Haziran-2015 - Petinfo Dergi

Transkript

Haziran-2015 - Petinfo Dergi
PET SAĞLIĞI DERGİSİ
HAZİRAN 2015 SAYI 76
Nestle ile
onlara
muhteşem
bir dünya
sunalım 22
Kedilerde iç parazit
mücadelesini doğru
mu yapıyoruz? 28
Pankreası
tüm ayrıntılarıyla
anlamak 42
Oyun
zamanı
İÇİNDEKİLER
8 > Dünyadan ve
türkiye’den son haberler
Veteriner hekimlik mesleğinin
ve pet dünyasının tüm güncel
haberlerinin en doğru adersi olan
Petinfo Dergi’de bu ay da ilgi çekici
bilgiler paylaşıyoruz.
18 > Sizin yaşam tarzınız nedir?
Sahiplerin-ve bununla beraber
petlerinin- yaşam tarzı hayvanları
bekleyen tehlikelerin göstergesidir.
Bu da hayvanların parazitlere karşı
profilaksisini sağlamak için bize
yardımcı olabilir.
22 > Haydi onlara muhteşem
bir dünya sunalım
Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir kedi
ve köpek beslenmesinde kalite ve
güvenin markası olan Nestlé Purina
PetCare, Antalya’da düzenlediği
lansman toplantısı ile muhteşem
dünyanın kapılarını araladı.
28 > Kedilerde iç parazit
mücadelesini doğru mu
yapıyoruz?
Parazitler kediler için her zaman
tehlike ve önem arz eder. Kedilerde
bulunan helmint parazitlerin
yaklaşık %80’i sindirim sisteminde
ve bunların da çoğunluğu ince
bağırsaklarda yaşar.
34 > Köpek tiroid hastalıkları
ile ilgili her klinisyenin bilmesi
gereken noktalar
Düzensiz hormon seviyeleri
hayvanların yaşamını bir çok
anlamda etkileyeceğinden; erken
dönemde test yaparak ve düzenli
hormon kontrolleri sağlayarak
hayvanın yaşamının iyi bir şekilde
sürdürmesi sağlanabilir. Idexx
Laboratuvarları’nın geniş test
portföyü sayesinde hızlıca güvenilir
sonuçlar elde edilebilir.
64 > Avrupa Veteriner
Fakültelerinin Geleceği
İstanbul’da değerlendirildi
EAEVE GA 21-22 Mayıs tarihleri
arasında İstanbul Üniversitesi
Veteriner Fakültesi ev sahipliğinde
gerçekleştirildi. Organizasyonda
yer alan uluslararası katılımcıların,
Türkiye hakkındaki fikirleri toplantı
ve geziler sonunda çok değişti.
42 > Pankreasın tüm ayrıntıları
Prof. Dr. Nilufer Aytug ve
Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Cihan,
pankreasın akut ve kronik
inflamasyonları, teşhis
yöntemleri ve tedavide izlenecek
güncel yaklaşımları hakkında
bilmemiz gerekenleri anlattı.
66 > Klinik elektrokardiyografi
temellerini anlamak Çizgiler
ne anlama geliyor?
Dergimizin bu sayısında Ankara
Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim
Elemanı Dr. Çağatay Çolakoğlu
klinik elektrokardiyografi (EKG)
temelleri ve okunması ile ilgili bir
kinisyen veteriner hekimin bilmesi
gerekenleri paylaşıyor.
50 > Oyun zamanı
Ülkemizdeki pet veteriner kliniklerin
rolü bazen tartışma konusu olabilir.
Veteriner hekimler için bir hayvanın
sağlığı ön plana getirilmeli. Öyleyse
kliniğimizde çeşitli mamaların,
aksesuarların hele de oyuncakların
ne işi var diye soran çok sayıda
meslektaşımız mevcuttur.
76 > Gebelik yaşı ve doğum
zamanının belirlenmesi
Köpeklerde gebelik yaşı ve doğum
zamanının belirlenmesinde
kullanılan yeni metotlarla,
gebelik süreci, çiftleşme zamanı;
çeşitli dönemlerde gebelik
tanısı ve gebelik yaşı çalışmaları
incelenmiştir.
60 > Omega 3 - Omega 6 yağ
asitleri ve Spirulina türü
yosunların kedi ve köpek
beslenmesindeki faydaları
Tüm hayvanlar ve insanlar gibi
kedi ve köpekler de Omega
1’in metil grubu ile Omega
7 karbon atomu arasına çift
bağ oluşturamadıklarından,
Omega-3 ve Omega-6 grubu
içeren doymamış yağ asitlerini
sentezleyemezler.
PETİNFO 2015/05 04-05
EDİTÖR
Doğa ve insan bir
bütündür. Dünya
Çevre Gününüz
kutlu olsun.
Bir veteriner hekim, bazen her ilaçtan daha büyük şifa sağlayabilir
Tatil havası yaklaşınca veteriner
hekimler de tam hızla çalışmaya
devam ediyor. KHVHD tarafından
gerçekleştirilen seminer, Nestle Purina
Petcare’in Antalya’da yaptığı lansman
toplantısı, Bayer Türk Hayvan Sağlığı
katkılarıyla düzenlenen bilgi şöleni ve 28.
EAEVE GA gibi yakın zamanda yüzlerce
meslektaşımızın katılımı ile gerçekleşmiş
organizasyonlar bu yoğun çalışmaların
en güzel örnekleridir. Mesleğimizde
ilerlemek isteyen meslektaşlarımızı
sadece bu hareketli günlerle sınırlı
bırakmayan Dr.Bayer, bu mevsimlerde
önemi fazlasıyla artan ektoparazitler
hakkında bilgi dolu yazısını paylaştı.
MVM Medikal’ın Teknolojisi Köşesinde
tiroit hastalığı hakkında her klinisyenin
bilmesi gereken noktaları vurguladı,
petinfo
Haziran / Sayı: 76
Pet Sağlığı Dergisi
Ayda bir yayımlanır.
YAYIN TÜRÜ
SÜRELİ YEREL
SAHİBİ
Mat Medya Tanıtım
Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
MEHMET AKTOP
GENEL KOORDİNATÖR
BARIŞ KOLGU
[email protected]
Tropikal Pet ise Spirulina türü yosunların
faydası hakkında bilmediklerimizin
ayrıntılarını paylaştı. Ayrıca değerli
hocalarımızdan Araş. Gör. Ekrem Çağatay
Çolakoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Hande Gürler’e
de sayımıza verdikleri katkılarından
dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz. Her
zaman hayvanların sağlığını düşünen
hekimlere de “Oyun Zamanı” yazımızı
okumalarını tavsiye ediyoruz. Rahat
uygulayabileceğiniz bu basit tedavi
yöntemi ile hastalarınızı da kesinlikle
çok sevindireceksiniz. Bu güzel havada
kendinize de vakit ayırıp sağlıklı ve mutlu
yaz geçirmenizi diliyorum.
Veteriner Hekim
YAĞMUR AĞCAOĞLU
Geleceğimiz
emin ellerde!
İstanbul Üniversitesi
Veteriner Fakültesi ev
sahipliğinde EAEVE
(European Association
of Establishments for
Veterinary Education)
28. Genel Kurulu
gerçekleştirildi.
> syf 64
Bilimin ışığında kalmanız dileğiyle
Saygılarımla
Veteriner Hekim Gizem Kutun
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Vet. Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU
[email protected]
YAZI İŞLERİ SORUMLUSU
VET. HEKİM GİZEM KUTUN
[email protected]
KATKIDA BULUNANLAR
Prof. Dr. Murat şaroğlu
Dr. Gürbüz Ertürk
ENİKÖ KIRALY
ART DİREKTÖR
EBRU DERELİ
[email protected]
GRAFİK TASARIM
EMEL VURAL
[email protected]
DANIŞMA KURULU
PROF. DR. AHMET ERGÜN
PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ
PROF. DR. TAMER DODURKA
Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin
Dr. Banu Dokuzeylül
VET. HEKİM RAHŞAN EROL
BASKI
Gezegen Basım San. Ve Tic. Ltd. Şti.
100 YIL MAHallesi MASSİT
MATBAACILAR SİTESİ 2. CADDE GEZEGEN
BİNASI NO: 202/A BAĞCILAR/İST
Sertifika No: 12002
ADRES
YAYINCILAR SK. 10/4 34414
SEYRANTEPE - İSTANBUL
TEL: 0212 324 50 56 - 324 50 59
www.matmedya.com
ABONE
BANU SAYINÇ
[email protected]
Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.
Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır.
PETİNFO 2015/05 06-07
Yeni üniversitemiz
hayırlı olsun?
KKTC ve Kırgızistan dahil, Türkiye
Cumhuriyeti’ne ait üniversitelerde
mevcut olan 28 adet veteriner
fakültesine yeni bir tane daha eklendi.
“25/5/2015 tarihli ve 2015/7723
sayılı kararnamenin eki”’nde belirtilen
fakültenin listesinde Muğla Sıtkı Koçman
Üniversitesi Milas Veteriner Fakültesi
de yer almaktadır. Yeni üniversitelerin
açılması hakkında Kalkınma
Bakanı’nın açıklaması şu şekildedir
“Üniversitelerin farklı bir misyonu da
var, o da ülkemizin ve içinde bulunulan
yörenin kalkınmasına, gelişmesine,
refah düzeyinin artmasına, yaşam
standartlarının yükselmesine katkıda
bulunmak.” Aynı anda hayvan sahiplerinin
ve hayvan sever dernekler tarafından
internette açılan bir kampanyada Trabzon
Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde veteriner
fakültesinin açılması talep edilmiş.
Destekçilerin sayısı 500’e ulaşmış.
NOTLAR
Reçete kullanımı
İzmir Veteriner Hekimleri Odası’nın gündeme
getirdiği ve Merkez Konseyinin Bakanlığa
ilettiği, reçete kullanımındaki sıkıntıları içeren yazıya
Bakanlık görüş yazısı ile cevap verdi. Muayenehane
sahibi veteriner hekimlerin bu görüşler doğrultusunda
reçete düzenlemeleri, ileride karşılaşabilecekleri
cezai sorumluluklar açısından önemlidir. İzmir VHO
2014/03 numaralı Veteriner Hekim Reçete Talimatı
doğrultusunda gerçekleştirilmekte olan uygulamalar
ile ilgili kararlar konusunda değerlendirme yazısı için
TVHB sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Guinness World rekor sahibi vefat etti
Tiffany Two, Guinness World Rekor kitabına
kayıtlı olan en yaşlı kedi 22 Mayıs’ta hayatını
kaybetti. Tiffanny, 13 Mart 1988 tarihinde doğup
27 yıl, 2 ay ve 20 gün yaşadı. Dünyanın en uzun
yaşayan kedisi Cream Puff, 3 Ağustos 1967 tarihinde
doğdu ve 38 yıl 3 gün yaşadı. Yerinin doldurulması
için yeni adayların başvurması bekleniyor.
PETİNFO 2015/06 10-11
Özel konuklar
katılımcılara
eğlenceli
bir gösteri
sundular.
F
armina Pet Foods’un
geleneksel olarak her yıl
düzenlediği “N&D Cavalier
Festivali” bu yıl artan yoğun
ilgi ile yapıldı. Köpek ırkları içinde
en sevimli, bulunduğu ortama çok
çabuk uyum sağlayan, ev ortamında
rahatlıkla bakılabilen Cavalier
cinsi köpeklerin sahipleri Ataşehir
belediyesi ve N&D‘nin bu yıl 3. sünün
düzenlendiği festival ile 31 Mayıs
Pazar günü Ataşehir 9. Park’ta
buluştu. 149 Cavalier ve 395 üzeri
katılımcı ile festivalde birçok etkinlik
ve yarışma yapıldı. Bu yarışmaların
jürileri ise saymakla bitmiyor. Cavalier
ırkı üzerine uzmanlaşmış Veteriner
Hekim Ateş Barut, Cavalier sahipleri
ile karşılıklı bir söyleşi gerçekleştirdi.
Yetenek Sizsiniz şampiyonu ve
Sinema oyuncusu Max ve ünlü
eğitimci Ali Yeşilırmak, CNN Türk
Tv’de Can Dostu program sunucu
eğitmen Gamze Aral ile dostu Felix,
Dilek Uzunyoloğlu ve Meşhur Köpeği
Adya festival boyunca katılımcılarla
beraber oldular. Düzenlenecek defile
yarışmasında ise Sahipsiz hayvanların
Ataşehir’de
unutulmaz
bir şölen yaşandı
Ataşehir Belediyesi ve N&D mamalarının birlikte
gerçekleştirdiği en büyük Cavalier Festivali
31 Mayıs Pazar günü Ataşehir ‘de gerçekleşti.
kanatsız meleği Gonca Kaya, Cavalier
Türkiye’nin kurucusu Elvan Şahin
ile Yorkshire Türkiye’nin kurucusu
Şelmin Akdağ jüri olarak katıldılar.
Festivalde katılımcılara Adya, Max ve
Felix izleyicilere çok özel bir gösteri
sundular. N&D Evcil Hayvan Ürünleri
distribütörü Farmina Türkiye’nin
yetkilisi Sami Arkohen festivalle ilgili
olarak “Ülkemizde gelişen hayvan
sevgisinin hangi boyutlara ulaştığını
PETİNFO 2015/06 12-13
göstermek adına çok güzel bir festival
oldu” dedi. Cavalier sahiplerinin hoşça
vakit geçireceği, dostları ile birlikte
eğlenebileceği bir gün olduğunu
ve katılımın tahminin üzerinde
rakamlara ulaşmasının çok sevindirici
olduğunu ifade etti. Bu vesile ile
organizasyonumuza ev sahipliği
yapan Ataşehir Belediye Başkanı
Battal İlgezdi desteği olan herkese
teşekkürlerini sundu.
NOTLAR
Kärcher dünyayı temizliyor
Yaklaşık 3 bin köpek ve 200 kedinin yanı sıra birçok hayvanın sevgi ve
şefkatle bakımının yapıldığı Yedikule Hayvan Barınağı, Kärcher Türkiye’nin
profesyonel ekibi ve Kärcher ekipmanları ile derinlemesine temizlendi.
A
lfred Kärcher 1935 yılında
tarafından Almanya’da
kurulan temizlik devi
Kärcher, 190’ı aşkın
ülkede 40.000 satış noktası, 50.000
servis noktası ile tüm dünyada lider
konumunda bulunuyor. Profesyonel
ürünleri ile AVM’ler, hastaneler, iş
merkezleri, oteller, turistik tesisler ve
benzeri büyük ve geniş mekânların
temizliğinde en çok tercih edilen
marka konumunda. Temizlik ve hijyen
konusunda sürekli olarak yenilenen
teknolojisi ile gerçek bir çevre dostu.
Firma aynı zamanda dünyanın önde
gelen off-road yarışlarından biri olan
Dakar Rallisi’ne de temizlik sponsoru
olarak destek veriyor.
Kärcher, Türkiye’nin en büyük
hayvan barınağı olan Yedikule
Hayvan Barınağı’na destek oldu
Yüksek basınçlı yıkama
makineleri ve sert zemin temizleme
makineleriyle zor kirlerden arındı,
buharlı temizlik makinesi ile de
dezenfekte edildi. Böylece, ağırlıklı
olarak kedi ve köpeklerden oluşan
barınak sakinleri artık daha hijyenik
ve korunaklı bir ortama kavuştular.
Yedikule Hayvan Barınağı’
nın kurucusu ve hayvanlara olan
sevgisi ve fedakârlığıyla tanınan
Gönüllü Barınak Yöneticisi Meral
Olcay “Barınakta her yaş ve
cinsten kedi ve köpeğe bakıyoruz.
Aralarında hasta ve sakat olanlar,
işkenceye maruz kalmış, doğar
doğmaz buraya terkedilmiş
bebekler var. Hepsi ayrı bir ilgi ve
bakım gerektiriyor. Belediyeden
ve gönüllülerden destek alıyoruz.
Burası gördüğünüz gibi çok büyük
bir alan. Kärcher ’in barınağımıza
sağladığı bu derinlemesine
profesyonel temizlik katkısı,
özellikle de en çok ihtiyacımız
olduğu dönemlerden birinde bunu
PETİNFO 2015/06 14-15
gerçekleştirmesi çok mutlu etti bizi”
diyerek duygularını dile getirdi.
