ekim-kasım-aralık sayısı - Orman Mühendisleri Odası
Transkript
ekim-kasım-aralık sayısı - Orman Mühendisleri Odası
TMMOB ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI ADINA SAHÝBÝ Ali KÜÇÜKAYDIN YAYIN SORUMLUSU Ümit YILIK YAYIN YÖNETMENÝ Okan ÇANÇÝN YAYIN KURULU Dr. Said DAÐDAÞ Hanifi AVCI Osman TURUNÇ Özer ÖZGÜÇ S.Iþýk DERÝLGEN Zeki KAMACI YAYIN KOÞULLARI Dergimizde yayýnlanmasý istenen yazýlar bilgisayarda yazýlmalý, daha önce baþka bir yerde yayýmlanmadýðýnýn belirtildiði imzalý dilekçe ile birlikte basýlý ve sayýsal ortamda Yönetim Yerine posta ile gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý (A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen sayýlarda yayýmlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, slayt dýþýnda sayýsal gönderilecek fotoðraflarýn çözünürlüðü yüksek olmalýdýr. Yazlarda Türkçe kelimeler kullanýlmalý ve Türkçe dil kurallarýna uyulmalýdýr. Yayýmlanacak yazý ve çevirilerdeki düþünsel ve teknik sorumluluk yazarýna aittir. Oda yönetimini ve Dergi Yayýn Kurulunu sorumlu kýlmaz. Dergide yayýmlanan yazýlardan kaynak göstermek koþulu ile alýntý yapýlabilir. Dergiye gönderilen yazýlar yayýnlansýn ya da yayýnlanmasýn geri verilmez. Yazýlar Yayýn Kurulu tarafýndan incelenir. Yayýn Kurulu Yayýnlanacak yazýlarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve uygun görülen yazýlarý yayýnlar. YÖNETÝM YERÝ Necatibey Cad. No: 16/13 06430 Sýhhiye / ANKARA Tel: 0.312 229 20 09 Belgegeçer: 0.312 229 86 33 E-posta: [email protected] www.ormuh.org.tr TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Hesap No: T.C. Ziraat Bankasý Necatibey Þubesi: 132953 BASKI 4Renk Yayýn Tanýtým Matbacýlýk Ltd.Þti. K.Karabekir Cad. 85/7 Ýskitler / ANKARA Tel: 0.312 341 40 82 Fax: 341 40 82 ISSN: 1301 - 3572 KAPAK ÞÝÝR Sarýkamýþ Destaný Derleyen: Yrd.Doç.Dr. Erdoðan ALTINKAYNAK Yýl: 44 Sayý: Ekim - Kasým - Aralýk 2005 ÝÇÝNDEKÝLER Baþyazý ................................................................................2 Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýndaki Kanun Tasarýsýnýn Yasalaþma Süreci ......................................3 Türk Ormancýlýðýnda; Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve Yapýlanmaya Yansýmalarý Sempozyumu .................................8 Sarýkamýþ Allahuekber Daðlarý Milli Parký .............................13 91. Yýlýnda Sarýkamýþ Taarruzu ............................................15 AÜ Çankýrý Orman Fakültesi Dekanlýðýndan Açýklama ...........20 Ýstanbul Ýli Çevre Düzeni Planý Çalýþmalarý Baðlamýnda Corino Sistemi (1) ..............................................................22 Yetiþme Ortamý Haritalarýnýn Orman Amenajman Planlarýndaki Yeri ve Önemi ................................................26 Sürgün (Baltalýk) Ormanlarýnýn Koruya Dönüþtürülmesi........31 Toprak Erozyonu ................................................................36 Harnup (Keçi Boynuzu) Kozan’ýn Ýkinci Narenciyesi Olma Yolunda ....................................................................38 Andýz - Arceuthos Drupacea ant. ........................................41 Ormancýlýk Çalýþmalarýyla, Küresel Isýnmaya Fren.................43 Birleþmiþ Milletler FAO FOWECA Çalýþmasýnýn Ýstanbul Toplantýsý Organizasyonu Odamýz Tarafýndan Baþarýyla Gerçekleþtirilmiþtir ...............................................44 Bir Proje Öyküsü (Uludað’ýn Bitki Çeþitliliðinin Korunmasý) ...............46 Þubelerden Haberler ..........................................................48 BAÞYAZI Saygýdeðer meslektaþlarýmýz Kýsaca Meslek yasamýz olarak ifade ettiðimiz, "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun Tasarýsý" TBMM - Tarým Orman ve Köyiþleri Komisyonundan geçerek 09 Aralýk 2005 tarihinde Meclis Genel Kuruluna gönderilmiþ ve Genel Kurul gündemine alýnmýþtýr. Komisyonda; yasa tasarýsýnýn, özellikle görev alanlarýný düzenleyen 4.maddesi üzerinde uzun tartýþmalar yaþandý. Komisyon ve oluþturulan alt komisyonda, TMMOB, Ziraat Mühendisleri Odasý, Peyzaj Mühendisleri Odasý baþta olmak üzere diðer meslek kuruluþlarý, ilgili bakanlýklarýn temsilcileri hazýr bulundu. Komisyonu bilgilendirme adýna, öne çýkan tartýþma konularýnda bilimsel argümanlarý da kullanarak herkes söyleyeceðini söyledi. Bilgilendirmeler ýþýðýnda yapýlan deðiþikliklerle birlikte yasa tasarýsý komisyondan geçti. Yasa tasarýsýyla ilgili bazý noktalarda görev alanlarýmýzýn yakýn olduðu, Ziraat Mühendisleri Odasýnýn ve Peyzaj Mühendisleri Odasýnýn itirazlarý anlaþýlabilir. Ancak bir Meslek Yetki Yasasýna, üst birliðimiz olan TMMOB'nin destek vermesi gerekirken, "TMMOB yasasýnýn delinmeye çalýþýldýðý" gerekçesiyle tasarýnýn geri çekilmesini istemesi anlaþýlýr gibi deðildir. Týpký, Yasa gereði tüm odalarýn TMMOB'de temsil hakký varken, Orman Mühendisleri Odasýnýn temsil hakkýnýn gaspediliþinin anlaþýlamadýðý gibi... Oysa, artýk Uluslararasý Süreçte de yazýlý mevzuatý olmayan meslekler serbest dolaþým imkaný bulamayacaklardýr. TMMOB karþý çýkma yerine kendisine baðlý tüm meslek kuruluþlarýnýn yasalarýný çýkarmalarýna destek olmalýdýr. Nitekim birkaç ay önce Harita Mühendislerinin yasasý çýkmýþ olup, ayný itiraz noktalarýný içermesine raðmen TMMOB buna itiraz etmemiþtir. Artýk bu kör dövüþünü býrakalým. (Süreçle ilgili geniþ bilgi: www.ormuh.org.tr adresinde) Bütün bu geliþmeler yaþanýrken, Tüm ormancýlýk camiasý birlik beraberlik içerisinde uygun bir duruþ göstermiþtir. Þükranla karþýlýyoruz. Tasarýnýn bir an önce Genel Kuruldan geçmesi ve yasalaþmasý için her türlü gayret gösterilecektir. Çevre ve Orman Bakaný ve Bürokratlarýna, Tarým Orman Köyiþleri Komisyonu Baþkan ve üyelerine, Fakültelerimizin deðerli hocalarýna, Meslek Örgütlerimize ve desteðini esirgemeyen kuruluþlara, camiamýz adýna þükranlarýmýzý sunuyoruz. Saygýdeðer Meslektaþlarýmýz, Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkezi ve Sosyal Tesisleri binasý için aldýðýmýz, Beþtepe'deki arsa üzerinde inþaata baþladýk. En geç Haziran 2006'da tamamlanacak olan tesiste; toplantý salonu ve kütüphanenin yaný sýra spor merkezi, restaurant ve cafe olarak düþünülen 3 iþletme hem üyelerimize hizmet edecek hem de sürekli gelir kaynaðý oluþturacaktýr. Odamýzýn en son aktivitelerinden; "Türk Ormancýlýðýnda Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve Yapýlanmaya Yansýmalarý" konulu Sempozyum, yaklaþýk 500 kiþinin katýlýmýyla 22-24 Aralýk 2005 tarihlerinde Antalya Belek Rixos Premium otelde gerçekleþtirildi. Uluslararasý süreç ýþýðýnda ormancýlýk strateji ve politikalarýna ýþýk tutmak amacýyla bilim adamlarý, ilgili kurum ve kuruluþlar, STK'lar ve meslek camiamýz görüþlerini ortaya koydular. Bunun sonucu ortaya çýkan sonuç bildirgesi, kamuoyuna ve ilgili kurumlara aktarýlarak takipçisi olunacaktýr. Saygýlarýmýzla Yönetim Kurulu 2 Kýsaca “Meslek Yetki Yasamýz” olarak sýkça kullandýðýmýz tasarý; Meslek kamuoyumuzun yakýn ilgisi ile mecliste son aþamaya gelmiþ bulunmaktadýr. TMMOB’un ve deðiþik meslek gruplarýnýn itirazlarý Tarým Orman ve Köyiþleri Komisyonunda yoðun olarak tartýþýlmýþ ve burada ön plana çýkan itiraz noktalarýna karþý odamýzýn belgelere dayanarak yaptýðý savunmayý meslek kamuoyu ile bu yayýnýmýzda paylaþmak istiyoruz. ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ, AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDAKÝ KANUN TASARISININ YASALAÞMA SÜRECÝ* Yasa Taslaðýnýn Hükümet Tasarýsý olarak Meclise intikalini saðlayan Bakanýmýz Sayýn Osman PEPE’ye teþekkür ederiz. Tarým Orman ve Köyiþleri Komisyonu Baþkaný Sayýn Prof. Dr. Vahit Kiriþçi’ye komisyondaki desteklerinden ötürü þahsýnda tüm komisyon üyelerine teþekkür ederiz. Bu dönem Mecliste bulunan tek orman Mühendisi Sayýn Mehmet IÞIK yasa tasarýmýzýn bu aþamaya geliþinde unutulmayacak hizmetlerde bulunmuþtur. 1) ORMAN TOPRAKLARI, TARIM TOPRAKLARINDAN FARKLI VE ANAYASAL GÜVENCE ALTINDA OLUP, ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝNÝN UZMANLIK ALANI ÝÇÝNE GÝRMEKTEDÝR: Orman topraklarý doðal topraklar olup, orman ekosisteminin bir parçasý, orman tanýmýnýn bir unsurudur. Ýþlenmiþ tarým topraklarýndan çok ayrý özelliklere sahiptir. Ormancýlýk, topraðýn 0-120 cm. lik kýsmýyla ilgilenmekte, tarým ise iþlenmiþ topraklarýn bir pulluk tabaný derinliðindeki 0-30 cm. lik kýsmýyla ilgilenmektedir. Orman topraklarý orman ekosisteminin bir parçasýdýr. Ormancýlýðýn ana sermaye topraktýr. Tüm dünyada olduðu gibi, ülkemizdeki Orman Fakültelerinin en önemli ders konularý "Orman Topraklarý ve Ekoloji Ana Bilim" içinde yer almaktadýr. Orman Kanunundaki orman tanýmýnýn dört unsuru vardýr. Bunlardan biri ve önemlisi, Anayasa Mahkemesi kararýna konu olan ve orman topraklarýný içeren "yerleri" kavramýdýr. Bu hususta Anayasa Mahkemesinin 29.11.1989 tarih ve E.1988/63, K.1989/47 sayýlý kararýnda, "..aðaçlar her hangi bir nedenle yok olursa, yerleri ormanýn bir unsuru olmak niteliðini yitirmez, orman topraðý ve yeri olmakta devam eder..." denilmektedir. Yargýtay Hukuk Genel Kurulu ve ilgili hukuk dairesi kararlarýnda, bir yerin orman olup olmadýðýna uzman Orman Mühendisi bilirkiþiler aracýlýðýyla karar verilebileceðine hükmedilmiþtir. Þöyle ki; (...Evvelce görev almýþ bilirkiþiler dýþýnda yeniden tensip edilecek üç yüksek orman mühendisi veya mühendisi ile fen elemanlarýndan oluþturulacak uzman bilirkiþi kurulu ile yerinde keþif yapýlýp bu belgeler yerlerine uygulanmalý taþýnmazýn bu belgelerde nasýl nitelendirildiði, toprak yapýsý, bitki örtüsü çevresi incelenip, öncesinin orman veya ormandan açýlmýþ yer olup olmadýðý saptanmalý bilirkiþilerden 3 * Bu yazýmýzýn tümünü ve eklerini að sayfamýzda bulabilirsiniz. deðinilen yasalara göre taþýnmazýn durumunu açýklayýcý rapor alýnmalý .... nedenlerle hükmün bozulmasýna 20 H.D. 4.6.1992 T, 188 E, 2696K, "....Ormancýlýk iþi bir uzmanlýk iþidir. Bilirkiþiler tarafýndan belirtilen görüþ fenni ve bilimsel þekilde hükümden düþürülmedikçe mahkemeler bununla yetinmek zorundadýr. Nedenlerle direnme kararý bozulmalýdýr." HGK. 14.6.1989 T, 1989/8-329E, 1989/4213K.) Yerleþik Yargýtay içtihatlarýnda, üzerlerinde orman örtüsü olmasa dahi, bir yerdeki topraðýn niteliði orman topraðý özelliklerini taþýyor ise bu yerin orman sayýlacaðýna amirdir "... halen orman kadastrosunun yapýlmadýðý bu yerde orman kadastrosunun yapýldýðý tarihe kadar yukarýda açýklanan nedenlerle orman sayýlacaðý tartýþmasýz olan bu taþýnmazlarýn üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiþ olsa dahi, salt orman topraðýnýn orman sayýlan yer olduðu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanaðý saðlayan 3402 sayýlý yasanýn 45. maddesinin ilgili fýkralarý Anayasa mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13E.K., 14.03.1989 gün 35/13E.K. gün ve 13.06.1989 gün ve 7/25E.K. sayýlý kararlarý ile iptal edilmiþ olduðundan... zilyetlikle dahi kazanýlamayacaðý anlaþýlmakla davanýn reddine.. 20.HD. 17/12/2004 T, ve 2004/8380 E, 2004/13307 K.) Tüm dünyada olduðu gibi ülkemizde de orman topraklarýnýn etüt, envanter ve yönetilmesi Orman Mühendislerince saðlanmaktadýr. Türkiye'de uzun yýllar Orman topraklarýnýn etütleri, Eskiþehir Orman Toprak Laboratuvarýnca yürütülmüþ ve daha sonra laboratuvarlarýn sayýsý sekize çýkartýlmýþtýr. Orman topraklarýnýn geliþen teknolojiden de yararlanýlarak etüt ve envanterlerinin daha iyi yapýlabilmesi için, Eskiþehir orman toprak larýn para ile ölçülemeyen fonksiyonel deðerlerinin öne çýkarýlmasý olarak geliþtirilmiþtir. Bu deðerlerin en baþýnda orman içi su kaynaklarýnýn geliþtirilmesidir. Ýçilebilen kaliteli su kaynaklarýnýn %80 i orman alanlarýndan elde edilmektedir. Fonksiyonel orman kaynaklarý planlamasýnda bu su üretimi hususlarý dikkate alýnmaktadýr. Orman mühendisliði eðitiminde; su üretiminin saðlanmasýna temel teþkil eden havza amenajmaný, orman amenajmaný, sel kontrolü, aðaçlandýrma ve erozyon kontrolü vb. derslerin önemli bir yer tutmaktadýr. Orman iç su kaynaklarýnýn rejimlerinin düzenli hale getirilmesi, ormancýlýk çalýþmalarý ile mümkün olmaktadýr. Rejimleri düzenli olan su kaynaklarýndan, içme, kullanma ve diðer su ürünlerinin üretimine geçilmesi mümkündür. Su kaynaklarýnýn geliþtirilmesinden amaç sadece su ürünleri üretimi anlaþýlmamalý, aksine, su ürünleri üretimine olanak saðlayacak alt yapýnýn oluþturulmasý anlaþýlmalýdýr. Bu konu, mülga Orman Bakanlýðý kuruluþ ve görevleri hakkýnda kanun maddeleri arasýnda yer almakta iken, bugün ormancýlýk görevlerinin yürütüldüðü Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn 4856 sayýlý kuruluþ ve görevleri hakkýndaki yasasýnýn 13 üncü maddesinin (c)bendinde, "Yaban hayatý ve kara av kaynaklarý ile orman içi su kaynaklarý, ... geliþtirilmesi, kara avcýlýðýnýn düzenlenmesi, av kaynaklarýnýn iþletilmesi ve kontrolü ile ilgili her türlü etüt, envanter, planlama, projelendirme, uygulama, ve izlemeye iliþkin iþ ve iþlemleri yapmak ve yaptýrmak, bu hizmetlerle ilgili tesisler kurmak ve kurdurmak" ifadesi yer almaktadýr. Bu konular, orman idarelerinin kuruluþ kanunlarý yanýnda, ormancýlýk çalýþmalarýnýn baþlatýldýðý ilk yýllardan itibaren ve daha sonra 3116 sayýlý ilk Orman Kanunu ve halen yürürlükte olan 6831 sayýlý Orman Kanunu (23,24,25 inci maddeler) hükümleri içinde ve ormancýlýðýn görevleri arasýnda yeralmýþtýr. Bu görevler Orman Mühendislerince yürütülmektedir. Fransa'da Orman Mühendisliði eðitimi ile su mühendisliði eðitimi Su ve Orman fakültesinde verilmektedir. 5) ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, PEYZAJ PLANLAMASI VE UYGULAMASINDA; GEÇMÝÞTEN BU YANA ZÝRAAT MÜHENDÝSLERÝ ÝLE HEP BERABER YER ALMIÞTIR: Orman Mühendisliði ve Ziraat Mühendisliði eðitiminde, peyzaj planlamasý ve uygulamasý derslerine 1933 yýlýndan bu yana yer verilmiþtir. Peyzaj konusu, Orman Mühendislerinde yasal düzenlemeyle belirlenmez iken, bu alanda benzer eðitimi alan Ziraat Mühendislerinin görev ve yetkilerini düzenleyen 7472 sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanun" un 2 inci maddesinde, "bahçe mimarisi" ifadesiyle yer almýþtýr. Bu yasaya dayanýlarak 18/12/1991 tarih ve 91/2516 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararýyla çýkartýlan "Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine iliþkin tüzüðün" Peyzaj Mimarlýðýný düzenleyen 23 üncü maddesinde, "... Peyzaj mimarlýðý alanýnda öðrenim görmüþ Ziraat Mühendisleri .... peyzaj planlarýnýn hazýrlanmasý, uygulanmasý ve kontrolü iþlerini yapmaya yetkilidirler." þeklinde yer almaktadýr. Bu gün Ziraat Mühendisleri bu hakký kullanýyorlarsa, ayný eðitimi alan Orman Mühendislerinin de kullanmasýndan daha doðal bir þeyin olmamasý gerekir. (EK: 6,7) Buna raðmen bu tasarýda, Orman Fakülteleri bünyelerinde açýlan Peyzaj Mimarlýðý bölümlerinin, ilk mezunlarýný verdikleri 1989 yýlýndan sonra, Orman Mühendislerinin peyzaj planlamasý yapmamalarý ve sadece uygulamalarda yer laboratuvarý, 29 Aralýk 1999 tarih ve 23921 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan 99/13750 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý ile "Orman Toprak ve Ekoloji Araþtýrmalarý Enstitüsü Müdürlüðü" ne dönüþtürülmüþ ve halen faaliyetini sürdürmektedir. (EK:1) 2) ORMAN ÝÇÝ, ORMAN KENARI VE ORMAN ÜST SINIRI MERALARININ TESPÝT VE ISLAHI ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN KONUSUDUR: 4342 Sayýlý Mera Kanununun, "Orman Bölgelerinden Yararlanma" baþlýðý altýnda yer alan 28 inci maddesinde, Orman Kanununa yani özel kanuna atýfta bulunularak, bu meralardaki çalýþmalarýn Orman Bakanlýðýnca sürdürülmesine amirdir. Mera Kanunun ilgili madde metni aþaðýdadýr. "Madde 28- Orman Bölgelerindeki köy ve belediyelere tahsis edilen mera, yaylak ve kýþlaklardan o köy veya belediye halký, bu kanun ve 6831 sayýlý Orman Kanunu gereðince konulan kayýtlara uymak þartý ile yararlanýrlar. Orman Bakanlýðý Orman içi, orman kenarý ve orman üst sýnýrý mera, yaylak, kýþlak ve otlaklarýn koruma, bakým ve ýslahý konusunda kanunlar ile verilen görevleri yapmaya devam eder." (EK: 2) 6831 sayýlý Orman Kanununun "Otlak ve Mera iþleri" alt baþlýðýnda yer alan 20,21 ve 22 inci maddeleri mera iþlerini düzenlemektedir. Orman Kanunun 21 inci maddesinde; "Devlet ormanlarýndaki otlaklara dýþardan toplu olarak veya sürü halinde hayvan sokulup otlatýlmasý, tanzim olunacak planlara göre orman idaresinin iznine baðlýdýr. Planlar otlak zamanýndan evvel tanzim ve orman iþletme müdürlüklerince tasdik olunur." denilmektedir. Bu maddenin uygulanmasýný gösteren ve 13.08.1984 tarih ve 18488 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan "Ormanlarda ve orman içinde bulunan yaylak ve kýþlaklarda hayvan otlatma yönetmeliði" nin 13, 14 ve 16 ýncý maddeleri uyarýnca otlatma planlarýný Orman Bölge þefleri (Orman Mühendisi) tanzim eder ve Kanunun 21 inci ve yönetmeliðin14 üncü maddelerine göre Orman Ýþletme Müdürleri (Orman Mühendisleri) tasdik etmektedirler. (EK: 3,4) Görüldüðü üzere, orman meralarýndaki tüm iþler orman mühendislerince yürütülmekte ve onlarýn yetkisindedir. Ormancýlýk hizmetlerinin yürütüldüðü Bakanlýk ve genel müdürlükler yapýlanmalarýný bu çerçevede yapmýþlardýr. Bu güne kadar Orman Bakanlýðý, Orman Mühendisleri kanalýyla 105 000 Hektar orman içi, orman kenarý ve orman üst sýnýrý mera ýslahýný yaparak halkýn hizmetine sunmuþtur. 3) TARIM VE KÖY ÝÞLERÝ BAKANLIÐININ TASARI HAKKINDAKÝ GÖRÜÞLERÝNDE, ORMAN MERALARI ÝLE ORMAN TOPRAKLARINA AÝT ÝÞLEMLERÝN ORMAN MÜHENDÝSLERÝNCE YAPILMASINI ÝÇEREN MADDELERÝ HAKKINDA UYGUN GÖRÜÞ VERMÝÞTÝR: Tarým ve Köy Ýþeri Bakanlýðý, tasarý ile ilgili olarak Orman Bakanlýðýna verdiði 10 Aralýk 2004 tarihli ve 6250 sayýlý görüþlerinde, Orman topraklarýnýn etüt, envanter ve ýslahý çalýþmalarý ile, orman içi, orman kenarý ve orman üst sýnýrý meralarýn tespit, bakým ve ýslahýnda Orman Mühendislerinin yetkili olmasýný uygun bulmuþtur. (EK: 5) 4) ORMAN ÝÇÝ SU KAYNAKLARININ GELÝÞTÝRÝLMESÝ, ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN ANA ÝÞLEVLERÝ ARASINDADIR: Dünyanýn ormancýlýða bakýþý, 1992 Rio konferansý ile baþlayan ve devam eden uluslar arasý süreç içinde, orman- 4 abilmektedir. Diðer taraftan, AB uyum sürecinde ve üyesi olduðumuz Avrupa Orman Bakanlarý konferansýnda, bugünkü ormancýlýk yaklaþýmýnýn dýþýnda yapýlacak yeni taným ve iþlevlerin uygulanmasý yönünde alýnabilecek yeni kararlarýn yerine getirilmesi istenebilmektedir. O nedenle, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuþtur. Böylece, devamlýyasa deðiþikliði yapýlmadan sorunlarýn çözümlenmesi amaçlanmýþtýr. Nitekim, Türk Hukuk sisteminde benzer düzenlemeler zaman zaman yapýlmaktadýr. Örneðin: 4734 Sayýlý "Kamu Ýhale Kanunun" 4 üncü maddesinde yer alan "Hizmet" ve "Yapým" tanýmlarýnýn sonlarýna "... benzeri diðer hizmetleri ... benzeri yapým iþlerini" ifadelerinin eklenmesi bu düþüncenin mahsulüdür. Zira, bugün için düþünülemeyen benzer iþlerin de kanun kapsamýna yasa deðiþikliðine gidilmeden alýnmasý saðlanmýþ olmaktadýr. Ayný düþünceyle, bugün için yasamýz da öngörülemeyen, ancak gelecekte ortaya çýkacak benzer ormancýlýk iþlerinin, yasa deðiþikliðine gidilmeden yapýlmasý imkan dahiline girmiþ olacaktýr. 8- ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN HAK VE YETKÝLERÝNÝN KULLANILMA ÞEKLÝ: Orman Mühendisliðine en yakýn mühendislik disiplini toprakla uðraþmalarý yönünden Ziraat Mühendisliðidir. Ziraat Mühendisliðinin görev, hak ve yetkilerini düzenleyen 7472 sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanun" un 2 inci maddesinde; "Ziraat Yüksek Mühendisleri mesleki iþtigal ve ihtisas sahalarý dahilinde olmak üzere,....... ifaya salahiyetlidirler" denilmek suretiyle, yasada verilen yetkileri tek baþlarýna yürüteceklerine iþaret edilmiþtir. Ancak özellikle Ziraat Mühendisleri Odasý, bu yasa tasarýsýnda 7472 sayýlý yasada yer alan yukarýdaki hükme benzer bir ifadeye karþý çýkmýþtýr. Halbuki bu Odanýn karþý olmamasý gerekirdi. Tüm eleþtiriler dikkate alýnarak, birden çok disiplinin yer aldýðý entegre çalýþmalarda uygulanmak üzere, kanun tasarýnýn, hak, yetki ve sorumluluklarý düzenleyen 5 inci maddesin de, "....ilgili hizmetleri tek baþlarýna ya da kanunlarda yetkilendirilmiþ diðer meslek mensuplarýyla ortak faaliyet alaný içinde yapmaya ve yürütmeye yetkilidir." þeklinde bir düzenleme getirilmiþtir. 9- "BU KANUN TASARISI, BAÞTA MESLEK MENSUPLUÐU SINAVLARININ YAPILIÞ ÞEKLÝ OLMAK ÜZERE, ODAYI BAKANLIÐIN HEGEMONYASI ALTINA SOKUYOR" ÝDDÝASI GERÇEKLERÝ YANSITMIYOR: Bu konu, özellikle Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði yönetimi tarafýndan ileri sürülmüþtür. TMMOB nin yetkilerini düzenleyen 6235 Sayýlý "Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanunu"un Ek Madde 3- de; "Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði üzerinde, Bayýndýrlýk Bakanlýðýnca; ihtisas dallarýna göre Odalar üzerinde ise, ilgili bakanlýklarca idari ve mali denetim yapýlýr. Ýlgili Bakanlýklar Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile tespit edilir." denilmektedir. Görüldüðü üzere, yukarýdaki tezi en çok savunan TMMOB nin iddiasý, kendisine vücut veren 6235 sayýlý kuruluþ yasasýyla çeliþmektedir. (EK: 9) Diðer taraftan bu yasa tasarýsýnda belirtilen sýnavlarýn yapýlýþýna ve sýnav komisyonlarýnýn oluþumuna dair benzer hükümler; 3568 sayýlý "Serbest Muhasebecilik, serbest muhasebeci mali müþavirlik ve yeminli mali müþavirlik" kanunun 7 inci maddesinde yer alýrken, meclisin bu yasama almasý yönünde düzenleme yapýlmýþtýr. Fakültelerden 31.12.1989 tarihinden önce mezun olmuþ, bu alanda halen serbest olarak çalýþan ve çalýþacak olan Orman Mühendislerinin kazanýlmýþ haklarý, Optisyenlik Kanunundaki düzenlemeye benzer bir düzenlemenin bu kanuna bir geçici madde eklenerek korunmuþtur. (EK: 8) 6) ORMAN BÝYOSFER REZERV ALANLARI ÝLE BÝYOTOP ALANLARINDA ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ: Biyosfer rezerv alanlarý; doðal ve kültürel peyzajýn seçkin örneklerini bünyesinde bir arada barýndýran, yasal olarak koruma altýna alýnmýþ büyük alanlardýr. Bunlar, insan ve aktiviteleri sonucu oluþmuþ olan kültürel peyzaj ve biyotik ve abiyotik süreçlerle ortaya çýkan doðal peyzajdýr. Dünyada biyosfer rezerv alan çalýþmalarý: Ýnsan ile doða arasýnda insan kullanýmlarýndan kaynaklanan sürekli bir çatýþma söz konusudur. Biyosfer rezerv alanlarý, bu çatýþmalarý önlemek, insanýn sosyal ve ekonomik aktiviteleriyle doðal yapýnýn uyumlu bir þekilde varlýðýný devam ettirmelerini saðlamak amacýyla, ilk defa UNESCO (Birleþmiþ milletler Eðitim, Bilim ve Kültür Teþkilatý) tarafýndan 1970 yýlýnda önerilmiþ ve desteklenmeye baþlamýþ bir koruma statüsüdür. Türkiye'de biyosfer rezerv alanlarý çalýþmalarý:Türkiye UNESCO Milli Komisyonu ile Orman Bakanlýðý bu konudaki bütün toplantý ve çalýþmalarý takip etmiþtir. Bu kapsamda MAB (Ýnsan ve Biyosfer MAN= Mand and Biosphere) programýnýn Akdeniz biyosfer rezerv alanlarý bilimsel toplantýsý 1977 de Side (Türkiye)'de yapýlmýþtýr. MAB programý Türkiye Milli Komisyonu, ülkemizde 14 alaný aday alan olarak belirlemiþtir. 27 Mart 1987 tarihinde aldýðý bir kararla Köprülü kanyon milli parký'nýn ilaný için Orman Genel Müdürlüðünde giriþimde bulunmuþtur. Bu çalýþmalar sürdürülürken, 2005 yýlýnda Biyolojik çeþitlilik ve Doðal Kaynak Yönetimi Projesi (GEF-II) pilot alanlarýndan olan Artvin Camili Biyosfer Rezerv alaný olarak Dünya Biyosfer rezerv alanlarý listesine girmiþtir. Bu faaliyetler, orman köylerinin kalkýndýrýlmalarý amacýyla, ormanlarýn odun dýþý fonksiyonlarýndan yaralandýrýlmasýna yönelik çalýþmalar olup, Orman Mühendislerinin yetki alaný içinde ve koordinasyonunda sürdürülmektedir. Biyotop alanlarýnýn kurulmasý çalýþmalarý: Biyotop; hayat þartlarýnda belirli özellikler gösteren yüzeysel bir coðrafik saha veya deðiþen hacimli ortam þeklinde tanýmlanýr. Ayrýca biyotik (Canlý faktörler; hayvanlar, insan etkileri) ve abiyotik (Cansýz faktörler; su, toprak vs.) faktörler birleþerek biyotopu oluþtururlar. Biyotop haritalanmasý için minimumu alan 5 hektardýr. Haritalama; proje, materyal, arazi çalýþmasý, dokümantasyon ve deðerlendirme aþamalarýndan oluþmaktadýr.Türkiye'de biyotop haritalanmasý çalýþmalarýna baþlanmýþ ve çalýþmalar sürdürülmektedir. 