ekim-kasım-aralık sayısı - Orman Mühendisleri Odası

Transkript

ekim-kasım-aralık sayısı - Orman Mühendisleri Odası
TMMOB
ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI
ADINA SAHÝBÝ
Ali KÜÇÜKAYDIN
YAYIN SORUMLUSU
Ümit YILIK
YAYIN YÖNETMENÝ
Okan ÇANÇÝN
YAYIN KURULU
Dr. Said DAÐDAÞ
Hanifi AVCI
Osman TURUNÇ
Özer ÖZGÜÇ
S.Iþýk DERÝLGEN
Zeki KAMACI
YAYIN KOÞULLARI
Dergimizde yayýnlanmasý istenen yazýlar bilgisayarda yazýlmalý, daha önce baþka bir yerde yayýmlanmadýðýnýn belirtildiði imzalý dilekçe ile birlikte basýlý ve sayýsal ortamda
Yönetim Yerine posta ile gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý
(A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen
sayýlarda yayýmlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, slayt dýþýnda sayýsal
gönderilecek fotoðraflarýn çözünürlüðü yüksek olmalýdýr.
Yazlarda Türkçe kelimeler kullanýlmalý ve Türkçe dil kurallarýna uyulmalýdýr. Yayýmlanacak yazý ve çevirilerdeki düþünsel
ve teknik sorumluluk yazarýna aittir. Oda yönetimini ve Dergi
Yayýn Kurulunu sorumlu kýlmaz. Dergide yayýmlanan yazýlardan kaynak göstermek koþulu ile alýntý yapýlabilir. Dergiye
gönderilen yazýlar yayýnlansýn ya da yayýnlanmasýn geri verilmez. Yazýlar Yayýn Kurulu tarafýndan incelenir. Yayýn Kurulu
Yayýnlanacak yazýlarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve
uygun görülen yazýlarý yayýnlar.
YÖNETÝM YERÝ
Necatibey Cad. No: 16/13
06430 Sýhhiye / ANKARA
Tel: 0.312 229 20 09
Belgegeçer: 0.312 229 86 33
E-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr
TMMOB
Orman Mühendisleri Odasý
Hesap No: T.C. Ziraat Bankasý
Necatibey Þubesi: 132953
BASKI
4Renk Yayýn Tanýtým Matbacýlýk Ltd.Þti.
K.Karabekir Cad. 85/7 Ýskitler / ANKARA
Tel: 0.312 341 40 82 Fax: 341 40 82
ISSN: 1301 - 3572
KAPAK ÞÝÝR
Sarýkamýþ Destaný
Derleyen: Yrd.Doç.Dr. Erdoðan ALTINKAYNAK
Yýl: 44
Sayý: Ekim - Kasým - Aralýk
2005
ÝÇÝNDEKÝLER
Baþyazý ................................................................................2
Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði,
Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýndaki
Kanun Tasarýsýnýn Yasalaþma Süreci ......................................3
Türk Ormancýlýðýnda; Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme
Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve
Yapýlanmaya Yansýmalarý Sempozyumu .................................8
Sarýkamýþ Allahuekber Daðlarý Milli Parký .............................13
91. Yýlýnda Sarýkamýþ Taarruzu ............................................15
AÜ Çankýrý Orman Fakültesi Dekanlýðýndan Açýklama ...........20
Ýstanbul Ýli Çevre Düzeni Planý Çalýþmalarý Baðlamýnda
Corino Sistemi (1) ..............................................................22
Yetiþme Ortamý Haritalarýnýn Orman Amenajman
Planlarýndaki Yeri ve Önemi ................................................26
Sürgün (Baltalýk) Ormanlarýnýn Koruya Dönüþtürülmesi........31
Toprak Erozyonu ................................................................36
Harnup (Keçi Boynuzu) Kozan’ýn Ýkinci Narenciyesi
Olma Yolunda ....................................................................38
Andýz - Arceuthos Drupacea ant. ........................................41
Ormancýlýk Çalýþmalarýyla, Küresel Isýnmaya Fren.................43
Birleþmiþ Milletler FAO FOWECA Çalýþmasýnýn
Ýstanbul Toplantýsý Organizasyonu Odamýz Tarafýndan
Baþarýyla Gerçekleþtirilmiþtir ...............................................44
Bir Proje Öyküsü
(Uludað’ýn Bitki Çeþitliliðinin Korunmasý) ...............46
Þubelerden Haberler ..........................................................48
BAÞYAZI
Saygýdeðer meslektaþlarýmýz
Kýsaca Meslek yasamýz olarak ifade ettiðimiz, "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun Tasarýsý" TBMM - Tarým
Orman ve Köyiþleri Komisyonundan geçerek 09 Aralýk 2005 tarihinde Meclis Genel
Kuruluna gönderilmiþ ve Genel Kurul gündemine alýnmýþtýr.
Komisyonda; yasa tasarýsýnýn, özellikle görev alanlarýný düzenleyen 4.maddesi üzerinde
uzun tartýþmalar yaþandý. Komisyon ve oluþturulan alt komisyonda, TMMOB, Ziraat
Mühendisleri Odasý, Peyzaj Mühendisleri Odasý baþta olmak üzere diðer meslek kuruluþlarý, ilgili bakanlýklarýn temsilcileri hazýr bulundu. Komisyonu bilgilendirme adýna, öne
çýkan tartýþma konularýnda bilimsel argümanlarý da kullanarak herkes söyleyeceðini söyledi. Bilgilendirmeler ýþýðýnda yapýlan deðiþikliklerle birlikte yasa tasarýsý komisyondan geçti.
Yasa tasarýsýyla ilgili bazý noktalarda görev alanlarýmýzýn yakýn olduðu, Ziraat
Mühendisleri Odasýnýn ve Peyzaj Mühendisleri Odasýnýn itirazlarý anlaþýlabilir. Ancak bir
Meslek Yetki Yasasýna, üst birliðimiz olan TMMOB'nin destek vermesi gerekirken,
"TMMOB yasasýnýn delinmeye çalýþýldýðý" gerekçesiyle tasarýnýn geri çekilmesini istemesi
anlaþýlýr gibi deðildir. Týpký, Yasa gereði tüm odalarýn TMMOB'de temsil hakký varken,
Orman Mühendisleri Odasýnýn temsil hakkýnýn gaspediliþinin anlaþýlamadýðý gibi...
Oysa, artýk Uluslararasý Süreçte de yazýlý mevzuatý olmayan meslekler serbest dolaþým
imkaný bulamayacaklardýr. TMMOB karþý çýkma yerine kendisine baðlý tüm meslek kuruluþlarýnýn yasalarýný çýkarmalarýna destek olmalýdýr. Nitekim birkaç ay önce Harita
Mühendislerinin yasasý çýkmýþ olup, ayný itiraz noktalarýný içermesine raðmen TMMOB
buna itiraz etmemiþtir. Artýk bu kör dövüþünü býrakalým. (Süreçle ilgili geniþ bilgi:
www.ormuh.org.tr adresinde)
Bütün bu geliþmeler yaþanýrken, Tüm ormancýlýk camiasý birlik beraberlik içerisinde
uygun bir duruþ göstermiþtir. Þükranla karþýlýyoruz.
Tasarýnýn bir an önce Genel Kuruldan geçmesi ve yasalaþmasý için her türlü gayret gösterilecektir.
Çevre ve Orman Bakaný ve Bürokratlarýna, Tarým Orman Köyiþleri Komisyonu Baþkan
ve üyelerine, Fakültelerimizin deðerli hocalarýna, Meslek Örgütlerimize ve desteðini
esirgemeyen kuruluþlara, camiamýz adýna þükranlarýmýzý sunuyoruz.
Saygýdeðer Meslektaþlarýmýz,
Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkezi ve Sosyal Tesisleri binasý için aldýðýmýz,
Beþtepe'deki arsa üzerinde inþaata baþladýk. En geç Haziran 2006'da tamamlanacak olan
tesiste; toplantý salonu ve kütüphanenin yaný sýra spor merkezi, restaurant ve cafe olarak
düþünülen 3 iþletme hem üyelerimize hizmet edecek hem de sürekli gelir kaynaðý oluþturacaktýr.
Odamýzýn en son aktivitelerinden; "Türk Ormancýlýðýnda Uluslararasý Süreçte Acil
Eyleme Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve Yapýlanmaya Yansýmalarý" konulu
Sempozyum, yaklaþýk 500 kiþinin katýlýmýyla 22-24 Aralýk 2005 tarihlerinde Antalya Belek Rixos Premium otelde gerçekleþtirildi. Uluslararasý süreç ýþýðýnda ormancýlýk strateji
ve politikalarýna ýþýk tutmak amacýyla bilim adamlarý, ilgili kurum ve kuruluþlar, STK'lar ve
meslek camiamýz görüþlerini ortaya koydular. Bunun sonucu ortaya çýkan sonuç bildirgesi,
kamuoyuna ve ilgili kurumlara aktarýlarak takipçisi olunacaktýr.
Saygýlarýmýzla
Yönetim Kurulu
2
Kýsaca “Meslek Yetki Yasamýz” olarak sýkça kullandýðýmýz tasarý; Meslek kamuoyumuzun yakýn ilgisi ile mecliste son aþamaya gelmiþ bulunmaktadýr. TMMOB’un ve deðiþik
meslek gruplarýnýn itirazlarý Tarým Orman ve Köyiþleri Komisyonunda yoðun olarak
tartýþýlmýþ ve burada ön plana çýkan itiraz noktalarýna karþý odamýzýn belgelere dayanarak
yaptýðý savunmayý meslek kamuoyu ile bu yayýnýmýzda paylaþmak istiyoruz.
ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ,
ORMAN ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ,
AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ
HAKKINDAKÝ KANUN TASARISININ
YASALAÞMA SÜRECÝ*
Yasa Taslaðýnýn Hükümet
Tasarýsý olarak Meclise
intikalini saðlayan Bakanýmýz
Sayýn Osman PEPE’ye
teþekkür ederiz.
Tarým Orman ve Köyiþleri
Komisyonu Baþkaný Sayýn
Prof. Dr. Vahit Kiriþçi’ye
komisyondaki desteklerinden
ötürü þahsýnda tüm komisyon
üyelerine teþekkür ederiz.
Bu dönem Mecliste bulunan
tek orman Mühendisi Sayýn
Mehmet IÞIK yasa
tasarýmýzýn bu aþamaya
geliþinde unutulmayacak
hizmetlerde bulunmuþtur.
1) ORMAN TOPRAKLARI, TARIM
TOPRAKLARINDAN FARKLI VE ANAYASAL
GÜVENCE
ALTINDA
OLUP,
ORMAN
MÜHENDÝSLÝÐÝNÝN UZMANLIK ALANI ÝÇÝNE
GÝRMEKTEDÝR:
Orman topraklarý doðal topraklar olup,
orman ekosisteminin bir parçasý, orman
tanýmýnýn bir unsurudur. Ýþlenmiþ tarým
topraklarýndan çok ayrý özelliklere sahiptir.
Ormancýlýk, topraðýn 0-120 cm. lik kýsmýyla
ilgilenmekte, tarým ise iþlenmiþ topraklarýn bir
pulluk tabaný derinliðindeki 0-30 cm. lik kýsmýyla ilgilenmektedir. Orman topraklarý orman
ekosisteminin bir parçasýdýr. Ormancýlýðýn ana
sermaye topraktýr. Tüm dünyada olduðu gibi,
ülkemizdeki Orman Fakültelerinin en önemli
ders konularý "Orman Topraklarý ve Ekoloji
Ana Bilim" içinde yer almaktadýr.
Orman Kanunundaki orman tanýmýnýn
dört unsuru vardýr. Bunlardan biri ve önemlisi,
Anayasa Mahkemesi kararýna konu olan ve
orman topraklarýný içeren "yerleri" kavramýdýr.
Bu hususta Anayasa Mahkemesinin
29.11.1989 tarih ve E.1988/63, K.1989/47
sayýlý kararýnda, "..aðaçlar her hangi bir
nedenle yok olursa, yerleri ormanýn bir unsuru olmak niteliðini yitirmez, orman topraðý ve
yeri olmakta devam eder..." denilmektedir.
Yargýtay Hukuk Genel Kurulu ve ilgili
hukuk dairesi kararlarýnda, bir yerin orman
olup olmadýðýna uzman Orman Mühendisi
bilirkiþiler aracýlýðýyla karar verilebileceðine
hükmedilmiþtir. Þöyle ki; (...Evvelce görev
almýþ bilirkiþiler dýþýnda yeniden tensip edilecek üç yüksek orman mühendisi veya mühendisi ile fen elemanlarýndan oluþturulacak
uzman bilirkiþi kurulu ile yerinde keþif yapýlýp
bu belgeler yerlerine uygulanmalý taþýnmazýn
bu belgelerde nasýl nitelendirildiði, toprak
yapýsý, bitki örtüsü çevresi incelenip,
öncesinin orman veya ormandan açýlmýþ yer
olup olmadýðý saptanmalý bilirkiþilerden
3
* Bu yazýmýzýn tümünü ve eklerini að sayfamýzda bulabilirsiniz.
deðinilen yasalara göre taþýnmazýn durumunu
açýklayýcý rapor alýnmalý .... nedenlerle hükmün bozulmasýna 20 H.D. 4.6.1992 T, 188 E,
2696K,
"....Ormancýlýk iþi bir uzmanlýk iþidir.
Bilirkiþiler tarafýndan belirtilen görüþ fenni ve
bilimsel þekilde hükümden düþürülmedikçe
mahkemeler bununla yetinmek zorundadýr.
Nedenlerle direnme kararý bozulmalýdýr." HGK.
14.6.1989 T, 1989/8-329E, 1989/4213K.)
Yerleþik Yargýtay içtihatlarýnda, üzerlerinde
orman örtüsü olmasa dahi, bir yerdeki
topraðýn niteliði orman topraðý özelliklerini
taþýyor ise bu yerin orman sayýlacaðýna
amirdir "... halen orman kadastrosunun yapýlmadýðý bu yerde orman kadastrosunun
yapýldýðý tarihe kadar yukarýda açýklanan
nedenlerle orman sayýlacaðý tartýþmasýz olan
bu taþýnmazlarýn üzerindeki orman bitki
örtüsü yok edilmiþ olsa dahi, salt orman
topraðýnýn orman sayýlan yer olduðu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanaðý
saðlayan 3402 sayýlý yasanýn 45. maddesinin
ilgili fýkralarý Anayasa mahkemesinin
01.06.1988 gün ve 31/13E.K., 14.03.1989
gün 35/13E.K. gün ve 13.06.1989 gün ve
7/25E.K. sayýlý kararlarý ile iptal edilmiþ
olduðundan... zilyetlikle dahi kazanýlamayacaðý anlaþýlmakla davanýn reddine.. 20.HD.
17/12/2004
T,
ve
2004/8380
E,
2004/13307 K.)
Tüm dünyada olduðu gibi ülkemizde de
orman topraklarýnýn etüt, envanter ve
yönetilmesi Orman Mühendislerince saðlanmaktadýr. Türkiye'de uzun yýllar Orman
topraklarýnýn etütleri, Eskiþehir Orman
Toprak Laboratuvarýnca yürütülmüþ ve daha
sonra
laboratuvarlarýn
sayýsý
sekize
çýkartýlmýþtýr.
Orman topraklarýnýn geliþen teknolojiden
de yararlanýlarak etüt ve envanterlerinin daha
iyi yapýlabilmesi için, Eskiþehir orman toprak
larýn para ile ölçülemeyen fonksiyonel deðerlerinin öne
çýkarýlmasý olarak geliþtirilmiþtir. Bu deðerlerin en baþýnda
orman içi su kaynaklarýnýn geliþtirilmesidir. Ýçilebilen kaliteli
su kaynaklarýnýn %80 i orman alanlarýndan elde edilmektedir. Fonksiyonel orman kaynaklarý planlamasýnda bu su üretimi hususlarý dikkate alýnmaktadýr. Orman mühendisliði
eðitiminde; su üretiminin saðlanmasýna temel teþkil eden
havza amenajmaný, orman amenajmaný, sel kontrolü, aðaçlandýrma ve erozyon kontrolü vb. derslerin önemli bir yer
tutmaktadýr.
Orman iç su kaynaklarýnýn rejimlerinin düzenli hale getirilmesi, ormancýlýk çalýþmalarý ile mümkün olmaktadýr.
Rejimleri düzenli olan su kaynaklarýndan, içme, kullanma ve
diðer su ürünlerinin üretimine geçilmesi mümkündür. Su
kaynaklarýnýn geliþtirilmesinden amaç sadece su ürünleri
üretimi anlaþýlmamalý, aksine, su ürünleri üretimine olanak
saðlayacak alt yapýnýn oluþturulmasý anlaþýlmalýdýr.
Bu konu, mülga Orman Bakanlýðý kuruluþ ve görevleri
hakkýnda kanun maddeleri arasýnda yer almakta iken, bugün
ormancýlýk görevlerinin yürütüldüðü Çevre ve Orman
Bakanlýðýnýn 4856 sayýlý kuruluþ ve görevleri hakkýndaki
yasasýnýn 13 üncü maddesinin (c)bendinde, "Yaban hayatý ve
kara av kaynaklarý ile orman içi su kaynaklarý, ... geliþtirilmesi, kara avcýlýðýnýn düzenlenmesi, av kaynaklarýnýn iþletilmesi
ve kontrolü ile ilgili her türlü etüt, envanter, planlama, projelendirme, uygulama, ve izlemeye iliþkin iþ ve iþlemleri yapmak ve yaptýrmak, bu hizmetlerle ilgili tesisler kurmak ve
kurdurmak" ifadesi yer almaktadýr. Bu konular, orman
idarelerinin kuruluþ kanunlarý yanýnda, ormancýlýk çalýþmalarýnýn baþlatýldýðý ilk yýllardan itibaren ve daha sonra
3116 sayýlý ilk Orman Kanunu ve halen yürürlükte olan 6831
sayýlý Orman Kanunu (23,24,25 inci maddeler) hükümleri
içinde ve ormancýlýðýn görevleri arasýnda yeralmýþtýr. Bu
görevler Orman Mühendislerince yürütülmektedir. Fransa'da
Orman Mühendisliði eðitimi ile su mühendisliði eðitimi Su ve
Orman fakültesinde verilmektedir.
5) ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, PEYZAJ PLANLAMASI VE
UYGULAMASINDA; GEÇMÝÞTEN BU YANA ZÝRAAT
MÜHENDÝSLERÝ ÝLE HEP BERABER YER ALMIÞTIR:
Orman Mühendisliði ve Ziraat Mühendisliði eðitiminde,
peyzaj planlamasý ve uygulamasý derslerine 1933 yýlýndan bu
yana yer verilmiþtir. Peyzaj konusu, Orman Mühendislerinde
yasal düzenlemeyle belirlenmez iken, bu alanda benzer eðitimi alan Ziraat Mühendislerinin görev ve yetkilerini
düzenleyen 7472 sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði
Hakkýnda Kanun" un 2 inci maddesinde, "bahçe mimarisi"
ifadesiyle yer almýþtýr. Bu yasaya dayanýlarak 18/12/1991
tarih ve 91/2516 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararýyla çýkartýlan
"Ziraat Mühendislerinin Görev ve Yetkilerine iliþkin tüzüðün"
Peyzaj Mimarlýðýný düzenleyen 23 üncü maddesinde, "...
Peyzaj mimarlýðý alanýnda öðrenim görmüþ Ziraat
Mühendisleri .... peyzaj planlarýnýn hazýrlanmasý, uygulanmasý ve kontrolü iþlerini yapmaya yetkilidirler." þeklinde yer
almaktadýr. Bu gün Ziraat Mühendisleri bu hakký kullanýyorlarsa, ayný eðitimi alan Orman Mühendislerinin de kullanmasýndan daha doðal bir þeyin olmamasý gerekir. (EK: 6,7)
Buna raðmen bu tasarýda, Orman Fakülteleri
bünyelerinde açýlan Peyzaj Mimarlýðý bölümlerinin, ilk mezunlarýný verdikleri 1989 yýlýndan sonra, Orman Mühendislerinin
peyzaj planlamasý yapmamalarý ve sadece uygulamalarda yer
laboratuvarý, 29 Aralýk 1999 tarih ve 23921 sayýlý Resmi
Gazetede yayýnlanan 99/13750 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý
ile "Orman Toprak ve Ekoloji Araþtýrmalarý Enstitüsü
Müdürlüðü" ne dönüþtürülmüþ ve halen faaliyetini
sürdürmektedir. (EK:1)
2) ORMAN ÝÇÝ, ORMAN KENARI VE ORMAN ÜST SINIRI
MERALARININ
TESPÝT
VE
ISLAHI
ORMAN
MÜHENDÝSLERÝNÝN KONUSUDUR:
4342 Sayýlý Mera Kanununun, "Orman Bölgelerinden
Yararlanma" baþlýðý altýnda yer alan 28 inci maddesinde,
Orman Kanununa yani özel kanuna atýfta bulunularak, bu
meralardaki çalýþmalarýn Orman Bakanlýðýnca sürdürülmesine amirdir. Mera Kanunun ilgili madde metni aþaðýdadýr.
"Madde 28- Orman Bölgelerindeki köy ve belediyelere
tahsis edilen mera, yaylak ve kýþlaklardan o köy veya belediye
halký, bu kanun ve 6831 sayýlý Orman Kanunu gereðince
konulan kayýtlara uymak þartý ile yararlanýrlar.
Orman Bakanlýðý Orman içi, orman kenarý ve orman üst
sýnýrý mera, yaylak, kýþlak ve otlaklarýn koruma, bakým ve
ýslahý konusunda kanunlar ile verilen görevleri yapmaya
devam eder." (EK: 2)
6831 sayýlý Orman Kanununun "Otlak ve Mera iþleri" alt
baþlýðýnda yer alan 20,21 ve 22 inci maddeleri mera iþlerini
düzenlemektedir.
Orman Kanunun 21 inci maddesinde; "Devlet ormanlarýndaki otlaklara dýþardan toplu olarak veya sürü halinde
hayvan sokulup otlatýlmasý, tanzim olunacak planlara göre
orman idaresinin iznine baðlýdýr.
Planlar otlak zamanýndan evvel tanzim ve orman iþletme
müdürlüklerince tasdik olunur." denilmektedir. Bu maddenin
uygulanmasýný gösteren ve 13.08.1984 tarih ve 18488
sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan "Ormanlarda ve orman
içinde bulunan yaylak ve kýþlaklarda hayvan otlatma yönetmeliði" nin 13, 14 ve 16 ýncý maddeleri uyarýnca otlatma
planlarýný Orman Bölge þefleri (Orman Mühendisi) tanzim
eder ve Kanunun 21 inci ve yönetmeliðin14 üncü maddelerine göre Orman Ýþletme Müdürleri (Orman Mühendisleri)
tasdik etmektedirler. (EK: 3,4)
Görüldüðü üzere, orman meralarýndaki tüm iþler orman
mühendislerince yürütülmekte ve onlarýn yetkisindedir.
Ormancýlýk hizmetlerinin yürütüldüðü Bakanlýk ve genel
müdürlükler yapýlanmalarýný bu çerçevede yapmýþlardýr. Bu
güne kadar Orman Bakanlýðý, Orman Mühendisleri kanalýyla
105 000 Hektar orman içi, orman kenarý ve orman üst sýnýrý
mera ýslahýný yaparak halkýn hizmetine sunmuþtur.
3) TARIM VE KÖY ÝÞLERÝ BAKANLIÐININ TASARI
HAKKINDAKÝ GÖRÜÞLERÝNDE, ORMAN MERALARI ÝLE
ORMAN TOPRAKLARINA AÝT ÝÞLEMLERÝN ORMAN
MÜHENDÝSLERÝNCE YAPILMASINI ÝÇEREN MADDELERÝ
HAKKINDA UYGUN GÖRÜÞ VERMÝÞTÝR:
Tarým ve Köy Ýþeri Bakanlýðý, tasarý ile ilgili olarak Orman
Bakanlýðýna verdiði 10 Aralýk 2004 tarihli ve 6250 sayýlý
görüþlerinde, Orman topraklarýnýn etüt, envanter ve ýslahý
çalýþmalarý ile, orman içi, orman kenarý ve orman üst sýnýrý
meralarýn tespit, bakým ve ýslahýnda Orman Mühendislerinin
yetkili olmasýný uygun bulmuþtur. (EK: 5)
4) ORMAN ÝÇÝ SU KAYNAKLARININ GELÝÞTÝRÝLMESÝ,
ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN ANA ÝÞLEVLERÝ ARASINDADIR:
Dünyanýn ormancýlýða bakýþý, 1992 Rio konferansý ile
baþlayan ve devam eden uluslar arasý süreç içinde, orman-
4
abilmektedir. Diðer taraftan, AB uyum sürecinde ve üyesi
olduðumuz Avrupa Orman Bakanlarý konferansýnda,
bugünkü ormancýlýk yaklaþýmýnýn dýþýnda yapýlacak yeni
taným ve iþlevlerin uygulanmasý yönünde alýnabilecek yeni
kararlarýn yerine getirilmesi istenebilmektedir. O nedenle,
böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuþtur. Böylece, devamlýyasa deðiþikliði yapýlmadan sorunlarýn çözümlenmesi
amaçlanmýþtýr.
Nitekim, Türk Hukuk sisteminde benzer düzenlemeler
zaman zaman yapýlmaktadýr. Örneðin: 4734 Sayýlý "Kamu
Ýhale Kanunun" 4 üncü maddesinde yer alan "Hizmet" ve
"Yapým" tanýmlarýnýn sonlarýna "... benzeri diðer hizmetleri ...
benzeri yapým iþlerini" ifadelerinin eklenmesi bu düþüncenin
mahsulüdür. Zira, bugün için düþünülemeyen benzer iþlerin
de kanun kapsamýna yasa deðiþikliðine gidilmeden alýnmasý
saðlanmýþ olmaktadýr.
Ayný düþünceyle, bugün için yasamýz da öngörülemeyen,
ancak gelecekte ortaya çýkacak benzer ormancýlýk iþlerinin,
yasa deðiþikliðine gidilmeden yapýlmasý imkan dahiline girmiþ olacaktýr.
8- ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN HAK VE YETKÝLERÝNÝN
KULLANILMA ÞEKLÝ:
Orman Mühendisliðine en yakýn mühendislik disiplini
toprakla uðraþmalarý yönünden Ziraat Mühendisliðidir. Ziraat
Mühendisliðinin görev, hak ve yetkilerini düzenleyen 7472
sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanun" un 2 inci
maddesinde; "Ziraat Yüksek Mühendisleri mesleki iþtigal ve
ihtisas sahalarý dahilinde olmak üzere,....... ifaya salahiyetlidirler" denilmek suretiyle, yasada verilen yetkileri tek
baþlarýna yürüteceklerine iþaret edilmiþtir.
Ancak özellikle Ziraat Mühendisleri Odasý, bu yasa
tasarýsýnda 7472 sayýlý yasada yer alan yukarýdaki hükme
benzer bir ifadeye karþý çýkmýþtýr. Halbuki bu Odanýn karþý
olmamasý gerekirdi. Tüm eleþtiriler dikkate alýnarak, birden
çok disiplinin yer aldýðý entegre çalýþmalarda uygulanmak
üzere, kanun tasarýnýn, hak, yetki ve sorumluluklarý
düzenleyen 5 inci maddesin de, "....ilgili hizmetleri tek
baþlarýna ya da kanunlarda yetkilendirilmiþ diðer meslek
mensuplarýyla ortak faaliyet alaný içinde yapmaya ve yürütmeye yetkilidir." þeklinde bir düzenleme getirilmiþtir.
9- "BU KANUN TASARISI, BAÞTA MESLEK
MENSUPLUÐU SINAVLARININ YAPILIÞ ÞEKLÝ OLMAK
ÜZERE, ODAYI BAKANLIÐIN HEGEMONYASI ALTINA
SOKUYOR" ÝDDÝASI GERÇEKLERÝ YANSITMIYOR:
Bu konu, özellikle Türk Mühendis ve Mimar Odalarý
Birliði yönetimi tarafýndan ileri sürülmüþtür. TMMOB nin
yetkilerini düzenleyen 6235 Sayýlý "Türk Mühendis ve Mimar
Odalarý Birliði Kanunu"un Ek Madde 3- de; "Türk Mühendis
ve Mimar Odalarý Birliði üzerinde, Bayýndýrlýk Bakanlýðýnca;
ihtisas dallarýna göre Odalar üzerinde ise, ilgili bakanlýklarca
idari ve mali denetim yapýlýr. Ýlgili Bakanlýklar Bakanlar Kurulu
Kararnamesi ile tespit edilir." denilmektedir. Görüldüðü
üzere, yukarýdaki tezi en çok savunan TMMOB nin iddiasý,
kendisine vücut veren 6235 sayýlý kuruluþ yasasýyla
çeliþmektedir. (EK: 9)
Diðer taraftan bu yasa tasarýsýnda belirtilen sýnavlarýn
yapýlýþýna ve sýnav komisyonlarýnýn oluþumuna dair benzer
hükümler; 3568 sayýlý "Serbest Muhasebecilik, serbest
muhasebeci mali müþavirlik ve yeminli mali müþavirlik"
kanunun 7 inci maddesinde yer alýrken, meclisin bu yasama
almasý yönünde düzenleme yapýlmýþtýr. Fakültelerden
31.12.1989 tarihinden önce mezun olmuþ, bu alanda halen
serbest olarak çalýþan ve çalýþacak olan Orman
Mühendislerinin kazanýlmýþ haklarý, Optisyenlik Kanunundaki
düzenlemeye benzer bir düzenlemenin bu kanuna bir geçici
madde eklenerek korunmuþtur. (EK: 8)
6) ORMAN BÝYOSFER REZERV ALANLARI ÝLE BÝYOTOP
ALANLARINDA ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ:
Biyosfer rezerv alanlarý; doðal ve kültürel peyzajýn seçkin
örneklerini bünyesinde bir arada barýndýran, yasal olarak
koruma altýna alýnmýþ büyük alanlardýr. Bunlar, insan ve
aktiviteleri sonucu oluþmuþ olan kültürel peyzaj ve biyotik ve
abiyotik süreçlerle ortaya çýkan doðal peyzajdýr.
Dünyada biyosfer rezerv alan çalýþmalarý: Ýnsan ile doða
arasýnda insan kullanýmlarýndan kaynaklanan sürekli bir
çatýþma söz konusudur. Biyosfer rezerv alanlarý, bu çatýþmalarý önlemek, insanýn sosyal ve ekonomik aktiviteleriyle
doðal yapýnýn uyumlu bir þekilde varlýðýný devam ettirmelerini saðlamak amacýyla, ilk defa UNESCO (Birleþmiþ milletler
Eðitim, Bilim ve Kültür Teþkilatý) tarafýndan 1970 yýlýnda
önerilmiþ ve desteklenmeye baþlamýþ bir koruma statüsüdür.
Türkiye'de biyosfer rezerv alanlarý çalýþmalarý:Türkiye
UNESCO Milli Komisyonu ile Orman Bakanlýðý bu konudaki
bütün toplantý ve çalýþmalarý takip etmiþtir. Bu kapsamda
MAB (Ýnsan ve Biyosfer MAN= Mand and Biosphere) programýnýn Akdeniz biyosfer rezerv alanlarý bilimsel toplantýsý
1977 de Side (Türkiye)'de yapýlmýþtýr. MAB programý
Türkiye Milli Komisyonu, ülkemizde 14 alaný aday alan olarak
belirlemiþtir. 27 Mart 1987 tarihinde aldýðý bir kararla
Köprülü kanyon milli parký'nýn ilaný için Orman Genel
Müdürlüðünde giriþimde bulunmuþtur. Bu çalýþmalar
sürdürülürken, 2005 yýlýnda Biyolojik çeþitlilik ve Doðal
Kaynak Yönetimi Projesi (GEF-II) pilot alanlarýndan olan
Artvin Camili Biyosfer Rezerv alaný olarak Dünya Biyosfer
rezerv alanlarý listesine girmiþtir. Bu faaliyetler, orman köylerinin kalkýndýrýlmalarý amacýyla, ormanlarýn odun dýþý
fonksiyonlarýndan yaralandýrýlmasýna yönelik çalýþmalar olup,
Orman Mühendislerinin yetki alaný içinde ve koordinasyonunda sürdürülmektedir.
Biyotop alanlarýnýn kurulmasý çalýþmalarý: Biyotop; hayat
þartlarýnda belirli özellikler gösteren yüzeysel bir coðrafik
saha veya deðiþen hacimli ortam þeklinde tanýmlanýr. Ayrýca
biyotik (Canlý faktörler; hayvanlar, insan etkileri) ve abiyotik
(Cansýz faktörler; su, toprak vs.) faktörler birleþerek biyotopu oluþtururlar. Biyotop haritalanmasý için minimumu alan
5 hektardýr. Haritalama; proje, materyal, arazi çalýþmasý,
dokümantasyon ve deðerlendirme aþamalarýndan oluþmaktadýr.Türkiye'de biyotop haritalanmasý çalýþmalarýna baþlanmýþ ve çalýþmalar sürdürülmektedir.
7- ORMAN VE ORMANCILIKLA ÝLGÝLÝ BENZER ÝÞLERÝ
YAPMAK KONUSUNUN KANUN TASARISI METNÝNDE YER
VERÝLME NEDENÝ:
Ormancýlýk, 1992 RÝO konferansýyla baþlayan uluslar
arasý süreç içinde, fonksiyonel deðerleri ön plana çýkan bir
ekosistem yaklaþýmý ile ele alýnmaktadýr. Artýk ormanlara
odun üretimi gözüyle bakýlmamakta, ekosistem yaklaþýmý ile
sürdürülebilir kalkýnmanýn temel unsuru ve fonksiyonlarý
nedeniyle insan yaþamýnýn vazgeçilmez öðeleri arasýnda
görülmektedir. Bu süreçte, bugün için düþünülmeyen bazý
orman ve ormancýlýkla ilgili konular gelecekte karþýmýza çýk-
5
devrim niteliðinde olan yasa tasarýmýzý gölgelemek amacýyla
"... siyasal iktidarýn tek gerekçesi ideolojik tutumu ile ilgili
olduðundan, yasa tasarýsýnýn hazýrlanýþ süreci ve tasarý üzerine yapýlan tartýþmalar da bilimsel bir temelden yoksundur."
ifadesine basýn duyurusunda yer vermesinden açýkça
görülmektedir. TMMOB Baþkaný Sayýn Soðancý, bir taraftan
çalýþmalardan haberlerinin olmadýðýný söylerken, diðer
taraftan da kendisiyle çeliþerek, yasamýzýn hazýrlanmasý
sürecinde bilimsel bir temelden yoksundur yakýþtýrmasýný
yapmaktadýr. Bu ne biçim bir anlayýþtýr anlamakta güçlük
çekmekteyiz. Ne yazýk ki bu tutumlarý, ormancýlýk biliminden
habersiz olduðu gibi, Odamýza karþý ön yargýlý olarak hareket
ederek ve yargýsýz infaz yaptýklarýnýn açýk bir göstergesidir.
Yasamýz, Bakanlýðýmýzýn ilgili kurullarý, dokuz Orman
Fakültesi, ormancýlýk meslek kuruluþlarý, sivil toplum örgütleri ve ilgili sendikalarýmýzla tartýþýlarak geniþ mutabakat
sonucunda olgunlaþtýrýlmýþtýr. Türkiye'de bundan daha yetkili ormancýlýk kuruluþlarý yoktur. Nitekim bilim adamlarýmýzýn,
TBMM Tarým Orman Köy Ýþleri Komisyonundaki destekleri
yasamýzýn bilimsel olduðunun açýk bir göstergesidir.
Yasamýzýn bilimsel ve teknik olarak bünyemize uygun olup
olmadýðýna Birlik baþkaný deðil, Orman Mühendisleri
Odasýnýn yaklaþýk 9000 üyesi karar vermiþtir ve vermeye de
devam edecektir. Bu birliðimizi bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir.
