Ekosistem Nedir? - 2. marmara denizi sempozyumu

Transkript

Ekosistem Nedir? - 2. marmara denizi sempozyumu
Marmara Denizi Sempozyumu
22-23 Aralık 2015
Ekosistem Temelli
Balıkçılık Yöntemleri
ve Kapasite Kullanımı
Doç. Dr.
Abdullah Ekrem KAHRAMAN
İstanbul Üniversitesi
Su Ürünleri Fakültesi
[email protected]
Ekosistem Nedir?
 Ekosistemler, ister yerküre kadar büyük, isterse bir akvaryum kadar küçük
olsunlar, hepsi de adı üstünde birer “sistem” dir.
 Her sistem gibi bir ekosistem de, “değişik parçalardan oluşan, parçaları arasında
bir eşgüdüm ve işbirliği bulunan, bu işbirliğinde her parçanın belirli bir işlevi
olan ve topluca belirli bir görevi yerine getiren” bir bütün olarak ifade edilebilir.
 Ekosistem; su, sıcaklık, kaya, inorganik toprak vb. gibi abiyotik (cansız) ve
bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi biyotik (canlı) unsurlardan
oluşmaktadır. Ayrıca, bir ekosistemde, ekosistemi oluşturan bileşenler arasında
sürekli olarak meydana gelen çok sayıda olay ve etkileşim söz konusudur.
 Ekosistemler, canlılar için
yaşam ortamlarıdır.
Her ekosistem, kendi
koşullarına uyum sağlamış
canlı türlerini barındırır.
 Bir ekosistemin görevi;
o ekosistemde bulunan ve
o ekosisteme özgü olan
canlıların nesillerini
sürdürmektir. Özgün bir
ekosistem kaybolunca, o
ortam için özel olan pek çok
canlı türünün de nesilleri
tükenip yok olur.
Denizel Ekosistemler
 Çevresindeki sulara ve sudaki
yaşama bağlı olarak oluşmuş
ekosistemlere ‘sucul ekosistemler’
adı veriler.
 Denizel ekosistemler sucul
ekosistemler arasında en büyük
olanıdır. Okyanusları, tuzlusu
bataklıkları ve gelgit alanlarını,
haliçler ve lagünleri, mangrov
ormanları ve mercan resiflerini,
denizlerin derinliklerini ve deniz
tabanını kapsar.
 Denizel ekosistemler daha düşük
tuz içeriğine sahip tatlı su
ekosistemlerinden oldukça
farklıdır.
 Deniz suları dünya yüzeyinin üçte ikisini
kaplar ve bu alanlarda oluşan besin zinciri
yoluyla, bitki yaşamı hayvan yaşamını
veya bunun tersine hayvan yaşamı bitki
yaşamını destekler ve böylece denizel
ekosistemler oluşur.
 Deniz ekosistemleri, hem deniz hem de
karasal çevrenin genel sağlığı için çok
büyük öneme sahiptirler.
 WRC (World Resource Center)’e göre kıyısal yaşam alanları tek başına bütün
denizel biyolojik üretimin yaklaşık 1/3 ünden sorumludur ve acısu
ekosistemleri (yani; tuzlusu bataklıkları, deniz çayırları, mangrov ormanları)
yer yüzünün en verimli bölgelerinden biridir.
 Ayrıca, mercan resifleri gibi diğer deniz ekosistemleri dünyada deniz
biyoçeşitliliğine en yüksek düzeyde gıda ve barınak sağlar.
 Deniz ekosistemlerinin
genellikle büyük bir biyo
çeşitliliğe sahip olduğu ve
istilacı türlere karşı iyi bir direnç
gösterdiği düşünülmektedir
(her yeni gelecek canlının bir
tüketicisi mevcuttur ya da
gelişir).
 Ancak, son yapılan
araştırmalarda bu durumun her
zaman böyle olamayabileceği ve
dolayısıyla denizel
ekosistemlerin istilacı türlere
karşı her zaman iyi bir direnç
gösteremeyebileceğine dair
önemli bulgular ortaya
konmaktadır (Örneğin;
Akdenizdeki balon balığı ve
diğer lesepsiyen balık türleri ve
zehirli yosun istilası).
Marmara Denizi’nde
Balıkçılığın Durumu
 Marmara Denizi iki
farklı su kütlesine
sahip ve her ikisinin
de özelliklerini
barındıran bir deniz
olup, canlı
