ve Gebze’de karar kıldık. Yaklaşık 4 senedir de GOSB’lu olmaktan mutluyuz.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
bir şey değil. Öte yandan son dönemlerde
farklı platformlarda genç tasarımcıların
adını daha sık duyar olduk ve İstanbul’un
tasarımda dünyadaki rolü de daha farklı
bir konuma taşınıyor. Bunlar sevindirici ve
umutlandırıcı gelişmelerden bazıları.
27
GOSBSAD
İÇİMİZDEN BİRİ
BASF, Türkiye’de
büyümeye devam ediyor
1987 yılında Hoechst A.Ş. ve SKW
Trostberg A.G. ortaklığı ile kurulan Yapkim Yapı Kimya Sanayi A.Ş
(YKS), bugün BASF Yapı Kimyasalları adı altında BASF bünyesinde
faaliyet gösteren bir dünya lideri.
BASF Yapı Kimyasalları Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Cüneyt Dayıcıoğlu, bize 1998 yılından
beri faaliyet gösterdikleri GOSB
üretim tesislerini genişletme kararını ve Business Center Turkey yapılanmasını anlattı.
bugün yaklaşık 7100 çalışanı ve 2,1 milyar
Euro’luk satış hacmi var.
GOSBSAD
G
28
OSB’a geliş sürecinizi kısaca anlatır mısınız?
Herkes
tarafından
bilinen
ismi YKS olsa da, aslında YKS
Türkiye’de ve dünya genelinde yaklaşık
beş defa el değiştirdi. 1987 yılında Hoechst A.Ş. ve SKW Trostberg A.G. ortaklığı
ile Yapkim Yapı Kimya Sanayi A.Ş adıyla
kuruldu ve Temmuz 2006’da BASF Grubu
bünyesine katılarak BASF Yapı Kimyasalları San. A.Ş. adını aldı. Ümit ediyorum,
bu son noktamız olacak. BASF bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyada yapı
kimyasalları sektöründe açık ara lider konumda olan BASF Yapı Kimyasalları’nın
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
YKS, GOSB’a 1998 yılında geldi. Ancak şirketi, GOSB’da arazi aldırmaya razı etmek
için büyük kavgalar verdim. Hatta şirket
içinde ciddi bir kötüleme kampanyası
oldu. Bu yüzden o dönemde çok üzüntüler de yaşadım. O zamanın parasıyla metrekareye 65 dolar civarı bir ödeme yaptık.
İnanılmaz ucuz bir fiyattı. 1998’de GOSB’a
geldik. Bugün herkes bana teşekkür ediyor. Şu anda GOSB’daki fabrika, yapı kimyasallarında bizim için Avrupa’daki en
önemli ilk üç tesisten biri.
GOSB’dan sonra YKS’nin ufku, vizyonu,
her şeyi değişti. Çünkü fabrikası doğru yerde olmayan, fabrikasının işletmesi belli disiplinler içerisinde olmayan şirketler, asla
ve asla uzun vadeli yaşayamaz. GOSB’da
bir disiplin ve yönetim var. Bu yönetim,
fabrikamızı devamlı tetkik ediyor. Bunlar
çok güzel ve olması gereken şeyler. Bu sistem içerisine girince fabrikanızı her zaman
geliştiriyorsunuz. Geliştirirken yeniliyorsunuz, yenilerken teknolojiyi izliyorsunuz. Buna da medeniyet diyoruz biz.
O dönem GOSB için ısrarcı olduğunuzda kafanızda ne tür bir vizyonunuz vardı?
Bir kere GOSB’un o dönemdeki yerleşim
düzeni Avrupa standartlarının çok daha
üstündeydi. İtalya’daki bir sanayi bölgesinden çok daha ötedeydi. GOSB’da altyapı, huzur ve güzellik vardı.
GOSB’daki yerinizi genişletme kararını nasıl aldınız?
Yabancı sermayenin Türkiye’de devamlı
yatırım yapmasını istiyorum, çünkü bu sayede büyüyoruz. Bunu sağlayabilmek hiç
kolay olmuyor, ama sonuçta Almanya’daki
merkezimiz de buraya yaptığı her yatırımın kendilerine fazlasıyla geri döndüğünü görüyor. Türkiye ilginç bir ülke. Kriz
döneminde bile kazandırıyor.
GOSB’da toplam 30 dönüm arazimiz var.
Ancak bize yetmemeye başladı. Lojistik
olarak malzemelerimizi pek çok farklı ambara koymaya başladık. O zaman, üretim
tesisimizi büyütmek yerine üretim tesisimizin yanına bir ambar yatırımı yapma
kararı aldık. Burası teknolojik bir ambar
olacak ve yaptığımız hesaplara göre 10 senelik bir süreç içerisinde bizim tüm ambar
ihtiyacımızı karşılayacak.
BASF Yapı Kimyasalları, BASF Coatings
ve BASF Ciba, daha önce İstanbul’un farklı noktalarında bulunan yönetim merkezlerini tek bir çatı altında toplayarak ülke
merkezini Ataşehir’e taşıdı. Burası artık
“business center” olarak görev yapıyor.
Büyük bir bölgenin merkezi konumundayız. Bölgede Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Ermenistan, İran, Arap Yarımadası, Dubai ve
Afrika bulunuyor. Tüm gruplar bir arada
ve merkezleştirilmiş olarak görev yapıyorlar. Bizler şirketlerin başındaki yetkililer olarak görevlerimize devam ediyoruz.
Muhasebe, lojistik, IT gibi tüm eylemlerimizi bir grup olarak tek bir bünye içerisine
topladık ve bu masrafları da paylaşıyoruz.
Muazzam bir gelir elde edildi ve ortaya
müthiş bir sinerji çıktı.
BASF merkez olarak neden
Türkiye’yi seçti sizce?
Türkiye’nin Doğu kültürü, Asya kültürü,
Arap Yarımadası kültürü ve Afrika’yla
olan ilişkilerine baktıkları zaman tam bir
Son yapılanmayla BASF, Türkiye’yi
çok daha özel bir konuma getirerek burayı bir “Business Center”
haline getirdi. Şu anda nasıl bir
yapı var?
GOSBSAD
BASF, Türkiye’de 1880 yılında gerçekleşen
ilk satışıyla 128 yıllık bir geçmişe sahip.
Uzun bir süre birçok endüstriyel sektöre
kimyasal ürünler sağlamış ve cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk ekonomisine katkıda bulunmuş bir firma. Alınan
çok yeni bir kararla BASF’ın Türkiye’deki
tüm şirketleri aynı çatı altında birleştirildi.
Türkiye’deki iştirakleri BASF Türk Kimya,
29
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
İÇİMİZDEN BİRİ
köprü olduğunu gördüler. Bu köprünün,
hem üretimle hem de yönetimle çok doğru
bir şekilde yönlendirilmesi gerekiyor. Eğer
bunu Avrupa şartlarında yapmaya kalkarsanız, felsefi açıdan, dünya görüşü ya da
stratejik karar koyucuların yaşadıkları ortam açısından bazı yanlış kararlar verilebilir. Bu yüzden bizim gibi Türk profesyonellerle çalışıyorlar. Hepimizin üstünde ise
Alman bir CEO ve CFO var. BASF, bütün
stratejisini ve felsefesini buradan Arap yarımadasına, Azerbaycan’a, Ermenistan’a
ya da Türkmenistan’a aktarıyor. Yaptığı
şey bu aslında. Üstelik çok büyük bir riske
girmeden yapıyor bunu. Çünkü pazara o
kadar yakın ki. Eğer bunu Almanya’da ya-
Biraz ürünlerinizden bahseder misiniz?
pacak olsa bu büyüklüğe gelemez. Çünkü
Almanya’dan yapmaya kalksa bürokrasi
ile uğraşacak. Halbuki buradaki mekanizma yüzde 100 kendisi için çalışıyor. Bence
çok doğru bir strateji.
yapıyı güçlendirebiliyorsunuz, hem de bu
güçlendirmeyle binayı yukarıya doğru da
yükseltebiliyorsunuz.
GOSBSAD
Peki siz Türk yöneticiler olarak
zorluklar yaşıyor musunuz?
30
Evet yaşıyoruz. Biz her türlü teknolojik yeniliği buraya getirmeye çalışıyoruz. Ama
maalesef özellikle ödeme alma konusunda çok zorluk yaşıyoruz. Bizim oryantal
bakış açımızı ve iş yapma mantığımızı
Avrupa’ya anlatabilmek çok zor.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
BASF Yapı Kimyasalları içinde 6000 çeşit
ürün var. Ama Türkiye’de şu anda kullanabildiğimiz ürün çeşidi sadece 450 adet.
Teknolojinin nerden nereye gideceğini
hayal edin! Biz fabrikamızda seramik yapıştırıcıları, tamir harçları, izolasyon malzemeleri, çimento, akrilik ya da poliüretan
esaslı güçlendirme malzemeleri gibi yaklaşık 16 çeşit ürün üretmeye çalışıyoruz. Avrupalılar, güçlendirme malzemelerini, eski
binaları güçlendirerek uzun vadeli yaşam
şartlarına ulaştırmak için yapıyorlar. Bu
güçlendirme malzemeleriyle hem var olan
Aynı zamanda beton katkıları üretimi yapıyoruz. Çünkü beton katkıları Türkiye
için çok önemli bir konu. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye deprem konusunda risk
altında olan bir ülke. Ama aynı zamanda
devlet politikalarının, kalite standartlarının, beton ve müteahhit standartlarının
yanlış olduğu bir ülke. Kimse isyan etmiyor ama hala oturduğumuz evler deprem
yönetmeliğine göre doğru yapılmış evler
değil. Biz de bunu değiştirebilmek için
Kısaca BASF Grup
BASF dünyanın lider kimya şirketidir. Şirketin
portföyünde kimyasallar, petrol ve gaz, performans ürünleri, tarımsal ürünler, gıda ve plastikler yer almaktadır. Hemen hemen her sektörde güvenilir iş ortağı olarak BASF, yarattığı
akıllı çözümleri ve yüksek kaliteli ürünleriyle
müşterilerinin başarılarına katkıda bulunmaktadır. BASF, yeni teknolojiler geliştirmekte ve
bu sayede yeni pazar fırsatları yaratmaktadır. Şirket, ekonomik başarısını çevre koruma
bilinci ve sosyal sorumluluk ile birleştirerek
daha iyi bir geleceğe katkıda bulunmaktadır.
BASF’in tüm dünyada çalışan sayısı yaklaşık
97.000’e ulaşmış ve 2008 yılında yaklaşık 62
milyar Euro’luk satış gerçekleşmiştir. BASF
hisseleri Frankfurt (BAS), Londra (BFA), New
York (BF) ve Zürih (AN) borsalarında işlem
görmektedir.
Kısaca Business Center Turkey
Business Center Turkey, Middle East & North
Africa (BCT) genel merkezi İstanbul’dadır.
2007 yılında BASF, diğer grup şirketleri ile birlikte, Türkiye’de yaklaşık 500 Milyon Euro’luk
bir ciroya ulaşmıştır. Bu yeni organizasyon ile
geniş bir alana yayılan BCT, Türkiye, Birleşik
Arap Emirlikleri, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas
ve İran’da bulunan kardeş şirketler ve yaklaşık 1300 çalışanı ile 18 ülkede BASF’i temsil
etmektedir. l
farklı üretimlere girdik. Ürünlerimiz melas esaslı. Melas aslında bir zamanlar atık
ürünken, bugün doğru değerlendirilerek
iyi bir ürün olmaya başladı. Bunları kullanıyoruz, çünkü hazır beton tesislerindeki
betonların kalıpların içerisine daha iyi yerleşerek, daha girift, demirin etrafını daha
iyi saran, hava almayan ve buna karşılık
demirin korozyona karşı korunmasını sağlayan ürünler olmasını istiyoruz. Ancak
bunu sektöre anlatmak çok zor.
BASF Ar-Ge çalışmalarına ciddi bütçeler ayıran bir firma. Ar-Ge çalışmalarından bahseder misiniz?
Gerekli revizyonlar yapıldıktan sonra lansmanı yapılan ürünü piyasaya neredeyse
sıfır yanlışla çıkartıyorlar.
Yapı kimyasallarının geleceği nereye doğru gidiyor? Yeni trendler,
yeni teknolojiler neler olacak?
Kimya sektörü nanoteknolojiyle birlikte
çok daha farklı bir boyuta geçecek. Burada
en önemli konu çevre. Biz, Avrupa topluluğu içerisinde çevre kavramına en fazla
önem veren ve Avrupa topluluğu parlamentosunda bunu gündem yapan bir şirketiz. Kimya ve çevre konseptini daima
bir arada tutmaya çalışıyoruz. Dünyaya ve
insan sağlığına zarar veren maddeleri elimine etmeye çalışıyoruz. Nitekim polimer
esaslı beton katkılarını Türkiye’ye getirdiğimizde devrim niteliğindeydi.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
BASF’ın Ar-Ge bölümünde 7000 kişi çalışıyor. Kriz döneminde harcamasına ya da
eleman sayısına dokunulmamış tek nokta
orası. Çünkü BASF’ı BASF yapan Ar-Ge’si
ve teknolojik liderliğidir. Şu anda dünyanın bir numaralı kimya şirketiyiz. BASF
bu gücünü Ar-Ge’den alıyor. Ana merkez
dışında Avrupa’da küçük teknoloji geliştirme laboratuarları da var. Ar-ge bölümünün yarattıkları, teknoloji geliştirme
laboratuarlarında ürün yelpazeleri içerisine yediriliyor. Oradan da bizim laboratuarımıza geliyor. Burada iki tane kimya
mühendisimiz ve alt kadroları var. Laboratuar ekipmanlarımız Avrupa’daki şirketlerin ekipmanlarıyla yüzde 80 aynıdır.
Aynı ürünü biz burada kendi şartlarımızla
çalışırken, Avrupa ve Amerika da kendisi
çalışıyor. Sonra hepsi bir araya getiriliyor
ve bu çalışmaların ortak sonuçları çıkıyor.
31
GOSB
TEKNOPARK
Görüntü teknolojisi ile
işinizde yeni ufuklar açın
yor. Biz makinelere göz taktığımız zaman
çok daha iyi sonuçlar alınabiliyor. Makineler daha verimli ve efektif oluyor.
Makineye göz takmak ne anlama
geliyor?
GOSBSAD
2005 yılından beri
Gebze Teknopark
içinde faaliyet
gösteren CMOSVision,
görüntü elektroniğinde
uzmanlaşmış,
müşterinin ihtiyacına
göre çok özel ve
piyasada benzeri
olamayan kameralar
tasarlayan bir
proje firması.
Üretim, güvenlik,
tıp ve otomotiv gibi
farklı sektörlerle
çalıştıklarını ve
yaptıkları işin bir
niş pazar olduğunu
söyleyen CMOSVision
kurucu ortağı ve
Genel Müdürü Hakan
Şakman, işlerini
yaparken kendi
fikirlerine olduğu
kadar müşterilerinin
fikirlerine de çok
güvendiklerini
söylüyor.
32
C
MOS Vision nasıl kuruldu,
Türkiye’ye nasıl geldi?
CMOS Vision, 2004 yılında
İsviçre’de bir Alman ve bir İsviçreli tarafından kuruldu. 2005’te
Türkiye’deki kuruluşu gerçekleştiren kişi
benim. CMOS Vision yüzde 65 İsviçre sermayeli bir firma. İsviçre işin software yani
yazılım kısmını yapıyor, biz ise kameranın donanımını yapıyoruz. Biz kamerayı
yaparken onlar kameranın nasıl kontrol
edilmesi, kameradan gelen bilgilerin nasıl
ekrana verilmesi gerektiği üzerine çalışıyorlar.
Her yerde göze ihtiyaç var, gözsüz hiçbir
şey yapamıyoruz. Dolayısıyla biz makinelerin üretim verimliliğini ve kabiliyetlerini
onlara göz takarak daha da artırıyoruz. Şu
anda pek çok makine el yordamıyla çalışı-
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Örneğin bir CNC tezgahında, bir demir
bloktan 8 mm çapında bir silindir kesmek
istiyorsunuz. Makineye bu ölçülerini giriyorsunuz, ancak bu ölçüler çok düzgün
girilemiyor. Dolayısıyla oyma işlemi devam ederken, parçanın 8 mm’ye ulaşıp
ulaşmadığını anlamak için tüm makine
kapatılıyor, kapağı açılıyor, içerisinden o
metal parça alınıyor ve ölçülüyor. Henüz
8 mm olmamışsa tekrar eski yerine konuluyor, makine tekrar çalıştırılıyor ve tekrar
ölçüm yapılıyor. Ayrıca parça doğru konulamadığı için başka sorunlar da çıkıyor.
Biz, bu CNC tezgâhına göre bir kamera
tasarlayıp içine yerleştiriyoruz. Piyasada
bulunan kameralar bu işi görmüyor, çünkü yer kısıtlılığı sorunu oluyor. Ya kamera
ortama uygun olmuyor, ya objeye uzaklık sorunu oluyor ya da fiyatı çok yüksek
oluyor. Bizim makineye uygun olarak tasarladığımız kamera, sürekli malzemeyi
ölçüyor ve istenen 8 mm’ye gelindiğinde
makineyi otomatik olarak kapatıyor. Böylece hem zamandan kazanıyorsunuz, hem