Çevre ve Orman Bakanlýðý, Odamýz üyelerinin çok büyük
bir bölümünü bünyesinde istihdam etmekte, Anayasamýzýn
169 uncu maddesine göre de mülkiyet ayrýmý yapmadan tüm
ormanlarýn gözetim ve denetimini yapmaktadýr. Bakanlýk
Odamýz ile birlikte, dünyadaki geliþmeleri dikkate alarak, bilimsel tartýþmalarý yaptýrmýþ, yasa ile ilgisi olan Bakanlýklarýn
görüþlerini almýþ ve yasa tasarýsý taslaðýný Baþbakanlýða göndermiþtir. Ne yazýk ki TMMOB, 6235 sayýlý yasanýn 5 inci
maddesinde yer alan, "Birlik Ýdare Heyeti; her Oda bir üye ile
temsil edilmek üzere, mevcut Oda adedine göre o Odanýn
delegeleri arasýndan Birlik Umumi Heyetince seçilecek üyelerden oluþur..." hükmüne raðmen, Orman Mühendisleri
Odasýnýn Birlik Yönetim Kurulunda temsil edilmemesi için
her türlü yola baþvurmuþtur. Bu dönemdeki Birlik Yönetim
Kurulunda Odamýzýn temsilcisi bulunmadýðý gibi, gözlemci
olarak dahi bulunmamýza tahammül edilmemiþtir. Birliðe
yaptýðýmýz tüm baþ vurular geri çevrilmiþtir. Ondan sonra da,
acýmasýzca yasadan haberlerinin olmadýðýný söylemektedirler.
Asýl ideolojik davranan Bakanlýk veya Odamýz deðil TMMOB
Birlik baþkanýnýn kendisidir. Birlik baþkaný, Birlik Ýdare
Heyetinin (yönetim kurulu) görevlerini belirleyen ve Odalarla
iletiþimi saðlayan, 6235 Sayýlý Yasanýn 6'ncý maddesinin adil
olarak çalýþtýrýlmasýný engellemek suretiyle Odamýzý, Birlik
Yönetim Kurulundan dýþlamýþtýr. Odamýzý, Birlik yönetim
kurulundan dýþlayan ideolojik bir yönetim anlayýþýnýn,
yasamýzý engellemeye ve eleþtirmeye hiç hakký yoktur.
Basýn duyurusunda; "Öte yandan; TMMOB ve baðlý
Odalarý, meslek kuruluþu olmanýn gerektirdiði özerkliði
bugüne kadar korumuþlardýr. Ancak anýlan yasa tasarýsý ile
Orman Mühendisleri Odasý, kendi iç düzenlemelerinde
"Bakanlýðýn uygun görüþüne" muhtaç hale getirilmektedir. Bu
da Odanýn özerkliðine direk müdahaledir." ifadelerine yer verilmiþtir. Þimdi basýn ve kamu oyuna Anayasa, yasalar ve
Birlik yönetmeliðinden bazý madde hükümleriyle bu iddialarýn
taraflý, çifte standartlý ve ideolojik olduðunu gözler önüne
döneminde çýkardýðý ve Türk Mühendis Mimar Odalarý Birliði
yönetiminin hiç ses çýkartmadýðý ve hatta destek verdiði
5368 sayýlý " Lisanslý Harita Kadastro Mühendisleri ve
Bürolarý Hakkýnda Kanun" un 3 üncü maddesinde, lisanslý
harita mühendisleri sýnavlarýnýn tamamen ilgili odanýn dýþýnda, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü tarafýndan yapýlacaðýna amirdir. (EK: 10,11)
Halbuki "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda
Kanun" tasarýsýnda, serbest meslek mensupluðu ile serbest
yeminli meslek mensupluðu sýnavlarýný Orman Mühendisleri
odasýnýn yapmasýný öngörülmektedir.
Kaldý ki, ormanlarýn tamamýna yakýný Devlet Ormaný olup,
Anayasamýza göre ormanlarýn korunmasý, geniþletilmesi ve
iþletilmesi Devlet tarafýndan yapýlmakta, özel ormanlarýn da
gözetim ve denetimi Devlet tarafýndan yürütülmektedir. O
nedenle, Devlet ormanlarýna ait iþleri yapacak olan serbest
meslek mensuplarýnýn iþ ve iþlemlerinde Devlet adýna iþ
yürütmeye yetkilinin Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn olmasý,
her þeyden önce bir Anayasal zorunluluktur. Böyle bir düzenleme yapýlmaz ise Anayasaya aykýrý bir düzenleme yapýlmýþ
olur.
Meslek Yetki Yasa Tasarýsýnýn Tarým Orman ve
Köyiþleri Komisyonundan geçerek meclise intikalinden
rahatsýzlýk duyan çevrelerin basýnda gelen TMMOB’un
08/12/2005 tarihinde yaptýðý ve að sayfalarýnda yayýnlanan basýn açýklamalarýna Odamýz Genel Baþkaný Ali
KÜÇÜKAYDIN imzasý ile verilen cevabý dergimiz aracýlýðý ile
sizlerle paylaþmak istedik.
TÜRK MÜHENDÝS VE MÝMAR ODALARI BÝRLÝÐÝ
(TMMOB), 08 Aralýk 2005 TARÝHLÝ BASIN VE KAMU
OYUNA BAÞLIKLI BÝLDÝRÝSÝYLE;
- ORMAN MÜHENDÝSLERÝNÝN 40NCI OLAÐAN GENEL
KURULUNDAN BU YANA, ODAMIZ VE ÜYELERÝNE KARÞI
HASMANE
TUTUMUNU
SÜRDÜRMEYE
DEVAM
ETMEKTEDÝR.
- ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI VE ÜYELERÝNE KARÞI
SAVAÞ ÝLAN ETMÝÞTÝR.
- ODALAR ARASINDA ÇÝFTE STANDART UYGULAMAKTADIR.
- TÜZEL KÝÞÝLÝÐE SAHÝP OLAN ODAMIZI, KAPI KULU
ASKERÝ OLARAK GÖRMEK ÝSTEMEKTEDÝR.
Orman Mühendisleri Odasý, 6235 Sayýlý Türk Mühendis
ve Mimar Odalarý Birliði Kanunun 2 ve 19 uncu maddelerine
dayanarak, Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn desteði ile yaklaþýk
iki yýllýk bir çalýþmayla, üyelerinin geleceðini çok yakýndan
ilgilendiren, Avrupa Birliði sürecinde de gerekli olan "Orman
Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri
Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" tasarýsýnýn hazýrlanmasýný saðlamýþtýr. Bu giriþim ormancýlýk tarihinde bir milat
olarak hatýrlanacaktýr. Bu yasa çalýþmasý, TMMOB örgütünce
desteklenmesi gerekirken kösteklenmektedir.
Birlik Baþkaný Sayýn Soðancý, yürürlükteki mevzuat
gereðince yasalarýn nasýl yapýlacaðýný bilse, ve 6235 sayýlý
yasanýn EK:3 üncü maddesini göz önüne alsa idi, yasanýn
hazýrlanma sürecine iliþkin olarak, ilgili Bakanlýk konumundaki Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn fonksiyonunu iyi
algýlamasý gerekirdi. Ancak, Birliðin niyeti üzüm yemek deðil
baðcýyý dövmektir. Bu yargýya, ormancýlýk mesleði açýsýndan
6
suretini ve ruhsatnamelerden alýnacak harç ve miktarýný
göstermek üzere Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Ziraat
Vekaleti ve Ziraat Mühendisleri Odasý tarafýndan müþtereken
bir nizamnameyle hazýrlanýr." denilmek suretiyle 45 yýl
öncesinde de Odalarýn ilgili Bakanlýklarla ortak çalýþmasýný
öngörmüþtür. Dünde, bugün de doðru olan da bu yaklaþýmdýr.
Þimdi sýra geldi yasa tasarýmýzda yer alan Bakanlýðýn
uygun görüþü alýnýr hususunu Odanýn özerkliðiyle baðdaþtýramayan TMMOB nin www.tmmob.org.tr. veb sayfasýnda yer alan ve 22 Nisan 1990 tarih ve 20500 sayýlý Resmi
Gazetede yayýnlanan, "TMMOB Serbest Mühendislik ve
Mimarlýk Hizmetleri Asgari Ücret Yönetmeliði" nin 13 üncü
maddesinde; "Bu yönetmelik çerçevesinde belirlenecek
bölgesel katsayýlar ve asgari ücret tarifeleri ilgili Bakanlýðýn
UYGUN GÖRÜÞÜ alýndýktan sonra Resmi Gazetede yayýmlanýr." hükmü yer almaktadýr. Bu hususlara, basýn duyurusuna imza koyan Sayýn Birlik baþkaný Soðancý' nýn yaklaþýmýyla bakacak olursak, BÝRLÝÐÝN ÖZERKLÝÐÝ kalmamýþtýr.
Hem de, sadece 6235 sayýlý Yasada belirlenen Bayýndýrlýk
Bakanlýðý karþýsýnda deðil, Odalarýn ilgili olduðu tüm
Bakanlýklarýn karþýsýnda özekliðini yitirmiþ olmaktadýr. Ýþte
Birlik baþkanýnýn, konumuza ideolojik yaklaþtýðýnýn somut bir
delilini daha basýn ve kamu oyunun bilgilerine sunuyoruz.
Yukarýda arz etmeye çalýþtýðýmýz yürürlükteki mevzuat
hükümleri karþýsýnda, Birliðin yasamýzla ilgili iddialarýnýn ideolojik yaklaþýmlar olduðunu ve havada kaldýðýný, yasa
tasarýmýzýn meslektaþlarýmýzýn 50 yýllýk hayallerinin gerçekleþme yolunda önemli bir adým olduðunu, yasa tasarýmýzýn
olgunlaþtýrýlmasýna katkýda bulunan baþta TBMM Tarým
Orman ve Köy Ýþleri Komisyonu Baþkan ve üyeleri olmak
üzere tüm kurum, kuruluþ ve sivil toplum örgütlerine
teþekkür eder, insafsýzca eleþtirilerde bulunanlarý da insafa
davet ediyor, konuyu basýn ve kamu oyunun takdirlerine
býrakýyoruz.
Sonuç olarak "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda
Kanun" tasarýsýnýn, Orman Mühendisleri Odasýnýn özerkliðine
gölge düþürmediði gibi, Odamýz ve üyelerinin, Birliðin koordinasyon görevi dýþýnda, kapý kulu askerleri olmadýðýný ve
olmamasý gerektiðini herkese göstermektedir.
Oda olarak diyoruz ki;
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasýnýn gerçekleþtirdiði, Odamýzýn da gerçekleþtirmeye çalýþtýðý gibi, kanunlarý bulunmayan diðer Odalarýn da, Avrupa Birliði sürecinde
bir an önce kanunlarýný çýkartmak için çaba sarf etmelidirler.
TMMOB yönetim kurulunun da, Odamýza yaptýðý gibi
köstek deðil, hiçbir ideolojik ön yargýya kapýlmadan, yasalarý
bulunmayan diðer Odalara destek olmalarý ve 6235 sayýlý
yasanýn günümüz þartlarýna uyarlanmasý çalýþmalarýný yapmalarýdýr.
TBMM de grubu bulunan ve bulunmayan tüm siyasi partilerimizin deðerli Milletvekillerinden Oda olarak beklentimiz;
ülkenin %20 inde görev yapan yaklaþýk 9000 üyemizi ve
ülkemiz ormancýlýðýný çok yakýndan ilgilendiren, TBMM Genel
Kuruluna gönderilen "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri
Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda
Kanun" tasarýnýn bir an önce yasalaþmasý için gerekli desteði
vermeleridir.
Saygýlarýmýzla.
sermek istiyoruz. Þöyle ki;
Anayasamýzýn 135 inci maddesindeki, "... Bu meslek
kuruluþlarý üzerinde Devletin idari ve mali denetimine iliþkin
kurallar kanunla düzenlenir..",
6235 sayýlý Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði
Kanununun EK: 3 üncü maddesinde; "Türk Mühendis ve
Mimar Odalarý Birliði üzerinde, Bayýndýrlýk Bakanlýðýnca; ihtisas dallarýna göre Odalar üzerinde ise, ilgili Bakanlýklarca
idari ve mali denetim yapýlýr..."
Henüz çok yeni olan ve TMMOB nin desteklediði ve karþý
çýkmadýðý, 29 Haziran 2005 tarih ve 25860 sayýlý Resmi
Gazetede yayýnlanan, 5368 sayýlý "Lisanslý Harita Kadastro
Mühendislikleri ve Bürolarý Hakkýnda Kanun" a bir göz
atalým. Kanunun sýnavlarýn yapýlmasýný düzenleyen 3 üncü
maddesinde; "Sýnav, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü
tarafýndan, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasýnýn görüþü
alýnarak hazýrlanacak yönetmelik çerçevesinde yapýlýr...."
Kuruluþ, görev, lisans verilmesi ve denetim iþlerini
düzenleyen 4 üncü maddesinde; "...Lisanslarýn verilmesi,
iptal edilmesi, ve sicillerinin tutulmasý ile lisanslý büro
faaliyetlerinin denetimini yaparak uyarma, kýnama, lisansýn
geçici veya sürekli iptal cezalarý vermeye Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüðü yetkilidir. Kuruluþ, görev, lisans verilmesi
ve denetimine iliþkin usul ve esaslar ile mekan, personel ve
donanýmlarýna iliþkin hususlar yönetmelikle belirlenir."
Tutulacak defter ve belgeler ile uygulanacak ücretleri
düzenleyen 8 inci maddesinde; "...Lisanslý harita kadastro
mühendislik bürolarý, mali mevzuat gereði tutacaklarý kayýtlar ile yönetmelikte belirlenecek kayýt ve defterleri tutmak
zorundadýrlar. Lisans sahiplerine çalýþma konularý ile bilgi ve
belgelerin verilmesi, kullanýlmasý ve hizmetle ilgili ücret tarifelerinin hazýrlanmasýna iliþkin usul ve esaslar yönetmelikte
belirlenir. (Tabi ki Genel Müdürlükçe) Hizmet ile ilgili ücret
tarifeleri, her yýl harita ve kadastro mühendisleri odasýnýn
görüþü alýnmak suretiyle Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüðünce belirlenir." hükümleri yer almaktadýr.
Birlik
tarafýndan
eleþtirilen
ve
Odamýzýn
www.ormuh.org.tr aðýnda bulunan ve TBMM genel kuruluna
sevk edilen, bizim yasa tasarýmýza bir bakalým; sýnavlar
komisyon marifetiyle Oda tarafýndan yapýlmaktadýr. Odanýn
tüm iç düzenlemesine dair tutulacak kayýt, sicil, defter vb.
iþlemler, bürolarýn kuruluþ ve iþleyiþleri hiçbir yerden görüþ
almadan, Oda tarafýndan hazýrlanacak yönetmelikle belirlenecektir. Ücret tespiti ve uygulamasý tamamen Oda tarafýndan belirlenecektir. Sadece istihdam esaslarýnýn belirlenmesinde Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn uygun görüþü alýnacaktýr. Bu konu ormanlarýn denetim ve gözetiminin Devlet
tarafýndan yapýlacaðýna dair Anayasa hükmünün bir
gereðidir. TMMOB yasamýzýn Komisyon çalýþmalarý sýrasýnda
þiddetle karþý çýktýðý Oda disiplin kurulu oluþturulmasý ve
ceza uygulamasý hükümleri, lisanslý Harita ve Kadastro
Mühendislerine ait kanunda, býrakýnýz ilgili oda veya Birlik
tarafýndan verilmesini, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðü
tarafýndan disiplin cezalarý verilmesini hüküm altýna almýþtýr.
TMMOB Birlik baþkaný sayýn Soðancý'nýn kulaklarý çýnlasýn.
Görüldüðü üzere, Yasamýz üzerinde bir bardak suda fýrtýna kopartýlmaya çalýþanlarýn tamamen ideolojik bir yaklaþým
sergiledikleri bir kez daha görülmektedir.
Diðer taraftan, 7472 sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði
Hakkýnda Kanun" un 6 ýncý maddesinde; "Bu kanunun tatbik
7
TÜRK ORMANCILIÐINDA,
ULUSLARARASI SÜREÇTE ACÝL EYLEME DÖNÜÞTÜRÜLMESÝ
GEREKEN KONULAR, MEVZUAT VE YAPILANMAYA
YANSIMALARI SEMPOZYUMU
Sempozyumda;
• Uluslar arasý süreçlerde alýnan kararlarýn
ormancýlýðýmýza etkileri,
• Bu süreçle ilgili ülkemiz ormancýlýðýnda alýnmasý gereken tedbirler,
• Ormancýlýk mevzuatýna yansýmalarý,
Bilim adamlarý, uygulayýcýlar, sivil toplum
örgütleri ve ilgili kamu kurum ve kuruluþ temsilcilerinden oluþan 500 den fazla katýlýmcý tarafýndan tartýþýlarak deðerlendirilmiþtir.
Toplumlarýn daha saðlýklý bir çevrede yaþama
isteklerinin karýþlanabilmesi ve dünyanýn belli bölgelerinde hüküm süren fakirliðin azaltýlmasý gibi
küresel endiþeler, sürdürülebilir kalkýnma
kavramýnýn uluslararasý gündemin temel konularý
arasýnda yer almasýný saðlamýþtýr. 1992 yýlýnda
gerçekleþtirilen Birleþmiþ Milletler Çevre ve
Kalkýnma Konferansý ile birlikte küresel müzakerelerin ve uluslararasý sözleþmelerin özelikle,
çevre ve doðal kaynaklarýn yönetimi konularý
üzerinde yoðunlaþtýðý görülmektedir. Ýnsanoðlunun bugün ve gelecekteki refahýna vazgeçilmez
katkýlarý olan ormanlar, doðal kaynaklarýn en
önemlisi olma özelliðini korumaktadýr.
TMMOB Orman Mühendisleri Odasý'nca "Türk
Ormancýlýðýnda, Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme
Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve
Yapýlanmaya Yansýmalarý" konulu sempozyum 2224 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda Antalya'da
gerçekleþtirilmiþtir.
Bu nedenle, küresel geliþmelere paralel olarak,
ormanlarýn daha saðlýklý bir þekilde korunabilmesi, çok amaçlý, ulusal, küresel taleplere uygun,
gelecek nesillerin ihtiyaçlarýný da karþýlayabilecek
þekilde yönetilmesinin saðlanmasý amacýyla,
çeþitli bölgesel ve uluslararasý ormancýlýk süreçleri
baþlatýlmýþtýr.
Tüm
orman
tiplerinin
"Sürdürülebilir Yönetimi" yaklaþýmý bu küresel
süreçlerin temel ve ortak noktasý olmuþtur.
Uluslararasý düzeydeki en önemli ormancýlýk
süreçleri 1992 Rio Konferansý ile baþlamýþtýr. Bu
Konferansta
ormancýlýk,
uygulama
planý
niteliðinde olan Gündem 21'de ormansýzlaþma ile
mücadele ve ormancýlýk prensipleri baþlýklarý ile
geniþ biçimde müzakere edilmiþtir. Daha sonra
Birleþmiþ Milletlerce; Hükümetlerarasý Ormancýlýk
Paneli (IPF), Hükümetlerarasý Ormancýlýk Forumu
8
(IFF) ve Birleþmiþ Milletler Ormancýlýk Forumu
(UNFF) mekanizmalarý ile dünya ormancýlýðý, birbirini izleyen çok yýllýk süreçler halinde detaylý bir
biçimde ele alýnmaktadýr.
Ormancýlýk kurumlarýmýz, ülkemiz orman kaynaklarýnýn durumu, özellikleri ve ülkemizin sosyal
ve ekonomik kalkýnmadaki rollerini dikkate alarak,
uluslararasý ve bölgesel ormancýlýk süreçlerinde
yer almaya ve bu süreçlerden karþýlýklý olarak faydalanmaya önem vermektedir. Ayrýca Avrupa
Birliðine üyelik sürecinde ormancýlýk ve kýrsal
kalkýnma iliþkileri önem arz etmektedir.
Ülkemiz bu çerçevede, baþta Biyolojik Çeþitlilik
Sözleþmesi, Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi
ve Birleþmiþ Milletler Çölleþme ile Mücadele
Sözleþmesi olmak üzere ormancýlýkla ilgili bir çok
uluslararasý sözleþmeye taraf olmuþ, Tüm-Avrupa
Süreci olarak da adlandýrýlan ve önemli bir bölgesel ormancýlýk süreci olarak 1990 yýlýndan beri
devam eden Avrupa Ormanlarýnýn Korunmasý
Bakanlar Konferansý'nýn baþlangýcýndan beri içinde
yer almýþtýr.
Mühendisleri Odasý Faaliyetlerine iliþkin iki görsel
sunum ile baþlamýþ ve açýlýþ konuþmalarýný takiben "Hukuk Sistemimizde Mühendis Ýstihdamýna
Ýliþkin Mevcut Düzenlemeler" ve "Uluslararasý
Ormancýlýk Süreçleri" konulu iki bildiri sunulmuþtur.
Açýlýþ oturumunu takiben düzenlenen 11 oturumda toplam 37 adet bildiri sunulmuþtur. Her
bir oturum sonunda o oturumda sunulan bildiriler tartýþýlmýþ, her konu baþlýðý altýna yer alan
bildirilerin sunumlarýnýn tamamlandýðý oturumu
takiben o konu baþlýðý baðlamýnda deðerlendirme
yapýlmýþtýr. Sunulan bildiriler taraf olduðumuz
uluslararasý süreçlerde belirlenen politikalar ve alýnan kararlar ile AB süreci çerçevesinde ulusal
koþullar göz önünde bulundurularak deðerlendirilmiþtir.
Orman Mühendisleri Odasý, uluslararasý ve
bölgesel ormancýlýk süreçlerinin ve AB
ormancýlýðýnýn deðerlendirilerek, ilgili taraflarýn
görüþ ve düþünceleri doðrultusunda, dünya
ormancýlýðýndaki
önemli
geliþmelerin
ormancýlýðýmýzý ne þekilde etkileyebileceði ve bu
hususta alýnabilecek bir kýsým acil tedbirleri
tartýþarak ulusal ormancýlýðýmýza katký saðlamak
düþüncesiyle bu sempozyumu düzenlemiþtir.
Ormancýlýk alanýnda Sempozyum konularý ile
ilgili olarak, uluslararasý süreçler ýþýðýnda ulusal
ormancýlýk politika ve stratejilerimizin gözden
geçirilerek, dünyada geliþen þartlara göre, ülkemize uygun bir orman yönetimi yaklaþýmýna dair
stratejiler ve görüþlerin geliþtirilmesi amaçlanmýþtýr.
Sempozyum oturumlarý sonunda yapýlan
tartýþmalar ve konu baþlýklarý baðlamýnda yapýlan
deðerlendirmeler ýþýðýnda "Sempozyum Sonuç
Bildirisi" taslak metni hazýrlanmýþ ve oturumlar
sonunda
kapanýþ
öncesi
okunmuþtur.
Sempozyum Sonuç Bildirisi, hazýrlanacak olan
"Sempozyum Bildirileri Kitabý"nda ve Oda'nýn web
sayfasýnda yer alacaktýr. Sempozyuma sunulan
tüm bildirilerin yer aldýðý bir CD hazýrlanarak sempozyumda katýlýmcýlara daðýtýlmýþtýr.
Bu baðlamda uluslararasý ormancýlýk süreçlerindeki kararlar ve politikalar dikkate alýnarak,
ülkemiz ormancýlýðýnda mevzuat, yapýlanma ve
kapasite geliþtirme alanlarýnda, uygulamaya
aktarýlmasý aciliyet arz eden konular deðerlendirilerek muhtemel etkileri ortaya konulmuþ ve gelecekteki ormancýlýk çalýþmalarýmýzýn geliþtirilmesine yönelik gerekli öneri ve tavsiyeler belirlenmiþtir.
Sonuç Bildirisi, ilgili kamu kurum ve kuruluþlarýna, orman fakültelerine, meslek kuruluþlarýna ve sivil toplum örgütlerine iletilecek ve eylem
önerilerinin uygulamaya aktarýlabilmesi için
gerekli çaba sarf edilecektir.
Sempozyumda yapýlan sunuþlarda ve tartýþmalarda belirtilen eylem önerileri sempozyum
Sempozyum, Türkiye doðasýna ve Orman
9
konu baþlýklarý itibariyle özet olarak aþaðýda verilmiþtir:
GENEL
• Türkiye Ulusal Ormancýlýk Programý
(TUOP)'nýn etkin olarak uygulanmasý, uygulamanýn izlenmesi, deðerlendirilmesi ve periyodik
güncelleþtirilmesi için tüm ilgi gruplarýný da içerecek biçimde gerekli mekanizmanýn oluþturulmasý,
• Ormancýlýkla ilgili uluslararasý süreçlerin
dikkatle izlenmesi, deðerlendirilmesi, yararlanýlmasý ve katký saðlanýlmasý,
• AB müzakere sürecinde yürütülen çalýþmalarda orman fakültelerinin, meslek kuruluþlarýnýn ve ilgili sivil toplum kuruluþlarýnýn etkin
olarak yer almasý.
1- ORMANLARIN EKOSÝSTEM TABANLI VE
ÇOK AMAÇLI PLANLANMASI VE UYGULANMASI
ESASLARI
• Bugüne kadar genelde odun üretimi temelli
olarak gerçekleþtirilen ormanlarýmýzýn (orman
kaynaklarýmýzýn) gerek geliþen uluslararasý
süreçlere ve buna paralel olarak deðiþen, geliþen
ve çeþitlenen toplumun talepleri karþýsýnda planlanmasýnýn yeniden deðerlendirilmesi ve bu yönde
adýmlar atýlmasý gerekmektedir. Bu baðlamda
ormanlarýmýzýn ekosistem tabanlý (ekosistem yaklaþýmýný temel alan ve taraf olduðumuz Biyolojik
Çeþitlilik Sözleþmesiyle paralel olarak) çok amaçlý
planlanmasý konseptinin yaygýnlaþtýrýlmasý, bu
amaçla yapýlan çalýþmalarýn arttýrýlmasý ve desteklenmesi, uygulamacý kurumlar ile akademik birimler ve sivil toplum örgütlerinin yakýn iþbirliði ve
koordineli çalýþmasýnýn sürdürülmesi,
• Orman kaynaklarýnýn biyofizik, ekonomik ve
sosyal temellere göre daha iyi planlanabilmesi ve
yönetilebilmesi için matematiksel programlama
metodlarýnýn (lineer programlama, simulasyon,
goal programlama gibi) kullanýlmasý,
• Orman kaynaklarýnýn planlanmasýnda, planlama alanýnýn özelliklerine ve problemin yapýsýna
göre ihtiyaç duyulacak çeþitli disiplinlerden
uzmanlarýn "disiplinlerarasý ekip yaklaþýmý" altýnda
birlikte çalýþmasý,
• Katýlýmcý yaklaþým temelinde planlama
sürecine halkýn katýlýmýnýn saðlanmasý,
• Orman kaynaklarýmýzýn ekosistem tabanlý
planlanmasýnýn üst ölçeðini oluþturan arazi kullaným sýnýflandýrmasýnda ormancýlýk kurum ve
kuruluþlarýnýn etkin yer almasý,
• Ormanlarýmýzýn ekosistem tabanlý çok amaçlý
planlanmasýna altlýk saðlayacak yetiþme ortamý
sýnýflandýrmasýna baþlanýlmasýnýn ve bu konudaki
çalýþmalarýn teþvik edilmesi,
• Planlama da özellikle planlama birimlerine
yardýmcý olmak amacýyla biyolojik çeþitliliðe ve
özellikle floristik ve yaban hayatýna iliþkin veri
tabanýnýn oluþturulmasý, bu amaçla uzmanlýðýn
geliþtirilmesine özel önem verilmesi ve destek
saðlanmasý,
• Ülkemiz ormanlarýnýn zengin biyolojik
çeþitliliðini tehdit eden habitat parçalanmasýndan
kaynaklanan kayýplarýn en aza indirilmesi amacýyla ormancýlýk uygulamalarý ve özellikle ormancýlýk
dýþý uygulamalarýn dikkatle izlenmesi ve bu konuda önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesi,
• Yeni amenajman yönetmeliðinin çýkarýlmasý
10
ve çok amaçlý planlamaya yönelik teknik yönergelerin hazýrlanmasý,
• Biyolojik çeþitlilik bileþenlerinden genetik
çeþitliliðin yerinde korumasý (in situ) çalýþmalarýnýn sürdürülmesi ve planlama sürecine
entegrasyonu.
2- ULUSAL ORMAN ENVANTERÝ VE ULGULANMASI ESASLARI
• Mevcut çalýþmalarýn deðerlendirilmesi ve
geleceðe yönelik çalýþmalara ýþýk tutmak amacýyla
Orman Bilgi Sisteminin (OBS) tesisi ve periyodik
güncelleþtirilmesi,
• Ulusal orman envanterinin, sürdürülebilir
orman yönetimi ve ekosistem tabanlý çok amaçlý
planlamanýn ve uluslararasý yükümlülük ve standartlarýn gereklerini yerine getirebilecek biçimde
yapýlmasý,
• Geleneksel alan aðaç serveti artým envanterine paralel olarak biyoçeþitlilik, yetiþme ortamý,
saðlýk ve kapasite (teknik, ekonomik ve sosyokültürel) envanterinin de yapýlmasý,
• Orman kaynaklarýndaki deðiþimin sürekli
izlenebilmesi için daimi deneme alanlarýnýn kullanýlmasý.
3- SÜRDÜRÜLEBÝLÝR ORMAN YÖNETÝMÝ
GÖSTERGE
VE
ÖLÇÜTLERÝ
ÝLE
SERTÝFÝKALANDIRMA
• Sürdürülebilir orman yönetiminde kriter ve
göstergelerin kullanýmýnýn saðlanmasý ve yaygýnlaþtýrýlmasý ve ulusal raporlama formatýnýn
geliþtirilmesi ve bu amaçla yapýlan çalýþmalarýn
desteklenmesi,
mekanizmasý olarak öneminden hareketle sertifikalandýrma çalýþmalarýnýn SOY kriter ve
göstergeleri ile paralel ve eþgüdüm halinde
baþlatýlarak yürütülmesi, bu süreçte uluslararasý
geliþmelerin yakýndan takip edilmesi, çalýþmalarýn
tüm ilgi gruplarýnýn özellikle uygulama birimleri ile
bilim ve araþtýrma çevrelerinin koordineli çalýþmasýyla gerçekleþtirilmesi ve bu konuda bir program ve mekanizmanýn oluþturulmasý.
4- ORMANLARIN KARBON DÖNGÜSÜ ÝLE
ÇÖLLEÞMEYLE MÜCADELEYE KATKISI VE HAVA
KÝRLÝLÝÐÝNDEN ETKÝLENMESÝ
• Taraf olduðumuz Ýklim Deðiþikliði Çerçeve
Sözleþmesi ile taraf olma aþamasýnda olduðumuz
Kyoto Protokolünde yer alan yükümlülüklerimiz
kapsamýnda ülkemiz ormanlarýnýn karbon tutma
kapasitesi ile stok deðiþiminin belirlenmesine
yönelik araþtýrmalarýn en kýsa sürede sonuç-
• Sürdürülebilir Orman Yönetimine halkýn
katýlýmýnýn saðlanmasý için mevzuat düzenlemelerinin yapýlarak katýlýmý saðlayacak uygun
mekanizmalarýn geliþtirilmesi ve uygulamada
iþlevsel kýlýnmasý,
• Sürdürülebilir Orman Yönetimine halkýn
katýlýmýnýn arttýrýlmasý için kamuoyu bilincinin
geliþtirilmesi, bu amaçla ormanlardan elde edilen
mal ve hizmetlere ve özellikle dolaylý olanlara aðýrlýk verilmesi ve bu konularda doðrudan veri
saðlayacak çalýþmalarýn desteklenmesi,
• Orman kaynaklarýmýzýn yönetimi ile bu kaynaklardan saðlanan mal ve hizmetlerin sertifikalandýrýlmasýnýn hem katýlýmcýsý olduðumuz uluslararasý süreçler ve hem de bir dýþsal denetim
11
katýlýmcýlýðýn düzeyi, hangi ilgi gruplarýnýn
katýlýmýnýn saðlanacaðý ve katýlým biçimlerine
iliþkin kurumsal, politik ve yasal düzenlemelerin
hayata geçirilmesi, bu konuda model çalýþmalarýn
geliþtirilmesi ve desteklenmesi,
landýrýlarak önümüzdeki yýllarda yapýlacak zorunlu
karbon stok deðiþim bildirimlerinin istenilen standartlarda gerçekleþtirilmesi ve bir veri tabanýna
baðlý olarak güncelleþtirilmesi,
• Ormanlarýn küresel karbon döngüsüne pozitif katkýsý baðlamýnda eneji ormanlarýnýn geliþtirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaðý olarak
buralardan elde edilen biyokütlenin kullanýmýnýn
saðlanmasý çalýþmalarýna baþlanýlmasý,
• Özel aðaçlandýrmalar kapsamýnda modern
enerji ormancýlýðýnýn desteklenmesi,
• Ormanlarýn atmosferik kirliliðe karþý korunmasýyla ilgili AB mevzuatý çerçevesinde hava kirliliðinin ormanlar üzerindeki etkilerinin izlenmesi
için ulusal deðerlendirme ve izleme mekanizmalarýnýn tesisi, sürdürülmesi ve bu baðlamda
daimi deneme alanlarý aðýnýn kurulmasý,
• Özellikle ormanlarýn saðladýðý odun dýþý mal
ve hizmetlerin deðerlerinin belirlenmesi için
gerekli yöntemsel (metodolojik) çalýþmalar ile
bunlarý takip eden veri elde etme çalýþmalarýnýn
hýzlandýrýlmasý,
• Çevresel muhasebe sisteminin oluþturulmasý.
5- ORMANCILIÐIMIZDA KATILIMCILIK VE KIRSAL KALKINMA ÝLÝÞKÝLERÝ
• Sürdürülebilir orman yönetimine halkýn
katýlýmý; ilgi gruplarýnýn talep ve beklentileri ile bunlarýn önceliklerinin planlamada(özellikle iþletme
amaçlarýnýn tespitinde) dikkate alýnmasý, orman
kaynaklarýnýn yönetim faaliyetlerinin baþarýsý ve
devamlýlýðý için önem arzetmektedir. Bu baðlamda,
• TUOP'nda kabul edilen ormancýlýk ilkeleri,
amaçlarý, politikalarý ve stratejileri çerçevesinde
AB ormancýlýk programlarýna uygun programlarýn
uygulamaya konulmasý, bu çerçevede özellikle AB
müzakere sürecinde kýrsal kalkýnma programlarýnda ormancýlýk faaliyetlerinin rolü ve atfedilen
önemi dikkate alýnarak ormancýlýk kurum ve
meslek örgütlerinin gerek müzakere sürecine
etkin katýlýmýnýn ve gerekse ilgili programlardan
uygun yararlanmasýnýn saðlanmasý amacýyla
gerekli adýmlarýn atýlmasý.
6ORMANCILIK
EÐÝTÝMÝ,
MÜHENDÝSLÝÐÝ VE ÝSTÝHDAMI
ORMAN
• Ülkemizdeki ormancýlýk öðretimi içeriðinin
çaðdaþ ormancýlýk anlayýþýnýn gereði olarak orman
kaynaklarýndan çok yönlü yararlanma ilkesini
uygulayabilecek bir bilgi daðarcýðý oluþturmaya
yönelik olmasý ve çaðdaþ teknolojiye dayalý olarak
uygulanmasý,
• Meslek içi eðitim ve uzmanlaþmaya yeterli
önemin verilmesi,
• Ormancýlýk öðreniminin ne olduðu ve önemini kamu oyuna tanýtacak bir eyleme girilmesi,
• Eðitim aþamasýnda Orman Mühendislerine
giriþimci bir nitelik kazandýrmaya özen gösterilmesi,
• Öðrencilerin staj durumunun ele alýnarak
yararlý hale getirilmesi,
• Ekonomik gücü olan serbest Orman
Mühendisleri ve meslek kuruluþlarýnýn ormancýlýk
eðitimine katký saðlamasý,
• Ýstihdamý artýrmak ve ormancýlýðýn özel sektörde de kurumsallaþmasýný saðlamak için
ormancýlýk öðretiminde, TBMM Genel Kurulunda
yasalaþmasý beklenen " Orman Mühendisliði,
Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri
Endüstri Mühendisliði" kanun tasarýsýnýn 4.maddesindeki faaliyet konularýnýn dikkate alýnmasý,
• Uluslararasý süreçlere ve bu süreçlerde yer
alan ormancýlýk konularýna ormancýlýk eðitiminde
yeterince yer verilmesi, bu konuda gerekli iþbirliði
ve koordinasyonun saðlanmasý
12
SARIKAMIÞ ALLAHUEKBER DAÐLARI MÝLLÝ PARKI
Erol Kuru*
Sarýkamýþ Allahuekber
kadar çeþitli uygarlýklara ve
Daðlarý
Milli
Parký
istilalara sahne olmuþtur.
