aik bltn 21 - Akılcı İlaç Kullanımı

Transkript

aik bltn 21 - Akılcı İlaç Kullanımı
Cilt: 3 Sayı: 6
Haziran 2016
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
EDİTÖR
Yayın Kurulu
Uzm. Ecz. Elif SARIGÖL
Doç. Dr. Osman Arıkan NACAR
DÜZELTMEN
Doç. Dr. Hakan EROĞLU
Uzm. Dr. Kubilay ORANSAY
Ecz. Mesil AKSOY
ÇEVİREN
Prof. Dr. Ahmet AKICI
Uzm. Dr. Fatma İŞLİ
Dr. Ecz. Melda KEÇİK
Dr. Dyt. Pınar GÖBEL
Uzm. Dr. Ali Boray BAŞCI
Ecz. Emre Umut GÜRPINAR
İLETİŞİM ADRESİ: Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Söğütözü Mahallesi 2176. Sok. No:5 PK
06520 Çankaya/ANKARA
Tel:+90 (312) 218 30 00 F:+90 (0312) 218 34 60
Soru ve önerilerinizi [email protected] e-posta adresine gönderebilirsiniz.
1
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
İçindekiler
Editörün Önsözü …………………………………….................................................................3
Clostridium difficile Enfeksiyonunun Kontrolü.……….…………….……………...………....….4
Mark McFarlane, Krispin Hajkowicz (Aust Prescr 2013;36:121–4)
Çeviren: Uzm. Dr. Fatma İŞLİ
2
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Editörün Önsözü
Clostridium difficile enfeksiyonu potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bir enfeksiyondur ve bu
durum muhtemelen normal bağırsak florasının bozulması ile sonuçlanan antimikrobiyal kullanımı ile
yakından ilişkilidir. Uygun olmayan antimikrobiyal kullanımından kaçınılması bu enfeksiyondan
korunmak için en önemli yoldur. Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni’nin Haziran 2016 sayısında
çevirisi yapılmış olan makalede, Clostridium difficile enfeksiyonunun tanı ve tedavisinde dikkat
edilmesi gereken önemli hususlar ele alınmıştır.
3
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Clostridium difficile Enfeksiyonunun Kontrolü
(Australian Prescriber dergisinin izniyle orijinal metinden çevrilmiştir.)
Orijinal makaleye aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşılabilir.
Mark McFarlane, Krispin Hajkowicz (Aust Prescr 2013;36:121–4)
http://www.australianprescriber.com/magazine/36/4/article/1433.pdf
Özet
Clostridium
difficile enfeksiyonu kolite neden
olmaktadır ve bu durum muhtemelen normal
bağırsak florasının bozulması ile sonuçlanan
antimikrobiyal kullanımı ile yakından ilişkilidir.
Uygun olmayan antimikrobiyal kullanımından
kaçınmak, potansiyel olarak yaşamı tehdit eden bu
enfeksiyondan korunmak için en önemli yoldur.
Ortaya çıkan C. difficile’in hipervirülan varyantları;
bulaşta, morbiditede ve mortalitede artış ile ilişkilidir
ve bunlar Kuzey Amerika’da ve Avrupa'da salgınlara
neden
olmuştur.
Avustralya’da
da
vakalar
bildirildiğinden, kuvvetlendirilmiş sürveyans ve
antimikrobiyal yönetim her zamankinden daha
önemli hale gelmiştir.
Herhangi bir antimikrobiyal C. difficile enfeksiyonu
oluşumuna neden olabilirken, florokinolonların,
klindamisinin ve sefalosporinlerin özellikle ilişkili
olduğu gösterilmektedir.
Proton pompa inhibitörleri gibi diğer ilaçlar, aynı
zamanda C. difficile enfeksiyonu
insidansındaki
artışla ilişkilendirilmiştir.
Şiddetli hastalık hastanede tedavi edilmektedir.
Şiddetli olmayan hastalık için tedavi, genellikle
destekleyici önlemleri ve oral metronidazol tedavisini
içerir. Nüks yaygındır.
