PDF Versiyonu - Kahve Molası

Transkript

PDF Versiyonu - Kahve Molası
Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 346
17 Eylül 2003 - Fincanýn Ýçindekiler
■
■
ISSN: 1303-8923
■
■
Arkadaþlarýnýza önermek
ister misiniz?
■
KISAYOLLAR
■
■
SON BASKI
kahvemolasi.com
Arþivimiz
Yazarlarýmýz
Manilerimiz
Forum Alaný
Ýletiþim Platformu
Sohbet Odasý
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
Kütüphane
Kahverengi Sayfalar
Medya
Ýletiþim
Reklam
Gizlilik Ýlkeleri
Kim Bu Editor?
Büyüklere Masallar ... Mehmet Emin Arý
YÝNE MÝ GÜZELÝM, YÝNE MÝ ÇÝÇEK ... Ebru Kargýn
KEDÝ ... Zeynep Banur
Café d'Istanbul...Mustafa Serdar Korucu
KAHVE KREMALARI...Zeynep Özbatur
Milenyumun Mandalý...Sait Haþmetoðlu
Dost Meclisi, Tadýmlýk Þiirler, Biraz Gülümseyin,
Ýþe Yarar Kýsayollar, Damak Tadýnýza Uygun Kahveler
Editör'den : Ýyiki doðdun Emmo!..
Merhabalar,
Bugün gene Necefli Maþrapayý sarýp kaldýrdýðým yerden çýkarma vakti. Teknik bir zorunluluk
nedeniyle sizleri erken terketmek zorunda kalýyorum. Ancak gitmeden evvel bugünün anlam
ve önemini sizlerle paylaþmak istiyorum.
Bugün 17 Eylül. Bugün Sevgili Mehmet Emin Arý'nýn doðum günü. Kendisini tanýmaktan
büyük mutluluk duyduðum, Kahve Molasý'nýn temel direklerinden sevgili Emmo'ya hepinizin
adýna mutlu, saðlýklý, baþarýlarla bezeli upuzun bir ömür diliyorum. Ýyiki doðmuþsun Emmo...
Kahve Molasý olarak ona en uygun hediyenin, yarattýklarýný taçlandýrmak olduðuna karar
verdik ve Kütüphanemizde kendisine baþköþede bir yer ayýrdýk. Yolu tarife gerek yok, týklayýn
yeter!...
Bir sonraki sayýda buluþuncaya kadar bulunduðunuz yerden bir adým öne çýkýn. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yorum Oku / Yaz
KAPI KOMÞULARIMIZ
Yukarý
KAHVE KREMALARI
MONTREAL'ÝN ARDINDAN...
27. Montreal Film Festivali'nde, 'Ýlk Filmler Yarýþmasý'nda jüri davetini geçtiðimiz nisan ayýnda
almýþtým. A kategori bir festivalde jüriye davet edilmek benim için çok onur vericiydi ancak
birazda ürkmüþtüm. Çünkü bu gerçekten sorumluluðu yüksek bir iþti. Ardýndan geçtiðimiz
Mayýs ayýnda Cannes Film Festivali'nde, beni jüriye bizzat davet eden Montreal Film
Festivali'nin Baþkaný Serge Losique ile karþýlaþtýðýmda, benim görev yapacaðým jürinin
baþkanýnýn Samira Makhmalbaf olduðunu söylemiþti. Heyecanýmýn dahada arttýðýný ve
bundan büyük bir keyif aldýðýmý belirtmeliyim. Üstelik ayný gece Cannes'da Samira'nýn. son
filmi 'At five in the afternoon'un galasýna davetiyem vardý. Cannes Film Festivali'nde ihtiþamlý
galalarýn yapýldý Festival Sarayýnýn kýrmýzý merdivenlerinde Samira'yý gördüðümde çok
dikkatle izlediðimi belirtmeliyim. Son derece güleryüzlü, küçücük bir kadýn... Gazetecilere
nazikçe poz veriyor, salona girdiðinde O'nu ayakta alkýþlayan seyircilere yine sýcak bir
selamlama yapýyordu. Ardýnda salon karardý ve filmi izledik... Çýkýþta Samira'yý göremedim...
28.Aðustos.2003 Perþembe, Montreal'deyim... Ýstanbul'dan yapýlan uzun yolculuk sonrasý,
yoðun jetlag hissetmesemde, biraz uykulu odama gelen mesajý dinliyorum. Saat 9.00'da,
kahvaltýda jüri toplantýsý olduðu bildiriliyor. Gerçi katalogda beraber çalýþacaðým kiþilerin
fotoðraflarýný görüp özgeçmiþlerini okudum ama içlerinden bir tek Samira'yý tanýyabileceðimi
düþünüyorum. Bu arada kendi fotografýmý(sanýyorum geçen yýllardan kalan eski bir fotograf)
ben bile kendimi tanýyamadým, dolayýsýyla onlarýn beni bulmasý imkansýz... Kahvaltýdayým, ne
o fotograflardaki diðer iki kiþi, ne de Samira var... Hafif bir panikten sonra kendimi Festival
bürosunda buluyorum, orada jüride birlikte çalýþacaðým Richard Brody ile buluþuyoruz.
Ardýndan rehberimiz Martine ile Valilikteki partiye gidiyoruz. Martine herkesin orada
buluþacaðýný söylüyor. Parti baþlýyor 5 dakika sonra Festivalin yöneticisi Sevgili Daniela
Cauchard ve Samira ile birlikte bana doðru geliyorlar. Daniela bizi tanýþtýrýyor, iþte o anda
doðudan gelen iki kadýn ilk göz kontaðý ile sarýlýp öpüþüyoruz. Ardýndan Richard bize
katýlýyor.Samira son derece olumlu, sýcak ve içten... Parti sonrasý hemen ilk toplantýmýzý
yapýyoruz. Ancak herkes hafiften bir panik yaþýyor, çünkü 8 günümüz ve 38 filmimiz var. Bu
arada jürinin en önemli temel taþlarýndan biri olan Tom McSorley ile de tanýþýyoruz. Herkes
tanýþalý henüz 2 saat oldu ama espri ve kahkahalar baþladý.