7- ORMAN VE ORMANCILIKLA ÝLGÝLÝ BENZER ÝÞLERÝ YAPMAK KONUSUNUN KANUN TASARISI METNÝNDE YER VERÝLME NEDENÝ: Ormancýlýk, 1992 RÝO konferansýyla baþlayan uluslar arasý süreç içinde, fonksiyonel deðerleri ön plana çýkan bir ekosistem yaklaþýmý ile ele alýnmaktadýr. Artýk ormanlara odun üretimi gözüyle bakýlmamakta, ekosistem yaklaþýmý ile sürdürülebilir kalkýnmanýn temel unsuru ve fonksiyonlarý nedeniyle insan yaþamýnýn vazgeçilmez öðeleri arasýnda görülmektedir. Bu süreçte, bugün için düþünülmeyen bazý orman ve ormancýlýkla ilgili konular gelecekte karþýmýza çýk- 5 devrim niteliðinde olan yasa tasarýmýzý gölgelemek amacýyla "... siyasal iktidarýn tek gerekçesi ideolojik tutumu ile ilgili olduðundan, yasa tasarýsýnýn hazýrlanýþ süreci ve tasarý üzerine yapýlan tartýþmalar da bilimsel bir temelden yoksundur." ifadesine basýn duyurusunda yer vermesinden açýkça görülmektedir. TMMOB Baþkaný Sayýn Soðancý, bir taraftan çalýþmalardan haberlerinin olmadýðýný söylerken, diðer taraftan da kendisiyle çeliþerek, yasamýzýn hazýrlanmasý sürecinde bilimsel bir temelden yoksundur yakýþtýrmasýný yapmaktadýr. Bu ne biçim bir anlayýþtýr anlamakta güçlük çekmekteyiz. Ne yazýk ki bu tutumlarý, ormancýlýk biliminden habersiz olduðu gibi, Odamýza karþý ön yargýlý olarak hareket ederek ve yargýsýz infaz yaptýklarýnýn açýk bir göstergesidir. Yasamýz, Bakanlýðýmýzýn ilgili kurullarý, dokuz Orman Fakültesi, ormancýlýk meslek kuruluþlarý, sivil toplum örgütleri ve ilgili sendikalarýmýzla tartýþýlarak geniþ mutabakat sonucunda olgunlaþtýrýlmýþtýr. Türkiye'de bundan daha yetkili ormancýlýk kuruluþlarý yoktur. Nitekim bilim adamlarýmýzýn, TBMM Tarým Orman Köy Ýþleri Komisyonundaki destekleri yasamýzýn bilimsel olduðunun açýk bir göstergesidir. Yasamýzýn bilimsel ve teknik olarak bünyemize uygun olup olmadýðýna Birlik baþkaný deðil, Orman Mühendisleri Odasýnýn yaklaþýk 9000 üyesi karar vermiþtir ve vermeye de devam edecektir. Bu birliðimizi bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Çevre ve Orman Bakanlýðý, Odamýz üyelerinin çok büyük bir bölümünü bünyesinde istihdam etmekte, Anayasamýzýn 169 uncu maddesine göre de mülkiyet ayrýmý yapmadan tüm ormanlarýn gözetim ve denetimini yapmaktadýr. Bakanlýk Odamýz ile birlikte, dünyadaki geliþmeleri dikkate alarak, bilimsel tartýþmalarý yaptýrmýþ, yasa ile ilgisi olan Bakanlýklarýn görüþlerini almýþ ve yasa tasarýsý taslaðýný Baþbakanlýða göndermiþtir. Ne yazýk ki TMMOB, 6235 sayýlý yasanýn 5 inci maddesinde yer alan, "Birlik Ýdare Heyeti; her Oda bir üye ile temsil edilmek üzere, mevcut Oda adedine göre o Odanýn delegeleri arasýndan Birlik Umumi Heyetince seçilecek üyelerden oluþur..." hükmüne raðmen, Orman Mühendisleri Odasýnýn Birlik Yönetim Kurulunda temsil edilmemesi için her türlü yola baþvurmuþtur. Bu dönemdeki Birlik Yönetim Kurulunda Odamýzýn temsilcisi bulunmadýðý gibi, gözlemci olarak dahi bulunmamýza tahammül edilmemiþtir. Birliðe yaptýðýmýz tüm baþ vurular geri çevrilmiþtir. Ondan sonra da, acýmasýzca yasadan haberlerinin olmadýðýný söylemektedirler. Asýl ideolojik davranan Bakanlýk veya Odamýz deðil TMMOB Birlik baþkanýnýn kendisidir. Birlik baþkaný, Birlik Ýdare Heyetinin (yönetim kurulu) görevlerini belirleyen ve Odalarla iletiþimi saðlayan, 6235 Sayýlý Yasanýn 6'ncý maddesinin adil olarak çalýþtýrýlmasýný engellemek suretiyle Odamýzý, Birlik Yönetim Kurulundan dýþlamýþtýr. Odamýzý, Birlik yönetim kurulundan dýþlayan ideolojik bir yönetim anlayýþýnýn, yasamýzý engellemeye ve eleþtirmeye hiç hakký yoktur. Basýn duyurusunda; "Öte yandan; TMMOB ve baðlý Odalarý, meslek kuruluþu olmanýn gerektirdiði özerkliði bugüne kadar korumuþlardýr. Ancak anýlan yasa tasarýsý ile Orman Mühendisleri Odasý, kendi iç düzenlemelerinde "Bakanlýðýn uygun görüþüne" muhtaç hale getirilmektedir. Bu da Odanýn özerkliðine direk müdahaledir." ifadelerine yer verilmiþtir. Þimdi basýn ve kamu oyuna Anayasa, yasalar ve Birlik yönetmeliðinden bazý madde hükümleriyle bu iddialarýn taraflý, çifte standartlý ve ideolojik olduðunu gözler önüne döneminde çýkardýðý ve Türk Mühendis Mimar Odalarý Birliði yönetiminin hiç ses çýkartmadýðý ve hatta destek verdiði 5368 sayýlý " Lisanslý Harita Kadastro Mühendisleri ve Bürolarý Hakkýnda Kanun" un 3 üncü maddesinde, lisanslý harita mühendisleri sýnavlarýnýn tamamen ilgili odanýn dýþýnda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü tarafýndan yapýlacaðýna amirdir. (EK: 10,11) Halbuki "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" tasarýsýnda, serbest meslek mensupluðu ile serbest yeminli meslek mensupluðu sýnavlarýný Orman Mühendisleri odasýnýn yapmasýný öngörülmektedir. Kaldý ki, ormanlarýn tamamýna yakýný Devlet Ormaný olup, Anayasamýza göre ormanlarýn korunmasý, geniþletilmesi ve iþletilmesi Devlet tarafýndan yapýlmakta, özel ormanlarýn da gözetim ve denetimi Devlet tarafýndan yürütülmektedir. O nedenle, Devlet ormanlarýna ait iþleri yapacak olan serbest meslek mensuplarýnýn iþ ve iþlemlerinde Devlet adýna iþ yürütmeye yetkilinin Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn olmasý, her þeyden önce bir Anayasal zorunluluktur. Böyle bir düzenleme yapýlmaz ise Anayasaya aykýrý bir düzenleme yapýlmýþ olur. Meslek Yetki Yasa Tasarýsýnýn Tarým Orman ve Köyiþleri Komisyonundan geçerek meclise intikalinden rahatsýzlýk duyan çevrelerin basýnda gelen TMMOB’un 08/12/2005 tarihinde yaptýðý ve að sayfalarýnda yayýnlanan basýn açýklamalarýna Odamýz Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN imzasý ile verilen cevabý dergimiz aracýlýðý ile sizlerle paylaþmak istedik. TÜRK MÜHENDÝS VE MÝMAR ODALARI BÝRLÝÐÝ (TMMOB), 08 Aralýk 2005 TARÝHLÝ BASIN VE KAMU OYUNA BAÞLIKLI BÝLDÝRÝSÝYLE; - ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN 40NCI OLAÐAN GENEL KURULUNDAN BU YANA, ODAMIZ VE ÜYELERÝNE KARÞI HASMANE TUTUMUNU SÜRDÜRMEYE DEVAM ETMEKTEDÝR. - ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI VE ÜYELERÝNE KARÞI SAVAÞ ÝLAN ETMÝÞTÝR. - ODALAR ARASINDA ÇÝFTE STANDART UYGULAMAKTADIR. - TÜZEL KÝÞÝLÝÐE SAHÝP OLAN ODAMIZI, KAPI KULU ASKERÝ OLARAK GÖRMEK ÝSTEMEKTEDÝR. Orman Mühendisleri Odasý, 6235 Sayýlý Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanunun 2 ve 19 uncu maddelerine dayanarak, Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn desteði ile yaklaþýk iki yýllýk bir çalýþmayla, üyelerinin geleceðini çok yakýndan ilgilendiren, Avrupa Birliði sürecinde de gerekli olan "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" tasarýsýnýn hazýrlanmasýný saðlamýþtýr. Bu giriþim ormancýlýk tarihinde bir milat olarak hatýrlanacaktýr. Bu yasa çalýþmasý, TMMOB örgütünce desteklenmesi gerekirken kösteklenmektedir. Birlik Baþkaný Sayýn Soðancý, yürürlükteki mevzuat gereðince yasalarýn nasýl yapýlacaðýný bilse, ve 6235 sayýlý yasanýn EK:3 üncü maddesini göz önüne alsa idi, yasanýn hazýrlanma sürecine iliþkin olarak, ilgili Bakanlýk konumundaki Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn fonksiyonunu iyi algýlamasý gerekirdi. Ancak, Birliðin niyeti üzüm yemek deðil baðcýyý dövmektir. Bu yargýya, ormancýlýk mesleði açýsýndan 6 suretini ve ruhsatnamelerden alýnacak harç ve miktarýný göstermek üzere Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ziraat Vekaleti ve Ziraat Mühendisleri Odasý tarafýndan müþtereken bir nizamnameyle hazýrlanýr." denilmek suretiyle 45 yýl öncesinde de Odalarýn ilgili Bakanlýklarla ortak çalýþmasýný öngörmüþtür. Dünde, bugün de doðru olan da bu yaklaþýmdýr. Þimdi sýra geldi yasa tasarýmýzda yer alan Bakanlýðýn uygun görüþü alýnýr hususunu Odanýn özerkliðiyle baðdaþtýramayan TMMOB nin www.tmmob.org.tr. veb sayfasýnda yer alan ve 22 Nisan 1990 tarih ve 20500 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan, "TMMOB Serbest Mühendislik ve Mimarlýk Hizmetleri Asgari Ücret Yönetmeliði" nin 13 üncü maddesinde; "Bu yönetmelik çerçevesinde belirlenecek bölgesel katsayýlar ve asgari ücret tarifeleri ilgili Bakanlýðýn UYGUN GÖRÜÞÜ alýndýktan sonra Resmi Gazetede yayýmlanýr." hükmü yer almaktadýr. Bu hususlara, basýn duyurusuna imza koyan Sayýn Birlik baþkaný Soðancý' nýn yaklaþýmýyla bakacak olursak, BÝRLÝÐÝN ÖZERKLÝÐÝ kalmamýþtýr. Hem de, sadece 6235 sayýlý Yasada belirlenen Bayýndýrlýk Bakanlýðý karþýsýnda deðil, Odalarýn ilgili olduðu tüm Bakanlýklarýn karþýsýnda özekliðini yitirmiþ olmaktadýr. Ýþte Birlik baþkanýnýn, konumuza ideolojik yaklaþtýðýnýn somut bir delilini daha basýn ve kamu oyunun bilgilerine sunuyoruz. Yukarýda arz etmeye çalýþtýðýmýz yürürlükteki mevzuat hükümleri karþýsýnda, Birliðin yasamýzla ilgili iddialarýnýn ideolojik yaklaþýmlar olduðunu ve havada kaldýðýný, yasa tasarýmýzýn meslektaþlarýmýzýn 50 yýllýk hayallerinin gerçekleþme yolunda önemli bir adým olduðunu, yasa tasarýmýzýn olgunlaþtýrýlmasýna katkýda bulunan baþta TBMM Tarým Orman ve Köy Ýþleri Komisyonu Baþkan ve üyeleri olmak üzere tüm kurum, kuruluþ ve sivil toplum örgütlerine teþekkür eder, insafsýzca eleþtirilerde bulunanlarý da insafa davet ediyor, konuyu basýn ve kamu oyunun takdirlerine býrakýyoruz. Sonuç olarak "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" tasarýsýnýn, Orman Mühendisleri Odasýnýn özerkliðine gölge düþürmediði gibi, Odamýz ve üyelerinin, Birliðin koordinasyon görevi dýþýnda, kapý kulu askerleri olmadýðýný ve olmamasý gerektiðini herkese göstermektedir. Oda olarak diyoruz ki; Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasýnýn gerçekleþtirdiði, Odamýzýn da gerçekleþtirmeye çalýþtýðý gibi, kanunlarý bulunmayan diðer Odalarýn da, Avrupa Birliði sürecinde bir an önce kanunlarýný çýkartmak için çaba sarf etmelidirler. TMMOB yönetim kurulunun da, Odamýza yaptýðý gibi köstek deðil, hiçbir ideolojik ön yargýya kapýlmadan, yasalarý bulunmayan diðer Odalara destek olmalarý ve 6235 sayýlý yasanýn günümüz þartlarýna uyarlanmasý çalýþmalarýný yapmalarýdýr. TBMM de grubu bulunan ve bulunmayan tüm siyasi partilerimizin deðerli Milletvekillerinden Oda olarak beklentimiz; ülkenin %20 inde görev yapan yaklaþýk 9000 üyemizi ve ülkemiz ormancýlýðýný çok yakýndan ilgilendiren, TBMM Genel Kuruluna gönderilen "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" tasarýnýn bir an önce yasalaþmasý için gerekli desteði vermeleridir. Saygýlarýmýzla. sermek istiyoruz. Þöyle ki; Anayasamýzýn 135 inci maddesindeki, "... Bu meslek kuruluþlarý üzerinde Devletin idari ve mali denetimine iliþkin kurallar kanunla düzenlenir..", 6235 sayýlý Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanununun EK: 3 üncü maddesinde; "Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði üzerinde, Bayýndýrlýk Bakanlýðýnca; ihtisas dallarýna göre Odalar üzerinde ise, ilgili Bakanlýklarca idari ve mali denetim yapýlýr..." Henüz çok yeni olan ve TMMOB nin desteklediði ve karþý çýkmadýðý, 29 Haziran 2005 tarih ve 25860 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan, 5368 sayýlý "Lisanslý Harita Kadastro Mühendislikleri ve Bürolarý Hakkýnda Kanun" a bir göz atalým. Kanunun sýnavlarýn yapýlmasýný düzenleyen 3 üncü maddesinde; "Sýnav, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü tarafýndan, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasýnýn görüþü alýnarak hazýrlanacak yönetmelik çerçevesinde yapýlýr...." Kuruluþ, görev, lisans verilmesi ve denetim iþlerini düzenleyen 4 üncü maddesinde; "...Lisanslarýn verilmesi, iptal edilmesi, ve sicillerinin tutulmasý ile lisanslý büro faaliyetlerinin denetimini yaparak uyarma, kýnama, lisansýn geçici veya sürekli iptal cezalarý vermeye Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü yetkilidir. Kuruluþ, görev, lisans verilmesi ve denetimine iliþkin usul ve esaslar ile mekan, personel ve donanýmlarýna iliþkin hususlar yönetmelikle belirlenir." Tutulacak defter ve belgeler ile uygulanacak ücretleri düzenleyen 8 inci maddesinde; "...Lisanslý harita kadastro mühendislik bürolarý, mali mevzuat gereði tutacaklarý kayýtlar ile yönetmelikte belirlenecek kayýt ve defterleri tutmak zorundadýrlar. Lisans sahiplerine çalýþma konularý ile bilgi ve belgelerin verilmesi, kullanýlmasý ve hizmetle ilgili ücret tarifelerinin hazýrlanmasýna iliþkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir. (Tabi ki Genel Müdürlükçe) Hizmet ile ilgili ücret tarifeleri, her yýl harita ve kadastro mühendisleri odasýnýn görüþü alýnmak suretiyle Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðünce belirlenir." hükümleri yer almaktadýr. Birlik tarafýndan eleþtirilen ve Odamýzýn www.ormuh.org.tr aðýnda bulunan ve TBMM genel kuruluna sevk edilen, bizim yasa tasarýmýza bir bakalým; sýnavlar komisyon marifetiyle Oda tarafýndan yapýlmaktadýr. Odanýn tüm iç düzenlemesine dair tutulacak kayýt, sicil, defter vb. iþlemler, bürolarýn kuruluþ ve iþleyiþleri hiçbir yerden görüþ almadan, Oda tarafýndan hazýrlanacak yönetmelikle belirlenecektir. Ücret tespiti ve uygulamasý tamamen Oda tarafýndan belirlenecektir. Sadece istihdam esaslarýnýn belirlenmesinde Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn uygun görüþü alýnacaktýr. Bu konu ormanlarýn denetim ve gözetiminin Devlet tarafýndan yapýlacaðýna dair Anayasa hükmünün bir gereðidir. TMMOB yasamýzýn Komisyon çalýþmalarý sýrasýnda þiddetle karþý çýktýðý Oda disiplin kurulu oluþturulmasý ve ceza uygulamasý hükümleri, lisanslý Harita ve Kadastro Mühendislerine ait kanunda, býrakýnýz ilgili oda veya Birlik tarafýndan verilmesini, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü tarafýndan disiplin cezalarý verilmesini hüküm altýna almýþtýr. TMMOB Birlik baþkaný sayýn Soðancý'nýn kulaklarý çýnlasýn. Görüldüðü üzere, Yasamýz üzerinde bir bardak suda fýrtýna kopartýlmaya çalýþanlarýn tamamen ideolojik bir yaklaþým sergiledikleri bir kez daha görülmektedir. Diðer taraftan, 7472 sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanun" un 6 ýncý maddesinde; "Bu kanunun tatbik 7 TÜRK ORMANCILIÐINDA, ULUSLARARASI SÜREÇTE ACÝL EYLEME DÖNÜÞTÜRÜLMESÝ GEREKEN KONULAR, MEVZUAT VE YAPILANMAYA YANSIMALARI SEMPOZYUMU Sempozyumda; • Uluslar arasý süreçlerde alýnan kararlarýn ormancýlýðýmýza etkileri, • Bu süreçle ilgili ülkemiz ormancýlýðýnda alýnmasý gereken tedbirler, • Ormancýlýk mevzuatýna yansýmalarý, Bilim adamlarý, uygulayýcýlar, sivil toplum örgütleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluþ temsilcilerinden oluþan 500 den fazla katýlýmcý tarafýndan tartýþýlarak deðerlendirilmiþtir. Toplumlarýn daha saðlýklý bir çevrede yaþama isteklerinin karýþlanabilmesi ve dünyanýn belli bölgelerinde hüküm süren fakirliðin azaltýlmasý gibi küresel endiþeler, sürdürülebilir kalkýnma kavramýnýn uluslararasý gündemin temel konularý arasýnda yer almasýný saðlamýþtýr. 1992 yýlýnda gerçekleþtirilen Birleþmiþ Milletler Çevre ve Kalkýnma Konferansý ile birlikte küresel müzakerelerin ve uluslararasý sözleþmelerin özelikle, çevre ve doðal kaynaklarýn yönetimi konularý üzerinde yoðunlaþtýðý görülmektedir. Ýnsanoðlunun bugün ve gelecekteki refahýna vazgeçilmez katkýlarý olan ormanlar, doðal kaynaklarýn en önemlisi olma özelliðini korumaktadýr. TMMOB Orman Mühendisleri Odasý'nca "Türk Ormancýlýðýnda, Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve Yapýlanmaya Yansýmalarý" konulu sempozyum 2224 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda Antalya'da gerçekleþtirilmiþtir. Bu nedenle, küresel geliþmelere paralel olarak, ormanlarýn daha saðlýklý bir þekilde korunabilmesi, çok amaçlý, ulusal, küresel taleplere uygun, gelecek nesillerin ihtiyaçlarýný da karþýlayabilecek þekilde yönetilmesinin saðlanmasý amacýyla, çeþitli bölgesel ve uluslararasý ormancýlýk süreçleri baþlatýlmýþtýr. Tüm orman tiplerinin "Sürdürülebilir Yönetimi" yaklaþýmý bu küresel süreçlerin temel ve ortak noktasý olmuþtur. Uluslararasý düzeydeki en önemli ormancýlýk süreçleri 1992 Rio Konferansý ile baþlamýþtýr. Bu Konferansta ormancýlýk, uygulama planý niteliðinde olan Gündem 21'de ormansýzlaþma ile mücadele ve ormancýlýk prensipleri baþlýklarý ile geniþ biçimde müzakere edilmiþtir. Daha sonra Birleþmiþ Milletlerce; Hükümetlerarasý Ormancýlýk Paneli (IPF), Hükümetlerarasý Ormancýlýk Forumu 8 (IFF) ve Birleþmiþ Milletler Ormancýlýk Forumu (UNFF) mekanizmalarý ile dünya ormancýlýðý, birbirini izleyen çok yýllýk süreçler halinde detaylý bir biçimde ele alýnmaktadýr. Ormancýlýk kurumlarýmýz, ülkemiz orman kaynaklarýnýn durumu, özellikleri ve ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkýnmadaki rollerini dikkate alarak, uluslararasý ve bölgesel ormancýlýk süreçlerinde yer almaya ve bu süreçlerden karþýlýklý olarak faydalanmaya önem vermektedir. Ayrýca Avrupa Birliðine üyelik sürecinde ormancýlýk ve kýrsal kalkýnma iliþkileri önem arz etmektedir. Ülkemiz bu çerçevede, baþta Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi, Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi ve Birleþmiþ Milletler Çölleþme ile Mücadele Sözleþmesi olmak üzere ormancýlýkla ilgili bir çok uluslararasý sözleþmeye taraf olmuþ, Tüm-Avrupa Süreci olarak da adlandýrýlan ve önemli bir bölgesel ormancýlýk süreci olarak 1990 yýlýndan beri devam eden Avrupa Ormanlarýnýn Korunmasý Bakanlar Konferansý'nýn baþlangýcýndan beri içinde yer almýþtýr. Mühendisleri Odasý Faaliyetlerine iliþkin iki görsel sunum ile baþlamýþ ve açýlýþ konuþmalarýný takiben "Hukuk Sistemimizde Mühendis Ýstihdamýna Ýliþkin Mevcut Düzenlemeler" ve "Uluslararasý Ormancýlýk Süreçleri" konulu iki bildiri sunulmuþtur. Açýlýþ oturumunu takiben düzenlenen 11 oturumda toplam 37 adet bildiri sunulmuþtur. Her bir oturum sonunda o oturumda sunulan bildiriler tartýþýlmýþ, her konu baþlýðý altýna yer alan bildirilerin sunumlarýnýn tamamlandýðý oturumu takiben o konu baþlýðý baðlamýnda deðerlendirme yapýlmýþtýr. Sunulan bildiriler taraf olduðumuz uluslararasý süreçlerde belirlenen politikalar ve alýnan kararlar ile AB süreci çerçevesinde ulusal koþullar göz önünde bulundurularak deðerlendirilmiþtir. Orman Mühendisleri Odasý, uluslararasý ve bölgesel ormancýlýk süreçlerinin ve AB ormancýlýðýnýn deðerlendirilerek, ilgili taraflarýn görüþ ve düþünceleri doðrultusunda, dünya ormancýlýðýndaki önemli geliþmelerin ormancýlýðýmýzý ne þekilde etkileyebileceði ve bu hususta alýnabilecek bir kýsým acil tedbirleri tartýþarak ulusal ormancýlýðýmýza katký saðlamak düþüncesiyle bu sempozyumu düzenlemiþtir. Ormancýlýk alanýnda Sempozyum konularý ile ilgili olarak, uluslararasý süreçler ýþýðýnda ulusal ormancýlýk politika ve stratejilerimizin gözden geçirilerek, dünyada geliþen þartlara göre, ülkemize uygun bir orman yönetimi yaklaþýmýna dair stratejiler ve görüþlerin geliþtirilmesi amaçlanmýþtýr. Sempozyum oturumlarý sonunda yapýlan tartýþmalar ve konu baþlýklarý baðlamýnda yapýlan deðerlendirmeler ýþýðýnda "Sempozyum Sonuç Bildirisi" taslak metni hazýrlanmýþ ve oturumlar sonunda kapanýþ öncesi okunmuþtur. Sempozyum Sonuç Bildirisi, hazýrlanacak olan "Sempozyum Bildirileri Kitabý"nda ve Oda'nýn web sayfasýnda yer alacaktýr. Sempozyuma sunulan tüm bildirilerin yer aldýðý bir CD hazýrlanarak sempozyumda katýlýmcýlara daðýtýlmýþtýr. Bu baðlamda uluslararasý ormancýlýk süreçlerindeki kararlar ve politikalar dikkate alýnarak, ülkemiz ormancýlýðýnda mevzuat, yapýlanma ve kapasite geliþtirme alanlarýnda, uygulamaya aktarýlmasý aciliyet arz eden konular deðerlendirilerek muhtemel etkileri ortaya konulmuþ ve gelecekteki ormancýlýk çalýþmalarýmýzýn geliþtirilmesine yönelik gerekli öneri ve tavsiyeler belirlenmiþtir. Sonuç Bildirisi, ilgili kamu kurum ve kuruluþlarýna, orman fakültelerine, meslek kuruluþlarýna ve sivil toplum örgütlerine iletilecek ve eylem önerilerinin uygulamaya aktarýlabilmesi için gerekli çaba sarf edilecektir. Sempozyumda yapýlan sunuþlarda ve tartýþmalarda belirtilen eylem önerileri sempozyum Sempozyum, Türkiye doðasýna ve Orman 9 konu baþlýklarý itibariyle özet olarak aþaðýda verilmiþtir: GENEL • Türkiye Ulusal Ormancýlýk Programý (TUOP)'nýn etkin olarak uygulanmasý, uygulamanýn izlenmesi, deðerlendirilmesi ve periyodik güncelleþtirilmesi için tüm ilgi gruplarýný da içerecek biçimde gerekli mekanizmanýn oluþturulmasý, • Ormancýlýkla ilgili uluslararasý süreçlerin dikkatle izlenmesi, deðerlendirilmesi, yararlanýlmasý ve katký saðlanýlmasý, • AB müzakere sürecinde yürütülen çalýþmalarda orman fakültelerinin, meslek kuruluþlarýnýn ve ilgili sivil toplum kuruluþlarýnýn etkin olarak yer almasý. 1- ORMANLARIN EKOSÝSTEM TABANLI VE ÇOK AMAÇLI PLANLANMASI VE UYGULANMASI ESASLARI • Bugüne kadar genelde odun üretimi temelli olarak gerçekleþtirilen ormanlarýmýzýn (orman kaynaklarýmýzýn) gerek geliþen uluslararasý süreçlere ve buna paralel olarak deðiþen, geliþen ve çeþitlenen toplumun talepleri karþýsýnda planlanmasýnýn yeniden deðerlendirilmesi ve bu yönde adýmlar atýlmasý gerekmektedir. Bu baðlamda ormanlarýmýzýn ekosistem tabanlý (ekosistem yaklaþýmýný temel alan ve taraf olduðumuz Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesiyle paralel olarak) çok amaçlý planlanmasý konseptinin yaygýnlaþtýrýlmasý, bu amaçla yapýlan çalýþmalarýn arttýrýlmasý ve desteklenmesi, uygulamacý kurumlar ile akademik birimler ve sivil toplum örgütlerinin yakýn iþbirliði ve koordineli çalýþmasýnýn sürdürülmesi, • Orman kaynaklarýnýn biyofizik, ekonomik ve sosyal temellere göre daha iyi planlanabilmesi ve yönetilebilmesi için matematiksel programlama metodlarýnýn (lineer programlama, simulasyon, goal programlama gibi) kullanýlmasý, • Orman kaynaklarýnýn planlanmasýnda, planlama alanýnýn özelliklerine ve problemin yapýsýna göre ihtiyaç duyulacak çeþitli disiplinlerden uzmanlarýn "disiplinlerarasý ekip yaklaþýmý" altýnda birlikte çalýþmasý, • Katýlýmcý yaklaþým temelinde planlama sürecine halkýn katýlýmýnýn saðlanmasý, • Orman kaynaklarýmýzýn ekosistem tabanlý planlanmasýnýn üst ölçeðini oluþturan arazi kullaným sýnýflandýrmasýnda ormancýlýk kurum ve kuruluþlarýnýn etkin yer almasý, • Ormanlarýmýzýn ekosistem tabanlý çok amaçlý planlanmasýna altlýk saðlayacak yetiþme ortamý sýnýflandýrmasýna baþlanýlmasýnýn ve bu konudaki çalýþmalarýn teþvik edilmesi, • Planlama da özellikle planlama birimlerine yardýmcý olmak amacýyla biyolojik çeþitliliðe ve özellikle floristik ve yaban hayatýna iliþkin veri tabanýnýn oluþturulmasý, bu amaçla uzmanlýðýn geliþtirilmesine özel önem verilmesi ve destek saðlanmasý, • Ülkemiz ormanlarýnýn zengin biyolojik çeþitliliðini tehdit eden habitat parçalanmasýndan kaynaklanan kayýplarýn en aza indirilmesi amacýyla ormancýlýk uygulamalarý ve özellikle ormancýlýk dýþý uygulamalarýn dikkatle izlenmesi ve bu konuda önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesi, • Yeni amenajman yönetmeliðinin çýkarýlmasý 10 ve çok amaçlý planlamaya yönelik teknik yönergelerin hazýrlanmasý, • Biyolojik çeþitlilik bileþenlerinden genetik çeþitliliðin yerinde korumasý (in situ) çalýþmalarýnýn sürdürülmesi ve planlama sürecine entegrasyonu. 2- ULUSAL ORMAN ENVANTERÝ VE ULGULANMASI ESASLARI • Mevcut çalýþmalarýn deðerlendirilmesi ve geleceðe yönelik çalýþmalara ýþýk tutmak amacýyla Orman Bilgi Sisteminin (OBS) tesisi ve periyodik güncelleþtirilmesi, • Ulusal orman envanterinin, sürdürülebilir orman yönetimi ve ekosistem tabanlý çok amaçlý planlamanýn ve uluslararasý yükümlülük ve standartlarýn gereklerini yerine getirebilecek biçimde yapýlmasý, • Geleneksel alan aðaç serveti artým envanterine paralel olarak biyoçeþitlilik, yetiþme ortamý, saðlýk ve kapasite (teknik, ekonomik ve sosyokültürel) envanterinin de yapýlmasý, • Orman kaynaklarýndaki deðiþimin sürekli izlenebilmesi için daimi deneme alanlarýnýn kullanýlmasý. 3- SÜRDÜRÜLEBÝLÝR ORMAN YÖNETÝMÝ GÖSTERGE VE ÖLÇÜTLERÝ ÝLE SERTÝFÝKALANDIRMA • Sürdürülebilir orman yönetiminde kriter ve göstergelerin kullanýmýnýn saðlanmasý ve yaygýnlaþtýrýlmasý ve ulusal raporlama formatýnýn geliþtirilmesi ve bu amaçla yapýlan çalýþmalarýn desteklenmesi, mekanizmasý olarak öneminden hareketle sertifikalandýrma çalýþmalarýnýn SOY kriter ve göstergeleri ile paralel ve eþgüdüm halinde baþlatýlarak yürütülmesi, bu süreçte uluslararasý geliþmelerin yakýndan takip edilmesi, çalýþmalarýn tüm ilgi gruplarýnýn özellikle uygulama birimleri ile bilim ve araþtýrma çevrelerinin koordineli çalýþmasýyla gerçekleþtirilmesi ve bu konuda bir program ve mekanizmanýn oluþturulmasý. 4- ORMANLARIN KARBON DÖNGÜSÜ ÝLE ÇÖLLEÞMEYLE MÜCADELEYE KATKISI VE HAVA KÝRLÝLÝÐÝNDEN ETKÝLENMESÝ • Taraf olduðumuz Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi ile taraf olma aþamasýnda olduðumuz Kyoto Protokolünde yer alan yükümlülüklerimiz kapsamýnda ülkemiz ormanlarýnýn karbon tutma kapasitesi ile stok deðiþiminin belirlenmesine yönelik araþtýrmalarýn en kýsa sürede sonuç- • Sürdürülebilir Orman Yönetimine halkýn katýlýmýnýn saðlanmasý için mevzuat düzenlemelerinin yapýlarak katýlýmý saðlayacak uygun mekanizmalarýn geliþtirilmesi ve uygulamada iþlevsel kýlýnmasý, • Sürdürülebilir Orman Yönetimine halkýn katýlýmýnýn arttýrýlmasý için kamuoyu bilincinin geliþtirilmesi, bu amaçla ormanlardan elde edilen mal ve hizmetlere ve özellikle dolaylý olanlara aðýrlýk verilmesi ve bu konularda doðrudan veri saðlayacak çalýþmalarýn desteklenmesi, • Orman kaynaklarýmýzýn yönetimi ile bu kaynaklardan saðlanan mal ve hizmetlerin sertifikalandýrýlmasýnýn hem katýlýmcýsý olduðumuz uluslararasý süreçler ve hem de bir dýþsal denetim 11 katýlýmcýlýðýn düzeyi, hangi ilgi gruplarýnýn katýlýmýnýn saðlanacaðý ve katýlým biçimlerine iliþkin kurumsal, politik ve yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi, bu konuda model çalýþmalarýn geliþtirilmesi ve desteklenmesi, landýrýlarak önümüzdeki yýllarda yapýlacak zorunlu karbon stok deðiþim bildirimlerinin istenilen standartlarda gerçekleþtirilmesi ve bir veri tabanýna baðlý olarak güncelleþtirilmesi, • Ormanlarýn küresel karbon döngüsüne pozitif katkýsý baðlamýnda eneji ormanlarýnýn geliþtirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaðý olarak buralardan elde edilen biyokütlenin kullanýmýnýn saðlanmasý çalýþmalarýna baþlanýlmasý, • Özel aðaçlandýrmalar kapsamýnda modern enerji ormancýlýðýnýn desteklenmesi, • Ormanlarýn atmosferik kirliliðe karþý korunmasýyla ilgili AB mevzuatý çerçevesinde hava kirliliðinin ormanlar üzerindeki etkilerinin izlenmesi için ulusal deðerlendirme ve izleme mekanizmalarýnýn tesisi, sürdürülmesi ve bu baðlamda daimi deneme alanlarý aðýnýn kurulmasý, • Özellikle ormanlarýn saðladýðý odun dýþý mal ve hizmetlerin deðerlerinin belirlenmesi için gerekli yöntemsel (metodolojik) çalýþmalar ile bunlarý takip eden veri elde etme çalýþmalarýnýn hýzlandýrýlmasý, • Çevresel muhasebe sisteminin oluþturulmasý. 5- ORMANCILIÐIMIZDA KATILIMCILIK VE KIRSAL KALKINMA ÝLÝÞKÝLERÝ • Sürdürülebilir orman yönetimine halkýn katýlýmý; ilgi gruplarýnýn talep ve beklentileri ile bunlarýn önceliklerinin planlamada(özellikle iþletme amaçlarýnýn tespitinde) dikkate alýnmasý, orman kaynaklarýnýn yönetim faaliyetlerinin baþarýsý ve devamlýlýðý için önem arzetmektedir. Bu baðlamda, • TUOP'nda kabul edilen ormancýlýk ilkeleri, amaçlarý, politikalarý ve stratejileri çerçevesinde AB ormancýlýk programlarýna uygun programlarýn uygulamaya konulmasý, bu çerçevede özellikle AB müzakere sürecinde kýrsal kalkýnma programlarýnda ormancýlýk faaliyetlerinin rolü ve atfedilen önemi dikkate alýnarak ormancýlýk kurum ve meslek örgütlerinin gerek müzakere sürecine etkin katýlýmýnýn ve gerekse ilgili programlardan uygun yararlanmasýnýn saðlanmasý amacýyla gerekli adýmlarýn atýlmasý. 