toplulukları
açısından zengindir.
 Küçük bir deniz
olmasına rağmen
balıkçılık açısından
Ege ve Akdeniz’e
nazaran daha
verimlidir.
 Marmara Denizi ve Boğazlar, Akdeniz’den
Karadeniz’e göç eden balıkların geçiş
noktalarıdır.
 Günümüzde Marmara
Denizi’nde yürütülmekte olan
ticari balıkçılık faaliyeti
ağırlıklı olarak hamsi,
sardalya, istavrit, mezgit ve
pembe karides avcılığına
dayanmaktadır.
 Marmara Denizi ve Boğazlar,
balıkların göç yolları üzerinde
olduğu için, 1971 yılında
çıkarılan Su Ürünleri Kanunu
ile bu denizimizde ve
boğazlarda hem ortasu hem
de dip trolüyle avcılık
tamamen yasaklanmıştır.
 Halen yürürlükte olan son
tebliğde, gırgır avcılığında
derinlik ve yer yasakları ile
ilgili belli kısıtlamalar
getirilmiştir.
 Ülkemiz balıkçılığı için
önemli olan türlerin pek çoğu
(hamsi, sardalya, istavrit vb.
gibi) üreme aktivitelerini
deniz suyu sıcaklığının
arttığı yaz periyodunda
gerçekleştirirler.
 Bu nedenle, denizlerimizde
15 Nisan – 1 Eylül tarihleri
arasında av yasağı
uygulanmaktadır.
 Uygulanan av yasaklarına ve
alınan tedbirlere rağmen
Marmara Denizi’nin canlı
kaynaklarında yıllar içinde
bir azalmanın olduğu
görülmektedir.
 Tür çeşitliliği açısından Ege
ve Akdeniz kadar zengin
olmayan ve nispeten
Karadeniz’in özellikleri
taşıyan Marmara
Denizimizde, tırtak
Delphinus delphis, mutur
Phocoena phocoena ve
afalina Tursiops truncatus
adlı yunus türlerinin
yaşadığı bilinmektedir.
 Günümüzde palamut ve
lüferle sınırlı kalan Akdeniz
göçmeni balıklar arasında
30 ila 35 yıl öncesine kadar
orkinos, kılıç ve uskumru
gibi türleri saymak
mümkündü.
 1980'lerin ortasında bir
geminin balast suyu ile
Karadeniz'e gelen ve orijini
Doğu Amerika kıyıları olan
Mnemiopsis leidyi adlı taraklı
deniz anası türünün doğal
düşmanı olmadığı için
Karadeniz'i ve Marmara
Denizi’ni istila etmiş, balık
larvalarının temel besinleri
olan zooplanktonları ve bizzat
balık larvalarını yiyerek balık
sayısında önemli oranda
düşme yaşanmasına sebep
olmuştur.
 Daha sonra gelen başka bir
taraklı medüz (Beroe ovata)
bir önceki taraklı medüzü
baskı altına alarak hamsi ve
çaça balığının yok oluşunu
önlemiştir.
 Özellikle Tuna Nehri tüm
Orta ve Doğu Avrupa ile
Balkanlar‘a ait evsel ve
endüstriyel atıkların
boşaltıldığı bir yüzeysel
su olup, doğal yaşam için
ölümcül miktarda organik
ve inorganik maddeyi
Karadeniz'e getirmektedir.
Karadeniz’e gelen bu
kirlilik Boğazlar yoluyla
Marmara Denizi'ne
taşınmaktadır.
 Halihazırda
Marmara
Denizi’nde mersin
balıkları, uskumru,
orkinoz, kılıç balığı
kaybolmuştur.
Kalkan, pisi,
kırlangıç, minekop,
yerli kefaller
(altınbaş ve has
kefal), mahmuzlu
camgöz, palamut ve
lüfer miktarları
azalmıştır. Hamsi,
çaça ve istavrit
miktarlarında da
yıllara bağlı
dalgalanmalar söz
konusudur.
 Dünyanın en
lezzetli ve
kıymetli
hamsisi olan
Karadeniz
hamsinin
ortalama boy ve
ağırlığı azalmış
ve stok dengesi
bozulmuştur.
 İstavrit balığı
stoğu ise daha
dengesiz hale
gelmiştir.
Önümüzdeki kısa dönem içerisinde balık stoklarının korunması yönünde önlem
alınmaz ise Karadeniz ve Marmara Denizi zehirli plankton ile denizanası gibi
organizmaların baskın hale geldiği kirli bir çorbaya dönüşecektir. Bu nedenle,
özellikle endüstriyel kaynaklı deniz kirliliğinin yanı sıra yasa dışı avcılığın önlenmesine