Samira Jüri baþkanýmýz ancak aramýýzdaki en gencimiz, üstelik O, her an yanýnda
gazetecilerle ve sorularla yaþamaya alýþmýþ. Öncelikle rehberimize bu yoðun programýn
arasýna ropörtaj almak istemediðini yine en nazik þekilde bildiriyor. Filmleri hep birarada
izleme kararý alýyoruz.
Ardýndan 8 filmle dolu gün yaþýyoruz. Elbette bu birlikte yapýlan etkinlik ve doðudan gelen iki
kadýnýnda dostluðunun haliyle çok yol almasýna neden oluyor. Ýki doðulu kadýn olarak,
gülmeyi, sýcakkanlýlýðý, pozitifliði her ne olursa olsun elden býrakmamanýn coðrafi bir özellik
olduðunu düþünüyoruz. Oysa bizim ülkelerimizde kadýnlar çilelidir, çok gözyaþý dökerler,
fedakarlýk hep onlardan beklenir... Sabýrlýdýrlar, sahicidirler, kahramandýrlar. Bu sosyoekonomik durum yada kültürel durumun duruþuna göre þekil deðiþtirebilir ancak herkesin
bildiði üzere deðiþmez bir gerçektir. Ancak bizim ülkeleerinn kadýnlarý güçlüdür, saðlamdýr,
üretkendir... O kadar çok ortak nokta bulduk ve o kadar çok gözlerimizin dolduðunu ta
derinlerde hissettik ki, bu duyguyu ancak ve sadece 'Kahve Molasý' dostlarý ile paylaþabilirim.
Zira bunun sadeliðin inceliðini ancak siz sevgili dostlar anlayabilirsiniz. Ýþte biz sokakta
yürürken, film izlerken, yemek yerken bunlarý farkettik, konuþtuk, konuþtukça kendimizi iyi
hissettik. Bu ülkelerin coðrafyalarýnýn zenginliðini ve bizi nasýl zenginleþtirdiðini bir kez daha
farkettik.
Ancak, çok hoþ çok özel 2 dost daha vardý bu ekipte, onlarda bence Amerika kýtasýnýn en özel
iki adamýydýlar. Richard ve Tom... Bu tanýþmanýn tesadüf olmadýðýný düþünüyorum. Onlar'ýn
mesleki kariyerlerini burada hakkýný vererek anlatabileceðimi zannetmiyorum, ayný Samira'nýn
sinema dünyasýndaki yerini anlatmamýn yetersiz olacaðý gibi. Ancak iki doðulu kadýn ve iki
batýlý adam, tek bir insanmýþcasýna paylaþmayý, ortak alan yaratmayý, ayný þeye gülüp,
duygulanabilmeyi, ayný menüden 4 farklý yemek söyleyip ayný yemeði yermiþçesine tat almayý
becerebildik. 'En iyi Filmi'de bulduk, 'En Ýyi Ruhu'da yakaladýk.
Evrende, aslýnda bir puzzle'ýn parçalarý kadar, tüm insanlarýn biribirinin bir parçasý olduðunu
anlamak hiçte zor deðilmiþ... Hayatý, zorluklarý nasýl algýladýðýmýzla ilgili...
Ýþte bende bu deneyimden geriye sadece 'paylaþým' hatýrlýyorum.
15.Eylül.2003, Ýstanbul'dayým... Geride sadece hoþ anýlar var ama oldukça uzakta artýk...
Deðerli kýlanda bu zaten... Dünyanýn bir ucunda buluþan bu 4 kiþi belki bir daha hiç birbirlerini
görmeyecek. Elbette, herkes üretken olduðu için yollar, Berlin'de, Cannes'da bir yerlerde
kesiþecek ama... Sýcak bir merhaba, ya da kutlama ötesine gitmeyecek, iþin hoþluðu da bu
zaten...
Sinema, sana teþekkkür ederim... Bütün yaþanan sahici zorluklar ve güzellikler için, yaþattýðýn
illüzyonlar için. Biz pelikülde illüzyonlar yaratmaya çalýþýrken , gerçek yaþamda bize nispet
yaparcasýna illüzyonlarýn nasýl olacaðýný gösterdiðin için...
Zeynep Özbatur
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Aklýmda Gezintiler : Mehmet Emin Arý
Büyüklere Masallar
Çalýþkan eþek
Kutsal Mermor daðýnýn zirvesinde bulunan altý köþeli bilgelik taþýný bulmak için yola çýkan
aylak þair günlerden bir gün yolda yürürken bir çalýþkan eþekle karþýlaþmýþ.
Eþek epey uzunca bir kütüðün ucuna baðlanmýþ. Kütük de kütükmüþ ha! Uzun ve saðlam
aðaçtan yapýlmýþ. Kütüðün diðer ucunda kocaman yuvarlak bir taþ varmýþ. Eþek hiç
bitmeyecek gibi görünen büyük bir dairenin etrafýnda yürürken, büyük yuvarlak taþ da yeni
biçilmiþ buðday tanelerinin üstünde yorgun argýn hareket ediyordu.
"Ýlkel bir deðirmen" dedi aylak þair kendi kendine. Ama eþeðin duyamayacaðý kadar yavaþ bir
sesle söyledi bunu.
"Merhaba eþek" dedi aylak þair.
Eþek durdu ve þüpheli gözlerle aylak þaire baktý. Neden sonra;
"Merhaba! Ama beni meþgul etmeyi aklýndan bile geçirme, yapýlacak çok iþim ve gidilecek
çok yolum var." dedi.
"Bunu görüyorum. Ter içinde kalmýþsýn"
"Sen ne iþ yaparsýn?" diye sordu çalýþkan eþek homurdanarak.
"Þairim. Ben kutsal Mermor daðýnýn tepesinde bulunan altý köþeli bilgelik taþýný bulmak için
yola çýktým" dedi þair.
"Bütün þairler aylaktýr" dedi eþek.