6ORMANCILIK EÐÝTÝMÝ, MÜHENDÝSLÝÐÝ VE ÝSTÝHDAMI ORMAN • Ülkemizdeki ormancýlýk öðretimi içeriðinin çaðdaþ ormancýlýk anlayýþýnýn gereði olarak orman kaynaklarýndan çok yönlü yararlanma ilkesini uygulayabilecek bir bilgi daðarcýðý oluþturmaya yönelik olmasý ve çaðdaþ teknolojiye dayalý olarak uygulanmasý, • Meslek içi eðitim ve uzmanlaþmaya yeterli önemin verilmesi, • Ormancýlýk öðreniminin ne olduðu ve önemini kamu oyuna tanýtacak bir eyleme girilmesi, • Eðitim aþamasýnda Orman Mühendislerine giriþimci bir nitelik kazandýrmaya özen gösterilmesi, • Öðrencilerin staj durumunun ele alýnarak yararlý hale getirilmesi, • Ekonomik gücü olan serbest Orman Mühendisleri ve meslek kuruluþlarýnýn ormancýlýk eðitimine katký saðlamasý, • Ýstihdamý artýrmak ve ormancýlýðýn özel sektörde de kurumsallaþmasýný saðlamak için ormancýlýk öðretiminde, TBMM Genel Kurulunda yasalaþmasý beklenen " Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði" kanun tasarýsýnýn 4.maddesindeki faaliyet konularýnýn dikkate alýnmasý, • Uluslararasý süreçlere ve bu süreçlerde yer alan ormancýlýk konularýna ormancýlýk eðitiminde yeterince yer verilmesi, bu konuda gerekli iþbirliði ve koordinasyonun saðlanmasý 12 SARIKAMIÞ ALLAHUEKBER DAÐLARI MÝLLÝ PARKI Erol Kuru* Sarýkamýþ Allahuekber kadar çeþitli uygarlýklara ve Daðlarý Milli Parký istilalara sahne olmuþtur. Anadolu'nun kuzeybatýsýnda Bölgede yaþamýþ olan en Erzurum ve Kars Ýlleri sýnýreski kavimler Hurriler ve larý içerisinde, Anadolu Urartulardýr. Bölge Ýskitler, Yaylasýndan Kafkaslara geçiþ Persler, Bizanslýlar, Hazarlar bölgesi olarak adlandýrýlan ve Arap hakimiyeti ve 1048 Trans Kafkasya Bölgesi yýlýndan itibaren Türk içerisinde kalmaktadýr. Boylarýnýn hakimiyeti altýna Milli Parkýn denizden girmiþtir. Bölgede hükümyüksekliði 2100 - 3000 ranlýk sürmüþ Türk Boylarý, metre arasýnda deðiþmekte Saltuklu Selçuklularý, Ýlhanolup en yüksek noktasý lýlar, Karakoyunlu, 3120 rakýmlý Allahuekber Akkoyunlu Devletleri ile Allahuekber Tepe Tepedir. Osmanlý Ýmparatorluðudur. Sarýkamýþ'taki Milli Park Osmanlý Ýmparatorluðu alanýnýn iki kaynak deðeri ile Ruslar arasýnda gerçekbulunmaktadýr. Bunlardan leþen savaþlar bölgenin en birincisi; Sarýçam aðaç önemli olaylarýdýr. 1877 türünün bu bölgede en yük1878 yýllarýnda gerçekleþen sek rakýmda yayýlýþ gösteve tarihte 93 harbi olarak rerek optimal kuruluþta saf bilinen Osmanlý - Rus sarýçam meþcereleri oluþtursavaþlarýnda Rus ordularýnýn masýdýr. Ülkemizde 2100 yenilmesine raðmen, diðer 2200 metre yüksekliklerden cephelerde yenilen Osmanlý sonra baþlayan doðal olarak Devleti harp tazminatý olarak aðaç bulunmayan yüksek Kars, Ardahan ve Batum dað basamaðýnda (alpin çevresini Ayastafanos ve zon) çayýr otlarý ve bazý ardýç Berlin antlaþmalarý ile türlerinden oluþan kýsa Ruslara býrakmýþtýr. 1. Allahuekber Tepe Þehitliði boylu bitki türleri yetiþmekDünya Savaþýnýn baþlamasý tedir. Sarýkamýþ Ormanlarýný ve Osmanlý Gemilerinin oluþturan Sarýçam bu Sivastapol'u bombalamasýnýn bölgede optimum yayýlýþardýndan 1 Kasým 1914 tartadýr yani Alpin zonda en iyi ihinde Rus ordularý geliþime sahiptir. Kaynak Anadolu'yu ele geçirmek deðerlerinden birini oluþtumaksatlý olarak yeniden ran ormanlýk alanlar saf saldýrýya geçmiþ ve 6 gün sarýçam meþceresi ve çam süren Köprüköy Muharebetürlerinin arasýnda çok az leri yaþanmýþtýr. miktarda titrek kavak ve adi Bu sýrada Kafkas ardýç türlerinden oluþmakCephesindeki harekatý yakýntadýr. Alanýn yaban hayatý da dan takip eden Baþkomutan oldukça zengindir. Vekili Enver Paþa doðudaki Milli Parkýn ikinci ve en Rus kuvvetlerini çok zayýf Sarýkamýþ Harekatý Güzergahý önemli kaynak deðeri ise görüyor yapýlacak bir taarruzAllahuekber Daðlarýnda 1914 la Doðu Anadolu'da kaybe- 1915 yýllarýnda Sarýkamýþ Harekatý olarak bilinen dilen topraklarýn geri alýnmasýný ve müteakiben harekatýn harekatýn gerçekleþtiði alanlarý oluþturmasýdýr. Kafkasya'ya aktarýlmasýný mümkün görüyordu. Ýþte bu Sarýkamýþ ve çevresi, Kafkaslar ve Anadolu arasýnda düþünce ile 22 Aralýk 1914 ile 19 Ocak 1915 tarihleri bir geçiþ yolu olmasý sebebiyle geçmiþten günümüze arasýnda Kafkas Cephesinde cereyan eden Türk - Rus 13 * Jeoloji Mühendisi, DKMP Genel Müdürlüðü Çakýrbaba Þehitliði Dikenli Tabya Þahitliði savaþlarýna "Sarýkamýþ Harekatý" denilmektedir. Bu harekat düþmanýn Türk topraklarýndan çýkarýlmasýný öngörmüþ, binlerce Türk evladýnýn Sarýkamýþ dolaylarýnda canlarýný vatan uðrunda seve seve vermeleri ile sonuçlanmýþtýr. Askeri tarihimizde bu harekat "Rus ordusunu imha etmek için geniþ bir çevirme manevrasý, muharebesi olarak anýlýr." Osmanlý Devleti harbe; 1878'den beri Rus iþgali altýnda bulunan Kars, Sarýkamýþ, Ardahan gibi doðu illerimizi geri almak, Doðu Avrupa'da Ruslarla harp halinde olan Almanlar'a yardým etmek, kazanýlacak bir zaferle Kafkaslar ve Orta Asya'daki Türk illerinin kapýsýný açmak maksatlarýyla, baþta Ever Paþa olmak üzere iktidarda bulunan Ýttihatçýlar tarafýndan sokulmuþtur. Yavuz ve Midilli adý verilen iki Alman zýrhlýsýnýn, Karadeniz'deki Rus limanlarýný bombardýman etmesi üzerine Rusya'da buna karþýlýk olarak 30 Ekim 1914 tarihinde Doðu Anadolu'ya taarruza baþlamýþtýr. Bu taarruz sonucunda 3-9 Kasým tarihlerinde meydana gelen Köprüköy Muharebeleri gerçekleþmiþtir. Köprüköy Muharebelerini kazanan Üçüncü Ordu Komutaný Hasan Ýzzet Paþa, ordunun durumunu ve yaklaþan kýþ aylarýnýn bölgede oldukça zorlu geçtiðini bildiðinden harekata devam etmemiþtir. Harbiye Nazýrý Enver Paþa, bu mevsimde harekat yapýlamayacaðý, taarruzun bahara býrakýlmasý tavsiyesinde bulunan Hasan Ýzzet Paþayý görevden alarak yerine kendisi geçmiþtir. “Yine ayný ordu ile ki bu ordu Arabistan'dan geri çekilen ve sýcak iklime alýþýk ve teçhizat yönünden de kýþ þartlarýna hazýrlýksýz olan ordudur”. Üçüncü Ordu, "Sarýkamýþ Çevirme ve Kuþatma Harekatýna" 24 Aralýk 1914 günü baþladý. 24 Aralýk günü baþlayan bu harekatýn planlanan güzergahý yaklaþýk 3100 metreye ulaþan Allahuekber Daðlarýný geçerek Sarýkamýþ'a ulaþmaktý. Ýþte bu güzergah üzerinde Aralýk ayýnda -40 derece soðukta, kýþlýk teçhizatý bulunmayan 3. Ordunun kaybý büyük olmuþtur. 26 Aralýk 1914 günü birliklerimiz bütün gayretlere raðmen tabiat þartlarý ile boðuþarak 11 saatte Allahuekber Daðlarýnýn zirvesine ulaþtýlar ancak buraya ulaþtýklarýnda korkunç bir kar fýrtýnasý ile karþýlaþtýlar. Bu fýrtýna Mehmetçiðin ilerlemesini imkansýz kýlýyordu. 10. Kolorduda görevli bir subayýn o gün yaþananlarla ilgili ifadesi " Yol kenarýnda karýn içine çömelmiþ bir er bir yýðýn karý kollarýyla kucaklamýþ titreyerek, feryat ederek diþleriyle kemiriyor, týrnaklarýyla kazýyordu. Kaldýrýp yola sevk etmek istedim, er önceki hareketini, feryadýný, diþleriyle ve týrnaklarýyla çabalamasýný hiç bozmadý ve beni hiç görmedi, belli ki aklýný kaybetmiþti. Bu þekilde biz belki 10000 den fazla insaný bir günde karlarýn altýnda býraktýk ve geçtik." olmuþtur. Sarýkamýþ Harekatý 22 Aralýk - 19 Ocak tarihleri arasýnda gerçekleþmiþ, Türk ve Rus ordularýnýn inanýlmaz bir direnme ve istikrarla savaþtýklarý muharebedir. Bu muharebelerde dondurucu soðuk, kar, açlýk, hastalýk ve ikmal güçlerinin yetersiz olmasý sebebiyle Ordumuz yaklaþýk 90000 Mehmetçiðini kaybetmiþtir. Bu muharebede Türk Ordusunu soðuk ve açlýk yenmiþtir. Türk askerinin Sarýkamýþ'ta göstermiþ olduðu metanet, sabýr ve özveri çok yüksektir ve her türlü takdirin üzerindedir. Savaþlarýn ve trajedilerin en yoðun yaþandýðý bir bölge olmasý nedeniyle, Þehitliklerin çoðunluðu Sarýkamýþ Ýlçesi yakýnlarýnda bulunmaktadýr. Bu þehitlikler arasýnda en önemlisi Allahuekber Daðlarý zirvesinde, yaklaþýk 3100 rakýmlý tepe de bulunmaktadýr. Milli Parkýn kaynak deðerleri arasýnda harp tarihimiz açýsýndan önemli olan Allahuekber Tepe (þehitlik), Dikenli Tabya Tepe (þehitlik), Çakýrbaba Þehitliði vb. alanlar bulunmaktadýr. Yine yakýn civarda bulunan Aðababa Þehitliði, Sarýkamýþ Þehitliði, Meçhul Asker Þehitliði, Soðanlý Þehitliði, Bardýz Geçidi Þehitliði, Divik Köyü Þehitliði Milli Parkýn kaynak deðerlerini oluþturmaktadýr. Ýþte bu yüzden, Sarýkamýþ Ormanlarý ile Türk erlerinin, yiðit Mehmetlerin ruhundaki büyük alplik ve gazilik ruhunun temsil edilmesi amacýyla Sarýkamýþ Harekatýnýn geçtiði alanlarý ve þehitliklerin bir kýsmýný içine alan yaklaþýk 22980 hektar büyüklüðündeki alan 19/11/2004 tarih ve 25618 sayýlý resmi gazete de yayýnlanarak "SARIKAMIÞ ALLAHUEKBER DAÐLARI MÝLLÝ PARKI" ilan edilmiþtir. 14 91.YILINDA SARIKAMIÞ TAARRUZU -Hayaller, Yalanlar ve GerçeklerYrd.Doç.Dr.Ýsmail EYYÜPOÐLU* I. Dünya Savaþý'nýn çýkýþ sebebi üzerinde deðiþik spekülasyonlar yapýlmaktadýr. Avrupa'da baþlayýp sonra dünyanýn geri kalanýný da içine alacak olan bu savaþýn, var olan dengeleri tümden sarstýðý ve yeni kamplaþmalara yol açtýðý bilinen bir gerçektir1. Ekonomik dengesizlik, sömürge yarýþý ve Avrupa diplomasisindeki çözümsüzlük, bu savaþýn en önemli etkeni olmuþtu2. Avrupa'daki kamplaþma Ýtilaf ve Ýttifak bloklarýný doðurmuþtu. Ýtilaf blokunun baþýný Ýngiltere çekerken Ýttifak blokunun da baþýnda Almanya bulunmakta idi3. Osmanlý Devleti, büyük bir risk alarak, Almanya'nýn yanýnda I.Dünya Savaþý'na katýldý4. Goeben ile Breslau isimli iki Alman savaþ gemisinin Osmanlý karasularýna girmesi ve Osmanlý hükümetinin bu gemilere el koyarak 29 Ekim 1914'te Rus limanlarýný bombalamasý ile birlikte Osmanlý devleti resmen bu savaþta yer almýþ oldu5. "1914 Ekim'inden Ýngiliz donanmasýnýn Çanakkale boðazýný bombardýmana tutup, sonra da Ýstanbul'a doðru yola çýktýðý 1915 Þubat'ýna kadar Osmanlý Ordularý yenilgi üzerine yenilgiye uðramýþlardý"6. Sarýkamýþ Taarruzu ile ilgili olarak resmi kayýtlarda yer alan veriler ve yabancýlarýn bunlara yaptýklarý yorumlar ile hatýratlarda anlatýlanlar arasýnda tutarsýzlýklar bulunmaktadýr. Ordu komutanlýðýný üstlenecek olan Baþkomutan Vekili Enver Paþa'nýn sadece bir asker olarak deðil ayný zamanda dönemin siyasi aktörlerinden biri olmasý da yapýlan eleþtirilerin dozunun da artmasýna sebebiyet verecekti. Doðu cephesinde harekât, 1 Kasým 1914 günü Rus ordusunun sýnýrý geçmesi ile baþladý. Bu cephedeki Türk III.Ordu Kumandanlýðý'nýn toplam gücü 189.562 insan 60.877 hayvandý7. Silah, cephane, malzeme ve iaþe çok noksandý8. Ordu Kumandaný Hasan Ýzzet Paþa idi. IX. ve XI. Kolordularla aþiretlerden kurulu Ýhtiyat Süvari Kolordusu, II.Nizamiye Süvari Tümeni ve Van Jandarma Tümeninden kurulu idi. Rus Ordusunun Kumandaný ise Kafkasya Genel Valisi Waranzof Dachkof idi. Genel Vali hasta olduðu için onun askeri yardýmcýsý General Michlayevski orduyu yönetiyordu. Ne var ki ordunun Kurmay Baþkaný General Yudeniç her iþte Genel Validen karar almakta olduðu için ordunun yönetiminde karýþýklýk olmakta idi. Kafkaslardaki Rus ordusu da þöyle konuþlanmýþtý: Sahil Grubu (bir tugay) Batum'da, I.Kolordu Sarýkamýþ - Oltu yöresinde, Erivan Grubu (IV.Kolordu) Erivan dolaylarýnda, Türkistan Kolordusu ve Sibirya Kazak Süvari Tugayý Tiflis'te ihtiyatta. Bunlardan baþka Ruslarýn Ýran'da da bir kolordularý vardý9. Ýki tarafýn askeri gücünü karþýlaþtýrdýðýmýz zaman da sayýsal deðer olarak Rus ordusu daha aðýr basmakta idi. Buna göre cephedeki Rus Ordusu 100 piyade taburu, 117 süvari bölüðü, 256 top, 15 istihkâm bölüðünden oluþmakta idi. Türk kuvvetleri 100 piyade taburu, aþiretler hariç olmak üzere 28 süvari bölüðü, 160 top ve 8 istihkâm bölüðünden ibaretti. Türk tümenleri 9, Rus tümenleri 16 taburlu idiler. Yan ve gerilerdeki kuvvetlerle Rus Ordusu 42 tabur, 89 süvari bölüðü ve 94 top daha fazla idi10. 1 Kasým'da Rus ileri harekâtý baþladý. Hasan Ýzzet Paþa, Rus ilerlemesi karþýsýnda pek ciddi bir tedbir almamýþtý. Onun fikrine göre Rus ordusu Erzurum önlerinde karþýlanmalý idi. Ancak ilerleyen Ruslarýn güçlü birlikler olmadýðý. Daðýnýk bir vaziyette olduklarý 15 * Atatürk Üniversitesi, Atatürk Ýlkeleri ve Ýnkýlâp Tarihi Enstitüsü Baþkumandanlýk Vekâleti'nden anlaþýlýnca III.Orduya Ruslarý ezme emri verilmiþti. Bunun üzerine ilerleyen Ruslara karþý Türk taarruzu baþlamýþ, Ordu Kumandanýnýn fazlaca tedbirli tutumu ve hatalý cephe yönetimine raðmen kýsmi baþarýlar elde edilmiþ ancak, Rus birliklerinin tam olarak imhasý mümkün olamamýþtýr. Tarihe Köprüköy muharebesi olarak geçen bu savaþta böylece büyük bir fýrsat kaçýrýlmýþtý11. Bu mücadeleden iki gün sonra Türk kuvvetleri, Baþkumandanlýk Vekâleti'nin ýsrarlý tutumu ile Azap mevkiinde Ruslarýn üzerine yeni bir saldýrý baþlattý. Saldýrýda Türk birlikleri çok fazla kayýp vermesine raðmen, Ruslarý geri çekilmek zorunda býraktý. Ancak Türk Ordusu yine düþmaný takip etmek yerine geriye çekildi12. Köprüköy ve Azap muharebelerinin sonuçlarý Türk Ordusu açýsýndan pekte baþarýlý geçmemiþtir. Bu süreçte iki haftalýk bir zaman kaybý yaþanýlmýþ ve bir çok Türk askeri þehit olmuþ, moral bozulmuþ ve komuta kademeleri arasýnda da güvensizlik ortaya çýkmýþtý13. Ordu savaþýn baþýndan beri böyle periþanlýk görmemiþti. IX.Kolordu Kumandaný Ahmet Fevzi Paþa, Ordu kumandaný ile yaptýðý görüþmede iyi bir hareket yapýlmadýðýný bildirmiþ, sözlerine harbe erken girildiðini de eklemiþti. Bu söz harbin sonucu hakkýnda kötümserlik sayýlarak Fevzi Paþa emekliye sevk edildi14. Doðu Cephesindeki bu keþmekeþlik devam ederken, Türk Baþkumandan Vekili Enver Paþa ve Almanya yeni bir savaþ planý üzerinde çalýþmaya baþladýlar. Avrupa'da savaþýn mevzi harbine dönüþmesi ve Galiçya'da Avusturyalýlarýn Ruslar karþýsýnda zor durumda kalmalarý üzerine Enver Paþa, müttefiklerinin Avrupa'daki yükünü hafifletmek için -Alman Baþkomutanlýðý'nýn da etkisiyle- Doðu Cephesinde Rus kuvvetlerinin imhasýný hedef alan, büyük ölçüde kuþatýcý bir taarruza karar verdi15. Baþkumandan Vekili Enver Paþa ile Kurmay Albay Hafýz Hakký büyük kuþatma harekâtý düþüncesine kendilerini tamamen kaptýrmýþ bulunuyorlardý. Berlin'de bulunan Türk askeri ateþesinin Hindenburg karargahýndan Ruslar hakkýnda gönderdiði raporda "Ruslarýn berkitilmiþ mevzilerine taarruz etmenin yararsýz olduðu, Ruslara karþý en etkili hareketin kuþat- ma olacaðý bildirilmiþti. Bu raporda Enver Paþa'nýn düþüncelerini desteklemiþti. Türk Baþkumandanlýðýnca hazýrlanmakta olan taarruz planýna göre, Hindenburg'un VIII.Alman Ordusu ile 26-28 Aðustos 1914 tarihinde sayýca üstün, iki Rus ordusuna karþý Tannenberg16 dolaylarýnda kazandýðý imha muharebesinin bir benzeri, bu kez, Sarýkamýþ dolaylarýnda tekrarlanacaktý17. Almanya tarafýndan bir kuþatma harekatý konusunda verilen desteðe raðmen Enver Paþa'nýn savaþta uygulayacaðý plan üzerinde tam bir fikir birliði saðlanamamýþtý. Hatta yapýlacak taarruzun erken olduðunu savunanlar vardý18. Bütün bunlarý bir kenara býrakan Enver Paþa ve Alman kurmay heyeti kafalarýnda tasarladýklarý planý gerçekleþtirmek için harekete geçtiler. Sarýkamýþ'ý kuþatma planý Ýstanbul'da hazýrlandý. Erkân-ý Harbiye Umum Vekâleti'nin üst düzey yetkililerinden olan Albay Hafýz Hakký arazi üzerinde incelemeler yapmak üzere cepheye gönderildi. O, bir kolordu ile Sarýkamýþýn doðusuna ilerleyerek Rus ordusunun kar kalesine çekilmesini önlemeyi uygun bulmuþtu. Hafýz Hakký'dan sonra Enver Paþa ile Erkân-ý Harbiye Umum Vekâleti Ýkinci Baþkaný General Bronzart, Harekât Þubesi Müdürü Feldman 14 Aralýk 1914'te Erzurum'a gelmiþlerdi19. Enver Paþa, taarruzun bahara býrakýlmasýný öneren III. Ordu Kumandaný Hasan Ýzzet Paþa'yý görevinden alarak, III. Ordu Kumandanlýðýný kendi üzerine aldý. 22 Aralýk 1914 - 5 Ocak 1915 tarihleri arasýnda cereyan eden Sarýkamýþ savaþlarýnda Türk Ordusunun uyguladýðý plan þöyle idi: Bir kolordu ile düþmanýn cepheden tespitini, iki kolordu ile kuzey kanadýndan kuþatýlarak düþman cephesinin 30-35 km. gerisindeki Sarýkamýþ'ýn ele geçirilmesi ile büyük düþman kuvvetlerinin imhasýný öngörüyordu20. Taarruza geçecek ordunun ikmal sistemindeki bozuklukta yapýlmasý düþünülen yýldýrým taarruzunun baþarýsýný önemli ölçüde etkileyecek türdendi. I. Dünya Savaþý'nda Ýran Cephesi'nde Osmanlý Ordusu içerisinde istihbarat örgütü olan Teþkilat-ý Mahsusa ile birlikte çalýþan Alman Subayý Paul Leverkuehn o günleri anlatýrken; Ordunun ihtiyaçlarýnýn Ereðli-Ulukýþla demiryolu üzerinden çok sayýda boðazla kuzeybatý 16 Toroslarý aþýp Kayseri'ye ve oradan da Sivas-Erzincan üzerinden Erzurum'a ulaþan yaklaþýk 700 km.lik uzun bir yoldan saðlandýðýný ifade etmektedir. Bununla birlikte önemli irtifa farký, yolun kalitesizliði nedeniyle, bazen göçen kayalarýn altýnda kalýndýðý bazen de yoldaki kum fýrtýnasýna maruz kalýndýðý için ikmalin güçlük ve eksiklerle yapýldýðýný aktarmakta idi21. Erzurum'a gelen Enver Paþa'da cepheyi gezince askerin ihtiyaçlarýnýn tam olarak karþýlanmadýðýný gözleri ile gördü. Asker periþan bir vaziyette idi. Görüþtüðü askerlere umitvar sözler söyledi daha sonra da orduya uzun bir emir yayýnladý: Emir þöyle idi: "Askerler hepinizi ziyaret ettim. Ayaðýnýzda çarýðýnýz, sýrtýnýzda paltonuz olmadýðýný da gördüm. Lakin karþýmýzdaki düþman sizden korkuyor. Yakýn zamanda taarruz ederek Kafkasya'ya gireceðiz. Siz orada her türlü nam ve nimete kavuþacaksýnýz. Alemi Ýslam'ýn bütün ümidi sizin son bir himmetinize bakýyor. Ýlh"22 Kýþýn þiddetle hüküm sürdüðü bu mevsimde taarruza geçmenin doðru olmadýðý Enver Paþa'ya defalarca ifade edilmiþse de O fikrinde ýsrar etmiþti. Ordu erkânýný gençleþtirmiþ ve kumandanlýklara genç paþalarý atamýþtý23. Hatta üst düzey Alman Subaylarýnýn bazýlarý -Liman Von Sanders'de bunlarýn arasýndadýrgerek savaþ planý gerekse ordunun ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý konusun da çekinceleri olduðunu Enver Paþa'ya ifade etmiþlerdi. Enver Paþa'da Kafkas Cephesi'ne gitmek hususunda kararlý olduðunu, gerekli hazýrlýklarýn tamamlanmasýna çalýþýldýðýný, harekâtýn krokisinin ortaya çýktýðýný ifade etmiþti. Ona göre Ruslarýn Lehistan (Polonya)'da kötü duruma düþmüþ olmalarý Kafkasya'daki kýtalarýný takviye etme ihtimalini ortadan kaldýrmýþtý24. Anlaþýlacaðý üzere gerek Enver Paþa ve gerekse müttefikleri taarruz hususunda hemfikirlerdi. Ancak plan ve zamanlama konusunda tartýþmalar yaþanmakta idi. Enver Paþa bunun hýzlý bir þekilde yapýlmasýna taraftardý. 22 Aralýk 1914'te taarruz baþladý. Taarruzun ilk safhasýnda Türk ordusu bazý baþarýlar kazandý. 25/26 Aralýk'ta Bardýz* Türk Ordusunu aðýrlamakta idi. Sarýkamýþ'a yaklaþýlmýþtý25. Rus Ordusu Oltu'dan geriye doðru çekilirken Türk birlikleri bir çok zorlukla uðraþmaya devam etmekte idi. Karlý ve buzlu yerlerde dik yamaçlar aþýlýyor ve bazý dar yerlerde birerli kol halinde ilerlenebiliyordu. Bastýklarý yerde kar kabarýyor, ezdikleri yerler kayýyordu. Bütün askerin en az bir gün dinlenmeye ihtiyacý vardý. Bronsart Paþa bu konudaki tekliflerini Enver Paþa'ya sunmasýna raðmen bu pek kabul görmedi. Enver Paþa'da Hafýz Hakký Bey gibi Ruslarýn hiç savaþmadan kaçacaðýný düþünmekte idi. Amacý Ruslarýn Kars'a çekilmesini önlemekti. Halbuki Savaþmadan kaçmak Ruslarýn aklýna bile gelmemiþti. Türk IX.Kolordusunun Bardýz'dan Sarýkamýþ'a yürüyen iki tümeni yolda fazla güçlük çekmediler. Saðda yürüyen 29.Tümen 25 Aralýkta güneþ batarken Sarýkamýþ'ýn kuzeybatýsýnda Rus birliklerini mevzilerinden söküp atmýþtý26. Ruslar 25/26 Aralýk'ta Sarýkamýþ'ta güçsüz bir halde idi. Sadece iki Rus taburu bulunmakta idi27. Bu iki tabura karþýlýk iki Türk tümeni Sarýkamýþ'a girmek üzere idi. Enver Paþa Sarýkamýþ'a girmek istiyordu. Ancak IX.Kolordu Kumandaný Ýhsan Paþa'nýn ricasýyla taarruz durduruldu. Gerekçe olarak takviye kuvvetlerin gelmesi belirtildi. Ancak bu kuvvetler Sarýkamýþ'a oldukça uzak bir mesafede idi. Bu karar savaþýn dönüm noktasý oldu. 27 Aralýk günü Ruslar takviye güç almýþlardý. Türk Ordusunun taarruzu püskürtüldü28. Türk Ordusunun deðil takviye almak askere yiyecek ve yatacak yer saðlamak gibi bir imkaný dahi yoktu. Bir metre kar vardý. Savaþ hattýnda köy bulunmamakta idi. Türk ordugahýnda tek bir yemek vardý. Zeytin ve ekmek. 25 Aralýk'tan itibaren asker ordugahýný çadýrsýz ve karlar üstünde kurmuþtu. Yani sýfýrýn altýnda 35-40 derecede açýkta uyuyorlardý. Artýk donarak ölmeler veya kýsmen donarak el ve ayak parmaklarý kopanlar vardý. Mahrumiyet son kertesine varmýþtý. Asker huzursuz ve sinirliydi. Erat seferin gereksiz ve yanlýþ yapýldýðýna kanaat getirmeye baþlamýþtý. Bu arada firarlarda iyiden iyiye artmaya baþlamýþtý29. Ruslar Demiryolunu kullanarak Sarýkamýþ'a sürekli olarak takviye güç yýðýyorlardý. 10.Kolordu'nun Allahuekber daðlarýný aþmasý da oldukça güç olmuþtu. Beyköye gelen askerleri ayaklarý þiþ olanlar yüzde yirmiyi bulmuþtu. Birlikler arasýnda muhabere imkaný da bulunmamakta idi30. 29 ve 30 Aralýk günü IX. Ve X.Kolordular Sarýkamýþ'a taarruz etti. Rus Ordusu 15.000 kiþilik bir ordu toplamýþtý. Yapýlan taarruzlar Ruslar tarafýndan püskürtüldü. Türk askerlerinin bazýlarý Sarýkamýþ'a girmeye muvaffak oldularsa da kasaba dahilinde daðýldýklarýndan baþarýlý olamamýþlardý31. 4 Ocakta 1915'te Ruslarýn karþý taarruzu baþlamasýna raðmen yeterince etkili deðildi. Rus ordusu da gerek savaþ ve gerekse iklim þartlarý yüzünden oldukça yorgundu32. Ayný tarihte X.Kolordu soldan kuþatýlmýþ bir þekilde Narman'a doðru çekildi. IX.Kolordu da SarýkamýþBardýz arasýnda Ruslar tarafýndan neredeyse yok edilmiþti. Ruslar Bardýzý yeniden iþgal etmiþlerdi33. Bu yenilgiden sonra III.Türk ordusu, taarruzdan önce iþgal etmiþ olduðu Azap Mevziine (Tutak-Narman Hattýna) çekildi. Ruslar da takiplerini bu hatta durdurarak yeniden teþkilatlanmaya ve birliklerini takviyeye baþlamýþlardý. Rus Taarruzu 1915 Nisan'ýnda baþlamýþ ve 1916 ve 1917 yýllarýnda da süren savaþlarla Doðu Anadolu'nun büyük bir kýsmýný iþgal etmiþlerdi34. Enver Paþa artýk yapacak bir þeyin olmadýðýný 17 görünce ordu kumandanlýðýný Hafýz Hakký'ya býrakarak Ýstanbul'a dönmek üzere cepheden ayrýldý. Yanýnda Bronzart Paþa olduðu halde Ulukýþla'ya vardý. Burada Amcasý Halil Paþa ile Karþýlaþtý. Halil Paþa o günleri þöyle aktarmaktadýr: "Enver Paþa'nýn aðzýný yolda býçak açmýyordu. Yorgun ve kederli bir halde gözleri dalýyor, düþünüyor, düþünüyordu. Bunun da sebebi Sarýkamýþ Harekâtý idi. Enver bir ara bana þunlarý söyledi; - Amca, Sarýkamýþ harekâtý çok kötü bir netice verdi. Bu sebeple kuvve-i seferiyeyi Üçüncü Ordu üzerine sevk etmek zarureti doðmuþ bulunuyor. Sen, yeni teþkil edilecek bir fýrka ile Ýran'a gideceksin"35. Enver Paþa'nýn bu savaþtaki rolü elbette tartýþýlmaz bir seviyede idi. Sarýkamýþ'ýn alýnamamasý ve binlerce askerin düþmana deðil de kýþa feda edilmesi muhtemelen Enver Paþa'nýn ordu içerisindeki konumunu sarsmýþ olmasý gerekirdi. Faik Tonguç anýlarýnda durumu þöyle aktarmaktadýr: "yaralý ve bitkin subaylarla konuþunca birçok acý gerçeði öðreniyorduk. Hemen hepsi bu felaketin biricik yaratýcýsý Enver Paþa'yý gösteriyordu. 'Buradan kaçmasý biraz geç kalsaydý canýný okuyacaktýk' gibi sözlerle Harbiye Nazýrý'na, kahvede yüksek sesle hiç çekinmeden, korkmadan en aðýr küfürleri hakaretleri pervasýz savuruyorlardý"36. Ancak Enver Paþa'ya karþý en ufak bir isyanýn olmamasý ve Osmanlý Ordularýný idare etmeye devam etmesi bu serzeniþlerin kiþisel çerçevede kaldýðýný göstermektedir. Sarýkamýþ Taarruzu ile ilgili olarak bir çok spekülasyon yapýlmaktadýr. Bunlarýn içerisinde özellikle; verilen kayýplarýn toplamýnýn ne olduðu en çok tartýþýlan konulardan birisidir. Herkes tarafýndan bilinen 90.000 rakamýdýr ki, bunun hepside Türk Ordusunun kaybý olarak deðerlendirilmektedir. Ancak o dönemi yaþamýþ olan ve verdiði bilgileri belgeye dayandýran Fahri Belen bu 90.000 efsanesini þöyle açýklamaktadýr: "Rus genel karargahý Türk Ordusu'nun 90.000 kiþi kaybettiðini, IX. Kolordu'nun esir edildiðini bütün dünyaya yaymýþtý. Sarýkamýþ Muharebesi'nde Rus ordusu 30.000 Türk ordusu da 50.000 kiþi kaybetti. Rus kaynaklarýna göre Türk kayýplarý 90.000 kiþidir. Daðlarda karlar kalktýktan sonra 25.000 cesedin gömüldüðünü yazarlar"37. General Ali Ýhsan Sabis'te bu olayý þöyle aktarmaktadýr: "100.000 kiþilik üç kolordunun iki hafta içinde 15.000 kiþiye düþmesi, toplarý ile silahlarýnýn ve nakil araçlarýnýn yarýsýndan fazlasýnýn kaybolmasý, bütün 18 gidip gelme yollarý üzerinde kanlý veya donmuþ mezarsýz onbinlerce þehit býrakýlmasý, ordunun gerek maddi gerek manevi güçlerinden çok þeylerin kaybolmasý ile özetlenebilir" demekte idi. Yenilginin getirdiði þaþkýnlýk ve korkunç bozgun kayýp sayýmýnýn o devirde iyi yapýlamadýðýný ortaya çýkarmaktadýr. Mareþal Fevzi Çakmak'ta bu sayýyý 60.000 olarak kabul etmenin doðru olacaðýný belirtmektedir. Liman Von Sanders'te 90.000 kiþiden 12.000 kiþi kaldý der38. Ruslar savaþ esnasýnda 7000 esir aldýklarýný ve savaþtan sonra 23.000 ölü gömdüklerini resmi yayýnlarýnda bildirmiþlerdir. Bu aynen kabul olunmaktadýr. XI.Kolordu bölgesinde 10.000, savaþ hattý gerisinde donma ve hastalýk nedeniyle 20.000 erin daha öldüðü sanýldýðýndan, kayýplarýn toplamý 60.000'i bulmaktadýr. Bu savaþta ölü sayýsýnýn çok fazla olmasýnýn nedeni yeteri kadar saðlýk personeli ile hastanelerin bulunmamasý idi. III.Ordu'nun giyim kuþam durumu ile beslenme durumu da çok yetersizdi. Örneðin Erzurum'da ancak 900 kiþilik bir hastane vardý. Halbuki öyle günler olmuþtu ki, 15.000 hasta ve yaralý Erzurum'a toplanmýþtý. Bu hastalar odun yýðýnlarý gibi çadýrlarýn içinde birbiri üzerine yýðýlmýþ ve bakýmlarý yapýlamamýþtý. Sarýkamýþ taarruzundan sonra çýkan tifüs hastalýðý da durumu daha feci bir hale getirmiþti. Bu hastalýktan dolayý verilen kayýplar oldukça fazla idi. III.Ordu Kumandanlýðýna atanmýþ olan Hafýz Hakký Paþa dahi Tifüs'ten ölenler arasýnda idi. Rus Ordusu'nun kayýplarýna gelince; Rus ordusu giyim, kuþam ve beslenme yönünden daha iyi durumda idi. Þiddetli kýþ koþullarý bu orduyu Türk ordusu kadar etkileyememiþti. Ruslarýn kendi açýklamalarýna göre savaþta 20.000 ve donma nedeniylede 9.000 ölü verdikleri bildirilmiþti. Buna Türk ordusu tarafýndan alýnan 23000 esirde eklenecek olursa Rus kayýplarýnýn tamamýnýn 32.000 civarýnda olduðu görülmektedir39. Rakamlar arasýndaki farklýlýklara raðmen deðiþmeyen bir gerçek var ki, o da Türk ordusunun kaybýnýn Ruslardan fazla olduðudur. Ama bunun da kesinlikle 90.000 olmadýðýdýr. Bu savaþa baþlanýrken Türkistan'a ulaþmak amaçlanmýþtý. Sarýkamýþ oraya varmak için alýnmasý gereken noktalardan birisi idi. Maðlubiyetten sonra Türkistan yolu kapanmýþ ve Doðu Anadolu Rus istilasýna açýk bir hale gelmiþti. Bu savaþýn sonucunu belirleyen en önemli unsur da iklim þartlarý olmuþtu. Enver Paþa ve devletin idarecileri için artýk yapýlmasý gereken, bu savaþýn en azýndan psikolojik etkilerini bertaraf etmek amacýyla yaþanýlanlarý unutmak idi. Bu anlayýþ genel bir eðilim halini aldý. Gerek Osmanlý döneminde ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra geçmiþimizin bir parçasý olan bu drama yeterince hafýzalarýmýzda yer vermedik. Bu açýdan bakýnca son yýllarda gerçekleþtirilen bazý olumlu faaliyetler ümitlerimizin yeþermesine sebep olmaktadýr. DÝPNOTLAR 1- Fransa, Alsace-Lorainne'i geri almak istiyordu. Bu ise ancak Almanya'nýn yenilgisi ile olanaklý idi. Ýngiltere, Prusya militarizmini yýkmak ve Avrupa güç dengesine Almanya'nýn yönelttiði tehdidi ortadan kaldýrmakta kararlý idi. Bu da Almanya'nýn yenilgisini gerektiriyordu. Almanya ise en tutkulu savaþ amaçlarýna sahipti. Avrupa'da baþat güç olmak ve yeryüzünde Ýngiltere'nin yerini almak istiyordu. Oral Sander, Siyasi Tarih, Ýlkçaðlardan 1918'e, Ankara, 1989, s.248. 2- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, I, Ýstanbul, 1976, s.1-8. 3- Sander, s.250-251. 4- Osmanlý Devleti'nin Alman ittifakýndan beklentileri þunlardý: "aBekasýný devam ettirmek, toprak bütünlüðünü korumak ve doðu Anadolu'yu elinden çýkarmamak b- Arap yarýmadasý ve Suveyþ kanalý bölgesindeki durumunu kuvvetlendirmek c- Ýslam aleminin liderliðini sürdürmek d- Devletin kaybettiði itibarýný yeniden kazandýrmak için Ýran, Azerbeycan ve Türkmenistan'daki bütün Türkleri birleþtirmek eBloklararasý çatýþmada devleti yalnýz býrakmamak" þeklinde özetlenebilir. Veli Yýlmaz, 1.Dünya Harbi'nde Türk-Alman Ýttifaký ve Askeri Yardýmlar, Ýstanbul, 1993, s.69-70. 5- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, I, s.248. 6- David Fromkin, Barýþa son veren Barýþ, (Çev:Mehmet Harmancý), Ýstanbul, 1989, s.109. 7- Ýsmet Görgülü, On Yýllýk Harbin Kadrosu, Ankara, 1993, s.101. 8- "Mevcudun altý aylýk iaþesi için 88.000 ton buðday, çavdar ve arpaya ihtiyaç olmasýna karþýlýk, ordu ambarýnda ancak 1250 ton hububat vardý." Þevket Süreyya Aydemir, Enver Paþa, III, Ýstanbul, 1978, s.100. 9- Fahri Belen, 20nci Yüzyýlda Osmanlý Devleti, Ýstanbul, 1973, s.217. 10- Belen, s.217. 11- Yavuz Özdemir, Bir Savaþýn Bilinmeyen Öyküsü, Erzurum,2003, s.127. 12- Özdemir, s.124. 13- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu Harekâtý, I, Ankara, 1993, s.322. 14- Belen, s.221. 15- Görgülü, s.101. 16- Savaþýn birinci yýlýnda, itilaf ve ittifak devletleri arasýnda cereyan eden üç büyük savaþtan birisi Sarýkamýþ savaþýdýr (Diðerleri doðu Prusya'da Tannenberg ve Paris civarlarýndaki Marn'dýr). Sarýkamýþ Tannenberg ve Marn savaþlarý arasýnda coðrafî düzeyde bazý benzerlik ve farklýlýklar vardýr. Her üçü de büyük nehirlerin kýyýsýnda cereyan ederken Marn ve Tannenberg savaþlarý ovada Sarýkamýþ savaþý ise son derece arýzalý, 20003000m yüksekliðindeki daðlarla kaplý bir bölgededir. Sarýkamýþ'ýn planý görünüþte mükemmel bir plandýr fakat þartlara göre bu plan ezbere çizilmiþtir bölgenin iklim ve arazi þartlarýna uymayan bir plandýr. Mahmut Boðuþlu, 1.Cihan Harbi, Ýstanbul 1997 s.75-76. 17- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu Harekâtý, I, s.349. 18- Fromkin,s.110. 19- Belen, s.221. 20- Görgülü, s.101-102. 21- Sonsuz Görevde Nöbet, Paul Leverkuehn'in Anýlarý, (Çev: Zekiye Hasançebi), Ýstanbul,1998, s.20. 22- Kaymakam Þerif Bey, Sarýkamýþ Ýhata Manevrasý, (Yay.Haz: Murat Çulcu), Ýstanbul, 1998, s.160. 23- Faik Tonguç, Birinci Dünya Savaþý'nda Bir Yedek Subay'ýn Anýlarý, Ýstanbul, 1999, s.27. 24- Özdemir, s.176. * Erzurum'un Þenkaya ilçesine yakýn bir yerleþim birimidir. 25- Belen, s.222-224. 26- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II, s.324. 27- Boðuþlu, s.77. 28- Belen, s.224. 29- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II,s.325-326. 30- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu Harekâtý, I, s.451-455. 31- Belen, s.224; Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu Harekâtý, I, s.470. 32- Belen, 226-227. 33- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II,s.330. 34- Görgülü, s.102. 35- Taylan Sorgun, Halil Paþa, Bitmeyen Savaþ, Ýstanbul, 1997, s.138. 36- Tonguç, s.27. 37- Belen, s.227 38- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II, s.335. 39- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu Harekâtý, I, s.536. 19 Orman Mühendisliði Dergisi 4-5-6 sayýlý yayým “Dünden Bugüne” baþlýklý yazýdan 15 nci sayfada Sayýn Eþref GÝRGÝN’e ait sözlerine istinaden AÜ Çankýrý Orman Fakültesi Dekanlýðýndan gönderilen ve yanlýþ bilgilenmeyi düzeltme amacý ile dergimizde yayýnlanmasýný istedikleri yazýyý aynen yayýnlýyoruz. Meslek kamuoyunun her iki yazýyý karþýlaþtýrarak Ülkemizde Orman Mühendisliði Eðitim ve Öðretiminin mevcut durumu hakkýnda deðerlendirmeyi yapacaðýna inanýyoruz. ANKARA ÜNÝVERSÝTESÝ ÇANKIRI ORMAN FAKÜLTESÝ DEKANLIÐININ AÇIKLAMASI Prof.Dr. A.Ýlhami KÖKSAL* Ankara Üniversitesi Çankýrý Orman Fakültesi, Bakanlar Kurulunun 24.08.1994 tarih ve 94/6138 sayýlý kararý ile kurulmuþ ve 1996-1997 öðretim yýlýnda faaliyete baþlamýþtýr. Fakültemiz Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Peyzaj Mimarlýðý Bölümleri olmak üzere 3 Bölümden oluþmasýna raðmen sadece Orman Mühendisliði Bölümü faaliyet göstermektedir. Fakültemiz 600 m2 kapalý, 3600 m2 açýk alandan oluþmaktadýr. Bina içerisinde 70 kiþi kapasiteli yemekhane ve kantin, 30 bilgisayardan oluþan ve tamamý internete baðlý bilgisayar laboratuvarý, 60 kiþi kapasiteli bir konferans salonu ve bir kütüphanesi bulunmaktadýr. Fakültemizde en geliþmiþ teknik imkanlar kullanýlarak çeþitli bilim dallarýna yönelik laboratuvarlar oluþturulmuþtur. Bunlar; Orman Botaniði Laboratuvarý, Fitopatoloji Laboratuvarý, Silvikültür Laboratuvarlarý, Toprak Ýlmi ve Ekolojisi Laboratuvarý, Havza Amenajmaný Laboratuvarý ve henüz hiçbir Orman Fakültesinde bulunmayan Biyoteknoloji Laboratuvardýr. Fakültemiz bu laboratuvarlar ile bir çok Orman Fakültesinde olmayan altyapýya sahiptir. Ayrýca Fakültemizde 1999-2000 öðretim yýlýndan itibaren isteðe baðlý Ýngilizce Hazýrlýk Sýnýfý öðretime baþlamýþtýr. Orman Mühendisi adayý öðrencilerimizin yüksek teknik kapasiteyle mezun olmalarýna yönelik çalýþmalarýmýz büyük bir hýzla devam etmektedir. Bu amaçla Çankýrý Ýli Merkez Ýlçe Karataþ Mahallesi Karaköprü mevkiinde 94.181,6 m2 alan üzerinde aðaçlandýrma sahasý oluþturulmuþ, Eldivan Ýlçesinde Araþtýrma Ormaný, Kýzýlýrmak ilçesinde eðitim ve araþtýrma amaçlý aðaçlandýrma alaný kurulmuþ ve Ilgaz ilçesinde proje kapsamýnda çeþitli teknik çalýþmalar sürdürülmektedir. Bilindiði üzere, Ankara Üniversitesi AB Eðitim Programlarýndan ERASMUS Programýna dahil edilmiþtir. Bu kapsamda Çankýrý Orman Fakültesi de AB üyesi ülkelerin ve Erasmus kapsamýndaki diðer Avrupa ülkelerinin üniversiteleri ile, öðrenci ve öðretim üyesi deðiþimi, eðitim programlarýnýn geliþtirilmesi için ortak çalýþmalar ve projeler, bu çalýþmalar ve projelerden elde edilen sonuçlarýn yaygýnlaþtýrýlmasý ve hayata geçirilmesi, Avrupa ölçeðinde fakülteler ve bilim dallarýna ait bilgi aðlarýnýn oluþturulmasý, dil kurslarý ve yoðunlaþtýrýlmýþ programlar, Avrupa Kredi Transfer Sistemi çalýþmalarýna destek (ECTS), karþýlýklý bilimsel ziyaretler, master ve doktora programlarý ile yaz okullarý gibi olanaklardan yararlanma hakký kazanmýþtýr. AB Yükseköðretim Alaný kavramý gereði üye ülkelerin yükseköðretim sistemleri arasýndaki farklýlýklarýn yol açabileceði sorunlarý ortadan kaldýracak önlemlerin alýnmasý ve ardýndan yüksek öðretim kurumlarý arasýndaki benzerliklerin ve iþbirliðinin artýrýlmasý gerekmektedir. Bu noktadan hareketle, baþlangýçta, yükseköðretim sisteminde gerçekleþtirilecek dört önemli ortak konu saptanmýþtýr. Bunlar; 1. Genelleþtirilmiþ bir Avrupa kredi sistemi, 2. Diplomalar için ortak bir yapýnýn belirlenmesi, 3. Kalite kontrolü ve deðerlendirilmesi, 4. Yeni öðrenme olanaklarýnýn hizmete sunulmasý þeklindedir. Bu çerçevede ECTS çalýþmalarý tamamlanmýþ ve yeni bir eðitim öðretim müfredatý hazýrlanarak 2003-2004 eðitim öðretim döneminden itibaren yürürlüðe konulmuþtur. Fakültemizin tüm birimleri ve Bilgisayar Laboratuvarýnýn internet baðlantýsý tamamlanmýþ akademik ve idari personel ile öðrencilerin hizmetine sunulmuþtur. Üniversitemizin saðladýðý olanakla internet üzerinden tam metin yabancý yayýn tarama hizmeti de faaliyete baþlamýþtýr. Fakültemiz 1999-2000 öðretim yýlýnda ilk mezunlarýný vermiþtir. Fakültemizde 2000-2001 öðretim yýlýnda Orman Mühendisliði Anabilim Dalýnda Yüksek Lisans Eðitimine baþlanmýþtýr. Fakültemiz akademik personeli 1 profesör, 4 yardýmcý doçent ve 17 araþtýrma görevlisinden oluþmaktadýr. Toplam 22 akademik personelin anabilim dallarýna daðýlýmý ise þöyledir. Tablodan da görüleceði üzere yalnýz Toprak Ýlmi ve Ekoloisi Anabilim Dalýnda öðretim elemaný bulunmamaktadýr. Ancak Havza Amenajmaný Anabilim Dalýnda görevli öðretim üyesi, toprak konusunda doktora çalýþmasý yaptýðý için bu anabilim dalýna ait dersleri de yürütmektedir. Orman Mühendisliði Bölümünde görev yapan öðretim elemanlarýnýn 17’si (%94,4) Orman Fakültesi mezunudur. 18 öðretim elemanýndan sadece birisi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü mezunu olup, Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalýnda 8 senedir görev 20 * Dekan Tablo 1: A.Ü. Çankýrý Orman Fakültesinin Öðretim Elemanlarýnýn Anabilim Dallarýna Daðýlýmý Anabilim Dalý Profesör Yard.Doç. Araþ. Gör. (Doktora) Orm. Ekonomisi 1 1 Orman Entomo. ve Koruma 1 3 Silvikültür 1 1 Orman Botaniði 1 1 Toprak Ýlmi ve Ekolojisi Havza Amenajmaný 1 Orman Ýnþaatý ve Transportu 2 Orman Hasýlatý ve Biyometri 2 Orman Amenajmaný 2 Diðer 2 (Pey.Mim. Bölümü) TOPLAM 1 4 14 Araþ.Gör. (Yük. Lis.) 1 Diðer Tablo 2 Meslek Derslerini Veren Öðretim Üyeleri (1997-2005) Mesleki Dersler Orman Ýþl.Ekonomisi Orman Entomo. ve Koruma Silvikültür Toplam 3 4 2 2 1 2 2 1 (Pey.Mim 1 (Türk Dili Bölümü) Okutmaný) 2 1 2 4 22 yapmakta, bu süre zarfýndaki yayýnlarýnýn tamamý orman entomolojisi alanýyla ilgili olup Orman Entomoloisi alanýnda tanýnmýþ bir bilim adamýdýr. Adý geçen öðretim üyesi Profesörlüðünü de sözü edilen anabilim dalýnda almýþtýr. Fakülte Dekaný Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin öðretim üyesi olup Çankýrý Orman Fakültesinde kuruluþundan beri hiçbir derse girmemiþtir. Fakültenin akademik kadrosu henüz tamamlanmamýþ olduðundan Türkiye’nin çeþitli üniversitelerinden ders vermek üzere öðretim üyeleri görevlendirilmektedir. Temel dersler (matematik, yabancý dil, kimya, mühendislik mekaniði, vb.) genellikle Üniversitemizin çeþitli Fakültelerinden (Ziraat Fakültesi, Fen Fakültesi, Mühendislik Fakültesi vb.) görevlendirilen öðretim üyelerince verilirken, Fakültemizde öðretim üyesi bulunmayan meslek derslerini (dentrometri, hasýlat bilgisi, orman amenajmaný, vb) vermek üzere günümüze kadar Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, KTÜ Orman Fakültesi ZKÜ Bartýn Orman Fakültesi, SDÜ Isparta Orman Fakültesi ve AÝBÜ Düzce Orman Fakültesinden öðretim üyeleri görevlendirilmektedir (Bakýnýz Tablo 2). Diðer taraftan mesleðin temelleri sayýlan Orman Bakanlýðý, Silvikültür, Havza Amenajmaný, Aðaçlandýrma, Orman Ýþletme Ekonomisi, Orman Hukuku, Ormancýlýk Politikasý, Ormancýlýk Yönetim Bilgisi gibi dersler Orman Fakültelerinden mezun ve kendi dallarýnda doktora yapmýþ öðretim üyeleri tarafýndan yüksek ders yüküne raðmen özverili bir þekilde verilmektedir. Tablo 1 incelendiðinde çeþitli anabilim dallarýnda 14 araþtýrma görevlisinin doktora eðitimlerini sürdürdükleri görülecektir. Bu araþtýrma görevlilerinin en fazla 3 yýl içinde doktora tezlerini sunarak Fakültede derslere girecekleri ve Fakültenin dýþarýya baðýmlýlýðýnýn büyük oranda azalacaðý görülecektir. 21 Geçmiþte Ders Veren Öðr. El. Günümüzde Ders Veren Öðr. El. Y.Doç.Dr. Devlet Toksoy (KTÜ) Y.Doç.Dr. Sezgin Özden* (2002-) Prof.Dr. Ziya Þimþek Prof.Dr. Ziya Þimþek* Prof.Dr. Gülen Özalp (ÝÜ), Y.Doç.Dr. Nuri Öner* Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ) Orman Botaniði, Prof.Dr. Barbaros Çetin, Y.Doç.Dr. Gökhan Abay* Genel Botanik, Prof.Dr. Ender Yurdakulol Orman Aðç.Hay. (AÜ Biyoloji) Aðaçlandýrma Tekniði Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ) Y.Doç.Dr. Nuri Öner* Or.Ür.Fayd. ve Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ), Y.Doç.Dr. Nuri Öner* Or.Ür.Kimyasý Doç.Dr. Ekrem Demetçi (OB) Aðaçlandýrma Tekn. Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ), Y.Doç.Dr. Gökhan Abay* Doç.Dr. Ekrem Demetçi (OB) Hasýlat Bilgisi Doç.Dr. Altay Uður Gül (KTÜ) Y.Doç.Dr. Eyyüp Atýcý (ÝÜ) Prof.Dr. Hakký Yavuz (KTÜ) Y.Doç.Dr. Serdar Carus (SDÜ), Prof.Dr. Nedim Saraçoðlu (ZKÜ) Doç.Dr. Ali Sencer Birler (OB) Transport I-II Y.Taner Adanuroðlu Y.Taner Adanuroðlu (OGM Þube Md.) (OGM Emekli) Dentrometri Doç.Dr. Altay Uður Gül (KTÜ) Y.Doç.Dr. Eyyüp Atýcý (ÝÜ) Prof.Dr. Hakký Yavuz (KTÜ) Y.Doç.Dr. Serdar Carus (SDÜ) Prof.Dr. Nedim Saraçoðlu (ZKÜ) Doç.Dr. Ali Sencer Birler (OB) Foto Yorumlama Prof.Dr. Selahattin Köse Y.Taner Adanuroðlu Prof.Dr. E.Zeki Baþkent (KTÜ) (OGM) Orman Amenajmaný Prof.Dr. Selahattin Köse, Doç.Dr. Ahmet Yeþil (ÝÜ) Prof.Dr. E.Zeki Baþkent (KTÜ) Doç.Dr. Ahmet Yeþil (ÝÜ) Aðaç Fizyolojisi --Y.Doç.Dr. Gökhan Abay* Ormancýlýk Politikasý Prof.Dr. Gülcan Eraktan Y.Doç.Dr. Sezgin Özden* (2001-) (AÜ Ziraat Fak.) Ormancýlýk Yönetim Y.Doç.Dr. Devlet Toksoy (KTÜ) Y.Doç.Dr. Sezgin Özden*(2002 Bilgisi yýlýndan beri) Ormancýlýk Muhase. Y.Doç.Dr. Devlet Toksoy (KTÜ) Y.Doç.Dr. Sezgin Özden* (2002-) Toprak Ýlmi Prof.Dr. Mahmut Yüksel Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl* Prof.Dr. Mustafa Çanga (2005-2006) Prof.Dr. Mehmet Aktaþ Prof.Dr. Sadýk Usta (AÜZF Toprak Bölümü) Orman Koruma Prof.Dr. Ziya Þimþek Prof.Dr. Ziya Þimþek* Toprak Koruma Prof.Dr. Mahmut Yüksel Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl Prof.Dr. Mustafa Çanga (2005-2006) Prof.Dr. Mehmet Aktaþ (AÜZF Toprak Bölümü) Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ) Prof.Dr. Süleyman Özhan (KÜ) Erozyon ve Sel Prof.Dr. Mustafa Çanga Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl* Kontrolü (AÜZF Toprak Bölümü) (2005-2006) Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ) Prof.Dr. Süleyman Özhan (ÝÜ) Prof.Dr. Refik Karagül (AÝBÜ) Havza Amenajmaný Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ) Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl* Prof.Dr. Süleyman Özhan (ÝÜ) (2005-2006) Prof.Dr. Refik Karagül (AÝBÜ) Mera Amenajmaný Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ) Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl* Prof.Dr. Süleyman Özhan (ÝÜ) (2005-2006) Prof.Dr. Refik Karagül (ÝB) * Ankara Üniversitesi Çankýrý Orman Fakültesi Kadrolu Öðretim Üyesi Kýsaltmalar: KTÜ: Karadeniz Teknik Üniversitesi, ÝÜ: Ýstanbul Üniversitesi, HÜ: Hacettepe Üniversitesi, AÜ: Ankara Üniversitesi, OB: Orman Bakanlýðý, SDÜ: Süleyman Demirel Üniversitesi, ZKÜ: Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, KÜ Kafkas Üniversitesi, AÝBU: Bolu Abant Ýzzet Baysal Üniversitesi, OGM: Orman Genel Müdürlüðü ÝSTANBUL ÝLÝ ÇEVRE DÜZENÝ PLANI ÇALIÞMALARI BAÐLAMINDA CORÝNE SÝSTEMÝ (1) Prof. Dr. Ö. Bülend SEÇKÝN* 1. GÝRÝÞ Yakýn zamana kadar, insanoðlunun yeryüzü üzerinde sürdürdüðü aktivitelerle meydana gelen doða bozulmalarýnýn doðanýn kendini yenileme yeteneði sayesinde genellikle onarýldýðý kabul edilirdi. Bu anlayýþ, yüz yýllar boyunca belirli arazilerde tarýmsal uygulamalarýn onarýlmaz zararlarýnýn yaþanmasýna raðmen, uzun süre hükmünü sürdürmüþtür. Ancak, son 20-25 yýl içinde, arazi örtüsü ile onun tüm öðelerinin çok ciddi olarak korunmasý gereði önem kazanmýþtýr. Bu anlayýþ deðiþikliði üzerinde; • Belirli bölgelerin giderek çölleþmesi • Geniþ orman alanlarýnýn hýzla kaybolmasý • Tarým alanlarýnýn tarýmsal amaçlar dýþýnda kullanýlmak üzere satýlmasý • Sulak alanlarýn giderek kurumasý • Sahiller boyunca sürekli kentlerin geliþmesi vb. gibi fenomenler doðrudan etkili olmuþtur. Bu geliþmeler baðlamýnda, Avrupa Birliði Komisyonu (CEC) tarafýndan CORÝNE (Co-ordination of Information on the Environment - Çevre Bilgi Düzeni) arazi örtüsü programý baþlatýlmýþtýr. Daha önceleri arazi örtüsü ile ilgili bilgilerin çerçevesi sadece kentsel ve tarýmsal geliþmeler ve ana altyapý projeleri vb çalýþmalarla etkilenen küçük alanlar için söz konusu olurken, CORÝNE arazi örtüsü programý ile Avrupa Birliði ülkeleri ve Birlik ölçeðinde çevre bilgilerinin toplanmasý, geliþtirilmesi ve politikalarýn oluþturulmasý boyutuna ulaþmýþtýr. CORÝNE programý, 1985 yýlýndan 1990 yýlýna kadar Avrupa Komisyonu tarafýndan yürütülmüþtür. Bu süre içinde, bir çevre bilgi sistemi (CORÝNE Sistemi) oluþturulmuþ, bu sistemin terminolojisi ve metodolojisi geliþtirilmiþ ve sistem, Avrupa Birliði düzeyinde kabul edilmiþtir. 1991 yýlýnda yapýlan Dobris Konferansý'nda, bu programýn Avrupa Birliði Yardým Programý çerçevesinde Orta ve Doðu Avrupa ülkelerinde uygulanmasý Avrupa Çevre Bakanlarý tarafýndan istenmiþ ve bu Yardým desteði ile 13 ülkede CORÝNE veritabanlarý tamamlanmýþtýr (Büttner et al., 2004). Bu arada, Avrupa Konseyi'nin kararý ile Avrupa Çevre Ajansý (EEA), Avrupa Çevre Bilgi ve Gözlem Aðý Kurumu (EIONET) kurulmuþ ve CORÝNE veritabanlarý ile ilgili iþlemlerin yapýlmasý ve onlarýn güncellenmesi görevi Avrupa Çevre Ajansý'na verilmiþtir. Bugün bu hizmetler bu Ajans tarafýndan yürütülmektedir. Çevre ve Orman Bakanlýðý ile Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý arasýnda 2004 yýlýnda imzalanan protokol gereðince, Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkanlýðýnca Ýstanbul Metropoliten alaný Çevre Düzeni Planý çalýþmalarý 2005 yýlýnda baþlatýlmýþ bulunmaktadýr. Bu çalýþma baðlamýnda CORÝNE arazi örtüsü programý son derece önem taþýmaktadýr. Ýstanbul ili genel alaný 540 000 ha büyüklüðünde olup bu alanýn %47.7'si orman örtüsü ile kaplý bulunmaktadýr. 1.1. CORÝNE Programýnýn Amacý CORÝNE programý üç temel amaca hizmet etmektedir. Bunlar : • Avrupa Birliði'nin bütün üye devletleri için belirlenmiþ öncelikli konulara göre çevrenin durumu ile ilgili bilgilerin toplanmasý • Üye devletler içinde ya da uluslar arasý düzeyde, verilerin toplanmasý ve bilgilerin uyumlu hale getirilmesi • Bilgilerin tutarlýlýðýnýn ve verilerin uyumluluðunun saðlanmasý; Ayrýca CORÝNE programýnýn bir diðer amacý da toplanan çevre bilgilerinin deðiþiminin izlenmesi için farklý düzeylerde (Uluslar arasý, Birlik, Ulusal ve Bölgesel) yapýlan çok sayýdaki çalýþmalarýn yýllar itibariyle bir araya getirilmesidir. 1.2. CORÝNE Programýnýn Organizasyonu CORÝNE programý, Avrupa Komisyonunun önerisi üzerine, Konsey'in 27 Haziran 1985 tarihli toplantýsýnda aldýðý karar doðrultusunda, daha önce de belirtildiði üzere Avrupa Birliði ülkelerinde çevre ve doðal kaynaklarýn durumu ile ilgili bilgilerin toplanmasýný, uyumlu hale getirilmesini ve tutarlýlýðýnýn saðlanmasýný amaçlayan bir proje çerçevesinde yürütülmektedir. Bu projenin organizasyon þemasý aþaðýda Þekil 1'de görülmektedir (CEC, 1995): 22 * Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, Bahçeköy-Ýstanbul Þekil 1. CORÝNE Projesi Organizasyon Þemasý 1.3. Çevre Özellikleri Avrupa Birliði'nin çevre politikasýnýn belirlenmesi, bu politikanýn etkilerinin doðru bir þekilde deðerlendirilmesi ve çevre boyutunun diðer politikalarýn içine dahil edilmesi için çevrenin aþaðýdaki farklý özelliklerinin çok iyi kavranmasý gerekmektedir : • Münferit çevrelerin durumu • Doðal alanlarýn coðrafik daðýlýmý ve durumu • Yabanýl fauna ve floranýn coðrafik daðýlýmý ve zenginliði • Su kaynaklarýnýn kalitesi ve miktarý • Arazi örtüsünün yapýsý ve toprak durumu • Çevreye atýlan toksik maddelerin miktarý • Doðal felaketlerin listesi, vs. 1.4. Çalýþma Düzeni Bu programýn amacýna ulaþmasý için iki tip çalýþma yapýlmaktadýr. Bunlar: 1) Avrupa Birliði'ne üye ülkelerde çevre verilerinin toplanmasý, standardize edilmesi ve deðiþtirilmesi prosedürlerinin planlanmasý 2) Avrupa Birliði politikalarýnýn hazýrlanmasý ve yürütülmesi bakýmýndan esas olan çevre bilgilerinin elde edilmesine özgü bir coðrafi bilgi sisteminin oluþturulmasý. 2. CORÝNE ARAZÝ ÖRTÜSÜ PROJESÝ Avrupa Birliði'ne üye ülkelerin arazi örtüsü hakkýnda tutarlý coðrafik bilgilerin saðlanmasýný amaçlayan CORÝNE arazi örtüsü projesi, aþaðýdaki nedenlerden dolayý gerekli görülmektedir. • Çevre ve doðal kaynaklarýn yönetimi bakýmýndan esas teþkil eden rölief, drenaj sistemleri vs. hakkýndaki bilgilerle birlikte arazi örtüsü bilgilerini gösteren CORÝNE bilgi sistemine ait ön çalýþma olmasý, dolayýsýyla arazi örtüsü bilgilerinin deðiþik CORÝNE veritabaný projeleri için bir referans kaynak oluþturmasý. • Avrupa Birliði'nin bütün ülkelerinde ulusal düzeydeki mevcut arazi örtüsü bilgilerinin heterojen ve parça parça olmasý ve bunlarýn temininde zorluklarla karþýlaþýlmasý. Avrupa Birliði ölçeðinde, CORÝNE sisteminde, arazi örtüsü bilgileri ve bu bilgilerin deðiþimi çevre politikasýnýn belirlenmesi ve uygulanmasý bakýmýndan etkilidir; ve bu bilgiler karmaþýk deðerlendirmelerin (örneðin erozyon risklerinin haritalanmasý gibi) yapýlmasýnda diðer verilerle (iklim, eðim, toprak, bitki örtüsü vs) birlikte kullanýlabilmektedir. CORÝNE arazi örtüsü projesinin tüm Avrupa Birliði'nde hem Birlik hem de ulusal (hatta bölgesel) ihtiyaçlarýn karþýlanmasý bakýmýndan ortak tek bir proje olarak uygulanmasý, projenin ölçek, en küçük harita birim alaný ve terminoloji gibi arazi örtüsü projesinin genel özelliklerinde faydalý bir birliktelik saðlamýþtýr. 2.1. CORÝNE Arazi Örtüsü Bilgilerinin Özellikleri Bugün artýk her 10 ya da 15 yýlda bir güncellenen topoðrafik haritalardan elde edilen tematik bilgilere CORÝNE düzeyindeki çalýþmalarda güven duyulmamakta, hatta tarýmsal ve ormansal yan ürünlerin envanter ve sörveyleri ile ilgili istatiksel deðerlendirmelerde bunlardan çok az yararlanýlmaktadýr. Özellikle, örneðin aþaðýdaki konularýn tespiti çalýþmalarýnda bu durum tipik olarak ortaya çýkmaktadýr; • Sulak alanlarýn yok olmasý • Ormanlarýn yangýnlarla tahrip edilmesi • Hassas alanlarda tarýmsal faaliyetlerin yoðunlaþmasý • Sahiller boyunca turizmin geliþmesi • Tarýmsal alanlarda flora ve faunanýn zayýflamasý • Biyotoplarda türlerin azalmasý Çevre düzeni amacý ile elde edilen arazi örtüsü bilgilerinin özel istekleri karþýlamasý gerekmektedir. Bu bilgiler istatiksel olduðu kadar kartografik olmalýdýr. Ve ayný zamanda deðiþik kademelerde karar oluþturma çalýþmalarýnda faydalanýlacak þekilde farklý ölçeklerde üretilme özelliðine sahip bulunmalýdýr. Örneðin, ihtiyaçlarla karar tiplerinin ölçekle olan iliþkisi aþaðýda Tablo 1'de görülmektedir (CEC, 1995): Tablo 1. Ölçek, ihtiyaçlar ve karar tipleri iliþkisi Ölçek Karþýlanacak Ýhtiyaçlar Karar Tipi 1:1.000.000 Arazi örtüsünde uzun vadeli ana trendler. Arazi örtüsü modellerinin uluslararasý karþýlaþtýrmasý Ulusal ve Birlik programlarýnýn yönlendirilmesi ve ana geliþme programlarýnýn hazýrlanmasý 1:100.000 Ulusal çevre yönetimi: sorunlu ana alanlarýn tanýmlanmasý ve yerlerinin belirlenmesi Birlik ve ulusal politikalarýn uygulanmasýnýn izlenmesi 1.25.000 Bölgesel arazi kullanýmýnýn izlenmesi. Hassas alanlarýn yönetilmesi Yerel yönetim Deðiþik ölçeklerde kullanýlan terminoloji, karar vericinin sorumluluðu altýndaki alanlarda arazi kullanýmýnýn tanýmlanmasýný, analiz edilmesini ve izlenmesini olanaklý kýlmalýdýr. Bu alanlarla ilgili bilgilerin karar organlarýnca kolaylýkla ve hýzlý bir þekilde güncellenmesi mümkün olmalýdýr. Arazi örtüsünün küçük alanlarda bile tanýmlanmasý, sýnýflandýrýlmasý ve örtü tiplerinin haritalanmasý çok zor bir iþtir. Bu iþin özellikle birkaç ülkenin arazi örtüsü istatistiklerinin karþýlaþtýrýlmasý ya da bir ülkenin arazi örtüsü ile ilgili mevcut bütün bilgilerinin toplanmasý boyutunda yapýlmasý durumunda iþin ne ölçüde zor olacaðý açýktýr. Ancak, son 15-20 yýl içinde yeryüzü gözlem uydularýnýn (Earth observation satellites) geliþtirilmesi geniþ alanlarda arazi örtüsü ile ilgili envanterlerin toplanmasýnda baþarý þansýný artýrmýþtýr. 23 Ayrýca coðrafik bilgi programlarýnýn piyasaya sürülmesi bu envanterlerden elde edilen bilgilerin daha kolaylýkla kullanýlmasýný ve bu bilgilerin daha hýzlý bir þekilde güncellenmesini mümkün kýlmýþtýr. 