Anadolu'nun kuzeybatýsýnda
Bölgede yaþamýþ olan en
Erzurum ve Kars Ýlleri sýnýreski kavimler Hurriler ve
larý içerisinde, Anadolu
Urartulardýr. Bölge Ýskitler,
Yaylasýndan Kafkaslara geçiþ
Persler, Bizanslýlar, Hazarlar
bölgesi olarak adlandýrýlan
ve Arap hakimiyeti ve 1048
Trans Kafkasya Bölgesi
yýlýndan
itibaren
Türk
içerisinde kalmaktadýr.
Boylarýnýn hakimiyeti altýna
Milli Parkýn denizden
girmiþtir. Bölgede hükümyüksekliði 2100 - 3000
ranlýk sürmüþ Türk Boylarý,
metre arasýnda deðiþmekte
Saltuklu Selçuklularý, Ýlhanolup en yüksek noktasý
lýlar,
Karakoyunlu,
3120 rakýmlý Allahuekber
Akkoyunlu Devletleri ile
Allahuekber Tepe
Tepedir.
Osmanlý Ýmparatorluðudur.
Sarýkamýþ'taki Milli Park
Osmanlý Ýmparatorluðu
alanýnýn iki kaynak deðeri
ile Ruslar arasýnda gerçekbulunmaktadýr. Bunlardan
leþen savaþlar bölgenin en
birincisi; Sarýçam aðaç
önemli olaylarýdýr. 1877 türünün bu bölgede en yük1878 yýllarýnda gerçekleþen
sek rakýmda yayýlýþ gösteve tarihte 93 harbi olarak
rerek optimal kuruluþta saf
bilinen Osmanlý - Rus
sarýçam meþcereleri oluþtursavaþlarýnda Rus ordularýnýn
masýdýr. Ülkemizde 2100 yenilmesine raðmen, diðer
2200 metre yüksekliklerden
cephelerde yenilen Osmanlý
sonra baþlayan doðal olarak
Devleti harp tazminatý olarak
aðaç bulunmayan yüksek
Kars, Ardahan ve Batum
dað basamaðýnda (alpin
çevresini Ayastafanos ve
zon) çayýr otlarý ve bazý ardýç
Berlin
antlaþmalarý
ile
türlerinden oluþan kýsa
Ruslara
býrakmýþtýr.
1.
Allahuekber Tepe Þehitliði
boylu bitki türleri yetiþmekDünya Savaþýnýn baþlamasý
tedir. Sarýkamýþ Ormanlarýný
ve Osmanlý Gemilerinin
oluþturan
Sarýçam
bu
Sivastapol'u bombalamasýnýn
bölgede optimum yayýlýþardýndan 1 Kasým 1914 tartadýr yani Alpin zonda en iyi
ihinde
Rus
ordularý
geliþime sahiptir. Kaynak
Anadolu'yu ele geçirmek
deðerlerinden birini oluþtumaksatlý olarak yeniden
ran ormanlýk alanlar saf
saldýrýya geçmiþ ve 6 gün
sarýçam meþceresi ve çam
süren Köprüköy Muharebetürlerinin arasýnda çok az
leri yaþanmýþtýr.
miktarda titrek kavak ve adi
Bu
sýrada
Kafkas
ardýç türlerinden oluþmakCephesindeki harekatý yakýntadýr. Alanýn yaban hayatý da
dan takip eden Baþkomutan
oldukça zengindir.
Vekili Enver Paþa doðudaki
Milli Parkýn ikinci ve en
Rus kuvvetlerini çok zayýf
Sarýkamýþ Harekatý Güzergahý
önemli kaynak deðeri ise
görüyor yapýlacak bir taarruzAllahuekber Daðlarýnda 1914
la Doðu Anadolu'da kaybe- 1915 yýllarýnda Sarýkamýþ Harekatý olarak bilinen dilen topraklarýn geri alýnmasýný ve müteakiben harekatýn
harekatýn gerçekleþtiði alanlarý oluþturmasýdýr.
Kafkasya'ya aktarýlmasýný mümkün görüyordu. Ýþte bu
Sarýkamýþ ve çevresi, Kafkaslar ve Anadolu arasýnda düþünce ile 22 Aralýk 1914 ile 19 Ocak 1915 tarihleri
bir geçiþ yolu olmasý sebebiyle geçmiþten günümüze arasýnda Kafkas Cephesinde cereyan eden Türk - Rus
13
* Jeoloji Mühendisi, DKMP Genel Müdürlüðü
Çakýrbaba Þehitliði
Dikenli Tabya Þahitliði
savaþlarýna "Sarýkamýþ Harekatý" denilmektedir. Bu
harekat düþmanýn Türk topraklarýndan çýkarýlmasýný
öngörmüþ, binlerce Türk evladýnýn Sarýkamýþ dolaylarýnda
canlarýný vatan uðrunda seve seve vermeleri ile sonuçlanmýþtýr.
Askeri tarihimizde bu harekat "Rus ordusunu imha
etmek için geniþ bir çevirme manevrasý, muharebesi
olarak anýlýr."
Osmanlý Devleti harbe; 1878'den beri Rus iþgali altýnda bulunan Kars, Sarýkamýþ, Ardahan gibi doðu illerimizi
geri almak, Doðu Avrupa'da Ruslarla harp halinde olan
Almanlar'a yardým etmek, kazanýlacak bir zaferle
Kafkaslar ve Orta Asya'daki Türk illerinin kapýsýný açmak
maksatlarýyla, baþta Ever Paþa olmak üzere iktidarda
bulunan Ýttihatçýlar tarafýndan sokulmuþtur. Yavuz ve
Midilli adý verilen iki Alman zýrhlýsýnýn, Karadeniz'deki Rus
limanlarýný bombardýman etmesi üzerine Rusya'da buna
karþýlýk olarak 30 Ekim 1914 tarihinde Doðu Anadolu'ya
taarruza baþlamýþtýr. Bu taarruz sonucunda 3-9 Kasým
tarihlerinde meydana gelen Köprüköy Muharebeleri
gerçekleþmiþtir.
Köprüköy Muharebelerini kazanan Üçüncü Ordu
Komutaný Hasan Ýzzet Paþa, ordunun durumunu ve yaklaþan kýþ aylarýnýn bölgede oldukça zorlu geçtiðini
bildiðinden harekata devam etmemiþtir. Harbiye Nazýrý
Enver Paþa, bu mevsimde harekat yapýlamayacaðý, taarruzun bahara býrakýlmasý tavsiyesinde bulunan Hasan
Ýzzet Paþayý görevden alarak yerine kendisi geçmiþtir.
“Yine ayný ordu ile ki bu ordu Arabistan'dan geri çekilen
ve sýcak iklime alýþýk ve teçhizat yönünden de kýþ þartlarýna hazýrlýksýz olan ordudur”.
Üçüncü Ordu, "Sarýkamýþ Çevirme ve Kuþatma
Harekatýna" 24 Aralýk 1914 günü baþladý. 24 Aralýk günü
baþlayan bu harekatýn planlanan güzergahý yaklaþýk 3100
metreye ulaþan Allahuekber Daðlarýný geçerek Sarýkamýþ'a
ulaþmaktý. Ýþte bu güzergah üzerinde Aralýk ayýnda -40
derece soðukta, kýþlýk teçhizatý bulunmayan 3. Ordunun
kaybý büyük olmuþtur.
26 Aralýk 1914 günü birliklerimiz bütün gayretlere
raðmen tabiat þartlarý ile boðuþarak 11 saatte
Allahuekber Daðlarýnýn zirvesine ulaþtýlar ancak buraya
ulaþtýklarýnda korkunç bir kar fýrtýnasý ile karþýlaþtýlar. Bu
fýrtýna Mehmetçiðin ilerlemesini imkansýz kýlýyordu. 10.
Kolorduda görevli bir subayýn o gün yaþananlarla ilgili
ifadesi " Yol kenarýnda karýn içine çömelmiþ bir er bir yýðýn
karý kollarýyla kucaklamýþ titreyerek, feryat ederek diþleriyle kemiriyor, týrnaklarýyla kazýyordu. Kaldýrýp yola
sevk etmek istedim, er önceki hareketini, feryadýný, diþleriyle ve týrnaklarýyla çabalamasýný hiç bozmadý ve beni
hiç görmedi, belli ki aklýný kaybetmiþti. Bu þekilde biz
belki 10000 den fazla insaný bir günde karlarýn altýnda
býraktýk ve geçtik." olmuþtur.
Sarýkamýþ Harekatý 22 Aralýk - 19 Ocak tarihleri
arasýnda gerçekleþmiþ, Türk ve Rus ordularýnýn inanýlmaz
bir direnme ve istikrarla savaþtýklarý muharebedir. Bu
muharebelerde dondurucu soðuk, kar, açlýk, hastalýk ve
ikmal güçlerinin yetersiz olmasý sebebiyle Ordumuz yaklaþýk 90000 Mehmetçiðini kaybetmiþtir. Bu muharebede Türk Ordusunu soðuk ve açlýk yenmiþtir. Türk
askerinin Sarýkamýþ'ta göstermiþ olduðu metanet, sabýr
ve özveri çok yüksektir ve her türlü takdirin üzerindedir.
Savaþlarýn ve trajedilerin en yoðun yaþandýðý bir
bölge olmasý nedeniyle, Þehitliklerin çoðunluðu
Sarýkamýþ Ýlçesi yakýnlarýnda bulunmaktadýr. Bu þehitlikler arasýnda en önemlisi Allahuekber Daðlarý
zirvesinde, yaklaþýk 3100 rakýmlý tepe de bulunmaktadýr. Milli Parkýn kaynak deðerleri arasýnda harp tarihimiz açýsýndan önemli olan Allahuekber Tepe (þehitlik), Dikenli Tabya Tepe (þehitlik), Çakýrbaba Þehitliði
vb. alanlar bulunmaktadýr. Yine yakýn civarda bulunan
Aðababa Þehitliði, Sarýkamýþ Þehitliði, Meçhul Asker
Þehitliði, Soðanlý Þehitliði, Bardýz Geçidi Þehitliði, Divik
Köyü Þehitliði Milli Parkýn kaynak deðerlerini oluþturmaktadýr.
Ýþte bu yüzden, Sarýkamýþ Ormanlarý ile Türk erlerinin,
yiðit Mehmetlerin ruhundaki büyük alplik ve gazilik ruhunun temsil edilmesi amacýyla Sarýkamýþ Harekatýnýn
geçtiði alanlarý ve þehitliklerin bir kýsmýný içine alan yaklaþýk 22980 hektar büyüklüðündeki alan 19/11/2004
tarih ve 25618 sayýlý resmi gazete de yayýnlanarak
"SARIKAMIÞ ALLAHUEKBER DAÐLARI MÝLLÝ PARKI" ilan
edilmiþtir.
14
91.YILINDA SARIKAMIÞ TAARRUZU
-Hayaller, Yalanlar ve GerçeklerYrd.Doç.Dr.Ýsmail EYYÜPOÐLU*
I. Dünya Savaþý'nýn çýkýþ
sebebi üzerinde deðiþik
spekülasyonlar yapýlmaktadýr. Avrupa'da baþlayýp
sonra
dünyanýn
geri
kalanýný da içine alacak
olan bu savaþýn, var olan
dengeleri tümden sarstýðý
ve yeni kamplaþmalara yol
açtýðý bilinen bir gerçektir1.
Ekonomik
dengesizlik,
sömürge yarýþý ve Avrupa
diplomasisindeki çözümsüzlük, bu savaþýn en
önemli etkeni olmuþtu2.
Avrupa'daki kamplaþma Ýtilaf ve Ýttifak bloklarýný
doðurmuþtu. Ýtilaf blokunun baþýný Ýngiltere çekerken Ýttifak blokunun da
baþýnda Almanya bulunmakta idi3.
Osmanlý Devleti, büyük
bir risk alarak, Almanya'nýn
yanýnda I.Dünya Savaþý'na
katýldý4. Goeben ile Breslau
isimli iki Alman savaþ
gemisinin Osmanlý karasularýna girmesi ve Osmanlý hükümetinin bu gemilere el
koyarak 29 Ekim 1914'te Rus limanlarýný bombalamasý
ile birlikte Osmanlý devleti resmen bu savaþta yer almýþ
oldu5. "1914 Ekim'inden Ýngiliz donanmasýnýn
Çanakkale boðazýný bombardýmana tutup, sonra da
Ýstanbul'a doðru yola çýktýðý 1915 Þubat'ýna kadar
Osmanlý
Ordularý
yenilgi
üzerine
yenilgiye
uðramýþlardý"6.
Sarýkamýþ Taarruzu ile ilgili olarak resmi kayýtlarda
yer alan veriler ve yabancýlarýn bunlara yaptýklarý
yorumlar ile hatýratlarda anlatýlanlar arasýnda tutarsýzlýklar bulunmaktadýr. Ordu komutanlýðýný üstlenecek
olan Baþkomutan Vekili Enver Paþa'nýn sadece bir asker
olarak deðil ayný zamanda dönemin siyasi aktörlerinden biri olmasý da yapýlan eleþtirilerin dozunun da
artmasýna sebebiyet verecekti.
Doðu cephesinde harekât, 1 Kasým 1914 günü Rus
ordusunun sýnýrý geçmesi ile baþladý. Bu cephedeki
Türk III.Ordu Kumandanlýðý'nýn toplam gücü 189.562
insan 60.877 hayvandý7.
Silah, cephane, malzeme ve
iaþe çok noksandý8. Ordu
Kumandaný Hasan Ýzzet
Paþa idi. IX. ve XI.
Kolordularla aþiretlerden
kurulu
Ýhtiyat
Süvari
Kolordusu,
II.Nizamiye
Süvari Tümeni ve Van
Jandarma
Tümeninden
kurulu idi. Rus Ordusunun
Kumandaný ise Kafkasya
Genel
Valisi
Waranzof
Dachkof idi. Genel Vali hasta
olduðu için onun askeri
yardýmcýsý
General
Michlayevski
orduyu
yönetiyordu. Ne var ki
ordunun Kurmay Baþkaný
General Yudeniç her iþte
Genel Validen karar almakta
olduðu için ordunun yönetiminde karýþýklýk olmakta idi.
Kafkaslardaki Rus ordusu
da þöyle konuþlanmýþtý:
Sahil Grubu (bir tugay)
Batum'da,
I.Kolordu
Sarýkamýþ - Oltu yöresinde,
Erivan Grubu (IV.Kolordu) Erivan dolaylarýnda,
Türkistan Kolordusu ve Sibirya Kazak Süvari Tugayý
Tiflis'te ihtiyatta. Bunlardan baþka Ruslarýn Ýran'da da
bir kolordularý vardý9.
Ýki tarafýn askeri gücünü karþýlaþtýrdýðýmýz zaman
da sayýsal deðer olarak Rus ordusu daha aðýr basmakta idi. Buna göre cephedeki Rus Ordusu 100 piyade
taburu, 117 süvari bölüðü, 256 top, 15 istihkâm
bölüðünden oluþmakta idi. Türk kuvvetleri 100 piyade
taburu, aþiretler hariç olmak üzere 28 süvari bölüðü,
160 top ve 8 istihkâm bölüðünden ibaretti. Türk
tümenleri 9, Rus tümenleri 16 taburlu idiler. Yan ve
gerilerdeki kuvvetlerle Rus Ordusu 42 tabur, 89 süvari
bölüðü ve 94 top daha fazla idi10.
1 Kasým'da Rus ileri harekâtý baþladý. Hasan Ýzzet
Paþa, Rus ilerlemesi karþýsýnda pek ciddi bir tedbir
almamýþtý. Onun fikrine göre Rus ordusu Erzurum
önlerinde karþýlanmalý idi. Ancak ilerleyen Ruslarýn
güçlü birlikler olmadýðý. Daðýnýk bir vaziyette olduklarý
15
* Atatürk Üniversitesi, Atatürk Ýlkeleri ve Ýnkýlâp Tarihi Enstitüsü
Baþkumandanlýk Vekâleti'nden anlaþýlýnca III.Orduya
Ruslarý ezme emri verilmiþti. Bunun üzerine ilerleyen
Ruslara karþý Türk taarruzu baþlamýþ, Ordu
Kumandanýnýn fazlaca tedbirli tutumu ve hatalý cephe
yönetimine raðmen kýsmi baþarýlar elde edilmiþ ancak,
Rus birliklerinin tam olarak imhasý mümkün olamamýþtýr. Tarihe Köprüköy muharebesi olarak geçen
bu savaþta böylece büyük bir fýrsat kaçýrýlmýþtý11. Bu
mücadeleden iki gün sonra Türk kuvvetleri,
Baþkumandanlýk Vekâleti'nin ýsrarlý tutumu ile Azap
mevkiinde Ruslarýn üzerine yeni bir saldýrý baþlattý.
Saldýrýda Türk birlikleri çok fazla kayýp vermesine raðmen, Ruslarý geri çekilmek zorunda býraktý. Ancak Türk
Ordusu yine düþmaný takip etmek yerine geriye çekildi12.
Köprüköy ve Azap muharebelerinin sonuçlarý Türk
Ordusu açýsýndan pekte baþarýlý geçmemiþtir. Bu
süreçte iki haftalýk bir zaman kaybý yaþanýlmýþ ve bir
çok Türk askeri þehit
olmuþ, moral bozulmuþ
ve
komuta
kademeleri arasýnda
da güvensizlik ortaya
çýkmýþtý13. Ordu savaþýn baþýndan beri
böyle periþanlýk görmemiþti. IX.Kolordu
Kumandaný Ahmet
Fevzi Paþa, Ordu
kumandaný ile yaptýðý
görüþmede iyi bir
hareket yapýlmadýðýný
bildirmiþ, sözlerine
harbe erken girildiðini de eklemiþti. Bu
söz harbin sonucu hakkýnda kötümserlik sayýlarak
Fevzi Paþa emekliye sevk edildi14.
Doðu Cephesindeki bu keþmekeþlik devam ederken,
Türk Baþkumandan Vekili Enver Paþa ve Almanya yeni
bir savaþ planý üzerinde çalýþmaya baþladýlar. Avrupa'da
savaþýn mevzi harbine dönüþmesi ve Galiçya'da
Avusturyalýlarýn Ruslar karþýsýnda zor durumda
kalmalarý üzerine Enver Paþa, müttefiklerinin
Avrupa'daki yükünü hafifletmek için -Alman
Baþkomutanlýðý'nýn da etkisiyle- Doðu Cephesinde Rus
kuvvetlerinin imhasýný hedef alan, büyük ölçüde
kuþatýcý bir taarruza karar verdi15.
Baþkumandan Vekili Enver Paþa ile Kurmay Albay
Hafýz Hakký büyük kuþatma harekâtý düþüncesine
kendilerini tamamen kaptýrmýþ bulunuyorlardý.
Berlin'de bulunan Türk askeri ateþesinin Hindenburg
karargahýndan Ruslar hakkýnda gönderdiði raporda
"Ruslarýn berkitilmiþ mevzilerine taarruz etmenin
yararsýz olduðu, Ruslara karþý en etkili hareketin kuþat-
ma olacaðý bildirilmiþti. Bu raporda Enver Paþa'nýn
düþüncelerini desteklemiþti. Türk Baþkumandanlýðýnca
hazýrlanmakta
olan
taarruz
planýna
göre,
Hindenburg'un VIII.Alman Ordusu ile 26-28 Aðustos
1914 tarihinde sayýca üstün, iki Rus ordusuna karþý
Tannenberg16 dolaylarýnda kazandýðý imha muharebesinin bir benzeri, bu kez, Sarýkamýþ dolaylarýnda
tekrarlanacaktý17.
Almanya tarafýndan bir kuþatma harekatý konusunda verilen desteðe raðmen Enver Paþa'nýn savaþta
uygulayacaðý plan üzerinde tam bir fikir birliði saðlanamamýþtý. Hatta yapýlacak taarruzun erken olduðunu
savunanlar vardý18.
Bütün bunlarý bir kenara býrakan Enver Paþa ve
Alman kurmay heyeti kafalarýnda tasarladýklarý planý
gerçekleþtirmek için harekete geçtiler. Sarýkamýþ'ý
kuþatma planý Ýstanbul'da hazýrlandý. Erkân-ý Harbiye
Umum Vekâleti'nin üst düzey yetkililerinden olan Albay
Hafýz Hakký arazi
üzerinde incelemeler
yapmak üzere cepheye gönderildi. O, bir
kolordu ile Sarýkamýþýn doðusuna ilerleyerek Rus ordusunun
kar kalesine çekilmesini önlemeyi uygun
bulmuþtu.
Hafýz
Hakký'dan
sonra
Enver Paþa ile Erkân-ý
Harbiye Umum Vekâleti Ýkinci Baþkaný
General
Bronzart,
Harekât Þubesi Müdürü Feldman 14
Aralýk 1914'te Erzurum'a gelmiþlerdi19.
Enver Paþa, taarruzun bahara býrakýlmasýný öneren
III. Ordu Kumandaný Hasan Ýzzet Paþa'yý görevinden
alarak, III. Ordu Kumandanlýðýný kendi üzerine aldý.
22 Aralýk 1914 - 5 Ocak 1915 tarihleri arasýnda
cereyan eden Sarýkamýþ savaþlarýnda Türk Ordusunun
uyguladýðý plan þöyle idi: Bir kolordu ile düþmanýn
cepheden tespitini, iki kolordu ile kuzey kanadýndan
kuþatýlarak düþman cephesinin 30-35 km. gerisindeki
Sarýkamýþ'ýn ele geçirilmesi ile büyük düþman kuvvetlerinin imhasýný öngörüyordu20.
Taarruza geçecek ordunun ikmal sistemindeki
bozuklukta yapýlmasý düþünülen yýldýrým taarruzunun
baþarýsýný önemli ölçüde etkileyecek türdendi. I. Dünya
Savaþý'nda Ýran Cephesi'nde Osmanlý Ordusu içerisinde
istihbarat örgütü olan Teþkilat-ý Mahsusa ile birlikte
çalýþan Alman Subayý Paul Leverkuehn o günleri
anlatýrken; Ordunun ihtiyaçlarýnýn Ereðli-Ulukýþla
demiryolu üzerinden çok sayýda boðazla kuzeybatý
16
Toroslarý aþýp Kayseri'ye ve oradan da Sivas-Erzincan
üzerinden Erzurum'a ulaþan yaklaþýk 700 km.lik uzun
bir yoldan saðlandýðýný ifade etmektedir. Bununla birlikte önemli irtifa farký, yolun kalitesizliði nedeniyle,
bazen göçen kayalarýn altýnda kalýndýðý bazen de yoldaki kum fýrtýnasýna maruz kalýndýðý için ikmalin güçlük
ve eksiklerle yapýldýðýný aktarmakta idi21.
Erzurum'a gelen Enver Paþa'da cepheyi gezince
askerin ihtiyaçlarýnýn tam olarak karþýlanmadýðýný gözleri ile gördü. Asker periþan bir vaziyette idi.
Görüþtüðü askerlere umitvar sözler söyledi daha sonra
da orduya uzun bir emir yayýnladý: Emir þöyle idi:
"Askerler hepinizi ziyaret ettim. Ayaðýnýzda
çarýðýnýz, sýrtýnýzda paltonuz olmadýðýný da gördüm.
Lakin karþýmýzdaki düþman sizden korkuyor. Yakýn
zamanda taarruz ederek Kafkasya'ya gireceðiz. Siz
orada her türlü nam ve nimete kavuþacaksýnýz. Alemi
Ýslam'ýn bütün ümidi sizin son bir himmetinize bakýyor.
Ýlh"22
Kýþýn þiddetle hüküm sürdüðü bu mevsimde taarruza geçmenin doðru olmadýðý Enver Paþa'ya defalarca
ifade edilmiþse de O fikrinde ýsrar etmiþti. Ordu
erkânýný gençleþtirmiþ ve kumandanlýklara genç
paþalarý atamýþtý23. Hatta üst düzey Alman Subaylarýnýn
bazýlarý -Liman Von Sanders'de bunlarýn arasýndadýrgerek savaþ planý gerekse ordunun ihtiyaçlarýnýn
karþýlanmasý konusun da çekinceleri olduðunu Enver
Paþa'ya ifade etmiþlerdi. Enver Paþa'da Kafkas
Cephesi'ne gitmek hususunda kararlý olduðunu, gerekli hazýrlýklarýn tamamlanmasýna çalýþýldýðýný, harekâtýn
krokisinin ortaya çýktýðýný ifade etmiþti. Ona göre
Ruslarýn Lehistan (Polonya)'da kötü duruma düþmüþ
olmalarý Kafkasya'daki kýtalarýný takviye etme ihtimalini
ortadan kaldýrmýþtý24.
Anlaþýlacaðý üzere gerek Enver Paþa ve gerekse
müttefikleri taarruz hususunda hemfikirlerdi. Ancak
plan ve zamanlama konusunda tartýþmalar yaþanmakta
idi. Enver Paþa bunun hýzlý bir þekilde yapýlmasýna
taraftardý.
22 Aralýk 1914'te taarruz baþladý. Taarruzun ilk
safhasýnda Türk ordusu bazý baþarýlar kazandý. 25/26
Aralýk'ta Bardýz* Türk Ordusunu aðýrlamakta idi.
Sarýkamýþ'a yaklaþýlmýþtý25. Rus Ordusu Oltu'dan geriye
doðru çekilirken Türk birlikleri bir çok zorlukla uðraþmaya devam etmekte idi. Karlý ve buzlu yerlerde dik
yamaçlar aþýlýyor ve bazý dar yerlerde birerli kol halinde
ilerlenebiliyordu. Bastýklarý yerde kar kabarýyor, ezdikleri yerler kayýyordu. Bütün askerin en az bir gün dinlenmeye ihtiyacý vardý. Bronsart Paþa bu konudaki tekliflerini Enver Paþa'ya sunmasýna raðmen bu pek kabul
görmedi. Enver Paþa'da Hafýz Hakký Bey gibi Ruslarýn
hiç savaþmadan kaçacaðýný düþünmekte idi. Amacý
Ruslarýn Kars'a çekilmesini önlemekti. Halbuki
Savaþmadan kaçmak Ruslarýn aklýna bile gelmemiþti.
Türk IX.Kolordusunun Bardýz'dan Sarýkamýþ'a yürüyen
iki tümeni yolda fazla güçlük çekmediler. Saðda
yürüyen 29.Tümen 25 Aralýkta güneþ batarken
Sarýkamýþ'ýn kuzeybatýsýnda Rus birliklerini mevzilerinden söküp atmýþtý26.
Ruslar 25/26 Aralýk'ta Sarýkamýþ'ta güçsüz bir halde
idi. Sadece iki Rus taburu bulunmakta idi27. Bu iki tabura karþýlýk iki Türk tümeni Sarýkamýþ'a girmek üzere idi.
Enver Paþa Sarýkamýþ'a girmek istiyordu. Ancak
IX.Kolordu Kumandaný Ýhsan Paþa'nýn ricasýyla taarruz
durduruldu. Gerekçe olarak takviye kuvvetlerin gelmesi belirtildi. Ancak bu kuvvetler Sarýkamýþ'a oldukça
uzak bir mesafede idi. Bu karar savaþýn dönüm noktasý
oldu. 27 Aralýk günü Ruslar takviye güç almýþlardý.
Türk Ordusunun taarruzu püskürtüldü28. Türk
Ordusunun deðil takviye almak askere yiyecek ve yatacak yer saðlamak gibi bir imkaný dahi yoktu. Bir metre
kar vardý. Savaþ hattýnda köy bulunmamakta idi. Türk
ordugahýnda tek bir yemek vardý. Zeytin ve ekmek. 25
Aralýk'tan itibaren asker ordugahýný çadýrsýz ve karlar
üstünde kurmuþtu. Yani sýfýrýn altýnda 35-40 derecede
açýkta uyuyorlardý. Artýk donarak ölmeler veya kýsmen
donarak el ve ayak parmaklarý kopanlar vardý.
Mahrumiyet son kertesine varmýþtý. Asker huzursuz ve
sinirliydi. Erat seferin gereksiz ve yanlýþ yapýldýðýna
kanaat getirmeye baþlamýþtý. Bu arada firarlarda iyiden
iyiye artmaya baþlamýþtý29.
Ruslar Demiryolunu kullanarak Sarýkamýþ'a sürekli
olarak takviye güç yýðýyorlardý. 10.Kolordu'nun
Allahuekber daðlarýný aþmasý da oldukça güç olmuþtu.
Beyköye gelen askerleri ayaklarý þiþ olanlar yüzde yirmiyi bulmuþtu. Birlikler arasýnda muhabere imkaný da
bulunmamakta idi30.
29 ve 30 Aralýk günü IX. Ve X.Kolordular
Sarýkamýþ'a taarruz etti. Rus Ordusu 15.000 kiþilik bir
ordu toplamýþtý. Yapýlan taarruzlar Ruslar tarafýndan
püskürtüldü. Türk askerlerinin bazýlarý Sarýkamýþ'a
girmeye muvaffak oldularsa da kasaba dahilinde
daðýldýklarýndan baþarýlý olamamýþlardý31. 4 Ocakta
1915'te Ruslarýn karþý taarruzu baþlamasýna raðmen
yeterince etkili deðildi. Rus ordusu da gerek savaþ ve
gerekse iklim þartlarý yüzünden oldukça yorgundu32.
Ayný tarihte X.Kolordu soldan kuþatýlmýþ bir þekilde
Narman'a doðru çekildi. IX.Kolordu da SarýkamýþBardýz arasýnda Ruslar tarafýndan neredeyse yok
edilmiþti. Ruslar Bardýzý yeniden iþgal etmiþlerdi33.
Bu yenilgiden sonra III.Türk ordusu, taarruzdan
önce iþgal etmiþ olduðu Azap Mevziine (Tutak-Narman
Hattýna) çekildi. Ruslar da takiplerini bu hatta durdurarak yeniden teþkilatlanmaya ve birliklerini takviyeye
baþlamýþlardý. Rus Taarruzu 1915 Nisan'ýnda baþlamýþ
ve 1916 ve 1917 yýllarýnda da süren savaþlarla Doðu
Anadolu'nun büyük bir kýsmýný iþgal etmiþlerdi34.
Enver Paþa artýk yapacak bir þeyin olmadýðýný
17
görünce ordu kumandanlýðýný Hafýz Hakký'ya býrakarak
Ýstanbul'a dönmek üzere cepheden ayrýldý. Yanýnda
Bronzart Paþa olduðu halde Ulukýþla'ya vardý. Burada
Amcasý Halil Paþa ile Karþýlaþtý. Halil Paþa o günleri
þöyle aktarmaktadýr: "Enver Paþa'nýn aðzýný yolda býçak
açmýyordu. Yorgun ve kederli bir halde gözleri dalýyor,
düþünüyor, düþünüyordu. Bunun da sebebi Sarýkamýþ
Harekâtý idi. Enver bir ara bana þunlarý söyledi; - Amca,
Sarýkamýþ harekâtý çok kötü bir netice verdi. Bu sebeple kuvve-i seferiyeyi Üçüncü Ordu üzerine sevk etmek
zarureti doðmuþ bulunuyor. Sen, yeni teþkil edilecek
bir fýrka ile Ýran'a gideceksin"35.
Enver Paþa'nýn bu savaþtaki rolü elbette tartýþýlmaz
bir seviyede idi. Sarýkamýþ'ýn alýnamamasý ve binlerce
askerin düþmana deðil de kýþa feda edilmesi muhtemelen Enver Paþa'nýn ordu içerisindeki konumunu sarsmýþ
olmasý gerekirdi. Faik Tonguç anýlarýnda durumu þöyle
aktarmaktadýr: "yaralý ve bitkin subaylarla konuþunca
birçok acý gerçeði öðreniyorduk. Hemen hepsi bu
felaketin biricik yaratýcýsý Enver Paþa'yý gösteriyordu.
'Buradan kaçmasý biraz geç kalsaydý canýný okuyacaktýk' gibi sözlerle Harbiye Nazýrý'na, kahvede yüksek
sesle hiç çekinmeden, korkmadan en aðýr küfürleri
hakaretleri pervasýz savuruyorlardý"36. Ancak Enver
Paþa'ya karþý en ufak bir isyanýn olmamasý ve Osmanlý
Ordularýný idare etmeye devam etmesi bu serzeniþlerin
kiþisel çerçevede kaldýðýný göstermektedir.
Sarýkamýþ Taarruzu ile ilgili olarak bir çok
spekülasyon yapýlmaktadýr. Bunlarýn içerisinde özellikle; verilen kayýplarýn toplamýnýn ne olduðu en çok
tartýþýlan konulardan birisidir. Herkes tarafýndan bilinen 90.000 rakamýdýr ki, bunun hepside Türk
Ordusunun kaybý olarak deðerlendirilmektedir. Ancak o
dönemi yaþamýþ olan ve verdiði bilgileri belgeye
dayandýran Fahri Belen bu 90.000 efsanesini þöyle
açýklamaktadýr: "Rus genel karargahý Türk Ordusu'nun
90.000 kiþi kaybettiðini, IX. Kolordu'nun esir edildiðini
bütün dünyaya yaymýþtý. Sarýkamýþ Muharebesi'nde
Rus ordusu 30.000 Türk ordusu da 50.000 kiþi kaybetti. Rus kaynaklarýna göre Türk kayýplarý 90.000
kiþidir. Daðlarda karlar kalktýktan sonra 25.000
cesedin gömüldüðünü yazarlar"37.
General Ali Ýhsan Sabis'te bu olayý þöyle aktarmaktadýr: "100.000 kiþilik üç kolordunun iki hafta içinde
15.000 kiþiye düþmesi, toplarý ile silahlarýnýn ve nakil
araçlarýnýn yarýsýndan fazlasýnýn kaybolmasý, bütün
18
gidip gelme yollarý üzerinde kanlý veya donmuþ
mezarsýz onbinlerce þehit býrakýlmasý, ordunun gerek
maddi gerek manevi güçlerinden çok þeylerin kaybolmasý ile özetlenebilir" demekte idi. Yenilginin getirdiði
þaþkýnlýk ve korkunç bozgun kayýp sayýmýnýn o devirde
iyi yapýlamadýðýný ortaya çýkarmaktadýr. Mareþal Fevzi
Çakmak'ta bu sayýyý 60.000 olarak kabul etmenin
doðru olacaðýný belirtmektedir. Liman Von Sanders'te
90.000 kiþiden 12.000 kiþi kaldý der38.
Ruslar savaþ esnasýnda 7000 esir aldýklarýný ve
savaþtan sonra 23.000 ölü gömdüklerini resmi yayýnlarýnda bildirmiþlerdir. Bu aynen kabul olunmaktadýr.
XI.Kolordu bölgesinde 10.000, savaþ hattý gerisinde
donma ve hastalýk nedeniyle 20.000 erin daha öldüðü
sanýldýðýndan, kayýplarýn toplamý 60.000'i bulmaktadýr.
Bu savaþta ölü sayýsýnýn çok fazla olmasýnýn nedeni
yeteri kadar saðlýk personeli ile hastanelerin bulunmamasý idi. III.Ordu'nun giyim kuþam durumu ile beslenme durumu da çok yetersizdi. Örneðin Erzurum'da
ancak 900 kiþilik bir hastane vardý. Halbuki öyle günler olmuþtu ki, 15.000 hasta ve yaralý Erzurum'a
toplanmýþtý. Bu hastalar odun yýðýnlarý gibi çadýrlarýn
içinde birbiri üzerine yýðýlmýþ ve bakýmlarý yapýlamamýþtý. Sarýkamýþ taarruzundan sonra çýkan tifüs
hastalýðý da durumu daha feci bir hale getirmiþti. Bu
hastalýktan dolayý verilen kayýplar oldukça fazla idi.
III.Ordu Kumandanlýðýna atanmýþ olan Hafýz Hakký Paþa
dahi Tifüs'ten ölenler arasýnda idi. Rus Ordusu'nun
kayýplarýna gelince; Rus ordusu giyim, kuþam ve
beslenme yönünden daha iyi durumda idi. Þiddetli kýþ
koþullarý bu orduyu Türk ordusu kadar etkileyememiþti. Ruslarýn kendi açýklamalarýna göre savaþta
20.000 ve donma nedeniylede 9.000 ölü verdikleri
bildirilmiþti. Buna Türk ordusu tarafýndan alýnan 23000 esirde eklenecek olursa Rus kayýplarýnýn
tamamýnýn 32.000 civarýnda olduðu görülmektedir39.