"Ah! Evet sanýrým öyleyiz"
Bu keþfinden memnun olan çalýþkan eþek sevinçle anýrdý. Açýkçasý bu ses çok kaba ve kulak
týrmalayýcýydý.
"Kutsal Mermor daðý yok, doðal olarak altý köþeli bilgelik taþý da yok" dedi tekrar anýrarak.
"Peki ne var?" dedi þair.
"Böyle hayaller yerine daha gerçekçi þeylerin peþinde koþmalýsýn"
"Ne gibi?" diye sordu þair.
"Benim gibi gerçekçi amaçlarýn olmalý. Ben de bir yere gidiyorum."
"Ah! Buna sevindim" dedi aylak þair. "Peki siz nereye gidiyorsunuz?"
"Ýçinde bitiremeyeceðim kadar bol saman olan eþek cennetine. Yolum çok uzun. On yýl
boyunca yürürsem amacýma eriþeceðim"
"Anlýyorum" dedi þair anlayýþlý bir sesle.
"Anladýðýna sevindim. Þimdi beni meþgul etme ve yoluma devam edeyim" dedi eþek.
"Tabi, tabi! Sizi meþgul ettiðim için özür dilerim. Kolay gelsin." dedi aylak þair.
Þair kan ter içinde çok büyük bir dairenin etrafýnda dönüp durmakta olan eþeðe baktý.
Aklýndan bir ara eþeðe aslýnda çok büyük bir dairenin etrafýnda hareket ettiðini ve düz bir
yolda olmadýðýný söylemek geldi. Eþeðin kafasýnýn iki yanýndaki at gözlükleri bunu görmesine
engel oluyordu. Aylak þair bunu görüyordu ama eþek bunu göremiyordu.
"Yok, yok" dedi kendi kendine. Feylesofun dediði gibi "her gerçek her kulaða göre deðildir".
Hele böyle büyük bir kulaða göre hiç deðil."
Elleri cebinde yavaþça yürüyen aylak þair, neþeli bir ýrmak görünce ayaklarýný suya daldýrdý ve
keyifle gökyüzüne baktý.
Altý köþeli bilgelik taþý bekleyebilirdi. Acele etmeye hiç gerek yoktu ve gülümsedi.
Kan ter içinde görmediði büyük ve aðýr taþý çeviren eþek "ah! Bu aylak þairler. Ne bir iþe
yararlar ne de bir yere varýrlar" diyordu.
Aynaya bakan güzel kadýn.
Kutsal Mermor daðýndaki altý köþeli bilgelik taþýný bulmak için yola çýkan aylak þair, uçsuz
bucaksýz yeþillikler arasýnda yürürken uzaktan parlayan bir þey gördü. Merak etti bu parlayan
þeyi ve o yana seyretti.
Bu büyük bir aynaydý ve güneþi yansýtýyordu. Aynanýn hemen önünde ufak bir sandalyeye
oturmuþ bir kadýn vardý.
Kadýn sürekli aynaya bakýyordu. Aylak þair epey bir meraklandý. Kimdi bu kadýn? Neden
sürekli aynaya bakýyordu?
"Merhaba" dedi aylak þair.
Aynaya bakan kadýn gönülsüzce baþýný çevirip aylak þaire þöyle bir baktý.
Merhaba bile demeden "Kimsin sen?" dedi.
"Ben þairim. Kutsal Mermor daðýnýn zirvesindeki altý köþeli bilgelik taþýný bulmaya gidiyorum"
dedi.
Kadýn çok güzeldi. Güzel gözleriyle þairi þöyle bir süzdü ve tekrar aynaya döndü. Elleriyle
saçlarýný düzeltirken "ben de bu ülkenin en güzel kadýnýyým" dedi. Sonra bir saç fýrçasý alýp
saçýný usulca taradý.
"Evet, çok güzelsiniz" dedi þair.
"Güzelim ben, çok güzelim" diye onayladý aynaya bakan kadýn.
Kaþlarýný parmaðýyla özenle düzeltti ve sonra tekrar aynada kendine baktý.
Bir süre aylak þair aynaya bakan güzel kadýna, kadýn da aynaya baktý.
Þairin varlýðýndan huzursuz olan güzel kadýn, "Ayaklarýmýn altýna serebileceðin bir servetin
var mý? þair" dedi ve dudaðýna ufak bir rötuþ yaptý.
"Maalesef yok" dedi aylak þair. "Size sadece þiir verebilirim"
"Þiir mi? Ben ne yapayým þiiri"
"Gününüzü güzelleþtirir ve anlam katar" dedi aylak þair.
"Ýstemem! Ben yeterince güzelim"
"Peki" dedi þair umutsuzca.
Aynaya bakan güzel kadýnýn yanýndan gitmeye hazýrlanan þair toparlandý, tam yürürken kadýn
"Dur" dedi.
Þair durdu.
"Þu bahsettiðin taþ, beni daha güzel yapar mý? Onunla dünyanýn en güzel kadýný olabilir
miyim?"
"Hayýr. Bilgelik taþý insaný sadece bilge yapar" dedi þair.
"Peki o taþý satsan bana deðerli mücevherler alabilir misin?"
"Hayýr. Bilgelik taþý satýlamaz. Satmaya kalksanýz da kimse almaz"
"Aman peki" dedi aynaya bakan kadýn hoþnutsuzlukla. Ve önündeki kremden bir parça alýp
yüzüne sürdü.
Þair bir süre daha kadýna baktý ve sessizce uzaklaþtý. Zaten kadýn aynaya o kadar dalmýþtý ki
þairin gittiðini fark etmedi bile.
Þair epey bir yürüdükten sonra gökyüzüne baktý. Oldukça çirkin bir karga uzakta parlayan
aynaya doðru delicesine kanat çýrpýyordu.
"Herhalde çok susamýþ olmalý ve aynayý da su birikintisi sandý" dedi þair kendi kendine.
Elini cebine koyup karganýn telaþlý uçuþunu seyretmeye koyuldu. Kutsal Mermor daðýndaki
altý köþeli bilgelik taþý nasýl olsa beklerdi.