2.2. Yeryüzü Gözlem Uydularý ve Uydu Verilerinin Özellikleri Yeryüzü gözlem uydularý ve bunlarýn verileri þu özelliklere sahiptir: • Çok çeþitli uzaktan algýlama uydularý vardýr. Ýlk uzaktan algýlama uydusu Amerikan yapýmý olan Landsat'dýr. Fransa, Belçika ve Ýsveç ortak yapýmý olan SPOT, Avrupa ortak yapýmý olan ERS, Kanada uydusu olan Radarsat, bir Rus uydusu olan Resurs, Hindistan uydusu olan IRS, Japon uydusu olan JERS diðer uydulardan bazýlarýdýr. Her geçen gün daha yeni ve bir öncekine göre daha geliþtirilmiþ uydular uzaya yerleþtirilmektedir. Ýkonos da bunlardan birisidir. Ýkonos'un en önemli özelliði 1m'den daha az hata payý ile algýlama yeteneðine sahip olmasýdýr. Bunlardan bazýlarýnýn temel özellikleri þunlardýr (Turoðlu, 2000) : Landsat uydusu: 23 Temmuz 1972 yýlýnda, Amerikan Uzay Merkezi (NASA) tarafýndan uzaydaki yörüngesine yerleþtirilen ilk uzaktan algýlama uydusudur. Landsat 1,2,3,4,5,6 ve 7 tipleri geliþtirilmiþ ve yörüngelerine yerleþtirilmiþtir. Landsat 1,2 ve 3 uydularý benzer özelliklere sahiptir. Yerden yükseklikleri 920 km olup, bir günde yörüngesinde 14 tur atmakta (her 103 dakikada bir yörüngesini tamamlamakta) ve yörüngesindeki ayný noktayý 18 günde bir tekrar gözlemlemektedir. 81 kuzey ve 81 güney enlemleri arasýnda gözlem yapmaktadýr. Her üç Landsat uydusu da görüntüleri þu iki sistemle algýlamaktadýr. Bunlar; • Çok bantlý tarama sistemi (MSS - Multispectral Scanning System) • Kamera sistemi (RBV - Return Beam Vidicon) Landsat 1 ve 2'de 3 adet RBV kamera mevcut olup bunlar görüntüleri, 185 km X 185 km'lik alanlar için 80 m X 80 m çözünürlükte, Landsat 3'te ise 2 adet RBV kamera mevcut olup, her bir kamera 98 km X 98 km'lik alanlar için 40 m X 40 m çözünürlükte algýlamaktadýr. Landsat 4,5 ve 6 numaralý uydular da birbirine benzer özelliklerdeki ikinci tip uydulardýr. Landsat 4 uydusu iki sistemle çalýþmaktadýr: • Çok bantlý tarama sistemi (MSS) ==> Tek yönlü tarama ve algýlama yapabilir. • Tematik haritalayýcý (TM - Thematic Mapper) ==> Ýki yönlü (saða ve sola) tarama ve algýlama yapabilir. Böylece MSS'ye göre iki kat zaman kazanmýþ olur. Landsat 7 uydusunun diðerlerinden farklýlýklarý arasýnda 705 km yörünge yüksekliði ve ayný yeri gözleme süresinin de 16 gün aralýklarla olmasýdýr. Spot uydusu: Fransýz, Belçika ve Ýsveç ortak yapýmý olan bu uydu 1986 yýlýnda yörüngesine oturtulmuþtur. Ticari amaçlý olup, görüntüleri 1/100 000 ve 1/50 000 ölçekli haritalarýn güncellenmesinde ve 1/25 000 ölçekli haritalarýn yapýlmasýnda kullanýlmaktadýr. SPOT 1,2,3 uydularý birbirine benzer özelliklere sahiptir. Bu uydular beraber çalýþan iki farklý türden algýlayýcý taþýmakta ve bu algýlayýcýlar HRV (High Resolution Visible) adý ile tanýnmaktadýr. Bunlar; • P (Pankromatik) - siyah beyaz görüntüler • XS (Multispectral) - Çok bantlý görüntüler'dir. SPOT uydular, 60 km X 60 km ve 60 km X 80 km'lik alanlar için 20 m ve 10 m çözünürlüklerde görüntüler alma olanaðýna sahiptir. Ayný yeri görüntüleme periyodu enleme göre deðiþmekle birlikte, örneðin 45º enleminde ayný nokta 26 günlük yörünge devri sýrasýnda 11 defa, ya da bir baþka ifade ile ayný yer ortalama 2 ile 4 günde bir görüntülenebilmektedir. SPOT uydularýnýn bir baþka özelliði de HRV olanaðý ile ilgilidir. HRV aletinin açýlý görüntü alabilme özelliði nedeni ile yeryüzüne ait stereoskopik görüntü almak mümkündür. Böylece farklý bir çalýþma zenginliði de elde edilmiþ olmaktadýr. Ýkonos uydusu: Bu uydu, hassasiyeti en yüksek olan uydu olup, pankromatik ve multispektral algýlama yapmaktadýr. Ýkonos uydusu, 681 km'lik mesafedeki bir yörüngede seyretmekte olup 11 km boyutlarýndaki çerçeve içinde algýlama yeteneðine sahiptir. Hassasiyet derecesi 1 m (87 cm)'dir. Özellikleri aþaðýda Tablo 2'de özetlenmiþ bulunmaktadýr: Tablo 2. Ikonos uydusunun özellikleri Band 1 2 3 4 PAN Dalga boyu aralýðý, µm 0.45 - 0.52 0.52 - 0.60 0.63 - 0.69 0.76 - 0.90 0.45 - 0.90 Çözünürlük, m Uygulama alanlarý 4 Haritalama, Orman, 4 Tarým, Çevre, Arazi 4 kullanýmý, sorun 4 çözümü Belediye hizmetleri 1 Taþýma, ulaþým Madencilik • Uydu verileri ucuzdur. Yeryüzü gözlem uydularý ile veri elde edilmesine iliþkin maliyetler aþaðýda görülmektedir (CEC, 1995). SPOT (HRV XS) 0.50 Euro /km2 Landsat (MSS) 0.03 Euro /km2 Landsat (TM) 0.14 Euro /km2 • Uydu verileri objektiftir. Algýlayýcý (sensor) Transmisyon (Geçiþ) - Resepsiyon (Alýþ) sistemi herhangi bir insan müdahalesini gerektirmemektedir. • Uydu verileri büyük alanlar için söz konusu olup, bu alanlarýn büyüklükleri her Landsat görüntüsü için 35000 km2, her SPOT görüntüsü için de 3600 24 Tablo 3. Arazi örtüsünün haritalanmasýnda farklý yöntemlerin Fransa örneðine ait masraf ve fayda durumu Ana Bilgi Kaynaklarý Ölçek Harita Sayýsý Harita Boyutu Yersel Ölçme 1:5000 75000 Hava Fotoðraflarý 1:25000 2000 Yeryüzü Gözlem Uydularý SPOT/TM 1:50000 1100 Yeryüzü Gözlem Uydularý TM/MSS 1:100000 74 Yeryüzü Gözlem Uydularý MSS NOAA Meteoroloji Uydularý Çalýþýlacak Döküman Sayýsý Ýzin Verilebilir Hari- Yaklaþýk Maliyet Tamamlanma talama (Hata 2mm) Milyon FF Süresi, Yýl 1100 m2 (0.01 ha) 5000 100 60000 Hava Fotoðrafý 2500 m2 (0.25 ha) 100 1.5 40x56 cm 20x28 km. 250 SPOT görüntü 10000 m2 (1 ha) 40/50 5 90x110 cm. 90x100 km. 42 TM görüntü 40000 m2 (4 ha) 15 2 1:250000 ile 16 1:1000000 90x110 cm. 225x275 km. 42 MMS görüntü 25000 m2 (2.5 ha) 2.5 0.25 1:250000 110x110 cm 1 AVHRR görüntü 2 km2 0.5 0.1 1 50x60 cm. 2.5x3 km. km2dir; Landsat görüntü alanýný kapsayacak hava fotoðraflarýnýn sayýsý 1/ 50 000 ölçekli olarak 750, 1/20 000 ölçekli olarak da 3500 adettir. • Toplanan veriler yer yüzeyinin özellikleri ile ilgilidir. • Bu veriler veri iþleme tekniklerindeki geliþmeler sayesinde birçok üstünlüklere sahip olan sayýsal (digital) formdadýr. 2.3. Verilerin Elde Edilmesi Yeryüzü gözlem uydu verileri Landsat uydularý için Eosat ve Eurimage firmalarý, SPOT uydularý için de spot image (Fransa) tarafýndan saðlanmaktadýr. Bu firmalar, söz konusu uydularý iþletmekte ve böylece bütün veri kullanýcýlarýnýn karþýlaþtýðý sorunlar bu firmalarca çözümlenmektedir. Uzaktan algýlama verileri arazi örtüsü haritalarýnýn yapýmýnda hava fotoðraflarý ve saðlýklý yersel ölçmeler ile birlikte kullanýlan veri setlerinden birisini oluþturmaktadýr. Böyle bir veri setinin seçimi keyfi olmamakta, bu seçim, kullanýcýnýn ihtiyaçlarýna uygun düþen teknik ve ekonomik esaslara göre yapýlmaktadýr. Aþaðýda Tablo 3'de görülen Fransa örneðine (550 000 km2 ) ait bilgiler arazi örtüsü haritalarýnýn yapýmýnda farklý yöntemlerin (bilgi kaynaklarýnýn) masraf ve faydalarý hakkýnda bir fikir vermektedir (CEC, 1995). 2.4. Projenin Temel Ýstekleri • Çalýþma ölçeðinin 1:100 000 olmasý • Temel veri olarak Landsat yeryüzü gözlem uydularýnýn MSS alýcýlarýndan elde edilen verilerin kullanýlmasý. • False-colour (Yanýltýcý renkli) görüntülerin bilgisayar destekli yorumlamalarla analizlerinin yapýlmasý • En küçük çalýþma alanýnýn 25 ha olmasý • CORÝNE arazi örtüsü terminolojisinin birim alan tanýmlamasý bazýnda hiyerarþik olarak üç seviyede formüle edilmesi. 3. DEÐERLENDÝRME Yeryüzü gözlem uydu verileri, geniþ alanlarda arazi örtüsü envanterlerinin hazýrlanmasýnda çok büyük öneme sahiptir. Bu verilerin dikkatli olarak sistematik bir þekilde ve mevcut arazi örtüsü verileri ile (yardýmcý dokümanlarla) birlikte kullanýlmasý gerekmektedir. Arazi örtüsü projesi, CORÝNE programýnýn bir parçasý olarak görülmektedir. Bu programda arazi örtüsüne ve arazi kullaným durumuna ait veriler toplanýp coðrafi bilgi sistemi ortamýnda sorgulanmakta ve çevreye ait veriler depolanmaktadýr. Avrupa Birliði ülkelerinde bu program her ülke sýnýrlarý içinde uygulanmaktadýr. CORÝNE veritabanýnda arazi örtüsü ve arazi kullaným þekli projenin temelini oluþturmaktadýr. Bu veritabanlarýnýn düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir. Bu güncelleme, deðiþik þekillerde örneðin uydu görüntülerinin iþlenmesi ve coðrafi bilgi sistemlerinin kullanýlmasý suretiyle sürekli olarak yapýlabilmektedir. KAYNAKLAR Brüttner, G., Feranec, J., Jaffrain, G., Mari, L., Maucha, G. ve Soukup, T., 2004: The European Corine Land Cover 2000 Project. XXth Congress of International Society for Photogrammetry and Remote Sensing, Ýstanbul. CEC, 1995: Corine Land Cover. Commission of European Communities. http://reports.eea.ea.int/COR0-landcover/en Turoðlu, H., 2000: Coðrafi Bilgi Sistemlerinin Temel Esaslarý. ISBN 975-97319-0-8, Ýstanbul. 25 YETÝÞME ORTAMI HARÝTALARININ ORMAN AMENAJMAN PLANLARINDAKÝ YERÝ VE ÖNEMÝ Prof. Dr. Emin Zeki BAÞKENT* / Arþ. Gör. Alkan GÜNLÜ** Doç. Dr. Lokman ALTUN* / Arþ. Gör. Dr. Murat YILMAZ** Özet Ülkemiz ormanlarýnýn potansiyel verim güçlerine göre iþletilmesi ve ormanlardan faydalanmanýn üstlenebileceði fonksiyonlara göre planlanmasý, orman yetiþme ortamýnýn tanýnmasý ve doðru olarak deðerlendirilmesine baðlýdýr. Bu koþul da, orman yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlmasý ve haritalarýnýn yapýlmasýyla gerçekleþtirilebilir. Bu çalýþmada yetiþme ortamý envanterinin ve yetiþme ortamý haritalarýnýn yapýlmasýnýn ülke ormancýlýðý açýsýndan taþýdýðý öneme, yetiþme ortamý haritalarýnýn yapým yöntemleri ve aþamalarýna, orman amenajman planlarýndaki önemine deðinilmiþtir. Öte yandan, yapýlmasý süre ve çok fazla emek isteyen haritalamada geliþen teknik imkânlardan yahut biliþim teknolojisinden nasýl yararlanýlabileceði konusuna da vurgu yapýlmýþtýr. Anahtar kelimeler: Yetiþme Ortamý, Orman Amenajman Planlamasý, Yetiþme Ortamý Haritacýlýðý 1. Giriþ Orman amenajman planlarýnýn düzenlenmesi, uygulanmasý, denetlenmesi ve yenilenmesi hakkýndaki yönetmeliðin birinci maddesine göre ormanlarýn planlanmasý, ormancýlýðýn ana ilkeleri olan; süreklilik, ekonomiklik, verimlilik, çok amaçlý faydalanma, koruma ve estetiklik ilkelerine uygun olarak yapýlýr. Üçüncü madde de ise, devlet ormanlarýnýn genel olarak iþletme amaçlarý; "yetiþme ortamý etmenlerinden" en yüksek miktar ve kalitede orman ürünleri üretmek ve ulusumuzun bu ürünlere olan ihtiyacýný sürekli olarak karþýlanýr, bunun yanýnda ormanlarýn hidrolojik, toprak koruma, estetik, dinlenme, ulusal savunma, doða koruma ve bilimsel iþlevlerden en üst düzeyde yararlanýlýr, þeklinde ifade edilmiþtir (OGM,1991). Orman kaynaklarýnýn bu çok yönlü fonksiyonlarýndan en yüksek düzeyde yararlanabilmek için; baþta yetiþme ortamý envanteri olmak üzere, her þeyden önce saðlýklý ve tekniðe uygun amenajman planlarýnýn hazýrlanmasý gerekmektedir (Seçkin, B., ve Kahveci, O.,1993). Sürdürülebilir ormancýlýk, ormanlarýn ve orman alanlarýnýn biyolojik çeþitliliðini, verimliliðini, gençleþme kapasitelerini, hayatiyetlerini bugün ve gelecekle ilgili ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarýný, yerel, bölgesel ve küresel düzeylerde diðer ekosistemlere zarar vermeden devamlýlýðýný saðlayacak bir þekilde ve yoðunlukta iþletimi ve kullanýmý olarak tanýmlanmaktadýr (Anonim, 1993). Bu tanýmlamaya göre sürdürülebilir bir ormancýlýk için, doðaya yakýn bir ormancýlýk yapmak, bunun için de; öncelikle orman ekosisteminin dengeli bir þekilde varlýðýný sürdürmesini saðlayan yetiþme ortamý özelliklerini, yaþama birliðini ve bu birliði oluþturan canlý toplumlarýný araþtýrarak ortaya koymak gerekmektedir. Kýsaca, sürdürülebilir ormancýlýk için yetiþme ortamý özelliklerinin belirlenmesi, sýnýrlandýrýlmasý ve sýnýflandýrýlarak haritalara baðlanmasý gerekmektedir Yetiþme ortamý özellikleri araþtýrýlýp, ortaya konulmadan (envanteri yapýlmadan) modern ve teknik anlamda bir plan26 * K.T.Ü Orman Fakültesi, Orman Mühendisliði ** A.Ý.B.Ü Orman Fakültesi, Orman Mühendisliði lamanýn mümkün olamayacaðý, doðaya uygun bir orman iþletmeciliðinin yapýlamayacaðý, dolayýsýyla bu iþin yapýlmasýnýn öncelikli iþlerden olduðu vurgulanmaktadýr (Irmak 1946; Sevim 1962; Kantarcý 1978; Günay 1993; Çolak and Pitterle 1999). Zamanýmýzda orman yetiþme ortamý çalýþmalarý, orman yetiþme ortamýný belirleyen çevre faktörlerinin (mevki, iklim, toprak ve canlýlar) basit bir envanteri deðil, bu faktörlerin orman bitkileri üzerindeki etkilerinin de incelenmesi ve sonuçlarýnýn ormancýlýk uygulamalarýnda faydalanmak üzere derlenmesi þeklinde yapýlmaktadýr. Böylece orman yetiþme ortamý çalýþmalarý, orman yetiþme ortamý incelemeleri, sýnýflandýrmasý, deðerlendirmeleri ve haritalamasý evrelerinde yapýlmaktadýr (Kantarcý, 1980). Ülkemizde arazi sýnýflamasý ve buna baðlý olarak orman yetiþme ortamý faktörlerinin irdelenerek yetiþme ortamý haritalarýnýn yapýlmamýþ olmasý, ormancýlýk uygulamalarýnda hatalý ve baþarýsýz sonuçlarýn elde edilmesine sebep olmaktadýr. Bu durum, ülkemizde orman azalmasýnýn en önemli nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ayrýca, ülke ormanlarýn yaklaþýk yarýsýnýn bozuk nitelikte olmasý bu tablonun önemli sonuçlarý arasýnda yer almaktadýr. Dolayýsýyla, arazi kabiliyet sýnýflandýrmasý yapýlýp orman yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlarak haritalanmasý gerekmektedir (Baþkent ve ark. 2003). Bu çalýþmada, ülkemiz ormancýlýðý için çok önemli olan ancak gerekli önem verilmeyen yetiþme ortamý envanterinin diðer bir deyiþle yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn orman amenajman planlarý için ne denli önemli olduðuna ve bundan sonra yapýlacak olan orman amenajmaný planlarýnda yetiþme ortamý envanterine gereken önemin verilmesi konusu üzerinde durulmaktadýr. 2.Yetiþme Ortamý Kavramý ve Haritacýlýðý Orman yetiþme ortamý coðrafi konumu belli bir yerde orman bitkilerinin yaþamasýný saðlayan ve onlarý devamlý etkisinde bulunduran çevre koþullarýnýn oluþturduðu ve bu koþullar arasýnda karþýlýklý bir dengenin ve dinamik iliþkilerin bulunduðu ekolojik bir ortamdýr. Veya orman vejetasyonunun yetiþmesini saðlayan ve onu devamlý etkisi altýnda bulunduran faktörler kompleksine "Orman Yetiþme Ortamý" denir (Kantarcý, 1980). Orman alanlarýnýn sýnýflandýrýlmasýnda, yetiþme ortamý kavramýnýn kullanýlmasý herkes tarafýndan benimsenmektedir (Pfister, 1977; Bailey et al., 1978; Grey, 1980; Spurr and Barnes, 1980). Yetiþme ortamý, genellikle belirli bir alan içindeki bütün çevresel faktörlerin bütünleþtirilmiþ þeklidir. Yetiþme ortamý ayný zamanda, belirli bir zaman içerisinde vejetasyon, ana materyal, topografya ve iklim arasýndaki karþýlýklý etkileþimin fonksiyonu gibi tanýmlanmaktadýr (Bailey et al., 1978). Bunlara ilave olarak bir orman yetiþme ortamý; iþletme ve ýslah etme teknikleri ve beklenen ürünleri, tür seçimlerine göre benzer silvikültür uygulamalarý gerektiren bir alandýr. Yetiþme ortamý üniteleri benzer iklim toprak özellikleri, topografya ve ana materyal gibi özelliklerle birlikte ifade edilmektedir. Bu tanýmlardan anlaþýlacaðý gibi, yetiþme ortamý haritalarý yetiþme ortamý faktörlerinin bir bütün olarak incelenmesinden oluþmaktadýr. Bu nedenle orman yetiþme ortamý haritalarý ormancýlýk pratiði için, yetiþme ortamý þartlarýna uygun bir ormancýlýk uygulamasýnýn yapýlmasýný imkan dahiline sokmakta ve böylece verimin artýrýlmasý, meþcereyi tehdit eden tehlikelere karþý tedbirlerin alýnmasý, ormancýlýk tedbirlerinin lokal þartlara göre ayarlanmasý, yetiþme ortamý verim gücünün artýrýlmasý gibi hususlarda yetiþme ortamý haritalarýndan faydalanýlmakta ve yetiþme ortamý haritalarý bu yönde deðerlendirilmektedir. Ayrýca orman yetiþme ortamý haritalarý planlama ünitesindeki iklim, toprak oluþumu ve arazi þekli bakýmýndan farklý arazi parçalarýnýn meydana çýkarýlmasý, doðal afetlere karþý önlem alýnmasý, silvikültür planlamasý, silvikültürel müdahaleler ve yetiþme ortamý Þekil 1. Orman yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlmasýnda kullanýlan yöntemlerin gösterimi 27 verim gücünün yükseltilmesi konularýnda uygulayýcý için temel altlýk olarak kullanýlabilecektir. Türkiye'de Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin (OYOB) ayrýlmasý ve haritalanmasý, iki farklý yönteme göre yapýlmaktadýr. Bunlardan birincisi; büyüme döneminde su açýðý bulunmayan yörelerde beslenme (bitki-besin elementleri) iliþkilerine göre; ikincisi ise, su açýðý bulunan yörelerde ise hava - su ekonomisi yöntemine göre yapýlmaktadýr. Bitki-besin maddelerine göre orman yetiþme ortamý birimlerinin ayýrýmýnda anakaya, toprak derinliði, toprak türü, taþlýlýk, yýkanma horizonundaki pH (KCl) deðiþimi, Ah horizonundaki organik madde ve aktüel verimlilik sýnýfý ayýrým ölçütü olarak alýnmaktadýr. Hava-su ekonomisine göre ise OYOB ayrýlmasý ve haritalanmasý çalýþmalarýnda topraklarýn faydalanabilir su kapasiteleri (FSK) temel ölçüt alýnmaktadýr. Ancak FSK bu denli önemli olmasýna raðmen tek baþýna OYOB'nin ayrýlmasý ve haritalanmasýnda yeterli olamamaktadýr. Bunun yanýnda topraklarýn orman yetiþme ortamý özelliklerini en fazla etkileyen anakaya, toprak türü, toprak taþlýlýðý ile orman aðaçlarýnýn köklenmesine uygun fizyolojik toprak derinliði de dikkate alýnmaktadýr (Kantarcý, 1980; Altun, 1995).Yetiþme ortamý haritacýlýðý yapýlacak bir çalýþma alanýna iliþkin olarak hangi yöntemin kullanýlacaðýna karar vermek için öncelikle o çalýþma alanýna iliþkin olarak Thorntwaite (Erinç, 1984) yönteminden yararlanýlarak iklim analizlerinin yapýlmasý gerekmektedir. Yapýlan iklim analizleri sonucu yaz aylarýnda çalýþma alanýna iliþkin su açýðýnýn söz konusu olduðu yerlerde su-hava ekonomisi yöntemi, su noksanýnýn olmadýðý yerlerde ise bitkibesin maddeleri yöntemi kullanýlmalýdýr. Örneðin, Gümüþhane- Þekil 2. Tabakalý anakaya üzerinde sýð toprak geliþimi (Foto Bernard, 1994). Karanlýkdere iþletme þefliðinde yapýlan bir çalýþmada yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlmasýnda, çalýþma alanýnda yapýlan iklim analizleri sonucunda yaz aylarýnda su açýðý çýkmasý nedeniyle su-hava ekonomisi yöntemi kullanýlmýþtýr (Bakkaloðlu, 2003). TrabzonMaçka Orman üstü serisinde gerçekleþtirilen diðer bir çalýþmada ise su açýðý olmamasý nedeniyle bitki besin maddeleri yöntemi kullanýlmýþtýr (Altun, 1995). Her iki alana iliþkin arazi yapýsýný ve su açýðýný gösteren grafik Þekil 1 de verilmiþtir. Þekil 1 incelendiðinde; Gümüþhane yöresindeki çalýþma alanýna iliþkin olarak özellikle yaz aylarýnda (Temmuz, Aðustos ve Eylül) su açýðýnýn olduðu görülmektedir. Bu gibi alanlarda yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn yapýmýnda suhava ekonomisi yöntemi kullanýlmaktadýr. Trabzon yöresindeki çalýþma alanýna iliþkin olarak özellikle yaz aylarýnda su açýðýnýn olmadýðý görülmektedir. Bu gibi alanlarda yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn yapýmýnda bitki-besin maddeleri yöntemi kullanýlmaktadýr. Ancak ülkemizin büyük bir bölümü yarý kurak ve kurak iklim kuþaðýnda yer almaktadýr. Bundan dolayý orman yetiþme ortamý haritalarýnýn yapýmýnda su en önemli sýnýr28 layýcý faktör olarak ortaya çýkmaktadýr. Suyun bu denli önem kazanmasý onun Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin ayýrýmýnda kullanýlmasýný gerekli kýlmaktadýr. 4. Orman Amenajman Planlarýnda Yetiþme Ortamý Haritacýlýðýnýn Önemi Sürdürülebilir ormancýlýk çalýþmalarý yapabilmek için, yetiþme ortamýný iyi tanýyarak bu ortamýn yetiþtirme gücünden devamlý ve en yüksek verimi alacak þekilde yararlanmak gerekmektedir. Yetiþme ortamý faktörlerini bilmeden ormanlarýn planlamasý, silvikültürel uygulamalar, aðaçlandýrma ve erozyon kontrol çalýþmalarýnýn yapýlabilmesi söz konusu deðildir. Ormancýlýkta silvikültür planlarýnýn baþarý derecesi doðrudan yetiþme ortamý koþullarýnýn bilinmesine ve tanýnmasýna baðlýdýr. Zira yetiþme ortamý envanteri yalnýz aðaç türü seçimi için deðil, ormana uygulanacak bütün silvikültürel müdahaleler için gerekli temel esaslarý verir. Diðer yandan silvikültürel kararlarda (tür seçimi, gençleþtirme yöntemi ve bakýmý) etkili olan en önemli faktörlerin yetiþme ortamý özellikleri olduðu ortadadýr. Örneðin taþlý, sýð topraklarýn bulunduðu bir meþcere de týraþlama kesimi iyi sonuç vermeyecektir. Amenajman planlarýnýn hazýrlan- masý sýrasýnda, planý etkileyecek tüm etmenlerin yeterince dikkate alýnmasý zorunludur. Diðer etmenler yeterince dikkate alýnsa dahi yetiþme ortamý etmenlerinden herhangi biri, örneðin toprak derinliðinin dikkate alýnmamasý halinde yapýlacak bir aðaçlandýrma / gençleþtirme çalýþmasýnýn baþarýlý olamayacaðýný gösteren pek çok örnek mevcuttur (þekil 2). Þekil 2 incelendiðinde; tabakalý anakaya yapýsýnýn var olduðu görülecektir. Bu anakaya yapýsý topraklaþma hýzýný dolayýsýyla toprak derinliðini olumsuz yönde etkilemiþtir. Neticede sýð bir toprak yapýsý ortaya çýkmýþtýr. Sýð toprak üzerinde geliþen aðaçlarýn kökleri tabakalý anakaya ulaþtýðýnda aðaçlar kurumaya baþlamýþtýr. Kuruyarak meþcereden ayrýlan aðaçlar arasýnda mesafeler açýlmýþtýr. Rüzgarýn bu alandaki etkisi sonucu aðaçlar devrilmiþ, çýplak kalan toprak kayarak anakaya yüzeye çýkmýþtýr. Ýþte jeolojik temel olarak benzer özellik gösteren bu gibi aðaçlandýrma alanlarýnda tür seçimi yetiþme ortamý koþullarýna göre yapýlmadýðýnda baþarýlý olmak mümkün olmayacaktýr. Sonuçta emek-zamanmaddi kayýplar ortaya çýkacaktýr. Amenajman planlarýnda yetiþme ortamýnýn potansiyel verim gücünden azami faydalanma ve ormanýn verimliliðini garanti altýna almaya yönelik yetiþme ortamýnýn tüm öðelerini kullanmaktadýr. Bozuk orman ve orman içi açýklýklarda örtü tespiti dýþýnda sahanýn verimlilik tespiti yapýlmadýðýndan aðaçlandýrmalarda hangi türün getirileceði tesadüflere kalmaktadýr (OGM, 1991). Su veriminin ön plana çýkacaðý bir havzada standart yaþtaki üst boya göre bonitetin belirlenmesi faydalanmanýn düzenlenmesi için yeterli bilgileri vermemektedir. Yetiþme ortamý koþullarý ve dolayýsýyla ormanýn potansiyel üretim gücünü ve ona iliþkin dinamikleri bilmeden üretim ve faydalanmayý planlamak, iþletme amaçlarýný belirlemek mümkün deðildir (Soykan, B., ve Köse., S, 1993). Bu bakýmdan yetiþme ortamý koþullarýnýn tanýnmasý ve sýnýflandýrýlarak haritalara baðlanmasý, sürdürülebilir bir ormancýlýðýn asgari gereklerinden biri olarak ortaya çýkmaktadýr. Tüm dünyada ormancýlýk, ormanlarýn hem ekolojik, ekonomik, sosyal hem de hizmet deðerleri için iþletildiði bir çaða doðru ilerlemektedir. Ormanlarýmýzýn geleceðini düþünerek sürdürülebilir ormancýlýðý uygulayabilmek için vakit geçirmeden yetiþme ortamý envanteri çalýþmalarýna baþlanarak orman yetiþme ortamý haritalarý yapýlmalýdýr. Yetiþme ortamý envanteri, sýnýflandýrýlmasý ve haritalanmasý için gerekli olan arazi etütlerinin amenajman heyetleri tarafýndan yapýlmasý mümkün deðildir. Bununla ilgili olarak amenajman heyetleri gibi ayrý bir birimin (yetiþme ortamý etüd ve haritalama) oluþturulmasý gerekmektedir. Bu birim içerisinde ekolog, bitki sosyologu ve amenajmancý yer almalýdýr. Ancak yersel ölçümlerle bir hayli güç, zaman alýcý ve pahalý olan yetiþme ortamý envanteri, Türkiye genelinde henüz yapýlmamýþtýr. Ülkemizde yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn yapýlmasý konusunda birkaç bilimsel çalýþma dýþýnda pek fazla çalýþma olmamýþtýr. Bu nedenle ülkemizin belirli pilot bölgelerinde; fizyografik, edafik, klimatik vb. faktörlerle farklý aðaç türleri dikkate alýnarak yersel ölçümlerle yetiþme ortamý envanteri ortaya konulmalý, yersel ölçümlerle ortaya 29 konulan yetiþme ortamý envanteri uydu görüntüleri yardýmýyla test edilmesi ve sonuçlarýn deðerlendirilmesi yapýlmalý, olumlu ve tutarlý sonuçlarýn elde edilmesi halinde Coðrafi Bilgi Sistemi (CBS) ve uydu görüntüleri yardýmýyla yetiþme ortamý envanterinin ortaya konulmasý çalýþmalarýna hýz kazandýrýlmalýdýr. Bu þekilde Ülkemizin en önemli doðal kaynaklarýndan biri olan ormanlarýn mevcut potansiyel verim güçlerinin belirlenmesi, zamansal deðiþimlerinin izlenmesi ve güncelleþtirilmesi amacýyla yapýlacak çalýþmalarda, yersel çalýþma destekli, amaca uygun olarak farklý çözünürlükteki Ýkonos (1m), Landsat (30m) vb. gibi uzaktan algýlama verilerinin kullanýlmasý, doðru, hýzlý ve düþük maliyetli/bilgi elde edilmesini saðlayacaktýr. Günümüzde OYOB ayrýlarak haritalanmasýnda uzaktan algýlama ve CBS tekniklerinden yararlanýlmaktadýr. Musaoðlu (1999) tarafýndan Belgrad ormanýnda gerçekleþtirilen bir çalýþmada; Landsat TM uydu görüntüsünün özellikle 5.kanalýndan elde edilen sonuçlarýn, yersel ölçümlerle elde edilen sonuçlarla uyum içinde olduðu sonucu ortaya çýkmýþtýr. Ayrýca mikro dalga bölgesinde algýlama yapan radar uydularýndan elde edilen görüntülerin yersel verilerle yüksek korelasyon gösterdikleri saptanmýþtýr. Özellikle uzun dalga boyu ve yatay polarizasyonda çalýþmasý nedeniyle JER.SAR görüntülerinden toprak nemini belirlemede yüksek doðruluklu sonuçlar üretiliþtir. Yapýlan diðer bir çalýþmada ise radar görüntüleri kullanýlmasý sonucunda nemli topraklarýn kuru topraklara göre daha yüksek bir parlaklýk deðerine sahip olduklarý anlaþýlmýþtýr. Bu sonuç orman yetiþme ortamý envanterinin uydu görüntüleri yardýmýyla yapýlmasýna büyük kolaylýk saðlayacaktýr (Dobson ve Dið., 1991). Optik algýlayýcýlarla yapýlan bir çalýþmada ise Landsat TM'in 5.kanalý toprak nemi çalýþmalarý için önerilmektedir (Lillesand; Kiefer 1987). Bir baþka çalýþma sonucunda mikro dalga bölgesinde topraktaki su miktarýndaki deðiþim, topraðýn yansýtým özelliklerine çok büyük etki ettiðinden nemli ve kuru alanlarýn birbirinden ayýrt edilebilirliðini kolaylaþtýrmaktadýr (Saatchý., 1993). Uydu ve bilgisayar teknolojisindeki hýzlý geliþim uzaktan algýlama tekniklerinin farklý alanlarda kullanýmýna imkâný saðlayacaktýr. Bu imkânlardan Orman Yetiþme Ortamý Haritalarýnýn yapýmýnda da yararlanmak mümkündür. CBS yardýmýyla yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlmasý ve dolayýsýyla haritalarýn yapýmý için verilerin giriþi çok kýsa sürede gerçekleþecektir. Bundan sonra yapýlan analiz ve yorumlama iþlemleri ile haritalarýn düzenlenmesi daha kolay ve hýzlý olacaktýr. Böylece ormancýlýk sektöründe görev alan orman mühendisi teknik elemanlarýn çeþitli ormancýlýk uygulamalarýnda kullanacaklarý altlýklarýnda ölçek birliði saðlanmýþ olacaktýr. Bu sayede herhangi bir ihtiyaç için baþvurulduðunda birbirinden farklý altlýklarla karþýlaþýlmayacak, dolayýsýyla duyarlýlýðýndan kuþku duyulan veriler olmayacak yani veri kalitesi artýrýlmýþ olacaktýr. Sonuç olarak orman yetiþme ortamý haritalarý bilgisayar ortamýnda yapýldýðý ve depolandýðý zaman bunlarýn güncelleþtirilmesi ve özellikle de üzerlerinde çeþitli analiz sorgulama ve sunum gibi iþlemlerin yapýlmasý oldukça kolaylaþacak ve dolayýsýyla güvenilirliði artacaktýr. Kýsacasý orman ekosistemlerinin mevcut durumunun belirlenmesinde, odun hammaddesi ve su üretimin artýrýlmasý amacýyla yapýlacak uygulamalar için uygun yetiþme ortamlarýnýn belirlenmesinde, orman alanlarýnda zaman içindeki deðiþimlerin izlenmesinde uydu görüntüleri ve Coðrafi Bilgi Sistemi (CBS); kýsa sürede ve güvenilir bilgi üreten, bu bilgilerin bir arada deðerlendirilmesini saðlayan önemli kaynaklar olarak kullanýlabilir. Bu þekilde sayýsal ortama aktarýlan bu bilgilerin "etkin" kullanýlabilir olmasý sayesinde planlamada kalite ve kolaylýk saðlamakta, yapýlacak amenajman ve silvikültür planlarý, erozyon kontrolu, aðaçlandýrma ve koruma çalýþmalarý için gerekli altlýklar kolaylýkla oluþturulacaktýr. 