Kärcher Türkiye Genel Müdürü
Gökhan Gökmen de barınağı ziyaret
ederek, çalışmaları izledi. Kendisi
de bir hayvan dostu olan Gökmen,
duygularını “Kärcher olarak sosyal
sorumluluk misyonumuz gereği,
ihtiyaç duyulan alanlara temiz bir
katkı sunmayı sürdürüyoruz. Bu
defa herhangi bir sebeple buraya
terkedilen binlerce hayvan için
buradayız. Zaten son derece başarılı
bir şekilde faaliyet gösteren Yedikule
Hayvan Barınağı’na bir fayda
sağladığımız için çok mutluyuz”
diyerek ifade etti.
Kärcher bundan sonraki süreçte
de barınağa destek olacağını iletti.
Ayrıca barınağa hediye edilen Karcher
Basınçlı Yıkama Makinesi sayesinde
barınak görevlilerinin rutin temizlik
faaliyetleri de daha kolay ve hijyenik
hale gelecek.
Herkesin yaşam
tarzı farklı, ama
tasması aynı
Hayvanlar ve sahipleri birbirlerine benzer.
Herkes tarafından bilinen bu ‘temel felsefenin’
veteriner hekimler için de mükemmel bir
anamnez sağlayabileceğini unutmamalıyız.
Sahiplerin-ve bununla beraber petlerinin- yaşam
tarzı hayvanları bekleyen tehlikelerin göstergesidir.
Bu da hayvanların parazitlere karşı profilaksisini
sağlamak için bize yardımcı olabilir.
ŞEHRİN ASİ ÇOCUKLARI
Adrenalin seviyeleri akşam herkes eve dönünce tavan yapar.
Yorgun bir günden sonra sahipleriyle birlikte televizyon izlemeye
bayılırlar ama imkanları olursa hemen sokağın başındaki
parka koşarlar. Burada tabi diğer petlerle ve sokakta yaşayan
hayvanlarla da tanışırlar. Belki birkaç sincap da çıkabilir.
Yüksek risk: pireler, sivrisinekler Normal risk: akarlar, keneler
PETİNFO 2015/06 18-19
H
avalar ısınınca herkes dışarı
çıkıp gezmeye başladı.
Herkes derken hem insanlar,
hem hayvanlar hem de
ektoparazitler. Keneler ve pireler söz
konusu olunca veteriner hekimlerin
dikkat etmesi gereken çok şey vardır.
Yaz tatilinin keyfini hayvanların da
çıkartabilmesi için ektoparazitlerin
profilaksisi zamanında yapılmalı
ve önlemenin önemi hakkında
hayvan sahipleri de bilgilendirilmeli.
Profilaksinin en etkin yöntemi olan
ilaçlı tasmalar ve spot-on damlalar
her hayvan için uzun etkili koruma
sağlar. İlaçlı tasmalar özellikle pire ve
kenelere karşı kullanışlıdır. Özellikle
7 ay boyunca etkisini gösterebilen
KİLTİX tasması nimf, larva ve
yetişkin kenelerin en aktif döneminde
hayvanlara koruma sağlar. Özel ve
uzun etki sağlayan iki bileşeni olan
flumetrin ve propoxur etkilerini
ilk 24 saat içinde göstermektedir.
Hayvanların sineklere, pirelere ve
kenelere karşı en etkin korunma
şekli ise spot-on damlalardır. Ense
bölgesine damlatılan ADVANTİX
ektoparaziter mücadeleye karşı
kullanılan topikal damlatma çözeltisi
insektisit, akarisit ve repellent
(kovucu) olarak etki eder. İlaç deriden
emilip epitel yağ dokusunda birikir
ve ter ile atılarak etkisini gösteren
ilaç ise 4 hafta boyunca aktif koruma
sağlar. Bu ürünlerin kullanılması
neden önemlidir?
KENELER HER YERDE
TÜBİTAK destekli bir araştırma
çalışmasında, Türkiye’de yaşayan
46 kene türünün yaşadığı belirlendi.
46 kene türünden 38’inin sert
(Ixoodid), 8’inin yumuşak (Argasid)
guruptan olduğu biliniyor. Sert kene
türlerinin bir çoğu KKKA hastalığını
bulaştırabilecek türlerdir. KKKA
hastalığı dahil, keneler yaklaşık iki yüz
çeşit mikroorganizmanın konakçısıdır.
Bu mikroorganizmaların bazıları
hem hayvanlar hem de insanlar için
büyük tehlike oluşturuyor. Bunlardan
örnek olarak Babesiosis, köpeklerin
alyuvarlarına yerleşip anemi, ikterus
ve ateş gibi klinik belirtilere sebep
olabilir. Babesiosisin 3 klinik formu
mevcuttur; Akut babesiosiste aniden
gelişen ateş, halsizlik bazen de
hematüri belirtileri mevcuttur. Klasik
babesiosiste 2-3 gün süren ateşten
sonra semptom olarak anemi,
ikterus, dalak büyümesi ve böbrek
yetmezliği meydana gelir. Kronik
babesiosiste ise hematüri hariç
bütün semptomlar aylar boyunca
devam etmektedir. Lyme hastalığı
ya da Borelliosis tüm vücudu
etkilemektedir. Klinik belirtileri
değişik şekillerde oluşan kızarıklık
(eritem tablosu) ve eklem ateşi,
ateşli bölgede ise ağrı, hassasiyet ve
şişkinlikle karakterizedir. Daha ağır
vakalarda ise sinirsel semptomlar ve
felçler meydana gelebilir. Ehrlichiosis
hastalığınin ana klinik belirtileri
ise ateş, kusma, abdominal ağrıdır.
DÜNYA GEZGİNİ
Etkenin damarlara zarar vermesinden
dolayı ciltte ve mukozalarda kanama
odakları görülür. Buna diş eti ve
burun kanamaları da eşlik edebilir.
Q ateşi etkeni olan Coxiella Burnetti
akciğere, karaciğere ve genital
organlara yerleşebilir ve klinik
semptomları da buna göre meydana
gelir. Tularemi, tavşanlardan
insanlara geçer. Türkiye’de en sık
kontaminasyon suyla olduğundan,
orofaringeal tularemi ve buna bağlı
olarak boğaz ağrısı, ateş, yutkunma
zorluğu ve sonrasında hassas servikal
lenfadenopati gözlenir. Kenelerle
bulaşan etkenlerin hayvanlara
geçmesi en sık olarak kene sokması
(salya) ile meydana gelir, ama
kenenin dışkısında da etkenler
olabilir. Dışkı yaralardan geçebilir
ya da kuruduktan sonra toz haline
gelir ve solunum yolları ile alınabilir.
Ayrıca etken ölüp kurumuş kenelerin
vücudunda da uzun süre yaşayabilir.
Hayvanlar ve çocuklar için özellikle
eski binalar ve nadir temizlenen
yazlıklar bu yönden tehlike taşır.
İnsanların ve hayvanların sağlığı için
Sahipleriyle beraber
dolaşmadığı ülke kalmadı.
Doğu ve Orta Avrupa’da
gezdiği zaman sivrisineklerin
vektörlük yaptığı kalp kurdu
ve Phlebotomus tarafından
taşınan Leishmania’ya karşı
özellikle korunmalı. İlaçlı tasma
şart. Yüksek risk taşıyan
sinekler ve sivrisineklere karşı
her ay tekrarlanan spot-on
uygulaması unutmamalı.
Yüksek risk: sivrisinekler,
kum sinekleri, keneler
Normal risk: pireler
ÖZGÜR AVCI
Genç ve enerjiyle dolu. Yoluna düşen her fareyle,
böcekle kovalamaca oynar ve bazen onları yakalayıp yer.
Bulaşmadığı kavga yoktur. Belki müstakil evde yaşayıp evini
tavuklarla, köpeklerle ve çeşitli hayvanlarla paylaşabilir.
Yüksek risk: keneler, pireler, sivrisinekler, sinekler
kliniğe gelen her pete, etkisi 7 ay
boyunca süren KİLTİX ilaçlı tasma ve
Advantix spot-on kullanımını ihmal
etmemeli. Bu ürünler hem mevcut
olan keneler için etkilidir hem de
repellent etkisine sahiptir.
etkili mücadele yöntemi olarak
Advantix gibi etkili ve hızlı spot-on’lar
kullanmalıyız. Advantix hayvanın
üzerinde bulunan pireleri 5 dakika
içinde paraliz eder ve ısırmalarına
engel olur. Uzun vadeli profilaksi için
ise KİLTİX ilaçlı tasma önerilir.
BİR TANE PİRE BİLE FAZLA
Pire enfestasyonunun en
çok görülen klinik semptomu,
aniden meydana gelen şiddetli
kaşınmadır. Bu hem kediler hem
de köpekler tarafından rahatsız
edicidir ve daha ciddi semptom
olan tüy dökülmesi, anemi, alerji ve
bakteriyel dermatite sebep olabilir.
Epidemiyolojik açıdan ise pireler,
tenyaların ve kedi tırmığı hastalığın
etkeni olan Bartonella henselae adlı
bakteriyel enfeksiyöz etkenin de
vektörü olabilirler. Hem hayvanlara
hem de insanlara tehlikeli olan
türler; Pulex irritans, Archaeopsylla
erinacei, Ctenocephalides canis,
Ctenocephalides felis felistir. Ayrıca
doğada dolaşan hayvanlara vahşi
hayvanların pireleri de geçebilir.
Köperklerde pirelere karşı en
Neden Kiltix?
Kiltix ilaçlı tasma, nimf, larva
ve yetişkin kene formları ile pirelere
karşı 6-7 ay boyunca etkili bir koruma
sağlar. Kiltix tasmasının özel ve
uzun etkisini veren iki bileşenin
kombinasyonu bulunmaktadır. Bunlar;
sentetik piretroit olan flumetrin
(%2,25) ve carbamat gurubundaki
propoxur (%10)’dur. Flumetrin pire
ve kenelere karşı kullanılabilecek
etkili bir ilaç olarak bilinmektedir.
KİLTİX, hem veteriner hekim hem de
hasta sahipleri tarafından kolayca
takılabilir, köpeğin boyutuna göre
ayarlanabilir ve hayvanları hiç
rahatsız etmeyen özel tasarıma
sahiptir. KİLTİX, Bayer garantisiyle
her veteriner hekimin güvenle tavsiye
edebileceği bir markadır. 
PETİNFO 2015/06 20-21
ORMANLARIN KRALI
Sahipleriyle beraber sürekli doğa
yürüyüşlerine çıkar. Her otun,
ağacın kokusunu biliyor fakat
avlanmaz ve hiç bir zaman çiğ
et yemez. Ormandaki kenelere
karşı ilaçlı tasma gibi güçlü bir
koruyucuya ihtiyacı vardır. Kene riski
yüksek olan bölgelerde yürüyüş
yapan köpekler için spot-on damla
kullanmasında fayda var.
Yüksek risk: keneler
Normal risk: pire, sinekler,
sivrisinekler, akarlar
KEDİ&KÖPEK
PETİNFO 2015/00 00-00
Nestlé Purina
PetCare Ülke Müdürü
Nabil Abi Aad
T
Onlara
muhteşem
bir dünya
sunalım
Türkiye’de 10 yılı aşkın süredir kedi
ve köpek beslenmesinde kalite ve
güvenin markası olan Nestlé Purina
PetCare, Antalya’da düzenlediği
lansman toplantısı ile muhteşem
dünyanın kapılarını araladı.
ürkiye’nin dört bir yanından
gelen yaklaşık 400 veteriner
hekimin katıldığı muhteşem
lansman toplantısı,
Antalya Ela Quality Resort Hotel’de
15-17 Mayıs tarihleri arasında
gerçekleştirildi. 15 Mayıs Cuma
günü otele giriş yapan veteriner
hekimler, deniz, havuz ve güneşin
keyfini çıkarma şansı buldular. 16
Mayıs Cumartesi günü ise hayranlık
uyandıran, muhteşem bir dans
gösterisi ile üstün ürün performansına
sahip PRO PLAN köpek mamalarının
OptiNutrition lansman toplantısına
start verildi.
PRO PLAN köpek skalasına yeni
bir soluk getirecek olan OptiNutrition
konsepti, adından da anlaşılacağı
gibi, köpeklerin tüm gereksinimlerini
karşılamak amacıyla, son teknolojik
gelişmeleri bilimin ışığında kullanarak
besin değerlerini en optimum düzeyde
sağlamak üzere formüle edildi.
İlk olarak sahneye Nestlé
Purina PetCare Türkiye Ülke
Müdürü Nabil Abi Aad çıktı, samimi
kişiliği ile kendinden ve Purina’nın
KEDİ&KÖPEK
Üstten alta;
Kıdemli Marka Müdürü Banu Aytekin Erol
Özel Kanal Satış Müdürü Ufuk Duman
Tedarik Zinciri Planlama Uzmanı
Öznur Şahin
PETİNFO 2015/00 00-00
Türkiye’de son 10 yılda katetmiş
olduğu başarılı süreçten bahsetti.
Geçtiğimiz senelerde 10 kat büyüme
sergileyerek pazar lideri konumuna
oturan Nestlé Purina’nın veteriner
hekimler ile kurduğu güven odaklı
işbirliği ile, daha fazla büyüme
fırsatlarını birlikte yakalamanın
sözünü verdi.
Ardından sözü alan Kıdemli
Marka Müdürü Banu Aytekin Erol,
birbirinden eğlenceli skeç gösterileri
sayesinde renklendirilmiş sunumu ile
OptiNutrition konseptini ayrıntılı bir
şekilde veteriner hekimler ile paylaştı.
Lansman sürecini tamamlayan
PRO PLAN köpek mamalarının
yeni ambalajları ile sade ve kolay
anlaşılır bir iletişim sunuşunun,
tüketiciler ile arasında duygusal bir
bağ kuracağının ve aynı zamanda
%80 oranında artan lezzetinin de
müjdesini verdi. Tüm Pro Plan
ürünlerinin mükemmel performans
sunduğu, bilimsel yayınlar eşliğinde
etkinliklerinin ispatlandığı ve
önde gelen veteriner hekimler ve
yetiştiriciler tarafından onaylandığı
da bir kez daha vurgulanmış oldu.
Önemli başka bir nokta olarak da
Yeni Purina PRO PLAN OptiNutrition
konseptinin duygusal anlamda
da köpek sahipleri ile güçlü bir
iletişim kurduğu belirtildi. Her biri
özel OptiNutritional yarar sağlayan
tüm yeni PRO PLAN ürünleri
kolay anlaşılır içeriğiyle uygun
beslenme seçimi ve anlaşılması
kolay bir fayda sunuyor. Tüketici
dostu iletişime örnek olarak yavru
köpekler için hayatlarına en doğru
başlangıç adından da anlaşılabileceği
üzere PRO PLAN OptiStart ile
sağlanabilecektir. Bu doğrultuda
evcil hayvan sahipleri köpeklerinin
ihtiyacına yönelik en uygun ürünü,
geniş PRO PLAN skalası içerisinde
rahatlıkla bulabilecek. Fazla kilolu
ve kilo almaya meyilli köpekler
için OptiWeight, hassas deri ve
tüy yapısına sahip köpekler için
OptiDerma, ileri yaştaki köpekler için
OptiAge ve hassas sindirime sahip
köpekler için OptiDigest gibi.
Bu paylaşımın sonunda, otel
girişinde teker teker fotoğrafları çekilen
veteriner hekimler, kendi fotoğraflarının
birleşerek Purina PRO PLAN logosuna
dönüşmesini coşku ile izlerken, Nestlé
Purina PetCare, veteriner hekim odaklı
bir marka olduğunun bir kez daha altını
çizmiş oldu.
Bir PRO PLAN ürününün,
hammaddesinin temininden,
ülkemizdeki bir köpeğin afiyetle
tükettiği öğünü olana dek geçirdiği
yolculuktan bahseden Tedarik Zinciri
Planlama Uzmanı Öznur Şahin,
kalitenin Nestlé Purina PetCare için
ne denli önemli olduğunu açıkladı.
Son sözü alan Nestlé Purina
PetCare Özel Kanal Satış Müdürü
Ufuk Duman, veteriner hekimlerin
yaptıkları işin en temelinde
olduğunu üstüne basa basa
vurguladı. Peşinden, sıra toplamda
60’ı aşkın kişilik bir saha ekibiyle
Tüm Türkiye’ye ürün tedarik eden
Nestlé Purina’nın kahramanlarını
PETİNFO 2015/06 26-27
sahneye davet etmeye geldi.