Hýzla dalýþa geçen þaþkýn, çirkin ve susuz karga olanca hýzýyla aynaya çarptý.
Ayna þangýrtttt diye kýrýldý. Þaþkýn karga yerde debelenirken korkunç bir kadýn çýðlýðý tüm
ovaya yayýldý. Uzaktaki kýrlangýçlar, serçeler ve yaban atlarý korkuyla kaçýþtýlar.
Elleri cebinde sakince duran þair
"Kendini görmesi için aynanýn kýrýlmasý gerekiyormuþ"
diye mýrýldandý.
Aðlayan bir kadýnýn sesi git gide geride kalýrken aylak þair kutsal Mermor daðýndaki bilgelik
taþýna doðru neþeyle yürümeye devam ediyordu.
Leylalý masallar
Ay kanadý
Dudak kanadý
El kanadý
Ve sonra
Yaram kapandý.
Bir öpüþün adýný koydum seninle
Ve sonra güneþ açtý.
Mehmet Emin Arý
http://www.eminari.com
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Günden Kalanlar : Ebru Kargýn
YÝNE MÝ GÜZELÝM, YÝNE MÝ ÇÝÇEK...
Hüznüme düþtün be adam. Hüzün oldun bana, hüzünsün taptaze, acýsýn...
Bir kuru yaprak gibiyim, hazanýn yarý açýk kapýsýnda sürünen, savrulan.
Ben de ki bir kuru daldý, senin aradýðýn, bu olacaðýný ummadýðýn. Benim istediðimse sende ki
çikolata kokusu. Senin bile bilmediðin, çikolata tadý... Yetmedim... Yetemezdim... Yanlýþtýk
sen bana, ben sana ve ben geberdim.
Hüznüme düþtün, hüzün oldun bana, hüzünsün...
Bile bile toslamak buna denir iþte... Bile bileydi. Birliyordum ta en baþýndan. Dumanlýydý,
deliydim, baþkaydým. Benim bile tanýmadýðým bir bendim kendime... Kendime kaldým iþte...
Duman oldu üstüme, aklýma, düþüncelerimin med cezirlerinde. Hayat ummak mýydý, ummak
ve umduðunu bulmak mýydý ? Hadi oradan be, deðildi tabi, sadece bir an öyle saydým ve yine
geç kaldým aymakta. Kendime yolcuyum þimdi, uzun bir yolda, pus içinde...
Hüzünsün sen hüzün, ta kendisi. Bana mirassýn kendinden...
Islandý satýrlar, iþte buraya da sýzdýn. Konuþamýyorum bari býrak ta yazayým bir nefes adýna.
Býrakmadýn deðil mi hüzün, býrakmadýn ? Dilsiz ettin, yetmedi kelimelerimi aldýn benden.
Geberik, yolcu ve dilsizim þimdi. Olmadý mý gene, kesmedi mi seni ? Yetmez mi ?..
Hüzünsün iþte hüzün, hem de en koyusundan, kapkara hüzünsün bana...
Boðulursun sen girme bu odaya. Deli bir duman bu, paklamaz seni... Þiddet mi bu ? Sen öyle
san, senin tanýdýðýn þiddet, benim kini örtmez... Sende ki de beni sevmez. Sezen dedi ya
hani, yine mi güzeliz, yine mi çiçek... Ýþte yine güzeliz, çiçeðiz, böcek...
Geberik, kendime yolcu, dilsizim. Duman içinde pusum, düþüme ait bahçemde, güzel ve çiçek
olmuþum...
Hüzünsün hep, nakýþ gibi ince ince iþlediðin içime...
Hayatsýn iþte, içinde bulunduðum küçük an, yüzüme yüzüme soluyan. Bu kadar küçük anda
bu uzun soluk ta niye ? Öyle buyurdu zaman, öyle istedi küçük an... Ýyi halt mý etti ?..
Þimdi ben neyim biliyor musun ; dilsizliðime deli bir çýðlýðým, duyamadýðým...
Geberiðim... Yolcuyum... Dilsiz deli bir çýðlýðým... Güzelim ve çiçeðim... Duman içinde pusum
kendi düþüme ait bahçemde, kanaviçe hüzünsün bana.
Hüzünsün sen !...
Gülüyorum tabi... Gülerim... Sana deðil, sadece bana gülüyorum. Gözlerim yarý açýk, az
görmek istiyorum. Dilsizim, kelimeler yok, cümleler yok, yazý yok. Düþümün bahçesinde uzun
soluklarý alýyorum yüzüme yüzüme. Gülüyorum, gülüyorum, gülüyorum...
En çok þimdi gülüyorum...
Hüzün adam...
Yalnýzlýk mý dedin ? Hayýr, çok kalabalýk burasý... Herkes bu odada... Kanaviçe hüzün,
yolculuk, dilsizlik... Duman içinde yine güzelim, yine çiçeðim, pus ve düþüme ait bahçemde...
Ýsterdim biraz yalnýz kalmayý ama, olmuyor iþte. Herkes gelmiþ bu gece...
Acý mý ? Acý dediðin nedir ki, kabuk baðlamýþ yarayý kanýrtmaktan baþka. Kabuk düþer ve
kanar, ayný yara, ayný yarde ve yine kabuk olur.
Göz yaþý mý ? Az önce bitti, taze bitti senin anlayacaðýn dille. Ýlk satýrlar hala biraz ýslak ama,
o kadar iþte. Sana ait deðil hiçbiri, senin için hiç deðil... Bana ait hepsi, kendim için ama,
senden miras...
Yolcu mu ? Yolcuyum kendime, kendi içimde... Nereye gittiðimi bilmediðim, nereye
varacaðýmý bildiðim yolumda, yolcuyum...
Dilsizim, sessiz çýðlýklarýma... Paslanmýþ saat kadranlarýnýn eskimiþ zamaný içinde, çýðlýðým.
Tik tak.. Tik tak... Tik tak...
Uçurum gibi, düþmek gibi, ölmek gibi...
Sus artýk sus !..
Hüznüme düþtün, hüznüm oldun be adam...