Rakamlar
arasýndaki
farklýlýklara
raðmen
deðiþmeyen bir gerçek var ki, o da Türk ordusunun kaybýnýn Ruslardan fazla olduðudur. Ama bunun da kesinlikle 90.000 olmadýðýdýr. Bu savaþa baþlanýrken
Türkistan'a ulaþmak amaçlanmýþtý. Sarýkamýþ oraya varmak için alýnmasý gereken noktalardan birisi idi.
Maðlubiyetten sonra Türkistan yolu kapanmýþ ve Doðu
Anadolu Rus istilasýna açýk bir hale gelmiþti. Bu savaþýn
sonucunu belirleyen en önemli unsur da iklim þartlarý
olmuþtu. Enver Paþa ve devletin idarecileri için artýk
yapýlmasý gereken, bu savaþýn en azýndan psikolojik etkilerini bertaraf etmek amacýyla yaþanýlanlarý unutmak
idi. Bu anlayýþ genel bir eðilim halini aldý. Gerek Osmanlý
döneminde ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra geçmiþimizin bir parçasý olan bu drama yeterince hafýzalarýmýzda yer vermedik. Bu açýdan bakýnca
son yýllarda gerçekleþtirilen bazý olumlu faaliyetler ümitlerimizin yeþermesine sebep olmaktadýr.
DÝPNOTLAR
1- Fransa, Alsace-Lorainne'i geri almak istiyordu. Bu ise ancak
Almanya'nýn yenilgisi ile olanaklý idi. Ýngiltere, Prusya militarizmini yýkmak
ve Avrupa güç dengesine Almanya'nýn yönelttiði tehdidi ortadan kaldýrmakta kararlý idi. Bu da Almanya'nýn yenilgisini gerektiriyordu. Almanya
ise en tutkulu savaþ amaçlarýna sahipti. Avrupa'da baþat güç olmak ve
yeryüzünde Ýngiltere'nin yerini almak istiyordu. Oral Sander, Siyasi Tarih,
Ýlkçaðlardan 1918'e, Ankara, 1989, s.248.
2- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, I, Ýstanbul, 1976, s.1-8.
3- Sander, s.250-251.
4- Osmanlý Devleti'nin Alman ittifakýndan beklentileri þunlardý: "aBekasýný devam ettirmek, toprak bütünlüðünü korumak ve doðu
Anadolu'yu elinden çýkarmamak b- Arap yarýmadasý ve Suveyþ kanalý bölgesindeki durumunu kuvvetlendirmek c- Ýslam aleminin liderliðini
sürdürmek d- Devletin kaybettiði itibarýný yeniden kazandýrmak için Ýran,
Azerbeycan ve Türkmenistan'daki bütün Türkleri birleþtirmek eBloklararasý çatýþmada devleti yalnýz býrakmamak" þeklinde özetlenebilir.
Veli Yýlmaz, 1.Dünya Harbi'nde Türk-Alman Ýttifaký ve Askeri Yardýmlar,
Ýstanbul, 1993, s.69-70.
5- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, I, s.248.
6- David Fromkin, Barýþa son veren Barýþ, (Çev:Mehmet Harmancý),
Ýstanbul, 1989, s.109.
7- Ýsmet Görgülü, On Yýllýk Harbin Kadrosu, Ankara, 1993, s.101.
8- "Mevcudun altý aylýk iaþesi için 88.000 ton buðday, çavdar ve arpaya
ihtiyaç olmasýna karþýlýk, ordu ambarýnda ancak 1250 ton hububat vardý."
Þevket Süreyya Aydemir, Enver Paþa, III, Ýstanbul, 1978, s.100.
9- Fahri Belen, 20nci Yüzyýlda Osmanlý Devleti, Ýstanbul, 1973, s.217.
10- Belen, s.217.
11- Yavuz Özdemir, Bir Savaþýn Bilinmeyen Öyküsü, Erzurum,2003,
s.127.
12- Özdemir, s.124.
13- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu
Harekâtý, I, Ankara, 1993, s.322.
14- Belen, s.221.
15- Görgülü, s.101.
16- Savaþýn birinci yýlýnda, itilaf ve ittifak devletleri arasýnda cereyan eden
üç büyük savaþtan birisi Sarýkamýþ savaþýdýr (Diðerleri doðu Prusya'da
Tannenberg ve Paris civarlarýndaki Marn'dýr). Sarýkamýþ Tannenberg ve
Marn savaþlarý arasýnda coðrafî düzeyde bazý benzerlik ve farklýlýklar
vardýr. Her üçü de büyük nehirlerin kýyýsýnda cereyan ederken Marn ve
Tannenberg savaþlarý ovada Sarýkamýþ savaþý ise son derece arýzalý, 20003000m yüksekliðindeki daðlarla kaplý bir bölgededir. Sarýkamýþ'ýn planý
görünüþte mükemmel bir plandýr fakat þartlara göre bu plan ezbere
çizilmiþtir bölgenin iklim ve arazi þartlarýna uymayan bir plandýr. Mahmut
Boðuþlu, 1.Cihan Harbi, Ýstanbul 1997 s.75-76.
17- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu
Harekâtý, I, s.349.
18- Fromkin,s.110.
19- Belen, s.221.
20- Görgülü, s.101-102.
21- Sonsuz Görevde Nöbet, Paul Leverkuehn'in Anýlarý, (Çev: Zekiye
Hasançebi), Ýstanbul,1998, s.20.
22- Kaymakam Þerif Bey, Sarýkamýþ Ýhata Manevrasý, (Yay.Haz: Murat
Çulcu), Ýstanbul, 1998, s.160.
23- Faik Tonguç, Birinci Dünya Savaþý'nda Bir Yedek Subay'ýn Anýlarý,
Ýstanbul, 1999, s.27.
24- Özdemir, s.176.
* Erzurum'un Þenkaya ilçesine yakýn bir yerleþim birimidir.
25- Belen, s.222-224.
26- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II, s.324.
27- Boðuþlu, s.77.
28- Belen, s.224.
29- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II,s.325-326.
30- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu
Harekâtý, I, s.451-455.
31- Belen, s.224; Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi,
3ncü Ordu Harekâtý, I, s.470.
32- Belen, 226-227.
33- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II,s.330.
34- Görgülü, s.102.
35- Taylan Sorgun, Halil Paþa, Bitmeyen Savaþ, Ýstanbul, 1997, s.138.
36- Tonguç, s.27.
37- Belen, s.227
38- Birinci Dünya Savaþý Ansiklopedisi, II, s.335.
39- Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, 3ncü Ordu
Harekâtý, I, s.536.
19
Orman Mühendisliði Dergisi 4-5-6 sayýlý yayým “Dünden Bugüne” baþlýklý yazýdan 15 nci sayfada
Sayýn Eþref GÝRGÝN’e ait sözlerine istinaden AÜ Çankýrý Orman Fakültesi Dekanlýðýndan gönderilen ve
yanlýþ bilgilenmeyi düzeltme amacý ile dergimizde yayýnlanmasýný istedikleri yazýyý aynen yayýnlýyoruz.
Meslek kamuoyunun her iki yazýyý karþýlaþtýrarak Ülkemizde Orman Mühendisliði Eðitim ve Öðretiminin mevcut durumu hakkýnda deðerlendirmeyi yapacaðýna inanýyoruz.
ANKARA ÜNÝVERSÝTESÝ
ÇANKIRI ORMAN FAKÜLTESÝ DEKANLIÐININ AÇIKLAMASI
Prof.Dr. A.Ýlhami KÖKSAL*
Ankara Üniversitesi Çankýrý Orman Fakültesi,
Bakanlar Kurulunun 24.08.1994 tarih ve 94/6138 sayýlý
kararý ile kurulmuþ ve 1996-1997 öðretim yýlýnda
faaliyete baþlamýþtýr. Fakültemiz Orman Mühendisliði,
Orman Endüstri Mühendisliði ve Peyzaj Mimarlýðý
Bölümleri olmak üzere 3 Bölümden oluþmasýna raðmen
sadece Orman Mühendisliði Bölümü faaliyet göstermektedir. Fakültemiz 600 m2 kapalý, 3600 m2 açýk alandan
oluþmaktadýr. Bina içerisinde 70 kiþi kapasiteli
yemekhane ve kantin, 30 bilgisayardan oluþan ve tamamý
internete baðlý bilgisayar laboratuvarý, 60 kiþi kapasiteli
bir konferans salonu ve bir kütüphanesi bulunmaktadýr.
Fakültemizde en geliþmiþ teknik imkanlar kullanýlarak
çeþitli bilim dallarýna yönelik laboratuvarlar oluþturulmuþtur. Bunlar; Orman Botaniði Laboratuvarý, Fitopatoloji
Laboratuvarý, Silvikültür Laboratuvarlarý, Toprak Ýlmi ve
Ekolojisi Laboratuvarý, Havza Amenajmaný Laboratuvarý
ve henüz hiçbir Orman Fakültesinde bulunmayan
Biyoteknoloji Laboratuvardýr. Fakültemiz bu laboratuvarlar ile bir çok Orman Fakültesinde olmayan altyapýya
sahiptir. Ayrýca Fakültemizde 1999-2000 öðretim yýlýndan itibaren isteðe baðlý Ýngilizce Hazýrlýk Sýnýfý öðretime
baþlamýþtýr. Orman Mühendisi adayý öðrencilerimizin yüksek teknik kapasiteyle mezun olmalarýna yönelik çalýþmalarýmýz büyük bir hýzla devam etmektedir. Bu amaçla
Çankýrý Ýli Merkez Ýlçe Karataþ Mahallesi Karaköprü
mevkiinde 94.181,6 m2 alan üzerinde aðaçlandýrma
sahasý oluþturulmuþ, Eldivan Ýlçesinde Araþtýrma Ormaný,
Kýzýlýrmak ilçesinde eðitim ve araþtýrma amaçlý aðaçlandýrma alaný kurulmuþ ve Ilgaz ilçesinde proje kapsamýnda çeþitli teknik çalýþmalar sürdürülmektedir.
Bilindiði üzere, Ankara Üniversitesi AB Eðitim
Programlarýndan ERASMUS Programýna dahil edilmiþtir.
Bu kapsamda Çankýrý Orman Fakültesi de AB üyesi
ülkelerin ve Erasmus kapsamýndaki diðer Avrupa
ülkelerinin üniversiteleri ile, öðrenci ve öðretim üyesi
deðiþimi, eðitim programlarýnýn geliþtirilmesi için ortak
çalýþmalar ve projeler, bu çalýþmalar ve projelerden elde
edilen sonuçlarýn yaygýnlaþtýrýlmasý ve hayata geçirilmesi,
Avrupa ölçeðinde fakülteler ve bilim dallarýna ait bilgi
aðlarýnýn oluþturulmasý, dil kurslarý ve yoðunlaþtýrýlmýþ
programlar, Avrupa Kredi Transfer Sistemi çalýþmalarýna
destek (ECTS), karþýlýklý bilimsel ziyaretler, master ve
doktora programlarý ile yaz okullarý gibi olanaklardan
yararlanma hakký kazanmýþtýr. AB Yükseköðretim Alaný
kavramý gereði üye ülkelerin yükseköðretim sistemleri
arasýndaki farklýlýklarýn yol açabileceði sorunlarý ortadan
kaldýracak önlemlerin alýnmasý ve ardýndan yüksek öðretim kurumlarý arasýndaki benzerliklerin ve iþbirliðinin
artýrýlmasý gerekmektedir. Bu noktadan hareketle,
baþlangýçta, yükseköðretim sisteminde gerçekleþtirilecek
dört önemli ortak konu saptanmýþtýr. Bunlar;
1. Genelleþtirilmiþ bir Avrupa kredi sistemi,
2. Diplomalar için ortak bir yapýnýn belirlenmesi,
3. Kalite kontrolü ve deðerlendirilmesi,
4. Yeni öðrenme olanaklarýnýn hizmete sunulmasý þeklindedir.
Bu çerçevede ECTS çalýþmalarý tamamlanmýþ ve yeni
bir eðitim öðretim müfredatý hazýrlanarak 2003-2004
eðitim öðretim döneminden itibaren yürürlüðe konulmuþtur.
Fakültemizin tüm birimleri ve Bilgisayar Laboratuvarýnýn internet baðlantýsý tamamlanmýþ akademik ve
idari personel ile öðrencilerin hizmetine sunulmuþtur.
Üniversitemizin saðladýðý olanakla internet üzerinden tam
metin yabancý yayýn tarama hizmeti de faaliyete
baþlamýþtýr. Fakültemiz 1999-2000 öðretim yýlýnda ilk
mezunlarýný vermiþtir. Fakültemizde 2000-2001 öðretim
yýlýnda Orman Mühendisliði Anabilim Dalýnda Yüksek
Lisans Eðitimine baþlanmýþtýr.
Fakültemiz akademik personeli 1 profesör, 4 yardýmcý doçent ve 17 araþtýrma görevlisinden oluþmaktadýr.
Toplam 22 akademik personelin anabilim dallarýna
daðýlýmý ise þöyledir.
Tablodan da görüleceði üzere yalnýz Toprak Ýlmi ve
Ekoloisi Anabilim Dalýnda öðretim elemaný bulunmamaktadýr. Ancak Havza Amenajmaný Anabilim Dalýnda görevli
öðretim üyesi, toprak konusunda doktora çalýþmasý yaptýðý için bu anabilim dalýna ait dersleri de yürütmektedir.
Orman Mühendisliði Bölümünde görev yapan öðretim
elemanlarýnýn 17’si (%94,4) Orman Fakültesi
mezunudur. 18 öðretim elemanýndan sadece birisi Ziraat
Fakültesi Bitki Koruma Bölümü mezunu olup, Orman
Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalýnda 8 senedir görev
20
* Dekan
Tablo 1: A.Ü. Çankýrý Orman Fakültesinin Öðretim
Elemanlarýnýn Anabilim Dallarýna Daðýlýmý
Anabilim Dalý
Profesör Yard.Doç. Araþ. Gör.
(Doktora)
Orm. Ekonomisi
1
1
Orman Entomo.
ve Koruma
1
3
Silvikültür
1
1
Orman Botaniði
1
1
Toprak Ýlmi ve
Ekolojisi
Havza
Amenajmaný
1
Orman Ýnþaatý
ve Transportu
2
Orman Hasýlatý
ve Biyometri
2
Orman
Amenajmaný
2
Diðer
2 (Pey.Mim.
Bölümü)
TOPLAM
1
4
14
Araþ.Gör.
(Yük. Lis.)
1
Diðer
Tablo 2 Meslek Derslerini Veren Öðretim Üyeleri (1997-2005)
Mesleki Dersler
Orman Ýþl.Ekonomisi
Orman Entomo.
ve Koruma
Silvikültür
Toplam
3
4
2
2
1
2
2
1 (Pey.Mim 1 (Türk Dili
Bölümü) Okutmaný)
2
1
2
4
22
yapmakta, bu süre zarfýndaki yayýnlarýnýn tamamý orman
entomolojisi alanýyla ilgili olup Orman Entomoloisi alanýnda tanýnmýþ bir bilim adamýdýr. Adý geçen öðretim üyesi
Profesörlüðünü de sözü edilen anabilim dalýnda almýþtýr.
Fakülte Dekaný Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinin
öðretim üyesi olup Çankýrý Orman Fakültesinde kuruluþundan beri hiçbir derse girmemiþtir.
Fakültenin akademik kadrosu henüz tamamlanmamýþ
olduðundan Türkiye’nin çeþitli üniversitelerinden ders vermek üzere öðretim üyeleri görevlendirilmektedir. Temel
dersler (matematik, yabancý dil, kimya, mühendislik
mekaniði, vb.) genellikle Üniversitemizin çeþitli
Fakültelerinden (Ziraat Fakültesi, Fen Fakültesi,
Mühendislik Fakültesi vb.) görevlendirilen öðretim üyelerince verilirken, Fakültemizde öðretim üyesi bulunmayan
meslek derslerini (dentrometri, hasýlat bilgisi, orman
amenajmaný, vb) vermek üzere günümüze kadar Ýstanbul
Üniversitesi Orman Fakültesi, KTÜ Orman Fakültesi ZKÜ
Bartýn Orman Fakültesi, SDÜ Isparta Orman Fakültesi ve
AÝBÜ Düzce Orman Fakültesinden öðretim üyeleri
görevlendirilmektedir (Bakýnýz Tablo 2). Diðer taraftan
mesleðin temelleri sayýlan Orman Bakanlýðý, Silvikültür,
Havza Amenajmaný, Aðaçlandýrma, Orman Ýþletme
Ekonomisi, Orman Hukuku, Ormancýlýk Politikasý,
Ormancýlýk Yönetim Bilgisi gibi dersler Orman
Fakültelerinden mezun ve kendi dallarýnda doktora yapmýþ
öðretim üyeleri tarafýndan yüksek ders yüküne raðmen
özverili bir þekilde verilmektedir. Tablo 1 incelendiðinde
çeþitli anabilim dallarýnda 14 araþtýrma görevlisinin doktora eðitimlerini sürdürdükleri görülecektir.
Bu araþtýrma görevlilerinin en fazla 3 yýl içinde doktora tezlerini sunarak Fakültede derslere girecekleri ve
Fakültenin dýþarýya baðýmlýlýðýnýn büyük oranda azalacaðý
görülecektir.
21
Geçmiþte Ders Veren Öðr. El. Günümüzde Ders Veren Öðr. El.
Y.Doç.Dr. Devlet Toksoy (KTÜ) Y.Doç.Dr. Sezgin Özden* (2002-)
Prof.Dr. Ziya Þimþek
Prof.Dr. Ziya Þimþek*
Prof.Dr. Gülen Özalp (ÝÜ),
Y.Doç.Dr. Nuri Öner*
Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ)
Orman Botaniði,
Prof.Dr. Barbaros Çetin,
Y.Doç.Dr. Gökhan Abay*
Genel Botanik,
Prof.Dr. Ender Yurdakulol
Orman Aðç.Hay.
(AÜ Biyoloji)
Aðaçlandýrma Tekniði Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ)
Y.Doç.Dr. Nuri Öner*
Or.Ür.Fayd. ve
Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ),
Y.Doç.Dr. Nuri Öner*
Or.Ür.Kimyasý
Doç.Dr. Ekrem Demetçi (OB)
Aðaçlandýrma Tekn. Prof.Dr. Salih Aslan (HÜ),
Y.Doç.Dr. Gökhan Abay*
Doç.Dr. Ekrem Demetçi (OB)
Hasýlat Bilgisi
Doç.Dr. Altay Uður Gül (KTÜ) Y.Doç.Dr. Eyyüp Atýcý (ÝÜ)
Prof.Dr. Hakký Yavuz (KTÜ)
Y.Doç.Dr. Serdar Carus (SDÜ),
Prof.Dr. Nedim Saraçoðlu (ZKÜ)
Doç.Dr. Ali Sencer Birler (OB)
Transport I-II
Y.Taner Adanuroðlu
Y.Taner Adanuroðlu
(OGM Þube Md.)
(OGM Emekli)
Dentrometri
Doç.Dr. Altay Uður Gül (KTÜ) Y.Doç.Dr. Eyyüp Atýcý (ÝÜ)
Prof.Dr. Hakký Yavuz (KTÜ)
Y.Doç.Dr. Serdar Carus (SDÜ)
Prof.Dr. Nedim Saraçoðlu (ZKÜ)
Doç.Dr. Ali Sencer Birler (OB)
Foto Yorumlama
Prof.Dr. Selahattin Köse
Y.Taner Adanuroðlu
Prof.Dr. E.Zeki Baþkent (KTÜ) (OGM)
Orman Amenajmaný Prof.Dr. Selahattin Köse,
Doç.Dr. Ahmet Yeþil (ÝÜ)
Prof.Dr. E.Zeki Baþkent (KTÜ)
Doç.Dr. Ahmet Yeþil (ÝÜ)
Aðaç Fizyolojisi
--Y.Doç.Dr. Gökhan Abay*
Ormancýlýk Politikasý Prof.Dr. Gülcan Eraktan
Y.Doç.Dr. Sezgin Özden* (2001-)
(AÜ Ziraat Fak.)
Ormancýlýk Yönetim Y.Doç.Dr. Devlet Toksoy (KTÜ) Y.Doç.Dr. Sezgin Özden*(2002
Bilgisi
yýlýndan beri)
Ormancýlýk Muhase. Y.Doç.Dr. Devlet Toksoy (KTÜ) Y.Doç.Dr. Sezgin Özden* (2002-)
Toprak Ýlmi
Prof.Dr. Mahmut Yüksel
Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl*
Prof.Dr. Mustafa Çanga
(2005-2006)
Prof.Dr. Mehmet Aktaþ
Prof.Dr. Sadýk Usta
(AÜZF Toprak Bölümü)
Orman Koruma
Prof.Dr. Ziya Þimþek
Prof.Dr. Ziya Þimþek*
Toprak Koruma
Prof.Dr. Mahmut Yüksel
Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl
Prof.Dr. Mustafa Çanga
(2005-2006)
Prof.Dr. Mehmet Aktaþ
(AÜZF Toprak Bölümü)
Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ)
Prof.Dr. Süleyman Özhan (KÜ)
Erozyon ve Sel
Prof.Dr. Mustafa Çanga
Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl*
Kontrolü
(AÜZF Toprak Bölümü)
(2005-2006)
Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ)
Prof.Dr. Süleyman Özhan (ÝÜ)
Prof.Dr. Refik Karagül (AÝBÜ)
Havza Amenajmaný Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ)
Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl*
Prof.Dr. Süleyman Özhan (ÝÜ) (2005-2006)
Prof.Dr. Refik Karagül (AÝBÜ)
Mera Amenajmaný Prof.Dr. Yýlmaz Öztan (KÜ)
Y.Doç.Dr. Ceyhun Göl*
Prof.Dr. Süleyman Özhan (ÝÜ) (2005-2006)
Prof.Dr. Refik Karagül (ÝB)
* Ankara Üniversitesi Çankýrý Orman Fakültesi Kadrolu Öðretim Üyesi
Kýsaltmalar: KTÜ: Karadeniz Teknik Üniversitesi, ÝÜ: Ýstanbul Üniversitesi, HÜ: Hacettepe Üniversitesi, AÜ: Ankara Üniversitesi, OB:
Orman Bakanlýðý, SDÜ: Süleyman Demirel Üniversitesi, ZKÜ:
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, KÜ Kafkas Üniversitesi, AÝBU:
Bolu Abant Ýzzet Baysal Üniversitesi, OGM: Orman Genel Müdürlüðü
ÝSTANBUL ÝLÝ ÇEVRE DÜZENÝ PLANI ÇALIÞMALARI
BAÐLAMINDA CORÝNE SÝSTEMÝ (1)
Prof. Dr. Ö. Bülend SEÇKÝN*
1. GÝRÝÞ
Yakýn zamana kadar, insanoðlunun yeryüzü
üzerinde sürdürdüðü aktivitelerle meydana gelen doða
bozulmalarýnýn doðanýn kendini yenileme yeteneði
sayesinde genellikle onarýldýðý kabul edilirdi. Bu
anlayýþ, yüz yýllar boyunca belirli arazilerde tarýmsal
uygulamalarýn onarýlmaz zararlarýnýn yaþanmasýna raðmen, uzun süre hükmünü sürdürmüþtür. Ancak, son
20-25 yýl içinde, arazi örtüsü ile onun tüm öðelerinin
çok ciddi olarak korunmasý gereði önem kazanmýþtýr.
Bu anlayýþ deðiþikliði üzerinde;
• Belirli bölgelerin giderek çölleþmesi
• Geniþ orman alanlarýnýn hýzla kaybolmasý
• Tarým alanlarýnýn tarýmsal amaçlar dýþýnda kullanýlmak üzere satýlmasý
• Sulak alanlarýn giderek kurumasý
• Sahiller boyunca sürekli kentlerin geliþmesi
vb. gibi fenomenler doðrudan etkili olmuþtur.
Bu geliþmeler baðlamýnda, Avrupa Birliði
Komisyonu (CEC) tarafýndan CORÝNE (Co-ordination of
Information on the Environment - Çevre Bilgi Düzeni)
arazi örtüsü programý baþlatýlmýþtýr. Daha önceleri
arazi örtüsü ile ilgili bilgilerin çerçevesi sadece kentsel
ve tarýmsal geliþmeler ve ana altyapý projeleri vb çalýþmalarla etkilenen küçük alanlar için söz konusu
olurken, CORÝNE arazi örtüsü programý ile Avrupa
Birliði ülkeleri ve Birlik ölçeðinde çevre bilgilerinin
toplanmasý, geliþtirilmesi ve politikalarýn oluþturulmasý
boyutuna ulaþmýþtýr.
CORÝNE programý, 1985 yýlýndan 1990 yýlýna kadar
Avrupa Komisyonu tarafýndan yürütülmüþtür. Bu süre
içinde, bir çevre bilgi sistemi (CORÝNE Sistemi) oluþturulmuþ, bu sistemin terminolojisi ve metodolojisi
geliþtirilmiþ ve sistem, Avrupa Birliði düzeyinde kabul
edilmiþtir. 1991 yýlýnda yapýlan Dobris Konferansý'nda,
bu programýn Avrupa Birliði Yardým Programý
çerçevesinde Orta ve Doðu Avrupa ülkelerinde uygulanmasý Avrupa Çevre Bakanlarý tarafýndan istenmiþ ve
bu Yardým desteði ile 13 ülkede CORÝNE veritabanlarý
tamamlanmýþtýr (Büttner et al., 2004).
Bu arada, Avrupa Konseyi'nin kararý ile Avrupa
Çevre Ajansý (EEA), Avrupa Çevre Bilgi ve Gözlem Aðý
Kurumu (EIONET) kurulmuþ ve CORÝNE veritabanlarý
ile ilgili iþlemlerin yapýlmasý ve onlarýn güncellenmesi
görevi Avrupa Çevre Ajansý'na verilmiþtir. Bugün bu
hizmetler bu Ajans tarafýndan yürütülmektedir.
Çevre ve Orman Bakanlýðý ile Ýstanbul Büyükþehir
Belediye Baþkanlýðý arasýnda 2004 yýlýnda imzalanan
protokol gereðince, Ýstanbul Büyükþehir Belediye
Baþkanlýðýnca Ýstanbul Metropoliten alaný Çevre Düzeni
Planý çalýþmalarý 2005 yýlýnda baþlatýlmýþ bulunmaktadýr. Bu çalýþma baðlamýnda CORÝNE arazi örtüsü programý son derece önem taþýmaktadýr. Ýstanbul ili genel
alaný 540 000 ha büyüklüðünde olup bu alanýn
%47.7'si orman örtüsü ile kaplý bulunmaktadýr.
1.1. CORÝNE Programýnýn Amacý
CORÝNE programý üç temel amaca hizmet etmektedir. Bunlar :
• Avrupa Birliði'nin bütün üye devletleri için belirlenmiþ öncelikli konulara göre çevrenin durumu ile ilgili
bilgilerin toplanmasý
• Üye devletler içinde ya da uluslar arasý düzeyde,
verilerin toplanmasý ve bilgilerin uyumlu hale getirilmesi
• Bilgilerin tutarlýlýðýnýn ve verilerin uyumluluðunun
saðlanmasý;
Ayrýca CORÝNE programýnýn bir diðer amacý da
toplanan çevre bilgilerinin deðiþiminin izlenmesi için
farklý düzeylerde (Uluslar arasý, Birlik, Ulusal ve
Bölgesel) yapýlan çok sayýdaki çalýþmalarýn yýllar
itibariyle bir araya getirilmesidir.
1.2. CORÝNE Programýnýn Organizasyonu
CORÝNE programý, Avrupa Komisyonunun önerisi
üzerine, Konsey'in 27 Haziran 1985 tarihli toplantýsýnda aldýðý karar doðrultusunda, daha önce de belirtildiði
üzere Avrupa Birliði ülkelerinde çevre ve doðal kaynaklarýn durumu ile ilgili bilgilerin toplanmasýný, uyumlu hale getirilmesini ve tutarlýlýðýnýn saðlanmasýný
amaçlayan bir proje çerçevesinde yürütülmektedir. Bu
projenin organizasyon þemasý aþaðýda Þekil 1'de
görülmektedir (CEC, 1995):
22
* Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, Bahçeköy-Ýstanbul
Þekil 1. CORÝNE Projesi Organizasyon Þemasý
1.3. Çevre Özellikleri
Avrupa Birliði'nin çevre politikasýnýn belirlenmesi,
bu politikanýn etkilerinin doðru bir þekilde deðerlendirilmesi ve çevre boyutunun diðer politikalarýn içine
dahil edilmesi için çevrenin aþaðýdaki farklý özelliklerinin çok iyi kavranmasý gerekmektedir :
• Münferit çevrelerin durumu
• Doðal alanlarýn coðrafik daðýlýmý ve durumu
• Yabanýl fauna ve floranýn coðrafik daðýlýmý ve
zenginliði
• Su kaynaklarýnýn kalitesi ve miktarý
• Arazi örtüsünün yapýsý ve toprak durumu
• Çevreye atýlan toksik maddelerin miktarý
• Doðal felaketlerin listesi, vs.
1.4. Çalýþma Düzeni
Bu programýn amacýna ulaþmasý için iki tip çalýþma
yapýlmaktadýr. Bunlar:
1) Avrupa Birliði'ne üye ülkelerde çevre verilerinin
toplanmasý, standardize edilmesi ve deðiþtirilmesi
prosedürlerinin planlanmasý
2) Avrupa Birliði politikalarýnýn hazýrlanmasý ve
yürütülmesi bakýmýndan esas olan çevre bilgilerinin
elde edilmesine özgü bir coðrafi bilgi sisteminin oluþturulmasý.
2. CORÝNE ARAZÝ ÖRTÜSÜ PROJESÝ
Avrupa Birliði'ne üye ülkelerin arazi örtüsü hakkýnda tutarlý coðrafik bilgilerin saðlanmasýný amaçlayan
CORÝNE arazi örtüsü projesi, aþaðýdaki nedenlerden
dolayý gerekli görülmektedir.
• Çevre ve doðal kaynaklarýn yönetimi bakýmýndan
esas teþkil eden rölief, drenaj sistemleri vs. hakkýndaki
bilgilerle birlikte arazi örtüsü bilgilerini gösteren
CORÝNE bilgi sistemine ait ön çalýþma olmasý, dolayýsýyla arazi örtüsü bilgilerinin deðiþik CORÝNE veritabaný
projeleri için bir referans kaynak oluþturmasý.
• Avrupa Birliði'nin bütün ülkelerinde ulusal düzeydeki mevcut arazi örtüsü bilgilerinin heterojen ve parça
parça olmasý ve bunlarýn temininde zorluklarla
karþýlaþýlmasý.
Avrupa Birliði ölçeðinde, CORÝNE sisteminde, arazi
örtüsü bilgileri ve bu bilgilerin deðiþimi çevre politikasýnýn belirlenmesi ve uygulanmasý bakýmýndan etkilidir; ve bu bilgiler karmaþýk deðerlendirmelerin
(örneðin erozyon risklerinin haritalanmasý gibi) yapýlmasýnda diðer verilerle (iklim, eðim, toprak, bitki
örtüsü vs) birlikte kullanýlabilmektedir.
CORÝNE arazi örtüsü projesinin tüm Avrupa
Birliði'nde hem Birlik hem de ulusal (hatta bölgesel)
ihtiyaçlarýn karþýlanmasý bakýmýndan ortak tek bir
proje olarak uygulanmasý, projenin ölçek, en küçük
harita birim alaný ve terminoloji gibi arazi örtüsü projesinin genel özelliklerinde faydalý bir birliktelik
saðlamýþtýr.
2.1. CORÝNE Arazi Örtüsü Bilgilerinin Özellikleri
Bugün artýk her 10 ya da 15 yýlda bir güncellenen
topoðrafik haritalardan elde edilen tematik bilgilere
CORÝNE düzeyindeki çalýþmalarda güven duyulmamakta, hatta tarýmsal ve ormansal yan ürünlerin envanter
ve sörveyleri ile ilgili istatiksel deðerlendirmelerde bunlardan çok az yararlanýlmaktadýr. Özellikle, örneðin
aþaðýdaki konularýn tespiti çalýþmalarýnda bu durum
tipik olarak ortaya çýkmaktadýr;
• Sulak alanlarýn yok olmasý
• Ormanlarýn yangýnlarla tahrip edilmesi
• Hassas alanlarda tarýmsal faaliyetlerin yoðunlaþmasý
• Sahiller boyunca turizmin geliþmesi
• Tarýmsal alanlarda flora ve faunanýn zayýflamasý
• Biyotoplarda türlerin azalmasý
Çevre düzeni amacý ile elde edilen arazi örtüsü bilgilerinin özel istekleri karþýlamasý gerekmektedir. Bu
bilgiler istatiksel olduðu kadar kartografik olmalýdýr. Ve
ayný zamanda deðiþik kademelerde karar oluþturma
çalýþmalarýnda faydalanýlacak þekilde farklý ölçeklerde
üretilme özelliðine sahip bulunmalýdýr. Örneðin,
ihtiyaçlarla karar tiplerinin ölçekle olan iliþkisi aþaðýda
Tablo 1'de görülmektedir (CEC, 1995):
Tablo 1. Ölçek, ihtiyaçlar ve karar tipleri iliþkisi
Ölçek
Karþýlanacak Ýhtiyaçlar
Karar Tipi
1:1.000.000
Arazi örtüsünde uzun
vadeli ana trendler. Arazi örtüsü modellerinin
uluslararasý karþýlaþtýrmasý
Ulusal ve Birlik programlarýnýn yönlendirilmesi ve
ana geliþme programlarýnýn hazýrlanmasý
1:100.000
Ulusal çevre yönetimi: sorunlu ana alanlarýn tanýmlanmasý ve yerlerinin belirlenmesi
Birlik ve ulusal politikalarýn uygulanmasýnýn
izlenmesi
1.25.000
Bölgesel arazi kullanýmýnýn izlenmesi. Hassas alanlarýn yönetilmesi
Yerel yönetim
Deðiþik ölçeklerde kullanýlan terminoloji, karar
vericinin sorumluluðu altýndaki alanlarda arazi kullanýmýnýn tanýmlanmasýný, analiz edilmesini ve izlenmesini olanaklý kýlmalýdýr. Bu alanlarla ilgili bilgilerin
karar organlarýnca kolaylýkla ve hýzlý bir þekilde güncellenmesi mümkün olmalýdýr.
Arazi örtüsünün küçük alanlarda bile tanýmlanmasý,
sýnýflandýrýlmasý ve örtü tiplerinin haritalanmasý çok zor
bir iþtir. Bu iþin özellikle birkaç ülkenin arazi örtüsü
istatistiklerinin karþýlaþtýrýlmasý ya da bir ülkenin arazi
örtüsü ile ilgili mevcut bütün bilgilerinin toplanmasý
boyutunda yapýlmasý durumunda iþin ne ölçüde zor
olacaðý açýktýr. Ancak, son 15-20 yýl içinde yeryüzü
gözlem uydularýnýn (Earth observation satellites)
geliþtirilmesi geniþ alanlarda arazi örtüsü ile ilgili
envanterlerin toplanmasýnda baþarý þansýný artýrmýþtýr.
23
Ayrýca coðrafik bilgi programlarýnýn piyasaya sürülmesi
bu envanterlerden elde edilen bilgilerin daha kolaylýkla
kullanýlmasýný ve bu bilgilerin daha hýzlý bir þekilde güncellenmesini mümkün kýlmýþtýr.
2.2. Yeryüzü Gözlem Uydularý ve Uydu Verilerinin
Özellikleri
Yeryüzü gözlem uydularý ve bunlarýn verileri þu özelliklere sahiptir:
• Çok çeþitli uzaktan algýlama uydularý vardýr. Ýlk
uzaktan algýlama uydusu Amerikan yapýmý olan
Landsat'dýr. Fransa, Belçika ve Ýsveç ortak yapýmý olan
SPOT, Avrupa ortak yapýmý olan ERS, Kanada uydusu
olan Radarsat, bir Rus uydusu olan Resurs, Hindistan
uydusu olan IRS, Japon uydusu olan JERS diðer uydulardan bazýlarýdýr. Her geçen gün daha yeni ve bir
öncekine göre daha geliþtirilmiþ uydular uzaya yerleþtirilmektedir.