Distribütör genel müdürleri, Nestlé
Purina Pazarlama, Satış, Tedarik,
Finans ve Yasal İşler olmak üzere
tüm ekibin en çok kullandığı
cümleler ve kişisel özelliklerinin
esprili bir dille aktarılması ile tüm
ekip sahneye davet edildi. “Sıra
ekibin en önemli üyesinde! Hazır
mısınız?” diye soran Ufuk Duman’ın
ekrana salondaki veteriner
hekimlerin fotoğrafını yansıtması,
salondan büyük alkış aldı.
Sunum sonunda yapılan çekiliş
ile 10 şanslı veteriner hekim, yeni
OptiNutrition konseptli PRO PLAN
köpek maması skalasından 2000 TL
lik bedelsiz ürün kazanma şansına
sahip oldu. Akşam düzenlenen
keyifli gala partisinde ise Sibel
Tüzün sahne aldı ve seslendirdiği
birbirinden güzel parçalar ile
tüm salonu coşturdu. Tüm kışın
yorgunluğunu bu muhteşem lansman
organizasyonunda geride bırakma
fırsatı bulan katılımcılar, gecenin
ilerleyen saatlerine kadar dans
ederek eğlendi. Hareketin, heyecanın
ve coşkunun bir an bile düşmediği bu
muhteşem organizasyon sonrasında
tüm hekimler Antalya’dan yüzlerinde
kocaman bir gülümseme yaratan
keyifli anılar ile ayrıldı. 
TOPLANTI
PETİNFO 2015/00 00-00
Kedilerde
iç parazit
mücadelesini
doğru mu
yapıyoruz?
13 Mayıs tarihinde Bayer Hayvan Sağlığı tarafından
gerçekleştirilen bilgi şöleninde Prof. Dr. DipEVPC Veli Yılgör
Çırak kedilerde yaygın olan iç parazitler hakkında sunum
yaptı. BAYER Kilit Müşteri Pazarlama Uzmanı Gülden Yılmaz
sunumunda PROFENDER ile ilgili ayrıntılı detaylar verdi.
K
edilerde bulunan helmint
parazitlerin yaklaşık %80’i
sindirim sisteminde ve
bunların da çoğunluğu
ince bağırsaklarda yaşar. Helmint
parazitlere bazı örnekler olarak
Cestod’lar (Şeritler: Dipylidium
caninum, Joyeuxiella pasqualei,
Taenia taeniaformis, Mesocestoides
spp., Echinococcus multilocularis, vd.),
Nematod’lar (Askaritler: Toxocara cati,
Toxascaris leonina; Kancalı kurtlar:
Ancylostoma tubaeforme, Uncinaria
stenocephala; Diğer nematodlar:
Trichuris spp., Strongyloides
stercoralis, vd.) ve Trematod’lar
(Opistorchis spp., Metorchis spp.,
vd.) gösterilebilir. Bunların arasında
D. caninum, E. multilocularis, T. cati,
A. tubaeforme, U. stenocephala,
S. stercoralis gibi olanlar zoonotik
karakterdedir. Bu parazitlerin
insana bulaşması genelde enfektif
yumurtaların ağız yoluyla alınması
veya larvaların deriden girmesi
şeklinde olurken D. caninum’un insana
bulaşması arakonak olan pire veya
bitlerin yutulmasıyla olmaktadır.
Kedilerde şerit enfeksiyonlarının
tanısında dışkıda parazit halkalarının
görülmesi, nematod enfeksiyonlarında
ise mikroskobik yumurta bakısı
önemli parametreler olarak
görülse de maalesef her zaman işe
yaramamaktadır. Zira bağırsakta
erişkin şerit ve askarit bulunmasına
rağmen, dışkılarında halka veya
yumurta saptanamayan kedilerin
oranı oldukça yüksek olabilmektedir.
Bundan dolayı tanıda hassasiyeti daha
yüksek teşhis metotları uygulanmalı,
örneğin “natif muayene” gibi hassasiyeti
oldukça düşük dışkı bakı yöntemleri,
yanlış negatif sonuçlara neden olma
riskinden dolayı, mümkün olduğu
kadar tercih edilmemelidir. Türkiye’de
sahipli kedilerde gastrointestinal
helmintlerle ilgili yapılmış çok az sayıdaki
çalışmada D. caninum ve T. cati’nin
varlığı bildirilmiştir. Bu anlamda sahipli
kedilerimizdeki helmint enfeksiyonları
hakkında bilimsel değerlendirme ve
yorumların yapılabileceği daha fazla
bölgesel ve epidemiyolojik araştırmalara
TOPLANTI
Bayer Hayvan Sağlığı
Türkiye Ülke Müdürü
Dr. György Polgar
ihtiyaç bulunmaktadır. Türkiye’de kedi
endikasyonu bulunan ve özellikle
gastrointestinal helmintlere karşı
kullanılan tek, iki ve üç etken madde
içeren antelmentik preparatları
bulunmaktadır. Tekli preparatlar
genellikle belirli bir grup helminte
yönelik kullanılırken, ikili ve üçlü
preparatlar hem şeritlere hem
de nematodlara karşı etkilidirler.
Örneğin sadece Praziquantel
içeren preparatlar sadece şeritlere
etkilidir. Yine sadece benzimidazol
içeren preparatlar 3-5 gün arka
arkaya kullanılması kaydıyla
ağırlıklı olarak nematodlara etki
gösterirler ancak şeritlere etkileri
ise nispeten düşüktür. Dolayısıyla
iç parazitlere karşı antelmentik
uygulaması yapılırken bu ve benzeri
DOĞRU İÇ PARAZİT
MÜCADALESİ HER BİR
HAYVANIN YAŞI, FİZYOLOJİK
DURUMU, YAŞAM ŞEKLİ VE
ORTAMI, BESLENME ŞEKLİ
GİBİ ANA FAKTÖRLER DİKKATE
ALINARAK VETERİNER HEKİM
TARAFINDAN YAPILMALIDIR.
Bayer Hayvan
Sağlığı Türkiye
Pazarlama ve Teknik
Hizmetler Müdürü
Cem Keskindil
hususlar göz önünde bulundurulmalı,
kullanılan preparatların içindeki etken
maddelerin hangi parazit gruplarına
etkili olduğu iyi bilinmelidir. Kedilere
karşı yapılan iç parazit ilaçlamalarında
dikkat edilmesi gereken bir diğer
konu “ilaçlama aralığı”dır. Pratikte 2
ayda, 3 ayda veya 6 ayda bir gibi farklı
ilaçlama aralıklarının uygulandığını
görmekteyiz. Ancak kedilerde
görülme potansiyeli olan helmintler
dikkate alındığında uygulanan bu
farklı ilaçlama aralıklarının çok
ta doğru olmadığı görülmektedir.
Zira tedavi sıklığını belirleyen ana
kriter(ler) hayvanımızın enfekte olma
riski bulunan parazit(ler)in biyolojik
döngüsü yani “prepatent süre”leridir.
PETİNFO 2015/06 30-31
KEDİ&KÖPEK
Uludağ Üniversitesi
Öğretim Üyesi
Prof. Dr. DipEVPC
Veli Yılgör Çırak
Dolayısıyla her parazitin bulaşma şekli
ve prepatent süresi farklı olabileceği
için bu bağlamda tüm iç parazitleri
kapsayan “ortalama” veya “sabit” bir
ilaçlama aralığı yoktur. Bu noktada,
kısaltılmış adı ESCCAP (European
Scientific Counsel Companion Animal
Parasites) olan ve Avrupa’dan 13
ülkenin katılımıyla oluşan bilimsel
bir konseyin (her ülkenin kendine ait
akademisyen ve araştırmacılardan
oluşan bir bilim heyeti bulunmaktadır)
spesifik paraziter temalarda
hazırladığı “tavsiye ilkeleri”ne göre
HAYVAN SAHİPLERİNİN %75’İ
SPOT-ON BİR ÜRÜN TERCİH
ETMEKTEDİR, %60’I PAHALI
OLSA BİLE SPOT-ON BİR ÜRÜN
ALMAKTADIR VE %85’İ BU
UYGULAMANIN ÇOK KOLAY
OLDUĞUNU DÜŞÜNMEKTEDİR.
kedilerde iç parazit mücadelesi her
bir hayvanın yaşı, fizyolojik durumu,
yaşam şekli ve ortamı, beslenme şekli
gibi ana faktörler dikkate alınarak
yapılmalıdır. Örneğin kedimizin
yetişkin veya yavru olması (annesini
emen veya emmeyen), sadece evde
yaşaması veya zaman zaman dışarıya
çıkması, sadece hazır mamalarla
veya başka gıdalarla beslenmesi
gibi kriterler eşliğinde, bulaşması
ihtimal dahilinde olan helmintler
dikkate alınarak bir ilaçlama programı
oluşturulmalıdır. Dolayısıyla kedilerde
uygulanan iç paraziter mücadele tarzı
bu anlamda tekrar gözden geçirilmeli
ve yukarıda bahsedilen veriler ışığında
her kedinin kendi yaşam ortamı ve
şekline göre anti-helmintik mücadele
şekli ortaya konmalıdır.
Etkili endoparazit
mücadelesinde BAYER’in rolü
Birçok parazit türü, sokağa
çıkarılmayan kediler dahil, hayvanlara
Bayer Hayvan
Sağlığı Kilit
Müşteri Pazarlama
Uzmanı
Gülden Yılmaz
zarar vermektedir. Hatta bir
araştırmaya göre, iç parazit taşıyan
kedilerin %20’si daha önce hiç sokağa
çıkarılmamıştır. Bu ciddi soruna karşı
kediler için geniş spektrumlu bir
antelmentiğe ihiyaç duymaktadırFakat
hem tablet uygulamaları hem de
enjeksiyon tarzı uygulamalar yaşanan
sıkıntılar (kediyi zaptetme, kedinin
tableti yutmaması veya enjeksiyonun
ağrıya veya yangıya sebep olması gibi)
nedeniyle kedi sahipleri tarafından
tercih edilmemektedir.
BAYER Hayvan Sağlığı
tarafından geliştirilmiş Profender
Damlatma Çözeltisi bu sorunu
çözmektedir. Profender, ilgili tüm
PETİNFO 2015/06 32-33
yuvarlak kurtların ve şeritlerin
değişik larva dönemlerinde bile
etkilidir. Gastrointestinal parazitlere
karşı mevcut en geniş spektrumlu,
etkin koruma sağlayabilen ilaçtır. 8
haftalıktan ya da 0.5 kg’dan itibaren
yavrulara, gebe ve emziren dişilerde
kolay bir şekilde uygulanabilr.
Ayrıyetten her kedi için uygun doz
ambalajı mevcuttur.
BAYER Hayvan Sağlığı tarafından
yapılan araştırmaya göre, hayvan
sahiplerinin %75’i spot-on bir ürün
tercih etmektedir, %60’ı pahalı olsa
bile spot-on bir ürün almaktadır ve
%85’i spot-on uygulamaların çok
kolay olduğunu düşünmektedir. 
MVM MEDİKAL
Köpek tiroid hastalıkları
ile ilgili her klinisyenin
bilmesi gereken noktalar
Düzensiz hormon seviyeleri hayvanların yaşamını bir çok anlamda etkileyeceğinden;
erken dönemde test yaparak ve düzenli hormon kontrolleri sağlayarak hayvanın
yaşamının iyi bir şekilde sürdürmesi sağlanabilir. Idexx Laboratuvarları’nın geniş test
portföyü sayesinde hızlıca güvenilir sonuçlar elde edilebilir.
T
iroid hastalıkları pet
popülasyonunda oldukça
yaygındır. Köpeklerde
görülen tiroid hastalıklarının
büyük çoğunluğu azalan tiroid
fonksiyonu veya hipotiroidizm
formundadır. Bu durum en yaygın
olarak yaşlı köpeklerde gözlenir,
cinsiyet ayrımı yoktur. Düzensiz
hormon seviyesi hayvanın yaşamını
bir çok yönde etkileyeceğinden; erken
dönemde test yapılarak ve erken
teşhise gidilerek hayvanın yaşamını iyi
şekilde sürdürmesi sağlanabilir.
Fizyoloji ve Patogenez
Tiroid bezi, hipofiz bezinden
salgılanan TSH (thyroid stimulating
hormone) hormonuna cevap olarak
tiroid hormonu üretir, hipofiz bezi
de hipotalamus ile karşılıklı kontrol
halindedir. Tiroksin veya T4, biyolojik
PETİNFO 2015/06 34-35
olarak aktif tiroid hormonudur
ve 99%’unun kan proteinlerine
bağlanarak sirküle olduğu tahmin
edilmektedir. Sadece bağlanmamış
tiroid hormonu olan free T4 (fT4),
hücrelere girebilir, fizyolojik etkisini
gösterebilir ve negatif geri besleme
mekanizması ile TSH üretimini
etkileyebilir. Triiodotironin veya T3,
T4’ten form alan başka bir tiroid
hormonudur. T4’ün hepsi tiroid
Yaygın Klinik
Belirtiler
Letarji, açıklanamayan
kilo artışı, tekrarlayan
deri enfeksiyonları, otitis,
tüy dökülmesi, soğuk ve
egzersiz intoleransı
Daha Az
Görülen Klinik
Belirtiler
Güçsüzlük, düşük fertilite,
koma, kranial sinir
disfonksiyonu.
bezinden gelirken, T3’ün sadece
%20’si buradan köken alır.
Tiroid hormonları sayısız
vücut fonksiyonunu etkiler, bu
durum organların oksijen tüketimi
ve metabolizma hızı ile ilişkilidir.
Ayrıca bu hormonlar kolesterolü,
lipid metabolizmasını ve kırmızı kan
hücrelerinin üretimini düzenler. Tiroid
hormonları sinir sisteminin gelişimi
için de gereklidir. Bunun yanında
tiroksin, iskelet ve kalp kası gelişimi
ve kas kasılması için gereklidir.
Prevalans
Hipotiroidizm 100 köpekten 1’ini
etkiler. Doberman pincher ve golden
retriever ırklarının predispoze olduğu
düşünülmektedir, ancak diğer ırklar
da bu hastalıktan etkilenebilirler.
Ortalama başlangıç yaşı 7’dir ancak
daha genç köpekler de etkilenebilir.
Hipotiroidizm sıklıkla tiroid
bezinin immun kaynaklı hasarı veya
bilinmeyen bir sebeple atrofiye
olmasından kaynaklanır. Bu genelde
sonradan edinilen bir durumdur.
Nadiren kongenital hipotiroidizm
ve hipofiz hipofonksiyonu kaynaklı
(sekonder) olanlar da görülmektedir.
Klinik belirtiler ve
ilişkili bulgular
Klinik belirtiler
nonspesifiktir ve azalan
metabolizma hızına
bağlanabilir. Belirtiler;
letarji, açıklanamayan
kilo artışı, soğuk intoleransı (sıcak
arama davranışı) ve zihinsel
donukluktur. Deri hastalığı da sıklıkla
gözlenir; bir çok köpekte vücut
gövdesinde ve kuyruğa uzanan
alopesi, sebore, hiperpigmentasyon
ve tekrarlayan deri enfeksiyonları
gözlenir. Zor yara iyileşmesi,
miksödem, dermiste proteinli
sıvı birikimi, şişkin yüz görünümü
gibi semptomlar da düşük tiroid
seviyeleri ile ilişkilendirilir. Daha az
sıklıkla gözlenen klinik bulgular;
miyopatiler ve olası periferal nöropati
veya nöromuskular hastalıklardır
ki bunlar da kendini güçsüzlük,
anormal ambulasyon ve nadiren
de paraliz olarak gösterir. Ayrıca
damızlık dişilerde fertilitede ve
yavru boylarında düşme görülebilir.
Köpekler bu belirtilerden sadece
bir tanesini veya bir kaç tanesini
gösteriyor olabilir. Tam kan sayımında
ve serum biyokimyasında en sık
görülen klinikopatolojik değişiklikler;
hiperkolesterolemi, hipertrigliseridemi
ve hafif normositik normokromik
nonrejeneratif anemidir. Öncelikle
kan ve idrar tahlili gerçekleştirmek
hipotiroidizm şüphesininin üzerine
gitmek (anormallikleri not ederek)
ve diğer durumları ekarte etmek için
yardımcı olacaktır.
Plastik tüpte saklanan serumdaki
tiroid hormonları 37°C’de beş güne
kadar stabil kalır. Sonuçların alınma
süresi talep edilen teste göre değişir
ancak ortalama 2-4 gündür.
TESTLERİN
YORUMLANMASI
Serumda Total T4 ölçümü
hipotiroidizm için mükemmel bir tarama testidir.
> T4 seviyesi referans
değerlerin arasında olan bir
köpeğin hipotiroid hastası
olması muhtemel değildir.