de kesin doğruluk elde ediyorsunuz.
Hangi sektörlere iş yapıyorsunuz?
Yaptığınız işlerden örnekler verir
misiniz?
Tıp sektöründe endoskopi, laringoskopi
gibi tıbbi görüntüleme cihazları için kameralar yapıyoruz. Otomotiv sektörü için de
projelerimiz oldu. Lüksemburg’da bir firmaya Audi ve BMW içi arka kamera yaptık. Kamera arka tarafı tamamen ve geniş
açılı gösteriyor. Son fikrimiz ise bu kameralardan aynalara da koymak. Böylece aracın her tarafını görmek mümkün olacak.
Bugün her türlü endüstriyel üretim tesi-
sinde kameralar kullanılıyor. Bu kameralar, örneğin hattan geçen malzemenin
doğru olup olmadığını, istendiği gibi
üretilip üretilmediğini anlamaya yarıyor.
Ancak bizim çözümlerimiz biraz daha
farklı. Çünkü biz müşterinin özelliklerine yönelik tasarım yapıyoruz. Piyasadaki
kameralarla yapılamayacak işleri yapıyor
bizim kameralarımız. Örneğin tüp üretimi sırasında içeri atılan boya, bazı yerlere değmezse orası paslanmaya başlıyor.
Boyanın iyi atılıp atılmadığı ancak içeri
sokulabilecek bir kamerayla görülebiliyor.
Ancak piyasada böyle bir kamera yok. İşte
o zaman biz devreye giriyoruz. Biz bir proje firmasıyız. Amacımız kendi kameramızı
üretmek değil, ihtiyaçları belli olan firmaları bulup onların ihtiyaçlarına yönelik kamera tasarımı yapmak.
Mesela Belçikalı bir firmaya sensör tasarımı yaptık. O sensör dünyanın etrafında
dönen bir uyduya takılacak ve onun sayesinde bütün tarım alanlarını izleyecekler.
Böylece hangi ülkede, hangi üründen kaç
dönüm ekilmiş gibi bilgiler elde edilecek.
Gözbebeğinin refleksini inceleyen İsrailli bir firma için de tasarım yaptık. Eğer
gözbebeği istenilenden daha düşük bir
zamanda refleks veriyorsa, o zaman cihaz
alarm veriyor. Bu da pilotların uçağa ne
kadar ayık bindiğini ölçmek için kullanılan bir sistem oldu.
edemediğimiz şeyleri akıl ediyorlar. Biz
onların her eksiğini göremiyoruz sonuçta. Mesela Almanya’dan bir müşterimiz
bizimle temasa geçti. X-ray kameraya ihtiyaç duyduklarını söylediler. Amaçları takma diş yapılırken hastanın ağzından alçı
benzeri bir malzemeyle kalıp almak yerine
kamerayı kullanmaktı. Normalde hastaya
verilen büyük sıkıntılar sonucu ağızdan
alınan kalıp üretici firmaya gönderiliyor
ve üreticinin kalıbı yapması bekleniyor.
Bizim kameramızla ise ağzın içi çekiliyor,
boyutlar çıkıyor ve bu bilgiler e-mail ile
üreticiye gönderiliyor. Kalıp masrafı ve
hastanın çektiği sıkıntı ortadan kalkıyor
böylece. Ayrıca hata payınız da sıfıra iniyor. Bu projeye önümüzdeki yıl başlayacağız. Ama Almanya’daki müşteri bizimle
temasa geçmeseydi biz böyle bir çözümün
eksikliğinden haberdar olmayacaktık. O
yüzden kendi fikirlerimize olduğu kadar
müşterilerimizin fikirlerine de çok güveniyoruz. Aslında yaptığımız iş tamamen
isteğe, müşterinin bu iş için ne kadar fon
ayırdığına ve ne kadar zamanı olduğuna
O zaman sizin müşterilerinizin
mutlaka ihtiyaçlarının farkında
olması gerekiyor.
GOSBSAD
Bizim müşterilerimiz ya yeni bir ürün çıkartmaya çalışan ya da rakibini geçmeye
çalışan firmalar oluyor. Daha iddialı, “Ben
sektörümde lider olacağım, çok iyi olacağım, daha fazla teknik özelliğim olacak”
diyen firmalar bize geliyor.
Bizim de fikirlerimiz var tabi, ama fikirleri olan müşterilerin bize gelmesi de çok
önemli. Çünkü onlar bazen bizim akıl
33
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSB
TEKNOPARK
bağlı. Biz bir proje firmasıyız. Ürünümüzün, müşterimizin olmasını istiyoruz. Biz
ürünü tamamen geliştirdikten sonra ürünü
onlara devredip üretimi onların yapmasını
hedefliyoruz. Çünkü biz ufak bir firmayız.
Türkiye’de iki, İsviçre’de 4 kişi olmak üzere toplam 6 kişiyiz. 6 kişilik bir firmayla
üretim yapmak pek akıl karı değil.
Türk firmalarının size ilgisi nasıl?
Birkaç firmayla görüşmelerimiz oldu, fakat Türkiye’de henüz bir müşterimiz yok.
Türkiye’deki firmalar kendilerine çok
GOSBSAD
Machine Vision 2005 Ödülü
34
“Biz her yıl Almanya’da görüntü elektroniği konusunda düzenlenen ve dünyanın en
büyük fuarı olan Machine Vision’a katılıyoruz. 2005 yılında da görüntü elektroniği tasarımı konusunda verilen yenilikçilik ödülü
olan Vision 2005’i aldık. BMW için tasarladığımız arka görüş sistemi kamerası için
verildi bu ödül. Tasarladığımız kamerayla
çok küçük bir alanda önemli geliştirmeler
yaptık. Çok ucuz bir lens kullanarak kameramızı çok geniş bir açıyı gösterir duruma
getirdik. Müşteri BMW gibi kaliteye çok
önem veren bir marka olunca, biz de görüntünün çok iyi kalitede olması için uğraştık.
Sonuçta ufak bir alanda 3000 dolarlık bir
kameranın verebileceği görüntüyü, biz 30
dolarla çözdük. Şimdi bu kameramız, Fiat
Punto gibi daha hesaplı ve küçük arabalara
konulabilecek duruma geliyor.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
fazla güvenmiyorlar. Bizim geliştireceğimiz ürünün bir başkasında ya da mesela
Çin’de olmasından korkuyor. Geliştirme
de çok zaman alıyor. Biz geliştirme süresi için 6 ay diyoruz ama bu süre 7-8 aya
uzayabiliyor. Türk firmaları bundan da
rahatsız.
Savunma sanayi için bazı projelerimiz
oldu. Ancak somut bir adım atılmadı.
Yoksa ben her baktığım yerde bir kamera
eksiği görüyorum. Özellikle de trafikte.
180 derece etrafı gösterebilecek bir kamera
projemiz var. Onu trafik kavşaklarına koyup tüm trafiği tek bir kameradan izleyebileceksiniz. Şu anda bir kavşağı izlemek
için dört kamera gerekiyor. Biz bu hizmeti
tek kamerayla çözeceğiz.
GOSB’u neden tercih ettiniz?
Biz GOSB’da kurulduk. GOSB’un ilk müşterilerinden bir tanesiyiz. Öncelikle GOSB
diğer teknoparklar gibi değil. Yaklaşımı
çok iyi. Müşterilerini çok titiz ve çok iyi seçiyor. Burada iyi bir firmalar grubu, güzel
bir ekip toplandı. Bundan çok memnunuz.
Ayrıca teknoparkta her türlü ihtiyacımız
karşılanıyor. Eğitim desteği veriliyor. Benim bir finansöre ihtiyacım olsa, GOSB
Teknopark bana bu finansörü bulabilecek
durumda. Doğrudan bulmasa da temasa
geçebileceğim kişileri gösteriyor. Çünkü
burada çok iyi bir network var. “Bana şu
konuda yardımcı olacak birisini söyleyebilir misiniz?” diye danıştığım zaman öyle
bir isme ulaşabiliyorum. l
ÇEVRE
OSB’LER
Güzeller OSB rüzgar enerjisi
ile elektrik üretmek istiyor
2001 yılında, Gebze’de 134 hektar
üzerine kurulan Gebze Güzeller
Organize Sanayi Bölgesi (GGOSB),
kısa zamanda çok hızlı gelişim
gösteren bir OSB. GGOSB, öz kaynaklarını kullanarak yaptığı altyapı
ve çevre yatırımları ile adını duyururken, rüzgar enerjisi ile kendi
elektriğini de üretmeyi hedefliyor.
Bu hedef doğrultusunda 18 milyon dolarlık yatırım planladıklarını
söyleyen GGOSB Yönetim Kurulu
Başkanı Adem Ceylan, EPDK’nın
‘OSB’lerde rüzgar veya güneşle
enerji üretmek mümkün değil’ anlayışının değiştirilmesini istiyor.
G
GOSB nasıl kuruldu ve gelişti?
GOSBSAD
Gebze Güzeller Organize Sanayi Bölgesi (GGOSB), 2001 yılında karma OSB olarak kuruldu.
44 no’lu sicil numaramızla ilk kurulan
OSB’lerden biriyiz. Burası zaten sanayi bölgesiydi, ancak bir bölümünde konut vardı.
OSB olunca konutları iptal ettik. Hatta üç
tane bloğun davası yıllarca sürdü. Gebze
Belediyesi’nden aldıkları ruhsatı iptal ettirdik ve davayı kazandık. Yargıtay’dan da
gelen onayla bu blokları yıkıma vereceğiz.
Burada artık hiç konut olmayacak.
36
GGOSB, bu bölgede en az parayla en hızlı ve planlı gelişen OSB’dir. Altyapımızın
maliyeti çok düşüktür. Şu anda bölgede
üretim yapan 31 fabrikada 2 bin kişi istihdam ediliyor. 13 fabrikanın inşaatı ise
devam ediyor. Yeraltı elektrik hatlarını
tamamladık. Fiber optik sisteme hazır telekomünikasyon sitemi ile arıtma tesisini
devreye aldık. Evsel ve endüstriyel atık su
arıtma tesisi, yap-işlet -devret modeliyle 4
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
bin metrekarelik bir alanda tamamlandı.
Evsel atık su arıtma tesisi devreye alındı
ve deşarj izni süreci başladı. Bölgenin içme
ve kullanma suyu ihtiyacını karşılamak
üzere Denizli Gölet’inden su temin edilmesi amacıyla İSU Genel Müdürlüğü ile
iki yıl önce ‘Denizli Gölet’inden Su Temin
Protokolü’ imzalandı. Bin ton kapasiteli
su deposu ile su şebekemiz tamamlan-
dı ve 12 Mart’ta hizmete açıldı. Bu proje,
bölgemiz içinde yer alan ticaret merkezi,
banka, akaryakıt istasyonu, cafe-restoran
ve ofislere de hizmet veriyor. Sadece bölge
müdürlüğümüze değil, komşu sanayi bölgesine de katma değer sağlıyor.
GGOSB içinde çok küçük parsellere müsaade etmedik. Sıradan firmalara da izin
vermedik. Belli bir kaliteyi yakaladığımıza
inanıyorum.
Burayı daha fazla geliştirmek için
neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Bundan sonraki projeleriniz neler?
250 kişilik bir konferans salonu yapıyoruz.
Bunu sadece kendimiz için yapmıyoruz.
Bu bölgede ciddi bir ihtiyaç var. Bakanlıktan, belediyeden ya da sanayicimizden
talep geldiğinde, salonu onlara da tahsis
etmeyi hedefliyoruz.
Bir de enerji konusu var. Ekonomik krizle birlikte bölge sanayicileri olarak enerji
maliyetlerini düşürme yollarını aramaya
başladık. Ancak çok fazla bürokratik engelle karşılaşıyoruz. OSB sınırları içinde
yer alan 1400 metrelik alana, enerji tribünleri kurmak istiyoruz. Bölgenin yüzde 50
enerji ihtiyacını karşılayacak bir proje geliştirdik, ancak EPDK, ‘OSB sınırları içinde
doğalgaz veya katı atıkla elektrik üretilebilir, ama rüzgar veya güneşle enerji üretmek mümkün değil’ diyor. En az 8 OSB
daha güneş ve rüzgar enerjisiyle elekt-
rik üretmek istiyor. Ancak şu ana kadar
EPDK’dan lisans alan olmadı.
Yaklaşık bir yıldır EPDK’dan izin almak
için mücadele veriyoruz. Katı atık ve doğalgaza izin verilip rüzgar ve güneşe izin
olmaması kabul edilemez. Birilerinin rantı için sistem resmen kilitlenmiş. Ben de
bunun mücadelesini veriyorum. İki kez
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’na gidip durumu anlattım. EPDK’nın bu tutumu yanlış. Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler isyan etmişti. EPDK başkanına, “Alt
maddeye bir fıkra ekleyin, getirin ben
imzalayayım” dedi. Güneş ve rüzgar bizden neden esirgeniyor anlamak mümkün
değil. Türkiye’nin 2013’ten sonra tekrar
enerji ihtiyacı gündeme gelecek. Tekrar
kesintilere gidilebilir. Bu yüzden mutlaka
tedbir alınmalı. Herkesin bu sisteme katkıda bulunması lazım.
Onay alınmasıyla yaklaşık 10 megavatlık
enerji üretimi mümkün olabilecek. Yapişlet-devret modeliyle yaklaşık 18 milyon
dolarlık yatırım planladık. Projeyle yüzde
20 daha ucuz elektrik üretilecek ve isteyen
üye de projeye dahil olabilecek. Güzeller
OSB’nin yıllık enerji tüketimi 30 milyon
KWH. İmkan olması halinde farklı enerji
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Altyapıyı bitirdik, artık üst yapı çalışmalarımız var. Yönetim binamızı yapıyoruz.
İtfaiye ekibi ve güvenlik sistemi kuruyoruz. Her yere kamera getiriyoruz. Giren
çıkan tüm arabalar ve kişiler bilgi bankamızda olacak. Tek bir hırsızlık bile olsun
istemiyoruz. Otomasyon sistemi ile elektriği, suyu ve gazı da kontrol ederek yanlışları önlüyoruz. Kaçağı ya da kayıpları
minimuma getiriyoruz. Genel olarak her
konuda otomasyona dönme çalışmaları
yapıyoruz.
37
ÇEVRE
OSB’LER
kaynaklan üzerinde de çalışılarak, birbirine sınır komşusu olan dört OSB’nin ortak
kararıyla hidroelektrik yatırımı yapabiliriz. Çok yazık oluyor. Oysa hem Türkiye, hem de buradaki sanayici kazanabilir.
Ama birileri buna engel oluyor. Mücadeleye devam edeceğiz.
Başka ne tür sorunlarınız var?
Diğer bir sorunumuz, çevre yolların ve alternatif yolların olmaması. Bu yollar arık
sabah ve akşam trafiğini kaldırmıyor. Sekiz OSB ve çevredeki Sabancı gibi büyük
kuruluşların bir araya gelmesiyle Bayramoğlu kavşağını yaptık. O kavşak tamamen bireysel çabalarla yapılmıştır. Devletten bir lira dahi alınmamıştır. Yanımızdaki
yolu ise üç OSB bir araya gelerek yine biz
büyüttük. Özellikle kışın çok kaza oluyordu. İzmit Yolu’nun kumunu KİPSAŞ,
mazotunu plastikçiler ve makinelerini biz
verdik. Yolu büyüterek 3 şeride çıkarttık.
Sadece bu yol yetmiyor tabii. Kurtköy’den
de çıkışı bazı yerlere dağıtmak lazım. Buradan Dilovası’na kadar alternatif bir yol
yapılması gerekiyor. Bunun planlarını da
yaptık. Bu alternatif yollar yapılırsa trafik
rahatlayacak. Çünkü en büyük sorunlarımızdan birisi trafik. Ayrıca Kozyatağı gişelerinin Gebze’ye itelenmesini talep etmiştik. 2001 yılında, eski Bayındırlık ve İskan
Bakanı Koray Aydın zamanında bunun
kararını bile çıkartmıştık. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan da söz vermişti, ama hala
bekliyoruz. Burası artık şehir içi gibi, bu
yüzden gişelerin buraya ötelenmesi gerekiyor. Belki buradan belli zamanlarda
geçenler bu için bir sorun teşkil etmiyor
olabilir, ama günde 2 ya da 3 defa bu yoldan geçenler için ciddi maliyetler çıkıyor.
Güzeller Organize
Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
Adem Ceylan:
"OSB'ler devlete yük olmak
yerine faydalı oluyor"
GOSBSAD
Organize Sanayi Bölgeleri olmasına rağmen
Organize Sanayi Bölgeleri Yasası 2000 yılında
çıktı. Üzerinde değişiklik yapılması 3 ay önce
son halini aldı. Birkaç eksik daha düzeltilirse
OSB yasası tam yerine oturmuş olacaktır.
38
Bölgemiz daha önce Gebze belediyesine bağlı
bir kısmı sanayi ve bir kısmı konut alanıydı.
Fakat o zamanda Gebze belediyesinin buraya
bir katkısı olmadığından 2000 yılında yasanın
çıkmasından sonra gerekli başvuruyu yaptık
ve 2001 yılında Organize Sanayi Bölgesi olduk. Daha sonra konut alanını kaldırmak için
