PowerPoint Template
Transkript
PowerPoint Template
Kriz Yönetiminde Liderlik ve Toplumbilim Doç. Dr. Recep Tayfun Program Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Kriz Yönetimi Lider Kamuoyu ve Kitle Lider ve Liderlik Toplumsal Kimlik Kriz ve Kitle Sonuç ve Değerlendirme Program Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Kriz Yönetimi Lider Kamuoyu ve Kitle Lider ve Liderlik Toplumsal Kimlik Kriz ve Kitle Sonuç ve Değerlendirme Kamuoyunun Önemi Kamuların algısının kazandığı önem dikkate alındığında; 19. Yüzyıl parlamentolar, 20. Yüzyıl kitleler, 21. Yüzyıl ise kamuoyları asrı olarak betimlenmektedir. Bu yaklaşımı daha da ileri götüren bazı analistler küresel kamuoyunun günümüzde süper güç haline geldiğini iddia etmektedirler. Kriz Yönetimi Kriz yönetimini inkar ve ihmal edenler, halkla ilişkilerin ve kamuoyunun değerini kavrayamamış olanlardır. Lider, krizi öngörmek, yönetmek ve çözümler üretmek için kamuoyunu tanımak ve anlamak zorundadır.. Kamuoyunu kavramayı başaran, insanın toplumsal doğasını da kavrayacaktır. “Kamuoyu halkın ortak mülkiyetidir.” Kamuoyunu değiştirebilecek olanlar, dışlanmaktan korkmayanlardır. Kriz döneminde kamuoyu liderin performansına bakarak kanaatlerini oluşturmaktadır. Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Önemli konulara ilişkin verilen kararların, sorunun doğru yanıtını bulmak için değil, sonuçları açık olmayan farklı dünyalar arasında karar verme sorunu yaratması, krizin yönetilmesinde lider ile kamuoyu arasındaki ilişkinin önemini ortaya koymaktadır. Kriz, kararsızlığın da ötesinde, karar vermenin imkansız olduğu durumlar yaratmaktadır. “Fanatizm, güçsüzlerin ve kararsızların yüceltebildiği tek irade biçimidir.” Nietzsche Kriz Yönetimi ve Halkla İlişkiler Krizi yönetmek, itibara ve iktidara sahip çıkmak, halkla ilişkilerin işlevselliği ile mümkündür. Halkla ilişkiler “ilişki” yapılandırır, kriz yönetimi “ilişkilerin sürekliliğini” sağlar, lider ‘‘ilişkinin geleceğini’’ inşa eder. Kriz ve Belirsizlik Krizin ve kriz dönemlerinin en belirgin ve gerilim yaratıcı özelliği belirsizliktir. Süreç, algı yönetimi ve rıza üretimi ile biçimlenmektedir. Kriz, zaman baskısı altında gerilim yaratan bir düzensizlik durumu oluşturmakta ve bu düzensizlik ortamı kriz öncesi dönemde ortaya çıkan belirtilerle başlayıp dengenin yeniden sağlandığı döneme kadar topluma egemen olmaktadır. Kriz Süreci “Krizi tanımlamak için, önce bir teoriye, normal, sorunsuz duruma dair bir imgeye ihtiyaç vardır.” Alışılmış ve olağan sonuçları getirmeyen durumlar, “kriz” olarak değerlendirilmektedir. Krizde olmanın “düzen”e tercih edilmesi de yeni zamanların şaşırtıcı örneklerindendir. Çünkü “düzen” insan özgürlüğünü kısıtlayıcı, kural ve konumların belirlilik halidir. Freud’un saptamasına göre; “Sürekli durumlardan (bir anlamda rutin) alınan haz pek azdır.” Etkin Kriz Yönetimi Bileşenleri Operasyonel Tepki Yönetimsel Tepki İletişimsel Tepki Etkin Liderlik Koordinasyon Alanı [ELKA] Liderin özellikleri kriz sürecinde belirginleşir. Kriz yönetiminde iletişim, barometre özelliği taşımaktadır. Kriz Yönetimi Koordinasyon Alanının teorik çerçevesi, Etkin iletişim stratejilerinin gelişmesine bağlıdır. İletişimin en temel ve en ilkel işlevi ötekini tanıma ve kendi var oluşunu gerçekleştirme işlevidir. İnsanla ilgili yaklaşımların içine düşebileceği en büyük yanılgılardan biri, bireyle toplum arasındaki sınırları çok net bir biçimde çizme girişimidir. Bu sınırlar ister birey, isterse toplum açısından oluşturulmaya çalışılsın, sonuçta benzer nitelikte önemli yanılgılara götürecektir. Böyle bir netleştirme, diğer toplumsal olgulardan çok daha fazla iletişim için geçerlidir. Rıza Üretim Süreçleri Halkın, sorunların çözümüne katılımının engellendiği ve denetlendiği bir toplum, rızanın imalatına – rıza mühendisliğine maruz kalmaktadır. Toplumsal Rıza Oluşturma - Antonio Gramsci - Louis Althusser - Edward L. Bernays - Noam Chomsky " Hegemonya " Egemen Toplumsal Tasarım " Devletin İdeolojik Aygıtları " Rıza Mühendisliği "The Engineering of Consent" Rızanın İmalatı "Manufacturing Consent" Kriz Sürecine Doğru… Toplum, iktidarın kurgusunu kendi gerçekliği olarak kabul eder. İktidar, toplumsal ilişkiler aracılığıyla meşruiyet kaynağı olarak ihtiyacı olan rıza üretimini gerçekleştirir. İktidar bireylere, içinde bulundukları toplumun kendilerinin toplumu olduğu, bu toplum üzerinde yetki ve hak sahibi oldukları, bu toplum hakkında karar vermeye muktedir ve bu toplumdan yararlanma konusunda serbest oldukları güvencesini veren göndergedir. Kriz Sürecine Doğru… Kamuoyu alanı da iktidarın, iletişim pratiklerine bağlı olarak, toplumsallaştırma, normalleştirme ve uyumlaştırma pratiklerine maruz kalmaktadır. Mevcut düzenin bozulması ihtimalinin yarattığı kaygı, toplumdan dışlanma korkusu ve yalnız bırakılma tehdidi karşısında en genel savunma