> Düşük-normal veya
normalin altındaki seviyeler
hipotiroidizmi işaret edebilir.
> Klasik bir hipotiroidi hastası
köpekte T4, fT4 TSH and TSH
yanıtı olacaktır.
Test sonuçlarını yorumlarken
yaş, ırk, kızgınlık döngüsü
ve diğer mevcut hastalıkları
veya tedavileri de göz
önünde bulundurun.
MVM MEDİKAL
En yaygın olarak yaşlı
köpeklerde gözlenen tiroid
hastalıklarının büyük çoğunluğu
hipotiroidi formundadır.
hipofiz – tiroid ilişkisini değerlendirir
ve tiroid bezinin kapasitesini ölçer;
stimülasyon karşısında normalin
altındaki tiroid hormonu seviyesi
hipotiroidizm için doğrulayıcıdır.
Tiroglobulin otoantikorlarının (TgAA)
ölçümü aktif bir immun-kaynaklı
trioditisin varlığını belgeler. Bunların
yanında “nükleer sintigrafi” ve “TRH
cevap testi” de uygulanabilir; bu
testler total T4 yerine geçemez fakat
hipotiroidizm tanısını doğrulamak için
ek bilgiler sağlar.
Diagnoz
Hipotiroidizm için klinik bulgu
gösteren hastalara test yapmak
en yararlı yöntemdir. Serumdaki
Total T4 seviyesi bu hastalık için
mükemmel bir tarama testidir, çünkü
potansiyel hipotiroidi olan köpeklerde
identifikasyon için hassaslığı oldukça
yüksek olan bir testtir. T4 seviyesi
referans değerlerin arasında olan
bir köpeğin hipotiroid hastası olması
muhtemel değildir. Düşük - normal
veya normalin altında seviyeler
hipotiroidizmi işaret edebilir. Test
sonuçlarını yorumlarken yaş, ırk,
kızgınlık döngüsü, ve diğer mevcut
hastalıkları veya tedavileri de göz
önünde bulundurun.
Nontiroidal hastalıklar
da tiroid hormonu seviyesini
baskılayarak sonuçlara etki edebilir.
Öyle ki farklı klinik durumlardan
etkilenen köpekler, hipotiroidi
hastası köpeklerle benzer tiroid
sonuçlarına sahip olabilirler. Bu
hastalıkların tiroid testi öncesi
belirlenmesi önemlidir. Yeni yapılan
bir çalışmada prednizonun kısa
vadeli anti-infalamatuar dozunun
etkisi değerlendirildi. Kortikosterioid
kullanımına bağlı olarak fT4 ve
TSH’ın etkilenmediği görülürken,
tedavinin erken döneminde –özellikle
günlük olarak kullanımda- total T4’ün
düşebileceği görüldü. Günlük düzenli
kullanım olmadığında tiroid hormonu
seviyelerinde belirgin bir değişiklik
görülmedi. Total T4 düşükse ve klinik
olarak hipotiroidizm şüphesi varsa
doğrulayıcı testler sürdürülmelidir.
Hipotiroidizm için eklenecek testler;
free T4 (fT4), TSH seviyesi ve TSH
stimülasyon testlerini kapsar. Free
T4 ise daha sıkı bir şekilde düzenlenir
ve nontiroidal hastalıklardan daha
az etkilenir. Hipotiroidizm ile beraber
köpekte TSH seviyesi yükselir; düşük
T4/fT4 ve yüksek TSH seviyesinin
olduğu model, hipotiroidi tanısı için
destek olur. TSH stimülasyon testi,
Hipotiroidizm 100 köpekten
1’ini etkiler. Doberman
pincher ve golden retriever
ırklarının predispoze
olduğu düşünülmektedir,
ancak diğer ırklar da bu
hastalıktan etkilenebilirler.
PETİNFO 2015/06 36-37
Tedavi
Hipotiroidizm teşhisi konulan
köpekler tedavi edilir ve izlenirse
yaşam kaliteleri hiç etkilenmeden
hayatlarını sürdürüler. Tedavi; günde
bir veya iki kez kullanılan haplar
şeklinde olur, protokoller hastaya
ve kullanılan ilacın üreticisine
göre değişkenlik gösterir. Hormon
seviyeleri ve klinik bulgular kontrol
altına alındığında ilaçtan 4-6 saat
sonra yapılan yıllık veya altı aylık
hormon kontrolleri genellikle uygun
tedaviyi sağlamak için yeterlidir. 
seminer
P
ankreasta hastalığı teşhis
etmek ve tedavisini
sağlamak için bu organın
çalışma sistemini
tamamen anlamak gerekir.
Retroperitoneal yerleşimli pankreasın
iki temel fonksiyonu vardır; sindirim
enzimlerini (ekzokrin, %90) ve
hormonları (endokrin, %1-2) üretmek.
Daha geniş kapsamlı olan ekzokrin
sistem, asinar hücrelerden amilaz,
lipaz ve proteaz gibi proenzimleri
salgılar. Bu proenzimler inaktif
zimojen halinde sentezlenir ve
zimojen granülleri içinde paketlenir,
depolanır ve asinal hücrelerden
asinus lumenine salgılanırlar.
Asinal lumenden duodenal lumene
taşınılan proenzimler aktive
olur ve duodenumda sindirim
enzimlerinin optimum aktivite
göstermelerinde önemli rol oynar.
Aktif sindirim enzimleri olan
tripsin, kemotripsin ve elastan,
amino asitlerin arasındaki bağları
parçalar. Alfa amilaz, karbonhidrat
monomerlerini parçalayıp maltoz ve
kısa karbonhidrat zincirleri oluşturur.
Pankreatik lipaz ise diyetteki yağ
asitlerinin metabolizmasında rol
oynar. Endokrin sisteminin rolü,
Langerhans adacıkları hücrelerinden
insülin, glukagon ve somatostatin
gibi kan glukoz seviyesini etkileyen
hormonları salgılamaktır.
Kedi ve köpeklerin pankreası
anatomik olarak farklılık
göstermektedir. Köpeklerde
iki pankreatik kanal bulunur.
Pankreatik kanal major duodenal
papillada safra kanalının hemen
yanına, daha büyük olan kanal ise
minör duodenal papillaya açılır.
Kedilerde genellikle bir pankreatik
kanal bulunur ve duodenuma
açılmadan önce safra kanalıyla
birleşir. Koku, görme, gıdanın
tüketimi pankreatik sekresyonları
tetikler. Kedi ve köpekler yemek
yemedikleri sürece genellikle az
pankreatik sıvı sentezler, fakat
yemek yeme sırasında sentezleme
yüksek oranda artmaktadır.
PANKREATİTİS
Pankreasın akut-kronik yangısal
olayı pankreatitis olarak adlandırır.
Akut pankreatitis ani olarak başlayıp,
çeşitli komplikasyonlara ve 24
saat içinde ölüme de yol açabilir.
Özellikle hücre ölümüyle seyreden
akut nekroze pankreatit gelişebilir.
Predispoze olan minyatür schnauzer,
sheltie ve yorki gibi küçük köpek
ırkları ile siyam ve himalaya gibi
kedi ırkları daha büyük riske sahiptir.
Pankreasın
tüm ayrıntıları
khvhd sürekli eğitim semineri 3 Mayıs 2015 tarihinde,
Prof. Dr. NilÜfer AytuĞ ve Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Cihan
katkılarıyla gerçekleştirildi. katılımcılar, pankreasın
akut ve kronik inflamasyonları ve teşhis yöntemleri ile
ilgili son derece faydalı bilgiler edindiler.
PETİNFO 2015/06 42-43
Bu türlerde obezite, hiperkalsemi,
hiperadenokortikoizm, hipotroidizm,
yüksek miktarda (>%50) yağ içeren
diyetler, bazı ilaçlar, toksinler,
pankreas tıkanıklığı, duodenal
reflu, travma, enfeksiyöz etkenler
köpeklerde pankreatitisi tetikleyebilir.
Kedilerde ise pankreatitislerin
%90’ının nedenleri idiyopatiktir.
Kedilerde pankreatitise hepatik
lipidoz, koanguler hepatitis, IBD,
intestinal nefrit, diabetes mellitus ve
vitamin K’ya yanıt veren koagulopati
eşlik eder. Hastalığın gelişimindeki
son nokta, enzimlerin pankreasin
içerisinde erken dönemde aktive
olması ve pankreasın kendi kendisini
sindirmesidir. Klinik belirtilerde en
yaygın olarak kusma görünmektedir.
Köpeklerin %95’i, kedilerin %35’i
kusar. Aynı zamanda köpeklerin
%91’inde anoreksi, %50-60 ‘ında
abdomial ağrı, kedilerin %97’sinde
anoreksi ve zayıflama, %92’sinde
dehidrasyon ve konstipasyonlar
görünmektedir. Palpasyonda yangılı
pankreas kranial abdominal bir
kitle gibi hissedilir. Safra kanalının
tıkanıklığı ya da karaciğerde
şekillenen yangı nedeniyle sarılık
gelişebilir. Anoreksi, kusma ve
vazodilatör metabolitlerin salınımı
hipovolemik şok ve bazen de
kardiyak aritmilere neden olur.
EKG’deki görüntüde Prematür
ventriküler kontraksiyon nedeniyle
R pikleri arasındaki zaman aralığı
normalin birkaç katı olabilir,
ventriküler taşikardi durumunda
ise QRS kompleksi geniştir. Bu
genellikle miyokard enfarktüsü
ile ilişkilidir. Yangı metabolitlerin
akciğer paranşimine verdikleri hasar
nedeniyle taşipne şekillenebilir.
Yüksek miktarda yağ içeren bir
diyetle beslenen ya da çöp yedikten
sonra yukardaki şikayetlerle kliniğe
gelen bir hayvanla karşı karşıyaysak
kesin tehşis koymadan önce ileri
tanı yöntemleri kullanmakta
fayda vardır. Pankreatitisli bir
hayvanın hemogramında HCT ve TP
yüksektir. Gastrointestinal ülserler
ve koagulopati nedeniyle anemi
Prof. Dr.
Nilüfer Aytuğ
Yardımcı Doç. Dr.
Hüseyin Cihan
prof. dr. nilüfer aytuğ ve yrd. doç. dr. hüseyin cihan
Pankreas hastalığını teşhis etmek ve hastalığın
tedavisini sağlamak için organın çalışma sistemini
tamamen anlamak gerektiğini vurgulayan son derece
faydalı bir sunum gerçekleştirdi.
şekillenir. DİC sonucu trombositopeni,
enfeksiyona ve yangıya bağlı
olarak ise lökositoz görünecektir.
Solunumun süratli olması kan
gazların kontrol edilmesi gerektiği
konusunda ipucu verir. Elektrolit
panelin/kan gazlarının kontrolü için
venöz kan örnekleri tercih edilmelidir.
Anoreksi, kusma, dehidrasyon ve
hipovolemi ile ilişkili olarak elektrolit
dengesi bozuklukları şekillenebilir.
Metabolik asidoz söz konusuysa
HCO3,TC02, pH, pC02 değerleri
düşüş şekillenebilmektedir. Serum
biyokimyasal parametrelerde azotemi,
hipoalbuminemi, hiperbilirubinemi,
PETİNFO 2015/06 44-45
ALT, AST, SAP ile GGT düzeylerinde
artış ve glukoz düzeylerinde
yükselme ya da kedilerde daha çok
hipoglisemi görülebilir. Hiperlipidemi
ve hiperkolesterolemi durumu gözde
opasite artışı ve anterior üveitis
olarak klinik bulgularında kendisini
gösterir. Pankreatitisli köpeklerin
%47’sinde amilaz, % 61’inde lipaz
değerleri normaldır, kedilerde ise bu
değerler kullanışlı değildir. Köpekler
için kullanılan Spec cPL™ ve kediler
için kullanılan Spec fPL™ pankreas
lipazı (PLi) tayini oldukça spesifik
ve duyarlı bir testtir. Bu testteki
değerlere göre <200 normal, 200400 arasındaki değerler şüpheli, >400
değerler ise kesin pankreatitisin
göstergesidir. İdrar analizi pankreatitis
için nonspesifiktir. Abdominal
ultrasonografi ile büyümüş
hipoekonik pankreas saptanabilir.
Ultrasonografinin, PLi’den önce
pankreatitisin tanısında kullanılan
en iyi yöntem olduğuna inanılıyordu.
Tanıyı doğrulamak için kullanılabilecek
pankreas biyopsisi seçilirse, anestezi
riski dikkate alınmalıdır.
Pankreatitisin tedavisinde
sıvı sağaltımı, ağrı yönetimi ve
beslenmeye önem verilmelidir.
Pankreasın sekresyonlarını tetiklediği
için hastaya ağız yoluyla gıda
verilmez ve pankreas dinlendirilir.
Asıl sorun enzimlerin pankreas
içerisindeki aktivasyondur. Daha
önce de bahsedildiği gibi, kedi ve
köpeklerde beslenme olmadığı
sürece enzimlerin salgısı da durur. Bu
nedenden dolayı beslenme kesilmeli
ve böylece bir süre sonra enzim
salgılanması da durur. Pankreas
perfüzyonunun artırılması ve
sekresyonların uzaklaştırılması için
sıvı-elektrolit tedavi yapılmalı. 60-90
ml/kg/saat olarak verilen laktatlı
ringerin rehidrasyon sağlandıktan
sonra 44-66 ml/kg/gün olarak idame
dozu verilmelidir. İshal, kusma ve
idrarla kaybedilen potasyumun
yerine konulabilmesi için 20 mEq/l
KCI eklenir. ancak potasyum
uygulamasından önce
CROWNE PLAZA İSTANBUL - HARBİYE’DE MVM MEDİKAL VE
PURİNA PROPLAN SPONSORLUĞUNDA GERÇEKLEŞTİRİLEN khvhd
sürekli eğitim SEMİNERinE katılan 70 VETERİNER HEKİM,
akut pankreatitis ve egzokrin pankreas yetmezliği
hakkında bilgi dolu sunumlar dinledi.
potasyum düzeyi ölçülmelidir.
Gerekli durumda kolloidler, dextran,
hetastrach kullanılabilir. Heparin
pankreasta mikrosirkulasyonu
artırıp lipemik serumu temizleyerek
DİC’nin tedavisinde etkili olur.
Analjezik olarak Buprenorphine,
Oxymorphine, hasta distrofik ise
Asepromazin uygulanması etkili olur.
Antiemetiklerden Metaklopromid
gibi santral etkili antiemetikler
etkilidir. Yangılı pankreas enfeksiyona
hazırdır. Sepsis ya da pankreatik
enfeksiyon durumunda Sefalosporin
veya Enrofloksasin ile amoksisilin
kombinasyonu kullanılabilir.
Antioksidanlar serbest radikallerle
meydana gelen hasarın tedavisi
amacıyla uygulanır.
Normal durumda pankreasın
depolama kapasitesi çok fazladır.
Mide, barsaklar gibi diğer
kaynaklardan gelen sindirim
enzimleri de sindirime yardımcı
olurlar. Bu nedenle pankreas
sekresyon kapasitesinin %90’ını
kaybedinceye kadar klinik belirti
görülmez, EPİ’li hastalar genellikle
aktif ve hareketlidir. Polifaji, kilo
kaybı, hacimli, yağlı (steatore) ve
kötü kokulu dışkı yaygın olarak
Egzokrin Pankreas Yetmezliği (EPİ)
Egzokrin pankreas yetmezlikleri
pankreas enzimlerinin eksikliği
ile karakterizedir. Pankreas
enzimlerinin eksikliği nedeniyle
gıdaların maldigesyonu ve takiben
malabsorbsiyonu meydana gelir.
PETİNFO 2015/00 00-00
gözlenen belirtilerdir. Diğer belirtiler
pika, kaprofaji, gaz ve abdominal
rahatsızlıktır. Bu hastalıkta
hemogram ve idrar analizi bulguları
normaldir. Serum biyokimyasal
profilinde ise Hiperglisemi (kronik
pankreatitis ve diabetes mellitus),
ALT artışı (toksin absorbsiyonu ) ve
Hipokolesterolemi görünebilir.
Tripsin benzeri immünreaktivite
(TL 1) pankreatit değerlendirmesinde
önemlidir. TLİ ve Dışkı pankreatik
elestaz 1 en etkili testlerdir.
EPİ’nin klinik tanısın doğrulanması
radioimmunoassay yöntemiyle TLİ
(cTLİ - fTLİ) düzeyinin belirlenmesine
dayanır. TLİ pankreas ve tür
spesfik bir testtir ve pankreastan
dolaşıma katılan tripsin ve
tripsinojen düzeylerini belirler.