Anahtar Sözcükler: antibiyotikler, kolit, diyare,
enfeksiyon
Giriş
Toksijenik anaerob Clostridium difficile’in yol açtığı
enfeksiyon ishale ve kolite neden olur. Daha az
sıklıkla ise toksik megakolona, kalın bağırsak
delinmesine ve ölüme neden olmaktadır. Hastalık,
tanımlanmış en güçlü bakteriyel toksinler arasında
sıralanan iki ekzotoksin (A ve B) tarafından
oluşturulur. 1
Komorbiditenin eşlik ettiği yaşlılar daha sık enfekte
olmakta ve hastalık bu grupta daha kötü
sonuçlanmaktadır. C. difficile enfeksiyonu için risk
faktörleri Kutu 1’de listelenmiştir. 2-4 Artmış mortalite
ile ilişkilendirilen hipervirülan suşlarının ortaya
çıkmasıyla, C. difficile nadir kazanılmış bir hastane
enfeksiyonu olmaktan çıkmış, küresel bir halk sağlığı
sorunu haline gelmiştir.
C. difficile enfeksiyonu, antimikrobiyal kullanımı ile
yakından ilişkilidir. Sonuç olarak; antibiyotiği
reçeteleyen herhangi bir hekim, potansiyel olarak
yaşamı tehdit eden ve çoğunlukla önlenebilir bu
enfeksiyondan korunmada önemli bir role sahiptir.
Epidemiyoloji
İlk olarak 1935 yılında tanımlanmasına karşın, C.
difficile’in klinik önemi 1970'lerde bazı hastaların
klindamisin aldıktan sonra fulminan kolitten
ölümlerine kadar anlaşılamamıştır. C. difficile’in
insidansı ve şiddeti gelişen dünyada son 20 yılda
önemli ölçüde artmıştır. Bu eğilim, hastanede yatan
yaşlılarda en belirgindir ve yaşlı bakım tesislerinde
giderek artan bir şekilde görülmektedir. C. difficile,
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD), 65 yaş
üzerindeki kişilerde en önde gelen 18. ölüm
nedenidir. 5
Aynı zamanda sağlık tesislerinin dışında da C.
difficile enfeksiyonu insidansında artış vardır.
Viktorya’daki hedeflenen sürveyans programında, C.
difficile vakalarının % 16’sının toplum kaynaklı
olduğu belirtilmektedir. 6 Queensland’da tanımlanan
olguların % 37’sinde toplum kaynaklı ishallerin var
olduğu belirtilmektedir (yayınlanmamış veri). Benzer
şekilde, ABD'deki araştırmalara göre, vakaların % 41
kadarı son dönemde gerçekleşen hastaneye yatış ile
ilişkili değildir. 7
Avustralya'da, C. difficile enfeksiyonunun artan
sıklığı
konusunda
yayımlanmış
bir
kanıt
bulunmamaktadır. Bununla birlikte, son zamana
kadar standart bir tanısal yaklaşım ya da sürveyans
da bulunmamaktadır. 8 Ekim 2010 ve Mart 2011
tarihleri arasında Viktorya'da sağlık hizmeti ile ilişkili
370 vaka (10.000 yatak gün başına 1,7)
bildirilmiştir. 6
4
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Hipervirülan C. difficile Salgınları
Günümüzde PCR ribotip 027 olarak bilinen yeni bir
C. difficile suşu, 2005 yılında Kanada Quebec’de
şiddetli ishal salgınına ve yatan hastalarda belirgin
artmış mortaliteye neden olmuştur. 9 Vakaların
florokinolonlar ile, özellikle moksifloksasin ve
gatifloksasin ile tedavi edilmiş olma olasılığı, eş
zamanlı aynı hastaneye kabul edilen enfekte
olmayan kontrollerine göre anlamlı olarak daha
yüksekti. PCR ribotip 027, ilave virülans faktörleri
üretir ve moksifloksasine dayanıklıdır.
Kuzey Amerika ve Avrupa'da PCR ribotip 027’nin,
sağlık hizmeti tesislerinde sıklıkla kolektomi ve
yüksek mortalite ile sonuçlanan büyük çaptaki
salgınlarla artan bulaşı vardır. Avustralya’da izole,
bölgesel kaynaklı vakalar da bildirilmiştir. 10
Antimikrobiyal Kullanımı ve C. difficile
Antimikrobiyal reçeteleme hikayesi olmayan toplum
kökenli vakalar azınlıkta olmasına karşın geçmişte
veya günümüzde antimikrobiyal kullanımı C. difficile
için en önemli risk faktörüdür. 11 Enfeksiyon,
antimikrobiyal kullanımı sonucunda normal kolon
florası bozulduğu zaman gelişir. Bu durum, C.