mekanizması; uyum sağlamaktır. Mevcut düzene uyum sağlandığı sürece verdiği güven duygusundan faydalanılır. İktidar – Toplum İlişkisi Aydınlanmanın ileri sürdüğü gibi, akıl sadece ilerleme, özgürleşme değildir. Akıl aynı zamanda iktidar, egemenliktir. Protez akıl, modern iktidarın aracıdır. Hem o bedene aittir hem de o bedende dışarının temsilidir. Her iktidar ilişkisinde, iktidarın öznesi, nesnesinin kaderini paylaşmak durumundadır. İktidar – Güç ve Lider İktidar gücünü halkın rıza ve onayına bağlı olarak almaktadır/kullanmaktadır. Bu güce kriz döneminde gereksinim artsa da, yapılandırılması kriz öncesindeki süreçte yaşanan iktidar-toplum arasındaki ilişkilere dayanmaktadır. Bu ilişkinin toplum karşısındaki sembolü ve görünürlüğü lider ile gerçekleşmektedir. Lider bu bağlamda hem iktidarın sembolü hem de kitlenin iradesini devrettiği bir figürdür. Kriz ve Tutum Örneği-I [Edward T. Hall] ‘‘…Kore Savaşı sırasında esir düşen Türk askerleri kamp yöneticilerine liderlerinin kim olduğunu hemen söylüyor, lider ortamdan uzaklaştırıldığında onun yerini kimin aldığını da bildiriyorlardı. Böylece liderliğin hiyerarşik sıra içinde en yüksek rütbeli subaydan başlamak üzere en son ere kadar geçeceği belirtilmiş oluyordu. Bu durum, kamp yöneticileri tarafından, ‘Türklerin her zaman bir lideri var’ anlamını taşıyordu. Bu nedenle, Türk esir grubuna dokunulmadı.’’ Kriz ve Tutum Örneği-I [Edward T. Hall] ‘‘… Kamp yöneticileri, Amerikalıların bir sorunları olduğunda kime gittiklerini, kimin onlara öncülük ettiğini izliyor ve onun gizli bir anlaşmanın ya da planın liderliğini yaptığından şüpheleniyorlardı. Bu nedenle potansiyel lideri grup içinden alıp kamptan uzaklaştırıyorlardı. Bunun sonucunda grubun desteği, grup içi disiplin ve kontrol mekanizmaları gelişemiyordu.’’ Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Kriz Yönetimi Lider Kamuoyu ve Kitle Lider ve Liderlik Toplumsal Kimlik Kriz ve Kitle Sonuç ve Değerlendirme Lider Mensubu olduğu grubun amaçlarını belirleyen ve bu amaçların gerçekleşmesinde gruba etkili bir biçimde yön verebilen kişidir. Lider için kritik kavram “mobilize etmek”tir. Lider, motive eder, örgütler, yönlendirir. Kriz ve Lider Hiçbir süreç bir lideri kriz ortamındaki kadar sınayamaz. Kriz ve Lider İlişki Yönetimi Yapılan araştırmalar kriz anında en önemli etmenin insan olduğunu göstermektedir. Görünür Olmak Kriz zamanı liderin ön planda, kişisel varlığıyla kamuoyunun önünde yer alması kriz yönetimi açısından en önemli unsurlardan biri olarak değerlendirilmektedir. Kriz Liderliği Krizde dönemlerinde liderlik, sürekli gelişen ve devamlılık isteyen dinamik bir süreçtir. Bu tür kaotik ortamlarda istikrarlı olmak ve kamuoyunu bilgilendirmek kriz liderliğinin bir vazgeçilmezidir. Liderlik Liderlik her şeyden önce bir süreçtir. Bir etki yaratmak üzerine kuruludur. Bir grup ya da topluluk bağlamı içinde bir anlama kavuşur. Belirli bir amacın gerçekleştirilmesine yöneliktir. Liderlik süreci sadece lideri değil, liderin kitlesiyle olan karşılıklı ilişkisini de esas almaktadır. Liderler ve takipçileri liderlik sürecinin parçasıdır ve süreci anlamak için her ikisine de bakmak gerekmektedir. ‘Mob’ ve ‘Madun’ ‘Mob’ – Ayak Takımı Hitler döneminde, Hamburg’un işçi sınıfından veya orta tabakasının en alt kısımlarından gelen orta yaşlı aile babaları, yerel güvenlik alanında yedek olarak görevlendirilmişlerdir. Bu adamlar ordu için işe yaramaz damgası vurulmuş ve çürük raporu verilmiş insanlardır. Ayak takımı olarak tanımlanacak bu insanlardan yaklaşık 500 kişiden 400 civarında olanı, gönüllü olarak, 38 bin Yahudi’nin öldürülmesi olayına karışmışlardır. Bunlardan 35 yaşındaki bir metal işçisinin ifadesi çok çarpıcıdır; “…sadece çocukları vurmaya özen gösterdim ve bunu başardım. Çünkü kendimi bir çocuğun annesiz zaten yaşayamayacağı düşüncesine inandırdım. Vicdanımı, annesiz hayatta kalamayacak bir çocuğu kurtarıyorum düşüncesiyle rahatlamaya çalıştım.” Liderlik ve Güç Liderlik ve güç arasındaki ilişki; Konumsal güç; kişinin işgal ettiği örgütsel/toplumsal konumdan kaynaklanan gücüne işaret eder. Kişisel güç; liderin kitlesinden devşirdiği/topladığı güçtür. Lider Modelleri ve Kriz Ibn- Haldun’da iktidarın temeli olarak, dayanışma, zorluklarla mücadelede toplumsal bilinç olarak da tanımlanabilecek ‘asabiyet’, kriz döneminde lideri farklı kılan temel özellik olarak tanımlanmaktadır. Machiavelli, yeteneğini gösterecek, ‘talih’ ve ‘fırsat’ sahibi olmaya dayandırmaktadır. Liderin mucizeler yaratması beklentisi. Weber’de, kişiliğin sahip olduğu saygınlık ve çekicilik olarak ‘karizmatik’ kavramıyla tanımlanmaktadır. Olağanüstücülük dikkat çekmektedir. Goebbels bunu iki temel kavramla tanımlar; ‘Stimmung’ ve ‘Haltung’. Karizmatik lider ve Kriz Karizmatik liderler, bir toplumda genellikle bunalım dönemlerinde ortaya çıkmaktadırlar. Kriz zamanı en etkin liderler, karizmatik özelliklere sahip olanlardır. → Lidere bağlanma yaygın ve derin toplumsal acılardan kurtulmak istendiği dönemlerde yoğunlaşmaktadır. ‘‘Tarihi birleştiren acıdır.’’ Lider ve Kriz Karizmatik liderlik yaklaşımlarının ortak noktalarından biri de, her ne kadar gereklilik koşulu olmasa da, yaşanan bir stres, değişim, kriz ya da kaos durumunun karizmatik bir liderin ortaya çıkışını kolaylaştıracağı gerçeğidir. Kriz dönemlerinde yaşanan olumsuz koşulların ve zorlukların bir lideri yaratmasından çok daha önemli olan yönü, nasıl bir lidere sahip olunduğunu gösteren özellikler taşımasıdır. Karizmatik Lider Karizmatik liderin ortaya çıkışında olduğu gibi, çıktıktan sonra da, iktidarına meşruiyet kazandıran halkın onu öyle görmek istemesidir. Halkın beklentilerine cevap verdiği sürece iktidarı devam eder. Toplumun sürekli önünde bulunmaları, beden dili ve hitabet kullanımı dikkat çekici özellikleridir. Kişinin hayatıyla sınırlıdır. Sözlü kültürün etkisi belirgindir. →Türk toplumunun en fazla istediği lider tipi karizmatik, en az istediği lider tipi ise otoriter ve demokratik liderdir. Karizmatik Lider Karizmatik liderin insanüstü bir takım nitelikleri taşıdığına inanılmaktadır. Halk ile liderin inanç, beklenti ve ümitleri arasında bir paralellik ve benzerlik söz konusudur. Toplum tarafından kurtarıcı olarak algılanmaktadır. Lidere yüklenilen karizmada buradan kaynaklanmaktadır. Karizmatik lider toplum tarafından olağan dışı olarak kabul edilmektedir. Bu durum grup üyelerinin sadakat ve itaatini oluşturmakta ve artırmaktadır Lider Bağlanma Freud, örgütlü topluluklarda (kollektif, community, gemeinschaft) üyeler arasında kaynaşmayı sağlayan etkenin libidinal kökenli olduğunu belirtmektedir. Bu kökene bağlı olarak topluluk üyeleri liderin emirlerini sorgulamazlar. Çocuk, yetersizlik ve çaresizlik duygularıyla karşılaşınca ebeveyni güçlü yetilerle donatır. O’nu idealize eder. →Bu idealizasyon sayesinde çocuk ve topluluklar kendilerini güvende hissederler. Kendini Harekete Geçirebilme Liderin toplumu etkilemesi ve bu etkinin devamlılığı toplumun lidere karşı geliştirdiği ruhsal sözleşme ile mümkündür. Heyecan duyup harekete geçme ve amaç elde edilene kadar coşkuyu koruma yeteneğidir. Bu yetenek özellikle engellerle karşılaşıldığında kişinin hedefinden sapmadan zorlukları aşmasında ve heyecanını yitirmeden yoluna devam etmesinde önemli rol oynamaktadır. Kitleye İnandırıcılığını ve Adanmışlığını Aktarabilme [Führer/Hitler] İktidarın Kişiselleştirilmesi Tanrı-Kral’dan Leviathan’a ‘Vox populi, vox dei’ ‘Dünyayı kamuoyu yönetmektedir.’ Hobbes The Reich Ministry of Public Enlightenment and Propaganda Reichsministerium für Volksaufklärung und Propaganda Joseph Goebbels Die Dialektik der Aufklärung : Adorno - Horkheimer ‘‘Toplumsal yapılar, içlerinde etkinliğini sürdüren yalanın derecesine göre, birbirilerinden derin bir biçimde farklılık gösterirler.’’ Georg Simmel Leviathan İnsanların hayatta kalabilmek için diğerleriyle anlaşmayı sağlayacak bir gücün varlığına ihtiyaç vardır, bu güçte Leviathan’dır Leviathan Lider Modelleri Otokratik Lider Demokratik Lider Bireyin-Kitlenin duygularına hitap eden ‘karizmatik’ bir rol modelidir. Duygudan çok akla vurgu yaparak, kitlenin ideallerini ve ulaşılmak istenen hedeflerini etkin bir biçimde gerçekleştirecek kişidir. Liderlik modern kitle toplumu içinde yavaş yavaş otoriter eğilimler kazanmıştır. Bu eğilimlere paralel olarak, lider davranışı rasyonaliteden çok, “karizma”ya dayalı olarak belirlenmiştir. Kitle, karizmatik lider vasıtasıyla kendi tercih ve iradesini ifade etmek imkanı bulmuştur. T. Adorno Lider Modelleri Demokratik ve katılımcı Lider; Otokratik Lider; Karizmatik Lider; Liderlik modelleri arasındaki farklılıkları anlayabilmek açısından, kriz dönemlerinde ve acil durumlarda karar alma süreçlerinde liderlerin sergilediği tutum belirleyici olacaktır. Özellikle karar alma süreçlerinin uzun sürmesi, tüm tarafların sürece katılımı konusunda teşvik edilmesi, zaman kayıplarının yaşanmasına neden olduğu gerekçesiyle otokratik modellerin öncelendiği görülmektedir. Kamuoyuna bu yönde yapılan telkinler krizin tek bir merkez tarafından kontrol edilmesinin avantajları ile karar alma süreçlerine katılımın engellenmesi açısından çelişki yaratmaktadır. Faşist Batı tipi diktatörlükler, kendi dönemlerindeki ekonomik ve toplumsal sistemin karşılaştığı krizin ürünleri olarak doğmuşlardır. Karizmatik Lider ve Otokratik Lider arasındaki kritik çizgi bulunmaktadır. Toplumun içerisinde bulunduğu koşullar ve sahip olduğu özellikler ile liderin sahip olduğu özellikler birbiriyle uyum içerisinde olmadığında, yeni krizler yaşanmakta ve liderin o topluma faydasından çok zararı dokunmaktadır. Varsayım - I Türk toplumunda çalışanların liderden beklentileri Batı toplumlarına göre farklılaşmaktadır. Bireyin önde tutulduğu toplumlara oranla