müracaatta bulunduk ve Konut alanını da Organize Sanayi Bölgemizin ortak alanı içerisine
dahil ettik.
Son 3 yılda Güzeller Organize Sanayi bölgesi
en hızlı gelişen OSB olup 2000 yılından 2009
yılına kadar Türkiye’nin gelişimi incelenirse,
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
devletin yardımı olmadan organizelerin kendi
imkanlarıyla yol aldığı ortadadır. Sayın Başbakan bile bir yıl önceki bütçe görüşmesinde
OSB’lerin yaptıklarıyla övünmek durumunda
kalmıştır. Güzeller OSB Katılımcı firmaları
altyapı giderlerini ve binalarını kendileri yaparak devletten hiçbir yardım almadan kendi
imkanlarıyla, devlete hiçbir yük getirmeden,
hatta devlete faydalı olarak büyük işler yapmışlardır.
Sahip olduğu doğal kaynakların sürdürülebilir
çevre yönetimi dahilinde korunmasını sağlamak ve bu alanda bölgemizin çevre konusuna
verdiği önem açısından örnek bir organize sanayi bölgesi olması amaçlanmaktadır.
Altyapımızı yüzde 95 olarak tamamladık.
Bundan sonra bölgemizi güzelleştirme gibi
arkamızdan geçen Yumrukaya deresiyle ilgili
Ancak maalesef bu konuda hala somut bir
adım atılamadı.
Ben GGOSB içindeki bütün fabrikaları,
önlerindeki alanı ağaçlandırmaya mecbur ediyorum. Herkesten ağaçlandırma
payı olarak birer metreyi bize bırakmasını
istedim. Geçen sene 3500 ağaç diktik. Bu
sene 3000 ağaç daha dikeceğiz. Fabrikalar
yaşam alanı gibi olsun istiyoruz. Üretim
yeri, pislik yeri olmamalı. Burası çalışanlabir proje çalışmamız var. Şu anda orman idaresiyle, Çevre Bakanlığıyla ve Devlet su işleriyle
görüşmelerimiz devam ediyor. Dere yatağının
temizlenmesi kontrol altında tutulması ağaçlandırılması düşünülerek sadece bölgemize değil çevredeki yerleşim yerlerine de hitap edecek
bir proje düşünülmektedir. Bölgede bulunan
diğer OSB’lerinde dereye katkısı sağlanabilirse
bölgeden denize kadar olan kısmı da ağaçlandırırız. Sadece bölgeye değil tüm Türkiye’ye
örnek bir projeyi faaliyete geçirmiş oluruz.
Parsellerimizin büyük olmasından dolayı bölgede son 3 yılda en büyük atağı biz yaptık.
Yönetim Kurulu Başkanı olduğum dönemde
sanayicilerin temel girdi maliyetlerini azaltmanın bir vatan borcu olduğunun bilinciyle
hareket ettik. Ayrıca komşu bölge yöneticilerine çağrıda bulunarak su sorununu dört or-
rın hem evi hem de işyeri olsun istiyoruz.
45 üyemizin 40’ı bu konuya çok duyarlı.
Bugüne kadar bize itiraz eden de çıkmadı.
Dediğimiz her şeyi yapıyorlar.
Üyeleriniz burada faaliyette mi?
Şu anda 27 tane üyemiz faaliyette. 6 tanesinin çalışmaları devam ediyor, bir diğer
6 tanesi de ruhsat aşamasında. GGOSB,
son zamanlarda en büyük atak yapan
OSB’lerden birisi oldu. Krize rağmen son
3 yılın yıldızı biziz. Geriden geldik, ama
çoğunun önüne geçtik.l
ganize sanayi bölgesi olarak çözdük, benzer iş
birliğinin enerji ve arıtma gibi projelerle mümkün olabileceğini belirttik. Denizli Göletinden
düşük maliyetle bölgeye su geldi ve bundan
sonra bölgede su sıkıntısı olmayaktır. Benzer
proje enerji alanında yapılacaktır.
Bölgede 1400 m2 alana rüzgar enerji tribünleri kurmak istiyoruz. yüzde 55 enerji ihtiyacını
karşılayacak bir proje geliştiriyoruz. Rüzgarla
ilgili ölçüm direği dikilmiş ve test sonuçları olumlu çıkmıştır. Böylece sanayiciye ucuz
enerji girdisi sağlanmasın hedeflenmektedir.
Ancak, EPDK katı atıklı ve doğalgazlı enerji
üretimine müsaade ettiği halde, rüzgar ve güneş enerjili elektrik üretimine halen müsaade
etmemektedir. Bu konuda EPDK, Biz OSB’lere
gerekli ilgili göstermesini beklemekteyiz. l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Bir başka sorunumuz da çevredeki gecekondulaşmanın devam etmesi. Bunun
mutlaka önlenmesi lazım. Alttaki dereyi
ıslah çalışması başlattık. Gebze’nin artık
nefes alacak yeri yok. Bu yüzden o dere ile
yandaki ormanlık alanda güzel bir peyzaj
çalışması yapmak istiyoruz. 7 kilometrelik
bu alanı, güzel bir planlamayla yürüyüş,
koşu ya da gezinti yapılabilecek yeşil bir
alana dönüştürme hayalimiz var. Buranın
halkı da bu alandan faydalansın istiyoruz.
Projemizi hazırladık, bir kilometrelik bölümünü başlatacağız. Umarız diğer çevre
OSB’ler de devam eder. Burayı Gebze’ye
kazandırırsak bölge de nefes alır. Büyükşehir Belediye Başkanı da doğasever birisi olduğu için projeye çok destek veriyor.
Ancak Orman Bakanlığı’ndan izin almakta zorlanıyoruz. Talebimizi gönderdik,
kararı bekliyoruz. Çevre Bakanlığı’ndan
onay aldık.
39
GOSB’UN
GOSB Club Restoran
RENKLERİ
Sanayicinin lezzet durağı
GOSBSAD
GOSB Club Restoran, açıldığı 2000 yılından beri bölgede bulunan en iyi restoran olarak binlerce seçkin
konuğa, yerli ve yabancı üst düzey bürokrata, iş dünyasının şirket sahibi ve yöneticilerine en lezzetli iş
yemeklerini sunuyor. Verilen hizmetten, kaliteden
ve mekanın genel havasından herkesin memnun olduğunu dile getiren GOSB Yiyecek ve İçecek Müdürü
Aylin Kırkaya ve ekibi, restoranın görünen ve görünmeyen yüzünü anlattı.
40
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
GOSB Yönetim Merkezi Binasının yapımını takiben 2000 yılında hizmete açılan GOSB Club Restoran ilk
günden beri Bölge Müdürlüğü kadrosunda yer alan bir ekip tarafından işletiliyor.
Kurulum aşmasında gerek mutfak gerekse
mekan ve menü tasarımlarında çeşitli uzmanlardan danışmanlık hizmetleri alınarak yapılandırılan tesis çıtayı hep daha yukarıya taşıma hedefi ile çalışıyor. Mutfak
ve servis ekibi hitap ettiği müşteri kitlesine
arzu edilen kusursuz hizmeti verebilecek
nitelikte uzman ve deneyimli personelden
oluşuyor.
Restoranın şu anki yerleşim düzeninde kapasitesi 66 kişi. 34 kişilik sigara içilebilen
teras bölümünü de sayarsak kapasitemiz
100 kişiye kadar çıkıyor. Grup yemeklerinde ve organizasyonlarda farklı bir düzenlemeyle kapasitemizi 150-200 kişiye kadar
çıkarabiliyoruz. Kokteyl düzeninde 200
kişiyi ağırlayabiliyoruz.
Restoranın bulunduğu mekanın ön tarafında fuaye bulunuyor. Bu alanda kokteyl
veya kahve molası organizasyonlarını
Aylin Kırkaya
GOSB Yiyecek ve
İçecek Müdürü
yapıyoruz. Fuayenin duvarlarını aynı zamanda sergi alanı olarak da kullanıyoruz.
Resim, fotoğraf, heykel gibi pek çok sanat
eserini sergiliyoruz. Sergilerimiz genellikle Ekim ayından Mayıs sonuna kadar
açık oluyor. Yine aynı komplekste yer alan
konferans salonu ve çok amaçlı toplantı
salonumuzu hem katılımcılarımıza hem
civardaki kurum ve kuruluşlara kiralayarak aktiviteler yapıyoruz. Konferans
salonunda sezon boyunca ayda bir tiyatro etkinliğimiz oluyor. Çocuklar için ise
ücretsiz tiyatro gösterileri düzenleniyor.
Restoranımız işte böyle bir sosyal mekanın
içerisinde yer alıyor.
Restoranımızın dekorasyonu ve ayrıntılardan söz edecek olursak ;
Ahşap detayların kullanıldığı duvarlar ve
sıcak renklerin hakim olduğu mekan hiç
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
G
OSB Club Restoran’ın özelliklerini anlatır mısınız?
41
GOSB’UN
RENKLERİ
Müşteri kitleniz kimlerden
oluşuyor?
kolon kullanılmadan, betonarme kafes sistemiyle yapılmış, Bose müzik ve ses sistemi ile donatılmıştır. Tonon masaları, Cabas
Sandalyeleri, Plexform koltukları, özel olarak tasarlanmış barı ile konuklarına konforlu bir ortam sunmaktadır.
Restoranın bir cephesini ise Prof. Dr. Devrim Erbil’in bizim için özel olarak tasarladığı Boğaz ve Haliç’i tasvir eden 12 metre
boyundaki İstanbul Gravürü süslüyor.
Restoranın sürgülü kapıları terasa açılıyor,
ilk başta güneş kırıcılarla tasarlanan bölüm bu yaz raylı tente sistemi ile donatılarak daha kullanışlı ve şık hale getirildi.
Yapımına başlanan havuzun önümüzdeki
yıllarda tamamlanması ile terasın manzarası biraz daha güzelleştirilecek.
Porselen takımlarımız Villeroy & Boch’tan,
gümüş çatal bıçak, kristal ve gümüş tuzluklar gibi çok özenle seçilmiş servis malzemeleriyle servis yapılıyor.
Müşteri kitlemiz ağırlıklı olarak sanayicilerin üst düzey yönetiminden, patronlar
ve yabancı misafirlerden oluşuyor. Ağırlıklı olarak onlar için tasarlanmış bir yer
olmakla birlikte sabah 9 ile akşam 5 arasında herkese açık bir yer. Hiç kimse kapıdan
geri çevrilmiyor. A la carte usulü çalışıyoruz. Misafirlerimiz kahvaltı da edebilir,
bardan da istifade edebilir, gelip sadece bir
kahve de içebilir. Kablosuz internet sistemimiz var. Herkes açık olduğumuz zaman
dilimi içinde restoranımızda dilediği saatte zaman geçirebiliyor.
Gerek kendi katılımcılarımız gerekse yakın çevredeki şirketler genellikle yabancı
ve önem verdikleri misafirlerini burada
ağırlıyor. Çevre ilçelerin bürokratlarının
da sıklıkla tercih ettiği bir restoran. Yine
bazı turizm şirketleri yabancı heyetleri
ağırladığında bizimle temasa geçip öğle
yemeklerini burada vermek istiyorlar.
Ramazanda iftar için tercih ediliyoruz.
Firmalar kendi personeline verdikleri yemeklerde, bayi toplantılarında veya grup
organizasyonlarında bizi tercih ediyor. Ayrıca şirketlerin yıldönümleri, doğum günleri gibi özel kutlamalar için de uygun bir
mekan . Bu bölgenin İzmit –İstanbul arasında konumlanması nedeniyle firmaların
her iki şehirden de çalışanları oluyor ve
dışarıda yemek organizasyonu şirketler ve
çalışanlar için zahmetli olabiliyor, burada
böyle güzel bir mekan olması herkes için
bir avantaj oluyor.
Fiyat politikanız nasıl peki?
GOSBSAD
Biz hammadde alımı ve üretimde butik
çalışıyoruz. Gerçekten damak tadı çok gelişmiş, akşam yemeklerini popüler ve lüks
mekanlarda yiyen bir müşteri kitlemiz var.
İstanbul’daki şık restoranlarda buldukları
kalite, çeşit ve hizmeti daha büyük porsiyon ve çok daha düşük bir fiyatla sunuyoruz . Bu kalite standardı için hiçbir maliyetten kaçınmıyoruz.
İlk bakışta mekan pahalı bir restoran olarak algılanıyor, ancak aksine neredeyse
civarda yemek yenen yol üstü mekanlara eşdeğer fiyat politikası uyguluyoruz.
GOSB katılımcısı olan sanayici, A la carte
42
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Aşçıbaşı Murat Çelik:
“Yabancı misafirlerin tabakları
mutfağa boş dönüyor”
Sizi tanıyabilir miyiz?
1960 Bolu Mengen doğumluyum. 1977’de
otelcilik okulunun mutfak bölümünü bitirdim.
Ardından Taksim Divan Oteli’nde çalışmaya
başladım. İlerleyen yıllarda otelin Erenköy,
Kuruçeşme ve Bebek şubelerinde çalıştım.
1994 - 98 yılları arasında birkaç arkadaşımla
Taksim’de Gökkuşağı isimli bir restoran-bar
açtık. Sonra Erenköy’deki Ethemefendi 36’ya
geçtim. Orada 4 sene aşçıbaşılık yaptım.
Divan’dan teklif gelince tekrar geri döndüm ve
2005 yılında da oradan emekli oldum. Ardından GOSB’da çalışmaya başladım.
GOSB’un mutfağını anlatır mısınız?
Yabancı misafirlerinizin yemeklere
tepkileri nasıl?
Onlar özellikle kebap tercih ediyorlar. Biz mimenü fiyatı üzerinden yüzde 10 ekstra indirim alıyor. Grup organizasyonlarında fix
menülerde daha cazip özel fiyat politikası
izliyoruz.
Güncel A la carte menü fiyatlarımız web
sayfamızda yer alıyor.
Genel olarak restorana ilgi nasıl?
Restoranımızla ilgili memnuniyet anketleri yapılıyor, güzel sonuçlar alıyoruz, bu da
bizi mutlu ve motive ediyor. Hizmet sektöründe tepki çok hızlı alınıyor ve mutfak
safirlerimizle görüşmüyoruz, ama tabakların
dönüşüne bakıyoruz. Tabakların dönüşü çok
önemli, çünkü bize en iyi fikri o veriyor. Eğer
yarısından fazlası yenmemişse, mutlaka nedenini öğreniyoruz. Şunu söyleyebilirim ki,
yabancı misafirlerin tabakları genelde boş dönüyor. l
ekibi takdir edildikçe daha büyük şevkle
çalışıyor.
Restoranımıza uğramayan katılımcılarımızı ben bizzat gidip ziyaret ediyorum.
Yaklaşımlarını ve algılarını anlamaya çalışıyorum. Beğenilerini, eleştirilerini ve
beklentilerini öğreniyorum. Şunu söyleyebilirim ki, herkes burada böyle bir mekanın olmasından çok memnun. Verilen
hizmetten, kaliteden, mekanın genel durumundan memnunlar. “Bir misafirimiz
geldiğinde götürebileceğimiz bir yer olduğunu bilmek çok güzel” diyorlar. Çünkü
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Buradaki mutfağımız dünya mutfağından seçmelerden oluşuyor. Spesiyal, kendimize özgü
ürünlerimiz de var. Türk mutfağından A la
turca’ya, zeytinyağlıdan İtalyan mutfağına ve
balık çeşitlerine uzanan geniş bir yelpazemiz
var. Çok fazla yabancı misafirimiz olduğunda
Türk mutfağına biraz daha ağırlık veriyoruz.
Yoğurtlu kebap, külbastı, zeytinyağlı çeşitleri,
mantı ve etli pazı sarması favori lezzetler arasında.
43
GOSB’UN
RENKLERİ
GOSB CLUB Restoran Mutfak Şefi
Murat Çelik’ten Kuşkonmaza Sarılı
New York Biftek Tarifi
10 Kişi için malzemeler
200 gr’lık porsiyonlar halinde dana biftek
10 Adet (Newyork Steak ya da bonfile de
kullanabilirsiniz)
Taze Mantar 300 gr
Kuşkonmaz 500 gr
Sivri biber 50 gr
Kuru Soğan 50 gr
Sarımsak 2-3 diş
Taze Kaşar 300 gr
Tereyağı 300 gr
Ayçiçek yağı 100 gr
Yumurta 5 Adet, Beyaz Şarap 4 cc, Un 30
gr, Tuz 30 gr, Karabiber 5 gr, Kekik 2-3 gr,
Soya sosu 50 ml, Demi glass sos 500 ml
Yapılışı; 200 gr’lık porsiyonlar halinde bölünmüş ve dövülerek inceltilmiş dana biftek
Ayçiçeği yağı, Soya sosu , karabiber , kekik ,
tuz karışımı ile marine edilerek tercihen 2 gün
buzdolabının soğuk bölmesinde dinlendirilir.
Biftekler ızgarada kurutmadan pişirilir. İmkan varsa kömür ızgara tercih edilir.
Taze mantar ince dilimlenip un , soğan , sarımsak ve biber ile tavada hafifçe sotelenir.
Marketlerden toz halinde bulabileceğiniz
Demi Glass sos 500 ml suya yaklaşık 2 çorba
kaşığı ilave edilerek kaynatılır, kıvam bulunca
ateşten indirilir.
Pişirilen biftek üzerine mantarlı karışım,
boylamasına ikiye ayrılmış kuşkonmazlar ve
ince dilim halindeki kaşar peyniri yerleştirilir. Üzerine hazırladığımız Demi Glass Sos