6.Kaynaklar Altun, L. 1995. Maçka (Trabzon) Orman Ýþletmesi Ormanüstü Serisinde Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin Ayrýlmasý ve Haritalanmasý Üzerine Araþtýrmalar, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi. Anonim, 1993. Avrupa'da Ormanlarýn Korunmasý Bakanlar Konferanslarý, Helsinki. Bailey, R.G., Pfister, R.D., Henderson, J.A., 1978. Nature of land and resource classification a review. J.For. 76, 650-655. Bakkaloðlu, M. 2003.Gümüþhane Orman Ýþletmesi Karanlýkdere Bölgesinde Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin Ayrýlmasý ve Haritalanmasý Üzerine Araþtýrmalar. KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi. Trabzon. Baþkent, E.Z., Barlý, Ö., Ayaz, H., Bilgili, E., Turna, Ý., Ýpek, A., Altun, L., 2003. Türkiye Ormancýlýðýnýn Yeniden Yapýlandýrýlmasýnda Farklý Bir Yaklaþým (I). Orman ve Av, Sayý6, Cilt 80, Ankara. Çolak, A.H., ve Pitterle, A., 1999. Yüksek Dað Silvikültürü, Cilt 1, Orman Genel Müdürlüðü Personelini Güçlendirme Vakfý, Ankara. Dobson, A.C., Pierce, L.E., Ulaby, G.T., 1996. Knowledge based land cover classification using ERS1/JERS1 SAR composites, IEEE transaction on Geoscience and remote sensing, vol.34, No.1. Günay, T., 1993. Orman yetiþme Ortamý Envanteri Konusunun Ormanlarýn Saðlýklý Bir Þekilde Planlanmasý ve Ýþletilmesi Açýsýndan Taþýdýðý Önem. I.Ormancýlýk Þurasý, Tebliðler ve Ön Çalýþma Grubu Raporlarý, Cilt:3, 163171, Ankara. Grey, D.C., 1980. On the Concept of site in forestry. S.Afr.For.J.113, 81-83. 30 Irmak, A., 1962. Yetiþme Muhiti ve Meþcere Tanýtýmý Kýlavuzu, Orman Genel Müdürlüðü Yayýnlarý, Hüsnü Tabiat Basýmevi, Ýstanbul. Kantarcý, M.D., 1978. Orman Ekosistemi, Orman Yetiþme Ortamý, Bunun Sýnýflandýrýlmasý ve Haritalanmasý Esaslarý, Ý.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Cilt 28, Sayý 2, 117-149. Kantarcý, M.D., 1980.Belgrad Ormaný Toprak Tipleri ve Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin Haritalanmasý Üzerine Araþtýrmalar. Ý.Ü. Orman Fakültesi Yayýnlarý. 2636/275. Ýstanbul. Lillesand, T.M ve Kieffer, R.W., 1987. Remote Sensing and Image Interpration, USA. Louw, J.H. 1995. Site Classification and evaluation for commercial forestry in the crocodile river catchment, Eastern Transvaal. Unpublished M.Sc. Thesis. Faculty of Forestry, University of Stellenbosch, Stellenbosch, 331 pp. Louw, J. W. and Scholes, M. 2002. Forest Site Classification and Evulation: a South african Perspective, Forest Ecology and Management 171: 153-168. OGM, 1991. Orman Amenajman planlarýnýn düzenlenmesi, Uygulanmasý, Denetlenmesi ve Yenilenmesi Hakkýnda Yönetmelik, Ankara Musaoðlu, N., 1999.Elektro-optik ve aktif mikrodalga algýlayýcýlardan elde edilen uydu verilerinden orman alanlarýnda meþcere tiplerinin ve yetiþme ortamý birimlerinin belirlenme olanaklarý, ÝTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi. Pfister, R.D., 1977. Ecological classification of forest land in Idaho and Montana.In; Prooceedings of the ecological classification of Forest Land in Canada and NW USA. University of British Columbia, Vancouver. Saatchi, S.S., Zyl, J.V., Evans. D., 1993. Estimation of soil moisture and biomass changes using SAR data during EPEDA Spain experiment, 25 th symp. Remote sensing and global environmental change, Austria. Seçkin, B. and Kahveci, O.1993. Ülkemiz ormancýlýðýnda silvikültürel uygulamalarýn geliþimi sorunlarý ve çözüm önerileri. I. Ormancýlýk Þurasý, Cilt III, 296-304. Soykan, B ve Köse, S., 1993. Türkiye'deki Orman envanterinin Temel Sorunlarý ve çözüm önerileri, I.Ormancýlýk Þurasý, Tebliðler ve Ön Çalýþma Grubu Raporlarý, Cilt:3, 305-311, Ankara. Spurr, S.H., Barnes, B.V., 1980. Forest Ecology, 3rd ed. Willey, New York, 687 pp. SÜRGÜN (BALTALIK) ORMANLARININ KORUYA DÖNÜÞTÜRÜLMESÝ Mustafa KILIC* Ali CEBECÝ** Ülkemizin %27.2 sý ormanlarla kaplý olup orman yönünden zengin bir ülke deðildir. Ýþletme þekilleri bakýmýndan, ormanlar koru ve baltalýk olarak ikiye ayrýlýrlar. Ülkemizin ormanlarýnýn %73'ü koru %27'si ise baltalýktýr.Toplam orman alanlarýnýn %50 si ise bozuk orman niteliðindedir. ÝÞLETME ÞEKLÝ Özellikleri Koru (Mil/Ha) Baltalýk (Mil/Ha) Toplam (Mil/Ha) Orman Alanýnýn % Verimli 8,940 1,681 10,621 50 Verimsiz 6,499 4,068 10,567 50 Toplam Ha. 15,439 5,749 21,188100 % 73 27 100 Orman alanlarýnýn bölgelerin ekonomik ve sosyal geliþmeleri paralelinde aðýrlýklý olarak yakacak odun amaçlý düzensiz baltalýk olarak, bazý yörelerde de yapraklarýndan hayvan yemi temin etme gibi aþýrý faydalanmalarla yapýlarý bozulmuþtur. Bozuk baltalýk ormanlarýnýn bir kýsmýnda da verimli orman kurma çalýþmalarý yapýlmýþ, buralardaki aðaçlar kesilip köklenerek yerlerine iðne yapraklý aðaçlar dikilmek suretiyle aðaçlandýrýlmýþtýr. Diðer taraftan da yakacak odunu temin etme amacýyla kök daðýlýmý yeterli bozuk baltalýk alanlarýnda canlandýrma kesimleri yapmak suretiyle enerji ormanlarý kurma çalýþmalarý yapýlmýþ ve böylece ayný yaþlý sürgün ormanlarý mey- dana getirilmiþtir. Ayrýca baltalýk denince akla gelen ilk tür olan Meþenin tür çeþidi yönünden Orta Avrupa'nýn en zengin Meþe ormanlarýna (Koru 691.878ha, Baltalýk 5.734.399ha Kaynak: 2004 yýlý OGM Amenajman Planlarý) sahip olmamýza karþýn iþletmeciliðine ve geliþtirilmesine ayný derecede önem verilmemiþtir. Sosyal ve ekonomik iþlevini tamamlamýþ sürgünden gelen ve baltalýk olarak iþletilen ormanlar ile bozuk vasýflý ormanlar süratle bir dönüþtürme süresi içerisinde verimli koru ormanlarýna dönüþtürülmelidir. Bu çalýþma ayný zamanda, doðaya yakýn ormancýlýðýn temel esaslarýyla uyumlu bir çalýþmadýr. Geniþ yapraklý ormanlara ilk zamanlar yapýlan düzensiz ve kuvvetli müdahaleler ormanlarýn yapýsýný bozduðu gibi baltalýk ormaný gibi bir faydalanma þeklini de ortaya çýkartmýþtýr. Sonralarý odun ve odun kömürüne olan talep baltalýk iþletmeciliðinin yalnýz devamlýlýðýný deðil ayný zamanda deðerini de artýrmýþtýr. Koruya tahvil çalýþmalarý sonucunda, sürgün verme özelliði olan geniþ yapraklý türlerimizin yeniden orman oluþturmadaki tesis ve bakým masraflarý olmayacaðý gibi piyasanýn yapraklý orman emvali ihtiyacý da düzenli saðlanacaktýr. Daha önemlisi yetiþme muhitine uygun lokal ýrklar korunarak ormanlar daha saðlýklý ve stabil hale dönüþecektir. Böylece toplumda geliþen doða ve çevrecilik bilinci içerisinde ekoloji ve ekonominin uyum içerisinde olacaðý sürdürülebilir bir ormancýlýk yapýlacaktýr. Koruya tahvil çalýþmalarýna konu edilecek ormanlar sürgünden oluþan ormanlardýr. Sürgün (baltalýk) ormanlarý kütük ve kökler üzerinde çýkan kütük ve kök sürgünlerinden oluþmuþlardýr. Bu sürgünler uyuyan 31 *Orman Müh. **Orman Yüksek Müh. Uður TÜFEKÇÝOÐLU* talýða dönüþen türlerin baþýnda Meþe (Quercus ssp.) ile Doðu Kayýný (Fagus orientalis Lip.) gelmektedir. Kestane, Gürgen, Akçaaðaç, Ihlamur, Kýzýlaðaç ve Diþbudakta bol miktarda provantif sürgün meydana gelir. Kayýnda provantif sürgünler çok az ve cýlýzdýr. Bu nedenle Kayýnda adventif sürgün önemlidir. Kýzýlaðaç, Titrek Kavak, Yalancý Akasya ve Ihlamur bol miktarda kök sürgünü verirler. Koru ormanlarýnýn ürettiði fonksiyonlarý baltalýk ormanlarý ile karþýlaþtýrdýðýmýzda; Koru ve baltalýk ormanlarýnda ilk yirmi yýl meþcerelerden yalnýzca yakacak odun elde edilmektedir. Yapacak (özellikle tomruk) üretiminin ortalama kýrk yaþlarýnda baþladýðý tespit edilmiþtir. Koru ormanlarýnda meþcere yaþýnýn ilerlemesi ile ürün kalitesi dolayýsý ile fiyatý sürekli artmak- (provantif) veya sonradan oluþan (adventif) tomurcuklardan geliþen sürgünlerdir. Sürgün ormanlarý düzensiz faydalanma ve baltalýk iþletmeciliðinden geldiði için genelde provantif sürgünden oluþmuþlardýr. Ana kütükten doðrudan beslenen provantif sürgünler toprak yüzeyine yakýn yerden yapýlan kesimlerden oluþmuþ ise koruya tahvil çalýþmalarýnda tercih edilmeli aksi durumda kök sürgünleri tercih edilmelidir. Ülkemizde yayýlýþ gösteren geniþ yapraklý ormanlarýn tahribatý ve düzensiz faydalanmalar neticesi bal- tadýr. Yapýlan araþtýrmalara göre; koru ve baltalýk iþletme þekillerinde ilk yirmi (baltalýklarda idare süresi yirmi yýldýr) yýl sonunda fiyat endeksleri ayný ve aralarýndaki fiyat farký sýfýrdýr. 120 yýllýk idare süresi sonucunda koru iþletme þeklinin baltalýða göre fiyat endeksi 4 katý fazla bir deðere ulaþtýðý tespit edilmiþtir. Baltalýklarda verilen Köylü Pazar Satýþý (KPS) yöre halkýna ekonomik katký yapmaktadýr. Koru ormanlarýnda KPS verilmemekte, ancak koruda da üretilen tomruk ve sanayi odununa %25 hak verilmektedir. Koruya tahvil çalýþmalarýnýn sonuna kadar KPS verilmeye devam edilecek olup, ayrýca koruya tahvil uygulamasý yapýlacak köylere Bakanlýðýmýzýn ORKÖY teþkilatýnca destek verilmelidir. Otlatma ve yemlik yaprak üretimi bakýmýndan baltalýklardan aþýrý yararlanmalar ormanýn geliþmesini engeller ve verimlerini azaltýr. Bu sakýncalar koru ormanlarýnda daha azdýr çünkü; Ormanýn geleceði açýsýndan en tehlikeli çað gençlik çaðýdýr. Buda baltalýklarda sýk sýk tekrar etmektedir. Su verimi açýsýndan suyun kalitesinin koru ormanlarýnda daha iyi olduðu belirlenmiþtir. Biyolojik çeþitlilik, yaban hayatý ve rekreasyonel açýdan koru ormanlarý baltalýða göre daha üstündür. 32 SÜRGÜN (BALTALIK) ORMANLARININ KORUYA DÖNÜÞTÜRÜLMESÝ (Koruya Tahvil Çalýþmalarý) Sürgün (baltalýk) ormanlarýný koruya dönüþtürmenin "doðrudan dönüþtürme" ve "tür deðiþtirerek dönüþtürme" olmak üzere iki þekli vardýr. 1- Doðrudan Dönüþtürme: Bu dönüþtürme þekline, "þekil deðiþtirerek dönüþtürme" de denir. Bu yöntem de, baltalýðýn varolan aðaç türleri (makta üzerindeki baltalýk meþceresi) yeterince seyreltilir ve sonra meþcere yaþlanmaya býrakýlýr. Büyümeye (yaþlanmaya) terk edilen baltalýk meþceresi, bundan sonra koru meþceresi imiþ gibi iþlem görür. Bir baltalýðýn bu yöntemle koruya dönüþtürülebilmesi için baltalýkta arzu edilen türlerden yeteri sayýda ve düzenli daðýlýþta bireylerin bulunmasý ve bunlarýn büyümeye (yaþlanmaya) terk edilen sürgünlerinin yeterince kuvvetli, uzun ömürlü olmaya aday bulunmasý gerekir. Seyreltilip býrakýlan ve bakým tedbirleri ile yaþlanmaya terk edilen meþcere bol tohum verme yaþýna gelince, zengin bir tohum yýlýnda koru ormaný meþcerelerin de olduðu gibi meþcere, aðaç türüne uygun gençleþtirme yöntemi ile gençleþtirilir. Doðrudan dönüþtürme yöntemleri; a) Klasik Yöntem: Fransa'da uygulanmýþ en eski dönüþtürme metodudur. Korulu baltalýklarýn koruya dönüþtürülmesi için geliþtirilmiþtir. Dönüþtürme süresince ormanda, korulu baltalýk kesimleri, hazýrlayýcý aralama kesimleri ve gençleþtirme kesimleri yapýlýr. Bu çalýþmalar 30-40 yýllýk bekleme periyodu ve 30 yýllýk diðer periyotlar içinde ve periyodik alanlarda gerçekleþtirilir. Korulu baltalýk düzeni bulunan ormanlar için düþünülmüþ olan klasik metodun Türkiye ormanlarýnda uygulama imkaný yoktur, fakat tekniðinden faydalanýlabilir. b) Direkt Yöntem: Klasik yöntemin tekniðinden, ayrýca ekimden ve entansif birey seçimi tekniðinden faydalanýlýr. Bu yöntemde, düzenli baltalýklarda baþlangýçtan itibaren yapýlacak mutedil aralamalar ve entansif sürgün seçimi ile normal kapalý meþcereler kurulabilir. Bu meþcerelerde, 50-60 yaþýndan itibaren doðal gençleþtirme çalýþmalarý uygulanarak koruya dönüþtürme mümkündür. c) Grup Yöntemi: Doðrudan doðruya dönüþtürme þeklinin çeþitli tekniklerinden faydalanýlýr. Ormanýn kuruluþ özelliklerine göre genç meþcerelerde yaþlandýrma ve entansif birey seçimi yapýlýrken, yaþlý meþcereler doðal yoldan gençleþtirilir. Ormanda bulunan açýklýklarýn gençleþtirilmesinde yapay gençleþtirme kullanýlabilir. Türkiye'de düzenli bir baltalýk iþletmesinin kurulmadýðý, yaþlý ve genç meþcerelerden oluþmuþ sürgün ormanlarýnda grup metodundan büyük ölçüde faydalanýlabilir. d) Seçme Yöntemi: Korulu baltalýk ve baltalýk ormanlarýný, seçme koru ormanlarýna dönüþtürür. Türkiye'de seçme koru ormanýna dönüþtürmeye elveriþli sürgün kökenli ormanlar bulunmamaktadýr. 2- Tür Deðiþtirerek Dönüþtürme: Baltalýkta mevcut aðaç türü veya türleri, o yetiþme ortamý için öngördüðümüz koru ormaný için tatminkar görünmez veya sürgünlerin durum ve daðýlýþlarý, daha önce ortaya koyulan dönüþtürme þekline elveriþlilik göstermez ise baltalýðý koruya çevirmek için "tür deðiþtirerek 33 dönüþtürme" yöntemine baþvurulur. Bu yöntemde baltalýk maktasý üzerinde ne varsa hepsi bir týraþlama kesimi ile uzaklaþtýrýlýr. Baltalýkta eskiden varolan tür veya türlere baðlý kalma zorunluluðu yoktur. Ancak bu konuda, doðadan ayrýlmada çok dikkatli olmak, yeni tür seçimlerinde etütlerin çok iyi yapýlmasý gerektiðini unutmamak gerekir. Dönüþtürmenin amacý varolan aðaç türlerinin deðiþtirilmesi deðil, iþletme þeklinin deðiþtirilmesi yani baltalýktan koruya geçiþi saðlamaktýr. Ekolojik þartlar, meþcerelerin kuruluþu ve özellikle deðerli türler bakýmýndan zenginliði, bir koru ormaný kurma imkaný verirse doðrudan doðruya dönüþtürme yapýlabilir. Aksi halde tür deðiþtirerek dönüþtürmeye baþ vurmak gerekir. Bu nedenle dönüþtürmeye baþlamadan önce meþcerelerin aðaç türlerini, kuruluþ özelliklerini ve ekolojik þartlarý iyi incelemek gerekir. Dönüþtürme çalýþmalarýný çeþitli þekillerde düzenleyen farklý yöntemler vardýr. a) Tam Alanda Tür Deðiþtirme: Tam alanda tür deðiþtirme iki þekilde uygulanýr, siper altýnda dikim ve týraþlama kesimden sonra dikim. Siper altýnda dikim, 30-40 yaþlarýný dolduran baltalýklarda siper kesimleri yapýlarak uygulanabilir. Iþýk isteði az olan türler için faydalýdýr. Týraþlama kesimlerinden sonra dikim, bütün sürgün ormanlarýnda kullanýlabilir, ýþýk isteði fazla olan aðaç türleri için faydalýdýr. b) Þeritlerde Tür Deðiþtirme: Þeritler üzerinde dikim tekniði ile ormanda 2-5-8 m geniþliðinde açýlan þeritler üzerinde dikim yapýlýr. Makineli çalýþmaya ve ormandaki aðaçlardan faydalanmaya elveriþlidir. Fýrtýnaya maruz yerlerde uygulanmasý sakýncalýdýr. c) Gruplar Halinde Tür Deðiþtirme: Ýyi bir yetiþme ortamý incelemesi gerektirir. Farklý aðaç türlerini en uygun yerlerde bu türlerle gruplar halinde tür deðiþtirilir. Mevcut türlerden de faydalanmak mümkündür. Entansif bir çalýþmayý gerektirdiði için bugünkü koþullarda koruya dönüþtürülürken yapýlacak çalýþmalarýn ekonomik olmasý ve yetiþme yeri koþullarýna aykýrý olmamasý gerekir. KAYINDA KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMALARI Kayýnda koruya tahvil çalýþmalarý ile sürgünden gelmiþ fertlerin geliþme dinamiðinden azami derece faydalanarak, arzu edilen çaplara daha erken ulaþmak böylece hem kalite ve kantiteye yönelik artýmdan azami yararlanmak hemde bölgenin lokal ýrklarýný koruyarak koru ormanlarý oluþturmak amaçtýr. Koruya tahvil çalýþma alanlarý, amenajman planlarýnda koruya tahvil iþletme sýnýfýna ayrýlan yerler ile 22 nolu aðaçlandýrýlmasý ve imar-ihya edilmesi gereken tabloda yer alan bozuk koru ve bozuk baltalýk alanlarý ile geçmiþ planlarda köy kesim düzenine göre iþletilen baltalýk yenileme alanlarýnda uygulanmaktadýr. Geliþme çaðlarýna göre kayýn meþcerelerinde yapýlacak silvikültürel müdahaleler aþaðýdaki tabloda olduðu gibidir. KAYINDA KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMA ESASLARI (Kök Sürgününden Gelmiþ) ÜST BOY 5 m. ye kadar 5-10 m. 10-15 m. > 15 m. UYGULAMA ESASLARI -Ana yollara dik istikamette veya yamaç aþaðý 30-40 m. ara ile 2-3 m. geniþliðinde bakým patikalarýnýn açýlmasý -Negatif seleksiyon ile çürük azman ve fena þekilli kötü formlarýn alandan uzaklaþtýrýlmasý Tamamen kötü formlu fertlerden oluþan veya çalýlaþmýþ bir yapý gösteren grup ve alanlarýn olduðu yerlerde, canlandýrma (týraþlama) kesimleri yapýlarak yeni saðlýklý ve kaliteli sürgünler elde edilecektir. -Karýþýk aðaç türlerinin himaye edilmesi -Kar baskýsý olan ve deðerlendirilecek ürün çýkan yerlerde seyreltme -Yol kenarlarýnda bazý yaþlý fertler doðal ve biyolojik denge için alanda býrakýlacaktýr(hektarda 3-5 adet) - 3-6 m. aralýk mesafe ile aday istikbal fertlerinin seçimi (hektarda 400-1000 adet) ve bu fertlerin himaye edilmesi, onlarý üst tabakada rahatsýz eden fertlerin uzaklaþtýrýlmasý - Sýkýþýk sürgünlerin seyreltilmesi - Küme ve grup karýþýmý þeklinde karýþým türlerinin himaye edilmesi - Ýlk müdahalede aday istikbal aðaçlarýnýn seçimi (7-10 m. ara ile hektarda 150-200 adet) - Sonraki müdahalelerde istikbal aðacý seçimi (8-12 m. ara ile hektarda 80-150 adet) - Bütün müdahalelerde aday ve istikbal aðaçlara baský yapan fertlerin uzaklaþtýrýlmasý - Sýkýþýk sürgünlerin seyreltilmesi - Karýþým türlerinin himaye edilmesi ve bunlara yönelik bakým yapýlmasý - Bakým patikalarýnýn ihtiyaç duyulan yerlerde geniþletilmesi (3-4 m. ye kadar) - Ýstikbal fertlerini rahatsýz edenlerin uzaklaþtýrýlmasý - Alt tabakanýn muhafazasý (sýk sürgünlerde iyi fertler lehine seyreltme) - Karýþýmýn himaye edilmesi ve iyi fertlerin korunmasýna yönelik müdahaleler MEÞEDE KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMALARI Kayýnda olduðu gibi meþede de son yýllarda koruya tahvil çalýþmalarý yapýlmakta olup çalýþma prensipleri farklý olmamakla birlikte meþenin gövdeden fazla sayýda sürgün verme özelliði nedeniyle müdahalelerin daha mutedil yapýlmasý gereklidir. Meþede, geliþme çaðlarýna göre yapýlacak silvikültürel müdahaleler aþaðýdaki tabloda olduðu gibidir. MEÞEDE KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMA ESASLARI (Kök ve Kütük Sürgününden Gelmiþ) MEÞCERE ÜST BOYU UYGULAMA ESASLARI 1.5 m. ye kadar - 10 -15 m. Ara ile 1 - 1,5 m. Geniþliðinde bakým patikalarýnýn açýlmasý. - Menfi seleksiyon ile zararlý sürgün ve istenmeyen fertlerin çýkarýlmasý. - Karýþýma giren aðaç türlerinin himaye edilmesi - Menfi seleksiyon dýþýnda saðlýklý meþelerin gövde sayýsýnda azaltma yapýlmamasý 1.5-5 m. - Bakým patikalarýnýn 20-30 m. aralýk 2-3 m. geniþliðe çýkarýlmasý. - Azman ve çatal fertlerin uzaklaþtýrýlmasý - Karýþýma giren diðer türlerinin korunmasý 34 5-15 m. > 15 m. - 2-3 m. ara ile galip tabakadaki iyi fertlerin tepelerinin serbestleþtirilmesi ile galip tabakadaki fert sayýsýnýn azaltýlmasý. Kar ve rüzgar baskýsý olan ve yerlerde ocaklardaki bazý sürgünlerde seyreltme yapýlmasý - 3-5 yýl ara ile bakýmlarýn tekrarlanmasý (mutedil yüksek aralama) - Bakým patikalarýnýn 40-60 m. aralýða 4-5 m. geniþliðe çýkarýlmasý. - 8 m. üst boya ulaþýlmasýný müteakip 3-6 m. ara ile ortalama 7001000 adet/ha. seçilen aday istikbal fertlerin tepelerine baský yapan fertlerin çýkarýlmasý , azman ve çatallý fertlerin uzaklaþtýrýlmasý ile üst tabakadaki fert sayýsýnýn azaltýlmasý.(Eðer 5 yýlda bir müdahale edilecekse, mutedil aralama yani mevcut göðüs yüzeyinin %20-30 u çýkarýlacaktýr. Eðer 10 yýlda bir müdahale edilecekse kuvvetli aralama, yani %30-40 ý çýkarýlacaktýr) - 3-4 yýl ara ile tekrarlanacaktýr. (mutedil yüksek aralama) - Karýþým türlerinin korunmasý - Alt ve ara tabakada bakým ve muhafaza - Sýkýþýk sürgünlerde seyreltme - 8-12 m. dalsýz gövde uzunluðuna ulaþýldýðýnda, hektarda 100-200 adet istikbal ferdi seçilmesi ve iþaretlenmesi - Seçilen istikbal fertlerine baský yapanlarýn çýkarýlmasý. Eðer 5 yýlda bir müdahale edilecekse, mutedil aralama yani mevcut göðüs yüzeyinin %20-30 u çýkarýlacaktýr. Eðer 10 yýlda bir müdahale edilecekse kuvvetli aralama yani %30-40 ý çýkarýlacaktýr. (yeterli alt tesisin olduðu yerlerde.) - Alt ve ara tabakada bakým ve muhafaza. KAYIN, MEÞE VE DÝÐER GENÝÞ YAPRAKLI TÜRLERÝMÝZE YÖNELÝK KORUYA TAHVÝL (DÖNÜÞTÜRME) ÇALIÞMALARI ESNASINDA DÝKKAT DÝLECEK HUSUSLAR • Üst boyu 15 m. ve altý meþcerelerde ilk defa uygulanacak yüksek aralamalarda müdahalelerin mutedil olmasý prensibiyle hareket edilerek her 5 yýlda bir bakým yapýlacaðý dikkate alýnacaktýr. • Meþcere hiç müdahale görmemiþse ilk olarak menfi seleksiyon uygulanacak (çürük, fena þekilli, zayýf cýlýz, ölmüþ ve ölmekte olanlar vb.) sonrasý müspet seleksiyon mantýðý ile aralamalar yapýlacaktýr. Müdahale esnasýnda ara ve alt tabaka korunacaktýr. • Azman ve çok kötü fertlerin bulunduðu meþcerelerde ilk müdahaleye, bu kötü fertlerin zarar vermeden çýkartýlmasý ile baþlanacaktýr. Bu tür fertlerin etrafýna zarar vermediði durumlarda alýnmasý durumunda meydana getireceði boþluk uygulayýcý tarafýndan iyi deðerlendirilecektir. • Meþcerelerde aday ve istikbal aðaçlarý seçmek ve artýmlarýnýn bu fertler üzerinde toplanmasý ile arzu edilen çaplara en kýsa zamanda ulaþmalarý ve bunlarýn yapacaðý tohumlama ile koru ormanýna geçmek esas olduðuna göre, bu fertlerin aralama çalýþmalarý esnasýnda korunmasýna özen gösterilecektir. • Bazý sürgün ormanlarýnda nihai meþcereyi oluþturacak sayýda fert bulmak güçleþebilir. Bu tip yerlerde nihai meþceredeki aðaç sayýsýnýn yarýsý bile iyi kaliteli ise, tahvil çalýþmalarýna devam edilecek ve bu fertler daima bakýmlarla desteklenecektir. • Ýstikbal aðacý daðýlýmýnýn homojen bulunmadýðý yerlerde de, aralýk mesafe düzeni dikkate alýnmadan iyi fertlerin bulunduðu yerlerde ikili ve üçlü gruplar halinde grup bakýmlarý yapýlacaktýr. • Karýþým türlerinde en azýndan küme ve grup karýþýmlarý tercih edilecek ve bu türler daima bakýmlarla teþvik ve himaye edilecektir. • Tohumdan gelmiþ genç geniþ yapraklý ormanlarda da bakýmlar benzer prensipler çerçevesinde yapýlacak ancak sürgün kaynaklý fertlerin erken yaþlarda çürümeleri nedeniyle (100 yaþýndan sonra) daha erken kalýn çapa ulaþmalarý için üst boyun 15 m. den daha fazla olduðu (genelde 30-50 yaþ) çaðlarda aralamalarýn daha da þiddetli yapýlmasý zorunludur. SONUÇ Baltalýk ormanlarý çok eski bir iþletme þekli olduðu, geniþ yapraklý ormanlara yapýlan düzensiz ve kuvvetli müdahaleler neticesi bu faydalanma þeklinin ortaya çýktýðý, sonralarý yakacak odun ve odun kömürüne olan talep doðrultusunda baltalýk iþletmeciliðin bugüne kadar süre geldiði, günümüzde ise azalan talep doðrultusunda sosyal talebin ve yöresel baskýnýn olmadýðý baltalýk ormanlardan baþlamak üzere bu ormanlarýn aðaç türü gözetilmeksizin dönüþtürme çalýþmalarý ile süratle koruya dönüþtürülmesi zorunluluðu artýk toplum tarafýndan kabul görmektedir. Çünkü; Orman Ýþletme þekillerinden koru iþletmesi, baltalýk ve korulu baltalýða göre doðaya en uygun iþletme þekli olup bu iþletmecilik modeli, toplum yaþamýnýn bugünü ve geleceðine yönelik ekolojik ve ekonomik deðere sahip birçok hizmeti saðlamaktadýr. 35 TOPRAK EROZYONU Ahmet KAYA* Erozyonun Tanýmý: Erozyonun kelime anlamý; bir varlýðýn bir deðerin yerine getirilemeyecek þekilde yok olmasýdýr. Toprak biliminde ise; yeryüzündeki ana materyalin çeþitli etkenlerle aþýnýp taþýnmasý olayýdýr. Erozyon, tabiatýn normal süreci içinde meydana geliyorsa Normal Erozyon; Ýnsanýn tabiattaki toprak, su ve bitki arasýndaki dengeyi bozucu nitelikteki müdahaleleri sonucu meydana geliyorsa Hýzlandýrýlmýþ Erozyon adýný almaktadýr. Normal Erozyon, genellikle insan müdahalesi olmayan yerlerde görülür ve çok yavaþ olarak geliþir. Ormanlarýn tahrip edilmesi, meralarýn aþýrý derecede otlatýlmasý ve yanlýþ arazi kullanýmý ile daha az korunan toprak, su ile kolayca taþýnabilmektedir ve erozyon hýzlanmaktadýr. Yapýcý Unsurlara Göre Erozyon Çeþitleri: Özellikle ülkemizde tahribatý büyük boyutlara ulaþan su erozyonu, erozyon çeþitleri içerisinde en önemlisidir. Su erozyonundan sonra diðer erozyon çeþitleri önem sýrasýna göre; rüzgar, çýð, heyelan ve buzul olarak sýralayabiliriz. Çýð zaman zaman can ve mal kayýplarýna sebep oluyorsa da su erozyonu afeti karþýsýnda ikinci planda kalmaktadýr. Bundan dolayý toprak erozyonu denildiðinde akla su erozyonu gelmektedir. Ülkemiz topraklarýnýn % 86’sýnda erozyon vardýr. Böylece su erozyonun etkilediði alan 66.9 milyon hektarý bulmaktadýr. Ülkemizdeki önemli can ve mal kayýplarý su erozyonu sonucu meydana gelmektedir. Bu nedenle burada su erozyonu üzerinde durulacaktýr. EROZYONUN NEDENLERÝ Erozyonun meydana gelmesine sebep olan etkenler kýsaca þöyle özetlenebilir; 1- Doðal yapýdan kaynaklanan nedenler; a) Ýklim: Ýklimin erozyon üzerine etkisi; yaðýþ, sýcaklýk ve rüzgarla olmaktadýr. Bunlarýn içerisinde en önemlisi yaðýþ olup, yaðýþýnda þekli, þiddeti ve süresi erozyona farklý etkiler yapmaktadýr. b) Topografya: Yamacýn eðim ve uzunluðu erozyonda etkili topografik etkenlerdir. Erozyonun þiddeti ve topraðýn yüzeysel akýþla taþýnmasýna neden olan faktörlerin baþýnda eðim gelmektedir. Dünyada kara kütlesinin ortalama yüksekliði 700 m., Avrupa’nýn 330 m., Afrika’nýn 600 m., Asya’nýn 1010 m. olmasýna raðmen Ülkemizin ortalama yüksekliði 1132 m.’dir. Ülkemiz arazisinin eðimli ve engebeli olmasý orman ve ot örtüsünün tahrip edildiði alanlarda doðal dengenin hýzla bozulmasý sonucunu doðurmaktadýr. Doðal den- genin bozulmasý sonucu hýzla topraklarýn aþýnmasý ve taþýnmasý süreci baþlamaktadýr. c) Jeolojik ve toprak yapýsý: Ülkemizin Jeolojik ve toprak yapýsý; genelde pekiþme durumu zayýf, ayrýþmaya ve deðiþmeye karþý fazla direnç göstermeyen taneli, tortul ve volkaniktir. Ülkemiz topraklarý bu yapýsý nedeni ile erozyona hassastýr. d) Bitki Örtüsü ve Ölü Örtü: Çýplak arazilere oranla bitki örtüsü ile kaplý arazilerde erozyon daha az meydana gelmektedir. Çünkü, bitki örtüsü intersepsiyonla topraða ulaþan yaðýþýn miktarýný, þiddetini ve mekanik etkisini azaltýr; kökleriyle topraðý sarar ve taþýnmasýný önler. Orman topraklarý ise suyun akýþ hýzýný azaltýr ve suyun topraða sýzmasýný artýrarak erozyonun þiddetini düþürür. 