difficile’in kalın bağırsak lümenine kolonize olmasına
olanak sağlar ve hastalığa neden olur. Klindamisin,
florokinolonlar, penisilin beta-laktamaz inhibitörü
kombinasyonları, amoksisilin ve geniş spektrumlu
sefalosporinlerin sıklıkla ilişkili olduğu gösterilmesine
karşın, aslında herhangi bir antibiyotik kullanımı C.
difficile enfeksiyona neden olabilir. İlginçtir ki, C.
difficile’in başlıca tedavileri - metronidazol ve
vankomisin - bile C. difficile enfeksiyonunu
tetikleyebilir.
Enfeksiyon Riskinin Azaltılması
Uygun olmayan antibiyotik tedavisinden kaçınmak,
hastalarda C. difficile enfeksiyonu gelişimini önler.
Antimikrobiyallerin endike olduğu durumda, en dar
spektrumlu ilacı kısa süre ile kullanmak önemlidir.
Tablo 1'de antibiyotik tedavisinden kaçınıldığı veya
dar spektrumlu ilacın seçildiği yaygın klinik senaryolar
listelenmiştir.
Antibiyotik başlanan her hasta ile yapılan görüşmenin
bir parçası da, C. difficile enfeksiyonu riskinin
konuşulması olmalıdır. Bu risk hakkındaki konuşma,
bir
hastanın
endike
değilken
antibiyotik
reçetelenmesini beklediği zor ama sık görülen
durumlarda ayrıntılandırılabilir.
Fikir
birliğine
varılan
rehberleri
kullanan
antimikrobiyal yönetim programlarının, antimikrobiyal
ön onayının, kültür sonuçlarına dayalı tedavinin
(mümkünse) ve intravenöz ve oral antimikrobiyal
kullanım süresinin sınırlanmasının, C. difficile
insidansını azalttığı gösterilmiştir. 12 Antimikrobiyal
yönetim sisteminin varlığı, bir Avustralya Ulusal
Güvenlik ve Kalite Sağlık Hizmeti Standardı’dır. 13
C. difficile İle İlişkili Diğer İlaçlar
Yapılan
iki
meta-analizde,
proton
pompa
inhibitörlerinin artan C. difficile enfeksiyonu riski ile
ilişkisi olduğu bulunmuştur (yaklaşık risk oranı = 1,7).
14,15 Antibiyotik ve proton pompa inhibitörlerinin
birlikte kullanımı en yüksek riski oluşturur. H2reseptör antagonistleri de C. difficile enfeksiyonu
riskini artırır, ancak bu proton pompa inhibitörleri ile
aynı ölçüde değildir. Hastanelerdeki 'peptik ülser
profilaksisi' için proton pompa inhibitörü
Kutu 1 Clostridium difficile Enfeksiyonu İçin Risk Faktörleri2 *
Şu anda ya da son zamanlarda antimikrobiyale maruziyet (10 hafta içinde)
Proton pompa inhibitörü ya da H2-reseptör antagonisti kullanımı
Şu anda ya da son zamanlarda hastaneye yatış (2 ay içinde)
Kemoterapi
İleri yaş
Tıbbi komorbidite3
Önceki C. difficile enfeksiyonu, özellikle nüks hastalık
Diklofenak kullanımı
* Toplum kökenli olguların % 25 kadarı, belirlenen zemin hazırlayıcı risk faktörleri olmadan
ortaya çıkmaktadır,4 bu nedenle gayta testi toplum kökenli ishal için düşünülmelidir.
5
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
kullanımı % 70 olguda uygun değildir ve önerilen
kullanımın dışında kalmaktadır. 16 Rehberler dahilinde
bu ilaçların akılcı reçetelenmesi, C. difficile
enfeksiyonunun önlenmesi için bir başka önemli
olanağı sunmaktadır.
C. difficile enfeksiyonu; çok sayıdaki sistemik
antifungaller,
bazı
kanser
kemoterapileri
(doksorubisin
ve
5-florourasil
gibi),
bazı
immünosupresanlar (metotreksat ve siklofosfamid
gibi) 17 ve nonsteroidal antienflamatuvar ilaç olan
diklofenak ile ilişkilendirilmiştir. 18 Tüm bu ilaçlar
normal bağırsak florasını bozmaktadır.