gezdirilir.
GOSBSAD
Biftek Rulo şeklinde sarılır. Ruloyu sabitlemekte zorluk çekerseniz kürdandan yardım
alabilirsiniz.
44
Yumurta sarısı, eritilip sıvılaştırılmış tereyağı , tuz , beyaz şarap çırpılıp mayonez kıvamında sos haline getirilir. Sarılan rulonun
üzerine gezdirilir.
Salamandırada ,evlerde üstten ısı veren ızgaralı fırında 2-3 dakika gratine edilir.
Arzuya göre elma dilim patates , pirinç pilavı
ya da sebze sote ile servis edilir.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
şehir merkezine gitmek çok zaman alıyor.
Dolayısıyla böyle bir mekana ihtiyaç var.
Bu bölgeye iş ziyareti yapanlar da restoranımızda yemek yemeyi tercih ediyorlar.
Hatta bize gelmek için yolunu buradan
geçirdiğini ifade eden konuklarımız da
oluyor. Özellikle yabancı heyetlerden çok
teşekkür alıyoruz. Yabancı gruplar genellikle bizim geleneksel yemeklerimizi tatmak istiyorlar.
GOSB Yönetimi buraya ticari bir işletme
yaklaşımı ile bakmıyor, katılımcılarının
gururla misafirlerini ağırlayabileceği sosyal bir mekan olarak konumlandırıyor.
Buranın çok kalabalık ve gürültülü olmasını istemeyen müşteri kitlemiz de var. Biz
de popüler olup tıklım tıklım dolu olmakla
elit kalmak arasında bir ikilem yaşıyoruz
kendi içimizde.
Mutfak ekibi kimlerden oluşuyor?
Ekibin bir üyesi olarak ben Gıda Mühendisliği eğitimi aldım ve 15 yıldır gıda sektöründe çalışıyorum, halen Yönetim ve
Organizasyon alanında doktora çalışması
yapıyorum.
Toplamda 1 tatlı ustası ve 4 aşçıyla çalışıyoruz. 3 kişilik de servis ekibimiz var.
Mutfak Şefimiz Divan kökenli çok deneyimli bir usta. Aşçıbaşımızın yanında yine
aşçıbaşılık sertifikasına sahip üç aşçımız
daha var. İddialı pastanelerin ürünlerini
dahi gölgede bırakacak kadar başarılı bir
pasta ustasına sahibiz. Kendini geliştiren,
işini seven insanlarla çalışıyoruz. Mutfak
ekibimiz kendi imkanlarıyla bile olsa kurslara katılıyor, kendilerini geliştiriyor, izin
Önümüzdeki dönemde GOSB Club Restoran’da gerçekleştirmek istediğiniz yenilikler var mı?
Evet, hoş bir yeniliğimiz olacak. Şu anda 15.yüzyıl Osmanlı mutfağı üzerinde çalışıyoruz. Değişik yemekler deniyoruz ve beğendiklerimizi konuklarımıza ikram edeceğiz.
Yemeklerin tariflerini, faydalarını, varsa ilginç hikayelerini
eski kaynaklardan derleyip, kartlara yazıp masalara koyacağız. Ekim ayında ilk olarak Badem Çorbası menüde yerini alıyor. l
Mutfağınızda Datça’dan gelen zeytinyağı
gibi özel detaylar var. Ayrıca GOSB’a özel
tatlarınız da var.
Evet, artık GOSB’un klasiklerinden birisi
olan GOSB salatamız var. Parmesan sepeti
içerisinde közlenmiş patlıcandan oluşuyor. Arkadaşlarımızın tasarladığı özel bir
salata. Hem sunumu, hem de lezzeti çok
güzel. Yine GOSB’a özel profiterolümüz
var. Dondurmalı profiterolümüzü her yiyen hayran kalıyor.
Ana yemeklerimizde kullandığımız etlerimizi her zaman butik alıyoruz. Bize özel
bonfile ve et hazırlanıyor. Soğuk hava
depolarımız olmakla birlikte stoklamayı pek tercih etmiyoruz. Balığı günlük ve
A la carte servis harici hizmetler
Yemek için restorana gelmeye zaman ayıramayan müşterilerimize menüde gördükleri
yemeklerden ve sandviç çeşitlerinden paket
servis hizmeti yapıyoruz. Şu an için dağıtımını biz yapmıyoruz, sipariş verip aldırıyorlar. Yine çok fazla kimsenin bilmediği pastacılık ürünlerimiz var. Yaş pasta, tiramisu vb.
ve kolaylıkla bulunamayacak kalite, çeşit ve
lezzette kurabiyelerimizi önden sipariş almak
kaydıyla satışa sunuyoruz. Genellikle sabah
erken saatlerde alınmak üzere toplantı öncesi
talepler oluyor. Bölge dışından bile kurabiyelerimiz almaya gelen müşterilerimiz var. l
ISO 22000 belgesine sahip bir restoransınız. Bunlar size neler katıyor?
Bizim GOSB Bölge Müdürlüğü olarak
Entegre Yönetim Sistemimiz var. 2006 yılından beri TSE-ISO-EN 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi belgemiz var. ISO
22000 HACCP’in geliştirilmiş ve sistematize edilmiş şekli. Dolayısıyla her şey standardize ediliyor. Hijyen kurallarına uyum
sağlayarak üretim yaptığımızın teminatı
oluyor, ayrıca aldığımız her hammaddeyi
kaynağına kadar izleyebiliyoruz.
Kendi
kurduğumuz
sistemlere ilave olarak mutfağımız bir
laboratuar tarafından
periyodik olarak denetleniyor. Restoranın
içinden depolarımıza,
personelimizin
ellerinden kullandığımız
servis malzemelerine,
ortam havasına kadar
tüm mikrobiyolojik kontrolleri yaparak
bizi denetliyor, gözle göremeyeceğimiz
riskli koşullar varsa ya da oluşacaksa hemen önlem alınıyor. Yemeğimiz, suyumuz, havamız kısacası her şeyimiz analiz
ediliyor.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
dönüşlerinde yeni tariflerle geliyorlar. 3
kişilik deneyimli servis ekibimizde ikizlerimiz var, bu durum servisimize hoşluk
katıyor ve bazen çok esprili diyaloglar yaratıyor.
taze olarak Tuzla’dan getirtiyoruz. Balık
sezonunda neredeyse bir balık lokantası
gibi çalışıyoruz. Yemeklerimizi kömür ızgarasında yaptığımız için de çok lezzetli oluyor. Zeytinyağımızı aroması güçlü
olsun diye Datça’dan özel sıkım yaptırıp
getirtiyoruz ve mutfağımızda yapılmış
özel minik ekmeklerimizle misafirlerimize
sunuyoruz.
45
MAKALE
PAZARLAMA STRATEJİLERİ
Sevgili pazarlamacılar,
karşınızda milenyum nesli
Bir şirketin pazarlama felsefesini
Y Nesli gibi bir demografik yapının
ihtiyaçlarına uyacak şekle dönüştürmeye çalışmak çok olağanüstü
bir fedakarlık gerektirmekte ancak
önümüzdeki onyıllar ve nesiller boyunca bunun meyveleri toplanabilir. Y Nesli’ni şimdiden anlamaya
çalışacak pazarlamacılar, bu grup
olgunlaşmaya başladıkça rakiplerine üstünlük sağlayacaktır.
G
GOSBSAD
enç tüketicilerle iletişim kurma
deneyimleri çok eski yılllara
dayansa da, Y Nesli söz konusu
olduğunda pazarlamacılar ne
ile karşılaşacaklarının farkında
olmayabiliyorlar.
46
Şirketlerin çoğu bu topluluk ile çok az etkileşime girmiştir. ABD’de MTV’nin 1981’de
yayına başlaması ile 1996’da Internet’in
ticari hale dönüşmesi arasında dünyaya gelmiş 60 milyonun üzerinde tüketici
mevcut. Bu neslin Avrupa’da 140 milyon,
Japonya’da 20 milyon civarında eşdeğeri bulunmaktadır. Söz konusu grubun en
yaşlı üyeleri, sağlam bir araba ile başını
sokacak bir yer edinme derdinden ibaret
gördükleri yetişkinliğe henüz yeni adım
atıyorlar.
Y Nesli’ne pazarlama yapmayı bu kadar
karmaşık hale getiren şey aslında neslin
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
kendi doğasından kaynaklanıyor. Milenyum nesli olarak da bilinen Y Nesli
mensupları etkileşimli medya tarafından
şekillendirilmiş ilk tüketiciler olarak tanımlanıyor. “Sürekli fişe bağlı olduklarından” bu genç topluluğu hedef alan
şirketler, yeni teknolojiler ortaya çıktıkça
değişen ürünler için anında akla gelmeyecek yeni medya araçları geliştirerek onları hiç bitmeyen bir yem bombardımanına
tutma yoluna gittiler. Bunun sonucunda
da, Y Nesli mensupları geleneksel pazarlama yöntemlerini elemekte ciddi biçimde
ustalaştılar.
Saatchi & Saatchi Los Angeles’da etkileşimli yeni teknolojiler yaratıcı direktörü olarak görev yapan Peter Kang, “Y
Nesli’ne pazarlama yapmak mümkün
değildir” diyor. “Pazarlama teknikleri konusunda o kadar açıkgözlüler ki, elden bir
şey gelmiyor.”
Öte yandan Y Nesli’nin bir ürüne ilgisini
çekmenin zor olması, aslında yen ibir gerçeği ortaya çıkartıyor: Pazarlamacıların
geçmişte olduğu gibi bu gruba ulaşabilmek için artık geleneksel teknikleri şekilden şekle sokmakla yetinemeyecekler.
Bunun aksine radikal nitelikte yeni bir yaklaşım gerekmekte. Bu yaklaşımın özünde
ise “yeni araçlar ile yeni düşünceleri kul-
1. Milenyum Nesli’nin yolunu yordamını
öğrenin. Tarihte görülmüş en marka delisi dönemde yetişkinliğe erişen Y Nesli
sürekli yeni marka beklentisi içindedir ve
en sevdikleri ürünlerin yeni sürümlerine
hayır diyemezler. Zevkleri uzun süre devamlılık göstermez.
Coca-Cola’nın Sprite ve Farklı Tatlar eski
yöneticisi ve şimdi Coke Hindistan’ın Pazarlama Başkan Yardımcısı Venkatesh Kini
bu durumu, “Biz yeni akımı fark edene
kadar çoktan düşüşe geçmiş oluyor” diye
açıklıyor. Y Nesli’nin beklentilerini önceden kestirmek isteyen genç pazarlamacılar
ve tüketicileri yönelik araştırmalar yapan
araştırma şirketleri ya sınırlarını ciddi biçimde zorlamakta ya da geleneksel yaklaşımlardan tamamen vazgeçme yoluna
gitmektedirler. “Biz [bilindik] pazar araştırmaları yapmıyoruz. İnsanlarla vakit geçiriyoruz” diyor Nike’ın Avrupa’daki futbol ayağının başında bulunan Jean-Pierre
Petit. “Tasarımcılarımız ile ürün sorumlularımız çocuklarla bağlantı kurabilmek
için stadlara ya da Trocadero’daki patencilerin yanına gidiyor. Sırf onları seyrederek
ve konuşarak çok şey öğreniyoruz.” Başka bir deyişle, Y Nesli’ni hedefleyen akıllı
şirketler bilgi toplama çabalarını gençlerin “örfi” davranış ve tavırları hakkında
doğrudan bilgi edinme uzerine kurmakta,
tipik müşteri anketlerinden ortaya çıkan
yüzeysel bilgilerden kaçınmaktadırlar.
Bu çeşit araştırmaların sonucunda, örneğin Volkswagen, Jetta modeli için son derece yaratıcı olan ve alışılmışın dışında bir
reklam kampanyası oluşturdu. Bu kampanyayla otomobilin güvenlik özellikleri
grafiksel olarak ortaya çıkartıldı ve genç
Y Nesli mesupları arasında çok iyi bir yer
edinildi. Benzer bir keşifin ardından Sprite
da Y Nesli’nin eleştirel yaklaşımı ile ironi
anlayışı üzerine oynayarak “İmaj hiçbir
şeydir. Susuzluk her şey. Susuzluğunu
dinle.” sloganı ile reklamlarda ünlülerin
kullanılmasının bayağılığı ile dalga geçen
ilanlar yayınladı.
VW’nin öncülüğünü yaptığı “etnoğrafik”
araştırmaların bir benzerine başvuran Motorola, cep telefonu üreticilerinin telefon
seçiminde ana ayırt edici etken olarak teknolojiyi göstermesine rağmen Y Nesli’nin
tarz ve kişiselleştirmeye daha çok önem
verdiğini keşfetti. Çığır açan tasarımının
çeşitli renklerini edinebileceğiniz son derece başarılı RAZR modeli bu anlayıştan
yola çıkılarak geliştirildi. Motorola teknolojiye çok önem verdiğinden, şirket RAZR
modelini ancak yenilikçi sürecinin etrafından dolaşıp sadece Y Nesli davranışlarına
odaklanan ayrı bir proje ekibi kurarak geliştirebildi.
2. Bütün iletişiminizi entegre hale getirin. “X Nesli” televizyonun karşısında çok
vakit harcarken Y Nesli daima iletişime
“açık” olmuştur. Tasavvur edilebilecek
her çeşit iletişim medyasının tüketicileridirler: tv, radyo, cep telefonu, internet,
video, oyun. Bunların çoğunu da eşzamalı
tüketirler. Ancak her birine ayrı ayrı ilgi
gösterirler. Pazarlamacılar geleneksel olarak kaynaklarını “belirli bir seviyenin üstündeki” kitlesel pazarlama gayretleri ile
“belirli bir seviyenin altındaki” doğrudan
pazarlama gayretleri arasında bölüştürür
ve bunları çoğu zaman birbirinden kopuk
yürütürler. Ancak Y Nesli çeşitli medya
araçlarını aynı anda takip ettiğinden onları hedef alan ürün pazarlaması bütünleşik
olmalıdır. Böylece bir alanda verilen ilan
başka birinde verilen reklam ile devamlılık
sağlayabilmelidir. Örneğin Y Nesli seyircilerini hedef alan film yapımcıları filmlerini
tanıtırken cep telefonlarına filmle ilgili sorular içeren mesajlar gönderme; internete
fragman, oyuncular ile söyleşiler, çıkartılmış sahneler ve bu gibi videolar koyma;
ve televizyonda daha uzun ve daha pahalı reklamlar gösterme yoluna gitmişlerdir. “Belirli bir seviyenin üstünde/altınGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
lanmayı bilmek” yatıyor. Başlangıç için şu
üç adıma bir göz atalım:
47
MAKALE
PAZARLAMA STRATEJİLERİ
da yaklaşımı artık bir işe yaramayan bir
20nci yüzyıl ayırımıdır” diyor Ford Motor
Company’nin pazarlama hizmetlerinden
sorumlu yetkili müdürü Murat Yalman.
Lakin iletişimin bütünleştirilmesi reklam
alanı ile kısıtlanmamalıdır. Aslına bakılırsa, Y Nesli ile gerçek anlamda bağlantı kurabilmek için pazarlama karışımı topluca
hizaya sokulmalıdır. Örneğin, perakende
ortamı, Y Nesli’ni ilk baştan oraya çeken
pazarlama materyalleri ile aynı çekiciliğe
sahip olmalıdır. Apple, bilgisayar dükkanlarında bu yola gitmiştir. Dükkanlar Y
Nesli’nin kinetik enerjisini yansıtmakta ve
grubun resmiyete beslediği nahoşluğu çalışma atölyeleri, eğitim seminerleri, rahat-
rı ile onları satan kampanyaların yaşam
döngüsünü büyük ölçüde kısıtlamıştır. “Y
Nesli her isteklerinin anında karşılandığı,
müzik, haber ve eğlencenin her türünün
neredeyse bedavaya, hemen hemen anında ve kısıtsız çeşitlilikte sunulduğu bir zamanda büyümekte” diyor Coke’dan Kini.
“Bu da, isteklerinin anında gerçekleşmesini sağlayamayan herhangi bir şeye karşı
aşırı bir sabırsızlık beslemelerine neden
oluyor.”
Başka bir deyişle, Energizer’ın hiç hiç hiç
durmadan yoluna devam edebilen tavşanı
gibi bir karaktere sahip olan uzun yıllara
yayıp klasikleşmiş pazarlama kampanyalarının Y Nesli’nin ilgisini çekmesi pek olası değil. Tutarlı bir pazarlama platformu
üzerinde dönüşerek devam eden reklamlar
daha iyi bir seçenek olabilir. Örneğin Burger King’in Y Nesli pazarlama çabası “İstediğiniz gibi” reklamlarının baş aktörünün
değişen versiyonlarını içermektedir.
GOSBSAD
Burger King’in reklam ajansı Crispin Porter + Bogusky’nin araştırma ve planlama
müdürü Tom Birk “Bir fikrin tedavülden
kalkması veya uzatılması hakkında çok
konuşuyoruz” diyor. “Var olan kampanyayı uzatmak yerine ona yeni dallar eklemeye çalışıyoruz. Bir kampanya başlattığımız anda bile yukarıda bir başka ekibimiz
onun daha iyisini yapıp yerini almak için
çalışmaya devam ediyor.”
48
layıp ürünleri kolayca inceleyebilecekleri
bölümler sunarak ve müşterinin e-posta