ve stoklar üzerindeki aşırı av baskısının azaltılmasına yönelik düzenlemelere
Yakın Kıyı Ekosistemi
 10 milin altındaki denizel
habitat, yuvalanma,
beslenme, yumurtlama ve
saklanma gibi birçok canlı
organizmanın ekolojik ve
biyolojik fonksiyonlarını
meydana getirdiği
ekosisteminin en önemli
kısımlarından biri «Yakın
Kıyı Ekosistemi» dir.
 Yakın kıyı ekosistemi ayrıca
ekosistemdeki gıda
zincirinin desteklendiği,
sediment yığılımının yoğun
olduğu ve nutrient
dönüşümünün meydana
geldiği yer olma özelliği de
taşımaktadır.
 Ekosistem temelli yaklaşım, öncelikle içinde bulunduğumuz
ortamı oluşturan canlı ve cansız tüm bileşenlerin birbiriyle belli
bir denge içerisinde ilişkili olduğunu kabul eden bir yaklaşımdır.
Kıyı ve Kıyısal
Ekosistemi Etkileyen
Faktörler
 Kaynakların aşırı
kullanımı
 Kıyıların fiziksel
değişikliği
 Kirlilik ve
ötrofikasyon
 Yabancı türlerin
ekosisteme gelmesi
 Küresel iklim
değişimi
TROL ve DRECİN
EKOSİSTEMDE MEYDANA GETİRDİĞİ ETKİLER
 Doğrudan etkiler:
Mortalite
Avcılıktan kaynaklanan ölümler ve
kontrol dışı ölümler (bazı türler
avcılıktan sonra predatörler için daha
kolay av olurlar).
Başka türler için av (prey)
olasılığının artması
Iskarta (hedef dışı türlerin avlandıktan
sonra geri atılması) miktarındaki artış
ortamdaki ölü bentik organizma
miktarında bir artışa yol açar ki bu da
predatörlerin beslenme şansını arttırır.
Habitat bozulmaları
Av aracının özelliklerine, deniz dibinin
yapısına, habitat türüne göre, dreç ve
trolün çekim süresi ve sıklığına bağlı
olarak habitat bozulur. Bu durum dip
ekosistemine yani primer üretime zarar
verir.
 Dolaylı etkiler:
Nutrient döngüsü
Sediment ve su kolonu arasındaki değişimin
oranını artırır veya azaltır.
Kommunite yapısı
Canlılarda ‘prey-predatör’ dengesini bozar,
özellikle demersal türler besin zincirini etkiler.
Ekosistem prosesi
Trol ve dreç midye ve istiridye gibi ‘ekosistem
mühendislerini’ ortadan kaldırır. Örneğin
istiridye suyu filtreleyerek temizler, ancak trol ve
dreç operasyonları esnasında çok büyük zarar
görürler.
Bazı canlı türlerinin dayanıklılığı
Bazı türlerin o ortamda mevcudiyetleri başka
türlere bağlıdır ve bu türlerin avlanması o
türlerin yaşam mukavemetlerini azaltır.
Organik maddelerin ayrışma oranı
Trol hemen hemen her yere girdiği için elimizde
bir kontrol grubu yoktur ancak yine de bu oranda
bir yavaşlama olduğu düşünülmektedir.
 Balıkçılık
Biliminde
Sürdürülebilirlik:
Bir sonraki dönemde de
avlanacak balığın olması
için bugün avlanan balık
miktarının belli bir
düzeyde tutularak
stokların yönetilmesi
anlamına gelir.
Sürdürülebilir balıkçılık
kavramı sadece ekonomik
değil aynı zamanda
ekolojik ve sosyal içerikli
bir kavramdır.
 Sürdürülebilir balıkçılık
yönetiminin gerçekleşebilmesi
için seçilen balık türünün
çeşitli biyolojik özelliklerinin
ortaya konması gerekir.
Balığın ‘büyüme’
kriteri için;
 Yıllık olarak boyca ne
kadar geliştiği,
 Yumurtlayabilecek
olgunluğa hangi boyda
ulaştığı,
 Kaç yıl yaşadığı,
 Belli bir yaşta hangi
boyda olduğu,
gibi veriler oldukça
önemlidir.
Balığın ‘üreme’
kriteri için;
 Üremenin yoğun
olduğu dönemler,
 Üremenin
gerçekleştiği alanlar,
 Üreme şekli ve
stratejisi,
gibi hususların bilinmesi
gerekir.
Bilimsel Verilere Dayalı
Oluşturulan Bir Balıkçılık
Yönetim Sisteminde;
 Asgari avlanma boyunun