Polimeraz zincir reaksiyonuna dayalı testler yüksek
duyarlılığa (% 93-97) 21,22 ve mükemmel bir
özgüllüğe sahiptir ancak pahalıdır. Gayta kültürü
klinik olarak bir yarar sağlaması açısından çok yavaş
ve zahmetlidir ancak toplum sağlığı açısından
hipervirülan suşları tanımlamak için gereklidir.
Glutamat dehidrojenaz gayta antijeni, C. difficile
enfeksiyonu için yüksek duyarlılıkta ancak düşük
özgüllükte olan bir testtir. Toksin analizlerini ve
polimeraz zincir reaksiyonunu da içeren tanısal
algoritmada bu test, ilk tarama testi olarak giderek
artan bir şekilde kullanılmaktadır. 23
Tanı
Toksin için tek bir pozitif fekal immünolojik test,
enfeksiyon belirtileri ve semptomları olan hastada C.
difficile enfeksiyonu tanısını koydurur. Test yalnızca
şekilsiz bir gayta numunesi üzerinde yapılmalıdır.
Farklı laboratuvarların değişen test algoritmaları
vardır. Avustralya laboratuvarlarının çoğu A ve B
toksinleri
için
enzim
immünolojik
testi
uygulamaktadır. 19 A ve B toksinleri için kombine
testlerin yüksek özgüllüğü vardır ancak % 60 ile %
90 arasında değişen duyarlılıktadır. Bu durum,
negatif toksin sonucunun, enfeksiyonu dışlamadığı
anlamına gelir. Test için birden fazla gayta örneği
almak duyarlılığı belirgin bir şekilde artırmamaktadır
ve önerilmemektedir. 20
Tedavi Düzenleme
Enfeksiyonun tedavisi; destekleyici önlemleri ve C.
difficile
için
spesifik
antibiyotik
tedavisini
içermektedir. Mümkünse, daha önceki herhangi bir
durumu
tetikleyici
antimikrobiyalin
kullanımı
kesilmelidir.
Proton
pompa
inhibitörlerinin
kesilmesinin nüksü önlediğine veya C. difficile
enfeksiyonu sonucunu değiştirdiğine dair bir kanıt
olmamasına karşın15 eğer kuvvetli bir endikasyon
yoksa bu ilaçların kullanımı sonlandırılmalıdır. Toksik
megakolon gelişme riskini azaltmak için, opioid ve
loperamid gibi antiperistaltik ilaçların kullanımından
kaçınılmalıdır. Oral sıvı alımı özendirilmeli ve
rehidrasyon solüsyonları dikkate alınmalıdır. C.
difficile enfeksiyonunun tedavisi, hastalığın şiddetine
bağlıdır.
Tablo 1 Yaygın Klinik Durumlarda Clostridium difficile Riskinin Azaltılması
Durum
Clostridium difficile’e sebep
olan risklere müdahale
Daha uygun seçenek
Üst solunum yolu
enfeksiyonu
Amoksisilin-klavulanat
Hasta eğitimi, iyi hidrasyon ve basit
analjezik
Hafif toplum kökenli pnömoni Seftriakson
Amoksisilin
Gebelik dışındaki
asemptomatik bakteriüri
Sefaleksin
Eğitim ve güven verme
5 cm'den küçük deri apsesi
Sefaleksin
İnsizyon ve drenaj
Non-spesifik dispepsi
Proton pompa inhibitörü
Risklerin dikkatli değerlendirilmesi
6
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Kutu 2 Şiddetli Olmayan Clostridium difficile Tedavisi2
Genel Önlemler
Antiperistaltik ilaçlarla tedaviden kaçın veya durdur.
Antibiyotik tedavisini durdur ya da mümkünse dar spektrumlu antimikrobiyalleri kullan.
Eğer bu mümkün değilse, C. difficile için uzun süreli bir uygulama seyri gerekebilir.
Seri halde klinik değerlendirmeleri uygula ve beyaz hücre sayısı, kreatinin ve elektrolit
ölçümlerini dahil et
İlk Atağın Tedavisi
10 gün süre ile günde üç kez 400 mg oral metronidazol
Eğer oral tedavi tolere edilemiyorsa, 10 gün boyunca 8 saatte bir intravenöz olarak 500 mg
metronidazol kullan.