2- Ýnsanlarýn Toprak Üzerindeki Olumsuz Etkisinden Kaynaklanan Nedenler: a) Ormanlarýn Tahribi: Ülkemiz ormanlarý; bilinçsiz ve usulsüz faydalanmalar, yangýnlar, tarla açma, otlatma ve bilinçsiz endüstrileþme gibi çok deðiþik kullaným amaçlarý ile tahrip edilmektedir. Yüksek eðimli orman alanlarýnda ormanlarýn ortadan kalkmasý sonucunda erozyon hareketleri hýzla artmaktadýr. b) Tarým Alanlarýnda Yanlýþ Arazi Kullanýmý: Ülkemizde tarým yapýlmasýna uygun olmadýðý halde tarým yapýlan ve bu þekilde yanlýþ kullanýlan arazinin alaný 6.1 milyon hektarý bulunmaktadýr. Yanlýþ arazi kullanýmý giderek artmaktadýr. Þöyle ki; son 20 yýldan beri I. II. III. ve IV. Sýnýf arazilerdeki yaklaþýk 172.000 hektar verimli tarým arazisi yerleþim alaný ve sanayi alaný olarak kullanýlmaktadýr. Bu durum tarýmda verimi azaltýrken ayný zamanda sel ve taþkýnlarý da artýrmýþtýr. c) Meralarda Aþýrý Otlatma: Meralarýn; kapasitelerinin çok üstünde ve düzensiz bir þekilde otlatýlmalarý halinde ot örtüsü tahrip olmakta bu durum, meralarda yüzey erozyonunu artýrmaktadýr. d) Daðýnýk ve Düzensiz Kýrsal Yerleþme: Tabiatý en çok kullanan, en çok bozan ve en çok düzeltende insandýr. Ýnsan; tarýmsal, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarý için bitki örtüsünü kaldýrarak topraðýn diðer kullaným þekillerine dönüþtürmektedir. Yurdumuzda orman içi ve civarý köylerde 8.5 milyon insan yaþamaktadýr. Bu köylerin çoðu özellikle daðlýk alanlarda birden fazla mahallenin birleþmesinden meydana gelmektedir. Bu köylerde yeterli ekonomik gelire sahip olmayan insanlarýmýz yaþamaktadýr. Bu durum, rakýmý yüksek daðlýk alanlarda eko sistemin bozulmasýna ve böylece erozyonun hýzlanmasýna neden olmaktadýr. ÜLKEMÝZDE VE DÜNYADA EROZYONUN BOYUTU Ülkemizde Erozyonun Boyutu: Yurdumuzun 3/4’ünde aktif erozyon (Orta veya þiddetli erozyon) hüküm sürmekte, yani Ülkemiz topraklarýnýn % 79,43’ünde orta, þiddetli ve çok þiddetli erozyon görülmektedir. Türkiye’de erozyon en fazla sýrasýyla Fýrat, Dicle ve Yeþilýrmak havzalarýnda görülmektedir. Toplam taþýnan toprak (Sediment) miktarý 345.939.032 ton/yýl’dýr. Ancak ölçümlerde yer almayan ve yatak yükü olarak ifade edilen kum, çakýl gibi materyaller ile yamaçlardan akarak inen ve 36 *Orman Yüksek Mühendisi akarsulara ulaþamayan topraklarda dikkate alýndýðýnda; Ülkemizde yýlda ortalama olarak 500 milyon ton verimli toprak çeþitli yollarla barajlara, göllere ve denizlere taþýnmaktadýr. Hatta bazý bilim adamlarýnýn deðerlendirmelerine göre bu taþýnan verimli toprak miktarýnýn yýlda 1 milyar ton’a ulaþtýðý ifade edilmektedir. Ayný þekilde yapýlan deðerlendirmeler neticesinde; Ülkemizdeki eroyonun normal erozyondan 18-20 misli fazla olduðu belirtilmektedir. Erozyon sonucunda barajlarýmýzda biriken katý materyaller kullanýlabilir baraj rezarvuar hacimnde gözle görülür kayýplara neden olmakta, büyük yatýrýmlarla gerçekleþen barajlarýmýzýn ömrünü kýsaltmaktadýr. Özellikle Keban, Karakaya ve Atatürk Barajlarýnýn çevresi ve havzalarý bitki örtüsünden yoksun ve arazide eðimli olduðundan dolayý bu barajlarýmýz tahmin edilen zamandan önce ekonomik ömürlerini tamamlayacaklardýr. Erozyon; toprak ve arazi kaybýna, topraklarýn su depolama güçlerinde azalmalara, topraklarýn verimsizleþmesine, verimli tarým alanlarýnýn ve yerleþim yerlerinin taþýntý metaryali ile örtülmesine neden olduðundan dolayý canlýlarýn yaþamlarý ile onlarýn yaþadýklarý ortamlarý olumsuz etkilemektedir. Bunun sonucunda; insanlarýn hayatlarýný kaybetmeleri ve büyük mali kayýplar gibi felaketler meydana gelmektedir. Son yýllara gelindiðinde, gerek dünyada ve Ülkemizde ormansýzlaþma ve bununla baðlantýlý olarak erozyon olaylarýnda bir artýþýn olduðu gözlenmektedir. Nitekim tahminlere göre Dünya’da erozyonun 1968-1984 yýllarý arasýnda %50 kadar arttýðý ve toprak kaynaðýnýn her yýl %00,7’sinin kaybolduðu belirtilmektedir. Ülkemizin orman ve mera alanlarýnda meydana gelen tahribat ve yanlýþ arazi kullanýmý sonucunda topraklarýmýzýn %86’sý erozyona uðramýþtýr. Diðer taraftan hem Dünyamýz hem de Ülkemiz son birkaç yýldan beri sýk sýk sel olaylarýna sahne olmaktadýr. 1998 ve 1999 yýllarýnda Dünya’da 30’u aþkýn ülkede sel olaylarý meydana gelmiþtir. Ülkemizde’de Dünyadaki’ne benzer sel olaylarý yaþanmýþtýr. Örneðin; 1995 yýlýnda Senirkent, Ýzmir, Düzce ve Kaynaþlý’da, 1998 yýlýnda Batý Karadeniz’de, 1999 yýlýnda Marmara, Akdeniz ve Ege’de; 2001 yýlýnda Hatay’da, 2002 yýlýnda Mersin’de sel olaylarý meydana gelmiþtir. Sel olaylarý nedeni ile gerek Dünya’da, gerekse Ülkemizde yüzlerce kiþinin hayatýný yitirdiði; köprü, yol, kanal gibi tesislerde, tarým alanlarýnda ve yerleþim yerlerinde büyük tahribatlarýn meydana geldiði bilinen acý bir gerçektir. Türkiye’deki Erozyonun Dünya ile Karþýlaþtýrýlmasý: Bugüne kadar yapýlan tahribatlar sonucunda Ülkemiz topraklarýnýn yaklaþýk %86’sýnda erozyon mevcuttur. Barajlar ülkesi Türkiye’de yýlda ortalama 500 milyon ton verimli toprak çeþitli yollarla barajlara, göllere ve denizlere taþýnmaktadýr. Ülkemizde 1 kilometrekarelik alandan aþýnarak akarsulara karýþan ince malzeme miktarý yýlda ortalama yaklaþýk 600 ton’dur. Dünya’da ise yýlda ortalama 142 ton’dur. Ülkemizde birim alandan taþýnan toprak miktarý Afrika’dan 22 kat, Avrupa’dan 17 kat ve Kuzey Amerika’dan 6 kat daha fazladýr. Bu rakamlar, Ülkemizdeki erozyonun çok þiddetli olduðunu göstermektedir. EROZYONUN ÖNLENEBÝLMESÝ ÝÇÝN ALINMASI GEREKLÝ ÖNLEMLER Yurdumuzda erozyonla mücadele eden kuruluþlarýn en önemlisi Orman teþkilatýdýr. Orman Bakanlýðý Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüðü (A.G.M.) uzun yýllardan bu yana önemli çalýþmalar yapmaktadýr. Ancak Erozyonla mücadele de baþarýlý olmak için bilinen bir çok aksaklýk ve eksikliklerin giderilmesinde fayda görülmektedir. Bu amaçla; 1) Orman ve arazi kadastrosu tamamlanarak orman, mera ve tarým alanlarýnýn kesin sýnýrlarý bir an önce belirlenmeli, 2) Arazi kabiliyet sýnýflanmasýnýn süratle yapýlmasý saðlanmalý ve ayrýntýlý biçimde ideal arazi kullaným haritasý yapýlmalýdýr. Arazi kabiliyet sýnýflarý bakýmýndan tarým dýþý kalmasý gereken orman ve mera alanlarýnda kesin etkin denetim saðlanmalý. 3) Orman köylerinin ekonomik yönden kalkýndýrýlmalarý saðlanarak; ormana olan baskýlarý azaltýlmalý, 4) Erozyonun büyük tahribatý ile karþý karþýya bulunan yurdumuzda, bu afete karþý etkili önlemler alýnabilmesi için konu Milli bir sorun olarak ele alýnýp ilgili kuruluþlarýn iþbirliði içinde erozyonla mücadele çalýþmalarýný sürdürmeleri ve bunun içinde yeterli kaynak saðlanmalý, 5) Erozyon, sel, taþkýn ve sedimentasyon sorunu bulunan havzalarda kýsaca A.G.M., D.S.Ý. ve Köy Hizmetleri gibi ilgili kuruluþlarýn çalýþmalarý arasýnda etkin bir biçimde koordinasyonu saðlayarak havza amenajmaný yasasý çýkarýlmalý, 6) Ýnþa edilecek baraj projelerinde, baraj havzasýna alýnmasý gereken toprak muhafaza önlemlerinin baraj tesisi ile birlikte düþünülmesi, 7) Toprak erozyonu ve neden olduðu zararlarý konusunda vatandaþlarýmýzýn bilgilendirilmeleri ve konu ile ilgili kamuoyu oluþturulmasý için daha fazla çaba gösterilmeli, bu amaçla bilim çevreleri, Basýn ve TRT gibi kuruluþlarla sýký diyalog ve iþbirliði yapýlmasý gerekmektedir. 04.03.2002 Sularý berrak akan, topraklarý taþýnmayan, selleri oluþmayan yemyeþil bir Türkiye dileðiyle! Yararlanýlan Kaynaklar A.G.M. 2000: 1999-2000 yýllarý faaliyetleri. Ankara AÞK,K. 1977: Erozyonla Savaþ El Kitabý. Ankara D.S.Ý. 1978: Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðü 1. Ulusal Erozyon ve Sedimentasyon Sempozyumu Tebliðleri Genel No: 982, Grup No: X, Özel No: 92. Ankara DPT 2001: Ormancýlýk Sekizinci Beþ Yýllýk Kalkýnma Planý Özel Ýhtisas Komisyon Raporu Yayýn No: DPT: 2531 - ÖÝK: 547 Ankara Orman Mühendisliði 1966: T.M.M.O.B. Orman Mühendisleri Odasý 1. Teknik Kongresi, Cilt: 1 (Erozyon ve Sel Kontrolü) Ankara UZUNSOY, O. GÖRCELÝOÐLU, E.: Havza Islahýnda Temel Ýlke ve Uygulamalar. Ý.Ü. Yayýn No: 3310, 0.I. Yayýn No. 371 Ýstanbul. Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliði 1991: Yaðýþ Sel, Heyelan Sempozyumu (Bildiriler) Ankara. Fotoðraflar: AGM Arþivi 37 Yaný baþýmýzdaki Potansiyel Ekolojik ve Ekonomik Deðer: HARNUP (Keçi Boynuzu) Ceratonia siliqua L. Kozan'ýn Ýkinci Narenciyesi Olma Yolunda… Mehmet HARBÝ* Resim-1: Olgun Harnup Meyveleri Harnup, yeryüzünde bilinen ve faydalanýlan en eski bitki türlerinden biridir. Eski kutsal metinlerde "Yaban Balý" olarak anýlan keçiboynuzunun, Batý dillerindeki ismi "Yahya Peygamber Ekmeði" anlamýna gelmektedir. Uluslararasý Ticarette ve Sanayide "Saint John's Bread" ve "Carob" olarak adlandýrýlmaktadýr. Harnup meyvesi 17 sanayi dalýnda temel hammadde olarak kullanýlmaktadýr: a) Harnup unu (Har-un) þeklinde unlu mamullerde, b) Dondurma üretiminde, c) Kakaoya alternatif olarak, kakaonun kullanýldýðý her yerde, d) Gýda üretiminde kývam arttýrýcý olarak, e) Harnup pekmezi üretiminde, f) Yem sanayinde, g) Baþta boya üretimi olmak üzere kimya sanayinde, h) Kâðýt sanayinde, i) Fotoðraf filmi üretiminde, j) Fotoðraf kâðýdý üretiminde, k) Dokuma Sanayinde, boya macununa katýlarak, kumaþa parlaklýk verilmesinde, l) Kozmetik Sanayinde; losyonlara koku veril- mesinde, oje, týraþ sabunu, diþ macunu ve jöle üretiminde, m) Ýlaç sanayinde, n) Kibrit sanayinde, o) Otomotiv cilasý üretiminde, p) Petrol Aramada, matkapla delme sýrasýnda kullanýlan delme çamuru yapýmýnda hammadde olarak, q) Harnup þerbeti, doðal ve katkýsýz bir ürün olmasýndan dolayý "Doðal Enerji Ýçeceði" olarak, r) Çerez olarak kullanýlmaktadýr. s) E 410 "Locust bean gum" gýda katký maddesi tamamen harnuptan elde edilmektedir. Anavataný Akdeniz Çukuru yani Akdeniz Kýyý Þerididir. Ülkemizde yaklaþýk olarak 1750 Km2 lik Akdeniz kýyý þeridinde doðal olarak yetiþmektedir. Ayrýca ABD, Avustralya ve Güney Afrika 'da geniþ olarak yetiþtiriciliði yapýlmaktadýr. Dünyada harnup üretim miktarý yýllýk 300.000 ton civarýndadýr. Dünya üretiminin % 47,6'lik kýsmý Ýspanya tarafýndan gerçekleþtirilmektedir. Dünya üretiminin % 25'lik kýsmý ise Ýtalya ve Portekiz tarafýndan gerçekleþtirilmektedir. Türkiye % 5,9'luk üretim payý ile üretici ülkeler arasýnda son sýrada yer almaktadýr. 38 *Orman Mühendisi Ýhracatta Ýspanya ve Ýtalya ilk sýralarda yer alýrken, Türkiye % 9,2'lik oran ile dünyada 4. sýrada yer almaktadýr. Bu baþarýnýn sebebi, harnubun iç piyasada yeterince tüketilmemesi ve endüstri dallarýnda yeterince kullanýlamamasýndan kaynaklanmaktadýr. Dünyada harnup üretimi, özellikle Ýspanya, Ýtalya, Kýbrýs ve Girit'te kültüre alýnarak ve bahçeler kurularak yapýlmaktadýr. Ýspanya, dikili alan olarak dünya içerisinde % 57,5'lik bir orana sahiptir. Ülkemizde dikili harnup alanlarý oldukça azdýr. Harnup, Leguminosea familyasýnýn bir üyesidir. Tipik bir Akdeniz bitkisidir. Sýcak iklimi sever, don olayýnýn olduðu yerlerden kaçar. Çoðunlukla 0 - 600 m. rakýmlar arasýnda yayýlýþ gösterir. Iþýk isteði oldukça fazladýr. Kuraklýða dayanýklýdýr. Hafif bünyeli topraklarý sever. Yetiþtirilmesinde her hangi bir kimyasal maddeye ihtiyaç duymaz. 50 yýl içerisinde 15 m. civarýnda boya ulaþabilir. 5-10 yaþlarýnda meyve vermeye baþlamaktadýr. 15 yaþýndan sonra meyve verimi ve kalitesi hýzla artmaktadýr. Harnubun Genel Özellikleri Habitusu (Görünüþü): 5-15 metre boylarýnda ve geniþ (yayvan) tepeli bir aðaçtýr. Kök Sistemi: Kazýk Kök yapýsýna sahiptir. Kök geliþimini ve yapýsýný mutlak ve fizyolojik toprak derinliði etkiler. Gövde Yapýsý: Gri ve/veya esmer renktedir. Kabuklarý genç yaþlarda düz, ileri yaþlarda çatlaklýdýr. Sürgün Yapýsý: Ýnce yapýlý ve kýrmýzýmtýrak kahverengidir. Yaprak Yapýsý: Herdem yeþil ve hafif serttir. Yapraklar 5-11 yaprakçýktan oluþmuþtur. Yaprakçýklarýn kenarlarý düzdür. Üst yüzeyleri parlak koyu yeþil, alt yüzü donuk (mat) yeþil renklidir. Çiçek Yapýsý: Salkým ya da kedicik tipindeki çiçek kurullarý, yaþlý dallar üzerinde yan durumlu olarak yer alýr. Çiçeðin taç yapraklarý yoktur. Çanak küçük, beþ parçalý, etamin uzun filamentli ve beþ adettir. Taç yapraklarý yoktur. Çiçekleri poligamdýr. Yeþilimsi renkli ve küçüktür. Çiçekler Temmuz-Aðustos aylarýnda açar. Meyveler ertesi yýl olgunlaþýr. Meyve Yapýsý: Boylarý 10-20 cm. olan meyveleri yeþil renkte ve yumuþaktýr. Olgunlaþtýðýnda kahverengi renk alýr, sertleþir ve hafif eðridir. Tohum Yapýsý: Her bir meyve içinde, birbirinden ayrý ve çok sayýda parlak kahverengi renkte, oval þekilli ve sert yapýlý tohum bulunur. Tohum Üretimi: Tohumlar yaz sonu ve sonbahar baþýnda olgunlaþýr. Toplanan meyveler, mekanik olarak parçalanýr ve tane tohum elde edilir. Fidan Üretim Tekniði: Fidan üretimi tohumla yapýlmaktadýr. Çok önemli bir çimlenme engeli bulunmamaktadýr. Tohumlar 2 saat Sülfürik (H2SO4) çözeltisi ile muamele edilir. Bu iþlemden sonra tohumlar 2 gün soðuk suda bekletilir. Ekimi müteakip 24-48 saat içinde çimlenme elde edilmeye baþlanýr. Bakým Tedbirleri: Tesisi müteakip çok fazla bakým gerektirmez. 2-5 yaþlarýnda veya daha sonraki yýllarda aþý yapýlabilir. Budama uygulanabilir. Dikimde Aralýk ve Mesafeler: Dikimde 10 x 10 metre aralýk ve mesafe uygulanmasý önerilir. Harnup plantasyonlarý AGRO-FORESTRY uygulamalarý için oldukça uygundur. Harnup plantasyonlarýnda, alt tabakada biberiye, kekik, püren, defne, kapari, vb. tali ürün veren diðer bitki türleri yetiþtirilebilir. Resim-2: Yaz Sonunda Olgunlaþacak Harnup Meyveleri Kozan'daki harnup yayýlýþýnýn tamamýna yakýný taþlýk, kayalýk ve bozuk vasýflý orman alanlarýndan oluþmaktadýr. Harnubun tahribinde ve harnup ormanlarýnýn doðal olarak yenilenememesinde en önemli etken keçi otlatmasýdýr. 1- Harnup aðaçlarýnýn yakacak odun olarak kullanýlmasý, 2- Yapraklarýn keçilere yedirilmek üzere, dallarýn budanmasý, 3- Doðal harnup gençliklerinin ilkbaharda keçi otlatmasý ile tahrip edilmesi, 4- Meyvelerin olgunlaþmasý ile bir sonraki yýlýn meyvesini oluþturacak çiçeklerin oluþumunun ayný zaman dilimine (Temmuz-Aðustos) rastlamasý, meyvelerin deðnekle çýrpýlmak sureti ile toplanmasý sebebiyle, çiçek kurullarýnýn yok edilmesi, harnup ormanlarýnýn vasfýnýn bozulma sebepleridir. 39 Resim-3: Harnup Rehabilitasyon Alaný. Kozan-Çobanpýnarý Köyü masý, vb. tedbirlerle rehabilite edilmesi durumunda: Her aðaçtan ortalama 250 kg. ürün elde edilmesi mümkündür. Bu da, bir hektar alandan yýlda ortalama 25 ton ürün alýnmasý demektir. Bir Hektar alandan elde edilecek gayrisafi gelir (2004 Yýlý Ortalama Satýþ Rakamlarý ile Asgari) = 12.500-YTL = 12,5 Milyar TL.'dir. Kozan Orman Ýþletme Müdürlüðü bünyesindeki 9265,0 hektar potansiyel bozuk harnup alanýnýn rehabilitasyonu ile yýlda ortalama 231.625 ton harnup meyvesi elde edilmesi mümkündür. Bu miktardaki ürünün gayrisafi parasal deðeri (2004 Yýlý Ortalama Satýþ Rakamlarý ile Asgari) yaklaþýk olarak = 115.800.000-YTL. yani115 Trilyon 800 Milyar TL.'dir. Resim-4 : Harnup Alanlarýnýn Tahribinde En Önemli Etken Keçi Otlatmasýdýr. Kozan - Eskikabasakal Köyü Bütün bu olumsuzluklara raðmen, Kozan'da yýllýk harnup üretim miktarý yaklaþýk1250 tondur. Elle ve itinalý bir harnup meyvesi toplama iþlemi ile bu miktarý asgari iki katýna çýkarmak mümkündür. 2004 yýlý itibariyle, harnup satýþlarýndan 625 Milyar TL'si orman köylüsüne olmak üzere, yaklaþýk 1 Trilyon TL gelir saðlanmýþtýr. Son yýllarda harnuba dayalý gelirin artýþ göstermesi ve Kozan Orman Ýþletme Müdürlüðünce yürütülen bilgilendirme kampanyasý ile birlikte, gerek gerçek kiþilerce ve gerekse köy tüzel kiþiliklerince, çok yoðun bir özel aðaçlandýrma talebi ile karþýlaþýlmaktadýr. Bu durum, Bakanlýðýmýzýn "Devlet Ormancýlýðýndan Millet Ormancýlýðýna Geçiþ" politikasý açýsýndan sevindirici bir geliþmedir. Resim-5: On Yaþýnda Özel Harnup Plantasyonu. Kozan-Durmuþlu Köyü Kozan'da Harnup Aðaçlandýrmasý ve Rehabilitasyonu KÖYÜ ALANI (Ha) Bulduklu Köy Tüzel Kiþiliði 30,0 Osman ÇELÝK Durmuþlu Köyü 1,5 Çobanpýnarý Köy Tüzel Kiþiliði 228,0 Durmuþlu Köy Tüzel Kiþiliði 293,0 Bulduklu Köy Tüzel Kiþiliði 140,0 Oruçlu Köy Tüzel Kiþiliði 40,0 Hacý ÇETÝN Çobanpýnarý Köyü 3,0 Akçalý Orman Ýþletme Þefliði, Eskikabasakal Köyü Harnup Rehabilitasyon Projesi 75,0 Akçalý Orman Ýþletme Þefliði, Eskikabasakal Köyü Harnup Rehabilitasyon Projesi 825,0 TOPLAM 1635,5 DURUMU Uygulama Yapýldý Þahsa ait arazide uygulama yapýldý Projesi Tamamlandý Projesi Onay Aþamasýnda Proje Aþamasýnda Proje Aþamasýnda Resim-6: Ýki Yaþýnda Özel Harnup Plantasyonu. Kozan-Durmuþlu Köyü Yaný baþýmýzdaki bu ekolojik ve ekonomik nitelikli atýl potansiyelin deðerlendirilmesi; gerek bozuk ormanlarýmýzýn yeniden kazanýlmasý ve verimli hale getirilmesi, gerekse çok yönlü faydalanma ile "Devlet Ormancýlýðýndan Millet Ormancýlýðýna Geçilmesi" yönünde önemli ve ciddi bir adým olacaktýr. Proje Aþamasýnda Projesi Yapýldý. KAYNAKLAR: Proje Aþamasýnda Yukarýda belirtilen alanlarýn dýþýnda, Kozan Orman Ýþletme Müdürlüðünde 9265,0 hektar potansiyel harnup rehabilitasyon alaný bulunmaktadýr. Bu alanlarýn; dikenli tel ihatasý tesisi, mevcut fertlerin korunmasý ve aþýlanmasý, bekçi veya köy tüzel kiþiliklerince korun- 1- TUNALIOÐLU, R. 1987 "Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua L.) Meyvelerinden Farklý Geliþme Dönemlerinde Alýnan Tohumlarýnda Çimlenme Yeteneklerinin Araþtýrýlmasý" Yüksek Lisans Tezi, A.Ü. Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Bölümü - Ankara 2- Anonim - www.vagon.com.tr/keci.html(3) 3- Anonim - www.cinetarim.com.tr/dergi/arastirma 4- Anonim - www.fao.org. 5- Anonim - www.arsiv.hurriyetim.com.tr 40 Fotoðraflar: Mehmet Harbi ANDIZ-ARCEUTHOS DRUPACEA ant. Alptuð TEKELÝ* 1-ANDIZ AÐACININ BÝYOLOJÝSÝ VE YETÝÞME MUHÝTÝ Ardýç türleri ile karþýlaþtýrýlsa da, kozalak yapýsý bakýmýndan birbirinden ayrýlýr. 25 metre boylanabilen andýzlar bulunmaktadýr. Tomurcuklar yumurta biçimindedir, yapraklar iðne biçimindedir, uçlarý batýcýdýr, yapraklarýn üst yüzeyinde stoma çizgisi vardýr, koyu yeþil görünüm verirler. Sýk yapraklý olmasý dolayýsýyla yaðmur tanelerinin topraða sýzmasýný saðlarlar. Olgun kozalak oldukça büyük ve etlidir, kozalak pullarý odunlaþmýþ sert muhafaza içerisinde saklýdýr, etli kýsmýnda þeker bulunmaktadýr, etli kýsým buruk tadýndadýr. Andýzlar karsit arazilerde yetiþmektedir. 900-1200 rakýmlarý arasýnda çokça görülür. Ardýç, meþe, kýzýlçam, sedirle birlikte bulunur. En çok Anamur, Gülnar, Silifke, Tarsus, Karaisalý, Aladaðlar ve Kozan'da yayýlýma katýlýr. Toroslarýn ardýnda Seydiþehir civarýnda ferdi olarak bulunur. 2-ANDIZ AÐACINDAN FAYDALANMA 2.1-ODUNLARINDAN FAYDALANMA: Ardýç gibi odunlarýndan çok güzel mobilya elde edilmektedir. Odunu çok sert ve dayanýklý ve az kokuludur. 2.2- YAPRAKLARINDAN FAYDALANMA: Ormanda hayvanlar andýzlarýn yapraðýný çok severek yediði için çobanlar tarafýndan yem aðacý olarak kullanýlmaktadýr. Bundan dolayý gün geçtikçe andýzýn nesli azalmaktadýr. 2.3- MEYVESÝNDEN FAYDALANMA: Andýzlarýn yaprak uçlarý sivri olduðu için batýcýdýr. Aðaçtan toplanmasý çok zordur. 2.3.1- TATLI OLARAK FAYDALANMA: Andýzýn meyvesinden pekmez, palýza, pestil, bandýrma, köfter yapýlýr. PEKMEZ YAPIMI: Eylül sonu ile ekim baþýnda olgunlaþan andýz meyveleri olgunlaþmamýþ halde aðaçta bulunduðu gibi rüzgar ve insanlar tarafýndan çýrpmak suretiyle tabana dökülürler. Aðaçtan ve yerden toplanan meyveler çuvallara doldurularak tatlý yapýlacak yere getirilir. Andýz meyveleri el dövecekleri ile kabuk kýrýlýr. Kýrma olayý tek tek tekrarlanýr. Kýrýlanlar tekne, kazan, leðen, helke, teneke, tencerelere konarak aðýzlarýna kadar su ile doldurulur. Ýki gün bekletildikten sonra özel yapýlmýþ süzme teknesine koyarlar. Teknenin aðýz deliði açýlarak önüne þekerli suyun birikmesi saðlanýr. Dolan kaplar ateþ üzerindeki kazanlara aktarýlýr. Kaynatma olayý baþlatýlmýþ olur. Sabah baþlatýlan kaynatma olayý akþama kadar devam edilir. Kaynatma anýnda sývý kaynadýkça kazanýn yüzünde köpükler oluþur. Kazan yüzündeki köpükler saplý tas ile alýndýkça karýþtýrýlmaya devam edilir. Köpüklerin alýnmasý delikli kevgir ile yapýlýr. Köpükler bir kapta toplanýr. Kaynama suretiyle kazan içindeki suyun çok kýsmý buharlaþa buharlaþa pekmez oluþur. Andýzýn pekmezi kýrmýzýmtýrak koyu kahve rengindedir. Diðer gün günlemeye alýnýrsa daha dayanýklý ve parlak görünümlü olur. Elde edilen pekmez tatlý olarak yemeklerin yanýnda yendiði gibi þerbet yapýlarak da içilir. Pekmez kazanýnýn dibinde alaca kahverengimsi pekmezli tortu birikir. Bu tortuda daha önce alýnan kabýn içerisinde biriktirilir ve tortu hayvan yemine karýþtýrýlýr. Altý kilo meyveden bir kilo pekmez elde edilir. PALIZA YAPIMI: Bir adet saplý tas pekmez tencereye konarak kaynamaya býrakýlýr yedi adet saplý tas su dökülen diðer bir kabýn içine bir adet saplý tas ile niþasta karýþtýrýla karýþtýrýla eriyik haline getirilir. Kaynama durumuna gelen pekmezin içine yavaþ yavaþ karýþtýrýla karýþtýrýla dökülür. Önemli olan niþastanýn topaklanmasýný önlemektir. Pekmez ile karýþtýrýlan niþastanýn kaynatýlarak piþirilmesi yapýlýr. Kazanýn veya tencerenin ortasýnda odacýklar halinde lop lop kabarcýklar oluþur. Kaynayan kazanda lop lop fokurdayan kabarcýklar deve gözü durumuna gelir.Bu durum palýzanýn piþtiði durumdur. Kývamýný anlamak için yanmakta olan közü palýzanýn içine batýrýrsanýz köz sönmezse palýza kývamýna gelmiþtir. Sönme olayý olursa piþmeye devam edilir. Ýyice 41 *Orman Yüksek Mühendisi piþmeyen palýzalar un'su un'su koktuðu gibi çabuk bozulur. Palýza ekmekle ve doðrudan doðruya sýzak ve soðuk olarak yenir. Yemeklerin yanýnda yumuþak bir tatlýdýr. BANDIRMA YAPIMI: Bandýrma yapýmý için hazýrlanmýþ ipe dizilmiþ cevizler birkaç kere palýzanýn içine batýrýlýp çýkarýlýr. Cevizlerin üzeri oranlý bir þekilde kaplanmasý saðlanýr. Elde edilen bandýrma boðum boðum gözükür. Birde yere serili niþastanýn ortasýna ceviz dizilerek niþastalý zeminde yuvarlanýr. Yuvarlanarak bandýrma elde edilir. Niþasta palýzanýn yapýþmamasýný saðlar. Ýstenilen kalýnlýkta bandýrma yapýlabilir. Her iki halde tatlý ve çerez olarak yenir. Uzun zaman saklanarak kýþ günlerinin besinini oluþturur. PESTÝL YAPIMI: Pestil yapýmý için hazýrlanmýþ palýza bezler üzerine ince ince serilir. Güneþte kuruduktan sonra bezin arka tarafýnda ýlýk su ile ýslatýlarak pestil tülbent gibi incecik bezden ayrýlarak elde edilir. Elde edilen pestiller tatlý ve çerez olarak yendiði gibi fýndýk, ceviz gibi çerezlerde konarak muska ve diðer þekiller elde edilerek uzun zaman saklanýr. Kýþ günlerinin tatlýsýný ve çerezini oluþtururlar. KÖFTER YAPIMI: Kaynamamýþ buðday döðülerek kabuðundan ayrýlýr. Deðirmende çekilerek yarma haline getirilir, yarma veya hazýr irmikle palýza birlikte kaynatýlarak kalýplý kaplara konur. Kaplar içinde arzu edilen kalýnlýk ve uzunlukta parçalara bölünerek güneþte kurutulur, bölünmüþ olan parçalar niþastaya batýrýlarak köfter elde edilmiþ olur. Ýçine biraz un konursa yumuþak köfter elde edilir. Hemen yendiði gibi kýþ günlerine de saklanýr. 2.3.2-SÝRKE YAPILARAK FAYDALANMA: Andýz meyvelerinin birinci suyu alýndýktan sonra, geriye kalan meyve artýklarýnýn üzerine basýlarak yapýlarak tekne ve kazan içinde bir hafta ortada býrakýlýr. Bir hafta sonra üzerine sýcak su dökülür. Bir iki kere su dökme iþine devam edilir, su süzülür, süzülen su kaplara konarak güneþletilerek sirke elde edilmiþ olur. Salatalara kullanýlýr. 2.3.3-RAKI YAPILARAK FAYDALANMA: Daðdan toplanan andýz meyveleri kýrýlarak tekne veya kazanlara konur, içine su doldurulur. Bu halde sekiz on gün sulu ortamda kokuþmaya býrakýlýr. Çok uzaklardan kokusu duyulmaya baþladýðý zaman damýtma kazanýna süzülerek konan karýþým kaynatýlýr. Kaynatma esnasýnda damýtma olayý devam ettirilir. Damýtma sonunda raký elde edilmiþ olur. Saf içildiði gibi kola veya anasonla karýþtýrýlarak da içilir. 2.3.4-HAYVAN YEMÝ OLARAK FAYDALANMA: Pekmez yaparken biriken köpük ile kazanýn tabanýnda biriken tortu karýþtýrýlarak hayvan yemi olarak kullanýlýr. Pekmez yaparken durultmayý hayvan yemi yapmak için bir miktar ak toprak konmamaktadýr. Pekmez yapmadan önce kýrýlmýþ meyveleri hayvanlar çok sevmektedir. Pekmez yapýmýndan sonra arta kalan kabuk acýdýðý için hayvanlar tarafýndan arzu edilerek yenmemektedir. Tohumu da iyi bir hayvan yemidir. 2.3.5.-TOHUMUNDAN TESBÝH YAPILARAK FAYDALANMA: Yörede geliþen el sanatýdýr. Azda olsa aile bütçesine katký saðlamaktadýr. 2.3.6-TOHUMUNDAN ÇEREZ OLARAK FAYDALANMA: Pekmezi yapýlan meyvelerin tohumlarý kýrýlarak içleri çerez olarak yenilmektedir. 2.4-ANDIZ PEKMEZÝNÝN KULLANILDIÐI YERLER: Yemek ,tatlý yapýldýðý gibi ilaç olarak da kullanýlmaktadýr. Genelde ilaç olarak kullanýlmaktadýr. Þeker hastalýðý,kýl kurdu,mide ve baðýrsak sancýlarý için sabahlarý susuz yarým çay bardaðý,sulu bir çay bardaðý andýz pekmezi içilir. Hastalýklarýn devamýnca içilmeye devam edilir. Bronþit, solunum yollarýný açma, aðýzdaki mikroplara karþý ve soðuk algýnlýðýna karþý palýza yapýlarak ýlýk ýlýk yenilir. Vücudun yumþamasýný saðladýðý gibi öksürük varsa derhal etki ederek öksürüðe çare olur. Yine pekmez veya palýzasý niþasta ve irmikle hamur yapýlarak çýbanlarýn üzerine sarýlýr. Yara aðzýndaki eti ve pis kanlarý eritir. Yaradaki iltihabý içine çekerek iyileþmesini saðlar. Kuþ palazý olan çocuklara yedirilerek hastalýðýn hafif geçmesi saðlanýr. Günde bekletilen pekmez vücuda direnç vermektedir. 