belirlenmesinde, balıkların
ilk üreme boyu dikkate
alınmalı,
 Avcılık faaliyetleri üreme
dönemi boyunca
yasaklanmalı,
 Av araçlarındaki seçiciliğin
arttırılmasına yönelik
çalışmalar yapılmalı,
 Avcılıkla ilgili istatistiksel
veriler titizlikle
kaydedilmelidir.
Tüm bu tedbirlere rağmen
bir balık stoku yine de
çöküyorsa, ekosistemi
oluşturan bileşenlere
bakmak gerekir ki bunlar:
 Biyotik faktörler (türlerin
birbirleriyle olan ilişkisi,
besin ağı)
 Abiyotik faktörler (stokun
yaşadığı bölgenin sıcaklık,
tuzluluk, akıntılar, çözünmüş
oksijen miktarı gibi temel
tanımlayıcı koşullar)
 İnsan etkisi (aşırı avcılık,
evsel ve endüstriyel atıklar
vb.)
Ekosistem temelli yönetim
hangi hedeflere ulaşmayı
amaçlar?
 Doğal yapının ve ekosistemin
fonksiyon ve üretkenliğinin
devamlılığını ve korunmasını
sağlamak,
 Kaynağın yönetiminde insan
kullanımı ve ekosistem
değerleri gibi unsurları da göz
önünde bulundurmak,
 Ekosistemlerin dinamik ve
sürekli bir değişim içinde
olduğu bilinciyle hareket
etmek,
 Alınan kararlarda tüm
paydaşların ortak görüşünü
dikkate almak,
 Bilimsel verileri esas alan bir
yönetim modeli oluşturmak.
Balıkçılıkta başarılı bir
‘Ekosistem Temelli Yönetim’
için gerekli koşullar
nelerdir?
 Uygulamalar, ekosistem temelli
yönetim ilkelerini bünyesinde
barındıran bir politika
çerçevesinde gerçekleştirilmeli,
 Ekonomik, sosyal ve kültürel
beklentiler göz önünde
bulundurulmalı,
 Doğal kaynakların aşırı
kullanımının, ekolojik değerler
üzerinde risk yarattığının farkında
olunmalı,
 Balıkçılık sisteminin ekosistem
temelli yönetimin uygulanması
için uygun şartlara sahip olup
olmadığı değerlendirilmeli,
 Kaynakları etkileyebilecek olan
dış faktörler dikkate alınmalıdır.
BALIKÇILIKTA
‘EKOSİSTEM TEMELLİ YÖNETİM’
MODELİNİN UYGULANMASI
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Paydaşları belirleyin.
Ekolojik bölgeler ve yaşam
alanlarını gösteren bir
harita hazırlayın.
Ortakları ve her birinin
mevcut ilgi alanlarını ve
beklentilerini gözden
geçirin.
Ekosistem değerlerini
belirleyin.
Ekosistem değerleri
üzerinde en fazla etki
yaratabilecek olan temel
etkenleri saptayın.
Ekolojik risk
değerlendirmesi yapın.
Ekosistemlerin belirli
unsurlarına yönelik amaç
ve hedefleri belirleyin.
Balıkçılık çerçevesindeki
hedeflerin gerçekleştirilebilmesi
için stratejiler geliştirin.
9. İzleme çalışmalarını da içeren
etkin bir bilgi sistemi oluşturun.
10. Araştırma konularını, bilgi
ihtiyacını ve öncelikleri
belirleyin.
11. Performansın değerlendirilmesi
ve gözden geçirilmesi için
süreçler geliştirin.
12. Balıkçılara ve diğer
paydaşlara yönelik bir eğitim
paketi hazırlayın.
8.
Teşekkürler…
Teşekkürler…

Benzer belgeler

Cnidaria-Hydrozoa - biyolojikongreleri.org

Cnidaria-Hydrozoa - biyolojikongreleri.org  Ekosistem; su, sıcaklık, kaya, inorganik toprak vb. gibi abiyotik (cansız) ve bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi biyotik (canlı) unsurlardan oluşmaktadır. Ayrıca, bir ekosistemde, ekosis...

Detaylı

Kiyiya_sikismis_yasamlar.sulati-tahsin

Kiyiya_sikismis_yasamlar.sulati-tahsin gelişir).  Ancak, son yapılan araştırmalarda bu durumun her zaman böyle olamayabileceği ve dolayısıyla denizel ekosistemlerin istilacı türlere karşı her zaman iyi bir direnç gösteremeyebileceğine ...

Detaylı