İlk Nüksün Tedavisi
İlk epizottaki tedaviye benzer
İkinci veya Sonraki Nükslerin Tedavisi
Vankomisin aralıklı / azalan tedavisi (örneğin 14 gün boyunca günde dört kez oral olarak 125
mg, daha sonra 7 gün boyunca günde iki kez 125 mg, ardından 2-8 hafta boyunca her iki günde
bir 125 mg
Alıntı ve modifikasyon: Cheng AC, Ferguson JK, Richards MJ, Robson JM, Gilbert GL, McGregor A, et al.
Australasian Society for Infectious Diseases guidelines for the diagnosis and treatment of Clostridium difficile
infection. Med J Aust 2011;194:353-358.
© Copyright 2011. The Medical Journal of Australia
7
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Şiddetli Olmayan Hastalık
Hafif ve orta şiddetteki hastalıklar hastane dışında
tedavi edilebilir (bkz. Kutu 2). Başlangıç olarak, 10
gün boyunca günde üç kez 400 mg oral metronidazol
önerilmektedir.
Randomize
karşılaştırmalı
bir
çalışmaya göre, ciddi olmayan hastalığa sahip
kişilerin % 90’ı metronidazol ile, % 98’i ise oral
vankomisin ile tedavi edilmiştir. Tedavi kolları
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
saptanmamıştır. 24
Şiddetli Hastalık
Şiddetli hastalığa sahip kişilerin hastaneye yatırılması
gerekmektedir (Tablo 2). Cerrahi danışma, sıvı
resüsitasyonu ve oral vankomisin önerilmektedir.
Şiddetli
hastalığın
yönetimi
için
rehberler,
“Avustralasyalı
Bulaşıcı
Hastalıklar
Cemiyeti”
2
tarafından geliştirilmiştir.
Nükseden Hastalık
Hastaların % 25 kadarında tedavi sonrasındaki dört
hafta içinde kolit nüksü görülmektedir. 25 İlk nüks,
başlangıç epizotuna benzer şekilde tedavi edilmelidir
(bkz. Kutu 2). Daha sonraki nüksler, uzun süreli
kullanımı ile periferal nöropati oluşumu riski nedeni
ile metronidazol ile tedavi edilmemelidir. Çoklu
nükslerde
vankomisinin
uzatılmış
kademeli
uygulaması önerilmektedir. Bu durumda bir
enfeksiyon
hastalıkları
uzmanına
veya
gastroenteroloğa sevk önerilmektedir.
Yardımcı Tedaviler
Enfeksiyon patogenezinde normal flora bozulmasının
önemli
olduğu
düşünüldüğünden,
simbiyotik
mikrobiyal florayı eski haline getirmek için
probiyotiklerin verilmesi fikri popülerlik kazanmıştır.
Son
kanıtlar,
Saccharomyces,
Lactobacillus,
Bifidobacterium ve Streptococcus türlerini içeren
piyasada bulunan probiyotiklerin nüks riskini orta
derecede azalttığını göstermektedir (rölatif risk 0,34).
Karışık türleri içeren probiyotikler, monomikrobiyal
ürünlerden bir miktar daha etkilidir. Probiyotiklerin
tolere edilebilir olması onları daha cazip hale
getirmektedir. 26,27
Eğer birden fazla C. difficile nüksü ortaya çıkıyor ve
hasta kabul ediyorsa, donör fekal mikrobiyota
transplantasyonu düşünülebilir. Randomize bir
çalışmada, fekal transplantasyonun oral vankomisin
tedavisine göre önemli ölçüde daha yüksek bir kür
oranı sağladığı gösterilmiştir (% 94’e karşı % 31, p
<0.001). 28
Tedaviye Yanıtın İzlenmesi
Tedaviye yanıt öykü ve tetkik ile izlenmektedir.