toplumumuzda liderin konumu ve liderden beklentiler farklılaşmaktadır. Liderin sonuç yerine sürece odaklanması, her sorunu çözecek ve her ayrıntıyı bilecek düzeyde donanımlı olmasını gerektirmektedir. Çalışanlar kendilerine liderlik edecek kişinin her sorunun yanıtını bilmesini gerekli görmektedir. Belki de bu nedenle liderin ‘bilmiyorum’ ya da ‘çözemiyorum’ şeklindeki ifadesi astlarını tarafından hoş karşılanmaz. Çalışanların liderlerini ana babaları yerine koydukları görülmektedir. Onların ilgi ve bakım bekledikleri gözlenmektedir. Bireyci toplumların aksine liderlerin kayıtsız davranmaları hoş görülmemektedir. Böylesi bir ortamda kuşkusuz özel yaşamla iş yaşamının birbiri içine girme olasılığı vardır. Türk toplumundaki ast-üst ilişkisini Batı tipi liderlik kuramlarıyla çözümlemeye çalışmak sağlıklı sonuçlar vermeyebilecektir. ‘Liderlik Algısı’ Araştırma Sonuçları Araştırma sonucunda aranan lider özellikleri içerisinde en yüksek ortalama; “güven uyandırması” (4,75) “içerisinde bulunduğu zor şartlar altında en sağlıklı kararı verebilmesi” (4,74) “yaptığı işle ilgili derin bilgi sahibi olması” (4,65) “kriz ve kargaşanın üstesinden gelmesi” (4,62) Örneklem: – I “İstismar edildi! Orada belki algı yönetiminde bir eksikliğimiz var. Belki daha detaylı bahsedilebilirdi ancak bunu istismar etmek isteyenlerin de olduğunu düşünüyorum.” “Burada bir algı yönetiminde eksiklik var, bunu zamanında anlatamadık. Bunun eksikliğinden kaynaklanan bir sonuç olarak bu noktaya geldi. Hepimiz bazı dersler çıkardık. Burada bazı şeyleri hatırlattı vatandaş bize. Vatandaşa rağmen bir şey yapılamayacağını zaten biliyoruz. Belki başından itibaren daha detaylı bilgileri panolar şeklinde bu bölgede koymuş olsaydık, bu yapılan çalışmaları da anlatsaydık bunu istismar etmek isteyenlere de fırsat vermemiş olacaktık.” Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş (2013) tarafından yapılmıştır. Örneklem: – II Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Kriz Yönetimi Lider Kamuoyu ve Kitle Lider ve Liderlik Toplumsal Kimlik Kriz ve Kitle Sonuç ve Değerlendirme Toplumsal Kimlik İnsan, bir grup-varlıktır; yaşamını topluluk yaşantısı içinde sürdürür, kimliğini bir topluluğa aidiyet halinde oluşturur. Kimliğin bireysel boyutunun yanı sıra, bir de toplumsal boyutu vardır. Toplumsal kimliğimiz, bireysel kimlik ile iç içe geçmiş olması nedeniyle belirgin bir tehdit yoksa, varlığından pek haberdar olmadığımız bir parçamızdır. Kriz durumlarında belirginleşir, grup etkinliği ve lider arayışı çözüm yaratıcıya ilgi artar. Büyük gruplarda daima gerilmeler olur. Bu doğal bir süreçtir. Bu gerilmeler gerilemelere (regression) neden olabilir. Bu gerilme süreçleri krizlere evrildiğinde liderin tavrı büyük önem taşır. Lider fantezi ile gerçeği iyi ayırabilirse iyi bir süreç başlar. Tersi durumda toplumda bir ayrılık başlar. "Biz kimiz?" sorusu sorulmaya başlanır. Toplumsal Kimlik ve Regresyon Büyük–Grup Gerilemesi (Regression) Savaş dönemleri, açlık, doğal afetler, acılarla dolu toplu göçler, soykırım, sürgün gibi insan eliyle yapılan travmalar, toplumsal kimliğin bireysel kimliğin önüne geçmesine yol açar ve bireylerin toplumları adına büyük fedakarlıklar yapabilmelerini sağlar. Büyük gruplar zor durumlarda tıpkı bireyler gibi, bir gerileme (regression) yaşar; bireysel savunma düzeneklerine benzer tepkiler verirler. Grup, gerileme içine girdiğinde yapıcı dinamiklerin yerine yıkıcı olanlar ön plana geçmeye başlar. Gerileme içindeki gruplar belli bir süre için daha önceden çok iyi bildikleri güvenli bir limana sığınma gereksinimi içindedir. Ancak gerileme katıysa ve bir süre sonra yok olmuyorsa, fanatizm benzeri tepkiler de ortaya çıkabilir. Regresyon ve Toplumsal Şizofreni ‘Büyük Grup Gerilemesi’ yaşayan toplumlarda grup üyeleri bireyselliklerini yitirir. Grup üyeliği ve grup kimliği, bireysel kimlik değerlerinden daha önemli hale gelir. Bireysel fikirler ve farklılıklar aşınırken, grup kimliğine ait genellemeler ve önyargılar daha önemli ve yaygın bir konuma ulaşır. Grup, gözü kapalı bir biçimde liderin çevresinde toplanır. Lidere olması gerekenden, bir insanın yapabileceğinden daha üstün nitelikler yüklenir ve onun kararlarına sorgulamadan boyun eğilir. Büyük gruplar gerileme yaşarken kolayca yönlendirilebilir. Toplumsal Kimlik ve Regresyon Grup içinde keskin bölmeler, iyi-kötü, siyah-beyaz ayrımları görülür. Bu keskinlik, grubun kutuplaşmasına ve uçlarda kalanların kötü olarak damgalanmasına neden olur. Grup içindeki farklı görüşler hemen ‘hain’ olarak damgalanır ve bu damga kolayca değiştirilemez. Grup, kendi içindeki hainleri bulmakla fazlaca meşgul hale gelir. Aynı keskin bölme, grubun dışı için de geçerlidir. Grup, dışarıdaki grupları kolayca düşman olarak damgalar. Kendi kimliği ile düşman grup kimliği arasında keskin ayrımlar yapılır. İki tarafın birbirine benzer olduğu yanlar