İntestinal lümenden orijin alan
veya burada aktive olan enzimleri
ölçmez – intestinal enflamasyonda
elimine olurlar. Ayrıca egzojen
uygulanan pankreatik enzimlerden
de etkilenmez – tür spesifiktir. EPİ
ve ince bağırsak hastalıklarının
ayrımında da belirleyicidir. Ancak EPİ
ile birlikte pankreasta yangı varsa asinar hücrelerin rezidü fonksiyonu
hatalı yükselmelere neden olabilir.
Pankreatik kanal obstrüksiyonlarına
bağlı sekonder olarak gelişen
EPİ’de cTLİ normal olabilir(özellikle
fibröz doku oluşmadan). Yemek
sonrası örneklemede yine hatalı
yükselişlere rastlanabilir. Alınan
kan örneğinde hemoliz şekillenmiş
ise yine hatalı yükselmeler saptanır.
Bunlara rağmen < 1.9 mg/L değeri
%100 sensitif ve spesifiktir. TLİ’nın
köpeklerdeki normal referans
değerleri 5.7-45 mg/L’dir. 2.5-5 mg/L
arasındaki cTLİ değerleri EPİ’nin
başlangıç döneminin belirtisidir.
Kedilerdeki değer ise < 8 µg/L’dır.
8-17 µg/L değerleri EPİ’nin erken
fazının göstergesidir. Dışkı pankreatik
elastaz 1 (cPE-1) ise EPİ’nin tanısı
için tür sensitif ve spesifik bir testtir,
intestinal kanalda değişmeden
kalabilir ve enteritlerden etkilenmez.
Daha önce bahsettiğimiz PLİ testi
ise pankreatitis için sensitive ve
spesifiktir. EPİ için de sensitiftir, ancak
spesifitesi zayıftır. Bu yüzden EPİ için
TLİ’nin önünde yer almaz.
Tedavinin ana hedefi eksik olan
enzimlerin yerine konulmasıdır.
Kurutulmuş sığır ve domuz
pankreası ekstraktları yemekten
20-30 dk önce gıdaya karıştırılır.
Taze (dondurulmuş -20 0C’de
depolama) sığır pankreası da
kullanılabilir. Bunun yanında
gastrik asiditeyi azaltmak ve enzim
etkinliğini artırmak için simetidin,
fomatidin gibi H2 reseptör blökörleri
uygulanabilir. Düzenli tedaviyi
takiben klinik belirtiler (ishal)
yaklaşık 5 gün içerisinde düzelir.
Daha sonra doz azaltılabilir. Eğer
pankreas enzim uygulamalarında
komplikasyonlar meydana geliyorsa
fungal lipaz desteği -Aspergillus
spp. – kullanılabilir. Bunlar gastrik
aside dayanıklı fakat intestinal
geçişte proteaz ve safra asitleri ile
deaktive olurlar. Bakteriyel lipazlar
ise - Burkholderia plantarii’den
üretilen – her iki geçiş bölgesine
karşı dayanıklı, ancak çok pahalı
ve sürekli bulmak çok zor. EPİ’li
hastaların diğerlerinden daha fazla
kaloriye gereksinimleri vardır.
Yağ absorbsiyonu enzim katkısına
rağmen normale dönmez, diyetin
yüksek fiber içeriği de pankreas
enzim aktivitesini engeller.
Kalorisi yüksek, yağ oranı düşük,
AKUT PANKREATİTİS’TE, Köpekler için kullanılan Spec
cPL™ ve kediler için kullanılan Spec fPL™ pankreas
lipazı (PLi) tayini oldukça spesifik ve duyarlı bir testtir.
bu ürün MVM medikal - ıdexx laboratorıes katkılarıyla
türkiye’DE bULUNMAKTADIR.
sindirilebilirliği yüksek diyetler
uygulanmalıdır. Ayrıyeten vitamin
takviyesi de yapılmalıdır. Vitamin
B12 eksikliğine karşı parenteral
uygulama yapılmalıdır. DNA
sentezi ve kript hücrelerinin
proliferasyonu için gerekli
olduğundan B12 seviyesinin düşük
olması malabsorbsiyona neden olur.
Kedilerde B12 eksikliği düzelinceye
kadar uygulanan enzim katkısı
PETİNFO 2015/06 48-49
tedavisine de yanıt alınamaz. Yağda
eriyen vitaminler; (Vitamin E, A ve
K) yağ malabsorbsiyonu nedeni ile
eksik olabilir. Bu nedenle; Vitamin
E (tokoferol): 30 IU/kedi/gün ve
100 - 400 IU/köpek/gün dozunda,
gıda ile birlikte ve 1 ay boyunca
uygulanmalıdır. EPİ’li köpeklerde
sıklıkla aşırı bakteriyel üreme gelişir.
Bu nedenle tilosin, tetrasiklin ya da
metronidazol kullanılabilir. 
oyun
KEDİ&KÖPEK
zamanı
Ülkemizdeki pet veteriner kliniklerin rolü bazen tartışma konusu olabilir.
Veteriner hekimler için bir hayvanın sağlığı ön plana getirilmeli. Öyleyse
kliniğimizde çeşitli mamaların, aksesuarların hele de oyuncakların ne işi var
diye soran çok sayıda meslektaşımız mevcuttur. Pet klinikleri kesinlikle petshop
değildir, ama hayvanların sağlığını tamamıyla düşünen bir veteriner hekimin eli
altında bulunan kaliteli oyuncaklar, bazen her ilaçtan daha büyük şifa sağlayabilir.
PETİNFO 2015/06 50-51
Bir semptom
olan davranış
sorunlarının
tedavisi aslında
çok basittir.
Kliniğe yeni bir hayvan
sahibi gelmiş. Daha birkaç saat önce
aldığı köpeğin/kedinin/kuşun ilk
muayenesini yaptırmış, aşılamalar ve
bakım hakkında veterinerden bilgileri
almış ve birkaç hafta sonrası için
randevusu ayarlanmış. Eve getirilen
hayvana ilgi gösterilmiş, sevilmiş.
Ama ertesi gün evden herkes çıkıp
işe gitmek zorundaymış. Evde yalnız
kalan hayvan da sadece beklemiş
beklemiş ve beklemiş… İnsanlar eve
gelince hayvanla biraz ilgilenmiş
ama herkes yorgun olunca bütün gün
evde yalnız kalan hayvanın hevesini
kimse tam alamamış. Akşam yemeği
yenilmiş, çocuklar ödev yapmaya
koyulmuş, televizyonda da haberler
ve günün dizisi başlamış. Ertesi gün
insanlar yine evden çıkmış, hayvan
yine yalnız kalmış ve artık her gün
KEDİ&KÖPEK
Oyuncaklar
obezite ve
diyabete karşı
en etkin alettir.
Oyuncakların yardımıyla
hayvanlar ve sahipleri arasında
daha güçlü bir bağ oluşabilir.
Oyuncaklar hem hayvanlara
hem de insanlara daha sağlıklı
bir yaşam tarzı sunmaktadır.
bu durum böyle devam etmiş. Ama
bir gün insanları şaşırtan bir şey
olmuş. Eve gelince köpeğin, evdeki
bütün eşyaları dağıttığını, kedinin
odanın ortasına pislediğini, kuşun
da tüylerini yolduğunu farketmişler.
Ne olduğuna şaşırıp köpeğe, kediye
kızmışlar, kuş için de “bekleyelim,
belki geçer” deyip ertesi gün yine
işe gitmişler. Ama ne yazık ki hiç bir
şey değişmemiş. İnsanlar artık her
eve geldikleri gece aynı manzarayla
karşılaşmış. Birkaç hafta sonra
veteriner hekim randevu defterine
bakıp o da bütün gün boyunca sadece
beklemiş, beklemiş ve beklemiş…
Ülkemizde davranış sorunları, bir
hayvanın evden uzaklaştırılmasına
sebep olabilmektedir. Köpekler,
kediler, kuşlar ve çeşitli minik
dostlarımızın eve alınınca bazı
hastalıklara yakalanma riski
azalsa da psikolojik olarak ne tür
değişikliklerden geçtikleri halen
tamamen araştırılmadı. Halbuki
hayvanların çoğu evde yaşadığı
ilgisizlik, yalnızlık ve sıkıntı yüzünden
davranış sorunları yaşamaktadır. Bu
sorunları önleyip, sağlık ve sosyal
açıdan hem hayvanlara hem de
sahiplerine daha mutlu ve kaliteli
yaşam sağlamak veteriner hekimlerin
işidir. Tedavi olarak uygulanması
gereken tek şey; OYUNCAKLAR.
Her gün savaşan köpekler
Köpeklerde en sık görülen
psikolojik sorunlardan olan yalnızlık
endişesinin nedeni, ataları olan
kurtlarda aranmaktadır. Kurtlar
beraber hareket eden, sosyal
hayat yaşayan hayvanlardır. Ava
gittikleri zaman yavrularını bile
yalnız bırakmazlar, gurubun bir üyesi
yavrularla kalıp onlarla ilgilenir. Bir
köpeğin yaşı ne kadar olursa olsun,
sürekli yavru bir kurt gibi ilgiye
muhtaçtır. Köpeğin sahibi çorabını
PETİNFO 2015/06 52-53
ve ayakkabısını giyip işe giderek onu
terkeder. Köpek doğal olarak insanın
evden çıkmasına engel olabilmek için
çorapları parçalayacak, ayakkabıları
ise çiğneyecektir. Yorgun eve gelen
insan oturup televizyonu açacak.
Köpeğin anladığı tek şey, insan
kumandaya dokununca onunla
artık kimsenin ilgilenmeyeceğidir.
Düşmanı olan kumandayı tabiki
fırsatı olduğu ilk anda yok edecektir.
Aynı sebepten dolayı kitaplar,
gazeteler, bilgisayar faresi ve çeşitli
eşyalar bu savaşa kurban gidebilir.
Yeter ki sahibin ilgilenebileceği tek
şey, köpek olsun. Küçük ırklarda
durum biraz daha sıkıntılıdır. Sürekli
kucakta duran hayvanlar insanlarını
sahiplenir ve herkesten kıskanır.
Yaklaşan her kişiye karşı saldırganlık
gösterir yeter ki, sahibi başkasıyla
ilgilenmesin, onu kucağından
indirmesin. Bu hayvanların başka bir
şeye odaklanmalarına yardımcı olan
bir alete ihtiyacı vardır. Oyuncakların
bir köpeğin hayatında önemli bir yeri
vardır. Doğru seçilen oyuncaklar
köpeği eğitir, egzersiz sağlar ve
mutlu eder. Evde yalnız kalan
köpekleri meşgul etmek gerekir.
Aksi taktirde çiğneyip birçok eşyaya
zarar verebilirler. Özel üretilmiş
çiğneme kemikleri veya ödül topları
çiğnemeye meraklı olan köpeklere
kesinlikle verilmelidir. Bu kemiklerle
hayvanlar hem zaman harcar hem
de çiğneyerek stres de atabilirler.
Özellikle fazla enerjik, sahipleri
tarafından kontrol edilemeyen
davranışlara sahip olan köpeklerin
bir iki oyuncağa kesinlikle ihtiyacı
vardır. Konu köpek oyuncağı olunca
ısırma ön plana gelmeli. Köpekler
bir şeye dişlerini geçirmeye bayılır,
geçirdikten sonra da avlarını
bırakmaz, sallar, çiğner, parçalar. Bu
yüzden de oyuncakların iyi kaliteli
olması elzemdir. Aynı zamanda
köpeğin boyutu ve ırkı da önemlidir.
Büyük ırklara asla yutabileceği küçük
oyuncak verilmemeli. Bazı ırkların
çene yapısı ise diğerlerinden daha
kuvvetli olabilir. Özellikle plastik
Yeni jenerasyon oyunlar hayvanların
sıkılmasına hiç fırsat vermez. Renklerin,
materyallerin, kokuların kombinasyonu ile
hayvanların sağlığı hem psikolojik hem de
fiziksel olarak sağlanmış olur.
toplar ve eşyalar kaliteli ve toksik
olmayan malzemeden olmalıdır.
İyi kaliteli toplar her köpek için
harika bir seçenektir. Sahipler
fazla efor sarf etmeden, topları
fırlatmak için özel top fırlatma
aletleri de kullanıp köpeklerin
hareketini sağlayabilirler. Ve hareketli
köpekler sağlıklı köpeklerdir. Aynı
anda hareketli köpekler enerjilerini
verebilir ve bildiğimiz gibi, en uysal
köpek yorgun olan köpektir. Evde
yalnız kalan köpekler için, içi boş
beslenme toplara konulan bir iki
ödül maması da zamanın hızlı
geçmesini sağlayabilir. Frizbi en az
KEDİ&KÖPEK
Köpeklerin yalnızlık fobisi ve
kedilerde aşırı saldırganlık hastalık
değildir, ilgisizliğin ve sıkıntının
semptomudur. Veteriner hekimlerin rolü
bu gibi sorunların nedenini önlemektir.
bir top kadar eğlenceli olabilir. Bazı
köpekler frizbi yakalama konusunda
doğuştan yeteneklidir, bazılarına
ise biraz zaman tanımak gerekir
ama eninde sonuda her köpek
frizbinin peşinde zıplayıp eklemlerini
güçlendirecektir. Genellikle 20
kilograma yakın köpeklerden iyi
frizbi sporcusu olmaktadır. Frizbi
kendisi bir oyuncak olabilir ama frizbi
yakalamak ciddi efor sarfedilmesi
gerektiren bir spordur, çoğu ülkede
yarışları mevcuttur. Bu eğlenceyi
ciddi düşünen sahipler köpeklerini
özellikle kalça displazisi ve artritis
tarafından muayene ettirmeli. Diski
yakalayıp iki ayak üzerine yere inerse
eklemleri zarar görebilir. Hayvanların
bu yanlışlığını düzeltmek için hulahup
kullanarak, onlara doğru zıplayıp
yere inmeyi öğretebilirz. Bu sporun
ikinci en önemli püf noktası frizbidir.
Sert plastik frizbiler hayvanın ağızını
yaralayabilir, hayvan oyuncağı
yakalarken dişlerine zarar verebilir.
Köpeklere özel üretilen yumuşak
frizbi ile oyun hem daha güvenli
hem de köpek için daha eğlenceli
olur. Nasıl olsa maksat burada da
yakalayıp çiğnemektir. Köpekler için
diğer klasik oyuncak ise iplerdir. İp
çekme oynarken hayvanlara hiyerarşi
de öğretilir. Bazı köpekler ip çekerken
kendilerini kaptırabilirler, ısırarak
sahiplerinin elini acıtabilirler. Bunu
önlemek için yeterince uzun ve
dayanıklı ipler seçilmeli. İp çekme
hayvanın tasması ile oynanmamalı.
Hayvanın gözünde tasmanın ve
oyuncağın rolu ayrı olmalıdır. Birden
fazla oyuncak almakta da fayda
vardır. Bir oyuncağından sıkılmış olan
köpeğe başka bir eğlence sunmak
onu mutlu edecek ve fazladan
alınan bir iki oyuncak yeni bir
kanapeden kesinlikle daha ucuzdur.
Hayvan sahiplerine tavsiye edilen
her oyuncak onun ve köpeğininin
arasındaki bağı güçlendirir, hem
köpekleri hem de sahiplerini
harekete teşvik eder.
Vahşi kediler
Kediler, bireysel
yaşadıkları için köpekler gibi
sürekli ilgiye ihtiyaçları yoktur.
Ama kedilerin de belli rutinleri
vardır; Avlan, yakala, öldür, yalan,
PETİNFO 2015/06 54-55
KEDİ&KÖPEK
Doğru seçilen
oyuncaklar
hayvanı eğitir ve
memnun eder.
Kedi ve köpeklerde Zihnin
aktifleştirilmesi ile psikolojik temeli
olan birçok hastalığa karşı önlem
alınabilir. Bunun için de verilebilecek
en etkili ilaç, oyuncaktır.
uyu. Bu basit yaşam felsefesine
hem sokaklarda mücadele veren
hem de evden hiç çıkmayan kediler
uymaktadır. Temelinde her kedi
birer küçük, vahşi canavardır. Onlara
yuva ve yemek vererek özlerinden
vazgeçeceklerini kimse bekleyemez.