Ýkonos da bunlardan birisidir. Ýkonos'un en önemli
özelliði 1m'den daha az hata payý ile algýlama
yeteneðine sahip olmasýdýr. Bunlardan bazýlarýnýn temel
özellikleri þunlardýr (Turoðlu, 2000) :
Landsat uydusu: 23 Temmuz 1972 yýlýnda,
Amerikan Uzay Merkezi (NASA) tarafýndan uzaydaki
yörüngesine yerleþtirilen ilk uzaktan algýlama
uydusudur. Landsat 1,2,3,4,5,6 ve 7 tipleri geliþtirilmiþ ve yörüngelerine yerleþtirilmiþtir. Landsat 1,2 ve 3
uydularý benzer özelliklere sahiptir. Yerden yükseklikleri 920 km olup, bir günde yörüngesinde 14 tur
atmakta (her 103 dakikada bir yörüngesini tamamlamakta) ve yörüngesindeki ayný noktayý 18 günde bir
tekrar gözlemlemektedir. 81 kuzey ve 81 güney enlemleri arasýnda gözlem yapmaktadýr. Her üç Landsat
uydusu da görüntüleri þu iki sistemle algýlamaktadýr.
Bunlar;
• Çok bantlý tarama sistemi (MSS - Multispectral
Scanning System)
• Kamera sistemi (RBV - Return Beam Vidicon)
Landsat 1 ve 2'de 3 adet RBV kamera mevcut olup
bunlar görüntüleri, 185 km X 185 km'lik alanlar için
80 m X 80 m çözünürlükte, Landsat 3'te ise 2 adet
RBV kamera mevcut olup, her bir kamera 98 km X 98
km'lik alanlar için 40 m X 40 m çözünürlükte algýlamaktadýr.
Landsat 4,5 ve 6 numaralý uydular da birbirine benzer özelliklerdeki ikinci tip uydulardýr. Landsat 4
uydusu iki sistemle çalýþmaktadýr:
• Çok bantlý tarama sistemi (MSS)
==>
Tek yönlü tarama ve algýlama yapabilir.
• Tematik haritalayýcý (TM - Thematic Mapper)
==>
Ýki yönlü (saða ve sola) tarama ve
algýlama yapabilir. Böylece MSS'ye göre iki kat zaman
kazanmýþ olur.
Landsat 7 uydusunun diðerlerinden farklýlýklarý
arasýnda 705 km yörünge yüksekliði ve ayný yeri
gözleme süresinin de 16 gün aralýklarla olmasýdýr.
Spot uydusu: Fransýz, Belçika ve Ýsveç ortak yapýmý
olan bu uydu 1986 yýlýnda yörüngesine oturtulmuþtur.
Ticari amaçlý olup, görüntüleri 1/100 000 ve 1/50 000
ölçekli haritalarýn güncellenmesinde ve 1/25 000
ölçekli haritalarýn yapýlmasýnda kullanýlmaktadýr.
SPOT 1,2,3 uydularý birbirine benzer özelliklere
sahiptir. Bu uydular beraber çalýþan iki farklý türden
algýlayýcý taþýmakta ve bu algýlayýcýlar HRV (High
Resolution Visible) adý ile tanýnmaktadýr. Bunlar;
• P (Pankromatik) - siyah beyaz görüntüler
• XS (Multispectral) - Çok bantlý görüntüler'dir.
SPOT uydular, 60 km X 60 km ve 60 km X 80
km'lik alanlar için 20 m ve 10 m çözünürlüklerde
görüntüler alma olanaðýna sahiptir. Ayný yeri görüntüleme periyodu enleme göre deðiþmekle birlikte,
örneðin 45º enleminde ayný nokta 26 günlük yörünge
devri sýrasýnda 11 defa, ya da bir baþka ifade ile ayný
yer ortalama 2 ile 4 günde bir görüntülenebilmektedir.
SPOT uydularýnýn bir baþka özelliði de HRV olanaðý
ile ilgilidir. HRV aletinin açýlý görüntü alabilme özelliði
nedeni ile yeryüzüne ait stereoskopik görüntü almak
mümkündür. Böylece farklý bir çalýþma zenginliði de
elde edilmiþ olmaktadýr.
Ýkonos uydusu: Bu uydu, hassasiyeti en yüksek
olan uydu olup, pankromatik ve multispektral algýlama
yapmaktadýr. Ýkonos uydusu, 681 km'lik mesafedeki
bir yörüngede seyretmekte olup 11 km boyutlarýndaki
çerçeve içinde algýlama yeteneðine sahiptir. Hassasiyet
derecesi 1 m (87 cm)'dir. Özellikleri aþaðýda Tablo 2'de
özetlenmiþ bulunmaktadýr:
Tablo 2. Ikonos uydusunun özellikleri
Band
1
2
3
4
PAN
Dalga boyu aralýðý, µm
0.45 - 0.52
0.52 - 0.60
0.63 - 0.69
0.76 - 0.90
0.45 - 0.90
Çözünürlük, m Uygulama alanlarý
4
Haritalama, Orman,
4
Tarým, Çevre, Arazi
4
kullanýmý, sorun
4
çözümü
Belediye hizmetleri
1
Taþýma, ulaþým
Madencilik
• Uydu verileri ucuzdur. Yeryüzü gözlem uydularý ile
veri elde edilmesine iliþkin maliyetler aþaðýda
görülmektedir (CEC, 1995).
SPOT (HRV XS)
0.50 Euro /km2
Landsat (MSS)
0.03 Euro /km2
Landsat (TM)
0.14 Euro /km2
• Uydu verileri objektiftir. Algýlayýcý (sensor) Transmisyon (Geçiþ) - Resepsiyon (Alýþ) sistemi herhangi bir insan müdahalesini gerektirmemektedir.
• Uydu verileri büyük alanlar için söz konusu olup,
bu alanlarýn büyüklükleri her Landsat görüntüsü için
35000 km2, her SPOT görüntüsü için de 3600
24
Tablo 3. Arazi örtüsünün haritalanmasýnda farklý yöntemlerin Fransa örneðine ait masraf ve fayda durumu
Ana Bilgi
Kaynaklarý
Ölçek
Harita Sayýsý Harita Boyutu
Yersel Ölçme
1:5000
75000
Hava
Fotoðraflarý
1:25000
2000
Yeryüzü Gözlem
Uydularý SPOT/TM
1:50000
1100
Yeryüzü Gözlem
Uydularý TM/MSS
1:100000
74
Yeryüzü Gözlem
Uydularý MSS
NOAA Meteoroloji
Uydularý
Çalýþýlacak
Döküman Sayýsý
Ýzin Verilebilir Hari- Yaklaþýk Maliyet Tamamlanma
talama (Hata 2mm) Milyon FF
Süresi, Yýl
1100 m2
(0.01 ha)
5000
100
60000 Hava Fotoðrafý
2500 m2
(0.25 ha)
100
1.5
40x56 cm
20x28 km.
250 SPOT görüntü
10000 m2
(1 ha)
40/50
5
90x110 cm.
90x100 km.
42 TM görüntü
40000 m2
(4 ha)
15
2
1:250000 ile 16
1:1000000
90x110 cm.
225x275 km.
42 MMS görüntü
25000 m2
(2.5 ha)
2.5
0.25
1:250000
110x110 cm
1 AVHRR görüntü
2 km2
0.5
0.1
1
50x60 cm.
2.5x3 km.
km2dir; Landsat görüntü alanýný kapsayacak hava
fotoðraflarýnýn sayýsý 1/ 50 000 ölçekli olarak 750,
1/20 000 ölçekli olarak da 3500 adettir.
• Toplanan veriler yer yüzeyinin özellikleri ile ilgilidir.
• Bu veriler veri iþleme tekniklerindeki geliþmeler
sayesinde birçok üstünlüklere sahip olan sayýsal (digital) formdadýr.
2.3. Verilerin Elde Edilmesi
Yeryüzü gözlem uydu verileri Landsat uydularý için
Eosat ve Eurimage firmalarý, SPOT uydularý için de
spot image (Fransa) tarafýndan saðlanmaktadýr. Bu firmalar, söz konusu uydularý iþletmekte ve böylece
bütün veri kullanýcýlarýnýn karþýlaþtýðý sorunlar bu firmalarca çözümlenmektedir.
Uzaktan algýlama verileri arazi örtüsü haritalarýnýn
yapýmýnda hava fotoðraflarý ve saðlýklý yersel ölçmeler
ile birlikte kullanýlan veri setlerinden birisini oluþturmaktadýr. Böyle bir veri setinin seçimi keyfi olmamakta, bu seçim, kullanýcýnýn ihtiyaçlarýna uygun düþen
teknik ve ekonomik esaslara göre yapýlmaktadýr.
Aþaðýda Tablo 3'de görülen Fransa örneðine (550 000
km2 ) ait bilgiler arazi örtüsü haritalarýnýn yapýmýnda
farklý yöntemlerin (bilgi kaynaklarýnýn) masraf ve faydalarý hakkýnda bir fikir vermektedir (CEC, 1995).
2.4. Projenin Temel Ýstekleri
• Çalýþma ölçeðinin 1:100 000 olmasý
• Temel veri olarak Landsat yeryüzü gözlem uydularýnýn MSS alýcýlarýndan elde edilen verilerin kullanýlmasý.
• False-colour (Yanýltýcý renkli) görüntülerin bilgisayar destekli yorumlamalarla analizlerinin yapýlmasý
• En küçük çalýþma alanýnýn 25 ha olmasý
• CORÝNE arazi örtüsü terminolojisinin birim alan
tanýmlamasý bazýnda hiyerarþik olarak üç seviyede formüle edilmesi.
3. DEÐERLENDÝRME
Yeryüzü gözlem uydu verileri, geniþ alanlarda arazi
örtüsü envanterlerinin hazýrlanmasýnda çok büyük
öneme sahiptir. Bu verilerin dikkatli olarak sistematik
bir þekilde ve mevcut arazi örtüsü verileri ile (yardýmcý
dokümanlarla) birlikte kullanýlmasý gerekmektedir.
Arazi örtüsü projesi, CORÝNE programýnýn bir
parçasý olarak görülmektedir. Bu programda arazi
örtüsüne ve arazi kullaným durumuna ait veriler
toplanýp coðrafi bilgi sistemi ortamýnda sorgulanmakta
ve çevreye ait veriler depolanmaktadýr. Avrupa Birliði
ülkelerinde bu program her ülke sýnýrlarý içinde uygulanmaktadýr.
CORÝNE veritabanýnda arazi örtüsü ve arazi kullaným þekli projenin temelini oluþturmaktadýr. Bu veritabanlarýnýn düzenli olarak güncellenmesi gerekmektedir. Bu güncelleme, deðiþik þekillerde örneðin uydu
görüntülerinin iþlenmesi ve coðrafi bilgi sistemlerinin
kullanýlmasý suretiyle sürekli olarak yapýlabilmektedir.
KAYNAKLAR
Brüttner, G., Feranec, J., Jaffrain, G., Mari, L., Maucha, G. ve
Soukup, T., 2004: The European Corine Land Cover 2000 Project.
XXth Congress of International Society for Photogrammetry and
Remote Sensing, Ýstanbul.
CEC, 1995: Corine Land Cover. Commission of European
Communities. http://reports.eea.ea.int/COR0-landcover/en
Turoðlu, H., 2000: Coðrafi Bilgi Sistemlerinin Temel Esaslarý. ISBN
975-97319-0-8, Ýstanbul.
25
YETÝÞME ORTAMI HARÝTALARININ ORMAN
AMENAJMAN PLANLARINDAKÝ YERÝ VE ÖNEMÝ
Prof. Dr. Emin Zeki BAÞKENT* / Arþ. Gör. Alkan GÜNLÜ**
Doç. Dr. Lokman ALTUN* / Arþ. Gör. Dr. Murat YILMAZ**
Özet
Ülkemiz ormanlarýnýn potansiyel verim güçlerine göre iþletilmesi ve ormanlardan faydalanmanýn üstlenebileceði fonksiyonlara göre planlanmasý, orman yetiþme ortamýnýn
tanýnmasý ve doðru olarak deðerlendirilmesine baðlýdýr. Bu koþul da, orman yetiþme
ortamý birimlerinin ayrýlmasý ve haritalarýnýn yapýlmasýyla gerçekleþtirilebilir. Bu çalýþmada yetiþme ortamý envanterinin ve yetiþme ortamý haritalarýnýn yapýlmasýnýn ülke
ormancýlýðý açýsýndan taþýdýðý öneme, yetiþme ortamý haritalarýnýn yapým yöntemleri ve
aþamalarýna, orman amenajman planlarýndaki önemine deðinilmiþtir. Öte yandan, yapýlmasý süre ve çok fazla emek isteyen haritalamada geliþen teknik imkânlardan yahut biliþim teknolojisinden nasýl yararlanýlabileceði konusuna da vurgu yapýlmýþtýr.
Anahtar kelimeler: Yetiþme Ortamý, Orman Amenajman Planlamasý, Yetiþme Ortamý
Haritacýlýðý
1. Giriþ
Orman amenajman planlarýnýn
düzenlenmesi, uygulanmasý, denetlenmesi ve yenilenmesi hakkýndaki
yönetmeliðin birinci maddesine göre
ormanlarýn planlanmasý, ormancýlýðýn ana ilkeleri olan; süreklilik,
ekonomiklik, verimlilik, çok amaçlý
faydalanma, koruma ve estetiklik
ilkelerine uygun olarak yapýlýr.
Üçüncü madde de ise, devlet ormanlarýnýn genel olarak iþletme amaçlarý;
"yetiþme ortamý etmenlerinden" en
yüksek miktar ve kalitede orman
ürünleri üretmek ve ulusumuzun bu
ürünlere olan ihtiyacýný sürekli olarak
karþýlanýr, bunun yanýnda ormanlarýn
hidrolojik, toprak koruma, estetik,
dinlenme, ulusal savunma, doða
koruma ve bilimsel iþlevlerden en
üst düzeyde yararlanýlýr, þeklinde
ifade edilmiþtir (OGM,1991). Orman
kaynaklarýnýn bu çok yönlü fonksiyonlarýndan en yüksek düzeyde
yararlanabilmek için; baþta yetiþme
ortamý envanteri olmak üzere, her
þeyden önce saðlýklý ve tekniðe
uygun amenajman planlarýnýn hazýrlanmasý gerekmektedir (Seçkin, B.,
ve Kahveci, O.,1993).
Sürdürülebilir
ormancýlýk,
ormanlarýn ve orman alanlarýnýn biyolojik çeþitliliðini, verimliliðini,
gençleþme kapasitelerini, hayatiyetlerini bugün ve gelecekle ilgili ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarýný, yerel, bölgesel ve küresel
düzeylerde diðer ekosistemlere
zarar vermeden devamlýlýðýný saðlayacak bir þekilde ve yoðunlukta iþletimi ve kullanýmý olarak tanýmlanmaktadýr (Anonim, 1993).
Bu
tanýmlamaya
göre
sürdürülebilir bir ormancýlýk için,
doðaya yakýn bir ormancýlýk yapmak, bunun için de; öncelikle orman
ekosisteminin dengeli bir þekilde
varlýðýný sürdürmesini saðlayan
yetiþme ortamý özelliklerini, yaþama
birliðini ve bu birliði oluþturan canlý
toplumlarýný araþtýrarak ortaya koymak
gerekmektedir.
Kýsaca,
sürdürülebilir
ormancýlýk
için
yetiþme ortamý özelliklerinin belirlenmesi,
sýnýrlandýrýlmasý
ve
sýnýflandýrýlarak haritalara baðlanmasý gerekmektedir Yetiþme ortamý
özellikleri araþtýrýlýp, ortaya konulmadan (envanteri yapýlmadan)
modern ve teknik anlamda bir plan26
* K.T.Ü Orman Fakültesi, Orman Mühendisliði
** A.Ý.B.Ü Orman Fakültesi, Orman Mühendisliði
lamanýn mümkün olamayacaðý,
doðaya uygun bir orman iþletmeciliðinin yapýlamayacaðý, dolayýsýyla
bu iþin yapýlmasýnýn öncelikli iþlerden olduðu vurgulanmaktadýr
(Irmak 1946; Sevim 1962; Kantarcý
1978; Günay 1993; Çolak and
Pitterle 1999).
Zamanýmýzda orman yetiþme
ortamý çalýþmalarý, orman yetiþme
ortamýný belirleyen çevre faktörlerinin (mevki, iklim, toprak ve canlýlar) basit bir envanteri deðil, bu
faktörlerin orman bitkileri üzerindeki etkilerinin de incelenmesi ve
sonuçlarýnýn ormancýlýk uygulamalarýnda faydalanmak üzere derlenmesi þeklinde yapýlmaktadýr.
Böylece orman yetiþme ortamý çalýþmalarý, orman yetiþme ortamý
incelemeleri, sýnýflandýrmasý, deðerlendirmeleri
ve
haritalamasý
evrelerinde yapýlmaktadýr (Kantarcý,
1980).
Ülkemizde arazi sýnýflamasý ve
buna baðlý olarak orman yetiþme
ortamý faktörlerinin irdelenerek
yetiþme ortamý haritalarýnýn yapýlmamýþ olmasý, ormancýlýk uygulamalarýnda hatalý ve baþarýsýz
sonuçlarýn elde edilmesine sebep
olmaktadýr. Bu durum, ülkemizde
orman azalmasýnýn en önemli
nedenlerinden biri olarak kabul
edilmektedir. Ayrýca, ülke ormanlarýn yaklaþýk yarýsýnýn bozuk nitelikte olmasý bu tablonun önemli
sonuçlarý arasýnda yer almaktadýr.
Dolayýsýyla,
arazi
kabiliyet
sýnýflandýrmasý
yapýlýp
orman
yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlarak
haritalanmasý
gerekmektedir
(Baþkent ve ark. 2003).
Bu
çalýþmada,
ülkemiz
ormancýlýðý için çok önemli olan
ancak gerekli önem verilmeyen
yetiþme ortamý envanterinin diðer
bir deyiþle yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn orman amenajman planlarý için ne denli önemli olduðuna ve
bundan sonra yapýlacak olan orman
amenajmaný planlarýnda yetiþme
ortamý envanterine gereken önemin
verilmesi konusu üzerinde durulmaktadýr.
2.Yetiþme Ortamý Kavramý ve
Haritacýlýðý
Orman yetiþme ortamý coðrafi
konumu belli bir yerde orman bitkilerinin yaþamasýný saðlayan ve onlarý
devamlý etkisinde bulunduran çevre
koþullarýnýn oluþturduðu ve bu
koþullar arasýnda karþýlýklý bir dengenin ve dinamik iliþkilerin bulunduðu ekolojik bir ortamdýr. Veya
orman vejetasyonunun yetiþmesini
saðlayan ve onu devamlý etkisi altýnda bulunduran faktörler kompleksine "Orman Yetiþme Ortamý" denir
(Kantarcý, 1980).
Orman alanlarýnýn sýnýflandýrýlmasýnda,
yetiþme
ortamý
kavramýnýn kullanýlmasý herkes
tarafýndan
benimsenmektedir
(Pfister, 1977; Bailey et al., 1978;
Grey, 1980; Spurr and Barnes,
1980). Yetiþme ortamý, genellikle
belirli bir alan içindeki bütün çevresel faktörlerin bütünleþtirilmiþ þeklidir. Yetiþme ortamý ayný zamanda,
belirli bir zaman içerisinde vejetasyon, ana materyal, topografya ve
iklim arasýndaki karþýlýklý etkileþimin
fonksiyonu gibi tanýmlanmaktadýr
(Bailey et al., 1978). Bunlara ilave
olarak bir orman yetiþme ortamý;
iþletme ve ýslah etme teknikleri ve
beklenen ürünleri, tür seçimlerine
göre benzer silvikültür uygulamalarý
gerektiren bir alandýr. Yetiþme
ortamý üniteleri benzer iklim toprak
özellikleri, topografya ve ana
materyal gibi özelliklerle birlikte
ifade edilmektedir. Bu tanýmlardan
anlaþýlacaðý gibi, yetiþme ortamý
haritalarý yetiþme ortamý faktörlerinin bir bütün olarak incelenmesinden oluþmaktadýr. Bu nedenle
orman yetiþme ortamý haritalarý
ormancýlýk pratiði için, yetiþme
ortamý þartlarýna uygun bir
ormancýlýk uygulamasýnýn yapýlmasýný imkan dahiline sokmakta ve
böylece
verimin
artýrýlmasý,
meþcereyi tehdit eden tehlikelere
karþý
tedbirlerin
alýnmasý,
ormancýlýk tedbirlerinin lokal þartlara göre ayarlanmasý, yetiþme
ortamý verim gücünün artýrýlmasý
gibi hususlarda yetiþme ortamý haritalarýndan faydalanýlmakta ve
yetiþme ortamý haritalarý bu yönde
deðerlendirilmektedir. Ayrýca orman
yetiþme ortamý haritalarý planlama
ünitesindeki iklim, toprak oluþumu
ve arazi þekli bakýmýndan farklý arazi
parçalarýnýn meydana çýkarýlmasý,
doðal afetlere karþý önlem alýnmasý,
silvikültür planlamasý, silvikültürel
müdahaleler ve yetiþme ortamý
Þekil 1. Orman yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlmasýnda kullanýlan yöntemlerin gösterimi
27
verim gücünün yükseltilmesi konularýnda uygulayýcý için temel altlýk
olarak kullanýlabilecektir. Türkiye'de
Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin
(OYOB) ayrýlmasý ve haritalanmasý,
iki farklý yönteme göre yapýlmaktadýr. Bunlardan birincisi; büyüme
döneminde su açýðý bulunmayan
yörelerde beslenme (bitki-besin elementleri) iliþkilerine göre; ikincisi
ise, su açýðý bulunan yörelerde ise
hava - su ekonomisi yöntemine göre
yapýlmaktadýr. Bitki-besin maddelerine göre orman yetiþme ortamý birimlerinin ayýrýmýnda anakaya,
toprak derinliði, toprak türü,
taþlýlýk, yýkanma horizonundaki pH
(KCl) deðiþimi, Ah horizonundaki
organik madde ve aktüel verimlilik
sýnýfý ayýrým ölçütü olarak alýnmaktadýr. Hava-su ekonomisine göre ise
OYOB ayrýlmasý ve haritalanmasý
çalýþmalarýnda topraklarýn faydalanabilir su kapasiteleri (FSK) temel
ölçüt alýnmaktadýr. Ancak FSK bu
denli önemli olmasýna raðmen tek
baþýna OYOB'nin ayrýlmasý ve haritalanmasýnda yeterli olamamaktadýr.
Bunun yanýnda topraklarýn orman
yetiþme ortamý özelliklerini en fazla
etkileyen anakaya, toprak türü,
toprak taþlýlýðý ile orman aðaçlarýnýn
köklenmesine uygun fizyolojik
toprak derinliði de dikkate alýnmaktadýr (Kantarcý, 1980; Altun,
1995).Yetiþme ortamý haritacýlýðý
yapýlacak bir çalýþma alanýna iliþkin
olarak hangi yöntemin kullanýlacaðýna karar vermek için öncelikle o
çalýþma alanýna iliþkin olarak
Thorntwaite (Erinç, 1984) yönteminden yararlanýlarak iklim analizlerinin yapýlmasý gerekmektedir.
Yapýlan iklim analizleri sonucu yaz
aylarýnda çalýþma alanýna iliþkin su
açýðýnýn söz konusu olduðu yerlerde
su-hava ekonomisi yöntemi, su noksanýnýn olmadýðý yerlerde ise bitkibesin maddeleri yöntemi kullanýlmalýdýr. Örneðin, Gümüþhane-
Þekil 2. Tabakalý anakaya üzerinde sýð toprak geliþimi (Foto Bernard, 1994).
Karanlýkdere iþletme þefliðinde
yapýlan bir çalýþmada yetiþme
ortamý birimlerinin ayrýlmasýnda,
çalýþma alanýnda yapýlan iklim analizleri sonucunda yaz aylarýnda su
açýðý çýkmasý nedeniyle su-hava
ekonomisi yöntemi kullanýlmýþtýr
(Bakkaloðlu, 2003). TrabzonMaçka Orman üstü serisinde
gerçekleþtirilen diðer bir çalýþmada
ise su açýðý olmamasý nedeniyle bitki
besin maddeleri yöntemi kullanýlmýþtýr (Altun, 1995). Her iki
alana iliþkin arazi yapýsýný ve su
açýðýný gösteren grafik Þekil 1 de
verilmiþtir.
Þekil
1
incelendiðinde;
Gümüþhane yöresindeki çalýþma
alanýna iliþkin olarak özellikle yaz
aylarýnda (Temmuz, Aðustos ve
Eylül) su açýðýnýn olduðu görülmektedir. Bu gibi alanlarda yetiþme
ortamý haritacýlýðýnýn yapýmýnda suhava ekonomisi yöntemi kullanýlmaktadýr. Trabzon yöresindeki çalýþma alanýna iliþkin olarak özellikle yaz
aylarýnda su açýðýnýn olmadýðý
görülmektedir. Bu gibi alanlarda
yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn
yapýmýnda bitki-besin maddeleri
yöntemi kullanýlmaktadýr.
Ancak ülkemizin büyük bir
bölümü yarý kurak ve kurak iklim
kuþaðýnda yer almaktadýr. Bundan
dolayý orman yetiþme ortamý haritalarýnýn yapýmýnda su en önemli sýnýr28
layýcý faktör olarak ortaya çýkmaktadýr. Suyun bu denli önem kazanmasý onun Orman Yetiþme Ortamý
Birimlerinin ayýrýmýnda kullanýlmasýný gerekli kýlmaktadýr.
4.
Orman
Amenajman
Planlarýnda
Yetiþme
Ortamý
Haritacýlýðýnýn Önemi
Sürdürülebilir ormancýlýk çalýþmalarý yapabilmek için, yetiþme
ortamýný iyi tanýyarak bu ortamýn
yetiþtirme gücünden devamlý ve en
yüksek verimi alacak þekilde yararlanmak gerekmektedir. Yetiþme
ortamý faktörlerini bilmeden ormanlarýn planlamasý, silvikültürel uygulamalar, aðaçlandýrma ve erozyon
kontrol çalýþmalarýnýn yapýlabilmesi
söz konusu deðildir. Ormancýlýkta
silvikültür planlarýnýn baþarý derecesi doðrudan yetiþme ortamý
koþullarýnýn bilinmesine ve tanýnmasýna baðlýdýr. Zira yetiþme ortamý
envanteri yalnýz aðaç türü seçimi
için deðil, ormana uygulanacak
bütün silvikültürel müdahaleler için
gerekli temel esaslarý verir. Diðer
yandan silvikültürel kararlarda (tür
seçimi, gençleþtirme yöntemi ve
bakýmý) etkili olan en önemli faktörlerin yetiþme ortamý özellikleri
olduðu ortadadýr. Örneðin taþlý, sýð
topraklarýn bulunduðu bir meþcere
de týraþlama kesimi iyi sonuç vermeyecektir.
Amenajman planlarýnýn hazýrlan-
masý sýrasýnda, planý etkileyecek
tüm etmenlerin yeterince dikkate
alýnmasý zorunludur. Diðer etmenler
yeterince dikkate alýnsa dahi
yetiþme ortamý etmenlerinden herhangi biri, örneðin toprak derinliðinin dikkate alýnmamasý halinde
yapýlacak bir aðaçlandýrma /
gençleþtirme çalýþmasýnýn baþarýlý
olamayacaðýný gösteren pek çok
örnek mevcuttur (þekil 2).
Þekil 2 incelendiðinde; tabakalý
anakaya yapýsýnýn var olduðu
görülecektir. Bu anakaya yapýsý
topraklaþma hýzýný dolayýsýyla
toprak derinliðini olumsuz yönde
etkilemiþtir. Neticede sýð bir toprak
yapýsý ortaya çýkmýþtýr. Sýð toprak
üzerinde geliþen aðaçlarýn kökleri
tabakalý anakaya ulaþtýðýnda aðaçlar
kurumaya baþlamýþtýr. Kuruyarak
meþcereden ayrýlan aðaçlar arasýnda
mesafeler açýlmýþtýr. Rüzgarýn bu
alandaki etkisi sonucu aðaçlar
devrilmiþ, çýplak kalan toprak
kayarak anakaya yüzeye çýkmýþtýr.
Ýþte jeolojik temel olarak benzer
özellik gösteren bu gibi aðaçlandýrma alanlarýnda tür seçimi yetiþme
ortamý koþullarýna göre yapýlmadýðýnda baþarýlý olmak mümkün
olmayacaktýr. Sonuçta emek-zamanmaddi kayýplar ortaya çýkacaktýr.
Amenajman planlarýnda yetiþme
ortamýnýn potansiyel verim gücünden azami faydalanma ve ormanýn
verimliliðini garanti altýna almaya
yönelik yetiþme ortamýnýn tüm
öðelerini kullanmaktadýr.
Bozuk orman ve orman içi açýklýklarda örtü tespiti dýþýnda sahanýn
verimlilik tespiti yapýlmadýðýndan
aðaçlandýrmalarda hangi türün
getirileceði tesadüflere kalmaktadýr
(OGM, 1991). Su veriminin ön
plana çýkacaðý bir havzada standart
yaþtaki üst boya göre bonitetin
belirlenmesi faydalanmanýn düzenlenmesi için yeterli bilgileri vermemektedir.
Yetiþme ortamý koþullarý ve
dolayýsýyla ormanýn potansiyel üretim gücünü ve ona iliþkin dinamikleri bilmeden üretim ve faydalanmayý planlamak, iþletme amaçlarýný
belirlemek
mümkün
deðildir
(Soykan, B., ve Köse., S, 1993). Bu
bakýmdan
yetiþme
ortamý
koþullarýnýn
tanýnmasý
ve
sýnýflandýrýlarak haritalara baðlanmasý, sürdürülebilir bir ormancýlýðýn
asgari gereklerinden biri olarak
ortaya çýkmaktadýr.
Tüm
dünyada
ormancýlýk,
ormanlarýn hem ekolojik, ekonomik,
sosyal hem de hizmet deðerleri için
iþletildiði bir çaða doðru ilerlemektedir. Ormanlarýmýzýn geleceðini
düþünerek sürdürülebilir ormancýlýðý uygulayabilmek için vakit
geçirmeden yetiþme ortamý envanteri çalýþmalarýna baþlanarak orman
yetiþme ortamý haritalarý yapýlmalýdýr.
Yetiþme
ortamý
envanteri,
sýnýflandýrýlmasý ve haritalanmasý
için gerekli olan arazi etütlerinin
amenajman heyetleri tarafýndan
yapýlmasý
mümkün
deðildir.
Bununla ilgili olarak amenajman
heyetleri gibi ayrý bir birimin
(yetiþme ortamý etüd ve haritalama)
oluþturulmasý gerekmektedir. Bu
birim içerisinde ekolog, bitki sosyologu ve amenajmancý yer
almalýdýr.
Ancak yersel ölçümlerle bir hayli
güç, zaman alýcý ve pahalý olan
yetiþme ortamý envanteri, Türkiye
genelinde henüz yapýlmamýþtýr.
Ülkemizde yetiþme ortamý haritacýlýðýnýn yapýlmasý konusunda
birkaç bilimsel çalýþma dýþýnda pek
fazla çalýþma olmamýþtýr. Bu nedenle ülkemizin belirli pilot bölgelerinde; fizyografik, edafik, klimatik vb. faktörlerle farklý aðaç türleri dikkate alýnarak yersel ölçümlerle yetiþme ortamý envanteri ortaya
konulmalý, yersel ölçümlerle ortaya
29
konulan yetiþme ortamý envanteri
uydu görüntüleri yardýmýyla test
edilmesi ve sonuçlarýn deðerlendirilmesi yapýlmalý, olumlu ve
tutarlý sonuçlarýn elde edilmesi
halinde Coðrafi Bilgi Sistemi (CBS)
ve uydu görüntüleri yardýmýyla
yetiþme ortamý envanterinin ortaya
konulmasý
çalýþmalarýna
hýz
kazandýrýlmalýdýr. Bu þekilde Ülkemizin en önemli doðal kaynaklarýndan
biri olan ormanlarýn mevcut potansiyel verim güçlerinin belirlenmesi,
zamansal deðiþimlerinin izlenmesi
ve güncelleþtirilmesi amacýyla
yapýlacak çalýþmalarda, yersel çalýþma destekli, amaca uygun olarak
farklý çözünürlükteki Ýkonos (1m),
Landsat (30m) vb. gibi uzaktan
algýlama verilerinin kullanýlmasý,
doðru, hýzlý ve düþük maliyetli/bilgi
elde edilmesini saðlayacaktýr.
Günümüzde OYOB ayrýlarak haritalanmasýnda uzaktan algýlama ve
CBS tekniklerinden yararlanýlmaktadýr. Musaoðlu (1999) tarafýndan
Belgrad ormanýnda gerçekleþtirilen
bir çalýþmada; Landsat TM uydu
görüntüsünün özellikle 5.kanalýndan elde edilen sonuçlarýn, yersel
ölçümlerle elde edilen sonuçlarla
uyum içinde olduðu sonucu ortaya
çýkmýþtýr. Ayrýca mikro dalga bölgesinde algýlama yapan radar uydularýndan elde edilen görüntülerin
yersel verilerle yüksek korelasyon
gösterdikleri saptanmýþtýr. Özellikle
uzun dalga boyu ve yatay polarizasyonda çalýþmasý nedeniyle JER.SAR
görüntülerinden toprak nemini
belirlemede yüksek doðruluklu
sonuçlar üretiliþtir. Yapýlan diðer bir
çalýþmada ise radar görüntüleri kullanýlmasý sonucunda nemli topraklarýn kuru topraklara göre daha yüksek bir parlaklýk deðerine sahip
olduklarý anlaþýlmýþtýr. Bu sonuç
orman yetiþme ortamý envanterinin
uydu görüntüleri yardýmýyla yapýlmasýna büyük kolaylýk saðlayacaktýr
(Dobson ve Dið., 1991). Optik
algýlayýcýlarla yapýlan bir çalýþmada
ise Landsat TM'in 5.kanalý toprak
nemi çalýþmalarý için önerilmektedir
(Lillesand; Kiefer 1987). Bir baþka
çalýþma sonucunda mikro dalga bölgesinde topraktaki su miktarýndaki
deðiþim, topraðýn yansýtým özelliklerine çok büyük etki ettiðinden
nemli ve kuru alanlarýn birbirinden
ayýrt edilebilirliðini kolaylaþtýrmaktadýr (Saatchý., 1993).
Uydu ve bilgisayar teknolojisindeki hýzlý geliþim uzaktan algýlama
tekniklerinin farklý alanlarda kullanýmýna imkâný saðlayacaktýr. Bu
imkânlardan Orman Yetiþme Ortamý
Haritalarýnýn yapýmýnda da yararlanmak mümkündür. CBS yardýmýyla
yetiþme ortamý birimlerinin ayrýlmasý ve dolayýsýyla haritalarýn
yapýmý için verilerin giriþi çok kýsa
sürede gerçekleþecektir. Bundan
sonra yapýlan analiz ve yorumlama
iþlemleri ile haritalarýn düzenlenmesi daha kolay ve hýzlý olacaktýr.
Böylece ormancýlýk sektöründe
görev alan orman mühendisi teknik
elemanlarýn çeþitli ormancýlýk uygulamalarýnda kullanacaklarý altlýklarýnda ölçek birliði saðlanmýþ olacaktýr. Bu sayede herhangi bir
ihtiyaç için baþvurulduðunda birbirinden farklý altlýklarla karþýlaþýlmayacak, dolayýsýyla duyarlýlýðýndan
kuþku duyulan veriler olmayacak
yani veri kalitesi artýrýlmýþ olacaktýr.
Sonuç olarak orman yetiþme ortamý
haritalarý bilgisayar ortamýnda
yapýldýðý ve depolandýðý zaman bunlarýn güncelleþtirilmesi ve özellikle
de üzerlerinde çeþitli analiz sorgulama ve sunum gibi iþlemlerin yapýlmasý oldukça kolaylaþacak ve
dolayýsýyla güvenilirliði artacaktýr.
Kýsacasý orman ekosistemlerinin
mevcut
durumunun
belirlenmesinde, odun hammaddesi ve su
üretimin artýrýlmasý amacýyla yapýlacak uygulamalar için uygun yetiþme
ortamlarýnýn
belirlenmesinde,
orman alanlarýnda zaman içindeki
deðiþimlerin izlenmesinde uydu
görüntüleri ve Coðrafi Bilgi Sistemi
(CBS); kýsa sürede ve güvenilir bilgi
üreten, bu bilgilerin bir arada deðerlendirilmesini saðlayan önemli kaynaklar olarak kullanýlabilir. Bu þekilde sayýsal ortama aktarýlan bu bilgilerin "etkin" kullanýlabilir olmasý
sayesinde planlamada kalite ve
kolaylýk saðlamakta, yapýlacak amenajman ve silvikültür planlarý, erozyon kontrolu, aðaçlandýrma ve koruma çalýþmalarý için gerekli altlýklar
kolaylýkla oluþturulacaktýr.