adresini bir avuçiçi bilgisayara girip iTunes hesabından bilgi edinebilen satış elemanları aracılığıyla ortadan kaldırmaya
çalışmaktadır.
3. Ürününüz ile reklam kampanyalarınızın kısa raf ömrüne sahip olabileceğini
kabullenin. Anında iletişim, çeşitli medya
araçlarının sürekli kullanılması ve bireyselleşme isteği popüler Y Nesli markalaTEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Bir şirketin pazarlama felsefesini Y Nesli
gibi bir demografik yapının ihtiyaçlarına
uyacak şekle dönüştürmeye çalışmak çok
olağanüstü bir fedakarlık gerektirmektedir ancak önümüzdeki onyıllar ve nesiller
boyunca bunun meyveleri toplanabilir.
Y Nesli’ni şimdiden anlamaya çalışacak
pazarlamacılar, bu grup olgunlaşmaya
başladıkça rakiplerine üstünlük sağlayacaktır. Ne de olsa, günümüzde pazardaki
en büyük markalardan bazıları baby boomerlar ile bağ kurarak gençliklerinden
orta yaşlarına kadar onlarla yoluna devam
etti. Yarının galipleri kim olacak? Baby boomerlar ile büyüyen markalar kendilerini
Y Nesli için baştan mı yaratacak yoksa milenyumun büyük markaları henüz daha
hiçbirimizin duymadığı isimlerden mi
çıkacak?l
John Jullens, Çeviren: Burçin Yeşiltepe
Kaynak: Strategy and Business
İŞ DÜNYASI
VE YAŞAM
İşi ve tatili
bir arada yaşayın
2008 yılında Kartal’da açılan 5 yıldızlı Titanic Business Otel, en küçük detaylarda bile iş dünyasından
misafirlerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılamayı hedefleyen özel temalı bir otel. GOSB’a 10 dakika mesafede yer alan Titanic Business Otel, adalar ve deniz
manzaralı odaları, açık havuzu ve roof katı, iş stresini dışarıda bırakmanızı sağlayan çok özel dekorasyonlu spa alanı, kendinizi şımartabileceğiniz masaj,
sauna ve Türk hamamı gibi hizmetleriyle tatili ve işi
bir arada yaşayabilmenizi sağlıyor. Titanic Business
Hotel’in Genel Müdürü Uğur Ofluoğlu, bize oteli ve
GOSB’a sağladıkları avantajları anlattı.
T
itanic markası nasıl doğdu?
Titanic markası ilk defa 2003
yılında Antalya Kundu bölgesindeki Titanic De Luxe Otel’in
açılışıyla faaliyete geçti. Heybetli bir gemi mimarisine sahip olan Titanic
Delux Otel, bölgenin ilk temalı otellerinden
bir tanesi oldu. AYG Grup, yurt içi ve yurt
dışında popüler olduktan sonra Titanic’in
marka bilinirliğini ve kalitesini şehir otelciliğine taşıma kararı aldı. İlk olarak Anadolu
yakasındaki ihtiyaçtan yola çıkarak Gebze
ve Tuzla Organize Sanayi Bölgeleri’ne yakın bir lokasyonda yer alan business konseptindeki 5 yıldızlı Titanic Business Otel’in
açılışını yaptık. Ardından şehrin kalbinin
attığı Taksim’de 4 yıldızlı Titanic City ve
havalimanı lokasyonunda yer aldığı için
havalimanı temalı 5 yıldızlı Titanic Port
hayata geçti. Şişli’de ise 3 yıldızlı, 51 odalı
olan butik otelimiz Titanic Comfort açıldı.
GOSBSAD
Titanic Business Otel’in
özellikleri neler?
50
Otelimiz, Anadolu yakasında ‘Business’
konsepti ile kongre ve iş adamlarının beklentilerine cevap verecek şekilde tasarlanmış tek 5 yıldızlı oteldir. 192 odalı otelimizde 23 tane toplantı salonumuz bulunuyor.
Bu toplantı salonlarımız sayesinde 5 yıldızlı
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
toplantı keyfini yalnızca Titanic Business’da
yaşayabilirsiniz. Ayrıca şirketlerin lansman
toplantıları ve büyük organizasyonları için
düşünülmüş 1000 kişi kapasiteli bir balo salonumuz var. 6 metre tavan yüksekliği olan
balo salonumuzun içine ayrı bir kapıyla
araç girebiliyor. Bu sayede araç lansmanlarına da ev sahipliği yapabiliyoruz.
Özel dekorasyonu ve muhteşem atmosferiyle 3500 metrekareye yayılan holistik
Wellness ve Spa alanımız, profesyonel
kadrosuyla misafirlerimizin iş stresinden
uzaklaşmalarını ve dinlenmelerini sağlıyor.
Kış döneminde yeni başlayacak “Business
Terapi” adında yeni bir masaj hizmetimizle misafirlerimizin, gerek iş stresi gerekse
uzun saatler oturarak çalışma sonucunda oluşan bel ve sırt ağrılarını dindirmeyi
amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra yarı olimpik
olan adalar ve deniz manzaralı havuzumuz, son model teknolojik cihazlara sahip
fitness salonumuz, eğlenceli aktiviteler için
masa tenisi, dart ve bilardo gibi imkanlarımız da mevcut.
Otelimizdeki tüm odalar business konseptine göre dekore edildi. Teknolojik donanımıyla 192 odamız, iş yerinizdeki tüm
imkânları odanıza taşıyor. Kablosuz internet bağlantısı, otelin genelinde ve odalarda
ücretsiz olarak hizmete sunuluyor. Ayrıca
iş adamları ve seçkin müşterilerimize, Executive Lounge ile Business Center’da ihtiyaç duyacakları tüm imkanlar, profesyonel
ekiplerimiz tarafından sağlanıyor. Tüm
odalarımızda birer çalışma masası mevcut.
Lobi katındaki Alesta Restoran, show mutfağında bütün ürünlerini misafirin gözü
önünde pişirip hizmete sunuyor. 14. kattaki
adalar ve deniz manzaralı roof’da, a la carte
restoranımız ve bir barımız mevcut. Burada
özel toplantılara misafirlik edebilecek çok
özel bir toplantı salonumuz da var. Burada
kokteyl organizasyonları da yapabiliyoruz.
Bizim için asıl hedef turizmde sürekliliktir.
Biz asla günübirlik turizmi düşünmüyoruz. Müşteri memnuniyetinin üst düzeyde
olması ve misafirlerimizin sürekli otelimizi
tercih etmesi için çok çalışıyoruz. Hizmete çok önem verdiğimiz için personel eğitimlerimize büyük özen gösteriyoruz. İnsan kaynakları bünyesinde sürekli misafir
memnuniyetlerini ölçerek, bu veriler ışığında personel eğitimlerimize ağırlık veriyoruz. Otelimizde 180 personelimiz mevcut.
Bu sene yıllık bazda yüzde 75-80 oranında
doluluk yaşıyoruz. Bu iyi bir oran ama hedefimiz bu doluluk oranlarını artırıp kendimizi daha da geliştirmek.
Peki, GOSB bünyesindeki firmalar neden
sizi seçmeli? Onlara özel avantajlarınız
var mı?
Biz GOSB’a en yakın otellerden bir tanesiyiz. Bu, sağladığımız en büyük avantaj.
İkinci avantajımız ise fiyatlarımız. GOSB’un
tüm çalışanları ve misafirleri için çok özel
indirimler sunuyoruz. Üstelik onlar için sadece otel konaklamasında değil, havuz, spa,
fitness ve restoran hizmetlerinde de indirimlerimiz var. Uyguladığımız indirimlere
GOSB’a ayrıcalıklar sunmayı hedefliyoruz.
Diğer bir avantajımız ise grubumuzun bünyesinde yer alan İstanbul’un farklı lokasyonlarındaki diğer otellerimizle, müşterilerimize bir oteller zinciri hizmeti sunmamız.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne gelen
misafirlerin bir kısmı, özellikle yabancı olan
misafirler, Anadolu yakası yerine Avrupa
yakasını tercih ettikleri takdirde Taksim ve
Bakırköy’deki otellerimize de yönlendirmeler yapabiliyoruz. Burada da onlara özel
uygun fiyatlarla konaklamalarını sağlıyoruz. Bir başka avantajımızı ise Sabiha Gökçen Havalimanı’na en yakın otel olmamız.
Misafirlerimizin erken uçuşlarında trafik
sıkıntısı yaşamadan 10 dakikalık mesafedeki Sabiha Gökçen Havalimanı’na ulaşmaları mümkün. Tüm bunların yanında
bölgedeki bazı büyük şirketlere sunduğumuz outside catering hizmetimizi, GOSB’a
da yine özel indirimlerle beraber sunmayı
arzu ediyoruz.l
Titanic Business Otel’e
ulaşım mesafeleri
Sabiha Gökçen
Havalimanı ve İstanbul
Park’a 14 km.
Pendik Tuzla Tersaneler
Bölgesi’ne 10 km.
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi’ne 15 km.
Dudullu Organize Sanayi
Bölgesi’ne 12 km.
Bostancı Feribot
İskelesi’ne 8 km.
Pendik Feribot İskelesi’ne
5 km.
Kadıköy Feribot
İskelesi’ne ise 14 km.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Açıldığınız günden itibaren ilk seneniz
nasıl geçti? Gelecek hedefleriniz neler?
51
MAKALE
DEĞİŞİM VE LİDERLİK
Değişim yönetimi
Değişim öğrenmektir. Hem de davranışları değiştirecek kadar derinlemesine öğrenmek. Dolayısıyla, kurumsal değişimi sağlamak için kurumda her seviyede örnek olabilecek
kişilerin değişim hedefi etrafında birleşmesi sağlanmalıdır.
Değişime inanan ve bu inancını yaşayarak gösteren bir koalisyonun kurulması, kurumsal değişimin ilk adımları arasında yer almalıdır. Böyle bir değişimi destekleyen koalisyonda, yönetim kurulundan fabrikada çalışan işçiye kadar
her kesimden ve özellikle çevresinde saygınlığı olan kişilerin bulunması, değişimin her platformda sahiplenilmesine
yardımcı olur.
Dr. Yılmaz Argüden
İ
nsanoğlunun belki de en önemli özelliklerinden birisi bulduğunla yetinmeyip, her zaman daha iyisine özlem
duymasıdır. Gelişmenin temeli, bu
daha iyiyi arama dürtüsüdür.
GOSBSAD
Ancak, insanın bu özelliği aynı zamanda
değişim gerekliliğini de sürekli kılmaktadır. Dün “mükemmel” olarak nitelendirilen bir ürün veya hizmet, ona alışılınca
“normal”, daha iyisi bulununca da “yetersiz” olarak nitelendirilir.
52
Teknolojinin gelişme hızının artması yenilikleri hızlandırıyor. Aynı şekilde, iletişim
ve ulaşım teknolojilerideki gelişmeler ise
bu yeniliklerin insanlara ulaşmasını hızlandırıyor. Dolayısıyla, kurumların değişime ayak uydurma hızlarının da artması
gerekiyor.
Nitekim, değişimi zorlayan unsurlar arasında uluslararası kurumların standartlarına uyma gereği (AB, IMF, Dünya Bankası,
ISO gibi); şirketlerin strateji, organizasyon,
altyapı sistemlerinde yenilikler; şirket birleşmeleri gibi olgular sayılabilir.
Dolayısıyla, müşterilerin, vatandaşların,
kısacası insanların sürekli olarak yükselen beklentilerine cevap verebilmek için
kurumların da sürekli olarak kendilerini
yenilemeleri, kendilerini aşmaları, yani
değişmeleri gerekiyor.
Peki, her geçen gün daha sıkça karşılaştığımız değişim yönetilebilir mi? Değişim
yönetimi ne demek? Değişim yönetimi kurum kültürünün ve davranışların değişen
dünyayla uyumlu hale gelmesini sağlama
sanatıdır. İster, stratejik yaklaşımlardan,
ister organizasyon yapılanmalarından,
ister iş süreçlerindeki geliştirmelerden
kaynaklansın değişimlerin hayat eğrileri
kısalıyor.
Bu nedenle rekabetçi ortamlarda, değişimi
yönetemeyenler, kendilerini değiştirilmiş
olarak buluyorlar!!!
Bu nedenle, değişimi yönetebilmek en
önemli liderlik ve yöneticilik yetkinlikleri
arasında sayılıyor.
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Kurumsal değişimi sağlamak için öncelikle kurumu değişimin gerekliliğine ve
aciliyetine inandırmak gerekiyor. Bunu
sağlamanın en etkili yollarından birisi de
performansın kurum içindeki birimler arasında değil, kurum dışı en iyi örneklerle
karşılaştırılmasını sağlamaktır. Bir başka
deyişle kıyaslama çalışmalarını kurum
kültürü haline getirmektir.
Değişim için öncelikle etkileyici bir vizyonun ortaya konulması gerekiyor. Peki,
etkileyici bir vizyon nedir? Etkileyici bir
vizyon, gelecek ile ilgili cazip bir hayali
ortaya koyan, kararlara yön gösterecek kadar amaca odaklı, ancak inisiyatif kullanmayı özendirecek kadar esnek, kolaylıkla
anlatılabilen ve değişime konu olanları
heycanlandıracak kadar gerçekçi olan bir
hülyadır.
Vizyonun yaratılması kadar, etkin olarak
paylaşılması da önemlidir. Bunun için
mesajın basitliği, örneklerle zenginleştirilmesi, iletişimin sürekliliğinin sağlanması,
zayıf noktaların gözardı edilmeksizin tartışılması ve hepsinden önemlisi değişim
liderlerinin sadece sözleriyle değil, aynı
zamanda davranışları ile de vizyonla
uyumlu hareket etmesi gerekiyor.
Değişimin vizyon ile bağlantısının net olarak kurulması ve değişimin odağının değişime konu olan gerçek gündem olması değişim yönetiminin başarısı gerekli koşullar
arasında sayılıyor. Bu nedenle, ölçülebilir,
zorlayıcı hedeflerin ortaya konması ve
yaygın olarak paylaşılması değişimi hızlandırıyor. Ancak, ortaya konan hedeflerin
ulaşılabilir olduğuna inanılması için en iyi
rakiplerin ve kıyaslama ortaklarının ulaşabildiği hedeflerle karşılaştırılması fayda
sağlıyor. Değişimin bu şekilde dışarıdan
dikte edilen hedeflere yönelmeyi sağlaması, içeride takım ruhunun gelişmesine
yardımcı oluyor. Bu nedenle, farklı kurumlarda deneyim kazanmış danışmanlar,
değişimi hızlandırıcı bir etki yapabiliyor.
Değişim öğrenmektir. Hem de davranışları değiştirecek kadar derinlemesine
öğrenmek. Dolayısıyla, kurumsal değişimi sağlamak için kurumda her seviyede
örnek olabilecek kişilerin değişim hedefi
etrafında birleşmesi sağlanmalıdır. Değişime inanan ve bu inancını yaşayarak
gösteren bir koalisyonun kurulması, kurumsal değişimin ilk adımları arasında yer
almalıdır. Böyle bir değişimi destekleyen
koalisyonda, yönetim kurulundan fabrikada çalışan işçiye kadar her kesimden ve
özellikle çevresinde saygınlığı olan kişilerin bulunması, değişimin her platformda
sahiplenilmesine yardımcı olur. Değişimi
sahiplenenlerin değişimi gerçekleştirme
beceri ve yetkinliklerine de sahip olmaları
önem taşır. Çünkü vizyonu sahiplenenlerin söylem ve eylem birliği sağlayabilmeleri güvenin artmasına ve koalisyonun
büyümesine yardımcı olur.
"Değişim için öncelikle
etkileyici bir vizyonun
ortaya konulması
gerekiyor. Peki,
etkileyici bir vizyon
nedir? Etkileyici bir
vizyon, gelecek ile ilgili
cazip bir hayali ortaya
koyan, kararlara yön
gösterecek kadar
amaca odaklı, ancak
inisiyatif kullanmayı
özendirecek kadar
esnek, kolaylıkla
anlatılabilen ve
değişime konu olanları
heycanlandıracak
kadar gerçekçi olan bir
hülyadır."
Değişim için kurulan çalışma ekiplerini
şirket ortamından soyutlayacak tedbirleri
almak fayda sağlıyor. Çünkü, insanların
rolleri, sorumlulukları, ve ilişkileri değiştiğinde poziyondan çok değişimin kendisine odaklanma potansiyeli artıyor. Şirket
çalışanlarını değişim konusunda bilgilendirme, onların katkılarını sağlama toplantılarının da şirketten uzak, gayrıresmi bir
ortamda yapılması yaratıcılık potansiyelini artırıyor.