Diyare sıklığı tedaviden yaklaşık üç gün sonra
azalmaya başlamalı ve hasta şiddetli hastalığın
herhangi bir özelliğini taşımamalıdır (ateş, titreme,
peritonit, toksik megakolon, ileus veya hemodinamik
instabilite). Rutin gayta tetkiki takibi yararlı değildir
çünkü asemptomatik hastaların önemli bir kısmı
tedavi sonrası 30 gün içinde kalıcı gayta taşıyıcılığına
sahiptir. 2
Tablo 2 Şiddetli Clostridium difficile Enfeksiyonunu Düşündüren Özellikler 2
Klinik Özellikler
Laboratuvar
Akut batın
Beyaz kan hücresi sayımı >15 x 109/L
Ateş >38.5° C
Serum albumin <25 mg/L
Hipotansiyon
Yüksek kan laktatı
Taşikardi
Akut böbrek hasarı
Ek Özellikler
Toksik megakolon
Kolonoskopide psödomembran
Ileus
8
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Sonuç
C. difficile, özellikle komorbiditeli yaşlılarda ortaya
çıkan bir patojendir. Avustralya’da şimdiye kadar,
Kuzey Amerika ve Avrupa'da olduğu gibi yaygın ve
uzun süreli salgınlar görülmemiştir. Bu durumu
devam ettirmek için, antibiyotiğe bağlı ishal
vakalarında klinik olarak şüphe duyulmasına, toplum
kaynaklı C. difficile’in tanınmasına ve dikkatli bir
enfeksiyon kontrolüne ihtiyaç vardır. Antimikrobiyal
yönetim programlarının, C. difficile insidansını
azalttığı
gösterilmiştir.
Bu
sadece
onaylı
endikasyonlar için akılcı antibiyotik kullanımını ve en
dar spektrumlu olanının mümkün olan en kısa
süreyle kullanılmasını kapsar. Proton pompa
inhibitörleri ve C. difficile ile ilişkili diğer ilaçların
uygun kullanımı da enfeksiyonu önlemede etkili
olacaktır. Akılcı reçetelemenin sağlanması, bireysel
olarak hastayı ve genel olarak Avustralya toplumunu,
bu
çok
önemli
iyatrojenik
enfeksiyondan
koruyacaktır.
9
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
Kaynaklar
1. Gill DM. Bacterial toxins: a table of lethal amounts. Microbiol Rev 1982;46:86-94.
2. Cheng AC, Ferguson JK, Richards MJ, Robson JM, Gilbert GL, McGregor A, et al. Australasian Society for Infectious
Diseases guidelines for the diagnosis and treatment of Clostridium difficile infection. Med J Aust 2011;194:353-8.
3. Loo VG, Bourgault AM, Poirier L, Lamothe F, Michaud S, Turgeon N, et al. Host and pathogen factors for Clostridium
difficile infection and colonization. N Engl J Med 2011;365:1693-703.
4. Centers for Disease Control and Prevention. Surveillance for community-associated Clostridium difficile – Connecticut,
2006. MMWR Morb Mortal Weekly Rep 2008;57:340-3.
5. Murphy SL, Xu JQ, Kochanek KD. Deaths: Preliminary data for 2010. National vital statistics reports; vol 60 no 4.
Hyattsville, MD: National Center for Health Statistics; 2012.
6.
Bull AL, Worth LJ, Richards MJ. Implementation of standardised surveillance for Clostridium difficile infections in
Australia: initial report from the Victorian Healthcare Associated Infection Surveillance System. Intern Med J 2012;42:7158.
7. Khanna S, Pardi DS, Aronson SL, Kammer PP, Orenstein R, St Sauver JL, et al. The epidemiology of communityacquired Clostridium difficile infection: a population-based study. Am J Gastroenterol 2012;107:89-95.
8. Stuart RL, Marshall C. Clostridium difficile infection: a new threat on our doorstep. Med J Aust 2011;194:331-2.
9. Loo VG, Poirier L, Miller MA, Oughton M, Libman MD, Michaud S, et al. A predominantly clonal multi-institutional
outbreak of Clostridium difficile-associated diarrhea with high morbidity and mortality. N Engl J Med 2005;353:2442-9.
10. Richards M, Knox J, Elliott B, Mackin K, Lyras D, Waring LJ, et al. Severe infection with Clostridium difficile PCR
ribotype 027 acquired in Melbourne, Australia. Med J Aust 2011;194:369-71.
11. Wilcox MH, Mooney L, Bendall R, Settle CD, Fawley WN. A case-control study of community-associated Clostridium
difficile infection. J Antimicrob Chemother 2008;62:388-96.
12. Valiquette L, Cossette B, Garant M-P, Diab H, Pépin J. Impact of a reduction in the use of high-risk antibiotics on the
course of an epidemic of Clostridium difficile-associated disease caused by the hypervirulent NAP1/027 strain. Clin Infect
Dis 2007;45 Suppl 2:S112-21.