Sus artýk sus !..
Yine mi güzelim, yine mi çiçek...
Yine güzelim, yine çiçek...
Sus artýk sus !.. Sus...
Sus.................................................
Ebru Kargýn
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Misafir Kahveci : Zeynep Banur
KEDÝ
Zaman olsun: Karanlýk ve ýssýz bir günün sonu.
Yer olsun: Karanlýk ve ýssýz bir sokaðýn baþý.
Kim: Sen, bir de ben.
Iþýk.
Karanlýðýn sessizliðinde, etrafta sadece anlamsýz týkýrtýlar duyulurken, gördün mü?! Bir þey
hareket ediyor! Tuhaf... Ya da tuhaf deðil mi sence? Ýþte, yaklaþýyor. Yo hayýr, þimdi de diðer
tarafa gidiyor. Ne olabilir ki bu! Bur'dan bir þey anlaþýlmýyor! Bir dakika bekle beni sessiz
sessiz. Ben o tarafa doðru gidip ne olduðunu anlamaya çalýþacaðým. Meraktan çýldýrýrým
yoksa sabaha kadar ne olduðunu düþünmekten. Bir dakika bekle dedim sana! Fark etmiyor
musun? Ayakkabýlarýn çok fazla ses yapýyor. Kaçmasýna sebep olacaksýn! Þþþ... Aman
tanrým, gerçekten mi? Bu muydu yani? Hey, buna inanamayacaksýn. Bu kedi. Bu bi'
kediymiþ!! Bak, bak þuna. Sanýrým kaçma hevesinden de vazgeçti. Hatta o da bizi seyrediyor.
Tanrým, kediymiþ! Tipi nasýl da tuhaf, di mi? O bir kediymiþ!
*
21 Aralýk. Nasýl da bir 21 Aralýk. Buna benzer hatýrladýðým baþka bir 21 Aralýk yok diðer 23
tanesi arasýnda. Yani 23 tane 21 Aralýk'tan bir tanesi bile mi benzemez buna? Þimdi içinizden
diyorsunuz, "23 tane 21 Aralýk'ýn hepsini nasýl hatýrlýyor olabilirsin?" Hatýrlýyorum, gerçekten.
Yani hatýrlamaz olur muyum, eðer herhangi bir tanesi buna benzeseydi. Hadi 21 Aralýk
hatýrlamýyorum bunun gibi, peki 6 Ocak için ne diyeceksiniz? 6 Ocak da mý hatýrlanmaz?
Kazara tüm 21 Aralýk'larý unuttuðumu varsaysak bile, 6 Ocak'larý da mý unutmuþumdur sizce?
Tabi ki hayýr! Hayýr diyorum! Buna benzer herhangi bir 6 Ocak olsaydý çýkarýr mýydým
aklýmdan hayatýmýn sonuna kadar bir daha? Ama inanýn, siz de çýkarmazdýnýz.
Çýkaramazdýnýz ki... Bu insanýn hayatýnda çok sýk karþýlaþabileceði bir durum deðil. Belki her
insan bu kadar þanslý bile deðil. Ben miyim? Kimse deðil de, ben miyim þanslý? Hmm, bunu
söylememi hoþ karþýlamayacaksýnýz, ama evet. Evet, gerçekten de benim þanslý. Þanslýyým
ben. Ve üzgünüm bunu söylerken saklamaya çalýþtýðým tebessümüm için. Ama biliyorum ki
benim yerimde siz olsanýz, siz de çok vicdan azabý çekmezdiniz gülümseyiþleriniz yüzünden.
"Bu 21 Aralýk'lar ve 6 Ocak'lar insaný iþte böyle hissettiriyor" der ve devam ederdiniz
þansýnýzdan doðduðuna inandýðýnýz küstahlýðýnýza. Hem... hem ne zararý olabilir ki bir süre
için küstah olsam? Ya da küstah demesek de, sadece mutlu olsam? Kimin için sakýncasý
olabilir? Hey, sizin için olur muydu? Ama, aslýnda, olsa bile bir sakýncasý, elimden bir þey
geleceðini sanmýyorum. Daha þimdi dedim ya, kendime engel olamýyorum. Sanýrým bu
tarihler karýþtýrdý kafamý ya da bu tarihler içinde yaþadýðým günler ya da bu günlerin içinde
yaþadýðým anlar ya da bu anlarý paylaþtýðým kiþi. Kafamý karýþtýrmak mý?!! Ama o kadar
berrak ki her þey. Ýçim, dýþým, düþündüklerim, hissettiklerim. O kadar berrak ki... O kadar
berrak ki bakýþlarý, o kadar berrak ki sesindeki tatlýlýk. Ve o kadar berrak ki gözlerinin ýþýltýsý,
dokunuþunun sýcaklýðý. Ama, ben, ben ne diyordum? Diyordum iþte: Kafam karýþýk deðil bir
parça bile!
Tamam, tamam anlýyorum tuhaf bakýþlarýnýzýn sebebini. Nedir bütün bu deli saçmasý
diyorsunuz içinizden. Bir þey anlaþýlmýyormuþ gibi sanki söylediklerimden. Ne yani?
Gerçekten de mi anlaþýlmýyor? Þimdi siz bana gerçekten neler olup bittiðini anlamadýðýnýzý mý
söylemeye çalýþýyorsunuz? Yoksa tek derdiniz benim aðzýmdan duymak mý? Bu bile daha
mantýklý olurdu, inanýn bana. Yani, nasýl görmezsiniz ki? Her þey o kadar bariz ki. Deðil mi?
Peki peki. Anlatýyorum iþte. Yine de inandýðýmý düþünmeyin anlayýþsýzlýðýnýzýn masumiyetine.
Anlatýyor olmamýn tek sebebi bunun gerçekten güzel bir þey olmasý. Ve ben bile sizin böyle
güzel bir þeyden haberdar olmamanýz riskini göze alamam. Bu aðýr sorumluluðun altýnda
kalamam. Hem... Hey sen, dikkat et ne dediðine. Sadece sizin için anlatýyorum. Kimseye
anlatamasam ve sadece benim içimde kalsa sorun olacaðýný mý düþünüyorsun benim için?