42 ORMANCILIK ÇALIÞMALARIYLA, KÜRESEL ISINMAYA FREN Ayhan KÜYÜK* Dünyanýn giderek global bir þekilde ýsýnmasýna yol açan karbondioksit ve metan gazý gibi atmosfere salýným yapan fosil yakýtlarý acil önlem alýnmadýðý takdirde bu gazlarýn oraný 2010yýlýnda son 50 milyon yýlýn en yüksek düzeyine ulaþacaðý bununda yer yüzü sýcaklýðýný 1°C - 3,5°C artmasýna sebep olacaðý tüm bilim adamlarýnca paylaþýlan bir düþüncedir Dünya çapýnda ýsýnýn 1°C - 3.5°C artmasý, buzullarýn hýzla erimesine, global düzeyde deniz seviyesinin 15-95 cm yükselmesine yol açacak. Enlemlere göre, dünyanýn deðiþik bölgeleri bundan deðiþik þekillerde etkilenecekler. Bazý bölgeler, bu iklim düzensizliðinden baþlangýçta yarar görür gibi görünürken, bazýlarý zarara uðrayacak. Her iki durumda da yaþanan deðiþiklikler, eko-sistemlerin kendilerini deðiþikliðe ayak uyduramayacaðý kadar hýzlý geliþecek. Buna göre, küresel ýsýnma nedeniyle kuzey bölgelerinde yaðýþlar artarak deniz seviyesi yükselirken, ada ülkeleri yok olma tehdidiyle, giderek daha az yaðýþ alan kuraklýk ve kýtlýðýn yaþandýðý bölgeler de daha da kurak olma tehlikesiyle karþý karþýya gelecek. Pek çok bölgede ormanlar yok olurken, toprak ve sularýn ýsýsýnda meydana gelen deðiþiklik, bazý canlýlarýn, diðerleri aleyhine azalmasýna ya da çoðalmasýna yol açacak, bu da doðanýn dengesini bozacaktýr Aðaçlandýrma ve orman alanlarýný geniþletme çalýþmalarýna raðmen her yýl dünyada 7,5 milyon orman alaný yok edilirken Türk ormancýsý ülke orman varlýðýný 20.2 milyon hektardan 20.7 milyon hektara çýkarmak suretiyle orman varlýðýný artýran ender ülkelerden biri olmuþtur. Ancak dünyadaki küresel ýsýnmaya yol açan karbondioksit emisyonunu yüksek düzeyde tutmak için ülkemizdeki ormancýlýk çalýþmalarý da çok büyük öneme sahiptir.Özellikle ülke ormanlarýnýn %50 sý gibi büyük bir oraný verimsiz ve bozuk karakterli ise burada ormancýya çok önemli iþlevler düþmektedir.Bir yandan verimsiz ve bozuk karakterli orman alanlarý, yapýlacak orman içi aðaçlandýrmalarýyla verimli hale getirilirken diðer yandan da özellikle son yýllarda baþlayan meþe baltalýklarý ile bozuk meþe alanlarýnda yapýlacak çalýþmalar ile koruya tahvil edilmek istenmeleri koru ormaný alanlarýnýn artmasýnda etken olacaktýr.Geçmiþte ormanlar sadece odun hammaddesi olarak görülüp ona göre ormancýlýk faaliyetleri uygulamaya konulurken, günümüzde Türk ormancýsý orman ekosisteminin ürettiði oksijen kaynaðý- karbondioksit emisyonu, su ve toprak koruma ve iklimi düzenleme iþlemleri göz önünde tutularak orman iþletmeciliðinde ekonomik boyutuna ekolojik bir boyutu da ilave edilmek suretiyle ormanlardan çok yönlü faydalanmanýn örnekleri uygulamaya koymaktadýr. Ülkemizde geçmiþ yýllarda odun hammaddesi ihtiyacýný karþýlamak için özellikle meþe ormanlarýnýn baltalýk ve enerji ormaný olarak iþletilmiþ ve o yýllarda odun ihtiyacýnýn büyük bir bölümünü de bu alanlardan karþýlanmýþtýr. Ancak günümüzde alternatif enerji kaynaklarýnýn ortaya çýkmasýyla (elektrik, kömür, doðal gaz, güneþ enerjisi vb.) oduna olan talep de azalmýþtýr. Tüm ülke genelinde olduðu gibi Doðu Akdeniz mýntýkasýnda da baþlatýlan koruya tahvil çalýþmalarý Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þubesince takdirle karþýlanmýþtýr.Çevre ve Orman Bakanlýðý ile Orman Genel Müdürlüðündeki anlayýþ deðiþikliði ile daha fazla O2 üretmek, daha fazla CO2 emisyonu tutmak ve su toprak dengesini daha iyi muhafaza etmek için Daha önce baltalýk ve enerji ormaný olarak iþletilen meþe ormanlarýnýn büyümeye býrakarak, koruya tahvil çalýþmalarý ormancýlýkta devrim niteliðindedir. Bu þekilde bozuk orman alanlarýnda Hektarda 3,9 ton CO2 tutulmasýna karþýlýk koruya geçirilmelerinde hektarda 52 ton CO2'nýn tutulmasý göz önünde tutulduðunda özellikle Adana Orman Bölge Müdürlüðü bünyesinde 136.279 hektarlýk bozuk meþe ormanlarýndan yaklaþýk 6,5 milyon ton daha fazla karbondioksitin tutulacaðý demektir. Türk ormancýsý günümüzde ülkemizin yýllýk yaklaþýk 200 milyon ton karbon emisyonunun 6,5 milyon tonu böyle bir anlayýþ deðiþikliði ile ormanlarýnda tutmayý baþaracaktýr. 43 *Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þube Sekreteri BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER FAO FOWECA ÇALIÞMASININ ÝSTANBUL TOPLANTISI ORGANÝZASYONU ODAMIZ TARAFINDAN BAÞARIYLA GERÇEKLEÞTÝRÝLMÝÞTÝR Talat MEMÝÞ* Birleþmiþ Milletler FAO tarafýndan yürütülen kýsaca FOWECA diye bilinen "Batý ve Orta Asya Bölgesinde Ormancýlýkta Geleceðe Bakýþ" çalýþmasýnýn organizasyonunu Odamýzýn üstlendiði nihai Çalýþtay'ý 5-8 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda FAO yetkililerinin ve bölgedeki 19 ülke temsilcisinin katýlýmý ile Ýstanbul'da gerçekleþmiþtir. Sultanahmet'deki Kalyon Otel'de Ýngilizce Rusça ve Arapça dillerinde simültane tercümeli olarak yapýlan bu Çalýþtay'ýn organizasyonu Yönetim Kurulu Üyemiz Talat MEMÝÞ'in koordinatörlüðünde gerçekleþmiþtir. Çalýþtay'ýn üçüncü günü ise Ýstanbul OBM'de sunulan brifingi takiben civarýndaki ormancýlýk çalýþmalarýnýn aktarýlmasýna yönelik bir arazi gezisi yapýlmýþtýr. FOWECA Çalýþmasý ile, 2020 yýlýna doðru Batý ve Orta Asya Bölgesinde ormancýlýk sek- 44 *Orman Yüksek Mühendisi törünün karþýlaþacaðý durumlarý ve özellikle diðer sektörlerdeki geliþmelerin ormancýlýk ve çevre üzerindeki etkilerini önceden görmeyi, küreselleþmenin oluþturacaðý tehditleri ve yaratacaðý fýrsatlarý ortaya koymayý ve karar sistemlerinin buna uygun kararlarý almasýný saðlamayý amaçlamaktadýr. Ülkemizin yaný sýra Afganistan, Azerbaycan, Birleþik Arap Emirlikleri, Ermenistan, Gürcistan, Irak, Ýran, Kýbrýs Rum Kesimi, Kazakistan, Kýrgýzistan, Lübnan, Özbekistan, Suudi Arabistan, Suriye, Tacikistan, Türkmenistan, Ürdün ve Yemen ülke temsilcileri, FAO Ankara Temsilciliði ve Roma'dan uzmanlar ve de ORKOOP ile Ý.Ü. Orman Fakültesinden temsilcilerin katýldýðý Çalýþtay'ýn açýlýþ konuþmasýný Odamýz Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN yapmýþtýr. KÜÇÜKAYDIN Dünyada baþ göstermekte olan hýzlý deðiþim ve geliþimin ýþýðý altýnda Odamýzýnda kendi politikalarýný gözden geçirdiðini belirtmiþtir. Bilindiði gibi Dünyanýn altý bölgesinde FAO'ya baðlý ormancýlýk komisyonlarý olup, ülkemiz bu komisyonlardan Avrupa Ormancýlýk Komisyonu ile Yakýn Doðu Ormancýlýk Komisyonunun üyesidir. Yakýn Doðu Ormancýlýk Komisyonunun 2002 yýlýnda Hartum'da yapmýþ olduðu 15.Dönem Toplantýsýnda kýsaca FOWECA diye anýlan "Batý ve Orta Asya'da Ormancýlýkta Geleceðe Bakýþ" çalýþmasýnýn baþlatýlmasýna karar verilmiþtir. FOWECA için her ülkeden bir ulusal koordinatör (Ülkemiz için OGM APK Dairesi Baþkaný Tamer OTRAKÇIER) belirlenmiþ, bu koordinatörlerin vasýtasýyla ve katýlýmcý yöntemlerle ulusal bir rapor hazýrlanarak FAO'ya sunulmuþtur. Bölgedeki ülkelerin sunduðu raporlar, biri Lübnan'da diðeri de Gürcistanda'da olmak üzere iki alt bölgesel Çalýþtay'da ele alýnmýþtýr. Bunun dýþýnda bölgeyi kapsayan tematik çalýþmalar da yapýlmýþtýr. Gerek bu iki alt bölgesel Çalýþtay'ýn raporlarý, gerekse tematik çalýþmalarýn sonuçlarý taslak bir raporda toplanmýþ olup bu raporun yapýlacak bir final Çalýþtay'da ele alýnmasýna karar verilmiþ, Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn desteklediði bu Çalýþtay'ýn organizasyon görevini, Türkiye Ulusal Raporunun hazýrlanmasý sýrasýnda katkýlarda bulunmuþ olan Orman Mühendisleri Odasý üstlenmiþtir. Çalýþtay süresince üç temel oturumda a) Bölge ormanlarýnýn durumu ve genel eðilim b) Ormanlarý etkileyen iç ve dýþ faktörler c) 2020 yýlýnda muhtemel senaryolar tartýþýlmýþ, ileriye yönelik olarak öncelik ve stratejiler ortaya konmuþtur. Batý ve Orta Asya Bölgesinde ormanlýk alanlarýn Dünya'nýn diðer bölgelerine göre çok daha az olduðu, toplam alanýn %10.5'ini kapsadýðý, mevcut ormanlarýnda oldukça hassas bir ekosistemde hayatiyetlerini sürdürdüðü vurgulanmýþtýr. Bu durumun temel nedenlerinden en önemlisini Bölgede hakim olan iklim ve coðrafi þartlar olduðu belir- tilmiþtir. Ancak 1990 yýlýndan itibaren orman alanlarýnda artýþ söz konusudur. Bölgede ormanlarýn daha çok çevresel ve sosyal yönleri önceliklidir; ormanlarýn 1/6'sýný (verimli ormanlarýn ¼'ünü) barýndýran Türkiye, bölgede endüstriyel odun üretimi yapan üç ülkeden biridir. Orman ürünleri sanayinin en çok geliþmiþ olduðu ülke de Türkiye'dir. Ormanlar üzerindeki en önemli etkenlerin baþýnda demografik ve küreselleþme sonucu yaþanacak ekonomik ve ticari deðiþimlerin geleceði öngörülmüþtür. Özellikle hýzlý nüfus artýþýnýn (bugün 361 milyon olan bölge nüfusunun 2020 yýlýnda 487 milyon olacaðý tahmin edilmektedir) ve þehirleþmenin olumlu veya olumsuz etkilerde bulunacaðý, örneðin kýrsal alanlarda ormanlar üzerindeki baskýnýn azalacaðý, buna karþýlýk büyük þehir civarlarýnda ve sanayi bölgelerinde ormanlarýn, baþta arazi talebi olmak üzere deðiþik tehditlerin etkisi altýnda kalacaðý fikri hakim olmuþtur. Geleceðe yönelik öngörüler olumludan olumsuza doðru 4 temel senaryo çerçevesinde ele alýnmýþtýr. Çalýþtay'a katýlan temsilciler ülkelerinin daha çok 1 ve 2 nolu senaryolara uygun olduklarýný belirtmiþlerdir. Bu iyimser tablo, halkýn ve karar sistemlerinin doðal kaynaklara iliþkin bilinçlerinin artacaðý, bölgede bugüne kýyasla jeopolitik açýdan ciddi bir iyileþme olacaðý, ormancýlýkla ilgili uluslar arasý sözleþme ve kararlarýn daha etkin bir þekilde uygulanacaðý varsayýmlarý üzerine kurulmuþtur. Çalýþtay'da ormancýlýðýn Sürdürülebilir Kalkýnmadaki rolü hatýrlatýlarak, orman kaynaklarýnýn korunmasý konusunda bölge ülkeleri arasýndaki iþbirliðini geliþtirmenin önemi vurgulanmýþ ve Birleþmiþ Milletler Gýda ve Tarým Örgütü FAO'nun bu konuda katalizör rolü oynamasý istenmiþtir. Odamýz, gerek mesleki gerek sosyal katkýlarý ile Ülkemizin ve Ormancýlýðýmýzýn köklü geçmiþ ve birikiminin Çalýþtay'a yansýtýlmasýna büyük destek veren Çevre ve Orman Bakanlýðýna, ORKOOP'a, Ý.Ü.Orman Fakültesi ile OGM-Ýstanbul Orman Bölge Müdürlüðüne teþekkür eder. V E F A T ODAMIZ ÜYELERÝNDEN Kemal ÜNALDI 05.10.2005 • Timur ERDEM 28.10.2005 • Cemalettin TUNCA 29.10.2005 tarihlerinde vefat etmiþlerdir. Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaþlarýmýza baþ saðlýðý dileriz. TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu 45 BÝR PROJE ÖYKÜSÜ (ULUDAÐ’IN BÝTKÝ ÇEÞÝTLÝLÝÐÝNÝN KORUNMASI) Ýmdat DEMÝR* Mitolojideki ismi "Bthynian Olympos" olan, bu günkü adýyla Uludað; kuzeybatý Anadolu'nun en yüksek (2543 m.) dað kitlesi oluþunun yaný sýra, Bursa ovasýna hayat veren kaynaklarý, kýþ turizmi ve kayak sporlarý merkezi gibi özellikleriyle Yeþil Bursa'mýzýn simgesel vazgeçilmezidir. Uludaðý bizim açýmýzdan asýl önemli kýlan ve burada üzerinde duracaðýmýz özelliði ise; 150 metreden baþlayýp kýsa sürede 2500 metre rakýma ulaþan yükseltisi ve buna baðlý olarak deðiþen iklimsel özelliklerinin getirdiði zengin biyolojik çeþitliliktir. Uludaðýn genel bitki örtüsü; Botanikçi MEYER'a göre, farklý yükseltilerin, farklý aðaç türleriyle karakterize edilmesi ve 45 dakikalýk bir araç yolculuðu ile bu zonlarýn görülebilmesi açýsýndan dünya Ormancýlýk Literatüründe bilimsel ve görsel anlamda yerini almýþtýr. Ýþte bu noktadan hareketle, bu güne kadar fazla üzerinde durulmayan Uludaðýn alpin zonunda yer alan zengin bitki çeþitliliðinin araþtýrýlmasý, türlerin tespit ve teþhisi, hassas türlerin ve yayýlýþ alanlarýnýn belirlenmesi, bu alanlara yönelik koruma tedbirlerinin araþtýrýlmasý, halkýn ve kamuoyunun bilgilendirilerek insanlýðýn ortak deðeri olan doðal çevrenin korunmasý konusunda kamuoyu oluþturulmasý ve makineli çalýþmalarla doðal yapýsý bozulmuþ, Oteller bölgesindeki kayak pistinin yöreye özgü bitki türleri ile onarýmýnýn bir proje kapsamýnda ele alýnmasý fikri, bir projenin de doðuþ nedeni olmuþtur. "Uludaðýn Bitki Çeþitliliðinin Korunmasý Projesi". Proje; Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programý (UNDP), Küresel Çevre Fonu (GEF), Küçük Destek Programý (SGP) Türkiye Temsilciliði ile gerekli koordinasyon ve bu Programýn fonlarýndan 32.098 $lýk karþýlýksýz destek saðlanarak, Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube Baþkanlýðý koordinatörlüðünde, Bursa Büyükþehir Belediyesi Yerel Gündem 21 ve Uludað Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Baþkanlýðýnca Mart 2002 de uygulamaya geçirilip, saðlanan katkýlarla 60.000 $'lýk harcamayla Aralýk 2004 'te tamamlandý. Proje kapsamýnda yapýlan çalýþmalarý, arazide yapýlan çalýþmalar ve eðitim, tanýtým faaliyetleri olarak iki ayrý baþlýkta deðerlendirmek yerinde olacaktýr. Arazi çalýþmalarý kapsamýnda; kayak pisti oluþturmak amacýyla buldozerle zemin düzlemesi yapýlarak bitki örtüsü yok edilen ve bundan dolayý erozyona açýk hale gelen alanýn restorasyonu, Uludaðda ki bitki türleri ve çeþitliliðinin tespiti, hassas türlerin ve yayýlýþ alanlarýnýn belirlenmesi ve doðaya ilgi duyanlarýn, Uludað meraklýlarýnýn bu hassas bölgelere zarar vermeden yürüyüþ yapacaklarý trekking güzergahlarýnýn tespitinin yapýlmasýný sayabiliriz. Restorasyon Çalýþmalarý: Uludaðýn Oteller Bölgesinde (Fatin Tepe) bulunan, bilinçsizce makineli bir çalýþma ile tesviye edilen % 70 meyilli Aðaoðlu Oteline ait kayak pistinin restorasyon çalýþmalarý 2 yýllýk bir çalýþmayý gerektirmiþtir. Çalýþmalara U.Ü. Biyoloji Bölümünden Doç.Dr.Gürcan GÜLERYÜZ Baþkanlýðýnda 4 kiþilik bir öðretim üyesi ve araþtýrma görevlisi grubu katýlmýþtýr. Arazi hazýrlýðýna yönelik çalýþmalar Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þubesince yürütülürken, Üniversite ekibi de ana kaya ve toprak yapýsýnýn incelenmesi, buna uygun ayný yöreden getirilecek bitki türlerinin tespiti gibi çalýþmalarý baþlatmýþtýr. Zeminin aþýrý meyilli ve sýð toprak yapýsý, þiddetli bir yaðmurla birlikte tüm emeklerin toprakla birlikte akýp gitmesi gibi bir risk içerdiðinden bilinçli bir arazi hazýrlýðý yapýlmasý gerekiyordu. Bu gibi durumlarda yaðmur sularýnýn yüzeyde akýþa geçmeden toplanarak tahliye edilmesi amacýyla belirli aralýklarla % 5 eðimli yanal hendekler açýlýp, yan kenarlarda oluþturulan tahliye kanallarýna baðlandý. Bu hazýrlýklarýn arkasýndan yöreden toplanan uygun türlere ait tohumlarýn ekimi yapýldý. Pist alanýnýn üst kenarý boyunca da yine yüzey akýþýna engel olmak amaçlý pasta takviyesi yapýlarak 2004 yýlý Kasým ayý içerisinde çalýþmalar tamamlandý. Burada dikkate deðer en önemli konu doðal yapýsý bozulmuþ olan bu sahanýn yöreden toplanan tohumlar kullanýlarak bir bakýma eski haline, yani doðal haline döndürülmesinin amaçlanmýþ olmasýdýr. Projenin temelinde de bu düþünce yatmaktadýr. Doðayý doðal haliyle korumak ve yarýnlara devretmek. Bitki Çeþitliliðinin Tespiti: Proje Ortaklarýndan Uludað Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Gönül KAYNAK Baþkanlýðýnda 4 kiþilik Araþtýrma Görevlisinin iki yýl süren yoðun ve yorucu çalýþmalarý sonucu Milli Park sahasý ve civarýnda bulunan Pýnarcýk Köyü Boðazova yaylasý, Çavuþdüzü mevkii üstleri, Aras Vadisi, Kirazlýyayla ve Çobankaya çevresi, Kýran yaylasý ve üstündeki Alpin Bölge, Kilimli Göl çevresi, Aras Vadisi Üstleri ile Rasat Tepe arasýndaki Alpin Bölge, Þahinkaya-Kuþaklýkaya arasý, Domuzalan çayýrý etrafý, Kýran Yaylasý-Kiliseyazýlýtaþ tepe arasý, Wolfram Madeni üstleri- Zirvedüzü-Kuþaklýkaya-Oteller Bölgesi arasý, Fatin Tepe ve Yörük Mezarlýðý çevresi, Softaboðan dere ve Alaçam Köyü Üstlerindeki Alpin çayýrlýklarda 660 ayrý türe ait, yýlýn deðiþik zamanlarýna özgü durumlarýný da yansýtan örnekler toplanmýþtýr. Bu örneklerin tespit ve teþhisi yapýlarak bir Herbaryum (BULU) oluþturulmuþ ve bilimsel amaçlý kullanýlmak üzere koruma altýna alýnmýþtýr. Ayrýca bir çok bitki türünün neslinin tehlikede olduðu izlenmiþ, bir çok alanda ise hayvan baskýsýnýn (Otlatma zararlarý) azalmasý nedeniyle olumlu geliþmelerin olduðu tespit edilmiþtir. Bu çalýþmalar ve toplanan bitki örneklerinin deðerlendirilmesi sonucu Uludað Milli Parkýnda 78 Adet Türkiye, 31 Adet Uludað endemiði tespit edilmiþtir. Trekking güzergahlarýnýn belirlenmesi: Proje kapsamýnda Milli Park Sahasý ve bitiþik alanlardaki 46 *Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube Baþkaný patikalar taranmak suretiyle, sýra numarasý, güzergahýn baþ ve sonu ile mesafesi aþaðýda verilen 9 adet yürüyüþ parkuru oluþturulmuþtur. 1 No.lu parkur: Oteller-Cennetkaya-Kurtkaya: 3500 m. 2 No.lu parkur: Oteller-Baðlýköyü: 5200 m. 3 No.lu parkur: Oteller-Sarýçayýr-Sarýyayla: 4000 m. 4 No.lu parkur: Oteller-Kýzpýnar-Sarýyayla: 4200 m. 5 No.lu parkur: Oteller-Kaplýkaya-Sarýyayla: 4700 m. 6 No.lu parkur: Oteller-Bakacak: 5300 m 7 No.lu parkur: Oteller-Zirvetepe-Göller: 11000 m 8 No.lu parkur: Oteller-Karçukuru: 6000 m 9 No.lu parkur: Soðukpýnar-Arasþelalesi: 6800 m Bu parkurlarýn toplam uzunluðu 50.700 metre (50+7 Km)'dir. Güzergahlar koordinatlarýyla tespit edilerek 1/ 25.000'lik haritaya iþlenmiþ ve bu haritanýn da yer aldýðý Uludað'ýn bitki çeþitliliðini tanýtýcý 3.00m x 4.00 m ebatlarýndaki tanýtým levhasý Milli Park Giriþine dikilmiþtir. Bu yürüyüþ parkurlarý bazý düzenlemeler yapýlmak suretiyle yerli ve yabancý doða yürüyüþçülerinin ve dað turizminin hizmetine sunulmalýdýr. Ayrýca Proje alanýnýn ve yapýlan çalýþmalarýn tanýtýmý ile gerektiðinde rehberlik edebilecek yöre halkýndan 24 kiþiye eðitim verilmiþtir. Ancak bu kiþiler iþlendirilemediði için gelecekte bunlardan bir fayda beklemenin ne derece gerçekçi olacaðý tartýþýlýr. Projenin tanýtýmýna büyük önem verilmiþ, bu kapsamda Proje alaný ve çalýþmalar, muhtelif kesimlerden oluþan 150 kiþilik bir gruba düzenlenen bir geziyle tanýtýlmýþtýr. Bunun dýþýnda okullar arasý ödüllü bilgi yarýþmasý düzenlenmiþ, çeþitli mekanlarda deðiþik kesimlere hitap eden tanýtýcý toplantýlar organize edilmiþtir. Basýn toplantýlarý düzenlenmiþ ve yapýlan çalýþmalara medya mensuplarýnýn katýlýmý saðlanarak, çalýþmalarýn görsel ve yazýlý basýnda yer almasý ve kamuoyunun bilgilendirilmesine azami gayret gösterilmiþtir. Ayrýca 14 dakikalýk tanýtýcý TV Programý hazýrlanmýþ ve yerel TV. Kanallarýndan yayýnlanmýþtýr. Bu çalýþmalar sýrasýnda çoðunluðu Uludað endemiðine ait bitki türlerinin çiçekli halini görüntüleyen resimler çerçevelenerek Tayyare Kültür Merkezinde ve Mürseller Köyü kuruluþ þenliklerinde sergilenmiþ ve büyük ilgi görmüþtür. Ayrýca bu bitkilerin eþsiz güzellikteki çiçekli fotoðraflarýndan oluþturulan Afiþler bir çok okul ve kurumlara asýlmýþ, fotoðraf katalogu ve el ilanlarý ise baþta Uludað Milli Park giriþi olmak üzere bir çok yerde ve okullarda tanýtým amaçlý daðýtýlmýþtýr. Projenin ortaklarý olan Orman Mühendisler Odasý Bursa Þubesi, Bursa Büyükþehir Belediyesi, Yerel Gündem 21 ve Uludað Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölüm Baþkanlýðý proje süresince yakýn bir iþbirliði ve uyum içinde çalýþmýþlardýr. Ayrýca Bursa Valiliði, Bursa Orman Bölge Müdürlüðü, Bursa Çevre ve Orman Ýl Müdürlüðü ve Aðaoðlu Otel Yöneticileri yakýn destek ve katký saðlamýþlardýr. Bu farklý oluþumlarýn bir araya gelerek, uyumlu bir çalýþmayla gerçekleþtirdiði bu Projenin bize ve çevremize kazandýrdýðý önemli çýktýlarý olmuþtur. Bunlarý sýralayacak olursak; • Bir Orman Mühendisi olarak, doðadaki bitki zenginliðinin aðaçlardan ibaret olmayýp, Alpin zonda, bakýp ta görmediðimiz inanýlmaz bir bitki çeþitliliði ve renk cüm- büþünün varlýðýný keþfetmiþ olmamýz, • Uludað'ýn kendine özgü bu renk cümbüþü içerisinde toplanýp tespit ve teþhisi yapýlan 660 adet bitki örneðinden 78 'inin Türkiye, 31 Adedinin ise Uludað endemiði oluþundan duyduðumuz heyecan, • Bu türlere ait büyük bir sergi açacak kadar dia ve fotoðraf kataloguna sahip olduðumuz, • Buldozerle sürülerek tesviye edilen Oteller Bölgesindeki Aðaoðlu Oteline ait Kayak Pistinin yüzeyinin yeniden yörenin doðal türü olan bitkilerle yeþerecek olmasý umudumuz, • Uludað Milli Parký giriþine yerleþtirdiðimiz; bitki türlerinin yaný sýra doða yürüyüþü amacýyla Uludað'a geleceklere rehber olacak þekilde Trekking güzergahlarýný içeren, bunlarýn yer ve arazi yapýsýný gösteren 1/25000 ölçekli, tesviye eðrili Milli Park haritasýnýn yer aldýðý tanýtým levhamýz, • Proje çalýþmalarý sýrasýnda endemik ve nadir türlerin özellikle yayýlýþ gösterdiði hassasiyet arz eden alanlarýn saptanmasý sonucu hazýrlanan raporun Kültür ve Turizm Bakanlýðý, Bursa Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Kurulu'na sunulmasý sonucu; batý ve güneyde Aras Vadisi, Ketenlik Yaylasý, Soðukpýnar, doðuda ise Alaçam bölgesini içine alacak þekilde Cumalýkýzýk'a kadar olan bölgenin bu kurulun 9893 No.lu kararý ile 1. Derece Doðal Sit Alaný ilan edilmesi projenin önemli çýktýlarýdýr. Gerek AB, gerekse Birleþmiþ Milletler Küresel Çevre Fonu (GEF) çok sayýda ülkede yukarýda sözünü ettiðimiz türden projeleri karþýlýksýz kredi ile desteklemektedir. Hangi türden projelerin desteklendiði ve diðer detaylar www.undp.org.tr. Adresinden öðrenilebilir. Ancak burada belirtebileceðimiz tek baþýna bir kurum, kuruluþ ya da kiþi adýna projelerin destek görmediðidir. Benzer proje tasarlayan veya yürütenlerin aþaðýdaki önerileri dikkate almalarýnýn yararlý olacaðý inancýndayým. • Uygulanabilir, GEF/SGP desteðini alabilecek uygun bir proje seçimi. • Proje ortaklarýnýn birbirini tamamlayan kiþi ve meslek gruplarýndan seçilmesi, çalýþma alanlarýnýn iyi belirlenmesi ve iyi bir koordinatör, • Proje çalýþmalarý, maddi karþýlýk beklemeden, tamamen fedakarlýða baðlý, gönüllü bir çalýþmayý esas alýr. Bu nedenle Projenin gerektirdiði yoðun emek ve özveriyi göze almak. • Yeterli zamaný olmak. • Planlý çalýþmak, öncelikleri iyi belirlemek ve kararlý bir þekilde uygulamak. • Basýn, yayýn ve tüm iletiþim araçlarýndan yararlanarak projenin tanýtýmýný yapmak ve yapýlan çalýþmalar konusunda kamu oyunu bilgilendirmek. • Mümkün olan her kesimin desteðini saðlayarak projeyi kamuoyuna mal etmek. Bu projelere Birleþmiþ Milletler nezdinde kaynak ayrýlmasýndaki temel etken, doðanýn ve doðal ortamýn tüm insanlýðýn ortak deðeri olarak kabul edilip korunmasýný, yenilenmesini ve geliþtirilmesini amaçlamasýdýr. Ülkemiz topraklarýnýn % 70 'den fazlasýnýn erozyona maruz kaldýðý ya da bilinçsiz kullaným nedeniyle doðal ortamýnýn bozulduðu göz önüne alýnýrsa bu fonlardan en çok yararlanan ülkelerin baþýnda niçin biz gelmeyelim? 47 ÞUBELERDEN HABERLER TMMOB ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI GENEL MERKEZÝ VE SOSYAL TESÝSLER BÝNASI ÝNÞAATINA BAÞLANDI Odamýz Genel Merkez ve Sosyal Tesislerimizin Haziran 2006’da tamamlanmasý hedeflenmektedir. Doðu Akdeniz Þube Baþkanlýðýndan ORMANCILARIN ÇAKIT DESTANI TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þubesi Baþkaný Selami TECE Yönetim Kurulu üyeleri, Orman Mühendislerinin yýllar önce ÇAKIT havzasýnda yapmýþ olduklarý erozyon kontrol ve önleme çalýþmalarýný kamuoyuna tanýtmak için basýn mensuplarý ile arazi incelemelerinde bulunmuþlardýr. Þube Baþkaný Tece, “1980 ilkbaharýnda Seyhan Nehri’nin bir kolu ve Seyhan Barajý’na dökülan Çakýt Çayý taþmýþ, bunun yanýnda E-5 karayolunu, diðer yandan da demiryolunu tahrip etmiþtir. Ancak asýl büyük tehlikeyi Adana þehri atlatmýþtýr. Bu tehlike ancak baraj altýnda kalan mahallelerin boþaltýlmasý ve baraj kapaklarýnýn açýlmasýyla atlatýlmýþtýr. Felaketin görünür sebebi ani yaðýþlar sonucu karlarýn erimesi ise de, asýl faktör Toroslar’daki orman tahribi þüphesidir” diye konuþtu. Tece, bunun üzerine Çakýt havzasýnda, sel ve taþkýn zararlarýna karþýn yerleþim merkezlerini ve tarým alanlarýný korumak, Seyhan Barajý’nýn zamandan önce dolmasýný önlemek, kara ve demiryolu aðýný sel zararlarýna karþý korumak, havzada genel olarak toprak aþýnma ve taþýnmalarýný önlemek üzere 1981 yýlýnda Orman Bakanlýðý’nca Adana Orman Bölge Müdürlüðü’ne baðlý Pozantý Toprak Muhafaza ve Ýskan Tatbikat Grup Müdürlüðü’nün kurulduðunu hatýrlattý. TÜRK ORMANCISI EROZYONLA MÜCADELEYE HAZIR Tece, “Adana Çakýt Çayý Erozyon Kontrolü uygulama projesi Türk ormancýsýnýn bu güne kadar yürüttüðü en kapsamlý ve baþarýlý projeler içerisinde yer almakla kalmamýþ, ayný zamanda insan eliyle bozulan doðanýn yine insan eliyle kararlý, bilgili ve planlý çalýþmasýyla düzenleneceðini ortaya koymuþtur. Türk ormancýsý bundan böyle de Anadolu’nun her yerinde erozyonla mücadele etmeye hazýrdýr” dedi. YARALI DELÝCE’YE ORMANCILAR SAHÝP ÇIKTI Adana Ýli Yüreðir Ýlçesi Mustafalar köyünde, kümes hayvanýna saldýrýrken bir köylü tarafýndan yaralanan yýrtýcý delice kuþuna ormancýlar sahip çýktý. Yaralý kuþun tedavisi DOHAYKO (Doðayý ve Hayvanlarý Koruma Derneði) tarafýndan yapýlarak, tedaviden sonra Adana Orman Bölge Müdürlüðüne baðlý Arboretum Þefliðinde korumaya alýndý. Doðal dengenin vazgeçilmez ve önemli bir unsuru; Kartal, Doðan, Þahin, Delice Baykuþ ve Puhu gibi yýrtýcý kuþlardýr. Yýrtýcý kuþlarýn doðal yaþam ortamlarýnýn tahribi, yok yere öldürülmesi (niþan talimi gibi kabul edilemez gerekçelerle), yenmek için avlanmalarý ve yumurtalarýnýn toplanmasý gibi sebeplerle sayýlarý gün geçtikçe azalmaktadýr. Yýrtýcý kuþlar, doðada beslenme zincirinin en üst halkasýný oluþturmaktadýrlar. Sayýlarý dünyada olduðu gibi ülkemizde de hýzla azalmaktadýr. Bu tür yýrtýcý kuþlar tarýma zararlý kemiriciler (fare, köstebek vb.) ve yine tarým zararlýsý böcekler (çekirge vb.) ile beslenmektedir. 48 Bu kuþlarýn neslinin tükenmesi halinde sözü edilen tarým zararlýlarý kemiricilerin sayýsý artacak ve sonuç olarak tarým ürünleri dolayýsýyla ekonomi ve insanlar ciddi kayýplara uðrayacaktýr. Doðal bir zenginliðimiz olan yýrtýcý kuþlarýn korunmasý canlý ve cansýz avlanmalarýnýn önlenmesi, yurt dýþýna kaçýrýlmalarýna engel olunmasý toplumun her kesimine düþen bir görevdir. Sonuçta, insanlýk için büyük bir önem taþýyan doðal dengenin korunmasý açýsýndan yýrtýcý kuþlarýn büyük önemi vardýr. Bu nedenle bir çok ülkede olduðu gibi ülkemizde de yýrtýcý kuþlarýn korunmasý ile ilgili ciddi yasal önlemler bulunmaktadýr. Yasalarýn uygulanmasýnda yeterli azim ve kararlýlýk gösterilmelidir.