Sahiplenmeyi sağlamanın en etkili araçlarından birisi de sorun tespitinde ve çözüm
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
Değişim yönetiminde başarı için neler
yapılması gerektiğini belirlemeden önce,
başarıyı nasıl ölçeceğimizi belirlemeliyiz.
Başarılı bir değişim yönetimi (i) değişimin
kurum içinde sahiplenilmesini ve değişime inancın eylemlerle gösterilmesini, (ii)
performans kriterlerinde hedeflenen değişim yönünde kalıcı ve sürdürülebilir gelişmelerin sağlanmasını, ve (iii) kurumun bir
sonraki değişim projesini daha etkin bir
şekilde yönetebilme yetkinliğinin geliştirebilmesini sağlar.
53
MAKALE
DEĞİŞİM VE LİDERLİK
üretmede, çözümleri uygulama sorumluluğunu üstleneceklerin katkılarını almaktır. Bu nedenle, bazı tekrarlardan kaçınmamak, uygulama etkinliği açısından
fayda sağlar.
İnanç olmaksızın değişim de olmaz. İnancın yaygınlaşmasında en etkin araç ise
başarıdır. İşte bu nedenle, değişim süreci
planlanırken uzun vadeli faydalar kadar,
kısa vadeli kazanımlara da önem verilmelidir. Kısa vadeli kazanımların iletişiminin
etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi de bu
faydaların hayata geçirilmesine yardımcı
olur.
Değişimin önünde engel olarak görülenlerin kazanılmaya çalışılması hem koalisyonun büyümesini, hem de değişim süreci
içerisindeki zayıflıkların tespit edilmesini
kolaylaştırıyor. Bağımsız ve yaratıcı düşünme yeteneğine sahip kişilerin kendilerine güvenleri nedeniyle değişime karşı
çıkabilme yeteneklerinin de yüksek olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle, onların
kazanılması önem taşıyor. Ancak, tüm verilere rağmen değişmeyenlerin, değiştirilmesi de kaçınılmaz olabiliyor.
Değişimin kalıcılığını sağlayabilmek için
organizasyona destek vermek ve liderlik
göstermek gerekiyor. En önemli desteklerden birisi liderlerin, değişim yöündeki
söylemerini, eylemleriyle desteklemeleridir. Değişim için dış destekten faydalanıl-
ması, hem daha geniş deneyimin kuruma
kazandırılması, hem de kıt kaynakların
kaldıraçlanması açısından fayda sağlıyor.
Ayrıca, dış desteğin, kurum içi politik yaklaşımların dışında kalması nedeniyle bağımsız bir yaklaşım sergilemesi değişimi
kolaylaştırıyor.
Değişimi kalıcı kılabilmek için kuruma
yeni yetkinlikler kazandırmak üzere eğitime de önem vermek ve kaynak ayırmak
gerekiyor. Çalışanların, işin bütünü hakkında bilgilendirilmeleri, problem çözme
teknikleri konusunda geliştirilmeleri ve
insan ilişkileri ile takım çalışması konularında gelişmeleri için verilecek eğitimler
tüm değişim projeleri için geçerlidir. Ayrıca, değişime neden olan konu (örneğin,
bilgi sistemleri) hakkında da teknik eğitimlerin verilmesi faydalı oluyor.
Değişimin kalıcı olmasını engelleyen en
önemli unsurlardan biri de, kurumdaki
bilgi ve performans yönetimi sistemlerinin yeni düzene uygun olarak yapılandırılmamasıdır. Eski değerleri yansıtan ve o
değerleri korumak üzere kurulmuş olan
teşvik sistemleri değiştirilmeden çalışanların yeniliklerle motivasyonunu sağlamak güçleşir. Aynı şekilde, yeni sistemin
gerektirdiği bilgi düzeni kurulmazsa bilgiye dayalı karar verme süreci çalışmaz. Öncelikle bilgi ve insan kaynakları yönetim
sistemlerini değiştirerek değişimi desteklemelerini sağlamak değişimin kurumsallaşmasını sağlamanın en önemli adımlarından birisidir.
Değişimi sağlayan liderler öncelikle özdeğerlendirme yapabilen; sürekli iyileşmeyi
hedefleyen; insana değer veren; sürekli öğrenmeyi, şeffaflığı, iletişimi ve paylaşmayı
bir hayat felsefesi olarak kabul eden ve bu
anlayışı davranışlarına yansıtarak örnek
olabilen kişilerdir.
GOSBSAD
Kurumların değişim yetkinliklerini sürekli
kılabilmek için her seviyedeki değişim liderlerine fırsat vermeleri ve onları desteklemeleri gerekiyor.
İnsanın gelişmesinin temeli olan değişim,
yaşamın ta kendisidir. Değişimi yaşamına
entegre edemeyen kurumlar, yaşamlarını
tehlikeye attıklarını bilmeliler.l
54
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
MÜŞTERİ
MEMNUNİYETİ
Mobil DTE 10 Excel Serisi Hidrolik
Yağlar İçin Yeni Enerji Verimliliği Logosu
M
GOSBSAD
obil Endüstriyel Yağları’nın
arkasındaki ExxonMobil pazarlama ve teknoloji ekipleri,
müşterilerin yağların enerji
verimliliği verileri konusunda giderek daha bilinçli
olması ve daha fazla talepte bulunmasını
göz önünde bulundurarak pazara öncülük
edecek bir adım atmış ve ölçülebilir enerji verimliliği faydaları sergileyen Mobil
marka ürünleri açıkça belirtme kararı­na
varmıştır.
56
Yeni bir enerji verimliliği sembolünün
belirlenmesi, müşterilerin ve ekipman
üreticilerin enerji verimliliğini arttırma
ve enerji maliyetlerini azaltma çabala­rını
desteklemek amacıyla, belirli kullanım
yerlerinde ExxonMobil’in stan­dart hidro-
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
lik yağlarına karşı bu Mobil Endüstriyel
Yağlarını tespit etmelerine ve seçmelerine
yardımcı olacaktır.
Enerji verimliliği, ExxonMobil’in standart
hidrolik sıvılarına kıyasla yalnızca sıvı
performansı ile ilgili­dir. Standart hidrolik
uygulamalarda test edildiğinde, kullanılan teknoloji, hidrolik pompa verimliliğinin Mobil DTE 20 serisine kıyasla %6’ya
kadar arttırılmasını sağlamıştır. Bu ürünle
ilgili enerji verimliliği iddiası, tüm uygulanabilir endüstri standartları ve protokoller
doğrultusunda gerçekleştiri­len sıvı kullanım testlerinin sonuçlarına dayanmaktadır. ExxonMobil’in Global En­düstriyel
Yağlar Pazarlama Müdürü Ian Davidson
bu konuda ‘‘Global piyasa gide­rek daha
rekabetçi hale gel­diği için, her bir piyasa
referansı da bulunan Mobil DTE 10 Excel
yağlarında yer alacaktır.
Bizim amacımız, müşterilerin bu çalış­
malarını desteklemek; verimliliklerini arttırmalarına ve maliyetlerini düşür­melerine
yardımcı olmaktır.
Mobil DTE 10 Excel serisi yalnızca hidrolik yağ performansının mevcut standartlarını aşmakla kalmaz; aynı zamanda
ExxonMobil’in geleneksel hidrolik yağlarına kıyasla enerji tasarrufu elde edilmesine
yardımcı olarak daha yüksek verimlilikle,
daha iyi makine performansı elde edilmesini sağlar.
Başlıca Avrupa ülkelerinde bu yeni sembolün kullanılmaya başlanması, kullanıcıların enerji tasarrufu sağlayan endüstriyel
yağlar ve gres teknolojisi satın alıp kullandıklarını kolayca anla­yabilecekleri ve
bu konuda kendilerin­den emin olmalarını
sağlayacak gözle görülür bir beyanattır”
açıklamasını yapmıştır.
Bu yeni logo, yeni bir hidrolik yağ kategorisi olan ve çok yüksek perfor­mans faydaları sağlamanın yanı sıra, enerji verimliliği
Bu heyecan verici yeni gelişme hakkında
daha fazla bilgi almak isterseniz, lütfen
www.mobilindustrial.com sayfasını ziyaret edin, [email protected]
adresine e-posta gönderin veya 0 216 468
9696 numaralı telefonu arayın.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I EKİM-KASIM-ARALIK 2008
GOSBSAD
sektöründeki müşteriler rekabetçiliklerini
arttırmak için canla başla çalışmaktadır.
57
VİZYON
KÜRESEL EKONOMİ
Uluslararası Para Fonu (IMF)
Başkanı Dominique StraussKahn, 2009 yılının Türk ekonomisi için zorlu bir yıl olduğunu, ancak 2010 yılında
hızlı bir iyileşme beklediklerini söyledi.
İMF Başkanı Strauss Kahn:
"Küresel sorunlara karşı
küresel işbirliği gerekiyor"
S
trauss-Kahn, Türkiye’nin de bütün gelişmekte olan ülkeler gibi
küresel krizden etkilendiğine
dikkat çekiyor.
GOSBSAD
Türkiye’nin mali krizden uğradığı etkinin dolaylı yoldan olduğuna işaret eden Strauss-Kahn, mali ve ekonomik
krizin küresel yavaşlamaya yol açtığını ve
bu yavaşlamanın da dünyadaki diğer tüm
ekonomilerde olduğu gibi Türkiye’ye de
etkisinin görüldüğünü ifade etti.
58
Strauss-Kahn, “2009 yılı, Türk ekonomisi
için zor bir yıl ama 2010’da hızlı bir iyileşme öngörüyoruz. Küresel ekonomide iyileşme sağlandığında, buna paralel olarak
Türkiye’de de hızla iyileşme görülecek”
dedi.
G-20’nin bir üyesi olarak Türkiye’nin, dünyadaki en büyük ekonomilerden biri olduğunu söyleyen Strauss-Kahn, “Türkiye’nin
gelişmekte olan bir ekonomi olduğu aşikar
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ama hızlı bir biçimde gelişmiş ve güçlü bir
ekonomi olacak. Tabii ki bunun için atılması gereken adımlar var ve ben hükümetin bu konuda ne yapılması gerektiğini bildiğini düşünüyorum. Türk ekonomisinin
geleceğine güvenim tam” diye konuştu.
IMF’nin, ihtiyaç duyan ülkelere yardım
eden bir kuruluş olduğuna dikkati çeken
Strauss-Kahn, şu anda Türk ekonomisinin
yardıma ihtiyacı olduğu yönünde bir işaretin bulunmadığını da dile getirdi. StraussKahn, “Ancak tabii ki Türk hükümetinin
hizmetinde olmayı sürdüreceğiz ve diğer
tüm IMF üyesi ülkelerle olduğu gibi Türk
hükümetiyle de görüşmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
“Tünelin ucu göründü ama
hala tüneldeyiz”
IMF Başkanı Strauss-Kahn, küresel krizle
ilgili yaptığı değerlendirmede de, küresel
Strauss-Kahn, mali krizi arkalarında bıraktıklarını ancak, ekonomik kriz için aynı
şeyi söyleyemeyeceğini belirterek, “Büyük
ihtimalle bazı ülkeler için hala kötü aylar,
kötü rakamlar ve büyüme oranları göreceğiz. İyileşme 2010;un ilk yarısından önce,
belki de ilk yarı sonuna kadar elde edilemeyecek. Tünelin ucunu görüyoruz ama
hala tüneldeyiz” dedi.
İşsizlik sorununun da hızlı şekilde çözülemeyeceğini dile getiren Strauss-Kahn,
büyümenin yeniden başlamasıyla bunun
etkisinin görülmesi arasında zaman farkı
bulunduğunu, bu zaman farkının, ülkenin
durumuna göre 8 ila 10 aya ya da 1 yıla
kadar çıkabileceğini ifade ederek, “Yani
bazı ülkelerde büyüme yeniden sağlansa
da, işsizliğin düştüğünü görmek için 8-10
ay daha beklemek zorundayız” diye konuştu.
Strauss-Kahn, “çıkış stratejisi” hazırlamaya ihtiyaç duyulduğunu, ancak bu stratejiyi yürürlüğe koymak için henüz erken
olduğunu, bunun için ekonomik krizin
kesin olarak arkada bırakıldığından emin
olmayı beklemek gerektiğini kaydetti.
İstanbul’daki toplantının krizle başa çıkmada yapılanlara ilişkin bir durum değerlendirmesi için olanak yaratacağını ifade
eden Strauss-Kahn, bir yıl önce birçok kişinin tahmininin aksine büyük bunalımın
yaşanmamış olmasında, ülkelerin mali ve
finansal alanlarda sorumluluklarını yerine
getirmesi ve IMF’nin tavsiyelerini dinlemesinin etkili olduğunu belirtti.
Strauss-Kahn, ileride ne tür krizlerle karşı
karşıya kalınabileceğini öngörebilmek için
“erken uyarı egzersizi” üzerinde çalıştıklarını da kaydederek, gelecekte olası bir
krizden kaçınabilmek için koordinasyon
içinde olma ve bu yönde bir mekanizma
geliştirmenin gerekliliğini dile getirdi.
“Kriz karşısında ödenmesi gereken bir
bedel olduğunu”, hiçbir ülkenin bir bedel
ödemeden krizden yakasını sıyıramayacağını ifade eden Strauss-Kahn, küresel bir
dünyada yaşadıklarına dikkati çekerek,
krizin yerel çözümlerle atlatılamayacağını,
küresel sorunlara karşı küresel çözümler
üretmek gerektiğini vurguladı.
Ülkelerin çok büyük bir çoğunluğunun,
dünyanın geri kalanında neler olduğuna
bakmayıp yerel çözümler üretme peşine
düşmemesi ve küresel koordinasyon içinde olmasından duyduğu memnuniyeti
dile getiren Strauss-Kahn, “Herkes artık
sorunlarını sadece sınırlarını kapatarak ve
sorunu kendi içine hapsederek değil, küresel ekonominin bir parçası olarak çözebileceğini anladı” dedi.
Bir başka soru üzerine Strauss-Kahn, krizin dar gelirli ülkelerde çok daha yıkıcı
etkilerde bulunabildiğine işaret ederek, bu
açıdan krizle mücadelede atılması gereken
adımlara ilişkin gelişmiş ülkelerin sorumluluklarının bulunduğunu belirtti.l
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
iyileşmenin 2010’un ilk yarısında görülmesinin beklendiğini, her yerde aynı anda
bunun sağlanamayacağını, bazı ülkelerde
iyileşmenin daha da erken olabileceğini
kaydetti.
59
ÜYELERİMİZDEN
HABERLER
GOSBSAD
Deneyimli Belçikalı
fotoğrafçılar Bruno
Vandermeulen
ve Danny Veys
tarafından çekilen
fotoğraflar, 23 Eylül 8 Ekim 2009 tarihleri
arasında Aygaz’ın
İstanbul’daki Genel
Müdürlük Binası’nda
açılacak sergiyle
tarih ve sanatseverle
buluşuyor. Aygaz
ayrıca, Türkiye’nin
en önemli arkeolojik
kentlerinden biri olan
Sagalassos’u çok farklı
açıdan yansıtan bu
fotoğrafları özenli bir
çalışmayla“Sagalassos
Fotoğraf Kitabı”nda
topluyor. Sagalassos
Fotoğraf Kitabı, antik
kentle ilgili olarak
Türkiye’deki ilk yayın
olacak.
60
Kayıp şehir ışıkla
yeniden buluşurken
şekilde gösteren olağanüstü bir sunumdur” diyor.
A
ntik kentin yeniden ayağa
kaldırılmış anıtlarına ve dokunulmamış bölgelerine odaklanan Vandermeulen ve Veys,
Sagalassos’taki arkeolojik kazıların dinamiğini çektikleri karelere yansıtıyor. Burdur’un Ağlasun ilçesindeki
Sagalassos Antik Kenti’ni ve kazı alanını
geniş bir kitleye göstermeyi amaçlayan
sergi ve kitapta, çok sayıda önemli buluntunun yanı sıra devam eden çalışmalara
ait siyah-beyaz fotoğraflar yer alıyor.
Sagolassos antik kentinin Vandermeulen
ve Veys tarafından fotoğraflanmasından
büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Sagalassos Projesi Kazı Heyeti Başkanı
Prof. Marc Waelkens, “Bu kitap ve sergi,
Sagalassos antik kentini ve kazı alanını geniş bir halk kesimine farklı ve şaşırtıcı bir
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Antik kenti ilk kez arkeolog değil bir sanatçı gözüyle fotoğraflayan Bruno Vandermeulen ve Danny Veys, çalışmalarında küçük detaylar üzerine yoğunlaşmak yerine
kazı alanını daha geniş bir perspektifle ele
almaya çalıştıklarını söylüyor. Vandermeulen ve Veys, Sagalossos’u bir bütün olarak gösterdikleri fotoğraflarında, kentin