Bu yüzden de evde yaşayan bir
kedinin ihtiyacı karşılanmazsa,
hayvan sahipleri kendilerini çeşitli
davranış sorunları ile karşı karşıya
bulabilirler. Kedilerde en sık görülen
sorunlar sahibine karşı agresyon,
misafirlere karşı saldırganlık, evdeki
eşyalara zarar verme, ürinasyon
ve defekasyondur. Sahiplere,
kedilerin öldürme, avlama gibi temel
ihtiyaçlarını karşılayan ve içgüdülerini
PETİNFO 2015/00 00-00
dindiren çeşitli oyuncaklar sunabiliriz.
En çok tercih edilen oyuncaklar
arasında olan kedi sopası enerjik
kediler için ideal bir alettir, aynı
zamanda hayvan ve sahibi arasındaki
ilişkiyi de güçlendirir. Ev içinde
yaşayan kediler zamanın çoğunu
uyuyarak geçirirler, bu yüzden de
uyanık oldukları zaman, aktif oyunun
rolü sağlık açısından da büyüktür.
Sopanın peşinde koşup, zıplamak
hayvanları fit, enerjik ve sağlıklı tutar.
Oyuncaklar, evde yaşayan kedilerin
%50’sinde görülen obeziteye ve
diabete karşı en etkin alettir. Kedi
ise sopanın ucuna takılan çeşitli
oyuncakları ya da ödül mamasını
yakalayınca kendini memnun
hissedecektir. Artık kendisini tatmin
etmek için sahibinin bacağına atlayıp
onu “öldürmeye” çalışmayacak.
Kedilerin yakala-öldür içgüdüsü için
kullanabileceğimiz diğer oyuncaklar
ise bu amaç için özel üretilen peluş
eşyalardır. Çocuklar için üretilen veya
kalitesiz maddeden yapılan peluş
oyuncakların hayvanlara verilmemesi
konusunda hasta sahipleri özellikle
uyarılmalı. Bu oyuncaklar kolay
parçalanır, kedilerin tırnakları ve
dişlerine karşı dayanıksızdır. Kopan
küçük parçalar kediler tarafından
kolayca yutulabilir, boğulmaya veya
sindirim sisteminde tıkanarak ciddi
hasarlara sebep olabilirler. Yapıştırma
KEDİ&KÖPEK
ile birleştirilmiş oyuncaklar yerine el
yapımı olanlar tercih edilmeli. Kaliteli
oyuncaklar çeşitli dayanıklı doğal
materyalden yapılır. Doğal derinin
ya da yünün kokusu hayvanların
hoşuna gider. Bu oyuncakların dolgu
maddesi olarak kedi otu (cat nipNepeta cataria) kullanılabilir. Kedi
otunun uçucu yağ asitleri her üç
kediden birini etkiler. Yoğun miktarda
bitkinin etkisi altında kalan kedilerin
yaklaşık on dakika boyunca sevinçten
yalanması, yuvarlanması hatta
takla atması bile mümkündür. Bazı
kedileri bu süre boyunca sahipleri
rahatsız etmemeli, aksi taktirde kedi
aşırı uyarılma sonucu saldırabilir.
Bitkinin aynı anda sakinleştirici etkisi
de olabilir. Bu etkisinden dolayı yeni
alınan tırmalama tahtasına, yatağa
ya da oyuncağa kedi otu sürülürse
hayvanın eski kanepeden vazgeçmesi
ve yeni eşyasını benimsemesi daha
kolay olacaktır.
Toplar da kediler için ilgi çeken
başka bir oyuncak olabilir. Topun
yerde yuvarlanması hızlı koşan
farelere ve avlara benzediğinden
dolayı kedilerin içindeki avcıyı
Topun yerde
yuvarlanması
hızlı koşan
farelere ve avlara
benzemektedir.
kolayca ortaya çıkartır. İçinde
boşluk olan toplara kedi otu ya da
mama da konulabilir. Bu tarz içi boş
olan toplar özellikle fazla obur ve
gastrointestinal sorunu olan kediler
için faydalı olabilir. Toptan teker
teker düşen mama taneleri kedilerin
hızlı yemek yemesini engeller.
Gördüğümüz gibi oyuncaklar oburca
mama yemenin sonucu olan gaz
oluşumu ve kusma gibi sorunlara da
kolay bir çözümdür.
Kediler avla , yakala, öldür
içgüdülerini tamamen tatmin
ettikten sonra artık sahiplerinin
bacaklarına atlayıp “yakalamaya”
kesinlikle çalışmayacaklar.
PETİNFO 2015/06 58-59
Kediler de üç yaşındaki bir çocuk
gibi, oyuncaklardan kolay sıkılabilir.
Oynadıktan sonra oyuncakları
kaldırılırsa, beraber geçirilmiş oyun
zamanı hem kediler hem de sahipleri
için özel bir an olacaktır.
Dünyada ve Türkiye’de pet
hayvan aksesuarlarındaki satışların
artması bu pazarın ilerde büyük
önem kazanacağının göstergesidir.
Veterinary News Network’a göre
hayvan sahiplerinin %60’ı hayvanına
alınan küçük hediyeler ve oyuncaklar
ile bir bağ oluşturabileceğini
düşünmektedir. Ama onca kalitesiz
oyuncak ve yanlış bilgi vererek
ürünlerini satmaya çalışan internet
sitesi varken evcil hayvanlara en
doğru seçeneklerin sunulması ve
hayvanların sağlığını her şekilde
koruması bir veteriner hekimin
işidir. Bir klinikte bulunan sağlıklı ve
kaliteli oyuncaklar bekleme odasına
renk katıp hayvanlara verdiğimiz
ilgiyi de simgeler ve aynı anda
sahipler için de mesaj verebilir;
Evet, bir hayvanın ilgiye ihtiyacı
vardır, hayvanlar üzülebilir, mutlu
olabilir, hareket edebilir, yorulabilir,
hastalanabilir. Çünkü onlar oyuncak
değildir. Sıkılmamaları için onların
oyuncaklara ihtiyaçları vardır.
TALAT GÜLBAY ANLATIYOR
KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ
Omega 3 - Omega 6 yağ
asitleri ve Spirulina türü
yosunların kedi ve köpek
beslenmesindeki faydaları
Kedi ve köpeklerin gıdalarla alması şart olan besin maddelerinden
en önemlileri Omega yağ asitleri ve yosunların faydaları...
T
üm hayvanlar ve insanlar
gibi kedi ve köpekler
de Omega 1’in metil
grubu ile Omega 7
karbon atomu arasına çift bağ
oluşturamadıklarından, Omega-3 ve
Omega-6 grubu içeren doymamış
yağ asitlerini sentezleyemezler.
Bu nedenle Omega 3 ve Omega 6
yağ asitleri kedi ve köpekler için
esansiyeldir ve besin maddeleri ile
birlikte dışardan alınması gerekir.
Linoleik (Omega 6 türü) asitten
karbon zincirinin uzaması ve çift bağ
sayısının artması sonucu arahidonik
asit meydana gelir. Doymamış
yağ asitlerinden olan ve kedilerin
vücutlarında sentezleyemedikleri
arahidonik asit de bu nedenle
kediler için ilave bir esansiyel yağ
asiti olarak kabul edilir. Omega-3
yağ asitleri, ALA – Alfa Linolenik
Asit , EPA- Ekosa Pentaenoik Asit
ve DHA- Dokosa Heksaenoik Asit)
formlarında bulunur. Omega 6
türü yağ asitleri ise linoleik asit,
gama-linoleik asit, eikosadienoik
asit, dihomo-gama-linolenik asit,
arahidonik asit, dokosadienoik asit,
adrenik asit, dokosapentaenoik
asit ve kalendik asit formlarında
bulunur. Omega 3 ve Omega 6 yağ
asitlerinin, hayvan organizması
tarafından sentez edilemedikleri
için hayvanlar tarafından gıdalar ile
dışarıdan alınmaları şarttır. Omega 6
yağ asitleri özellikle bitkisel yağlarda,
Omega 3 yağ asitleri ise balık
yağında, mavi yeşil alglerde (özellikle
spiriluna türü yosunlar) ve krillde bol
M. TALAT GÜLBAY, Veteriner Hekim
miktarda bulunur. Esansiyel olarak
alınan besin maddeleri ile birlikte
dışarıdan alınan bu yağ asitlerinden
kedi ve köpeklerin hücre içerisinde
mitokondrilerinde uzun zincirli ve
çoğunlukla doymamış yağ asitleri
sentezlenmektedir. Esansiyel yağ
asitleri vücutta doymamış yağ
asitlerine dönüşürler. Bu doymamış
yağ asitleri de önce ekosanoid
isimli 20 karbonlu yağ asidine
dönüştürülmekte, bunlardan da
prostanoid denilen prostaglandinler,
tromboksanlar ve löykotrienler
sentezlenmektedir. Bunlar bağışıklık
sisteminin en önemli tepkilerinden
olan yangı mekanizmasının çok
önemli bileşikleri olup, hücrelerde
membran geçirgenliği ile enzim ve
reseptör aktivitesini etkilemektedirler.
Omega 3 ve Omega 6 yağ
asitlerinin faydaları
Omega-6 yağ asitlerinin vücutta
metabolize edilmesi sonucu ortaya
çıkan metabolitleri enflamatuar,
hiperaljezik, trombotik ve mitojenik
özelliklere sahiptir. Savunma sistemi
açısından önemli ve gerekli olan
bu reaksiyonların aynı zamanda
kontrol altında gerçekleşmesi
gerekmektedir. Omega-6 yağ
asitleri savunma sistemi açısından
önemli ve gerekli olan reaksiyonları
başlatırken, Omega-3 yağ asitleri
sahip oldukları özellikler ile Omega-6
metabolitlerinin etkilerini dizginler
ve bu reaksiyonların kontrolünün
gerçekleşmesini sağlarlar. Bu
nedenle inflamasyon mekanizması
açısından bakıldığında özet olarak
Omega 6 yağ asitleri vücutta yangı
CHAMPION'UN
DESTEKLERİYLE
HAZIRLANMIŞTIR.
1969 yılında Ankara’da doğan M.Talat GÜLBAY, 1983 yılında girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nden
1987 yılında mezun olmuş ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimine devam
etmiştir. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin sonrasında 1993 yılında Veteriner Hekim olarak
mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hayvan Besleme ve
Beslenme Hastalıkları ana bilim dalında Doktora eğitimine başlamış ve 1995 yılında yeterlilik
sınavını başarı ile tamamlayarak kedi ve köpeklerde obezite problemlerinin düzeltilmesi, kilo
kontrolü ve kilo vermeye yardımcı doğal beslenme ilaveleri ve yöntemleri konusunda doktora
çalışmasına başlamıştır. 1993 yılında kurduğu veteriner kliniğinde profesyonel iş yaşantısını
başlatmış ve 1994 yılında kliniğin işletmesini de kapsayan Patiş Veteriner Hizmetleri Limited
şirketini hayata geçirmiştir. Gülbay, 1994 yılında akademik çalışmalarını sürdürürken yerli ve
yabancı birçok firmaya teknik danışmanlık yapmış ve özellikle hasta hayvanların beslenmesi konusunda hazırladığı aylık bültenler ve özel reçete diyetlerin evcil hayvan sağlığında
kullanımı konusunda hem firmalara ve sektöre bilimsel desteklerde bulunmuştur. 1999
yılında ülkemizde Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin kuruluşunda bulunmuş ve
ilk başkanı olarak 2000 yılında WSAVA (Dünya Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği)’ya
üye olunmasını sağlamıştır. Amsterdam’da gerçekleşen bu başarı ile birlikte 4 yıl süre ile
WSAVA Ulusal Temsilciği ve Uluslararası Genel Kurul Üyeliği görevlerini sürdürmüştür. Bu
süre zarfında birçok ulusal ve uluslararası bilimsel konferans ve seminerler düzenlemiş ve
birçok konferansta katılımcı olarak yer almıştır. 2001 ve 2005 yılında dünyada en başarılı ve
prestijli mesleki konferanslardan birisi olan Kuzey Amerika Veteriner Konferansı’na (The North
American Veterinary Conference) Avrupa veteriner hekimlerini temsilen Özel Konuk olarak
katılmıştır. Çeşitli dergi yazıları ve akademik makaleleri bulunmaktadır. Örneğin Doğan Yayın
Grubu’nda Hürriyet Gazetesi “Pako’nun Sayfasında” kendisine ait köşesinde haftalık olarak
evcil hayvan sahiplerine yönelik bilimsel yazılar yayınlamaya başlamıştır. National Geografic
Kids Türkiye Dergisi’nin evcil hayvanlarla ilgili olarak hazırladığı ve çocukların gönderdiği
evcil hayvanlarla ilgili soruların yanıtları ve merak ettikleri konulardaki yazıları ile çocukların bilgi ve birikimlerine katkıda bulunmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk spesifik
kuru kedi ve köpek maması, Premium Champion ve Goody markalarının sahibi
Tropikal Pet’in fabrikasının kuruluş aşamasında bünyesine katılmış ve
tüm ürünlerin tasarım, formülasyon ve üretimlerini gerçekleştirerek ulusal pet sektörüne tamamen yerli ve yüksek kaliteli
ürünlerle büyük bir başarı ile katkıda bulunmuştur.
Tropikal Pet teknik danışmanlık görevini de
devam ettirmektedir.
KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ
reaksiyonlarını tetiklerken Omega
3 yağ asitleri aynı reaksiyonların
frenlenmesinde görev alır. Görme
fonksiyonlarının sağlıklı çalışmasında
son derece etkin faydaları olan
Omega 3 yağ asiteri, büyüme
dönemindeki kedi ve köpeklerde
zeka gelişiminde de çok etkili
olmaktadır. Kalp, böbrek ve eklem
hastalıklarının önlenmesinde önemli
faydaları olan Omega 3 yağ asitleri
deri ve kas sisteminin sağlığı için
de çok önemli besin maddeleridir.
Kanserlerin önlenmesinde ve tedavisi
sırasında bağışıklık sisteminin
desteklenmesinde Omega 3
yağ asitlerinin önemli katkıları
bulunmaktadır. Yaşlılığa bağlı birçok
bozukluğun önlenmesinde ve yaşlı
kedi ve köpeklerde görülen bunama
benzeri belirtilerin yavaşlatılması
ve kontrol edilmesinde Omega
yağ asitlerinin etkili olduğunu
gösteren birçok bilimsel çalışmalar
bulunmaktadır. Kedi ve köpek
beslenmesinde yeterli miktarlarda
Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerinin
beslenme ile dışardan alınmasının
yanı sıra besin maddeleri ile alınan
ideal Omega 3/Omega 6 oranının
1/10 - 1/5 aralığında olması da son
derece önemlidir.
Spirulina’nın Faydaları
Spirulina düşük yağ ve kalorili,
kolesterolsüz, bütün temel amino-
asitleri ve Omega 3 ve 6 yağ asitlerini
içeren önemli bir besin kaynağıdır.
Antioksidan unsurlar içerdiği için,
yaşlanmanın yanı sıra, kanser, artirit,
katarakt gibi sağlık sorunlarının da
temel faktörü olduğu düşünülen
serbest radikallere karşı hücrenin
direncini arttırır. Spirulina önemli ve
biyolojik değerliliği yüksek bir omega
yağ asiti kaynağıdır.Spirulina’nın düzenli
olarak alınması, kalp sağlığını korur,
deri ve kürkü beslerken tüylerin sağlıklı
ve parlak olmasını sağlar. Savunma
hücrelerini destekleyerek, bağışıklık
sistemlerini güçlendirir. Kedi ve köpek
beslenmesi açısından spirulina zengin
aminoasit profili olan ve biyolojik
değeri yüksek oranda protein içeren
bir besindir. E vitamini, A vitamini ve
B12 vitamini açısından çok zengindir.
Organik mineralleri ve özellikle de
demiri zengin oranda içerir. Doğadaki
en zengin doğal antioksidanlardan
birisi de spirulinadır. Spirulina içerdiği
zengin besin maddeleri içeriği ile kedi
ve köpeklerde bağışıklık sisteminin
desteklenmesinde, yorgunluk ve stresin
giderilmesinde çok etkilidir. Spirulina
kedi ve köpeklerde enerji ihtiyacının
karşılanmasına yardım ederken protein,
vitamin ve minerallerin de yüksek ve
faydalı bir oranda alınmasına imkan
sağlar. Kedi ve köpeklerde böbrek
ve karaciğerin desteklenmesinde ve
yaşlanma etkilerinin geciktirilmesinde
spirulina çok etkili bir besin kaynağıdır.