Asla! Asla! Hatta, inanýr mýsýn, keþke hep benim içimde kalsa. Bir yere gidemese. Keþke hep
sarýlabilsem boynuna da kýpýrdayamasa. Keþke sarýlsam, þimdi yanýmda olsa da... Ama bir
dakika. Yine aklýmýn daðýlmasýna sebep oluyorsunuz. Söyleyin. Anlatmamý istiyor musunuz,
istemiyor musunuz?
*
Her þey öyle "oldu bitti"ye geldi ki ben bile anlayamadým nasýl olduðunu. Durup düþündüðüm
zaman iyice saçmalaþýyor baþý, sonu, hangi sonu? Bir an birisi "bul onu" dedi ve ben buldum.
Bir an konuþmam gerektiðini anladým ve konuþtum. Sonra onunla karþýlaþmam gerekti ve
gördüm. Sonra duymam, dinlemem, dokunmam gerekti, aniden hareketsizleþtim. Aman
tanrým!! Neler oluyor/du? Bu akýþkan bir þey gibi. Tüm gözeneklerimden ve nefes alabildiðim
her noktadan içime akan, süzülen. Ýçimde de akan. Týpký kanýmýn içimde yolunu bulabilmesi
gibi kýpýrdayabilen, ama damarlarýmýn dýþýna da sýzan. Kanýmdan daha koyu... Akarken,
içimde kýpýrdarken gýdýklayýcý hareketini hissedebileceðim kadar koyu. Sanki þimdi içimden
çýksa, çýkarýlsa, kayýp gitmek zorunda kalsa, ruhumu da beraberinde alýp götürecekmiþ gibi.
Gerçekten, söylesenize, ruhum bu koyu sývýya yapýþmýþ olabilir mi? Artýk ruhumu onun
kývamýndan, karmaþasýndan ayýrmam imkânsýz olabilir mi? Nasýl peki? Gerçekten hiç yolu
yok mu? O zaman hep içimde kalmasý gerekecek, deðil mi? Peki onu hep içimde kalmaya
kim ikna edecek? Ýkna kabiliyeti bu kadar güçlü biri var mý aranýzda? Yoksa, der misiniz belki
çýkmaya, ayrýlmaya, içimden kopup kaymaya hiç niyeti olmayabilir mi? Bir dakika! Neler
söylüyorum ben? Sen ya da sen, anlayabildin mi hiçbir þey söylediklerimden? Hmm... Sence
gerçekten de öyle mi?
*
Dünyam. Hayýr, benimki. Yani sizin de yaþadýðýnýz gezegenden bahsetmiyorum. Bana özel
olan, benim dünyam. Ýçinde bissürü þey dönüyor. Kendisi döndüðü gibi, içindekiler de
uçuþuyor. Tabi ki sadece þu anda deðil, tabi ki ondan önce de dönüyordu. Kendi baþýna
dönüyordu. Ýçindekilerle beni or'dan oraya savurup dönüyordu. Peki þimdi? Tek baþýma
savrulmuyorum. Bu mu deðiþen?
*
Bir evim olabilse, bahçesinde tarçýn aðacý yaþatabileceðim.
*
Bu bir hikâye. Bir hikâye olsun:
Belirsiz bir zamanda, belirsiz bir yerde biri yaþar. Bana ait biri. Hakkýnda her þey bilinmesi
benim sorumluluðumda olan biri. Ve o yaþar belirsiz bir yerde, belirsiz bir zamanda.
Adý zaten yeterince taþýmasaydý benliðini içinde, onu "huzur" diye çaðýrýrdým ve biliyorum ki
cevap verirdi çaðrýma, huzurum olduðunu bilip. Ama zaten þimdi de bilmiyor mu huzurum
olduðunu, benim kelimeleri kullanmama gerek kalmadan? Zaten bilmiyor mu, ihtiyaç
duyduðumda ya da boðazýma düðümlendiðinde ya da sadece bedenimden fýþkýrdýðýnda
kendi adýný? Onur...
Ne yazýk. Ne yazýk ki her þeyiyle tanýmýyorum onu. Ne yazýk ki daha onunla ilgili
tamamlamam gereken bir yýðýn bilgi eksiðim var resmimi mükemmelleþtirmek için. Ne yazýk ki
tüm detaylarýný bilmiyorum hayatýnýn, dünyasýnýn, onun. Ama ne mutlu bana... Her an yeni bir
tanesini ekleyebilme þansým var. Sonunda "hey, ben onu tanýyorum" diyebilme þansým var.
"Evet, onu tanýyorum."
Evet, onu tanýyorum. Ýþte, resimdeki þu detay onun kulak kývrýmýnýn 1.8. cm'i. Ve iþte bu,
onun bir dakikadaki 36. kalp atýþý. Ve tam þu anda, bakýn, rüya görüyor olmalý. Þimdiyse
sanýrým acýktý ya da kafasýna bir þey takýldý. Sonunda "hey, ben onu tanýyorum" diyebilme
þansým var!
Zeynep Banur
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Café d'Istanbul par Mustafa Serdar Korucu
Merhaba,
Bugün sizlerle ilk olarak DMC'nin dünya müzik piyasasýna sunduðu oryantal ezgiler taþýyan
"Laila Orinet"i, ardýndan bir çizgi roman kahramaný olan yeþil devin Hollywood versiyonu "The
Hulk"ý ve son olarak da Ergin Yýldýzlýoðlu'nun kaleme aldýðý Amerika'nýn hegemon gücü ve
imparatorlaþmasý üzerine bir kitap olan "Hegemonyadan Ýmparatorluða"yý paylaþacaðým.
Keyifle dinlemenizi, izlemenizi ve okumanýzý dilerim.