aktif bir kazı alanı olduğu hissini sanatseverlere yaşatmaya çalışıyor. “Çalışmalarımızda iyi bilenen turistik görünüşler
yerine Sagalassos’un ruhunu ve burada
çalışan kazı ekibinin heyecanını aktarmaya çalıştık” diyen Vandermeulen ve Veys
bu fotoğraflarla Sagalassos Projesi’ne duyulan ilginin artmasına yardımcı olmayı
da umuyor.
Aygaz, her yıl dünya çapında ses getiren
arkeolojik bulgulara ulaşılan Sagalassos
antik kentinin ve kentteki en önemli buluntu olan Antoninler Çeşmesi’nin restorasyonunun tek Türk sponsoru.l
ÜYELERİMİZDEN
K
ent
Güvenlik
Yönetim
Sistemi’nin tanıtımı amacıyla
Swissotel’de düzenlenen toplantıda konuşan Siemens IT
Çözümleri ve Hizmetleri Direktörü Ali Rıza Ersoy, değişen ihtiyaçlar
doğrultusunda sürekli geliştirdiği projenin yüzde 70’inde yerli, yüzde 30’unda da
global bilgi birikimi kullanıldığını belirterek, “Bir önceki proje Bulgaristan’da sonlandırıldı. En büyük referanslarımızdan
bir tanesi de Dubai. İzmir’deki projemizin
de iyi bir referans olacağına inanıyoruz”
dedi. Bilimsel araştırmaların, gözle izleme yapan bir insanın zamana göre dikkat
toplama değerlerinin hızla düştüğünü ve
efektif bir önlem için gerekli yetkinliğin ortadan kalktığını gösterdiğine dikkat çekti.
Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri
Kamu Sektörü CEO’su Gisela Fuchs da,
Siemens’in geliştirdiği modern entegre
acil durum yönetimi ve çözümler sayesinde şehirlerin daha güvenli olduğunu
belirterek, “Olağanüstü güvenlik olayları
konusunda gerçekçi ve esnek çözümler
Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri, 20 yıldır üzerinde çalıştığı ve bugüne kadar 20'den fazla ülkede
gerçekleştirdiği Kent Güvenlik Yönetim Sistemi'nin
Türkiye'deki ilk örneğini İzmir'de kuruyor. Anahtar
teslimi yapılacak olan ve yaklaşık 22 milyon TL'ye
malolacak sistemin ilk fazı Şubat 2010'da, ikincisi ise
Ağustos 2010'da tamamlanacak. Üçüncü fazın ise ayrı
bir proje olarak gerçekleştirilmesi planlanıyor.
HABERLER
Büyük kentlerde güvenlik
sorununa Siemens'ten
'akıllı' çözüm
üreterek; beklenmedik acil durumlara hızlı ve koordineli reaksiyon verilmesini sağlıyoruz” diye konuştu.
Karayolları 2. Bölge Müdür Yardımcısı
ve Proje Yürütme Kurulu Başkanı Reşat
Obuz ise ülkenin kaynaklarını verimli
kullanmak adına komuta kontrol ve yönetim sisteminin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Bu amaçla İzmir’de bilişim
teknolojilerine dayalı akıllı kent yönetim
sistemini kurmayı tercih ettik. Bu projeyle
amacımız İzmir’i dünyanın en güvenli ve
yaşanılabilir kentlerinden biri haline getirmektir” diye konuştu. l
Pompa sektöründe eğitime yatırım
aldığını belirten Grundfos Müşteri Hizmetleri Müdürü Derya Çuha, ‘’Grundfos Akademi ile pompa sektöründe bir
ilki daha geçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Grundfos Akademi,
Grundfos’un sosyal sorumluluk projelerinden birisidir. Grundfos Akademi’de
temel hedefimiz, çalışanlarımızı, iş ortaklarımızı ve müşterilerimizi sürekli
olarak eğitip, sektörün bilinçlenmesine
katkıda bulunmaktır. Grundfos Akademi
Ekim ayında müşterilerimize de açılacak.
Grundfos Akademi’den haberdar olan
müşterilerimiz şimdiden ön rezervasyon
yaptırmaya başladı.’’ dedi. l
Grundfos, pompa
sektöründe bir ilki
gerçekleştirerek,
Grundfos Akademi’yi
hizmete açtı.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
G
rundfos Akademi’de, Grundfos çalışanlarının, iş ortaklarının ve müşterilerinin ihtiyaçlarına yönelik planlanan
eğitimler 22 konu başlığı
altında toplanmış bulunuyor. Grundfos Danimarka’da bulunan Poul Due
Jensen Akademi’nin içerik, program ve
ekipman desteği ile kurulan Grundfos
Akademi’de, her sınıf 20 kişilik olup,
tüm eğitimler interaktif bir şekilde yapılıyor ve teorik eğitimler uygulamalı eğitimlerle destekleniyor. Teknik eğitimlere
ilaveten, “Kişisel Gelişim” eğitimlerinin
de Grundfos Akademi programında yer
61
ÜYELERİMİZDEN
HABERLER
Lineadecor, zengin
ürün gamına eklediği
yeni modellerle
dikkat çekmeyi ve
dünya trendlerini
mutfaklara taşımayı
sürdürüyor...
Lineadecor’dan mutfaklara enerji
katan iki yeni tasarım
M
utfak sektörünün lider markası Lineadecor, göz alıcı iki
yeni tasarımı Luce ve Lago
modelleriyle mutfaklarında
kalite ve estetik arayanların
tercihi olmaya devam ediyor. Kusursuz
tasarım anlayışını, kullanım kolaylığı sağlayan ayrıntılarla buluşturan Lineadecor,
renk zenginliğiyle de dikkat çekiyor.
Luce, Renkli Yansımalarla Tüm Eve İlham
Veriyor
Lineadecor, camın saydam görüntüsünü canlı renklerle birleştirip, yeni modeli
Luce ile çarpıcı bir görünüm yaratıyor.
Aluminyum ve camın parlaklığını birleştiren Luce modeliyle mutfaklara günün her
saati farklı bir görünüm ve doğal bir enerji
yansıyor. Işıltılı renkleriyle Luce, mutfağı
evin en göz alıcı mekanına dönüştürüyor.
Her türlü fonksiyonun şık detaylarla çözüldüğü ve tüm ihtiyaçların karşılandığı tasarımda, paslanmaz çelik ve renkli
camın uyumu ön plana çıkıyor. Luce’nin
siyah, bordo, kırmızı, koyu gri, turuncu,
kahve, fildişi, yeşil, krem ve beyaz gibi çok
sayıda renk alternatifi bulunuyor.
Lago Parlak Görünümüyle Sadeliği Zerafete Dönüştürüyor
Lineadecor Lago modelinde, lakenin parlak renklerinden, ahşabın doğal sıcaklığına uzanan farklı seçenekler sunuyor. Tasarımı ve görüntüsüyle mekana kişilik katan
Lago modeli, zengin renk seçeneğiyle evin
tüm havasını değiştiriyor. Beyaz, krem,
kırmızı, portakal, sarı, fıstık yeşili, lacivert,
tortora, gri, siyah, kahve ve bej gibi renk
seçeneklerinin yanında , teak ve ceviz desenlerinin parlak görünümüyle, farklı tasarımlara ilham veriyor.
GOSBSAD
Tercihini sade ama dikkat çeken bir şıklıktan yana kullananların kolay kolay karşı
koyamayacağı Lago, farklı malzemelerin
uyumuyla güçlenen mükemmel bir dengeye sahip.
Lineadecor, tüm showroom’larında sunulan uzman mimari destek ile seçmiş olduğunuz modeli, zevkinize ve yaşam stilinize uygun kompozisyonlarla mutfağınıza
taşımanın ayrıcalığını sunuyor.l
62
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ARS GRUP İNŞAAT
ARS GRUP HAFRİYAT NAKLİYAT İNŞAAT
TURİZM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
Toprağa yön vermek
bizim işimiz...
ÜYELERİMİZDEN
HABERLER
Linde Gaz, TÜBİTAK
tarafından 0309 Ağustos
tarihleri arasında
İzmir’de yapılan
Güneş Arabaları
ve Hidromobil
yarışlarında Uludağ,
İTÜ ve Yeditepe
Üniversitelerine
sponsor oldu.
Linde Gaz, Uludağ, İTÜ ve Yeditepe
Üniversitelerine sponsor oldu
T
ÜBİTAK Hidromobil Hidrojen Arabaları Yarışına katılan
araçlar da ilginç görünümleriyle izleyenlerin sempatisini
ve ilgisini topladı. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Makine Mühendisleri Odası İzmir Öğrenci Komisyonu
Takımı’nın POSEIDON adlı aracı birinciliği, Ankara Üniversitesi Hidromobil
Takımı’nın HİDROKET adlı aracı ikinciliği, Erciyes Üniversitesi’nin KATREMOBİL
adlı aracı ise üçüncülüğü kazandı.
TÜBİTAK Formula G Güneş Arabaları
Yarışı’nda hıza bağlı performanslar ölçüldü. Yarışta, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin
SOCRAT adlı aracı birinciliği, Anadolu
Üniversitesi Güneş Arabası Takımı’nın
Thunderbird adlı aracı ikinciliği, Linde
Gaz’ın da sponsor olduğu Uludağ Üniversitesi Makine Topluluğu Timsah Ekibi’nin
UMAKİT adlı aracı da üçüncülüğü kazandı.
Estetik ve teknik tasarımın da değerlendirildiği yarışlarda En İyi Tasarım Ödülü’nü
Güneş Arabalarında özgün tasarımıyla
Mustafa Kemal Üniversitesi Mekatronik
Klubü, Hidrojen Arabalarında ise özgün
tasarımı ve teknik yeterliliğinden dolayı
Ankara Üniversitesi Hidromobil Takımı
kazandı.
Yarışlarda Kurul Özel Ödülü’nü ise centilmenlik ve yardımseverlikleriyle, Balıkesir
Üniversitesi’ne yardımlarından dolayı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Turhal Meslek
Yüksekokulu ve Sabancı Üniversitesi’ne
motorlarını vererek işbirliği örneği sergileyen Erciyes Üniversitesi paylaştı.
TÜBİTAK Başkan Yardımcıları Prof. Dr.
Ömer Cebeci ve Prof. Dr. Ömer Anlağan’ın
yanı sıra İzmir Vali Yardımcısı Sait Topoğlu ve Bornova Kaymakamı Hakkı Uzun’un
ve çok sayıda İzmirli yarışseverin katıldığı
ödül töreni renkli görüntülere sahne oldu.
Ülkemizi geleceğe taşımada öncülük eden
bütün takımların dostluk ve dayanışması
görülmeye değerdi.
GOSBSAD
Yarışlar, Türkiye’de güneş enerjisi ve hidrojen yakıt pili konusunda halkı bilinçlendirmek ve alternatif enerji kaynaklarının kullanımına yönelik teknolojilerin Türkiye’de
üretilmesinde gençlerin aktif rol oynamasını teşvik etmek amacını taşıyor.l
64
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ÜYELERİMİZDEN
HABERLER
Türkiye bilişim sektöründe faaliyet
gösteren firmaların 2008 yılı net satış gelirleri bazında yapılan Bilişim
500 Araştırması’nın sonuçlarına göre
Bimeks, yüzde 26 bin’lik rekor bir büyümeye imza atarak Son 10 Yılda En
Fazla Büyüyen Bilişim Şirketi oldu.
Bilişim 500'de rekortmen
Bimeks oldu
1989 yılında kurulan Bimeks, 1990’da
Türkiye’nin ilk bilgisayar mağazasını
açtı. Bimeks mağazalarında bugün satılan
farklı ürün sayısı 5 binden fazladır. Sadece bilgisayar ürünleri değil “dijital teknoloji” şemsiyesi altına giren tüm ürünler
hizmete sunulmaktadır.
T
GOSBSAD
ürkiye Bilişim Sektörü’nün referans niteliğindeki tek araştırması İnterpro Bilişim 500’ün
sonuçları, 29 Haziran 2009 Pazartesi akşamı İstanbul Teknik
Üniversitesi’nde yapılan törenle açıklandı. Bu yıl onuncusu gerçekleştirilen ve
Türkiye’nin en büyük 500 bilişim firmasını
belirleyen araştırmanın bu yılki sonuçlarına göre; Bimeks, yüzde 26 bin 548’lik büyüme ile Son 10 Yılda En Fazla Büyüyen
Bilişim Şirketi oldu.
66
Kuruluşların 2008 yılına ait resmi belgelerine dayalı beyanları ile net satış gelirleri
esas alınarak yapılan ve şirketlerin ciro
performanslarının yanı sıra dünya, Avrupa ve Türkiye ölçeklerinde bilişim pazarına ilişkin veri ve eğilimlerini de yansıtan
TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
BİLİŞİM 500 araştırmasına göre ilk 500
Bilişim Şirketi sıralamasında 23. sıraya
yükselen Bimeks, Perakende Gelirlerine
Göre İlk 15 Şirket arasında 2., Görüntü ve
Ses Sitemleri Gelirlerine Göre İlk 10 Şirket
arasında 2., Kişisel Bilgisayar (Taşınabilir)
Dağıtıcı, Toptancı, Bayi Gelirlerine Göre
İlk 16 Şirket arasında 4. oldu.
Bilişim sektöründen üst düzey yöneticilerin yoğun katılım gösterdiği törene TC
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve BTK
Başkanı Tayfun Acarer de katıldı. İnterpromedya tarafından bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen Bilişim 500 Araştırması’nda
ilk 10’da yer alan ve yazılım, donanım,
hizmet ile özel bölüm başlıkları altındaki
toplam 53 alt kategorinin birincileri gerçekleştirilen törenle ödüllerini aldılar. Türk
Telekom birinciliğini korumaya devam
ederken Turkcell ikinci, Vodafone üçüncü
ve Avea da dördüncü sıradaki yerini korudu. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye
bilişim pazarının 2007’ye oranla yüzde 9
oranında büyüdüğü ve toplam pazar büyüklüğünün 28 milyar doların üzerine çıktığı görüldü.l
HABERLER
F
ranke’den su ve buz pınarlı
yeni buzdolabı FSBS 6001 N ID
XS, ileri teknolojik özelliklerle
donatılmış derin dondurucu ve
soğutucu özellikleriyle mutfaklarınızda hayatınızı kolaylaştırıyor.
ÜYELERİMİZDEN
Franke’den insana ve çevreye
duyarlı Buzdolabı
A sınıf enerji tasarrufu özelliğine sahip
buzdolabı, şık tasarımı, geniş iç hacmi ve
sesli kapı açık uyarısı gibi özellikleri ile de
dikkat çekiyor.
Çevre dostu buzdolabı, soğutucu ve derin
dondurucu olarak iki farklı bölüme sahip.
İki kapılı buzdolabının derin dondurucu
bölümünün kapasitesi 175, soğutucu iç
hacmi ise 343 litre olmak üzere toplam 518
litre. 895 mm genişlik, 1790 mm yükseklik
ve 730 mm derinliğe sahip buzdolabının,
özel koku giderme sistemi sayesinde, buzdolabı ilk günkü temizliğini koruyor.
Derin dondurucu bölümü, 24 saatte 10 kg
dondurma kapasitesine sahip bulunuyor.
Ayrıca buzdolabı, yiyecekleri elektrik kesintisi durumunda 5 saat koruyor.
Franke’nin geniş buzdolabının yiyecek
türlerine göre farklı nem ayarı bulunan
“fresh holder” sistemli raflarında saklanan yiyecekler, ilk günkü tazeliğini, protein, mineral ve vitamin değerini sıradan
buzdolaplarından 3 misli daha uzun süre
koruyor. Sebze, balık ve et için ayrı ısı
ayarlarını içeren magic cool özelliğine sahip sebze rafı, off konumundayken diğer
bölmeler ile aynı sıcaklık değerini alıyor.
Buzdolabının kapağını açmadan, su, buz
ve kırılmış buz özelliği sağlayan su pınarı
için, su filtresi ve filtre bağlantı aparatları da buzdolabının içinden çıkıyor. Yüksekliği ayarlanabilir şeffaf raflar, güçlü
aydınlatma, no frost özelliği, elektronik
kontrol paneli ve sesli “açık kapı” uyarısı
Franke’nin 90 cmlik buzdolabının mutfaklarda hayatı kolaylaştıran diğer özellikleri
arasında yer alıyor.l
Franke Türkiye
organizasyonu 5
Nisan 1999 tarihinde
Kartal, İstanbul'daki
tesislerinde
faaliyetlerine
başlamıştır. %100
yabancı sermayeli
olarak kurulan Franke
Türkiye organizasyonu
merkez faaliyetlerine
Kartal'da başlamış
olup, 2004 itibari
ile Gebze deki yeni
tesisinde devam
etmektedir.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2009
GOSBSAD
İki ayrı bölümünde bağımsız olarak soğutma kontrolünün yapılabildiği buzdolabının, digital ekran ve kontrol panelinden
derin dondurucu ve soğutucuya ait soğukluk ayarı yapılabiliyor. Aynı zamanda bu
ekran çocuk kilidiyle evdeki miniklerin
ayarı bozmasını da engelliyor.
67