göz ardı edilirken, farklılıklar abartılır. Küçük farklılıklara odaklanma temel uğraşılardan biri haline gelebilir. Toplumsal Kimlik ve Regresyon Liderle grup arasındaki bağımlılık artar ve liderin gücü sorgulanmaz duruma gelir. Topluluk, ahlaksal değerler açısından daha mutlakçı, cezalandırıcı bir moda geçer. Kurallar katılaşır. İnanç dizgesinin dışında kalan değerlere sahip ötekiler, tüm güçlü bir tarzda düzeltilmeye, doğru yola getirilmeye çalışılır. Başarılamazsa, sert şekilde cezalandırılır. Gerileme yaşayan gruplarda estetik kavramsallaştırma zayıflar, güzelin çirkinden ayrıştırılması zorlaşır. Estetikte olduğu kadar etik ve yaratıcılıkta da bir ilkelleşme yaşanır. Etiketleme Teorisi 'Sosyal yoğunluk arttıkça, moral yoğunluk azalır.' Durkheim Toplumsal Kimlik ve Regresyon Kişisel olarak travma yaşadığımızda çocukluğumuza; toplum olarak travma yaşadığımızda ise tarihimize döneriz. Toplumlarda gerileme oldu mu tarihin imgesi ortaya çıkmaktadır. Birey olarak gerileme hissedildiğinde, eskiden kalmış olan kimi eşyalarla, resimlerle ilgilenilir ve onunla bir çıkış yolu bulunur. Büyük gruplardan bahsediyorsak o zaman belki de milyonlarca insanın paylaştığı bir sosyal, politik süreçten bahsediyoruz demektir. Büyük gruplarda bir gerileme olduğu zaman onlar da tarihlerine dönüyorlar. Geçmişi temsil eden semboller yan anlamlar üretiyor. Toplumsal Yas İnsanlar birini kaybettiklerinde ağlayıp onun yasını tutar. Toplumun gözleri olmadığına göre nasıl yas tutacak? Toplum da heykeller yapar, hakedilme ideolojisi geliştirir, mağdurluk kimliği geliştirir. Her toplumun farklı yas tutmaları olur; bizim yas tutmamız insan yapısına daha uygun. Geçmişe bakıyoruz. Grup Davranışı İnsanlar grup halinde bulunduklarında, bireysel davranışlarından oldukça farklı bir ‘grup davranışı’ sergileyen iki tür zihinsel işleyişe sahiptir; Bunlardan birincisi, ‘çalışma grupları’dır ki, grup kendisini yaptığı işe verdiğinde, zihni üretken bir amaca yöneldiğinde ‘çalışma grubu’ özellikleri sergiler. Tüm gruplar, topluluklar, hep çalışma grubu olarak kalmak ister. Toplumu bir arada tutmaya çalışan ahlak, devlet gibi maddi ve manevi tüm yapıların amacı da budur. DİA’lar devreye girer. Diğer grup davranışına, bilinçdışı süreçlerin baskın olduğu zihinsel işleyişine ‘temel varsayım grupları’ adı verilir. ‘Çalışma Grubu’, tıpkı ego gibi gerçekliğe; ‘Temel Varsayım Grubu’ ise, tıpkı ‘altbenlik’ gibi hayal dünyasına dönüktür. Zaman Çökmesi Toplumsal kriz zamanlarında gerileme gösteren ve fanatizme yatkın hale gelen büyük gruplar, ‘temel varsayımlara’ göre hareket eder. Sağlıklı işleyişini yitirmiş, kaosa girmiş ve fanatizme yatkın hale gelmiş bir topluluktaki aynı olguya farklı pencerelerden bakılmaya başlanır. Geçmişte yaşanmış, ama yası tutulmamış acıların önemi, Bu tür acılar da toplumsal kimliğin öne çıkması, Zaman zaman büyük gruplarda tarihte yaşanmış acı olaylar, sanki olay bugün yaşanmış gibi büyük ve derin duygulara yol açabilmektedir. Geçmişle şimdi arasındaki uzun zaman dilimi toplumsal psikolojide bir anda ortadan kalkar, geçmiş, şimdi haline gelir ve ‘zaman çökmesi’ yaşanır. Zaman Çökmesi Zaman çökmesi, toplum içinde çok canlı duyguların yaşanmasına neden olur. Gruptaki bireylerin toplumsal kimlikleri daha da canlanır, grubu simgeleyen semboller ve lidere bağlılık önem kazanır. Grup, güncel olayları geçmişin gölgesinde algılar. Dolayısıyla gerçeği olduğu gibi görebilme yeterliliğini kaybeder. Bireyselleşmeyi başaramayan insanlar gibi, hızlı gelişen teknoloji ve hızla değişen yaşam tarzlarına ayak uydurmakta zorlanan toplumlar, gerileyerek kolayca fanatizme sapabilmektedirler. Küçük Farklılıkların Narsisizmi Freud “İnsanlar arasındaki anlaşmazlıkların, yabancılık ve husumet duygularının ortaya çıkmasının temelinde aslında birbirlerine benzeyen insanların çok küçük farkları yatmaktadır.” Dışarıda düşmanı olan bir grup veya bir topluluk kendi içindeki farklı unsurlar arasında daha barışçıl ve dayanışmacı bir ilişki geliştirecektir. Çünkü dışarıdaki düşman sanki tüm kötülüklerin sebebi olarak görülecek ve dikkatleri üzerine çekecektir. Kendi grubu dışında olan bir düşmanın varlığı, grup içinde bağlılığı ve uyumu arttırmaktadır. Sahte Türdeşlik – [Pseudospeciation] Ortak değerlerin ve aynı olma duygusunun yarattığı geniş grup kimliği olarak tanımlanabilir. Geniş grup kimliğinin yarattığı algılar ‘’onlar’’ ile ‘’biz’’ arasında paradoksal bir ilişki oluşur; Ne kadar düşmanından farklı olmak istersen, o kadar düşmanına bilinçsizce benzemeye başlarsın ya da; Ne kadar düşmanından uzaklaşmak istersen o kadar çok onunla ilgili endişen ve düşüncen artarak düşmanına o kadar çok bağımlı hale gelirsin. Bir başkasına cehennemi yaşatan, onu birlikte yaşar. Toplumsal Algı Süreci – Bireysel Algı Süreci Umut verici bilgiler hızlı yayılabilirken, umut kırıcı olanların paylaşılmasında isteksiz