LAILA ORIENT :
Akmerkez gibi Türkiye'nin Batý'ya açýlma özlemini
yansýtan ancak elit bir kitleyi içine almasý nedeniyle ilk
açýldýðý zamanlar kýyasýya eleþtirilen Laila, sadece bir
eðlence yeri olarak deðil bir yaþam þekli olarak
markalaþmayý baþarmýþ bir mekandýr. Laila, içerideki
atmosferi dýþarýda da yaþamak isteyenler için
hatýrladýðým kadarýyla önceleri de bir albüm çýkartmýþ
ancak bu albüm, batý soundu aðýrlýklý olarak James
Brown, Faithless, Chocolate Puma gibi isimlerle
Türkiye'den birkaç hitin remixini buluþturmaktan öteye gidememiþti. "Laila Orient" albümü ise
dünyada esen oryantal havadan nasibini alarak Ercan Saatçi prodüktörlüðünde sekiz ülkede
birden piyasaya çýktý. Mirkelam'ýn son albümünün çýkýþ parçasý olan "Unutulmaz"ýn Fransýzca
sözlerle ilk kez dinleyicisiyle buluþtuðu "Inoubliable"i, Arap dünyasýnýn sevilen ismi Elissa'nýn
"Ayshalak" albümünden "Baada"yý, Türk halkýnýn ilk olarak Peugeot reklamýyla tanýdýðý
Husan'ýn kendisiyle ayný ismi taþýyan þarkýsý "Husan"ý ve önceleri Levent Yüksel'den
dinlediðimiz Paca de Lucia bestesi olan "Tuana"nýn enstürmental verisyonu "Palenque"i
dinleyebileceðimiz bu albümde Musa Göçmen'den "Sufi" ile "The End" de haklý yerini alýyor.
"Laila Orient"in, dünyaca ünlü Buddha Bar, Nirvana ve Sofitel'den tek farký 17 þarkýdan 8'inin
bu albüm için yapýlmýþ olmasý.
HULK (THE HULK) :
Ýnsan doðasýndaki en güçlü duygulardan biridir öfke.
Herkesin çok sinirlendiði ve bazen hayvani duygularýný
istemsiz bir þekilde dýþarýya vurduðu dönemler ve olaylar
olmuþtur. Bu hayvani duygunun gücünden yararlanarak
oluþturulan konusuyla tarihi 1960'lara kadar uzanan süper
kahraman Hulk da Hollywood'un son dönemlerde Blade, XMan, Daredevil ve Örümcek Adam gibi çizgi romanlarýn
filmleþtirilme kervanýna katýlýyor.
Bruce Banner, bir laboratuarda çalýþan kendi halinde biridir.
Ancak bu genç adamýn hayatýnda bazý sýrlar gizlidir. Bruce
henüz küçük bir çocukken annesinin babasý tarafýndan
öldürülüþüne tanýk olmuþtur. Genetik mühendisi olan babasý
geliþtirdiði bazý formülleri küçük oðlunun üzerinde
denemekten çekinmemiþ ancak deneylerinin engellenmesi sonucu laboratuarýný havaya
uçurmuþtur. Hayatta yalnýz kalan küçük çocuk, bir aileye evlatlýk olarak verilmiþtir. Ancak o da
büyüyünce babasý gibi genetikle ilgilenen bir bilim adamý olur. Çalýþtýðý laboratuarda öfke
denetimi üzerine deneyler yapmaktadýr. Bir anlýk dikkatsizliði onu gama ýþýnlarýna maruz
býrakýr. Babasýnýn üzerinde yaptýðý deneylerin sonucunu uðradýðý gama ýþýnlarý sayesinde
görecektir. Artýk her sinirlendiðinde 5 metre boyunda önüne gelen herþeyi yýkabilecek güce
sahip yeþil bir deve, Hulk'a dönüþür.
1931 tarihli "Frankenstein" ile "Dr. Jeckyll ve Mr. Hyde"dan etkilenerek yaratýlmýþ olan Hulk,
Marvel Comics'in yýllar boyunca milyonlarca hayran kitlesi olan bir çizgi roman karakteri
olarak kaldý. Ancak Hollywood'un bu son furyasý sayesinde Hulk'ý da beyazperdede görme
þansý buluyoruz. Bruce Banner rolünde "Kara Þahin Düþtü"den tanýdýðýmýz Eric Bana'ya
babasý rolünde usta oyuncu Nick Nolte eþlik ediyor. "Kaplan ve Ejderha"dan yönetmenliðini
bildiðimiz Uzakdoðu kökenli Ang Lee'nin imzasýný taþýyan "Hulk", çarpýcý görsel efektleri ve
alýþkanlýk yaratan senaryosu ile dikkatleri üzerine çeken bir film.
HEGEMONYADAN ÝMPARATORLUÐA / ERGÝN
YILDIZOÐLU :
Günümüzde küreselleþme, hiç olmadýðý kadar hýzla yayýlmaya
baþladý. Ulaþým ve biliþim alanlarýnda büyük geliþmeler
katedilerek dünya bir köye dönüþmeye baþladý. Dünyadaki
deðerler de bu deðiþimden nasibini aldý. Bütün kültürler büyük
bir etkileþim dönemine girdiler. Sadece bu geliþmeler
yetmiyormuþ gibi dünyada sýnýrlar da tekrar çizilmeye, bazý
yerlerde ortadan kaldýrýlmaya çalýþýlýyor. Bu da bize geçen
yüzyýllardaki gibi bir kaos ortamýný getirmeye baþlýyor. Çünkü
bilindiði gibi 19. yüzyýldan itibaren yýkýlmaya baþlayan
imparatorluklardan I. Dünya Savaþý sonunda iz bile kalmamýþ
ancak sonralarý patlak veren II. Dünya Savaþý'nda Kýta
Avrupa'sýný Nazi iþgalinden kurtaran Amerika hegemonik bir
güce kavuþarak yeni bir imparatorluðun sinyallerini vermiþti.