Benzer belgeler

GOSBSAD - bilgikurumsal.org

GOSBSAD - bilgikurumsal.org Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Dergi Gebze Organize Sanayi Bölg...

Detaylı

gosbsad

gosbsad Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Dergi Gebze Organize Sanayi Bölg...

Detaylı

Daha Güçlü Bir GOSBSAD için Üyelik Geliştirme Sanayi Bakanı

Daha Güçlü Bir GOSBSAD için Üyelik Geliştirme Sanayi Bakanı Devamlı yeni ufuklara doğru açılıyoruz, yeni arayışlar içindeyiz. Söyleneni tekrar

Detaylı

Y - GOSB

Y - GOSB İdare Merkezi: Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği GOSB Yönetim Merkezi ve Sosyal Tesisleri Şahabettin Bilgisu Cad. No: 613 PK: 0072 Gebze 41480 Kocaeli Tel: 0 262 677 11 77 Faks: 0 ...

Detaylı

GOSB - bilgikurumsal.org

GOSB - bilgikurumsal.org gelişme gösteren Güzeller Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Adem Ceylan, bölgesini ve kısa sürede başardıklarını anlatıyor. Teknoparkta yer alan Cmosvision, çok özel bir alanda f...

Detaylı

16 GOSB`lu Olmak

16 GOSB`lu Olmak Lüksemburg Ticaret Odası Genel Direktörü Pierre Gramegna, Gebze Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Yücel Güngör tarafından gerçekleştirildi. Kocaeli ABİGEM ve Kocaeli Sanayi Odası Yönet...

Detaylı

gosbsad

gosbsad Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Dergi Gebze Organize Sanayi Bölg...

Detaylı

osb`leri kim yönetmeli?

osb`leri kim yönetmeli? Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Dergi Gebze Organize Sanayi Bölg...

Detaylı