Kolesterol, kan şekeri ve kan basıncının
dengelenmesinde de spirulina
etkili olmaktadır. Spirulina kedi ve
köpeklerde bu faydalarının yanı sıra
içerdiği antioksidan vitaminlerle ve
yağ asitleri ile deri tüy yapısının canlı
ve sağlıklı olmasını sağlar ve tüy
dökülmesini azaltır.
TOPLANTI
Avrupa veteriner
fakültelerinin
geleceği
değerlendirildi
EAEVE 28. Genel Kurulu 21-22 Mayıs tarihleri arasında
İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi ev sahipliğinde
gerçekleştirildi. Organizasyonda yer alan uluslararası
katılımcıların, Türkiye hakkındaki fikirleri toplantı ve
geziler sonunda çok değişti.
G
enel merkezi Viyana’da
bulunan uluslararası
EAEVE kurumunun
amacı, Avrupa Birliği’ne
üye ve aday ülkelerdeki veteriner
fakülteleri eğitimlerinin kalite ve
standartlarının değerlendirilmesi,
daha da geliştirilmesidir. EAEVE,
Avrupa Birliği 2005/36 sayılı
veteriner hekimliği eğitim programı
direktiflerine göre minimum
standartların harmonizasyonu
ve izlenmesini sağlayan Avrupa
PETİNFO 2015/06 64-65
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
son derece kaliteli hizmet
ve misafirperverlik sundu
Prof. Dr. Ana BAVO
EAEVE Başkanı
“EAEVE 28. Genel Kurul Toplantısı”
2015 Mayıs 21-22 tarihlerinde
İstanbul’da gerçekleştirildi. İstanbul
Üniversitesi Veteriner Fakültesi
Organizasyon Komisyonu EAEVE
bürosu ile mükemmel bir işbirliği
sergiledi. Komisyon tarafından
seçilen İstanbul Üniversitesi Beyazıt
Kampüsü ve Avcılar Yerleşkesi,
katılımcılar için konforlu ve toplantı
açısından son derece uygun
mekanlardı. Dekan bey, Prof. Dr.
Halil Güneş ve İstanbul Üniversitesi
profesörleri ile beraber çalışan
15 gönüllü öğrenci de 73 ülkeden
gelen 175 katılımcımıza son derece
kaliteli hizmet ve misafirperverlik
sundu. Avrupa ve Amerika’dan
gelen konuşmacılar eğitimin
iyileştirilmesi ile ilgili örneklerle yeni
fikirler sundu. Oturumda Dr. Kozet
Avanus tarafından yapılan İstanbul
Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nin
araştırmalarında lisans öğrencilerin
rolü hakkında ilginç bir sunum
dinleme fırsatımız oldu. Boğaz’dan
izlediğimiz manzara ve tarihi şehirde
yaptığımız geziler de unutulmaz bir
hatıra oldu. Bu unutulmaz EAEVE GA
için teşekkür ederiz.
kıtasındaki en önemli eğitim
akreditasyonu kuruluşudur. 2013
yılında Padova Üniversitesi Veteriner
Fakültesi’nde (İtalya) gerçekleştirilen
oylama sonucunda, büyük oy farkı
ile Türkiye seçilmiş ve İstanbul
Üniversitesi 2015 yılı genel kurul
organizasyonunu gerçekleştirmeye
hak kazanmıştır. O zamandan beri
süren çalışmalar ardından 200’e
yakın uluslararası katılımcı, veteriner
hekimlik mesleğinin gidişatını
değerlendirmek üzere İstanbul’a
geldi. Katılımcıların çoğu Türkiye’ye
ilk defa geldi, söylediklerine göre
ülkemiz ve eğitim sistemimiz
hakkında fikirleri pozitif yönde değişti.
Oturumlar dışında, EAEVE’ye üye
olan Türk üniversitelerin yöneticileri
ile diğer ülkelerin dekanları arasında
gerçekleşen muhabbetlerde,
gelecekte gerçekleştirilecek olan
uluslararası işbirliklerinin ve öğrenci
değişim programlarının anlaşmaları
yapıldı. Oturumlarda ise 20152020 yılları arasındaki hedefler
konuşuldu. Bu hedeflerin arasında
üniversitelerin eğitim yöntemlerinin
ve araştırmalarının paylaşılması,
öğretim üyelerinin uluslararası
boyutta farklı üniversiteleri ziyaret
edip eğitim verme gerekçesi, öğrenci
değişimlerinin önemi, temel ve
uzmanlık eğitiminde kullanılabilecek
öğretim materyallerin elde edilmesi
ve paylaşımı ile diğer veteriner
örgütleriyle yapılabilecek işbirlikler
tartışıldı. EAEVE’nin başkanı Prof. Dr.
Ana Bravo, kapanış konuşmasında,
34 ülkeden 97 üye kuruluşunun
üye olduğu EAEVE’nin veteriner
hekimlik mesleğindeki önemini
tekrar vurguladı, organizasyonda
rol alan İstanbul Üniversitesi
öğretim üyelerini ve öğrencilerini
kürsüye çağırarark teşekkürlerini
iletti ve kongrenin gidişatı hakkında
memnuniyetini ifade etti. EAEVE
2017 Genel Kurulu organizasyon
ülkesi olarak Londra-İngiltere seçildi
Organizasyona önümüzdeki sene 1214 Mayıs tarihlerinde ise Uppsalaİsveç yer verecek. 
Gelecek nesil için katkıda
bulunduğumuza inanıyoruz
Prof.Dr. Serkan İkiz
Prof. Dr. Tolga Kahraman
28. EAEVE Genel Kurulu İstanbul
Organizasyon Komite Üyesi
EAVE GA, meslektaşlarımızın bir arada
olması açısından mesleki gelişim
açısından çok faydalı oldu. Herkes
memnun bir şekilde, gerek üniversitemiz gerekse ülkemiz hakkında
pozitif düşüncelerle ayrıldı. Gelecek
nesil veteriner hekimleri için büyük bir
katkıda bulunduğumuza inanıyoruz ve
önümüzdeki yıllarda da çalışmalara
devam edeceğiz.
öğrencilerinin de bu alanda
söz söyleme hakkının bulunması
ayrı bir gurur verici
Emma van Rooijen IVSA Global yönetiminden
Anıl Türer IVSA Dünya Başkanı Uluslararası
Halkla İlişkiler Koordinatörü
EAEVE, geleceğimizi eğitimsel ve
sosyal açıdan görme fırsatı sağlıyor. Düşüncelerimizi hocalarımız ile
entegre etmesi açısından çok yararlı
oluyor. IVSA olarak EAEVE ile olan
partnerliğimiz doğrultusunda bu seneden itibaren artık kendi denetleme
ve ziyaret takımlarına bir tane öğrenci
dahil etmeye karar verdiler. IVSA çatısı
altında bulunan normal lisans veya
doktora öğrencilerinin de bu alanda
söz hakkının bulunması gurur verici.
Gelecek yıllarda
daha da çeşitliliğini
arttırmaya çalışacağız
Prof.Dr. Halil GÜNEŞ
İÜ. Veteriner Fakültesi Dekanı
28. EAEVE GA. İst. Org. Komite Bşk.
Öncelikle, EAEVE’nin 28. Genel
Kurulu’nu İstanbul’da düzenlemekten
dolayı çok mutlu olduk. Bu toplantıyı,
sadece fakültemizin değil, ülkemizin
bir organizasyonu olarak kabul
ederek çalıştık. Katılımcılardan
aldığımız övgü dolu takdirler,
yaptıklarımızı kanıtladı ve bizleri daha
çok memnun etti. Bu toplantının en
büyük yararı, Avrupa’daki Veteriner
Fakültesi Dekanlarının İstanbul
Üniversitesi Veteriner Fakültesi
nezdinde Türkiye’nin gücünü,
kalitesini ve çalışmalarını bizzat
görerek ülkemiz ve eğitimimiz
hakkındaki düşüncelerinin pozitif
yönde değişmiş olmasıdır. Aslında,
İstanbul Üniversitesi Veteriner
Fakültesi bu ve benzeri bilimsel
organizasyonları, planlaması ve
gerçekleştirmesi ile, her yıl çok
sayıda toplantıyı uygulamaya
koymaktadır. Sadece 2015 yılının
ilk yarısında ikisi yurtdışında
olmak üzere 6 uluslararası toplantı
gerçekleştirilmiş ve iki toplantı daha,
ileri bir tarihte gerçekleştirilecektir.
Bizler, ülkemiz ve mesleğimiz için
bunları yapmaya devam edeceğimiz
gibi, gelecek yıllarda daha da
çeşitliliğini arttırmaya çalışacağız.
Çalışmalarda katkısı olanlara sonsuz
teşekkür eder, gelecektekilere de
başarılar dilerim.
KEDİ&KÖPEK
EKG dalgalarının kendi
aralarındaki süreleri ve
yükseklikleri kardiyak ritmin
özellikleri ve kalp kası hakkında
bilgiler vermektedir.
Klinik elektrokardiyografi
temellerini anlamak
Çizgiler
ne anlama
geliyor?
Dergimizin bu sayısında Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Elemanı Dr. Çağatay Çolakoğlu
klinik elektrokardiyografi (EKG) temelleri ve okunması ile ilgili bir
kinisyen veteriner hekimin bilmesi gerekenleri paylaşıyor.
Yazı: Dr. Ekrem ÇağAtay Çolakoğlu A.Ü Veteriner Fakültesi Araştırma Görevlisi
EKG,
kalpteki elektriksel
potansiyel değişikliklerini
kaydetmek ve muhtemel kalp
sorunlarını değerlendirmek amacıyla
kullanılmaktadır. EKG cihazına bağlanan
elektrotlar ile kardiyak elektriksel
değişiklikler kaydedilmekte ve metal
iğne ile ısıya duyarlı EKG kağıdına
(Trase) yazdırılmaktadır. EKG ile;
ritim ve iletim bozuklukları, myokart
iskemisi, kalp kasının durumu, perikard
hastalıkları ve elektrolit dengesizlikleri
değerlendirilebilmektedir. Buna rağmen;
hastalarda kalbin değerlendirmesinde
EKG’nin tek başına yeterli olmadığı,
mutlaka hastaların klinik durumu,
ekokardiyografi ve röntgenleri ile birlikte
yorumlanması gerektiği unutulmamalıdır.
EKG, uzun dönem ritim kayıtlarının (Holter
kaydı) alınması öncesi ön bulgular da
verebilmektedir.
EKG kağıdı özellikleri
EKG cihazları; 25 mm/sn ve 50 mm/
sn gibi değişen kayıt hızlarında yazdırma
yapabilmektedir. Kayıt hızı 25 mm/sn
olduğunda; 1 küçük kare 40 ms (0.04
sn), 1 büyük kare 200 ms (0.2 sn), 5
büyük kare ise 1 sn’ye denk gelmektedir
(Resim 1). EKG cihazlarının standart
kalibrasyon ayarları; 1 mV uyarı geldiğinde
10 mm yüksekliğinde ve 5 mm (0.2 sn)
genişliğinde, kenar açıları 90 derece olan
dikdörtgen şekli çizdirecek şekilde
KEDİ&KÖPEK
EKG cihazları; 25 mm/sn ve 50 mm/sn
gibi değişen kayıt hızlarında yazdırma
yapabilmektedir. 1 küçük kare 40 ms
(0.04 sn), 1 büyük kare 200 ms (0.2 sn),
5 büyük kare ise 1 sn’ye denk gelmektedir.
RESİM 1. EKG kağıdının özellikleri
0.20 sec
a
5 mm
1 mm
b
0.04 sec
3.0 seconds
ayarlanmıştır (Resim 1a). QRS
kompleks yükseklikleri çok uzun
olduğunda, EKG cihazları 1 mV = 5
mm şeklinde de (Resim 1b) otomatik
olarak yazdırılabilmektedir.
EKG Nomenklatürü
Kalpte oluşan elektriksel
kuvvet myokard hücrelerine giren ve
çıkan iyon dengesi farklılıklarından
kaynaklanmaktadır. İstirahat
halinde, kasılmadan bekleyen bir
kalp hücresinin iç yüzü negatif, dış
yüzü ise pozitif yüklüdür. İletim
uyarısının gelmesiyle hücre içinin
hızla pozitif yüke kaymasına
depolarizasyon denmekte ve
böylece kalp hücrelerinde iletim
sağlanmaktadır. İletimin geçmesiyle
hücre içinin tekrar istirahat haline
dönmesi ise repolarizasyon olarak
ifade edilmektedir. İşte bu hücre
içi ve dışındaki polarizasyon
değişiklikleri EKG dalgaları şeklinde
ortaya çıkmakta ve traseye
yazdırılarak değerlendirilmektedir.
EKG’nin yazdırılması amacıyla,
vücut yüzeyinin değişik bölgelerine
elektrotlar yerleştirilmekte ve
kablolar vasıtasıyla EKG cihazına
bağlanmaktadır. Bu şekilde kurulan
elektriksel devrelere derivasyon
PETİNFO 2015/06 68-69
denmektedir. Birden çok noktaya
yerleştirilen elektrotlar kalbi farklı
açılardan görmekte ve bu sayede bir
elektrotta fark edilmeyen aktivasyon
diğeriyle tespit edilebilmektedir.
Veteriner Hekimlikte kullanılan
elektrotlar her ne kadar timsah uçlu
olsa da, küçük dostlarımız için daha
rahat kullanımlı ve sabitlemesi daha
kolay elektrot tipleri de mevcuttur.
Elektrotlar ile 12 derivasyon
oluşturulabilmektedir. Ekstremite
derivasyonları I, II, III, aVR, aVL, aVF;
göğüs derivasyonları ise V1-6 olarak
belirlenmiştir. Veteriner Hekimlikte
12 derivasyonda kullanılabilse
KEDİ&KÖPEK
QRS
komplex
RESİM 2
Uyarımın
iletilmesi
sırasında
EKG dalgaları
PR segment
ST segment
R
T
P
PR interval
Q
Araş. Gör. Dr. Ekrem Çağatay
Çolakoğlu, kardiyoloji hakkında
seminerler vermektedir.
S
QT interval
de, kliniklerde sadece ekstremite
derivasyonlarının kullanımı yeterlidir.
Elektrotların bağlanması
Her EKG elektrotu farklı
renklerdedir ve üzerinde hangi ayağa
ait oldukları yazmaktadır. Farklı
elektrot yerleşimi mümkünse de
genellikle elektrotlar ön ayaklarda
dirsek ekleminin, arka ayaklarda
ise diz ekleminin hemen üzerine
konumlandırılmaktadır. Elektrotların
bağlanması öncesinde ultrason
jeli temas kalitesini arttırmak
amacıyla kullanılabilir. Buna rağmen
çoğunlukla temizlenmesi daha kolay
olan alkol kullanımı daha pratik
olmaktadır. Elektrotun bağlanacağı
yere alkol püskürtülmekte
ve arkasından da elektrot
yerleştirilmektedir.
EKG Dalgalarının Oluşumu
EKG dalgaları sırasıyla P, Q,
R, S ve T dalgalarından meydana
gelmektedir (Resim 2). P dalgası
atriyumların depolarizasyonu
(kasılması-sistol), QRS kompleksi
ventriküllerin depolarizasyonu
(kasılması-sistol), T dalgası ise
ventriküllerin repolarizasyonu
(gevşemesi-diyastol) sırasında
yazdırılmaktadır. P dalgası
repolarizasyonu (gevşemesi) QRS
kompleksi içinde yer aldığından
görünmemektedir. Sinüs düğümünden
çıkan uyarımlar sağ atriyumu
depolarize ettiklerinde P dalgasının
ilk yarısı ortaya çıkmaktadır. Takibinde
sol atriyumun depolarizasyonu
ile de P dalgasının ikinci yarısı
oluşmaktadır. Uyarı atriyumlardan
sonra ventriküllere ulaşmakta,
ventriküllerde depolarizasyona neden
olmakta ve QRS kompleksi
hastalarda kalbin
değerlendirmesinde
EKG’nin tek başına yeterli
olmadığı, hastaların klinik
durumu, ekokardiyografi
ve röntgenleri ile birlikte
yorumlanması gerektiği
unutulmamalıdır.
PETİNFO 2015/06 70-71
DR. EKREM ÇAĞATAY
ÇOLAKOĞLU
HAKKINDA...
Trabzon doğumlu Dr. Çolakoğlu;
İlk, orta ve lise öğrenimini
Trabzon’da tamamladıktan
sonra 2003’te Ankara
Üniversitesi Veteriner
Fakültesine başlayarak 2008
yılında Lisans Eğitimini Birincilik
Ödülü’nü alarak tamamladı.
Aynı yıl A.Ü Veteriner Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı’nda
doktora öğrenimine başladı.