davranılmaktadır. Özellikle umutsuzluğun yaratacağı sonuçların bedeli birey açısından ağır olacak ve yaptırımlar doğuracaksa isteksizlik daha da belirginleşmektedir. Maddi menfaatler söz konusu olduğunda, bilgiler bu çıkarları koruyacak biçimde sapmaya uğrayarak algılanmaktadır. Lidere Bağlılık ve Adanmışlık Özelliklede doğu toplumları batı toplumlarına nazaran daha çok toplumsal özelliklere bağlı, grup içi ve dışı etkileşimlere karşı daha hassastırlar. Fanatik gruplarda bağımlılık ilişkisi zaten grup için bir normdur. Fanatik grupların tam bağlılık beklentisi, kesin ve mutlak kuralları, bireyselleşememiş kimsenin hem kendi ilkel içsel bunaltısını hissetmesini engeller, hem de yaşamın içindeki doğal belirsizlikten duyduğu temel varoluş kaygısını yok eder. İlke ve normlara bağlı olmak, bu gruplarda yer alan bireyselleşememiş insanların içsel yalıtılmışlık duygularını ortadan kaldırarak, onlara görece bir ferahlık duygusu verir. Kriz Süreci Ortak Davranış Kodları Duygusal Sapma Duyguların ve tutkuların söz konusu olduğu durumlarda, bilgilerdeki sapma bu duygu ve sapmaları güçlendirecek yönde gerçekleşmektedir. Uçan daireleri genellikle inanma eğilimi olanlar görmektedir. Grup Dayanışması Toplumsal anlamda ortak bir konuyla ilgili olaylar söz konusu olduğunda, sapma, gruptaki dayanışma ve tutarlılığı güçlendirecek ve desteklenen mücadeleyi haklı gösterecek biçimde ortaya çıkmaktadır. Örneğin savaş ortamlarında kamuoyu bu yönde şekillenmektedir. Edimlerin Kontrolü İçtenlikle, bilinçsiz olarak, istenmeden yapılan sapmalarla, kişinin kendi tutumunu haklı göstermek için bilerek ve isteyerek başvurduğu sapmalar hep aynı yönde oluşmaktadır. Söz konusu tutumun maddi, zihinsel ve duygusal oluşu sonucu değiştirmez. Karşılıklı Etkileşim Bireyin bir soruya yanıt vermesi sırasında ortaya çıkan sapma, böyle bir düşünme fırsatı olmadan kendiliğinden ve hızlı biçimde oluşan tepkilere göre çok daha az olmaktadır. Özellikle yetkililere soru sorulurken “Emin misiniz” Doğrulayıcı bilgiler aldınız mı” tarzında açıklayıcı zorlamalara gidildikçe ve yanıt için yeterli bir düşünme süresi bırakıldıkça sapma daha da az olmaktadır. Kriz Dönemi Lider ve Takım Oluşturma Başarılı liderlerin ardında uyumlu, birbirini tanıyan ve güven duyan, adanmışlık hisleri yüksek farklı yetenekte bireylerin oluşturduğu takım üyeleri vardır. Uygun niteliklere sahip takım üyelerinin varlığı, kriz anında ilk tepkiyi ve taktik müdahaleyi, liderin krizi yönetebilmesine ortam yaratmaktadır. Bir lider için kriz, hesap verme sürecidir. Liderin inandırıcılığı güveni artırır. Goebbels… Liderin kriz sürecinde ürettiği euphemism (örtmece) kitle ile arasındaki bağı güçlendirir. Örtmece, anlam değişmediği halde algılamayı değiştirmeye yönelik bir anlatım tarzıdır. Toplumsal karmaşalar döneminde liderler bağlamında iki farklı toplumsal süreç gelişir; 1- Narsist Süreç 2- Paranoid Süreç Bu süreçlerde onarıcı ve yıkıcı liderler üretir. Yeterli derecede narsist olmayan lider iyi bir lider değildir. Bireyin kendisini sevmeye de ihtiyacı vardır. Önemli olan bu sevginin başkalarının aleyhinde gelişmemesidir. Mazoşist veya sadist bir narsizm tehlikelidir. Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Kriz Yönetimi Lider Kamuoyu ve Kitle Lider ve Liderlik Kitle ve Çeşitleri Kriz ve Kitle Sonuç ve Değerlendirme Kitle Bir kitle iki kişidir. Kitle hep kendisine sınırsız bir güçle egemen olunmasını istemektedir, aşırı derecede otorite düşkünüdür. Kitleye katılanlar için, kendilerini tutkularına sınırsızca teslim etmek, Kitle içinde eriyip gitmek, Kendinde birey olarak sınırlı kalma duygusunu yitirmek, haz verici bir duygudur. Kitlenin Nitelikleri Kitle daima büyümek ister. Kitle içinde eşitlik vardır. Kitle yoğunluğu sever. Kitlenin bir yöne gereksinimi vardır. • Bir kitle erişilmemiş bir hedef olduğu sürece var olur. • Yön, kitlenin varoluşunun devamlılığı bakımından temel öneme sahiptir. • Ortak bir yön, bütün üyeler için eşitlik duygusunu güçlendirir. • Kitlenin dağılma korkusunu engeller. • Kitle korku durumunda bir arada kalmak ister; kitleyi oluşturanlar, akut bir tehlikeden üyelerinin yakınlığıyla korunabileceklerini hissederler. Yavaş Kitle ve Dejarj [Dağılma] – Lider Kitlenin dağılma duygusunu etkileyen varılacak hedefin niteliğidir. Hedefi uzak olan kitle, yavaş kitledir. Dejarj olanağından yoksundur. Yol uzundur, engeller bilinmez ve her taraf tehlikelerle doludur. Ancak hedef varmadan dejarja izin verilmez. Yavaş kitle hedefe inanmayı sürdürdüğü müddetçe kitledir. Dini kitleler yavaş kitledir. Kria ve zorluklar karşısında dağılma tehdidi yaşandığında liderlik eden kişi devreye girmektedir. Lider her defasında inancı yeniden oluşturmayı başardığında liderliğini sürdürebilir. Kitle ve Birey Kitle içinde birey; Liderin ve diğerlerinin sevgisini kazanma duygusu ağırlık kazanır. Gücü sahiplenmek Yenilmez bir