6.Kaynaklar
Altun, L. 1995. Maçka (Trabzon) Orman
Ýþletmesi Ormanüstü Serisinde Orman
Yetiþme Ortamý Birimlerinin Ayrýlmasý ve
Haritalanmasý Üzerine Araþtýrmalar, KTÜ, Fen
Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi.
Anonim, 1993. Avrupa'da Ormanlarýn
Korunmasý Bakanlar Konferanslarý, Helsinki.
Bailey, R.G., Pfister, R.D., Henderson,
J.A., 1978. Nature of land and resource classification a review. J.For. 76, 650-655.
Bakkaloðlu, M. 2003.Gümüþhane
Orman Ýþletmesi Karanlýkdere Bölgesinde
Orman Yetiþme Ortamý Birimlerinin Ayrýlmasý
ve Haritalanmasý Üzerine Araþtýrmalar. KTÜ
Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi.
Trabzon.
Baþkent, E.Z., Barlý, Ö., Ayaz, H., Bilgili,
E., Turna, Ý., Ýpek, A., Altun, L., 2003.
Türkiye
Ormancýlýðýnýn
Yeniden
Yapýlandýrýlmasýnda Farklý Bir Yaklaþým (I).
Orman ve Av, Sayý6, Cilt 80, Ankara.
Çolak, A.H., ve Pitterle, A., 1999.
Yüksek Dað Silvikültürü, Cilt 1, Orman Genel
Müdürlüðü Personelini Güçlendirme Vakfý,
Ankara.
Dobson, A.C., Pierce, L.E., Ulaby, G.T.,
1996. Knowledge based land cover classification using ERS1/JERS1 SAR composites,
IEEE transaction on Geoscience and remote
sensing, vol.34, No.1.
Günay, T., 1993. Orman yetiþme Ortamý
Envanteri Konusunun Ormanlarýn Saðlýklý Bir
Þekilde Planlanmasý ve Ýþletilmesi Açýsýndan
Taþýdýðý Önem. I.Ormancýlýk Þurasý, Tebliðler
ve Ön Çalýþma Grubu Raporlarý, Cilt:3, 163171, Ankara.
Grey, D.C., 1980. On the Concept of site
in forestry. S.Afr.For.J.113, 81-83.
30
Irmak, A., 1962. Yetiþme Muhiti ve
Meþcere Tanýtýmý Kýlavuzu, Orman Genel
Müdürlüðü Yayýnlarý, Hüsnü Tabiat Basýmevi,
Ýstanbul.
Kantarcý,
M.D.,
1978.
Orman
Ekosistemi, Orman Yetiþme Ortamý, Bunun
Sýnýflandýrýlmasý ve Haritalanmasý Esaslarý,
Ý.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Cilt 28,
Sayý 2, 117-149.
Kantarcý, M.D., 1980.Belgrad Ormaný
Toprak Tipleri ve Orman Yetiþme Ortamý
Birimlerinin
Haritalanmasý
Üzerine
Araþtýrmalar. Ý.Ü. Orman Fakültesi Yayýnlarý.
2636/275. Ýstanbul.
Lillesand, T.M ve Kieffer, R.W., 1987.
Remote Sensing and Image Interpration,
USA.
Louw, J.H. 1995. Site Classification and
evaluation for commercial forestry in the
crocodile river catchment, Eastern Transvaal.
Unpublished M.Sc. Thesis. Faculty of
Forestry, University of Stellenbosch,
Stellenbosch, 331 pp.
Louw, J. W. and Scholes, M. 2002.
Forest Site Classification and Evulation: a
South african Perspective, Forest Ecology
and Management 171: 153-168.
OGM, 1991. Orman Amenajman planlarýnýn
düzenlenmesi,
Uygulanmasý,
Denetlenmesi ve Yenilenmesi Hakkýnda
Yönetmelik, Ankara
Musaoðlu, N., 1999.Elektro-optik ve
aktif mikrodalga algýlayýcýlardan elde edilen
uydu verilerinden orman alanlarýnda meþcere
tiplerinin ve yetiþme ortamý birimlerinin belirlenme olanaklarý, ÝTÜ, Fen Bilimleri
Enstitüsü, Doktora Tezi.
Pfister, R.D., 1977. Ecological classification of forest land in Idaho and Montana.In;
Prooceedings of the ecological classification
of Forest Land in Canada and NW USA.
University of British Columbia, Vancouver.
Saatchi, S.S., Zyl, J.V., Evans. D., 1993.
Estimation of soil moisture and biomass
changes using SAR data during EPEDA Spain
experiment, 25 th symp. Remote sensing
and global environmental change, Austria.
Seçkin, B. and Kahveci, O.1993. Ülkemiz
ormancýlýðýnda silvikültürel uygulamalarýn
geliþimi sorunlarý ve çözüm önerileri. I.
Ormancýlýk Þurasý, Cilt III, 296-304.
Soykan, B ve Köse, S., 1993.
Türkiye'deki Orman envanterinin Temel
Sorunlarý ve çözüm önerileri, I.Ormancýlýk
Þurasý, Tebliðler ve Ön Çalýþma Grubu
Raporlarý, Cilt:3, 305-311, Ankara.
Spurr, S.H., Barnes, B.V., 1980. Forest
Ecology, 3rd ed. Willey, New York, 687 pp.
SÜRGÜN (BALTALIK) ORMANLARININ
KORUYA DÖNÜÞTÜRÜLMESÝ
Mustafa KILIC*
Ali CEBECÝ**
Ülkemizin %27.2 sý ormanlarla kaplý olup orman
yönünden zengin bir ülke deðildir. Ýþletme þekilleri
bakýmýndan, ormanlar koru ve baltalýk olarak ikiye
ayrýlýrlar. Ülkemizin ormanlarýnýn %73'ü koru %27'si
ise baltalýktýr.Toplam orman alanlarýnýn %50 si ise
bozuk orman niteliðindedir.
ÝÞLETME ÞEKLÝ
Özellikleri Koru (Mil/Ha) Baltalýk (Mil/Ha) Toplam (Mil/Ha) Orman Alanýnýn %
Verimli
8,940
1,681
10,621
50
Verimsiz
6,499
4,068
10,567
50
Toplam
Ha.
15,439
5,749
21,188100
%
73
27
100
Orman alanlarýnýn
bölgelerin ekonomik ve
sosyal geliþmeleri paralelinde aðýrlýklý olarak
yakacak odun amaçlý
düzensiz baltalýk olarak,
bazý
yörelerde
de
yapraklarýndan hayvan
yemi temin etme gibi
aþýrý
faydalanmalarla
yapýlarý bozulmuþtur.
Bozuk baltalýk ormanlarýnýn bir kýsmýnda da verimli
orman kurma çalýþmalarý yapýlmýþ, buralardaki aðaçlar
kesilip köklenerek yerlerine iðne yapraklý aðaçlar dikilmek suretiyle aðaçlandýrýlmýþtýr. Diðer taraftan da
yakacak odunu temin etme amacýyla kök daðýlýmý
yeterli bozuk baltalýk alanlarýnda canlandýrma kesimleri
yapmak suretiyle enerji ormanlarý kurma çalýþmalarý
yapýlmýþ ve böylece ayný yaþlý sürgün ormanlarý mey-
dana getirilmiþtir. Ayrýca baltalýk denince akla gelen ilk
tür olan Meþenin tür çeþidi yönünden Orta Avrupa'nýn
en zengin Meþe ormanlarýna (Koru 691.878ha, Baltalýk
5.734.399ha Kaynak: 2004 yýlý OGM Amenajman
Planlarý) sahip olmamýza karþýn iþletmeciliðine ve
geliþtirilmesine ayný derecede önem verilmemiþtir.
Sosyal ve ekonomik iþlevini tamamlamýþ sürgünden
gelen ve baltalýk olarak iþletilen ormanlar ile bozuk
vasýflý ormanlar süratle bir dönüþtürme süresi
içerisinde verimli koru ormanlarýna dönüþtürülmelidir.
Bu çalýþma ayný zamanda, doðaya yakýn ormancýlýðýn
temel esaslarýyla uyumlu bir çalýþmadýr.
Geniþ yapraklý ormanlara ilk zamanlar yapýlan
düzensiz ve kuvvetli müdahaleler ormanlarýn yapýsýný
bozduðu gibi baltalýk ormaný gibi bir faydalanma þeklini de ortaya çýkartmýþtýr. Sonralarý odun ve odun
kömürüne olan talep baltalýk iþletmeciliðinin yalnýz
devamlýlýðýný deðil ayný zamanda deðerini de artýrmýþtýr.
Koruya tahvil çalýþmalarý sonucunda, sürgün verme
özelliði olan geniþ yapraklý türlerimizin yeniden orman
oluþturmadaki tesis ve bakým masraflarý olmayacaðý
gibi piyasanýn yapraklý orman emvali ihtiyacý da
düzenli saðlanacaktýr. Daha önemlisi yetiþme muhitine
uygun lokal ýrklar korunarak ormanlar daha saðlýklý ve
stabil hale dönüþecektir. Böylece toplumda geliþen
doða ve çevrecilik bilinci içerisinde ekoloji ve ekonominin uyum içerisinde olacaðý sürdürülebilir bir
ormancýlýk yapýlacaktýr.
Koruya tahvil çalýþmalarýna konu edilecek ormanlar
sürgünden oluþan ormanlardýr. Sürgün (baltalýk)
ormanlarý kütük ve kökler üzerinde çýkan kütük ve kök
sürgünlerinden oluþmuþlardýr. Bu sürgünler uyuyan
31
*Orman Müh. **Orman Yüksek Müh.
Uður TÜFEKÇÝOÐLU*
talýða dönüþen türlerin baþýnda Meþe (Quercus ssp.)
ile Doðu Kayýný (Fagus orientalis Lip.) gelmektedir.
Kestane, Gürgen, Akçaaðaç, Ihlamur, Kýzýlaðaç ve
Diþbudakta bol miktarda provantif sürgün meydana
gelir. Kayýnda provantif sürgünler çok az ve cýlýzdýr. Bu
nedenle Kayýnda adventif sürgün önemlidir. Kýzýlaðaç,
Titrek Kavak, Yalancý Akasya ve Ihlamur bol miktarda
kök sürgünü verirler.
Koru ormanlarýnýn ürettiði fonksiyonlarý baltalýk
ormanlarý ile karþýlaþtýrdýðýmýzda;
Koru ve baltalýk ormanlarýnda ilk yirmi yýl meþcerelerden yalnýzca yakacak odun elde edilmektedir.
Yapacak (özellikle tomruk) üretiminin ortalama kýrk
yaþlarýnda baþladýðý tespit edilmiþtir. Koru ormanlarýnda meþcere yaþýnýn ilerlemesi ile ürün kalitesi dolayýsý
ile fiyatý sürekli artmak-
(provantif) veya sonradan oluþan (adventif) tomurcuklardan geliþen sürgünlerdir.
Sürgün ormanlarý düzensiz faydalanma ve baltalýk
iþletmeciliðinden geldiði için genelde provantif sürgünden oluþmuþlardýr. Ana kütükten doðrudan beslenen
provantif sürgünler toprak yüzeyine yakýn yerden
yapýlan kesimlerden oluþmuþ ise koruya tahvil çalýþmalarýnda tercih edilmeli aksi durumda kök sürgünleri
tercih edilmelidir.
Ülkemizde yayýlýþ gösteren geniþ yapraklý ormanlarýn tahribatý ve düzensiz faydalanmalar neticesi bal-
tadýr.
Yapýlan araþtýrmalara
göre; koru ve baltalýk
iþletme þekillerinde ilk
yirmi (baltalýklarda idare
süresi yirmi yýldýr) yýl sonunda fiyat endeksleri ayný ve
aralarýndaki fiyat farký sýfýrdýr.
120 yýllýk idare süresi sonucunda koru iþletme þeklinin baltalýða göre fiyat endeksi 4 katý fazla bir deðere
ulaþtýðý tespit edilmiþtir.
Baltalýklarda verilen Köylü Pazar Satýþý (KPS) yöre
halkýna ekonomik katký yapmaktadýr. Koru ormanlarýnda KPS verilmemekte, ancak koruda da üretilen tomruk
ve sanayi odununa %25 hak verilmektedir. Koruya
tahvil çalýþmalarýnýn sonuna kadar KPS verilmeye
devam edilecek olup, ayrýca koruya tahvil uygulamasý
yapýlacak köylere Bakanlýðýmýzýn ORKÖY teþkilatýnca
destek verilmelidir.
Otlatma ve yemlik yaprak üretimi bakýmýndan baltalýklardan aþýrý yararlanmalar ormanýn geliþmesini
engeller ve verimlerini azaltýr. Bu sakýncalar koru
ormanlarýnda daha azdýr çünkü; Ormanýn geleceði
açýsýndan en tehlikeli çað gençlik çaðýdýr. Buda baltalýklarda sýk sýk tekrar etmektedir.
Su verimi açýsýndan suyun kalitesinin koru ormanlarýnda daha iyi olduðu belirlenmiþtir.
Biyolojik çeþitlilik, yaban hayatý ve rekreasyonel açýdan koru ormanlarý baltalýða göre daha üstündür.
32
SÜRGÜN (BALTALIK) ORMANLARININ KORUYA
DÖNÜÞTÜRÜLMESÝ
(Koruya Tahvil Çalýþmalarý)
Sürgün (baltalýk) ormanlarýný koruya dönüþtürmenin "doðrudan dönüþtürme" ve "tür deðiþtirerek
dönüþtürme" olmak üzere iki þekli vardýr.
1- Doðrudan Dönüþtürme: Bu dönüþtürme þekline,
"þekil deðiþtirerek dönüþtürme" de denir. Bu yöntem
de, baltalýðýn varolan aðaç türleri (makta üzerindeki
baltalýk meþceresi) yeterince seyreltilir ve sonra
meþcere yaþlanmaya býrakýlýr. Büyümeye (yaþlanmaya)
terk edilen baltalýk meþceresi, bundan sonra koru
meþceresi imiþ gibi iþlem görür. Bir baltalýðýn bu yöntemle koruya dönüþtürülebilmesi için baltalýkta arzu
edilen türlerden yeteri sayýda ve düzenli daðýlýþta bireylerin bulunmasý ve bunlarýn büyümeye (yaþlanmaya)
terk edilen sürgünlerinin yeterince kuvvetli, uzun
ömürlü olmaya aday bulunmasý gerekir. Seyreltilip
býrakýlan ve bakým tedbirleri ile yaþlanmaya terk edilen
meþcere bol tohum verme yaþýna gelince, zengin bir
tohum yýlýnda koru ormaný meþcerelerin de olduðu gibi
meþcere, aðaç türüne uygun gençleþtirme yöntemi ile
gençleþtirilir.
Doðrudan dönüþtürme yöntemleri;
a) Klasik Yöntem: Fransa'da uygulanmýþ en eski
dönüþtürme metodudur. Korulu baltalýklarýn koruya
dönüþtürülmesi için geliþtirilmiþtir. Dönüþtürme
süresince ormanda, korulu baltalýk kesimleri, hazýrlayýcý aralama kesimleri ve gençleþtirme kesimleri
yapýlýr. Bu çalýþmalar 30-40 yýllýk bekleme periyodu ve
30 yýllýk diðer periyotlar içinde ve periyodik alanlarda
gerçekleþtirilir. Korulu baltalýk düzeni bulunan ormanlar için düþünülmüþ olan klasik metodun Türkiye
ormanlarýnda uygulama imkaný yoktur, fakat tekniðinden faydalanýlabilir.
b) Direkt Yöntem: Klasik yöntemin tekniðinden,
ayrýca ekimden ve entansif birey seçimi tekniðinden
faydalanýlýr. Bu yöntemde, düzenli baltalýklarda
baþlangýçtan itibaren yapýlacak mutedil aralamalar ve
entansif sürgün seçimi ile normal kapalý meþcereler
kurulabilir. Bu meþcerelerde, 50-60 yaþýndan itibaren
doðal gençleþtirme çalýþmalarý uygulanarak koruya
dönüþtürme mümkündür.
c) Grup Yöntemi: Doðrudan doðruya dönüþtürme
þeklinin çeþitli tekniklerinden faydalanýlýr. Ormanýn
kuruluþ özelliklerine göre genç meþcerelerde yaþlandýrma ve entansif birey seçimi yapýlýrken, yaþlý meþcereler
doðal yoldan gençleþtirilir. Ormanda bulunan açýklýklarýn gençleþtirilmesinde yapay gençleþtirme kullanýlabilir. Türkiye'de düzenli bir baltalýk iþletmesinin kurulmadýðý, yaþlý ve genç meþcerelerden oluþmuþ sürgün
ormanlarýnda grup metodundan büyük ölçüde faydalanýlabilir.
d) Seçme Yöntemi: Korulu baltalýk ve baltalýk
ormanlarýný, seçme koru ormanlarýna dönüþtürür.
Türkiye'de seçme koru ormanýna dönüþtürmeye elveriþli sürgün kökenli ormanlar bulunmamaktadýr.
2- Tür Deðiþtirerek Dönüþtürme: Baltalýkta mevcut
aðaç türü veya türleri, o yetiþme ortamý için
öngördüðümüz koru ormaný için tatminkar görünmez
veya sürgünlerin durum ve daðýlýþlarý, daha önce
ortaya koyulan dönüþtürme þekline elveriþlilik göstermez ise baltalýðý koruya çevirmek için "tür deðiþtirerek
33
dönüþtürme" yöntemine baþvurulur. Bu yöntemde baltalýk maktasý üzerinde ne varsa hepsi bir týraþlama kesimi ile uzaklaþtýrýlýr. Baltalýkta eskiden varolan tür veya
türlere baðlý kalma zorunluluðu yoktur. Ancak bu konuda, doðadan ayrýlmada çok dikkatli olmak, yeni tür
seçimlerinde etütlerin çok iyi yapýlmasý gerektiðini
unutmamak gerekir. Dönüþtürmenin amacý varolan
aðaç türlerinin deðiþtirilmesi deðil, iþletme þeklinin
deðiþtirilmesi yani baltalýktan koruya geçiþi saðlamaktýr.
Ekolojik þartlar, meþcerelerin kuruluþu ve özellikle
deðerli türler bakýmýndan zenginliði, bir koru ormaný
kurma imkaný verirse doðrudan doðruya dönüþtürme
yapýlabilir. Aksi halde tür deðiþtirerek dönüþtürmeye
baþ vurmak gerekir. Bu nedenle dönüþtürmeye baþlamadan önce meþcerelerin aðaç türlerini, kuruluþ özelliklerini ve ekolojik þartlarý iyi incelemek gerekir.
Dönüþtürme çalýþmalarýný çeþitli þekillerde düzenleyen
farklý yöntemler vardýr.
a) Tam Alanda Tür Deðiþtirme: Tam alanda tür
deðiþtirme iki þekilde uygulanýr, siper altýnda dikim ve
týraþlama kesimden sonra dikim. Siper altýnda dikim,
30-40 yaþlarýný dolduran baltalýklarda siper kesimleri
yapýlarak uygulanabilir. Iþýk isteði az olan türler için
faydalýdýr. Týraþlama kesimlerinden sonra dikim, bütün
sürgün ormanlarýnda kullanýlabilir, ýþýk isteði fazla olan
aðaç türleri için faydalýdýr.
b) Þeritlerde Tür Deðiþtirme: Þeritler üzerinde
dikim tekniði ile ormanda 2-5-8 m geniþliðinde açýlan
þeritler üzerinde dikim yapýlýr. Makineli çalýþmaya ve
ormandaki aðaçlardan faydalanmaya elveriþlidir.
Fýrtýnaya maruz yerlerde uygulanmasý sakýncalýdýr.
c) Gruplar Halinde Tür Deðiþtirme: Ýyi bir yetiþme
ortamý incelemesi gerektirir. Farklý aðaç türlerini en
uygun yerlerde bu türlerle gruplar halinde tür deðiþtirilir. Mevcut türlerden de faydalanmak mümkündür.
Entansif bir çalýþmayý gerektirdiði için bugünkü
koþullarda koruya dönüþtürülürken yapýlacak çalýþmalarýn ekonomik olmasý ve yetiþme yeri koþullarýna
aykýrý olmamasý gerekir.
KAYINDA KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMALARI
Kayýnda koruya tahvil çalýþmalarý ile sürgünden
gelmiþ fertlerin geliþme dinamiðinden azami derece
faydalanarak, arzu edilen çaplara daha erken ulaþmak
böylece hem kalite ve kantiteye yönelik artýmdan azami
yararlanmak hemde bölgenin lokal ýrklarýný koruyarak
koru ormanlarý oluþturmak amaçtýr.
Koruya tahvil çalýþma alanlarý, amenajman planlarýnda koruya tahvil iþletme sýnýfýna ayrýlan yerler ile
22 nolu aðaçlandýrýlmasý ve imar-ihya edilmesi gereken
tabloda yer alan bozuk koru ve bozuk baltalýk alanlarý
ile geçmiþ planlarda köy kesim düzenine göre iþletilen
baltalýk yenileme alanlarýnda uygulanmaktadýr.
Geliþme çaðlarýna göre kayýn meþcerelerinde yapýlacak silvikültürel müdahaleler aþaðýdaki tabloda olduðu
gibidir.
KAYINDA KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMA ESASLARI
(Kök Sürgününden Gelmiþ)
ÜST BOY
5 m. ye kadar
5-10 m.
10-15 m.
> 15 m.
UYGULAMA ESASLARI
-Ana yollara dik istikamette veya yamaç aþaðý 30-40 m. ara ile 2-3 m.
geniþliðinde bakým patikalarýnýn açýlmasý
-Negatif seleksiyon ile çürük azman ve fena þekilli kötü formlarýn
alandan uzaklaþtýrýlmasý
Tamamen kötü formlu fertlerden oluþan veya çalýlaþmýþ bir yapý
gösteren grup ve alanlarýn olduðu yerlerde, canlandýrma (týraþlama)
kesimleri yapýlarak yeni saðlýklý ve kaliteli sürgünler elde edilecektir.
-Karýþýk aðaç türlerinin himaye edilmesi
-Kar baskýsý olan ve deðerlendirilecek ürün çýkan yerlerde seyreltme
-Yol kenarlarýnda bazý yaþlý fertler doðal ve biyolojik denge için alanda
býrakýlacaktýr(hektarda 3-5 adet)
- 3-6 m. aralýk mesafe ile aday istikbal fertlerinin seçimi (hektarda
400-1000 adet) ve bu fertlerin himaye edilmesi, onlarý üst tabakada
rahatsýz eden fertlerin uzaklaþtýrýlmasý
- Sýkýþýk sürgünlerin seyreltilmesi
- Küme ve grup karýþýmý þeklinde karýþým türlerinin himaye edilmesi
- Ýlk müdahalede aday istikbal aðaçlarýnýn seçimi (7-10 m. ara ile
hektarda 150-200 adet)
- Sonraki müdahalelerde istikbal aðacý seçimi (8-12 m. ara ile hektarda 80-150 adet)
- Bütün müdahalelerde aday ve istikbal aðaçlara baský yapan fertlerin
uzaklaþtýrýlmasý
- Sýkýþýk sürgünlerin seyreltilmesi
- Karýþým türlerinin himaye edilmesi ve bunlara yönelik bakým yapýlmasý
- Bakým patikalarýnýn ihtiyaç duyulan yerlerde geniþletilmesi (3-4 m.
ye kadar)
- Ýstikbal fertlerini rahatsýz edenlerin uzaklaþtýrýlmasý
- Alt tabakanýn muhafazasý (sýk sürgünlerde iyi fertler lehine
seyreltme)
- Karýþýmýn himaye edilmesi ve iyi fertlerin korunmasýna yönelik
müdahaleler
MEÞEDE KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMALARI
Kayýnda olduðu gibi meþede de son yýllarda koruya
tahvil çalýþmalarý yapýlmakta olup çalýþma prensipleri
farklý olmamakla birlikte meþenin gövdeden fazla sayýda sürgün verme özelliði nedeniyle müdahalelerin daha
mutedil yapýlmasý gereklidir.
Meþede, geliþme çaðlarýna göre yapýlacak silvikültürel müdahaleler aþaðýdaki tabloda olduðu
gibidir.
MEÞEDE KORUYA DÖNÜÞTÜRME ÇALIÞMA ESASLARI
(Kök ve Kütük Sürgününden Gelmiþ)
MEÞCERE
ÜST BOYU
UYGULAMA ESASLARI
1.5 m. ye kadar - 10 -15 m. Ara ile 1 - 1,5 m. Geniþliðinde bakým patikalarýnýn açýlmasý.
- Menfi seleksiyon ile zararlý sürgün ve istenmeyen fertlerin çýkarýlmasý.
- Karýþýma giren aðaç türlerinin himaye edilmesi
- Menfi seleksiyon dýþýnda saðlýklý meþelerin gövde sayýsýnda azaltma
yapýlmamasý
1.5-5 m.
- Bakým patikalarýnýn 20-30 m. aralýk 2-3 m. geniþliðe çýkarýlmasý.
- Azman ve çatal fertlerin uzaklaþtýrýlmasý
- Karýþýma giren diðer türlerinin korunmasý
34
5-15 m.
> 15 m.
- 2-3 m. ara ile galip tabakadaki iyi fertlerin tepelerinin serbestleþtirilmesi ile galip tabakadaki fert sayýsýnýn azaltýlmasý. Kar ve rüzgar
baskýsý olan ve yerlerde ocaklardaki bazý sürgünlerde seyreltme yapýlmasý
- 3-5 yýl ara ile bakýmlarýn tekrarlanmasý (mutedil yüksek aralama)
- Bakým patikalarýnýn 40-60 m. aralýða 4-5 m. geniþliðe çýkarýlmasý.
- 8 m. üst boya ulaþýlmasýný müteakip 3-6 m. ara ile ortalama 7001000 adet/ha. seçilen aday istikbal fertlerin tepelerine baský yapan
fertlerin çýkarýlmasý , azman ve çatallý fertlerin uzaklaþtýrýlmasý ile üst
tabakadaki fert sayýsýnýn azaltýlmasý.(Eðer 5 yýlda bir müdahale edilecekse, mutedil aralama yani mevcut göðüs yüzeyinin %20-30 u
çýkarýlacaktýr. Eðer 10 yýlda bir müdahale edilecekse kuvvetli aralama,
yani %30-40 ý çýkarýlacaktýr)
- 3-4 yýl ara ile tekrarlanacaktýr. (mutedil yüksek aralama)
- Karýþým türlerinin korunmasý
- Alt ve ara tabakada bakým ve muhafaza
- Sýkýþýk sürgünlerde seyreltme
- 8-12 m. dalsýz gövde uzunluðuna ulaþýldýðýnda, hektarda 100-200
adet istikbal ferdi seçilmesi ve iþaretlenmesi
- Seçilen istikbal fertlerine baský yapanlarýn çýkarýlmasý. Eðer 5 yýlda bir
müdahale edilecekse, mutedil aralama yani mevcut göðüs yüzeyinin
%20-30 u çýkarýlacaktýr. Eðer 10 yýlda bir müdahale edilecekse kuvvetli
aralama yani %30-40 ý çýkarýlacaktýr. (yeterli alt tesisin olduðu yerlerde.)
- Alt ve ara tabakada bakým ve muhafaza.
KAYIN, MEÞE VE DÝÐER GENÝÞ YAPRAKLI
TÜRLERÝMÝZE
YÖNELÝK
KORUYA
TAHVÝL
(DÖNÜÞTÜRME) ÇALIÞMALARI ESNASINDA DÝKKAT
DÝLECEK HUSUSLAR
• Üst boyu 15 m. ve altý meþcerelerde ilk defa
uygulanacak yüksek aralamalarda müdahalelerin mutedil olmasý prensibiyle hareket edilerek her 5 yýlda bir
bakým yapýlacaðý dikkate alýnacaktýr.
• Meþcere hiç müdahale görmemiþse ilk olarak
menfi seleksiyon uygulanacak (çürük, fena þekilli, zayýf
cýlýz, ölmüþ ve ölmekte olanlar vb.) sonrasý müspet
seleksiyon mantýðý ile aralamalar yapýlacaktýr.
Müdahale esnasýnda ara ve alt tabaka korunacaktýr.
• Azman ve çok kötü fertlerin bulunduðu meþcerelerde ilk müdahaleye, bu kötü fertlerin zarar vermeden
çýkartýlmasý ile baþlanacaktýr. Bu tür fertlerin etrafýna
zarar vermediði durumlarda alýnmasý durumunda meydana getireceði boþluk uygulayýcý tarafýndan iyi deðerlendirilecektir.
• Meþcerelerde aday ve istikbal aðaçlarý seçmek ve
artýmlarýnýn bu fertler üzerinde toplanmasý ile arzu
edilen çaplara en kýsa zamanda ulaþmalarý ve bunlarýn
yapacaðý tohumlama ile koru ormanýna geçmek esas
olduðuna göre, bu fertlerin aralama çalýþmalarý
esnasýnda korunmasýna özen gösterilecektir.
• Bazý sürgün ormanlarýnda nihai meþcereyi oluþturacak sayýda fert bulmak güçleþebilir. Bu tip yerlerde
nihai meþceredeki aðaç sayýsýnýn yarýsý bile iyi kaliteli
ise, tahvil çalýþmalarýna devam edilecek ve bu fertler
daima bakýmlarla desteklenecektir.
• Ýstikbal aðacý daðýlýmýnýn homojen bulunmadýðý
yerlerde de, aralýk mesafe düzeni dikkate alýnmadan iyi
fertlerin bulunduðu yerlerde ikili ve üçlü gruplar
halinde grup bakýmlarý yapýlacaktýr.
• Karýþým türlerinde en azýndan küme ve grup
karýþýmlarý tercih edilecek ve bu türler daima bakýmlarla teþvik ve himaye edilecektir.
• Tohumdan gelmiþ genç geniþ yapraklý ormanlarda
da bakýmlar benzer prensipler çerçevesinde yapýlacak
ancak sürgün kaynaklý fertlerin erken yaþlarda
çürümeleri nedeniyle (100 yaþýndan sonra) daha erken
kalýn çapa ulaþmalarý için üst boyun 15 m. den daha
fazla olduðu (genelde 30-50 yaþ) çaðlarda aralamalarýn
daha da þiddetli yapýlmasý zorunludur.
SONUÇ
Baltalýk ormanlarý çok eski bir iþletme þekli olduðu,
geniþ yapraklý ormanlara yapýlan düzensiz ve kuvvetli
müdahaleler neticesi bu faydalanma þeklinin ortaya çýktýðý, sonralarý yakacak odun ve odun kömürüne olan
talep doðrultusunda baltalýk iþletmeciliðin bugüne
kadar süre geldiði, günümüzde ise azalan talep doðrultusunda sosyal talebin ve yöresel baskýnýn olmadýðý
baltalýk ormanlardan baþlamak üzere bu ormanlarýn
aðaç türü gözetilmeksizin dönüþtürme çalýþmalarý ile
süratle koruya dönüþtürülmesi zorunluluðu artýk
toplum tarafýndan kabul görmektedir. Çünkü; Orman
Ýþletme þekillerinden koru iþletmesi, baltalýk ve korulu
baltalýða göre doðaya en uygun iþletme þekli olup bu
iþletmecilik modeli, toplum yaþamýnýn bugünü ve geleceðine yönelik ekolojik ve ekonomik deðere sahip
birçok hizmeti saðlamaktadýr.
35
TOPRAK EROZYONU
Ahmet KAYA*
Erozyonun Tanýmý: Erozyonun kelime anlamý; bir varlýðýn
bir deðerin yerine getirilemeyecek þekilde yok olmasýdýr.
Toprak biliminde ise; yeryüzündeki ana materyalin çeþitli
etkenlerle aþýnýp taþýnmasý olayýdýr. Erozyon, tabiatýn normal
süreci içinde meydana geliyorsa Normal Erozyon; Ýnsanýn
tabiattaki toprak, su ve bitki arasýndaki dengeyi bozucu nitelikteki müdahaleleri sonucu meydana geliyorsa Hýzlandýrýlmýþ
Erozyon adýný almaktadýr.
Normal Erozyon, genellikle insan müdahalesi olmayan
yerlerde görülür ve çok yavaþ olarak geliþir. Ormanlarýn
tahrip edilmesi, meralarýn aþýrý derecede otlatýlmasý ve yanlýþ
arazi kullanýmý ile daha az korunan toprak, su ile kolayca
taþýnabilmektedir ve erozyon hýzlanmaktadýr.
Yapýcý Unsurlara Göre Erozyon Çeþitleri: Özellikle ülkemizde tahribatý büyük boyutlara ulaþan su erozyonu, erozyon çeþitleri içerisinde en önemlisidir. Su erozyonundan
sonra diðer erozyon çeþitleri önem sýrasýna göre; rüzgar, çýð,
heyelan ve buzul olarak sýralayabiliriz. Çýð zaman zaman can
ve mal kayýplarýna sebep oluyorsa da su erozyonu afeti
karþýsýnda ikinci planda kalmaktadýr. Bundan dolayý toprak
erozyonu denildiðinde akla su erozyonu gelmektedir.
Ülkemiz topraklarýnýn % 86’sýnda erozyon vardýr. Böylece
su erozyonun etkilediði alan 66.9 milyon hektarý bulmaktadýr. Ülkemizdeki önemli can ve mal kayýplarý su erozyonu
sonucu meydana gelmektedir. Bu nedenle burada su erozyonu üzerinde durulacaktýr.
EROZYONUN NEDENLERÝ
Erozyonun meydana gelmesine sebep olan etkenler
kýsaca þöyle özetlenebilir;
1- Doðal yapýdan kaynaklanan nedenler;
a) Ýklim: Ýklimin erozyon üzerine etkisi; yaðýþ, sýcaklýk ve
rüzgarla olmaktadýr. Bunlarýn içerisinde en önemlisi yaðýþ
olup, yaðýþýnda þekli, þiddeti ve süresi erozyona farklý etkiler
yapmaktadýr.
b) Topografya: Yamacýn eðim ve uzunluðu erozyonda
etkili topografik etkenlerdir. Erozyonun þiddeti ve topraðýn
yüzeysel akýþla taþýnmasýna neden olan faktörlerin baþýnda
eðim gelmektedir. Dünyada kara kütlesinin ortalama yüksekliði 700 m., Avrupa’nýn 330 m., Afrika’nýn 600 m., Asya’nýn
1010 m. olmasýna raðmen Ülkemizin ortalama yüksekliði
1132 m.’dir. Ülkemiz arazisinin eðimli ve engebeli olmasý
orman ve ot örtüsünün tahrip edildiði alanlarda doðal dengenin hýzla bozulmasý sonucunu doðurmaktadýr. Doðal den-
genin bozulmasý sonucu hýzla topraklarýn aþýnmasý ve taþýnmasý süreci baþlamaktadýr.
c) Jeolojik ve toprak yapýsý: Ülkemizin Jeolojik ve toprak
yapýsý; genelde pekiþme durumu zayýf, ayrýþmaya ve deðiþmeye karþý fazla direnç göstermeyen taneli, tortul ve volkaniktir. Ülkemiz topraklarý bu yapýsý nedeni ile erozyona hassastýr.
d) Bitki Örtüsü ve Ölü Örtü: Çýplak arazilere oranla bitki
örtüsü ile kaplý arazilerde erozyon daha az meydana gelmektedir. Çünkü, bitki örtüsü intersepsiyonla topraða ulaþan
yaðýþýn miktarýný, þiddetini ve mekanik etkisini azaltýr; kökleriyle topraðý sarar ve taþýnmasýný önler. Orman topraklarý
ise suyun akýþ hýzýný azaltýr ve suyun topraða sýzmasýný
artýrarak erozyonun þiddetini düþürür.
2- Ýnsanlarýn Toprak Üzerindeki Olumsuz Etkisinden
Kaynaklanan Nedenler:
a) Ormanlarýn Tahribi: Ülkemiz ormanlarý; bilinçsiz ve
usulsüz faydalanmalar, yangýnlar, tarla açma, otlatma ve bilinçsiz endüstrileþme gibi çok deðiþik kullaným amaçlarý ile
tahrip edilmektedir. Yüksek eðimli orman alanlarýnda ormanlarýn ortadan kalkmasý sonucunda erozyon hareketleri hýzla
artmaktadýr.
b) Tarým Alanlarýnda Yanlýþ Arazi Kullanýmý: Ülkemizde
tarým yapýlmasýna uygun olmadýðý halde tarým yapýlan ve bu
þekilde yanlýþ kullanýlan arazinin alaný 6.1 milyon hektarý
bulunmaktadýr. Yanlýþ arazi kullanýmý giderek artmaktadýr.