Fakat dünya o yýllarda böylesine tek kutuplu deðildi. Amerika'nýn karþýsýnda SSCB gibi bir dev
bulunuyordu. 1990'lardan sonra bu sorun da çözüldükten sonra artýk imparatorluk dönemi
baþlayabildi. Günümüzde ekonomik gücünü kaybetmeye baþlayan Amerika, artýk þiddete
dayalý bir politika uygulamaya baþladý. 19. yüzyýldaki imparatorluklardan beri görülmeyen bir
þekilde iþgale ve sömürgeciliðe yöneldi. Amerika dünyanýn stratejik noktalarýnda askeri üsler
ve merkezler kurarak dünya hakimiyetini saðlamlaþtýrmaya çabalýyor. Bir yandan BM gibi
uluslarüstü bir iþleve sahip olan kurumlarý iþlevsizleþtirerek kendini onun yerine koymaya
çalýþýyor diðer yandan da AB gibi kendine gelecekte rakip olabilecek birliklere karþý bir tutum
takýnýyor. Bu sayede kendinin hakim olacaðý yeni bir dünya düzeni hazýrlýyor. Ergin
Yýldýzoðlu'nun kaleminden çýkmýþ olan "Hegemonya'dan Ýmparatorluða" ABD'nin
geniþlemesini ve kurmaya çalýþtýðý yeni dünya düzeni hakkýnda çok önemli bilgiler veren
kaçýrýlmamasý gereken bir eser.
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Milenyumun Mandalý : Sait Haþmetoðlu
Editör'den Önemli Not:Sevgili Sait Haþmetoðlu'nun e-romaný görsel öðelerle
süslendiðinden, devamýný ve önceki sayýlarýný aþaðýdaki adresten tek týklamayla
okuyabilirsiniz. Üþenmeyin... Týklayýn...
http://www.kahvemolasi.com/xfiles/mandal_163.asp
Devamý var
[email protected]
Yukarý
Dost Meclisi
Kahve Molasý'nýn sürekli ve sabit(!?) bir yazar kadrosu yoktur. Gazetemiz, siz sevgili kahvecilerden gelen
yazýlarla hayat bulmaktadýr.
Her kahveci ayný zamanda bir yazar adayýdýr. Bu bölüm sizlerden gelecek minik denemelere ayrýlmýþtýr.
Yolladýðýnýz her özgün yazý deðerlendirilecektir. Siz sevgili kahvecilere önemle duyurulur.
Kahve Molasý bugün 3.667 kahveciye doðru yola çýkmýþtýr.
Yukarý
Tadýmlýk Þiirler
AHÝ MAVÝSÝ
Tahta kapýlara çakýlmýþ
Ahi mavisi çiviler
Içeriyi dýþarýya baðlayan
Küçük sevinçler.
Ahi mavisi düþüyor geceye
Gece karanlýk deðil
Kapýlar kapalý sadece.
Elinde kýrmýzý bir ipek kuþak
Geceyi baðlýyorsun gündüze.
Yüzünde bir ýþýltý
Geleceðin sonsuz efendisi
Sonsuzluk anýn kardeþi
Ama sen zamanýn pembe kýzkardeþi.
Taþan sevinç
Doðuran yaðmur
Seven öpüþ.
Sen.
Beni bana baðlayan
Ahi mavisi yaþam
Mehmet Emin Arý
Yukarý
Biraz Gülümseyin
Yemin billah burasý Türkiye deðil!...
Yukarý
Ýþe Yarar Kýsayollar - Þef garson: Akýn Ceylan
http://www.ptt.gov.tr/tr/postakodu/index.html
Yoksa siz hala posta kodunu öðrenemiyenlerdenmisiniz. ...Ülkemizde uygulamaya konulan
posta kodu 5 rakamdan oluþmaktadýr. Akýlda kalmasýný saðlamak bakýmýndan ilk iki rakam, il
trafik kodunu, son üç rakam ise o il sýnýrlarý içindeki daðýtým grubu yada birimini
göstermektedir...
http://www.taners.8m.com/
Org çalanlar veya öðrenme aþamasýnda olanlar için amatör olsa bile profesyonel fikirler
içeren faydalý bir web sayfasý. Ayrýca müzik ve müzik aletleriyle ilgilenenler için de faydalý
bilgiler mevcut.
http://www.fatihcolor.com/oykuler/oykuhayal.htm
...Dilek bi gün okuldan çýkmýþ, durakta minibüs bekliyomuþ. Yalnýz korkunç da yaðmur
yaðýyomuþ bu arada. Kýzýn önüne bi araba yanaþmýþ. Ýyi giyimli, temiz yüzlü bi genç, "Yanlýþ
anlamayýn n'olur. Ben de yakýn zamana kadar öðrenciydim. Islanmayýn, gelin ben sizi uygun
bi yere kadar býrakayým" demiþ. Dilek kýz, baþta biraz tereddüt etmiþ ama...
http://www.showtvnet.com/diyalog/chatline.html
Bu da chat olayýnýn tivi boyutu diyebileceðiniz biþi. ...SHOW TV'yi kullanarak sohbet etmeyi
arzu ederseniz televizyonunuzun teletext ekraný üzerinden de bu isteðinizi
gerçekleþtirebilirsiniz. Bunun için öncelikle ShowTV kanalýnda iken uzaktan kumandanýzýn
teletext tuþuna basýn ve 101 nolu TÝVÝ CHAT sayfasýna gidin. Arkadaþ, Sevgi, Muhabbet ve
Taraftar konulu sohbet odalarýmýz Turkcell ve Hazýr Kart hatlý tüm cep telefonu kullanýcýlarýna
açýktýr...
[email protected]
Yukarý
Damak tadýnýza uygun kahveler
GGSearch v3.7 [1.0M] W98/2k/XP FREE
http://www.mywebattack.com/gnomeapp.php?id=104113
Oldukça yetkin bir arama eklentisi. Eski Goggle Search'ün bir devamý. Herkese önerilir.
Yukarý
http://kahvemolasi.com/sayilar/20030917.asp
ISSN: 1303-8923
17 Eylül 2003 - ©2002/03-kahvemolasi.com
istanbullife.com
Kahve Molasý MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiþtir.
Uygulama : Cem Özbatur - Her hakký saklýdýr. Yayýn Ýlkeleri

Benzer belgeler

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 365

Detaylı