güce sahip olduğu duygusuna kapılır. Bireysel anlamda sahip olduğu kuvveti, toplumsal anlamda güce dönüşür. Bastırılmış istek ve ilkel güdüler ortaya çıkar. Bulaşıcılık ve taklit (Sirayet) Kitle içinde duygu ve davranış bulaşıcıdır. İtaate Yatkınlık Kollektif Ruhun Oluşumu Bireyin topluluk içinde; Mukavemeti – Muhakemesi ve Mantığı çok zayıftır. Kitle dişil; şiddet eril bir özellik taşır. Kitle ve Lider Kitle ve lider ilişkisi üzerine yapılan erken dönem analizler daha çok kitlenin ve insan ruhunun arkaik niteliklerine yoğunlaşmıştır. Aristoteles'ten itibaren, egemen anlayış, kitleyi rasyonel davranmaktan uzak bir kategori olarak değerlendirmek eğilimindedir. Kitlenin sloganlardaki tekrarlamalara ve görkemli mitinglere olan eğilimi bir tür büyüsel seremoni ya da ritüele duyulan ilkel bir eğilim olarak görülür. Liderin amacı kitlenin ruhundaki bu ilkel dürtüler ulaşmak olarak kodlanmıştır Kitlelere egemen olan duygu, kıskançlıktır. Kitle içindeki birey, anlamadığından nefret eder ve kendisinin düşünce düzeyinin üzerine yükselen herkese karşı kıskançlık gösterme eğilimindedir. Liderle kurduğu özdeşim eğilimin düzeyini ve yönünü belirler. Gustav Le Bon’na göre (1841-1931), kitleler söylentiler, efsaneler, boş inançlar, nefretler ve korkularla yönlendirilebilirler. İnsanların heyecanları, bir kitle içinde ulaştığı doruk noktasına başka koşullarda pek ulaşmaz. Kitle, her zaman hayvanca ve canice davranmaz, davranış biçimini de alabilir. Bir uygarlık çökmeye başlayınca O’nun çöküşünü tamamlayan her zaman kitlelerdir. Hükümetler devrilmezler, intihar ederler. Kitlenin bireylerinin, Nietzsche’nin üstün-insan ‘Übermensch’ tanımını çağrıştıracak biçimde; lider tarafından aynı ve haklı biçimde sevildikleri, ancak önderin kendisinin kimseyi sevmeye ihtiyacı olmadığı, O’nun doğasının tamamıyla bir efendi-egemen niteliği taşıdığı, mutlak bir narsist, kendinden emin ve bağımsız olabileceği hayaline ihtiyacı vardır. Lider, bir yandan üstün-insan olarak görünmek zorundayken aynı zamanda sıradan bir insan olarak görünme mucizesini de yaratmak zorundadır. Kriz durumlarında; birey, kendi ben idealinden vazgeçip, onun yerine liderde temsil olunan kitle idealini koymaktadır. Linç Girişimi.. Die Welle Kriz Yönetimi ve Kamuoyu Kriz Yönetimi Lider Kamuoyu ve Kitle Lider ve Liderlik Kitle ve Çeşitleri Kriz ve Kitle Sonuç ve Değerlendirme Çokluk Paradoksu [The Paradox of Plenty] Ulusların Kültürel Değer Boyutları “Belirsizlikten Kaçınma” insanları; riski azaltmaya değil, belirsizliği azaltarak, karmaşadan kaçınmaya itmektedir. Belirsizlik; kararsızlık ve çaresizlik de yarattığı için bir tehdittir. Aynı belirsizlikler erken uyarı mekanizmalarına sahip olanlara algılama yönetimi için “beklenmedik fırsatlar” doğurabilir. Ulusların Kültürel Değer Boyutları [Geert Hofstede] Belirsizlikten kaçınma, Güç mesafeleri, Bireysellik ve toplumsallık, Eril ve dişil olmak ile Uzun Dönem – Kısa Dönem Yönelim boyutuna indirgemiştir. Belirsizlikten kaçınma, bireyin belirsiz ortamlardan kaçınabilme yeteneği ve kendini güvende hissetmesi ile ilgilidir. Güç mesafelerinde, toplumsal güç odaklarına yakınlık; dini, askeri ve siyasi liderler. Bireysellik, insanların sadece kendileri ve ailelerinin çıkarını gözetme eğilimini gösterirken; toplumsallık bir gruba sadık olma eğilimini göstermektedir. Çalışmalarda zengin ülkelerin genellikle bireysellik ağırlıklı, fakir ülkelerin ise toplumsallık ağırlıklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Eril olma bir toplumda baskın değerlerin para ve başarı olduğu durum, dişil olma ise bir toplumda başkalarıyla ve hayatın kalitesiyle ilgilenme baskındır. Uzun-Dönem Yönelim derecesi yüksek olan kültürler yüksek tasarruf ve azim gösterirler. Kısa-dönem yönelimi olan kültürler daha çok gelenek ve göreneklerine sahip çıkar ve sosyal sorumluluklarını ön planda tutarlar. Zaman yönetimi zayıftır. Tahakküm ve Tahammül Gücünü dayatma ve zorlamadan alan bir otoritenin varlığını sürdürmesi ne kadar zor, sınırlı ve tartışılır nitelikteyse; anlaşmaya odaklanan, kamuoyunun kendisini ifade etmesine imkan sunan bir yapının -ilişki içinde olduğu kitleler ile- ortak bir ideali gerçekleştirmesi bir o kadar mümkün, anlamlı ve uzlaştırıcı özellik taşımaktadır. Halkla İlişkiler Halkla ilişkilerin temel amacı; taraflar arasında güven inşası, sorun oluşumunu engelleme ve oluşan sorunların krize dönüşmesini önlemektir. Halkla ilişkilerin, “bir örgütün iktidarını sürdürme çabası” olarak yapılan tanımı, taraflar arasındaki ilişkinin nasıl yönetildiği ile anlam kazanmaktadır. Kriz süreçlerinin mevcut yapılarda yarattığı istikrarsızlığa rağmen, aynı olaylar yeni kurumların ve ilişkilerin inşasında yaşamsal adımlar atma fırsatı olarak görülebilir. Kriz süreci, herkesin kendi çevresinde döndüğü bir uzlaştırılamaz farklılıklar dünyasında istemsiz, amaçlanmamış, zorunlu bir iletişim