Þöyle ki; son 20 yýldan beri I. II. III. ve IV. Sýnýf arazilerdeki
yaklaþýk 172.000 hektar verimli tarým arazisi yerleþim alaný
ve sanayi alaný olarak kullanýlmaktadýr. Bu durum tarýmda
verimi azaltýrken ayný zamanda sel ve taþkýnlarý da artýrmýþtýr.
c) Meralarda Aþýrý Otlatma: Meralarýn; kapasitelerinin
çok üstünde ve düzensiz bir þekilde otlatýlmalarý halinde ot
örtüsü tahrip olmakta bu durum, meralarda yüzey erozyonunu artýrmaktadýr.
d) Daðýnýk ve Düzensiz Kýrsal Yerleþme: Tabiatý en çok
kullanan, en çok bozan ve en çok düzeltende insandýr. Ýnsan;
tarýmsal, sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarý için bitki örtüsünü
kaldýrarak topraðýn diðer kullaným þekillerine dönüþtürmektedir. Yurdumuzda orman içi ve civarý köylerde 8.5 milyon
insan yaþamaktadýr. Bu köylerin çoðu özellikle daðlýk alanlarda birden fazla mahallenin birleþmesinden meydana gelmektedir. Bu köylerde yeterli ekonomik gelire sahip olmayan
insanlarýmýz yaþamaktadýr. Bu durum, rakýmý yüksek daðlýk
alanlarda eko sistemin bozulmasýna ve böylece erozyonun
hýzlanmasýna neden olmaktadýr.
ÜLKEMÝZDE VE DÜNYADA EROZYONUN BOYUTU
Ülkemizde Erozyonun Boyutu: Yurdumuzun 3/4’ünde
aktif erozyon (Orta veya þiddetli erozyon) hüküm sürmekte,
yani Ülkemiz topraklarýnýn % 79,43’ünde orta, þiddetli ve
çok þiddetli erozyon görülmektedir.
Türkiye’de erozyon en fazla sýrasýyla Fýrat, Dicle ve
Yeþilýrmak havzalarýnda görülmektedir. Toplam taþýnan
toprak (Sediment) miktarý 345.939.032 ton/yýl’dýr. Ancak
ölçümlerde yer almayan ve yatak yükü olarak ifade edilen
kum, çakýl gibi materyaller ile yamaçlardan akarak inen ve
36
*Orman Yüksek Mühendisi
akarsulara ulaþamayan topraklarda dikkate alýndýðýnda;
Ülkemizde yýlda ortalama olarak 500 milyon ton verimli
toprak çeþitli yollarla barajlara, göllere ve denizlere taþýnmaktadýr. Hatta bazý bilim adamlarýnýn deðerlendirmelerine
göre bu taþýnan verimli toprak miktarýnýn yýlda 1 milyar
ton’a ulaþtýðý ifade edilmektedir. Ayný þekilde yapýlan deðerlendirmeler neticesinde; Ülkemizdeki eroyonun normal
erozyondan 18-20 misli fazla olduðu belirtilmektedir.
Erozyon sonucunda barajlarýmýzda biriken katý
materyaller kullanýlabilir baraj rezarvuar hacimnde gözle
görülür kayýplara neden olmakta, büyük yatýrýmlarla gerçekleþen barajlarýmýzýn ömrünü kýsaltmaktadýr. Özellikle Keban,
Karakaya ve Atatürk Barajlarýnýn çevresi ve havzalarý bitki
örtüsünden yoksun ve arazide eðimli olduðundan dolayý bu
barajlarýmýz tahmin edilen zamandan önce ekonomik ömürlerini tamamlayacaklardýr.
Erozyon; toprak ve arazi kaybýna, topraklarýn su depolama güçlerinde azalmalara, topraklarýn verimsizleþmesine,
verimli tarým alanlarýnýn ve yerleþim yerlerinin taþýntý
metaryali ile örtülmesine neden olduðundan dolayý canlýlarýn
yaþamlarý ile onlarýn yaþadýklarý ortamlarý olumsuz etkilemektedir. Bunun sonucunda; insanlarýn hayatlarýný kaybetmeleri ve büyük mali kayýplar gibi felaketler meydana
gelmektedir.
Son yýllara gelindiðinde, gerek dünyada ve Ülkemizde
ormansýzlaþma ve bununla baðlantýlý olarak erozyon olaylarýnda bir artýþýn olduðu gözlenmektedir. Nitekim tahminlere göre Dünya’da erozyonun 1968-1984 yýllarý arasýnda
%50 kadar arttýðý ve toprak kaynaðýnýn her yýl %00,7’sinin
kaybolduðu belirtilmektedir. Ülkemizin orman ve mera alanlarýnda meydana gelen tahribat ve yanlýþ arazi kullanýmý
sonucunda topraklarýmýzýn %86’sý erozyona uðramýþtýr.
Diðer taraftan hem Dünyamýz hem de Ülkemiz son birkaç
yýldan beri sýk sýk sel olaylarýna sahne olmaktadýr.
1998 ve 1999 yýllarýnda Dünya’da 30’u aþkýn ülkede sel
olaylarý meydana gelmiþtir. Ülkemizde’de Dünyadaki’ne benzer sel olaylarý yaþanmýþtýr. Örneðin; 1995 yýlýnda Senirkent,
Ýzmir, Düzce ve Kaynaþlý’da, 1998 yýlýnda Batý Karadeniz’de,
1999 yýlýnda Marmara, Akdeniz ve Ege’de; 2001 yýlýnda
Hatay’da, 2002 yýlýnda Mersin’de sel olaylarý meydana
gelmiþtir. Sel olaylarý nedeni ile gerek Dünya’da, gerekse
Ülkemizde yüzlerce kiþinin hayatýný yitirdiði; köprü, yol, kanal
gibi tesislerde, tarým alanlarýnda ve yerleþim yerlerinde
büyük tahribatlarýn meydana geldiði bilinen acý bir gerçektir.
Türkiye’deki Erozyonun Dünya ile Karþýlaþtýrýlmasý:
Bugüne kadar yapýlan tahribatlar sonucunda Ülkemiz topraklarýnýn yaklaþýk %86’sýnda erozyon mevcuttur. Barajlar ülkesi Türkiye’de yýlda ortalama 500 milyon ton verimli toprak
çeþitli yollarla barajlara, göllere ve denizlere taþýnmaktadýr.
Ülkemizde 1 kilometrekarelik alandan aþýnarak akarsulara
karýþan ince malzeme miktarý yýlda ortalama yaklaþýk 600
ton’dur. Dünya’da ise yýlda ortalama 142 ton’dur.
Ülkemizde birim alandan taþýnan toprak miktarý
Afrika’dan 22 kat, Avrupa’dan 17 kat ve Kuzey Amerika’dan
6 kat daha fazladýr.
Bu rakamlar, Ülkemizdeki erozyonun çok þiddetli
olduðunu göstermektedir.
EROZYONUN ÖNLENEBÝLMESÝ ÝÇÝN ALINMASI GEREKLÝ
ÖNLEMLER
Yurdumuzda erozyonla mücadele eden kuruluþlarýn en
önemlisi Orman teþkilatýdýr. Orman Bakanlýðý Aðaçlandýrma
ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüðü (A.G.M.) uzun yýllardan bu yana önemli çalýþmalar yapmaktadýr. Ancak Erozyonla
mücadele de baþarýlý olmak için bilinen bir çok aksaklýk ve
eksikliklerin giderilmesinde fayda görülmektedir. Bu amaçla;
1) Orman ve arazi kadastrosu tamamlanarak orman,
mera ve tarým alanlarýnýn kesin sýnýrlarý bir an önce belirlenmeli,
2) Arazi kabiliyet sýnýflanmasýnýn süratle yapýlmasý
saðlanmalý ve ayrýntýlý biçimde ideal arazi kullaným haritasý
yapýlmalýdýr. Arazi kabiliyet sýnýflarý bakýmýndan tarým dýþý
kalmasý gereken orman ve mera alanlarýnda kesin etkin
denetim saðlanmalý.
3) Orman köylerinin ekonomik yönden kalkýndýrýlmalarý
saðlanarak; ormana olan baskýlarý azaltýlmalý,
4) Erozyonun büyük tahribatý ile karþý karþýya bulunan
yurdumuzda, bu afete karþý etkili önlemler alýnabilmesi için
konu Milli bir sorun olarak ele alýnýp ilgili kuruluþlarýn iþbirliði içinde erozyonla mücadele çalýþmalarýný sürdürmeleri ve
bunun içinde yeterli kaynak saðlanmalý,
5) Erozyon, sel, taþkýn ve sedimentasyon sorunu bulunan havzalarda kýsaca A.G.M., D.S.Ý. ve Köy Hizmetleri gibi
ilgili kuruluþlarýn çalýþmalarý arasýnda etkin bir biçimde koordinasyonu saðlayarak havza amenajmaný yasasý çýkarýlmalý,
6) Ýnþa edilecek baraj projelerinde, baraj havzasýna alýnmasý gereken toprak muhafaza önlemlerinin baraj tesisi ile
birlikte düþünülmesi,
7) Toprak erozyonu ve neden olduðu zararlarý konusunda vatandaþlarýmýzýn bilgilendirilmeleri ve konu ile ilgili
kamuoyu oluþturulmasý için daha fazla çaba gösterilmeli, bu
amaçla bilim çevreleri, Basýn ve TRT gibi kuruluþlarla sýký
diyalog ve iþbirliði yapýlmasý gerekmektedir. 04.03.2002
Sularý berrak akan, topraklarý taþýnmayan, selleri oluþmayan yemyeþil bir Türkiye dileðiyle!
Yararlanýlan Kaynaklar
A.G.M. 2000: 1999-2000 yýllarý faaliyetleri. Ankara
AÞK,K. 1977: Erozyonla Savaþ El Kitabý. Ankara
D.S.Ý. 1978: Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðü 1. Ulusal Erozyon ve
Sedimentasyon Sempozyumu Tebliðleri Genel No: 982, Grup No: X,
Özel No: 92. Ankara
DPT 2001: Ormancýlýk Sekizinci Beþ Yýllýk Kalkýnma Planý Özel Ýhtisas
Komisyon Raporu Yayýn No: DPT: 2531 - ÖÝK: 547 Ankara
Orman Mühendisliði 1966: T.M.M.O.B. Orman Mühendisleri Odasý 1.
Teknik Kongresi, Cilt: 1 (Erozyon ve Sel Kontrolü) Ankara
UZUNSOY, O. GÖRCELÝOÐLU, E.: Havza Islahýnda Temel Ýlke ve
Uygulamalar. Ý.Ü. Yayýn No: 3310, 0.I. Yayýn No. 371 Ýstanbul.
Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliði 1991: Yaðýþ Sel, Heyelan
Sempozyumu (Bildiriler) Ankara.
Fotoðraflar: AGM Arþivi
37
Yaný baþýmýzdaki Potansiyel Ekolojik ve Ekonomik Deðer:
HARNUP (Keçi Boynuzu) Ceratonia siliqua L.
Kozan'ýn Ýkinci Narenciyesi Olma Yolunda…
Mehmet HARBÝ*
Resim-1: Olgun Harnup Meyveleri
Harnup, yeryüzünde bilinen ve faydalanýlan en eski
bitki türlerinden biridir. Eski kutsal metinlerde "Yaban
Balý" olarak anýlan keçiboynuzunun, Batý dillerindeki
ismi "Yahya Peygamber Ekmeði" anlamýna gelmektedir.
Uluslararasý Ticarette ve Sanayide "Saint John's Bread"
ve "Carob" olarak adlandýrýlmaktadýr.
Harnup meyvesi 17 sanayi dalýnda temel hammadde olarak kullanýlmaktadýr:
a) Harnup unu (Har-un) þeklinde unlu mamullerde,
b) Dondurma üretiminde,
c) Kakaoya alternatif olarak, kakaonun kullanýldýðý
her yerde,
d) Gýda üretiminde kývam arttýrýcý olarak,
e) Harnup pekmezi üretiminde,
f) Yem sanayinde,
g) Baþta boya üretimi olmak üzere kimya
sanayinde,
h) Kâðýt sanayinde,
i) Fotoðraf filmi üretiminde,
j) Fotoðraf kâðýdý üretiminde,
k) Dokuma Sanayinde, boya macununa katýlarak,
kumaþa parlaklýk verilmesinde,
l) Kozmetik Sanayinde; losyonlara koku veril-
mesinde, oje, týraþ sabunu, diþ macunu ve jöle üretiminde,
m) Ýlaç sanayinde,
n) Kibrit sanayinde,
o) Otomotiv cilasý üretiminde,
p) Petrol Aramada, matkapla delme sýrasýnda kullanýlan delme çamuru yapýmýnda hammadde olarak,
q) Harnup þerbeti, doðal ve katkýsýz bir ürün
olmasýndan dolayý "Doðal Enerji Ýçeceði" olarak,
r) Çerez olarak kullanýlmaktadýr.
s) E 410 "Locust bean gum" gýda katký maddesi
tamamen harnuptan elde edilmektedir.
Anavataný Akdeniz Çukuru yani Akdeniz Kýyý
Þerididir. Ülkemizde yaklaþýk olarak 1750 Km2 lik
Akdeniz kýyý þeridinde doðal olarak yetiþmektedir.
Ayrýca ABD, Avustralya ve Güney Afrika 'da geniþ olarak
yetiþtiriciliði yapýlmaktadýr.
Dünyada harnup üretim miktarý yýllýk 300.000 ton
civarýndadýr. Dünya üretiminin % 47,6'lik kýsmý Ýspanya
tarafýndan gerçekleþtirilmektedir. Dünya üretiminin %
25'lik kýsmý ise Ýtalya ve Portekiz tarafýndan gerçekleþtirilmektedir. Türkiye % 5,9'luk üretim payý ile üretici ülkeler arasýnda son sýrada yer almaktadýr.
38
*Orman Mühendisi
Ýhracatta Ýspanya ve Ýtalya ilk sýralarda yer alýrken,
Türkiye % 9,2'lik oran ile dünyada 4. sýrada yer almaktadýr. Bu baþarýnýn sebebi, harnubun iç piyasada yeterince tüketilmemesi ve endüstri dallarýnda yeterince
kullanýlamamasýndan kaynaklanmaktadýr.
Dünyada harnup üretimi, özellikle Ýspanya, Ýtalya,
Kýbrýs ve Girit'te kültüre alýnarak ve bahçeler kurularak
yapýlmaktadýr. Ýspanya, dikili alan olarak dünya
içerisinde % 57,5'lik bir orana sahiptir. Ülkemizde dikili harnup alanlarý oldukça azdýr.
Harnup, Leguminosea familyasýnýn bir üyesidir.
Tipik bir Akdeniz bitkisidir. Sýcak iklimi sever, don
olayýnýn olduðu yerlerden kaçar. Çoðunlukla 0 - 600 m.
rakýmlar arasýnda yayýlýþ gösterir. Iþýk isteði oldukça
fazladýr. Kuraklýða dayanýklýdýr. Hafif bünyeli topraklarý
sever.
Yetiþtirilmesinde her hangi bir kimyasal maddeye
ihtiyaç duymaz. 50 yýl içerisinde 15 m. civarýnda boya
ulaþabilir. 5-10 yaþlarýnda meyve vermeye baþlamaktadýr. 15 yaþýndan sonra meyve verimi ve kalitesi hýzla
artmaktadýr.
Harnubun Genel Özellikleri
Habitusu (Görünüþü): 5-15 metre boylarýnda ve
geniþ (yayvan) tepeli bir aðaçtýr.
Kök Sistemi: Kazýk Kök yapýsýna sahiptir. Kök geliþimini ve yapýsýný mutlak ve fizyolojik toprak derinliði
etkiler.
Gövde Yapýsý: Gri ve/veya esmer renktedir.
Kabuklarý genç yaþlarda düz, ileri yaþlarda çatlaklýdýr.
Sürgün Yapýsý: Ýnce yapýlý ve kýrmýzýmtýrak kahverengidir.
Yaprak Yapýsý: Herdem yeþil ve hafif serttir.
Yapraklar
5-11
yaprakçýktan
oluþmuþtur.
Yaprakçýklarýn kenarlarý düzdür. Üst yüzeyleri parlak
koyu yeþil, alt yüzü donuk (mat) yeþil renklidir.
Çiçek Yapýsý: Salkým ya da kedicik tipindeki çiçek
kurullarý, yaþlý dallar üzerinde yan durumlu olarak yer
alýr. Çiçeðin taç yapraklarý yoktur. Çanak küçük, beþ
parçalý, etamin uzun filamentli ve beþ adettir. Taç
yapraklarý yoktur. Çiçekleri poligamdýr. Yeþilimsi renkli
ve küçüktür. Çiçekler Temmuz-Aðustos aylarýnda açar.
Meyveler ertesi yýl olgunlaþýr.
Meyve Yapýsý: Boylarý 10-20 cm. olan meyveleri
yeþil renkte ve yumuþaktýr. Olgunlaþtýðýnda kahverengi
renk alýr, sertleþir ve hafif eðridir.
Tohum Yapýsý: Her bir meyve içinde, birbirinden
ayrý ve çok sayýda parlak kahverengi renkte, oval þekilli ve sert yapýlý tohum bulunur.
Tohum Üretimi: Tohumlar yaz sonu ve sonbahar
baþýnda olgunlaþýr. Toplanan meyveler, mekanik olarak
parçalanýr ve tane tohum elde edilir.
Fidan Üretim Tekniði: Fidan üretimi tohumla yapýlmaktadýr. Çok önemli bir çimlenme engeli bulunmamaktadýr. Tohumlar 2 saat Sülfürik (H2SO4) çözeltisi
ile muamele edilir. Bu iþlemden sonra tohumlar 2 gün
soðuk suda bekletilir. Ekimi müteakip 24-48 saat
içinde çimlenme elde edilmeye baþlanýr.
Bakým Tedbirleri: Tesisi müteakip çok fazla bakým
gerektirmez. 2-5 yaþlarýnda veya daha sonraki yýllarda
aþý yapýlabilir. Budama uygulanabilir.
Dikimde Aralýk ve Mesafeler: Dikimde 10 x 10
metre aralýk ve mesafe uygulanmasý önerilir. Harnup
plantasyonlarý AGRO-FORESTRY uygulamalarý için
oldukça uygundur. Harnup plantasyonlarýnda, alt
tabakada biberiye, kekik, püren, defne, kapari, vb. tali
ürün veren diðer bitki türleri yetiþtirilebilir.
Resim-2: Yaz Sonunda Olgunlaþacak Harnup Meyveleri
Kozan'daki harnup yayýlýþýnýn tamamýna yakýný
taþlýk, kayalýk ve bozuk vasýflý orman alanlarýndan oluþmaktadýr. Harnubun tahribinde ve harnup ormanlarýnýn
doðal olarak yenilenememesinde en önemli etken keçi
otlatmasýdýr.
1- Harnup aðaçlarýnýn yakacak odun olarak kullanýlmasý,
2- Yapraklarýn keçilere yedirilmek üzere, dallarýn
budanmasý,
3- Doðal harnup gençliklerinin ilkbaharda keçi otlatmasý ile tahrip edilmesi,
4- Meyvelerin olgunlaþmasý ile bir sonraki yýlýn
meyvesini oluþturacak çiçeklerin oluþumunun ayný
zaman dilimine (Temmuz-Aðustos) rastlamasý,
meyvelerin deðnekle çýrpýlmak sureti ile toplanmasý
sebebiyle, çiçek kurullarýnýn yok edilmesi, harnup
ormanlarýnýn vasfýnýn bozulma sebepleridir.
39
Resim-3: Harnup Rehabilitasyon Alaný. Kozan-Çobanpýnarý Köyü
masý, vb. tedbirlerle rehabilite edilmesi durumunda:
Her aðaçtan ortalama 250 kg. ürün elde edilmesi
mümkündür. Bu da, bir hektar alandan yýlda ortalama
25 ton ürün alýnmasý demektir. Bir Hektar alandan elde
edilecek gayrisafi gelir (2004 Yýlý Ortalama Satýþ
Rakamlarý ile Asgari) = 12.500-YTL = 12,5 Milyar
TL.'dir.
Kozan Orman Ýþletme Müdürlüðü bünyesindeki
9265,0 hektar potansiyel bozuk harnup alanýnýn rehabilitasyonu ile yýlda ortalama 231.625 ton harnup
meyvesi elde edilmesi mümkündür. Bu miktardaki
ürünün gayrisafi parasal deðeri (2004 Yýlý Ortalama
Satýþ Rakamlarý ile Asgari) yaklaþýk olarak =
115.800.000-YTL. yani115 Trilyon 800 Milyar TL.'dir.
Resim-4 : Harnup Alanlarýnýn Tahribinde En Önemli Etken
Keçi Otlatmasýdýr. Kozan - Eskikabasakal Köyü
Bütün bu olumsuzluklara raðmen, Kozan'da yýllýk
harnup üretim miktarý yaklaþýk1250 tondur. Elle ve itinalý bir harnup meyvesi toplama iþlemi ile bu miktarý
asgari iki katýna çýkarmak mümkündür. 2004 yýlý
itibariyle, harnup satýþlarýndan 625 Milyar TL'si orman
köylüsüne olmak üzere, yaklaþýk 1 Trilyon TL gelir
saðlanmýþtýr.
Son yýllarda harnuba dayalý gelirin artýþ göstermesi
ve Kozan Orman Ýþletme Müdürlüðünce yürütülen bilgilendirme kampanyasý ile birlikte, gerek gerçek kiþilerce ve gerekse köy tüzel kiþiliklerince, çok yoðun bir
özel aðaçlandýrma talebi ile karþýlaþýlmaktadýr. Bu
durum, Bakanlýðýmýzýn "Devlet Ormancýlýðýndan Millet
Ormancýlýðýna Geçiþ" politikasý açýsýndan sevindirici bir
geliþmedir.
Resim-5: On Yaþýnda Özel Harnup Plantasyonu. Kozan-Durmuþlu Köyü
Kozan'da Harnup Aðaçlandýrmasý ve Rehabilitasyonu
KÖYÜ
ALANI (Ha)
Bulduklu Köy Tüzel Kiþiliði
30,0
Osman ÇELÝK
Durmuþlu Köyü
1,5
Çobanpýnarý Köy Tüzel Kiþiliði 228,0
Durmuþlu Köy Tüzel Kiþiliði
293,0
Bulduklu Köy Tüzel Kiþiliði
140,0
Oruçlu Köy Tüzel Kiþiliði
40,0
Hacý ÇETÝN
Çobanpýnarý Köyü
3,0
Akçalý Orman Ýþletme Þefliði,
Eskikabasakal Köyü Harnup
Rehabilitasyon Projesi
75,0
Akçalý Orman Ýþletme Þefliði,
Eskikabasakal Köyü Harnup
Rehabilitasyon Projesi
825,0
TOPLAM
1635,5
DURUMU
Uygulama Yapýldý
Þahsa ait arazide uygulama yapýldý
Projesi Tamamlandý
Projesi Onay Aþamasýnda
Proje Aþamasýnda
Proje Aþamasýnda
Resim-6: Ýki Yaþýnda Özel Harnup Plantasyonu. Kozan-Durmuþlu Köyü
Yaný baþýmýzdaki bu ekolojik ve ekonomik nitelikli
atýl potansiyelin deðerlendirilmesi; gerek bozuk ormanlarýmýzýn yeniden kazanýlmasý ve verimli hale getirilmesi, gerekse çok yönlü faydalanma ile "Devlet
Ormancýlýðýndan Millet Ormancýlýðýna Geçilmesi"
yönünde önemli ve ciddi bir adým olacaktýr.
Proje Aþamasýnda
Projesi Yapýldý.
KAYNAKLAR:
Proje Aþamasýnda
Yukarýda belirtilen alanlarýn dýþýnda, Kozan Orman
Ýþletme Müdürlüðünde 9265,0 hektar potansiyel harnup rehabilitasyon alaný bulunmaktadýr. Bu alanlarýn;
dikenli tel ihatasý tesisi, mevcut fertlerin korunmasý ve
aþýlanmasý, bekçi veya köy tüzel kiþiliklerince korun-
1- TUNALIOÐLU, R. 1987 "Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua
L.) Meyvelerinden Farklý Geliþme Dönemlerinde Alýnan
Tohumlarýnda Çimlenme Yeteneklerinin Araþtýrýlmasý" Yüksek
Lisans Tezi, A.Ü. Ziraat Fak. Bahçe Bitkileri Bölümü - Ankara
2- Anonim - www.vagon.com.tr/keci.html(3)
3- Anonim - www.cinetarim.com.tr/dergi/arastirma
4- Anonim - www.fao.org.
5- Anonim - www.arsiv.hurriyetim.com.tr
40
Fotoðraflar: Mehmet Harbi
ANDIZ-ARCEUTHOS DRUPACEA ant.
Alptuð TEKELÝ*
1-ANDIZ AÐACININ BÝYOLOJÝSÝ VE YETÝÞME MUHÝTÝ
Ardýç türleri ile karþýlaþtýrýlsa da, kozalak yapýsý
bakýmýndan birbirinden ayrýlýr. 25 metre boylanabilen
andýzlar bulunmaktadýr. Tomurcuklar yumurta biçimindedir, yapraklar iðne biçimindedir, uçlarý batýcýdýr,
yapraklarýn üst yüzeyinde stoma çizgisi vardýr, koyu yeþil
görünüm verirler. Sýk yapraklý olmasý dolayýsýyla yaðmur
tanelerinin topraða sýzmasýný saðlarlar.
Olgun kozalak oldukça büyük ve etlidir, kozalak
pullarý odunlaþmýþ sert muhafaza içerisinde saklýdýr, etli
kýsmýnda þeker bulunmaktadýr, etli kýsým buruk tadýndadýr.
Andýzlar karsit arazilerde yetiþmektedir. 900-1200
rakýmlarý arasýnda çokça görülür. Ardýç, meþe, kýzýlçam,
sedirle birlikte bulunur. En çok Anamur, Gülnar, Silifke,
Tarsus, Karaisalý, Aladaðlar ve Kozan'da yayýlýma katýlýr.
Toroslarýn ardýnda Seydiþehir civarýnda ferdi olarak
bulunur.
2-ANDIZ AÐACINDAN FAYDALANMA
2.1-ODUNLARINDAN FAYDALANMA: Ardýç gibi
odunlarýndan çok güzel mobilya elde edilmektedir.
Odunu çok sert ve dayanýklý ve az kokuludur.
2.2- YAPRAKLARINDAN FAYDALANMA: Ormanda
hayvanlar andýzlarýn yapraðýný çok severek yediði için
çobanlar tarafýndan yem aðacý olarak kullanýlmaktadýr.
Bundan dolayý gün geçtikçe andýzýn nesli azalmaktadýr.
2.3- MEYVESÝNDEN FAYDALANMA: Andýzlarýn
yaprak uçlarý sivri olduðu için batýcýdýr. Aðaçtan toplanmasý çok zordur.
2.3.1- TATLI OLARAK FAYDALANMA: Andýzýn
meyvesinden pekmez, palýza, pestil, bandýrma, köfter
yapýlýr.
PEKMEZ YAPIMI: Eylül sonu ile ekim baþýnda olgunlaþan andýz meyveleri olgunlaþmamýþ halde aðaçta
bulunduðu gibi rüzgar ve insanlar tarafýndan çýrpmak
suretiyle tabana dökülürler. Aðaçtan ve yerden toplanan
meyveler çuvallara doldurularak tatlý yapýlacak yere
getirilir.
Andýz meyveleri el dövecekleri ile kabuk kýrýlýr. Kýrma
olayý tek tek tekrarlanýr. Kýrýlanlar tekne, kazan, leðen,
helke, teneke, tencerelere konarak aðýzlarýna kadar su ile
doldurulur. Ýki gün bekletildikten sonra özel yapýlmýþ
süzme teknesine koyarlar. Teknenin aðýz deliði açýlarak
önüne þekerli suyun birikmesi saðlanýr. Dolan kaplar ateþ
üzerindeki kazanlara aktarýlýr. Kaynatma olayý baþlatýlmýþ
olur. Sabah baþlatýlan kaynatma olayý akþama kadar
devam edilir. Kaynatma anýnda sývý kaynadýkça kazanýn
yüzünde köpükler oluþur. Kazan yüzündeki köpükler
saplý tas ile alýndýkça karýþtýrýlmaya devam edilir.
Köpüklerin alýnmasý delikli kevgir ile yapýlýr. Köpükler bir
kapta toplanýr. Kaynama suretiyle kazan içindeki suyun
çok kýsmý buharlaþa buharlaþa pekmez oluþur. Andýzýn
pekmezi kýrmýzýmtýrak koyu kahve rengindedir. Diðer
gün günlemeye alýnýrsa daha dayanýklý ve parlak
görünümlü olur. Elde edilen pekmez tatlý olarak yemeklerin yanýnda yendiði gibi þerbet yapýlarak da içilir.
Pekmez kazanýnýn dibinde alaca kahverengimsi
pekmezli tortu birikir. Bu tortuda daha önce alýnan kabýn
içerisinde biriktirilir ve tortu hayvan yemine karýþtýrýlýr.
Altý kilo meyveden bir kilo pekmez elde edilir.
PALIZA YAPIMI: Bir adet saplý tas pekmez tencereye
konarak kaynamaya býrakýlýr yedi adet saplý tas su
dökülen diðer bir kabýn içine bir adet saplý tas ile niþasta karýþtýrýla karýþtýrýla eriyik haline getirilir. Kaynama
durumuna gelen pekmezin içine yavaþ yavaþ karýþtýrýla
karýþtýrýla dökülür. Önemli olan niþastanýn topaklanmasýný önlemektir. Pekmez ile karýþtýrýlan niþastanýn kaynatýlarak piþirilmesi yapýlýr. Kazanýn veya tencerenin
ortasýnda odacýklar halinde lop lop kabarcýklar oluþur.
Kaynayan kazanda lop lop fokurdayan kabarcýklar deve
gözü durumuna gelir.Bu durum palýzanýn piþtiði durumdur. Kývamýný anlamak için yanmakta olan közü palýzanýn
içine batýrýrsanýz köz sönmezse palýza kývamýna
gelmiþtir. Sönme olayý olursa piþmeye devam edilir. Ýyice
41
*Orman Yüksek Mühendisi
piþmeyen palýzalar un'su un'su koktuðu gibi çabuk bozulur.
Palýza ekmekle ve doðrudan doðruya sýzak ve soðuk
olarak yenir. Yemeklerin yanýnda yumuþak bir tatlýdýr.
BANDIRMA YAPIMI: Bandýrma yapýmý için hazýrlanmýþ ipe dizilmiþ cevizler birkaç kere palýzanýn içine
batýrýlýp çýkarýlýr. Cevizlerin üzeri oranlý bir þekilde
kaplanmasý saðlanýr. Elde edilen bandýrma boðum
boðum gözükür.
Birde yere serili niþastanýn ortasýna ceviz dizilerek
niþastalý zeminde yuvarlanýr. Yuvarlanarak bandýrma elde
edilir. Niþasta palýzanýn yapýþmamasýný saðlar. Ýstenilen
kalýnlýkta bandýrma yapýlabilir. Her iki halde tatlý ve çerez
olarak yenir. Uzun zaman saklanarak kýþ günlerinin
besinini oluþturur.
PESTÝL YAPIMI: Pestil yapýmý için hazýrlanmýþ palýza
bezler üzerine ince ince serilir. Güneþte kuruduktan
sonra bezin arka tarafýnda ýlýk su ile ýslatýlarak pestil tülbent gibi incecik bezden ayrýlarak elde edilir.
Elde edilen pestiller tatlý ve çerez olarak yendiði gibi
fýndýk, ceviz gibi çerezlerde konarak muska ve diðer
þekiller elde edilerek uzun zaman saklanýr. Kýþ günlerinin
tatlýsýný ve çerezini oluþtururlar.
KÖFTER YAPIMI: Kaynamamýþ buðday döðülerek
kabuðundan ayrýlýr. Deðirmende çekilerek yarma haline
getirilir, yarma veya hazýr irmikle palýza birlikte kaynatýlarak kalýplý kaplara konur. Kaplar içinde arzu edilen
kalýnlýk ve uzunlukta parçalara bölünerek güneþte kurutulur, bölünmüþ olan parçalar niþastaya batýrýlarak köfter
elde edilmiþ olur. Ýçine biraz un konursa yumuþak köfter
elde edilir. Hemen yendiði gibi kýþ günlerine de saklanýr.
2.3.2-SÝRKE YAPILARAK FAYDALANMA: Andýz
meyvelerinin birinci suyu alýndýktan sonra, geriye kalan
meyve artýklarýnýn üzerine basýlarak yapýlarak tekne ve
kazan içinde bir hafta ortada býrakýlýr. Bir hafta sonra
üzerine sýcak su dökülür. Bir iki kere su dökme iþine
devam edilir, su süzülür, süzülen su kaplara konarak
güneþletilerek sirke elde edilmiþ olur. Salatalara kullanýlýr.
2.3.3-RAKI YAPILARAK FAYDALANMA: Daðdan
toplanan andýz meyveleri kýrýlarak tekne veya kazanlara
konur, içine su doldurulur. Bu halde sekiz on gün sulu
ortamda kokuþmaya býrakýlýr. Çok uzaklardan kokusu
duyulmaya baþladýðý zaman damýtma kazanýna süzülerek
konan karýþým kaynatýlýr. Kaynatma esnasýnda damýtma
olayý devam ettirilir. Damýtma sonunda raký elde edilmiþ
olur. Saf içildiði gibi kola veya anasonla karýþtýrýlarak da
içilir.
2.3.4-HAYVAN YEMÝ OLARAK FAYDALANMA:
Pekmez yaparken biriken köpük ile kazanýn tabanýnda
biriken tortu karýþtýrýlarak hayvan yemi olarak kullanýlýr.
Pekmez yaparken durultmayý hayvan yemi yapmak için
bir miktar ak toprak konmamaktadýr.
Pekmez yapmadan önce kýrýlmýþ meyveleri hayvanlar
çok sevmektedir. Pekmez yapýmýndan sonra arta kalan
kabuk acýdýðý için hayvanlar tarafýndan arzu edilerek yenmemektedir. Tohumu da iyi bir hayvan yemidir.
2.3.5.-TOHUMUNDAN TESBÝH YAPILARAK FAYDALANMA: Yörede geliþen el sanatýdýr. Azda olsa aile
bütçesine katký saðlamaktadýr.
2.3.6-TOHUMUNDAN ÇEREZ OLARAK FAYDALANMA: Pekmezi yapýlan meyvelerin tohumlarý kýrýlarak içleri
çerez olarak yenilmektedir.
2.4-ANDIZ PEKMEZÝNÝN KULLANILDIÐI YERLER:
Yemek ,tatlý yapýldýðý gibi ilaç olarak da kullanýlmaktadýr.
Genelde ilaç olarak kullanýlmaktadýr. Þeker hastalýðý,kýl
kurdu,mide ve baðýrsak sancýlarý için sabahlarý susuz
yarým çay bardaðý,sulu bir çay bardaðý andýz pekmezi
içilir. Hastalýklarýn devamýnca içilmeye devam edilir.
Bronþit, solunum yollarýný açma, aðýzdaki mikroplara
karþý ve soðuk algýnlýðýna karþý palýza yapýlarak ýlýk ýlýk
yenilir. Vücudun yumþamasýný saðladýðý gibi öksürük
varsa derhal etki ederek öksürüðe çare olur.
Yine pekmez veya palýzasý niþasta ve irmikle hamur
yapýlarak çýbanlarýn üzerine sarýlýr. Yara aðzýndaki eti ve
pis kanlarý eritir. Yaradaki iltihabý içine çekerek
iyileþmesini saðlar. Kuþ palazý olan çocuklara yedirilerek
hastalýðýn hafif geçmesi saðlanýr. Günde bekletilen
pekmez vücuda direnç vermektedir.
42
ORMANCILIK ÇALIÞMALARIYLA,
KÜRESEL ISINMAYA FREN
Ayhan KÜYÜK*
Dünyanýn giderek global bir þekilde ýsýnmasýna
yol açan karbondioksit ve metan gazý gibi atmosfere
salýným yapan fosil yakýtlarý acil önlem alýnmadýðý
takdirde bu gazlarýn oraný 2010yýlýnda son 50 milyon yýlýn en yüksek düzeyine ulaþacaðý bununda yer
yüzü sýcaklýðýný 1°C - 3,5°C artmasýna sebep olacaðý
tüm bilim adamlarýnca paylaþýlan bir düþüncedir
Dünya çapýnda ýsýnýn 1°C - 3.5°C artmasý,
buzullarýn hýzla erimesine, global düzeyde deniz
seviyesinin 15-95 cm yükselmesine yol açacak.