2013 yılında “Köpeklerde Kalp
Hastalıklarında Aritmilerin Holter
Monitorizasyon Tekniği ile Tanısı
ve Sınıflandırılması” konulu
doktora tezini tamamlayarak
Dr. Vet. Hek. ünvanını aldı. İlgi
alanı olan; kedi ve köpeklerde
veteriner kardiyoloji, kardiyak
aritmiler ve kardiyopulmoner
resüsitasyon uygulamaları
hakkında seminerler
vermektedir. Dr. Çolakoğlu;
halen A. Ü. Veteriner Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı
Araştırma Görevlisi olarak
görevini sürdürmektedir.
KEDİ&KÖPEK
oluşmaktadır. Ventrüküller
repolarize olduğunda ise T dalgası
oluşmaktadır. İletimin izlediği
tüm bu yol EKG dalgaları olarak
görülebilir hale getirilmekte ve
kalbin değerlendirilmesinde Hekim
tarafından kullanılmaktadır. EKG
dalgalarının kendi aralarındaki süreleri
ve yükseklikleri kardiyak ritmin
özellikleri ve kalp kası hakkında
bilgiler vermektedir.
Ekg kaydı sırasında dikkat
edilmesi gereken noktalar
Kayıt sırasında köpek ve kediler
genellikle lateral yönde yatırılarak
İstirahat halinde,
kasılmadan bekleyen
bir kalp hücresinin iç
yüzü negatif, dış yüzü ise
pozitif yüklüdür. İletim
uyarısının gelmesiyle
hücre içinin hızla pozitif
yüke kaymaKTADIR.
çekim gerçekleştirilmektedir. Fakat
çoğu hastada bu pozisyon oldukça
stres yaratmakta ve hastaya
tedirginlik vermektedir. Oluşan stres;
kaliteli ve olabildiğince düzgün kayıt
alınmasını önlemektedir. Bundan
kaçınmak adına; köpeklerde ayakta
pozisyonda, kedilerde ise göğüs
üzerine uzanmış pozisyonda kayıt
alınması önerilmektedir. Çekim
esnasında hastanın olabildiğince
hareketsiz kalması artefakt
oluşmaması adına önemlidir. Hasta
üzerindeki tasma vb metal eşyalar
çıkarılmalıdır. Çekim odalarının hastayı
rahatlatmak adına; sessiz, loş ve
hafif karanlık olması önerilmektedir.
Çekilen EKG kayıtlarına mutlaka hasta
sahibinin ve hastanın ismi-soyismi
yazılmalı, tarih ve saat eklenmelidir. 
Kalp atım sayısı
köpeklerde 70-160,
kedilerde 160-250,
insanlarda ise
60-100/dk’dır.
Kedi ve Köpeklerde EKG Tanı Kriterleri
Köpek
Kedi
70-160 (Küçük ırklarda
70-220)
160-250
Yükseklik
En fazla 0.4 mV
En fazla 0.2 mV
Genişlik
En fazla 0.04 s, büyük
ırklarda 0.05
En fazla 0.04 s
P-R aralığı
0.06-0.13 s
0.05-0.09 s
Yükseklik
Büyük ırklarda en fazla
0.05 mV, küçük ırklarda
en fazla 2.5 mV
En fazla 0.9 mV
Genişlik
Büyük ırklarda en fazla
0.06 s, küçük ırklarda
en fazla 0.05 s
En fazla 0.04 s
Azalışı
0.2 mV’dan daha düşük
olamaz
_
Artışı
0.15 mV’dan daha fazla
olamaz
_
Q-T aralığı
0.15-0.25 s (Norma
kalp ritminde)
0.12-0.18 s (normal
kalp ritminde)
T dalgası
Pozitif, negatif ya da
bifazik olabilir. R dalgası
yüksekliğinin 1/4
‘ünden büyük olamaz.
Genellikle pozitif ve
<0.3 mV
Kalp atım sayısı/dk
P dalgası
QRS kompleksi
ST Segmenti
KAYNAK: Kaynaklara yazarın arşivinden
ulaşabilirsiniz. ekremcağ[email protected]
PETİNFO 2015/06 72-73
Köpeklerde plazma
progesteron
konsantrasyonu
laktasyon boyunca
0,5 ng/ml’dir.
Gebelik yaşı ve doğum
zamanının belirlenmesi
Köpeklerde gebelik yaşı ve doğum zamanının belirlenmesinde kullanılan
yeni metotlarla, gebelik süreci, çiftleşme zamanı; çeşitli dönemlerde
gebelik tanısı ve gebelik yaşı çalışmaları incelenmiştir.
Yazı: Yrd.Doç.Dr. Hande Gürler OMÜ Vet. Fak. Doğum ve Jinekoloji AbD.
Çiftleşmenin gözden kaçması
ya da birçok kez çiftleşme olduğu
durumlarda, köpeklerde gebelik yaşı
çoğunlukla tahmin edilememektedir.
Reprodüktif kayıpların önlenmesi
ya da minimize edilmesinde doğum
zamanının tespiti ve gebelik yaşının
belirlenmesi, zamanında müdahale
açısından büyük önem taşımaktadır.
Gebelik sırasında oluşan pelvis
ve vagina obstrüksiyonlarında,
primer ve sekonder uterus inerşiya
öyküsü bulunan köpeklerde,
yavrudan kaynaklanan poblemler
PETİNFO 2015/06 76-77
nedeniyle uzamış gebeliklerin
tamamen sonlandırılması gibi
durumlarda sezaryen operasyonunun
planlanması için doğum zamanının
belirlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca östrus senkronizasyonu ve
embriyo transferi gibi reprodüktif
bir olgu olduğundan gebeliğin 0.
günü olarak değerlendirilmekte ve
muhtemel doğum zamanı da buna
göre belirlenmeye çalışılmaktadır.
Gebeliğin 0. günü belirlenemediğinde
ya da çiftleşme gözlemlenemediğinde
gebelik sürecinde aşağıda
bahsedilecek olan diğer tanı
yöntemlerine başvurulmaktadır.
tekniklerin uygulanabilmesi
için ovulasyon zamanı, gebelik
yaşı ve doğum zamanının tespit
edilmesi gerekmektedir. Ancak,
köpeklerde gebelik süresi oldukça
farklılık göstermekte (58-71 gün)
ve çiftleşme zamanı bilinse dahi
doğum zamanı hakkında kesin birşey
söylenememektedir.
Gebelik süresindeki bu farklılık
iki ana nedenle açıklanmaktadır.
Birincisi, spermatozoanın östrus
süresi boyunca dişi genital alanda
uzun süre canlılığının sürmesi
ve çiftleşmeden 4-6. güne kadar
motilitesinin devam emesi, ikincisi
ise, östrusun başlangıcından
ovulasyon gerçekleşene kadar
olan sürenin farklılık göstermesidir.
İlk çiftleşme ovulasyondan 10-11
gün önce şekillenebileceği gibi
ovulasyondan 2-3 gün sonra da
şekillenebilmektedir. Bu nedenle,
ovulasyon kanıtlanabilen fizyolojik
Çiftleşme zamanın belirlenmesi
Ovulasyon zamanı, luteinleştirici
hormon (LH) salınımı, progesteron
homonunun artışı veya diöstrusun
başlangıcının tespitiyiyle
belirlenebilmektedir. Gebeliğin
kesin tanısının yaklaşık 3 haftalık
süreçte konulmasından dolayı
ovulasyon zamanının belirlenmesi
doğum zamanın tahmininde büyük
önem taşımaktadır. Ovulasyon,
LH’nın zirve yapmasından 2 gün
sonra şekillenmektedir. LH’nın
plazma zirve değerinin ortalama
24.8±3.1 ng/ml (13.6-42.4 ng/ ml)
olduğu düşünülmektedir. Plazma
LH seviyeleri zirveden 12 ve 6 saat
önce sırasıyla 7.0±2.1 ve 14.7± 4.4
ng/ml, zirveden 6 ve 12 saat sonra
sırasıyla 14.2 ng/ml ve 5.8±2.4 ng/ml
olarak bildirilmiştir . Periferal kandaki
preovulatorik LH dalgasından sonraki
yaklaşık 65 ±1. gün doğum
Erken
gebelik tanısı
(25. günden önce)
Erken dönem gebelik tanısı ve
gebelik yaşı belirlenmesinde
kullanılan en güvenilir
yöntem ekstrafötal yapıların
ölçümüdür. Bunun için ilk
belirti, uterus kornularında
meydana gelen genişlemedir.
Ultrasonografi ile ilk olarak
çiftleşme sonrasında 12-
17. günler arasında bu
genişlemenin 17-18.
günlerde de 1-2 mm’lik
kese şeklinde konseptusun
tespitinin mümkün olduğu
belirtilmektedir. Ayrıca LH
salınımından 23-24 gün
sonra fötal kalp atımının
izlenmesi mümkün olmakla
birlikte, gebeliğin 20-25.
günleri arasında embriyonik
kese çapı net olarak
ölçülebilmektedir.
KÖPEK
Röntgen ile doğumdan yaklaşık
20 gün önce anne karnındaki fötal
iskeleti görüntülemek mümkündür.
Ancak bu, doğum zamanının tam
olarak belirlenebilmesi için yeterli
bir bulgu değildir.
zamanı olarak hesaplanmaktadır.
Köpeklerde, folliküllerdeki
preovulatorik luteinizasyonun önemli
bir kısmı LH’nın zirve yapmasıyla
gerçekleşir ve buna bağlı olarak
progesteron salınımında artış
başlar. Ovulasyondan yaklaşık 48
saat önce plazmadaki progesteron,
bazal seviyesinden hızla yükselmeye
başlamaktadır. Anöstrus sırasında
0.5 ng/ml olan serum progesteron
miktarı, ovulasyondan önceki 2.
ve 3. günde sırasıyla 1.0-1.9 ng/
ml ve 2.0-2.9 ng/ml dir. Ovulasyon
gününde ise bu konsantrasyon 3.46.6 ng/ml arasında ölçülmektedir.
Günümüzde LH ve progesteron
plazma konsantrasyonlarının
ölçümünde kullanılan en yaygın
metot radioimmunoassay (RIA)
dir. Bununla birlikte enzymelinked immunosorbent assay
(ELISA) ve chemiluminescent
immunoassay (CLIA) kitleri de
ovulasyon zamanını belirlemede
başarıyla kullanılmaktadır. Doğum
zamanının belirlenmesinde
kullanılan diğer bir yöntem de
diöstrusun belirlenmesidir. Arka
arkaya yapılacak vaginal smear ile
bu mümkündür. Diöstrus başlangıcı
1. gün olarak düşünüldüğünde
doğum zamanı diöstrustan 51-60
gün sonra olarak hesaplanmaktadır.
Ovulasyonun direkt olarak
belirlenmesinde kullanılan en son
teknik ultrasonografidir. Yuvarlak,
anekojen ve ince duvarlı görüntü
veren folliküllerin sayı ve büyüklükleri
Gebeliğin ve gebelik
yaşının belirlenmesinin,
reprodüktif kayıpların
zamanında müdahale ile
önlenmesi veya minimize
edilmesi açısından klinik
yararı bulunmaktadır.
PETİNFO 2015/06 78-79
ULTRASON
VE DOPPLER
Gebelik yaşını belirlemek
için fötal ensefalik yapıların
ultrasonografik ölçümlerinin
yapılabileceği belirtilmiş ve
bu amaçla ileride ventrikülüs
lateralisleri oluşturacak
olan kavum telensefalinin
derin kısımları 7.5 MHz’lik
transdüser ile ölçülmüştür.
Telensefalik boşluğun (DPTV),
doğum öncesi 30. ve 8. günler
arasında sınırları belirgin
oval anekojenik alanlar
şeklinde görüntülenebildiği
bildirilmiştir. Ultrasonografi
erken gebelik döneminde fötal
rezorbsiyonların belirlenmesi
amacıyla da kullanılmaktadır.
Gebelik tanısında kullanılan
yöntemlerden biri de Dopplerdir.
Ancak daha çok gebeliğin
2. ve 3. trimesterinde fötal
ve maternal patolojilerin
belirlenmesinde tercih edilmeli.
KÖPEK
Köpeklerde doğum
zamanının belirlenmesi,
çiftleşme zamanının
bilinmediği durumlarda
sezaryenin planması
açısından önemlidir.
EN GÜVENİLİR
YÖNTEM
Çiftleşme zamanının bilindiği
durumlarda, hormon
konsantrasyonlarının
belirlenmesi gebelik uzunluğu
hakkında bilgi vermektedir.
Ancak çiftleşme zamanı
bilinmeyen durumlarda doğum
zamanının tahmin edilmesinde
en güvenilir yöntem
ultrasonografidir. Ayrıca
ekstrafötal ve fötal yapıların
ölçümü ile gebelik yaşının
belirlenmesi de bu yöntemle
mümkün olmaktadır.
kolaylıkla belirlenebilmektedir.
Günlük kontrollerde, ovaryum
üzerinde daha önceden tespit edilmiş
olan folliküllerin ani olarak kayboluşu
ile ovulasyonun gerçekleştiği
belirlenebilmektedir. Yapılan bir
çalışmada, bir köpekte 8 MHz’lik prob
kullanarak folliküler gelişim, ovulasyon
ve korpora lutea oluşumunu incelenmiş
ve proöstrusun 6. günü folliküller
yuvarlak şekilli anekoik yapılar şeklinde
görülmüştür. Sağ ve sol ovaryumda
üçer adet follikül saptanmış ve çapları
sırasıyla ortalama 0.67±0.06 cm ve
0.48±0.02 cm olarak ölçülmüştür.
Ovulasyonun, 24 saat içerisinde her iki
ovaryumdaki anekoik folliküllerin
hızlı kaybolmasıyla karakterize
olduğu bildirilmiştir.
Gebeliğin 25. günden sonra tanısı
ve gebelik yaşının belirlenmesi
Köpeklerde bu dönemde
gebelik tanısı ve gebelik yaşının
belirlenmesinde en güvenilir
yöntem ultrasonografidir.
Gebeliğin 26. gününde embriyo
görüntülenebilmekte ve ense-kuyruk
sokumu (CRL) ve vücut çapı (BD)
ölçümleri yapılabilmektedir. Gebeliğin
30. gününden sonra baş çaplarından
özellikle biparietal çap (BP), yavru
sayısı ve cinsiyetten etkilenmeksizin
gebelik yaşı hesaplamalarında tek
PETİNFO 2015/06 80
başına yeterli olmaktadır. Fötal
iskelet ise tam olarak 35. günden
sonra net olarak görülmeye
başlamaktadır. Ultrasonografi ile
diğer fötal organların (böbrek,
barsak, göz) ölçümü de mümkündür.
England ve ark., gebeliğin 38-44.
günlerinde böbreklerin ve gözlerin,
56-60. günlerde de barsakların
belirlenebileceğini belirtmişlerdir. Bu
konuda araştırmalar yapan Luvoni
ve Beccaglia ise bu parametrelerle
fötusun büyüklüğü hakkında
fikir yürütülmekle birlikte kesin
doğum zamanının tam olarak
belirlenemeyeceğini bildirmişlerdir.
Doğuma yakın gebelik tanısı
ve gebelik yaşının belirlenmesi
Köpeklerde plazma progesteron
konsantrasyonu doğumdan 5 gün
önce 4,5±0.6 ng/ml’dir (2,6-7,8 ng/
ml). Bu konsantrasyon doğum öncesi
24-16. saatlerde 1.19±0,36 ng/ml
ve doğum öncesi 12-8. saatlerde
de 0,5 ng/ml dir ve laktasyon
boyunca bu seviyede kalmaktadır.
Ultrasonografi ile doğumdan yaklaşık
7 gün önce (ortalama 2-9 gün) pelvis
ve arka ekstremiteleri belirlemek
mümkündür. Dişler ise doğumdan 4
gün önce belirlenebilmektedir.
Kaynak: Kaynaklar için yazara ulaşabilirsiniz.
[email protected]

Benzer belgeler

Temmuz-2015 - Petinfo Dergi

Temmuz-2015 - Petinfo Dergi Dr. Gürbüz Ertürk ENİKÖ KIRALY

Detaylı

temmuz-2016 - Petinfo Dergi

temmuz-2016 - Petinfo Dergi [email protected] GRAFİK TASARIM EMEL VURAL [email protected] DANIŞMA KURULU PROF. DR. AHMET ERGÜN PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ PROF. DR. TAMER DODURKA Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin Dr. Ba...

Detaylı