aracıdır. Kamusal olarak algılanan kriz birbiriyle ilişkisi olsun istemeyenler arasında iletişim kurulmasını zorunlu kılabilir. Risk Toplumu Risk yönetiminin ihmali kriz yönetimi başarısız kılacaktır. Yeni sosyal hareketler yurttaş daha fazla kamu yönetimi karar mekanizmalarının içinde yer almak istiyor. Risk Toplumu [Risikogesellschaft] Günümüzde bireylerin ve toplumların çeşitli riskler altında kalması, bilinmezlikler ve belirsizlikler yaratmaktadır. Birey kendinden farklı olan her şeyden korkan bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Korkuyla kavrulup, sürekli belirsizlik yaşayan birey, karmaşa-çatışma-şiddetsaldırganlık duyguları içinde kaybolmaktadır. Bu kayboluşlardan kurtulmak isteyen birey, kendini güvende hissedebilecek otorite arayışına girer. Komplo teorileri, kurgulanmış tehditler, korku senaryoları ile güç ve iktidar odaklarının hedefi haline gelir. Tüm önceki kültürler ve sosyal gelişim aşamaları çeşitli şekillerde tehditlerle karşılaşmıştır. Ancak bugünün toplumu risklerle başa çıkmaya çalışırken kendisiyle karşı karşıya gelmektedir. Artık tehlike kaynakları cehalet değil, bilgidir. Doğa üzerindeki kusurlu hakimiyet değil, kusursuz hakimiyettir. İnsan anlayışından kaçan bir değer değil, sanayi çağının kurduğu normlar ve nesnel kısıtlamalar sistemidir. Modernlik, hem bir tehdit, hem de kendi yarattığı tehditten kurtuluş vaadi haline geldi. Riskin karşısında muhtemel üç tepki durumu; İnkar, ihmal ya da dönüşüm ilki çoğunlukla modern kültürde, ikincisi post-modern süreç, sonuncusu risk toplumunun kozmopolit uğrağıdır. Risk felaket anlamına gelmez. Risk felaket öngörüsü anlamındadır. Risk söylenceler ve kitle iletişim araçları sayesinde yaygınlaştırılmaktadır. Küresel risk algısına ilişkin özellikler; Mahalsizleşme – Mekânsal Hesaplanamazlık – Zamansal Telafi edilemezlik – Toplumsal İhmalin siyasi maliyeti aşırı tepkinin siyasi maliyetinden çok daha yüksektir… Yeni Toplumsal Hareketler Değişen Kriz Paradigması Kamuoyu Oluşum Süreçleri Yeni paradigma; ‘öngörülemeyen’ ‘yeni protesto hareketleri’ ‘yeni popülizm’ ‘neoromantizm’ ‘düzensiz politikalar’ ‘ortodoks olmayan siyasal davranış’ ’antipolitik’ ‘alternatif hareketler’ Kamuoyu Oluşum Süreçleri Yeni paradigma; Hareket biçimi; İçsel hareket biçimi Kamuoyu oluşturma biçimleri Dışsal hareket biçimi; Dış dünyaya ve politik muhaliflerine karşı çıkış biçimi Kamuoyu Oluşum Süreçleri Yeni paradigma; Hareket biçimi; İçsel hareket biçimi Kamuoyu oluşturma biçimleri Enformel Devamsız Ortama bağlı Eşitlikçi Tam oturmamış üyelik rolleri Programlar, platformlar, kampanyalar, sözcüler, ağlar ve gönüllü yardımcılar Kamuoyu Oluşum Süreçleri Yeni paradigma; Hareket biçimi; Dışsal hareket biçimi; Dış dünyaya ve politik muhaliflerine karşı çıkış biçimi Örgütsel ve ideolojik olmaktan daha çok, belirli bir amaç etrafında toplanmışlık Katılımcılar arasında geniş bir meşruiyet ve inanç çeşitliliğine izin veren ‘tek mesele ittifakı’ Müzakere yapabilme yeteneği zayıf [kamuoyunu anlamak] Hareketin hiçbir parçası feda edilemez Siyasal ve sosyo-ekonomik kodlardan kopukluk Kamuoyu Oluşum Süreçleri Yeni paradigma; Hareketin yapısal özelliği; Tek bir sınıf yok. Farklı sınıf olan ve olmayanların ittifakı. Yeni orta sınıf Eski orta sınıf unsurları (kenarda kalmış, yükselme şansı yok, varlıksız gruplar) İş piyasası dışında kalanlar (öğrenci, ev hanımı, emekli) A. Giddens; yeni orta sınıf, sınıf olduğunun farkında fakat ‘sınıf bilincine’ sahip değil. Kamuoyu Oluşum Süreçleri Yeni paradigma; Hareketleri irrasyonel tanımlama her zaman çok kolay değil. Modern bilişsel kültüre hakimiyet çok yaygın Toplumsal bilgi ve enformasyona ulaşabilen ve kullanan. ‘birbirlerini bazı konularda destekleyen, belki de hiçbir konuda desteklemeyen mesele-hareketlerinin bir federasyonu’ Bilişsel yetenek ve entelektüel birikim kullanımı Zaman Yönetimi Kriz ve Zaman Yönetimi Zaman günümüzde hem ulusal hem de uluslararası rekabette önemli unsurlardan biridir. 70’li yıllarda maliyet, 80’li yıllarda kalite, günümüzde ve gelecekteki zaman, örgütlerin rekabet üstünlüğü sağlamaları açısından en önemli unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Enformasyon Savaşları Wikileaks Krizi – 270.000 Wikileaks Krise – 519.000 Wikileaks Crisis – 1.280.00 Her ülkenin sahip olduğu istihbarat yapısı imajını biçimlendiren bir özellik taşımaktadır. Sahip olunan imaj, diğer ülkelerin işbirliği arzusunu derinden etkilemektedir. Gizli işler belirgin bir halk kültürü ve mitoloji ile gelişir, bir ulusun kültürünün yapısını ve karakterini yansıtır. ‘‘Every country has an intelligence structure shaped in its own image. In parallel with the covert work itself, a certain folklore and mythology develop that reflect the individual nation's temperament and the character of its culture.’’ Batı kitap, Doğu meseldir… Teşekkürler… tayfun@başkent.edu.tr