Enlemlere göre, dünyanýn deðiþik bölgeleri bundan
deðiþik þekillerde etkilenecekler. Bazý bölgeler, bu
iklim düzensizliðinden baþlangýçta yarar görür gibi
görünürken, bazýlarý zarara uðrayacak. Her iki
durumda da yaþanan deðiþiklikler, eko-sistemlerin
kendilerini deðiþikliðe ayak uyduramayacaðý kadar
hýzlý geliþecek. Buna göre, küresel ýsýnma nedeniyle
kuzey bölgelerinde yaðýþlar artarak deniz seviyesi
yükselirken, ada ülkeleri yok olma tehdidiyle,
giderek daha az yaðýþ alan kuraklýk ve kýtlýðýn
yaþandýðý bölgeler de daha da kurak olma tehlikesiyle karþý karþýya gelecek. Pek çok bölgede ormanlar yok olurken, toprak ve sularýn ýsýsýnda meydana
gelen deðiþiklik, bazý canlýlarýn, diðerleri aleyhine
azalmasýna ya da çoðalmasýna yol açacak, bu da
doðanýn dengesini bozacaktýr Aðaçlandýrma ve
orman alanlarýný geniþletme çalýþmalarýna raðmen
her yýl dünyada 7,5 milyon orman alaný yok edilirken
Türk ormancýsý ülke orman varlýðýný 20.2 milyon
hektardan 20.7 milyon hektara çýkarmak suretiyle
orman varlýðýný artýran ender ülkelerden biri olmuþtur.
Ancak dünyadaki küresel ýsýnmaya yol açan karbondioksit emisyonunu yüksek düzeyde tutmak için
ülkemizdeki ormancýlýk çalýþmalarý da çok büyük
öneme sahiptir.Özellikle ülke ormanlarýnýn %50 sý
gibi büyük bir oraný verimsiz ve bozuk karakterli ise
burada ormancýya çok önemli iþlevler düþmektedir.Bir yandan verimsiz ve bozuk karakterli orman
alanlarý, yapýlacak orman içi aðaçlandýrmalarýyla verimli hale getirilirken diðer yandan da özellikle son
yýllarda baþlayan meþe baltalýklarý ile bozuk meþe
alanlarýnda yapýlacak çalýþmalar ile koruya tahvil
edilmek istenmeleri koru ormaný alanlarýnýn artmasýnda etken olacaktýr.Geçmiþte ormanlar sadece
odun hammaddesi olarak görülüp ona göre
ormancýlýk faaliyetleri uygulamaya konulurken,
günümüzde Türk ormancýsý orman ekosisteminin
ürettiði oksijen kaynaðý- karbondioksit emisyonu, su
ve toprak koruma ve iklimi düzenleme iþlemleri göz
önünde tutularak orman iþletmeciliðinde ekonomik
boyutuna ekolojik bir boyutu da ilave edilmek
suretiyle ormanlardan çok yönlü faydalanmanýn
örnekleri uygulamaya koymaktadýr.
Ülkemizde geçmiþ yýllarda odun hammaddesi
ihtiyacýný karþýlamak için özellikle meþe ormanlarýnýn
baltalýk ve enerji ormaný olarak iþletilmiþ ve o yýllarda odun ihtiyacýnýn büyük bir bölümünü de bu alanlardan karþýlanmýþtýr. Ancak günümüzde alternatif
enerji kaynaklarýnýn ortaya çýkmasýyla (elektrik,
kömür, doðal gaz, güneþ enerjisi vb.) oduna olan
talep de azalmýþtýr.
Tüm ülke genelinde olduðu gibi Doðu Akdeniz
mýntýkasýnda da baþlatýlan koruya tahvil çalýþmalarý
Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þubesince
takdirle karþýlanmýþtýr.Çevre ve Orman Bakanlýðý ile
Orman Genel Müdürlüðündeki anlayýþ deðiþikliði ile
daha fazla O2 üretmek, daha fazla CO2 emisyonu
tutmak ve su toprak dengesini daha iyi muhafaza
etmek için Daha önce baltalýk ve enerji ormaný olarak
iþletilen meþe ormanlarýnýn büyümeye býrakarak,
koruya tahvil çalýþmalarý ormancýlýkta devrim
niteliðindedir. Bu þekilde bozuk orman alanlarýnda
Hektarda 3,9 ton CO2 tutulmasýna karþýlýk koruya
geçirilmelerinde hektarda 52 ton CO2'nýn tutulmasý
göz önünde tutulduðunda özellikle Adana Orman
Bölge Müdürlüðü bünyesinde 136.279 hektarlýk
bozuk meþe ormanlarýndan yaklaþýk 6,5 milyon ton
daha fazla karbondioksitin tutulacaðý demektir. Türk
ormancýsý günümüzde ülkemizin yýllýk yaklaþýk 200
milyon ton karbon emisyonunun 6,5 milyon tonu
böyle bir anlayýþ deðiþikliði ile ormanlarýnda tutmayý
baþaracaktýr.
43
*Orman Mühendisleri Odasý Doðu Akdeniz Þube Sekreteri
BÝRLEÞMÝÞ MÝLLETLER FAO FOWECA ÇALIÞMASININ
ÝSTANBUL TOPLANTISI ORGANÝZASYONU ODAMIZ
TARAFINDAN BAÞARIYLA GERÇEKLEÞTÝRÝLMÝÞTÝR
Talat MEMÝÞ*
Birleþmiþ Milletler FAO tarafýndan yürütülen kýsaca FOWECA
diye bilinen "Batý ve Orta Asya
Bölgesinde Ormancýlýkta Geleceðe
Bakýþ" çalýþmasýnýn organizasyonunu Odamýzýn üstlendiði nihai
Çalýþtay'ý 5-8 Aralýk 2005 tarihleri
arasýnda FAO yetkililerinin ve
bölgedeki 19 ülke temsilcisinin
katýlýmý ile Ýstanbul'da gerçekleþmiþtir.
Sultanahmet'deki
Kalyon
Otel'de Ýngilizce Rusça ve Arapça
dillerinde simültane tercümeli
olarak yapýlan bu Çalýþtay'ýn organizasyonu Yönetim Kurulu Üyemiz Talat MEMÝÞ'in koordinatörlüðünde gerçekleþmiþtir. Çalýþtay'ýn üçüncü günü ise Ýstanbul
OBM'de sunulan brifingi takiben
civarýndaki ormancýlýk çalýþmalarýnýn aktarýlmasýna yönelik
bir arazi gezisi yapýlmýþtýr.
FOWECA Çalýþmasý ile, 2020
yýlýna doðru Batý ve Orta Asya
Bölgesinde
ormancýlýk
sek-
44
*Orman Yüksek Mühendisi
törünün karþýlaþacaðý durumlarý
ve özellikle diðer sektörlerdeki
geliþmelerin ormancýlýk ve çevre
üzerindeki etkilerini önceden
görmeyi, küreselleþmenin oluþturacaðý tehditleri ve yaratacaðý fýrsatlarý ortaya koymayý ve karar
sistemlerinin buna uygun kararlarý almasýný saðlamayý amaçlamaktadýr.
Ülkemizin yaný sýra Afganistan,
Azerbaycan,
Birleþik
Arap
Emirlikleri, Ermenistan, Gürcistan,
Irak, Ýran, Kýbrýs Rum Kesimi,
Kazakistan, Kýrgýzistan, Lübnan,
Özbekistan, Suudi Arabistan,
Suriye, Tacikistan, Türkmenistan,
Ürdün ve Yemen ülke temsilcileri,
FAO Ankara Temsilciliði ve
Roma'dan uzmanlar ve de ORKOOP
ile Ý.Ü. Orman Fakültesinden temsilcilerin katýldýðý Çalýþtay'ýn açýlýþ
konuþmasýný
Odamýz
Genel
Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN yapmýþtýr. KÜÇÜKAYDIN Dünyada baþ
göstermekte olan hýzlý deðiþim ve
geliþimin ýþýðý altýnda Odamýzýnda
kendi
politikalarýný
gözden
geçirdiðini belirtmiþtir.
Bilindiði gibi Dünyanýn altý bölgesinde FAO'ya baðlý ormancýlýk
komisyonlarý olup, ülkemiz bu
komisyonlardan
Avrupa
Ormancýlýk Komisyonu ile Yakýn
Doðu Ormancýlýk Komisyonunun
üyesidir. Yakýn Doðu Ormancýlýk
Komisyonunun 2002 yýlýnda
Hartum'da
yapmýþ
olduðu
15.Dönem Toplantýsýnda kýsaca
FOWECA diye anýlan "Batý ve Orta
Asya'da Ormancýlýkta Geleceðe
Bakýþ" çalýþmasýnýn baþlatýlmasýna
karar verilmiþtir.
FOWECA için her ülkeden bir ulusal koordinatör
(Ülkemiz için OGM APK Dairesi Baþkaný Tamer
OTRAKÇIER) belirlenmiþ, bu koordinatörlerin vasýtasýyla ve katýlýmcý yöntemlerle ulusal bir rapor
hazýrlanarak FAO'ya sunulmuþtur. Bölgedeki
ülkelerin sunduðu raporlar, biri Lübnan'da diðeri de
Gürcistanda'da olmak üzere iki alt bölgesel Çalýþtay'da ele alýnmýþtýr. Bunun dýþýnda bölgeyi kapsayan
tematik çalýþmalar da yapýlmýþtýr. Gerek bu iki alt
bölgesel Çalýþtay'ýn raporlarý, gerekse tematik çalýþmalarýn sonuçlarý taslak bir raporda toplanmýþ olup
bu raporun yapýlacak bir final Çalýþtay'da ele alýnmasýna karar verilmiþ, Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn
desteklediði bu Çalýþtay'ýn organizasyon görevini,
Türkiye Ulusal Raporunun hazýrlanmasý sýrasýnda
katkýlarda bulunmuþ olan Orman Mühendisleri Odasý
üstlenmiþtir.
Çalýþtay süresince üç temel oturumda a) Bölge
ormanlarýnýn durumu ve genel eðilim b) Ormanlarý
etkileyen iç ve dýþ faktörler c) 2020 yýlýnda
muhtemel senaryolar tartýþýlmýþ, ileriye yönelik
olarak öncelik ve stratejiler ortaya konmuþtur.
Batý ve Orta Asya Bölgesinde ormanlýk alanlarýn
Dünya'nýn diðer bölgelerine göre çok daha az
olduðu, toplam alanýn %10.5'ini kapsadýðý, mevcut
ormanlarýnda oldukça hassas bir ekosistemde hayatiyetlerini sürdürdüðü vurgulanmýþtýr. Bu durumun temel nedenlerinden en önemlisini Bölgede
hakim olan iklim ve coðrafi þartlar olduðu belir-
tilmiþtir. Ancak 1990 yýlýndan itibaren orman alanlarýnda artýþ söz konusudur. Bölgede ormanlarýn
daha çok çevresel ve sosyal yönleri önceliklidir;
ormanlarýn 1/6'sýný (verimli ormanlarýn ¼'ünü)
barýndýran Türkiye, bölgede endüstriyel odun üretimi yapan üç ülkeden biridir. Orman ürünleri
sanayinin en çok geliþmiþ olduðu ülke de Türkiye'dir.
Ormanlar üzerindeki en önemli etkenlerin baþýnda demografik ve küreselleþme sonucu yaþanacak
ekonomik ve ticari deðiþimlerin geleceði
öngörülmüþtür. Özellikle hýzlý nüfus artýþýnýn (bugün
361 milyon olan bölge nüfusunun 2020 yýlýnda 487
milyon olacaðý tahmin edilmektedir) ve þehirleþmenin olumlu veya olumsuz etkilerde bulunacaðý,
örneðin kýrsal alanlarda ormanlar üzerindeki
baskýnýn azalacaðý, buna karþýlýk büyük þehir civarlarýnda ve sanayi bölgelerinde ormanlarýn, baþta
arazi talebi olmak üzere deðiþik tehditlerin etkisi
altýnda kalacaðý fikri hakim olmuþtur.
Geleceðe yönelik öngörüler olumludan olumsuza
doðru 4 temel senaryo çerçevesinde ele alýnmýþtýr.
Çalýþtay'a katýlan temsilciler ülkelerinin daha çok 1
ve 2 nolu senaryolara uygun olduklarýný belirtmiþlerdir. Bu iyimser tablo, halkýn ve karar sistemlerinin doðal kaynaklara iliþkin bilinçlerinin artacaðý,
bölgede bugüne kýyasla jeopolitik açýdan ciddi bir
iyileþme olacaðý, ormancýlýkla ilgili uluslar arasý
sözleþme ve kararlarýn daha etkin bir þekilde uygulanacaðý varsayýmlarý üzerine kurulmuþtur.
Çalýþtay'da
ormancýlýðýn
Sürdürülebilir
Kalkýnmadaki rolü hatýrlatýlarak, orman kaynaklarýnýn korunmasý konusunda bölge ülkeleri
arasýndaki iþbirliðini geliþtirmenin önemi vurgulanmýþ ve Birleþmiþ Milletler Gýda ve Tarým Örgütü
FAO'nun bu konuda katalizör rolü oynamasý istenmiþtir.
Odamýz, gerek mesleki gerek sosyal katkýlarý ile
Ülkemizin ve Ormancýlýðýmýzýn köklü geçmiþ ve
birikiminin Çalýþtay'a yansýtýlmasýna büyük destek
veren Çevre ve Orman Bakanlýðýna, ORKOOP'a,
Ý.Ü.Orman Fakültesi ile OGM-Ýstanbul Orman Bölge
Müdürlüðüne teþekkür eder.
V E F A T
ODAMIZ ÜYELERÝNDEN
Kemal ÜNALDI 05.10.2005 • Timur ERDEM 28.10.2005 • Cemalettin TUNCA 29.10.2005 tarihlerinde vefat
etmiþlerdir. Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaþlarýmýza baþ saðlýðý dileriz.
TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu
45
BÝR PROJE ÖYKÜSÜ
(ULUDAÐ’IN BÝTKÝ ÇEÞÝTLÝLÝÐÝNÝN KORUNMASI)
Ýmdat DEMÝR*
Mitolojideki ismi "Bthynian Olympos" olan, bu günkü
adýyla Uludað; kuzeybatý Anadolu'nun en yüksek (2543 m.)
dað kitlesi oluþunun yaný sýra, Bursa ovasýna hayat veren
kaynaklarý, kýþ turizmi ve kayak sporlarý merkezi gibi özellikleriyle Yeþil Bursa'mýzýn simgesel vazgeçilmezidir.
Uludaðý bizim açýmýzdan asýl önemli kýlan ve burada
üzerinde duracaðýmýz özelliði ise; 150 metreden baþlayýp
kýsa sürede 2500 metre rakýma ulaþan yükseltisi ve buna
baðlý olarak deðiþen iklimsel özelliklerinin getirdiði zengin
biyolojik çeþitliliktir. Uludaðýn genel bitki örtüsü; Botanikçi
MEYER'a göre, farklý yükseltilerin, farklý aðaç türleriyle
karakterize edilmesi ve 45 dakikalýk bir araç yolculuðu ile bu
zonlarýn görülebilmesi açýsýndan dünya Ormancýlýk
Literatüründe bilimsel ve görsel anlamda yerini almýþtýr.
Ýþte bu noktadan hareketle, bu güne kadar fazla
üzerinde durulmayan Uludaðýn alpin zonunda yer alan zengin bitki çeþitliliðinin araþtýrýlmasý, türlerin tespit ve teþhisi,
hassas türlerin ve yayýlýþ alanlarýnýn belirlenmesi, bu alanlara yönelik koruma tedbirlerinin araþtýrýlmasý, halkýn ve
kamuoyunun bilgilendirilerek insanlýðýn ortak deðeri olan
doðal çevrenin korunmasý konusunda kamuoyu oluþturulmasý ve makineli çalýþmalarla doðal yapýsý bozulmuþ, Oteller
bölgesindeki kayak pistinin yöreye özgü bitki türleri ile
onarýmýnýn bir proje kapsamýnda ele alýnmasý fikri, bir projenin de doðuþ nedeni olmuþtur.
"Uludaðýn Bitki Çeþitliliðinin Korunmasý Projesi".
Proje; Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programý (UNDP),
Küresel Çevre Fonu (GEF), Küçük Destek Programý (SGP)
Türkiye Temsilciliði ile gerekli koordinasyon ve bu
Programýn fonlarýndan 32.098 $lýk karþýlýksýz destek
saðlanarak, Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube
Baþkanlýðý koordinatörlüðünde, Bursa Büyükþehir
Belediyesi Yerel Gündem 21 ve Uludað Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Baþkanlýðýnca Mart 2002
de uygulamaya geçirilip, saðlanan katkýlarla 60.000 $'lýk
harcamayla Aralýk 2004 'te tamamlandý.
Proje kapsamýnda yapýlan çalýþmalarý, arazide yapýlan
çalýþmalar ve eðitim, tanýtým faaliyetleri olarak iki ayrý
baþlýkta deðerlendirmek yerinde olacaktýr.
Arazi çalýþmalarý kapsamýnda; kayak pisti oluþturmak
amacýyla buldozerle zemin düzlemesi yapýlarak bitki örtüsü
yok edilen ve bundan dolayý erozyona açýk hale gelen alanýn
restorasyonu, Uludaðda ki bitki türleri ve çeþitliliðinin tespiti, hassas türlerin ve yayýlýþ alanlarýnýn belirlenmesi ve
doðaya ilgi duyanlarýn, Uludað meraklýlarýnýn bu hassas bölgelere zarar vermeden yürüyüþ yapacaklarý trekking güzergahlarýnýn tespitinin yapýlmasýný sayabiliriz.
Restorasyon Çalýþmalarý:
Uludaðýn Oteller Bölgesinde (Fatin Tepe) bulunan, bilinçsizce makineli bir çalýþma ile tesviye edilen % 70 meyilli
Aðaoðlu Oteline ait kayak pistinin restorasyon çalýþmalarý 2
yýllýk bir çalýþmayý gerektirmiþtir. Çalýþmalara U.Ü. Biyoloji
Bölümünden Doç.Dr.Gürcan GÜLERYÜZ Baþkanlýðýnda 4
kiþilik bir öðretim üyesi ve araþtýrma görevlisi grubu
katýlmýþtýr. Arazi hazýrlýðýna yönelik çalýþmalar Orman
Mühendisleri Odasý Bursa Þubesince yürütülürken, Üniversite ekibi de ana kaya ve toprak yapýsýnýn incelenmesi, buna
uygun ayný yöreden getirilecek bitki türlerinin tespiti gibi
çalýþmalarý baþlatmýþtýr.
Zeminin aþýrý meyilli ve sýð toprak yapýsý, þiddetli bir
yaðmurla birlikte tüm emeklerin toprakla birlikte akýp
gitmesi gibi bir risk içerdiðinden bilinçli bir arazi hazýrlýðý
yapýlmasý gerekiyordu. Bu gibi durumlarda yaðmur sularýnýn
yüzeyde akýþa geçmeden toplanarak tahliye edilmesi
amacýyla belirli aralýklarla % 5 eðimli yanal hendekler açýlýp,
yan kenarlarda oluþturulan tahliye kanallarýna baðlandý.
Bu hazýrlýklarýn arkasýndan yöreden toplanan uygun
türlere ait tohumlarýn ekimi yapýldý. Pist alanýnýn üst kenarý
boyunca da yine yüzey akýþýna engel olmak amaçlý pasta
takviyesi yapýlarak 2004 yýlý Kasým ayý içerisinde çalýþmalar
tamamlandý.
Burada dikkate deðer en önemli konu doðal yapýsý
bozulmuþ olan bu sahanýn yöreden toplanan tohumlar kullanýlarak bir bakýma eski haline, yani doðal haline
döndürülmesinin amaçlanmýþ olmasýdýr. Projenin temelinde
de bu düþünce yatmaktadýr. Doðayý doðal haliyle korumak
ve yarýnlara devretmek.
Bitki Çeþitliliðinin Tespiti:
Proje Ortaklarýndan Uludað Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi Biyoloji Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Gönül KAYNAK
Baþkanlýðýnda 4 kiþilik Araþtýrma Görevlisinin iki yýl süren
yoðun ve yorucu çalýþmalarý sonucu Milli Park sahasý ve
civarýnda bulunan Pýnarcýk Köyü Boðazova yaylasý,
Çavuþdüzü mevkii üstleri, Aras Vadisi, Kirazlýyayla ve
Çobankaya çevresi, Kýran yaylasý ve üstündeki Alpin Bölge,
Kilimli Göl çevresi, Aras Vadisi Üstleri ile Rasat Tepe arasýndaki Alpin Bölge, Þahinkaya-Kuþaklýkaya arasý, Domuzalan
çayýrý etrafý, Kýran Yaylasý-Kiliseyazýlýtaþ tepe arasý, Wolfram
Madeni üstleri- Zirvedüzü-Kuþaklýkaya-Oteller Bölgesi arasý,
Fatin Tepe ve Yörük Mezarlýðý çevresi, Softaboðan dere ve
Alaçam Köyü Üstlerindeki Alpin çayýrlýklarda 660 ayrý türe
ait, yýlýn deðiþik zamanlarýna özgü durumlarýný da yansýtan
örnekler toplanmýþtýr. Bu örneklerin tespit ve teþhisi
yapýlarak bir Herbaryum (BULU) oluþturulmuþ ve bilimsel
amaçlý kullanýlmak üzere koruma altýna alýnmýþtýr.
Ayrýca bir çok bitki türünün neslinin tehlikede olduðu
izlenmiþ, bir çok alanda ise hayvan baskýsýnýn (Otlatma
zararlarý) azalmasý nedeniyle olumlu geliþmelerin olduðu
tespit edilmiþtir.
Bu çalýþmalar ve toplanan bitki örneklerinin deðerlendirilmesi sonucu Uludað Milli Parkýnda 78 Adet Türkiye,
31 Adet Uludað endemiði tespit edilmiþtir.
Trekking güzergahlarýnýn belirlenmesi:
Proje kapsamýnda Milli Park Sahasý ve bitiþik alanlardaki
46
*Orman Mühendisleri Odasý Bursa Þube Baþkaný
patikalar taranmak suretiyle, sýra numarasý, güzergahýn baþ
ve sonu ile mesafesi aþaðýda verilen 9 adet yürüyüþ parkuru oluþturulmuþtur.
1 No.lu parkur: Oteller-Cennetkaya-Kurtkaya: 3500 m.
2 No.lu parkur: Oteller-Baðlýköyü: 5200 m.
3 No.lu parkur: Oteller-Sarýçayýr-Sarýyayla: 4000 m.
4 No.lu parkur: Oteller-Kýzpýnar-Sarýyayla: 4200 m.
5 No.lu parkur: Oteller-Kaplýkaya-Sarýyayla: 4700 m.
6 No.lu parkur: Oteller-Bakacak: 5300 m
7 No.lu parkur: Oteller-Zirvetepe-Göller: 11000 m
8 No.lu parkur: Oteller-Karçukuru: 6000 m
9 No.lu parkur: Soðukpýnar-Arasþelalesi: 6800 m
Bu parkurlarýn toplam uzunluðu 50.700 metre (50+7
Km)'dir. Güzergahlar koordinatlarýyla tespit edilerek 1/
25.000'lik haritaya iþlenmiþ ve bu haritanýn da yer aldýðý
Uludað'ýn bitki çeþitliliðini tanýtýcý 3.00m x 4.00 m ebatlarýndaki tanýtým levhasý Milli Park Giriþine dikilmiþtir.
Bu yürüyüþ parkurlarý bazý düzenlemeler yapýlmak
suretiyle yerli ve yabancý doða yürüyüþçülerinin ve dað turizminin hizmetine sunulmalýdýr.
Ayrýca Proje alanýnýn ve yapýlan çalýþmalarýn tanýtýmý ile
gerektiðinde rehberlik edebilecek yöre halkýndan 24 kiþiye
eðitim verilmiþtir. Ancak bu kiþiler iþlendirilemediði için
gelecekte bunlardan bir fayda beklemenin ne derece
gerçekçi olacaðý tartýþýlýr.
Projenin tanýtýmýna büyük önem verilmiþ, bu kapsamda
Proje alaný ve çalýþmalar, muhtelif kesimlerden oluþan 150
kiþilik bir gruba düzenlenen bir geziyle tanýtýlmýþtýr. Bunun
dýþýnda okullar arasý ödüllü bilgi yarýþmasý düzenlenmiþ,
çeþitli mekanlarda deðiþik kesimlere hitap eden tanýtýcý
toplantýlar organize edilmiþtir. Basýn toplantýlarý düzenlenmiþ ve yapýlan çalýþmalara medya mensuplarýnýn katýlýmý
saðlanarak, çalýþmalarýn görsel ve yazýlý basýnda yer almasý
ve kamuoyunun bilgilendirilmesine azami gayret gösterilmiþtir. Ayrýca 14 dakikalýk tanýtýcý TV Programý hazýrlanmýþ ve yerel TV. Kanallarýndan yayýnlanmýþtýr.
Bu çalýþmalar sýrasýnda çoðunluðu Uludað endemiðine
ait bitki türlerinin çiçekli halini görüntüleyen resimler
çerçevelenerek Tayyare Kültür Merkezinde ve Mürseller
Köyü kuruluþ þenliklerinde sergilenmiþ ve büyük ilgi görmüþtür. Ayrýca bu bitkilerin eþsiz güzellikteki çiçekli
fotoðraflarýndan oluþturulan Afiþler bir çok okul ve kurumlara asýlmýþ, fotoðraf katalogu ve el ilanlarý ise baþta Uludað
Milli Park giriþi olmak üzere bir çok yerde ve okullarda
tanýtým amaçlý daðýtýlmýþtýr.
Projenin ortaklarý olan Orman Mühendisler Odasý Bursa
Þubesi, Bursa Büyükþehir Belediyesi, Yerel Gündem 21 ve
Uludað Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölüm
Baþkanlýðý proje süresince yakýn bir iþbirliði ve uyum içinde
çalýþmýþlardýr. Ayrýca Bursa Valiliði, Bursa Orman Bölge
Müdürlüðü, Bursa Çevre ve Orman Ýl Müdürlüðü ve Aðaoðlu
Otel Yöneticileri yakýn destek ve katký saðlamýþlardýr.
Bu farklý oluþumlarýn bir araya gelerek, uyumlu bir çalýþmayla gerçekleþtirdiði
bu Projenin bize ve çevremize
kazandýrdýðý önemli çýktýlarý olmuþtur.
Bunlarý sýralayacak olursak;
• Bir Orman Mühendisi olarak, doðadaki bitki zenginliðinin aðaçlardan ibaret olmayýp, Alpin zonda, bakýp ta
görmediðimiz inanýlmaz bir bitki çeþitliliði ve renk cüm-
büþünün varlýðýný keþfetmiþ olmamýz,
• Uludað'ýn kendine özgü bu renk cümbüþü içerisinde
toplanýp tespit ve teþhisi yapýlan 660 adet bitki örneðinden
78 'inin Türkiye, 31 Adedinin ise Uludað endemiði oluþundan duyduðumuz heyecan,
• Bu türlere ait büyük bir sergi açacak kadar dia ve
fotoðraf kataloguna sahip olduðumuz,
• Buldozerle sürülerek tesviye edilen Oteller
Bölgesindeki Aðaoðlu Oteline ait Kayak Pistinin yüzeyinin
yeniden yörenin doðal türü olan bitkilerle yeþerecek olmasý
umudumuz,
• Uludað Milli Parký giriþine yerleþtirdiðimiz; bitki türlerinin yaný sýra doða yürüyüþü amacýyla Uludað'a geleceklere rehber olacak þekilde Trekking güzergahlarýný içeren,
bunlarýn yer ve arazi yapýsýný gösteren 1/25000 ölçekli,
tesviye eðrili Milli Park haritasýnýn yer aldýðý tanýtým levhamýz,
• Proje çalýþmalarý sýrasýnda endemik ve nadir türlerin
özellikle yayýlýþ gösterdiði hassasiyet arz eden alanlarýn saptanmasý sonucu hazýrlanan raporun Kültür ve Turizm
Bakanlýðý, Bursa Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma
Kurulu'na sunulmasý sonucu; batý ve güneyde Aras Vadisi,
Ketenlik Yaylasý, Soðukpýnar, doðuda ise Alaçam bölgesini
içine alacak þekilde Cumalýkýzýk'a kadar olan bölgenin bu
kurulun 9893 No.lu kararý ile 1. Derece Doðal Sit Alaný ilan
edilmesi projenin önemli çýktýlarýdýr.
Gerek AB, gerekse Birleþmiþ Milletler Küresel Çevre
Fonu (GEF) çok sayýda ülkede yukarýda sözünü ettiðimiz
türden projeleri karþýlýksýz kredi ile desteklemektedir. Hangi
türden projelerin desteklendiði ve diðer detaylar
www.undp.org.tr. Adresinden öðrenilebilir. Ancak burada
belirtebileceðimiz tek baþýna bir kurum, kuruluþ ya da kiþi
adýna projelerin destek görmediðidir.
Benzer proje tasarlayan veya yürütenlerin aþaðýdaki
önerileri dikkate almalarýnýn yararlý olacaðý inancýndayým.
• Uygulanabilir, GEF/SGP desteðini alabilecek uygun bir
proje seçimi.
• Proje ortaklarýnýn birbirini tamamlayan kiþi ve meslek
gruplarýndan seçilmesi, çalýþma alanlarýnýn iyi belirlenmesi
ve iyi bir koordinatör,
• Proje çalýþmalarý, maddi karþýlýk beklemeden, tamamen
fedakarlýða baðlý, gönüllü bir çalýþmayý esas alýr. Bu nedenle
Projenin gerektirdiði yoðun emek ve özveriyi göze almak.
• Yeterli zamaný olmak.
• Planlý çalýþmak, öncelikleri iyi belirlemek ve kararlý bir
þekilde uygulamak.
• Basýn, yayýn ve tüm iletiþim araçlarýndan yararlanarak
projenin tanýtýmýný yapmak ve yapýlan çalýþmalar konusunda
kamu oyunu bilgilendirmek.
• Mümkün olan her kesimin desteðini saðlayarak projeyi
kamuoyuna mal etmek.
Bu projelere Birleþmiþ Milletler nezdinde kaynak ayrýlmasýndaki temel etken, doðanýn ve doðal ortamýn tüm
insanlýðýn ortak deðeri olarak kabul edilip korunmasýný,
yenilenmesini ve geliþtirilmesini amaçlamasýdýr.
Ülkemiz topraklarýnýn % 70 'den fazlasýnýn erozyona
maruz kaldýðý ya da bilinçsiz kullaným nedeniyle doðal
ortamýnýn bozulduðu göz önüne alýnýrsa bu fonlardan en çok
yararlanan ülkelerin baþýnda niçin biz gelmeyelim?
47
ÞUBELERDEN HABERLER
TMMOB ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI
GENEL MERKEZÝ VE SOSYAL TESÝSLER BÝNASI ÝNÞAATINA BAÞLANDI
Odamýz Genel Merkez ve Sosyal Tesislerimizin Haziran 2006’da tamamlanmasý hedeflenmektedir.
Doðu Akdeniz Þube Baþkanlýðýndan
ORMANCILARIN ÇAKIT DESTANI
TMMOB Orman Mühendisleri Odasý
Doðu Akdeniz Þubesi Baþkaný Selami
TECE Yönetim Kurulu üyeleri, Orman
Mühendislerinin yýllar önce ÇAKIT havzasýnda yapmýþ olduklarý erozyon kontrol
ve önleme çalýþmalarýný kamuoyuna tanýtmak için basýn mensuplarý ile arazi
incelemelerinde bulunmuþlardýr.
Þube Baþkaný Tece, “1980 ilkbaharýnda Seyhan Nehri’nin bir kolu ve Seyhan
Barajý’na dökülan Çakýt Çayý taþmýþ,
bunun yanýnda E-5 karayolunu, diðer
yandan da demiryolunu tahrip etmiþtir.
Ancak asýl büyük tehlikeyi Adana þehri
atlatmýþtýr. Bu tehlike ancak baraj altýnda
kalan mahallelerin boþaltýlmasý ve baraj
kapaklarýnýn açýlmasýyla atlatýlmýþtýr.
Felaketin görünür sebebi ani yaðýþlar
sonucu karlarýn erimesi ise de, asýl faktör
Toroslar’daki orman tahribi þüphesidir”
diye konuþtu.
Tece, bunun üzerine Çakýt havzasýnda, sel ve taþkýn zararlarýna karþýn yerleþim merkezlerini ve tarým alanlarýný
korumak, Seyhan Barajý’nýn zamandan
önce dolmasýný önlemek, kara ve demiryolu aðýný sel zararlarýna karþý korumak,
havzada genel olarak toprak aþýnma ve
taþýnmalarýný önlemek üzere 1981 yýlýnda
Orman Bakanlýðý’nca Adana Orman Bölge
Müdürlüðü’ne baðlý Pozantý Toprak
Muhafaza ve Ýskan Tatbikat Grup
Müdürlüðü’nün kurulduðunu hatýrlattý.
TÜRK ORMANCISI EROZYONLA
MÜCADELEYE HAZIR
Tece, “Adana Çakýt Çayý Erozyon
Kontrolü uygulama projesi Türk
ormancýsýnýn bu güne kadar yürüttüðü
en kapsamlý ve baþarýlý projeler içerisinde
yer almakla kalmamýþ, ayný zamanda
insan eliyle bozulan doðanýn yine insan
eliyle kararlý, bilgili ve planlý çalýþmasýyla
düzenleneceðini ortaya koymuþtur. Türk
ormancýsý bundan böyle de Anadolu’nun
her yerinde erozyonla mücadele etmeye
hazýrdýr” dedi.
YARALI DELÝCE’YE ORMANCILAR SAHÝP ÇIKTI
Adana Ýli Yüreðir Ýlçesi Mustafalar
köyünde, kümes hayvanýna saldýrýrken
bir köylü tarafýndan yaralanan yýrtýcý
delice kuþuna ormancýlar sahip çýktý.
Yaralý kuþun tedavisi DOHAYKO (Doðayý
ve Hayvanlarý Koruma Derneði) tarafýndan yapýlarak, tedaviden sonra Adana
Orman Bölge Müdürlüðüne baðlý
Arboretum Þefliðinde korumaya alýndý.
Doðal dengenin vazgeçilmez ve
önemli bir unsuru; Kartal, Doðan, Þahin,
Delice Baykuþ ve Puhu gibi yýrtýcý
kuþlardýr. Yýrtýcý kuþlarýn doðal yaþam
ortamlarýnýn tahribi, yok yere öldürülmesi (niþan talimi gibi kabul edilemez
gerekçelerle), yenmek için avlanmalarý ve
yumurtalarýnýn toplanmasý gibi sebeplerle
sayýlarý gün geçtikçe azalmaktadýr.
Yýrtýcý kuþlar, doðada beslenme zincirinin en üst halkasýný oluþturmaktadýrlar. Sayýlarý dünyada olduðu gibi ülkemizde de hýzla azalmaktadýr. Bu tür yýrtýcý
kuþlar tarýma zararlý kemiriciler (fare,
köstebek vb.) ve yine tarým zararlýsý
böcekler (çekirge vb.) ile beslenmektedir.
48
Bu kuþlarýn neslinin tükenmesi halinde
sözü edilen tarým zararlýlarý kemiricilerin
sayýsý artacak ve sonuç olarak tarým
ürünleri dolayýsýyla ekonomi ve insanlar
ciddi kayýplara uðrayacaktýr.
Doðal bir zenginliðimiz olan yýrtýcý
kuþlarýn korunmasý canlý ve cansýz avlanmalarýnýn önlenmesi, yurt dýþýna kaçýrýlmalarýna engel olunmasý toplumun her
kesimine düþen bir görevdir.
Sonuçta, insanlýk için büyük bir önem
taþýyan doðal dengenin korunmasý açýsýndan yýrtýcý kuþlarýn büyük önemi vardýr.
Bu nedenle bir çok ülkede olduðu gibi
ülkemizde de yýrtýcý kuþlarýn korunmasý
ile ilgili ciddi yasal önlemler bulunmaktadýr. Yasalarýn uygulanmasýnda yeterli
azim ve kararlýlýk gösterilmelidir.

Benzer belgeler