13. National Safety and Quality Health Service Standards. Sydney: Australian Commission on Safety and Quality in Health
Care; 2011.
14. Kwok CS, Arthur AK, Anibueze CI, Singh S, Cavallazzi R, Loke YK. Risk of Clostridium difficile infection with acid
suppressing drugs and antibiotics: meta-analysis. Am J Gastroenterol 2012;107:1011-9.
15. Janarthanan S, Ditah I, Adler DG, Ehrinpreis MN. Clostridium difficile-associated diarrhea and proton pump inhibitor
therapy: a meta-analysis. Am J Gastroenterol 2012;107:1001-10.
16. Molloy D, Molloy A, O’Loughlin C, Falconer M, Hennessy M. Inappropriate use of proton pump inhibitors. Ir J Med Sci
2010;179:73-5.
17. Mandell GL, Bennett JE, Dolin R. Mandell, Douglas, and Bennett’s principles and practice of infectious diseases. 7th ed.
Philadelphia, PA: Churchill Livingstone; 2010.
18. Suissa D, Delaney JA, Dial S, Brassard P. Non-steroidal anti-inflammatory drugs and the risk of Clostridium difficileassociated disease. Br J Clin Pharmacol 2012;74:370-5.
19. Ferguson JK, Cheng AC, Gilbert GL, Gottlieb T, Korman T, McGregor A, et al. Clostridium difficile laboratory testing in
Australia and New Zealand: national survey results and Australasian Society for Infectious Diseases recommendations
for best practice. Pathology (Phila) 2011;43:482-7.
20. Cardona DM, Rand KH. Evaluation of repeat Clostridium difficile enzyme immunoassay testing. J Clin Microbiol
2008;46:3686-9.
10
Türkiye Akılcı İlaç Kullanımı Bülteni
Cilt 3; Sayı 6; Haziran 2016
21. Huang H, Weintraub A, Fang H, Nord CE. Comparison of a commercial multiplex real-time PCR to the cell cytotoxicity
neutralization assay for diagnosis of clostridium difficile infections. J Clin Microbiol 2009;47:3729-31.
22. Peterson LR, Manson RU, Paule SM, Hacek DM, Robicsek A, Thomson RB Jr, et al. Detection of toxigenic Clostridium
difficile in stool samples by real-time polymerase chain reaction for the diagnosis of C. difficile-associated diarrhea.
Clin Infect Dis 2007;45:1152-60.
23. Sharp SE, Ruden LO, Pohl JC, Hatcher PA, Jayne LM, Ivie WM. Evaluation of the C.Diff Quik Chek Complete Assay, a
new glutamate dehydrogenase and A/B toxin combination lateral flow assay for use in rapid, simple diagnosis of
clostridium difficile disease. J Clin Microbiol 2010;48:2082-6.
24. Zar FA, Bakkanagari SR, Moorthi KM, Davis MB. A comparison of vancomycin and metronidazole for the treatment of
Clostridium difficile-associated diarrhea, stratified by disease severity. Clin Infect Dis 2007;45:302-7.
25. Louie TJ, Miller MA, Mullane KM, Weiss K, Lentnek A, Golan Y, et al. Fidaxomicin versus vancomycin for Clostridium
difficile infection. N Engl J Med 2011;364:422-31.
26. Pillai A, Nelson R. Probiotics for treatment of Clostridium difficile-associated colitis in adults. Cochrane Database Syst
Rev 2008;1:CD004611.
27. Johnston BC, Ma SS, Goldenberg JZ, Thorlund K, Vandvik PO, Loeb M, et al. Probiotics for the prevention of
Clostridium difficile-associated diarrhea: a systematic review and meta-analysis. Ann Intern Med 2012;157:878-88.
28. van Nood E, Vrieze A, Nieuwdorp M, Fuentes S, Zoetendal EG, de Vos WM, et al. Duodenal infusion of donor feces for
recurrent Clostridium difficile. N Engl J Med 2013;368:407-15.
11

Benzer belgeler

Tam Metin PDF - Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi

Tam Metin PDF - Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi yılları arasında C.difficile ilişkili enfeksiyon (CDİ) mortalite oranında 4 kat artış olduğu gösterilmiştir (9). 2008 yılında 34 farklı Avrupa ülkesinin katıldığı çalışmada C.difficile ilişkili ish...

Detaylı